Вы находитесь на странице: 1из 190

NSZ

Kal Torak'm istilasna kar Bat Krallklarnn verdii savan hikyesidir. -Vo Mimbre Sava kitabndan alnmtr

NYANIN GENLNDE er Tanrs Torak, Aldur Ta'n alarak kat ve dnyaya

hkim olmak istedi. Ta Torak'a direndi ve onu korkun bir ekilde yakarak sakat brakt. Ama Torak Tatan vazgemedi, nk onun iin ok kymetliydi. Sonra Tanr Aldur'un mridi byc Belgarath, Alorn Kral ve olu ile birlikte Ta Torak'n demir kulesinden ald. Torak pelerine dmek istediyse de, Tan gazab ona mani oldu. Belgarath, erek ve oullarn drt byk kralln bana getirip Torak'a kar ebediyen bekilik yapmalarn salad. Ta Demirpen-e Riva'ya verdi ve ona, Ta, Riva soyundan birinde olduu srece Batnn emniyette olduunu syledi. Asrlar asrlar kovalad ve Torak'tan bir ses gelmedi; ama 4865 ylnn baharnda koca bir Nadrak, Thull ve Murgo srs Drasniya'y igal etti. Bu Angarak denizinin ortasnda Kal Torak'n dev demir cadn vard; "Kal" hem Kral hem Tanr demekti. ehirler ve kyler yerle bir edildi, nk Torak fethetmeye deil yok etmeye gelmiti. Sa kalanlar aza alnmaz Angarak ayinlerinde kurban edilmek zere elik maskeli Grolim rahiplerine teslim edildiler. Algarya'ya kaanlar ve Aldur nehrinin aznda erek gemilerine snanlar dnda kimse sa kalmad. Sonra sr gneydeki Algarya'ya saldrd. Ama burada ehir yoktu. Gebe Algar atllar saldn karsnda geri ekildiler ve vur-ka eylemlerine baladlar. Algar krallarnn geleneksel mekn, on metre kalnlnda duvarlarla evrili, insan yaps bir daa benzeyen Kale idi. Angaraklar bu duvarlara bo yere lgnca saldrdlar, sonra kuatmayla yetinmek zorunda kaldlar. Kuatma tam sekiz yl srd. Bu, Batya seferber olmak ve hazrlanmak iin zaman kazandrd.
12 BYCLER KRALiESi NSZ 13

Generaller Tol Honeth'teki mparatorluk Sava Okulu'nda toplanarak stratejilerini planladlar. Ulusal ayrlklar bir yana brakld ve Riva Vekilharc Brand tek komutan seildi. Brand'n iki garip danman vard: Bunlardan biri Angarak krallklar hakknda bile her eyi bildiini iddia eden ok yal ama gene de ok canl bir adam, dieri ise soylu tavrl, alnnda gm rengi bir tutam sa olan gzel bir kadnd. Brand bunlarn her szn dinliyor ve saygyla itaat ediyordu. 4875 ylnn baharnda, Kal Torak kuatmay kaldrarak Batya, denize yneldi; Algar atllar ise peindeydi. Dalarda Ulgolar geceleri maaralarndan karak dehet iindeki Angaraklar katletmeye baladlar. Ama Kal Torak'n kuvvetleri hl saylamayacak kadar oktu. Toplanmak iin bir sre durduktan sonra ordu yoluna kan her eyi yakp ykarak Arend Nehri vadisinden Vo Mimbre ehrine yneldi. Yaz balarnda Angaraklar ehre saldrmak iin hazrlanmlard.

Savan nc gnnde kez ten bir boru sesi duyuldu. Sonra Vo Mimbre ehrinin kaplan ald ve Mimbre valyeleri Angarak srsnn n saflarna doru saldrya getiler; atlarnn demir nallan canl, l demeden karlarna kan her eyi iniyordu. Soldan Algar svarileri, Drasniya mzrakllar ve peeli Ulgo etecileri saldrd. Sadan ise gzn kan brm erek savalar ve Tolnedra lejyonlar geliyordu. cenahtan saldr altnda kalnca Kal Torak ihtiyatlann da savaa srmek zorunda kald. te o zaman gri niformal Riva askerleri, Sendarlar ve Asturya okular, arka cenahtan saldrya geti. Angaraklar biilen baaklar gibi dmeye baladlar ve saflarna kargaa hkim oldu. O zaman Dnek Byc Zedar aceleyle Kal Torak'n demir adrna kotu; Kal Torak daha adnndan kmamt. Zedar Lanetli Yarata dedi ki: "Kudretli Efendim, dmanlannz drt bir yandan kuatt, saylar da ok. Gri Rivallar bile buraya dolumu, yznze kar hakaretler yadryorlar." Kal Torak fkeyle ayaa frlayarak haykrd. "imdi dar kyorum; Cthrag Yaska'mn, bana ait olan mcevherin hrszlan beni grsnler ve suretimden korkuyu bilsinler diye. Krallarm gnder bana." "Kudretli Efendim," dedi Zedar. "Krallarnz ld. Sava onlarn cann ald; Grolim rahiplerinizin ounun cann da." Kal Torak bunlar duyunca gazab artt ve sa gznden ve olmayan gznden ateler fkrd. Hizmetkrlarna, eli olmayan sol koluna kalkann balamalarn emretti ve sa eline de korkun kara klcn ald. Sonra savamak iin dar kt. Derken Rivallann arasndan bir ses ykseldi: "Belar adna sana meydan okuyorum Torak! Aldur adna nefretimi yzne hay kryorum. Artk kan dklmesin; teke tek karlap savan sonucunu byle tayin edelim. Ben Riva Vekilharc Brand'm. Ya karma k, ya da iren srn al ve defol, bir daha da Bat krallklarnda grnme." Kal Torak ordusundan ayrlarak haykrd: "Nerede o kendi lml vcuduyla Dnyann Kralnn karsna kmaya kalkan gafil? te bakn, ben Krallar Kral ve Efendiler Efendisi Torak'm. Bu enesi dk Rivaly mahvedeceim. Dmanlarm yok olacak ve Cthrag Yaska yeniden benim olacak." Brand ne kt. Dev gibi bir klc ve bezle rtlm bir kalkan vard. Yannda boz bir kurt yryordu ve bann zerinde kar beyaz bir bayku uuyordu. Sonra Brand dedi ki: "Ben Brand'm ve seninle savaacam iren, ekilsiz yaratk." Torak kurdu grnce "Defol, Belgarath," dedi. "Cann seviyorsan ka." Sonra baykua dnerek, "Baban reddet ve bana tap Polgara," dedi. "Seninle evlenip Dnyann Kraliesi yaparm." Ama kurt meydan okuyarak uludu ve bayku nefretle tt. Torak klcn kaldrd ve Brand'n kalkanna indirdi. Dvleri uzun srd; birbirlerine ac veren darbeler indirdiler. Yaknda durup seyredenlerin az ak kalmt. Torak'n fkesi gittike artt ve klc Brand'n kalkanna st ste inmeye balad. Sonunda Vekilhar, Lanetli Yaratn saldrs karsnda gerilemek zorunda kald. O zaman tek bir sesmi gibi kurt uludu ve bayku tt; Brand'n gc tazelendi. Derken Riva Vekilharc tek bir hareketle kalkann rten bezi at. Kalkann tam ortasnda, bir ocuk kalbi byklnde tek bir mcevher duruyordu. Torak baknca mcevher maya ve alevler samaya balad. Lanetli Yaratk geri ekildi. Kalkann ve klcn atarak kollarn tan korkun ateinden korunmak iin yzne kapatt. O zaman Brand bir darbe indirdi ve klc Torak'n miferinin siperliini yararak Lanetli Yaratn olmayan gzne, oradan da kafas-* na girdi. Torak geri ekilip korkun bir lk att. Klc gznden kard ve miferini skp att. Seyredenler dehetle irkildiler, nk yz atele ylesine korkun bir ekilde yanmt ki, bakmak mmkn deildi. Adna yanan ta, Cthrag Yaska dedii ve uruna Batya sava at mcevhere bakan Torak gzlerinden kanl yalar dkerek bir

NSZ 15
14
BYCLER KRALES

kez daha haykrd. Sonra devrildi ve toprak onun dyle sarsld. Kal Torak'n bana gelenleri gren Angarak ordusundan mthi bir feryat ykseldi ve panikle kamaya baladlar. Ama Bat ordular onlar kovalad ve bulduklar yerde katlettiler. Drdnc gn dumanl bir afak sktnde Angarak ordusundan geriye bir ey kalmamt. Brand btn dnyann kral olma iddiasndaki varl grmek iin, Lanetli Yaratn cesedinin kendisine getirilmesini istedi. Ancak ceset bulunamad, nk gece vakti Byc Zedar bir by yapm ve Bat ordular grmeden, kendine Efendi olarak setii varln vcudunu karmt. Sonra Brand danmanlaryla grt. Belgarath ona dedi ki: "Torak lmedi. Yalnzca uyuyor, nk o bir Tanr ve lml bir silahla ldrlemez." "Ne zaman uyanacak?" diye sordu Brand. "Baty onun dnne hazrlamam lazm." Polgara, "Riva Kralnn soyundan biri kuzey tahtna tekrar oturduunda, Kara Tanr onunla savamak iin uyanacak," diye cevap verdi. Brand kalarn atarak,"Ama byle bir ey olamaz ki," dedi. nk herkes son Riva Kralnn ailesiyle birlikte Nyissal suikastiler tarafndan 4002 ylnda ldrldn biliyordu. "Zaman gelince," dedi kadn, "kadim Kehanette sylendii gibi, Riva Kral kendisine ait olan geri alacak. Daha fazlasn sylemek mmkn deil." Brand bu szlerle tatmin oldu ve ordusunu sava alann Angarak-lann ykmndan temizleme iine kotu. Bu i de bitince Bat krallar Vo Mimbre ehrinde bir divan topladlar. Herkes Brand' vyordu. Derken bir sr insan Brand'n tm Batnn hkmdar olmasn isteyerek sesini ykseltti. Yalnzca Tolnedra imparatorluunun elisi Mergon, imparatoru IV. Ran Borune adna kar kt. Brand bu erefi reddedince neri geri alnd ve divanda anlama salanabildi. Ama bunun karlnda Tolnedra'dan bir ey talep edildi. ilk nce Ulgolann Gorim'i yksek sesle konutu: "Kehanetin yerine gelmesi iin bir Tolnedra prensesinin, dnyay kurtarmaya gelecek Riva Kral ile evlendirilmesi gerek. Bunu bizden Tanrlar istiyor." Mergon yeniden itiraz etti. "Riva Kralnn taht bo ve ssz. Riva tahtnda bir kral oturmuyor. Tolnedra mparatorluunun prensesi bir hayaletle mi evlenecek?" O zaman Polgara adl kadn cevap verdi: "Riva Kral tahtna geri dnecek ve karsna sahip kacak. yleyse, bugnden itibaren Tolnedra imparatorluunun her prensesi, on altnc ya gnnde Riva Kralnn taht odasna gelecek. Gelinliini giymi olarak gn Kraln dnn bekleyecek. Eer Kral gelmezse babasna geri dnmekte zgr olacak." Mergon haykrarak "Bu aalamaya btn Tolnedra kar kacaktr," dedi. "Hayr! Byle bir ey olamaz!" Ulgolann bilge Gorim'i yeniden sz ald. "mparatoruna de ki, bu Tanrlarn isteidir. Ona de ki, Tolnedra bu grevi yerine getirmedii gn, btn Bat ona kar ayaa kalkacak ve Nedra'nn ocuklarn rzgrla datacak, mparatorluun gcn alt ederek onu yok edecektir." O zaman, karsndaki ordularn gcn bilen eli boyun edi. Herkes bu konuda hemfikir oldu ve balayc bir anlama imzaland. Bu i bittikten sonra savatan perian dm Arendiya'nn soylular Brand'a gelip, "Mimbre Kral ve Asturya Dk savata ld," dediler. "imdi bizi kim ynetecek? iki bin yldr Mimbre ve Asturya arasndaki i sava Arendiya'y harap etti. Nasl yeniden tek bir halk olacaz?" Brand dnd. "Mimbre tahtnn varisi kim?"

"Mimbre veliaht Korodullin," dedi soylular. "Peki Asturya soyunun varisi kim?" "Asturya Dknn kz Mayaserana," dediler. Brand, "Onlar arn," dedi. Korodullin ve Mayaserana nne ktklarnda Brand onlara dedi ki: "Mimbre va Asturya arasndaki kan davas bitmeli. O yzden ikinizin evlenmesini ve birbiriyle bu kadar zamand r savaan iki ailenin birlemesini istiyorum." Korodullin ve Mayaserana bu karara kar ktlar, nk yrekleri birbirlerine kar dmanlkla ve kendi soylarnn gururuyla doluydu. Ama Belgarath Korodullin'i bir yana ekerek onunla zel olarak grt. Polgara da Mayaserana'y ayr bir yere gtrerek uzun uzun konutu. Kimse bu iki gence neler dediklerini renemedi. Ama Brand'n yanna dndklerinde Korodullin ve Mayaserana evlenmeye raz olmulard. Bu da Vo Mimbre savandan sonra toplanan divann son hkm oldu. Kuzeye doru yola kmadan nce Brand tm soylular ve krallarla son bir kez konutu. "Burada iyi ve kalc olan birok ey yaptk. te bakn, Angarakla16
BYCLER KRALiESi

ra kar birletiimizde onlar yenmeyi baardk. Torak'n gc krld ve aramzdaki anlama Riva Kralnn dnecei ve Torak'n uzun uykusundan uyanp yeniden imparatorluk ve hkmdarlk peinde koaca Kehanet gnne kadar Batnn hazr olmasn salayacak. O byk en son savaa kadar ne yapabileceksek yaptk bugn. Artk yapacamz bir ey kalmad htimaldir ki Arendiya'nn da yaralan sarlr ve iki bin yllk kan davas sona erer. Olup bitenlerden memnunum. Hepinize selam olsun ve hoa kaln." Sonra dnp, yannda Belgarath denen kr sal adam ve Polgara denen kralieye benzeyen kadnla kuzeye doru uzaklat. Sendarya' da Camaar'dan gemiye binip Riva'ya yelken atlar. Brand bir daha Bat krallklarna dnmedi. Ama yol arkadalar hakknda birok hikye anlatlr. Bunlarn ne kadarnn yalan ne kadarnn doru olduunu bilense pek azdr. Birinci Ksm

ARENDIYA
,01'

B R N C BLM

ST K stSSSll* J51 -, 5

..:...-.:....-...

K_3 1^, -K_

ffi

O WACUNE yoktu artk. Wacune'li Arendlerin ehri yerle bir olal ve kuzey Arendiya'nn karanlk, sonsuz ormanlar ykntlar rteli yirmi drt asr gemiti. Ykk duvarlar tamamen devrilmi ve orman zemininin yosunlan ve kahverengi ereltiotlar tarafndan yutulmutu; Vo Wacune'nin bir zamanlar bulunduu yeri iaret eden yalnzca, bir zamanlar gururla ge ykselen kulelerin yan ykk gvdeleriydi. Puslu ykntlar vck vck bir kar rtmt imdi; kadim talarn yzlerinden damla damla sular szlyordu. Garion l ehrin aalarn rtt caddelerinde tek bana dolat; soua kar kaln gri pelerinine iyice sarnmt ve dnceleri evresindeki alayan talar kadar yaslyd. Yeil, gneli tarlalanyla Faldor'un iftlii o kadar geride kalmt ki, bir nevi pusun ardndan hatrlayabiliyordu yalnzca; korkun bir sla hasreti ekiyordu. Ne kadar abalasa da ayrntlar bir bir kap gidiyordu. Pol Teyzenin mutfann zengin kokular bile silik bir anya dnmt; Durnik'in ekicinin rse inerken kard nlayan ses, bir ann son vuruunun len yanklar gibi snp gidiyordu, oyun arkadalarnn net, berrak yzleri ise hatrlamaya altka bulanklayor, neredeyse imdi onlar grse tanmayacakm gibi geliyordu Garion'a. ocukluu kayp gidiyordu elinden; ne kadar abalasa da bu gidii engelleyemiyordu. Her ey deiiyordu; sorun buydu. Hayatnn ekirdei, ocukluunun zerine kurulu olduu zemin daima Pol Teyze olmutu. Faldor' un iftliinin basit dnyasnda a Pol Hanm'd o; iftliin kapsnn dndaki dnyada ise, lmllerin anlayamayaca bir amala bin-yln geiini izleyen Byc Polgara'yd. Avare masalc Bay Kurt da deimiti. Garion bu eski dostunun aslnda bykbyk dedesi (burada sonsuz sayda "byk" ekleyebi21
ARENDtYA 20 BYCLER KRALiESi

lirdiniz) renmiti; ama o serseri, ihtiyar suratn arkasnda, yedi bin yldr insanlarn ve Tanrlarn samalklarn seyredip duran Byc Belgarath'n izleyen gzleri vard. Garion iini ekip siste yrmeye devam etti. isimleri bile huzursuz ediciydi. Garion asla byye, sihre ya da cadla inanmak istememiti. Bunlar doal olmayan eylerdi ve sarslmaz, mantkl bir gereklik inancn parampara ediyorlard. Ama bu huzurlu pheciliini sarsacak o kadar ok ey olmutu ki. Bir anda, iindeki son phe krntlar bile dalarak yok olmutu. nanamayan gzlerinin nnde, Pol Teyze cad Martje'nin gzlerindeki perdeleri silmi, deli kadna grme kabiliyetini geri verirken, hi affetmeyen bir tarafszlkla gelecei grme kabiliyetini de elinden almt. Garion Martje'nin mitsiz ln hatrlaynca tyleri rperdi. O lk, dnyann kendisi iin daha az salam, daha az akla yakn ve son derece daha az gvenli bir yer haline geldii an da simgeliyordu. Evi olarak bildii tek yerden koparlan, kendisine en yakn iki insann kimliklerinden

bile emin olamayan ve mmkn olanla olmayan arasndaki fark kavram tahrip olan Garion, kendini tuhaf bir hac yolculuunun ortasnda bulmutu. Aalarn yuttuu bu ykk ehirde ne ileri olduunu bilmiyordu; buradan ayrldklarnda nereye gidecekleri hakknda da en ufak bir fikri yoktu. Emin olabildii tek ey, dnyann bir yerlerinde, afaktan nceki alacakaranlkta unutulmu bir kydeki kk bir eve srnerek yaklaan ve Garion'un annesiyle babasn ldren bir adamn varolduu yolundaki korkun bilgiydi; eer hayatnn geri kalann buna adamas gerekse bile, Garion o adam bulacak, bulduunda da ldrecekti. Bu tek, elle tutulur gerekte Garion'a tuhaf bir biimde rahatlatc gelen bir eyler vard. Caddeye doru yklm bir evin kalntlarnn zerinden dikkatle atlad ve ykk ehri kefetmek iin yapt bu kasvetli geziyi srdrd. Aslnda grecek pek bir ey de yoktu. Sabrl yzyllar, savan geride braktklarn neredeyse tamamen silip sprmt; sulu kar ve kaln sis de kalan birka eyi gizliyordu. Garion tekrar iini ekti ve geriye dnp bir nceki geceyi geirdikleri ykk kule kalntsna doru yrmeye balad. Yaklatnda Bay Kurt ile Pol Teyzenin kuleden biraz uzakta durmu sessizce konutuklarn grd. htiyar pas rengi kukuletasn bana ekmiti, Pol ise mavi pelerinine sannmt. Sisli ykntlara bakarken yznde ok eskilerden kalma bir esef duygusu vard. Uzun, kara salar srtna dklyordu ve bandaki beyaz tutam yerdeki kardan bile daha beyaz grnyordu. "te geldi," dedi Bay Kurt, Garion yaklatnda. Pol ban sallad ve ciddi bir ifadeyle Garion'a bakarak "Neredeydin?" dedi. "Hi," dedi Garion, "Dnyordum." "Ayaklarn slatmay da baarmsn bakyorum." Garion slak kahverengi izmelerinden birini kaldrp yapm amurlara bakt. "Kar sandmdan daha suluymu," dedi zr diler gibi. "O nesneyle kendini daha m iyi hissediyorsun?" diye sordu Bay Kurt, Garion'un srekli belinde tamaya balad klc gstererek. "Herkes Arendiya'nn ok tehlikeli bir yer olduunu syleyip duruyor," dedi Garion. "Ayrca da almam gerek." Belindeki yeni, gcr gcr kemeri, klcn kabzas gizlenene kadar evirdi. Klc Eras yortusunda Barak hediye etmiti; gemide geirdikleri bayramda ald birok hediyeden biriydi bu. "Sana hi yakmyor," dedi ihtiyar onaylamayan bir tonla. "ocuu rahat brak baba," dedi Pol Teyze, ama akl baka yerdeydi. "Kendi klc deil mi, istediini yapar." "Hettar nerede kald?" diye sordu Garion konuyu deitirmeye alarak. "Sendarya dalarnda kar yollan kesmi olabilir," dedi Kurt. "Ama mutlaka gelir. Hettar gvenilir bir adamdr." "Niye Camaar'dan at almadk merak ediyorum." "Algar atlar kadar iyi olmazd," diye cevap verdi Kurt, ksa, beyaz sakaln kayarak. "Yolumuz uzun, bir de atmn yorulup yorulmadn dnerek dertlenmek istemiyorum. imdi biraz beklemek, ileride daha ok vakit kaybetmekten iyidir." Garion elini ensesine gtrp, Kurt ve Pol Teyze'nin ona Eras yortusunda verdikleri tuhaf bir biimde oyulmu gm tlsmn zincirinin actt ensesini ovuturdu. "Kafan takma una canm," dedi Pol Teyze. "unu tuniimin dna taksam olmaz m?" diye szland Garion; "Burada kimse gremiyor ki." "Tenine demesi gerekiyor." "Ama hi rahat deil. Gzel grnyor, ama bazen souk, bazen scak, arada bir de ok ar oluyor; zinciri ensemi actyor. Takya alk deilim de ondan herhalde."
22 23
BYCLER KRALiESi ARENDYA

"Tam tak saylmaz o canm," dedi Pol. "Zamanla alrsn." Kurt glerek, "Teyzenin kendisininkine almasnn on yl srdn bilmek seni rahatlatr belki," dedi. "Durmadan Tak unu Pol,' demek zorunda kalyordum." Pol Teyze souk bir tavrla, "Bu konuya girmek zorunda myz baba?" dedi. Garion anszn merakla, "Senin de tlsmn var m?" diye sordu ihtiyara. "Tabii." "Hepimizin bu tlsmlardan takmasnn bir anlam m var?" "Aile gelenei Garion," dedi Pol Teyze tartmay kapatan bir tavrla. Souk, rutubetli bir rzgr ykntlar yalayp geince, sis etraflarnda helezonlar izmeye balad. Garion iini ekerek, "Hettar abuk gelse bari," dedi. "Buradan bir an nce gitmek istiyorum. Mezarla benziyor." "Hep byle deildi," dedi Pol Teyze ok alak bir sesle. "Nasld peki?" "Burada ok mutluydum. Yksek duvarlar, heybetli kuleleri vard. Sonsuza kadar kalacak sanyorduk." Krk talarn fala kuruyup karla slanm allar tarafndan rtld bir yeri gsterdi. "Burada ieklerle dolu bir bahe vard; uuk san elbiseli hanmlar burada otururdu, duvarn te yanndan da gen adamlar onlara serenat yapard. Genlerin sesi ok gzel olurdu. Hanmlar da ilerini ekip duvarn te yanna krmz gller atarlard. u caddenin sonunda da mermer zeminli bir meydan vard; ihtiyarlar orada buluup unutulmu savalardan ve oktan yitip gitmi dostlarndan bahsederlerdi. O meydann br tarafnda da teras olan bir ev vard. Akamlar o terasta dostlarmla oturup yldzlarn ykselmesini beklerdim; ocuklar soutulmu meyva sunarlard ve blbller de sanki ileri yanyormu gibi terlerdi." Sesi zayflad, sonra sustu. "Derken Asturyallar geldi," diye devam etti bambaka bir ses tonuyla. "Bin ylda ina edilen bir eyin ne kadar ksa srede yklabildiini grsen aardn." "zme kendini Pol," dedi Kurt. "Zaman zaman olur byle eyler. Yapabileceimiz pek bir ey yok." "Ben bir ey yapabilirdim baba," dedi Pol ykntlara bakarak. "Ama sen izin vermedin, unuttun mu?" "Yine balama Pol," dedi Kurt skntl bir sesle, "insan kayplarn kabul etmeyi renmeli. Wacune Arendlerinin kaderinin bu olduu belliydi. En iyi ihtimalle kanlmaz sonu birka ay erteleyebilirdin, o kadar. Biz anlamsz eylere bulamak iin biz olmadk." "O zaman da yle demitin." Sisin iinde bo caddeler boyunca sralanan aalara bakt. "Aalarn bu kadar abuk byyeceini um-mazdm," dedi sesinde biraz krgn bir ifadeyle. "Biraz daha bekleyebilirlerdi." "Neredeyse yirmi be asr oldu Pol." "Sahi mi? Sanki geen yl gibi." "Takma kafan buna imdi, yoksa gene melankoliye deceksin. Haydi ieri girelim artk. Bu sis hepimizin sinirlerini bozuyor." Kuleye doru yrmeye baladklarnda, Pol Teyze hi beklenmedik bir ekilde kolunu Garion'un omuzuna att. Kokusu ve yaknlnn verdii duygu Garion'un boazna bir yumru tkanmasna sebep oldu. Son birka ayda aralarnda beliren mesafe, teyzesinin bir doku-nuuyla kapanvermiti sanki. . Kulenin en altndaki salon o kadar iri talardan rlyd ki, ne yzyllarn geii, ne de aa kklerinin sessiz, her atlaa giriveren ular talan yerinden oynatamamt. Az kavisli, alak kemerler ve alak tavan, salona bir maara havas veriyordu. Alak kapnn karsndaki odann teki ucunda, kaba yontulmu iki tan arasndaki bir atlak doal bir baca vazifesi gryordu. Bir nceki gece srlsklam ve titreyerek oraya vardklannda, Durnik atla dikkatle incelemi ve yerdeki vr zvrdan hemen kaba ama ilevli bir mine yapvermiti. "dare eder," demiti demirci. "ok k olmad, ama birka gnlne iimize yarar." Kurt, Garion ve Pol alak, maarams salona girdiklerinde, minede sk bir ate

trdyor, kemerlere glgeler dryor ve ho bir scaklk yayyordu. Kahveringi deri tuniini giymi olan Durnik duvarn dibine odun ymakla meguld. rg zrh iindeki dev, kzl sakall Barak, klcn parlatyordu. Keten gmlek ve siyah deri yelek giymi olan pek ise, torbalardan birinin stne oturmu, zarlaryla oynuyordu. "Hettar'dan haber var m?" diye sordu Barak iinden ban kaldrarak. "Daha bir gn beklememiz lazm," dedi Bay Kurt snmak iin minenin yanna giderek. "izmelerini deitirsene Garion," dedi Pol Teyze, Durnik'in duvara akt tahta ivilerden birine mavi pelerinini asarken.
ARENDlYA 25

24

B Y C L E R KRALiESi

Garion bir baka ividen antasn indirerek kartrmaya balad. "oraplarn da," diye ekledi Pol. "Sis hl kalkmyor mu?" diye sordu pek, Bay Kurt'a. "Hi niyeti yok." "Eer hepinizi atein nnden ekilmeye ikna edebilirsem, akam yemei hazrlarm," dedi Pol Teyze birdenbire profesyonelleerek. Sonra ortaya bir jambon, birka somun kahverengi kyl ekmei, bir torba kurutulmu bezelye ve bir dzine kadar havu kard ve yemek piirirken hep yapt gibi kendi kendine bir ark mrldanarak ie koyuldu. Ertesi sabah kahvaltdan sonra Garion stne yn bir yelek giyip klcn da beline takarak sisli ykntlara, Hettar' beklemeye gitti. Bu kendi kendine verdii bir grevdi ve yol arkadalarnn buna gerek olmadn sylememi olmalarna da kran duyuyordu. Sulu karla kapl caddelerden ehrin ykk bat kapsna doru ilerlerken, bir nceki gnn karartan dnceleri kafasndan atmaya alyordu. Durumu deitirecek bir ey yapamayacana gre, srekli ayn dnceleri ineyip durmak, aznda eki bir tattan baka bir ey brakmayacakt. Bat kapsnn yanndaki alak duvara vardnda nee iinde deildi belki, ama en azndan karamsar da deildi. Duvar onu souktan biraz koruyordu, ama rutubetli souk gene de elbiselerinin iine iliyordu; ayaklan buz gibi olmutu bile. Titreyerek beklemeye balad. Bu siste uza grmeye almann bir anlam yoktu, o yzden yalnzca kulaklarn ak tutuyordu. Kulaklar duvarn tesindeki ormandan gelen sesleri birbirinden ayrmaya balamt; aalardan damlayan su sesini, arada bir dallardan kayp den karn sesini ve birka yz metre tede l bir aac didikleyen aakakann sesini. Anszn sisin iinde bir yerlerden bir ses, "O benim ineim," dedi. Garion donup kald ve dinlemeye balad. "O zaman kendi otlanda tut," dedi baka bir ses. "Sen misin Lammer?" dedi ilk ses. "Evet. Sen de Detton'sun deil mi?" "Seni tanyamadm yahu. Ne kadar oldu grmeydi?" "Drt be yl olmutur herhalde," dedi Lammer. "Sizin kyde iler ne alemde?" diye sordu Detton. "Az. Btn yiyeceimiz vergilere gidiyor." "Bizde de yle. Kaynatlm aa kk yemeye baladk." "Biz daha onu denemedik. Ayakkablarmz yiyoruz." "Karn nasl?" diye sordu Detton kibarca. "Geen yl ld," dedi Lammer dz, duygusal olmayan bir sesle. "Efendimiz olumuzu askere ald, ocuk bir yerlerde bir savata ld. stne kaynar zift dkmler. Bunun stne karm yemek yemeyi brakt; lmesi uzun srmedi." "zldm," dedi Detton. "Gzel bir kadnd." "kisinin hali de bizden daha iyi. En azndan artk a deiller ve myorlar. Hangi kkleri yiyorsunuz?" "En iyisi hu aac," dedi Detton. "Ladin fazla lifli oluyor, mee de ok sert.

26 27

Kklerin yannda biraz da ot kaynatrsan lezzet veriyor." "Denemem lazm." "Dnme vaktim geldi," dedi Detton. "Efendim beni aalan temizlemeye yollad, gecikirsem krbalanrm." "Belki bir gn gene grrz." "lmez sa kalrsak." "Eyvallah Detton." "Eyvallah Lammer." ki ses uzaklap yok oldu. Onlar gittikten sonra Garion uzunca bir sre sessizce bekledi; duyduklanndan duda uuklamt ve gzleri yaarmt. En kts, iki adamn da durumlann tartmasz kabul etmeleriydi. fkeyle boaz yanmaya balad. Birilerini yakalayp vurmak istiyordu. Sonra sisin iinden baka bir ses gelmeye balad. Ormanda yaknlarda bir yerde biri ark sylyordu. Ses hafif, berrak bir tenordu ve yaklatka Garion daha iyi duymaya balad. ark eskilerde yaplm adaletsizlikler stneydi ve nakarat da bir sava arsyd. Gari-on'un fkesi mantksz bir biimde, henz grmedii arkcya yneldi. Birtakm soyut adaletsizlikler zerine bu r, Lammer ve Det-ton'un sessiz aresizlikleri karsnda mstehcen gelmiti ona. Dnmeden klcn ekti ve ve ykk duvann arkasna meldi. ark sesi daha da yaklanca Garion slak karda bir atn nal seslerini duymaya balad. Kafasn ihtiyatla duvarn arkasndan uzatp baknca, arkcnn yirmi adm kadar tede sisin iinden ktn grd. San pantolon ve parlak krmz yelek giymi gen bir adamd. Kenarlar krkl pelerinini geri atmt ve bir omzunda uzun, kavisli bir yay vard; teki yannda da k bir knn iinde klc aslyd. arknn ask yzllne ve ark syleyiindeki fkeli tutkuya ramen, gen

BYCLER KRALES ARENDlYA

yznde hibir ka atmann silemeyecei dosta bir aklk vard. Garion bu bo kafal gen soyluya fkeyle bakt; onun aa kk yemek zorunda kalmadndan ya da acsndan yemek yemeyi brakarak len birinin yasn tutmadndan ylesine emindi ki. Yabanc atnn ban evirip doruca Garion'un pusuda bekledii ykk kemerli kapya yneldi. Normal olarak Garion saldrgan bir delikanl deildi ve baka koullar altnda bu duruma farkl yaklard herhalde. Ama bu zppe gen yabanc yanl zamanda ortaya kmt. Garion'un hemencecik kuruverdii plan basit olduu iin ok avantajlyd. Plann karmak bir yan olmad iin harika iledi - bir noktaya kadar. ark syleme merakls gen kapdan geer gemez Garion sakland yerden frlad ve pelerininden yakalad gibi onu eerinden alaa etti. Bir hayret nidas karan yabanc, mthi bir "ap" sesiyle Garion'un ayaklarnn dibindeki sulu karlara srtst seriliverdi. Ama Garion'un plannn ikinci ksm tam bir fiyaskoydu. Tam klcn yerdeki svarinin gsne dayayp onu esir almak niyetindeydi ki, delikanl tek bir hareketle yuvarlanp ayaa frlayarak klcn ekti. Gzleri fkeyle tutumutu ve klc tehditkr bir biimde sallanyordu. Garion bir kl ustas deildi, ama refleksleri iyiydi ve Faldor'un iftliinde yapt angarya iler adalelerini gelitirmiti. Saldrya kalkmasna neden olan fkesine ramen, bu gen adam yaralamak gibi bir niyeti yoktu. Rakibi klcn biraz hafif tutuyor gibiydi, neredeyse dikkatsizce; Garion klc sk bir darbeyle elinden drebileceini dnd. Hzla klcn sallad, ama rakibinin klc aniden ekildi ve darbeyi yiyen kendisi oldu. Garion geri srad ve klcn beceriksiz bir ekilde yeniden sallad. Kllar tekrar tokutu, iki dv darbeler savurur, karlar ve artma hamleleri yaparken, ortalk kl akrtsndan geilmez oldu. ok ksa srede Garion rakibinin kendisinden ok daha iyi bir klc olduunu anlad, ama gen adam Garion'a vurmak iin eline geen birka frsat da kullanmamt. Elinde olma-

dan bu grltl karlamann verdii keyifle srtmaya balad. Yabancnn srt da neredeyse dostayd. "Tamam, yeter artk!" Bay Kurt gelmiti, ihtiyar, peinde Barak ve pek'le onlara doru kouyordu. "Siz ikiniz ne yaptnz zannediyorsunuz, ha?" Garion'un rakibi akn baklarla klcn indirdi ve "Belgarath..." diye sze balad. "Lelldorin," dedi Kurt azarlayan bir tonla. "Zaten kt olan aklnn tamamn m kaybettin?" Garion'un kafasnda birdenbire her ey yerli yerine oturdu. Kurt souk bir tavrla ona dnd. "Eee, Garion? Sen ne diyeceksin bakalm?" Garion hemen olayn stn rtmeye karar verdi. "Dede," dedi kelimeyi zellikle vurgulayp gen yabancya bir uyar bak frlatarak, "gerekten birbirimizi yaralamaya altmz sanmyorsun herhalde. Lelldorin bana birka savunma numaras gsteriyordu, o kadar." " Yaa?" dedi Kurt pheci bir tavrla. "Tabii," dedi Garion bir masumiyet heykeli gibi. "Birbirimize zarar vermemiz iin nasl bir neden olabilir ki?" Lelldorin konumak iin azn atysa da Garion hemen ayana bast. "Lelldorin ok iyi," diye aceleyle konumay srdrd gen adamn omuzuna kolunu atarak. "ki- dakikada neler neler rendim." Abartma, dedi pek, Drasniya gizli dilinin parmak iaretleriyle. Bir yalan daima basit olmal. Lelldorin sonunda uyanp hafife kekeleyerek "ok yetenekli bir delikanl bu Belgarath," dedi. "Hi deilse evik," dedi Bay Kurt alayla. Sonra "Bu ssler de ne?" diye sordu Lelldorin'in k elbiselerini iaret ederek. "Bayram deil seyran deil, niye byle takp taktrdn?" "Mimbreler namuslu Asturyallar tevkif edip sorguluyorlar," diye aklad gen Arend. "Yolumun stnde bir sr Mimbre karakolu vard; onlarn yalakalarndan biri gibi giyinirsem beni rahat brakrlar diye dndm." "Sen sandmden da akllymsn," dedi Kurt homurdanarak. pek ve Barak'a dnerek, "Bu Lelldorin," dedi, "Wildantor Baronunun olu. Bize katlacak." "Ben de seninle bu konuyu konumak istiyordum Belgarath," dedi Lelldorin aceleyle. "Babam buraya gelmemi emretti; ona itaatsizlik edemem. Ama ok nemli bir konuda verilmi szm var." "Asturya'daki her gen soylunun en az iki ya da nemli konuda verilmi szleri vardr," dedi Kurt. "Kusura bakma Lelldorin, ama bizim nmzdeki konu birka Mimbre vergi tahsildarna pusu kurmak iin ertelenemeyecek kadar nemli." O srada Pol Teyze, yannda koruyucu melek gibi dolaan Durnik' le birlikte sisin iinden karak yanlarna geldi. "O kllarla ne yap28
BYCLER KRALiESi

yorlar baba?" diye sordu fkeden parlayan gzlerle. "Oynuyorlarm," dedi Bay Kurt ksaca. "En azndan yle diyorlar. Bu Lelldorin, sana bahsetmitim." Pol Teyze bir kan kaldrarak Lelldorin'i tepeden trnaa szd. "Pek renkli bir delikanl." "O tebdil-i kyafet," dedi Kurt. "Her zaman bu kadar cafcafl deildir - pek sade olmasa da. Asturya'nn en iyi okusudur, bu ite ona ihtiyacmz olabilir." "Hmm," dedi Pol pek ikna olmam gibi. "Baka bir nedeni daha var tabii," dedi Kurt, "ama imdi bu konuya girmeyelim, olur mu?" "Hl kafan o blme takm durumda msn baba?" diye sordu Pol bkknlkla. "Mrin El Yazmas ok mulak; baka versiyonlarda da orada bahsedilen kiilerden hi

sz edilmiyor. Srf tebih de olabilir, biliyorsun." "Ben hayatmda gerein ta kendisi olduu sonradan ortaya kan ok tebih grdm," dedi Kurt, "o yzden imdi kumar oynayamam. Hadi kuleye dnelim. Metin zmlemesi tartmalar yapmak iin fazla souk ve rutubetli bir yerdeyiz." Bu konumadan hibir ey anlamayan Garion, pek'e bakt, ama ufak tefek adamn yznde de hibir ey anlamam bir ifade vard. "Atm yakalamama yardm eder misin Garion?" dedi Lelldorin kibarca, klcn knna sokarken. Garion "Tabii," diyerek kendi klcn da knna soktu. "u tarafa gitti galiba." Lelldorin yayn omuzlad, sonra iki delikanl ykntlar arasnda atn izlerini takibe koyuldular. "Atndan drdm iin zr dilerim," dedi Garion, dierlerinin gr alannn dna ktklarnda. "Bo ver," dedi Lelldorin glerek. "Benim de daha dikkatli olmam gerekirdi." Sonra Garion'a merakla bakarak "Belgarath'a niin yalan syledin?" diye sordu. "Tam yalan saylmazd," dedi Garion. "Birbirimizi yaralamaya almyorduk deil mi? Bazen byle eyleri aklamak saatler alabilir." Lelldorin yeniden gld; kahkahas o kadar bulacyd ki, Garion elinde olmadan ona katld. Glerek sulu karla kapl, alak dknt ynlar arasndaki aalarn rtt caddede yrmeye baladlar.

K N C BLM

ILDANTORLU LELLDORN on sekiz yandayd, ama saf ve ak yrekli tabiat onu olduundan kk gs teriyordu. Hangi duyguya kaplacak olsa hemen yz ifadesinden belli oluyordu; itenlii ise yznde bir iaret feneri gibiydi. inden geldii gibi davranan, iddial ve grlt c bir tavrla konuan, Garion'un isteksizce kabul ettii gibi, pek de zeki saylmayacak bir delikanlyd. Ama ondan holanmamak da im knszd. ' Ertesi sabah Garion pelerinini giyip Hettar'n yolunu gzlemek iin dar ktnda, Lelldorin de hemen ona katld. Gen Arend cafcafl elbiselerini karm, kahverengi bir pantolon, yeil bir tunik ve koyu kahverengi bir pelerin giymiti. Omuzunda yay, belinde de oklarla dolu sada vard; karlarn arasndan ykk bat duvarna doru yrrlerken, Garion'un ancak belli belirsiz grebildii

hedeflere ok atarak eleniyordu. zellikle baarl bir attan sonra Garion, "ok iyisin," dedi. "Ben Asturyalym," dedi Lelldorin mtevaz bir tavrla. "Asturya-llar binlerce yldr okuluk yapar. Babam bu yay ben doduum gn kestirmi, sekiz yandayken ok atmaya balamtm." "Herhalde ok avlanyorsunuzdur," dedi Garion, etraflarndaki sk orman ve karda grd hayvan izlerini dnerek. "En byk elencemiz," dedi Lelldorin, okunu bir aa gvdesinden karmak iin durduklarnda. "Babam sofrasnda asla sr ya da koyun eti olmamasyla vnr." "Ben de erek'teyken bir kere avlanmtm," dedi Garion. "Geyik mi?" diye sordu Lelldorin. "Hayr, yaban domuzu. Ama ok ve yay kullanmadk. Gerekler mzrakla avlanyor."
30 BYCLER KRALiESi ARENDlYA 31

"Mzrakla m? Bir hayvan mzrakla ldrebilecek kadar yaknna nasl yaklaabilirsin ki?" Garion atlak kaburgalarn ve szlayan kafatasn hatrlayarak ac ac gld. "Yaklamak sorun deil. Zor olan mzrakladktan sonra hayvann nnden kamak." Lelldorin bunu pek anlayamamt. "Avclar sra olup ormanda grlt yaparak ilerliyorlar," dedi Garion. "Sen de mzran alp yaban domuzlarnn grltden kaarken geecei bir yerde bekliyorsun. Kovalandklar iin sinirli oluyorlar ve seni grdklerinde saldryorlar. O zaman da mzraklyorsun." "Tehlikeli olmuyor mu?" dedi Lelldorin irilemi gzlerle. Garion ban sallad. "Az kalsn kaburgalarm krlyordu." Bbrlendii sylenemezdi, ama Lelldorin'in tepkisi de houna gitmiti dorusu. "Asturya'da tehlikeli hayvan pek bulunmaz," dedi Lelldorin, neredeyse kskanlkla. "Birka ay ve arada bir de bir kurt srs, o kadar." Bir an tereddt etti, sonra Garion'a dikkatle bakarak, "Tabii bazlar geyikten baka hedefler de bulabiliyor isterlerse," dedi gizli bir ey aklar gibi. "Yaa?" Garion ne demek istediini tam olarak anlamamt. "Her gn birka Mimbre at ahrna srcsz dner." Garion dehet iinde kalmt. "Bazlar Asturya'da haddinden fazla Mimbre olduunu dnyor." "Bazlar" kelimesini zellikle vurgulamt. "Arend i savann bittiini zannediyordum." "Buna inanmayan ok insan var. Birok kii, Asturya Mimbre hkimiyetinden kurtulana kadar savan sreceine inanyor." Lelldorin' in sesinden onun hangi tarafta olduu aka belli oluyordu. "Vo Mimbre Savandan sonra lke birlememi miydi?" diye itiraz etti Garion. "Birlemi mi? Buna nasl inanabilirsin? Asturya'ya smrge muamelesi yaplyor. Kraln saray Vo Mimbre'de; krallktaki btn valiler, btn vergi tahsildarlar, btn hakimler ve btn erifler Mimbre. Arendiya'nn hibir yerinde yetkili konumda bir tek Asturyal bile yok. Mimbreler soyluluk unvanlarmz bile tanmyorlar. Babamn soyunun bin yllk tarihi var, ama ona sadece 'toprak sahibi' diyorlar. Bir Mimbre ona Baron demektense dilini koparmaya bile razdr." Lelldorin'in yz fkeden bembeyaz olmutu. "Bunlar bilmiyordum," dedi Garion dikkatle. Gen adamn duygularna nasl cevap vermesi gerektiini bilemiyordu.

"Ama Asturya'nn aalanmas sona ermek zere," dedi Lelldorin ateli bir ekilde. "Asturya'da vatanseverlikten hl vazgememi insanlar var; bu insanlarn kral avna kmas da yakndr." Bu szn vurgulamak ister gibi uzaktaki bir aaca bir ok frlatt. Bu sz Garion'un korkularn hakl karmt. Lelldorin ayrntlara o kadar ainayd ki, byle bir komplonun iinde olmamas imknszd. Lelldorin de ok ileri gittiini fark etmi olacak ki, Garion'a dehetle bakakald. "Ben salan tekiyim," dedi sulu bir tavrla etrafna baknarak. "Dilimi tutmay bir trl renemedim. Ltfen sylediklerimi unut Garion. Dostum olduunu biliyorum. Bir fke annda azmdan kardm laflan kimseye sylemezsin, deil mi?" Garion tam da bundan korkuyordu. Bu szle Lelldorin azn m-hrlemi oluyordu. Bay Kurt'a ortalarda lgnca bir komplo olduunu sylemesi gerektiini biliyordu, ama Lelldorin'in dostluk ve gven bildirisi konumasn olanakszlatrmt. Temel bir ahlaki amazla yz yze kalm olmann fkesiyle dilerini gcrdatmaya balad. Konumadan ve biraz da mahcup bir tavrla Garion'un bir gn nce pusu kurduu duvara kadar yrdler. Bir sre sisi seyrettiler; gergin sessizlik giderek daha rahatsz edici bir hal almaya balamt. "Sendarya nasl bir yer?" diye sordu Lelldorin aniden. "Hi gitmedim." "Bu kadar ok aa yok," dedi Garion duvarn stnden sisin iinde uzanp giden aa gvdelerine bakarak. "Dzenli bir yerdir." "Nerede yayordun?" "Erat Gl yaknnda, Faldor'un iftliinde." "Bu Faldor soylu mu?" "Faldor mu?" diye gld Garion. "Yok canm, Faldor eski bir ayakkab kadar sradandr. Bir ifti sadece, makul, drst, iyi kalpli bir adam. Onu zlyorum." "Halktan biri yani," dedi Lelldorin, Faldor'u nemsiz biri olarak bir kenara atmaya hazrlanarak. "Sendarya'da mevki pek nemli deildir," dedi Garion biraz meydan okuyarak. "Kiinin ne yap, ne olduundan daha nemlidir." Suratn ekitti. "Ben bulaklk yapyordum. Pek keyifli bir i deil, ama birinin de yapmas lazm ite."
32
BYCLER KRALiESi

"Serf deildin herhalde," dedi Lelldorin dehet iinde. "Sendarya'da serf yoktur." "Serf yok mu?" Gen Arend aknlkla Garion'a bakakald. "Hayr," dedi Garion kesin bir tavrla. "Hibir zaman serfe ihtiyacmz olmad." Lelldorin'in yznden bu fikri kabul edemedii anlalyordu. Garion nceki gn sisin iinde duyduu sesleri hatrlad, ama serflik hakknda bir eyler syleme isteine hkim oldu. Lelldorin asla anlayamazd bunu, oysa tam da dost olmak zerelerdi. Garion'un u anda bir dosta ihtiyac vard ve bu sevimli delikanly zecek bir ey sylemek istemiyordu. "Baban ne i yapyor?" diye sordu Lelldorin kibarca. "ld. Annem de." Garion bunu hzla sylerse fazla ac vermediini kefetti. Lelldorin'in gzlerinde aniden acsn itenlikle paylatn belirten bir ifade belirdi. Elini Garion'un omuzuna att "zgnm," dedi bouk bir sesle. "Kim bilir nasl zlmsndr." "Ben daha bebekmiim," dedi Garion omuzlarn silkip aldrmaz grnmeye alarak. "Onlar hatrlamyorum bile." Bu konu hl rahata konuamayaca kadar kiisel geliyordu ona. "Salgn filan m?" diye sordu Lelldorin yumuak bir sesle. "Hayr," dedi Garion ayn ifadesiz sesle. "ldrldler." Lelldorin'in gzleri fal ta gibi ald. "Adamn biri gece vakti kylerine gelip evlerini atee vermi." Garion duygusuz bir sesle anlatmay srdrd. "Dedem onu yakala-'maya alm ama baaramam. Anladm kadaryla adam uzun sredir ailemizin dmanym." "Herhalde bunu onun yanna brakmayacaksn," dedi Lelldorin.

"Hayr," dedi Garion sise bakarak. "Byr bymez onu bulup ldreceim." Lelldorin, "Aslanm benim!" diye haykrarak Garion'u kucaklad. "Onu bulup para para ederiz." "Biz mi?" "Ben de seninle geleceim tabii," dedi Lelldorin. "Bir dosta yakan da budur." O anda aklna geldii gibi konutuu belliydi, ama bir yandan da ok itendi. Garion'un elini skca yakalad. "Yemin ediyorum Garion, annenle babann katili ayaklarnn dibinde cansz yatana kadar huzur bulmayacam." 33
ARENDlYA

Bu ani duyuru o kadar beklenebilir bir eydi ki, Garion dilini tutamad iin kendine kzd. Bu konudaki hisleri ok kiiseldi ve yz olmayan dmann ararken arkada isteyip istemediinden de emin deildi. Ancak zihninin baka bir taraf, Lelldorin'in ani ama sorgusuz sualsiz desteinden memnun olmutu. Konuyu kapatmaya karar verdi. Lelldorin'i, onun her gn buna benzer en az bir dzine yemin ettiini bilecek kadar iyi tanmt; bunlar ok iten ama ok da abuk unutulacak cinsten szlerdi. Ykk duvarn dibinde pelerinlerine sarnm dikilip, baka konulardan konuarak beklemeye devam ettiler. leden biraz sonra, Garion ormann ilerinde bir yerlerden karn bouklatrd nal sesleri duydu. Birka dakika sonra da Hettar peinde bir dzine kadar vahi grnl atla sisin iinden kageldi. Uzun boylu Algar ksa, ynle evrelenmi bir pelerin giymiti. izmeleri amurluydu ve elbiselerinde uzun bir yolculuun izleri grlyordu; ama bunun dnda iki haftadr at srtnda olmak onu hi etkilememi gibiydi. Ciddi bir tavrla "Garion," diyerek selam verdi; Garion'la Lelldorin onu karlamak iin duvarn arkasndan ktlar. Garion, "Seni bekliyorduk," diyerek Lelldorin'i tantt. "Haydi tekilerin yanna gidelim." Hettar bayla onaylayarak iki delikanlnn peine takld; ykntlarn arasndan geerek Bay Kurt'la dierlerinin beklemekte olduu kuleye gittiler. Hettar atndan yere atlarken, "Dalarda kar vard," diye ksa bir aklama yapt. "Beni biraz geciktirdi." Kukuletasn geri atarak kaznm kafasn at ve uzun, siyah at kuyruunu silkeledi. "Zarar yok," dedi Bay Kurt. "eri, atein bana gel de bir eyler ye. Konuacak ok eyimiz var." Hettar atlarna bakt; yank, rzgrla ypranm yz sanki konsantre oluyormu gibi tuhaf bir ekilde ifadesizlemiti. Atlar da dikkatli gzler ve dikilmi kulaklarla ona baktlar, sonra dnp aalarn arasna doru uzaklatlar. "Kamazlar m?" diye sordu Durnik. "Hayr," dedi Hettar. "Kamamalarn syledim." Durnik bunu pek anlayamamt ama stne varmad. Hep birlikte kuleye girip atein bana oturdular. Pol Teyze onlara kara ekmek ve san peynir kesti, Durnik de atee odun att. "o-Hag Kabile eflerine haber yollad," dedi Hettar pelerinini 34
ARENDlYA 35
BYCLER K R A L i E S i

karrken. Siyah, uzun kollu, at derisinden bir ceketi vard; cekete dikilmi elik diskler esnek bir zrh grevi gryordu. "Kalede bir divan toplanacak." Kemerini zerek kavisli palasn da bir yana brakt ve atein bana oturarak yemee balad. Kurt ban sallad. "Birilerini Prolgu'ya gnderdiniz mi?" "Yola kmadan nce kendi adamlarmdan bir takm Gorim'e yolladm, " dedi Hettar. "Onlar da dalan geemezse,

kimse geemez." "Umarm," dedi Kurt. "Gorim eski dostumdur; bu i bitmeden onun yardmna ihtiyacm olacak." "Sizin halknz Ulgo lkesinden korkmaz m?" diye sordu Lelldo-rin kibarca. "Orada insan yiyen canavarlar varm." Hettar omuzlarn silkti. "K vakti inlerinden kmaz onlar. Ayrca bir takm savaya saldracak kadar da cesur deillerdir." Bay Kurt'a bakt. "Gney Sendarya Murgo kaynyor. Bundan haberin var myd?" "Tahmin edebilirdim," dedi Kurt. "zel bir ey aryorlar m? "Ben Murgolarla konumam," diye kestirip att Hettar. Gaga burnu ve vahi gzleriyle avnn stne atlmaya hazrlanan bir atmacaya benzemiti o anda. "Bu kadar az gecikmene amtm zaten," dedi pek. "Murgolarla ilgili hislerini btn dnya biliyor." "Kendime yalnzca bir kereliine izin verdim," dedi Hettar. "Anayolda iki Murgoya rastladm. Pek uzun srmedi." "ki dert azald demektir," dedi Barak onaylayan bir homurtuyla. "Biraz ak konumann vakti geldi," dedi Bay Kurt, tniindeki ekmek krntlarn eliyle sprerek. "ounuz neyle kar karya olduumuzu zaten biliyor, ama kimse bir kazaya urasn istemiyorum. Zedar adl bir adamn peindeyiz Eskiden Ustamn mritlerinden biriydi o da, sonra Torak'n tarafna geti. Geen sonbaharda Riva'daki taht odasna gizlice girmi ve Aldur Ta'n alm. Onu yakalayp Ta geri alacaz." "O da byc deil mi?" diye sordu Barak kzl sa rgsn dalgn dalgn ekitirerek. "Biz ona byc demiyoruz," dedi Kurt, "ama evet, o ynde belli bir gc var. Hepimizin olduu gibi; benim, Beltira'nn, Belkira'nm ve Belzedar'n. Sizi uyarmak istediim konulardan biri bu." "Hepinizin isimleri birbirine benziyor," dedi pek. "Ustamz bizi mrit olarak kabul ettiinde isimlerimizi deitirdi. Basit bir deiiklik, ama bizim iin ok nemliydi." "Yani senin asl adn Garath myd?" diye sordu ipek gzlerini ksarak. Bay Kurt bir an hayretle duraklad, sonra gld. "Bu ad binlerce yldr duymamtm. O kadar uzun bir sredir Belgarath'm ki, Ga-rath' tamamen unutmuum. Bylesi de daha iyi zaten; Garath ba belas bir delikanlyd; hrsz ve yalancyd." "Baz eyler hi deimiyor," dedi Pol Teyze. "Kimse mkemmel deildir," dedi Kurt mlayim bir tavrla. "Zedar Ta neden ald?" diye sordu Hettar taban brakarak. "Zaten her zaman o Tata gz vard," dedi ihtiyar. "Sebebi bu olabilir, ama daha byk ihtimalle Torak'a gtrecektir. Ta Tekgz'e gtren onun gzdesi olur." "AmaTorak ld," dedi Lelldorin. "Riva Vekilharc onu Vo Mimb-re'de ldrd ya." "Hayr," dedi Kurt. "Torak lmedi, sadece uyuyor. Onu ldrmesi yazl olan kl, Brand'n klc deildi. Zedar onun vcudunu savatan sonra bir yerlere gizledi. Bir gn uyanacak, eer alametleri yanl okumuyorsam ok yaknlarda bir gn. Bu gereklemeden Ta geri almamz art." "Bu Zedar ok dert oldu bamza," diye grledi Barak. "Onun hesabn ok nceleri grmeliydin." "Hakl olabilirsin," dedi Kurt. "Niye elini sallayp onu yok etmiyorsun?" diye nerdi Barak kaln parmaklaryla beceriksizce bir iaret yaparak. Kurt ban sallad. "Yapamam. Tanrlar bile yapamaz." "O zaman bamz byk belada," dedi pek kalarn atarak. "Buradan Rak Goska'ya kadar btn Murgolar Zedar' yakalamamz engellemeye alacaktr."

"yle olmayabilir," dedi Kurt. "Ta Zedar'da, ama Grolimleri Ctuchik ynetiyor." "Ctuchik mi?" dedi Lelldorin. "Grolim Barahibi. Zedar'la birbirlerinden nefret ederler. Emin olun, Zedar'n elinde Tala Torak'a ulamasna engel olmaya alacaktr."

36 BYCLER KRALiESi
ARENDlYA

Barak omuzlarn silkti. "Ne fark eder? Zor bir durumla karlarsak sen ve Polgara sihir kullanamaz msnz?" "Bunun baz snrlan var," dedi Kurt kaamak bir tavrla.

37

"Anlamadm," dedi Barak kalarn atarak. Bay Kurt derin bir nefes ald. "Pekl. Madem laf ald, o konuya da girelim, ille de o kelimeyi kullanmak istiyorsanz, by, nesnelerin doal dzenlerinin bozulmasdr. Bazen hi beklenmedik etkileri de olabilir, o yzden ok dikkatli olmak gerekir. stelik bir de..." Kalarn att. "...Bir tr grlt yapar diyelim. Yani ses olarak deil tabii, ama aklamak iin byle diyorum. Benzer yetenekleri olan insanlar bu grlty duyabilir. Polgara ve ben bir eyleri deitirmeye balarsak, Batdaki btn Grolimler tam olarak nerede olduumuzu ve ne yaptmz anlarlar. O zaman da gcmz tkenene kadar nmze engel stne engel karrlar " "Neredeyse kol kuvvetiyle bir eyler yapm kadar enerji harcar insan," dedi Pol Teyze. "ok yorucu bir itir." Atein bana oturmu, Garion'un tuniklerinden birini tamir ediyordu. "Bunu bilemezdim," dedi Barak. "Pek bilen yoktur." "Mecbur kalrsak Pol ile birlikte baz tedbirler alabiliriz," diye devam etti Kurt, "ama bunu sonsuza kadar srdremeyiz ve birtakm eyleri de yok edemeyiz. Sebebini anhyorsunuzdur herhalde." "Ah, tabii," dedi ipek, ama tavrndan hibir ey anlamad belliydi. "Var olan her ey, kendi dndaki her eye bamldr," diye aklamaya balad Pol Teyze. "Bir tek eyi yok etmeye kalkrsan, her eyi birden yok etmen bile mmkndr." Ate trdaynca Garion irkildi. Kemerli salon birdenbire kararm, kelerde glgeler oynamaya balam gibiydi. "Bu olamaz tabii," dedi Kurt. "Bir eyi yok etmeye kalkrsanz, iradeniz geri teper sadece. Eer 'Yok ol!' derseniz, kendiniz yok olursunuz. O yzden ne dediimize ok dikkat ederiz." "Sebebini anlyorum," dedi pek irilem gzlerle. "Karmza kacak eylerin ouyla sradan yntemlerle baa kabiliriz," dedi Kurt. "Sizi bunun iin bir araya getirdik, en azndan nedenlerinden biri bu. Yolumuza kacak eylerle baa kacak gtesiniz. nemli olan, Polgara ile benim, Ta Torak'a ulatrmadan nce Zedar' yakalamamz gerektiini unutmamak. Zedar Taa dokunmann yolunu nasl bulmu bilmiyorum Eer bunun yolunu Torak'a da retirse, artk hi kimse Tekgoz'un tm dnyann Kral ve Tanrs olmasn engelleyemez." Atein titreen kzl nda, yzlerinde ciddi bir ifadeyle bu ihtimali dnerek oturdular. "Aklanmam konu kalmad deil mi Pol?" "Kalmad sanyorum baba," dedi Pol kendi diktii gri elbisesinin nn dzelterek. Daha sonra, Pol Teyzenin piirdii akam yemeinin kokusu burunlarna dolarken, kulenin dnda durmu, gri akamn Vo Wacune' nin sisli ykntlar arasndan szlmesini izleyen Garion, yanndaki pek'e dnerek "Btn bunlar gerek mi?" diye sordu. Ufak tefek adam sise bakmaya devam ederek, "Gel biz inanyor-mu gibi yapalm," dedi. "Bu artlar altnda hata yapmak pek iyi bir fikir olmaz." "Sen de korkuyor musun pek?" diye sordu Garion. pek iini ekerek, "Evet," dedi, "ama korkmuyormuuz gibi yapabiliriz, deil mi?" "En azndan deneyebiliriz," dedi Garion; sonra dnp kulenin dibindeki salona, atein nn alak kemerlerde oynaarak souu ve sisi darda brakt minenin yanna gittiler beraberce.

NC BLM

RTES SABAH, pek kuleden ktnda kestane rengi, k bir ceket giymi, siyah kadifeden, torba gibi bir apkay da afili bir ekilde bir kulann stne yatrmt. "Bu da nereden kt?" diye sordu Pol Teyze. "antalar kartrrken eski bir dosta rastladm," dedi pek. "Ad Bok-torluRadek." "Kotulu Ambar'a ne oldu?" "Ambar iyi bir adamdr aslnda," dedi ipek biraz kmseyerek, "ama Aarak adl bir Murgo onu tanyor; baz yerlerde adndan bahsetmi olabilir. Mecbur kalmadka belay davet etmeyelim." "Fena kyafet deil," dedi Bay Kurt. "Byk Bat Yolunda bir Drasniyal tccar dikkat ekmez; ad her ne olursa olsun." "Rica ederim," dedi pek alngan bir ifadeyle, "sim ok nemli. Btn tebdil-i kyafet isme baldr." "Ben bir fark gremiyorum," dedi Barak. "Dnya kadar fark var. Anlamyor musunuz, Ambar ahlak kurallarna aldrmayan serserinin tekiydi, Radek ise Batnn btn ticari merkezlerinde szne deer verilen, varlkl bir adam. Ayrca Radek daima yannda hizmetkarlaryla yolculuk eder." "Hizmetkr m?" Pol Teyzenin bir ka kalkmt. "Tebdil-i kyafet maksadyla sadece," dedi pek aceleyle. "Tabii siz hizmetkr olamazsnz Leydi Polgara." "Teekkrler." "Buna kimse inanmazd zaten. Siz benim kz kardeim olursunuz; Tol Honeth'in harikalarn grmek iin seyahate kmsnz mesela." "Kz kardein mi?" "isterseniz annem olun," dedi pek yumuak bal bir tavrla. "Mesela genlik gnahlarnz iin pimanlk getirmek amacyla Mar TerARENDlYA 39

rin'e hacca gidiyormusunuz." Pol Teyze srtarak kendisine bakan ufak tefek adama gzlerini dikerek uzun uzun bakt. "Bir gn bu mizah anlaynz banz byk belaya sokacak Prens Kheldar." "Benim bam hep beladadr Leydi Polgara, olmasa ne yapacam bilemezdim." "ikiniz muhabbeti bitirdiyseniz yola kabilir miyiz?" dedi Bay Kurt. "Bir dakika," dedi pek. "Eer birine durumu aklamamz gerekirse, Lelldorin ve Garion Polgara'nn hizmetkrlar, Hettar, Barak ve Durnik de benim." "Nasl istersen," dedi Kurt bkkn bir tavrla. "Bunun bir sebebi var."

40

"Tabii." "renmek istemiyor musun?" "Pek istemiyorum." pek buna biraz alnm gibiydi. "Hazr myz?" dedi Kurt. "Her eyi dar kardm," dedi Durnik. "Ah... Bir dakika, atei sndrmeyi unuttum." Kuleye geri dnd. Kurt skntyla demirciye bakarak, "Ne fark eder ki?" diye mrldand. "Buras zaten harabe." "Adam rahat brak baba," dedi Pol Teyze yumuak bir sesle. "O byle ite, ne yapalm." Atlarna binmeye hazrlanrken, Barak'n iri ve salam yapl kr at, derin bir nefes alarak Hettar'a acyla bakt. Algar glmeye balad. "Neye glyorsun?" diye sordu Barak kukuyla. "At bir ey syledi de," dedi Hettar. "nemli deil." Sonra atlarna atlayp sisli ykntlarn arasndan geerek, ormana giren dar, amurlu yola daldlar. Islak aa diplerinde erimi kar kmeleri vard ve stlerindeki dallardan srekli su damlyordu. Souktan ve rutubetten korunmak iin pelerinlerine sarndlar. Aalarn arasna girdiklerinde, Lelldorin atn Garion'un yanna yanatrd ve birlikte yolculuk etmeye baladlar. "Prens Kheldar hep byle... Karmak mdr?" diye sordu Lelldorin. "ipek mi? A, tabii. ok sinsidir. Ama casus olduu iin tebdil-i kyafet etmek ve akllca yalanlar sylemek onun tabiatnda var." "Casus mu? Gerekten mi?" Bu fikir Lelldorin'e ilham verdii iin
BYCLER KRALiESi

gzleri parlamaya balamt. "Drasniya Kral olan amcas iin alyor," dedi Garion. "Anladm kadaryla Drasniyallar yzyllardr bu casusluk iinde ustala-mlar." "Durup yklerimizi almamz gerek," dedi pek, Bay Kurt'a. "Unutmadm," diye cevap verdi ihtiyar. "Yk m?" diye sordu Lelldorin. "pek Camaar'dan ynl kuma ald," dedi Garion. "Bylece anayolda yolculuk etmek iin meru bir nedenimiz olacak. Vo Wacune' ye gelmek iin yoldan ayrlrken kumalar bir maaraya saklamtk." "Her eyi de dnyor." "alyor ite. Yanmzda olduu iin ok anslyz." "Belki ondan tebdil-i kyafet etmek konusunda bir eyler renebiliriz," dedi Lelldorin pek akllca bir ey syler gibi. "Dmann ararken faydal olabilir." Garion Lelldorin'in bir anlk hevesle verdii sz unuttuunu dnmt. Gen Arendin zihni bir fikre fazlaca taklp kalmayacak kadar uan grnyordu; ama imdi bunun sadece d grn olduunu anlyordu. Annesiyle babasnn katilini ararken, bu heveskr gencin her eyi ssleyip pslemesi ve eitli doalamalarla ii nndan karmas tehlikesi ortaya kmaya balamt. leye doru, pek'in kumalarn alp yedek atlara ykledikten sonra yeniden ormann tam ortasndan geen Tolnedra anayoluna, Byk Bat Yoluna dndler. Hzl bir trsla gneye ynelip mesafeleri yutmaya baladlar. Srtnda ar bir yk tayan ve iplerle tutturulmu paavralardan bir elbise giymi bir serfin yanndan getiler. Adamn yz askt ve paavralarn altnda ok zayf olduu belli oluyordu. Onlar geerken yoldan ekilip endieyle geilerini izledi. Garion'un iini anszn bir acma duygusu kaplad. Lammer ve Detton'u hatrlad ve balarna ne geldiini merak etti. Nedense ona nemli geliyordu bu. "Onlar bu kadar yoksul brakmak art m?" diye sordu Lelldorin'e kendini tutama-yarak. "Kimi?" dedi Lelldorin etrafna baknarak. "userfi."

Lelldorin omuzunun stnden paavralar iindeki adama bakt. "Onu grmedin bile," dedi Garion itham edercesine. Lelldorin omuzlarn silkti. "O kadar oklar ki."
41
ARENDlYA

42

"Paavralar giyip alktan lmenin snrnda yayorlar." "Mimbre vergileri," dedi Lelldorin, sanki bu her eyi aklamaya yetiyormuasna. "Sen a kalmyorsun ama." "Ben serf deilim Garion," dedi Lelldorin sabrla. "En yoksul insanlar en ok ac eker. Dnya byle." "Byle olmas art deil," dedi Garion. "Anlamyorsun." "Hayr. Hi de anlamayacam." "Tabii," dedi Lelldorin ldrtc bir sknetle. "Arend deilsin de ondan." Garion dilerini skarak dilinin ucuna gelen cevab vermemeyi baard. Akama doru on fersah yol gitmilerdi ve yolun kenarlarnda da kar kalmamt. "Geceyi nerede geireceimizi dnmeye balasak m baba?" dedi Pol Teyze. Bay Kurt dnceli dnceli sakaln kayarak evredeki aa glgelerine bakmaya balad. "Amcam buraya yakn bir yerde oturuyor," dedi Lelldorin. "Kont Reldegen. Eminim bizi konuk edecektir." "Zayf bir adam m amcan?" diye sordu Bay Kurt. "Siyah sal?" "Artk salar krlat," dedi Lelldonn. "Onu tanyor musun?" "Yirmi yldr grmedim," dedi Kurt. "Hatrladm kadaryla ateli bir genti." "Reldegen amca m? Onu bakasyla kartryorsun Belgarath." "Olabilir," dedi Kurt. "Evi ok uzak m?" "Bir buuk fersah kadar." "Haydi gidelim yleyse." Lelldorin dizginlerini yle bir sallayp yolu gstermek iin baa geti. "Arkadanla iyi anlayor musun?" dedi pek, atn Garion'un yannda srmeye balayarak. "Fena deil," dedi Garion, fare suratl adamn bu soruyu ne amala sorduunu dnerek. "Ama baz eyleri ona anlatmak imknsz." "E, kanlmaz tabii," dedi pek. "Ne de olsa Arend." Garion hemen Lelldorin'i savunmaya balad. "Ama drst ve ok cesur." "Hepsi yledir. Mesele de bu ya zaten."
BYCLER KRALiESi

"Ondan holanyorum." "Ben de Garion. Ama bu gerekleri grmemizi engellememeli." "Bir ey sylemek istiyorsan ak ak syle." "Pekl, syleyeyim. Arkadaln mantn kreltmesine izin verme. Arendiya ok tehlikeli bir yerdir, Arendler de balarna bela gelmesine msait insanlar. Heyecanl gen arkadann seni stne vazife olmayan bir ie bulatrmasna izin vermemelisin." pek gayet ak szlyd ve Garion ufak tefek adamn ok ciddi olduunu anlad. "Dikkat ederim," dedi. "Sana gvenebileceimi biliyordum," dedi pek ciddi bir tavrla. "Benimle dalga m geiyorsun?" "Hi yle ey yapar mym?" dedi pek alayla. Sonra glerek kasvetli akam vakti yollarna beraberce devam ettiler. Kont Reldegen'in gri ta evi, anayoldan bir mil kadar ieri girince karlarna kt. Evin evresindeki aalar ok menzilini aacak bir mesafede temizlenerek byk bir aklk yaratlmt. evresinde sur olmamasna ramen bir kaleye benziyordu. Dar

bakan pencereleri dard ve demir parmaklklyd. Drt kesindeki kuleler salam mazgallarla doluydu, i avluya alan kaps ise demir eritlerle birbirine tutturulmu yekpare aa gvdelerindendi. Garion snen akam nda bu karanlk yzl ta ynna bakakald. Evin kibirli bir irkinlii vard; sanki dnyaya meydan okuyan ask yzl bir salamlk. "Pek ho bir yere benzemiyor, deil mi?" dedi pek'e. "Asturya mimarisi Asturya toplumunun aynasdr," dedi pek. "Komular arasndaki kavgalarn ou kez nndan kt bir lkede salam bir ev fena fikir deil." "Birbirlerinden bu kadar korkuyorlar m?" "ihtiyatllar sadece Garion." Lelldorin kaln kapnn nnde atndan indi ve kapdaki bir zgaradan br yandaki biriyle bir eyler konutu. Sonunda zincir krtlar ve kayan demir parmaklklarn sesi duyuldu. "eri girdikten sonra ani hareketler yapma," dedi pek sessizce. "Muhtemelen okular bizi izliyor olacaktr." Garion abucak dnp ona bakt. "Tuhaf bir yerel det," diye bilgi verdi pek. Ta deli avluya girip atlarndan indiler. Zayf, uzun boylu, sa ve sakallar demir kn rengi bir adam olan Kont Reldegen, bir baston yardmyla yryerek onlar karlamaya 43
A RE N DlY A

geldi. "Amca," dedi Lelldorin saygyla eilerek. "Yeenim," dedi Kont kibarca. "Dostlarm ve ben buradan geiyorduk," dedi Lelldorin; "geceyi evinizde geirebileceimizi dndk. "Evim her zaman sana aktr yeenim," dedi Reldegen resmi bir tavrla. "Yemek yediniz mi?" "Hayr amca." "O zaman akam yemeini beraber yiyeceiz. Dostlarnla tanabilir miyim?" Bay Kurt kukuletasn geri atp ne karak, "Biz zaten tanyoruz Reldegen," dedi. Kontun gzleri irileti. "Belgarath? Gerekten sen misin?" Kurt srtt. "Benim tabii. Hl dnyay dolap bela aryorum." Reldegen glerek Kurt'un kolunu yakalayp iten bir tavrla skt. "Hepiniz ieri gelin bakalm. Soukta durmayalm." Dnp topallayarak merdivenlerden kmaya balad. "Bacana ne oldu?" dedi Kurt. "Dizime bir ok yedim." Omuzlarn silkti. "Eski bir anlamazlk; oktan unutuldu gitti." "Aklmda kald kadaryla byle anlamazlklara pek meraklydn. Bir ara hayatn yaln kl geireceini bile sanmtm." "Ateli bir gentim o zamanlar," dedi Kont merdivenin tepesindeki geni kapy aarken. Konuklarn uzun bir koridordan geirerek iki ucunda iki minenin yand byk ve etkileyici bir salona soktu. Salonun tavan geni ve kavisli kemerlerle desteklenmiti. Yer cilal siyah tatand ve oraya buraya serilmi hayvan postlan vard. Duvarlar, kemerler ve tavan, zeminle kontrast tekil edecek ekilde beyaz badanalyd. Sada solda koyu kahverengi aatan ar sandalyeler vard; bir utaki minenin nnde de zerinde demir bir amdan olan kocaman bir masa duruyordu. Masann cilal yzeyinde on-on iki kadar deri ciltli kitap duruyordu. "Kitap okuyorsun ha, Reldegen?" dedi Kurt hayretle, pelerinlerini karp anszn beliriveren hizmetkrlara verirlerken. "Sen cidden yumuamsn dostum." Kont ihtiyarn bu szlerine glmseyerek cevap verdi. "Nezaket kurallarn unuttum gene," dedi Kurt. "Bu kzm Polga-ra; Pol bu Kont Reldegen, eski bir dost."
44

BYCLER KRALiESi

45

ARENDlYA

Kont zarif bir selam vererek, "Leydim," dedi, "evimi ereflendirdiniz." Tam Pol Teyze cevap verecekti ki, iki gen ateli bir ekilde tartarak salona dald. Krmz ceketli, siyah sal gen, "Sen salan tekisin Berentain," diyordu. "Bunu iddia etmek sizi memnun edebilir Torasin," diyordu sar-yeil izgili tunik giymi, sarn, kvrck sal teki gen. "Ama siz bunu takdir edemeseniz de, Asturyann istikbali Mimbrelerin ellerinde. Heyecanl itirazlarnz ve ateli belagatnz bu hakikati deitirmez." "Benimle sizli bizli konuma Berentain," dedi esmer gen. "Mimbrelerin kibarln taklit etmeye alman midemi kaldryor." "Beyler bu kadar yeter," dedi Kont Reldegen sert bir sesle, bastonunu yere vurarak. "Eer politik tartmalarnza devam edecekseniz, sizi birbirinizden ayracam - gerekirse zorla." iki delikanl birbirlerine pis pis bakarak salonun iki ayr kesine doru yrdler. "Olum Torasin," dedi Kont zr diler gibi esmer genci gstererek. "Bu da kuzeni Berentain, rahmetli eimin erkek kardeinin olu. ki haftadr byle atyorlar. Berentain'in geliinin ertesi gn kllarn almak zorunda kaldm." "Politika tartmak insann kann hareketlendirir Lordum," dedi ipek, "zellikle de k aylarnda. Damarlarn tkanmasn nler." Kont ufak tefek adamn bu szleri karsnda glmeye balad. "Drasniya kraliyet ailesinden Prens Kheldar," diye pek'i tantt Bay Kurt. "Asaletmeap," dedi Kont eilerek. "Ltfen yapmaym Lordum," dedi ipek skntyla. "Hayatm bu tr hitaplardan kaarak geirdim; kraliyet ailesiyle ilikimin aklanmas beni olduu kadar amcam da mahcup duruma dryor." Kont bu szlere de keyifle glerek karlk verdi. "Hadi yemee oturalm," diye nerdi sonra. "Mutfakta sabahtan beri iki iman geyik evriliyor, ayrca gney Tolnedra'dan gelme bir fda krmz arabm var. Yanl hatrlamyorsam Belgarath iyi yemee ve kaliteli araba pek dknd." "Hi deimedi Lordum," dedi Pol Teyze. "Byle konularda pek deimiyor; bir kere tandktan sonra sizi hi artmaz" Kont glmseyerek ona kolunu uzatt ve hep birlikte onu izleyerek salonun teki ucundaki kapya doru yrmeye baladlar. "Lordum," dedi Pol Teyze, "acaba evinizde bir banyo kveti bulunur mu?" "Kn ykanmak tehlikelidir Leydi Polgara," diye uyard Kont. "Lordum," dedi Pol ciddi bir tavrla, "O kadar uzun bir sredir yaz k demeden banyo yapyorum ki, hayal bile edemezsiniz." "Brak ykansn Reldegen," dedi Bay Kurt. "Kirlenmeye baladn dnnce sinirleri hemen bozuluveriyor." "Banyo yapmann sana da zarar dokunmaz ihtiyar Kurt," dedi Pol Teyze ters bir tavrla. "Rzgr senden bu tarafa esince insann burnunun direi krlyor." Bay Kurt buna biraz alnm gibi grnd. Geyik eti, sosa batrlm ekmek ve lezzetli bir kirazl pastadan oluan yemeklerini yedikten sonra, Pol Teyze bir hizmetiyle birlikte banyosunun hazrlanmasna nezaret etmeye gitti. Erkekler masada biraz daha kalp, Reldegen'in yemek salonunu aydnlatan bir sr mumun altn rengi nda araplarn itiler. Sonra Torasin sandalyesini geri itip masann teki yannda oturan Berentain'e aalayc bir bak frlatarak, "Sizi odalarnza gtre-yim," dedi Garion'la Lelldorin'e. Garion ve Lelldorin Torasin'in peine taklarak uzun bir merdivenden evin st katlarna kmaya baladlar. Merdivenden karken Lelldorin, "Alnma ama Tor,"

46

dedi, "u kuzeninin tuhaf fikirleri var." Torasin homurdand. "Berentain eein biri. Onlarn konumasn taklit edip yaclk yaparsa Mimbrelerin gzne girebileceini zannediyor." Elinde tad mumun nda esmer yz fkeyle krm gibi grnyordu. "Niye yapyor ki bunu?" diye sordu Lelldorin. "nk deliler gibi kendine ait bir toprak istiyor," dedi Torasin. "Daym ona fazla bir ey brakmad. Bu iko budala da blgedeki baronlardan birinin kzna ak; baron topraksz bir talibi kabul etmeye yanamayaca iin, Berentain de Mimbre valisini kendine toprak vermeye ikna etmeye alyor. Eer bu yolla toprak elde edebileceini bilse, Kal Torak'n hayaletine bile ballk yemini edebilir." "ans olmadn grmyor mu?" diye sordu Lelldorin. "Valinin evresinde toprak peinde bir sr Mimbre valyesi var; onlar varken hibir Asturyal'ya toprak verirler mi?" "Ka kere syledim," dedi Torasin fkeyle, "ama laf dinledii yok ki. Bu tavrlar btn ailemizi rezil ediyor."
BYCLER KR A Li E Si

Ona hak vererek ban sallad Lelldorin yukar katn koridoruna vardklarnda. Sonra abucak etrafna baknd ve fsldayarak, "Seninle konumam lazm Tor," dedi. Torasin hzla ona dnd. "Babam ok nemli bir i iin beni Belgarath'n hizmetine verdi," diye hzla devam etti Lelldorin fsldayarak. "Ne zaman dneceim belli deil, o yzden Korodullin'i bensiz ldrmek zorundasnz." Torasin'in gzleri dehetle irileti. "Yalnz deiliz Lelldorin," dedi bouk bir sesle. Garion hemen, "Ben koridorun teki ucuna gideyim," dedi. "Hayr," dedi Lelldorin sert bir sesle, Garion'un kolunu yakalayarak. "Garion benim dostum, Tor. Ondan gizlim saklm yok." "Yapma Lelldorin," dedi Garion. "Ben Asturyal deilim; Arend bile deilim. Planlarnz da duymak istemiyorum." "Ama duyacaksn Garion," dedi Lelldorin. "Sanagvenimin kant olarak. Gelecek yaz, Korodullin ykk Vo Astur ehrinde szm ona Arend birliinin gstergesi olan alt haftalk divan toplamaya gitmek iin yola ktnda ona pusu kuracaz." "Lelldorin!" dedi yz bembeyaz olan Torasin. Ama Lelldorin'in susmaya niyeti yoktu. "Bu basit bir pusu olmayacak Garion. Mimbrelerin kalbine vurulmu ustaca bir darbe olacak. Ona Tolnedra lejyoneri klnda pusu kuracaz ve Tolnedra kllaryla ldreceiz. O zaman Mimbre Tolnedra imparatorluuna sava amak zorunda kalacak ve Tolnedra da onu rk bir yumurta gibi ezecek. Mimbre yklnca Asturya zgr olacak." "Nacak seni ldrtecek Lelldorin," dedi Torasin. "Kanmz zerine gizlilik yemini etmitik." "Git o Murgoya syle, onun yeminine tkrrm ben," dedi Lelldorin atele. "Asturya yurtseverlerinin Murgo uaklara ihtiyac yok." "Bize altnlar o veriyor salak," diye kprd Torasin kendini kaybederek. "O niformalar ve kllar almak, kararsz arkadalarmz da ikna etmek iin onun kzl altnna ihtiyacmz var." "Korkaklarla dneklere ihtiyacm yok," dedi Lelldorin atele. "Yurtseverler Angarak altn iin deil yurt sevgisinden yaparlar ilerini." tik aknl geen Garion hzla dnmeye balamt. "erek'te bir adam tandm," dedi. "Jarvik Kontu. O da Murgolardan altn alp bir kral ldrmeyi planlamt."
47

ARENDYA

ki delikanl ona bakakaldlar. "Bir lkenin kraln ldrrseniz, o lkeye bir eyler olur," diye aklad Garion. "Kral ne kadar kt olursa olsun, ya da onu ldrenler ne kadar iyi insanlar olurlarsa olsunlar, bir sre iin lke parampara olur. Her ey karr, lkeyi ynlendirecek biri kalmaz. Tam bu srada o lkeyi baka bir lkeyle savaa sokarsanz, kargaay daha da artrrsnz. Eer Murgo olsaydm, Bat Krallklarnda tam da byle bir kargaa olsun isterdim." Garion kendi sesini hayretle dinliyordu. Sesinde kuru, heyecansz bir zellik olduunu hemen fark etmiti. Daha ilk anlarndan beri bu ses hep vard; kafasnn iinde sessiz, gizli bir kede durur, ona neyin yanl, neyin aptalca olduunu sylerdi. Ama daha nce hi baka insanlarla ilikilerinde iine karmamt. imdi ise bu iki genle dorudan doruya o ses konuuyor, sabrla aklamalar yapyordu. "Angarak altn grnd gibi deildir," diye devam etti. "Onda insann ahlakn bozan bir zellik vardr. Belki de o yzden kan rengi. O Nacak denilen Murgodan daha fazla altn almadan nce bunu bir dnrdm yerinizde olsam. Size niye altn veriyor, niye bu plannza yardm ediyor dersiniz? Asturyal olmadna gre sebebi yurtseverlik olamaz, deil mi? Bunu da dnrdm ben olsam." Lelldorin'le kuzeni anszn ok skntl bir hal almlard. "Bundan kimseye bahsetmeyeceim," dedi Garion. "Bunu bana bir sr olarak anlattnz, zaten hi duymam olmam gerekiyordu. Ama unutmayn, dnyada olup bitenler Arendiya'da olanlardan ibaret deil. imdi biraz uyumak istiyorum. Eer bana yatam gsterirseniz, sizi btn gece boyu bu konuyu tartmanz iin yalnz brakabilirim." Garion bu meseleyi iyi hallettiini dnyordu. En azndan ilerine birka kuku tohumu ekmeyi baarmt. Bunun iki delikanly yolundan dndrmeye yetmeyeceini bilecek kadar tanmt Arend-leri, ama bir balangt en azndan.
49 ARENDlYA

DRDNC BLM

RTES SABAH erkenden, daha sis aalarn arasndan ekilmeden yola ktlar. Koyu renk bir pelerine sarnm olan Kont Reldegen kapya gelerek onlar geirdi; babasnn yannda duran Torasin, gzlerini Garion'un yznden alamyordu. Garion elinden geldiince renk vermemeye alt. Ateli Astur-yal delikanl phe iinde

grnyordu; belki de bu phe onu bir felaketin iine atlmaktan alkoyabilirdi. Fazla bir ey deil, diye dnd Garion, ama bu koullar altnda elinden bu kadar geliyordu. "Yine gel Belgarath,"dedi Reldegen. "Bir daha geliinde daha ok kal. Burada tecrit edilmi bir hayatmz var, dnyada neler olup bitiyor merak ediyorum. Atein banda oturup bir iki ay konuuruz." Bay Kurt ciddi bir tavrla ban sallad. "u iim bittikten sonra belki Reldegen." Sonra atn evirip baa geti; Reldegen'in evini evreleyen akl ap kasvetli ormana girdiler. "Kont pek allmam bir Arend," dedi ipek yola koyulduktan sonra. "Dn akam orijinal bir-iki fikrine bile tank oldum." "ok deimi," diye onaylad Kurt. "Mutfa harika," dedi Barak. "Val Alorn'dan ayrldmzdan beri hi bu kadar iyi doymamtm." "Doymu olman gerekir," dedi Pol Teyze. "Bir geyiin yansndan fazlasn sen yedin." "Abartyorsun Polgara," dedi Barak. "Pek deil," dedi Hettar yumuak sesiyle. Lelldorin atn Garion'un yannda sryordu ama azn amamt. Yz kuzenininki kadar dertliydi. Bir ey sylemek istedii, ama lafa nasl balayacan bilmedii belli oluyordu, "Haydi konu," dedi Garion alak bir sesle. "Artk iyi arkadaz, samalarsan bozulmam." Lelldorin hafife aptallaarak, "O kadar m belli ediyorum?" diye sordu. "Drstsn diyelim," dedi Garion. "Hislerini saklamay renmemisin, o kadar." "Sylediin doru muydu?" dedi Lelldorin. "Sznden kuku duymuyorum tabii, ama gerekten Kral Anheg'e suikast dzenleyen bir Murgo var myd erek'te?" "pek'e sor," dedi Garion. "Ya da Barak'a veya Hettar'a. istediine sor; hepimiz oradaydk." "Ama Nacak yle biri deil," dedi Lelldorin kendini savunarak. "Emin misin?" dedi Garion. "Plan o yapt, deil mi? Nasl tantnz?" "Byk Fuara gitmitik; Torasin, ben, birka arkada. Bir Murgo tccardan bir-iki ey satn aldk; Torasin'i grdn, hemen Mimbreler aleyhine bir eyler syledi. Tccar da bizi ilgimizi ekecek birine gtreceini syledi ve Naak'la tantrd. Konutuka davamza giderek daha fazla yaknlk duyduunu anladk." "Tabii." "Bize kraln plann anlatt, inanlr gibi deildi." "Eminim yledir." Lelldorin ona huzursuz bir bak frlatarak, "Kral arazilerimizi elimizden alp topraksz Mimbre soylular arasnda bltrecekmi," dedi sular gibi. "Bunu Naak'tan baka birine dantnz m?" "Nasl danabiliriz ki? Mimbreler bunu asla kabul etmezler; ama tam onlara yakacak bir davran." "Yani bir tek Naak'n szne gvendiniz demek. Peki bu plan nasl ortaya kt?" "Nacak eer Asturyal olsayd, kimsenin topran almasna izin vermeyeceini syledi; ama Mimbreler askerleri ve valyeleriyle topra almaya geldiinde de ok ge olacakt. Eer yerimizde olsayd kar taraf hazr olmadan nce saldracan iddia etti; hem de Mimbrelerin kimin yaptn anlayamayaca bir ekilde, ite burada da Tolnedra niformas fikrini nerdi." "Para vermeye ne zaman balad?" "Emin deilim, iin o ksmyla Tor ilgileniyordu." "Peki niin para verdiini syledi mi?" "Dostluk iin verdiini syledi."
50
BYCLER K R A L i E S i

"Sana biraz tuhaf gelmedi mi bu?" "Ben de olsam dostluk iin para verirdim," diye itiraz etti Lelldo-

nn. "Sen Asturyalsn," dedi Garion. "Sen dostluk iin cann bile verirsin. Ama Nacak Murgo, onlarn pek de cmert olduunu sanmyorum. Yani iin zeti u: Bir yabanc size kralnzn topraklarnza el koyacan sylyor. Sonra kral ldrp Tolnedra ile sava karmak iin bir plan neriyor, en sonunda da bu plan gerekletirmek iin para veriyor. Doru oldu mu?" Lelldorin arplm bir ifadeyle, sesini karmadan ban sallad. "iinizden biri de bundan phelenmedi mi?" Lelldorin dokunsan alayacakt. Sonunda "ok iyi bir pland ama," diye patlad. "Mutlaka baarl olurdu." "Tehlikesi de orada ya zaten," dedi Garion. "Garion, ne yapacam ben imdi?" dedi Lelldorin ac iinde. "u anda yapabilecein bir ey yok," dedi Garion. "Belki daha sonra, dnmeye zaman bulunca bir fikir ortaya kar. Olmazsa da dedeme anlatrz. O bunu durduracak bir yol bulur." "Kimseye anlatamayz," dedi Lelldorin. "Sessizlik yemini ettik." "O yemini bozmak zorunda kalabiliriz," dedi Garion istemeye istemeye. "Ne senin ne de benim o Murgoya bir borcumuz var; ama karar senin gene de. Sen izin vermezsen kimseye bir ey sylemem." "Sen karar ver," diye yalvard Lelldorin. "Ben yapamam Garion." "Yapacaksn," dedi Garion. "Dnrsen sebebini anlarsn mutlaka." O srada Byk Bat Yoluna varmlard; Barak baa geip btn grubu hzl bir trsa kaldrd ve daha fazla konuma imkn da kalmad. Yoldan bir fersah kadar ilerlediklerinde amurlu bir kye vardlar; toprak atl, amurla sval al rpdan yaplm bir dzine kadar evden oluuyordu ky. evresindeki tarlalar kesilmi aa gvdeleriyle doluydu ve birka sska inek ormann kysnda otluyordu. Bu kulbelerin gizledii yoksullua bakan Garion fkesini gizleyemeyerek, "Lelldorin," dedi sert bir sesle, "uraya bak!" Dalgn dalgn dnmekte olan sansn delikanl ani bir tehlikeyle karlatklarn sanarak srad."Ne? Nereye?" "Kye bak," dedi Garion. "Bak u kye diyorum." "Bir serf ky ite," dedi Lelldorin kaytsz bir tavrla. "Byle yz51
ARENDtYA

lerce ky grdm." Gene kendi i hesaplamalarna dnd. "Sendarya'da byle yerlerde domuz bile beslemeyiz biz." Garion' un sesi fkeyle titriyordu. Arkadann grmesini bir salayabilseydi! Paavralar iinde iki serf yolun yaknlarndaki bir aa ktnden baltalarla yakacak odun kesiyordu. Grup yaklanca baltalarn atp dehet iinde ormana katlar. "Bununla gurur mu duyuyorsun Lelldorin?" diye sordu Garion. "Yurttalarnn senden bu kadar korkmas, seni grr grmez kamas iyi bir ey mi?" Lelldorin armt. "Ama onlar serf Garion," dedi, bu her eyi aklamaya yetiyormu gibi. "Onlar insan. Hayvan deil, insanlarn bundan daha iyi muamele grmeye hakk vardr." "Benim elimden bir ey gelmez. Onlar benim serilerim deil." Sonra Lelldorin yeniden iine kapanarak Garion'un bana musallat ettii amazla boumaya koyuldu. Akama doru, bulutlu gk kararmaya baladnda on fersah yol almlard. "Geceyi ormanda geireceiz herhalde Belgarath," dedi ipek. "nmzdeki Tolnedra konaklama yerine varma ansmz yok."

