Академический Документы
Профессиональный Документы
Культура Документы
C
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ
KOMPOZİT MALZEMELERİN
ELASTO-PLASTİK DAVRANIŞININ
İNCELENMESİ
BİTİRME PROJESİ
Ümit YILMAZOĞLU
Projeyi Yöneten
Doç. Dr. Mehmet ZOR
Haziran, 2004
İZMİR
TEZ SINAV SONUÇ FORMU
ONAY
I
TEŞEKKÜR
Ümit YILMAZOĞLU
II
İÇİNDEKİLER
Sayfa
BİRİNCİ BÖLÜM
İKİNCİ BÖLÜM
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
III
3.2.1 Ortotropik Tabakanın Dayanımı .......................................................................... 19
3.2.2 Tsai-Hill Enerji Teorisi ........................................................................................ 20
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
BEŞİNCİ BÖLÜM
5.1. Modelleme.................................................................................................................. 28
IV
BİRİNCİ BÖLÜM
Bilim adamları çağın yenilikleri ile birlikte bilimin gelişmesi paralelinde ekonomik,
yüksek mukavemetli ve hafif malzemeleri imal etme yolunu seçmişlerdir. Bu şekilde
kompozit malzemeler imalat sanayisinde ve yeni teknoloji ürünlerinde çok önemli bir
rolü üstlenmiştir.
1
Genel bir tanım yapacak olursak; kompozit malzeme, kimyasal bileşenleri farklı
birbiri içerisinde pratik olarak çözünmeyen iki veya daha fazla malzemenin kullanım
yerindeki aranan özellikleri verebilecek daha uygun malzeme oluşumu için makro
seviyede birleştirilmesi sonucu meydana gelen malzemelerdir. Makroskobik muayene ile
yapı bileşenlerinin ayırt edilmesi mümkündür. Yapılarında birden fazla sayıda fazın yer
aldığı klasik alaşımlar ise makro ölçüde homojen olmalarına karşılık mikroskobik
muayene ile mikro ölçüde heterojen olduğu görülür. Kompozit malzemelerde yapı
bileşenlerinin makro boyutta oldukları kabul edildiğinden bu kavram karışıklığı, bazı
kural dışı durumlar olmakla beraber ortadan kalkmaktadır.
Zırhlı araçlar gibi bazı uygulamalarda, malzemenin yüksek bir sertliği yanı sıra
yüksek tokluk özelliğine de sahip olması ve darbe enerjilerini absorbe etmesi istenebilir.
Klasik mühendislik malzemelerinde bu özelliklerin birlikte kazanılması oldukça zordur.
Yüksek sertlikteki malzemelerle, yumuşak, sünek malzemelerin kompozit şeklinde
tasarımları bu tür uygulamalar için de bir çözüm yolu olabilir. Yüksek sertlik ve
mukavemetteki çelik saçlarla yumuşak, sünek özelliğe sahip saçlar kaynakla
birleştirildiğinde, dıştaki sert tabaka zırhın delinmesini önlerken, içerideki yumuşak
tabaka deforme olarak darbe enerjisini absorbe eder. Buna benzer bir örnek emniyet
camlandır.
2
Mühendislik uygulamalarında kompozit malzemelerin yeri gün geçtikçe artmaktadır.
Saçtan, tahtadan yapılan tekneler, yatlar, kotralar yerlerini polyester cam elyaftan
yapılan benzerlerine bırakmaktadır. Bakım onarım yönünden daha avantajlı olan
kompozit malzemeden yapılan tekneler aynı zamanda hafif, uzun ömürlü ve süratli
olmaları nedeniyle de tercih edilmektedir.
3
yapıya sahip pullarla sıkı bir paketleme elde edilebilir. Pul esaslı sistemin maliyeti biraz
daha fazla, ancak mukavemet özellikleri iyidir.
4
metaller üzerine, daha yüksek dirençli metallerin veya plastiklerin kaplanmasıyla
korozyon özelliğinin, yumuşak metallerin sert malzemelerle birleştirilmesiyle sertlik ve
aşınma direncinin, farklı fiber yönlenmesine sahip tek tabakaların birleştirilmesiyle çok
yönlü yük taşıma özelliğinin geliştirilmesi mümkün olmaktadır.
a) Plastik-Plastik
b) Plastik - Dolgu maddesi
c) Plastik - Cam elyaf
d) Plastik - Metal fiber
e) Metal matrisli kompozitler
f)Seramikler, olarak sınıflandırılırlar.
