Вы находитесь на странице: 1из 13

CİSİMLERİN DAYANIMI

Cisimlerin mukavemeti, mekaniğin şeklini değiştiren cisimler ile uğraşan


bir bölümüdür. Bu bilim dalı çok kez mukavemet adı ile de anılır. Şeklini
değiştirmeyen cisimler, yani rijit cisimler, mekaniğin rijit cisim mekaniği
bölümünde incelendi. Rijit cisim mekaniğinin bir çok probleme çözüm
getirmemesi nedeniyle cisimlerin mukavemetine gereksinim
duyulmaktadır. Rijit cisim mekaniğinin cevap vermediği en önemli iki
problem: Cisme gelen dış etkileri cismin taşıyıp taşıyamayacağı ve dış
etkiler altında cismin yaptığı şekil değiştirmelerin bulunmasıdır. Bu ve
bunun gibi cismin dayanımı ve şekil değiştirmesi ile ilgili problemlere
cisimlerin mukavemeti ile cevap verilmeye çalışılmaktadır.

Uygulamada mukavemetten beklenen: Boyutlandırma ve kontrol


problemlerine çözümleridir. Boyutlandırma problemi; tasarlanan sistemin
boyutlarının belirlenmesidir. Çok kez tasarlanan sistemin bazı boyutları
gereksinim veya mimari nedenler ile önceden belli olabilir. Diğer
boyutların belirlenmesi istenir. Örneğin bir oda döşemesinin iki boyutu
mimari nedenler ile önceden belirlenir ve döşeme kalınlığı istenir. Silindirik
bir kazanın uzunluğu ve yarı çapı işletme gereksinimleri ile belirlenir ve
saç kalınlığı istenir. Kontrol probleminde ise sistemin boyutları belli olup
sistemin verilen yükü verilen güvenlik ile taşıyıp taşımayacağı sorulur.
İleride görüleceği gibi bu iki problem birbirinden pek farklı değildir.
Boyutlandırma veya kontrol problemlerine cevap verilirken sistemin
yükleri belirli bir güvenlik ile taşıması istendiği gibi aynı zamanda da
sistemin şekil değiştirmelerinin belirli sınırlar içinde kalması ve dengenin
kararlı olması da istenir.

Boyutlandırma problemine özüm aranırken güvenlik ve maliyet faktörleri


göz önüne alınır. Malzeme kusurları, teoride yapılan kabuller, dış yüklerin
tam belirli olmaması, malzemenin zamanla yıpranması gibi faktörler göz
önünde bulundurularak; sistem dış etkilere tam dayanacak şekilde
boyutlandırılmaz; sistemin boyutları, güvenlik düşüncesi ile arttırılır. İşçilik
ve malzeme giderlerinden oluşan maliyetinde az olması istenir. Güvenlik
ve maliyet faktörleri birbirinin tersi sonuç verir. Güvenlik artınca maliyet
de artar. Tasarımcı bu iki şart için optimum bir çözüm bulmaya çalışır.

Yukarda belirtilen bu iki şartın haricinde bazı sistemlerde üçüncü şart


olarak, bilhassa yapı sistemlerinde, estetik şartı ortaya çıkabilir bu gibi
durumlarda sistemin estetik olması için maliyet şartından ödün verilir.

MUKAVEMETİN İDEAL KAVRAMLARI VE İLKELERİ

Her bilim; problemleri ile uğraşırken bazı tanımlar yapar, problemlerinin


modellendirilmesine kolaylaştırmak için bazı ideal kavramları kullanır ve
bir takım ilkeler koyarak temel problemini çözmeye çalışır.

Mukavemette tanım ve idealleştirmeler daha çok dış etki ile şekil


değiştirmeler arasındaki bağıntılarda yapılmaktadır şekil değiştirme
oluştuktan sonra dış etki kaldırılınca hemen geri dönen şekil değiştirmelere
elastik şekil değiştirme ve bu özellikleri cisimlere elastik cisim adı verilir.
Elastik şekil değiştirmeler zamandan bağımsızdır, dış etki kalkınca hemen
geri döner.