53

Bay Kurt atnn stnde uyuklamaya balamt bile. Gzlerini krptrarak ban kaldrd. "Pekl," dedi. "Ama yoldan biraz uzak-laalm. Ateimiz dikkat ekebilir. Zaten Arendiya'da olduumuzu bilen yeteri kadar insan var." Durnik ileride aalar arasndaki bir akl gstererek, "urada bir ormanc patikas var," dedi. "Oradan ormann iine girebiliriz." "Peki," dedi Kurt. Dar patikadan aalarn arasna daldlar. Atlarnn nallan yerdeki slak yapraklarn zerinde bouk bir ses karyordu. Bir mil kadar sessizce yol aldktan sonra nlerinde aklk bir alan belirdi. "Buras nasl?" dedi Durnik, akln bir yannda, yosun tutmu talar arasndan akan bir ay gstererek. "Olur," dedi Kurt. "Akta yalamayz," dedi demirci. "Camaar'dan adr almtm," dedi ipek. "Yklerin arasndalar." "ok dnceli bir hareket," dedi Pol Teyze. "Daha nce Arendiya'da bulundum Leydim. Burann havasn bilirim." "Garion'la ben gidip ate iin odun toplayalm," dedi Durnik atn-

ARENDlYA 52
BYCLER K R A L i E S i

dan inip baltasn eyerden zerek. "Ben de size yardm edeyim," dedi Lelldorin; hl dertliydi. Durnik ban sallayarak aalarn arasna doru yrd, onlar da peine takldlar. Aalar slakt, ama demirci kuru dal paralarn neredeyse igdleriyle buluyordu. Azalan kta hzla altlar ve ksa zamanda kocaman kuru dal yn oluturdular. Akla dndklerine, pek ve dierleri boz renkli adrlar kuruyorlard. Durnik kucandaki dallan yere brakarak ayayla ate iin bir yer amaya balad. Sonra diz kerek ba ve bir akmakta parasyla hep yannda tad kav tututurdu. Az sonra kk bir ateleri olmutu; Pol Teyze hemen kendi kendine bir ark mrldanarak tencerelerini ate bana dizmeye balad. Atlarla ilgilenmekte olan Hettar da dndnde, hep birden Pol Teyzenin Kont Reldegen'in o sabah zorla yanlarna verdii kumanyadan akam yemei hazrlamasn seyretmeye koyuldular. Yemekten sonra atein bana oturup alak sesle sohbete baladlar. "Ne kadar yol geldik?" diye sordu Durnik. "On iki fersah," dedi Hettar kaba taslak bir hesap yaparak. "Ormandan kmak iin daha ne kadar gitmemiz gerekecek?" "Camaar'dan merkezdeki yaylaya seksen fersahtr," dedi Lelldorin. Durnik iini ekti. "Bir hafta, belki daha da fazla. Ben bir-iki gnde kurtuluruz sanyordum." "Seni anlyorum Durnik," dedi Barak. "Bu aalar ok kasvetli." ayn yanna baladklar atlar huzursuzca kprdannca Hettar ayaa frlad. Barak da "Ne var?" diyerek ayaa kalkt. "Aslnda..." diye lafa balad Hettar. Durdu, sonra "Geri ekilin!" diye haykrd. "Ateten uzaklasn. Atlar aalarn arasnda birileri olduunu sylyor. Kalabalk ve silahl." Klcn ekerek ateten uzaa srad. Lelldorin aknlkla bir an ona baktktan sonra koarak adrlardan birine dald. Garion arkadann bu korkaka davran karsnda karnna yumruk yemi gibi oldu. Bir ok vzldayarak Barak'n rg zrhna arpt ve paraland. "Silahlarnz aln!" diye haykrd dev adam, kendi klcn ekerek. Garion Pol Teyzenin kolunu yakalayarak onu ktan uzaklatrmaya alt. "Kes unu," dedi Pol Teyze kolunu kurtararak. Baka bir ok sisli ormandan stlerine doru geldi. Pol Teyze eliyle sinek kovar gibi bir hareket yaparak tek bir

kelime syledi. Ok kat bir nesneye arpm gibi sekerek yere dt. Sonra bir sr kaba saba, iri yapl adam, ellerinde kllaryla sava lklar atarak aalann arasndan frlayp ay gemeye baladlar. Barak ve Hettar ne kp onlar karlamaya hazrlanrken, Lelldorin elinde yayyla adrdan kt ve o kadar byk bir hzla ok atmaya balad ki elleri grnmez oldu. Garion arkadann cesaretinden kukulanm olduu iin mthi bir utanca kapld. Saldrganlardan biri bouk bir lk atarak boaznda bir okla yere serildi. Bir dieri ellerini karnna gtrerek iki bklm oldu ve inleyerek olduu yere kt. San sakall gen bir saldrgan yere oturarak gsndeki ok tylerine inanmaz bir ifadeyle bakmaya ve oku karmak iin ekitirmeye balad. Sonra burnundan kan boanarak yana devrildi. Saldrganlar Lelldorin'in ok yamuru karsnda duralaynca, bu kez de Barak ve Hettar'n saldnsyla karlatlar. Barak'n klc geni bir yay izerek bir klc krd ve onu kaldran siyah sakall adamn boynuyla omuzunun arasna sapland. Adam olduu yere devrildi. Hettar klcyla bir artma hareketi yapt ve iekbozuu suratl bir serseriyi ileyiverdi. Adam kaslp kald ve Hettar klcn ekerken azndan kan boand. Durnik elinde baltasyla ileri frlad; pek ise yeleinden uzun hanerini ekerek hrpani klkl, kahverengi sakall bir adamn stne doru komaya balad. Son anda yere atlayp bir takla att ve adamn gsne iki ayayla bir tekme savurdu. Hi durmadan ayaa frlad ve hanerini hasmnn karnna saplad. Yukan doru ekilen haner slak bir ey yrtlyormu gibi bir ses kard; adam bir lk atarak ellerini karnna gtrd ve kvnm kvrm dan dklen barsaklann toplamaya alt. Garion kendi klcn almak iin antalarna doru kotu, ama anszn arkasndan biri kollarn yakalayverdi. Bir an iin mcadele etmeye alt ama kafasna yedii bir darbeyle gzlerinde yldzlar uumaya balad. "Aradmz bulduk," dedi kaba bir ses Garion kendinden geerken. 55
54
ARENDYA

BYCLER KRALiESi

Birileri onu tayordu, bundan emindi. Kendisini tutan gl kollar hissedebiliyordu. Kafasna vurulal ne kadar getiini hatrlamyordu. Kulaklar hl nlyor, midesi bulanyordu. Vcudunu gevek brakarak dikkatle bir gzn at. Bulank gryordu, ama karanln iinde Barak'n sakall yzn tand. Tpk Val Alorn'un dndaki karl ormanda olduu gibi, onunkiyle i ie gemi bir halde dev bir boz aynn yzn de gryordu. Gzlerini kapayp rperdi, sonra debelenmeye balad. "Korkma Garion," dedi Barak dehet dolu bir sesle. "Benim." Garion tekrar gzlerini atnda ay yoktu. Onu grm olduundan bile emin deildi. "yi misin?" diye sordu Barak onu yere brakarak. "Kafama vurdular," diye mrldand Garion elini kulann arkasndaki ilie gtrerek. "Bir daha yapamayacaklar," diye mrldand Barak, sesi hl dehet dolu. Sonra dev adam yere kerek yzn ellerinin arasna ald. Karanlkta anlamas kolay deildi, ama Barak'n omuzlar bastrlm bir kederle sarslyor gibiydi; sessiz, i paralayc, kaslan hkrklarla. "Neredeyiz?" diye sordu Garion karanlkta etrafna baknarak. Barak ksrerek yzn sildi. "adrlardan epeyce uzaklatk. Seni karanlar yakalamak biraz vakit ald." "Ne oldu?" Garion'un kafas hl biraz karkt. "ldler. Ayaa kalkabilir misin?" "Bilmiyorum." Garion ayaa kalkmay denedi, ama hemen ba dnmeye ve midesi bulanmaya balad. "nemli deil, ben seni tarm." Barak kendini toplam ve her zamanki ciddi ve

pratik kimliine brnmt. Yakndaki bir aata bir bayku tt ve baykuun hayalet gibi beyaz suretinin nlerindeki aalarn arasna doru utuunu grdler. Barak onu kucana alrken Garion gzlerini kapatp midesini kontrol altnda tutmaya younlat. Biraz sonra aklktaki atein na varmlard, "yi mi?" diye sordu Durnik'in kolundaki bir yaray sarmakta olan Pol Teyze iinden ban kaldrarak. "Kafas imi o kadar," dedi Barak, Garion'u yere brakarak. "Katlar m?" Sesi sert, hatta vahiydi. "Yryecek hali olanlar kat," dedi ipek; sesi hl heyecanl, gzleri de kpr kpr ve parlakt. "Aralarndan birkan geride braktlar." Atein kysnda yatan hareketsiz gvdeleri gsterdi. Lelldorin yay yan yarya gerili halde arkasn kollayarak akla dnd. Nefes nefeseydi, yz sararmt ve elleri titriyordu. Garion'u grr grmez, "yi misin?" diye sordu. Garion kafasndaki ii elleyerek ban sallad. "Seni karan iki adam yakalamaya altm," dedi delikanl, "ama ok hzl kouyorlard. Oralarda bir de vahi hayvan vard. Seni ararken kkremelerini duydum." "Hayvan gitti," dedi Barak dz bir sesle. "Neyin var senin?" diye sordu pek dev adama. "Yok bir ey." "Kimdi bunlar?" diye sordu Garion. "Hrszdlar herhalde," dedi pek hanerini knna sokarken, "insanlar serf olarak kullanan bir toplumun avantajlarndan biri de bu. Sertlikten sklanlar, ormana kp heyecan ve kr peinde komaya balar." "Sen de Garion gibisin," dedi Lelldorin. "Serdiin burada tabiat kanunu olduunu anlayamyor musunuz? elflerimiz kendi balarnn aresine bakamazlar. Onlar kollamak da yksek mevkide olan bizim sorumluluumuz." "A, tabii," dedi pek alayc bir tonla. "Domuzlarnzdan daha az besleyip kpeklerinizden daha kt koullarda yaatyorsunuz, ama kolluyorsunuz onlar, deil mi?" "Yeter pek," dedi Pol Teyze soukkanl bir sesle. "Aramzda kavgaya balamayalm." Durnik'in kolundaki sargya son bir dm atp, Garion'un bana bakmak iin yanna gitti. Elini ie dedirince Garion irkildi. "Ciddi bir ey deil," dedi Pol. "Gene de acyor," dedi Garion. "Tabii acr canm," dedi Pol Teyze sakin bir sesle. Souk su kovasnda bir bez slatp ie bastrd. "Kafan korumay renmelisin Garion. Eer byle saa sola arpmaya devam edersen beynin sulanacak." Garion tam buna bir cevap verecekti ki, Hettar'la Bay Kurt geri dndler. "Hl kayorlar," dedi Hettar. At derisi ceketindeki elik diskler kta kpkrmz parlyordu, klc da kan iindeydi. "Bu kama iini iyi beceriyorlar," dedi Kurt. "Herkes iyi mi?" "Birka ilik ve bir-iki yara bere," dedi Pol Teyze. "ok daha beter de olabilirdi." 56
BYCLER KRALiESi

"imdi olabilecekleri dnp dertlenmeyelim." "unlar ortadan kaldralm m?" diye homurdand Barak, ayn yaknnda yerlere serilmi cesetleri gstererek. "Gmmemiz gerekmez mi?" diye sordu Durnik. Sesi titriyordu ve yz bembeyazd. "Uraamayz," diye kestirip att Barak. "Arkadalar isterlerse sonra dnp

gmerler." "Hi medeni bir tavr deil," diye itiraz etti Durnik. Barak omuzlarn silkti. "det byledir." Bay Kurt ayayla cesetlerden birini evirip dikkatle yzne bakt. "Sradan bir Arend haydutuna benziyor," diye homurdand. "Ama emin olamayz tabii." Lelldorin cesetlere saplanm olan oklarn tek tek topluyordu. "unlar gz nnden ekelim," dedi Barak, Hettar'a. "Seyretmekten bktm." Durnik ban evirdiinde, Garion gzlerinde iki koca gzyann toplandn grd. Dostunun yanna oturup efkatle "ok acyor mu?" diye sordu. "O adamlardan birini ben ldrdm Garion," dedi demirci titreyen bir sesle. "Baltamla yzne vurdum. lk att ve kan stme fkr-d. Sonra yere devrilip lene kadar rpnd." "Baka ne yapabilirdin ki Durnik?" dedi Garion. "Bizi ldreceklerdi." "Daha nce hi kimseyi ldrmemitim," dedi Durnik gzyalar yanaklarna szlerek. "O kadar uzun bir sre rpnd ki..." "Sen yatsana artk Garion," dedi Pol Teyze. Gzlerini Durnik'in gzyalaryla slanm yzne dikmiti. Garion anlamt. "yi geceler Durnik," diyerek kalkt ve adrlardan birine doru yrmeye balad. Arkasna bir gz attnda Pol Teyze kte Durnik'in yanna oturarak bir kolunu omuzuna atm, alak bir sesle demirciyle konuuyordu.

BENC BLM

TETEN geriye yalnzca korlar kalmt ve akln evresindeki orman sakindi. Garion ba zonklayarak uyumaya alyordu. En nihayet, geceyansn epey gee abalamaktan vazgeti ve battaniyesinin altndan kp Pol Teyzeyi aramaya koyuldu. Gm rengi sisin zerine dolunay ykselmiti; ay nda sis prl prl parlyordu. Sessiz kamp yerinde yolunu bulmaya alrken, evresindeki hava ldyordu sanki. Pol Teyzenin adrnn yanna varnca, cadnn giriim kurcalayp "Pol Teyze?" diye fsldad. Cevap gelmedi. Biraz daha yksek sesle, "Pol Teyze," diye fsldad yeniden, "benim, Garion. ieri girebilir miyim?" Gene cevap yoktu; t bile kmyordu. Dikkatle kapy aralayp ieri bir gz att: adr botu. aran, hatta biraz da korkan Garion akla bir gz gezdirdi. Hettar atlarn yaknnda bir yerde nbetteydi; pelerinine sarnm, yzn sisli ormana evirmiti. Garion bir an tereddt ettikten sonra adrlarn arkasna geti. Ildayan, tl gibi sisin iinde, aalarn arasndan aya doru ilerledi; aryan kafasn souk suya sokarsa

biraz iyi geleceini umuyordu. adrlardan elli metre kadar uzaklamt ki, ilerideki aalarn arasnda hafif bir kprt grerek duraklad. Kocaman boz bir kurt sisin iinden kp aalarn arasndaki kk bir aklkta durdu. Garion nefesini tutup byk, kvrm kvrm bir mee aacnn yanna sindi. Kurt sanki bir ey bekliyormu gibi slak yapraklarn stne oturdu. Parlak siste, normal bir gecede grlmesi mmkn olmayan ayrntlar bile seebiliyordu Garion. Kurdun boynu ve omuzlan gm rengiydi, burnuysa gri. Yalyd, ama yan byk bir haysiyetle tayordu; sar gzleri ise son derece sakin ve bilgeydi.

Garion t karmadan bekledi. En ufak bir kprtnn bile kurdun


58 59 ARENDlYA
BYCLER KRALiESi

keskin kulaklarna annda ulaacan biliyordu, ama tek nedeni bu da deildi. Kafasna yedii darbe hl biraz ban dndryordu ve ay nda parlayan sis yznden bu karlama ona bir ekilde gerek d geliyordu. Nefesini tuttuunu fark etti. Byk, kar beyaz bir bayku, hayalet gibi kanatlaryla akln zerinden szlerek geti ve alak bir dala konarak oraya tnedi. Gzlerini krpmadan kurda bakmaya balad. Boz kurt da sknetle tneindeki baykua bakt. Derken, hi rzgr olmamasna ramen, sanki parldayan sisteki ani bir esinti baykuun ve kurdun suretlerini dalgalandrm, bulandrm gibi oldu. Grnt tekrar netleince, akln ortasnda Bay Kurt duruyordu; Pol Teyze de gri elbisesiyle onun bann zerindeki bir dalda oturmaktayd. "Birlikte ava kmayal ok olmutu Polgara," dedi ihtiyar adam. "Haklsn baba." Kollarn kaldrp parmaklarn uzun, sk, kara salarnn arasndan geirdi. "Nasl olduunu unutmuum neredeyse." Keyifle rperdi. "Avlanmak iin iyi bir gece." "Biraz rutubetli," dedi Kurt ayan silkeleyerek. "Aalarn stnde hava ok ak, yldzlar da mthi parlak. U-rnak iin harika bir gece." "Elendiine sevindim. ini unutmadn umarm." "Dalga geme baba." "Eee?" "Civarda yalnzca Arendler var, ou da uyuyor." "Emin misin?" "Tabii. Be fersahlk bir ember iinde tek bir Grolim bile yok. Sen aradklarn buldun mu?" "Takip etmek zor deildi," dedi Kurt. "Ormann fersah kadar iinde bir maaradalar. Kaarken biri daha lm; ikisi de sabaha kmaz. Geri kalanlar olup bitenlere ok kzm haldeler." "Haksz da deiller. Konutuklarn duyacak kadar yaklaabildin mi?" Kurt ban sallad. "Yakndaki kylerden birinde bir adamlar var. Yolu gzleyip soyulmaya deer birileri geerse bunlara haber veriyor." "Sradan hrsz bunlar demek ki." "Tam olarak deil. Bizi zellikle bekliyorlarm. Birisi bizi onlara ayrntl olarak tarif etmi." "Gidip u kylyle bir konusam iyi olacak," dedi Pol ciddi bir yzle. Niyetini belli eden bir tavrla ellerini ap kapatt. "Vakit harcadna demez," dedi Kurt dnceli dnceli sakaln kayarak. "Sana bir Murgodan altn aldn syleyecektir. Gro-limler kiraladklar adamlara maksatlarn pek anlatmyorlar." "Gene de onunla ilgilenmeliyiz baba," diye srar etti Pol. "Arkamzda brakrsak

60 61

Arendiya'daki btn iti kopuu peimize takar." "Yarndan sonra pek bir ey yapamaz," dedi Kurt glerek. "Arkadalar onu ormana davet edip grtlan kesmeyi planlyorlar - baka sevimsiz eylerin yan sra." "yi. Ama Grolimin kim olduunu bilmek isterdim." Kurt omuzlarn silkti. "Ne fark eder? Kuzey Arendiya'da bunlardan dzinelerce var, hepsi de bela karmaya alyor. Onlar da bizim kadar neler olup bittiini biliyor. Srtst yatp bizi rahat brakmalarm bekleyemeyiz." "Bu ie bir son vermemiz gerekmez mi?" "Vaktimiz yok," dedi Kurt. "Arendlere durumu izah etmek sonsuza kadar srer. Hzl hareket edersek belki onlar hazrlanamadan aralarndan syrlp kaabiliriz." "Ya kaamazsak?" "O zaman senin dediini yaparz. Cthol Murgos'a varmadan Ze-dar' yakalamam gerek. Yolumuzun stne fazla engel karsa, o zaman daha dolaysz yollara bavururum." "Bunu batan yapmalydn baba. Bazen fazla ince dnyorsun." "Gene ayn tartmaya m balyoruz? Hep ayn eyi yapyorsun Polgara. Kendi haline braksan, kendi kendine zlecek meselelere mdahale ediyorsun durmadan, deitirilmesi art olmayan eyleri deitiriyorsun." "Terslik etme baba. Yardm et de yere ineyim." "Usana," dedi Kurt. "Samalama." Garion yosunlu aalarn arasndan, tir tir titreyerek uzaklat. Pol Teyzeyle Bay Kurt akla dndklerinde herkesi uyandrdlar. "Yola ksak iyi olacak," dedi Kurt. "Burada biraz fazla aktayz. Anayol daha gvenli; ormann bu blgesinden bir an nce kmak istiyorum." Kamp toplamak bir saatlerini bile almad; hemen patikadan Byk Bat Yoluna doru yola koyuldular. afan skmesine birka saat vard, ama ay ndaki sis l sld; sanki aalarn arasna inmi
BYCLER KRALiESi

parlak bir bulutun iinde ilerliyormu gibiydiler. Anayola vardklarnda yeniden gneye dndler. "Gne doduunda buradan uzaklam olmak istiyorum," dedi Kurt alak bir sesle, "ama aceleyle bir belaya da dalmayalm. Gzlerinizi ve kulaklarnz ak tutun." Atlarn trsa kaldrdlar; sabahn geliiyle sis inci grisi bir renk aldnda, fersah yol almlard. Yoldaki geni bir viraj dnerlerken Hettar anszn kolunu kaldrarak durmalarn iaret etti. "Ne var?" dedi Barak. "leride atlar var," dedi Hettar. "Bu tarafa geliyorlar." "Emin misin? Ben bir ey duymuyorum." "En az krk atl," dedi Hettar kendinden emin bir tavrla. "ite," dedi Durnik ban bir yana eerek. "Duydunuz mu?" Hepsi sisin iinde uzaklardan bir yerden gelen ngrtlar duymaya baladlar. "Onlar geene kadar ormanda saklanabiliriz," dedi Lelldorin. "Yolda kalmak daha iyi," dedi Kurt. "Ben hallederim," dedi pek, kendinden emin bir tavrla baa geerek. "Daha nce de byle durumlarla karlatm." Ar bir tempoyla, dikkatle ilerlemeye baladlar. Sisin iinden kan atllar elik kaplydlar. Cilal elikten, btn vcutlarn rten zrhlan vard; miferlerinin sivri siperlikleri onlar dev bceklere benzetiyordu. Ularnda renkli bayraklar olan uzun mzraklar tayorlard; atlan da zrhlara brnm dev hayvanlard.

"Mimbre valyeleri," diye homurdand Lelldorin gzlerini ksarak. "Hislerini kendine sakla," dedi Kurt gen adama. "Eer sana bir ey sylerlerse, bir Mimbre sempatizan gibi cevap ver, amcann evindeki Berentain adl gen gibi." Lelldorin'in yz ifadesi sertleti. "Sz dinle Lelldorin," dedi Pol Teyze. "Kahramanla gerek yok." "Durun!" dedi zrhl birliin lideri mzran onlara dorultarak. "Biriniz ne ksn ki konuabilelim." valyenin ses tonu kstahay-d. pek yznde yac bir glmsemeyle elik zrhl adama yaklat. "Sizi grdmze sevindik valyem," diye yalana balad. "Dn gece soyguncularn saldnsna uradk, o zamandan beri can korkusuyla kayoruz."
ARENDlYA

62 BYCLER KRALiESi

"isminiz nedir?" dedi valye, "ve refakatinizdeki bu ahslar kimler?" "Ben Boktorlu Radek'im Lordum," dedi pek kadife apkasn karp selam vererek. "Sendarya'dan ald yn kumalar Tol Ho-neth'teki k pazanna gtren Drasniyal bir tccanm." Zrhl adamn gzleri pheyle ksld. "Byle ehemmiyetsiz bir i iin pek kalabalksnz kymetli tccar." "Bu benim hizmetkrlarm," dedi pek, Barak, Hettar ve Dur-nik'i gstererek, "ihtiyar adam ve delikanl da Tol Honeth'i ziyaret etmek iin benimle birlikte gelen dul kz kardeimin hizmetkrlar." "Ya bu ahs kim?" dedi valye. "Asturyal olan?" "Vo Mimbre'deki dostlarn ziyarete giden gen bir soylu. Bize ormann iinde klavuzluk etme ltfunda bulundu." valyenin phesi biraz azalm gibiydi. "Soyguncularn bahsi geti," dedi. "Nerede pusuya drdler sizi?" " drt fersah kadar geride. Dn gece kampmza saldrdlar. On-lan karmay baadk, ama kz kardeim ok korktu." "Bu Asturya vilayeti ihtilalciler ve ekyalarla dolu," dedi valye sert bir tavrla. "Adamlanm ve ben bu huzursuzluktan halletmek iin gnderildik. Buraya geliniz Asturyal." Lelldorin'in burun kanatlar fkeyle titredi, ama itaat etti. "isminizi renebilir miyim?" "ismim Lelldorin'dir valyem. Size nasl bir hizmette bulunabilirim?" "Dostlannzn bahsettii ekyalar halktan kiiler miydi, yoksa asil miydiler?" "Serftiler Lordum," dedi Lelldorin. "Paavralar ve pislik iinde. Belli ki kanuni efendilerinden kap ormanda kanund yaamaya balamlar." "Asiller bile krala isyan bayra aarken, serilerden nasl itaat bekleyebiliriz ki?" dedi valye. "Haklsnz Lordum," dedi Lelldorin yznde biraz abartl bir znt ifadesiyle. "Hi durmadan Mimbre istibdadndan ve kstahlndan bahsedenlere ben de hep bu telkinde bulunuyorum. Ama akl yoluna ardm ve Kral Hazretlerine itaat tavsiye ettiim ahslar bu szlerimi alayla karlyorlar." iini ekti. "Akil biri olduunuzu gryorum gen Lelldorin," dedi valye onaylayarak. "Maalesef sizi ve arkadalannz bir mddet iin alkoy-

63

ARENDlYA

maya mecburum; baz teferruat gzden geirmemiz lazm." "valyem," dedi pek heyecanla. "Hava deiirse mallarmn Tol Honeth'te bir

deeri kalmaz. Rica ederim beni geciktirmeyin." "Ben de mteesirim kymetli tccar efendi," dedi valye. "Ama Asturya isyankrlar ve komplocularla dolu. Kimsenin kontrol etmeden gemesine izin veremem." Mimbre atllarnn arka tarafnda bir dalgalanma oldu. Prl prl gs zrhlar, tyl miferleri ve krmz pelerinleriyle elli Tolnedra lejyoneri tek sra halinde ilerleyerek zrhl valyelerin arasndan geip yanlarna geldi. "Sorun nedir?" diye pek'e kibarca sordu krk yalarnda, zayf ve yank yzl bir adam olan lejyon komutan. "Bu mevzuda lejyonlarn yardmna ihtiyacmz yok," dedi valye souk bir tavrla. "Emirlerimiz Vo Mimbre'den. Buraya Asturya'da dirlik ve dzen tesis etmek iin gnderildik; bu seyyahlar da bu maksatla sorguya ekiyoruz." "Dirlik ve dzene son derece sayglym valyem," dedi Tolned-ral. "Ama anayolun gvenlii de benim sorumluluumda." pek'e soru sorar gibi bakt. "Ben Boktorlu Radek'im yzba," dedi pek. "Tol Honeth'e giden Drasniyal bir tccarm, isterseniz evrakm gsterebilirim." "Sahte evrak bulmak kolaydr," dedi valye. "yledir," dedi Tolnedral, "ama vakit kazanmak iin, aksi ispatla-nana kadar her evrakn sahici olduunu varsayarm ben. Yannda mallan olan Drasniyal bir tccarn imparatorluk Anayolunda yolculuk etmek iin meru bir nedeni var demektir, valyem. Kendisini tutmak iin bir neden yok, deil mi?" "Maksadmz isyann ve ekyaln ban ezmek," dedi valye ateli bir sesle. "Buyurun ezin," dedi yzba, "ama bunu anayollarn dnda yapn ltfen. Antlamaya gre imparatorluk Anayollar Tolnedra topradr. Yoldan elli metre ayrlnca ne yapacanz sizin bileceiniz i, ama yolda yaptklarnz beni ilgilendirir. Bence hibir gerek Mimbre valyesi Arend Krall ile Tolnedra imparatorluu arasndaki bu antlamay bozarak kraln kk drmek istemeyecektir; yanlyor muyum?" valye aresiz bir tavrla bakakald. "Artk yolunuza devam edin tccar efendi," dedi Tolnedral pek'e. "Eminim Tol Honeth halk heyecanla yolunuzu gzlyordur." ipek srtt ve eyerinin zerinde eilerek selam verdi. Sonra dierlerine iaret etti. Ar tempoyla fkeden kpren Mimbre valyesinin yanndan getiler. Onlar getikten sonra lejyonerler saf oluturup takip edilmelerini nlemek amacyla yolu kapatt. "iyi adamm bu yzba," dedi Barak. "Tolnedrahlardan pek holanmam, ama bu farklyd." "Yola devam edelim," dedi Bay Kurt. "Tolnedrallar gittikten sonra bu valyelerin peimize taklmasn istemiyorum." Atlarn drtnala kaldrp yola devam ettiler. Arkalarnda, yolun ortalk yerinde, valyeler lejyon komutanyla ateli bir tartma srdryordu. O geceyi kaln duvarl bir Tolnedra konaklama yerinde geirdiler; Garion belki de hayatnda ilk kez, teyzesinin srar etmesine gerek kalmadan ykand. Bir gece nce aklktaki dve dorudan doruya katlmam olsa da, her tarafna kan bulam gibi hissediyordu kendini. Daha nce, yakn dvte insanlarn ne kadar kt bir biimde ya-ralanabileceklerini hi fark etmemiti. Canl bir insann barsaklarmn deilmesini ya da kafasnn datlmasn izlemek, insan vcudunun en derin i srlarnn ortaya dklmesine kar derin bir utan duygusuyla doldurmutu iini. Kendini kirlenmi hissediyordu. Souk banyoda elbiselerini, hatta hi dnmeden Bay Kurt'la Pol Teyzenin vermi olduklar gm tlsm da kararak buharlar tten kvete dald ve temizlik konusunda en saplantl insanlar bile kskandracak bir iddetle, kaba bir fra ve sabun kullanarak derisini kazd neredeyse. Sonraki birka gn boyunca hzlarn hi kesmeden gneye doru yollarna devam ettiler. Yalnzca geceleri, yol zerinde dzenli aralklarla yer alan Tolnedra konaklama

yerlerinde duruyorlar, ask suratl lej y nerleri grdke, Tolnedra imparatorluunun tm gcnn yolcularn gvenliini salamak iin seferber edildiini hatrlyorlard. Ormandaki dvten alt gn sonra, Lelldorin'in at topallamaya balad. Durnik ve Hettar, Pol Teyzenin gzetimi altnda saatlerce yol kenarnda yaktklar kk bir atete atn aya iin iksirler kaynatmakla ve sakat ayaa kompres yapmakla uratlar. Bu arada Bay Kurt gecikmeden dolay kprmekle meguld. At yola devam edecek kadar iyiletiinde, hava kararmadan bir sonraki konaklama yerine varamayacaklarn anlamlard hepsi. "Eee, ihtiyar Kurt," dedi Pol Teyze tekrar atlarna bindiklerinde,
65 64
BYCLER K R A L i E S i

"ne yapyoruz? Gece at srmeye devam m edeceiz, yoksa gene ormanda m yatacaz?" "Daha karar vermedim," diye cevap verdi Kurt. "Yanl hatrlamyorsam," dedi bir Algar atna binmi olan Lelldo-rin, "biraz ileride bir ky var. Fakir bir yer, ama bir eit han olacak orada." "Pek cesaret verici bir sz deil bu," dedi pek. '"Bir eit' derken ne kastediyorsun?" "Bu blgenin lordu agzllyle mehurdur," dedi Lelldorin. "Vergileri ok ardr ve halka bir ey kalmaz. Han da berbat bir yer." Kurt, "Ne yapalm," diyerek nlerine dt ve hzl bir trsla kye doru ilerlediler. Yaklatklarnda bulutlar biraz dalm, gne grnmeye balamt. Ky, Lelldorin'in tarif ettiinden de beterdi. Kyn dnda, ellerini am tiz bir sesle yalvaran, paavralar iinde be-alt dilenci duruyordu. Evler, ieride yanan sefil atein dumanlarn btn atlaklarndan szdran kulbelerden ibaretti. amurlu sokaklarda clz domuzlar dolayordu ve koku dayanlr gibi deildi. Kye girdiklerinde bir cenaze alay amurlar iinde teki tarafta kalan mezarla doru ilerlemekteydi. Bir tahtann zerinde tanan naa, yrtk prtk kahverengi bir battaniyeye sarlmt; Arendlerin Tanrs Chaldan'n gsterili cppeli ve kaponlu rahibi, sava ve intikamdan bahseden, ama lnn yaknlarn hi de rahatlatmayacak ok eski bir ilahi okumaktayd. Kucanda alayan bir bebek tayan dul, ifadesiz bir yz ve l gzlerle alay izliyordu. Han bozulmu bira ve yar rm yiyecek kokuyordu. Salonun bir yann yangn mahvetmiti. Alak tavan kirileri kararp kmrlemiti. Yank duvardaki kocaman delik, rm bir branda beziyle kapatlmaya allmt. Salonun ortasndaki ate ukurundan duman ttyordu ve ask yzl hanc da aksi herifin tekiydi. Akam yemei olarak onlara verebildii tek ey arpa ve algamdan yaplm sulu bir halamayd. "Harika," dedi ipek karanlk bir alayclkla, hi dokunmad yemek taban iterek. "Sana ayorum Lelldorin. Adaletsizlikleri dzeltme tutkun buray skalam galiba. Bir dahaki hal seferine ktnda bu blgenin lorduna da uraman nerebilir miyim? Aslmas ok gecikmi." "Bu kadar kt olduunu bilmiyordum," dedi Lelldorin zayf bir
ARENDlYA

sesle. Baz eyleri ilk kez gryormu gibi evresine baknd. Hislerini gizleyemeyen yznde bir dehet ifadesi vard. Midesi bulanan Garion sofradan kalkarak, "Ben biraz dar kyorum," dedi. "Uzaklama," diye uyard Pol Teyze. Darda en azndan hava biraz daha temizdi. Garion amura bat-mamaya alarak kyn d snrna doru yrd. "Ltfen lordum," dedi kocaman gzl kk bir kz, "bir para ekmeiniz var m?" Garion aresiz bir tavrla kza bakt. "zgnm," diyerek kza verecek bir ey

bulmak iin ceplerini kartrmaya balad, ama kz alayarak uzaklamt bile. Pis kokulu sokaklarn tesinde, kesilmi aa kalntlaryla dolu tarlada, Garion'un yalarnda bir delikanl birka sska inei gderken tahta bir kaval alyordu. ald ezgi insann iine ileyecek kadar saf ve temizdi; solgun gnein zayf klan kulbelerin arasndan, kimse farkna varmadan uup gidiyordu. Olan Garion'u grnce almay brakmad. Gzgze geldiklerinde aralarnda sessiz bir anlama oldu sanki; gene de konumadlar. Tarlann bitip ormann balad yerde kara cppeli ve kukuletal bir suret, kara bir at stnde aalarn arasndan karak ky gzlemeye balad. Bu surette tehditkr ve tandk bir eyler vard. Garion bu atly tandn dnd, ama ne kadar abalasa dilinin ucuna gelen ad bulup karamyordu. Aalarn kysndaki surete uzun uzun bakt; atlnn ve atnn gnein altnda durmalarna ramen glgelerinin olmadn fark ediyor, ama nedense bu ona nemli gelmiyordu. Kafasnn derinlerinde bir ses lk atarak ona bir ey sylemeye alyordu, ama o bylenmi gibi, hibir ey yapmadan ylece seyretti. Pol Teyzeye ve dierlerine ormann kysndaki bu suretten bahsetmeyecekti. nk sylenecek bir ey yoktu; arkasn dner dnmez unutacakt zaten. Ik solmaya balad ve titremeye balayan Garion, ocuun kavalnn acl sesi kulaklarnda, dnerek hana doru uzaklat.
67
ARENDtYA

ALTINCI BLM

AFAK VAKTl ksa bir sre iin gne yzn gsterdi, ama sabah souk, bulank ve aalarn arasna szp btn orman slatan bir yamurla geldi. Handan erken bir saatte ayrlp ksa bir sre sonra ormann daha nce getikleri tehditkr blgelerinden bile daha karanlk ve kasvetli bir blmne girdiler. Buradaki aalar dev gibiydi; muhteem, boum boum meeler plak dallarn, karanlk kknarlarn ve ladinlerin arasndan ge uzatyordu. Ormann zemini hastalkl ve bozuk grnl bir tr gri yosunla kaplyd. Lelldorin o sabah pek az azn amt; Gaion dostunun Naak'n plan meselesiyle hesaplamakta olduunu varsayyordu. Gen Astur-yal kaln yeil pelerinine sarnm halde atn sryor, kzl-altn rengi salar iseleyen yamur

altnda slak ve mecalsiz grnyordu. Garion atn onun yanna ekti, bir sre konumadan yol aldlar. "Derdin nedir Lelldorin?" dedi Garion sonunda. "Hayatm boyunca krmm meerse Garion," dedi Lelldorin. "Yaa? Ne adan?" dedi Garion dikkatle, dostunun sonunda her eyi Bay Kurt'a anlatmaya karar verdiini umarak. "Grdm yalnzca Mimbre'nin Asturya'y ezmesiydi; kendi insanlarmz nasl ezmekte olduumuzu hi grememiim." "Sana batan beri bunu sylemeye alyordum," dedi Garion. "Peki sonunda bunu grmene yol aan ne?" "Dn gece kaldmz ky," dedi Lelldorin. "Hayatmda hi bu kadar yoksul ve berbat bir yer, bu kadar sefil ve mitsiz insanlar grmemitim. Nasl dayanabiliyorlar ki buna?" "Baka seenekleri var m?" "Babam hi olmazsa toprandaki insanlarla ilgilenir," dedi gen adam kendini savunarak. "Hi kimse a, akta kalmaz. Ama bu insanlara hayvandan bile daha kt muamele ediliyor. Hep mevkiim-den gurur duyardm, imdiyse utanyorum." Gzleri dolmutu. Garion dostunun bu ani uyanyla nasl baa kabileceini bilmiyordu. Bir adan, Lelldorin'in zaten gzler nnde olan bir eyi sonunda grm olmas onu sevindirmiti; ama baka bir adan, bu yeni bak tarznn aceleci dostunu ne gibi davranlara sevkedecein-den emin olamayarak korkuyordu. "Unvanm reddedeceim," dedi Lelldorin aniden, sanki Garion' un aklndan geenleri duymu gibi, "ve bu maceradan dndmzde serflerin arasnda yaayp onlarn hayatlarn ve aclarn paylaacam." "Ne ie yarar ki bu? Senin de ac ekmen onlarn ektii acy azaltacak m?" Lelldorin hzla ban kaldrp ona bakt; samimi yznde pek ok farkl duygunun arpt grlyordu. Sonunda glmsedi, ama mavi gzlerinde kararllk vard. "Haklsn tabii," dedi. "Hep haklsn. Nasl olup da bir sorunun kalbini grverdiini anlayamyorum Garion." "Aklndan neler geiyor senin?" dedi Garion tedbirli bir tavrla. "Balarna geip onlar ayaklandracam. Arkamda bir serf ordusuyla Arendiya'y kasp kavuracam." Fikir muhayyilesinde olutuka sesi nlamaya balamt. Garion inleyerek, "Niye her soruna ayn zm buluyorsun Lelldorin?" diye sordu. "Bir kere serfler silahsz ve dvmesini bilmiyorlar, istediin kadar eneni yor, onlar ikna edemezsin, ikincisi, eer ikna etsen bile, Arendiya'daki btn soylular sana kar birleir. Ordunu kltan geirirler, sonra da her ey on kat daha beter olur. ncs de, yeni bir i sava balatarak tam Murgolann istediini yapm olursun." Garion'un sylediklerini dinledike Lelldorin gzlerini krptrmaya balad, sonra yz gene eski hznl ifadesine geri dnd. "Bunu dnmemitim." "Bana da yle geldi. Beynini klcnn knnda tadn srece bu tr hatalar yapmaktan kurtulamazsn Lelldorin." Lelldorin kzard, sonra da piman bir tavrla gld. "Biraz ar konumadn m Garion?" dedi kskn bir tavrla. "Afedersin," dedi Garion hemen. "Belki de baka trl sylemeliydim. "Hayr," dedi Lelldorin. "Ben bir Arendim. Biz dobra dobra konu69 ARENDlYA 68

B Y C L ER K R A L i ES i

salmadnda meseleleri pek anlamayz." "Sen aptal deilsin Lelldorin," dedi Garion itiraz ederek. "Bu herkesin yapabilecei bir hata. Arendler aptal deil - sadece ilerinden geldii gibi davranyorlar." "Buna da iinden geldii gibi davranmak diyemezsin ya," dedi Lelldorin zgn

bir tavrla, aalann altndaki slak yosunlan gstererek. "Bu ne ki?" dedi Garion etrafna baknarak. "Merkezi Arendiya'ya varmamzdan nceki son ormanlk arazi," dedi Lelldorin. "Mimbre ile Asturia arasndaki doal snr." "Ormanda bir fark gremiyorum," dedi Garion evreye bakarak. "Aslnda var," dedi Lelldorin karanlk bir yzle. "Buras pusu kurmak iin ok elverili bir yerdir. Ormann zemini kemiklerle kapl. Bak uraya," diye iaret etti. Garion ilk bakta yosunlarn arasndan km, ucunda allara dolanm kk dallar olan iki sopadan baka bir ey gremedi. Sonra irenerek bunun yeillemi bir insan kolu iskeleti olduunu fark etti; parmaklar lm rpnlanyla allara yapmt. fkeyle "Niin gmmemiler onu?" diye sordu. "Burada lenlerin kemiklerini toplayp topraa vermek, bin kiinin bin yln alr," dedi Lelldorin ayn karamsar ifadeyle. "Mimbre olsun, Wacune olsun, Asturyal olsun, nesillerce Arend yatyor burada. Hepsi dtkleri yerde kalmlar ve yosun sonsuz uykularn rtm." Garion rpererek gzlerini orman zeminini rten yosun denizi iinden kan kolun sessiz yalvarndan uzaa evirdi. Yosundaki tuhaf tepeler ve kmbetler, altnda yatan dehetin habercisiydi. Ban kaldrnca, bu dzensiz zeminin gz alabildiince uzandn fark etti. "Yaylaya ne zaman varrz?" diye sordu ksk bir sesle. "ki gn kadar srer." "ki gn m! iki gn boyunca byle mi buras?" Lelldorin ban sallad. "Neden?" Garion'un sesi istediinden daha sert ve sulayc kmt. "Bata gurur ve eref yznden," dedi Lelldorin. "Sonra ac ve intikam iin. Sonra da nasl duracamz bilmediimiz iin. Sen de dedin ya, bazen biz Arendler pek akll olmuyoruz." "Ama hep cesursunuz," dedi Garion hemen. "Evet," diye kabullendi Lelldorin. "Hep cesuruz. Ulusumuzun zerindeki lanet bu." "Belgarath," dedi Hettar arkalarndan. "Atlar bir eyin kokusunu

alyor."

Kurt'un gzleri ksld ve ifadesizleti. Bir an sonra derin bir nefes alarak kfretti. "Algrothlar," dedi dilerinin arasndan. " Algroth da nedir?" dedi Durnik. "nsan olmayan bir yaratk. Trollerle uzaktan akraba olur." "Eskiden bir Troll grmtm," dedi Barak. "Kocaman dili ve peneli, iri, irkin bir yaratk." "Bize saldrrlar m?" diye sordu Durnik. "Mutlaka," dedi Kurt gergin bir sesle. "Hettar, atlara hkim olman gerek. Ayrlmay gze alamayz." "Nereden kt bunlar?" diye sordu Lelldorin. "Bu ormanda canavar y oktur." "Acktklarnda bazen Ulgo dalanndan inerler," dedi Kurt. "Arkalarnda tank brakmazlar." "Bir eyler yap baba," dedi Pol Teyze. "Etrafmz saryorlar." Lelldorin etrafna baknarak yerlerini tespit etmeye alt. "Elgon1 un tepesinden uzakta deiliz," dedi sonra. "Oraya varabilirsek, bunlar uzak tutabiliriz." "Elgon'un tepesi mi?" dedi Barak. Koca klcn ekmiti bile. "Etraf kayalarla evrili ykseke bir tepedir," dedi Lelldorin. "Kaleye benzer. Elgon oray bir Mimbre ordusuna kar bir ay savunmutu." "mitli grnyor," dedi pek. "En azndan bu aalardan kurtulmu oluruz." iseleyen yamurda etraflarnda heyula gibi ykselen aalara sinirli sinirli bakt. "Haydi yakalanmadan oraya yetimeye alalm," dedi Kurt karar vererek. "Daha saldrma havasna giremediler; yamur koku alma duyularn bozuyor."

Ormanda arkalannda bir yerden tuhaf bir havlama sesi geldi. "Bu onlarn sesi mi?" diye sordu Garion; kendi sesi kulaklarna fazla tiz geliyordu. "Birbirlerini aryorlar," dedi Kurt. "Bazlar bizi grd. Hzlanalm biraz, ama tepeyi grmeden de atlan drtnala kaldrmayalm." Sinirli atlarn trsa kaldrp, hafif bir mey ille yukar kan amurlu zeminde ilerlemeye baladlar. "Yanm fersah," dedi Lelldorin gergin bir tavrla. "Yanm fersah sonra tepeyi grrz."

71
70

BYCLER KRA Li E Si

Atlara hkim olmak iyice glemiti; gzlerini yuvarlayarak etraflarndaki ormana bakmyorlard. Garion kalbinin gmbrdediini ve aniden aznn kuruduunu hissetti. Gznn ucuyla bir hareket grp hemen o tarafa bakt, insana benzer bir glge, yz adm kadar gerilerinde yola paralel kouyordu, iren, gri bir renkteydi ve ne eik, elleri yere deerek kouyordu. "Orada!" diye haykrd Garion. "Grdm," diye homurdand Barak. "Trol! kadar byk deil." ipek yzn buruturarak, "Yeteri kadar byk," dedi. "Saldmrlarsa penelerine dikkat edin," diye uyard Kurt. "Zehirlidir." "ok heyecan verici," dedi ipek. "ite tepe," dedi Pol Teyze ok sakin bir sesle. "Haydi drtnala," diye haykrd Kurt. Korkan atlar birdenbire serbest kalnca frlayp yoldan yukar, nallan amurlar sratarak komaya balad. Arkalarnda kalan ormandan fkeden deliye dnm bir kkreme ykseldi ve drt bir yanlarndan havlama sesleri gelmeye balad. "Yetieceiz!" diye haykrd Durnik onlar cesaretlendirmek iin. Ama anszn alt Algroth, kollarn ve azlarn dehet verici bir ekilde am olarak yollarna kt. Dev gibiydiler ve maymunsu kollarnn ucunda parmak deil peneler vard. Yzleri keiye benziyordu; ksa sivri boynuzlan ve uzun sar dileri vard. Gri derileri kertenkele derisi gibi pulluydu. Atlar kineyerek aha kalktlar ve kamaya altlar. Garion bir eliyle eyere, bir eliyle dizginlere yapp dengesini korumaya alt. Barak klcnn geni yzyle atnn kna vurup hayvan deli gibi mahmuzlamaya balad; sonunda at Algrothlardan ok ondan korkarak ileri atld ve aralanndan geerken iki yanna savurduu iki kl darbesiyle iki Algrothu ldrd. ncs kollarn aarak atnn arkasna atlamaya altysa da, krek kemiklerinin arasna Lelldorin' den bir ok yiyerek yzkoyun amura kapakland. Barak atn dndrerek kalan Algrotha vurmaya balad ve "Haydi gidelim!" diye haykrd. Garion Lelldorin'in inlediini duyarak hemen ondan yana dnd. Dehetle, bir Algrothun yol kysndaki aalarn arasndan kp dostuna peneleriyle saldrdn ve onu eyerden aa ekmeye altn grd. Lelldorin kei suratl yarata yayyla vurarak aresizce kendinden uzaklatrmaya alyordu. Garion klcna davrand, ama
ARENDlYA

arkasndan gelen Hettar Lelldorin'in yanna varmt bile. Kavisli palas hayvan delip geti; Algroth bir lk atarak yere devrildi ve debelenerek atlann nallannn arasna yuvarland. Tamamen panie kaplm olan atlar, yamalan kayalarla kapl tepeye doru ilerlemeye baladlar. Omuzunun stnden geriye bakan Garion, Lelldorin'in elini kanayan brne bastrm, eyerinin stnde decekmi gibi sallandn grd. Hemen dizginlerini ekip atn evirdi.

"Sen ka Garion!" diye haykrd Lelldorin bembeyaz bir yzle. "Hayr!" dedi Garion klcn knna sokarak. Atnn arkadann yanna ekip kolunu tutarak dengesini korumasna yardm etti. Beraberce tepeye doru drtnala giderlerken, Garion yaral gen adam skca tutuyordu. Tepe, evresindeki en yksek aalara yukardan bakan bir kaya ve toprak ynyd. Atlar slak kayalarda nallar kayarak yamaca trmand. Tepedeki dzlk alana vardklarnda, atlar yamurdan titreyerek bir araya topland. Garion atndan atlayp, eyerinden kayarak yere dmekte olan Lelldorin'i yakalad. "Buraya getir," diye haykrd Pol Teyze, antalardan birinden ifal ot ve sarg bohasn karken. "Durnik! Hemen bir ate yak!" Durnik aresizce tepede yamur altnda saa sola salm slak dal paralarna bakarak, "Denerim," dedi. Lelldorin ok zayf ve hzl hzl nefes alyordu. Yz hl bembeyazd ve bacaklan tutmuyordu. Garion karnnda mthi bir korku hissiyle onu dik tutmaya alt. Hettar yaral delikanlnn br kolunu tuttu ve beraberce onu bohasn amakta olan Pol Teyzenin yanna tadlar. "Zehri hemen karmalym," dedi Pol. "Garion, ban bana ver." Garion hanerini ekip Pol Teyzeye uzatt. Pol hemen Lelldorin'in yeil tuniini yrtarak ap, Algrothun penelerinin at korkun yaralan ortaya kard. "Can yanacak," dedi. "Sk tutun." Garion ve Hettar Lelldorin'in kollarn yere yaptrdlar. Pol Teyze derin bir nefes alarak, abuk hareketlerle imi yara izlerini bakla kesti. Yaralardan kan fkrd ve Lelldorin bir lk atarak bay ildi kald. "Hettar!" diye haykrd Barak tepenin kysndaki bir kayann zerinden, "Sana ihtiyacmz var!" "Git!" dedi Pol Teyze atmaca yzl Algar'a. "Gerisini biz hailede72 73
ARENDlYA BYCLER KRALiESi

biliriz. Garion, sen burada kal." Birtakm kuru yapraklan ezerek tozlarn yaralarn zerine serpitiriyordu. "Ate, Durnik," dedi. "Yanmyor Pol Hanm," dedi Durnik aresizce. "Dallar ok slak." Pol demircinin toplad slak dal ynna bir gz att. Gzleri ksld ve eliyle bir hareket yapt. Garion'un kulaklarnda tuhaf bir nlama oldu ve bir tslama duyuldu. Dallardan bir buhar bulutu ykseldi ve alev aldlar. Durnik aknlkla geri srad. "Kk tencere, Garion," dedi Pol Teyze. "Su, abuk." Mavi pelerinini kararak Lelldorin'i rtt. ipek, Barak ve Hettar tepenin kysnda durmu, Algrothlarn zerine koca talar atyorlard. Garion talarn aadaki kayalara arparken kard sesleri, Algrothlarn havlamalarn ve arada bir de ac feryatlarn duyabiliyordu. Dehet iinde dostunun ban kucana ald. "iyileecek mi?" diye sordu Pol Teyzeye yalvarrcasna. "Daha ok erken," dedi Pol Teyze. "u anda soru sorma." "Kayorlar!" diye haykrd Barak. "Hl alar," dedi Kurt karanlk bir yzle. "Dneceklerdir." Ormann derinliklerinden bir boru sesi duyuldu. "O da neydi?" dedi ipek, koca kayalar yuvarlamann yorgunluuyla soluk solua. "Beklediim biri," dedi Kurt tuhaf bir tebessmle. Ellerini azna gtrp tiz bir slk ald. "Gerisini ben hallederim Garion," dedi Pol Teyze bir sarg bezini slatp kaynayan bir merheme batrrken. "Durnik'le sen gidip tekilere yardm edin." Garion gnlszce Lelldorin'in ban slak otlarn zerine brakt ve Kurt'un yanna

kotu. Tepenin yamac Barak'la dierlerinin frlatt kayalar tarafndan ezilmi, l ve yaral Algrothlarla doluydu. "Gene gelecekler," dedi Barak bir kayay kaldrrken. "Arkamzdan dolaabilirler mi?" ipek ban sallad. "Hayr. Kontrol ettim, tepenin arkas sarp uurum." Algrothlar aadaki ormandan kp, yar drt ayak koularyla, havlayp hrlayarak tepeye saldrd. Boru sesi tekrar duyulduunda ilk Algroth yolu gemiti bile. Derken zerinde tepeden trnaa zrhl bir valye olan dev gibi bir at aalarn arasndan frlayp saldrganlarn stne atld. Mzrann stne eilmi olan zrhl adam doruca akn Algrothlarn ortasna dald. Dev at saldrrken lk atyor ve demir nallar amurlar altst ediyordu. Mzrak en byk Algrothlardan birinin gsne sapland ve darbenin iddetinden krld. Knk ucu bir bakasnn suratn datt. valye krk mzra atarak tek bir kol hareketiyle enli klcn ekti. Saa sola geni bir yay izerek savurduu darbeler srnn arasnda bir yol at; bu arada sava atnn nallan Algrothlar l diri demeden ineyip yoldaki amurlara seriyordu. Sry geince geri dnd ve yeniden saldrarak klcyla kendisine bir yol daha at. Algrothlar dnp lklar atarak ormana katlar. "Mandorallen!" diye haykrd Kurt. "Yukardayz!" Zrhl valye kana bulanm siperliini kaldrarak tepeye bakt. "Msaadenizle bu sefillerin iini halledeyim nce, kadim dostum," dedi neeyle; sonra siperliini indirerek Algrothlarn peinden ormana dald. "Hettar!" diye haykrd Barak; harekete gemiti bile. Hettar ban sallad ve beraberce atlanna kotular. Eyerlerine atlayp, yabancya yardm etmek iin slak yamatan aa drtnala indiler. "Dostunda aklselimden eser yok," dedi ipek Bay Kurt'a, yzn kurulamaya alarak. "Bu yaratklar her an dnp saldrabilirler." "Tehlikede olduu aklna bile gelmemitir," dedi Kurt. "O bir Mimbre, Mimbreler kendilerini yenilmez farzederler." Ormandaki dv uzun srd. Naralar, kl sesleri ve Algroth lklar duyuluyordu. Sonra Hettar, Barak ve yabanc valye aalarn arasndan kp tepeye doru at srdler. Yanlarna geldiklerinde zrhl adam akrtlar arasnda atndan atlad. "Merhaba kadim dostum," diye grledi Bay Kurt'a. "Aadaki dostlarnz pek elenceliy-miler." Zrh yamurda parlyordu. "Sana bir elence bulabildiimize sevindim," dedi Kurt alayla. "Hl sesleri geliyor," dedi Durnik. "Galiba hl kayorlar." "Korkak tabiatlar akam keyfimizi yarm brakt," dedi valye, zntyle klcn knna sokup miferini kararak. "Bazen fedakrlk etmemiz gerekir," dedi ipek. valye iini ekti. "Ne kadar da haklsnz. Siz filozof tabiatl birine benziyorsunuz dostum." Miferindeki beyaz ty silkerek kurutmaya alt. "Kusura bakmayn," dedi Bay Kurt. "Bu Mandorallen, Vo Mandor
74

BYCLER KRALiESi 75
ARENDtYA

Baronu. Bizimle gelecek. Mandorallen, bu Drasniya Prensi Kheldar, bu da Kral Anheg'in kuzeni Trellheim Kontu Barak. uradaki Algar Klan eflerinin ba oHag'n olu Hettar. Pratik arkadamz Sen-daryal Durnik Efendi, bu delikanl da birka kuak teden torunum Garion." Mandorallen hepsine tek tek eilerek selam verdi. "Hepinize selam olsun yoldalar," dedi grleyen sesiyle. "Maceramz ho bir tesadfle balad. Ama ltfen syleyin bana, gzellii gzlerimi kamatran bu hanm da kim?" "ok tatl dillisiniz valyem," dedi Pol Teyze bir kahkaha atarak; elleri bilinsizce

slak salarn dzeltmeye balad. "Bu adamdan holanacam galiba baba." "Efsanevi Leydi Polgara m yoksa?" diye sordu Mandorallen. "En nihayet sizi grmek hayatm talandrd." Soylu selam zrhnn gcrts tarafndan biraz bozuldu. "Yaral arkadamz Wildantor Baronunun olu Lelldorin," diye devam etti Kurt. "Adn duymusundur." Mandorallen'in yz hafife karard. "Duydum. Bazen havlayarak koan bir kpek gibi bizden nde giden rivayete gre, Wildantorlu Lelldorin zaman zaman tahta bakaldrrm." "Bunun nemi yok artk," dedi Kurt. "Bizi bir araya getiren mesele btn bunlardan daha nemli. Bu anlamazlklar bir yana brakmalsnz artk." "Dediin gibi olacak asil Belgarath," dedi Mandorallen hemen, ama gzleri hl baygn yatan Lelldorin'deydi. "Dede!" diye haykrd Garion, talk tepenin br yannda beliri-veren atl bir glgeyi gstererek. Glge kara pelerinliydi ve kara bir ata binmiti. Kukuletasn geri attnda, hem ok gzel hem de tuhaf bir ekilde itici bir yz tasvir eden, parlak elik bir maske kt altndan. Garion'un kafasnn derinliklerinde bir ses bu tuhaf atlnn ok nemli olduunu, onunla ilgili hatrlamas gereken bir eyler olduunu sylyordu, ama nedense hatrlayamyordu. "Vazge bu maceradan Belgarath." Maskenin gerisinden gelen ses yanklyd. "yle bir ey yapmayacam bilirsin amdar," dedi Bay Kurt sknetle; atly tand belliydi. "Bu ocuka Algroth saldrs fikri senin miydi?" "Sen de beni tanrsn,'" dedi glge alayla. "Ben karna ktmda iler biraz daha ciddi olacak. imdilik seni geciktirecek ileri astlarm yapyor. Bize gereken de bu zaten. Zedar, Cthrag Yaska'y Efendime gtrdnde, gcn Torak'n iradesine kar denersin istersen." "Ha, demek Zedar'n ayak ilerini yapyorsun," dedi Kurt. "Ben kimsenin ayak iini yapmam," dedi glge fkeyle. Tepedeki herkes kadar somut grnyordu, ama Garion yamurun glgenin iinden geip atn ayaklan altndaki kayalara arptn fark etti. "yleyse ne aryorsun burada amdar?" diye sordu Kurt. "Meraktan diyelim Belgarath. Kehaneti gndelik hayata nasl geirdiini gzlerimle grmek istedim." Tepedeki dierlerine bakt. "Zekice," dedi haset dolu bir hayranlk ifadesiyle. "Nereden buldun bunlarn hepsini?" "Bulmam gerekmiyordu amdar," dedi Kurt. "Hep buradaydlar zaten. Eer Kehanetin bir ksm doruysa, hepsinin de doru olmas gerekmez mi? Her biri hayal edemeyecein kadar ok kuak boyunca buna hazrlanyordu." Glge tslad. "Ama daha tamam deil, ihtiyar." "Tamamlanacak amdar," dedi Kurt gvenle, "kabna baktm." "iki kere yaayacak olan hangisi?" diye sordu glge anszn. Kurt souk bir tavrla glmsedi ama cevap vermedi. Sonra glge Pol Teyzeye dnerek alayla, "Selam Kraliem," dedi. "Grolim kibarl hep iimi rpertmitir," dedi Pol buz gibi bir bakla. "Ben senin kralien deilim amdar." "Olacaksn Polgara. Efendim krallna kavuunca onun kars olacan syledi. Btn dnyann kraliesi olacaksn." "Bu senin iini gletirmiyor mu amdar? Eer senin kralien olacaksam benimle iyi geinmelisin." "Ben iimi bilirim Polgara. Bir kere Torak'n kars olunca, onun iradesi senin de iraden olacak. O zaman da kin tutamazsn herhalde." "Bu i fazla uzad amdar," dedi Bay Kurt. "Muhabbetin canm skyor. Glgeni geri alabilirsin." Yapkan bir sinei kovarmasna elini sallayarak, "Git!" dedi. Garion bir kez daha o tuhaf karncalanmay ve kafasnn iinde yanklanan gmbrty duydu. Atl yok oldu. "Onu ldrmedin, deil mi?" dedi ipek korkuyla.

76

"Hayr," dedi Bay Kurt. "Zaten bir hayalden ibaretti. Bu Grolimle-rin pek sevdii bir numaradr. Eer o zahmete girecek olursan, glgeni epey uzaa yanstabilirsin. Ben de glgesini ona geri gnderdim."

BYCLER KRALES

Birden yznde arpk bir srt belirdi. "Tabii ok dolayl bir yoldan gnderdim. Ona ulamas birka gn alabilir. Glgesiz kalmann ona pek bir zarar olmaz, ama rahatsz olur mutlaka, ok da dikkat eker." "Pek yakksz bir hayaletti bu," dedi Mandorallen. "Kimdir bu terbiyesiz glge?" "amdar," dedi Pol Teyze, yeniden Lelldorin'le ilgilenmeye balayarak. "Grolim Barahiplerinden biri. Babamla ben daha nce de karlamtk onunla." "Bu tepeden ayrlsak iyi olacak," dedi Kurt. "Lelldorin ne zaman ata binebilir hale gelir?" "En az bir hafta ister," dedi Pol Teyze. "O zaman bile pheli." "Sz konusu bile deil. Burada kalamayz." "Ata binemez," dedi Pol kesin bir tavrla. "Ona bir sedye yapamaz myz?" dedi Durnik. "iki atn arasna balanacak bir ey yapabilirim. Bylece ona hi zarar vermeden tayabiliriz." "Ne diyorsun Pol?" diye sordu Kurt. "Olabilir," dedi Pol pheli bir tavrla. "Haydi yleyse. Burada ok ortalk yerdeyiz; yola kmamz lazm." Durnik ban sallayarak sedye yapmak iin antasndan ip almaya kotu.

YEDNC BLM

O MANDOR BARONU valye Mandorallen, ortadan biraz uzun boylu bir adamd. Kvrck, siyah salar, masmavi gzleri vard ve asla deimeyen kanaatlerini tannan sesiyle dile getiriyordu. Garion ondan holanmad. valyenin mthi kendine gveni, neredeyse masumiyet raddesine varan saf bencillii, Lelldorin'in Mimbreler hakkndaki karanlk yarglarn dorular gibiydi. Ayrca Mandorallen'in Pol Teyzeye gsterdii an nezaket de Garion'a sradan bir kibarlktan fazla grnyordu. Daha da kts, Pol Teyze valyenin pohpohlamalarn keyifle kabul ediyor gibiydi. Srekli yamur altnda Byk Bat Yolu boyunca at srerken, Garion arkadalarnn da kendisiyle ayn fikirde olduklarn fark ederek rahatlad. Barak'n yzndeki ifade sze gerek brakmyordu, pek valyenin her ssl sznde alayla kalarn

78

kaldryordu; Durnik ise aka kalarn atmt. Ama Garion'un Mimbre valyesi hakkndaki duygularn gzden geirecek hali yoktu. Algroth zehiri yaralann yaktka sedyesinde rpnan Lelldorin'in yannda at sryordu. Dostunu rahatlatmak iin elinden geleni yapyor ve arada bir, yanlarndan gitmekte olan Pol Teyzeye kaygl kaygl bakyordu. Lelldorin iddetli ihtilalarla debelendiinde ise yapacak baka bir ey bulamad iin dostunun elini tutuyordu. "Istraba metanetle katlann gen adam," dedi Mandorallen neeyle, Lelldorin'in iyice inleyip debelendii bir kriz srasnda. "Bu ektiiniz ac bir hayal sadece, isterseniz zihniniz onu hi hissetmeyebilir." "Tam da bir Mimbreye yakr bir teselli ekli," dedi Lelldorin kenetlenmi dilerinin arasndan. "Biraz uzaklasan iyi olacak. Fikirle-

79

BYCLER K R A Li E Si
ARENDlYA

rin de zrhn kadar kt kokuyor." Mandorallen hafife kzararak, "Yaral dostumuzun damarlarnda dolaan zehir, ona adab- muaeret kaidelerini de unutturmu galiba," dedi souk bir tavrla. Lelldorin cevap vermek ister gibi sedyesinde biraz doruldu, ama bu ani hareket acsn artrd iin yeniden baygn dt. "Yaralan ok vahim," dedi Mandorallen. "Merhemleriniz hayatn kurtarmaya yetmeyebilir Leydi Polgara." "Dinlenmesi gerek," dedi Pol Teyze. "Fazla heyecanlandrmama-ya al." "Gzlerinin menzilinden kaym yleyse," dedi Mandorallen. "Kabahat benim deil, ama heyhat, suretim onda nefret hissi uyandryor ve safrasn kabartyor." Sava atn trsa kaldrarak hepsinin nne geerek yola orada devam etti. "Bu Mimbreler hep byle mi konuur?" diye sordu Garion hnla. "Byle sizler, bizler, heyhatlarla?" "Mimbreler ok resmidir," dedi Pol Teyze. "Zamanla alrsn." "Bana aptalca geliyor," diye mrldand Garion valyenin arkasndan karanlk bir ifadeyle bakarak. "Biraz nezaket renmenin sana bir zarar olmaz Garion." Akam aalarn arasna inerken, yamur altnda yollarna devam ettiler. "Pol Teyze?" dedi Garion sonunda. "Evet canm?" "O Grolimin Torak ve senin hakknda syledii eyler neydi?" "Bir zamanlar Torak'n lgnlk annda syledii bir ey. Grolim-ler de bunu ciddiye ald." Mavi pelerinine daha skca sarnd. "Korkmuyor musun peki?" "Pek deil." "Grolimin bahsettii Kehanet neydi? Hibir ey anlamadm." "Kehanet" kelimesi ruhunun derinlerinde bir eyleri kurcalamt. "KJtab- Mrin," dedi Pol. "ok eski bir elyazmasdr, okunmas bile neredeyse imknsz. Yol arkadalarndan bahseder - fare, ay ve iki kere yaayan adam. Bunlardan bahseden tek kopya da odur. Kimse bunun ne anlama geldiini bilmiyor." "Ama dedem biliyor sanki, deil mi?" "Dedenin bir sr tuhaf fikri vardr. Eski eylerden etkileniyor; belki kendisi de ok yal olduu iin." Garion tam bu eitli kopyalar olan Kehanet hakknda bir eyler soracakt ki, Lelldorin yeniden inleyince ikisi de hemen ona dndler. Ksa bir sre sonra kaln, beyaz duvarl, krmz kiremit atl bir Tolnedra konaklama yerine vardlar. Pol Teyze Lelldorin'i scak bir odaya yerletirdi ve btn gece boyunca banda oturdu. Garion sabaha kadar en az be-alt kere karanlk koridorlardan geerek dostunu kontrol etmeye gitti, ama durumda hibir deiiklik yoktu. afak sktnde yamur durmutu. Sabahn gri klarnda yola koyulduklarnda

81
80

Mandorallen gene nde, herkesten ayr gidiyordu. Sonunda karanlk ormann kysna vardlar; Arendiya'nn merkezi ovas kn son haftalarn yaayan kl renkli, sessiz, dev bir aklk halinde nlerine serilmiti. valye ovann kysnda durup yznde ciddi bir ifadeyle dierlerinin yaklamasn bekledi. "Mesele nedir?" dedi pek. Mandorallen ask suratla ovada birka mil ileride ykselen kara bir duman stununu gsterdi. "O da nedir?" dedi pek fare suratnda akn bir ifadeyle. "Arendiya'da dumann bir tek manas vardr," dedi valye tyl miferini giyerek. "Buradan ayrlmayn sevgili dostlarm. Gidip bir tahkik edeyim; ama pek hayra alamet deil galiba." Atn mahmuzla-yarak mthi bir drtnala ile ileri atld. "Bekle!" diye grledi Barak ardndan, ama Mandorallen aldrmadan yoluna devam etti. "Geri zekl," diye sylendi iriyan erek. "Peinden gideyim, belki bir sorun kar." "Gerek yok," dedi Lelldorin sedyesinden zayf bir sesle. "Bir ordu bile onun yoluna kamaz." "Ondan holanmyorsun sanyordum," dedi Barak biraz akn bir ifadeyle. "Holanmyorum," dedi Lelldorin. "Ama Mandorallen tm Aren-diya'ya korku salm bir adamdr. Asturya'da bile onun adn duyduk. Akl banda hi kimse onun yoluna kmaz." Aalann korumas altna ekilerek valyenin dnmesini beklediler. Dndnde Mandorallen'in yznde fke vard. "Endielerimde haklymm," dedi. "Yolumuzda bir muharebe cereyan ediyor. ok manasz bir muharebe, nk harbe tutuan baronlar akraba ve ok iyi dostturlar." "Etrafndan dolaamaz myz?" dedi ipek. "Hayr Prens Kheldar," dedi Mandorallen. "Muharebe her yana sirayet etmi, fersah bile gitmeden pusuya deriz. Gei hakkmz

BYCLER KRALES

satn almam lazm." "Bizi geirmek iin para m alacaklar?" diye sordu Durnik pheyle. "Arendiya'da byle eyleri satn almann baka yollan da vardr Efendi," dedi Mandorallen. "Sizden rica etsem bana beheri alt metre boyunda yedi-sekiz tane, dz, bileim kalnlnda srk keser misiniz acaba?" "Tabii," dedi Durnik baltasn alarak. "Niyetin ne?" diye grledi Barak. "Onlara meydan okuyacam," dedi Mandorallen sknetle; "birine ya da hepsine birden. Hibir gerek valye kendisine dlek dedirtmeden bunu reddedemez. Sadcm olup meydan okumam onlara bildirir misiniz Lordum?" "Ya yenilirsen?" diye sordu tpek. "Ben mi?" Mandorallen hayretler iindeydi. "Ben mi yenileceim?" "Tamam, tamam," dedi pek. Bu arada Durnik srklarla dnm, Mandorallen de zrhnn altndaki birtakm kaylar skmay bitirmiti. Srklardan birini alarak atna atlad ve yannda Barak'la duman stununa doru hzl bir trsla uzaklat. "Bu art myd baba?" diye sordu Pol Teyze. "Gememiz gerek Pol," dedi Bay Kurt. "Dertlenme, Mandorallen iini bilir." ki mil kadar sonra bir tepeye vardlar ve aadaki arpmay grdler. Ask yzl, karanlk iki ato geni bir vadinin iki yanndan birbirine bakyordu. Yolun iki yannda bir sr ky vard. En yakndaki ky alevler iindeydi; isli bir duman stunu kurun grisi gkyzne doru ykseliyordu ve yolun zerinde de oraklar ve yabalarla silahlanm serfler gz kara bir vahetle birbirlerine saldryorlard. Biraz daha uzakta mzrakllar saldrya hazrlanyordu ve gkyz oklarla dolmutu. Kar karya iki tepede, mzraklar renkli bayraklarla ssl iki grup valye arpmay seyrediyordu.

Dev mancnklar havaya kayalar frlatyor ve Garion'un grebildii kadaryla bu kayalar dost dman demeden aada savaan herkesi eziyordu. Vadi l ve yarallarla dolmutu. "Salaklar," dedi Kurt karanlk bir suratla. "Kimse Arendleri zeki olmakla sulayamaz," dedi pek.
ARENDlYA

Mandorallen borusunu dudaklarna gtrerek ovay zangr zangr titreten bir ses kard. Serfler ve askerler ona bakmak iin sava braktlar. Mandorallen boruyu bir kere daha, bir kere daha ald; fledii her nota bal bana bir meydan okuma gibiydi. ki rakip valye grubu ne olup bittiini anlamak iin kn sarartt diz boyu otlarn arasndan drtnala yanlanna yaklarken, Mandorallen Barak'a dnd. "Eer ltfederseniz Lordum," dedi nezaketle, "yanmza geldiklerinde meydan okumam kendilerine iletir misiniz?" Barak omuzlarn silkerek, "Kelle senin," dedi. Yaklaan valyelere bir gz atp grlemeye balad: "Vo Mandor Baronu valye Mandorallen, elenmek arzusundadr. Eer her gruptan birer gnll kp onunla mzraklarn yartnrsa pek memnun olacaktr. Tabii eer hepiniz korkak kpeklerseniz ve byle bir msabakaya girimeyi gznz yemiyorsa, aranzda itimeyi brakp yana ekiliniz ve sizden stn olanlarn yolunu kesmeyiniz." "ok iyi konutunuz Lord Barak," dedi Mandorallen hayranlkla. "Hep iyi bir konumac olmuumdur," dedi Barak tevazuyla. ki valye grubu ihtiyatla yaklat. "Yazklar olsun size Lordlanm," diye azarlad onlar Mandorallen. "Bu ackl savala eref kazanacanz m sanyorsunuz? valye Dengen, bu mcadelenin sebebi nedir?" "Hakaret, valye Mandorallen," dedi soylu. Siperliinin zerinde altn bir halkas olan parlak elik bir mifer giymi, iriyan bir adamd. "Cezasz kalmas mmkn olmayan bir hakaret." "Hakarete urayan bendim," dedi kar taraftan bir soylu heyecanla. "Nasl bir hakaretti bu valye Oltorain?" diye sordu Mandorallen. ki adam da baklann evirip cevap vermediler. "Ne olduunu hatrlayamadnz bir hakaret yznden mi savaa girdiniz?" dedi Mandorallen hayretle. "Sizi ciddi insanlar zannederdim Lordlarm; meerse yanlyormuum." "Arendiya soylularnn yapacak baka ii yok mu?" dedi Barak aalayc bir sesle. "Pi valye Mandorallen'i hepimiz tannz," dedi siyah emaye zrh olan esmer bir valye, "ama efendilerine hakarete kalkan bu kzl sakall maymun da kimdir?" "Bu lafn altnda kalacak msn?" diye sordu Barak, Mandorallen'e.

82 83 ARENDtYA

BYCLER K R A L i E S i

"Pek yanl saylmaz," dedi Mandorallen skntl bir tavrla. "Doumumla ilgili geici bir karklk vard sahiden de; bu da gayri meru olduum hakknda pheler uyandrd. Bu valye nc gbek kuzenim valye Haldorin'dir. Arendiya'da akraba kan dkmek yakksz sayld iin, bu hakikati yzme arparak ucuz kahramanlk yapyor." "Aptalca bir det," dedi Barak. "erek'te akrabalar birbirlerini yabanclar ldrdklerinden daha hevesle ldrr." "Heyhat," dedi Mandorallen. "Buras erek deil." "Bu valyeyle ben ilgilensem alnr msn?" diye sordu Barak kibarca. "Hi alnmam." Barak esmer valyeye yaklaarak, "Ben Trellheim Kontu, erek Kral Anheg'in yakn akrabas Barak'm," dedi gr sesiyle, "ve gryorum ki baz Arend soylularnn

nezaketi aklndan bile daha kt." "Arendiya Lordlan kuzeyin domuz ahin krallklarnn kendi kendilerine takndklar asalet unvanlarna nem vermez," dedi valye Haldorin souk bir sesle. "Szlerinizi hakaret addediyorum dostum," dedi Barak sesinde tehditkr bir tonla. "Ben de sizin maymun suratnz ve krpk sakalnz komik buluyorum," dedi valye Haldorin. Barak klcn ekmeye bile tenezzl etmeyerek koca yumruunu geni bir yay izerek savurdu ve esmer valyenin miferinin yanna korkun bir darbe indirdi. valye Haldorin'in gzleri kayd ve mthi bir angrtyla eyerinden kayarak yere yuvarland. "Sakalm hakknda fikrini sylemek isteyen baka kimse var m?" diye sordu Barak. "Yava olun Lordum," dedi Mandorallen, ama uzun otlar arasnda baygn yatan akrabasna keyifli bir bak atmay da ihmal etmedi. "Cesur yoldamza yaplan bu hcumu sknetle kabul m edeceiz?" dedi Baron Derigen'in grubundan bir valye bozuk bir telaffuzla. "Hepsini ldrn!" Klcna uzand. "Klcnz knn terk ettii anda l bir ahs olursunuz valyem," dedi Mandorallen serinkanllkla. valyenin eli klcnn kabzasnda donup kald. "Yazklar olsun Lordlarm," dedi Mandorallen. "Bilmiyor musunuz ki nezaket kurallarna ve ananelere gre, meydan okumama cevap verilene kadar dostlarma ve bana dokunulamaz. Ya fedailerinizi sein, ya da yolumdan ekilin. Bu durumdan bkknlk geldi, imdi fkeleneceim." iki valye grubu biraz uzaklap aralannda konumaya balad; birka sad da valye Haldorin'in baygn vcudunu kaldrd. "Klcm ekmeye kalkan bir Murgoydu," dedi Garion alak sesle. "Fark ettim," dedi Hettar kara gzleri parlayarak. "Geliyorlar," diye uyard Durnik. "Sizinle mzram yartracam valye Mandorallen," dedi Baron Derigen yanlanna yaklarken. "hretinizin hak edilmi olduuna phem yok, ancak ben de birok turnuvada mkfatlar kazandm. Sizinle mcadele etmek beni ereflendirir." "Ben de size kar ansm deneyeceim valyem," dedi Baron Oltorain. "Arendiya'nn birok ksmnda benim de kuvvetimden korkulur." "Pekl," dedi Mandorallen. "Dzlk bir alan bulup balayalm. Vakit ge oluyor ve dostlarmla benim gneyde ilerimiz var." Tepeden aa, ayrla indiler ve iki valye grubu uzun, sararm otlan ineyerek bir alan hazrlayarak iki yanna dizildi. Derigen drtnala alann teki ucuna gidip, ucu kreltilmi mzran zengisine dayad. Durnik'in kestii srklardan birini alan Mandorallen, "Cesaretinize saygm byk Lordum," dedi. "Sizi ok ar yaralamamaya alacam. Hcumumu karlamaya hazr msnz?" "Hazrm," dedi Baron siperliini indirerek. Mandorallen de siperliini indirdi, mzran dorultarak sava atn mahmuzlad. "Bu artlar altnda pek uygun kamayacak belki ama," diye mrldand pek, "kibirli dostumuzun kendisine haddini bildirecek bir yenilgi almasn istemiyor da deilim." Bay Kurt ona acyarak bakt. "Hi ansn yok!" "O kadar iyi mi?" dedi pek hevesle.

