Вы находитесь на странице: 1из 189

MAX WEBER Sosyoloji Yazlar

1985, 1987, 1993 Hrriyet Vakf Yaynlar (3 bask) From Max Weber: Essays in Sociology
letiim Yaynlar 344 Politika Dizisi 18
ISBN 975-470-525-9
1996 letiim Yaynclk A. .
1. BASKI 1996, istanbul
2. BASKI 1998, istanbul
3. BASKI 2000, istanbul (500 adet)
4. BASKI 2002, istanbul (500 adet)
5. BASKI 2003, istanbul (500 adet)
6. BASKI 2004, stanbul (500 adet)
KAPAK mit Kvan DZG Maraton Dizgievi UYGULAMA Husnu Abbas DZELT Sekin Oktay
MONTAJ ahn Eyilmez BASKI ve CLT Sena Ofset
letiim Yaynlan
Binbirdirek Meydan Sokak iletiim Han No. 7 Caalolu 34122 istanbul
Tel: 212.516 22 60-61-62 Faks: 212.516 12 58
e-mail: iletisim@iletisim.com.tr web: www.iletisim.com.tr
MAX WEBER
Sosyoloji Yazlar
From Max Weber: Essays in Sociology
NGLZCE BASKISINI HAZIRLAYANLAR HM. Gerth - C. Wrights Mills
eviren Taka Varla
m
NDEKLER
Max Weber zerine...........................................................................................9
ngilizce Basknn nsz..........................................................................15
evirenin Notu...................................................................................................19
GR
YAZAR VE YAPITI..........................................................................................21
I. Biyografisi.................................................................................................23
II. Siyasal ilgileri.........................................................................................65
III. Dnsel ynelileri...........................................................................86
1. Marx ve VVeber.....................................................................................88
2. Brokrasi ve karizma: Bir tarih felsefesi..................................94
3. Sosyal bilimlerin yntemleri.......................................................101
4. Dncelerin ve karlarn sosyolojisi.....................................109
5. Sosyal yaplar ve kapitalizm trleri.........................................115
6. zgrln koullar ve insan anlay.................................121
BOLUM I
BLM VE SYASET......................................................................................129
IV. Meslek olarak siyaset.....................................................................131
V. Meslek olarak bilim.........................................................................200
5
BOLUM II KTDAR VE G
VI. ktidar yaplar
1 "Buyuk devletlerdin saygnl ve gucu
2 Emperyalizmin ekonomik temelleri
3 Millet
VII. Snf, stat, parti
1 Ekonomiye dayanan iktidar ve toplumsal dzen
2 Snf konumunun piyasa koullarnca belirlenmesi
3 Snf karndan kaynaklanan toplumsal eylem
4 "Snf mucadelesr'nn trleri
5 Stat onuru
6 Stat tabakalamasnn gvenceleri
7 "Etnik" ayrm ve "kast"
8 Stat ayrcalklar
9 Stat tabakalamasnn ekonomik koullar ve sonular
10 Partiler
VIII. Brokrasi

1 Brokrasinin zellikleri
2 Memurun konumu
3 Brokrasinin temelleri ve nedenleri
4 Brokratik rgtlenmenin teknik stnlkleri
5 Brokratik aygtn kalc nitelii
6 Brokrasinin gucu
7 retim ve eitimin "rasyonalzasyonu" IX. Karizmatik otoritenin sosyolojisi
1 Karizmann genel nitelii
X. Disiplinin anlam
1 Buyuk lekli ekonomik rgtlerde disiplin
BOLUM III DN
XI. Dnya dinlerinin sosyal psikolojisi
XII. Protestan mezhepleri ve kapitalizmin ruhu
237 239 239 243 256 268 268 269 272 274 277 278 280 282
284 287 290 290 293 301 307 311 314 319 325 325
331 334
337 339 383
XIII. Dnyay reddeden dinler ve bunlarn ynelileri 412
1 Dnyay red nedenleri
412
2 Asetzm ve mistisizmin tpolojs
414
3 Dnyadan e! ekme eilimleri
417
4 Ekonomik alan
421
5 Siyasal alan
424
BOLUM IV TOPLUMSAL YAPILAR
XIV. Almanya'da kapitalizm ve krsal toplum XV. Ulusal karakter ve junkerler
XVI. Hindistan: Brahmanlar ve kastlar
1 Kast ve kabile
2 Kast ve lonca
3 Kast ve stat grubu
4 Genel olarak kastlarn sosyal hiyerarisi
5 Kastlar ve geleneksellk
XVII. in Hteratis
Konfuyus
Snav sisteminin gelimesi
Konfuyus retisinin tpolojdek yen
123
4 Aydnlarn stat onuru
5 Centilmen ideali
6 Memurlarn saygnl
7 Ekonomik politika ustune grler
8 Sultanclk ve harem aalarnn lteratye kar siyasal muhalefeti
435 437 467 480 482 485 492 498 501 506 513 516 521 532 535 537 541
543
MAX WEBER ZERNE
Gnmzn sosyoloji biliminin nderleri arasnda zirvedeki yeri dolaysyla zerinde sk sk durulan
simalardan biri Max Weber (1884-1920)'dir. Fakat bu hret daha ok Max VVeber'in Amerika'da
1950lerde kefedilmesinden sonra gelimitir. Hatta 1930/-larn sonunda Talcott Parsons The Structure
of Social Action balyla ada sosyolojinin ortak paydalar konusunda yazd kitapta bu yeni
gelimenin bayraktarln yapm saylabilir. Zamanla, Max VVeber'in eserleri Almanca'dan baka
dillere evrildike VVeber "rnesans"nn alan geniledi. VVeber'in modern rgtler, siyasal g,
dinlerin karlatrmal incelenmesi konusundaki gr ve kavramlar sosyolojinin temel ilkeleri arasna
girdi. Bu kitapta toplanan makaleler VVeber'in temel grlerine bir kubak giri salamakla
lkemizde uzun zamandan beri hissedilen bir boluu doldurmaktadr.
VVeber, Alman siyas ve fikr hayatnn odak noktas olan bir ailede domutur. Babas politika ile
yakndan ilgili bir insan, aile dostlar Alman fikir hayatnn mmtaz ahsiyetleri, akrabalar ise insan
bilimlerinde hret sahibi kiilerdir. VVeber'in genlii, bugn kullandmz sosyal bilimin
temellerinin Almanya'da ekillendii bir devreydi. VVeber, Heidelberg, Berlin ve Gttingen'de hukuk
ve iktisat tahsil etmi, batan itibaren almalarn toplumsal kurumlar zerinde toplamtr. 1889'da
bitirdii doktora
9

tezi ''Ortaalarda Ticar Kurumlarn Tarihi" bunu aka gstermektedir.


"Roma'nn Ziraat Tarihi ve Kamu ve zel Hukukla lgisi" adndaki doentlik (Habilitasyon) almas
ayn temalar zerinde durmaktadr.
nce Freiburg niversitesinde (1894), daha sonra Heidel-berg'de (1896) retim yelii yapan
VVeber, 1899-1903 yllarnda bir sinir krizi geirdiinden iinden bir mddet uzaklamak zorunda
kald. Fakat bu duraklama ayn zamanda fikr hayatnn baz nemli merhalelerini gelitirmitir.
VVeber hakknda lkemizde en yaygn gr kendisinin "idealist" bir dnr olduudur. Byle bir
tanmn kendi bana getirdii anlamszl bir tarafa brakarak bu gibi bir ifadeden neler anlatlmak
istendii zerinde durmak yoluyla VVeber'in fikirlerine bir ilk yaklam gelitirebiliriz. VVeber'in
"idealizminden toplumsal, ampirik hadiselerle ilgilenmedii anlatlmak isteniyorsa bu yargya tamamen
yanl diyebiliriz. VVeber'in tarihsel verileri toplayan bir kii olmas bir yana 1890#larda ok ince bir
biimde hazrlanm bir i ve ii anketinin yazardr. Ampirik gerek VVeber'in daima zerinde
alt maddedir. VVeber'in "idealizminden felsefi temelini Kant'a ve Yeni Kantlara dayandrmas
anla-lyorsa bunu kabul edebiliriz. Gene "bilgi" teorisi konusunda baz 19. yzyl kaba "maddeci"
grleri kabul etmeyiini "idealizm" olarak tanmlamak istersek VVeber bu tanma girer: "e-ya"nn
beyin zerinde bir "damga" bastnn VVeber tarafndan iddetle reddedilmi olaca dorudur.
VVeber'e gre d dnyann alglanmas bir damga ile deil fenomenlerin iinden bazlarnn seilmesi
ile oluur. Bu seim bir rnt oluturur. Toplum hakkndaki bilgilerimiz de toplumsal olaylardan
bazlarn sememiz, bazlarn gzard etmemiz yoluyla ortaya kar.
Dier ynden VVeber'in kesin bir ekilde anti-idealist saylmasn gerektiren ynleri mevcuttur. Hegel
ve Marx gibi "tmc" toplumbilim imajlarna kar koymas ve tmc modelleri reddetmesi bunun bir
gstergesidir.
Toplum hakkndaki bilgilerimizin yanl olmas bilim adamnn da topluluu inceledii zaman bu
incelemesine kendi nyargla10
rn katmasn gerektirmez. Aksine, bilim adamnn rol inceledii konu ile arasna bir mesafe
koyabilmesi, kulland kavramlarda tutarl olmas ve ele ald sorunu duygusallktan uzak jir ekilde
aratrabilmesidir.
VVeber'e atfedilen "idealistliin bir dier yn "deer'lere verdii nemden ileri gelmektedir. Bunu
anlamak iin zamannda geerli sosyal bilimsel dnceyi gzden geirmek gerekir. VVeber'e
gelinceye kadar Almanya'da toplumbilimlerinin en nde giden yntemi tarihsel yntemdir. Topluluun
zamanla yap deiikliine uramasn anlamaya alanlar toplumsal dinamiin belirleyiciliini
tarihsel ak inceleyerek anlayabileceklerine inanyorlard. 1883'te Viyana niversitesinde iktisat
profesr olan Kari Menger, toplum bilimlerinde metot zerine bir kitap yaynlad. Bu kitapta
toplumsal aratrma yntemi olarak klasik iktisat teorisi ileri srlyor, tarihsel yntem ise yeriliyordu.
O srada tarihsel okulun banda olan Schmoller buna ateli bir cevap verdi. VVeber, dn hayatnn
ilk yllarnda Schmoller'in bir mridiydi. Zamanla Menger'in tezi ona daha anlaml gelmeye balad.
Nihayet tarihsel yaklamda da iktisatlarn aradklar baz genel sebep-sonu rntleri varsaymak
gerekiyordu. We-ber "Mengerci" iktisadi analizin bu ilikileri daha ak olarak gsterdii sonucuna
vard. Menger toplum iin kesin baz "ka-nun"lar aramt, Weber, Menger'den bu noktada ayrlyordu.
VVeber'e gre toplumlarda grlen dzenlilikler "kanun" eklinde ifade edilemezdi. Ona gre toplum
birimlerinde grlen dzenlilikleri meydana karan husus, toplum iinde kiilerin ynlerini tayin
etmede kullandklar deerler ve bunlarn ortaya karaca toplumsal ama trleri ve bundan doan
topluluk ekilleriydi.
VVeber'in "ideal tip" olarak tanmlad toplumsal analiz metodunu da bu ilkelerden karsayabiliriz.
VVeber'e gre genel olarak kurumlama ile ilgili baz temel rntler bulmak mmkndr. rnein
"nebilik" (prophethood) birok dinlerde grlr, ancak her dinde nebiliin ekli, yeri, alan deiiktir.
Nebili-in nemli olduu dinleri bu adan, bu dinlerde nebiliin zel karakterlerinden daha iyi
anlayabilir, farkl taraflarn ortaya 11
karabiliriz. Hiyerokrasi g ilikilerinin dinsel bir hiyerari iinde kmelenmesidir; bu olay da gene
karlatrmal olarak kullanabiliriz. Ayn ameliyeyi "brokratlama" kavramndan balayarak
gelitirebiliriz. Brokratlama, g ilikilerinin kurumlat btn durumlarda genel bir eilim "ideal
tip" olarak kullanlmaya msait bir yapdr, fakat Osmanllar'n "Patrimonyal" brokrasi-siyle modern
devletin "rasyonel" brokrasisi arasnda nemli farklar vardr. "ereve"yi sistemlere tatbik ettiimizde
farklar belirir. Dinlerin farkllklarn anlamaya yarayan bir dier miyar "Bu dnyaya bal zht"
"Ahrete ynelik zht" farklardr.
Weber metodolojisinin nemli bir yn toplum iinde gruplarn belirleyici rol ile ilgili fikirleridir.
Marx iin "snf", toplum analizinin esas miyardr. "Snf" topluluun "ekli"ni verir. We-ber'de ise
"snf" topluluk iinde belirebilecek birka grup tipinin yalnz biridir. VVeber'e gre snf "pazar

anslar"na gre kmele-en bir gruptur. Fakat bunun yannda siyas gce sahip olmann kmeletirdii
gruplar vardr. Bunlarn kme esas "stat"dr. Osmanl topluluu iin "stat" ok nemli bir rol oynar.
VVeber'e gre bu gruplardan yalnz biri deil, tm birden toplum denkleminin dinamiinin iine
girer. Gene bunlarn VVeber asndan "eyler" olmad, VVeber'in burada bir kontrast yaratarak
topluluun almasn anlatmaya altn hatrlamak gerekir. VVeber'in sosyoloji bilimine en nemli
katklar kapitalizm sosyolojisi, siyaset sosyolojisi, rgt sosyolojisi ve din sosyolojisi alanlarnda
olmutur. Ancak bu konularda ileri srd grler birbirinden ayr incelemeler deildir. rnein
VVeber'in en nde gelen kavramlarndan biri olan "rasyonellik" btn bu alanlarda kullanlan bir
lttr. Kapitalizm dnyaya bal Kalvinist zht'n insanlara hesapl bir yaam nermesi asndan
her ne kadar bir hazrlk safhasndan gemise de ancak "rasyonellik" yoluyla bildiimiz ada,
birikimci kapitalizm eklini almtr. Rasyonelliin hukuk kurallarna girmesi hukukun bugn en
belirgin ynn tekil eden formel ynn gelitirmitir. Siyasette rasyonel brokratikleme rgtsel
yaamn gittike mekaniklemesi ve dnyann "efsununu" kaybetmesiyle sonulanmtr. Siyasette
brokratikleme kiinin siyas yaratcln gittike "kr'letmektedir. VVeber'in rasyo12
nelliin her eye hkim olmaya balamas karsndaki korkusunda Nietzsche'nin fikirlerinin izi aka
grlmektedir.
VVeber'i anlamann zorluklarndan biri dncesinin ztlklarndan ileri gelmektedir. Toplumu en ince
analitik aralarla inceleyen bilim adamn, savan Almanya'nn "ruhunu temizleyeceine" inanan
kiiyle badatrmak kolay deildir. Max VVeber'in "fildii kule"ye kapanmaya raz olmam olmas
bu ztlklar yaratan esas unsur saylabilir. Bu ztlklara ramen, VVeber'in byk eseri Wirtschaft und
Gesellschaft bize toplumsal kurumlarn almasn daha kk birimlere indirerek bunlarn fark ve
benzerlerini anlatma bakmndan esiz bir kavram birikimi sunmaktadr.
Prof. Dr. ERF MARDN ubat 1986
13
NGLZCE BASKININ NSZ
A.F. Tytler yzelli yl nce "evirinin lkesi"ni yle tanmlyordu: Dncelerin asln tam olarak
aktarmak; yazarn slubuna uymak; ve asl metnin akcln korumak. Max VVeber'den Ang-loAmerikan okuyucusuna semeler sunarken, birinci ilkeyi, metnin asl anlamna sadk kalmay,
baardmz umuyoruz. Alman-ca'dan ngilizce'ye eviri yaplrken, ikinci ve nc ilkelerin yerine
getirilmesi ise genellikle zordur; Max Weber sz konusu olduunda da olduka tartmaldr.
Alman dilinin dehas, iki slup gelenei dourmutur. Bu geleneklerden biri, ngilizce'deki gibi ksa ve
gramatik bakmdan ak ve basit cmlelere ynelir. Bu cmleler saydam dnce srelerini yanstr;
nemli noktalar aka vurgulanr. Friedrich Nietzsc-he, George Christoph Lichtenberg ve Franz Kafka
bu gelenein nde gelen temsilcileri arasndadrlar.
teki gelenek, ada ngilizce'nin eilimine yabancdr. Hegel ve Jean Paul Richter'in, Kari Marx ve
Ferdinand Tnnies'in okuyucularnn tanklk edebilecei zere, bu slubun izlenmesi yorucu ve
anlalmas zordur.
Bu iki gelenei "iyi" ve "kt" olarak snflandrmak anlamsz olur. Birincisini temsil eden yazarlar
kulaa hitap etmenin nemine inanmlardr; konuurcasna yazmak isterler. kinci grup, sessiz
okuyucunun gzne hitap etmeyi semitir. Metinleri yk\
15
sek sesle bakalarna pek okunamaz; herkesin kendi okumasn yapmasn gerektirir. Nitekim Max
VVeber, Alman edebi hmanizmini inli Mandarinlerin eitimine benzetir. En byk Alman
yazarlarndan biri olan Jean Paul Richter ise yle der: "Bir tek uzun cmle, okuyucuya sayg asndan
yirmi ksa cmleye bedeldir. Nasl olsa okuyucu bunlar yeniden okuyacak, hatrlayacak ve sonunda
tek bir cmle halinde birletirecektir. Yazar, konumac deildir; okuyucu da dinleyici deildir."1
Bu yaz ekolnn olduu gibi grnememesinin nedeni elbette temsilcilerinin iyi yaz yazma
yeteneinden yoksun olmalar deildir. Tmyle deiik bir slup izlerler; hepsi bu. Ayralar, niteleyici yan cmlecikler ve trnaklarn yansra, ok-sesli olan cmlelerinde karmak ritmik yntemler
kullanrlar. Dnceler, zaman izgisi zerinde sralanmamtr; e zamanldr. Bu slubun en iyi
rneklerinde yle hnerli bir gramatik yap kurulur ki, zihinsel balkonlar ve gzetleme kuleleri,
kprler ve hcreler, ana yapy ssler. Cmleleri, gotik atolardr. Max VVeber'in slubu da kesinlikle
bu gelenek iindedir.
Ne yazk ki Max VVeber rneinde, bu slubu daha da karma-klatran bir baka ge vardr:
Dnceyi platonikletirme eilimi. "Olmak", "yaptrlmak" ya da "grnmek" gibi zayf fiillerin
ekonomik ama renksiz biimleriyle balanan isimlere ve fiil-sfatla-ra tutkundur VVeber. Onun bu
eilimi, Alman felsefesi ve hukukuna, krs ve brokratik makam slubuna saygsndan kaynaklanr.
Bu yzdendir ki Tytler'in evirmenler iin koyduu ikinci kural inedik. VVeber'in imgelerini,
nesnelliini ve elbette ki terimlerini korumaya zen gstermekle birlikte, cmlelerini drt kk

paraya blmekte.tereddt etmedik. Zaman kiplerini kulla-nndaki, ngilizce'de mantksz ve keyf


grnebilecek kimi oynamalar giderdik. Yer yer art kipini bildirme kipine, isimleri fiillere evirdik;
niteleyici yan cmlecikleri ve ayra iindeki ifadeleri eitlik dzeyine ykselttik ve bunlar, ana fikrin
habercisi olmaktan karp, onu zlemeye mahkum ettik. VVeber, Friedrick Ni-etzsche'nin Almanca'nn
eviri kolayl salayacak biimde yazlmas tavsiyesine uymad iin, birok yerde cmlelerinin
yaps1 Vorschule derAesthetk, s. 382, Sommtlche Werke, c. 18 (Berlin, 1841). 16
na kama sokmak zorunda kaldk. Btn bunlar yaparken de, saygl ve ll davranmaya altk.
nc kural inemekten de geri kalmadk: VVeber'in ngilizce okunmasnda herhangi bir "rahatlk"
ortaya ktysa, bu onun yaptnn aslndan gelen bir rahatlk deil, evrildii ngilizce dzyaznn
rahatldr.
VVeber'i eviren, bir baka glkle daha karlar. VVeber, demokrasi, halk, evre, uyum gibi ykl
szckleri kullanrken, sk sk yinelenen ve trnaklarn ar kullanm biiminde ortaya kan bilinli
bir tereddt gsterir. Bunlar, ironik bir ifade olan "... denen" ibaresini ekleyerek evirmek ise ok
yanl olurdu. stelik VVeber szckleri ve ibareleri ok sk vurgular; Alman basm ve yazm
gelenekleri de buna ngilizce'de olduundan ok daha msaittir. Bizim evirimiz daha ok ngilizce
yazm geleneklerine uygun oldu: Anglo-Amerikan okuyucusuna bilinli ekince cmlecikleri ve vurgu
oyunlar gibi gelecek noktalama iaretlerini kaldrdk. Benzerlikle, ardarda ylan niteleyici szckleri
seyrelttik; ngilizce dili, kesinlik, vurgu ve anlam kayb olmadan, bunlarsz da yapabilir.
VVeber, Alman akademik geleneini ar ularna gtren bir yazardr. Ana temas sk sk dipnotlu
yan-aklamalar, istisnalar ve karlatrmal rnekler bolluunda yiter gibi olur. Biz kimi dipnotlarn
metne aldk; says az kimi durumlarda da ana metindeki teknik apraz gndermeleri dipnotlarna
yolladk.
Bylece Tytler'in birinci ilkesini gerekletirmek iin ikinci ve nc ilkelerini inedik. VVeber'i
ngilizce'den okuyacaklara onun ne dediini doru aktarabilmek tek amacmz oldu.
Semelerin ve Almanca anlamlarn gvenilirliinin birincil sorumluluu H. H. Gerth'indir; ngilizce
metnin biimlendiriliinden ^ yayma hazrlanmasndan esas olarak C. VVright Mills sorumludur.
Ancak, kitap bir btn olarak ortak almamzn rndr; eksikliklerinden birlikte sorumluyuz.
HANS H. GERTH - C WRIGHT MILLS
17
evirenin Notu
Yer yer tutarsz bir dnr ve yazar olan VVeber'in bu yazlarnn, sosyologun anadilinden deil de
ngilizce'den evrilmi olmasnn kimi balamlarda yaratt ek sorunlar dikkatlerden kamayacaktr.
Ben, Gerth ve Mills'in evirisini tmyle doru varsayarak ilerledim: ngilizce'lerinin hatal olduu
yerlerde, bunun, metnin Almanca asln aynen yanstma kaygsndan kaynaklandn varsaydm. III. ve
IV. blmlerde yardmn aldm kardeime de teekkr borluyum.
Dneminin Avrupas'nda toplumsal ve siyasal dncedeki bocalama ve eilimlerin tipik bir temsilcisi
olan VVeber'in asl nemi, zellikle II. Dnya Sava'ndan sonra Anglo-Amerikan sosyal-bilimcileri
tarafndan Marksizm'in karsna karlan balca yazar ve esin kayna olmasdr. Bu bakmdan
grlerinin daha ayrntl ve kapsaml bir biimde tannmasnda yarar vardr.
TAHA PARLA
19
.
20
II
GR
Yazar ve Yapt
21
22
I. Biyografisi
Max Weber 21 Nisan 1864'te Erfurt, Thuringia'da dodu. Profesyonel bir hukuku ve belediye meclisi
yesi olan baba Max Weber, bat Almanya'nn kuma tacirlii ve tekstil imalatl yapan bir
ailesinden geliyordu. 1869'da Weber-ler, ksa bir sre sonra Bismarck'm Reich'mm parlak bakenti
haline gelecek olan Berlin'e yerletiler. Baba Weber burada varsl bir politikac oldu; Berlin belediye
meclisi, Prusya diyeti ve yeni Reichstag'da etkinlik gsterdi. Hano-verli asilzade Bennigsen'in
nderliindeki sa-kanat liberaller arasnda yer ald. Ailenin oturduu ve o zaman Berlin'in bat
ucundaki banliylerden olan Charlottenburg'da, niversite ve siyaset hayatnn nde gelenlerinden
komular oldu. Gen Weber babasnn evinde Dilthey, Mommsen, Ju-an Schmidt, Sybel, Treitschke e
Friedrich Kapp gibi kiileri tand.
Max Weber'in annesi Helene Fallenstein Weber, Protestan mezhebinden, kltrl ve liberal bir kadnd.

Thurinailesinin kimi yeleri retmen ve kk memurdu.


babas, 1848 devriminin hemen ncesinde Heidel23
berg'de bir villaya kapanm olan varsl bir yksek memurdu. Ailenin yakn dostu olan tannm liberal
tarihi Gervi-nus ona beeri bilimlerin baz alanlarnda ders vermiti. 1919'daki lmne kadar Max
Weber'le annesi arasnda uzun, samimi ve genellikle edebi ve fikri deeri olan bir mektuplama srd.
Helen Weber, Berlin'de ar ykler tayan bir ev kadn oldu; megul politikacya, alt ocuuna ve
srekli bir arkada evresine sadakatle hizmet etti. Berlin'in sanayi iilerinin yoksulluu onu derinden
zyordu. Kocas ise onun dinsel ve hmanist kaygularna anlay ve ilgi gstermiyordu. Olasdr ki,
onun duygu dnyasn da paylamyordu. Birok kamusal sorun konusundaki dncelerinin farkl
olduunda kuku yoktu. Max'n genliinde annesiyle babas arasndaki iliki giderek scakln yitirmiti.
Evin aydn mdavimleri olsun, ailenin youn gezileri olsun, yetenekli gen Weber'in okullardaki beylik
retimi yeterli bulmamasna yol at. Zayf bir ocuktu. 4 yanda menenjit geirmiti. Kitaplar,
oyunlara ve spora yeliyordu. Erken ergenlik dneminde ok kitap okumu ve kendine zg dnsel
ilgiler gelitirmiti. 13 yanda yazd tarih denemelerinden birinin bal "Alman Tarihi'nin Seyri
stne", alt-bal ise "Kayzer ve Papa'nm Konumlarnn zel Olarak ncelenmesi" idi. Bir bakas da
"Kendi nemsiz Benliime Olduu Kadar Anne-Babalara ve Kk ocuklara ithaf Edilmitir"
baln tayordu. 15 yanda okumalarn, tam bir renci gibi, uzun notlar alarak srdryordu.
Erken yalardan beri dengeli ve ll cmleler kullanmaya ok nem veriyordu. Scott'un tarihsel
romanlarn okuyacak yerde gnn sprnt yaynlarn okuyan snf arkadalarnn grece dzeysiz
beenilerini eletiriyor ve unu eklemeyi de unutmuyordu: "Snfmn en kklerinden biri olduum
halde bu tutumu almam kendini be24
genu^"v gibi grnebilir ama, durum o kadar arpc ki bu biimde ifade etsem de gerei sylemiyor
olmak gibi bir korku duymama gerek yok. Tabi her zaman olduu gibi istisnalar da var." Weber'in
hocalarna kar derin bir sayg beslemedii de grlyordu. Arkadalar ise, snavlarda kendi
bilgilerini onlarla paylamaya olduka istekli olduu iin, onu sevimli ve biraz da "tip" buluyorlard.
Bismarck'in Realpolitik ann bir "politikac"smm olu olmasna karn gen Weber, iero'nun
edebi deerinin herkese vln sama buluyordu. Onun gznde i-ero, zellikle birinci Katilin
sylevinde, bir kelime oyuncusundan, zayf bir politikacdan ve sorumsuz bir konumacdan baka bir
ey deildi. Kendini iero'nun yerine koyup, bu uzun ve gsterili sylevlerin ne ie yarayabilecei
sorusuna yant bulmaya alyordu. Ona gre iero, Katilin'i bir yana itmeli (abmurksen) ve yldrc
komployu iddet yoluyla ezip gemeliydi. Bir kuzenine yazd mektupta, ayrntl savlardan sonra,
yle diyordu: "Ksas, bu sylevi ok zayf ve amasz, ardndaki politikay da erekleri asndan
tmyle kararsz ve sallantl buluyorum. ie-ro'da gerekli azim ve enerjinin, ustaln ve zaman iyi
kullanma becerisinin bulunmadn dnyorum." Berlin niversitesinde okuyan ve yaa ondan
byk olan kuzeni ise yantnda Weber'in, okuduu kitaplarn papaanln yaptn ima etti.
Savunmaya geen Weber de sert ama vakur bir edayla yle yazd:
"Yazdna baklrsa kitaplardan kopya ektiime ya da hi deilse okuduum bir eyin zn
aktardma inanyorsun. Uzun konferansnn anlam, zetle bundan ibaret. Pek de somut biimde
ortaya koyamadn bu iddiay ileri sryorsun, nk benim kendimce doru olmadn bildiim bir
gre kulak asabileceimi sanyorsun. Kendimi tandm kadaryla, imdi25
ye kadar, herhangi bir kitaptan ya da hocalarmn azndan kan bir szden ok fazla etkilenip bunlara
kapldm syleyemem... Kukusuz... biz genler siz aabeylerimizin, ki seni onlardan biri olarak
gryorum, biriktirdiklleri hazinelerden genellikle yararlanyoruz... unu da kabul ediyorum ki belki
her ey dolayl olarak kitaplardan kaynaklanyor. Zaten kitaplarn ilevi, ak grnmeyen eyleri
insanlara anlatmak ve onlar aydnlatmaktan baka nedir ki? Kald ki ben de kitaplara kar ok duyarl
olabilirim, onlardaki aklama ve sonularn etkisi altnda kalabilirim. Bunu sen benden de iyi
deerlendirebilirsin; baz bakmlardan bakalar insan kendinden daha kolay anlayabilir. Yine de,
mektubumdaki belki de tmyle yanl olan grler, dorudan doruya herhangi bir kitaptan
alnmamt. Kald ki, eletirine pek aldrmyorum, nk ok yaknda kefettim ki Mommsen'de de
olduka benzer noktalar var."1
Gen Weber'in annesi olunun mektuplarn ondan habersiz okurdu. Oluyla dnsel bir
yabanclama iine girdiklerini grd iin ok tedirgindi. Annesiyle babas arasndaki gerginliklerin
farknda olan ve Viktoryen bir baba-erkil ailenin tipik kavgalarna tank olan itenlikli ve zeki bir
gencin, szcklerin ve davranlarn olduu gibi kabul edilmemesi gerektiini renmesi doald.
Giderek grd ki, kii gerei bulmak istiyorsa, dolaysz, birinci elden bilgi edinmeliydi. Bu yzdendir

ki, "konfirmasyon" derslerine gnderildiinde, Ahdi Ak'in asl metnine gidebilecek kada;
Marianne Webcr, Max Weber: cin Lebensbild (Tubmgen, 1926), ss. 57-38. Max Webcr'in karsnn
yazd bu gzel ve kapsaml biyografi, Wcbcr'in burada anahatlaryla sunduumuz yaamna ilikin
olgularn ve yaptmz birka yorumun temel kayna olmutur. ok deerli bir baka birincil kaynak
ise We-ber'in Jugendb) iefc'idn: (Tubingen, t.y).
26
branice rendi.
Bayan Weber olunun dine kar kaytszlndan kayg duyuyordu. Bir yerde yle yazmt:
"Max'm "konfirmasyonu" ne kadar yaklarsa, mih-rab karsnda kendi inanc olarak ifade etmesi istenecek olan konular zerinde dnmeye, onu, geliiminin bu dneminde ynlendirmesi beklenen derin,
uyarc etkileri o kadar az duyduunu grebiliyorum. Geen gn onunla babaa otururken Hristiyanlk
bilincinin temel sorunlar hakknda ne dndn, ne duyduunu anlamaya altm. lmszle
ve almyazmz izen, Balayan Tanr'ya inan gibi konularda insann kendi kendini akla
kavuturmasnn, dnen bir insan iin, "konfirmasyon" dersleri sayesinde olabileceini varsayyor
olmama ok arm grnd. Ben bunlar varlmn en derin kelerinde byk bir scaklkla
duyarken ve bunlar herhangi bir dogmatik biimden bamsz olarak benim iin en hayati birer inan
haline gelmiken, onlar kendi ocuuma etkileyici bir yolla ifade etmem mmkn olmad."2
Bylesine derin kiisel dindarlyla Helene Weber, dsal aile hayatnn dnyevilii altnda ezildi.
Yine de, kocasnn yaratt olduka kendini beenen ve hakl gren ata-erkil atmosfere sevecenlikle
katlanmay srdrd. Ergenliini sren Weber'in ciddi konularda annesiyle paylaabilecei eyler
giderek azald. Babasyla bir yaklama da sz konusu deildi. ada entellektel yaamn dnyevi
atmosferi Weber'i, annesinin dindarlndan olduu kadar babasnn basitliinden de uzaklatryordu.
Saygsn bozmadan byklerinin otoritesine kar k.61.
27
maya balad. Ama, snf arkadalarnn "havai" elencelerine ya da gnlk okul almalarnn
skntsna ya da retmenlerinin nemsiz dncelerine ortak olmaktansa, kendi dnyasna ekildi.
Byle bir ocuk babasnn telkinlerine boyun eemezdi. Babasnn annesini dncesizce kullan tarz
da onyedi yandaki gencin dikkatli gznden kaamazd. Babasyla talya'ya yaptklar bir gezi
srasnda, beylik turist heyecann gstermedii iin azarlandnda, Max yalnzca, hemen ve tek bana
eve dnmek istediini bildirmiti.
Weber'in ald "konfirmasyon" ilkesi uydu: "Tanr, ruhtur, ama Tanr'nm ruhunun bulunduu yerde,
zgrlk de vardr." Max Weber'in lmnden sonra dul kalan kars ise yazd biyografide yle
diyecektir: "Her halde inciV-den hibir baka sz bu ocuum hayatn dzenleyecek kanunu bundan
daha gzel ifade edemezdi."
Weber'in niversite-ncesi renimi 1882 ilkbaharnn sonunda bitti. stisnai yeteneklere sahip olduu
iin kendini zorlamasna hi gerek kalmad. Ancak, hocalar onun dzenli alma alkanlklarndan ve
"ahlak olgunluundan" kukuluydular. Weber de birok ondokuzuncu yzyl dnr gibi hocalar
stnde olduka olumsuz bir izlenim brakmt. Onyedi yandaki zayf, dk omuzlu gen adam
otoriteye kar yeteri kadar saygl deildi.
Weber, Heidelberg'e tand ve babasnn izinden giderek hukuk fakltesine yazld. Ayrca, tarih,
iktisat, felsefe gibi, Heidelberg'de tannm hocakr tarafndan okutulan, eitli kltr disiplinlerinden de
ders ald. Babasnn dello kulbnde geici yelik kabul etti. Bylelikle, babasnn etkisi
28
onu bu evrelere sokmu oluyordu. Annesinin akrabalarndan, teoloji renimini yapan ve Strassburglu
tarihi Baum-garten'in oullarndan biri olan, kendinden byke bir kuzeninin araclyla gnn
teolojik ve felsefi tartmalarna da katld.
Heidelberg'deki gnlk programna, bir mantk dersine yetimek iin erkenden kalkarak balyordu.
Dello salonunda bir saat kadar oyalandktan sonra dier derslerine giriyordu. Bu derslerde "alkan
renciler gibi" oturduktan sonra 12.30'da "bir mark dedii" le yemeine gidiyor; arada srada
yemeinin yannda eyrek litre arap ya da bira iiyordu. le sonrasnn erken saatlerinde iki saat
kadar "ciddi iskambil oyunu" oynad az deildi. Sonra odasna ekiliyor, ders notlarnn stnden
gidiyor. Strauss'un Eski ve Yeni nan\ gibi kitaplar okuyordu. "Kimi le sonralar arkadalarla birlikte
daa ya da yrye kyorum; akamst yine lokantada buluuyor ve 80 fenie olduka iyi bir
yemek yiyoruz. Lotze'nin Mikrokozm'unu okudum; aramzda hararetli bir tartma kt."3 Arada srada
profesrlerin evlerine davet ediliyorlar, bu da Weber'e arkada grubunda tannan kiilerin kimi tuhaf
zelliklerinin taklidini yapma frsatm veriyordu.
Sonraki smestirlerde Weber dello kulbnn sosyal yaamna istekle katlmaya balad ve
dellolarda olduu kadar iki ime yarlarnda da dayanklln gstermeyi rendi. ok gemeden
onun yz de bildik dello yarasn tamaya balad. Borca girdi ve Heidelberg'de geirecei yllarda

hep borlu kald. Bu dnemde rendii renci ve vatan arklar yaam boyunca belleinde kald.
Zayf gen, geni omuzlu ve olduka tombul, grbz bir adam oldu. imparatorluk Al-manyas'nm dsal
zelliklerini yanstan bir gen adam olarak, annesini Berlin'de ziyarete gittiinde annesi ok geirdi
a.g e , s 72.
29
ve onu suratna indirdii tr tokatla karlad.
Heidelberg yllar hakkda Weber ileride yle yazacakt: "Dello kulbundeki kibli saldrganlk ve
subaylk eitimi kukusuz stmde gli etkiler brakt. Ergenliimin ekingenlik ve guvensizliir
sildi."4
Weber Heidelberg'de dnem geirdikten sonra, bir yllk askerliini yapmak itere 19 yanda
Strassburg'a gitti. Dellodan baka hibir bden eitimi almas yapmam olan Weber'e askerlik
talhleri ar geldi. Fiziksel yorgunluklarna ek olarak, klatalimleri ve temenlerin madrabazlklar
yznden ok c ekti. Entellektel ilgilerinden vazgemek de istemiyord
"Eve geldikten sonu genellikle saat dokuz dolaynda yataa giriyorum. Ana uyuyamyorum, nk
gzlerim yorulmu ve inann entellektel yan altrlm olmuyor. Sabafoalayan ve gnn sonuna
doru artan o duygu, aplalk uurumunun karanlna yava yava batma dygusu, gerekten de en
dayanlmaz ey"5
Weber bu duyguya katlamann yolunu, akamlar oka imekte ve ertesi gnk akerlik eitimini iki
akam sonrasnn uyuklamak serserilii iinde geirmekte buldu. Bylece "saatlerin uup gtiini,
nk kafatasnn iinde hibir eyin, bir tek dujcenin bile, kprdamadn" duyuyordu. Sonunda
dayanlllk kazand ve fiziksel egzersizlerin ounu pekala yap? hale geldi, fakat jimnastikteki
akrobatik hareketleri hib- zaman beceremedi. Bir keresinde Berlin ivesiyle konuabir avutan u
azar iitti: "Trapezde sallanan bir bira fsna benziyorsun." Bu alandaki
4 a g e , s. 75
5 a g c , s 75 vel
30
eksikliini telafi etmek iin yryteki dayanklln ve kaz admlarn mkemmelletirdi.
Weber askerliin kimi yanlarna isyan etmekten hibir zaman vazgemedi:
"... Dnen varlklar, emirlere otomatik kesinlikle uyan makineler olarak evcilletirmek iin harcanan
zaman inanlmaz bir kayp (tr)... Her gn bir saat askerlik eitimi denen bir sr samasapan eyi
seyretmekle insann sabrl olmay renmesi bekleniyor. Tanrm, ay sreyle her gn saatlerce silah
talimnamesini okuduktan ve en aalk dzenbazlarn saysz hakaretlerini dinledikten sonra, sanki
insann sa-brllmdan kuku duyulabilirmi gibi. Ksas, subay adaynn, askerlik eitimi srasnda
akln kullanmaktan vazgemesi bekleniyor."6
Yine de nesnel kalmaya alan Weber, her trl dnce sureci durdurulduunda vcudun daha doru
ilediini kabul ediyordu. Subay olduktan sonra ordudaki yaam daha olumlu bir k altnda grmeyi
renmekte de gecikmedi. stleri tarafndan takdir ediliyor, subay gazinosunun arkadalk atmosferine
iddial fkralar ve ince mizahyla katkda bulunuyordu. te yandan, iyi bir komutan olarak, astlarnn
saygsn da kazanmt.
Askerlii 1884'de bitti ve Weber 20 yanda Berlin ve Go-ettingen'de niversite almalarna dnd,
iki yl sonra ilk hukuk snavna girdi. 1885 yaznda ve 1887'de askerlik eitimi iin yeniden
Strassburg'a gitti. 1888'de Posen'deki askeri manevralara katld. Ona bir "kltr serhaddi" gibi gorunen bu yerde Cermen-Slav snrnn atmosferini yakndan tand. Annesine yazd bir mektupta
Channing'i ele al, o sradaki dncelerini iyi yanstr.
6 a e e , s. 77
31
ve onu suratna indirdii bir tokatla karlad.
Heidelberg yllar hakknda Weber ileride yle yazacakt: "Dello kulbndeki kibirli saldrganlk ve
subaylk eitimi kukusuz stmde gl etkiler brakt. Ergenliimin ekingenlik ve gvensizliini
sildi."4
Weber Heidelberg'de dnem geirdikten sonra, bir yllk askerliini yapmak zere 19 yanda
Strassburg'a gitti. Dellodan baka hibir beden eitimi almas yapmam olan Weber'e askerlik
talimleri ar geldi. Fiziksel yorgunluklarna ek olarak, kla talimleri ve temenlerin madrabazlklar
yznden ok ac ekti. Entellektel ilgilerinden vazgemek de istemiyordu.
"Eve geldikten sonra genellikle saat dokuz dolaynda yataa giriyorum. Ama uyuyamyorum, nk
gzlerim yorulmu ve insann entellektel yan altrlm olmuyor. Sabah balayan ve gnn sonuna
doru artan o duygu, aptallk uurumunun karanlna yava yava batma duygusu, gerekten de en
dayanlmaz ey."5
Weber bu duyguya katlanmann yolunu, akamlar oka imekte ve ertesi gnk askerlik eitimini
iki akam sonrasnn uyuklamal sersemlii iinde geirmekte buldu. Bylece "saatlerin uup

gittiini, nk kafatasnn iinde hibir eyin, bir tek dncenin bile, kprdamadn" duyuyordu.
Sonunda dayankllk kazand ve fiziksel egzersizlerin ounu pekala yapar hale geldi, fakat
jimnastikteki akrobatik hareketleri hibir zaman beceremedi. Bir keresinde Berlin ivcsiyle konuan bir
avutan u azar iitti: "Trapezde sallanan bir bira fsna benziyorsun." Bu alandaki
4 a e , s. 75.
5 a o c , s 75 vd
30
eksikliini telafi etmek iin yryteki dayanklln ve kaz admlarn mkemmelletirdi.
Weber askerliin kimi yanlarna isyan etmekten hibir zaman vazgemedi:
"... Dnen varlklar, emirlere otomatik kesinlikle uyan makineler olarak evcilletirmek iin harcanan
zaman inanlmaz bir kayp(tr)... Her gn bir saat askerlik eitimi denen bir sr samasapan eyi
seyretmekle insann sabrl olmay renmesi bekleniyor. Tanrm, ay sreyle her gn saatlerce silah
talimnamesini okuduktan ve en aalk dzenbazlarn saysz hakaretlerini dinledikten sonra, sanki
insann sa-brllmdan kuku duyulabilirmi gibi. Ksas, subay adaynn, askerlik eitimi srasnda
akln kullanmaktan vazgemesi bekleniyor."6
Yine de nesnel kalmaya alan Weber, her trl dnce sreci durdurulduunda vcudun daha doru
ilediini kabul ediyordu. Subay olduktan sonra ordudaki yaam daha olumlu bir k altnda grmeyi
renmekte de gecikmedi. stleri tarafndan takdir ediliyor, subay gazinosunun arkadalk atmosferine
iddial fkralar ve ince mizahyla katkda bulunuyordu. Ote yandan, iyi bir komutan olarak, astlarnn
saygsn da kazanmt.
Askerlii 1884'de bitti ve Weber 20 yanda Berlin ve Go-ettingen'de niversite almalarna dnd.
ki yl sonra ilk hukuk snavna girdi. 1885 yaznda ve 1887'de askerlik eitimi iin yeniden
Strassburg'a gitti. 1888'de Posen'deki askeri manevralara katld. Ona bir "kltr serhaddi" gibi grnen
bu yerde Cermen-Slav snrnn atmosferini yakndan tand. Annesine yazd bir mektupta Channing'i
ele al, o sradaki dncelerini iyi yanstr.
a g e , s. 77.
31
Channing'den ok etkilenmiti, ama Weber onun ahlaki mutlaklma ve pasifizmine katkmyordu.
"Profesyonel askerleri bir katil srsyle ayn kefeye koyup onlar kamuoyunda kk drmekten
ortaya nasl bir ahlaki ycelme kacan bir trl anlayamyorum. Bylelikle savaa insani bir boyut
kazandrlabileceini sanmyorum." Genellikle yapt gibi Weber, "Dadaki Vaaz" stne herhangi bir
teolojik tartmaya girmiyor, perspektifini toplumsal ve tarihsel koullara dayandrp Channing'ten uzak
duruyordu. Bylelikle Channing'in savlarn "anlamaya" ve ayn zamanda da greceletirmeye
alyordu. "Channing'in bu gibi konulardan (sava ve kaaklk) anlamad ak. Demokratik
Amerikan federal hkmetinin Meksika vb'na kar yrtt yama savalarnda kulland devirme
ordularn koullarndan baka bir ey aklna gelmiyor."7 We-ber'in bu balamda ileri srd savlar,
znde, daha sonra "Meslek Olarak Siyaset"in son blmnde ve "Dnyevilii Reddeden Dinler"deki
din ve siyaset tartmasnda da kullanaca savlar olacakt."8
Weber'in yaam tarznn bir zellii Strassburg'da da kendini gsterdi: Sosyal yaants esas olarak aile
evresinin dna kmad. Annesinin kzkardelerinden ikisi Strassburg-lu profesrlerle evliydiler;
Weber onlarn evinde arkadaln, entellektel konumalarn ve derin duygusal deneyimlerin tadn
ald. Baumgarten ailesinin kimi yeleri ar derecede mistik ve dini yneliler iindeydi; gen Weber
bu ynelilerin yaratt gerginliklere sempatiyle yaklayordu. Herkesin srda oldu, her birinin
kendine zg deerlerini anlay ve sempatiyle karlamay rendi. Kendinden "leh Weltmensch" diye
sozediyor ve bir sorunla ilgili kiilerin hepsini tatmin edecek zmler bulmaya alyordu. Bu da
7 Max Webcr, Jugendbcfc, ss 191-392
8 Bu kitabn IV ve XIII blmlerine baknz.
32
balk aslnda ortaa toplumunun sosyolojik, ekonomik ve kltrel bir zmlemesini ieriyordu, ki
Weber bu konuya ileride de sk sk deinecekti. Tezinin kimi ince noktalarn Theodor Mommsen'e
kar savunmak zorunda kald. Bir sonuca ulaamayan tartmann ardndan tannm tarihi, kendi
yerini "ok deerli Max Weber'den" daha iyi dolduracak birini tanmadn syleyecekti.
1892 ilkbaharnda baba Max Weber'in ikinci dereceden bir kuzini meslek renim grmek zere
Berlin'e geldi. Babas doktor olan yirmibir yandaki Marianne Schnitger, Hano-ver kentinde zel bir
okula devam etmiti. Weberler'de daha nce de misafir kalm olan gen kz Berlin'e bu kez geliinde
Max Weber'e ak olduunu anlad. Kimi tereddtlerden, Viktoryen yanl anlamalardan ve isel
bocalamalardan sonra Max ve Marianne nianlandklarn resmen ilan ettiler. 1893 gznde de
evlendiler.
Marianne'la evlenmesinden nceki alt yl boyunca We-ber Strassburg'daki teyzesinin kzlarndan
birine akt. Uzunca srelerle akl ve sinir hastanesinde kalan gen kz, Weber kibarca onu brakt

srada ancak iyilemeye balyordu. Weber bu zayf kza istemeden ac ektirdiini hibir zaman
unutamad. Kiisel ilikilerde karsndakilere gsterdii tepkilerin yumuakl ve kiisel sorunlardaki
genel stoikliinin nemli bir nedeni belki de buydu. Ayrca, evliliklerinin nne bir baka ahlaki
glk daha kmt. Belki de Weber'in Marianne'a yaklamakta gsterdii tereddt yznden, bir
baka arkada da ona ilgi gstermi ve araya girmek Weber iin biraz zc olmutu.
Marianne'la evlendikten sonra Weber, Berlin'deki yaam34
baarl bir gen bilim adam olarak srdrd. Hastala-an mehur iktisat hocas Jakob Goldschmidt'in
yerine ge--ns haftada ondokuz saat konferans ve seminer vermeye balamt. Ayrca, hem avukatlar
iin konulmu devlet snavlarna katlyor, hem de stne baka ar i ykleri alyordu. Devlet
dairelerine youn biimde danmanlk yapmakla kalmyor; zel reform gruplar iin zel aratrmalar
da yrtyordu. Bunlardan biri borsalar, dieri de Dou Al-manya'daki buyuk araziler stneydi.
1894 gznde Freiburg niversitesinde iktisat profesrln kabul etti. Orada Hugo Mnsterberg,
Pastor Na-umann ve Wilhelm Rickert'le tant. Son derece ar bir alma program vard; ok ge
saatlere kadar alyordu. Marianne ona biraz dinlenmesi gerektiini sylediinde u yant alyordu:
"Sabah saat bire kadar almazsam profesr olamam."
1895'te Weber'ler Iskoya'ya ve irlanda'nn bat kysna bir gezi yaptlar. Freiburg'a dnlerinde
Weber niversitedeki al konumasn yapt. "Ulusal Devlet ve iktisat Politikas" balkl konumas,
emperyalist Realpolitk'e ve Ho-henzollern Hanedan'na olan inancnn ifadesiydi. Konferans ok tepki
uyandrd. Weber ise yle diyordu: "Grlerimin kabal dehet yaratt. En ok da Katolikler honut
kald, unku 'Ahlak Kltr'e esasl bir darbe indirdim."
Weber 1896'da Heidelberg'de bir krs kabul ederek "tarihi okuP'un bata gelenlerinden, emekliye
ayrlan hretli Knies'in yerine geti. Bylece eski hocalar olan ve hl He-idelberg'in toplumsal ve
dnsel yaamn belirleyen Fisc-her, Bekker vd.'leriyle meslekda oldu. Arkada evresi iinde
Georg Jellinek, Paul Hensel, Kari Neumann'm yan-sra, Weber'in en iyi dostlarndan ve fikir
arkadalarndan biri haline gelecek ve bir sre de Weberler'in evinde kalacak olan ilahiyat Ernst
Troletsch de bulunuyordu.
35
Baba Weber, Max Weber'le yapt ve gen Weber'e babasnn annesi stndeki otokratik basklar gibi
gelen davranlarna kar annesini savunduu gergin bir tartmann hemen ardndan, 1897'de ld.
Sonralar, Weber babasna kar bu dmanca knn asla onarlamayacak bir su olduunu
dnecektir.11 zleyen yaz iinde Weberler spanya'ya bir gezi yaptlar; dn yolu stnde Weber
atelendi ve ruh sal bozuldu. Ders yl balarken dzelir gibi olduysa da, gz dneminin sonuna
doru gerginlik, pimanlk, yorgunluk ve huzursuzluk duygular onu kertti. Esasnda psikiyatrik olan
durumu iin doktorlar souk du, gezi ve beden eitimi nerdilerse de Weber, i gerginliin
uykusuzluunu yaamaktan kurtulamad.
Bundan byle, btn yaam boyunca, zaman zaman iddetli depresyonlara girecek; bu dnemler
olaanst youn geziler ve dnsel etkinlikler biiminde kendini gsteren manik enerji
sramalaryla noktalanacak. Gerekten de Weber'in yaam biimi bu tarihten sonra nrotik kntyle i ve geziler arasnda gidip gelmeler biiminde srecekti. Onu ayakta tutan, derin mizah duygusuyla
Sokra t ilkesine olaanst lde ylmaz ball olacakt.
Kt bir durumu olabildiince iyiletirme ve karsn rahatlatma isteiyle Weber yle yazyordu:
"Byle bir hastaln telafi edici yanlar da yok deil. Yaammn beeri ynn yeniden nme serdi.
Annemin bende eksik grd bu taraf gerekten de pek bilmiyormuum. Artk John Gabriel
Borkman gibi ben de diyebilirim ki, buz gibi bir el beni serbest brakt. Hastalkl halim, gemi
yllarda ifadesini bi11 age.s. 393. 36
limsel almaya tutkulu bir sarlmada bulmutu. Bu bana bir tlsm gibi grnmt... Dnp geriye
baktmda bunu aka gryorum. Biliyorum ki, hasta da olsam, salkl da olsam, artk eskisi gibi
olmayacam, i yk altnda ezilme duygusuna olan gereksinimim de geti. Artk en ok istediim ey
hayatm insan gibi yaamak ve sevgilimi elimden geldiince mutlu klabilmek. Eskisinden daha
baarsz olacam da sanmyorum tabi salk durumuma bal olarak, ki onun tmyle dzelmesi
de her halde ok uzun bir zaman ve dinlenmeyi gerektirecektir."12
Weber ders vermeyi srdrmeyi srarla denedi. Bir seferinde kollar ve srt geici olarak felce urad,
ama kendini dnemi tamamlamaya zorlad. Berbat bir yorgunluk duyuyordu; zihni bitkindi; her trl
zihinsel aba, zellikle konumak, btn benliini sarsar gibiydi. Zaman zaman gelen kzgnlk ve
sabrszlk duygusuna karn, salk durumunu alnyazsnn bir paras olarak kabullendi, "iyiliine
olan" her trl neriyi reddediyordu. Ergenliinden beri evresindeki her ey dnme urama gre
dzenlenmiti. Oysa artk her trl dnsel ilgi onun iin bir zehir haline gelmiti. Herhangi bir
artistik yeti gelitirmemiti; tm fiziksel ileri de deersiz buluyordu. Kars onu bir elii ya da "hobi"

gelitirmeye ikna etmeye alt, ama o buna gld. Saatlerce oturuyor ve aptal gibi bakyor,
trnaklarn yoluyor ve bylesi hareketsizliin kendini iyi hissetmesine yaradn iddia ediyordu.
Konferans notlarna bakmaya altnda szckler gznn nnde karmakark yzyordu. Bir gn
koruda yrrken duyusal denetimini yitirdi ve aka alad. Bir kedi yavrusunun miyavlamas o denli
sinirine dokundu ki fkesini frenleyemedi. Bu belirtiler 1898
12 agc.,s. 249.
37
ve 1899 yllarnda da srd. niversite ynetimi Weber'e cretli izin verdi. Weber yllar sonra arkada
Kari Vossler'e yazd bir mektupta yle diyeceki. "Ac insana dua etmesini retir derler. Her zaman
m? Kendi deneyimime dayanarak bunu sorgulamak isterim. Ama tabi insana vekarn kazandrd
konusunda sana katlyorum."13
Bir guz Weberler Venedik'e "tatile" gittiler. Heidelberg'e dndklerinde Weber yine grevlerinin bir
blmn stlenmeye alt ama, ok gemeden, her zamankinden daha kt biimde kt. Noel
tatilinde grevden affn istedi, ama niversite ayln kesmeden ona uzun bir izin daha verdi.
"Okuyamyor, yazamyor, konuamyor, yryemiyor ya da ac ekmeden uyuyamyordu; tm zihinsel
ilevleri ve fiziksel ilevlerinin bir blm durmutu."14
1899 yl balarnda kk bir klinie yatt ve orada birka hafta kald. Weber'in gen bir psikopat
kuzeni de bu klinie yatrld ve kn doktorlarn nerisi zerine We-ber'in kars ikisiyle birlikte
Korsika Adas'ndaki Ajaccio'ya bir gezi yapt. Baharda Roma'ya gittiler; bu kentin harabeleri Weber'in
tarihe olan ilgisini canlandrd. Weber'in psikopat gencin varlndan olumsuz etkilenmesi zerine,
kuzen evine geri gnderildi. Birka yl sonra, bu gen intihar etti. Onun anne ve babasna yazd
basal mektubu We-ber'in intihara kar allm tutumlardan bamszl konusunda bize bir fikir
verebilir:
"O, onulmaz bir hastala yakalanm olan kuzenim, hastalna karn, belki de hastal sayesinde,
ylesine bir duyarllk, kendi hakknda aklk, derinlere gizlenmi ama gururlu ve asil bir i vekar
kazanmt ki, bylesi ancak ok az sayda salkl insanda bulu13 age,s. 254
14 age,b 255
38
nabilirdi. Bunu bilmek ve anlamak, ancak onu yakndan tanm ve onu sevmesini renmi olan ve
ayn zamanda hastaln ne demek olduunu bilen bizlere ozgudur... Geleceinin ne olabileceini
grp bilinmeyen leme sizden nce gitmekle doru hareket etti; yoksa siz onu arkanzda brakmak
zorunda kalacaktnz, bu dnyada rehbersiz kalacak, karanlk bir sona doru yapayalnz
ilerleyecekti."15
ntihar insan zgrlnn son ve inat bir dorulanmas olarak gren bu deerlendirmesiyle Weber,
Montaig-ne Hume ve Nietzsche gibi modern stoiklerin yannda yer alyordu. Ayn zamanda, kurtulu
dinlerinin "istenli lm" onaylamadn, bunu ancak filozoflarn doru bulduunu dnyordu.16
talya'nn muhteem doasnn ve grkemli tarihsel grnmlerinin etkisi altnda Weber yava yava
iyileti. Weber-ler svire'de de bir sre kaldlar. Burada, artk 57 yama gelmi olan annesiyle, kardei
Alfred onlar ziyaret ettiler. Annesinin ziyaretinden ksa bir sre sonra Max okumalarna balayabildi.
lk okuduu, sanat tarihi stne bir kitapt. "Okumay kimbilir ne kadar srdrebileceim. Kendi alanmdaki kitaplar ise hi okuyamyorum" diyordu. buuk yl aralklarla sren ar bir hastalk
dneminden sonra, Weber 1902'de Heidelberg'e dnebileceini ve hafif bir alma programna
girebileceini hissetti. Giderek meslek dergileri ve Simmel'in Parann Felsefesi gibi kitaplar okumaya
balad. Sonra da, dnsel yoksunluk yllarnn acsn ikarrmcasma, sanat tarihi, iktisat ve
siyasetten manastrlarn iktisadi tarihine uzanan usuz bucaksz, evrensel bir literatr iine dald.
15 gc,s 261
16 Bu kltabm "Dnyay Reddeden Dinler" blmne de baknz.
39
Ne var ki hastal sk sk nksediyordu. retim grevlerini hl tam anlamyla yerine getiremiyordu.
Profesrlkten affn ve fahri profesr yaplmasn istedi. Bu ricas nce reddedildiyse de, srar
zerine, retim grevliliine atand. Doktora adaylarna snav verme yetkisini korumak istedi, ama bu
kabul edilmedi. Hibir ey retemeden geirdii drt buuk yldan sonra ilk kez bir kitap eletirisi yazd. Artk nnde yeni bir yaz dnemi alyordu. lk olarak da sosyal bilimlerde yntem sorununu ele
alacakt.
Weber, yeterli hizmet vermeden niversiteden para almann psikolojik yk altnda eziliyordu. Ancak
alan bir adamn tam bir adam olduu inancyla, kendini almaya zorluyordu. Ama yaz biter bitmez
yeniden italya'ya, bu kez yalnz, dnmek zorunda kalacakt. 1903 yl iinde Almanya'dan alt kez
ayrld; italya, Hollanda ve Belika'ya gitti. Bozuk sinir sistemi, kendi yetersizliinden duyduu hsran,
Heidelberg profesrleriyle srtmeler ve lkesinin siyasal sorunlar, btn bunlar, onda zaman zaman

bir daha dnmemek zere Almanya'dan ayrlma istei uyandryordu. Ne var ki, ayn yl Sombart'la
birlikte, Nazilerce kapatlana kadar Almanya'nn en nemli sosyal bilim dergisi haline gelecek olan
ArcKv fr Sozialwissenschaft und Sozial Po-litik'in editrler kumluna girmeyi baard. Bu ii Weber'e
geni bir bilim ve siyaset adam evresiyle ilikilerini canlandrma ve kendi alma hedeflerini
geniletme frsatn verdi. 1904 ylma girerken retkenlii yeniden artmt. Junker malikanelerinin
soyal ve ekonomik sorunlar, sosyal bilimlerde nesnellik stne incelemeler ve Protestan Ahlak ve
Kapitalizmin Ruhu'nun ilk kesimini yaymlad.
Weber'in Freiburg gnlerinden meslekda Hugo Mnster-berg 1904'te St. Louis'deki Dnya Sergisi
erevesinde bir "Sanat ve Bilim Kongresi'nin" dzenlenmesine katkda bulunmutu. Sombart,
Troeltsch ve birok bakalar arasnda We40
ber i de Kongre'ye bir tebli sunmaya ard.17 Austos banda Weber ve kars Amerika'ya gitmek
zere yola ktlar.
Max Weber A.B.D.'ne tepkisi baz bakmlardan cokulu, baz bakmlardan da mesafeli oldu. Edward
Gibbon'un dikkatli bir gezgine yaktrd "erdem" onda fazlasyla vard. " kusura yaklaan o erdem,
saraydan kulbeye kadar bir toplumun tm yaam tarzlarna uyabilen o esnek tutum, her topluluk ve
durumda elenebilen ve elendirebilen o takn ruh hali..."18 Nitekim Weber, New York'da bir buuk
gun kaldktan sonra Amerika'nn sorunlarn zmeye kalkan aceleci, nyargl meslekdalarma kar
sabrszlk ve fke duymaya balyordu.
Zaman iinde bilgi sahibi olduktan sonra hkm verme hakkndan vazgemeden, yeni dnyaya
anlayla bakmak istiyordu. Aa Manhattan'da ie gidi ve iten k saatle-rindeki insan
kalabalklar onu bylemiti; bu manzaray, bir kitle ulam ve grltl hareket panoramas olarak,
Brooklyn Kprs'nn ortasndan seyretmekten holanyordu. "Sermayenin kaleleri" dedii
gkdelenler ona "Bo-lonya ve Floransa'daki kulelerin eski resimlerini" hatrlatyordu. Bir yandan da,
kapitalizmin bu ge ykselen yaplarn Amerikan niversite profesrlerinin ufack evleriyle
karlatryordu:
"Bu ta ynlar arasnda bireycilik, konutta olsun, yemekte olsun, pahal hale geliyor. Columbia
niver7 Bu kitabn "Almanya'da Kapitalizm ve Krsal Toplum" blmne baknz !8 The Autobographes of
Edward Gbbon, yay. John Murray (London, 1896), s.
41
sitesi'nin Almanca Bolumu'ndeki Profesr Hervay'in evi kesinlikle bir oyuncak ev saylr. Kuucuk
odalar, her evdeki gibi, ayn odada bulunan tuvalet ve banyo olanaklar ile. Drt misafirden fazlasn
davet etmeye olanak yok (ki bu imrenilecek bir ey); butun bunlarn yansra, kentin merkezine
ulamak iin bir saat yetiyor."19
Kafile New York'tan Niagara avlanlar'na gitti. Kuuk bir kasaba ziyaretinden sonra gidilen
Chicago'yu ise Weber "inanlmaz" buldu. Buradaki kanunsuzluk ve iddet, servetle yoksulluk
arasndaki eliki, mezbahalardaki "buhar, pislik, kan ve deri kokusu" ve insanlarn "delirtici" karm,
dikkatini en ok eken eyler arasndayd:
"Yankeeler'in pabularn be sente parlatan Yunanllar, garsonluunu yapan Almanlar, siyasetini
dzenleyen irlandallar ve lam ukurlarn kazan talyanlar... Londra'dan daha yaygn olan bu devs
kent, birka gzde yerleim merkezi dnda, tmyle, derisi yzlm ve alan barsaklar dar
uram bir adama benziyor."
Weber, Amerikan kapitalizmi altnda yaanan hayatn getirdii israfn boyutlarna, zellikle insan
yaamnn harcanmasna, amaktan kendini alamyordu. O srada Amerikan reformistlerinin
sergilemeye alt kotu koullar onun da dikkatini ekiyordu. Annesine yazd bir mektupta yle
diyordu:
"iten ktktan sonra iiler evlerine varmak iin saatlerce yol gitmek zorunda kalyorlar. Tramvay
irketi yllardr iflas etmi durumda. Genellikle, tasfiyeyi hzlandrmakta kar olmayan bir alacakl ii
yoneti19 Maunne Webc, a g e , s 296 42
yor dolaysyla yeni araba alnmyor. Eski arabalar srekli bozuluyor; ylda ortalama dortyuz kii bu
yzden oluyor ya da sakat kalyor. Kanuna gre her olum irkete 5.000 dolara maloluyor. bu da dul
eine ya da miraslarna deniyor. Her sakatlk da 10.000 dolara maloluyor ve bu para sakat kalan
kiiye veriliyor. irket belli gvenlik nlemlerini almadka bu tazminatn denmesi gerekiyor. Ne var
ki, yaplan hesaplara gre ylda dortyuz kaza, gerekli nlemlerin maliyetinden daha az tutuyor. Onun
iin de irket bu nlemleri almyor."20
Weber St. Louis'de Almanya'nn sosyal yaps ustune baarl bir konferans verdi; krsal ve siyasal
sorunlar stnde zellikle durdu. Bu, alt buuk yldan beri verdii ilk konferanst. Meslekdalarnm
ou oradayd ve karsnn aktardna gre konumas ok beenildi. Weberler honuttular; Max

Weber'in mesleini srdrebileceine ilikin bir iaretti bu. Oklahoma eyaletim gezdi, New Orleans'
ve Tuskegee Enstitusu'nu ziyaret etti, Kuzey Carolina ve Virginia'daki uzak akrabalarm gordu, sonra
da hzl bir tempoyla Phila-delphia, Washington, Baltimore ve Boston'a urad. New York'da Columbia
niversitesinde, Protestan AhlakCnda kullanabilecei malzemeler iin ktphane aratrmas yapt.
"[Tandmz] Amerikallar iindeki en kayda deer kii, sanayi mfettilii yapan bir kadnd. Bu
inanl sosyalistten, insan, dnyann temel ktlkleri ustune ok ey renebilirdi. Devletin yan
tuttuu bu sistem iinde sosyal ierikli kanunlar karmann umutsuzluu, grev kkrtcl yapp
bunlar durdurmak iin iverenden para alan bir suru ii liderinin yozluu (bu madrabazlardan birine
yazlm tavsiye
20 a i
300
43
mektubum da vard)... Ama yine de, Amerikallar harikulade insanlar. Yalnzca Zenci sorunu ve
korkun g dalgas, byk siyah bir bulut oluturuyor."21
Amerikandaki gezileri srasnda Weber en ok ii sorunlar, g olay, zellikle belediyelerde siyasetin
yrtl gibi hepsi de "kapitalizmin ruhu"nun22 ifadesi olan sorunlarla, bir de Kzlderililer ve
bunlarn ynetilmesi, Gney'in ackl durumu ve Zenci sorunuyla ilgilendi. Amerikan Zencileri
hakknda yle yazyordu: "Btn sosyal snflardan ve siyasal partilerden yz kadar Gneyli ile
konutum; bu insanlarn [Zencilerin] ne olaca konusu tmyle umutsuz grnyor."
Weber Amerika'ya 1904 Eyll'nde gelmiti; Noel'den biraz nce Almanya'ya dnmek zere yola
kt.*
Alman liberallerinin nceki kuaklar iin ngiltere ne idiyse, A.B.D. de Weber iin onun gibi bir ey
olmutu: Yeni bir toplum modeli. Burada Protestan mezhepleri alabildiine gelimi, arkalarndan da
laik, sivil ve "iradi dernekler" yeermiti. Eyaletlerin siyasal federasyonu, muazzam elikilerin "irad"
bir birliine yol amt.
Weber, kendi "drst ynetim"lerinden gurur duyan ve Amerikan siyasetinin "yozlam
uygulamalar"na kmsemeyle bakan Alman devlet memurlarnn kibirinden ok uzakt. rnein,
Almanya'ya geri dnm Alman asll bir Amerikal olan Friedrich Kopp olay byle gryordu. Oysa,
Weber sorunlara daha geni bir perspektiften bakyordu.
21 a.g.e., s. 315.
22 Amerikan mezhepleri ustune bu kitapta yer alan gzlemler, ilk kez Webern Amerika gezisi
srasnda annesine yazd mektuplarda yer alan kimi pasajlar neredeyse tmyle iermektedir
(*) Weber'in A.B.D.'den yazd mektuplarn bir blmnn evirisi iin Bkz. H W. Brann, uMax
Weber and the United States," Southwestem Social Science Qu~ arterly, Haziran 1944, ss. 18-30.
44
asetin yalnzca bir ahlak ii olarak deerlendirilmemesi rektii kansnda olan Weber'in tutumu, daha
ok, impa-torluk kuracak bir milletin douunu 1830'larda epik bir anorama olarak izen ve bunu
"dnyadaki en gl mil-1 tler arasnda yer almak" olarak gren Charles Sealsfi-ld'mkine benziyordu.
Sealsfield yle soruyordu: "Yurtta-1 rn serbeste bymesine izin verilen erdemleri kadar kusurlarnn da rahata geliip artmas, zgrlmzn gerekli ve mutlak bir koulu deil de nedir?"
Weber, tm grdklerinden sonra artk kabul edebilirdi ki, "Mississipi'nin eytan buharlarn ve Kzl
Irmak'm bataklklarm soluyan az zm tanesi ineyemez, dev aalarmz deviren ve
bataklklarmz kurutan el ocuk eldiveni giyemez. Bizim lkemiz, bir elikiler lkesidir."23
Weber'in Amerika deneyiminin odaklat nokta, brokrasinin demokrasi iindeki rol oldu. Grd ki,
"lidersiz de-mokrasi"nin ve gr kargaasnn egemen olmas istenmiyorsa, "aygt siyaseti"nin*
ada "kitle demokrasisi"nde kanlmaz olduunun kabul edilmesi gerekir. Ne var ki aygt siyaseti,
politikann profesyonellerce, disiplinli parti rgt ve propagandasyla yrtlmesi demektir. Bylesi
bir demokrasi ile, baa Sezarist halk hatibini de getirebilir gl bakan ya da kent yneticisi olarak.
Ve tm bu srecin eilimi, rasyonel verimi ve, onunla birlikte de, brokratik aygtlar (partide, belediyede, federal hkmette) arttrmak ynndedir.
Ancak, Weber bu aygtlamay diyalektik bir sre olarak gryordu: Uzmanlk eitimi, snav
diplomalar ve uzun grev sreleri ile halktan uzaklam bir mandarinler kastna dnme eilimi
tayan brokrasiye, demokrasi kar kmalyd ama; ynetsel ilevlerin kapsamnn artmas ve
23 Charles Sealsfield, Lebensbilder aus beiden Hemisphaeren (Zunh, 1835), Zwe-"erTel s. 54 ve 236
(*) "Mach
eld, Le r Tel, s. 54 ve 236.
me pohtcs" karlnda (.n ).
45
buna karlk frsatlarn azalmas da, kamusal israflar, du-zensizlikler ve teknik verimsizliklerle dolu
patronaj sistemini giderek olanaksz ve anti-demokratik klyordu. Byle olunca demokrasinin, akln

emrettii ve fakat demokratik duygusalln nefret ettii eyleri gerekletirmesi gerekiyordu. Weber
yazlarnda, sk sk, kmseyebilecekleri ve alaa edebilecekleri bir yoz politikaclar takmn,
kendilerini kmseyen ve yerlerinden oynatlamaz olan bir uzman memurlar kastna yelediklerini
syleyerek devlet brokrasisinde reforma kar kan Amerikan iilerinden so-zeder. Nitekim
VVeber'in, Almanya Devlet Bakam'nm yetkilerinin Reichstag'a kar bir denge unsuru olarak glendirilmesinde oynad rol, onun Amerika deneyimlerinin nda daha iyi anlalabilir. Belli bir insan
tipinin gz kamatrc etkinlii Weber'i her eyden ok etkilemiti: Bireyin kendini eitleri nnde
kantlamak zorunda olduu, otoriter buyruklarn deil, zerk kararlarn, saduyunun ve sorumlu
davrann kiilere yurttalk eitimi kazandrd zgr derneklerin yetitirdii insan tipinin etkinlii.
Weber 1918'de bir meslekdama yazd mektupta, Almanya'y "yerden eitmek" iin Amerikan
"kulp sistemi"nin rnek alnmas gerektiini, nk "kilise dnda, otoriterli-in artk tmyle
ktn" sylyordu.24 Weber, iradi ve zgr derneklerle, zgr insann kiilik yaps arasndaki banty grmt. Protestan Mezhebi'ne ilikin incelemesi de bunun bir tantdr. u kanya varmt ki,
bireyin her an kendini kantlamasna dayanan seim sistemleri, insann olgun-l lap pimesinde,
otoriter kurumlarn buyurgan ve yasakl yntemlerinden ok ok daha etkilidir. nk otoriterliin1
dsal basksna urayanlarn isel derinliklerine nfuz edilmi olmaz; stelik otoriter kabuk bir kez
kariddetle krld m, artk kiiler kendilerine yn veremez duruma derler.
24 Gesammdte Pohtsche Schftcn (Munh, 1921), s. 483 46
Weber Almanya'ya dnnce Heidelberg'deki yaz almala-veniden balad, ikinci kesimini bitirdii
Protestan Ahlak iin Rickert'e yazd bir mektupta yle diyordu: "Protestan asetizmini, ada
meslek uygarlnn* temeli, a-AnS ekonominin bir tr 'spiritalist' inas olarak gryo25
rum. Birinci Rus devrimi Weber'in bilimsel almalarna yeni
bir yon verdi. Olaylar gnlk Rus basnndan izleyebilmek iin sabahlar yatakta Rusa rendi.
Olaylar hakknda
gmluk notlar ald. 1906'da Rusya stne iki nemli denece
me yaymlad: "Rusya'da Burjuva Demokrasisinin Durumu" ve "Rusya'nn Gstermelik Meru tiye
tilie Geii."
Schmoller ve Brentano gibi tannm sosyal bilimciler onu profesrle dnmeye tevik ettilerse de
Weber bunu yapamayacan hissediyordu. Uzunca bir sre daha, yalnzca yaz yazmak istiyordu. Ne
var ki, herkesin deer verdii bir kii olarak, akademik politikaya karmaktan, retim grevleri iin
adaylar deerlendirmekten ya da kimi gen bilim adamlarna yer amaya almaktan kanamad.
rnein, Georg Simmel ve Robert Michels gibi, meslekte ilerleme yollar, anti-Semitizm ya da
sosyalist doentlere kar beslenen nyarg nedeniyle, tkanm ya da hi almam kiilerin
durumunda byle oldu. Kln'n tannm ve soylu bir tccar ailesinin olu olan Robert Michels'in olay
Weber'i zellikle fkelendirdi. Sosyal demokrat olduu iin, Alman niversiteleri o srada Michels'e
kapalyd. Weber yle diyordu: "italya, Fransa ve bugnn Rusya'sm-koullarla bizdeki koullar
karlatracak olursam, i uygar bir lke iin utan verici saymak zorunda] "Vocatonal cvlzaton" karlnda (.n.). MaranneWeberfage,s 359
47
bizi
ym." Profesrlerden birinin dediine gre Michels'in d. lanmasmda siyasal nedenlere ek olarak
ocuklarn vaftiz ettirmemi olmas da yol oynamt. Bunun zerine Weber Frankfurter Zeitung'da
"Akademik zgrlk Denen ey11 stne yazd bir makalede yle dedi:
"Bu tr grler egemen olduka, akademik zgrlk dediimiz ey varm gibi davranmamza olanak
grmyorum... Dini topluluklar kutsal ayinlerinin bile-rek ve aka kariyerizm arac olarak
kullanlmasna izin verdikleri srece ve bunu dello kulpleri ve subay mahfelleri dzeyinde yaptka,
hep yakndklar kmsemeyi tmyle hak ediyorlar demektir."26
Weber 1908'de bykbabasnn Westefalya'daki keten bezi fabrikasnn "endstriyel psikolojisi"ni*
inceledi. Bu incelemelerini bir dizi haline getirmeyi umuyordu; hazrlad metodolojik not ise, sanayi
iilerinin** retkenliini etkileyen fiziksel ve psikolojik etmenlerin nedensel bir zmlemesini
ieriyordu. Ayn yl, antik toplumun sosyal yaps stne yazd uzun bir deneme bir ansiklopedide***
"Antikitenin Tarmsal Kurumlar" gibi alakgnll ve biraz da yanltc bir balkla yaymland.
1909'da Heidelberg'in entellektel evrelerine Freud'un bir tilmizi de de katld. Evlilikte sadakat ve
ahlaki temellere dayanan kskanlk gibi konulardaki allm Viktoryen anlaylar, salkl ruhsal
yaam iin ne srlen bu yeni normlar adna kmsenmeye baland. Kimi dostlarnn bylesi
davranlardan doan trajik ilikilerine ve ahlak bunalmlarna sempatiyle yaklaan Weber, bu yeni
grule26
48

Marame Weber a g.e , s 361-362.


Asl metinde trnaksz (n)
Metinde "sanayi emei" (.n ).
Handwo terbuch de Staatswssenschaften, 3. bask, c. 1.
ddetli tepki gsterdi. Deerli ama henz kesinlik ka-mam kimi psikiyatrik gzlemlerin, "salkl
sinirlerce hip olmann verdii ilkel bir gurur etiine dntrlme- i doru bulmuyordu. "Sinir
saln mutlak bir erek 1 rak kabul etmek ya da bilinaltnn bastrlmasnn ahlaki deerini kiinin
sinirlerine verdii zarar asndan lmek istemiyordu. Weber, Freud'un terapi tekniinin "gnah
karma"nn canlandrlmas olduunu, doktorun da rahibm yerini aldm dnyordu.
Psikanalizcinin bilimsel grlerinin ardnda gizil bir etik bulunduu ve, bu durumda, uzman bir bilim
adamnn, yalnzca aralarla ilgilenmesi gerektii halde, kiilerin kendi kendilerini deerlendirme
haklarn gaspettii kansndayd. Sonu olarak Weber, deimekte olduunu dnd klinik
kuramnn iinde "hafif" bir yaam tarzn sakl gryordu. uras ak ki, Weber, znde asetizme
kar olan ve sonulan yalnzca pragmatik adan deerlendiren, dolaysyla "kahramanca bir ahlak
kuram" *nm emredici nermelerini nemsemeyen bu yeni kurama diren gsteriyordu. Vicdan
sorunlarnda ar lde sertlik gibi bir kiilik zelliine sahip olan Weber, ou zaman bakalarn
balamaya hazr ama kendine kar olduka katyd. Freud'un izinden gidenlerin birounun kendi
llerine gre ahlaki savrukluk saylacak sorunlar rahata geitirdiine inanyordu.
"... hi kuku yok ki Freud'un fikirleri, birok kltrel ve tarihsel, ahlaki ve dini olayn ok ilgin
yorumlarna kaynak olabilir. Tabii, kltr tarihileri asndan, bunlarn nemi yine de Freud ve
tilmizlerinin, keiflerinin verdii anlalabilir coku iinde, inanmamz istedikleri boyutlarda deil.
Tersine ileri srlen tum savlara karn bugn varolmayan ama belki yirmi
"tfcroc cthcs" karlnda (.n.).
49
otuz yl sonra ortaya konabilecek kapsam ve kesinlikle, doru bir tipolojinin yaratlmas gerekiyor."27
Heidelberg'de geen 1906-1910 yllar boyunca Weber kardei Alfred Weber, Otto Klebs, Eberhard
Gothein, Wi]~ hem Windelband, Georg Jellinek, Ernst Troeltsch, Kari Ne-umann, Emil Lask, Friedrich
Gundolf ve Arthur Salz gibi tannm meslekdalarla youn entellektel tartmalara katld. Tatillerde
ve dier bo zamanlarda Heidelberg dndan birok arkadalar da Weberler'e ziyarete geliyordu.
Bunlar arasnda Robert Michels, Wenner Sombart, Paul Hensel, Hugo Mnsterberg, Ferdinand
Tnnies, Kar] Voss-ler ve hepsinden nce de Georg Simmel bulunuyordu. We-ber'in grlerinden
yararlanmak isteyen, Paul Honigshe-im, Kari Lwenstein ve Georg Lukacs gibi daha gen bilim
adamlar da vard. Bu evre akademisyen olmayanlara da akt; Weber'in Hinduizm ve Budizm stne
olan incelemesini ithaf ettii mzisyen Mina Tobler, eski aktris Klare Schmid-Romberg'le air, filozof
ve ince bir sanat adam olan kocas gibi kimi tannm sanatlarla, psikiyatristken filozof olan ve
varoluuluk felsefesinde Kierkegaard'dan yararlanan Kari Jaspers ve ada sanatn en son
gelimeleriyle ilgilenen psikiyatrist H. Grhle de bu evrenin yesiyd-ler. Heidelberg'deki bu youn
toplantlarda dn ve sanat sekinlerinin u kua bir araya gelmiti.
Max Weber 1908'de bir sosyoloji derneinin kuruluunda etkin rol oynad. Bu tr rgtlerin bilinen
glklerinin almas iin gerekli skntlar hi yaknmadan stlendi. Toplantlardaki tartma
dzeyini belirliyor, gelecekteki a-lmalarm kapsamn iziyordu. Kollektif aratrma giriimlerine yn
veriyor; rnein, spor kulplerinden dini mezheplere ve siyasal partilere kadar, gnll dernekler
stne
27 a.ge,s 379. 50
1 meler balatyordu. Anketler yoluyla basnn incelen-i iin sistematik bir aratrma neriyor,
endstriyel psi-lo alannda incelemeler yrtyor ya da zendiriyordu, nlara ek olarak, yaymc
Siebeck iin ansiklopedik bir ^al bilim incelemeleri dizisinin rgtlenmesi sorumluluunu da
stlenmiti. ki yllk bir proje olarak balatlan bu lna, onun lmnden sonra da srecek ve kendi
\Virtschaft and Geselschaft da bu dizinin bir kitab olarak
kacakt.
Weber'in kat onur duygusu, valyece klar ve yedek subayl, zaman zaman mahkemelik
olmasna ve "eref meseleleri"ne karmasna neden oluyordu. zellii, byk taknlklar ya da kendi
hakllna toz kondurmayan alnganlklar gstermesiydi. Ama ald tutumlar karsndakinin moralini
kertince de kzgnl geer, balama ve hogorme duygular ar basard. Hele suludan baka
kiilerin de yaptklarndan zarar grdn anlarsa. Byle konularda Weber kadar duyarl olmayan
yakn arkadalar onu, olcu duygusundan yoksun bir mnakaac, hareketleri ters tepebilecek bir Don
Kiot olarak grme eilimindeydi-ler. Buna karlk, Weber'i Almanya'nn en bata gelen eiticisi gibi
ve, yksek ahlak ynnden de, yalnzca kendi kariyerlerini dnen dier belkemiksiz basit burjuva
hocalarn ok stnde grenler de vard. 1917'de arkada The-odor Heuss'e syledii szler onun Don
Kiot yann aka ortaya koyuyordu: "Sava biter bitmez, beni mahkemeye verene kadar Kayzer'e

hakaret edeceim. Ancak bundan sonradr ki sorumlu devlet adamlar Blow, Tirpitz ve Beth-mannHollweg yeminli ifade vermek zorunda kalacaklar."28
1- Dnya Sava baladnda Weber 50 yandayd. Ona gre Bu, her eye karn byk ve gzel bir
savat"29 ve
28 a, c
29 aet
610 527
51
blnn banda yrmek isterdi. Ya ve salk__xu
yznden bunun olanaksz olmas Weber'e ac veriyordu Yine de, yedek subay olduu iin Weber'e
disiplin ve iktisat subayl grevi verildi; Heidelberg yresinde dokuz hastane kurma ve ynetme iine
yzba rtbesiyle atand. Bu konumu sayesinde, sosyoloji kuramnn merkezi kavram haline gelmi
olan brokrasiyi, brokrasinin iinde yaad. Ancak, banda bulunduu sosyal aygt, uzmanlardan ok
amatrlerle doluydu; Weber bunun dzenli bir brokratik aygta dnmesi iin alt ve bu sreci
gzlemledi. 1914 Austos'undan 1915 gzne kadar bu grevde kald. rgu-t reorganizasyon
ahmalar iinde lavedilince, Weber onuruyla ekildi. Sava sonrasndaki siyasal dkrklklar-n
ise, biraz sonra ele alacaz.
Weber, Belika'daki igal ynetimini Jaffe ile grmek zere ksa bir sre iin Brksel'e, sonra da
Berlin'e giti. Kendine "kyamet kahinlii" grevi vermiti; delice emperyalist tasarlarla mcadele
etmek zere ak mektuplar yazyor, siyasi yetkililerle iliki kurmaya alyordu. Weber, sava
yanllarnn tutumunu, son zmlemede, silah yapmclarnn ve tarm kapitalistlerinin kumar olarak
mahkum etmitir.* Berlin'den Viyana ve Budapete'ye gitti ve gmrk sorunlar konusunda
sanayicilerle hkmet adna gayr resmi grmeler yapt.
1916 gznde Heidelberg'e dnd; brani peygamberlerini incelemeye ve Wirtschaft und
Gesellschaffm eitli blmleri stnde almaya balad. 1917 yaznda karsnn Vestefalya'daki
evinde tatil yapt; Stefan Georg'un iirlerini ve Gundolf'un Goethe hakkndaki kitabm okudu. 1917 ve
1918 klarnda Heidelberg'de Pazar gnleri dzenledii "ziyaret saatleri"ne sosyalist-pasifist
renciler srekli gel"
(A) Webcr'm eserlerindeki eitli yazlan karsnda, Gerth ve Mills'n bu clegc lendrmesi ok
kukuludur (..).
52
sn
h sladlar. Gen komnist Ernst Toller de bunlar ara-y6 n . sl^ slk iirlerini yksek sesle okurdu.
Sonralar 5111 tuUklandmda, Weber asker mahkemede onun le~ i konutu ve salverilmesini
salad; ama bu renci b nun niversiteden uzaklatrlmasn nleyemedi. gry z dneminde ders
vermek zere 1918 Nisan'mda Viya-Universitesi'ne gitti. Ondokuz yldan beri verdii ilk versite
konferanslaryd bunlar. "Materyalist Tarih Tezi-in Pozitif Bir Eletirisi" bal altnda, dnya dinleri
ve si-aseti stne sosyolojik grlerim aklad. Konferanslar niversitede olay yaratt. En geni
salona almak zorunda kald konferanslarna profesrler, devlet memurlar ve si-vasetiler de geldi.
Bu konferanslarn onda yaratt gerginlik ve heyecan yattrmak ve uyuyabilmek iin teskin edici
ilalar alyordu. Viyana niversitesi Weber'e srekli grev teklif etti ama o kabul etmedi.
Weber 1918'de Monari yandalndan Cumhuriyet yandalna geti. O srada Meinecke de yle
diyordu: "Yrekten Monaristken artk aklmzla Cumhuriyeti olduk." Weber yeni rejimde herhangi
bir siyasal grev almaktan kand. Kendisine bir dizi akademik grev de teklif edilmiti: Berlin,
Gttingen, Bonn ve Mnih. Mnih'ten gelen neriyi kabul etti ve 1919 yaznda oraya giderek
Brentano'nun halefi oldu. Mnih'te Bavyera Diktatrl'nn heyecann ve kn yaad. Son
konferanslar rencilerinin ricas zerine hazrland ve Genel ktisat Tarihi olarak yaymland. VVeber
yaz ortasnda hastaland; hastalnn son aamala-rnda, doktorlardan biri tehisi ok ilerlemi zatrree
olarak koyabildi. Haziran 1920'de ld.
53
Max Weber ok yonlu bilim adamlar kuandand. Bu tur bir bilim adam olabilmenin kesin
sosyolojik nkoulla^ vardr. Bunlardan biri de, jimnazyum eitimidir. Bu eitim Weber'e yle bir dil
donanm kazandrmt ki butun Htt-Germen dilleri onun iin ayn linguistik ortamn diyalektlerinden
ibaretti. (stelik, branice ve Rusa'y da okuyacak kadar renmiti.) Entellektuel bakmdan uyarc
bir aile evresi ona iyi bir balang salam ve az rastlanr bir uzmanlk konular kmesini
incelemesini olanakl klmt. Hukuk snavn getiinde, ayn zamanda olduka bilgili bir ikisat, bir
tarihi ve felsefeciydi. Ailesinin Strassburg kolu yoluyla zamann teolojik tartmalarna katlm bulunduu iin, bu konudaki literatr de uzmanca kullanmasna yetecek olude biliyordu.
Webef in ortaya koyduu buyuk yaptn ancak belli trden retken bir bo zaman sayesinde mumkun
olabilecei aktr. Bu olana her eyden nce bir Alman niversitesinde hoca oluu salamt. Bu

niversitelerdeki alma biimi, gen Amerikal akademisyenlerin ders yuku altnda ezildikleri bir
donemde, Alman doentlerine aratrma zaman brakyordu. abuk yayn yapmalar iin bir bask da
yoktu. Nitekim, Wirtschaft and Gesellschaftm kitap uzunluundaki birok bolumu 1. Dnya
Sava'mdan nce yazld halde 1920'den sonra yaymlanmt. Ayrca, yaamnn ortalarna doru
Weber'e onu ciddi parasal kaygulardan kurtarmaya yetecek bir miras da kald.
Pratik ve gunluk yararl olan bilgilere gereksinimin g0' rece zayf olduu ve gulu bir hmanist
atmosferin ar bast bu ortam, gunluk yaamn pratik istemlerinden uzak temalarn ilenmesine
olanak veriyordu. Sosyal buItl' lerde bu daha da kolayd, unku akademisyenler,
54
,m etkisi altnda, dar ve "pratik" temalardan ok, an ns olarak kapitalizm sorununu ele almaya
neredeyse burdular. Bu bakmdan, niversitenin yerel basklardan tamsz olmas da nemliydi.
Almanya iin 1870'ten 1914'e kadar suren uzun bar do-genel refah koullaryla birlikte, Alman bilim
dnyann durumunu tmyle deitirmiti. Para sorunlarndan bunalm kuuk burjuva profesrlerin
yerini, buyuk evleri ve hizmetkrlar olan zengin* akademisyenler almt. Bu da profesrlerin
entellektuel bir salon amalarna imkn veriyordu. Zaten Weber de Amerikal niversite profesrlerinin
evlerim bu adan deerlendirmiti.
Almanya'nn zellikle tarih, klasikler, psikoloji, teoloji, karlatrmal edebiyat, filoloji ve felsefe
alanlarndaki bilimsel birikimi ve entellektuel gelenekleri, ondokuzuncu yzyl Alman bilim adamna
almalarn ustune bina edebilecei esasl bir temel salyordu, iki entellektuel akm arasndaki
atma, Hegel ve Ranke geleneinden gelen akademisyenlerin muhafazakr fikri eilimleri ile
Kautsky, Bernsten ve Mehring gibi niversite dndaki sosyalistlerin radikal dnsel almalar
arasndaki atma, esiz ve uyarc bir entellektuel tartma ortam oluturuyordu.
Max Weber'n yaamndaki birka elikili oe onun grlerinin biimlenmesinde rol oynamt.
Kendi dedii gibi "insanlar ak kitaplar olmadna gre, biz de onun ok yonlu yaam hakknda
kolay bir hkme varmay umma-malyz. Onu anlamak iin bir dizi irrasyonel yar-paradok-su
kavramamz gerekir.
Weber, dindar bir kiilie sahip olmamakla birlikte, ara-lrc enerjisnin nemli bir bolumunu dinin
insan davra-n'ar ve yaam stndeki etkilerini incelemeye ayrd. Bu ^lamd
lamd
a, annesinin ve annesinin ailesinin ok dindar olAs1 atinde "uppe-class" ( n )
55
duunu ve Weber'in yakannda ilk rencilik yllarnda ola. anst dinsel ve psiik <k deneyimler
yaam arkada ve akrabalar bulunduunu ve /e Onun da bunlardan derinden etkilendiini
hatrlatmakta yx yarar gryoruz. Beylik "kilise" Hristiyanln kumsedijdii besbelliydi; yine de
siyasal trajedilerde ya da kiisel umunutsuzluklarda akllarn mihrabn smana feda eden
insanamara kar acma ve efkat duygularyla doluydu.
Kendini iine itenlikle adaymda, salksz vcudunu vekarla taynda ve s< sylevlerinin nfuz
edici gcnde, birok arkada dinsel b\ bir yan gryordu. Oysa onun din sorunlarna kar ald gx
souk tavr bilinmeden, yaptlar anlalamaz. Annesine ol olan sevgisi ve dinden gerek bamszldr ki onu Nietzsclsche'nin Prometeci din dmanlna kadar varmaktan alkoy3ymutUr.
Yoksa Weber, ondokuzun-cu yzyln bu en bykk tanrtanmazn, son kertede, "basit burjuvann
ackl bir lr kalnts" olarak gryordu.30
Weber, "siyasi profesr^r" tipinin son temsilcilerinden biriydi. Bir yandan bilime yaiyansz katklarda
bulunmu, te yandan orta snflarn entelleellektel ncs olarak siyasal nderlik roln de
stlenmiimi. Bununla birlikte, "nesnellik" ve rencilerin zgrl y achna, akademik salonlar
siyasal propaganda forumlar ol olarak kullanan Treitschke gibilerine kar mcadele etmiti. 4 Alman
siyasetinin gidiiyle yrekten ilgilenmesine karn, prc^rofesr ve bilim adam rolyle siyasi yazar
roln birbirinden en hi deilse kuramsal olarak keskin izgilerle ayrmt. Yine e de, arkada
Brentano ona Mnih'te grev teklif ettiinde WeWeber u cevab vermiti: "yle sanyorum ki, bugn
iin BeiBerliride egemen olan mutlak oportnizme kar bir denge ur unsuru olarak benim grlerime
sahip birinin orada kalmasjas daha iyi olur."31
30 GesammelteAufsaetze zur Religuelgomsozoogie (Tubmgen, 1922-3), Cilt II, s. 174
31 Maranne Webcr, a g.e , s. 360 360 (ubat 1906). 56
Weber yaam boyunca milliyetiydi ve ulusunun bit Her_ Jlfe olmasn istedi. te yandan, kii
zgrl iiih, m_
fszlkla nillivetcilik
analitik bir tarafszlkla milliyetilik ve ir
cadele etti ve
kirlerinin, ynetici snf ve onun kiralk kalemrler^ tara_ tmdan, toplumun daha zayf yelerini

ynlendirme^ iin kullanlan avutucu ideolojiler olduunu sylemekte^ geri Umad. Almanya'nn
k srasnda ii liderleririn tl> url davranlarna byk sayg duydu, ama ayn kiilerin kuleleri
doktrinal talimlerle evcilletirmelerine ve de>rimin \ arataca bir gelecek "cennet"e inandrmak iin
eitaejeri_ ne iddetle kar kt. Bir Prusya subay olmaktan guUr ^u_ yuyordu ama, bakomutan
Kayzer'in, btn Almanar>ln utanmas gereken biri olduunu uluorta sylemekten^ ge_ ri kalmyordu.
Bir Prusya subay ve dello kulb y^ oia_ rak, tepesinde krmz Enternasyonal bayra dalgala\an ^
Brksel otelinde kalmaktan da ekinmiyordu. Almanyas'nm erkeksi kibrinin bir modeli olmasna
Almanya'nn ilk kadn alma bakanl grevlisini tevik etmi ve yirminci yzyl bann kadn
haklar akmn^ uye_ lerine nemli konumalar yapmt.
Weber ok yetkin bir niversite hocas olarak tanlmaj<.ja birlikte, salk nedenleriyle neredeyse yirmi
yla y^m ^ir sure akademik konferanslardan uzak kald. u da va j^j ^ lim adam olmasna karn
kendini niversite kr^sn(je ereti hissediyor, siyaset krslerinde ise gerek bi ranat_ lk duyuyordu.
fade akl ve dengesine gsterd^ zen yznden, dzyazs, ok bilimsel ve g anlalr olmasnn
yansra, yan cmleciklerle ve ekince ibareleri^ dur. Buna karlk, sylevlerinde kendini eski kak
kalabalklarna nutuk atan demogoglara olurdu.
so~
'i tanyanlarn onun kiilii hakknda OK^j^j^m grleri olmutur. Heidelberg'deki meslekdalarn^
biro_
57
u onu ters bir insan olarak deerlendirmitir, unku kat ahlakl ve onur duygusu yznden
geinilmesi zor ve olduka kavgac biriydi. Hatta kimilerine hastalk hastas gibi grnrd. Birok
arkada ve tilmizinin gznde se bir entellektuel doruktu. Viyanal bir gazeteci onu u klielerle
anlatr:
"Uzun boyu ve gur sakalyla bu bilgin, Rnesans dneminin Alman ta ustalarna benziyor; ama
gzlerinde bir sanatnn masumiyeti ve duyusal neesi yok. Bak ok derinlerden, gizli geitlerden
geliyor ve buyuk uzaklklara eriiyor. fade tarz, dsal zelliklerine uyuyor; sonsuz derecede plastik.
Her eyi Hellenik bir tarzda gren biriyle kar karyayz Szckleri basit biimleniyor ve sessiz
yalnlklar ile bize Kklops'un kayalarn hatrlatyor."
Weber'i kiisel olarak tanmayan, Mnih'teki bir tilmizi ise uzaktan duyduu buyuk hayranlkla onu
Durer'in valyesine benzetiyordu: Olumle eytan arasndan yoluna dum-duz, korkusuzca ve tek bana
devam ediyordu. Kari Jas-pers de onu, kendi benliinin buyuk atmalar ile toplum yaamnn
elikilerini, illusyonlara snmadan, bir sentez Lmde badatrablecek gce ve soukkanlla sahip
bir yeni kiilik tipi olarak gryordu. Weber'in "kendini nes-nelletrmek" yerine "siyasal konulara
harcad" her gun, Jaspers'e uzucu bir kayp gibi geliyordu.
Weber'in yaptlarn inceleyenlerin ok youn biimde algladklar ar nesnellik kaygusuna karlk,
bunlarda Wc-ber'in kendi hakkndaki goruunu yanstan pasajlar da yok deildir. En belirginleri, brani
peygamberlerinin bazlarn anlatt blmlerdedir.32 Savan seyri ve Almanya'nn ~
32 megn, bkz Gesammelte Aujscutz^ zw Rdgonssozologe, Cilt 111, ss 29NL 319-320
58
Weber'in yirmi yldr one surduu ngrleri doruvLU '
Alman halk savan tum talihsizliklerinin tek
olarak ilan edilince, Weber Almanlar'm bir parya
u . r,]Aneu kansna vard. 1916 ve 1917'de antik Ibrani-nulet ociug,
, nceierken, eski brani kavmi ile ada Alman ulusu -durumlar arasnda gorduu benzerlikler
Weber'i deden etkilemiti. Koutluk bulduu alan yalnzca toplumx\ ve tarihsel durum deildi; birok peygamberin kiiliinle ve onlarn ini-kl ve takn ruh
hallerinde, zellikle Vremya'da, Weber kendi durumuna benzeyen zellikler bulmutu.
Msveddelerinden blmler okuduunda, bunun dolayl bir benlik zmlemesi olduunu hemen anlayan kars ok duygulanmt.
ocukluundan beri kendine ait eyleri dorudan ifade edemeyen Weber belki de ancak bu biimde
kendi benlik duygusunu anlatabiliyordu. Bylelikle kiiliinin derinliklerindeki zellikler,
almalarnn nesnelliinde sakland kadar aklanyordu da. Weber, felaket ve kyamet peygamberlerini yorumlarken kendi kiisel ve kamusal deneyimlerini dile getiriyordu.
Weber'in kendi imajn tarihsel bir kiilie burundurme-s, ondokuzuncu yzylda ok yaygn olan
hmanist, tarih-selc ve romantik gelenee uygundu. Bu yzyln tannm aydnlar, hatta devlet
adamlar, kendi imajlarna tarihsel kiiliklerin giysilerini giydirirlerdi. Napolyon kendini Bu-\ tk
skender'e benzetir; donemin buyuk siyasal alkantla-unda rol alan devrimci cumhuriyetiler
kendilerini "Plu-lark'm Biyografileri"ndeki kahramanlar gibi grrlerdi. Bu hayalci eilim, Almanya'da
liberalizm anda gucunu korudu. En sekin Alman genleri, rnein Francis Lieber,

urkler'e kar bamszlk mcadelesi veren Yunanllar'a >ardma gitiler. Ama Balkan dalarnn at
cambazlar, eski
Unan hakknda besledikleri mermerden imaj parampara
59
etti. Yine de, yaamlarna deer kazandrmak iin tarihsel dler kuran ama gnlk yaamlar
Filistinizm'in bayalk-laryla dolu geen gsz Alman profesrler dnyay kucaklayan hayallerle
avunmay srdryorlard.
Yalanmakta olan Weber her ne kadar hmanist gelenein avuntular iinde kendini Yeremya ile
zdeletiriyor idiyse de, kendisinin bir peygamber olmadn pekla biliyordu. Hayranlarndan gen
bir aydn grubu ondan inanlarm aklamasn rica ettiinde isteklerini geri evirmi ve bylesi
itiraflarn topluluklarda deil yaknlar arasnda yaplabileceini sylemiti. Ona gre yalnzca
peygamberler, sanatlar ve azizler ilerindekini toplulua aklayabilirlerdi. Weber'e gre ada
toplum tanrszd; peygamberlere de, azizlere de bu toplumda yer yoktu. Weber ancak Ia-ya'rn
szlerini yineleyebilirdi: "Beki, o bana Seir'den sesleniyor. Geceden ne haber, geceden ne haber?
Beki yantlad: Sabah da olur, gece de gelir. renmek istiyorsan dn gel." (21:11-12.)
8
Weber'in yaam yksn bir btn olarak anlamak istiyorsak, onun skntlarn ve yinelenen psiik
bunalmlarm incelememiz gerekir. Yaplabilecek birka yorum, tek tek ya da birlikte, bu konuya bir
aklk getirebilir.
Max Weber'i kerten bnyesel salkszlk kaltmsal olabilir, ki bunun ailesindeki izleri kuku
gtrmez. Bu en basit yorumun kantlar iin uzaa gitmeye de gerek yok. Uzak bir akrabas olan
karsnn kimi erkek akrabalar yaamlarna tmarhanede son vermilerdi. Ayrca, kuzenlerinden birinin
yatrld tmarhaneye, en iddetli bunalm srasnda Weber'in kendisi de gnderilmiti.
60
te yandan, Weber'in salkszln salt ilevsel adan grmek isteyecek olursak, u iki yoldan birini
izlememiz gerekecektir: Sevdii kiilerin, annesi, babas, sevgilileri ve karsnn zel balamlarnda
karlat kiisel glkleri bulmaya almak ya da esas olarak toplum yaam iindeki Weber'i
anlamaya almak.
Kiisel ilikileri balamnda hatrlamamz gereken, We-ber'in, babasyla annesinin arasnn giderek
bozulmasnn bask ve zntsn duyan, sessiz, gzlem yapan ve yama gre ileri zekal bir ocuk
olduudur. Onun gl yiitlik duygusu, bir bakma, karsnn sevgisini hizmet etme, s-mrlme ve
denetleme istei olarak anlayan babasnn ataerkil ve buyurgun tutumuna tepkiydi. Bu durum, Weber
31 yandayken annesinin de huzurunda babasn yarglad zaman tam bir kopma noktasna gelmi;
koullarn kabul etmedike, Weber babasn grmeyi reddetmi ve annesinin kendisini yalnz
gelmesini art komutu. Daha nce belirtmitik ki Weber'in babas bu grmeden ok ksa bir sre
sonra lm, bu olay Weber'de silinmez bir sululuk duygusu brakmt. Btn bunlardan, Weber'de
hayli gl bir dipus kompleksinin varln saptamak kanlmaz oluyor.
Weber, annesiyle youn mektuplamasn yaam boyunca srdrd. Ondan bir defasnda "yetikin
kzm" diye s-zeden annesi, nc olunun davranlar konusunda danmak istedii zaman
kocasna deil, ilk doan ocuu olan Max Weber'e giderdi. Bu balamda anmsanmas gereken bir
baka nokta, Weber'in geici genlik heveslerinden biri olarak niversite yllarnda gerek bir kabaday
olmaya ozenmesidir. niversitedeki nc dnemi biter bitmez, d grnn, narin bir ana
kuzusundan geni yapl, dello yaral, bira ien ve puro tttren bir mparatorluk Al-manyas
rencisine evirmeyi becermiti. Annesinin suratnda saklayan bir tokatla karlad bu Weber,
babasnn
61
olu Weber'd. Anne ve babadan kaynaklanan bu iki zde-lk rnei ve bunlara bal deer yarglar,
Max Weber'in i yaantsndan hibir zaman ayrlmad.
Benzer bir ikilem ve onu izleyen sululuk duygusunun kayna, hem annesinin, hem teyzesinin
onaylad ilk akndan ayrlmasyd. Gelin aday Marianne'a Max'm yakn bir arkadann kur
yaptn annesinin memnunlukla karlam olmas, durumu Weber iin daha da gletirmiti.
Bylelikle Weber Marianne'la evlenmekle iki kaynaktan gelen sululuk duygularnn etkisi altnda
kalm oluyordu: Arkada iin neredeyse akndan vazgemeye hazrd, ote yandan ruhsal sal
bozuk ve dengesiz bir kzla evlenmek zereydi. Karsna evlenme teklif ettii ve bu duruma da deinen
mektubu, hem bir ak mektubu, hem de su itiraf gibi bir mektuptu. Weber'in karsna daha sonraki
mektuplar ise, enerjilerini dnsel yaamn "dolap beygirlii"nde tketmekle evliliini feda ettii iin
ozur diler gibidir.
ocuklar olmad; Weber topluluklar onunde erkekliini kantlamak iin, bir Prusya subay olarak zel
erefim vurgulayan bir tavrla onu bunu delloya armaktan geri kalmyordu. Oysa, ayn anda, bir
yazar olarak, Prusya militarizmini ve askeri brokrasisini aka eletirmeye hazrd; dello kulpleri

gibi eitsel kurumlarn, zengin snfnn ocuklarn meslekte gerekli disiplinle ''tantrmak" iin
kurulduunu sylemekten ekinmiyordu. Derin bireysel hmanizmi, "Hristiyan ozgurluu"ne ball
ve yksek ahlak anlay ise, kendini annesiyle zdeletirmesinden kaynaklanan eylerdi.
Weber'in kiisel ilikilerini ve bunlarn yaratt glkleri bir yana brakabiliriz. Weber ayn zamanda
gunu siyasal olaylarna ilgi duyan bir entellektueldi. Kamu sorunlarm kendi sorunlar kabul ederdi.
Olaanst bir sorumluluk duygusuyla, siyasete karmaktan kendini alamazd. Oysa,
62
lerryle siyasay etkileyecek bir konumu ya da yetkisi yoktu. Bu da onu rahatsz ediyordu.
J Weber'in kendini Almanya'yla bu derece zdeletirmesi in grnrde pek neden yoktu. Junkerler'i,
iileri ve 1 ndlerni umac sosyalist iilerden ve kuucuk hanedan-1 nn ataerkilliinden koruyacak
bir Sezar zleyen belke-mksz orta snf Filistinler'ini yerden yere alyordu. Bir ge-!ve karken
Weber'n ilk dncesi Almanya'dan kap kurtulmak oluyordu. Ama hemen her seferinde de, baarsz
bir a kn fkesiyle, onulmaz bir ulusa srtn donduu iin kendine atan szler etmekten geri
kalmyordu. Bu arada, bir Prusya subay olarak ballk yemmi ettii Kay-zer'e her frsatta topluluk
onunde hakaret ediyordu.
Weber'in lkesine ve halkna kar sevgisinin kaynana ender olarak rastlayabiliyoruz. St. Louis
Fuar'ndaki Alman sanal, el sanatlar ve sanayi rnlerini gururla seyretmi ve Almanlar'm ustalk,
hayal gucu ve sanat hnerleri bakmndan butun milletlerden ustun olduunu dnmt. Brksel'de
gezici sosyalist iilerle tanp Paris'teki en usta terzilerle Londra'daki en hnerli ayakkabclarn
ounun Alman Avusturyas'ndan olduunu rendiinde, kendilerini eldeki ie adamaktan daha ustun
deer tanmayan bu oz-gel iilerin arasnda onlardan biri gibi bulunmaktan kvan duymutu.
Weber'm bu tutumu, almaya kar kendi asetik dknlnn, Alman halknn en bata gelen
zelliinin, basit insanlarla iilerin pleb nitelikleri olduuna ilikin inancyla nasl balantl olduunu
anlamamza olanak salamaktadr Ona gre Alman halk hem Latin salon adamnn sosyal zeratetnden, hem de Anglo-Sakson centilmeninin dindarca d-spln ve grenekiliinden yoksundu.
Weber kendini iine a<-iarken de, Alman kardelerine kar grevlerini yerme ge-urdm
dnyordu. 1918 Kasm' sonunda unlar yaz63
mt: "nsan her trl zayfl grm olabilir, ama isterse, [Alman halknn] byleyici alma
yetisini, mthi gerekiliini ve gnlk hayat gzelletirme baarsn deilse bile yeteneini
grebilir. Bunlar da, baka uluslarn cokularnn ve jestlerinin gzelliinden apayr eylerdir."
Babasyla ilikileri nasl bir sululuk duygusu kayna olduysa, Weber Kayzer'in ynetimi altnda
yaamaktan da sululuk duyuyordu.
"Bu adamn rejimine rza gsterdiimiz iin ulusumuza kar d lkelerde (talya'da, Amerika'da, her
yerde) duyulan kmseme -ki tmyle hakl ve belirleyici-, bizim iin birinci derecede nemli bir
dnya siyaseti sorunu olmutur. Yabanc basn birka ay izleyen herkes bunu grebilir. Bizi bu adam
ynettii ve biz de durumu hogrdmz ve akladmz iin dnyada yalnz kaldk. Demokratik ve
ayn zamanda da ulusal siyasal ideallere bir nebze hari hi kimse ya da parti; devam dnyadaki
konumumuzu smrge sorunlarnn tmnden daha fazla tehlikeye sokan bu rejimin sorumluluunu
stlenmemelidir."33
Weber'in yaam, bir insann siyasal otoriteye kar tutumunun, ailesindeki disiplin dzeni rneine
gre biimlenebileceim aka gstermektedir. Rousseau'ya katlarak diyebiliriz ki, ailede babann
ocuklarna sevgisi onlara gsterdii ilginin dldr; buna karlk, devlette siyasal efin buyurma
zevki, halkna kar duymad sevginin yerine geer.34
33 Marianne Wcber, a.g c, s. 403 (1907)
34 vLa iamlle est done, s Ton vcut, le premer modele des socetes poltques: lc ehef est l'mage du
pere, le peuple est l'image des enfants, et tous, etant nes cgaux et lbres, n'alencnt leur liberte que pour
leur utlite. Toute la difference est quc, dans la amlle, l'amour du pere pour ses enfants le paye des
sons qu'l leur rend, et que lc vhci n'a pas pour ses peuples.' Contrat Socal, bol. 2, par. 3.
64
L Siyasal ilgileri
Weber'in yaam ve fikirleri birok bakmdan siyasal olaylarn ve ilgilerin ifadesidir. Hem zel yaam,
hem de kamu sorunlar balamnda ele alnmas gereken siyasal tutumlar, kii Weber'le entellektel
Weber'in birlikte oluturduklar bir olgudur. Gen Weber'in, iero'nun bir siyasal komplo tehdidi
karsnda nasl aptalca hareket ettiini dndn daha nce grmtk. Siyaset ve retorii
sonularyla yarglamak ve insanlarn niyetlerini davranlarnn amalanan ve amalanmayan
sonularyla lmek, Weber'in siyasal dncesinin deimez bir esi olarak kalmtr. Bu bakmdan,
bilim adam Weber yazlarn her zaman aktif siyasetinin bak asyla yazmtr.
ilk siyasal eilimi, babasnn Nasyonal Liberalizmiydi. Bu parti hretli liderlerin ynetiminde
1880'lerde Bismarck'a yaklamt. Bir bakma uzlamac bir liberalizmdi bu: Ne Bismarck' izlemek,

ne de onunla savamak istiyorlard; amalar yalnzca onu etkilemek idi. Bismarck'm Katolikler'e kar
Kulturkampf (kltr sava) yrtmesine ve sosyalist ii hareketini bastrmasna izin vermilerdi.
zledii politi65
kalar ve liberal ve sol kamplardaki blnmeler sayesinde Bismarck bu partileri birbirine kar
kullanabiliyordu.
Weber 20 yanda kendini Nasyonal Liberalizm'in grleriyle zdeletirmi ama belli bir siyasal
partiye balan-mamaya da zen gstermiti. Siyasal srece bir butun olarak dikkatli bir ilgi gsteriyor,
rakip liderlerin niyetlerinin neler olabileceini zmeye alyordu, ama "heyecanl bir gen partizan"
deildi. Sosyalistlere kar "olaanst hal kanunu "mm uzatlmasnda Nasyonal Liberaller Bismarck'a
yardm ettiklerinde yazd satrlar, Weber'in siyasal nesnelliinin tipik bir gstergesidir.
"Kanuna bir gereke gstermek istenirse, bunun yokluu durumunda konuma, toplanma ve dernek
kurma zgrl gibi kamu hayatnn birok kazanm-nm hayli snrlanmasnn kanlmaz hale
gelecei biimindeki, pek de yanl olmayan, bir bak asnn benimsenmesi gerekiyor. nk Sosyal
Demokratlar kkrtc tavrlaryla neredeyse kamu hayatnn temel kurumlarn tehlikeye drmek
zereydiler... Ancak, sorunu sakin dndmde, bazen bana yle geliyor ki, herkesin eit haklara
sahip olmasndan daha iyi bir seenek yoktur ve bu olayda yaplacak ey de bazlarn zincir altna
almaktansa herkesi susturmaktr. Zaten temel yanln Bismarck sezarizminin Danaer armaan olduu
galiba artk anlalyor, yani genel oy hakk aslnda herkese eit hak ilkesinin tam bir katli olmutur."1
Weber'in Bismarck hakknda bu pasajda ifade ettii deerlendirme hi deimeyecekti. Alman birliini
kurma politikalarm usanmadan izlemekte ve yaratlan yeni devlete byk g konumu salamakta
Bismarck'm gsterdii siya1 Maannc Wcbcr, Mcx Wcbe cm Lcbensbld, ss 124-125 66
sal dehaya her zaman hayranlk duymu ve bunu ifade et-mitir. Ne var ki, Weber ona kar eletirisiz
bir teslimiyet iinde olmaktan ok uzakt; Bismarck' kahramanlatrma-d gibi Alman orta snfnda
ona kar ok yaygm olan ve znde hi de siyasal olmayan kahramana tapnma tavrn da
kmsemeden baka bir duygu duymuyordu. Weber'in Bismarck'a ynelttii temel eletiri, bamsz
dnceli siyasal nderlere kar hogrl olmamas ve evresine uysal ve sz dinleyen brokratlar
doldurmasyd. "Bis-marck'm lkemizde yol at, bamsz dncenin dehet verici yknts, iinde
bulunduumuz kt durumun temel nedeni deilse bile ana nedenlerinden biridir. Ama, biz de onun
kadar sulu deil miyiz?"2
Dnce zgrlnn kazanlmas ve korunmas, We-ber'in bilincindeki yksek deerlerden biri
olarak ortaya kyor. Bismarck'm Kulturkampf m hi ekincesiz reddettii gibi, Polonyahlar'
Almanlatrmak iin izlenen ve Alsasl-lar' kzdran Prusya dil politikasn da reddetti. te yandan,
ilericileri "ksr" buluyordu -zellikle yaz-tura yntemiyle yaptklar bte hesaplar yznden.
"Bismarck'm yerine bu adamlarn greve arlacan dndke insan rperiyor." Kayzer Wilhelm
II tahta kp, siyasal gc kendinde toplama eilimi gsterince de, Weber gelecek derin kaygular
duymaya balad. "Bu Bulanjist, Bonapartist eilimler, en hafif ifadeyle, arzulanmayan gelimeler."3
Weber'in giderek byk sermayenin yarat haline gelen Nasyonal Liberalizm'den ilk uzaklama ve
daha ilerici bir "sosyal liberalizm"e ynelme iaretleri, 1887'de, 23 yandayken, grld. O noktada,
devletin en zayf sosyal tabaka olan byk kentler proletaryasna kar grevleri olduunu dnmeye
balar gibiydi. Bu snf Berlin'in geliimi sra- flgc.s 126. 1880'lerm sonlarnda yazlmtr. 3 age ,s. 129 ve 130.
67
snda, erken kapitalizmin tipik sefalet koullar iinde yayordu. Weber'deki bu toplumsal sorumluluk
duygusu ne de olsa paternalizmden ibaretti. Nitekim Weber, Muhafazakar partiye girmedi ama, oyunu
Muhafazakarlarda verdi.
Almanya'nn Dou Elbian yresindeki Junker ekonomisi zerine olan ayrntl incelemeleri Weber'in
iktisat alanndaki ilk yaynlaryd. inde "sosyalist profesrler"m de bu-lunduu bir reform derneinin
istei zerine 1890'larm banda balatlan bu almalar, Weber'in tarm konularnda uzman olarak n
yapmasn salad. Dou'daki Alman nfusunun Leh-Rus gmenlerince yerlerinden edilmelerinin
ekonomik ve sosyal nedenlerini bulmaya alyordu. Dou'daki Alman nfusunun azalmasnn
nedeninin, Junker kapitalizminin gayr menkul ve mlkiyet karlar olduunu kantlad. Bu blge bir
zamanlar byk mlklerle yan-yana bulunan, youn nfuslu kyl topraklaryd. Weber, resmi
istatistiklere!eki verilerden daha ince dkmler kararak, byk malikane topraklarnn ortaya kt
her yerde, nfus azalmasna yol aan dayanlmaz sosyal glerin harekete getiim gsterdi. Ek olarak,
tarmsal kapitalistler mevsimlik Polonyal ii getirtiyor, yaam dzeyleri daha dk ve smrulme
oranlar daha yksek olan bu iiler de Alman kyl nfusunun gmesine neden oluyordu.
Bu sureci gzlemlemek Weber'i Prusya'nn ynetici snfna kar siyasal muhalefete yneltti. Bu snf
Prusya'da kurduu gstermelik anayasal dzen yoluyla Almanya'nn dier blmlerine de egemendi.

Weber'in toprakaalarna muhalefeti, onlarn karlarnn ulusun karlarna ters dt inancna


dayanyordu. "Biz kk kylleri baba yurdunun toprana hukuksal deil, psikolojik zincirlerle balamak istiyoruz. Aka sylyorum ki, onlar anavatana zincirlemek iin topraa olan alklarn
smrmek istiyoruz. Ve Almanya'nn geleceini garanti altna almak iin bir
68
I kuan topraa zmbalamak zorunda kalsaydk, bu sorumluluu stmze alrdk."4
Weber 1890'larn banda, nedensel oulculuun tken-z karmaklm kullanarak tarihi maddecilie
kar k-Ornein, birok tarihsel neden yznden, tarm iileriin cretlerinin herhangi bir iktisat kanununa gre belirlenmediini, hele bir "demir kanun"a hi
uymadn ileri surdu. Freiburg'daki 1894 konferansnda, yarmac yaam mcadelelerinde ulusal ve
etnik farkllklarn nedensel belirleyicilik bakmndan ekonomik ve snfsal konumlardan daha nemli
olduunu iddia etti. Ne var ki, Marxist literatrle daha sonraki siyasal ve dnsel ilikisi bundan olduka deiik ve karmak olacakt.
Weber1in otuz yandaki siyasal ruh hali Freiburg'daki a konumasndan aldmz u pasajdan
anlalabilir:
"Bugnn tm ekonomik, sosyal ve politik abalarnn meyvalar esas olarak yaayan kuaklara deil,
gelecek kuaklara yarayacaktr. almalarmzn bir anlam olabilirse ya da olacaksa, bu ancak gelecek
iin, yani bizden sonrakiler iindir. Yine de, hibir ekonomi politikas mutluluk iin iyimser umutlar temelinde olanakl klnamaz. Lasciate ognl speranza (nsanolu, buraya girersen, tm umutlarn
darda brak) szleri, insanlk tarihinin bilinmeyen geleceine alan kapnn stnde yazldr.
Szkonusu olan, bir bar ve insan mutluluu d deildir. Soru, insanlarn gelecekte ne duygular
tayacaklar deil, kim olacaklardr. Kendi kuamzn mezarlarnn tesini dndmzde
karmza kan soru budur. Gerekten de, tum ekonomik ve politik almalarn temelinde yatan sorun
budur. Biz insanlarn ges. 137-138.
69
lecek esenlii iin uramyoruz; doamzdaki, insan olarak byk ve asil olduumuzu gsterdiini drj.
sunduumuz nitelikleri gelitirmek istiyoruz... Son zmlemede, tm ekonomik gelime sreleri iktidar mcadeleleridir. Sonul ltmz "devlet karlar" dr; bu ayn zamanda iktisadi dncelerimizin
de denektadr..."5
Grlyor ki, 1890'larm ortalarnda bir emperyalist olan Weber, ulusal devletin iktidar karlarn en
yksek deer kabul ediyor ve Sosyal Darwinizm'in vokablerini kullanyordu. ktisadi gu ile ulusun
siyasal nderlik gereklerinin her zaman akmadn hatrlatyordu. Kendini bir "ekonomik
nasyonalist" olarak tanmlyor ve eitli snflan devletin siyasal karlar asndan deerlendiriyordu.
Alnan smrgeler, Kayzer'in kl akrtlarn anmsatan sylevleri ve imparatorluk atafat btn
bunlar Weber, bir uzman gzyle, umutsuz samalklar olarak gryordu.
"ktisadi olarak batmakta olan bir snf siyasal iktidar elinde tutuyorsa, bu hem tehlikelidir, hem de
uzun vadede ulus karyla badatrlamaz. Daha da tehlikeli olan, iktisadi g ve onunla birlikte
siyasal otorite iddias kendi taraflarna gemekte olan snflarn, devlet ynetimi iin gerekli siyasal
olgunlua sahip olmamalardr. Her ikisi de bugn Almanya'y tehdit etmektedir; gerekten de imdiki
durumumuzun anahtar bunlardadr."6
"Tehlikeli durum" neydi? Alman d politikas yeniden ynlendiriliyordu: Bismarck'm Prusya'yla
yapt anlama yenilenmiyor, ngiltere'yle ittifaka girebilme frsat cleer5 Gesammelte Polifsche Schnjten (Mumh, 1921), Bolum 1
6 agc.s 24-25 70
i ivor ve sonula ortaya plansz bir srklenme po^cllC
akyordu. Bu durum kof vnmelerle, Kayzer'in
llUfleriyle rtlmeye allyor ve Almanya'nn siyasal ola7 niz kalmasna yol ayordu. Ulusun ynetici snf
U
Bat'ya, ne de Dou'ya doru ynlendirebiliyordu.
anya'nn politikalar bu yanlglar iinde herkesi karalyor ve bir dizi yenilgi, bbrlenme klf altnda ge'Isurlmeye allyordu.
Almanya'nn bu lmcl durumunun, Bat sanayii ile nkcr tarm arasndaki uzlamm sonucu olduuna
ilikin inandrc yorumlar yaplmtr. Nasyonal Liberaller elbette ki emperyalist, Pan-Cermenist ve
ingiliz dmanyd; gururlar incinmiti ve ngilizler'e Almanlar'm da gemi ina edebileceini
gstermek istiyorlard. Sonunda Tirpitz'in yakn tarihin en etkili propaganda kampanyalarndan biri
olarak uygulad, deniz kuvvetlerini glendirme programn destekliyorlard.7 Bu politikada
Junkerler'in ibirliini salamak iin 1902'de onlara, Amerika ve Rusya'dan ithal edilen tahla kar
himayeci gmrkler koyma dnn verdiler. Aslnda graessliche Flotte (dehetli donanma) Junker-

ler'in umurunda deildi; kaba toprak adamlar olduklar iin, ticareti ve smurgeleriyle denizar
imparatorluk fikri onlar pek ekmiyordu. Taral kaldlar, siyasal olarak Rus Carl'na yaknlk
duydular ve "Ulusal Grev" maskesi altnda sunulan donanma kampanyasna Bat sanayiinin ka-]
olarak kukuyla baktlar.
Buna karlk, hem Junkerler, hem sanayiciler, ykselmekte olan Sosyal Demokratlar'm kitle
rgtnden, de]to noktala m bkz Eckart Keh, "Englandhass und WcltpoltlC Zetsuft (m Politik, yay Richarcl
Schmdt ve Adolf Grabowsky (1928), Cilt Vll, ss 500-^-6 ve aym yazam donemin daha kapsaml bir
zmlemesini ieren Schlachtflottenbau und Partc-poltk, 1894-1901" adl almas (1930) Jolanncs Haller de takl bir bak asndan yoL karak ayn yarglaa varak-^clu DtAcra Bulow
(btuttgart ve Berlin, 1922) adl kitabna baknz
71
1 P
mokrasi taleplerinden ve Prusya'nn snf temeline dayah seim sistemine yneltilen saldrdan
korkuyorlard. Bu yzden, sanayici Nasyonal Liberallerle tarmc Junker Mu-hafazakarlar'm kendi smf
karlar, onlar sosyalist ii Partisi'ne kar birletirdi. Bu uzlama, denizde ve karada gl ortaklarla
ittifak ieren herhangi bir d politikay gndemden kaldrd.
Dou'yla Bat'nm politik ve ekonomik uzlam, Junker snfyla yeni sanayici kesimin toplumsal olarak
karmasna yol at. Alfred Krupp'un tek mirass Bertha Krupp'un, imparatorluk Almanya'snn
meslekten diplomat asilzadesi von Bohlen'le evlenmesi ve Kayzer'in de dnde bulunmas, bu
deiikliin bir gstergesiydi. Saraya saygnln kaybettiren baka olaylar da vard: Tausch
durumalarnda siyasi polisin iine dt skandal, Maximilian Harden'in Prens Eulenburg'a kar
giritii mcadelede sergilenen tatsz mahkeme atmosferi, Kayzer'in d politikada karlat bir dizi
kltc durum, younlaan sava tehditleri, genel silahlanma ve donanmay glendirme yar Max
We~ ber'in, "uuruma doru ilerleyen bir ekspres trenin iinde giderken, bir sonraki makasn doru
aldndan emin olamayan" bir insan duygularn tamasna yol aan olaylardan ve eilimlerden bir
blm bunlard.
Weber'in dostluk kurduu bir "radikal rahip", sosyalist dncelerle flrt ederken Weber'in etkisiyle
nasyonalist olmutu. Weber, rahip Naumann'm 1894'de karmaya balad bir "kk dergi"ye yazlar
yazd.8 Weber birka yl sreyle iinde papazlarn, retmenlerin, devlet memurlarnn, esnafn ve
birka iinin bulunduu tipik bir kk
8 Wcber "Protestan Mezhepleri ve Kapitalizmin Ruhu" (Bolum XII) ustune olan yazsna Frankfurter
Zatunda. bir gazete makalesi olarak balamt. Daha sonra bu yaz geniletilmi ve Chnstliche
WeJCdc yeniden baslmt Bkz. Bolum XII, not 1
72
r'uva evresinin, bir kk parti kurma giriimleriyle r ki iinde oldu. Bu grup, burjuvalar arasnda
toplumsal
rumluluk duygusu uyandrarak ve sosyalist iilere milli-etii alayarak ulusal birlii salamak
istiyordu.9 Na-umann'm Reichstag seimlerinde bir sandalye elde etmek ' nn eiritii kampanyay Max
Weber'in annesiyle Bayan Ba-umgarten yrttler. ok gemeden Weber bu grupla olan aktif ilikisini
brakt, ama dostluk balarn srdrd
Weber 1897'dc Saar'da Baron von Stumm'un blgesinde bir seim konumas yapt. Kmr kral olan
baron, grevci sendika liderlerini cezalandracak yasalarn karlmas iin urayordu. Weber, ulusal
gllk iin vazgeilmez olduunu dnd sanayi kapitalizminin lehinde konumakla birlikte,
"kii zgrl"ne de kuvvetle inandn belirtti. yesi olduu Pan-Cermen Birlii'nden de,
"zgrlm kazanmak iin" ve "benim szlerim politikalarm etkilemedii iin" ayrld.10
1903'te geirdii en kt ruhsal bunalmdan sonra, hanedann ve Junkerler'in ekonomik ve politik snf
karlarnn arkasnda gizlendii muhafazakar romantizmle btn balarn kopard ve kar saldrya
geti. Bu, Amerika'ya gitmezden hemen nce olmutu. 1905'te Almanya'ya dnnde, ilk Rus devrimi
siyasal olarak ilgisini ekmeye balad. Rusa renme zahmetine girdi ve olaylar birka Rusa gunluk
gazeteden izleme olanan elde etti. Rusya'daki sol burjuva liberalizminin dnsel nderlerinden olan
ve dev9 uBz Sosyal Demokras'nn ulusallamasm istiyoruz. Bu arzumuzu yerme get-np getirmemek
kendi bilecekleri bir itir. Bizim iimiz, Nasyonal Sosyalizm1! yukseltmeki " Pastor Naumann,
zikreden Eugen Rchtcr, Politsches ABC Buch (Berim, 1903), s 145. 1898'dc kuuk partinin
27.000'm biraz stnde oy alm olmas lgint Bu oyun drtte birinden fazlas Schleswg-Holstcm
eyaletinde verilmiti Buras, 1932'dek son "serbest" seimlerde Htler'in Nasyonal Sosyalstlcr'nn
mutlak ounluk kazanmay baardklar tek eyaletti.
10 Marannc Wcbc, agc,s. 238.
73

rim iin alan Rus siyaset bilimcisi T. Kistiakovski ile sk sk gryordu. Bu almalarn meyvas,
siyaset sosyolojisinde iki rnek incelemenin yaymlanmas oldu. Weber bunlar Archiv'in zel saylar
olarak kard. Rusya'dak snflarn ve partilerin sosyolojik zmlemesini yapan We-ber'in savlar
arasnda, bir Avrupa savandan sonra ar m dmesi ve ar solun yeni bir devrimle iktidara gelmesi
halinde, Rusya'nn tum sosyal yapsnn grlmemi bir bu-rokratizasyona urayabilecei de
bulunuyordu.
Weber'in entellektuel retimi 1904'te Amerika'dan dndkten ksa bir sure sonra yeniden balad.
Donem, Almanya iin bir siyasal kriz dnemiydi; bundan da ksmen Kay-zer'in sylevleri ve Afrika'ya
yapt geziler sorumluydu 1906 ylma girilirken Entente Cordial biimlenmeye balam ve
Almanya'nn diplomatik yalnzl ve Bismarck dneminin yksekliklerinden duuu artk ok
netlemiti. Ulusun simgesi olan Kayzer, uluslararas alayn hedefi haline gelmiti. Weber bu
sorunlarn kaynan, sorumlu siyasal nderlerin seilip i bana gelmesini engelleyen siyasal yapda
gryordu. Almanya'nn gstermelik merutiyetili-inin, siyasal kariyerleri, yetenekli ve etkili
insanlar iin ekici olmaktan karmasna ve bu gibi kiilerin i ya da bilim hayatna atlmalarna
zlyordu.
Weber, bu gibi grlerden karak yava yava "demokratik" bir tutuma yaklat. Ama bu, kendine
ozgu ve karmak nitelikte bir demokratiklik anlay idi. Demokrasinin kendi iinde deeri olan bir
dnceler butunu olduuna inanmyor; "doal hukuk", "insanlarn eitlii" ya da insanlarn "eit hak"
iddias gibi eyleri kabul etmiyordu. Demokratik kurumlar ve fikirleri pragmatik bir adan goru-yor;
bunlar "ozdeerleri" bakmndan deil, etkili siyasal nderlerin seilmesini salamalar ynnden
deerlendiriyordu. Ayrca, ada toplumda bu tur siyasal liderlerin
74
Amerika rneindeki gibi buyuk ve disiplinli aygtlar kurup denetleyebilmeleri gerektii kansndayd.
Ona gre, seenekler ondersz bir demokrasiyle buyuk parti brokrasilerinin yrtt bir
demokrasiden ibaretti.
Sorumluluktan kamak ve yaptklar ileri saray kliklerinin ya da Kayzer'in gzdesi imparatorluk
brokratlarnn arkasna gizlenip rtbas etmek yerine sorumluluk yklenmek isteyen gulu siyasal
nderlerin i bana gelmesi sonucunu vermedike, genel oy, oy mcadelesi ve rgtlenme zgrl
gibi eyler Weber iin bir anlam tamyordu.
Weber'in eletirel deerlendirmesine gre hibir sosyal tabaka, beklenen ii yapmaya yeterli deildi.
Her eyden nce, krallarn kutsal haklar savma sman bir diletant olarak gorduu Kayzer'e kar,
ulusun bandaki kiiye kar, sesim ykseltti. Alman siyasal parti yaamnn yaps da, teknik dzeyde
mukemmelletirilmi ama siyasal olarak kiiliksiz brokrasi aygtnn denetimsiz kalan gucune kar bir
fren oluturmak asndan umutsuzdu. Sosyal Demokratlar'm radikal szlerini ise, kitlelere entellektuel
kaz adL-n talimi yaptran ve bylelikle onlar brokrasinin oyununa daha kolay getiren gusuz parti
gazetecilerinin isterik haykrlar olarak gryordu. Ote yandan, revizyonist Mar-xzm'in
kendiliinden cennete gidi vaad eden topik rahatlnn, hakl bir fkenin yerine zararsz bir
kaytszl geirdiini dnyordu. Weber'in bir baka kans da, Sosyal Demokratlar'm burjuva
partilerle her turlu uzlamay ve kabineye girmeyi reddetmelerinin, merutiyet ynetimine geilmesinin
onunu tkayan etmenlerden biri olduuydu. Weber'n ileride yapaca siyasal zmlemelerin
kaynanda ite bu umutsuzluk, emperyalist gler arasndaki yarma dneminde gereksinilen
nderliin siyasal grevlerini hakkyla yerine getirebilecek bir sosyal kesim aray yatyordu.
75
1911 gznde Alman niversitelerinden birinde militarizm yanls bir ynetici, bar yanllarn
"ahmak" olarak niteleyen ve "bar duygusallndan sz eden bir konuma yapt. Konumay izleyen
bira partisine katlan bir general, pasifistleri "pantalon giyen ama pantalonlarmm iinde bir ey
bulunmayan ve halk politik olarak hadmlatrmak isteyen adamlar" olarak tanmlad.11 Basnda kan
eletirileri kar birka Freiburg profesr de bu konumalar savununca Weber ak mektup yazd ve
btn bunlar "kasa-ballk" olarak niteledi. Almanya savaa girecek olursa, lkenin "tal diletant"mn,
yani Kayzer'in, ordunun komutasna karaca ve ileri berbat edecei uyarsnda bulundu, ilgintir ki,
iddetin her politikann son kozu olduuna inanan srarl bir milliyeti olan Weber, yine de unlar yazyordu: "Ne kadar yksek dzeyde olursa olsun belli siyasal ideallere yneltilen bir eletirinin, moral
gc zayflatyor diye nitelenmesine hakl nedenlerle kar kmak gerekir. "Ahlak"ta pasifistlerin
bizden "stn" olduuna kuku yok... [Ama] siyaset planlamas bir ahlak ii deildir ve hibir zaman
da olamaz."12 Tolstoy gibi barlarn ahlaki itenliini bylesine takdir etmesine karn, Weber'in
savaa katlmak iin duyduu kiisel istei de unutmamalyz.
Weber sava srasnda Belika'nn ilhak edilmesine kar kt ama, bu Weber'in emperyalist amalan
olmadn gstermez. Varova'ya, hatta Va. ova'nm kuzeyine kadar "askeri sler" kurulmas iin srar
etti. stelik Almanya ordusunun Liege ve Namur'u yirmi yl sreyle igal etmesini nerdi.
3 915 Ekim'indc yle yazyordu: "Her zafer bizi bartan biraz daha uzaklatryor. Durumun

benzersizlii ite burada." Avusturya, talya'nn kendisinden ayrlmasna izin ver11 a. , s 413
12 Mananne Wcbcr, a g.c , s 416.
76
eliinde Weber kendini kaybetti. "Son yirmibe yln devlet adaml tmyle kyor: Bunu sylemek
insana hi de zevk vermiyor. Artk sava sonsuza kadar srebilir." Hkmete ve parlamento yelerine
yazd ama masasnn stnde kalan bir ak mektupta u szler yer alyordu: "Balca sonucu, Alman
postalnn kesinin Avrupa'da herkesin ayana basmas olacak bir bar zorlamak, Almanya'nn
karlarna aykrdr."13 Savan uzayp gitmesinin ise, dnya sanayiinde stnln Amerika'ya
gemesi sonucunu douracan dnyordu. Ar sanayici ve byk toprak sahibi evrelerinde alp
yrm olan emperyalizmden rkuyordu. Bu umutsuzluk iinde yle yazyordu: "Lehe renip
Polonyallarla iliki kurmaya alacam." Dileri Bakanl mstearndan Polonya'yla ilgili devlet
arivlerine girmek ve Polonyal sanayicilerle grmek iin izin istedi. Katolik Merkez Partisi'nin bir
yesini bu ite arac olarak kulland halde istei tabii geri evrildi. 1916 Mart' banda Weber,
"Reich dairelerinde hkm sren hrn aptallk yznden btn yetenekli insanlarn i yapamaz hale
geldii Berlin atmosferinden" artk tmden ireniyordu.14
Weber Birinci Dnya Sava'nm lkeler arasndaki eitli ekonomik ve siyasal rekabetlerin bir sonucu
olduuna inanyordu. Bu konuda da belli belirsiz "sululuk duygusu" tayor, Almanya'nn sorunlarnn
ynetiminde romantik ve beceriksiz davranldma inanyordu. Sava yanllarnn politikasnn
sersemce olduu kansndayd ve bandan beri bunun Almanya'y ancak felakete gtrebileceini
dnyordu. zelikle Tirpitz'in donanma siyasetine, LusitanicCmn batrlmasna ve denizalt gcne
bel balanmasna kzyordu. Amerika'nn savaa gireceini nceden grm ve bu
13 agess 544,562,563
14 age , s 567
77
gelimenin sonulan hakknda 1916 ubat'mda yle yazmt:
"ilk olarak, drtte biri Amerikan drtte biri de talyan limanlarnda(l) bulunan deniz ticaret filomuzun
yarsna el konup bize kar kullanlacak, bylece ngiliz gemilerinin miktar bir anda artacaktr -bu
eekler [Alman deniz kuvvetlerindeki] bunu hesaba katmyorlar: kinci olarak, yorgun birliklerimize
kar 500.000 Amerikan sporcusu gnll ve ok stn donanml olarak savaa girecektir- bu eekler
buna da inanmyorlar. ncs, krk milyar nakit para dmanlarmzn emrine verilecektir.
Drdncs, daha yl sava ve kesin yknt. Beincisi, Romanya, Yunanistan vb., hepsi bize kar.
Ve btn bunlar Bay von Tirpitz'in, neler yapabileceini gstermesi iin. imdiye kadar bundan daha
aptalca bir ey d nlmemi ti."15
1916 Ekim'inde Weber Almanya'nn Avrupa'nn Byk Devletleri arasndaki konumunu tartmak
zere biraraya gelen ilerici liberallerin siyasal nitelikli bir toplantsnda konutu. Bu konumasnda
politikalarn, uluslararas ilikilerdeki sonulan asndan deerlendirilmesini savundu: Almanya'nn
gl komular ortasndaki corafi konumunun, ovnge bir kendini beenmilik ve fetih politikasn
deil, akl banda bir ittifaklar siyasetini gerektirdiini ileri srd. Weber'e gre "asl tehdit"
Rusya'dan geliyordu. Dolaysyla ngiltere'yle iyi ilikilerden yanayd. Dou Avru-pa'daki olaylar
dnya tarihi asndan byk nemi olan kararlar gndeme getiriyordu; Bat Avrupa'daki deiiklikler
bunlarn yannda nemsiz kalyordu. Son kertede, savan nedeni, Almanya'nn saldrgan bir sanayi
devleti olarak
15 age.s 571 Bkz Polstle Scf/fcn, ss 64-72 78
ortaya kmasndan ibaretti. Weber de soruyordu: "Peki neden saldrgan bir devlet olarak rgtlenen bir
millet haline geldik?"
"Kendini beenmilikten deil, dnya tarihine kar sorumluluumuz yznden. Dnya gcnn bir
yandan Rus yneticilerinin buyruklar teki yandan Anglo-Sakson "toplumu"nun kalplar arasnda
-belki biraz da Latin rcasortu. katlarak- bllmesine kar hi mcadele etmeden izin vermemiz
yznden kimse, hele kendi gelecek kuaklarmz, Danimarkallar'!, isvirelilerdi, Norvelileri ve
Hollandallar sorumlu tutmayacak. Dnya gcnn bllmesi son kertede gelecein kltrnn
niteliinin denetimi demektir. Gelecek kuaklar da hakl olarak bundan bizi sorumlu tutacaklardr,
nk biz yedi milyonluk deil, yetmi milyonluk bir ulusuz."16
3 Kasm 1918'de Kiel'de denizciler ayaklandlar. Ertesi gn Weber Mnih'te Almanya'nn yeniden
inas hakknda bir konuma yapt. Orada, aralarnda Rus Bolevik'i Levi-en'in de bulunduu devrimci
ayrhnlar ve dinleyiciler arasndaki eski askerler tarafndan tartakland. Ksa bir sure sonra da ii ve
asker konseylerinin devrimci hkmeti kuruldu.
Max Weber, Almanya'nn kn, "arkadan vurulma" avuntusuyla i cephenin zayflna balamaya
alan profesrlere karyd. Ayn zamanda, "bu kanl karnaval" dedii "devrim"e de karyd;
Almanya'ya daha da kt bar hkmleri getirmekten baka bir eye yaramayacan du-unuyordu.