Dış etkiler kalktıktan sonra hemen geri dönmeyen şekil değiştirmelere ise
elastik olmayan şekil değiştirmeler adı verilir. Elastik olmayan şekil
değiştirmeler içinde zamana bağlı olmayan şekil değiştirmelere plastik
şekil değiştirme ve bu özelliğe sahip cisimlere plastik cisim adı verilir.
Plastik şekil değiştirmeler kalıcı şekil değiştirmelerdir. Burada plastik
kelimesi polimerik malzemeler için genel olarak kullanılan isim anlamında
kullanılmamaktadır.

Bu cisim yüklendikten sonra yükün sabit kalmasına karşın şekil


değiştirmeler zaman içinde artabilir. Bu olaya sünme denir. Her hangi bir
yüklemeden sonra yük kalktıktan sonra şekil değiştirmenin bir kısmı
zaman içinde geri gelebilir bu olaya elastik gecikme denir. Elastik
gecikmedeki geri dönen şekil değiştirmeler her ne kadar elastik şekil
değiştirmenin bir formu ise de zamana bağlı olması nedeniyle elastik
olmayan deformasyonlar arsında düşünülmektedir. Bazı yazarlar sonradan
geri dönen kısmın elastik şekil değiştirmenin bir formu olması nedeniyle
elastik şekil değiştirme olarak kabul ederler.

Zaman faktörü göz önüne alınmadığı takdirde cisim üzerindeki dış etkiler
kalktıktan sonra geri dönen şekil değiştirmeler elastik şekil değiştirmeler
ve geri dönmeyen kalıcı şekil değiştirmeler plastik şekil değiştirmeler
olarak tanımlanır.

Elastik ve plastik cisimler ideal cisimlerdir. Böyle cisimler doğada yoktur.


Doğada bulunan cisimlerde dış etkiler kalktıktan sonra şekil değiştirmenin
bir kısmı geri gelir ve bir kısmı geri gelmez. Bu cisimlere elasto- plastik
cisim adı verilir. Kalıcı ve elastik şekil değiştirmenin miktarına göre cisim
idealleştirilerek elastik veya plastik cisim olarak kabul edilir şayet elastik
ve plastik şekil değiştirmeler mertebe olarak farklı değil ise cismi elasto-
plastik cisim olarak göz önüne almak gerekir.

Uygulamada sık kullanılan bir başka idealleştirme, cismin şekli değiştirme


kanunun doğrusal kabul edilmesidir. Bu şekilde idealleştirilen cisme hook
cismi veya doğrusal elastik cisim adı verilir.

Özellikleri noktadan noktaya değişmeyen cisimlere homojen cisim adı


verilir. Özellikleri doğrultuya göre değişmeyen cisimlere ise izotrop cisim
aksi halde anizotrop cisim adı verilir.

Zamana bağlı şekil değiştirmede şekil değiştirme hızı gerilmenin


fonksiyonu ise böyle cisimler viskos adı verilir. Bağıntı doğrusal ise
doğrusal viskos cisim aksi halde doğrusal olmayan viskos cisim adı verilir.

Katılaşma İlkesi

Bu ilkeye göre; bir cisim şeklini değiştirdikten sonra rijit cisim olarak göz
önüne alınıp denge denklemleri yazılabilir. Bu ilke yardımı ile rijit cisim
mekaniği ile şeklini değiştiren cisimler mekaniği arasında köprü kurularak
rijit cisim mekaniğinin denge denklemi kullanılır.

Ayırma İlkesi

Bu ilkeye göre; bir cisim düşünsel olarak daha küçük parçalara ayrılıp her
parça yeni bir cisim gibi göz önüne alınabilir. Gerçekten ikiye ayrılmış
cisimler için bu ilke aşikardır. Ayırma ilkesine kesit ilkesi de adı verilir. Bu
ilke rijit cisim mekaniğinde gereken yerlerde kullanıldı; örneğin kafes
kirişlerde kesim yöntemi ile çubukların hesaplanmasında. Bu ilke aynı
zamanda cismin sürekli bir ortam olduğunu belirtir. Ayırma ilkesi
yardımıyla iç kuvvet kavramı tanımlanır.

Saint-Venan İlkesi

Bu ilkeye göre; elastik bir cismin belirli bir bölgesine etkiyen dış
kuvvetlerin eş değerleri alındığında bu bölgeden yeter uzaklık da bulunan
noktalarda gerilmeler ve şekli değiştirmeler yaklaşık olarak değişmezler.