84

"eyret de gr," dedi Kurt. ki valye mthi bir grltyle, alann ortalk yerinde karlatlar. arpmada ikisinin de mzra krld ve ayrlk tahta paralaryla doldu. Drtnala birbirlerinin yanndan geerek dndler ve balang yerlerine gittiler. Garion Derigen'in eyeri zerinde sallandn
B Y C L E R K R A L i E S i

f ark etti. valyeler yeniden saldrd ve mzraklar tekrar krld. "Keke daha fazla srk kesseymiim," dedi Durnik dalgn dalgn. Ama bu defa Baron Deri gen atnn zerinde iyice sallanmaya balamt; nc hcumda mzra Mandorallen'in kalkanndan sekti. Ancak Mandorallen'in mzra tam hedefine ulat ve Baron arpmann iddetiyle eyerinden frlayarak yere yuvarland. Mandorallen atn dizginleyerek Baronun yanna yaklat ve kibarca, "Devam edebilecek misiniz Lordum?" diye sordu. Dengen sendeleyerek ayaa kalkt ve klcn ekerek, "Teslim olmuyorum!" diye soludu. "Harika," dedi Mandorallen. "Size bir zarar vermediime sevindim." Atndan atlayarak klcn ekmesiyle birlikte Derigen'in kafasna hamle etti. Darbe Baronun aceleyle kaldrd kalkanndan sekti, ama Mandorallen hi ara vermeden darbe stne darbe vurmaya devam etti. Derigen bir-iki zayf darbe savurmaya ancak frsat bulabilmiti ki, Mandorallen'in enli klc miferinin bir yanna enlemesine indi. Baron olduu yerde bir kere dnp yere yld. "Lordum?" dedi Mandorallen. Eilip baygn hasmn srtst evirdi ve miferinin siperliini at. "yi misiniz Lordum?" diye sordu. "Devam etmek istiyor musunuz?" Derigen cevap vermedi. Burnu akr akr kanyordu ve gzlerinin beyaz grnyordu. Yz morarmt ve vcudunun sa yan titriyordu. "Bu cesur valye kendi adna konuamadna gre," dedi Mandorallen, "kendisini malup ilan ediyorum." Klc elinde etrafna bakt. "Szmden phesi olan var m?" Derin bir sessizlik oldu. "Acaba birileri Baronu ayrdan kaldrabilir mi?" dedi Mandorallen. "Yaralan ar deil gibi grnyor. Bir-iki ay yatak istirahatiyle shhatine kavuur." Yz bembeyaz olan Baron Oltorain'e dnerek, "Eee, Lordum," dedi neeyle, "devam edelim mi? Dostlarm ve ben yolumuza devam etmek iin sabrszlanyoruz." valye Oltorain ilk hcumda yere serilerek bacan krd. "Kr talih, Lordum," dedi Mandorallen yere atlayp yaln kl baronun yanna yaklaarak. "Pes ediyor musunuz?" "Ayakta duramyorum," dedi Oltorain dilerini skarak. "Teslim
85
ARENDlYA

olmaktan baka arem yok." "Ben ve dostlanm yolumuza devam edebilir miyiz?" "Gitmekte serbestsiniz," dedi aclar iinde yerde yatan adam. "Daha deil," diye mdahale etti keskin bir ses. Zrhl Murgo atl valyeler kalabalnn arasnda geerek tam Mandorallen'in karsna dikilmiti. "Karacan tahmin etmitim," dedi Pol Teyze alak sesle. Atndan inip atlarn nallaryla inenmi imenlie yryerek, "Kenara ekil Mandorallen," dedi valyeye. "Olmaz Leydim," dedi Mandorallen. "ekil Mandorallen!" diye haykrd Bay Kurt sert bir sesle.

87

Mandorallen hayretle yana ekildi. "Eee, Grolim?" dedi Pol Teyze kaponunu geri atarak. Sandaki beyaz tutam gren atl Grolimin gzleri fal ta gibi ald; sonra dehet iinde elini kaldrarak aznn iinden bir eyler mnldanmaya balad. Garion gene o karncalanmay hissetti ve kafasnn iinde bir gmbrtnn nladn duydu. Bir an iin Pol Teyze yeilimsi bir kla evrelenmi gibi grnd. Kaytsz bir tavrla elini sallaynca k kayboldu, "idmansz kalmsn Grolim," dedi. "Bir daha denemek ister misin?" Grolim bu kez iki elini birden kaldrd, ama hibir ey yapamad. Atn arkadan dolatran Durnik yanna ulamt bile. Baltasn iki eliyle kaldrarak Grolimin miferinin tam tepesine indirdi. "Durnik!" diye haykrd Pol Teyze. "ekil oradan!" Ama yznde kararl bir ifade olan demirci baltasn tekrar sallad ve Grolim baygn bir halde atndan yere yuvarland. "Aptal!" diye bard Pol fkeyle. "Ne yaptn sanyorsun sen!" "Size saldrd Pol Hanm," dedi Durnik; gzleri hl fke doluydu. "abuk in o attan." Durnik yere atlad. "Yaptnn ne kadar tehlikeli olduunu biliyor musun?" dedi Pol. "Seni ldrebilirdi." "Ne olursa olsun sizi koruyacam Pol Hanm," dedi Durnik inatla. "Sava ya da byc deilim, ama kimsenin size zarar vermeye kalkmasna izin vermeyeceim." Pol Teyzenin gzleri nce hayretle ald, sonra fkeyle ksld, sonra da yumuad. Onu ocukluundan beri tanyan Garion bu ani

86 ARENDlYA BYCLER K R A Li E Si

duygu deiimlerini de tanyordu. Pol birdenbire akn Durnik'i kucaklayarak "Sen harika, sakar, sevgili aptaln birisin," dedi. "Sakn bir daha byle bir ey yapaym deme. Sakn! Az kalsn kalbim duracakt." Boazna bir eyler dmlenen Garion baklarn evirince, Bay Kurt'un yznden gelip geen hnzrca glmsemeyi yakalad. Alann iki yanna dizilmi valyelerde tuhaf bir deiiklik olmutu. ou kt bir ryadan uyanm gibi akn ifadelerle saa sola bakyorlard. Dierleri de derin dncelere dalm gibiydiler. valye Oltorain ayaa kalkmaya abalad. "Yapmaynz Lordum," dedi Mandorallen onu kibarca tekrar yere oturtarak. "Kendinize zarar vereceksiniz." "Ne yaptk biz?" diye inledi Baron yznde ac dolu bir ifadeyle. Bay Kurt atndan inip yaral adamn yanna diz kerek, "Sizin suunuz deildi," dedi. "Aranzdaki sava karan bu Murgoydu. Akllarnz elip sizi birbirinize drd." "Byclk m?" dedi Oltorain bembeyaz bir yzle. Kurt ban sallad. "Aslnda Murgo deil, Grolim Rahibi." "By bozuldu mu imdi peki?" Kurt baygn yatan Murgoya bakarak tekrar ban sallad. "Murgoyu zincire vurun," diye emretti Baron evredeki valyelere. Tekrar Kurt'a dnd. "Byclerle baa kmay biliriz," dedi ciddi bir yzle. "Bu frsattan istifade, bu gayri tabii savan nihayete ermesini de kutlam oluruz. Grolim bycs son bysn yapt." "Gzel," dedi Kurt kasvetli bir glmsemeyle. "valye Mandorallen," dedi Baron Oltorain, krk bacan kprdatt iin irkilerek, "aklmz bamza getirmenizin bedelini size ve dostlarnza nasl deyebiliriz?" "Sulhun tesis edilmesi kfi mkfattr bize," dedi Mandorallen abartl bir tavrla. "nk, btn dnya bilir ki, ben bu krallktaki en sulhsever insanm." Yaknda, sedyesinde yatmakta olan Lelldorin'e gz iliince aklna bir ey geldi. "Ancak sizden bir ey rica etmeme izin verin. Yanmzda asil bir aileden gelme

cesur bir Asturyal delikanl var; bir arpmada ar yaraland. Eer kabul ederseniz onu sizin yannzda brakmak isteriz." "Mevcudiyeti bize eref verir valye Mandorallen," dedi Oltorain hemen. "Evimin kadnlar ona gerekli efkati gsterecektir." Ya-nndakilerden birine bir eyler syledi ve adam hemen yakndaki atolardan birine doru atn mahmuzlad. "Beni burada brakamazsnz," dedi Lelldorin zayf bir sesle. "Bir gne kalmaz ata binecek hale gelirim." ksrmeye balad. "Hi sanmam," dedi Mandorallen soukkanl bir tavrla. "Yaralarnz henz iyileme yoluna girmedi." "Mimbrelerin yannda kalmam," diye srar etti Lelldorin. "Atma atlar yolda ansm denerim daha iyi." "Gen Lelldorin," dedi Mandorallen ak szl, hatta ters bir tavrla. "Mimbrelerden haz etmediinizi biliyorum. Ancak yaranz yaknda iltihaplanacak; atelenecek ve sayklamaya balayacaksnz. Bylece de mevcudiyetiniz bize yk olacak. Size bakacak vaktimiz yok ve sizin hastalnz vazifemizi yapmamz zorlatracak." valyenin bu ak szll ve pervaszl Garion'un azn ak brakt. Mandorallen'e nefretle bakmaya balad. Bu arada Lelldorin'in yz bembeyaz olmutu. "Bunu bana hatrlattnz iin teekkr ederim valye Mandorallen," dedi resmi bir tavrla. "Aslnda bunu benim dnm olmam gerekirdi. Atma binmeme yardm ederseniz, hemen buradan ayrlrm." "Hibir yere gitmiyorsun," diye kestirip att Pol Teyze. Baron Oltorain'in adam yannda hizmetkrlar ve on yedi yalarnda, sarn, gl rengi kolal bir elbise ve kadife bir pelerin giymi bir kzla geri dnd. "Kz kardeim Leydi Ariana," diye kz tantt Baron Oltorain. "Cesur bir kzdr ve gen yana ramen hastalarla megul olmakta ustadr." "Onu fazla megul etmeyeceim Lordum," dedi Lelldorin. "Bir hafta iinde Asturya'ya dnerim." Leydi Ariana profesyonel bir tavrla delikanlnn ateine bakt. "Hayr, gen adam," dedi sonra. "Kanaatimce ziyaretiniz daha uzun srecek." "Bir hafta sonra giderim," dedi Lelldorin inatla. Kz omuzlarn silkti. "Keyfiniz bilir. Herhalde kardeim arkanzdan birka hizmetkr yollar ve treye uygun bir ekilde gmlmenizi salar; nk eer yanlmyorsam, daha on fersah bile gitmeden dp lrsnz." Lelldorin gzlerini krptrd. Pol Teyze Leydi Ariana'y bir kenara ekip bir eyler anlatarak bir kese ifal ot ve baz talimatlar verdi. Lelldorin ise Garion'u yanna ard. Garion hemen dostuna koarak sedyenin yanna diz kt.
88

BYCLER KRALES
89 ARENDlYA

"Demek sona erdi," dedi gen adam. "Keke sizinle gelebilsey-dim." "Hemen iyileirsin," dedi Garion, sylediinin doru olmadn bilerek. "Sonra da bize yetiirsin belki." Lelldorin ban sallayarak, "Hayr," dedi. "Maalesef bu imknsz." Tekrar cierleri paralanrcasna ksrmeye balad. "Fazla vaktimiz yok dostum," dedi sonunda zayf bir sesle. "O yzden beni dikkatle dinle."

Gzleri dolan Garion dostunun elini tuttu. "Amcamn evinden ayrldmz sabah konutuklarmz hatrlyor musun?" Garion ban sallad. "Torasin'e ve dierlerine verdiimiz konumama szn bozacak-sak, buna karar verecek olann ben olduumu sylemitin." "Hatrlyorum," dedi Garion. "Pekl," dedi Lelldorin. "Kararm verdim. Seni yemininden azat ediyorum. Yapman gerekeni yap." "Bunu dedeme sen sylesen daha iyi olurdu Lelldorin," dedi Garion. "Yapamam Garion," diye inledi Lelldorin. "Dilim tutulur. Kusura bakma ama byleyim ben. Naak'n bizi kullandn biliyorum, ama tekilere sz verdim. Ben Arendim Garion. Hatal olduunu bilsem de szmde dururum. O yzden i sana kalyor. Naak'n lkemi mahvetmesine izin verme. Doruca krala git." "Krala m? Bana inanmaz ki!" "inandr o zaman. Her eyi anlat." Garion ban sallayarak, "Ona senin adn veremem," dedi. "Tora-sin'in adn da. Aksi takdirde ne olacan biliyorsun." "Biz nemli deiliz," dedi Lelldorin, yeniden ksrmeye balayarak. "OnaNaak' anlatrm," dedi Garion inatla. "Ama senden bahsetmem. Peki bu Murgoyu nasl bulacak kral?" "O nasl bulacan bilir," dedi Lelldorin; sesi iyice gszlemi-ti. "Nacak Vo Mimbre saraynda eli. Murgo Kral Taur Urgas'n ahsi temsilcisi." Garion bu aklama karsnda donup kald. "Cthol Murgos'un dipsiz maden kuyulanndaki btn altnlar onun emrinde," diye devam etti Lelldorin. "Dostlarmla beni kandrd komplo, Arendiya'y mahvetmek iin dzenledii bir sr komplodan yalnzca biri de olabilir. Onu durdurmalsn Garion. Sz ver bana." Delikanl, gzleri ateler iinde yanarak Garion'un elini skt. "Onu durduracam Lelldorin," diye sz verdi Garion. "Nasl bilmiyorum, ama onu mutlaka durduracam." Lelldorin, sanki bu sz alma zorunluluu onu ayakta tutan tek eymi gibi, tm gc tkenerek sedyesine kt. "Hoa kal Lelldorin," dedi Garion gzleri yaararak. "Hoa kal dostum," dedi Lelldorin fsltyla; sonra Garion'un elini tutan eli gevedi. Garion bir an iin dehete kaplarak ona bakt, ama sonra boynunda atan daman grerek rahatlad. Lelldorin hl sad; ucu ucuna. Garion efkatle dostunun elini sedyeye brakt ve kaba, gri battaniyeyle omuzlarn rtt. Sonra ayaa kalkt ve yanaklarndan yalar szlerek, hzla uzaklat. Dierleriyle vedalamalar uzun srmedi; tekrar atlarna atlayp Byk Bat Yoluna doru ilerlemeye baladlar. Onlar geerken serf-ler ve mzraklar arasndan tek tuk tezahrat ykseldi, ama uzakta baka bir grlt vard. Kylerden kan kadnlar, yerdeki cesetler arasnda erkeklerini aryorlard; onlarn lk ve iniltileri, tezahrat bodu. Garion kararl bir tavrla atn mahmuzlayarak Mandorallen'in yanna yaklat. "Sana sylemem gereken bir ey var," dedi fkeyle. "Houna gitmeyecek, ama umurumda deil." "yle mi?" dedi valye yumuak bir sesle. "Biraz nce Lelldorin'e sylediklerin zalimce ve irenti," dedi Garion. "Dnyann en byk valyesi olduunu sanyorsun, ama bence ta kadar hissiz, tantanac herifin birisin. Bu sylediklerim houna gitmediyse ne yapacaksn imdi, merak ediyorum!" "Ha," dedi Mandorallen. "u mesele! Beni yanl anlamsnz gen dostum. Bu onun hayatn kurtarmak iim mecburen yaptm bir eydi. Asturyal delikanl ok

90 BYCLER K R A Li E Si

cesur olduu iin kendi nefsini hi dnmyor. yle konumasaydm, bizimle gelmek iin srar edecekti ve ksa bir vakit sonra da lecekti." "lecekti ha!" dedi Garion. "Pol Teyze onu iyiletirirdi." "Hayatnn tehlikede olduunu bana beyan eden Leydi Polgara idi," dedi Mandorallen. "Gururu yznden tedaviye raz olmuyordu, ama ayn gurur onu bizi yolumuzdan alkoymamaya da zorluyordu." valye ac ac glmsedi. "Herhalde o da bu szlerimden tr bana

senin kadar dman olmutur; ama hayat kurtuldu, nemli olan da bu." fkesi anszn hedefsiz kalan Garion, kstah grnl valyeye bakakald. Birdenbire nasl aptalca davrandn apak grmt. "zr dilerim," dedi. "Ne yapmak istediini anlayamamm." Mandorallen omuzlarn silkti. "Mhim deil. ou zaman insanlar beni yanl anlar. Ama ben saiklerimin iyi olduunu bildiim mddete, bakalarnn kanaatlerine ehemmiyet vermem. Ama bunu size izah etme frsat bulduum iin memnunum. Eer beraberce bir maceraya atlacaksak, birbirimiz hakknda yanl fikirlerimiz olmamal." Beraberce, konumadan at srdler; bu arada Garion kafasn toplamaya alyordu. Galiba Mandorallen sand kadar basit biri deildi. Anayola vardklarnda tehditkr bir gkyz altnda yeniden gneye yneldiler.

SE K Z NC BLM

REND OVASI tek tuk yerleim blgeleri olan dev bir ayrlk aland. Souk bir rzgr sararm otlan spryor, kirli grnl bulutlar hzla stlerinden geiyordu. Yaral Lell-dorin'i brakm olmalar, hepsini kederli bir havaya sokmutu-, o yzden birka gn boyunca sessizlik iinde yol aldlar. Garion Hettar'la yk atlarnn yannda at sryor, Mandorallen'e yaklamamak iin elinden geleni yapyordu. Hettar saatlerce hi konumadan at srse de hi rahatsz olmayacak, sessiz bir adamd; ama iki gn sonra Garion atmaca suratl Algan konuturmaya karar verdi. Soracak baka bir ey bulamad iin, "Murgolardan neden bu kadar nefret ediyorsun Hettar?" diye balad lafa. "Btn Alornlar Murgolardan nefret eder," dedi Hettar alak sesle.

93 ARENDlYA 92

"yle tabii," dedi Garion, "ama sanki seninki daha kiisel bir ey gibi. Neden?" Hettar eyerinde kprdannca deri zrh gcrdad. "Annemle babam ldrdler," dedi sonunda. Algarn bu sz Garion'da tamdk bir duygu uyandrd anszn. "Nasl oldu?" diye sordu, Hettar'n bu konuyu amak istemediini fark etmeyerek. "Yedi yandaydm," dedi Hettar duygusuz bir sesle. "Annemin ailesini ziyarete gidiyorduk; annem baka bir kabiledendi. Dou sradalarnn yaknndan geerken yamac bir Murgo etesinin saldrsna uradk. At tkezleyince, annem yere dt. Babamla ben onu tekrar atna bindirene kadar Murgolar bize yetitiler. Annemle babam ldrmeleri ok uzun srd. Sonlara doru annemin bir kere lk attn hatrlyorum." Algarn yz kaya kadar ifadesizdi ve alak, sakin sesi hikyeyi olduundan da korkun hale getiriyordu.

BYCLER KRALiESi

"Annemle babam ldkten sonra Murgolar ayaklarma bir ip balayp atlarnn arkasndan srklediler," diye srdrd hikyesini "Sonunda ip kopunca da ldm sanarak braktlar. Giderlerken yaptklarn birbirlerine anlatp gltklerini hatrlyorum, tki gn sonra o-Hag beni buldu." Garion sanki gzleriyle gryormu gibi, dou Algarya'nn bombo dzlklerinde yapayalnz, yaralar iinde, yalnzca acs ve inanlmaz bir nefret duygusuyla ayakta durabilen bir ocuun dolamasn hayal etti. "lk Murgomu on yandayken ldrdm," dedi Hettar ayn ifadesiz sesle. "Kamaya alyordu, atmla ona yetitim ve krek kemiklerinin arasna ciritimi sapladm. Mthi bir lk att. Ben de kendimi daha iyi hissettim. o-Hag eer bir Murgonun ln izlersem kinimin geeceini dnyordu. Yanlyormu." Uzun boylu Alga-nn yz hl ifadesizdi ve kel kafasndaki uzun at kuyruu rzgrda uuuyordu. Sanki bu bir tek saplant dnda hibir duygusu yokmu gibi bir boluk iindeydi. O anda Garion Bay Kurt'un intikam saplantsnn tehlikesinden bahsederken neyi kastettiini anlar gibi oldu, ama hemen bu dnceyi kafasndan uzaklatrd. Eer Hettar bu duyguyla yaayabiliyor-duysa, o da yaayabilirdi. Bu siyah deri giysili yalnz avcya derin, iddetli bir hayranlk duydu. Bay Kurt Mandorallen ile derin bir mnakaaya dalmt; ikisi Garion ile Hettar yanlarna gelene kadar oyalandlar. Sonra birlikte at srmeye baladlar. "Bu bizim tabiatmzda var," diyordu parlak zrhl valye kederli bir yzle. "Ziyadesiyle marur bir halkz ve bu gurur zavall Arendi-ya'mz kyasya bir harbe mahkm ediyor. "Bunun tedavisi mmkn," dedi Kurt. "Ne suretle?" diye sordu Mandorallen. "Bizim kanmzda mevcut bu. Benim kadar sulhsever bir insan bulamazsnz, ancak ben bile bu milli felaketten paym alyorum. Ayrlklarmz tarihimize ve ruhumuza o kadar derinden ilemi ki, ifa bulmas mmkn deil. Sulh uzun srmeyecek dostum. imdi bile Asturya oklar ormanlarda slk alarak uuuyor ve Mimbreleri hedef alyor. Mimbreler de buna mukabil Asturyallarn evlerini yakp rehineleri ldryor. Korkarm harb bir zaruret." "Hayr," dedi Kurt, "deil." "Nasl mani olunabilir ki?" dedi Mandorallen. "Bu delilii kim tedavi edebilir?" "Eer gerekiyorsa ben ederim," dedi Kurt sakin bir sesle, kaponunu geri atarak. Mandorallen kederli bir ekilde glmsedi. "Hsnniyetinizi takdir ediyorum Belgarath, ancak bu sizin iin bile imknsz." "Aslnda hibir ey imknsz deildir Mandorallen," dedi Kurt kesin bir tavrla. "ounlukla bakalarnn elencesine karmamaya alrm, ama u anda Arendiya'nn i savaa boulmasna izin veremem. Eer mecbur kalrsam, mdahale

95

edip bu aptalla son veririm." "Hakikaten buna kuvvetiniz yeter mi?" diye sordu Mandorallen; buna inanmakta zorluk ektii alayc tavrndan belli oluyordu. "Evet," dedi Kurt ksa sakaln kayarak. "Yeter tabii." htiyarn bu sakin iddiall karsnda Mandorallen'in yz kart ve bir huu ifadesi geldi. Garion da bu sz pek huzursuz edici bulmutu. Eer Kurt'un gc tek bana koca bir sava durdurmaya yetiyorsa, onun kiisel intikam planlarn engellemeye haydi haydi yeterdi. Dertlenecek bir mesele daha kmt ite. Bu arada pek atn yanlarna srd. "Byk Panayr az ileride," dedi fare suratl Drasniyal. "Duralm m, yoksa evresinden mi dolaalm?" "Durabiliriz," dedi Kurt. "Zaten akam oldu; hem biraz da erzak alrz." "Atlarn da biraz dinlenmeye ihtiyac var," dedi Hettar. "ikyet etmeye baladlar." "Keke daha nce syleseydin," dedi Kurt yk atlarna bakarak. "O kadar da kt halde deiller," dedi Hettar, "ama kendilerine acmaya baladlar. Abartyorlar tabii, ama biraz dinlenseler iyi olacak." "Abartyorlar m?" dedi pek aknlkla. "Atlar yalan sylyor mu demek istiyorsun?" Hettar omuzlarn silkti. "Tabii. Hep yalan sylerler. Atlar ok iyi y alan soy ler." pek bir an iin inanamyormu gibi kalakald, sonra anszn glerek, "Nedense bu bilgi, evrenin dzenine olan inancm pekitirdi," dedi. Kurt skntyla, "pek," dedi, "sen kt bir adamsn. Bunu biliyor muydun?"

ARENDlYA

94 BYCLER KR A Li E Si

"Elimizden geleni yapyoruz tabii," dedi tpek alayla. Arend Panayr, Byk Bat Yolu ile Ulgo lkesine giden da yolunun kesitii yerde kurulmutu. Drt bir yana doru bir fersahlk bir alana yaylm, mavi, krmz, sar adrlardan ve geni izgili pavyonlardan oluan bir yerdi. Bozkrn ortalk yerinde rengrenk bir ehre benziyordu ve parlak bayraklar alak gkyznn altnda, rzgrda rpnyordu. "Umanm biraz i yapacak vaktim kalr," dedi ipek Panayra yaklarlarken. Ufak tefek adamn burun kanatlan seirmeye balamt. "Antrenmansz kaldm epeydir." amurlar iinde be-alt dilenci yol kenarna melip ellerini uzatmlard. Mandorallen durup para datmaya balad. "Yz verme unlara," diye homurdand Barak. "Hayrseverlik vazifemizdir Lord Barak," dedi Mandorallen. "Burada niye hi ev yapmamlar?" diye sordu Garion Ipek'e, Panayrn merkezine yaklarlarken. "Kimse burada uzun sre kalmaz ki," dedi pek. "Panayr sabittir, ama insanlar gelip geicidir. Aynca binalardan vergi alnr, ama adrdan alnmaz." adrlarndan kp onlara bakan tccarlarn ou tpek'i tanyordu; bazlar yzlerinde pheli ifadelerle, temkinli birer selam verdiler. "Buralarda itibarn yerinde bakyorum pek," dedi Barak alayla. "hretin bedeli," dedi tpek omuz silkerek. "Ya biri seni teki kimliinle tanrsa?" diye sordu Durnik. "Hani u Murgolann arad adam olarak?" "Ambar olarak m demek istiyorsun? Pek muhtemel deil. Ambar Arendiya'ya pek uramaz; ayrca Radek'le ikisi birbirlerine benzemezler." "Ama ikisi ayn kii," diye itiraz etti Durnik. "ikisi de sensin." "Tabii," dedi pek parman kaldrarak. "Sen ve ben bunu biliyoruz, ama onlar bilmiyor. Senin iin ben

hep kendime benziyorum; ama tekiler beni farkl gryor." Dumik'in bunu pheyle karlad belli oluyordu. "Radek, eski dostum," diye seslendi kel kafal Drasniyal bir tccar yaknlarndaki bir adrdan. "Delvor," diye cevap verdi pek keyifle. "Seni grmeyeli yllar oldu." "Pek zengin grnyorsun," dedi kel adam. "dare ediyoruz ite," dedi pek tevazuyla. "Neyle urayorsun bu aralar?" "Mallorya hallar satyorum," dedi Delvor. "Soylularn ilgisini ekiyor, ama fiyatlardan pek holanmyorlar." Ancak bu arada elleriyle baka bir konuda konumaya balamt bile -Amcan gerekirse sana yardmc olmamz iin haber yollad. Bir eye ihtiyacn var m?-Yksek sesle syledii ise uydu: "uvallarnda ne var?" "Sendarya ynl kumalar," dedi pek, "bir de birka vr zvr." -Panayrda Murgolar var m ? -Bir tane vard ama geen hafta Vo Mimbre'ye gitti. Panayrn teki tarafnda birka Nadrak var ama-Evlerinden ok uzaktalar dedi pek. -Gerekten ticaret yapyorlar m ?-Emin deilim- diye cevap verdi Delvor. -Bizi birka gnlne konuk edebilir misini -Bir eyler yapmaya alrz- dedi Delvor gzlerinde kurnazca bir prltyla. pek'in aknl parmaklarndan belli oluyordu. -i itir- dedi Delvor. "eri buyurun," diye devam etti sonra yksek sesle. "Bir bardak arap iin, birlikte akam yemei yiyelim. Yllardr grmedik." "Memnun oluruz," dedi pek eki bir suratla. "Dengine attn galiba Prens Kheldar," dedi Pol Teyze hafif bir alayla, pek Delvor'un parlak izgili adrnn nnde atndan inmesine yardm ederken. "Delvor mu? Yok canm. Yar Gorak'ta evirdiim bir numara ona bir servete mal olmutu; o gnden beri benimle demeye alyor. Bir sre iin beni kazkladna inanmasna izin veririm, o da kendini iyi hisseder, sonra haly altndan ektiim zaman ok daha fazla elenirim. Pol gld. "Sen adam olmazsn." pek gz krpt. Delvor'un esas adrnn ii, ho bir scaklk da yayan bir sr kandilin nda shhatli bir grnmdeydi. Yerde lacivert bir hal vard ve saa sola byk, krmz minderler atlmt, eri girer girmez pek herkesi birbiriyle tantrd. Bay Kurt'a ve Pol Teyzeye eilerek selam veren Delvor, "Mer96 BYCLER KRALiESi

ref oldum Kadim Kii," dedi. "Sizin iin ne yapabilirim?" "u anda en ok ihtiyacmz olan ey bilgi," dedi Kurt kaln pelerinini kararak. "Kuzeyde, birka gnlk mesafede, nifak karan bir Grolime rastladk. Ortal kolaan edip burasyla Vo Mimbre arasnda neler olup bittiini renebilir misin? Mmknse baka komu kavgalarnn ortasna dmek istemiyorum." "Aratrrm," dedi Delvor. "Ben de biraz dolaacam," dedi ipek. "Delvor'la ben Panayrda edinilebilecek ne kadar bilgi varsa toplarz." Kurt ona soru sorar gibi bakt. "Boktorlu Radek i yapma frsatn asla karmaz," dedi ufak tefek adam biraz aceleyle. "Delvor'un adrndan hi kmazsam phe ekerim." "Anlyorum," dedi Kurt. "Kimliimizin aa kmasn istemeyiz, deil mi?" diye sordu pek masum bir tavrla. Ama uzun burnu iddetle seirmeye balamt bile.

Kurt teslim oldu. "Tamam, ama abartma ltfen. Sabah adrn nnde kazklanm mterilerin seni lin etmek iin toplanmasn istemiyorum." Delvor'un hamallar yk atlarndan uvallar aldlar; bir hamal Hettar'a Panayrn d snrnda bir yerlerde olan allarn yolunu gsterdi, pek uvallar kartrmaya balad, pek'in marifetli elleri ynl kumalarn ke bucana girip ktka, Delvor'un halsnn stnde ykte hafif pahada ar mallardan bir kme olumaya balad. "Camaar'da niye bu kadar ok paraya ihtiyacn olduunu merak etmitim zaten," dedi Kurt alayla. "Bu da tebdil-i kyafetin bir paras," dedi pek. "Radek daima yannda birka hediyelik eya bulundurur." "ok yerinde bir aklama," dedi Barak; "ama senin yerinde olsaydm bunu fazla uzatmazdm." "Eer eski dostumun parasn bir saatte iki katna karmazsam, kesinlikle emekliye ayrlrm," dedi pek. "Ha, az kalsn unutuyordum; Garion'u da yanma alacam; Radek yannda en az bir hamal olmadan dolamaz." "ocuun ahlakn ok fazla bozmamaya al," dedi Pol Teyze, pek abartl bir selam verdi, sonra siyah kadife apkasn fiyakal bir ekilde yana yatrarak, peinde definesini omuzuna vurmu olan
97 ARENDtYA

Garion, savaa giden biri gibi Byk Arend Panayrna kt. adr tedeki iman bir Tolnedral tccar sorun kararak mcevher kakmal bir haneri pek'ten gerek deerinin sadece katna almay baard, ama hemen ardndan, iki Arendiyal tccar birbirinin ei iki gm kupay ok farkl fiyatlara almakla birlikte, buradaki kayb fazlasyla kapattlar. "Arendlerle ticaret yapmaya baylyorum," dedi pek adrlarn arasndaki amurlu yollardan yrrlerken. Ufak tefek, kurnaz Drasniyah Panayrda her urad yeri perian ediyordu. Satamad zaman satn alyordu, satn da alamazsa dei toku ediyordu, onu da yapamad zaman dedikodu yaparak bilgi topluyordu. Dierlerinden biraz daha akll olan baz tccarlar, onun geldiini uzaktan grdklerinde saklanyorlard. Dostunun hevesini izleyen Garion, krn, rakibini alt etmeye gre ikinci planda kald bu oyuna neden bu kadar bayldn anlamaya balad. pek bu avda rk ayrm gzetmiyordu. Herkesle ticaret yapyordu ve herkesle kendi sahasnda karlamaya razyd. Tolnedrallar, Arendler, erekler, kendi yurtta Drasniyallar, Sendarlar, hepsi onun karsnda yenilgiye uruyorlard. kindi vakti Camaar'dan satn ald her eyi satmt. Dolu kesesi ngrdyordu, ama Garion'un srtndaki uval arlndan bir ey kaybetmemiti, yalnzca iindekiler tamamen farklyd artk. Ancak pek'in kalar atkt. Avucunda kk, zarif bir cam ieyi hoplatarak yryordu. Parfm dolu bu ieyi Rival bir tccardan fildii kapl iki cilt Wacune iir kitabna karlk almt. "Derdin ne?" diye sordu Garion Delvor'un adrna dnerlerken. "Kimin kazandndan emin deilim," dedi pek. "Ne?" "Bunun deerinin ne olduu hakknda hibir fikrim yok." "Niye aldn yleyse?" "nk deerinin ne olduunu bilmediimi anlamasn istemedim." "Bakasna sat." "Ne fiyat isteyeceimi bilmezsem nasl satarm? ok istersem kimse beni ciddiye almaz; az istersem btn Panayra maskara olurum." Garion kkrdamaya balad. "Bunda komik bir ey olduunu zannetmiyorum Garion," dedi ipek alngan bir tavrla. adra girdiklerinde hl dalgn ve skntlyd, "te vadettiim kr," dedi biraz

nankr bir tavrla, Bay Kurt'un 99


ARENDlYA 98 BYCLER KRALiESi

avucuna paralan dkerken. "Neyin var?" diye sordu Kurt ufak tefek adamn ask suratna bakarak. "Yok bir ey," diye kestirip att pek. Sonra Pol Teyzeye gz iliti ve yznde bir glmseme belirdi. Yanna yaklap eilerek, "Sevgili Leydi Polgara," dedi; "ltfen size saygmn nianesi olan bu kk hediyeyi kabul edin." Abartl bir hareketle parfm iesini uzatt. Pol Teyze bundan hem holanm, hem de biraz kukulanmt. Kk ieyi alarak tpasn dikkatle at. Tpay bileinin i ksmna hafife dedirdi vekoklad. "Kheldar!" dedi sonra heyecanla. "Krallara layk bir hediye bu!" pek'in glmsemesi biraz ekidi ve ciddi olup olmadn anlamak iin dikkatle yzne bakt. Sonra iini ekti ve Rivallann ktl hakknda bir eyler mrldanarak dan kt. Az sonra Delvor da geri dnd ve izgili pelerinini bir kenara atp ellerini kandillerin alevinde stmaya balad. "Anlayabildiim kadaryla," dedi Bay Kurt'a, "burasyla Vo Mimbre arasnda durum sakin. Ama bir sre nce be Murgo, yanlarnda iki dzine Thulla Panayra geldi." Hettar yznde atmaca gibi bir ifadeyle ban kaldrd hemen. Kurt kalarn att. "Kuzeyden mi geliyorlar, gneyden mi?" "Vo Mimbre'den geldiklerini iddia ediyorlar, ama Thullann izmelerinde krmz amur var. Vo Mimbre ile buras arasnda krmz amurlu bir blge yok bildiim kadaryla." "Yoktur," dedi Mandorallen kesin bir tavrla. "Sadece kuzeyde killi toprak var." Kurt ban sallad. "Ipek'i bulun, ieri girsin," dedi Barak'a. Barak adrn kapsna yrd. "Tesadf olamaz m?" diye sordu Durnik. "Bu riski gze alamayz," dedi Kurt. "Gece Panayr sakinleene kadar bekleriz, sonra grnmeden gideriz." pek adra geri dnd, Delvor'u bir kenara ekip konumaya balad. "Murgolar ok gemeden burada olduumuzu renirler," diye grledi Barak kzl sakaln ekitirerek. "O zaman da buradan Vo Mimbre'ye kadar peimizden ayrlmazlar. Hettar, Mandorallen ve ben gidip unlarla kavga karsak ileri kolaylatrm olmaz myz? Be l Murgo kimseyi takip edemez." Hettar meum bir hevesle ban sallad. "Panayrn gvenliini salayan Tolnedral lejyonerlerin houna gitmeyebilir bu," dedi pek. "Polisler sebepsiz yere yol kenannda bulunan cesetleri sevmez. Dzen hisleri zedelenir." Barak omuzlann silkti. "Yani, ylesine bir fikirdi ite." "Benim birfikrim var/' dedi Delvor tekrar pelerinini giyerken. "adrlarn Nadraklann adrlarnn yanna kurdular. Gidip orada biraz alveri yapaym." Kapya doru ilerlerken duralad. "Size bir ey ifade eder mi bilmem," dedi, "ama balarnda Aarak adl bir Murgo var." Garion bu ad duyunca anszn rperdi. Barak bir slk ald, sonra ciddileerek,"Bu adamla er ya da ge ilgilenmek zorunda kalacaz Belgarath," dedi. "Tanyor musunuz onu?" dedi Delvor aknlkla. "Bir iki kere

karlatk," dedi pek kaytsz bir tavrla. "Bamza bela olmaya balyor," dedi Pol Teyze. "Ben yola kaym," dedi Delvor. Garion Delvor'a yol amak iin adrn kapsn aralamt ki, darda grd bir ey yznden irkilerek yeniden kapad. "Ne oldu?" dedi pek. "Darda Brill'i grdm." "Dur ben de bakaym," dedi Durnik. Kapy hafife aralad ve Ga-rion'la ikisi dan baktlar. Sefil grnl bir adam, amurla sokakta dolanyordu. Brill Faldor'un iftliinden ayrldklan gnden bu yana hi deimemiti. Tunii ve pantolonu hl yamal ve lekeliydi, tra-szd ve a gz hl tekinsiz bir beyazlkta parlyordu. "Evet, Brill bu," dedi Durnik. "Kokusu buraya kadar geliyor." Delvor demirciye soru sorarcasna bakt. "Brill biraz dzensiz ykanr da," dedi Durnik. "O yzden kokusundan tanmak mmkn oluyor." "Msaade eder misinz," dedi Delvor kibarca. Durnik'in omuzu stnden dan bakt. "Ah," dedi, "u adam. Nadraklann yannda alyor. Bana da biraz garip gelmiti, ama nemsiz olduu iin fazla kurcalamadm." "Durnik," dedi Kurt abucak. "Dan k. Seni grmesini sala, ama onu fark ettiini belli etme. Seni grdkten sonra ieri gir. abuk t. ol, gitmesin." Durnik biraz armt, ama adrn kapsn kaldrarak dan kBYCLER KRALiESi

101 100

"Ne yapyorsun baba," dedi Pol Teyze sert bir sesle. "Orada srtp durma ihtiyar. ok huzursuz edici bir ey bu." "Mkemmel," dedi Kurt ellerini ovuturarak. Durnik kaygl bir yzle ieri girerek, "Beni grd," dedi. "Bunun iyi bir fikir olduundan emin misiniz?" "Tabii," dedi Kurt. "Belli ki Aarak buraya bizim peimizden gelmi; btn panayr arayacaktr." "Niye iini kolaylatnyoruz yleyse?" dedi Pol Teyze. "Kolaylatrmyoruz," dedi Kurt. "Aarak Brill'i daha nce de kullanmt Muros'ta, unuttun mu? Onu buraya getirmi, nk seni, beni, Durnik'i ve Garion'u tanyor - hatta Barak' ve pek'i bile tanyor olabilir. Hl orada m?" Garion adr kapsnn aralndan dar bir gz att. Pejmrde klkl adam karda, iki adr arasndaki dar sokakta saklanmt. "Orada," dedi. "Onu orada tutmalyz," dedi Kurt. "Sklp Aarak'a bizi bulduunu haber vermeye gitmesini engellemeliyiz." ipek Delvor'a bakt; ikisi birden glmeye baladlar. "Komik bir ey mi var?" dedi Barak kukuyla. "Bunu anlamak iin insann Drasniyal olmas lazm," dedi pek. Sonra Bay Kurt'a hayranlkla bakarak, "Bazen beni hayretler iinde brakyorsun eski dostum," dedi. Bay Kurt gz krpt. "Plannz hl anlayabilmi deilim," dedi Mandorallen. "Ben anlatabilir miyim?" diye sordu ipek Kurt'a. Sonra valyeye dnd. "yle olacak Mandorallen: Aarak Brill'in bizi bulacana gveniyor, ama biz Brill'i burada megul ettike, Aarak'a gidip bizi bulduunu haber vermesi gecikecek. Bylece Aarak'n gzlerini yakalam oluyoruz; bu da onu dezavantajl bir duruma dryor." "Ama bu mtecessis Sendar, cadn terk eder etmez peimize taklmayacak m?" dedi Mandorallen. "Panayrdan ayrldmzda Murgo-lar hemen peimizde olacak." "adrn arka duvar branda bezinden deil mi Mandorallen?" dedi ipek kibarca. "Keskin bir ban varsa istediin kadar kap aabilirsin." Delvor bu sz zerine hafife irkilerek iini ekti. "Gidip u Murgolan greyim," dedi sonra. "Belki onlar biraz daha geciktirebilirim."

"Durnik'le ben de seninle gelelim," dedi ipek dostuna. "Sen bir yARENDlYA

ne gidersin, biz de baka bir yne. Brill bizim peimize taklr, biz de onu buraya geri getiririz." Delvor ban sallad ve birlikte dar ktlar. "ileri gereksiz yere karmaklatrmyor muyuz?" diye sordu Barak eki bir suratla. "Brill Hettar' tanmyor. Hettar adrn arkasndan kp adamn arkasna dolasa ve srtna bir bak saplasa fena m olur? Sonra cesedini bir uvala koyar, Panayrdan ayrldktan sonra da bir hendee atarz." Kurt ban sallayarak, "Aarak onun kaybolduunu fark eder," dedi. "Onun Murgolara bu adrda olduumuzu sylemesini istiyorum. ansmz varsa, bizim gittiimizi fark edene kadar bir gn boyunca adrn kapsn kollayacaklardr." Bunu izleyen birka saat iinde grubun eitli yeleri, Brill'in dikkatini ekmek iin, birtakm bahanelerle adra girip kmaya baladlar. Garion hava karanrken dar ktnda, hi aldrmyormu havasndayd, ama Brill'in gzlerini zerinde hissetmek tylerini rpertiyordu. Delvor'un malzeme adnna giderek birka dakika bekledi. Garion karanlk malzeme adrnda beklerken, birka adr sras tedeki meyhane adrndan gelen sesler, Panayrn giderek artan sessizlii iinde mthi bir grlt gibi geldi ona. Sonunda derin bir nefes alarak dar kt. Bir kolunu sanki bir ey tayormu gibi kvrmt. Ana adra girerken "Buldum Durnik," diye seslendi. "Tuluata gerek yok canm," dedi Pol Teyze. "Doal grnmek istemitim," dedi Garion masum bir tavrla. Az sonra Delvor geri dnd ve dars tenhalap hava iyice kararana kadar scak adrda beklediler. Karanlk tamamen knce, Delvor'un hizmetkrlar adrn arkasndaki bir kesikten eyalar kardlar, ipek, Delvor ve Hettar onlarla birlikte Panayrn hemen dndaki ala gittiler. Dierleri ise Brill'i biraz daha oyalamak iin geride kald. Son bir artma yapmak amacyla Bay Kurt ve Barak adrdan kp Ulgoland'daki Prolgu'ya giden yolun durumu hakknda muhabbet ettiler. "ie yaramayabilir," dedi Kurt, kzl sal devle birlikte adra dndnde. "Aarak bizim Zedar'n izini takip ederek gneye gittiimizi biliyor; ama Brill ona Prolgu'ya gittiimizi sylerse, iki yolu da tutmak iin glerini blebilir." adra son bir kez gz atarak, "Pekl," dedi. "Haydi gidelim." adrn arkasndaki yrtktan birer birer szlerek yan sokaa ge102

BYCLER KRALiESi

tiler. Sonra, kendi iiyle uraan namuslu insanlar gibi, normal bir hzda yryerek ala gittiler. Birtakm adamlarn ark sylemekte olduu meyhane adrnn yanndan getiler. Sokaklar neredeyse bombotu ve akam rzgr adr ehrin iinde dolayor, bayraklarn dalgalandryordu. Panayrn d snrna vardklarnda, pek, Delvor ve Hettar' atlaryla beraber bekler buldular, "iyi anslar," dedi Delvor atlarna binerlerken. "Murgolan elimden geldii kadar oyalayacam." pek dostunun elini skt. "Gene de o kurun paralan nereden bulduunu bilmek isterdim." Delvor gz krpt. "Ne oluyor?" dedi Kurt. "Delvor'da kurundan baslp sonradan altn yaldzna bulanm Tolnedra paralan vard," dedi pek. "Bunlardan bir ksmn Murgola-nn adnna gizledi. Yann elinde birka sahte parayla lejyonerlere gidip Murgolan kalpazanlkla sulayacak. Lejyonerler Murgolarn adrn aradklarnda da dier sahte paralan bulacaklar." "Para Tolnedrallar iin ok nemlidir," dedi Barak. "Eer lejyo-nerler bu sahte paralar yznden fkelenirlerse, adam asmaya balayabilirler." Delvor yzn buruturdu. "ok yazk olur, deil mi?" Atlanna atlayp aldan anayola doru ilerlediler. Gece bulutluydu ve akla ktklarnda sert bir rzgr yzlerine arpt. Arkalann-da Panayr kocaman bir ehir gibi gecede ldyordu. Garion pelerini-

ne skca sannd. Dnyadaki herkes drt duvar arasnda ve scak bir atein bandayken bu rzgrl havada karanlk bir yolda olmak insana mthi bir yalnzlk hissi veriyordu. Sonra karanlk, engebeli Aren-diya ovasnn iinde bombo uzanan Byk Bat Yoluna vardlar ve tekrar gneye yneldiler.

DOKUZUNCU BLM

AFAKTAN az hce rzgr gene hzland; doudaki alak tepeler aydnlanmaya baladnda iyice sertlemiti. Garion yorgunluktan uyumu gibiydi ve zihni bir ryadaym gibi amaszca dolanp duruyordu. Solgun k arttka, yol arkadalarnn yzleri gzne yabanc grnmeye balad. Ara sra nereye, ne iin gittiklerini bile unutuyordu. Sanki kra, belirsiz bir yerlerden geip, bilinmedik bir yere giden, karanlk pelerinleri zerlerindeki alak ve kirli gkyz gibi rzgrda dalgalanan ask yzl yabanclar vard yannda. Birden aklna tuhaf bir fikir geldi. Belki de bu yabanclar onu karmlard ve onu gerek dostlarndan uzaa gtryorlard. Yol aldka bu fikir giderek glendi; Garion korkmaya balad. Birdenbire, sebepsiz yere atn evirdi ve gruptan aynlarak yol kysndaki ayrla dald. "Garion!" diye seslendi bir kadn arkasndan, ama o atn mah-muzlayarak engebeli ayrlkta daha da hzla kamaya devam etti. ilerinden biri peine dmt; siyah deriler giymi, kel kafasnn tepesindeki bir tek tutam sa rzgrda uuan korkun bir adam. Garion panik iinde atn mahmuzlayarak daha hzl kamaya alt, ama arkasndaki korkun svari aray hzla kapatarak dizginleri elinden ald. "Ne yapyorsun?" dedi sert bir sesle. Garion cevap veremeyerek adamn yzne bakakald. Sonra mavi pelerinli kadn yanlarna geldi; dierleri de hemen onun arkasndaydlar. Bir kadn iin fazla uzun boyluydu; yznde de souk ve zorba bir ifade vard. Salan siyaht ve alnnda beyaz bir tutam vard. Garion titremeye balad. Bu kadn onu korkutuyordu. "Attan in," diye emretti kadn.
104 105
BYCLER KRALiESi ARENDtYA

"Sakin ol Pol," dedi gm rengi sal ve kt suratl bir ihtiyar. Dev gibi, kzl sakall bir adam tehditkr bir tavrla yaklat. Gari-on korkudan titreyerek attan yere kayd.

"Buraya gel," diye emretti kadn. Garion sendeleyerek ona yaklat. "Elini ver," dedi kadn. Garion tereddtle elini uzatt; kadn bileini sert bir ekilde yakalad. Parmaklarn aarak avucundaki o her zaman nefret etmi olduu irkin lekeyi ortaya kard ve elini sandaki beyaz tutama dedirdi. "Pol Teyze," dedi Garion; kbus anszn bitmiti. Pol onu kucaklayarak uzun bir sre ylece tuttu. Tuhaftr ama Garion herkesin nndeki bu sevgi gsterisinden hi utanmamt. "Durum ciddi baba," dedi Pol, Bay Kurt'a. "Ne oldu Garion?" diye sordu Kurt sakin bir ifadeyle. "Bilmiyorum," dedi Garion. "Sanki hibirinizi tanmyordum; benim dmanmdnz sanki. Aklmdaki tek fikir sizden kap gerek dostlarmn yanna gitmekti." "Sana verdiim tlsm hl boynunda m?" "Evet." "Sana verdiimden beri hi kardn m?" "Bir kere sadece," dedi Garion. "Tolnedra konaklama yerinde banyo yaptm zaman." Kurt iini ekerek, "Onu karamazsn," dedi. "Hibir zaman, ne sebeple olursa olsun. kar bakaym onu tuniinin stne." Garion zerinde tuhaf bir desen olan gm madalyonu kard. ihtiyar kendi tuniinin altndan kendi madalyonunu kard. Madalyon ok parlakt ve zerinde neredeyse srayacakm gibi canl duran bir kurt resmi vard. Bir kolu hl Garion'un omuzunda olan Pol Teyze de elbisesinin gsnden benzer bir tlsm kard. Onun madalyonunda da bir bayku resmi vard. "Sa elinde tut onu canm," dedi Garion'un parmaklarn skca madalyonun zerine kapayarak. Sonra kendi madalyonunu sa eliyle tutarak, sol elini Garion'un madalyonu tutan elinin zerine koydu; Kurt da kendi tlsmn tutarak elini onlarn ellerinin zerine koydu. Garion'un avucu sanki tlsm canlym gibi karncalanmaya balad. Bay Kurt ve Pol Teyze uzun bir sre birbirlerine baktlar; Garion'un elindeki karncalanma birdenbire ok fazlalat. Zihni birden alr gibi oldu ve gzlerinin nnde garip eyler kprdamaya balad. ok yksek bir yerde daire biiminde bir oda grd. Odada bir ate yanyordu ama atete odun yoktu. Bir masada Bay Kurt'a benzeyen ama o olmad aka belli bir ihtiyar oturuyordu. Tam Garion' un yzne bakyordu, ama yznde yumuak, hatta sevgi dolu bir ifade vard. Anszn Garion'un iinden bu ihtiyara ynelik bir sevgi dalgas tat. Kurt, "Bu kadar yeter herhalde," diyerek Garion'un elini brakt. "Kimdi o ihtiyar?" diye sordu Garion. "Ustam," dedi Kurt. "Ne oldu?" diye sordu Durnik kaygl bir yzle. "Bu konuyu kapatalm daha iyi," dedi Pol Teyze. "Ate yakabilir misin? Kahvalt vakti." "u aalarn altna gidersek rzgrdan korunuruz," dedi Durnik. Hepsi atlarna atlayarak aalara doru gittiler. Yemekten sonra kk atein banda oturdular bir sre. Hepsi yorgundu ve kimsenin bu tantanac gnle baa kacak takati kalmamt. zellikle Garion tkenmi gibiydi; keke daha kk olsaydm da Pol Teyzenin yan banda otursaydm, hatta bam kucana koyup uykuya dalsaydm diye dnyordu. Bana gelen tuhaf ey kendini ok yalnz hissetmesine ve epeyce de korkmasna sebep olmutu. "Durnik," dedi, meraktan olduu kadar bu karamsar ruh halinden kurtulmak iin de. "Bu ne cins bir ku?" Parmayla gsterdi. "Kuzgun galiba," dedi Durnik balarnn zerinde dnen kua bakarak. "Bana da yle geldi," dedi Garion. "Ama kuzgunlar byle dnerek umaz ki." Durnik kalarn att. "Belki de yerdeki bir eyi kolluyordur."

"Ne kadar zamandr orada?" diye sordu Kurt gzlerini ksp kua bakarak. "ayrdan geerken grmtm ilk defa," dedi Garion. Bay Kurt Pol Teyzeye bir gz att. "Ne dersin?" Pol yamamakta olduu oraptan ban kaldrd. "Bir bakaym." Yznde tuhaf, aratran bir ifade belirdi. Garion o tuhaf karncalanmay yine hissetti. Birden o da zihniyle kua doru uzanmaya alt. "Garion," dedi Pol Teyze ona bakmadan. "Yapma."
106 BYCLER KRALiESi
ARENDlYA

107

Garion hemen, "zr dilerim," diyerek zihnini ait olduu yere geri ekti. Bay Kurt tuhaf bir ifadeyle ona bakarak gz krpt. "amdar," dedi Pol Teyze sknetle, inesini oraba takarak bir yana brakt. Sonra ayaa kalkarak mavi pelerinini bir yana frlatt. "Niyetin ne?" diye sordu Kurt. "Gidip sununla bir muhabbet edeyim," dedi Pol. Parmaklarn bir kuun peneleri gibi gerdi. "Yakalayamazsn," dedi Kurt. "Tylerin bu rzgra dayanamayacak kadar yumuak. Ama kolay var." htiyar gzleriyle gkyzn tarad. "Bak, urada." Batdaki tepelerin zerinde ancak grlebilen bir noktay gsterdi. "Sen yapsan daha iyi olur Pol; kularla aram pek iyi deildir." "Tabii baba," dedi Pol. Ufuktaki noktaya dikkatle bakmaya balad; Garion yeniden o karncalanmay duyunca, onun zihniyle ufka doru uzandn anlad. Nokta dnerek ykselmeye balad, sonra gzden kayboldu. Kuzgun stne saldran kartal son ana, kartaln peneleri ensesine inene kadar fark etmedi. Birden havada siyah tyler uumaya balad ve kuzgun, peinde kartal, korkuyla lk atarak uzaklat. "Eline salk Pol," dedi Kurt. "Bu onu biraz megul eder," dedi Pol glmseyerek. "yle bakma Durnik." Durnik az ak ona bakyordu. "Nasl yaptn bunu?" "Gerekten bilmek istiyor musun?" Durnik rpererek ban evirdi. "Galiba oyun bitti," dedi Kurt. "Tebdil-i kyafet faydasz. am-dar'n niyetinin ne olduundan emin deilim ama her admmz izleyecek belli ki. Silahlanp doruca Vo Mimbre'ye gitsek iyi olacak." "zin peini brakacak myz?" diye sordu Barak. "z gneye gidiyor," dedi Kurt. "Tolnedra'ya getikten sonra yeniden yakalayabilirim. Ama nce Kral Korodullin'le iki ift laf etmek istiyorum. Bilmesi gereken baz eyler var." "Korodullin mi?" dedi Durnik aknlkla. "Bu ilk Arendiya kralnn ad deil miydi? Birinin yle bir ey sylediini hatrlar gibiyim." "Btn Arendiya krallar Korodullin adn tar," dedi pek. "Btn kralielerin ad da Mayaserana'dr. Kraliyet ailesinin krall dalmaktan koruduu yanlsamasnn bir paras bu da. Mimbre ve Asturya soylarnn birletii hayalini korumak iin mmkn olduunca aile iinden evlenirler. Hepsi biraz hasta douyorlar bu yzden, ama ne yapsnlar. Arendiya politikas biraz gariptir." "Tamam pek," dedi Pol Teyze azarlarcasna. Mandorallen dnceliydi. "Attmz her admda peimizden eksik olmayan bu amdar, Grolim cemiyetinin mhim bir azas mdr?" "yle olmak istiyor," dedi Kurt. "Zedar ve Ctuchik, Torak'n mritleri; amdar da

mrit olmak istiyor. Aslnda Ctuchik'in casusuydu, ama bu durumu Grolim hiyerarisinde ykselmek iin kullanmak istiyor olabilir. Ctuchik ok yal ve btn zamann Rak Cthol'daki Torak tapnanda geiriyor. Belki de amdar baka birinin barahip olmas gerektiini dnyordur." "Torak'n gvdesi Rak Cthol'da m?" diye sordu pek hemen. Bay Kurt omuzlarn silkti. "Kimse bilmiyor, ama ben pek sanmyorum. Zedar onu Vo Mimbre sava meydanndan kardnda gtrp Ctuchik'e teslim etmemitir herhalde. Mallorya'da da olabilir, Cthol Murgos'un gneylerinde bir yerde de. Bilinmez." "Ama u anda bamza bela olan amdar," dedi pek. "Srekli hareket halinde olursak bela olamaz," dedi Kurt. leye doru kara bulutlar aralanmaya ve mavi gkyz grnmeye balad. Baharn ilk dokunuunu bekleyen slak ayrlarda gne n stunlar ar ar hareket ediyordu. Balarnda Mandorallen, hzl at srp alt fersah yol almlard. Sonunda burunlarndan buhar tten atlarn biraz dinlendirmek iin yavaladlar. "Vo Mimbre'ye ne kadar kald dede?" diye sordu Garion atn Bay Kurt'un yanna yanatrarak. "En az altm fersah," dedi Kurt. "Seksene yakn bile olabilir." "ok yol," dedi Garion eyerinin zerinde yer deitirerek. "Evet." "yle katm iin zgnm," dedi Garion. "Senin kabahatin deildi. amdar bizimle oyun oynuyordu." "Neden beni seti? Ayn eyi Durnik'e ya da Barak'a yapamaz myd?" Bay Kurt yzne bakt. "Sen daha gensin, etkiye daha aksn." "Gerek neden bu deil, deil mi?" dedi Garion sularcasna. "Hayr," dedi Kurt, "saylmaz. Ama bu da bir cevap ite." "Bu da bana sylemeyecein eylerden biri, deil mi?" "yle de denebilir," dedi Kurt sakin bir sesle.
108 BYCLER KRALiESi 109
ARENDtYA

Garion bir sre surat ast, ama Bay Kurt onun bu sulayc sessizliine aldrmaz grnerek atn srmeye devam etti. O gece tpk dierleri gibi sade, yeterli ve pahal bir Tolnedra konaklama yerinde kaldlar. Ertesi sabah rzgrda savrulan birka beyaz bulut paras dnda gkyz tamamen almt. Gnete hepsi kendilerini daha iyi hissettiler; hatta Ipek'le Barak yeniden birbirlerine taklmaya bile baladlar; Garion kuzey Arendiya'nn kasvetli gkyz altnda yolculuk ettikleri haftalar boyunca onlar hi byle grmemiti. Ancak Mandorallen o sabah hi konumuyordu; ilerledike yz daha da karard. elik zrhn karm, onun yerine rg bir zrh ve stne de armal, mavi bir cppe giymiti. Ba akt, kvrck salar rzgrda dalgalanyordu. Yakndaki bir tepedeki kasvetli ato, geerlerken ask yzl du-varlanyla onlara bakyordu. Mandorallen atoya bakmaktan kand ve yz daha da kederli bir hale geldi. Garion Mandorallen hakknda karar vermekte glk ekiyordu. Aklndan geenlerin ounlukla Lelldorin'in nyarglarndan etkilendiini kabullenecek kadar drstt. Mandorallen'den holanmak istemiyordu; ama Arendlerde sk sk grlen kasvetli ruh halleri, konumasnda kastl olarak kulland eski dil ve inanlmaz zgveni dnda, hoa gitmeyecek pek bir yan da yoktu adamn. atodan yarm fersah kadar ileride, alak meyilli bir tepede bir harabe vard Ortasnda yksek kemerli bir kap olan birka ykk stun boyunca uzanan bir duvardan ibaretti. Harabenin yaknlarnda bir yerde, koyu krmz pelerini rzgrda uuan bir kadn at stnde bekliyordu. Mandorallen tek kelime bile etmeden, hatta hi dnmeden atn evirerek

yoldan ayrld ve kadna doru tepe yukar ilerledi. Kadn onu yznde hibir aknlk ya da honutluk ifadesi olmadan izliyordu. "Nereye gidiyor?" dedi Barak. "Bir tand," dedi Bay Kurt ince bir alayla. "Bekleyecek miyiz?" "Bize sonra yetiir," dedi Kurt. Mandorallen atn kadnn yannda durdurarak yere atlad, eilerek selam verdi ve onun da atndan inmesine yardm etti. Sonra yan yana, birbirlerine dokunmadan ama ok yakn bir ekilde harabeye doru yrdler. Kemerli kapnn altnda durup konumaya baladlar. Harabenin ardnda bulutlar rzgrl gkyznde uuuyor, heyula gibi glgeleri Arendiya'nn kederli krlarna aldrmadan hzla geip gidiyordu. "Keke baka yoldan gitseydik," dedi Kurt. "Aklm neredeydi bilmem ki!" "Bir sorun mu var?" diye sordu Durnik. "Arendiya iin normal saylr," dedi Kurt. "Kabahat benim. Bazen genlerin bana neler gelebildiini unutuyorum." "Bilmece gibi konuma baba," dedi Pol Teyze. "ok huzursuz edici oluyor. Bilmemiz gereken bir ey mi?" Kurt omuzlarn silkerek, "Sr deil zaten," dedi. "Arendiya'nn yars biliyor. Bir nesil Arendiyal bakire bu yzden her gece gzya dkyor." "Baba," dedi Pol Teyze fkeyle. "Tamam, tamam," dedi Bay Kurt. "Mandorallen Garion'un yandayken ok umut vadeden bir delikanlyd; glyd, cesurdu, pek zeki deildi - iyi bir valyenin sahip olmas gereken btn zelliklere sahipti yani. Babas benden tavsiye istedi, ben de delikanlnn bir sure Vo Ebor Baronunun yannda kalmas iin gerekli artlar ayarladm. u gerideki onun atosu. Baronun mthi bir hreti vard ve Mandorallen'e gerekli eitimi verdi, ikisi baba oul gibi oldular, nk Baron ondan epeyce yalyd. Baron evlenene kadar her ey yolunda gidiyordu. Kars ondan ok genti, tam Mandorallen'le ayn yalardayd." "Ne olacan anladm galiba," dedi Durnik onaylamayan bir tavrla. "Tam yle deil," dedi Kurt. "Balayndan sonra Baron valyelik ilerine geri dnd; gen hanm da skntyla atoda dolanmaya balad. Tabii byle durumlarda her trl ilgin ey olabilir. Her neyse, Mandorallen ile gen hanm nce bakmaya, sonra konumaya baladlar. Bilirsiniz ite." "Byle eyler Sendarya'da da olur," dedi Durnik. "Ama biz buna burada olduundan baka bir isim veririz." Sesi eletireldi, hatta biraz alnm gibiydi. "Acele karar verme Durnik," dedi Kurt. "Bundan ileri gitmediler. Keke gitselerdi. Zina o kadar da ciddi bir ey deil, zamanla da insan sklr zaten. Ama ikisi de Baronu adna leke srlmesine tahamml

111 ARENDlYA 110 BYCLER KRALiESi

edemeyecek kadar ok sevip saydklar iin Mandorallen iler nn-dan kmadan atoyu terk etti. imdi ikisi de sessizce ac ekiyorlar. ok dokunakl, ama bana zaman israf gibi geliyor. Belki de yal olduum iindir." "Sen zaten herkesten daha yalsn baba," dedi Pol Teyze. "Bunu sylemen gerekmezdi Pol." pek ac bir alayla gld. "Harikulade dostumuzun bakasnn karsna k olacak kadar zevksiz olmasna sevindim. Onun o soyluluk havasndan sklmaya balamtm." Ufak tefek adamn ac, kendisiyle alay eden tavr, Garion'un Val

Alorn'da Kralie Porenn ile konutuklar srada fark ettii tavra ok benziyordu. "Baron biliyor mu peki?" dedi Durnik. "Tabii," diye cevap verdi Kurt. "iin o ksm Arendlerin iini en gcklayan taraf zaten. Bir keresinde ortalamadan daha aptal bir valye bu konuda bir aka yapmaya kalkt. Baron onu derhal delloya davet etti ve mzrayla tam ortasndan deti. O gnden beri kimse bu konuyu komik bulamyor." "Gene de utan verici," dedi Durnik. "Davranlar ok erefli Durnik," dedi Pol Teyze kesin bir tavrla. "Daha ileri gitmedii srece utanlacak bir ey yok bunda." "Namuslu insanlar byle bir eyin balamasna hi izin vermezdi," dedi Durnik. "Onu ikna edemezsin Durnik," dedi Bay Kurt. "Pol Wacune Arendleriyle birlikte yllarn geirdi. Onlar Mimbrelerden bile beterdirler bu konularda. Byle duygusal insanlarla uzun sre bir arada kalrsan sana da bular ister istemez. Neyse ki aklselimi tamamen k-relmedi bu yzden. Yalnzca arada bir hisli bir gen kz gibi davranyor. Eer byle anlarn grmezden gelirsen, hi sorun olmaz." "Ben vaktimi senden biraz daha faydal ilere harcadm baba," dedi Pol Teyze eki bir suratla. "Yanl hatrlamyorsam, sen o yllan Camaar'daki liman batakhanelerinde geirmitin. Sonra da kendine gelmek iin Maragorlu dk kadnlarla elenerek geirdiin bir dnem var. Eminim bu tecrbeler ahi ak anlayn ok geniletmitir." Bay Kurt huzursuz bir tavrla ksrerek baklarn kard. Arkalarnda Mandorallen atna atlayp tepeden aa drtnala inmeye balad. Kadn kemerli kapnn iinde, krmz pelerini rzgrda uuarak durmu, onun gidiini seyrediyordu. Yolda be gn geirdikten sonra, Tolnedra ile Arendiya arasndaki snn oluturan Arend Nehri'ne vardlar. Gneye gittike hava dzeldi; sabah vakti nehre inen tepeye vardklarnda neredeyse lk bile saylabilirdi. Gne prl pnl parlyordu; birka bulut paras da sabah melteminde savrulup gitmekteydi. " Vo Mimbre yolu tam burada sola aynlan yol," dedi Mandorallen. "Evet," dedi Kurt. "Nehir kysndaki aalkta duralm da insan iine kabilecek hale gelelim. Vo Mimbre'de grn ok nemlidir; oraya serseri klnda varmamz iyi olmaz." Kahverengi cppeli ve kukuletal kii kavakta balan nlerine eik, elleri ne uzanm duruyorlard. Bay Kurt atn dizginleyip yanlarna yaklat. Adamlarla ksaca konuarak her birine birer para verdi. "Kim bunlar?" diye sordu Garion. "Mar Terin keileri," dedi pek. "Gneydou Tolnedra'da, eskiden Maragor'un olduu yerde bulunan bir manastr," dedi pek. "Bu keiler l Marglann ruhlann rahatlatmaya alrlar." Bay Kurt dierlerine iaret edince, yol kenannda duran boynu bkk keiin yanndan geerek yollanna devam ettiler. "Son iki hafta iinde hibirMurgonun gemediini sylyorlar." "Onlara inanabilir miyiz sence?" dedi Hettar. "Muhtemelen. Bu keiler kimseye yalan sylemez." "O zaman soran herkese bizim getiimizi syleyeceklerdir," dedi Barak. Kurt ban sallad. "Kendilerine sorulan her soruya cevap verirler." "Kt bir alkanlk," diye homurdand Barak karanlk bir suratla. Bay Kurt omuzlarn silkerek onlar nehir kysndaki aalarn arasna gtrd. "Buras olur herhalde," dedi imenlik aklkta atndan inerken. Dierlerinin de atlanndan inmelerini bekledi. "Pekl," dedi sonra; "Vo Mimbre'ye gidiyoruz. Hepinizin dilinize hkim olmay renmeniz lazm. Mimbreler ok alngandr; en ufak bir sz bile hakaret olarak alglanabilir." "Bence Fulrach'n verdii beyaz cppeyi giymelisin baba," diye szn kesti Pol Teyze antalardan birini aarken. "Pol, ltfen," dedi Kurt. "Bir ey anlatmaya alyorum." "Seni duydular baba. Bazen laf ok uzatyorsun." Beyaz cppeyi karp inceledi.

112

"Daha dikkatli katlamalydn. Bak, knm." "Onu giymeye niyetim yok," dedi Kurt.

BYCLER KRALiESi

"Tabii ki giyeceksin baba," dedi Pol tatl bir sesle. "stersen bir-iki saat tartalm, ama sonunda ne de olsa giyeceksin. Niye zamandan ve gerginlikten tasarruf etmiyoruz?" "Ama ok sama sapan bir ey bu," diye szland Kurt. "Sama sapan olan ok ey var baba. Arendleri senden iyi tanyorum. Eer rolne uygun giyinirsen daha fazla sayg uyandrrsn. Man-dorallen, Hettar ve Barak zrhlarn giyecekler; Durnik, pek ve Garion da Fulrach'n onlara Sendarya'da verdii ceketleri giyerler. Ben mavi elbisemi giyeceim, sen de beyaz cppeni. O kadar." "Okadarm! Bana bak Polgara..." "Grlt etme baba," dedi Pol ilgilenmeden; Garion'un mavi eke- | tini incelemeye balamt. Kurt'un yz kararm, gzleri yuvalarndan urayacakm gibi olmutu. "Bir sorun mu var?" diye sordu Pol dik dik bakarak. Bay Kurt fazla stne varmamay tercih etti. "Sylendii kadar bilge bir kii," dedi pek. Bir saat sonra, gneli bir havada Vo Mimbre'ye doru yola ktlar. Tekrar zrhn giyen Mandorallen, mzrann ucuna takl mavi ve gm rengi bir bayrakla ba ekiyordu. Parlak rg zrhn ve krk pelerinini giymi olan Barak hemen onun arkasndayd. riyan erek, Pol Teyzenin srarlar zerine sakalndaki dmleri tarayarak dzeltmi, san bile yeniden rmt. Beyaz cppesi iindeki Bay Kurt eki bir suratla, kendi kendine homurdanarak at sryordu; hemen yanndaki Pol Teyze, krk bordrl ksa pelerini ve gr, kara salarn toplayan mavi, ssl sa bayla pek mazbut grnyordu. Garion ve Durnik ssl kyafetleri iinde son derece huzursuzdular, ama pek, ceketini ve siyah kadife apkasn mthi bir havayla tayordu. Hettar'n resmi grnmek uruna verdii tek taviz, tral kafasndaki tek sa tutamn balad deri eridin ucuna gm bir halka takmak olmutu. Yolda rastladklar serfler ve tek tuk valyeler, kenara ekilip onlara saygyla selam vermeye balamt. Hava scakt, yol dzgnd, atlar glyd. Akama doru Vo Mimbre kaplarna yukardan bakan alak meyilli tepeye varmlard bile.

ONUNCU BLM

MBRE ARENDLERlNIN EHRl prltl nehrin yannda bir da gibi ykseliyordu. Kaln, yksek duvarlar dev sava kuleleriyle doluydu ve duvarlarn gerisinde de kimi ince ve zarif, kimi dev gibi uzun kuleler, tepelerinde parlak bayraklaryla ykseliyor, akam gneinde altn gibi parlyordu. "te Vo Mimbre," dedi Mandorallen gururla. "ehirlerin kraliesi. Bu kayalklarda Angarak dalgalan krld, geri ekilip yeniden hcum etti, yeniden krld. Bu meydanda harap oldu Angaraklar. Aren-diya'nn ruhu ve gururu bu kalede ikamet eder; Karanlk Mahlukun kudreti ise bu duvarlardan ieri duhul edemez." "Daha nce de gelmitik buraya Mandorallen," dedi Bay Kurt eki bir suratla. "Kabalk etme baba," dedi Pol Teyze ihtiyara. Sonra Mandoral-len'e dnd ve Garion'u hayretler iinde brakan, daha nce hi duymad bir slupla konumaya balad. "valyem, eer ltfederseniz, bize kraln sarayna kadar refakat eder misiniz? Fevkalade acil bir mevzuda kralnzla istiarede bulunmamz iktiza etmektedir." Sanki bu eski, resmi dil onun iin son derece doalm gibi, hi rahatsz olmadan konuuyordu. "Cihandaki en kudretli valye olduunuzu bildiimizden, kendimizi sizin muhafazanza teslim ediyoruz." Mandorallen bir anlk aknl getikten sonra angrtyla atndan atlad ve nnde diz kt. "Leydi Polgara," dedi sayg, hatta huu ile titreyen bir sesle. "Emrinizi kabul ederek sizi emniyet iinde Kral Korodullin'in huzuruna karacama yemin ediyorum. Eer Kraln huzuruna kma hakknza kar kacak biri olursa, bu cehaletini hayatyla deyecektir." Pol Teyze ona cesaret verici bir tavrla glmsedi; bunun zerine Mandorallen yine mthi bir angrtyla atna atlad ve baa geerek
114 115
BYCLER KRALiESi ARENDlYA

atn resmi geit trsna kaldrd; duruundan her an savaa hazr olduu belli oluyordu. "Neler oluyor?" diye sordu Kurt. "Mandorallen'in zihnini megul edip dertlerini bir yana brakmas iin bir ie ihtiyac vard," dedi Pol. "Son birka gndr pek dertli grnyordu." ehre yaklatka, Garion duvarlarda Angarak mancnklarndan frlatlan koca kayalarn brakt izleri grmeye balad. Yksek sava kuleleri elik ulu ok yamurlaryla delik deik olmutu. ehre alan ta kap kemeri, duvarlarn ne kadar kaln olduunu ortaya koyuyordu; demir ereveli kapnn kendisi ise devasa boyutlardayd. Kemerli kapdan geerek ehrin dar, dolambal yollarna daldlar. Yolda rastladklar insanlar ounlukla sradan vatandalard ve onlar grnce hemen kenara ekiliyorlard. Kum rengi tunikler giyen adamlarn ve yamal elbiseli kadnlarn yzlerinde bo ve meraksz bir ifade vard. "Bizimle pek ilgilenmiyorlar galiba," dedi Garion, Durnik'e alak sesle. "Burada sradan insanlar ve eraf birbirleriyle de pek fazla ilgilenmiyor," dedi Durnik. "Yan yana yayorlar ama birbirlerini tanmyorlar. Belki de Arendiya'nn sorunu

budur." Garion ciddi ciddi ban sallad. Sradan insanlarn kaytszlna karlk, saraydaki soylular meraktan yanp tutuuyor gibiydiler. ehre girdikleri haberi dar sokaklardan hzla geip onlardan nce saraya ulam olsa gerek ki, sarayn pencere ve balkonlar renkli elbiseli insanlarla dolup tayordu. Sarayn nndeki geni meydana girdiklerinde, kapnn zerindeki siperden, uzun boylu, kara sal ve sakall, parlayan zrhnn zerine armal, siyah kadife bir cppe giymi bir valye, "Yava olunuz valyem," dedi Mandorallen'e. "Siperliinizi kaldrnz ki yznz grebileyim." Mandorallen kapal kapnn nnde hayretle duraklayarak, "Bu ne saygszlktr," dedi. "Btn cihann da bildii gibi, ben Vo Mandor Baronu Mandorallen'im. Kalkanmda armam grmyor musunuz?" "Herkes bir bakasnn armasn kullanabilir," dedi teki valye yukardan kstah bir tavrla. Mandorallen'in yz karard. "Bu cihanda benim suretimi taklide cesaret edebilecek kimsenin bulunmadn bilmiyor musunuz?" dedi tehditkr bir ses tonuyla. "valye Andorig," dedi siperdeki baka bir valye kara sal adama, "bu hakikaten valye Mandorallen. Kendisiyle geen yl byk turnuvada karlamtm. Bu karlama bana krk bir omuza ve kulaklarmda hl gemeyen bir nlamaya mal oldu." "Pekl," dedi valye Andorig, "madem ki siz yle sylyorsunuz valye Helbergin, onun hakikaten Vo Mandor'un pii olduunu kabul edeceim." "Bugnlerde bu adamn icabna bakman gerekecek galiba," dedi Barak, Mandorallen'in kulana. "yle grnyor," dedi Mandorallen. "Fakat yannzda getirdiiniz ve saraya girmeyi arzulayan bu ahslar da kim valye?" diye sordu valye Andorig. "Kaplar ne id belirsiz yabanclara aamam." Mandorallen atnn zerinde doruldu, "te!" dedi btn ehrin duyabilecei bir sesle. "Size ei bulunmaz bir eref getirdim. Saray kaplar ardna kadar alsn ve herkes hrmetle eilsin. Karnzda grdnz, lmsz ahsiyet, Byc Belgarath'n kutsal yzdr. Yanndaki de kz Leydi Polgara'nn ilahi suretidir. Vo Mimbre'ye Arendiya Kral ile eitli mevzularda mnazarada bulunmak zere terif ettiler." "Biraz abartmad m?" diye fsldad Garion, Pol Teyzeye. "dettendir canm," dedi Pol sknetle. "Arendlerle i yaparken dikkatlerini ekmek iin biraz abartl olmak gerekir." "Bunun Lord Belgarath olduunu size kim syledi?" dedi valye Andorig hafif bir alayla. "Ne id belirsiz bir serserinin nnde diz kmem ben." "Szmden phe mi ediyorsunuz valyem?" dedi Mandorallen tehdit dolu sakin bir sesle. "yle ise aaya gelip phenizi klcnzla bana gstermeyi arzular msnz? Yoksa kpek gibi bir sipere sinip sizden stn kiilere havlamay m tercih edersiniz?" "Bak bu harikayd ite," dedi Barak hayranlkla. Mandorallen iriyar adama dnerek srtt. "Bu i byle olmayacak," diye homurdand Bay Kurt. "Eer Koro-dullin'i grmek istiyorsak, bu pheci kiiye bir eyler ispat etmem gerekecek galiba." Yere atlayp atnn kuyruuna yolculuk esnasnda taklm bir p ald. Sonra meydann ortasna yryp parlak beyaz cppesiyle orada durdu. "valyem," diye seslendi Andorig'e yumu117 ARENDtYA

116

BYCLER K R A L i E S i

ak bir sesle, "gryorum ki tedbirli bir insansnz. Bu iyi bir haslet, ama ok da ileri gtrmemek gerek." "Ben ocuk deilim ihtiyar," dedi kara sal valye hakarete yaklaan bir ses tonuyla. "Ve ancak gzmle grdm eye inanrm." "Bu kadar az eye inanabilmek ok hazin olmal," dedi Kurt. Eilip elindeki p zemindeki byk granit talardan ikisinin arasna yerletirdi. Bir adm geri ekilerek elini pn zerine uzatt; yz artc derecede yumuakt. "Size bir iyilik edeceim valye Ando-rig," dedi. "imannz geri getireceim. Dikkatle izleyin." Sonra alak sesle bir tek kelime syledi; Garion ne dediini duyamad ama artk tand karncalanmay ve kulaklarndaki gmbrty hissetti. nce hibir ey olmam gibiydi. Sonra, aralarndaki minik dal paras kalnlap Bay Kurt'un eline doru uzamaya baladnda talar birbirinden ayrld. Byyen dal parasndan yeni dallar ayrlmaya baladnda, saray duvarlarndan hayret nidalar ykseldi. Kurt elini kaldrd, dal ona uyarak daha da byd, dallan drt bir yana yayld. Artk hl byyen taze bir aa olmutu. Dibindeki talardan biri keskin bir sesle atlad. Herkesin gz dehet iinde aaca dikilmiti ve meydanda mutlak bir sessizlik vard. Bay Kurt iki elini birden uzatarak avularn yukar evirdi. Yeniden bir ey syleyince, dallarn ular tomurcuklanmaya balad. Sonra aa birden pembe ve beyaz iekler at. "Elma, deil mi Pol?" diye sordu Kurt omuzunun stnden. "Galiba yle baba," dedi Pol. Kurt aacn gvdesine efkatle bir aplak att, sonra bembeyaz bir yzle, titreyerek diz km olan kara sal valyeye dnerek, "Eee, valye Andorig," dedi. "imdi neye inanyorsun?" Andorig boulur gibi bir sesle "Affedin beni Mukaddes Belga-rath," dedi. Bay Kurt dorularak sert bir sesle konumaya balad; o da bir sre nce Pol Teyzenin yapt gibi, kolaylkla Mimbre slubunun ll resmiliine geivermiti. "valyem, size bu aaca velayet etme vazifesini veriyorum. O burada sizin imannza ve itimadnza yeniden hayat vermek maksadyla yeerdi. Ona borcunuzu efkat ve ihtimamla bakarak deyeceksiniz. Vakti gelince meyva verecek ve siz o meyvay toplayp her arzu edene karlksz vereceksiniz. Her kim olursa olsun, hi kimsenin arzusunu reddetmeyeceksiniz. Aa nasl karlksz veriyorsa, siz de yle, karlksz vereceksiniz." "Eline salk," dedi Pol Teyze onaylayarak. Kurt ona dnerek gz krpt. "Emrinizi yerine getireceim Mukaddes Belgarath," dedi valye Andorig boulur gibi bir sesle. "Btn kalbimle." Bay Kurt yeniden atna binerken, "Hayatnda en azndan bir ie yarar bylece," diye mrldand. Baka tartma olmad. Saray kaps gcrdayarak ald ve hep birlikte avluya girerek atlarndan indiler. Mandorallen onlan diz km, kimi alayan, kimiyse Bay Kurt'un cppesine dokunabilmek iin elini uzatan soylularn arasnda geirdi. Onun peinden geni, duvarlar hallarla kapl koridorlardan yrdler. Kalabalk da onlan izliyordu. Taht salonunun kaps ald ve ieri girdiler. Arendiya taht salonu byk, kubbeli, duvarlannda yksek oymal stunlar olan bir salondu. Stunlann arasnda uzun ve dar, renkli camdan pencereleri vard; pencerelerden szlen k salonu mcevherlerle kapl gibi bir havaya sokmutu. Zemin cilal mermerdi ve salonun te ucunda, hal kapl ta bir ykseltinin zerinde, arkasnda ar, mor perdelerle Arendiya'nn ifte taht duruyordu. Perde kapl duvarda, Arendiya kraliyet ailesinin yirmi nesillik tarihine ait dev gibi antika silahlar aslyd. nsan boyundan byk mzraklar, grzler ve dev gibi kllar, oktan unutulmu krallarn sava bayraklarnn arasna dizilmiti. Arendiya Kral Korodullin, altn ilemeli mor bir kaftan giymi, hastalkl grnen

119 118

gen bir adamd; kocaman altn tac kafasna ar geliyormu gibi duruyordu. Yanndaki tahtta soluk benizli, gzel kraliesi oturuyordu. Bay Kurt ve evresindeki kalabalk tahtn nndeki geni basamaklara yaklarken beraberce merakla onu izlediler. "Kralm," dedi Mandorallen bir dizi zerine merek, "huzurunuza Aldur'un mridi, zamann bandan beri Bat Krallklannn mesnedi olan Mukaddes Belgarath' getirdim." "Kim olduumu bilir o Mandorallen," dedi Bay Kurt. ne kp hafife eilerek selam verdi. "Selam size Korodullin ve Mayaserana," dedi kralla kralieye. "Daha nce tanma frsatmz olmad iin zgnm." "Merref olduk Mukaddes Belgarath," dedi gen kral zayf grnmnden hi umulmayacak gl bir sesle. "Babam sizden ok bahsederdi," dedi kralie, "iyi dosttuk kendisiyle," dedi Kurt. "Size kzm Polgara'y tant-

ARENDlYA BYCLER KRALiESi

mama izin verin." "Hanmefendi," dedi kral saygl bir selam vererek. "Btn cihan kudretinizden bahseder, ama gzelliinizden bahsetmeyi unutmular." "Sizinle iyi anlaacaz," dedi Pol Teyze scak bir glmsemeyle. "Cihan kadnlarnn ieini grmek kalbimi stt," dedi kralie. Pol Teyze kralieye dnceli dnceli bakt. Sonra, "Seninle konumamz gerek Mayaserana," dedi; "zel olarak ve en ksa zamanda." Kralie hayretler iinde kalmt. Bay Kurt dierlerini de tek tek tantt, hepsi gen kral eilerek selamladlar. "Hogeldiniz saygdeer kiiler," dedi Korodullin. "Fakir saraym sizin gibi asillerin mevcudiyetiyle erefyab oldu." "Fazla vaktimiz yok Korodullin," dedi Bay Kurt. "Arendiya saraynn nezaketi ve zarafeti dillere destandr. Sarayn ssleyen bu gzel konumalar ksa keserek seni ve kralieni zmek istemem, ama sana zel olarak vermem gereken haberlerim var. ok acil." "yleyse emrinizdeyim," dedi kral tahtndan kalkarak. "Bizi affediniz dostlarm," dedi evrede toplaan soylulara, "fakat kraliyet ailemizin kadim dostunun sadece bizim duymamz istedii acil baz malumat varm. Bir mddet iin sizi terk etmemize izin veriniz. Az sonra dneriz." "Polgara," dedi Bay Kurt. "Sen git baba," dedi Pol. "Benim imdi Mayaserana ile ok nemli bir ey konumam lazm." "Daha sonra olamaz m?" "Hayr baba, olamaz." Sonra kralienin koluna girdi ve birlikte salonu terk ettiler. Bay Kurt bir sre onlar gzleriyle izledi, sonra omuzlarn silkerek o da Korodullin'le birlikte taht salonundan kt. Salondaki soylular arasnda akn bir sessizlik hkm sryordu. "ok yakksz," dedi beyaz sakall ihtiyar bir soylu. "Mecburi bir acele Lordum," dedi Mandorallen. "Saygdeer Bel-garath'n da syledii gibi, vazifemiz Bat Krallklarnn hayatta kalmas iin ok mhim. Kadim Dmanmz yeniden ortaya kabilir. Korkarm Mimbre valyeleri tekrar devasa bir harbin ykn tamak mecburiyetinde kalacaklar." "yleyse haberi getirenin diline salk," dedi beyaz sal ihtiyar. "Ben de son muharebemi grdm ve yatamda ecelimle leceimi zannediyordum. Chaldan'a kranlar olsun ki sadece seksen yandaym ve gcm kuvvetim yerinde." Garion tek bana salonun bir kesine ekilip kafasn megul eden sorunla

121

cebellemeye koyuldu. Olaylar, kendisini sevimsiz grevine hazrlamasna frsat brakmadan onu Kral Korodullin'in sarayna getirmiti. Hazrlanan komployu krala aklayaca konusunda Lelldorin'e sz vermiti, ama ie nasl balamas gerektii konusunda en kk bir fikri bile yoktu. Arendiya saraynn abartl resmiyeti gzn korkutmutu. Buras Kral Anheg'in Val Alorn'daki kaba saba ama yumuak bal sarayna, ya da Kral Fulrach'n Sendar'daki aile yuvas havasndaki sarayna hi benzemiyordu. Buras Vo Mimbre idi ve Asturyal ateli genlerin bu uuk plann, erek'teki Jarvik Kontunun komplosunu aklad gibi, ylesine syleyivermesi sz konusu bile deildi. erek'teki olay hatrlamak onu birdenbire iddetle sarsalad. O zamanki durum da u andakine o kadar benziyordu ki, hepsi karmak bir oyunun hamleleri gibi grnd gzne. Tahta zerindeki hamleler neredeyse zdeti; stelik iki keresinde de, bir kraln ldrlmesi ve bir kralln kmesi anlamna gelen son kritik hamleyi karlamak Garion'a dmt. Kendini tuhaf bir biimde gsz hissetti; sanki ezelden beri sren bir oyunun devasa tahtas zerinde, yz olmayan iki oyuncunun ayn ekilde hareket ettirdii piyonlardan biriymi, btn hayat onlarn ellerindeymi gibi. Ne yapmas gerektii konusunda kuku yoktu. Ama oyuncular bunu nasl yapaca konusunu ona brakmlard sanki. Bir saat sonra Kral Korodullin yannda Bay Kurt ile taht salonuna dndnde sarslm grnyordu ve yz ifadesini glkle kontrol ediyordu. "Affnz rica edirim asilzadeler," dedi, "fakat kt haberler aldm. Ancak arzu ederseniz u anda dertlerimizi bir yana brakp bu tarihi ziyareti tesid edelim. algclar arn, ziyafet hazrlansn." Kapnn yanlarnda bir kprdama oldu ve arkasnda zrhl, kslm gzleri etraf pheyle szen, elleri liderlerinin yoluna kabilecek kiilere meydan okurcasna kllarnn kabzasn kavram alt Mimbre valyesiyle, siyah cppeli bir adam ieri girdi. Adam yaklanca Garion eik gzlerini ve yaral yanaklarn fark etti. Bu bir Murgoydu. Barak, Hettar'n kolunu skca yakalad. Murgo belli ki alelacele giyinmiti ve taht odasna kotururken nefes nefese kalmt. "Hametmeap," dedi Korodullin'e nefes nefese
120 BYCLER KRALi ESi

eilip selam vererek. "Saraynza misafirlerin geldiinden yeni haberim oldu; kendilerini kralm Taur Urgas adna selamlamak iin hemen huzurunuza geldim." Korodullin yznde souk bir ifadeyle, "Sizi davet ettiimi hatrlamyorum, Nacak," dedi. "Demek korktuuma uradm," dedi Murgo. "Bu gelenler halkm hakknda kt eyler syleyerek Arendiya ve Cthol Murgos krallklar arasndaki dostluu bozmaya almlar. Byle iftiralara bana bir cevap hakk bile tanmadan kulak astnz grmek beni teessre bodu. Adaletiniz bu mu yce Kralm?" "Kim bu?" dedi Bay Kurt, Korodullin'e. "Nacak," dedi kral, "Cthol Murgos elisi. Tantrmam ister misiniz Kadim Kii?" "Gerek yok," dedi Bay Kurt kasvetli bir ifadeyle. "Hayattaki btn Murgolar beni tanr. Cthol Murgos'ta anneler ocuklarn benim admla korkuturlar." "Ama ben ocuk deilim ihtiyar," dedi Nacak. "Senden korkmuyorum." "Bu ok vahim bir hata olabilir," dedi pek. Murgonun ad Garion'un yzne bir darbe gibi inmiti. Lelldorin' le arkadalarn kandran adamn yzne baktnda, oyuncularn gene talarn son, kritik konuma doru srdklerini ve kimin kazanp kimin kaybedecei sorusunun tamamen kendisine kalm olduunu fark etti.