5
Yukarıda sayılan bu özelliklerin hepsi aynı anda sağlanamaz. Kullanım yerine göre
gereken özellikleri sağlayan uygun kompozit malzeme seçimi, üretimi yapılır.
6
7
İKİNCİ BÖLÜM
2.1 Termoplastikler
Termoplastikler, oda sıcaklığında katı malzeme olarak adlandırılır. Bunlarda çizgisel
molekül zincirleri birbirine zayıf metaller arasında Van der Waals bağları ile bağlanır.
Rijit bir yapıya sahip değildir. Isıtılırsa yumuşar, sıcaklık arttıkça vizkozitesi düşer. Bu
özellik bunlardan yapılan ürünleri daha ekonomik yapar ve kolaylıkla şekillenmesini
sağlar. Bu tekrar soğutulduğunda yeniden sertleşir. Sıvı halde bulunduğu sıcaklıklarda
vizkozite hali yüksektir. Bu nedenle ara yüzey bağı termosete göre daha zordur. Ancak
şekillendirme kapasitesi iyi olduğundan bunların kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bu
polimerler kristalin veya şekilsiz (amorf) olabilir. Kristal şekilli olanlarda moleküller
büyük uzaklıklarda oldukça düzenli şekil oluştururlar. Amorf polimerler de ise uzun
zincirler birçok noktada birbirine dolaşmıştır. Bunlar polimeri daha büyük sıcaklıklarda
rijit yapar. Kısa elyafla küçük hacim ortamında hamur veya levha kalıplama yöntemi ile
kullanılmaktadır. Kimyasal etkilere karşı keza hassastırlar. Ancak poliamid veya
PEEK/karbon elyaflı kompozit 95 C'de suya karşı koyma dayanımında azalma
olmamaktadır. Tutuşma direnci keza daha iyidir.
8
a) Metaller ve seramiklerden daha düşük yoğunluğa sahiptir. Polimerlerin
tipik özgül ağırlıkları 1.2 g/cm3 iken seramiklerin yoğunlukları 2.5 ve
metallerin yoğunlukları ise 7 g/cm civarındadır.
b) Çok yüksek termal uzama katsayılarına sahiptirler. Kaba olarak bu
metallerin yaklaşık 5 katı seramiklerin yaklaşık l 0 katıdır.
c) Düşük ergime sıcaklığına sahiptir.
d) Özgül ısıları metallerin 2 katı yüksek olup seramiklerin 4 katıdır.
e) Termal iletkenlikleri metallerden yaklaşık 3 kat daha düşüktür.
f) Yalıtıcı elektriksel özelliklere sahiptirler.
Arkilik: Polimet metha arkilik (PMMA) ile sembolize edilir. Lineer polimer olduğu için
şekilsizdir. Bu önemli özelliği saydam olarak optik uygulamalarda cam ile yarış halinde
9
olmasını sağlar. Örneğin, otomobil kuyruk ışığı lensleri ve uçak camlarında kullanılır.
Camla karşılaştırıldığında dezavantajı ise çok düşük çizme direncine sahip olmasıdır.
Arkiliğin diğer önemli bir özelliği de tekstil için elyaflarda kullanılmasıdır. Buna Poli
akro-nitrile (PAN) örnek olup ticari ismi de Du Pont'dur.
Poliamids (PA): En önemli PA ailesi naylon olup naylon 6 ve naylon 6.6 olarak iki
kalitesi vardır. Bunlar Du Pont Şirketi tarafından geliştirilmektedir. Naylon dayanıklı
olup elastik modülü yüksek ve abrasiv aşınmaya karşı dirençlidir (Çizelge 2.1). Kendi
kendini yağlama özelliğine sahiptir. 125°C civarında mekanik özelliğini muhafaza eder.
Önemli bir dezavantajı ise suyu emmesidir. Dişli, yatak vb. parçaların yapımında
dayanım ve düşük sürtünmenin gerekli olduğu yerlerde metal yerine kullanılmaktadır.