Statikte kullanılan kaydırma ve statik eşdeğerlerini alma ilkesi şekil


değiştiren cisimler mekaniğinde geçerli değildir. Örneğin şekil 1.1(a) da
görülen çubuğa etki eden kuvvetler kendi doğrultularına kaydırıldığında
şekil 1.1(b) de görülen durum elde edilir iki durum şekil değiştiren cisimler
mekaniği bakımından birbirinden farklıdır. Birinci çubuğun boyunun
uzamasına karşın ikinci çubuğun boyu kısalır. Saint-Venan ilkesine göre;
işlemlerin yapıldığı bölgeden kafi derecede uzak yerlerde, kuvvetler
kaydırılır veya eşdeğerleri alınır. Şekil 1.2 de görülen yayılı yükler yerine Q
bileşkesinin konulması çubuk uçlarından uzak noktalarda hesap yapıldığı
zaman geçerlidir.
Birinci Mertebe Teorisi

Şekil değiştirmeler küçük olduğunda cisimlerin şekil değiştirmiş haliyle


şekil değiştirmemiş hali arasındaki fark çok küçüktür. Bu nedenle denge
denklemleri şekli değiştirmemiş cisim üzerinde yazıla bilir. Bu şekilde
yapılan hesaplara birinci mertebe teorisi adı verilir. Şekil 1.3 de görülen
ankastre kirişte mesnet momenti hesaplanırken L1 uzunluğu yerine L
uzunluğun alınarak momentin PL olarak hesaplanması birinci mertebe
teorisine bir örnektir.

Şekil değiştirmelerin büyük olduğu sistemlerde; örneğin yüksek binalar,


asma köprüler birinci mertebe probleminde uygun sonuç vermez. Bu
durumda şekil değiştirmeler küçük kabul edilmeyip denge denklemine
şekil değiştirmiş cisim üzerinde yazmak gerekir. Bu hesap şekline ikinci
mertebe teorisi adı verilir ki şekil değiştirmeler baştan bilinmediğinde
hesaplar daha uzundur.

CİSİMLER

Mukavemette cisim olarak herhangi bir cisim değil mühendislikte kullanılan


malzeme göz önüne alınır. Mühendislikte kullanılan malzemeler çeşitli
şekillerde sınıflandırılırlar. Bu sınıflandırmalar için malzemelerin mikro
yapılarına ve kimyasal bağlarını kriter olarak göz önüne alan sınıflama en
tutarlı sınıflamalardan biridir. Bu sınıflamaya göre malzemeler: a)
metaller, b) alaşımları, c) seramikler, d) kompozitler olmak üzere dört
gurupta toplana bilir.

GERİLME ANALİZİ

2.1 Bir Eksenli Gerilme Hali : Normal kuvvet etkisinde bulunan bir
çubuğun dik kesitlerinde normal gerilmeler meydana geldiğini gördük
şimdi çubuğun eğik kesimlerindeki durumu incelmek istiyoruz. Dik
kesitteki gerilmelere 1 indisi ekleyerek şöyle yazabiliriz.

σ =N/F
Dik kesiti dış normali, çubuğun z ekseni doğrultusunda idi. Eğik kesitin
eğimini tanımlamak için bu kesitin dış normalinin z ile yaptığı Ø açısını
kullanacağınız ( şekil 2.1d). Eğik olan kesitin F’ alanı daha büyüktür ve iz
düşüm şartından

F’= F/ cos Ø ( 2.1 )

yazılır. Normal kuvvet eğik alanı üzerine de düzgün yayılacağından birim


alana gelen kuvvet, yani eğik gerilme

tØ= N/F’ =N/(F/cosØ) =(N/F)xcosØ =σ1xcosØ ( 2.2 )


olur. Yüzeye göre eğik olan bu gerilmeleri yüzeye normal ve yüzey içinde
iki bileşene ayırırsak ( Şek. 2.1 e )
σ = tØ x cos Ø
τ = -tØ x sin Ø ( 2.3 )
elde edilir. Görüldüğü gibi eğik kesitlerde normal gerilmeden başka kayma
gerilmeleri de bulunmaktadır. Kayma gerilmelerine konan eksi işareti, bir
işaret kabulünden doğmaktadır. Kayma gerilmesi için pozitif yönü şöyle
tanımlıyoruz: Yüzeyin dış normalini matematik pozitif yönde ( saat
ibrelerinin tersi yönünde ) yüzey üstüne getirmekle elde edilen yön,
kayma gerilmeleri için pozitif yöndür ( şek. 2.2 ).
( 2.2) deki tØ değeri ( 2.3 ) de yerine konursa
σ = σ1 x cos²Ø
τ = - σ1 x sinØ x cosØ ( 2.4 )

elde edilir. Böylece eğik kesitlerdeki σ ve τ, dik kesitteki σ1 değerine bağlı


olarak ifade edilmiş olmaktadır.