"Krala ne yalanlar syledin?" diye soruyordu Nacak, Bay Kurt'a. "Yalan deil Nacak," dedi Kurt. "Sadece hakikat. Fazlasna gerek yok." "Protesto ediyorum Hametmeap," dedi Nacak, krala. "Son derece iddetle protesto ediyorum. Btn dnya bu adamn halkmdan nefret ettiini bilir. Onun sizi kandrmasna nasl izin verirsiniz?" "Ssl konumay unuttu bu defa," dedi ipek srtarak. "Heyecanland tabii," dedi Barak. "Murgolar heyecanlannca sakar olurlar. Kt huylarndan biri bu da." "Alornlar!" dedi Nacak tkrr gibi. "Haklsn Murgo," dedi Barak souk bir sesle. Hettar'n kolunu hl brakmamt. Nacak onlara bakt, sonra Hettar' grnce gzleri irileti. Algarn nefret dolu bak karsnda geri ekildi ve alt valye etrafnda bir
ARENDYA

ember oluturdu. "Hametmeap," diye inledi, "Bu adam Algaryal Hettar'dr, herkesin tand bir katil. Onu tutuklamanz talep ediyorum." "Talep mi ediyorsunuz Nacak?" dedi kral gznde tehditkr bir parltyla. "Benim saraymda benden taleplerde mi bulunuyorsunuz?" "Affedin beni Hametmeap," dedi Nacak hemen. "Bu hayvan grmek beni yle rahatsz etti ki ne diyeceimi ardm." "Akln varsa buradan gidersin Nacak," dedi Bay Kurt. "Bir Murgonun bu kadar ok Alornun yannda yalnz olmas iyi bir fikir deil. Bu artlar altnda eitli kazalarn olduu sk sk grlmtr." "Dede," dedi Garion aceleyle. Sebebini bilmiyordu ama konumasnn tam zaman olduunu hissetmiti, Naak'n bu salondan ayrlmasna izin vermemeliydi. Yz olmayan oyuncular son hamlelerini yapmlard ve oyun burada bitmeliydi. "Dede," dedi tekrar. "Sana sylemem gereken bir ey var." "imdi olmaz Garion." Kurt hl dik dik Murgoya bakyordu. "Ama nemli bu dede. ok nemli." Bay Kurt ters bir cevap verecekmi gibi dnd, ama o anda taht salonunda baka hi kimsenin gremedii bir ey grm gibi gzleri aknlkla ald. "Pekl Garion," dedi garip, alak bir sesle. "Syle bakalm." "Baz kiiler Arendiya Kraln ldrmeyi planlyor. Nacak da onlardan biri." Garion bunlar istediinden daha yksek sesle syledii iin, taht salonuna derin bir sessizlik kt. Naak'n yz bembeyaz oldu, eli klcnn kabzasna gitti, sonra donup kald. Garion dev cssesiyle Barak'm ve siyah deri giysilerinin iinde lm gibi korkun grnen Hettar'n hemen arkasnda durduunu fark etti. Nacak geri ekilerek elik zrhl valyelerine iaret etti. Hemen, elleri silahlarnda, onun evresinde koruyucu bir halka oluturdular. "Burada kalp bu iftiralar dinleyecek deilim," dedi Murgo. "Henz ekilmeniz iin izin vermedim size Nacak," dedi Korodullin soukkanl bir tavrla. "Bir sre daha burada kalmanz arzuluyorum." Gen kraln sert baklar Murgonun yzne dikilmiti. Sonra Garion'a dnd. "Bu mevzuyu biraz daha aydnlatn ltfen delikanl. Rahat rahat konuun ve kimsenin size mani olacandan korkmayn." Garion derin bir nefes alarak dikkatle sze balad. "Btn ayrntlar bilmiyorum Hametmeap," dedi. "Zaten kazayla rendim."
122
123

ARENDYA

BYCLER KRALiESi

"Ne biliyorsanz onu syleyin," dedi kral. "Bildiim kadaryla Hametmeap, gelecek yaz Vo Astur'a giderken birtakm kiiler yolda size saldrp ldrmeye alacaklar." "Asturyal hainlerdir mutlaka," dedi kr sal bir soylu. "Onlar kendilerine yurtsever diyorlar," dedi Garion. "Tabii yle diyecekler," dedi soylu alayla. "Byle teebbslere ainayz," dedi kral. "Gerekli tedbirleri alrz bu defa da. Verdiiniz bilgi iin teekkrler." "Ama hepsi bu kadar deil Hametmeap," dedi Garion. "Bu saldrganlar Tolnedra lejyoneri klnda olacaklar." pek bir slk ald. "Niyetleri soylularnz Tolnedrahlar tarafndan ldrldnze inandrmak," diye devam etti Garion. "Bu kiiler Mimbre'nin hemen imparatorlua sava aacana inanyorlar, o zaman da hemen lejyo-nerler lkeye girecekler. Herkes savaa karnca da, Asturya'nn Arendiya tahtna tabi olmadn ilan edecekler. Btn Asturya'nn da bu noktada onlarn peine taklacana inanyorlar." "Anladm," dedi kral dnceli bir ifadeyle. "yi bir plan, ama heyecanl Asturyal kardelerimizden beklenmeyecek kadar incelikli. Fakat Taur Urgas'n elisinin bu ihanetle alakasnn ne olduunu sy-lemediniz." "Plan kuran o Hametmeap. Btn ayrntlar o planlad ve Tolnedra niformalar alp adam toplamalar iin gerekli paray da o verdi." "Yalan!" diye haykrd Nacak. Kral, "Cevap verme frsatnz olacak Nacak," diyerek tekrar Gari-on'a dnd. "Bu meseleyi biraz daha inceleyelim. Bu malumat nasl edindiniz?" "Syleyemem Hametmeap," dedi Garion skntyla. "Sz verdim. Bu iin iinde olanlardan biri dostluunu ispatlamak iin bunlar bana syledi. Bana ne kadar gvendiini gstermek iin hayatn ellerime teslim etti. Ona ihanet edemem." "Sadakatiniz ne kadar erefli biri olduunuzu gsteriyor gen Garion," dedi kral onaylayarak. "Fakat Murgo elisine tevcih ettiiniz su son derece ciddi. Verdiiniz sz bozmadan ispat yoluna gidemez misiniz?" Garion aresizce ban sallad. "Bu ok ciddi bir mevzu Hametmeap," dedi Nacak. "Ben Taur Urgas'n ahsi temsilcisiyim. Bu yalanc pi kurusu ise Belgarath'n bir yarat ve bu sama sapan, mesnetsiz hikye de belli ki beni lekelemek ve Arendiya ile Cthol Murgos'un arasn amak iin uydurulmu. Bu itham karlksz kalamaz. ocuk ya bu hayali komplocularn adlann versin, ya da yalan sylediini itiraf etsin." "Sz vermi Nacak," dedi kral. "O onun iddias Hametmeap," dedi Nacak tslayarak. "Onu bir imtihandan geirelim bakalm, ikence masasnda bir saat geirirse daha ak konuabilir." "kenceyle elde edilen itiraflara pek itimadm yoktur," dedi Korodullin. "Eer Hametmeap msaade ederse," dedi Mandorallen araya girerek, "belki de bu meselenin halledilmesine yardmc olabilirim." Garion dehetle valyeye bakt. Mandorallen Lelldorin'i tanyordu ve gerei tahmin etmesi hi de g deildi. Ayrca Mandorallen bir Mimbre idi ve Korodullin de onun kralyd. Bu konuda ses karmamak iin bir nedeni olmad gibi, konumak vazifesiydi de. "valye Mandorallen," dedi kral ciddi bir ifadeyle. "Hakikate ve vazifelerinize olan sadakatinizi cmle lem bilir. Acaba siz bu komplocularn hviyetini biliyor musunuz?" Soru bir an ylesine havada asl kald. "Hayr Kralm," dedi Mandorallen kesin bir tavrla. "Ama Gari-on'un doru szl

125 124

ve drst bir delikanl olduunu biliyorum ve ona kefil oluyorum." "Bu ispat saylmaz," dedi Nacak. "Ben de yalan sylediini iddia ediyorum. imdi ne yapacaz?" "Bu delikanl benim dostumdur," dedi Mandorallen. "Onun yeminini bozmasna arac olamam, nk onun erefi benimki kadar kymetli. Fakat kanunumuza gre, ispat mmkn olmayan bir mevzu, silahlarn imtihanyla karara balanabilir. Ben bu delikanlnn fedaisi olacam. Bu insanlarn nnde Naak'n hainin biri olduunu ve bakalaryla birleerek kralm ldrmeye kalktn ilan ediyorum." elik eldivenini karp yere frlatt. Eldivenin cilal taa arpmasyla kan ses gkgrlts gibiydi. "Eldivenimi al Murgo," dedi Mandorallen souk bir tavrla. "Veya dalkavuun olan valyelerden biri senin yerine alsn. hanetini seninle veya fedainle dverek ispatlayacam." Nacak nce yerdeki zrhl eldivene, sonra da karsnda dikilmi onu sulayan valyeye bo bo bakt. Sinirle dudaklarn yalad ve
BYCLER K R A L i E S i

etrafna baknd. Mandorallen dnda salonda bulunan Mimbre soylularndan hibiri silahl deildi. Murgonun gzleri aresizlikle ksld. "ldrn unu!" diye hrlad etrafndaki zrhl adamlara. valyeler hayret ve kukuyla durakladlar. "ldrn!" diye emretti Nacak. "Cann alana bin altn!" Bunu duyan alt valyenin yz ifadesizleti. Hep birden kllarn ekerek daldlar ve kalkanlarn kaldrarak Mandorallen'e yaklamaya baladlar. Yollarndan kamaya alan soylulardan ve hanmlardan korku lklar ykseldi. "Bu nasl bir ihanettir?" dedi Mandorallen. "Bu Murgoya ve altnlarna olan aknz, kraln huzurunda silah ekilmesini yasaklayan kanunu da m unutturdu size? tndirin kllarnz." Ama valyeler onu dinlemeden ilerlemeye devam ettiler. "Kendinizi mdafaa edin valye Mandorallen," dedi Korodullin tahtndan dorularak. "Silah ekmenize msaade ediyorum." Ancak Barak harekete gemiti bile. Mandorallen'in taht salonuna gelirken kalkann almadn fark eden kzl sakall dev, tahtn yanndaki duvardaki silahlar arasndan kocaman, iki elle kullanlan geni bir kl seerek, "Mandorallen!" diye haykrd ve dev klc ta zeminde sektirerek ayaklarna doru frlatt. Mandorallen zrhl ayayla klca basarak durdurdu ve eilip eline ald. Mandorallen bir seksenlik klc kaldrdnda, yaklaan valyelerin yzndeki gven ifadesi azalr gibi oldu. Barak yznde mthi bir srtla, belinin bir yanndan klcn, br yanndan da sava baltasn ekti. Hettar kvnk klcn aadan uzatarak, zrhlan iinde zor hareket eden valyelerin evresinde kedi gibi dolanyordu. Garion hi dnmeden elini klcna att, ama Bay Kurt'un eli bileini kavrad, ihtiyar, "Sen karma," diyerek onu kavga alanndan uzaklatrd. Mandorallen'in ilk darbesi valyelerden birinin aceleyle kaldrd kalkana indi ve zrhnn zerine armal krmz cppe giyen valyenin kolunu krarak onu tangr tungur metre kadar teye savurdu. Barak iriyan bir valyenin darbesini baltasyla savuturarak kendi ar klcn adamn kalkanna indirmeye balad. Hettar ise yeil emaye zrhl bir valye ile kedi fareyle oynar gibi oynuyor, hasmnn sakil darbelerini kolayca savuturarak klcyla yzndeki siperlie uzanyordu. arpan kllarn elik sesi Korodullin'in taht salonunu doldurARENDlYA

mutu ve ortalkta kvlcmlar uuuyordu. Mandorallen karsna kan ikinci adam da mthi darbelerle geriletti, iki elle tuttuu dev klc geni bir yay izerek

127

savurduunda, kl karsndaki valyenin kalkannn altndan geti ve zrhn yararak vcudunu yanya kadar kesti. Adam bir lk att ve yarasndan kanlar boanarak yere yld. Barak'n sava baltasnn tersi iriyan valyenin miferinin bir yanna inerek ieri grd ve adam olduu yerde dnerek yere devrildi. Hettar rakibine bir armaca daha yaptktan sonra, klcn siperliinden ieri daldnverdi. Kl beynine giren valye kaskat kesildi. Kavga cilal zeminde bir oraya bir buraya giderken, soylular ve hanmlar da ezilmemek iin dvenlerin yolundan kayorlard. Nacak ise valyelerinin gzlerinin nnde bir bir yok edilmesini dehet dolu gzlerle seyretmekteydi. Derken birdenbire dnerek kamaya balad. "Kayor!" diye haykrd Garion; ama Hettar peine taklmt bile. Naak'n yolunu kesmek iin koarken soylular ve hanmlar korkun suratnn ve kanl klcnn nnde lk la, il yavrusu gibi dalyorlard. Murgo salonun te tarafna varmt ki, uzun admlarla koan Hettar kalabal yararak kapnn nne dikiliverdi. Eli bir dehet lyla klcn knndan syrd. Garion adama bir an iin, tuhaf bir biimde acdn hissetti. Murgo klcn kaldrmaya alrken, Hettar klcnn yass yzn bir kam gibi kullanarak adamn iki omuzuna iki darbe indirdi. Nacak uyuan kollarn ban korumak iin kaldrrken, Hettar'n klc aa indi. Sonra Algar, yznde ciddi bir ifade ve zarif bir hareketle, Murgoyu tam karnndan iledi. Garion klcn Naak'n srtndan yukanya meylederek ktn grd. Eli inleyerek klcn drd ve iki eliyle Hettar'n bileini kavrad, ama atmaca suratl Algar, hi tereddt etmeden eri klcn evirmeye balad. Nacak inliyor ve korkun ihtilalarla kvranyordu. Sonra elleri Hettar'n bileinden zld ve dizleri boald. Gargara yapar gibi bir sesle, Hettar'n klcndan synlarak geri devrildi kald.

ARENDlYA

ON B R N C BLM

AAK'IN OLUMUNUN ARDINDAN, taht odasnda bir anlk sessizlik oldu. Sonra Naak'n korumalarndan ayakta kalan iki valye, silahlarn kanlar iinde kalm olan zemine mthi bir grltyle frlattlar. Mandorallen siperliini kaldrp tahta dnerek, "Kralm," dedi saygyla. "Naak'n ihaneti silahlarn imtihanyla ispatlanmtr."

"Hakikat bu," dedi kral. "Tek zntm bu mevzuda ziyadesiyle gayretli davranp, bu ihanetin nerelere kadar uzandn renme imknmz da elimizden alm olmanzdr." "Bana gelenler renildiinde, kurduu komplo da yok olur gider," dedi Bay Kurt. "Muhtemeldir," dedi kral. "Fakat bu iin peine dp ihanetin sadece Naak'a m ait olduunu, yoksa Taur Urgas'a kadar da m uzandn bilmeyi arzulardm." Dnceli bir tavrla kalarn att, sonra kafasndan birtakm karamsar dnceleri kovmak ister gibi ban sallad. "Arendiya size borludur, Kadim Belgarath. Cesur dostlarnz oktan unutulmu olmas gereken bir savan yeniden alevlenmesine mani oldular." zntyle kanl zemindeki cesetlere bakt. "Taht salonum muharebe meydanna dnd. Arendiya'nn laneti buraya kadar uzanyor demek ki." iini ekerek, "Salon temizlensin," diye emretti, sonra bu temizlik iine ahit olmamak iin ban evirdi. ller kaldrlp cilal ta zemindeki kanlar temizlenirken, soylular ve hanmlar fsldamaya balamlard bile. Barak baltasnn azn silerken, "iyi dvt," dedi. "Size borluyum Lord Barak," dedi Mandorallen ciddi bir yzle. "Yardmnz tam vaktinde geldi." Barak omuzlarn silkti. "Gerekeni yaptm." Yznde karanlk bir memnuniyet ifadesi olan Hettar da yanlarna geldi. "Naak'n iini iyi bitirdin," dedi Barak takdirle. "Bu konuda tecrbeliyim," dedi Hettar. "Murgolar nedense dvrken hep ayn hatay yapyorlar. Eitimlerinde bir eksiklik olmal." "Ne yazk deil mi?" dedi Barak hi inandrc olmayan bir acmayla. Garion onlardan ayrlp bir keye ekildi. Mantksz olduunu bilmesine ramen, ahit olduu katliamdan kendisini sorumlu tutuyordu. Tm bu lmler ve kan onun szleri yznden olmutu. Azn amasayd, u anda lm olanlar sa olacakt. Syledikleri her ne kadar hakl ve gerekli olsa da, vicdan azabndan bir trl kurtulam-yordu. Dostlaryla konumaya korkuyordu. Pol Teyzeyle konumay ise her eyden ok istiyordu, ama o henz taht salonuna dnmemiti. Bu yzden vicdanyla tek bana hesaplamak zorundayd. Taht salonunun gney duvarndaki stunlarn arasndaki bir girintiye ekilerek kara kara dnmeye balamt ki, kendisinden bir-iki ya kadar byk grnen bir kz, kzl, kolal elbisesini hrdatarak yanna doru szld. Kzn koyu renk, neredeyse siyah salar ve bembeyaz bir teni vard. Elbisesinin gs epeyce akt, o yzden Garion kz yanna yaklarken gzlerini nereye evireceine bir trl karar veremedi. "Size btn Arendiya namna kranlarm takdim etmek istiyorum Lord Garion," dedi kz fsldar gibi bir sesle. Sesi Garion'un hibirini anlayamad bir sr duyguyla dolup tayordu. "Murgonun komplosunu tam vaktinde ortaya karmanz, hkmdarmzn hayatn kurtard." Bu szler Garion'un biraz iini stt. "Ben fazla bir ey yapmadm Leydim," dedi pek inandrc olmayan bir tevazuyla. "Dvenler dostlanmd." "Ama o korkun komployu aa karan sizin cesur ifaatnzd," dedi kz. "Ve ismini ifa etmediiniz o kt yola dm dostunuzu korumak iin gsterdiiniz asalet, btn bakirelerin dilinde imdi." "Bakire" kelimesi Garion'un baa kamayaca kadar ard. K-zararak bocalamaya balad. "Siz lmsz Belgarath'n torunu deil misiniz soylu Garion?" "Akrabalmz biraz daha uzak. Ama kolaylk olsun diye yle diyoruz." "Ama onun soyundan geliyorsunuz, deil mi?" diye srar etti kz
128

BYCLER K R A L i E S i

meneke gzlerinde bir prltyla. "yle olduunu sylyor."

"Sakn Leydi Polgara da anneniz olmasn?" "Teyzem saylr." "Bu da ok yakn bir akrabalk," dedi kz scak bir sesle, Garion'un elini tutarak. "Cihandaki en asil kana sahipsiniz. Bir nianlnz var m acaba?" Garion kulaklarna kadar kzarp gzlerini krptrmaya balad. "Hey Garion," diye grledi Mandorallen, tam bu sakil durumun ortasna dalarak. "Sizi aryordum. Bize biraz izin verebilir misiniz Kontes?" Gen hanm Mandorallen'e zehirli bir bak frlatt, ama valye gl eliyle Garion'u uzaklatrmaya balamt bile. "Tekrar grrz Lord Garion," dedi kz arkasndan. "Umarm, Leydim," dedi Garion omuzunun stnden. Sonra Man-dorallen'le birlikte taht salonunun ortasndaki soylular kalabalna kartlar. "Teekkr ederim Mandorallen," dedi Garion sonunda, biraz zorlanarak. "Ne iin delikanl?" "Krala Naak'tan sz ettiimde kimi koruduumu biliyordun, deil mi?" "Tabii," dedi valye biraz aldrmaz bir tavrla. "Krala syleyebilirdin; hatta sylemek grevindi, deil mi?" "Ama siz yemin etmitiniz." "Sen etmemitin ama." "Siz benim dostumsunuz delikanl. Sizin yemininiz beni sizin kadar balar. Bunu bilmiyor muydunuz?" Bu szler Garion'u artt. Arend ahlaknn bu incelikleri ona ok yabancyd. "Bu yzden de benim yerime dvtn ha?" Mandorallen rahat bir tavrla glerek, "Tabii," dedi, "ama unu itiraf etmeliyim ki Garion, sizin fedainiz olma konusundaki hevesimin sebebi yalnzca dostluk deildi. Bu Nacak denilen Murgodan nefret ediyordum ve kiralk adamlarnn kstahl da houma gitmiyordu. Sizin fedainiz olma ihtiyac domadan nce de zaten dvmeye meyilliydim. Belki de bana bu imkn saladnz iin size ben teekkr etmeliyim." "Seni hi anlamyorum Mandorallen," dedi Garion. "Bazen hayat129 ARENDlYA

ta tandm en karmak insan olduunu dnyorum." "Ben mi?" dedi Mandorallen hayretle. "Ben cihandaki en basit insanm." Sonra etrafna baknd ve hafife Garion'a doru eilerek, "Kontes Vasrana ile konuurken szlerinize dikkat etmenizi tavsiye ederim," dedi. "Sizi bu yzden bir kenara ektim." "Kiminle?" "Biraz nce konutuunuz gzel gen bayanla. Kendisini bu krallktaki en gzel hanm olarak gryor ve kendisine layk bir koca aryor." "Koca m?" dedi Garion kekeleyerek. "yi bir av saylrsnz delikanl. Belgarath ile akrabalnz sayesinde son derece asil kabul ediliyorsunuz. Kontes iin mthi bir baar olur bu." "Koca m?" diye tekrarlad Garion dizleri titreyerek. "Ben mi?" "Puslu Sendarya'da iler nasl cereyan ediyor bilmiyorum," dedi Mandorallen. "Fakat Arendiya'da evlilik ana gelmi saylrsnz. Szlerinize dikkat edin delikanl. Eer bir asil yle grmek isterse, en masum lafnz bile bir vaat olarak kabul edilebilir." Garion yutkunarak korkuyla etrafna baknd ve saklanmak iin elinden geleni yapmaya balad. Sinirleri yeni oklar kaldracak halde deildi. Ancak Kontes Vasrana'nn iyi bir avc olduu da belli oluyordu. Mthi bir kararllkla Garion'un izini srp, alev alev yanan gzleri ve inip kalkan gsyle onu baka bir girintide kstrmay baard. "imdi muhabbetimize kaldmz yerden devam edebiliriz Lord Garion," diye mrldand.

Pol Teyze yannda etrafa glckler saan Kralie Mayaserana ile taht salonuna girdiinde, Garion aka kamay planlyordu. Mandorallen yanna yaklap bir eyler syleyince, Pol Teyze hemen meneke gzl kontesin Garion'u esir tuttuu keye doru ilerledi. "Garion, canm," dedi yanlarna vardnda. "la vaktin geldi." "la m?" dedi Garion kafas karm bir halde. "Ne unutkan ocuk," dedi Pol kontese. "Heyecandan unuttu herhalde, ama iksiri gnde kere almazsa deliliin geri geleceini ok iyi bilir o da." "Delilik mi?" dedi Kontes Vasrana irkilerek. "Ailenin laneti," diye iini ekti Pol Teyze. "Btn erkek ocuklarda vardr. ksir bir sre iin etkili oluyor, ama geici ne yazk ki. Bu
130 BYCLER KRALiESi

gnlerde sabrl ve fedakr bir hanm bulmamz gerek; bylece beyni tamamen erimeye balamadan evlenip ocuk sahibi olabilir. Ondan sonra da tabii zavall kars hayatnn sonuna kadar ona bakmak zorunda kalacak." Gen kontese onu tartar gibi bakarak, "Dndm de," dedi, "acaba bekr msnz? Uygun yata grnyorsunuz da." Uzanp Vasrana'nn kolunu tuttu. "Hem gzel hem de gl," dedi takdirle. "Babam Lord Belgarath ile bu konuyu hemen greceim." Kontes irilemi gzlerle geri geri gitmeye balad. "Gitmeyin," dedi Pol Teyze. "Krizin balamasna daha be-on dakika var." Kz ortadan yok oldu. "Ban belaya sokmadan duramaz msn?" dedi Pol Teyze Gari-on'a, kolundan tutup uzaklatrrken. "Ama ben azm bile amadm," diye itiraz etti Garion. Az kulaklarna varan Mandorallen de yanlanna geldi. "Avc kontesimizin muhasarasn yarmsnz bakyorum Leydim. Daha srarc olacan sanyordum." "Ona kafasn yoraca bir sorun kardm. Evlilik hevesi hemen kreldi." "Kraliemizle hangi mevzuda grtnz?" diye sordu Mandorallen. "Senelerdir tebessm ettiini grmemitik." "Bir kadn meselesi. Anlayacan sanmyorum." "Daima dk yapmas meselesi mi?" "Arendlerin kendilerini ilgilendirmeyen konularda dedikodu yapmaktan baka ii yok mudur? Mahrem sorular soracana neden gidip bir kavga daha karmyorsun?" "Bu hepimizin alakasna mucip bir mevzu Leydim," dedi Mandorallen. "Eer kraliemiz bir veliaht dourmaz ise, bir hanedan sava kabilir. O zaman btn Arendiya kan ve atee boulur." "Ate olmayacak Mandorallen. Neyse ki zamannda yetitim, ucu ucuna da olsa. K gelmeden bir veliahtnz olacak." "Bu nasl mmkn olabilir?" "Btn ayrntlar anlatmam ister misin?" dedi Pol keskin bir tavrla. "Erkeklerin ocuk dourmann mekanizmasn pek bilmek istemediklerini mahade ettim hayatm boyunca." Mandorallen yavaa kzararak,"Siz yle diyorsanz yledir Leydi Polgara," dedi aceleyle. "ok sevindim."
131
ARENDlYA

"Gidip kralma bu haberi vermem lazm," dedi Mandorallen. "Sizin kendi iinize bakmanz lazm valye Mandorallen. Kralie Korodullin'e bilmesi gereken kadarn kendi syler. Neden gidip zrhn parlatmyorsun? Mezbahadan km gibisin bu halinle." Mandorallen kpkrmz bir yzle selam vererek uzaklat. "Erkekler!" dedi Pol o uzaklarken. Sonra Garion'a dnd. "Duyduuma gre gene bir eyler kartrmsn."

"Kral uyarmak zorundaydm," dedi Garion. "Bu tr ilere karmak konusunda mthi bir dehaya sahipsin. Niye bana ya da dedene sylemedin?" "Kimseye sylemeyeceime sz vermitim." "Garion," dedi Pol sert bir tavrla, "bu artlar altnda sr tutmak ok tehlikeli bir ey. Lelldorin'in sana syledii eyin nemli olduunu biliyordun, deil mi?" "Lelldorin olduunu kim syledi?" Pol ezici bir bak frlatarak, "Garion, canm," dedi, "sakn beni aptal sanma hatasna dme, olur mu?" "yle demedim," diye bocalad Garion. "Yani yle sanmadm. Ben... Pol Teyze, kimseye sylemeyeceime dair sz vermitim." Pol iini ekti. "Seni hemen Arendiya'dan karmamz lazm. Buras mantna zarar veriyor. Bir daha byle tantanal bir aklama yapacan zaman, nce bana bir tlat, olur mu?" "Peki efendim," diye mrldand Garion utanarak. "Garion, Garion, ne yapacam seni ben?" Sonra Pol glerek kolunu Garion'un omuzuna att ve her ey yoluna girdi. Akam olaysz geti. Ziyafet skcyd; her Arendiyal soylunun Bay Kurt ve Pol Teyze erefine kadeh kaldrrken att ssl ve resmi nutuklar ise bitmek bilmiyordu. Ge yattlar. Garion rahatsz uyudu ve ryasnda ateli kontesin onu usuz bucaksz, ieklerle ssl koridorlarda kovaladn grd. Sabah erken uyandlar; kahvaltdan sonra Pol Teyze ve Bay Kurt, kral ve kralieyle tekrar zel olarak grtler. Kontes Vasrana'dan korkusu hl gememi olan Garion ise Mandorallen'in yanndan ayrlmad. Bana gelebilecek bu tr baka bir olayda, Mimbre valyesinin ona en fazla yardm dokunabilecek kii olduuna inanmt. Taht odasnn nndeki holde beklerken, elik zrhnn zerine armal mavi cppesini giymi olan Mandorallen btn duvar kaplayan bir halda resmedilen hikyeyi aklyordu. 133
ARENDlYA

132

BYCLER KRALiESi

leye doru, Bay Kurt'un hayatn elma aacna bakmaya vakfetmesini emrettii siyah sal valye Andorig, gelip Mandorallen'i buldu. "valyem," dedi saygyla, "Vo Ebor Baronu ve ei kuzeyden geldiler. Sizi sordular ve beni de sizi bulmakla vazifelendirdiler." "ok naziksiniz valye Andorig," dedi Mandorallen, oturduu sradan ayaa frlayarak. "Kibarlk size yakyor." Andorig iini ekti. "Heyhat, her zaman byle deildim. Btn geceyi Mukaddes Belgarath'n bana teslim ettii mucizevi aacn banda nbet tutarak geirdim. Bu suretle btn hayatm hakknda teffek-krde bulunma imknm oldu. Pek hayranlk duyulacak biri olamamm her zaman. Ama imdi pimanlk getirip kusurlarm telafi etmeye kararlym." Mandorallen tek kelime etmeden valyenin elini skt ve onun peine taklarak uzun bir koridordan ziyaretilerin bekledii odaya doru ilerledi. Gnein aydnlatt odaya girene kadar, Garion, Baron Vo Ebor' un karsnn Mandorallen'in Byk Bat Yolunun kysndaki rzgrl tepede konutuu kadn olduunu hatrlayamamt. Baron sana ve sakalna ak dm, armal yeil bir cppe giyen, salam yapl bir adamd. Derine batm gzlerinde byk bir hznn izleri vard. "Mandorallen," dedi gen valyeyi sevgiyle kucaklayarak. "Bu kadar uzun bir mddet bizi mevcudiyetinizden mahrum brakmanz ok ayp." "Vazife, Lordum," dedi Mandorallen zayf bir sesle. "Gel Nerina," dedi baron karsna. "Sen de dostumuzu selamla."

Barones Nerina kocasndan ok genti. Upuzun siyah salar vard ve gl rengi bir elbise giymiti. Gzel olmasna gzeldi, ama Garion Arendiya saraynda onun kadar gzel en az be-alt kadn grdn dnd. "Sevgili Mandorallen," dedi Nerina, valyeyi mazbut bir ekilde iki yanandan hafife perek. "Sizi zledik." "Vo Ebor'dan ayr kaldm iin dnya bana ssz grnyor Leydim." valye Andorig saygyla selam vererek uzaklanca, Garion sakil bir halde kapnn aznda kalverdi. "Yannzdaki bu yakkl delikanl da kimdir olum?" diye sordu baron. "Sendaryal bir delikanl," dedi Mandorallen. "Ad Garion. O ve muhtelif baka kiilerle tehlikeli bir maceraya atldk." "Olumun dostunu muhabbetle selamlarm," dedi baron. Garion eilerek selam verdi, ama zihni hzla alarak yanlarndan ayrlmak iin bir bahane aryordu. Durum o kadar mahcubiyet vericiydi ki, bir an daha orada kalmak istemiyordu. "Kral grmek mecburiyetindeyim," dedi baron. "Ananeler ve nezaket kurallar, saraya varr varmaz huzuruna kmam gerektirir. Ben dnene kadar burada kalp baronesime kavalyelik eder misiniz Mandorallen?" "Tabii Lordum." "Sizi kraln teyzem ve dedemle toplant yapt salona gtreyim efendim," diye nerdi Garion hemen. "Olmaz evlat," dedi baron. "Sizin de burada kalmanz gerek. Karmn ve en sevgili dostumun sadakatinden phem olmasa da, eer burada yalnz kalrlarsa boboaz kimseler hemen dedikoduya balar. Namuslu kimselerin bu nevi dedikodulara ve iftiralara mesnet vermemesi gerekir." "yleyse kalaym efendim," dedi Garion. "ok iyi evlat," dedi baron. Sonra yznde kasvetli bir ifadeyle odadan ayrld. "Oturmaz mydnz Leydim?" dedi Mandorallen Nerina'ya, pencerenin yanndaki oymal bir koltuu gstererek. "Oturaym," dedi Nerina. "Seyahatimiz yorucu geti." "Vo Ebor'dan buras uzun bir mesafe," dedi Mandorallen baka bir koltua oturarak. "Lordum ve siz yollan nasl buldunuz?" "Seyahati keyifli hale getirecek kadar kurumamlar henz," dedi Nerina. Uzun uzun yollardan ve havadan konutular; birbirlerinden uzak tlmyorlard, ama ak kapnn nnden geen birinin yanl bir yorum yapmasna izin verecek kadar da yakn deildiler. Ancak gzleri ok daha mahrem bir konuma yrtyordu. Garion utan iinde bir pencereden dar bakyor, bir yandan da ak kapy kolluyordu. Konuma ilerledike giderek daha sk suskunluklar olmaya balad; her ac dolu sessizlikte Garion iin iin Mandorallen'in ya da Leydi Nerina'nn umutsuz aklarnn iddetine dayanamayp bir kelime, bir cmle ile o ad konulmam snr amalarndan, eref ve kontroln yerle bir olup hayatlarn faciaya evirmesinden korkuyordu. Ama bir yandan, o kelime ya da cmle her neyse onu sylemelerini, aklarnn 134
BYCLER KRALiESi

kinci Ksm

TOLNEDRA

ksa bir sre iin de olsa alevlenmesini istemiyor da deildi. O sessiz, gnein aydnlatt odada, Garion kk ama nemli bir yol azndan geti. Lelldorin'in dncesiz keskinliine uyarak Man-dorallen'e kar oluturduu nyarg, paralanp gitti. Onlara ok yakn hissetti kendini, acma deil -acmay kabul etmezlerdi mutlaka-daha ziyade efkat duygusuyla doldu. Daha da nemlisi, her ne kadar fedakrca da olsa, Arendiya'nn saysz yzyldr yaad trajedinin temeli olan o eref ve mthi gurur duygularn anlamaya balad. Daha bir yarm saat kadar Mandorallen ve Leydi Nerina, hemen hemen hi konumadan, gzleri birbirinin iinde kaybolmu, ylece oturdular; Garion da gzleri dolu dolu bir halde onlara gzclk etti. Sonra Durnik gelerek Pol Teyze ile Bay Kurt'un yola kmak iin hazrlandklarn haber verdi.

ON KNC BLM

IRK ZIRHLI VALYE ve Kral Korodullin eliinde ehirden ktklarnda, Vo Mimbre'nin burlarndan onlar selamlayan pirin borularn sesi ykseldi. Garion geriye bir gz attnda, kemerli kapnn zerindeki duvarda Leydi Nerina'y grr gibi oldu, ama bundan emin olamad. Leydi el sallamad, Mandorallen de arkasna bakmad. Gene de Garion, Vo Mmb-re gzden kaybolana kadar nefesini tuttu. kindi vakti, parlak gne nehir sulan zerinde ltlar saarken, Arend Nehri'nden Tolnedra'ya geen sla vardlar. Gkyz masmaviydi ve refakati valyelerin mzraklarna takl bayraklar rzgrda rpmyordu. Garion'un iinde nehri bir an nce geip Arend-ya'y ve orada olan korkun eyleri geride brakmak iin mthi bir acele neredeyse dayanlmaz bir zorunluluk duygusu vard. "Selam ve salcakla kal Mukaddes Belgarath," dedi Korodullin suyun kysnda. "Tavsiyene uyup hazrlkl olacam. Arendya harbe hazr olacak. Hayatm zerine yemin ederim." "Ben de seni zaman zaman gelimelerden haberdar edenm, dedi ^'Kranmdaki Murgolann faaliyetlerini de nazar dikkate alaca-m " dedi Korodullin. "Eer sylediklerin hakikatse, ki bundan phem yok, hepsini Arendiya'dan kovacam. Hepsini tek tek yakalayp smrd edeceim. Tebaamn arasna nifak soktuklar iin yaadklarna piman olacaklar; balan beladan kurtulmayacak." Kurt sntt. "Bu fikir houma gitti. Murgolar kaba insanlardr; arada bir can derdine derlerse, biraz tevazu renirler." Uzanp kraln elini skt. "Hoa kal Korodullin. Umarm bir daha karlatmzda dnya daha mutlu bir yer olur."
B

139 TOLNEDRA 138

"Bunun iin duacym," dedi gen kral.

BY CLER KRALiESi

Bay Kurt baa geip atn sln kprdaan sularna srd. Nehrin te yakasnda Tolnedra imparatorluu onlar bekliyordu; arkalarnda kalan valyeler borulanyla mthi bir yaygara kopardlar. Nehrin te yannda karaya ktklarnda, Garion etrafna baknp, arazinin biiminde ya da bitki rtsnde Arendiya ile Tolnedra'y ayrabilecek bir zellik aradysa da bulamad, insanlarn snrlarna aldrmayan toprak, deimeden akp gidiyordu. Nehirden yarm mil kadar uzaklatklarnda, denizden doudaki dalarn eteklerine kadar uzanan bakml bir alan olan Vordue Ormanna girdiler. Aalarn altna girer girmez durup yol kyafetlerini giydiler. "Bence tccar rol yapmaya devam edelim," dedi Bay Kurt. Yamal, pas rengi tuniini ve iki teki birbirini tutmayan ayakkablarn giyince rahatlamt. "Grolimleri aldatamayz tabii, ama yolda rastladmz Tolnedrallar phelendirmeyiz en azndan. Grolimlerle de baka trl hesaplarz." "Tatan bir iz var m?" diye grledi Barak ay krk pelerinini ve miferini bir antaya koyarken. "Bir-iki ipucu var," dedi Kurt etrafa baknarak. "Bana kalrsa Ze-dar bir-iki hafta nce buradan gemi." "Pek yaklaamyoruz galiba," dedi pek deri yeleini giyerken. "Aray da amyoruz ama. Gidelim mi?" Tekrar atlarna bindiler ve akam gneinde, ormann tam ortasndan geen Tolnedra anayolu boyunca yollarna devam ettiler. Bir fersah kadar yol almlard ki, yol kysnda dikilmi duran alak, beyaz badanal ve krmz daml tek bir binann bulunduu bir akla vardlar. Etrafta askerler aylak aylak dolayordu; ama bu askerlerin niformalar ve silahlan, Garion'un daha nce grd lejyonerlerinki kadar bakml deildi. "Gmrk memurluu," dedi ipek. "Tolnedrallar meru kaakla engel olmamak iin bunlar snrdan epey ieride kuruyorlar." "Bu lejyonerler ok hrpani," dedi Durnik onaylamayan bir tavrla. "Onlar lejyoner deil," dedi ipek. "Gmrk askerleri, yerel birlikler y ani. Arada byk fark var." "Belli oluyor," dedi Durnik. Pasl bir gslk giymi bir asker, elinde ksa bir mzrakla yollarna karak elini kaldrd ve bkkn bir sesle, "Gmrk muayene," dedi. "Ekselanslar biraz sonra sizinle ilgilenecek. Atlarnza uraya ekebilirsiniz." Binann yanndaki bir avluyu gsterdi. "Bir mesele zuhur etmesi ihtimali var m?" diye sordu Mandoral-len. valye zrhn karm, yolluk rg zrhn ve pelerinini giymiti. "Hayr," dedi ipek. "Gmrk memuru birka soru soracak, sonra rvetimizi verip yola devam edeceiz." "Rvet mi?" dedi Durnik. "Tabii," diye omuzlarn silkti ipek. "Tolnedra'da iler byle yrr. Brakn ben konuaym. Daha nce de yaptm bu gibi eyleri." Pas rengi kemerli bir kaftan gitmi, iri yapl, kel bir adam olan gmrk memuru ta binadan kp stndeki ekmek krntlarn sp-rerek yanlarna geldi. Profesyonel bir tavrla, "iyi gnler," dedi. "iyi gnler Ekselanslar," dedi ipek hafife eilerek. "Nelerimiz var bakalm?" diye sordu memur atlara yklenmi antalar bir gz atarak. "Adm Radek, Boktorluyum," dedi ipek. "Tol Honeth'e Sendar ynlleri gtren

141 TOLNEDRA

Drasniyal bir tccarm." antalardan birinin azn aarak gri ynl bir kuman ucunu gsterdi. "anslsn tccar efendi," dedi memur kuma elleyerek. "Bu yl k souk oldu, ynn fiyat ykseldi." Birtakm paralarn el deitirmesinden doan ngrt sesi duyuldu; sonra gmrk memuru glmsedi ve rahatlayarak, "Bence btn antalar amamza gerek yok," dedi. "erefli bir kii olduunuzdan kukum yok sayn Radek. Sizi yolunuzdan alkoymayaym." ipek tekrar selam verdi ve antalar kapatrken, "Yol hakknda bilmem gereken bir ey var m Ekselanslar?" diye sordu. "Gmrk servisinin tavsiyelerine ok deer veririm de." "Yol iyi," dedi memur omuz silkerek. "Lejyonerlerin ii bu." "Tabii. Olaan d bir vaziyet var m?" "Gneye giderken yolda kimselere bulamasanz iyi olur," dedi iri yapl adam. "Bu aralar Tolnedra'da politik durum kark. Ama korkmayn, kendi iinize bakarsanz, banza bir ey gelmez." "Kark m?" dedi ipek biraz kayglanarak. "Bundan haberim yoktu." "Tahta kimin geecei sorunu. Durum biraz belirsiz de." "Ran Borune hasta m?" diye sordu ipek aknlkla. "Hayr," dedi iri kym adam, "yalnzca yal. Bu da tedavisi olmayan bir hastalk. Yerine geecek bir olu olmad iin, Borune Hanedan onun son nefesiyle sona erecek. Byk aileler manevralara ba-

140

BYCLER KRALiESi

lad bile. Tabii ok pahal manevralar bunlar; iin iine para girince de Tolnedrallar ok sinirli olur." pek gld. "Hepimiz yle deil miyiz? Belki de baz evrelerle imdiden iyi ilikiler kurmak faydal olabilir. u anda en iyi durumda hangi aile var?" "Bence biz biraz ndeyiz," dedi memur kibirli bir edaya. "Siz hangisi oluyorsunuz?" "Vordue ailesi. Annem tarafndan uzak akraba oluyorum onlarla. Tol Vordue'l Grandk Kador imparatorluk iin tek mantkl tercih." "Tandm sanmyorum," dedi pek. "Mkemmel bir adam," dedi memur cokuyla. "Gl, enerjik ve ngr sahibi. Eer tercih erdeme gre yaplsayd, Grandk Kador oybirliiyle seilirdi. Ama maalesef seim Danmanlar Konseyine ait." "Yaa!" "Yaa!" dedi memur fkeyle. "Konsey yelerinden bazlarnn istedii rvetin miktarna inanamazsnz kymetli Radek." "Ama bu da hayatta bir kere ele geebilecek bir frsat," dedi pek. "Kimsenin namuslu, makul bir rvet alma hakkna kar deilim," dedi iri kym memur, "ama konsey yelerinden bazlarnn hrstan gz dnm. Yeni ynetimde alacam grev ne olursa olsun, u ana kadar dediim rvetleri karmam yllar srecek. Tolnedra'nn her tarafnda durum ayn. Namuslu insanlar vergiler ve bu acil durum demeleri yznden keye kstrlm durumda. inde adnzn olmad bir listenin yksek yerlere gitmesine izin veremezsiniz. Ama her gn yeni bir liste kyor. Masraf herkesi ileden karm durumda. Tol Honeth sokaklarnda insanlar birbirlerini ldryor." "Durum o kadar kt ha?" dedi pek. "Aklnz hayaliniz almaz," dedi gmrk. "Horb ailesinin politik bir kampanya yrtecek kadar paras yok, o yzden konsey yelerini zehirlemeye baladlar. Biz

milyonlar harcayp bir oy satn alyoruz, ertesi gn satn aldmz adam morarm bir suratla dp oluveriyor. O zaman yerine geen adam satn almak iin yeniden milyonlar toplamamz gerekiyor. Bu iler beni mahvetti. Benim sinirlerim politikaya dayanmyor." "ok korkun," dedi pek anlayla. "Ah, Ran Borune bir an nce lse..." dedi Tolnedral ackl bir tavrla. "u anda kontrol bizde, ama Honeth ailesinin daha ok paras var. Eer bir tek aday evresinde birleebilirlerse, taht altmzdan ekip alverirler. Bu arada da Ran Borune saraynda oturup 'kzm1 dedii o kk canavarla eleiyor; etrafnda o kadar ok muhafz var ki, en cesur katili bile ona suikaste kalkmaya ikna edemiyoruz. Bazen sonsuza kadar yaayacakm gibi geliyor bana." "Sabrl olun Ekselans," dedi pek. "Ne kadar ac ekersek, mkfatmz o kadar byk olur." Tolnedral iini ekti. "Demek ki bir gn ok zengin olacam. Ama ben sizin ok vaktinizi aldm kymetli Radek. Yolunuz ak, ynlerinizin fiyatnn artmas iin de Tol Honeth'te havalar souk olsun." pek eilerek resmi bir selam verdi, sonra atna atlayarak grubun nne geti; hafif bir trsla gmrk binasndan uzaklatlar. Binadan sesleri duyulmayacak kadar uzaklatklarnda, "Tolnedra'y zlemiim," dedi sansar suratl ufak tefek adam cokuyla. "Sahtekrlk, rvet ve entrikann kokusuna baylyorum." "Sen kt bir adamsn pek," dedi Barak. "Buras da tam bir lam ukuru." "Tabii ki yle," dedi pek glerek. "Ama hi skc deil, Barak. Tolnedra asla skc deildir." Akamst bakml bir Tolnedra kyne vardlar ve geceyi yemekleri iyi, yataklar temiz, salam, bakml bir handa geirdiler. Sabah erken kalktlar; kahvaltdan sonra hann avlusundan kp, gn doumundan hemen nceki o tuhaf, gmi kta, ta deli sokakta ilerlemeye baladlar. "Dzgn bir yer," dedi Durnik, etrafndaki krmz kiremit atl beyaz ta evleri onaylayan bir tavrla szerek. "Her ey temiz ve dzenli grnyor." "Tolnedra zihniyetinin bir yansmas," dedi Bay Kurt. "Ayrntya ok dikkat ederler." "Kt bir huy deil," dedi Durnik. Bay Kurt tam ona cevap verecekti ki, glgeli bir yan sokaktan kahverengi cppeli iki adam frlad. "Dikkat edin!" diye haykrd arkadan gelen. "Akln kard." nden koan adam elleriyle ban tutuyordu ve yz szlerle anlatlamaz bir dehetle kaslmt. Deli doruca stlerine doru gelince, Garion'un at korkarak aha kalkt; Garion, gzleri yuvalarndan uram meczuptan korumak iin sa eliyle adam itti. Eli adamn an143 142 BYCLER KRALiESi

ima deer demez, elinde ve kolunda bir kanncalanma hissetti, sanki kolu anszn korkun bir g kazanm gibi bir histi bu; kulaklar mthi bir uultuyla doldu. Meczubun gzleri donup kald ve adam sanki Garion ona mthi bir darbe indirmi gibi kaldrm talarna yld. Barak hemen atn Garion'la yerde yatan adamn arasna srerek, nefes nefese yanlarna yetien dier adama "Neler oluyor burada?" diye sordu. "Mar Terrin'den geliyoruz," dedi adam. "Birader Obor hayaletlere dayanamayarak ldrd; ben de onu akl bana gelinceye kadar evine getirmek iin izin aldm." Yerdeki adamn yanna diz kerek, "Bu kadar sert vurmak zorunda deildiniz," dedi sularcasna. "Vurmadm ki," dedi Garion. "Sadece dokundum. Bayld herhal-1 de." "Nasl vurmamsn," dedi kei. "Yzndeki ize bak." Baygn adamn alnnda irkin, krmz bir iz vard. "Garion," dedi Pol Teyze, "hi soru sormadan dediklerimi aynen yapabilir misin?"

Garion ban sallad. "Yapabilirim herhalde." "Atndan in. Yerde yatan adamn yanna git, sa avucunu alnna dedir. Sonra ona vurduun iin zr dile." "Tehlikeli olmadndan emin misin Polgara?" dedi Barak. "Eminim. Dediimi yap Garion." Garion adamn yanna tereddtle yaklat ve avucunu irkin ilie dedirerek "zr dilerim," dedi. "Umarm hemen iyileirsin." Kolunda yine bir karncalanma oldu, ama bu seferki farklyd. Meczubun gzleri ald ve gzlerini krptrd. "Neredeyim?" diye sordu. "Ne oldu?" Sesi gayet normaldi ve alnndaki iz kaybolmutu. "Her ey yolunda," dedi Garion, ama niye byle dediini bilmiyordu. "Hastaydn ama iyiletin artk." "Haydi gel Garion," dedi Pol Teyze. "Gerisiyle arkada ilgilenebilir." Garion kafas iyice karm bir halde atna dnd. "Mucize!" diye haykrd dier kei. "Yok canm," dedi Pol Teyze. "Darbe akln bana getirmitir. Bazen olur byle eyler." Ama Bay Kurt'la uzun uzun bakmalar aslnda ok baka, beklenmedik bir ey olduunu da aka belli ediyordu. ki keii sokan ortasnda brakarak yollarna devam ettiler.
TOLNEDRA

"Ne oldu?" dedi Durnik yznde afallam bir ifadeyle. Bay Kurt omuzlarn silkti. "Polgara Garion zerinden tedavi etti adam," dedi sonra. "Baka ey yapacak vakit yoktu." Durnik hi inanma benzemiyordu. "Her zaman yaptmz bir ey deildir," dedi Kurt. "Baka birinin zerinden i yapmak zahmetlidir, ama bazen baka seenek olmuyor." "Ama onu Garion iyiletirdi," diye itiraz etti Durnik. "Ona vuran elin iyiletirmesi gerekiyordu Durnik," dedi Pol Teyze. "Ltfen bu kadar ok soru sorma." Garion'un iindeki ses ise bu aklamalar kabul etmiyordu. Ona dandan hibir etkinin gelmediini sylyordu ses. Ask suratla avu-cundaki gm renkli lekeyi incelemeye balad. "Takma kafana canm," dedi Pol Teyze alak sesle, kyden ayrlp anayolda gneye doru yola koyulduklarnda. "nemli bir ey deil. Daha sonra her eyi anlatrm." Sonra, doan gnei selamlayan ku sesleri her yan doldururken, uzanp eliyle Garion'un sa elini kapatt.
TOLNEDRA

145

ON NC BLM

ORDUE ORMANINI gemek gnlerini ald. Arendiya or-manlarndaki tehlikeleri hatrlayan Garion balarda temkinliydi ve aalarn arkasndaki glgeleri kolluyordu srekli. Ama olaysz geen bir gnden sonra o da rahatlamaya balad. Bay Kurt ise gneye indike daha huysuz olmaya balamt. "Bir eyler planlyorlar," diye homurdanyordu. "Ne yapacaklarsa yapsnlar, nk her admmda arkam kollamaktan skldm." Garion yolda Pol Teyzeyle Mar Terrinli deli keiin bana gelenler hakknda konuma frsat bulamamt. Pol Teyze sanki kastl olarak kayordu ondan; en sonunda atn onunkine yaklatrp olay hakknda sorular sormaya baladnda, cevaplar mulak olmutu ve huzursuzluunu gidermeye de hi faydas olmamt. nc gnn sabah, aalarn arasndan tarlalara ktlar. Byk toprak paralarn babo brakan Arendiya tarlalarndan farkl olarak, burada toprak dzenli bir ekilde ekilmiti ve her tarlay alak, ta duvarlar evreliyordu. Hava snmamt hl, ama gne prl prl parlyordu ve tarlalarda karlm tohumlanmay bekleyen toprak kapkara ve verimli grnyordu. Anayol geni ve dmdzd; giderek daha ok yolcuya rastlamaya baladlar. Karlatklar yolcularla fazla samimi olmadan, ama nezaketle selamlayorlard; Garion gittike rahatlamaya balad. Bu lke, Arendiya'da rastladklar trden tehlikeleri barndramayacak kadar medeni grnyordu. kindi vakti, sokaklarn dolduran rengrenk tezghlarn banda duran tccarlarn durup mallarna bir gz atmalar iin tellallk yapt irice bir kasabaya vardlar. "Ne kadar da yalvaryorlar," dedi Durnik. "Tolnedrallarmteri karmay sevmez," dedi pek. "ok agzldrler." Biraz ilerideki kk bir meydanda anszn bir olay patlak verdi. Alt pejmrde klkl, trasz asker, yeil pelerinli, kstah grnl bir adam durdurmulard. "ekilin diyorum," diye haykryordu kstah adam. "ki ift laf edeceiz sadece Lembor," dedi askerlerden biri iren bir srtla. Yznn bir yannda uzun bir kl yaras olan zayf bir adamd. "Geri zekl," dedi yoldan geenlerden biri, kaarlanm bir kahkahayla. "Lembor'un burnu o kadar bym ki artk tedbir almadan sokaa kyor." "Tutukluyorlar m onu arkada?" diye sordu Durnik kibarca. "Geici olarak," dedi adam alayla. "Ne yapacaklar ona?" diye srar etti Durnik. "Her zamanki gibi." "O da nedir?" "Bekle de gr. Salak herif, yannda korumalar olmadan sokaa kmamalyd." Askerler yeil pelerinli adamn etrafn sardlar. kisi kollarndan yakalad. "Brakn beni," diye haykrd Lembor. "Ne yaptnz sanyorsunuz siz?" "Ses karma da yr Lembor," dedi yz yaral asker. "Bylesi daha kolay olur." Adam dar bir ara sokaa doru srklemeye baladlar. "mdat!" diye haykrd Lembor debelenerek. Askerlerden biri adamn azna bir yumruk atarak susturdu, dierleri de yaka paa ara sokaa soktular. Tek, ksack bir lk duyuldu ve ardndan itiip kakma sesleri geldi. Baka sesler de vard; homurtular, eliin kemie srtnmesinden kan i karartc ses, sonra uzun bir inilti. Ara sokan azndan bir kan eridi uzayp yol kysndaki pis su

hendeine doru akmaya balad. Bir-iki dakika sonra askerler srtarak ve kllarn temizleyerek meydana dndler. "Bir eyler yapmalyz," dedi Garion fke ve dehetle dolu bir sesle. "Hayr," diye kestirip att pek. "Biz kendi iimize bakalm. Yerel politikaya karmaya gelmedik buraya." "Politika m?" dedi Garion. "Taammden cinayetti bu. En azndan gidip adamn hl sa olup olmadna bakalm."
147 TOLNEDRA 146

BYCLER KRALES

"Pek olacak ey deil," dedi Barak. "Kll alt kii ii yarm brakmazlar." tekiler kadar pejmrde klkl bir dzine asker ellerinde kllaryla meydana dald. "ok ge Rabbas," dedi yz yaral asker acmaszca glerek, yeni gelenlerin bamdakine. "Lembor'un artk size ihtiyac yok. Az nce lm algnlna yakaland, tsiz kaldnz gibi grnyor." Rabbas denilen adam karanlk bir suratla duraklad, sonra yzne kurnazca bir ifade yayld. "Hakl olabilirsin Kragger," dedi o da acmasz bir sesle. "Ama belki de Elgon'un askerlerinin saysn azaltabiliriz. O zaman bize yeni i imknlar alr." Ksa klcn tehditkr bir ekilde sallayarak ilerlemeye balad. Derken elik ngrtlar arasnda bir uygun adm yry sesi duyuldu; yirmi lejyoner kaldrm talarna ayaklarn vurarak, dzenli iki sra halinde meydana girdi. Ksa mzraklar tayan lejyonerler, iki grup askerin arasna girerek durdu ve her sra yzn bir gruba evirerek mzraklarn dorulttu. Bu lejyonerlerin gs zrhlan prl p-nld ve klk kyafetleri lekesizdi. "Tamam, Rabbas, Kragger, bu kadar yeter," dedi lejyonerlerin bandaki avu. "Derhal buray terk edin." "Bu domuzlarLembor'u ldrdler avu," dedi Rabbas. "Yaa, ok yazk," dedi avu hi aldrmadan. "imdi bu soka terk edin. Ben nbetteyken kavga istemiyorum." "Bir ey yapmayacak msn?" dedi Rabbas. "Yapyorum ya," dedi lejyoner. "Soka boaltyorum. Haydi dalr." Rabbas ask bir suratla adamlarn meydandan uzaklatrd. "Sen de Kragger," dedi avu. "Tabii avu," dedi Kragger yac bir tavrla. "Biz de zaten gidiyorduk." Lejyonerler sefil klkl askerleri meydandan uzaklatrrken, toplanan kalabalktan yuh sesleri ykseldi. avu yznde tehditkr bir ifadeyle etrafa baknnca sesler kesiliverdi. Durnik fkeyle iini ekerek, "Meydann br tarafna bak," diye fsldad Bay Kurt'a. "Brill deil mi o?" "Gene mi?" dedi Bay Kurt bkknlkla. "Nasl oluyor da hep nmze gemeyi beceriyor bu adam?" "Bakalm derdi neymi," dedi pek gzleri parlayarak. "Takip etmeye kalkarsak bizi tanyabilir," dedi Barak. "Sen o ii bana brak," dedi pek atndan atlayarak. "Bizi grd m?" dedi Garion. "Sanmyorum," dedi Durnik. "Orada birtakm adamlarla konuuyordu. Bu tarafa bakmad hi." "Kasabann gneyinde bir han var," dedi ipek yeleini karp eyerine balarken. "Bir saat sonra orada bulualm." Sonra dnp kalabala kart. "Atlardan inip yryelim," dedi Bay Kurt. Atlarndan inip meydann kysndan, binalara yakn yrmeye ve atlann Brill ile aralarnda tutmaya dikkat ederek ilerlediler.

149 148

Garion, Kragger ile adamlarnn debelenen Lembor'u srkledikleri ara sokaa bir gz att, sonra rpererek baklarn evirdi. amurlu kede yeil bir yn yatyordu; duvarlar ve sokan amurlu kaldrm talan kana bulanmt. Meydandan ayrldktan sonra, btn ehrin olup bitenleri heyecanla ve bazen de dehetle konumakta olduunu fark ettiler. "Lem-bor mu dedin?" diyordu mavi pelerinli, yz kl gibi olmu bir tccar kendisine olay anlatan adama, "imknsz." "Kardeim imdi orada bulunan birinden duymu," dedi teki tccar. "Elgon'un krk askeri sokakta stne saldnp herkesin nnde doramlar." "Eyvah, imdi bize ne olacak?" dedi ilk adam titreyen bir sesle. "Seni bilmem ama ben saklanyorum. Lembor ldne gre, Elgon'un askerleri hepimizi ldrmeye kalkacaktr." "Cesaret edemezler." "Onlar kim durdurabilir ki? Ben eve gidiyorum." "Niye Lembor'un szn dinledik ki?" diye szland ilk tccar. "Bu ie hi bulamayabilirdik." "Artk ok ge," dedi ikinci adam. "Ben eve gidip kaplara kol demiri vuracam." Dnp koarak uzaklat. ilk adam onun arkasndan bakakald, sonra o da dnp komaya balad. "Byk oynuyorlar, deil mi?" dedi Barak. "Lejyonerler niin buna msaade ediyor?" diye sordu Mandorallen. "Lejyonerler bu gibi olaylarda tarafszdr," dedi Kurt. "Lejyon ye-

TOLNEDRA BYCLER KRALiESi

mininin bir paras bu." tpek'in gitmelerini syledii han, alak bir duvarla evrili dzgn, salam yapl bir binayd. Atlarn avluya balayp ieri girdiler. "Bari bir yemek yiyelim baba," dedi Pol Teyze, gneli yemek salonunda tertemiz mee bir masaya oturarak. "Aslnda ben..." dedi Kurt meyhanenin kapsna bir gz atarak. "Biliyorum," dedi Pol Teyze. "Ama nce yemek yiyelim." Kurt iini ekerek, "Peki Pol," dedi. Garson bir tabak dolusu duman tten klbast ve kaln dilimlenmi kahverengi, tereyal ekmekler getirdi. Meydanda olup bitenlerden sonra Garion'un midesi pek salam deildi, ama ksa zamanda klbastlarn kokusu galebe ald. Tam yemeklerini bitiriyorlard ki, sefil grnl, keten gmlek, deri nlk ve eski psk bir apka giymi ufak tefek bir adam ieri girip izin mizin almadan masalarnn teki ucuna oturdu. Yz bir yerlerden tandk geliyordu. "arap!" diye haykrd garsona. "Yiyecek!" Sar caml pencerelerden ieri szlen gne yzne vurunca gzlerini kst. "Baka masalar da var arkadam," dedi Mandorallen souk bir tavrla. "Ben bunu sevdim," dedi yabanc. Masadakilere tek tek bakt, sonra kahkahalarla glmeye balad. Garion hayretle adamn yznn deimesini izliyordu. Sanki yz adeleleri derisinin altnda normal durumlarna geri dnyorlard, Ipek'ti bu. "Nasl yapyorsun bunu?" diye sordu Barak hayretle. tpek ona srtarak bakt, sonra parmaklaryla yanaklarna masaj yapmaya balad. "Konsantrasyon Barak. Konsantrasyon ve bol bol idman. Biraz enemi artyor tabii." "Uygun koullarda faydal bir yetenek gibi grnyor," dedi Het-tar yumuak bir

sesle. "zellikle bir casus iin," dedi Barak. ipek alayla eilip selam verdi. "Elbiseleri nereden buldun?" diye sordu Durnik. "aldm," dedi ipek nl karrken. "Brill ne yapyormu burada?" diye sordu Kurt. "Her zamanki gibi sorun karyor," dedi ipek. "insanlara Aarak adl bir Murgonun bizim hakkmzda bilgi verenlere mkfat vadetti-ini sylyor. Seni gayet iyi tarif ediyor eski dostum, pek houna gidecek gibi deil, ama baya iyi." "Yaknda bu Aarak'la hesaplamamz gerekecek," dedi Pol Teyze. "Canm skmaya balad." "Bir ey daha var," dedi pek klbastya giriirken. "Brill herkese Garion'un Aarak'n olu olduunu, bizim onu kardmz ve Aa-rak'n onu geri getirene byk bir mkfat vereceini sylyor." "Garion mu?" dedi Pol Teyze sert bir sesle. pek ban sallad. " Vadettii miktar Tolnedra'da herkesin gzn ak tutmasna yeter." Ekmee uzand. Garion iddetli bir kaygya kaplarak, "Niye ben?" diye sordu. "Bizi geciktirmek iin tabii," dedi Kurt. "Bu Aarak her kimse, Pol'n seni aramak iin ii gc brakacan biliyordu. Hepimizin de. Bu da Zedar'a kama frsat salar." "Kim bu Aarak?" dedi Hettar gzlerini ksarak. "Herhalde bir Grolimdir," dedi Kurt. "Yapt iler sradan bir Murgo iin biraz fazla karmak." "Murgolarla Grolimler arasnda ne fark var?" diye sordu Durnik. "Gzle grlr bir fark deil," dedi Kurt. "Birbirlerine ok benzerler. iki ayr kabile bunlar, ama dier Angaraklara gre ok yakn akrabalar. Bir Nadrakla bir Thullu, ya da bir Thull ile bir Malloryaly birbirinden ayrmak kolaydr. Ama Murgolarla Grolimler o kadar benzerler ki ayrt edemezsin." "Benim byle bir sorunum yok," dedi Pol Teyze. "Zihinleri birbirinden ok farkl." "O zaman iyi," dedi Barak alayla, "ilk grdmz Murgonun kafasn yaralm, sen de bize fark gster." "Sen pek'le biraz fazla har neir oldun son zamanlarda," dedi Pol Teyze keskin diliyle. "Onun gibi konumaya balamsn." Barak Ipek'e bakarak gz krpt. "Haydi yemeimizi bitirip bu kasabadan sessizce ayrlmann yoluna bakalm," dedi Kurt. Sonra Ipek'e dnd. "Bu hann arka kaps var

m?"

151
150

"Tabii," dedi ipek yemeye devam ederek. "Nerede olduunu biliyor musun?" "Rica ederim!" dedi tpek alnm bir tavrla. "Tabii ki biliyorum." "Bo ver," dedi Kurt. pek'in onlar gtrd arka sokak dar ve bombotu, stelik berbat kokuyordu, ama ksa zamanda kasabann gney kapsna vararak yeniden anayola ktlar.

TOLNEDRA BYCLER KR A Li E Si

"Aray biraz asak hi de fena olmayacak," dedi Kurt. Atn mah-muzlayp drtnala ileri atld. Karanlk bastktan epey sonraya kadar ayn hzda at srdler. Salksz, imi gibi grnen mehtap yavaa ufuktan ykseldi ve onun donuk nda her ev renksizmi gibi grnmeye balad. Kurt sonunda durarak, "Btn geceyi at srtnda geirmenin bir anlam yok," dedi. "Yolun kysna ekilip birka saat uyuyalm. Sabah erkenden yola karz. Mmknse bu sefer Brill'den nde gitmek istiyorum."

"uras olur mu?" dedi Durnik, yoldan pek uzak olmayan ve ay nda kapkara grnen bir aa kmesini gstererek. "Olur," dedi Kurt. "Atee ihtiyacmz olmaz herhalde." Atlan aalarn arasna gtrp, antalardan battaniyelerini kardlar. Ay dallarn arasndan szlp, yapraklarla kapl zemini benek benek yapyordu. Garion dzcene bir yer bulup battaniyesini serdi ve biraz saa sola dndkten sonra uyuyakald. Birdenbire uyandnda yarm dzine meale gzlerini kamatrd. Bir ayak gsne bastryordu ve bir klcn ucu boazna dayanmt. "Kimse kprdamasn!" dedi sert bir ses. "Kprdayan! ldrrz." Garion panik iinde kaslnca, klcn ucu boazna batt. Ban saa sola evirince, btn dostlarnn da ayn ekilde yakalanm olduunu grd. Nbet tutmakta olan Durnik, azna bir paavra tktrlm halde iki korkun grnl askerin arasnda duruyordu. "Bu da ne demek oluyor?" diye sordu ipek askerlere. "renirsin," dedi balarndaki asker keskin bir sesle. "Silahlarn aln." Elini kaldrdnda, Garion adamn sa elinde bir parman eksik olduunu fark etti. "Bir yanllk olmal," dedi pek. "Ben tccarm, adm Boktorlu Radek. Dostlarm ve ben hibir su ilemedik." "Ayaa kalkn," dedi drt parmakl adam Ipek'e aldrmadan. "Eer biriniz kamaya kalkrsa, dierlerini ldrrz." pek kalkp apkasn kafasna geirerek, "Piman olacaksn Yzba," dedi. "Tolnedra'da gl dostlarm var." Asker omuzlarn silkerek, "Benim iin fark etmez," dedi. "Ben emirlerimi Kont Dravor'dan alrm. O da sizi getirmemi emretti." "Pekl," dedi pek. "Gidip u Kont Dravor'u grelim yleyse. u ii hemen halledelim; sizin de kllarnz yle sallamanza gerek yok. Ses karmadan geliyoruz; sizi rktecek bir ey yapmaya da niyetimiz yok." Mealelerin nda, drt parmakl askerin yz karard. "Ses tonundan holanmadm tccar." "Sana benim ses tonumdan holanasn diye maa demiyorlar arkadam," dedi ipek. "Sana bizi Kont Dravor'a gtresin diye para veriyorlar. Ne kadar abuk gidersek, u davrann ikyet etmek iin o kadar ok vaktim olur." "Atlarn getirin," diye homurdand asker. Garion usulca Pol Teyzeye sokularak, "Bir ey yapamaz msn?" diye sordu. Onu yakalayan asker, "Konumak yok!" diye havlad. Garion aresizce gsne dorultulmu klca bakakald.
153
TOLNEDRA

ON DRDNC BLM

ONT DRAVOR'UN EVi, iki yannda da dzenli baheler olan, bakml, byk bir bahenin ortasnda kocaman beyaz bir binayd. Beyaz akll, dolambal yoldan eve doru ilerlerlerken, tam tepedeki mehtap btn ayrntlar aydnlatyordu. Askerler ev ile evin batsndaki bahe arasndaki avluda atlarndan inmelerini emrettiler; sonra onlar itip kakarak eve soktular ve uzun bir koridordan kocaman, cilal bir kapya gtrdler. Kont Dravor zayf, silik grnl ve gzlerinin altnda kocaman torbalar olan bir adamd; zengin bir biimde denmi salonun ortasndaki bir koltua yaylp oturmutu, eri girdiklerinde yznde sevimli, neredeyse hlyal bir tebessmle ban kaldrp onlara bakt. Ak gl rengi pelerininin kenarlar ve kol azlan mevkiini gsterecek ekilde gm ilemeliydi. Pelerin krk ve olduka da kirliydi. "Konuklarmz kimler?" diye sordu zar zor duyulan, sarho gibi bir sesle. "Tutuklular Lordum," dedi drt parmakl asker. "Tutuklamamz emrettiiniz kiiler." "Ben birilerinin tutuklanmasn m emrettim?" dedi kont ayn sarho sesiyle. "Ne tuhaf bir ey yapmm. Umanm sizi zor durumda b-rakmammdr dostlarm." "Biraz ardk, o kadar," dedi pek tedbirli bir tavrla. "Niye yapmm bunu acaba?" Kont biraz dnd. "Mutlaka bir sebebi vardr. Ben sebepsiz yere bir ey yapmam. Bir su mu ilediniz?" "Hibir suumuz yok Lordum," dedi pek. "O zaman tutuklanmanz niye emrettim acaba? Bir yanllk olmal." "Biz de yle dnmtk Lordum," dedi pek. "Neyse, bu iin hallolduuna sevindim," dedi kont neeyle. "Akam yemeine kalr msnz?" "Biz yemitik Lordum." " Yaa." Kontun yznde bir hayal krkl ifadesi belirdi. "O kadar az konuum geliyor ki." "Belki khyanz Y'diss bu insanlan niye tutuklattnz hatrlar Lordum," dedi drt parmakl asker. "Tabii," dedi kont. "Niye dnmedim ki bunu! Y'diss her eyi hatrlar. Hemen arn onu ltfen." "Emredersiniz Lordum." Asker adamlarndan birine bayla iaret etti. Kont Dravor berbat bir sesle bir ark mrldanarak pelerininin kv-rmlanyla oynamaya balad. Birka saniye sonra salonun te yanndaki kap ald ve parlak, ssl entarili bir adam ieri girdi. ren bir biimde ehvetli bir surat vard ve kafas kaznmt. "Beni mi istediniz Lordum," dedi tslama gibi bir sesle. "Ah, Y'diss," dedi Kont Dravor keyifle, "iyi ki geldin." "Hizmetinizdeyim Lordum," dedi khya ylan gibi eilerek. "Bu arkadalar neden buraya ardm hatrlayamyorum," dedi kont. "Unutmuum galiba. Sen hatrlyor musun?"

154 155 TOLNEDRA

"nemsiz bir mesele iindi Lordum," dedi Y'diss. "Ben hallederim. Siz dinlenin artk. Kendinizi yormamanz gerek biliyorsunuz." , Kont yzn outurdu. "yi ki syledin; gerekten de biraz yorgunum Y'diss. Ben dinlenirken sen konuklarmzla megul ol." "Tabii Lordum," dedi Y'diss eilerek. Kont koltuunda biraz kprdandktan sonra hemen uykuya dald. "Kontun bnyesi biraz zayf," dedi Y'diss yac bir srtla. "Bugnlerde koltuundan hi kalkmyor. Biraz uzaklaalm da rahatsz olmasn." "Ben Drasniyal bir tccarm yalnzca Efendim," dedi pek. "Bunlar hizmetkrlarm, bu da kz kardeim. Bu olanlardan hibir ey anlayamadk." Y'diss gld. "Niye bu sama hikyeyi anlatp duruyorsunuz Prens Kheldar? Sizi tanyorum. Hepinizin kim olduunu biliyorum; grevinizin ne olduunu da." "Senin bu ile ilgin ne Nyissal?" diye sordu Bay Kurt laf dolandrmadan.

BYCLER KRALES

"Ben hanmm lmsz Salmissra'nn hizmetindeyim," dedi Y'diss. "Ylan Kadn Grolimlerin oyunca oldu demek," dedi Pol Teyze. "Yoksa Zedar'n peine mi takld?" "Kraliem hibir adamn peine taklmaz Polgara," dedi Y'diss kstah bir tavrla. "yle mi?" Pol bir kan kaldrd. "yleyse hizmetkr neden Grolimlerin ayak ilerini gryor?" "Benim Grolimlerle bir iim yok," dedi Y'diss. "Onlar btn Tol-nedra'y didik didik ederek sizi aryorlar. Ama bulan ben oldum." "Bulmak elinde tutmak demek deildir Y'diss," dedi Bay Kurt alak sesle. "Bu ite ne karnn olduunu anlatsana." "Canm ne isterse onu anlatrm Belgarath." "Lu kadar yeter baba," dedi Pol Teyze. "Nyissa bulmacalanyla kaybedecek vaktimiz yok." "Yapma Polgara," dedi Y'diss. "Gcn biliyorum. Elini bile kaldracak olursan askerlerim dostlarn ldrr." Garion arkasndaki askerin kollarn yakalayp klcn boazna dayadn hissetti. Pol Teyzenin gzleri alev alev yanmaya balad. "Ban byk belaya sokmak zeresin!" "Tehditler savurmamza gerek yok," dedi Bay Kurt. "Demek bizi Grolimlere teslim etmeyi dnmyorsun." "Grolimler beni ilgilendirmez," dedi Y'diss. "Kraliem sizi Sthiss Tor'agetirmemi emretti." "Salmissra bu ile niye urayor?" dedi Kurt. "Onu ilgilendiren bir konu deil ki." "Sthiss Tor'a vardnzda bunu size kendisi aklar. Bu arada sizden renmek istediim baz eyler var." "Buna muvaffak olabileceinizi zannetmem," dedi Mandorallen gururlu bir tavrla. "Acaip yabanclarla mahrem mevzularmz konumak detimiz deildir." "Bence yanlyorsunuz sevgili Baron," dedi Y'diss souk bir glmsemeyle. "Bu evin mahzenleri derin; orada banza ok tatsz eyler gelebilir. kence zanaatnda ustalam hizmetkrlarm var." "ikenceleriniz beni korkutmuyor Nyissah," dedi Mandorallen aalayarak. "Eminim yledir. Korku hayal gcnden gelir. Arendler hayal gcne sahip olacak kadar akll deiller. Ama ikence iradeni zayflatr, hizmetkrlarm iin de elence olur. yi ikenceci bulmak zor, idmansz kalrlarsa keyifleri kayor anlarsn ya. Her biriniz birer ikier kere ikence odasn ziyaret ettikten sonra baka bir ey deneriz. Nyissa garip zellikleri olan kkler, yapraklar ve meyvalarla doludur. Tuhaftr, ou insan benim iksirlerimdense ikence masasna yatmay tercih

ediyor." Y'diss iinde hi nee belirtisi olmayan kaba bir sesle gld. "Kont yattktan sonra btn bunlar daha rahat tartrz. imdi muhafzlar sizi mahzendeki yerlerinize gtrsnler." Kont Dravor bir an iin uyanarak hlyal gzlerle etrafna baknd. "Konuklarmz gidiyor mu?" "Evet Lordum," dedi Y'diss. "Peki yleyse," dedi kont zayf bir glmsemeyle, "gle gle gidin sevgili dostlar. Umarm bir gn gene gelirsiniz de keyifli muhabbetimize devam ederiz." Garion'u gtrdkleri rutubetli ve souk hcre lam ve rk yiyecek kokuyordu. En kts karanlkt. Karanlk stne elle tutulur bir ey gibi ktnde, demir kapnn dibine bzld. Hcrenin bir kesinden tkrtlar ve trtlar geliyordu. Sanlar hayal ederek kapya mmkn olduu kadar sokulmaya alt. Bir yerlerden gelen damlayan su sesini duyunca boaz susuzluktan yanmaya balad. Karanlkt ama sessiz deildi. Yakndaki bir hcreden zincir ngrtlar ve inlemeler geliyordu. Daha uzaktan lgnca bir kahkaha duyuldu; karanln iinde biri ayn anlamsz szleri hi durmadan tekrarlyordu. iddetli, keskin bir lk sesi geldi, tekrarland. Garion duvarn slak talarna yapt. Hayal gc bu lklardaki acnn nedeni olabilecek ikence biimleri yaratmaya balamt hemen. Byle yerlerde zaman yoktur; o yzden hcresinde ylece bzm halde, yalnz ve korku iinde ne kadar bir sre kaldn bilmiyordu. Birden kap tarafndan metalik bir srtnme sesi ve trtlar gelmeye balad. Hcrenin girintili kntl zemininde tkezleyerek geri kamaya alrken, "Defol!" diye haykrd. "Barma," dedi pek kapnn br tarafndan fsldayarak. "Sen misin ipek?" dedi Garion rahatlayarak; neredeyse alayacakt. "Kimi bekliyordun?" "Nasl ktn hcrenden?" "ok konuuyorsun," dedi pek dilerini skarak. "Lanet olasca
156
BYCLER KRALES

157

TOLNEDRA

pas," diye sylendi sonra. Homurdand, ardndan kapdan gcrtl bir k sesi geldi. "Oldu!" Hcre kaps gcrdayarak ald ve darda bir yerlerdeki mealelerin soluk ieri szld. "Haydi," dedi pek, "acele etmemiz lazm." Garion hcreden koarcasna kt. Pol Teyze lo ta koridorda birka adm ileride bekliyordu. Garion hibir ey sylemeden yanma gitti. Pol ona ciddi bir ifadeyle bakt, sonra kollarna ald. Hi konumadlar. pek yz kan ter iinde baka bir kapyla urayordu. Kilit tr-dad ve kap gcrdayarak ald. Hettar dar frlayarak, "Neden bu kadar geciktin?" diye sordu tpek'e. "Pas!" dedi pek alak bir sesle. "Kilitlerin bu hale gelmesine izin verdikleri iin btn zindanclar krbalamal." "Biraz acele edebilir miyiz acaba?" dedi Barak nbette bekledii yerden. "istersen sen yap," dedi ipek. "Mmkn olduu kadar hzl hareket edin," dedi Pol Teyze. "Dalaacak vaktimiz yok." Mavi pelerinini dikkatle katlayarak koluna ald. pek eki bir suratla homurdanarak sonraki kapya gitti. Son kan Bay Kurt, "Btn bu nutuklar art myd?" diye sordu ters bir sesle. "Bir kaz srs kadar ok ses karyorsunuz." "Prens Kheldar kilitlerin vaziyeti hakknda baz mahedelerde bulunuyordu," dedi Mandorallen. pek yzn buruturarak koridorun sonunda yal mealelerin tavan karartt yere doru ilerledi. "Dikkat," diye fsldad Mandorallen. "Nbeti var." Pis deri ceketli, sakall bir adam, koridorun duvarna yaslanp yere oturmu, hor-luyordu.