Kald ki, devrimin kalc sosyalist kurumlar yaratamayacan gryordu.


Karsnn sylediine gre, Weber'in proletaryann insan16
591
79
ca ve onurlu bir yaam iin yllardr srdrd mcadeleye sempatisi o denli glyd ki, bir parti
yesi olarak onlarn saflarna katlp katlmamay ok sk dnm, ama her seferinde de karar
olumsuz olmutu. Kars yle diyordu: "nsan tpk bir Hristiyan gibi drst bir sosyalist olabilir,
yeter ki mlkszlerin yaam tarzn paylamaya hazr olsun ve tabii kltrl bir yaamdan ve dnsel
uralardan vazgeebilsin. Hastalndan sonra bunlar Weber iin olanaksz hale gelmiti. Bilim
adamln srdrmesi tmyle parasnn faizleri sayesindeydi. stelik o, kiilik olarak, her zaman bir
"bireyci" olmutu."
Weber uzman olarak Alman bar delegasyonuyla birlikte Versailles'ya gitti. "Mseccel sava
sulular" Ludendorff, Tir-pitz, Capelle ve Bethman'm gnll olarak kellelerini dmana vermeleri
gerektiini ileri srd. Alman subaylarnn annn ancak bylelikle yerine gelebileceini dnyordu.
Ludendorff a bu dorultuda bir mektup yazd, ama Ludendorff'dan souk bir yant ald. Daha sonra
onunla kiisel bir grme salad ve birka saat tartt. Genelkunuay'n politik hatalarnn hesabn
sordu. Buna karlk Ludendorff da onu devrimin ve yeni rejimin gnahlar iin knad. Weber
LudendorfPa kellesini dmana vermesini nerdi.
LUDENDORFF: Byle bir ey yapmam nasl bekleyebilirsiniz?
WEBER: Ulusun onuru ancak siz kendinizi feda ederseniz kurtulabilir.
LUDENDORFF: Ulus gidip kendini gle atabilir. Bu ne nankrlk!
WEBER: Yine de bu son hizmette bulunmalsnz.
LUDENDORFF: Ulusa daha nemli hizmetler vermeyi umuyorum.
WEBER: Bu sznz ciddi olamaz. Kald ki, sorun yalnz Alman halknn deil, subaylarn ve Alman
ordusunun
80
onurunun da kurtarlmasdr. LUDENDORFF: Neden gidip Hindenburg'u grmyorsu?
Maral oydu.
nuz WEBER: Hindenburg yetmi yandadr; stelik ocuklar
bile biliyor ki o zaman Almanya'da bir numara sizdiniz. LUDENDORFF: Allah'tan.
Taraflar ok gemeden siyasete girdiler ve Ludendorff ademokrasi" konusunda Weber'i ve Frankfurter
Zeitung\\ knamaya balad.
WEBER: u anda iinde bulunduumuz aalk durumun demokrasi olduunu dndme inanyor
musunuz?
LUDENDORFF: Byle konuursanz belki bir anlamaya varabiliriz.
WEBER: Ama daha nceki aalk durum da pek monari saylamazd.
LUDENDORFF: yleyse, demokrasiden ne kasdediyor-sunuz?
WEBER: Demokraside halk gvendii bir nderi seer. Sonra da, seilen lider "imdi enenizi kapayn
ve ne sylersem onu yapn" der. Artk halk ve parti onun iine karma zgrlne sahip deildir.
LUDENDORFF: Byle bir demokrasiyi beenebilirim.
WEBER: Halk lideri en sonunda deerlendirir. Hata yapmsa, onu daraacma gnderebilir.
LudendorfPun kiilii Weber'i derin bir bir d krklna uratmt: "Belki de kendini feda etmemesi
Almanya iin daha iyidir. Kiiliinin brakaca izlenim olumsuz olacaktr. Dman, bu tr adamlarn
grevden ekilmesini salayan bir savan, gerektirdii zverilere deer olduunu dnmeye
balayabilir. Dnyann, bu tr adamlarn kelerini bakalarnn boynuna basma giriimlerine kar
kendini neden savunduunu imdi anlyorum. Bu adam bir kez
81
daha siyasete karmaya kalkrsa, onunla ylmadan dvmek gerekecektir."17
Max Weber Alman siyasal partiler yaamna ite byle bir tiksintiyle bakyordu. Bu alan ona kuuk
hesaplarla dolu ve lonca didimelerinin atmosferi kadar boucu geliyordu Cari Jentsch'in bu konudaki
tutumunu paylayordu.18
"Burjuva demokrasis"ne yneltilen Marxist eletiriyi ozumledikten sonra Weber, muhafazakarlktan,
Pan-Cer-menizm'den ve monarik ballklardan uzaklat. Demokratik anayasal ynetimin, "halkn,
halk iin ve halk tarafndan ynetimi" olarak oz-deerine inanmay rendiinden deil, anayasal
demokrasinin Almanya'nn i ve d sorunlarnn tek ozumu olduuna inandndan. 1917 Nisan'm-da
unlar yazd:
"Bu sava ulusal bir savatan baka bir ey olsayd, ne tek bir kurun skardm, ne de tek kuruluk sava
tahvili alrdm. Devletin biimini ilgilendirseydi ya da bu aciz monariyi ve bu apolitik brokrasiyi

korumak iin yaplsayd, hareket tarzm yine deimezdi. Devletin biiminin ne olduuna aldrdm
yok, yeter ki lkeyi Wilhelm II ve benzerleri gibi eblehler yerine yerine politikaclar ynetsin... Benim
iin anayasalar da teki butun mekanizmalar gibi tekniklerden ibarettir. Hkmdar bir politikac
olsayd ya da olabilecei umudunu verseydi, onun uruna parlamentoya saldrmakta tereddt
etmezdim."19
Weber'in merutiyeti demokrasi lehinde etkinlik gstermesinin nedeni, Reichstag'm, Prusya ve
dolaysyla Alman
17 age , ss 664-665
18 Cal Jcntsch, "Palamentc und Patecn m Deutschcn Rechc," De Nem Rundschau (Nisan, 1906),
ss 385-412
19 Poltsdc Schften, ss 469 vel 82
brokrasisinin ve bunun zihniyetinin ezici arlna kar bir denge unsuru olabilecei umuduydu.
Partiler arasndaki parlamenter rekabet yoluyla, geni ufku olan ve iktidar hrs tayan siyasal nderler
i bana gelebilirdi. Bunlarn, brokrasiyi iradelerine bal klacak teknik bilgilere de sahip olmas
gerekliydi. Weber iin teknik bir ara olmaktan ote anlam tamayan ve asla siyasa yapan ve siyasal
sorumluluk tayan bir aygt durumuna gelmemesi gereken brokrasiye ancak byle liderler yon
verebilirdi. Weber iin hepsinden iyisi de karizmatik nderlerin ortaya kmasyd. ada toplumun
her zamankinden kat ve yerinden oyna-tlamaz kurumlara doru srkleniinin, bu "salt kiisel
oe"nin toplumsal yapda belirleyici olma ansn azalttn dnmekle birlikte, Weber umudunu
koruyordu.
Weber'in bilinen Makyavelci tutumu nedeniyle Nazizm'e kayp kayamayaca konusunda speklasyon
yapmak hi de ho olmamakla birlikte, karizma felsefesi ve demokrasi idealine kar pragmatik
yaklam, onun Naziler'le belli bir yaknlk kurabileceini pekala hatra getirmektedir. Yine de,
hmanizminin, ezilen insanlara sevgisinin, yalandan ve sahtecilikten nefretinin, rkla ve antiSemitik demagojiye kar ylmaz mcadelesinin, onu, hi deilse kardei Alf-red'den daha keskin bir
Hitler kritii yapaca olasln da unutmamak gerekir.
Weber, toplumsal kurumlar son kertede belirleyen "en temel eilimler ve iradi yneliler" ile tarihteki
ideolojik yaplanmalardan soz etme gerei duyan Troeltsch'den ok farkl bir yol seiyordu. "Bunlar
tanmlayacak szcklere sahip deiliz; ancak rklardan, plastik tarihsel glerden ya da ilkel
gdlerden soz edebiliriz"20 diyen Troeltsch'in tersine Weber, "kor doa"da metafizik bir tutamak
araym20 Ernst Toeltsch, aDas logsche Poblem der Geschchtsphlosophe," Der Hs-tofismus und Stne
Pobleme (Tubmgen, 1922) Erstes Buch, s 754
83
dan ok uzak. Weber'in dank da olsa ok yineledii rklk kart ifadelerini, John Stuart Mill'in
azndan zetleyebiliriz: "nsan zihnini etkileyen sosyal ve moral etmenleri zmlemeye almaktan
kan en kaba biimi, davran ve karakter eitliliinin nedenlerini zsel doal farkllklara balama
abasdr."21
Denebilir ki, btn "inan"larm gerektirdiini dnd "dnsel zveriMe bulunabilmeye Weber'in
bnyesi ve mizac uygun deildi. ada faizmin temsil ettii inan karabasannn, aklc sosyal bilimin
Max Weber gibi kendini adam bir hizmetkrn etkisi altna almas ok gt. Onun yaptlarn ;
nlendiren temel dnce slubu, aydnlanma ann bir rn olan Bat Pozitivizmi'dir. Dncesinin
temel iradi eilimi, Ranke okulununki gibi her biri "Tanr'ya eit yakmlkta"ki tarih dnemlerinin
byk, sanatkrane tablolarm izmek deil; gemi stne, gelecei de grmeye yarayacak gzlemlere
olanak tanyacak dnsel yntemler gelitirmektir.. Savoir pour prevoir, prevoir pour pouvoir:
Comte'un pozitivist felsefesinin bu erei, Weber'in yaklamnn da temelinde yatyordu. "Tarihi
okuPdan yetimesine karn, tarihi, onun kendine zgl ve tekliini ycelten bir tutumla ilgisi
yoktu. Tarihilerin husumetine aldrmadan, "kanunlar olan dzenliliklerin" tarihe "yardmc" bir bilim
olarak incelenmesini hep naz e nerdi. Kendi de stada toplumsal tarih yazmaya devam etti.
Kentleme, hukuk tarihi, iktisat, mzik, dnya dinleri -Weber'in deinmedii alan yok gibidir. Bylece,
Wundt ve RatzePin, Roscher ve Schmoller'in ansiklopedik bilim adaml geleneini srdrd.
Weber'in veri ynlarna gmlp almas, Rousse-au'nun doa tutkusuna benzer bir biimde,
insanln tarih
21 John Stuart Mili, Pnncples of Political Economy (Boston, 1848), Cilt I, 379.
84
mirasnn kucanda, yurtsuz kalm dinsel gereksinimlere mnzevi bir smak bulmak iin deildi.
Tam tersine, karlatrmalar incelemelerden, ada dnyadaki siyasal yneli araynda kendisine
yol gsterecek bir kurallar btn karabilmekti. Byle bir bilgi, bir bakma iktidar demekti; gsz
bir adamn bilgi peindeki bu serveninin ardnda yatan etmen buydu. Zaten onun siyasal ilgileri
mdadr ki, dnsel ynelilerini anlayabiliriz.

85
III. Dnsel ynelileri
Weber'in yaad donemde Almanya'nn iinde bulunduu entellektuel ortam, akademik sosyolojinin
gelimesi iin zellikle uygunsuzdu. Tarihilik ve tarih yazm esas olarak Hegel ve Ranke
geleneklerinin egemenliindeydi. Muhaia-zakar zihniyet, sosyal bilimlerde kuramsal gelimeyi her
yandan engelleyecek gteydi. Bu ortam, zellikle iktisatta geerliydi. unku tarihi okul, bu alanda,
koskoca bir tarihsel ayrnt, hukuksal olgu ve betimleyici kurumsal veri hazinesini kuramsal almann
karsna kararak sistematik teoriyi baltalyordu.
Ote yandan, Almanya'da liberalizm herhangi bir giriimci orta snfla balants bulunmayan bir
intelligentsia tarafndan gelitirilmiti. Bat lkeleriyle karlatrldnda -ki Alman liberalizmi iin
dnce modelleri bunlardan alnmt- Almanya'da her ey baaa grnyordu. Tarmc Junkerler
ve yandalar, Adam Smith ve serbest ticareti, yan Almanya'nn domakla olan sanayi kentleri yerine
ngiltere'ye serbest tahl ihracn savunuyorlard. Liberal Fred-rich List ise, koruyucu gmrkler
istiyordu. Almam halkn
86
lus-devlet haline getiren de orta snflar deil, Bismarck ve Alman prensleri olmutu.
Lasalle, Marxsm'i benimseyen ok parlak bir gazeteci, orgutu, tarihi ve sosyolog grubunu kendine
eken Sosya-st Part'y kurduunda, liberal akademik mtellgetsa 1848 okundan ve ona gelen
tepkiden henz tam anlamyla kurtulabilmi deildi. Bu kiiler milliyeti ballklara kaplmamaktan
gurur duyuyorlard. Marxism de Almanya'da ilgi alanna tum alarn toplumsal ve siyasal tarihim,
edebiyat ve felsefe almalarn, toplum ve iktisat kuramm almaya alan bir gelenek yaratma
baarsn gstermiti.
1848'de sakall gezici iilerden korkmu olan liberaller, Bsmarck'm ynetimi srasnda da Bebel ve
Liebknecht'te korkuyorlard. Daha 1878'de, doktriner liberal Eugen Rich-ter yandalarna, seenekleri
ikiye indirgenirse, Sosyal Demokrat adaya deil Muhafazakarlara oy vermelerim oul luyordu.1 On
yl sonra da, Ferdinand Tonnies, hakl olarak ada Alman sosyolojisi iin temel yaptlardan kabul
edilen Gemcinschaft and GeselhthafCm yaymladnda, kendini "saygn" toplumun gznde umutsuz
bir yabanc durumuna sokmutu. Ludwig Bamberger gibi ince bir duunur bile "militarizmle
sosyalizmin zdeki yaknl"ndan soz ediyordu.2 Almanya'nn dnsel gelenekleri, tutucu, liberal ve
sosyalist dnce trlerine byle ayrmt.
ktidar olma frsat bulamayan Alman siyasal partileri, ilkeli dnya grlerine sahip doktriner partiler
olarak kaldlar ve her biri yalnzca belli snflara ya da stat gruplarna donuk hale geldiler. Tarmsal
alandaki tutucular Ortodoks Lutherciler'le, kentli tacirler ve bankaclar serbest meslek sahipleriyle,
sosyalist cretli iiler ise yksek Marxizm taslayan duuk statl bir intelligentsia ile koalisyona
girdiler.
1 August Bcbcl, Aus mmemLcbcn (Stuttgat, 1911), Zwetc lel, s 419 - 1 udwg Bambcgc,
Fnnctungen (Bcln, 1899), s 46
87
Ge sanayilemenin getirdii abuk zengin olma atmosferi; yeni zenginlerin 1870'den sonraki iktidar
sarholuu; dello kulplerine ve baronlarn hizmetine girmeye ve subay olmaya balayan kentli orta
snflarn toplumsal ykseliine karlk dnsel basitlikleri -btn bunlar hem siyasal isteksizlik ve
kaytszlk yaratyor, hem de iilerin ykseliinden duyulan korkuyu besliyordu. Ayn zamanda, geni
kesimlerin Junkerler'in iktidarna siyasal rza gstermesine de yol ayordu.
Bu atan karlar, partiler ve dnsel akmlar ortamm-dadr ki, Max Weber kendi entellektel
ynelilerini belirlemeye alt. Amac, kapsaml bir ortak taban yaratmakt. Birbirinden keskin
izgilerle ayrlan kart dnya grlerinin yaratt entellektel blnme ortamnda bunu baard da.
Kimi analitik kavramla tr malar mm ve genel tarih grlerinin zerinde biraz durursak; tutucu,
liberal ve sosyalist dnce elerinin Weber'in yaptnda nasl zmlendiini, dntrldn ve
karmak bir btn iinde yeri-; ne oturtulduunu gstermeyi baarabiliriz. Hem tutucu, \ hem de
Marxist dnceye kar savaan bir liberal olan Weber'in, kendini, her iki kartndan belli
etkilenmelere ] ak tuttuunu da grebiliriz.
7. Marxve Weber
Weber, Archiv fr Sozlcvjissenschajt und Sozicdpolitihm editrln stlenince, Mandstler'in
ortaya att sorunlarla sistematik biimde ilgilenilmesini nerdi. Tabii Weber'in kendi almalarnn
ounda da Marx'm tarihsel ynteminin ustaca uyguland grlr. Ama Weber bu yntemi bir
"aklayc ilke" olarak kullanmtr. Bir dnya tarihi yorumu olarak Marxizm, ona savunulamaz, tek
nedenlilie dayanan,
88
dolaysyla da toplumsal ve tarihsel balamlarn yeterli biimde aklanp anlalmasn zorlatran bir
kuram gibi gelmitir. Marx'm bir iktisat olarak o dnemde antropologlarn yapt hatay yaptn,

btnn bir parasn alp en nemli etmen haline getirdiini ve nedensel etmenlerin okluunu teknedenli bir teoreme indirgediini dnmtr.
Weber tarihi maddecilie, tmyle yanl olduunu syleyerek kar kmaz, yalnzca tek ve evrensel
bir nedensellik silsilesi kurma savn kabul etmez. Bir nedenselik nermesine indirgedii diyalektik
dnceyi "anlayp anlamad" sorunu bir yana, onun bu yaklam ok yararl sonular vermitir.
Weber'in yaptnn bir blm, Marx'm ekonomik maddeciliini politik ve askeri bir materyalizm ile
"yumuatma" giriimi olarak grlebilir. Weber'in siyasal yaplara yaklam, Marx'm iktisadi yaplara
yaklamna byk bir koutluk gsterir. Marx, iktisat dnemleri saptayp balca iktisadi snflar
bunlarn iine yerletirmi, kimi toplumsal ve siyasal etmenlerle retim aralarnn bantsn
kurmutur. Weber de, siyasal konularda, silahlarn ve ynetim aralarnn denetim hakk zerinde
durmutur.
rnein, Weber feodalizmi askeri iddet aralar (kendi kendini donatan ordular) stnde zel mlkiyet
ve ynetim aralar stnde grup mlkiyeti asndan tanmlanr. "Hkmdar" ynetimi ve sava
tekeline alamaz, nk bylesi bir tekel iin gerekli gereleri birka ayrcalkl zmreye delege etmek
zorundadr. Bunlar zamanla bamsz "malik" haline gelirler. Ekonomik yaplarn anlalmasnda
retim aralar Marx iin ne denli nemliyse, siyasal yap trlerinin anlalmasnda siyasal g ve
iktidarn maddi aralarnn denetimi de Weber iin o denli nemlidir. *
{ ) Kitabn "Meslek olarak Siyaset", "Brokrasi" ve "Dnya Dinlerinin Sosyal Psikolojisi" blmlerine
baknz.
89
iktisadi gu ile siyasal gucu ayrdetmekte Marx5vn dikkatli davranmamasna karlk, Weber bir liberal
o] bu iki alam iyice ayrtrmak ister. Zaten Marxist katkl ouna ynelttii eletiri, bunlarn nelerin
"ekonomik" lerin "ekonomi tarafndan belirlenen" ve nelerin "eko miyle yalnzca ilgili" olduunu
netletirme baarsn gOs{ rememeleridir. Weber'e gre, Roma'ya yaplan dmsel zv retler elbette para
piyasas iin nemlidir ama bunlar ek nomik giriimler olarak kabul edilemez. Dinsel ya da sya sal
fikirlerin ekonomik kurumlar iin nem tamas bunlar ekonomik etmenlere dntrmez; olay
bunlarn "ekonomiyle ilgileri"nden ibarettir.
Siyasal ynetim aralar iin yaplan mcadeleyi incelemelerinin oda yaban Weber, feodalizm
dneminden bu yana Avrupa siyasal tarihini, feodal toplumda grece dank bulunan mali ve askeri
aralara el koymaya alan hkmdarlarn karmak bir geit resmi gibi gorur. Zaten We-ber "devlet"
kavramn da, belli bir arazide meru dde kullanma "tekel"i olarak formulletirir. Weber araz esin
devlet tanmna sokarken ky ve ikara devletleri, buyu! rmak kenar devletleri ve ova devletlerini
ayrdeder. Cog rafya etmeninin devletlerin kimi eilimleri stnde de etki leri vardr: Ky devletleri,
dolaysyla deniz ticaretine giren devletler, site-devlet demokrasisine ve deniz ar mpara torlua
olanak verir; buna karlk, Rusya ve Amerika gl ova devletlerinin ematikleme ve burokratikleme
eilin vardr. Tabi bu eilimin istisnalar da gorulur.
Weber de Marx gibi, "ideolojik" olgularla ekonomik \ politik dzeylerin "maddi kar"lar arasndaki
karn* ilikiyi yakalamaya almtr. Weber, "rasyonalzasyonla1 yan "fiktif styaplar" ve sozlu
ifadelerle gerek niyet arasndaki uyumsuzluklar stnde durmutur. Emperya brokratik hitabet
slubuna, zellikle Pan - Ormenstl'
90
i iiterati"nin sloganlarna kar km; bunlar- Viktoryen lfazanla olan fkesine benzer bir
keyle uramtr.
ideolojik savlar pek de saygdeer olmayan karlarn klflar olarak sergileme teknii, Weber'in
1918'in mc soluna saldrlarnda ok aktr. O yllarda Weber zm'n, istendii zaman durdurulabilecek
bir araba ol-dSm arpc biimde ifade etti. ideolojileri sergileme basmm kapsamna "proletaryann
kann da ald ve bu-n aslnda lteratmin, politikaclarn ve devrim bekileri-n "zaferin
ganimetlerinden salamay umduklar karlar okluunu ilen surdu. Sosyalist sloganlara saldr
emperyalizm ustune olan grlerinde de aklk kazanr. Weber lusal birimleri, hibir zaman daha
geni, uyumlu btnler ine alnamayacak tarihsel mutlaklklar kabul eder. Dolay-\la gelecekte, olsa
olsa, daha zayf devletleri buyuk bir er]iyle smren gulu sosyalist ulus-devletler ortaya -ablr.
Grlyor ki, ulus kavram ve ulusal kar, We-cr'r siyasal ufkunun snrlarm oluturur; bunlar ayn
za-anda onun iin sonul deerlerdir. Yine de, "ulusal duygu-n" eitli gruplarn duygu ve tutumlarnn
bir karm larak zmlemekten geri kalmaz.
"karlar" ve "ideolojiler"e ilgisine ek olarak, Weber'in ^syolojis, bir sosyal yapy meydana getiren
tum kurumsal tanlarn karlkl ilikilerini kavramaya almas asnn da Marx'm dncesiyle ortak
bir yan tar. Weber'in ^teminde, asken ve dini, siyasal ve hukuksal kurumlar i~ -vsel olarak eitli
biimlerde ekonomik alana baldrlar. e var ki Weber'm bu konudaki siyasal yarg ve deerlen-rnelen
Marx'mkilerden tmyle farkldr. ada ekono-a^x iin temelde irrasyoneldir; kapitalizmin bu rrasnaltes, retim gulerindeki rasyonel teknolojik ilerle-r e, zel mlkiyet, zel kr ve denetimsiz piyasa

reka91
beti gibi kstlayc etmenler arasndaki elikiden kaynaklanr. Sistemin temel zellii, "retim
anarisi"dir.
Oysa Weber, iin ada kapitalizm "irrasyonel" deildir; tam tersine, ada kapitalist kurumlar ona
rasyonalitenin ta kendisi gibi grnr. Bir brokrasi tipi olarak byk korporasyonun, rasyonel
verimlilik, ileyi sreklilii, sonularn hzl ve doru hesaplanmas alarndan tek rakibi devlet
brokrasisi olabilir. Bu srelerin hepsi rasyonel ynetilen kurumlar iinde yer alr. Bu kurumlarda
ilginin oda, birletirilmi ve uzmanlk isteyen ilevlerdir. Tmyle dinamik olan yap, anonimliiyle,
ada insan zel uzmanlk sahibi bir teknisyen, nceden belirlenmi ve zamanlanm kanallar iinde
zel bir kariyerin baarlmas iin gerekli vasflara sahip bir "profesyonel" olmaya zorlar. Kii bylece
brokratik aygtn takrtl sreci tarafndan tlmeye hazr hale getirilir.
Weber, rasyonel brokrasi kavramn Marx'm snf mcadelesi kavramnn karsna diker. "Ekonomik
maddecilik" konusunda olduu gibi "snf mcadelesi" konusunda da Weber, snf mcadelelerini ve
bunlarn tarihteki yerini inkr etmez, ama onlar temel dinamik olarak grmez. retim aralarnn
toplumsallatrlmas olanan da yadsmaz. Yalnzca bu dilei uzak bir gelecee erteler ve "bugn
iinj sosyalizm" umutlarn sorgular. Sosyalizmde ekici hibiri yan bulmaz. Onun gznde
sosyalizmin getirecei ey, y-' netim aralarnn geirdii srecin ekonomik alanlarda da
tamamlanmasndan ibarettir. Feodal zmrelerin* ynetim aralar ellerinden alnm ve yerlerine
ada brokratik devletin maal memurlar gelmiti. Modern devlet, silahlarn ve ynetim aralarnn
mlkiyetini "milliletirmiti". retim aralarnn toplumsallatrlmas da, hl grece zerk olan
ekonomik yaam, devletin brokratik ynetimi(A) "Estate" karlnda ( n ). 92
band klmaktan baka bir ey olmayacakt. Gerekten i devlet total hale gelecekti. Brokrasiden
liberal birey mi bir pranga olarak zaten nefret eden Weber, sosyalizmin , oVlece daha da ileri bir
serflie yol aacan dnyordu "Bugn ykselmekte olan, iinin deil memurun diktatrldr"
diye yazyordu.3
Weber kendisinin paradoksal grlere sahip olduunu dnyordu. Kamu ynetiminde, byk
kapitalist iletmelerde ve verimli alan siyasal parti aygtlarnda brokratik ynetimin
kanlmazln grmemezlik edemiyordu. Ama, sava srasnda Berlin brokratlarnn aptalln azarlad halde, klasikleen brokrasi incelemesinde, John Stu-art Mill'in upedantokrasi"ye kar nl
yargsna hi de yak-laamamt. Tersine, onun iin hibir ey brokratik ynetimden daha verimli ve
doru ileyemez. Weber'in "her eye karn" demokrasiden gurur duyuunda Marx'n baka bir
konudaki tutumuna benzer bir yan vardr: Marx da burjuva kapitalizminin feodal kalntlar, krsal
yaamn "sersemlii" ni ve eitli bo inanlarn sprmekteki baarsna hayrandr.
Marx'm cretli iinin retim aralarndan "kopma"sma verdii nem, Weber'in gznde, evrensel bir
eilimin yalnzca bir zel yandr. Weber'e gre ada asker de iddet aralarndan ayn lde
"kopuk"tur; benzerlikle, bilim adam aratrma aralarndan, devlet memuru da ynetim aralarndan.
Bylelikle Weber, Marx'm yaptn daha genci bir balama yerletirerek ve Marx'm varglarnn
dramatize edilmi bir "zel durum"dan elde edilen gzlemlere dayandn gstererek greceletirmeye
almaktadr. Oysa bu durumun, bir dizi benzer durumdan yalnzca biri olarak grlmesi gerekir. Bu
dizi ise, bir btn olarak, temeldeki
Ma\ Wcbcr, "Der Sozalsmus," dcsammelte Aufsactzc zu Sozologc um/ So<kj/-Pohtik, (Tubngcn,
1924), s. 508
93
kapsayc brokratikleme eilimini temsil etmektedir. Sosyalist snf mcadeleleri bu eilimin
gereklemesini salayan bir aratan ibarettir.
Weber brokrasiyi rasyonellikle, rasyonelleme srecini de mekanikleme, ilikilerin kiisellikten
kmas ve boucu tekdze ileyile zdeletirmektedir. Rasyonellik ise, bu balamda, kii
zgrln kstlar grnmektedir. Nitekim, gemie zlem duyan bir liberal olarak Weber kendini
savunmada hissetmektedir. Brokrasinin mekanizasyonu-nun ve tekdze ileyiinin ayklad ve
biimlendirdii kiilik tipinden, yani resmi olarak snanm ve derece verilmi, srekli grevlere ve
kariyere hazr, dnya gr dar profesyonelden holanmamaktadr. Bu tipin gvence zlemi, basit
amalarla dengelenmitir; onun dl, resmi grevli statsnn onurudur. Kahramanlktan, insanca
kendi-liindenlikten ve yaratclktan yoksun olan bu yaratk We-ber'e kk ve basit gelmektedir:
"Priten'in yazgs teknisyen olmakm."
2. Brokrasi ve karizma: Bir tarih felsefesi
Rasyonelleme ilkesi, Weber'in tarih felsefesinin en genel esidir. Kurumsal yaplarn ykselii ve
k, snflarn, partilerin ve yneticilerin ini klar, hep bu genel rasyonelleme eiliminin
yansmalardr. Weber, bu srecin insanlarn tutum ve zihniyetinde yol at deiimlerle ilgili olarak

Friedrich Schiller'in "dnyann tatszlamas" deyimini kullanmay severdi. Rasyonellemenin derecesi


ve ynn, olumsuz adan, by elerinin ortadan kalkmasyla; olumlu adan da fikirlerin
sistematik tutarlk ve doaya uygunluk kazanmasyla lerdi.
94
Evrenin bylesine kapsaml ve anlaml bir yorumunu pma gdsn duyanlar, aydn gruplar,
peygamberler ve din hocalar, bilgeler ve filozoflar, hukukular ve deneysel sanatlar, son olarak da
ampirist bilim adamlardr. Toplumsal ve tarihsel adan ayr ayr bakldnda "rasyonal-leme"
deiik anlamlar tar. Weber'in bu balamda sosyolojiye yapt stata katk, "bilgi sosyolojisi"
olarak anlr.* Weber'in "dnyann tatszlamas" grnde, hem liberalizmden eler, hem de
insanlk tarihini ahlak mkemmelliine (sblimasyon) ya da kmlatif teknolojik rasyo-nalizasyon
ynnde dorusal bir "ilerleme" olarak yorumlayan aydnlanma felsefesinden eler bulunur. Ne var ki
ampirik bilimlerde herhangi bir felsefe esi bulunmasna kar kukucu honutsuzluu, Weber'in
tarihsel zaman aka "dnemsel" ya da "dorusal" evrim tezleriyle aklamasna engeldi. "Avrupa'nn
kltrel gelime sreci imdiye kadar ne dnemsel hareketlilikler, ne de amaz dorusal ilerlemeler
gstermitir."4 Yine de Weber'in brokratik eilim tezinde kesinlikle gizil bir dorusal aklama bulunduunu sylersek hakszlk etmi olmayz. Weber'in "ras-yonelleme" kavram erevesinde, mzik
gibi son derece "isel" ve znel bir alan bile, sosyolojik incelemenin kapsamna alnabilir. Daha kesin
bir nota sisteminin bulunmas ve iyi aralklandrlm skolanm gelitirilmesi yoluyla tn kalplarnn
saptanmas; "armonik" tonal mzik; flemeli ve telli alglar kuartetinin senfoni orkestrasnn ekirdei
olarak standartlatrlmas -Weber btn bunlar ileriye doru rasyonellemeler olarak grr. Asya'nn,
yaz bilmeyen kzlderili kabilelerinin, Antik alarn ve Orta Do(') Okuyucuya Wcbcr'in yaptnn bu yonunu de tantmak iin, kitaba Cin ustu-nc incelemelerinden bir
bolum aldk.
^ "Agrargeschchtc des Altertums," Handworterbch de s Staatswisscnsthafte\ (Vcna, 1895-7), Cilt
I, s. 182.
95
u'nm mzik sistemlerini, "rasyonellik"lerinin kapsam ve derecesi asndan birbiriyle karlatrr.
Ayn karlatrma yntemini, din sistemlerini incelerken de kulland, "Dnya Dinlerinin Sosyal
Psikolojisi"ndeki tipolojik emada grlebilir.
Ancak, bu rasyonelleme sreci, tarihteki belli kesintiler yznden duraklamalar geirir. Katlam
kurumsal dokular ve tekdze yaam biimleri, artan gerginlik ve bask ya da aclara dayanamayp
kebilir ve dalabilirler, ite byle buhran durumlar iindir ki Weber brokrasiye kar bir denge
unsuru olarak "karizma" kavramn ortaya atar.
Weber bu kavram, Strassburglu kilise tarihisi ve hukuku Rudolf Sohm'dan ald. Szck anlam
"tanr vergisi" olan karizma, Weber tarafndan, dertlilerin ve olaanst zelliklere sahip olduuna
inandklar bir liderin peinden gitme gereksinimi duyanlarn nne geen ve bu konuma kendi kendini
atayan nderleri nitelemek iin kullanld. Dnya dinlerinin kurucular, peygamberler, askeri ve siyasi
kahramanlar, karizmatik nderin arketipleridir. Mucizeler ve vahiyler, kahramanca cesurluklar ve gz
kamatrc baarlar, bunlarn byklnn zel iaretleridir. Baarszlk, onlarn sonu olur.
Weber, sosyal dinamiin ok sayda toplumsal gten kaynaklandn bildii halde, karizmatik
nderlerin douuna byk nem veriyordu. Bunlarn ban ektii akmlar akmlar vecid doluydu ve
bu olaanst heyecanlar iinde snf ve stat engelleri zaman zaman yerini kardelie ve cokulu ortak
duygulara brakyordu.5 Ksas, Weber karizmatik kahramanlar ve peygamberleri tarihin gerek
devrimci gleri olarak gryordu.6
Brokrasi ve teki kurumlar, zellikle aileyle ilgili olan5 Bkz \Vutsthaft und Gcsclhchalt,s. 768.
6 Bkz. Wutsthaft und GcscUschaft, s 758 vd.
96
lar gnlk alma yaamnn tekdzelikleri, rutinleridir. Karizma btn kurumsal rutinlerin,
gelenekten kaynaklanan ve rasyonel ynetime bal olan tm tekdze ileyilerin karsndadr. Bu,
ekonomik yaam iin de geerlidir. Weber kif-fatihleri ve hrsz baronlar da karizmatik kiiler olarak
niteler. Tmyle teknik biimde kullanldnda, karizma kavram her trl deer yargsndan
arnmtr. Stefan George ya da Jeremiah, Napolyon ya da Isa, saldrgan ve gz dnm bir Arap
savas ya da Mormon-luk'un kurucusu - bunlarn hepsini karizmatik nderler olarak tanmlar. nk
hepsinde ortak bir olgu vardr, o da insanlarn onlara, olaanst kiisel zellikler tadklarna
inandklar iin onlara itaat ettiidir.
Gerek bir karizmatik durum, dorudan ve kiiler-aras-chr. Kurumlarn gnlk yaamyla karizmatik
nderliin ki-isellemi, ve kendiliinden doas arasndaki elikide, teden beri benzer ztlklarla
uraan liberalizmin mirasn grmek olasdr. Kitleye kar birey, "rutin"e kar "yaratc" giriimci,
basit halkn greneklerine kar nc ve istisnai bireyin i zgrl, kurumsal kurallara kar iinden

geldiince davranan birey, basit insanlarn yaamnn sullilii ve skclma kar dahinin hayal
gcnn atlmlar vb. Ynetimin dikkatli nominalizmine karn, Weber'in karizmatik nder anlay,
Caryle'm Kahramanlar ve Kahramanla Tapnma adl kitabndan sonra ondokuzuncu yzyl tarih
yazmn buyuk lde etkileyen belli bir "tarih felsefesi" nin devam olmaktan kurtulamyor. Byle bir
vurgu benimsenince de, antlatrlm bireyler tarihin egemenleri durumuna geliyor.
Weber'in karizmatik nder anlay, Rnesans'tan beri sanat ve duun nclerine yaktrlan "dhi"
kavramndan da izler tamaktadr. W.E.H. Lecky, "ahlak tarihi" erevesinde, bu anlay, yalnz
simgelerin yaratclarn deil, in97
san davranlarna nclk edenleri de kapsamna alacak biimde geniletmiti. Bylece, aadaki
pasajda da grle-cei zere, dnce adamlarnn yansra dncelerde ide-alletirilmi adamlar da
ilgi oda olmaya balamt:
"Bir an dnn aan dhiler gibi, zaman zaman bir an ahlakn aan adamlar da ortaya kar.
Sonraki alarn ahlak lsn haber verirler, kar g~ zetmeyen erdem kavramlarn snrlarn
tesine ya-] yarlar, an ruhuna uymayan yardmseverlik ve oz- gei duygularn evreye alarlar,
an insanlarnn j ouna tmyle hayal gibi grnen grev anlaylar ve davran biimleri
retirler. Bunlarn ahlak mkemmellikleri, bir mknats gcyle adalarm etkiler. Bir coku uyanr,
yandalar grubu ortaya kar, birok kii an ahlakndan bamszlamaya balar. Ne var ki, byle bir
akmn etkileri geici olmaktan teye gidemez. lk heyecan sner, dnemin koullar yeniden ar
basar, ilk inancn safl yiter, doasna yabanc kavramlarla evrelenmeye, maddeselleme-ye, yn
bozulmaya, arplmaya balar -ilk zellikleri tmden kaybolana dein. ama uygun gelmeyen bu
ahlak retisi, kendine uygun bir uygarln afa sknceye dein ilemez hale gelir ya da, en iyi
olaslkla, ok zayf ve yetersiz bir biimde, yerlemi domalarn arasndan szlr ve bylelikle
kendisi iin gerekli ortamn geliini bir lde hzlandrabilir."7 Lecky'nin dhilerle gnlk yaamn
tekdzelik snrlarn aan olaanst adamlar olarak ilgilendii aktr. Onun bu grleri, Weber'in en
nemli kuramlarndan birinin nc-sdr: Karizmann rutinlemesi ya da karizmann kurumsallamas.
7 W.E.H. Lecky, Bstory of Rationahsm (New York, 1867), Cilt 1, s. 310. 98
Lecky gibi Weber de gerek karizmatik olayn, olaans-ballk ve coku duygularnn yatmas
zerine hzla eni kurumlara yol atn dnr. Yeni retiler, kitlelere ayklka,* nderin arsnn
balca taycs durumuna elen sosyal kesimin gereksinimlerine ve dnsel zelliklerine uyarlanr.
nderin fikirlerinin bu biimde uyarlana-blirlii yoksa, ne denli deerli olursa olsun, bu mesajlar ya
gnlk yaamdaki davranlar etkileyemeyeceklerdir, ya da etkiledikleri kii ve gruplar, ayr bir yaam
biimi iine kapanm olarak genel toplum yaamna yabanc kalacaklarda. Weber'e gre, Hind dinleri
ou zaman ite byle kurtulu aristokrasilerinin retileri olmaktan teye gidememilerdir.**
"Karizmatik nderin egemenlii"nin vurgulanmas, kurumlardaki makinelemenin nemini ortadan
kaldrmaz; tersine, karizmann kurumsallamasn inceleyen Weber, kurumsal rutinlere nemli bir
nedensel arlk tanmak olanan bulabilmitir. Bylelikle, karizmann kurumsallamasn
vurgulayarak, belli bir toplumsal deierminizmi korumutur. Bu sorunu ele al biimi, nedensel
oulculuu salamak ve ekonomik dzeyin belirleyiciliini dengelemek iin gsterdii srekli
abann bir kantdr.
Genel olarak, Weber'in tarihin dinamiklerini karizma ve onun kurumsallamas asndan aklamas,
amalanmayan sonular paradoksunu yantlama abasdr. nk ilk anlarn karizmas, sava
kahramann ya da peygamberin izleyicilerini, mutlak deerler uruna gerekleri grmezlikten gelmeye
itebilir; ama karizmann kurumsallamas srasnda, saylar artm izleyicilerin maddi karlar artk belirleyici etmen durumuna gelir.
Karizmatik bir akm, ya gelenekselleme, ya da brokra( ) Asl metinde "as... democratzed" (n).
'"**) Bak Bolum XI. "Dnya Dinlerinin Sosyal Psikolojisi."
99
tikleme ynnde kurumsallar. Hangi yolda ilerlenece esas olarak izleyicilerin ya da nderin znel
niyetlerine g0 re belirlenmez; aknm kurumsal erevesine, zellikle dc ekonomik alana baldr.
"Karizmann kurumsallamas ozunde, ekonominin koullarna yani gunluk alma yaamnn geerli
ve srekli rutinlerine uyum salamakla zdetir. Burada, ekonomi belirler, belirlenmez."8 Weber bu
balamda ekonomiye en nemli rol vermekle kalmaz, temel eseri olan Ekonomi ve Topum'un adnda
bile, ekonomik temellerin belirleyici arln kavradn gsterir.
Weber'in tarih goruundeki "felsefi" oe, karizmatik akmlarla (nderler ve fikirler) rasyonel
kurumsallama (kalc kurumlar ve maddi karlar) arasndaki bu ztla dengesidir. nsann
kendiliindenlii ve zgrl ile kahramanlk cokusunun yanyana konduu bu yaklamda, elitler ya
da sekinlere ("virtzler") aristokratik bir nem verilir. Bu vurgu, Weber'in ada demokrasiye kar,
daha nce de iaret ettiimiz tutumuyla yakndan ilgilidir.

Ancak, Weber "kiilik" kavramnn, ok irrasyonel bir yaratclk kayna olarak gorulup suistimal
edildiini duunu r. Analitik zmlemeye olanak tanmayan bu airane ve romantik eyle mcadele
eder.9 unku kavramsal nominalizmi ve pragmatk yaklam, "zmlenmemi" srelerin
"eyletirilmesi"ne tmyle kardr. Onun iin, son kertedeki zmleme birimi, tek bireyin
anlalabilir motivasyonlardr. Weber'in kavramlar, eitli mekanizmalarn ileyiini aklamaya
yarayan analitik aralardr. "an esprisi"nin yzeydeki gorunumunu kavramaya ve rengim "tatmaya"
yarayan betimleyici kategoriler deil. Buyuk adamlarn ve tarih dnemlerinin varsaylan zlerini yans
8 Wutschajt ndGesdhchaft, Cilt 1, s 148
L) Bkz Gesanmelte Aufsactze zn Wssensdaftslehc (Tubmge, 1922), ss 132 u 142
100
kavramlar da deil. Aslnda, karizmaya verdii neme , rsri) Weber, "tarihteki byk adamlard
incelemelerinin
haline pek getirmez. Napolyon, Kalvin, Cromwell, Washington ve Lincoln'e metinlerinde yle bir
deinip ge-er> Amac, onlarn yapt ilerin ne lde tarihteki kurumlara malolduunu ve sreklilik
kazandn anlamaya calnaktr. Weber'in kaygusu, Julius Sezar deil, Sezarizm; Kalvin deil,
Kalvinizm'dir. Bu noktay tam anlamak iin \Veber'in kulland kavramsal aralar anlamalyz: Soyut
tp, tipolojik diziler, karlatrma yntemi...
3. Sosyal bilimlerin yntemleri
Weber yntem konusundaki dncelerini aka aydnlanma felsefesine borludur. k noktas da,
zmlemelerinin temel birimi de bireydir:
"Aklayc sosyoloji, bireyi [Einzelindividuum] ve bireyin davrann temel birim ya da (tartmal
benzetmeyi bir kez yapmamza izin verilecek olursa) atom kabul eder. Bu yaklamda birey, anlaml
davrann tek taycs ve ust snrdr da... Genel olarak, "devlet", "dernek", "feodalizm" ve benzeri
kavramlar, sosyoloji iin, insanlarn etkileimini gsteren belli kategorilerdir. Dolaysyla sosyolojinin
grevi bu kavramlar "anlalabilir" eylemlere indirgemek, baka bir deyile bunlar, istisna tanmadan,
etkileime katlan tek kiilerin eylemlerine indirgemektir."10
Bireye verilen bu nemde, klasik iktisatlarn "Robinson ~ Crusoe yaklam"mn ve toplum
szlemesi grn sa'^ CiLscmmeffe Aufsactzc z Wsscns<Jc/tseJie, s 415 Ayrca bkz Wtschcjt und ('Cstilsclc/f,
Ksm 1, s 1
101
vman rasyonalist filozoflarn bak asnn yanklar vardr. teki yandan, Weber'in dncesindeki
bu vurgu, He-gel ve Ranke geleneine aykrdr.
Hegel ve Ranke gelenei, tek tek bireyleri, kurumlar, eylemleri ya da alma slubunu, belli bir veri
kmesinin temelinde yatan daha geni bir morfolojik birimin "belgesi", "belirtisi" ya da "ifadesi" olarak
"yorumlamaya" alr. yle olunca da, "yorum", daha kapsaml totaliteyle paras arasndaki birlii
anlamak demektir. Para, btnn niteliklerini tar. rnein Sombart, Yahudiler ve Ekonomik Yaam
adl kitabnda Yahudiler'in kapitalizmin douu ve ile-yiindeki katksn ve ok nemli roln
gstermeye alrken Yahudiler'i de kapitalizmi ve ayn "ruh"u paylaan eyler olarak "anlamaya"
almtr. zeli, temeldeki bir btnn belgesi ya da yansmas olarak grp "anlama" gelenei,
Alman romantik ve tutucu dncesinden kaynaklanr. Bu slup, tm ayrntsyla ve artc
inceliklerle dolu olarak Wilhelm Dilthey tarafndan gelitirilmi ve yararl sonular vermitir.
Max Weber "anlama" yntemini de ieren sosyolojik yaklamnn, eitli sosyolojik anlaylardan
yalnzca biri olduunu sk sk yinelerdi. Kendi yaklamn "yorumcu" ya da "anlamac" sosyoloji
olarak adlandrrd. Anlama kavramn dntrmesi, onun rasyonalist ve pozitivist bak asndan
kaynaklanyordu. Yine de "anlama", onun iin, baka hayvanlarla ya da canz doayla deil insanla
ilgilenen ahlak ve kltr bilimlerine ait, kendine zg bir yaklam olma niteliini korudu. nsan kendi
niyetlerini igz-lemle anlayabilir ya da anlamaya alabilir; baka insanlarn davranlarnn ardndaki
nedenleri de ifade edilen ya da yaktrlabilecek niyetler asndan yorumlayabilir.
Weber, amal eylemlerin deiik "tipleri" olduunu dnr. En "anlalabilen" tip olarak da pratik
rasyonellik
102
nitelii tayan eylemleri grr. Buna balca rnek "ekonomik adam"m davranlardr.
Weber'in tipolojisinde, daha az "rasyonel" eylemler "mutlak erekler" iin yaplan eylemlerdir. Bunlar
ya duygusal eilimlerden ya da geleneksel tutumlardan kaynaklanr. Mutlak ereklerin sosyolog
tarafndan "verili" olgular olarak kabul edilmesi gerektiine gre, bir eylem, kullanlan aralar
bakmndan rasyonel, ama amalanan sonular asndan irrasyonel bir eylem tipidir. Son olarak da,
"igdsel" dzeye kadar ilerleyebilen "geleneksel" eylem tr vardr; dnmeden ve alkanlkla
yaplan bu tr eylemin gerekesi "hep yaplm olduu" iin uygun kabul edilmesi gerektiidir.

"Eylem" trleri, bir rasyonellik ve irrasyonellik skalasmda sralandrlr. Bylece, bir amalar
"psikolojisinden ok, bir tipolojik yntem tanmlanm olur. Bu no-minalist yaklam, amalar ve
aralar arasndaki rasyonel ilikinin en "anlalabilir" davran tr olduunu vurgulamas ynnden,
Weber'in yaptn tutucu dnceden ve onun bir nesnenin tekilliini metafizikletirilmi bir btn
iinde eriten belgesel "anlama"clmdan ayrdeder. Yine de, doa bilimlerinde yapld gibi
"toplumsal olgular"m salt nedensel bir aklamasna kar insan davranlarnn anlalabilirliini
vurgulayan Weber, kendi yorumlayc sos-yolojisiyle, Comte'un sosyoloji" adn verdii ve Dukheim'in ustaca gelitirdii Condorcet'ci "sosyal fizik" gelenei arasna da bir izgi eker. Weber'in
kulland temel sosyal yap trlerinin -"toplum", "dernek", "topluluk"- tanmlad "eylem tipleri"nin
-"rasyonel", "duygusal", "geleneki",- karl olduu hakl olarak belirtilmitir.12
Weber'in kendi yapt stne yntemsel dncelerini olduu gibi kabul edecek olsak, tabakalama ya
da kapitalizm
11 A Comte, Phlosophe Postive, Cilt IV, s. 132.
!2 Bkz. R. Aron, La Sodologe Alhmande (Paris, 1935), s. 146.
103

gibi olaylar incelemesine sistematik bir gereke bulamayz. Szck anlamnda "anlama yntemi",
Weber'in yapsal aklamalar kullanmasna pek izin vermez; nk bu aklama tr, eylem
sistemlerinin ardndaki neden ya da amalar bunlar gerekletiren bireylerin znel niyetlerine gre
deil, somut ilevlerine gre aklamaya alr.
Weber'in kendi anlaraa yntemi uyarnca znel bir tabakalama kuramn benimsemesini bekleriz, ama
o bunu yapmaz. Benzer bir rek, Weber'in, Amerika'nn bir "ato-mize olmu bireyler" ulusu olduuna
ilikin Almanya'da yaygn klie gr reddetmesidir: Yalnz gemite deil, bugn bile Amerika'ya
zg demokrasinin ayrdedici zellii, bireylerden oluan biimsiz bir kum yn olmayp kat biimde
dlayc ama gnll derneklerden meydana gelen ve ar gibi ileyen karmak bir btn olmasdr.*
Ayn biimde Weber, Atina demokrasisine varacak sreci askeri rgtlenmedeki bir deiikliin
belirlediini dnr: Demokrasi eski Hoplitler ordusunun yerini denizcilik almaya balaynca ortaya
kmtr. Brokrasilerin yaygnlamasyla, Roma, in, Rusya ve Amerika Birleik Devletleri gibi
byk i-kara imparatorluklarnn ynetim gerekleri arasnda bant kurmaya alrken de benzer
yapsal aklamalara bavurur.
Yapsal aklama yntemini kullanrken Weber, Marxist dncedeki analiz kurallarna olduka
yaklar -zaten Mar-xizm de, metafizikilii yokedilmi bir biimde, kkeninde Hegelci ve tutucu olan
dnce biiminden yararlanr.
Aklamalarn temel birimi olan bireyi anlamay vurgulayan yntemiyle Weber, hem tutucu dncenin
organizma-chyla, hem de aktrn bilincini hesaba katmakszn sosyal eylemin nesnel anlamna nem
veren Marxizm'le polemie girer.
' Bak. s 186 d.
104
Hegel ve Adam Smith gibi Marx da sosyal eylem ve etkileim srelerinde anlam bulunduunu
dnyordu. Adam Smith'deki "grnmez el" ile Hegel'deki "dncenin kurnazl" eleri, dinamik
kurumlarn bireysel aktrlerin arkasnda kendi kanunlarna gre ileyen nesnel mant biiminde,
Marx'm sisteminde de boy gsterir, insanlar ne yaptklarnn bilincinde olmadklar srece, kr toplumsal glerin nesnesi olurlar. Bu gler insanlarn eseri olduklar halde, Veblen'in deyimiyle "nfus
edilmez" olmaktan kurtulamazlar. Marx, etkileim sistemindeki aktrlerini znel amalarn, bilimsel
incelemenin ortaya karabilecei nesnel anlamlarn denektamda ler, insanlarn, ne yaptklarna
ilikin sanlaryla, eylemlerinin nesnel toplumsal ilevlerinin karlatrlmasnda ve bunlar arasndaki
tipik uyumsuzluklarda, znenin "yanl bilinci"nin ideolojik niteliini bulur.
Weber, yntem stne yazlarnda her trl "nesnel anlam" varsaymn reddeder. Anlamn
anlalmasn ve yorumlanmasn aktrlerin znel niyetleriyle ilgili bir konu olarak snrlamak ister.
Ama asl yaptlarnda, etkileimlerin sonularnn her zaman aktrn amaladklaryla zde olmad
paradoksuna Marx'dan daha az duyarl deildir. rnein, Puritenler'in Tanr'ya hizmet etmek
istediklerini ama ada kapitalizmin domasna yardm ettiklerini gz ard etmez. Bu nokta,
kapitalizm ve bireyle ilgili u pasajnda belirgindir.
"Kapitalizmin iiyi ya da borluyu iine drd efendisiz klelik, ahlak asndan ancak bir kurum
olarak tartlabilir, ilke olarak, ister yneticilerin safnda, ister ynetilenlerin safnda olsun, eyleme
katlanlarn kiisel davran ahlak asndan tartlamaz, nk bu davran esas olarak nesnel
konumlar tarafndan belirlenir. Aktrler buna uymazlarsa ekono105
knt tehlikesiyle karlarlar bu da her ynden yararsz bir durumdur."13
Kitaptaki semelerden aka grlecei gibi, Webcr'in yaptlarnda bu noktay pekitirecek pek ok

ifade bulmak olanakldr. Ayrca Weber'in, yaptnn tarihin idealist bir yorumu olarak grlmesiyle bir
tarihi maddecilik rnei olarak deerlendirilmesinin ayn derecede yanl olacan dnmesi de
anlalabilir bir eydir.
Weber in ynteminin nominalizmini, bir yandan maddesel ya da ideal, br yandan yapsal ya da
bireysel faktrleri [elsc a dan ne karmaktan kanma abas olarak grmek olanakldr. Bat'nm
pozitivist dncesine ball, sosyal bilimlerde her trl "felsefi" ya da "metafizik" eye kukuyla
bakmasndan anlalabilir. Weber bu bilimlere, doa bilimlerinin doaya yaklatklar gereki
yaklam kazandrmak istemitir.
Tm olaylan niteliksel olarak kendine zg, benzersiz olgular gibi gren bir yaklamda olduunun
tersine, niceliksel yntem bu yaklama uygun der. Weber iin tarihsel ve toplumsal tekillik,
ayrtrldktan zaman saysal olarak incelenebilecek genel etmenlerin zel bileimlerinden doar.
Dolaysyla, "ayn" etmenler bir dizi farkl, benzersiz bileimde yer alabilir. "Tabii, son tahlilde
gereklikteki tm nitelikse 1 ztlklar, eitli tekil etmenlerin bileiminden meydana gelen salt
niceliksel farkllklar olarak dnlebilir. VVeber, niteliin nicelie "indirgenebileceim" sylemiyor;
tersine, bir nominalist olarak, kltrel gerekliin nitelikseL zgllne ve niceliksel deiikliklerden
doan niteliksel farklklara kar olduka duyarldr. rnekse: Bizim z>el grmze gre, yaamdan
rkmenin artmas
1 3 Wnhcha ft und Gvselhthaft, Cli I, s 800.
14 RchgwnssozloiogletCths 265
106
Zerine zel ekonomide mesleki uralardan kan ortaya Akt yerlerde, softalk yalnz derece
fark deil, nitelik fark da tayan bir eylere dnr."15
ok tartlan ve Weber'in metodolojisinde ok nemli bir yer tutan "ideal tip" terimi, gerekliin belli
elerinin mantksal tutarlla sahip bir kavram olarak soyutta inas-dr. "deal" teriminin herhangi bir
deer yargsyla ilgisi yoktur. Analitik amalarla, din nderleri iin olduu gibi fuhu tipleri iin de
ideal tipler soyutta ina edilebilir. Bu terim ne peygamberlerin ne aiftelerin yceletirilmesi anlamna
gelir, ne de ideal bir yaam biiminin temsilcileri olarak taklit edilmeleri gerektiini anlatr.
Weber, bu terimi kullanrken, yeni bir kavramsal ara nermek istememiti. Niyeti yalnzca, sosyal
bilimciler ve tarihiler "ekonomik insan", "feodalizm", "Gotik mimarla kar Romanesk mimarlk" ya
da krallk gibi szckleri kullanrken de yapmaktaydlar, bunun bilincine varlmasn salamakt.
Sosyal bilimcilerin mantk tutarll olan ikir-ciksiz kavramlar kullanma seeneine sahip olduklarn
dnyordu, ki bunlar tarihsel gereklikten uzakt. Mantksal olarak daha az kesin kavramlar da
kullanlabilirdi ve bunlar gerek dnyaya daha yakn olurdu. Ama dnya leinde karlatrmalar
yapma merak, Weber'i ar ve "saf ornekler"i incelemeye itti. Bu rnekleri "snrlayc durumlar"
kabul etti ve herhangi bir zel soruna ilikin olarak kulland soyutlama dzeyini bunlarla denetledi.
Tarihsel olaylarn ou, snrda bir yerde duruyordu: Weber o anda inceledii somut ve belli rnekle
ilgili olarak baka tipleri de gzden geirip zgl tarihsel durumlarn eitliini kavramaya alyordu.
zgl kltrel bileimlere kantita lif yntemle yaklamak ve ideal tip kavramn kullanmak,
karlatrma yntemiyle
15 a g.e , Cilt I, s. 128, dipnot 3.
107
sk skya balantldr. Bu yntem, iki tarihsel olayn, ikisinde de bulunan bir zellik temelinde
karlatrlabileceini syler. Bu da genel kavramlarn kullanlmasn gerektirir. Weber'in dnya
dinlerini "anlamsz ac eki"in deiik yorumlar olarak tanmlay biimi, onun "rnek olay"lar
tipolojik bir skala zerinde sralama tekniini sergiler.* Ayn teknik, kr olana salayan deiik
yollarn skalasma gorc yaplm bir kapitalizm tipolojisinde de kendini gsterir, ideal tipler, genel
kavramlar olarak, Weber'in dnya tarihinin betimleyici verilerini karlatrmal zmlemeye hazr
hale getirmekte yararland dnsel aralardr. Bu tiplerin kapsamlar ve soyutluk dzeyleri deiir.
Weber "demokrasiyi, "siyasal gcn minimize edilmesi" diye tanmlad zaman, en geni ve tarihsel
olarak en az somut formlasyonu vermi oluyor. Ksa grev sreleri, denetimler ve dengeler,
referandum vb. gibi siyasal gc en aza indiren birka tekniin kullanlabildii zel tarihsel durumlar
vardr. Bu durumlar, demokrasinin alt-tipleri olarak snflandrlr. Weber, seilmi tarihsel zellikleri
genel demokrasi kavramna ierterek, bu genel tipi snrlamay ve tarihsel durumlar daha yakndan
yakalamay baaryor.
Weber'in zgl tarihsel olaylara ilgisiyle, genellemelere varmay amalayan karlatrmal sosyolojiye
duyduu ilgi arasnda sk bir ba vardr; bunlar arasndaki fark bir vurgu meselesidir. Weber, bir sru
ideal tip kullanarak, belli bir tarihsel durumu kavramsal olarak ina eder. Karlatrmal
incelemelerinde ayn ideal tip kavramlatrmalarm kullanr, ama tarihi bu kavramlara rnek salayan
bir depo olarak kullanr. Ksaca, aratrmadaki amac ne ise -bir kavram gelitirmek ya da bir tarihsel
durumu kavramak- yntemi ona gre belirlenir.

Weber'in genelletirilmi kavramlar kullanmaktaki amaa,


(") Bak. bolum XI, "Dnya Dinlerinin Sosyal Psikolojisi/1 108
toplumun bal bulunduu, kanunlar olan dzenlilikleri anlamaktr. Nedensellik arayn tatmin
edecek ey, bu dzenliliklerdir. Dzenli olaylarn sralammdaki nedensellii anlamak iin de
karlatrlabilir durumlar incelemek gerekir. Bylece, Bat'da din ile kapitalizm arasndaki nedensel
ilikiyi zmleyiinin doruluunu kantlama giriiminde Wcber, birok baka uygarl da inceledi.
Balang zellikleri gozlemlenebilmekle birlikte, bunlarda Bat anlamnda kapitalizm ortaya
kmamt. Weber, kapitalizmin domas iin birok olumlu koulun bulunmasna karn, bu uygarlklarda kapitalizmin gelimesini engelleyen etmenleri bulmak istiyordu. abas, kapitalizmin yalnz
gerekli deil, yeterli koullarn da bulmak iindi. Yeterli koullar, yalnzca Bat'da, ie-dnuk
asetizmin belli bir kiilik tipi yaratt Bat'da, bulunuyordu. Tabii Weber, yntemsel oulculuuyla,
kapitalizmin domasna neden olan tek etmenin bu kiilik tipi olduunu dnmyordu; yalnzca
kapitalizmin on koullar arasna bunun da katlmasn istiyordu.
4. Dncelerin ve karlarn sosyolojisi
Brokratik kurumlarn ve tek nderlerin, gnlk rutinlerin ve olaanst olaylarn yansra Weber,
dncelerle karlar arasndaki ilikileri de inceledi. Hem Marx, hem Ni-etzsehe dncelerin ilev ve
ieriine verilen geleneksel neme karlk, dncelerle sonular arasndaki pragma-tik ilikiyi
vurgulamlard. Dncelerin, grnrdeki ie-rikleriyle deil, amaladklar ya da gerekte yol
atklar sonular bakmndan yorumlanmas iin teknikler gelitirmilerdi.
Marx dnceleri, snf ve parti mcadelelerindeki kamusal ilevleri asndan deerlendirdi, Nietzsche
dncelere
109
dnen bireye saladklar psikolojik yararlar asndan yaklat. Daha dorusu, toplum yaamndan
sz ederken kulland sosyolojik kavramlar o denli yetersizdi ki, zmlemelerinde ancak psikolojik
mekanizmalar ortaya karabiliyordu. Marx pratik nemi olan dnceleri, gruplarn mcadelesinde
ideolojik silahlar olarak grrken, Ni-etzsche dnceleri bireylerin, daha dorusu "efendiler ve
kleler"in, rasyonalizasyonlar sayyordu Marx, dncelerin, kitleleri etkileri altna alr almaz maddi
gler haline geldiklerini dnyor; fikirlerin tarihsel canlln, ekonomik karlara gereke
oluturmakta oynadklar role balyordu. Nietzsche ise Matthew'un deyimini deitirmi; "kendini
alaltan, ykseltilecektir" szn, "kendini alaltan ykseltilmek istiyordur"a evirmiti. Bylelikle,
soz syleyen kiiye, dncelerinin ieriinin ardnda yatan niyetler yaktryordu: "Belleim, o ii
yaptm der, gururum ise o ii yapmadm der ve inat eder. Sonunda bellek teslim olur."16
Weber, Marx'm da Nietzsche'nin de grlerinden yararlanmak ister. Marx gibi, fikirlere sosyolojik
adan yaklar: Maddi karlarla birlemedike tarihte gszdr fikirler. Nietzsche gibi, fikirlerin,
ruhsal tepkiler asndan nemine de inanr. *
Bunlara kar, Nietzsche'den de, Marx'dan da farkl olarak Weber fikirlerin, psikolojik ya da toplumsal
karlarn "salt" birer yansmas olduklarn kabul etmeye yanamaz. Btn alanlar -dnsel, ruhsal,
siyasal, ekonomik, dinsel- ! bir yere kadar kendi i gelimelerine uyarlar. Marx ve Nietzsche'nin
dncelerle karlar arasnda karlkllk ili16 Beyond Good and Evd (Ncw York, 1937), bolum 4, aforizm 69.
(*) Nietzsche'nin "kuskunluk" kuranma ilikin ksa bir deerlendirmeyi, Bolum XI "Dnya Dinlerinin
Sosyal Psikolojisi" ve Bolum VII. "Snf, Stat ve Parti" de bulabilirsiniz
110
kii bulmaya davrandklar noktada, Weber, fikirlerle karlar, bir alanda br alan, isel durumlarla
dsal talepler arasndaki olas gerilimleri de yakalamak ister. rnein, ibrani peygamberliini
zmlerken, psikolojik ve tarihsel etkileri dengelemeye alr:
"Peygamberlerin tutumunun kaynanda "siyasal hi-pokondri" ynnde ikirciksiz bir ruhsal saplant
bulunduunu varsaymak pek doru deildir. Kyamet kahinlii nemli bir lde peygamberlerin
bnyesel zellikleri ve kiisel deneyimleriyle belirlenen ruhsal eilimlerinden karsanabilir ama,
israil'in tarihsel yazgsnn kyamet peygamberliine dinsel gelimede belli bir yer tand da daha az
kesin deildir. Ve bu, yalnzca, gelenein peygamberlerin doru kan ya da yle grlen, ya da hl
beklenen kimi kehanetlerini koruduu anlamnda geerli deildir. Kehanetin giderek sarslmazlaan
saygnl, genel olarak peygamberlerin adalarn mthi etkileyen tek tk kahinlik olaylarna
dayanyordu. Baarlar sayesinde peygamberler de beklenmedik biimde doruyu bilir olmulard."17
Weber'in dncelerle karlar ilintilendirdii temel kavram "semeci yaknlk"tr;* "karlkllk",
"yansma", ya da "ifade" deil, Marx'a gre dnceler karlar "ifade" eder; rnein, Pritenler'in
gizli tanrs, piyasann irrasyonellii-ni ve anonimliini ifade eder. Nietzsche'ye gre, asetik Hristiyanlk, klelerin ksknln ifade eder; kleler "ahlaki bakaldrlarn byle "ifade" ederler.
Weber iin ise, sz syleyenin ya da izleyicilerinin karlar ya da sosyal kkeni ile belli bir
dncenin douu srasndaki ierii

17 Rehgonssoziologie, Cilt III, ss. 321-322. ^ ) "Electve affimty" karlnda (.n.).


111
arasnda yakn bir iliki ender olarak bulunur. Eski bran peygamberleri, Reformasyon'un nderleri, ya
da ada snf hareketlerinin devrimci ncleri, mutlaka zaman iinde kendi dncelerinin balca
taycs haline gelecek olan sosyal tabakalardan gelen insanlar deildi. Ancak karizmann
kurumsallama sureci srasndadr ki, izleyiciler belli bir dncenin "yaknlk duyduklar" zelliklerini
"seerler"; ya da "birletikleri" ve "rastlatklar" yanlarn.
Bir dncenin ierii ile onu ilk andan itibaren benimseyenlerin karlar arasnda nceden belirlenmi
bir karlkllk yoktur. Ama eitli karlar dorultusundaki eylemlere yol gsteremezlerse, dnceler
zamanla tarih nnde gzden derler. lk retiden seilerek alman ve yeniden yorumlanan
dnceler belli sosyal kesimlerin belli yelerinin karlaryla bir yaknlk kazanrlar; bu olmazsa bir
yana braklrlar. Weber bylece dncelerin kiisel ve kariz-matik kkenleriyle kurumsallama ve
toplumu etkileme aamalarn ayrdederek, karmak noktalar ve bunlar yanstan deiken anlam
nanslarn da zmlemelerinin kapsamna alabilmektedir. Hem fikirler, hem bunlarn izleyicileri
bamsz alanlardr; bir seme sreci iinde her ikisinin iindeki belli eler birbirini bulur.
Max Weber yaam boyunca tarihsel maddecilikle retken bir mcadele iindeydi! Devrim srasnda
Mnih'te verdii son konferans dizisinde derslerini "Tarihi Maddeciliin Pozitif Bir Eletirisi" bal
altnda sundu. Yine de dnsel yaamnda Marx'a doru kesin bir vurgu deiimi gzlenir.
Weber Protestan Ahlakfm yazarken, ada kapitalizmin kkeninde dncelerin zerk roln
vurgulamaya ok hevesliydi, ama tabii Hegel anlamnda deil. ada kapitalizmin douu annda
belli bir kiilik tipine gereksindiini dnyordu. Bu kiilik tipini de, farknda olmadan kapitalist
davran biimine uygun kiilik zelliklerinin gelimesi112
c yol aan bir dizi dnceye inanmann psikolojik sonucu olarak gryordu. ada kapitalizmin
artalanmm "spi-ritalisl bir akamas"n veren Weber, ite byle dinsel kavramlarla yola km. Ne
var ki son yazlarna, rnein in incelemesine, ekonomik temel stne blmlerle balar. Weber'in
Almanya'nn politikalarna kzgnl arttka, dncelerin ierii ve niyeti ne denli yksek olursa
olsun, bunlarn baarsnda maddi karlarn arlna verdii nem de artt. rnekse, sava srasnda
yle yazyordu: "nsann davranlarn dnceler deil, maddi ve dnsel karlar belirler. Ama
"dncelerin yaratt "dnya imgeleri", demiryolu makaslar gibi sk sk, karlar dinamiinin ittii
eylemlerin hangi yoldan ilerleyeceini belirlemitir."18
Byle pasajlar, Marx'm "tarihin lokomotifleri olarak devrimler" ya da Troki'nin "ideolojik makaslar"
trnden mekanik benzetmelerini anmsatr.19 Bu gibi mekanik imgelemler, daha tutucu yazarlarn
yeledii organik byme ve gelime benzetmelerinin tam kartdr. Webcr, organik doa imgeleri
kulland zaman da, bunlar evrim ve organik byme imgeleri deil, kuluka ve doum imgeleridir.
Weber'in belirli dnceleri inceleyiinde deiik sosyolojik yorum dzeyleri gze arpar. Byk
genellemeler yaparak, tm "dnya imgeleri"ni belirli sosyal tabakalarn koullaryla balantl simge
yaplar olarak snflandrr. rnein, edilgen ve mtevekkil bir Varlk'm dinsel kavramla-trlmasyla,
zellikle Hindistan ve in'in soylu edebiyat aydnlarnn mistik ruh halleri ve i gzlem teknikleri
arasnda bir bant kurar. Egemen bir ruh halinin nitelii, bir alglama eyleminin yaps ve bir nesnenin
anlam arasnda sk bir iliki bulmaya alr. Bir sonraki admda, btn
^ Rclgonssozohge, Cilt 1, s 252 Bu kitabn XI. blmne de baknz. ^ Lcon rotsky, Gemany,
What Next? (New York, 1932), s. 183
113
bunlarla aydnlarn sosyal yap iindeki toplumsal-tarihse] konumlar arasndaki yaknl saptamak
ister. Tarihsel-top-lumsal yap kendi bana aydnlar tabakasnn kavramlarm gelitirecekleri yn
belirlemez, aydnlara zg olan, dnyann ilesinin anlamszlyla bouan giriimlerini kolaylatrr
ya da engeller. Bat'daki aydnlar da mistik ie-ka-panma ynnde deneyler yapmlard ama, Weber'e
gre bu deneyler ardarda d krklna uratlmtr. Dolaysyla Bat'daki anlam arayna daha iradi
ve etken bir slup egemen olmutur.
Batl aydnlarn siyasal olaylar denetlemekte gsterdikleri canl ilgi, kzgn ama iyi bir Tanr imgesi
izen antropo-morfik anlayla balantldr. Bu yzden Hristiyanlksn ana eilimini brani
peygamberlerinin anlaynn devam olarak grmek mmkndr. Onlar, sylevlerinin gcyle, tarihsel
olaylarn gidiini denetlemeyi amalam etkin demagoglar olarak tanmlanabilirler. Ruhban snf da,
bu "kerameti kendinden menkul" din demogoglarm etkili biimde susturacak gte deildi.
Weber bilgi sosyolojisinde yalnzca bu tr dnya imgele-riyle ilgilenmi deildir. Toplum kesimlerinin
maddi karlarn hakl gsteren ya da bunlar harekete geiren dnceler olduunu dnd
ideolojilerin birouyla da ilgilenmitir.
Kimi rnekleri unlardr: Hallar'm din propagandalarnn kabul grmesi, ocuklar iin "tmarlar"*
peinde koan feodal lordlarm emperyalist emelleriyle ilgilidir. Tabii baka tabakalarn da baka

amalar olmutur. Dilenci rahiplerin ya da Fransiskenler'in ortaya k ve yaylmalar, cretsiz


retmenler ya da buhran durumlarnda kentli kitleleri yattrabilen kent demagoglar olarak onlarn
becerilerini smren laik iktidar sahiplerinin karlaryla ilgiMr
(*) "Fief" karlnda (.n.). 114
'Bu becerilere sahip olmasalard, dilenci rahipler Papa'mn ve ruhban snfnn muhalefetine karn
yaayabilirrler miy-dlr sorusunun yant belli deildir. Ayn durum, JPapa'nn aforozundan ve Byk
Frederick'in onlara Prusya'ya snma hakk tanmasndan sonra, Cizvitler iin de sz konusudur.
rnekleri artracak olursak: Belli bir dilin z-d eerinin savunulmas, ounlukla milliyetilikten kar
salayan yaymclarn maddi karlaryla ilgilidir. ada brokrasilerde emirler, genel rasyonelleme
eilimlerine koutt olarak; "zel buyruklar" deil, "genel kurallar" biimine brnr.' Weber siyasal
konular incelerken, dnceleri basiit gerekeler olarak gren bu yorum yntemini kullanr. Din konularn incelerken ise, daha ok, "seici yaknlk" kavramm vurgular.
5. Sosyal yaplar ve kapitalizm trleri
Max Weber'in Kari Marx ve John Dewey ile paylat, dncelere pragmatik yaklam, Hegel
geleneinin yadsm-masyla ilgilidir. Weber, Alman tarih yazclna simnis ve tutucu gelenein
yorumlarnda kavramsal ara hizmeti grm olan "ulusal karakter" ve "halk ruhu" gibi kavramlar
reddeder. Toplumsal dinamikleri eitli etmenleri hesaba katan oulcu bir yntemle zmler, bunlar
ayrtrr ve herbrini nedensel arlklarna gre ler. Bunu, deiik kultur ortamlarndan ald
karlatrabilir birimlerin kar-Suatrmah bir zmlemesiyle baarr. Bu demek deildir ki Weber'de
sosyal yaplarn btnsel * kavramlatrmas yoktur. Tersine, Weber zmlemele-" e ada dneme
yaklatka, kapitalizmden bi- analiz ^m olarak sz etmeye hazr hale gelir. Birim, ku-umlar-n
meydana gelen bir btn, bir konfigrasyondur; ku115
rumlar da, kendi gereklerinin mant ile, insanlara ak olan gerek seeneklerin alann giderek
daraltrlar.
Weber iin kapitalizm gibi bir birim, "mlk edinme igds" ya da "parac toplum" trnden
genellemelerle z-deletirilecek, farkllam bir btn deildir. Daha ok, Marx ve Sorel'de de olduu
gibi, her biri zgl kurumsal nitelikler tayan bir "tipler skalas"dr. Tarihte geriye gittii lde,
Weber'in kapitalizmi bir tarih dneminin zelliklerinden yalnzca biri olarak grme eilimi artar;
ada endstriyel kapitalizme yaklatka, kapitalizmi kendi bana yaygn ve birletirici bir btn
gibi grmeye balar. Yksek kapitalizm teki kurumlar kendi imgesi iinde eritir ve ok sayda
kurumsal etkileim ayn ynde etki yapan bir dizi kout gce dnr. Bu yn, yaamn tm alanlarnn
ras-yonellemesi yndr. Tarihin giderek dorusallaan bylesi bir yorumunda, liberallerin
yceltilmi "ilerleme" kavramnn izleri gze arpmaktadr.
Siyasetle iktisad ayr tutmak isteyen liberal dnceye uygun olarak Weber, kapitalizmi iki temel tre
ayrr: "Siyasal Kapitalizm" ve "ada endstriyel kapitalizm" ya da "burjuva kapitalizmi".* Tabii,
kapitalizm ancak bir para ekonomisinin balanglar varsa ortaya kabilir.
Siyasal kapitalizmde kr olanaklar, sava hazrl ve smrsne, fetihlere ve siyasal ynetimin nfuz
tekeline bamldr. Bu trn al t-trleri emperyalist, smrgeci, servenci ya da yamac ve vergici
kapitalizmdir. Weber bunlara ek olarak, ticaret gruplarnn zgl marjinal durumunu snflandrmak
amacyla, parya kapitalizminden de sz eder. Bu kavram, Antik alarn son dneminden bugne
dein Bat Yahudileri iin ve Hindistan'daki Parsee'lere uy(A) Kanmca Sombart erken kapitalist donemden neym anlalmas gerektiim nemli aclardan
yeterince tanmlamtr. Bakalarna ait terminolojiyi kendi d hrcala gibi kullanan ada yazarlarn
kendim beenmiliine katlmyo-rm." Adv/r Sozahvisscnscla/t imd SozaJpoUk, 1906, s. M8.
116
gular. ilevleri asndan vzgeilmez olan bu tabakalar etnik ve dinsel kkenleri yzmden toplumsal
ayrmcla uramlar ve parya statsneindirilmilerdir. Emperyalist kapitalizm derken Weber, k
peinde koanlarn siyasal yaylmacln uygulayclar ^ da meyvelerini toplayanlar olduu durumlar
kasteder. n nemli rnekler Roma ve ingiliz imparatorluklar ile glmzn yarmac emperyalizmidir. Siyasal emperyalizm- yakndan bal olan smrgeci emperyalizm, fethedilen anziler stndeki
siyasal nfuzun ticari olarak smrlmesi oluyla kr salayan kapitalizmlerdir. Bu siyasi nfuz ve
laklar, garantili ticaret tekelleri, tama ayrcalklar, toprak nlkiyet ve tasarrufunda siyasal
belirlemeler ve angarya igc olanaklardr. Servenci kapitalizm, hazine bulmak in karizmatik
nderlerin emrinde yabanc lkelere yaplai aknlardr. Bu hazineler tapnak, mezar, maden yataklar,
boyunduruk altna alnan prenslerin sandklarndan karlabilecei gibi, yerli halkn ss eyalar ve
mcevherlere vergi salma yoluyla da elde edilebilir. Balca tarihsel nekler, Bat Yarmkresi'nin spanyollar'ca fethi, italyan si-e devletlerinin Orta alar'daki denizar seferleri, Hansa Briii ve ingiliz
tacirlerinin denizar servenleridir. Servenci kapitalizmde sreksizlik ve karizma niteliklerinin ar
tasmasna karlk, yamac kapitalizm terimi amalanan tedefleri vurgular.

Weber, baz balamlarda, olaanst kapitalistleri, gnlk faaliyetin rutinine bal bait
giriimcilerden ayrr. Birinci durumda, karizmatik kapitalistlerden "ekonomik sper-men" olarak sz
eder. Bu tipler birok tarih dneminde grlmtr: Eski Msr'n yeri imparatorluunda, eski in'de ve
Hindistan'da, Bat'da Antik a'da, Orta alar'm sonlarnda ve ondokuzuncu yzylda Amerika'da.
Sonuncuya rnekler, Fuggerler ve RockefcUerler, Mellonlar ve Cecil Rho-des'dur. Protestan ahlak
sorunu ve bunun "ada kapita117
lizrrfin dousuyla ilgili nedensel nemi konusundaki tartmalarda, bu tr karizmatik kapitalistlerle
"mazbut burjuva" kapitalistler arasndaki ayrm ok sk gzard edilmitir.20
Weber'in kulland anlamda vergici kapitalizm, siyasal g ve haklarn kullanlmasyla elde edilen
belli kr olanaklarna ilikindir. Bu trn en nemli uygulamas, Eski Ro-ma'da ve Fransa'daki "eski
rejim"de olduu gibi vergi toplama hakknn zel giriimcilere satlmasdr. "Endljanslarn satnn,
Vatikan'a verdikleri borlarn karl olarak talyan tacirlerine ihale edilmesi, kara ve deniz
kuvvetlerinin rgtlenmesi iinin bir zel giriim olarak "condot-eri"ye verilmesi, para basma
hakknn Jacob Fugger gibi zel giriimcilere satlmas, dier rneklerdir.
Kapitalizmi byle analitik trlerine ayrmann yarar, zaten olduka akkan olan tarihsel olaylarn
deiik yanlarn vurgulamaktr. ada endstriyel kapitalizmin ayrdedici
20 Bu tartmann tmyle belgelendirilmi bir tarihesi iin bkz. Ephraim Fsc-hoff, "Protestan Ahlak
ve Kapitalizmin Ruhu", Social Research (Cilt XI, no. 1; ubat 1944, ss. 53-77). Bu yazarn, Weber'in
Protestan Ahlak'na vazgeilmez bir nedensel etmen olarak verdii neme kar kma giriimi pek
isabetli grnmemektedir. Webcr gerekten de "Kapitalizmin Protestanlk olmadan da doabileceim
ve aslnda birok kltr sistemlerinde ortaya km olduunu kabul etmektedir" (s. 67). Ama bu,
yalnzca siyasal kapitalizme ilikin bir kabuldr. Yoksa, Webcr'n "Protestan ahlaknn kapitalizmin
douu zerindeki nedensel etkisini inceleme abasn" gstermeye niyetli olmadn ileri sur-mek (s.
76), Wcber'in nedensel aklamaya verdii nemi kltmek ve sorunu, "Bir kltrn din ve ekonomi
gibi ok farkl ynlerinin zengin birleimlerinin sergilenmesini yelediine" indirgemek olur. Oysa,
tam tersine, Webcr salt ekonomik faktrlerin vazgeilmez olduunu, ama kendi balarna yeterli
olmadklarn savunmutur. Yeterli nedensel aklamalar iin bir "sbjektif taktor"un de gerekli
olduuna inanmtr. Tarih srecinde dncelerin rolu-nu incelemekten bir an bile geri kalmamasnn
nedeni de budur. Dnceler, zel psiik nitelikleri pekitirir; bu pekimeler ve alkanla dayanan
(dolaysyla toplumca denetlenen) davranlar yoluyla zel bir kiilik tipi yaratlr. Bu kiilik tipi, bir
kez rgtler (mezhepler) tarafndan belirlenip korunduktan ve ayklandktan sonra, artk belli davran
kalplar iinde hareket eder. Bu kalplarn ynelii dinseldir, ama .ngrlmedik ekonomik sonulara,
yani krlarn retken isletmelere srekli yeniden yatrld sistemli gnlk ileyiiyle kapitalizme yol
aar.
118
r
zellii, zgl bir retim biiminin ortaya kmas ve pre-kapitalist retim birimleri aleyhine
genilemesidir. Bu retim biiminin de hukuksal, siyasal ve ideolojik nkoullar vardr ama, tarihte
benzeri yoktur. Daha nce zgr olan i-gcyle sabit fabrikann bir arada rgtlenmesine dayanr.
Fabrika sahibi riskleri gze alarak alr, anonim ve rekabeti piyasa iin meta retir, iletme
genellikle, maliyet ve haslatn srekli dengelenmesine dayanan rasyonel bir denetim altndadr.
Giriimcilik hizmetleri dahil btn unsurlar, kalem kalem muhasebeletirilir.
Weber, Marx gibi, ada kapitalizmin temel kurumsal birimi olarak ticaret ya da maliyeyi deil,
retimi grmekte srarldr. Kapitalist bir sistem, retim birimlerinden doar ve geliir. Bu sistem
eitli tarihsel aamalardan geer. En ileri aamasnn zellii, mlkiyetle ynetimin ayrlmas ve
korporosyonlarm, gelecekteki faaliyetlerin haslatna karlk halka hisse satlmas yoluyla finanse
edilmesidir. Kapitalizmin bu ge aamas iin Weber, Sombart'm "Yksek Kapitalizm" terimini
benimser.
Buna karlk Weber, Marx'm tersine, kapitalist dinamikler sorununu incelemeye ilgi duymaz. Marx'm
kapitalizmi "bir retim anarisi" olarak tanmlamasnn temelinde yatan kapitalizmin buhranlar ve
dnemsel dalgalanmalar gibi sorunlar Weber'in zmlemesinde pek yer almaz. Bu dlama Weber'in
ada toplumda rasyonelleme kavram asndan nemli sonular dourur. Marx iin toplumdaki rasyonel eler, denetlenemeyen irrasyonel etmenlere hizmet eden ama giderek onlarla elikiye den
aralard. Oysa Weber iin kapitalizm, rasyonel ileyiin en yksek biimidir. Yine de iki irrasyonel
etmenden kaynaklanr. Biri, kkeninde dinsellik bulunan bir tutum, yani srekli bir alma tutkusu ve
grev duygusudur; br ise kendilerini mlk sahibi giriimcilere baml klan bir ekonomik dzenin
an119
lansz adaletsizlii aknda ezildiklerim duyanlarn "topyam, yani "ada sosyalizm"dir. ada

kapitalizmin kurumsal basklar konusunda ok duyarl olan Weber bu noktada "yerleik dzenler"*
olarak tanmlad "sosyal to-talite"ler kavramn getirmeye hazrdr. rnein, kapitalizmin bir kez
yerletikten sonra, artk dinsel gdlere gereksinimi kalmadn dnr.
Sosyoloji kuramnda, kapitalizmde sosyal tabakalama konusunda "ozncl" ve "nesnel" olmak zere iki
kart teoriye rastlanr. Bata Ricardo olmak zere klasik ingiliz iktisatlar ve Marx nesnel kuramn
temsilcileri olarak "snf', dzenli gelir trleri asndan tanmlamlardr: kira, kr, cret. Buna gre,
toprak sahipleri, giriimciler ve iiler de snf yapsn meydana getirirler. Bunlarn kendilerini Britonlar, Yaylallar vb. olarak grmeleri bir anlam tamaz; snl konumlar, nesnel ekonomik dzen
iindeki yerleri ve ilevleriyle kesin biimde belirlenmitir. Bu gelenee uyan Marx, burjuva ve
proletarya snflarnn zgl ada niteliini vurgulayarak, tarihsel bir boyut da eklemitir.
Buna karlk, znel snf kuramlar "snf yeleri"nin psikolojik zelliklerine byk nem vermilerdir.
Bu kuram benimseyenler, temel snfn yansra bir "drdnc s-mf"m ortaya kmaya baladn
ileri srmlerdir. Ekonomistlerin kat kuramsal yaklamlarna kar, sosyal stat vc| saygnlk
kavramlarn, si) asal ve dinsel konulara ilikin beti mleyici kategorileri, yerel ve blgesel yaam
biimleriyle ilgili duygulan one karmlardr. znel snf kuramn abese gtrmek, nc Rdcl'm
yazar Moellcr Van den Bruck'a dmtr: "Bir insan proleter yapan proletarya bilincidir; makine,
emek srecinin mekaniklemesi, kapita-lisi retim biimine cret yoluyla bamllk falan deil."21
( ) 'tcongconccs" karlnda ( n )
21 Moelle van clc Bruck, Dos Dttc Rcch (Hambug,
120
bas
189
Max Weber, kat ekonomik kader karsnda insan irade gcnn akrobasisine terketmi deildir. Snf
konumlarnn piyasa ilikileriyle belirlendiini, son zmlemede mlk sahipleriyle mlkszler
arasndaki farklardan kaynaklandm dnr. Ekonomik alana nem veriiyle, nesnel olarak
belirlenen snf konumlan ile bu konumlara ilikin olabilecek, eitli deiken ve znel tutumlar keskin
biimde ayryla, Weber nesnel okula yakndr.
Smf sorununu piyasa ilikilerinde ve gelir ve mlkiyet alannda inceleyen Weber, retimi ve retimin
ada birimi olan kapitalist iletmeyi vurgular. ada snf yapsnn tarihsel niteliine ilikin
gzlemleri iin Marx'm hakkn tmyle vermeye hazrdr. Ancak znel grlerin nesnel bir snf
konumundaki insanlara yaktrlabildii durumlardaki "smf bilinci"nden sz eder. "Grenekler",
"yaam tarzlar", "meslek tutumlar"n inceledii zaman da, "itibar" ya da "stat" gruplarndan sz eder.
Bunlar tketimle ilgili eylerdir ve tketim de retimden ya da mlkiyetten elde edilen gelire baldr
ama bu alann dna kan uzantlar da vardr. Snf ve stat arasnda kesin bir ayrm yapan ve smf
trleriyle stat grubu trlerini de kendi ilerinde snflandran Weber, toplumsal tabakalama konusunu
bugne dein alamayan bir incelikle ele almay baarabilmitir.*
6. zgrln koullar ve insan anlay
ada siyasal intelligentsiada kendi partilerinin amalarn tarihsel gerekirlik ve kanlmazlk
kisvesine brndrme huyu vardr. Bu zellik tutucularda da Marxistler'de de grl ur. Her ikisinde de
zgrlk kavramnn ardnda He) Bkz Bokun VIII, "Snf, Parti, .Stat."
121
gel'in "Fata nolentem trahunt, volentem ducunl" (Yazg, istemeyeni srkler, isteyene yol gsterir)
anlay vardr. Siyasal san nde gelen kyamet khini Oswald Spengler'in * kltr dnemlerine
ilikin morfolojik aklamasn, Weber, tarih yaznn bilimsel olmayan amalara alet eden keyf
sezgiler olarak eletirmitir.
Weber'in liberal birikimi ve eilimleri, onun determinist bir tutumu benimsemesine engeldi.
zgrln, kanlmaz olduu ileri srlen tarihsel gerekirlikleri gerekletirmek deil, var olan
seenekler arasnda bilinli seimler yapmak demek olduunu dnyordu. Onun iin gelecek,
stratejisi yaplacak bir aland, salt gemiin yinelenmesi ya da gemiteki eilimlerin almnn
tamamlamas demek deil. Yine de gelecein barndrd olanaklar ne sonsuzdu, ne de insan iradesinin
elinde yourulacak bir kildi.
Weber toplum yaamm birbirleriyle sava halinde olan bir deerler politeizmi olarak gryor, bunlar
arasnda seimin olanakl olduunu dnyordu.* Karar veren, ahlaki sorumluluk duygusu tayan
birey, zellikle ada ve Batl bir kiilik tipine sahiptir. Bu kii, kendi meslek arkndaki bir diliden
daha zengin bir varlk olabilir. Sorumluluk duygusu tayorsa, bilgili kararlar vermesi gerekir. Weber
iin sosyolojik bilgi, ada uygarln karmaklnn, toplum sorunlar karsnda akll tutumlar
alabilecek bir insanda bulunmasn gerektirdii trden bir bilgidir. Byle akll kararlar, hem
demagoglarnn izleyicilerinin duygusal fanatizminden hem kendini beenmilerin kukucu inceliinden, hem de Filistinler'in tembel doygunluundan ayn derecede uzaktr.

Weber brokratlar zgrln habercileri olarak kabul edemedii iin, sorumlu zgrlk alannn
daraldn du(*) Bak Bolum V, "Meslek Olarak Bilim" ve Bolum XIII "Dnyay Reddeden Dn-lc"
122
sunuyordu. Bu konuda-kendini eski-moda bir liberal olarak gryor, savunmada olmaktan ya da
akntya kar yzmekten korkmuyordu. Aadaki pasaj, Weber'in ada zgrlkten korkular kadar
onun yaama koullarn savunmasn da yanstmaktadr. Bu satrlar 1906'da yazlmtr:
"Maddi karlarn gelimesi iin bunlarn yasal etkilerine gvenecek olsaydk, gnmzde demokrasi
ve bireyciliin pek ans olmazd. nk maddi karlarn gelimesi olabildiince ak bir biimde ters
yn gstermektedir. Amerika'nn "hayrhah feodalizminde, Almanya'nn szm ona "refah
kurumlar"nda. Rusya'nn fabrika ynetmeliklerinde... her yerde koullar yeni bir tutsakla hazrdr.
Beklenen tek ey, teknik ekonomik "ilerleme"nin temposunun yavalamas ve rantn kra egemen
olmasdr. Bu, kalan bo topran ve serbest piyasann da tkenmesiyle birleince, kitleleri, "itaatkar"
yapacaktr, ite o zaman insanlar tutsaklarevine gireceklerdir. Ayn zamanda, ekonominin
karmaklnn artmas, ekonomik faaliyetlerin ksmen, devletletirilmesi, nfusun corafi yaylmas
gibi sreler memurlara her an yeni iler yaratacak, ilevlerindeki uzmanlamay arttracak ve meslek
eitim ve ynetimini geniletecektir. Btn bunlarn anlam, kastlamadr. "Devlet Brokrasisinde
Reform"a kar kan Amerikan iileri ne yaptklarn biliyorlard. Diplomal bir mandarinler kast tarafndan ynetilmektense, namuslu olduklar kukulu yeni zenginler tarafndan ynetilmeyi
yelemilerdi. Ama kar kmalar bounayd.
Gelecein dnyasnda ok fazla demokrasi ve bireycilik ve ok az otorite, aristokrasi, makama sayg
vb. olacandan srekli korkanlar, bunlar grp sa-kinleebilirler. Merak etmesinler; demokratik
bireyci123
lik aalarnn ge ykselememesi iin fazlasyla nlem alnmtr. Tm deneyimler gstermitir ki,
tarih usanmadan aristokrasileri ve otoriteleri yeniden dourmaktadr; kendileri ya da "halk" iin gerekli
grenler bunlara yapabilirler. Bylece dorudan ya da dolayl olarak yaratlan maddi koullarn ve
kar birlemelerinin bir anlam varsa, o da kleliin artacann habercisi olmalardr. Her ciddi
gzlem bizi tm ekonomik rzgar gllerinin bunu gsterdiine ikna edecektir.
Bugnn yksek kapitalizmiyle (imdi Rusya'ya ithal edildii ve Amerika'da varolduu biimiyle) demokrasi ve zgrlk arasnda, bu szcklerin herhangi bir anlamnda, ba kurmaya almak son derece gln olur. Ama bu kapitalizm ekonomik gelimemizin kanlmaz bir sonucudur. Soru, bu denli
gelikin bir kapitalizmin egemenlii altnda zgrlk ve demokrasi uzun vadede nasl mmkn olabilir
sorusudur. zgrlk ve demokrasi, ancak bir ulus kararl iradesiyle kendini koyun gibi ynetilmekten
korumaya sonuna kadar dayanrsa olanakldr. Bizler, maddi karlarn "akntsna kar" olan
"demokratik" kurumlarn partizan ve "bireyciler"iz. Bir evrim dorultusunun rzgar gl olmak
isteyen herkes modas gemi ideallerden en ksa zamanda vazgemelidir. ada zgrln tarihsel
kkeninde, bir daha yinelenemeyecek zgl n-koullar vardr. Bunlarn en nemlilerini sayalm:
Bir: Denizar yaylmalar. Cromwell'in ordularnda, Fransz kurucu meclisinde, hatta bugnk ekonomik yaammzn tmnde, okyanuslardan gelen bu esinti duyulur... ama bizi bekleyen yeni bir kta
kalmamtr. Bat uygarlnn arlk merkezindeki
124
nfus kar konulmu bir biimde bir yanda Kuzey Amerika ktasnn br yanda Rusya'nn ikara blgelerine doru ilerlemektedir. Bu, bir de antik alarn sonlarnda olmutu. Rusya ve A.B.D.'nin
tekdze ovalar ematizmi kolaylatryor.
iki: Bat Avrupa'daki erken kapitalist dnemin ekonomik ve sosyal yapsnn zgll.
: Bilimin yaama egemen olmas, "ruhun kendini gerekletirmesi." Kurumsal yaamn rasyonel inas, kukusuz, saylamayacak kadar ok "deer"i yktktan sonra, artk bugn hi deilse ilke olarak
grevini yapmtr. retimin standartlatrlmas sonucu, dsal yaam biimi de tekdzelemitir. Bugnk i ve ticaret koullarnda, bu standartlamann etkisi evrensel olmutur. Bugn bilim bile artk
dnya apnda kiiler yaratmamaktadr.
Son olarak: Belli ideal deer kavramlar -ki bunlar kesinlikle dinsel dnceler aleminden kaynaklanmtr- ada insann ahlak zelliklerine ve kltr deerlerine damgasn vurmutur. Bu srece,
kendileri de olduka zgl olan birok siyasal etmen ile erken kapitalizmin maddi n-koullar da
yardm etmitir. Bugn herhangi bir maddi gelimenin, hatta yksek kapitalizmin daha da gelimesinin,
zgrlk ve demokrasinin bu benzersiz koullarn korumaya ya da yeniden yaratmaya yeterli olup
olmad sorusunu sormaya bile gerek yok; yant sorunun iinde. Ekonomik usosyalizasyon"un
kucanda "i zgrle sahip" kiiliklerin ya da "altruist idealler"in geliimini barndrma olaslnn
glgesi bile grlmyor."22
Achv jur Sozcdwissenschajt uncl Sozclpolitih, Cilt XII, no. 1, ss. 347 vl.

125
Bu satrlarda sergilenen ve Weber'in yaptnn ana temalarndan biri olan, zgrln geleceine ilikin
bu defansif karamsarlk, onun ada dnyada karizmann sonu hakkndaki grleriyle pekimektedir.
Weber, karizmann olduka nominalist bir tanmn vermekle birlikte, bu kavramn ona insann tarihteki
zgrlnn metafizik bir arac olarak hizmet ettii aktr. Karizmann tad zgrln uzun
mrl olmayaca da, Weber'in Fransz Devrimi'ne ilikin nostaljik szlerinden bellidir. Weber ada
zgrlkleri saptayp snflandrdktan sonra, bu zgrlklerin gerekelerinin son kertede akim doal
yasas kavramnda bulunduunu syler ve yle der: " 'Akl'm karizmatik yceltilmesi, tipik ifadesini
Robespierre'in ilahlatrlmasmda bulur. Karizmann, eitli ve zengin duraklarla dolu uzun
yolculuunda ald son biim budur."23 Weber'in zgrle dknl yalnzca tarihsel deildi;
ada birey olarak insan anlayn da etkilemiti.
Weber bireyi, toplumsal kurumlardan kaynaklanan genel zelliklerin bir bileimi olarak gryordu;
birey, sosyal rollerin bir aktryd. Ama bu, insanlar gnlk kurumsal rutinleri aamadklar lde
geerliydi. Karizma kavram ise We-ber'in insanlarn her durumda salt toplumun rn olarak
grlmemeleri gerektii kansn gstermeye yaramaktadr.
George H. Mead iin nasl "Ben" genel olarak bakalarnn beklentilerinden kaynaklanan sosyal rollerle
gerilim iindeyse. Weber iin de insann potansiyel karizmatik nitelii kurumsal yaamn dsal
istemleriyle srtme halindedir, Mead'e gre "Ben" ile sosyal roln gerekleri arasndaki eliki,
dhinin yaratc tepkilerinde zmn bulur. Weber'e gre ise, karizmatik nderin buhrana tepkisi,
dsal istemlerle isel gdleri birletirir. Geni anlamda, dsallk kstlamalarla, karizma zgrlkle
zdetir denebilir. Bu ba23 Wfscha/t un d Geseschaft, s. 817. 126
krncan, Weber'in insan zgrl anlay, bireyin zgn kurumlar yaratma zgrlne nem veren
hmanist liberalizm geleneinin bir parasdr. Marx'm kapitalizm eletirisini zmleyen Weber,
ekonomik sistemi zgrlk alan olarak deil baskc bir mekanizma olarak grr.
Weber iin kapitalizm kiisellikten arnm rasyonalite-nin timsalidir; ona gre zgrlk aray
irrasyonal duygusallk ve mahremiyet ile zdetir. En ok da, kurumsal rutinlerden dnyevi bir ka
olarak sevgi dolu arkadalk ve sanatn katartik deneyimi peinde komaktr. Bu da mlk sahibi ve
eitim grm olanlarn ayrcaldr: Eitliksiz bir zgrlktr.
zgrl, bugn hem kapitalizm, hem brokrasi karsnda savunmada kalan ve tarihsel olarak
belirlenen bir olay kabul eden zgrlk anlayyla Weber, ekonomik liberalizmden ok hmanist ve
kltrel liberalizmi temsil eder. Schiller'e "Der Mensch ist freigeschaffen, ist frei, un d wurd'er in
kettengeboren" dedirten hmanist gelenein izleri Weber'de de grlr; ok ynl kltrl insann,
beeri adan sakat saylmas gereken teknik uzman karsnda gerilemesinden kayg duyar.* Zaten
Weber'in yapt, insana ilikin her eye ilgi duyan kltrl bir adam olarak kendi benlik-imgesini**
gerekletirme abasdr.
Bu iki insan tipi asndan Weber ada uygarl dnya tarihinde benzersiz grr. Gemi uygarlklar
eitli hmanist elitler yaratmlard: in'de elebi bir okumular snf olan mandarinler; antik alarda
bo zaman olan atletik ve kltrl kiiler; ngiltere'de "eski neeli ngilizler'le erkeksi kulplerde
ryen orta snf Pritenler'in uzlamas sonucu ortaya kan bugnk geleneki centilmenler; Latin
uygarlklarnda sarayl soylularla kentli patrisy enler in uzlaO Bak bolum VIII, "Brokrasi" ' v "Sclhmagc" karlnda (.n.).
127
m olan Fransz "chevalier" ve talyan "cortegiano" gibi salon adamlar. Bu ince ve kltrl tipler artk
ekonomik ve politik ilerin ynetimi iin uygun deillerdir; onlarn yerini uzman brokrat ve
profesyonel politikac almaktadr. Weber sanat ve edebiyat kltlerinin nderlerine pek arlk
vermemitir; bunlar ya rantiyedir, ya rantiyelere dayanrlar, ya da kurnaz yaymclarn destekledii
yazn modalarna hizmet ederler.
Kant ve Fichte ile kimi ada Amerikan eitimcilerinin liberalizminin tersine, Max Weber, eitimin
ve kiiliklerin toplumca retilmesini ekonomi ve siyasete baml gorur. Siyasal ve ekonomik zgrlk
konusundaki ktmserlii, bylece, sanat ve kultur yaam ile amz insan iin mumkun olan kiilik
tipleri konusundaki karamsarlyla pekiir.
128
BLM I
Bilim ve Siyaset
129
130
IV. Meslek olarak siyaset*
arnz zerine hazrladm bu konumada sizi baz bakmlardan d krklna uratmak
zorundaym. Doal olarak, benim gcel sorunlar konusunda tavr alacam beklemektesiniz. Oysa

bunu ancak sonlara doru ve salt biimsel ynden yapacak, siyasal eylemin btn bir yaam tarz
asndan nemine ilikin belli sorular ortaya atacam. Konferansn bugnk blmnde, kiinin
siyasal eylemine nasl bir hedef ve ierik vermesi gerektiiyle ilgili her trl soru unutulmaldr. nk
bu tr sorularn, siyasetin meslek olarak ne anlama geldii ve gelebilecei genel sorusuyla hi bir
ilikisi yoktur. imdi konumuza girelim.
Siyaset deyince ne anlyoruz? Kavram hayli genitir ve eylemde her trl bamsz nderlii ierir.
Bankalarn nakit politikasndan, Reichsbank'm iskonto politikasndan, bir sendikann grev
politikasndan sz edilir, bir belediyenin ya da zel idarenin eitim politikasndan, bir dernek
1 "Politik als Beruf", Gesammelte Politische Schriften (Munh, 1921), ss. 396-450 ilk kez 1918'de
Munh Umverstesi'nde verilen bu konferans, 1919'da Mnih'te Duncker ve Humboldt tarafndan
baslmt.
131
basannn ynetim politikasndan, hatta kocasn yonlen-dinneye alan temkinli bir ein politikasndan
da sze -lebiiir. Bu akamki deinmelerimiz, tabii, bu denli geni o -mayacak. Politika deyince,
yalnzca bir siyasal topluluun, b^n iin de devletin, nderliini ya da nderliinim et -'er meini
anlayacaz.
,
>eki ama "siyasal" bir topluluk sosyoloji asndan ne elemektir? "Devlet" nedir? Sosyolojik olarak
devler, erekler, asndan tanmlanamaz. Neredeyse hibir ilev yoktur Ki br siyasal topluluk
tarafndan ele alnm olmasn; yme i bir ilev yoktur ki yalnzca ve zel olarak siyasal topluluk-W
olarak adlandrlan birlikler tarafndan yrtlm o -sim - yani bugn devlet ya da tarihsel olarak
bugnk devitin ncleri olan birlikler tarafndan son kertede. Modern devlet, btn siyasal birlikler
gibi, sosyolojik olarak anca* bendine zg somut aralar asndan tanmlanabilir. U da Hziksel g
ve iddet kullanmdr.
.,
Trotsky Brest-Litovsk'da "Btn devletler g ve iddet stne bina edilmitir" demiti. Gerekten
hakldr. !?dae kullanmasn bilen sosyal kurumlar olmasayd devle ^ kavram ortadan kalkar,
szcn tam anlamyla anari denilen bir ortam doard. Elbette iddet, devletin olaan ya da tek
arac deildir -zaten kimse bunu sylemiyor- ama iddet kullanm devlete zg bir aratr. Bugn
devlet v iddet ilikisi zellikle yakn bir iliki haline gelmitir, gemite ok eitli kurumlar -"sib"le
balayarak- fiziksel det kullanm olduka normal saymlardr. Ama bugn unu kabul etmek
zorundayz: Devlet, belli bir araz iinde j ziksel iddetin me.ru kullanmm tekelinde (baaryla) bulunduran msan topluluudur. "Arazi"nin devletin zelliklerinden bin olduuna dikkat edilmelidir. Ayrca,
bugn, tizi sel iddet kullanma hakk baka kurumlara ya da bireyle yalnzca devletin izin verdii
lde tannmaktadr, ev ,
132
iddet kullanma "hakk"nm tek kayna kabul edilmektedir. Bylece, "siyasetsin bizim iin anlam,
devletler arasnda ya da devlet iindeki gruplar arasnda gc paylamaya ya da gcn dalmn
etkilemeye almak olarak belirmektedir.
u sylediklerimiz esas olarak yaygn kullanma uymak-tadk. Bir sorunun "siyasal" bir sorun olduu,
bir kabine yesinin ya da bir resmi grevlinin "politik" bir kii olduu ya da bir kararn "siyasal" olarak
alnd sz konusu edildiinde, amaz biimde kasdedilen ey, sorunun zmlenmesinde ve kararn
verilmesinde ya da grevlinin etkinlik alannn belirlenmesinde son sz, gcn dalm, korunmas,
ya da el deitirmesine ilikin karlarn sylediidir. Etkin olarak siyasete giren kii, iktidar, ya baka
amalara (idealist veya bencil) hizmet edecek bir ara olarak ya da "iktidar iin iktidar" diye, yani
iktidarn verdii nemlilik duygusunu tatmak iin, ister.
Tarihte kendinden nce gelen siyasal kurumlar gibi, devlet de insann insana egemenlii ilikisidir meru (yan meru saylan) iddet aralaryla desteklenen bir iliki. Devlet var olacaksa, egemenlik
altndakilerin, egemen glerin sahip olduklarn iddia ettikleri otoriteye itaat etmeleri gerekir, insanlar
ne zaman ve nasl itaat ederler? Bu egemenlik hangi isel gerekelere ve hangi dsal aralara dayanr?
Batan belirtelim ki, ilke olarak, egemenliin isel gerekesi ve dolaysyla temel merulatrlmas
vardr.
Birincisi "Ezeli gemi"in otoritesi, yani hatrlanamaya-cak kadar eski uyma ve kabul etme
alkanlklarnn kutsal-latrd greneklerdir. Bu, partiyarkm ve patrimonyal prensin sahip olduu
"geleneksel" otoritedir.
kincisi, olaanst ve tanr vergisi kiiliin (karizma) otoritesi, yani bir kiiye duyulan mutlak ballk
ve gvene, onun kahramanlna ya da baka niteliklerine inanmaya
133
dayanan otoritedir. Bu "karizmatik" otoritedir. Peygamberlerin otoritesi ve siyaset alannda seimle
baa gelen komutann, plebisiter yneticinin, byk demagogun ya da siya-sal parti liderinin otoritesi
byledir.
Sonuncusu, "yasalara dayanan" egemenliktir. Yasalarn geerliliine ve rasyonal kurallara dayanan

ilevsel "yetki "ye inanmaya baldr. Yasalarca konulmu devlerin yerine getirilmesinde itaat esastr.
Bu, ada "devlet memuru "nun ve bu bakmdan ona benzeyen tm siyasal g sahiplerinin sahip
olduu egemenliktir.
Gerekte itaat, hayli gl korku ve umut duygulan tarafndan belirlenir; doa-st glerin ya da
iktidar sahiplerinin alaca korkusu, bu dnyada ya da br dnyada dllendirilme umudu, tabii bir
de her trl kar duygusu tarafndan... Bunlara girmeden nce, itaatin "merulatrl-mas"
incelenirken "saf" tiple karlaldn yineleyelim: Geleneksel, karizmatik ve yasal. *
Bu meruluk anlaylar ve her birinin isel gerekeleri, egemenliin yaps asndan byk nem tar.
Tabii, saf tipler gerek hayatta pek grlmez. Bugnk konumamda, bu saf tiplerin ok karmak
trlerine, deiim ve bileimlerine girmeme olanak yok; zaten bu sorunlar "siyaset bilimi"nin
kapsamna girer. Burada her eyden nce bu saf tiplerin ikincisini, nderin salt kiisel karizmasna itaat
edenlerin ballna dayanan egemenlik tipini ele alacaz. nk, en yksek anlamyla "grev
ars" fikrinin kk buradadr.
Peygamberin, komutann ya da kilise ve parlamentodaki demagogun karizmasna ballk, nderin
insanlarn bana gemek iin "grev ars"n isel olarak alm kii olarak
(*) uYasal" hep "kanuni" karlnda kullanyorum; "hukuksal" ve llmc
ayr tutuyorum. Tam bir legal pozitivist olan Weber'de bunlar birbirine karyor (.n.).
"meru "yu
134
bul edilmesi anlamna gelir, insanlar ona gelenekler ya la yasalar nedeniyle deil, inandklar iin itaat
ederler. nder, dar kafal ve kendini beenmi bir acemi deilse, lava iin yaar ve "grevine layk
olamya alr".1 Tilmizlerinin, yandalarnn, partideki kiisel dostlarnn ball, kiilii ve zel
vasflar yzndendir.
Karizmatik nderlik her yerde ve tm tarih dnemlerinde ortaya kmtr. Gemiteki en nemli iki
rnei, bir vanda byc peygamber br yanda seimle gelen komutan, ete reisi ve condoerre'dir.
Site-devletinin topraklarndan yetien zgr "demagog"un temsil ettii siyasal nderlik bizi daha ok
ilgilendiriyor; site - devleti gibi demagog da Bat'ya, zellikle Akdeniz'e zgdr. stelik, parlamenter
"parti lideri"nin temsil ettii siyasal nderlik de yine Bat'ya zg olan anayasal devletin topraklarnda
yeermitir.
En gerek anlamnda "grev ars"na koan bu politikaclar, siyasal iktidar mcadelesinin kark
akntlar iinde elbette tek belirleyici etmen deildirler. Emirlerindeki yardmc aralarn da nemli
lde belirleyicilii vardr. Siyasal egemenlie sahip gler, egemenliklerini nasl srdrrler? Bu
soru, tm egemenlik trleri, dolaysyla siyasal egemenlik trleri (geleneksel, karizmatik, yasal) iin
geerlidir.
rgtl egemenlik, ki srekli ynetim gerektirir, insanla-nn davranlarnn meru gcn sahibi
olduklarn iddia eden efendilere itaat iin artlandrlmasn gerektirir. te yandan bu itaat gerei
yzndendir ki, rgtl egemenlik fiziksel iddetin kullanm iin gerekli maddi aralarn denetimini
geriktirir. Dolaysyla, rgtl egemenlik, kiisel ynetici kadro ile ynetimin maddi ara ve
gerelerinin de denetimini gerektirir.
Ynetici kadro, ki siyasal egemenliin rgtn dsal
Trachet nach sdnem Werh.
135
olarak temsil eder, teki btn rgtler gibi, iktidar sahibine itaat yoluyla da baldr; sadece biraz nce
szn ettiimiz meruiyet kavramyla deil, iki yol daha vardr ve ikisi de kiisel karlara hitabeder:
maddi dl ve toplumsal onur. Vassallerin "tmar"lar,* patrimonyal grevlilerin "arpalklar,** ada
devlet memurlarnn maalar, valyelerin onuru, "zmre"lerin ayrcalklar ve devlet memurlarnn
itibar, onlarn cretleri gibidir. Bunlar yitirme korkusu, ynetici kadroyla ikudar-sahibi arasndaki
dayanann nihai ve belirleyici temelidir. nderin izleyiciler iin savata onur ve ganimet, demagogun
izleyicileri iin "nimetler", yani egemenlik altna alnanlarn makamlarn tekel altna alnmas yoluyla
smrilmesi vardr. Bir de siyasal olarak belirlenen krlar ve gsteri primleri. Bu dllerin hepsi, bir
karizmatik nderin sahip olduu egemenlikten de salanabilir.
Bir egemenlii iddet yoluyla srdrmek iin belli maddi aralar gerekir -ekonomik rgtlenmede de
olduu gibi. Btn devletler, yneticisi kadrodaki kiilerin ynetimi aralarnn maliki mi, yoksa
bunlarn ynetim aralarndan : kopuk mu olduu ltne gre snflandrlabilir: Bu ay- ] rm, bugn
maal memurun ve kapitalist iletmedeki cretli iinin nasl maddi retim aralarndan kopuk olduunu sylyorsak, ayn anlamda geerlidir. ktidarn sahibi, ynetici kadro yelerinin itaatine gvenmek
zorundadr. Ynetim aralar, para, bina, sava malzemesi, tatlar, atlar vb,'dan meydana gelir. Soru,
iktidar sahibinin ynetimi bizzat ynlendirip ve rgitleyip yrtme yetkisini kiisel hizmetkrlarna,
maal memurlara ya da gzde ve srdalarna devredip etmediidir. Bunlar ynetimin maddi aralarna
sahip deillerdir, yani bunlar kendi mallar gibi lordun bu-

(*) "Fet" karlnda (.n.). (kf) "Prebend" karlnda (.n.).


136
yurduu biimde kullanrlar. Bu ayrm, gemiteki tm ynetsel rgtlenmelerde vardr.
Ynetimin maddi aralarnn bir blmnn ya da tmnn baml ynetici kadro tarafndan zerk
olarak denetlendii siyasal birliklere "zmre"ler* halinde rgtlenmi topluluklar denebilir. rnein,
feodal birlikteki vassallar, kendilerine tmar olarak verilmi blgedeki ynetim ve mahkeme
masraflarn kendi ceplerinden derlerdi. Kendi sava donanm ve malzemelerini kendileri salarlard.
Onlarn alt-vasallar da ayn eyi yaparlard. Tabii bunun lordun iktidarnn gvencesi bakmndan
arzulanmayan sonular olabilirdi, nk iktidar tmyle kiisel inan ilikisine dayanrd. Ayrca,
hem lordun tmar zerindeki mlkiyetinin meruluu hem vassaln sosyal onuru, over-lorddan
kaynaklanrd.
Ancak, en eski siyasal oluumlardan balayarak her yerde lordun ynetimi bizzat yrttn de
grrz. nsanlar kiisel olarak kendine baml hale getirip ynetime el koyduunu gzlemleriz;
kleler, konak grevlileri, yaverler, "gzdeler" ve bendelerini kendi anbarlarndan mal ya da para ile
besler. Masraflar kendi cebinden, "patrimoni-um"unun gelirlerinden, karlamaya alr; kendi depo,
anbar ve cephaneliklerden beslendii ve donatld iin kendine kiisel olarak baml bir ordu
kurmaya aba gsterir. uZmre"lerden oluan birliklerde, lord ynetimi zerk bir "aristokrasi"nin
yardmyla yrtr ve dolaysyla egemenliini onlarla paylar. Tek bana yneten lord ise, ya
konann yeleri, ya da plebler tarafndan desteklenir. Bunlar toplumsal onuru olmayan mlksz
tabakalardr; maddi olarak tmyle lorda mahkumdurlar, kendilerine ait " bir g kaynaklar yoktur.
Btn patriyarkal ve patri-mnyal egemenlik biimleri, sultanc despotluk ve brok"Estate" karlnda (.n.).
137
rak devletler bu tre girer. Brokratik devlet dzeninu zel bir nemi vardr; en rasyonel gelime
aamasnda, a_ da devletin ta kendisini temsil eder.
ada devletin geliimi her yerde prensler tarafndan balatlmtr. Prensler, yanlarnda yer alan ve
yrtme gu. cnn zerk ve "zel" sahibi olanlarla ynetim, sava, maliye aralar ve politik olarak
kullanlabilir her trl mal zerinde bamsz mlkiyet sahibi olanlarn bu varlklarna el koyulmasna
yol amlardr. Bu sre, kapitalist iletmenin bamsz reticileri zamanla ortadan kaldrarak gelimesi sureciyle tam bir koutluk gsterir. Sonunda, ada devlet tm siyasal rgtlenme aralarn
denetler; bunlarn hepsi tek bir ban emrinde toplanr. Hi bir grevli, dedii parann, ya da
denetledii bina, depo, alet ve sava gerelerinin kiisel mlkiyetine sahip deildir. ada "devlet"te
ynetici kadronun, ynetim grevlilerinin ve iilerin ynetsel rgtlenme aralarndan "kopuu"
tamamlanmtr. Bu ayrma, devlet kavramnn temelinde yatmaktadr. Artk en son gelime balamak
zeredir; o da siyasal aralara el koyan ada devlete ve dolaysyla siyasal iktidara, el koyma
giriimidir. Bugn gzmzn nnde cereyan eden budur.
Devrim (1918 Alman Devrimi), yasal otoritelerin yerini kendi liderleri ald lde, unu baard:
Liderler gasp ya da seim yoluyla siyasal kadro ve ynetim aralar stnde denetim saladlar.
Meruluklarnn da, hakllna bakmakszn, ynetilenlerin iradesinden kaynaklandm iddia ettiler.
Liderlerin, hi deilse grnteki bu baarya dayanarak, kapitalist iletmeler iindeki el koyma iini
de baarma umudunu gereki olarak besleyip besleyemeyecekleri baka bir sorudur. Kapitalist
iletmelerin eilimi, esasl benzerliklere karn, siyasal ynetimin eiliminden olduka farkl kanunlara
baldr.
138
iin bu konuda bir tavr alacak deilim. Yalnzca, rnun kavramsal ynn deerlendirmenize
sunacam: fagda devlet, egemenlii rgtleyen zorunlu bir birliktir. Belli bir arazi iindeki
egemenliin arac olarak fiziksel g-un meru kullanmm tekeline alma araynda baarl olutur.
Devlet, rgtlenmenin maddi aralarn bu amala nderlerinin elinde toplam ve bu aralar daha
nce kendi mlkleri olarak denetleyen tm zerk yetkililerin elinden almtr. Devlet onlarn yerini
almtr; bugn hepsinin stnde bulunmaktadr.
Dnyann tum lkelerinde farkl baar dereceleriyle gerekleen bu el koyma sureci srasnda, baka
bir anlamda "profesyonel politikaclar" ortaya kmtr. lk olarak prenslerin hizmetinde sahneye kan
bu tipler, karizmatik nderlerin tersine, kendileri lord olmak istememiler, siyasal lordlarn hizmetine
girmilerdir. El koyma mcadelesi srasnda, kendilerini prensin emrine vermiler ve prensin
politikalarm yrterek bir yandan geimlerini salam, bir yandan da yaamlarna manevi bir ierik
kazandrmaya almlardr. Bu tr profesyonel politikaclar prensler dndaki glerin hizmetinde
yine yalnzca Bat'da gryoruz. Bunlar prenslerin gemiteki en nemli iktidar ve siyasal el koyma
aralar arasndayd.
"Profesyonel politikaclar"m ayrntl tartmasna girmeden nce, bunlarn varlnn yaratt durumu
her ynyle akla kavuturalm. Ekonomik uralar gibi politika da, kiinin yan faaliyeti de olabilir,

meslei de olabilir. nsan, siyasal yaplar iindeki ya da arasndaki g dalmn etkileyebilmek iin,
"geici" bir politikac olarak politikaya ka-nabilir. Oy verdiimiz ya da "siyasal" bir mitingde alk
tutmak, protestoda bulunmak ya da "siyasi" bir konuma yapmak vb. gibi niyetler ifade ettiimiz
zaman hepimiz "ge-ici" politikaclarz. Birok insann politikayla tum ilikisi
139
de bundan ibarettir. Bir yan faaliyet olarak politika b btn zgr siyasal derneklerin bakanlar ve parti
te ileri tarafndan yrtlmektedir. Bunlar, kural olarak cak gerektike politikaya girerler; politika
onlar iin n maddi ve manevi bakmdan "yaamsal nem" tamaz R devlet olarak, ancak gerektike
politikaya girerler; politik onlar iin ne maddi ve manevi bakmdan "yaamsal nem" tamaz. Bu,
devlet kurullar ve ancak ar zerine toplanan benzer karar organlar iin de geerlidir. Politik olarak
yalnz meclis oturumlarnda etkinlikte bulunan ve saylar hi de az olmayan parlamento yelerimiz
iin de byledir Gemite bunlar zellikle "zmreler" iinde bulunurdu Askeri gerelerin, ynetim
aralarnn ya da kiisel ayrcalklarn maliklerine "zmre"ler denir. Bunlarn byk bir blmnn
yaam ne tmyle, ne ksmen ne de hatta geici olarak politikann hizmetine verilmiti. Ayrcalklarn
kira, hatta kr elde etme amacyla kullanyorlar; siyasal birlikler erevesinde ancak overlord zel
olarak talep ettii zaman etkinlik gsteriyorlard. Prenslerin tmyle kendi denetimlerinde bulunacak
bir siyasal rgt kurma mcadelelerinde kullandklar kimi yardmc gler konusunda da durum
buydu. Rte von Haus aus'larn (danmanlar), hatta daha geriye gidersek Cma'da ve prenslerin teki
danma meclislerinde toplanan danmanlarn nemli bir blmnn de nitelii buydu. Ama politikaya
kenarndan karan, tamamen geici bu yardmc gler prensler iin elbette yeterli deildi. Onun
iindir ki prensler, kendilerim tmyle ve yalnzca prense hizmet etmeye adam ve dolaysyla bunu
ana ura haline getirmi bir yardmclar kadrosu yaratmaya altlar. Ortaya kmaya balayan
hanedanlk siyasal rgtnn yaps ve bununla birlikte btn bir kltrn nitelii, byk lde
prensin adamlarn nereden devirdi-ine bal hale geldi.
140
prenslerin sk denetiminin tmyle ortadan kalkmasn-a n sonra, yeleri kendilerini politik olarak
(szde) "z-r" topluluklar ilan eden siyasal birliklerin de kadro gelinimi dodu. Bunlarn "zgr"l,
iddete dayanan bir egemenlikten zgr olmalar anlamnda deil, tek otorite kayna olarak gelenek
tarafndan merulatrlan (ou zaman da din tarafndan kutsanm) bir prensler iktidarnn var
olmamas anlammdayd. Bu topluluklarn tarihsel vatan Bat'yd. ekirdei de, ilk kez Akdeniz kltr
blgesinde ortaya kan biimiyle kent siyasal topluluuydu. Btn bu rneklerde, siyaseti asl
meslekleri haline getiren politikaclar nasl kiilerdi?
insann politikay meslek edinmesinin iki yolu vardr. nsan ya politika "iin" yaar, ya da politika
"sayesinde" yaar. Bu ztlar birbirlerini dlar diye bir ey de yoktur. Tersine, insanlar kural olarak, hem
dnce, hem uygulama dzeyinde ikisini de yaparlar. Politika "iin" yaayan kii, isel olarak,
politikay yaam biimi haline getirir. Ya sahip olduu iktidarn plak mlkiyetinden holanr, ya da
yaamnn bir "dava"nm hizmetinde anlam kazand bilinciyle i-den-gesini ve kendine saygsn
korur. Bu isel anlamdadr ki, bir dava iin yaayan her itenlikli kii ayn zamanda bu dava
"sayesinde" yaar. Dolaysyla bu ayrm, sorunun ok daha elle tutulur bir yan, yani ekonomik ynyle
ilgilidir. Politikay kendine srekli bir geim kayna yapmaya alan kii meslek olarak siyaset
"sayesinde" yaar; bunu yapmayan, siyaset "iin" yaar. zel mlkiyet dzeninin egemenlii altnda,
bir insann bu ekonomik anlamyla siyaset uiin" yaayabilmesinin kimi -izninizle- ok nemsiz nkoullar bulunmak zorundadr. Olaan koullarda, politikac siyasetin kendisine salayabilecei gelire
muhta olmamaldr. Bu da en yaln ifadeyle, politikacnn varlkl olma-s ya da kendisine yeterli gelir
salayabilen bir toplumsal
141
I
konuma sahip bulunmas demektir.
- Hi deilse olaan durumlarda bu byledir. Normal bir ekonominin koullar, fatih komutann
izleyicilerini ne denli ilgilendiriyorsa, devrimci kahramann peinden giden sokak kalabalklarn da o
denli ilgilendirir. Her ikisi de ganimet, yama, zoralm, zoraki ba sayesinde ya da, znde ayn
kapya kan bir uygulama olarak, baslacak deersiz bir parann kullanmnn zorunlu klnmas
yoluyla geinir. Ama bunlar olaanst durumlardr. Oysa gnlk ekonomik yaamda, kiinin
ekonomik bamszln ancak belli bir varsllk dzeyi salar. Ne var ki, bu da tek basma yeterli
deildir. Profesyonel politikacnn ayn zamanda ekonomik ynden "vazgeilebilir" olmas gerekir,
yani gelirinin, yeteneklerini ve dncelerini srekli olarak tmyle ya da hi deilse byk lde
ekonomik kazan abasnn emrine vermi olmas olgusuna bal bulunmamas gerekir. Bu anlamdadr
ki, rantiye kaytsz artsz "vazgeilebilir"dir. Tmyle kazanlmam gelir sahibi bir kii olan
rantiyenin rnekleri, gemiteki blgesel derebeyi ya da toprak kiras olan bugnk byk toprak
sahibi ve aristokrattr. Eski ve Orta alarda kle ya da serf rantlar alan, bugn ise hisse, tahvil ve

benzer kaynaklardan rant salayanlar da rantiye


tipleridir.
Bu anlamda, ne ii, ne de -ki buna dikkat edilsin- giriimci, zellikle ada byk giriimci,
ekonomik anlamda "vazgeilebilir" deildir. nk iletmesine balanm ve bu yzden de en
vazgeilemez giriimcinin ta kendisidir. Bu durum, tarmn mevsimlik zellii dikkate alndnda,
sanayideki giriimci iin tarmdaki giriimci iin olduundan ok daha geerlidir. Geici bir sre-iin
bile, olsa gir1' imcinin iletmesinde bir bakas tarafndan temsil edirmeSl esasnda ok gtr. Doktor
kadar vazgeilemezdir. Tannm ve megul olduu lde vazgeilemezlii artar. Salt r142
gtsel adan, avukat daha vazgeilebilirdir. Onun iindir ki avukatlar profesyonel politikac olarak
kyas kabul etmeyecek kadar byk ve hatta egemen rol oynarlar. Bu snflandrmay
srdrmeyeceim; yalnzca kimi uzantlarm aklamak istiyorum.
Bir devlet ya da parti nderliinin, ekonomik ynden tmyle politika iin (politika sayesinde deil)
yaayan kiilerce stlenilmesi, nde gelen siyasal kesiminin "pltokra-tik olarak devirilmesini zorunlu
klar. Tabii, nderliin pltokratik olmas, siyasete egemen kesimin de siyaset "sayesinde" yaamak
istemeyecei ya da egemen tabakann siyasal egemenliini ekonomik karlar iin kullanmayaca
anlamna gelmez. Btn bunlar elbette kukuludur. imdiye kadar bir tek sosyal kesim grlmemitir
ki, u veya bu ekilde siyaset "sayesinde" yaamasn. Yalnzca unu kasde-diyorum: Profesyonel
politikac, siyasal almalar iin dorudan bir kazan beklemeyebilir, ama geliri olmayan her
politikac bunu mutlaka talep etmek zorundadr. te yandan, mlksz politikacnn mutlaka ya da
genellikle siyaset yoluyla zel ekonomik karlar salamaya alacan, ya da "konularn z"n hep
ikinci plana atacan da sylemek istemiyorum. Bundan daha yanl bir ey olamazd. Btn
tecrbeler gstermitir ki, yaamnn ekonomik ugvence"si konusunda duyduu kayg, varlkl insann
hayata bak tarznn bilinli ya da bilinsiz ama en nemli olgularndan biridir. Pervasz ve katksz bir
siyasi idealizm, yalnzca deil ama genellikle, mlkszlkleri nedeniyle, belli bir toplumun ekonomik
dzenini korumak isteyen tabalarn tmyle dnda kalan tabakalarda grlr. Bu, 02ellikle olaanst
dnemlerde, dolaysyla devrim d-ttemlerinde geerlidir. Hevesli politikaclarn, nderlerin ve '
Malarn pltokratik olmayan bir biimde devirilmele-ln ardnda ise, siyaseti ynetenlere dzenli ve
gvenilir
143
bir gelir salanaca anlay ve n-koulu yatar.
Siyaset ya "fahri" olarak ve oklukla kullanlan ifadeyle "bamsz", yani varlkl insanlar, zellikle
rantiyeler tara-fmdan yrtlr. Ya da siyasal nderlik mlksz insanlara da ak tutulur, ki o zaman
bunlarn dllendirilmesi gerekir. Siyaset "sayesinde" yaayan profesyonel politikac, tam bir "bende"*
de olabilir, maal bir "grevli" de. Bu durumda profesyonel politikacnn alaca karlk, ya belli hizmetlerden salanacak harlar ve ayrcalklar -ki bahiler ve rvetler bu gelir kategorisinin sadece
dzensiz ve resmen kanunsuz olan trleridir -ya da sabit bir mal geliri (ayni gelir), bir maa geliri ya da
bunlarn karmdr. Profesyonel politikac bir "giriimci" kimliine de brnebilir: condottiere gibi,
iltizama verilen ya da satn alman bir makamn yetkilisi gibi ya da masraflarn, nfuzunu kullanarak
meyvalarm toplad bir yatrm gibi gren Amerikan siyasi efleri ("boss") gibi. Profesyonel
politikac, sabit bir cret de alabilir: gazeteci, parti sekreteri, kabinedeki bakan ya da siyasi memurlar
gibi. Gemiteki feodal tmar arpalklarn her eidi de byledir. Para ekonomisinin gelimesiyle
birlikte ayrcalklar ve arpalklar, prenslerin, muzaffer fatihlerin ya da baarl parti eflerinin
adamlarna verilen tipik dllerin balcalar olmutur. Bugn ise parti liderleri sadk adamlarnn
hizmetine karlk olarak her trden makam datmaktadrlar -partide, gazetelerde, kooperatiflerde,
sosyal sigortada, belediyelerde ve tabii devlette. Btn parti mcadeleleri, nesnel amalar iin olduu
kadar, makam patronaj iin yrtlen mcadelelerdir.
Almanya'da yerel ve merkezi ynetim yandalar arasndaki btn mcadelelerin odak noktas, makar
patronajn hangi glerin denetleyecei sorusudur -Berlin'deki gler mi, yoksa Mnih, Karlsruhe ya
da Dresden'deki gler mi?
(") "Prebendary" karlnda ( n ) 144
fylakamlarm paylalmasnda uradklar baarszlklar, partileri, nesnel amalarna kar yrtlen
eylemlerden daha ok yp "atmaktadr. Fransa'da pre/eMerh parti politikalar yznden deimesi her
zaman hkmtt programlarnn deimesinden daha byk bir deiiklik olarak grlm ve daha
byk alkantlar yaratmtr. Zaten hkmet programlar neredeyse salt lf olarak kabil edilir. Kimi
partiler, zellikle Amerika'da anayasann yorimuna ilikin eski atmalar bittikten sonra ortaya
kanlar, i ve makam datan ve programlarn oy kapma frsatlarm gre deiti-riveren salt patronaj
partileri haline gelmilerdir.
Yakn zamanlara kadar spanya'da iki byvk parti, yandalarna makam salamak iin, geleneksel bi
kalp iinde, tepeden denetlenen "seimler" yoluyla nbetlee iktidara gelmilerdir, ispanyol

smrgelerinde olsun, tzde "seim-ler"de ya da szde "devrimler"de olsun, hedef hep galiplerin
beslenmek istedikleri devlet arpalklar olnutur.
svire'de partiler makamlar aralarnda barl yollarla oransal olarak blnmlerdir. Bizdeki baz
"devrimci" anayasa taslaklar, rnein Baden anayasasnn ilk tasla, bu sistemi bakanlklarn
paylalmasna uygulamak istiyordu. Bylelikle, devlet ve devlet makamlar, galipler iin arpalk
kurumlardan ibaret saylyordu.
Bu tasla herkesten ok Katolik Merkez Panisi istiyordu. Parti platformunun bir paras olarak,
Badenia'daki parti, baar ltn bir yana koyarak, makamlarn dalmn mezheplere gre
oranlyordu. Genel brokratzasyon sonucu olarak makamlarn says arttka ve zelikle gvenceli
geim salayan iler olan devlet grevlerine talep ykseldike bu eilim btn partilerde glenir.
Partiler giderek yandalar iin bu biimde geim salama amacnn bir ara-c haline gelirler.
ada brokrasinin, uzun yllar sren hazrlk eitimi
145
sonucu uzmanlam, yusek nitelikli, profesyonel bir i g^ cune dnmesi, tum bu dzenlemelere ters
den bir ge. medir. ada brokrasi, drstlk adna yksek bir stat onuru duygusu gelitirmitir;
bu olmadan mthi bir yolsuzluk ve kaba bir Filistmzm iine dme tehlikesiyle kar karyadr.
Bylesi bir drstlk olmadan da devlet aygtnn salt teknik ilevleri bile tehdit altndadr. Devlet
aygtnn ekonomi iin nemi, zellikle sosyalizasyonun artmasyla, her geen gun ykselmektedir.
Daha da artacaktr.
Amerika Birleik Devletleri'nde bakanlk seimleri sonunda i bana gelen yamac politikaclarn
amatr ynetimi, postaclara kadar yuzbinlerce memurun deitirilmesine yol amtr. Hkmet,
omurboyu profesyonel memu kavramndan habersizdi. Ama bu amatr ynetim, "Devlet
Burokrasi'sinde Reform" yznden oktan sarslmtr. Bu gelimeye yol aan, ynetimin salt teknik,
kar konamaz gereksinimleri olmutur.
blm esasna dayanan uzman brokrasi Avrupa'da yarm yzyllk tedrici bir gelime sureci iinde
ortaya kmtr. Monariler ve Norman fatihlerinin devletleri arasnda bu sureci balatanlar italyan
kentleri ve senyorlukleriy-di. Ama belirleyici adm, prenslerin maliyelerinin ynetimiyle ilgili olarak
atlmt, imparator Max'm ynetsel reformlaryla birlikte grlmt ki, olaanst buhrann ve Trk
egemenliinin basks altnda bile, prensin bu alandaki gucunu krmak grevliler iin ok zordur.
Maliye alan, bir prensin amatrln en az kaldrabilecek aland. Kald ki prensler o donemde hl
her eyden nce valye idiler Sava tekniinin gelimesi uzmanlam subaylar, hukuk yntemlerinin
farkllamas da uzmanca yetimi hukukular gerektiriyordu. Bu u alanda -maliye, sava hukuk- g0'
rece gelikin devletlerdek resmi grevliler kesimi onaltmcl yzylda artk duruma egemen olmulard.
Prensler^1
146
zumre"leri mutlak egemenlikleri altna almalaryla eza-manl olarak prensin otokratik
ynetiminden uzman me-murlar ynetimine gei balamt. Zaten bu uzman grevliler sayesindedir
ki, prensin "zumre"ler zerindeki yengisi kolaylamt.
"nder politikaclar"in ortaya k, ok duha gu farke-dlir bir gei sureci iinde de olsa, zel eitim
gormu res-mi grevliler kesiminin yukseliiyle birlikte olmutu, prenslerin yannda bylesine
belirleyici danmanlar elbette her zaman ve her mekanda grlmtr. Dou'da, Sultan' devlet
ierinde kiisel sorumluluktan alabildiince kurtarma gereksinimi, "Buyuk Vezir" tipini yaratmtr.
Bat'da, her eyden nce Venedikli elilerin raporlarnn etkisiyle, diplomasinin bilinli gelitirilen bir
sanat olaiak ortaya k V. Charles ve Makyavel zamanndadr. Venedikli elilerin raporlar uzman
diplomasi evrelerinde oV buyuk bir ilgiyle okunurdu. Bu sanatn genellikle hunanistik eitim gormu
olan ustalar birbirlerine, devletleraras savalar do-nemnin sonlarndaki hmanist inli dev et
adamlarna benzer biimde, sekin uzmanlar gibi davranrlard. politika da dahil olmak zere, tum
siyasalara bir siyasal nder tarafndan resmi btnlk kazandrlmas gerei, en sonunda ve zorunlu
olarak ancak anayasal gelimeler sonucu ortaya kt. Tabii, prenslerin danmanlar gibi kiiler, daha
dorusu liderler, hep vard. Ama en ileri devletlerde bile yo-netm organlarnn rgtlenmesi,
balangta deiik yollar izledi. Ust dzeyde "kollegyal" ynetim o-ganlar dodu. Kuramsal olarak
da, giderek azalan olude Lygulama olarak da, bunlar, kararlar yrten prenslerin bakanlnda toplandlar. Bu sistem, yazl rapor, kar-rapcr, gerekeli ounluk ve aznlk oylan gibi yntemlerin
dcmasna yol a-11 Prens, resmi ve en yksek rtbeli yetkililere ek olarak, evresine tamamen
kiisel srdalar -kabine- toplad ve ka147
it
rarlarn, devletin en yksek meclislerinin kararlarn da gznne aldktan sonra, bunlar yoluyla
uygulad. Giderek daha fazla amatr konumuna giren prens, kendini uzmanlk eitimi grm
grevlilerin kanlmaz olarak artan arlndan, "kollegyal" sistem ve kabine araclyla kurtulmaya