İkinci gurup poilarnidler Aramidler'dir. Ticari ismi Kevlar
olup elyaf takviyeli kompozitler için önem kazanmaktadır. Kevlar'a olan, ilginin sebebi
ise dayanımı çelikle aynı olmasına rağmen ağırlıkça % 20 daha düşük olmasındandır.
10
İkinci gurup polimerler olarak da; polyester, polipropline, polivinil klorür, polietilen
ve polikabonat açıklanmıştır.
Polietilen (PE): Düşük nem emme kapasitesine sahiptir ve deformasyon direnci iyidir.
Düşük maliyet, kimyasal kararlılık ve kolay işlem görmesi PE'i cazip yapar. Düşük ve
yüksek yoğunluklu olmak üzere 2 türü vardır. Tabaka, film, tel yalıtkanı alanında
uygulama alanı bulunmaktadır. Yüksek yoğunluklu polietilen (YYPE) daha yüksek
kristallik ve linerliğe sahip olup 0.96 g/cm3 yoğunluğa sahiptir. Bu onları daha rijit ve
dayanıklı yapar. Şişeler, borular vb. parçaların yapımında kullanılır.
Polivinil klorür (PVC): Cam geçiş sıcaklığını azaltır. Rijit borular, su boruları, tel ve
kablo yalıtımı, film, kalplar, yiyecek paketleme, oyuncaklar ve döşeme malzemeleri
PVC ısı ve ışığa karşı kararsızdır. Çizelge 2.2 Seçilen bazı termoplastik malzemelerin
mekanik ve fiziksel özellikleri
11
12
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kompozit malzemelerden yapılan tanklar, sütunlar, basınçlı kaplar ve tüp gibi yapı
elemanları ve bunların tasarımı; öncelikle kompozit için uygun üretim metodu, elyaf
doğrultusu ve en uygun malzemelerin seçimini gerektirir. Bunlardan her birinin,
malzemenin mekanik özellikleri ve son ürünün dayanımı ve elastikliği üzerine belirli
etkisi vardır. Belirli uygulamalar için metal ve plastik esaslı kompozitlerin tasarımı
arasındaki fark kompozit parçayı meydana getiren bileşenlerin fabrikasyon zamanında
olmasıdır. Bu nedenle, tasarım aşaması üretim tekniğinin seçimiyle birlikte
düşünülmelidir. İlk önce kompozitin tasarım işlemleri için elyaf ve matriks malzemeleri
seçimi yapılır. Ancak bu seçimler doğru olmayabilir ve yeni kompozit teorisi
kullanılabilir. Bu noktada polimer malzemeler ve sünek malzemeler arasında farkı
belirtmekte fayda vardır. Sünek bir malzemede tipik bir gerilme/uzama eğrisi Şekil 3.1a
da gösterilmiştir. Bu şekilde görüldüğü gibi % 0.2'den daha küçük uzamalar da elastik
davranış adı verilir ve bunu akma ve plastik akma takip eder.
Metallerin tasarımı doğrusal esaslı olup küçük elastik uzamalar parçanın içinde
gerilme ve uzama dağılımları hesaplandığında izotropik özellik gösterir. Eğilme, rijitlik
ve yer değiştirme parametreleri malzemenin elastik sabitlerine, örneğin, elastik modülü,
kayma modülü ve poison's oranı'na bağlıdır. Bu malzemeler genellikle izotropik özellik
sergiler. Fakat zamana, sıcaklığa ve yükleme miktarına bağlı değildir. Kırılma
mekanizması muhtemelen akma ile meydana gelir. Standartlar metalik malzemelerin
yapısının homojen ve sünekliği nedeniyle mekanik özellikleri arasında farkların az
olduğunu göstermiştir. Bu da gerilme yığılmalarının etkisini azaltır. Genellikle
metallerin elastik modülleri yüksek bunun sonucunda uzamalar, deformasyonlar küçük
ve tasarımlar da akma gerilmesi sınırına bağlıdır. Buna ilaveten, bir metal parçanın
sınırlanmış bölgesi içinde gerilme yığınları malzemelerde oluşan bölgesel akma ile
giderilebilir .
