Вы находитесь на странице: 1из 269

CATVLLVS

MEGSB YAYlNLARI

TRK KLASKLER

.u

l(le.,.on

A.l'"'

"\_......-.S.. J..2_J9n
ft_.-...

CATVLLVS
MLL EGTM
GENLiK VE SPOR BAKANLIGI
YAYINLARI : 3'69
TRK KLASiKLER! : 32

Kitabn ad
BE EHR
Yayn kodu

ISBN. 88.34.Y.0002.271

Bask yl
1988

Bask adedi
Kapak

5.000
ve

i di2ayn

YAZlEVi

Dizgi, bask, cilt


MiLL! EelTtM BASIMEVt

29.4.1985 tarih ve 3171


20.000 adet baslmas uygun
grlm ikinci parti olarak 5000 adet baslmtr.

Yaymlar

Dairesi

sayl onay ile

Bakanlnn

birinci defa

Trk Klasikleri

BEEHR

Ahmet Harndi Tanpnar

()

STANBUL, 1988

Yahya Kemal'e lthaf

- '

"Yahya
- Fal:ltede

Kemal'in
hocamd-

derslerinden.
ayrca

esl:i

iirlerin lazzetini tattm. G:lib'i,

Ne

dim'i, B:l:t'yi, Naill'yi ondan rendim.


ve sevdim. Yahya Kemal'in zerimde
l:i asl teairi iirlerindeki ml:emmeli
yet fil:ri ile dil gzelliidir. Dilin ka
psn -bize o at. Millet ve tarih hal:
kndal:i fil:irlerimde bu byl: adamn.
mutlal: denecel: tesiri vardr. Be ehir
adl l:itabm onun at dnce to
lundadr, hatta ona ithaf edilmiti. l:l
delasnda

da

bu

l:itap

bulunduum.

yerde baslmad ve ben bu ithal ya


pamadm."

Ahmed Hamdi Tanpnar

(Edebiyat zerine Makaleler,

s.

670)

ttNDEKtLER

Sayfa
m-VI

nsz

3- 20

Ankara.
Enurun

21- 70

Konya .

71-106

Bursa'da Zaman

107-138

stanbul

139-260

fJN S (JZ

"Be ehir" in asl konusu hayatmzda kaybo


Zan eylerin ardndan duyulan znt ile yeniye kar

. beslenen itiyaktr; llk bakta birbiriyle atr


grnen bu iki duyguyu sevgi kelimesinde birleti
rebiliriz. Bu sevginin kendisine ereve olarak se
tii ehirler, benim hayatmn .tesadfleridir. Bu iti
barla, onlarn arkasnda kendi insanmz ve hayat

mz, vatann manevi ehresi olan ktrmz gr


mek daha don. olur.
Bizden evvelki nesiller gibi bizim neslimiz de,

bu deerlere imdi medeniyet deimesi dediimiz,


btn yaama mitlerimizin bal olduu uzun ve
8arsc tecrbenin bizi getirdii sert dnemelerden
bakt. YzeUi senedir hep onun uun.mlarna sark
tk. Onun dirseklerinden arkada braktinz yolu
Ve uzakta zahmetimize glen vaitli manzaray sey

rettik.
Tenkidin, bir yn inkdrn, tekrar kabul ve red
din, mit ve hlyann ve zaman zaman da gerek he

sabn kliminde yaadmz bu macera, daha uzun


zaman, yani her manasnda verimli bir almann
hayatmz yeniden ekillend{recei
_

gne kadar

Trk

cemiyettnin hakiki dram olacaktr.


Gideceimiz yolu -hepimiz biliyoruz. Fakat yol
uzadka ayrldmz alem, bizi her gnden biraz

IV

ONSZ

da ha rr.eygu l e diyor . im di onu , hviyetimizde gi t


tike byyen bir bo lu k gibi duyuyoruz , bir az son
m, bir k e de brakverme k iin sabrszla nd m z
ar bir yk oluyor . Ira demizin en sa lam ol duu an . larda bile , iimiz de hi olmazsa bir sz ve b azen de ,.
bir v icdan azab gibi kon 'UUyor.
Sade millet ve cemiyetlerin deil, ll}siyetin de
asl ma na ve hviyetini , ekir deini tarihilik dene n.
e yi n yapt dt}nlrse , bu i di di me hi te ya
. drga nmaz . Mazi daima mevcuttur . Ke ndimiz olara le
.ya a yabilmek iin , o nu nla her tin hesap lamaya ve
anla ma ya mecbu ruz .
((Be e hir'' i te bu hesapla ma i htiyacnn do
urduu bir ko nu madr . Bu etin k onu may , asl
olan meselelere , da ha akas , biz neydik , neyiz v e
nere ye gidi yo ruz? Sualleri ne i ndirmek ve yle ce .
vapla nd rmak , belki da ha vuzu hlu , hatt a daha o lc
. fa ydal olurdu . Fakat be n bu meselelere ha yatm n
aras nda rast ladm. Onlar ba na A nadolu 'yu doldu
. ra n Se luk eserleri ni d ola rke n, Sle yma ni ye'ni r:.
kubbesi alt nda kldm hissederke n, Burs a
. ma nzarala rda yal nzlm avuturke n, diva nlarm
z doldura n kerva n sesleri ne kar m su sesleri ni n.
. gur beti ni , Itr i'ni n, Dede efe ndi nin musikisi ni di nler
ke n geldiler .
Hi u nutmam :. Ulu da 'da bir saba h saati nde ,.
di nl ediim oba n kaval na birbiri ni ara n ko yu n
v e kuzu sesleri ni n sarld n grdm a nda , gz
Zerimde n sa nki bir perde syrlm tr Trk iiri ni n
ve Trk musiisi ni n l?ir gurbet macer olduu nu
bilirdim , faka t bu nu n ha yatmzn bu taraf na sk
skya bal oldu gu nu bilmezdim . Manzara haki ka .

ONSZ

ten gzel ve dokunaklyd, be on dakika bir sanat


eseri gibi Beyrettim. Bir gn Anadolu insannn his
tarihi yazlr ve hayatmz bu zaviyeden gerek bir
sorgunun ,BZgecinden geirir8e, moda sandmz
birok eylerin hayatn kendi bnyesinden geldii
anlalr.
Bir kelime ile benim iin bu meselelerin ken
dileri kadar onlarn bana gelileri, ruh hallerimi be
nimseyen iimdeki yryilleri de mhimdi. Zaten
kitap, para para yaanm eylerden dodu.
Kitabn ikinci basks iin, zaruri grdm,
ilave ve deimelerde bi bu. ilk rastlayn izlerinin
olduu gibi kalmasna altm.
Her iki basky birden okuyanlar bu ilaveler
qrasnda bilhassa Seluk devrine doru bir geni
leme greceklerdir. Tarihilerimiz Seluk ile Osman
l arasndaki fark, bir hanedan deimesinde gr
mekte fazla srar eder gibidirler. Biz ise, bu farkn
mUaeretten, sluba, insan ve zevke kadar derin
letiine inanyoruz. Selukla Osmanl, biri brn
d az ok devam eden iki ayr alem, yahut daha iyi
si, byk manasnda iki ayr sluptur. Geni Rume
li corafyasn ve Akdeniz terbiyesini de iine alan
bir terkip olan Osmanl'y bizim Rnesansmz saya
biliriz. Biz bugn Seluk'u, geen asrn balarnda
. Avrupa'nn Gotik veya Romen sanatlarn yeniden
kefetmesi gibi kefetmi bulunuyoruz. Onu grebil
memiz iin Osmanl'nn iinden kmamz lazm ge
liyordu. Seluk eserlerinin bugnk harap durumun
da, iktisadi buhranlar kadar bu ok mhim zevk
ayrlnn, iten kopmann da bir pay olsa gerek
tir.

ONSZ

Okuyucu, "Be ehir" de buna benzer birok


teklifZere veya cesaretZere rastlayacaktr.
c
Her dnen :insanmz gibi, ben de hayatmzn deimesi iin sabrszm. Daima hayran oldu
um yabanc bir romancnn hemen hemen ayn art
lar iinde syledii gibi "eski bir Garpym". Fa
kat canl hayata, yaayan ve duyan insana, cansz
madde karsndaki bir mhendis gibi deil, bir kalp
adam olarak yaklamay istedim. Zaten baka tr
ls de elimden gelmez. Ancak sevdiimiz eyler bi
zimle beraber dei'irler ve deitikleri iin de ha
yatmzn bir zenginlii olarak bizimle beraber ya
arlar.
Ankara, 25 Eyll1960

--

.Belki millt mcadele yllannn brakt bir te


sirdir, belki dorudan doruya elik zrhlarn giy
mi ortada dolaan bir eski zaman siWoruna ben
zeyen kalesinin bir telkinidir; Ankara, bana daima
disitani ve muharip grnd. uras var ki 'ehrin
vaziyeti de buna msaittir. Daha uzaktan gzmee
arpan. ey iki yass tepenin arasndaki geidiyle ta
b bir istihkam manzarasdr. Bu his ehrin etrafn
da ve ona hAkim tepelerden bakarken pek kk
farklarla ancak deiir. ankaya srtlan, iftlik,
Baraj yollar, Etlik, Keiren balan velhasl nerden
bakarsanz baknz, cam gibi keskin bir k altnda
bu kaleyi, btn arazi terkiplerini kendisinde topla
d ufka hep ayn skfuetle hakim grrsnz. Ba
zen geni sarsn rzgara vermi bir harp gemisi
gibi zaman ve hadiselerin denizinde evik ve kud
retli yzer, bazen bir i kale, bt mitlerin ken
disinde topland son snak olur, bazen bir kar
ta! yuvas gibi eriilmesi imkansz ykselir.

ehrin tarihi bu ehreyi yalanlamaz. O btn


Orta Anadolu'ya bir i kale vazifesini grm, etek
lerinde daima tarihin byk dmleri zlp ba
lanmtr. Etilerin, Firikyallarn, Lidyallarn, Ro-