"Uyandrmadan geebilir miyiz?'diye fsldad Durnik. "Birka saat uyanmaz," dedi Barak ciddi bir yzle. Nbetinin a-kandaki mosmor yumru durumu aklamaya yetiyordu. "Bakalar da var mdr acaba?" dedi Mandorallen ellerini ovuturarak. "Vard bir-iki tane," dedi Barak. "Onlarda uyuyor." "Gidelim yleyse," dedi Kurt. "Y'Diss'i de yanmza almayalm m?" diye sordu Pol Teyze. "Ne iin?" "Onunla konumak istiyorum," dedi Pol. "Uzun uzun." "Zaman kayb," dedi Kurt. "Salmissra bu ie bulam. Bilmemiz gereken tek ey bu. Niyetinin ne olduu beni pek ilgilendirmiyor. Elimizden geldiince sessiz sedasz kp gidelim buradan." Horlayan nbetinin yanndan geip bir keyi dndler ve baka bir koridora ktlar. Yksek bir ses "ld m?" diye sorunca aknlkla duraladlar. Ses arkasndan dumanl krmz bir k szlen srgl bir kapdan geliyordu. "Hayr," dedi baka bir ses. "Bayld sadece. Fazla gerdin. Gerilimi sabit tutman gerek. Yoksa baylrlar ve batan balamak zorunda kalrsn." "Bu sandmdan daha zor imi," diye szland ilk ses. "yi gidiyorsun," dedi ikinci ses. "Masa her zaman biraz sorun karr. Gerilimi sabit tutmay ve kolu aniden ekmemeyi unutma yeter. Kollarn kopanrsan lrler genellikle." Pol Teyzenin yz gerildi ve gzleri bir an iin donuklat. Eliyle belli belirsiz bir hareket yaparak bir ey fsldad. Garion'un zihninde ksa, mrlt gibi bir karncalanma oldu. "Yahu," dedi ilk ses zayf bir tonda, "kendimi kt hissetmeye baladm birdenbire." "Ben de," dedi teki ses. "Yemekteki et mi bozuktu acaba?" "yi gibiydi." Uzun bir sessizlik oldu. "ok fenaym." Parmaklarnn ucuna basarak srgl kapnn nnden geerken Garion ieri bakmamaya zen gsterdi. Koridorun sonunda demir ereveli mee bir kap vard. pek tokma yoklad, sonra "Dardan kilitli," dedi. "Biri geliyor," dedi Hettar. Kapnn dndaki ta basamaklarda sert ayak sesleri ve bir kahkaha yankland. Kurt yakndaki bir hcrenin kapsna dnd. Pasl demir kilide elini dedirince kilit kolaylkla alverdi. "eri," diye fsldad. Hcreye dolutuklarnda Kurt kapy tekrar kapatt. "Bo bir vaktimiz olduunda seninle bu konuda konuacam," dedi pek. "Kilitlerle eleniyordun, ben de keyfini bozmak istemedim," diye gld Kurt. "Beni dinleyin; bu adamlar hcrelerimizin bo olduunu grp de btn evi velveleye vermeden icaplarna bakmalyz."

159 TOLNEDRA 158 BYCLER KR A Li E Si

"Kolay," dedi Barak kendinden emin bir tavrla. Beklediler. "Kapy ayorlar," dedi Durnik. "Ka kiiler?" diye sordu Mandorallen. "Bilmiyorum."

"Sekiz," dedi Pol Teyze kesin bir tavrla. "Tamam," dedi Barak. "Brakalm gesinler, sonra arkadan saldrrz. Byle bir yerde bir-iki lk duyulmaz ne de olsa. Ama elimizi abuk tutalm." Hcrenin karanlnda gergin bir ekilde beklediler. "Y'diss sorgulama srasnda biri lecek olursa fark etmez diyor," dedi dandakilerden biri. "htiyar, kadn ve olan sa brakmaly-mzbirtek." "Kzl sakall iriyan herifi ldrelim yleyse," dedi bir bakas. "Bela karacakm gibi bir hali var. Ayrca faydal bir ey bilemeyecek kadar da salak grnyor." "Bu benim," dedi Barak. Koridordaki adamlar hcrenin nnden getiler. "Haydi," dedi Barak. Ksa ve berbat bir dv oldu. akn zindanclarn zerine vahice ullandlar. Daha dierleri ne olduunu anlayamadan saf d kalmt bile. Biri bir hayret l atarak aradan syrlp merdivenlere doru komaya alt. Garion hi dnmeden koan adamn nne atlp yuvarland ve ayaklarna sarlarak yere devirdi. Muhafz dt yerden kalkmaya alrken, pek'in tam kulann altna savurduu bir tekmeyle olduu yere bo bir uval gibi kp kald. "yi misin?" dedi pek. Garion baygn zindancnn altndan syrlarak ayaa kalkt, ama kavga neredeyse bitmiti. Durnik iriyan bir adamn kafasn duvara vuruyordu; Barak ise yumruunu bir bakasnn suratnn ortasna indirmekteydi. Mandorallen bir ncsnn boazn skyordu, Het-tarise kollarn am bir dierini keye sktryordu. Hettar'n elleri yakasna yapnca adam bir kere barabildi, sonra uzun boylu Al-gar dorularak olduu yerde dnd ve adam mthi bir iddetle duvara arpt. Knlan kemik sesleri duyuldu ve adam olduu yerde kald. "Gzel bir kavga oldu," dedi Barak parmak eklemlerini ovuturarak. "Elenceliydi," dedi Hettar baygn adam yere brakrken. "iniz bitti mi?" dedi pek merdivenlerin nndeki kapdan. "Bitti saylr," dedi Barak. "Yardma ihtiyacn var m Durnik?" Durnik elindeki iriyan zindancnn enesini kaldnp bo gzlerine dikkatle bakt. Sonra kafasn her ihtimale kar son bir kez duvara vurup yere brakt. "Gidelim mi?" dedi Hettar. "Olur," dedi Barak darmadan olmu koridoru inceleyerek. "Merdivenlerin bandaki kap kilitli deil," dedi pek yanna geldiklerinde. "Arkasndaki koridor da bo. Evdeki herkes uyuyor galiba. Ama biz gene de ses karmayalm." Peine taklp sessizce merdivenlerden ktlar. Kapda bir an duraklayp "Bir saniye bekleyin," diye fsldad pek. Sonra t bile karmadan ortadan kayboldu. Onlara uzun gibi gelen bir sre sonra, askerlerin ellerinden alm olduu silahlarla geri dnd. "htiyacmz olabilir diye dndm." Garion klcn kuannca kendini daha iyi hissetti. "Haydi gidelim," dedi pek. Peine taklarak koridor boyunca yryp keyi dndler. "Yeilden istiyorum Y'diss," dedi Kont Dravor'un sesi aralk bir kapnn ardndan. "Tabii Lordum," dedi Y'diss'in tslayan sesi. "Yeilin tad kt," dedi Kont Dravor uykulu bir sesle, "ama harika ryalar grdryor. Krmznn tad daha iyi, ama ryalar o kadar iyi olmuyor." "Yaknda maviye hazr olacaksnz Lordum," dedi Y'diss. Bir tkrtnn ardndan bardaa boaltlan bir svnn sesi geldi. "Sonra sar, en sonunda da siyah. Siyah en iyisidir." nlerinde pek, aralk kapnn nnden parmaklannn ucuna basarak getiler. Sokak kapsnn kilidi pek'in marifetli ellerine dayanamayarak alnca, serin mehtabn aydnlatt geceye ktlar. Yldzlar gz krpyordu ve hava gzeldi. "Ben atlan getireyim," dedi Hettar. "Sen de onunla git Mandorallen," dedi Kurt. "Biz urada

160

bekleriz." Glgeler iindeki baheyi iaret etti. ki adam keyi dnp gzden kayboldular; dierleri de Bay Kurt'un arkasndan Kont Dravor'un bahesini evreleyen al itin glgesine gittiler. Beklediler. Gece souktu; Garion titrediini fark etti. Sonra bir at nalnn akllara demesinden kan trt duyuldu ve Hettar ile Mandorallen atlarla yanlarna geldiler.

BYCLER K R A L i E S i

"Acele edelim," dedi Kurt. "Dravor uyur uyumaz Y'diss zindanna inecek ve bizim katmz fark edecektir. Atlan yrtelim. Evden uzaklaana kadar grlt yapmayalm." Atlarn dizginlerinden tutarak ayn aydnlatt baheden getiler ve ilerideki ak imenlie vardlar; sonra sessizce atlarna bindiler. "abuk olun," dedi Pol Teyze eve doru bir gz atarak. "Merak etmeyin, evden kmadan nce bize biraz zaman kazandracak bir ey yaptm," dedi pek glerek. "Bunu da nasl becerdin?" diye sordu Barak. "Silahlarmz alrken, mutfa da atee verdim," diye srtt ipek. "Bu onlan biraz megul eder." Evin arkasndan ince bir duman stunu ykselmeye balad. "ok akllca," dedi Pol Teyze istemeye istemeye hakkn teslim ederek. "Teekkrler hanmefendi," diye alayl bir reverans yapt pek. Bay Kurt glerek atn trsa kaldrd; hepsi onu izlediler. Onlar uzaklarken, evin arkasndaki duman stunu giderek kalnlat ve isli, kapkara bulutlar yldzlara doru ykselmeye balad.

ON BENC BLM

RKA GN BOYUNCA atlann hzla srdler; yalnzca dzensiz aralklarla atlan dinlendirmek ve birka saat uyumak iin mola verdiler. Garion atlar rahvan giderken eyerde uyuklayabildiini kefetti. Zaten aslnda yeterince yorgunsa nerede olsa uyuyabildiini de fark etmiti. Bir gn leden sonra, Kurt'un tutturduu yorucu tempodan harap dp biraz dinlenmek iin mola verdiklerinde, pek'in Kurt ve Pol Teyzeyle konutuunu duydu. Merak yorgunluuna galebe ald ve dinlemek iin uyumamaya alt. "Ben gene de Salmissra'nn bu ile ilgisinin ne olduunu merak ediyorum," diyordu ufak tefek adam.

"Salmissra frsatdr," dedi Kurt. "Kanklk oldu mu bundan ne fayda salayacana bakar hemen." "Yani Murgolara olduu kadar Nyissallara da dikkat etmemiz gerekecek." Garion gzlerini aarak, "Ona neden lmsz Salmissra diyorlar?" diye sordu Pol Teyzeye. "ok mu yal?" "Hayr," dedi Pol Teyze. "Nyissa Kraliesi daima Salmissra adn alr da ondan." "Sen bu Salmissra'y tanyor musun?" "Gerekmez ki," dedi Pol. "Hepsi birbirinin ayndr. Birbirlerine benzerler, ayn ekilde davranrlar. Birini tanrsan hepsini tanmsn demektir." "Y'diss'e ok kzacak," dedi pek sntarak. "Bence Y'diss oktan sessiz ve acsz bir ekilde kendi iini bitirmitir, " dedi Kurt. "Salmissra kzd zaman anya kaar ounlukla." "ok mu zalimdir?" dedi Garion. "Zalim denemez," dedi Kurt. "Nyissallar ylanlara hayrandr. Yi163 TOLNEDRA 162 BYCLER K RA L E S

lan kzdmrsan, seni sokar. Ylan basit ve mantkl bir yaratktr. Seni bir kere soktuktan sonra da kin tutmaz." "Ylanlardan bahsetmek zorunda myz?" dedi pek skntl bir sesle. Hettar arka taraftan, "Atlar dinlenmitir artk," diye seslendi. "Gidebiliriz." Atlarn tekrar drtnala kaldrp, Tol Honeth'in bulunduu Nedra-ne Nehri vadisine doru yola koyuldular. Gne styordu artk; aalarda da baharn ilk tomurcuklan gze arpyordu. imparatorluun l l parlayan baehri, nehrin ortasndaki bir adaya kurulmutu. Btn yollar oraya kyordu. Son tepeyi trmandklarnda nlerindeki verimli arazinin ardnda baehri ak seik grebildiler. Yaklatka ehir daha da byd adm adm. Btn ehir beyaz mermerden yaplmt ve sabah gneinde gz kamatryordu. Duvarlar kaln ve yksekti; ehrin iindeki kuleler ise duvarlara tepeden bakyordu. Nedrane Nehri'nin kpr kpr sular zerindeki kemerli, muhteem bir kpr, bronz kuzey kapsna kyordu. Zrhlan gnete parlayan bir blk lejyoner, kapda nbetteydiler. ipek ciddi grnl pelerinini ve apkasn giyerek eyerinin zerinde diklet. >zne ciddi bir ifade geldi; bu ifade Drasniyal tccar kimliine kendisini bile inandracak bir i deiim geirmekte olduunu gsteriyordu. "Tol Honeth'e ne maksatla geliyorsunuz?" diye sordu bir lejyoner kibarca. "Boktorlu Radek'im ben," dedi ipek akl iinde olan bir tccar dal-gnlyla. "Kaliteli Sendarya ynlleri getirdim." "yleyse Merkez Pazannn yneticisiyle greceksiniz," dedi lejyoner. ipek, "Teekkr ederim," dedi ve kapdan geerek geni, kalabalk caddelere daldlar. "Saraya urayp Ran Borune ile bir konusam iyi olacak," dedi Bay Kurt. "Borunelerle uramak kolay deildir, ama en zekileri de onlardr. Durumun ciddi olduuna onu ikna etmem zor almaz herhalde." "Nasl greceksin ki?" dedi Pol Teyze. "Randevu almak haftalar srebilir. Bilirsin bu Tolnedrahlan." Bay Kurt yzn ekiterek, "Resmi bir ziyaret yapabilirim," dedi adarn kalabaln arasnda srmeye alrlarken. "Geldiimizi btn ehre haber mi vermek istiyorsun?" "Baka bir seeneim var m? Tolnedrahlan ikna etmeliyim. Tarafsz kalmalanna izin veremeyiz."

164 165

"Bir ey nerebilir miyim?" dedi Barak. "Her neriye am." "Gidip Grinneg'i grelim," dedi Barak. "Tol Honeth'teki erek el-isidir. Bizi fazla tantanaya gerek kalmadan saraya sokup imparatorla grmemizi salayabilir." "Fena fikir deil Belgarath," dedi pek. "Grinneg'in sarayda bir sr balants var, aynca Ran Borune de ona sayg duyuyor." "Tek sorun eliyi nasl greceimiz," dedi Durnik, durmu kocaman bir arabann gemesini beklerlerken. "Grinneg kuzenim," dedi Barak. "Grinneg, Anheg ve ben ocukken beraber oynardk." Iriyan adam etrafna baknd. "Evinin nc imparatorluk Lejyonu garnizonunun yaknnda bir yerde olmas lazm. Birine yolu soralm." "Gerek yok," dedi ipek. "Ben yerini biliyorum." "Tahmin etmeliydim," diye sntt Barak. "Kuzey pazar zerinden gidebiliriz," dedi ipek. "Garnizon nehrin batsndaki byk doklann yannda." "Yolu gster," dedi Kurt. "Burada fazla vakit kaybetmek istemiyorum." Tol Honeth sokaklan dnyann drt bir yanndan gelmi insanlarla doluydu. Drasniyahlar ve Rivallar, Nyissallar ve Thullarla yan yanaydlar. Kalabaln iinde birka Nadrak vard; ama Garion ortalkta gereinden fazla Murgo olduunu fark etti hemen. Pol Teyze Het-tar'n yanndan gidiyor ve bir yandan onu yattrmak iin konuurken, bir yandan da kolunu tutuyordu. Smm gibi Algar'n gzleri alev alev olmutu, grd her Murgoda burun kanatlan tehlikeli bir ekilde alp kapanmaya balyordu. Geni caddelerin iki yanndaki mermer cepheli ve salam kapl evler ok gsteriliydi ve ou, yoldan geenlere kstaha bir tavrla bakan paral askerler tarafndan korunuyordu. "imparatorluk payitahtnda phe alm yrm," dedi Mando-rallen. "Komulanndan bu kadar korkuyorlar m?" "Zaman kt," dedi ipek. "Aynca Tol Honethli soylu tccarlar dnyann servetinin mhim bir ksmn evlerindeki kasalarda saklyorlar. Srf bu caddedeki tccarlann bazlan isterlerse Arendiya'nn
BYCLER KRALiESi

ounu satn alabilir." "Arendiya satlk deildir," dedi Mandorallen sert bir sesle. "Sevgili Baron," dedi ipek, "Tol Honeth'te her ey satlktr. eref, erdem, dostluk, ak, her ey. Buras kt insanlarla dolu, kt bir ehir; nemli olan tek ey de para." "yleyse sana ok uygun," dedi Barak. pek glerek, "Tol Honeth'i severim," dedi. "Burallarn sahte hayalleri yok. Hepsi i rahatlatc bir ekilde namussuz." "Sen kt bir adamsn pek," dedi Barak szn saknmadan. "Daha nce de sylemitin bunu," dedi fare suratl Drasniyal alayc bir srtla. Deniz mavisi bir fonda beyaz bir sava gemisinden oluan erek bayra, elinin evinin kapsna takl bir direkte dalgalanyordu. Barak biraz kaslarak atndan inerek demir parmaklkl kapya yrd, ilerideki sakall muhafzlara, "Grinneg'e kuzeni Barak'n onu grmek istediini syleyin," dedi. "Kuzeni olduunu nereden bilelim?" dedi muhafzlardan biri kaba bir tavrla. Barak sradan bir ey yapyormu gibi elini ieri uzatp muhafz rg zrhndan yakalayarak parmaklklara yaptrd. "Shhatin hl yerindeyken," dedi adama, "bu soruyu bir daha sormak ister misin?" "Kusura bakmayn Lord Barak," dedi adam hemen. "imdi yakndan baknca sizi

tandm tabii." "Bundan emindim," dedi Barak. "Size kapy aaym," dedi muhafz. "Harika bir fikir," dedi Barak adam brakarak. Muhafz kapy hemen at ve geni bir avluya girdiler. Kral Anheg'in Tol Honeth imparatorluk Sarayndaki elisi Grin-neg, salam yapl, neredeyse Barak kadar iri bir adamd. Sakal ok ksa kesilmiti ve Tolnedra usul mavi bir pelerin giyiyordu. Basamaklar ikier ikier atlayarak yanlarna geldi ve Barak' iddetle kucaklayarak, "Seni korsan," diye grledi. "Tol Honeth'te ne iin var?" "Anheg buray igal etmeye karar verdi," diye dalga geti Barak. "Altnlar ve gen kadnlar toplar toplamaz, ehri yakmana izin vereceiz." Grinneg'in gzleri bir an iin ihtirasla parlad. "Ne kzarlar deil mi?" dedi pis bir srtla.
TOLNEDRA

"Sakalna ne oldu?" dedi Barak. Grinneg mahcup bir tavrla ksrerek, "nemli bir ey deil," dedi "Birbirimizden sr saklamazdk," dedi Barak. Bunun zerine Grinneg kuzeninin kulana eilerek mahcup bir edayla bir eyler anlatt; Barak kahkahalara bouldu. "Bunu yapmasna nasl izin verdin?" "Sarhotum," dedi Grinneg. "ieri girelim. Mahzende bir f iyi biram var." iki dev csseli adamn peine taklarak ieri girdiler; geni bir koridordan geerek erek tarz denmi, postlarla rtl ar sandalye ve sralar, hasr kapl bir zemini ve iinde koca bir ktk yanan minesi olan bir odaya girdiler. Duvarlardaki demir halkalarda, katranl mealeler yanyordu. "Burada kendimi evimde gibi hissediyorum," dedi Grinneg. Bir hizmetkr hepsine kupalarda siyah bira getirdi ve sessizce odadan kt. Garion, Pol Teyzenin daha hafif bir ey imesini nermesine frsat brakmadan kupasn kaldrp ac biradan koca bir yudum ald. Pol Teyze onu ifadesiz gzlerle ve ses karmadan izliyordu. Grinneg kocaman, ay krk rtl, hasr bir sandalyeye yaylarak "Tol Honeth'te gerekten ne iin var Barak?" dedi. "Grinneg," dedi Barak ciddi bir tavrla, "bu Belgarath. Adn duy-musundur." Eli gzleri irileerek eilip selam verdi. "Evim sizindir," dedi saygyla. "Beni Ran Borune ile grtrebilir misin?" dedi Bay Kurt minenin yannda bir sraya oturarak. "Zor olmaz." "iyi," dedi Kurt. "Onunla grmem lazm, ama bunu tantanasz yapmak istiyorum." Barak dierlerini de Grinneg'e tantt, o da her birine kibarca selam verdi. Tanma fasl bittikten sonra, "Tol Honeth'e kark bir zamanda geldiniz," dedi Grinneg. "Tolnedra soylular l bir inein bana en kuzgunlar gibi ehre doluuyorlar." "Yolda bir-iki dedikodu duyduk," dedi ipek. "Anlatld kadar kt m durum?" "Daha da beter," dedi Grinneg kulan kayarak. "Hanedan dei-

166 BYCLER KRALES 167 TOLNEDRA


'W l

jflj

m
siklii bin ylda birka kere olur. Boruneler alt yz yldr iktidarda; dier aileler deiiklii heyecanla bekliyor." "Ran Borune'nin yerine geme ihtimali en kuvvetli olan aday hangisi?" diye sordu Bay Kurt. "u anda en gl ihtimal, Tol Vordue Grandk Kador," dedi Grinneg. "Dierlerinden fazla paras var. Tabii Honethler daha zengin, ama yedi adaylar olduu iin servet dalyor. Dier aileler ise rekabete pek giremiyorlar. Borunelerin uygun bir aday yok; Raneleri ise kimse ciddiye almyor." Garion elindeki kupay taburesinin yanna, yere brakt dikkatle. Ac birann tad houna gitmemiti ve kendini kandrlm gibi hissediyordu. Ama itii yanm kupa kulaklarn stmt ve burnunun ucu uyumutu. "Rastladmz bir Vordue, Horblann zehir kullandn syledi," dedi pek. "Hepsi kullanyor," dedi Grinneg irenerek. "Horblar dierlerine gre biraz daha aktan aa yapyor bunu. Ama Ran Borune yarn lecek olursa, Kador imparator olur." Bay Kurt kalarn att. "Vorduelerle daha nce hi iim olmamt. Ama imparatorluk kumandan deillerdir." "ihtiyar imparatorun sal hl yerinde," dedi Grinneg. "Bir-iki yl daha dayanabilirse, Honethler bir aday evresinde birleir - artk hangisi hayatta kalrsa. O zaman paralarn birletirip duruma hkim olurlar. Byle eyler vakit alr. Adaylarn kendileri ehir dnda kalyorlar ounlukla; ok da dikkatliler, o yzden suikastilerin onlara ulamas zor." Birasndan kocaman bir yudum alarak gld. "Komik insanlar bunlar." "Saraya imdi gidebilir miyiz?" dedi Bay Kurt. "nce elbise deitirmemiz gerek," dedi Pol Teyze kesin bir tavrla. "Gene mi Polgara?" dedi Kurt ackl bir bakla. "Tartma ve dediimi yap baba," dedi Pol. "Saraya paavralar iinde gidip hepimizi mahcup drmene izin veremem." "O cppeyi giyecek deilim," dedi ihtiyar inat bir tavrla. "Hayr," dedi Pol. "Uygun olmaz zaten. Ama eminim sayn eli sana bir pelerin dn verebilir. Bylece fazla dikkat ekmezsin." "Sen bilirsin Pol," dedi Kurt teslim olarak. Elbiselerini deitirdikten sonra, Grinneg eref ktasn toplad. Ask yzl erek savalar arasnda Tol Honeth'in geni caddelerinden geerek saraya yollandlar. ehrin zenginlii karsnda bylenen ve itii yarm kupa bira yznden hl biraz ba dnen Garion, pek'in yannda at srerek dev binalara ve le gneinde haval haval dolaan zengin kyafetli Tolnedrahlara alk alk bakmamaya alyordu.
169
TOLNEDRA

L
ON ALTINCI BLM

MPARATORLUK SARAYI, Tol Honeth'in tam ortasnda yksek bir tepeye kurulmutu. Tek bir binadan deil, baheler ve glgeli selvi aalan arasna dalm irili ufakl bir mermer binalar kompleksinden oluuyordu. Kompleksin tamam, zerinde dzenli aralklarla heykeller dizilmi yksek bir duvarla evriliydi. Saray kapsndaki lejyonerler erek elisini hemen tandlar ve kahverengi pelerinli, kr sal bir adam olan imparatorluk mabeyincisini ardlar. "Ran Borune'yi grmem lazm Lord Morin," dedi Grinneg, saray kapsnn iindeki mermer avluda atlarndan inerlerken. "Acil bir konuda." "Tabii Lord Grinneg," dedi kr sal adam. "imparator Hazretleri Kral Anheg'in ahsi temsilcisiyle grmekten her zaman mutluluk duyar. Ama maalesef imparator Hazretleri u anda dinleniyorlar. Belki bu leden sonra ya da yarn iin bir randevu ayarlayabilirim." "Bekleyecek vaktimiz yok Morin," dedi Grinneg. "imparatoru hemen grmemiz gerek. Gidip uyandrsan iyi olacak." Lord Morin aknlkla, "Bu kadar da acil olamaz ki canm?" dedi azarlarcasna. "Maalesef yle," dedi Grinneg. Morin dudaklarn bzerek grubun btn yelerini tek tek szd. "Beni iyi tanrsn Morin," dedi Grinneg. "Byle bir eyi kolay kolay istemeyeceimi bilirsin." Morin iini ekti. "Sana gvenmekle kendimi riske atyorum Grinneg. Pekl. Askerlerin burada beklesin." Grinneg muhafzlarna ksa bir iaret yapt, sonra hepsi Lord Mo-rin'in peinden geni bir avludan geerek, binalardan birinin yan sra uzanan stunlu bir galeriye girdiler. "Sal nasl?" dedi Grinneg glgeli yolda yrrlerken. "Sal iyi," dedi Morin. "Ama son zamanlarda sinirleri bozuk. Boruneler kitle halinde grevlerinden istifa edip Tol Honeth'e snyorlar." "Bu koullar altnda akllca bir davran," dedi Grinneg. "Korkarm taht el deitirdikten sonra bir miktar zayiat verilmesi kanlmaz olacak." "Muhtemelen," dedi Morin, "ama mparator Hazretleri kendi ailesi tarafndan byle terk edilmi olmaktan holanmyor." nnde altn kakmal gslkleri olan iki lejyonerin dimdik bekledii kemerli mermer bir kapda durdu. "Ltfen silahlarnz burada brakn. Ha-metmeap bu konuda ok hassastr - anlarsnz ya." Grinneg, "Tabii," diyerek pelerininin altndan kocaman bir kl karp duvara dayad. Dierleri de onun gibi yaptlar, ipek elbiselerinin altndaki eitli yerlerden farkl bak karnca Lord Morin'in gzleri aknlkla ald. -Mthi aletler- dedi mabeyinci gizli dilin el iaretleriyle. -Zaman kt- diye cevap verdi ipek nemsemeden. Lord Morin hafice glmseyerek onlan kapnn br yanndaki baheye gtrd. Bahedeki imler son derece dzenli bir biimde kesilmiti. Yumuak bir ses

171 TOLNEDRA 170 B Y C LE R KRALiESi

kararak akan emeler ve itinayla dzeltilmi gl tomurcuklan vard her yanda. ok yal meyva aalar tomurcuklanyordu, scak gnete neredeyse iek amak zereydiler. Eri bll dallardaki yuvalarndan sereler tyordu. Grinneg bata, Morin'in peine taklp mermer bir patikadan bahenin ortasna yrdler. Tolnedra imparatoru XXIII. Ran Borune, ufak tefek, yalca bir adamd; salar dklmt, altn rengi bir pelerin giyiyordu. Yeni tomurcuklanm bir asmann altnda byk bir koltua oturmu, koltuun koluna konmu parlak renkli kanaryasn beslemekteydi, imparatorun gaga gibi bir burnu ve parlak, sorgulayc gzleri vard. Ban kanaryasndan kaldrarak, "Yalnz kalmak istediimi sylemitim Morin," dedi ters bir sesle. "Defalarca zr dilerim imparator Hazretleri," dedi Morin yerlere kadar eilerek. "erek elisi Lord Grinneg'in size amak istedii ok acil bir sorun varm. Ertelenemeyeceine beni ikna etti." imparator dik dik Grinneg'e bakt. Birden gzlerinde muzip bir ifadeyle, "Bakyorum sakaln uzamaya balam Grinneg," dedi.

"Hametmeaplannn bama gelen bu kk kazadan haberdar olacan tahmin etmeliydim," dedi Grinneg kzararak. "Tol Honeth'te olup biten her eyi bilirim ben Lord Grinneg," dedi mparator. "Btn kuzenlerim ve yeenlerim batan gemiyi terk eden fareler gibi kasalar da, hl birka sadk insan var etrafmda. O Nadrak kadnyla dp kalkmak da nereden aklna geldi! Siz Alorn-larn Angaraklardan nefret ettiinizi zannederdim." Grinneg mahcup bir tavrla ksrerek Pol Teyzeye bir gz att. "Bir aka idi Hametmeap," dedi sonra. "Nadrak elisini mahcup duruma drmek iin... Ayrca kars da ok gzel bir kadn takdir edersiniz ki. Yatann altnda makas bulundurduunu nereden bilebilirdim?" "Sakaln kk bir altn kutuda saklyor," dedi imparator. "Btn arkadalarna gstermek iin." "Habis kadn," dedi Grinneg kederle. "Kim bunlar?" dedi mparator, Grinneg'in arkasnda duran grubu iaret ederek. "Kuzenim Barak ve arkadalar," dedi Grinneg. "Sizinle grmek isteyen onlar aslnda." "Trellheim Kontu ha?" dedi imparator. "Tol Honeth'te ne iiniz var Lordum?" "Geiyordum, Hametmeap," dedi Barak eilerek. Ran Borune dierlerine de tek tek, ilk kez gryormu gibi bakt. "Siz de Drasniyal Prens Kheldarolmalsnz," dedi sonra. "Geen geliinizde seyyar bir sirkte akrobat klndaydnz; yanl hatrlamyorsam peinizdeki polisten de ucu ucuna kurtulup aceleyle ehrimizi terk etmitiniz." ipek de nazik bir selam verdi. "Bu da Algaryal Hettar," diye devam etti imparator. "Cthol Mur-gos'un fazla nfus sorununu tek bana zmeye kalkan kii." Hettar ban hafice edi. "Morin," dedi imparator sert bir sesle. "Niye bir sr Alorn dol-durdun buraya? Alornlardan holanmam." "Acil bir sorundu Hametmeap," dedi Morin alttan alarak. "Bir de Arend ha?" dedi imparator Mandorallen'e bakarak. "Mimb-re stelik." Gzlerini kst. "Duyduum tariflere baklrsa siz ancak Vo MandorBaronu olabilirsiniz." Mandorallen son derece atafatl bir reverans yapt. "Hametme-

aplannn gzleri ok keskin; her birimizin hviyetini hi hata yapmadan tesbit ettiniz." "Hepinizin deil," dedi imparator. "Sendan ve Rival delikanly karamadm." Garion irkildi. Barak bir zamanlar ona en ok bir Rivalya benzediini sylemiti, ama bunu syleyeli beri olup bitenler yznden unutulup gitmiti bu laf. Ama imdi, keskin gzleriyle grnn altnda yatanlar fark edebildii ortada olan Tolnedra imparatoru da onun bir Rival olduunu sylyordu. Pol Teyzeye bir gz att, ama o bir daldaki gl tomurcuklarn incelemeye dalmt. "Sendann ad Durnik," dedi Bay Kurt. "Demircidir. Sendarya'da bu meslek ok nemlidir; neredeyse soylulua yakn bir deer verilir. Delikanl ise torunum Garion." imparator ihtiyara bakt. "Sanki seni tanmam gerekiyormu gibi bir his var iimde. Tam karamyorum ama..." Dnceli bir tavrla duraklad. imparatorun koltuunun koluna tnemi olan kanarya birden akmaya balad. Havalanp doruca Pol Teyzeye doru utu. Pol parman uzatnca kanarya parmana konup ban geri att ve sanki minicik kalbi tapnrcasma bir hayranlkla dolmu gibi vecd iinde akmaya devam etti. Pol kanaryay dikkatle dinliyordu. zerinde beli ve gs dantel ili lacivert bir elbise ve ksa bir pelerin vard. "Kanaryama ne yapyorsun?" diye haykrd imparator. "Dinliyorum," dedi Pol. "Onu ttrmeyi nasl basardn? Aylardr urayorum bunun iin." "Onu gereince ciddiye almamsn." "Kim bu kadn?" diye sordu imparator. "Kzm Polgara," dedi Bay Kurt. "Kularla aras ok iyidir." imparator birdenbire ksa, kukucu bir kahkaha att. "Haydi canm sen de! Buna inanmam beklemiyorsun, deil mi?" Kurt ciddi bir ifadeyle imparatora bakarak, "Beni tanmadndan emin misin Ran Borune," dedi yumuak bir sesle. Grinneg'den dn ald uuk yeil pelerinle bir Tolnedrahya benzemiti; tam deil, ama neredeyse. "Akllca bir numara," dedi imparator. "Rolne uygunsun, kzn da yle; ama ben ocuk deilim. Peri masallarna inanmay brakal ok oldu." "Yazk. O zamandan beri hayatn ok bo gemi demek ki." Kurt
172

BYCLER KRALiESi
TOLNEDRA

173

emelerin akt, hizmetkrlarn etrafta doland ve imparatorun zel muhafzlarnn fazla gze batmadan iek yataklarnn arasnda bekletii bakml baheye bir gz gezdirdi. "Btn bunlara sahip olabilirsin Ran Borune, ama hayatta merak edecek, seni hayretlere drecek bir eyin kalmamsa, hepsi bo ve tatszdr." Sesi biraz kederliydi. "Belki de ok fazla ey feda etmisindir bunlar iin." "Morin," diye emretti Ran Borune, "Zereel'i ar. Bu ii burada halledelim." Morin, "Derhal Hametmeap," diyerek hizmetkrlardan birine iaret etti. "Kanaryam geri alabilir miyim?" dedi imparator Pol Teyzeye rica eder gibi. "Tabii." Pol kk kuu rktmemek iin yavaa yryerek mparatorun koltuuna yaklat. "Bazen akdklannda ne sylediklerini merak ediyorum," dedi Ran Borune. "u anda bana umay rendii gn anlatyor," dedi Pol Teyze. "Kular iin ok nemli bir gndr bu." Elini uzatnca kanarya imparatorun parmana srad;

parlak gzlerinden birini Ran Borune'ye dikmi, hl akyordu. "Ho bir numara," dedi ihtiyar adam, yznde bir glmsemeyle, emelerden birinde oynaan gne klarna bakarak. "Ama maalesef byle eyler iin vaktim yok. Millet nefesini tutmu lmemi bekliyor. Herkes Tolnedra iin yapabileceim en iyi eyin bir an nce lmem olduuna inanyor. Hatta bazlar bu konuda bana yardm etmeye bile alyorlar. Geen hafta sarayn iinde drt suikasti yakaladk. Kendi ailem olan Boruneler bile beni terk etti; imparatorluu brakn, saray idare edecek kadar bile adamm kalmad, ite Zereel de geldi." zeri mistik sembollerle kapl krmz bir pelerin giymi, zayf, gr kal bir adam baheyi hzla geerek imparatorun nnde yerlere kadar eildi. "Beni mi istemitiniz Hametmeap?" "Bu kadnn Byc Polgara, bu adamn da Belgarath olduu syleniyor," dedi imparator. "Bana bir iyilik yapp kimliklerini kontrol eder misin Zereel?" "Belgarath ile Polgara m?" dedi kaln kal adam. "Hametmeap herhalde aka yapyorlar. Bunlar mitolojik isimler. Byle insanlar yok ki hayatta." "Grdnz m," dedi imparator Pol Teyzeye. "Siz yoksunuz. Yetkililer byle sylyor. Zereel kendisi de bir sihirbazdr." "Yaa?" "En iyilerinden biri," dedi imparator. "Tabii numaralarnn ou el abukluundan ibaret, ama zaten byclk dediiniz ey de arlatanlktan baka bir ey deil. Ama Zereel beni elendiriyor; ayrca o da kendini ciddiye alyor. Devam edebilirsin Zereel, ama ltfen her zamanki gibi ortal berbat etme." "Gerek yok Hametmeap," dedi Zereel. "Eer sihirbaz olsalard hemen anlardm. Biz sihirbazlarn zel iletiim yntemlerimiz vardr." Pol Teyze bir kan hafife kaldrarak sihirbaza bakt, "istersen biraz daha dikkatli bak Zereel," dedi sonra. "Bazen insann gznden kaan eyler olabiliyor." Belli belirsiz bir el iareti yapt ve Garion yine kulaklarnda ayn hafif uultuyu duydu. Sihirbaz tam nndeki bolua alk alk bakmaya balad. Gzleri yuvalarndan urad ve yz bembeyaz kesildi. Sonra sanki yer ayaklarnn altndan ekilmi gibi yere kapaklanarak, "Affedin beni Leydi Polgara," diye yalvarmaya balad. "Herhalde bunun beni etkilemesi gerekiyor," dedi imparator. "Ama ben bu zihinleri etkileme oyunlarn daha nce de grdm; Ze-reel'in zihni ise zaten pek gl deil." "Canm sklmaya balyor Ran Borune," dedi Pol Teyze ters bir sesle. "Ona inansan iyi olacak," dedi kanarya incecik, melodik bir sesle. "Kim olduunu grr grmez anladm; ama biz sizin gibi yerde srnen yaratklara gre ok daha kolay anlarz byle eyleri. Zaten neden yerde srndnz de anlayamyorum. Eer isteseniz uabilirsiniz, eminim. Bu arada sarmsak yemeyi de brakr msn ltfen, azn kokuyor." "t," dedi Pol Teyze kua yumuak bir sesle. "Bunu zel olarak da konuabilirsiniz." mparator kua bir ylana bakar gibi bakarak tir tir titremeye balamt. "Gelin, Polgara ile benim iddia ettiimiz kiiler olduumuza ina-nyormuuz gibi yapalm, olur mu?" dedi Bay Kurt. "Birbirimizi ikna etmek iin btn gn uraabiliriz istersek, ama o kadar vaktimiz yok. Sana sylemek istediim nemli eyler var - kim olduumdan bamsz olarak."
175 TOLNEDRA 174 BYCLER K RA Li E Si

"Bunu kabul edebilirim herhalde," dedi Ran Borune; titremesi hl gememiti ve ikide bir artk susmu olan kanaryaya bakyordu. Bay Kurt ellerini arkasnda kavuturarak, bir dala konmu olan sere srsne bakmaya balad. "Geen sonbahar banda," diye balad sze, "Dnek Zedar Riva

taht salonuna gizlice girerek Aldur Ta' m ald." "Ne yapt, ne yapt?" dedi Ran Borune koltuunda dikilerek. "Nasl ald?" "Bilmiyoruz," dedi Kurt. "Yakaladm zaman belki sorarm ona. Ama herhalde bunun ne kadar nemli bir ey olduunu anlyorsun-dur." "Herhalde," dedi imparator. "Alornlar ve Sendarlar sessizce sava hazrlklarna baladlar," dedi Kurt. "Sava m?" dedi Ran Borune hayretle. "Kiminle?" "Angaraklarla tabii." "Zedar'n Angaraklarla ne ilgisi var? Kendi bana bir i yapyor da olabilir, deil mi?" "Bu kadarda saf olamazsn," dedi Pol Teyze. "Kendinize gelin hanmefendi," dedi Ran Borune kibirli bir tavrla. "Zedar imdi nerede?" "ki hafta nce Tol Honeth'ten gemi," dedi Kurt. "Eer ben onu durdurmadan Angarak krallklarndan birine snmay baarrsa, Alornlar sava aacak." "Arendiya da," dedi Mandorallen kararl bir tavrla. "Kralm kararn verdi." "Dnyay atee boacaksnz," diye itiraz etti imparator. "Belki," dedi Kurt. "Ama Zedar'n Ta Torak'a gtrmesine izin veremeyiz." "Hemen eliler yollayacam," dedi Ran Borune. "ler kontrolden kmadan nce bu sava engellenmeli." "Biraz ge kaldnz," dedi Barak. "Anheg ve dier krallarn Tol-nedra diplomasisiyle uraacak halleri yok u anda." "Elilerinizin kuzey lkelerinde kt bir hreti var Hametme-ap," dedi ipek. "Anlama masasna hep ellerinin altnda birka ticaret anlamasyla oturuyorlar. Tolnedra ne zaman bir anlamazla hakem olsa, bu i taraflara pahalya patlyor. Sizin arabuluculuk hizmetinizin masrafnz karlayamayz artk." Gnein nnden geen bir bulut birdenbire baheye souk bir glge drd. "Bu i nndan kyor," dedi imparator. "Alornlarla Angaraklar binlerce yldr bu deersiz ta paras yznden kavga edip duruyorlar. Zaten birbirinizin grtlana sarlmak iin frsat kolluyordunuz, bununla da bahanenizi buldunuz ite. iyi yleyse, keyfini kann. Ben imparator olduum srece Tolnedra bu kavgada taraf olmayacak." "Bu ite tarafsz kalamazsn Ran Borune," dedi Pol Teyze. "Niyeymi o? Ta beni hi ilgilendirmiyor, isterseniz birbirinizi yok edin. Bu i bittiinde Tolnedra hl ayakta olacak." "Acaba?" dedi Kurt. "imparatorluun Murgolarla dolu. Bir haftada igal ederler buray." "Onlar namuslu ilerle uraan namuslu tccarlar." "Murgolann namuslu ii yoktur," dedi Pol Teyze. "Tolnedra'daki Murgolann her biri Grolim Barahibi tarafndan yollanmtr." "Abartyorsunuz," dedi Ran Borune inatla. "Btn dnya babanla senin Angaraklardan saplantl bir ekilde nefret ettiinizi biliyor; ama zaman deiti." "Cthol Murgos hl Rak Cthol'dan ynetiliyor," dedi Kurt. "Orada da patron Ctuchik. Dnya deimise bile Ctuchik deimedi. Rak Goska'dan gelen tccarlar sana medeni gibi grnebilir, ama Ctuchik ne emir verirse onu yaparlar; Ctuchik'in de Torak'n mridi olduunu unutma." "Torak ld." "Sahi mi?" dedi Pol Teyze. "Mezarn grdn m? Mezann ap kemiklerine baktn m?" "Bu imparatorluu ynetmek ok pahal bir i," dedi imparator. "Murgolann salad gelire ihtiyacm var. Rak Goska'da ve Gney Kervan Yolu boyunca casuslarm var. Murgolar bana kar bir harekete kalkacak olsalard bilirdim. Btn bu olaylarn Bycler Kar-delii'nin bir i ekimesi olduundan pheleniyorum

176 177

dorusu. Sizin gerek maksatlarnz farkl, ben de imparatorluumu sizin iktidar mcadelenizde piyon olarak kullandrmayacam." "Ya Angaraklar kazanrsa?" dedi Pol Teyze. "Torak'la nasl baa kacaksn?" "Torak'tan korkmuyorum." "Hi karlatn m onunla?" dedi Kurt. "Tabii ki karlamadm. Bak, Belgarath, kzn ve sen Tolnedra'

BYCLER KRALiESi TOLNEDRA

nn dostu olmadnz hibir zaman. Vo Mimbre'den sonra bize yenilmi bir dman gibi davrandnz. Verdiin bilgiler ilgin, gerekli deerlendirmeleri yapacam. Ama Tolnedra politikas Alorn nyarglarna gre biimlendirilmiyor. Ekonomimiz Gney Kervan Yolu'n-daki ticarete sk skya bal. Srf siz Murgolan sevmiyorsunuz diye imparatorluumu altst edecek deilim." "Aptaln tekisin yleyse," dedi Kurt szn saknmadan. "Ka kiinin byle dndn bilsen aardn," dedi imparator. "Belki yerime geecek olan imparatoru ikna edebilirsin. Vordue veya Honeth olursa rvet bile alrlar senden; ama Boruneler rvet almaz." "Tavsiye de almyorlar," dedi Pol Teyze. "Yalnzca iimize geldii zaman alrz Leydi Polgara," dedi Ran Borune. "Biz elimizden geleni yaptk," dedi Kurt. Bahenin arka tarafnda bronz bir kap arplarak ald ve alev sal, gzleri fkeyle parlayan kk bir kz dar frlad. Garion onu nce ocuk zannetti, ama yaklatnda o kadar da kk olmadn fark etti. ok ufak tefek olmasna ramen, ksa, kolsuz yeil tuniinden grnen kollar ve bacaklar bir gen kznkiler gibiydi. Garion kz ilk grd anda tuhaf bir aknla kapld, sanki daha nce karlamlar gibi, ama tam olarak da deil. Karmakark salar Ga-rion'un daha nce hi grmedii koyu, parlak, iinden gelen bir kla yanyor gibi grnen bir krmzyd ve uzun bukleler halinde boynuna ve omuzlarna dklyordu. Cildi altn rengiydi ve kapnn yanndaki aalarn glgesinde yrrken iinde sanki yeil bir ton varm gibi grnyordu. Kzn fkeden kudurmu gibi bir hali vard. "Ben burada hapis miyim?" diye bard imparatora. "Ne diyorsun sen?" dedi Ran Borune. "Lejyonerler saraydan kmama izin vermediler." "Haa," dedi imparator, "u mesele." "Evet o mesele." "Ben emir verdim Ce'Nedra," dedi imparator. "Onlar da yle dediler. Syle de beni braksnlar." "Olmaz." "Olmaz m?" dedi kz mthi bir hayretle. "Olmaz mT Sesi birka oktav birden tizleti. "Ne demek olmaz?" "Bu aralar ehirde dolaman ok tehlikeli," dedi imparator onu yattrmaya alarak. "Sama," dedi kz. "Sen kendi glgenden bile korkuyorsun diye bu khne sarayda kilitli kalmaya niyetim yok. arya kmam lazm." "Birini gnder." "Birini gndermek istemiyorum," diye haykrd kz. "Kendim gitmek istiyorum." "Gidemezsin," diye kestirip att Ran Borune. "Git derslerini al." "almak istemiyorum," diye szland kz. "Jeebers kasnt salan biri; canm skyor. Oturup tarih, politika filan konumak istemiyorum. Bir akam da kendime ayrmak istiyorum." "Kusura bakma," "Ltfen babacm," derken sesi birden yumuayp bir yakarmaya dnt, imparatorun altn rengi pelerininin ucuyla oynamaya balad. "Ltfen." imparatora

179 TOLNEDRA 178

kirpiklerinin arasndan yle bir bak vard ki, ta bile eritebilirdi. "Kesinlikle hayr," dedi imparator ona bakmayarak. "Emrim geerli. Saray terk etmeyeceksin." Kz, "Senden nefret ediyorum!" diye haykrarak gzyalar arasnda baheden koarak kat. "Kzm," dedi imparator zr diler gibi. "Byle bir ocukla uramann ne demek olduunu bilemezsiniz." "Emin olun bilebilirim," dedi Bay Kurt, Pol Teyzeye bir gz atarak. Pol Teyze de ona meydan okuyan bir bakla bakarak, "Syle baba," dedi. "Syle de iinde kalmasn." "Bo ver," dedi Kurt omuzunu silkerek. Ran Borune dnceli bir tavrla ikisine bakt. "Birden aklma geldi de," dedi gzlerini ksarak, "belki bir pazarlk yapabiliriz." "Nasl bir pazarlk?" "Alornlar senin szn dinlerler," dedi imparator. "Evet, biraz," dedi Kurt. "Eer sen sylersen, belki de Vo Mimbre Anlamasnn sama hkmlerinden birinden vazgeerler." "Hangi hkmm o?" "Ce'Nedra'nn Riva'ya gitmesine gerek yok aslnda, deil mi? Ben Borune Hanedannn son imparatoruyum; ldm zaman da o artk prenses olmayacak. Bu koullar altnda o hkmn onun iin bir geerlilii kalmaz. Zaten sama sapan bir hkm. Riva Kralnn soyu bin

BYCLER K R A L i E S i

yz yl nce bitti; o yzden Riva taht salonunda onu bekleyen bir damat da olamaz. Grdnz gibi, Tolnedra bu aralar ok tehlikeli bir yer. Ce'Nedra'nn on altnc doum gn gelecek sene; bu tarihi de herkes biliyor. Eer onu Riva'ya yollayacak olursam, mparatorluktaki katillerin yans sarayn kapsnda dar kmasn beklemeye balar. Bu riski almamay tercih ederim. Eer Alornlar bir konuda ikna edersen, belki ben de Murgolarla ilgili baz tavizler verebilirim, saylarn snrlamak ya da baz blgelere sokmamak gibi." "Hayr Ran Borune," dedi Pol Teyze. "Ce'Nedra Riva'ya gidecek. Sen anlamann yalnzca bir formalite olduunu anlayamamsn. Eer kznn alnnda Riva Kralnn kars olmak yazlysa, dnyadaki hibir g onun gerekli zamanda Riva taht salonunda bulunmasn engelleyemez. Babamn Murgolarla ilgili nerileri sadece birer tavsiyeydi. Bu konuda ne yapacan ise sana kalm." "yleyse artk konuacamz bir ey kalmad," dedi imparator souk bir tavrla. nemli grnl iki memur baheye girerek Lord Morin'e bir ey ler syledi. "Hametmeap," dedi kr sal mabeyinci hrmetkar bir tavrla. "Ticaret Bakannz size Rak Goska'dan gelen heyetle mkemmel bir anlamaya vardklarn bildirmemi istedi. Cthol Murgoslu beyler son derece anlayl davranmlar." "ok memnun oldum," dedi Ran Borune, Bay Kurt'a manal bir bak frlatarak. "Rak Goska heyeti ayrlmadan nce size sayglarn sunmak istiyor," diye ekledi Morin. "Tabii," dedi imparator. "Onlar burada kabul etmekten kvan duyarm." Morin dnerek kapda bekleyen iki memura iaret etti. Adamlar dardaki birine bir eyler sylediler ve kap ald. Be Murgo baheye girdi. Kukuletal, siyah, kaba cppeler giyiyorlard, ama kukuletalarn geri atmlard. Cppelerin n akt ve iine giydikleri rg zrhlar gnete parlyordu. ndeki Murgo dierlerinden biraz daha uzun boyluydu ve tavrndan heyetin ba olduu anlalyordu. Btn hayat boyunca tand dmannn yaral yzne baknca Garion'un kafasna bir sr grnt ve an t.

Aralarndaki sessiz, gizli ban ekimini hissetti yeniden. Aarak't adam. Bir ey Garion'un zihnine dokundu; sadece bir yoklamayd bu. Murgonun Val Alorn'da, Anheg'in saraynn lo koridorunda ona ynelttii mthi g deildi. Tuniinin altndaki tlsm ayn anda hem buz kesmi, hem de yanyormu gibi oldu. "imparator Hazretleri," dedi Aarak souk bir glmsemeyle ne karak. "Huzurunuza kabul edilmek bizi ereflendirdi." rg zrh ngrdayarak eilip selam verdi. Barak Hettar'n bir kolunu skca yakalad, Mandorallen de teki koluna yapt. "Sizi tekrar grmek beni de ok sevindirdi deerli Aarak," dedi mparator. "Duyduuma gre anlamaya varmsnz." "iki tarafn da kanna bir anlama Hametmeap." "Anlamann en iyisi de yle olur," dedi Ran Borune. "Murgo Kral Taur Urgas selamlarn yollad," dedi Aarak. "Kral Hazretleri Cthol Murgos ile Tolnedra arasndaki ilikiyi glendirmenin art olduuna inanyor. Bir gn imparator Hazretlerine 'Kardeim,' diyebileceini umuyor." "Taur Urgas'n bar emellerine ve efsanevi bilgeliine saygmz byktr," dedi imparator kibirli bir glmsemeyle. Aarak ifadesiz gzlerle etrafna baknarak, "Merhaba Ambar," dedi Ipek'e. "Darin'de Mingan'n evinde karlatmzdan beri ansn yaver gitmi gibi grnyor." ipek ellerini masum bir ifadeyle iki yana aarak, "Tanrlar yardm etti," dedi. "En azndan ou." Aarak hafife glmsedi. "Tanyor musunuz?" dedi imparator aknlkla. "Tanmtk Hametmeap," dedi ipek. "Baka bir krallkta," dedi Aarak. Sonra dik dik Bay Kurt'a bakp, "Belgarath," dedi ban hafife eerek. "amdar," dedi ihtiyar. "iyi grnyorsun." "Saol." "Burada tek yabanc benim galiba," dedi imparator. "amdar'la ben ok uzun bir zamandr tanyoruz," dedi Bay Kurt, Murgoya gznde alayc bir parltyla bakt. "Bana gelen son belay atlatmsn bakyorum." Aarak'n yznde bir fke ifadesi belirdi ve emin olmak ister gibi yerdeki glgesine bakt. Garion, Kurt'un Algrothlann saldrsndan sonra Elgon'un tepesin180 BYCLER KRALiESi

de syledii eyi hatrlad - glgesini "dolayl yoldan" geri gndermekle ilgili bir ey. Her nedense Murgo Aarak'la Grolim amdar'n ayn kii olmalar onu artmamt. Kulaa hafife akortsuz gelen karmak bir melodinin birden doru tnlamaya balamas gibi, bu iki kiinin birlemesi doru geldi ona. Bu bilgi zihninde kilitte dnen bir anahtar gibi yerine oturmutu. "Bir gn o ii nasl yaptn anlat bana," diyordu Aarak, "ilgin bir tecrbeydi. Ama atm histeri krizi geirdi." "Atndan zr dilerim." "Neden bu konumann yansn kanyormuum gibi geliyor bana?" diye sordu Ran Borune. "zr dilerim Hametmeap," dedi Aarak. "Kadim Belgarath ile ben eski dmanlmz tazeliyorduk. Birbirimizle medeni bir ekilde konuma ansn pek bulamyoruz da." Sonra Pol Teyzeye dnerek kibarca selam verdi. "Leydi Polgara, her

zamanki gibi gzelsiniz." Baknda kastl bir ima vard. "Sen de hi deimemisin amdar." Ses tonu yumuak, hatta iyicildi, ama onu ok iyi tanyan Garion, aslnda Grolim'e ar bir hakaret etmi olduunu anlad. "Harika," dedi Aarak zayf bir glmsemeyle. "Tiyatro oyunundan da iyi bu," dedi imparator keyifle. "Her yannzdan nefret damlyor. Keke ilk perdesini de grm olsaydm." "lk perde ok, ok uzundu Hametmeap," dedi Aarak. "ou zaman da skcyd. Fark etmisinizdir, Belgarath bazen kendi zeksna fazla gvenir." "Bunu telafi edebilirim istersen," dedi Bay Kurt hafife glmseyerek. "Sz veriyorum amdar, son perde ok ksa olacak." "Tehdit mi ediyorsun ihtiyar?" dedi Aarak. "Medeni davranacamz konusunda anlamtk hani?" "Seninle anlatmz hi hatrlamyorum," dedi Kurt. Sonra imparatora dnerek, "Artk gitmemiz gerek Ran Borune," dedi. "izninle tabii." "Tabii," dedi imparator. "Seninle tantma sevindim. Tabii aslnda varolduuna inanmyorum hl. Ama pheciliim kiisel deil, dinbilimsel." "Buna sevindim," dedi Kurt, sonra aniden muzip bir tavrla imparatora srtt. Ran Borune gld.
1 0 1

TOLNEDRA

lal

"Bir dahaki grmemizi heyecanla bekliyorum Belgarath," dedi 'Ben senin yerinde olsam beklemezdim," dedi Kurt, sonra dnd ve imparatorun bahesinden ktlar.
Aa

liH
183
TOLNEDRA

ON YEDNC BLM

ARAY KAPISINDAN ktklarnda vakit akama yaklayordu. Scak ilkbahar gneinde imler yemyeildi ve selvi aalar hafif rzgrda dalgalanyordu. "Tol Honeth'te

fazla bir iimiz kalmad galiba," dedi Kurt. "Gidiyor muyuz?" diye sordu Mandorallen. "nce bir ey yapmam gerek," dedi Kurt gzlerini ksarak. "Barak ve kuzeni benimle gelsin. Siz de gidip Grinneg'in evinde bekleyin." "Yolda arya urarz," dedi Pol Teyze. "Almam gereken bir-iki ey var." "Alverie kmadk Pol." "Grolimler burada olduumuzu zaten biliyor baba," dedi Pol. "O yzden hrsz gibi saklanarak dolamann manas yok, deil mi?" Kurt iini ekti. "Pekl, pekl." Bay Kurt aresizce ban sallayarak Barak ve Grinneg'le birlikte uzaklat. Dierleri saraydan aa, prl prl parlayan ehre doru atlarn srdler. Aadaki caddeler geniti ve iki yanlarnda her biri bir saraya benzeyen muhteem evler vard. "Zenginler ve soylular," dedi ipek. "Tol Honeth'te saraya ne kadar yakn oturursanz, o kadar nemli saylrsnz." "Ekseriyetle byledir bu Prens Kheldar," dedi Mandorallen. "Servet ve makam, bazen iktidar koltuuna yakn olmann emniyetine ihtiya hisseder. aaa ve tahta yaknlk, kk insanlarn kendi kifa-yetsizlikleriyle yz yze gelmemelerini salar." "Azmdan aldn, ben de tam yle diyecektim," dedi ipek. Tol Honeth'in merkez ars, dnyann drt bir yanndan gelme mallarn sergilendii, rengrenk dkknlar ve tezghlarla dolu dev bir meydand. Pol Teyze atn erekli muhafzlardan birine emanet ederek tezghlar arasnda dolamaya ve grd her eyi satn almaya balad. Pol Teyzenin ald her malda Ipek'in yz bembeyaz kesiliyordu; paralar onun kesesinden kacakt ne de olsa. "Ona bir eyler syle," diye yalvard Garion'a. "Beni iflas ettirecek." "Beni dinleyeceini de nereden kardn?" dedi Garion. "Bir dene hi olmazsa," dedi ipek aresizce. arnn ortalk yerinde zengin giyimli adam durmu hararetle tartyorlard. "Sen akln karmsn Haldor," diyordu kalkk burunlu zayf bir adam heyecanla. "Honethler kendi keselerini doldurmak iin imparatorluu soyup soana evirirler." Yz kzarm, gzleri fal ta gibi almt. "Vordue ailesinden Kador daha m iyi yani?" dedi Haldor adl iri yapl adam. "Akln karan sensin Radan. Kador'u tahta karrsak, hepimizi iner geer, imparator olmay arya karmak da ok ktdr." "Bunu nasl sylersin?" diye haykrd Radan, ter iindeki yz biraz daha karararak. "Grandk Kador tek seeneimiz. Bana para vermese de oyumu ona verirdim." Tartrken elini kolunu sallyor, dili dolanyordu. "Kador domuzun teki," diye kestirip att Haldor; bu arada da szlerinin etkisini lmek ister gibi tekinin yzn inceliyordu. "Kstah, yabani domuzun teki; taht zerinde bir sokak kpei kadar bile hakk yok. Byk dedesi Vordue ailesine, rvet vererek katlmt; Tol Vordue rhtmlarndan gelme bir hrszn dl nnde eileceime bileklerimi keserim daha iyi." Holdor'un bu hesapl hakaretleri karsnda Radan'n gzleri yuvalarndan urad. Konumak ister gibi birka kez azn at, ama fkeden dili tutulmutu sanki. Yz morard ve debelenmeye balad. Sonra vcudu kaskat kesilerek geriye doru bklmeye balad. Haldor ise onu bir doktor edasyla izliyordu. Radan boulur gibi bir lk atarak srtst yere devrilip tepinmeye balad. Gzlerinin ak grlyor, azndan kpkler sayordu. Vcudunun kaslmalar giderek artt; kafasn kaldrm talarna vurmaya ve kaslm elleriyle boazn skmaya balad. "ok gl bir zehir," dedi nc adam Haldor'a. "Nereden buldun?"

185 TOLNEDRA 184 BYCLER KR A Li E Si

"Bir dostum son gnlerde Sthiss Tor'a gitmiti," dedi Haldor Radan'n kaslmalarn ilgiyle izleyerek. "En iyi taraf da zehrin fkele-

nene kadar tamamen zararsz olmas. Eer zararsz olduunu kantlamak iin nce ben imeseydim, Radan katiyen imezdi o arab." "Sen de mi ayn zehirden itin yani?" dedi teki adam hayretle. "Ben emniyetteyim," dedi Haldor. "Ben asla duygulanma kaplmam." Radan'n debelenmeleri giderek azald. Topuklar yeri birka kez daha dvd, sonra kasld ve uzun bir inleme sesi kararak ld. "Bu zehirden biraz daha kald m acaba?" diye sordu Haldor'un arkada dnceli bir tavrla. "Byle bir eye iyi para veririm." Haldor glerek, "istersen evime gidip orada konualm bu konu yu, " dedi. "Bu arada birer bardak arap da ieriz." i br adam hayretle yzne bakt, sonra sinirli bir tavrla gldii,| Sonra cesedi kaldrm talan zerinde brakarak beraberce dnj uzaklatlar. Garion dehetle bir giden adamlara, bir de kararm bir suratla arnn ortalk yerinde kvnlm yatan cesede bakt. Cesedin yaknndaki Tolnedrallar grmezden gelip geiyorlard. "Niye kimse bir ey f yapmyor?" dedi. "Korkuyorlar," dedi tpek. "Eer ilgilenirlerse, onlan da birinin ta- ' raftan sanabilirler. Tol Honeth'te politika ciddi bir itir." "Birinin yetklililere haber vermesi gerekmez mi?" dedi Durnik| bembeyaz bir surat ve titreyen bir sesle. "Verilmitir, merak etme," dedi pek. "Burada kalmayalm. Bu ie bulamamz iyi olmaz." Pol Teyze de yanlarna geldi. Grinneg'in evinden yanlanna verilen iki erek savasnn elleri kollan paketlerle doluydu ve ikisi de biraz huzursuz grnyorlard. "Ne yapyorsunuz?" dedi Pol, Ipek'e. "Uygulamal Tolnedra politikas izliyorduk," dedi ipek meydann ortasndaki cesedi gstererek. "Zehir mi?" diye sordu Pol Radan'n kaslm vcuduna bakarak. tpek bayla onaylayarak, "Tuhaf bir zehir," dedi. "Kurban fkelenene kadar etkisini gstermiyormu." "Athsat," dedi Pol ciddi bir yzle ban sallayarak. "Biliyor musun?" dedi ipek. "ok az bulunur," dedi Pol. "ok da pahaldr. Nyissallann bu zehri bakalanna sattn duymamtm." "Buradan uzaklasak iyi olacak," dedi Hettar. "Lejyonerler geliyor, ahit olarak sorgulanmak ho olmaz." ipek, "iyi fikir," diyerek onlan arnn br tarafna yneltti. Meydann kysndaki evlerin yaknnda, sekiz iriyan adam, skca rtl bir tahtrevan tayorlard. Tahtrevann perdesi araland ve zarif, parmaklan yzklerle dolu bir el uzanarak tayclardan birinin omzuna dokundu. Adamlar hemen durup tahtrevan yere braktlar. "ipek," diye seslendi tahtrevann iinden bir kadn sesi. "Tol Honeth'te ne yapyorsun?" "Bethra?" dedi ipek. "Sen misin?" Tahtrevann perdesi ald ve iinde kzl saten yastklara yaslanm ok k bir kadn belirdi. Kara salan kvrckt ve bukleleri incilerle rlmt. Pembe ipek elbisesi vcuduna yapyordu; kollan ve parmaklar altn bileziklerle ve yzklerle kaplyd. Yz nefes kesecek kadar gzeldi; uzun kirpikli gzlerinde ise eytani bir

187 TOLNEDRA 186

ifade vard. Fazlasyla olgun ve ehvetli bir fesatlk vard her halinde. Garion her nedense kpkrmz kesildi. "Ben senin hl katn zannediyordum," dedi kadn yukandan bir tavrla. "Peine taktm adamlar profesyoneldi." ipek alayl bir selam verip, "Hi fena deillerdi Bethra," dedi sn-tarak. "Yeteri kadar deil, ama gerekten iyiydiler. Umanm artk onlara ihtiyacn yoktur." "Neden geri dnmediklerini merak etmitim zaten," dedi kadn glerek. "Bilmeliydim tabii. Umarm stne alnmamsndr." "Tabii alnmadm Bethra. i icab ne de olsa." "Anlayacan biliyordum," dedi kadn. "Senden kurtulmam lazmd, nk btn planm altst ediyordun." ipek fesat bir tavrla sntarak, "Biliyorum," diye bbrlendi. "Thull elisiyle durumu ayarlamak iin girdiin btn o zahmetlerden sonra..." Kadn fkeyle yzn buruturdu. "Ne oldu Thull elisine?" dedi ipek. "Nedrane Nehri'ne yzmeye gitti." "Thullann yzebildiim bilmiyordum." " Yzemezler zaten, hele ayaklarna kocaman bir ta balysa. Sen iin canna okuduktan sonra ona ihtiyacm kalmamt; baz evrelerde sylemesini istemediim eyler de biliyordu tabii..." "Her zaman tedbirlisindir Bethra." "imdi neler kantnyorsun?" diye sordu kadn merakla.

B Y C L E R K R A L i E S i

ipek omuzlarn silkti. "undan bundan." "Hanedan deiiklii meselesi mi?" "Yok canm," diye gld ipek. "O ie bulaacak kadar aptal deilim. Sen hangi taraftasn?" "Merak ettin, deil mi?" pek gzlerini ksarak etrafa baknd. "Biraz bilgiye ihtiyacm var Bethra - tabii konuman sakncal deilse." "Konu ne pek?" "ehirde Murgo kaynyor," dedi pek. "Eer u anda onlarla bir f iin yoksa, bu konuda syleyecein her ey iime yarar." Bethra gene yukardan bir tavrla glmsedi. "Karl ne olacak?" "Meslekta nezaketi diyemez miyiz?" Bethra nce fesat bir edayla glmsedi, sonra da kahkahay koyuverdi. "Niye olmasn? Senden holanyorum ipek; eer bana borlu kalrsan daha da holanrm." "Klen olurum," dedi ipek. "Yalanc." Bir sre dnd. "Murgolar daha nce ticaretle hi bu kadar ilgilenmemilerdi," dedi sonra. "Ama birka yl nce ikier er ehre akn etmeye baladlar; geen yaz ise Rak Goska'dan kervanlarla geldiler." "Tahtn el deitirmesi konusunda sz sahibi olmaya m alyorlar?" dedi ipek. "Bence yle," dedi Bethra. "Tol Honeth'te anszn bol bol kzl altn belirdi. Kasalarm kzl altn dolu." "ie yaryordur," dedi ipek srtarak. "Tabii yaryor." "Bir adaylar var m?" "Daha anlayamadm, iki klie blnm gibi grnyorlar, aralarnda da ciddi bir kavga var." "Numara da olabilir."

"Sanmyorum. Bence kavga Zedar ile Ctuchik arasnda, ikisi de bir sonraki mparatoru kontrol etmek istiyor. Su gibi para harcyorlar." "Aarak denilen Murgoyu tanyormusun?" "Ha, u adam," dedi Bethra. "Btn Murgolar ondan korkuyor. u anda Ctuchik adna alyormu gibi grnyor, ama bence kendi hesabna bir i yapyor. Grandk Kador'u satn ald; Kador da tahta en yakn aday. Bu da Aarak' ok gl bir konuma getiriyor. Bildiklerim bu kadar." "Saol Bethra," dedi ipek saygyla. "Tol Honeth'te daha kalacak msnz?" diye sordu Bethra. "Maalesef kalmayacaz." "Yazk. Belki de beni ziyaret edersin diye dnmtm. Eski gnlerden konuurduk. Artk pek yakn dostum kalmad - ya da senin gibi sevgili dmanlarm." ipek hnzrca glerek, "Neden acaba?" dedi. "Thull elisinden daha iyi yzebileceimi sanmyorum. Sen tehlikeli bir kadnsn Bethra." "eitli alardan haklsn," dedi Bethra gerinerek. "Ama benim yzmden canndan endie etmen gerekmez - artk gerekmez yani." "Ben canmdan endie etmiyordum," diye srtt ipek. "O baka mesele," dedi Bethra. "Bana bir kyak borlu olduunu unutma." "Borcumu demek iin yanp tutuuyorum," dedi ipek arsz bir tavrla. "Sen adam olmazsn," dedi Bethra glerek; tayclarna iaret edince tahtrevan omuzladlar. "Hoa kal pek," dedi kadn. "Hoa kal Bethra," dedi ipek yerlere kadar eilerek. Tahtrevan uzaklarken, "ok iren," dedi Durnik fkeden bouk kan bir sesle. "Byle bir kadnn bu ehirde kalmasna nasl izin veriyorlar?" "Bethra'nm m?" dedi ipek aknlkla. "O Tol Honeth'teki en zeki ve en ilgin kadndr. Onunla bir iki saat geirmek iin dnyann drt bir kesinden insan gelir." "Bir fiyat vardr bunun tabii," dedi Durnik. "Yanl anlama Durnik," dedi ipek. "Bethra'nm muhabbeti eyden" -Pol Teyzeye bir gz atarak ksrd- "daha deerlidir aslnda." "yle mi?" dedi Durnik alayla. pek gld. "Durnik, seni kardeim gibi seviyorum, ama bazen yle muhafazakr oluyorsun ki..." "Adam rahat brak ipek," dedi Pol Teyze sert bir sesle. "Ben bu halinden memnunum." "Sadece biraz eitmeye alyordum Leydi Polgara," dedi pek masum bir tavrla. "Barak hakl Prens Kheldar," dedi Pol. "Siz habis bir adamsnz." "Vazife icab. nce duygularm vatanm iin feda ediyorum." "Tabii, tabii."
188 BYCLER KRALiESi

"Bu tr eylerden holandm sanmyorsunuzdur umarm." "Niye tadnda brakmyoruz?" dedi Pol. Grinneg, Barak ve Bay Kurt, dierlerinden az sonra Grinneg'in evine dndler. "Eee?" dedi Pol Teyze, Bay Kurt bekledikleri odaya girdiinde. "Gneye gitmi," dedi Kurt. "Gneye mi? Douya, Cthol Murgos'a dnmemi mi?" "Hayr," dedi Kurt. "Belli ki Ctuchik'in adamlaryla karlamak istemiyor. Snn gemek iin sakin bir yer aryordur. Veya Nyissa'ya gidiyordur. Belki de Salmissra ile

anlat. Ancak onu izlersek anlayabiliriz." "arda eski bir dostuma rastladm," dedi pek oturduu koltuktan. "Aarak'n hanedan deiiklii iine bulatn syledi. Vordue Grandkn satn alm. Vordueler taht ele geirirlerse, Tolnedra Aarak'n avucunu der." Bay Kurt dnceli dnceli sakaln kad. "Er veya ge bu adamla hesaplamamz gerekecek. Beni yormaya balad." "Bir-iki gn daha kalp bu ii ebediyen halledebiliriz," dedi Pol Teyze. "Hayr," dedi Kurt. "Bu tr ileri ehirdeyken yapmamalyz. Epey grlt koparr; Tolnedrallar ise anlamadklar konularda fazla heyecanlanrlar. Eminim daha sonra, fazla kalabalk olmayan bir yerde bir frsat geer elimize." "Gidiyor muyuz yleyse?" dedi tpek. "Sabah erkenden yola kalm," dedi Kurt. "Ne de olsa bizi takip edeceklerdir, ama sokaklar bo olursa ileri gleir." "Amla bir konuaym," dedi Grinneg. "Sizi en azndan karnnz iyice doyurarak yollayaym ki, yolda karnza kacak eylerle daha rahat baa kabilesiniz. Tabii bir de dn gece atmz bira fs var." Bay Kurt srtmaya balamt ki, Pol Teyzenin onaylamayan bakn grd, "imezsek bozulur Pol," dedi. "Fy atn m bitirmelisin. Bozulsa yazk olmaz m imdi?"

ON S EK Z N C BLM

RTES GN yol kyafetlerini giyerek sabah erkenden Grinneg'in evinden ayrldlar. Arka kapdan dikkat ekmeden karak, tpek'in her zaman bulduu arka sokaklardan ve aralklardan getiler. Adann gneyindeki dev bronz kapya vardklarnda, gkyz dou tarafnda aydnlanmaya balamt. "Kap ne zaman alr?" diye sordu Bay Kurt lejyonerlerden birine. "Az sonra," dedi lejyoner. "Kar kyy grebildiimiz an aarz." Kurt homurdand. Gece biray biraz fazla kard iin iddetli bir ba ars ekiyordu. Atndan inip yk atlarndan birine gitti ve antasndan kard deri mataray bana dikti. "Faydas olmayacan biliyorsun," dedi Pol Teyze kk gren bir edayla. Kurt cevap vermemeyi tercih etti. "ok gzel bir gn olacak," dedi Pol, nce gkyzne, sonra da yanndaki eyerleri

zerine km perian adamlara bakarak. "ok zalimsin Polgara," dedi Barak szlanarak. "Grinneg'le gemi meselesini konutunuz mu?" diye sordu Kurt. "Galiba," dedi Barak. "Bu konuda bir eyler konuulduunu hatrlyorum." "Baya nemli bu mesele," dedi Kurt. "Nedir nemli olan?" dedi Pol Teyze. "Orman Nehri'nin azndan sonra yola gemiyle devam etsek fena olmaz diye dndm," dedi Kurt. "Eer Sthiss Tor'a gideceksek, kuzey Nyissa bataklklarndan gemek yerine gemiyle gitmek daha iyi olur." "ok iyi fikir hakikaten," diye onaylad Pol. "Dn geceki halini dnnce, aklna gelmi olmasna ayorum."
190
BYCLER KRALiESi TOLNEDRA
191

"Konuyu deitiremez miyiz?" dedi Kurt yalvarrcasna. Hava biraz daha aydnland ve duvarn stndeki gzc kulesinden kapnn almas emri geldi. Lejyonerler kol demirini kaldrdlar ve dev kapy atlar. Bata pek ve Mandorallen, kapdan ve Nedra-ne'in karanlk sular zerindeki kprden geerek yola koyuldular. le vakti, Tol Honeth'in sekiz fersah gneyindeydiler; Bay Kurt biraz kendini toplam gibiydi, ama gzleri hl parlak bahar gneine hassast, yaknlarda bir ku biraz iddetli tse bile irkiliyordu. "Arkamzdan atllar geliyor," dedi Hettar. "Ka kiiler?" diye sordu Barak, "iki." "Zararsz yolcular olabilir," dedi Pol Teyze, iki atl arkalarndaki dnemeten karak durdular. Aralarnda bir iki saniye kadar konutuktan sonra da biraz ihtiyatl bir ekilde yaklamaya baladlar. Tuhaf bir iftti bu iki atl. Adam ata binmeye pek de uygun olmayan yeil bir Tolnedra pelerini giymiti. Aln geniti, salar ise kellemekte olduunu gizleyecek ekilde, dikkatle taranmt. ok sskayd, kulaklar ise yelken gibiydi. Yol arkada ise kukuletal bir pelerin giymi bir ocua benziyordu. Azn tozdan korunmak iin bir mendille rtmt. "iyi gnler," dedi zayf adam yaklatklarnda kibarca. "Merhaba," dedi ipek. "Bu mevsim iin scak bir hava, deil mi?" dedi Tolnedral. "Bize de yle gelmiti," dedi pek. "Acaba," dedi sska adam, "bize verecek biraz suyunuz var m?" "Tabii," dedi ipek. Garion'a bakarak yk atlarn iaret etti. Garion atlarn yanna yaklaarak, antalardan bir deri matara kard. Yabanc matarann tahta tpasn aarak azn dikkatle sildi, sonra arkadana uzatt. Arkada yzndeki mendili atktan sonra ne yapacan bilmez bir ekilde mataraya bakmaya balad. "yle ieceksiniz Has... Leydim," dedi adam mataray alp iki eliyle nasl iileceini gstererek. "Anladm," dedi kz. Garion kza dikkatle bakt. Sesi nedense tandk gelmiti, yznde de tandk gelen bir yan vard. ok ufak tefek olmasna ramen ocuk deildi; kk yznde mark ve huysuz bir ifade vard. Garion onu daha nce grm olduundan emindi. Tolnedral mataray kza geri verdi; kz suyun reineli tadndan yzn buruturarak iti. Salar morumsu siyaht; pelerinin yakasndaki siyah izler, sann boyal olduunu belli ediyordu. "Saol Jeebers," dedi kz suyu itikten sonra. Ardndan, "Size de teekkr ederim efendim," dedi pek'e. Mthi bir kukuya kaplmaya balayan Garion'un gzleri ksld. "Yolunuz uzak m?" diye sordu sska adam pek'e. "Epeyce," dedi ipek. "Adm Boktorlu Radek, Drasniyah bir tccarm; gneye Sendarya ynl kumalan gtryorum. Havann aniden snmas Tol Hoheth'deki

192

fiyatlar ok drd, o yzden ansm bir de Tol Rane'de deneyeceim. Dalk blgede olduu iin belki oras daha serindir." "yleyse yanl yoldasnz," dedi yabanc. "Tol Rane yolu douda kalyor." "O yolda bama kt eyler geldi," dedi ipek aceleyle. "Soyguncular. Tol Borune zerinden gidersem daha gvenli olur diye dndm." "Ne tesadf," dedi sska adam. "rencim ve ben de Tol Borune' ye gidiyoruz." "Yaa," dedi ipek. "Ne tesadf." "isterseniz birlikte yolculuk edebiliriz." ipek bir an karasz kald. "Neden olmasn," diye atld Pol Teyze, Ipek'in reddetmesine frsat brakmadan. "ok naziksiniz hanmefendi," dedi yabanc. "Ben retmen Jeebers. imparatorluk Cemiyetinin yesiyim; zel retmenlik yapyorum. Belki de adm duymusunuzdur." "Pek duymadm," dedi ipek. "Ama bu normal, nk biz Tolned-ra'nn yabancsyz." Jeebers biraz hayal krklna urayarak, "Tabii, haklsnz," dedi. "Bu da rencim Leydi Sharell. Babas byk bir tccardr - ad Baron Reldon. Tol Borune'deki akrabalarn ziyarete gidiyor; ben de ona refakat ediyorum." Garion bunun yalan olduunu biliyordu. retmenin ad, kukularn dorulamt. Epeyce bir sre birlikte at srdler; Jeebers Ipek'i esir alm durmadan konuuyordu. Ne kadar bilgili olduu konusunda bitmek tkenmek bilmeyen nutuklar atyor, szlerini onun grlerine deer veren nemli kiilerin adlarn say arak balyordu. Can skc olmakla

TOLNEDRA

193 BYCLER K R A L i E S i

birlikte, zararsz birine benziyordu. rencisi ise Pol Teyzenin yannda at sryor ve pek az konuuyordu. "Yemek iin bir mola verme vakti geldi," dedi Pol Teyze. "renciniz ve siz de bize katlr msnz retmen Jeebers? Bol bol yiyeceimiz var." "ok licenapsnz hanmefendi," dedi retmen. "Memnuniyetle katlrz." Atlarn bir derenin zerindeki kk bir kprnn yannda durdurup, yolun yaknndaki st aalarnn glgesine ektiler. Durnik ate yakt, Pol Teyze de kap kaan hazrlamaya balad. retmen Jeebers hemen koup atndan inmeyen rencisine yardm etti. Kz dere kysndaki amurlu zemine huysuz bir tavrla bakmaya balad, sonra baklarn Garion'a evirerek, "Hey, ocuk!" diye seslendi. "Bana bir bardak su getir." "Dere orada," dedi Garion iaret ederek. Kz ona aknlkla bakarak, "Ama yer ok amurlu," dedi. "Yaa, yle," dedi Garion, sonra ona kasten srtn dnerek teyzesine yardm etmeye gitti. "Pol Teyze," dedi uzun sren bir i hesaplamadan sonra. "Ne var canm?" "Bence o kz Leydi Sharell filan deil." "Yaa?" "Tam olarak emin deilim, ama bence o Prenses Ce'Nedra; sarayn bahesindeyken yanmza gelen kz." "Evet canm, biliyorum." "Biliyor musun?" "Tabii. Tuzu uzatr msn ltfen?" "Onu yanmzda tamak tehlikeli deil mi?" "Yok canm," dedi Pol. "dare ederiz."