13
Polimer malzemelerin özellikleri çok farklıdır. Çünkü bunların mekanik davranışları
visko-elastiktir. Bunun sonucu olarak da rijitlik ve dayanım özellikleri, frekans ve
yükleme miktarı bunların hepsi zamana bağımlıdır. Kompozit malzeme içindeki elyaf
bileşeninin mekanik özellikler üzerine etkisi mevcut ancak yine zamana bağımlıdır.
Fakat bu bağımlılık; elyaf hacim oranı ve elyaf doğrultusuna göre değişir. Üç tip
polimerin tipik gerilme/uzama eğrisi Şekil 3. l b de gösterilmiştir. Bu grafikten de,
kırılma gerilmelerinin metallerden çok değişik olduğu gözlenmektedir. Bununla beraber,
polimerlerin davranışları anistropiktir. Bu anistropiklik malzemenin üretimi sırasında
polimer molekülleri yönlendiği zaman ortaya çıkmaktadır. Kompozit malzemede elyaf
düzenlenmesi rastgele değilse elyaflar düzenli yönlenmişse malzeme anistropik
özellikler verecektir.
14
c) Ortotropik özellik olması isteniyorsa tek yönlü olarak takviye edilmelidir.
15
3.1.1 Ortotropik Tabaka
Bir kompozit malzemede; elyaflar tek yönlü sürekli veya iki yönlü takviyeli olarak
düzenlenirse elyaf doğrultusunda yüksek dayanım ve rijitlik elde edilebilir. Bu mekanik
özellikler gayet tabidir ki kullanılan elyaf içeriği ile değişecektir. Bunun sonucunda tek
yönlü doğrultuda yapılan elyaf düzenlenmesinde yüksek dayanım ve elastik modülü
değeri elyafa dik doğrultudaki düzenleme ile karşılaştırıldığında elyaf eksenine paralel
doğrultuda elde edilecektir. İki yönlü doğrultuda ise, yani elyaflar hem eksene paralel
hem de dik yönde takviyelendirilen kompozitte ise iki ortogonal yönde dayanım ve
elastik modülü eşit olur. Böyle kompozitler, birbirlerine dik doğrultuda iki eksende
simetrik malzeme özelliği gösterir ve "ortotropik" olarak adlandırılır. Bunların
özellikleri diğer izotropik malzemelerden daha fazla karmaşıktır.
16
olur. Ortotropik durumda kayma modülü ve gerilmeler, burulmaların oluştuğu
doğrultulara göre tanımlanır. Bu durumda G, E ve v değerlerinden bağımsızdır.
Ortotropik özelliklere sahip kompozit ise tamamen dört bağımsız elastik sabitleri (E11, E
22, v12 ve G12) ile ifade edilir.
Uzamalar ve gerilmelerle ilgili olarak 3.1b'deki eşitliklere karşılık gelen eşitlik takımları;
17
şeklinde yazılır. Bu eşitlikte; poison's oranın gösterimi biraz açıklama gerektirebilir.
Çünkü v12: kuvvet l doğrultusuna uygulandığında 2 doğrultusunda ortaya çıkan uzamayı
ifade eder. Ortotropik malzemeler için poison's oranının izotropik malzemelerde olan
maksimum 0,5’den daha büyük olabileceği hatırlanmalıdır. Keyfi seçilen eksenlere göre
gerilmeler ve uzamalar arasındaki ilişkileri oluşturabilmek için malzemenin temel
eksenine, 6 açısı ile yönlendirme yapılır. Bu iki eksen takımı ile belirlenen gerilmeler
arasındaki bağıntıları ortaya çıkarmak gerekir. Daha sonra da benzer bağıntılar bunlara
karşılık gelen uzamalar ile elde edilebilir.