Eğik kesitlerde kayma gerilmeleri meydana gelişini şu deney gayet iyi


açıklar ( Şekil 2.3): dik kesitle ayrılmış bir çubukta P kuvveti iletilebildiği
halde eğik kesitle ayrılmış iki parçada yükü iletmek mümkün olmaz. Bu
kayma etkisi, kesilmemiş çubukta malzeme tarafından taşınmaktadır.
( 2.4 ) formülleri Ø’ nin 0º ile 360º arasındaki bütün değerleri için
doğrudur. Ø yerine Ø+180º konursa karşı yüzeydeki ( şek 2.4 ) gerilmeler
elde edilir. Karşı yüzeydeki gerilmeler birbirinin aynı olmalıdır, formülde bu
sonucu verir:

σØ + 180º = σØ
τØ + 180º = τØ ( 2.5
)
Yönleri ise birbirinin aksidir.
Birbirine paralel kesitlerde Ø aynı olduğundan gerilmeler aynıdır.
Birbirine dik olan iki kesitteki kayma gerilmeleri arasındaki bağıntı ilginçtir.

τØ + 90º = - σ1 x sin (Ø + 90º ) x cos ( Ø + 90º )


= - σ1 x cos Ø x ( -sinØ ) = - τØ
τØ + 90º = -τØ
( 2.6 )
O halde dik iki yüzeydeki kayma gerilmeleri şiddetçe aynı, işaretçe terstir.

2.2 İki Eksenli Gerilme Hali : Bir çubuğu keserek bir eksenli gerilme halini
inceledik. Şimdi çubuk kavramını bir yana bırakılarak iki doğrultuda
gerilme etkisinde bulunan bir cisim göz önüne alacağız ( Şek. 2.5 ) bu
cisim bir plak veya kabuğun bir parçası olabilir; fakat aynı zamanda bir
çubuk içindeki elemanda olabilir.

Şimdi cismin içinde, σ1 ile Ø açısı yapan bir yüzey üzerindeki gerilmeleri
hesaplamak istiyoruz ( şek. 2.6 a) bunun iki tane bir eksenli gerilme
halinin toplamı olarak bulmak mümkündür.