alt. En st dzeyde liderlii kendi elinde tutmaya alt. Uzman grevlilerle otokratik ynetim
arasndaki bu alttan alta mcadele her yerde vard. Durum ancak parlamentolarn ve hrsl parti
liderlerinin dneminin geliiyle deiti. ok deiik koullar, dtan ayn grnen ama belli farkllklar
olan sonular yaratt. zellikle Almanya gibi hanedanlarn gerek gc kendi ellerinde tuttuklar
yerlerde parlamentoya ve parlamentonun iktidar taleplerine kar prensin karlaryla grevliler
kesiminin karlar birleti. Memurlar nemli makamlarn, yani bakanlk grevlerinin, kendi
aralarndan kiilerce doldurulmasn, bylelikle bu grevlerin resmi kariyer konusu haline getirilmesini
istiyorlard. Prens de, kendi kar asndan, bakanlar tek bana ve sadk grevlileri arasndan
atayabilmek istiyordu. Ancak, her iki taraf da siyasal liderliin, parlamentonun karsna birlik ve
dayanma iinde kmasn, dolaylyla "kollegyal" sistemin yerini tek bir kabine bakannn aldm
grmeyi arzuluyordu. stelik, parti mcadelelerinden ve parti saldrlarndan salt biimsel olarak uzak
durmak isteyen hkmdarn, kalkan gibi kullanaca, sorumluluk stlenecek, yani parlamentoya kar
sorumlu olacak ve partilerle mzakereye oturacak bir kiiye gereksinimi vard. Birlikte ve ayn ynde
ileyen bu karlar sonucunda, memurlar kesimini birlik iinde ynetecek bir bakan ortaya kt.
Parlamentonun hkmdara stnlk salad yerlerde -ngiltere gibi- parlamenter gcn gelimesi,
devlet aygtnda birlik salanmas ynndeki eilimi hzlandrd. ngiltere'deki "kabine", ayn zamanda
parlamento bakam
148
olan "lider"iyle, mecliste ounluu denetleyen partinin bir komitesi olarak geliti. Partinin bu gc,
yrrlkteki kanunlarda ifade edilmiyordu ama, gerekte tek belirleyici etmen buydu. Resmi kolegyal
organlar, bu haliyle, ileri fiilen yrten iktidarn yani partinin organlar olmadklar iin gerek
hkmetin temsilcisi olamazlard. Ynetimdeki partinin yalnzca fiili liderlerinden oluan, her an hazr
bir rgte gereksinimi vard; bu liderler parti iindeki glerini korumak iin gizli grmeler yapmak
ve parti dnda da yksek siyaset yrtebilecek kiiler olmak zorundaydlar. Kabine ite bu basit
rgtt. Ancak, kamuoyuna, zellikle parlamentodaki kamuoyuna kar btn kararlarn sorumluluunu tayacak bir lidere -kabine bakanna- gereksinimi vard partinin, ingiliz sistemi kta
Avrupa'sna parlamenter bakanlk biiminde gemitir. Yalnz Amerika'da ve Amerika'dan etkilenen
demokrasilerde bu sisteme zt, trdelikten hayli uzak bir sistem benimsenmitir. Amerikan sistemi,
seimleri kazanan partinin dorudan ve genel oyla seilen liderini, kendisi tarafndan atanan grevliler
aygtnn bana geirmi ve onu yalnzca bte ve kanun yapma konularnda "parlamento"nun onayna
bal klmtr.
Siyasetin, iktidar mcadelesi ve bu mcadelenin ada parti yaamnda gerektirdii yntemler
konusunda eitimi art koan bir rgte dnmesi, kamu grevlilerinin iki kategoriye ayrlmas
sonucunu dourmutur. Kat biimde olmasa da ak seik birbirinden ayrlan bu kategoriler bir yanda
"ynetsel" grevliler, br yanda "siyasal" grevlilerdir. "Siyasal" grevliler, szcn gerek
anlamnda, her zaman iin yeri deitirilebilir, iten karlabilir ya da en kndan geici olarak grevden
alnabilir olmalaryla tanmdrlar. Fransz prefektleri ve baka lkelerin benzer grevleri gibidirler. Bu
bakmdan, yarg alanndaki grevlilerin bamszl"ndan tmyle yoksundurlar. ngiltere'de yer149
leik teamle gre parlamento ounluunda ve dolaysyla kabinede bir deiiklik olduu zaman
makamlarndan ayn-lan grevliler bu kategoriye girer. Bunlar arasnda ou zaman genel "i ynetim"
den de sorumlu olanlar bulunur. Siyasal grevler her eyden nce lkedeki "kanunlar ve dzeni",
dolaysyla varolan g ilikilerini korumay ierir Bu grevliler Prusya'da Puttkamer'in kararnamesine
gre ve sulamalardan korunmak iin zorunlu olaak "hkmetin siyasetini temsil" ediyorlard.
Fransa'daki prefektler gibi, seimleri etkilemekte de resmi bir aygt olarak kullanlyorlard. Baka
lkelerin tersine Alman sistemindeki "siyasal" memurlarn ou, bu tr grevlere getirilmek iin
gerekli niversite renimi, zel snavlar ve zel memurluk staj bakmndan ayn niteliklere sahipti.
Almanya'da yalnzca siyasal aygtn balar, yani bakanlar, ada devlet hizmetinin bu gereini yerine
getirmezler. Eski rejimde bile, insan hibir yksek renim kurumuna devam etmemi olsa da, Prusya
eitim bakan olabilirdi; oysa Vortragender Rat2 olabilmek iin, ilke olarak, mutlaka belli bir snav
kazanmak gerekirdi. Uzmanlam ve staj grm Dezernent3 ve Vortragender Rat, dairelerinin gerek
teknik sorunlar konusunda elbette, stlerinden ok daha bilgiliydiler. rnein, Alt-hoff zamannda
Prusya eitim bakanlnda durum buydu. ngiltere'de de durum farkl deildi. Sonuta, daire bakannn rutin ilerdeki gc bakandan yksekti ve bu da gerekesiz saylmazd. Bakan yalnzca siyasal g
dengesinin bir temsilcisinden ibaretti; gl siyasal kadrolar temsil etmek ve emrindeki uzman
grevlilerin nerilerini deerlendirmek ya da onlara siyasal nitelii olan direktifler vermek durumundayd.
2 Ozcl b daireyi yneten ve onunla ilgili dzenli raporlar vermesi gereken yksek bakanlk grevlisi
3 Ynetsel b bakanlk dairesinin bakan.
150

zel ekonomik iletmelerde de olduka benzer bir durum vardr: Gerek "egemen," yani hissedarlar
kurulu, uzman grevlilerce ynetilen bir "halk" tan daha etkili deildir i ynetiminde. letmenin
politikasna karar veren kiiler, bankaca denetlenen "direktrler kurulu", ynlendirici ekonomik emirler
verir ve yneticileri seerler, ama kendileri iletmeyi teknik olarak ynetebilecek durumda deillerdir.
Onun iin devrimci devletin bugnk yaps, zde yeni hibir ey getirmemektedir. Ynetimin
denetimini mutlak amatrlerin eline brakmakta, bunlar da makineli tfekleri sayesinde uzman
memurlar yrtmenin basma getirmekte ve ara olarak kullanmaktadrlar. Bugnk sistemin glkleri aslnda baka yerde yatyor ama imdi bunlar zerinde durmayacaz. Onun yerine, profesyonel
politikaclarn -"liderler"in ve izleyicilerin- tipik zelliklerinin neler olduunu belirlemeye alacaz.
Bunlarn nitelii ok deimitir; bugn de byk eitlilik gsterir.
"Profesyonel politikaclar"m gemite prenslerin "zmrelerle mcadelesi srasnda ortaya ktn ve
prenslere hizmet ettiini grmtk. Bunlarn ana trlerini ksaca gzden geirelim.
Prensler zmre"lere kar mcadelelerinde, "zmre" sisteminin dndaki, politik olarak
kullanlabilecek tabakalardan destek buldular. Bunlarn banda ruhban snf geliyordu -Bat ve Dou
Hindistan'da, Budist in ve Japonya'da, Lamaist Moolistan'da ve Orta a'daki Hristiyan blgelerde
olduu gibi. Ruhban snf teknik bakmdan yararlyd, unku okuma yazma biliyordu. Brahminler'in,
Budist rahiplerin ve Lamalar'm ithal edilmesi, psikopos ve papazlarn siyasal danmanlar olarak
istihdam edilmesinin amac, okuma yazma bilen yneticiler kazanmak ve bunlar imparatorun, prensin
ya da Han'n aristokrasiye kar giritii Mcadelede kullanmakt. Lorduna kar kan vassalin ter151
sine, rahip, zellikle bekr rahip, normal siyasal ve ekonomik karlar mekanizmasnn dnda bir
kiiydi; siyasal iktidar mcadelesine ne kendisi iin, ne de ocuklar iin ilgi duyuyordu. Stats
yznden, prensin ynetiminin ynetsel aralarndan "kopuk"tu.
kinci bir tabaka, hmanist eitim grm literati idi. Bir dnem vard ki, prenslere siyasal danman
olabilmek her eyden nce de muhtra yazabilmek iin Latince sylevler ve Yunanca iirler yazmay
renmek gerekiyordu. Bu, hmanist okullarn ilk gelitii ve prenslerce "iir" profesrlklerinin
kurulduu dnemdi. Eitim sistemimizde olduka kalc etkiler brakan bu geici dnemin, siyasal
bakmdan derin izleri olmad. Oysa Dou Asya'da durum farklyd. inli mandarin, hi deilse
balangta, bizdeki Rnesans hmanistine yaknd: Hmanist eitim grm ve uzak gemiin dil
antlarndan snav vermi bir yaz adam. Li Hung Chang'n gncesini okuduunuz zaman grrsnz
ki, iir dzmekten ve iyi bir hattat olmaktan kvan duymaktadr. Gelenekleri Antik in'den esinlenen
ve o modele gre gelien bu tabaka in'in tm yazgsn belirlemitir. Hmanistler ele zamanlarnda
benzer bir etkinlik kazanma ynnde en ufak bir ansa sahip olsalard, belki bizde de byle olabilirdi.
nc tabaka, sarayl soylulard. Prensler, soylularn bir "zmre" olarak siyasal gcn krmay
baardktan sonra, onlar saraya ektiler; siyasal ve diplomatik hizmetlerde kullanmaya baladlar.
Eitim sistemimizin onyedinci yzyldaki dnm, bir lde, profesyonel politikac olarak
hmanist literatinin yerini alan ve prenslerin hizmetine giren saray soylularnn eseriydi.
Drdnc kategori, zgl bir ingiliz kurumuydu. Kk soylular ve kentli rantiyelerden oluan bir
patrisyen tabaka gelimiti; bunlarn teknik ad "gentry" idi. ngiliz ctgen~
152
try"si, balangta, prensin baronlarn karsna karmak zere evresine toplad bir kesimdi. Prens
bunlar "zerk ynetim'lerin bana getirdi ve giderek kendi de onlara baml hale geldi. "Gentry"
btn yerel ynetim grevleri zerinde denetim kurdu. Bu grevler iin para almyordu; sosyal iktidar
asndan karma uygun kullanyordu. Btn kta devletlerinin yazgs olan brokratizasyondan ngiltere'yi kurtaran bu tabaka olmutur.
Beinci kategori olan, niversiteden yetimi hukuku Bat'ya, zellikle kta Avrupa'sna zgdr ve
Kta'nm tm siyasal yapsnn oluumunda belirleyici rol oynamtr. Sonlarna doru brokratikleen
Roma devletinde ald biimiyle Roma hukukunun muazzam etkisini, hibir ey, rasyonel devletin
biimlenmesini ynlendiren siyasal ynetim devrimini her yerde eitilmi hukukularn omuzlad
olgusundan daha ak gsteremez, ingiltere'de de byle olmutur ama, bu lkenin byk hukuku
loncalar Roma hukukunun giriini zorlatrmtr. Dnyann baka hibir blgesinde bu srecin
benzeri yoktur.
Hint Mimansa Okulu'ndaki rasyonel hukuk dncesi balanglar ve islam'daki antik hukuk
dncesini gelitirme abalar, rasyonel hukuk dncesinin teolojik dnce biimlerinin gerisinde
kalmasn engelleyememitir. En bata, Hindistan'da ve islamiyet'te hukuk muhakemeleri usul tam
olarak rasyonelleememitir. Bu rasyonelleme kta Avrupa'snda ancak italyan hukukularnn eski
Roma hukukundan yararlanmasyla mmkn olabilmitir. Roma hukuku, site-devletliinden dnya
egemenliine ykselen blr siyasal yapnn rndr ve olduka zgldr. Ge or-taa pandekt
hukukularnn ve kilise hukukularnn usus modernus'u, hukuk doktrininden ve Hristiyanlk'tan
an ve sonra laikleen doal hukuk kuramlaryla birleti- Bu hukuksal rasyonalizmin byk

temsilcilerini birmi:
153
ok yerde grrz: talyan Podesta's iinde, Fransa kraliyet hukukular arasnda (senyrlerin
ynetimini kraln gcy-le krmann biimsel yollarn bulmulard), kilise hukukular ve kilise
konsillerinin teologlar iinde (doal hukuk alannda), kta Avrupa's prenslerinin saray hukukular ve
akademik yarglar arasnda, Hollandal doal hukuk hocalar ve monari kuramclar iinde, ngiliz
saray ve parlamento hukukular arasnda, Fransz Parleman'nn din soylular* iinde ve son olarak
Fransz Devrimi ann avukatlar arasnda.
Bu hukuksal rasyonalizm olmadan, ne Devrim'i, ne de mutlak devletin douunu dnmeye olanak
vardr. Onaltmc yzyldan 1789 ylma kadar Fransz parlemanla-rnn protestolaryla Etajenero'larm
tutanaklar gzden ge-iridiinde hukukularn ruhu her yerde karmza kacaktr. Fransz Meclisi
yelerinin meslek bileimlerine bakldnda ise, seimler eit oy hakk ilkesine gre yapld halde,
bir tek proleter ve ok az burjuva bulunduu, buna karlk kitle halinde her eit hukukunun yer
ald grlecektir. Bunlar olmadan, radikal aydnlara ve projelerine esin kayna olan belli bir
zihniyetin domas dnlemezdi. Fransz Devrimiyle birlikte, ada hukuk ve ada demokrasi bir
btnn ayrlmaz paralardr. Bizim kullandmz anlamyla bamsz bir stat grubu olan avukatlar
yalnzca Bat'da varolmutur. Bu grup, formalist Cermen hukuk usulnn Frsprech'iyle balayarak,
muhakemelerin rasyonalizasyonunun etkisi altnda Ortaalar'dan bu yana gelime gstermitir.
Siyasal partilerin douundan sonra avukatlarn Bat siyaset yaamnda nem kazanmas raslant
deildir. Siyasetin partiler yoluyla ynetimi, zetle, kar gruplar yoluyla ynetim demekti. Biraz
sonra bunun ne demek olduunu g(*) "Noblesse de robe" karlnda (.n.). 154
reCeiz. Eitimli avukatn sanat, karlar olan mterilerin davasn etkili biimde savunmaktr.
Bunda da avukat herhangi bir "resmi grevli"den stndr; dman propagandasnn (Mttefikler'in
1914-1918 arasndaki propagandalar) stnl bize bunu retmitir. Tabii avukat, man-tksal olarak
zayf iddialara dayanan ve bu bakmdan da "zayf" olan bir davay savunabilir ve kazanabilir. nk
teknik olarak "kuvvetli bir savunma" yapmtr. Oysa mantksal olarak kuvvetli iddialara dayanan bir
davay ancak bir avukat baaryla savunabilir ve bylece "iyi" bir davay "iyi" yrtr. Oysa politikac
gibi hareket eden bir devlet memuru sk sk, teknik bakmdan "zayf" savunma yznden, her adan
bir iyi davay "zayf" bir davaya dndrr. Yaamak durumunda kaldmz olay budur. Bugn politika
szl ya da yazl olarak nemli lde akta yrtlmektedir. Szlerin etkisini tartmak avukatn
grevleri kapsamna girmektedir ve devlet memurunun grev alanyla hibir ilgisi yoktur. Memur ne
demagogtur, ne de amac budur. Demagog olmaya kalkrsa da, genellikle ok kts olur.
Gerek memurun asl ii politikaya karmasna engeldir. (Bir nceki rejimimizin deerlendirilmesinde
bu nokta ok nemlidir.) Memurun birinci grevi, kendini "yansz ynetim" e vermektir. Bu, hi
deilse resmen, "siyasal" ynetici denilen grevliler iin de geerlidir. Devlet karlar, yani egemen
dzenin yaamsal karlar sz konusu olmadka, grevini sine ra et stud'o ("kmsemesiz ve
nyargsz") yrtecektir. Dolaysyla, politikacnn -lider olsun, izleyici olsun- her an yapmas gereken
eyden, yani mcadeleden, kanacaktr.
Tutum almak, hrs gstermek ra et studium politikacnn, zellikle siyasal liderin znde vardr.
Onun davranlar, devlet memurununkinden ok farkl, daha dorusu buna zt bir sorumluluk ilkesine
baldr. Devlet memuru155
nm onuru, st yetkililerin emirlerini titizlikle, kendi inanlarna tam uyuyormucasma uygulama
yeteneine baldr. Emir memura yanl grnse ve uyarsna kar st emirde srar etse de bu
byledir. Bu moral disiplin ve en yksek anlamnda bu zgeci olmazsa, btn aygt parampara olur.
Siyasal nderin, nde gelen devlet adamnn onuru ise, yaptklar iin tmyle kiisel bir sorumlulua
dayanr. yle bir sorumluluk ki bunu ne reddedebilir, ne de devredebilir; zaten reddetmemesi ve
devretmemesi gerekir. Yksek ahlakl memurlar doalar gerei kt politikacdrlar; her eyden nce
de, szcn siyasal anlamnda, sorumsuz politikacdrlar. Bu bakmdan dk ahlakl politikacdrlar.
Ne yazk ki bylelerini tekrar tekrar nde gelen grevlerde grmzdr. Beamtenherrschaft (devlet
hizmeti kural) dediimiz budur: Baar asndan sistemin yanlln aklamamz, memurlarmzn
onuruna glge dr-mez. Ama imdi bir kez daha politikac tiplerine dnelim.
Merutiyeti devletin, zellikle de demokratik dzenin, yerlemesinden bu yana "demagog" Bat'daki
tipik siyasal nder olmutur. Szcn tatsz arm, demagog adn ilk tayann Kleon deil
Perikles olduunu bize unuttur-mamaldr. Antik demokrasinin kurayla doldurulan grev yerlerinin
tersine, Perikles Atina demosunun gl Eccle-sia'sma usta bir stratejist olarak bakanlk ederken,
sitenin seimle gelinen tek grevini elinde tutuyor ya da hibir greve sahip bulunmuyordu. ada
demagoglar da sylev tekniinden yararlanyorlar, hatta, gnmzdeki adaylarn seim sylevleri

dnlecek olursa, ok daha fazla. Yine de basl szn etkisi daha kalcdr. Siyasal yazar, zellikle
gazeteci, bugn demagojik sylevin en nemli temsilcisidir.
Bu konferansn snrlar iinde ada siyasal gazeteciliin sosyolojisini zet olarak vermek bile
neredeyse olanakszdr. Bu bal bana, ayr bir blmn konusudur. Burada
156
yalnzca birka ilgili noktadan szetmemiz gerekiyor. Tm demagoglar gibi, bu arada avukat (ve
sanat) gibi, gazeteci je belki bir sosyal kategoriye sokulamaz. ingiltere'nin ve eSki Prusya'nn tersine,
hi deilse kta Avrupa'snda byledir. Gazeteci, bir tr parya kastmdandr; "sosyete" bu kast, ahlakn
en dk temsilcisine gre deerendirir. Gazeteciler ve almalar hakknda darda beslenen ok
tuhaf kanlarn kayna budur. Gerekten deerli bir gazetecilik baarsnn enaz herhangi bir bilimsel
baar kadar "deha"4 gerektirdiini ok az kii anlayabilir -hele hemen ve "sipari zerine" retme
gerei ve olduka deiik retim koullar altnda verimli alma zorunluluu dnlrse. Gazetecinin sorumluluunun ok daha yksek olduu, onurlu bir gazetecinin sorumluluk duygusunun, ortalama
olarak, bir bilim adamndan daha dk deil, savan bize gsterdii zere, daha yksek olduu
hemen hi sylenmez. nk, olayn doas gerei, sorumsuz gazetecilik rnekleri ve bunlarn
genellikle ok olumsuz sonulardr hatrlarda kalan.
Yetenekli bir gazetecinin saduyusunun dier insanlarn ortalamasndan daha yksek olduuna kimse
inanmaz, ama bu byledir. Bugn benzersiz olumsuz koullar altnda yrtlen gazetecilik yle
sonular yaratmtr ki, halk basma bir tiksinti ve amas korku karmyla bakmaya koullanmtr.
Burada, ne yaplmas gerektiini tartmak durumunda deiliz; yalnzca siyasal gazetecinin meslek
yazgs ve siyasal nderlik konumuna gelme ans nedir sorusuyla ilgileneceiz. imdiye kadar
gazeteci bu frsat yalnz Sosyal Demokrat Par-ti'de ele geirmitir. Parti iindeki editoryal grevler
esas olarak resmi nitelikli grevler olmutur, ama bunlar nderlik konumuna basamak olacak grevler
deildir.
Burjuva partilerinde, genel olarak, siyasal iktidar merdiveninde bu yoldan ykselme ans, bir nceki
kuamkiyle
Gest.
157
II
karlatrldnda, ktlemitir. Doal olarak her nemli politikacnn basn stnde etkili olmaya ve
dolaysyla basnla ilikiye girme gereksinimi vardr. Ama parti liderlerinin basnn saflarndan kmas
kesinlikle istisnadr ve beklenen bir ey deildir. Nedeni, gazetecinin giderek artan
"vazgeilmezlii"dir; en nce de, mlksz ve dolaysyla mesleine mahkum gazetecinin. Bu
vazgeilmezlik, gazetecilik ilerinin ok artm olan younluu ve temposu tarafndan
belirlenmektedir. Kiinin geimini gnlk ya da hi deilse haftalk makaleler yazarak salamas
gerei, politikac iin ayana kurun balanmas demektir. Bu zorunluluk yznden, iktidara
ykselilerinde dtan ve daha nemlisi iten srekli felce uram doutan nderler biliyorum. Eski
rejimde (Kayzer'in rejiminde) basnn devletteki ve partilerdeki egemen glerle ilikisi gazeteciliin
dzeyi iin olabildiince zararlyd; ama bu apayr bir konudur. Bu koullar dmanlarmzn
(Mttefikler'in) lkelerinde farklyd. Ama oralarda da, btn ada devletlerde olduu gibi, rnein
"Lord" Northcliffe trnden kapitalist basn aalar giderek ne denli siyasal etki kazanrsa, gazeteci
iinin etkisi de giderek o denli azalyor.
Ancak, zellikle gazete zincirlerini ilanlar koluyla denetleyen byk kapitalist gazete irketlerimiz,
siyasal kaytszln tipik ve srekli besleyicileri olmulardr. nk bamsz bir politikann getirecei
kr yoktur; siyasete egemen glere ise hi hitap etmez. Reklamclk ayn zamanda sava sonrasnda
basn siyasal olarak etkileme giriiminde kullanlan gsterili bir yol oldu -grne baklrsa bugn
de srdrlmesi arzulanyor. Byk gazetelerin bu baskdan kaabilecekleri bekle se de, bu kk
gazeteler iin ok daha zor olacaktr. Her ne ise, bugn iin, gazetecilikten gelen politikac tipi yaygn
deil. Yoksa, gazetecilik kendi iinde ne denli ekici olursa olsun ve kiiye ne denli
158
etki, alma alan ve siyasal sorumluluk salarsa salasn, siyasal nderlerin ortaya kndaki olaan
yollardan biridir. Bekleyip greceiz. Belki, gazeteciliin artk bu ilevi kalmamtr; belki de henz
ortaya kmamtr. Anonimlik ilkesinin kaldrlmas bunu deitirir mi bilemiyorum. Kimi gazeteciler
-hepsi deil- bu ilkenin kaldrlmas gerektiine inanyor. Sava srasnda Alman basnyla ve
gazetelerin zellikle bu i iin tutulmu kiilerce ve hep aka kendi imzalaryla yazan yetenekli
yazarlarca "ynetilmesiyle olan deneyimimiz, ne yazk ki, unu gsterdi: Daha iyi bilinen durumlarn
bir blmnde, sorumluluk duygusu sanld gibi artmad Gazetelerin bir blm, parti balantlar bir
yana, en kt hretli bulvar gazeteleriydi; anonimlii kaldrarak satlarn arttrmaya altlar ve
bunda da baarl oldular. Sansasyon gazetelerinin hem sahipleri, hem yazarlar servetler kazandlar
ama, tabii onur kazanamadlar. Satlar arttrma amacna kar bir ey sylyor deilim; sorun

gerekten naziktir ve sorumsuz sansasyonculuk genellikle tutmamaktadr. Zaten sansasyonluluk


imdiye kadar gerek nderlie ya da sorumlu siyasal ynetime giden bir yol olmamtr. Koullar
bundan sonra nasl geliecek greceiz. Yine de gazetecilik kariyeri, profesyonel siyasal etkinliin en
nemli yollarndan biri olarak nemini kesinlikle koruyor. Herkes iin deil, zayf karakterliler iin hi
deil, ama zellikle gvenceli bir stat konumu sayesinde kendi i dengelerini koruyabilen kiiler iin.
Gen bir bilim adamnn yaamnda bir lde kumar bulunsa bile, salam stat kalplarnn
duvarlarna yaslandndan, kayp gitmesi ok gtr. Oysa gazetecinin yaam her bakmdan mutlak
bir kumardr; yle koullar altnda bulunmaktadr ki, i gvencesi baka hibir durumda olmad
lde zorlanmaktadr. Meslek yaamndaki buruk deneyimler iin en kt Ksm deildir. Baarl
gazeteci iin belki de en g olan,
159
kendi i gerginlikleridir. Toplumun gl kiilerinin salon, larma grnrde eitmi gibi girip kmak,
ekindikleri iin herkesten iltifat grmek, ama ev sahibinin kapy arkasndan kapar kapamaz
misafirlerine "basnn asalaklar"yla ilikisini aklama gereini duyacan bilmek kolay deil, dir.
stelik, insan gazetecilikte kendini her ey hakknda yaamn her trl sorunu hakknda piyasa o
anda neyi talep ediyorsa- abuk ve inandrc biimde ifade etmek zorundadr. Bunu da tmyle
slamadan ve hepsinden nemlisi kendini datp, vekarm yitirmeden yapmaldr. Yoksa acmasz
sonularna katlanr. Baarszlk rnei ve deersiz insan durumuna dm bir sr gazeteci olmas
artc deildir. Asl artc olan, btn bunlara karn, bu tabakann iinde, dardan kolayca
tahmin edilemeyecek kadar yksek sayda deerli ve yetenekli insan bulunmasdr.
Bir profesyonel politikac tipi olarak gazetecinin gemii ne kadar eskiye gidiyorsa, parti grevlisi tipi
de o denli yeni gelimelerin, son be-on yln sonucudur. Bu tipin tarihsel evrim iindeki yerini
anlamak iin, partileri ve parti rgtlerini incelemeliyiz.
Belli bykle ulam tm siyasal birliklerde, yani yetkililerin periyodik olarak seildikleri kk
krsal blge rgtlerindeki grevlerin kapsam ve saysn aan birliklerde, siyasal rgtlenme zorunlu
olarak siyaset ynetimine ilgi duyan kiilerce yrtlr. Bu demektir ki, grece az sayda kii siyasal
yaam ve dolaysyla siyasal iktidar ile birinci derecede ilgilidir. Kendilerine gnll devirmelerden
bir yanda grubu bulurlar, kendilerini ve adamlarn aday olarak sunarlar, para toplarlar ve oy elde
etmeye alrlar. Bu ynetsel dzen olmadan, byk birliklerde seimlerin yryebileceini
dnmeye imkan yoktur. Uygulamada bu, seme hakk olan yurttalarn siyasal olarak aktif ve siyasal
160
larak pasif gruplar olarak ayrlmas demektir. Bu fark, ira-A[ tutumlarn sonucudur, dolaysyla oy
verme zorunluluu "meslek grubu" temsili ya da resmen veya fiilen bu duruma ve profesyonel
politikaclarn ynetimine kar alnacak benzer nlemlerle ortadan kaldrlamaz. Aktif nderler ve
bunlarn gnll yandalar, her partinin yaamnda ge-rekli unsurlardr. Yanda kitlesi ve onun
araclyla da pasif semenler ise, nderin seimi iin gereklidir. Ama partilerin yaps deiir.
rnein, orta a kentlerinin Guel/ler ve Gh'-bellinc'ler gibi "parti"leri, salt kiisel yandalardan
oluuyordu. Bu orta a partileri baz bakmlardan insana Bolevizm'i ve Sovyetler'i anmsatr. Statuta
della perta Gue/a'y, Nobi-Iflerin (valyece yaayan ve tmarlar olan aileler) mlklerine el
konulmasn, grev alma ve oy verme yasan, blge-ler-aras parti komitelerini, kat askeri
rgtlenmeyi ve muhbirlere dl verilmesini dnn. Sonra da Bolevik-ler'in ve zellikle Rusya'da
iyice elekten geirilen muhbir rgtlerini, msadere politikasn, "burjuva"larm, yani giriimci, tacir,
rantiye, rahip, hanedan yesi, polis memurunun siyasal haklarnn elinden alnmasn dnn.
Bir yandan ortaa partisinin askeri rgtnn feodal "zmre"lere dayanan tam bir valyeler ordusu
oluturduunu ve soylularn nde gelen grevlerin hemen tmn doldurduunu, te yandan
Sovyetlerin yksek para alan gi-nmciyi, grup cretlerini, Taylor sistemini, askerlik ve atlye
disiplinini ve yabanc sermaye arayn koruduunu, daha dorusu yeniden gndeme getirdiini
dnrsek bu benzetme daha da arpc gelecektir. Ksas, Bolevizm'in burjuva snf kurumlar
olarak savat her eyi Sovyetler yeniden tmyle kabul etmek zorunda kalmlardr.Bunu ua,
devletin ve ekonominin ilerliini korumak iin yap-mardr. stelik, Sovyetler eski Ochrana'nm
(arlk Gizli
si) ajanlarn yeniden devlet gcnn temel arac olarak
161
kullanmaya balamlardr. Ama biz burada bu tr iddet rgtleri zerinde deil, seim oylar
piyasasnda ciddi v "barl" parti kampanyalar yoluyla iktidara gelmeye al an profesyonel
politikaclar zerinde duracaz.
Bugnk anlamnda partiler, ilk olarak, rnein ingiltere'de, aristokratlarn kiisel yandalar olarak
ortaya kmlard. Bir lord herhangi bir nedenle partisini deitirdii zaman, ona bal herkes de
partisini deitirirdi. 1832 Reform Kanunu'na kadar byk soylu aileler ve tabii kral ok yksek sayda
seim blgesinin patronajn denetlerlerdi. Bu aristokratik partilere yakn olan eraf partileri ise her

yerde burjuvazinin artan gcyle birlikte gelimiti. Bat'nm tipik entellektel tabakalarnn manevi
nderliinde, mlk sahibi ve kltrl evreler partileiyordu. Bu partilerin bir bolm snf karma, bir
blm aile geleneklerine, bir bolumu de ideolojik nedenlere gre kuruluyordu. Din adamlar,
retmenler, profesrler, avukatlar, doktorlar, eczaclar, varlkl iftiler, imalatlar -ngiltere'de
kendini centilmen snf nidan sayan tm tabakalar- balangta birok yerci siyasal kulpte geici
birlikler kurdular. Huzursuzluk dnemlerinde kk burjuvalar ve kimi zaman da kendi ilerinden
olmayan liderler bulduklarnda iiler seslerini ykselttiler. Bu aamada, blgeler arasnda srekli
birlikler olarak rgtlenmi partiler lkede henz kurulmamt. Uyum ve birlii ancak parlamenter
delegeler salar ve adaylarn seimini mahalli eraf belirlerdi. Seim programlan ksmen adaylarn
seim vaadlerinden, ksmen de eraf toplantlarndan doar ya da parlamentodaki partilerin kararlar
olarak ortaya kard. Kulplerde nderlik, yerine gre, bu yan i, ya da fahri bir urat.
Kulplerin olmad yerlerde (ki ou zaman durum budur) olduka akkan olan siyaset ynetimi,
normal zamanlarda, siyasetle srekli ilgilenen birka kiinin elinde kaur162
Yalnzca gazeteci, para alan profesyonel politikacdr; yalnzca gazete ynetimi srekli bir siyasal
rgttr. Gazeteden baka, sadece parlamento oturumlar vardr. Parlamento yeleri ve parti liderleri,
hangi siyasal eylem iin hangi mahalli erafa gidileceini bilirler. Ama kalc parti rgtleri yalnz
byk kentlerde bulunur; yeler iyi kt katlrlar, periyodik konferanslar ve delegelerin parlamento
almalar hakknda bilgi verdikleri ak toplantlar yaplr. Parti, yalnz seim dnemlerinde canllk
kazanr.
Parlamento yeleri blgeleraras seim uzlamalar, geni destek gren gl ve btnsel programlar
ve lke apnda planlanm kampanyalar amalarlar. Genellikle bu amalar, giderek katlaan bir parti
rgtlenmesinin itici gcn oluturur. Ancak, ilke olarak, parti aygtnn bir eraf rgt olma nitelii
deimez. Orta byklkteki kentler de dahil olmak zere btn lkede yerel parti balantlar ve
ajanlar amm yaygnlamasna karn bu byledir. Parlamento partisinin bir yesi merkez parti
brosunun bakan olarak hareket eder ve yerel rgtlerle srekli haberlemeyi yurutur. Merkez bro
dnda paral grevliler hl ortaya kmamtr; yerel rgtlerin banda salt onuru iin bu ii yapan
"saygn" kiiler bulunur. Bunlar, parlamentoya girmi olan siyasal eraf kesiminin yansra nfuzlarm
kullanan ekstra-parlamenter "eraf olutururlar. Ancak, parti ^rafndan denetlenen parti yazmalar
giderek basna ve yerel toplantlara entellektel malzeme salar. yelerin dzenli katklar kanlmaz
hale gelir; bunlarn bir bolmy-le merkezin masraflar karlanr.
Yakn zamanlara kadar Alman parti rgtleri hl bu geli-m aamasmdayd. Fransa'da parti
geliiminin birinci aaas> hi deilse ksmen sryordu ve parlamento yeleri-^n rgtlenmesi olduka dzensizdi. Tarada
ise az sayda haHi eraf ile adaylar tarafndan kaleme alnm ya da
163
belli makamlar iin yrtlen kampanyalarn patronlarnca hazrlanm programlardan baka bir ey
yoktu. Tabii h\\ programlar parlamento partisinin karar ve programlarnn birer yerel uyarlamasyd. Bu
sistem henz ok deimemi, tir. Tam zamanl profesyonel politikaclarn says azdr-bunlar seilmi
grevliler, merkezin birka memuru ve gazetecilerden ibarettir. Fransa'daki sistemde bunlara, "siyasal
gorev"i olan ya da siyasal grev peinde koan grev avclar da dahildir. Siyaset resmen ve byk
lde bir yan iti. Bakanlk grevi iin yeterli nitelikteki delegelerin says ok snrlyd; eraftan
olduklar iin, seilecek adaylarn says da. Ancak, siyaset ynetiminden dolayl kar, zellikle maddi
kar olanlarn says ok yksekti. nk, bir bakanln tum ynetsel ilemleri, zellikle personelle
ilgili tum ilemleri, ksmen seim sonular zerindeki olas etkileri asndan kararlatnlyordu. Her
trl talebin gerekletirilmesi yerel delegenin araclyla oluyordu. Sonu ne olursa olsun, bakan bu
delegenin szne kulak vermek zorundayd, zellikle delege bakann ounluundan biriyse.
Dolaysyla herkes byle bir etki peindeydi. Tek bir milletvekili kendi seim blgesindeki patronaj
mekanizmasn denetliyordu. Tekrar seilebilmek iin de mahalli erafla ilikilerini iyi tutuyordu.
Ne var ki, en modern parti rgt biimleri, eraf gruplarnn ve onlardan nce de parlamento
yelerinin siyasal ynetime egemen olduu bu sistemden keskin izgilerle ayn-lr. ada rgtlenme
biimleri demokrasinin, genel oy hakknn, kitlelere ho grnme ve onlar rgtleme gereinin, tam
bir ama birliinin ve en kat disiplinin ocua dur. Erafn ynetimi ve parlamento yelerinin rehbernonemini yitirmitir. Parlamento dndaki "profesyonel" fl litikaclar rgte el koymulardr. Ya sabit
maal parti p revleri olarak, ya da siyasal "giriimciler" olarak alrrlJ
164
r
amerikan parti patronlar ("boss") ve ingiliz seim ajanlar bu tr giriimcilerdir. Parlamento partisi
arak balayc programlar yapmaz ve mahalli eraf artk adaklar belirlemez. Adaylar ve st kurullara
gidecek delegeleri seen artk rgtl parti yelerinden oluan kurullardr Genellikle, partinin ulusal

kongresine giden byle birka kongre vardr. Tabii siyasal g aslnda rgtteki ileri snkli yrten
kiileri11 elindedir. Bunun dnda elinde g bulunduranlar rgtn mali ya da kiisel olarak baml
olduu kimselerdir. rnein Mtecenas'lar ve siyasetle yakndan ilgilenen kiilerin kurduklar gl
siyasal kulplerin (Tammany Hail gibi) yneticileri. Anglo-Sakson lkelerinde "makine" denilen,
insanlardan oluan bu aygtn, daha dorusu onu ynetenlerin, parlamento yelerini denetim altnda
bulundurmalar esastr, iradelerini nemli lde kabul ettirmek durumunda olan bu kiilerin parti
liderlerinin seiminde zel bir rol vardr. Aygtn peinden gittii kiiler artk parlamento partisinin
nderini de geride brakarak partinin lideri olmaktadr. Baka bir deyile, bu tr aygtlarn yaratlmas,
plebisiter demokrasinin douunu gstermektedir.
Partili yandalar, herkesten nce de parti grevlisi ve parti giriimcisi, liderlerinin zaferinden doal
olarak kiisel yarar beklerler -yani makam ya da baka avantajlar. Bu avantajlar tek bir parlamento
yesinden deil, liderlerinden beklemeleri nemlidir. Liderin kiiliinin parti seim mcadelesi
srasndaki demagojik etkisinin oylar ve dolaysyla Slyasal gc arttrmasn ve bu yolla da
yandalarna umular dlleri getirmesini beklerler. Onlar zendiren ey-rn banda, bir nder iin
sadk bir ballkla almann ercui tatmin duygusu gelir; bu ortalama insanlarn olutuu bir partinin
soyut program iin almaktan farkl eydir. Bu bakmdan, tm liderlik olaylarndaki "kariz-ge parti
sisteminde de ilerliini korur.
165
Bu sistem, siyasal g elde etmek iin didien mahalli eraf ve parlamento yeleriyle srp giden gizli
mcadeleye karn, eitli lkelerde deien derecelerde yerleti. Burjuva partilerinde, ilkin
Amerika'da, sonra da Sosyal Demokrat partilerde, zellikle Almanya'da byle oldu. Herkese kabul
edilen bir lider kmadka srekli sorunlar oluyor; byle bir lider bulunduunda bile, parti ileri
gelenlerinin gururuna ve kiisel karma kar her trl dn vermek gerekiyordu. Aygt, parti ilerini
srekli yrten parti grevlilerinin denetimine de girebiliyordu. Kimi Sosyal Demokrat evrelere gre,
kendi partileri de bu "brokratizasyon"a boyun emiti. Ama "grevliler", gl demagojik etkisi varsa, bir liderin kiiliine olduka kolay balanrlar. Grevlilerin maddi ve manevi karlar, partinin
gcyle yakndan ilgilidir. Partinin gc ise liderin etkisine ok baldr. Ayrca, parti grevlileri iin
bir liderin emrinde almak daha tatmin edicidir. Erafn ve parti grevlilerinin partiyi denetledikleri
durumlarda -ki burjuva partilerinde genellikle byledir -liderlerin ykselmesi ok daha zordur. nk
nemsiz bakanlklar ve komite yelikleri, erafn yaamnda nemli yer tutar. Yeni bir tip olan
demagoga kar diren, siyasal parti "deneyimi"nin stnl (ki gerekten olduka nemlidir) ve eski
parti geleneklerinin gerilemesi konusunda duyulan ideolojik kayg- btn bunlar erafn davrann
belirler. Parti iindeki tm geleneki eleri arkalarna alabilirler. Her eyden nce, yalnz krsal
semen deil, kk burjuva semen de tand erafn adn listelerde grmek ister. Tanmad
adama gvenmez. Ama o kii bir kez baarl oldu mu da ona drt elle sarlr. imdi iki temel yapsal
rnein mcadelesini -eraf ve parti- zellikle de Ostrogorsky'nin anlatt biimiyle plebisiter rnein
douunu inceleyelim.
nce ingiltere'ye bakalm. 1868'e dein parti rgt ne~
166
r
redeyse bir eraf rgtnden ibaretti. rnein Tory'ler krsal kesimde Anglikan papazndan, okul
mdrnden ve hepsinden nce de byk toprak aalarndan destek alyorlard. Whig'lerin destei ise
en ok Ortodoks olmayan vaizden, posta mdrnden, demirciden, terziden, urgancdan, yani her an
halkla konutuklar iin siyasal etki yayabilecek esnaf ve zcnaatkrlardan geliyordu. Kentlerde partiler
ksmen ekonomik, ksmen dinsel, ksmen de aileden gelen siyasal grler bakmndan deiiklik
gsteriyordu. Ama eraf her zaman siyasal rgtlenmenin temel direiydi.
Tam bu dzenlemelerin stnde Parlamento, kabine ve bakanlar kurulunun ya da muhalefetin nderi
olan "lider" bulunuyordu. Liderin yanbanda parti rgtnn en nemli profesyonel politikacs olan
"vvhip" vard. Grevlerle ilgili patronaj uwhip"in elindeydi; i peinde koanlar ona bavururlar, o da
seim blgelerinin temsilcileriyle uzlama salard. Zamanla seim blgelerinde de bir profesyonel
politikac tabakas ortaya kmaya balad. Balangta yerel grevliler para almyorlard; aa yukar
bizdeki Vcrl-raucnsmannef'm konumundaydlar.5 Ancak seim blgelerinde bunlarla birlikte, bir
kapitalist giriimci tipi de tredi. Bu, useim grevlisf'ydi,* ingiltere'de drst seimi gvence altna
alan ada kanunlar karsnda varl kanlmaz hale gelmiti.
Bu kanunlar, seim kampanyalarnn masraflarn denetlemeyi ve adayn kampanya masraflarn
aklamas zorunluluunu getirerek parann gcn snrlamay amalyordu. nk ngiltere'de
adaylar seslerini ykseltmekle kalmyorlar (nceleri Almanya'da olduundan ok daha fazla),
Keselerinin azn amaktan da holanyorlard. Seim g-revlisi adaydan toplu bir para alyordu, ki bu
seim grevliPartilim "yccl grevlileri'1 (ajanlar).

1 "Elccto agent" karlnda (..)


167
si iin genellikle iyi bir kazan demekti. Parlamentodaki ve lkedeki gcn "lider" ile parti ileri
gelenleri arasnda bllmesinde liderin ingiltere'deki konumu daha glyd. Liderin bu gc,
yksek ve dolaysyla istikrarl siyasal strateji kurulmasn olanakl klmasna dayanyordu. Yine de
parlamento partisinin ve parti ileri gelenlerinin etkisi olduka yksekti.
Eski parti rgt yukarda anlattmz gibi bir eydi. Yars eraftan, yars maah grevlilerden oluan
bir giriimci rgtten meydana geliyordu. Ancak 1868'den sonra "ca-ucus" sistemi gelimeye balad:
nce Birmingham'daki yerel seimler iin, sonra da btn lkede. Bu sistemi ilerici bir papaz ve Joseph
Chamberlain birlikte gelitirdiler. Bu gelimeye vesile olan, oy verme hakknn demokratikleme-siydi.
Kitlelerin desteim kazanmak iin ok geni, grnte demokratik bir dernekler mekanizmasn
harekete geirmek gerekiyordu. Parti rgtn srekli hareket halinde bulundurmak ve her eyi kat
biimde burokratizc etmek iin her seim blgesinde bir seim rgt kurmak zorunlu hale gelmiti.
Sonuta yerel seim komitelerindeki cretli grevlilerin says artt ve genel bir ortalama olarak
semenlerin % 10'u bu yerel komitelerde rgtlendi. Seimle gelen parti yneticileri, parti politikasnn
resmi temsilci-siydiler ve partiye ye toplama hakkna sahiptiler, itici g yerel parti evresiydi, ki bu
da her eyden nce en dolgun maddi frsatlarn kaynakland belediye siyasetiyle uraanlardan
oluuyordu. Finans evreleriyle ilk iliki kuranlar da bu yerel seim rgtleriydi. Artk Parlamento
yelerince ynetilmeyen bu yeni aygt, ok gemeden nceki iktidar sahipleriyle ve herkesten ok da
"whip" ile mcadele etmek zorunda kalacakt. karlar sz konusu olan yerel kiilerce desteklenen bu
aygt, mcadeleden ylesine muzaffer kt ki, "whip" boyun emek ve uzlamak zorunda kald. So168
nu, siyasal gcn birka kiinin ve en sonunda da partinin banda bulunan kiinin elinde toplanmas
oldu. Sistemin Liberal Parti'de tmyle yerlemesi Gladstone'nin iktidara gelmesiyledir. Aygtn eraf
karsnda bu denli abuk bir zafer kazanmasnn ardnda Gladstone'nun "muhteem" demagojisinin
byleyicilii, kitlelerin onun politikasnn ahlki zne olan inanc ve hepsinden nce de kii olarak
yksek ahlakna olan gveni yatyordu. ok gemeden siyasetteki Sezarist plebisiter e seim
meydanlarnn diktatr- su yzne kt. 1877'de ulusal seimlerde "caucus" ilk kez etkin rol oynad
ve byk baar kazand. Sonu, baarlarnn doruunda bulunan Disraeli'nin dmesi oldu. 1868'da
parti aygt karizma tik kiiliklere o denli bal hale gelmiti ki "homc rule" sorunu ortaya ktnda en
alttan en ste dek tm aygt Gladstone'nun hakl olup olmadn sorgulamadan onun yannda yer ald;
doru ya da yanl onun peinden gideceini ilan etti. Bylelikle aygt, yaratcs olan Chamberlain'i
terketmi oluyordu.
Bu lekte bir aygt hayli personel gerektirir, ingiltere'de dorudan parti politikas sayesinde geinen
yaklak 2000 kii vardr. Tabii siyasetle yalnzca i aradklar ya da karlar olduu iin uraanlarn
says ok daha yksektir, zellikle belediye siyasetiyle. Ekonomik frsatlara ek olarak, becerikli
"caucus" politikacs iin gururunu okayc frsatlar da soz konusudur. J. E hatta M. P. olmak elbette
en byk (ve normal) ihtiraslar arasndadr; bu gibi kiiler, yani aka iyi yetimi kiiler
"centilmenler" amalarna ularlar. Tabii en yksek ama, zellikle bugn finansal Ma-eccnaslar
iin, bir lordluk alabilmektir. Parti finansmann yaklak % 50'si, anonim kalan balarn
katklarndan salanr.
Bu sistemin etkisi ne olmutur? Bugnlerde parlamento yeleri, birka kabine yesi (ve birka si
hari), normal
169
olarak disiplinli uevet efendim"ilerden baka bir ey dei| dirler. Bizdeki Reichstag yeleri hi deilse
masalarnc] oturup zel yazmalarn yaparlar ve lkenin iyilii iin a lr grnrlerdi, ingiltere'de
bu gsteriler aranmaz; par lamento yesi yalnzca oy vermeli, partiye ihanet etmemelidir. "Whip"
ard zaman hazr bulunmal; kabine ya da muhalefet liderleri ne derse onu yapmaldr. Taradaki
uca-ucus" aygt, rgte tmyle egemen bir lider soz konusu olduunda tam anamyla ilkesiz bir
biimde iler. Bu durumda, bir plebisiter diktatr Parlamentomdan gldr. Aygt sayesinde kitleleri
peinden srkler; parlamento yeleri onun iin yandalar arasnda yer alan siyasal frsatlardan
ibarettir.
Bu gl liderlerin ortaya k nasl olur? Hangi yetenekleri iin seilirler? rade gcnden ki btn
dnyada belirleyicidir sonra elbette demagojik sylev verme yetenei gelir. Cobden gibi akla hitap
eden ve Gladstone gibi "plak gerekleri, kendilerine anlattrma" tekniinin ustas olan
konumaclardan bu yana, sylev vermenin nitelii epey deimitir. Bugn sk sk salt duygusal
aralar kullanlmaktadr "Salvation Army"nin kitleleri harekete geirmek iin kulland cinsten
aralar. imdiki durum, "kitle duygusallnn smrlmesine dayanan bir diktatrlk" olarak
adlandrlabilir. Ne var ki, ngiliz parlamentosundaki hayli gelimi komite almas sistemi, liderlie
katkda bulunmak isteyen her politikac iin komite almalarna katlmay olanakl ve gerekli klar.

Son onbe-yirmi yln btn nemli bakanlar bu gerek ve etkili stajdan gemitir. Komite raporlar ve
bunlarn kurullarda eletirilmesi uygulamas hem staj iin, hem de gerek liderleri semek ve salt
demagoglar ayklamak iin n-kouldur.
ingiltere'de durum yukarda anlattmz gibidir. Yine de, ngiltere'deki "caucus" sistemi Amerikan
parti rgtlennc170
y|e karlatrldnda zayf bir rnektir. Plebisiter ilke, .ok erken ve en saf ifadesini Amerika'da
bulmutur.
Washington'un dncesine gre Amerika "centilmenler" tarafndan ynetilecek bir topluluk olacaktr.
Onun za-nalnda Amerikal bir centilmen ayn zamanda toprak aas ya da niversite retimi grm
kii demekti -hi deilse balangta byleydi. Partiler rgtlenmeye balarken Temsilciler Meclisi'nin
yeleri liderlik iddiasmdaydlar-upk ingiltere'de ynetimi ellerinde tuttuklar dnemde erafn yapt
gibi. Parti rgt olduka gevekti ve bu durum 1824'e kadar byle srd. ada gelimelerin ilk ortaya kt yerlerde parti aygt 1820'lerden de nce biimlenmeye balamt. Andrew Jackson bat
iftilerinin aday olarak ilk kez bakan seildiinde eski gelenekler ykld. Kongrc'nin nde gelen
yelerinin resmi parti liderlii 1840'dan ksa bir sure sonra son buldu. O tarihte unlu parlamenterler
Calhoun ve Webster de siyasal yaamdan ekildiler, nk Kongre taradaki parti aygt karsnda
neredeyse tm gcn yitirmiti. Plebisiter aygtn Amerika'da bu denli erken gelimesinin nedeni,
Amerika'da ve sadece Amerika'da yrtmenin bann grev patronajnn bandaki kiinin- plebisit
yoluyla seilen bir bakan olmasyd. "Gler Ayrl" sayesinde, grevini yrtrken neredeyse
parlamentodan bamszd. Dolaysyla, grev patronajnn gerek ganimetleri zaferin bedeli olarak
bakanlk seimleri srasnda datyordu. Andrevv Jackson'la "ganimet sistemi"* bir ilke haline geldi.
Federal grevlerin muzaffer adayn yandalarna verilmesi anlamna gelen bu ganimet sistemi,
bugnn parti rgtlenmeleri asndan ne anlama geliyor? Olduka ilkesiz partiler birbirlerine
muhalefet ederler; programlarn oy-al-ft^a anslarna gre her an deitiren makam avclarnn or"'Spol System'' karlnda (.n )
171
gtnden ibarettirler; renklerini her trl mukayesenin tesinde ve hibir yerde gmmedik biimde
deitirirler Partiler sadece ve sadece, grev patronaj iin byk nemi olan seim kampanyalarna
gre rgtlenmitir. Baka bir deyile, Bakanlk seimi ve eyaletlerin valilikleri iin programlar ve
adaylar, partilerin ulusal kongrelerinde parlamento yelerinin katlm olmakszn belirlenir. Kongre
delegeleri biimsel olarak ok demokratik yollarla seilir. Bu delegeler baka delege toplantlarnda
seilir; onlar seen delegeler ise yetkilerini partinin birinci derece semenlerinin toplants olan
"nseimler"den alrlar. Delegeler, daha nseimlerde ulusun liderliine aday olan kiinin listesinden
seilirler. Partilerin iindeki en sert mcadele "aday gsterme" olaynda olur. Ne de olsa 300.000 400.000 resmi greve atama yapma yetkisi Bakan'm elinde olacaktr; bu atamalar deiik eyaletlerden
senatrlerin onayn alarak tek bana yapacaktr. Dolaysyla senatrler de gl politikaclardr. Buna
karlk, Temsilciler Meclisi'nin siyasal gc pek fazla deildir, nk grev patronajnda rol yoktur
ve kabine yeleri, ki Bakan'm yardmclarndan ibarettirler, grevlerini halkn gveni olup olmadna
bakmakszn yrtrler. Halkn merulatrd Bakan herkese, hatta Kongre'ye muhatap olur; bu,
"gler ayrl"nm sonucudur.
Amerika'da bylece desteklenen ganimet sisteminin teknik olarak yryebilmesinin nedeni, Amerikan
kltrnn gen oluu yznden amatr ynetimleri kaldrabilmesidir. Partileri iin yararl hizmetlerde
bulunmu olmaktan baka hibir nitelii olmayan 300.000 - ^00.000 partilinin greve gelmesi elbette
byk ktlkleri de beraberinde getirir. Hibir yerde eine rastlanamayacak yozlama ve israf da ancak hl snrsz ekonomik frsatlara sahip byle bir lkede sineye ekilebilir.
imdi bu plebisiter parti aygt sisteminde nemli yen
172
lan "patron"a geliyoruz. Patron kimdir? Kendi adna ve kendi riskiyle oy salayan bir siyasal kapitalist
giriimcidir, tik ilikilerini bir avukat, bir gazinocu, bir dkkan sahibi, belki de bir tefeci olarak kurmu
olabilir. Zamanla an geniletir ve belli sayda oyu "denetleyecek" duruma gelir. Bu noktada varnca
civar patronlarla iliki kurar ve hrs, ustal ve hepsinden nemlisi seme yeteneiyle, kariyerlerinde
ilerlemi kiilerin dikkatini eker ve trmann srdrr. Patron, parti rgt iin vazgeilmezdir ve
rgt onun elinde merkezileir. Mali aralar nemli lde o salar. Bunlar nasl elde eder? Ksmen
ye deneklerinden ve zellikle de kendisi ve parti sayesinde ie kavuan grevlilerin aylklarndan
kestii yzdelerden. Ayrca, rvetler ve bahiler de vardr. Saysz kanunlardan birine aykr hareket
etmek isteyenlerin patronun yardaklna gereksinimleri vardr ve bunun bedelini demek
zorundadrlar; yoksa balar belaya girer. Ama yalnz bunlar, siyasal giriimler iin gerekli sermayeyi
biriktirmeyi yeterli deildir. Patron, buyuk sermayedarlarn partiye verdii paralar dorudan alacak

kii olarak da ok nemlidir; bunlar seim kampanyalar iin verdikleri paralar iin cretli parti
grevlilerine ya da kamuya kar sorumlu kiilere gvenmezler. Patron, mali konularda gizlilie
gsterdii dikkatle, seimleri finanse eden kapitalist evrelerin doal adamdr. Tipik patron, son
derece mazbut bir kiidir. Sosyal onur peinde komaz, "profesyoneller", "saygn evreler"de kk
grlrler. Onun iin patron yalnzca iktidar peinde koar; iktidar nem para kaynadr, hem de kendi
bana bir amatr. ingini2 liderinin tersine Amerikan patronu karanlkta alr. Topluluklarda
konutuu grlmemitir; konumaclara ne Soylemeleri gerektiini uygun biimde telkin eder. Ama
Kendi sessiz kalr. Kural olarak, senatrlk hari, makam etmez. nk senatrler Anayasa sayesinde
grev
173
patronajnda rol oynarlar; nde gelen patronlar sk sk bu meclisin yesi olurlar. Grevlerin datm
her eyden nce partiye yaplan hizmete gre yrtlr. Ama, kimi makamlar iin belli tarifeler vardr
ve grevlerin sk sk ak arttrmayla satld da olur. Bu tr makam ve grev sat onye-dinci ve
onsekizinci yzyllarda, kilise-devleti dahil, monarilerde de grlrd.
Patronun salam siyasal "ilke"leri yoktur; hareketleri tmyle ilkesizdir. Yalnzca u soruyu sorar:
Oylar kazanmann yolu nedir? renimi genellikle zayftr. Ama kural olarak drst ve gze
batmayan bir zel yaam vardr. Siyasal ahlaknda doal olarak ortalama davran standartlarna uyar,
ekonomik ahlak konusunda oumuzun istifilik dnemlerinde yaptmz gibi.6 Bir "profesyonel"
politikac olarak toplumda kk grlmeye aldrmaz. Yksek federal grevlere gelmemesi ve bunu
istememesinin genellikle salad bir avantaj vardr; o da parti dndan yetenekler ve bu arada eraf,
seimlerde anslar olduuna patron inand zaman, adaylklarn koyabilirler. Bylelikle, Almanya'da
olduu gibi, hep ayn parti ileri gelenleri st ste seimlere katlamaz. Sonuta, toplumda saygnl
olmayan patronlaryla bu ilkesiz partilerin yaps, yetenekli kiilerin bakanla gelmesine olanak salar
-ki bizde byle kiiler hibir zaman baa geemez. Tabii patronlar para ve g kaynaklarn tehdit
edebilecek yalanclklar ho karlamazlar. Yine de semenlerin oyunu kazanabilme mcadelesinde
patronlarn sk sk rvete kar olan adaylar bile kabullendikleri grlmtr.
O halde, yukardan aaya dek kat ve tam rgtlenmi, olaanst istikrarl kulplerce desteklenen
gl bir kapi6 Wcber bmada, Almanya'nn 1914-1918 aras sava hali ynetimi srasndaki karne ve ncelik
kurallama aykr davranlara ve "karaborsalar"in gelimesine gnderme yapyor
174
talisi parli aygt sz konusudur. Bu kulple^ Tammany Hail gibi, valye ocaklarna benzerler. Salt
siy^al denelim yoluyla kr salamaya alrlar, zellikle ganimetin en nemli kayna olan
belediyelerde, Parti yaanlnm bu yapsn olanakl klan, "yeni bir lke" olan Ame-ika Birleik
Devletlerindeki demokrasinin geniliidir. Bu \ym zamanda sistemin yava yava lmekte oluunun di
nedenidir Amerika artk yalnzca amatrler tarafndan >netilemez Daha onbe yl nce, hor
grdklerini kabul etlileri politikaclar tarafndan ynetilmeye neden rza gsterdikleri sorulduunda,
Amerikan iilerinin yant u olmatu: "Sizde olduu gibi stmze tkren bir grevliler klst
olacana, bizim tkrebileceimiz adamlar ynetici 3Sun daha iyi." Amerikan "demokrasisinin eski
tanm blydu O zaman bile sosyalistler tmyle farkl grler* sahiptiler; ama durum artk dayanlmaz
hale gelmitir. Anatr bir ynetim yetersiz kalmaktadr; buna karlk Devlet Brokrasisi Reformu her
gn bir sr emeklilik hakl;r da veren omrboyu grevler yaratmaktadr. Reform oyl ilemektedir ki,
en az bizdeki grevliler kadar drst veyetkin niversite renimi grm memurlar greve
gelrrektedir Daha imdiden 100.000 makam, seimlerden sona el deitirecek bir ganimet konusu
olmaktan kmtr. Grevler artk snanm niteliklere gre verilmekte ve sahiplerine emeklilik hakk
kazandrmaktadr. Bylece ganmet sistemi yava yava geride kalacak ve belki parti liderlijimn nitelii
de dnme urayacaktr. Ama ne ynde, bu^unden bilemeyiz.
imdiye kadar siyasal ynetimin belirleyici lOullar Almanya'da esas olarak yle olmutur:
Bir: Parlamentolar iktidarsz kalmtr. Sonula dier nitelikleri olan kiiler Parlamento'ya srekli
girmek istememilerdir. nsan orada ne baarabilir ki? Bir asolyelik go175
revi bo olduu zaman milletvekili, ynetimin bandaki kiiye "seim blgemde ok yetenekli bir kii
biliyorum, bu greve uygundur, onu aln" diyebilir, hepsi bu. Bu nen memnuniyetle kabul edilebilir,
ama bir Alman parlamento yesinin iktidar igdlerini -eer varsa- tatmin yolu ite bundan ibarettir.
zel eitim grm uzman memurlarn Almanya'dak byk nemini de saymak gerekir.
Parlamentonun iktidarszlna yol aan etmen buydu. Bizdeki memurlar dnyada hi kimseden geri
kalmazlard. Memurlar, bu nemlerinin yamsra, yalnz resm grevler deil, kabine grevleri de isterlerdi. Geen yl Bavyera eyalet meclisinde parlamenter hkmete gei tartlrken, meclis yeleri
kabine grevlerine getirilecek olursa, yetenekli kiilerin artk resm kari- < yerlere girmek
istemeyecekleri sylenmiti. stelik, Aman- j ya'daki devlet brokrasisi, ngiliz komite grmeleri

gibi' bir denetimden sistematik olarak kamt. Bylelikle ynetim, birka istisna dnda,
parlamentolarn gerekten yararl yneticileri kendi saflarndan yetitirmesini olanaksz hale getirmiti.
Almanya'daki nc bir etmen de, Amerika'nn tersine, yelerinin hi deilse znel olarak bona-fde
dnya grlerini temsil ettiini ileri suren ve ilkeli siyasal grleri olan partilerin varldr. Oysa
bunlardan en nemli ikisi, Katolik Merkez Partisi ve Sosyal Demokrat Parti, kurulduklar gnden beri
aznlk partileri olmular ve aznlk partisi olmak istemilerdir. Reich'taki Merkez partisinin nde
gelenleri parlamenter demokrasiye kar olduklarn hibir zaman gizlememilerdir, nk aznlkta
kalmaktan ve bu yzden adamlarn ie yerletirmekte byk glklerle karlamaktan korkmulardr.
Sosyal Demokrat Parti ilkeli bir aznlk partisiydi ve varolan burjuva siyasal dzene katlarak kendini
lekelemek istemedii iin parlamenter hku176
tnete gei iin bir engel oluturuyordu. Her iki partinin de kendilerini parlamenter sistemden uzak
tutmalar, parlamenter hkmeti olanakszlatryordu.
Btn bunlar karsnda Almanya'daki profesyonel politikaclara ne oldu? Siyasal gleri,
sorumluluklar olmad; ancak eraf sfatyla ok dolayl bir rol oynadlar. Sonuta onlar harekete
geiren lonca igds oldu, ki bu her yerde tipiktir. nemsiz konumlarm yaamlarnn en nemli
sorunu haline getiren bu erafn zelliklerini tamayan kimselerin onlarn evresinde ykselmesi
olanakszd. Sosyal Demokrat Parti de dahil olmak zere btn partilerden bir suru ad sayabilirim ki,
tam da liderlik niteliklerine sahip olduklar iin eraf tarafndan ksteklenmilerdir ve siyasal
kariyerleri trajediyle sonulanmtr. Btn partilerimiz bu yolu izlemiler ve eraf loncalar haline
gelmilerdir. rnein Bebel, ok zeki olmasa da, dengeli ve drst karakteriyle, hl bir liderdi. Bir
ileke olmas ve kitlelerin gvenini hibir zaman boa karmamasndan tr, halk her zaman onun
arkasnda yer ald. Partide onu ciddi biimde sorgulayacak hibir g yoktu. lmnden sonra bu tur
liderlik sona erdi ve grevlilerin ynetimi balad. Sendika grevlileri, parti sekreterleri ve gazeteciler
baa getiler. Memur igdleri partiye egemen oldu. Hemen eklemeliyiz ki, baka lkelerdeki
koullara, zellikle Ameri-ka'daki genellikle yoz sendika grevlilerine gre ok saygdeer, hatta ender
bulunan saygnlkta bir memurlar ordu-suydu bu. Ama memurlar denetiminin yukarda saydmz
sonulan da partide yer etmeye balad.
1880'lerden balayarak burjuva partileri tam birer eraf loncas haline geldi. Tabii partilerin reklam
amalaryla parti dndan yetenekli kiileri de kullandklar ve "u u ad-'ar da bizimledir" havasn
yarattklar oldu. Ama oabildi-girce, bu kiilerin seime girmesini nlediler; bu kiiler,
177
ancak ok srar ettikleri ve nlenemedikleri zaman seim) re girebildiler. Ayn hava parlamentoda da
vard. Parlarren todaki partilerimiz de birer loncayd ve hl yledirler. Re ichstag'da yaplacak her
konuma nceden parti tarafndan sansr edilir. Bu, grlmemi skclndan da anlalr konumalarn. Ancak izin verilenler konuma yapabilirler. n giltere ve tam tersi nedenlerle de olsa
Fransa'daki uygulamalara bu denli zt bir durum dnlemez.
Alkanlkla Devrim denilegelen byk kn sonucu olarak, belki de bir dnm balayabilir.
Belki diyoruz unku kesin konuulamaz. Yeni parti aygt trleri ortaca kmaya balamtr. Birincisi,
amatr aygtlardr. Bunla esas olarak eitli niversitelerin rencileri tarafndan temsil ediliyordu.
Liderlik nitelikleri yaktrdklar kiice yaklap, senin iin gerekli almay yapacaz, liderlii stlen
diyorlard. kincisi, iadamlarnn aygtlardr. Bunlar lider nitelii tadm dndkleri kiilere gidip
propaganday stlenmeyi neriyorlar ve her oy iin belli bir tarifeye gre para istiyorlard. Bu iki
aygttan hangisini salt tek-nik-siyasal adan daha gvenilir bulduumu drste sylememi isteyecek
olursanz, sanrm ikincisini yelerim. Ama her iki aygt da olduka abuk iti ve snd. Var olan
aygtlar ise kendilerini dntrdler ve ilerine devam eltiler. Bu olay, lider bulunacak olursa yeni
aygtlarn doabilecei olgusunun belirtilerinden ibarettir. Ama nisbi temsilin teknik zellikleri bile bu
olasl engellemektedir. Sadece birka sokak kalabal diktatr ykseldi ve dt. Ancak bir yn
diktatrlnn yandalar tam bir dispi11"1 iinde rgtlenebilir; kaybolan aznlklarn g kayna
ela
buradayd.
Bir an iin butun bunlarn deitiini varsayalm. Yukarda sylediklerimizden aka grlmelidir ki,
partiler^ plebisiter liderlik, yandalarn "ruhsuz"luunu ya da ente
178
lektue olarak proleterlemesini gerektirir. Bir rgtn ya-arl olabilmesi iin liderin izleyicilerinin ona
kr krne taat etmeleri ve o rgtn erafn kendini beenmiliinin da bamsz gr sahibi olma
gsteriinin karmad bir Amerikan aygt gibi almas gerekir. Lincoln'un seilmesi parti
rgtnn bu zellii sayesinde mmkn olabil-rnitir; ayn ey, daha nce belirttiimiz gibi,
Gladstone'nin durumunda da sz konusu olmutur. Bu, liderlerin rehberlii iin denen bir bedelden
ibarettir. Ancak seenekler, liderli aygt demokrasisi ile lidersiz demokrasiden yani grev duygusu

tamayan ve lideri lider yapan isel karizma tik niteliklere sahip olmayan profesyonel politikaclarn
ynetiminden ibarettir. Bu, parti iindeki muhaliflerin genellikle "klik yntemi" dedikleri eydir ve
bugn Almanya'da olan da budur. Bu durumun, en azndan Reich'da, gelecekte de kalc olmasn
kolaylatracak etmenlerin banda, Bundes-rat'm7 yeniden ykselmesi ve Reichstag'm gcn ve
liderleri seen bir kurum olarak nemini zorunlu olarak snrlamas olasl geliyor. Ayrca, imdiki
biimiyle nisbi temsil, lidersiz demokrasinin tipik bir zelliidir. Bu, yalnz erafn aday listesine
girebilmek iin pazarlk yapmasn kolaylatrd iin deil, ayn zamanda rgtl kar gruplarna gelecekte partileri kendi adamlarn aday listelerine koymaya zorlama olana verdii iin de byledir
ki bu yzden iinde gerek liderlie yer olmayan gayr siyasi bir parlamento yaratr. Ancak Reich
Bakam liderlie olan talebin emniyet subap haline gelebilirdi, o da Parlamento tarafndan deil,
plebisiter yolla seilmi olsayd. Kantlanm beceri esasna dayanan liderliin ortaya kmas ve
seimin bu lye gre yaplmas, ancak byk belediyelerde bir plebisiter kent y-necisinin sahnede
grnmesi ve kendi brolarn bamsz limde kurma yetkisini kullanmas durumunda mmkn1 Konsey
179
du. Amerika Birleik Devletlerinde rvetle ciddi biimde uramak isteyenlerin yapt buydu. Bu tur
seimler iin hazrlanm bir parti rgt de gerekliydi. Ama tm partilerin liderlere kar olan kk
burjuva dmanlklar, ki Sosyal Demokrat Parti de elbette buna dahildir, partilerin gelecekte alaca
biimi ve btn bu olaslklar tam bir karanlk iinde brakmaktadr.
Onun iindir ki, bugn siyaset ynetiminin bir "meslek" olarak nasl bir biim alacan hl
gremiyoruz. Siyasal yeteneklerle doyurucu siyasal grevlerin bulumasn salayacak ne gibi
frsatlarn domakta olduunu anlayabilmek daha da zordur. Maddi koullar yznden "siyasetle
geinmek" zorunda olanlar, hemen her zaman gazetecinin ve parti grevlisinin alternatif konumlarn
en kestirme frsatlar olarak grmek zorunda kalacaklardr. Ya da ii sendikas, ticaret odas, ziraat
odas8 esnaf dernei,9 "labor board" iveren dernei vb. gibi kar gruplarnn temsilcilii gibi bir
konumu ya da uygun bir belediye grevini dnmek durumunda olacaklardr. Bu dsal sorun
hakknda daha fazla bir ey sylenemez: Parti grevlisi de, gazeteci gibi, deklasje olma aybn
zerinde tamaktadr. "cretli yazar" ya da "cretli konumac" szleri, sesli sylenemese de, ne yazk
ki kulaklarnda hep mlayacaktr. Kendini koruyamayan ve kendine kar gereke gsteremeyen kiiler,
bu kariyerden uzak durmaldrlar. Kimi nemli ekicilikleri bir yana, srekli d krklklarna yol aan
bir uratr bu. O halde bu kariyer nasl bir i tatmin vaadetmektedir ve onu seecek kiide hangi
kiisel nitelikler bulunmaldr?
Her eyden nce, siyaset meslei insana bir kudret duygusu verir. nsanlar etkilediini bilmek, onlar
stnde egemenlik kurmak, hepsinden nemlisi tarihsel olaylarn bir
8 Landwrtschaftkammcr
9 Hanchverkskammc.
180
sinir lifini elinde tuttuunu duymak, profesyonel politikacy gnlk yaamn stne ykseltir, grevi
ok nemli olmasa da. Ama imdi karsndaki soru udur: Hangi niteliklerimle bu kudretin hakkm
vermeyi umabilirim (mtevazi bir konumda da olsam)? Evet, politikac iktidarn kendisine ykledii
sorumluluun hakkn nasl verebilir? Bu sorularla ahlak alanna girmi oluyoruz, nk sorun artk bir
ahlak sorunudur: Tarihin dmenini elinde tutmasna izin verilecek kii nasl biri olmaldr?
Politikac iin balca niteliin belirleyici olduu sylenebilir: hrs, sorumluluk duygusu ve denge.
Hrstan kast, bir "dava"ya hrsla sarlmak, emrine girilen tanrya ya da eytana balanmaktr. Yoksa,
rahmetli arkadam Georg Simmel'in "ksr heyecan" diye tanmlad ve zellikle bir tr Rus aydnna
zg olan (tabii hepsine deil) ruh hali deil. "Devrim" gibi iddial bir adla sslediimiz bu karnavalda
bizdeki aydnlar da saran bir heyecandr bu. Her trl nesnel sorumluluk duygusundan yoksun bir
bolua alan "entellektel adan ilgin olan eylerin romantizmi" dir.
Ne denli iten gelirse gelsin, salt hrs elbette yeterli deildir. Bir davaya adanmlk duygusu, o davann
sorumluluunu yklenmeyi eyleme yn veren etmen haline de getirmedike, salt tutku insan politikac
yapmaya yetmez. Politikacnn belirleyici psikolojik nitelii, gerekleri sakin bir biimde isel olarak
zmleme yeteneidir. Onun iin de olaylara ve insanlara kar mesafeli olmaldr. "Mesafeli olmamak" kendi bana, bir politikac iin lmcl gnahlardan biridir. Yaygnlamas, aydnlarmzn
ocuklarn siyasal beceriksizlie mahkum edecek niteliklerden biridir. nk sorun, lk bir tutku ile
soukkanl bir denge ve oran duygusunun ayn kiide nasl bir araya gelebileceinden ibarettir. Siyaset
kafayla yrtlr, ruhla ya da vcu181
dun baka organ aryla deil. Yine de siyaset tutkusu, havai bir entellektuel cyun deil de, ciddi bir
insan davan olacaksa, ancak hrstan doar ve onunla beslenir. Ruhun sap-lam biimde
evcilletirilmesi ise -ki tutkulu politikacn^ yalnzca "ksr heyecan"a kaplm salt siyasal amatrden

ayrdeden de budur- ancak szcn her anlam yla mesafeli olmaya almakla mmkndr. Siyasal
"kiiliin gucu", her eyden nce, saydmz hrs, sorumluluk daygusu ve denge zellikler demektir.
Onun iin po itikac her gun ve her saat olduka basit ve beeri bir dman kendi iinde alt etmek
durumundadr Bir davaya balanmann ve her eye kar, zellikle de kendine kar, mesafe koymann
olumcul dman olan kendini beenmilii
Kendini beenmilik ok yaygn bir zelliktir; belki de kimse bundan .umuyle armamamtr.
Akademik ve bilimsel evrelerde lendini beenmilik bir tur meslek hastaldr; ama bilim idamnn
kendini beenmilii -ne denli t-c olursa olsun- grece zararszdr, unku kural olarak bilimsel
almay olumsuz etkilemez. Politikacm durumu farkldr. ktidar mcadelesi onun iin kanlmaz
bir uratr. "ktidar igudusu"nun onun normal zellikleri arasnda olduu sylenir. Ama politikacnn
mesleinin yucc esprisine kar gnah ilemesi, iktidar iin yapt mcadelenin nesnel olmaktan kp
salt kiisel sarholua donutu-u ve "dava"nLn hizmetine girmekle ilgisi kalmad noktada balar.
urku sonuta politika alannda yalnzca k tur olumcul gnah vardr: Nesnellikten yoksunluk ve
her zaman deil ama, bazen ayn ey olan- sorumsuzluk. Kendim beenmilik, di olarak olabildiince
one kma gereksinimi, politikacy bu iki gnahtan birini ilemeye kuvvetle iter. Demagogun "etki"
yaratmaya almas durumunda, bu zellikle jeerlidir. Onun iin de hep bir aktr halmc
182
gen"- tehlikesiyle kar karyadr; hem de eylemlerinin so-ularnm sorumluluunu halife alr ve
yalnzca brakt <1zlenn"le ilgilenir. Nesnelliini yitirdii iin, gerek iktidar yerine parlak iktidar
grntleri peinde koar. Ama sorumsuzluundan anlalr ki, iktidar iin iktidardan holanmaktadr;
esasl bir amac yoktur. Politikada iktidar kanlma2 bir ara, iktidar mcadelesi de tum siyasetin itici
glerinden biri olmakla birlikte, ya da byle olduu iin, siyasal gucun en zararl yozlamas, iktidarla
grgszce ovunme, kudret duygusuyla kendini tatmin etme ve genci olarak iktidar iin iktidara
tapnmadr. Salt "gu politikacs" gulu etkiler yapabilir, ama gerekte hibir yere varamaz ve
eylemleri anlamszdr. (Bizde de bu tur politikacy yceltmeye alan bir klt vardr.) Bu bakmdan,
"gu politikasn eletirenler tmyle hakldrlar. Bu zihniyetin tipik temsilcilerinin birdenbire ve iten
klerinde, bu ovun-ge fakat tmyle bo gsteriin ardnda nasl bir i zayflk ve iktidarszln
gizlendiim grebiliriz. Bu zihniyet insan davranlarnn anlamna kar baya, yzeysel ve bkkn bir
tutumun urunudur; butun eylemlerin, ama zellikle siyasal eylemlerin rgsne smmi olan trajedinin
bilincinden tmyle uzaktr.
Siyasal eylemin sonular genellikle, hayr hatta dzenli olarak, bata konan amalarla tmyle yetersiz
ve hatta kimi zaman paradoksal bir iliki iindedir. Butun tarihin bu ok nemli oesmi burada
ayrntsyla tantlayacak deiliz. Ama bu olgu yzndendir ki, bir eylem ozunde gulu olacaksa, bir
davaya hizmet esi eksik olmamaldr. Politikacnn, hizmetinde iktidar mcadelesi yapt ve iktidar
kulland davann tam ne olduu ise bir inan sorunudur. Politikac ulusal, insancl, toplumsal, ahlak,
kltrel, dnyevi Ya da dm amalara hizmet edebilir. Politikac, hangi anlamda olursa olsun,
"ilerleme"ye kuvvetle inanabilir ya da
183
bu tr bir inanc soukkanllkla reddedebilir. Bir "dnce" nin hizmetinde bulunduunu iddia edebilir
ya da bunu ilke olarak yadsyp gnlk yaamn dsal amalarna hizmet etmek isteyebilir. Ne var ki,
bir eit inan hep olmaldr. Yoksa insanolunun stndeki deersizlik laneti, goru-nurde en gl
siyasal baarlara bile glge drebilir.
Bu akam bizi ilgilendiren son soruna gelmi bulunuyoruz. Bir "dava" olarak siyaset etosu. Politika,
amalarndan bamsz olarak, insan davranlarnn btnsel ahlak ekonomisi iinde nasl bir grev
duygusunu tatmin ediyor olabilir? Tabii burada mutlak dnya grleri (Weltanschauun-gen) arpr
ve insan sonunda birini semek zorunda kalr. Son zamanlarda yeniden gndeme getirilen ve kanmca
ok yanl bir biimde getirilen bu sorunu ele alalm.
Ama nce kendimizi basit bir yanlgdan kurtaralm: Ahlaki dnlerin ilk bakta kolay verildii
yanlgsndan. rneklere bakalm. Baka bir kadn sevmeye balayan bir erkein bu durumu kendi
kendine merulatrma gereksinimi duymamas ok enderdir; benim akma lyk deildi, beni d
krklna uratt gibisinden szler syleyecek ya da baka benzer "gereke"ler bulmaya alacaktr.
Bu yle bir tutumdur ki, valyelikten nasibini alamamlm tesinde, artk o kadn sevmediini ve
kadnn da buna katlanmas gerektii basit gereine gya bir "meruluk" kazandrma abasndan
ibarettir. Bu "merulatrma" sayesinde, adam hem kendini hakl karr, hem de onu zd
yetmezmi gibi suu kadna ykler. Rakibine kar baarl olan k da ayn yolu izler: Rakibi zaten
kendisinden deersizdir, yoksa yarmay kaybetmezdi. Tabii bir savan galibi de vekarsz bir hakllk
tavr iinde "Kazandm, nk haklydm" dediinde ayn eyi yapmaktadr. Ya da savan
korkunluu karsnda psikolojik olarak ken bit kimse, dayanamadn syleyeceine, sava
korkusunu
184

kendine kar merulatrma gereksinimi duyar ve "Katlanamadm, nk, ahlaki olarak yanl bir dava
iin savamak zorunda kaldm" der. Savata yenilenler de ayn eyi yaparlar. Oysa sava toplumun
yapsnn ve koullarnn yarattn unutup savatan sonra yal kadnlar gibi bir "sulu"
arayacaklarna, erkeke ve vakur bir tavrla dmana diyebilirler ki: "Biz kaybettik. Siz kazandnz.
Artk bunlarn hepsi bitti. imdi, atan nesnel karlara bakarak ne gibi sonular karmak gerektiini
ve galibin omuzlarndaki en byk yk olan gelecee kar sorumluluk asndan neyin en gerekli
olduunu tartalm." Bundan baka her davran vekarsz olur ve bumerang gibi ters teper. Bir ulus, karlarna zarar verilmesini balar ama, onurunun zedelenmesini affetmez, zellikle banaz bir
hakllk tutkusu yznden. Yllar sonra ortaya kan her yeni belge, sava bittii noktada hi deilse
ahlaken gmmek yerine vekarsz esefleri, nefret ve kmseme duygularn canlandryor. Oysa sava
defterini kapatmann tek yolu, nesnellik, valyelik ve her eyden nce de vekardr. Asla bir "ahlak"
sorunu deildir; aslnda her iki tarafta da bir vekar eksikliini gsterir. Bu tr bir etos, politikacnn
ilgilenmesi gereken gelecek ve gelecee kar sorumluluk yerine, politik olarak halledilemeyecek ve
ksr bir konu olan gemi sularla urar. Byle davranmak politik olarak sutur, eer bir su varsa.
Maddi karlar asndan tm sorun hakkndaki kanlmaz yanlsamay da gzard ettirir: Yenenin
mmkn olan en byk maddi ve manevi kazanc salama amacna karlk yenilenin sululuunu
itiraf yoluyla avantaj salamaya almas. "Kaba" olan bir ey varsa, o da budur ve "ahlak" "kendi
hakll" ynnde ktye kullanmann sonucudur.
O halde ahlakla siyaset arasndaki gerek iliki nedir? Kimi zaman sylendii gibi, ikisi arasnda hibir
iliki yok mudur? Yoksa tersi mi dorudur. Siyasal davran ahlak di185
ger alanlardaki ahlakla ayn mdr? Bu iki nermenin birbirini dlayan seenekler olduuna inananlar
kmtr -ya biri, ya teki doru olmal diye dnlmtr. Ama herhangi bir ahlak sisteminin ak, i,
aile ve devlet ilikileri iin ayn kurallar koyabilecei doru mudur? nsann kars, manav, olu,
rakibi, arkada, mvekkili ile ilikilerini ayn ahlak kodu dzenleyebilir mi? Siyasetin gerektirdii
ahlak standartlar o kadar nemsiz midir ki, siyaset ok zel aralarla, yani iddetle desteklenen
iktidarla yrtlr? Bolevik ve Spartakist ideologlarn, salt ayn siyasal aralar kullandklar iin,
herhangi bir militarist diktatrle ayn sonular yarattm grmyor muyuz? i ve asker
konseylerinin ynetimi, iktidar sahiplerinin kiilikleri ve amatrlkleri dnda hangi ynden
ayrlmaktadr eski rejimin iktidar sahiplerinden? Gya yeni ahlakn temsilcilerinin ounun polemii,
eletirdikleri kartlarnn ya da baka demagoglarn ahlakndan ne bakmdan farkldr? Halk tm iyi
niyetiyle "iyilik" diyecektir. Ama burada szn ettiimiz, aralardr. Zaten kartlarnz da ayn
biimde, tm znel itenlikleriyle, sonul amalarnn ve niyetlerinin ok yksek olduunu iddia
etmektedirler. "Eline kl alanlarn hepsi klla yok olacaktr" der "Dadaki Vaaz"m ahlak; sava her
yerde savatr.
Dadaki Vaaz'dan kasdimiz kutsal kitabn mutlak ahlakdr ve bugn bunu dillerinden drmeyenlerin
sandndan daha ciddi bir meseledir. Bu ahlak akaya gelmez. Bilimde nedensellik iin geerli olan,
bir etos iin de geerlidir: nsann istedii zaman durdurabilecei bir araba deildir; ya hep, ya hi
sorunudur: Kutsal kitabn anlam da tam budur. rnein, gen len varlkl bir adam hakknda yle
denirdi: "zgn ayrld, nk ok mal mlk vard." Oysa evangelst buyruk kesin ve ikirciksizdir:
"Neyin varsa vereceksin, hemen her eyi." Politikac, her yerde uygularm^"
186
dka, bunun toplumsal adan anlamsz bir ykmllk olduunu syleyecek; vergiyi, hacizi ve
dorudan zoralm, ksaca herkes iin denetim ve zorunluluu savunacaktr. Oysa ahlaki buyruk
bunlarla ilgili deildir ve bu ilgisizlii de onun zdr. Ya da "teki yanan evirme" rneini alalm.
Bu buyruk koulsuzdur ve kardakinin tokat atma otoritesinin kaynan sorgulamaz. Azizler hari, bu
bir ve-karszlk ahlakdr. Anlam udur: nsan her konuda bir aziz gibi davranmaldr; hi deilse niyet
olarak sa, havariler, Francis ve dierleri gibi yaamaldr. Ancak byle olursa bu ahlakn bir anlam
vardr ve bir tr vekar ifade eder. Kozmik olmayan sevgi ahlak uyarnca "Gcn ktlk iin
kullanana kar direnme" denir ama, politikac iin bunun tersi geerlidir: "Ktle, iddetle kar
koyacaksn", yoksa ktln galebe almasnn sorumluluunu sen tarsn. Kutsal kitabn ahlakna
uymak isteyenlerin grev yapmaktan kanmas gerekir, nk grev zorlama demektir. Bunlar ancak sar
sendikalara girebilirler. Hele "devrim"den hi sz etmemelidirler. Zaten kutsal kitapta, i savan tek
meru sava olduuna ilikin bir reti yoktur. Kitaba uyan bir pasifist silah tamay reddedecek ya da
silahn atacaktr; Almanya'da sava, btn savalar sona erdirmek iin telkin edilen ahlaki grev
buydu. Politikaclar, sava tm kuaklarn gznde hkmsz klmak iin en salam yolun, statkoyu
koruyan bir bar yaplmas olduunu syleyebilirler. O zaman da uluslar sorarlar: Peki bu sava ne
iindi? Ve savan abese indirgenmi bir savunmas yaplabilir, ki bu artk olanakszdr. Galipler iin,
ya da bunlarn bir blm iin, sava siyasal adan krl olmutur. Bunun sorumluluu da, her trl
direnii bizim iin olanaksz klan davranlardadr. Ve imdi, mutlaklk ahlak yznden, yorgunluk

dnemi bittiinde, sava deil bar ktle187


Son olarak, drstlk grevini ele alalm. Mutlak ahlak bu konuda kayt tanmaz. rnein, kendi
lkemizi kusurlu gsterenler bata olmak zere, tm belgelerin yaynlanmasna karar verilmitir. Bu
tek-yanl belgelere dayanlarak sululuk itiraflar yaplmtr ki, bunlar gerekten tek-yanl, kat ve
sonular dikkate almayan tutumlar olmutur. Politikaclar grm olmaldrlar ki, sonuta gerein
ortaya daha iyi kmas yle dursun, arptmalar ve hnlar yznden gerek glgelenmitir. Ancak
partizan olmayanlarn yrtecei kapsaml ve sistemli soruturmalar iyi sonu verebilir; baka herhangi
bir yol lke iin yllarca onulamaya-cak olumsuz sonular yaratabilir. Ama mutlak ahlak "sonularda
ilgilenmez. Asl sorun da budur.
Ahlaki nedenlere dayanan btn davranlarn, tmyle farkl, zt ve badamaz iki ilkeden birinden
kaynaklandn bilmeliyiz: "Mutlak erekler ahlak" ve "sorumluluk ahlak". Bu demek deildir ki,
mutlak erekler ahlak sorumsuzlukla zdetir, ya da sorumluluk ahlak ilkesiz oportnizmle ayn eydir.
Elbette kimse byle bir ey syleyemez. Ancak, bu iki ahlaktan kaynaklanan davranlar arasnda dalar kadar fark vardr. Mutlak erekler ahlakna gre, dinsel terimlerle, "Hristiyan doru hareket eder ve
sonular Tan-r'ya brakr." Sorumluluk ahlakna gre ise, kii, eylemlerinin nceden kestirilebilir
sonularnn hesabn vermek zorundadr.
Mutlak erekler ahlakna inanan kararl bir sendikacya eylemlerinin gericilerin tepkisine yol aacan,
kendi snf zerindeki basklar arttracan ve onun ykseliini engelleyeceini gsterebilir ama yine
de onun zerinde hibir etki yapamayabilirsiniz. iyi niyetli bir eylem kt sonulara yol atnda bu,
aktrn gznde kendi sorumluluu deil, dnyann ve baka insanlarn aptallnn ya da onlar byle
yaratan Tanr'nn iradesinin eseridir. Ama sorumlu188
luk ahlakna inanan bir kii, insanlarn ortalama eksikliklerini goz nne alr; Fichte'nin de hakl olarak
belirttii gibi onlarn iyilii ve mkemmellii konusunda varsaymda bulunma hakk bile yoktur.
nceden grebildii kadaryla eylemlerinin sonularn bakalarna yklemek durumunda olmadn
bilir; bunlar benim eylemlerimin sonulardr der. Mutlak erekler ahlakna inanan kii ise, saf niyetlerin
alevinin snmemesini salama sorumluluunu duymakla yetinir, rnein toplumsal dzenin
adaletsizliini protesto etmenin alevini. Alevi her an canl tutmak, irrasyonel olan eylemlerinin balca
amacdr. Baar olasl asndan irrasyonel olan bu eylemlerin ancak ibret deeri olabilir.
Ama sorun bu kadarla bitmiyor. Dnyada hibir ahlak, "iyi" amalarn gereklemesi iin insann
birok durumda ahlaki bakmdan kukulu ya da en azndan tehlikeli aralar kullanmak ve kt sonular
yaratmak olana, hatta olasl ile kar karya bulunduu ve bunun bedelini demeye hazr olmas
gerektii olgusunu gzard ettiremez. Dnyadaki hibir ahlak sistemi, ahlaki bakmdan iyi bir amacn,
ahlaki bakmdan tehlikeli ara ve sonular ne zaman ve ne dereceye kadar hakl karabileceine yant
veremez.
Siyasette belirleyici ara iddettir. Ahlak asndan bakldnda amalar ve aralar arasndaki
srtmenin derecesini undan grebilirsiniz: Bilindii gibi devrimci sosyalistler (Zimmerwald
kanad), sava srasnda bile, u arpc biimde formle edilebilecek bir ilkeyi savunuyorlard: "Savan birka yl daha srmesi ve ondan sonra devrim olmas ile imdi bar yaplmas ve ardndan
devrim olmamas seenekleriyle kar karya kalsak, birincisini seeriz." Bunun ardndan gelen "Bu
devrim ne getirebilir" sorusuna ise, bilimsel eitim grm tm sosyalistler u yant verirlerdi: "Bize
gre sosyalist saylabilecek bir ekonomiye geiten sz edilemez; yalnzca feodal elerden ve hanedan
kalmt189
larndan arnm bir burjuva ekonomisi yeniden ortaya kacaktr" ve bu kadar mtevaz bir sonu iin,
savan birka yl daha srmesine razydlar. nsann ok gl bir sosyalist inanla bile bu tr aralar
gerektiren bir amac reddedebilecei de pekl sylenebilir. Bolevizm, Sparta-kizm ve genel olarak
her eit devrimci sosyalizm iin ayn ey soz konusudur. Tabii eski rejimin "kaba g" politikaclarn,
amalarn reddetmekte ne denli hakl olursak olalm, ayn aralar kullandklar iin ahlaki olarak
mahkum etmemiz de tmyle gln olur.
Mutlak erekler ahlakL, amalarn aralar hakl klmas konusunda iflas etmekten kurtulamaz. Zaten,
mantksal olarak, ahlaki adan tehlikeli aralar kullanan her trl eylemi reddetmekten baka olana
yoktur -kuramsal olarak. Gereklikler dzeyinde ise, kural olarak, mutlak erekler ahlakna inananlarn
birdenbire kyamet peygamberlerine do-nutuunu her an gzlemlemekteyiz. rnein, biraz oncc
"iddete kar sevgi"yi otlemi olanlar, imdi son iddet eylemi iin kaba g kullanlmasn nerirler
ve bu sayede her turlu iddetin ortadan kalkt bir duruma varlacan iddia ederler. Benzerlikle,
subaylarmz her saldrdan nce erlere yle derlerdi: "Bu, son olacak, zafer ve bar getirecek."
Mutlak erekler ahlakna balanm olanlar dnyann ahlaki irrasyonellii karsnda duramazlar, nk
"koz-mik-etik rasyonalist"tirler. Dostoyevski'yi bilenlerimiz "Byk Sorgucu"yu anmsayacaklardr.

Sorun burada arpc biimde ortaya kmaktadr. san sonucun aralar hakl kard, ilkesine en
ufak bir dn verdi mi, mutlak erekler ahlak ile sorumluluk ahlakn ayn at altna sokmaya da, hangi
sonucun hangi aralar hakl kardna ahlaki olarak karar vermeye de olanak kalmaz.
Kuku gtrmez itenliine kiisel olarak byk sayg duyduum ama politikacln katksz
reddettiim mes190
lekdam Bay E W. Frster, bu gln u basil tezle giderilebileceini dnmektedir: "iyilikten
yalnz iyilik doar; ktlkten de ancak ktlk kabilir." bu kadar basit olsayd, bir sr soru da
yersiz olurdu. Ama Upanishad'lar-dan ikibin beyz yl sonra byle bir tezin gndeme gelebilmesi
olduka artcdr. Yalnz dnya tarihinin tm seyri deil, gnlk deneyimlerin drst bir
deerlendirmesi bile bunun tam tersini gstermektedir. Dinlerin dnyadaki gelimesi, tmyle zt bir
olgu tarafndan belirlenmektedir. Ezeli "teodisi" sorunu da tam bu sorundan kaynaklanmakladr: Hem
her eye yettii, hem de iyi olduu sylenen bir gu nasl olur da hakedilmemi aclar,
cezalandrlmam adaletsizlikler ve onulmaz aptallklarla dolu bylesine irrasyonel bir dnya yaratr?
Ya bu g her eye yetmez veya iyi deildir, ya da yaammz bambaka dllendirme ilkeleri
belirlemektedir -ancak metafizik olarak yorumlayabileceimiz, hatta asla anlayamayacamz ilkeler.
Dnyann irrasyonellii sorunu, tm dinsel evrimin itici gc olmutur. Hintliler'in "karma" retisi,
Iranllar'm du-alizmi, ilk gnah ve aln yazs karvamlar hep bu sorundan kaynaklanmtr. lk
Hristiyanlar da pekl bilirlerdi ki dnyay eytanlar ynetir ve siyasete giren, yani ara olarak g ve
iddete bulaan kii, eytani glerle szleme yapm olur; onun eylemleri iin artk iyiliin ancak
iyilikten ve ktln ancak ktlkten doabilecei sz doru deildir, genellikle bunun tersi
dorudur. Bunu anlayamayan, siyasal olarak ocuk kalm demektir.
Her biri deiik kanunlarla dzenlenmi eitli yaam alanlar vardr. Dinsel ahlak bu olguya deiik
biimlerde yaklamtr. Hellenik oktanrclk Afrodit ve Hera'ya, Di-yanisos ve Apollon'a ayn
kurbanlar vermi ve bu tanrlarn cou zaman birbirleriyle atma iinde bulunduklarn bilmitir.
Hindu yaam dzeni, eitli mesleklerin her birini
191
bir ahlak kodunun, bir Dharma'nm konusu yapm; bunlar hibir zaman biraraya gelemeyecek kastlar
olarak ayrm ve bylelikle onlar deimez bir derece hiyerarisi iine yerletirmitir. Bunlarn iine
doan bir kii iin ka yoktur, meer ki ikinci bir kez dnyaya gelsin. Bylece meslekler, en yksek
dinsel kurtulu deerlerinden farkl uzaklklara yerletirilmitir. Kast dzeni bu yolla her kastn Dharma'sm biimlendirme olana salam, asetikler ve Bhar-manlar'dan serseriler ve fahielere kadar her
birinin kendine zg ve zerk meslek konumlarna uygun dzenlemeler getirmitir. Sava ve siyaset
bile darda braklmamtr. Bhagavad-Gita'da Krishna ile Arduna arasndaki syleide, savan bu
yaam alannn btnlne eklemlendiini go-rursunuz: "Ne gerekiyorsa onu yap", yani sava kastn
Dharma'sna ve kurallarna gre zorunlu ve savan amalarna gre de nesnel olarak gerekli i ne ise
onu yap. Hinduizm bu tr davrann dinsel kurtulua zarar vermek yle dursun ona yardm ettiine
inanr. Bir kahraman bekleyen olumle yz yze geldiinde, Hintli sava ndra'nm cennetine
gideceinden emindi, tpk Valhalla'ya gvenen Toton sava gibi. Toton sava Hristiyan cennetine
ve onun melekler korosuna nasl dudak bkerse, Hintli kahraman da Nirvana'y ylesine kmserdi.
Bu uzmanlama, Hint ahlaknn siyaseti kendi kanunlarna uygun olarak dzenlemesine ve bu buyuk
sanat kkl biimde gelitirmesine olanak vermitir.
Szcn popler, anlamnda gerekten radikal bir "Makyavelcilik", Hint edebiyatndaki klsik
ifadesini Kan-taliya Arthasastra'da bulmutur (sa'dan ok ncesine, Chandragupta dnemine uzand
sylenir). Bu belgeyle karlatrldnda Makyavel'in Prens'i masum kalr. Bilind-i gibi Katolik
ahlakndaki (ki profesr Frster genellikle kar deildir) consilia evangellica, kutsal bir yaamn kariz192
masyla donatlm kiiler iin zel bir etostur. Bir yandan kan dkmemesi ve kazan peinde
komamas gereken rahip durur, onun yannda da bu ileri yapabilecek valye ve kentsoylu -biri kan
dkmek, br de kazan salamak zere.. Ahlaktaki derecelendirme ve kurtulu retisiyle organik
btnleme Hindistan'da daha tutarldr. Hristiyanlk inancnn varasymlarma gre ancak byle
olabilirdi ve byle olmas gerekirdi. Dnyann ilk gnahtan gelen gnahkrl, iddetin gnah ve ruha
zarar veren mnafklara kar bir disiplin arac olarak, ahlaka grece kolaylkla sokulmasna olanak
vermitir. Ne var ki Dadaki Vaaz'n buyruklarnda, ki kozmik olmayan bir mutlak erekler ahlakdr,
mutlak devler getiren ve dine dayal olan bir doal hukuk gizlidir. Bu mutlak buyruklar devrim yapc
glerini korumular ve hemen her toplumsal alkant dneminde doal bir enerjiyle yeniden sahneye
gelmilerdir. zellikle radikal pasifist mezhepleri beslemiler; bunlardan biri de Pennsylvania'da da
kar iddetli reddeden bir siyasal toplum kurma deneyine girimitir. Bu deney trajik bir yol izlemi,
Bamszlk Sava ktnda Quaker'lar ideallerini silahla koruyamamlardr. Oysa savan idealleri
de onla-rmkiyle aynyd.

Ancak Protestanlk, devleti tanrsal bir kurum, dolaysyla iddeti de bir ara olarak tam bir merulua
kavuturmutur. Protestanlk zellikle otoriter devleti merulatr-mtr. Luther, bireyi savan ahlaki
sorumluluundan kurtarm ve bu sorumluluu yetkililere devretmitir. nan sorunlar dndaki tum
konularda otoriteye itaatin asla su olamayaca anlayn getirmitir. Kalvinizm de ilkeli iddeti
inancn korunmasnda bir ara kabul etmi; bylece, slmiyet'in batan beri yaamn bir paras kabul
ettii din savam anlayabilmitir. Siyaset ahlaknn gndeme gelii, Rnesans'taki kahramana
tapnmadan kaynaklanan ada
193
bir kukudan ibaret deildir kesinlikle. Btn dinler bu sorunla uramlar ve ok deiik derecelerde
baar elde etmilerdir. Zaten yukarda sylediklerimizden sonra baka trl de olamazd. Siyasetin tm
ahlak sorunlarnn zelliini belirleyen, insan topluluklarnn elinde hangi meru iddet aralarnn
bulunduudur.
Hangi amalarla olursa olsun iddet aralaryla iliki kuran kii -ki her politikac bunu yapmak
zorundadr- belli sonulara katlanmak durumundadr. Bu zellikle dava adamlar iin geerlidir- din
konusunda olsun, devrim konusunda olsun. Gnmz ok iyi bir rnektir. iddet yoluyla yeryznde
mutlak adaleti yerletirmek isteyen kiinin, yandalara yani bir insan "aygt" na gereksinimi vardr.
Gerekli psikolojik ve maddi primleri, dini ya da dnyevi dlleri de vermelidir: Yoksa bu "aygt" i
grmez. ada snf mcadelesi koullarndaki psikolojik ya da isel primler, nefret ve intikam
duygularnn tatmin edilmesi, hm, szde ahlaki nedenlere dayal hakllk duygusunun beslenmesidir.
Kar taraftakiler karalanmal ve ihanetle sulan-maldr. Dsal dller ise serven, zafer, yama,
kudret ve ganimettir. Lider ve baars tmyle aygtn iyi ilemesine baldr, kendi amalarna deil.
Onun iin de primlerin yandalara (Kzl Muhafzlar, muhbirler, kkrtclar) srekli salanmas
gerekir. almalar sonunda gerekten ne kazanaca liderin kendi elinde deildir; yandalarnn
amalar tarafndan belirlenir, ki bunlar da ahlak asndan genellikle aalktr. Yanda kitlesi ancak
ve ancak bir blm liderin kiiliine ve davasna drstlkle inand zaman gemlenebilir, ki bu da
hibir zaman grubun ounluu bile olamaz. Bu inan bile, znel adan i tenlikli de olsa, daha ok
intikam, kudret, yama ve ganimet iin ahlaki bir "meruluk" salamaya yarar. Szck ynlarna
kanmayalm; tarihin maddeci yorumu, istendii zaman binilebilecek
194
bir araba deildir; devrim nclerinin dur dedii yerde de durmaz. Duygusal devrimcilii gnlk
yaamn geleneki rutini izler; dava ve nder solar gider ya da daha kts, dava siyasal Filistinler'in
ve banausic teknisyenlerin geleneksel sloganlarnn bir paras haline gelir. Bu gelime inan
mcadelesinde zellikle abuk olur, nk bunlara genellikle gerek nderler, yani devrim
peygamberleri nclk ederler ya da esin kayna olurlar. Her nderin aygtnda olduu gibi burada da
baar koullarndan biri, karizmann kurumsallamas ve kiisel olmaktan kmas, ksaca disiplin
uruna entellektel bakmdan proleterlemesi-dir. ktidara gelindikten sonra, dava nderlerinin
yandalar genellikle yozlar ve kolayca di bir frsat avclar kesimine dnr.
Her kim politikaya karmak, zellikle de meslek olarak siyasete girmek isterse, bu ahlaki paradokslar
anlamak zorundadr. Bu paradokslarn etkisi altnda geirecei dnmlerin sorumluluunun
kendisine ait olacan bilmelidir. Tekrar ediyorum, kendini btn iddet eylemlerinin ardnda yatan
eytani glerin ana atyor demektir, ister Nezareth, ister Assisi, ya da Hint kraliyet atolarndan
gelsinler, insan sevgisi ve iyilik timsallerinin hi biri siyasal iddet aralaryla i grmemilerdir.
Onlarn krall, "bu dnyann krall" deildi ama yine de bu dnya iin uramlard ve hl da bu
dnya iin uramaktalar. Platon Karatajev'in tipleri ve Dostoyevski'nin azizleri, bu tipin en yetkin
temsilcileri olmay srdryorlar. Kendi ruhu olsun bakalarnn ruhu olsun, ruhun kurtuluunu arayan
kii, bunu siyaset bulvarnda aramamaldr, nk siyasetin ok eitli sorunlar ancak iddetle
zlebilir. Siyaset dehas ya da eytan, hem sevgi tanrsyla, hem de kilisenin temsil ettii
Hristiyanlk tanr-syla zde elikilidir. Bu eliki her an zmsz bir atmaya yol aabilir.
nsanlar bunu kilisenin siyasete egemen
195
olduu dnemlerde bile biliyorlard. Floransa defalarca pa pamn aforozuna uramt: o zaman bu,
insanlarn ve ruhlarnn kurtuluu iin (Fichte'nin deyiiyle) Kant'm ahlak yarglarndaki "kaytsz
takdir"den ok daha gl bir etki saylmt. Ne var ki burjuvalar kilise-devletiyle mcadele ettiler.
Makyavel, bu durumlarla ilgili olarak, yanlmyorsam Floransa Tarihi'ndeki gzel bir pasajnda,
kahramanlarndan birine, kentlerinin bykln kendi ruhlarnn kurtuluundan stn tutan
yurttalar vdrtr.
Birisi "kentim" ya da "anavatanm" (imdilerde kimileri iin kukulu bir deer olabilir) deil de
"sosyalizmin gelecei" ya da "uluslararas bar" derse, sorun var demektir. iddet aralar kullanarak
ve sorumluluk ahlakna bal kalarak yaplan siyasal eylem yoluyla ulalmak istenen her ey, "ruhun
kurtuluu"na zarar verir. Ama mutlak erekler ahlakna dayanlarak inanlar sava iinde mutlak iyilik

aranrsa, amalar zarar grr ve kuaklar boyu gzden der, nk ortada sonular iin sorumluluk
yoktur ve ie karan iki eytani g aktr iin karanlktr. Bunlar aman-szdr ve kiinin eylemi, hatta
benlii, iin kanlmaz sonular yaratrlar; alglayamazsa, kii bunlara aresiz boyun eer. "eytan
yaldr, onu anlamak iin yalanmak gerekir" cmlesini kronolojik ya biiminde anlamak doru
olmaz. Nfus czdannda yazl bir tarih yznden hibir zaman bir tartmay kaybettiim olmad, ama
birinin yirmi yanda benim de elliyi akn olmam olgusunu da asla kendi bana hayran olunacak bir
baar olarak dnmedim. Ya belirleyici deildir; belirleyici olan, yaamn gereklerine deneyimli bir
acmaszlkla bakabilmek, bu gerekleri gsleyebilmek ve onlarla kendi iimizde boy
olebilmektir.
Elbette ki siyaset kafa iidir, ama yalnzca kafayla yaplmad da kesindir. Mutlak erekler ahlakn
savunanlar burada hakldrlar. Hi kimseye mutlak erekler ahlakna gre
196
mi, yoksa sorumluluk ahlakna gre mi hareket etmesi ya da ne zaman birini, ne zaman da tekini
kullanmas gerektii sylenemez. En ok u sylenebilir: Sizin grnnze gre "ksr" heyecanlar
(zaten heyecan gerek tutku deildir) a olmayan gnmzde, karmza birdenbire belli bir "dnya
gr"n savunan politikaclar toplu halde ksalar ve "Btn dnya aptal ve didir ama ben byle deilim" ve "sonularn sorumluluu bana dmez; hizmet ettiim, aptallk ve adiliklerinden
kurtaracam dier insanlara aittir" sloganlarn syleseler, ak sylyorum ki ilk yapacam ey, bu
mutlak erekler ahlaknn ardnda yatan i-kararllmm derecesini incelemek olurdu. Sanyorum ki
bunlarn onda dokuzu ne sylediklerinin farknda olmayan ve romantik duygularla kendilerinden
gemi arlatanlar olurdu. Bu, benim iin beeri adan ne ilgin, ne de duy-gulandrcdr. Ama olgun
bir insan -yal olsun, gen olsun- eylemlerinin sonular asndan sorumluluunun farkndadr ve bu
sorumluluu gerekten yreinde ve ruhunda duymaktadr- ite bu ok duygulandrc bir eydir. Byle
bir kii sorumluluk ahlakyla hareket eder ve sonunda "Benden bu kadar, daha fazlasn yapamam"
diyecei bir noktaya varr. Bu, gerekten insanca ve etkileyici bir durumdur. Ruhu lmemi
olanlarmzn bir gn gelip kendini bu durumda bulmas olasl vardr. Bu sylediklerimiz doruysa,
mutlak erekler ahlaki ile sorumluluk ahlak mutlak ztlar deil, birbirlerinin tamamlaycsdrlar; ancak
ikisi bir araya geldiinde gerek bir insan "siyasete grev duygusuyla balanabilecek" bir insan
meydana gelebilir.
O halde, bayanlar ve baylar, bu konuyu on yl sonra tartmak zere kapatalm. Korkarm birok
nedenle o zamana kadar gericilik dnemi oktan stmze km olacaktr. oumuzun ve (aka
itiraf ediyorum) benim dilek ve tim utlarmzn ancak kk bir blm gereklemi olabi197
lir. Hi birinin gereklememesi olasl her halde yoktur; hi deilse bize kk grnen bir blm
gerekleebilir. Beni kertmez ama bunu anlamak elbette bir i sknts yaratr. imdi kendini
gerekten "ilkeli" politikaclar olarak gren ve o bu devrimin temsil ettii sarholuu paylaanlarmzn
o zaman ne halde olacan grebilmek isterdim. Olaylarn, ekspir'in 102 numaral sonesini
dorulayacak biimde gelimesi ne gzel olurdu:
Akmz genti, ama ancak ilkbaharda,
Onu ezgilerimle selamladm alarda;
Philome'in yazbamda ark syleyip
Yl eskidike arksn kesmesi gibi.
Ama yle olmayacak. Artk bizi bekleyen yazn parlakl deil, zaferi hangi grup kazanrsa kazansn,
kutup gecelerinin buzlu karanl ve sertliidir. Hibir eyin olmad yerde, yalnz Kayzer deil,
proleter de haklarn yitirmi demektir. Bu gece yava yava ekilip gittiinde, baharn go-runte
smscak sttklarndan hangisi hayatta olacaktr? O zaman her biriniz ne durumda olacaksnz? Kzgn
ya da ii boalm m olacaksnz? Dnyay ve iinizi olduu gibi ve usanla kabul mu edeceksiniz?
Yoksa bir nc ve hi de uzak olmayan bir olaslkla, yetenei olanlarmz kolay, yetenei
olmayanlarmz da zahmetli bir biimde gereklerden mistik bir ka iinde mi olacaksnz? (Ki
ikincisi de yaygn ama zevksizdir.) Btn bu durumlar karsnda ben, sizin kendi eylemlerinizin
sorumluluunu tayamadmz yargsna varacam, insanlar, gnlk yaam rutini dzleminde bile
dnya ilerinin karsnda gerileyecekler. Siyasetin bildiklerini sandklar derin anlamn nesnel ve fiili
olarak yaama geirememi olacaklar. Sadece kiisel ilikilerinde basit kardelik duygularn
gelitirmekle yetinselerdi daha iyi olurdu. Geri kalanlar da mazbut insanlar gibi gnlk ilerine
bakmalydlar.
198
Siyaset, kaln tahtalar delmek gibi g ve yava ilerleyen bir uratr. Hem tutku ister, hem geni
grllk. Tm tarihsel deneyim u gerei kesinlikle dorular: nsanolu hep imkansza erimek
istemeseydi, mmkn olana da ulaamazd. Ama bunu yapmak iin de insann bir nder olmas, hatta
szcn en ciddi anlamnda bir kahraman olmas gerekir. nder ya da kahraman olmayanlar ise, en

byk umutsuzluk anlarnda bile cesareti ayakta tutacak bir yreklilie sahip olmaldrlar. Bugn
gerekli olan da "tam budur, yoksa insanlar bugn iin mmkn olan bile elde edemeyecekler.
Siyasetin arsn, ancak ve ancak, nerdii eyler iin dnyay fazlasyla aptal ve fazlasyla di bulduu halde tereddt etmeyen kii yerine getirebilir. Ancak ve ancak, btn bunlar karsnda "Her eye
karn" diyebilen kii, siyasetin arsna koabilir.
199
V. Meslek olarak bilim*
"Meslek Olarak Bilim" stne konumam istiyorsunuz. Biz ekonomi politikilerin burada yinelemek
istediim bilgie bir alkanlmz vardr: Hep dsal koullar inceleyerek balarz. Szcn maddi
anlamnda meslek olarak bilimin koullar nedir? Bugn bu soru pratikte ve esasta u anlama geliyor.
Kendini niversitedeki bilim yaamna profesyonel olarak adamaya karar vermi bir lisansst
rencisinin gelecei nedir? Almanya'daki koullarn zelliini anlamak iin, karlatrma yntemiyle
ilerlemek, dardaki koullar tanmakta yarar var. Bu konuda Amerika Birleik Devletleri Almanya'nn
tam zdd olduu iin bu lke zerinde duracaz. Herkes bilir ki Almanya'da kendini bilime adam bir
gencin kariyeri normal olarak doent yardmclma** balar. lgili uzmanlarla konutuktan ve onlarn
onayn aldktan sonra bir kitap hazrlar ve genellikle niversite retim
(*) uWssenschaft als Beruf" Gesammelte Aufseaetze zur V/ssensthaftslehc (Tu-bmgen, 1922). ss.
524-525. 1918'de Mnih Unverstes'nde verilen bu konferans, 1919'da Mnih'te Duncker ve
Humboldt tarafndan baslmtr
(A*) "Prvatdozcnr karlnda (.n.).
200
leri nnde olduka formel bir snav da verip krsye r rencilerinin konferans harlarndan baka bir
aylk
1 iadan bir dizi konferans verir. Ders verecei konular, ja /egendi'si iin kendi saptar.
Amerika Birleik Devletlerinde akademik kariyer genellikle olduka deiik bir biimde, "asistan"
olarak ie almakla balar. Bu Almanya'nn tp faklteleri ve byk doa bilimleri enstitlerindeki uygulamaya
benzer. Burada asistanlarn ok kk bir blm, o da kariyerlerinin ileri bir aamasnda, doent
olmaya alrlar.
Bu farkllk, uygulamada, Almanya'daki akademik kariyerin genellikle pltokratik temellere dayal
olmas demektir. unku mali olanaklar olmayan bir gen bilim adamnn akademik kariyer ortamna
atlmas son derece risklidir. Maa geimine yetecek bir greve gelme frsat bulup bulamayacan
bilmeden hi deilse birka yl dayanabilmelidir.
Brokratik sistemin bulunduu Amerika'da, gen akademisyen daha balarken para alr. Tabii, maa
olduka m-tevazidir; genellikle bir yar-nitelikli iinin creti kadar bile deildir. Yine de iyi kt
gvenceli bir konumdan ie balar, unku sabit bir aylk alr. Ama kural olarak, Almanya'daki
asistanlar gibi onun da grevi yenilenmeyebilir; beklentileri karlayamayanlarn grevine son
verilmesine sk rastlanr.
Amerika'da gen akademisyenlerin derslerine kalabalk renci kitleleri ekmeleri beklenir. Bir Alman
doenti iin bu soz konusu deildir; bir kez ie girdikten sonra artk karlamaz. Tabii bu, baz
"lalepler"de bulunabilecei anlamna gelmez. Ama yllarca altktan sonra biraz anlay beklemek
iin bir tr manevi hakk da kendinde grr; bu da anlalabilir bir eydir. Ayrca, baka doentlerin
doentliklerinin onaylanmas srasnda kendisinin de hatrlanmasn bekler.
201
Kural olarak, yeterliliini kantlam bir bilim adamna < doentlik vermek mi, yoksa kaydolan renci
saysna bak- I mak, dolaysyla var olan retim kadrosuna bir retim te- j keli salamak m gerekir
-ite bu tatsz bir ikilemdir; imdij ele alacamz zere, akademik meslein iki-yanl bir zelli! iyle
ilgilidir. Genellikle ikinci seenek lehinde karar veril lir. Ama bu, ne kadar vicdanl olurlarsa olsunlar,
profesrle rin kendi orencilerini^elemeleri tehlikesini arttrr. Kiil sel tutumundan sozetmek
gerekirse, unu soyleyebilrir Tarafmdan ykseltilmi bir bilim adam, doentliim bil baka
niversitede ve baka birinden alarak kendini merut latrmaldr. Benim izlediim ilke bu olmutur.
Ama sonunda en iyi rencilerimden biri baka bir niversitede geri evrilmitir, unku oradakilerin
hi biri nedenin bu olduuna inanmamtr.
Almanya'yla Amerika Birleik Devletleri arasndaki bir baka fark da, doentlerin Almanya'da
genellikle istediklerinden daha az ders verebilmeleridir. Resm haklarna gre bir doent kendi alannda
her dersi verebilir. Ama byle yapmas, eski doentlere kar uygunsuz bir dncesizlik olarak
gorulur. Kural olarak, profesr "buyuk" dersleri verir; doent ikinci derecedeki derslerle yetinir. Bu
dzenin bir stnl bilim adamnn genliinde bilimsel aratrma yapma olanan bulmasdr
ders verme frsatnn yukardaki biimde zorunlu olarak snrlanmasna karn.
Amerika'daki dzenin ilkesi deiiktir. Bir asistana, srf aylk verildii iin, kariyerinin ilk yllarnda

ok buyuk bir ders yuku yklenir. rnein, bir Alman edebiyat bolu-munde, profesr Geothe zerine
u saatlik bir ders verir ve bununla yetinir. Buna karlk, gen asistan, Almanca altrma dersinin
yannda, Uhland da dahil olmak zere haftada on iki saat ders verirse mutlu saylr. Ders programn
grevliler belirler; bu konuda Amerikal asistan da Alman202
ya'dak enstit asistanlar kadar bamldr.
Son zamanlarda aklkla gryoruz ki Alman niversiteleri fen bilimlerinde Amerikan sistemi
dorultusunda gelimektedir. Buyuk tp ve doa bilimleri enstitleri "devlet kapitalizmi" iletmeleri
haline gelmitir. ok geni fonlar olmadan yonetilemezler. Burada kapitalist iletmenin bulunduu her
yerde rastladmz bir koul soz konusudur: "inin retim aralarndan kopmas." i, yani asistan,
devletin tahsis ettii gerelere bamldr, dolaysyla bir fabrika iisi fabrika ynetimine ne denli
bamlysa, asistan da enstit bakanna o denli bamldr. unku enstit direktr iyi niyetle ve znel
olarak inanmaktadr ki bu enstit "onundur" ve ileri kendi yurutmelidir. Bu yzden asistann durumu
herhangi bir "yar-proleter"in durumu kadar sallantda ve en az Amerikan niversitesindeki asistann
durumu kadar gvencesizdir.
Alman niversite yaam ok nemli ynlerden Amerika-nze olmaktadr -Almanya'daki genel eilime
kout olarak. nanyorum ki, bu gelimenin kapsamna, benim alanmda olduu gibi, bata ktphane
olmak zere reticinin aralarn mlkiyetine sahip olduu disiplinler de girecektir. Bu gelime,
gemite kuuk meta reticisinin bana gelene ok benzemektedir ve hzla ilerlemektedir.
Kapitalist ve ayn zamanda burokratiklemi butun iletmelerde olduu gibi, butun bunlarn tartlmaz
avantajlar vardr. Ama bu gelimelere yon veren "ruh", Alman niversitesinin tarihsel atmosferinden
farkldr. Eski tarz bir profesr ile bu geni kapitalist niversite iletmelerinin bakan arasnda hem
isel, hem dsal adan almaz bir uurum vardr. sel tutumdaki farklara burada deinmeyeceini.
Ama dsal olduu kadar isel olarak da eski niversite yaps ve yasalar artk geerli deildir. Bugn
en nemli $ey kariyer sorunudur: Bir doentin, daha da nemlisi bir
203
asistann profesr, hatta enstit bakan olup olamayaca sorunudur. Hibir gvencesi de yoktur. Tabii
sadece ans ii deildir ama, burada ansn rol olaanst lde yksektir. Yeryznde baka hibir
meslek bilmiyorum ki ans bu kadar byk bir rol oynasn. Bunu belki de bakalarndan daha rahat
sylemek durumundaym. Ben de salt rastlant nedeniyle mesleimin ilk yllarnda tam profesrle
atanmtm, hem de benim kuamdan kiiler kukusuz daha baarl olduklar halde. Nitekim bu
deneyimime dayanarak diyebilirim ki ansn ters yne savurduu ve btn yeteneklerine karn bu
ayklanma srecinin haklar olan grevlerden yoksun ettii birok kiinin hak edilmemi yazglarna
kar bir duyarllm vardr.
Yetenekten ok rastlantnn rol oynamas, yalnzca, her alanda olduu gibi akademik seme srecinde
de pay olan "beeri zaaflara" balanamaz. Bir sr ortalama kiinin uni-veritelerde nemli rol
oynamasn, retim yelerinin ve eitim bakanlarnn kiisel yetersizliklerine balamak hakszlk olur.
Ortalama insanlarn niversitede kol gezmesi aslnda insanlar arasndaki ibirlii kanunlarndan,
zellikle birka kurumun ibirliinden kaynaklanmaktadr; burada da nerileri yapan fakltelerin ve
eitim bakanlnn ibirlii szkonusudur.
ok benzer bir olay papalk seimleridir. Yzyllardr sren bu seimler, akademik seimlerin
zelliklerini aynen tayan gdml seim rneklerinin en nemlilerindendir. "Gzde" olduu sylenen
kardinalin kazanma ans hemen hemen yoktur. Kural, ki Numaral ya da Numaral kardinalin
kazanmasdr. Ayn durum Amerika Birleik Devlet-leri'nin bakan iin de geerlidir. Birinci snf ve
ok yete- j nekli kiilerin delegeler kurultay tarafndan aday gsteril- j mesi istisnai bir durumdur.
Genellikle ki Numaral ve U i Numaral kiiler adayl kazanr ve seimlere girer. Ameri-'
204
fallar bu kategoriler iin imdiden teknik sosyolojik terimler bulmulardr. Bu rnekleri inceleyerek
kollektif iradeyle yaplan seimlerin kanunlarn bulmaya almak olduka ilgin olurdu, ama buna
girmeyeceiz. u kadarn syleyelim ki bu kanunlar Alman niversitelerinin mesleki kurullar iin de
geerlidir ve insan sk sk yaplan hatalara deil, her eye karn oran hi de dk olmayan doru
atamalarn saysna amaldr. Ancak baz lkelerde olduu gibi parlamentolarn, ya da imdiye kadar
Almanya'da olduu gibi krallarn (ikisi de ayn sonucu verir), ya da bugn Almanya'da olduu gibi
devrimci iktidarlarn siyasal nedenlerle akademik seimlere karmas durumundadr ki, uyumlu
ortalama kiilerle hrsl yeteneksiz kiilerin meydan tmyle bo bulacandan emin olabiliriz.
Hibir niversite hocas atama tartmalarnn hatrlatl-masndan holanmaz, nk bunlar genellikle
tatszdr. Yine de unu belirtmek isterim ki, iyi niyetin salt nesnel gerekeleri belirleyici kld birok
olay gzlemiimdir.
Bir baka noktada daha aklk salamak gerekir: Akademik yazglar stndeki kararlarn tmyle
rastlantsal olmas,- yalnzca, kollektif irade yoluyla yaplan seimin yetersizliinden deildir. Bilim

adam olmay kafasna koymu her gen adam unu aka anlamaldr ki nndeki iin ilk yn vardr.
Yalnzca bir bilim adam olarak deil, ayn zamanda bir retmen olarak da kendini kantlamal-dr. Bu
iki ey ise hibir zaman akmaz. nsan ok deerli bir bilim adam ama, ayn zamanda berbat bir
retmen olabilir. Size Helmholtz ya da Ranke gibilerinin retmenliini anmsatmak istiyorum, ki
ender rastlanan istisnalar olduklar sylenemez.
Bugn iler o hale gelmitir ki, Alman niversiteleri, zellikle kuuk niversiteler, renci kaytlarn
arttrmak Ln son derece gln bir rekabete girimilerdir. niversi205
te kentlerindeki kira evlerinin sahipleri birinci rencinin geliini bir festivalle kutluyorlar. kibininci
rencinin geliini de bir fener alayyla kutlamaya hazrlanyorlar. Aka itiraf edilmeli ki, niversite
harlar da hocalarn ve derslerin "kalabalk ekmesi"ne gre belirleniyor. Ayrca, kaydolan
rencilerin says bir yeterlilik ls saylyor; oysa bilim adamlnn ls doal olarak hem
tartlr bir eydir, hem de saylar pek vurulamaz. Gene de kaytlarn ykseklii herkesi ok deerli bir
ey gibi etkilemektedir. Bir doentin zayf bir retmen olduunu sylemek, dnyann en iyi
aratrmacs ve bilim adam da olsa onun akademik olum ferman demek olur. yi ya da kt retmen
olduu ise rencilerin onu onurlandrd kayt miktaryla belirlenir.
rencilerin bir hocann dersine akn edip etmemeleri ise byk lde tmyle dsal etmenler
tarafndan belirlenir: Hocann huyu suyu, hatta sesinin tonu gibi. Olduka geni deneyimlerden ve
soukkanl deerlendirmelerden sonra, ne denli kanlmaz olursa olsun, byk kalabalklar eken
derslere kar bende derin bir gvensizlik olumutur. Demokrasi yerli yerinde kullanlmaldr. Alman
niversitelerinin gelenei uyarnca uyguladmz bilimsel eitim bir entellektel aristokrasinin iidir;
bunu kendi kendimizden saklamamalyz. Bilimsel sorunlarn eitilmemi fakat alglama yetenei olan
zihinlerin anlayabilecei ve bunlar hakknda bamsz dnce yrtmelerini salayabilecek ki bizim
iin en nemlisi budur biimde sunmann da en g pedagojik grev olduu belki de dorudur. Ama
bu grevin gerekletirilip gerekletirilemediine kayt rakamlar karar veremez. Ve, sadede gelirsek,
retme sanat bu Tanr vergisi olup bilim adamnn bilimsel nitelikleny1 hibir biimde akmaz.
Fransa'nn tersine Almanya'da bilimin "lmszler' l^ bir meslek kurumu yoktur. Alman geleneine
gre un>
206
siteler hem aratrmann, hem retimin gereklerini yerine getirmek zorundadrlar. Her ikisi iin de
uygun yeteneklerin bir kiide bulunup bulunmad ise salt ans sorunudur. Dolaysyla akademik
yaam delice rastlantlarla doludur. Doentliini almak konusunda benden t isteyen bir gen bilim
adamn tevik etme sorumluluunu pek de kolay ustlenemem. Hele sz konusu gen Yahudi'yse, elden
lasciate ogni speranzc demekten baka bir ey gelmez. Ama dier hepsine unu sormak gerekir: Elini
vicdanna koyup syle, yllar boyu ortalama insanlarn senin nne gemelerine fkelenmeden ve
zlmeden dayanabilecek misin? Tabii insan hep ayn cevab alr: Elbette, nk ben "mesleim" iin
yayorum. Oysa bu duruma zlmeden katlanan ok az insana rastlammdr.
Akademisyenlik mesleinin dsal koullar hakknda bu kadarn sylemeyi gerekli buluyorum. Ama
yle sanyorum ki siz aslnda baka bir ey, bu meslee kar bir "i ar" hakknda konumam
bekliyorsunuz. Gnmzde, bilimin bir meslek olarak rgtlenmesinin tersine isel sorun, her eyden
nce bilimin imdiye dein grlmemi ve duyulmam bir uzmanlama dnemine girdii ve bu durumun artk sonsuza kadar srecei olgular tarafndan belirlenmektedir. Yalnz dsal olarak deil, isel
olarak da sorun yle bir noktaya gelmitir ki, kiinin bilim alannda gerek-ten katksz bir baar
kazandnn bilincine varabilmesi in tam bir uzman olmas gerekmektedir.
Zaman zaman baka alanlarla rten ve biz sosyologla-rn sk sk tekrarlamak zorunda olduumuz
almalarda, U2ftianlara kendi uzmanlam bak alaryla kolayca yaalayamayacaklar yararl sorulan hatrlatmaktan teye gi-mediini bilmekten gelen bir tevekkl vardr.
nsann
kendi Ssel
almalar, zorunlu olarak yetersiz kalmaktadr. Bi-aratrmac, kalc bir i baardn, ancak ve belki
207
de ilk ve son kez, ince uzmanlama sayesinde dnebilir. Bugn gerekten olumlu ve tartmasz bir
katk, baarsn mutlaka uzmanlamaya borludur. Snrlarn bilemeyen ve yazglarnn belirli bir
metnin belirli bir pasajnda doru tahminde bulunup bulunamadna bal olduu dncesine kendini
altramayanlar, bilimden uzak durmaldrlar. Bu kiiler, bilimin "kiisel deneyimi" denilen durumu
hibir zaman yaayamazlar. Butun yabanclar tarafndan alayla karlanan bu tuhaf sarholuu
duymuyorsanz, "yaama katlmak iin binlerce yl beklemeniz ve binlerce yl sessiz kalmanz gerekir".
Bu tutkuyu duymuyor ve o tahmini yapamyorsanz, sizde bilimsel "misyon" yok demektir; baka bir i
yapmanz gerekir. nk tutkulu bir ballkla kovalanam-yorsa, hibir ey insann peinden
komasna deer deildir. Ama, ne denli iten ve derin olursa olsun, bylesi bir tutkunun, bir

almann bilimsel sonular vermesi iin yeterli olmad da bir gerektir. Heyecan, asl belirleyici
olan "esin"in elbette n-kouludur. Bugnlerde genlik evrelerinde yaygnlam bir dnce var:
Bilim, tpk "fabrikalarda olduu gibi," laboratuarlarda ya da istatistiksel dosyalama sistemlerinde
gerekletirilen bir hesaplama ii, insann "gnl ve ruhu"yla deil de soukkanl aklyla ilgili bir hesap
iidir. Her eyden nce unu belirtmeliyim ki, bu gibi dncelere saplananlar, bir fabrikada ya da bir
laboratuarda ne yapld hakknda hibir akla sahip deiller. Her ikisinde de, eer ie yarar bir ey
baarlacaksa, birilerinin aklna bir fikir gelmeli ve bu doru bir fikir olmaldr. Bu fikirler iten doar,
zorla ortaya kmaz. Soukkanl hesaplamayla hibir ilgileri yoktur. Hesap da elbet nemli bir nkouldur. rnein, hibir sosyolog, yallnda bile, onbin-lerce nemsiz hesap ilemini, hatta aylarca
srecek biimde, aklndan yapt iin kendini iyi bir sosyolog saymamaldr. Sonu pek kayda deer
olmasa da, insan bir ey ortaya
208
karmak istiyorsa, bu grevi tmyle mekanik yardmclara bedelini demeden devredemez. Ama
hesaplarn amac hakknda kafasnda bir fikir yoksa ve hesaplar esnasnda kacak tekil sonularn ne
olaca konusunda bir dnceye sahip deilse, alabilecei nemsiz sonular bile elde edemeyebilir.
Genellikle bylesi "fikirler" yalnzca ok ciddi almalarn yapld ortamlarda yeerir, ama tabii her
zaman da byle olmaz. Bilimsel olarak, bir diletantm dnceleri bilim asndan bir uzmann
dnceleri kadar hatta daha byk bir nem tayabilir. En iyi hipotez ve gzlemlerimizin ounu
dorudan doruya amatrlerle borluyuzdur. Helmholtz'un Robert Mayer iin syledii gibi, diletant
amatrn uzmandan ayrld tek nokta, salam ve gvenilir bir alma yntemine sahip olmamasdr.
Bunun sonucu olarak da genellikle domakta olan fikri denetleyecek, doru tahmin edecek ve tam
deerlendirecek durumda deildir. Fikir almann yerini tutamaz, buna karlk alma da fikir
douramaz, nasl ki salt heyecan dnce yara ta -mazsa. Heyecan ve alma ise, ayr ayr ve her
eyden nce birlikte, iyi fikirlerin douuna kaynaklk edebilir.
Fikirler bize kendiliklerinden gelir, biz istediimiz zaman deil, en iyi fikirler insann aklna gerekten
de Iherng'in tanmlad biimde gelir: Divanda puro ierken. Ya da Helmholtz'un bilimsel bir
kesinlikle kendi hakknda anlatt biimde: Yumuak eimli bir sokakta yry yaparken. Her halde
fikirler bize onlar beklemediimiz bir anda gelir; biz kafa yorarken, ya da masamzda aray iinde
otururken deil. Yine de unu sylemek gerekir: Masalarmzda kafa yormam ve tutkulu bir ballkla
yantlar aramam olsaydk, aklmza yeni fikirler hi gelmezdi.
Ne olursa olsun, bir bilimsel aratrmacnn, btn bilimsel alma iin geerli olan riskleri gznne
almas gere209
kir. Aklna bir fikir geliyor mu, gelmiyor mu? insan kusursuz bir aratrmac olabilir ama imdiye kadar
aklna kendine ait hibir fikir gelmemitir. Bunun yalnzca bilim alannda byle olduuna, durumun
rnein bir ticari i yerinde bir laboratuardan farkl olduuna inanmak ciddi bir hata olur. "Ticaret
muhayyilesi" olmayan, ya da dnceleri ya da dnsel sezgileri bulunmayan bir tacir ya da byk sanayici, btn hayat boyunca bir yazc ya da teknik grevli olarak kalsa yeridir. rgt iinde hibir
zaman gerekten yaratc i yapamayacaktr. Akademik kendini beenmilikle sanldnn tersine,
esinin bilim alannda oynad rol hibir ynden ada bir giriimcinin pratik biimlendiri-inde
oynad rolden daha byk deildir. te yandan, ki bu sk sk yanl anlalmtr, esin bilimde sanat
dnyasnda oynad rolden daha nemsiz bir rol oynamaz. Bir matematikinin srasnda oturarak
cetveller, hesap makineleri ve baka mekanik gerelerle bilimsel adan deerli sonular elde ettiini
dnmek ocuka bir i olur. Bir Weierst-rass'm matematik muhayyilesi, anlam ve sonu olarak, bir
sanatnn imgeleminden elbette hayli farkldr ve asl farkllk niteliktedir. Ama psikolojik sreler
ayndr. Her ikisi de (Platon'un "manya"s anlamnda) cinnet ve "esin"dir.
O halde bilimsel esin duyup duyamayacamz bizden gizli yazglara ve zellikle "deha"ya baldr.
Ayn derecede nemli bir baka nokta da, bu tartlmaz gerek nedeniyle olduka anlalabilir bir
tutumun, zellikle genler arasnda yaygnlam ve onlar bugn btn sokak kelerinde ve sreli
yaynlarda geni yer tutan birtakm putlarn hizmetine sokmu olduudur. Bu putlar "kiilik" ve "kiisel
yaant" putlardr. Bunlar birbiriyle yakndan ilikilidir; ikincisinin birinciyi oluturduu ve ona ait
olduu dncesi egemendir. nsanlar kendilerini "hayat tecrbesi" kazanmaya zorlarlar, nk bu,
konum ve derecesinin bilincinde olan
"^
210
bir kiilie uygun der. Ve biz "hayatmz yaamay" baa-ramamsak bunu hi deilse sineye
ekmeyi becerebilmeli-yiz. Eskiden biz bu "deneyim"e gnlk Almanca'da "duyarllk" derdik; ve ben
inanyorum ki, o zamanlar kiiliin ne olduu ve ne anlama geldii konusunda daha yeterli bir fikrimiz
vard.
Bayanlar ve baylar, bilim alannda yalnzca kendini "tu-muyle" elindeki ie adam olanlar "kiilik"

sahibidirler. Bu yalnz bilim iin geerli deildir; kendini yalnzca ve yalnzca sanatna adamam
hibir byk sanat bilmiyoruz. Go-ethe'nin kiiliine sahip bir sanat iin bile, yaamn bir sanat
yapt haline getirmeye alma giriimi, sanatn olumsuz etkilemitir. Bundan kukusu olan varsa,
ayn deneye kalkmas iin en az bir Goethe olmas gerekir. Herkesin u kadarn kabul edeceini
sanrm. Bin ylda bir gelen Goethe gibi bir adam iin bile bu deneyin bir bedeli olmutur. Siyaset
alannda da durum farkl deildir, ama bugn bunu tartmayacaz. Ama bilim alannda, kendini
adamas gereken alann emprezaryoluunu yapmaya kalkan ve sahneye frlayp "Basit bir uzmandan
ibaret olmadm nasl kantlayabilirim ve ierik ya da biim asndan imdiye kadar kimsenin
sylemedii bir ey sylemeyi nasl becerebilirim?" diye sorarak kendini "deneyimiyle" merulatrmaya alan adam, "kiilik"ten yoksundur. Bugn bu tur davranlar bir yn olaydr, her zaman
olumsuz izlenim brakr ve sahibini alaltr. Oysa, yalnz ve yalnz isel bir grev tutkusudur ki, bilim
adamn, hizmet iddiasnda olduu alann vekar ve yceliine ykseltebilir. Bu, sanat iin de
byledir. Bu ortak n-koullara karlk, bilimsel almann sanat urandan ok farkl bir yazgs
vardr. Bilimsel almann sk skya bal olduu bir ilerleme izgisi vardr, oysa sanat dnyasnda
bu anlamda bir ilerleme soz konusu deildir. Yeni teknikler ya da rnein perspektif
211
kanunlar ortaya karan bir dnemin sanatnn; bu teknik ve kanunlardan tmyle habersiz yaratlm
bir sanat yaptndan artistik adan daha stn olduunu sylenemez. Tabii, yaptn biimi malzemenin
hakkn veriyorsa, yani yaptn konusu o yntemler ve koullar uygulanmadan da artistik adan iyi
sonu verecek biimde seilmi ve biim-lendirilmise. zgn bir "gereklik" tayan bir sanat yapt
hibir zaman eskimez ve gelemez. Bireyler sanat yaptlarnn kiisel nemini deerlendirmekte
ayrlabilirler, ama hi kimse bylesi yaptlarn yine zgn gereklik tayan baka bir yapt tarafndan
geride brakldn syleyemez.
Bilim alannda, hepimiz biliriz ki, baardmz eyler on, yirmi, elli yl iinde eskiyecektir. Bilimin
yazgs budur; bilim adamnn kendini tmyle adad bilimsel almann anlam da budur. Ayn ey
dier kltr alanlar iin de genel geerlik tar. Her bilimsel gerekleme ya da baar "sorular" yaratr;
"geilmek" ve "eskitilmek" ister. Bilime hizmet etmek isteyen herkesin bu geree boyun emesi gerekir. Bilimsel almalar artistik nitelikleri sayesinde elbet kalc deerler haline gelebilirler ya da eitim
aralar olarak nemlerini koruyabilirler. Ama bilimsel adan nasl olsa eskiyeceklerdir; tekrar
ediyorum, bu bizim ortak yazgmz, dahas ortak amacmzdr. Bakalarnn bizden daha ileri
gideceklerini ummadan alanlayz. lke olarak bu ilerleme sonsuza kadar srer. Bu, bizi bilimin
anlamn irdelemeye getiriyor. nk byle bir kanuna bal olan bir eyin kendi iinde anlaml ve
anlalr olduu o kadar da ak deildir. O halde insanlar, hibir zaman bir sonuca ulamayan ve
ulaamayacak olan bir uraa neden balanrlar?
Birincisi, salt pratik ya da szcn daha geni anlamnda teknik amalarla. Yani, pratik hayattaki
faaliyetlerimizi, bilimsel deneyimin nmze serdii beklentilere gre yon-lendirebilmemiz iin. iyi
ama bu kadar yalnzca uygulama212
clar iin anlamldr. Peki bir akademisyenin mesleine kar tutumu nedir -tabii, byle bir kiisel tutum
belirleme gereini duyuyorsa? Kimisi "bilim iin bilim" yaptn ve bakalar gibi bilimi kullanarak
ticari ve teknik baar kazanmak ya da daha iyi beslenme, giyim, aydnlanma ve ynetme olanaklar
salamak iin bilim yapmadn iddia eder. Kendini sonsuza kadar srecek olan bu uzmanlam
rgte balayan kii, aslnda eskimeye mahkm bir retim sreci iinde hangi nemli baary
kazanmay ummaktadr? Bu soru birka genel noktaya deinmemizi gerektiriyor.
Bilimsel ilerleme, binlerce yldr geirmekte olduumuz ve bu gnlerde genellikle ar olumsuz bir
biimde deerlendirilen entellektelleme srecinin bir kesiri, hatta, daha dorusu, en nemli
parasdr. nce bilim ve bilime ynelik teknolojinin yaratt bir entellektelist rasyonalizasyo-nun
pratikte ne anlama geldiini akla kavuturalm. rnein, bugn bu salonda oturan bizlerin, iinde
bulunduumuz yaam koullar hakknda bir Amerikan Kzlderili-si'nden ya da bir Hottento'dan daha
fazla bilgi sahibi olmamz m demektir? Hi de deil. Tramvaya binen kii, fiziki deilse, aracn nasl
harekete getiini bilmez. Bilmesi de gerekmez. Tramvayn davranna "gvenmek" ona yeter; kendi
davrann bu beklentiye gre belirler. Ama bir tramvayn hareket edebilmesi iin nasl yaplmas
gerektiine ilikin hibir bilgisi yoktur. Oysa bir vahinin, kulland aletler hakkndaki bilgisi ok
daha fazladr. Bugn bir harcama yapacak olsaydk, bahse girerim ki, bu salonda bulunmas olas
ekonomi politik profesr meslekdalarmzm hemen her biri u soruya deiik bir yant verecekti:
Nasl oluyor da insan parayla bir eyler alabiliyor bazan daha ok, bazan daha az? Oysa vahi,
gnlk yiyeceini elde etmek iin ne yapmas gerektiini ve hangi kurumlarn bu konuda ona hizmet
ettiini bilir. O halde, entellektelizas213
yon ve rasyonalizasyonm artmas, iinde yaadmz koullar hakkndaki bilgimizin artmas ve

genellemesi demek deildir.