BES SEHlR

ma ve Bizans'n, Seluk ve Osmanl Trklerinin za


mannda bu, hep byle olmutur. Roma kartal ar
ka doru uuu iin bu kaleyi semi, Bizans Arap
mcadelesinin en kanl safhalar burada gemitir.
Seluk zamannda Bizans'n Anadolu iine son sav
leti 1197 ylnda burada krlmtr. Kl Arslan'n
ve .Melik Danimend'in mterek zaferi olan bu mu
harebeden sonra Bizans kartal bir daha Anadolu'da
uam. Yldrm, Timurlenk'le, yani' .talihinin ze
hirden ac y@ ile yine Ankara'da karlar. Kisa;..
cas Anadolu -kt'asnn kaderinde az ok deiiklik
yapan vak'alarn ou onun etrafnda,geliir...Bu ba
diselerln en mlfimi- phesiz en sonuncusu olan ts
tiklal Savadr. Bu muharebe. sadece Trk milleti
nin kendi hayat haklarn yeni batan kazanm ol
duu harp deildir. Hakikatte 26 Austos sabah
Dumlupnar'da grJeyen toplar, iktisadi ve siyasi esa
ret altnda yaayan btn ark. milletleri iin eni
bir devrin baladn- ilan ediyordu. Onun iindir ki
bundan byle her zicir krlnn banda- Ankara'
nn ad geecek ve her hrriyet mcadelesi, Sakar
y'da, _tnn'nde, Afyon'da, Ktahya. ve Bursa yol
larnda le:lerin ruh_una kendiliinden ithaf edilmi
bi dua -olacaktr. :
. Atatrk'n hemen herkesin grd, mektep
kitaplarna .kadar gemi bir fotoraf vardr. Ami
fartalar ve Dumlupnar'm kahraman son muhare
benin sabahnda tek bana, azpda sigaras,_ bir te
p eye doru ar ar ve dneeli kar. tte Ankara
kalesi muhayyiemde daima mrnn en gneli saa
tine byle. yava yava k; bk. adml: birle-o
mitir. Bu artc terkip nasl oldu? Eer byle bir
-

.. _

AK.ARA

ey lilzmsa vatarun her tepesinde ayn. sekilde ta


hayyl ve tasavvur etmem icabeden bir insanla bu
kale bende nasl birletiler? Bunu i bir :zam izah
edemem. Bu, cins yaklatrmaar iqsan muhayYilesi
nin en srl. tarafdr. Bildiim bir ey varsa bir. gn,
bu fotoraia bakarken . Ankara. kalesi kendiliinden
gzlerimin nne geldi ve ben bir daha bu iki hayau birbirinden ayramadm-.

1928 sonbaharnda Ankara'ya ilk geldiim gn lerde Ankara kalesi benim iin adeta bir fikr-i sabit
olmutu. Gnn birok saatlerinde dar sokaklarn
da babo dolar, eski Anadolu evlerini seyreder
dim. Bu evlerde yaadmdan ok baka bir hayat
tahayyl ederdim. Onun iindir ki Yakup Kadri'nin
Ankara'snn ok sevdiim ve doruluuna hayran
olduum ba taraflarn okurken iim burkulmutu.
Hala bile bu keskin realizmin tesinde, btn. imkan
szln bilmeme ramen bir anlama noktas bulU:
nabileceine inanrm.

Samanpazar'ndan bugnk eski Dileri Ba


kanlna inen eski Ankara . mahalleleri, arya ve
kaleye kan yollar, Cebeci taraflar gibi zerimde
hep bu tesiri yapard. biare kerpi evlerin btn
fakirliini, iyi bilmekle beraber kendimde olmayan
bir eyi onlarla tasavVur ederdim. Onlarn arasn
da, bir stma nbetine benzeyen ve durmadan bit
eylere, belki de bu fakirliin altnda tasa'Vvur et
tiim ruh btnlne sar.;ak, onunla iyice b:;
rnmek arzusunu veren b1r rperme ile dolardm.
Gerei budur ki Anadolu'nun fakirliinde vaktiyl
kendi hastal olan ve insan asrlarca tahrip eden

BES SEHfR

stmaya benzer bir eY vardr. Tadanlar bilir ki hi


'
bir lezzet stma mesl lle yanarnaz.
Ka defa Cebeci'de veya kalede bu evierden bi
rinde ottirma dndUn. Fakat evvea Ankara li
sesinde; sonra Gazi Terbiye Enstitsnde o kadar
cemiyetil bir hayatmz vard ki, bir trl braka
madm. Zaten o seneler Ankara memurlarmn o
u resmi dairelerde hattA vekAletlerde kalyorlard.
Hakikatte ehir bir taraftan milli mcadeledeki s
kk hayatna devam ediyor, bir taraftan da yeni
batan yaplyordu.. Her tarafta bir antiye manza
ras vard. Hi birinin sliibu yanbandakini tut
mayan, ou mimari mecmualarmd&n olduu gibi
nakledilmi villAlanyle, kk memur mahalleleriy
le yeni ehrin kurulduu devirdi bu. Tek bir sokakta
Riviera, !svire, !sve, Baviera ve Abdillhamid dev
ri !stanbul'u ev ve kklerini grrnek mmknd.
:Yeni yaplm sefaret binalan da bu eidi arttn
yordu. Sovyet sefareti modem mimarinin kendisini
arad bu 1920 yllannn en atgan tecrbelerinden
biriydi ve daha ziyade byk bir vapura benziyordu.
!ran sefareti eski S8.s8ni saraylanmn hatralarndan
bir ark sliibu aramt. Biz birka arkada Bel
ika sefaretinin sakin ve gsterisiz, klB.sik yapsn
seviyorduk. Bu tecrbeler arasnda Trk mimarisi
de kendine bir sliip yaratmaa alyordu. Trk
Oca binas, Etnografya Mzesi olan bina, Gazi
Terbiye Enstits, stanbul'da Yeni Postahane ve
Drdnc Vakf ham lle balayan tecrbenin devam
idiler. Sonradan Gzel Sanatlar Akademisinde arka
dalk ettiimiz Prof. Egli Cebeci'deki Musiki Mual
lim Mektebi lle ou dtan taklit eden bu tecrbele

ANKARA
ri ilk defa modern malzemenin imkanlaryle birle
tirrnee muvaffak olmutu.
ehrin aktalitesi biraz da bu yeni binalarla
Mustafa Kemal'in hayatyd. Bu nerde basld .bi
linmeyen, hatta hi elinize gemeyen, fakat sizden
baka herkesin okuduu ve .her azn beraberce si
ze naklettii bir gazeteye benziyordu. yle ki ayn
fkray, herkesin adeta zarur olarak gnde birka
defa birbirine rastlad bu ehirde, bir saat iinde
yirmi kii birden size anlatabilirdi. Bir tek tefrikas
vard. ehrin hr kesinin, rast geldiiniz her in
sann naklettii etin sava ve karar gnleri... Bu
insanlarn kendileri, yaadklar eyleri anlatmasalar
bile siz o gnlerdeki hayatlarn yine tasavvur ede
bilirdiniz. Bununla beraber her eyi o kadi! byk:
ve cazip gsteren by aj:k gitmiti. Be sene ev
velinin tarihini yapanlar, onun aydnlndan k
mlar, gnlk eylerin nda -yayorlar. Yalnz
Mustafa Kemal kendi lejander hayatna devam edi-
yordu.

-IIAnkara,

uzun

tarihinin

artc terkipleriyle

doludur. Asrlar iinde urad istilAlar, .. st ste


yangnlar ve yamalar, ehirde gemi zamanlarn:
pek

az eserini brakmtr. Acayi_p

bir karklk

ilnde bu tarih daima insann gz nndedir. Trk


kltrnn kendinden evvel gelmi medeniyetlerden
kalan eylerle bu kadar canl surette rastgele kar
t, har neir olduu pek az yer vardr. Kalede ve
onun eteine seFP.ilmi mahallelere Trk . :v,ellleri

BES SEHlll

Roma .ve Bizans lariyle sanna dola yatarlar

Dedelerimizin mezarlarndan kan yeillikler han

gi

ilikatlarn etrafnda yontulduklar belli olmayan

ok eski taar kendi rahmaniyetleri ile yumuatr


lar; burada kerpi bir duvardan tyonya tarznda bir
stun bal veya arkitrav frlar, tede bir trbe
merdiveninin basamanda

bir

Roma

konslnn

ehre geliini kutlayan kadim bir grnr, daha


ctede bir eme yalanda eski bir lahdin bakanta
lar glmser. Ahi erafeddin'in trbesini asrlarca
Greko-Romen arslanlar bir nbeti sadakatiyle bek
lerler ve bu den Arslanhane adm alan camiin ha
kikaten esiz mihrabmda, Etiler'in toprak ve bere
ket il8hesinden baka bir ey olnayan bir ylan son
derece

kuvvetli

pJAstikliliiyle

meyvalar

arasmda

olar ve camlin o kadar artc bir s8.fiyetle bo


yanm aatan stunlar Bizans ve Roma balkla,;.
nnr. Hisar'da mihrab Trk tahta iiliinin ha

rikalarmdan biri olan Alaeddin camiinin sekisi, asr


lardanberi bir ahin gibi szd ovaya, terkibi ba

tan aa tesadfi olan bir stun dizisinin arasndan


bakar; phesiz bu stunlar orada bu camiden ok
daha evvel mevcuttular.
Bu terkipierin en manals tmparator Augustus'
un erefine topraa dikilmi mermer bir kaside olan
Roma mabedinin kalntlaryle yanbandaki Hac
Bayram- Veli camiinin beraberce tekil ettikleri zt
lar mecmuasdr. Bitmi veya tam diyebileceimiz

hi bir eser bu topran macerasm bu kadar gzel

hulasa edemez. Hac Bayram' Roma kartalmn bu


mermer yuvasnda ilehanesini semeye gtren giz

.11 tesadf nedir? Camiinin altndaki dar ile odasm-

ANKARA

da geirdii ibadet ve murakabe saatlerinde, yamba


nda gne vurduka yaldzl akislerle pnldayan
:ve stne diz kt toprakta bir nevi iva gibi
gizlenmi duran bu tatan dnya, kendisininkinden
bsbtn ayn zaferleri terennm eden bu iyi yon
tulmu mermerler, o sert ve kibirli Roma hemerisi
ehreleri acaba onu rahatsz etmiyor muydu? Bu ve
linin. rahmani ryasna komularnn marur skf
tundan szan dnce ve duygular bilsek ne kadar
iyi olacakt.
Roma an ve evketinin iinde maddi hazlarla
sarho,

ftuhatlarn

yapt,

messeselerini

kurdu,

kanuniarm dzeltti. Kale, kpr, yol, su kemeri,


mabet, hamam, hipodrom, heykel ve bin trl abi
deyle yaad zamam, muharip alnn ssleyen e
lenklerle beraber taa topraa tespit etti. Aradan
asrlar geti. Bu marur muharip, yorulan sinirleri
ni kanl ve ehvetli oyunlarla uyuturmaya alr
ken cihangir haritas, acemi avc elinde kalm bir
kaplan postu gibi paralamp yrtld. Ankara ehri,
imparatorluun arazisinin yansndan fazlasyla be
raber bsbtn baka bir milletin eline geti. Kadim
medeniyetin eserleriyle rtl toprakta yeni bir ni
zam iek at, kk, mtevazi mabetierde baka

bir Allah'a ibadet edilmeye, Ankara kalesinin s


tnde baka trl hasretlerin trkleri sylenmeye
baland. Ve gnn birinde bu topran yeni sahip
leri iinden yetien saf yrekli bir kyl ocuu,
Roma'run zafer mabedi ve biraz sonra da Bizans
bazilikas olan bu abidenin yanbana muhacir bir
ku 6ibi yerleti ye insanlara kadim mparatorluun
aY.akta durmasm salaY.an hakikate:inden ok Pa-

BES SEHIR

10

ka bir hakikatin srrn at. Bu ledrini hazlarn,


ahiret saadetlerinin, kendisini sevgide tamamlayan
ruhun, bir nur tufan gibi itiyakn, kendi derinlik
lerinde Allah' bulan bir murakabenin hakikati idi.
Hac Bayram, eritii bu hakikatin evkiyle:

Bilrnek istersen seni


Can ire ara can,
Ge canndan bul an
Sen seni bil, sen seni!