Yalnız σ1 gerilmeleri etkisindeki cisim için ( Şek. 2.6 b) Ø eğimindeki


yüzeyde meydana gelen gerilmeler ( 2.4 ) gereğince

σ = σ1 x cos² Ø
τ´ = -σ1 x sinØ x cosØ

olur. Yalnız σ2 gerilmeleri etkisindeki cisimde ( şek. 2.6 c ) yine


( 2.4 ) formülleri kullanılabilir; ancak bu defa Ø yerine – ( 90º-Ø ) koymak
gereklidir o halde
σ´´ = σ2 x cos² [-( 90-Ø)]
τ´´ = -σ2 x sin [-(90-Ø)] x cos x [-( 90-Ø)]
olur.
Cos [- ( 90-Ø ) ] = sinØ, sin [- ( 90-Ø ) ] = - cosØ
Olduğundan
σ´´ = σ2 x sin²Ø
τ´´ = σ2 x sinØ x cosØ
elde edilir.σ1 ve σ2’ nin bir arada bulunması halinde
σ = σ´ + σ2´´, τ = τ´ + τ´´ olacağından
σ = σ1 x cos²Ø + σ2 x sin²Ø
τ = -σ1 x sinØ x cosØ + σ2 x sinØ x cosØ ( 2.7 )
elde edilir.
2.3 Bir Noktadaki Gerilme Hali: σ1 ve σ2 gerilmeleri etkisinde bulunan bir
cisim göz önüne alalım ( Şek. 2.7 ). Cismin içindeki bir A noktasındaki
gerilme halini bilmek, o noktadan geçen her eğimdeki yüzeyde bulunan
gerilmeleri bilmek demektir. Bundan önceki kısımda çıkarılan formüller, σ1
ve σ2 verilince her hangi bir açık yüzeydeki gerilmeleri bulmak olanağını
vermektedir şu halde bir noktadaki iki eksenli gerilme hali üç sayının
verilmesi ile belirli olmaktadır. Bu üç sayı σ1, σ2, Ø olmak zorunda
değildir. Gerçekten, A noktasını içine alan sonsuz küçük bir prizma alalım
ve bunun yüzeylerinin normalini x ve y ile gösterelim ( şek. 2.7 a ). Bu
yüzeylerdeki normal gerilmeler σx ve σy olsun. Kayma gerilmelerini iki
indisle göstermek gerekmektedir. Birinci indis, gerilmenin etkidiği yüzeyin
normalinin doğrultusunu, ikincim indis kendi doğrultusunu göstermektedir.
Böylece ortaya çıkan τxy ve τyx kayma gerilmelerinin birbirine eşit
olduğunu biliyoruz:
τxy = τyx

şimdi prizmanın yüzeylerindeki gerilmeleri σ1, σ2, Ø cinsinden


hesaplayalım.x normalinin açısı Ø, y normalimin açısı Ø + 90º olduğundan

σ x = (σ1 + σ2)/2 + (σ1 –σ2 )/2xcos2Ø


σ y = (σ1 + σ2)/2 - (σ1 –σ2 )/2xsin2Ø

τxy =-(σ1 –σ2 )/2xcos2Ø (2.


bulunur.
Formüllerin yerine mohr dairesi kullan ılınırsa Şek.2.7c de gösterildiği
üzere bir çapın iki ucunda bulunan C´ ve C´´ noktalarının apsis ve
ordinatlarına geliriz.
2.4 Üç Eksenli Gerilme Hali: Cismin içindeki bir noktadan çıkarılan bir küp
üzerinde genel olarak her yüzey üzerinde gerilme vardır. Bu gerilme
bileşenleri Şek. 2.11’ de gösterilmiştir. Daha öncede söylediğimiz gibi, τ’
lardaki ilk indis etkidiği yüzeyin normalinin doğrultusunu ikini indis kendi
doğrultusunu göstermektedir. Şek. 2.11 incelenirse, bir noktadaki gerilme
halini karakterize etmek için 9 büyüklüğün bulunduğu görülür. Bir
vektörün üç bilileşenle belli olduğu düşünülürse bir noktadaki gerilme
halini vektörden de farklı bir büyüklük olduğu anlaşılır. Böylece 9 bileşenle
beliren ve koordinat dönüşümünde belirli özellikler sağlayan büyüklüklere
tansör denir. Gerilme tansörünün matris gösterimi
σx τxy τxz
τyz σy τyz
τzx τzy σz ( 2.7 )

şeklindedir. Ayrıca, daha önce yapıldığı gibi moment denge denklemleri


kullanılarak
τxy = τyx, τyz = τzy, τzx = τxz ( 2.8 )
olduğu gösterilebilir. Bu gerilme tansörünün simetrik olduğunu ifade eder.

2.5 Bazı Özel Gerilme Halleri: Şek. 2.12’ de bazı önemli gerilme hallerine
ait mohr diyagramları çizilmiştir bunları kısaca gözden geçireceğiz.

a) Basit çekme ve basit basınç ( Şek. 2.12 a ). Bunlar tek eksenli gerilme
halleridir. Normal kuvvet halinde bu durum ortaya çıkar. En büyük kayma
gerilmesi 45º eğimli kesitlerde meydana gelir.

b) İki doğrultuda eşit çekme veya eşit basınç.σ1 = σ2, σ3 = 0 halidir.