18
3.2 Kompozit Tabakalarda Dayanım Karakteristikleri
19
eksenel dayanım özelliklerine bağlıdır. Bu testler; elastik modülü, poison's oranı ve
dayanım karakteristiklerini esas eksen doğrultusunda, belirleyecektir. Daha önce ifade
edildiği gibi, levha herhangi bir yön ve doğrultuda test edilirse oluşan kayma normal
uzamaların etkisini elimine edebilecektir . İzotropik malzemelerin aksine, kayma
dayanımı eksenel çekme deneylerinden de sağlanabilir. Ortogonal malzemelerin
özellikleri esas eksen doğrultularından aynı deneylerle belirlenmelidir. Bunun anlamı;
bağımsız maksimum çekme dayanımları l, 2 ve 3 doğrultularında hesaplanmalı ve bu
doğrultularda kayma dayanımlarını belirlemek için ayrı bir deney yapılmalıdır. Bu tür
yapılan deneyler şematik olarak Şekil 3.4 de gösterilmiştir. Temel malzeme eksenlerinde
kritik gerilme değerleri çekme şeklinde ise + basma şeklinde ise - alınır.
Sonuç olarak, Ortotropik malzemelerde gerilme durumları esas eksenlere göre normal ve
kayma bileşenleri ile ilgili olarak düşünülmelidir.
20
maruz kalacaktır. Bu da ekstra kayma uzamalarının doğmasına yol açacaktır. Bu
nedenlerden dolayı ekstra sapma gerilme/uzama enerjisi;
olur. Böylece toplam gerilme sapma enerjisi normal uzamadaki bileşenlerin toplamı olup
ve kayma uzama enerjisi (U);
21
ifadesi bulunur. Ortotropik malzemeler için sapma depolama enerjisi denkleminin
tabakanın esas eksenleri ile ilgili olduğu yerde Hill tarafından verilen akma kriteri
aşağıdaki gibidir.
şeklinde olur. Aynı zamanda tabaka üzerine sadece σ11 etki ederse;
22
takımı elde edilir. Düzlem gerilme altında tek yönlü tabakada elyaflar l doğrultusunda
düzenlendiğinde, σ33= σ13 = σ23 = 0. Buna ilaveten, geometrik simetriklikten de, σ22* =
σ33* yazılabilir. Böylece tabaka dayanımları, σ11 *, σ22** ve σ33* e dayanarak kırılma
kriteri;
olur. Bu denklem bir kırılma zarfını açıklar. Sonuç olarak, tabaka kırılması σ11, σ22 ve
σ12 'nin hepsi kırılma zarfı içinde olmadıkça gerçekleşmez. Çoğu kompozit malzemeler
için an*, 022 2.54 eşitliğinde 2.terim 0'a yaklaşır ve basitleştirilmiş eşitlik ise;
halini alır. Tek yönlü takviyeli tabakalı bir kompozitin esas eksenlerine 9 doğrultusunda
kırılma dayanımını hesaplayabilmek için eşitlik 3.12 yeniden düzenlenirse;
elde edilir. Cam/epoksi kompozit için deneysel ve teorik sonuçlar arasında iyi bir
uyumun olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonraları yapılan başka bir çalışmada da
23
karbon/epoksi tabakalı kompozit arasında bu değerlerin çok yakın olduğunu ortaya
çıkarmıştır.
Her iki çalışmada da kırılma kriterinin değişik doğrultu, yönlerde ve açıda tek yönlü
takviyeli kompozit için uyumlu olduğu sonucunu göstermiştir. Bu nedenle, Tsai-Hill
kriteri önceki iki teoriye göre kompozit malzemelerin kırılması için daha gerçekçi kriteri
göstermektedir. İkinci çalışmada keza karbon elyaf/epoksi tabakası için 8°< 0 <12°
olduğu zaman boyuna gerilmesi kayma gerilmesi veya enine gerilme ile kayma
gerilmesi arasında oldukça az etkileşim var olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak yapılan
deneylerde eşitlik 2.46'dan görülebileceği gibi İntralaminer kayma dayanımlarını
belirlemek için kullanılır.
24
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Problemin çözümünde, iyi tanımlanmış sonlu sayıda eleman kullanarak yeterli bir
model elde edilebilir. Böyle problemler sonlu olarak adlandırılır. Bazı problemler
matematiksel sonsuz küçük kurgusuyla tanımlanabilir. Bu tanım diferansiyel
denklemlere veya sonsuz sayıda eleman kullanımına götürür. Bu sistemler sürekli olarak
vasıflandırılır. Gerçekte elastik sürekli ortamda elemanlar arası bağlantı noktalarının
sayısı sonsuzdur.