<liye haykrr. Fakat Hac Bayram sade Hakla Hak


.olan bir veli deildir. Trk cemiyetinin bnyesinde
_gerekten yapc bir rol de oynar. Kurduu Bayra
miye tarikati esnaf ve iftinin tarikatidir. Bylece
Anadolu'da Horasanl Baba llyas'la balayan geni
kyl hareketiyle ahilik tekilat onun etrafnda
birleir. Daha salnda hareket o kadar geniler ki
1kinci Murat yanbanda gelien bu manevi salta
.nattan rkerek eyhi Ankara'dan Edirne'ye getirtir.
Ve ancak' niyetlerinden iyiden iyiye emin olduktan
sonra onu geriye gnderrnee raz olur. Hakikatte
bu telAa hi lzum yoktu. Hac Bayram. imparator
luun i nizarnn yapyordu.
ok defa Ankara ovasna bakarken Hac Bay
.ramn mrin sontina kadar m'tleriyle ekip bi
:tii tarlalar dnrm. Acaba hangi tarafa d
yordu? Belki de kendi yatt camiin bul}lnduu
yerlere yaknd. Btn ova onun zamannda emece
:ile ileniyordu. Anane Hac Bayranla stanbul fet
hinin manevi ve nurani yz olan Ak- enieddin'i
.bu ovada karltjr. Ak emseddin o zamanlar

<\NKARA .

devrinin ilmini. ilahiyattan tbba, nhivn usiki


ye kadar renmi, fakat bir trl ruhundaki su
suzluu gideremedii iin yzn tasavvufa evir

mi, kendisine mrit arayan gen bir alimdi. Niha


yet dayanarnayp eyh Zeyneddin-i Hafi'nin yanna
...

gitmek iin Osmanck medresesindeki mderislii

ni brakp yola kar; fakat Halep'te bir gece rya.:..


snda bir ucu boynuna gemi bir zincirin br ucu
nu Hac Bayram'n eline tuttuunu grr ve nasi
binin Hac Bayram'dan olduunu anlar; yoldan d
ner..
Ankara'ya geldii zaman Hac Bayram' mrit
leriyle ovada mahsul toplarken grr. Yanna yak
lar; fakat iltifat grm:;. Aldrmayarak ie giriir;
yemek zam.Illll.a kadar eybin mritleriyle berabel"
alr. Yemekvakti olur, Ha Bayram kendi.eliyle
a datr. Fakat Ak emeddin'in anana ne br;.
ak orbas, ne de yourt koyar; artan a da k;:.
pekierin nne dker. Ak emeddin darlp gidece
i yerde eybin kapsnn kpekleriyle ve onlarn
anandan karnn oyurur.

Bu alak gnlllk,

bu teslim zerine Hac Bayram onu yanna arr


mritlie kabul eder. lnce de kendisine halef olur;

yahut hi olmazsa tarikatin fazlaca eriati kolu onu


eyh tanr.
Fatih'e stanbul'un fethinde o kadar yardm et"l"

tikten sonra ekilip kyne gidecek kaqar vekar ve


haysiyet sahibi olan, mektuplarnda ona. sahip oldu
u manevi rtbeden .bir akran gibi hitap eden, nasi
hatler veren, "Eer padiaha huziir-i sfrimiz matlup

ise biz anda _varrz veya padiahla diyar- Arab be


raberce feth ederz" diY.e ufUk gsteren Ak emsed.

'

BE EHR

din'in eyhinin kpekleriyle bir sofraya otunnas an


cak on beinci asr Trkiyesinde grlr.
Hac Bayram'n krunat ve insan beraberce olU
hallnde gsteren bir manzumesi vardr ki, bilhassa
bir beyti bu on beinci asr Trkiyesinin Meta man
zarasn izer:

Nagehan ol ara vardm, ol an yaplr grdm, '


Ben dahi bile yapldm, ta ve toprak arasnda.
-mSeluk devrinden ve san'at ilerinde onun de

:vam olan ahilerden Ankara'da byk eser kalma

d. Konya ve Sivas'da, Nide ve Kayseri'de, Aksa


ray'da grp ta iiliine hayran olduumuz o b

yk kapl binalar, srl tuladan alaca kanatl bir.


ku gibi sabah klarnda uan minareler Ankara'da
oktur.
O muhteem minberiyle IL Kl Arslan'n olu
Sultan Muhiddin Mes'ud'a kadar kan ve Orhan
Gazi ile IL Murad zamanlarnda tamir edildiini, bu
lunan kitabelerden bildiimiz sltibu alt st olmu
Aliieddin camii dahi ancak yeriyle o devirdendir ve

etrafnda bulunmas icabeden tesislerden hi bir eY,


kalmamtr.
Halbuki Seluk byk yapc idi. !maret, cami,
medrese, trbe bir yn eserin bulunmas icabedi
yordu. Vaka asl Seluk maceras Konya, Kayseri
:ve Sivas arasnda geer. Ankara Artuk oullar, Sal
tuklar Mengsler Danimendliler gibi bY.{ik ye is

ANKARA

tila devirlerinden kalma feodalitenin hkmnde de

ildi. Asl slaleden de orada yalnz yukarda bahset


tiimiz Sultan Muhiddin Mes'ud meliklik yapar. s
telik bu i kale byk kervan yollar zerinde de
ildir.
Ankara ksa bir mddet Aia.eddin Keykubad'm
ehri oldu. Bu kabna smayan, fakat tahta geer
gemez yapt iler saltanat brsna hi olmazsa
devrin rfi iinde hak verdiren padiah, babas L
Gyaseddin Keyhsrev lznik mparatorluu hudut
larnda yapt muharebede ehit olur olmaz aabey
si ve gurbet arkada lzzeddin Keykavus'un elinden
taht almak iin harekete geer ve muharebeyi kay
bedince Ankara kalesine kapanr. ehir uzun md
det ehzadenin davasn tutar. Fakat zafer midi
kalmaynca konumalar balar, hayatna dokunul
mamak artyle teslim olur. Uzayan muhasara esna
snda tzzeddin'in karargahnda padiah ve maiyetin
deki beyler iin kkler, evler yaptnlmt. Ayrca
tzzeddin Keykavus ehrin dnda bir de medrese
yaptrnt.
Alaeddin Keykubat kendisi kadar byk bir h
kmdar olan kardeinin Sivas'da veremden lm
Uzerine kapatld Malatya kalesinden karlp tah
ta geince bu teslimin hacaletini ve lm korkusu
ile geen gnleri hatrlatan bu medreseyi yktnr.
Kendi ad ile tanlan camii bu muhasara gnlerinin
hatras olarak yaptrm, yahut da o gnlerde tamir
ettirmi olmas ok mmkndr.
Ankara Aia.eddin Keyirubad'n lmnden son
ra Seluk tarihinin byk facialarndan birine ahit
olur. Olu n. GiY.aseddin KeY.hsreY.'in veziri <>

BES SEHIR

.ok zalim, alabildiine haris Sadeddin Kpek rakip


leri olan meray padiahn zafndan istifade ederek
bir bir, ortadan kaldrrken emir-l-mera Taceddin
Pervaneyi de vaktiyle bir muganniye ile nikahsz ya
:ad bahanesiyle Konya ulemasndan ald bir fet
ya ile burada. recm ettirir. Taceddin Pervane, Saded
din Kpek'in emirler arasnda yapt temizliin ba
nda onunla berabermi. Fakat haris vezirin ii az
drdn grnce sra kendisine geleceini aniayatak
hkmdar tarafndan idaresi ve haslat kendisine
:verilen Ankara'ya ekilmi. Sadeddin bu son rakibi
()rtadan kaldrmak iin, elinde fetva iki gnde Kon
ya'dan Ankara'ya o zamana gre yldrm sratiyle
gelir ve ehrin ayak takmn yar beline kadar top:
raa gml bu kumandan ldrrnee (bn-i Bibi'
nin tabiriyle)

mecbur eder. Gariptir ki ayn vezir

baba katili Giyaseddin'in elinden saltanat almak iin


birinci Gyaseddin Keyhsrev'in elina.Z adl Konyal
gzel bir kadndan doan gayri meru ocuu oldu
unu etrafa yayyordu. Mamafih bn-i Bibi bu mese
lden bir hakikat gibi bahseder. Kanl lmn o ka
dar sk grld o devirlerde bile bu vak'a tek ba
nadr. Ve haysiyet krc ekliyle ister istemez e
kememezlie byk bir hncn da kartn dn
dryor..
Seluk camilerinin plamnda olan ahi eserlerine
gelince onlar da ancak mihrab ve minberlerindeki
iilikle ve stunlar ile gzeldir. kalenin etekle
rinde hi ,olmazsa bugnk vaziyetlerinde ehre b
yk bir ey ilave etmezler. ster Moollara tabi ol
sun, isterse mstakil olsun Ankara'da sren yarm
asr bir ahi ha:kimieti vardr. Bu, burjuvazi deilse

ANKARA

bile artizanann ve arnn ehri idaresi demektir


ki, ark tarihinde az tesadf edilir.
Osmanl devri Fatih'in veziri BY:iik Mahmud
Paa tarafndan yaptnlm bir han ve bedestenle
balar. Bunlar yeni imparatorlukla balayan yeni nis
bet fikrinin eserleridir. Fakat Osmanl hi bir Za
man Seluk gibi yapc olmad.
Tamirden sonra on kubbesiyle birdenbire mey
dana ok vazl bir cmle gibi kan bu bedestende
bugn trl kazlardan gelen Hitit eserlerinin daima
artc plastikleri, bugnn san'atna o kadar ya
kn sluplaryle toprak altnda asrlarca sren uyku
larndan henz uyanm gibi bakan gzleriyle sey
retmek beni daima dndrmtr. Yaanm ha
yat unutulmuyor, ne de bsbtn kayboluyor, ne ya
pp yapp bugnn veyahut dnn terkibine giriyor.