Ama baka bir ey demektir: isterse insann her an renebilecei bilgisi ya da inanc demektir. Yani,
ilke olarak ie esrarengiz, hesaplanamaz glerin karmadn, tersine ilke olarak insann her eyi
hesaplayarak denetleyebileceim bilmektir. Bu da dnyann "bysnn bozulmas" demektir. Artk,
esrarengiz glerin varlna inanan vahiler gibi, ruhlar yardma armak ya da onlara egemen olmak
iin buyu aralarna bavurmak gerekmiyor. Teknik ara ve hesaplarla iler hallediliyor.
Entellektuelizasyon, her eyden nce bu anlama geliyor.
O halde, Bat kltrnde binlerce yldr sregelen bu "buyunun bozulmas" surecinin ve bilimin bir
halka ve itici gu olarak bal bulunduu bu genel "ilerleme"nin salt pratik ve tekniin tesinde de bir
anlam var m? Bu sorunun en ilkeli bir biimde sorulusunu Leo Tolstoy'un yaptlarnda bulabilirsiniz.
O, bu soruyu ilgin bir biimde sormutur. Butun dncesi, giderek, olumun anlaml bir olay olup
olmad sorusu stnde younlamtr. Yant da, uygar insan iin olumun bir anlam tamad
olmutur. Uygar insann bireysel yaam sonsuz bir "ilerleme"nm mde yer alr ve kendi isel anlam
gerei hi bitmemesi gerekir; unku ilerleme izgisi zerinde yryen kiinin onunde her zaman yem
bir adm vardr. len hi kimse ilerlemenin doruuna varm deildir, unku o doruk sonsuza ykselir.
Hz. ibrahim ya da gemiteki herhangi bir koylu, "yal ve yaama doymu" olarak lmse, bu, yaamn organik evrimi iinde yer aldmdandr. Yaam, ona verebilecei her eyi vermitir; zmek
isteyecei hibir bilmece kalmamtr; dolaysyla "yeterince" yaamtr. Oysa dnce, bilgi ve
sorunlarn srekli zenginletirdii bir kul214
tur ortamnda yaayan uygar insan, "yaamdan yorulabilir" ama "yaama doyamaz". Ruhun yaama her
an getirdii yeni eylerin ancak ok kuuk bir bolumunu yakalayabilir; bunlar ise hep geici ve
kesinlii olmayan eylerdir. yleyse olum de onun m anlamsz bir olaydr. Olum anlamsz olunca,
uygar yaam da anlamszlar; tam da bu "ilericilii" yznden, olume anlamszlk damgasn vurur.
Son romanlarnda bu dnce Tolstoy'un sanatnn ana temas olarak karmza kar.
Bu durum karsnda, insan nasl bir tutum almaldr? |"llerleme"nin tekniin tesinde bir anlam var
mdr ve ona zmet etmek anlaml olabilir mi? Bu, sorulmas gereken bir sorudur. Ve artk yalnzca
insann kendim bilime adamas sorunu, yani bilimin bir meslek olarak sadk tilmizlerine ne ifade ettii
sorunu deildir, insanln tum yaam iinde bilimin grevinin ne olduu sorusudur. O halde, bilimin
deeri nedir?
Bu noktada gemile bugn arasnda ok buyuk bir ztlk sozkonusudur. Platon'un Devlet'inin yedinci
kitabnn bandaki harika tabloyu hatrlarsnz: Yzleri, nlerindeki ta duvara donuk olan zincire
vurulmu maara adamlar vardr. Arkalarnda, gremedikleri n kayna bulunur. Yalnzca, bu
n duvarda yaratt glgeli grntlerle ilgilenirler ve bunlarn ilikisini zmee alrlar.
Sonunda ilerinden biri zincirlerini krmay baarr, arkaya dner ve gnei gorur. Gzleri kamar, bir
yerlere tutunmaya alr ve ne grdn kekeleyerek anlatmaya alr. Dierleri, zrvaladn
sylerler. Ama giderek a bakmay renir; artk grevi aadaki maara adamlarn a
gtrmektir. O filozof, gne de bilimin gereidir. Yanlsamalara ve glgelere deil, gerek varla
dayanan, yalnz ve yalnz bilimin gereidir.
Soruyorum, bugn kim bilimi byle gryor? Bugn
215
genlik tam tersini dnmektedir: Bilimin dnsel yaplarm, yapay soyutlamalardan oluan ve
gereklii olmayan bir alem gibi grmekte ve bunlar kullanarak kemikli elleriyle gerek yaamn
kann ve zsuyunu kavramaya almakta, hibir zaman da baaramamaktadr. Ama burada, Platon i
in maara duvarlarndaki glge oyunlar olan gerek yaamda, tam gerekliiryabz atmaktadr; gerisi
yaamn trevlerinden, cansz hayaletlerinden baka bir ey deildir. Bu deiiklik nasl meydana
geldi?
Platon'un Devlet'teki tutkulu cokusunu, son zmlemede, tm bilimsel bilginin en nemli
aralarndan birini, "kavram", ilk kez bilinli olarak kefetmesi olgusuyla aklamak gerekir. Sokrates
de bunun nemini kefetmiti. Kald ki dnyada bunu kefeden tek kii deildi. Hindistan'da
Aristoteles'inkine ok benzeyen bir mantn balanglar vard. Ama hibir yerde "kavramam
neminin bu denli gl bir kavranna rastlamyoruz. lk kez Yunanistan'da grdmz bir ey bu:
yle kullanl bir ara ki, onunla insan mantksal olarak tam anlamyla sktrabilirsiniz; ya hibir ey
bilmediini itiraf edecektir ya da gerein ne olduunu ve ne olamayacan kabul etmeden
kurtulamayacaktr -gz kamam maara adamlarnn bildiklerini sandklarnn tersine, hibir zaman
yitip gitmeyecek ebedi gerein. Sokrates'in tilmizlerine grnen byk afak buydu, insan bir kez
gzelin, iyinin ya da rnein cesaretin, ruhun vb.'nin doru kavramn buldu mu, artk bunlarn gerek
varln kavrayabilirdi. Bu da hayatta doru hareket etmeyi ve her eyden nce de devletin bir yurtta
gibi davranmay bilmenin ve retebilmenin yolunu ayordu. Bu konu, Hellenik insan iin her eydi,
nk dncesi hep siyasal arlkl dnce olmutu. Bilimle de bu yzden urayordu.

Hellenik dncenin bu kefinin yansra bilimsel al216


mann ikinci byk arac olan rasyonel deney ise, sahneye Rnesans dneminde kt. Deney, deneyimi
gvenilir biimde denetlemek iin bir aratr. Deney olmadan, bugnn ampirik bilimi mmkn
olamazd. Daha nce de deney yaplyordu: Hindistan'da asetik yoga tekniklerini gelitirmek iin
fizyolojik deneyler, Hellenik alarda sava teknolojisini gelitirmek iin matematik deneyler, Orta
a-lar'da madencilik deneyleri yaplyordu. Ama deneyi bir aratrma ilkesi konumuna ykseltme
baars Rnesans'ndr. Deneyin ncleri, sanattaki byk yenilikilerdir. Le-onardo ve benzerleri,
daha da nemlisi, deneysel piyanola-ryla 16. yzyln deneysel mzikileri, tipik rneklerdir. Deney
bilime bu evreler tarafndan, zellikle Galileo eliyle getirilmi; kurama Bacon tarafndan sokulmu; ve
bata italya ve Hollanda'dakiler olmak zere Avrupa niversitelerinin eitli bilim dallar tarafndan
benimsenmitir.
Modern an eiine adm atan bu insanlar iin bilim ne anlam tayordu? Leonardo ve yeniliki
mzisyenler gibi deneysel sanatlar iin bilim gerek sanata giden yoldu; bu da gerek doa'ya giden
yol demektir. Sanat bilimin konumuna ykseltilecekti; bu da, hem toplumsal adan, hem de yaamn
anlam bakmndan, sanatnn ayn zamanda ve her eyden nce bir doktorun konumuna ykselmesi
demekti. rnein Leonardo'nun msvedde defterinin temelinde yatan, byle bir tutkuydu. Ya bugn?
"Bilimin doaya giden yol" olduu, bugnn genlerine kfr gibi gelecektir. imdiki genlik tam
tersini savunmaktadr: nsann kendi doasna ve genel olarak doaya dnebilmek iin bilimin
entellektelizminden arnmas gerektii grndedir. Ya, sanata giden bir yol olarak bilim? Bu
konuda eletiriye bile gerek yok.
"Msbet" bilimlerin dou dneminde beklentiler ok daha yksekti. Swammerdam'm "Bir farenin
anatomisinde
217
size Tanr'nn yceliinin kantn getiriyorum" szn hatrlarsanz, (dolayl olarak) Protestanlk'm ve
Puritenlik'in etkisinde kalm olan bilimsel aratrmann, grevini nasl tanmladn grebilirsiniz:
Tanr'ya giden yolu gstermek, insanlar bu yolu artk, tum kavramlar ve tmdengelimle-riyle,
filozoflarn gsterebileceini sanmyorlard. Bata Spenser olmak zere dnemin tm sofu teolojisi,
Tanr'nn Orta alar'm onu arad yol stnde bulunamayacan biliyordu. Tanr grnmez. O'nun
yntemleri bizim yntemlerimiz deildir. Ne var ki insanlar, O'nun eserlerinin fiziksel olarak
kavranabilecei msbet bilimlerde, O'nun dnya iin planladklarnn izlerini bulma umuduna kapldlar. Ya bugn? Doa bilimlerinde rastlanabilecek birka byk ocuk dnda, kim artk astronomi,
biyoloji, fizik ya da kimya alanlarndaki bulgularn bize dnyann "anlam" hakknda herhangi bir ey
oretebileceine inanyor? Byle bir "anlam" varsa, o da evrenin "anlam" diye bir ey olduuna ilikin
inanc daha kaynanda ldrmekten baka bir ie yaramaz.
Ve en son da, Tanr'ya giden bir yol olarak bilim? Bilim, bu dinsellikten kesinlikle uzak g. Bugn hi
kimse benliinin derinliklerinde bilimin "ladini" olduundan kuku duymamaktadr, bunu kendi
kendine itiraf etmese bile. Bilimin rasyonalizm ve entellektelizminden arnmak, ilahi olanla uyum
iinde yaamann nkouludur. Dine kar duygusal yaknlk duyan ya da dinsel bir yaant aray
iinde bulunan Alman genlii arasnda dolaan temel parolalardan biri de bu ya da benzeri eylerdir.
Yalnz dinsel deneyimler iin deil, genel olarak deneyim iin yanp tutuuyorlar. Garip olan tek ey,
imdilerde izledikleri yntemdir: Irrasyonellikler dnyas, entellektelizmin imdiye kadar
dokunamad tek alan, bugn bilin dzeyine kartlmakta ve bilincin merceiyle incelenmektedir.
Zira ro218
mantik irrasyonalizmin ada entellektuelist biiminin yol at sonu, pratikte budur.
Entellektelizmden bu kurtulma yntemi, pekala, izleyicilerinin onun amac sandklar eyin tam tersi
sonucu verebilir. Nietzsche'nin "mutluluu icat eden" o "son insanlar"a ynelttii kahredici eletiriden
sonra, bilimin daha dorusu bilime dayanan, yaama egemen olma ynteminin- mutlulua giden yol
olarak kutlan-masndaki safdil iyimserlii bir yana brakabilirim. Buna kim inanr? niversite
krslerindeki ve editrlk koltuk-larndaki birka ocuktan baka?
Tartmamza dnelim: "Gerek varla giden yol", "gerek sanata giden yol", "gerek doaya giden
yol", "gerek Tanr'ya giden yol", "gerek mutlulua giden yol" gibi daha nceki yanlsamalar ortadan
kalktktan sonra, yukardaki isel nkoullar karsnda, meslek olarak bilimin anlam nedir? Tolstoy u
szleriyle en ksa yant vermitir: "Bilim anlamszdr, nk sorumuza bizim iin tek nemli soruya,
cevap veremiyor: "Ne yapacaz ve nasl yaayacaz?" Bilimin bu soruya cevap veremediinde kuku
yoktur. Soru baka trl ve daha doru sorulabilseydi, bilimin yine de bir yarar olmaz myd,
bilemiyorum.
Bugnlerde bilimin "nyarglardan armml"ndan soz ediliyor. Byle bir ey olabilir mi? Yant,
anlaya gre deiecektir. Btn bilimsel almalar, mantk ve yntem kurallarnn geerlii

olduunu varsayar; bunlar kendimize dnyada yon veriimizin genel temelleridir ve u andaki sorumuz
asndan, bilimin en tartlmal yanlardr. Bilimin bir baka varsaym da, bilimsel almann
sonularnn nemli, yani "bilinmeye deer" olduudur. Tabii tum sorunlarmzn da burada yatt
aktr. nk bu varsaym bilimsel yntemlerle tantlanamaz. Ancak, mutlak anlam asndan,
yorumlanabilir. Yaama kar son zmlemedeki tutumumuza gre o anlam kabul ya da red ederiz.
i
219
Dahas, bilimsel alma ile varsaymlar arasndaki ilikinin nitelii, bu varsaymlarn yapsna gre ok
deiir. Doa bilimleri, rnein fizik, kimya ve astronomi, bilimin aklayabildii lde, kozmik
olaylarn mutlak kanunlarnn bilinmeye deer olduunu apak bir gerek sayar. Bu bilgiyle yalnzca
teknik sonulara varlabilecei iin deil; bu bilgi kendi bana deer tad iin. Tabii, eer bilgi
aray bir "meslek" olacakla. Ne var ki bu varsaym hibir biimde tantlanamaz. Bu bilimlerin
betimledii dnyann varlnn bir deerinin bulunduu, bir anlam tad ya da byle bir dnyada
yaamann anlamsz olmadn tantlamak ise daha da gtr. Bilim bu tr sorularn yantlaryla
uramaz.
ada tbba, bilimsel olarak hayli gelimi olan bu pratik teknolojiye bakalm. Tp urann balca
"varsaym"n ifade eden basit sav udur: Tp biliminin grevi, hayat korumak ve acy olabildiince
azaltmaktr. Ama burada sorun var. Tp adam elindeki aralarla lmcl hastann yaamasn salar
-hasta hayattan kurtulmak iin yalvarsa bile, ya da hastann hayatna deer vermeyen ve onun yaamas
iin gerekli masraflar kaldramaz duruma gelen akrabalar onun hayatn aclarndan kurtarlmasn
isteseler bile. Belki de bir ruh hastas sz konusudur; akrabalar itiraf etseler de etmeseler de, onun
lmesi gerektiini dnmektedirler. Ama tbbn ve ceza kanununun ilkeleri, doktorun iyiletirici abalarn durdurmasna engeldir. Hayat yaanmaya deer midir, ya da ne zaman yaanmaya deerdir- tp
bu soruyu sormaz. Doa bilimleri bize, hayata teknik bakmdan egemen olmak iin ne yaplmas
gerektii sorusunun yantn verir. Hayat stnde teknik egemenlik kurmamz gerekip gerekmedii ye
bunun anlaml olup olmayaca sorusunu bir yana iter ya da bu konuda baz kabuller yaparak ilerler.
Estetik gibi bir alan ele alalm. Sanat yaptlarnn var ol220
duu estetik iin bir veridir. Estetik bu olgunun hangi koullar altnda geerli olduunu anlamaya
alr, ama sanat dnyasnn eytani bir grkem alemi olup olmadn, bu dnyann bir paras olup
olmadn, dolaysyla temelinde Tanr'ya kar ve en derin ve aristokratik znde de insanln
kardeliine dman olup olmadn sorgulamaz. Ksaca, estetik, sanat yaptlar olmal mdr,
olmamal mdr sorusunu sormaz.
Hukuku ele alalm. Neyin geerli olduu, hukuk doktrininin yerlemi kurallarna gre belirlenir: Bu
kurallar ise, ksmen mantken zorunlu, ksmen de teamllere dayanan emalara baldr. Hukuk
dncesi, belirli hukuk kurallarnn ve belirli yorum yntemlerinin ne zaman balayc kabul
edileceklerini belirtir. Kanunlar olmal mdr ya da insanlar bu kurallar koymal mdr hukuk bu tr
sorulan yantlamaz. Yalnzca unu bildirir: insan falanca sonucu arzuluyorsa, hukuk duuncemizdeki
normlara gre, o sonuca ulamak iin filanca hukuk kural en uygun aratr.
imdi de tarih ve kltr bilimlerini ele alalm. Bunlar bize, siyasal, artistik, edebi ve sosyal olay ve
olgular kkenleriyle birlikte nasl anlayacamz ve yorumlayacamz retirler. Ama bu kltrel
olaylarn varlnn bir deer tayp tamad sorusuna yant vermezler. Dahas, bunlar bilmek iin
aba harcamaya deer mi, demez mi sorusunu da yantsz brakrlar. Bu almalarla "uygar insanlar"
topluluunu tanmann ilgin olduunu varsayarlar. Yoksa bunun byle olmas gerektiini bilimsel
olarak tantlayamaz-lar. Bu ilginlii varsaymalarnn onu tantlamalar demek olmadn ise de,
sylemeye bile gerek yok.
Son olarak, bana yakn olan disiplinleri ele alalm: Sosyoloji, tarih, iktisat, siyaset bilimi ve bu
disiplinleri yorumlamakla grevli dier kltr felsefesi trleri. Siyasetin dershanede yeri yoktur denir,
ki ben de buna katlyorum. Bu ilkin
221
renciler iin geerlidir. rnein, pasifist rencilerin Berlin'deki eski meslekdam Dietrich
Schfer'in masasn kuatp grlt karmalarn ne denli onaylamyorsam, grleri birok bakmdan
benimkilerle taban tabana zt olan Profesr Frster'e kar anti-pasifist rencilerin kardklar sylenen grlty de o denli onaylamyorum. Ama, siyasetin doent asndan da dershanede ii yoktur.
Hele doentin ii siyasetle bilimsel olarak ramak ise, o zaman hi yoktur.
Pratik bir siyasal tutum almak bakadr, siyasal yaplar ve parti kurumlarn incelemek baka. Bir
siyasal mitingde demokrasi stne konuurken insan kiisel konum ve tutumunu saklamaz, daha
dorusu, kendini aka ortaya koymak kiinin kanlmaz grevidir. Bu tr toplantlarda insann
kulland szckler bir bilimsel zmleme arac deil, oy toplama ve taraftar kazanma aracdr.
Felsefi dnce topran srmek iin bir saban deil, dmanlara kar kullanlacak bir kltr. Bu

szler gerekten bir silahtr. Ama onlar bir derste ya da dershanede bu biimde kullanmak byk
mnasebetsizlik olur. rnein "demokrasi" tartlyorsa, eitli biimleri gzden geirilir, ileyi
biimleri incelenir, her birinin yaam koullar asndan ne sonular yaratt belirlenir. Sonra
demokrasi trleri demokratik olmayan siyasal dzen trleriyle karlatrlr ve yle bir noktaya
gelinmeye allr ki, renci kendi mutlak ideallerine uygun bir tutumun k noktalarn burada bulabilsin. Gerek hoca, aka ifade ya da ima ederek, herhangi bir siyasal kany krsden rencilerine
empoze etmekten kanr. "Olgular kendi kendini anlatr" demek ise, renciyi bir siyasal gre doru
zorlamann en haksz yollarndan biridir.
Byle yapmaktan niin kanmalyz? Batan belirteyim ki ok saygdeer kimi meslekdalarm byle
bir z-denetirrn uygulamann olanaksz olduunu, hatta olanakl olsa bile in222
sann kendini aklamaktan kanmasnn bir kapris olacan dnmektedirler. Bir niversite
hocasnn grevinin ne olduu bilimsel olarak gsterilemez. Hocadan talep edilebilecek tek ey,
olgular belirtmek, matematiksel ya da mantksal ilikileri kurmak ve kltrel deerlerin i yaplarn
zmlemek ile kltrn ya da tek tek kltr elerinin deerine ilikin sorulara ve kiinin kltrel ve
siyasal topluluklarda nasl hareket etmesi gerektii sorusuna yant vermenin apayr eyler olduunu
grecek entellektel drstle sahip olmasdr. Bunlar olduka kark sorulardr. Bir niversite hocas
neden snfta bu tr sorularla uramamas gerektiini hl soracak olursa, kendisine verilecek en ksa
yant udur: Peygamberin ve demagogun akademik krsde ii yoktur.
Peygambere ve demagoga: "Gidin sokakta istediinizi syleyin" denebilir, yani eletirinin mmkn
olduu yerde. Oysa snfta, karmzda sessiz kalmak zorunda olan dinleyiciler vardr. Bu durumdan
yararlanlmasn sorumsuzluk sayarm, nk renciler kariyerleri iin bir hocann dersine girmek
zorundadrlar, buna karlk hocann karsnda onu eletirecek kimse yoktur. Hocann grevi, bilgisi ve
bilimsel deneyimiyle rencilerine hizmet etmektir; kendi siyasal grlerinin damgasn onlara
vurmak deil. Bir hocann, kiisel sempatilerini tmyle bir yana koymay baaramamas elbette
mmkndr. O zaman en sert eletiriye kendi vicdannn forumunda urayacaktr. Hocalar baka
hatalar da yapabilirler. Ama bunlarn hibiri, onlar gerei arama grevinden alkoymamaldr. Bu
yanlglar bilim adna reddediyorum ve tarihilerimizin yaptlarndan rnekler vererek ispat etmeye
hazrm ki, bilim adam ne zaman ie kiisel deer yargsn kartrmsa, gerekleri tam anlama
olanan yitirmitir. Ama bunlar hem bu akamki konumuzun dndadr, hem de uzun aklamalar
gerektiren eylerdir.
Yalnzca unu sormak istiyorum: Kilise ve devlet trleri
223
ya da dinler tarihi stne olan bir derste yanyana oturan bir Katolik'le bir Mason'un nasl olur da bu
konular benzer biimde deerlendirmeleri salanabilir? Bu, olanakszdr Yine de niversite hocasnn
bilgisini ve yntemlerini her ikisinin de hizmetine ayn derecede vermesi gerektiini bilmesi ve
istemesi gerekir. imdi hakl olarak diyeceksiniz \[ inanm Katolik, Hristiyanlk'm douunda rol
oynayan etmenler hakknda kfndi dogmatik varsaymlarn paylamayan bir hocann sunduu grleri
hibir zaman kabul etmeyecektir. Kesinlikle! Ama fark uradadr. "Deer yarglarndan arnm", yani
dinsel dogmalar kabul etmeyen bilim, "mucize" ve "vahiy"e inanmaz. nansayd, bilim kendi "varsaynTlarma ihanet etmi olurdu. Mmin ise hem mucizeye, hem vahiye inanr. Oysa bilim ondan ne
fazla, ne eksik-tam unu bekler: Bir sre doast etmenler kartrlmadan aklanabiliyor ise, ki
ampirik bir aklama zaten bunlar nedensel etmenler olarak dlamak zorundadr, o srecin bilimsel
olarak aklanmas gerektiini kabul etmesini. Mmin bunu, inancna sadakatsizlik etmeden yapabilir.
Peki, bilimin katksnn, gerekten renmeye aldrmayan ve yalnzca pratik tutumlara nem veren bir
kii iin hi mi anlam yoktur? yle sanyorum ki bilimin bu durumda bile bir katks vardr.
Yararl bir hocann balca grevi rencilerine "elverisiz" gerekleri, yani sahip olduklar parti
grlerine uygun dmeyen gerekleri tanmay ve anlamay retmektir. Her parti gr iin son
derece elverisiz bir sr gerek vardr; bu benim iin de byledir, bakalar iin de. yle inanyorum
ki, dinleyicilerine byle gereklerin varlna almay reten hoca, salt entellektel grevden ok
daha fazlasn baarm olacaktr. Hatta daha da ileri gidip diyebilirim ki bu bir "ahlaki baar"
olacaktr, aslnda kayda bile demeye11 bir ey iin bu ifadeyi kullanmak ok abartl grnse de.
224
Buraya dek kiisel grlerin empoze edilmesinden kanlmas gerekliinin pratik nedenlerinden sz
ettim. Ama gerekeler bunlardan ibaret deildir. Kesin biimde tanmlanm ve kabul edilmi amalar
iin gerekli aralarn tartlmas durumu hari, pratik ve karlara ynelik tutumlar "bilimsel olarak"
savunmann olanakszl ok daha derinlerde yatan nedenlere dayanr.
"Bilimsel" savunma, ilkesel olarak anlamszdr, nk dnyadaki eitli deer yargs sistemleri
birbirleriyle badamaz biimde atr. Felsefesini baka bakmlardan ove-meyeceim James Mili bu
konuda hakl olarak unu sylemitir: nsan salt deneyimden yola karsa ancak oktanr-cla varr.

Bu s bir formulasyondur ve paradoksal grnmektedir, ama iinde gerek pay vardr. Bugn, hibir
ey olmasa, unu yeniden anlyoruz ki bir ey gzel olmad halde kutsal olabilmekle kalmayp, gzel
olmad iin ve gzel olmad lde kutsal olabilir. Bunun aya'mn kitabnn elli nc
blmnde ve yirmi birinci Mezmur'da yazl olduunu greceksiniz. Ve Nietzsche'den beri biliyoruz
ki bir ey, iyi olmayan bir yanna karn gzel olabilmekle kalmayp, o yan sayesinde gzel olabilir.
Bu grn daha nce Baudelaire'in Fleurs du mal adn verdii iirlerde de ifade edildiini
grebilirsiniz. Bir eyin gzel, kutsal ve iyi olmad halele doru olabilecei ok sylenmitir.
Gerekten de, bir ey, tam da byle yanlar yznden doru olabilir. Ama btn bunlar, eitli
dzenlerin ve deer sistemlerinin tanrlarnn giritikleri savan en basit rneklerinden ibarettir.
Fransz ve Alman kltrlerinin deeri hakknda "bilimsel" bir karar verilmesi nasl istenebilir, bilemiyorum; nk burada da farkl tanrlar birbirleriyle mcadele halindedir - ezelden ebede kadar.
Eskiler dnyalarmdaki tanrlarn ve eytanlarn buyusu bulmadan nasl yayor idiyseler, bugn biz de
yle yayo225
ruz. u farkla ki nasl Hellenik insan kimi zaman Afrodit'e kimi zaman Apollo'ya kurban kestiyse ve
herkes kendi kentinin tanrlarna kurban verdiyse, bugn biz de ayn eyi yapmaktayz, ama insann
anlam ve deeri mistik fakat znde gerek plastikliinden arnm ve bysn kaybetmi olarak. Bu
tanrlar ve mcadeleleri zerinde egemen olan bilim deil kaderdir. nsan yalnzc her sistemin
tanrsnn kim ya da ne demek olduunu anlayabilir. Bu anlayla birlikte konu, bir profesrn snfta
ya da konferans salonunda tartabilecei snra varm olur. Tabii buradaki byk yaamsal sorun
kapanm olmaktan ok uzaktr. Yine de bu konuda son sz niversite krslerinden baka yerlere
aittir.
Kim kp da Dadaki Vaaz'daki ahlak retisini "bilimsel olarak reddetmeye" kalkabilir? rnein,
"hibir ktle kar koyma" cmlesini ya da "br yana dndrme" imajn. Oysa, dnya
lleriyle, bunun vekarsz bir davran ahlak olduu aktr; kii, bu ahlakn kazandraca dinsel
vekar ile olduka farkl bir davran tleyen erkeke hareket etme vekar arasnda seim yapmak
zorundadr: "Ktle kar koy ki daha stn bir ktln sorumluluuna ortak olmayasm." Mutlak
inanlarmza gre bunlardan biri eytan; biri Tanr'dr ve birey kendisi iin hangisinin Tanr,
hangisinin eytan olduuna karar vermek zorundadr. Bu durum, hayatn btn alanlarnda srp gider.
Tm dinsel kehanetlerden kaynaklanan ahlaki ve meto-dik yaam tarzlarnn abartl rasyonalizmi, bu
oktanrcl-, "gerekli tek ey" lehine tahttan indirmitir. D ve i yaamn gereklikleri karsnda
Hristiyanlk, tarihinde grdmz btn o uzlamalara girmeyi ve greli yarglara varmay gerekli
saymtr. Bugn gnlk yaamn tekdzelikleri dini zorlamaktadr. Birok eski tanr mezarndan kmakta; byleri bozulduu iin de kiisel olmayan biimler almaktadrlar. Yaamlarmza egemen
olmaya almakta ve
226
birbirleriyle ezeli atmalarna yeniden balamaktadrlar. ada insan, zellikle de gen kuak iin
g olan, gnlk geim derdiyse dolu bir yaama katlanmaktr. Her yerde grdmz "deneyim"
aray bu zayflktan kaynaklanyor; sorunlarla dolu amzn ask yzl ciddiyetine kar koyamamak
gerekten de zayflktr.
Hristiyan ahlaknn manevi younluuna tek-ynl ballk yznde bin yldr sren krlmzden
sonra, ada uygarlmz bizi bu mcadeleleri yeniden ve daha ak grmeye itiyor.
Bizi konudan uzaklatran bu sorular brakalm. Genlerimiz arasnda btn bunlara kar u tepkiyi
gsterenler yanlyorlar. "Peki ama, biz derslere salt zmlemelerden ve olgularn ortaya konmasndan
daha fazla bir eyler yaamak iin geliyoruz." Yanlglar, profesrde olduundan baka bir ey
bulmay beklemelerindedir. Bir hoca deil, bir nder istemektedirler. Ama biz krsde yalnzca hoca
olarak bulunuyoruz. Bilindii zere, bunlar da apayr eylerdir. Sizi bir kez daha Amerika'ya
gtrmeme izin verin, nk insan bu gibi sorunlar orada en youn ve zgn biimiyle gzleyebilir.
Amerikan genci Alman gencinden ok daha az ey renir, inanlmaz sayda snava karn, okul
yaamnn onu Almanya'da olduu gibi mutlak bir snav yarat haline getirmek gibi bir rol yoktur.
nk Amerika'da brokrasi, snav diplomalarn arpalklara giri bileti sayan brokrasi, daha
balang aamasndadr. Tek bireylerin kiisel baarlar dnda, gen Amerikal'nm sayg duyduu
ey ya da kii, gelenek ya da kamu grevi yoktur. Amerikal'nn "demokrasi" dedii ey budur.
Gerekte amacndan ne denli saptrlm olursa olsun, Amerikal iin demokrasinin anlam budur ve
bizi burada ilgilendiren de o amatr. Amerikal'nn karsnda duran hoca hakkndaki anlay udur.
Ba227
bamm paras karlnda bana bilgisini ve yntemlerini Sa tyor, tpk manavn anneme lahana satmas
gibi. Hepsi bu Tabii sz konusu hoca bir futbol antrenr ise ayn zaman da bir nderdir de. Ama
futbol antrenr (ya da baka bir spor dalnda antrenr) deilse, yalnzca bir hocadr ve baka bir ey

deildir. Ve hibir Amerikal gen de, bir hocadan kendisine bir dnya gr ya da davran kural
saln almay aklna getirmez. B# tarzda formle edilirse, boylc bir eyi reddetmeliyiz. Ama bilerek ar
abartl bir biimde ifade ettiim bu yaklamda bir gerek pay hi mi yok sorusunu da getirmek
istiyorum.
renci arkadalar! Derslerimize ve konferanslarmza gelip bizden nderlik nitelikleri bekliyorsunuz,
ama daha batan gremiyorsunuz ki her yz profesrden en az doksan dokuzu, brakm yaamn temel
sorunlar konusunda futbol ustalar olmay, doru davranlar konusunda "nder" olmak iddiasnda bile
deildirler ve olmamaldrlar. Ltfen, insann deerinin nderlik vasflar tayp tamamasna bal
olmadn dnn. Her eyden nce, insan mkemmel bir bilgin ve hoca yapan zelliklerle, onu
pratik yaamda ve zel olarak da siyaset alannda yol gsteren bir nder yapan nitelikler ayn deildir.
Bir hocann bu niteliklere de sahip olmas salt rastlant olurdu; krsye kan her hocann, bu nitelikleri
tama iddiasnda olmas gerektiini dnen rencilerle karlamas ise, kayg verici bir durumdur.
Daha da vahimi her hocann kendini snfnda nder olarak grmesidir. nk kendilerini nder
sananlar genellikle nderlik vasflarndan yoksundurlar. Ama gerek nderler olup olmadklar bir
yana, krs bunu tantlamaya olanak veren bir yet deildir, o kadar. Genlie rehberlik etme gereini
duyan ve genliin gvenini kazanm olan bu profesr, kendini onlarla kiisel ilikilerinde ispat
edebilir. Eer dnya grlerinin ve parti programlarnn mcadele228
-inde katkda bulunmak istiyorsa, o zaman bunu darda, arda, basnda, mitinglerde, derneklerde,
nerede isterse orada yapabilir. Ama insann cesaretini ispatlamak iin dinleyicilerin ve olas kartlarn
sessiz kalmaya mahkum olduklar bir ortamda tavr koymak, ne de olsa gereinden fazla elverilidir.
Son olarak, u soruyu soracaksnz: "yleyse bilim pratik ve kiisel yaama elle tutulur, gzle grlr
ne katkda bulunur?" Bu soruyla birlikte, "meslek" olarak bilim sorununa yeniden dnm oluyoruz.
Tabii bilim, ilk olarak, d nesneleri ve insan faaliyetlerini lerek yaam denetleyen teknolojiye
katkda bulunur. imdi diyeceksiniz ki, bu, Amerikal gencin manavndan daha fazla bir ey ifade
etmiyor. Tmyle katlyorum.
kinci olarak, bilim manavn veremedii bir eyler daha verir: Dnme yntemleri, dnmek iin
gerekli aralar ve eitim. Diyebilirsiniz ki, peki bu bir sebze deil ama, sebze salamaya yarayan bir
aratan daha te bir ey de deil Pek gzel ama, bugnlk bu konuyu burada brakalm.
Ne mutlu ki bilimin katksnn snrlar burda durmuyor. Size bir nc ama daha gsterebiliriz:
Aklk kazanmak. Tabii, bu konuda kendimizin akla sahip olduumuzu varsayyoruz. yleyse size
unu aka syleyebiliriz:
Pratikte deerlere ilikin bir sorunla karlatnzda u ya da bu tutumu alrsnz. Konuyu
basitletirmek iin ltfen rnek olarak sosyal olaylar dnn. u u tutumu al-msanz, bilimsel
deneyimlere gre, amacnz pratikte gerekletirmek iin u u aralar kullanmanz gerekir. Ama bu
aralar yle aralar olabilir ki bunlar kullanmay reddetmeniz gerektiine inanabilirsiniz. O zaman da
ama ile vazgeilmez aratan birini semekten baka areniz kalmaz. Amalar, aralar "hakl klar
m?" Yoksa klmaz m? Hoca karmza bu seimin gerekirliini getirebilir. Hoca olarak
229
kalmak istedii ve demagog olmay reddettii srece, bundan fazlasn yapamaz. Tabii, u u sonucu
elde etmek istiyorsanz, tm deneyimlerin gsterdii u u yan sonular hesaba katmanz gerektiini
de syleyebilir. Kendimizi yine bir nceki durumda buluyoruz. Bunlar, saysz durumlarda ktnn
iyisi ya da grece iyi ilkesine gre karar vermek zorunda olan teknisyenlen de karsna kabilecek
sorunlardr. u farkla ki, genellikle onlar iin tek bir ey, asl ey, yani sonu, verilidir. Ama bizim iin
gerekten "mutlak" ya da sonul amalar sz konusu oldukta, durum deiir. Bu szlerden sonra artk
bilimin aklk amac iin yapabilecei son hizmete ve ayn zamanda da bilimin snrlarna gelmi
bulunuyoruz.
unu da ifade edebiliriz ve etmeliyiz ki: Anlam asndan, u u pratik tutum i tutarllkla ve
dolaysyla drstlkle, u u mutlak dnya grnden kaynaklanabilir. Belki ancak belirli bir ya da
birka temel grten karsa-nabilir, ama u u grlerle badamaz. Szgelimi siz u tanrya hizmet
ediyorsunuzdur ve bu gre balanmaya karar verdiinizde br tanry gcendirmi olursunuz.
Kendinize kar tutarl olmak iin de, znel anlam tayan kimi kesin yarglara varmak zorundasmzdr.
Hi deilse bu kadar baarlabilir. zel bir disiplin olan felsefe ile teki bilimlerdeki znde felsefi
tartmalar da bunu salamaya yneliktir. Bylece, eer uramzda yetkin isek (ki bunun burada
varsaylmas gerekiyor), davrannn mutlak anlamn kendine kar aklamas iin bireyi
zorlayabiliriz ya da en azndan ona bu konuda yardm edebiliriz. Bu bana hic de nemsiz bir ey gibi
gelmiyor, insann kiisel yaam iin bile. unu yinelemekten kendimi alamayacam: Bu konuda
baarl olan bir hoca "manevi" glere hizmet etmi ve kendine aklk ve sorumluluk duygusu
kazandrma grevini yerine getirmi olur. Ayrca inanyorum ki, bu ynde
230

ne denli baarl olursa, kendi grn dinleyicilere aka ya da ima yoluyla empoze etme
arzusundan bilinli olarak o denli kanacaktr.
nnze koyduum bu savn k noktas her zaman iin u temel gerek olmutur: Yaam znel
kaldka ve oz-deerleriyle yorumladka, bu tanrlarn birbirleriyle atmas da srecektir. Daha
dolaysz bir deyile, yaama kar alnabilecek mutlak tutumlarn badamasna olanak yoktur; bunlarn
atmas hibir zaman kesin bir sonuca vard-rlamayacaktr. Onun iindir ki, insann kesin bir seim
yapmas gerekiyor. Byle olunca da, bilimin kimileri iin deerli bir "meslek" olup olmad ve bilimin
kendisinin de nesnel olarak deerli bir "misyon"u bulunup bulunmad, yine snfta konuulamayacak
bir deer yargs sorunu haline geliyor. Bilimin deerini dorulamak, snfta ders vermenin
nkouludur. Ben kendi almalarmda bu soruyu olumlu yantlyorum; bunu da entellektelizmden en
berbat eytan olarak nefret eden bir tutumla yapyorum, ki bugn genlik de bu tutumu benimsiyor ya
da benimsediini sanyor. O halde genlie sylenecek sz udur: "Unutmayn ki eytan yaldr; onu
anlamak iin yalanmanz gerekiyor." Burada yatan kasdimiz, nfus czdannda yazl olan ya
deildir. Bu eytanla hesaplamak istiyorsa, insann, bugn biroklarnn yapt gibi, ondan
kamamas gerektiidir. eytann gcn ve snrlarn anlamak iin, insann, en bata onun
yntemlerini renmesi gerektiidir.
Bugn bilim, aklk kazanmann ve birbiriyle bantl gerekleri bilmenin hizmetinde zel disiplinler
olarak dzenlenmi bir "meslek"tir. Kutsal deerler ve vahiyler baheden kahinlere ve peygamberlere
zg bir tanr vergisi deildir. Bilgelerin ve filozoflarn evrenin anlam hakkndaki dnceleriyle de
benzemez. Tarihsel konumumuzun kanlmaz gerei olan bu durumdan, kendimize kar drust231
l elden brakmadan kamamayz. Tolstoy'un sorusunu anmsayn ve bu soruyu bilim
yantlayamadna gre kim yantlayacak diye dnn: "Ne yapmalyz ve yaammz nasl
dzenlemeliyiz?" Ya da bu akam kullandmz szcklerle ifade ederek: "Savaan tanrlardan
hangisine hizmet etmeliyiz? Yoksa bambaka bir tanrya m hizmet etmeliyiz? Ve o kim olacak?" Bu
tr sorular ancak bir peygamberin ya da kurtarcnn yantlayabilecei sylenebilir. Byle biri yoksa ya
da artk retisine inanlmyorsa; devletin ayrcalkl kiralk uaklar olan binlerce profesrn kk
peygamberler gibi snflarnda bu rol oynamaya kalkmalarn salayarak onu yeryzne getirmeyi
elbette dnmezsiniz. Bunlarn yapabilecei tek ey, ciddi sorunlardan habersiz olduklarn
gstermektir: Gen kuamzdan biroklarnn zledii peygamber yoktur, ite bu kadar. Ama bu
bilgi, tm nemi ve arlyla, hibir zaman yaamlarna egemen olmad. Gerekten dindar bir kiinin
z karna, tanrsz ve peygambersiz bir ada yaamaya mahkum olduu temel gereini ondan ve
bakalarndan gizleyerek ve ona krs peygamberliinin yapayln sunarak asla hizmet edemezsiniz.
Bana yle geliyor ki, dindarca drstl buna isyan edecektir.
imdi belki de unu soracaksnz: "Teoloji"nin fiili varlna ve bir "bilim" olma savlarna kar insann
ne tutum almas gerekir? Gerilemeyelim ve soruyu savuturmayalm. Elbette "teolojiler" ve
"dogmalar"m varl evrensel deildir, ama bunlar yalnz ve yalnz Hristiyanlk'ta vardr demek de
doru deildir. Zaman iinde geriye gidersek, bunlar olduka gelikin bir biimde islmiyet'te,
Manikeanizm, Gnostisizm, Orfizm, Parsizm ve Budizm'de, Hindu mezheplerinde, Taoizm'de,
Upanadlar'da ve tabii Yahudilik'te de vardr. Kukusuz, sistematik gelimeleri byk deiiklikler
gsterir. Yahudilik'in teolojik birikimlerinin tersine, Bat
232
Hristiyanl'nm teolojiyi daha sistemli gelitirmi, ilemi ve srdrm olmas bir rastlant deildir.
Bat'da teolojinin gelimesi tarihte ok byk nem tar. Bat'nn tm teolojisi Hellenik dncenin
rndr, tpk Dou'nun tm teolojisinin Hint dncesinden kaynaklanmas gibi. Btn teolojiler
kutsal deerler birikiminin entellektel rasyonali-zcsy onunu temsil eder. Hibir bilim deer
yarglarndan mutlak biimde arnm deildir ve hibir bilim temel deerini, onu reddeden kiiye
ispatlayamaz. Ne var ki, her teoloji, varlk nedenlerine birka yeni gereke daha ekler. Bunlarn anlam
ve kapsam deiebilir. rnein Hindu teolojisi de dahil omak zere, btn teolojiler dnyann bir
anlam olmas gerektiini varsayar; sorun, o anlam, dnsel olarak kavranabilir biimde
yorumlamaktr.
Kant'm epistemolojisi de byledir. "Bilimsel gerek vardr ve geerlidir" varsaymndan yola km,
sonra da u soruyu sormutur: "Gerek, hangi dnsel varsaymlar altnda olanakl ve anlamldr?"
ada estetikiler de (rnein G.V Lukacs gibi, fiilen ya da aka), "sanat yaptlar vardr"
kabulnden hareketle u soruyu sormulardr: "Bunlarn varl nasl anlaml ve mmkn olabiliyor?"
Ancak teolojiler, kural olarak, bu (aslnda dini ve felsefi olan) varsaymla yetinmezler. Genellikle, kimi
"vahiy'Mcrin kurtuluu salayacak gerekler olduu ve anlaml bir yaam biimini olanakl kld gibi
bir baka varsaym da yaparlar. Bu nedenle, o vahiylere inanlmas gerekir. Dahas, teolojiler, belli
znel ruh hallerinin ve eylemlerin kutsal bir nitelik tadn, yani dinsel bakmdan anlaml ve btnsel
bir yaam tarz deilse bile, bunun elerini oluturduunu da varsayarlar. O halde teolojinin temel

sorusu udur: Sorgulanmadan kabul edilmesi gereken bu varsaymlar, bir ev-rcn anlay iinde anlaml
biimde nasl yorumlanabilirler? Teoloji asndan bu varsaymlar "bilirrTin snrlarnn te233
sinde kalrlar. Bunlar bildiimiz anlamda "bilgi"yi deil, bir "birikim"i temsil ederler. Bir inanca ya da
bir baka kutsal ruh haline sahip olmayanlar, brakn herhangi bir bilim daln, teolojiyi bile bunlarn
yerine koyamazlar. Tersine, btn "pozitif" teolojilerde mminler Augustinos'un u cmlesinin geerli
olduu noktaya eriirler: credo non quod, seci quia absrdm esi. Jb
Dinsel erdemlilie ulaabilme yetenei "entellektel zveri"- gerek dindarn ayrdedici zelliidir.
Bunun byle olduunu gsteren balca gerek, (onu aa karan) teolojiye karn (daha dorusu
teoloji sayesinde) "bilimsel" ile "kutsal"m deer sistemleri arasndaki almaz uurumdur. Peygamber
iin geerli zveride bulunan yalnzca tilmizleridir; kilise iin zveride bulunan yalnzca mminlerdir.
Kimilerini gcendiren bir anlatm burada bilerek yineliyorum: Modern entellektuellerin ruhlar iin
garantili gerek antikalar bulma gereksiniminden imdiye kadar yeni bir peygamberlik domamtr.
Ne var ki, bu aray iinde, dinin antikalar snfna dahil olduunu ve sahip olmadklar eylerin banda
geldiini hatrlamlardr. Yine de, onun yerine geecek biimde, dnyann drt bir yanndan topladklar kuuk kutsal tasvirlerle evlerinde bir tr mabetik kurmaya zenmilerdir. Ya da, mistik
kutsalln vekarm yaktrdklar bir sr psiik deneyim retmeye ve bunlar kitap piyasasnda
pazarlamaya kalkmlardr. Bu, madrabazlktan ve kendi kendini kandrmaktan baka bir ey deildir.
Oysa son yllarda sessizce toplu gelime gsteren kimi genlik gruplarnn, kendi beeri topluluklarna
dinsel, kozmik ya da mistik bir anlam ve yorum kazandrmaya almalar hi de madrabazlk olmayp,
tersine ok iten ve ozgun bir durumdur -bu yorumlar kimi zaman kendin1 yanl anlamalara dayansa
bile. Her gerek kardelik eyte' minin, kii-otesi leme kalc bir katkda bulunma bilinciy23*
le yanyana gittii bir gerek olmakla birlikte, bu dinsel yorumlarn salt beeri ve toplumsal ilikilerin
vekarm ykselttii bana kukulu grnyor. Ama konumuz artk bu deil.
oumuzun yazgsnn zellii rasyonalizasyon ve cntel-lektuelazisyondur. Her eyden nce de
"dnyann bysn kaybetmesidir. Gerekten de mutlak ve en yce deerler kamu yaamndan
ekilmiler; ya mistik yaamn akn (transendantal) lemine, ya da kiisel ve dolaysz ilikilerinin
kardelik dnyasna gitmilerdir. En byk sanat yaptlarmzn antsal deil, kiisel olmas bir rastlant
deildir. Eskiden byk toplumlar bir alev gibi saran ve onlar kaynatran peygamberce pneuma'ya
benzer bir eylerin bugn yalnz en kuuk ve samimi evrelerde ve kiisel beeri durumlarda, yani
pianissimoda, duyuluyor olmas da bir rastlant deildir. Sanatta antsal bir slbu zorla "icat" etmeye
kalkacak olsak, son yirmi ylda yaplan bir sr ant gibi berbat eyler ortaya kacaktr. nsanlar
gerek ve zgn bir peygamberlik retisine sahip olmadan, yeni bir dini entel-lektelce yaratmaya
alacak olurlarsa da benzer bir sonu ortaya kacak, stelik bunun etkileri de daha kt olacaktr.
Son olarak belirteyim ki akademik peygamberlikler de asla gerek bir insan topluluu deil, ancak ve
ancak fanatik mezhepler yaratabilirler.
an yazgsn erkeke karlayamayan kii iin sylenecek sz udur: Dneklerin bilinen
gurltucluyle deil, sadece ve sessizce geri donsun. Eski kiliseler kollarm am, efkatle
beklemektedirler onu. Ne de olsa, onun iini gletirmek istemezler. O ise, u ya da bu biimde "entellektuel ozveri"de bulunmak zorundadr; bu kanlmazdr. Bunu gerekten yapabilirse, onu
knayanlayz. nk kaytsz artsz bir dinsel adan uruna yaplacak byle bir entellektuel
fedakrlk, ahlaki olarak, entellektel drst235
lk gibi temel bir grevden kanmaktan ok farkl br ev dir. Tersi ancak, insan kendi mutlak amacm
aklca ka vuturma cesaretine sahip deilse ve clz grece yarjlar bu grevi hafife alyorsa sz
konusu olur. Bana gre byles" dine dnler, akademik peygamberlik taslamalarda^ ye* dir; iyice
anlalamayan ey, niversite snflarnda geerli tek erdemin salt entellektel drstlk olduudur Am
drstlk bizi unu da sylemeye zorluyor: Buguij yen' peygamberler ve kurtarclar bekleyen bir sr
insan n c]u_ rumu, gzelim Edomit bekisinin srgn dnemi aknda dile getirdiinin aynsdr. Bu
ark Iaya'nm vaazkrinde da yer alr.
Beki, o bana Seir'den sesleniyor: Geceden ne haber geceden ne haber? Beki yantlad: Sabah da olur,
Pee de gelir. renmek istiyorsan dn gel.
Bu szlerin sylendii insanlar iki bin yldan ok tordular ve beklediler; oysa onlarn sonunu
rendiimize e sarslyoruz. Demek istediim o ki, zlem duyarak ve beklce-rek hibir ey
kazanlmaz; onun iin biz baka trl hareket edeceiz. nsan ilikilerinde olsun, mesleimizde olsan,
almaya koyulacaz ve "gnn gereklerini yerine getireceiz. Bu da ok zor deildir, yeter ki herkes
kendi yaamnn iplerini elinde tutan tanry bulsun ve ona itaat etsin.
236
BLM II

ktidar ve G
237
238
VI. G ve iktidar yaplar*
1. "Byk devletlerdin gc ve itibar
Btn siyasal yaplar iddet kullanr, ama bunu dier siyasal rgtlere kar kullanma ya da kullanma
tehdidinde bulunma biim ve dereceleri bakmndan ayrlrlar. Bu farkllklar, siyasal topluluklarn
biimini ve geleceini belirlemekte somut rol oynar. Btn siyasal yaplar ayn lde "yaylmac"
deildir. Hepsi de gcnn da dnk olarak gelimesi iin almaz ve glerini baka topraklar ve
topluluklar zerinde ilhak ya da baml klma yoluyla siyasal egemenlik kurmak zere hazr tutmaz.
Bu nedenle siyasal rgtler, iktidar yaplar olarak, saldrganlk dereceleri bakmndan farkllk
gsterirler.
(*) Wirtschaft und Geselhcha.fi (Tubingen, 1922 bas.), III. Kasm, 3. Blm, ss. 619-630 ve
Gesammelte Aufsaetze zur Soziologie und Sozicdpolitik (Tubingen, 1924), ss. 484-486. Wirtscha.fi
and Gesellschafi Weber'in lmnden sonra, J.C.B. Mohr (P. Siebeck) tarafndan Grundriss fr S o
zialokonomili'in paras olarak 1921'de yaymlanmtr. Weber, Wirtscha.fi und Gesellschaft'm
betimle-yici blmleri stnde 1910'dan bu yana almaktayd ve blmlerin ou esas olarak
1914'te once yazlmt.
239
svire'nin siyasal yaps, Byk Devletler'in kollektif garantisi altnda "ntralize" edilmitir. eitli
nedenlerle, svire gl ilhak emellerine konu olmamtr. Ayn gteki komu topluluklar arasnda
varolan kar^hkl kskanlklar, onu byle bir sonutan korumutur. svire de Norve gibi, smrgelere
sahip Danimarka'dan daha az tehdit altndadr. Buna karlk Danimarka da Belika'dan daha az tehdit
altndadr, nk ikincisinin smrgeleri saldrya daha aktr... Belika'nn sava halinde gl
komular arasnda iinde kalaca durum gibi. sve de saldrya olduka aktr.
Siyasal yaplarn darya kar tutumlar daha "tecriti" ya da "yaylmac" olabilir. Bu tutumlar deiir
de. Siyasal yaplarn gcnn somut bir i dinamii vardr. Kimileri bu gce dayanarak kendilerine
zel bir "saygnlk" yaktrrlar; bu da siyasal yaplarnn da kar davrann etkileyebilir. Saygnlk
iddialarnn her zaman sava nedenleri arasnda yer aldn deneyimler gstermitir. Bunlarn roln
lmek gtr; genel olarak tam saptanamaz ama varl ok aktr. "tibar" konusu, ki bir toplumsal
yapdaki "stat onuru"na benzer, siyasal yaplarn karlkl ilikilerinde de sz konusudur.
amzdaki subaylar ve brokratlar gibi feodal derebey-ler de, insann kendi siyasal yapsnn gce
ynelik saygnlk arzularnn doal ve birincil savunucular olmulardr. Siyasal topluluklarnn gc ve
buna dayal saygnl, kendi gleri ve saygnlklar anlamna gelecei iin.
Buna karlk, gu genilemesi brokrat ve subay iin daha fazla makam, daha yksek gelir ve daha
geni ykselme frsat anlamna gelir. (Sonuncusu, subaylar iin, yitirilmi bir savatan sonra bile
geerlidir.) Feodal vassal iin ise, gu-cun genilemesi, daha geni haklar ve ocuklar iin daha fazla
mal demektir. Papa Urban da Hal Seferleri'ne an sylevinde, denildii gibi nfus fazlal deil, bu
tr frsat240
lar stnde durmutu daha ok.
Her yerde siyasal gcn kullanm sayesinde geinen tabakalarda doal olarak bulunan bu plak
ekonomik karlardan baka ve bunlarn tesinde bir saygnlk aray, tm gu ve iktidar yani siyaset
yaplarnda grlr. Bu zlem ne "ulusal gurur"dan ibarettir (ki buna daha sonra deineceiz), ne de
insann kendi topluluunun gerek ya da vehmedilen mkemmel nitelikleri yznden duyulan gururla
zdetir. Bylesi bir gurur, isvireliler ve Norveliler'deki gibi ok gelimi olabilir ama,
yaylmaclktan ve siyasal saygnlk iddialarndan uzak ve tmyle tecriti bir nitelik de tayabilir.
Gcn verdii saygnlk, pratikte, baka bir topluluk stnde siyasal iktidar kurmann an ve erefi
demektir; her zaman ilhak etme ve egemenlik altna alma biiminde olmasa da, gcn genilemesi
demektir. Byk siyasal topluluklar, bu tr saygnlk iddialarnn doal yandalardr.
Butun siyasal yaplar doal olarak gl komu deil, zayf komulara sahip olmay yelerler. Dahas,
btn byk siyasal topluluklar saygnlk peinde kotuklar ve tm komular iin tehdit unsuru
olduklar gibi, salt byk ve gl olmalar nedeniyle, gizli ve srekli bir tehlike iindedirler. Son
olarak, kanlmaz bir "g dinamii"nden tr, ne zaman bir saygnlk yar alevlense -ki bu
genellikle ba-n tehdit eden ok ciddi bir siyasal tehlikenin sonucudur-byk siyasal topluluklar, olas
tm rakiplere meydan okurlar ve onlar mcadeleye arrlar. Son on yln tarihi,1 zellikle AlmanFransz ilikileri, tm d siyasal ilikilerde gzlen bu irrasyonel enin belirgin etkilerini sergiler. Saygmlk duygusu, insann kendi gerek gc hakkndaki sarlmaz inancn pekitirmeye yarar; bu inan,
atma dumanlarnda gerekli olan kendine gven duygusu asndan
nce yazlmtr. (Alman editrn notu.)

241
nem tar. Bu nedenle, siyasal yap iinde yerleik kar olan herkes sistematik olarak bu saygnlk
duygusunu ilemek eilimindedir. imdilerde, gce ckyal saygnlk iddias tayan siyasal topluluklara
"Byk Devletler" deniyor.
Yanyana yaayan bir suru siyasal topluluk iinde Buyuk Devletler denen kimileri, geni bir yrnge
iindeki siyasal ve ekonomik sreler zerinde kar ve hak iddia etmektedirler. Bu tr kar blgeleri
bugn tm yeryzn kaplam durumdadr.
Hellenik Antik a'da Kral, yani Pers Kral, yenilgisine karn en yaygn kabul grm olan Byk
G't. sparta, Hellenik dnyaya Kral Bar'n (Antalcidas Bar) zorla getirmek iin onun iznine ve
yaptrm gcne bavurmutu. Daha sonra da, imparatorluun kurulmasna dein, Roma bu rol
stlendi.
"G dinamii"nin genel mant nedeniyle, Byk Gler ou zaman yaylmac glerdir; baka bir
deyile, iddet, iddet tehdidi, ya da ikisini birlikte kullanarak kendi siyasal topluluklarnn arazisini
geniletmeye alan birik-lerdir. Ama Byk Gler her zaman ve kanlmaz olarak yaylmac
eilimler tamazlar. Bu konudaki tutumlar sk sk deiir ve bu deiikliklerde ekonomik etmenler
arlkl bir rol oynar.
rnein ngiliz politikas bir sre olduka bilinli bir biimde, daha fazla siyasal yaylmadan
vazgemitir. Hatta, "Kk ngiltere" politikas lehine, elindeki kolonileri korumak iin bile iddete
bavurmaktan kanm; siyasetini tecriti saldrmazla ve sarslmaz kabul edilen bir ekonomik
stnln vedii gvene dayandrmtr. Roma'da da bir ileri gelenler ynetiminin etkili temsilcileri
Pn Savala-r'ndan sonra benzer bir "Kk Roma" program uygulamay ve Roma'nm egemenlik
alann talya'ya ve komu adalara snrlamay pekl isteyebilirlerdi.
242
sparta aristokratlar siyasal genilemeyi tecrit politikas lehine ellerinden geldiince bilinli olarak
snrlamlardr. Kendi g ve saygnlklarn tehdit eden tm teki siyasal yaplar ortadan kaldrmakla
yetinmilerdir. Site devletinin apartiklerizm"ini yelemilerdir. Bu ve benzeri durumlarda genellikle
ynetici gruplar (Roma yneticileri, ingiliz liberalleri ve dier liberal eraf, sparta aristokratlar), bir
"Imparator"un karizmatik bir komutann ortaya kacandan ak ya da rtl kuku duymulardr.
Siyasal gcn merkezilemesi eilimleri hep srekli fetihi "emperya-liznTle birlikte gitmitir ve
savakan komutanlar ynetici gruplarn iktidar aleyhine g kazanmlardr.
ingilizler de Romallar gibi ksa bir sre sonra kendi kendini snrlama siyasetlerini brakmak ve siyasal
yaylmacla dnmek zorunda kalmlardr. Bu da bir lde yaylmacln kapitalist karlara
salad yararlardan tr olmutur.
2. Emperyalizmin ekonomik temelleri
Buyuk Guler'in ortaya k ve yaylmasnn her zaman ve birinci derecede ekonomik etmenlerce
belirlendii dnlebilir. Ticaretin, zellikle youn ise ve belli bir blgede bir sureden beri gelimise,
normal bir nkoul olduu ve siyasal birlik iin gereke oluturduu varsaym, bir genelleme haline
getirilebilir. Bu varsaym tek tek durumlarda gerekten dorulanabilir. En yakn rnek Zollverein2
rneidir; ok sayda baka rnek de vardr. Ancak daha dikkatli incelemeler gstermitir ki bu bant
gerekli bir bant deildir ve nedensellik her zaman tek ynl ilemez. rnein, Almanya birlie sahip
bir ekonomik blge halima devletlerinin 1830'lardan bu yana gumruk birlii
243
ne ancak snrlarndaki gmrk duvarlar sayesinde gelebil mistir, ki bunlar da salt siyasal bir biimde
belirlenmitir Bir blgede oturanlar rnlerini esas olar^c kendi pazarlar iinde satmaya alyorlarsa,
ekonomik bakmdan birlioe sahip bir blgeden szedebiliriz. Tm gmrk duvarlar kaldrm olsayd,
Dou Almanya'nn tahl fazlas iin normal ekonomik pazar Bat Almanya deil, ngiltere olurdu Bat
Almanya'nn maden rnlerinin ve ar demir mamullerinin gerek ekonomik pazar hibir ekilde
Dou Almanya olmad gibi, Bat Almanya esasnda Dou Almanya'nn sanayi rnlerinin normal
ekonomik ikmalcisi de deildir. Hepsinden nce, Almanya'nn i ulam hatlar (demiryollar), ar
mamulleri Dou ile Bat arasnda tamak iin ekonomik saylabilecek yollar deildi ve hi deilse
ksmen bugn de deildir. Buna karlk, ar sanayiin ekonomik konumu Dou Almanya, onun
ekonomik pazar ve artalan da Bat Rusya'nn tamam olurdu. Bugn3 bu sanayilerin nne Rus
gmrk duvarlar konmu ve Polonya'ya, Rus gmrk snrnn tam arkasna tanmlardr. Bilindii
zere bu gelimeden tr, Rus Lehleri'nin Rus emperyalizmi davasna politik Anschluss'u (ilhak)
nceleri siyasal adan soz edilemezken, artk gerekletirilebilir dnceler arasna girebilmitir.
Bylelikle salt ekonomik etmenlerle belirlenen piyasa ilikilerinin, bu olayda siyasal birlii salayc
bir etkisi olmutur.
Ancak, Almanya bu tr ekonomik etmenlere kar zaten siyasal birlik iinde olmutur. Bir lkenin
snrlarnn, sanayilerinin salt corafi konumuyla eliki iinde olmas, ok de ender rastlanan bir

durum deildir; siyasal snrlarn evreledii blge yle olabilir ki, ekonomik adan baz alanlarn bu
blge iinde olmamas gerekir. Byle durumlarda ekonomik karlar arasndaki srtmeler hemen
3 1914'tcn nce yazlmtr. (Alman editrn notu.) 244
zaman artar. Ne var ki siyasal birlik bir kez saland m, ge~ nellikle o denli glenir ki, artk hi kimse
bu tr ekonomik srtmeler yznden siyasal bir ayrlmaya gidilmesini dnmez bile. (ok nemli
baka nedenler, rnein ortak bir dilin varl, sz konusu olmadka.) Bu sylediklerimiz Almanya
iin de geerlidir.
Byk devletlerin kuruluu, her zaman ihracat ticareti yollarn izlemez. Ama biz bu gnlerde olaylar
bu emperyalist adan grmek eilimindeyiz. Oysa Avrupa, Rusya ve Amerika'nn "kta"
emperyalizmi, tpk ingiltere'nin ve onu rnek alanlarn "deniz ar" emperyalizmi gibi, kural olarak,
daha nce var olan kapitalist karlarn dorultusunu izler, zellikle siyasal bakmdan zayf yabanc
blgelerde. Tabii, Atina, Kartaca ve Roma'nm deniz ar imparatorluklarnda hi deilse byk
smrgelerin kurulu aamasnda, ihracat ticareti belirleyici roln yerine getirmiti. Ancak, Eski
alar'm yukarda saydmz devletlerinde bile baka ekonomik karlar, ticari krlara gre en azndan
eit ve sk sk da ok daha byk nem tamt. Toprak kiralar, iltizama verilen vergiler, makam
satlar vb. kazanlar bata geliyordu. Buna karlk d ticarete, yabanc pazarlarda sat yapmaya olan
ilgi, bir yaylmaclk nedeni olarak kesinlikle geri plana dmt. Modern kapitalizmde yabanc
pazarlara ihracat yapma amac egemendir ama, eski alarda asl ama eitli mallarn
(hammaddelerin) ithal edilebilecei topraklarn mlkiyetini ele geirmekti.
Ana-kara ovalarnda kurulmu olan byk devletlerde nal deiimi dzenli ya da belirleyici bir rol
oynamyordu. Ticaret daha ok Dou'nun rmak kysndaki devletleri, ya-ni bu bakmdan denizar
imparatorluklara sahip devletlere benzeyen zellikle Msr gibi, siyasal rgtler iin nemeydi. Buna
karlk Mool "imparatorluu" kesinlikle youn bir ticaret temeline dayanmyordu. Mool imparatorlu
245
u'nda atl ynetici tabakann hareketlilii, maddi ulam aralarnn yokluunu telafi ediyor ve
merkezi ynetimi olanakl hale getiriyordu. in imparatorluu ve Pers mparatorluu gibi ky
imparatorluundan kta imparatorluuna dntkten sonraki Roma imparatorluu da, daha nce var
olan youn bir kta-ii ticaret trafiine ya da ok gelimi ulam aralarna ve ama dayanmyordu.
Romann ktasal genilemesi, tek bana olmasa da kukusuz ok byk lde, kapitalist karlarca
belirlenmiti ve bu karlar her eyden nce mltezimlerin, makam avclarnn ve arazi
speklatrlerinin karlaryd. Youn biimde meta ticaretiyle uraan gruplarn karlar birinci sray
almyordu.
Persler'in genilemesinde de kapitalist kar gruplarnn hibir rol yoktu. Bu gruplar itici ve nc
gler deildi; in mparatorluunun ya da Karolenj Monarisi'nin kurucularna ne denli yardmlar
dokunduysa Pers Imparatorlu-u'nun kurucularna da o denli hizmetleri olmutu.
Tabii bu durumlarda bile ticaretin hi nemi yok deildi; sadece gemiteki tm siyasal ktalar-tesi
yaylmalarda baka etmenler daha byk rol oynamt, Hal Seferleri dahil. Bu etmenlerin banda
prensler iin daha yksek gelirler, tmarlar, arpalklar, makamlar ve vassallar, valyeler, subaylar,
memurlar ve babadan oula geen makamlarn miraslar iin sosyal stat ve onur geliyordu. Ticaret
limanlarnn karlar, ktalartesi yaylmaclk amalar lsnde elbet nem tamyordu; yine de
ikincil rol oynayan ek etmenler olarak nemliydi. Birinci Hal Seferi de esas olarak bir kara
harektyd.
Ticaretin her zaman siyasal yaylmaya yol at sylenemez. Nedensellik okunan yn ou zaman
bunun tam tersi olmutur. Yukarda saydmz imparatorluklardan kara ulam aralarn kurmaya
teknik olarak yeterli bir ynetime sahip olanlar, bunu ynetsel amalarla gerekletirmi246
lerdir. Kural olarak, ulam aralarnn o gnk ya da gelecekteki ticaret gereksisnimleri asndan
avantajl olup olmadna baklmakszn, tek ama genellikle bu olmutur.
Bugnn koullarnda Rusya, ulam aralarnn (bugn iin demiryollar) birinci derecede ekonomik
olarak deil, politik olarak belirledii bir siyasal topluluk olarak grlebilir. Avusturya'nn gney
demiryolu ise baka bir rnektir. (Hisselerine hl politik anlar artran "Lombard" ad
verilmektedir.) Tabii, "stratejik demiryollar"na sahip olmayan bir siyasi topluluun varolamayacam
da szlerimize eklemeliyiz. Yine de, bu trn en baarl rnekleri bile uzun vadeli krllk garantisi
tayan bir trafik beklentisi olmadan ina edilmemitir. Gemite de durum pek farkl deildi: Eski
Roma askeri yollarnn ticari bir amaca hizmet ettii kantlanamaz; tmyle siyasal amalara hizmet
eden Pers ve Roma posta yollarnn ticari olmad ise kesindir. Btn bunlarla birlikte, ticaretin
gelimesi, gemite elbette ki siyasal birliin salanmasnn doal sonucu olmutur. Siyasal birlik her
eyden nce ticareti gvenli ve garantili bir hukuki temel zerine oturtmutur. Ne var ki bu kuraln bile
istisnalar vardr. Zira, bar koullarna ve hukukun balayc kurallarna dayanmann tesinde,

ticaretin gelimesi belirli ekonomik koullara da bal olmutur (zellikle kapitalizmin gelimesine.)
Kapitalizmin evriminin, birlik kazanm bir siyasal yapnn ynetili biimi yznden boulduu da
olmutur. Buna rnek, Roma mparatorluu'nun son dnemleridir. Birlii salanm bir siyasal yap bir
site devletleri topluluunun yerini alm ve gl bir kendine yeterli tarmsal ekonomi temeline
oturtulmutur. Bu ise "komnyon"lar giderek ordu ve ynetim iin fon salamann arac haline
getirmi; bunlar da dorudan doruya kapitalizmi soluk alamayacak duruma sokmutur.
247
Yine de, tek bana ticaret siyasal genilemede belirleyici etaen olmasa bile, ekonomik yap genel
olarak siyasal genilemenin derecesini ve biimini belirleyeni etmenler arardadr. Kadn, hayvan srs
ve kle elde etmenin yan-r<* toprak edinme de, zora dayal mlkiyetin ilk ve balca ^defleri
arasnda olmutu. Kyl topluluklarn fethetmekti doal yolu ise dorudan doruya topra ele
geirmek vc yerleik nfusu ortadan kaldrmakt.
Toton kavimlerinin hareketleri genelde bu seyri ancak ^Ul bir lde izlemitir. Kk fakat youn
olan bu hakket, byk bir olaslkla imdiki dil smrlarmm biraz ote-Slhe tamtr -ama yalnzca
birbirinden uzak tek tk yer-c'(\ Bu konuda nfus fazlalndan kaynaklanan "toprak az-^"mn, teki
kabilelerin siyasal basksnn y;a da sadece fr-S3tlarn rolnn ne olduu sorusunun yantn veremiyorMz. Herhalde, fetih amacyla uzun bir sre topraklarndan Yaklaan gruplar, geri dnmeleri halinde
vatanlarmdaki ienebilir topraklar zerindeki haklarnn korunmasn sa-^tnlardr. Yabanc
lkelerdeki topraklar ise u veya bu de-r^cede iddet yoluyla siyasal egemenlik altna alnmtr.
Toprak, galip tarafn haklarn nasl kullanaca konusun-c'^ nemli bir e olduu iin, dier
ekonomik yaplar bacnndan da etkili bir rol oynar. Fransz Oppenheimer'm olarak tekrar tekrar
vurgulad gibi, toprak kiras, ;u zaman iddete dayanan siyasal egemenliin sonucu-^Ur. Tabii,
kendine yeterli bir tarm ekonomisi ve feodal bir V^p soz konusu olduunda, bu egemenlik, ilhak
edilen ^azinin kyl nfusunun imha edilmeyip, toprak aas du-rMnuna geen fatihin hara alaca
bir nfus haline getirilmesi demektir. Fatih ordularnn kendi kendilerini donatan *gur yurttalardan
oluan bir Volksheerbann ya da paral Askerlerden veya brokratik grevlilerden oluan bir kitle
itlusu olmaktan kt durumlarda hep bu olmutur. Kendi donanmna sahip valye ordularnda, yani Piersler, Araplar, Trkler, Normanlar ve genelde Batl
feodal ^vassal-larda byleydi.
Toprak kirasndan salanan karlar, fetihle uraam pl-tokratik ticaret topluluklar iin de byk
nem tamtr. Ticari krlar tercihen topraa ve borlu klelere yatrld-mdan, antik alarda bile
savan normal amac toprak kiras getiren verimli topraklar elde etmek olmutur. IHellen tarihinin
erken dnemlerinde bir tr a balatan Lekantine Sava4 hemen hemen tmyle denizde ve ticaret
krentleri arasnda yrtlmtr. Oysa Kalkiz ve Eretriya'nn nde gelen patriileri arasndaki
atmann ilk amac, etli haralarn yansra verimli Lelantine ovasn ele geinmekti. Attik Deniz
Birlii'nin ynetici site devletinin kendi de-mos'una salad ayrcalklarn en nemlisinin, egemenlik
altndaki kentlerin toprak zerindeki tekellerini krmak olduu aktr. Atinallar her yerde toprak
edinme ve ipotek etme hakkn kazanmlard.
Roma'nm bala olan kentler arasnda commercium'un kurulmas da pratikte ayn eydi. Ayrca,
Roma kar blgesinde yerlemi tm talikler'in denizar karlarnm, hi deilse ksmen, znde
kapitalist toprak karlarn temsil ettii kesindir. Bunu Verrinik sylevlerinden biliyoruz:.
Topraa ynelik kapitalist karlar, gelime dnenninde, kyllerin toprak karlaryla atabilir. Bu
atmaLar, yaylma politikalar srasnda, Grakuslar'la son bulan uzum dnemde Roma'nm eitli
zmreleri arasndaki mcadellelerde nemli rol oynamtr. Byk sermaye, sr ve kle sahipleri,
doal olarak, fethedilen topraklarn kiralanabilir kamu arazisi (ager publicus) olarak kullanlmasn
istemilerdir. Bu iki kar arasndaki uzlamalar, ayrntlar hakkndaki bilgiler pek gvenilir olmasa da,
geleneklere aka yansmtr.
Yaklak IO 590
249
Roma'mn denizar yaylmas, ekonomik etmenlerce belirlendii lde, yle zellikler gsterir ki
bunlar anahatla-ryla bugn bile gzlenebilmektedir. Bu zellikler tarihte ilk kez Roma'da belirgin ve
devasa boyutlarda ortaya kmtr. Baka trlere gei ne denli deiken olursa olsun, bu "Romal"
zellikler belirli bir kapitalist ilikiler trne zgdr; daha dorusu, bu trn varl iin gerekli koullar oluturur. Biz buna emperyalist kapitalizm adn vermek istiyoruz.
Bu zellikler, mltezimlerin, devlete bor veren sermayedarlarn, devlete mteahhitlik yapanlarn,
devletin ayrcalk tand denizar tacirlerin ve smrgelerdeki kapitalistlerin kapitalist karlarndan
kaynaklanr. Tm bu gruplarn kr olanaklar ve frsatlar, yrtme gcn elinde tutanlar, yani
yaylmaclk politikasn belirleyenlerce dorudan etkilenir.
Yerleik nfusun zorla kkletirilmesi ya da en azndan topraa balanarak (glebae adscriptio)
plantasyonlarda igc olarak kullanlmas sayesinde, denizar smrgelerin elde edilmesi kapitalist

kar gruplar iin muazzam kr frsatlar yaratr. Bu tr bir rgtlenmeyi byk lekte ilk
gerekletirenlerin Kartacallar olduu anlalmaktadr. Gney Amerika'da ispanyollar, Birlik'in Gney
Eyaletleri'nde ingilizler ve Endonezya'da da Hollandallar bu dzeni en son uygulayanlardr. Denizar
smrgelerin kurulmas, hem bu smrgelerle, hem de baka blgelerle olan ticaretin zorla tekel altna
alnmasn da kolaylatrmtr. Smrgeci devletin ynetim aygtnn, smrgelerilen topraklardan
vergi toplanmasna uygun olmad durumlarda -ki bundan ilerde sz edeceiz- kapitalist mltezimler
iin byk kr frsatlar domutur.
Savan maddi aralar, saf feodalizmde olduu gibi, dorudan doruya ordu tarafndan salanan
donanmn bir b250
lm olabilirdi. Ama bu aralarn ordu tarafndan deil de, devlet tarafndan saland durumlarda,
sava yoluyla genileme ve sava hazrl iin gerekli donanmn ikmali, ok byk lekte bor
verme ileri iin en krl frsat olutururdu. Devlete bor veren kapitalistlerin kr olanaklar artard.
Devlete bor veren kapitalistler ikinci Pn Savalar srasnda bile kendi koullarn Roma Devletine
kabul ettirmilerdi.
Asl devlet bankerlerinin kalabalk bir devlet rantiyesi tabakas olduu yerlerde, bu borlar tahvil
karan bankalar iin nemli kr olanaklar yaratmtr, ki gnmzdeki durum da budur. Sava aralar
satanlarn karlar da ayn dorultudadr. Askeri atmalarn alevlenmesinden kar salayan
ekonomik gler, iinde yer aldklar toplum iin sonu ne olursa olsun, bu durumlarda kanlanp
canlanrlar.
Aristophanes dnemindeki sistem, hl esas olarak kendi kendini donatan ordu sistemi olmakla birlikte
(bunu kendi szlerinden anlyoruz), sanayileri, savatan kar salayanlar ve bartan kar salayanlar
olarak ikiye ayrmt. Yurttalar, kl ya da zrh yapan zenaatkrlara tek tek sipari verirlerdi. Ama o
zaman bile byk zel ticari depolar (ki "fabrika" denirdi) her eyden nce silah depolar idi.
Bugn devlet, sava gere ve makinelerini smarlayan tek kurum gibidir. Bu da, srecin kapitalist
niteliini ykseltir. Sava borlarn salayan bankalar ile ar sanayinin byk blm de elbet
savatan ekonomik kar elde eder; kar salayanlar zrh ve tabanca imalatlarndan ibaret deildir.
Baarl savalar kadar yitirilmi savalar da bankalarn ve sanayilerin i hacmini arttrmaktadr.
Toplumdaki bu ikili, sava makineleri imal eden yerli fabrikalarn varlndan politik ve ekonomik
kar salar. Bu kar, siyasal dmanlar da dahil, btn dnyaya fabrikalarnn rnlerini pazarlamaya
iter onlar.
251
Emperyalist kapitalizmin karlarnn ne dereceye kadar frenlenebilecei, her eyden nce, pasifist
kapitalist karlara kyasla emperyalizmin krllk derecesine baldr. Bu ise, ekonomik
gereksinimlerin zel ya da kollektif sektrn ar bast bir ekonomi tarafndan m karlandyla yakndan ilgilidir. Bunlar arasndaki iliki, siyasal topluluklarn destekledii yaylmac ekonomik
eilimlerin alaca nitelik bakmndan olduka belirleyicidir.
Emperyalist kapitalizm, zellikle de plak gce ve kle emeine dayanan smrgeci yamac
kapitalizm, genellikle her ada en yksek kr olanaklarn salamtr, ihracat iin alan ve baka
topluluklarn yeleriyle barl ticaret yapan sanayi giriimlerine ak olan krlara kyasla ok daha
yksek krlardr bunlar. Onun iin nerede bir siyasal topluluk ya da blmleri (belediyeler gibi)
gereksinimlerin karlanmas iin ciddi lekte bir kamusal kollektif ekonomi kurmularsa, orada
emperyalist kapitalizm ortaya kmtr. Kollektif ekonomi ne denli gl olmusa, emperyalist
kapitalizm de o denli nem kazanmtr.
lke dnda kr frsatlar bugn de giderek artmaktadr: zellikle politik ve ekonomik olarak "alan"
topraklarda, yani kamu ve zel "giriim"in somut modern biimlerinin yrngesine sokulan yerlerde.
Bu frsatlarn kaynaklar unlardr: Silah satn alma komisyonlar, devletin ya da imtiyazl
mteahhitlerin yrtt demiryolu ya da baka inaat ileri, ticaret ve sanayiden alman borlarn
toplanmas iin kurulan tekelci rgtler, tekel imtiyazlar ve devlet borlar.
Bu kr olanaklar daha nemli olabilir ve zel ticaretten salanan olaan krlar aleyhine
gerekleebilir. Kollektif kamu giriimlerinin ekonomik nemi arttka, bu stnlk de artar. Bu
eilime dorudan kout br eilim de, yeleri yatrm sermayesini denetleyen siyasal topluluklar
arasn252
daki siyasal destekli yaylmacln ve yarmann artmas-jr. Bunlar tekelleri ele geirmeye ve resm
komisyonlarda yer kapmaya alrlar. Ve zel ithalat iin "alan kap"nm nemi giderek geri plana
dmeye balar.
Bir yerdeki tekelci kr olanaklarn bir devletin kendi yeleri iin garanti altna almasnn en salam
yolu, o lkeyi ig^l etmek ya da en azndan "protektorat" gibi bir eyler kurarak o lkeyi egemenlik
altna almaktr. Bu nedenle, "emperyalist" eilim, salt "serbest ticaret"i amalayan "pa-sifist"

yaylmaclk eiliminden ar basar. kincisi, ancak arzn zel kapitalizm tarafndan rgtlenmesinin
optimum kapitalist kr tekelci ticarete deil, barl ticarete kaydrd zaman stnlk kazanabilir.
Her zaman iin kapitalist karlarn siyaseti etkilemesinin olaan biimi olan "emperyalist"
kapitalizmin gnmzdeki evrensel canlan ve yaylmaclk konusundaki siyasal ynelilerin yeniden
canlanmas bir rastlant deildir. Grebildiimiz kadaryla bu durum gelecekte de srecektir.
Gelecein kimi siyasal topluluklarnn "devlet sosyalisti", yani gereksinimlerinin olabildiince byk
blmn bir kollektif ekonomiyle karlayan siyasal birlikler olacam varsaymak gibi bir anlk bir
zihin egzersizi yapacak olsaydk bile, bu durum pek deimezdi. Kollektif ekonomiye sahip btn
siyasal topluluklar da kendi topraklarnda retilmeyen vazgeilmez mallar (rnein Almanya'nn
pamuu gibi), mmkn olan en dk fiyatla, doal tekele sahip olan ve bunu deerlendirmek isteyen
lkelerden almaya alacaklardr. Lehte deiim koullarnn salanmasnda kolaylk yaratacak
durumlarda iddet kullanlmas da olasdr; zayf taraf resmen deilse de fiilen hara demek zorunda
braklabilir. Ayrca, gulu devlet sosyalisti topluluklarn olanak bulduka kendi yeleri yararna daha
zayf topluluklardan hara szdrmaktan ekinmeleri iin de hibir nc253
den gremiyorum. Tarihin erken dnemlerinde her yerde byle olmam mdr?
Devlet sosyalisti olmayan siyasal topluluklarda ise, ekonomik bakmdan, kar grubu kalabalnn
pasifizme teki tum tabakalardan daha az ilgi gsterecei de aktr.
Attika'daki demos'lar (ama yalnz onlar deil) ekonomik geimlerini savatan salyorlard. Sava
onlara askeri gelir ve zafer halinde de baml halklardan hara getiriyordu. Bu gelirler halk
meclislerinde, mahkeme durumalarnda ve lenlerde huzur hakk olarak hi de rtl olmayan bir
biimde tam yurttalk hakkna sahip olan yelere datlyordu. Burada her tam yurtta emperyalist
g ve siyasann salad kar dorudan kavrayabiliyordu. Bugnlerde ise, bir siyasal topluluun
yelerine dardan akan gelirler, emperyalist kaynakl olanlar ve fiilen "hara" oluturanlar dahil,
kitlelerin kolayca kavrayabilecei bir karlar grubu yaratmaz. nk gnmzn ekonomik dzeni
iinde "bor veren lkeler"e denen hara bu lkenin mlk sahibi tabakasna dardan transfer edilen
sermaye krlar ya da bor faizleri biimini alr. Bu haralarn ngiltere, Fransa ve Almanya gibi lkeler
asndan birbirini iptal ettiini dnecek olursak, bu, yerli rnler iin satn alma gcnn kayda
deer lde dmesi demek olurdu. Bu da, bu lkelerin igc pazarn olumsuz etkilerdi.
Buna karn, bor veren lkelerdeki iiler olduka pasi-fist bir zihniyete sahiptir ve genel olarak
borlu yabanc lkelerden bu tr birikmi haralarlarn zorla toplanmas ve srdrlmesi konusuna
hibir ilgi gstermezler. Yabanc smrge topraklarnn zorla smrlmesine ve resm komisyonlarda
yer alnmasna da ilgi duymazlar. Bu durum bir yandan o anda var olan snf konumunun, bir yandan da
topluluklarn kapitalizm andaki i sosyal ve siyasal durumlarnn doal sonucudur. Haraca hak
kazananlar,
254
toplumda egemen olan kart snfn yesidirler. Darda hi deilse balarda normal yollarla
egemenlik kuran her baarl emperyalist siyaset, ayn zamanda i "saygnlk"m ve bununla birlikte de
kazanlan baarda nderlik eden snflarn, stat gruplarnn ve partilerin gcn ve etkisini arttrr.
Toplumsal ve siyasal koullarca belirlenen nedenlere ek olarak, kitlelerdeki ve zellikle proletarya
arasndaki bar sempatizanlmn ekonomik kaynaklar da vardr. Sava makinelerinin ve sava
malzemesinin retilmesi iin yaplan her sermaye yatrm i ve gelir olanaklar yaratr; btn ynetsel
kurulular belli bir durumda refaha dorudan katkda bulunan bir etmen haline gelebilirler, hatta talebi
arttrarak ve ticari giriimlerin younlamasna yol aarak genel refaha dolayl katkda da
bulunabilirler, ilgili sanayilerin ekonomik geleceklerine olan gveni arttrabilecek olan bu durum, bir
speklasyon dalgasna da yol aabilir.
Ancak, ynetim sermayeyi alternatif kullanm alanlarndan eker ve baka alanlardaki talebin
karlanmasn gletirir. Ynetici tabaka, her eyden nce, vergiler yoluyla karlanan sava
masraflarn sosyal ve siyasal gcn kullanarak kitlelere aktarmay genellikle becerir. ("Merkanti-list
amalar"la mlkiyete konabilecek kstlamalardan bamz olarak.)
Askeri harcamalar dk olan lkeler (Amerika Birleik Devletleri gibi), zellikle de kk lkeler
(isvire gibi), genellikle dier "G"lerden daha byk bir ekonomik bir gelime salarlar. stelik,
kk lkeler kimi zaman yabanc topraklarn ekonomik smrsne katlmaya daha kolay kabul
edilirler, nk ekonomik nfuzu siyasal mdahalelerin izleyecei korkusunu uyandrmazlar.
Deneyimler gstermitir ki, kk burjuvazinin ve proleter tabakalarn pasifist ynelileri ok sk ve
ok kolay ba255
anszla urar. Bu, ksmen, tm rglenmemi "ynlarn duygusal etkilenmelere daha ak
olmasndan, ksmen de, savan bir biimde beklenmedik frsatlar yaratacana ilikin belli belirsiz bir
dnceye sahip olmasndandr. Nfus fazlas olan lkelerdeki g edilecek topraklar kazanma umudu

gibi somut karlar da bu balamda elbette nemlidir. Katks olan bir baka neden de, br kar
gruplarnn tersine, "kitleler"in bu oyunla ilikilerinin znel olarak daha az olmasdr. Yitirilmi bir
sava durumunda kral tahtn kaybetmekten, cumhuriyeti gler ile karlar "cumhuriyeti bir
anayasa"ya bal olan gruplar ise muzaffer "general"den korkarlar. Mlk sahibi burjuvazinin ounluu ise, "normal ticaret"e konacak frenlerden doacak ekonomik kayplardan ekinir. Belirli
koullarda, yenilginin ardndan zl gelirse, ynetici eraf tabakas da, iktidarda iddet yoluyla
mlkszler lehine bir deiiklik olacandan rker. Oysa "kitlelerdin, en azndan znel alglamalar
bakmndan ya da bir u durum olarak, hayatlarndan baka yitirecek somut bir eyleri yoktur. Bu
tehlikenin nemi ve etkisi kendi zihinlerinde bile pek belirli deildir. Kald ki duygusal etkileme
yoluyla kolayca sfra da indirilebilir.
3. Millet
Bu duygunun manevi gc esas olarak ekonomik kaynaklardan gelmez. Saygnlk duygularna dayanr;
bu da, tarihleri kudretli baarlar asndan zengin siyasal yaplarn ku-uk burjuva kitlelerinde ta
derinlere iner. Siyasal saygnla bu ballk, gelecek nesillere kar belli bir sorumluluk inancyla da
birleebilir. Bylece byk siyasal yaplarda, g ve saygnln baka yabanc siyasal topluluklarla
nasl paylaldna ilikin bir sorumluluk doar. Belirtmeye ge256
rek yok ki, bir siyasal topluluun ortak davrann belirleyecek gc elinde tutan tm gruplar, bu gcedayal saygnlk lksnn ateiyle en ok yanp tutuan gruplardr. Devletin kaytsz artsz ballk
isteyen emperyalist bir iktidar yaps olduu fikrinin somut ve en gvenilir tayclar bunlar olurlar.
Yukarda sz edilen dolaysz ve maddi emperyalist karlara ek olarak, bir siyasi topluluk iinde eitli biimlerde entellektel ayrcalklar kazanm tabakalarn da ksmen dolaysz ve maddi, ksmen
ideolojik karlar sz konusudur. Bunlarn banda, kendilerini belli bir "kltmn belli "temsilcileri
sayanlar gelir. Bu evrelerin etkisiyle, ug"n plak saygnl, kanlmaz olarak saygnln teki
zel biimlerine ve zellikle "millet" dncesine dnr.
"Millet" kavram herhangi bir netlikle tanmlanabilecek olsayd bile, bunun, bir milletin yesi
saylabileceklere zg ortak ampirik nitelikler olarak ifade edilemeyecei kesindir. Belli bir anda bu
terimi kullananlarn verdii anlamda alnacak olursa, millet kavram kukusuz her eyden nce, belli
bir grup insanda baka gruplara kar belirli bir dayanma duygusunun harekete geirilebilecei
anlamna gelir. Bu demektir ki millet kavram deerler lemine ait bir kavramdr. Ancak, bu gruplarn
nasl tanmlanaca ya da bu dayanmadan hangi ortak eylemin doaca konusunda kesinlik yoktur.
Gnlk dilde "millet", "bir devletin halk" yani belli bir siyasal topluluun yeleri ile zde deildir.
Bir sr siyasal topluluk vardr ki, ilerindeki baz gruplar kendi "millet"le-rinin bamszln teki
gruplara kar srarla ileri srerler ya da eitli gruplarn baz yeleri iinde bulunduklar siyahi
topluluun tek bir trde millet olduunu ilan ederler (rnein 1918 ncesi Avusturya gibi). "Millet"
ayn dili konsan bir toplulukla da zde deildir; baka bir deyile, bu
257
yeterli deildir. rnekleri Srplar ve Hrvatlar, Kuzey Amerikallar, rlandallar ve ngilizler'dir.
Tersine, ortak bir dilin "millet" iin mutlaka gerekli olmad anlalyor. Resmi belgelerde "svire
Halk"nn yansra "svire Milleti" ibaresine de rastlanr. Baz dil gruplar da kendilerini ayr bir
"millet" olarak dnemezler. rnek, hi deilse yakn tarihlere kadar Beyaz Ruslar'dr. te yandan,
zel bir "millet" < olma iddias, genellikle, kitlelerin kltr deeri olarak ileri srlen bir ortak dil
dncesiyle yanyana gider. Bu, dil atmalarnn klasik lkesi Avusturya iin olduu kadar Rus- ; ya
ve Dou Prusya iin de geerlidir. Ne var ki, ortak dil ile "millet" arasndaki bu ilikinin younluu
deiir; rnein Amerika Birleik Devletlerinde ve Kanada'da ok zayftr.
Ayn dili konuan kiiler arasnda "milli" dayanma olup olmad tartlabilir bir noktadr. Buna
karlk dayanma, kitlelerin br kltr deerleri arasndaki farkllklara, yani Srplar'da ve
Hrvatlar'da olduu gibi, dini inanlara balanabilir. Mill dayanma, Reich Almanlar'na kar
svireli ve Alsash Almanlar'da ve ngilizler'e kar rlandallarda olduu gibi, farkl sosyal yapya ve
trelere, dolaysyla etnik elere de balanabilir. Ama milli dayanma her eyden nce baka
milletlerle ortak bir siyasal yazgnn anlarna balanabilir. Ortak kahramanlk alarn temsil eden
devrim savalarndan bu yana Alsasllar'la Franszlar arasndaki ve Baltk Baronlar'yla politik
yazglarna yn verdikleri Ruslar arasndaki ortak anlar gibi.
Sylemeye gerek yok ki "milli" ballklarn kan birliine dayanmas gerekmez. Gerekten de her
yerde, zellikle radikal "milliyetiler" genellikle yabanc kkenden gelir. Kald ki, belli bir ortak
antropolojik tip, milliyet iin konu d olmamakla birlikte, bu, millet kurma iin ne gerekli, ne de
yeterli kouldur. Yine de "millet" dncesi, ortak bir kkeni ve zaman zaman belirsizlik gsterse de
esastaki bir tur258

delii iermek eilimindedir. Milli dayanmayla, yine eitli kaynaklardan beslenen etnik dayanma
arasnda benzerlikler vardr. Ama etnik dayanma kendi bana bir millet ortaya karmaz. Kukusuz
Beyaz Ruslar bile Byk Ruslar karsnda her zaman bir etnik dayanma duygusuna sahip olmulard,
ama bugn bile ayr bir "millet" olduklar iddiasyla ortaya kamazlar. Yakn zamana kadar Yukar
Silezya Lehleri, "Leh Milleti" ile herhangi bir dayanma duygusu tamyorlard. Kendilerini
Almanlar'a kar ayr bir etnik grup olarak gryorlard ama, Prusya tebaas olmaktan baka bir
dnceleri de yoktu.
Yahudiler'in bir "millet" saylp saylamayaca ise eski bir sorundur. Rus Yahudileri'nin, asimile
olmu Bat Avrupa ve Amerika Yahudileri'nin ve Siyonistler'in ounluu bu soruya olumsuz yant
vereceklerdir. Yantlar da, nitelik ve nicelik bakmndan farkl olacaktr. rnein, Rus Yahudileri'nin
ve Amerikan Yahudileri'nin yantlar ok farkl olacaktr en azndan Amerikan ve Yahudi
karakterinin zde benzer olduunu hl iddia eden baz Amerikallar'm yantlar. (Bir Amerika Birleik
Devletleri bakan bunu resm bir belgede de belirtmiti.)
Alman "milletine" bal olmay reddeden ve Fransa'yla siyasi birlik anlarn yaatan ve Almanca
konuan Alsasllar byle yapmakla kendilerini Fransz "milleti"nden saym olmazlar. ABD zencileri
de, hi deilse bugn, kendilerini Amerikan milletinin bir paras sayarlar ama, Gneyli Beyazlar
onlar hi de yle grmezler.
Uzak Dou'yu bilen kiiler on be yl ncesine kadar in-Hler'in bir "millet" olmadn, sadece bir
"rk" olduunu iddia etmekteydiler. Oysa bugn, yalnzca in'in siyasal nderleri deil, ayn
gzlemciler bile farkl gr sahibidirler. Demek ki bir insan topluluu, belli koullar altnda belirli
davranlarda bulunarak "millet" nitelii kazanabilmekte ya
259
da kazandn iddia edebilmektedir.
te yandan tek bir millete duygusal ballk konusunda kaytszlk belirten ya da dorudan doruya
bundan vazge-en sosyal gruplar vardr. Bugnlerde ada proleteryann snf hareketine nderlik
eden belli tabakalar bu tr bir kaytszl ve vazgeii marifet saymaktadrlar. Siyasal ve n-guistik
balarna ve proletaryann hangi tabakalarnn sz konusu olduuna gre, bu tutumlar deien
derecelerde baarl olabilmektedir, ama gnmzde baarlar genelde azalmaktadr.
Toplum tabakalarnda olsun, gnlk dilde "millet" nitelii yaktrlan gruplarn iinde olsun "millet"
dncesine kar olduka farkl ve deiken bir dizi tutuma rastlyoruz. Bu tutumlar ateli kabulden
iddetli redde ve hatta Lk-semburg yurttalarnda ve milli duygular "uyanmam" halklarda gzlenen
bir zellik olan toptan kaytszla kadar uzanr. Feodal tabakalarda, memur kesimlerinde, giriimci
burjuva tabakalarnn eitli kategorilerinde ve "en-tellektel" tabakalarda bu dnceye kar trde ve
tarihsel sreklilii olan tutumlar gzlenmez.
Kiinin bir milleti temsil ettii inancnn nedenleri de, bir millete ballk duygusunun varlndan ya
da yokluundan kaynaklanan fiili davranlar gibi, byk deiiklikler gsterir. Alman, ngiliz, Kuzey
Amerikal, spanyol, Fransz ya da Ruslar'm "milli duygular" ayn davran biimlerine yol amaz. En
basit rneklerden birini alacak olursak, diyebiliriz ki, milli duygular siyasi topluluklara gre deiir ve
millet dncesi verili siyasal birliklerin ampirik siyasal kapsam ile elikili hale gelebilir. Bu eliki
ise ok farkl sonulara yol aabilir.
Avusturya devlet-birlii* iinde yer alan talyanlar'n ancak zorlandklar takdirde talyan birlikleriyle
dvecei
' Statc-assocato" kaslnda (.n.)
260
aktr. Bugn Avusturyal Almanlar'm byk blmnn Almanya'ya kar ancak byk bir
gnlszlkle savaacaklar da aktr; dolaysyla onlara gvenilemez. Oysa Alman Amerikallar,
"milliyet"ine en dkn olanlar bile, Almanya'ya kar belki severek deil ama, gerektii takdirde
kaytsz artsz arprlar. Alman devleti iindeki Polonya-lxlar da bir Rus-Leh ordusuna kar
savamaya hazrdrlar ama, bamsz bir Polonya ordusuna kar elbet byle davranmazlar. Avusturyal
Srplar ise Srbistan'a kar kark duygularla ve yalnzca ortak zerklik kazanma umuduyla
savaabilirler. Rus Lehleri de bir Alman ordusuna kar Avusturyallara kar savaacaklarndan daha
iyi savaacaklardr.
Da kar duyulan dayanmann younluk ve gcnn ayn millet iinde bile ok deiken olduu iyi
bilinen bir tarihsel gerektir. Genel olarak bu duygu, i kar atmalarnn azalmad yerlerde bile
glenme yolundadr. Daha altm yl nce Kreuzzdtung5 Rus mparatoru'nun Almanya'nn iilerine
mdahale etmesi iin arda bulunuyordu; oysa bugn, artan snf elikilerine karn, byle bir eyi
tasavvur etmek bile gtr.
Herhalde, milli duygulardaki farkllklar hem nemli, hem deikendir ve her alanda olduu gibi u
soruya da apayr yantlar verilebilir: Bir grup insan, ilerindeki "milli duygumdan ne gibi sonular
karmaya hazrdrlar? Aralarnda ne denli gl ve znel olarak iten bir pathos kurulmu olursa

olsun, ne tr bir somut ortak eylem gelitirmeye hazrdrlar? Bir gelenein diasporada "milli" zellik
olarak grecei kabul ne denli deikense; ortak geleneklerin ayr bir urillet"in varlna olan inan
asndan nemi de o denli deikendir. "Millet dncesi"yle ilgili bu deer kavramlar Karsnda
ki ampirik olarak tmyle belirsizdir bir sosPrusya Junkcrlcn'nn organ.
261
yolojik tipolojinin, her trl toplumsal dayanma duygusu-nu, dou koullar iinde ve yelerinin
ortak eylemleri asndan anlam ve sonularyla birlikte zmlemesi gerekmektedir. Bu ise burada
giriebileceimiz bir i deildir.
Onun yerine, millet dncesinin, savunucular ijn "saygnlk" iddia ve karlaryla ok sk bir iliki
iinde bulunduu gereini biraz daha irdeleyeceiz. Millet dncesinin en erken ve en hararetli
ifadelerinde, st rtl de olsa, u ya da bu biimde, ilahi "misyon" sylencesinin yer aldn
grrz. Bu dncenin temsilcileri etkilemek istedikleri kiilerden hep bu misyonu yklenmelerini
beklemilerdir. Millet dncesinin ilk rneklerinde yer alan bir baka e de bu misyonun ancak
millet olarak tanmlanabilecek bir grubun zelliine yaslanlarak yerine getirilebilecei idi. Dolaysyla,
z-gerekesi kendi ieriinin deerinde arand lde, bu misyon tutarl olarak ancak belirli bir
"kltr" misyonu gibi grlebilirdi. "Millet"in nemi, genellikle, ancak bir grubun zelliklerinin
ilenmesiyle korunabilecek ve gelitirilebilecek kltr deerlerinin stnl ya da en azndan
eitsizlii savma dayanr. Bu nedenledir ki imdilik ksaca entellekteller diye adlandrdmz kiilerin
bir bakma "millet dncesi"ni yaymak gibi bir yazglar vardr, tpk toplumda siyasal gc elinde
tutanlarn devlet fikrini yaymak zorunda olmalar gibi.
"Entellektel" derken, zellikleri sayesinde, kltr deerleri saylan kimi deerlere zel ulama
olanaklar olan ve dolaysyla bir kltr topluluunun liderliini gasp eden insanlar grubunu
kasdediyoruz.6
6 Metin burada kesiliyor. Msveddedeki notlardan yle anlalyor ki, Wcbc ulusal devlet dncesini
ve ulusal devletin geliimini tarih boyunca incelemek niyetindeydi. u kenar notu dikkati ekiyor:
"Kltrn prestijiyle gucun prestiji arasnda yakn bir iliki vardr." Kazanlan her sava kltrn
prestijini arttrr (Almanya 1871, Japonya 1905, vb.). Savan "kltrn gelimesi ne katkda bulunup
bulunmad sorusu, "deer yarglarndan arnm" bir binn262
Mutlak bir belirsizlik tayan "millet" teriminin ardnda herhangi bir nesnel e varsa, o da siyaset
alanna ilikindir. Millet kavram pekl yle tanmlanabilir: Millet, kendini bamsz bir. devlet
biiminde ifade edebilen bir duygu birliidir; o halde millet, normal olarak kendi devletini yaratma
eilimini de tayan bir topluluktur.
Bu anlamda milli duygunun douuna yol aan nedensel unsurlar byk deiiklikler gsterir. Bu
konuda, zellikle Srplar ve Hrvatlar arasnda, son szn henz sylememi olan dinsel inanc
imdilik bir yana brakalm ve ilk olarak salt politik ortak yarglara bakalm. Aslnda trde olmayan
halklar belli koullar altnda ortak yazglar evresinde bir araya getirilebilir. Alsasllar'm kendilerini
Alman milletinin bir paras gibi grmemelerinin nedeni, belleklerinde aranmaldr. Siyasal yazglar
ok uzun bir sre Alman dnyasnn dnda biimlenmitir; kahramanlar Fransz tarihinin
kahramanlardr. Kolmar Mzesi'nin mdr size hazineleri iinde en deer verdii paray gstermek
isteyecek olsa, sizi Grnenwald'm mihrabnn nnden alp renkli beylik bayraklar, son derece
nemsiz grnen miferler ve dier anlarla dolu bir odaya gtrecektir; bunlar onun kahramanlk a
olarak grd bir adan kalma eylerdir.
Kahramanlk an kitlelerin benimsemedii bir devlet orgut, yine de gl bir dayanma duygusu
yaratabilir, ok byk i elikiler olsa bile. Devlet gvenlii salayan kurum olarak deer tar; bu da
en ok milli dayanma duygularnn kesintili de olsa en yksek dzeye kt d
de yantlanamaz. Ampirik kantlara baktmz zaman bile kesin bir yant veremeyiz (1870 sonras
Almanyas?), nk tipik Alman sanat ve edebiyat Almanya'nn siyasal merkezinde domamtr.
(Alman editrlerin notu.)
Akandaki ek pasaj, Max Weber'in Kari BartlVm bir teblii stne gorule-1 mden alnmtr,
Gesammeltc Anfsaetze zur Soziologie un d SozialpoUtih (Tubn-Scn, 1924), ss. 484-486. [Gerth ve
Mills.]
263
tehlike dnemlerinde geerlidir. Bu nedenledir ki, Avusturya devleti iindeki sonularna aldrmadan
separatizm gder gibi grnen unsurlarn, Nibelung tehlikesi7 denen durum karsnda birletiini
grdk. Yalnz devletten dorudan kar salayan ve kendilerine gvenilebilecek memurlar ve subaylar
deil, ordunun byk blm de byle davrand.
Bir baka enin, rkn, rol de ok karmaktr. rk fanatiklerin kulland anlamda kan birliinin
mistik etkilerini burada tmyle bir yana brakmaliyz. Antropolojik tipler arasndaki farkllk,

toplumsal kaynama ve iticilik etmenlerinden yalnzca bir tanesidir. Gelenek yoluyla edinilen
farkllklarn yannda, ancak eit hak sahibi olarak yer alabilir. Bu konularda tipik farkllklar vardr.
Btn Yan-kee'ler uygarlam eyrek-kan ya da sekizde bir melez (oc-toroon) Kzlderili'yi milletin
bir yesi olarak kabul ederler, hatta kendilerinin kzlderili kam tadn bile iddia edebilirler. Ama
zenciye kar olduka farkl davranrlar, hele zenci kendilerininkine benzer bir yaam biimi benimsememise ve ayn sosyal beklentilere sahipse. Bu olguyu nasl aklayabiliriz?
ie estetik duyarllklar karyor olabilir. Ama hakknda bir sr masal anlatlan "zenci kokusu"nu ben
duymadm. Siyahi sut analar, araba sren hanmefendilerin yanbam-da duran siyahi arabaclar ve
hepsinden nce de kark evliliklerden domu birka milyon melez, bu rklar arasnda bulunduu ne
srlen doal itmeyi rten ok ak kantlardr. Bu itmenin nedeni toplumsaldr ve bu konuda bir tek
ikna edici aklama iittim: Zenciler kle olmular, k-zlderililer olmamlardr.
Her yerde milliyet duygusunun biimlenmesinde en nemli pozitif temeli oluturan kltrel elerden,
dil en
7 1 c)0 kum baslamda onaya kan bir sava:? tehdidi ve korkusu. 264
1
t gelir. An? ortak bir dil bile tek bana tmyle gerekli ya da yeterli koul deildir. Pekl denebilir
ki, ortak bir dilin yokluuna karn belirli bir svirelilik milli duygusu vardr; buna karlk, ortak bir
dilin varlna karn, Irlan-dahlar'm ingilizlerle paylat bir milliyet duygusu yoktur. Dilin nemi,
devlet, toplum ve kltrn demokratiklemesiyle birlikte kanlmaz biimde artmaktadr. Ortak-dil
kitleler iin, feodal ve burjuva kkenli mlk sahibi tabakalar iin olduundan daha belirleyici bir
ekonomik rol oynamaktadr. nk bu tabakalar en azndan benzer kltrlerin dil blgeleri iinde
genellikle yabanc dili konuurlar. Buna karlk kk burjuazi ve proletaryann bir yabanc dil
blgesinde kendileriyle ayn dili konuanlarla yaknlk iinde olmaya ok daha fazla gereksinimi
vardr. En nemlisi, dil ve dolaysyla ona dayanan edebiyat, kltr srecine katlmaya balayan
kitlelerin ilk ve bugn iin ulaabildii tek kltrel deerdir. Gzel sanatlardan zevk almak ok daha
yksek bir renim dzeyini gerektirir ve sanatn edebiyattan ok daha aristokratik bir nitelii vardr.
Bu, edebiyatn bayaptlar iin de geerlidir. Demokratiklemenin Avusturya'da dil atmalarn
yumuataca dncesi de bu yzden son derece topikti. Olgular da bu dnceyi zamanla
rtmtr. Ortak kltrel deerler birletirici bir ulusal ba ilevi grr. Ama kltrel deerlerin
nesnel niteliinin burada hibir nemi yoktur; bu nedenle de millet bir kltr topluluu olarak
dnlmemelidir.
Edebi kltrdeki en yce deerleri sunmad kesin olan gazeteler, kitleleri en gl biimde birletiren
bir hartr. Birlii olan bir edebi dilin ve yerli dilde yazlm bir edebiyatn (k baka bir eydir)
domasna yol aan maddi toplumsal koullara ilikin aratrmalar ancak balang aamasndadr.
Fransa'daki durum iin ise, deerli arkadam Vossler'in yazlarna bavurabilirsiniz.
265
Bu gelimenin tipik destekilerinden yalnz birini burada vurgulamak istiyorum: Kadnlar. Bu rollerine
pek dikkat edilmemi olmakla birlikte kadnlar, dile bal milli duygu, larm biimlendirilmesine somut
katkda bulunmulardr Hanmlara gnderilen erotik lirikler yabanc dilde pek yaz-lamaz, nk
anlalmaz olur. Saray ve valye lirikleri ulusal dili Fransa, talya ve Almanya'da olduu gibi Latince'nin ya da Japonya'da olduu gibi ince'nin yerine geiren ilk ya da tek edebiyat rnekleri deildi
ama, bunlarn ulusal dilleri edebi diller statsne ykseltmekte srekli ve kalc bir rol oynadnda
kuku yoktur. Bu deiikliin ilk aamalarndan sonra yerli dilin, devletin ve kilisenin genileyen
ynetsel ilevlerinin etkisiyle nasl giderek artan bir nem kazandn ve dolaysyla ynetim ve vaaz
dili haline geldiini burada anlatamam. Ama, ada dil atmalarnn ekonomik belirlenmesi stne
son bir sz daha syleyebilirim:
Bugn popler dilin korunmas ve gelitirilmesine bel balam nemli parasal ve kapitalist karlar
vardr: Yaymclar, editrler, yazarlar, kitaplara, dergilere ve her eyden nce de gazetelere yaz
yazanlar. Polonya ve Latviya gazeteleri yaad srece, hkmetlerin ya da baka bir dil topluluunun
ynetici tabakalarnn yrtt dil sava umutsuzdu, nk devlet bu glere kar koyamazd.
Kapitalistlerin kr karlarna eklenmesi gereken ok etkili bir baka maddi kar daha sz konusudur:
ktidar iin rekabet eden ve iki dil konuan adaylar, olabildiince geni bir patronaj alan salamak iin
ikinci dillerinden de yararlanrlar. Bunun bir rneini Avusturya'da kitle halinde yetitirilmi
entellektel proletarya fazlasna sahip ekler arasnda grdk. Tabii bu eilim aslnda ok eskilere
gider.
Orta alar'm sonlarna doru papaln niversalizmine kar ortaya kan konsler tepkinin (ki ayn
zamanda milli' yeti idi) kkeninde, nemli lde, lkelerindeki arpalkla
266
h ndilerine ayrlmasn ve Roma zerinden yabanclarn ne uramamasn isteyen entellektellerin
karlar var-i 7aten rgtl topluluklar iin kullanlan bir hukuki kav-olarak natio adna ilk kez

niversitelerde ve kilisenin f rm konsllerinde rastlyoruz. Ama o dnemde bunun 1 isal dille balants
yoktu; bu balant yukarda szn ettiimiz nedenlerden tr tmyle modern bir olgudur.
Milliyet duygusunu apayr ve belirli bir ey olarak grmekte herhangi bir yarar bulunduuna inananlar,
bunu ancak zerk devlete doru bir eilim olarak tanmlayarak srdrebilirler. Ayrca unu da
bilmelidirler ki, hem nitelii, hem kkeni bakmndan ok kark ve belirsiz olan dayanma duygular
da milli duygularn bir parasdr.
267
VII. Snf, stat, parti*
7. Ekonomiye dayanan iktidar ve toplumsal dzen
Bir emrin, o emre uyulmasn salamak ve uyulmamas halinde yaptrmlar uygulamak amacyla belirli
bir kadro tarafndan korunma olasl varsa, kanun var demektir.** Her hukuk dzeninin yaps,
ekonomik vb. gcn toplum iindeki dalmn dorudan etkiler. Bu, yalnz devlet iin deil, btn
hukuksal yaplar iin geerlidir. Genelde, g (iktidar) denince bir ya da birden fazla kiinin bir
toplumsal eylem iinde, o eyleme katlan bakalarnn direniine karn da olsa, kendi iradelerini
gerekletirme ans anlalr. "Ekonomiye dayal" g tabii ki genel anlamnda "g" ile
(') Wutschaft und GcscUcschajt, Ksm ili, Bolum 4, ss. 631-640 Birinci paragraftaki ilk cmle lc bu
bolmde keli ayra iinde velen birka tanm asl metinde yoktur. V/utschaft und Geselleschaffm
baka yerlerinden alnmtr.
(* ') Wutsthafl und GeseUsLaft, s. 227'dck bir pasaja gnderme yapan bir dipnotu buraya alnmam,
bir dipnotu da metnm ime alnmtr Almanca metne eklenmi bulunan, stat gruplarnn
snflandrlmas ustune ksa ve bitmemi bir msvedde ise bu kitaba alnmamtr.
268
ayn ey deildir. Tersine, e^konomik gcn ortaya k, baka alanlarda varolan bir gcm sonucu
olabilir. nsanlar yalnzca kendilerini ekonomik olarak zenginletirme amacyla iktidar peinde
komazlar. G, elkonomik g de dahil olmak zere, "kendi bana" bir deer iifade eder. Getirecei
sosyal "onur" iin de iktidar peinde konulduu ok olur. Ama her iktidar sosyal onur salamaz: Tipilk
Amerikan "Boss"u ya da tipik byk speklatr bilerek vazgeerler sosyal onurdan. Genelde, "salt
ekonomik" g, zelllikle "plak" para gc, sosyal onur iin geerli bir neden sayllmaz. Kald ki
sosyal onurun tek temeli, g deildir. Gerekteen de sosyal onur ya da itibar, siyasal ve ekonomik
gcn temellini oluturabilir, ki bu hi de ender deildir. G de onur gibi Ihukuk dzeni tarafndan
gvence altna alnr, ama hukuk d2zeni, normal olarak bunlarn balca kayna deildir. Hukuk
dizeni gc ve onuru koruma ansn artran ek bir etmendir amaa, bunlara garanti salayamaz.
Sosyal onurun toplumdaaki tipik gruplar arasnda dalma biimine "sosyal dzen" diyeebiliriz. Tabii
sosyal dzen de ekonomik dzen de, "hukuk dzeeni"ne benzer biimde baldr. Ama sosyal dzen ile
ekonomiik dzen zde deildir. Ekomomik dzen, bizim iin ekonomiik mal ve hizmetlerin datm
^ve tketiminden ibarettir. Sosyail dzen ise nemli lde ekomomik dzen tarafndan belirleniir ve
tabii karlnda da ekonomik dzeni etkiler. O halde: "sanflar", "stat gruplar" ve "partiler", bir
topluluk iindeki g dlalmyla ilgili olgulardr.
2. Smff konumunun piyasa kou/Harnca belirlenmesi
Bizim terminolojimizde "ssmflar", "sosyal topluluklar" deildir; yalnzca toplumsal erylemin mmkn
ve muhtemel temellerini temsil eder. (1) Bir grup insann yaam olanaklar269
nm belli bir nedensel esi ortak ise, (2) bu eyi, mal sahibi olmak ve gelir salamak gibi salt
ekonomik karlar temsil ediyorsa, (3) bu oe, meta ve igc piyasalarnn koullarnda temsil
ediliyorsa, "snftan sz edilebilir, ["Snf konu-mu"na ilikin bu noktalar ksaca yle ifade edebiliriz:
Snf konumu, kiilerin mal, yaam koullar ve kiisel yaantlar iin sahip olduklar tipik olanaklar
demektir. Bu olanaklar ise, verili bir ekonomik dzen iinde gelir salamak zere mal ya da beceri
harcama gcnn derecesi ve tr ya da bu gcn yokluu tarafndan belirleniyor olmaldr. "Snf"
terimi, ayn smf konumunda bulunan insanlar grubu anlamna gelir.]
Deiim amacyla piyasada rekabet eden insanlardan oluan bir toplulukta maddi mlkler stndeki
tasarruf hakknn dalm biiminin kendiliinden belirli yaam olanaklar yaratt, en temel ekonomik
gereklerden biridir. Marjinal yarar kanununa gre bu dalm biimi deerli mallar iin giriilen
rekabetten mlkszleri dlar; mlk sahipleri lehine iler, daha dorusu mal edinme tekelini onlara
verir. Dier her eyin eit olduu varsaylrsa bu datm biimi krl i frsatlarn, mlk sahibi olan ve
mallarn deimek zorunda olmayan kiilerin tekelinde brakr. Genelde onlarn fiyat savalarmdaki
gcn, salt hizmetlerinden ya da kendi emekleriyle yarattklar mallardan baka arzedecek bir eyleri
olmayan ve varlklarn srdrebilmek iin bu rnlerinden kurtulmak zorunda olanlara kar arttrr.
Bu datm biimi mlk sahiplerine mlklerini "servet" alanndan "sermaye mallan" alanna kaydrma
olana asndan bir tekel salar; baka bir deyile, giriimcilik ilevini ve sermaye kazanlarn
dolayl ya da dolaysz paylama olanaklarn tmyle onlara aar. Btn bunlar saf piyasa koullarnn

egemen olduu bir alann erevesi iinde geerlidir. "Mlkiyet" ve "mlksuzluk" bu nedenle btn
snf konumlarnn temel kategorileridir. Bu iki kategorinin
270
savalarnda ya da lrekab et mcadelelerinde ilerlik kazanp kazanmad nemlli deildir.
Ancak, bu kategoriler iinde de farkh smf konumlan sz konusudur. Snf kconun^lan bir yanda gdir
getiren mlki_ yetin turune gre, obur yanda da piyasaya arzedilebilecek hizmetlerin trne gre
deiebilir. Konut binalar, retim kurululan, depolan:, ma -azalarn mlkiyeti; ekilebilir topraklarn
mlkiyeti (iletmelerin bykl ve kkl nicelikten doan ntel farkllklar yaratabilir);
madenler, srler, nisanlarn (klele rin) mkiyeti; tanabilir rem aralar,, her trl sermaye
mallar, zellikle para ya da her an ve kolaylkla paraya d^ntrlebilecek aralarm mM_ yeti;
insann kendi emeginin ya da bakalanmn emegmm rnleri zerinde tasarruf hakkl (tketim
noktasma oUn deiik uzaklklar dla far^h sonular yaratabilir); her trl dcviedileb.hr tekel uzerllrde
tasarruf hakkl _butn bu nmlar mlk sahiplerinin smf konumlarm [arkhhrahii ceg gibi mlkiyetin,
kulUammna> zellikle parasal karh olan mlkiyetin kul lann^lna, belli bir amam ^.^
vermektedir. Bu nedlenledir ki mlk sahipleri, rnein rantiye: snfna ya da gi-isimciier snfna
mensup olabilirler
Mlk olmayan ve hizmetini arz edenler de, hem bu hizmetlerin cnsuae gne, her^ de bu hlZmetlerden
kazanikla-m nasl kullandkllanna gre ayrlrla, Snf kavramnn gm anlam her zannan i,in udur:
Pyasadaki
^ a_ , kmm yazg
belrleym n neml. etmendr
konumu bu anlamda son kertede . , konumuMur O negm su
itlrenl^ arasmdak miksz ^^
^
e cek U t " e:gem& nlne Sokan ^ mlkiyet gc, buZ\ T 1UUrTllar^n habercilerindendir. Ne
var ki, bu tur topluluklarda borlamnalan kurala balayaa kanunSr u Wir' SHt "mklyet" b^eyln yazgs a-ndan Hk kez belirleyici b^lr etmen olarak oLya
CLnsur.
271
Emek youn tarmsal topluluklarda ise bunun tam tersi olmutur. Alacakl-borlu ilikisinin "snf
konumlar"nm temeli haline gelmesi, yalnz, ok ilkel de olsa "kredi piyasas "nn bir plutokrasi
tarafndan gelitirildii kentlerde go-rulmutur (ki buralarda faiz hadleri, yokluun ve kredilerde
tekellemenin derecesine gre artmtr), ite bu noktada "snf mcadeleleri" balar.
Yazglar ve hizmetleri piyasada kendileri iin kullanma olana ile belirlenmeyenler, rnein kleler,
terimin teknik anlamnda "snf" deildirler. Ancak bir "stat grubu" olabilirler.
3. Snf karndan kaynaklanan toplumsal eylem
Bizim terminolojimizde "snf yaratan etmen dorudan doruya ekonomik kardr, hatta sadece
"piyasa"yla balants olan karlardr. "Snf kar" kavram yine de belirsiz bir kavramdr: Ayn snf
konumunda bulunan insanlarn belli bir "ortalama"s iin o snf konumundan belirli bir olaslkla
kaynaklanan karlarn gerek dorultusundan baka bir ey anlald andan itibaren, "snf kar"
ampirik bir kavram olarak bile belirsizleir. rnein snf konumu ve dier koullar sabit tutulduunda,
bir iinin karlar m bireysel olarak nasl kollayaca, eldeki iin gerektirdii bnyesel niteliklere ne
derece sahip olduuna gre ok deiir. Benzerlikte, "snf konumu"ndan ayn biimde etkilenenlerin
daha buyuk ya da daha kuuk bir blmnn eyleme giriip girimedikleri ya da bir birlik (ii
sendikas gibi) kurup kurmadklar da karlarn yonunu farkl etkiler. Ayrca, bireyler snf
konumundan umut verici sonular bekleyebilirler de, beklemeyebilirler de. [Toplu eylemden
272
kaselimiz, aktrlerin aidiyet duygularndan kaynaklanan eylemdir. Toplumsal eylem ise, karlarn
rasyonel yntemlerle zlmesine ynelik eylemdir.]* Ortak snf konumundan toplumsal eylemin,
hatta toplu eylemin, domas ise hi de evrensel bir durum deildir.
Smf konumunun etkileri, esas olarak benzer tepkilerin, yan bizim terminolojimize gre "kitle
eylemleri"nm ortaya kmasyla snrl kalabilir. Bazen bu sonucu bile yaratmayabilir. Bazan da
yalnzca dank bir toplu eylem ortaya kabilir. Bunun bir ornc, eski Dou etosunda iilerin mrldanmalardr. Ustabanm davranlarna yneltilen bu manevi knama, pratikte, endstriyel
gelimenin en son aamalarnda ortaya kan ve giderek tipik bir olgu halini almaya balayan "i
yavalatma"nm karlyd. Bir snfn yelerinin "kitle eylemleri"nden, "toplu eylem"in ve belki de
"toplumsal eylem"in doma olasl genel kltrel koullara, zellikle de entcllektuel trden olanlara
baldr. O ana kadar belirmi olan elikilerin derecesine, zellikle de "snf konumu"nun neden ve
sonular arasndaki bantlarn saydamlna baldr. nk yaam olanaklar arasndaki fark ne
denli buyuk olursa olsun, bu olgu tek bana, tum deneyimlerin de gsterdii gibi, "snf eylemi "ne (bir
snln yelerinin toplu eylemi) yol amaz. Koullandrlma olgusu ile smf konumunun sonular
aka ayrtrlmal-clr. Ancak o zamandr ki yaam olanaklarmdaki elikiler, kabul edilmesi gereken
verili mutlak olgular olarak deil, ya (1) o andaki mlkiyet dalmnn ya da (2) somut ekonomik
dzenin yapsnn sonucu olarak grlebilir. Ancak o zamandr ki insanlar snf yapsna kar

tepkilerini kesinti! ve irrasyonel protesto eylemleri biiminde deil, rasyonel birlemeler eklinde
yrtebilirler. Birinci kategorideki (1) snf konumlarnn olduka plak ve saydam rnekleri
loplu, tommunar , toplumsal, Socetal" karlnda (c n )
273
antik alarn kentsel merkezlerinde ve Orta alar'da grlmtr. Bu dnemde mamul mallar ve
yiyecek maddeleri ticaretinin fiilen tekelletirilmesi yoluyla byk servet birikimleri yaplmt. Belirli
koullar altnda tarmn giderek kr amacyla smrld hallerde eitli dnemlerin krsal
ekonomisinde de bu tr snf konumlarna rastlyoruz, ikinci kategorinin (2) en nemli tarihsel rnei
ise, ada "proletarya"nm snf kurumudur.
4. "Snf mcadelesi"nin Trleri
Her snf "snf eylemi"nin saysz biimlerinden herhangi birinin taycs olabilir, ama bunda mutlak
bir gereklilik yoktur. Herhalde bir snf kendi iinde bir sosyal topluluk oluturmaz. "Snf kavramsal
olarak "sosyal topluluk"la ayn deerde ele almak arptmalara yol aar. Ayn snf konumundaki
insanlarn, somut ekonomik durumlara ortalama yelerine uygun gelen karlar dorultusunda kitle eylemleriyle dzenli tepki gstermeleri, tarihsel olaylarn anlalmas iin nemli olduu kadar da basit
bir gerektir. En nemlisi, bu gerek, "snf" ve "snf karlar" kavramlaryla szde bilimsel trden
zmlemelere gtrmemelidir. Bu gnlerde ok sk rastladmz bu tr zmlemeler, en klasik
ifadesini, yetenekli bir yazarn, bireyin karlar konusunda yanlabilecei ama snfn karlar
konusunda "ya~ nlmaz" olduu yolundaki szlerinde bulmutur. Yine de, snflar sosyal topluluklar
olmamakla birlikte, snf durumlar ancak toplumsallama temelinde ortaya kabilir. Snf konumlarna
yol aan toplu eylem ise esas olarak ayn snfn yeleri arasnda bir ortak eylem deil, deiik
snflarn yeleri arasnda bir eylemdir. inin ve giriimcinin snu konumunu dorudan belirleyen
toplu eylemler, i gc p1"
274
yasas, meta piyasas ve kapitalist iletmedir. Ama karlnda bir kapitalist iletmenin varl da, ok
belirli bir toplu eylemin varlna ve bunun somut olarak mallarn mlkiyetinin korunmasna ynelik
biimde yaplanm olmasna baldr -zellikle de bireylerin, retim aralar zerindeki tasarruf
haklarnn kural olarak zgrce korunmasna. Bir kapitalist iletmenin varlnn nkoulu, belirli bir
"hukuk dzeni"dir. Her eit snf konumunun asl etkisi, hele esas olarak mlkiyetin gcne
dayanyorsa, karlkl ilikilerin dier btn belirleyicilerinin nemi olabildiince aradan karld
zaman ortaya kar. Byle kullanld takdirdedir ki mlkiyet gcnn piyasadaki mutlak egemenlii
gerekleir.
"Stat gruplar" ise piyasa mekanizmasnn saf ileyiini bozarlar. Bu balamda bizi yalnzca bu adan
ilgilendiriyorlar. Onlar ksaca incelemeye gemeden, snflar (bizim terminolojimizdeki anlamyla)
arasndaki elikinin daha somut trleri hakknda genel nitelikte ok ey sylenemeyeceine de iaret
edelim. ok eski zamanlardan gnmze dein sregelen byk deiim kabaca yle zetlenebilir:
Snf konumlarnn etkili olduu mcadele, giderek tketim kredisinden meta piyasasndaki rekabet
mcadelelerine ve sonra da igc piyasasndaki fiyat savalarna doru kaymtr. Antik alarn "snf
mcadeleleri" stat gruplar arasndaki mcadeleler deil, gerek snf mcadeleleri olduklar lde
ilk olarak borlu kyller ve belki bir de bor yaptrmlarndan rken ve kentli alacakllara kar
mcadele eden esnaf ve zenaatkrlar tarafndan yrtlmt. nk bortan doan bamllk ticaret
kentlerindeki ve zellikle liman kentlerindeki servet farkllamasnn.normal sonucuydu. Sr
besleyenler arasnda da ayn durum grlyordu. Bu tr bor ilikileri Cataline dnemime dein snf
eylemlerine yol amt. Bunun yansra, ken275
tin gereksinimi olan tahln daha byk miktarlarda kem dndan getirtilmesiyle birlikte, geim
kaynaklar iin yapt. lan mcadeleler balad. Bunlar ilkin ekmein salanmas ve ekmek fiyatnn
saptanmas konusunda younlat. Antik alar ve tm Orta alar boyunca srd. Mlkszler, ekmek
ktlndan kar salayan ve salad sanlanlara kar birletiler. Bu kavga, gnlk yaam ve el
sanatlarnn retimi iin gerekli tm maddeleri kapsayacak biimde yayld. cret tartmalarnn ilk
rnekleri Eski ve Orta alar'da ortaya kt. Gnmze doru giderek artan bu mcadele, erken
dnemlerde, kle ayaklanmalarna ve meta piyasasndaki kavgalara gre tmyle ikinci derecede
kalyordu.
Eski ve Orta alar'm mlkszlerinin tekellere, imtiyazlara, engellemelere ve fiyatlar ykseltmek iin
mallarn piyasaya verilmemesine kar protestolarda bulunmalarna karlk, bugn ana sorun emein
fiyatnn belirlenmesi haline gelmitir.
Bu deiiklik piyasaya girebilme ve rn fiyatlarn belirleme kavgasnda grlmektedir. Bu tr
kavgalar modern dnemlere gei srasnda ev tezghlarnn "putting-out" sisteminde reticilerle
tacirler arasnda da srmt. Olduka yaygn bir olgu olduu iin burada belirtmemiz gereken bir
baka nokta da, piyasa koullarnca belirlenen snf elikilerinin ou zaman en iddetli rneklerinin,

fiyat savalarna kartlar olarak fiilen ve dorudan doruya katlanlar arasnda grlddr. inin
gazabna urayanlar rantiye, yarc ve banker deil, hemen her zaman iilerin fiyat savalarmdaki
dolaysz kartlar olan fabrikatrler ve i yneticileridir. "Emek karl olmayan" kazanlarn akt
yer fabrikatrlerin ve i yneticilerinin cebine deil tan da rantiye, yarc ve bankerin para kasalar
olduu halde, yine de bu byledir. Bu durum, snf konumunun siyasal partilerin kuruluunda oynad
rol asndan ou zaman
276
belirleyici olmutur. rnein, eitli patriyarkal sosyalizm rlerinde ve kendilerini tehdit altnda
hisseden stat grup-1 rnm burjuvaziye kar proletaryayla ittifak kurma girimlerinde etkilii olmutur.
5. Stat onuru
Snflarn tersine, stat gruplar genellikle sosyal topluluklardr. Ancak, ou zaman, pek
biimlenmemi dank topluluklardr. Tmyle ekonomi tarafndan belirlenen "snf konumu"na kar
tanmlamak istediimiz "stat konumlundan kasdimiz insanlarn yaam yazgsnn somut, pozitif ya da
negatif toplumsal onur ls tarafndan belirlenen tm tipik eleridir. Bu onur, bir topluluk
tarafndan paylalan herhangi bir nitelikle ilgili olabilir ve tabii bir snf konumuyla da ilikisi
bulunabilir; snf ayrmlar da stat ayrmlaryla ok eitli biimlerde balantl olabilir. Mlkiyet
kendi bana bir stat ls olarak grlmeyebilir ama uzun vadede hi amadan bu ilevi grr.
Kk sosyal rgtlenmelerin geim ekonomilerinde ou zaman en zengin kii dorudan doruya
bakan saylr. Ancak bu, genellikle salt onursal bir payedir.
rnein, szde saf ada "demokrasi"de, yani bireylere stat ayrcalklarnn resmen tannmad
demokraside, belki de yalnzca aa yukar ayn vergi kategorisine giren aileler birbirleriyle dans
edebilirler. Bu rnee kimi kk svire kentlerinde rastlanmtr. Ama stat onurunun mutlaka bir
"snf konumu"yla balantl olmas gerekmez. Tersine, genellikle salt mlkiyetin gsterisinin tam
karsnda yer alr.
Hem mlk sahipleri, hem de mlkszler ayn stat grubuna mensup olabilirler; sk rastlanan bu
durumun ok so277
mut sonular vardr. Ancak sosyal saygnlktaki bu "eitlik" uzun vadede korunamayabilir. rnein
Amerikan " centilmenleri arasndaki stat "eitliinin gstergelerinden biri, "i hayat"mn deiik
ilevleri tarafndan belirlenen alt-st ilikisinin dnda "patron"larm en zengininin bile kulpte
akamst bilardo oynarken "memur"una kar, her bakmdan doutan kendi eitiymicesine
davranmamasnn kesinlikle kt karlanacadr -hi deilse eski gelenein hl egemen olduu
yerlerde. Amerikal patron memuruna kar, konum farklln belirten ve yukardan bakan bir
"alicenaplk" tavr taknrsa, bu davran ok itici bulunur. Oysa bu zellik Alman patronunun
tutumundan asla eksik olmaz. Amerika'da Alman "kulpl"nn hibir zaman Amerikan kulpleri
kadar ekicilik kazanmamasnn en nemli nedenlerinden biri de budur.
6. Stat tabakalamasnn gvenceleri
Stat onurunun zn en iyi ifade eden ey, belli bir evreye mensup olmak isteyen herkesten, her
eyden nce belirli bir hayat tarzna sahip olmasnn beklendiidir. Bu beklentinin yansra, "sosyal"
ilikilere kstlamalar da getirilir. (Sosyal ilikiden kast, ekonomik amalara ya da i hayatnn dier
herhangi bir ilevsel amacna bal olmayan ilikidir.) Bu kstlamalar normal evlilikleri stat grubunun
snrlar iine hapsedebilir ve tmyle endogam ie kapanmalara yol aabilir. Birey, belli bir grubun
hayat tarznn taklitisi olmaktan kp, o grubun kabul edilmi ie dnk eylemlerine uyum
gstermeye balad zaman, "stat su gelimeye balam demektir.
Geleneksel hayat tarzlarna dayal "stat grubu" tabaka
278
[amasnn tipik bir rneinin, bugn Amerika'da geleneksel demokrasinin iinden gelimeye
baladn gryoruz. rnein, ancak belirli bir sokakta ("o sokak") oturanlar "sosyete"den kabul
edilir, sosyal ilikiye hak kazanr, ziyaretlerine gidilir ve davetlere arlrlar. En nemlisi, bu farkllk
yle geliir ki, belli bir zamanda toplumda egemen olan modaya kesinlikle uymay da gerektirir.
Modaya bu boyun ei Amerika'da erkekler arasnda da, Almanya'da rastlamadmz lde,
yaygndr. Bu uyum, kiinin centilmenlik iddiasnn bir gstergesi olarak kabul edilir ve hi deilse
bata kendisine yle davramlmasn salar. "Cakal" kurulularda i bulma ansn ve en nemlisi
"saygdeer" ailelerle sosyal ilikiye ve evlilie giriebilme olaslm arttrr, tpk Kayzer dneminde
Almanlar'm dello edebilme yeterlilii gibi. Bir sr baka grup da eitli zelliklerini ve iaretlerini
ne srerek kendilerini ayr ve farkl gstermeye almaktadr: Bir yerde uzun sre oturmu,
dolaysyla o oranda zengin aileler, rnein V.A., yani Virginia'nm ilk Aileleri (First Families of
Virginia-EEV); Kzlderili Prenses Pocahontas'n, Knickerbocker'larm, Pilgrim'erin, vb. soyundan
gelenler ve ad san duyulmam mezheplerin yeleri... btn bunlar "stat" onurunu gaspederler. Stat
kazanmak, esas olarak gaspa dayanan bir tabakalamann sonucudur. Bylesi gasplar, hemen her tr

stat onurunun normal kkenidir. Ama sosyal dzenin herhangi bir tabakasnda bir sre fiilen
yaandktan ve dengeli bir ekonomik g dalm sayesinde salam bir yer kazanldktan sonra, bu salt
geleneksel konumdan yasal ayrcala (pozitif ya da Uegatif) giden yolda ok kolay ilerlenir.
279
7. "Etnik" ayrm ve "kast
Alm sonuna kadar tamamlanm stat gruplar, kapah bir "kast"a dnr. Stat ayrmlar artk
yalnz teamller ve kanunlarla deil, ayinlerle de gvence altna alnr. ller o hale gelir ki daha
"yksek" bir kastn yelerinin daha "alak" kabul edilen bir kastn yeleriyle her trl fiziki tema-sl
kurallara aykr ve dinsel bir eylemle temizlenmesi gereken bir leke olarak grlr. Her kast kendine
zg kltler ve tanrlar yaratr.
Ancak genelde, stat yapsnn bylesi ar ulara varmas, "etnik" nitelikte temel farkllklarn sz
konusu olduu yerlerde grlr. Gerekten de "kast", etnik topluluklarn "sosyallemi" bir biimde
yanyana yaamalarnn normal biimidir. Bu etnik topluluklar kan balarna inanrlar ve egzogam
evlilii ve sosyal ilikiyi dlarlar. Bu tr kast durumlar "parya" halklar olaynn bir parasdr ve
dnyann her yannda grlr. Bu insanlar topluluklar kurarlar, el ilerinde ve dier sanatlarda belirli
mesleki gelenekleri benimserler ve kendi etnik topluluklarna ballk inancm ilerler. Kanlmaz
durumlar dnda her trl kiisel ilikiden kesinlikle kopuk bir "diaspora" iinde yaarlar; durumlar
yasal adan belirsiz ve gvencesizdir. Yine de ekonomik vazgeilmezliklerinden tr hogryle
karlanrlar, hatta ou zaman ayrcalklara sahip olarak dank siyasal topluluklar iinde yaarlar. En
nemli tarihsel rnek Yahu-diler'dir.
Kasta dnm bir stat grubunun yaps normal bir etnik grubunkinden farkldr: Kast yaps etnik
bakmdan ayr gruplarn yatay ve balantsz yanyana varln, bamllk ve egemenlik ilikileri
getiren dikey bir sosyal sisteme dntrr. Tam sylersek, kapsaml bir sosyalletirme, etnik olarak
blnm topluluklar belirli bir pratik ve toplu
280
eylem iinde btnletirir. Sonular da ok farkldr. Etnik gruplarn bir arada yaamas, karlkl bir
tiksinti ve hor grme ortam yaratr ama, her etnik topluluun kendi onurunu en yce saymasna da
olanak tanr; buna karlk "kast" yaps bir sosyal bamllk ilikisinin yamsra ayrcalkl kast ve stat
gruplar lehine "daha yksek onur" iddias ve kabul getirir. Bunun nedeni etnik zelliklerin kast yaps
iinde politik sosyalleme asndan "ilevsel" zellikler haline gelmi olmasdr (savalar, rahipler,
sava ve yap ileri iin siyasal nem tayan zenaatkrlar vb.), Ama en hor grlen parya halklar bile
genellikle aslnda etnik gruplara ve stat gruplarna zg olan bir eyi u veya bu ekilde ileyip
gelitirme eilimindedirler: Kendi "onurlarna olan inan. rnein Yahudiler'de byledir.
"Vekar duygusu"nun belirli bir sapma gsterdii stat gruplar yalnzca negatif ayrcalklar olan
gruplardr. Vekar duygusu, pozitif ayrcalklara sahip bir stat grubunun yelerinin beklentilerine
benzer trden bir sosyal onurun ve geleneksel kurallarn kiilerde yer etmesidir. Pozitif ayrcalklara
sahip stat gruplarna zg vekar duygusu, doal olarak, kendini amayan bir "varolu"la, yani
"gzellik ve kusursuzlukla ilikilidir. Onlarn dnyas "bu dnya"dr. anl gemilerine dayanarak
bugn iin yaarlar. Buna karlk negatif ayrcalkl tabakalarn vekar duygusu doal olarak bugnn
tesinde duran bir gelenekle ilikilidir; bu gelecek, bu dnyada da br dnyada da yaanabilir. Baka
bir deyile, "ilahi" bir grev inanc ve tanr katnda belirli bir onur anlay tarafndan beslenir.
"Seilmi halklar"m vekarn besleyen inan ya te dnyada "sonuncunun birinci olaca", ya da
dnyada bir Mesih'in ortaya karak nlar dlayan dnyaya parya halklarn gizli onurunu ilan
edeceidir. Parya stat gruplarnn dindarlnn kayna, Nietzsche'nin Ahlakn Kkenler'Cndeki ok
beenilen tezin281
de iddetle vurgulanan "ksknlk" deil, ite bu basit aklamalarmzdr. Geerken Kaydetmek
isterim ki ksknlk tezi ancak ok snrl bir uygulama alan bulabilir; rnein Nietzsche'nin balca
rneklerinden biri olan Budizm iin kesinlikle geersizdir.
unu da belirtmek isterim ki, stat gruplarnn etnik ayrmlardan ortaya kmas hi de oLaan deildir.
Tersine, nesnel "rk farkllklar" btn znel etnik aidiyet duygularnn temelini oluturmad iirt,
stat yapsnn son kertedeki rk temeli, gerekte ve kesinlikle bir somut tekil olay sorunudur. Bir stat
grubunun .saf kan bir antropolojik tipin retiminde rol oynad ender deildir. Stat gruplar ar
tipler retmekte ok etkilidir, nk zel niteliklere sahip bireyleri ayklarlar (valyelerin fiziksel ve
psikolojik olarak savaa yatkn kiileri senaesi gibi). Ancak ayklama, stat gruplarnn biimleniinin
tek ya da balca yolu deildir: Siyasal yelik ve snf konuma da her zaman iin en az bu denli
belirleyici olmutur. Kukusuz snf konumu bugn birinci etmen haline gelrr^itr, nk bir stat
grubunun yelerinden beklenen hayat tarzn gerekletirebilmesi, doal olarak, genellikle
eH<on*omik etmenlerce belirlenmektedir.
S. Stat ayrncatfklar

Stat tabakalamas birok baktmd^an ve tipik saydmz bir biimde manevi ve maddi deserr ve
frsatlarn tekelle-mesiyle elele gider. Her zaman "rmes-afe" ve dlamaya dayanan belirli bir stat
onurunun yaanfc>amda her eit maddi tekelleri de grrz. Onura ilikim ayyrcalklar arasnda zel
giysiler giyme, bakalar iin tab>u olan zel yemekleri yeme, silah tama (sonular bakammdan en
ak ve somut
282
olan) profesyonel olmayan belirli am,tr ^ rinde bulunma hakkna sahip olma, ^ne~in b y. alabilmc
gibi eyler vardr. Tabu macldi f^JJ * f grubunun dlayclg iin en etkili e tmenleri ol
r
bunlar kendi baarma ender olarak yet^rli olmakk birlik ' her zaman oneml lde rol oynar. Bi> stat
bu
^
evlilik sorunu da karmaktr- Ailelerin a
j i
. ,, . , , ,. , . "'Aleenn damat adaylarn te-kellenne almaktaki karlar, kz ocuk larmm tekdmi dm.
de tutma karlaryla en az eit derecede ve M nem ^ r. Stat grubunun kz ocuklannn g^lecegi
vence aUl. na alnmaldr Stat grubunun giderek kendi iine kapanmas nedeniyle, zel istihdam
frsatla n konusundak; lc.
amul ayrcalklar, yelere ayrlm ze
^
t
, ,.
,
. i
y

e 1 makamlarn yasal
tekeline donuur. Belli deerler stat p^ l
i i i
. , ,.
,. ^ecr' sam grubunun tekelciliimn nesnesi haline gelir. Tipik rnekle>r arasmda .yarislegr.
den bakasna devredilemeyen mlkler-, serfler ve kleler zel ticaret konulan vardr. Bu tekellen^
statu
bu mi; kyetje iletme hakkna tek bana sahi^ olduu zaman ztf biimde, stat grubu
belirli bir haVat tarzm ^^ m mlkiyet ve iletme hakkna sahip, olmamak zorunda bulunduu zaman
negatif biimde gerekeir "Hayat tarzmn stat "onur"undaki belrIe id roJ sta.
tu gruplarnn butun tearnller"in ^nm
,
, -o v -
m"t tayclar olmalar, demektir. Belirtilen ne olursa ols^
m butun
sthzasyon lan ya stat gruplarndan kaynaklanr> ya da
onlar taralndan korunur. Stat teaml -n
... , , , . . ,.,
LcamuUernm ilkeleri ok
eitli olmakla birlikte, zellikle en av
i
i t t
,!,.,...,
^niKie en ayrcallkll tabakalar
arasnda belirli tipik zellikler gsteri
a
iii
,
ir
w^LCHr. Ayrcalkl statu
gruplar arasnda basl fiziksel emein s^ * u -~-t , .
t, ,
,
emein s^atu
kaybettirdiine
ilikin olduka yaygn bir tavr vardr R
\
., , i
.
v / /6
Ldv varar. tsu tavr Amerika'daki emee sayg geleneine kar da gide,ek yerlemeye ba. lyor. Btn rasyonel ekonomik ugral^
zellikle - irl. mcik-in statu kaybettirici bir i olarak gruune de
283
ok sk rastlanr. Sanat ve edebiyat almalar da, bunlardan gelir saland andan itibaren, ya da en
azndan youn fiziksel aba gerektiren hallerde, kltc bir i gibi grlmektedir. rneklerden biri,
tozlu nl iinde bir duvarc ustas gibi alan heykeltratr. Oysa salonumsu "stdyo"sunda alan
ressama ve stat grubundan kabul gren trden mzik yapan sanatlara bu gzle baklmaz.
9. Stat tabakalamasnn ekonomik koullar ve sonular
Paral bir ite alanlarn dlanmas, sosyal dzene zg stat tabakalamas ilkesinin dorudan
sonucudur. Tabii, tmyle piyasa tarafndan dzenlenen bir g dalmyla bu ilke arasndaki
kartln da. Bu iki etmen, aada deineceimiz zere, eitli etmenlerle bir araya da gelebilir.
Yukarda grmt ki piyasa ve piyasadaki sreler iin "kiisel ayrmlar" sz konusu deildir;
piyasaya "ilevsel karlar" egemendir. Stat dzeni ise bunun tam tersidir: Tabakalama, "onur"a ve
stat gruplarna zg hayat tarzlarna gre belirlenir. Salt ekonomik varlk ve plak ekonomik g,
sahiplerine, belli bir hayat tarznn salad ayn onuru salasayd, stat dzeni temelinden sarslrd.
Stat onurunun eit olduu durumlarda, mlkiyet yalnzca ek bir g verir, bu her zaman aka itiraf
edilmese de. Ekonomik varlk ve g kiiye herhangi bir onur salyorsa, servet sahibi olmann yarar,
o kiiye, hayat tarzlar sayesinde onur iddiasnda bulunanlara kyasla daha fazla onur kazan-drmasdr.
Bu nedenle de stat dzeninden kar olan btn gruplar tam da salt ekonomik varlktan kaynaklanan
iddialara zellikle sert tepki gsterirler. ou kez, kendilerini ne denli tehdit altnda hissederlerse,
tepkileri de o den284
li iddetli olur. rnein, Shakespeare'in Ccnaille' alca hor grmesinin tersine Calderon'un kyly

saygyla elfe almas, salam yapl bir stat dzeninin, ekonomik balcmdan kararsz dengeli bir stat
dzenine gre -tasl farkl l^ir tepkide bulunduunu gsterir. Bu, rnekler-i^e her yerele rastlanan bir
durumdur. Salt mlkiyete damal iddialarra kar tepkiler yzndendir ki, "yeni zengin"i, hayat tarz?
111 ken-dilerininkine ne denli uydurmu olursa olsun, ayrrcaukh stat gruplar ekincesiz kabul
etmez. Ar>cak o stat grubunun greneklerine uygun eitim grm ve gmbun onurunu kiisel
ekonomik emei ile kirletme^ni olan ocuklar kabul grr yeni zenginin.
Stat dzeninin genel etkisine gelince, ancak tek I bir ama ok nemli sonutan sz edilebilir:
Piyasann serbest gelii-minin ilk engellenii, dorudan doruya stat grupplarmn tekelletirme
yoluyla kimi mallar serbest deiimdeen Cek~ meleridir. Bu tekelletirme, yasa ya da te^rnu yoluyka
labi-lir. rnein, stat gruplarnn nemli olduu dnerrP^e birok Hellen kentinde ve balarda
Roma'da miras kaalan bir mlk (mirasyedileri cezalandran eski formlde grld gibi), tpk
valyelerin, kyllerin, rahpierm ve ;>zeMikle de esnaf ve tccar loncalarnn yelerinirv mlkleri
ei^bi tekel altna alnrd. Bylelikle piyasa kstlanrnx ve plak1 mlkiyetin gc -ki "snf
oluumu"na damgasm Vurur~ ar^a plana itilmi olurdu. Bu srecin sonular Ok deiik olabilir.
Tabii, ekonomik koullardaki elikileri mutlaka1 yumuatmas gerekmez. ounlukla bu elikileri
sertleti#r^r' sla~ tu tabakalamasnn eski ve orta alarn |:um siyasal ^ toplu-luklarndaki kadar gl
olduu yerlerde buenkf anla" nmda bir serbest piyasa rekabetinden sz edilemez2- Kimi nallarn
piyasadan byle dolaysz bir biimde dlanamasm~ dan daha geni etkiler de sz konusudur. Stat
ekonomik dzen arasndaki, yukarda Anlatlan
285
kaynaklanan bir baka nokta da udur: Statye dayal onur anlay ou zaman piyasa iin
vazgeilmez olan "pazarlk" tan kesinlikle nefret eder. Onur anlay eitler arasndaki pazarl ho
karlamad gibi, kimi zaman bu konuda bir stat grubunun yelerine genel bir tabu da koyabilir. Bu
nedenle her yerde kimi stat gruplar, genellikle de en etkili olanlar, ekonomik kazan salamak iin
yaplan hemen her trl ak hareketi, mutlak biimde yz kzartc sayar.
Biraz basitletirerek diyebiliriz ki: "Snf" tabakalamas, retim ve mlkiyet ilikilerine, "stat"
tabakalamas ise zel "hayat tarzlar"nm temsil ettii tketim biimlerine gre belirlenir.
"Meslek grubu" da bir stat grubudur. nk normal olarak o da sosyal onur iddialarn ancak belirli
bir hayat tarzna dayandrabilir. Snflarla stat gruplar arasndaki farkllklar sk sk ortur. Onur
asndan en kat ayrmlara sahip stat topluluklar (Hint kastlar gibi) aslnda bugn ok kat snrlar
iinde olmakla birlikte, parasal gelire kar olduka yksek bir kaytszlk gsterirler. Ne var ki, Brahmanlar bu tr gelirleri birok deiik yoldan salamaya alrlar.
Stat tabakalamasn on plana karan genel ekonomik koullara ilikin olarak ok az ey sylenebilir.
Mlkiyetin ve mal dalmnn temelleri grece istikrarl olduu surece, statye dayal tabakalama
yelenir. Her teknolojik gelime ve ekonomik dnm, stat tabakalamasn tehdit eder ve snf
tabakalamasn on plana karr. plak snf tabakalamasnn daha nemli olduu dnemler ve
lkeler amaz biimde teknik ve ekonomik dnmlerin gerekletii donemler ve yerlerdir.
Ekonomik tabakalamann neminin azalmas ise, stat yaplarnn yeniden gelimesine ve toplumsal
onurun neminin yeniden artmasna yol aar.
286
70. Partiler
"Snflar"n asl yerinin ekonomik dzen iinde olmasna karlk, "stat gruplar"nm asl yeri sosyal
dzen, yani "onur" dalmnn yer ald toplumsal alan iindedir. Snflar ve stat gruplar,
bulunduklar alanlarn iinden, birbirlerini ve hukuk dzenini etkilerler ve karlnda hukuk dzeni
tarafndan etkilenirler. "Partiler" ise, "g ve iktidar" binas iinde yer alrlar.
Partilerin eylemleri, sosyal "g ve iktidar" kazanmaya yneliktir; baka bir deyile, ierii ne olursa
olsun bir toplumsal eylemi etkilemeye alrlar. Kural olarak, partiler bir sosyal "kulp" iinde de,
"devlet" iinde de varolabilirler. Snflarn ve stat gruplarnn eylemlerinin tersine, partilerin toplumsal
eylemleri her zaman bir "toplumsallatrmam* ierir. nk parti eylemleri hep planl biimde
ulalmaya allan bir hedefe yneliktir. Bu hedef bir "dava" da olabilir (maddi ya da manevi amalar
olan bir program gibi), "kiisel" amalar da (hizmetsiz maal grev, gu ve iktidar, bunlar sayesinde de
partinin liderine ve yandalarna onur gibi). Genellikle parti eylemi bunlarn hepsini ezamanl olarak
hedefler. Bu nedenle partiler ancak toplumsal lam topluluklarda, yani belli lde rasyonel bir
dzene ve bu dzeni yaptrmlarla uygulamaya hazr bir grevli kadrosuna sahip topluluklarda
varlabilirler. nk partiler tam da bu kadroyu etkilemeyi ve mmknse onu partinin yandalar
arasndan semeyi amalarlar.
Belli bir durumda, partiler "snf konumu"nca ya da "stat konumu"nca belirlenmi karlar temsil
ediyor olabilirler; yandalarn da stat gruplarndan toplayabilirler. Ama salt "snp' partisi ya da salt
"stat" partisi olmalar gerek-mcz- ounlukla ksmen snf, ksmen de stat partileridir) "Sccetalzaton" kadlnda (..).