Çekme olması hali Şek. 2.12 b’ de gösterilmiştir; basınç halinde sadece
işaret değişir. Bu haller gerilmesiz ( σ3 = 0) yüzeye dik kesilen
yüzeylerde kayma gerilmesi bulunmaz.
c) Basit kayma ( Şek. 2.12 c ) iki eksenli gerilme halinde yüzeylerde
yalnız kayma gerilmesi olması halidir. Asal gerilme bakımından σ2 = -σ1,
σ3 = 0 olması halidir. Büyük mohr dairesinin merkezi, koordinat
başlangıcında olur.

d) Hidrostatik çekme veya basınç.σ1 = σ2 = σ3 olması halidir. Eğer


gerilmeler basınç ise bu hal sıvı basıncı etkisindeki bir elemanda meydana
geldiğinden hidrostatik basınç hali adı verilmiştir. Aynı isim benzer olarak
çekmeye de uygulanmaktadır. Bu halde mohr dairesi bir noktaya dejenere
olur. ( Şek. 2.12 d ). Bütün kesitlerdeki normal gerilmeler birbirine eşit
olur, kayma gerilmeleri ise sıfırdır.

2.6 Şekil Değiştirme: Dış kuvvetlerin etkiyle cisimlerin şekil


değiştirdiklerini biliyoruz. Normal kuvvet halinde cismin bütününün boyut
değiştirmesini hesaplamıştık. Şimdi cisimlerin düzlemsel şekil
değiştirmesini daha yakından inceleyeceğiz.

Bir cismin bir A noktasını ve bu noktadan geçen birbirine dik AB ve AC


doğrultularının göz önüne alalım (Şek. 2.13 ).A,B,C noktaları yer
değiştirsin ve A´, B´, C´ noktalarına gitmiş olsun. Eğer A´B´, AB den
büyük ise bu doğrultuda bir boy değiştirme vardır. Keza, eğer <
B´A´C´,< BAC den farklı ise bir açı değiştirmesi vardır. İşte şekil
değiştirme, boy değiştirmesi ve açı değiştirmesi olmak üzere bu iki tipe
göre tanımlanır.

Yer değiştirme, doğrudan doğruya noktaların yeni konumunu tanımlar. AA


´ ye yer değiştirme diyoruz. Yer değiştirme ile şekil değiştirme arasında
bağıntı vardır. Ancak şekil değiştirme noktaların bağıl konumları arasında
değişme olmasına bağlıdır. Hiç şekil değiştirme yapmayan bir yer
değiştirmeye rijit yer değiştirme adı verilir.

Boy değiştirmenin ölçülme şeklini daha önce görmüştük. Bunun için birim
uzamayı (uzama oranı ) göz önüne alıyorduk. A noktası köşe olarak üzere
lx, ly, lz kenarlı küçük bir prizma göz önüne alalım (Şek. 2.14 ). lz kenarı
kağıt düzlemine diktir. Şekil değiştirmeyi bulmak için A dan geçen bir
doğrultudaki boy uzamasını bilmek yetişmez. Ona dik doğrultudaki şekil
değiştirmeyi de bilmek gerekir. Böylece şekil değiştirmenin üç bileşeni
şöyle olur.

(1) x doğrultusundaki birim uzama. Bu doğrultudaki ilk boy lx, boydaki


uzama δx ise
єx = δx/lx (2.9)
olur.Uzama yerine kısalma olunca єx in negatif olacağı önceden
bilinmektedir.
(2) y doğrultusunda ki birim uzama. Bu doğrultudaki ilk boy ly, boydaki
uzama δy ise
єy = δy/ly (2.10)
olur.
(3) xy doğrultusundaki açı değiştirme. Bunu daha önce işlemiştik. Açı
değiştirme, dik bir açıdaki küçülme miktarı ile ölçülmektedir. Açı
küçülüyorsa pozitif sayılmaktadır. Açılar radyan ile ölçüldüğüne göre
boyutsuz bir büyüklüktür. İki doğrultuyu ilgilendirdiği için iki indis konarak
γxy veya γyx ile gösterilir.şu halde şek. 2.14 c den
γ1+γ2 = γxy = π /2 – B´A´C´ (2.11)
olur.