-IVBir Trk ehrinden bahsedip de Evliya elebi'


yi hatriamamak kabil deildir. Cetlerimizden iki
kii

vatan

birincisi

haritasn

Mimar

benimsemilerdir.

Sinan'dr.

Bunlardan

XVI. asr Trkiyesini

onun eserlerinden bulmak daima mmkndr. m


paratorluun bu dehadan payn almam pek az
byk ehri vardr. o kadar ki Sinan denilince g
zmn nnde son derece nisbetli yontulmu bir m
cevher dizisine benzeyen irili ufakl binalar, ta Ma
caristan ierisinden balayarak Akdeniz'e ve Basra
krfezine kadar iner. kincisi bal bana bir vatan
aynas olan Evliya elebi'dir. Bu ayna bazen ufak
navelerle.. fakat daima asln byk izgilerine sadk

18

BES SEHIR

kalarak, btn .XVII. asr Trkiyesini verr


i . Evliya
elebi'nin Ankara:s, muasr olan yahut sonradan
gelen seyyahlarnkine. pek benzemez.

Daha ziyade

fantastik bir sergzetin etrafnda toplanr: Anka


ra'ya geen Evliya, vaka ehri; kalesi, hisar, Paa
.saray, serdar, hususi kazan kaynaklar, baheleri
nin meyvas, mektep ve medrese, camj saylar ve
adetleriyle tasvir etmekten geri kalmaz, fakat asl
orkestrasyonunu bugn, yatt yerin ad bile unu
tulan bir Trk evliyasnda yapar. Evliya'nn Hac
Bayram- Veli iin bir hatim balad halde kendisi

ni unutmasna zlen Erdede Sultan gece onui. rU


yasna girmekle kalmaz, ayn zamanda gaipten gn
derdii bir el!yle sabahleyin ona kendi merkadini
gsterir. Evliya elebi'nin el ele Ankara sokaklarn;..
da yrd ve sonradan birdenbire fazla tecesss
'
yznden kaybettii gaip alemlerden gelen bu reh
berin elleri kemikmi ve sesi toprak altndan gelir
gibi derin ve boukmu. Verdii izahara gre, ta
savvuf tarihinde mhim yeri olmas lazm gelen bu
Erdede Sultan' bu. sefer Ankara'da epeyce aradm.
Bu vesileyl bilmediim birok eyleri rendiim
halde onu bir trl bulamadm. Yalnz bu ilerle ya
kndan ilgili bir Ankaraldan Kubaba diye anlan
bir eski yatrn bu Erdede Sultan o1mas ihtimali bu
unduunu ve mezarnn da imdiki Hal civarnda:
yeni yaplan bir mektebin altnda kaldn ren
dim.

Seyahatlerine doruluundan phe ettirecek

derecede latif ve mizahi bir rya ile balayan Evli


ya elebi'nin ryalarna ne kadar inanabiliriz? Bu
nu pek bilemem. Zaten ben Evliya elebi'yi tenkit
etmek iin deil,. ona inanmak iin okurum. Ve bu

ANKARA

17

yzden de daima karl kanrn. Hikayesini okuduk


tan sonra kale ve eski Ankara'da yaptm gezinti
lerden dnerken ok defa bu yollarda bir sabah :vak
ti, Evliya elebi'nin yannda kayp illeminden gel
mi rehberiyle kona konua yrm olmas ihti
mali benim iin ehrin mazisiyle yaadm saati
birletiren garip bir zevk oldu.

-VAnkara kalesine ktm. Gzmn nnde ar


tc deiiklikleriyle Ankara ovas uzanyor. Arka
damla teker 'teker etraftaki dalan, kk tepeleri
ve urada burada birdenbire scakta bir tas serin su
vehmiyle bozkrn ortasnda yemyeil bir glge ya
pan kk kyleri sayyoruz. Keskin bir k, etra
fmda bir zafer borusu gibi nlyor. Sert rzgarda,
bulunduumuz tepenin yass ekli - Evliya elebi
<>lsa Pete iin yapt gibi baderne benzetirdi - tam
bir gemi kpetesi halini ald. Zaman denizlerinde
<inunla beraber yzrnee hazrlanyorum. Bu rzgar,
bu mucizeli gemi ile insan nerelere gtrmez. Bu
raya karken grdklerimizle hangi medeniyetlere
hangi alara gitmeyiz? Fakat hayr, Ankara bu
cinsten tarihi bir hillyaya kolay kolay imkan vermi
yor. Burada tek bir vak'a, tek bir zaman, tek bir

adam muhayyileye

hkmediyor. Bu ehir kendisini

<> kadar ona vermi ve onun olmu. Eti arslan, Ro


ma stunu, Bizans bazilikasndan kalma ta, Timur
lenk ve Yldnrn muharebesi; hepsi sizi dnp dola

p yirmi yl ewelin etin gnlerine ve ifal anla2

BES SEH!R

nna gtryor, onun tabii neticesi olan byk mese


lelerle ka!'.latryor.
Bu o kadar byle ki Ankara, istiklal mcadele
si yllarndan btn mazisini yakarak km dene
bilir.
Ovaya

bakyorum;

o muharebeler .buna

ben

zer ovalarda, mor glgeli srtlaryle ufku plastik bir


madde gibi yuuran bu dalara benzeyen dalarda
geti. nn zaferini millete ve tarihe mjdeleyen
telgraf yazarken Garp Cephesi Kumandam'nn g
z nnde olan manzara, ufak tefek deiikliklerle
bu grdm manzarani devamyd; galip kuman
dan bu tepeye, yahut yanbandakine, biraz tede
sada solda grnen tepelere benzer bir yerden d
man askerinin katn, Bozyn yandn sey..
retmi, gene byle bir yerde asrlara verdii mj
deyi yanndakilere dikte ettirmiti.

.Saat 6,30 dan sonra. Metris Tepe'den grdm


vaziyet: Gndzbey imalinde sabahtanberi sebat
eden ve dmdar olmas muhtemel bulunan bir d
man mfrezesi sa cenak grubunun taarruzuyla gay
ri muntazam ekiliyor. Yakndan takip ediliyor. Ha
midiye istikametinde temas ve faaliyet yok. Bozyk
yanyor. Dman binlerce maktulleriyle doldurduu
muharebe meydann silahlarmza terketmitir.
Garp Cephesi Kumandan
tsrnet
Sade, tok ve son derecede vazl belagatiyle g

zmzn nnde bir harp sahasm, Y.angm, l ve

ANKARA

i9

yarallar, karkl, ufukta kaan ve kavalayan


muharipleriyle, kendi panoramas iinde canlandran
bu satriara benzer bii' edebiyatla ilk defa karla...
yorduk.

nn'nde gen kumandan smet Paa, 1922 Y

lnn 26 AUstos gecesi Dumlupnar'da Bakuman

dan Mustafa Kemal eer - uyudularsa - nasl bir


rya

grdler?

Milletlerine hazrladklar

istikbal

kendilerine ald m? Bu geceler dncemi baka

byk geceye, 1071 senesi Austos'unun 26 nc ge

cesine gtryor. Malazgirt'te bileinin kuvvetiyle,


dehasnn zoruyle bize bu aziz vatann kaplarn
aan Alpaslan, muharebe . emrini vermeden evvel
hangi kuvvetler ziyaret etti ve ona neler gsterdi?
O ktada genileyecek yerii bir Roma'y kurmak
zere olduunu, talibini aVular iinde tad mil
leti, yeni bir tarih ve corafyann emrine verdiini,
yerii bir terkibin danasna bir nar gibi yetiip
kk salmasna sebep olduunu acaba hissetmi miy
di? Hi tanmad deha.I ocuklar mstakbel zafer
Ierin kumandanlar, henz sylennemi iirlerin air
leri, henz ykselmemi aheser yaplarn mimarla..
r, henz duyulmam namelerin bestekarlar et
rafnda henz amam bir fecrin glleri gibi dola
myarlar myd? Gzlerinde Sultan hanndan, nce
Minareden bir hayal yok muydu? Eer yokduysa,
btn bunlardan habersiZ, bu mjdeleri iinde ko
nuur. bulmadan o byk ii nasl yapt? Nasl on se
nede Malazgirt'ten Akdeniz kylarna bu topran
tanmad ve tatmad bir ideali tad? Fatih'in
Stanbul fethinden evvelki uykusuzluklar, Baki'nin
ve Nedim'in, Neati :ve Naili'nin, Sinan'la Haet-

BES EHIR

tin'in, Kasm'n, ltri ile Dede'nin, Seyit Nuh'la Tab'i


Mustafa Efendinin ve daha yzlerce onlara benze
yenlerin dehalanna ykl bir kaderi kendisine ta
ma.sndan gelen bir sabrszlktan baka ne olabilir?;
Ve eer o mbarek an olmasayd btn bu eserler
nasl doarlar, hangi mucizeyle eski hayat aac ye
ni meyvalarla donanrd.
Mustafa Kemal ve arkadalann Anadolu yol
lannda dolatran, binbir glkle gretren yap
c ve yaratc an, Malazgirt'in ve byk fetbin ba
lad ii asrlar boyunca devam ettirecek ve nasl
Sinan ile Nedim'i, Yunus ile Itri'yi muzaffer rya
lara borlu isek, gelecek aiann erefini yapacak
olan isim ve eserleri de tnn'nde, Sakarya ve Dum
lupnar'da harita banda geen uykusuz gecelere ve
bu gecelerin ar ykn kemik ve kan pahasna
tayan isimsiz ehit ve gazilere borlu kalacaz.
Ankara kalesi bu akam saatinde bana bir mil
letin, tarihinin ne kadar uzun olursa olsun, birka
ana vak'ann etrafnda dnp dolat, birka byk
:ve mbarek ryaya, yaratc hamlenin

ta kendisi

olan bir imann devamna bal olduun bir kere


daha retti.