"Bize yk olmayacak m peki?" "Bir mparatorluk Prensesinin yk olmas gerekir zaten canm." Garion'a pek lezzetli gelen, ama misafir kk hanmn pek holanmadn belli ettii bir yemekten sonra, Jeebers karlatklar andan itibaren kafasn kurcalad belli olan bir konuyu amaya abalad. "Lejyonerler ellerinden geleni yapyorlar, ama yollar gene de tamamen gvenli deil," dedi kl krk yaran bir tavrla. "Tek bana yolculuk yapmak tehlikeli. Leydi Sharell'i de bana emanet ettiler. Onun gvenliinden sorumlu olduuma gre, acaba sizinle birlikte yolculuk edemez miydik diyorum? Sizi rahatsz etmeyiz, ayrca yediimiz yemein parasn da veririz." pek, Pol Teyzeye gz att. "Tabii," dedi Pol. pek aknln gizleyemedi. "Birlikte yolculuk etmememiz iin bir neden yok," diye devam etti Pol. "Ne de olsa ayn yere gidiyoruz." "Sen bilirsin," dedi pek omuzlarn silkerek. Garion bunun yanl bir karar, hatta bir facia olduundan emindi. Jeebers iyi bir yol arkada deildi, rencisi ise hzla tahamml edilmez hale gelmekteydi. Kz etrafnda hizmetilerin olmasna alkt belli ki, o yzden hi farkna varmadan emirler yadnyordu. Ama bunlar gene de emirdi, Garion ise bunlar yerine getirme iinin kime kalacandan hi kuku duymuyordu. Kalkp st koruluunun teki ucuna yrd. Aalarn tesindeki tarlalar bahar gneinde soluk yeil grnyordu; kk beyaz bulutlar gkyznde tembel tembel geziniyordu. Garion bir aaca dayanp bo gzlerle tarlalara bakmaya balad. Kk misafirleri kim olursa olsun, ona hizmetilik yapmayacakt. ler nndan kmadan bu gerei kzn kafasna sokacak bir yol bulabilseydi... "Sen akln m kardn Pol?" dediini duydu Bay Kurt'un aalarn arasnda bir yerlerden. "Ran Borune, Tolnedra'daki btn lejyonlar onun peine takmtr imdi." "Bu benim meselem htiyar Kurt," dedi Pol Teyze. "Sen karma. Lejyonlarn bizi rahatsz etmemesini salarm." "Onu pplayacak vaktimiz yok ki," dedi ihtiyar. "Kusura bakma, ama bu ocuk mthi bir canavar olacak. Babasna nasl davrandn grdn." "Kt alkanlklar krmak zor deildir," dedi Pol aldr etmeden. "Tol Honeth'e geri gndersek daha iyi olmaz m?" "Bir kere kam," dedi Pol Teyze. "Geri gnderirsek tekrar kaar. Kk Prenses Hazretleri ona ihtiyacm olduunda elimin altnda olursa kendimi ok daha rahat hissederim. Zaman geldiinde onu bulmak iin dnyay altst etmek istemiyorum." Kurt iini ekerek, "Sen bilirsin," dedi. "Tabii ki bilirim."
TOLNEDRA 195 194 BYCLER KRALiESi

"Ama o pi kurusunu yanma yaklatrma sakn," dedi ihtiyar. "Sinirlerimi bozuyor. tekiler kim olduunu biliyorlar m?" "Garion biliyor." "Garion mu? Buna am ite." "aacak ne var," dedi Pol Teyze. "Garion grndnden aklldr." Garion'un zaten karm olan kafasnda yeni bir duygu boy gsterdi. Pol Teyzenin Ce'Nedra'ya olan ilgisi iinde keskin bir his uyandrmt. Hafife utanarak, kza gsterilen ilgiyi kskandn fark etti. Bunu izleyen gnlerde, Garion'un korkular hakl kt. Faldor'un iftlii hakknda prensese syledii dikkatsiz bir sz, eskiden bulaklk yaptn ele vermiti; kz da bu bilgiyi onu her gn yzlerce sama sapan kk ie koturarak acmaszca

kullanyordu. Daha da beteri, her itiraz etmeye kalktnda, Pol Teyze sert bir tavrla kibar olmas iin onu uyaryordu. Kanlmaz olarak btn bu mesele suratnn iyice aslmasna neden olmutu. Gneye indike, prenses Tol Honeth'ten ayrlmasnn nedenleri hakknda uydurduu hikyeyi iyice gelitirmeye balad. Hikye her gn biraz deiiyor, getikleri her fersahta biraz daha inanlmaz bir hal alyordu. Balarda akrabalarn ziyarete gitmek gibi basit bir gerekesi vard; sonra irkin ve yal bir tccarla evlendirilmekten katn ima etmeye balad. Daha sonra onu karp fidye almak istediklerine dair yeni imalarda bulundu. En sonunda ise onlara bir sr verir gibi kendisini karmaya altklarm ve bunun Tolnedra tahtn ele geirmek iin yaplan bir komplonun paras olduunu beyan etti. Bir gece yalnz kaldklarnda, "Ne kadar kt yalan sylyor deil mi?" dedi Garion Pol Teyzeye. "Haklsn canm," dedi Pol Teyze. "Yalan sylemek bir sanattr, yi bir yalan ok ssleyip pslememek gerekir. Eer bunu meslek haline getirmek istiyorsa, daha ok almas lazm." Sonunda, Tol Honeth'ten ayrlmalarndan on gn sonra, Tol Boru-ne ehri akam gneinde uzaktan grnd. "Burada ayrlyoruz," dedi ipek Jeebers'e, biraz da rahatlam bir tavrla. "ehre girmeyecek misiniz?" diye sordu Jeebers. "Sanmyorum," dedi pek. "ehirde bir iimiz yok; kapda aklama yapmak ve stmz aratmak sadece vakit kaybettirir - vereceimiz rvet de cabas. Tol Borune'nin evresinden dolap teki tarafta Tol Rane yoluna karz." "yleyse sizinle biraz daha ortak yolumuz var," diye atld Ce'Ned-ra." Akrabalarmn maliknesi ehrin gneyinde." Jeebers ona hayret dolu gzlerle bakakald. Pol Teyze atnn dizginlerini ekip kalarn kaldrarak kk kza bakt. "Kk bir konuma yapmak iin uygun bir yer buras sanrm," dedi sonunda. pek ona bakt, sonra bayla onaylad. Hepsi atlarndan indiklerinde Pol Teyze, "Bence," dedi, "bize hakikati sylemenizin vakti geldi kk hanm." "Syledim ya," dedi Ce'Nedra. "Yapma evladm," dedi Pol Teyze. "Anlattn hikyeler ok elenceliydi, ama kimsenin onlara inandn sanmyorsun deil mi? Bazlarmz senin kim olduunu biliyor zaten, ama aka sylesen iyi olacak." "Biliyor musunuz?" diye kekeledi Ce'Nedra. "Tabii biliyoruz canm," dedi Pol Teyze. "Sen mi sylersin, yoksa ben mi syleyeyim?" Ce'Nedra'nn kk omuzlan dt. "Onlara kim olduumu syleyin retmen Jeebers," diye emretti alak bir sesle. "Sizce doru mu bu, Prenses Hazretleri?" diye sordu Jeebers sinirli bir tavrla. "Zaten biliyorlar," dedi Ce'Nedra. "Bir ey yapmaya niyetleri olsa, oktan yaparlard. Onlara gvenebiliriz." Jeebers derin bir nefes alp resmi bir tavrla konumaya balad: "Size imparator Hazretleri XXIII. Ran Borune'nin kz, Borune Hanedannn incisi, imparatorluk Prensesi Ce'Nedra'y tantmaktan eref duyarm." ipek gzleri irileerek bir slk ald. Dierleri de benzer hayret belirtileri gsterdiler. "Tol Honeth'teki politik durum, Prenses Hazretlerinin baehirde kalmasn imknszlatracak kadar patlayc ve tehlikeli bir hal almt," diye szne devam etti Jeebers. "imparator bana kznn Vordue-lerin, Honethlerin ve Horblarn komplolarndan korunabilmesi iin, onu gizlice Tol Borune'ye, Borune ailesinin yanna getirme grevini verdi. Bu grevi mkemmelen yerine getirebildiim iin kvan duyuyorum - sizin yardmnzla tabii. Raporumda bu yardmnzdan bahsedeceim; bir dipnot ya da bir ek olarak." Barak dnceli bir yzle sakalyla oynamaya balad. "Bir Impa196

BYCLER KRALiESi

197

TOLNEDRA

ratorluk Prensesi Tolnedra'nn bir ucundan bir ucuna sadece bir retmenin korumas altnda yolculuk ediyor ha?" dedi sonra. "Sokaklarda herkesin birbirini zehirleyip baklad bir devirde hem de." "Biraz riskli grnyor, deil mi?" diye katld Hettar. "imparator size bu vazifeyi ahsen mi tevdi etti?" diye sordu Man-dorallen. "Buna gerek yoktu ki," dedi Jeebers burnu havada bir tavrla. "mparator Hazretlerinin benim aklma ve basiretime byk gveni vardr, iyi bir tebdil-i kyafet ve gvenli bir gzergh bulacamdan emindi. Prenses mparatorun bu konuda bana tamamen gvendii konusunda teminat verdi. Tabii her eyin byk bir gizlilik iinde yaplmas gerekiyordu; o yzden Prenses gece yans odama gelerek mparatorun talimatn bildirdi ve kimseye haber vermeden saray terk et..." Jeebers'in sesi kesildi ve dehet iinde Ce'Nedra'ya bakmaya balad. "Ona gerei sylesen iyi olacak canm," dedi Pol Teyze. "Zaten tahmin etti galiba." Ce'Nedra kstah bir tavrla ban kaldrarak, "Emri veren bendim Jeebers," dedi. "Babamn bu ile ilgisi yok." Jeebers bembeyaz kesildi ve baylacakm gibi sallanmaya balad. "Babann sarayndan kamak gibi salaka bir fikir nereden aklna geldi?" diye sordu Barak kk kza. "Btn Tolnedra seni aryordur imdi; biz de bu iin tam ortasnda ksldk kaldk." "Sakin ol," dedi Kurt, dev erek'e. "Prenses olabilir, ama kk bir ki z o daha." "Ama soru doru," dedi Hettar. "Eer yanmzda mparatorluk Prensesiyle yakalanrsak, Tolnedra zindanlarnn iini inceleme frsatmz olur." Ce'Nedra'ya dnd. "Cevap verecek misin, yoksa hl oyun mu oynuyorsun?" Ce'Nedra kibirli bir tavrla doruldu. "Hizmetkrlara davranlarmn nedenlerini aklamaya alk deilim." "Galiba birka yanl anlamay hemen dzeltmemiz gerekiyor," dedi Bay Kurt. "Sen soruya cevap ver canm," dedi Pol Teyze. "Kimin sorduu nemli deil." "Babam beni saraya hapsetmiti," dedi Ce'Nedra, sanki bu her eyi aklyormu gibi. "Tahamml edilir gibi deildi, o yzden katm. Baka bir mesele daha var, ama o politik bir mesele; siz anlamazsnz." "Neleri anladmz bilsen aardn Ce'Nedra," dedi Bay Kurt. "Bana Leydi ya da Prenses Hazretleri diye hitap edilmesine alm," dedi Ce'Nedra. "Ben da bana gerein sylenmesine alm." "Burada patronun sen olduunu sanyordum," dedi Ce'Nedra pek'e. "Grne aldanmamal," dedi pek yumuak bir sesle. "Yerinde olsam cevap verirdim." "Eski bir anlama," dedi Ce'Nedra. "mzalayan ben deilim, o yzden de beni balamaz. On altnc ya gnmde Riva taht salonunda bulunmam gerekiyormu." "Bunu biliyoruz," dedi Barak sabrszca. "Sorun ne?" "Gitmiyorum, o kadar," dedi Ce'Nedra. "Kimse beni Riva'ya gnderemez. Perili Ormann kraliesi akrabamdr, onun yanna snmama izin verecektir." Jeebers biraz kendine gelmiti. "Ne yaptn sen?" diye haykrd dehetle. "Ben bu grevi dllendirileceime, hatta terfi edeceime inanarak stlenmitim. Senin yznden kellem tehlikede imdi, geri zekl velet." "Jeebers!" diye haykrd kk kz kulaklarna inanamayarak. "Yoldan biraz uzaklaalm," dedi pek. "Belli ki konuacak ok eyimiz var; bunu anayolda yaparsak szmz sk sk kesilebilir." "yi fikir," diye onaylad Kurt. "Sessiz bir ke bulup geceyi geirmek iin kamp kuralm. Ne yapacamza karar verip, sabah salim kafayla yola karz."

Tekrar atlarna binip tarlalar arasndan getiler ve bir mil kadar ileride bir ky yolu sapandaki aa kmesine vardlar. "Buras nasl?" dedi Durnik, patikann kysndaki dallan yeni yapraklanmaya balam koskoca bir mee aacn gstererek. "Olur," dedi Kurt. Meenin drt bir yana yaylm dallarnn altndaki kla benek benek olmu glgelik alan pek keyifliydi. Patikann iki yannda yosun tutmu, serin ta duvarlar vard. Aacn yannda bir merdiven duvann zerinden ayor, merdivenin ucundan kvrla kvnla tarlalann arasna giren bir yol, az ileride bir glce ulayordu. "Atei duvann dibinde yakanz," dedi Durnik. "Bylece anayoldan grnmez."
199 198
TOLNEDRA BYCLER KRALiESi

"Ben kuru dal toplayaym," dedi Garion, aacn altndaki otlarn zerinde yaylm dal paralarm grnce. Artk gece molalarnda herkesin yapaca i aa yukar belli olmutu. Bir saat iinde adrlar kuruldu, atlarn suyu verilip balandlar ve ate yakld. Glcn zerindeki kprdamalan gren Durnik, demir bir ineyi atete stp ekile dverek engel haline getirmeye balad. "Ne olacak o?" diye sordu Garion. "Akam yemeinde balk iyi olur," dedi demirci yapt olta inesini tuniinin eteiyle silerek, ineyi bir yana brakp kerpeteniyle ateten bir ine daha ald. "Sen de ansn denemek ister misin?" Garion srtt. Yanlarnda oturmu sakaln taramaya alan Barak onlara kskanlkla bakarak, "Bir ine daha yapacak vaktin yoktur herhalde?" dedi. Durnik gld. "ki dakikada hazr olur." Barak ayaa frlayarak, "Yem lazm," dedi. "Krein nerede?" Az sonra de tarlay geip ya dallardan yaptklar oltalar glce sallandrarak ciddi ciddi balk tutmaya balamlard. Balklar ok at herhalde, nk oltalara takl yemlere ordular halinde saldrdlar. Bir saat iinde glcn imenlik kysnda iki dzine irice alabalk dizilmiti. Pol Teyze getirdikleri balklan ciddi bir ifadeyle incelerken, batan gne gkyzn pembeletirmiti. "ok gzel," dedi onlara, "ama temizlemeyi unutmusunuz." "Ah," dedi Barak skntl bir yzle. "Ben demitim ki... Yani aslnda... Hani yakalayan biz olduumuza gre..." Lafn bitiremedi. "Devam et," dedi Pol yzne dik dik bakarak. Barak iini ekerek, "Yani temizlesek iyi olacak tabii," dedi Gari-on'la Durnik'e. "Galiba haklsn," dedi Durnik. Yemee oturduklarnda gkyz mor bir renk alm, yldzlar birer birer kmaya balamlard. Pol Teyze alabalklar bir gzel kzartmt, yle ki, ask yzl kk prenses bile ikyet edecek bir ey bulamad. Yemei bitirdikten sonra tabaklarn bir yana itip, Ce'Nedra'nn Tol Honeth'ten ka sorununu konumaya baladlar. Jeebers o kadar derin bir kasvete gmlmt ki, azn bile amyordu, Ce'Nedra ise kendisini ehirdeki Borunelere teslim ederlerse yeniden kaacan ilan etti. Sonunda hibir yere varamadlar. "Ne yaparsak yapalm bamz dertte," diye zetledi tpek durumu. "Onu ailesine teslim etsek bile, bir sr soruya cevap vermemiz gerekecek; ayrca yle bir hikye uydurabilir ki iin iinden kamayz." "Konumaya sabah devam ederiz," dedi Pol Teyze. Ses tonundan kararn oktan verdii belli oluyordu, ama kimseye bir ey sylemeye de teebbs etmedi. Geceyarsndan az sonra Jeebers kat. Panik iindeki retmen Tol Borune'nin

200

surlarna doru drtnala kamaya balaynca, atnn nal sesleri herkesi uyandrd. pek snmekte olan atein klarnda fkeli bir yzle durup, nbeti olan Hettar'a "Niye durdurmadn onu?" diye sordu. "Bana durdurmamam sylenmiti," dedi deri elbiseli Algar, Pol Teyzeye bakarak. "Tek sorunumuz da bylece zlm oldu," dedi Pol Teyze. "retmen bize yk olacakt." "Kaacan biliyor muydun?" diye sordu pek. "Tabii. Hatta bu karan vermesine yardm bile ettim. imdi hemen Borunelere koup prensesin saraydan kendi bana kat ve bizim de onu yakaladmz hikyesini anlatarak kellesini kurtarmaya alacak." "Onu durdurun yleyse!" diye baylard Ce'Nedra tiz bir sesle. "Peine dn! Geri getirin!" "Onu kamaya ikna etmek iin girdiim onca abadan sonra m?" dedi Pol Teyze. "Aptallk etme." "Benimle nasl byle konuursun?" dedi Ce'Nedra. "Kim olduumu unuttun galiba." "Gen bayan," dedi ipek kibar bir sesle. "Polgara'nn sizin kim olduunuzu ne kadar az nemsediini bilseniz aardnz." "Polgara m?" diye kekeledi Ce'Nedra. "u bildiimiz Polgara m? Hani kz kardeindi senin?" "Yalan sylemitim," dedi ipek. "Ben de biraz yalancymdr." "Sen sradan bir tccar deilsin," dedi kz sularcasna. "O Drasniya Prensi Kheldar," dedi Pol Teyze. "Hepimizin buna benzer unvanlar var. O yzden prensesliinin bizi pek etkilememesi seni artmasn. Hepimizin unvanlar olduu iin, bunun ne kadar bo bir ey olduunu biliyoruz."

BYCLER KRALiESi

"Eer sen Polgara'ysan, o da..." Prenses dnp merdivenin en alt basamana oturmu izmelerini giymeye alan Bay Kurt'a bakt. "Evet," dedi Pol Teyze. "Hi beklediin gibi deil, deil mi?" "Tolnedra'da ne iiniz var?" dedi Ce'Nedra sersemlemi bir sesle. "By kullanp tahta kimin geeceini kontrol m edeceksiniz?" "Hi niyetimiz yok," dedi Bay Kurt ayaa kalkarak. "Tolnedrallar kendi i politikalarnn btn dnyay sarstn sanrlar, ama dnyann Tol Honeth'te tahta kimin oturduuna aldr ettii yok. Buradaki iimiz ok daha nemli." Karanlkta Tol Borune'ye doru bakarak, "Jeebers'in ehirdekileri deli olmadna ikna etmesi biraz zaman alr," dedi. "Ama gene de bu blgeden ayrlsak iyi olacak. Artk anayola da pek kmayalm." "Kolay, "dedi ipek. "Ben ne olacam?" diye sordu Ce'Nedra. "Perili Ormana gitmek istediini sylemitin," dedi Pol Teyze. "Biz de oradan geeceiz, o yzden bizimle kalyorsun. Bakalm Kralie Xantha sana ne diyecek?" "Kendimi esiriniz olarak m kabul etmeliyim?" diye sordu prenses gururlu bir ifadeyle. "Eer bylesi houna gidecekse, yle kabul et canm," dedi Pol Teyze. Atein son klarnda kk kzn yzne bakt. "Bu salarn da dzeltmeliyim artk. Boya diye ne kullandn sen? Berbat grnyor."

ON DOKUZUNCU BLM

E'NEDRA'YI BULMAK iiN lkeyi altst eden lejyonerlere grnmemek iin ounlukla geceleri yolculuk ederek hzla gneye doru ilerlediler birka gn boyunca. "Belki Jeebers'i brakmasak daha iyi olurdu," dedi Barak eki bir suratla, askerlerden ucu ucuna kurtulduklar bir karlamadan sonra. "Buradan snra kadar btn garnizonlar ayaklandrm. Keke onu ku umaz kervan gemez bir yerde braksaydk, ya da baka bir ey yapsaydk, ne bileyim." "Bu 'baka bir ey' laf bana biraz tehlikeli grnd eski dostum," dedi ipek pis pis srtarak. Barak omuzlarn silkerek, "Bu da bir zm en azndan," dedi. ipek gld. "Klcnla dnmekten vazgemelisin. erek kuzenlerimizin bize en az cazip grnen yandr bu." "Drasniyal kuzenlerimizin srekli ukalalk etme konusundaki srarl tavr da bize pek itici gelir," dedi Barak souk bir tavrla. "ok iyi dedin," dedi ipek yapmack bir hayranlkla. Yollarna ihtiyatla, her an kamaya ya da saklanmaya hazr bir ekilde devam ettiler. Bu gnlerde onlara en ok yardmc olan ey, Het-tar'n garip yeteneiydi. Pelerindeki devriyeler atl olduu iin, uzun boylu, atmaca suratl Algar zihniyle evreyi tarayarak atlarn varlm hissetmeye alyordu. Onun uyarlan sayesinde yaklaan devriyeleri ok nceden fark edebiliyorlard. "Nasl bir ey bu?" diye sordu Garion bulutlu bir sabah, pek'in bulduu az kullanlan ot brm bir yoldan ilerlerlerken. "Atlarn dncelerini duyabilmek yani." "Tam olarak tarif edemem," dedi Hettar. "Kendimi bildim bileli yapabiliyorum bunu, o yzden baka trl nasl olur bilmiyorum. Atlarn zihninde hep bir uzanp tutma hissi vardr, bir eit ierme. Atlar 'ben'
202
BYCLER KRALiESi

203 TOLNEDRA

diye dnmezler, 'biz' diye dnrler. Herhalde doal olarak bir srnn yesi olduklar iin. Seni tandklar zaman, seni de bir sr arkada olarak kabul ederler. Bazen senin bir at olmadn bile unuturlar." Birden konumasn keserek, "Belgarath," dedi yksek sesle. "Devriye geliyor, hemen u tepenin ardnda. Yirmiotuz kii kadarlar." Bay Kurt hzla etrafna baknd. "u aalara ulaacak vaktimiz var m?" dedi sonra, yarm mil ilerideki bir akaaa kmesini gstererek. "Acele edersek." "yleyse drtnala!" dedi Kurt; hepsi atlarn mahmuzlayp drtnala kaldrdlar. Sabahtan beri balad balayacak dedikleri bahar yamurunun ilk damlalar geni yapraklara derken, aalara vardlar. Atlarndan atlayp taze bahar dallarnn rtsnn arasna girdiler ve atlarn ekerek gzden kayboldular. Tolnedra devriyesi tepeyi aarak vadiye indi. Balarndaki yzba atn saklandklar yerin yaknnda durdurarak adamlarna dalmalarn emretti. Lejyonerler kk gruplara ayrlarak ot brm yolun iki kysn da tarayarak

ilerlemeye ve ilerideki tepeye karak evredeki ayrlk alanlar gzlemeye baladlar. Subay ve yanndaki gri pelerinli sivil geride kalmlard. Yzba yamurdan gzlerini ksp gkyzne bakarak, "Rutubetli bir gn olacak," dedi ve atndan inerek krmz pelerinine sarnd. Yanndaki adam da atndan atlayp saklandklar tarafa dnnce yzn grebildiler. Garion, Hettar'n irkildiini hissetti. Pelerinli adam bir Murgoydu. "Bu tarafa Yzbam," dedi Murgo, yamurdan korunmak iin atn yol kysndaki aa dallarnn altna ekerken. Tolnedrah da bayla onaylayarak pelerinli adamn yanna gitti. "nerimi dndnz m?" diye sordu Murgo. "Bana hayal kuruyormuuz gibi geliyor," dedi yzba. "Daha yabanclarn bu blgede olduundan bile emin deiliz." "Benim aldm malumata gre gneye gidiyorlar Yzbam," dedi Murgo. "Bu blgede olduklarndan emin olabilirsiniz." "Onlar bulabileceimiz nereden belli?" dedi yzba. "Bulsak bile nerdiin eyi yapmam ok zor." "Yzbam," dedi Murgo sabrl bir tavrla, "bu prensesin gvenlii iin art. Eer Tol Honeth'e dnerse Vordueler onu ldrr. Getirdiim belgeleri grdnz." "Borunelerin yannda gvende olur," dedi yzba. "Vordueler onun peinden Gney Tolnedra'ya gelemezler ya." "Boruneler onu babasna geri gnderirler. Siz de Borune ailesin-densiniz. Ailenizden bir imparatorun emrine kar gelir miydiniz?" Yzbann yznde ikircikli bir ifade belirdi. "Gvende olaca tek yer, Horblann yan," diye bastrd Murgo. "Onlarn yannda gvende olacandan nasl emin olabilirim?" "Gvencelerin en iyisi politikadr. Horblar Grandk Kador'un tahta kmasn engellemek iin ellerinden gelen her eyi yapyorlar. Ka-dor prensesin lmesini istediine gre, Horblar da onun sa kalmasn isteyeceklerdir tabiayla. Onun gvenliini salamann tek yolu bu; bu arada siz de zengin olacaksnz tabii." Elindeki kocaman keseyi manal bir ekilde ngrdatt. Yzba hl kararsz grnyordu. "Miktar iki misline karalm," dedi Murgo kedi mrlamas gibi bir sesle. Yzba glkle yutkunarak, "Kendi gvenlii iin, deil mi?" dedi. "Tabii yle." "Borune Hanedanna ihanet ediyor saylmam yani." "Siz bir yurtseversiniz Yzbam," dedi Murgo souk bir glmsemeyle. Pol Teyze aalarn arasnda saklandklar yerde Ce'Nedra'mn koluna smsk yapmt. Kk kzn yz fkeden kudurmu gibiydi gzleri alev alevdi. Lejyonerler ve Murgo dostlar uzaklatktan sonra, prenses patlad. "Buna nasl cret ederler!" diye haykrd. "Para iin hem de!" "Tolnedra politikas byledir," dedi ipek atlarn dallarn arasndan yamura karrken. "Ama o subay bir Borune," dedi kz. "Benim ailemden." "Tolnedrallar her eyden nce keselerine sadktrlar," dedi ipek. "Bu yaa kadar bunu renemediniz mi Prenses Hazretleri?" Birka gn sonra, bir tepeye vardklarnda, ufku yeil bir leke gibi kaplayan Perili Orman grdler. Yamur durmutu ve gne prl p-rld. "Ormana vardmzda gvende oluruz," dedi prenses. "Lejyonlar bizi orada takip edemez." "Niye edemesinler?" diye sordu Garion.
205 204
TOLNEDRA BYCLER K R A L i E S i

"Orman Perileriyle Tolnedra arasndaki anlama yznden tabii," dedi kz. "Sen hibir ey bilmez misin?" Garion fkeden kprerek sustu. "Ortalkta kimse yok," dedi Hettar, Bay Kurt'a. "isterseniz yavaa yola kalm, isterseniz karanl bekleyelim." "Bir an nce gidelim," dedi Kurt. "Devriyelerden saklanmaktan skldm." Tepeden aa atlarn drtnala kaldrarak nlerindeki ormana doru hzla yola koyuldular. Normal olarak ak alanlarla ormanlar arasnda gei salayan allk blge burada hi yoktu. Aalar hemen balyordu. Kurt onlar aalarn arasna soktuunda, sanki bir eve girmiler gibi ani bir deiiklik oldu. Perili Orman son derece eski bir ormand. Dev mee aalan o kadar bykt ki, gkyz neredeyse hi grnmyordu. Zemin yosunlu ve serindi ve aa diplerinde pek az al vard. Garion dev aalarn arasnda pek minik kaldklarn hissetti; stelik ormanda tuhaf, sessiz bir yan da vard. Hava ok durgundu, hafif bir bcek uultusu ve uzaklardan da akyan kularn sesi duyuluyordu. "Tuhaf," dedi Durnik. "Buraya hi ormanc uramam." "Ormanc m?" dedi Ce'Nedra irkilerek. "Buraya m? Bu ormana girmeye cesaret edemezler." "Ormann dokunulmazl vardr Durnik," dedi Bay Kurt. "Boru-ne ailesinin Orman Perileriyle yapt bir anlama var. bin yldr burada bir tek aaca bile dokunulmad." "Tuhaf bir yer," dedi Mandorallen, huzursuz bir ekilde etrafna baknarak. "Bir mevcudiyet hissediyorum, pek dosta da deil." "Orman canldr," dedi Ce'Nedra. "Yabanclardan da pek holanmaz; ama kayglanma Mandorallen. Benim yanmda emniyettesiniz." Bunu burnu havada bir tavrla sylemiti. "Devriyelerin bizi izlemeyeceinden emin misin?" diye sordu Durnik Bay Kurt'a. "Jeebers buraya geleceimizi biliyordu; Borune-lere de sylemitir mutlaka." "Boruneler Orman Perileriyle anlamalarn bozmazlar," dedi Kurt; "her ne sebeple olursa olsun." "Tolnedrallann kar uruna bozmayaca anlama grmedim hayatmda," dedi ipek kukuyla. "Bu biraz farkl," dedi Kurt. "Orman Perileri, prenseslerini Borune Hanedanndan gen bir soyluya verdiler. O prenses de Birinci Borune Hanedannn imparatorunun annesi oldu. Borunelerin kaderi bu anlamaya baldr. Sebebi ne olursa olsun bunu riske atmazlar." "Orman Perisi dediiniz nedir?" diye sordu Garion. evresinde hissettii o tuhaf varlk, Ormann bilinli bir varlk olduu hissi, bu baskc, gzetleyici sessizlii yenmek iin bir konuma ihtiyac dourmutu onda. "Orman Perileri iyi huylu yaratklardr," dedi Kurt. "Saylar azdr. Pek holanrm onlardan, insan deiller tabii, ama bu ok nemli de." "Ben Orman Perisiyim," dedi Ce'Nedra gururlu bir edayla. Garion'un az ak kald. "Teknik adan hakl," dedi Kurt. "Borune Hanedannn kadn tarafnda Orman Perisi kan baskndr. Zaten ailenin anlamaya sadk kalmasnn bir nedeni de bu. Anlama bir bozulursa, btn kanlan ve anneleri eyalann toplayp gider." "Ama insana benziyor," dedi Garion, prensese hl az bir kan ak bakarak. "Orman Perileri insanlara o kadar yakn akraba ki, farklar belli bile olmaz," dedi Kurt. "Zaten herhalde bu nedenle Torak dnyay paraladnda dier canavarlar gibi delirmediler." "Canavar ha!" diye haykrd Ce'Nedra. "zr dilerim Prenses," dedi Kurt. "Bu, Ulgolarn Gorim Prolgu' da Tanr UL'un karsna ktnda onu destekleyen insan-d yaratklar tarif etmek iin kullandklar terimdir." "Ben canavara benziyor muyum?" dedi Ce'Nedra hiddetle salarn savurarak. "Yanl kelime semiim," diye geveledi Kurt. "zr dilerim."

207 TOLNEDRA 206

"Canavarm!" diye sylenmeye devam etti kk kz. "Yanl hatrlamyorsam ileride bir dere olacak," dedi Kurt omuzlarn silkerek. "Orada durup geldiimiz Kralie Xantha'ya haber verilene kadar bekleyelim. Kralieden izin almadan Perilerin blgesine girmek akllca olmaz. Eer stlerine vanlrsa tehlikeli olabilirler." "iyi huylu olduklann sylemitin," dedi Durnik. "Mantk snrlan dahilinde yledirler," dedi Kurt. "Ama ormann ortasndayken, aalarla konuabilen yaratklan huzursuz etmek akllca olmaz, insann bana tatsz eyler gelebilir." Kalarn atarak, "Ha," dedi, "aklma gelmiken, baltan ortadan kaldr. Orman Perileri baltalar ve atei hi sevmez. zellikle ate konusunda ok mantksz davranrlar. Sadece yemek piirmek iin, kk ateler yakmahyz."

BYCLER KRALiESi

Yosunlu kayalardan akan prl prl bir derenin kysndaki dev bir meenin altnda atlarndan inip, kl rengi adrlarn kurdular. Yemekten sonra Garion skntyla bo bo dolamaya balad. Bay Kurt uyukluyordu, pek dierlerini zar atmak iin kandrmt. Pol Teyze ise prensesi bir kte oturtmu, salanndaki mor boyay karmaya alyordu. "Yapacak iin yoksa," dedi Pol, "niye gidip ykanmyorsun Garion?" "Ykanmak m?" dedi Garion. "Nerede?" "Mutlaka dere boyunda bir glck vardr," dedi Pol, Ce'Nedra'nn salarn temizlemeye devam ederek. "Bu suda ykanmam m istiyorsun?" dedi Garion. "Souk alacamdan korkmuyor musun?" "Sen shhatli bir delikanlsn canm," dedi Pol. "Shhatli ve pis. Haydi git y ikan." Garion ona pis pis bakarak atlardan birine yrd ve antasndan temiz elbise, sabun ve havlu ald. Sonra sylene sylene dere boyunca yrmeye balad. Aalarn altnda yalnz kaldnda, o tuhaf gzetleniyor olma hissi daha da artt. Tarif edilebilecek bir his deildi bu. Belirgin bir ey de deildi; sanki meeler onun varlnn farkndalarm ve bu bilgiyi onun anlayamad bir iletiim yoluyla birbirlerine geiriyorlarm gibiydi. Tehditkr deil, ihtiyatl bir izleme. adrlardan epey uzakta, derenin yukardaki kayalardan kk bir elale yaparak dkld bir glck buldu. Su son derece berrakt; dipteki parlak akllar ve kendisini ihtiyatla gzleyen iri alabalklar grebiliyordu. Elini suya sokunca rperdi. Acaba Pol Teyzeyi atlatabilir miydi? yle vcuduna hzla bir su arpsa, en gzle grnr yerleri de sabunlasa... Ama dnnce vazgeti. Pol Teyze adamakll bir banyodan azna raz olmayacakt belli ki. iini ekerek soyunmaya balad. Suya ilk dald andaki ok mthiti, ama bir-iki dakika sonra soua dayanabildiin! fark etti. Hatta bir sre sonra holanmaya bile balad. elale de durulanmasna yardmc oluyordu. Az sonra keyiflenmeye balamt. "ok grlt ediyorsun," dedi Ce'Nedra, kyda durmu sakin sakin onu seyrederek. Garion annda glcn dibine dald. Ama eer balk deilseniz, sonsuza kadar su altnda kalamazsnz. Bir dakika kadar sonra ban suyun yzne karp yuttuu sulan pskrtmeye balamt. "Ne yapmaya alyorsun?" dedi Ce'Nedra. Kolsuz, kemerli, beyaz ve ksa bir tunik, dizine kadar apraz bal sandaletler giymiti. Bir elinde de havlusu vard. "Git buradan," diye debelendi Garion. "Samalama," dedi Ce'Nedra, byk bir tan zerine oturup sandaletlerinin balann zmeye balayarak. Bakr rengi salar slakt ve koca bir ktle halinde omuzlarna dyordu. "Ne yapyorsun?" "Ykanacam," dedi Ce'Nedra. "Suda daha ok kalacak msn?"

209 TOLNEDRA
208

"Baka yere git," diye haykrd Garion; titremeye balamt, ama kararl bir halde melmi ve yalnzca ban suyun dnda brakmt. "Buras gayet iyi," dedi kz. "Su nasl?" "Souk," dedi Garion dileri takrdayarak. "Sen gidene kadar sudan kmyorum." "Ahmaklk etme," dedi Ce'Nedra. Garion inatla ban sallad. Yz kpkrmz olmutu. "Tamam, tamam," dedi prenses bkkn bir ekilde iini ekerek. "Bakmayacam. Ama bence samalyorsun. Tol Honeth hamamlarnda byle eyler ok normal karlanr." "Buras Tol Honeth deil," dedi Garion ters bir sesle. "istiyorsan arkam dnerim," dedi kz. Sonra ayaa kalkarak arkasn dnd. Ona pek gvenemeyen Garion srnerek sudan kt ve slak slak pantolonunu stne geirdi. "Tamam," dedi sonra, "su senin." Yzn ve salarn havluyla kurulamaya alarak, "Ben kampa dnyorum," diye ekledi. "Leydi Polgara benimle kalman syledi," dedi kz sakin bir sesle, belindeki kemeri zerek. "Pol Teyze ne dedi?" dedi Garion hayretler iinde. "Burada kalp beni koruyacakmsn," dedi Ce'Nedra. Tuniinin eteini yakalad; belli ki karmaya niyetleniyordu. Garion hzla arkasn dnp kararl bir ekilde aalara dikti gzn. Kulaklar kpkrmz kesilmi, elleri titremeye balamt. Kz kk, billur gibi bir kahkaha att; arkasndan kan seslerden Garion onun suya girdiini anlad. Souk suyun etkisiyle bir lk at-

BYCLER KRALiESi

ti, sonra tekrar su sesleri duyuldu. "Sabunu ver," diye emretti kz. Garion dnmeden sabunu almak iin eildi ve bir an iin beline kadar suda durmakta olan Ce'Nedra'y grd; gzlerini hemen smsk kapatt. Gzleri kapal, geri geri yryerek glce yaklat, el yordamyla sabunu uzatmaya alt. Ce'Nedra glerek sabunu elinden ald. Garion'a sonsuz gibi gelen bir sre sonra prenses ykanmasn bitirdi, glckten karak kuruland ve giyindi. Btn bu sre boyunca Garion gzlerini smsk kapal tutmutu. "Siz Sendarlar ok tuhafsnz," dedi kz, glcn yanndaki gneli imenlikte yan yana otururlarken. Ban yana atm koyu krmz salarn taryor, daha dorusu gr salarndaki dmleri tarakla zmeye alyordu. "Tol Honeth'teki hamamlara kadn erkek birlikte gideriz; atletizm msabakalar da plak yaplr. Daha geen yaz imparatorluk Stadyumunda bir dzine kadar kzla yartm, izleyiciler ok honut kaldlar." "Onlar anlayabiliyorum," dedi Garion alayla. "Bu nedir?" dedi Ce'Nedra Garion'un plak gsndeki tlsm gstererek. "Geen Eras yortusunda dedem vermiti," dedi Garion. "Bakaym," dedi kz elini uzatarak. Garion ne eildi. "kar da yle bakaym," diye emretti kz. "karmamam gerekiyormu," dedi Garion. "Bay Kurt ve Pol Teyze her ne olursa olsun karmamam sylediler. Tlsml galiba." "Ne acayip fikir," dedi Ce'Nedra eilip tlsm incelerken. "Gerekten byc deiller, deil mi?" "Bay Kurt yedi bin yanda," dedi Garion. "Tanr Aldur'u tanyor. Birka dakika iinde kk bir dal parasn bir aa haline getirdiini ve talan atee verdiini grdm. Pol Teyze de tek bir szle kr bir kadnn gzlerini at; ayrca baykua

dnebiliyor." "Ben byle eylere inanmam," dedi Ce'Nedra. "Mutlaka baka bir aklamas vardr." Garion omuzlarn silkerek keten gmleini ve kahverengi tuniini giydi. Hl slak olan salarn silkeleyip parmaklaryla taramaya alt. "Berbat ediyorsun," dedi Ce'Nedra eletirel bir tavrla. "Dur ben tarayaym." Tara eline alp dikkatli bir ekilde ekitirmeye balad. "Bir erkek iin gzel salarn var," dedi sonra. "Sa ite," dedi Garion aldrmadan. Bir sre sessizce taradktan sonra Garion'un enesini tutup yzn dikkatle inceledi. Salarnn san solunu bir-iki kere daha dzelttikten sonra, "imdi daha iyi," dedi tatmin olmu bir ekilde. "Sa ol," dedi Garion. Kzdaki ani deiiklie akl erdirememiti. Ce'Nedra yeniden imenlere oturup bir dizini gsne ekerek dalgn dalgn glcn parlayan sularn seyretmeye balad. "Garion," dedi sonunda. "Evet?" "Sradan bir insan olarak bymek nasl bir ey?" Garion omuzlarm silkerek,"Hayatm boyunca hep sradan biri oldum," dedi, "o yzden neyle karlatracam bilemem." "Canm, anlat ite. Nerede bydn, neler yaptn, filan." Bylece Garion onaFaldor'un iftliini, mutfa, Durnik'in demirci dkknn, Doroon'u, Rundorig'i ve Zubrette'i anlatt. "Zubrette'e ksn deil mi?" dedi Ce'Nedra sulayan bir tavrla. "yle sanyordum, ama iftlikten aynlal o kadar ok ey geldi ki bama, yzn bile unuttum. Zaten k olmamak en iyisi galiba. Grdm kadaryla ou zaman ac vermekten baka ie yaramyor." "Sen adam olmazsn," dedi kz, sonra gnete parlayan gr salarnn evreledii kk yznde bir glmsemeyle ona bakt. "Olmam herhalde," dedi Garion. "Peki imdi sen anlat bakalm, ok zel biri olarak bymek nasl bir ey." "Ben zel biri deilim ki." "mparatorluk Prensesisin," dedi Garion. "Bu baya zel saylr." "Ha, u mesele," diye kkrdad Ce'Nedra. "Biliyor musun, sizinle beraber yolculua balayal beri, mparatorluk Prensesi olduumu unuttum neredeyse." "Neredeyse," dedi Garion glmseyerek, "ama tamamen deil." "Haklsn," dedi kz. Tekrar glcn sularna bakarak, "ou zaman," dedi, "prenses olmak ok skc. Trenler ve formalitelerden ibaret. En ok yaptn i durup nutuk dinlemek ve yabanc devlet temsilcilerini karlamak. Etrafmda hep nbetiler olur; ama bazen ben kendi bama kalabilmek iin kaarm. O zaman ok kzarlar." Tekrar gld, sonra baklar dalgnlat. "Falna bakaym," dedi Garion'un elini tutarak.
210 BYCLER K RA Li E Si

"Fal bakabilir misin?" diye sordu Garion. "akacktan canm," dedi kz. "Bazen hizmetilerimle birbirimizin falna bakarz. Birbirimize soylu kocalar ve bir sr ocuk grrz." Garion'un avucuna bakt. Yeni ykanm olduu iin avucundaki leke apak grnyordu. "Bu da ne?" diye sordu Ce'Nedra. "Bilmem." "Hastalk filan deil, deil mi?" "Hayr," dedi Garion. "Doduumdan beri var. Aileden gelen bir ey galiba. Pol Teyze nedense onu kimsenin grmesini istemez, o yzden hep saklamaya alr." "Byle bir ey nasl saklanr?" "Hep ellerimi pis tutacak iler bulur bana."

"Ne garip," dedi Ce'Nedra. "Benim de bir doum lekem var, tam kalbimin stnde. Grmek ister misin?" Elini tuniinin yakasna gtrd. "inandm, inandm," dedi Garion kpkrmz kesilerek. Ce'Nedra gene billur gibi bir kahkaha att. "ok tuhafsn Garion. Daha nce tandm ocuklara hi benzemiyorsun." "Onlar Tolnedralyd herhalde," dedi Garion. "Ben Sendanm, ya da en azndan Sendar olarak yetitirildim; ister istemez fark olacak." "Nereli olduundan emin deilmi gibi konuuyorsun." "pek Sendar olmadm sylyor," dedi Garion "Nereli olduumdan emin deilmi; bu da ok tuhaf, nk pek insanlarn nereli olduunu bir bakta anlar. Baban Rival olduumu sand." "Leydi Polgara teyzen, Belgarath da deden olduuna gre, muhtemelen bycsndr," dedi Ce'Nadra. Garion glerek, "Ben mi?" dedi. "Sama. Ayrca bycler Gerekler, Tolnedrallar ya da Rivallar gibi bir rk deil ki. Bence avukatlk ya da tccarlk gibi bir meslek; ama artk yeni bycler yok. Btn bycler binlerce yanda. Bay Kurt belki de insanlar yle deitiler ki, artk byc olamyorlar diyor." Ce'Nedra dirseklerine dayanarak srtst uzanm ona bakyordu. "Garion?" "Evet?" "Beni pmek ister misin?" Garion'un kalbi gmbr gmbr atmaya balad. Tam o srada Durnik'in yaknlarda bir yerlerden onlar aran sesi duyuldu; bir an iin Garion eski dostundan nefret ettiini hissetti.

YRMNC BLM

P
II
OL HANIM, kampa dnme vaktiniz gelmi diyor," dedi Durnik glce yaklarken. Sade, gvenilir yznde dalga geermi gibi bir ifadeyle, onlara bilmi bilmi bakyordu. Garion nce kzard, sonra da kzard iin kendisine kzd. Ce' Nedra ise hi aldrm grnmyordu. "Orman Perileri geldi mi?" diye sordu kalkp tuniinin srtndaki otian silkelerken. "Daha gelmediler," dedi Durnik. "Kurt yaknda bizi bulacaklarn sylyor. Gneyden frtna yaklayor, o yzden Pol Hanm geri dnmenizi istedi." Garion gkyzne baknca, mrekkep rengi bulutlarn gneyden kuzeye doru ilerleyerek berrak mavi gkyzn hzla karartmakta olduklarn grd. Kalarn atarak, "Daha nce hi byle bulut'gr-medim Durnik," dedi sonra, "sen ne dersin?" Durnik gkyzne bakarak, "Tuhaf gerekten," dedi. Garion slak havlular katladktan sonra, dereden aa doru yola koyuldular. Bulutlar gnei rtt iin orman birdenbire kapkara olmutu, izleniyor olma hissi, Ormana girdiklerinden beri hissettikleri o bilinli ihtiyat duygusu gememiti, ama

213 TOLNEDRA 212 BYCLER KRALES

imdi bir ey daha vard. Dev aalar huzursuzca kprdanyor, dallarn arasnda milyonlarca kk mesaj gidip geliyordu sanki. "Korkuyorlar," diye fsldad Ce'Nedra. "Bir eyden korkuyorlar." "Ne?" dedi Durnik. "Aalar - bir eyden korkuyorlar. Hissetmiyor musun?" Durnik bo bo bakt. Yukarlardaki kular birdenbire sustu. Souk bir rzgr esmeye balad ve beraberinde berbat bir bataklk ve rm yaprak kokusu

getirdi. "Bu koku da nedir?" dedi Garion sinirli bir ekilde etrafna bakna-rak. "Gneyde Nyissa var," dedi Ce'Nedra. "Bataklklarla kapl." "O kadar yakn myz?" dedi Garion. "Hayr," dedi Ce'Nedra kalarn atarak. "En az altm fersah." "Koku o kadar uzaa gelir mi?" "Hi sanmam," dedi Durnik. "Yani buralar bilmem ama Sendar-ya'da gelemezdi." "Kamp ne kadar uzakta?" dedi Ce'Nedra. "Yarm mil kadar," dedi Durnik. "Kosakn acaba?" Durnik ban sallayarak, "Yer ukurlarla dolu," dedi. "Bu zayf kta komak tehlikeli olur. Ama hzl yryelim." Gittike kararan kasvetli havada hzla ilerlediler. Rzgr iddetlendi, aalar rzgrla sallanp eilmeye baladlar. Orman kaplayan korku hissi giderek artt. "urada kprdayan bir ey var," diye fsldad Garion telala, derenin br kysndaki karanlk aalan gstererek. "Ben bir ey grmyorum," dedi Ce'Nedra. "Bak, urada, byk beyaz gvdeli aacn arkasnda. Orman Perisi mi o?" Alacakaranlkta, belirsiz bir ekil bir aacn arkasndan baka bir aacn arkasna geti. Grdkleri eyde tyler rpertici bir ktlk hissi vard. Ce'Nedra irenerek, "Orman Perisi filan deil o," dedi. "Yabanc bir ey." Durnik yerden bir dal alp iki eliyle sopa gibi kavrad. Etrafna bakman Garion da kendisine bir sopa buldu. ki aa arasnda baka bir suret hareket etti; bu daha yaknlarn-dayd. "Bu riski alacaz artk," dedi Durnik dnceli bir yzle. "Koun ama dikkatli olun. Dierlerine haber verin. Haydi!" Garion Ce'Nedra'nn elini tuttu ve dere kys boyunca tkezleyerek komaya baladlar. Durnik geride kalm, sopasn tehditkr bir ekilde sallyordu. ekiller artk etraflarn sarmt; Garion panie kaplmaya balad. Birden Ce'Nedra lk att. ekillerden biri tam nlerindeki bir alnn arkasndan karak karlarna dikilmiti, ri ve iren ekilliydi. Yz yoktu. Daha tam olumam ellerini onlara uzatm tkezleyerek ilerlerken, bann nndeki iki gz delii bo bo bakyordu. Gri amur rengindeydi ve vck vck gvdesi rm, pis kokulu yosunlarla kaplyd. Garion hi dnmeden Ce'Nedra'y arkasna ekti ve saldrd, lk darbesi yaratn yan tarafna indi, ama sopa gzle grnr bir etki yapmadan gvdenin iine gmld. Uzanm ellerinden biri yzne deince, bu vck vck dokunutan irenerek geri ekildi. Panik halinde sopasn yeniden sallad ve darbe yaratn koluna indi. Dehetle, kolun dirsekten krlp yere dtn grd. Yaratk eilip hl kprdayan kolu yerden ald. Ce'Nedra tekrar bir lk atnca Garion o tarafa dnd. amur adamlardan biri arkadan yanap Ce'Nedra'y iki koluyla birden belinden kavramt. Debelenen

214 215

prensesi yerden kaldrp dnmekteydi ki, Garion sopasn btn gcyle sallad. Yaratn kafasn ya da gvdesini deil, ayak bileklerini hedef almt. ki aya da kopan amur adam geri devrildi. Ama derken Ce'Nedra'nn beline sarlan kollarn gevetmemiti. Garion geri srayp sopasn atarak hanerini ekti. Yaratn vcudunun yapld malzeme artc lde sertti. amurun iinde vcuda eklini veren sarmaklar ve kuru dallar vard. Garion lgn gibi uraarak yaratn kollarndan birini kesti ve lk la baran prensesi kurtarmaya abalad. teki kol hl kz brakmamt. Aceleden nefes nefese kalan Garion teki kolu da kesmeye balad. "Dikkat!" diye haykrd Ce'Nedra. "Arkanda!" Garion arkasna baknca, ilk amur adamn ona doru uzandn grd. Ayak bileini souk bir ey kavrad. Az nce kestii kol srnerek gelip onu yakalamt. "Garion!" diye haykrd Barak yaknlarda bir yerden. "Buradayz," diye bard Garion. "abuk ol!" allar atrdayarak araland ve dev, kzl sakall erek, elde kl ortaya kt. Hettar ve Mandorallen hemen arkasndayd. Barak mthi bir darbeyle ilk amur adamn kafasn kopard. Havada uan kafa, metrelerce tede iren bir ses kararak yere kondu. Basz yaratk krlemesine ellerini uzatarak kendisine saldran yakalamaya alt. Barak bembeyaz olarak iki kolu da kesti. Yaratk hl ilerlemeye alyordu.

TOLNEDRA BYCLER K R A L i E S i

"Bacaklarn kes," dedi Garion hemen. Sonra eilip bileini tutan amurdan eli kesti. Baka amur adamlar da kmt ortaya. Hettar ve Mandorallen onlarla savarken havada canl amur paralan uuuyordu. Barak eilerek Ce'Nedra'y tutan kol parasn ekip att. Sonra kz ayaa kaldrp Garion'a doru iterek, "Kampa dnn," diye emretti. "Durnik nerede?" "Bunlar durdurmak iin geride kald," dedi Garion. "Biz ona yardm ederiz," dedi Barak. "Koun!" Ce'Nedra panikten kendini kaybetmiti neredeyse, o yzden Garion onu kampa kadar ekerek gtrd. "Ne oluyor?" dedi Pol Teyze. "Ormanda canavarlar var," dedi Garion, Ce'Nedra'y ona doru iterek. "amurdan yaplmlar, lmyorlar. Durnik'i yakaladlar." adrlardan birine dalp klcn kapt ve ateli bir fkeyle dar frlad. "Garion!" diye haykrd Pol Teyze, alayan prensesten kurtulmaya alarak. "Ne yapyorsun?" "Dumik'i kurtaracam," dedi Garion. "Olduun yerde kal." "Hayr!" diye haykrd Garion. "Durnik benim dostum." Klcn sallayarak kavgann olduu yere komaya balad. "Garion! Geri dn!" Ona hi kulak asmadan karanlk ormana dald. Kargaa adrlardan yz metre tede devam ediyordu. Barak, Hettar ve Mandorallen, sistemli bir ekilde balk kapl amur adamlar paralyorlard, pek ise elinde ksa klcyla kavgann bir orasna bir burasna dalp kyor, yosun kapl canavarlarn vcutlarnda koca delikler ayordu. Garion kulaklarnda bir nlama ve bir eit aresiz cokuyla kavgann ortalk yerine atld. Derken Bay Kurt ve Pol Teyze, arkalarnda beti benzi atm, titreyen Ce'Nedra ile orackta bitiverdiler. Kurt gzlerinde bir atele iradesini toplarken hepsine tepeden bakyormu gibiydi. Bir elini avucu yukar gelecek ekilde uzatarak, "Ate!" demesiyle birlikte, elinden yukarda kvrlp duran bulutlara doru bir yldrm frlad. Korkun bir gkgrltsyle yer sarsld. Garion zihnindeki gmbrt yznden sendeledi. Pol Teyze de elini uzatarak gl bir sesle, "Su!" dedi. Sanki bulutlar yarlm gibi, mthi bir yamur indi, yle ki, etraf-

lanndaki hava suya dnm gibi oldu. Hl sendeleyerek zerlerine gelen amur adamlar bu korkun yamurda eriyip akmaya baladlar. Garion irenmeyle kark bir hayranlkla, yaratklarn iddetli yamur altnda titreyip kabarmalarn, sonra zp amur topaklanna ve rm dal paralarna dnerek yok olmalarn izledi. Barak srlsklam olan klcn uzatarak, eskiden saldrganlardan birinin kafas olan balk topan yoklad. Topak paralannca iinden kvrlm bir ylan kt. Ylan saldrmak iin gerilince Barak bir kl darbesiyle onu ikiye bld. Sel gibi inen yamur vcutlarn kaplayan amuru iyice eritince, baka ylanlar da belirmeye balad. "u," dedi Pol Teyze amurdan kurtulmaya alan donuk yeil bir srngeni gstererek. "Getir onu bana Garion." "Ben mi?" dedi Garion nefesi kesilip tyleri diken diken olarak. "Ben getiririm," dedi pek. atal eklinde bir dal paras alp ylann ban yere yaptrd, sonra ensesindeki slak de.yi yakalayarak kvranan srngeni havaya kaldrd. "Buraya getir," dedi Pol Teyze, yzndeki sular silerek, ipek ylan ona doru uzatt. Ylann atal dili sinirli bir ekilde rpnyordu; donuk gzleri ise Pol Teyzeye dikilmiti. "Bu ne demek oluyor?" diye sordu Pol ylana. Ylan tslad, sonra gene tslama gibi bir sesle cevap verdi. "Bu hanmmn bilecei i Polgara." zerinden sular damlayan ylan konuunca pek'in beti benzi att ve hayvan daha sk tutmaya balad. "Anlyorum," dedi Pol Teyze. "Aramaktan vazge," diye tslad ylan. "Hanmm bundan daha ileri gitmenize izin vermeyecek." Pol Teyze aalayarak gld. "zin mi? Hanmnn bana izin verecek ya da vermeyecek gc yok." "Hanmm Nyissa Kraliesi," dedi ylan fsldayan sesiyle. "Oradaki gc mutlaktr. Ylanlarn detleri insanlarnkine benzemez, hanmm da ylanlarn kraliesidir. Nyissa'ya girerseniz, banza geleceklerden siz sorumlu olursunuz. Biz sabrlyz, korkmayz. Hi ummadnz yerlerde bekleriz sizi. Soktuumuzda farkna bile varmazsnz, ama skmz lmdr." "Salmissra'nn bu olaylarla ilgisi ne?" diye sordu Pol Teyze.
217 TOLNEDRA 216

BYCLER KRALiESi

Ylann titreyen dili ona doru uzand. "Bunu bana sylemeyi tercih etmedi. Merak ise biz ylanlarn tabiatnda yoktur. Sana haberi verdim, mkfatm da zaten almtm. imdi bana istediinizi yapn." "Pekl," dedi Pol Teyze, yamurdan srlsklam olmu yznde souk bir ifadeyle ylana bakarak. "ldreyim mi?" dedi ipek. Yz kaslm, koluna dolanan kaln ylan smsk tutmaktan elinin eklem yerleri bembeyaz olmutu. "Hayr," dedi Pol alak bir sesle. "Bu kadar iyi bir haberciyi yok etmek anlamsz olur." elik gibi bir bakla ylan szerek, "Dierlerini de al ve Salmissra'ya geri dn," dedi. "Ona de ki, eer bir daha iime mdahale ederse, onun peine taklrm; Nyissa'daki en derin amur ukuruna bile saklansa gazabmdan kurtulamaz." "Peki ya mkfatm?" dedi ylan. "Mkfat olarak seni sa brakyorum," dedi Pol. "Haklsn," diye tslad ylan. "Haberini ileteceim Polgara." "Brak onu," dedi Pol Teyze pek'e. Ufak tefek adam eilip kolunu yere uzatt. Ylan kolundan zlnce, pek ensesini brakarak geri srad. Ylan ona bir kere baktktan sonra kayarak uzaklat. "Bu kadar yamur yetmez mi Polgara?" dedi Kurt yzn silerek. Pol Teyze kaytsz bir tavrla elini sallaynca, yamur sanki yukarda bir kova boalm gibi aniden duruverdi.

"Durnik'i bulmamz gerek," diye hatrlatt Barak. "Arkada kalmt," dedi Garion, yamur yznden alayarak akan dereyi gstererek. Durnik'i bulduklarnda ne grecekleri endiesiyle gs skyordu, ama kendini toplayp ne geti. "Demirci iyi bir arkada," dedi Mandorallen. "Onu kaybetmek istemem." valyenin sesinde tuhaf, rkek bir ifade vard ve yz de soluk kta her zamankinden daha beyaz grnyordu. Ama enli klcn tutan eli titremiyordu. Yalnzca gzlerinde Garion'un daha nce grmedii bir kuku vard. Aalarn arasnda yrrlerken her taraftan sular damlyordu. "Buralarda olmas lazm," dedi Garion etrafa baknarak. "Ama gremiyorum onu." "Buradaym," dedi Durnik'in sesi yukardan. Koca bir meenin st dallarndan onlara bakyordu. "Gittiler mi?" Dikkatle kaygan aatan aa inmeye balad. "Yamur tam vaktinde geldi," dedi sonunda yere atlayarak. "Yaratklar aatan uzak tutmakta glk ekmeye ban, tek sz bile sylemeden, Pol Teyze ona sanld sonra da bu ani hareketinden utanm gibi, adamcaz azarlama^^ ba ^
219 TOLNEDRA

Durnik onun azarlarna ses 1karmadan, yznde tuhaf bir fadey le katland.

YRM B R N C BLM

ARlON o gece ok huzursuz bir uyku uyudu, kide bir uyanyor, amur adamlarn dokunuunu hatrlayarak irkiliyordu. Ama en sonunda gece, btn geceler gibi sona erdi ve parlak ve berrak bir gn dodu. Bir sre yatakta tembellik edip battaniyesinin iinde dnd, ama sonunda Ce'Nedra onu uyandrmaya geldi. "Garion," dedi alak sesle, omuzuna dokunarak. "Uyank msn?" Garion gzlerini ap kza bakt. "Gnaydn." "Leydi Polgara kalkman gerektiini sylyor," dedi kz. Garion esnedi, gerindi, sonra doruldu. Uzanp adrn kapsndan dar baknca gnein parlamakta olduunu grd. "Leydi Polgara bana yemek piirmesini retiyor," dedi Ce'Nedra gururla. "Harika," dedi Garion, gzlerine giren salar toparlamaya alarak. Ce'Nedra kk yznde, yeil gzlerinde ciddi bir ifadeyle ona uzun uzun bakt.

"Garion." "Efendim?" "Dn ok cesurdun." Garion hafife omuzlarn silkti. "Herhalde bugn bu nedenle bir azar iitirim." "Neden?" "Pol Teyzeyle dedem cesurca davranmaya almamdan holanmyorlar," dedi Garion. "Benim hl ocuk olduumu dnyorlar, bir zarar gelmesin istiyorlar." "Garion!" diye seslendi Pol Teyze yemek piirmekte olduu atein bandan. "Ate iin odun lazm." Garion iini ekerek battaniyenin altndan kt. Ksa izmelerini giyip klcn beline taktktan sonra, aalara doru yrmeye balad. Pol Teyzenin nceki gece yaratt saanak yznden dev meelerin altlan hl slakt ve kuru dal bulmak ok zorlamt. Ortalkta dolaarak devrilmi aa gvdelerinin ya da kntl byk kayalarn altndan nisbeten kuru kalm dallar toplad. Sessiz aalar onu gz-lyorlard, ama nedense bugn nceki kadar dmanca deildi baklar. "Ne yapyorsun?" diye ince bir ses geldi yukandan. Garion elini klcna gtrerek ban kaldrd. Bir kz, tam bann stndeki iri bir dalda ayakta duruyordu. stnde kemerli bir tunik, ayanda da sandaletler vard. Salan ak kahverengiydi, gri gzlerinde de merakl bir ifade vard; cildindeki hafif yeil ton, onun bir Orman Perisi olduunu gsteriyordu. Sol elinde bir yay, sa elinde ise gergin kirie takl, ucu tam Garion'a evrilmi bir ok vard. Garion ihtiyatla elini klcndan ekerek, "Odun topluyorum," dedi. "Ne iin?" "Teyzem ate yakacak," dedi Garion. "Ate mi?" Kzn yz sertleti ve yayn gerdi. "Kk bir ate," diye atld Garion. "Yemek piirmek iin." "Bu ormanda ate yasaktr," dedi kz sert bir sesle. "Bunu Pol Teyzeye anlat," dedi Garion. "Ben emir kuluyum." Kz slk alnca, bir aacn arkasndan baka bir kz belirdi. Onun da elinde bir yay vard; salan neredeyse Ce'Nedra'nnkiler kadar kzld ve onun cildinde de bir yaprak rengi tonu vard. "Odun topluyormu," dedi ilk kz. "Ate yakacakm. ldreyim mi, ne dersin?" "Xantha burada ne aradklarn renmemiz gerektiini syledi," dedi kzl sal kz dnceli bir tavrla. "Eer burada bir ileri olmad ortaya karsa, o zaman ldrebilirsin." "Ne yapalm," dedi kahverengi sal olan hayal knklyla. "Ama sakn unutma, bunu ben buldum. Vakit gelince ben ldreceim." Garion ensesindeki salarn dikilmeye baladn hissetti. Kzl sal kz slk alnca yarm dzine silahl Orman Perisi daha aalardan szld. Hepsi ufak tefektiler ve salar kzl ve altn rengi tonlanndayd. Garion'un etrafnda toplanp kkrdayarak onu incelemeye baladlar. "O benim," dedi kahverengi sal Peri aatan aa
221 220 TOLNEDRA

BYCLER KRALiESi

atlayarak. "Ben buldum, Xera onu ldrebileceimi syledi." "Salkl grnyor," dedi biri, "ok da uysal. Belki de saklasak daha iyi olur. Erkek mi?" Bir bakas kkrdayarak, "Bakalm," dedi. Kpkrmz kesilen Garion, "Erkeim," dedi aceleyle. "Harcamak yazk olur," dedi biri. "Bir sre saklayp sonra ldrelim." "Benim," dedi kahverengi sal Peri inatla. "Canm isterse ldrrm. " Sahip kc

bir tavrla Ganon'un kolunu yakalad. "Haydi gidip dierlerine bakalm," dedi Xera denilen kz. "Ate yakyorlar, engel olmamz lazm." "Ate mi?" diye haykrdlar dierleri; sonra dnp sulayan bir tavrla Garion'a bakmaya baladlar. "Kck bir ate," dedi Garion aceleyle. Xera, "Onu da getirin," diyerek hzla aalarn arasnda adrlara doru ilerlemeye balad. Yukarda aalar birbirleriyle fsldayor-lard. adrlarn bulunduu akla varnca, Pol Teyzeyi sakin bir tavrla bekler buldular. Ganon'un etrafnda kmelenmi Orman Perilerine yzndeki ifade hi deimeden bakarak, "Ho geldiniz hanmlar," dedi. Periler aralarnda fsldamaya baladlar. Birden Xera denilen kz "Ce'Nedra!" diye haykrd. "Kuzin Xera," dedi Ce'Nedra, sonra koup birbirlerine sarldlar. Dier Periler atee gergin bir ekilde bakarak akla biraz daha yaklatlar. Ce'Nedra hemen kuzini Xera'ya kim olduklarn anlatt, bunun zerine Xera dierlerine yaklamalar iin iaret ederek, "Bunlar dost-mu," dedi. "Onlar annem Kralie Xantha'ya gtrmemiz gerekiyor." "Yani bunu ldremeyecek miyim?" dedi kahverengi sal Peri huysuz bir tavrla, kck parmayla Garion'u gstererek. "Maalesef hayr," dedi Xera. Kumral kz suratn asp ayaklarn yere vura vura uzaklat. Garion derin bir nefes ald. Derken Bay Kurt adrdan karak Perilere glmseyerek bakt. "Aaa, Belgarath," diye haykrd Perilerden biri; hemen ihtiyarn yanna koup boynuna sarlarak pt ve "Bize eker getirdin mi?" diye sordu. ihtiyar yznde ciddi bir ifadeyle ceplerini kartrmaya balad. eitli ekerlemeler ortaya ktklar anda Periler tarafndan kaplp kay bolu veriyorlard. "Bize anlatacak hikyelerin var m?" diye sordu Perilerden biri. "ook," dedi Kurt, yznde hnzrca bir ifadeyle burnunu kayarak. "Ama kz kardeleriniz de gelene kadar bekleyelim ki hepinize anlatabileyim." "Srf bizim iin bir hikye anlat," dedi Peri. "Peki bu zel hikye karlnda ne vereceksiniz?" "pck," dedi Peri hemen. "Her birimizden beer pck." "Ama ok iyi bir hikye anlatacam," dedi Kurt hemen pazarla balayarak. "Be yetmez; gel on olsun." "Sekiz," diye atld Peri. "Peki," dedi Kurt. "Sekize olur." "Bakyorum daha nce buradan gemisin ihtiyar Kurt," dedi Pol Teyze alayla. "Zaman zaman gelirim," dedi Kurt yumuak bir tavrla. "O ekerlemelerin salklar iin zararl olduunu biliyorsun, deil mi?" "Biraz ekerden bir ey kmaz Pol," dedi Kurt. "ok da seviyorlar. Bir Orman Perisi ekerleme iin her eyi yapabilir." "irensin," dedi Pol. Btn Periler, bir bahe dolusu bahar iei gibi Bay Kurt'un bana mlerdi Garion'u yakalayan kumral Peri hari. O, dierlerinden biraz ayr durmu, okunun ucuyla oynayarak surat asyordu. Nihayet, Garion'a yaklaarak, "Kamay dnmezsin, deil mi?" diye sordu umutla. "Hayr," dedi Garion kesin bir tavrla. Peri hayal krklyla iini ekti. "Bana iyilik olsun diye bile kamaz msn?" "Kusura bakma," dedi Garion. Kz yeniden ac ac iini ekerek, "Elenmeme hi izin verilmiyor," dedi, sonra

223

dierlerine katld. ipek ihtiyatl bir ekilde adrndan kt; Periler ona altktan sonra da Durnik belirdi.' "Bunlarn hepsi ocuk, deil mi?" diye sordu Garion Pol Teyzeye. "yle grnrler," dedi Pol, "ama grndklerinden ok daha yaldrlar. Bir Orman Perisi aac ile ayn yatadr; meelerin de om-

TOLNEDRA

222 BYCLER KRALiESi

r ok uzundur." "Erkek Periler nerede?" diye sordu Garion. "Hep kzlar var ortada." "Erkek Peri yoktur canm," dedi Pol Teyze yemek piirmeye dnerek. "Ama o zaman nasl..? Yani..." Garion kekeledi ve kzararak sustu. "nsan erkeklerini yakalarlar," dedi Pol. "Yolcular filan." "Yaa." Garion konuyu hemen kapatt. Kahvaltlarn tamamlayp atelerini su dkerek sndrdkten sonra, atlarn eyerlediler ve Ormann ilerine doru yola koyuldular. Bay Kurt, evresinde ocuklar gibi glp konuan kk Perilerle nden gidiyordu. evrelerindeki aalarn mrltlar artk dmanca deildi; yrrlerken milyonlarca yaprak onlara ho geldin diyordu sanki. Akama doru Ormann merkezinde genie bir akla vardlar. Akln ortasnda o kadar byk bir mee vard ki, Garion'un akl bu kadar byk bir canl olabileceini alamad bir trl. Yosun kapl gvdenin orasnda burasnda maara gibi kovuklar vard; alak dallar ise birer yol kadar geniti ve btn aklk bu dallarn glgesinde kalyordu. Aata mthi bir yallk ve sabrl bir bilgelik hissi vard. Garion zihninde yzne bir yaprak srnm gibi hafif bir dokunu hissetti. Daha nce tand her eyden farkl bir dokunutu bu; ama ona( ho geldin diyor gibiydi, Aa Perilerle doluydu; hepsi tomurcuk gibi dallara dizilmiler Konumalar ve ocuksu glleri ku akmalar gibi havay doldu ruyordu. Xera adl kz, "Anneme geldiinizi haber vereyim," diyerek aa yrd. Garion ve dierleri yere atlayp kararsz bir ekilde atlarnn ya nnda durdular. stlerindeki dallardan Periler onlar seyredip ar nnda fsldayor, arada birde glyorlard. Her nedense, Perilerin iten, rahat baklar Garion'un kendini zursuz hissetmesine neden oluyordu. Pol Teyzeye biraz yaklatn da, herkesin sanki bilinsizce ona smyormu gibi etrafnda topla-1 n fark etti. "Prenses nerede?" diye sordu Pol Teyze. "urada Pol Hanm," dedi Durnik. "Birtakm Perilerle muhabb ediyor." "Gzn stnden ayrma," dedi Pol. "Peki benim serseri babam nerede?" "Aacn yannda," dedi Garion. "Periler onu ok seviyorlar galiba." "Yal budala!" dedi Pol Teyze karanlk bir ifadeyle. Derken, aacn geni alt dallarnn stndeki bir kovuktan, baka bir Peri kt. Dierlerinin ksa tuniklerinden farkl olarak, bu Peri uzun yeil bir elbise giymiti ve altn rengi salarnda kseotlanndan yaplma bir ta vard. Zarif hareketlerle yere indi. Pol Teyze ona doru ilerlerken, dierleri de saygl bir mesafeyle peinden yrdler. "Sevgili Polgara," dedi Peri scak bir sesle. "Grmeydi ok oldu." "Yerine getirmemiz gereken grevler var Xantha," dedi Pol Teyze. Sevgiyle kucaklatlar. "Bunlar bize hediye mi getirdin?" diye sordu Xantha, Pol Teyzenin arkasnda duran erkeklere hayranlkla bakarak. Pol Teyze gld. "Korkarm hayr Xantha. Onlar sana memnuniyetle brakrdm, ama sonra ihtiyacm olabilir." "Ne yapalm," dedi kralie, akacktan iini ekerek. "Hepiniz ho geldiniz. Yemee

224

bizimle kalyorsunuz tabii." "ok seviniriz," dedi Pol Teyze. Sonra kralienin koluna girerek, "nce iki ift laf edebilir miyiz Xantha," dedi. kisi dierlerinden biraz ayrlp alak sesle bir eyler konutular; bu arada Periler de aataki kovuklardan torbalar ve knlar karp geni dallarn altna bir ziyafet sofras kurmaya balamlard. Hazrlanan yemek biraz tuhaf grnyordu. Belli ki Orman Perilerinin gnlk yiyecei sadece i meyvalar, yemiler ve mantarlardan olumaktayd. Barak oturup eki bir suratla nne konan yemee bakarak, "Et yok," diye homurdand. "Gene de kann str," dedi pek. Barak nndeki bardaktan kukuyla bir yudum aldktan sonra honutsuz bir tavrla, "Su," dedi. "Deiiklik olsun diye bir gece de ayk yat artk," dedi yanlarna gelen Pol Teyze. "Eminim ok salksz bir beslenme biimi bu," dedi Barak. e'Nedra, Kralie Xantha'nn yanna oturmutu. Ona zel olarak

BYCLER KRALiESi TOLNEDRA 225

bir ey sylemek istedii belli oluyordu, ama yalnz kalma frsat bulamad iin sonunda herkesin nnde konumak zorunda kald: "Sizden bir ricam olacak Kralie Hazretleri." "Syle ocuum," dedi kralie glmseyerek. "nemsiz bir ey aslnda," dedi Ce'Nedra. "Birka yl iin yannza snmak istiyorum. Babam yalandka mantkszlayor. Akl bana gelene kadar baka bir yerde kalmam lazm." "Ran Borune ne bakmdan mantkszlayor?" diye sordu Xantha. "Saraydan kmama izin vermiyor. Ayrca da on altnc ya gnmde Riva'ya gitmem konusunda srar ediyor," dedi Ce'Nedra fkeli bir sesle. "Hi byle sama bir ey duydunuz mu?" "Riva'ya gitmeni neden istiyor?" "Sama sapan bir anlama yznden. Sebebini bile hatrlamyor kimse." "Eer anlama varsa, artlarnn yerine getirilmesi gerekir canm," dedi kralie yumuak bir sesle. "Riva'ya gitmeyeceim," dedi Ce'Nedra. "On altnc ya gnm geene kadar burada kalacam. O kadar." "Hayr canm," dedi kralie. "yle yapmayacaksn." "Ne?" Ce'Nedra hayretten donakalmt. "Bizim de bir anlamamz var," dedi Xantha. "Borune Hanedan ile aramzdaki anlama ok ak. Prenses Xoria'nn soyundan gelen kadnlar Borune ailesi ile kald srece, Ormanmzn dokunulmazl var. Babanla kalp ona itaat etmek senin grevin." "Ama ben bir Orman Perisiyim," dedi Ce'Nedra. "Yerim buras." "Ayn zamanda da insansn," dedi kralie, "ve yerin babann yan." "Riva'ya gitmek istemiyorum," diye itiraz etti Ce'Nedra. "ok aalayc bir ey." Xantha ona sert bir ifadeyle bakarak, "Aptallk etme ocuum," dedi. "Grevin belli. Bir Orman Perisi olarak, bir Borune olarak ve bir imparatorluk Prensesi olarak grevlerin var. Senin kk aptalca kaprislerin ise hi nemli deil. Riva'ya gitmek gibi bir ykmlln varsa, gideceksin." Kralienin sesindeki kararllk Ce'Nedra'y altst etmiti. Bu szlerden sonra suratn asarak oturdu ve hi ses karmad. Sonra kralie Bay Kurt'a dnerek, "Ormann dnda bir sr dedikodu dolayor," dedi. "Bazlar bize kadar ulat. Galiba insanlarn dnyasnda ok nemli bir ey olmakta ve bu bizim Ormandaki hayatmz da etkileyecek. Bunun ne olduunu ben de rensem iyi olur." Kurt ciddi bir ifadeyle onaylad. "Bence de. Aldur Ta, Dnek Zedar tarafndan

Riva Kralnn taht odasndan alnd." Xantha nefesini tutarak, "Nasl?" diye sordu. Kurt ellerini iki yana aarak, "Bilmiyoruz," dedi. "Zedar, Ta An-garak krallklarna gtrmeye alyor. Bir kere oraya ularsa, Tan gcn kullanarak Torak' uyandrmak isteyecektir." "Buna engel olunmal," dedi kralie. "Bu konuda ne yaplyor?" "Alornlar ve Sendarlar savaa hazrlanyorlar," dedi Kurt. "Arend-ler de yardm edeceklerini vadettiler; Ran Borune'ye de haber verildi, ama o bir sz vermedi. Boruneler zaman zaman zorluk karmay severler." Suratn asm oturan Ce'Nedra'ya bir gz att. "Yani sava olacak," dedi kralie kederle. "Korkarm yle olacak Xantha," dedi Kurt. "Yanmdakilerle birlikte Zedar' kovalyorum; umarm o Ta Torak'a ulatrmadan biz ona yetiiriz. Basarsak bile Angaraklar aresizlikten Batya saldracaklardr. Baz kadim kehanetler gereklemek zere; Grolimler arpk baklaryla bile o kehanetleri grebiliyorlar." Kralie iini ekerek, "Alametlerin bazlarn ben de grdm," dedi. "Yanlm olduumu umuyordum. Bu Zedar nasl biri?" "Bana ok benzer," dedi Kurt. "Ayn ustaya ok uzun bir sre hizmet ettik; insana damgasn vurur byle eyler." "Byle biri geen hafta Ormanmzdan geip Nyissa'ya gitti," dedi Xantha. "Bilseydik belki durdurabilirdik." "Demek sandmdan daha yaknz. Yalnz myd?" "Hayr," dedi Xantha. "Yannda Torak'n hizmetkrlarndan ikisi, bir de kk ocuk vard." Kurt hayretle, "ocuk mu?" diye sordu. "Evet, alt yalarnda bir ocuk." ihtiyar nce kalarn att, sonra gzleri fal ta gibi alarak, "Demek byle becerdi," diye haykrd. "Hi aklma gelmemiti." "Size nehri nereden geip Nyissa'ya girdiklerini gsterebiliriz," dedi kralie. "Ama bu kadar byk bir grupla Nyissa'ya gemek tehlikeli olabilir. O bataklklarn her yannda Salmissra'nn gzleri vardr." "Bunu hesaplamtm," dedi Bay Kurt. Sonra Barak'a dnerek, "Geminin bizi Orman Nehri'nin aznda bekleyeceinden emin misin?" diye sordu.
226
BYCLER K R A L i E S i

"Orada olacak," diye grledi Barak. "Kaptan gvenilir biridir." "tyi," dedi Kurt. "yleyse pek ve ben Zedar'n izini takip ederiz, siz de nehri izleyerek denize karsnz. Gemiye binip sahili izler, sonra da Ylan Nehri'nde Sthiss Tor'a gelirsiniz. Orada buluuruz." "Nyissa gibi tehlikeli bir memlekette kuvvetlerimizi ikiye ayrmamz akllca olur mu dersiniz?" diye sordu Mandorallen. "Mecburuz," dedi Kurt. "Ylan insanlar ormanda yaamaya alklar; yabanclar da hi sevmezler, pek ve ben yalnz olursak gizlice ve hzl hareket edebiliriz." "Nerede bulumak istiyorsun?" dedi Barak. "Sthiss Tor'da rhtmlarn yaknnda bir Drasniya serbest blgesi vardr," dedi pek "Oradaki tccarlarn ou arkadamdr. Boktorlu Radek adn vermeniz yeter. Eer zamannda yetiemezsek, tccarlara nerede olduumuzu bildiririz." "Ben ne olacam?" diye sordu Ce'Nedra. "Sen bizimle geleceksin," dedi Pol Teyze. "Nyissa'ya gitmem iin hibir neden yok," dedi Ce'Nedra. "Geleceksin, nk ben yle istiyorum," dedi Pol Teyze. "Ben baban deilim Ce'Nedra. Surat asarak ya da gzlerini krptrarak beni etkileyemezsin." "Kaarm," dedi Ce'Nedra. "Aptallk edersin,"dedi Pol Teyze souk bir tavrla. "O zaman seni bulup geri getirmek zorunda kalrm; bu da hi houna gitmez. Dnyada olaylar o kadar ciddi bir hal ald

ki, kk bir kzn marklklarna vakit ayramayz. Benimle geleceksin ve on altnc ya gnnde Riva Kralnn taht salonunda hazr bulunacaksn; bunun iin seni zincirlemem gerekse bile. Artk seni pplayacak vaktimiz yok." Ce'Nedra ona bakakald, sonra anszn gzyalarna bouldu.

YRM K N C BLM

228 TOLNEDRA

RTES SABAH, gne henz domadan ve tl gibi bir sis dev meelerin dallar arasnda szlrken, pek ve Bay Kurt Nyissa'ya doru yola kmak iin hazrlanmaya baladlar. Garion bir kte oturmu, karamsar bir ifadeyle ihtiyarn kendine yolluk hazrlamasn izliyordu. "Niye bu kadar kasvetlisin?" diye sordu Kurt. "Keke byle aynlmasaydk," dedi Garion. "ki haftalna yalnzca." "Biliyorum," dedi Garion, "ama gene de..." "Ben yokken teyzene gz kulak ol," dedi Kurt, knn toplarken. "Olur." "Tlsmn da hi karma. Nyissa tehlikeli bir yerdir." "Unutmam," dedi Garion. "Sen de dikkatli ol, olur mu dede?" Beyaz sakal siste parlayan ihtiyar ona ciddi bir ifadeyle bakarak, "Ben hep dikkatliyimdir Garion," dedi. "Ge oluyor Belgarath," dedi pek, yularlarndan tuttuu iki at konutuklar yere doru getirirken. Kurt ona geldiini iaret ederken Garion'a, "ki hafta sonra Sthiss Tor'da grrz," dedi. Garion abucak ihtiyar kucaklad, sonra onlarn gidiini grmemek iin arkasn dnd. Aklktan geerek dalgn dalgn sisi seyretmekte olan Mandorallen'in yanna gitti. "Ayrlk kederli bir hadise," dedi valye dalgn bir tavrla, ini ekti. "Mesele bundan ibaret deil, deil mi Mandorallen?" dedi Garion. "ok dikkatli bir delikanlsn sen." "Derdin ne? ki gndr bir tuhafsn." "iimde garip bir his kefettim Garion. Hi houma gitmiyor."

229

B Y C L E R KRALiESi

"Yaa? Ne hissi bu?" "Korku," dedi Mandorallen ksaca. "Korku mu? Neden korkuyorsun ki?" "amur adamlardan. Sebebini bilmiyorum ama onlarn mevcudiyeti ruhumu titretti." "Hepimiz korktuk Mandorallen," dedi Garion. "Ben daha nce hi korkmamtm," dedi Mandorallen alak sesle. "Hi mi?" "ocukken bile. amur adamlar tylerimi diken diken etti ve kamay arzuladm." "Ama kamadn," dedi Garion. "Kalp dvtn." "Bu seferlik yle oldu," dedi Mandorallen. "Ama ya bir dahaki sefere? Korku bir kere ruhuma girmenin yolunu bulduysa, ne zaman dneceini kim bilebilir? Ya ok tehlikeli bir anda vazifemizin kaderi buna balyken korku souk elini kalbime uzatp beni esir ederse? imi kemiren bu ihtimal ite. Zaafmdan ve kusurumdan tr utan iindeyim." "Utan m? nsan olduun iin mi? Kendine kar ok sertsin Man dorallen." ' "Beni affettiin iin ok iyisin delikanl, ama kusurum byle kolay kolay affedilemeyecek kadar byk. Mkemmel olmaya gayret ettim ve kanaatimce hedefimden ok da uzaa dmedim; ama imdi btn cihann hayran olduu o mkemmeliyet yara ald. Bunu kabul etmek ok zor." Mandorallen yzn ona evirince Garion gzlerinin yalarla dolu olduunu grd. "Zrhm giymeme yardm eder misin?" diye sordu Mandorallen. "Tabii." "elik zrhmn iine saklanma ihtiyacndaym. Belki korkak kalbimi biraz rahatlatr bu." "Sen korkak deilsin," diye itiraz etti Garion. Mandorallen kederle iini ekerek, "Bunu ancak zaman gsterir," dedi. Gitme vakti geldiinde, Kralie Xantha ksa bir konuma yapt. "Hepinizin yolu ak olsun," dedi. "Elimde olsa araynza yardmc olmak isterdim, ama bir Orman Perisi aacna kopmaz balarla baldr Benim aacm ok yal, ona bakmam lazm." Sabah sisinde ge ykselen dev meeye sevgiyle bakt. "Birbirimize balyz, ama bu bir sevgi ba." Garion bir gn nce dev aac ilk grdnde zihninde hissettii hafif dokunuu tekrar hissetti. Bu dokunuta bir vedalama ve bir de uyar vard. Kralie Xantha ile Pol Teyze hayretle baktlar, sonra Kralie Ga-rion'a dnerek daha dikkatle bakt. "Gen kzlarm sizi Ormanmzn gney snrn oluturan nehre kadar gtrecekler," diye szne devam etti kralie. "Oradan denize kadar yolunuz ak." Sesi deimemiti, ama gzlerinde dnceli bir ifade vard. "Saol Xantha," dedi Pol Teyze scak bir sesle, Peri kraliesini kucaklayarak. "Eer Borunelere haber yollayabilirsen, onlara Ce'Nedra' nn benim yanmda ve gvende olduunu syle, imparatorun ii biraz rahatlar belki." "Olur Polgara," dedi Xantha. Atlarna bindiler ve nlerinde kelebekler gibi kouan alt-yedi Perinin peine taklp gneye doru ilerlemeye baladlar. Nedense Garion iddetli bir depresyon iindeydi ve Durnik'in yannda dolambal patikadan ilerlerken etrafna hi bakmyordu. leye doru aalarn alt iyice karard ve giderek kasvetli bir hale gelen Ormanda sessizce yollarna devam ettiler. Garion'un, Kralie Xantha'nn aklnda duyduu uyar, sanki yapraklarn hrtsnda ve dallarn seslerinde durmadan tekrarlanyordu. "Hava deiiyor galiba," dedi Durnik. "Keke gkyzn grebilseydim." Garion stne ken, tehlikenin yaklat hissini atmaya alarak onu bayla onaylad. elik zrhl Mandorallen ve rg zrhl Barak grubun basndaydlar; at derisi ceketi

231 TOLNEDRA 230 BYCLER KRALiESi

elik levhalarla zrhlanm olan Hettar ise artlk yapyordu. O tehditkr kasvet hissi hepsini etkilemi olmal ki, elleri silahlarnda gzleri ihtiyatla evrelerine baknarak ilerliyorlard. Sonra birdenbire, evreleri allarn arasndan ya da aalarn arkalarndan frlayan Tolnedra lejyonerleriyle doldu. Saldrmaya kalkmadlar, yalnzca prl prl parlayan gs zrhlar ve ksa mzrak-laryla, hazr beklemeye baladlar. Barak kfretti, Mandorallen ise atnn dizginlerini hzla ekerek mzran dorulttu ve askerlere, "Kenara ekilin!" diye haykrd. "Yava ol," diye uyard Barak. Askerlere hayretle bakan Periler kasvetli aalarn arasnda kayboldular.