287
ler, ama kimi zaman da bunlardan hibiri deildirler. Geici ya da kalc yaplar temsil ediyor
olabilirler, iktidara gelme yollar ok deiik olabilir; her trl plak iddetten kaba ya da ince eitli
oy toplama tekniklerine kadar: Para, sosyal nfuz, sylev gc, ima, ham hile ve parlamentolardaki
kaba ya da maharetli engelleme taktikleri gibi.
Partilerin sosyolojik yaps, esas olarak, etkilemek istedikleri toplumsal eylemin trne gre deiir.
Topluluun stat ya da snf esasna gre tabakalam olmasna gre de deiebilir. Ama partilerin
yaps her eyden nce o topluluktaki egemenliin yapsna gre belirlenir. nk parti liderlerinin asl
ii, topluluun fethedilmesidir. Partiler, burada benimsediimiz genel kavram erevesinde, yalnzca
ada egemenlik biimlerinin rn deildir. Biz, yaplar ada partilerin yapsndan temel
farkllklar tayan eski ve orta a "parieri"ni de parti olarak tanmlyoruz. Egemenliin bu yapsal
farkllklar nedeniyledir ki, sosyal egemenliin yapsal biimleri tartlmadan partilerin yaplan
hakknda sz syleme olana yoktur. Her zaman egemenlik iin mcadele eden yaplar olan partiler,
ou zaman ok kat "otoriteryen" biimde rgtlenmilerdir...
"Snflar", ustat gruplar" ve "partiler"e ilikin olarak genelde u sylenmelidir: Bunlarn hepsinin
nkoulu, kapsaml bir toplumsallamann ve zellikle de iinde toplumsal eylemde bulunabilecekleri
bir siyasal erevenin varldr. Bu demek deildir ki, partiler belli bir siyasal topluluun snrlar iine
hapsolacaklar. Tersine, toplumsallama (ortak askeri gu kullanmnn amaland durumlarda bile),
siyasal snrlarn dna taar. Helllas'da demokratlar, Oligarklar, Orta alar'da Guelf'ler ve
Ghibellinler arasndaki kar dayanmalarnda ve din mcadeleleri srasnda Kalvinist parti iinde
byle olmutur. Toprak aalarnn dayanmas (tarmsal toprak sahiplerinin uluslararas kongre288
si), prenslerin dayanmas (kutsal ittifak, Krlsbad emirnameleri), sosyalist iilerin birlii ve
muhafazakrlarn dayanmasnda da (Prusyal tutucularn 1850'de Rus mdahalesini istemeleri) bu
grlmtr. Ama ama mutlaka yeni bir uluslararas siyasal, yani teritoryal egemenliin kurulmas
olmak gerekmez. Genellikle, varolan egemenliin pekitirilmesi amalanr. *
) Weber'm lmnden sonra yaymlanan metin burada bitiyor "Sava zmre-fer"m trlerine lkm
eksik bir msveddeyi buraya almyoruz.
289
VIII. Brokrasi*
1. Brokrasinin zellikleri
ada brokrasinin somut ileyi biimi udur:
I. Genellikle kurallar, yani yasalar ya da ynetsel ynet-meliklerce dzenlenmi belirli bir resm yetki
alanlar ilkesi geerlidir.
1. Brokratik olarak ynetilen yapnn amalarnn gereklemesi iin gerekli dzenli almalar, resm
grevler olarak belirli bir biimde datlmtr.
2. Bu grevlerin yerine getirilmesi iin gerekli emirleri verme yetkisi dengeli bir biimde datlm ve
grevlilerin kullanmna verilen fiziksel ya da dinsel vb. iddet aralarna ilikin kurallarla kesinlikle
snrlanmtr.
3. Bu grevlerin dzenli ve srekli yrtlmesi ve karlklar olan yetkilerin kullanlmas, sistematik
hkmler altna alnm; yalnzca genel kurallara balanm nitelikleri tayan kiiler istihdam
edilmitir.
Yasalara bal kamu ynetiminde "brokratik otorite" t>u
(*) Wrtschaft und GeseUschaft, Ksm III, Bolum 6, ss. 650-678. 290
u eden oluur. zel ekonomik egemenlik yaplarnda ise bunlar brokratik "i ynetimi"ni
oluturur. Siyasal ve dinsel topluluklarda bu anlamda brokrasi ancak ada devlette tam olarak
gelimitir. zel ekonomi sektrnde ise, yalnz kapitalizmin en gelikin kurumlarnda grlr. Sabit
yetki alanlar olan kalc kamusal otorite, tarihte kural deil istisnadr. Dou'nun eski byk siyasal
yaplar, Cermen ve Mool fetih imparatorluklar ya da birok feodal devlet yaplarnda bile yoktur.
Bunlarn hepsinde hkmdar en nemli ileri kiisel mutemetleri, sofra-arkadalar ya da saray
hizmetkrlarnn araclyla yrtr. Bunlarn grev ve yetkileri kesin snrlarla belirlenmemi olup,
her yeni durum iin geici olarak tanmlanr.
II. Grev hiyerarisi ve kademeli yetki dzeylerine ilikin ilkelere gre, kk grevlilerin yksek
grevlilerce denetlenmesini salayan, iyice belirlenmi bir ast-st ilikisi vardr. Byle bir sistem,
ynetilenlere, kk memurlarn kararlarna kar daha yksek yetkili memurlara kesinlik ve belirlilik
tayan bir biimde bavurabilme olanan verir. Brokratik yap tipi en gelikin aamasna
ulatnda, grev ve makam hiyerarisi monokratik olarak rgtlenir. Hi-yerarik yetkiler ilkesi, tm
brokratik yaplarda grlr: Devlet ve kilise yaplarnda olduu kadar, byk parti rgtlerinde ve
zel iletmelerde de geerlidir. Yetkisinin "zel" ya da kamusal olarak betimlenmesi, brokrasinin
zelliini etkilemez.

Yetki alan ilkesi sonuna kadar uygulandnda, hiyerar-ik bamllk, "yksek" grevlinin kk
grevlinin iini dorudan devralma yetkisine sahip olmas anlamna gelmez (hi deilse kamu
kesiminde). Aslnda kural, bunun tam tersidir. Bir kez kurulan ve grevlerini yerine getiren bir
Memuriyet grevi, varln srdrmek ve herhangi bir g-revli tarafndan yrtlebilmek
eilimindedir.
291
III. ada brokrasinin ynetimi, ilk ya da msvedde biimlerinde saklanan yazl belgelere
("dosyalarca) dayanr. Bu nedenle, geni bir kk grevliler ve her trl yazclar kadrosu istihdam
edilir. Resm bir grevi yrten memur kadrosuna, ynetimin maddi aralar aygt ve dos-yalaryla
birlikte, "daire" denir. zel sektrde ise buna genellikle "bro" ad verilir.
Kamu hizmetinin ada rgtlenii, kural olarak, resm daireyi grevlinin zel konutundan ayrd
gibi, brokrasi de genel olarak resm faaliyet ile zel yaam alann birbirinden ayrtrr. Kamu fonlar
ve malzemeleri ile resm grevlinin zel mlkleri arasnda da hibir ba yoktur. Bu durum her yerde
uzun bir gelime srecinin rndr. imdilerde, hem kamu sektrnde, hem zel sektrde grlmektedir; ikincisinde bu kural en byk giriimci iin bile geerli hale gelmitir. lke olarak, resmi makam,
evden; i yazmalar, zel yazmalardan; ticari z varlk, zel servetten ayrmtr. Modern i
ynetimi tipi ne denli yerlemise bu ayrmlar o denli netlemitir. Bu srecin balang noktalar Orta
alar'a kadar uzanr.
ada giriimciye zg zelliklerinden biri, iletmesinin "birinci derecedeki grevlisi" gibi
davranmasdr, tpk ada brokratik bir devletin bakannn kendini devletin "birinci hizmetkr"
olarak tanmlamas gibi.1 Devletin brokratik etkinliklerinin zel ekonomik iletmelerin ynetiminden
zde farkl olduu dncesi kta Avrupa'sna zg olup Amerika'da durum bunun tam tersidir.
IV Daire ya da bro ynetimi, daha dorusu uzmanlk isteyen tum ada i ynetimi, genellikle, ok
esasl bir uzmanlk eitimini gerektirir. Bu, devlet memurlar iin olduu kadar, zel iletmelerin
modern yneticileri ve grevlileri iin de ayn derecede geerlilik kazanmaktadr.
1 P usyal Frederch 11 292
V Daire ya da bro iyice gelitikten sonra, resm faaliyet, grevlinin tm alma kapasitesini
kullanmasn gerektirir -iyerinde geirmekle ykml olduu zamann snrlar kesin biimde
belirlenmi olsa bile. Bu, normal olarak, hem kamu sektrnde, hem zel sektrde uzun bir geliimin
sonucudur. Balangta her yerde durum bunun tam tersiydi: Resm iler, ikincil bir etkinlik olarak
yerine getiriliyordu.
VI. yeri ynetimi, belli bir istikrar ve kapsam olan, renilebilir genel kurallara baldr. Bu
kurallar bilmek, grevlilerin sahip olduu zel bir teknik renimi temsil eder. Hukuk, kamu ynetimi
ve i idaresini ierir.
ada iyeri ynetiminin kurallara indirgenmi olmas, dorudan doruya doasndan kaynaklanr.
rnein, ada kamu ynetimi kuram, kamu yetkililerine yasalarla verilmi olan, belli konularda
emirname karma yetkisinin konuyu soyutta dzenlemeyi ierdiini varsayar, yoksa her durumda
sorunu emirlerle zmeyi deil. Bu da, tm ilikilerin patrimonyalizmde kesin egemenlik tayan
biimiyle kiisel ayrcalklar ve ihsan balama yollaryla dzenlenmesinin tam kartdr en azndan
bu ilikiler kutsal gele-neklerce dondurulmu olmad srece.
2. Memurun konumu
Memurun isel ve dsal konumu asndan, btn bunlar u sonular dourur:
I. Memuriyet, bir "meslek"tir. Bunun ilk koullar arasnda, insann uzun bir sre iin tm alma
kapasitesini gerektiren iyice belirlenmi bir eitimden ve ie alnmak iin gerekli, genel kurallara bal
zel snavlardan gemek vardr. Dahas, memurun konumu, doas gerei bir grev niteliindedir. Bu
da onun ilikilerinin i yapsn aadaki
293
biimde belirler: Hukuken ya da fiilen, grev ve makam sahibi olmak, Orta alar'da genellikle ve ok
yakn zamanlara kadar da Yakn a'da sk sk grld gibi rant ya da maddi kazan arac olarak
kullanlamaz. zgr i szlemelerinde olduu gibi, normal bir eit hizmet takas olarak kabul
edilemez. zel sektr dahil, bir ie girmek, geim gvencesi karlnda sadk bir ynetim gsterme
taahhdnde bulunmak demektir. Saf tipi ele alrsak, gnmzde greve balln somut ayrdedici
zellii, feodal ya da pat-rimonyal ilikilerde vassalin ya da mminin inanc gibi ki-issel bir iliki, tek
bir kiiye ballk ilikisi yaratmamas-dr. ada ballk duygular, kiisel deil ilevsel amalara
adanmtr. Tabii, ilevsel amalarn ardnda ou zaman "kltr deerlerine ilikin dnceler"
yatabilir. Bunlar, bu dnyadaki ya da bu dnyann tesindeki kiisel efendilerin yerine geer
(ersatz'dr): "Devlet", "kilise", "toplum", "parti" ya da "iletme" gibi kavramlarn topluluk iinde
gerekletii dnlr; bunlar, efendi iin bir ideolojik hle ilevi grrler.
Siyasal grevliler -en azndan geliimini tamamlam ada devlette- yneticilerin kiisel hizmetkr
saylmazlar. Bugn piskopos, papaz ve vaiz de, Hristiyanlk'm ilk dnemlerinde olduu gibi, salt

kiisel karizma sahibi deildir artk. Vaadettikleri uhrevi ve kutsal deerler, bunlara layk grnen ve
bunlar isteyen herkese verilmektedir. Eskiden bu tr nderler efendilerinin kiisel buyruuna gre
hareket ederlerdi ve kural olarak yalnz ona kar sorumlu olurlard. imdilerde, eski doktrinin bir
lde canlanm olmasna karn, bu tr din nderleri bir ilevsel amacn hizmetindeki grevlilerdir.
Bu ama ise, gnmz kilisesi tarafndan kurumsal tekdzelie indirgenmi, dolaysyla ideolojik
ierii boaltlmtr.
II. Memurun kiisel konumu yle belirlenir:
294

1. ster zel bir broda, ister bir devlet dairesinde alsn, ada memur, ynetilenlere kyasla apayr
bir sosyal itibar kazanmak ister ve genellikle de bunu elde eder. Memurun sosyal konumu, rtbe
srasnn emredici kurallarnca garanti edilir; siyasi grevlilerde ise, ceza kanunlarnn "memura
hakaret" ve devlet ve kilise yetkililerini "tahkir ve tezyife ilikin zel hkmleriyle ek gvence altna
alnr.
Memurun gerek toplumsal konumunun en yksek olduu yerler, eski uygar lkelerde olduu gibi,
aadaki koullarn geerli olduu yerlerdir: Eitilmi uzmanlarn ynetimi iin kuvvetli bir talep;
iktidarn sosyal dalmndan tr memurlarn sosyal ve ekonomik ayrcalklara sahip tabakalardan
geldii yerlerdeki kuvvetli ve istikrarl bir toplumsal farkllama; gerekli eitimin pahall ya da stat
geleneklerinin memurlar stndeki balaycl. renim diplomalarna sahip olmak ki bunu baka
yerde tartacaz-2 genellikle ie alnma koullaryla balantldr. Bu tr belge ve patentler doal
olarak memurun toplumsal konumundaki "stat gesi"nin nemini arttrr. Tekil rneklerdeki bu stat
faktr aka ve edilgen biimde kabul edilir; rnein bir adayn resm bir kariyere kabul edilip
edilmemesi, o resm dairenin yelerinin rzasna ("seimine") baldr. Alman ordusunda subaylar iin
durum budur. Memuriyeti kapal bir lonca haline getiren benzer durumlar, gemite de zellikle
patrimonyal brokrasilerde grlmtr. Bu duru-nu deiik biimlerde canlandrma arzusu modern
brokratlar arasnda hi de ender deildir. rnein Rus Devrimi srasnda, olduka proleter ve uzman
memurlarn (tretyj) talepleri arasnda bu da nemli bir yer tutuyordu.
Memurlarn sosyal itibar, uzmanlarn ynetimine olan talebin ve stat geleneklerinin rolnn zayf
olduu yerlerde genellikle ok dktr. Balca rnei de Amerika Bir" B^z Wn fst/ta/r und Gc\dhthaft, ss. 73 vd. ve Ksm 11. (Alman editrn notu.)
295
leik Devletleri'dir: Geni kr olanaklar ve istikrarsz sosya] tabakalama nedeniyle, zellikle yeni
yerlemelerde durum budur.
2. Saf brokratik grevli tipi, daha yksek bir yetkili tarafndan atanr. Ynetilenlerce seilen bir
grevli, tipik bir brokrat deildir. Tabii, resm bir seimin varl tek bana, seimin ardnda bir
atamann yatmad anlamna gelmez -devlet grevlerine yaplan seimlerin ardnda parti eflerinin
kararnn bulunmas gibi. Bunun byle olup olmamas yasal kurallar deil, parti mekanizmasnn
ileyiine baldr. Bir kez iyice rgtlendikten sonra partiler, resmen serbest olan bir seimi fiilen parti
efinin gsterdii bir adayn kabul formalitesine indirgeyebilirler. Ama kural olarak, resmen serbest
olan bir seim, gsterilen iki adaya oy salamak iin kesin kurallara gre yaplan bir mcadele
imiesine yrtlr.
Ne olursa olsun, grevlilerin ynetilenler arasnda yaplan bir seim sonucunda belirlenmesi, hiyerarik
bamlln katln yumuatr, ilke olarak, bu yolla seilen bir grevlinin, stne kar zerk bir
konumu vardr. Seimle gelen grevli, konumunu "yukarya" deil "aaya" borludur; en azndan,
gcn resm bir hiyerarinin st dzey yetkililerinden deil, gl parti eflerinden alr, ki bunlar
onun mesleki geleceini de belirleyeceklerdir. Seimle gelen grevlinin kariyeri, hi deilse birinci
derecede, st olan yneticiye bal deildir. Seimle deil de, stnn atamasyla gelen grevli ise
normal olarak teknik adan daha doru' ve duyarl grev yapar, nk dier her ey sabit tutulduunda
onun atanmda ve geleceinde salt ilevsel gereke ve niteliklerin ar basm olmas olasl daha
yksektir. Brokrasiyi yakndan tanmayan kiiler olarak ynetilenlerin bir adayn uzman niteliinin
belli bir grev iin ne derece yeterli olduunu anlayabilmeleri ancak dene296
yimle, yani o aday grev banda grdkten sonra mmkn olabilir. Dahas, grevlilerin seim yoluyla
belirlenmesinin her trnde, partiler doal olarak ncelii, uzmanlk gerekelerine deil, o partilinin
parti efine yapt hizmetlere verirler. Bu, her trl grevli seiminde byledir: Biimsel olarak
serbest seimle gelen grevlilerin, aday listesi yaplrken parti eflerince belirlenmesinde de, kendi de
seimle gelmi bir parti efinin grevlileri bildii gibi atamasnda da. Ne var ki bu greli bir konudur.
Meru hkmdarlar ve yardmclar da grevli atadklarnda, yandalarn etkisinin daha az
denetlenebilmesi durumu hari, benzer koullar sz konusudur.
Uzmanlar ynetimine talebin yksek olduu ve parti yandalarnn entellektel bakmdan gelikin,

eitim dzeyi yksek ve zgrce belirlenen bir "kamuoyu"nu ciddiye almak zorunda bulunduu
yerlerde, niteliksiz grevlileri i bana getirmek iktidar partisine gelecek seimlerde zarar verir. Bugn
Amerika Birleik Devletlerfnde uzmanlk eitimi grm bir ynetim iin talep vardr ama, gmen
oylarnn blok halinde kontrol edildii byk kentlerde tabii ki bilinli bir kamuoyu yoktur. Bu
nedenle, st dzey yneticisi ve yardmclarnn genel seimlerde belirlenmesi, genellikle hem
grevlilerin uzman nitelii tamasn, hem de brokrasi mekanizmasnn doru ve duyarl almasn
tehlikeye sokar. Grevlilerin hiyerariye balln da zayflatr. u sylediklerimiz, hi deilse g
denetlenen byk ynetsel kurulular iin geerlidir. Amerika Birleik Devlet-leri'nde Bakan'ca atanan
federal yarglarn seimle gelen yarglardan daha stn nitelik ve drstle cazip olduklar iyi
bilinir, her ne kadar bu iki tr yarg da birinci derecede parti gerekeleriyle seiliyor olsa da.
Amerika'da reformcularn metropoliten ynetimlerde talep ettikleri byk deiiklikler, esas olarak,
seimle gelmi ve kendilerin297
P
ce atanm bir grevliler aygtyla birlikte alan belediye bakanlar tarafndan balatlmtr.
Dolaysyla bu reformlar "Sezarist" bir biimde gereklemitir. Teknik adan bakldnda rgtl bir
otorite biimi olarak "Sezarizm"in verimlilii -ki genellikle demokrasi iinde geliir- esas olarak,
"Sezar"n gelenee aldrmayan kitlelerin (ordunun ya da yurttalarn) gvendii zgr bir kii olma
konumuna dayanr. Bylece "Sezar", gelenee ya da baka herhangi bir kstlamaya aldrmakszm
zgrce kendi setii, yksek nitelikli bir subaylar ve memurlar topluluunun efendisi haline gelir. Ne
var ki, bu "dhi bireyin ynetimi", genel oyla seilmi grevlilerin ynetimi demek olan biimsel "demokratik" ilkeye ters der.
3. Grevlinin ya da memurun ii normal olarak, hi deilse kamu brokrasilerinde, mr boyu srer, ki
bu ilke giderek tm benzer yaplarda da geerlilik kazanmaya balamtr. Periyodik olarak yeni
grevlere atama ve tebligatta bulunma durumlarnda bile, mrboyu memuriyet fiili bir kural kabul
edilir. zel sektrde alan bir iinin tersine, memurun i gvencesi vardr. Ama, gemiteki birok
otorite yaplarnda olduu gibi, hukuki ya da fiili mrboyu memuriyet, artk grevlinin hakk olarak
grlmektedir. Keyf iten karma ve kaydrmalara kar yasal gvencelerin gelitirildii yerlerde
bunlarn ilevi, yalnzca belirli memuriyet grevlerinin her trl kiisel kaygdan tmyle arnm olarak kesinlikle nesnel bir biimde yerine getirilmesini salamaktr. Almanya'da tm yarg grevlileri ve
giderek tm ynetim grevlileri iin bu durum sz konusudur.
Bu nedenledir ki, brokrasinin iindeki, i gvencesiyle yasal garanti altna alman grece
"bamszlk", konumu bylece gvenceye balanm olan memur iin her zaman bir stat ykselmesi
salamaz. Gerekte, sk sk bunun tersi grlr, zellikle toplumsal farkllamann yksek olduu
298
eski kltr ve topluluklarda. Bu tr topluluklarda, efendinin keyf ynetimi altndaki bamllk ilikisi
ne denli kat olursa, memurun ya da grevlinin greneksel senyrel hayat tarznn korunmas da o denli
garantiye alnm demektir. Yasal i gvencelerinin yokluu yznden, grevlinin sosyal itibar pekl
ykselebilir, tpk Orta alar'da zgr yurttalara kar resm grevlilerin ve halk yarglarna kar
kraln yarglarnn toplumsal saygnlnn3 artmas gibi. Almanya'da subaylar ve devlet memurlar
her an grevden alnabilirler- hi deilse "bamsz yarglar" dan ok daha kolay bir biimde. Kald ki
yarglar "meslek ahlak kurallarna ya da salon etiketine gre en byk kusuru da ilese-ler bunun
bedelini grevlerini yitirmekle demezler. te bu nedenledir ki, baka her ey eit tutulduka, yarg
hkmdarn gznde sosyal ilikiler konusunda subay ve memurlara gre daha az hak sahibidir, nk
memur ve subaylarn efendilerine bamllnn daha yksek olmas bunlarn stat teamllerine uyum
gstermelerinin daha gl bir garantisidir. Tabii, ortalama bir memur, yalln maddi gvence altna
alacak ve grevinden keyf olarak uzaklatrlmasn nleyecek daha gl garantiler salayacak bir
devlet memurlar kanununun kmasn ister. Ama, bu istein snrlar vardr. "Grev zerinde hak
sahibi olma" kavramnn ok glenmesi, doal olarak, bu grevleri ncelikle teknik verimlilik
asndan doldurmay zorlatrr, nk bu tur bir geliim hrsl adaylarn kariyer frsatlarn azaltr. Bu
da, genelde memurlarn stlerine bamllk duygularnn zayflamas olgusuna yol aar. Ancak,
bamllk duygusunun yokluu, aslnda, ynetilen ve sosyal stats dk olan tabakalarla deil,
eitler arasndaki dayanma eilimlerine baldr. Badenia din adamlar arasnda bugn gzlenen,
kiliseyle devletin ayrlmas yolundaki tehdit edici geri"Mnsterialen "
299
limin yol al tutucu akm, aka anlalyor ki u atin efendiliinden hizmetkrlna dme" korku
*' kaynaklanmaktadr.4
an
4. Resm grevlilerin ald dzenli parasal karlk nellikle, belirli bir aylk ve emekli aylnn
salad y^\~ lk gvencesidir. Aylk, ii cretlerinde olduu gibi yapl ie gre deil, "stat"ye, yani

ilevin trne (urtbe"ye) o0 re ve buna ek olarak belki bir de hizmet sresine gre ol lr. Memurun
gelirinin grece yksek gvenlilii ve evin getirdii toplumsal saygnlk dlleri, zellikle smrgelerden kr salama frsatlarnn azald lkelerde, memuriyeti peinde koulan bir meslek haline
getirmitir. Ote yandan bu durum o lkelerdeki memur aylklarnn dk kalmasna yol amaktadr.
5. Memur, kamu hizmeti hiyerarisi iinde kendine bur "kariyer" edinmeye girimitir. Daha kk,
nemsiz ve dk aylkl grevlerden daha ykseklerine doru ilerler Ortalama memur doal olarak
ykselme koullarnn mekanik bir biimde belirlenmesini arzular: Makamlarn deilse de aylk
dzeylerinin. Bu koullarn "kdem" c ya da belki gelimi bir uzmanlk snav sisteminde elde edileni
not ya da derecelere gre belirlenmesini ister. Kimi zaman ve yerlerde bu tr snavlar gerekten de
memurlar stnde silinmez izler brakr ve kariyerlerini mr boyu etkiler. Buna ek olarak, greve hak
kazanma koullarnn snrlanmas, ilerin stat grubu tekeline alnmas ve ekonomik gvencelerinin
arttrlmas gibi eilimler de soz konusudur. Btn bunlarn sonucunda, grevleri ve makamlar, renim diplomalaryla llen niteliklere sahip kiilerin arpal olarak grme eilimi doar. Adaylarn
renim diplomalarnn pek de etkileyici olmad durumlarda bile, gene isel ve entellektel nitelikleri
gz nne alma gerei ne
4 1914ntcn oce yazlmtr. (Alman editrn notu.) 300
niyle, en yksek siyasal grevlerin, zellikle de bakanlk grevlerinin, esas olarak bu tr diplomalara
baklmakszn doldurulmas gibi bir durum ortaya kmtr.
3. Brokrasinin temelleri ve nedenleri
ada brokratik yapnn sosyal ve ekonomik nkoullar unlardr:
Para ekonomisinin gelimesi, memurlarn hizmetlerinin karln parasal olarak verme nedeniyle,
brokrasinin nkoullarndan biridir. Bugn bu durumun yalnz yaygn deil, ayn zamanda egemen
olduu olgusu ise, brokrasinin tm anlam asndan ok byk nem tamakla birlikte, brokrasinin
varolmas iin tek bana yeterli deildir.
ok gelikin ve niceliksel olarak byk brokrasilerin tarihsel rnekleri unlardr: (a) Gl
patrimonyal eler de tamakla birlikte, Yeni imparatorluk dnemindeki Msr; (b) son dnem Roma
Prenslii, zellikle Diocletian Monarisi ve ondan tremesine karn gl feodal ve patrimonyal
eleri koruyan Bizans imparatorluu; (c) zellikle onnc yzyln sonlarndan bu yana Roma
Katolik Kilisesi; (d) gl patrimonyal eler tamakla birlikte, Shi Hwangtf den bu yana in; (e)
daha saf biimlerin grld ada Avrupa devletleri ve mutlak prensliklerden bu yana btn
kamu iktisadi teekklleri; (f) zellikle geniledike ve karmaklatka, byk modern kapitalist iletmeler, (a)'dan (d)'ye kadar olan rnekler, byk lde, hatta birinci derecede, resm grevlilere ayni
deme yaplmas esasna dayanyordu. Yine de, bu sistemler, brokrasiye ozgu birok baka zellik ve
etkilere sahipti. Sonraki tum brokrasilerin ilk tarihsel rnei olan Yeni Msr imparatorluu ayn
zamanda kendine yeterli rgtl geim eko301
nomisinin de en grkemli rneklerinden biriydi. Ama, sr'daki olduka zgl koullar asndan
bakldnda, b rokrasiyle geim ekonomisinin bu birliktelii anlalr eydir. Kald ki Msr'daki yapy
brokrasi olarak snfla clrrken ileri srlmesi gereken ve saylar hi de az olmayan ekinceleri
koullandran da bu geim ekonomisiydi-Belli bir lde gelimi para ekonomisi, saf brokratik ynetimin, kurulmasnn deilse bile srekli ve kalc varl-nn normal n koullardr.
Tarihsel deneyimler gstermitir ki, bir para ekonomisi olmadan brokratik yapnn, nemli i
deiikliklere uramaktan, hatta baka bir yap trne dnmekten kanmas ok zordur. Lordun
anbarlarmdan ya da dzenli gelir kaynaklarndan resm grevlilere belirli bir ayni gelir tahsis edilmesi,
vergi kaynaklarna el konulmas ve bunlarn zel mlkiyet olarak smrlmesi yolunda atlm bir ilk
adm demektir. Bu tr kaynak tahsisi Msr ve in'de binlerce yl geerli olmu ve her yerde olduu
gibi Roma monarisinin son dnemlerinde de nemli rol oynamtr. Ayni gelir genelde resm grevliyi
parann satn alma gcndeki iddetli dalgalanmalardan korumutur. Lordun talepleri yumuadka,
ayni vergiler de genellikle dzensizlemitir. Bu durumda resm grevliler, yetkileri olsun olmasn,
kendi ynetimlerindeki blgelerin haralarna dorudan el atmlardr. Bir sonraki adm ise, resm
grevlilerin kendilerini bu tur dalgalanmalara kar korumak zere vergileri ve dolaysyla vergileme
gcn a ipotek etmeleri ve satmalar ya da lordun, kr getiren topraklarn, ilemeleri iin grevlilere
kiralamas olmutur. Kat biimde rgtlenmemi tm mer" kezi otoriteler bu yolu ya gnll olarak,
ya da grevlilerin basks zerine semek eilimini gstermitir. Resm grevliler bu vergi ve borlarn,
aylklarna eit olan blurrmnU kullanmakla yetinip fazlasn iade etmilerdir. Yolsuz^
1
302
1 slira arttran bu drum lordlar honut etmeyen so-lar yaratmtr. Bir bka yol da grevlilerin
aylna ke-lik kazandrmaktr: /man brokrasisinin ilk dnemlende ve Dou'daki tm atraplk ynetimlerinde yaygmlk-1 kullanlan bu yntenie, grevliler nceden

belirlenmi bir miktar devrederler v fazlasn alkoyarlard.


Bu gibi durumlarda remi grevlinin konumu, giriimci mltezimin konumuna <lduka benzer.
Gerekten de, grevlerin en yksek fiyat^erenlere satlmas da dahil olmak zere, grevlerin
kiralamas yntemi birok yerde grlr. zel ekonomilerde, villaage yasalarnn kirac ilikilerine
dnmesi, ok saydakDrneklerin en nemlilerinden biridir. Kiraclk dzenlemieri yoluyla lord, ayni
geliri para gelirine evirme zahmetii, grevi kiralayana ya da sabit bir miktar deyecek grevl/e
devreder. Eski alardaki kimi Doulu naiplerin yaptbuydu. Tabii bu amaca asl hizmet eden
yntem, lordun ve;i toplama iini kendi yrtme yerme vergileri iltizama vemesiydi. Lord, bu sayede,
maliyesini sistemli bir bte hnde dzenleme olana bulmaya balyordu. Bu ok nenli bir
gelimeydi, nk belirsiz ayni gelirlerle geim saparnann yerini (ki ilk devletlerin hepsinde durum
buydu, gelirin ve dolaysyla giderin iyi kotu hesaplanabildii br yaamn almas demekti. br
yandan, btesini byle sistemletirmekle lord, kendi yaran iin vergi toplama lapasitesini tmyle
kullanmak ve denetlemekten vazgemi oluyordu. Resm grevliye, daireye ya da mltezime braUlan
zgrlk alan yznden,, nUsun srekli vergi derre kapasitesi, ar smr olasl bedeniyle tehlikeye athu oluyordu. nk,
siyasal larUn tersine, kapitalistin ebaanm uzun vadeli deme gc knusunda bir kaygs ycktu. Lord, bu denetim
kaylma kar kendini kurallar yoluyla
Orumaya alrd. Bu nelenle iltizamn ya da vergilerin sat303
nm tr, lordla kirac arasndaki g dalmna bal olarak byk deiiklik gsterirdi. Ya kiracnn
vergi kapasitesini bildii gibi smrme eilimi ya da lordun bu kapasitenin srekliliini salama kar
ar basard, iltizam sisteminin nitelii esas olarak bu iki karn kart ya da birlikte etkisine dayanrd:
Haslattaki dalgalanmalar, bte yapabilme olana, tebaann deme kapasitesinin ar smrye kar
koruma yoluyla gvence altna alnmas, el konacak miktar azamiye karmak iin mltezimin
haslatnn devlete denetlenmesi gibi. Ptolemeler'in imparatorluumda, Hellas ve Roma'da da olduu
gibi, mltezim hl bir zel kapitalistti. Yine de, vergilendirme ii Ptoleme devletince brokratik olarak
yrtlyor ve denetleniyordu. Kiracnn ya da mltezimin kr, kendi komisyonunun (ki yalnzca bir
garantiydi) stndeki fazlann bir blmnden ibaretti. Mltezimin riskini ise, haslatn bu miktarn
altnda kalmas olasl oluturuyordu.
Bir makamn, memurun zel gelir kayna olarak salt ekonomik bir ey gibi grlmesi, dorudan
doruya makam satna da yol aabiliyordu. Bu da, lordun yalnz cari gelir deil, nakdi sermaye
gereksinimi duyduu hallerde ortaya kyordu, rnein savaa hazrlanmak ya da bor demek iin.
Olaan bir kurum olarak makam ve grev sat ada devletlerde, kilise devletinde, Fransa ve
ngiltere'de, faal hizmet gerektirmeden aylk getiren makamlarda olduu kadar ok ciddi grevlerde de
ve ondokuzuncu yzyln balarna kadar subaylarn greve atanmasnda grlmtr. Bu tur satlarn
ekonomik nitelii tekil rneklerde ylesine deitirilebilir ki, satmalma iin denen miktarn tamam ya
da bir bolumu sadk hizmet karlnda yatrlm bir kefalet zellii tayabilir, ama bu genel bir kural
deildir.
Lordun kendisinin ya da bir resm grevlinin kiisel so-mrusu n konusu olan her trl intifa hakk,
hara ve hizmet, mutlaka saf brokratik rgtlenme tipinden uzak304
larna anlamna gelir. Bu tr makamlar elinde tutan grevlinin, grevi zerinde kiisel hakk vardr.
Resm grevle gelir arasndaki ilikinin nitelii de bu hakk glendirebilir zellikle grevli kendisine
braklan eyalarn gelirini lorda devretmiyor ve bunlardan kendi zel amalar iin yararlanp
karlnda lorda kiisel, askeri, siyasal ya da dinsel nitelikte hizmetler sunuyorsa.
Lordun resm grevliye mrboyu rant toplama hakkm verdii durumlarda bir "arpalk" sz
konusudur. Bu tr demeler ya belirli nesneler zerinden alnr ya da topraklarn ya da baka
kaynaklarn ekonomik intifa hakkndan oluur. Gerek ya da hayali resm grevlerin yerine getirilmesinin karl saylan bu deerler, belli bir makamn ekonomik gvencesi iin temelli tahsis edilmi
deerlerdir.
Bu tr rgtlenmeden modern brokrasiye gei olduka deikendir. Eski ve Orta alarda, hatta
amzn balarna dein, din adamlarnn ekonomik tahsisat ou zaman bu trdendi. Ama baka
blgelerde de hemen her dnemde ayn durum grlmtr. in'deki dinsel yasalara gre matemdeki
grevlinin grevinden istifa etmesi gerekirdi. nk baba ya da baka bir hane by iin tutulmas
adet olan matem dneminde, mallarn sefasn srme konusunda nefsine hkim olma kural vard. Bu
kuraln kkeninde, len aile reisinin gazabna urama kaygs yatyordu; nk hane ona aitti ve o
grev salt bir arpalk, bir rant kayna olarak grlyordu.
Yalnz ekonomik haklarn deil, lorda kiisel hizmet ko-uluyla onun ayrcalklarndan yararlanma
haklarnn da kiraland durumlarda, aylkl brokrasinin modelinden blr adm daha uzaklalm olur.

Kullanm hakk kiralanan ayncalklar deiir; rnein, siyasi grevliler sz konusu oluunda, bu haklar
toprak aal ya da makam yetkisi ni-te%nde olabilir. Her iki durumda da, ama zellikle ikincilde,
brokratik rgtlenmenin zgl nitelii tmyle or305
ladan kalkar ve kendimizi feodal egemenliin rg ti alannda buluruz. Grevliler iin tahsisat ya da
arpalk rak verilen her trl hizmet ve ayn intifa hakk burokr mekanizmay gevetme eilimi tar,
zellikle hiyerar ast-st ilikisini. Bu iliki, en gelikin ifadesini modern h rokrasinin disiplininde bulur.
ada Bat'nm szleme istihdam edilen memurununkine benzer doruluk ve \ rimlilikteki bir alma
ancak ve o da ok enerjik nderi altnda, grevlilerin lorda kiisel bamllklarnn muti olduu,
ynetimde klelerin ya da kle gibi altrlan grevlilerin kullanld yerlerde bulunabilir.
Msr'daki grevliler, hukuken deilse bile fiilen Fira-vun'un kleleriydi. Romal latifundia sahipleri
para ilerinin dorudan ynetimini klelerine vermeyi severlerdi, nk onlara ikence etme olanana
sahiptiler. in'de de bambunun yaygn kullanmyla benzer sonular alnmaya allrd. Ne var ki, bu
tr dorudan iddet aralarnn srekli ve kalc bir ilev grmesi olasl dktr. Deneyimler
gstermitir ki, brokratik aygtn tam mekanizasyonu-nun baarlmas ve korunmasnda grece
optimum dereceyi salayan asl etmen, gvenceli parasal aylk ve bunun yannda da salt rastlantya ve
keyfilie bal olmayan kariyer frsatdr. Tam mekaniklemeye gtren etmenler, ayn zamanda
memurun onur duygusuna da yer veren kat bir di siplin ve denetim, bir stat grubu olarak saygnlk
zlem e rinin gereklemesi, hatta kamuoyundan eletiri gelm^ olanaklardr. Btn bunlar
sayesindedir ki, brokrasi a^ ti, grevlilerin yasal olarak kkletirilmesi durumun ok daha salam
iler. Gl bir stat duygusu, yal" memurun hibir iradi zorlama duymadan, kendini a baml
hissetmeye hazr oluuyla gayet iyi bada kalmaz, subaylarda da olduu gibi, stat duygusu bylesi
bir bamlln sonucudur. nk subayn ^
306
n isel olarak dengeler. Resm grevlerin kiisellik^gl muyle uzak zellii, memurun zel yaamyla resm
11 m ilke olarak ayrmasyla da beslenerek, grevlinin
ne dayal sabit bir mekanizmann ilevsel koullaryla
btnlemesini kolaylatrr.
Para ekonomisinin tam gelimilii, brokratizasyonun
ilmez j^ nkoulu olmamakla birlikte, brokrasiyi kalc bir yap olarak besleyecek sabit bir gelir
kesinlikle arttr. Byle bir gelirin zel krlardan (byk ada iletmelerin brokratik
rgtlenmesindeki gibi) ya da sabit topak rantlarndan (malikne sistemindeki gibi) salanamad
durumlarda brokratik ynetimin kalc varl iin istik-arl bir vergilendirme sistemi gerekli hle
gelir. Bilinen ge-lel nedenlerden tr, bylesi bir vergi sistemi iin salam ^r temeli ise ancak tam
gelimi bir para ekonomisi sala-ablir. iyice gelimi para ekonomilerine sahip kentsel topuluklardaki ynetsel brokratizasyonun derecesi, ada myuk ova devletlerinde grece yksektir. Ne
var ki, bu ova Icvletleri dzenli hara sistemleri kurmay baarr baarmaz, brokrasileri de site
devletlerinde olduundan ok da-u kapsaml biimde gelimitir. Site devletlerinin bykl-u ne zaman
lml snrlar iinde kalmsa, bunlar yaplar-u ok daha uygun olan pltokratik ve kollegyal eraf ylctmlen kurma eilimi gstermilerdir.
4. Brokratik rgtlenmenin teknik stnlkleri*
teKn
amanratlk orgtlerin gelimesinin belirleyici nedeni her
uk s 1m tUm tek rtlenme biimlerine olan salt tek-Un ukleridir. Tam gelimi brokratik
mekanizmaVeMllsseksndek4
ve 5. no.lu balklar buraya almadm (.n.).
307
nn stnl, makineyle yaplan retimin mekanik ol yan tm teki retim biimlerine olan
stnlnn a sidir.
Doruluk, hz, kesinlik, dosya bilgisi, sreklilik, gizliM birlik, tam bamllk, srtmenin ve maddi
ve kiisel m liyetlerin azaltlmas -ite btn bunlar tam brotiklerrm bir ynetimde, zellikle
monokratik trnde, optimum noktasna getirilir. Tm teki ynetim biimleriyle karl; trldmda,
uzmanlam brokrasinin bu noktalarn hc sinde daha stn olduu grlr. Karmak ilevler soz \
nusu olduunda ise, cretli brokratik emek daha veru olmakla kalmaz, son zmlemede, resmen
deme ya} mayan fahri hizmetlere gre bile genellikle daha ucuza lir.
Fahri dzenlemeler ynetim iini bir yan-faaliyet durumuna sokar ve bir tek bu nedenle de olsa, daha
yava ilemesine yol aar; nk emalara daha az bal ve biimden yoksundur. Onun iin de
brokratik ileyiten daha hataldr ve birlikten yoksundur, nk stlere daha az bantdr; ast

grevliler ve dosyalama servisleri aygtnn kurulmas ve altrlmas da neredeyse kanlmaz olarak


dana pahaldr. Yalnz devlet hazinesine ykledii parasal maliyetleri deil (ki ileri gelenler
ynetimiyle karlatrlda da, brokratik ynetim bu maliyetleri nemli lde art rr), gecikmeler
ve hatalar yznden ynetilenlere sr verilen ekonomik zararlar da dnecek olursak, bu s rimizin
nemi daha iyi anlalacaktr. Eraf ynetim olanakl ve srekli olabildii durumlar ancak, resmi u bir
yan faaliyet olarak yeterli biimde yrtlebld^1 rumlardr. Ynetimin zmek zorunda kald ilen
lilii arttka, eraf ynetimi snrlarna dayanm bugn ngiltere'de bile durum budur. Kollegyal kuru
rgtlenen resm iler srtme ve gecikmelere y
308
kar ve grlerin uzlatrlmasm gerektirir. Bu ^ i je ynetim daha hsatal ve stlerden
bamsz ylolaysyla birlii ve hz da dk olur. Prusya'daki
Sel rgtlenmenin btn ilerlemeleri, brokratik ve -ellikle monokratik ilkeninn gelimeleri
olmutur; gelecek-de byle olacaktr.
Bugn resm ynetim ilelerinin hatasz, net, srekli ve bldiince hzl grlmesisini talep edenlerin
banda ka-talst piyasa ekonomisi gelelmektedir. Normal olarak, ok vuk modern kapitalist
ikletmelerin kendileri de kat b-)kratik rgtlenmenin balhca modelleridir. Tm i yneti- giderek
artan doruluk, d dzenlilik ve en nemlisi ilenirin hzll esasna dayannr hale gelmitir. Bu ise,
ada itiim aralarnn, bu aradda da basnn haber hizmetlerini zel nitelii tarafndan t
belirlenmektedir. Resm akla-lalarn, siyasal ve ekonomilik verilerin duyurulmasnda gi-erek artan
hz, ynetimin eitli durumlara tepki gsterme mposmu ykseltmesi dotfrukuunda gl ve
srekli bir ask kayna olmaktadr. Opptimum tepki zamanna da ank tam anlamyla
burokraatiklemi bir rgt sayesinde klabilmektedir.*
Burokratizasyon her eydeen nce, ynetsel ilevlerin salt nesnel gerekelere gre uzmaanlatrlmas
ilkesinin gerekisine Ptimum olannak salar. Her grev ve bunlayurutulmesi, uzmanlk egitimi grm ve srekli pratik e hep daha fazlasn |)renen memurlara
verilir, iin biimde yrtlmedi, her eyden nce, hesaplana^^rallara gre ve "kiileere gre deimeyen" bir biimn""" 'mesi demektir. 1Se llkten arnmlk" ' ayn zamanda "piyasa"nm ve
:en ve
ilmesine kar nasl belirli cngel-: ele - kardn burada ayrntl olarak tarta309
genelde her trl plak ekonomik kar urann da lasdr. Brokratik egemenliin tutarl biimde
uygulan s, "stat onuru"nun neminin azalmas demektir Dol syla, eer ayn anda serbest piyasa
ilkesine kstlama da tirilmiyorsa, bu, "snf konumu"nun evrensel egemeni demektir.
Brokratiklemenin derecesine kout olarak tT rokratik egemenliin, bu sonucunun da her yerde yav^
lamam olmasnn nedeni, siyasal topluluklarn eitli runlar zmek iin bavurabilecekleri ilkeler
arasm
farkllklardr.
Sozun ettiimiz ikinci ge, "hesaplanabilir kurallar" da, ada brokrasi iin son derece nemlidir.
ada kltrn ve zellikle teknik ve ekonomik temellerinin zgll, sonulardaki bu
"hesaplanabilirlii" art komaktadr En gelikin halinde brokrasi de, bir anlamda sine ra at studio
ilkesine baldr. Brokrasinin kapitalizme ok uygun gelen zgl nitelii, brokrasi ne denli
"insanlktan uzaklarsa" o denli kusursuz geliir; resmi ilerden sevgi. nefret ve tm hesaplanamaz
kiisel, irrasyonel ve duygusal eleri ne denli ayklanrsa, brokrasi asl niteliine o denli yaklar.
Brokrasinin bu zgl nitelii, onun zel erdemi
olarak kabul edilir.
ada kltr ne denli karmaklar ve uzmanlar^ onu destekleyen dsal aygt da kiisellikten uzak
ve ta anlamyla "nesnel" uzmana o denli gereksinim duyar. uzman, gemiin toplumsal yapiarmda,
kiisel sempa iyilik, ltuf ve kran duygularyla hareket eden yne rin yerini alr. Brokrasi, ada
kltrn dsal ayg1 ^ gerektirdii tutumlar, en uygun bir bileim iinde | Aslnda, rasyonel bir
yasal sistemin uygulanmasnn
^ ni atan da brokrasidir. Bu sistem, ilk olarak yu ^ ^ teknik
dzeye ulalan Roma mparatorluu donemi^ ^ karlan yasalara dayanlarak kavramsal bir sisten
310
turulmutur. Bu hukuk Orta alar boyunca adliyenin kratizasyonuna kout olarak benimsenmi; baka
bir
' le gelenee ya da irrasyonel varsaymlara dayal eski \uhakeme yntemlerinin rasyonel eitim grm
yetkin uzmanlarca kaldrlmas yoluyla gereklemitir.
5. Brokratik aygtn kalc nitelii*
Brokrasi, bir kez tam kurulduktan sonra artk ortadan kaldrlmas en zor olan sosyal yaplardandr.

Brokrasi, "toplu eylerrTi rasyonel dzenlilik kazanm "toplumsal eylem"e dntrmenin balca
aracdr. Bu nedenle, g ilikilerini toplumsallatrmaya" yarayan bir ara olarak brokrasi, bu aygt
denetleyenler iin birinci derecede nemli bir iktidar arac olagelmitir.
Dier her ey sabit tutulduunda, iyi planlanan ve yne bir "toplumsal eylem", her trl "kitle eylemi" ve hattoplu eylerrTden stndr. Ynetimin brokratizasyonunun tamamland yerlerde de, neredeyse hi sarslamavacak bir iktidar ilikisi biimi kurulmu demektir.
Brokrat bireylerin, paras haline geldikleri aygt iinde hareket esneklikleri pek kalmaz. Fahri ya da
yan faaliyet olarak ynetimde bulunan "erafn tersine, profesyonel urokrat iine tum maddi ve manevi
varlyla zincirlendir. Birok durumda, kendisine temelde deimez bir ro-a izmi olan ve srekli
devinim iinde bulunan bir meka-^mann iinde basit bir diliden ibarettir. Memura uz-n am
grevler verilmitir; mekanizma normal olarak ur tarafndan harekete geirilemez ya da durdurula-' u
ancak yukardan emirle olur. Brokrat birey, meka-btnlemi tm grevliler topluluuna bylece
amayla
aenh \
- Mls sel
ksmdek 7,8,9 no lu balklar buraya almadm (.n )
311
perinlenmitir. Hepsinin ortak kar, mekanizmann " lerini grmesini ve toplumsal otoritenin
kullanlmasn lamaktr.
^
Ynetilenlere gelince, bir kez ortaya km bulunan h rokratik otorite aygtn kaldramaz ya da yerine
baka K ey koyamazlar. nk bu brokrasi uzmanlk eitim" ilerin grlmesinde ilevsel
uzmanlamaya, tek tek bir sistem oluturan, ilevlerin mekanik ama virtzce v rtlmesini salayan
bir yaklama dayanmaktadr. Metni almay brakrsa ya da ii zorla kesintiye uratlrsa ka gaa
kar; bu kargaay dzeltmek iin ynetilenler arasndan uygun kiileri arayp bulmak da zordur. Bu
szlerimiz kamu ynetimi iin olduu kadar zel ekonomik iletmeler iin de geerlidir. Kitlelerin
maddi gelecei giderek zel kapitalizmin daha da brokratikleen organizasyonunun doru ve istikrarl
ileyiine bal hale gelmektedir. Bu organizasyonu ortadan kaldrma dncesi her geen gn daha da
topiklemektedir.
Brokrasinin disiplini, kamu sektrnde olsun, zel sektr de olsun, resm grevlilerin her zamanki
almalar iinde mutlak itaate ynelik bir tutumlar yumana sahip olmalar anlamna gelir. Bu
disiplin giderek her trl dzenin temeli haline gelir; disiplin, ynetimin dosyalanm belgelere
dayanlarak yrtlmesinin byk pratik neminden bile nde gelir. Bakuninizm'in resm belgeleri
imha ederek "kazanlm haklar "m ve "egemenliin" temelini ortadan kaldrma biimindeki safiyane
dncesinin gozard ettii ey, insann, belgelerden bamsz olarak varln su dren allm kural
ve dzenlemelere olan deimez tu kuudur. Yenik dm ya da dalm birliklerin yeni e
rgtlenmesi de, ayaklanma, panik ya da baka afetler deniyle bozulmu ynetsel dzenlerin yeniden
kuruin1 da, emirlere itaat konusundaki eitimli alkanlklara
312
k gerekletirilmitir. Bu itaat duygusu bir yanda res-C vlilere, br yanda ynetilenlere alanmtr.
Hare[Xli *
irilebilirse aksayan mekanizma yeniden iler hale kete gei111
ge" kez kurulmu bulunan aygtn nesnel vazgeilmezlii, 1 ve akiisellikten arnm" niteliiyle
birlikte, brokra-k mekanizmann -kiisel inanmla dayanan feodal d~ lerdekinin tersine- onu
denetlemesini bilen herkesin *, je kolaylkla alabilmesi anlamna gelir. Bir dman blgeyi igal
ettikten sonra rasyonel dzene sahip bir grevliler sistemi przsz ilemeye devam edebilir; yksek
aorevlilerinin deitirilmesi yeterlidir. Kalan grevli ordusu hmaya devam eder, nk bu herkesin
karmadr, tabii dman olmak zere.
smarck iktidarda bulunduu uzun yllar boyunca tm msz devlet adamlarn grevden alarak
bakanlarm ka-z artsz brokratik bamllk altna sokmutu. ktidar-ekildii zaman hayretle grd
ki, bunlar bakanlklarn aldrmadan ve umutsuzlua kaplmadan srdrmektedirler -sanki bu
yaratklarn bandaki beyin kendisinin deilmi ve sorun brokrasi makinesinde herhangi bir kiinin
\erine bir bakasnn gelmi olmasndan ibaretmiesine. Fransa'da Birinci mparatorluktan bu yana
hkmdarlarda-1 tum deiikliklere karn, iktidar makinesi znde hep kalmtr. Bylesi bir makine,
rasyonel i yaps saye-e, tmyle yani otorite oluumlarnn iddet yoluyla -atlmas anlamnda
"devrinTi, teknik bakmdan ok da-a 0*anaksz hale getirir. Hele bu makine, modern iletiim iarn da
(telgraf vb. gibi) denetliyorsa. Fransa, bu yap-devrimler"in yerine nasl "hkmet darbeleri"ni koyklasik biimde tantlamtr: Fransa'daki tm baa-numler, hkmet darbelerinden ibarettir.
313

6. Brokrasinin gc*
ada devlet her yerde brokratiklemektedir. Am rokrasinin siyasal toplum iindeki gcnn de her
yerd tp artmad sorusunu burada ak brakmak zorundav
Brokratik organizasyonun onu denetleyenlerin el" teknik ynden en stn iktidar arac olduu olgusu
bu I rasinin belli bir toplumsal yap iinde elde edebilecei a~ l belirlemez. Says milyonlara varan
brokrasi ordula nm giderek artan "vazgeilmezlii" de pek belirleyici deildir. En azndan, proletarya
hareketinin kimi temsilcilerinin proletaryann ekonomik vazgeilmezliinin, toplumsal ve siyasal
gcnn lsn de, belirledii yolundaki grnde ne denli isabet varsa, bunda da o denli isabet
vardr "Vazgeilmezlik" belirleyici olsayd, kle emeinin yaygn olduu ve zgr yurttalarn
almay onursuz bir i gibi grdkleri yerlerde "vazgeilmez" klelerin iktidar mevkilerinde
bulunmas gerekirdi, nk onlar da en azndan bugnk memurlar ve proleterler kadar
vazgeilmezdirler, brokrasinin gcnn yksek olup olmad, bu nedenlere dayanlarak a priorl
sylenemez. Ekonomik kar gruplarnn, gayr resmi uzmanlarn, uzman olmayan halk temsilcilerinin
ie karmas ya da merkezi parlamenter meclislerin, yerel ya da blgeleraras baka temsilci kurullarn
kurulmas, btn bunlar dorudan doruya brokratik eilimin karsna kan etmenler gibi
grnmektedir. Bu grnmn ne lde gerei temsil ettii, bu tmyle biimsel ve t-polojik
tartma iinde deil, ayr bir blmde ele alnmaldr. Burada u genellemelerle yetinebiliriz:
Tam gelimi bir brokrasinin gc olaan koulla1 hep ok yksek olmutur. "Siyasal efendiler",
"uzmanlar i ve ynetim ileri iinde yer alan eitilmi memurlarn
(*) Gerth ve Mills sekisindeki 11 no.lu bal buraya almadm (.n.)314
1 kendilerini bir "diletant" ya da amatr konumunda
$lS!n ur Brokrasinin hizmet ettii "efendi", "yasa nerme bulun**1
^
.
ili
1,1 " referandum ve memurlara iten el ektirme yetkisi J-bi silahlarla donanm bir "halk" da olsa;
gvensizlik oyu n
hak ya da fiili yetkisine sahip ve daha aristokratik ya daha demokratik bir
temelde seilmi bir "parlamento" i olsa bu szlerimiz geerlidir. Bu efendi, hukuki ya da fili olarak
kendi kendini seen aristokratik kollegyal bir ku~ 1 da olsa, halkoyuyla seilmi bir bakan ya da
babadan ogula geen bir saltanatn "mutlak" hkmdar veya "meruti1' bir kral da olsa, yine geerlidir.
Btn brokrasiler, bilgilerini ve niyetlerini gizli tutarak, meslekten yetimi olanlarn stnln
arttrmaya alrlar. Brokratik ynetim her zaman iin "gizli oturumlar" ynetimi olmak
eilimindedir; bilgisini ve eylemlerini eletirel gzlerden olabildiince saklamaya zen gsterir. Bugnlerde Prusya kilise yetkilileri, knama ve dier cezalandrma nlemlerim nc kiilerin bilgisine
aan papazlara kar disiplin cezas uygulamaktadrlar. nk papaz bu tur eletiriye olanak
hazrlamakla, kilise yetkililerinin genelde de eletirilebilme olasln, arttrma suunu ilemi
olmaktadr. Iran ahmn hazine grevlileri bte sanatn gizli bir doktrin haline getirmi, hatta ifre
kullanmlardr. Prusya'nn resm istatistikleri de genellikle yalnz gl brokrasinin amalarna zarar
vermeyecek eyleri aklar. Belirli ynetsel alanlardaki gizlilik eilimi, maddi nedenlerden
kaynaklanr: Egemenlik yapsnn iktidar karlar da kar-$ her yerde tehlikededir. zel sektrdeki
bir ekonomik ra-klP de olsa, dman olabilecek yabanc bir devlet de olsa, gizlilik sz konusudur.
Diplomatik uygulamalarn baarl IT*as isteniyorsa, kamuoyunun denetimine ancak ok az verilebilir.
Bir askeri ynetim en nemli nlemlerinin gIZh kalrnasmda srar etmelidir. Salt teknik konularn ne315
minin giderek artmas, gizlilii daha da gerekli hale mektedir. Katolik kongrelerinin ve parti
kurultaylarn rnteki tm aklna karn siyasal partiler de b b trl hareket etmezler. Parti
rgtlerinin artan brokrat" J ligi, gizlilii yaygnlatrmaktadr. Ticaret politikalar da 0 nein
Almanya'da, retim istatistiklerinin gizlenmesini rektirebilmektedir. Bir toplumsal yapnn da kar
alcld her savakan tavr, iktidardaki grubun gcn ve konumunu pekitirmek eilimindedir.
Ancak, iktidardaki brokrasinin tm kar, salt teknik kayglarn gizlilik gerektirdii alanlarla snrl
kalmaz, bunun ok tesine gider. "Resm sr" kavram brokrasinin zgn buluudur; baka hibir eyi
bunun kadar fanatik bir biimde korumaya almaz. Brokrasi parlamentoyla olan mcadelesinde,
amaz bir iktidar igdsyle, parlamentonun kendi bnyesinden ya da kar gruplarndan gelen
uzmanlar yoluyla bilgi edinmek iin giritii her abaya kar sava verir. Parlamentonun bilgi toplama
yollarndan biri, szde kalan meclis soruturmasdr. Brokrasi, doal olarak, bilgisi zayf, dolaysyla
gsz bir parlamentoyu yeler -hi deilse parlamentonun cehaletinin brokrasinin karlarna uygun
dt durumlarda.
Mutlak kral, brokratik uzmann stn bilgisi karsnda cizdir, hatta bir anlamda teki btn siyasal
nderlerden daha fazla. Byk Frederick'in "kleliin kaldrlmas yolundaki tm tepeden inme
emirnameleri, uygulama srasnda saptrlmt, nk resm mekanizma bunlar bu amatrn geici
dnceleri gibi grp ciddiye almam11 Bir meruti kral, ynetilenlerin toplumsal bakmdan nemli

bir blmyle anlama iinde olduu zaman, ynetimin g diatnda genellikle mutlak bir kraldan
daha etkili olur. Meruti kral bu uzmanlar daha iyi denetleyebilir, un eletiri bir lde kamuoyuna
malolmutur. Oysa mutla
316
laZca brokrasiden gelen bilgiye mahkmdur. Eski deki Rus ar, brokrasinin houna gitmeyen ya da
r^ k atlarn iktidar karlarn inciten hibir konuda kal-."basan kazanamamtr. Bir otokrat olarak
dorudan do-kendisine bal olan bakanlklar, Leroy-Beaulieu'nun de deyimiyle, bir satraplklar
konglomerasn temsil diyordu, bu satraplklar birbirleriyle srekli savayor, her rlu kiisel entrikann
yan sra, birbirlerini destans muhtralarla bombardmana tutuyorlard. ar, bir amatr olarak, bu
muhtralar karsnda aresiz kalyordu.
Merutiyet rejimlerine geile birlikte, merkezi brokrasinin gcnn tek bir ba altnda toplanmas
kanlmaz hale geldi. Brokrasi, krala ulamadan nce her eyin elinden gemesi gereken bir
monokratik ban, yani babakann emrine alnd. Bu durum karsnda, babakan da nemli olude
brokrasinin bann vesayeti altna girdi. II. Wlhelm, Bismarck'la olan nl mcadelesinde bu ilkeye
kar savat ama saldrsn ok gemeden geri ekmek zorunda kald. Uzmanlam bilgi anda,
kraln gerek etkisi ancak brokratik eflerle srekli iletiim sayesinde istikrar kazanabilir; bu iliki
brokrasinin ba tarafndan sistemli biimde planlanmal ve ynlendirilmelidir.
Merutiyet rejimi brokrasiyle hkmdar, parti eflerinin parlamenter meclislerde kazanmak
istedikleri gce kar-5i bir kar birlii iine de sokar. Parlamentoda destek bulamayan bir meruti kral
ise brokrasi karsnda aciz kalr. Reich'in Ulular"nm yani Prusya bakanlar ve yksek brokratlarnn, Kasm 19ffete Reich' terketmeleri, kral ne-eyse 1056'da feodal devletteki konumuna
drmt. m* bu bir istisnadr, nk genelde bir hkmdarn b-rokratk grevliler karsndaki gc
artk herhangi bir fe-a devlette ya da beylik bir patrimonyal devlette oldu-m an ok daha yksektir.
Bunun nedeni de, kraln ters
317
den bamsz brokratlarn yerine koyabilecei yk me beklentisi iindeki adaylarn srekli
varldr. Dier h ey sabit tutulduunda, ancak ekonomik bamszl ol yani mlk sahibi
tabakalardan gelen memurlar makaml m yitirme riskine girebilirler. Her zaman olduu gibi bug de,
memurlar mlksz tabakalardan devirmek hkm darlarn gcn arttrr. Hkmdarn iradesini
srekli ola rak ve tmyle felce uratabilecek memurlar, Prusya'daki Kanarebeen'ler5 gibi, sosyal
nfuzu yksek tabakalara mensup olan ve hkmdarn kendini destekleyecek kiiler olarak hesaba
katmak zorunda olduunu dnd grevlilerdir.
Brokrasinin uzman bilgisinden stn olan tek ey, "i hayat"ndaki zel ekonomik kar gruplarnn
uzman bilgi-sidir. Nedeni de, kendi alanlarndaki olgular tam bilmenin, i adamlarnn ekonomik
varl iin yaamsal nem tamasdr. Resm istatistiklerdeki hatalar kusurlu memur iin dorudan
ekonomik sonular yaratmaz; oysa bir kapitalist iletmenin hesaplarndaki hatalarn bedeli zarar etmek,
hatta varln yitirmektir. Kald ki, bir iktidar arac olan "sr", giriimcinin defterlerinde resm
yetkililerin dosyalarndan daha gvenli biimde saklanabilir. Kapitalizm anda ekonomik yaam
etkilemeye alan yetkililerin fazla sokulmalarna meydan vermemek iin, bir tek bu neden yeterlidir.
Ayrca, devletin kapitalizm konusunda ald nlemler sk sk ngrlmeyen ve amalanmayan bir
seyir izler ya da 1" kar gruplarnn daha yksek uzmanlk bilgisi tarafndan boa karlr.
5 Alman Rcchstag' I899'da Mittelland Kanal'n yapmna ilikin bir asa grrken, tutucu Juker
partisi projeye kar kmt. Parlamento gr tutucu yeleri arasnda, tasar lehinde oy kullanmalarn
emreden kar duran baz Junkcr devlet grevlileri de vard. Kanahcbeen ad ve ^ as grevliler
geici olarak grevden uzaklatrldlar. Bkz. Bcrna Bullovv, Denhwurdighciten (Berlin, 3 930), Cilt I,
ss. 293 vd.
318
7. retim ve eitimin "rasyonalizasyonu " *
Rasyonel brokratik egemenlik yapsnn, geliip yerletii verler dnda da yol at ok kapsaml
genel etkileri bu-da tartma olanamz yok. Brokrasi doal olarak "ras-onalist" bir yaam biimini
ne karrsa da, rasyonellik kavram farkl balamlarda byk deiiklikler gsterir. k genel olarak
ancak u sylenebilir: Btn egemenlik rlerinin brokratiklemesi, "aklc gerekiliin" ve pro-^vonel
uzmann kiilik tipinin gelimesini ok gl binde etkiler. ok kapsaml uzantlar olan bu srecin
cmli elerinin burada yalnzca bir tanesine ksaca iaret ebiliriz: retim ve eitimin nitelii
zerindeki etkisine. Kta Avrupa'smdaki retim kurumlar, zellikle yksek retim kurumlar
-niversiteler, teknik akademiler, iletme-k kolejleri, gimnazyumlar ve dier orta dereceli okullar
vada brokrasi iin giderek vazgeilmezleen uzmanlk eitimi ve zel snav sistemi reten bir
retim trne olan gereksinimin etki ve egemenliine girmi bulunmaktadr. Bugnk anlamnda
"zel snav", asl brokratik yapla- dnda da grlmtr ve grlmektedir. Gnmzde 1 seklerine
"serbest" mesleklerde (doktorluk ve avukatlk gibi) ve lonca gibi rgtlenmi ikollarnda

rastlanmakta-lr- Uzmanlk snavlar, brokratizasyon iin ne vazgeilin ne de kout olaylardr. Fransz,


ingiliz ve Amerikan urokrasleri uzun sredir bu tr snavlardan tmyle ya yk lde vazgemi
durumdadr. nk parti r-enndeki eitim ve hizmetler bunlarn yerine gemeye
enokrasi", uzmanlk snavlarna kar, brokrasi olay Usunda da olduu gibi, ikircikli bir tutum
iindedir -bu
ut * ve Mills sekisindcki 13. no.lu bal buraya almadm (.n.).
319
Yanda
kiiveren
gelimeleri tevik eden ta kendisi olduu halde. Bir eraftan yneticiler yerine her sosyal tabakadan
yeteri" lerin "seilmesi" anlamna gelen ya da bu grnm zel snavlar vardr. te yandan eitim
diplomalarnn baarl hizmet sisteminin ayrcalkl bir "kast" doura* ndan korkan, bu nedenle de
zel snavlara kar kan d mokrasi vardr.
zel snavlar brokrasi-ncesi ve yar-brokratik alada bile grlr. Gerekten de, zel snavlarn ilk
ve dzenli rneklerinin bulunduu yerler, arpalk esasna gre rgtlenmi egemenliklerdir. Islmi
Dou'da ve Orta alar'da Bat'daki gibi nce dinsel arpalklar, sonra da zellikle in'deki gibi dinsel
olmayan arpalk beklentileri, insanlarn renme ve snava girme zahmetine katlanmasnn tipik
dlleri olmutur. Ancak, bu snavlarn uzmanlam nitelii snrl kalmtr.
amzda brokrasinin iyice gelimesi, rasyonel zel uzmanlk snavlar sistemini kar konulmaz
biimde n plana karmtr. Devlet brokrasisindeki reform, uzmanlk eitimini ve zel snavlar
giderek Amerika Birleik Devlet-leri'ne de ithal etmektedir. Bu sistem, yetitii asl topral olan
Almanya'dan dnyann btn lkelerine yaylmakla ve .kk salmaktadr. Ynetimin giderek
brokratiklemes ngiltere'de de uzmanlk snavlarnn nemini arttrmakta dr. Eski ve yarpatrimonyal brokrasinin yerine ada b brokrasi getirme giriimi in'e zel uzmanlk snavn
sokmu; bu sistem olduka farkl bir yapdaki eski sna sisteminin yerine gemitir. Kapitalizmin
brokrayzasy nu, uzmanlk eitimi grm teknisyenlere, yazclaa olan talebiyle, bu tr snavlara tm
dnyaya yaymakta Bu gelimeyi hzlandran en nemli etken, bu tr snav <-kazanlan renim
sertifikalarnn toplumdaki sayg111 ^ Ekonomik yarara dntke bu belgelerin nemi a
320
r Eskiden atalarmz iin snav ne idiyse (en azndan 1 ltokrasnin gl olduu yerlerde), bugn
renim bel-IlS lur Eitlik salar; kilise ve devlet grevleri iin yeter-ak belgesi yerine geer.
niversite, iletmecilik ve mhendislik diplomalarnn mesi ve her alanda renim diplomalarnn
yaratlmas . [yanlan grlt, devlet dairelerinde ve zel sektr brolarnda ayrcalkl bir kesimin
olumasna yol amaktadr Bu tr belgeler, evlenme yoluyla ileri gelen ailelere girmeye (zel brolarda
doal olarak herkes patronun kznn gnln almak umudundadr), "eref yasalar"na bal evrelere
kabul edilmeye, i karl deil "nezih1' kazan lamaya, ilerleme gvencesi ve yallk sigortas elde
et-cye ve hepsinden nemlisi sosyal ve ekonomik bakmdan \antajl grev ve makamlar tekel altna
almaya yardmc lur. Ne zaman dzenli bir ders program ve zel snav sis-mi konulmas talebinin
yaygnlatn iitsek, bunun ar-ndaki neden elbette ki birdenbire uyanm bir "eitim su-zluu"
deil, bu grevlere olan arz snrlama ve renim plomalarma sahip olanlarn tekeline alma arzusudur.
"S-m" bugn bu tr tekellemenin evrensel arac olmutur. nedenle de snavlar kar konulamaz
biimde alp yr-Hitr. renim belgesinin kazanlmas iin gerekli re-lr> olduka byk masraf
ve tam kazan iin bir bekleyi nemi gerektirdii iin, yetenek (karizma) sahipleri aley-lnc ve mlk
sahipleri lehine bir durum sz konusudur. Unk renim diplomalarnn "entellektel" maliyetleri ^
2aman dktr ve bu tr belgelerin miktarnn gide-Au!maSlyla entellektel maliyetleri artmaz, azalr.
eskiden tmarllarda aranan, valyece hayat ^ sahip olma koulunun yerini bugn, onun tortusu olan ve
ayn zamanda renim belgelerini de niversite dello kulplerine ye olma gerei alm321
tr. Anglo-Sakson lkelerindeki spor kulpleriyle so lpler de ayn ilevi grmektedir. te yandan
brokr
U yerde "grev hakk"n dzenli bir disiplin ynetm 1 - ^ balamaya ve "efin astlar
stndeki tmyle keyf
^ ruflarn ortadan kaldrmaya abalamaktadr. Brok gvencesini, dzenli
ykselmeyi ve emeklilik haklarn lamaya almaktadr. Bunda da, ynetilenlerin, egemeni'*' asgariye
inmesini isteyen "demokratik" duygular tarafmd desteklenmektedir. Bu tutumda olanlar, stn astlar
zeri deki keyf tasarruflarmdaki her trl zayflamada, efendinin ayrcalklarnn azaldn
grdklerine inanmaktadrlar. Bu bakmdan brokrasi, hem zel sektrde, hem kamu sektrnde,
gemiin olduka farkl yaplanm ynetimlerinde olduu gibi, belli bir "stat" geliimine olanak
salamaktadr. Bu stat zelliklerinin genellikle yararl olduuna ve belirli ilevlerin yerine
getirilmesinde brokrasinin teknik yararllna katkda bulunduuna daha nce iaret etmitik.
"Demokrasi" brokrasinin ite bu "stat" zelliine tepki gsterir. Demokrasi atanm grevlilerin

yerine, ksa sure iin seimle gelen grevlileri koymak, grevden uzaklatrmada ise disiplin
ynetmeliklerinin yerine seimi geirmek ister. Demokrasi bylelikle hiyerarinin tepesindeki "efendi"nin keyf tasarruflarn, ynetilenlerin ve onlar yoneter parti eflerinin ayn derecede keyf
tasarruflaryla deii mek ister.
zel renim ve eitimin avantajndan kaynaklanan top lumsal saygnlk brokrasiye zg bir ey
deildir. Asln bunun tam tersi dorudur. u var ki, teki egemenlik) i larnda, renimin saygnl
ok farkl temeller dayanrSloganms bir ifadeyle, feodal, teokratik ve patrimony egemenlik yaplar gibi ok deiik sistemlerde,
eg amac "uzman"dan ok "kltrl adam" yetitirmek ve toplumsal saygnln temelini bu
oluturmutur.
322
ir re'deki eraf ynetimi, eski in'deki patrimonyal
f' * ve Hellenik demokrasi dediimiz sistemdeki de-lLirokras
agoglar ynetimidir.
1 -Kltrl adam" terimini burada tmyle deer yargla-a uzak bir anlamda kullanyoruz. Kasdimiz,
retimin
I acnn zel uzmanlk eitimi deil, kiiyi toplumda "kl-ju kabul edilerf bir dzeye ulatrmak
olduudur. Egeliein yaps ve ynetici tabakaya ye olmann toplum-! koullan tarafndan belirlenen "kltrl kii"
kavram, renim idealini oluturuyordu. Btn bir eitim, bir val-vc ya da asetik tipini, in'de olduu
gibi bir yazar-izer tipini, Hellas'daki gibi bir gimnazyumlu hmanist tipini, ya da Anglo-Saksonlar'da
olduu gibi bir geleneksel centilmen tipini yaratmay amalyordu. Ynetici tabakann yeterlilik
nitelikleri, "daha fazla" uzmanlk bilgisinden ok "daha yksek" kultur dzeyine sahip olmakla
llyordu. zel askeri, teolojik ve hukuki yetenekler de elbet gelitiriliyordu, ama Hellenik dnemde
olsun, Orta a'da ya da in'de olsun, asl arlk, kiinin uzmanlk alannda "yararl" olandan apayr
renim konularna veriliyordu.
retim sisteminin temelleri konusundaki tm ada tartmalarn ardnda yatan kritik nokta, "uzman
kii tipi" lle eski "kltrl adam" arasndaki mcadeledir. Hem kamu kesiminde, hem zel kesimde
tm otorite ilikilerinin kar konulmaz brokratizasyonu ve uzmanlam bilginin er an artan nemi
tarafndan belirlenen bu mcadele, b-'lln nazik kltr sorunlarn da ilgilendirmektedir, ilime seyri
iindeki brokratik rgtlenme, brokrasiII ^S1 olan> eitsizlikleri giderici srecin karsnda du-!^ e*as olarak olumsuzluk engellerini amak
zorunda kal-str. Buna ek olarak, farkl ilkelere dayanan ynetsel yaa urokratik rgtlenmenin yoluna kmtr. Burada,
Anzca
ozel nem tayan kimi yapsal ilkeleri ksaca
ve
323
ok basit bir ema iinde ele alacaz. Varolan butun incelemek bizi konumuzdan ok uzaklatrrd.
Kon
^ aadaki sorularla devam ediyoruz.
Za'
1. Ynetsel yaplar ne olude ekonomi tarafndan h 1 nir? Ya da gelime olanaklar ne lde baka
koull nein salt siyasal etmenlerce yaratlr? Ya da, son olaral olude teknik yapnn kendine ozgu
"zerk" mantm t' fmdan belirlenir?
2. Bu yapsal ilkelerin, bir sonraki aamada, ekonom zerinde belirli etkileri olup olmadn, varsa
bunlarn n gibi etkiler olduunu soracaz. Bunu yaparken de, doal olarak en bata butun bu rgtsel
ilkelerin alkanln ve ortuen geilerini de dikkate alacaz. Ne de olsa, bunlarn "saf" tipleri,
zmlemelerimiz iin zel nem tayan, vazgeilmez snr durumlar olarak grlmelidir. Tarihsel
gereklikler, ki hemen her zaman kark biimlerde ortaya karlar, bu tur saf tipler arasnda gidip
gelmitir; hl byle olmaktadr.
Brokratik yap her yerde olduka yeni bir gelimedir Geriye gittiimiz olude, egemenlik yaplarnda
brokrasi ve memurlar ordusunun yokluunu daha ak goruruz. Brokrasi, "rasyonel" bir zellie
sahiptir; varlna kurallar, aralar, amalar, gerekilik egemendir. Bu nedenle, douu ve yayl her
yerde "devrimsel" sonular yaratmtr (tartlmas gereken zel bir anlamda). Bu, rasyonalizmin gelimesinin genelde yaratt sonularn aynsdr. Brokrasinin gelimesi, rasyonel olmayan egemenlik
yaplarn ykmtr-O halde, u soruyu sorabiliriz: Neydi bu yaplar?*
Vvutsdajt und Gesdhthaft\n bunu izleyen blmlerinde Weber lzm Patmonyahzm, Feodalizm ve
Kazmatk Otoriteyi tati?i)or
bin IX blmnde kazmatk ototenm ksa bir tartmas ye
Bu
ahvoi

kavamla iin XI bolumun sonuna baknz Weber'm, bclh bir buo^ kesien ilkelci asndan
zmleme biimi m de XVII boluna [Gcth-Mlls]
324
/X. Karizmatik otoritenin sosyolojisi*
1. Karizmann genel nitelii**
Brokratik ve patriyarkal yaplar birok bakmlardan zt olmakla birlikte, ok nemli bir ortak zellie
sahiptir: Kalclk Bu adan, ikisi de gnlk tekdze ileyie sahip kurumlardr. zellikle patriyarkal
iktidar, gnlk yaamn olaan ve dzenli gereksinimlerinin salanmasna dayanr. Bu nedenle,
patriyarkal otoritenin ilk kayna ekonomidir, daha dorusu ekonominin gnlk tekdze ileyile
yryebilen dallardr. Patriyark, gnlk yaamn "doal nde-n dr. Bu bakmdan, brokratik yap,
rasyonalite kazanma-alan patriyarkalizmin aynadaki grntsdr. Rasyo-kurallara sahip kalc bir
sistem olan brokrasi, yinele-n ve hesaplanabilir gereksinimleri tekdze bir ileyile Allayabilecek
biimde dzenlenmitir.
rutinin dna taan her trl talebin karlanma-olarak, tmyle trdelikten uzak, baka bir deyi) Wlrtschfl/t und Gesdlschaft, Ksm III, Bolum 9, S 753-757
mh Ve Mllls seksndek 2. ve 3 no lu balklar buraya almadm ( n )
va
325
le karizmatik temele dayanr. Tarihte ne denli geri " bu gerei o denli iyi grrz. Bu demektir ki,
psjk 7^^ fiziksel, ekonomik, ahlaki, dini, siyasi bunalm dn nin "doal" nderleri ne resm
grevliler, ne de bu ^ anlamnda "meslek" sahipleri, yani uzmanlam bil U zanm ve para iin
alan kiiler, olmutur. Bunalm H nemlerinin doal nderleri, bedence ve ruha zel vet lere
sahiptirler, onlardaki bu yeteneklerin herkese nasin mayan doast yetenekler olduuna inanlmtr.
Burada ki "karizma" kavramn tmyle "deer yarglarndan arn m" bir anlamda kullanyoruz.
rlanda'nn kltr kahraman Cuchulain'in ya da Home-ros'un Akhilles'inin kahramanlk yetenek ve
cokulan bir manik krizdir, tpk bir fedai Arap savasnn kana susam bir cinnet iinde frlayp
saldrana dek kudurmu kpek gibi kalkann srmas gibi. Uzun sre, bunlarn asl da yksek dozda
zehirleme yoluyla yapay olarak bu ha getirildikleri iddia edilmitir. Bizans'ta da bu tr nbet gc( ren
birka "sarn canavar" el altnda bulundurulmuu tpk eski sava filleri gibi. amanlar'm vecidleri de
bny sel saradan kaynaklanyordu; buna sahip olmak karizmat bir yeterlilii temsil ediyordu.
Dolaysyla bunlarn hi bu nin zihnimizi ycelten bir yan yoktur. rnein, Mormo lar'm en azndan
deerlendirme asndan belki de "madr bazlk" denebilecek birey olan kutsal kitab ne denli ya tici
ise bunlar da o denli ycelticidir. Ama sosyoloji bu .s rularla uramaz. Mormonlar'm efi
izleyicilerinin inancn^ gre, ayn "kahramanlar" ve "bycler" gibi, karizman niteliklere sahiptir.
Hepsi sanatlarn ve yneticiliklerini yetenee (karizma) dayandrmlar ve Tanr dncesi aklk
kazand yerlerde de ilahi misyon fikrine yas a mlardr. Bu, doktorlar ve peygamberler iin olduu
va ^ yarglar, askeri nderler ve byk av partilerinin
326
Bu e, li tari
. geerlidir.
egemenlik yaps kategorisinin sosyolojik zgll-h el nem tayan zel bir rnekte, ilk dnem
Hris-kilisesindeki otoritenin tarihsel geliimi rneinde, karln Rudolf Sohm'a borluyuz. Sohm
bu ii ksal tutarllkta dolaysyla salt tarihsel adan zorun-maI larak belli bir tek yanllkla yapmtr.
Ancak, ayn du-k her verde ortava kmtr: en ack eli
um Kiua olarak her yerde ortaya kmtr; en ak gelimeyi gsterdii alan ise dindir.
Crevlerin her trl brokratik rgtleniinin tersine,
k-rizmatik yap, hibir dzenli atama ve atma prosedr ya
sistemi tanmaz. Kurallara balanm "kariyer", "yksel"aylk" ya da karizmatik nderin ve yardmclarnn
anlk sahibi olmalar gibi kavramlara yer vermez. Den ya da temyiz organ, yerel ya da ilevsel yetki alanlar
naz; gnmzdeki "brokratik" blmler gibi, kiilerve kiisel karizmalardan bamsz, kalc kurumlara yer
cz.
Karizma yalnzca isel irade ve denetim kabul eder. Karizmatik nder kendine gre olan bir ie el atar
ve salt tad misyona dayanarak itaat ve yanda kitlesi ister. Bunlar bulup bulamayacan, baars
belirler. Onlara gnderildiine inand kiiler onun misyonunu tanmazlarsa, karizmatik iddias ker.
Kabul ederlerse, onlarn efendisi olur -kendini "kantlayarak" yerini koruyabildii srece. Ama
hak"kn, seimlerde olduu gibi, onlarn iradesinden al-maz. Tam tersi olur: Onu karizmatik nderleri
olarak tanmak, misyonunu bildirdii kiilerin grevidir. in'deki doktrine gre, imparatorun hak ve

yetkileri halln kat)ulne baldr. Ama bu, halkn egemenliinin tannla anlana gelmez; nasl ki peygamberin ilk
Hristiyan ^P umundaki mminlerin rzasn almas gerekmiyor idiy-m <Joktrini, tersine, hkmdarn
konumunun karizma327
tik zelliim vurgular; bu da onun kiisel niteliin nttlanm deerine dayanr. Karizma, niteliksel
olarak v alanlar iin geerli olabilir ve olmaktadr. Bu ise d maktan ok isel bir sorundur ve
karizmatik kiinin nuna ve gcne niteliksel snrlamalar getirir. Bu m anlam ve ierik asndan
yerel, etnik, toplumsal si mesleki ya da baka bir adan snrl gruplara hitap ed w' lir. Eer misyon bu
biimde snrlanm bir grup insan W tap ediyorsa, ki kural olarak byledir, onlarn evresiyle mrl
kalr.
Karizmatik egemenlik, her ynyle olduu gibi ekonomik alt yapsyla da, brokratik egemenliin tam
kartdr Brokratik egemenliin dzenli bir gelire, dolaysyla bir para ekonomisine ya da parasal
vergi sistemine dayanmasna karlk, karizma da dnya ileri dzleminde yer alr ama onlardan
beslenmez. Bu nokta, ok iyi anlalmaldr Karizmatik kii, para ve parasal gelir sahibi olmaktan sk
sk bilerek kanr Aziz Francis'in ve benzerlerinin yapt gibi. Tabii, bu mutlak bir kural deildir.
Dhi bir korsan bile, burada kullandmz, deer yarglarndan arnm anlamnda bir "karizmatik
egemenlik" kurabilir. Karizmatik siyasi kahramanlar ganimet ve her eyden nce de altn peinde
koarlar. Ama kesin olan bir ey varsa, o da karizmann metodik ve rasyonel olan her trl parasal
kazanc yakksz sayddr. Genelde, karizma rasyonel olan tum ekonomik davranlar reddeder.
Karizma ile dzenli "hane" temelinde rgtlenmeye dayanan herhangi bir "patriyarkal" yap arasndaki
keskin kartln temelinde, rasyonel ekonomik davrann
reddi yatar. "Saf" karizma, sahipleri iin, ticaret yo
bu luyla
ekonomik smr anlamnda zel kazan kayna as a maz. Parasal cret biiminde bir gelir kayna
olmad 8 bi, misyonun maddi gerekleri iin dzenli bir vergi
328
veremez. Misyon bir bar misyonu ise, karizmatik iin gerekli aralar bireysel olarak salanr; ya da
^atik kiinin hitap ettii grubun yeleri armaan, bari baka gnll katklarda bulunurlar. Karizmatik
^/ kahramanlar rneinde ise ganimet, misyonun ama-^ dan biri olmasnn yan sra, misyonun
maddi aralar-a A oluturur. "Saf" karizma her trl patrimonyal ege-l'&e aykrdr. Her eit dzenli
ekonominin kartdr. Fkonomiyi hie sayan etmenin ta kendisidir. Bu szlerimiz, zmatik sava
kahraman rneinde olduu gibi, kariz-uk nderin mal mlk edinme abas iinde olduu dunlarda
bile geerlidir. Karizma byle davranabilir, nk as gerei "kurumsal" ve kalc bir yap deil,
kurumsal Kalcln tam tersidir, zellikle "saf" tipinin bulunduu
yerlerde.
Karizma sahipleri (hem nder, hem de tilmizleri ve izleyicileri) misyonlarnn hakkn verebilmek iin
bu dnyaya zg ilikilerin, beylik mesleklerin ve aile hayatnn beylik ykmllklerinin dnda
kalmaldrlar. Cizvit mezhebinin kurallar, kilise grevleri stlenmeyi yasaklar; yelerin mlk edinmesi
yasal olduu gibi, Aziz Francis'in temel kuralna gre, mezhebin kurum olarak mlk edinmesi de yasaktr. Bir mezhebe mensup rahip ve valyelerin bekr kalmalar gerekir; nitekim, peygamberane ve
sanatkrane ka-^ma sahibi kiilerin ou bekrdr. Btn bunlar, kariz-ay temsil edenlerin bu
dnyadan kanlmaz biimde ay-durduklarn gstermektedir. Karizma iinde yer almann ^nomik
koullar bu bakmlardan (grnte) elikili a llir; bu da, karizmann trne (artistik ya da dinsel ka^ma ibl) ve anlamndan kaynaklanan hayat tarzna bal-^ Gnmzdeki artistik kkenli karizmatik
akmlar, "c-,!, ^ te all$madan gelir salayanlar" (gnlk dildeki
Jyl
rantiyeleri) temsil etmektedir. Karizmatik bir n329
derin peinden gitmeye en uygun adaylar da genellikle bunlardr. Orta a'm dilenci rahiplerinin, tam
tersi bir durumu gerektiren yoksulluk yeminleri mantksal olarak ne denli tutarl idiyse, bu da o denli
tutarldr.
330
X. Disiplinin anlam*
Karizmann yazgs, ne zaman bir topluluun kalc kurumlar arasna girse, sonunda ya gelenein, ya
da rasyonel sosyalizasyonun gcne boyun emektir. Karizmann bu zayflay genellikle bireysel
eylemin neminin azaldn gsterir. Bireysel eylemin nemini azaltan gler arasnda en kar
konulmaz da rasyonel disiplindir.
Disiplinin gc kiisel karizmay silmekle kalmaz, stat tabakalamasn da kaldrr. En azndan, stat
tabakalamasnn rasyonel dnmne yol amak gibi bir sonu yaratr.

Disiplinin ierii, alman emrin tutarl bir rasyonellik ve metodik bir uzmanlkla tam olarak yerine
getirilmesinden ibarettir. Burada her trl kiisel eletiri kaytsz artsz durdurulur, aktr gzn
krpmadan ve kendini tmyle vererek emri yerine getirmeye koyulur. Ayrca, emirle yerine getirilen
hareketler bir rnektir. Bunlarn bir kitle rgtnn toplu eylemi olma nitelii, bu birrnekliin somut
sonularn belirler. taat edenlerin ezamanl olarak ya da
"Meruiyet", Wirtschajt und Gesellsaft, Ksm 111, Bolum 5, ss 642-649.
331
ok byk bir kitle halinde hareket eden gruplar olmas art deildir: Belli bir meknda bir araya
gelmi olmalar da gerekmez. Disiplini belirleyen, ok sayda insann itaatinin rasyonel bir birrneklik
tamasdr.
Bu anlamda disiplin elbette karizmaya ya da stat grubu onuruna aykr bir ey deildir. Tersine, geni
arazileri ve byk rgtleri ynetmeye girien stat gruplar -Venedikli aristokratik danmanlar,
Paraguay'daki Cizvitler, ya da balarnda bir prens bulunan modern subaylar-, hareket kaabiliyetlerini
ve ynetilenlere kar stnlklerini ancak ok kat bir disiplinle koruyabilirler. Bu disiplin ncelikle
kendi gruplar iinde uygulanr, nk ynetilenlerin kr krne itaat etmesi ancak onlar disiplin
kurallarna boyun emeye eitmekle salanr. Bir stat grubu iin salt disiplin amacyla stereotip onur
ve hayat tarz gelitirme ii, ok bilinli ve rasyonel planlanm olmaldr. Bu faktr, stat gruplarnn
u ya da bu biimde etkisinde kalm olan tm kltr alanlarn etkiler, ama bu etkileri burada
tartmayacaz. Bir karizmatik kahraman da disiplinden ayn biimde yararlanabilir, hatta, egemenlik
alann geniletmek istiyorsa, yararlanmas gerekir de. Nitekim Napolyon, Fransa iin, geerliliini
bugn de koruyan, kat bir disiplin dzeni kurmutu.
Disiplin de, en rasyonel trevi olan brokrasi gibi, genelde kiisellikten arnmtr. Disiplin, hizmetini
talep eden ve kendisini glendirmesini bilen her gcn emrine tam bir yanszlkla girer. Bu,
brokrasinin karizmaya ve zellikle de feodal biimindeki onura kar temelde yabanc ve aykr
olmasn engellemez. Vecd nbetleri geiren manik sava ya da kiisel onur kazanmak iin eit bir
hasmla kl vuruturan bir feodal valye, disipline ayn lde yabancdrlar. Birincisi, eylemleri
irrasyonel olduu iin; ikincisi, znel tutumu gerekilikten yoksun olduu iin. Disiplin
332
tek bir kahramana tapnma ve inanmann, nderin kiiliine cokuyla balanmann, "onur" kltnn,
kiisel yetenein bir "sanat" olarak kullanlmasnn, btn bunlarn yerine, tekdzelemi ustaln
alkanln koyar. Disiplin, "ahlaki" nitelikteki motiflere hitap ettii lde, bir "grev duygusu ve
namusu"nu da varsayar. (Cromwell'in deyimiyle: "Vicdan Adamlar"na kar "Onur Adamlar".)
Hcumdaki optimum fiziksel ve psikolojik glerinin rasyonel olarak hesaplanabilmesi iin; kitleler
birlik ve b-tunluk iinde disipline altrlp koullandrlr. Coku ve kaytsz artsz balln da
disiplin iinde elbet yeri vardr; btn modern savalarn yrtlmesinde, bir birliin dayankllnn
"moral" eleri her eyden nce gelir. Askeri nderlik, her trl duygusal arac kullanr, tpk Ignatius
Loyola'nm exercti spiritualids gibi ince dinsel disiplin tekniklerinde olduu gibi. Askeri nderler,
erleri sava srasnda "esin" yoluyla etkilemeye, dahas, nderin iradesini "ieriden anlayacak" biimde
eitmeye alrlar. Yine de, sosyolojik adan belirleyici olan noktalarn birincisi her eyin zellikle de
bu "kestirilemez" ve irrasyonel faktrlerin, hi deilse kuramsal olarak, tpk kmr ve demir
yataklarnn hesapland gibi hesaplanabilir olduudur. kincisi, balln, amal oluu yznden ve
normal ieriine gre, nesnel bir nitelik taddr. Bu ballk, ortak bir'"dava"ya, rasyonel planlanm
bir "baar"ya olan bir ballktr; tek bir kiiye olan bir ballk deil -byleyici bir lider sz konusu
olduunda ne denli "kiisel" eler tasa da.
Tek istisna, disiplinin bir kle sahibinin ayrcalkl konulu temelinde kurulmu olduu durumlardr.
Plantasyonlarda, eski Dou'nun kle ordularnda, forsal gemilerde, eski ve Orta a hapishanelerinde
olduu gibi. Gerekten de, birey bylesine mekanikletirilmi bir rgtlenmenin dna kamaz, nk
rutin koullandrma onu yerli yerine
333
oturtur ve "srklenip gitmeye" mshkm eder. Bu saflara devirilenler, btn iinde zorla eriilirler. Bu
btnletirme, her eit disiplinin iyi ilemesnde gl bir edir, zellikle disiplinli biimde yrtlen
tm savalarda. yle ki bu btnleme, en etkili ge ve :aput mortuum olarak, grev ve vicdan gibi
"ahlaki" nitelikler ktkten sonra bile hep ayakta kalr.
7. Byk lekli ekonomik rgtlerde disiplin*
Btn disiplinler, askeri disiplinden doar. Byk lekli ekonomik organizasyon, insanlar displin iin
eiten ikinci byk kurumdur. Firavunlar dnemlideki atlye ve inaat ilerini (rgtlenmeleri
hakknda ol az ayrnt biliniyor), Kartaca'daki Roma plantasyonlarn, Orta alar'daki madenleri,
smrge ekonomilerinin kle plantasyonlarm, b tn bunlar dorudan birbirine balaman ve gei
salayan hibir tarihsel rgtlenme yoktur. Ne var ki disiplin denilen ge hepsinde ortaktr.
Eski plantasyonlardaki kleler bankalarda yatar, ailesiz ve mlksz yaarlard. Yalnz yneticlerin

-zellikle vllll-cusun- zel konutu olurdu, bugnk temenler ya da byk tarm iletmelerindeki
yneticiler *ibi. Yalnz villicusun yar-mlk (peculium -zel sr) ve yar-evlilii (contuber-nium)
vard. Sabahlar kleler "takmlar" (decuriae) halinde dizilirler ve nezaretiler (monitores) tarafndan
ie gtrlrlerdi. Baraka deyimiyle kiisel gereleri depoya kaldrlr ve gereksinime gre verilirdi.
Hastaneler ve hapisane hcreleri de eksik deildi. Orta ve Yakn a|lar'm maliknelerin-deki
(manorlarmdaki) disiplin grece yumuakt, nk
(*) Gcrth ve Mills seksndek 1 ve 3 no.lu balkla buraya almadm (.n.) 334
gelenee bal olarak biimlenmiti ve bu nedenle de lordun gcn bir lde snrlyordu.
Askeri disiplinin, eski plantasyonlar kadar, modern kapitalist fabrika iin de ideal model olduunu
gstermek iin zel tantlara gerek yok. u var ki, plantasyonun tersine, fabrikadaki rgtsel disiplin
tmyle rasyonel bir temel zerine kurulmutur. Tek tek iilerin optimum krll, uygun lme
yntemlerinin yardmyla, retimin tm teki maddi aralar gibi hesaplanmaktadr. Amerika'daki
"bilimsel ynetim" sistemi bu hesaplamalara dayanarak, i performanslarnn rasyonel olarak
belirlenmesi ve eitilmesinde en yksek zaferleri kazanmaktadr. Son meyvalar da fabrikann
mekanizasyon ve disiplini sayesinde toplanmakta ve insann psikolojik -fiziksel aygt tmyle d
dnyann, aletlerin ve makinelerin istemlerine, ksaca tek bir "ilev"e uyarlanmaktadr. Birey,
organizmasnn yapnca belirlenen doal ritminden koparlmakta, ayr ayr ileyen kaslarn metodik
uzmanlamas yoluyla psikolojik-fiziksel aygt yeni ritme uydurulmakta ve alma koullarna uygun
optimum bir gler ekonomisi kurulmaktadr. Btn bu rasyo-nalizasyon sreci, fabrika da olsun,
baka yerlerde olsun, ama zellikle brokratik devlet makinesinde, maddi gereler rgtlenmesinin
derebeyinin keyf iktidarndaki merkezilemesine kout biimde gelimektedir.
Disiplinin her an genileyen bu egemenlii, ekonomik ve politik taleplerin karlanmasnn
rasyonalizasyonunda kar konulamaz bir ilerlemeye yolamaktadr. Bu evrensel olgu, karizmann ve
farkllam bireysel davrann nemini giderek daha da zayflatmaktadr.
335
o
338
XI. Dnya dinlerinin sosyal psikolojisi*
"Dnya dinlenenden, etrafna ynlarla mumn toplayabilmi olan be dini ya da dme bal yaamduzenlern anlyoruz ifade, burada deer yargsndan tmyle arnm anlamda kullanlmtr
Konfuyen, Hmdust, Budist, Hristiyan ve Islm dm ve ahlak sistemleri dnya dinlen kategorisine
girer Altnc bir dmle, Musevilikle de ayrca ilgileneceiz, zira onda Hrstyanlk' ve islmiyet'i
anlamak m gerekli tarihi nkoullar ve Bat'nm modern iktisad ahlaknn gelimesindeki tarihi ve
bamsz nemini greceiz Ksmen gerek ve ksmen iddia olan bu nem, son zamanlarda epey
tartlmtr Otek dinlere atflar ise, yalnzca tarih balar kurmakta kanlmaz olduklarnda
yapacaz 1
( ) Dil Wtschattscthk der Wetehgonen Gesammeltt Aufsactze zu Reh onsszologt (Tubmgcn
1922 23) Cilt I ss 237 68 Webu in Dnya Dmk nnn iktisad Ahlak bal altnda Archv fur Sozalfo
sdun% da makalele halinde yadmlad b inceleme dizisinin G ile Konfuyenzm ve Faozn
hakkndaki ilk bolumle 1913 te yazlmtr lk kez 1915 Lyhlumk Aich\ m 41 cildinde yaymlanmt
Webe buada Pottsfm Ahlal ve Kapitalizmin Ruhuna atfta bulunmaktad Ayca bu kitabn 12
blmne Potestan Mezhcple ve Kapitalizmin Ru hu na da baknz
339
Bir dinin "iktisadi ahlak" dediimiz zaman ne anlalmak gerekecei, bu sunuumuz iinde gittike
aklk kazanacaktr. Bu terim dikkati teoloji ciltlerindeki ahlak teorilerine ekmemektedir, zira bunlar
belli koullarda ne kadar nemli olurlarsa olsunlar, bilgi gereleri olmaktan teye gidemezler, "iktisadi
ahlak" terimi, dinlerin psikolojik pragmatik temellerindeki eylem igdsne iaret ederJ Aada
anlatacaklarmz, ematik de olsa, somut ekonomik ahlak yaplarnn genellikle ne derece karmak ve
koulla-' rnm da ne derece ok-ynl olduunu aka gterecektir. Hatta, dtan benzer grnen
ekonomik rgtlenmelerin deiik ahlak ilkelerine uyabildiini ve kendi ekonomik ahlak zelliklerine
gre, benzer grnen ekonomik rgtlenmelerin tarihte nasl farkl sonular verdiini de aklayacaktr.
Bir iktisadi ahlak sistemi, bir ekonomik rgtlenme biiminin basit bir "ilev"i deildir; hatta tersi, yani
iktisadi ahlak ilkeleri hi de belirsiz olmayan bir biimde ekonomik rgtlenmenin yapsn etkiledii
de pek doru deildir.
Hibir iktisadi ahlak sistemini yalnz din belirlememitir. nsanolunun dnyaya kar tutum alnda
-dinsel ya da dier (bizim rneimizde) "i" faktrlerce belirlenen- herhangi bir iktisadi ahlak sistemi
tabii ki byk lde bamsz olacaktr. Bu bamszln derecesini de ekonomik corafya ve tarih
verileri etkileyecektir. Yaam-biiminin dinsel etkeni ise iktisadi ahlakn belirleyicilerinden -bunu not
edelim- sadece bir tanesidir. Tabii ki dinin belirledii yaam biimi de, belli corafi, politik, sosyal ve
ulusal snrlar iinde geerli olan ekonomik ve politik, faktrlerden fazlasyla etkilenir. Bu etkileri tek

tek ele almaya kalk*1"* sak, asl konumuzu kaybederiz. Burada yalnzca, kendi dinlerinin pratik
ahlakn en ok etkilemi olan toplumsal tabakalarn yaamlarn ynlendiren eleri ortaya karma)7'
alacaz. Bu eler, pratik ahlak zerindeki en karak
340
ristik izleri, bir ahlak sistemini tekinden ayran izleri brakm olanlardr; bunlar ayn zamanda kendi
iktisadi ahlak sistemleri zerinde de, nemli lde etkili olmulardr.
Asla tek bir tabaka zerinde durmamalyz. Bir iktisadi ahlak sistemine en belirli zelliklerini veren
tabakalar tarihsel sre iinde deiebilir. Ve tek bir tabakann etkisi hibir zaman yalnz bana yeterli
deildir. Yine de, kural olarak, belli dinlerde hangi tabakalarn yaam biimlerinin en azndan byk
lde belirleyici olduu saptanabilir, ite baz rnekler:
Konfyenizm, maal memurlarn, yazn eitimi grm dnyevi aklclkla hareket eden adamlarn
stat ahlak idi. Bu kltrl tabakadan olmayanlar adamdan saylmyordu. Bu tabakann dinsel (ya da
isterseniz, dinsel olmayan) stat ahlak, in yaam biimini yalnzca bu tabakadan olanlar iin deil,
onlarn ok tesinde de belirlemiti.
ilk Hinduizm, resm grevi olmayan, kiiler ve topluluklar iin bir eit manevi ve trensel danman
ilevi gren kltrl bir aydnlar kast tarafndan babadan oula tanmt. Bunlar stat
tabakalamasnn ynlenmesinde istikrarl bir merkez olmular ve toplumsal dzene damgalarn
basmlard. Yalnzca Veda renimi grm olan Brahman-lar, gelenein temsilcileri olarak, saygn
bir dinsel stat grubu oluturmulard. Ve ancak daha sonralar, Brahmanlar'la alakas olmayan bir stat
grubu olarak ortaya kan asetikler Brahmanlar'la rekabet etmilerdir. Daha da sonra, Hint Orta a
sralarnda, Hinduizm sahneye kmtr. Hindu-^m, kutsal kurtarcnn ateli2 taraftarln yapyor ve
halk Mutasavvflarnn* nclndeki alt tabakalarca temsil biliyordu.
Budizm'i ise, dnyay reddeden ve evleri olmad iin
Inbrunstge. Pleban mystagogues" karlnda (.n.).
341
devaml g eden, sadakayla geinip dnceye dalan keiler yaydlar. Yalnz bunlar dini topluluun
tam yesiydi-ler; geri kalan herkes, daha az deerli, dindarln zneleri deil, nesneleri olan sradan
mritlerdi.
lk dneminde slmiyet, dnya fatihi savalarn dini ve disiplinli mcahitlerin valye rgtyd.
Tek eksii, Hal Seferleri devrindeki Hristiyan benzerlerinde grlen cinsel yasaklamalard. Fakat
slmi Orta a'da tasavvufi ve mistik Sufilik3 de halktan gelen ifrat ustalar sayesinde en az bu
mertebeye ykseldi. Hristiyan Tertiaryenler'inkine benzeyen ama ok daha yaygn kk burjuva
tekkeleri dodu tasavvuftan.
Byk Srgn'den beri Musevilik bir "parya halklar" diniydi. Bu ifadeyi, yeri gelince aacaz. Orta
a'da Musevilik, Musa dininin bir zellii olarak, edebiyat ve ibadette eitilmi bir aydnlar
tabakasnn nclne geti. Bu tabaka, gittike yar-proleter ve rasyonalist bir kk-burjuva aydn
zmresini temsil eder hale geldi.
Hristiyanlk ise, yolculuuna bir gezginci zenaatkr doktrini olarak balad. Gl d ve i
gelimesinin btn dnemlerinde, belirgin bir biimde kentli ve her eyden nce medeni bir din oldu.
Eski a'da, Orta a'da ve Prite-nizm'de hep byleydi. Bat kenti (dnyann btn kentlerinden
farkl olan) ve yurttalk (yalnz Bat'daki anlamyla) Hristiyanlk'm balca harekt alanlar oldu. Ayn
ey, Eski a dinsel topluluklarnn spiritalizmi, Orta a'm dilenen kei tarikatlar ve Pietizm ve
Metodizm'e kadar Refor-masyon'un (Protestan) mezhepleri iin de dorudur.
Bir dinin znn, onu ayakta tutan tabakann toplumsal durumunun basit bir "ilev"i olduu ya da o
tabakann "ideoloji"sini temsil ettii, ya da o tabakann maddi ya da
3 Onsekzmc yzylda ran'da ortaya kan bir slm! mistisizm. arlerce ok kullanlan geni bir
sembolizm gelitirmitir.
342
manevi kar-konummu "yanstt" bizim tezimiz deildir. yle olduunu dnmek, burada
sylemek istediklerimizin tamamen ve temelden yanl anlalmas demektir.
Ekonomik ve politik nedenlere dayanan toplumsal basklarn dini ahlak zerinde belli koullardaki
etkisi ne kadar ar olursa olsun, asl bask yine dinsel kaynaklardan, en bata da o dinin aklanan
amalarndan ve vaad ettiklerinden gelir. ou kez bir sonraki kuak bu ama ve vaatleri her eyin
temeli olarak yeniden yorumlar. Yeni yorumlar, balangta sylenmi olanlar, o dinsel topluluun
gereksinmelerine uydurur. Bu byleyse, dini doktrinlerin dini gereksinmelere uydurulduu yolunda bir
genelleme yaplabilecektir. Dier ilgi alanlarnn nemi ikincil kalr; yine de bu etkiler ok zaman ak
ve belirleyicidir.
Toplumsal arl olan tabakalardaki deiikliin genellikle her dinde ok nemli sonulara yol
atn gryoruz. Ote yandan, herhangi bir din, bir kere kabul edilmekle, ok farkl tabakalarn hayat
tarz stnde olduka uzun vadeli etkiler yapar. ok kii deiik yollardan, dini ahlak ile kar

konumlar arasndaki ilikiyi, birincinin ikincinin bir "fonksiyon"undan ibaret olduu eklinde
yorumlamaya almtr. Byle yorumlar, tarihi maddecilik denen yaklamda da -ki burada
deinmeyeceiz- salt psikolojik bir anlamda da kullanlmaktadr.
Dini ahlakn olduka genel ve soyut bir snflandrmas, Friedrich Nietzsche'nin o parlak yazsndan
beri bilinen ve sonra da ruhbilimciler tarafndan hararetle kullanlm olan "itiraz" teorisinden
karlabilir. Bilindii gibi, bu teori, merhamet ve kardelik duygularnn manen yceltilmesini,
doutan ya da hayat-izgilerinin onlara dnyada hazrlad zorluklar yznden kt durumda olan
insanlar arasnda "klelerin manevi isyan" olarak grr. O halde, "grev" ahlak, gsz olduklar iin
almaya ve para kazanmaya
343
mahkm olduklar iin duygularna "yer deitirten" sradan insanlarn, "bastrlm" intikam hislerinin
bir rndr. Bunlarn, grevlerden arnm efendiler tabakasnn yaam biimine itirazlar vardr. Bu
teori doru olsayd, dini ahlak sistemlerinin tipolojisindeki pek ok nemli probleme kolayca zm
bulunabilecekti. tiraz psikolojisinin kefedilmesi her ne kadar ansl ve yararl olmusa da, bunun
sosyal ahlak zerindeki arln lerken ok ihtiyatl olmak gerekir.
Daha ileride, hayat tarzlarnn ahlaki adan "rasyonali-zasyon"unun deiik biimlerini belirleyen
drtleri greceiz. Esas olarak bunlarn hibiri itiraz duygusuyla ilgili deildir. Ama, dini ahlakta "ac
ekme"yi deerlendirme tiplerinin deimelere uram olduu da kukusuzdur. Doru anlalrsa, bu
deimeler, ilk kez Nietzsche tarafndan gelitirilen teoriye bir lde hakllk kazandrr. ok eski
alarda ac ekme duygusu, ilkel toplumun dini trenlerinde, zellikle hastala ya da baka amansz
dertlere yakalananlarn tedavileri srasnda, en ar biimlerde aa vurulurdu. Srekli ac eken,
matem tutan, hastalkl ya da baka trl talihsiz kiilerin, acnn niteliine gre, ya ilerine eytann
girdiine, ya da saygszlk ettikleri bir Tanr'nm gazabna uradna inanlrd. Putperet toplumda
byle kiilerin barndrlmas sakncalyd. Ne olursa olsun, bunlar putperest lenlerde ve kurban
verme ayinlerinde hazr bulunamazlard, yoksa onlar grmeye dahi tahamml olmayan Tanrlar
fkelenebilirdi. Kurban trenleri genellikle elence vesileleriydi -kuatma altndaki Kuds'te bile.
Acy, Tanrlarn nazarmdaki bir irkinliin belirtisi ve gizli kalm bir suun iareti olarak tedavi
etmekle din, psikolojik olarak, ok genel bir ihtiyac karlyordu. Talihli olanlar talihli olularyla
nadiren yetinirler. Bundan fazlasna, iyi talihin kendileri iin bir hak olduunu bilmeye
344
muhtatrlar. Ona "layk" olduklarna, her eyden nce de, bakalarna kyasla daha layk olduklarna
inanmak isterler. Daha az talihli olanlarn da, kendileri gibi, paylarna den kadaryla yaadklarna
inanabilmek isterler. Bylece, iyi talih ayn zamanda "meru" talih olmak ister.
Eer genel "talih" szc onurun, kudretin, mal ve mlkn, zevklerin "iyisi"ni iine alyorsa; dinlerin,
btn yneticiler, btn zenginler, btn galipler ve btn salkl insanlarn d ve i karlar hatrna
baarmak zorunda olduu meruluun hizmetindeki en genel forml haline gelmi demektir. Ksacas
din, talihli olanlara, iyi talihin Tanr'sal meruluk temelini hazrlar. Bu meruluk ihtiyac, insanolunun
"mrailik" eilimine kenetlidir. Dolaysyla da sonularna bazen pek dikkat edilmese bile, bu yzden
kolaylkla anlalr.
Buna karlk, ac ekmenin balangtaki bu olumsuz deerlendirilmesinin nasl olup da sonunda
dinsel adan yceltildii konusu ok karmaktr. eitli cezalandrma biimleri ile allm
yiyeceklerden ve uykudan, keza cinsel ilikiden kanmalar, vecdi, hayali, isterik, zetle "kutsal" olarak
tanmlanan her trl olaand durumlarn karizmasn uyandrr, en azndan kolaylatrr. Dolaysyla,
bu durumlarn yaratlmas, doast asetizmin amac haline gelir. Bu tr kendi kendini
cezalandrmalarn uyandrtt saygnlk, ceza ile harekete geirilen belli ac ekme biimlerinin ve
anormal durumlarn, insanst yani sihirli gler elde etmenin yollar olduu fikrinin sonucudur. lkel
toplumlarda tapnlann safln korumak iin koyulan ve ifritlere inanmaktan kaynaklanan tabular ve
yasaklar da ayn ynde ilemitir. Tabu kurallarna, yasaklara ve ilkel ilgilere sonradan "arndrc"
putlar da eklenitir. lke olarak, bu putlar, bireylerin ac ekmesi karsnda bamsz ve yeni bir yer
tutmutur. lkel putlar ve zellikle siyasal rgtlerin
345
putlar, bireysel karlar hie saymtr. Kabile ve ky Tanrlar, kentin ve imparatorluun Tanrlar,
yalnzca topluluu bir btn olarak ilgilendiren karlarla uramtr. Yamurla ve gne nlaryla,
avdaki ganimetle ve savataki zaferle ilgilenmitir. Bylece putperestlikle, kollektivite Tanr haline
gelmitir. Birey, kendisiyle ilgili fenalklardan -en bata hastalktan- kurtulmak ya da korunmak iin
topluluk putuna bavurmuyor, en eski kiisel ve "manevi danman" olan bycye smyordu. Baz
byclerin ve adna mucizeler yarattklar ruh ve ilahlarn saygnl, onlara yer ve kabile balarndan
ayr bir himaye salyordu. Koullar elverili olduunda, bu etnik birlikten bamsz bir dinsel
"topluluk" domasna yol ayordu. "Gizli mezhepler "in hepsi deil ama, bazlar bu yolu izlenmitir.
Bunlar insanlar insan olarak hastalktan, sefaletten ve dier btn dert ve tehlikelerden kurtarmay

vaadediyordu. Bylece byc, dini srlar reten bir eyhe dnyordu; yani belli kurallara gre
belirlenen bir bakann emrinde eitilmi personelden oluan rs eyh slaleleri ya da rgtler
gelimeye balyordu. Bakan, ya insanst bir yaratn insan suretindeki temsilcisi, ya da sadece bir
peygamber, yani Tanr'smm hizmetinde bir szc ve arac kabul ediliyordu. Bireysel "ac ekme" ve
bundan "kurtulu" amacyla yaplan toplu dinsel ayinler bu ekilde domutur.
Dinlerin bildirgeleri ve vaatleri, doal olarak, kurtarlma ihtiyacnda olan kitlelere hitap etmekteydi.
Byle kitleler ve karlar, kkeni gerekten burada olan "ruhlarn tedavisi" iin kurulan profesyonel
rgtlerin odak noktas haline gelmiti. Byclerin ve papazlarn ana grevi ac ekmeye neden olan
eleri bulmak, yani "gnahlar" itiraf ettirmekti. Balarda bu gnahlar, ibadet kurallarna aykr
davran' lardan ibaretti. Byc ve papaz ayrca acy yokedici davranlar konusunda tavsiyelerde de
bulunurlard. Bycuk'
346
rin ve papazlarn maddi ve manevi karlar giderek avamca fliotiflere hizmet etmeye balad. Bu yolda
atlan bir baka adn da, tipik ve hep tekrarlanan dertlerin basksyla, "kurtarcnn dindarlk kisvesinin
koyulamas oldu. Bu kisvenin altnda bir kurtulu miti, dolaysyla (hi deilse grece) rasyonel bir
dnya gr vard. Ve ac ekme yine en nemli konu haline geldi. lkel doa mitolojisi sk sk bu
dindarln k noktas oldu. Bitkilerin yeermesini ya da solmasn yneten ruhlar ile yln
mevsimlerini belirleyen gok cisimlerinin hareketleri, gszlklerini bilen insanlar iin, ac eken,
len, dirilen Tanr mitlerinin yelenen habercileri haline geldi. Dirilen bir Tanr, bu dnyada iyi talihin
geri gelmesini ya da br dnyada mutluluun gvencesini salyordu. Ya da, kahramanlk
destanlarndaki popler bir halk adam -Hindistan'daki Krishna gibi- ocukluk, ak, mcadele gibi
mitlerle donatlyordu; byle kimseler de, kurtarc kltnn ateli taraftarlarnn bayra haline
geliyordu. srailliler gibi politik bask altndaki halklar arasnda "kurtarc" sfat (Moshuach ad) ilk
zamanlar onlar politik dertlerden kurtaranlara veriliyordu -kahramanlk destanlarnda anlatld gibi
(Gideon, Jephtah). "Mehdice" vaadler, bu destanlardan karlyordu. Yalnz Israilliler'de ak seik
olarak ve ok zel koullar iindedir ki bireyin ac ekii deil bir insan topluluunun ac ekii dinsel
kurtulu midinin amac olmutur. Onlarda kural, kurtarcnn hem bireysel, hem evrensel nitelik
tad, bireye ve kendine snan herkese de kurtulu salamaya hazr olduu idi.
Kurtarcnn kiilii deiik biimlerde tezahr etmitir. Soyutlamalarla dolu Zerdtln son
zamanlarnda, yoktan varedilen bir ahsiyete, kurtulu srecinde arabulucu ve kurtarc rol verilmitir.
Tersi de grlmtr: Mucizeler Ve hayal oyunlar ile meruiyet kazandrlan tarihi bir ahsi-yet,
kurtarc rtbesine ykseltilmitir. Bu ok deiik ihti347
mallerin gereklemesi tamamen tarihi faktrlerin eseri olmutur. Ancak, kurtulu midinden, hemen
her zaman, acdan iyilik doaca felsefeleri (teodisi) yaratlmtr.
Kurtulu dinlerinin vaatleri balarda, ahlaki nkoullardan ok ibadet kurallar ile balantlyd.
Bylelikle, rnein, Eleus gizemlerinin gerek bu dnyada, gerek br dnyada yarar salamas,
ibadetin saflna ve ayinlere katlma artna balanmt. Hukuk nem kazandka, bu zel ilahlarn
rolleri byd ve geleneksel dzen koruma, hakszlar cezalandrma ve hakllar dllendirme
grevleri, yargsal ilerin koruyucusu olarak onlara verildi.
Dinsel gelimenin kesinlikle bir peygamberlie bal olduu hallerde, "gnah" artk yalnz doast
glere kar bir su olmakla kalmad. Her eyden nce, peygambere ve emirlerine inanmamann bir
iareti sayld. Gnah, her trl talihsizliin temel nedeni oldu.
Peygamberler hep ezilen snflarn iinden veya onlarn temsilcisi olarak ortaya kmamtr.
Greceimiz gibi kural hemen her zaman bunun tersi olmutur. Peygamberlerin doktrinlerinin ierii
de, arlkl olarak, ezilen snflarn dnsel ufuklar iinden tretilmemitir. Ancak, kural olarak,
ezilenler ya da en azndan sknt tehdidi altndakiler bir kurtarcya ve peygambere muhtatlar;
talihlilerin, zenginlerin, ynetici tabakalarn byle bir ihtiyac yoktu. Bu yzdendir ki, peygamberlerce
ilan edilen kurtarc dinlerin ou, yaam koullar ar olan toplumsal tabakalar arasnda yer etmitir.
Bu tabakalar ierisinde bu tr dinlere ballk, ya bynn yerini alm, ya da ona aklc bir ek
olmutur.
Peygamberin ya da kurtarcnn vaatlerinin toplumun ezilen tabakalarnn ihtiyalarn yeterli biimde
karlayamad durumlarda, resm doktrinin altnda hemen ikinci bir kitlesel kurtulu inanc gelimeye
balamtr. Dnyann aklc bir kavran, kurtarc miti iinde tohum halinde bu348
Imur. Talihsizliin aklc bir teodisisi, kural olarak, bu dnya grnden kaynaklanr. Ayrca, bu
aklc gr, ac ekmeye, ilk balarda yabanc olduu bir "art" iareti de eklemitir.
Kendi kendine eziyet yoluyla gnll olarak yaratlan ac ekme, hem cezalandran, hem dllendiren
ahlak Tanrlarnn gelimesiyle, anlam deiirdi. Balangta, ruhlarn (cinlerin) sihirli dualarla
korkutulmas, kendi kendine eziyet yntemleri de eklenerek, gitgide karizmatik kuvvetlerin dayana

oldu. Bu korkutma, sonugelmez dualar yoluyla dinlerde ve yokluklar yoluyla da putperest sistemlerde
srdrld. Bu durum, cinlerin sihirli formllerle sindirilmesi, Tanrlar tarafndan duyulmas gereken
bir yakar halini aldktan sonra bile devam etti. Pimanlk yoluyla ilahlarn gazabn hafifletmek ve zceza yoluyla ilahi meyyidelerden kurtulmak iin, gnah karmalar icad edildi. Saysz nefsini tutma
yntemi, balangta ller iin tutulan yas ierisinde (zellikle in'de) mevcuttu ve lenlerin kskanlk ve kzgnln defetmekte kullanlyordu. Bunlar, zaman iinde, ilgili ilahlarla olan ilikilere
kolaylkla uyduruldu; sonunda, dnya mallarndan safa zevk almann yerine, kendi kendine eziyeti ve
amalanmam mahrumiyetleri, Tanrlarn nazarnda daha makbul hale getirdi. Gerekten de, bu
dnyann nimetlerinden yararlanyor olmak, haz peinde koanlar, peygamberlerin ve papazlarn
etkisine girmekten alkoymaktayd.
Tek tek bu faktrlerin tmnn etkisi, belli koullarda ar derecede gleniyordu.
Talihin, insanlar arasndaki dalmnn "anlam "na ahlaki bir yorum getirilmesi gerei, aklc dnya
grlerinin oalmasyla daha da artt. Dnyaya din ve ahlak asndan yaklamlar rasyonalize edilip
ilkel ve doast kavramlardan arndrldka, ac ekmeye hakl bir gereke bulabil349
mek gleti. "Hak edilmemi" aclardan yaknmalar yaygnlat; "iyi" ve "kt"nn, "kle ahlak" ile
deil efendiler tabakasnn cetveli ile lld hallerde bile "iyi" adamlar deil "kt" adamlar baar
kazandlar.
Ac ekme ve adaletsizlik, bundan nceki bir hayatta ilenmi bireysel gnaha, atalarn, intikam
nc ve drdnc kuaklardan alman sularna, ya da -en kats- bizatihi btn yaratklarn
gnahkrlna balanarak aklanabilir. Kurtarc vaatler olarak da, dnyaya bir dahaki gelite kiiye
daha iyi bir hayattan ya da kendinden sonra gelecekler iin daha iyi bir hayat midinden (Mehdi'nin
lemi) yahut da br dnyada daha iyi bir hayattan (cennet) sz edilebilir.
Tanr'nm ve dnyann metafizik yorumlar -ki ortadan bir trl kaldrlamayan bir teodisi ihtiyacnn
belirtisidir-yalnzca birka, daha dorusu fikir sistemi retebilmi-tir. Almyazs ve liyakat
arasndaki dengesizliin esasn aratrrken akla yatkn gerekeler gsterebilmi olan bu sistemler:
Hintliler'in Kharma doktrini, Zerdtlk'n d-alizmi ve deus abscondidus'un kaderciliidir. Bu
zmler kendi ilerinde mutlak aklcdr;'saf biimleri ancak istisna olarak bulunabilir.
Ac ekmenin ve lmenin aklc bir teodisisine duyulan gereksinim pek iddetli sonular dourmutur.
Gerekten de bu gereksinim Hinduizm, Zerdtlk ve Musevilik gibi dinlerin ve bir lde de Paul'un
ve ondan sonraki Hristi-yanlk'm nemli ynlerini etkilemitir. 1906'ya gelindiinde bile, olduka
kalabalk bir proleter grubu iinden yalnzca kk bir aznlk, Hristiyanlk'a inanmaylarmm nedeni
olarak, modern doal bilimler teorilerinden kardklar sonular gstermilerdir. Oysa ounluk, bu
dnyann dzenindeki "adaletsizlik" zerinde durmutur -bunun da asl nedeni, hi kukusuz, bu
dnyada devrimci bir dzelmeye inanyor olmalaryd.
350
Ac ekme teodisisine bir itiraz esi de karabilir. Ama kiinin bu dnyadaki kadersizliinin telafisi
ihtiyacnn asl ve belirleyici esi, kural olarak, itiraz deildir. Kukusuz intikam ihtiyacnn,
hakszlarn bu dnyada rahat etmelerinin tek nedeninin ileride onlara cehennemde yer ayrlm olduu
yolundaki inanla zel bir yaknl vard. Ebedi mutluluk mminler iindi; btn mminlerin
ileyebilecei trden tek tk gnahn hesab da bu dnyada grlmeliydi. Yine de bu dnce tarznn
bile her zaman itiraz fikrine dayanmadn ve hibir ekilde sosyal bask altndaki tabakalarn rn
olmadn grebiliyoruz. leride greceimiz gibi, itiraz fikrinin esasl izler brakt dinlerin rnei
ok azdr. Bu rneklerden de yalnz bir tanesi tam gelimitir. Syleyebileceimiz tek ey, itiraz
fikrinin, sk sk ve her yerde, toplumsal konumu elverisiz tabakalarn dinsel aklcln etkileyen
faktrlerden ancak biri olabildiidir. Deiik dinlerin getirdii vaatlerin zne gre, ok farkl ve
genellikle nemsiz roller oynamtr.
imdiye kadar saydmz noktalardan genel bir "ase-tizm" anlam karmak yanl olur. Hemen hemen
btn gerek kurtuluu dinlerde varolan servet ve kudrete gvensizliin doal temeli, kurtarclarn,
peygamberlerin ve din adamlarnn tecrbeleriydi. Bunlar biliyorlard ki, bu dnyada "doymu" ve
rahata ermi tabakalarda, vaadedilen kurtulu ne olursa olsun, kurtulma arzusu zayftr. Dolaysyla
efendi tabakalar, kurtulu dinleri asndan daha az "dindarlardr. Aklc bir dinsel ahlakn gelimesinin
olumlu ve ilk kkleri, toplumdaki deeri dk olan sosyal tabakalarn i koullar olmutur.
Salam bir sosyal onura ve gce sahip tabakalar genellikle stat-destanlarm, kendilerinde var olan ok
zel ve iten gelen bir deere, ok kere kan asaletine balamaya eilimlidirler; gururlar, gerek ya da
hayali varlklaryla beslenir.
351
Sosyal bakmdan bastrlm tabakalarn ya da stats olumsuz deerlendirilmi tabakalarn gurur
duygusu ise en kolay onlara verilmi zel bir "misyon" olduu inancyla beslenir; deerlerinin garantisi
ve ats ahlaki bir buyruk ya da kendi ilevsel basanlardr. Deerleri, bylece, kendi benliklerinin

tesindeki bir eye, onlara Tanr'nm gsterdii bir "grev"e uzanr. Ahlaki kehanetlerin toplumsal pay
dk tabakalar iinde kazand ideal gcn kaynaklarndan biri budur, itiraz fikrine bir kaldra
olarak gerek kalmamtr, maddi ve manevi tesellilere duyulan aklc ilgi fevkalde yeterli olmutur.
Peygamberlerin ve din adamlarnn bilerek ya da bilmeyerek yaptklar propagandalarda kitlelerin itiraz
duygularndan yararlandklarna kuku yoktur. Ama her zaman da byle olmamtr. nnde olumsuz
bir g olan itiraz fikri, bilindii kadaryla, hi bir zaman, kurtarc dinlere zgllk kazandran
metafizik kavramlarn kayna olmamtr. Hatta, genelde, bir dini vaadin mahiyeti, hibir ekilde, herhangi bir snfn i ya da d karnn szcs olmamtr.
Kitleler, kendi balarna brakldklar zaman, ileride greceimiz zere, byk ve eski bir by rts
altnda kalmlardr -meer ki, belirli vaadlerde bulunan bir peygamber kp da onlar ahlaki nitelikte
bir din hareketi iine s-rklesin. Bunun dnda, byk din ve ahlak sistemlerinin zn, salt yneten
ve ynetilen tabakalar kartlndan ok daha baka nitelikteki sosyal koullar belirlemitir.
Tekrarlar nlemek iin, bu ilikiler hakknda imdiden baz aklamalarda daha bulunalm. Gzlemci
renci iin, birbirinden farkl kutsal deerler, brakn kesinlii ncelikle bile, "br dnyaya ait"
olarak yorumlanamaz. Her dinde ya da dnya dinlerinin hepsinde, belli vaatlerin gerekleme yeri
olarak bir "te"nin bulunmay da apayr bir konudur. Balangta, ilkel dinlerin de, peygamberli ya da
352
peygambersiz gelimi dinlerin de kutsal deerleri, bu dnyann somut nimetleriydi. Hristiyanlk ve
birka fazlasyla kat inan sistemi bir lde darda tutulursa, btn dinlerde salk, uzun mr ve
zenginlik nemliydi. in, Veda, Zerdt, eski ibrani ve islm dinleri hep bunlar vaadedi-yordu; tpk
Fenike, Msr, Babil, eski Cermen dinleriyle Hinduizm ve Budizm'in dindar halk tabakalarna vaad
ettii gibi. Yalnzca din stadlar, asetikler, keiler, Sufiler ve Derviler kutsal deerlerle, bu dnyann
salk, refah, uzun mr gibi somut nimetlerine kyasla "br dnyaya ait" eylerle, urayorlard.
Kald ki br dnyaya ait bu kutsal deerler, yalnzca tenin deerleri de deildi. Bu inantaki-ler yle
dnse de, deildi. Psikolojik adan ele alnrsa, ! kurtulu peindeki insana balca kaygs, iinde
bulunduu yer ve zamanda benimsenecek tutumlarla ilgidir. Pri-tenler'in certudo salutis'i, "kiinin
kendini kantlam olmasnn verdii ilahi huzur hali, bu asetik dinin kutsal deerleri arasnda
psikolojik bakmdan tek somut amat. Budist kei, Nirvana'ya ulaacandan emin, kozmik bir sevgi
peinde koar; dindar Hindu, Bhakti'yi (Tanr ak) ya da hareketsiz vecd halini arar. Dnerek dans
eden Dervi ise, orgiastik bir vecd iinde kendinden gemeye alr. Bazlar da Tanr'ya ait ya da
sahip olmak, Bakire Meryem'e koca ya da Kurtarc'ya kar olmak isterler. Cizvitler'deki isa'nn Kalbi
klt, Pieitsler'in ocuk isa'ya ve "kanayan yara"sma4 rikkati, Krisna'ya tapmmalardaki cinsel ve yarcinsel orji-ler, Vallabhachari'lerin karmak ziyafet kltleri gnostikle-rin kendi kendini tatmin yinleri,
bunlarn hepsi de unio mystica'nm ve "Bir"likte eriyip kaybolmann deiik biimleridir. Bunlara,
mminlere dorudan doruya verdikleri duygusal deerin hatr iin katlanlmtr. Bu adan, Diyonisos ve "soma" ayinlerinin dinsel ve alkolik sarholuklarWundhrche
353
na, putperest et-lemlerine, yamyam lenlerine, ilkel mezheplerin kutsad haha, afyo, nikotin
lemlerine ve genel olarak da her trl by sarholuklarna ok benzerler. Psiik olaandhklar ve
neden olduklar eitli vecd derecelerinin zdeeri yznden, zellikle kutsanm ve ilahi bir hal
saylrlar. En ilkel bir iret lemine (orji) bile zel bir anlam kazandrlr. Oysa bu t dinsel eylemlere,
kutsal deerlerin ak kabul yannda metafizik bir anlam veren yalnzca aklc dinler olmutur. Aklc
dinler bylelikle orjiyi, "kutlu ibadet" mertebesine karmlardr. Ancak orji, srf nimist ve sihirli
niteliktedir; kutsalln niversalist, kozmik pragmatizmden izler tamaz ya da ok az tar. Oysa bu
tr pragmatizm, btn dinsel rasyonalizmin zelliidir.
Orjinin kutlu ibadet derecesne ykseltilmesinden sonra da kutsal deer, mminler iin her eyden nce
bir burada ve imdi psikolojisi olmakta devam etmitir. Bu psikolojik hali oluturan belirli dinsel (yada
doast) eylem, sistemli asetizm veya tefekkrn gerektirdii duygusal tutumdur.
Olaanst tutumlar olarak, dini vecd halleri ancak geici nitelikte ve d grnte o abilir.
Balangta her yerde durum zaten buydu. "Dindarca" hallerle "dinsizce" halleri birbirinden
ayrdetmenin tek yolu, dindarca hallerin olaanst niteliini gstermekti. Dini yollardan varlan zel
bir durumun "kutsal hal" olduu iddia edilebilirdi ve bu hal kiinin btn benliine ve kaderine
hkmederdi. Geici bir kutsal durumdan srekli olanna gei ise biraz belirsiz olmutur.
Yceltilen kurtuluu dinlerin en nemli iki kavram "yeniden dou" ve "kurtulutur. Yeniden dou,
ilkel zamanlarn sihirli kavram olarak, ajr vecd hali ya da sistematik planl asetizm yoluyla yeni bir
ruh kazanmak demekti. Kii vecd iinde yeni bir ruhu geici olarak kazanyordu; fakat planl ve
yontemli bir asetizm ile yeni bir ruha srekli sahip
354
olmaya alabilirdi. Savalar arasna bir kahraman olarak girmek isteyen, yahut sihirli danslara ve

orjilere katlmay arzulayan, ya da putperest lenlerde ilahlarla haberlemeye alan genler yeni bir
ruh edinmek zorundaydlar. Kahramanca ve doast dayankllk testleri, genlerin rakl alm
ayinleri ve yeniden douun zel ve toplu hayattaki nemli aamalarnn kutsal rfleri ok eskiden de
vard Bunlarn aralar gibi, amalar da, yani, "Ne iin yenider domalym?" sorusuna verilen yantlar
da deikendi.
eitli dinlere psikolojik kimliklerini veren dinsel ve doast haller, ok farkl gr alarna gre
sistemletirile-bilir. Biz burada byle bir sistemletirmeye gitmeyeceiz. Sylediklerimizle ilikili
olarak yalnzca kimi genel noktalar belirteceiz.
Herhangi bir dinin en yce deer olarak arkasndan kotuu mutluluk hali ya da yeniden dou an
aka ve zorunlu olarak o dini benimsemekte en nde gelen tabakann karakterine uygun oluyordu.
valye savalar snfnn, kyllerin, tccar snflarn, entellektellerin dinsel eilimleri tabii ki
farklyd, ileride aka grlecei zere, bu eilimler kendi balarna bir dinin psikolojik karakterini
belir-lemiyordu; ama o din zerinde ok uzun sreli bir etki yapyordu. Sava ve kyl snflar,
aydnlar ve tccar snflar arasndaki ztln zel nemi vard. Bu gruplar iinde iinde aydnlar her
zaman, aklclk yanls olmu, onlarnki grece kuramsal bir aklclk olmutur, i evreleri (tccar ve
zenaatkr) en azndan, daha pratik bir aklcl savunma eilimi gstermitir. Aralarndaki byk
farklla ramen, her iki aklclk da, dinsel tutumlar hep ok etkilemitir.
zellikle aydn tabakalarnn bu konudaki tutumlarnn dinler tarihindeki yeri ok nemlidir. Bugn,
modern aydnlarn, i ve d grnlerini gereklik ve eskilikleri garantili sslerle donatabilmek iin,
baka duygular yannda,
355
"dinsel" duygudan bir "deney" olarak holanma gereksinimi duyup duymamalar, dinin gelimesinde
hi nemli deildir. Din hareketlerinin kayna asla bu olmamtr. Gemite, kutsal deerlere malik
olmay, bir "kurtulu" inanc mertebesine ykseltenler, aydnlar olmutur. Kurtulu fikrinin douu,
dert, alk, kuraklk, hastalk ve nihayet ac ve lmden kurtulu olarak anlalrsa, ok eskilere gider.
Yine de asl anlamn, ancak sistematik ve aklc bir "dnya imaj" ifade ettii ve dnyaya kar bir
cephe ald zaman kazanmtr. Anlam kadar, kasdetti ve gerek psikolojisi de, byle bir imaja ve
cephe ala baldr. nsanlarn davranlarm fikirler deil, maddi ve manevi karlar ynetir. Yine de
"fikirler"in yaratt "dnya imajlar", makaslarn yapt gibi, karlar dinamiinin eylemi
srkledii yollar belirler. Kiinin "ne"den ve "ne iin" kurtarlmak istedii ve unutmayalm ki
kurtarlp kurtarlamayaca, kiinin dnya imajna dayanr.
Bu balamda ok eitli olaslklar sz konusu olmutur: Kii, siyasal ve sosyal esaretten kurtarlp bu
dnyadan sonra bir Mehdi cennetine gnderilmek isteyebilirdi; kii, ibadetin kark ynlerinden
kurtulup, ruhun ve cismin saf gzelliine kavumay umabilirdi. Saf olmayan bir bedende yeniden
dnyaya gelmekten kamak ve saf manevi bir varla sahip olmak isteyebilirdi. Sonsuz ve anlamsz
beeri ihtiraslardan ve arzulardan arnp, ilahi huzura kavumay oz-leyebilirdi. Ar fenalktan ve
gnaha hizmetten kurtarlmak ve babacan bir Tanr'mn dizmde ebedi ve artsz iyilik bulmay
umabilirdi. Yldzlarn hareketine gre belirlenen buyruklardan kurtulup, zgrlk gururunu tatmay ve
grnmeyen Tanr'dan bir para olmay isteyebilirdi. Ac, la-kirlik ve olum gibi bilinmeyenlerden ve
cehennem azab tehdidinden kurtarlmak ve gelecekte bu dnyada cenne huzuru iinde yaama umudu
besleyebilirdi. Yeniden
356
yaya geliler emberinden, nceki seferin sularnn bir sonrakinde detilmesi yknden kurtulmak ve
ebedi dinle-nie gemek isteyebilirdi. Kii anlamsz kouturmalardan ve olaylardan kaarak ryasz
bir uykuya dalmay zlyor olabilirdi, inan ve zleyilerin kukusuz saysz baka biimleri de
olmutur. Ama hepsinin ardnda yatan, yaanan dnyada "anlamsz"l denenmi bir eye kar cephe
altr. ma edilen talep udur: Dnyann dzeni kendi btnl iinde, u veya bu ekilde, anlaml bir
"kozmos"dur, byle olabilir ve olmaldr. Gerek dinsel aklcln z olan bu aray, tamamen
aydnlar tabakas tarafndan srdrlmtr. Anlaml bir kozmosa duyulan metafizik ihtiyacn yollar,
sonular ve etkenlii eitli olmutur. Yine de, burada baz genel gzlemlerde bulunabiliriz.
Dnya ve hayat tarz kavramn, bilinli biimde teorik ve pratik olarak tam bir rasyonalizasyona tabi
tutan modern yntemin genel sonucu, dinin irrasyonel, plana kaydrlmas olmutur. Zihinde yaratlm
bir dnya imaj noktasndan hareket edilirse, bilinli rasyonalizasyon arttka irrasyonele kay da
fazlalar. Bu eilimin birka nedeni vardr. Bir yandan, ksurat kmasa bile tutarl aklclk hesaplarnda sonuca varmak kolay olmamtr. (?) Mzikte, Pisa-gor'un "virgP', tonal fizie ynelik tam
rasyonalizasyona direnmitir. eitli halklarn ve eitli alarn byk mzik sistemleri o kadar farkl
olmutur ki ya bu kanlmaz irrasyonellii geitirmiler ya da onu zengin tonalitelerin emrine
vermilerdir. Ayn ey, daha da byk lde dnyann kuramsal kavramlatrlmasmn bana
gelmitir; ve hepsinin tesinde, gnlk hayatn rasyonalizasyonunda da ayn ey olmutur. Aklc ve
yntemli bir hayat srmenin Asitli yollarn, salt "veri" olarak kabul edilen ve bu hayata katlm olan

irrasyonel varsaymlar belirlemitir. Bu varsaymlar da, tarihsel ve toplumsal olarak, hi deilse ok


b357
yk lde, belli hayat tarzlarnn, ilk ve belirleyici dnemlerinde, bunlarn taycs durumundaki
tabakalarn zelliklerine gre biimlendirilmitir. Bu tabakalarn zelliklerini ise, sosyal ve psikolojik
olarak belirlenen kar durumlar yaratmtr.
Dahas, gerein rasyonalizasyonundaki akld eler, entellektelizmin doast glere sahip olma
yolundaki bastrlamayan zleminin odak noktalar olmutur. Dnya irrasyonellikten ne denli syrlm
grnrse, bu hal daha fazla grlmtr, iindeki her eyin somut by olduu ilkel dnya imajnn
btnl, zamanla, bir yanda doay akl yoluyla kavrama ve ona egemen olma abas, br yanda
"mistik" deneyimler olmak zere bir blnmeye doru gitmitir. Mistik olaylarn aklanamayan z,
ilahlar alnm bir dnya arkna eklenebilecek tek "te" haline gelmitir. te, gerekten de orada
yaayanlarn kutsall kucakladklar cisimsiz ve metafizik bir lemdir. Bu yargya eksiksiz varabildii
takdirde kii, kurtuluu yalnz bireysel olarak arayabilir. Bu olgu, insanolunun ilerici aydn aklcl
ile, dnya imajn gayr ahsi kurallarn ynettii bir kozmos olarak rasyonalize etmek cesaretini
gsterdii hallerde belli bir biim alr. Bu da doal olarak, en kuvvetli ekilde, dnyay ve "anlam"m
tam bilinli olarak kavram kibar aydn tabakalarnn egemen olduu dinlerde ve dinsel ahlak
sistemlerinde grlr. Asya dinlerinde ve en ok da Hint dinlerinde durum byleydi. Hepsinde de
tefekkr, insann ulaabilecei en yce ve nihai dinsel deer olmutu. Tefekkr onlara Birliin derin ve
huzurlu sakinliinin ve hareketsizliinin kapsn amaktayd. Dier btn dinsel kalplar ise, en
iyimser gzle, tefekkre kyasla daha dk deerde bir Ersatz yerine geiyordu. lerde tekrar tekrar
greceimiz gibi, bu anlay, din ile ekonomik hayat da dahil hayat arasndaki iliki zerinde derin
sonular dourmu358
tur. Bu sonular, "mistik" deneyimlerin genel karakterinden ve onlar arayn psikolojik
nkoullarndan doar.
Bir dinin yaylmasnda etkili olan tabakalarn gnlk hayatta faal olduu durumlar byk farkllk
gsterir. Kahraman ruhlu valyeler, siyasal makam sahipleri, ekonomik tedarik snflar ve nihayet
rgtlenmi bir hiyerokrasi din zerinde sz sahibi ise sonu, kibar aydnlar egemenliinin sonucundan
ok farkl olur.
Hiyerokrasinin aklcl, profesyonel biimde put ve mit ile uramaktan, ya da -daha byk lderuhlarn tedavisinden, yani gnahlarn itiraf ile gnahkrlara akl retmeden domutur. Hiyerokrasi
her yerde dinsel deerlen tekelden ynetmeye almtr. Keza, dini hasletleri, yalnz din adamlarnn
sahip olabilecei ve bireylerin ulaamayaca "kutluluk" ya da "byk ltuf" durumuna getirmeye
almtr. Bireyin kurtulu aray ya da zgr topluluklarn tefekkr, orji ya da asetizm yoluyla
kurtulu aray son derece kukuyla karlanm ve hiyerokrasi tarafndan kurallara balanarak sk bir
denetim altna alnmas gerekmitir, iktidardaki din adamlarnn karlar asndan bu ok normaldir.
te yandan, siyasal makam sahipleri de, her trl bireysel kurtulu araylarna ve devlet kurumunun
arklarnda evcilletirilmekten kamann aresi olarak zgr dernekler kurulmasna kar kuku
duymulardr. Siyasal makam sahipleri, din adamlarnn rekabeti tutumuna ve ondan da nce, bizatihi
bu dnyann faydac amalar dnda kalan soyut deerler arayna gvensizlikle bakmlardr. Btn
siyasal brokrasiler, dinsel grevleri, yurttalarn ve stat gruplarnn resm ve toplumsal
ykmllklerinden ibaret grmlerdir, ibadet, kurallar ve dzenlemeler demek olduuna gre,
brokrasinin belirleyici olduu yerlerde dinler, kuralc ve ekilci bir karaktere brnmtr.
359
valye ruhlu savalar tabakas iin de doal olan, tmyle dnyevi karlar kollamak ve her trl
"mistisizm"-den uzak kalmakt. Ama bu tabakada -kahramanln genel vasf olarak- geree akl
yoluyla varma istei ve yetenei de eksikti. "Kader"in akldl ve belli koullar altnda da belirsiz ve
deterministe "akibet" fikri (Homerik Moira) nde gelir; yardm ve dmanlk, zafer ve ganimet veya
kahraman insanlara lm datan haris ve gl ilahlar ve ifritler fikri arka planda kalrd.
Kyller byye eilimliydi. Tm ekonomik varlklar doaya bamlyd; doa glerinden
korkarlard. Doa glerini etkileyen kt ruhlara kar yneltilen zorlu bylere ve ilahlarn
cmertliini satn alma yntemlerine hemen inanyorlard. Onlar bu evrensel ve ilkel dinsellikten
ancak hayat anlayndaki byk deiimler koparabilmi-tir. Bylesi deiimleri getirenler de ya teki
tabakalar, ya da kendilerini mucizeler yoluyla byc olarak kabul ettirebilen gl peygamberler
olmutur. Keyif verici ve uyuturucu maddeler ya da dans yoluyla varlan heyecan ve kendinden geme
halleri, bunlar kltc sayan valyelerin stat onurlarna ters gelmitir. Ama kyller iin bu
haller, mistisizmin aydnlar arasnda tuttuu yerin karl olmutur.
Son olarak, Bat Avrupa'daki anlamyla "serbest alan" kentlileri ve her yerde benzerleri bulunan
tabakalar grelim: Zenaatkr, tccar, evde retimi rgtleyen giriimciler ve bunlarn modern