ERZURUM
-I -

Erzurum'a defa, nde de ayr ayr yollar


dan. . gittim.
Bu yolculuklarn birincisinde hemen he'

.
.
men ocuk denecek bir ' yataydm. Balkan
harbinin
sonunda, . iki felaketu muharebe arasndaki . o ksa,
azapl soluk alna Ylnn banda, babamn memur
bulunduu : bir ark sancandan dnyorduk. Onbir
gn, Iki daha fazla sren, geceleri adrda, bcek
seslerinin geni bir dut yapra gibi drt bir yann
dan yiyip bitiremedikleri sonsuz tabiat iinde, degir
men veya dere uultularn 'dinleyerek, obanlarn ,
!birbirlerini ardklar seslerle karanlkta fazla k- :
mldanan hayvanar azarlayan yahut gecenin top
lad hayaletlerdert rken beki kpeklerinin havla
malaryle rpererek, sabahlar krc bir soukta
donmu ellerimin farknda olmadm hareketlerine
aarak geen bu yolculuu hi unutmam. Byk an
neanneinin masallaryle Kerem'den, Yunus'tan oku
duu beyitlerle, bana retmeye alt yldz ad
laryle muhayyilemde byl hatras hala prl p
rl tutuur.
.

Babamn, aadaki dereyi grmek iin, sarrt

maz aalar arasndaki bir uurum, Botan Su


yu'nun dank kollarnn Y.er Y.er gnee boduu

BES SEHR

Z2

yeil bir ova, ancak kenarndan getiimiz Bitlis

ehri narnma bir bakkal dkkannn camiarna di


zilmi grdm kk lamba ieleri; Balkan Har

bi'nin kimbilir hangi cefasna katlandktan sonra


memleketine yorgun dnen bir redif taburuyle stn
de karlatmiz eski, harap Murat Suyu kprs
nihayet bir gece, dibinde yattmz Yldz Da ve
bir gn uzandan getiimiz Suphan Da, sonra bu
dalarn benim ocuk muhayyilemde yapt acaip
tesir...

Bu dalardan sonra Ak Kerem benim iin bir


hayalet yolcu gibi kervanmza taklmt. Zaten ni
nemin sk sk hatrlaylar yznden bu yolculuk
biraz da onun narnma yaplyor gibiydi. Bu Trabzon
lu kadnn btn corafya bilgisi memleketiyle gen
liinde gittii Yemen, Mekke bir yana braklrsa,.
bu hikayeden gelirdi. Bu, bilgiden ziyde dine ben-
zeyen bir corafya idi. Btn aka.rsulara, dalara.
canl, ebedi varlklar gibi bakard. anki iir, din,.
gurbet duygusu, hayat tecrbesi, birbiri ardnca ya
anm hayatlarn ryalarmzda birbirine karma-
sna ok benzeyen bir yn inan art bu dalar,.
derelerl onun iin ilahi varlklar yahut veliler hali-
ne getirmilerdi. !kide bir beni malfesinin yanna
ararak biraz sonra uzandan geeceimiz veya
huzuruna varacamz ebediyetin adn, varsa hika

yesini syler, Yunus'tan, Ak Kerem'den beyitler


okurdu. Suphan Dann yolumuzun hangi tarafna
deceini, hangi gece Yldz Da'nn dibinde konak
layacamz mekkarecilerden daha yola kmadan.
soruP. renmiti. Onun iin ikimiz de hrdk.

ANKARA

Bu dalar sadece adlaryle memleketin bir ke


sinde bir nevi "semavat" ryas kurmu gibidirler..
Asrlar boyunca bu yaylalarda sr otlatan, kn.
gnlerce sren kurt aviar yapan, masal kzlar ba-.
kl geyiklerin peinde yolunu aran, hillasa he-
men btr seneyi yldzlarla sarma dola yaayan
insanlarn ryas. Bu yzdendir ki bu dalarla ilk
defa karlaan ve tpk aydnlatt su paras iin-
de alkalanan bir k gibi, onlarn kudret ve nfuz
larnn muhayyelemizde ayr bir ekilde canlandr
d manzara iinde adlarn duyan yolcunun, bir an.
bile olsa, bir nevi ebediyet vehmiyle dolmamas, h
viyetlerini yapan uzletin bir kader duygusu halinde
kendisinde yerlememesi kabil deildir.
Yldz Dann dibinde, gecenin drt bir yandan
getirip adrmzn zerine ykt . bin trl ses ve
uultu arasnda ben hep bu dan yle bir grd-
m marur ve dumanl ban dnmtm. Onda .
bir nevi Ecdat - Tanr ehresi sezer gibiydim. Bana.
yle geliyordu ki kulan biraz daha iyi versem, yl-
dzlarla ne koD:utuunu duyacaktm. Kimbilir, bel
ki de her gece, olduu yerden ellerini uzatarak, tp
k yl nce Sinop'ta iptidai mektebine giderken.
her sabah nnden getiim Muvakkithanenin pen-
ceresinden, evkle byk asma saatleri kurduunu.
grdm ihtiyar gibi, yldzlarn saatini kuruyor,..
Kervankran'la obanyldz'n, Byk Ayy, Kk
Ayl, Alayan Kadnlar, kiminin mesafeler iindeki
yalnzlna hzn duyduum, kiminin kadife kadar
yumuak ve koyu karanla uzatt mcevher sal
kmlarna imrendiim btn teki yldzlar birbi-
rine aY.arlypr, gnein doaca dakikay, aY.n si-

BE EHIR

hirli sandalnn geecei sulan tayin ediyor, doan


ocuklan gk defterine parlak bir nol>tayla iaret
ediyor, lenlerin adn bir baka yldzn gzlerini
yavaa yumarak siliyor, hillasa krunat ve kader de
diimiz byk gidi-gelii oradan tek bana ve ken
di kendine idare ediyordu.
O gece Yldz Dann eteinde yatarken benim
ocuk hayalim, bugn bile ne olduunu bilmediim,
fakat hangi derin kaynaklardan geldiini az ok tah
min edebildiim bu tesirin altnda idt adrn karan
lnda, her yann, her eyin sihirli bir kimya iinde
yzdn, yldz parltlanyle ykarup temizlendi
ini, iten bydn sanyordum. yle ki akam
Ieyin srleriyle da yoluna doru ktn grd
mz kl abal Bingl obaniarna ertesi sabah ge
ne rastgelince, bu kl abalar zerimde adeta yldz
klanndan rlm bir harman tesiri yaptlar ve
srnn koyunlar, babamn kitaplan arasnda sey
rettiim kainat haritasnn o muhteem ve boyrat
bakl kou gibi iimi rperme ve hayretle doldur
dular. !te birka gn sonra Erzurum'a bu duygular
la, tpk koyunlarn btn bir yaz boyunca menzil
menzil bu otlaklarda otlata otlata gz banda ehre
getiren Cizre ve Bingl obanlan gibi girdim.
O zamann Erzurum'u, on yl sonra 1923'te gr
dm Erzurum'dan ok bakayd. Her trl kya
fette bir kabaln ar pazann doldurduu, sara,
kuyumcu, bakrc dkkanlanyle senede o kadar ma
ln girip kt hanlanyle, ambarlanyle, eraf ve
ayan, esnaf, otuz sekiz medresesi, elli drt camisiy
le, tran transitinin besledii refahl ve marnur r
zurum'la on yl sonra grdm harap ehir arasn

ERZURUM
da kolay kolay mnasebet tasavvur edilemezdi. Son
radan rendiime gre, muhtelif arlarnda on
binlerce zenaat alr, saralarmn yapt eerler
btn ark vilayetlerine hatta Tebriz'e kadar gider
mi. Ben babamla, annemle gittiimiz siyah kehri
barclar imdi bir masal gibi hatrlyorum. Kk
:ve yar aydnlk dkkanarda ince, dikkatli iin ter
biyesini alm, adeta i terbiyesiyle durulmu birta
km adamlar, oturduklar yerden konuuyorlar, pa
zarlklar ediyorlar, ellerindeki kehribar ilerini ha
VI dklm uha alvarlarna srterek cila.Iyorlar

d. Sonra keskin bir mein kokusu, yumuak derinin


adeta sndrd, kvamm bozduu tokmak sesleri
ve bir yn uultu

..

II

Bu sefer geldiim Erzurum baka bir E rzurum '


du. Ona Dou Anadolu dalarmn eski bir arap gi
bi zamanla takdis edilmi, ruh besleyici uzletinden
deil, drt Cihan Harbi ylmn ve tstiklru Sava'mn
stnden aarak gelmitim. Vaka bu sefer de muh
teem bir tabiatn arasndan gemitik; fakat ona,
birinci seferde olduu gibi, her eyini yeni ve hari
kuiade bulan bir ruhla deil silrini bir yn ztrap
tecrbesinin soldurduu bir gzle bakyordum. Ne
Ziganalar'n her dnemete bir kere daha artc
olari gzellii, ne Kop Da'nn ihtiam beni pein

den srklemiyordu. Dekordan ziyade bu yerlerde


birka yl nce oynanm kanl oyunun tesiri altn
daydm. Tiyatroda nasl bo sahnede dekorun oyala
d SeY.X:C SZ balar. balamaz Otn O teferruat

BES SEHIR

28

grmez olursa, ben de ylece insan ztrab kar


snda tabiat gzelliine kaytszdm, yabancydm.
Gmhane'den

sonra

yava yava artan bu

duygu, Erzurum'da adeta ezici bir hale geldi. tkinci


defa grdm bu ehir, artk ark vilayetlerinin ik
tisadi merkezi, yayann gl, bu havalide sylenen
trklerin yarsndan ounun gzelliini vd es
ki Erzurum deildi. Harp, hicret, katliamlar, tifs,
eit eit felaket, zerinden ar bir silindir gibi
gemi, her eyi ezip devirmiti.
.

Hi bir yerde memleketin Birinci Cihan Har

binde geirdii tecrbenin acl burada olduu ka


dar vuzuhla grlemezdi. Bu, eski ressamlarn tas
vir etmekten holandklar ekilde,

lmn zaferi

idi. Drt yl, bu dalarda kurtlara insan etinden zi


yafetler ekilmi, lm her yana dolu dizgin saldr
m, semeden avlamt. Uursuz trpan durmadan,
bir saat' rakkas gibi ilemi, rastgeldii her eyi bi
miti. Bununla beraber, nfusu altm binden sekiz
bine inen Erzurum Milli Mcadele'ye nayak olmu,
Ermenistan zaferini idrak etmi, yava yava sa
kalan hemerHerini toplamaya balamt.
lmn zaferinin yanbanda, imkanz bir k
n kasp kavurduu bir bahede, buzlarn kilidi
zlr zlmez balayan o acaip baharlar gibi, ya
va yava hayatn trks ykseliyordu.
Yklm ehirde yeniden genler evleniyor, o
cuklar douyor, yars toprak olmu evlerde baba
ocaklar ttyor, akamn alaca karanlnda l
art ocuklar trk sylyorlar,

adlaryle artk

mevcut olmayan eylere hudut izen ehir Kaplar-

ERZURUM

Z7

mn nndeki meydanlarda davul zurna almyor, ci


rit, bar oynamyordu.