"Ne dersiniz Lord Barak?" dedi Mandorallen neeyle. "Yz kiiden fazla olamazlar. Saldralm m?" "Bugnlerde seninle uzun bir konuma yapmamz gerek," dedi Barak. Geriye baknca Hettar'n da yavaa yanlarna sokulmakta olduunu grd. Sonra iini ekerek, "Ne yapalm," dedi, "madem baka yolu yok..." Kalkannn balarn skp klcn knnn iinde geveterek, "Ne dersin Mandorallen?" dedi. "Kamalar iin bir frsat verelim mi?" "Alicenap bir teklif Lord Barak," dedi Mandorallen. Derken, uzaklardan bir atl grubu, aa glgeleri arasndan karak yaklat. Balarnda iriyar, gm ilemeli mavi pelerin giymi bir adam vard. Zrh ve miferi altn sslerle doluydu, altnda da her admnda slak yapraklan saa sola saan kestane rengi bir aygr vard. "Harika," dedi yanlarna gelirken. "Kesinlikle harika." Pol Teyze gzlerini yeni gelene dikerek, "Lej y nerlerin yolcularn yolunu kesmekten baka yapacak ileri yok mu?" dedi. "Bu benim lejyonum hanmefendi," dedi mavi pelerinli adam kstah bir tavrla. "Ben ne istersem onu yaparm. Prenses Ce'Nedra'nn yannzda olduunu gryorum." "Nerede bulunduum beni ilgilendirir Asaletmeap," dedi Ce'Ned-ra yksekten bir tavrla. "Vordue ailesinden Grandk Kador'u ise hi ilgilendirmez." "Babanz ok endieli Prenses," dedi Kador. "Btn Tolnedra sizi aryor. Bunlar kim?" Garion kalarn atp ban sallayarak Ce'Nedra'y uyarmaya altysa da ok geti artk. "ndeki iki valye Vo Mandor Baronu valye Mandorallen ile Trellheim Kontu Barak," dedi kz. "Arkamzdaki Algar Savas Al-garya Kabile eflerinin Ba o-Hag'n olu Hettar. Hanm ise..." "Ben kendimi tantabilirim canm," dedi Pol Teyze sakin bir sesle. "Vordue Grandknn ne nedenle Tolnedra'nn bu kadar gneyine geldiini merak ediyorum ben esas." "Burada karlarm var hanmefendi," dedi Kador. "Belli oluyor," dedi Pol Teyze. "Btn imparatorluk lejyonlar prensesi aryor, ama bulan ben oldum." "Vordue ailesinden birinin bir Borune prensesinin bulunmasna yardma bu kadar hevesli olmas ok artc," dedi Pol Teyze. "zellikle iki hanedan arasnda yzyllardr sren dmanlk dnlrse." "Bu bo laflan brakabilir miyiz," dedi Kador buz gibi bir sesle. "Maksadmn ne olduu beni ilgilendirir." "Pek ho olmad da muhakkak," dedi Pol. "Kendinize gelin hanmefendi," dedi Kador. "Kim olduumu, daha da nemlisi, ne olacam unutmayn." "Ne olacakmsnz Asaletmeap?"

233
232

"Tolnedra imparatoru Ran Vordue," dedi Kador. "Yaa? Peki Tolnedra'nn mstakbel mparatorunun Perili Ormanda ne ii var?" "karlarm koruyorum," dedi Kador kaskat bir tavrla. "u anda Prenses Ce'Nedra'nn elimde olmas gerekiyor." "Babamn bu fikrinize ve mparatorluk hayallerinize ne diyeceini hi dnmyor musunuz Dk Kador?" dedi Ce'Nedra. "Ran Borune'nin ne dnd beni hi ilgilendirmiyor Prenses Hazretleri," dedi Kador. "Tolnedra'nn bana ihtiyac var, hibir Borune dzenbazl da mparatorluk Tacn ele geirmemi engelleyemez. Belli ki ihtiyar sizi bir Honeth ile ya da bir Horb ile evlendirip onlara taht zerinde bir hak salamak istiyor. Bu ileri kartrabilir, bense her eyin basit olmasn istiyorum." "Benimle evlenerek mi?" diye sordu Ce'Nedra aalayarak. "O kadar uzun sre hayatta kalamazsnz." "Hayr," dedi Kador. "Orman Perisi bir kan istemem ben. Borune-lerin aksine, Vordue ailesi soyunun kanp kirlenmesini istemez." "Beni tutsak m edeceksiniz yani?" dedi Ce'Nedra. "Korkanm bu da imknsz," dedi Dk Kador. "mparatorun her yerde kulaklan var. Ne yazk ki tam da zamannda katnz Prenses, imparatorluk mutfana bir casusumu sokmak ve az bulunur bir Nyis-sa zehiri elde etmek iin baya masrafa girmitim halbuki. Babanza bir taziye mektubu bile hazrlamtm." "ok dnceliymisiniz," dedi Ce'Nedra bembeyaz bir yzle. "Maalesef imdi daha kestirmeden gitmek zorundaym," diye devam etti Kador. "Keskin bir bak ve bir metre toprak, Tolnedra politikasna mdahalenizi sona erdirir. zgnm Prenses. ahsi bir mesele deil bu, ama karlanm korumak zorundaym." "Plannzn kk bir kusuru var Dk Kador," dedi Mandorallen mzran bir aaca dayayarak. "Ben bir kusur gremiyorum Baron," dedi Kador haval bir tavrla.

BYCLER KRALiESi

"Kusurunuz, pervaszca klcmn menziline girmeniz," dedi Man-dorallen. "Kafanz alverirsem, kafasz bir vcudun bir taca da ihtiyac olmaz." Garion, Mandorallen'in bu atlganlnn biraz da korkmadn kendisine ispatlama gayretinden doduunun farkndayd. Kador, Mandorallen'e endieyle bakarak, "Yok canm," dedi pek kendinden emin olmayan bir sesle. "Sayca sizden ok stnz." "Basiretsiz bir fikir," dedi Mandorallen. "Ben cihandaki en kudretli valyeyim ve zrhlym. Askerleriniz klcmn nnde biilecek buday baaklarndan farksz. Sonunuz geldi Kador." Byle diyerek koca klcn ekti. Barak, Hettar'a eki bir suratla, "Olaca buydu," diyerek klcna davrand. "Buna hi kalkmamanz tavsiye ederim," dedi sert bir ses. Tandk kara cppeli bir adam, kara bir atn stnde yakndaki bir aacn arkasndan ortaya kvermiti. Bir-iki sz mrldanp eliyle keskin bir hareket yapnca, Garion zihninde garip bir uultu ve karanlk bir esinti hissetti. Mandorellen'in klc elinden frlad. "Teekkr ederim Aarak," dedi Kador. "Bunu tahmin etmemitim." Mandorallen kt bir darbe yemi gibi, zrhl eldivenini karp elini ovuturmaya balad. Hettar'n gzleri ksld ve yzne tuhaf, bo bir ifade geldi. Murgonun kara at Hettar'a merakla bir gz att, sonra aldrmaz bir ifadeyle ban evirdi. "Eee, a-Dar," dedi Aarak, yaral yznde irkin bir srtla. "Bir daha denemek ister misin?" Hettar yznde bir irenme ifadesiyle, "Bu at deil," dedi. "Ata benziyor, ama baka bir ey." "Evet," dedi Aarak. "Aslnda bambaka bir ey. Zihnine istediin kadar girmeye al, orada bulacan eyden holanmayacaksn." Atndan atlayarak alev alev yanan gzlerle onlara doru yrd. Pol Teyzenin nnde durup alayl bir selam

vererek, "Tekrar karlatk Polgara," dedi. "Bo durmamsn amdar," dedi Pol. Atndan inmekte olan Kador hayretle, "Bu kadn tanyor musun Aarak?" diye ordu. "Onun ad amdar'dr Dk Kador," dedi Pol Teyze. "Grolim rahibidir. Sen ona sadece erefini sattn sanyorsun, ama yaknda ok
TOLNEDRA

235

daha fazla ey sattn reneceksin." Eyerinde doruldu; sandaki beyaz tutam birden parlamaya balamt. "lgin bir dmandn amdar. Seni zleyeceim neredeyse." "Yapma Polgara," dedi Grolim hemen. "Elim ocuun kalbinde, iradeni toplamaya baladn anda lr. Onun kim olduunu ve ona ne kadar deer verdiini biliyorum." Pol Teyzenin gzleri ksld. "Sylemesi kolay amdar." "Denemek ister misin?" dedi Grolim alayla. "Atlarnzdan inin," diye emretti Kador. Lejyonerler tehditkr bir tavrla ilerlediler. "Dediini yapn," dedi Pol Teyze alak bir sesle. "Uzun bir kovalamaca oldu Polgara," dedi amdar. "Belgarath nerede?" "Pek uzakta deil," dedi Pol. "Belki hemen kamaya balarsan, o geri dnmeden paay kurtarabilirsin." "Olmad Polgara," diye gld Aarak. "O kadar yaknda olsa bilirdim." Garion'a dnp dikkatle bakarak, "Bymsn evlat," dedi. "Uzun sredir konuma frsat bulamamtk." Garion dmannn yaral yzne bakarken ihtiyatlyd, ama tuhaftr ki hi korkmuyordu. Hayat boyunca bekledii karlama balamak zereydi ve iinde, derinlerinde bir ses buna hazr olduunu sylyordu. amdar gzlerine dik dik bakarak, "Biliyor, deil mi?" diye sordu Pol Teyzeye. Sonra gld. "Tam bir kadnsn Polgara. Srr, srf sr saklam olmak iin saklyorsun. Onu yllar nce senden almalymm." "Onu rahat brak amdar," dedi Pol Teyze. Grolim ona hi aldrmadan, "Asl ad ne Polgara?" diye sordu. "Onu da m sylemedin?" "Seni ilgilendirmez," dedi Pol ters bir tavrla. "lgilendirir Polgara. Ben de onu senin kadar uzun sredir gzetiyorum." Tekrar gld. "Annesi sendin belki, ama babas da bendim. kimiz iyi bir evlat yetitirmiiz seninle. Ama hl esas adn renmek istiyorum." Pol dikleerek, "Artk ok ileri gittin amdar," dedi. "artlarn nedir?" "art mart yok Polgara," dedi Grolim. "Sen, ben ve olan, Efendim Torak'n uyanmay bekledii yere gideceiz. Yol boyunca elim

TOLNEDRA

234 BYCLER KR A Li E Si

olann kalbinde olacak, o yzden boyun eeceksin. Zedar ve Ctuc-hik Ta iin kavga ederken birbirlerini ldrecekler, ya da Belgarath onlar bulup ikisini birden ldrecek. Ta beni ilgilendirmiyor aslnda. Batan beri beni ilgilendiren olan ve sensin." "Demek aslnda bizi durdurmaya almyordun?" dedi Pol Teyze. amdar gld."Durdurmak m? Sana yardm etmeye alyor-, dum ben.

Zedar'n da Ctuchik'in de Batda adamlar var. Siz rahata j geebilesiniz diye hep onlar aldattm, engelledim. Sonunda Belga-' rath'n Tan peine tek bana deceini biliyordum nk. O zaman da seni ve olan yakalayabilecektim." "Amacn ne?" "Anlamadn m hl?" dedi Grolim. "Efendim Torak uyandnda grecei ilk iki ey, kars ve nnde zincirler iinde diz km , lmcl dman olacak. Byle krallara layk bir hediye iin nasl j dllendirileceimi bir dn." "yleyse dierlerini brak," dedi Pol. "Onlar beni ilgilendirmiyor," dedi amdar. "Onlar soylu Kador'a brakacam. Onlar sa brakmak isteyeceini pek sanmyorum, ama karar ona kalm. Ben istediimi aldm." "Domuz!" diye haykrd Pol Teyze aresizce. "Pis domuz seni!" amdar yznde tatl bir glmsemeyle Pol Teyzenin suratna bir tokat indirerek, "Dilini tutmay renmelisin Polgara," dedi. Garion'un beyni infilak etti sanki. Gz ucuyla Durnik'in ve tekilerin lejyonerler tarafndan yakalandn grd, ama belli ki askerler onu bir tehlike olarak grmyorlard. Dnmeden, elini hanerine atarak dmanna doru yrd. "yle olmaz!" dedi iindeki her zamanki ses; ama bu defa pasif ve ilgisiz deildi. "Onu ldreceim!" dedi Garion sessizce, beyninin derinliklerinde. "Ama bu ekilde deil!" dedi ses. "Seni brakmazlar - hanerle olmaz. " "Peki nasl?" "Belgarath ne demiti? rade ve Sz." "Naslyaplacan bilmiyorum. Yapamam." "Byle diyerek kurtulamazsn. Gstereyim sana. Bak!" Hi beklemedii bir anda, sanki oradaym da seyrediyormu gibi, tanr To-rak'n Aldur Ta'nn ateinde kvran gznn nnde belirdi. Torak'n yznn erimesini ve parmaklarnn alev almasn izledi. Sonra bu yz deierek, kendini bildi bileli zihninin balant iinde olduu o karanlk gzcnn yzne dnt. Karsnda duran amdar'n suretini alevler iinde grdnde iinde mthi bir gcn biriktiini hissetti. "imdi!" dedi ses. "Haydi!" Bir darbe gerekiyordu. Yoksa fkesi tatmin olmayacakt. Sntan Grolimin stne ylesine bir hzla atld ki, lejyonerler onu durduramad. Sa kolunu savurdu; sa avucu amdar'n yaral yzne tokat gibi indiinde, iinde biriken g, avucundaki gms lekeden boand sanki." Yan!" diye buyurdu, iradesini toplayarak. Hazrlksz yakalanan amdar sendeleyerek geri ekildi. Yznde anlk bir fke belirdi, sonra ne olduunu fark ettiinde gzleri dehetle irileti. Bir an Garion'a mutlak bir dehetle bakt, sonra yz acyla kasld. "Hayr!" diye haykrd atlak bir sesle; ardndan Garion'un elini dedirdii yana ttmeye balad. Sanki kzgn bir sobann stne oturmu gibi, siyah cppesinden dumanlar ykselmeye balad. Sonra lk atarak ellerini yzne gtrd. Parmaklan alev ald. Tekrar bir lk atarak slak topraa devrilip debelenmeye balad. "Geveme!" Bu kafasnn iinde nlayan, Pol Teyzenin sesiydi. Artk amdar'n btn yz alevler iindeydi ve lklar lo ormanda yanklanyordu. Lejyonerler korkuyla yanan adamdan uzaklatlar; Garion midesinin bulanmaya baladn hissetti. Dnmeye hazrland. "Zayflama!" dedi Pol Teyzenin sesi. "iradeni stnden ayrma!" Garion ateler iindeki Grolimin tepesine dikilmiti. amdar'n vcudunu tketen atein acsyla debelendii yerlerdeki slak yapraklar ttyordu. Gsnden alevler fkryor ve lklar giderek zayflyordu. Mthi bir abayla ayaa dikilip yanan ellerini yalvarrcasna Garion'a uzatt. Yz yanp gitmiti, vcudundan isli, kara bir duman ttyor ve dalmadan ylece asl duruyordu. "Efendim," dedi atlak bir sesle. "Ac bana!"

236 237

Garion'un yrei acmayla doldu. Yllar boyu sren o gizli yaknlk onu yanan adama doru ekiyordu. "Hayr!" dedi Pol Teyzenin sert sesi. "Brakrsan seni ldrr!" " Yapamyorum," dedi Garion. "Brakacam." nceki gibi, iradesini toplamaya balad; iradesi iinde dev bir acma ve merhamet dalgas gibi ykseldi. Dncelerini ifa vermekte younlatrarak am-

BYCLER KRALES TOLNEDRA

dar'a uzanmaya balad. "Garion!" diye nlad Pol Teyzenin sesi. "Annenle baban ldren amdar'd." Zihninde olumakta olan dnce dondu kald. "Geran'la lldera'y amdar ldrd. Onlar diri diri yakt; tpk imdi kendisinin de yanmakta olduu gibi. ntikamlarn al onlarn Garion! Atei sndrme!" Kurt'un annesiyle babasnn lmn anlatt gnden beri beyninde tad hiddet, alevlendi birden. Bir an nce neredeyse sndrecek olduu ate, yeterli deildi artk. Merhametle uzatt el kasld. fkeyle, avucu ne gelecek ekilde uzatt elini. Avucunda bir karncalanma hissi oldu, sonra eli alev ald. Avucundaki lekeden parlak mavi bir alev fkmp parmaklarna yayld; ama ac ya da scaklk hissetmiyordu. Mavi ate o kadar parlaklat ki bakamaz oldu. lmcl bir acnn penesinde olmasna ramen Grolim amdar yanan elin karsnda geriledi. Bouk, ac dolu bir lk atarak kararm yzn elleriyle korumaya alt, geriye birka adm att, sonra yanan bir ev gibi kerek yere devrildi. "Oldu!" dedi Pol Teyzenin sesi. "intikamlar alnd!" Sonra ayn ses, zihninin iinde cokuyla yankland. "Belgarion! Belgarion'um benim!" Yz kl gibi olan ve tir tir titreyen Kador, Grolim amdar'n hl tten kllerinden dehetle uzaklaarak, "Byclk," dedi boulur gibi. "Yaa," dedi Pol Teyze soukkanl bir tavrla. "Bu i senin boyunu aar Kador." Dehet iindeki lejyonerler de grdkleri karsnda fal ta gibi alm gzlerle geri ekiliyorlard. "imparator bu olaylar ok ciddiye alacaktr herhalde," dedi Pol Teyze. "Kzn ldrmeye kalktnz duyduunda bu ii ahsi bir saldr olarak bile grebilir." "Biz yapmadk," dedi askerlerden biri hemen. "Kador yapt. Biz emir kuluyuz." "imparator bu mazereti belki de kabul eder," dedi Pol kukuyla. "Ama yerinizde olsam ballm kantlamak iin imparatora bir hediye gtrrdm - duruma uygun bir hediye." Manal manal Kador'a bakt. Askerlerin bazlar onun ne kastettiini hemen anlayarak kllarn ektiler ve Grandkn etrafn sardlar. "Ne oluyor?" dedi Kador. "Bugn bir tatan ok daha fazla ey kaybettin Kador,"-dedi Pol Teyze. "Bunu yapamazsnz," dedi Kador lejyonerlere. Askerlerden biri klcnn ucunu Grandkn grtlana dayayarak, "Biz imparatora sadz Lordum," dedi. "Sizi vatana ihanet suundan tevkif ediyoruz. Eer sorun karrsanz, Tol Honeth'e sadece kellenizi de gtrebiliriz - anlatabiliyor muyum?" Lejyon subaylarndan biri saygyla Ce'Nedra'nn nnde diz kerek, "Prenses Hazretleri," dedi. "Size nasl hizmet edebiliriz?" Hl bembeyaz olan ve titreyen prenses kendini toparlayarak, "Bu haini babama gtrn," dedi nlayan bir sesle. "Ona burada olanlar anlatn. Grandk Kador'u da benim emrimle tevkif ettiinizi bildirin." "Derhal Prenses Hazretleri," dedi subay ayaa frlayarak. Sonra "Haini zincire vurun!" diye emretti. Tekrar Ce'Nedra'ya dnerek, "Gideceiniz yere kadar yannza

refakati vermemi ister misiniz Prenses Hazretleri?" diye sordu. "Gerek yok Yzba," dedi Ce'Nedra. "Bu haini gzmn nnden uzaklatrn, yeter." "Prenses Hazretleri nasl arzu ederse," dedi yzba yerlere kadar eilerek. Bir iaretiyle, askerler Kador'u oradan uzaklatrdlar. Garion elindeki lekeye bakakalmt. Orada yanan ateten en kk bir iz bile yoktu. Askerlerin serbest brakt Durnik, Garion'a irilemi gzlerle bakarak, "Seni tandm zannediyordum," dedi fsldayarak. "Kimsin sen Garion? Nasl yaptn bunu?" "Sevgili Durnik," dedi Pol Teyze efkatle kolunu tutarak. "Hl sadece gznle grdne inanyorsun. Garion her zaman tandn Garion." "Yani siz mi yaptnz bunu?" diye sordu Durnik, amdar'n cesedine bakp sonra hzla gzlerini kararak. "Tabii," dedi Pol. "Garion'u tanrsn. Dnyadaki en normal delikanldr o." Ama Garion yle olmadn biliyordu. rade onun Iradesiydi, Sz de onun azndan kmt. "Sus!" dedi Pol Teyzenin sesi kafasnn iinde. "Kimse bilmemeli."
238 BYCLER KRALiESi

nc Ksm

NYSSA
"Niye bana Belgarion dedin?" diye sordu Garion sessizce. "nk adn Belgarion," dedi Pol Teyzenin sesi. "imdi bir ey 01 mam gibi davran ve bana soru sorma. Daha sonra konuuruz." Ses kayboldu. Dierleri, lejyonerler ve Kador gidene kadar huzursuz bir ekilde ylece durdular. Askerler gzden kaybolup da prenseslere yarar bir kendine hkim olma pozuna gerek kalmaynca, Ce'Nedra alamaya balad. Pol Teyze kz kucaklayp sakinletirmeye alt. "Bunu gmsek iyi olacak," dedi Barak, amdar'dan geriye kalanlar ayayla gstererek. "Duman tter halde burada brakrsak, Periler rahatsz olabilir." "Kreimi alaym," dedi Durnik. Garion dnp Mandorallen ve Hettar'n yanndan hzla geerek uzaklat. Elleri tir tir titriyordu ve o kadar bitkindi ki, bacaklar arln zor tayordu. Pol Teyze ona Belgarion demiti; bu isim sanki hep kendisine aitmi, ksack mr boyunca hep bir yan eksikmi de imdi bu isimle tamamlanm gibi bir his domutu iinde. Ama Belgarion trade ve Sz ile, elinin bir dokunuuyla canl bir insan atee boabilen bir yaratkt. "Sen yaptn!" dedi zihninin bir kesinde duran sese. "Hayr," dedi ses. "Sadece sana nasl yapacan gsterdim, irade, Sz ve dokunu senden geldi." Garion bunun doru olduunu biliyordu. Dehetle, dmannn son yakarn ve o merhamet dilenii reddeden ate saan elini hatrlad. Son aylarda o kadar iddetle istedii intikam, tmyle alnmt, ama tad ok, ok acyd. Sonra dizleri boand, yere kp kalbi knk bir ocuk gibi alamaya balad.

YRM NC BLM

OPRAK AYNI TOPRAKTI. Ne aalar deimiti ne de gkyz Hl bahard; mevsimler de aklarn deitirmemilerdi. Ama Garion iin artk hibir ey eskisi gibi olamayacakt. Perili Ormann iinden, Tolnedra'nn gney snrn oluturan Orman Nehri'ni izleyerek ilerlediler. Garion zaman zaman arkadalarnn kendisine tuhaf baklarn yakalyordu. Baklar dnceli tasalyd; hatta Durnik -iyi, salam Durnik- neredeyse korkmu gibiydi. Bir tek Pol Teyze deimemiti, aldrmyor gibiydi. "zlme Belgaron, dedi Pol Teyzenin sesi kafasnn iinde. "O isimle hitap etme bana!" diye dnd Garion fkeyle. "Adn b u " dedi sessiz ses. "Alsan iyi olur." "Beni rahat brak." O zaman kafasnn iinde birinin var olduu hissi kayboldu Denize varmak birka gnlerini ald. Hava srekli olarak bulut uydu ama yamur yamyordu. Nehrin azndaki geni sahile vardklarnda, karaya doru sert bir rzgr esiyordu. Kumluk kyy dven dalgalarn kpkleri bembeyazd. Dalgalarn anda ince, siyah bir erek sava gemisi demirlemiti- geminin zerinde martlar uuuyordu. Barak atn dizginleyip elini gzlerine siper etti. Dikkatle bakarak, "Tandk grnyor, diye grledi. ... , ,. Hettar omuzlarn silkerek, "Bana hepsi ayn grnyor, dedi. "Ama dnya kadar fark vardr iki gemi arasnda," dedi Barak alnm bir tavrla. "Btn atlarn birbirine benzediini sylesem ne derdin?" "Krsn derdim." Barak srtarak, "Bu da ayn ey ite," dedi.
243 NYlSSA 242

BYCLER KRALiESi

"Geldiimizi nasl haber vereceiz?" diye sordu Durnik. "Sarho deillerse biliyorlardr zaten," dedi Barak. "Denizciler dman sahillerini dikkatle gzlemek zorundadr hep." "Dman m?" "Bir erek sava gemisinin gr alanna giren her sahil dmandr," dedi Barak. "Bir nevi batl itikat ite." Gemi dnerek demir ald. iki yanndan uzun, rmcek bacana benzeyen krekler kt ve kpkl dalgalarn zerinde yrr gibi nehrin azna doru yol almaya balad. Barak gemiyi nehir kysna ynlendirdi, sonra ky boyunca

ilerleyerek geminin yanaabilecei kadar derin bir yer arad. Barak'a palamarlar atan krk giysili denizciler tandk grnyorlard; kyya atlayan ilk kii de Barak'n eski dostu Greldik oldu. "Fazla gneye inmisin," dedi Barak, sanki daha dn ayrlmlar gibi. Greldik omuzlarn silkerek, "Gemiye ihtiyacn olduunu duydum," dedi. "ii yoktu, o yzden gelip bakaym dedim ne yapyorsun." "Kuzenimle mi konutun?" "Grinneg'le mi? Hayr. Birtakm Drasniyal tccarlarn ii iin Ko-tu'dan Tol Horb'a gelmitim. Orada Elteg'e rastladm; tanrsn hani, kara sakall tek gzl." Barak bayla onaylad. "Dedi ki, Grinneg ona seni buradan almas iin para teklif etmi. Senin Elteg'le arann pek iyi olmadn hatrlaynca onun yerine ben geldim ite." "Elteg de buna raz oldu mu peki?" "Hayr," dedi Greldik sakaln ekitirerek. "Aslnda bana kendi iime bakmam syledi." "Buna amadm," dedi Barak. "Elteg eskiden beri a gzlyd; herhalde Grinneg ona ok para teklif etmitir." "Mutlaka," diye srtt Greldik. "Ama miktarn sylemedi." "Peki onu nasl raz ettin?" "Gemisinde bir sorun kt," dedi Greldik hi renk vermeden. "Nasl sorun?" "Galiba bir gece btn tayfa szdktan sonra serserinin biri gemiye girip seren direini baltayla devirmi." "Ne gnlere kaldk," dedi Barak ban sallayarak. "Ayn fikirdeyim," dedi Greldik. "Bunu nasl karlad peki?" "Pek ho karlamad," dedi Greldik zntyle. "Biz limandan karken, yeni kfrler icat etmekle meguld. Aklardan bile duyuluyordu sesi." "Sinirlerine hkim olmasn renmeli, ite byle eyler yznden dnya limanlarnda ereklerin ad ktye kyor." Greldik onu bayla onaylayp Pol Teyzeye dnerek, "Hanmefendi," dedi, "gemim emrinizdedir." "Kaptan," dedi Pol Teyze onun kibar selamna karlk vererek, "Bizi ne kadar zamanda Sthiss Tor'a gtrebilirsiniz?" "Havaya bal," dedi Greldik gkyzne bakarak. "On gnden fazla srmez herhalde. Yolda atlarnz iin yem aldk, ama arada bir su iin durmamz gerekecek." "O zaman hemen yola kalm." Atlar gemiye binmeleri iin ikna etmek gerekti, ama Hettar bu ii fazla zorluk kmadan halletti. Sonra nehir kysndan ayrlp, nehrin azndan ak denize ktlar. Tayfalar yelkeni anca, rzgr yandan alp Nyissa'nn gri-yeil sahili boyunca ilerlemeye baladlar. Garion geminin bandaki her zamanki yerine geti ve kasvetli kasvetli rpnan denize bakmaya balad. Ormandaki yanan adamn grntsn aklndan karamyordu. Arkasnda bir ayak sesi ve hafif, tandk bir koku duydu. "Konumak istiyor musun?" diye sordu Pol Teyze. "Konuacak ne var ki?" "ok ey,"dedi Pol. "Byle bir ey yapabileceimi biliyordun, deil mi?" "Kukulanyordum," dedi teyzesi yanna oturarak, "ipular vard. Ama ilk kez kullanana kadar emin olmak mmkn deildir. Bu yetenee sahip olup da hi kullanmayan ok insan tandm." "Keke ben de hi kullanmasaydm," dedi Garion. "Pek seenein yoktu. amdar dmannd senin." "Ama yle olmas art myd?" diye sordu Garion. "Atele olmas yani?" "Bunu sen setin," dedi Pol. "Ate seni o kadar rahatsz ediyorsa,

bir dahaki sefere baka bir ey kullan." "Bir dahaki sefer diye bir ey olmayacak," diye kestirip att Garion. "Asla." "Belgarion," dedi Pol Teyzenin sesi kafasnn iinde. "Derhal bu
245 NYlSSA BYCLER KRALi ESi 244

samal brak. Kendine acmaktan vazge." "Yapma," dedi Garion yksek sesle. "Kafamn iinden k. Bana da Belgarion deme." "Ama sen Belgarion'sun," dedi Pol. "stesen de istemesen de gc kullanacaksn. Bir kere aa kt m bir daha kafese kapatlamaz o g. fkelendiinde, korktuunda ya da heyecanlandnda, hi dnmeden kullanacaksn. Nasl ellerini kullanmamak elinde deilse, gc kullanmamak da elinde deil. imdi nemli olan nasl kontrol edeceini retmek sana. Aklna geldii gibi, aalar kknden skp tepeleri dmdz ederek dnyada dolamana izin veremeyiz. Onu kontrol etmeyi ve bunu kendi bana becermeyi renmelisin. Seni bir canavar olasn diye yetitirmedim." "ok ge," dedi Garion. "Oldum bile. Ne yaptm grmedin mi?" "Srekli kendine acyp durman ok skc oluyor Belgarion," dedi Pol Teyzenin sesi kafasnn iinde. "Byle bir yere varamayz." Ayaa kalkarak, "Yarna kadar biraz bymeye al canm," dedi yksek sesle. "Kimseyi dinlemeyecek kadar kendi iine gmlm birini eitmek ok zordur." "Bir daha hi yapmayacam," dedi Garion meydan okuyarak. "Tabii ki yapacaksn Belgarion. reneceksin, altrma yapacaksn ve zamanla gerekli disiplini kazanacaksn. Eer gnll yapmazsan, baka yollar denemek zorunda kalrz. Dn ve kararn ver canm, ama fazla da bekleme. Ertelenemeyecek kadar nemli bir ey bu." Uzanp yanan okad, sonra dnerek uzaklat. "Hakl olduunu biliyorsun," dedi iindeki ses. "Sen karma," dedi Garion. Bunu izleyen gnlerde elinden geldii kadar Pol Teyzeyle karlamamaya alt, ama gzlerinden kanamyordu. Ufack gemide nereye gitse onu sakin, dnceli gzlerle izlediini biliyordu. Derken, denize ktklarnn nc gn, kahvalt ederlerken, Pol Teyze yzne sanki bir eyi ilk kez gryormu gibi bakarak, "Garion," dedi, "ok derbeder grnyorsun. Tra olsana." Garion kpkrmz kesilerek elini enesine gtrd. Evet, kesinlikle sakal vard; yumuak, ty gibi, ama gene de sakal. "Hakikaten erkeklie adm atyorsunuz gen Garion," dedi Man-dorallen onaylayarak. "Hemen karar vermesi gerekmiyor Polgara," dedi Barak, kendi gr, kzl sakaln okayarak. "Brakalm bir sre uzasn. Eer houna gitmezse sonra da kesebilir." "Bu konuda tarafsz olduun kukulu Barak," dedi Hettar. "erek-lerin ounluu sakall deil mi?" "Hayatta yzme ustura dememitir," dedi Barak. "Ama bu konuda acele edilmesi gerektiine inanyorum. Yani, ileride sakal istediine karar verirse kestiklerini yzne yaptrmas zor olur." "Bence ok komik," dedi Ce'Nedra. Sonra Garion'un engel olmasna frsat brakmadan iki kk parman uzatp yanandaki sakal okad. "Kesilecek, o kadar," dedi Pol Teyze kesin bir tavrla. Durnik hibir ey sylemeden alt gverteye gitti. Dndnde elinde bir tas su, kahverengi bir sabun ve bir ayna

247 NYlSSA 246 BYCLER KR A Li E Si

paras vard. "ok zor bir ey deil Garion," dedi elindekileri gen adamn nndeki masaya yerletirirken. Sonra belindeki bir antadan, itinayla katlanm bir ustura kard. "Tek yapman gereken ey yzn kesmemeye almak, in sim acele etmemekte." "Burnunun civarlann tra ederken dikkatli ol," dedi Hettar. "n-san burunsuz ok tuhaf olur." Tra, etraftan yaan tavsiyeler arasnda devam etti ve sonu da pek kt olmad. Kanamann byk ksm birka dakika sonra durdu; yznn derisi soyulmu gibi hissetmekle birlikte, Garion sonutan epey honut kald. "ok daha iyi," dedi Pol Teyze. "Yzn tecek," dedi Barak. "Keser misin ltfen," dedi Pol. Sol taraflarnda, sarmaklar ve uzun yosun saaklanyla karmakark bir bitki yn gibi duran Nyissa sahili geip gidiyordu. Arada bir karadan esen rzgr batakln pis kokusunu gemiye kadar getiriyordu. Garion ve Ce'Nedra geminin pruvasnda durmu orman seyrediyorlard. "Bunlar nedir?" diye sordu Garion, amurlar iinde, ksa bacaklaryla denize akan bir derenin iinde dolaan iri yaratklar gstererek. "Timsah," dedi Ce'Nedra. "Timsah da nedir?" "Byk bir srngen eidi." "Tehlikeli midir?" "ok tehlikeli, insan yerler. Hi okumadn m?"

"Okumay bilmiyorum ki," dedi Garion dnmeden. "Ne?" "Okumay bilmiyorum," diye tekrarlad Garion. "Hi reten olmad." "ok sama!" "Kabahat benim deil," dedi Garion hemen savunmaya geerek. Ce'Nedra yzne dnceli dnceli bakt. amdar'la karlamalarndan bu yana ondan korkuyor gibiydi; stelik batan beri Gari-on'a pek iyi davranmam olmas da bu ekingenlii arttryordu. Onu en bata bir hizmetkr olarak grp ona gre davranmt; imdi ise hatasn anlayp zr dileyemeyecek kadar gururluydu. Garion onun kk kafasnn iinde dnen dililerin sesini duyar gibiydi. "Sana retmemi ister misin?" diye sordu Ce'Nedra. Bu belki de onun zr dilemeye en fazla yaklaabilecei durumdu. "ok uzun srer mi?" "Ne kadar zeki olduuna bal." "Ne zaman balyoruz?" Ce'Nedra kalarn att. "Yanmda iki kitap var, ama zerine yazacak bir ey bulmalyz." "Yazmay renmem gerekir mi bilmiyorum," dedi Garion. "imdilik okumay rensem yeter." Ce'Nedra glerek, "kisi ayn ey, kaz kafal," dedi. "Bilmiyordum," dedi Garion hafife kzararak. "Dnmtm ki..." in iinden kmak iin debelenmeye balamt. "Yani aslnda hi dnmemiim demek ki," dedi sonunda. "Yazmak iin ne gerekir?" "En iyisi parmen," dedi Ce'Nedra. "Bir de kmr ubuk gerek, ki silip yeniden yazabilelim." "Durnik'e bir soraym," dedi Garion. "O bir ey uydurur." Durnik onlara yelken bezi ve ucu yanm bir tahta ubuk kullanmalarn nerdi. Bir saat iinde Garion ve Ce'Nedra, geminin ba tarafnda korunakl bir yere oturup kafa kafaya vermi, nlerindeki tahtaya ivilenmi bir yelken bezi paras zerinde almaya balamlard bile. Garion bir ara ban kaldrnca Pol Teyzenin ikisini fazla uzak olmayan bir yerden, yznde anlalmaz bir ifadeyle seyrettiini fark etti. Sonra

ban tekrar eerek bezin stndeki, kendisine tuhaf bir biimde ekici gelen sembollere dnd. Dersler birka gn srd. Parmaklan zaten yetenekli olduu iin harfleri izme iini abucak kavramt. "Hayr, hayr," dedi Ce'Nedra bir akamst. "Yanl yazdn. Senin adn Garion, Belgarion deil ki." Garion bir an iin rpererek beze bakt, isim orada aka yazlyd: "Belgarion." Ban kaldrnca Pol Teyzenin her zamanki yerinde durmu kendisini seyrettiini grd. "k kafamdan!" diye dnd fkeyle. "iyi al canm," dedi Pol Teyzenin sesi, sessizce. renmenin her eidi iyidir, seninse renecek ok eyin var. Ne kadar abuk alrsan, o kadar iyi." Sonra glmsedi ve dnerek uzaklat Ertesi gn Greldik'in gemisi Nyissa'nn ortasndaki Ylan Nehri nin denize dkld yere vard. Tayfalar yelkeni indirip krekleri yerlerine taktlar ve nehirden yukan, Sthiss Tor'a doru yola koyuldular.
249 NYtSSA

YRM DRDNC BLM

AVA YOKTU. Sanki dnyann tm havas dev, pis kokulu bir durgun su havuzuna dnm gibiydi.Ylan Nehri'nin yz az vard ve her biri, sanki denizin grltl dalgalarna kavumak istemiyormu gibi, deltann balk gibi toprandan ar ar, neredeyse srnerek akyordu. Bu dev bataklkta yetien kamlar alt metreye kadar ykseliyordu ve rlm gibi sktlar. Kamlarn tepesinde insan heveslendiren bir rzgr sesi vard, ama aada rzgrn ans bile kalmyordu. Tepedeki yakmaktan ziyade kaynatan gnein altnda, delta buharlayor ve pis kokular yayyordu. Alnan her nefesin yans suydu neredeyse. Kamlardan bcek srleri havalanyor ve korkun bir oburlukla insann akta kalm derisinin her yerine konarak kan emmeye balyorlard. Kamlarn arasna girdikten bir buuk gn sonra ilk aalara vardlar. Aalar alakt, aldan biraz daha inceydiler. Nyissa'nn ilerine doru ilerledike, esas nehir yata ekil almaya balad. Gemiciler ter iinde kfrederek krek ekiyor, gemi sanki

iren bir tutkal misali kendisine yapan koyu bir ya tabakas iindeymi gibi, akntya kar ilerlemeye alyordu. Aalar giderek byd, sonra devleti. Kocaman, boum boum kkler nehir kysndaki amurun iinden ekilsiz bacaklar gibi kvrlarak kyor, kale gibi gvdeler dumanl gkyzne ykseliyordu. p gibi sarmaklar dallardan kvrlarak iniyor, nefes alnamayan havada, sanki kendi iradeleri varm gibi hareket ediyorlard. Grimsi yosunlar onlarca metre boyunca yrtk prtk perdeler gibi aalardan sarkyor ve nehir inadna ylan gibi kvnlarak yolculuklarn on kat uzatyordu. "Naho bir yer," diye homurdand Hettar, keyifsiz bir halde, nehrin ilerilerindeki yosunla kapl suya bakarak. At derisi ceketini ve keten tuniini karmt, srm gibi vcudu terden parlyordu. Herkes gibi onun da vcudu bcek snklanyla kaplyd. "Ayn fikirdeyim," dedi Mandorallen. Denizcilerden biri bararak yerinden srayp kreinin sapna vurmaya balad. Uzun, yap yap ve kemiksiz bir ey sudan kp grnmeden krek boyunca srnerek stne saldrmt. "Slk," dedi Durnik rpererek; iren yaratk slak bir ap sesi kararak pis kokulu nehre dt. "Bu kadar byn hi grmemitim. En az otuz santim olmal." "Burada yzmek akl kr olmaz," dedi Hettar. "Aklma bile gelmemiti," dedi Durnik. "iyi." Pol Teyze stnde ince keten bir elbiseyle, Barak ile Greldik'in srayla dmen tuttuklar yksek k gvertesinin altndaki kabininden kt. Bir sredir nehrin berbat iklimi yznden iek gibi solmakta olan Ce'Nedra ile ilgileniyordu. "Bir eyler yapamaz msn ?" diye sordu ona Garion sessizce. "Ne konuda ?" "Hava konusunda ite." Etrafna aresizce baknd. "Ne yapmam istiyorsun?" "Hi olmazsa u bceklerden kurtar bizi." "Neden kendin yapmyorsun Belgarion?" Garion dilerini skarak "Hayr!" dedi sessiz bir hayknla. "Zor bir ey deil." "Hayr!" Pol Teyze omuzlarn silkerek dnd ve onu ii iini yer bir halde brakarak uzaklat. Sthiss Tor'a ulamalar gnlerini ald. ehir nehrin geni bir kvrmnda yer alyordu ve tmyle siyah talardan yaplmt. Evler ve binalar genellikle alak ve penceresizdi. ehrin merkezinde tuhaf biimli kuleleri, kubbeleri ve teraslar olan, yabanc grnl dev bir bina ykseliyordu. Rhtmlar ve iskeleler nehrin iren sulanna uzanmt. Greldik, gemisini dierlerinden epeyce daha byk bir rhtma yanatrrken, "Gmre uramalyz," dedi dierlerine. "Mutlaka," dedi Durnik. Gmrkteki ileri abuk bitti. Kaptan Greldik tccar Boktorlu Ra-dek'in mallarn Drasniya ticaret blgesine getirdiini bildirdi. Sonra kafas kaznm gmrk memuruna ngrdayan bir kese uzatt ve gemi muayene edilmeden gmrkten geti.
251 NYlSSA

250

BYCLER KRALiESi

"Bu paray geri isterim Barak," dedi Greldik. "Yolculuk iin bir ey istemiyorum, ama para baka." "Bir kenara yaz," dedi Barak. "Val Alorn'a dndmde hallederim."

"Eer Val Alorn'a dnersen tabii," dedi Greldik eki bir suratla. "O zaman beni dualarnda anmay unutma," dedi Barak. "Benim iin zaten dua ettiini biliyorum, bylece biraz daha hevesli olursun." "Dnyadaki btn memurlar rvet mi alr?" dedi Durnik fkeyle. "Kimse, zaten yapmas gereken ii rvet almadan yapamyor mu?" "Biri almasa, dnyann sonu gelir," dedi Hettar. "Sen ve ben bu gibi iler iin fazlasyla saf ve namusluyuz Durnik. yisi mi bilenlere brakalm." "ok iren, ok." "Hakl olabilirsin," dedi Hettar. "Ama gene de gmrk memurunun alt gverteye bakmamas iyi oldu. Yoksa atlar izah etmekte zorluk ekebilirdik." Gemi yeniden nehre alarak byke birtakm iskelelere doru yol ald. Gemiler dtaki rhtma yanaarak kreklerini kaldrdlar ve palamarlar katrandan kararm babalara baladlar. "Buraya yanaamazsnz," dedi rhtmdaki ter iindeki nbeti. "Buras Drasniya gemilerine ayrlmtr." "istediim yere yanarm," dedi Greldik. "Askerleri arrm," diye tehdit etti nbeti. Palamarlardan birini yakalayp uzun ban kard. "Arkada," dedi Greldik, "eer o ipi kesersen inip iki kulan da kopartrm." "Haydi syle," dedi Barak. "Kavga etmek iin hava fazla scak." "Gemim Drasniya mallan tayor," dedi Greldik rhtmdaki nbetiye. "Radek adl birine ait; galiba Boktorlu." "Ha, tamam yleyse," dedi nbeti ban knna sokarak. "Niye daha nce sylemedin?" "nk tavrndan hazzetmedim," dedi Greldik. "Sorumluyu nerede buluruz?" "Droblek'i mi? Evi dkknlarn hemen ilerisindeki sokakta. Kapsnda Drasniya amblemi var." "Onunla konumam lazm," dedi Greldik. "Rhtmdan kmak iin izin belgesi gerekiyor mu? Sthiss Tor hakknda tuhaf eyler duydum da." "Ticaret blgesi iinde belgesiz dolaabilirsin," dedi nbeti, "zin belgesi ehre girmek iin gerekli." Greldik homurdanarak aa indi. Az sonra elinde rulo halinde belgelerle tekrar yukar karak, "O adamla siz de konumak istiyor musunuz?" diye sordu. "Yoksa ben mi halledeyim?" "Biz de gelsek iyi olacak," dedi Pol. "Kz uyuyor. Syle adamlarna, rahatsz etmesinler." Greldik bayla onaylayarak tayfa bana bir eyler syledi. Gemiciler rhtma bir iskele uzattlar; Greldik baa geerek herkesi karaya kard. Gkyznde kara bulutlar birikerek gnei kapatmaya balamt. Rhtma kavuan sokan iki yan, Drasniyah tccarlarn dkkn-laryla doluydu. Nyissallar uyuuk uyuuk dkknlar dolap, ter iindeki dkknclarla pazarlk ediyorlard. Nyissal erkeklerin hepsi, ak renk parlak bir kumatan dokunmu bol elbiseler giyiyorlard ve hepsinin de kafalar kaznmt. Pol Teyzenin arkasndan yryen Ga-rion, Nyissallann gzlerine makyaj yaptklarn, yanaklarna allk, dudaklanna ise ruj srdklerini fark etti ve bundan hi holanmad. Konumalar slk gibi ve gcrtlyd; hepsi peltek peltek konuuyorlard sanki. Bulutlar g tamamyla kaplamt. Yan plak ve sefil grnl bir dzine adam, kaldnm talarnn bir blmn tamir ediyorlard. Dank salan ve pis sakallar Nyissal olmadklarn gsteriyordu; ayak bilekleri ise zincirliydi. Vahi grnl bir Nyissal elinde bir krbala balarnda bekliyordu ve adamlann vcutlarndaki izler bu krbacn sk sk kullanldna iaret ediyordu. Klelerden biri kucandaki kaba yontulmu talan kazayla ayana drnce, hayvani bir ac l atmak iin azn at. Garion dehetle adamn dilinin kesilmi olduunu grd. "Insanlan hayvan mertebesine indiriyorlar," diye homurdand Mandorallen,

gzleri mthi bir fkeyle parlayarak. "Bu lam ukuru neden temizlenmiyor?" "Bir kere temizlenmiti," dedi Barak ciddi bir suratla. "Nyissallar Riva Kralna suikast yaptklar zaman, Alornlar gneye inip bulabildikleri btn Nyissallar ldrdler." "Saylar azalma benzemiyor," dedi Mandorallen etrafna bakarak. Barak omuzlann silkerek, "Bin yz yl nceydi bu," dedi. "Bir 253
252 BYCLER K R A Li E Si

ift fare bile bu kadar zamanda soyunu yeniden retebilir." Garion'un yannda yrmekte olan Durnik anszn kpkrmz kesilerek baklarn evirdi. Sekiz klenin tad bir tahtrevandan Nyissal bir hanm inmiti. zerindeki uuk yeil elbise o kadar inceydi ki neredeyse effaft ve insann hayal gcne pek bir i brakmyordu. Yznn krmzl gememi olan Durnik, "Bakma Garion," diye fsldad. "Kt bir kadn bu." "Bunu unutmutum," dedi Pol Teyze dnceli bir tavrla. "Keke Durnik'le Garion'u gemide braksaydk." "Niye byle giyinmi?" diye sordu Garion yar plak kadna bakarak. "Giyinmemi desen daha doru," dedi Durnik fkeden boulur gibi. "det byle," dedi Pol Teyze, "iklim yznden. Baka nedenleri de var tabii, ama imdilik onlar bir kenara brakalm. Btn Nyissal kadnlar byle giyinir." Barak ve Greldik, takdirkr baklarla kadn seyrediyorlard. "Yeter artk," dedi Pol Teyze onlara sert bir sesle. Biraz tede kafas tral bir Nyissal duvara dayanm, eline bakarak anlamsz bir ekilde kkrdyordu. "Parmaklarmn arkasn gryorum," diyordu adam tslayan bir sesle. "Gryorum." "Sarho mu?" diye sordu Hettar. "Tam sarho saylmaz," dedi Pol Teyze. "Nyissallarn kendilerine zg zevkleri vardr; yapraklar, yemiler, baz kkler. Bunlar insann alglarn deitirir. Alornlar arasnda grlen sradan sarholuktan biraz daha ciddi bir durum." Baka bir Nyissal yznde bo bir ifadeyle, seker gibi yryerek yanlarndan geti. "Bu vaziyet ok yaygn mdr?" dedi Mandorallen. "En azndan ksmen uyuuk olmayan tek Nyissalya rastlamadm," dedi Pol Teyze. "Bu yzden onlarla konumak zordur. Aradmz ev bu deil m?" Sokan br tarafndaki iri bir yapy gsterdi. Byk eve doru yrrlerken gneyden tehditkr bir gk grlts ykseldi. Keten tunik giymi Drasniyal bir hizmetkr kapy aarak onlar lo bir hole ald ve beklemelerini syledi. "Ktlkle dolu bir ehir buras," dedi Hettar. "Akl banda bir Alornun neden buraya kendi isteiyle geldiini anlamyorum."
NYlSSA

"Para," dedi Kaptan Greldik. "Nyissa ticareti ok krldr." "Hayatta paradan nemli eyler de var," diye homurdand Hettar. Son derece iman bir adam lo salona girdi. "Ik!" diye haykrd hizmetkra. "Onlar karanlkta brakman gerekmiyordu." "Lambalarn scakl artrdn sylemitin" diye itiraz etti hizmetkr. "Karar versen iyi olacak." "Ne dediime bo ver de dediimi yap." "Bu hava sana iyi gelmiyor Droblek," dedi hizmetkr ineli bir sesle. Sonra birka lamba yakp mrldanarak odadan kt. "Drasniyallar dnyadaki en kt uaklardr herhalde," diye homurdand Droblek.

255 254

"Mesele nedir?" Dev cssesiyle bir koltua kt. Yznden srekli terler boanyor ve kahverengi ipek cppesinin yakasn slatyordu. "Adm Greldik," dedi sakall denizci. "Gemim Boktorlu Radek adl tccarn mallaryla dolu. Az nce rhtmnza yanatm." Katlanm parmenleri uzatt. Droblek'in gzleri ksld. "Radek'in gney ticaretiyle ilgilendiini bilmiyordum. Onun daha ok Sendarya ve Arendiya'da altn sanyordum." Greldik kaytszca omuzlarn silkti. "Orasn bilemem. Bana mallarn tamam iin para veriyor, soru sormam iin deil." Droblek terli yznde hibir ifade olmadan onlara bakt. Sonra parmaklan hafife kprdad. -Burada her ey grnd gibi mi?-Drasniya gizli dili, iman parmaklarna evik bir grnm vermiti. -Burada aka konuabilir miyiz?- dedi Pol Teyze parmaklaryla. El hareketleri soylu, hatta biraz eski moda grnyordu. Bu hareketlerde Garion'un bakalarnda grmedii bir resmiyet vard. -Bu bcek yuvasnda ne kadar olabilirse- dedi Droblek. -Tuhaf bir telaffuzunuz var hanmefendi. Sanki eskilerde grdm birey-Bu dili ok eskiden renmitim- dedi Pol Teyze. -Boktorlu Radek'in kim olduunu biliyorsunuz tabii "Tabii," dedi Droblek yksek sesle. "Bunu herkes bilir. Bazen Ko-tulu Ambar adn kullanr; zellikle pek de meru olmayan iler yaptnda." "Laf dolandrmayalm, olur mu Droblek?" dedi Pol Teyze alak bir sesle. "Eminim Kral Rhodar'dan talimat almsndr imdiye dek. Laf uzatnca ok skc oluyor." Droblek'in yz karard. "zr dilerim," dedi alnm bir tavrla.

NYISSA BYCLER KRALiESi

"Ama emin olmam gerek." "Salaklk etme Droblek," diye grledi Barak iman adama. "G2 lerini kullan. Sen Alorn deil misin? Hanmn kim olduunu biliye sundur." Droblek Pol Teyzeye bir gz at ve gzleri fal ta gibi ala "Olamaz! "dedi. "spat etsin ister misin?" dedi Hettar. Ani bir gkgrltsyle sarsld. "Hayr, hayr," dedi Droblek telala, gzlerini Pol Teyzeden ay madan. "Hi aklma gelmemiti, yani hi..." Lafn tamamlayamad. "Prens Kheldar'dan ya da babamdan haber geldi mi?" diye sordl Pol Teyze. "Babanz m? Yani... O da m bu iin iinde?" "Aman Droblek," dedi Pol Teyze ters bir tavrla. "Kral Rhodar' sana gnderdii bilgilere de mi inanmyorsun?" ,. Droblek akln toplamak ister gibi ban sallayarak, "Kusura bak^j mayn Leydi Polgara," dedi. "Beni arttnz. Almak biraz zamanj alyor. Bu kadar gneye geleceinizi tahmin etmemitik." "Demek Kheldar'dan ya da ihtiyardan haber almadnz." ' "Hayr Leydim," dedi Droblek. "Almadk. Buraya gelmeleri mi1 gerekiyor?" "yle dediler. Ya burada bizimle buluacaklar, ya da haber gndi receklerdi." "Nyissa'da bir yerden bir yere haber ulatrmak ok zordur," du Droblek. 'insanlar gvenilir deil. Prens ve babanz kuzeydeyse, h bercileri buraya ulaamam olabilir. Bir keresinde ehirden on fers. bile uzak olmayan bir yere bir haber gndermitim, yerine ulama! tam alt ay ald. Haberi gtren Nyissal bir brtlen als bulmu-, yolu stnde. Onu alnn dibinde oturmu srtrken bulduk." Droblek yzn ekitti. "zerinde yosun bitmeye balamt." "lm myd?" dedi Durnik. Droblek omuzlarn silkti. "Hayr, sadece ok mutluydu. Brtlenleri ok sevmi. Hemen kovdum tabii, ama hi aldrmad. Herhalde hl orada oturuyordur."

"Sthiss Tor'daki casus anz ne kadar geni?" dedi Pol Teyze. Droblek tombul ellerini mtevaz bir tavrla iki yana aarak, "uradan buradan biraz bilgi topluyoruz ite," dedi. "Sarayda bir-iki adamm var; Tolnedra eliliinde de bir memurum. Tolnedrallar ok sk alyorlar." Cin bir tavrla srtt. "Onlar btn bilgileri topladktan sonra toptan satn almak daha ucuza geliyor." "Tabii sana sylediklerine inanabilirsen," dedi Hettar. "Ben bana sylenen hibir eye ilk duyuta inanmam," dedi Droblek. "Tolnedra elisi adamn satn aldm biliyor. Arada bir yanl bilgiler szdrp ayam kaydrmaya alyor." "Peki eli bunu bildiini de biliyor mu?" dedi Hettar. "Tabii biliyor," diye gld iman adam. "Ama bildiimi bildiinin farknda olduumu bilmiyor." Tekrar gld. "ok kark deil mi?" "Drasniya oyunlar genellikle karktr," dedi Barak. "Zedar ad sana bir ey ifade ediyor mu?" dedi Pol Teyze. "Duydum tabii," dedi Droblek. "Salmissra ile temasa geti mi?" Droblek kalarn atarak, "Emin deilim," dedi. "Duymadm, ama gese duyar mydm bilmiyorum. Nyissa bulank bir lke. Sal-missra'nn saray ise bu lkedeki en bulank yer. Orada olup bitenlerin bazlarn duysanz inanamazsnz." "inanrm," dedi Pol Teyze. "Senin tahmin edemeyecein eylere bile inanrm." tekilere dnd. "Burada kaldk demektir, pek'le ihtiyar Kurt'tan haber almadan harekete geemeyiz." "Evimi ereflendirir miydiniz?" diye sordu Droblek. "Kaptan Greldik'in gemisinde kalsak daha iyi olur," dedi Pol Teyze. "Sylediin gibi, Nyissa bulank bir yer. Tolnedra elisinin senin iletmende birka kiiyi satn almadndan emin deilim." "Tabii ald," dedi Droblek. "Ama kim olduklarn biliyorum." "Gene de risk almayalm," dedi Pol. "Tolnedrallara gzkmememiz gerekiyor baz nedenlerle. Gemide kalrsak gze arpmayz. Prens Kheldar seninle temasa geer gemez bize haber ver." "Tabii," dedi Droblek. "Ama yamur dinene kadar beklemeniz lazm. Dinleyin bakn." atya den yamur damlalarnn sesi gkg-rlts gibiydi. "Uzun srer mi?" diye sordu Durnik. Droblek omuzlarn silkerek, "Bir saat filan," dedi. "Bu mevsimde her akam yaar." "Hi olmazsa havay serinletir," dedi demirci. "Pek serinletmiyor," dedi Droblek yzndeki teri silerek. "Genellikle daha beter oluyor."
256 BYCLER KRALiESi

YRM BENC BLM


"Burada nasl yaayabiliyorsunuz?" diye sordu Durnik. Droblek sevimli bir tavrla gld. "iman insanlar fazla hareket)) etmez, yi para kazanyorum, ayrca Tolnedra elisiyle oynadm oyun da beni megul ediyor. Bir kere alnca ok kt deil. Bunu sk sk tekrarlarsam faydas oluyor." Sessizce oturup aty dven yamuru dinlediler

B
UNU ZLEYEN BiRKA GN BOYUNCA Greldik'in gemisinde oturup pek ve Bay Kurt'tan haber beklediler. Ce'Nedra biraz iyileip gverteye kmaya balad; zerindeki uuk renkli Orman Perisi tunii, Garion'a Nyissa kadnlarnn kyafetleri kadar ak sak grnyordu. Ama yanma gidip zerine bir eyler daha giymesini nerdiinde, Ce'Nedra glmekle yetindi. Garion'un dilerini gcrdatmasna neden olan bir inatlkla, ona okuma yazma retme iine geri dnd. Gvertenin ayak altnda olmayan bir yerinde oturup, Tolnedra diplomasisi zerine skc bir kitapla boumaya baladlar. Hzl alan bir kafas olmasna ve artc derecede abuk renmesine ramen, bu i

Garion'a hi bitmeyecekmi gibi geliyordu. Becerdii eylerden tr onu vmek Ce'Nedra'nn aklna bile gelmiyordu, ama bir sonraki yanlnn stne atlayp onunla alay etmek iin hibir frsat da karmyordu. Yan yana oturduklarnda Ce'Nedra'nn yaknl ve hafif, baharatl parfmnn kokusu Garion'un kafasn kartryordu; ikide bir terlemesinin nedeni havann scakl olduu kadar, arada bir kazayla ellerinin, kollarnn ya da kalalarnn birbirine demesiydi de. kisi de gentiler; bu yzden Ce'Nedra acmasz, Garion ise inatyd. Yapkan, rutubetli scak ikisinin de sinirlerini bozuyordu; o yzden dersler ou kez kavgayla sonulanyordu. Bir sabah uyandklarnda siyah, kare yelkenli bir Nyissa gemisinin nehrin akntsyla gelip yaknlarndaki

259 NYSSA 258

bir nhtma yanatn grdler. rpntl sabah rzgr burunlarna pis, habis bir koku getirdi. "Bu koku da ne?" diye sordu Garion gemicilerden birine. "Kle gemisi," dedi gemici, Nyissa gemisini gstererek. "Denizde bunlarn kokusunu yirmi mil teden bile duyarsn." Garion irkin kara gemiye rpererek bakt.

BYCLER K R A L i E S i

Barak ve Mandorallen de gvertenin br tarafndan Garion'un yanna geldiler. Barak Nyissa gemisine bakarak, "Dubaya benziyor," dedi. Yan beline kadar plakt; kll vcudu ter iindeydi. "Kle gemisi," dedi Garion. "Lam ukuru gibi kokuyor," dedi Barak. "Atee verilse ne iyi olur." "Hazin bir ticaret Lord Barak," dedi Mandorallen. "Nyissa asrlardr insan sefaletinin ticaretini yapyor." Barak gzlerini ksarak, "O yanat Drasniya rhtm m?" diye sordu. "Hayr," dedi Garion. "Gemiciler o taraftaki her eyin Nyissallara ait olduunu syledi." "Yazk," diye homurdand Barak. rg zrhl, kara cppeli bir grup, kle gemisinin baland rhtmda yryerek geminin knda durdular. "Aman," dedi Barak. "Hettar nerede?" "Daha yukar kmad," dedi Garion. "Mesele nedir?" "Ona gz kulak ol. Bunlar Murgo." Kafalar tral Nyissal gemiciler, gvertede bir kapak aarak aaya bir eyler haykrdlar. Yava yava, perian grnml bir sra insan gverteye kmaya balad. Her birinin demir bir tasmas vard ve tasmalar uzun bir zincirle birbirine balyd. Mandorallen birden dorulup kfretmeye balad. "Ne var?" diye sordu Barak. "Arendler!" diye haykrd valye. "Bunu iitmitim ama inanamamtm." "Neyi iitmitin?" "Yllardr Arendiya'da irkin bir dedikodu dolar," dedi Mandorallen; yz fkeden

bembeyaz olmutu. "Baz asillerimizin servet uruna zaman zaman Nyissallara serilerini sattklar sylenir." "Pek dedikodu deilmi demek ki," dedi Barak. "Bakn," diye hrlad Mandorallen. "unun tniindeki ta iaretini gryor musunuz? O Vo Toral'n atmasdr. Vo Toral Baronunun bol keseden para harcadn bilirdim, ama erefini kaybettiini hi dnmemitim. Arendiya'ya dndmde onu herkesin huzurunda rezil edeceim." "Ne ie yarar ki?" dedi Barak. "Bana meydan okumak zorunda kalr," dedi Mandorallen ciddi bir ifadeyle. "O zaman da alakln canyla der." "Ha serf, ha kle," dedi Barak omuz silkerek. "Ne fark eder ki?" "Bu insanlarn haklar vardr Lordum," dedi Mandorallen. "Lord-lannn onlar korumas, onlara bakmas gerekir. valyelik yemini bizi buna mecbur klar. Bu iren ticaret btn Arend valyelerinin erefini lekeledi. O aalk baronun sefil hayatn nihayete erdirmeden huzur bulamam artk." "ilgin fikir," dedi Barak. "Belki ben de seninle gelirim." Hettar gverteye knca, Barak hemen yanna kotu ve kolunu yakalayp alak sesle bir eyler sylemeye balad. "Biraz srasnlar bakalm," dedi Murgolardan biri sert bir sesle. "Aralarnda topal var m grelim." Geni omuzlu bir Nyissal uzun krbacn zincirli adamlarn bacaklarna doru sallamaya baad. Kleler can acsyla, kle gemisinin yanndaki rhtm zerinde dans etmeye baladlar. "Kpein kan!" Mandorallen kfrederken, nndeki parmakl kavrayan elinin eklemleri bembeyaz kesildi. "Sakin ol," dedi Garion. "Pol Teyze ortalkta grnmememiz gerektiini syledi." "Tahamml gayri kabil!" diye haykrd Mandorallen. Kleleri birbirine balayan zincir eski ve paslyd. Klelerden biri taklp dnce, bir yerinden kopuverdi ve adam anszn serbest kald. Adamcaz aresizliin verdii bir eviklikle ayaa frlayp iki admda rhtmdan nehrin bulank sulanna atlad. "Bu tarafa arkada!" diye seslendi Mandorallen yzen kleye. Krbal iriyan Nyissal pis pis gld ve kaan kleyi gstererek, "Seyredin imdi," dedi Murgolara. "Durdursana unu geri zekl," dedi Murgolardan biri. "Ben ona para dedim." "ok ge artk," dedi Nyissal pis pis srtarak. "Bakn." Yzen adam birdenbire bir lk atarak suya bat. Tekrar yzeye ktnda yz ve kollan, nehri dolduran iren, otuz santim boyundaki slklerle kaplyd. Adamcaz lklar atarak kvnlp duran slklerden kurtulmaya altysa da, sadece kendi vcudunu paralamay baard. Murgolar glmeye baladlar. Garion'un kafas patlayacak gibi oldu. Bir anda younlaarak iradesini toplad ve kendi gemilerinin yanndaki rhtm iaret ederek
260 261
NYSSA BYCLER KRALiESi

"Orada ol!" dedi. Sanki iinden dev bir dalga tayormu gibi bir boanma oldu ve dizleri titreyerek Mandorallen'e dayand. Kafasnn iindeki ses sar ediciydi. Hl kvranan ve iren slklerle kapl olan kle, rhtmn stnde beliriverdi. Birden son derece bitkin den Garion, Mandorallen tutmasa decekti. "Nereye gitti?" dedi Barak, nehirde klenin bir an nce bulunduu, hl kaynaan noktaya bakarak. "Bouldu mu?" Titreyen ve dili tutulan Mandorallen, gemilerinin burnundan yirmi metre tede, Drasniya rhtm zerinde hl kvranmakta olan kleyi gsterdi.

Bir kleye bir nehre bakan dev csseli adam hayretle gzlerini krptrd. Drt Nyissal bir kaya atlayarak, kar rhtmdan Greldik'in gemisine doru yaklamaya baladlar. Kayn burnunda, yaral yznde fkeli bir ifade olan uzun boylu bir Murgo duruyordu. "Malm aldnz," diye haykrd onlara. "Derhal klemi geri verin. "Niye gelip kendin almyorsun Murgo," diye seslendi Barak, Het-tar'n kolunu brakarak. Algar hemen gvertenin kysna koarak uzun bir engel kapt. "Gvende olacak mym?" diye sordu Murgo kukuyla. "Gel de burada tartalm," dedi Barak tatl bir sesle. "Bana malm geri vermiyorsunuz," diye szland Murgo. "Yok canm," dedi Barak. "Tabii burada ince bir hukuki sorun var. Bu rhtm Drasniya topra; Drasniya'da ise klelik kanun ddr. O zaman bu adam artk kle deil." "Adamlarm toplayacam," dedi Murgo. "Gerekirse kleyi zorla geri alrz." "Bence bu Alorn topraklarna tecavz demek olur," dedi Barak ok zgn bir tavrla. "Drasniyal kuzenlerimiz burada olmadklarna gre, biz de onlarn rhtmn korumak zorunda kalrz. Ne dersin Mandorallen?" "Pek yerinde konutunuz Lordum," dedi Mandorallen "rf ve detlere gre, erefli insanlar akrabalarnn topraklarn korumakla vazifelidirler." "Bakn, grdnz m?" dedi Barak Murgoya. "Arkadam Arend-dir, o yzden de bu konuda tamamen tarafsz. Bence bu konuda onun yorumunu kabul etmeliyiz." Greldik'in gemicileri, koca kll maymunlar gibi, elleri silahlarnda, Murgoya srtarak yelken iplerine trmanmaya balamlard bile. "Bunun baka yollar da var," dedi Murgo tehditkr bir tavrla. Garion bir gcn toplanmaya baladn hissetti; hafif bir ses kafasnn iinde yanklanyordu. Kendini toplayarak nndeki tahta korkulua tutundu. Kendini ok zayf hissediyordu, ama yere salam basp gcn toplamaya alt. "Yeter artk," dedi Pol Teyze sert bir sesle, peinde Durnik ve Ce'Nedra ile gverteye karak. "Sadece hukuki bir tartma yapyorduk," dedi Barak masum bir ifadeyle. "Ne yaptnz biliyorum," dedi Pol Teyze gzlerinde fkeyle. Sonra suyun teki tarafndaki Murgoya souk bir ifadeyle bakt. "Gitsen iyi olur." "Almam gereken bir ey var," dedi kayktaki adam. "Yerinde olsam unuturdum onu." "Grrz," dedi Murgo. Dorulup aznn iinden bir eyler mrldanmaya ve elleriyle karmak birtakm hareketler yapmaya balad. Garion kendisini rzgr gibi bir eyin itmekte olduunu hissetti; ancak hava tamamen durgundu. "Yanl yapma sakn," dedi Pol Teyze sakin bir sesle. "En ufak bir blmn bile unutursan, kendi suratnda patlar." Kayktaki adam donup kald ve yznden kaygl bir ifade gelip geti. Garion'u iten esrarl rzgr durdu. Sonra adam tekrar younlaarak parmaklaryla o tuhaf hareketleri yapmaya balad. "O yle deil, byle yaplr Grolim," dedi Pol Teyze. Elini hafife oynatnca, Garion onu iten rzgr yn deitirmi gibi bir esinti hissetti. Grolim ellerini kaldrp sendeledi ve kayn dibine yuvarland. Kayk sanki itilmi gibi birka metre geri frlad. Grolim fal ta gibi gzler ve bembeyaz bir suratla dorulmaya alt. "Efendine dn kpek," dedi Pol Teyze istihkarla. "Syle ona, derslerini iyi almadn iin seni krbalasn. Grolim kayktaki Nyissallara bir eyler syleyince hemen dnerek kle gemisine doru hzla krek ekmeye baladlar. "Ne gzel kk bir kavga karyorduk Polgara," diye szland Barak. "Gelip bozman art myd yani?"
263

NYlSSA 262 BYCLER KRALiESi

"By biraz," dedi Pol Teyze akaya gelmez bir tavrla. Sonra gzleri alev alev, sandaki beyaz tutam ate gibi parlayarak Garion'a dnd. "Geri zekl seni! nce eitilmeyi reddediyorsun, sonra da azgn bir boa gibi saldryorsun. Yer deitirmenin nasl bir grlt kard konusunda en kk bir fikrin var m senin? Sthiss Tor'daki btn Grolimlere burada olduumuzu haber verdin." "lyordu," diye itiraz etti Garion, rhtmda yatan kleyi gstererek. "Bir ey yapmalydm." "Suya dedii anda lmt zaten," dedi Pol. "Bak ona." Kle ban geriye atm, yznde lmcl bir azap ifadesiyle kaslp kalmt. ld aikrd. "Ne oldu ona?" dedi Garion aniden midesi bulanarak. "O slkler zehirli. Isrdklarnda kurbanlarn hareketsiz brakp rahat rahat beslenebilmek iin. Isrdklar zaman kalbi durdu. l bir adam kurtarmak iin Grolimlere yerimizi belli ettin." "Ben kurtardmda daha lmemiti!" diye haykrd Garion. "imdat istiyordu." Hayatnda hi bu kadar fkeli olmamt. "Artk yardm edilemezdi ona." Pol Teyzenin sesi souk, hatta acmaszd. "Nasl bir canavarsn sen?" dedi Garion sklm dilerinin arasndan. "Hi duygu yok mu sende? Sana kalsa brakrdn lsn diye, deil mi?" "Bunu tartmann yeri ve zaman deil." "Hayr, imdi tam zaman Pol Teyze. Sen insan bile deilsin, biliyor musun? insan olmaktan o kadar uzun bir sre nce vazgemisin ki, ne zaman olduunu hatrlamazsn bile. bin yandasn. Bizim hayatlarmz senin iin bir gz kirpimi. Biz senin iin elenceden ibaretiz, bir saatlik bir merak, o kadar. Bizi kukla gibi, kendi keyfin iin kullanyorsun. Ama ben artk bktm kullanlmaktan. Seninle iim bitti!" Biraz maksadn amt belki, ama fkesine hkim olamyordu ve szler azndan kendiliklerinden dklyordu sanki. Pol, sanki bir tokat yemi gibi, bembeyaz bir yzle ona bakt. Sonra kendini toparlayarak, "Aptal ocuk," dedi, sakin, ama sakin olduu iin ok daha korkun bir sesle, "iin bitti ha? Seninle benim iimiz bitti ha? Senin bu dnyaya gelmen iin neler yapmak zorunda kaldm anlayamazsn ki sen. Bin yldr tek uratm ey sensin. Senin anlaman mmkn olmayacak kadar ok ac ektim, ok ey kaybettim ben. Hepsi senin iin. Sefalet ve alk iinde yaadm yzyllarca. Hepsi senin iin. Canmdan ok sevdiim kz kardeimi kaybettim. Hepsi senin iin. Ka kere atele ve ondan da beteri, umutsuzlukla yz yze kaldm. Hepsi senin iin. Sen bunlarn benim iin elence olduunu mu sanyorsun? Aptalca, kk bir elence ha? Bin yldr sana hasrettiim her eyin bir bedeli yok mu sanyorsun? Seninle benim iimiz asla bitmez Belgarion. Asla! Zamann sonuna kadar beraber olacaz, eer gerekirse. Asla iimiz bitmeyecek. Bana ok ey borlusun sen!" Korkun bir sessizlik oldu. Pol Teyzenin szlerinin iddetinden dehete kaplan dierleri, bir ona bir Garion'a bakp duruyorlard. Sonra Pol Teyze tek kelime bile sylemeden dnp alt gverteye indi. Garion arkasndan aresizce bakakald; birdenbire kendini mthi bir utan iinde ve yapayalnz hissetmiti. "Bunu yapmaya mecburdum, deil mi?" dedi; ama kiminle konutuunu ve tam olarak ne kastettiini kendi de bilmiyordu. Herkes yzne bakt, ama kimse cevap vermedi.
265 NYlSSA

YRM ALTINCI BLM

KAMA DORU bulutlar yeniden gkyzn kaplamt ve yamur, buhar tten ehrin stne btn iddetiyle inerken, uzaktan gkgrltleri duyuluyordu. Akam yamuru her gn ayn saatte geliyordu sanki; artk neredeyse almlard. Yamur gverteyi dverken, alt gverteye inip oturdular. Garion srtn geminin kaba mee kaburgalarndan birine dayayp kaskat oturmu, Pol Teyzeyi inat, affetmeyen gzlerle izliyordu. Pol ise ona aldrmadan Ce'Nedra ile alak sesle konuuyordu. Kaptan Greldik, yz ve sakal srlsklam bir halde dar kabin kapsndan ieri girerek, "u Drasniyal, Droblek geldi," dedi. "Size bir haberi varm." "Gelsin," dedi Barak. Droblek dev gvdesini zorlukla darack kapdan ieri sdrd. Yamurdan srlsklam olmutu; sulan szlerek durdu ve yzn sildi. "Dars biraz rutubetli," dedi sonra. "Fark ettik," dedi Hettar. "Prens Kheldar'dan bir mesaj aldm," dedi Droblek, Pol Teyzeye. "En nihayet," dedi Pol. "Belgarath'la birlikte nehir boyunca geliyorlarm," dedi Droblek. "Hesabma gre birka gn iinde, en fazla bir haftada burada olurlar. Mesaj getirenin ne dedii pek anlalmyordu." Pol Teyze ona soru sorar gibi bakt. "Ate," dedi Droblek. "Adam Drasniyal, o yzden ona gvenebilirim - kuzeydeki pazar yerlerinin birindeki ajanm. Ama bu pis kokulu bataklkta bol miktarda bulunan hastalklardan birini kapm. u anda biraz sayklyor. Bir-iki gn iinde ateini drp ne dediini biraz anlayabiliriz umarm. Sylediklerinden biraz anlam karabildiim anda gecikmeden size kotum. Hemen haber almak isteyeceinizi dndm." "ilginiz iin teekkrler," dedi Pol Teyze. "Bir hizmetkrm da yollayabilirdim tabii," dedi Droblek, "ama Sthiss Tor'da mesajlar bazen yerine ulamaz, hizmetkrlar da satn alnabilir." Birdenbire srtt. "Gerek neden bu deil tabii." Pol Teyze de glmsedi. "Tabii deil." "iman insanlar yerlerinde oturup ilerini bakalarna grdrme-yi sever. Ama Kral Rhodar'n mesajndan bu iin u anda dnyadaki en nemli ey olduu hissine kapldm. Dahil olmak istedim ben de." Yzn buruturdu. "Hepimiz zaman zaman ocuklayoruz galiba." "Habercinin durumu ok ciddi mi?" diye sordu Pol Teyze.

267 NYlSSA 266 BYCLER K RA Li E Si

Droblek omuzlarn silkti. "Kim bilebilir ki? Nyissa'daki bu ateli hastalklarn yansnn ad bile yok; birbirlerinden ayrmak bile mmkn olmuyor ounlukla. Bazen insanlar hemen lyor, bazen haftalarca dayanyorlar. Kurtulduktan bile oluyor. Yapabildiimiz tek ey onlan biraz rahatlatp olacaklan beklemek." "Hemen geliyorum," dedi Pol Teyze dorularak."Durnik, eyalarn arasndan yeil antam alabilir misin? O antadaki ifal otlara ihtiyacm olacak." "Bu hastalklara kendinizi maruz brakmak iyi bir fikir deil hanmefendi," diye uyard Droblek. "Bana bir ey olmaz," dedi Pol. "Habercini sorguya ekmek istiyorum, bunun iin de ateini drmem gerek." "Durnik'le ben de gelelim," dedi Barak. Pol Teyze ona bakt. "Tedbirli olmak iyidir," dedi dev adam, klcn beline takarken. "Sen bilirsin." Pol Teyze pelerinini giyip kukuletasn bana geirerek, "Btn gece srebilir bu i," dedi Greldik'e. "Etrafta Grolimler var, o yzden gemicilerini uyar. Ayk olanlar nbet tutsun." "Ayk olanlar m Leydim?" dedi Greldik masum bir yzle. "Tayfa blmnden arklar geliyordu Kaptan," dedi Pol istihzayla. "erekler aykken ark sylemezler. Bira fsn kapal tutun bu gece. Gidelim mi Droblek?" "Derhal Leydim," dedi iman adam, Greldik'e alayc bir bak frlatarak. Gittiklerinde Garion kendini biraz rahatlam hissetti. Pol Teyzenin yannda souk bir tavr taknmann getirdii zorlama onu yormaya balamt. ok zor bir durumdayd. Perili Ormanda amdar'n s-

tne o korkun atei saldndan beri iini kemiren dehet ve kendinden irenme duygusu dayanlmaz hale gelmiti. Gecenin gelmesini korkuyla bekler olmutu, nk ryalar hep aynyd. Hep yz tamamen yanm olan amdar'n "Efendim, ac bana," diye yalvardn gryordu. Ve bu acnn karsnda kendi elinden kan o korkun mavi alevi. Val Alorn'dan beri iinde tad kin, o alevle yanp bitmiti, intikam o kadar mutlak olmutu ki, sorumluluundan kaacak yol bulmas mmkn deildi. Sabahki fke patlamas Pol Teyzeden ziyade kendisine ynelikti. Ona canavar demiti, ama asl nefret ettii, kendi iindeki canavard. Pol Teyzenin onun iin saysz yllar boyu ektiklerini sralamas ve -onun szlerinden tr duyduu acy kantlarcasna- bunu son derece youn bir duyguyla yapmas, Gari-on'un iini burkuyordu. Utanyordu; o kadar utanyordu ki dostlarnn yzne bakamyordu. Tek bana oturup bo gzlerle Pol Teyzenin szlerini tekrar tekrar aklndan geirdi. Frtna geti, gvertede yamur hafiledi. Kk yamur damlacklar, yamurla savrulup nehrin amurlu yzeyine iniyorlard. Gkyz almaya balamt; gne bulutlan kan krmzsna boyuyordu. Garion vicdanyla tek bana hesaplamak iin gverteye kt. Bir sre sonra arkasnda hafif bir ayak sesi duydu. "Yaptnla iftihar ediyorsun, deil mi?" diye sordu Ce'Nedra ac bir sesle. "Beni rahat brak." "Yok canm. Bana kalrsa, sabahki kk nutkun hakknda hepimizin neler hissettiini sana sylemem daha iyi olur." "Dinlemek istemiyorum." "Ne fena. Ama ben gene de syleyeceim." "Seni dinlemiyorum." "Bal gibi de dinleyeceksin." Garion'u kolundan tutup kendisine evirdi. Gzleri ate sayordu ve kk yz mthi bir fkeyle kaslmt. "Yaptn ey affedilir gibi deil," dedi. "Teyzen seni bytm, bebekliinden beri sana annelik etmi." "Benim annem ld." "Leydi Polgara sana annelik etmi; ama ona nasl teekkr ediyorsun? Canavar

diyerek, sana aldrmamakla sulayarak." "Seni dinlemiyorum," diye haykrd Garion. ocuka, hatta bebeke olduunu bilmesine ramen elleriyle kulaklarn kapatt. Prenses Ce'Nedra onun iindeki kt taraf ortaya karyordu daima. "Ellerini ek oradan," diye bard Ce'Nedra n n nlayan bir sesle."Gerekirse barrm." Onun dediini yapacandan korkan Garion ellerini ekti. "Seni bebekken kucanda tam," diye szne devam etti Ce' Nedra. Garion'un vicdannn en zayf noktalarn biliyordu sanki. "Senin ilk admlarn grm. Seni beslemi, bakm, korktuunda ya da cann yandnda kucaklam. Ne kadar da canavara benziyor, deil mi? Hep gznn stnde olduunu biliyor muydun? Tkezlesen, seni tutmak iin elini uzatacak gibi oluyor. Ka kere sen uyurken stn rttn grdm. Aldrmayan birinin yapaca eyler mi bunlar?" "Anlamadn bir konuda konuuyorsun," dedi Garion. "Ltfen beni rahat brak." "Ltfen ha?" dedi kz alayla. "Kibarlamak iin ok uygun bir zaman dorusu. Bu sabah ltfen dediini hatrlamyorum. Hi ltfen dememitin. Hi teekkr de etmemitin. Sen nesin biliyor musun Garion? mark ocuun birisin." Bu barda taran son damlayd ite! Bu hayat boyunca pplanm, kendi kaprislerinden baka ey tanmayan kk prensesin ona mark demesine dayanamazd Garion. fkeyle barmaya balad. Sylediklerinin ou anlalmyordu, ama barmak iyi gelmiti. Karlkl sulamalarla ie baladlar, ama tartma giderek kfrlemeye dnt. Ce'Nedra Camaarl bir balk kadn gibi lk -layd; Garion'un sesi ise erkeksi bir baritonla ocuksu bir tenor arasnda atlayp duruyordu. Barrken birbirlerinin suratna parmaklarn sallyorlard. Ce'Nedra tepiniyor, Garion ise elini kolunu sallayp duruyordu. Sonu olarak harika, kk bir kavgayd. Bittiinde Garion kendisini ok daha iyi hissediyordu. Ce'Nedra'ya hakaret etmek, bu sabah Pol Teyzeye syledii lmcl eylerin yannda masumane saylrd ve kafa kanklyla fkesini zararsz bir ekilde boaltmasna yaramt. Sonunda Ce'Nedra, Garion'u mahcup olmaktan ziyade aptal aptal bakman bir halde brakp, gzyalar iinde kat doal olarak. Garion biraz daha kprd, kavga srasnda dnp de sylemeye frsat bulamad birtakm seme hakaretleri kendi kendine mrldand, sonra da iini ekip korkulua yaslanarak slak ehri seyretmeye koyuldu. Kabul etmeye yanamasa da, prensese teekkr borluydu. Bu samalamalar kafasn amt. Artk Pol Teyzeden zr dilemesi gerektiini aka gryordu. Ona kendi sululuk duygusu yznden, kabahati onun zerine atabilmek iin saldrmt. Ama sorumluluk al268 BYCLER KRALiESi

maktan kanmas mmkn deildi belli ki. Bunu bir kere kabul edince, nedense kendini daha iyi hissetti. Hava daha da karard. Tropik gece rutubetliydi; rm bitki ve durgun, pis su kokusu sonsuz bataklklardan ehre doru yaylyordu. Kk, berbat bir bcek tuniinin iine girip omuzlarnn arasndan, tam da uzanamayaca bir yerden srd onu. Saldry hi beklemiyordu: Ne gemi kprdad, ne bir ses duyuldu, ne de bir tehlike hissetti. Kollan arkadan yakaland ve azna slak bir bez bastrld. Debelendi, ama kollarn yakalayan eller ok glyd. Ban evirip barmak istedi, ama azna bastrdklar bezin tuhaf bir kokusu vard; iren, tatl ve youn bir koku. Ba dnmeye balad, rpnmalar zayflad. Son bir abadan sonra ba dnmesi iyice artt ve uurunu kaybetti.

YRM YEDNC BLM

iR ElT KORDORDAYDILAR. Garion talk zemini aka grebiliyordu. kii onu yzkoyun tayorlard ve kafas rahatsz bir ekilde sallanyordu. Az kurumutu ve yzne bastrdklar bezin iren kokusu hl burnundan gitmiyordu. Ban kaldrp etrafna bakmaya alt. "Uyand," dedi kollarn tutan adamlardan biri. "En nihayet," dedi dier adamlardan biri. "Bezi yznde ok fazla tuttun ssus." "Ben ne yaptm biliyorum," dedi ilk adam. "Yere brakn." "Ayakta durabilecek misin?" diye sordu Issus Garion'a. Tral kafasndaki salar uzamaya balamt ve alnndan enesine kadar uzanan bir yara izi tam bo gz yuvasnn ortasndan geiyordu. Kemerli cppesi lekeler iindeydi. "Kalk!" dedi ssus tslayan bir sesle. Ayayla Garion'u drtt. Garion kalkmaya abalad. Dizleri titrediinden eliyle duvara dayand hemen. Talar nemliydi ve bir tr yosunla kaplyd. "Getirin," dedi ssus tekilere. Dier ikisi Garion'un kollarna yaptlar ve yan srkleyip yan tayarak tek gzl adamn peinden rutubetli koridorda ilerlemeye baladlar. Koridorun sonunda, odadan ziyade st kapal byk bir alan olan, kubbeli bir akla vardlar. Kabartmal dev stunlar yksek tavan tutuyor, tavandan uzun zincirlerle sallanan ya da ta raflara yerletirilmi ya kandilleri ortal aydnlatyordu. Rengrenk cppeler giymi bir sr adam gevek bir isteksizlikle oraya buraya dolanyor ve bu hareketler mekna karmak bir hareketlilik hissi veriyordu. "Sen," dedi ssus hlyal bakl, iman bir gen adama. "Hadm-aas Sadi'ye ocuu getirdiimizi syle." "Git kendin syle," dedi gen adam tiz bir sesle. "Ben senin gibi271 270 B Y C LE R KRALiESi

lerden emir almam ssus." ssus gen adamn suratna bir tokat att. "Bana vurdun!" diye szland iman gen elini azna gtrerek. "Dudam kanattn - bak!" Elini uzatp kan gsterdi. "Dediimi yapmazsan o iko grtlan keserim," dedi ssus duygusuz bir sesle. "Sadi'ye bu yaptn syleyeceim."