25
Sonlu elemanlar metoduyla bu sonsuz sayıdaki bağlantı sonlu bir sayıya indirgenir.
Cisim sanki sadece bu noktalardan birbiriyle bağlıymış gibi düşünülür. Sonlu sayıda bu
bağlantı noktalan ne kadar çoğaltılırsa bu metotla yapılan çözümdeki hata oranı o kadar
küçülür. Diğer taraftan bu sayının çok fazla artması da sayısal çözümlemede büyük
zorluk getirir. Bilgisayarlar yardımıyla bu zorluk bir derece giderilmiştir.
Sonlu eleman metodunun önemli bir özelliği, tüm problemi temsil etmek üzere
elemanları bir araya koymadan önce, her bir elemanın ayrı formüle edilebilmesidir. Eğer
bir gerilme analizi problemi ile uğraşıyorsak her bir elemana etki eden dış kuvvetler ile
elemanın düğüm noktalarının, yer değiştirme bağıntıları bulunduğunda tüm sistem
çözülmüş olur. Bu şekilde karmaşık bir problem oldukça basit bir probleme dönüşür.
Sonlu elemanlar metodunda eleman özellikleri değişik yollardan formüle edilir. Genelde
uygulanan çözüm metotlar;
1- Direkt yaklaşım
2- Varyasyonel yaklaşım
3- Ölçülmüş kalıcı yaklaşım
4- Enerji dengesi yaklaşımı
26
C) Her bir sonlu elemanın yer değiştirmesini tanımlamak için düğüm
noktalarının yer değiştirmeleri cinsinden fonksiyonlar seçilir ( genelde bir polinomdur).
Polinomun derecesi elemana konulan düğüm sayısına bağlıdır.
27
BEŞİNCİ BÖLÜM
5.1. Modelleme
ANSYS programında ilk önce girilmesi gereken bilgiler, analiz tipi ve ölçü birimidir.
Analiz tipi;
Main Menu > Preferences-Structural işaretlenir.
Ölçü birimi;
Main Menu > Preprocessor > Material Library > Select units – SI işaretlenir.
28
Şekil 5.2 Elemet Tipi Seçimi
29
(a)
(b)
30
(c)
Şekil 5.4 Malzeme Özellikleri Seçim Ekranı (a)-(b)-(c)
31
X
rxx = =1
X
Y
ryy =
X
Y
rzz =
X
Z
rxy = rxz = ryz =
X
Bu çalışmada,
X = 35 MPa,
Y = 14 MPa,
Z = 12 MPa,
olarak alınmıştır.
32
Şekil 5.7 Meshleme ile Sonlu Elemanlara Ayırma İşlemi
33
Şekil 5.9 Parçanın Sabitlemesi (Mesnetlenmesi)
34
Şekil 5.10 Parçaya Yayılı Yükün Uygulanması
35
Şekil 5.11 Yükleme Tipinin Belirlenmesi
36
5.2. Sonuçlar
Aşağıda, fiber açısının 0, 15, 30, 45 ve 60 dereceli simetrik ve asimetrik durumları
için farklı yayılı yükler altındaki plastik deformasyonları görülmektedir.
Burada,
F.A. : Fiber Açısı
q : Yayılı Yükü
S : Simetrik durumu
A.S. : Asimetrik durumu
simgelemektedir.
37
5.2.1. F.A. : 0° , q = 4 N/mm
38
5.2.2. F.A. : 15° , q = 4 N/mm, S
39
5.2.4. F.A. : 60° , q = 4 N/mm, S
40
5.2.6. F.A. : 30° , q = 4 N/mm, A.S.
41
5.2.8. F.A. : 60° , q = 4 N/mm, A.S.
42
5.2.10. F.A. : 15° , q = 6 N/mm, S
43
5.2.12. F.A. : 45° , q = 6 N/mm, S
44
5.2.14. F.A. : 30° , q = 6 N/mm, A.S.
45
5.2.16. F.A. : 0° , q = 8 N/mm
46
5.2.18. F.A. : 30° , q = 8 N/mm, S
47