Hillasa frtnamn datt k.artal yuvas yeni

den kuruluyor, sa kalanlar gnein, adna neide


sylyorlard. Her yerde marazi denebilecek bir ba
har enlii vard. Kvamm henz bulmam olan bu
canllk insam on yl nce. grm olduum muhte
em yazdan daha baka trl saryordu. Bu, her e
ye ramen hkm sre_n

hayat n zaferi idi. O, geni.

aknda kendisiyle birlikte gelemeyenlerin etrafn


zalim bir yalnzlkla evirerek yolunda yryordu.
Fakat drt kapl ehrin kendisi yoktu. Dene
bilir ki asrlarca gururunu yapan ve topluluk haya
tna istikamet veren serhat ehri ruhundan baka
ortada pek az ey kalmt. Bu ykl, Erzurum 'da

ilk defa m oluyordu? 1828 malf.biyeti, 1876 fela


keti ve daha nce birok isyanlar muhakkak ki bu
ralar gene sarsmt. Birincisinde yz otuz iki bin
olan nfus, yzbine inmiti. tkincisinde ehir kkn
den sarslmt. Fakat bu seferki ykl ok baka
bir eydi. Bu sefer lm, geride kendinden baka
hi bir canl ey :Koymamak ister gibi, ehre saldr
mt. Gerekten kendi mal olan usuz bucaksz bir
mezarln bir ucunda kk bir ehir iskeleti, ar
tk sadece bir harabeyi evreleye birka kap ady
le birka bozuk yol brakarak ekilip gitmiti.
Hemen herkesin yalnz kendisinin anlatabilece
i bir hikayesi vard.

H men herkes birka kiiye

alyor ve akbetini hala bilmedii bir sevdiini bek


liyordu.
Bir ihtiyar adamdan bahsettiler ki yllarca pen
cere nnden a:yrlmamt. Kafkasyp.'ya giden to-

BES EHIR

rununun dnmesini istiyordu. ! mahallelerde her


kap aln hala heyecanla karlamyor, iin gari
bi, aradan be yl getii halde, hala tek-tk dnen
ler Qluyordu. Sibirya buzlarn zdke, Hint cen
gellerl yol verdike hala yaamakta oluuna kendisi
de aran akn bir biare yurduna dnyor, kur-
tulduu cehennemin hikayesi, insanst kudretini,
katlanlan ztrabn byklnden alan yeni bir
Odise gibi ehre yaylyordu. Kk bir ky kahve- :
sinde Kamatka'nn souunu, Seylan'n scan,
Madagaskar'n ylanlarn her gn baka baka az
lardan dinlemek kabildi.
Bir dostum anlatmt:
"Daha ehre girmeden, A.kale'de yattm ha
nn kahvesinde, esirlikten yeni dnen yank yzl,
tek kollu bir biare bana, giderken brakt olu,
kars ve anasndan hi birini, hatta evinin yerini:
bile bulamad iin, girdii gnn akamnda eh
ri terkettiini syledi.
- Peki imdi nereye gidiyorsun? diye sordum.
Bir mddet dnd. Yz alt st olmutu. . Ni
hayet:
- Efendi, dedi; nereye gittiim! ne sorarsn?
Geldiim yeri sana syledim, yetmez mi ?
Doru sylyordu. Geldii yeri renmitim.
lm bu kadar yakndan koklad insanlarn
peini kolay kolay brakmyordu. Erge bir tarafta
kartarna kyor, sofrasn ayor, "buyurun!" di
yordu. Baka bir ey yapamad iin sadece hatr
latY.ordu.

ERZURUM

29

Her mecliste, yol stnde braklm ihtiyarla


.nn, st emen ocuunun ayak. altnda ezilmi par
. alarn kundaklayarak inni sQyleye syleye yola
koyulan annelerin, sahibinin gsne bam daya
yp len cins atlarn hatras diriliyor; kaybolan ar
, yklan ehir, bozulan ev, birdenbire suyu ekil
mi bir nehir gibi ortadan silinen btn bir hayat
cUn:neyen yaralar gibi kanyordu.
Erzurum hatrlyordu: :g9mld toz ve a.
mur ynnn iinde canl dnn, drt kapsndan
girip kan kervanlar, ar pazarnn uultusunu,
alan insanlarm, temiz yzleri ve salam ahlak
laryle .ehrin hayatna kutsilik katan alimlerini, g
zel sesli mezzinlerini, her yl hayabna yeni bir mo
da temin eden dnlerini,. esnaf toplantlarn, bay.
ramlarn idare eden ve halk hayabm bir saz cotu;.
rur gibi coturan bkn endaml, yiit rfl dadala
nn, onlarn cirit oyunlarn, barlarn, bazen bir ala

y birden gnlerce misafir eden ve bir menzillik ara


zisine paytonla gidip gelen eski beylerini, ksacas,
btn hayabm hatrlyordu.
Bununla beraber, yklann, kaybolann nasl bir
ey olduunu, btn yaralarn henz taptaze oldu

u, kanad bu gnlerde anlamak gt. Btn ce


miyet o kadar kat'i bir talibin etrafnda dolam,

o kadar dnlmeyecek yerlere kadar gitmi ve gel

miti ki, ehir, lmn mukadder grnd kaza


dan naslsa kurtulmu bir insana benziyordu. Tpk
hikayede hacan kaybeden adamn en lzumsuz e
yasm aramas gibi, yeniden canlanan uur bir tr
l esaslmn zerinde duramyor, teferruat zerinde
geziniY.ordu.

BES EHR

Gerekte kaybolan ey, btn bir hayat tarz,


btn bir dnya idi. 1855'te yz binden fazla nfus
]u bir ehir olan Erzurum, bu gelimesini bir iktisa

di dP.nklilik zerine kurmutu. tran, ithalat ve ih


racatnn yardan fazlasn Trabzon - Tebriz kervan
:yoluyle yapyordu. !te bu kervan yolu, Erzurum'u
:asrlar iinde erafyle, ayanyle, ulemasyle, esnafy
:e tam bir ark ortaa ehri olarak kurmutu. Bu
transit yolunda her yl otuz bin deve ve belki iki mis
Ji katr iliyordu. Bunlar Erzurum'dan geiyor, Teb
-riz'den geliinde, Trabzon'dan dnnde kumanya
:sn daima Erzurum'dan tedarik ediyor, hayvann
:nallatyor, at eeri, yk semeri, nal, gem, azlk,
.hlasa her trl eksiini orada tamamlyordu.
!in fenas u idi: Bu hayat bir daha dnmernek
zere kaybolmutu. nk Byk Harbin getirdii
:felaket olmasa bile, gene bu ar snecek, bu esnaf
-dalacak ve ehir kendi bnyesini yeni batan kura-cak olan yeni bir alma eklini bulana kadar gene
klecek, kyleecekti. Fakat bu deime daha ya
va olacak, yere atlarak krlan byk fanus, ya
tkendii iin, kendi kendine karararak snecekti.
Yahut, daha byk bir ihtimalle, yeni bir hayata ge
menin yolunu bulacak, baka trl mstahsil olacak
t. urasn hemen syleyeyim ki Erzurum'un istik
bali byle bir gelimeye elverilidir. Civarda bulu
nan ve eskiden bir ksm iletilen kmr madeni,
modern katla ok elverili sazl, vadettii ka
dar ise Tercan'daki petrol ve nihayet Anadolu'yu
baka bir Anadolu yapacak olan elektrikleme ii
:gerekleirse memleket iinde kademe kademe ine
-cek olan bu hayat kaynann banda gelen Tortum

ERZURUM

31

elruesi, yeni ve eskisinden ok baka trl canl bir


Erzurum'u yaratmaya elverili olan byk imkan
lardr.
1914'de, iki ey, Umumi Harp ve yeni zamanlar,
'
.bir arada gelmiti. Cevat Dursunolu'na, yeni tran
.:sit yolu ald zaman fnnc Hasan adnda bir Er
zurum'lu yle demi:
- Efendi, eskiden kervan gelir, btn kuman
yasn burada dzer, ehre para dolard. imdi yir

mi katrn ykn birden alan kamyon, sabahleyin


'Trabzon'dan kalkyor, leyin buraya geliyor. o
fr, !nhisar'dan ald krkdokuzluk bir rak iesi
ni duvarda krp iiyor, yoluna devam ediyor ...
!te eski E'un, drt yanndan refah akan
bu ark ticaret ehrinin macerasn kapatan ey.
Umumi Harp, . be on ylda ve en iyi artlada dei
:ebilecek btn bir hayat erevesini bir hamlede

:knp datmt.
Eski Erzurum'da bu ticaret hayat ve kervan
yolu otuz iki san'at beslerdi. Tabaklar, saralar, se
merciler, dikiciler, arklar,

mesiler,

krkler,

:kevelciler, kunduraclar, kazazlar, arabaclar, kee


..ciler, - adrclar, culfalar, ipiler, demirciler, bakr
.clar, kllar, baklar, kuyumcular, zarclar, san
dklar, kaklar, taraklar, maranclar, boyac
Jar, dlgerler, yapclar, sabuncular, mumcular, ta
kmclar.
Defterdar Mehmed Paa ile Erzurum'a gelen ve
.orada Gmrk katiplii yapan Evliya elebi, eh
rin kaplarndan bahsederken, yabanc tccarlarn
Grc k apsnda oturduklarn syler.

BES EHR

32

"Hakirin katibi bulunduum gmrk bundadr.


Drt evresinde Arap, Am, Hint, Sint, Hatay, Ho
ten bezirganlarnn haneleri de vardr. !stanbul ve
Zmir gmrnden sonra en ilek

gmrk

bu Er

zurum gmrdr. Zira tccarna adalet ederler.'"


Bu drt satr eski dnyamzda Erzurum'un eh
resini izmeye kifayet eder. O, arkn byk. ticaret
ve transit ehirlerindendir.
.

Erzurum gmr onyedinci asr sonu tarihi


ne bir baka ekilde de geer, Mverrih Raid, Nem
e muharebesinden dnen

Fazl Ahmed Paa'nn

Edirne'de IV. Mehmed'e bu mnasebetle Saray bah


esinde kurulan otada bu muharebe, hele btn im
paratorluu o kadar sevindiren ve Evliya elebi'yi
Seyahatnamesinin yedinci cildinde o kadar coturan
Oyvar muharebesi hakknda izahat verirken malye
tlnde bulunan Erzurum'lu Abbas adnda .bir kahra
mandan bahseder. Hikayeyi Raid'den ' dinleyelim:

"A.lelhusus kulunuz yannda Erzurum'lu Abbas:


derler bir yiit vardr.