Bat'daki trevleri. yle grnyor ki bu tabakalar, kendilerine sunulan dinlere kar en belirsiz
tutumlar alan tabakalardr. Bu da bizim iin pek nemlidir.
Bu serbest alan kentli tabakalar ierisinde aadaki dinsel sreler salam temellere oturmutur:
Orta a kentlerinde (papalarn temel dayanaklar) Roma Kilise-si'in kurumsal ve kutsal arl; Eski
a kentlerinde ve
360
Hindistan'da mistik ve kutsal inanlar; Orta Dou'nun or-giastik ve tefekkrc Sufizm'i ve dervilii;
Taoist byclk; Budist tefekkr; Asya'da mistagoglarn ruhlar Tan-r'ya ynelttii ayinler; bir
kurtarcya duyulan sevginin her eidi; yeryzndeki btn kurtulu vaadleri (Krishna'dan sa'ya
kadar); Yahudiler'in rasyonel hukuk kalplar ve her trl byden yoksun sinagog vaazlar; pnmatik,
ilkel mezhepler ve Orta a'm asetist btn mezhepleri; Pri-tenler'in ve Metodistler'in alnyazs ve
ahlaki yenilenme inanlar; ve tm bireysel kurtulu inanlar. Btn bunlar, serbest alan kentli
tabakalarnda dierlerinden daha kkl yer etmitir.
Kukusuz, tm tabakalarn dinsel inanlar, zel yaknlk iinde bulunduklar tabakalarn karakterine
tmyle bal olmaktan kesinlikle ok uzaktr. Yine de ilk bakta, serbest alan tabakalarn
inanlarmdaki dinsel belirleniin eitlilii dikkati eker. Bununla birlikte, belli inan tiplerine yatknlk yine bu tabakalarda grlr. Davranlarndaki pratik aklclk ortak eilimleridir; nedeni de,
hayat tarzlarnn niteliinin doaya ekonomik bamllktan syrlm olmasdr. Tm varlklar,
ellerindeki aralar ne derece ilkel olursa olsun, teknolojik ekonomik hesaplara, doaya ve insana
hkmetmeye dayanr. Yaama teknikleri, her yerde ve sk sk grld gibi geleneksel kalplara
skm olabilir. te tam bu yzdendir ki, daima -deien derecelerde de olsa-bir ahlaki ve rasyonel
yaam dzeni kurma olana bulurlar. Bu, bylesi bir ahlak sisteminin, teknolojik ve ekonomik
aklclk eilimine kout klnmasyla salanabilir. Byle bir dzenleme, genellikle sihirli kalplara
snm olan gelenei her zaman kramamtr. Ama bir kehanetin bir din temeli oluturduu
durumlarda, bu temel, zerinde ok sk duracamz balca iki kehanet tipinden birine ait olmak
zorundadr: "Model" dinler ve "misyonerlik" dinleri.
361
Model din, kurtulu yolunu, rnek bir hayat srmek ve genellikle tefekkrc ve hareketsiz coku iinde
yaamak olarak gsterir. Misyonerlik dini ise, emirlerini dnyaya bir Tanr adma tebli eder. Doal
olarak bu emirler ahlakidir ve ok kez de aktif bir asetizmi ierir.
Serbest i yapan kentli tabakalar, daha gl olduklar ve tabu balarndan ve kast blnmelerinden
syrldklar lde, bu dnyada almay emreden dinler iin daha elverili bir zemin olumutur.
Byle koullarda tercih edilen dinsel tavr, kibar aydn tabakalarnn etkiledii dinlerde en yksek deer
olan Tanr'dan bir para olmak ya da benliini Tanr'ya teslim etmek yerine, aktif bir asetizme ve Tanr'nm "gereci" olma fikriyle beslenen, onun da arzulad bir "alma"ya dnebilmitir. Bat'da, aktif
asetizm, daima tefekkrc mistisizm ve orgiastik ya da hareketsiz vec-de stn gelmitir -bunlar
Bat'da da bilindii halde. Ancak aktif asetizm yalnz serbest i yapanlarla snrl kalmamtr. Hibir
biimde bylesine kesin bir toplumsal belirlenme var olmamtr. Zerdt dini, soylulara ve kyllere
ynelmiti; slmiyet cihadlara sesleniyordu. Bu iki din de, Musevilik ve ilk Hritiyan retileri gibi,
aktif karakterdeydi; Budizm, Taoizm, Neo-Pisagorculuk, Gnostisizm ve Sufizm propagandalar ise,
aktif deildi. Oysa, misyonerlik dinlerinin baz emirleri, kesinlikle i ve "meslek" tabanlarna dayanyordu.
Misyonerlik dinlerinde mminler kendilerini ilahi gten bir para olarak deil, bir Tanr'nm aleti
olarak grrler. Byle bir dinin zel bir Tanr anlayyla yakn ilikisi vardr: Dnyast, kiisel,
gazap dolu, affedici, seven, isteyen, cezalandran bir yaradan. Bu anlay, model dinlerdeki ulu varlk
ile zttr. Kural olarak, istisnalar da bulunmak kaydyla, model dinlerin ulu varl gayr ahsi bir
varlktr; duraan bir varlk olduundan ancak tefekkr yoluyla ulalabilir.
362
yonerlik dinlerindeki aktif Tanr kavram iran'daki ve Orta Dou'daki dinler ile onlardan treyen Batl
dinlere egemen olmutur. Model dinlerin savunduu ulu ve statik bir varlk fikri ise, Hint ve in
dinlerinde arlk kazanmtr.
Bu farkllklar zde ilkel deildir. Tersine, nitelikleri her yerde birbirine benzeyen animist ruhlar ve
kahramanlk ilahlar gibi ilkel kavramlarn fazla yceltilmesi sonunda meydana kmtr. Kukusuz bu
yceltme srecinde, kutsal deerler olarak kabul edilen ve arzulanan dinsel ruh halleriyle Tanr
anlaylar arasndaki balantnn byk etkisi olmutur. Bu haller, deiik Tanr anlaylar ynnde
yorumlanmtr. yle ki, bunlar tefekkre dayal mistik deneylerse baka, hareketsiz vecd halleriyse
baka, Tanr'ya orjiyle ulalyorsa baka, vahiyler ve "emirler"se daha da k baka kavramlar
domutur.
Wk Bugnk yaygn kan, duygusal ieriin birinci, dnce-Bnin ikinci planda gelmesi gerektiidir.
Byk lde hakl plan bu kandan hareketle, "psikolojik" etkenlerin "rasyonel" etkenlere olan

stnln tek gl nedensel ba saymak ve dolaysyla rasyonel balar psikolojik alanlarn sadece
birer yorumu olarak grmek mmkndr. Ancak bu, olgusal kantlar karsnda, ii ok ileriye
gtrmek olur. Dnyast ya da benlik ii bir Tanr kavramnn geliimini etkilemi birok tarihsel
neden vardr. Bu kavram ise, kurtuluu simgeleyen tapnma biimlerini belirlemitir. Dnyast Tanr
kavram iin de kesinlikle byledir. Eer Meister Eckhart sk sk ve ak ak Martha'y Meryem'in
nne aldysa, bunu Tanr'nm panteist yorumunu idrak edemedii iin yapmtr. Oysa mistikler,
panteizmi, Ba-t'nm Tanr ve yaratl konusundaki inancnn nemli elerini tmden feda etmeden de
anlayabilmilerdi.
Bir dinin aklc elerinin, "doktrin"inin de zerklii vardr: Hintliler'in Kharma's, Kalvinistler'in
almyazs inanc,
363
Lutherciler'in kadercilii ve Katolikler'in kutsal ayin doktrini gibi Tanr ve dnya imajlarnn znden
doan kurtuluun aklc dinsel pragmatizmi, belli ortamlarda pratik bir yaam biiminin kabul
edilmesinde ok etkili sonular vermitir.
Bunlar sylerken ynetici tabakalarn kar konumunun, dolaysyla da sosyal tabakalamann
kendisinin benimsenen kutsal deer yarglarn etkilediini varsaymaktayz. Ama bunun tersi de
olabilir. Nerede yaam biiminin yn tmyle rasyonalize edilmise, bu, kesinlikle rasyonalizasyonun yneldii yksek deerlerin eseri olmutur. O halde, deer yarglarn ve tutumlar belirleyen
din'dir. Tam bir kesinlik bulunmasa da, dinsel yarglar, ahlaki bir rasyonalizas-yon yaplabildii srece
etkili olurlar ve ok kere de kesin sonu verirler.
D ve i kar konumlar arasndaki etkileimin zn belirleyen pek nemli bir ge vardr. Dinlerin
vaadettii "en yksek" kutsal deerler, mutlaka en evrensel olanlar deildir. Nirvana'ya, ilahi tefekkre,
orji ya da asetizmle varlan noktaya herkes eriemez. Daha zayf trleriyle, insanlarn lgnlk ya da
kendinden geme hallerine kavumalar bir topluluun yaygn ibadet biimi olabilir. Ancak, bu biimde
bile, byle psiik haller gnlk yaamn paras olmamtr.
Bizim iin nemli olan ampirik gerek, dinler tarihinin balarndan beri insanlarn dinsel bakmdan
farkl yaratldklarnn dnlm olmasdr. Bu gerek en kat ifadesini Kalvinistler'in alnyazs
doktrinindeki "Tanr ltfunun seicilii" dncesinde bulmutur. En makbul kutsal deerlere,
samanlarn, byclerin, asetiklerin ve her trl maneviyatlarn coku ve hayal kudretlerine herkes
sahip olamaz. Byle yeteneklere sahip olmak da bir karizmadr ve herkesle deil, ancak bazlarnda
uyandrlabilir. Buradan da anlalyor ki, koyu dindarln genel eilimi, karizmatik yetenek farklarna
gre, bir eit stat tabakalamas yarat364
maktr. "Kahramanca" ya da "ustaca" dindarlk,5 kitle dindarlnn kartdr. "Kitle"den kasdettiimiz,
dinsel "m-zikalite"ye sahip olmayanlardr, yoksa dnyevi stat sralamasnda altta yer alanlar
kasdetmediimiz aktr. Bu anlamda din ustalar stats kazananlar byc gruplar ve kutsal
danslar, Hindistan'daki dinsel stat grubu Srama-na, ilk Hristiyan "asetikler" -ki bunlara cemaat
iinde ayr bir "zmre" olarak baklmtr-, Paul'c ve hata daha ok Gnostik "maneviyatlar", dindar
ecclesiola, btn gerek "mezhepler" -yani sosyolojik bakmdan aralarna yalnz dinsel yeterlilii olan
kimseleri kabul eden topluluklar- ve nihayet yeryzndeki tm kei gruplar olmutur.
Bir "kilise"nin -yani yetkililer eliyle Tanr'nn ltfunu datan bir kurum haline getirilmi bir
topluluun- hiyerok-ratik ve resm grevlilerinin tm, en bata din ustalarna ve byle inanlarn
zerk gelimesine kar mcadele eder. Tanr'nn ltfunun kurumlam ifadesi olan kilise, kitlelerin
dindarln rgtlemeye alr ve kendi resm, tekelci inanlarn din ustalarnn zerk dinsel stat
deerlerinin yerine geirmek ister. Kilise z itibariyle, yani ileri gelenlerinin kar konumuna gre,
kutsal deerlerine inandrclk kazandrabilmek iin "demokratik" olmak zorundadr. Bu, kilisenin,
Tanr'nn ltfunun evrenselliini ve ats altnda toplanm herkesin ahlaki yeterliini temsil etmesi
demektir. Kilise otoritesi altndaki herkesin eitlenmesi sreci, sosyolojik olarak, brokrasinin
aristokratik zmrelerin
5 Bugnk anlamndaki butun deer yargs tayan ogeler "vrtuozluk" [vtu-osty] kav anmdan
ayrlmaldr "Vrtuoz" [Vrtuoso] szcnn yuklu anlam yznden, "kahramanca" dindarlk
ifadesini tercih ediyorum, ama " kahramanca'1 da, bu balamdaki olgularn bazlarnda ok yetersiz
kalyor [M. WJ Wcbcr farknda olmadan Bruno Bauer' izlemitir Bauer'n "dindarla donu-cn
dzenli, sanatkrane ustalk" kavram iin bkz- Enjluss des englschcn qu-ahethums auf de deutschc
Cultur und auf das enghsch-russsche Pioject cncr Weltskrche (Berim, 1878), ss 17 vd. 17, 21, 60, 94,
99, 102, 140.
365
siyasal ayrcalklarna kar verdii siyasal mcadele ile tam bir koutluk iindedir. Hiyerokrasi gibi,
gelimi bir siyasal brokrasi de, kanlmaz ve olduka benzer biimde -yani eitleme ve kendi iktidar
ile rekabet eden stat ayrcalkla-ryla mcadele etme anlamnda- "demokratik" olmaldr.

Resm din kurumlaryla ustalar arasndaki bu mcadeleden ok deiik uzlalar ortaya kmtr.
Mcadeleler her zaman aa vurulmam, ama sinsice de olsa sregelmitir. rnein, Ulema'nm6 din
kavgas Derviler'e kar olmutur; ilk Hristiyan piskoposlar, maneviyatlar, sekter kahramanlk
mezhepleri ve asetik karizmann "Anahtar" gibi glerle mcadele etmilerdir; Lutherci vaizlerin ve
Anglikan papazlarnn rakibi genellikle ilekelik mezhepleri olmutur; Rus devlet kilisesi btn
mezheplere muhalefet etmitir; Konfys kltnn resm organlar ise Budist, Ta-oist ve sekter
kurtulu arelerini reddetmitir. Din ustalar, kitlelerin manevi ve maddi desteini salamak ve elde
tutabilmek iin, isteklerini gnlk hayatn elverdii dinsellie uydurmak zorunda kalmlardr.
dnlerinin nitelii, tabii ki, gnlk hayat nasl etkiledikleri bakmndan son derece nemliydi.
Hemen btn Doulu dinlerde, ustalar kitlelerin bysel bir gelenek iinde saplanp kalmasna rza
gstermilerdi. Onun iin din ustalarnn etkisi, dinin gnlk hayat ahlaken ve bir btn olarak
rasyonalize etmeye balad yerlerdeki etkisinden ok daha az olmutur. Dinlerin dorudan kitlelere
yneldii ve ideal taleplerinin biroundan vazgetikleri zamanlarda bile byle olmutur. Bu atmadan doan din ustalarnn retileri ile kitle dinleri arasndaki ilikilerin yan sra, ustalarn kendine
zg somut dinsellii, kitlelerin yaam biiminin geliimini ok etkile6 Ulema, islm din ve hukukunda uzmanlam bilginler grubudur. Kutsal gelenein bekileridirler.
Muhalifleri, gelenein aklc deil, mistik yorumunu yapmay bildiklerim iddia eden liderlerdir.
366
mir. Bu bakmdan din ustalarnn, dinlerin ekonomik ahlak zerindeki etkisi de byk olmutur.
Ustalarn yayd dinler gerekten "model" ve pratik dinlerdir. Dinin ustaya emrettii yaam biimine
gre, gnlk hayata aklc bir ahlak temeli bulmak ok kolay olmutur. Ekonomide, ustalk dinlerinin
gnlk alma hayat ile ilikisi, en bata bu dinlerin saptad kutsal deerlerin zelliine bal
kalmtr.
Bir ustalk dinin kutsal deerlerinin ve kurtulu aralarnn tefekkr ya da orji-vecd eleri tad
durumlarda, din ile gnlk alma hayatnn uygulamalar arasnda hibir kpr kurulamamtr. Byle
durumlarda ekonomi ve dier btn dnyevi faaliyetler dinsel adan aalanm ve kutsal deer
olarak benimsenen tutumdan eyleme geirici bir psikolojik itki tretilememitir. Tefekkrc ve
cokucu dinler, ekonomik hayata iten gelen zel bir dmanlk duyarlar. Mistik, orgiastik ve cokulu
haller, olaand psiik durumlardr; kiiyi gnlk hayattan ve onun gerektirdii davranlardan
uzaklatrrlar. Bu yzden de "kutsal" saylrlar. Bu tr dinlerde sradan insanlarn yaam biimi, din
ustalarmmkinden derin bir uurumla ayrlr. Din ustalarndan kurulu stat gruplarnn dinsel topluluk
zerindeki ynetimi hemen bysel bir insana tapmaya dnr; ustaya bir Aziz gibi tapmlmaya
balanr; halk, dnyada baar ya da br dnyada kurtulu iin onun takdisini ve sihirli gcn satn
alr. Kyl toprak sahibine gre neyse, mmin de Budist ve Jainist "bhikshu"ya7 gre odur; hara
kaynadr. Bu hara sayesinde ustalar, kendileri hibir kirli ie bulamadan, sadece ibadetle kurtulua
ulamaya imkn bulurlar. Mmin, bir baka ahlaki etki altna daha girer, nk usta onun manevi
danman ve gnah karan pederidir. Dolaysyla ustann "mzikal" olmayan mminler zerinde
byk arl vardr; bu arlk yalnz ustann kendi dinsel
7 Dilenen kei.
367
davranlar ynnde deil, trensel, biimsel ve geleneksel ayrntlar stnde de olabilir. nk bu
dnyadaki davranlarn genelde dinsel nemi pek kalmamtr; dinin arzulad son bakmndan, eylem
tam zLt ynde yatmaktadr.
Sonunda, saf "mistik"in karizmas yalnz kendine hizmet eder. Gerek sihirbazn karizmas ise
bakalarnn hizmetindedir.
Dinsel yeterlie sahip ustalarn, du dnyadaki hayat bir Tanr'nm iradesine gre ekillendirmeye
alan asetik bir tarikat halinde birletikleri yerlerde farkl gelimeler grlmtr. Bunun
kendiliinden gerekleebilmesi iin de iki ey gerekmitir. nce, yce ve kutsal deer, tasavvufi nitelikte olmamaldr; dnyann tersine, sonsuza kadar varolacak dnya st bir varlkla birlemeyi
ngrmemeli, orji ya da kendinden gemeyle ulalacak 3r unla mystica halini de gerektirmemelidir.
nk bunla daima gnlk yaamn dnda ve gerek dnyadan ayrda ve insan ondan uzaklatrr.
kincisi, byle bir inan sistemi, olanak lsnde, ilahi gcn aralar olarak srf byye ya da ibadete
dayan-mamaldr. nk bu aralar dnyadaki eylemin deerini azaltr, dinsel nemini greceletirir ve
ilahi yargy, aklc gnlk hayata uymayan bir dizi ileme balar.
Din ustalar etkin bir asetik tarikat haline gelmekle iki eyi tam olarak baardlar: Dnyarm bysn
kaybetmesi ve dnyadan koparak kurtulma yolunun kapanmas. Kurtulu yolu tasavvufi bir "dnyadan
kopma" olmaktan kartlarak, aktif bir asetik "dnya mesaisi"ne evrildi. Yeryznn her yannda
bulunabilen kk aklc mezhepleri saymazsak, bu baar yalnz Batl ve asetik Protestanlk'm kilise
ve tarikat rgtlerine aittir. Batl dinlerin ok farkl ve tamamen tarihsel olarak belirlenmi yazglarnn
da bunda yardm oldu. Ksnv n sosyal evre, zellikle byle bir dinin gelimesinde etkili olan tabaka,

ksmen de -ve en az bunun


368
kadar Hristiyanlk'm i yaps da rol oynad: Dnya-st Tanr'nm ve kurtulu yntemleri ile
yollarnn, Musa'nn dininden ve uthora" doktrininden gelen tarihi zellii bata olmak zere.8
Din ustas, yeryzne Tanr'nm aleti olarak yerletirilebilir ve btn doast kurtulu aralaryla olan
ilgisi kesilebilir. Ayn zamanda ustann Tanr katnda kendini, ahlaki deerini yalnzca bu dnyadaki
davranndan ald konusunda "ispat" etmesi gerekir. Gerekte bu, kendini yine kendine kar da
ispatlamas demektir. "Dnya" dinsel adan ne kadar aalansa ve yaratklarla dolu bir gnah gemisi
saylsa da, yine de psikolojik olarak kiinin Tanr-ira-desinden kaynaklanan "misyon"unu srdrd
yerdir. te dnya ii asetizm dnyay o anlamda reddeder ki, gurur ve gzellik, lgnlk ve rya, srf
dnyevi iktidar, dnyadaki kahramanlklardan tr gurur gibi deerlerden nefret eder ve bunlar
yasaklar. Asetizm byle deerleri Tanr'nm hkmranlnn rakipleri sayarak reddetti. Ne var ki tam
da bu red yznden asetizm, ie-dnk tefekkrclk gibi dnyadan kamad. Tersine, dnyay
Tanr'nm buyruklarna gre rasyonalize etmek istedi. Bu yzden de dnyaya, rnein Eski a'daki ve
laik-Katoliklik'teki insanln lmsz "dnyasnn olumlanmas" yolundaki safiyane dnceden daha
dikkatli eildi. Dnya ii asetizmde, dinen yeterli kiinin erdemi ve seilmilii gnlk hayatta kendini
gsterir. Kukusuz, bu, gnlk hayatn basitliklerinde deil, Tanr'nm hizmetine verilen aklc ve
yntemli alma yaamnda grnr. Gnlk davranlar akl yoluyla bir misyon dzeyine karlarak,
kiinin erdemlilik derecesinin gstergesi haline getirilir. Din ustalarnn Batl mezhepleri, ekonomik
davranla birlikte btn davranlarn sistemli
Bu konunun bir bolm, Protestanlk hakkndaki makalelerde ilenmitir; lc-riki bir tarihte daha
ayrntl tartlacaktr. [M.W}
369
rasyonalizasyonmu gelitirmilerdir. Bu mezhepler, Asya'nn tefekkrc, orjici ya da tevekklc vecid
tarikatlar gibi, bu dnyadaki ilerin anlamszlndan kama arzusuna kap amamlardr.
"Model" ve "misyon" dinler gibi iki kutup arasnda ok deiik ara-ekiller ve birleimler bulunur.
Dinler de, insanlar da birer ak kitap deildir. Dinler, eliki iermeyen, mantksal ve hatta psikolojik
yaplar deil, tarihsel yaplardr. lerinde, her biri ayr ayr ve tutarl olarak izlendii zaman
dierlerinin yoluna kan ya da onlarla atan bir dizi motif vardr. Dinsel konularda "tutarllk" kural
deil, istisna olmutur. Kurtulu yollar ve aralar psikolojik adan da belirsizdir. lk Hristiyan
keiinin olduu kadar Qu-aker'in de Tanr'y araynda ok gl tefekkr eleri vardr. Yine de,
dinlerinin btnsel ierii ve en bata da yaratln dnyast Tanrs fikri ve O'nun nazarndaki
mevkilerinden emin olma abalar, onlar hep eyleme itmitir. te yandan Budist kei de faaldi, ancak
eylemleri bu dnyann tutarl rasyonalizasyonundan kopuktu; kurtulu aray, sonunda, yeniden
dnyaya geliler "arkV'ndan kurtulmaya ynelikti. Bat Orta a'nn mezhep ve tarikatlar gnlk
hayatn dine girmesinde kprba oldular. Kartlar, onlardan daha da gelikin olan slm
tekkeleriydi. Bat'da ve slm dnyasnda tarikat yelerinin geldikleri tabakalar aynyd: Kk
burjuvalar ve zellikle esnaf ve ze-naatkrlar. Ama iki dinin ruhu ok farklyd. Dardan baklnca,
ok saydaki Hindu din topluluklarnn tpk Ba-t'nm "mezhepleri"ne benzedikleri sanlr. Oysa
kutsadkla-r deerler ve bunlara erime yollar apayrdr.
Burada daha fazla rnek saymayacaz, nk byk dinleri ayr ayr incelemek istiyoruz. Deiik
dnya dinlerini, her biri yeni bir "aama" saylacak biimde, bir trler zinciri iinde toplamak
olanaksz. Her byk din, ok kar370
mak ze sahip ayr bir tarihsel btndr; hepsi birden ele alnrsa, saysz tekil elerden
karlabilecek tarihsel bileimlerden yalnzca birka tketilebilir.
Onun iindir ki aada syleyeceklerimiz, sistematik bir dinler tipolojisi olmayacaktr. te yandan,
yalnzca bir tarih almas da deildir. Dini ahlak sistemlerinin tarihe mal ol-malarmdaki nemli tipik
etkenleri dikkate ald anlamda "tipolojik"tir. Bu da, ekonomik zihniyetlerdeki byk farklar ile dinler
arasndaki balar kurmak iin gereklidir. teki ynlerle ilgilenmeyeceiz; burada dnya dinlerinin
kapsaml bir tablosunu izmek iddiasnda deiliz. Her bir dinde bulunan, br dinlerdekinden farkl ve
ayn anda da bizim amzdan nemli zellikleri ortaya dkmeliyiz. Bu zel vurgular belli edilmezse,
ilgilendiimiz zelliklerin anlam hafifler. Dengeli Bir sunu iinde baka zelliklere de mutlaka yer
verilmeli ve zaman zaman, gerekte btn nitel ztlklarn son kertede tekil elerin birlemesindeki
salt nicel farkllklar gibi grlebilecei gerei de unutulmamaldr. Bilinenleri burada tekrarlamaktan
artk vazgeelim.
iktisadi ahlak ilkelerini etkilemi dinlerin zellikleri bizi bir adan ok ilgilendirmektedir: Ekonomik
aklclk ile ne yoldan ilikili olduklar. Daha a, onaltmc ve onyedinci yzyllardan beri, kent
hayatnn rasyonalizasyonunun bir blm olarak Bat'y etkisine alan ve dnyann bu ksmna zg
olan ekonomik aklclk tipinden sz ediyoruz.

Daha batan hatrda tutalm ki "rasyonalizm" ok deiik anlamlara gelebilir. Bir anlam, sistemci
dnrn, dnyann alglanmasna getirdii rasyonalizasyondur: Gereklik stnde, gittike ince ve
soyut kavramlar kullanarak, artan bir kuramsal egemenlik kurmak. Baka bir anlam, kesin olarak
belirlenmi pratik bir amaca, eldeki verilerin gitgide daha doru hesaplanmasyla, metodik olarak
varlmasdr. Bu rasyonalizm tipleri, sonunda birbirinden ayrlamayacak
371
olmakla birlikte, ok deiiktir. Benzer tipler gerein fikren kavranmas alannda da vardr; rnein
ngiliz Fizik Sistemi ile Kara Avrupas Fizik Sistemi arasndaki farklarn kknde, gerei
kavramadaki tip deiiklii yatar. Burada ele alacamz, hayat tarznn rasyonalizasyonu da ok deiik ekiller alabilir.
Metafizikten ve dinsel balarn kalntlarndan tamamen arnm olma anlamnda, Konfyenizm o
derece aklcdr ki "dinsel" olarak adlandrlabilecek bir ahlakn snrnda yer alr. Konfyenizm, ayn
zamanda, faydac-olmayan btn lleri reddetmesi bakmndan, dier btn ahlak sistemlerinden
daha rasyonalist ve temkinlidir -belki J. Bent-ham'm sistemi hari. Gerek ve grnrdeki birok
benzeme bir yana, Konfyenizm Bentham'dan ve dier Batl pratik rasyonalizm tiplerinden son
derece farkldr. Rnesans'n yce sanat lks, geerli bir "kanun"a inanma anlamnda "aklc" idi ve
Rnesans'n hayat gr de, geleneksel balar red ve naturalis ratio'nun gcn kabul anlamnda
aklcyd. Bu tr aklclk, dnceyi platonikletiren belli mistik eleri karn, egemen olabilmiti.
"Rasyonel", "sistemli dzenleme" anlamna da gelebilir.9 Bu anlamda, aadaki yntemler aklcdr:
Nefse hkimiyete ya da byye dayanan asetizm yntemleri, en tutarl biimlerinde ie-dnk tefekkr
yntemleri -rnein yoga ya da ge Budizm'in dua makinelerinin hareketleri gibi.
Genel olarak, sistemli ve ak biimde, sabit kurtulu hedeflerine ynelen btn pratik ahlak ilkeleri
"rasyoneldir ksmen ekilci yntemler rasyonel olduundan, ksmen de "geerli" normlar ile verili
gerei birbirinden ayrabildikleri iin. Bu deiik rasyonalizasyon sreleriyle ilerde ilgileneceiz.
Tipoloj ileri imdiden tahmine almak gereksizdir; o noktaya yava yava geleceiz.
9 Planmassgke. 372
Bunu yaparken "tarihe uymamay" gze alarak, baz dinlerin ahlak ilkelerini, gerek aklar iinde
olduundan daha sistemli ve btnlkl gstermeye altm. Baz dinlerdeki zengin kartlklar da,
ksa mrl akmlar ve gelimeleri de bir kenara braktm; bana nemli gelen zellikleri gerekte
olduundan daha yksek bir mantk silsilesi ve daha zayf bir tarih sreci iinde sundum. Keyf hareket
etmi olsaydm, bu, tarihi "tahrif" olurdu. Ama buradaki durum ve niyet bu deildir. Bir dinin btn
iinde pratik hayat tarzn belirleyen eler ile bir dini tekinden ayrmaya yarayan noktalar daima
vurgulammdr.10
Son olarak, asl konumuza girmeden, sk sk karlaacamz terminolojik zellikleri aklayc baz
szler edelim.11
Tam olarak gelimi, dinsel dernek ve topluluklar bir eit kollektif otoriteye tabi olurlar.
"Hiyerokratik" rgtler hline gelirler, yani ynetme kudretleri, kutsal deerlerin datmnda sahip
olduklar tekele dayanr.
Btn ynetici gler, din-d ya da dinsel, siyasal ya da apolitik, belli saf tiplerin eitlemeleri ya da
benzerleri olarak dnlebilir. Bu saf tipler, ynetici gcn sahip olduunu iddia ettii meruiyetin
temeli aratrlarak yaratlr. Modern "derneklerimiz", en bata siyasal rgtlerimiz, "yasal" otorite
tipine dahildir, iktidar sahibinin buyurma yetkisinin meruiyeti, kanun yapma, uzlama ya da zorlama
suretiyle aklc yoldan varlm kurallara dayanr. Buna karlk, byle kurallar koyma yetkisi ise
meruluunu, aklc yolla yaplm, ya da yorumlanm bir "anayasa"dan alr. Buyruklar kiisel otorite
adna deil, kiisel olmayan norm10 Tarihi olaylarn takdim sras da corafidir. Dou'dan Bat'ya doru sralanm olmas sadece
rastlantdr. Gerekte, d mekansal dalm deil, sunuun i nedenleri belirleyici olmutur Daha
dikkatli bakldnda bu grlecektir [M W]
l Weber, daha derinlemesine bir tartma m, \Vtschaft und GeseUstlajCm bo-lumlerne atf
yapyor.
373

lar adna verilir; emir vermek bile keyf serbestiye, ltufa veya imtiyaza deil, bir norma itaat etmek
demektir.
"Grevli", buyurma yetkisini elinde tutandr; hibir zaman bu yetkisini bildii gibi kullanmaz;
gayrahsi ve "zorlayc kurum"un12 vekili olarak hareket eder. Bu kurum, bir insan topluluunun,
snrl ya da snrsz, fakat kurallarla saptanm belirli yaam rntlerinden oluur. Ortak yaam
biimi, yasal dzenlemelerle kuralc ekilde yrtlr.
"Yetki alan" emir alacak kiilerin saysn ilevsel olarak azaltan bir blgedir ve dolaysyla grevlinin
meru yetki alanm snrlar. Grevlilerin rtbe srasna gre bavurup ikyette bulunabilecekleri bir

stler hiyerarisi, yurttan ya da topluluk yesinin karsnda durur. Bugn bu durum, kilise denilen
hiyerokratik topluluk iin de geerlidir. Papaz ya da rahip kurallarla saptanm snrl "yetki"ye sahiptir.
Bu, kilisenin en byk ba iin de geerlidir. Bugnk [papann] "yanlmazl" kavram, bir yetki
sorunudur. Asl anlam, nceleri, hatta III. Innocent'm zamanna dein tad anlamdan farkldr.
"zel alan" ile "resm alan"m birbirinden ayrlmas (Papann yanlmazl konusunda: ex cathedra
tanm) kilise iinde de, siyasal vb. rgtlenmelerdeki gibi, gerekletirilmitir. Grevlinin ynetim
aralarndan (doal ya da parasal ynden) yasal olarak koparl, siyasal ve hiyerokratik rgtlerde
tpk kapitalist ekonomide iinin retim aralarndan koparlmas gibi olmu, grevlinin durumu
iinin-kiyle tam koutluk gstermitir.
Gemiin derinliklerinde kimi ilk izleri bulunsa da btn bunlarn tam olarak gelimesi amzda
olmutur. Tarihte baka otorite dayanaklar, tortular gnmze ulam otorite temelleri vardr. Biz
burada, bunlarn terminolojik olarak ana hatlarn vermekle yetineceiz.
12 Anstalt. 374
1. ncelemelerimizde, "karizma" herhangi bir kimsenin olaanst bir yetenei olarak anlalmaldr
-bu yetenek ister gerek, ister yaktrma, isterse iddia olsun. O halde, "Karizmatik Otorite",
ynetilenlerin belli bir kiideki olaanstle inandklar iin itaat ettikleri, insanlar zerinde ister d,
ister i etkisi baskn, bir hkimiyeti ifade eder. Sihirbaz, peygamber, av ve ganimet aknlarnn lideri,
sava reis, "Sezar" tipi olarak adlandrlan ynetici ve belli koullarda bir partinin bakan, mritleri,
takipileri, askerleri, parti yeleri vb. iin hep bu trden yneticilerdir, idarelerinin meruluu, normal
insan yeteneklerinin tesinde olduu, bir zamanlar doast sanld iin sayg duyulan olaanstle inan ve balantan gelir. Karizmatik ynetimin meruluu bylelikle, sihirli glere,
vahiylere ve kahramanlara hayranla dayanr. Bu inanlarn kayna, karizmatik yetenein
mucizelerle, zaferle ve baka baarlarla, yani ynetilenlerin refah ile "kantlanmas"dr. O yzden,
kant ortadan kalkar kalkmaz ve karizmatik yetenekli kimse sihirli gcn yitirince ya da Tanr'smca
yalnz braklnca, inan ve ona dayanan otorite yok olur ya da varl tehlikeye der. Karizmatik
ynetim, geleneksel ya da rasyonel, genel normlara gre ilemez; ilke olarak, somut vahiylere ve
ilhamlara gre iler ki bu adan, karizmatik otorite "irrasyonePdir. Kurulu dzene bal olmamakla da
"ihtilal-ci"dir: "Byle yazlm -ama ben sana diyorum ki!.."
2. izleyen tartmada "gelenekilik"den anlamamz gereken ey, allm gnlk hayattaki psiik bir
tutumlar-zin-ciri ve gnlk almann ihlal edilemez bir davran normu olduu inancdr. Bu esasa,
yani teden beri var olduu bilinen, sanlan ya da edilen bir eye inana dayanan bir hkimiyet,
"geleneki otorite" olarak anlacaktr.
Meruiyeti gelenee dayal en nemli hkimiyet tipi pat-riyarkalizmdir. Patriyarkalizm babann,
kocann, evin en
375
yal erkeinin, en yal akrabann aile ve klan zerindeki; efendinin ve patronun uaklar, kleler ve
azad edilenler; evin reisinin hizmetiler ve hizmetliler; prensin kk ve saray grevlileri, memuriyet
soylular, kiraclar ve vassaller; patrimonyal lordun ve egemen prensin (Landesvater) "teba" zerindeki
otoritesi demektir.
Patriyarkal ve onun bir eidi olan patrimonyal otoritenin belirgin zellii kar gelinmez normlar
sisteminin kutsal saylmasdr; bu normlarn dna klmas sihirli ya da dinsel felaketle
sonulanacaktr. Bu sistem "fonksiyonel" yerine "kiisel" ilikiler erevesinde hkm veren efendinin
kstlanmam keyfiliini ve ltuflarm beraberinde getirir. Bu anlamda, geleneki otorite irrasyoneldir.
3. Tarihin ilk devirleri boyunca, olaanstnn kutluluuna veya deerliliine olan inanca dayal
karizmatik otorite ile allm gnlk ilerin kutsall inancna dayal geleneki (patriyarkal)
hkimiyet, en nemli etki ilikilerini aralarnda paylamlard. Yalnzca karizma sahipleri, peygamberlerin azndan kanlar ya da karizmatik sava ilahlarnn buyruklar gelenein koruduu
ereveye "yeni" kurallar ekleyebiliyordu. Vahiy ve kl hem olaanst iki g, hem iki tipik
yeniliki idi. Ancak, iler biter bitmez ikisi de kalplamaya boyun eiyorlard.
Peygamberin ya da sava ilahnn lm liderliin kime geecei sorununu dourur. Bu sorun,
balangcnda bir "seim" deil, karizmatik yeteneklere gre bir seilme olan Krung ile zlr; bir
zm de, hiyerokratik ya da opos-talik hilafette olduu gibi, karizmann kutlulanmas ve halefin takdis
edilmesidir; ya da irsi krallktaki ve irsi hiye-rokrasideki gibi, karizmatik liderin ailesinde de karizmatik
yetenek bulunduu inanc irsi karizmaya yol aabilir. Bu tr kalplamalarla kurallar, u ya da bu
biimde hep egemen olur. Prens ya da hiyerokrat artk srf kiisel yetenei
376
yznden ynetmemekte, edinilmi ya da devralnm yetenekleri bulunduu ya da karizmatik bir
seimle meruluu onand iin bata bulunmaktadr. Kalplama sreci ve dolaysyla
gelenekselleme artk balamtr.
Belki bundan da nemlisi, otoritenin rgtlenmesi sreklilik kazandnda, karizmatik yneticiyi

destekleyen kadro da kalplar. Yneticinin mritleri, havarileri ve izleyicileri rahipler, feodal tebalar
ve en bata da grevliler haline dnrler. Balangtaki karizmatik topluluk, hibelerle, sadakalarla ve
harp ganimetiyle ortaklaa geinirdi: dolaysyla ekonomik dzene zellikle yabancyd. Sonralar
yneticinin yardmclarna dnen bu tabaka toprak zilyedlii, grev cretleri, ayni gelirler, maalar
ve denekli memuriyetler yoluyla geimlerini yneticiye balad. Bu kadro meru gcn ok eitli
aamalar bulunan msadere, arazi gasp, ihsanlar ve tayinlerden alyordu. Bu, prensin yetkilerinin zde
patrimonyal hale gelmesi demekti. Patrimonyalizm, patriyarkal hkimin mutlak otoritesinin
paralanmas yoluyla saf patriyarkalizmden de treyebilir. Maal memur ya da vassalin kendisine
ihsan edilen makam zerinde kiisel hakk olmutur. retimin ekonomik aralarna sahip olan esnaf
gibi denekli kadro da ynetimin aralarn elinde bulunduruyordu. Ynetim giderlerini, makam
cretlerinden ya da baka gelirlerinden karlamak durumundayd, ya da uyruklardan toplanan
vergilerin bir ksmm alkoyarak kalann efendiye intikal ettiriyordu. Baz ar hallerde grevini, dier
mallar gibi, satabiliyor ya da vasiyet edebiliyordu. Balangta ister karizmatik, ister patriyarkal olsun,
elkoyma yoluyla ayrcalkl yetki iktisabnn bu denli gelitii dnemdeki stat verasetiliinden sz
etmek istiyoruz.
Ancak, gelime nadiren bu aamada durmutur. Daima, siyasal ya da hiyerokratik efendi ile stat
gruplar olarak edindikleri yetkilerin sahipleri ya da gsplar arasnda bir
377
mcadele olmutur. Yneten daima yerleik zmreleri, onlar da daima yneteni mlksuzletirmeye
almtr. Yneten yalnzca kendine bal ve karlar onunkiyle ayn bir grevliler kadrosu yaratmay
baard lde, mcadele yneten yararna sonulanm ve ayrcalkl zmreler giderek zayflamtr.
Bu noktada, prens kendi ynetim aralarn elde eder ve skskya kendi elinde tutar. Bat'da bunu
yapm olan siyasal yneticiler, 111. Innocent'ten balayarak XXII. Johann'a kadar gittike gelierek
de, kendi maliyeleri olan hiyerokratik yneticiler ve hatta ordularn ve subaylarn donatacak kendi
cephanelikleri ve kaleleri bulunan dnyevi liderler de gryoruz.
Ynetenin, stat ayrcalklarn krma mcadelesinde desteine gvendii grevliler tabakasnn
karakteri, tarihte ok eitli olmutur. Bu tabaka, Orta a'm balarnda Asya'da ve Bat'da din
adamlaryd; Dou'nun Orta a'nda kleler ve yarclard; Roma Prenslii'nde bir olude azat edilmi
esirlerdi; in iin tipik olan hmanist literati idi; ve son olarak, modern Bat'nm tipik tabakas, dinsel
ve siyasal derneklerdeki hukukulard.
Prenslerin gcnn stn gelmesi ve belirli ayrcalklarn geri alnmas ou kez aklc bir ynetimin
kurulmas sonucunu, en azndan olasln dourmutur. Ancak, greceimiz gibi, byle bir
rasyonalizasyonun derecesi ve anlam ok deiken olmutur. En bata, yrtmenin ve yargnn
patrimonyal prens tarafndan zl rasyonalizasyonu ile meslekten hukukular tarafndan yaplan
biimsel rasyoa-lizasyon arasnda bir ayrm yapmak gerekir. Birincisi, tpk konak sahibinin konakta
yaayanlara yapt trden, uyruklara faydac ve sosyal ahlak ihsanlarda bulunmaktr. kincisi, yani
hukukularn yapt, "devletin btn yurttalar" iin geerli genel yasalar hkim klmak olmutur.
Fark ne denli belirsiz de olsa -rnein, Babil ile Bizans'ta,
378
Hohenstaufen Sicilyas ile, Stuartlar ingiltere'sinde ya da Burbonlar Fransa'snda son zmlemede,
zl ve biimsel aklclk arasndaki fark sregelmitir. Ve modern Batl "devlet"e de Bat
"kiliseler"ine de hayat vermek esas itibariyle, hukukularn eseri olmutur. Bu noktada, hukukularn
g dayanaklarn, ana fikirlerini ve teknik aralarm incelemeyeceiz.
Biimsel hukuk aklcl baar kazandktan sonra Ba-t'da, devralman hkimiyet tiplerinin yannda,
yasal hkimiyet tipi de ortaya kmtr. Brokratik hkimiyet yasal otoritenin tek eidi olmamakla
birlikte en saf biimidir. Modern devlet ve belediye yetkilisi, modern Katolik papaz ve vaizi, modern
bankalarn ve byk kapitalist irketlerin ynetici ve alanlar, daha nce de belirttiimiz gibi bu
hkimiyet yapsnn en nemli tipleridir.
Terminolojimiz asndan u zellik ok nemlidir: Yasal otoritede itaat, peygamberler ve kahramanlar
gibi karizma-tik yetenekleri olan kiilere, kutsal gelenee, zorlayc geleneke belirlenen bir hkim
kiiye ya da ayrcalk ve ihsan yoluyla meruiyet kazandrlm memuriyet ya da denek sahiplerine
duyulan inan ve balla dayanmaz. Yasal otoriteye itaatin temelinde, genel olarak tanmlanm,
ilevsel bir "resm grev" kavramna kiisel olmayan ballk yer alr. Resm grev -beraberinde
getirdii yetki kullanma hakk ya da "yargsal yeterlik" gibi- rasyonel olarak konul-Tnu normlarla,
yasalarla, kararnamelerle ve ynetmeliklerle saptanr. Bu saptamayla otoritenin meruluu, herkes iin
geerli kurallarn yasallma dnr ve kurallar amal olarak biimsel titizlikle dnlr, uygulanr
ve ilan edilir.
izdiimiz otorite tipleri arasndaki farklar, sosyal yap zelliklerinden ve bunlarn ekonomik
nemlerinden gelir, buraya aldmz farkllklar ve terminolojiyi neden semek zorunda kaldmz
ancak sistematik bir sunu iinde

379
gsterebilirdik. Burada vurgulayabileceimiz ise, setiimiz yaklamn kullanlabilecek tek yaklam
olmad ve uygulamadaki btn hkimiyet yaplarnn mutlaka bu "saf" tiplerden birine uymas
gerekmediidir. Tersine, uygulamadaki rneklerin byk ounluu, bu saf tiplerin bir bileimini ya da
aralarndaki gei halini temsil eder. Sk sk "patri-monyal brokrasi" gibi deyimler oluturmak
zorunda kalacaz, nk belli olgularn karakteristik zelliklerinin ksmen aklc hkimiyete,
bazlarnn da geleneki hkimiyet tiplerine, burada nfuz gruplarna ait olduunu baka trl
gsteremeyiz. Feodal hkimiyet yaps gibi tarih boyunca her yana yaylm ok nemli tipleri de
grmezlikten gelemeyiz. Ancak bu yaplarn nemli ynleri, belirlediimiz tipin hibiri iinde
kolaylkla smflandrlamaz. Ancak birka kavram, rnein "stat grubu" ve "stat onuru" kavramlarn, iine alan bileimler olarak anlalabilirler. yle tipler de vardr ki, ksmen "hkimiyet"
kapsamna girmeyen ilkeler araclyla, ksmen de karizma kavramnn eitlemeleri nda
anlalabilirler. rnekler: bir yanda, saf demokraside grevliler ile el deitiren fahri makamlar ve
benzeri tipler; br yanda, plebisiti hkimiyet ya da geleneki hkimiyetin zel ekilleri olan eraf
ynetiminin baz tipleri. Bu tipler, yine de, siyasal aklcln douunu hazrlayan en nemli
akmlardandr. Burada kullandmz terminolojiyle, tarihin sonsuz ve ok ynl yollarm ematik
olarak zorlamak istemiyoruz, yalnzca belli amalara ve sralamalara yarayacak kavramlar gelitirdik.
Ayn kaytlar, son bir terminolojik aklama iin de geerlidir. "Stat" durumu deyince, belli toplumsal
gruplarn olumlu ya da olumsuz toplumsal onur kazanmalar halini anlamalyz. Toplumsal onur
kazanma koullarn en bata bu gruplarn yaam tarzlar arasndaki farklar, dolaysyla renim
farklar belirler. Yukarda grdmz otorite tip380
leri terminolojisine bakarsak diyebiliriz ki, toplumsal onuiur, ikinci planda da, sk sk ve aka, ilgili
tabakann yasal g*-vence altna alnm ve tekellemi egemen haklaryla ya d da belirli gelir ve kr
olanaklaryla balantldr. DolaysyMa, btn bu zellikler bulunabiliyorsa, -ki durum her zamatan
byle deildir- bir "stat grubu", belirli yaam tarzyla, fcka-hplam ve zgl onur anlayyla ve
yasayla tekelletirdijiii ekonomik olanaklaryla toplumda yerini alm bir gruptu.ur. Bir stat grubu
her zaman u ya da bu biimde toplulair, ancak her zaman bir birlik olarak rgtlenemez. Grupla ardaki, "sosyal temas" anlamnda, commercium ve connubiunm, stat eitlerinin karlkl saygsnn
tipik nitelikleridilir; bunlarn yokluu stat farkllklar olduunu gsterir.
Buna karlk, "snf durumu" deyince, tipik, ekonomnik balaml, koullarn belirledii geim ve gelir
olanaklarirm anlamamz gerekir: belirli trden mlk ya da talebi ykscsek hizmetleri sunmada
uzmanlk, gelir frsatlarn etkiler. "^Snf durumu" kavram, izleyen genel ve tipik yaam koulilla-rm,
rnein bir kapitalist malsahibinin atlyesindeki diship-line uyma gereini de kapsar.
"Stat durumu", belli bir "snf durumu"nun nedeni ve sonucu olabilir, ama ikisi de olmayabilir. Snf
durumlar ise ncelikle piyasalarca belirlenir: igc piyasas ve mal piyasas. Snf durumunun
bugnk zgl ve tipik rnekken, piyasalarca belirlenenlerdir. Ama tarihte hep byle olnma-mtr.
Toprak sahibinin ve kylnn snf durumlarnn piyasa ilikilerine bamll nemsiz olabilir. eitli
"ramti-ye" gruplarnn piyasaya bamllklarnn, biimi ve deere-cesi rantlarn toprak sahibi, kle
sahibi ya da senet ve Uah-vil sahibi olarak toplamalarna gre ok deikendir.
O nedenle, "mlk sahibi snflar" ile daha ok piyasa ko-ullarmca belirlenen "gelir snflar"m
birbirinden ayrnnak gerektir. Bugnk toplumda snflar, en byk lden de
381
gelir snflar arasnda tabakalama arlk tar A "tahsilli" tabakalarn stat saygnl asndan,
toplum muzda hl statye gre tabakalama elerinin korund -grlmektedir. Stat faktr en ok
ekonomik tekeller 1 ve diplomallara tannan tercihli sosyal frsatlarda ak * gzlenebilir.
Gemite, statye gre tabakalamann, zellikle toplumlarn ekonomik yapsnda ok etkili olduu
biliniyor. Stat tabakalamas bir yandan, tketime yasaklar ve nlemlc koyarak ve ekonomik aklclk
asndan aklc olmayan stat tekelleri kurarak ekonomik yapy etkiler; obur yandan da, her lkede
nde gelen ynetici tabakalarn stat geleneklerini yaatarak ekonomik hayata bask yapar. Bu gelenekler, Asya'daki stat tabakalamasnda ok yaygn olduu gibi, kalplam trensel yaplara
benzeyebilir.
382
XII- Protestan mezhepleri ve kapitalizmin ruhu*
Amerika Birleik Devletleri'nde uzun bir sre "devlet ve kilisenin ayrl" ilkesi vardr. Bu ilke o
derece sk biimde uygulanmtr ki mezhepleri gsteren resm bir saym bile yoktur: dahas, devletin
yurttaa inancn sormas yasalara aykr saylr. Burada, byle bir ilkenin, dinsel rgtler ile devlet
arasm-Jaki ilikiler bakmndan pratik nemini tartmayacaz.**
De Protestanschen Sekten und der Geist der Kapitalsmus," Gesammelte Aufsaetze zu
Religonssoziloge, Cilt, I, ss. 207-36.

Bu yaz, "Kiliseler ve Mezhepler" bal altnda 1906'da Frankfurter Zetngch yaymlanm, sonra da
Christichc Welt'e (1906, ss. 558 vd., 577 vd.) biraz geniletilmi olan bir makalenin yem ve daha da
geniletilmi eklidir. Bu aka-enn Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu'nu tamamlayc nitelikte
olduunu sk belrtmiimdir. Bu ekle getirmemin nedeni, ilk yazdm haliyle mezeP kavramnn ("klse"yc kart bir kavram olarak), bu arada ve beni scvmcl-lcn bir olay olarak,
Trocltsch tarafndan Soziallehren der thrstlchcn Khchcn
n^yan Kiliselerinin Sosyal retileri, ev: O. Wyon, 2 cilt, Londra, 1931]
fHn
eserinde benimsenmi ve derinliine incelenmi olmasdr Bu yzden, nsal tartmalar kolayca
atlayabiliriz, unku sylenmesi gereken ne var-^ rotestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu'nda (ss. 254
vd., not 173) soylenm-U makalede yalnzca o makaleyi tamamlayan temel veriler yer almtr.
mal e gCnc^i^e teontlc kalr. Katolik oylarnn ve din okullarna yaplan 1 yardmlarn nemim not
ediniz.
383
Biz daha ok, yirmibe yl ncesine kadar ABD'de "kiliselerle balants olmayan kimseler"in saysnn
yalnzca yzde 6 olarak hesapland gereiyle ilgiliyiz;2 stelik bu oran, birok Avrupa devletinin
belli ayrcalkl kiliselere bal olanlara salad ok etkili olanaklarn ABD'de olmamasna ve
ABD'ye ynelik kalabalk ge karn byledir.
Dahas, ABD'de kilise yelii, beraberinde, Almanya'nn herhangi bir yerinde olduundan ok daha
ar parasal ykler getirir, zellikle yoksullar iin. Yaymlan aile bteleri bunu kantlad gibi, Erie
Gl kenarndaki bir kentin tamam Alman gmeni odunculardan oluan cemaatinden birok rnei
de kiisel olarak biliyorum. Bunlarn dinsel amal parasal katklarnn yllk tutar 80 dolar
dolayndayd ve yllk ortalama 1000 dolarlk bir gelirden deniyordu. Herkes bilir ki bu parasal ykn
kk bir blm bile Almanya'da kiliseden kitle halinde ayrlmalara neden olur. Bu da bir yana,
Birleik Devletler'i onbe yirmi yl nce ziyaret etmi hi kimse, henz Avrupal gmenlerin istilasna
uramam tm blgelerde o tarihlerdeki kilise balln farketmemi olamaz.* Tm eski yolculuk
kitaplar, evvelce Amerika'da kilise ballnn sorgulanmadn, hatta son onyllara gre daha gl
olduunu gsterir. Bu durumun bir ynyle ok yakndan ilgileneceiz.
Daha bir kuak nce, iadamlar yeni yeni ortaya kar ve yeni toplumsal balar kurarken, u soruyla
karlatlar: "Hangi kiliseye mensupsun?" Bu soru sz arasnda ve hi sknt vermeden soruluyor
gibiyse de, anlalan rastlantsal deildi. New York'un ikiz kenti Brooklyn'de bile, bu soruyu sorma
adeti byk lde korundu; gten daha az etkilenen topluluklarda daha da ok korundu. Soru insana,
tipik
2 Binada ayrntlarn nemi yoktur. "Amerikan Kiliseler Tarihi Serisi"nn (deeri yer yer deien bir
kaynak) ilgili ciltlerine bavurulmaldr.
(') Yalnz ABD Yksek Mahkemcs'nm her oturumunun deil, her parti kongresinin de dualarla
almas, uzun sure can skc bir tren olarak devam etmiin
384
isko tabldotunu, bir eyrek yzyl kadar nce bir Kta Av-rupals'nn pazar gnleri bir bayann
kanlmaz "Bugn hangi kiliseye gittiniz?" sorusuyla karlamasn hatrlatyor. Ya da Ktali, masann
banda yer verilmi olan en yal konuksa garsonun orbay datrken ona "Efendim, dua ltfen,"
demesine benziyor. Gzel bir Pazar gn Port-ree'de (Skye) bu tipik soru bana soruldu ve yle
demekten baka k yolu bulamadm: "Ben, Badische Landeskircheye mensubum ve Portree'de kendi
kilisemin ubesini bulamadm." Hazr bayanlar bu cevabm ok beenmilerdi. "O, kendi mezhebinin
dndaki bir pazar duasna katlmyor!"
Birleik Devletler'deki duruma daha yakndan bakacak olursak dini balar sorununun hem toplumsal
yaamda, hem de srekli ve parasal ilikilere dayanan i hayatnda hemen her zaman gndemde
olduunu grrz. Yine de, yukarda anlattmz gibi, Amerikan makamlar bu konuda soru sormaz.
Neden?
nce birka kiisel gzlemden [1904'e ait] rnekler vereyim. O zamanlar Yerliler'e ait olan arazi
zerinden geen uzun bir demiryolu yolculuum srasnda yanmda oturan gezici cenaze levazmat
satcsna (mezar talar iin demir harfler satyordu) laf arasnda kiliseye balln hl ok gl oluundan sz ettim. Satc hemen karlk verdi. "Baym, bana kalsa herkes istediine inanr veya
inanmaz; ama hibir kiliseye mensup olmayan bir ifti ya da iadam grnce ona elli sentlik gven
duymam. Hibir eye inanmyorsa, bana borcunu niye desin?" te size biraz belirsiz bir gd.
Ohio Nehri zerindeki byk bir kentte muayenehane a-ttn olan ve ilk hastasnn ziyaretini anlatan
Alman asll bir burun-boaz uzman soruna biraz daha aklk kazandrd, doktor hastaya, bir burun
reflektryle muayene edilmek zere sedire uzanmasn sylemitir. Hasta bir ara dorulur ye gayet
vakur bir ekilde ar ar, "Efendim, ben... sokan385

daki... Baptist Kilisesi'nin bir yesiyim," der. Bu iin burundaki hastalk ve tedavisiyle ne ilgisi
olduunu karamayan doktor, konuyu ihtiyatla bir Amerikal meslekdamdan soruturur. Meslekda
glmseyerek hastann kilise yeliine ilikin szlerinin sadece "tedavi giderlerini deyeceimden
pheniz olmasn," anlamna geldiini syler. Fakat bu nasl olur? Belki bir nc olay sorunu daha
da aydnlatacaktr.
Ekim ay balarnda gzel, bulutsuz bir pazar gn leden sonrasnda bir Baptist cemaatinin vaftiz
trenine katldm. Kuzey Karolina'da M. (ile merkezi)'nin birka mil dndaki ormanlarda iftilikle
uraan akrabalarla birlikteydim. Vaftiz, uzakta grnen Blue Ridge Dalar'ndan dklen bir derenin
besledii bir glckte yaplacakt. Hava souktu ve btn gece don olmutu. Kalabalk ifti aileleri
ufak tepelerin eteklerini doldurmutu; bazlar ok uzaklardan, bazlar civardan hafif iki tekerlekli at
arabalaryla gelmiti.
Vaiz siyah elbisesiyle beline kadar glcn iindeydi. eitli hazrlklardan sonra kadnl erkekli on
kii de, en iyi pazar giysileriyle, birbiri arkasndan suya girdiler. Yksek sesle inanlarn beyan ettiler
ve -kadnlar vaizin kollarnda- souk suya daldlar. Sudan ktklarnda slak giysileri iinde
titriyorlard. Herkes onla kutlad. Hemen kaim battaniyelere sarldlar ve evlerine doru yola
koyuldular. Akrabalarmdan biri, "inan"m aksrmaya kar srekli korunma salad yolunda bir soz
etti. Alman geleneklerine uygun olarak kilise ball olmayan yanmdaki baka bir akrabam, tekini
kmseyerek szd ve omuzu zerinden tkrd. Sonra vaftiz edilenlerden birine dnerek, "Naslsn,
Bili, su ok souk deil miydi?" dedi ve u ok iten karl ald: "Je> aklmdan ok scak bir yeri
(Cehennem!) geirdim, onun iin serin suya aldrmadm." Gen adamlardan birinin suy# daldrldm
grnce akrabam irkildi:
"una bak," dedi. "Ben sana sylemitim!"
386
Trenden sonra, "O idamn vaftiz edileceini nerede bildin?" diye sorduumca u yant verdi: "M'de
bir bank amak istedii iin."
"evrede o kadar ok Baptist var m ki bu ile geinebilsin?'
"Hayr, yok. Ama bir kere vaftiz edilince, btn bu blge onun mterisi olacak ve rekabette
bakalarn altedecek."
Daha birok "niin" ve "nasl" sorular bizi u sonuca g-turdu: Orann Baptist cemaati arasna kabul
edilmek iin er titiz "denemelerden ve ocukluk devrelerine kadar uzanan en ince soruturmalardar
gemek gerekiyordu. (Dzensiz davranlar? Meyhanelere sk gitmek? Danslar? Tiyatrolar? Kumar?
Borcunu ge demek? Baka hafiflikler?) Cemaat hl dinsel geleneklere sk skya balyd.
Cemaate alnmak bir centilmenin ahlaki meziyetlerinin, zellikle i hayatnda gerekli olanlarnn,
mutlak garantisi saylyordu. Vaftiz, o kiiye btn blgenin frsatlarm ve hi rekabetsiz, snrsz
gven kaplarn ayordu. Byle bir kii "baarm"t. Gzlemler bu ve benzeri olgulara baka yerlerde
de sk sk rastlandn corulamtr. Genellikle, i hayatnda yalnzca, Metodist ve^a Baptist ya da
dier mezheplere ve mezhebimsi gizli tarikatlara ye olan kimseler baarl olabiliyordu. Bir mezhep
^esi baka bir yere yerletiinde ya da gezici satclk yaptnda, cemaatinin belgesini yannda
bulunduruyor, bylece yalnz mezhep yeleriyle kolay temas salamakla kalmyor, her yerde kredi de
buluyordu. Kendi kusuru olmakszn ekonomik kmazlara derse, Mezhebi onun ilerini dzeltiyor,
alacakllarna garantiler veriyor ve her trl yardm yapyordu -ok zaman incil'in mutuum date nihil
inde sperartes ilkesine gre (Luke VI: 35).
Ancak iadamna frsat salayan asl etken, o mezhebin, tek bir uye uruna, kendi itibarn yitirmek
istemeyip, za-rarlarn nasl olsa tazmin edecei yolunda alacakllarda mevcut beklenti deildi. Asl
etken, olduka iyi nl bir
387
mezhebin, yelie ancak, "davran"lan herhangi bir kukuya yer vermeyecek biimde ahlak yeterlilii
bulunan birini kabul edebilecei inancyd.
Mezhep yeliinin ahlak yeterlilii ve zellikle kiideki i ahlaknn temizlii anlamna gelmesi son
derece nemlidir. Mezhep yelii, kiinin "doutan" mensup olduu ve inayetini iyi ahlakl ile
ahlaksz zerinde eit datan bir "kilise" yeliinin kartdr. Gerekten de kilise yle bir kurumdur
ki, zengin bir vakf gibi Tanr'nm inayetini rgtler ve dini ltuflar datr. Kiliseye ballk, ilke
olarak, zorunludur ve dolaysyla yenin ahlaki vasflaryla ilgili hibir eyi kantlamaz. Bir mezhep ise
belli ilkelerle hareket eden, din ve ahlak asndan yeterli kimselerin isteyerek kurduklar bir birliktir.
Dinsel deneme sonunda mezhebin onu yelie almak istediini gren kimse kendi isteiyle o mezhebe
girer.
Dorulanm bir gerektir ki, tam da Amerika'da, mezhep seiminde, rakip mezheplerin (ki bir
ksmnda vaizlerinin maddi karlar byk rol oynar) kiileri kendi inanlarna evirmek iin
kullandklar ok kart etkenler vardr. Bu yzden rakip mezhepler arasnda, kendi dinine dndrmeyi
snrlayan karteller oluturulmasna sk sk rastlanmtr. Byle karteller rnein, dinsel adan yetersiz

saylan nedenlerle boanm kimselerin yeniden evlenmelerini zorlatrmak iin kurulmutur. Yeniden
evlenmeyi kolaylatran dinsel rgtler ok taraftar bulmutur. Baz Baptist cemaatlerinin, bu konuda
zaman zaman ok gevek olduklar sylenmi, buna karlk Katolik ve Lutherci (Missouri) kiliselerinin kat slahl vlmtr. Bu slahlk yznden her iki kilisenin ye saysnn azald da
sylenmitirKiinin, ahlaki kusurlar yznden, mezhebinden karlmas, ekonomik olarak kredisini, toplumsal
olarak da konumunu yitirmesi demekti.
388
Aylar sren saysz gzlemlerin, yalnz kiliseye balln (ki 1904'de hl olduka kuvvetliydi) yava
yava lmekle kalmayp, nemine yukarda iaret ettiimiz mezhepleraras rekabetin de iddetlendiini
gsterdi. Byk kentleme blgelerinde, sylendiine gre, speklatrler ilenmemi arsalar zerinde
olduka basit kilise binalar ina edip, ilahiyat mekteplerinin birinden herhangi bir renciyi ayda 500600 dolarla vaiz tutuyorlar ve ona, etrafna bir cemaat toplayabilir ve dolaysyla o blgede yeni binalar
yapmn salayabilirse, byle gzel bir ii ona hayat kaydyla vereceklerini vaad ediyorlarm. Kiliseye
benzer ykntlar gsterdiler; bunlar baarszlk iaretleriydi. Ama bu gibi vaizlerin baarl olduu
durumlar daha okmu. iyi komuluk, Pazar Okulu ve benzerleri blgeye yeni gelenler iin vazgeilmezmi, ama hepsinden nce "ahlaken" gvenilir komularla birarada olma dncesi nemli
geliyormu.
Mezhepleraras rekabetin kuvvetle kendini gsterdii bir alan da, cemaatlerin akam aylarmdaki
maddi ve manevi hizmetleriydi. Kibar kiliselerde, rekabete mzik ziyafetleri de ekleniyordu.
(Boston'daki Trinity Kilisesi'nde bir tenorun, yalnz pazar gnleri ark sylemek karlnda 8.000
dolar ald syleniyordu.) Bu keskin ekimeye karn, mezheplerin birbirleriyle ilikileri olduka
iyiydi. rnein, katldm bir Metodist Kilisesi vaaznda, Baptistler'in vaftiz ayini (yukarda
anlatmtm) herkesi ykseltecek bir ibadet larak tavsiye ediliyordu. Genellikle cemaatler, sadece
"dog-ma" ve mezhep ayrntlar dinlemek istemiyorlard. Yalnz ahlak" dinlemek istiyorlard.
Dinlediim orta snflara hitabeden vaazlarda, tipik burjuva ahlaknn, salam ve saygdeer ve
gerekten evcil ve alak gnll ilkelerin retildiini 8rdm. Ama, tlerdeki derin inanllk
aka grlyordu; vaiz ok kere duygululuunu saklayamyordu. "ugn artk kiinin hangi
mezhepten olduunun pek
389
nemi kalmamtr. Mason* olmak yahut Christian Scien-tist, Adventist, Quaker ya da herhangi bir ey
olmak nemli deildir. nemli olan, yelie "gizli oyla", bir snavdan ve ahlaki denemeden geerek,
Protestanlk'm dnya ii asetiz-mine, yani eski priten geleneine gre ok deerli meziyetlere sahip
olduunu kantlamak suretiyle kabul edilmektir. O zaman da hep ayn sonu gzlenir.
Yakndan incelenince, gemite dinsel kavramlardan kaynaklanm olan btn olgularn zamanmzda
urad "laikleme" srecinin hep ilerlemekte olduu grlr. Amerikan hayatnda da byle olmasnda
tek etken dinsel topluluklar, dolaysyla mezhepler deildir. Tersine, mezheplerin bu konudaki etkisi
giderek eksilen oranda olmutur. Dikkat edilirse (onbe yl ncesinde bile) Amerikan orta snflarndan
birok kiinin (modern metropoliten blgelerden ve g merkezlerinden uzakta) ceketlerinin yakasna,
Fransz Lejyon Donr rozetini ok andran, (deien renklerde) ufak bir nian taktklar grlecektir.
Bunun anlam sorulduunda, kimi zaman garip ve macerac da olabilen, bir dernek ad sylenmitir.
Aka anlalan, dernein ama ve ilevinin, baka hizmetler de sunmakla birlikte bir cenaze sigortas
sunmak olduuydu. Ama ok kez, zellikle modern zlmelerden en az etkilenen yerlerde, yardma
muhta yelerine, durumu daha iyi olan yelerden kardee destek salamak gibi (ahlaki) bir hak
sunuyordu. Kendi kusuru olmakszn ekonomik skntya den karde ye, bu hakk kullanabilirdi.
Birok rnekte dikkatimi eken bu hakkn da ayn ilkeye, mutuum date nihil inek sperantes, dayand
ya da ok dk bir faiz oran uygulan(*) Doudaki niversitelerden birinin Semtik diller blmnden bir asktan.
bana "kursu sahibi'1 olamadna uzulduunu, bu yzden i hayatna girenimi m syledi Bunun ne
yarar olacan sorduumda, gezici satc olarak kcl dn saygnlyla unlu bir rolde tantabilecei
yolunda cevap verdi. Boylec-hi rakip tanmayacak ve arlnca altn deerinde olacakt.
390
ch oldu. Anlalan bir yenin sknts kardelik derneinin br yelerince gnlden karlanyordu.
Dahas, -ki bu nokta en nemlisidir- bu dernee de ye alnmas, ahlaki yeterliin soruturma ve
saptanmasndan sonra gizli oyla oluyordu. Dolaysyla yaka deliindeki nian, "Ben, soruturma ve
denemeden gemi, yeliimin garantisi altnda bir centilmenim," demekti. Bu da yine, en bata i
hayatnda olmak zere, inanlr-gvenilir olmak demekti. ok zaman byle bir meruiyetin i
frsatlarn belirledii bilinir.
Hzla zlmekte olduu grlen bu gibi rgtlenmeler -hi deilse dinsel rgtler- znde orta

snflarla snrlyd. Baz kltrl Amerikallar bu olgular ksaca ve fkeli bir kmsemeyle
"hilekrlk" ya da gerilik sayyor ve hatta varlklarm inkr ediyorlard; gerekte bir ou. William
James'in bana teyid ettii gibi, bunlar hakknda pek bir ey bilmiyordu. Ama, bu rgtlerin kalntlar
hl ok eitli alanlarda yaamlarn srdryordu, bir blm de gln biimlere brnmt.
Dinsel dernekler, zellikle, giriimci orta snf evrelerine ykselmenin tipik aralaryd. Bunlar, geni
orta snf tabakalar (iftiler dahil) arasnda burjuva kapitalist i ahlaknn yaylmasna ve korunmasna
hizmet etmitir.
iyi bilindii gibi, Amerikal "giriimciler"in, "sanayi efle-ri"nin, mlti-milyonerlerin ve trst
krallarnn arasnda resmen bir mezhebe, en ok da Baptistler'e ye olanlarn says az deildir (hatta
eski kuaktan olanlarnn ounluunun ye olduu sylenebilir). Ancak, zde, bunlarn ye olu nedenleri, Almanya'daki gibi, geleneklere ballktandr ve kayglar kendilerini iadam olarak
merulatrmak deil, yalnz kiisel ve toplumsal saygnlk salamaktr; Pritenler dnelinde bu
"ekonomik spermenler"in byle bir koltuk deneine hi gereksinmesi yoktu ve onlarn
"dindarlndan herhalde kukulanlamazd. Orta snflar, zellikle onlarla birlikte
391
ve ilerinden karak ykselen tabakalar, yalnzca frsat anlayla belirlenmi* olarak grmemeye
zen gstermemiz gereken belirli bir dinsel eilimin ncleri olmulardr. Bu dzenli yaama
nitelikleri ve ilkeleri, bu dinsel topluluklarn benimsedii tutumlar yaygmlamasayd, kapitalizm bugn
ulat yere, Amerika'da bile gelemezdi. Kat feodalizm ya da pat-rimonyalizm dnemleri [dnda],
dnya zerinde hibir ekonomik a yoktur ki, tarihinin belli bir dneminde, Pierpont Morgan,
Rockefeller, Jay Gould vb. gibi kapitalist simalar olmasn. Deien, olsa olsa, servet edinmede
kullandklar teknik aralardr (doal olarak!). Onlar gemite de imdi de "iyi ve ktnn
tesinde"dirler. Ama, ekonomik dnmdeki rolleri ne derece nemsenirse nemsensin, belli bir
dnemde belli bir yerde hkim olan ekonomik anlayn ne olacan saptamada son sz syleyenler
hibir zaman onlar olmamtr. Daha da nemlisi, onlar Bat'ya zg burjuva zihniyetinin yaratcs
deildiler, ncleri de olmayacaktlar.
Amerika'daki, gizli oyla girilen dini mezheplerin, bunlara benzer saysz kapal derneklerin ve
kulplerin siyasal ve toplumsal neminin ayrntlarna burada giremeyiz. Geen kuaktan tipik bir
Amerikal'nm (Yankee) yaamnda hep byle kapal dernekler yer almtr. Bata, okuldaki Erkek
ocuklar Kulb, sonra Atletizm Kulb, Yunan Harfi Dernei, daha sonra baka trl bir renci
kulb, sonunda da saysz iadamlar ya da burjuva sekinler kulplerinden biri, byk kent
pltokrasisinin kulpleri. ye olabilme ykselme yolunun almas demektir, zellikle kiinin kendi z
duygular nnde bir belge edinmesi, kiinin kendini "kantlamas" demektir. Herhangi bir kulbe (ya
da ya~
(*) "kiyzllk" ve allm frsatlk Amerika'da, "dini mensubiyeti ya da tercihi" olmayan birinin
subay veya memur olamayaca Almanya'dan daha ok gc" h deildi. Ve ("Ai") bir Berlin
Belediye Bakan'nn tayini, ocuklarndan hrn vaftiz ettirmedii iin resmen onaylanmamt.
Allm "ikiyzlln yalnz ynlen deiikti: Almanya'da resm grevler, Amerika'da i frsatlar.
392
r-cemiyete) kabul edilmeyen bir kolej rencisi bir tr paryadr. (yelie alnmayanlardan kendilerini
ldrenler olduunu biliyorum.) Bir kulbe ya da dernee ye olamayan iadamnn, tezghlarn,
teknisyenin ya da doktorun da baars kukuluydu. Bugn, benzeri birok kulp, ada Amerikan
kalknmasn temsil eden aristokratik stat gruplarna yol aan eilimlerin ncsdr. Byle stat
gruplarnn, bir lde yaln pltokrasiye kart olmakla birlikte, onun yannda gelitiini hatrlatalm.
Amerika'da tek basma "para" da g satn alabilir, ama toplumsal onur salamaz. Kukusuz, sosyal
saygnlk edinmenin yollarndan biridir. Bu Almanya'da da, baka yerlerde de byledir, u farkla ki
Almanya'da toplumsal onura giden yol, parayla satn alman feodal mlkten verasetle intikal eden
mlkn kurulmasna ve torunlarn aristokratik ''sosyete "ye kabuln kolaylatran unvan soyluluunun
kazanlmasna doru olmutur. Amerika'da eski gelenek mirasdan ok kendi kendine ykselmi olana
sayg duyard ve toplumsal onura giden yol, sekin bir kolejin kibar ocuklarna zg derneklerinden
birine ye olmaktan, daha nceleriyse sekin bir mezhebe ye bulunmaktan geerdi -(rnein, New
York'taki kiliselerinin sralarnda yumuak yastklar ve yelpazeler bulunan Presbiteryen mezhebi).
Zamanmzda sekin bir kulbe yelik her eyden nde gelmektedir. Ayrca, kiinin evinin nerede
olduu (orta byklkteki kentlerde hi eksik olmayan "belli bir sokak"ta), ne giydii ve hangi sporu
yapt da nemlidir, ilk gmenlerden, Pocahontas ve baka yerli hanmefendilerden gelmi olmann
nemsenmesi ok yenidir. Daha fazla ayrntya burada yerimiz yok. Plutokrasinin soy aalarn ortaya
karmakla uraan ynla tercme brosu ve her trl acentalar vardr. Sk sk glnce varan bu
olgularn hepsi de, genel olarak Amerikan 'sosyete"sinin Avrupahlatrlmas alanna girer.
393
Gemite de bugn de, Amerikan demokrasisinin tmyle kendine zg bir nitelii, bireylerin

biimden yoksun kum tepeleri gibi ylmasyla deil, da kapal, ama gnll olumu topluluklarn
vzr vzr iledii bir kovan biiminde olumasdr. Yakn zamanlara kadar bu topluluklar doutan
gelen asaleti, miras kalm zenginlii, unvanlar ve diplomalar saygdeer bulmuyorlard; ya da
bunlara dnyann baka yerlerinde olduundan ok daha az deer veriyorlard. Yine de herkese,
kollarn ap eitleri sayarak, aralarna almaktan ok uzaktlar. Kukusuz, onbe yl nce, hibir
Amerikan iftisi, yanndan getikleri pulluk sren bir iftlik iisini (Amerika'da domu!) konuuna
resmen tantrmadan ve onlar "el sktrmadan" edemezdi.
Evvelce, tipik bir Amerikan kulbnde hi kimse, birlikte bilardo oynamakta olan iki kiinin bir
zamanlar patron-tez-ghtar ilikisi iinde olduklarn hatrlamak istemezdi. Orada centilmenlerin
eitlii mutlak kurald.* Bir le yemeinde sendikacnn yanma oturtulan, Amerikan iisinin kars,
giyim ve davranta burjuva hanmefendisinden, belki biraz daha sade ve rahatsz, ama kesinlikle farkl
olmazd.
Amerikan demokrasisinde, hangi konumda olursa olsun, tam kabul grmek isteyen kiinin yapaca
ey, en titiz erkek modas dahil, yalnzca burjuva toplum detlerine uymak deil, ayn zamanda da
mutlaka tarikatlardan, kulplerden ya da kardelik cemiyetlerinden birine oylamayla kabul edilmi
olduunu kantlamakt. Ne tr bir dernee ye olduu nemli deildi, yeter ki meruluu tannm
olsun. Sosyetede
C") Amcika'daki Alman aslllarn kulplerinde bu eitlik pek yoktu. Nevv York'taki gen Alman
tccarlarna (hepsi de nl Hanscak soy adlar tayorlard) neden, ok gzel denmi Alman
kulpleri yerine bir Amerikan ku-lubune girmeye can attklarn sorduumda unu sylediler: (Alman
asl1 Amerikallar olan) patronlar, onlarla zaman zaman bilardo oynasalar da-byle yapmakla "ok
nazik11 davranm olduklarn ihsas etmekten de gen kalmyorlarm.
394
yerini korumak iin de bir centilmen olduunu kantlamaly-d. Bunlarn Almanya'daki karl,
Couleufn* [Renk] neminde, bir yedek subayn commercium ve connubium rtbesinde ve
karsndakiyle dello edebilecek stat dzeyinde olup olmadnda grlr. Olay ayndr, yalnzca
ynelim ve maddi sonular deiik zellikler gsterir.
Amerika'da burjuva sosyetesine ve yeliklere girmeyi baaramayan kii centilmen saylmyordu; bunu
yapmak istemeyen de, ki Almanlar** arasnda byleleri oktu, zellikle i hayatnda, etin zorluklarla
karlayordu.
ok derin bir dnm geirmekte olan bu koullarn toplumsal nemini burada zmlemeyeceimizi
sylemitik. Biz, ncelikle dini olmayan kulplerin ve derneklerin oylamayla ye kabul etme
aamasna gelmelerinin, bir laikleme srecinin rn olmasyla ilgiliyiz. Bu aamaya, gnll birliklerin ok daha kapal pototipleri olan tarikatlardan gelinmitir. Gerekten de, hepsinin kk zgn
Amerikallm anavatan olan Kuzey Atlantik eyaletlerindeki mezheplere gider. Her eyden nce
hatrlayalm ki, Amerikan demokrasisinde evrensel ve eit oy hakk (Beyazlarn! nk Zenciler'in ve
melezlerin bugn bile defacto oy hakk yoktur) ve "devlet ile kilisenin birbirinden ayrlmas" yakn bir
gemite, ondo-kuzuncu yzyln balarnda gereklemitir. Koloniler dneminde New England'm
merkezi blgelerinde, zellikle Mas-sachusetts'de, kilise cemaati iinde tam yelik statsnn, eyalet
vatanda olmann (baka gerekler yannda) n koulu olduunu unutmayalm. Dinsel cemaat,
gerekten, siyasi yurttalk statsnn verilip verilmemesini belirliyordu.3
(*) renci Kardelik Dernei, "Yunan Harf Cemiyeti" benzeri.
(**) S. 266'daki ilk nota baknz. Bir Amerikan kulbne ye olmak (okuldayken ya da okul
sonrasnda) Alman vatandalnn hemen kaybna neden oluyordu.
3
Nevv England'a g srasnda, dini cemaatin rgtlenmesi ou zaman siyasal rgtlenmeden
nde geliyordu ("Hac Babalar"m nl pakt gibi). Bylece
395
Kiinin yurttala alnp alnmama karar, btn Priten mezheplerinde, kelimenin en geni anlamyla,
o kiinin dinsel yeterliliini davranlaryla kantlam olmasna gre veriliyordu. Pennsylvania'daki
Quaker'lar, Bamszlk Sava ncesine kadar eyalet ilerine fazlasyla hkimdiler. Her ne kadar tam
siyasal haklara sahip yurttalar resmen yalnz kendileri deildilerse de, seim sistemini kendi lehlerine
evirerek siyasal gc ellerine geirmilerdi.
Mezhepi cemaatin btn haklardan yararlanan yesi olabilmenin zellikle ekmek ve arap ayinine
katlabilme ayrcalnn, byk sosyal deeri, modern kapitalizme ilk zamanlarnda yeterli olacak
asetist meslek ahlakn mezhepler iinde beslemek yolunda iledi. Avrupa dahil her yerde, asetik
mezheplerin inanlar, yzyllar boyunca, Amerika'da rneklerini bizzat grdmz ynde
gelimitir.
Protestan mezheplerinin dinsel gemiini4 aratrdmzda, yazl kaynaklarnda zellikle onyedinci
yzyl sonuna kadarki Quaker ve Baptist belgeleri arasnda, gnahkr "dnya ocuklarnn ticarette
birbirlerine kar gvensizlik iinde olduklarnn, ancak Tanr'ya inananlarn doruluuna

gvenmelerinden sevin duyduklarnn tekrar tekrar dile getirildiini gryoruz.5


1619'un Dorchestcr Gmenleri gten nce bir kilise cemaati eklinde rgtlenerek birbirlerine
balandlar ve bir papaz ile bir retmen setiler. Massac-husetis kolonisinde kilise, eklen tam zerk
bir korporasyon olmakla birlikte, ancak yurttalar yelie kabul ediyor, te yandan yurttaln
nkoulu da kilise ba oluyordu. Benzerlikle, kilise yelii ve iyi hal (ekmek ve arap ayinine kabul
edilmi olmak) New Haven'da da balarda yurttaln n koullaryd (direniine karn Connecticut'a
ilhak edilmeden nce). Buna karlk (1650)'de Connecticut'da kent ynetimi kiliseyi desteklemek
zorundayd (bu da, Indepcndcntizm'dcn Presbiteryenizm'e kadar geerli kalan kat ilkelerden ayrl
temsil ediyordu). [Bu notun ikinci yarsn buraya almadm. .n.J
4
Bu notta, Baptizm, Anabaptizm, Pritenizm, Presbiterycnizm ve Nevv Eng-land'n tarihiyle ilgili
uzun bir bibliyografya veriliyor (.n.).
5
Onyedinci yzylda bu ylesine benimsenmiti ki, daha nce de szn ettiimiz gibi, Bnyan
"Mr. Money-Love"a [Bay Para Ak] unu syletir: "nsan
396
Dolaysyla bunlar yalnz dindarlara bor vermekte ve paralarm onlara emanet etmekte, drst ve sabit
fiyatlar orada bulduklar iin de yalnz ve yalnz dindarlarn dkknlarndan alveri yapmaktadrlar.
Bilindii gibi, Baptistler, fiyat politikasn bir ilke sorunu haline ilk getirenlerin kendileri olduunu
iddia ederler. Quaker'lar da ayn iddiadadrlar. Bay Eduard Bernstein zamannda bununla ilgili aadaki szler dikkatimi ekmiti:
"ilkel yelerin szlerini ve anlamalarn kutal saydklar konular, yalnz toprak hukuku ile ilgili olanlar
deildi. Bu kutsallk ticari ilerinde de sz konusuydu. Bir toplum olarak ilk ortaya klarnda
ticarette ok zorluk ektiler, nk br insanlar, onlarn tavrlarn garip bularak, maazalarndan
alverii kestiler. Ama ksa bir zaman sonra da lkenin btn ticaretinin onlarn eline getiinden
yaknmaya baladlar. Bu yaknmann nedeni biraz da onlarla brleri arasnda hibir ticari anlama
yaplmay ve onlarn sattklar mallarda asla iki trl fiyat uy gulamay slar idi."6
Tanrlarn, fedakrlklaryla ve drst davranlaryla onlar memnun eden kiileri zenginliklerle
kutsayaca inanc gerekten btn dnyada yaygnd. Ancak, Protestan mezhepleri bilinli olarak, bu
inan ile bu trl ibadet arasnda, ilk kapitalizmin "Doruluk en iyi siyasettir" ilkesine uygun bir ba
kurdular. Bu ba Protestan mezheplerine zg olmamakla birlikte yalnz Protestan mezhepleri arasnda
devamllk ve tutarllk gstermitir.
Tipik burjuva ahlak, balangtan beri btn asetik mezheplerin ve gizli tarikatlarn ortak mal
olmutur ve bugne kadar Amerika'daki mezheplerin uygulad ahlak ilkelerizengin olmak iin dindar bile olabilir; insann hangi gerekelerle dindar olduu nemli deildir."
(Pilgrims' Progress, der. Tauchnitz, s. 114).
6 Thomas Clarkson, Portraiture of the Christian Profession and Practice of the Society ofFriends. 3.
bas. (Londra, 1867), s. 276. (lk basks 1830 dolaynda karlmt.)
397
nin eidir. rnein Metodistler unlar yasaklamlard:
1) alveri srasnda gevezelik ve pazarlk
2) gmrk vergisi henz denmemi emtiann ticareti
3) yasalarn saptadndan daha yksek faiz istemek
4) "bu dnyada hazineler toplamak" (yatrm sermayesini "nakdi servetle dntrmek)
5) deme gcnden emin olmadan bor almak
6) her trl lks
Asetik mezheplerin ilk zamanlarna uzanan ahlak ilkeleri, yalnz bu kadar deildir.* En bata sosyal
dller, disiplin usulleri ve genelde Protestan mezhepiliinin btn rgtsel temeli tm uzantlaryla o
zamanlara iner. ada Amerika'da yaatlm olanlar, bir zamanlar derinden etkili olmu bir dinsel
yaam dzeninin trevleridir. imdi, bu mezheplerin zne ve alma biimlerine ksaca bir gz
atalm.
Protestanlk ierisinde "inananlarn kilisesi" ilkesi ilk kez 1523-24'de Zrih'te Baptistler arasnda aka
ortaya kt.7 Bu ilke, cemaati "gerek" Hristiyanlar'la snrlyordu; yani gerekten kutsanm kimseler
gnll olarak bir araya gelerek br insanlardan ayrlyordu. Thomas Mnzer bebeklerin vaftizine
kar kmt, ama, bir sonraki adm, ocukken vaftiz edilmi byklerin yeniden vaftizi (anabaptizm)
admn atmamt. Thomas Mnzer'den sonra, Zrih Bap-tistleri 1525 ylnda yetikinlerin vaftizini
(belki anabaptiz-mi de iine alan) getirdiler. Gmen gezginci esnaf-zenaat-kr, Baptist hareketinin
ncleriydi. Her baskdan sonra, Baptizm'i yeni yeni blgelere tadlar. Burada Eski Baptist-ler'in,
Menonitler'in, Baptistler'in, Quaker'larm gnll dnya ii asetizmin tek tek ayrntlarna
girmeyeceimiz gi(*) Protestan Ahlak ve Kapitalizmin RuJm'nda ayrntlaryla grlmt.
7 Kaynamz Zwingli'dir. Bkz. Fssli I, s. 228 ve ss. 243, 253, 263. Ayrca bkz. I

"Elenchus contra catabaptistas," Werke III, ss. 357 ve 362 [Bu nottaki Antipedo-1
baptistler'le ilgili ayrntlar buraya almadm, .n.]
398
bi, Kalvinizm8 ve Metodizm dahil, nasl btn asetik mezheplerin hep ayn izgiye ekildiklerini de
anlatmayacaz.
Sonuta ya rnek Hristiyanlar kilise iinde bir araya geldiler (Sofuluk) ya da kusursuzluklar meru
dindar "tam yurttalar" kiliseye hkim oldular. Geridekiler de pasif bir stat grubunun yeleri, disiplin
akma alnacak ikincil Hristiyanlar (Independents) olarak kaldlar.
Protestanlkla iki yapsal ilke arasndaki d ve i atma -ilahi iradenin datlmasnda zorlayc bir
kurum olarak "kilise" ilkesi ile dindar kiilerin gnll olarak kurduklar "mezhep" ilkesi atmasZwingli'den Kuyger ve Stcker'e kadar yzyllarca srmtr. Biz burada yalnzca, gnlllk
ilkesinin, davranlar zerindeki etkileri asndan pratik nem tayan sonularn incelemek istiyoruz.
Ayrca, sa'nn Son Yemei'nin [ekmek ve arap ayini] safln koruma ve dolaysyla takdis
edilmemi olanlar ilerine almama fikrinin, mezhebini kuramam inanlar kilise disiplinine sokmaya
yol atn hatrlyoruz. zellikle, almyazs-na inanan Pritenler, mezheplerin disipliniyle ok ilgilenmilerdir.9
Bu, Hristiyan topluluklarmca ekmek ve arap yinine verilen byk sosyal nemin iaretidir.
Mezhepler iin, kutsal birlemenin safl dncesi, daha kurulu annda ok nemliydi.10 ilk tutarl
gnll, Browne, "Treatise of Reforma tion without tarying for anie" (1582 dolaynda) adl yazsnda
Episkopalizm ve Presbiteryanizm'i reddediinin ana nedeni olarak, ekmek ve arap yininde "kt
insanlar"la
8 Sckter voluntarst ilkenin sorunlar, reform geirmi (Kalvinist) kilisenin ecc-lesia puta koulunun
mantksal sonucudur. Mezhep ilkesinin kart olan bu dogmatik ilkeyi gnmzde belirgin biimde A.
Kuyger temsil etmektedir. [Ksaltld, .n.]
9 Kuyger'in temel ilkesi, mmin olmayanlarn kutsal "komunyon"larm hu-kmsuz klmamann
gnah olduudur. [Ksaltld, .n.]
10 Hollandal Pietistler de ayn ilkeye inanyorlard. [Ksaltld, .n.]
399
bir araya gelme zorunluluunu gstermiti.11 Presbiteryen kilisesi bu sorunu zebilmek i;in bouna
urat durdu Kralie Elizabeth dneminde bile (Wandworth Konferans) sorunlarn en nemlisi
olmutu.*
Herhangi bir kimseyi ekmek ve arap yininin dnda kimin brakabilecei sorusu, ingiliz htill
Parlamentosu gndeminde hep var oldu. nceleri (1645) "papazlar ve yasl,. lar, yani halk, buna
serbeste ka>ar verebilmelidir" dendi Parlamento darda brakma koularn belirlemeye kalkt. Tm
deiik durumlarda parlamentonun onay aranacakt. "Erastianism" demek olan bu duruma
Westminster Meclisi iddetle kar kt.
Bamszlar (Independents) saygnhk yerel halk yannda, yalnz bileti olan yabanclar kutsal yinlerine
ald. Baka cemaatlerden gelenler, ancak say|,m yelerin tavsiyesiyle bilet bulabiliyordu. Onyedinci
ymy[da da yer deitirme ve yolculukta kullanlan, yeterlik belgeleri (tavsiye mektuplar) vard.12
Resm kilise rgt bfesinde gnll sansr brolar gibi alacak Baxter tarikatlar (dernek) 1657'de
onalt ilede kuruldu. Bunlar, rezil kiilerin saptanp ekmek ve arap yininden kartlmasnda kilise
papazna yardm edeceklerdi.13 Westminster Meclisimin "be muhalif biraderi" -Hollanda'dan gelmi
olan yukar! snf mlteciler- daha nce buna benzer neriler getirmiindi; cemaat kilisesinin
Hundred Years as seen in
11 Zikreden Dextcr, Congregationalism of the Last its Literatre (New York, 1880), s. 97.
(*) Iilizabcth ynetimi altndaki ngiliz Presbite^^n, ingiltere Kil.sesi'nin 39 maddesini tammak
diyorlard (burada bizi ilgilendirmeyen 34 ve 36 madde-Jcrc ekince koyarak).
12 Onyedinci yzylda, yerel cemaatn ekmek ve arap aymmc katllablmclcn cn, baka yerlerde
oura Baptstler'in tavsiye mektubu getirmeleri istenirdi. Baptst olmayanlar ise, ancak cemaat
tarafndan smanp onaylandktan sonra kabul edilirlerdi. (Ksaltld, .n.)
13 Shaw, Clmth History under the Commonwealth, Qk II, ss. 152-165; Gardner, Conmonweahh,
Cilt III, s. 231.
400
yannda gnll mezheplerin de yaamasna izin verilecek ve bunlara kiliseler meclisine gidecek
delegelerin seiminde oy hakk tannacakt. New England kilise tarihinin tm bu gibi sorunlar
zerindeki mcadelelerle doludur: kutsama trenlerine kimler katlabilir (ya da, rnein, kimler isim
babas olabilir), katlamayanlarn ocuklar vaftiz edilebilir mi,* bunlar hangi koulla kabul edilirler vb.
Glk uradayd: Ekmek ve arap yinine katlmak yalnzca bir izin ii deildi; yeterli grlenler
katlmak zorundayd. Eer mmin kendi yeterliliinden emin deilse ve yine katlmaktan kanrsa,
bu karar gnahn ortadan kaldrmyordu.15 Cemaat ise, deersiz ve ahlaksz16 kimseleri ko-

mnyondan uzak tutarak onun safln korumaktan sa'ya kar birlikte sorumluydu. Cemaatin ortak ve
zel sorumluluu, komnyonun deerli bir papaz tarafndan zarafet iinde icra edilmesiydi. Bu noktada
da, kilisenin ezeli yapsal problemleri ortaya kyordu. Baxter bir uzla forml olarak, takdisin ancak
olaanst durumlarda deersiz bir papaz, yani davran kuku gtrr biri, tarafndan yaplabilmesini
nerdiyse de kabul grmedi.17
Eski Donatist'lerin kiisel karizma ilkesi, Hristiyanlk'm ilk zamanlarndaki gibi kilisenin ilahi iradeyi
datan ku-olduu ilkesinin kat ve katksz muhalifi oldu. lahi
( ' Kral James'e 1603'de verilen Brownist dileke bile buna karyd.
14 Bu ilkenin ifade edildii yerlerden biri de Edam Synod'nun 1585 kararlardr (Reitsma Koleksiyonu,
s. 139).
Baxter, Eccks, Din, Cilt II, s. 108'de kukulu yelerin cemaatin arap ve ekmek ayininden
uzaklatrhn (ngiliz Kiisesi'nin 25. maddesi yznden) ayrntl biimde anlatr.
Alm yazs doktrini de burada en saf tipi temsil etmektedir. [Ksaltld, .n.j 17 bteks. Di,: Cilt II, s.
110.
')aha onyedinci yzyln balarnda, dinsel toplantlarn (Slijkgeuzen) yasak-^nmas Hollanda'da genel
bir kltr savama [Kulturkampf] yol amt. [K-saltld. .n.)
401
gzelliin kurumlamas ilkesi, Katolik Kilisesi'nde papazn character indelebils'i sayesinde kklce
yerlemiti, ama, Reformasyon'un resm kiliselerine de girdi. Independe-tist'lerin dnce dnyasnn
uzlamaz kktencilii, ise cemaatin bir btn olarak dinsel sorumluluu esasna dayanyordu. Ortak
sorumluluk papazlarn deerlilii iin olduu kadar komnyona alnacak biraderler iin de sz
konusuydu, ilke olarak durum yine byledir.
Bilindii gibi, son onyllarda Hollanda'daki Kuyper blnmesinin ok derin siyasal yanklar olmutur.
Olay yle balamtr: Herformde Kerk der Nederlanderiin Kiliseler Meclisi ynetiminin iddialarna
kar Amsterdam Kilisesi'nin yallar, yani papaz snfndan olmayanlar, sonradan babakan olan
Kuyper'in (ki o da papaz snfndan deildi) nderliinde, baka cemaatlerin vaizlerinin onay
belgelerini, bu yabana vaizlerin deerlilii ve dindarl kendilerince yeterli grlmezse, komnyona
kabul belgesi olarak tanmay reddettiler.19 zde bu, onaltmc yzyl boyunca Presbiteryenler ile
Bamszlar arasndaki atmann aynyd; nk cemaatin ortak sorumluluu ilkesinden ok nemli
sonular kmt. Gnlllk ilkesinin, yani yeterli olanlarn ve yalnz yeterli olanlarn cemaat
yeliine alnmas ilkesinin yanbanda, o yerin kutlu topluluunun egemenlii ilkesini buluyoruz.
Yalnz o yerin cemaati, kiisel tanklk ya da soruturma yoluyla, bir yenin yeterliliine karar
verebilir. Ama, istedii kadar serbest oyla seilmi olsun, blgeleraras kilise ynetimi bunu yapamaz.
Yerel cemaat ancak kendi ye saysn kstlayabilirse ayrm yapabilir. Dolaysyla ilke, cemaatleri
kk tutmaktr.20
19 Ortodoks vaizlerin dinsel basklarndan kamaya alan liberal Amsterdan yurttalar, ocuklarn
"koniirmasyon" seanslar iin komu cemaatlere gnde iriyorlard. [Ksaltld, .n.]
20 Klasik formulasyonlar 1611 "Amsterdam tirafnamcsi"ndcclir (Ilascrcl Knollys Dernei Yayn,
Cilt X.). [Ksaltld, .n.]
402
Cemaatlerin byd yerlerde, ya Pietizm gibi gizli raezhepikler tremi ya da yeler Metodizm'de
olduu gibi gruplar halinde rgtlenerek kilise disiplinine nclk etmilerdir.21
Kendi kendini yneten cemaatin nc ilkesi kat manevi disiplin22 idi. Bu, kutlu toplumun safl
kaygs (ya da, Quaker'lardaki gibi, dua topluluunun safl kaygs) yznden, kanlmazd. Asetik
mezhebin terbiye sistemi, gerekten, herhangi bir kilisenin kurallarndan ok daha sertti. Mezhep, bu
adan, manastr dzenine benzer. Mezhep disiplini, manastr disiplinine, raklk* ilkesini getirmekle
de benzer. Resm Protestan kiliselerinin ilkelerine aykr olarak, mezheplerde, ahlaki kusurlar
yznden atlan kimselerin cemaat yeleriyle btn temaslar yasaklanrd. Mezhep bylece, i hayatn
da iine alan, mutlak bir boykot uygulard. Bazen de, karde olmayan mezheplerle, mutlak zorunluluk
dnda, ilikiden kanrd.23 Ve mezhep, disiplin yetkisini ok byk lde papaz snfndan
olmayanlara verirdi. Hibir manevi otorite, cemaatin Tanr nndeki ortak sorumluluunu zerine
alamazd. Papaz snfndan olmayan yal dindarlarn nfuzu Presbiteryenler arasnda bile ok bykt.
Ama bu arada Bamszlar ve onlardan da ok Baptistler, cemaatlerin teologlarn nfuzu21 Mctodist usnf"lan, ruhun kollektif tedavisinin temeli olarak, tm rgtn belkemiini
oluturuyordu. On iki kii bir "snf" olarak rgtleniyor, snfn lideri tm yeleri haitada bir ya
evlerinde, ya da snf toplantsnda ziyaret ediyordu. Bu toplantlarda genellikle toplu gnah
karlyordu. Lider, yelerin davranlarnn kaydn da tutuyordu. Bu kaytlar, baka yere tanan uyelcr iin yazlan sertifikalarn da dayanayd. [Ksaltld, .n.]
22 Luthcrci blgelerde, zellikle Almanya'da, ya kilise disiplininin gelimesi ok clz kalmt, ya da
ok erken bir tarihte tmyle kmt. [Ksaltld, .n.]

23 [ok teknik olan bu notu almadm, .n.]


(*) (ok muhtemeldir ki btn mezheplerde bir deneme dnemi vardr. rnein Mclodisiler'de bu, alt
ay sryordu.
403
na braklmasna kar bir mcadele balattlar.24 Bunun doal sonucu, dnya adamlarnn dini
rtbelere getirilmeleri ve artk z ynetim, yaptrmlar ve mezhepten karma gibi yollarla ahlaki
kontrol ilevlerini zerlerine almalar oldu.25 Din adamlar snfndan olmayanlarn kiliseye egemen
olmalar bir lde, dnya adamnn da t verme zgrl (kehanet serbestisi) araynda anlatm
buldu.26 Bu istei merulatrmak iin, ilk Hristiyan cemaatinin koullar hatrlatld. stek,
Lutherciler'in vaizlik makam anlayna da Presbiteryen-ler'in Tanr'nm dzeni dncesine de ok
aykryd. Dnya adamlarnn egemenlii, profesyonel teologlara ve vaizlere kar muhalefet olarak
ortaya kt. Ne eitim, ne makam, yalnz karizma kabul grmeliydi.*
Quaker'larm bal kald ilkelerden biri, dinsel toplantda herkesin sz alabileceiydi, ancak, yalnz
ilham gelen sz almalyd. Bu durumda profesyonel vaiz yoktur. Kukusuz, bugn buna sk skya
bal kalnan yer olamaz. Resm "efsa-ne"ye gre, ruhlarla konuabildii cemaate bilinen yeler,
itimada dierlerinin karsnda zel bir sraya oturtulurlar ve byk bir sessizlik iinde ruhlarn
bunlardan birini (yahut cemaatten herhangi birini) ziyaret etmesi beklenirmi. Peansylvania'daki bir
vaazda, maalesef umudum krld ve ruhlar, zel srada oturan sade ve kibar giyinmi, karizmas
24 Bu onyedinci yzyln banda Amsterdam Mlteci cemaatinin iindeki tartlma ve mcadelelerde
bile ok belirgin hale gelmiti. Benzerlikle, Lancasn-rc'dc rahiplerin yrtt kilise disiplininin
cemaatten kiilerce yriuulm^1 nin istenmesi, Cromwcll dneminde kilisenin i kavgalarnda
belirleyici o oynamt.
25 Yallarn atanmas sorunu, lndepcndent ve Baptist cemaatlerinde uzun ta < malara konu olmutu.
Bunlar imdi bizi ilgilendirmiyor.
26 "Uzun Parlamentoyum 31 Aralk 1646 tarihli karar buna karyd. lndep<-n dent'lara darbe
vurmak iin karlmt. [Ksaltld, .n.]
(*) Islah olmu kiinin vaaz verirken nnde ncil bile bulundurmamas gelt ini Smyth, Amstcrdam'da
daha yeni sylemiti.
404
ok vlen yal bayana gelmediler. Onun ruh, kukusuz anlamal olarak cesur bir kolej
ktphanecisini yakalad, o da 'aziz" kavram zerinde ok iyi hazrlanm bir nutuk verdi.
br mezheplerde byle ar tutumlar, hi deilse srekli biimde gremiyoruz. Bununla birlikte,
vaiz ya "cretli"27 olarak almayan fahri biridir, ya da gnll fahri katklar karlnda vaaz verir.*
Vaaz vermek ikincil meslei olabilir ve iinin masraflarn karmak iin yaplabilir;** ya da her an
hizmetlerine son verilebilir; ya da Metodistlerde-ki gibi,29 bir eit misyoner rgt iinde gezginci
vaizler28 srayla belli yerlere giderlerdi. Vaizlik makamnn (geleneksel anlamda) ve dolaysyla
teolojik eitim zorunluluunun korunduu yerlerde30 bu yetenek yalnzca teknik ve uzmanlk gerei
saylmaktayd. Asl aranan nitelik karizmayd ve otoriteler de bunu farkedecek durumdayd.
CromwelFin yarglar (dinsel yeterlik belgelerini inceleyen yerel birimler) ve ejektrler (vaizler
disiplin kurulu)*** gibi yetkililer vaizlerin hizmet vermeye uygun olup olmadklarn aratrmakla
grevliydiler. Yetkinin karizmatik karakteri tpk cemaat yeliinin karizmatik karakteri gibi korunmu
grnyor. CromwelPin Azizler Ordusu nasl kendilerine yalnzca dindar kimselerin ekmek ve arap
uzatmasna izin verdilerse, CromweH'in askerleri de kendi kutlu cemaatlerine ye olma-)an subaylarn
emrinde savaa gitmek istemediler.31
1 Mays 1649 tarihli Halk Szlemesi ile btn vaizlere fahri balarda bulunulmas kabul edilmitir.
Yerel Metodist vaizler byleydi. * 29. ok teknik olan bu notla evrilmedi (.n.).
Cromweirin "Azizler Parlamentosu"na iddetli itiraznn nedenleri arasnda niversiteler sorunu da
vard. Arpalklarn kkten kaldrlmas bunlarn kmesi demekti. O dnemde zellikle ilahiyatlarn
eitilmesini amalayan bu kltr kurumlarn ykma kararm Cromwell bir trl veremiyordu. 1652
tekliflerine ve 1654 kilise yasasna uygun olarak. Gardiner, Fail ofMonarchy, Cilt I, s. 380'de bir rnek
veriyor.
(...)
405
Kendi ilerinde, mezhep yeleri, en azndan ilk Baptistler ve onlardan treyenler, Hristiyanlksn ilk
zamanlarndaki kardelik ruhunu korudular, hi deilse korumak istediler.32 Baz mezheplerde,
mahkemelere bavurmak tabu saylyordu.* Gereksinme duyulduunda, karlkl yardm zorunlu
idi.33 Doal olarak, ye olmayanlarla i ilikileri yasaklanmamt (ok radikal baz gruplarda zaman
zaman grlen yasaklar dnda).
Yine de, kiilerin, mezhep kardelerini yeleyecei akt.** Balangtan beri, baka yere yerleen
yelere (yelik ve iyi hal)34 belgeleri verme sistemi vard. Quaker'larm hayrseverlii o derece artt ki,

sonunda giderlerinin okluu nedeniyle propaganda eilimleri azald. Cemaatlerindeki dayanma o


denli kuvvetliydi ki, pek de haksz olmayarak, New England yerlemelerini belirleyen elerden birinin
bu olduu sylenir. Gney'in tersine, New England yerlemeleri genellikle sk dokuda ve bandan beri
kent karakterinde olmutu.***
Aktr ki, bu yaznn banda tantlan Amerikan mezheplerinin ve mezhebimsi cemiyetlerinin
bugnk ilevleri, btn bu noktalarda bir zamanlar asetik her mezhep ve tarikata hkim olan
koullarn trevleri, dallar ve kalntlardr. Yava yava bunlar yok olmaktadr. Mezhep yesine z32
Westminster itiraf namesi (XXVI, I), insanlarn birbirlerine yardm etmelerinin isel ve dsal
bir dev olduu ilkesini de getirir.
(*) Metodistler laik yargca giden uyey ok kez mezhepten karmayla cezalandryorlard. Otc
yandan, borcunu demeyenler konusunda alacakllarn bavurabilecei otoriteleri kendi ilerinden
setikleri yerler oktur.
33
Metodizm'm ilk dnemlerinde, borcunu deyemeyenler iin cemaatten bir komisyon tarafndan
soruturma alrd. Gen deme garantisi olmadan borlanmak, cemaatten dlanmak nedeni olurdu.
[Ksaltld, .n.]
(* *) Metodistlerde bu aka emrediliyordu.
34
Metodstler'deki bu iyi hal ktlar balarda u ayda bir yenilenirdi. [Ksaltld. .n.J
(** *) Doyle, sk sk alnt yaptmz yaptnda, New England'm tarmc kolonilere kart endstriyel
niteliini bu faktre balar.
406
g gl "kast gururu" balangtan beri var olmutur.*
O halde, konumuz bakmndan, btn bu gelimelerin en nemli blm nedir? Orta a'da da
kiliseden atlma siyasa] ve yasal sonular douruyordu. Mezhep zgrl olmayan yerlerde bu
sonular daha da iddetliydi. stelik, Orta a'da yalnz Hristiyanlar tam yurtta olabiliyordu. Yine
Orta a'da, borcunu demeyen bir piskoposa kar kilisenin disiplin kuruluna bavurulabilirdi ve
Aloys Schul-te'nin pek gzel belirttii gibi, bu olanak psikoposlarn kredi itibarn prenslerinkinden
yksek klyordu. Benzerlikler, bir Prusyal temenin borlarn deyememesi durumunda ordudan
atlmayla kar karya kalmas da onun kredi itibarn arttryordu. Ayn ey, Alman Kardelik Kulb
yesi renci iin de geerliydi. Szl gnah karma ve kilisenin terbiye yetkisi de Orta a
Kilisesi'ne etkili disiplin uygulama olana salyordu. Nihayet, hukuki bir iddiay ispatlamak iin
kullanlan yemin klfetinden, borlunun kiliseden ihrac iin de yararlanlyordu.
Yine de, btn bu rneklerde, dinin benimsedii ya da yasaklad davran biimleri, Protestan
asetizminin zendirdii ya da engelledii davranlardan tmyle farkldr. rnein temen, ya da
renci, hatta piskopos iin artan kredi itibar, kukusuz i hayatnn gerektirdii kiisel yeteneklere
dayanmyordu; ve bu dnceyi izlersek, her rnekte de ayn ynde sonular amalanmakla birlikte,
herbirinin deiik biimlerde gelitiini grrz. Birincisi, Luther Kilisesi gibi Orta a Kilisesinde de
disiplin, dini makam sahiplerinin elindeydi; ikincisi, bu disiplin -etkili olduu lde-zorlayc
yollardan salanyordu; ve ncs, somut bireysel davranlar cezalandryor ya da
dllendiriyordu.
(A) Orncm, "mlk sahiplen snflann deil, eski dini edebiyat geleneini srdren ailelerin
aristokrasiyi oluturduu New England'da stat koullarna ilikin Doyle'un grleriyle karlatrnz.
407
Pritenler'in ve mezheplerin kilise disiplini, bir blmyle, ya da ou kez tmyle dnya adamlarnn
elindeydi; ikincisi, ileyii herkesin kendi vicdanna braklmt; ve ncs, belli nitelikleri
zendiriyor ya da seiyordu. Bu son nokta en nermiidir.
Mezhep (ya da tarikat) yesi, cemaate katlabilmek iin, belli trden niteliklere sahip olmak
zorundayd. Bunlarla donatlm olmak, ilk yazmzda* belirttiimiz gibi, aklc modern kapitalizmin
gelimesiyle yakndan ilgilidir. Cemaat iinde sayg kazanabilmek iin, ye tekrar tekrar byle
niteliklerle donatlm olduunu kantlamaldr. Yetenekleri tam ve srekli olmaldr. teki lemdeki
huzur gibi, bu dnyadaki toplumsal varl da kendini "kantlamasna" baldr. Unutmayalm ki
Katoliklerin gnah karmas, mezhep yelerinin davranlar yznden hep altnda tutulduklar
korkun i baskya gre, bir ferahlama yoludur. Orta a'n Ortodoks ve heterodoks din gruplarnn ne
lde Protestanlk'n asetik mezheplerinin ncs olduunu burada tartmayacaz.
Deneyim gstermitir ki, baz hasletlerinin gelimesi iin, kiinin kendi evresinde saygnlk kazanmas
gerekliliinden daha etkili bir yol yoktur. Dolaysyla, mezhebin srekli ve kendi haline brakc ahlaki
terbiyesi kilisenin baskc disiplinine gre neyse, aklc yetitirme ve seme de emretmeye ve
yasaklamaya gre odur.
Her ynden olduu gibi bu ynden de, Prken mezhepleri dnya ii asetizmin mutlak ncleridir.
Dahas bunlar, evrenselci Katolik Kilisesi'ne -iradenin uygulanmasndaki zorlayc kurum- kar
getirilmi en tutarl ve bir anlamda tek tutarl, antitezdi. Priten mezhepleri, en gl bireysel kar olan

kiinin toplum iinde kendine olan saygsn iyi hasletleri gelitirme iinin hizmetine vermilerdir.
Bylece
(A) "Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu." 408
bireysel gdler ve kiisel z karlar da, btn sonularyla birlikte, "burjuva" Priten ahlaknn
korunmasnn ve yaylmasnn hizmetine verilmi olmaktadr. Priten ahlak sisteminin bu kadar
derinlere ilemi olmasnn ve gl etkisinin mutlak nedeni budur.
Yineleyecek olursak, nemli olan, bir dinin ahlaki doktrini deil, zerine dller konulan ahlaki
davran biimidir.35 Bu dller, eitli kurtulu inanlarnn biim ve zne gre datlr. Ahlaki
davran da, "kiinin", sosyolojik anlamda "z-ahlak"m [ethos] oluturur. Pritenlik'te, o ahlaki
davran, belli bir metodik, aklc yaama biimidir ki -belirli koullarda- modern kapitalizm ruhunun
hazrlaycs olmutur. dllere giden yol, kiinin, kendini Tanr'nm karsnda kurtulua layk biri
olarak "kantlamas" -Priten mezheplerinin hepsinde vardr ve insanlar karsnda da, Priten
mezheplerden birinin cemaati arasnda yer alma yeterliliini "kantlamas"dr. Bu ikisi birbirini
tamamlaycdr ve ayn dorultuda iler: modern kapitalizmin "ruhu"na kendi z-ahlakn [ethos]
alamtr: modern burjuva orta snflarnn ahlak.
Modern "bireyciliin" en nemli tarihsel temellerinden biri, asetik tarikatlar ve mezheplerdir. Ataerkil
ve otoriter balarn kopartmalar36 kadar, kiinin insandan ok Tan-n'ya itaatle ykml olduu
inancn kendi yorumlay biimleri de ok nemli olmutur.
Bu ahlaki sonularn zn anlatmak iin son bir karlatrma yapalm. Orta a'm loncalarnda,
yelerin genel ahlaki standardn lmek iin sk sk, asetik Protestan
35 Bu k yazdan birincisinin (Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu) buyuk nem tayan bu
yonunu tekrar vurgulamak istiyoruz. Bern eletirenlerin temel hatas, bu noktann dikkatlerinden
kam olmasdr Eski ibran ahlakn Msr, Fenike ve Babl ahlak sistemlerinin doktrinlerinin nda
tartrken, ok benzer bir durumla karlaacaz.
36 Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu, s. 166 ya da bkz. [Ksaltld. .n.J
409
mezhep disiplininin uyguladna benzeyen bir denetim ya plrd.37 Ama, lonca ile mezhebin bireyin
ekonomik davr, nlarna etkileri arasndaki kanlmaz farklar da ortadadr
Lonca ayn meslein yelerini bir araya topluyordu- yan rakiplen bir araya getiriyDrdu. Byle
yapmakla rekabeti Vc rekabet ortamnda gelie* rasyonel kr gtmeyi snrlyor du. Lonca "medeni"
hasletleri ve belli bir anlamda da bur juva "rasyonalizmimi (bjrada ayrntlarna girmeyecei
gelitiriyordu. Bunu da, bir "asgari geim politikas" ve J lenekclik yoluyla gerek etiriyordu. Lonca
sistemiyle du zenlenen ekonomilerin pratik sonulan iyice bilinmektedir
Mezhepler ise insanlar, ahlaken yeterli karde mminle, olarak birletiriyor ve yettiriyordu. yelik,
raklk dnemine ya da bir meslekte feknik stnl olanlar arasndaki aile ilikilerine
dayanmyordu. Mezhep, yelerinin davranlarn, sadece kabul edilmi doruluk kurallarm ve
melodik asetizme gre denetliyor ve dzenliyordu Aklc kr gtmeyi engelleyen maddi bir asgari
geim politikas amalamyordu. Bir lonca yesinin kapitalist baars -ingiltere ve Fransa'da olmturlonca ruhunu zedelerdi ve dolaysyla kapitalist kazaklar yasaklanmt. Ama bir mezhep kardeinin
kapitalist baars, yasal yollardan elde edilmise, onun deerinin, Tinn lutfuna mazhar olu derecesinin
gstergesiydi ve mezhebin propaganda gucunu artln-yordu. O yzden, yukarda da rneklerini
verdiimiz gibi, kapitalist kazan ho kar lanyordu. erbet igcnn Ona a'da Bat'da grlen
biimiyle loncalar iinde rgtlenmesi, kukusuz -onlarn amalarna aykr olarak- emein kapitalist
rgtlenmesini yalnz engellememi ayn anda byle bir rgtlenmenin telki de vazgeilmez on koulu
ol37 Bkz PrevOt Ltmnc de Bolcaunun 1268'dek, L,vt des Ato.m's, (vay lcsp-nasse ve Bonnadot,
Ihstouc ge>uale de PansX s 2n bolum y s 21% ho lum 4 Bu oncklc attlabh
410
mutur. Ama tabu b lonca modem burjuva kafein, doguramazc, Yalnz asetik mezheplerm melodik
yaam biimi, modem kapitalist oz-ahlakm "blreyci" eko nomik drtlerini mfru ve kutsal hUbiludi
Bu olduka karmak nedelscl l.sknn v,^ i
t
sc ilikiyi burada ayakst zmleyenleyiz
411
XIII. Dnyay reddeden dinler ve bunlarn ynelileri*
Hint dindarl, biraz sonra greceimiz gibi, in rneine tam aykrlkla, dnyay teorik olarak, pratik
olarak ve en ar biimde inkr eden dini ahlak sistemlerinin beii olmutur. Yine Hindistan'dadr ki,
bu inkra uygun "yn-tem"ler en fazla gelimitir. Keilik de, tipik asetik ve te-fekkrc sistemler de,
ilk olarak Hindistan'da domu ve orada gelitirilmitir. Ve belki de bu aklclk yeryzndeki tarihsel
yolculuuna Hindistan'dan balamtr.
1. Dnyay red nedenleri

Hint inan sistemine girmeden nce, sistemli ve kuramsal bir biimde, dnyay reddeden din
ahlaklarnn kaynakland gdleri ve bunlarn ald ynleri ksaca aklamakta yarar vardr. Olas
"anlanTlar bylelikle aklanabilir. Oluturulan ema, yalnzca ideal tip olarak yol gsterme
(*) Alnd yer: "Zwschenbetrachtung", Gesammelte Aufsaetzc zur Rehgonssoz-ologie, cilt 1, ss.
436-73. Bu yaz Kasm 1915'te Arhv'dc yaymlanmt.
412
ama, gtmektedir. retilecek kendi felsefesi yoktur. Ku-r msa olarak bir araya getirdiimiz atan .
dze_
2 plen e, belli noktalard* belll mJarm kmas.
2 anakU VYyeter1" IduUnu gstermek istedik. Bu iplerle adsmakrm daha st dzeyde bir
sentezk
deyecei bir bak amn oJmadgm sylemek istemedik
zor bulunabilecek, bu- rasyonel tutarllkla hazrladk. Ama gekte ve tarihsel olarak nemh alardan
byle de grnr er ve grnmtrler de. IdeaI tp trnyden tar hsel bir ocunun tipolojik yerim
belirlemeye yarar Ol-guUnn belli bir ayrntda ya da tm zellikleriyle, tipleri-Z\
"f ?1P
yak3madl gemize, tarihsel
y
,Ur7SaR Pe yaWarna dereCesn belirlememize
ya d ederler. Bu aldan, kuramsal p yalm2ca; daha ^
bZ J -"^
Sag3yan V telnlojyi kolaylaran
b* teknik geret,. Yme de belirll koullard{ yJ^
Qana iazla anlam tayabilir.
arllllk" anlsrnmrlo
m*,-., m aniammda lmak feere, fikri-kuramsal veya pr Uk -ahkki tutumun aklc^, daima insano|luna ^
Jfl g m1llr- bu g, .ariMn dlei- glerinin karsgmda ^ g. dar snrl ve istikrarsz olursa olsun
Aklc olmay amalayan, dinlerin dnyay yorumlayan ve dnenlerin yaratg din Plaklar, tutarllk
zorunlumun gl etkisini duymuadr. Rao etkisi, zellikle P^k varsaymlarla teleolojik karsama,
btn dini ahlak memlennde su ya da biimde, bazen de ok kuvvetli g-n^r. Herhangi bir din, dnyay
yorumlarken, tutarllk il-e me ne kadar az da uysa ve hlaki varsaymlarna ne ka-dar ok sayda
rasyonel yoldan varlamayacak gr alar, katsa bu byledir. O halde, ok karmak bir konuyu
Paylatracak rasyOlel kahplar kullanmak iin
aylatracak rasyonel kalplar kullanmak iin i nedenlerimiz var. Bunu yapabilmek iin de, sabit
413
veriler ve belirli varsaymlardan kar sanabilecek, i "tutarll" en fazla olan pratik davran
biimlerini ortaya karmak ve vurgulamak zorundayz.
Her eyden nce, dinler sosyolojisi zerine byle bir denemenin amac, aklcln tipolojisine ve
sosyolojisine katkda bulunmak olmaldr. Onun iin gerein girebilecei en rasyonel kalplardan yola
kyoruz; kuramsal olarak dorulanabilecek baz rasyonel sonulara gerekte ne kadar
yaklalabildiini bulmaya alacaz. Belki de, neden yak-lalamadm kefedeceiz.
2. Asetisizmin ve mistisizmin tipolojisi
Dnya st Tanr ve Yaratc kavramnn dini ahlak sistemleri zerindeki byk etkisine deinmitik.*
Bu kavram zellikle kurtulu araynn aktif ve asetik ynn ok etkilemitir. Tefekkrc ve mistik
yneliler iin ayn derecede nemli olmamtr, zira bunlarla ilahi kuvveti kiilikten arndrmak ve ona
kinatstlk atfetmek arasnda yaknlk vardr. E. Troeltsch'in tekrar tekrar ve hakl olarak zerinde
durduu gibi, dnya st Tanr kavram ile aktif ase-tizmin arasndaki ba mutlak deildir; dnya st
Tanr, aadaki aklamalardan anlalaca gibi. Bat asetizminin akn belirlememitir. Hristiyan
lemesi, cismani Kurtarcs ve azizleriyle birlikte, yle bir Tann kavramn temsil etmitir ki, bu
Tanr temelde, Yahudiler'in zellikle sonraki Yahudiler'in, Tanrs'ndan ve slm'n Allah'ndan daha az
dnya stdr.
Yahudilik mistisizmi gelitirmitir, ama Batl tipte bir asetizmi hemen hi ilememitir. Balangtaki
slmiyet de asetizmi aka reddetmitir. Dervi inanlar, dnya st
XI Bolum.
414
ve Yaradan'a ballk anlayndan ok baka kaynak-rdan domutur. Doduu yer mistik, cokulu
kaynaklar-, ve znde Batl aselizmden ok ayrlr. Her ne kadar nemli idiyse de dnya ustu Tann
kavram, misyonerlik Hntrne ve aktif aseszme yakmlma karn yalmz bal-d;S daima baka
koullarla birlikte ilerlik kazanm-Z Bu koullardan en etkili olanlar, dini vaatlerin mah.ye "
gsterdikleri kurtulu yollardr. Bu konuyu seilmi o,demeliyiz
beri "aset
>rle incelemeliyiz.
. .