"Syle; elin demiken kralienin istedii delikanly getirdiimizi de soy le." iman gen telala uzaklat. "Hadmlar!" dedi Garion'un kollarn tutanlardan biri tkrr gibi. "ie yaryorlar ama," dedi teki kaba bir kahkaha atarak. "Olan getirin," dedi tssus. "Sadi bekletilmeyi sevmez." Garion'u ekitirerek aydnlk alandan geirdiler. Salar sakallan birbirine karm, sefil grnl birtakm adamlar, birbirlerine zincirlenmi halde yerde oturuyorlard. "Su," dedi adamlardan biri. "Ne olur biraz su." Yalvararak elini uzatt. ssus duraklayp kleye hayretle bakarak, "Bunun dili niye kesilmemi hl?" diye sordu klelerin bandaki nbetiye. Nbeti omuzlarn silkti. "Onunla ilgilenecek vaktimiz olmad daha." "Vakit bulun," dedi ssus. "Eer bir rahip konutuunu duyarsa, seni sorguya eker. Hi houna gitmez bu." "Rahiplerden korkmuyorum," dedi nbeti, ama omuzunun stnden geriye bir gz atmay da ihmal etmedi. "Kork," dedi ssus. "Bu hayvanlara da su ver. lrlerse kimseye faydalar olmaz." Garion'u tutan adamlarn nne geip iki stun arasndaki glgelik alana girmiti ki, yeniden duraklayarak, "ekil yolumdan," dedi glgede yatan bir eye. Glgede yatan yaratk fkeyle kprdand. Garion irenerek bunun iri bir ylan olduunu fark etti. "tekilerin yanna git," dedi ssus ylana, kvrlan, srnen gvdelerle dolu lo bir keyi iaret ederek. Garion birbirine srnen pullarn hrtsn duydu. Yollarn kapatan ylan ssus'a dilini kardktan sonra keye doru uzaklat. "Bir gn kendini srtacaksn ssus," dedi adamlardan biri. "Kendilerine emir verilmesinden holanmaz bunlar." ssus kaytszca omuzlarn silkerek yoluna devam etti. "Sadi sizinle konumak istiyor," dedi iman gen hadm ssus'a
NYlSSA

nefretle, byk, cilal bir kapya vardklarnda. "Bana vurduunu syledim. Maa da yannda." "yi etmisin," dedi ssus kapy aarken. "Sadi," diye seslendi ieriye. "Dostuna geldiimi syle. Bir kaza olsun istemiyorum." "O seni tanr ssus," dedi ieriden bir ses. "Kazayla hibir ey yapmaz." ssus ieri girip kapy kapatt. "Gidebilirsin," dedi Garion'u tutan adamlardan biri gen hadma. iko burnunu ekerek, "Sadi git dedii zaman giderim," dedi. "ard m da koarak gelirsin, deil mi?" "Oras Sadi ile benim aramda." "Getirin," diye seslendi ssus kapy aarak. Adamlar Garion'u iterek odaya soktular. "Biz danda bekliyoruz," dedi biri gergin bir tavrla. ssus glerek kapy ayayla itip kapatt ve Garion'u, stndeki tek bir ya kandilinin zayf alevinin karanl zar zor datt masaya doru ekti. l gzl zayf bir adam masada oturmu, uzun parmaklaryla sasz ban svazlyordu. "Konuabiliyor musun evlat?" dedi Garion'a. Tiz, alto bir sesi ve dier hadmlarn rengrenk cppelerinden farkl, kzl bir cppesi vard. "Su iebilir miyim?" dedi Garion. "Bir dakika bekle." "Param imdi istiyorum Sadi," dedi ssus. "Doru ocuu getirdiinden emin olalm hele," dedi Sadi. "Adn sor," dedi Garion'un arkasndaki karanlktan tslayan bir fslt. "Soracam Maa." Sadi bu neriye hafife bozulmu gibiydi. "Daha nce de yaptm bu ileri." "ok uzatyorsun," dedi fslt. "Adn ne evlat?" diye sordu Sadi Garion'a. "Doroon," dedi Garion telala. "ok susadm sahiden."

"Beni aptal m sandn ssus?" dedi Sadi. "Herhangi bir ocuk iime yarar m sanyorsun?" "Bana yakalamam sylediin ocuk bu," dedi ssus. "Sana yanl bilgi verilmise onu bilemem." "Adn Doroon demek?" diye sordu Sadi. "Evet," dedi Garion. "Kaptan Greldik'in gemisinde mioyum. Neredeyiz?"
272 BYCLER KRALi ESi

"Sorulan ben sorarm evlat," dedi Sadi. "Yalan sylyor," dedi Garion'un arkasndaki tslama. "Biliyorum Maa," dedi Sadi sknetle. "Bata hepsi yalan syler." "Bunlara vaktimiz yok," dedi tslama. "Olana oret ver. Gerei hemen renmeliyim." "Dediin gibi olsun Maa," dedi Sadi. Ayaa kalkp bir sre masann arkasndaki karanlklar iinde kayboldu. Garion bir ngrt ve dklen su sesi duydu. "Bunun senin fikrin olduunu unutma Maa. Eer Kralie kzacak olursa, kabahatin stme kalmasn istemem." "Kralie durumu anlar Sadi." "Al bakalm evlat," dedi Sadi geri dnp kahverengi toprak bir barda Garion'a uzatarak. "Ah... Teekkr ederim," dedi Garion. "Galiba aslnda pek susamamm." "Isen iyi olur evlat," dedi Sadi. "imezsen Issus seni tutar, ben de boazndan ieri dkerim. Merak etme cann yakmayacak." "," dedi tslayan ses. "Onlar dinlesen iyi olur," dedi Issus. Garion aresizce barda ald. Suyun tuhaf, dili yakan ac bir tad vard. "Hah yle," dedi Sadi masann arkasndaki yerine oturarak. "imdi, adn Doroon mu demitin?" "Evet." "Nerelisin Doroon?" "Sendaryal." "Sendarya'nn tam neresinden?" "Kuzey kysnda Darine yaknlarndan." "Bir erek gemisinde ne iin var?" "Kaptan Greldik babamn arkadadr," dedi Garion. Her nedense iinde iddetli bir aklama ihtiyac domutu. "Babam denizcilii renmemi istiyordu. Denizcilik iftilikten daha iyidir derdi. Kaptan Greldik bana denizcilii retmeyi kabul etti. Kaptan benim iyi bir denizci olacam sylyor, nk gemiye ilk bindiimde deniz bile tutmad, ayrca yelken amak iin direklere kmaktan korkmuyorum, yaknda krek ekecek kadar da gl olacam, stelik..." "Adn ne demitin evlat?" "Garion... yani... Doroon. Evet Doroon, ayrcada..."
273
NYlSSA

"Ka yandasn Garion?" "Geen Eras yortusunda on beimi doldurdum. Pol Teyze, Eras yortusunda doanlann ok ansl olduunu syler; ama ben o kadar da ansl saylmam nk..." "Peki Pol Teyze kim?" "Teyzem. Biz Faldor'un iftliinde yayorduk, ama bir gn Bay Kurt gelip..." "Pol Teyzenin baka bir ad var m?" "Kral Fulrach ona Polgara demiti. Yzba Brendig hepimizi yakalayp Sendar'daki

274 BYCLER K R A Li E Si 275 NYlSSA

saraya gtrd zaman yani. Sonra Val Alorn'a, Kral Anheg'in sarayna gittik ve..." "Bay Kurt kim?" "Dedem. Ona Belgarath da diyorlar. Bata inanmamm, ama doru herhalde, nk bir keresinde..." "Faldor'un iftliini niin terk etmitiniz?" "Bata bilmiyordum, ama sonra rendim ki Zedar Aldur Ta'n Riva Kralnn klcnn kabzasndan alm; tabii Zedar onu Torak'a gtrp uyandrmadan nce, bulup geri almamz gerekiyordu..." "Aradmz ocuk bu," diye fsldad tslayan ses. Garion yavaa arkasna dnd. Sanki kk kandilin artm gibi, oda daha aydnlkt imdi. Kede tuhaf bir ekilde yasslm bir boynu ve parlak gzleri olan ok iri bir ylan, kendi kvrmlarnn stnde dorulmu duruyordu. "imdi bunu Salmissra'ya gtrebiliriz," diye tslad ylan. Yere inerek Garion'a doru srnd. Garion bacanda ylann souk kuru burnunun temasn hissetti, sonra zihninin gizli bir kesi lk atmakta olmasna ramen, pullu gvde bacandan yukar doru dolanarak szlp kafas yzne yaklatnda ve dili yzne dediinde, hi direnmeden bekledi. "Uslu bir ocuk ol," diye tslad ylan kulana. "ok, ok uslu ol." Ylan ar, kvrmlar ise kaln ve souktu. "Bu taraftan evlat," dedi Sadi ayaa kalkarak. "Param istiyorum," dedi ssus. "Ha," dedi Sadi aalayan bir ifadeyle. "Masann stndeki kesede." Sonra dnp Garion'la birlikte odadan kt. "Garion." Hep kafasnn iinde olan ses, hafife sesleniyordu ona. "Beni dikkatle dinle. Bir ey syleme, hi renk verme. Yalnzca dinle." "Sen... Sen kimsin?" diye sessizce sordu Garion, zihnini kaplayan sisle mcadele etmeye alarak.

"Beni tanyorsun," dedi ses. "imdi dinle. Sana istediklerini yapman salayacak bir ey verdiler. Mcadele etme. Geve ve mcadele etme." "Ama sylememem gereken eyler syledim. Ben... " "Artk nemli deil. Sen benim dediimi yap. Eer bir ey olur da tehlike belirirse mcadele etme. Ben icabna bakarm; ama sen debelenirsen yapamam. Sen rahat ol ki ben gerekeni yapabileyim. Eer birdenbire anlamadn eyler yaptn ya da sylediini fark edersen korkma ve kar koyma. Onlar deil ben yapyor olacam. " Bu szlerle rahatlayan Garion, itaatkr bir ekilde hadmaas Sadi'nin yannda yrmeye devam etti. Maa adl ylann kvnm kvrm gvdesi gsne ve omuzlarna dolanmt, sivri srngen kafas ise yanana yaslanm, neredeyse onu okuyordu. Kristal ya kandillerinin gm zincirlerden salland, duvarlar perdelerle kapl byk bir odaya girdiler. Odann bir ucunda, st ksm glgeler iinde kaybolan dev bir ta heykel ykseliyordu; heykelin tam nnde hal deli, yastklarla dolu bir ykselti vard. Ykseltinin stndeki divan ise ne koltua, ne de kanepeye benziyordu. Divann stnde bir kadn oturuyordu. Kuzgun karas salar srtna ve omuzlarna dklyordu. Banda mcevherlerle ssl zarif bir altn ta vard. Beyaz elbisesi incecikti ve vcudunun hibir yerini saklamyordu; sanki tek amac orasna burasna takl olan mcevherleri tamakt. Elbisenin altnda, kadnn cildi tebeir kadar beyazd; yz ise son derece gzeldi. Gzleri uuk renkli, hatta renksizdi. Divann bir yanndaki kaidenin zerinde, kocaman, altn ereveli bir ayna duruyordu; kadn miskin bir tavrla oturmu, aynadaki aksine hayranlkla bakyordu. ki dzine kafas kaznm, kzl cppeli hadm kme halinde ykseltinin nnde ellerine dayanarak diz km, kadn ve arkasndaki heykeli tapnrcasna bir hayranlkla seyrediyorlard.

Kstah ifadeli, mark grnl, kafas kaznmam gen bir adam, divann bir yanndaki yastklarn arasna uzanmt. Salarna itinayla bukleler yaplmt, yanaldan allkl ve gzleri makyajlyd. zerinde sadece bacaklarnn arasn rten bir bez paras vard; yzndeki ifade skkn ve ksknd. Kadn bir yandan aynada kendisini seyrederken, bir yandan da parmaklaryla gen adamn bukleleriyle oynuyordu. "Kralienin ziyaretileri var," dedi diz km hadmlardan biri ark syler gibi bir sesle. "Ah," dedi dierleri hep bir azdan. "Ziyaretiler." "Selam sana lmsz Salmissra," dedi Sadi, ykseltinin ve uuk renkli gzl kadnn nnde yere kapanarak. "Ne var Sadi?" dedi kadn. Sesi derindi ve karanlk bir tns vard. "Delikanl, Kraliem," dedi Sadi yz hl yere yapm halde. "Ylanlar Kraliesinin nnde diz ok," diye tslad ylan Garion' un kulana. Ylan vcudunu skmaya balaynca, Garion baskya dayanamayarak dizlerinin stne dt. "Buraya gel Maa," dedi Salmissra ylana. "Kralie sevgili hizmetkrn yanna aryor," dedi hadm ark soy ler gibi. "Ah." Ylan Garion'un vcudundan zlerek divann dibine srnd, yar yarya dikilerek divanda uzanan kadnn stnde ykseldi, sonra szlerek stne indi ve ona sk skya sarld. Kt suratn kadnn yzne yaklatrdnda, Salmissra onu sevgiyle pt. Uzun atall dili kadnn yznde gezindi, sonra ylan kulana bir eyler fsldamaya balad. Ylann kucaklad Salmissra, Garion'a yan kapal gzlerle bakarak kulana fsldayan sesi dinledi. Sonra kralie ylan yana iterek ayaa kalkt ve Garion'un bana dikildi. "Ylan insanlarn diyanna ho geldin Belgarion," dedi mrldanan bir sesle. Daha nce sadece Pol Teyzeden duyduu bu isim Garion'u hayrete drd ve kafasndaki bulanklktan kurtulmaya alt. "Daha deil" dedi kafasnn iindeki ses. Salmissra ykseltiden inerken vcudu effaf elbisesinin iinde y-lans bir zarafetle hareket ediyordu. Garion'u kolundan tutup yavaa ayaa kaldrd, sonra dalgn bir tavrla yanana dokundu. Eli ok souktu. "Gzel bir delikanl," dedi nefes alr gibi; sanki kendi kendine konuuyordu. "ok gen. ok scak." Baklannda bir alk vard. Garion'un akl tuhaf bir ekilde karmt. Sadi'nin iirdii ac sv hl bilincini rtyordu. Ancak bu rtnn altnda hem korkuyor, hem de kralieyi ekici buluyordu. Tebeir gibi cildi ve l gzleri iticiydi, ama onda cazip bir davet, ad bile konulamayacak bir haz vaadi vard. Bilinsizce geriye bir adm att. "Korkma Belgarion'um," diye mrlad kadn. "Cann yakmam -sen istemedike tabii. Buradaki grevlerin ok zevkli olacak; sana
276 277
BYCLER KRALiESi NYlSSA

Polgara'nn hayal bile edemeyecei eyler retebilirim." "Buraya gel Salmissra," dedi divandaki gen emreden bir tavrla. "Bakalaryla ilgilenmenden holanmadm biliyorsun." Kralienin gzlerinde bir fke kprts gezindi. Dnp souk bir tavrla gen adama bakarak, "Senin neden holanp neden holanmadn beni ilgilendirmiyor artk Essia," dedi. "Ne?" diye haykrd Essia hayretle. "abuk ne diyorsam onu yap!" "HayrEssia," dedi kadn. "Seni cezalandrrm," dedi Essia.

"Hayr," dedi kadn, "cezalandramazsn. Artk bu oyunlar beni elendirmiyor; surat asmalarn ve histeri krizlerin de skc olmaya balad. Git buradan." "Gideyim mi?" Kulaklarna inanamayan Essia'nn gzleri yuvalarndan uramt sanki. "Kovuldun Essia." "Kovuldum mu? Ama sen bensiz yaayamazsn ki. yle demitin." "Hepimiz zaman zaman gerek olmayan eyler syleriz." Gen adamn kstah tavr, kovadan dklen su gibi kayboldu. Yutkunarak titremeye balad. Sonra, "Ne zaman dnmemi istersin?" dedi szlanarak. "Dnmeni istemiyorum Essia." "Hi mi?" dedi Essia dehetle. "Hi," dedi kralie. "imdi rezalet karmadan git buradan." "Ne olacak imdi halim?" diye alamaya balad Essia. Gzyalar gzlerindeki makyaj iren siyah eritler halinde aktyordu. "Canm skma Essia," dedi Salmissra. "Eyalarn al ve git. Hemen! Benim yeni bir eim var artk." Tekrar divanna dnd. "Kralie yeni bir e seti," dedi hadm ark syler gibi. "Ah," dedi dierleri. "Selam lmsz Salmissra'nn yeni eine; erkeklerin en anslsna." Alayan gen adam pembe pelerinini ve ilemeli bir mcevher kutusunu alp tkezleyerek ykseltiden indi. "Senin yznden oldu bunlar," dedi Garion'a. "Hepsi senin iin." Birdenbire kolundaki pelerinin kvamlar arasndan kk bir haner karp, "Grrsn sen," diye haykrd haneri kaldrarak. Bu defa ne bir dnce vard, ne de iradesini toplama hissi. G dalgas hi beklemedii bir anda gelip Essia'y itiverdi. Essia kk hanerini bou bouna havada sallayarak ylece kald. Dalga geip gitti. Essia lgn gzlerle haneri kaldrarak tekrar saldrd. Dalga bu kez daha gl olarak tekrar geldi. Gen adam olduu yerde dnerek yere yld, haneri elinden dt. Gzlerinden alevler saan Salmissra yerde yatan Essia'y gstererek parmaklarn iki kere aklatt. Kk, yeil bir ylan, yayndan frlam bir ok gibi divann altndan kt. Ak az ve neredeyse hrlamaya benzeyen bir tslamayla Essia'nn bacana atlarak bir kez soktu, sonra bir yana ekilerek l gzlerle seyretmeye balad. Essia dehetten bembeyaz kesilmiti. Dorulmaya alt, ama kollan ve bacaklar birdenbire tutmaz oldu ve cilal ta zemine serildi. Bouk bir lk att, sonra ihtilalar balad. Topuklan hzla yeri dvyor, kollar lgnca rpnyordu. Birden gzleri bo bakmaya balad ve azndan yeil bir kpk fkrd. Vcudu geriye doru kasld; derisinin altndaki btn kaslar seiriyor, ba yere vuruyordu. Bir kere daha kaslarak srad; btn vcudu yerden havaland. Tekrar yere dtnde lmt. Salmissra ifadesiz, uuk gzleriyle onun ln seyretti. Ne merak, ne fke, ne de pimanlk vard baklannda. "Adalet yerini buldu," dedi hadm. "Ylan insanlarn Kraliesinin adaleti gecikmez," dedi tekiler.
279 NYtSSA

YRM SEKZNC BLM

NA BAKA EYLER DE IlRDlLER - kimi ac, kimi mide bulandracak kadar tatl eyler; dudaklarna gtrlen her bardakta zihni biraz daha derinlere batyordu. Gzleri ona oyun oynamaya balamt. Sanki dnyay su basm da her ey su altnda olup bitiyormu gibi geliyordu. Duvarlar dalgalanyor, diz km hadmlar akntyla ve med-cezirle salnan yosunlar gibi grnyordu gzne. Kandiller mcevher gibi parlyor, ar ar yaan bir yamur gibi rengrenk klar sayordu. Garion, Salmissra' nn divannn yanndaki ykseltinin zerine serilmi, gzleri k dolu, kafasnda tek bir dnce bile kalmam, hayranlkla izliyordu bunlar. Ne zaman vard, ne arzu, ne de irade. Bir an, bulank bir ekilde dostlarn hatrlad; onlar bir daha gremeyeceinin bilinci ksa, anlk bir znt, geici bir melankoli duygusu yaratt ki, o bile hotu. Bu kaybndan tr tek bir kristal gzya dkt; ama gzya bileine dp dnya d bir gzellikle parlamaya balaynca btn dikkatini onu incelemeye yneltti ve baka her eyi unuttu. Arkalarnda bir yerlerde kralienin sesi, "Nasl yapt bunu?" diye soruyordu. Sesi o kadar gzel bir mzie benziyordu ki, Garion'un ruhuna iledi. "Gc var," dedi Maa; ylan sesi Garion'un sinirlerinde bir lavtann tellerinde dolar gibi dolat. "Gc denenmemi, ynsz, ama ok kuvvetli. Buna dikkat et sevgili Salmissra. Kazayla yok edebilir." "Ben onu kontrol ederim," dedi kadn. "Belki," dedi ylan. "Byclk iin irade gerekir," dedi Salmissra. "Onun iradesini elinden alacam. Senin kann souk Maa, o yzden oret'in athal'in ya da kaldiss'in damarlar yakan tadn hi hissetmedin. Tutkularn da souk, o yzden vcudun iradeyi tutsak etmek iin nasl kullanlacan hi bLniyorsun. Akln uykuya yatrp iradesini akla boacam onun." "Ak m Salmissra?" dedi ylan; eleniyor gibiydi. "Byle de denebilir," dedi kadn, "itah de istersen." "Bak onu anlarm," dedi Maa. "Ama bu yarat hafife alma, kendi gcn de abartma. Sradan bir zihni yok. Nfuz edemediim tuhaf bir yan var onda." "Greceiz," dedi kralie. Sonra hadmaasna dnerek, "Sadi," diye seslendi. "Evet Kraliem?" "Olan al, ykasnlar, parfm srsnler. Gemi, katran ve tuzlu su kokuyor. Alorn kokularn sevmem." "Derhal lmsz Salmissra." Garion'u scak su olan bir yere gtrdler. Elbiselerini karp suya soktular, sabunladlar, sonra tekrar suya soktular. Cildine kokulu yalar srld ve beline bir bez paras baland. Sonra biri enesini skca tutup ban evirdi ve yanaklarna allk srlmeye baland. O srada yzn boyayan kiinin kadn olduunu fark etti. Gzleri yavaa, merakszca odada gezinmeye balad. Sadi dnda odadaki herkes kadnd. Bunun kendisini rahatsz etmesi gerektiine dair bir his vard iinde - kadnlarn nnde plak dolamakla ilgili bir ey; ama ne olduunu tam olarak hatrlayamad.

Kadn yzn boyamay bitirince hadmaas Sadi kolundan tuttu ve lo, sonsuz koridorlardan geerek Salmissra'nn heykelin nndeki divanda yatp kaide zerine konulmu aynada kendini hayranlkla seyrettii salona dndler. "ok daha iyi," dedi Salmissra, Garion'u tepeden trnaa takdirle szerek. "Sandmdan daha adaleliymi. Buraya getirin." Sadi Garion'u kralienin divannn yanna gtrp eskiden Essia' nn oturduu yastklarn zerine brakt. Salmissra elini ar ar uzatp souk parmaklaryla Garion'un yzn ve gsn okad. Uuk renkli gzleri yanyordu sanki, dudaklar da hafife aralanmt. Garion'un gzleri o beyaz kola taklp kald. Kadnn cildinde tek bir ty bile yoktu. "Przsz," dedi zihnini bu konuda younlatrmaya alarak. "Tabii Belgarion'um," diye mrldand kadn. "Ylanlar tyszdr; ben de ylanlarn kraliesiyim." Kafas kansan Garion yavaa ban kaldrarak kralienin omuz281 NYlSSA 280

BYCLER K R A L i E S i

lanndan dklen gr, kara buklelere bakt. "Bir tek salarm var," dedi kadn gururla buklelerine dokunarak. "Nasl?" dedi Garion. "Sr." Gld. "Belki bir gn sana da anlatrm, ister misin?" "isterim herhalde." "Syle bana Belgarion," dedi kralie. "Beni gzel buluyor musun?" "Sanrm." "Ka yandaym dersin?" Kollarn aarak effaf elbisenin iindeki vcudunu gsterdi. "Bilmem," dedi Garion. "Benden byksn herhalde, ama ok de-." Kadnn yznden kk bir fke bulutu geti. "Tahmin et," dedi sert bir sesle. "Otuz mu?" dedi Garion biraz akn bir tavrla. "Otuz mu!" Kralienin sesi krgnd. Hemen aynaya dnp yzn dikkatle inceledi. "Kr msn aptal herif!" diye haykrd sonra, yzne bakmaya devam ederek. "Bu otuz yanda bir kadnn yz m? Yirmi ; en fazla yirmi be." "yle diyorsan yledir," dedi Garion. "Yirmi ," dedi kralie kesin bir tavrla. "Bir gn bile fazla de-." "Tabii," dedi Garion mlayim bir tavrla. "Peki ya altmma yakn olduumu sylesem inanr miydin?" Gzleri elik gibi sertti imdi. "Hayr," dedi Garion. "inanmazdm. Altm olamazsn." "Ne tatl bir ocuksun sen Belgarion," diye fsldad kadn bakla- ! n yumuayarak. Parmaklan yeniden Garion'un yzn okamaya balad. Yava yava plak omuzunun ve boynunun cildi altnda tuhaf renkler belirdi; yer deitiren ve nabz gibi atan hafif bir yeil ve mor. nce belirginleiyor sonra tekrar kayboluyorlard. Salmissra'nn dudaklar tekrar araland, nefesleri sklat. Renkler effaf elbisesinin altnda tm vcuduna yayld. Maa yanlarna geldi. l gzleri tuhaf bir hayranlk hissiyle can lanmt sanki. Pullu derisinin karmak desenindeki renkler Ylan Kralienin cildindeki renklerle o kadar uyum iindeydi ki, ylan, kad nn omuzuna kvrldnda iki gvde arasndaki snn fark etmek olanakszlat. Garion yan uykuda olmasa kralieden uzaklamaya alrd. Renksiz gzleri ve rengrenk cildi bir srngeninkine benziyordu; yzndeki apak ehvetli ifade ise mthi bir al ifade ediyordu. Gene de mthi bir cazibesi vard. Garion bu plak ehvetin elinde olmadan onu ektiini hissetti.

"Yakla bana Belgarion'um," dedi kadn yumuak bir sesle. "Cann yakmayacam." Gzlerinde ona sahip olmann kibiri vard. Ykseltinin yannda hadmaas Sadi yksek sesle ksrerek, "Kutsal Kraliem," dedi. "Taur Urgas'n elisi sizinle grmek istiyor." "Ctuchik'in elisi demek istiyorsun," dedi Salmissra, biraz sklm bir tavrla. Sonra aklna bir ey gelmi olacak ki, yzn habis bir glmseme kaplad. Cildindeki renkler soldu. "Grolim gelsin bakalm," dedi Sadi'ye. Sadi selam vererek ekildi ve bir dakika sonra Murgo kyafetli, yz yaral bir adamla geri dnd. "Taur Urgas'n elisine ho geldin diyelim," diye arkya balad hadm. "Ho geldin," dedi koro. "Dikkatli ol," dedi iindeki ses Garion'a. "Bu limanda grdmz adam." Garion Murgoya dikkatle baknca bunun doru olduunu grd. "Selam sana lmsz Salmissra," dedi Grolim resmi bir tavrla, nce kralieye, sonra arkasndaki heykele selam vererek. "Cthol Mur-gos Kral Taur Urgas, tssa'nn ruhuna ve hizmetisine selamlann yollad." "Grolimlerin Barahibi Ctuchik'ten selam yok mu?" dedi Salmissra parlayan gzlerle. "Tabii," dedi Grolim. "Ama o selamn zel olarak verilmesi dettendir." "Buradaki greviniz Taur Urgas adna m, yoksa Ctuchik adna m?" diye sordu kralie aynadaki aksine bakarak. "zel olarak konuabilir miyiz Kralie Hazretleri?" dedi Grolim. "zel konuuyoruz ya," dedi kadn. "Ama..." Grolim salondaki diz km hadmlara bakt. "zel hizmetkrlanm," dedi kadn. "Bir Nyissa kraliesi asla yalnz kalmaz. Bunu renmi olmalydnz." "Ya bu?" dedi Grolim, Garion'u gstererek.
282

BYCLER KR A Li E Si
NYlSSA

283

"O da hizmetkrm, ama grevi farkl." Grolim omuzlarn silkti. "Nasl isterseniz. Sizi Grolim Barahibi ve Torak'n Mridi Ctuchik adna selamlarm." "ssa'nn Hizmetisi Rak Cthollu Ctuchik'i selamlar," dedi Sal-missra resmi bir tavrla. "Grolim Barahibi benden ne istiyor?" "Delikanly, Hametmeap," dedi Grolim laf dolandrmadan. "Hangi delikanly?" "Polgara'dan aldnz ve imdi ayaklarnzn dibinde oturan delikanly." Salmissra aalayc bir tavrla glerek, "Ctuchik'e zntlerimi bildirin," dedi, "ama bu imknsz." "Ctuchik'in isteklerini geri evirmek akllca bir ey deildir," diye uyard Grolim. "Kendi saraynda Salmissra'dan taleplerde bulunmak daha da ap-talcadr," dedi kadn. "Ctuchik bu delikanl karlnda ne neriyor bana?" "Ebedi dostluunu." "Ylan Kralienin dosta ihtiyac yoktur." "Altn yleyse," dedi Grolim fkeyle. "Angaraklarn kzl altnnn srrn biliyorum," dedi kadn. "Klesi olmaya da niyetim yok. Altnn senin olsun Grolim."

"ok tehlikeli bir oyun oynadnz syleyebilir miyim Hametmeap," dedi Grolim souk bir tavrla. "Polgara'y kendinize dman ettiniz zaten. Ctuchik'in dmanln da kaldrabilir misiniz?" "Polgara'dan korkmuyorum," dedi Salmissra. "Ctuchik'ten de." "Kralie ok cesur," dedi Grolim hafif bir alayla. "Sklmaya baladm. artlarm ok ak. Gidip Ctuchik'e syleyin. Torak'n dman elimde. Bende kalacak. Tabii eer..." Duraklad. "Eer ne, Hametmeap?" "Eer Ctuchik Torak ile benim iin konuursa, bir anlama salanabilir." "Nasl bir anlama?" "Delikanly Torak'a evlilik hediyesi olarak verebilirim." Grolim gzlerini krptrd. "Eer Torak benimle evlenip bana lmszlk verirse, ben de Bel-garion'u ona veririm." "Btn dnya Angaraklarn Ejderha Tanrsnn uyumakta olduunu biliyor," dedi Grolim. "Ama ebediyen uyumayacak," dedi Salmissra. "Angarak rahipleri ve Alorya bycleri hep lmsz Salmissra'nn da gkteki iaretleri onlar kadar okuyabildiini unutuyorlar. Torak'n uyanma gn yaklat. Ctuchik'e syleyin, Torak ile evleneceim gn, Belgarion elinde olacak. O gne kadar delikanl benimdir." "Mesajnz Ctuchik'e ileteceim," dedi Grolim buz gibi bir selam vererek. "Gidebilirsin yleyse," dedi Salmissra umursamaz bir el hareketi yaparak. "Demek mesele buymu," dedi Garion'un iindeki ses, Grolim salondan karken. "Tahmin etmeliydim aslnda." Ylan Maa birden ban kaldrd; boynu dikilmi, gzleri alev alev olmutu. "Dikkat!" diye tslad. "Grolime mi?" diye gld Salmissra. "Ondan niye korkaym ki?" "Grolim deil," dedi Maa. "Bu." Dilini Garion'a uzatt. "Zihni uyand." "Olamaz," dedi Salmissra. "Gene de zihni uyank. Boynundaki metal nesneyle ilgili bir ey galiba." "Al onu oradan yleyse," dedi kadn ylana. Maa yere yapp divann evresinden Garion'a doru srnd. "Hi kprdama," dedi Garion'un iindeki ses. "Kar koyma." Garion uyumu bir halde kt burunlu srngenin yaklamasn izledi. Maa ensesi parl panl parlayarak ban kaldrd. Dili dudaklarnn arasndan hzla girip kyordu. Yavaa ne eildi. Burnu Garion'un boynundaki gm tlsma dedi. Srngenin kafas tlsma dedii anda mavi bir kvlcm akt. Garion iindeki o tandk dalgay hissetti; ama bu kez sk bir kontrol altndayd ve bir noktada younlamt. Maa geri ekildi, ama kvlcm tlsmdan frlayp havada titreerek srngenin burnuyla gm disk arasnda bir ark oluturdu. Ylann azndan ve burun deliklerinden buhar fkrd ve gzleri ksld. Sonra kvlcm kayboldu ve l ylann gvdesi cilal ta zeminde ihtilalar iinde rpnmaya balad. "Maa!" diye haykrd Salmissra. Hadmlar ylann lgnca debelenen gvdesinin nnden katlar.
284
B Y C L E R KRALiESi

"Kraliem!" diye haykrd kafas tral bir memur kapdan "Dnyann sonu geldi!" "Ne?" Salmissra gzlerini ylann rpnlarndan ayrarak kanya v J bakt. "Gne karard! le vakti gece karanl kt! ehir korkudan lgna dnd!"

YRM DOKUZUNCU BLM

B
HABERi ZLEYEN KARGA ADA Garion, Salmissr a'nn tahtnn yannda ki yastklar n stnde sessizce oturdu. Ama iindeki ses sratle konuuy ordu: "ok sakin ol. Hibir ey syleme, hibir ey yapma." "Astronomlarm gelsin hemen," diye emretti Salmissra. "Bu gne tutulmasn niin nceden haber vermediklerini renmek istiyorum." "Gne tutulmas deil Kraliem," diye szland kel kafal memur; hl rpnan Maas'n yannda yere kapanmt. "Karanlk dev bir perde gibi geldi. U

Hareket eden bir duvar gibiydi sanki; ne rzgr, ne yamur, ne de gkgrlts vard. Hi ses karmadan gnei yutuverdi." mitsizce alamaya balad. "Bir daha gnei hi gremeyeceiz." "Kes diyorum salak," diye bard Salmissra. "Ayaa kalk. Sadi, bu g^ri zekly buradan kar ve gidip gkyzne bak. Sonra da buraya dn. Ne olup bittiini renmek istiyorum." Sadi sudan kan bir kpek gibi silkelendi, gzlerini Maas'n yzndeki l, sabit snttan zorlukla ayrarak sayklar gibi szlanan memuru ayaa kaldrd ve salondan kard. Salmissra Garion'a dnerek "Bunu nasl yaptn," dedi kaslmaya devam eden Maas'n gvdesini gstererek. "Bilmiyorum," dedi Garion. Kafas hl dumanlyd. Bir tek zihnindeki sesin bulunduu ke uyankt. "kar o

NYlSSA 287 286


B Y C L E R K R A L i E S i

tlsm," dedi Salmissra. Garion itaatkr bir ekilde ellerini madalyona uzatt. Anszn elleri dondu kald. Kprdamyorlard . Vazgeerek, "Yapamyorum," dedi. "Aln unu," diye emretti Salmissra hadmlardan birine. Adam nce l ylana bakt sonra da Garion'a. Sonra ban sallayarak korkuyla geri ekildi. "Dediimi yap!" diye haykrd Ylan Kralie.

Sarayn bir yerlerinde nlayan, byk bir gmbrt koptu. Tahtadan sklen ivilerin gcrts ve ken bir duvarn grlts. Sonra lo koridorlarn derinliklerinde bir yerde ac dolu bir lk ykseldi. Garion'un iindeki teki bilin grltnn geldii yere doru uzanp yoklayarak, "En nihayet!" dedi bariz bir rahatlama hissiyle. "Ne oluyor orada?" diye bard Salmissra. "Benimle gel," dedi Garion'un iindeki ses. " Yardmna ihtiyacm var. Garion ellerini yere dayayarak kalkmaya hazrland. "Hayr, yle deil." Garion'un zihninde tuhaf bir ayrlma grnts belirdi. Hi dnmeden bu ayrln olmasn istedi; yerden ykseldiini ama bir yandan da hi kprdamadn hissetti. Anszn vcudunu hissetmemeye balad; kollar ve bacaklar yoktu, ama gene de hareket ediyordu. Kendisinin -kendi vcudunun- salak salak Sal-missra'nn ayaklarnn dibindeki yastklarn zerinde oturmakta olduunu grd. "abuk," dedi ses. Artk kafasnn iinde deil yannda gibiydi. Orada, yannda, biimi olmayan bir varlk vard; bir ekilde de tandk geliyordu Garion'a. Garion'un zihnini bulandran sis kaybolmutu ve kendini ok uyank hissediyordu. "Kimsin?" dedi yanndaki varla. "Bunu aklayacak vakit yok imdi. Salmissra tedbir alamadan onlar buraya getirmeliyiz." "Kimleri?" "Polgara ile Barak'." "Pol Teyzeyi mi? Nerede o?" "Gel," dedi ses aceleyle. Garion ve yanndaki tuhaf varlk kapya doru szldler ve sanki kap maddi bir ey deilmi gibi iinden geip dardaki koridora ktlar..

Koridor boyuna uuyorlard; hibir hareket hissi olmadan, iinde hareket ettikleri havay hissetmeden szlyorlard. Az sonra tssus'un Garion'u saraya ilk getirdii zamanki ak salona vardlar. Orada, havada durup beklemeye baladlar. Pol Teyze gzel gzleri alev alev olmu, vcudunun evresinde ateten bir haleyle koridorda yrmekteydi. Yannda Garion'un daha nce de grd dev ay vard. Hayvann banda Barak'n yzn seebiliyordu, ama insanlkla bir ilgisi yoktu. Aynn gzleri kudurmu gibi parlyordu ve az akt. Panik iindeki muhafzlar uzun mzraklarla ayy durdurmaya alyorlard, ama dev hayvan mzraklar bir darbede yana savurarak muhafzlarn stne atld. Kucaklad muhafzn kemikleri knlyor, peneleri hepsini parampara ediyordu. Pol Teyzeyle aynn arkasnda paralanm gvdelerden oluan bir iz vard. Kelerde bekleen ylanlar srnerek stlerine saldryordu, ama Pol Teyzenin etrafndaki haleye dedikleri zaman tpk Maa gibi lyorlard. Pol Teyze kaplar teker teker bir sz ve bir hareketle deviriyordu. Yoluna kan kaln bir duvar tpk rmcek andan yaplm gibi bir dokunuta enkaza eviriverdi. Barak lo salonda lgnca kkreyerek nne kan her eyi paralyordu. lk la baran bir hadm panik iinde stunlardan birine trmanmaya alt. Dev hayvan dorulup penelerini adamn srtna geirdi ve aaya ekti. Dev eneleri hadmn kafasnn zerine kapannca, adamn lklar uuan kanlar ve beyin paralan arasnda sona erdi. "Polgara!" dedi Garion'un yanndaki varlk ses karmadan. "Bu taraftan!" Pol Teyze hemen o tarafa dnd. "Bizi takip et," dedi varlk. "abuk!" Garion ve teki benlii koridor boyunca, Salmissra'nn ve Garion'un biraz nce terk ettii yan bilinli vcudun bulunduu salona doru umaya baladlar. Garion ve tuhaf yol arkada tekrar ar, kapal kapnn iinden getiler. Salmissra, plak vcudu bu kez ehvetten deil fkeden renklere brnm halde, yastklann stnde bo gzlerle oturan Garion'un vcuduna baryordu. "Cevap ver!" diye hayknyordu, "cevap ver bana!" "Dndmzde," dedi biimi olmayan varlk, "ii bana brak. Biraz daha zaman kazanmalyz." Dndler. Garion vcudunun bir an iin rperdiini hissetti; sonra yeniden kendi gzleriyle bakmaya balad. Onu uyuturmu olan sis hzla geri geldi. "Ne?" dedi az, o daha kelimeyi bilinli olarak oluturmadan. "Bu senin iin mi dedim?" diye sordu Salmissra. "Ne benim iim mi?" Azndan kan ses kendi sesi gibiydi, ama
288 289
NYlSSA

BYCLER KRALiESi

arada ince bir fark vard. "Btn bunlar," dedi kadn. "Karanlk. Sarayma yaplan saldn." "Sanmyorum. Nasl yapabilirim ki? Ben daha ocuum." "Bana yalan syleme Belgarion," dedi Salmissra. "Kim olduunu ve ne olduunu biliyorum. Mutlaka sen yapyorsundur. Belgarath bile gnei rtemez. Seni uyaryorum Belgarion. Bugn itiin eyler seni ldrecek. u anda damarlarnda dolaan zehir ldryor seni." "Niye yaptn bunu bana?" "Seni burada tutabilmek iin. lmemek iin imeye devam etmek zorundasn. Sana bu zehiri ancak ben verebilirim; sense bunu her gn imek zorundasn hayatn boyunca. Sen benimsin Belgarion, benim!" Kapnn hemen dndan korku dolu lklar ykseldi. Ylan Kralie aknlkla doruldu, sonra arkasndaki dev heykele dnerek garip bir ayin yapar gibi eilerek selam verdi ve elleriyle havada birtakm karmak iaretler izmeye balad. Bu arada Garion'un hi duymad, genizden tslamalar ve tuhaf bir tempodan oluan bir dilde kark bir eyler sylyordu.

Ar kap parampara olarak ieri doru patlayp ald; kapnn aznda, beyaz buklesi prl prl parlayan ve gzleri dehet saan Pol Teyze duruyordu. Yannda dilerinden kan damlayan ve penelerinde hl et paralar olan dev ay vard. "Seni uyarmtm Salmissra," dedi Pol Teyze lmcl bir sesle. "Olduun yerde kal Polgara," dedi kralie. Dnp onlara bakmad; parmaklan hl o karmak hareketleri yapmaya devam ediyordu. "ocuk lyor. Bana saldnrsan onu kimse kurtaramaz." Pol Teyze duralayarak, "Ne yaptn?" diye sordu. "Bak ona," dedi Salmissra. "Athal ve kaldiss iti. u anda bile da-marlan alev alev. Az sonra biraz daha imesi gerek." Yznde mthi bir younlukla ayn iaretleri yapmaya devam ediyordu. Azndan yine ayn genizden gelen tslamalar dklmeye balad. "Doru mu bu?" dedi Pol Teyzenin sesi Garion'un kafasnn iinde. "Doru galiba," dedi Garion'un iindeki ses. "Bir eyler iirdiler ona; eskisinden farkl gibi grnyor." Pol Teyzenin gzleri irileti. "Sen de kimsin?" "Ben hep buradaydm Polgara. Bilmiyor muydun?" "Garion biliyor mu ?" "Burada olduumu biliyor. Ne anlama geldiini bilmiyor." "Bunu daha sonra konuuruz," dedi Pol Teyze. "imdi dikkat et. Yapman gereken u." Garion'un zihninde belirsiz birtakm imgeler uutu. "Anladnm?" "Tabii. Ona nasl yaplacan gsteririm." "Kendin yapamaz msn?" "Hayr Polgara," dedi ses. "G onun, benim deil. Merak etme, biz birbirimizi anlyoruz." Zihninde iki ses birbiriyle konuurken, Garion kendini tuhaf bir ekilde yalnz hissediyordu. "Garion," dedi iindeki ses hafife." imdi kann dn." "Kanm m?" "Bir sre iin kann deitireceiz." "Neden?" "Sana verdikleri zehri yakp yok etmek iin. imdi kanna younla." Garion younlat. "yle olmasn istiyoruz." Garion'un gzlerinin nne sar bir grnt gelir gibi oldu. "Anladn m ?" "Evet." " Yap yleyse. Hemen." Garion parmaklann gsne dayayp kannn deimesini istedi. Birdenbire btn vcudu alev alm gibi oldu. Kalbi hzla atmaya balad ve vcudunu ter bast. "Biraz daha," dedi ses. Garion lyordu. Deien kan damarlann yakarken tir tir titremeye balad. Kalbi gsnde tekleyerek, bir eki gibi atyordu. Gzleri karard ve ne doru devrilmeye balad. "imdi!" dedi ses. "Eski haline evir." Her ey geti. Garion'un kalbi bir kez daha tekledi, sonra normal temposuna dnd. Bitkindi, ama kafasndaki sis dalmt. "Oldu Polgara," dedi teki Garion. "imdi gerekeni yapabilirsin." Olup bitenleri heyecanla izlemi olan Pol Teyzenin yz yeniden sertleti. Cilal zeminde tahta doru yryerek, "Salmissra," dedi. "Dn ve bana bak." Kralie ellerini bann zerine kaldrmt imdi; azndan dklen szler ise bouk bir la dnt. Sonra, yukarlarda, tavandaki glgeler arasnda, dev heykelin gz-

290

BYCLER KR A Li E Si 291
NYtSSA

leri ald ve zmrt yeili bir alevle yanmaya balad. Salmissra'nn tacndaki bir mcevher de ayn alevle yanyordu. Heykel kmldad. Korkun, kulaklar sar eden bir gcrt ykseldi. Dev heykelin yaplm olduu ta esnedi; heykel ne bir adm att, sonra bir adm daha. "Beni-neden-ardn?" dedi mthi bir ses ta dudaklarn arasndan, o dev gste yanklanarak. "Hizmetini koru Yce Issa," diye haykrd Salmissra, dnp muzaffer bir edayla Pol Teyzeye bakarak. "Bu habis byc senin tapnana girip beni ldrmek istiyor. er kuvvetleri o kadar byk ki, kimse nnde duramyor. Ben senin hizmetin ve kadnnm, sana snyorum." "Kimdir tapnam kirleten?" diye sordu heykel mthi bir kkre-meyle. "Kimdir benim seilmi sevgili hizmetime el kaldrmaya cesaret eden?" Zmrt gzler mthi bir gazapla parlad. Pol Teyze dev heykelin karsnda, cilal ta zeminin tam ortasnda tek bana duruyordu. "ok ileri gittin Salmissra," dedi sonra. "Bu yaptn yasaklanmtr." Ylan Kralie istihzayla gld. "Yasak ha? Senin yasaklarndan bana ne? Ka Polgara, ka ya da Kutsal ssa'nn gazabyla yzle. Bir Tanryla baa kabilir misin?"' "Eer mecbur kalrsam," dedi Pol Teyze. Sonra dorulup tek bir kelime syledi. Garion'un kafasnn iinde mthi bir gmbrt koptu bu szle. Derken Pol Teyze bymeye balad. Adm adm, bir aa gibi ykseldi, geniledi, Garion'un gzlerinin nnde bir dev boyutuna ulat. Birka saniye sonra, byk ta Tanrnn eiti olarak karsnda duruyordu. "Polgara?" dedi Tanr aknlkla. "Bunu neden yapyorsun?" "Kehaneti yerine getirmek iin geldim Issa Efendimiz," dedi Pol. "Hizmetiniz size ve kardelerinize ihanet etti." "Olamaz," dedi tssa. "O benim seilmi hizmetim. Yz sevdiimin yz." "Yz ayn," dedi Pol Teyze, "ama bu ssa'nn sevgilisi Salmissra deil. Sizin sevdiiniz leli beri yz Salmissra gelip geti bu tapnaktan." "ld m?" dedi Tanr inanamayarak. "Yalan sylyor!" dedi Salmissra lk la. "Sevgilin benim Efendim. Onun yalanlarna inanma. ldr onu." "Kehanetin gn yaklat," dedi Pol Teyze. "Salmissra'nn ayaklarnn dibinde oturan delikanl da Kehanetin meyvas. Onu geri almazsam, Kehanet yerine gelmez." "Kehanet gn bu kadar abuk mu geldi?" dedi Tann. "O kadar abuk deil Issa Efendimiz," dedi Pol Teyze. "ok vakit geti. Uykunuz binyllar srd." "Yalan! Hepsi yalan!" diye haykrd Salmissra aresizce, dev ta Tanrnn bacaklarna sarlarak. "Bunun hakikat olup olmadn renmeliyim," dedi Tann alak bir sesle. "Uzun ve derin bir uyku uyumuum, imdi ise dnyadan habersiz olduumu gryorum." "Yok et onu Efendim!" dedi Salmissra. "Syledii yalanlarn her biri bir kfr; senin kutsal varln kirletmeye alyor." "Hakikati reneceim Salmissra," dedi Issa. Garion zihninde bir an iin devasa bir dokunu hissetti. Bir ey ona srnp gemiti sanki; o kadar byk bir eydi ki bu, havsalas almyordu. Sonra dokunu geip gitti. "Ahhh-" diye bir ses geldi yerden. l ylan Maa kprdanarak, "Ahhh- Brakn uyuyaym," diye tslad. "Biraz sonra," dedi Issa. "Adn ne idi?"

"Adm Maa idi," dedi ylan. "lmsz Salmissra'nn danman ve yoldaydm. Beni geri gnderin Efendimiz. Tekrar yaamaya dayanamyorum." "Bu benim sevdiim Salmissra m?" diye sordu Tann. "Onun halefi," diye iini ekti Maa. "Sizin sevdiiniz rahibe binlerce yl nce ld. Her yeni Salmissra, sizin sevdiinize benzeyen kadnlar arasndan seilir." "Ya," dedi Issa sesinde mthi bir acyla. "Peki bu kadnn Belga-rion'u Polgara'nm elinden almaktaki maksad neydi?" "Torak'la anlama yapmak istiyordu," dedi Maa. "Lanetli Varln onunla evlenip lmszlk vermesine karlk, Belgarion'u ona verecekti." "Evlenmek mi? Benim rahibem deli kardeimin iren kollanna m atlacakt?" "Seve seve Efendimiz," dedi Maa. "Grd her insann, tannnn ya da hayvann kollanna atlmak onun tabiatnda var." ssa'nn ta suratndan bir irenme ifadesi gelip geti. "Bu hep byle miydi?"
292 BYCLER KRALiESi

"Her zaman Efendimiz," dedi Maa. "Gen kalmasn ve sevgilinize benzerliini korumasn salayan iksir, damarlarn ehvetle tututuruyor. lene kadar snmyor atei. Brakn gideyim Efendimiz. Canm yanyor!" "Uyu Maa," dedi Issa hznle. "Sessiz lme kranlarm da gtr." Maa, "Ahhh-" diye inleyerek yere uzand. "Ben de uykuma geri dneceim," dedi Issa. "Eer kalrsam varlm Torak' uyandrp dnyay ykacak bir sava balatabilir." Dev heykel binlerce yldr durmu olduu yere dnd. Hareket eden tan mthi uultu ve gcrts salonu doldurdu yeniden. "Bu kadna ne istersen yap Polgara," dedi ta Tanr. "Ama sevdiimin ansna hrme-ten cann alma sadece." "Almayacam ssa Efendimiz," dedi Pol Teyze eilip heykele selam vererek. "Kardeim Aldur'a sevgimi gtr," dedi nlayan ses yava yava snerken. "Uyuyun Efendimiz," dedi Pol Teyze. "Uykunuz zntnz alp gtrsn." "Hayr!" diye haykrd Salmissra; ama heykelin gzlerindeki ve kendi tacndaki mcevherdeki k snmt bile. "Vakit geldi Salmissra," dedi Pol Teyze, dev, korkun cssesiyle. "ldrme beni Polgara," diye yalvard kralie diz kerek. "Ne olur beni ldrme." "Seni ldrmeyeceim Salmissra," dedi Pol Teyze, "ssa Efendimize cann balayacama sz verdim." "Ben sz filan vermedim," dedi Barak kapnn azndan. Garion Pol Teyzenin cssesi karsnda ufack kalan iriyar arkadana dondu. Ay yoktu artk; onun yerinde elinde klcyla erek savas duruyordu. "Hayr Barak. Salmissra sorununu ebediyete kadar halledeceim." Pol Teyze yalvaran kralieye dnd. "Yaayacaksn Salmissra. ok uzun bir sure yaayacaksn - belki de ebediyen." Salmissra'nn inanamayan gzlerinde bir umut belirdi. Yavaa ayaa kalkp karsndaki dev varla bakarak, "Ebediyen mi Polgara?" diye sordu. "Ama nce seni deitirmem lazm," dedi Pol Teyze. "Gen ve gzel kalabilmek iin itiin zehir, yava yava ldryor seni. Yzn293
NYlSSA

de izleri grlmeye balam bile." Kralienin elleri yzne gitti, sonra telala aynaya dnd.

294

"ryorsun Salmissra," dedi Pol Teyze. "Yaknda irkin ve ihtiyar olacaksn, iini dolduran ehvet yanp bitecek ve leceksin. Kann ok scak; mesele burada." "Ama nasl..." diye kekeledi Salmissra. "Kk bir deiiklik," dedi Pol Teyze onu yattrmak ister gibi. "Kk bir deiiklikle sonsuza kadar yaayabilirsin." Garion, Pol Teyzenin iradesini toplaynn gcn hissetti. "Seni lmsz yapacam Salmissra." Elini kaldrarak tek bir kelime syledi. O tek kelimenin gc Garion'u rzgra kaplm bir yaprak gibi savurdu. nce bir ey olmad. Salmissra effaf elbisesinin iinde bembeyaz plaklyla ylece duruyordu. Sonra vcudundaki renk kprdama-lar daha belirgin hale geldi ve bacaklar birbirine yapt. Yz deimeye, sivrilemeye balad. Dudaklar yok oldu, az yaylarak sabit bir srngen srt biimini ald. Garion gzlerini kralieden ayramadan dehetle izliyordu. Kadnn omuzlan kaybolunca elbisesi kayp yere dt ve kollan iki yanna yapt. Vcudu uzamaya balad; birbirine yapan bacaklar kvrm kvrm oldu. Gr, kabank salan kayboldu ve yzndeki son insanca iz de gitti. Ancak altn tac smsk banda kald. Kvnlarak yere indiinde, atal dili azndan kp tekrar ieri girdi. Boynu yassla-arak iki yana yayld; bu deiim srasnda eski boyuna dnm olan Pol Teyzeye bo, ifadesiz gzlerle bakmaya balad. "Tahtna k Salmissra," dedi Pol Teyze. Kralienin ba sabit kald, ama vcudu kvrlarak yastklarla dolu divana yerleti; kvnmlarn birbirine srtnmesinden kuru, hrtl bir ses kyordu. Pol Teyze Hadmaas Sadi'ye dnd. "Selam olsun ssa'nn Hizmetisi, Ylan nsanlann Kraliesi Salmissra'ya. Artk lmsz; sonsuza dek, zamann ve gnlerin sonuna dek Nyissa tahtnda kalacak." Sadi'nin yz dehetten bembeyaz kesilmi, gzleri yuvalanndan uramt. Yutkunarak ban sallayabildi yalnzca. "Sizi kralienizle ba baa brakyorum," dedi Pol. "Delikanl ve biz gidiyoruz. Bar iinde ayrlmak isterim buradan, ama gene de siz bilirsiniz." "Haber yollayacam," dedi Sadi telala. "Kimse size engel olmaya kalkmayacak."

BYCLER KRALiESi

"Akllca bir karar," dedi Barak alayla. Kzl cppeli hadmlardan biri tahtn nne diz kerek titreyen bir sesle, "Nyissa'nn Ylan Kraliesine selam olsun," dedi. "Selam olsun," diye tekrarlad dierleri, diz kerek, bir ayinde gibi. "ihtiam gzlerimizin nne serildi." "ibadet edin Nyissa'nn Ylan Kraliesine." Garion, Pol Teyzenin peinden paralanm kapya doru ilerlerken, dnp geriye bakt bir kere. Salmissra kvrm kvrm vcuduyla tahtnda oturuyordu ve ba aynaya evrilmiti. Altn tac hl bandayd ve ifadesiz ylan gzleriyle aynadaki aksini inceliyordu. Srngen yznde de hibir ifade olmad iin, ne dndn anlamak mmkn deildi.

OTUZUNCU BLM

OL TEYZE onlar diz km hadmlarn Ylan Kralieye vgler dzd taht salonundan kardnda, koridorlarn ve kemerli salonlarn bombo olduunu grdler. Barak elde kl, ask bir suratla, saraya girdii zaman gerisinde brakt kymn izlerini takip ederek ba ekiyordu. Dev adamn rengi umutu ve yollarnn stndeki vahice paralanm cesetlerden gzlerini karmaya alyordu. Saraydan ktklarnda, Sthiss Tor sokaklann gece kadar karanlk ve panik iindeki halkn dehet lklanyla dolu buldular. Barak bir elinde saray duvarndan ald bir meale, dier elinde koca klc, onlar caddeye kard. Panik halinde olmalarna ramen, Nyissallar ekilip ona yol atlar. "Bu da ne Polgara?" diye homurdand Barak omuzunun stnden, mealesini karanl datmak istermi gibi sallayarak. "Bir eit by m?" "Hayr," dedi Polgara, "by deil." Meale nda kk gri paracklarn yadn grdler. "Kar!" dedi Barak gzlerine inanamayarak. "Hayr," dedi Polgara. "Kl." "Yanan ne?" "Bir da," diye cevaplad Polgara. "Hemen gemiye dnelim. Bu kalabalk imdiye kadar olan her eyden daha tehlikeli." Mavi pelerinini Garion'un omuzlarna atarak, birka mealenin yanmakta olduu bir soka iaret etti. "Bu taraftan." Kl yamuru iddetlendi. Rutubetli havadan szlen pis, gri bir una benziyordu ve kkrtl bir kokusu vard. Rhtma vardklarnda, mutlak karanlk biraz olsun almaya balamt. Kl hl yayor, kaldrm talarnn atlaklarna siniyor, yol 297
NYtSSA

296 BYCLER K R A L i E S i

yol binalarn d yzn kaplyordu. Hava aydnlanyordu ama, yaan kl tpk sis gibi, -drt metreden tesini grmelerini engelliyordu. Rhtmlarda mutlak kargaa hkm srmekteydi. lklar atan ve alaan Nyissahlar, rutubetli havada boucu bir biimde btn ehri lmcl bir sessizlikle rten klden kamak iin gemilere binmeye alyorlard. Korkudan lgna dnm olan bazlar nehrin ldrc sularna bile atlyordu. "Bu kalabaln arasndan geemeyiz Polgara," dedi Barak. "Bir dakika bekleyin." Klcn knna sokmasyla birlikte, srayarak alak bir atnn kenarn yakalad. Kendini atnn zerine ekip stlerinde, belli belirsiz bir glge gibi dikilerek, kalabaln grltsn bastran bir grlemeyle, "Hey Greldik!" diye haykrd. "Barak!" diye cevap verdi Greldik'in sesi. "Neredesin?" "iskelenin banda," diye bard Barak. "Kalabal aamyoruz." "Orada kaln," dedi Greldik. "Gelip sizi alacaz." Birka dakika sonra rhtmda bir kalabaln ayak sesleri duyuldu; arada bir de savrulan darbelerin sesleri geliyordu. Kalabaln iinden inlemeler ve kama sesleri ykseldi. Sonra ellerinde sopalarla Man-dorallen, Greldik ve alt iriyan denizci,

kendilerine kalabaln iinden yol aarak kllerin arasndan belirdiler. "Kayboldunuz galiba," diye seslendi Greldik Barak'a. Barak damdan atlayarak, "Saraya uramamz icap etti," dedi. "Shhatiniz iin endielenmeye balamtk Leydim," dedi Man-dorallen Pol Teyzeye, bir eyler zrvalayan bir Nyissaly yolundan iterek. "Durnik Efendi dneli saatler oldu." "iimiz uzad," dedi Pol. "Kaptan bizi gemiye gtrebilir misiniz?" Greldik ona korkun bir srtla karlk verdi. "Gidelim yleyse," dedi Pol. "Gemiye biner binmez biraz alp nehrin aasna demirlemek iyi olur. Bu kl dinecek, ama dinene kadar da bu insanlar sinir krizi geirecekler. Ipek'ten ve babamdan haber var m?" "Yok hanmefendi," dedi Greldik. "Ne yapyor bu adam?" dedi Pol fkeyle kendi kendine. Mandorallen geni klcn ekip doruca kalabaln stne yrmeye balad. Ne yavalyor ne de yolunu deitiriyordu. Nyissahlar hemen toz olmaya baladlar. Rhtmda Greldik'in gemisinin evresindeki kalabalk daha da youndu, Durnik, Hettar ve tayfalarn geri kalan ellerinde ucu engelli srklarla panik iindeki insanlar gemiden uzak tutmaya alyorlard. Rhtmn ucuna vardklarnda Greldik, "iskeleyi uzatn," diye bard. " Soylu kaptan," diye szland kel kafal bir Nyissal, Greldik'in krk yeleine yaparak. "Beni geminize alrsanz size yz altn veririm." Greldik irenerek adam itti. "Bin altn," dedi Nyissal Greldik'in kolunu brakmayp kesesini havada sallayarak. "u maymunu aln yakamdan," dedi Greldik. Gemicilerden biri adamn kafasna sopasn indirerek bayltt, sonra da kesesini elinden ald. Keseyi ap paralan avucuna dkt. " gm," dedi sonra aalayarak. "Gerisi bakr." Dnp baygn adamn karnna bir tekme att. Barak ve Mandorallen birer iddet abidesi gibi dikilip kalabal uzak tutarken, dierleri teker teker iskeleden gemiye bindiler. "Palamarlar kesin," diye haykrd Greldik hepsi bindiklerinde. Gemiciler kaln palamarlar kestiklerine, rhtmdaki Nyissallar-dan bir hayal krkl nidas ykseldi. Hafif aknt gemiyi yavaa rhtmdan at; arkalarndan hl szlanmalar ve iniltiler geliyordu. "Garion," dedi Pol Teyze. "Aa inip stne edeplice bir eyler giyer misin? Ayrca u iren all da temizle yznden. Sonra da buraya dn. Seninle konumam lazm." Garion ne klkta olduunu unutmutu, o yzden alt gverteye inerken kpkrmz kesildi. Tuniini ve pantolonunu giyip tekrar yukar ktnda hava iyice aydnlanmt, ama gri kller hl durgun havada szlp duruyor, evrelerindeki dnyay bulanklatryor ve her eyi gri bir tabaka ile kaplyordu. Nehre almlard ve Greldik'in tayfalar demir atmt. Hafif akntda gemi salnp duruyordu. "Buraya gel Garion," dedi Pol Teyze. Pruvada durmu bulank, tozlu manzaray seyrediyordu. Garion biraz ekinerek yaklat yanna; sarayda olanlar hafzasnda hl tazeydi. "Otur canm," dedi Pol. "Seninle konumam gereken bir ey var." "Peki efendim," dedi Garion bir banka oturarak. "Garion," dedi Pol ona dnerek. "Sen Salmissra'nn sarayndayken bir ey oldu mu?" "Nasl yani?"
NYlSSA 299 298 BYCLER KR A Li E Si

"Ne kastettiimi biliyorsun," dedi Pol Teyze kesin bir tavrla. "Beni ak konumak zorunda brakp ikimizi de mahcup duruma drmeyeceksin, deil mi?" "Ha," dedi Garion kzararak. "u mesele! Hayr, yle bir ey olmad." Kralienin

davetkr halini hatrlaynca biraz da pimanlk duymad deil. "yi. Korktuum tek ey buydu. Henz byle bir eye kalkman doru olmaz. Senin gibi zel koullara sahip biri zerinde tuhaf etkileri olabilir." "Pek anlayamadm," dedi Garion. "Belirli yeteneklerin var," dedi Pol. "Eer onlar olgunlamadan u br konuda tecrbelere balarsan, ne olaca belli olmaz. u anda ileri kartrmamak daha iyi." "Keke olsaym yleyse," diye sylendi Garion. "Belki o zaman deiirdim de insanlara zarar veremezdim." "Sanmam," dedi Pol Teyze. "Gcn o kadar byk ki, yle kolay kolay ortadan kalkmaz. Tolnedra'dan ayrldmz gn ne konutuumuzu hatrlyor musun? Eitim hakkmda hani?" "Eitime ihtiyacm yok," dedi Garion inat bir tavrla. "Evet var," dedi Pol. "Hem de hemen imdi. Gcn ok byk, daha nce bylesini hi grmemitim. Baz alardan o kadar karmak ki ben bile anlayamyorum. Korkun bir ey olmadan mutlaka eitilmelisin. u anda tamamen kontrolszsn Garion. Eer insanlara zarar vermemek konusunda ciddiysen, bir kazaya sebep olmamak iin eitilmeyi kendin istemelisin." "Ama ben byc olmak istemiyorum ki," diye itiraz etti Garion. "Bundan kurtulmak istiyorum. Bana yardm edemez misin?" Pol ban sallayarak, "Hayr," dedi. "Ama elimde olsa da etmezdim zaten. Bu senin bir paran, Garion'cuum; inkr edemezsin." "yleyse ben de mi bir canavar olacam?" dedi Garion ac ac. "nsanlan yakarak ya da onlar kurbaaya ya da ylana evirerek mi yaayacam? Belki bir sre sonra ben de alrm, rahatsz olmamaya balanr. Sen ve dedem gibi sonsuza kadar yaarm, ama insan olamam artk. Pol Teyze, keke lseydim." "Onu ikna edemez misin?" dedi Pol Teyzenin sesi kafasnn iinde. Doruca iindeki teki bilinle konuuyordu. "u anda olmaz Polgara," dedi ses. "Kendisine acmakla ok megul imdi." "Ama gcn kontrol etmeyi renmesi lazm," dedi Pol Teyze. "Ben onu beladan uzak tutarm," dedi ses. "Belgarath dnene kadar yapabileceimiz bir ey yok. Bir vicdan hesaplamas iinde imdi; kendi cevaplarn bulana kadar da iine karamayz." "Byle ac ektiini grmeye dayanamyorum." "ok yufka yreklisin Polgara. Garion salam bir delikanl. Biraz ac ekmekten zarar gelmez." "Siz ikiniz ben yokmuum gibi konumaktan vazgeer misiniz ltfen," dedi Garion fkeyle. "Pol Hanm," dedi Durnik gvertenin br tarafndan yanlarna gelirken. "Hemen gelseniz iyi olacak. Barak kendini ldrecek." "Ne yapacak?" dedi Pol. "Bir lanet yzndenmi," dedi Durnik. "Klcnn zerine kapanacan sylyor." "Geri zekl! Nerede o?" "K gvertede," dedi Durnik. "Klcn ekmi, kimseyi yanma sokmuyor." "Benimle gelin." Pol Teyze, Garion'la Durnik peinde, hzla k gverteye yrd. "Hepimiz muharebe lgnl yaamzdr Lordum," diyordu Mandorallen, iriyan erek'i ikna etmeye alarak, "iftihar edilecek bir ey deil belki, ama byle bir kasvete dmenize de sebep olmamas lazm." Barak cevap vermiyor, geminin tam knda durmu, gzlerinde dehet ifadesiyle klcn bir yay izecek ekilde sallayarak kimseyi yanna yaklatrmyordu. Pol Teyze gemicilerin arasndan geerek doruca stne yrd. "Sakn beni durdurmaya alma Polgara," dedi Barak.

NYlSSA 301 300

Pol Teyze sakin bir tavrla uzanp parman klcn ucuna dedir-di. "Biraz krelmi," dedi sonra dnceli dnceli. "Durnik'e ver de bilesin. O zaman stne kapandnda kaburgalarnn arasndan daha kolay geer." Barak akn bir halde ona bakakald. "Gerekli dzenlemeleri yaptn m?" diye sordu Pol. "Ne dzenlemeleri?" "Cenazeyi ne yapacaz?" dedi Pol. "Yani Barak, bu kadar dncesiz olduunu bilmezdim. Medeni bir insan bu tr angaryalar dostlarna m brakr?" Bir sre dnd. "Yakmak dettendir tabii, ama

BYCLER KRALiESi

Nyissa'da aalar ok rutubetli. Bir hafta ttersin. En iyisi nehre atmak. Slklerle stakozlar bir gnde iini bitirir." Barak'n yznde alnm bir ifade vard imdi. "Klcnla kalkann oluna gndermemizi ister misin?" dedi Pol. "Benim olum yok," dedi Barak ask suratla. Pol Teyzenin bu i bitirici tavrna hazrlkl deildi belli ki. "A, sana sylememi miydim? Ne unutkanm!" "Sen ne demek istiyorsun?" "Bo ver," dedi Pol. "Artk nemli deil ne de olsa. Klcn kabzasn yere dayanp stne kapaklanmay m tercih edersin, yoksa ucunu kalbine dayayp seren direine doru komay m? iki durumda da baarl sonu alnabilir." Gemicilere dnd. "Trellheim Kontunun diree doru koabilmesi iin yol aar msnz ltfen?" Gemiciler ona bakakaldlar. "Bu olum meselesi de nedir?" dedi Barak klcn indirerek. "Kafan kartrmak istemiyorum Barak," dedi Pol. "imdi sylesem kendini ldrme iini de berbat edersin. Oturup haftalarca inleyerek yava yava lmeni seyretmeye niyetim yok. tnsann iini karartr byle eyler." "Neden bahsettiini renmek istiyorum!" "Pekl, sen bilirsin," dedi Pol iini ekerek. "Karn Merel hamile; Val Alorn ziyaretimiz srasndaki baz nezaket dolu davranlarn sonucunda sanrm. u anda dolunaya benziyor; hrsl olun da tepine-rek hayat annesine zehir etmekle megul." "Olum mu?" dedi Barak gzleri fal ta gibi alarak. "Eh, yani Barak," dedi Pol Teyze. "Kulaklarn amay ren biraz. Byle duyduunu anlamadan bakarsan adam olamazsn." "Olum mu?" dedi Barak klcn elinden drerek. "Bak imdi, klcn drdn ite," dedi Pol. "abuk al onu da u ii bitir artk. Kendini ldrmek iin btn bir gn harcanmaz ki." "Kendimi filan ldrmyorum," dedi Barak fkeyle. "ldrmyor musun?" "Tabii ki hayr," diye kekeledi Barak, sonra da Pol Teyzenin gizlemeye alt srt fark edince, salak salak ban nne edi. "Seni koca aptal," dedi Pol Teyze. Sonra sakaln iki eliyle yakalayp kafasn zorla eerek klle kapl yanaklarndan pt. Greldik glmeye balamt; Mandorallen ise yanna yaklap, "Saadetinize katlyorum dostum," diyerek Barak' kucaklad. "Kalbim bu neeyle kanatland sanki." "Bir f getirin," dedi Greldik gemicilere, dostunun srtna vurarak. "Trellheim'n varisinin douunu, erek'in asrlk kahverengi bi-rasyla kutlamak gerekir." "Sanyorum sarho muhabbeti balyor," dedi Pol Teyze Garion'a alak sesle. "Benimle gel." Geminin pruvasna doru yrmeye balad. Tekrar yalnz kaldklarnda, "Hi eski haline dnecek mi?" diye sordu Garion.

"Ne?" "Kralie," dedi Garion. "Hi eski haline dnecek mi?" "Bir sre sonra bunu istemeyecek bile," dedi Pol Teyze. "Aldmz biimler zamanla dnme eklimizi de belirlemeye balar. Yllar getike, giderek daha ok ylan ve daha az kadn olacak." Garion rperdi. "Onu ldrmek daha merhametli bir davran olurdu." "Issa Efendimize sz vermitim," dedi Pol Teyze. "O Tanrnn kendisi miydi?" "Ruhuydu," dedi Pol kllerle dumanlanan havaya bakarak. "Sal-missra, heykeli ssa'nn ruhuyla canlandrd. En azndan bir sre iin heykel Tanryd. ok karmak bir konu." Bir sre iin dalp gitti. "Nerede bu adam?" dedi sonra sinirli bir tavrla. "Kim?" "Babam. Gnler nce gelmi olmalyd." Yan yana durup amurlu nehre bakmaya baladlar. Sonunda Pol Teyze gvertenin kenarndan ayrlp eki bir suratla pelerininin omuzlann silkelemeye balad. Kller kk bulutuklar halinde havaland. "Ben aa iniyorum," dedi sonra ayn suratla. "Buras ok pis." "Benimle konumak istediini sanmtm," dedi Garion. "Dinlemeye hazr olduunu sanmyorum. Daha sonra." Tam uzaklarken geri dnerek, "Ha, Garion," dedi. "Efendim?" "Senin yerinde olsam u gemicilerin itii biradan imezdim. Sarayda itiklerinin stne, mideni mahveder." "Yaa," dedi Garion biraz skntyla. "Peki." "Tabii gene sen bilirsin," dedi Pol Teyze. "Benden sylemesi." Sonra dnp merdivenlerden indi.
NYtSSA

303 302 BYCLER KRALiESi

Garion'un duygulan altstt. Btn gn ok olayl gemiti; zihni bir sr imgeyle karmakark bir haldeydi. "Ses karma," dedi iindeki ses. "Ne?" "Bir ey iitmeye alyorum. Dinle. " "Neyi dinleyeyim?" "Bak orada. Duymuyor musun?" Sanki ok uzaklardan geliyormu gibi, tekrarlanan ok zayf bir ses duyar gibi oldu Garion. "Nedir bu?" Ses cevap vermedi ama boynundaki tlsm uzaktan gelen sesle birlikte gm gm atmaya balad. Arkasnda minik ayaklarn sesini duydu. "Garion!" Dner dnmez kendini Ce'Nedra'nn kollarnda buldu. "Seni ok merak ettim. Neredeydin?" "Birtakm adamlar gemiye kp beni kardlar," dedi Garion kzn kollarndan kurtulmaya abalayarak. "Saraya gtrdler." "Ne korkun!" dedi Ce'Nedra. "Kralieyi grdn m?" Garion bayla evet iareti yaparken, divann zerine uzanm, aynada kendini seyreden ylan hatrlayarak rperdi. "Ne oldu?" dedi kz. "Bir sr ey oldu," dedi Garion. "Bazlar hi ho eyler deildi." Kafasnn

arkalarnda bir yere atma hissi devam ediyordu. "kence mi yaptlar sana yani?" dedi Ce'Nedra irilemi gzlerle. "Yok, yle bir ey deil." "Ne oldu yleyse?" dedi kz. "Anlat haydi." Garion hikyesini anlatana kadar Ce'Nedra'nn kendisini rahat brakmayacan bildiinden, elinden geldiince her eyi anlatmaya alt. O konuurken nabz gibi atan ses daha da yaklamt ve avucun-daki leke karncalanmaya balamt. Dalgn dalgn avucunu kad. "Ne kadar korkun," dedi Ce'Nedra hikyesini bitirince. "Hi korkmadn m?" "Pek deil," dedi Garion hl avucunu kayarak. "Bana iirdikleri eyler kafam o kadar dumanlandrmt ki, ou zaman bir ey hissetmiyordum." "Maas' gerekten de ldrdn m?" diye sordu kz. "yle pat diye? "Pek yle pat diye olmad," dedi Garion. "Biraz daha karkt." "Senin byc olduunu biliyordum," dedi Ce'Nedra. "Daha o gn beraber yzdmzde sylemitim, hatrlyor musun?" "Byc olmak filan istemiyorum ben," dedi Garion. "Bunlarn hibirini ben istemedim." "Ben de prenses olmak istememitim." "Ayn ey deil. Kral ya da prenses olmak, ne olduuna bal. Byc olmak ise ne yaptna." "Ben bir fark gremiyorum," dedi Ce'Nedra inatla. 'istemediim eyler yapyorum," dedi Garion. "Korkun eyler." "Eee, ne olmu?" dedi kz ldrtc bir tavrla. "Ben de korkun eyler yapabilirim; en azndan Tol Honeth'teyken yapabiliyordum. Bir szmle bir hizmetkr krbalanabilirdi ya da idam edilebilirdi. Yapmazdm tabii, ama yapabilirdim. G gtr Garion. Sonulan hep ayndr. Eer istemezsen, insanlara zarar vermek zorunda deilsin." "Bazen oluyor ama. istediim iin deil." Atma hissi, inat bir ba ans gibi rahatsz edici hale gelmiti artk. "O zaman kontrol etmesini renmelisin." "imdi de Pol Teyze gibi konutun ite." "Sana yardm etmeye alyor o," dedi prenses. "Sonunda ne de olsa yapacan eyi yapman salamaya alyor. Onun dediklerini kabul etmen iin daha ka kiiyi yakman gerek?" "Byle demen art myd?" Bu szler Garion'u ok kt yaralamt. "Evet," dedi Ce'nedra. "Bence artt. Teyzen ben olmadm iin ok anslsn. Ben senin samalklarna Leydi Polgara gibi tahamml etmezdim." "Anlamyorsun ite," diye mnldand Garion inatla. "Senin sandndan ok daha iyi anlyorum Garion. Senin sorunun ne biliyor musun? Bymek istemiyorsun sen. Sonsuza kadar ocuk kalmak istiyorsun. Kalamazsn ama; kimse kalamaz. Ne kadar gl olursan ol, ister imparator istersen de byc ol, yllann gemesini engelleyemezsin. Ben bunu ok nce anlamtm, ama ben senden daha akllym herhalde." Sonra kz hibir aklama yapmadan uzanp onu dudaklarndan hafife pt. Garion kzararak ban nne edi. "Anlat bakalm," dedi Ce'Nedra tuniinin koluyla oynayarak, "Kralie Salmissra syledikleri kadar gzel miydi?"
305 NYlSSA 304 BYCLER KRALi ESi

"Hayatta grdm en gzel kadnd," dedi Garion dnmeden. Prenses bir an nefesini tuttu, dilerini skarak, "Senden nefret ediyorum," diye

bard. Sonra gzyalar iinde Pol Teyzeyi aramaya kotu. Garion aknlk iinde onun arkasndan bakakald. Ardndan nehri ve kar gibi yaan klleri seyre koyuldu. Avucundaki karncalanma dayanlmaz hale gelmiti ve trnaklaryla avucunu kayp duruyordu. "Yara olacak," dedi iindeki ses. "Kanyor ama. Dayanamyorum." "Bebeklik etme." "Neden oluyor ki?" "Yani sebebini bilmiyor musun? Sen sandmdan da cahilmissin. Sa elinle tlsm tut." "Neden?" "Soru sorma da dediimi yap." Garion elini tuniinin iine sokarak yanan elini madalyona gtrd. Eliyle nabz gibi atan tlsma dokunduunda, ikisinin birbirine kilidine oturan anahtar gibi uyduunu hissetti. Karncalanma o tandk dalgaya dnt ve atma hissi kulaklarnda nlamaya balad. "O kadarda deil," dedi ses. "Nehri kurutmak istemiyorsun deil mi?" "Ne oluyor? Nedir bu?" "Belgarath bizi bulmaya alyor." "Dedem mi? Nerede?" "Sabret." At, Garion'un btn vcudunu sarsacak kadar artmt. Gvertenin kenarndan uzanm, pusun iinden nehrin ilerisini grmeye alyordu. Nehrin amurlu yzeyini kaplayan kl, yirmi admdan tesini grmesine izin vermiyordu. ehri grmek de imknszd ve gzden sakl sokaklardan gelen lklarla alamalar, uzak ve donuktu. Yalnzca akntnn geminin gvdesindeki sesi aka duyulabiliyordu. Derken nehrin ilerilerinde bir yerde bir eyin kmldadn grd. ok iri bir ey deildi ve akntyla srklenen bir hayalete benziyordu. At daha da artt. Glge yaklat ve Garion kk bir sandaln hatlarn semeye balad. Suya batan krein hafif sesi duyuldu. Krekteki adam geri bakt. Ipek'ti bu. Yz klden gri olmutu ve yanaklar terden yol yoldu. Bay Kurt kayn knda cppesine sarnm, kukuletasn bana ekmi oturuyordu. "Ho geldin Belgarath," dedi ses. "Kim o?" Kurt'un Garion'un kafasnn iinde nlayan sesi aknd. "Sen misin Belgarion?" "Hayr deil," dedi ses. "Henz deil y ani, ama yakndr." "Ben de bu grlty kimin yaptn merak ediyordum." "Bazen biraz abartyor. Zamanla renecek." Geminin ba tarafnda toplanm oturan tayfalardan biri bard, bunun zerine herkes yaklaan kk kaya dnd." Pol Teyze de yukar kp gvertenin korkuluuna yaklaarak, "Ge kaldn," diye seslendi. "Sorun kt," dedi ihtiyar, kayk iyice yaklarken. Kukuletasn geri atp cppesindeki klleri silkeledi. Garion ihtiyarn sol kolunun pis bir sargyla boynuna aslm olduunu grd. "Koluna ne oldu?" diye sordu Pol Teyze. "Bu konuyu kapatalm." Kurt'un bir yananda ksa, beyaz sakalnn iine kadar inen kt bir yara izi vard; gzleri ise mthi bir sinirle parlyordu. pek kle bulanm yznde habis bir srtla, krekleri son bir kez suya daldrarak kk kay ustaca Greldik'in gemisine yanatrd. "eneni kapal tutmaya ikna edemem seni herhalde," dedi Kurt

ufak tefek adama fkeyle. "Hi azm aar mym yce byc?" dedi pek, sansar gzlerinde alayl bir masumiyet ifadesiyle. "Yardm et de gemiye kaym," dedi Kurt sinirli bir sesle. stnde ok ar hakarete uram bir hal vard. "Emredersin Kadim Belgarath," dedi pek. Glmemeye alt her halinden belli oluyordu. htiyar tkezleyerek gemiye trmanmaya abalarken ona destek oldu. "Gidelim buradan," dedi Bay Kurt yanlarna gelen Kaptan Greldik'e ters bir sesle. "Ne yne Kadim Kii?" diye sordu Greldik, onu daha da sinirlendirmemeye dikkat ederek. Kurt ona dik dik bakt. "Denize doru mu, ieri doru mu?" dedi Greldik onu yumuatmaya alarak. "Tabii ki ieri doru," diye tersledi Kurt.
NYlSSA 307 306
BYCLER KRALiESi

"Ben nereden bilecektim ki?" dedi Greldik Pol Teyzeye ikyet edercesine. Sonra da dnp ters bir tavrla emirler yadrmaya balad. Pol Teyzenin yznde rahatlama ve merak karm bir ifade vard. "Eminim anlatacan hikye ok mthi olacak babacm," dedi gemiciler demir alrlarken. "Meraktan atlyorum." "Ltfen dalga geme Pol," dedi Kurt. "Zaten ok kt bir gn geirdim, bir de sen stme gelme." ipek bu son szler stne artk dayanamad. Ufak tefek adam, tam korkulua trmanrken, kahkahadan krlarak gverteye yuvarland. Bay Kurt kahkahalar iindeki yol arkadana gcenmi bir ifadeyle bakarken, Greldik'in gemicileri krekleri karp gemiyi ar akntda evirmeye baladlar. "Koluna ne oldu baba?" Pol Teyzenin delici baklar ve ses tonu, sorusuna bir cevap almaya kararl olduunu gsteriyordu. "Krdm," diye kestirip att Kurt. "Nasl basardn?" "Salaka bir kazayd Pol. Bazen insann bana gelir." "Bakaym koluna." "Sonra bakarsn." Hl glmekte olan pek'e yzn buruturarak bakt. "Keser misin ltfen! Git gemicilere nereye gittiimizi syle." "Nereye gidiyoruz baba?" diye sordu Pol Teyze. "Zedar'n izini buldun mu?" "Cthol Murgos'a geiyordu. Ctuchik snrda onu pusuya drd." "Ya Ta?" " Artk Ctuchik'te." "Rak Cthol'e varmadan yolunu kesebilir miyiz?" "Sanmam. Zaten nce Vadi'ye gitmemiz lazm." "Vadi'ye mi? Baba, samalyorsun." "Ustamz bizi ard. Vadi'ye gelmemizi istiyor, o yzden biz de oraya gidiyoruz." "Ya Ta ne olacak? "Ta Ctuchik'te; onu da nerede bulacam biliyorum. Onun bir yere gidecei yok. Biz de Vadi'ye gidiyoruz." "Peki baba," dedi Pol itaatkr bir tavrla. "Heyecanlanma." Sonra dikkatle yzne bakarak, "Birisiyle mi dvtn sen?" diye sordu tehlikeli bir sesle. "Hayr dvmedim," dedi Kurt usanm bir tavrla.

"yleyse ne oldu?" "stme aa ykld." "Ne?" "Ne dediimi duydun." ihtiyarn itiraf zerine pek yeniden kahkahalara bouldu. Grel-dik'le Barak'n dmende durduklar k taraftan ar tempolu bir davul sesi ykselmeye balaynca, gemiciler krekleri suya daldrdlar. Gemi yal suyun iinde akntya kar ilerlerken, kl yamuru iinden pek'in kahkahalar duyuluyordu.

nc Kitap olan Sihirbazn Tuza, yabanc lkelerde Tan peinde atldklar maceralar

Belgaricutn ikinci Kitab burada sona eriyor.

ve Garion'un iindeki sesin gcn renmesinin hikyesini anlatyor.

Вам также может понравиться