Oyvar muharebesinde bi:

Mk--perva kale bedenine kp kffdr- hakisar her


end ki zerine tjenk daneleri yadrrlar, yerinden.;
ayramayp dmana sebat gsterdikte an grp bir
yenieri dildveri dahi ann yanna uruc ettiin sair
guzat- mslimin grdkleri saat liicce-i cemiyetler
hurua gelip zemzeme-i kafir k-i tekbir ile cmle
Bi yekpare yuri ettiklerinde dmen-i din iin adem-t
mukavemet mukarrer ve bu tarikle an- vdhitte ka
lenin fethi myesser oldu, deyu takTir eyledi .. eh
riyar- inayetmedar hazretleri otadan has odayr.
teri/ buy_urdu1larnda mezbur A.bbas' huzur-u h-

ERZURUM

ss

-mayunlarna getirtip kenduyu vafir istintak buyur


.duklarndan sonra avatf- aliyye-i mluklinelerin
.den bana ifte elenk takp ve kendu talebiyle hatt-
hmliyun-u l}evketmakrunlaryle Erzurum gmr
:malndan yevmi yetmi bel} ake tekat ulufesi ve

,drt top lcumal} ve drt donluk uha ve vafir sikke-i


.hasene ihsan ve karndal}na dahi yine Erzurum gm
rnden eni ake ulufe ve mezbur Abbas ile maan
,oo:zay- beden-i kaleye uruc eden yenieriye dahi oca
ndan tekat ulufesi verilmesin ferman eylediler.,
.(Ral}id Tarihi, ikinci tab, cilt I, s.

100 ) .

tte imparatorluk bu idi. Erzurum ile Oyvar


Badat ile Girit, Tebriz ile Belgrat, Atina ile Ceza
yir birbirine karm yayordu. Evliya elebi'yi
ber satrda mizahtan ehnameye gtren bu ar
-tc birlik ve onun gnlk hayata getirdii zarui
deiiklii ve zarui tezatlan cemiyetin hem gururu,
lem ztrabyd.
Erzurum'lu Abbas, Oyvar fethinde muzaffer d
nen veya lenlerin iinde adn bildiimiz tek insan
dr. Oyvar'n, Tuna'nn ilerisinde verdiim binler
-ce muharebeden biri olduu gibi. Onun macerasn
dan Cevat Dursunolu'na babsederi Yahya Kemal,
Erzurum sokaklarndan birine Oyvareri Abbas ad
nn verilmesini tavsiye etmi. Gzel fikir. Temenni
ederiz ki Erzurumlular Grc kapsndaki sokaklar
dan birine de Evliya elebi'nin adn verirler. By
lece Erzurum gmrnden tekadiye veya maa
alan bu iki insan, adn tesadfn kurtard Oyvar
kahraman ile Oyvar ehnamecisi, yaadklar eh

rii

hatrasnda birlemi olurlar.


3

BES SEHR

Servetin,

alsmann bulunduu yerde itimal

nizarn kendiliinden doar. Eski Erzurum ok mun


tazam bir ereve iindeydi. En basta toprak sahip
leri gelirdi. Eski devirlerde mahalli ve askeri idare
ye de istirak eden, kale dizdarl, muhafzlk gibi
vazifeler alan bu beyler, tpk Rumeli'de, Tuna'nn
bizim tarafa d{isen sehit anavatan paras ksmnda.
olduu gibi, tam bir toprak aristokrasisi kurmus;.
lard.
Btn gelenekte olduu gibi kadnlar burada.
da son derece muhafazakar idiler. Evlenmelerde ak
ran, denk aramada onlar erkeklerden daha mutaas
sptlar. Toprak sahiplerinin kzlarndan alnan ka
dnlara "pasa" denir, esnaf zmresinden seilenler,.
yahut dsardan alnanlar veya cariyeliklerden gelen
ler "hanm" olurdu. Bu evlenneler bazan vilayetin.
snrlar dsna kar, Grc beylerinin kzlar Er-
zurum'a pasa olarak gelirlermis.
Osmanllardan ok evvel asl shretini Kirtu-
ba'da yapan byk Arap lisancs Abdullah el-Kali'yit
medreselerinde

yetistiren

Erzurum'da

lslfuni

ilim

gelenei bu sehri sarkn n safta merkezlerinden bi


ri yapyordu.
Son zamanlarda "tnema" snf drt byk:
aileden ibaretti, Solakzadeler, Kadzadeler, Mftiza
deler, Gzbykler gibi.
tnemadan sonra, haslarnda Dahaklar seyhl bu
lunan ve sehrin asl belkemii olan esnaf gelirdi
Dahaklar

seyhi,

ica}Jnda

hkmet

nfuzuna

bile

ERZURUM

35

kar koyabilecek bir ahsiyetti. Ne Tanzimat, ne


Abdlhamid idaresinin merkezcilii ehrin ruhu olan
ve esasn ahilik'ten alan bu otoriteyi ykamamt.
Eski dnyamzda Dabaklar eyhi, asl bnyesini es
nafn

lekil ettii Anadolu ehirlerinde daima bu

kudreti tard. Dabakln

ayakkabclk,

saralk

gibi geni ihtiyalar karlayan sanatlar beslemesi,


belli bal servet kayna olan hayVancla dayan
mas bu sanat dorudan doruya ky ve airete
balyordu.

Dabaklar eyhi'nin arkasnda, stanbul'da bile

xvn, XVIII. asr ihtil8llerinde iki azgn ocaa kar


kuvvetini zaman zaman gsteren ars gelirdi.
Fakat asl mhim olan bu zmreler zinciri deildi;
onwi arkasndaki canl kurulutu. Bu kurulu, eh' rin hayatn gerekten kuvvetlendiriyordu. Kyl ile
ifti snfnn haklar toprak sahibi beyler tarafn
dan korunurdu. Kyl ile Bey arasndaki mna5e
betler, bir serhat viHiyeti olduu iin, Erzurum 'da
baka yerlerdekinden daha babaca kurulmutu. Ba

.mza Gelenler mellifi Mehmet Arif Beyin fikri de


budur. ar bu kadar kuvvetle kkleince ehirde
tagallp fikrinin yerlemesi ok gtr. Bu sebeple
her canl eyde rastlanan anlamamazlklara ra
men, eski Erzurum'da bir nevi muvazene teekkl
etmiti. Bu hal, her snf kendi hayatnda, kendi
zevkinde rahat ve mstakil brakarak, mesut ederek,
tkinci Merutiyete, hatta biraz sonrasna kadar s
rer.
Bununla beraber kaynama, anlama havasna
ramen camilere, vaizlere kadar bu ayrlk gidiyor

du. Son devirlerde Cafe:ie camiinde genler, ak fi-

BJ! EHR

36

kirliler toplanr, biraz sonra bahsedeceim Militiza


de Edip Hoca'nn vaazn dinlerlermi. Pervizolu.
koyu zahitlerin camii imi. Orada Abdlkadil" Hoca
. vaaz eder, nnde fermanlarn okunduu Devlet camii Lala Paa, daha kark, daha eitli halkla do
larm. Burada Solakzadelerden vaizler varm.
Halk, tatil gnleri, en fakirine varncaya ka
. dar, cumalk elbiselerini giyerek yazlar mesire yer
lerine, bilhassa varlkl ehir halknn adra kt
Boaz'a, cirit oyunlarna, greiere giderler, ayak
ta zgva alvar, belde Acem ah, silahlk, daha st
te gazeki denen epken ile aba,

hart denen palto ile

bana ok defa stanbul'un Kandilli yazmas saran


esnaf, k gecelerine de benim yetiemediim Aynal
. Kahve'de

(Tebriz Kaps'nda)

Ak Kerem, Battal

Gazi hikayeleri okuyan, Geyik Destan syleyen, saz


alan, tpk Kerem'in zamannda olduu gibi iir m_sabakas yapan, birbirine tarizli cevaplar veren, ye
titikleri memleketin gzelliini ven, getii yolla
r, gurbet duygusunu anlatan airlerin, halk hikaye
cllerinin etrafnda toplanr, yahut da aa

yukar

on asrlk bir gelenekle srp gelen sra gezmelerin


de kendi aralarnda elenirmi.
Erzurum'un asl hayatn bu esnaf yapyordu.
Asl gzel olan ey de, salam bir snf uuruna er
mesi, yukarya imrenmeden kendisini aaya ak
tutmasyd Esnaf kadn, eraf kadnnn giydikleri
elbiseleri giymez,

yani kutnu'larla, srmal elbise

lerle sslenmezdi. t terbiyesini alm, eli iledii ya


ratt iin nefsine sayg duygusu yerlemi, ahsi
_yetli, kendine gvenir vatandalardan teekkl et
mi bil' kalabalk ... On Y.anda henz rakla

g-

ERZURUM

3'7

ren bu ocukta bile az zamanda nefsine gven ba


lar, el emeine dayanan bir hayatn mesuli yet fik
rinin insanolunu nasl y kselttii grlrm.
Musiki zevki de byle idi. Btn Erzurumlularn
bildii Bar o yunlarnda, ciritte, dnlerde bizi Ma
lazgirt'ten Viyana' ya kadar gtren davul zurna, o
maeri banda alnrm. Halk kahvelerinde ak sa21, erafn gittii gazinolarda, kraathanelerde - bit
tabii Tanzirtattan sonra - takm riusikisi varm.
En son takm, Kz Vahan'n santurlu, armonyomlu
takm imi. Bunlardan baka, bir de Kuran okuyan
b y k hafzlar vard. Bunlar Lala Paa'nn hatibi
Kitapzade Hafz Hamid.' Efendi, Ebulhindili Hamdi Bey ile Gzb ykzade idi.
Bu ok d zenli hayatta mevsimler kendilerine
mahsus bir terifatla gelirlerdi. nk her ey ev
velden tanzim edilmiti. Binaenaleyh hepsinin ha
bercileri . ve solaklar vard. ocuklar yaz geldiini
.adrc ustasnn eve urad zaman renirlermi.
<> zaman baheye adrlar ylr, ihti yar, yatkn el
li ustalar Boaz'a, llca' ya, ak havaya, elenceye
.kavuacaklarn aniayp sevinen kklerin tlk
lar arasnda onlar tamir eder, sklderini diker, yr
tk yerlerini deitirir, yamura, rzgara dayanacak
hale getirirmi.
Kn geldiini krk mjdelermi. Daha Kop
Da'nn ba beyazlanmadan, Palandken srtlar
kalarn atmadan nce, Erzincan'dan gelen siyah
zmn renginden, yayiann stnden cenuba do
.ru akan ku s rlerinden vaktin yaklatn anla
yan tecrbeliler, krk y arrlarm. Bu sefer
;gocuklar, samur, tilki, kurt postundan krkler, tu