tndan beri asetszm" ve "mistisizm" terimlerim kar-tvrmlar olarak kullanmak zorunda kaldk. Bu
term& aydmla kavuturmak iin, bu szckleri biraz da^nde* dnyay mkar biimlen olarak u *1
Cy, karlatrmak: bir yanda, ^^J^Z-m nlerin Tanr'ca-emredlen eykm demek olan aktif aset br
yandan ise, dnce yoluyla kutsal varlktan b a olma demek olan mistisizm. Mistisizmin ama, b r
halidir, eylem deil; birey ilah gcn alet, degl ka-Dol ylyla, dnyada eylem, mistiklere gre
mutlak ve br dnyaya ait iman haln tehUkeye uUrur. Aktif Laisizmin ilem alan dnya
ierisdr; aklc aktif teszm dnyaya sahip karken, orada vahi ve zalm ne vars dnyevi bir "i"le
uraarak, ehliletirmeye alr dun- ii asetszm). Bu asetisizm ile dnyadan kan Skur yoluyla
dnyadan ka) tm sonutan emmeyen bir mistisizm arasmda kkl bir kartlk vardr
Ancak eer aktif asef sizm yalnz kullarn kendi benl.k-lenlt zLh yenmek ve yoketmekle u^rj* lk
biraz azalr. Bu takdirde, Tann'mn emrettg s gLu. ve aktif arndrma mekanizmalarna saplanmay o
noktaya ge tirir ki dnyann dzenine ilikin hibir eylemde buluna
(0 XI Bolum
415
maz (asetizm yoluyla dnyadan ka). Bylelikle, aktif ase-tisizm, d grnte, tefekkr yoluyla
dnyadan kaia ok yaklar.
Asetisizm ile mistisizm arasndaki kartlk baka bir biimde de yumuar; tefekkrc mistik dnyadan
kamas gerektii sonucuna varmaz ve dnya ii asetisizmdeki gibi dnya dzeni iinde kalrsa (dnya
ii mistisizm).
Her iki durumda da kartlk, uygulamada tamamen yok olabilir ve kurtulu araynda, iki trn kimi
bileimleri ortaya kabilir. Kartlk, d benzerlik rts altnda var olmaya da devam edebilir. nk,
gerek mistik u ilkeden vazgemez: Tanr'nn konuabilmesi iin kul susmaldr. Mistik "dnyadadr'"
ve haricen dnyann dzenine "uymaktadr", ama sadece, dnya nimetlerine kaplma zaafna direnerek
dnyaya kar koymak suretiyle ilahi gzellik iindeki yerini salamlatrmak iin. Lao-tse'de de
grlen mistiin tipik tavr, sindirilmi alak gnlllk, en aza indirilmi eylem, dnyada varla yok
aras bir yer altr. Kendini dnyaya kar, dnyadaki eylemine kar snar. Dnya ii asetik ise
kendini, eylemiyle kantlar. Ona gre mistiin davran, kendinden tembelce memnunluktur. Mistie
gre de, (dnya ii aktif) asetiin davran, dnyann dinsizliklerinin kendini beenmilikle i ie
girmesidir. Genellikle tipik Puriten'e atfedilen "mutlu yobazlk"la, dnyaya ait asetisizm, yce
anlamlar hl gizli olan pozitif ve ilahi kararlar uygular. Asetisizm bu kararlar, kullara Tanr tarafndan verilmi rasyonel emirler olarak yrtr. Mistik ise kurtulu umudunu, nihai ve tamamen akld
yce srr, mistik tecrbeyle yakalayabilmekte grr. ki trl davrann dnyadan ka biimlerine
ilikin birok karlatrma daha yaplabilir. Ama biz bunlarn tartmasn monog-rafik incelemelere
brakyoruz.
416
3. Dnyadan el ekme eilimleri
'imdi ayrntl olarak, din ile dnya arasndaki gerginlikleri inceleyeceiz. Giri blmndeki*
gzlemlerimizden yola ykmakla birlikte, burada bunlar biraz deiik bir biimde ele alacaz.
Belli davran biimlerinin, bir kere sistemli bir hayat tarz haline getirildikten sonra, asetizmin de
mistisizmin de ekirdeini oluturduunu ve bu ikisinin de balangta doast varsaymlardan
kaynaklandn sylemitik. Doa-uast deneylere ya karizmatik yetenekleri uyandrmak ya da kt
ruhlar kovmak iin bavuruluyordu. Birincisi, kuku-suz, tarihsel gelimeler bakmndan daha nemli
olandr. nk, asetizm daha yeni ortaya karken bile iki yzn gsterdi: Bir yanda dnyay inkr,
br yanda da inkr yo-luyla elde edilen sihirli gle dnyaya hkim olma.
Sihirbaz, tarihte peygamberin, hem model dinler, hem de misyonerlik dinleri peygamberinin ve
kurtarcnn habercisi ollmutur. Kural olarak, peygamber ve kurtarc, sihirli ka-ri;zma sayesinde
meruluklarn kabul ettirmilerdir. Yine de>, karizma onlar iin, sadece byk misyonlar ve kurtarc
kiilikleri evresinde sayg ve taraftar toplama arac ol-rautur. Dinlerin ya da kurtarcnn emirlerinin
z, kutsal deere ulatracak bir hayat srmekti. Byle olunca, din ya da emirler, hi deilse greli
olarak, hayat tarzn, belli nok-talarda ya da btnyle, sistemletirmek ve rasyonelletir-neye
yneliktir. "Kurtulu dinleri"nin hepsinde, yani taraftarlarna ac ekmekten kurtulmay vaad eden
btn dinlerde, hedef hayatn btnyd. ekilen ac ne kadar b-yuttulurse, ne kadar ie dnerse ve
ne kadar ilkelletirilirse rasyonalizasyon da o kadar olasyd. nk o zaman, mftm i yle bir srekli
iman haline koymak gerekiyordu ki,
Bolum.
417
acya kar iinde gven duysun. Soyut dnlnce k tarc dinlerin aklc amac acdan
kurtardklarna dok maz bir iman hali, yani kurtuluu garantileyen bir salamakt. Bu da keskin ve

olaanst, dolaysyla k bir lem demekti ki geici olarak rji, asetizm ya da tef h krle elde
edilebiliyordu.
Yeni bir dinin ya da bir kurtarcnn propagandasmd sonra dinsel bir topluluk ortaya kmsa, uyulmas
istene davranlarn denetimi nce peygamberin ya da kurtarcnn karizmatik yetenei olan
haleflerinin, havarilerinin ve rencilerinin eline geer. Sonra, burada irdelemeyeceimiz ama ok
dzenli aralklarla tekrarlanan belli koullarda, bu grevi papaz snfndan, irsi ya da resm bir
hiyerokras devralr. Yine de genelde peygamber ya da kurtarc, sihirbazlarn ya da papazlarn
geleneksel hiyerokrak gucune kar olmulardr. Hiyerokrasinin gelenekle salamlam gcn
krmak ve onlara boyun edirmek iin kendi karizmalarn ortaya koymulardr.
Yukarda, kehaneti ve kurtarc dinlerden ou ve tarihsel gelime asndan en nemlileri ile dnya
ve dnya dzeni arasnda iddetli ve srekli bir gerginlik olduunu veri kabul etmitik. Kullandmz
terminolojiye gre bu kesindir. Dinler gerekten kurtuluu dinler olduu olude, gerginlikler artmtr.
Kurtuluun anlam ve dinsel oreirun z, bir ahlak sistemine dnr dnmez, gerginlik artar
Ahlak ilkeleri rasyonelletike ve kurtulu yollar olarak k-teki kutsal deerlere yneldike, gerginlik
daha da oa Yaln bir dille bu demektir ki, din ibadetten kurtulup "cin mutlakiyetilie"
ykseldike gerginlik fazlalar. Gere ten de, maddi ve manevi, en geni anlamda "dnya m edinme
anlay aklclatrlp yceltildike, din buna daha fazla cephe alr. nk insann ya da d, dinse y
dnyasal, eitli deer alanlaryla ilikisinin rasyonalizm y
418
e bilerek yceltilmesinden so>~r2i, tek lek alann i ve lU 1 zerklii'11"1 bilincine varlm<as
zorunlu olmutur; d aS a ile, balangta safiyane olaru ilikiler bylelikle ger-rk ine itilrrLLir.
Aklcla, toi liali davrana ve bilgi ^ luyla anlamaya ynelik dnyasad ve dnya tesi deerlegelitirilmesi genellikle bu somucu vermitir. Bu sonu \ ler tarihi iin ok nemlidir. <Iok deiken
dini ahlak enlerinde karlaacamz tipilk: olgular aklayabilmek bu deerlerden bazlarn incelleyelim. urtulu vaad eden dinlerin, yarstalklar dinsel topluluk-inde ilk attklar g, aile ohrrLutur.
Aile, din yznn deerinin azalacandan korkrnutur. Aile yelerine dmanlk besleyemeyenler,
babaya anaya kar gelemeyenler, sa'nn mridi olamyorlard. "'Ben bar getirmedim, kl getirdim,"
(Matthew, 34) szlerdi ~bu balamda ve yalnz bu balamda sylenmitir. Dinlerim, byk
ounluu, doal olarak dnyasal balar dze:nde_meye almtr. Ama kurtulu amac daha
kapsaml, cdsata derin hale geldike, mminin doal akrabalar ve hsrrndarmdan ok kurtarcya,
peygambere, papaza, gnah karan rahibe ve din kardeine yakn olaca varsaylmtr.
Peygamberlik, zellikle sa'nn l<\xrtarclma inanan cemaatlerin dini biimini aldnda, yeni bir
toplumsal evre 1 satmtr. Burada, kan ve evlilik balar grece de olsa de-< yitirmitir. Ailenin
sihirli ba<lar ve btnl para-, yeni toplumda din kardle liine dayanan yeni bir lak sistemi
gelimitir. Bu sistem hemen "komular top-luu"nun yerlemi sosyal ve ?ahlaki davran ilkelerinin
r^ almtr -kyller topluluu, aile efrad, lonca yele-Xa da balklk, avclk, sava arkadalarnn
davramlar-n Yerini. Komu topluluklar iki ana ilke tanyorlard: Bir, ^ ve grup d ahlak ayrm- iki,
grup ii ahlakta kar-: uSana yaplmasn istenrediini bakasna yapma".
419
Bu ilkelerden ekonomik yaam iin u sonular douyordu: Grup ii ahlak, skntda olana kardee
yardm ykmll getiriyordu. Zengin ve soylular, mal olmayanlara kullanmalar iin karlksz
mal vermek, faizsiz bor amak, geni misafirperverlik ve destek gstermekle ykmlyd. nsanlar
istendiinde, komularna ve efendilerine boaz tokluuna hizmet etmeliydiler. lke hep aynyd; senin
bugnk skntn yarn benim olabilir. Tabii bu ilke aklla llmyor, etkisini duygular zerinde
salyordu. Takas ve bor durumlarnda ve rnein alacaktan doan klelik ilikilerinde hilebazlk grup
d ahlakla ilgiliydi ve yalnz yabanclara uygulanyordu.
Cemaat dindarl, bu eski ekonomik iyi komuluk ahlakm, din kardeleri arasndaki ilikilere
uygulad. Eskiden zengin ve soylularn olan ykmler, btn dnya dinlerinin aklc ahlak sistemlerinin
emirleri haline geldi: Skntdaki dullara ve kszlere yardm etmek, hasta ve fakir din kardelerine
bakmak, sadaka vermek. Sadaka, zellikle zenginlerden bekleniyordu, nk dini arklar syleyenler
de bycler ve asetikler de ekonomik bakmdan zenginlere bamlydlar.
Kurtulu dinlerinin toplumsal balarm kuran ilke, btn mminlerin ortak ac ekiiydi. Ac, gerek de
olsa tehdit de olsa, insann iinden de kaynaklansa, dardan da gelse ilke buydu. Komular arasndaki
karlkllk ahlakndan yeni yeni ykmler tredike, kurtulu kavram daha aklc hale getirildi ve
mutlak hedefleri olan bir ahlak sistemi olma zellii artt. Dtan, ahlaki emirler, birbirini seven
kardeler arasnda bir komnizme kadar gitti; iten, bu buyruklar, caritas tutumuna, bizatihi ac ekene,
komuya insana ve nihayet dmana sevgiye kadar ykseldi. nan ban engelleyen ve haksz yere ac
ekilen yeryznde nefretin var olmasna yol aan, bu acnn ilk nedeni olan
420
maddi hakikatteki kusur ve yokluklar olmutur. Her eyden nce, dinlerde varlmak istenen tm coku

hallerindeki psikolojik memnuniyet de ayn yndedir. "Etkilenmek"ten balayp, Tanr'yla birleme


duygusuna varmaya kadar giden btn coku halleri, insanlar usuz bucaksz bir sevgi boluuna
uurur. Kurtulu dinlerinde akozmik sevgiye ulaabilenlerin huzur ve skneti, insann, kendininkilerle
birlikte tm doal kusurlar hogryle anlayabilmesiyle kaynar. Bu i tutumun aklc, ahlaki yorumu
kadar psikolojik tonu da ok deiik olabilir. Ama ahlaki hedef, her zaman, ok kez insann kendi
inancnn da tesinde ve btn toplumsal birimleri aan, evrensel bir kardelik olmutur.
Kardelik dinleri daima dnya^dzeni ve deerleriyle atm, dinin buyruklar daha tutarl biimde
uygulandka atma sertlemitir. Dnya deerleri kendi yasalarna gre rasyonel ve makbul hale
getirildike de uurum genilemitir. Bizim iin burada nemli olan da budur.
4. Ekonomik alan
Kardelik dini ile dnya dzeni arasndaki gerginlik en ak ekonomik alanda grlmtr.
Ruhlar ve ilahlar etki altna almaya alan btn ilkel by ve dinsel gizemi aklama yntemlerinin
arkasnda zel karlar vardr: Zenginlik, uzun mr, salk, onur, mritler ve belki de br dnyada
daha iyi bir mevki. Eleus Muammalar bunlarn hepsini vaad ediyordu, tpk Fenike ye Veda dinleri,
in halk dini, eski Yahudilik ye ilk slmiyet gibi; ayn vaatler dindar Hindular'a ve Budist halk ynlarna da yaplmt. Buna karlk, ilenmi kurtulu dinle-r^ aklc ekonomik hayatla ilikilerinde
giderek gerginlie dmlerdir.
421
Aklc bir ekonomi, insanlarn piyasadaki kar mcadelelerinden doan para fiyatlarna ynelik
ilevsel bir rgtlenmedir Para fiyatlarn ve dolaysyla piyasa atmalarn dikkate almadan hesap
yapmak olanakszdr Para, insanolunun yaamndaki en soyut ve "gayr ahs" ogedr Modern
kapitalist ekonomi dnyas kendi i yasalarna ne kadar ok uyarsa, kardelik tleyen bir dm ahlak
sistemiyle iliki kurmas o derece zorlaacaktr Kapitalizm daha rasyonel, dolaysyla daha az kiisel
hale geldike bu zorluk artacaktr Gemite, efendi ile kle arasndaki kiisel ilikileri, tam da kiisel
olduklar m, ahlak ilkeleriyle dzenlemek mmknd Ama deien ipotek sahiplen ile deien banka
borlular arasndaki ilikiyi ahlaken dzenlemek olas deildir -yukardaki anlamda ya da ayn
baaryla unku arada hibir eit kiisel ba yoktur Yme de denemeye kalkarsak, alacamz sonu,
in'den rendiklerimiz, yan canskc biimsel aklclktr m'de de biimsel aklclk ile ozlu
aklclk atma halindeydi
Kurtulu dinlerinde sevgiyi gayr ahsletrmek ve akoz-mzm anlamnda nesnelletrmek eilimi
olduunu gorduk Yme de, baka bir anlamda pekl gayrahs olan ekonomik glere derm kukuyla
bakarlar ve bu yzden de kardelie cephe alrlar
Katolkler'm Deo placere non potest ilkesi, daima, kurtu-luu dinlerin kr ekonomisine kar
karakteristik tutumu olmutur, kurtulu vaadinin tum aklc yntemleri, para ve mal dknlne kar
uyarlar, mal ve para sahibi olma yasana evirmitir Dmsel gruplarn kendi yaamlar, propaganda ve
sreklilikleri m ekonomik aralara baml olmalar ile halklarn kltrel gereksinim ve gunluk
karlarna uyum gstermeleri, bunlar, kar yasaklamalar tarihinin yalnz bir rnei olduu uzlalara
girmeye zorlamtr Ama hibir zaman gerek bir kurtulu dm, aklc ekonomi
422
ile inanlar arasndaki gerginlii giderememitir
Dtan, dm ustalarnn ahlak ilkeleri bu gerginlik ilikisine en radikal biimde yaklamlardr
ekonomik nesnelere sahip olmay reddederek ileke kei, bireysel mlkiyeti reddedip, dnyadan
kopmutur, varlnn temeli kendi mesasdr, ve en nemlisi de, gereksinimlerinin kesinlikle en aza
indirilmi olmasdr Aklc asetszmm, keilerin asrlar boyunca ime dutuu, paradoksu, kendi
reddettii zenginlii yme kendi yaratm olmasdr Tapmaklar ve manastrlar dnyann her yannda
rasyonel ekonomilerin tam merkezi olmutur
Tefekkurcu inzivann yaratabildii kural yalnz u olmutur ulsuz kei sadece doann ve insanlarn
gonullu olarak verdiklerinden yararlanandr brtlenler, aa ve bitki kkleri, kalpten kopan balar
almak, keii, kurtulu m tefekkre dalmaktan uzaklatrr Yme de tefekkurcu munzevlk bile
Hindistan'da olduu gibi dilenme blgeleri saptayarak uzlaya gitmitir
Dm ile ekonomik dnya arasndaki gerginlikten ilkeli ve ie donuk biimde kamann yalnz k tutarl
yolu olmutur Birincisi, Purten ahlaknn "i" paradoksudur Bir ustalar dm olarak Purtenzm,
sevginin evrenselliinden vazgemi ve bu dnyadaki butun ilen, Tanr'nm iradesine hizmet eden ve
knn Tanr nazarmdak yerini snayan bir sre olarak rasyonalze etmitir Tanr'nm iradesinin son
anlamnn ne olduunu tam anlatmamakla birlikte, bunun bilmen en pozitif irade olduunu kabul
etmitir Bu adan, Purten-lk, dnyaya ait her ey gibi kul ve kotu sayd ekonomik evreni de
kalplatrmay kabullenmitir Bu durumu, Tanr'nm iradesi ve knn grevlerini yerme getirmesinin
hammaddesi gibi gstermitir Son durak da, kurtuluun n-sanm, yan herkesin eriebilecei bir hedef
olduunu inkrdr Bu, temelsiz ve belirlenmi ilah yardm m kurtulutan
423

feragat etmek demektir. Gerekte, din kardeliinin bylece terkedilmesi, dini, bir "kurtulu dini"
olmaktan karmtr Gerek bir kurtulu dini, din kardeliini, mistiin usuz bucaksz sevgisinin
mertebesine karabilen dindir.
Ekonomik hayatla din arasndaki gerginlikten kamann ikinci tutarl yolu, mistisizmdir. Mistiin, kime
ve kim iin olduunu hi sormadan fedakrca yapt iyilikler, bu yolu temsil eder. Mistik kendi
benliiyle ilgilenmez. Ne olursa olsun, cmert mistik yoluna kan herkese -ve srf birbirlerine
rastladklar iin- karsndaki paltosunu istemise gmleini de verir. Mistisizm bu dnyadan yle
kendine zg bir katr ki, herhangi bir kimseye, o kimsenin hatr iin deil, fakat srf ballk
uruna ya da Baudelaire'in szleriyle "benliin kutsal alal" hatrna, usuz bucaksz bir ballk
eklini alr.
5. Siyasal alan
Kurtulu dinlerinin tutarl kardelik ahlak, dnyann siyasa/ dzeniyle de ayn derecede keskin bir
atma iine girmitir. Bu sorun, byye inananlarda ve ilevsel Tanrlara tapanlarda yoktu. Eski sava
Tanrs da hukuki dzeni koruyan Tanr da gnlk hayatn akn salayan ilevsel ilahlard. Kyn
kabilenin, airetin Tanr'lar yalnz kendi insanlarnn karlaryla ilgilenirdi. Topluluklar savat gibi,
onlar da baka Tanr'arla savamak ve bylece ilah kudretlerini kantlamak zorundaydlar.
Sorun, evrensel dinlerin, yeryznde tek bir Tanr's olan dinlerin bu ky, kabile, airet duvarlarn
ykmasyla ortaya kt. Sorunun iddeti bu Tanr bir "sevgi" Tanrs olunca da ok artt. Siyasal
dzenle olan gerginlik, vaadedici dinlerde kardelie verilen nemden dodu. Ve siyasette ele,
424
ekonomideki gibi, siyasal dzen rasyonelletike gerginliin dourduu sorunlar keskinleti.
Brokratik devlet aygt ve devletle btnleen aklc korno politicus, ktln cezalandrlmas dahil,
devlet ilerini en mkemmel ekilde, devlet dzeninin aklc kurallarna gre yrtr. Siyasal insan, bu
alanda tpk ekonomik insan gibi, doallkla, "Kiiyi dikkate almakszn", sine ra et sludio, nefret ve
dolaysyla sevgi duymadan hareket eder. Kiilikten armdrlmakla, brokratik devlet, ze ilikin ahlakla, grntler zt ynde de olsa, gemiteki patriyar-kal sistemlerden daha az aktr. Tarihteki
patriyarkal gler kiisel tabiyet balarna dayanyor ve patriyarkal yneticiler, her bir somut olay
"kiiye gre" deerlendiriyorlard. Btn "sosyal refah politikalarma karn, devletin tm i siyasal
ilevlerinin, yarg ve yrtmenin izledii yol son zmlemede hep ve kanmaz biimde "devlet
karlarrnn tarafsz pragmatizmine gre saptanr. Devletin mutlak amac, iktidarn i ve d dalmn
korumak (veya deitirmek) tir; byle bir hedef herhalde evrensel bir kurtulu dini iin ok ey ifade
etmez. Bu olgu, d politika asndan daha da geerlidir. Yabanclarn ya da i dmanlarn saldrsna
urayan her siyasal grup mutlaka kaba kuvvetin zorlayc aralarna bavurur. Bu iddete bavurmadr
ki, terminolojimizde siyasal topluluu ifade edecektir. Devlet, iddetin rnesru kullanmn tekelinde
tutan bir topluluktur ve baka turlu de tanmlanamaz.
Da'daki Vaaz, "ktle direnme!" der. Halbuki devlet srar eder. "Hakl olann kuvvet kullanarak
kazanmasna yardmc olacaksn, yoksa sen de adaletsizlikten sorumlu lursun!" Bu faktrn olmad
yerde devlet de yoktur: te 0 zaman sava aleyhtarnn "anarizm"i ortaya kar. Hareliler dengesine
gre de, zor ya da zora bavurma tehdidi, Caha fazla zor kullanlmasna yol aar. "Devlet leri" byle425
ce kendi d ve i kanunlarn izler. Zor ya da zor tehdidinin baars, sonunda, kuvvet dengesine
dayanr, ahlaki "hak"ka deil -byle bir "hak" iin nesnel ller bulunabileceine inansak bile.
Saf, ilkel kahramanln tersine, aklc devlet sistemlerinde gruplar ya da yneticiler, herbiri de
kendilerinin "hakl" olduuna samimiyetle inanarak, sava alannda kar karya gelirler. Her tutarl
dinsel aklclk iin, bu ahlakn taklidinden baka bir ey deildir. Hatta sa'nn adn byle sert siyasal
arpmalarn iine ekmek, Tanr'nm ismini lekelemek olur. Bu durum karsnda, daha temiz ve tek
drst yolun, siyasal dnceden ahlaki ilkeleri tamamen karmak olduu grnmektedir. Siyaset ne
denli gereki ve hesapl olur ve duygu) fke ve sevgiden arnm hale gelirse, bir kardelik ahlakna
kardelik duygusundan o denli uzaklam grnr.
Din ile siyasetin karlkl yabanclklar, ikisi de tmyle rasyonalize olduunda zellikle artar nk,
ekonominin tersine, politika dinsel ahlak ile ok nemli noktalarda dorudan doruya rekabet etme
durumuna gelir. ada siyasal topluluklar arasnda iddet tehdidinin sonuna vardrl-mas demek olan
sava, bir patos ve cemaat duygusu yaratr. Bu nedenle sava, savalar arasnda kaytsz artsz
ballk ve zveri duygularyla dolu bir topluluk meydana getirir ve gereksinim iinde olanlara kar
etkin bir kitlesel efkat ve sevginin takmasna yol aar. Bir kitle olay olarak, bu duygular da
rgtlenmenin verili tm doal engellerim ykar. Genellikle dinler benzer baarlar ancak bir kardelik
ahlakna inanm kahramanlk topluluklarnda kazanabilirler.
Ayrca, sava savaya, somut anlam bakmndan zgl bir etki yapar: Onur, yalnz savataki lme
zg olan kutsal bir lm anlayL kazanmasn salar. Bugn sava meY~
426

danmda yer alan ordular, tpk eski sava lordlarrm "arkasndan gidenler" gibi, kendilerini lme dek
birlemi, en yce bir cemaat olarak grrler. Sava meydanndaki lm, insanlarn ortak yazgsndan
ibaret olan lmden farkldr. lm herkese nasip olan bir yazg olduu iin, kimse lmn neden
kendisine geldiini ve niye belli bir anda geldiini syleyemez. Kltrel deerler geliip llemez
yksekliklere eritike, bylesine basit bir lm yle bir son demektir ki, bu son artk ancak yeni bir
balangla anlam kazanabilir. Sava meydanndaki lm ecelden ayran nokta, bireyin bir "dava iin"
ldn bildiine inanabilecei tek durumun sava olduudur. Kald ki bu derece kitlesel lm de
yalnzca savata olabilir. lme gidiinin nedeni ve niininden, kural olarak, o denli kuku duymuyor
olmaldr ki, lmn "anlam" gibi bir sorun aklna bile gelmez. En azndan, bu sorunun evrensel
boyutlaryla ortaya kmasnn n koullar yoktur (ki kurtulu vaadeden dinlerin lmn anlamna
yaklamlar budur). Sava meydannda lmle yzyiize gelen askerin durumunda olanlar yalnzca
"misyonlarn" yerine getirirken yitip gidenlerdir.
Son zmlemede, siyasal topluluklarn iddete dayal, zerk saygnln beslemeye ynelik tm
abalarn temelinde, lmn byle anlaml ve kutsanm bir olaylar dizisi iinde gereklemesi yatar.
Yine de, lmn bu tr abalar iinde kazand anlamla lm teodisinin kardelik dinleri iinde ifade
ettii anlam apayr eylerdir. Sava iin birlemi bir grup insann kardelii, bu tr kardelik dinlerinin
gznde pek deer tamaz. Olsa olsa, mcadelenin teknik bakmdan gelimi acmaszlnn bir
yansmasndan ibaret grlr. Savata lmn bu dnyada kutsanmas da, karde katlinin yceltilmesi
gibi grnr. Savata kardeliin ve savata lmn olaanst nitelii de kutsal karizma ve Tanr'yla
birleme duygusuna benzer; bu olgu, din kardeli427
i ile sava topluluun kardelii arasndaki rekabeti u noktasna gtrr. ktisatta olduu gibi, bu
srtmenin iki tutarl zmn ancak pritenizm ve mistisizm getirebilmektedir.
Pritenizm, Tanr katnda seilmilik ve mesleki asetizm geleriyle, baka trl anlalamaz olan bir
Tanr'nn vahiyle renilen kesin buyruklarna inanr. Tanr'nn iradesini, bu buyruklarn yaratlm
dnyaya bu dnyann yntemleriyle, yani iddetle, empoze edilmesi gerektii biiminde yorumlar,
nk dnyada iddet ve ahlaki barbarlk geerlidir. Bu da, hi deilse, kardelik devine kar Tanr
"akna" direnen engeller demektir.
te yanda ise, mistiin radikal anti-politik tutumu, akoz-mik iyilik ve kardelik ieren arnma aray
vardr. "Ktle kar koyma" ve "br yanan evir" ilkeleriyle mistisizm, kendine gvenli btn
dnyevi kahramanlk ctosla-rnn gznde zorunlu olarak kaba ve vekarszdr. Hibir siyasal eylemin
kanamayaca iddet aralarndan kendini uzak tutar.
Siyasetle din arasndaki gerilime getirilen dier btn zmler uzlamalarla ya da gerek kardelik
ahlakna drst ve kabul edilebilir grnmemeye mahkum varsaymlarla doludur. Yine de, bu
zmlerin bir blm ilkesel planda ve tipler olarak ilgintir.
Kurtuluu, zorunlu ve niversalist yntemlerle gerekletirmeyi vaadeden btn dinsel kurumlar, Tanr
nnde herkesin ruhunun ya da hi deilse kendisine emanet edilmi btn insanlarn ruhunun
sorumluluunu tarlar. Bu nedenledir ki, bu tr kurumlar, inanc saptrmaya ynelik herhangi bir
tehlikeye kar acmasz iddetle kar koyma hakkn kendilerinde grrler ve grevlerinin bu
olduunu dnrler. lahi kurtulu yntemlerini yaygnlatrma gereini duyarlar.
428
Kurtulu aristokrasileri, Tanr'larmm buyruuyla ve onun akna gnah dnyasn evcilletirme
grevini yklendiklerinde, "Hal SeferlerU'ni yaratm olurlar. Kalvi-nizm'de ve deiik bir biimde
de olsa, slmiyet'te durum buydu. Ancak, kurtulu aristokrasileri ayn zamanda "kutsal" ya da "hakl"
savalar, salt dnyevi ve dolaysyla ok deersiz savalardan ayrrlar. Hakl savaa Tanr'nn buyruunu yerine getirmek iin ya da din inan uruna girilir, ki bu da bir anlamda her zaman iin bir din
sava demektir. Bu nedenledir ki, kurtulu aristokrasileri siyasal otoritelerin Tanr iradesi gerei kutsal
savalar olarak aka tanmlanmam savalarna katlma zorunluluunu hep reddetmilerdir, nk
bunlar kiinin kendi vicdannda dorulanm savalar deildir. CromwelFin muzaffer Azizler Ordusu,
zorunlu askerlik hizmetine kar bu yzden olumsuz tavr almt. Kurtulu aristokrasileri, paral asker
ordusunu, zorunlu sava hizmetine yelerler, insanlarn Tanr iradesine aykr eylemlerde bulunmalar
durumunda, hele bu din adna yaplmsa, mminler etkin bir din devrimi yaplmas gerektii sonucuna
varrlar; burada da insann insana deil, Tanr'ya itaat etmesi gerektii hkmne dayanrlar.
rnein, kilise Luthercilii, tam ters tutumu benimsemitir. Hal seferini ve inan konularnda her
trl laik zorlamaya kar aktif direnme hakkn reddetmi; bu tr zorlamalar, kurtuluu iddet
pragmatizmine bulatran keyfi davranlar olarak grmtr. Luthercilik bu alanda yalnzca pasif
direnii tanmtr. Ama, ote yandan da sava emri vermi de olsa laik otoriteye itaati kabul edilebilir
bir ey saymtr, nk sava sorumluluu kiinin deil, laik otoritenin stndedir ve isel
niversalizme bal (Katolik) din kurumla-nnn tersine laik otoritenin ahlaki zerkliini tanmtr.
Luther'in kiisel Hristiyanlk'ma zg mistik dinsellik esi, bu konuda tam sonulara varma noktasna

gelememitir.
429
Dinsel erdeme erimi kiilerin (vistuoso-din ustalar) mistik ve karizmatik kurtulu araylar doal
olarak her yerde apolitik ya da anti-politik nitelik tamtr. Bu tr kurtulu araylar, dnya ilerinin
zerkliini kolay ve abuk kabul etmiler, ama bunu yalnzca onun eytani karakterini tutarl biimde
karsamak iin yapmlard. Ya da, en azndan aadaki cmlede betimlenen, dnyaya kar o mutlak
kaytszlk tutumunu alabilmek iin: "Sezar'm hakkn Sezar'a ver" (gerekten de, bu gibi eylerin
kurtulula ne ilgisi var?).
Tarihteki dinlerin siyasal eylem karsnda ald ok deiik fiili tavrlar belirleyen etmenler arasnda,
din rgtlerinin iktidar kar ve kavgalarna karmas, dnya ileriyle en yksek dzeydeki
atmalarn bile her zaman kanlmaz biimde dnler ve grecelikler karsnda kmesi, kitlelerin
politik olarak evcilletirilmesinde din rgtlerinin kullanlmas ve yararll ve zellikle de egemen
glerin meruluklarna dinsel kutsama salama gereksinimi duymalar vardr. Tarihten
grebileceimiz zere, kutsal deerler, etik rasyonalite ve yasal zerklik sz konusu olduunda, dinsel
rgtlerin btn platformlar dinsel grecelik iinde kalmlardr. Uygulamada, bu greli biimlerin en
nemli tr, "organik" toplumsal ahlak olmutur. Bu tur, ok eitli biimlerde yaylm ve mesleki
alma hakkndaki dncesi, kural olarak, dnya ii asetizmde grlen "misyon" kavramnn en
nemli kartn oluturmutur.
Organik toplumsal ahlak, dinsel alt-yapya sahip olduu yerlerde, "kardelik" topra stnde yeerir.
Ama, mistik ve akozmik sevginin tersine, kozmik ve rasyonel bir kardelik talebinin egemenlii
altndadr. k noktas, dinsel karizmann eitsizlii olgusudur. Kutsaln herkese deil, yalnz
bazlarna ak olmasn gerektiren yn tam da organik sosyal ahlaka aykr gelen yandr. Onun iin,
kariz430
matik niteliklerdeki bu eitsizlik ile statye gre laik tabakalamann, ilevlere gre uzmanlam bir
Tanr-buyruu hizmetler kozmosu iinde, sentezini yapmaya alr. Btn bireylere ve gruplara kiisel
karizmalarna ve yazglarnn belirledii sosyal ve ekonomik konumlarna uygun belli grevler verilir.
Bu grevler kural olarak, uzlamac niteliklerine karn Tanr'y honut klacak bir durumun gereklemesine hizmet ederler. Bu durum ayn zamanda hem yararc, hem de toplumsal ve ilahi imiesine
yorumlanr. Dnyann gnahkrl karsnda, byle bir durum hi deilse gnah ve aclarn bir
blmn azaltr; bylece olabildiince yksek sayda ruhun ahret iin kurtarlmas ve korunmas
kolaylam olur. Biraz sonra ok daha byk bir pa-tos ieren bir baka teodisi rnei greceiz. Hint
Kharma doktrinin organik toplum doktrinine ekledii bu teodisi, yalnzca bireyin karlarna ynelik
bir armdrc pragmatizm asna sahiptir. Bu ok zel balant olmadan, tm organik sosyal ahlakn,
bu dnyann ayrcalkl tabakalarnn karlarna hizmeti temsil etmesi kanlmazdr. Hi deilse, din
kardeliinin radikal, mistik ahlak asndan bu byledir. Dnya ii asetizme gre, organik ahlak
bireysel yaamn ahlaki ve tam rasyonalizasyonu iin gerekli isel gdlerden yoksundur. Bu gibi
konularda, kiinin yaamnn bireysel kurtulu iin rasyonel ve metodik dzenlenmesine prim tanmaz.
Kurtuluu amalayan organik pragmatizm, dnya ii ase-tizmin armdrc aristokrasisini gz nne
almak zorundadr. Sevgisizliin ve kardelik duygusundan yoksunluun en kat biimi olan, yaam
alanlarnn rasyonel biimde kiisellikten arndrlmas ynyle birlikte. Mistisizmin arndr-c
pragmatizmini, mistiin kendi karizmasnn yceltilmi ye aslnda kardelik duygusundan uzak bir
gsterii olarak grmek zorundadr. Mistiin yntemli ve planl olmayan
431
akozmik sevgisi, mistiin kendi kurtulu araynn bencil bir aracndan ibaret grlr. Dnya ii
asetizm de, mistisizm de sonunda sosyal dnyay mutlak anlamszla mahkum ederler ya da en
azndan Tanr'nm sosyal dnyaya ilikin amalarnn tmyle anlalamaz olduunu savunurlar. Dinsel
ve organik toplum doktrinlerinin rasyonalizmi bu dnce karsnda ayakta kalamaz, nk o dnyay
tm g- j nahkrlma karn hi deilse grece rasyonel bir kosmoJ olarak kavramaya alr;
dnyann ilahi kurtulu planmdaj hi olmazsa kimi izler tadn dnr. "Virtuoso" c darln
mutlak karizmas iin, bu greceletirme gerekten de kabul edilemez ve kutsaldan uzak bir eydir.
Nasl btn ekonomik ve rasyonel siyasal eylemler kendi kanunlarn izliyorsa, dnyadaki tm teki
rasyonel eylemler de kanlmaz biimde dnya koullarna bal kalr. Bu koullar, kardelikten
uzaktr ve rasyonel eylemin aralar ya da amalar olmak durumundadr. Bu nedenle tum rasyonel
eylemler u ya da bu biimde kardelik ahlak ile karlkl srtme iinde bulunmakla kalmayp,
kendi iinde de derin bir gerilim tar. nk en bataki u soruyu bile yantlamann yolu yok gibi
grnmektedir. Tekil durumlarda, bir eylemin ahlaki deeri neye gre belirlenecektir? Baarya gre
mi? Yoksa eylemin belli bir ikin deerine gre mi? Soru, aktrn sonular iin sorumluluunun
aralar hakl klp klmayaca ya da ne dereceye kadar hakl klaca veya aktrn niyetinin
sonularn sorumluluunu reddetmesini hakl klp klmayaca ve sonularn sorumluluunu Tanr'ya

ya da onun izniyle gnahkr ve aptal olan dnyaya ykp ykamayacadr. Dinsel ahlakn mutlak hakllk tavr, insanlar ikinci seenee yneltecektir: "Hristiyan doru hareket eder ve baary Tanr'ya
brakr." Ama burada, sonular bakmndan irrasyonel olarak mahkum edilen, dnyann meru
zerklii deil, gerekten tutarl o432
sa da, aktrn daranmm ta kendisidir.* Bu durum karsnda, yksek duygularla ve titizlikle
yrtlen bir kurtulu aray, yle bir akozmik noktaya varabilir ki, amal-rasyonel eylemin ta
kendisi, dolaysyla da ama-ara ilikisi tayan her trl eylem reddedilir, nk bunlar dnya ilerine
bal ve bu nedenle Tanr'ya yabanclam gibi g-rulur. incil'deki zambak masalndan daha ilkeli
biimlerine, rnein Budizm'e kadar, bunun deien derecelerle nasl gerekletiini greceiz.
Organik toplumsal ahlak her yerde hayli tutucu ve devrime dman bir g olmutur. Yine de, belli
koullar altnda, gerekten "virtuoso" dindarlktan, devrimsel sonular da doabilmitir. Doal olarak,
bu durum ancak, daha fazla iddet davet eden ve yalnzca personel deiikliine ya da en iyi olaslkla
iddet yoluyla ynetme yntemlerinde deiikliine yol aan iddet pragmatizminin, yaratklarn kalc
bir nitelii olarak kabul edilmedii koullarda ortaya kabilir. "Virtuoso" dinin zelliklerine gre,
devrim eilimleri kural olarak iki biim alabilir. Birincisi dnya ii asetizm-den kaynaklanr. O da, bu
asetizmin dnyann fani, gnahkr ve ampirik ilerinin karsna mutlak ve ilahi bir "doal hukuk"
karabildii yerlerde. O zaman, btn rasyonel dinlerde geerlilii olan insann insana deil, Tanr'ya
itaat etmesi gerektii hkm uyarnca, bu doal hukuku gerekletirmek dinsel bir grev haline gelir.
Benzerleri baka yerlerde de bulunabilecek olan gerek Priten devrimleri, tipik rneklerdir. Bu tavr,
hal seferine katlma devi ile kesin bir uyum iindedir.
Mistikte ise apayr bir tavr szkonusudur. Tanr'ya sahip o'naktan Tanr'nm mal olmaya psikolojik
gei her zaman olanakldr ve bu sre mistikte kendini tamamlar. Yepyeni
) lende greceimiz uzere, bu tutumun kuramsal olarak en tutal biimde su-durulduu yer
Bhagavad-Gta'dr
433
balang ve akozmik kardelik duygularnn alevlendii es-katolojik beklenti dnemlerinde bu anlaml
ve olanakldr. Keza, dnya ile irrasyonel metafizik kurtulu lemi arasnda ezeli bir atma olduu
inancnn kt durumlarda. O zaman mistik, bir kurtarc ve peygambere dnr. Ne var ki verdii
buyruklarn rasyonel bir nitelii yoktur. Karizmasnn rnleri olan bu buyruklar, somut trden vahiylerdir ve dnyann kktenci reddi kolaylkla radikal ano-misrrte dnr. Dnyann buyruklar,
Tanr'yla dolup tatndan emin bir adam iin hkmszdr. Her trl "kli-azm", Anabaptistler'in
devrimine dein, bir biimde bu altyap stnde ykselmitir. "Tanr'y iinde duyan" ve dolaysyla
kurtulmu olan kimseler iin, kurtulu iin yaplacak eylemin biiminin nemi yoktur. Hintli
"djivanmukh-ti"ler rneinde de benzer ruh hallerinin geerli olduunu greceiz.*
(*) Gerth ve Mills sekisindeki 6, 7, 8, 9. no.lu balklar buraya almadm (c11' 434
BLM IV
Toplumsal Yaplar
435
436
XIV. Almanya'da kapitalizm ve krsal toplum*
Btn topluluklar iinde, sosyal yaps en kendine zg ve belli tarihi gelimelerle er yakndan
balantl olanlar krsal blgelerdir. Rusya'nn, rlanda'nn, Sicilya'nn, Macaristan'n ve Zenci
Blgelerinin krsal koullarndan topluca sz etmek doru olmaz. Kendime ereve olarak ileri kapi^
talist kltre sahip blgeleri alsam dahi, konuyu tek bir or^ tak bak asndan inceleme olasl
hemen hemen yoktur: Zira gnmzde modern uygar dnyann byk bir bol* mnde, kentsel sosyal
topluluktan ayr bir krsal toplurr kalmamtr. rnein ingiltere'de artk yoktur -rya grenlerin
dnceleri dnda. Toprak sahibi, topran deimez maliki, artk bir tarmc deil, bir kirac
olmutur; mlkn geici maliki olan kiracs ya da zilyedi ise, bir giriimci ve dier kapitalistler gibi bir
kapitalisttir. ilerin bir blm Mevsimlik ve gmendir; geri kalan, dier proleterlerle ke) C. W Seidenadel'in u evirisinden uyarlanmtr: "The Rclations of he Rural ^ommuniy to otlcr
Branches of Science", Congress of Art s and Science, Uni-vcrsal bxpositon, St. Louis (Boston and
New York: Houghton-Mifflin, 1906), cilt VII. ss. 725-46.
437
sinlikle ayn snfa mensup gezgincilerdir; belli bir sre iin bir araya gelirler ve sonra yine dalrlar.
Eer belirli bir krsal sosyal sorun varsa, o da yalnzca udur: Artk mevcut olmayan krsal topluluk
veya toplum, gl ve dayankl biimde tekrar ortaya kacak mdr ve nasl kacaktr?
Amerika Birleik Devletleri'nde ise, hi deilse geni ta-hl-reticisi blgelerde, 'krsal toplum'
denilebilecek ey artk mevcut deildir. Eski New England kenti, Meksika ky ve gemiteki kle
plantasyonu artk krsal kesimin grnmn belirlememektedir. Yal ormanlardaki ve geni ot-

laklardaki ilk yerleimlerin zel koullar artk yokolmu-tur. Amerikan itfisi de benzerleri gibi bir
giriimci olmutur. Tabii ki, balcalar teknik nitelikte ya da ulamla ilgili, siyaseti de etkilemi ve
Amerikal bilim adamlarnca en iyi ekilde tartlm, bir sr ifti sorunu hl vardr. Yine de
Amerika'da belirli krsal toplum problemleri henz kmamtr; gerekte byle bir problem, kleliin
kaldrlmasndan ve Birlik'in elindeki ok geni arazilerin iskn ve kullanm sorununun
zlmesinden beri de mevcut olmamtr. Gney'in bugnk g toplumsal problemleri, krsal
blgelerdekiler de dahil, ekonomik deil, temelde etniktir. Sulama, demiryolu tarifesi, hazine arazisini
ileme ve benzeri sorunlar bunlar pek nemli konular da olsa dayanlarak, karakteristik bir sosyal
yap olarak bir krsal toplum kuram ortaya konamaz. Bu, gelecekte deiebilir. Ama imdilik,
Amerika'nn byk buday reticisi eyaletlerinde-ki krsal koullarn bir zellii varsa, o da genel
ifadelerle-iftinin mutlak ekonomik bireycilii ve sadece bir iadam olma niteliidir.
Btn bunlarn Avrupa ktasnda hangi bakmlardan ve hangi nedenlerden tr farkl olduunu ksaca
aklamak belki yararl olacaktr. Farkll yaratan, kapitalizmin, eski dnyann youn nfuslu uygar
lkelerindeki zel etkileridir.
438
Almanya gibi bir devlet, Birleik Devletler'deki beyazlarn saysndan bir para daha az olan nfusunu,
yzlm Te-xas eyaletinden daha kk bir lkede besliyorsa; siyasal durumunu ve kltrnn
dnyadaki nemini, bu dar ve snrl temel stnde kurmu ve korumaya kararlysa; o zaman topran
dalma biimi, toplumun farkllamasnda da, lkenin tm ekonomik ve siyasal koullarnn olumasnda da, belirleyici etken haline gelir. Halkn youn yerleme dzeni ve vasfsz igcnn dk
deerlendirilmesi yznden, mirasa konu olmam tanmaz mallarn abucak edinilmesi olasl zayf
kalr. Bu nedenle de, sosyal farkllamann sabitlemesi kanlmaz olur Amerika Birleik
Devletleri'nin kaderi de bu olacaktr. Bu kader, tarmsal retimdeki gc zaten yksek olan tarihsel
gelenein nemini daha da arttrmaktadr.
Teknikteki devrimlerin tarmsal retimdeki nemi, "topran azalan verimlilii" olarak bilinen
kanunun, retimin karsndaki gl doal snr ve koullarn, retim aralarnn nitelik ve
niceliklerindeki srekli kstlamalarn sonucunda azalmaktadr. Tm teknik ilerlemelere karn, igcnn tam rasyonel istihdam, sermaye dolamnn hzlandrlmas, organik hammaddelerin ve emein
yerine inorganik hammadde ve mekanik retim aralarnn ikamesi gibi yntemler, krsal retimde
ancak ok kk sramalar yaratabilmektedir. Gelenein gc tarmda kanlmaz biimde egemendir;
Kara Avrupas'nda, ABD gibi yeni bir lkede varolmayan krsal nfus tipleri yaratr ve muhafaza eder;
bu plerin banda Avrupa kyls gelir.
Avrupa kyls, ingiliz ya da Amerikan iftisinden t-ftyle deiiktir. Bugnn ngiliz iftisi
baarl bir giriimci ve pazara dnk reticidir; hemen her zaman topran kirac olarak ilemitir.
Amerikan iftisi ise, genellikle, satmalma ya da ilk yerleen olma yoluyla, topra mlk
439
olarak elde etmi bir tarmcdr; topra ender olarak kiralar. Amerika'da ifti pazar iin retir.
Amerika'da pazar, reticiden eskidir. Eski tip Avrupa kyls ise, topran ou zaman miras yoluyla
elde etmi ve ncelikle kendi ihtiyac iin retim yapan bir kiiydi. Avrupa'da pazar, reticiden yenidir.
Tabii ki, bu kyl yllarca rn fazlasn satmtr ama, iplik yapmay ve kuma dokumay bilmesine
karn, ihtiyalarm kendi almasyla karlayamamtr. Son iki-bin yl kylye, kr amacyla
retmeyi retememitir.
Fransz Devrimi'ne dein Avrupa kyls yalnzca belli egemen snflar besleyen bir ara olarak
grlyordu. lk grevi, komu kente olabildiince ucuz yiyecek salamakt. Kent, krsal ticareti ve
tahl dsatmn elinden geldiince yasaklyordu, kentliler doyana kadar. Durum onsekizinci yzyl
sonuna dein byle srd. Kentlerin tara zararna zoraki olarak beslenmesi, lkelerinde para ve byk
vergi gelirleri kazandrmak isteyen hkmdarlarca da benimsenmi bir ilkeydi. stelik kyller,
hizmetleri ve vergi demeleriyle, topran son hkimi ve ok kere kylnn bedeni stnde de hak
sahibi olan, toprak aalarn desteklemeye mahkumdu. 1789 ve 1848 devrimlerine dein durum buydu.
Kylnn grevleri arasnda toprann vergilerini siyasal efendisine demek de vard. valye ise
bundan bakt. Kylnn ayrca orduya asker verme ykmll bulunuyordu. Kentler ise bundan
bakt. Bu koullar, vergi ayrcalklarnn kaldrld ve askerlik hizmetinin herkes iin zorunlu hale
getirildii ondokuzuncu yzyla kadar yrrlkte kald. Son olarak, kyl, onu ikibin yl nce ya-rkomnist yaam biiminin iine yerletirmi olan retken toplulua bamlyd, istedii rn deil,
geleneksel rotasyon yntemlerine uygun olan ekip biiyordu bu zorunluluk yar-komunist balarn
ilgasna kadar srecekti-Yine de, tum bu yasal bamllklarn kaldrlmasndan son440
ra bile, kyl, Amerikan iftisi gibi, rasyonel retim yapabilen kk tarmc haline gelememitir.
Kylleri skca birletiren ve onlar iftiliin kaltmsal biimine bal klan orman, su, ayr, hatta
tarla gibi eski komnist koullarn kalntlar, kyllerin zgrle kavumasndan sonra da yaamtr.

Amerikan iftilerinin dank yerleme biiminin zdd olan ky de varln srdrmtr. Gemiin,
Amerika'nn hi bilmedii, bu kalntlarna bugnlerde yeni eler eklenmektedir. Amerika da bir gn
bu gibi etkenlerin arln duyacaktr -eski dnyann tam yerleik uygar lkelerin koullar altndaki
modern kapitalizmin etkilerini. Avrupa'da arazinin snrl oluu, toprak mlkiyetine kar belirli bir
sosyal sayg ve topra veraset yoluyla aile ierisinde tutma eilimi dourur. gucu bolluu da, makine
kullanarak emekten tasarruf etme arzusunu azaltr. Artk, kentlere ve yabanc lkelere go nedeniyle
Avrupa'daki igc de snrl ve pahal hale gelmitir. Dier taraftan, srekli satlar ve tereke
blnmeleri nedeniyle topran fiyatnn ykselmesi, alcnn sermayesini azaltmaktadr. Bugn
Avrupa'da tarmdan servet kazanmak mmkn deildir. Birleik Devletler'de de mmkn olamayaca
zaman yaklamaktadr. Unutmamalyz ki modern kapitalist kltr, yerine yenileri konulamayacak
doal kaynaklarn dncesizce harcanmasna yol amaktadr. Mevcut kmr ve demir rezervlerinin
daha ne kadar yeteceini hesaplamak gtr. Amerika'da yeni tarm arazileri yaknda tkenecektir;
Avrupa'da ise bitmitir. Tarmc bundan byle almalarnn karl olarak bir kk iftinin
ruutevazi gelirinden fazlasn umamaz. Avrupa'da ve byk lude de bu lkede (Almanya), speklatif
i yeteneklerine sahip kiilere ak byk frsatlardan da payn alamamtr.
Modern kapitalist rekabetin gl rzgr, tarmdaki tu-muhalif akma kar yarmaktadr. Yal uygar
ulke441
lerdeki bu kar-akm kuvvetlendiren de gelimekte olan kapitalizmdir. Topran bir sermaye yatrm
olarak kullanlmas ve krsal arazilerin geleneksel toplum deerleriyle llmesine bal olarak den
faiz oranlar, toprak fiyatlarn ylesine ykseltmektedir ki, bedelin bir bolm kayp fonlar'a gitmekte,
yani belli bir sosyal tabakaya giri creti olarak denmektedir. Bylece kapitalizm, tarmsal operasyonlar iin gerekli sermaye miktarnn tavann ykseltmekle, arazilerini kiralayan isiz toprak
sahiplerinin saysnda arta neden olmaktadr. Sonuta kapitalizmin birbirine zt, tuhaf etkileri ortaya
kmakta ve bu zt etkiler yznden Avrupa'nn kylk yerleri sanki ayr bir "krsal toplum" kesimi
besler gibi grnmektedir. Eski uygar lkelerin koullarnda kapitalizin dourduu farkllklar, kltrel
bir yarma nitelii kazanmaktadr. Hi de trde olmayan temellere dayanan iki toplumsal eilim
bylece birbiriyle boumaktadr.
Eski ekonomik dzen yle sorard: Bu toprak paras zerinde, mumkun olan en yksek sayda kiiye
nasl i ve geim salayabilirim? Kapitalizm ise unu soruyor: Elimdeki bu topraktan, mumkun olan en
az adamla, pazar iin en fazla rn nasl alabilirim? Kapitalizmin teknik ekonomik bak asna gre,
eski koy topluluklarnda, yukardaki nedenle, nfus fazlas olduu varsaylmaktadr. Kapitalizm
topraktan, maden ocaklarndan, dkmhanelerden ve makine sanayimden urun alr. Gemiin binlerce
yl, kapitalist ruhun istilasna kar mcadele verir.
Bu mcadelenin hi deilse bir blm barl donuum eklindedir. Tarmsal retimin belli
noktalarndaki kuuk kyl, eer kendini gelenein prangalarndan kurtarmay biliyorsa, yeni iftilik
koullarna uyum gsterebilir. Kentler yaknnda artan kiralar; et, mandra mamulleri ve bahcc
sebzelerinin fiyatlarndaki artlar; kendi iinin sahibi ku442
k iftinin alabilecei gen hayvanlarn gerektirdii youn bakm ve ii tutma masraflarnn artmas
-btn bu etkenler zengin sanayi merkezleri civarnda ii tutmadan alan kk iftiye genellikle
lehte frsatlar hazrlar. retim surecinin sermaye deil, artan emek younluu ynnde gelitirildii her
alandaki olgu budur.
Eski kyl bylece, Fransa'da ve Gneybat Almanya'da da gzlemlenebilecei zere, kendi retim
aralarna sahip ii haline dnmtr. Emeinin younluu ve yksek nitelii sayesinde
bamszln korur. Buradaki zel kar ve yerel piyasann talebine gsterdii uyum da bu bamszl arttrr. Bu durum ona, byk lekli tarmn teknik adan avantajl olduu yerlerde bile srecek
bir ekonomik stnlk kazandrr.
Kara Avrupas'nm kk iftileri arasnda kurulan kooperatiflerin byk baarsn, sorumluluunu
bilen kk tarmcnn belli retim dallarnda byk iftinin parayla tutulmu iisine gre sahip
olduu bu gibi zel avantajlara balamak gerekir. Bu kooperatifler, kyllerin iftilik eitiminde ok
etkili bir ortam oluturmulardr. Bunlar sayesinde, kylleri birbirlerine kaynatran ve onlarn ekonomik dnce ve duygularnn ynn, sanayideki ekonomik yaam kavgasnn rekabet basks altnda
ald ar bireyci biimden uzaklatran yepyeni ifti topluluklar domutur. Bu da yine, tarmsal
retimde tabiat artlarnn byk rol -yer, zaman ve organik i aralarna bamllk- ve tum tarm
operasyonlarnn iftiler aras rekabetin etkinliini zayflatacak biimde, toplumun gz nnde
yrtlmesi sayesinde mmkn olmutur.
Kk iftiliin belirli ekonomik stnlk koullarnn varolmad hallerde, kendinden-sorumlu
mesainin nitel neminin yerine sermayenin nemi geeceinden, eski kyl orada sermayenin kiralk
ua olarak varolma mca-

443
delesi verecektir. Onu sermayenin tebas yapan ve psikolojik olarak topraa balayan, arazi sahibine
verilen yksek sosyal deerdir. Uygarlktan eskimi bir lkenin gl ekonomik ve siyasal
farkllamas iinde, topran yitirmek, kylye aalanma gibi gelmektedir. Kylnn varolma
mcadelesi ok kere en tutumlu olann, yani en kltrsz olann lehine bir ekonomik ayklanma olarak
belirir. rnlerini ticaret meta olarak deil, kendi tketimleri iin kullananlar, tarmsal rekabetin
basksn hissetmeyecekleri iin, rnlerinin ok azn satacaklar ve dolaysyla baka rnlerden ok
az alabileceklerdir. Zaman zaman kendine yeterli iftilie ksmi dnler de grlr. Sadece Franszlar'm "iki ocuk sistemi" iledir ki kyl, neslini miras yoluyla edinilmi topran kk efendisi olarak
srdrebilir. Modern tarmc olmak isteyen kylnn karlaaca engeller, mlkiyetin iletmecilikten
ayrlmasn gerektirir. Toprak sahibi sermayesini iletebilir de, ekebilir de. Baz blgelerde devlet,
mlkiyetle kiralama arasnda bir denge yaratmaya alr. Fakat topraa verilen yksek deer yznden
kyl, ne kyl olarak kalabilir, ne de kapitalist toprak sahibi olabilir.
Kapitalizm ile tarihsel etmenlerin gc arasnda gerek bir "yarma"dan (burada sermaye ile toprak
mlkiyeti arasnda gittike iddetlenen bir atmadan) sz etmek henz mmkn deildir. Bu ksmen
bir ayklanma, ksmen de bir yoksunlama srecidir. ok deiik koullar, sadece rgtlenmemi kyl
kalabalklarnn kentlerin parasal gcnn penesinde ciz kald yerlerde deil, kyllerin tepesinde
yalnz ekonomik varoluu iin deil, ayn zamanda yzyllardr kendisine verilmi stn toplumsal yeri
yitirmemek iin de mcadele eden bir aristokratik tabakann bulunduu lkelerde de geerlidir. Bu
durum zellikle, aristokrasinin taraya ngiliz toprakaas gibi yalnzca mali karlarla
444
ya da elence ve spor ilgileriyle bal olmayp, temsilcilerinin tarm uzmanlar olarak ekonomik
atmalarda yer aldklar ve tarayla sk balar iinde bulunduklar lkeler iin soz konusudur. yle
olunca da kapitalizmin ykc etkileri oalmaktadr. Toprak mlkiyeti sosyal stnlk saladndan
byk arazilerin fiyat verimlilik deerlerinin ok stne kmaktadr. Byron toprak sahibi iin unu
sormutu: "Tanr fkeli bir annda onu neden yaratt?" Cevap: "Rantlar! Rantlar! Rantlar!" Ve
gerekten de rantlar, varolmak iin, kazanlmam fakat bir centilmene yakr miktarda gelire muhta
btn aristokrasilerin ekonomik dayanadr. Zaten Prusyal 'Junker'in kentsel kkenli paraya olan
nefreti yzndendir ki kapitalizm onu borlu duruma sokmutur. Kentle tara arasnda gittike
iddetlenen gerginlik bundan kaynaklanr. Kapitalizmle gelenek arasndaki atma imdilerde siyasal
renge boyanmtr, nk ekonomik ve siyasal g kesinlikle kentli kapitalistin eline getiinde u soru
ortaya kmaktadr: Siyasal bilincin kk krsal merkezleri kendilerine zg sosyal kltrleriyle birlikte yok olacaklar ve siyasal, sosyal, estetik kltrn tek taycs olarak sava alannn tmn
kentler mi igal edeceklerdir? Bu soru sununla eanlamldr: Siyaset ve devlet iin yaayabilmi
kiilerin, rnein gemiin iktisaden bamsz toprak aristokrasisinin yerine, siyasetin ve devletin
srtndan geinen profesyonel politikaclarn rakip tanmaz egemenlii mi geecektir?
Amerika Birleik Devletleri'nde bu soru, hi deilse imdilik, yeni alarn en kanl ve sonuta krsal
kesimlerin aristokratik, sosyal ve politik merkezlerini ortadan kaldran bir savala zlmtr.
Pritenizm'in sonsuza dek srecek bir evladiyelik olarak brakt demokratik geleneklere sahip
Amerika'da bile, byk iftiler aristokrasisini yenmek g olmu ve zafer byk siyasal ve sosyal
zverilerle kaza445
nlmtr. Ne var ki, eski uygar lkelerde sorunlar ok daha karmaktr. nk tarihsel kavramlarn
kudreti ile kapitalist karlarn basks arasndaki mcadele, belli toplumsal gleri burjuva
kapitalizminin dmanlar olarak savaa arr. Birleik Devletler'de byle gler ksmen bilinmiyordu
ksmen de Kuzey'in yanmdaydlar. Bunu biraz aabiliriz.
Eski uygarla ve snrl ekonomik byme olanaklarna sahip lkelerde para kazanma ark ve bu iin
temsilcileri, yeni kurulmu bir lkede olduundan ok daha nemsiz bir sosyal rol oynar. Devlet
memurlar tabakasnn nemi Avrupa'da Birleik Devletler'dekinden daha byktr ve yle de
olmaldr. Avrupa'nn ok daha karmak toplumsal rgtlenmesi, yaamboyu grevli zel eitim
grm bir memurlar kalabaln vazgeilmez klar. Birleik Devletler'de, devlet brokrasisi reformu
btn amalarna ulatktan sonra bile, memur says ok daha az olacaktr. Alman-ya'daki hukuku ve
ynetim grevlisi, niversiteye hazrlk iin geirdii ksa fakat youn eitime karn, hazrlk dnemi
ve maasz almalarnn sonuna gelip maal bir greve atandnda otuzbe yalarndadr. Onun iin,
ancak zengin evrelerden gelenler memur olabilir; bunlar maasz ya da az maal grevlere
hazrlanmlardr ve hizmetlerinin dln yalnz mesleklerinin kendilerine verdii yksek sosyal
mevkide bulabilirler. Para babalarnn karclndan ok farkl ve onlara dmanlk besleyen bir
karakter kazanrlar. Eer Almanya gibi eski lkelerde bamszl!1 korunmas iin gl bir ordu
gerei doarsa, siyasal kurumlar asndan bu, irsi bir hanedann desteklenmesi anlamna gelir.
Demokratik kurumlarn kararl taraftar -ki ben byte" yim- kurulu bir hanedann kaldrlmasn

arzulayanz-nk o, askeri devletlerde, grgsz komutanlarn Sezaryen iktidarn nleyecek, tarihin


onaylad tek ekil olmasa
446
[jile, en iyisidir. Fransa srekli olarak byle bir iktidar tehdidi altndadr; hanedanlarn da, haklarn ve
meru hkmetlerin korunmasnda zel karlar vardr. rsi monari -herkes teorik olarak istedii
deerlendirmeyi yapabilir-ordu beslemek zorundaki bir devlete, yurttalara en geni zgrl tanma
grevini verir (bir monaride olabilecei kadar geni) ve monari, bozulmad srece, ulusun ounluunun siyasal desteine sahip olur. ngiltere Parlamentosu Cromwell'e taht nerirken ve
CromvveH'in ordusu da onun bunu kabullenmesine engel olurken ikisi de ne yaptklarn ok iyi
biliyorlard. Babadan oula sren ayrcalkl hanedanlar dier sosyal ayrcalk sahipleriyle doal bir
yaknlk iindedirler. Avrupa lkelerinde kilise tutucu gler arasndadr. En bata da Roma Katolik
Kilisesi'nin, sadece mritlerinin kalabalkl nedeniyle bile Avrupa'da, Anglo-Sakson lkelerinde
olduundan ok baka bir nemi ve yeri vardr. Luteryen Kilisesi de byledir. Her iki kilise de
kyly, onun tutucu yaam biimini, kentin aklc kltrne karL destekler. Krsal kooperatifleme
hareketi byk lde, krsal kesimde nclk yapabilecek tek grup olan kilise adamlarnn
rehberliinde yrmektedir. Burada dinsel, siyasal ve ekonomik bak alar iice girmitir. Belika'
daki ky kooperatifleri, kilise partisinin sosyalistlerle atmasnda kulland bir aratr; sosyalistleri
de tketici birlikleri ve sendikalar destekler. talya'da hemen hi kimse, gnah kardna dair bir
belge gstermedike, baz kooperatiflerden kredi alamaz. Her ne kadar Katolik Kilisesi bugn
toplumsal konularda eskisinden daha demokratik davranmaktaysa da, toprak aristokrasisi kiliseden,
kuvvetli bir destek bulur. Kilise ataerkil i ilikilerinden honuttur, nk kapitalizmin yaratt salt
ticari ilikilerin tersine, bunlarda baz beeri yanlar vardr. Kilise inanc odur ki, efendi ile kle
arasndaki iliki, igc piyasasnn yaln ti447
cari koullarnn tersine, iyiletirilebilir ve ahlaken etkilenebilir. Katoliklik ile Lterizmi daima
Kalvinizm'den ayrm olan derin tarihsel elikiler, Avrupa kiliselerinin bu anti-kapitalist tutumunu
glendirmektedir.
Son olarak, eski bir Avrupa lkesinde kendilerine "eitim aristokrasisi" denmesinden holanan,
ekonomide kiisel karlar olmayan belli bir tabaka vardr. Bunlar kapitalizmin muzaffer admlarn
pheyle izlemekte, Birleik Devletler gibi bir lkede doal ve hakl saylabileni, byk bir iddetle
eletirmektedirler.
Entellektuel ve estetik retim bir meslek haline gelir gelmez, bunlarn temsilcileri, eski toplumsal
kltrn butun mensuplarna iten gelen bir yaknlk duymulardr, nk meslekleri, onlar iin,
prototipleri iin de olduu gibi, pervasz bir kazan kayna olamazd, olmamalyd. Onlar, toplumun
geleneksel koullarnn yokedilmesine ve bu geleneklere sarlm saysz ahlaki ve estetik deerin yklmasna gvensizlikle bakmlardr. Sermayenin egemenliinin kii zgrlne ve temsil ettikleri
entellektuel, estetik ve sosyal kltrn gelimesine, gemite aristokrasinin verdiinden, daha iyi ve
daha uzun mrl gvenceler vereceinden kukuludurlar. Ancak kendilerininkine eit saydklar bir
sosyal kltre sahip kiilerce ynetilmeyi istemekte, bunun iin de, iktisaden bamsz aristokrasinin
ynetimini profesyonel politikacnmkine tercih etmektedirler. Bu nedenle gnmzde uygar lkelerde
garip ve birka ynden ok ciddi bir gerek yaanmaktadr: Kltrn en yksek mertebelerinde olanlar
baklarn gemie evirmekte ve kapitalizmin kanlmaz gelimesine kar derin bir honutsuzlukla
kar durarak gelecein inasna yardmda bulunmay reddetmektedirler. te yandan, kapitalizmin
yaratt disiplinli ii kitleleri (yeni yerleme blgeleri salanamaz hale gelirse ve ii istese de
yaad surece bir proleter ol448
maktan kurtulamayacann farkna varrsa) bir snf partisi iinde birlemeye doal eilim gsterir, ki
bu Almanya'da er ge olacaktr; belki de balamtr. Kapitalizmin gelimesi bunlardan etkilenmez;
iinin siyasal g kazanma olasl zayftr. Yine de iiler burjuvazinin siyasal gcn zayflatmakta
ve burjuvazinin aristokratik dmanlarnn gcn arttrmaktadr. Alman burjuva liberalizminin
zlnn altnda bu etmenlerin ortak etkisi yatmaktadr.
te aristokratik farkllamaya uram bir krsal toplumun varolduu eski Avrupa lkelerindeki sosyal
ve siyasal sorunlar karmaas.. Bir Amerikal tarmsal sorunlarn Avrupa ktasndaki, zellikle
Almanya'daki, hatta Alman siyasetindeki yerini anlamakta zorluk eker. Bu byk karmakla
gzlerini kaparsa tmyle yanl yarglara varr. Yal Avrupa'da deiik elerin zgl bir birleimi
etkilidir ve Avrupa koullarnn neden Amerika'nmkinden farkl olduunu aklar. Avrupa'nn her
zaman askeri bakmdan gl ve hazr olma gereinden ote, iki temel faktr vardr: Birincisi (ki
Amerika'nn byk blmnde hibir zaman varolmamtr) bir eit "gerikalmlk" saylabilir:
Giderek yok olan eski tip krsal toplumun etkisi. Amerika'da henz etkili hale gelememi olan ikinci

faktr kmesi ise nfus younluu, topran yksek deeri ve meslekler arasndaki ar farkllamadr.
Nfustaki her milyonluk artn ve toprak fiyatndaki her ykseliin coturduu bu lke de bir gn nasl
olsa bu faktrlere tpk Avrupa gibi maruz kalacaktr. te yal Avrupa'nn krsal toplumlar, yine yal
lkelere ozgu buyuk siyasal ve sosyal glerle birleen kapitalizmi bu artlar altnda karlamaktadr.
Bu koullarda kapitalizm, Amerika'da ancak gelecekte douraca sonulan Avrupa'da imdiden
almaktadr.
Btn bu etkenlerin sonucu olarak, Avrupa kapitalizmi, hi deilse Kara Avrupas'nda, "yurtta"n hak
eitlii ile zt
449
den ve Amerikallar'ca pek uzaktan hissedilen, kendine gre otoriter bir damga tamaktadr. Bu
otoriter eilimler ve imdiye dek szn ettiim kta toplumunun belli gruplarnn anti-kapitalist
duygular, toplumsal dayanaklarn, toprak aristokrasisi ile kent sakinleri arasndaki atmada bulmaktadr. Kapitalizmin etkisi altndaki toprak aristokrasisi, gemiten devralman aristokrasinin
niteliini tmyle deitiren, ciddi bir i deiime uramaktadr. Bunun gemite nasl cereyan ettiini
ve bugne kadar nasl srdrldn Almanya rneini kullanarak gstermeye alacam.
Almanya'nn krsal toplum yapsnda lkede yolculuk eden hi kimsenin grmeden edemeyecei keskin
elikiler vardr: Batya ve gneye doru kyler younlar, kuuk iftiler oalr ve kltr daha
dank ve eitli hale gelir. Daha da douya doru, zellikle kuzeydouya gidildike tahl, eker
pancar, patates tarlalar byr, daha geni ekim alanlar grlr, toprak aristokrasisinin karsnda daha
kalabalk bir topraksz tarm iileri snf yer alr. Bu fark, ok byk nem tar.
ounluu Elbe'nin dousundaki blgede yaayan soylulardan oluan Alman krsal toprak sahipleri
snf, en gulu Alman devletinin siyasal yneticileridir. Prusya Lordlar Kamaras bu snf temsil eder
ve snflara gre seilme hakk onlara ayrca Prusya Temsilciler Meclisi'nde de egemen bir durum
salar. Bu Junkerler karakterlerini subaylar topluluuna, Prusyal yksek memurlara ve hemen tamam
soylularn elinde bulunan Alman diplomasisine de alamlardr Alman renci, niversitelerdeki
kardelik kulplerinde onlarn yaam biimini benimser. Sivil "yedek subay"'al -yksek renim
grm Almanlar'm gittike artan bir ' unluu bu rtbededir- bile bu damgay tar. Junkerler u1
beendikleri ve beenmedikleri siyasetler, Alman d pou11' kasnn en nemli dnce temellerini
aklar. Junkerler
450
engellemesi ii snfnn gelimesini nler; Alman Reichs-tag'ma temsilci seimindeki demokratik
haklar varken, sanayicilerin iilere kar muhalefeti tek bana asla yeterince gl olamazd.
Junkerler, sanayi sektrnn kendi bana baaramayaca bir himayeciliin temel direidir. Junkerler,
devlet kilisesinde Ortodoksluu savunurlar. Yabanclar Almanya'nn yalnz d grnn bilirler;
Alman kltrnn temeline inmek iin zaman ve frsat bulamamlardr. Hl yaatlan otoriter
koullarn onlar artmas ve yabanc lkelerde Almanya hakknda hatal grlerin dolamas
dorudan doruya ya da dolayl olarak Alman st snflarnn eseridir; i siyasetimizdeki en nemli
elikilerin ou da, dou ile batnn krsal toplum yaplar arasndaki bu farktan ileri gelmektedir. Bu
fark her zaman varolmadna gre, sormak gerekiyor: Tarihsel aklamas nedir?
Beyzyl nce toprakaal krsal blgelerin sosyal yapsna egemendi. Kylnn bu kudretten doan
bamllk koullar ne denli eitli ve krsal toplum yaps ne derece karmak olursa olsun, onnc
ve ondrdnc yzyllarda bir konuda uyum vard: Feodal aann geni mlkleri hibir yerde -hatta
douda bile- yaygn tarma ayrlm deildi. Toprak sahibi mlknn bir blmn ekmekteyse de, bu
blm kyllerin ekili tarlalarndan ancak biraz b-yuktu. Aann gelirinin byk ksm kyllerin
dedikleri Ergilerden oluuyordu. Alman sosyal tarihinin en nemli sorunlarndan biri, anlattmz
grece tekdzelikten bugnk keskin kartla nasl gelindiidir.
Tekelci toprakaal ondokuzuncu yzyl balarnda ksmen Fransz Devrimi ya da yayd fikirler ve
ksmen de 1848 Devrimi yznden ilga edildi. Toprakaalar ile koy-'uler arasndaki toprak mlkiyeti
hakkna ilikin farklar ve ^yllerin ykmllkleri ve vergileri kaldrld. Profesr ^E Knapp ve
ekolnn parlak incelemeleri, aadaki sobj*.
451
I
rmm o zamanlar kurulmu ve hl yaamakta olan tarmsal yap iin ne derece nemli olduunu
gstermitir: Derebeylik toplumunun ilgasndan sonra toprak, eski aalarla kyller arasnda nasl
paylatrlmtr? Batda ve gneyde toprak ounlukla kyllerin eline gemitir (ya da ellerinde
kalmtr). Ama douda topran ok byk bir blm kyllerin eski efendilerinin, serbest iilerle
yaygn tarma balayan feodal aalarn eline gemitir. Ancak bu durum, tarm toplumunun
tekdzeliinin kyllerin zgrlemesinden nce bozulmu olmasnn bir sonucudur. Bu sre bat ile
dou arasndaki fark dourmam, onaylamtr. Ama bu noktalarda onaltmc yzyldan beri varolan

fark zaman iinde giderek bymt. Toprak aal, zaten "ma-nor"un yklmasndan nce i
deimeler geirmiti.
Her yerde, douda ve batda, toprak sahiplerinin gelirlerini arttrma abalar, itici g olmutur. Bu
arzu, kapitalizmin istilas, kentte yaayanlarn artan zenginlii ve tarmsal rnleri satma olanaklarnn
douu ile birlikte hzlanmtr. Batda ve gneyde gerekletirilen dnmlerin bazlar onnc,
douda ise onbeinci yzyla kadar iner. Toprak sahipleri hedeflerini karakteristik biimde kovalamlardr. Gneyde ve batda toprak sahipleri (Grundherren) olarak kalmlar, yani rant, faiz ve kyllerin
vergi oranlarn ykseltmiler, fakat kendileri topra ilememilerdir. Douda, topraklarn ileyen
efendiler (Gutsherren) haline gelmiler; kyllerin topraklarnn baz blmlerini gaspet-miler ve
kendilerine bylece geni araziler ayrp kyller1 de zde kendilerinin olan topraklar sren kleler
gibi kullanarak tarmc olmulardr. Yaygn tarm douda -kk lde ve kle emeiyle de olsakyllerin zgrle kavumasndan nce de vard, ama batda yoktu. Peki bu ferl< nereden ileri geldi?
Bu konu aratrlrken siyasal iktidarn tutumuna
452
yer verilmelidir; gerekten de iktidar, tarmsal toplumun ekillenmesiyle son derece ilgiliydi. valye
vergi demekten muaf olduuna gre lkede vergi veren yalnzca kylyd. Daimi ordular
kurulduunda, asker yine kylden salanyordu. Bu durum, belli ticari kayglarla da balantl olarak,
glenmekte olan teritoryal devleti, fermanlar yoluyla toprak aalarnn kyl topraklarndan paralar
gas-betmesini yasaklamaya ve bylece kyllerin mevcut arazilerini korumaya yneltti. lkenin
hkmdar ne denli glyse bunda o denli baarl oldu; soylular glyse hkmdarn baars azald.
Dounun tarmsal yapsndaki farkllamalar byk lde bu g dengelerine gre ekillendi. Fakat
batda ve gneyde, birok lke devletinin esasl zaaflarna ve kyl topraklarna el koymann
tartlmaz kolaylna karn, toprakaalar buna teebbs bile etmediler. Kyly toprandan etmek,
yaygn tarma geerek kendileri tarmc haline gelmek iin hibir eilim gstermediler. Kyllerin
toprak sahibi olma haklarnn domas gibi nemli bir gelime de, belirleyici olmad. nceleri, ok iyi
topraklara malik olan ok sayda kyl douda yo koldu; batda ise, en kt topraklara sahip kyller,
toprak aalar onlar yerlerinden oynatmak istemedikleri iin korundu.
O halde can alc soru udur: Nasl oldu da Almanya'nn gney ve batsndaki toprak aas, kyllerin
toprana el koyabilmek iin geni frsatlara sahipken bunu yapmad halde, dounun toprakaas
devlet gcnn de direnmesine karn kylleri topraklarndan niin mahrum etti? So-rn bir baka
biimde de konabilir. Batl toprak sahibi ky-l topra gaspn reddederken, bu topraklarn bir gelir
kayna olarak kullanmn reddetmedi. Bu ynden dou ile ^t arasndaki fark yalnzca u oldu: Batl
toprak sahibi kylleri vergi ykmls olarak kulland, doulu aa ise tanmc haline gelerek kylleri
igc olarak kullanmaya
453
balad. yle olunca da sorulacak soru udur: Niye douda baka ey, batda baka ey?
ou tarihsel gelimede olduu gibi, toprak sahiplerinin bu farkl davranna, dier nedenleri darda
brakacak tek bir neden gstermek olas deildir. stelik bu olaya ilikin belgesel kaynaklar da vardr.
zellikle Profesr von Be-low'un Territorium und Stadt adl eserindeki klasik incelemesinde, uzun bir
dizi halinde, herbiri ayr nemde birok nedensel faktr sralanmtr. Bize den, bak alarn,
zellikle ekonomik alar geniletmektir. O halde, her biri kendi kylsnden, geleneksel vergiden
fazlasn koparmaya alrken, doulu ve batl toprak sahibinin davranlarnn hangi noktalarda
ayrldn grelim.
Bir yandan, kendi mlkiyet haklarnn, dier yandan kamu otoritelerinin veraset yasalarnn, eskiden
beri zgrlk lkesi olan bir ortamda tedricen yeermesi, yaygn tarm operasyonlarnn yerlemesini
batl toprak sahipleri iin kolaylatrmtr. Dou ise bir kolonizasyon alan olmutur. Ataerkil Slav
toplum yaps, stn renimleri sonucu Alman din adamlar, stn teknik ve ticari yeteneklerinin sonucu Alman tccar ve esnaf, stn askeri teknikleri sonucu Alman valyeleri ve stn tarm bilgileri
sonucu da Alman kylleri tarafndan istila edilmitir. Hatta dou'nun fethi srasnda Almanya'nn
toplumsal yaps, siyasal gleriyle birlikte, tam olarak feodallemitir. Dounun toplumsal yaps zaten
batanberi valyenin sosyal sekinliine alkt; Alman istilas bunu sadece biraz deitirmitir. Alman kyls, en iyi yerleme koullarnda bile, feodal donemdeki salam geleneklerin, eskiden beri
sregelen karlkl himayenin ve batdaki toplumsal yargnn (Weistmer]) ona salad destei zaten
yitirmiti. Sayca daha fazla olan Slav kylleri de bu tur gelenekleri bilmiyorlard. Ayrca
1 Eski Cermen hukukunda emsal yerme geen yarg kararlar 454
batda efendilerin mlkn oluturan tarlalar kk kylerde bile birbirine karm durumdayd;
bunlar zaten sahipsiz arazi zerinde yava yava ortaya kmt. Bu tarlalar her tarafta kuuk toprak
sahiplerinin patrimonyal arazilerine karyordu; bu eitlilik ve karlkl ekimeler koylunun cefal
yaamnn gvencesi oluyordu. Kyl sk sk siyasal, kiisel ve ekonomik alardan ok deiik
efendilere tabi oluyordu. Douda bir kyn tm zerindeki mlkiyet ve veraset haklar bir efendinin

elinde toplanmt; ngiltere anlamnda malikne (manor) edinilmesi dzenli olarak


kolaylatrlmaktayd. nk batda olduundan daha yaygn biimde ve balangtan beri, her kyde
yalnz bir efendinin ynetimi kurulmutu ya da durum zaten Slav toplumsal yapsndan devralnmt.
Son olarak Profesr Below'un hakl olarak stnde ok durduu nemli bir ge daha vardr: Doudaki
valyelerin arazileri, balangta bir kyn topraklarnn tamamna oranla daha kk olduu halde
yine de genellikle batda olduundan ok daha geniti. Onun iindir ki, efendinin arazisinin ekilmi
alanm bytmesi batda olduundan ok daha kolay ve akla yatknd. Bu bakmdan, dou-bat
farkllamasnn ilk nedenlerinin ta batan beri, toprak datm ynteminde sakl olduu sylenebilir.
Ancak, toprak sahibinin balang arazisindeki bu byklk fark da, douyla batnn ekonomik
koullar arasndaki farklardan ileri geliyordu. Orta a'da bile, toplumun ynetici snf iin ok
deiik yaam koullar yaratlmt.
Bat daha youn bir nfusa sahipti; bize gre daha da nemlisi, blgesel ulam ve en kk yerel
topluluklar iindeki ve arasndaki mal alverii douya gre kukusuz daha gelimiti. Batdaki kentler
daha sk ve oktur. Batnn kulturu her bakmdan daha eskidir. Tarmsal blnme de douya gre ok
daha eitlidir. Srf teknik adan, Alman455
ya'nn dousunda uzanan ovalarda ulamn, batnn kesintili ve engebeli yzeyindekinden daha az
engell karlam olmas gerekecei dnlebilir. Ama bu gibi teknik ulam olanaklar, mal
deiiminin hacmini belirlemez. Tersine, batda ve gneyde ticaretin ve olduka youn bir haberleme
ebekesinin gelimesinin ekonomik nedenleri, dounun geni ovalarmdakinden ok daha etkili
olmutur. nk batda ve gneyde nehir yataklar, vadiler ve yaylalar iice girmitir iklim ve mal
retiminin dier doal koullar, dar araziler iinde dahi dikkati ekecek kadar deiiktir. Oysa
doudaki komu kasabalarn deiime sokabilecek mallan (bugn dahi) pek yoktur; ayn corafi konuma sahip olduklarndan ayn mallar retmektedirler. Youn blgesel ticaretin tarihsel ve doal
koullan, bu nedenlerle bat iin lehte olmutur (bugn bile yledir).
Profesr von Below'un yerinde olarak iaret ettii gibi, Orta a'da batdaki valyelik mhasran hatta
ounlukla toprak mlkiyeti zerine kurulmamt. Belli hacimde bir yerel trafie bal olan vergiler,
nehir gei cretleri, kiralar ve rsum da rol oynamt. Ayn ey o zamanlar (imdi de olduu gibi)
dou iin kukusuz ok daha az sz konusuydu. Douda valye olarak yaamak isteyen bir kimsenin,
varlm, kendi tarmsal faaliyetlerinden gelecek gelir zerine ina etmesi gerekiyordu. "German
Order" gibi, mal retimi ve d ticaret iin kurulan byk rgtler, bu durumun sadece bir baka
aamasyd. Doudaki retimin trde oluu, tamacln uzak blgelere yaplmasn gerektirdi ve eldeki verilere gre de, yerel para ekonomisi batya gre olduka aa dzeyde kald. Olduka belirsiz
fakat doruluk olasl tayan tahminlerin yaklak rakamlarna gre, doudaki kylyle batdaki
kylnn yas.im koullar arasnda byk farklar olduu anlalmaktadr. Toprak sahibi douda da
batdaki gibi kyllerin dedii vergiler, resimler,
456
yzde onlar ve kiralarla geinseydi, herhalde kyl emeine, riske ve ticaret dnyasyla hi de
centilmence olmayan ilikilere dayal tarm operasyonlarna girimezdi. Bunun neden douda da
batdaki gibi gerekleemediini sorabiliriz. Kyllerin ekonomik bakmdan, toprak sahibinin ihtiyalarna yetecek miktarlarda vergi deme gc bulunmas gerekirdi. Oysa kyllerin bunu deyecek
durumda olmadklarn gryoruz. Kylnn, toprak verimliliinde kendi karnn da bulunduunun
bilincine varm ve bir lde ekonomik eitim kazanm olmas gerekir. Ne var ki, kent-lemi
topluluklarn youn yapsnn, gelikin blgesel iletiimin ve mmkn olan en yakn pazarlarda malm
satma frsat ve arzusunun kyl zerinde yapaca eitici etkinin yerini hibir ey tutamaz ve
tutamamtr. Badenia Ovasnn kylsyle doulu kyl karlatrldnda, bu byk fark hl
grlebilir.
Kyl tarmnn sonularmdaki farkllklar tayin eden, topran fiziksel ve kimyasal niteliklerindeki
doal farklar ya da rklarn ekonomik yetenekleri deil, tarihin belirledii ekonomik ortamdr.
Kyl kitlelerini, en az efendilerinin kendi geimi iin onlardan ekecei, "faiz fonlar" olarak
kullanaca miktarlar karlayacak dzeyde retim yapmaya zendirmek iin o blgede belli sayda
kent olmas gerekiyordu. En iyi igcnn ve en iyi niyetin dahi yerine geemeyecei bylesi kltr
etkilerinin bulunmad yerlerde, kyl toprann mahsuln kendi ihtiyalarnn geleneksel
dzeyinden ykar karmak imknn ok kere bulamyor, bu arzuyu da hibir zaman duymuyordu.
Doudaki kentler, blgelerin yzlmleri karlatrldnda, bat ve guneydekinden ok daha az
saydayd. Dou-da yaygn tarmn gelimesi de, kent saysnda art deil azalmann, hem de kayda
deer bir azalmann, olduu bir
gemie uzanr. Dou, tahl fazlas yznden, gelimesini bir tarmsal dsatm blgesi olmak ynnde
gerekletirmi, bunun gerektirdii nitelikleri de edinmitir. Bu yneliin doruuna yzylmzda,
ngiliz msr yasalarnn ilgasndan sonra ulalmtr. Ote yandan, Orta a'm sonunda bile, Alman

batsnn birok blgeleri byk lde gda maddeleri, zellikle de sr dalmna muhta haldeydi.
Dou ile bat arasndaki tum elikinin belki de en billur-lastii nokta, her birinin tarm rnlerinin
fiyatlarndaki bat lehine grlen farktr. Bu fark, ancak son zamanlar, tahl dsatmnda on yldan beri
uygulanmakta olan gizli primler sayesinde ortadan kalkmtr. Demiryollar bu fark bir para
azaltmsa da, geen yzyln ortalarnda fark hl ok buyuk kalmtr. Bir sr baka teknik gln
yan sra, Alman numizmatik tarihinin gvenilmez verileri yznden, Orta a iin yeterli bilgi
toplayamyoruz ama, durumun o donemde farkl olmas, zel hallerdeki buyuk dalgalanmalara karn,
genellikle olanaksz grlmektedir.
O halde, doudaki toprak sahibi, kylleri daha youn biimde kullanmak isteseydi, kyllerin
gelimeye kar geleneksel isteksizlii, yerel pazarlarn krsal rnlere talebinin azl ve seyrek
temaslar gibi ok daha byk glkler, onun kylleri faiz fonlar olarak istismar etme planlarn
engelleyecekti. Bu duruma, imdiye dein verildiinden ok daha fazla nem vermek istiyorum ama,
tabii bu, delillerle ispat edilinceye kadar bir hipotez olarak kalacaktr. Bildiim kadaryla, doulu
toprak sahibi tarmsal arazisini iletmeyi, buyuk operasyonlar teknik olarak daha rasyonel olduundan
deil -o zaman ayn ey bat iin de geerli olurdu-; tarihsel olarak verili koullar altnda, daha yksek
gelir getirecek tek ekonomik yol olduu iin, semitir. Kendisi de iletmeci bir toprak sahibi haline
gclir' ken kyl, topraa gittike daha fazla balanarak, ocukla
458
rm efendiye rgat olarak vermekle, atlarn ve arabalarn iftilie ayrmakla, kendi i gcn yl
boyunca her trl ie harcayan bir serf olmu; bu arada, zaten kendinin olan toprak, adeta emeinin bir
dl saylagelmitir. Devletin muhalefetine ramen, toprakaas ilettii araziyi durmadan
geniletmitir. Sonralar kyllerin azad edilmesi srasnda da devlet, Austos'un Drd'nde Fransa'da
yaplan baaramam, Alman dousunun tarmsal yapsndan topra-kaalarm atamamtr. Para
ekonomisine gememi ve sanayii henz gelimemi bir devlet, toprak sahiplerinin ynetimdeki ve
ordudaki fahri hizmetlerinden kolayca vazgeememitir. Hepsinin de tesinde, efendileri de, kylleri
de bir reticiler topluluu iine katarak feodal haklar kaldran kararname, pek nemli bir noktay
karara balam deildi: Kylnn deil, toprakaasmm mlkiyetinde saylan topran akibeti.
Sonralar Rus Polonyas'nda, Polonya soylular snfn mahvetmek iin siyasal amalarla yapld gibi,
topran kyllerin mal olduunu ilan etmekle yetinmek, Prusya'daki yirmibin kadar byk araziyi
(Prusya'nn o zamanlar sahip olduunun tamamn) imha etmek olurdu. Yani Fransa'daki gibi, bir
rantiyeler snfn yoketmek-ten ibaret kalmazd. Sonuta, kyllerin yalnz bir bolm, byk
ortaklar ve bunlarn da topraklarnn yalnzca bir bolm toprakaalar tarafndan yutulmaktan
kurtuldu; geri kalan efendilerce gaspedildi.
Sanayi kapitalizmi merkez olarak kendine baty seerken, dou giderek tarmsal kapitalizmin merkezi
oldu. Bu gelime, hinterland kesen Rus snrnda durduruldu. Douda geliebilecek bir byk sanayi,
imdi Almanya'nn Rusya-Polonya snrnn biraz gerisinde ykselmitir.
Dou'nun bu koullarndan doan Prusyal toprakaas, ingiliz toprak sahibinden ok deiik bir
toplumsal urundur. ngiliz toprak sahibi genellikle topran kiralar; tarm459
c deildir. Tebalar, Orta a'da olduu gibi kyller deil, topra ileyen kapitalist iletmelerdir.
ngiliz lordu, topran tekelcisidir. Mlkiyetindeki arazi, kurnazca iletilen hukuki mekanizmalarla
(erkek frua intikal) aile ierisinde tutulur ve modern kapitalist tekellerde olduu gibi yasa koyucu ile
bitmeyen bir mcadele srdrlr; devri, ipotek edilmesi, vasiyet yoluyla blnmesi nlenmitir.
Toprak sahibi, krsal retici toplumun dnda yaar. Zaman zaman kiracsna sermaye borlar vererek
yardm eder, ama kiralayan olarak dokunulmaz bir statden yararlanr. Toplumun bir rn olarak,
kapitalizmin z evladdr; kapitalizmin aristokratik toplum yapsna sahip kalabalk nfuslu lkelerde
yaratt, daha nce de szn ettiimiz eliik etmenlerin bir sonucudur. Toprak sahibi aristokrat, bo
vakti bol bir centilmen olarak yaamak ister. Normal olarak kr iin deil, rant iin urar. Arazinin
teknik olarak yeterli bykl ile geim iin gerekli mlkn bykl hibir ekilde birbiriyle
uyumaz. rnein Almanya'nn baz blgelerinde daha youn tarm, arazinin kltlmesin! gerektirir;
oysa aristokratik snfn artan lks, zellikle rn fiyatlar dtnde, arazinin bytlmesini zorunlu
kbr. Her alm, ortak miraslara denen her tazminat, mulku ar borlar altna sokar. Mlkn
iletilmesi ise, operasyon daha byk ve tarm daha youn olduu lde fiyat dalgalanmalarna kar
duyarllk kazandrr. Sadece ngiltere gibi bir tarmsal sosyal yapda bu gelime yokedilmitir. te bu
durumla birlikte artan nfus younluu ve topran ykselen deeridir ki, bugnlerde her yerde byk
lekli rasyonel tarmn varln, birok reformcunun talep ettii, top' rakta devlet tekelinden daha ok
tehdit etmektedir. Aslnda bunun tam tersi gereklemitir: Toprakta zel tekelcilik-Yine de topraktaki
zel tekeller, belli ekonomik konularda, devlet tekelininkine benzer sonular yaratr; toprak piyasa-

dan uzaklatrr ve iletmecilii mlkiyetten tmyle ayrr. Krl giriimler peindeki kapitalist
iftinin kar ile toprak sahibinin rantlardaki ve miras kalm bir sosyal mevkiin korunmasndaki
kar yanyana yrr kendi toprana sahip olan tarmsal iletmecininki gibi birbirine bal olmadan.
Bunun pratik nemi, iftinin tarmsal krizlerden sonra kendine gelme gcn ok arttrmasdr. Krizin
oku iki kuvvetli omuza ker: Toprak tekelcisi ve kapitalist topra-kaas. Krizin sonucunda rantlar
der, kirac belki deiir, ekili arazi tedricen azaltlr; fakat bir sr tarmsal arazi mahvolmaz ve
birok toprakl aile birdenbire sosyal mevkiini yitirmez.
Dou Prusyal Junker'in durumu olduka deiiktir. O bir krsal iverendir, tam bir kapitalist insan
tipidir, arazisinin ve gelirinin bykl lsnde saygnlk saygnlk kazanr. Amerikal'nn iki l
arazisine karlk birbuuk olulk arazisi vardr, fakat gelenek gerei yksek bir mevkie ve
aristokratik eilimlere sahiptir. ok kere iledii topran z sahibidir; bu toprak satlr veya ipotee
konur, vasiyetlere konu olur ve ortak varislere tazminat denerek elde edilir; dolaysyla srekli kar
atmalaryla ykldr. Onun iin, piyasa fiyatlarndaki dalgalanmalara maruz kalan yalnzca topran
sahibidir. Junker, her dnemde varln dorudan doruya tehdit eden btn ekonomik ve toplumsal
atmalarn iindedir. ngiltere'ye tahl dsatm canland srece serbest ticaretin en hararetli
taraftar ve Bat Almanya'nn himayeye muhta gen sanayiinin en aiesl (Laman olmutur; ama ne
zaman ki yeni ve ucuz topraklarn rekabeti onu dnya piyasasndan kardktan snra kendi evinde de
rahatsz etmeye balamtr, Junker Alman sanayiinin teki nemli dallarnn zararna olarak, himaye
isteyen imaltlarn en sk mttefiki olmu; emeklerin isteklerine kar onlara katlmtr. Bu arada
kapita461
lizm de Junker'in ve iilerinin sosyal karakterini kemirmeye balamtr. Geen yzyln ilk yarsnda
Jmker bir tara patriyarkyd. Topranda altrd iiler, tarlalarn gas-bettii eski iftilerdi ve
bunlar hibir ekilde proleter deildi. Junker'in yeterli paras olmadndan bunlar cret yerine bir
kyevi, ilenecek toprak paras, kendi ineklerini otlatma hakk alyor, hasatta kaldrlan ekinin belli bir
oran da, buday olarak onlara deniyordu vb. Bu bakmdan, kk lde de olsa, efendilerinin
iftliklerinden dorudan kar salayan tarmclard. Ama topran fazla deerlenme-siyle ellerindeki
toprak da alnd; efendi, ayrlar ve tarlalar, buday vermedi, yerine cret demeye balad. Eski kar birlii bylece bozuldu ve iftlik iileri proleter oldular. Tarmsal faaliyet, birka aya sdrlan
mevsimlik, bir operasyona dnt. Efendi gmen iiler tuttu, nk yln kalan aylarnda bo kalan
rgatlarn bakm ok ar bir yk olacakt.
Batdaki Alman sanayii imdiki boyutlarna doru bydke nfus da ok byk bir deiim geirdi;
Almanya'nn dousunda gler dorua kt. Dounun cra kelerinde imdiye kadar yalnz efendiler
ve kleler olmutu; artk iftlik iileri tecrit edilmiliklerinden ve ataerkil bamllklarndan, ya
Okyanus'u geerek Amerika Birleik Devlet-leri'ne ya da Alman fabrikalarnn dumanl ve tozlu fakat
sosyal bakmdan daha zgr havasna kayorlard. Dier yandan toprak sahipleri ilerini yaptrmak
iin nereden i1 bulurlarsa ekmeye alyorlard: zellikle snrn tesinden, 'ucuz ii' olarak
Almanlar' defedecek Slavlar'. Bugn toprakaas herhangi bir iadam gibi davranmaktadr; yle de
yapmak zorundadr, ama aristokratik gelenekleri buna ters dmektedir. Feodal bir efendi kalmay
istemektedir, ama iadam ve kapitalist olmaldr. Toprak sahibi roln kapmaya alanlar, Junkerler
deil, baka gler olmutur.
462
Snai ve ticari kapitalistler zamanla toprak edinmeye baladlar. Zenginleen imaltlar ve tacirler,
valyelerin arazilerini satn aldlar, arazi mlkiyetlerini erkek ocua intikal yasalaryla aileye
malettiler ve mlklerini aristokrat snfn alann istila arac olarak kullandlar. Yeni zenginle sonradan
grmenin kendi kendilerine verdii bu misyon (fidei commissum), aristokratik gelenee ve askeri
monariye sahip eski bir lkede, kapitalizmin yaratt karakteristik sonulardan biridir. Bugn
Almanya'nn dousunda cereyan etmekte olan bu olay, ngiltere'de, bugnk koullar yerleene dek,
yzyllar srmtr.
Amerika da gelecekte bu sreci yaayacaktr ama btn sahipsiz araziler tkendikten ve lkenin
ekonomik patlamas yavaladktan sonra. Tarihsel gelenein arlnn henz Birleik Devletler'i
bunaltmadn ve gelenein gcnden doan sorunlarn orada varolmadn sylemek yanl olmasa
da, kapitalizmin gc galip gelecek ve eninde sonunda toprak tekellerinin gelimesini hzlandracaktr.
Toprak maliyetleri belli bir rant salayamayacak kadar artnca; buyuk servet birikimleri bugn
olduundan daha da yksek bir noktaya ulanca; ayn anda, ticaret ve sanayide srekli yeni yatrmlar
yoluyla yeterli krlar salama olanaklar azalp, sanayi krallar, dnyann her yerinde olduu gibi, hem
kr, hem risk getiren yeni yatrmlar yerine mlkiyet haklarn veraset yoluyla korumaya balaynca
ite o zaman, kapitalist ailelerde, eklen deil gerekten, bir "soylular snf" kurma arzusu doacaktr.
Kapitalizmin temsilcileri bundan byle ecere aratrmalar gibi zararsz oyunlar ve yabanclara tuhaf
gelen saysz sosyal stnlk numaralar ile yetinmeyeceklerdir. Ne var ki, sermaye bu noktaya ulap

topra byk lde monopolize etmeye baladnda, Amerika'da byk bir krsal sosyal yap
sorunu, esirler sorunundaki gibi klla zlemeyecek bir sorun doa463
aktr. Sanayi tekelleri ve trstler snrl mr olan kurumlardr; retim koullar deimelere tabidir ve
piyasa hep ayn kalan bir deer tanmaz. Endstriyel tekeller ve trstler, aristokrasilerin otoriter
vasflarndan ve siyasal etiketinden yoksundur. Oysa toprak tekelleri her zaman siyasal aristokrasiler
yaratr.
Almanya'nn dousunda belli eitimlerin sonucu olarak ngiliz koullarna doru belirli bir yaklama
balamtr; oysa Gneybat Almanya'nn krsal toplum yapsnda Fransa'yla benzerlikler grlr. Yine
de ngilizler'in youn damzlk hayvancl Almanya'nn dousundaki iklim yznden genelde
olanakszdr. Onun iin sermaye yalnzca tarma en elverili topra yutar. Ama ngiltere'nin elverisiz
blgeleri ilenmemi durumda, koyun srleri iin otlaklar olarak kalrken, benzer araziye Almanya'nn
dousunda ku-uk iftiler yerleir. Bu srecin zellii, iki ulusu, Alman-lar' ve Slavlar' ekonomik
mcadelede kar karya getirmesidir. Bu mcadelede, Almanlar'dan daha aza kanaat eden
Polonyallar'm stnlk salamaya balad grlmektedir.
Dnemsel dalgalanmalarn basks altnda, tutumlu kk Slav iftisi Almanlar'dan toprak
kazanmaktadr. Orta a boyunca doudaki kltr akm daha eski ve daha ileri olan kltrn etkisinde
iken, bu akm imdi, kapitalizmin "ucuz ii" ilkesi nedeniyle tersine dnmtr. Birleik Devletler'in
de ileride ayn sorunlarla urap uramayacam imdiden kimse bilemez. Oradaki buday reticisi
eyaletlerin tarm operasyonlarmdaki klmenin bugnk nedeni, operasyonlarn artan younluu ve
iblmudr. Kylerden kentlere g artt gibi, zenci iftliklerinin says da artmaktadr. O halde,
kylk blgelerin Anglo-Sakson-Cermen yerleim merkezlerinin genileme gc ve eski yerli nfusun
ocuklarnn says azalmaya devam ederse ve
464
eer ayn zamanda Dou Avrupa'dan akp gelen eitilmemi kalabalklarn muazzam g bymeye
devam ederse, yaknda bu lkenin kendi tarihinden miras kalan kltrnn haz m edemeyecei bir
krsal nfus ortaya kacaktr. Byle bir nfus Birleik Devi eller'in kltr standardn mutlaka
deitirecek ve Anglo-Sakson ruhunun baard byk ideale uymayan bir toplum ortaya karacaktr.
Almanya'nn btn hayati ekonomik, sosyal, politik sorunlar ve ulusal karlar, dousu ile batsnn
krsal toplum yaplar arasndaki elikiye ve bunun gelecekte alaca ekle baldr. Burada, yabanc
bir lkede, bundan doan pratik sorunlar tartmay doru bulmuyorum. Bizi binlerce yllk bir tarihle
donatm olan, bize youn nfuslu ve zengin kltrl bir yurt vermi olan, bizi eski kltrmzn grkemini silahlarn parldad bir dnyada silahl bir kamp iinde korumaya zorlayan Kader, nmze
bu sorunlar da karmtr. Bunlar gslemek zorundayz.
Amerika Birleik Devletleri henz bu tr sorunlar bilmiyor. Bu ulus, bunlarn bir ksm ile belki de hi
karlamayacak. Amerika'da bir aristokrasi yoktur; dolaysyla otoriter gelenek ile modern ekonomik
koullarn salt ticari nitelii arasndaki elikinin yaratt gerginlikler de yoktur. Bu ulkc, imdi burada
merkezinde2 bulunduumuz muazzam topraklarn* almn, hakl olarak, demokratik kurumlar
zerine baslm gerek bir tarihi mhr olarak kutlamaktadr; bu arazi almmasayd, ABD, yambamda
gl ve sava komular olduu iin, her an kabilecek bir savaa katlma emrini hep
ekmecelerinde bulunduran bizler gibi, asker elbisesini srtnda tamaya mecbur olacakt. Ama yi-nc
de, burada zmlerini aramakta olduumuz sorunlarn byk blm birka kuak sonra Amerika'ya
da yaklam
2 St Lous
'A) Lousana ( n.).
465
olacaktr. Bunlarn ozumlenme biimi) bu kltanm teki kltrnn de karakterini izecektir. Belki de
tarih bundan nce hibir ulusa, Amerikan halk gibi ksa 2 * manda buyuk bir uygar gu haline gelme
frsat "tannn!" mtr. Ama bu, beeri verilfere gore, ayn zamanda da msl" nolunun tarihindeki son
flrsattr; bu derece O2gur ^ ''
yuk gelime koullan bir daha varolamaz, unku dunv" zerinde hibir yerde artk cahipsiz toprak
kalmamUr ya
Meslekdalarmdan biri C;arlyle'n u sozerini naklet ti: "Hayata balaman iin belerce ylm gemesi
gerekir bu hayatla ne yapacam bilmek iin de binlerce yl sessizlik iinde bekleyeceksin." Carlyle
yle inanyordu, ama ben tek bir kiinin bile davranlar bu duyguya dayanchrab.-leceini sanmyorum.
Oysa uluslarn yapmas gereken bu dur -eer tarihteki varhklarnn kalc bir deer olmasn stiyorlarsa.
I
466
Ulusal karakter vejunkerler*

Siyasal e
rak, top
' eitim ve rgtlenmede denge unsuru olalesi'bir ^k SahiPleri tabakasmm yerini kimse alamaz. Boy-u ve bePrak sahlpleri tabakasmdan,
ngiltere'de varoldu-smfn^n2er bT biimde de eski Roma'nn soylu senatrler
Alma ^ekirde8ini olu$tuduu anlamda soz ediyoruz. rai varc[lya'da' Ozellikle Prusya'da, bu anlamda
ka aristok-ozellikl ^? Syasal gelenekleri nedir? Alman aristokratlar, dar azch Prusyadakiler' siy^sal
bakmdan yok denecek ka-ge^ b
e^ bugn gercek aristokratik vasflara sahip
politikar rantye tabakas yetitirmeyi amalayan bir devlet Sl da soy konusu delildir.
ok sayda buyuk aristokratik mulkun sal ola ^u 8een mulMerin olumasna sosyal ve siya-rak
uygun tek arazi- kurulmasn salamak hl olsayd bile, yine de anlaml sonular alnamazd.
kas,
uh ^ und Demokate m D.utschlancr) Gesammeh> Pohtschc Schuften emaskenverlag, 1921), ss
277.322 Bu bolum> Aahk 1917'dc
ue"nm -Naumann'm
V bir kitapktan alnm
ynutt kuuk derginin kitap yayn bolumu467
1917 yl banda Prusya'da babadan oula geen arazileri dzenlemek iin karlan yasa tasarsndaki
derin gayr ah-lakilik, ite tam budur. Tasar, Elbe'nin dousundaki orta byklkteki arazilerin orta
snftan olan sahiplerine aris-tokratik mlkiyet haklar salayacak hukuki kurumlar getirmeyi
ngrmekteydi. Aristokrat olmayan ve hibir zaman da bu kiiliin pompalanmayaca bir tipten, "aristokrasi" yaratmaya alyordu.
Dounun Junkerler'i sk sk (ve ok kere haksz yere) ko-tlenmiler; sk sk da (yine haksz olarak)
gklere karlmlardr. Onlarla tanan herkes av srasnda, bir kadeh iki ierken ya da iskambil
oynarken, birlikte olmaktan holanacaktr. Konuksever evlerindeki her ey doaldr. Ama temelden
"burjuva" olan bu mteebbisler tabakasna "aristokrasi" cilas vurulmak istendiinde her ey
sahteleir. Ik-tisaden, Junkerler tarmc mteebbisler olarak almak zorunda olan kiilerdir;
ekonomik karlar mcadelesinin tam iindedirler. Sosyal v<> ekonomik kavgalar, herhangi bir
imaltmnki kadar acmaszdr. Aralarnda geen bir on dakika, pleb olduklarm gsterecektir. Tm
deerleri, salam pleb deerleridir. Rahip von Miquel bir defasnda (mahrem olarak) yle demiti:
"Bugnlerde bir Dou Alman derebeylik maliknesi, aristokratik bir aileyi besleyemez." Haklyd da.
Fazla derebeyi tavr ve eilimlerine sahip bylesi bir tabaka aristokrasiye dntrlmek istenirse,
kapitalist nitelikteki gnlk iletmecilikle geinen bu tabakadan alnacak deimez sonu, sonradan
grme yeni zenginin grntsdr. Dnyadaki siyasal ve genel davranlarmzn bu damgay tayan
zelliklerini, tek bana olmasa da, hi de aristokratk vasflara sahip olmayan bir tabakaya bu drtleri
alam olmamz gerei belirlemitir.
Junkerler iin yalnzca bir yndr. Aramzda kozmopolit renim grm olanlarn azlnn nedeni
tabii ki sade468
ce Junker etkisi deildir; Prusya rgtlenmesinin grkemli ykselme dneminin bayraklar olan btn
tabakalarn iine ilemi "kk burjuva"1 karakteridir. Eski subay aileleri, atafatl tavrlaryla, ok
zaman ar mtevazi ekonomik durumlarnda bile eski Prusya ordusu geleneini yaatrlar. Memur
aileleri de ayn tavr srdrrler. Bu ailelerin soylu bir gemii olup olmamas nemli deildir;
ekonomik, sosyal ve ideolojik bakmlardan, burjuva bir orta-smf olutururlar. Genellikle Alman
subaylar topluluunun sosyal yaps mensup olduklar tabakann zne tam uygundur ve ayrdedici
zellikleri de demokrasilerin (Fransa ve italya) subaylar toplumuna kesinlikle benzer. Btn bu
belirtiler, askeri olmayan evreler onlar kendi davranlarna rnek ald anda, karikatr haline gelir.
Daha da kts bu izlere, brokrasiye adam yetitiren okullarn "kalem efendiliinin (pennalism)
sosyal kalplarnn karmasdr. Maalesef, bizdeki durum ite budur.
ok iyi bilindii zere renci kulpleri, gayr askeri makamlar, sinekrler ve yksek sosyal mevkii
olan serbest meslekler iin gerekli sosyal eitimin tipik kaynaklardr. Dellolar, iki yarlar, derslere
girmeme gibi "akademik zgrlkler", Almanya'da baka zgrlklerin varolmad ve byle
ayrcalklarn yalnz okuryazar (literati) ve yksek grev adaylar tabakasna tannd zamanlardan
kalmadr. Ancak bunlarn, Almanya'nn "iyi renim grm adamlar" stndeki zararl etkileri bugn
bile ortadan kaldrla-namaktadr. Bu adam tipinin aramzda daima nemli bir yeri olmutur; says da
giderek artmaktadr. Kardelik kulplerinin binalar zerindeki ipotekler ve faizlerini mezun-'arn
karlamas gerei, kulplerin ekonomik lmszlne darbe indirmiyor olsayd bile, bu adam tipi
yokolmaz-d. Tersine kulp sistemi dzenli olarak yaylmaktadr, n469
k kulplerin evre ilikileri zamanmzda devlet grevlile_ rini semenin belirli yollarndan biri

olmutur. yle kj renkli kulp kurdelesi dello ehliyetinin ak garantisi, dello ehliyeti rtbenin
nkoulu, subay rtbesi de "sosye-te"ye alan kapdr.
Kuku yok ki kulplerdeki iki yar kurallar ve dello teknikleri zamanla kardelik kurdelesine talip
arkadalardan zayf yapda olanlarna da uyacak ekilde deitirilmitir, nk sosyal ilikiler hatrna
ye says ok artmtr Bu kulplerde yeilayclarm bile ye olduu iddia edilir hale gelmitir. Son
onyllarda saylar giderek artm olan kulplerin ie dnk entellektel yaam ok nazik bir konudur.
Kulplerin kendi okuma odalar ve zel kulp gazeteleri vardr; eski mezunlarn, kk burjuva vasf
tartma gtrmeyen iyi niyetli "yurtsever" politikalar bunlarda etkindir. Deiik sosyal veya
entellektel evrelerden olan snf arkadalaryla temastan kanlr; en azndan, bu zorla-trlr. te
bylece kulp balar srekli geniler. "Sosyetece giri kapsn aacak bir evliliin (zellikle patronun
kz ile) koulunu subay olmakta gren bir tezghtarn, kulp faaliyetleri nedeniyle sk ziyaret edilen
ticaret kolejlerinden birine kaydolmas gerekir.
Ahlaknn ls, politikacnn ls deildir. Btn bu renci kulplerini kendi ilerinde nasl
deerlendirirsek deerlendirelim, muhakkak olan bunlarn kozmopolit kiilik kazandracak bir eitim
vermedikleridir. Tersine, aabeyci (fagging) ve kalem efendici sistemleri ne de olsa, yadsnamaz
biimde, bayadr ve dzeysiz sosyal yaplan kozmopolit retimin vereceklerinin tam tersidir. En ahmak Anglo-Sakson kulb, ok kere faaliyetlerinin, btnn oluturan toplu spor almalarn ne
kadar bo bulursak bulalm, yine de bir lde kozmopolit bir eitil verir. Anglo-Sakson kulb, ok
titiz ye seimiyle, daim*1
470
centilmenlerin mutlak eitlii ilkesi zerinde durur; brokrasinin, grev disiplinine hazrlk olmas
bakmndan ok deer verdii "kalem efendilii" ilkesi stnde deil. Bylesi kalem efendilii
tavrlaryla kulpler, "yksektekiler"e2 yaranmaktan geri kalmazlar. Herhalkrda, bu szde "akademik zgrlk"n ekilci adetleri ve kalem efendilii, Almanya'da yksek grevlere gelmek
isteyenlere empoze edilmektedir. Adaylar, ebeveynlerinin verdii ikin czdanlarla vnen sonradan
grmeler olduklar lde (ki koullarn izin verdii her yerde byledir), bu adetler aristokratik hayat
adamlar yetitirmekte yetersiz kalmaktadr. Bu artlandrmalara kaplan bir gen, olaanst bamsz
kiilie ve zgrlk ruhuna sahip olmadka, ortaya cilal bir ple-bin kanlmaz zellikleri kacaktr.
Bunlara dellocular arasnda, hatta baka ynlerden ok mkemmel baylar arasnda da, sk sk
rastlamaktayz; nk bu kulplerin iledii ilgiler, nasl yorumlanrsa yorumlansn, ok sradan olup
tm "aristokratik" ilgilerden pek uzaktr. Aka grlen odur ki, sradan bir rencilik hayat eskiden
zararsz ve safiyane genlik heyecanlaryla dolu olabilirdi. Fakat zamanmzda kiileri devlet ilerinde
ncle hazrlayan aristokratik bir eitim arac olmak iddiasndadr. Bundaki inanlmaz tezat ise,
sonuta, sonradan grmeler ima eden bir bumeranga dnmektedir.
Alman grnndeki bu sonradan grmelik izlerinin siyaseti etkilemediini zannetmemeliyiz. Hemen
bir rnek verelim. Dmanlar, yani kart kar evreleri arasnda "ahlaki zaferler" elde etmeye
almak bo bir gayrettir. Bis-marck da bununla hakl olarak alay etmitir. Ama bu imdiki mttefikler
iin mi, gelecektekiler iin mi geerlidir? Biz ve Avusturyal mttefiklerimiz siyasal bakmdan her
zaman birbirimize dayanmaktayz. Bunu onlar da biliyor, biz de.
Alman niversitelerindeki iki partileri stne olan bu not evrilmedi (.n.).
471
Byk delilikler yaplmadka aramzda bir kopma tehlikesi yoktur. Onlar Almanya'nn baarlarn
hibir ekince ve kskanlk gstermeden kabul etmilerdir -zellikle biz fazla bbrlenmezsek.
Avusturya'nn geirdii, bizim geirmediimiz, glkleri her zaman iyi anlayamadk. Onun iin
Austurya'nm baarlarn her zaman yeterince takdir edemiyoruz. Ama btn dnyann bildii bir eyi
burada da aka sylemeliyiz. Avusturyallar'm ya da dost olmay arzuladmz herhangi bir ulusun,
hogr gstermeyecei bir ey varsa o da sonradan grme tavrlardr, ki geenlerde yine tahamml
edilmez biimde sergilendi. Byle tutumlar, kkl sosyal terbiyesi olan btn uluslarn, rnein Avusturyallar'n, belki sessiz ve terbiyeli ama kararl tepkisini eker. Hi kimse, kt eitini grm
sonradan grmeler tarafndan ynetilmek istemez. D politikadaki mutlak vazgeilmezliklerden, yani
"Orta Avrupa" (manevi anlamyla) iin mmkn olabilecek herhangi bir eyden ya da baka uluslarla
gelecekteki bir kar dayanmas iin arzulana bilir olandan (ekonomik yaklama fikri iyi karlansn
ku-lanmasm) teye her adm siyasal baarszla urar; m-ku mttefikler yaknlarda kendisine
almla kabul ettirilmek istenen "Prusyallk ruhu" gibi bir eyi tanmamaya kesin kararldrlar. Siyasal
laf ebeleri "demokrasi"nin bu Prusyallk ruhunu tehdit ettiini durmadan tekrarlamaktadrlar. Bilindii
gibi bu tr karalamalar, son yzon yldr, ierideki reformun istisnasz her aamasnda iitilmiti.
Gerek Prusyallk ruhu, Alman kltrnn en gzel tomurcuklarna aittir. Seharnhorst'dan,
Gneisenau'dan, Bo-yen'dan, Moltke'den bize kalan her dize bu ruhtan esinlenmitir -tpk Prusyal
byik reformcularn yaptklar ve syledikleri her ey gibi (her ne kadar birou Prusya asll olmasa
da). Adlarm burada saymamza gerek yok. Ayn ey Bismarck'm, imdi ahmak ve bilgisiz Realpolltk

temsilcile472
rincc ok fena karikatrize edilmekte olan yksek fikirleri iin de dorudur. Yine de zaman zaman bu
eski Prusyallk ruhunun dier federal eyaletler erknnda Berlin'dekinden daha gl biimde var
olduunu grr gibi oluyoruz. Gnmzdeki tutucu demagoglarn "Prusyallk ruhu" ifadesini ktye
kullanmalarl gemiin byk adamlarna hakarettir.
Hatrlayalm ki, Almanya'da yeterince arl ve siyasal gelenei olan bir aristokrasi yoktur. Byle bir
aristokrasinin, en iyi ihtimalle, Freikonservative Partide ve Merkez Partisinde yeri olabilirdi (artk
deil); Muhafazakar Partide ise hibir zaman olamazd.
Ayn derecede nemli bir baka nokta da, Alman st tabakasnn bir sosyal formasyona sahip
olmamasdr. Okuryazarlarmzn (literati) zaman zaman vnmelerine karn, Aglo-Sakson
centilmeninin ya da Latin salon adamnn davran kalplarndan farkl olarak, Almanya'da kalplardan
arnnlk anlamnda bir bireyciliin var olduu hi de doru deildir. Alman "kulp yesi"ninki kadar
kat ve zorlayc kahplar hibir yerde yoktur. Bu kalplar Almanya'da da, dorudan ya da dolayl olarak,
ileri gelen tabakalarn ocuklarn, baka herhangi bir lkedeki kalplarn denetledii lde kontrol
altnda tutar. Subay snfnn davran kalplarnn geerli olmad yerlerde kardelik kulplerinin
kalplar "Alman tarz" yerine geer; nk dello grenekleri, Almanya'nn egemen tabakalarnn,
brokrasinin ve brokrasinin sesini duyurduu yerlerde "sosyete"ye girmek isteyen herkesin davran
biimlerini belirler. Ve kuku yok ki, bu kalplar hi de zarif deildir.
Siyasal bakmdan daha da nemlisi, bu Almanvari biimlerin, Latin ve Anglo-Sakson kalplarnn
tersine, Alman ulusunun tm (en alt tabakaya kadar) iin hi de uygun bir model olmamasdr. Bunlar,
bir Herrenvolk olma iddiasndaki Alman ulusunu, Latin ve Anglo-Sakson tarzlarnn
kendi uluslarnda baardklar gibi, d davranlarnda kendinden emin insanlar olarak biimlendirip
birletirenemis-lerdir.
Alman d grnnde zerafet ve vekarm arpc eksikliinin "rk"a bal olduunu dnmek byk
bir yanllktr. Alman-AvusLuryal'ya zarif tavrn veren, gerek bir aristokrasi olmutur. Ayn rktan
olduu halde ve zaaflar ne olursa olsun, onda bu eksiklik yoktur.
Latin kiilik tipini en salt tabakaya kadar kontrol eden kalplar, onaltmc yzyldan beri gelien valye
tipinin taklit edilmesiyle belirlenmitir.
Anglo-Sakson grenekleri de kiilikleri en alt tabakalara kadar biimlendirir. Bunlar, ingiltere'de
kendini onyedinci yzyldan beri kabul ettirmi olan st-smfm sosyal alkanlklarndan kaynaklanr.
Bu st-smf Orta a'm sonlarnda ve kent erafnn zel bir karm olarak ortaya km; bu
"centilmenler", az-ynetim"in bayraktan olmulardr.
Bu rneklerdeki ortak nokta, kural ve davranlarn kolaylkla herkes tarafndan taklit ve dolaysyla
demokratize edilebilir olmasdr. Ama Almanya'da yksek grevlere akademik snavla alman
adaylarn, bunlarn etkiledii tabakalarn davran kalplar ve bunun da tesinde dello kulplerinin
yelerine aladklar alkanlklar, ne gemite, ne de imdi, snavdan geen ve diploma verilen
tabakalar dndaki evrelerce taklide kesinlikle uygun deildir. Bunlar, zellikle, geni halk
ynlarnca taklid edilemez. Demokratize de edilemez, nk bunlar temelde asla kozmopoliten ya da
aristokratik deildir. zleri tmyle plebiyendir.
Neo-Latin onur anlay da, biraz daha deiik olan Anglo-Sakson anlay da, yaygn
demokratizasyona uygundur. Oysa kolayca grlecei zere, Almanlar'a has dello ehliyeti anlay
demokratize edilemez. Bu anlayn byk siyasal arl vardr, ama, siyasal ve toplumsal nem
tayan
474
asl nokta, subaylar arasnda dar anlamnda szde bir "onur kodu" bulunmas deildir. Bir Prusyal
Landrat'm grevde kalabilmek iin, kalem efendisi dellocularn anlad biimde, dello ehliyeti
kazanmas gerekir -ite siyasal bakmdan asl nemli olan budur. Ayn ey, her an grevinden
alnabilecek btn ynetim grevlileri iin de geerlidir. Bu durum, yasalara gre "bamsz" olan ve
bu bamszl nedeniyle de Landrat'a gre sosyal adan aa grlen Amtsrichtert rneinin tersidir.
Brokratik yapya dayanan ve Alman rencisinin onur anlayna gre biimlenen btn dier kural
ve kalplarda olduu gibi, dello ehliyeti kavram da, ayrc zelliinden dolay, bir kast kural oluturur. Bu gibi kalplarn hi biri demokratikletirilemez,. Yine de zleri itibariyle, bunlar aristokratik
deil plebyen niteliktedir, nk estetik vekar ve kibar incelikten yoksundur. te bu i eliki, alaylara
ve zararl siyasal sonulara neden olmaktadr.
Almanya bir plepler ulusudur. Ya da, kulaa daha ho gelecekse, sradan adamlar ulusudur. Gerek bir
"Alman kalb" ancak bu temel zerinde yeerebilir.
Toplumsal adan, yeni siyasal dzenin getirdii demokratikleme -burada tartmamz gereken de
budur- aristokratik kalplarn deerini drmeyecektir, nk byle kalplar zaten mevcut deildir.

Latin ve Anglo-Sakson aristokrasilerinin kalplarnda olduu gibi, bunlarn ayrcallklar-n kaldrmak


ve sonra btn ulusa yaymak da sz konusu deildir. Dello ehliyeti kazanan diploma avcsnn kalplam deerleri, ona, kendi mensup olduu tabakada bile kiisel zerafet kazandracak derecede
kozmopolit deildir. Btn deneyler gstermitir ki, bu kalplar, hayat adam olarak eitim grm bir
yabanc karsnda duyulan gvensizlii saklamaya dahi yetmez. Byle bir gvensizlii saklama
abalar ok kere "laubalilik" eklini alr; bunun da
475
balca kayna kabalktr ve kt yetimeyi gsterir.
Siyasal demokratiklemenin mutlaka sosyal demokratikleme sonucunu verip vermeyeceini
tartmayacaz. rnein, Amerika'daki snrsz politik "demokrasi", ham bir pltokrasinin, hatta yava
yava grlmeye balanan bir ' aristokratik" prestij grubunun gelimesini nlememekte-dir. Bu
"aristokrasi"nin gelimesi, genellikle dikkat ekmiyorsa da, kltrel ve tarihsel bakmdan pltokrasinin
gelimesi kadar nemlidir.
Gerekten incelmi ve ayn zamanda halkn sosyal bakmdan egemen tabakalarnn da mizacna uygun
bir "Alman kalb"nm ortaya kmas gelecee kalmtr. Hanseatik kentlerde domaya balayan baz
medeni kurallar, politik ve ekonomik deimelerin etkisiyle 1870'lerden sonra devam etmemitir.
imdiki sava da (Birinci Dnya Sava) bize, ocuklar niversitelerdeki dello kulplerinin bilinen
kurallarn hevesle benimseyecek bir sr sonradan grme hediye etmitir. Bu kurallar incelmi bir
gelenei gerektirmemekte; askeri grevlere aday olanlar ehliletirmenin kolay bir yolu olmaktadr.
Dolaysyla bugn iin bir deime umulamaz. Ama u kadar sylenebilir: Eer "demokratikleme"
diplomallarn sosyal arlm yoketmeyi baarrsa -ki bu hi de belli deildir ve burada tartlamaz
, Almanya'da siyasal deeri olan hibir sosyal kalp da ortadan kaldrlmayacak demektir. Olmayan
ey yokedilemez. Demokrasi belki o zaman medeni, sosyal ve ekonomik bnyemize uygun ve bu
nedenle de "gerek" ve incelmi deerler olan iyi kalplara gelime yolunu aacaktr. Byle deerler
icat edilemez, nasl ki sluplar icat edilemezse. Ancak u sylenebilir (o da aslnda olumsuz ve
biimsel anlamda): iyi deerler, kiisel lllk ve arballk temelinden baka bir temel zerine
kurulamaz. Almanya'da bu kiisel vekar temeli, yksek tabakada da aa tabakada da genelde eksik
476
kalmtr. Yeni aydnlar (literati), kiisel "tecrbeleri"ni -erotik, dinsel ve akla gelebilecek her alandaki
ilan etme ve bunlarla vnme drtleri ile, her bakmdan vekarm dmandrlar. Ancak arballk da,
kiinin kendini baka insanlardan -Nietzsche'ye uzanan bir sr yanl kehanetin emrettii gibi
zppeliin edal havasyla uzak tutmakla hi kazanlamaz. Arballk bugn iten gelme olmak
zorundadr, yoksa sahte kalr. Belki de kiinin i vekarm demokratik bir dnyann ortasnda koruma
zorunluluu, gerek vekarm snanmas olacaktr.
Sylediklerimizden u kyor. Alman yurdu, birok baka bakmdan olduu gibi bu bakmdan da,
atalarnn yurdu deildir ve olmamaldr, ama -Alexander Herzen'in Rusya iin ok gzel syledii
gibi- evlatlarnn yurdu olmaldr. zellikle politik konularda.
Politik sorunlarn zlmesinde, "Alman ruhu"nu gemiimizin dnce yapsndan, deeri ne olursa
olsun, -karsamak gtr. Yine de, manevi atalarmzn byk ansna saygl olalm ve onlarn
dnsel almalarndan, zihinlerimizin eitilmesinde yararlanalm. Kendini beenmi aydnlarmz,
siyasal geleceimizi belirleme hakkm tarihimizin kendilerine verdiini, tpk eli sopal okul mdrleri
gibi, iddia etmektedirler; oysa onlarn meslei tarihi yorumlamaktan ibarettir. Kanunlar koymaya
kalkacak olurlarsa, eski kitaplar en yakn keye atmalyz. Onlardan gelecek hakknda hibir ey
renilemez. Alman klasikleri ise, baka eylerle birlikte, bize maddi sefalet ve polik aresizlik
dnemlerinde ve hatta yabanclarn egemenlii altnda bile kltrde ileri bir ulus olabildiimizi retir.
Politika ve ekonomi konularndaki fikirleri bile bu gayr siyasi doneme aittir. Alman klasiklerinin
Fransz Devrimi'nin incelenmesinden esinlenen fikirleri, popler ihtiraslarn ol-nad politik ve
ekonomik durumlara ait tahminlerdi.
477
Eer ilerine, yabanc egemenliine kar fkeli bir bakaldrmn tesinde herhangi bir siyasal hrs
girebilmise, bu da emredici ahlaki kurallar iin duyulan fikri heyecand. Bunun tesindekiler, kendi
yerimizi siyasal gereimize ve dnemimizin gereklerine gre belirlemekte, itici gler olarak -rehber
olarak deil- kullanabileceimiz felsefi dncelerden ibarettir. Parlamenter hkmet ve demokrasinin
ada sorunlar ile modern devletimizin temel nitelii, Alman klasiklerinin ufkunun tamamen
dndadr.
Genel oy hakkn aklclktan uzak, krelmi kitle igdlerinin, ll siyasal inanlara galebesi
olarak yerenler var: Bunlar oy hakkn duygusal politikann aklc politikaya kar zaferi olarak
gryorlar. kincisi ile ilgili olarak unu sylemek zorundayz: Almanya'nn d politikas, snf
oylaryla ynetime gelen bir monarinin, salt kiisel duygularn ve liderlii etkileyen irrasyonel
tepkilerin rekortmeni olduunun kantdr. Prusya hegemonyay elinde tutmakta ve Alman politikasnda

daima belirleyici faktr olmaktadr. Bunu kantlamak iin Almanya'nn onyllardr baarszlk
zikzaklar izen grltl politikasn, rnein ngiliz d politikasnn sakin kararll ile
karlatrmak yeterlidir.
rrasyonel yn igdlerine gelince, bunlar politikaya ancak ynlar sktrld ve tepki
gsterdiinde yn verir: Modern metropollerde, zellikle de Neo-Latin kentsel yaam koullarnda.
Orada iklim koullar kadar kafe uygarl da, "sokak" politikasnn -yerinde bir ifade- bakentten btn
lkeye hkim olmasna olanak salar. te yandan, ngiliz "sokaktaki adam"mn rol, kentsel ynlarn
yapsndaki, Almanya'da hi olmayan, ok belirli zelliklerle balantldr. Rusya'nn metropoliten
sokak politikas ise oradaki yeralt rgtleriyle ilgilidir. Bu n-koullarm hibiri Almanya'da yoktur ve
Alman yaantsnn ortayolculuu Almanya'nn byle arz bir tehlikeye dmesi olasln or478
tadan kaldrr -mparatorluk Almanyas'nda d politikay etkileyen kronik tehlikelerin tersine. Sava
delisi politikalar imal edenler, atlyelere kapanm iiler deil, Roma ve Paris sokaklarnn
bogezenleri ve kafe aydnlardr, tabii ancak hkmetin ajanlar olarak ve ancak hkmetin istedii ya
da izin verdii oranda.
Fransa ve italya'da sanayi proletaryas dengesizdir. Bu proletarya, dayanma duygusuyla hareket
ettiinde gerekten byk bir g halinde sokaa egemen olur. Ama sorumlu unsurlarla birlikte hareket
ettiinde, en azndan dzenli bir g, kendi grevlileri ve dolaysyla rasyonel dnen politikaclar
kanalyla dzenli liderlie sahip bir g haline gelir. Devlet politikas asndan en nemli nokta bu
liderlerin, Almanya'da sendika liderlerinin, etkisini anlk heyecanlarn zerine karmaktr. Bundan
sonra gelen ey ise, sorumlu liderlerin roln, siyasal liderliin roln arttrmaktr. "Aadan" ve
"yukardan" gelen salt duygusal itkilerin gcn olabildiince azaltacak bir parlamenter liderlik
tarafndan ynlendirilecek dzenli ve sorumlu bir politika isteyenlerin en gl savlarndan biri budur.
"Sokan ynetimi" ile genel oyun hibir ilgisi yoktur; italya'nn dnyadaki en pltokratik seim
sistemine sahip olduu ve III. Napolyon'un Fransa'y gstermelik bir meclisle ynettii tarihlerde bile
Roma ve Paris'e sokak egemen olmutur. Ancak sorumlu politikaclarn ynlara dzenli rehberliidir
ki, sokan dzensiz egemenliini ve gnmz demagoglarnn ncln ykabilir.
479
XVI. Hindistan: Brahmanlar ve kastlar*
Klasik Hinduizm'de ve gnmzde Brahman'n yeri ancak kastla balantl olarak anlalabilir. Kast
anlalmadan da, Hinduizm anlalamaz. Herhalde eski Veda'daki en nemli boluk, kasta atf
yapmam olmasdr. Veda, sonraki drt kastn adna yalnzca bir yerde, o da ok ge bir metinde, atfta
bulunmutur; kast dzeninin sonralar kazand ve Hinduizm'e zg anlamndaki asl ieriine hibir
atf yapmamtr.1
Kast, yani Hinduizm'in emredici tresel hak ve devleri ile Brahmanlar'm konumu, Hinduizm'in temel
kurumudur. Her eyden nce, kast yoksa Hindu da yoktur. Ama Hindu'nun Brahman'n otoritesi
karsndaki yeri, olaanst bir biimde, kaytsz artsz itaatten kar gelmeye kadar deikenlik
arzeder. Baz kastlar Brahman'n otoritesini sorguca Gcscunmelte Aufsactze zu Rehgons'iosologie,
ciltli, ss 32-48, 109-13'clcn Bu parann alnd inceleme ilk kez Achiv'de Nisan ve Aralk 1916'da ve
Mays 1917'de baslmtr.
1 Uzmanlar Rig-Veda'nn Pu/usJa Sukfa'smm kast sisteminin "Magna Carta'V olduu grndedirler.
Bu yapt, Vedk dneminin en son urunudu Athat-va-Vedtfy ileride tartacaz.
480
lamazlar ama pratikte onu bir rahip olarak kmsemeyle reddederler; ihtilafl dinsel sorunlarda onun
yargsn balayc saymazlar ve tlerine bavurmazlar. lk bakta bu, Hinduizm'de "kastlar"la
"Brahmanlar"m kaynam olduu gereine aykr gibi grnr. Ama gerekte, kastn her Hindu iin
mutlak bir gereklilik olduu olgusunun tersi, yani her kastn bir Hindu kast olmas gerektii doru deildir. Hint Mslmanlar arasnda da, Hindular'dan alnm kastlar vardr. Budistler'de de kastlar
mevcuttur. Hintli Hristiyanlar da kastlar fiilen tanmaktan kurtulabilmi deildir. Bu Hindu-d
kastlarda, ileride greceimiz gibi, Hinduizm'in ak kurtulu doktrininin kasta verdii byk Sonem
yoktur. Bunlar bir baka adan da farkldr: Kastlarn (toplumsal hiyerarisinin Hinduist kastlara ve
son kertede 3rahman'a olan sosyal uzaklna gre belirlenmesi zelliini tamazlar. Hindu kastlar ile
Brahman arasndaki iliki ok nemlidir; bir Hindu kast bir Brahman'n otoritesini doktrinde,
merasimde ve her konuda ne denli iddetli red-detse de, nesnel sonu kanlmazdr: Sosyal konum,
son tahlilde, Brahman'a olan olumlu veya olumsuz ilikinin zne gre belirlenir.
"Kast" temelde toplumsal statdr ve Brahmanlar'm Hin-duizm'deki merkezi konumu toplumsal
statlerin her eyden nce onlara gre belirlendii gereine dayanr. Bunu anlamak iin, Hindu
kastlarnn imdiki durumuna goz atacaz. Bir ksm gerekten bilimsel mkemmeliyette olan Nfus
Saym Raporlar'na ve ayrca eski hukuk kitaplar ve dier kaynaklardaki klasik kast teorilerine
deineceiz.