2.7 Genel Hooke Kanunları :Normal kuvvet halinde Hooke kanununun,


normal gerilme ile birim uzamanın orantılı olması şeklinde açıkladık :
є = σ/E
Şimdi bir noktadaki gerilmeyi belirten altı büyüklük ile bu noktadaki şekil
değiştirmeyi belirten altı büyüklük arasında, kısacası gerilme ve şekil
değiştirme tansörleri arasında bir bağıntı kurmak istiyoruz .bu bağıntılar
yine benzer orantılılık kanunu olacaktır.

x doğrultusunda etkiyen bir σx gerilmesi, o doğrultuda bir uzama


getirdikten başka y ve z doğrultularında da meydana getiriyordu (Şek.
2.15 ). Bunlarda göz önünde tutulur ve σx’ den başka σy’ nin de var
olduğu düşünülürse birim uzamalar şöyle elde edilir:
єx = 1/E [σx - ν ( σy + σz )]
єy = 1/E [σy - ν (σx + σz )]
єz = 1/E [σz – ν (σx + σy)]
2.8 Şekil Değiştirme Enerjisi: Cisme etkiyen dış kuvvetler cismin, şekil
değiştirmesi sırasında bir iş yaparlar. Bu iş cisimde depo edilir ve geriye
alınabilir. Buna elastik enerji veya şekil değiştirme enerjisi adını veriyoruz.

Bütün cisimdeki şekil değiştirme enerjisi, cismin küçük elemanlarındaki


enerjinin toplamı, inteğralidir. Bu bakımdan önce bir küçük hacim
elemanındaki enerjinin hesabını göreceğiz.

Bu arada işin, kuvvetin yol üzerindeki iz düşümü ile yolun çarpımına ait
olduğunu hatırlayalım. Kuvvetin izdüşümü yol boyunca sabit kalıyorsa iş
hesabı basit bir çarpımdan ibaret olur. Kuvvet değişken ise işi bir inteğral
ile hesaplamalıdır ( Şek. 2.16 ):
U1→2 = ∫Pt’ds = ( Pt)ort. (s2-s1)

4.9 Mukavemet Hipotezleri: Yapılarda kullanılan malzemenin bir dayanma


sınırı vardır: Gerilmeler beliril bir sınıra gelince malzeme işe yaramaz hale
gelir. Bu dayanma sınırı, sünek malzemenin akma gerilmesi, gevrek
malzemede kırılma gerilmesidir. Malzeme bir eksenli gerilme halinin
etkisinde ise bu sınır gerilmesini bulmak kolaydır. Çekme ve basınç halinde
laboratuarda deneyler yapılarak bu sınırlar bulunur. Bu sınır gerilmeleri σm
ve σm´ ile göstereceğiz. Burulma yardımıyla kayma mukavemetinde
bulmak mümkün olur ancak yapıdaki malzemenin herhangi bir
noktasındaki gerilmeler her zaman bir eksenli değildir.σ1, σ2, σ3 gibi üç
eksenli gerilme halinin etkisindeki bir cisim için ise kolayca bir hükme
varmak mümkün değildir. Çok eksenli gerilme hallerinde, laboratuarda
deneyle sonuca ulaşmak çok zor hatta imkansızdır; üstelik gayet karışık
araçlara ihtiyaç gösterir. Üç eksenli gerilme hallerinden sadece hidrostatik
basınç haline ait deneyler nispeten kolayca yapılmaktadır bu halde basınç
ne kadar yükselirse yükselsin malzemenin dayandığı saptanmıştır.
KAYNAKÇA

Prof. Dr. Mehmet BAKİOĞLU


İstanbul Teknik Üniversitesi
“Mukavemet”

Doç. Dr. Tekin ÖZBEK


İstanbul Teknik Üniversitesi
“Mukavemet”

Yar. Doç. Dr. Osman ŞİMŞEK


Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi
“Yapı Malzemesi I”
İÇİNDEKİLER:
Sayfa no

A. CİSİMLERİN DAYANIMI 1
1. Mukavemetin İdeal Kavramları Ve İlkeleri 2
1.1. Katılaşma İlkesi 3
1.2. Ayırma İlkesi 4
1.3. Saint-Venan İlkesi 4
1.4. Birinci Mertebe Teorisi 5
B. CİSİMLER 5
2.1 GERİLME ANALİZİ 6
2.2 İki Eksenli Gerilme Hali 8
2.3 Bir Noktadaki Gerilme Hali 9
2.4. Üç Eksenli Gerilme Hali 10
2.5. Bazı Özel Gerilme Halleri 11
2.6. Şekil Değiştirme 12
2.7. Genel Hooke Kanunları 13
2.8. Şekil Değiştirme Enerjisi 14
2.9. Mukavemet Hipotezleri 14

Вам также может понравиться