Bugn Hinduist kast dzeni temelinden sarslmtr. zellikle Kalkta'da, eski Avrupa'nn bu balca
giri kapsnda, birok normlarn gc hemen hemen kalmamtr. Demiryollar, tavernalar, deien
meslek tabakalamas, ithal mal sanayi iinde emein younlamas, kolejler vb.,
481
bunlarn hepsinin katks olmutur. "Londra'ya gidip gelenler", yani Avrupa'da okumu olup
Avrupallarla sosyal ilikilerini srdrenler yakn zamanlara kadar toplum-d saylyorlard; ama bu
durum yava yava yokolmaktadr. Zaten demiryollarnda Amerikan trenlerindeki gibi kast vagonlar
ayrmak ya da Gney Eyaletleri'ndeki gibi "Beyaz" "Siyah"tan ayracak bekleme salonlar yapmak
mmkn deildi. imdi tm kast ilikileri sarslm ve ngilizler'in yetitirdii aydnlar tabakas, her
yerde olduu gibi, Hindistan'da da belli bir milliyetiliin ncleri olmutur. Bunlar, yava ilerleyen
ama kar konulmaz olan bu sreci glendirecektir. Yine de, kast yaps hl olduka salam biimde
yerinde durmaktadr.
Oncc unu sormalyz: "Kast" hangi kavramlarla tanmlayacaz?* Soruyu, olumsuz da sorabiliriz:
Kast ne deildir? Ya da, gerekte veya grnte kasta bal dier kurumlarn hangi zellikleri kastta
yoktur? rnein, kastla kabile arasndaki fark nedir?
7. Kast ve kabile
Bir kabile, tmyle konuk ya da bir parya topluluu haline gelmedii srece, genellikle belirli bir
blgeye sahiptir. Gerek bir kastn ise, hibir zaman sabit bir blgesi olmaz. Kast yelerinin pek ou
kylere ayrlm olarak tarada yaarlar. ok kere, her kyde toprak zerinde tam hak sahibi yalnzca
bir kast vardr, ya da vard. Ama baml koy esnaf ve iiler de bu kastla birlikte yaar. Herhalkrda,
kast yerel, blgesel, organik bir btn oluturmaz; bu zne aykrdr. Kabile ise dorudan ya da
dolayl akrabalk balarnn yaratt, uyulmas zorunlu kan davas balaryla
Tenin, Portekizce'den gelmektedir Eski Hinte karl varm (renk)'dr.
482
birbirine baldr, ya da balyd. Kastn bu gibi kan davas balaryla hi ilgisi yoktur.
nceleri kabile, geim salayan uralarn ounu, ok kere de hepsini iine alyordu. Kast ise
kabiledekinden ok daha deiik iler yapanlardan meydana gelir; hi deilse bugnk durum budur ve
belli yksek kastlar iin eski alardan beri byle olmutur. Yine de, kast zelliini yitir-medike, kast
kaybna neden olmadan yaplmasna izin verilen trden iler bir bakma ok sayldr. Bugn bile ok
kere "kast" ile "geim yolu" o derece yakndan ilikilidir ki meslek deitirmeler kastn blnmesine
yol aar. "Kabi-le"de ise byle deildir.
Normal olarak, kabilede her sosyal statden insanlar bulunur. Kast ise, gerekirse, son derece farkl
sosyal statde alt-kastlara bile blnr. Bugn, hemen hi istisnasz, durum budur; bir kastn yzlerce
alt-kast vardr. Byle durumlarda, alt-kastlarm birbirleriyle ilikisi tamamen ayr kastlar arasndaki
iliki gibidir. O halde alt-kastlar fiilen birer kasttr; hepsini kapsayan ortak kast adnn yalnzca tarihsel
anlam kalmtr ve aalanan alt-kastlarm baka kastlara kar sosyal savunmalarna hizmet eder.
Sonu olarak kast, daha geni bir topluluk iindeki baka sosyal statlerle evrilidir.
Kabile z ve norm olarak politik bir birliktir. Ya bamsz bir birliktir (ki asl olan budur) ya da
kabileleraras bir ittifakn parasdr; yahut da bir phyle yani bir siyasal birliin belli siyasal devleri ve
haklar olan bir yesidir: Oy verme, siyasal grevlere belli sayda aday gsterme, siyasal, parasal ve
trensel ykmllklerden kendi payna ya da srasna deni alma hakk gibi. Kast ise, hibir zaman
siyasal bir birlik deildir - Hint Orta a'nda (Bengal) sk grld gibi, siyasal birlikler baz
kastlara baz trensel vecibeler yklemi olsalar dahi. O halde kastlar, tccar ve zenaatkr
483
loncalar, aile dermekleri ve her trl rgtler ile benzer konumdadr. Oz itibariyle kast, her zaman
iin, bir sosyal topluluun hem paras olan hem de onun iinde yaayabilen salt toplumsal ve belki de
mesleki bir birliktir. Ama kast, mutlaka tel< fojr siyasal birliin paras olmak zorunda deildir; tek bir
siyasal birliin snrlarn aabilir ya da gerisinde kalabilir. Hindistan'n her yannda dalm kastlar
vardr. Yine de bUgUn alt-kastlarm hepsi ve kk kastlarn ou kendi dar blgelerinde yaamaktadr.
Siyasal blnme baz blgeierin kast dzenini sk sk ve ok etkilemitir ama, en nemli kastlar
eyaletleraras boyutlarn korumulardr.
Toplumsal kullarnn z itibariyle kabile genellikle kasttan ayrlr: T()tem va da ayn ky dndan
evlenme, ak-rabalararas evlere kural ile yanyanadr. Kabilelerde ancak belirli kou]|arca ierden
evlenme grlmtr. Oysa kast-ii evlenme|er kastn deimez temelini oluturur. Yiyecek yasaklar
ve toplu yemek yeme kurallar da kastn deimez zelliklerjndendir5 kabilenin deil.
Kendi arazisirideki dayanan kaybeden bir kabilenin konuk ya da parya haline geldiini grm
bulunuyoruz. O halde ayn ey ]<astl da kabileden ayrdedilemeyecek bir
2 Bugnk Hindu kaMlarmm (bohalarnn) 25'inin Hindistan'n ou blgelerine yaylm olduu
sylenebilir. Bu kastlar 217 milyonluk bir toplam iinde 88 milyon Hindu'yu barmdmr Aralarnda eski
rahip, sava ve tacir kastlar vardr: Brahmanlar (14.60 lnilyon); Rajputlar (9.43 milyon); Baniya (3.00

ya da 1.12 milyon - bohmmu* alt kastlar dahil edip etmemeye bal olarak); Cayastlar (eski resm
yazclar kastl) (217 milyOn); Ahirler gibi eski kabile kastlar (9.50 milyon); Jatlar (6.9Hmilyon);
chamarlar (deri iileri) gibi mekruh byk mesleki kastlar (11.50 ,myon); Teliler'in (ya ezenler)
Sudra kast (4.27 milyon); kuyumcularn kibar tacir kastl Sonal q 26 milyon); koy zenaatkrlarmn eski
kastlar olan Kumh^ (mlekiler) (3.42 milyon) ve Lohar (kuyumcular) (2.07 milyon); aa koylu
kast Koli (Kul ve klan anlamna geliyor) (3.17 milyon) ve deiik kkenli ba\^ kastlar nceleri eit
olan kastlardan turedikleri halde, deiik eyaletlerde kast adlarnda grlen byk farkllklar ve sosyal
derecelerdeki kimi ayrlklar, bire ^ir karlatrmalar ok zorlatrmaktadr.
484
noktaya getirebilir.3 Baka farklar, kastn pozitif zelliklerini belirlediimizde tartacaz. Ama nce,
karmza u soru kyor: Kabile'nin tersine, kast bir yandan eitli geim yollar te yandan da sosyal
stat ile yakndan ilglidir. O halde, kastn mesleki birlikler (tccar ve zenaatkr loncalar) ile ilikisi
nedir ve "stat gruplar" ile ilikisi nasldr? nce birinci soruyu ele alalm.
2. Kast ve lonca
1 Tacirlere, kendi rnlerini sattklar iin tacir saylan ticaret erbabna ait "loncalar" ile "zenaatkr
loncalar", Hindistan'da kentlerin geniledii dnemde ve zellikle byk kurtulu dinlerinin doduu
dnemde mevcut olmutur. Greceimiz zere, kurtulu dinleri ve loncalar arasnda bir iliki vardr.
Loncalar genellikle kentlerin iincfe, ender olarak da dnda kurulmutur; kalntlar hl
yaamaktadr. Kentlerin byme dneminde loncalarn durumu-, Orta a'da Bat'daki loncalarn
kentlerdeki konumuna olduka benzemektedir. Loncalar birliinin (mahajan; szck anlam popolo
grasso ile ayn) karsnda bir tarafta prens, dier tarafta iktisaden baml esnaf yer almaktayd. Bu
iliki, Ba-t'nn byk aydn ve tccar loncalarnn daha kk arti-zan loncalaryla (popolo minuto)
olan ilikisine ok yaknd. Benzerlikle, Hindistan'da da kk zenaatkr loncalar birlii (panch) vard.
Hatta Hindistan'n yeni patrimonyal devletlerinde, Msr'dakilere ve son dnem Roma'dakilere benzer
dinsel loncalar da eksik deildi. Hindistan'daki gelimenin benzersiz zellii surdadr: Kentlerdeki bu
ilk loncalaOrnein Banjaralar Orta Eyaletler'de ksmen "kast" olarak rgtlenmilerdir. Mysore'da ise, ("animist")
bir kabile rgtlenmesine sahiptirler, iki durumda da geimlerini ayn biimde salarlar. Benzer
durumlara sk rastlanr.
485
ma hareketleri ne Bat tr bir kent zerkliine, ne de byk patrimonyal devletlerin kurulmasndan
sonra, Bat'nm "blgesel ekonomi"sine4 tekabl eden bir sosyal ve ekonomik rgtlenmeye yol
amtr. Tersine, ilk filizleri tabii ki loncalardan eski olan Hinduist kast sistemi egemenlemi-tir. Bu
kast sistemi bir bakma dier btn rgtlenmeleri tmyle nlemi; bir bakma sakatlamtr. Ksas,
onlarn glenmesini engellemitir. Ne var ki, bu kast sisteminin "ruhu" da tccar ve esnaf
loncalarmmkinden tmyle deiik olmutur.
Bat'nm tccar ve esnaf loncalar da kastlarn yapt gibi dinsel karlar ilemiti. Bu karlarla ilgili
olarak, sosyal stat sorunlar loncalar arasnda nemli rol oynamtr. rnein, loncalarn geit
trenlerinde nasl sralanaca, zerinde zaman zaman ekonomik konulardakinden daha uzlamaz
kavgalarn kt bir sorundu. Ayrca, "kapal" bir loncada, yani ye saysnn belli bir gelir dzeyiyle
snrlandrld bir loncada, stadlk grevi babadan oula geerdi. yelik hakknn babadan oula
getii lonca-benzeri birlikler ve loncalardan treyen dernekler de vard. Eski a'm sonlarnda dinsel
loncalarda yelik, kyly topraa balayan glebae adscripo anlamnda, zorunlu ve babadan oula
geen bir ykmllkt. Son olarak, Bat'da Orta a'da dinsel adan aa grlen, "horlanan" iler
vard: Bunlar, Hindistan'daki "erefsiz" kastlarn karlyd. Ancak, mesleki birliklerle kastlar
arasndaki temel fark, btn bu durumlardan etkilenmez.
Mesleki birlikler iin bazen bir istisna, bazen de arzi bir sonu olan ey kast iin esastr: Karlkl
ilikilerinde kastlar arasndaki sihirli mesafe, 1901'de "Birleik Eyaletler"de
4 "Blgesel ekonomik", ekonomik gelimenin bir aramasn temsil eder. Terim, "koy ekonomisi"
-"kentsel ekonomi"- "blgesel ekonomi" ayrmn yap*11 Gustave Schmoller'e aittir. (Editrlerin
notu.)
486
yaklak 10 milyon insan (40 milyonluk bir toplam iinde), onlarla fiziki temasn dinsel kirlenme
sayld kastlara dahildi. "Madras Bakanl"nda 13 milyon kii (52 milyon iinde), eitli, belirli
mesafelerden daha yakma gelirlerse, dokunmadan da, bakalarna bulac hastalk geirebilirler. Orta
a'n tccar ve esnaf loncalar, loncalar ve zenaatkr-lar arasnda, daha nce szn ettiimiz
horlanan ilerde alan kk tabaka dnda, hibir tresel engel tanmyordu. Parya halklar ve parya
iiler (rnein hayvan lei alclar ve cellatlar), zel ileri gerei, Hindistan'n erefsiz kastlarna
sosyolojik olarak yaklaabiliyorlard. Farkl saygnl olan meslekler arasnda, evlilii kstlayan
maddi engeller olmakla birlikte, kastlardaki mutlak trden tresel engeller yoktu. "Onurlu" insanlar

evresi iinde toplu yemek yeme yasaklar hi yoktu. Bu tr yasaklar kast farkllklarnn temelinde
bulunur.
Kast yelii esas olarak babadan oula geer. Bu, Bat'nm tmyle da kapal ve sayca hibir zaman
stn olmayan loncalarnda olduu gibi, kazan frsatlarn snrl sayda kiiye hasretme ve
tekelletirmenin sonucu deildi; imdi de deildir. Bu tr kota snrlamalar, Hindistan'n meslek
kastlarnda da bir lde grlmektedir, ama bu durum kentlerde deil kylerde daha iddetlidir.
Kylerdeki kazanl ilerin kotaya balanmas, "lonca" rgtlenmesiyle ilintili deildir; buna gerek de
yoktur. leride greceimiz gibi, tipik Hint kynn zenaatkrlar, kyn geleneksel "zincirli
kylleredir.
ileri gelen kastlar (btn kastlar deil) tm yelerine, bizdeki ustalar gibi, belli bir geim
salamlardr. Ama kastlarn hepsi de, loncalarn baarmaya urat gibi, bir ikolunun tamamn
monopolize etmemilerdir. Bat'nm loncas, en azndan Orta a'da, ran ustay zgrce seiine ve
dolaysyla ocuklarn babalarmmkinden baka bir
487
meslee gemesine olanak kast sisteminde asla yoktar ve Loncalar azalan kazan c,anaklan ken,
kastlarda sk sdc tersi grlm^ olanaklar geniken, trelin _, a kendilerine mira<
ie
lardr.
aru, am biimiri Vt
kolay korumu;
Lonca ile kast arasmdak kir hcd j nem talr. Orta ag'da I\ , ^ aynhk daha da b% lannda
Slk s,k sen^s^ "^ ^ ^ a, lik ei
arasmd
nem tar. Orta a'da i;a lannda sk sk sert ata gl bir kardelik eilir^ zia ve popolo ile
kuzeyde^ liklerivdi. Gneydeki deil) kuz
mney deil) rin yeminli rgt efi zel anlamnda. Bu yasal g kazanyo. Orta a sonlarnn rnn
dayanma dan,
ti meslek bir-popolo ile ok kere dt [ermeister mesleki birlikle-ilk vt si-olsun
sosyolojik g
olarak ] askeri
fin
belirgL
i, er
Temelin
:r v s gibi, loncalarn dayan ma
dayanma (ufraternizas>on
ve Orta alar boyunca her R t
vurttasl^r.r

,
atl Kentmn Kuruu
yurttalarn ortak toreler e\r*^A u-
, ,
communty") elele vrl

birlemesiyle (cultic
gldir AvnL
7
lmaS1 da kmcil nemde de gldr. AyrCa, prytane^ t0 lu
kleri
loncalarnn iki salonla J h Y
'
Bat kentlerinin
Orta a yurttasTar7hi7F'Tmde b%k yer tutmu?tur ve 8 YUm^ian hl deilse Ekmek ve arap
yini'nde
(*) "Fraternization" karlnda (,_n } 488
(Lord's Supper) en neeli biimde birlikte karn doyurmulardr. Kardelik dayanmas her dnemde
toplu yemek yeme demektir. Her gn uygulanmas gerekmez, ama trensel adan mmkn olmaldr.
Oysa, kast dzeni buna olanak vermez.
Kastlarn tam fraternizasyonu5 mmkn olmamtr ve olamaz, nk kastn temel yasalarndan biri de
deiik kastlar6 arasnda toplu yemeklere kar en azndan trensel olarak almaz engeller olmas
gerektiidir. Aa kastlardan bin, bir Brahman'n yemeine sadece baksa, Brahman dinsel olarak
kirlenmitir. Son byk ktlk7 ngiliz ynetimini herkesin girebilecei genel aevleri atrmaya
zorladnda, patronlarn kaytlar gstermitir ki, kendi kastndan olmayanlarn gz nnde bu
ekilde yemek yemek iddetle ve trece tabu olduu halde, aevlerini her kasta mensup muhta ve
yoksul insan ziyaret etmitir. O zaman kat kastar, kirlenmi bynn trensel tvbe ile
temizlenemeyece-^'eri surmlerdir. Aevi sahiplerini, kastlarndan atma
d^J,
' yksek'kasttan a?llar altrmaya zorlamlar^ bu alarn elleri btn kastlarca temiz kabul edilmi Hatta, masalarn etrafna tebeirle izilen izgiler ve

enzer yollarla her kast iin sembolik chambre sparee'ler


teh-L- 1mler) yaratlmasn salamlardr. Alktan lme
tkesi karsnda byk sihirli glerin bile arlklarnn
olaylarda olduu gibi, buradaki ztlk da mutlak deildir; ara Yine de tarihte belirleyici olmu, "temel"
zelliklerde mevcut
5 TUm
turler de vardr bir ztlktr bu.
lar_ o^a?Smdaki. birlik*e yemek yeme adeti gerekten de sadece kural doru--ki iki116?11' m
R^pUt ve Brahman alt-kastlar arasndaki ortak yemeklerde olgiK,11101 ?nn Ck Cski zamanlardan
beri birincilerin aile rahipliini yaptklar 7 B8Usuna dayanr- durum budur.
ve bu C e i 66 dakl alk srasnda ayinleri ve beslenme kanunlarn ineyen dmu
dC
afarZ edlen halk arasmda ay bir ^1 kast (Kalllarlar)
rak r ~tUi
Ca' bu kastln indeki aznlk da kendisini ayr bir alt kast ola-^gunluktan ayrmt.
489
kalmad gerei bir yana; Hint, brani ve Roma dinleri gibi her kat ekilci din de, ar durumlar iin
aralk kaplar brakmtr. Yine de, bu noktadan Bat'da bilinen toplu yemek ve fraternizasyon
biimlerine giden yol ok uzundur. Hindistan'da krallklarn ykseli devirlerinde krallarn masalarna
Sudralar dahil eitli kastlar davet ettiklerini de belirtmeliyiz. Ancak bunlar, en azndan klasik usule
gre, ayr odalarda oturtulmulardr. Kald ki Vaisya'ya mensup olduunu iddia eden bir kastn Vellala
Charita'da Sudralar arasna oturtulmas, ileride inceleyeceimiz (yar efsanevi) nl bir atmaya
neden olmutur.
imdi Bat'ya dnelim. Galatayallar'a Mektubunda (11:12,13 vd.) Paul, Antakya'da dinsizlerle
(Gentiles) yemek yedii ve sonra da Kudsller'in etkisiyle ekilip kendini ayrd iin, Peter'i knar.
"Ve dier Yahudiler de onunla birlikte ekildiler." Bu havarinin ikiyzllkle knanmasnn
unutulamamas, ilk Hristiyanlar iin tad byk deeri, olayn kendisi kadar byk bir aklkla
gstermektedir. Gerekten de, toplu yemekleri yasaklayan to-rensel engellerdeki zlme, sonular
bakmndan zorunlu Getto'dan ok daha keskin olan gnll Getto'nun da zlmesi demekti. Ama,
Yahudiler'in parya halk konumunu, bu insanlara trenlerle yklenmi olan staty ykmakt. Bu olay,
Hristiyanlar iin, Paul'un tekrar tekrar kvanla kutlad Hristiyan "zgrl"nn kayna demekti;
bu, Paul'un misyonunun uluslar ve stat gruplarn aan evrenselliini anlatyordu. Tanr'nm birliine
inananlar iin, Antakya'da olduu gibi, insanlarn iine doduklar toren-sel engellerin kalkmas, dinsel
n-koullarla da balantl olarak, Batl "yurttalar topluluu"nun dnyaya geliini11 ncs demekti.
Her ne kadar asl doum ancak bin yl sonra Orta a kentlerinin devrimci corjurationes'len iinde
mmkn olmusa da, balangc buradadr. nk toplu
490
yemek yinleri olmadan, yeminli kardelik rgtleri de, Orta an kentsel yurttalar topluluu da
ortaya kamazd.
Hindistan'n kast dzeni, z itibariyle, byle bir eye engeldi. nk kastlar yalnz bu ezeli trensel
ayrmlar ynetmez.8 Ekonomik karlarn atmas olmasa da, kastlar arasnda ok kere derin bir
yabanclama, genellikle ldrc bir kskanlk ve dmanlk da vardr, nk kastlar btnyle
"sosyal mevki"e yneliktir. Bu yneli, Bat'nn mesleki birliklerine ters der. Etiket ve mevki
sorunlar Bat'da ne rol oynam olursa olsun (ki byktr), Hindular iin tadklar dinsel etkinlie
ulaamamlardr.
Bu farkn sonular siyasal adan ok nemlidir. Hint loncalar birlii mahajan, dayanmas
nedeniyle, prenslerin ok dikkate almak zorunda olduklar bir gt. yle denmitir: "Prensler,
loncalar halka iyi kt ne yaparlarsa kabul etmelidirler." Loncalar prenslerden, bizim Orta a koullarmz hatrlatan bor imtiyazlar alrlard. Loncalarn yallar, shresh, en muteber snflardan
gelirler, zamanlarnn savalar ve rahiplcriyle ayn soylulukta saylrlard. Bu koullarn egemen
olduu blge ve dnemlerde, kastlarn gc gelimemi ve Brahmanlar'a dman olan kurtulu dinleri
tarafndan ksmen engellenmi ve zayflatlmt. Sonralar kast sisteminin tekelci ynetimi
Brahmanlar'n gc yannda prenslerin gcn de arttrm ve loncalarn gcn krmtr. nk
kastlar hibir dayanmaya, halkn ve meslek erbabnn siyasal g ifade edebilecek hibir rgtne
izin vermemilerdir. Prensler kastlarn trensel geleneklerini ve bunlara dayanan sosyal eilimleri
gzetse-ler bile, kastlar birbirine kar oynamakla kalmamlar;
8 Bir Bankna valisi Chandala'nn ricas uzcrnc Karnakar (metal isileri) kastn ChandaLVyla birlikte
yemek yemee armak istemiti Mahmudpuralar'n kkenine ilikin sylenceye gre, hu davet o
kastn bir blmnn Mahmud-pura'ya kap kendini daha yksek sosyal presti) ddala olan ayr b
alt-kasta dntrmesine vesile olmutu
491
Brahmanlar kendi taraflarnda olduu zamanlarda da, kastlardan korkmamlardr. yleyse, kast

sisteminin tekelci ynetimine geite rol oynayan siyasal karlar, imdiden tahmin etmek g deildir.
Bu gei, bir sre Avrupa'nn kentsel gelimesinin eiine gelmi gibi grnen Hint sosyal yapsn, bu
yoldan tamamen uzaklatrmtr. Dnya tarihini etkileyen bu deiik gelimelerde, "kast" ile "lonca"
veya herhangi bir dier meslek kuruluu arasndaki ztlk aka grlmektedir.
Peki, kast "lonca"dan ve herhangi bir baka meslek rgtnden temelde ayrlmyorsa ve kast sisteminin
z sosyal mevki ile ilgiliyse, gerek ifadesini sosyal mevkide bulan "stat grubu"nun kastla ilikisi
nedir?
3. Kast ve stat grubu
"Stat Grubu" nedir? "Snflar", belirli karlar noktasndan ayn ekonomik konumda bulunan insan
gruplardr. Maddi mallar ve belli teknikler zerinde mlkiyet veya ademi mlkiyet, "snf konumu"nu
belirler. "Stat," sosyal onurun var olup olmadnn bir gstergesidir; belirli bir hayat tarz ile
koullanr ve ifade edilir. Sosyal onur dorudan doruya snf konumuna bal olabilir; ayn zamanda,
genellikle, stat grubu yelerinin ortalama smf-konumu ile belirlenir. Hep byle olmayabilir. Stat
yelii, karlnda smf-konumunu etkiler; stat gruplarnn gerekli grdkleri hayat tarz onlar baz
mlkiyet ekillerini ve kazanl ileri tercihe, bazlarn da redde zorlar. Bir stat grubu kapal
("doutan gelen stat") ya da ak olabilir.*
(*) "Mesleki stat grubu"nu bir seenek olarak dnmek yanl olur. Belirleyin olan "yaam
biimi"dir, "meslek" deil. Bu biim, belli bir meslek gerektirebilir (rnein askerlik), ama yaam
biimi iddiasnn sonucu olan meslein n1" telii (rnein, paral asker olarak deil, valye olarak
askerlik) nemlidir492
ite kast, kesinlikle kapal bir stat grubudur. Stat grubu yeliindeki btn devler ve engeller kastta
da vardr ve en u noktalara gtrlmtr. Bat'da, grup yesi olmayanlarla evlenmenin yasal olarak
nlendii kapal "mlkler" vardr. Ama, kural olarak, bu evlenme yasa belli bir noktaya kadardr:
Kurala aykr olarak yaplan evlenmeler, mesalliances kabul ediliyor ve "sol-elli" evlilikten doan ocuklarn stats ana babadan daha aa statde olamnkini izliyordu.
Avrupa'da yksek soylular iin hl byle stat engelleri vardr. Amerika'daki engeller, Gney
eyaletlerinde Beyazlar ile Siyahlar (btn melezler dahil) arasndadr. Ama Ameri-ka'dakiler sadece
evliliin kesin ve yasal imknszln ifade eder, yoksa toplumsal boykot sonucunu dourmaz.
Gnmzde Hindu kastlar, yalnz kastlar arasndaki deil, alt-kastlar arasndaki evlenmeleri de
yasaklamtr. "Kanun Kitaplar"nda, ayr kastlardan ana babann ocuklarnn her iki kasttan da aa
bir kasta mensup olaca ve bunlarn hibir ekilde en yksek kasta ("ikinci kez doacak")
giremeyecekleri yazldr. Eskiden, en nemli baz kastlarn bugn de uygulad, daha deiik kurallar
vard. Ayn kastn alt-kastlar arasnda ve eit sosyal dzeydeki kastlar arasnda bugn seyrek grlen
evlenmeler,9 hi kukusuz eskiden daha skt. Her eyden nce, balardaki kural, eitler arasnda
evlilikten ziyade, ok-evlilik (hipergami) ve bir st kast mensubuyla izdiva salamakt.10 Daha yksek bir kasta mensup bir kzla aa kastlardan bir erkein
10
Gait'in 1911 yl genel raporuna gre (Census of India, Report, Cilt I, s. 378), bu durum ayn olude asil
baka kastlar iin de geerliydi; Bengal'de Baidya ve Kayastha, Pencap'ta Kanet ve Khas kastlarnda,
yer yer Brahmanlar ve Rajpur-lar'da, Sonar, Nai ve Kanet (kadnlar) kastlarnda. Zengin olan Maratha
kylleri, yeterli bir eyiz karlnda kendilerine Moratha kadnlarn alabilirler.
Pencap'taki Rajputlar arasnda hipergami hl ylesine ileridir ki Chamar kzlar bile satn
alnmaktadr.
493
evlenmesi, kzn ailesi iin stat onurunu krc saylyordu. Ama daha aa kasttan kz almak su
deildi; ocuklar aalanm olmuyordu. Miras yasasna gre (tabii ki daha sonraki dnemlerde
karlmtr), bu kadnn ocuklar mirasta ikinci srada yer alyorlard (tpk srail'de "hizmeti kadnn
ocuklar (ve yabanc kadnn ocuklar) srail'de miras alamaz" cmlesinin, her yerde olduu gibi,
daha sonraki dnemlerde kanun hkm gcn kazanmas gibi.)
st-snf erkeklerinin, iktisaden tayabildikleri ok-karl-lm yasalamasmdaki karlar, istilaclar
arasndaki kadn ktl sona erdikten sonra da devam etti. Fatihler her yerde teba uluslardan kz
almlardr. Bunun Hindistan'daki sonular yle olmutur: Aa-kast kzlarna talep fazla olmu, kast
dtke kzlarnn piyasa deeri artm; buna karlk en yksek kastlardan olan kzlarn evlenme
piyasas kendi kastlar ile snrl kalmtr. Hatta aa-kast kzlarnn rekabeti yznden, bu snrl
piyasa dahi yukar-kast kzlarnn tekeline kalmamtr. Bu da aa kastlardaki kzlarn, kadna olan
genel talep ortamnda, gelin olarak fiyatn arttrmtr. te ksmen bu kadn azl sonunda okkocallk ortaya kmtr. Kyler ve zel birlikler (Golis) arasnda -rnein Gujarat'daki Vania (tccar)
kastlar ve kyl kastlar arasnda- evlilik kartelleri kurulmas, gelinlerin fiyatn orta snflar ve krsal
nfus11 aleyhine ykselten zenginlerin ve kentlilerin ok-evliliine yneltilmi bir kar nlemdir.

Yukar kast kzlarnn yksek mevki sahibi bir damada satlmas da gt. Bu glk arttka, hl
evlenememi olmak hem kzlar, hem anababalar iin daha byk bir utan nedeni oluyordu. Damadn,
anababalarca inanlmaz
11 (Ccnsus Repot, 1901, XIII, 1, s 193'e gre), mekruh kastlar dahil, butun bu koy kendim akraba
sayar. Yeni evlenen adama herkes "damat11 diyorsa ve yanllara herkes "amca" diye hitap ediyorsa da
bunun bir "ilkel grup evlilii"nden kaynaklanmakla hibir ilgisi bulunmad aktr, bu, her yerde
olduu kadar 1 Imdstan'da da boylcdi
494
derecede zengin eyizlerle satmalnmas ve damat adaynn profesyonel patanlar araclyla raz
edilmesi, kz ailelerinin balca kaygsyd. Kzlarn bebeklii srasnda bile aababalar gelecein
znts iindeydiler. Nihayet bir kzn evlenmeden nce ergenlie erimesi de ak bir "gnah"
saylyordu. Btn bunlarn grotesk sonular vard: rnein, Kulin Brahmanlar'nm nl evlenme
usulleri. Kulin Brahmanlar'na damat olarak talep oktu; onlar da, istek zerine ve para karlnda,
kzlarla in absentia kt zerinde evlenerek onlar bakirelik gibi bir onursuzluktan kurtaryorlard.
Kzlar yine baba evinde kalyorlar ve damad ancak i ya da baka nedenler raslantsal olarak oraya
getirirse gryorlard. Damat bu ekilde ayr yaayan "karasnn (veya karlarnn) evine geldiinde, kz
babasna evlenme akdini gsterip o evi "ucuz otel" olarak kullanyordu. Hibir maliyeti olmakszn
kzdan da yararlanabilirdi, nk "meru" kars kabul ediliyordu.
Baka lkelerde bebeklerin ldrlmesinin nedeni genellikle yoksul halkn geim olanaklarnn snrl
olmasdr. Oysa Hindistan'da kz ocuk katli bizzat yukar kastlarca kurumlatrlm12 ve ocuk
evlenmeleriyle yanyana yrmtr. ocuk evlenmeleri yznden Hindistan'da dul kalm've mr
boyu dul kalacak, 5-10 ya grubunda kzlar vard. Buna, dullarn bir daha evlenememeleri kural da eklenince, ki her yerde olduu gibi Hindistan'da da dullarn kendilerini ldrmesi artmtr. Dullarn
intihar valyelik trelerine uzanr: len efendiyle birlikte kiisel eyasnn, zellikle de kadnlarnn
gmlmesi gibi. Ayrca, olgunlamam kzlarn erken evlenmeleri, ocuk lmleri orann da
ykseltmitir.
12 zelikle Rajputlar tarafndan. 1829'da karlan sert ngiliz kanunlarna karn, 1869'da
Rajputana'nn 22 kynde hl 284 olana karlk 23 kz vard. Bir 1836 saymnda kimi Rajput
blgelerinde 10.000 can nfus cnde bir tane bile bir yandan buyuk yaayan kz ocuk yoktu.
495
Aka grlyor ki kast sistemi evlilik alanndaki "stat" ilkelerim arla srklemektedir Bugn
ok-evlhk genel bir kast kural olarak yalnzca ayn kast ierisinde vardr, o da Rajput kastna ve
sosyal bakmdan ona yakn ya da eski kabile blgesinden komu kastlara ozgudur Bhat, Khatr,
Karwar, Gujar ve Jat kastlarnda da byledir Kastn ve alt-kastm kat kural, kast evliliktir, alt-kastta
bu kural yalnzca evlilik kartelleri bozar
Toplu yeme normlar da evlilik kurallar gibidir Bir stat grubunun sosyal bakmdan kendinden aa
olanlarla sosyal temas olamaz Amerika'nn Gney eyaletlerinde bir Beyazla, bir Zenci arasndaki
sosyal iliki Beyaz'm boykot edilmesiyle sonulanr "Kast", bir "stat grubu" olarak, bu boykotu dm,
daha dorusu buyu alanna tarr Eski "tabu" anlaylar ve bunlarn sosyal uygulamalar Hindistan'n
corafi evresinde gerekten ok yaygndr ve bu sureci etkilemi olmaldr Tabulara, totemst trenler
ve nihayet baz ilerin temiz olmad gibi her yerde eitli ierik ve younlukta grlen kavramlar da
eklenmitir
Hmdust yemek kurallar pek de basit deildir ve yalnzca (1) ne yenebilir ve (2) ayn masada kimler
birlikte yiyebilir sorularyla uramaz Bu k nokta kat kurallarla kap-sanmtr ve esas olarak ayn
kast yelerine hitap eder Hmdust yemek kurallar balca u sorularla ilgilenir (3) Belli bir yiyecek
eidi knm elinden alnabilir7 Kibar evlerde bu u demektir A olarak kim altrlabilir? Baka bir
soru (4) Kimlerin yiyecee bakmas bile nlenmelidir7 Uuncu soru asndan yiyecek ile iecek
arasnda, yemein suda m (kachcha), erimi tereyanda m (pakka) piirildiine gre fark vardr
Kachcha ok daha zeldir Kiminle birlikte tutun leblece, daha dar bir anlamda da olsa, toplu yeme
normlaryla yakndan ilgilidir Balarda, herkes elden ek dolaan bir ubuktan iiyordu, bu nedenle
birlikte tutun
496
iebilmek, arkadan torensel temizliinin derecesine balyd Aslnda bu kurallarn tumu, kastn
terifattaki "stat" zelliklerini oluturan daha geni bir kurallar dizisiyle ayn kategoriye girmektedir
Butun kastlarn toplumsal sralamadaki yerleri, en yksek kastlarn kimden kathcha ve pakka kabul
edeceklerine ve kiminle yiyip ieceklerine balyd Hindu kastlar iinde Brahmanlar her zaman bu
ilikilerin en ust noktasmdadr-lar Ama, aadaki sorular da eit nemde ve anlattklarmzla yakndan
ilgilidir Brahman herhangi bir kastn uye-lermn dinsel trenlerinde bulunur mu? Yahut Brahman, ok
deiik biimlerde deerlendirilen alt kastlardan hangisine mensuptur? Brahman nasl toplu
yemeklerdeki davranla bir kastn mevkiini, tek deilse de son otorite olarak, belrlyorsa, dinsel

hizmetler konusunu da ayn biimde belirler Torensel olarak temiz bir kastn berberi, kaytsz artsz
belli kastlara hizmet eder Baka kastlardan olanlarn sakaln ve el trnaklarn kesebilir, ama ayak
trnaklarn kesemez Baz kastlara da hi hizmet etmez Dier cretli iiler, zellikle amarclar da
ayn ekilde hizmet grrler Baz istisnalar dnda, toplu yemek yeme, kasta baldr, evlenme hemen
her zaman alt-kasta baldr, oysa rahiplerin ve cretlilerin hizmetleri, baz istisnalar dnda, toplu
yemeye baldr
Buraya kadar grdklerimiz, kast sisteminin dikey ilikilerinin olaanst karmakln gstermeye
yeterlidir Kastn, sradan bir stat dzeninden ayrld noktalar da gstermi olmaldr Kast dzem,
baka hibir yerde rastla-nanayacak olude dnselle ve trensellie dayanr "Kilise" sozcuu
Hnduzm'e uygulanabilir olsayd, belki de "k-lse-zumreler" gibi bir hyerark dzenden soz
edilebilirdi
497
4. Genel olarak kastlarn sosyal hiyerarisi
Hindistan'daki 1901 Nfus Saym, eyaletlerde yaayan Hindu kastlarnn sosyal sralamasn yapmaya
alm; kullanlan yntemlere gre toplam kast saysnn iki- bin ya da daha fazla olduu
grlmtr ve birbirlerinden aadaki ltlere gre ayrlan belli kast gruplar saptanmtr:
En nde Brahmanlar gelir. Onlar, doru ya da yanl, klasik teorideki teki iki "yeniden dnyaya
gelmi" kasta, Kshatriya ve Vaisya'ya mensup olduklarn iddia eden bir dizi kast izler. Bunu belli
etmek iin, "kutsal kuak" takmaya haklar olduunu ileri srerler. Bu haklar, bir blm son
zamanlarda yeniden kefedilmi olan ve en kdemli Brahmanlar'm grne gre "ikinci kez domu"
kastlarn yalnz baz yelerine ait olmas gereken haklardr. Ancak, bir kasta kutsal kuak tama hakk
tannr tannmaz, bu kast kaytsz artsz mutlak trensel "temiz"lik kazanmaktadr. Yksek-kast
Brahmanlar byle bir kasttan her trl yiyecei alabilirler. Sistemin iinde nc gelen kast grubu,
klasik doktrinde Satsudra, "temiz Sudra", kabul edilir. Kuzey ve Orta Hindistan'da bunlar Jalacharaniya
kast, yani bir Brahman'a su verebilecek ve lotasndan (su kab) Brahman'n su iebilecei kastlardr.
Yine Kuzey ve Orta Hindistan'daki, Brahman'n suyunu ya her zaman kabul etmeyecei (kabul ya da
red etmek Brahman'n rtbesine baldr) ya da hibir zaman kabul etmeyecei kastlar
(Jalabyabaharya) bunlara yakndr. Yksek kast berberi bunlara kaytsz artsz hizmet vermez (pedikr
yapmaz), amarc da amarlarn ykamaz. Yine de mutlak olarak "temiz olmayan kastlardan
saylmazlar. Bunlar, klasik retinin atf yapt anlamda Sudralar'dr. En sonda da temiz kabul
edilmeyen kastlar gelir. Btn tapmaklar bunlara kapaldr ve hibir
498
Brahman ve hibir berber bunlara hizmet etmez. Ky arazisinin darsnda yaamaldrlar; dokunmayla
ya da Gney Hindistan'da olduu gibi uzaktan (Paraiyan'lar iin altm-drt ayak) hastalk bulatrrlar.
Btn bu kstlamalar, klasik doktrine gre deiik kast yeleri arasnda trece yasaklanm cinsel
ilikilerden ortaya km kastlara ilikindir.
Bu gruplama Hindistan'n her yannda geerli deilse de (gerekten arpc istisnalar mevcuttur), yine
de genelde olduka dorudur. Bu gruplamalar iindeki her kastn daha ayrntl derecelendirmesi
yaplabilir, ama bu derecelendirme ar deiken zellikler getirecektir: Yukar kastlarda lt,
akrabalk rgtlenmesi, endogami, ocuk evlenmeleri, dullarn yeniden evlenmemesi, llerin
yaklmas, atalara kurban verme, yiyecek ve iecekler, temiz olmayan kastlarla sosyal ilikiyle ilgili
davranlarn doruluu olacaktr. Aa kastlarda ise, onlara hizmeti srdren ya da artk hizmet
etmeyen Brahman'n rtbesine gre ve Brahmanlar dndaki kastlarn onlardan su kabul edip
etmediine gre derecelendirme yaplacaktr. Btn bu rneklerde, aa kastlarn, yksek kastlardan
daha kat kurallar koyduklar olgusuna hi de seyrek rastlanmaz. Derecelendirme kurallarnn
olaanst eitlilii burada daha derine gitmemizi nlemektedir. Etin, en azndan sr etinin, kabul
ya da reddi, kast derecesi iin belirleyici ve dolaysyla da onun belirtisidir, ama bu ok da kesin
deildir. Evlilikleri, yemekleri, trensel sralamay derinden etkileyen trden meslekler ve gelir
dzeyleri btn kastlar iin belirleyicidir. Bundan ileride sz edeceiz.
Btn bu ltlere ek olarak, karmza bir sr tekil zellik de kyor.13 Hepsini dikkate alsak bile,
kastlarn deBu nedenle, rnein Bengardck Makshya Kaibarthalar, Chas Kabarthalar'la bir arada bulunmay
giderek daha fazla reddeder olmulardr. unku ikinciler (tarmsal) rnlerim pazarda kendileri
satmaktadrlar. Bu da birincilerin yap499
rece sralamasn ortaya karamayz. Dereceler blgeden blgeye mutlak deikenlik gstermektedir,
nk kastlardan ancak bazlar her yere dalm durumdadr ve birok kastn da, belli bir blgenin
dnda uzantlar bulunmadndan, belirlenebilecek bir blgeleraras derece sras yoktur. Hatta tek bir
kastn, zellikle yukar ve bazen de orta kastlarn, alt-kastlar arasnda da byk derece farklar kmaktadr. Bazen de birtakm alt-kastlar, baka koullarda kendilerinden aa saylacak bir kastn ok

altnda bir yere koymak gerekmektedir.


Genelde, (saymclar iin) u problem vardr: Hangi birim gerekten "kast" saylacaktr? Tek ve ayn
bir kast iersinde, yani Hindu geleneinde kast saylan bir grup iersinde, mutlaka kast-ii evlenme ya
da birlikte yeme emredil-memitir. Kast-ii evlilik yalnzca birka kasta zgdr; onlarda bile
ekinceler vardr, iten evlenmeleri zorlayan birim alt-kasttr ve baz kastlarda yzlerce de alt-kast
vardr. Alt-kastlar ya srf yerel kastlardr (deiik byklkteki blgelere yaylm olarak) ve/veya
gerek ya da iddia edilen kken, eski ya da yeni mesleki ura, ya da baka yaam biimi farklarna
gre snrlar izilip tescil edilmi topluluklar olutururlar. Kendilerini kastn paralar kabul ederler ve
adlarnn yannda kast ismini de tarlar; kastn bir blmnn onlar tanmasyla, kasta kabul edilmekle
ya da dorudan derece gasbederek, meruluk kazanrlar. Gerekten birleik dzen iinde ve rgtl
biimde yaayanlar yalnzca alt-kastlardr kast rgtlenmesinden sz edilebilecei
madii bir eydir. teki kastlar da deklase saylr, nk bunlarn kadnla1'1 dkkanlarda tezgahtarlk
yapar; kadnlarn ekonomik uralara katlmas genellikle ok plebe bir ey olarak grlr. Tarmn
sosyal ve organizasyon^! yaps, kimi ilerin kesinlikle aalatc kabul edildii olgusu tarafndan ok
gl bir biimde belirlenmitir. Genellikle, kast iindeki rtbe, bir kisin111 kazan getiren ilerde
kz, at, ya da baka yk ve eki hayvanlar kullanp kullanamayacan, hatt hangi hayvanlardan ka
tane kullanabileceini c'c belirler (rnein, ya ezenlerin kulland kz says byle belirlenir.)
500
lde. Kastn kendisi genellikle bu kapal topluluklardan gelen sosyal talepleri karlar. Her zaman
deil, ama ou zaman kast, alt-kastm hayat kaynadr; ama btn alt-kastlarda ortak olan belli
kurulularn kast karakterize etmesi enderdir. Daha sk grlen, kastn, btn alt-kastlarm geleneinde
bulunan bir yaam biiminin kimi belli zelliklerini tamasdr. Yine de, kural olarak, kastn birliialt-kastlarm birlii ile yanyana gider. Kastlarn, kast dnda evlilie ve yemee kar, ayn kast
iindeki deiik alt-kast yelerine uygulananlardan daha sert yaptrmlar vardr. Ayrca, yeni alt kastlar
kolaylkla kurulabildii gibi aralarndaki engeller de o denli deikendir; oysa topluluklar arasna bir
kez yerletirilen kast duvarlar olaanst bir sebatla korunmaktadr...
5. Kastlar ve gelenekseli/k
K. Marx, zenaatkrm Hint kyndeki zel durumunu -pazar iin yapaca retime deil, mal olarak
denen sabit crete bamlln- "Asya halklarn istikrarll"nm nedeni olarak nitelemiti. Marx
bunda haklyd.
Ancak, ky zenaatkrnm yannda tacir ve kentli zenaat-kr da vard. Kentli zenaatkr ya pazar iin
alyordu, ya da Bat'daki gibi, ekonomik bakmdan tccar loncalarna bamlyd. Hindistan her
zaman bir kyler lkesi olmutur. Ama Bat'da da, zellikle denizden ierilerde, kentleme balangta
kk boyutlarda olmutu. Hindistan'da da kent pazarlarnn rol prenslerce birok bakmdan "merkantilist" biimde dzenlenmitir yakn alarn arazi btnlne sahip devletlerindeki gibi.
Herhalkrda, sosyal tabakalamayla ilgili istikrar unsuru olarak, yalnz ky ze-deil, btn bir kast
dzeninin rol de iyi ince501
lenmelidir. Bu roln ok da dolaysz olduu dnlmesin. rnein sanlabilir ki, kastlararas trensel
dmanlklar, ayn atlye iinde iblmne sahip "byk iletmelerin gelimesine olanak vermemitir.
Bu doru deildir.
Atlyelerde igcnn younlatrlmas gerektiinde de, soylu evlerde emek ve hizmetin younlat
hallerde de, kast kanunu ne kadar elastiki olduunu kantlamtr. Yukar kastlarn istihdam ettii,
btn hizmetilerin temiz kastlardan geldiini grmtk. "Zenaatkrm eli iinde her zaman
temizdir,"14 ilkesi, byk ve kk onarmlarn, kiisel hizmetlerin ve baka ilerin, evin
hizmetkrlarmca deil, cretli iiler ve gezginci ustalarca yaplmas iin verilmi benzer bir dndr.
Benzerlikle, atlye15 (ergaslcri-um) de "temiz" saylmtr. Dolaysyla deiik kastlarn ayn geni
atlye iinde altrlmasnda hibir trensel engelle karlalmamtr. (Nasl ki Orta a'daki faiz
yasa, henz sabit faiz iin bir yatrm eklinde bile ortaya kmam olan sanayi sermayesinin
gelimesine pek zarar vermemise). Engelin z, byk din sistemlerinin her birinin modern
ekonominin yoluna kard, ya da karm grnd, byle somut glklerde deildir.
Engellemenin z, daha ok, tm sistemin "ruhu"nda yatmaktadr. Yakn alarda, her zaman
kolaylkla olmasa da, Hint kast emeini modern fabrikalarda kullanmak giderek mmkn hale
gelmitir. Hatta modern kapitalizmin olgunlam mekanizmas bir kez Avrupa'dan ithal edildikten
sonra, Hint ustalarnn emeinin btn smrge lkelerinde grlen kapitalist biimlerde smrlmesi
daha nceleri bile mmkn olabilmiti. Tm bunlara karn, yine de Hindistan'n
14 Baudhyana'nn "Dou'nm Kutsal Kitaplar", 1, 5, 9, 3. Piyasada sata kar-lan butun mallar iin
de byledir.
15 Baudhyana 1, 5, 9, 3. Madenler ve alkol damtanlar hari, butun atolycle, trelere gre temiz
kabul edilir.

502
bugnk sanayi kapitalizmi rgtlenmesinin kast sisteminden kaynaklanabileceini dnmek hayli
zordur. Her meslek deitirmenin, i tekniklerindeki her yeniliin t-rensel aalanmayla
sonulanabildii bir yasalar erevesinin kendi iinde ekonomik ve teknik devrimler yapmas yle
dursun, kapitalizmin ilk tohumlarn yeertmesine imkn yoktur.
Zenaatkrm zaten kuvvetli olan gelenekilii, kast dzeni yznden en ar dereceye varmtr.
Hindistan'da ticaret sermayesi, sanayi igcn evde retim esasna gre rgtleme abalarnda,
Avrupa'dakinden gl bir direnmeyle karlamtr. Trensel dlanmlk iindeki tacirler, igcn
hibir zaman kendiliinden modern kapitalist anlamda rgtleyememi olan tipik Doulu tacir
prangalarm koparamamlardr. yle ki, belli bir ekonomik alanda sadece yabanclar, rnein
Yahudiler gibi birbirlerine ve nc ahslara kar trensel btnl olanlar, faaliyetlerini
srdrebilmilerdir. Byk Hinduist tccar kastlarndan bazlar, rnein zellikle Vania'lar,
"Hindistan'n Yahudileri" olarak adlandrlmlardr. Ve bu, olumsuz anlamnda, dorudur da. nk
bunlarn bir blm, pervasz vurgunlar vurmakta stad kesilmilerdi.
Eskiden toplumda aalanm ya da pis saylm ve onun iin de kendilerine kar "ahlaki" beklentileri
(bizim anladmz manda) pek yksek olmayan baz kastlarda, bugn olduka hzl tempolu bir servet
birikimi dikkati ekmektedir. Zenginleme yarnda bu kastlar, nceleri ktiplik, memurluk,
mltezimlik ve patrimonyal devletlere zg krl siyasal makamlar gibi grevleri tekellerine alm olan
kastlarla rekabet ederler. Kapitalist giriimcilerin kimisi de tccar kastlarndan gelmedir. Ama bunlar
kapitalist giriimlerinde, literati kastlaryla, ancak zamanmzda gerekli "eitim"! alm olduklar
lde boy lebilirler -yukarda
503
rneklerini grdmz zere.16 Bunlardaki ticarete hazrlk eitimi bir blmyle o derece youndur
ki -bunu raporlardan reniyoruz-, ticari "yeteneklerini hibir biimde "doal eilimleri"ne
dayandrmaya olanak yoktur.17 Modern kapitalizmin rasyonel iletmeciliini kendiliklerinden yaratm
olabileceklerine ilikin hibir iaret yoktur.
Son olarak belirtelim ki, modern kapitalizmin Hindistan'n tmyle geleneki ticaret evrelerinden
domasna olanak yoktu. Ne var ki, Hinduist usta ar alkanl ile nldr; islm dininden olan
Hintli ustadan temelde daha alkan saylr. Ve Hinduist kast tekilt, genelde, eski mesleki kastlar
iinde ok youn bir i hacmi ve mal birikimi salamtr. younluu daha ok el sanatlar ile kimi
eski tarmc kastlardadr. Bu arada Kunbi'ler de (rnein Gney Hindistan'dakiler) byk servet sahibi
olmulardr ve bu servet bugn modern kalplara dklmtr.
Modern endstriyel kapitalizm, zellikle fabrika, Hindistan'a ingiliz ynetimi altnda, dolaysz ve gl
zendiricilerle girmitir. Ama Hindistan'n cesametine gre, ne denli kk bir lekte ve ne
zorluklarla! Birka yzyllk ingiliz ynetiminden sonra bugn yalnzca 980.000 fabrika iisi vardr: O
da nfusun yzde birinin te biri18 kadardr. Kald ki, yeterli igcnn salanmas, en yksek
cretleri deyen imalt sanayiinde bile zor olmaktadr. (Kalkta'da,
16 Hint mezheplerinin ve kurtulu dinlerinin, Hindistan'n bankaclk ve ticaret evreleriyle ilikisini
daha sonra tartacaz.
17 Banyalar'daki ticaret eitimiyle ilgili olarak Bengal iin hazrlanm olan Cen-sus Reporfa (1911)
baknz. Yksek mesleki mobilitesi olan eski kastlar, sk sk, "doal yatknlk" talepleri bir nceki ura
trne gre akla gelebilecek en byk psikolojik ztl gsteren mesleklere kayarlar. (Ama bunlarn,
eitimle kazanlan belli bilgi ve yetenek trlerinin her iki ie de yararl olmasndan gelen belli bir
yaknl da vardr.) Verebileceimiz birok rnek arasnda, eski kadastrocular kastndan -ki bunun
yeleri doal olarak yollar ok iyi bilirlerdi ofrlk mesleine olan yaygn gei de vardr.
18 Bu saylar 1911 saynmdan alnmtr. 504
igc sk sk dardan salanr. Kalkta'nm kylerinden birinde nfusun ancak dokuzda biri yerli
Bengal dilini konumaktadr.) Emein korunmasna ilikin en son yasalardr ki, fabrika iiliini biraz
ekici hale getirmitir. Orada burada kadn iiler grlmekte, bunlar en horlanan kastlardan
gelmektedir: Oysa ki, kadnlarn erkeklerden iki misli fazla i kardklar tekstil endstrileri vardr.
Hintli fabrika iileri de tpk kapitalizmin ilk dneminde Avrupal iilerde grlen karakteristik
geleneki zellikleri tamaktadrlar. Bamsz hale gelebilmek iin abuk tarafndan para kazanmak
istemektedirler. Onlarn gznde cret art, daha ok i ve daha yksek yaam standard iin bir
zendirici deil, tam tersidir. cretleri artnca daha uzun tatil yapmaya balarlar, nk artk paralar
vardr; ya da karlar kendilerini ziynet eyas ile sslerler, iinden arzulad kadar uzak kalmak doal
bir ey saylr ve ii kk tasarruflaryla mmkn olduu kadar erken emekliye ayrlr ve kyne
dner.19 Her bakmdan geici bir iidir. Avrupa anlamnda "disiplin" fikri ona bir ey ifade etmez.
Bylece, drt kat dk crete karn, Avrupa'yla kolayca rekabet yalnzca tekstil sanayiinde mmkn
olur; iki-bu-uk kat ii ve ok daha fazla denetim gerektirse de. Giriimcilerin bir avantaj da, iilerin
kast blnmelerinin, bugne dein sendika kurmalarna ve gerek anlamda "grev"e gitmelerine imkn

vermemi olmasdr. Grdmz gibi, atlyedeki i "temiz"dir ve ortaklaa yaplr. (Ancak, muslukta
Hindular'a ve Mslmanlar'a ayr birer bardak bulunmas ve koularda ayn kastn adamlarnn
yatmas gerekir.) Ama, iiler arasnda, Avrupallar'm yurttalar coniura-tiosu gibi bir kardelik
dayanmas (bugne dein) olua-mamtr.20
19 v. Delden, Dit Indische Jute-lndustrie, 1915, s. 96.
20 v. Delden, a.g.e., ss. 114-125.
505
XVII. in literatisi*
in'de oniki yzyl boyunca sosyal mevkii, zenginlik deil, grev ehliyeti belirlemitir. Grev
ehliyetini de renim, zellikle snavlar belirlemitir. in, edebiyat renimim, hmanistler dneminde
Avrupa'nn ya da genelde Almanya'nn yaptndan ok daha keskin bir biimde, sosyal saygnln
balca olcusu yapmtr. "Savaan Devletler" dneminde bile, edebiyat renimi gormu (ki bu,
balarda sadece yaz yazmasn bilmek anlamna geliyordu) memur adaylar tabakas butun eyaletlere
dalmt. Literati, bu lkede rasyonel ynetime geiin ve butun "zek"nm oncusu olmutur.
Hindistan'daki Brahmanlar gibi, in'deki literati de kul-tur birliinin tartlmaz ncleri olmulardr.
Ortodoks devlet dncesindeki modele gre, edebiyat renimli memurlarca ynetilmeyen topraklar
heterodoks ve barbar sa(*) "Konfuzansmus imci Taosmus", Bolum 5, Der Lteratenstand, Gesammelte Aufsaetze zur
Relgonssozologe, Cilt I, ss 395-430'dan Bu bolum ilk kez Arc-hv sesmden "De Wrtschaftsethk
der Weltrelgonen"de yer almt II Bo-lum'dek nota baknz
506
ylyordu -Hinduizm arazisi iinde olup da Brahmanlar'ca dzenlenmeyen kabile blgeleri ve
Grekler'ce polis olarak rgtlenememi alanlar gibi. in siyasal toplumunun ve bunun nclerinin
gittike burokratikleen yaps, in edebi geleneinin tumune kendi damgasn vurmutur. Literati
ikibin yldan uzun bir sure in'in tartmasz ynetici tabakas olmutur ve hl da yledir.
Egemenlikleri zaman zaman kesintiye uram; sk sk rakipleri tarafndan zorlanmlar; ama hepsinden
gleri yenilenmi ve daha yaygnlam olarak kmlardr. Yllklara (Annals) gre, imparator
literatiye ilk kez 1496'da (ve yalnzca onlara) "Efendilerim"1 diye hitap etmitir.
Bu aydnlar tabakasnn, Hristiyan ya da slm din adamlarnn veya Musevi hahamlarn, Hintli
Brahmanlar'm, yahut Eski Msr ve Hint ktiplerinin zelliklerini tamyor olmas, in kltrnn
gelime biimi asndan son derece nemlidir. in'deki literati tabakasnn, dinsel eitimden gemi
olmakla birlikte, ruhban snfna ozgu olmayan bir renim gormu olmalar anlamldr. Feodal
donemin "lite-rati"si, ki o zaman bunlara puo che, yani "canl ktphaneler" denirdi, her eyden nce
torensel yinleri ok iyi biliyorlard. Ne var ki, Rig-Veda'nm Rishi rgtleri gibi soylu rahip
ailelerinden ya da Atharva-Veda'nm Brahmanlar' gibi bir bycler loncasndan geliniyorlard.
in'de literatinin balca kkeni, edebiyat renimi gormu, zellikle yazy renmi olan ve
toplumsal konumu bu yaz ve edebiyat bilgisine dayanan feodal ailelerin ocuklar, olaslkla da en
kuuk oullardr. Halktan biri de yazy renebilirdi, ama in yaz sistemi dnlrse bu gutu.
Yine de, halk ocuu baarl olunca, her bilginin sahip olduu saygnl kazanrd. Feodal donemde
bile, lite1 Yu tsuan tung kan kang mu, Geschchte der Mng-Dynaste des Kases Kum Lmg, ev Delamae
(Pas, 1865), s 417
507
rati stats dlayc deildi ve babadan oula gemezdi -ii te Brahmanlar'a benzemeyen bir baka yn
daha.
Yakn tarihlere kadar Vedik retim szl iletime dayan yordu; gelenei yazya balamaktan, rgtl
profesyonel byclerin btn loncalar gibi, nefret ediyordu. Buna kar in'deki yin kitaplarnn,
takvimin ve AnnaPlarn yazl tarih ncesi dnemlere gider.2 Eski kutsal yazlar en eski geleneklerde
de sihirli nesneler3 saylr ve bunlardan anlayanlara sihirli karizma sahipleri gzyle baklrd. leride
greceimiz gibi, bunlar in'in kalc gerekleriydi. Lite-ratinin saygnl, sihirli gler karizmasndan
deil, yaz ve edebiyat bilgisinden ileri geliyordu; belki balarda buna astroloji bilgisi de eklenmiti.
Ama literatinin grevleri arasnda kiilere by yoluyla yardm etme ve hastalar iyiletirme gibi
byclerin yapt iler yoktu. Byle iler iin ileride greceimiz zel meslekler bulunuyordu.
Muhakkak ki bynn nemi, her yerde olduu gibi, in'de de kerameti kendinden menkul bir
varsaymd. Yine de, topluluk karlar sz konusu olduunda, ruhlar etkilemek byclerin iiydi.
Toplumun diri liderliini, en yksek ruhani ba olan imparator ve prensler yapyordu. Aile adna ise
ruhlar, byk aile reisi ve baba etkiliyordu. Toplumun ve daha da nemlisi hasadn kaderi ok eskiden
beri rasyonel aralarla, yani su dzenlemeleriyle etkileniyordu; o yzden de ynetimin doru udzen"i
her zaman ruhlar lemini etkilemenin temel arac olmutur.
Gelenei yorumlama yntemi olarak kutsal yazlar okuma bilgisi yannda, ilahi iradeyi anlama ve dies

fas ve ne2 Tannm bir otoritenin kar grleri m bkz. von Rosthorn, "The Burnmg of the Books "Journal
of the Pekmg Orental Socety, Cilt IV, Pekin, 1898, ss I vd (Ksaltld .n )
3 Bu durum, yaznn son derece erken bir gelime aamasnda stereotplemesm ve bugn bile
etkisini srdrmesini de aklamaktadr.
508
I
fastiyi bilebilme yolu olarak takvim ve yldzlar bilgisi de gerekiyordu; ve yle anlalyor ki, literatinin
saygnl, saray astrologu rolnden de kaynaklanmaktadr.4 Yalnz ve yalnz ktipler uzayn dzenini
trensel olarak anlayabiliyor (ve belki de balarda yldz fal sayesinde) ve siyasal otoriteye gerekli
tavsiyelerde bulunabiliyorlard. AnnaHar-daki bir yk bunun sonularn arpc bir biimde anlatmaktadr.5
Feodal Wei devletinde, zamanmza kadar bavurulan, doru trensel stratejiyi anlatan bir ders
kitabnn yazar olan naml bir general, U Ki, ile bir edebiyat birinci vezirlik iin rekabet ederler.
Edebiyatnn greve atanmasndan sonra ikisi arasnda iddetli bir tartma kar. Edebiyat, savalar
general gibi idare edemeyeceini ve benzeri siyasal grevlerin stesinden gelemeyeceini hemen itiraf
eder. Bunun zerine general de greve daha layk olduunu iddia eder. Edebiyat ise, hanedan bir
ihtilalin tehdit ettiini syler. General de, hi tereddt etmeden, ihtilali nleyecek kiinin edebiyat
olduunu kabullenir.
Ancak kutsal yazlar ve gelenei iyi bilenlerin i ynetimde doru buyruklar verebileceklerine ve
prensin kariz-matik bakmdan doru trensel ve politik davranlarda bulunmasn salayabileceklerine
inanlmt. Esas olarak d politikayla ilgilenen Yahudi khinlerin tam tersine, trensel eitim grm
inli literati -politikaclar, asal olarak i ynetim sorunlarna eilmilerdi- bu sorunlar mutlak g politikalarm gerektirse ve hatta, prensin yazmalarn ve
4 E. de Chavannes, Journal ofthe Peking Orental Sotiety, Cilt III, I, 1890, s. v'dc Ta che lmg'
genellikle yapld gibi "vakanuvs" (court annalst) olarak deil "buyuk astrolog olarak'1 olarak
evirmektedir Oysa, zellikle yakn alarda, edebi renim temsilcilerinin astrologlarn sert kartlar
olduu bilinmektedir (Aaya baknz )
5 P. A. Tschepe (S.J.), "Hstore du Royaume de Han," Varietes Sinologques, 31 (anghay, 1910), s.
48.
509
kanlaryay ynetirken diplomasiye ahsen bulam olsalar bile.
Devletin "doru" ynetilmesine olan bu srekli ilgi, feodal dnemin aydn tabakas zerinde ok derin
pratik ve politik rasyonalizm izleri brakmtr. Sonraki dnemin kat gelenekiliinin tersine,
literatinin cesur siyasal yenilikiler6 olduklar, yllklarda yazldr. Literatinin renimlerinden
duyduklar gururun sonu yoktu7 ve prensler en azndan yllklara gre- onlara byk sayg
gsteriyorlard.8 Literatinin patrimonyal prenslerle olan yakn hizmet ilikisi eski alardan kalmayd
ve onlarn karakterinin oluumunda byk rol oynamt.
Literati'nin gerek balangc bizim iin karanlkta kalmtr. yle anlalyor ki bunlar inli
augurlardr. Romal khinlerin konumunu nasl emperyal iktidarn Sezarc-Papac karakteri
belirlemise, in literatisinde de byle olmutur. yin ve merasim kitaplarnn yansra, resmi
AnnaPlar, byyle kantlanm sava ve kurban ilahileri, takvimler vardr. Literati, bilgisiyle, devletin
ilahi ve emredici kiiliini desteklemi; devlet aksiyomatik bir ncl kabul etmitir.
Literati, yaratt yaznda, "Makam" kavramn ve onun da stnde "resm grev" ve "kamu yarar"
kavramlarn
( 4. yzylda icoal dzenin temsilcileri, zellikle de "sib" prensleri, Tsu devlcl-i bukokraizc etme
giriimlerine kar kmlar ve atalarn halk ynetsel deiikliklerle deil, eitim yoluyla
gelitirdiklerini ileri srmlerdir. (Bu da, daha sonraki Ortodoks Konfuycn teorilerle tam bir uyum
iindedir.) [Ksaltld. .n.1
7 We'nin varisi olan prens hemen arabasndan frlayp ustuste selam vermesine karsn, kraln
sonradan grme yaverinden (literatus) karlk alamaz. "Gurur, zenginin mi, fakirin mi hakkdr?"
sorusunu da "Fakirin hakkdr" diye yantlar ve her an cn baka bir sarayda i bulabileceini ekler.
(Tschcpe, "llistorc du Royaume de lan," c.g.c, s. 43.) Litcratiden biri de, bakanlk grevi iin prensin
bir kardeinin kendisine yelenmesi zerine byk bir fkeye kaplr. (Bkz. a.g.c.)
8 VVc prensi, Konluys'un tilmizi olan saray literatus unun raporunu ayakta dinler (a.g.e.).
510
yaratmtr.9 Annallar'a gvenilecek olursa, devletin brokratik rgtlenmesine zorunlu bir kurum
gzyle bakan lite-rati, balangtan beri feodalizme kar olmutur. Bunu anlamak kolaydr, nk
literatinin kendi karlar asndan, yneticilerin ancak edebiyat renimi sayesinde kiisel liyakat
kazanm kimseler olmas gerekir.10 te yandan, literati, zerk ynetim, devlete silah imali ve kale

inas yollarn, yani prenslerin "topraklarnn efendisi" olabilme yollarn onlara gstermi olma
erefini kendilerine ayrmlardr.11
Literatinin prenslerle olan bu yakn hizmet ilikisi, prenslerin feodal lordlarla mcadeleleri srasnda
domutur. Bu bakmdan in literatisi, Hellas'm tahsilli sivillerinden ve Eski Hindistan'n
Kshatriydlarmdan farkldr. Bu iliki onlar Brahmanlar'a yaklatrr, ama Sezarc-Papac bir reise
trensel tabiiyetleri yznden de onlardan byk lde ayrlrlar. Ayrca, in'de herhangi bir kast
dzeni var olmamtr, ki bu da edebiyat retimi ve dini-siyasi bir lidere bamllkla yakndan
ilikilidir.
Literatinin umakam"la ilikisi (zaman iinde) nitelik deitirmitir. Feodal Eyaletler dneminde, iktidar
frsatlar ve unutmayalm ki, en yksek gelir imknlar peinde koan literatinin hizmetleri iin birok
saray rekabet halindeydi.12 Bat Orta a'mdaki gezginci valyelere ve bilginlere benzeyen bir gezici
"filozoflar" tabakas (ehe-she) tremiti, ileride greceimiz gibi, ilke olarak herhangi bir makama
balanmam in literatisi de vard. Bu serbest ve hareketli literati tabakas, Hindistan'daki, Helen Eski
a'mc) Bkz. Tschepc'in szleri, "Histoire du Royaume.de Tsin", s. 77.
10 Bakanlk grevinin babadan oula gemesi, literatiye gre uygunsuzdur (Tschepe, c.g.c).
[Ksaltld, .n.]
11 Bkz. U Kral'nn kar sorusunu ieren pasaj, Tschepe, "Histoire du Royaumc de U," Vatietcs
Sinologiques 10, anghay, 1981.
12 Gelirin de bir ama olduunu sylemeye gerek yok. AnnaVler bunu gsteriyor.
511
daki ve Orta a'mdaki kei ve bilginler gibi, eitli felsefi ekollerin ve atmalarn temsilcileriydi.
Yine de bu literati kendini tek bir stat grubu sayyordu. Ortak bir stat onuru13 istiyorlar ve in'in
homojen kltrnn tek taycs olma duygusunu paylayorlard.
in literatisinin prenslerin hizmetine normal bir gelir kayna olarak balanmalar, onlar bir stat
grubu olarak sosyal bakmdan herhangi bir makamdan uzak duran Eski a filozoflarndan ve
Hindistan'n tahsilli sivillerinden ayrr. Kural olarak, in literatisi saray hizmetine hem bir gelir
kayna, hem de olaan bir faaliyet alan olarak talip olmutu. Konfys de, Lao-tse gibi, bamsz bir
retmen ve yazar olmadan nce memurluk yapyordu. Devlet grevine (yahut "kilise devletimde
greve) bu balln, literati tabakasnn zihniyeti iin ne kadar nemli olduunu ileride greceiz. Bu
ballk giderek nem kazanm ve dlayc hale gelmitir. Birleik bir imparatorlukta prenslerin
literati zerindeki rekabetinden eser kalmamtr. Literati ve yetitirmeleri arasnda mevcut grevler
iin rekabet balam; bu gelime kanlmaz olarak, duruma uygun tek bir Ortodoks doktrinin
domasyla sonulanmtr. Bu doktrin, Konf-yenizrridir.
in'de literatinin mali rgtlenmesi kalplatka, litera-nin balardaki serbest fikir hareketlilii sona
ermitir. Yl-lklafm ve literatinin sistematik yazlarndan ounun yazlmaya baland ve ShiHvvang-TYnm tahrip ettii kutsal kitaplarn "yeniden kefedildii"14 sralarda bu fikir durgunluu
yerlemiti bile. "Yeniden kefedilen" kitaplar lite-ratice gzden geirilecek, dzeltilecek ve
yorumlanacakt ki
13 Bir prensin cariyesinin lteratden birine glmesi zerine, prensin butun lte-rats, cariye idam
edilene kadar greve gitmiti (Tschepc, HUtoirtt du Royaume de Han, a.g e , s. 128).
14 Bu olay, Yahudler'm Josah dneminde kutsal kanun "kefetmelerini" anmsatyor. Buyuk ada
vakanuvs Se ma tsen ise bundan soz etmiyor.
512
tekrar emredici deer kazansnlar.
Yllklardan anlalmaktadr ki, btn bu gelime, imparatorluun bara kavumasndan, daha dorusu
almm tamamlamasndan sonra mmkn olmutur. nceleri her yerde genler sava istiyorlar ve
sexagenarios de ponte cmlesi savalarn "senato"ya ynelttikleri haykr oluyordu. in literatisi ise
"yal adamlard; ya da yallar temsil ediyorlard. Yllklar, prens (Tsin'li) Mu Kong'un kamuya bir
itirafn yazar: Bu prens, "yallar" dinleyecek yerde "genlerin (sava taraftarlar) szn dinlemekle
gnah ilemitir. Oysa ki yallar, dermansz ama tecrbelidirler.15 te hu, pasifizme ve ayn zamanda
gelenekilie dnn balad nokta olmutur. Gelenek, karizmann yerini almtr.
7. Konfys
Kung Tse adyla anlan, yani Konfys'n derlemi olduu, klasik eserlerin en eski blmleri bile,
karizmatik sava krallar hakknda bilgi verir. (Konfys .. 478 ylnda olmutur.) Kahramanlk
arklar kitab (Shi-King), Yunan ve Hint destanlar gibi, sava arabalar stnde arpan krallardan
sz eder. Ancak, nitelikleri bir btn olarak ele alndnda, bu arklarn bile artk, Homerik ve
Gcrmanik destanlardaki gibi bireysel ve genelde salt insan kahramanln anlatmadklar grlr. ShiKmg'in derlendii tarihte bile, kraln ordusunda sava tmenlerin ya da Homeros'un maceralarnn
romans yoktu. Bu ordu o zaman bile disiplinli bir brokrasi niteliindeydi ve en nemlisi usubaylar"

vard. Krallar artk, Shi-King'de bile, daha yce yiitler olduklar iin sava kazanmyorlard. Ordunun
maneviyat asndan bu nokta ok nemlidir. Krallar
se hepe, "Hstoc du Royaumc de Tsm," ag e , s. 53
513
sava kazanyorlard, nk Tanr katnda ahlaken hakl idiler ve karizma tik erdemleri daha stnd.
Oysa dmanlar Tanr'sz canilerdi; zulmle ve eski treleri inemekle halklarnn mutluluunu
yoketmiler ve bylece karizmalarm yitirmilerdi. Zafer, yiitlik sevinci deil, ahlak deerlendirmeler vesilesiydi. teki btn ahlak sistemlerinin kutsal yaztlarnda bulunan "arpc"
anlatmlar, hatta herhangi bir "incitici" sz in belgelerinde yoktu. Akas, ok sistemli bir artma
ilemi yaplmt; herhalde bu da bizzat Konfys'n katks olmalyd.
Saray vakanvislerinin ve literatinin Yllklafm eski geleneklerinde gerekletirdii bu pragmatik
dnm, Tevrat'n "Yarglar Kitab" blmnde gelitirilen papazca kalplardan kesinlikle daha ileri
bir admdr. Konfys'n yazd aka anlalan savalar tarihesinde, askeri seferler ve isyanclara
kar yaplan harekt, en kuru ve soukkanl ifadelerle anlatlmtr; bu bakmdan Asurlular'm
hiyerogli-fik protokollarma benzer. Eer Konfys gerekten kiili-inirt eserinden aka
anlalmasn istiyor idiyse -ki gelenek bu yndedir- o zaman Konfys'n en belirgin baarsnn,
olgulara "uygunluk" amacyla getirdii bu sistematik ve pragmatik dzeltme olduunu syleyen bilim
adamlarna (inli ve Avrupal) hak vermek gerekir. Eserlerini adalarnn bu gzle grm olmalar
olasdr, ama bunun pragmatik anlam bizim iin o denli berrak deildir.16
Klasiklerdeki prensler ve vezirler, ahlakl davranlar Gkler tarafndan dllendirilmi ynetici
timsalleri gibi konuurlar. Makamlar ve terfiler (liyakata gre) derin saygyla sz edilen konulardr.
Prensliin topraklar babadan oula geer; yerel memuriyetlerin bazlar da byledir. Ama
16 Kimi olaylarn gizlendii anlalyor (rnein U devletinin kendine bal Lu devletine saldrmas
gibi). Ayrca, malzeme yokluu yznden, A incirlere ya-zlan ahlak buyuk erh'in onun yapt
kabul edilemeyecei sorusu da ciddi biimde gndeme geliyor.
514
klasikler bu sisteme, en azndan babadan oula geen grevlere kukuyla bakarlar. Son kertede, bu
sistemin geiciliine inanrlar. Teoride bu, imparatorluk makam iin bile geerlidir. deal ve efsanevi
imparatorlar (Yao ve Shun), haleflerini (Shun ve Y), doumlarna bakmakszn, kendi oullarn da
bir kenara iterek, vezirleri arasndan seerler; bu seimi de Shun ve Y'nn en yksek saray
grevlilerince onaylanm kiisel karizmalarna dayanarak yaparlar, imparatorlar, vezirlerini de ayn
yolla belirlerler. Yalnz nc imparator, Y, halefi olarak bavezirini (Y) deil ama olunu (Ki)
seer.
Eski ve gvenilir belge ve antlardakinin tersine, klasikle-t rin ounda gerek kahramanlara pek
rastlanmaz. Konf-yus'n geleneksel gr odur ki, cesaretin byk blm ihtiyattr ve hibir akll
adam hayatn yanl yere tehlikeye atmaz. zellikle Mool ynetiminden sonra lkenin kavutuu
derin huzur ortam, bu dnceyi ok glendirmitir, imparatorluk bir bar ve huzur imparatorluu
haline gelmitir. Mencius'a gre, imparatorluk snrlar iinde "hakl sava"lar kalmam, lke tek bir
btn olmutur. lkenin byklne gre ordu sonunda pek klmtr, imparatorlar, literati ile
valyelerin eitimini birbirinden ayrdktan sonra, spor ve edebiyat yarmalar dzenlemiler ve literati iin alan devlet snavlarnda ek olarak askeri sertifikalar17 vermilerdir. Ama uzun bir sre bu
askeri diplomalarn gerek bir ordu greviyle hi ilgisi olmamtr.18 Ingil17 Ana Imparatore 1900'de hl, sansrcnn bunlarn ortadan kaldrlmas isteini ok olumsuz
karlyordu Peking Gazette'de kan u emirnamelere baknz. "Ortodoks ordu" (10 Oeak 1899), Japon
sava srasndaki "tefti" (21 Aralk 1894), asken rtbelerin onem (1 ve 10 Kasm 1898) ve daha erken
bir donemden 23 Mays 1878 tarihli say.
18 Bu konu m bkz. Etcnne Z (S J.), "Pratque des Examens Mltares en Chi-ne," Vanetes
Sinologques, no. 9. Snav konular okuluk ve gu gsterisi ieren eitli jimnastik hareketleriydi.
Daha nceleri bir de tez yazlrd. Ancak 1807'den ben, U-Kral'ndan (sava kuram) yuz karakteri
ieren bir bolum
515
icre'de askerlerden nasl ikiyuz yl boyunca nefret edilnv se, in'de de askerlerden ayn lde nefret
edilmi- hich?~ aydn, subaylarla eit dzeyde sosyal ilikiye girmemitir
Merkezci monari dneminde mandarinler, maal memur yellere lalip diplomal bir stat grubu haline
gelmitir in'de memur kategorilerinin hepsine mandarinler arasn" dan adaylar alnm, rutbc ve
dereceleri baaryla getikleri snav saysna gre belirlenmitir.
Bu snavlarda u ana derece20 veriliyordu. Dereceler on-, tekrar, hazrlk snavlaryla ve bir suru zel
koulla da zor' [atrlyordu. Yalmz birinci derece iin on ayn et snav vard. Rtbesi bilinmeyen bir
yabancya genellikle sorulan soru, ka snavdan gemi olduu'idi. Bylelikle atalar duyulan tum
saygya karn, bir kimsenin sosyal mevkiin, belirleyen, atalarnn says deil tam tersiydi. Bir ksmin

atalar, iin bir tapmak kurup kuramayacan, (okur-yazar olmayanlarda, atalar, im bir masa yapp
yapamayacan) resm rtbesi belirtiyordu. Kiinin ka kuak eskiden geldyazlnus, da tcmyoKu (Bunun Clou hanedanndan kalchg, ddu cd.lno, )
,tZ
CCC "yo1 '' Manehu'la lse blUKa" tumu>^ -lfluken meziyetlimden otuu subayhktan alnm ;c sv.) ulnnsu Bir s.kayete cevaben yazlan b.
Inpa.atoluk
COlCVJl
]9
ko usu olaydak, dav.amwnda esasta bu kuu, .slemcnns olnukla bnl.ktc,
kaba askerce tav.lam, ostemekten de gen kalmam. olup, 'bulunduu
ve gcevm ,au k.khg kulnuU, ve tncc uU,a sah.p olup olmadan.
semanz ge, ekmclaech. Ve soz konusu k.s, yine aske, bu BO.cvr
msn (Ksaltld t n |
s). k,u ,,,, hsans^e (hsansusu dccccs,), t,en ^'y, de "doluca ol uak kabul etmeklcdlc [Ksaltld <.
n|
516
21 Hatta i bile, o
gim syleyebilmesi de resm rtbesine ( inliler, Pantheon'daki bir kent Tann'snm n kentteki
mandarinin rutoesine balamlarda Konfuyus donemde a.O. beinci yuzydan alnc yuzdaerb e,yukseimediyebr^dei
d henz banmyordu. yle anlahyor ki genelde hi de-gs? feodal eya etlerde, ktidar nfu2U J^ ^ _
di. Han hanedanvh -1, hr az^
r ,
ki bir ven zengin tarafndan kurulverilme-iledir
---------- konsozunu ettiimiz gibi, edebiyat ogres, iKe dzeyine ki, .S. 690 yhnd mutur. Daha nce
;,:! , , ,, esozunu ettiimiz gibi, edebiyat ogre-n m buyuk olasUkla, belki birka istisnayla, HincLnL
k V da ogrenmnm tekelletirildil glbi; n,de de ba]ar. da hilen hatta belki hukuken de "byk
aeler"n tekeline
torun 7 T""! ^ SnUna k3dar kalm^- 1P-n de
, "' bUtUn SmaVardan d^ * bira kad
SmaV1
n ^^^ ^^tur. Yatn zamantn ekt vuk' 't7 'T '"^ ailder"den gddkkrinc ^hk c me : : ykmlydler. Yakn alarda bu tamkln
anlanerberlcnn mahkeme ktiplerinin, mzisyenlerin, kab k, n
7 T V benZerkrinn ocuklarnn darda bnaklmasmdan ibareni. Ne var ki bu dla
manrlarinlik arlavl-- "
rem. Ne var ki bu dllallll y
lenn m U
,
"" 8bl bf kumm da vard: Mandarin-e ocklar, her eyaletten smava alnacak
azam aday sa-sm behr eyen kotalarda zel ve ayrcalkl bir yere sahiple il
r1:;^ kUlamkn reSm fo-^ "mandal
k
", hfLan" f=knd^i- Liyakatli memurlarm
ocukla,, en alt dereceyi bir onursal unvan olarak tan^h
2]
Bu aa ( h
517
Btn bunlar eski koullarn kalntlardr.
Snav sistemi onyedinci yzyln sonuna kadar tam ola rak uygulanmtr. Bu sistem patrimonyal
hkmdarn kapal bir zmrenin, feodal vassallerin ve memuriyetleri kapatm soylu ailelerin Bat'da
yaptklar gibi, maal grevleri tekelletirmesini nlemesine imkn vermekteydi. Snav sisteminin ilk
belirtileri, Konfys (ve Huang K'an) zamannda, sonradan otokratik ynetime geen Chin alt-eyaletinde grlmtr. Burada adaylarn seiminde esas22 olarak askeri liyakat aranyordu. Yine de, Li Chi
ve Chou Li bile, olduka aklc bir biimde, blge eflerinin emirlerindeki memurlarn ahlaki
niteliklerini periyodik olarak snamalarn, sonra da imparatora hangilerinin terfiye layk olduunu
bildirmelerini neriyordu. Han imparatorlarnn birleik eyaletinde pasifizm memur seimini
etkilemeye balad. Literatinin gc, l.S. 21 ylnda gerek Kuang Wu'yu tahta karmay ve onu halkn
istedii "dzmece" Wang Mang'a kar savunmay baarmalarndan sonra ok artt ve salamlat.
Maal grevler iin bunu izleyen donemde verilen ve ileride inceleyeceimiz kyasya mcadele
srasnda literati birlemi bir stat grubu haline geldi.
Bugn bile Tang hanedan in'in byklk ve kltrnn gerek yaratcs olmas erefini korur. Tang

hanedan tarihte ilk olarak literatinin durumunu dzenlemi ve eitimleri iin (yedinci yzylda)
kolejler kurmutur. Ayrca, "akademi" denilen Han Lin Yuan' da balatmtr ki bu nce Anna/'lar
(emsal yaratmak iin) karm, sonra da imparatorun hal ve davrann kontrol etmitir. Ve sonunda,
Mool aknlar bittikten sonra, ulusal Ming hanedan on-drdnc yzylda kesin kararnameler
karmtr.23 Bunla22 Bu da, kklerinin ok geriye gitmediini aka gsteriyor
23 Bkz. Biot, Essen sur Vhsto'ue de l'nstruction pblique en Chne et de la torpoi on des Lettres
(Paris, 1847). (Hl yararl bir kaynaktr.)
518
ra gre, her kyde, her yirmibe aile iin bir okul kurulacakt. Okullara para yardm yaplmadndan
bu hkm kt zerinde kald -daha dorusu okullarn kontrol daha nce szn ettiimiz glerin
eline geti. Yetkililer en iyi rencileri seerek bazlarn kolejlere yazdrdlar. ou yeni kurulmu
olmasna ramen, bu kolejler genel bir kntye urad. 1382'de pirin rantlar geliri "renciler" iin
ayrld. 1393'de renci says donduruldu. 1370'den sonra ancak snav geirmi olanlar memuriyetlere
talip olabilmeye balad.
eitli blgeler, zellikle Kuzey ve Gney arasnda derhal atma kt. Gney'in adaylar o zaman
bile daha kltrl, daha grgl idi. Ama Kuzey de imparatorluun askeri te-meltayd. Sonunda
imparator mdahale etti ve "snav bi-rincilii"ni bir Gneyli'ye veren snav kurulunu cezalandrd (!).
Kuzey ve Gney iin ayr listeler yapld, hatta grev patronaj iin mcadele balad. 1387'de subay
ocuklarna zel snavlar hazrland. Subaylar ve yksek memurlar daha da ileri gittiler ve feodalizme
dn demek olan haleflerini belirleme hakkn istediler. Sonuta bu istekleri 1393'te deitirilerek
kabul edildi. Buna gre, subay ve memur ocuklar kolejlere tercihli olarak yazdrlacak ve bunlara
burs verilecekti: 1465'te , 1482'de bir erkek ocua yer alacakt. 1453'te ise kolej renciliklerinin,
1454'te de memuriyetlerin satn alndn gryoruz. Onbeinci yzyldaki bu gelimeler, her zaman
olduu gibi, askeri fon gereksiniminden domutu. 1492'de ilga edilen bu dzenlemeler 1529'-da
yeniden getirildi.
Daireler de birbirleriyle atma halindeydi. 736 ylndan itibaren snavlardan sorumlu olan Treler
Dairesi idi, ama atamalar Memurlar Dairesi yapyordu. Snav geen aday-tar, Memurlar Dairesince
sk sk boykot ediliyor, Treler Dairesinin buna tepkisi de snavlar srasnda greve gitmek
519
oluyordu. Treler Bakam resmen, Brolar Bakan (major-domo) da fiilen in'in en kudretli adamyd.
Sonralar bu greve, daha az "cimri" olmalar beklenen, tacirler geldi.24 Tabii, bu beklenti
gereklemedi. Manular eski geleneklere balydlar, dolaysyla literatiyi ve grev datmnda olabildiince "safl" tercih ettiler. Ama imdi de, greve gelmenin ayr yolu eskiden olduu gibi, yan
yana duruyordu: (1) "soylu" ailelerin oullarna imparatorun bahettii ltuflar (snav ayrcalklar); (2)
makamlar denetiminde bulunduran yksek memurlarn kk memurlara tand snav kolaylklar
(resmen her ile alt ylda bir), ki bu her seferinde kammaz olarak daha yksek grevlere gelme
yolunu amaktayd; (3) tek yasal yol: Snavda gerek baar gstermek.
zde, snav sistemi imparatorun ngrd ilevleri gerekten yerine getiriyordu. Zaman zaman
(1372'de) imparatora, yalnz erdem meru ve ehil olduuna gre, snavlar kaldrp seimi erdemlerin
amaz karizmasna dayandrmas telkin ediliyordu (bunu kimin yaptn tahmin edebiliriz). Bu
telkinden ksa zamanda, anlalr nedenlerle vazgeildi. Ne de olsa imparatorun da, mezunlarn da snav
sisteminde karlar vard; ya da en azndan byle dnyorlard, imparatorun asndan, snav sistemi
aynen Rus soylular snf zerinde mjestnitshestvonun, Rus despotizminin bu teknik adan heterojen
aracnn, oynad rol oynuyordu. Sistem adaylar arasnda da, onlar hep birlikte feodal bir resm
asiller snf haline gelmekten alkoyan, rekabeti bir burs ve grev mcadelesi salyordu. Adaylar
arasna katlma kaps, renimi yeterli olan herkese akt. Bylelikle, snav sistemi hedefine ulamt.
24 Ma Tuan Ln'e ikayetler Ccvs Bot'da, s. 481. 520
3. Konfys retisinin tipolojideki yeri
imdi bu eitim sisteminin dnyann byk eitim sistemleri iindeki yerini greceiz. Tabii ki burada,
ayakst, pedagojik ama ve aralarn sosyolojik bir tipolojisini veremeyiz, ama belki kimi
yorumlarmz yerinde olabilir.
Tarihte eitimin amalar konusunda iki kutup olagelmitir: (1) Karizmay, yani insanst nitelikleri ya
da doast gleri uyandrmak ve (2) belli alanlarda uzmanlk eitimi vermek. Birinci tip,
egemenliin karizma tik yapsna, ikincisi ise egemenliin rasyonel ve brokratik (modern) yapsna
tekabl eder. ki tip kar karya gelmezler; aralarnda balar ve geiler yoktur. Sava kahraman ya
da bycnn de zel eitime ihtiyac vardr; uzman yetkili de genellikle yalnzca bilgi iin eitilmez.
Ancak, bu iki tip birbirinin tam zdd eitim kutuplardr ve en ar kartlklarla doludur. kisinin
arasnda renciye, ister dnyevi, ister dini nitelikte olsun, bir yaama biimi retmeye ynelik dier
btn tipler yer alr. Her iki halde de ya$ama biimi, bir stat grubunun yaama biimidir.

Eski alarda byclerin ve ulu savalarn erkek ocuklara uyguladklar manevi disiplinin ve
dayankllk testlerinin karizmatik prosedrnn amac, raklarda, bedenin ruhtan ayrlmas anlamnda,
"yeni bir ruh" yaratmak ve dolaysyla yeniden dnyaya gelmelerini salamakt. Bizim anlayacamz
dilde bu, onlarda, srf Tanr vergisi bir kiilik olup olmadn anlamak ve varsa bunu uyandrmakt.
Zira karizma ne retilebilir, ne eitilebilir. Karizma ya in nce vardr, ya da bir yeniden dou
mucizesi ile alanabilir; baka trl edinilemez.
Konulara gre ayrlm uzmanlk retimi, renciyi, ynetsel alanlarda yararl olacak ekilde
yetitirmeye alr -resm dairelerde, ticari brolarda, atlyelerde, bilimsel ya
521
da endstriyel laboraDavarlarda, disiplinli ordularda. Kural olarak, deiik derecelerle de olsa, bunu
herkes baarabilir.
retimin pedagojisi de, nitelikleri bir toplumdaki en kudretli tabakann yetime idealine uygun insan
tipini eitmektir. Bu da, kiiyi hayatta belli bir i ve d davrana hazrlamak demektir. Kural olarak,
bu her toplum iin sz konusudur, yalnz ama deiir. Eer en kudretli stat grubu -Japonya'da olduu
gibi- ayr bir savalar tabakas ise, retimin amac, renciden, kalem efendilerinden Japon
Samuraylar kadar nefret eden gsterili bir valye ve saray adam yaratmak olacaktr. Belli
rneklerde, tabakalar byk eitlilik gsterir. Nfuzlu bir rahipler tabakas, seminer rencilerinden,
yine ok eitli nitelikte, ktipler veya en azndan aydnlar yaratmaya alr. Gerekte, bu tiplerin hi
biri saf yapda deildir. ok sayda karmlar ve ara halkalar vardr, ama burada ele alamayz. Burada
nemli olan, in eitiminin, bu tiplere gre yerini belirlemektir.
Yeniden yaratl amalayan eski karizmatik eitimin, st adnn, daha nce grdmz genlie
gei trenlerinin, damadn adn deitirmesinin ve benzerlerinin kalntlar, in'de (Protestanlar m
Konfirmasyon'u gibi) ok uzun zaman akademik nitelikleri len snavlarn yanbamda yaamaya
devam eden bir forml olmutur. Bu tr testleri siyasal otoriteler tekellerine almt. Oysa kullanlan
retim aralar nda akademik yeterlilik, genel renim anlamnda bir "kltrel" yeterlilik
saylyordu. Bat'nm hmanist retim sistemine benzemekle birlikte ok daha kendine zg bir nitelik
tamaktayd.
Almanya'da byle bir retim yakn zamanlara kadar ve sadece sivil ve askeri ynetimde komuta
mevkilerine hazrlayan resm grevler iin bir n-kouldu. Bu hmanist retim, bylesi grevlere
hazrlanacak rencileri, ayn zamanda sosyal bakmdan da "kltrl" stat grubunun yeleri
522
olarak damgalyordu. Ancak Almanya'nn rasyonel ve zellikle de uzmanlk eitimi, akademik stat
yeterliliine ekleniyor ve ksmen onun yerini alyordu -bu da in'le Bat arasnda ok nemli bir
farktr.
in snavlar, bizim hukukular, hekimler ya da teknisyenlere uyguladmz modern rasyonel ve
brokratik snavlarn tersine, herhangi bir zel yetenei lmyordu. in snavlar, byclerin ve
bekr derneklerinin tipik "denemeler" inin tersine, kiinin karizmaya sahip olup olmadn da
lmyordu. Tabii, u sylediklerimizin snrlarn biraz sonra greceiz. Ama bu szlerimiz, en
azndan snav teknikleri asndan geerlidir.
in'deki snavlar adayn zihninin edebiyatla dolmu olup olmadn, onun kltrl bir kiiye yakan
ve edebiyatta incelmenin sonucu olan bir "dnme tarz" bulunup bulunmadn lyordu. Bu
yeterlik artlar in'de, Alman hmanist lisesinde olduundan ok daha belirli bir yer tutuyordu. Eski
a'm incelenmesine yer veren temel retimin uygulamadaki deeri yznden bugn herkes Alman
lisesini hakl grmeye almtr. in'de kk snflarn rencilerine verilen devlerin,25 bir Alman
lisesinin byk snflarna hatta bir Alman kz kolejinin en baarl snfna verilen kompozisyon
devlerine olduka benzedii grlmektedir. in'de btn snflarda gzel yaz, slup, klasik
yazlara26 hkimiyet ve nihayet -bizdeki din, tarih ve Almanca derslerine benzerlikle- amalanan
dnce yapsn27 kazandrma25 Bunlar iin temalar Willams veriyor (Bkz. Zi, a.g.e.).
26 Bu, zellikle lisansst derecesi snavlar iin geerlidir. Smavlardaki tez temalar genellikle soz
konusu klasik metin, ok bilgili, filolojik, edebi ve tarihi bir zmlemesini gerektirirdi. (Bkz. Z'nin,
a.g.e., s. 1444'tc verdii rnek.)
27 Bu zellikle, en yksek derece ("doktora") snavlar iin geerlidir. Bu snavlarda temalar sk sk
bizzat imparator verir ve mezunlar snflandrrd Tercihen mparator Tang'n "alt sorusu"yla
balantl olan ynetsel beceri sorulan, geleneksel temalarn banda geliyor. (Bkz. Bot, s. 209, not 1
ve Zi, a.g.e , s. 209, not 1.)
523
ya ynelik dersler okutuluyordu. Bizi burada en ok ilgilendiren nokta, bu retimin bir yandan
tmyle dnyevi nitelikte oluu, ama ote yandan da klasik yazarlarn kalpla-itll tefsirlerine skskya
bal bulunuudur. Bu retim son derece da kapal ve kitabi bir edebiyat retimiydi.

Hint, Musevi, Hristiyan ve slm retim sistemlerinin edebi yonu, edebiyat renimi gormu
Brahmanlar'm ve Hahamlarn ya da kitapl dinlerin profesyonelce eitilmi papaz ve keilerinin elinde
olmasndan kaynaklanyordu. retim "Heest" deil, "Hellence" olduu surece, kul-turlu bir Hellen
yurtta gen (18-20) ve asker ruhlu (hip-lit) kalyordu. Bunun en ak rnei Sempozyum konumalarnda Eflatun'un Sokrates'in sava alanndan hi "kamadn (orencvari bir soz) sylemesidir.
Eflatun'un bu szlerinin, en az Alkibiades'e sylettii teki szler kadar o nemli olduu aktr.
Orta a'da valyenin askeri eitimi ve daha sonralar da Rnesans salon adamnn zarif renimi,
kitaplarn, papaz ve keilerin rettiklerini, tamamlayan ama sosyal bakmdan farkl bir ek oluyordu.
Musevi!ik'te ve in'de byle bir kar denge ksmen hi yoktu, ksmen de ok az vard in'de olduu
gibi Hindistan'da da retimin edebi aralarn oklukla dini arklar, kahramanlk destanlar, toresel ve
torcnscl ahlak kurallar oluturuyordu. Ancak, bunlar Hindistan'da kozmogonik ve dini-felsef
speklasyonlara da dayandrlyordu. Bylesi spekalusyonlar klasiklerde ve in'deki nakli tefsirlerde
grlmez deildir, ama bunlarda oynadklar rol pek nemsiz kalmtr. inli yazarlar, sosyal ahlakta
rasyonel sistemler gelitirmilerdir. in'in renim gormu tabakas, hibir zaman Brahmanlar gibi
zerk bir bilginler stat grubu olamam, daha ok bir memurlar ve makam talipleri tabakas olmutur.
in'de yksek renim her zaman bugnk niteliinde
524
olmamtr. Feodal prenslerin kamu eitim kurumlar (Pank kung), tren ve edebiyat bilgisine ek
olarak, dans ve silah sanatlarn da retmitir, imparatorluun bara kavuup patrimonyal ve birleik
bir devlet haline gelmesi ve memuriyetler iin saf snav sisteminin getirilmesiyledir ki, erken Hellenik
retime ok daha yakn olan bu eski retim biimi, yirminci yzyla ulaan eklini almtr. Yetkili
ve Ortodoks Siao-Hio'nun ("okul kitab") temsil ettii Orta a in retimi, dans ve mzie hl
nemli bir yer veriyordu. Kukusuz, eski sava dansnn yalnzca esaslar retiliyordu, ama ocuklar
ya gruplarna gre dier danslar iyice reniyorlard. Amacn, kotu ihtiraslar yattrmak olduu
syleniyordu. Dersini iyi yapamayan bir renci dans etmeye ve ark sylemeye gnderiliyordu.
Mzik insan gelitirir, yinler ve mzik ise oz-denetimin temelidir.28 Burada bata gelen, mziin
sihirli nemidir. "Doru mzik", yan eski kurallara gre kullanlan ve eski lleri harfiyen uygulayan
mzik, "kotu ruhlar zincirlerine bal tutar",29 Orta a'a gelinceye dein, okuluk ve sava arabas
suru-cuiuu kibar ocuklar iin hl genel eitim konular saylyordu.30 Ama bu, esasnda teoriden
ibaretti. Okul-kitab incelendiinde grlyor ki yedi yandan itibaren evdeki eitim, buyuk bir
katlkla, cinsiyete gre ayrlyordu; butun Batl llerin tesinde bir terifatlk, zellikle dindarlk
ile anababaya ve butun amirlere ve genelde yallara kar korkuya dayal bir sayg alyordu. Okulkitabnn hemen hemen butun otek blmleri de oz-denetim kurallarna ilikindi.
Evdeki bu eitimi okuldaki dersler tamamlyordu. Her
28 Sao Ho, dc de Halcz, V, II, I, 29, 40 Chu Tsc'den yaplan alntya lL\ baknz, a <>l , s 46
Kusakla sounuyla ilgili olaak bkz I, 1 3
29 ciL ,1,25,2,0111* No 5 vd
30 Bunun cm de edebi kualla vad
525
Hsien'de bir ilkokul bulunmas zorunluydu. Yksek renim iin birinci derece giri snavn gemek
gerekiyordu. Dolaysyla in'de yksek renimin iki ayrdedici zellii vard. Birincisi, rahiplerce
kurulan btn eitim sistemleri gibi, tamamen gayr askeri ve edebi olmas, ikincisi de, edebi
zelliinin, yani yazd niteliinin arya kamas. Bu da ksmen, in yazsnn ve ondan doan
edebiyat sanatnn kendine zg oluunun sonucuydu.31
in yazs resim niteliini koruduu ve Akdeniz'in tccar halklarnn yapt gibi alfabetik bir biime
sokulamad iin, edebiyat ilk anda hem gze, hem kulaa ve daha ok da gze hitap ediyordu. Klasik
kitaplarn "yksek sesle okunmas" demek, balbama, resimli yazdan (yazlmam) szcklere eviri
demekti. zellikle eski yaznn gze hitabeden karakteri, z itibariyle konuulan dilden uzakt. Tek
heceli diller, salam alglama yannda tiz sesleri de kavramay gerektirir. ince, zl ksal ve
zorlayc sentaks mant ile, yaznn tmyle gze hitabeden karakterine tmyle karttr. Buna
karn, yahut -Grube'nin ustalkla gsterdii biimde- daha ok yapsndaki rasyonel eler yznden,
ince iire ya da sistematik dnceye hizmet edememitir. Yunanca, Latince, Franszca, Almanca ve
Rusa'nn herbirinin yaplar itibariyle kendilerine gre baardklarnn tersine, ince hitabet sanatnn
gelimesine de hizmet edememitir. Yazl semboller daarc, kanlmaz biimde snrl kalan tek
heceli szckler daarcndan ok daha zengin olmutur. Dolaysyla, btn fantazi ve scaklk,
konuma dilinin fakir ve ekilci entellektelizmin-den yazl sembollerin sakin gzelliine kaymtr.
airane konuma, genelde yaznn aasnda saylmtr. Konuma
31 Binada dil ve yaz ustune sylenen her eyin tmyle, bata rahmetli W Grube olmak uzcrc,
tannm snologlann bize rettiklerinin bir tekrar olduunu sylemeye gerek yok Bunlar, yazarn
kendi aratrmalarnn sonucu deildir.

526
deil, yazma ve okuma, yaznn ustalkl rnlerine daha ak olduklar iin, zenaatkrca ve
centilmenlere yarar saylmtr. Konuma gerekten de pleblere ait bir i gibi grlmtr. Bu da,
konumann her ey demek olduu ve diyalogun btn grg ve dncelerin en iyi ifade biimi kabul
edildii Hellenizm'in kesin kartdr. in'de, szgelimi, edebi kltrn en gzel tomurcuklar, ipekten
debdebeleri iinde sar ve dilsiz kalmtr. Bu debdebeye, Moollar dneminde parlam olan tiyatro
sanatndan ok daha fazla deer verilmitir.
Tannm sosyal filozoflar arasnda, Meng Tse (Mencius), diyalog biimini sistemli olarak kullanmtr,
ite bu nedenledir ki, Mencius bize, Konfyenizm'in tam "berraklk1' kazanm tek temsilcisi olarak
grnr. "Konfys'ten Semeler"in (Analccfltr) (Legge'nin adlandrmas) zerimizdeki ok gl
etkisi bir bakma in'de doktrinin, hocann renci sorularna verdii zdeyili karlklar biimine
brndrlmesinden kaynaklanmaktadr. Dolaysyla doktrin bizlere konuma biiminde
sunulmaktadr. Destan edebiyatnn kalan blmleri ise, ilk sava krallarn ordularna hitabelerini
kapsar; bunlar, keskin kudretleriyle, gerekten pek etkileyicidir. Didaktik Ana/ect'lerin bir blmnde,
daha ok ruhani "nutuklar"a benzeyen konumalar vardr. Bunlar dnda konuma, resm edebiyatta
hi yer almaz. imdi greceimiz gibi, konuma sanatnn gelieme-mesi, hem toplumsal, hem siyasal
nedenlerdendir.
Dildeki mantk yeterliliine karn, in dncesi resimlere ve betimlemelere saplanp kalmtr.
Logos'un, tanmlama ve muhakeme yrtmenin gcne, inliler eriememilerdir. Yine de, te yandan,
bu srf yazya bal retim, dnceyi, aklayc el-kol ve vcut hareketlerinden, edebi nitelikteki
herhangi bir retimde olabileceinden daha fazla korumutur. renci, anlamlarnn kendine
anlatlma527
sndan iki yl ncesinden, 2000 kadar karakter izmeyi reniyordu. Dahas, snav kurullarnn dikkat
ettii noktalarn banda slup, manzum ifade yetenei klasiklere hkimiyet ve nihayet, adayn
zihniyeti geliyordu.
lkokullarda bile hesap derslerinin bulunmamas, in sisteminin ok arpc bir zelliidir. sa'dan nce
altnc yzylda, yani eyalet savalar dneminde, sabit saylar fikri gelitirilmiti.32 Ticari ilikilerde
hesap tutma nfusun btn tabakalarna yaylm ve resm dairelerin nihai hesaplar da, incelenmesi
daha nce szn ettiimiz nedenlerle zor ama ok ayrntl hale gelmiti. Orta a ders kitab (SiaoHio I, 29), alt "hner" arasnda hesab da sayar. Yine eyalet savalar dneminde, trigonometriyi, ler
kuraln ve ticari hesaplar ierdii sylenen bir matematik mevcuttu. Byk olaslkla bunlarla ilgili
yazlar, birka para dnda, Shi-Hwang Ti'nin btn kitaplar yak33 srasnda yokolmutu.
Herhalkrda, daha sonraki terbiye sistemlerinde hesabn ad dahi gememektedir. Zamanla hesap,
kibar mandarinlerin eitilmelerine inhisar etmi, sonunda da tmyle ortadan kalkmtr. renim
grm tacirler hesap yapmay kendi iyerinde renmilerdir, imparatorluk birletirildii ve rasyonel
ynetim eilimi zayflad iin Mandarin ince bir yazn adam haline gelmi, zamann hesaplarla
doldurmamtr.
in retim sisteminin dnyevi nitelii onu, edebi ynleriyle benzedii baka retim sistemlerinden
ayrr. in'deki edebiyat snavlar salt siyasal ilemlerdir. Dersler bir lde tek tek ve zel retmenler
tarafndan, bir lde de kolej vakflarnn retim kadrolarnca verilirdi. Ama retmenler arasnda
Ji rahip bulunmazd.
32 J Edkns, "Local Values m Chmese Arthmctcal Notaton," Jounal of thc l'~ hmg Oncntal
bot/dy, I, no 4, ss 161 vd n abakusmda (onlu) konum tlc-gc kullanlyodu Kullanmdan kalkan
eski konumsal sistemin Babl kkenli olduu sanlyo.
33 de Ilalcz, Sao Ho, s 42, not 3 528
Orta a'n Hristiyan niversiteleri rasyonel, dnyevi ve dini bir hukuk doktrinine ve rasyonel
(diyalektik) bir teolojiye duyulan hem pratik, hem dnsel bir ihtiyatan domutur. slm
niversiteleri, Roma'nm hukuk okullar-m ve Hristiyan teolojisini izleyerek, kutsal itihat hukuku ile
iman doktrini okutmular; Hahamlar hukukun yorum-lanmasyla uramlar; Brahmanlar'm felsefe
okullar speklatif felsefeyle yinlerle ve ayn zamanda da kutsal hukukla ilgilenmilerdir. Buralarda
hep yksek rtbeli din adamlar ya da din bilginleri retim kadrosunun tamamn ya da ekirdeini
oluturmulardr. Bunlara dier ders konularm ileyen sivil retmenler de katlyordu. Hristiyanlk'ta,
islm'da ve Hinduizm'de denekler ama oiuyor, bunun hatrna retmenlik sertifikas almak iin
uralyordu. Tabii, retmen aday ayrca yin ynetme ve ruhlar iyiletirme yeterliliini de
kazanmak istiyordu. "Meccanen" alan eski Musevi retmenler (Hahamlarn ecdad) iin ama,
yalnzca, halka hukuk retme yeterliliini kazanabilmekti, nk bu reti din asndan vazgeilmez
idi. Yine de, btn bunlarda retim hep kutsal ya da kltik yazlara bal kalyordu. Bir tek Hellen
filozoflarnn okullar yalnzca halk iin retim yapyordu. Bunlar kutsal yazlara bamllktan
tmyle kurtulmu; denek kayglarndan syrlm; ve kendilerini sadece Hellenik "centilmenlerin

(Caloitagathoi) eitimine adamt.


in retimi denek karlarna hizmet etmekle ve metne bal kalmakla birlikte, ayn zamanda
tmyle laik bir retimdi: Ksmen kalp ve trensel, ksmen de geleneki ve ahlak karakterdeydi.
Okullar ne matematik ve doa bilimleriyle, ne de corafya ve dilbilgisiyle ilgileniyordu. in
felsefesinin znde, Yunan felsefesindeki ve ksmen ve biraz deiik anlamda da olsa Hint ve Bat
teoloji eitimindeki, speklatif ve sistematik karakter yoktu. in felsefesi,
529
Bat'nn hukuk bilimi gibi rasyonel-formalist nitelikle de deildi. Musevi, slm ve ksmen de Hint
felsefesi gibi am-pirik-kazuist yaps da yoktu. in felsefesi skolastisizme yol amamtr, nk her
ikisi de Yunan dncesine dayanan Bat ve Orta Dou felsefeleri gibi, mantkla profesyonelce
uramamtr. Metne bal, diyalektik olmayan ve patri-monyal brokrasinin srf pratik sorunlarna ve
stat karlarna ynelik in felsefesine, mantk kavram tamamen yabanc kalmtr.
Bu demektir ki btn Batl felsefeler iin esas olan problemleri in felsefesi tanmamtr. inli
filozoflarn, en bata da Konfys'n, kategorik dnce tarznda bu olgu aka grlr. Zihinsel
aralar, rasyonel savlar yerine, bize Kzlderili reislerinin ifade aralarn hatrlatan bir biimde ve en
"zatenci" bir pratik iinde, "kssa" dzeyinde kalmtr. Bu, Konfys'e atfedilen gerekten zgn
kimi szler iin de kesinlikle geerlidir. Hitabetin eksiklii hissedilir derecede aktr: Siyasal ve
yargsal sonular elde etmek iin rasyonel bir ara olarak hitabet, ilk kez Yunan polislerinde gelitirilen
anlamda hitabet, in'de yoktur. Byle bir hitabet, formel adaletin bulunmad brokratik patrimon-yal
bir devlette geliemez. in adaleti ksmen (yksek memurlarn) cil Yldzlar Odas ("Star Chamber")
ilemleri olarak kalm, ksmen de salt belgelere dayanmtr. Davalarda szl savunmalar yer almam,
yalnzca taraflarn yazl dilekelerinin okunmas ve ifadelerinin dinlenmesi soz konusu olabilmitir.
in brokrasisi allm erkn ve adaba ilgi duymu; egemen olan bu kstlar, retorik konumay
engelleyici ynde ilemitir. Brokrasi, "nihai" speklatif problemler konusunu, neredeyse tmyle
ksr sayarak reddetmitir. Bu tr sorunlar uygunsuz grm ve yeniliklere ak olma tehlikesi
yznden taraflarn kendi durumlarn zedeleyici bularak reddetmitir.
530
in snavlarnn teknii ve esas, znde tamamen dnyevi ve "literati iin bir eit kltrel snav"
niteliinde idiyse de, halkn gznde bambaka bir anlam tayordu: Onlara gre snavlarda sihirlikarizmatik bir yan vard. inli kitlelere gre, snavdan baaryla kan bir aday ya da memur, hibir
ekilde, bilgisi yznden greve getirilecek biri deildi. O, diplomal bir mandarine ya da bir ruhani
kurumun snanm ve yetki verilmi, bir papazna ya da loncas tarafndan denenmi ve kabul edilmi
bir sihirbaza yaktrlan doast niteliklere sahip olduunu kantlam biriydi.34
Snavda baarl olan aday ve memurun durumu, nemli birka noktada, rnein bir Katolik vaizinkine
benziyordu. rencinin renim sresini ve snavlarn tamamlamas, acemilik dneminin sonu demek
deildi. Aday, "bakalor-p"y da getikten sonra, okul mdr ile snav kurulunun iisiplini altna
giriyordu. Kt davranmas halinde ismi listelerden siliniyordu. Belli koullarda ellerine denek
vuruluyordu. Snav yerlerinin kapal hcrelerinde, adaylarn hastalanmas ve intihar etmesi olaand
deildi. Snav, karizma-tik yoruma gre bir sihirli "deneme" olduuna gre, byle olaylar ilgili aday
kt davrannn kant saylyordu. Greve bavuran aday daha yksek dereceli snavlardan, hcre
dnemi de dahil, baaryla ktktan ve en sonunda da getii snavlarn saysna ve derecelerine uygun
ve hamilerinin setii bir greve getirildikten sonra bile, mr boyunca okulun denetimi altnda
yayordu. stlerinin otoritesine, sansrclerin srekli gzetim ve eletirileri de eklenmekteydi. Bu
eletiriler, Gn Olu'nun doruluu yinlerine
34 Tmkovsky, Reise duth Chna (1820-1821), German by Schm (Lcpzg, 1825), de bu noktay
vurguluyor.
35 Bir lcr cephe subaynn kendini bu biimde sulamas iin bkz Aurel Stcin'n belgelen, No. 567,
dc. E. de Chavannes. Tarihi, Han dnemine, yani snavlarn konulmasndan ok ncelere gidiyor.
531
dek uzanyordu Memurlarn sulanp yarglanmas35 eski zamanlardan kalmayd ve Katoliklerin gnah
karmas gibi erdemlilik olarak deerlendiriliyordu Periyodik olarak, genellikle her u ylda bir,
memurun davran izelgesi, yan sansr kurulu ve ustlernce yaplan resm soruturmakt sonunda
belirlenen erdemleri ve kusurlar, mpaialo luk Resmi GazctesCndt36 yaymlanyordu Yaymlanan
puanlarna gre memur grevini koruyor, terf ediyor ya da rtbesi indiriliyordu 37 Kural olarak, bu
davran sicilleri yalnzca objektif elerin sonucu deildi nemli olan "Ruh"tu, bu da makam
yetkisiyle dolu omur boyu kalemefendl ruhuydu
4. Aydnlarn stat onuru
Bir stat grubu olarak lterat, snavdan gemi olup henz ie alnmayanlar da dahil ayrcalklyd
Durumlar kuvvetlenil kuvvetlenmez lterat stat mtyazlc ndan >a allanmaya balard En
nemlileri unlard Birincisi, soidula mu-ne/a'dan, angaryadan baklk, ikincisi, bedeni cezadan

muaflk, uuncusu, denekler denekler, devletin mal du31? B lc cephe subaynn kendim bu biimde sulamas iin bkz Aucl Meni m belgelen No ^67 del
L de Chavanncs Tarihi Han dnemine }an snavla im konulmasndan ok nceki e gdyo
3C Bugnk PcJ m Gazccm balangc Tang hanedannn (618 907) ikinci hu kumdanm dnemine
kada gtmekteel
37 Pcl n?g Ljczttt de yer alan konula aasnda unlar da \ad Baal go evlik n vlmesi ve
vukseltlmts (ya da bu yolda vaatle) ntelkle yetersiz ki m goc\llem daha duuk goevlee
atanmas ( deneyim kazanmakt n 31 \ahk 1897) yan aylkla aa almmala tmyle niteliksiz
gocvlknn isten ckalmala kum gorevllen > hzmetleme kalk gotedkle ku shm
saylmas ve bunla gdeilmeden yukseltlemeyeceklermm behtlne s Ilucn he zaman a}intl
geekele de verh Bu tu duyuula zellikle yl sonlanda younluk kazamsa da yl boyunca da az
degld lmnden soma ubcs ndlcn goc\llcc velen kbalanma cezalarna bile lastl um
(PtLnCaztttt 26Ma\sl895)
532
rumu yznden, uzun zaman esasl ekilde azaltlmt Scng (bakalorya sahiplen), her u il alt ylda
bir Chu-]en ya da Master snavna girmek kouluyla, hl ylda $ 10 00 denek alyorlard Tabu, bu
pek buyuk bir imkn dekh renimin ve szde maal donemin yuku, goduumuz gibi aileye
dyordu Aile de masraflarn, o yesinin sonunda bir makama kapa atmasyla karacan
umuyordu lk k imtiyaz ise sonuna kadar nemim korumutur Angarya, giderek azalm olsa da,
m'de hep var olmutur Sopa ise m'de hep ulusal ceza arac olarak kalmtr Dayak, m
ilkokullarnn fiziksel cezaya yer veren korkun tebye sisteminden kaynaklanmtr Bize Orta a'
hatrlatan, ama arlkta ok daha ileri giden bu sistemin ayrdedc zelliklen unlard,38 Ailelerin ya
da koylerm reisleri "krmz kartlar", yan rencilerin listesini (Kuan-tan) topla-lard Sonra, bir sure
m, her zaman bulunmas mumkun isiz lterat arasndan bir okul muduru tutarlard Eski tapmak (ya
da dier kullanlmayan odalar) derslik olaak seilirdi Sabah erken saatlerden gece ge vakte kadar
derslikten yazl satt lam bir azdan mler gibi okunduu duyulurdu rencilerin zihni gun boyunca
uyuukluk iinde bulunurdu ki, bunu anlatan n harfi (karakteri) otlar (meng) arasnda bir domuzdu
renciler ve mezunlar, eski kuak Alman analarnn terminolojisinde "Tanr'nm emrettii nokta"
olarak anlan yerden deil de, avularndan dayak yerlerdi
Yksek rtbeli mezunlar, terfileri alnmadka boylc cezalardan muaftlar Orta a'da da angayadan
kurtulu kesinleti Ne var ki, ayrcalklara karn ve ayn anda da onlar yznden, feodal anlamda onur
kavram bu temeller zerinde geliemedi Gzlenen odur ki, bylesi ayrcalklar ok gvencesizdi,
unku sk sk yaplan tenzih rtbelerle derhal
Bkz A H Smth VUagc Life m Chna (Cdnbug 1899) s 78
533
yok oluyordu. Stat koulu olarak snav sertifikalar, rtbe kaybetme olasl, genlikte dayak cezalar
ve ok kere de yallkta aalanma ihtimali gibi temeller zerinde feodal onur geliemez. Feodal onur
kavram in hayatna ancak gemite ok ksa bir sre girebilmiti.
Eski AnnaPlarda "samimiyet" ve "sadakat" birincil erdemler olarak vlr.39 "erefli lm" eski bir
paroladr. "Talihsiz olup da lmeyi bilmemek korkaklktr." Bu sonuncusu, zellikle "lene kadar"
savamayan bir subay iindir.40 ntihar, sava kaybeden bir generalin bir imtiyaz olarak
deerlendirdii lme biimidir. ntiharna izin vermek, onu cezalandrma hakkndan vazgemek
olacandan, tereddtle karlanr.41 Feodal kavramlarn anlam, ataerki] hiao dncesine gre
deiiklik gsterir. Hiao, efendinin onurunu koruduu takdirde, iftiraya katlanmak ve gerekirse bu
uurda lmek demektir. Kii, sadakatle hizmet ederek efendisinin btn hatalarn telafi edebilir ve
kural olarak da byle yapmaldr. Baba, aabey, alacakl, resm grevli ve imparatora kar kotow, tabii
ki feodal onur gstergesi olamaz. Drst inli'nin sevgilisinin karsnda diz kmesi ise tmyle
tabudur. Btn bunlar, Bat'nm cortegian'Csi ve valyeleri iin geerli olan eylerin tam tersidir.
Memurun onuru byk lde snav baarlar ve stlerin sansr ile dzenleniyordu. En yksek
dereceli snavlar gese de bu byleydi. Belli bir anlamda, bu her brokraside vardr (hi deilse alt
kademelerde ve Wrttem39 Bkz. Kun Yu, Disunus des Royaumes, Annafos Natonales des Etats Chinoses de Xau Vstfcles,
der. de Harlcz (Londra, 1895), ss. 54, 75, 89, 159, 189.
40 Tschcpe, Varietcs Sinolo^t/ues, 27, s. 38. Soz konusu kii cezalandrlmas iin yalvarr. Ayn ey
iin bkz. A. Sten'n belgeleri, no. 567.
41 Ancak, 10 Nisan 1895 tarihli Pckmg Ga^ette'dek bir emirname ile, We-ha-wei'nin teslim
olmasndan sonra olumu seen subaylarn rtbeleri ykseltilmitir (suu kendi stlerine aldklar ve
bylelikle mparatordun karizmasnn lekelenmesine meydan vermedikleri iin).
534
berg'de de en yksek makamlarda bile nl "Derece A, Fisher" de olduu gibi); ama in'de ok ok

deiik boyutlara ulamt.


5. Centilmen ideali
Snav sisteminin rencilerde yaratt tuhaf zihniyet, in'deki btn Ortodoks ve birok heterodoks
teorilerin kaynakland temel varsaymlarla yakndan balantlyd. Kiinin iindeki sinen ve kwei, iyi
ve kt ruhlar ikilii, dnyevi yin zne kar semavi ycng z ikilii, ister istemez, kiinin kendi
kendini eitmesi dahil, tm renim srecini aslnda insann ruhundaki ycng zn ne karan bir i
gibi gstermekteydi.42 Yang z iindeki eytani kwei glerine tamamen galip gelen kii ruhlara da
hkmedebiliyor, yani eski inana gre doast gce sahip bulunuyordu. yi ruhlar da dnyada dzeni,
gzellii ve uyumu koruyordu, iyi ruhlar da dnyada dzeni, gzellii ve uyumu koruyordu. Kiinin
doast gce erimesinin en yce ve tek yolu da, kendi kendini mkemmelletirmesi ve bylece
dnyann ahengini yanstmasyd. Literati dneminde, Ki-n-tse, "prens gibi adam" ve "kahraman", her
ynyle mkemmellie ermi ve ruh gzelliinin sonsuza dek geerli klasik ls anlamnda bir
"sanat eseri" haline gelmi kiiydi. Edebi gelenek rencilerin ruhuna bunu alyordu. te yandan, en
ge Han dneminden beri43 literati arasndaki yaygn inan ise, ruhlarn sosyal ve ahlaki mkemmellik
anlamnda "iyilii" dllendirdii idi. Onun iindir ki
42 Ama, en az bir blgede, bir Tci Ki tapma da vard. Tai Ki, iki temel maddenin, blnme yoluyla
turedii ilk maddeydi (kaos). ("Schih Luh Kuoh Kiang Yuh Tschi," ev. Michcls, s. 39.)
43 De Groot'a gre.
535
klasik gzellikle kaynam iyilik, kiinin kendini mukem-melletirmesinin amacyd.
Klasik retiye gorc mkemmel ve gzel olan ileri yapmak, her rencinin en yksek ulkusu olduu
gibi, snavla onaylanan en ust derece yeterliliin de mutlak olutu idi. L Hung Chang'n genlik hayali,
en yksek derecelere erierek mkemmel bir edip,44 yani bir "talanm air" olabilmekti. O, hayat
boyunca, ok buyuk ustalk sahibi bir hattat olmaktan ve klasikleri, zellikle Konfuyus'un "ilkbahar ve
Sonbahardm ezbere okuyabilmekten gurur duydu. Bu yeteneini snayan amcas, genlik kusurlarm
balayarak ona bir memuriyet salad. Butun teki bilgi dallar (cebir, astronomi) L Hung Chang
iin, "buyuk bir air olma"nn vazgeilmez aralarndan ibaretti. Ipek-kulturunun koruyucu Tanrasnn tapnandaki bir dua biiminde, Ana mparatore iin yazd iir, ona mparatorienin
himayesini kazandrd.
Kelime oyunlar, mecazlar, klasiklere atflar ve ince bir edebi entellektuelizm, kibar bir adamn gzel
konuma idealiydi. Gunluk politika bu tur konumalarn dnda braklyordu.45 Klasiklere bal
olarak yceltilen bu "salon" inceliklerinin, geni topraklar ynetenlere ne yarar olduu sorulabilir.
Gerekten de hibir yerde, in'de bile, ynetim srf iirle baarlamaz. Ne var ki, denek sahibi ml
memur, statsnn yksekliini, yani karizmasn, edebi kalplarnn kitaba uygunluu ile kantlyordu.
Bu yzden resm yazmalarda bu kalplara pek buyuk arlk veriliyordu. Edebiyat sanatnn ulu
rahipleri olan imparatorlarn ok sa1
44 Aamdan ccvlcn pasajlaa baknz, Gatn Hagen (Bcl, 1915), ss 27, 29, 33
45 Bkz C heng Ki Jogu Avupalla <,n yazd zaf ve luncl ama olduka yzeysel notla (C
Uma md dit C luntsen, Almancas A Schultze, Desde, I c-pzg, 1896, s 158) Konuulan (.inceyle
ilgili olaak ) Likanda so\lenenlce cok benzeyen kn gozlemlc c.n bkz Iletmann A Kc)sulng, Hu
ha\clD-ay of a Phlosophc, ce\ J Hoho>d Re ece (Ncw\ok, 1925)
536
ydaki nemli bildirgeleri didaktik iirler biimindeydi. Otc yandan, memur karizmasn, ynetiminin
"ahenkli" gidii ile ispatlamak zorundayd; yan dzenin doadaki ya da insanlardaki huzursuz ruhlar
tarafndan bozulmamas gerekiyordu. Gunluk idari "iler" maiyetteki memurlara braklabilirdi.
Memurun tepesinde imparatorun, literati akademisinin ve sansr kurulunun bulunduunu grmtk.
Bunlar memurlar halkn gozu onunde dllendirir, cezalandrr, azarlar, zorlar, zendirir ya da
verlerdi.
Memurlarn "ozluk dosyalarnn ve butun raporlarnn, dilekelerinin ve notlarnn yaynlanmas
nedeniyledir ki, tum ynetimin ve memurlarn durumu ve gelecei, nedenleriyle (ileri srlen) birlikte,
en geni bir kamuoyu nnde ve "devlet srlarnn korunmasnda en titiz olan bir yo-netm biiminde,
yan bizim parlamenter denetim altndaki ynetimlerimizde, olduundan ok daha fazla halkn onunde
cereyan ediyordu. En azndan resm masala gre, in'in "Resm Gazete" si, imparatorun Tanr ve
halkna kar bir tur srekli hesap vermesiydi. Resmi Gazete, imparatorun karizma tik niteliinden
kaynaklanan sorumluluklarnn klasik ifadesiydi. Bu resm aklamalar ve geni yaynlar, aslnda ne
denli kukulu olursa olsun, (bizim brokrasimizin parlamentolarmzla haberlemesi de byle deil
midir) in sisteminde, en azndan, kamuoyunun memurlarn almalar stndeki basks iin olduka
gulu ve ok kere de etkili bir emniyet subab oluturma eilimi yaratyordu.
6. Memurlarn saygnl

Tebaann butun patrimonyal ynetimlerde grlen nefret ve gvensizlii, her yerde olduu gibi, in'de
de hiyerarinin halkla en yakn i ilikisi iinde bulunan alt kademelerine
537
yneliyordu. Tebaann kesinlikle zorunlu olanlar dnda "devlerle her trl temastan gayr-siyasi
olarak kanmas, btn patrimonyal sistemlerdeki gibi in'de de sz konusuydu. Ama bu gayr siyasi
tutum, in halknn karakterinin biimlenmesinde resm renimin nemini azaltmyordu.
Eitim dneminin zorluu, ksmen in yazsnn deiik oluundan, ksmen de renim konularnn
zelliinden geliyordu. Bu zorluklar ve genellikle ok uzun sren bekleme dnemleri, kendi serveti
olmayanlar, renimleri bitinceye kadar bor almaya, yukarda grdmz zere aile tasarruflarn
zorlamaya, tacirlikten mucize hekimliine kadar her trl geindirici ii yapmaya itiyordu. Kendi
balarna klasiklere ulaamyorlar, ancak sonuncu (altnc) ders kitabn, yani "okul kitab"n (Siao
Hio)46 inceleyebilmi oluyorlard, ki zamanla eskimi olan bu kaynak da klasik yazarlardan yalnzca
baz paralar iermekteydi. te renim dzeyindeki bu farkllklardr ki (renimin trndeki-ler
deil) bu evreleri brokrasiden ayryordu. nk yalnz klasik renim, renim saylyordu.
Snavlarda baar gsteremeyenlerin yzdesi son derece yksekti. Sabit kotalar47 sonucu, yksek
derece snavlarm geenlerin oram dkt, ama bo memuriyetlerin saysnn da her zaman birka
katyd. Kazananlar, grev iin, kiisel himaye,48 z-sermaye ya da borlanma yoluyla rekabet
46 "Siao Hiol" (cv. de Harlcz, Annahs d Musee, Guimct XV, 1889), Chou H'in (12. yy.)
yaptdr. Chou Hi'nin en nemli baars, kazandrd sistematik yap ile Konfuyenzm'i kesin
biimde kodlatrmasdr. Chou Hi iin bkz. Gali, "Le Philosophc Tchou Hi, sa doctrine ete." Vcmefe's
Sinologiques, 6 (anghay, 1894). Esasnda Li K'ye popler bir erh olan ve tarihten rnekler veren bu
yapt in'deki butun ilkokul rencileri tanr.
47 Eyaletlere belli sayda "ustad" verilirdi, iradi borlanma hallerinde -Taiping ayaklanmasndan
sonra bile- belli asgari miktarlar salayan eyaletlere, bazan da yksek kotalar vaad edilirdi. Her
snavdan yalnz on "doktor" geebilir, ilk u dereceye girenler de zellikle yksek bir prestij
kazanrlard.
48 En yksek dereceyi alan u mezunla en yksek mandarinlerin kkenleri kar-538
ediyorlard. Grevlerin sat burada da Avrupa'daki gibiydi: Devlet amalar iin sermaye yaratlyor
ve bu ok kere liyakat llerinin49 yerine geiyordu. Reformcularn grevlerin satlmasna kar
muhalefeti, Pekin Resm Gazetes'Cnt yaymlanan bu tr pek ok dilekeden anlald gibi, eski
sistemin son gnlerine dein srmtr.
Memurlarn, Islm kurumlardakine benzeyen ksa grev sreleri ( yl), ynetimin ekonomiyi youn
ve rasyonel biimde etkilemesine ancak kesintili ve sallantl bir biimde imkn vermitir. Ynetimin
teorideki gllne karn, bu byle olmutur. Ynetimin yeterli grd srekli memur saysnn
azl hayret vericidir. Yalnzca rakamlar bile aka gstermektedir ki, devletin ykek karlarna ve
hazineye dokunmadka ve gelenekler, aile, kyler, loncalar ve dier mesleki kurumlar dzeninin
normal yrtcleri olarak kaldka, iler genellikle tabii seyrine terk edilmitir.
Yine de halk ynlarnn biraz nce szn ettiimiz gayr siyasi tutumuna karn, greve bavuran
tabakann grleri, orta snflarn yaam biimine nemli etkiler yaplatrldnda kiisel patronajn buyuk nemi ortaya kmaktadr (bkz. Zi, a.g.e., Ek V, s. 221, not 1).
1646'dan 1914'e dein 748 yksek resm grevden 398'ini Manchular'm doldurduu (ki yalnzca u en
yksek dereceyle mezun olanlar arasndayd ve bu derece kendilerine bizzat mparator tarafndan verilmiti) bir yana braklrsa, Honan eyalelti 58 kii, yani tum yksek memurlarn altda birini vermiti. Bu
da salt Tseng ailesinin gl konumu sayesinde olmutu. Buna karlk en yksek dereceli mezunlarn
neredeyse te ikisi yle eyaletlerden geliyordu ki, bunlarn soz konusu grevlerdeki toplam pay yalnzca yzde 30'du.
49 Bu yol sistemli biimde ilk kez 1453'e Ming mparatorlar'nca kullanlmt. (Ama bir mali nlem
olarak, buna Chi Twang-Ti dneminde bile rastlanr.) En duuk derece nceleri 108 "piaster" ediyordu
ki, bu da renim deneklerinin kapitalize edilmi deerine eitti. Sonra 60 "tael"e kt. Hoang-Ho'nun
bir su baskn altnda kalmasndan sonra ise, pazar geniletmek ve dolaysyla tonlar bytmek
amacyla fial 20-30 "tael"e indirilmiti. 1693'ten bu yana, bakalorya derecesini satn alm olanlar da
daha yksek snavlara kabul edilmeye baland. Bir TaotafMk grevinin fiat tum yan masraflaryla
birlikte 40.000 "tael"e kmt.
539
mtr. Bu, her eyden nce, greve ehliyet kavramnn snavla denenen sihirli-karizmatik zelliinin
sonucudur. Snav gemekle aday, nemli olude shen sahibi olduunu kantlam bulunuyordu.
Yksek mandarinlerin sihir gucu mnakaa edilmiyordu. Onlar, karizmalar "kantlanmak" kaydyla,
ldkten sonra ya da yaarken her an taplacak k haline gelebilirlerdi. Yazl eserlerin ve belgelerin
eskiden tad sihirli anlam, mhrlerine ve elyazlarna eczal ve ifal bir nitelik de katm; bu,
adayn snav donanmna kadar uzanmtr. Hemehrilerinden birinin imparatorca en yksek derecenin

en baarl mezunu seilmesi herhangi bir il m onur ve yarar telakki edilmi;50 halka ilan edilen snav
sonu listelerinde ad kazananlar arasnda yer alanlar, "kendi kylerinde un salmlardr". Butun
loncalarn ve teki nemli kulplerin bir aydn ktip olarak almalar gerektii iin, bo kadro
bulamayan mezunlar bu ve benzeri ilerde almlardr. Kadrolu memuriyetlere atananlar ve snav
kazanm memur adaylar, sihirli karizmalar ve hamileleri sayesinde -zellikle kuuk burjuva
evrelerden geli-yorlarsa- akrabalarnn butun nemli ilerinde doal "gnah karc" ve danman
olmulardr. Bu bakmdan, Hindistan'da ayn ilevi gren Brahmanlar'a (Gurular) benzerler. Devlete
mal satanlar ve buyuk tacirler yannda, servet edinme frsatna en ok sahip olanlardan biri de,
gorduu-muz gibi, yksek memurlard. Dolaysyla, bu tabakalarn kendi akrabalar arasnda olduu
kadar halk zerindeki ekonomik ve kiisel etkisi, hemen hemen Msr'daki ktiplerin ve rahiplerin ortak
etkisi kadar buyuktu. Ancak akraba arasnda, daha nce vurguladmz gibi, yallarn otoritesi bir
kar arlk oluturmaktayd. Halk temsillerinde sk
50 Bu ncdcnlcd ki, Impaatola, belli koulla altnda adayla yclehtimkc, imdiye dcg bu inci de
eceyi kazanm b mezun kaamamn bu eyaletten gelip gelmediim de gozonunc alyorlad
540
sk gulduru konusu yaplan memurlarn "liyakat"i konusu bir yana brakrsak, edebi renimin
saygnl, Bat-eitm-li modern mandarin tabakalarnn etkinlii artmcaya dein, halkn gzndeki
salam yerini korudu.
Z Ekonomik politika stne grler
renimli tabakann toplumsal nitelii, ekonomik politikalarn da etkilemitir. Kendi efsanesine gre,
n toplumu binlerce yl, dinsel ve faydac bir refah-deveti nitelii, yani teokratik karakterdeki teki bir
suru tipik patmnonyal brokratik yaplara uygun bir nitelik tamtr.
Fiili devlet politikas kukusuz ok eski zamanlardan beri, ekonomik hayat yukarda aklanm olan
nedenlerle en azndan retimde ve kr ekonomisinde hep serbest brakmtr. Bu durum, butun eski
Dou lkeleri iin geerlidir -deer ki yeni yerlemeler, sulama sayesinde tarmn slah, ya da mali ve
askeri karlar iin iine girsin. Asken karlar ve askeri maliye, ekonomiye hep dinsel mdahaleler
getirmitir. Bu mdahaleler tekelci ya da finansal yollardan gerekletirilir ve ounlukla serttir.
Ksmen merkantilst dzenlemelerdir, ksmen de stat tabakalamas kurallar niteliindedir. in'de
ulusal militarizmin sonlarna doru, bu tur planl "ekonomik politika" tavsad. Hkmet, ynetim
aygtnn zaaflarnn farkna vararak faaliyetim, gelgitin izlenmesine ve buyuk illere pirin sevkiyatmda
vazgeilmez rol oynayan su yollarnn bakmna inhisar ettirdi. Bir de, butun patrimonyal ynetimler
gibi, ktlk ve tketime. Modern anlamda bir "ticari politika" saptamad.51 MandarnleSc Ma Iscn'n odcnclc dengesi (png shoun) usluc olan yapt (C ha\annes demesi, no 8, bolum
"^0, cilt III), Cm kamu maliyeciliinin olduka \ b onegm olulunu Bu, ayn zamanda, kounmu
olan en eski iktisat belges541
rn su yollan boyunca aldklar gei cretleri, bilindii kadaryla, salt vergi niteliinde olup, herhangi
bir ekonomik politikaya hizmet etmiyordu Hkmet bir butun olarak yalnzca parasal ve merkantlst
karlar peindeydi Tabu otoritenin karzmatk ozu bakmndan daima tehlikeli olan olaanst halleri
saymazsak Bilindii kadaryla, btncl bir ekonomik rgtlenme abas gsteren tek k, onbrmc
yzylda hasadn tumu m bir devlet ticaret tekeli kurmak isteyen, Wang An Sh olmutur Planna
gre, vergi kazanlar yannda, fiyatlar eitlenecek ve bununla balantl olarak da araz vergilerinde
reform yaplacakt Plan yrmedi Ekonomi buyuk olude kendi haline brakldka, ekonomik ilerde
"devlet mdahalesi" aleyhtarl, srekli ve temel goru haline geldi Bu goru zellikle, patrmonyal
sistemlerinin her yerde vergi arac olarak kulland tekelci imtiyazlara52 kar yneltiliyordu Yme de
bu duygu, tebaann refahnn hkmdarnn karizmasna bal olduu inancndan kaynaklanan eitli
farkl tutumlardan yalnzca bir tanesiydi Bylesi tutumlar devlet mdahalesi aleyhtarlnn
yanbamda hep mevcut oldu ve patrmonyalzmm tipik gstergesi olan brokratik mdahalelere
srekli ya da
d Bizce odemele dengesi bal altna girmemesi gceke konula mla d Eyalet Savala
dnemindeki buyuk tcaet kala blesk mpaatoluk ta taulem bollanmas mcmui)et yasaklan
aylklan bellenmes vt bunla ragou topak tcaet oman su veglenn bulenmes (ki buniaa bu)ik
aklc el kovuyodu) zel paa basma sounu ozcl klcn ok lazla zengin lemesnn tthlkcle (ama
bu yandan da Konfuyus ilkelcime u\gun olaak se\ctm olduu yede adem de vad dncesi)
ulam malyetlc unvan lan satn alnmas tuz ve demir tekelleri taclem tescil edilmesi i gum
uklc fiyat stka poltkala esnafa verilecek dolaysz koms\onlaa ka mucadelek Bu kamealst
maliye poltkalamm amac olumlu bn d ttaU dengesi salamak degl stka yoluyla i dzem
koumakt
52 Ko Hong taclenn Canton limannda sahip oldukla tcact tekeli (ki >a banclaa alan tek liman
buydu) 1892 ye kada surdu Bu tekel Babala in Cmlle le hchangi bn ilikiye gmeiem nlemek

iin konmutu Tekelin salad muazzam kala bundan denek alan memulam duumun dcgs
mcsne ka duenmelemc yol amt
542
en azndan zaman zaman zemin hazrlad Dahas, ynetim ktlk dnemlerinde, tketimi kontrol
hakkn elinde tuttu -ki bu, Konfuyen teorinin her turlu harcamay saysz zel normlara balayan
nlemleri arasndadr Her eyden nce, piyasada serbest deiim yoluyla salt ekonomik biimde belirlenen bir toplumsal farkllamaya kar buyuk bir honutsuzluk vard Tabu bu honutsuzluk her
brokraside vardr Ekonomik olarak kendine yeterli ve sosyal bakmdan trde dunya-mpa a torluu
koullarnda gittike artan ekonomik istikrar, onyednc yzyl ngiliz edebiyatnda tartlan trden
ekonomik problemlerin dogmasn onle-mt Hkmetlerin siyasal bakmdan aldmazlk edemeyecei ve ngiltere'nin o zamanki "rsalecler'nn karla-na hitap ettii bir bilinli burjuva tabakas
in'de yoktu Patrmonyal brokratik ortamlarda her zaman olduu gibi, ynetim yalnzca tucca
loncalarnn tutumunu, o da statik" biimde ve gelenein ve loncalarn zel ayrcalklamn korunmas
soz konusu olduunda, ciddiye almak gereini duyuyordu Tccar loncalarnn da dinamik bir olu
yoktu, unku ngltere'dekler gibi devlet ynetimim kendi hizmetlerine ekecek gte yaylmac
kapitalist karlar (a\-tfe') yoktu
8. Sultanclk ve harem aalarnn literati'ye kar siyasal muhalefeti
Lteratnn siyasal konumu tam olarak, ancak onlan mcadele etmek zorunda kaldklar glen
tanmakla anlalabilir imdilik heterodokslere deinmeyeceiz, bunlar ilende greceiz
lk zamanlarda lteratmn balca hasmlar, feodal donemin makam tekellerini yitirmek istemeyen
"gulu ale543
ler"iydi. Bunlar, patrimonyalizmin gereklerini yerine getirebilmek ve yaz bilgisi stnln ellerinde
tutabilmek iin, oullarna gelecein kapsn imparatorun ltuOaryla ama yollar buldular.
Bir baka hasm, grevleri satn alan kapitalistlerdi. Bu da stat gruplar arasndaki farkn azalmasnn
ve para ekonomisinin doal sonucuydu. Buradaki mcadele, literatinin srekli ve kesin baarsyla
bitmezdi. Ancak grece olabilirdi, nk her sava, parasz merkezi ynetimi, askeri giderlerin tek
kayna olarak paral-memuriyetleri sata karma yolsuzluuna srklyordu. Bu, yakn zamanlara
dein surdu.
Literati, uzmanlam bir rgt isteyen ynetimin aklc karlaryla da mcadele etti. Uzman
memurlarn sahneye k, Wen Ti zamannda 601 yllarna kadar gider. Wang An Shi ynetiminde
1068'deki savunma savalar srasnda uzmanlar kesin ama ksa sren bir stnlk elde ettiler. Ama
yine gelenek galip geldi ve bu kez hep yle surdu.
Literatinin karsnda son olarak nemli ama srekli bir dman kald: Sultanclk ve onu destekleyen
haremaah sistemi.53 Bu yzdendir ki Konfyenler, haremin etkisine derin bir kukuyla bakarlar.
Bu mcadelenin iyzn grmeden, in tarihini anlamak ok gtr.
Literati ve sultanclk arasndaki kesintisiz mcadele, Shi-Hwang-Ti zamannda balam ve ikibin yl
srmtr. Mcadele btn hanedanlar zamannda devam etmitir, nk enerjik hkmdarlar,
haremaalarnm ve sonradan grme pleblerin yardmyla, kltrl stat grubu literatiye olan
bamllklarndan srekli olarak syrlmaya almlardr. Bu tur mutlakiyetilie kar gelen birok
literati, kendi sta53 Yalnz csm Mng tarihi (bkz bir sonraki not) deil, "Ch l kuo kang yu ch" de (Hslue
gcographque des XVI Royaumes, der. Mchels, Paris, 1891) bunlarla doludur
544
tu gruplarn iktidarda tutabilmek iin canlarm vermek zorunda kalmlardr. Ama uzun vadede
kazanan hep literati olmutur.54 Her kuraklk, her su baskn, gne tutulmas, savata yenilgi ve her
tehditkr olay iktidara hemen literati-yi getirmitir. nk byle olaylar, literatinin bekiliini yapt
ve sansr kurulu ile "Hanlin Akademisinin temsil ettii, klasik yaam biiminin terk ve gelenein ihll
edilmesinin sonucu saylyordu. Byle hallerde "serbest mnazara" alyor, tahtn fikri almyor ve
sonuta daima klasik olmayan hkmet biimi sona erdirilerek haremaalar ya idama, ya srgne
gnderiliyor, klasik rgtlenmeye dnlyor, ksaca literatinin isteklerine uygun dzeltmeler yaplyordu.
Harem sistemi, tahta k srasnn belirlenmesi asndan son derece tehlikeliydi. Reit olmayan
imparatorlar kadnlarn vesayeti altndayd; bazen kadnlar kanunun ta kendisi haline geliyorlard. Son
Ana mparatorie Tsu Hsi, haremaalarmn yardmyla hkm srmeye almt.55 Bu noktada,
Taoistler'in ve Budistler'in in tarihi boyunca taht mcadelelerinde oynadklar rol tartmayacaz.
(Niin ve ne lde haremaalarmn doal mttefiki olmulardr ve ne lde bu ittifak yldzlara bal
olmutur?)
Yalnzca u noktaya deinerek geelim: En azndan modern Konfyenizm'e gre, astroloji klasisizme
smayan bir boinan saylagelmitir.56 Mneccimliin, imparatorun ynetimin gidiindeki tao

karizmasnn tekliine rakip olduu dnlmt. Balarda durum bu deildi. Hanlin


54 Bu mcadeleyi gsteren ok sayda rnek "Yu tsman tung ken hang mu" da bulunabilir (Mng
tiistoiy of Emperor Kien Lung, ev Delamarre, Paris, 1865).
55 Bkz E. Backhouse ve J O P. Bland, China Under the Empess Dowager (Hene-nann, 1910) ve
buna kar Tao Mo'nun 1901 ylndaki nl muhtras.
56 1441'de astrologlarn ngrd bir gne tutulmas gereklemeyince, Ayin Kurulu onu tebrik etti
-ama mparator bu durumu kabul etmedi.
545
4
Akademisi'nin mneccimler kuruluna kar giritii bilimsel rekabet bunda belirleyici rol oynam
olabilirdi;57 astronomik lmlerin Cizvit kkeninin de belki bir pay vard.
Konfuyenler'in inand oydu ki, haremaalarmm kulland bylere gvenmek felaket getirirdi.
1901 tarihli Muhtra'smda Tao Mo, imparatorieyi, 1875 ylnda tahtn gerek sahibinin tasfiyesine
sebep olmakla ve sansr kurulunun itirazlarna kulak vermemekle (sansrc Wu Ko Tu bu yzden
kendini ldrmt) sulamt. Tao Mo'nun lmnden sonra aklanan muhtras ve oluna mektubu
erkeke gzellikleriyle tannr.58 Samimi ve derin inanllndan kimsenin kukusu olamaz.
Imparatorienin ve birok prensin Boxer'larm sihirli karizmalarna inanm olmalar, imparatorienin
btn politikasn aa vuran bu inan ise, kesinlikle haremaalarmm etkisinin eseridir.59 Bu kayda
deer kadn lm deinde unlar vasiyet etmitir: (1) Bir daha in'de hibir kadn saltanat etmesin
ve (2) ha-remaas sistemi ebediyen ilga edilsin.60 Bu vasiyet, rivayet doruysa, onun kasdettiinden
ok daha deiik bir biimde yerine getirilmitir. Ama hi phe edilmemelidir ki, o tarihten bu yana
cereyan eden her olay, en bata da "devrim" ve hanedann devrilmesi, gerek Konfyenler iin,
hanedann klasik erdeminin karizmasnn byklne olan inancn doruluunun teyidi olmutur.
Mmkn ama muhtemel olmayan bir Konfyen restorasyon halinde, bu inan byle yorumlanacaktr.
Konfysler, son tahlilde i siyasal huzura nem veren barl literati karakteri tadklarndan,
doal olarak askeri glere honutsuzluk ve
57 Bkz Hanln Akadems'nm mparatorc'ye gnderdii, yukarda sozu edilen 1878 tarihli muhtra
58 a e, bolum 9, ss 1130 vd
59 Bkz Imparatore'nm ubat 1901 tarihli emirnamesi.
60 a g e, s. 457.
546
anlayszlkla bakmlardr. Literatinin subaylarla ilikisinden daha nce de sz etmi ve btn
AnnaPlarm bunun rnekleriyle dolu olduunu grmtk. Ylhfelar'da "hassa subaylar"mn sansr
kuruluna (ve yksek grevlere) atanmalarna kar protestolara rastlanr.61 Haremaalar, Nar-ses'e
benzer biimde, ok popler gzdeler ve generaller haline gelince, sultana patrimonyal orduya kar
dmanlk bagsterdi. Literati, halkn sevdii darbeci asker Wang Mang' devirmekten gurur duydu.
Diktatrlerin sokaktaki adamlarla birlikte hkmet etme tehlikesi her zaman ok yaygn olmutur, ama
in'deki bilinen tek rnek budur. Ne var ki literati, gcn fiilen kabul ettirebilen iktidarlar nnde,
Han iktidar gibi darbeyle yahut Mool Manular gibi fetihle gelseler bile, eilmeyi de bilmitir. Byk
fedakrlklar da gerekse -Manular mevcut memuriyetlerin yzde 50'sini, renim yeterlilikleri
olmakszn, kendilerine almlard- boyun emitir. Literati, ynetimi her ele geirene, kendi ekilci ve
trensel istemlerine uyar ise teslim olmu ve ancak o zaman durumu kabullenerek "gereki" bir tutum
alabilmitir.
"Temel kanun"a gre (Konfyenler'in teorisi) imparator ancak diplomal literatiyi greve getirerek
hkmet edebilir; "klasik reti"ye gre de ancak ortodoks Konfyen memurlar kullanabilirdi. Bu
kuraldan her sapma felaket getirebilir ve hl inat edilirse de imparator tahtndan der, hanedan
yklabilirdi.
61 rnein imparator Kcn Lung'un "Yu tsuan ken kang mu"su (a g t\, ss 167, 223) 1409 ve 1428.
Ynetime mdahale edilmesini benzer biimde yasaklayan hr terman ordu tarafndan daha 1388'de
verilmiti (age)
547
Iletiim'den
Politika Dizisi
Norbert Elias
Uygarlk Sreci
CILT1
Sosyo-Oluumsal ve Psiko-Oluumsal ncelemeler Batl Dnyevi st Tabakalarn Davranlarndaki
Deimeler
EVREN ENDER ATEMAN / 344 SAYFA
Uygarlk Sreci

CLT 2 Sosyo-Oluumsal ve Psiko-Oluumsal ncelemeler


Toplumun Deiimleri; Bir Uygarlama Teorisi tin Taslak
EVREN EROL ZBEK / 448 SAYFA
Jrgen Habermas
Kamusallm Yapsal Dnm
EVREN TAN1L BORA - MTHAT SANCAR / 414 SAYFA
lletiim'den
Politika Dizisi
Cornelius Castoriadis
Dnyaya, nsana ve Topluma Dair
EVKEN HLYA TUFAN / 338 SAYFA
Toplum, mgeleminde Kendini Nasl Kurar?
Marksizm ve Devrimci Kuram cilt i
EVIREN HLYA TUFAN / 239 SAYFA
Alex Collinicos
Toplum Kuram Tarihsel Bir Bak
EVREN YASEMN TEZGDEN / 477 SAYFA
Pierre Bourdieu - LoYc J. D. Wacquant
Dnmsel Bir Antropoloji in Cevaplar
EVREN NAZLI OKTEN / 295 SAYFA
letiim'den
Politika Dizisi
Hannah Arendt
nsanlk Durumu
EVREN BAHADIR SNA ENER / 461 SAYFA
Gemile Gelecek Arasnda
EVREN BAHADIR SNA ENER / 319 SAYFA
Totalitarizmin Kaynaklar 1 Antisemitizm
EVREN BAHADIR SNA ENER / 219 SAYFA
Totalitarizmin Kaynaklar 2 Emperyalizm
EVREN BAHADIR SNA ENER / 315 SAYFA
iddet zerine
EVREN BLENT PEKER / 104 SAYFA
letiim'den
Politika Dizisi
Perry Anderson Tarihten Siyasete Eletiri Yazlar
EVJREN SMTEN COAR / 509 SAYFA
Ulrich Beck
Siyasallm cad
EVREN NHAT ULNER / 272 SAYFA
Josephine Donovan
Feminist Teori
EVREN AKSU BORA / 396 SAYFA
Helmut Pubiel
Yeni Muhafazakrlk Nedir?
EVREN EROL ZBEK / 166 SAYFA

Вам также может понравиться