38

BES SEHlR

lwnlar geni selamlk sofralarnda ortaya konu-p


gzlkl ihtiyar krk talar tlaryle onlar d
zeltir, eksiklerini tamamlarm. Bu, Erzurwn'un ikin
ci hayatnn blangc, scak sobann, gm ay
tepsisinde kk bir fak gibi glen aylarn, uzun
sohbetlerin devridir.
ehir, kaplarn kapatr, kendi aleminde ya
ard; kzak stnde siyah yaml, uzun konlu iz
meli, kvrak bykl postaclarn acaip kurt, tipi hi
kayeleriyle beraber iki _ haftada bir getirdikleri
gazetelerin havadisleri uzun uzun mnaka edilir,
gemi zaman hatralar anlatlr, dedikodu yaplr
ok zarif, ust!Ukl. cmlelerle ee dosta tariz edilir
di. Belki de bu kapal aylarnn besledii sohbet
yznden hemen her Erzurwnlu nkteci, biraz hi
civcidir. Fakat, her eyde olduu gibi, her nesilden
birka . kii bu umumi mazhariyetn stne kar.
Bunlar konuma sanatl}n hret kurmu ustalar
dr.
Mtareke yllarnda Ermeni meselesi dolaysyle Erzurwn'a gelmi olan Amerian Heyetine o za
m ann Belediye Reisi zakir Bey'in verdii cevab
kim hatrlamaz ? Tercmana:
"-:- Dilma, bana bak, bu beyler uzun boylu
anlatyorlar. Ben ksa bir misaile Erzurwn'da ekse
riyet kimlerde idi, Cenerale anlataym" diyerek He
yeti oturduklar evin penceresine gtrm,
" - Bakn, demi, urada btn ehri saran bir
talk var. Onun da ortasnda yirmide biri kadar du
varla evrilmi bir yer var. O byk talk Msl
man mezarl, o k de E:;meni mezarldr;
bunl kendi llerini Y:emediler Y:a!"
.

ERZURUM

3t

Erzurum'da Trklerin daima ezici bir okluk


halinde yaadklan bin trl ekilde gsterilebilirdi.
ZB.kir Bey'in hazr cevapll bunlann en ksasn,
itiraza yer brakmayann bulmutu.
Erzurum'da bu konuma ustalarnn birini bol
bol diniediim hikayeleriyle, birini de ahsen tan
dm. Kaleli Burhan Bey 1923'ten ok nce lmt.
Fakat keskin hicvi ve istihzas, hazrcevapll he.
a canl bir hatrayd. Edip Hoca ise hayattayd. Ba
na yz yln zerinden aarak, XVI. asrn air
shak elebi'sini hatrlatan, onun ok mehur "am'
dan ktm akama dedim am- erif" msram
tekrar ederek anlatan bu artc adam, gerekten
hatrlannaa deer. Cevad'n odasnda tandm
Edib Hoca'y ben ok sevmitim. Bu uyank adam
bana daima eski kltrmzn bir incarnation'u gi
bi grnmt. Geni atlet gvdesiyle her getii
yolu kendi etrafnda bir tablo zemini gibi toplayan,
karsna kan her eyi ikinci planda brakan bu
adam, Erzurum'da, btn eskilie ramen belki en
canl nokta idi.
Edip Hoea 1923 Erzurumunda, XVI. veya XVIT.
asrlann ark ordularndan biriyle gelip orada kal
vermi bir mazi yadiganna, yahut skdar'dan
am'a, oradan da Hicaz'a gitmek zere tehlillerle,
tekbirlerle yola kanldktan sonra yanllkla Erzu
rum'a gelmi bir srre alayna benzerdi. Neesi, per
vaszl, mcadeledeki hazrcevapl, kafasndaki
l duygusuyle, iyi kalbiyle Edip Hoca btn bir
aemdi.
Bir gn dostlanndan birine urayarak ay bar
da istemi, ok gzel bir takm beenmi, "Hak-

BES SEHR

k, bunlar ayr, ben birini alyorum, bu akam tec


rbe edeceim" demi. Fakat ertesi gn ay barda
n geri getirmi. "Hoca, ne diye beenmedin, bu
gzel bardaklar ?" diye soran dostuna o dik sesiyle:
Hakk, demi, bardaklar gzel, ama bana uymu
yor. Sabahleyin ayla doldurdum, yle bir nme
koydum, bir kendimi dndm, bir ona baktm: nis
:petsiz ... Hele, Hakk can, sen bana biraz daha by
n bul."
Bu kk fkra Edip Hoca'nn nasl bir adam
<>lduunu, ne kadar tam bir alemden kopup geldii
ni gsterir. Edip Hoca genliinde politikaya girmi
ti. Hatta bir zamanlar lttihad ve Terakki'nin faal
. bir azas olarak Merutiyetin ilk yllarnda Arnavu
lua gnderilen Heyet-i Nasha arasnda o da vard.
:Bu seyahatinde bandan geen bir hadiseyi sk sk
:anlatrd.
Misafir kald bir Arnavut beyinin evinde iken
gnn birinde Bey'in da kabilelerinden birinin reisi
<>lan uzak akrabasnn btn maiyetiyle konaa gel
diini grrler. Mahalli adete gre nsafirlerin be
raber arlanmas artm. Akrabasn ok iyi tan
yan ev sahibi bu zarureti hocaya anlatr, "are yok
katlanacaz. Daha dorusu siz katlanacaksnz. Ak
si takdirde kl oluruz !" der. Ayrca da ok dikkatli
<>lmasn sk sk anlatr. Edip Hoca ister istemez
raz olur. Gece yataklar serilir. Yeni misafir Edip
Hoca ile kendi yataca yatan arasna evvela silah
larn, dolu tabancalarn, fienklerini, sonra da en

iyi cinsinden bir Serfice ttn paketi koyar. Yata


a girdiktn sonra "Hoca, sar bir cgara seninle ko
nuacam." der. Eski tabiriyle izbanduta benzeyen

oda arkadan ve bu arkadaln verdii rahatsz


l uykunun aleminde unutnaa hazrlanan Hoca
cgaray sarar ve bekler. Adamcazn meselesi ga
yet basitmi. Kardeinin kzna B.km. Onunla ev
lenmee karar vermi. Fakat ie pek akl ermedii,
daha dorusu sadan soldan bu iin haram olduu
nu syleyenler bulunduu iin bu hususta !stanbul'
dan geldiini bildii hocann fikrini almak istiyor
mu. Hatta seyahatinin sebebi de biraz bu imi.
Hoca bittabii "Aman, nasl olur? Kardeinin k
z senin kzn demektir. Haramdr." cevabn verir.
Fakat Ak Arnavut beyi kararn deitirmek niye
tinde deil. Zaten fikir sormuyor, sade bu ie hoca
nn raz olmasn, yani bir nevi fetva istiyor. Mna
kaa byr. Nihayet karsndakini kandramadm
gren ak misafir bu masum arzusuna set eken Ho
ca'y inadndan dolay kfrle itharn ederek taban
eaya sarlr. Edip Hoca, bir karsndaki adama, da
ha dorusu tabancasna bir de kapya bakar. Kap
ile aradaki mesafe uzun. Kald ki arkasndaki sofa
da adamn maiyeti yatyor. ister istemez "Hele, Bey.
dur, acele etme! der. Anlat bana. O kzn babas olan
kardein senden byk m kk m?" Arnavutca
z "Benim bymdr." cevabn verince "Mesele
deiti. Niye batan sylemedin bunu. Kn ol
sayd tabii haramd. Evlenemezdin. nki,i senin o
lunun kzyla evlenmen gibi bir ey olurdu. Ama b
yk olunca... O zaman helaldir. tstediini yaparsn
tlerin ald bu son ekil misafiri memnun eder.
"Yaa bre Hoca, der. Zaten bana sylemilerdi, b

yk am olduunu. Yak bir cgara!" Ve bylece

BES SEHR

42

Edip Hoca, o geceyL sabaha kadar Serfice ttn


ierek ak amcay dinlemekle geirir.
Bu

hikaye

zerine

sonralar

ok

dndm.

Onun kuvvet delili karsnda bu teslimi sinizm ile


ittiham edilebilir. Hatta byle grenler bu kk
anekdotta Osmanl yklnn sebeplerinden birini
bulabilirler. nk biz ok defa !zzet Molla'nn,

Mehurdur ki zulm ile olmaz cihan harab


Eyler an mdahane-i aliman harab
beytini tek bana okuruz.
Fakat birtakm deerlerin ancak msait ortam
larda muhafaza edilebileceini dnenler hocay af
federler.

Edip Hoca kahramanlk iddias olmayan

bir adamd. O, dzgn bir nizarn iinde ikirlerinin


mes'uliyetini kabul edebilirdi. Osmanl tarihindeki
dram, Edip Hoca gibileri tavizinden ziyade bu ta
vizi istemenin muayyen bir devirden sonra Meta ta'
bii hal oluundandr. ,
Erzurum'da hikayelerini diniediim insanlardan
biri de 93'te Erzurum mebusu olan Ahmed Muhtar
Eey'dir. Onun hayatn ana tarafndan torunu olan
Cevad Dursunolu'ndan sk sk dinledim. Beenme
dii bir valiyi vd iin fkelendii

Envar- ar

kiye gazetesini, her hafta, uag II}er aaya: "0


maay al, o kat parasn o me3:a ile tut, o sobay
a, imdi iine at, sen de git, elini yka" diyerek so
baya attran bu adamn yapmac fa hddetleri;
grenein glkle hapsettii
terir.

?tn

ir mizac gs

!te Erzurum 'da benim en sevdiim ey bu mi


za oldu.

ERZURUM

IV

Erzurum'a yamurlu bir gnde zakir Beyin


bahsettii bu bitmez tkenmez mezarln arasndan
geerek girdim. Onun zamanla brpalanm uzun,
krmzya alan talar, - Erzurum'un her iilie
gelen o ok gzel yumuak ta - sert rzgarn sa
vurduu saanak altnda hayaletler gibi etrafn al
mt. Lisede edebiyat hocal yapnaa gelmi ts
tanbullu gen airi alt st etmee bu tesadf kafi
idi.
Bereket versin hemen ertesi gn mdr Cevad
Dursunolu ile karlatm. Bu kkl adam ehrin
dehas gibi bir eydi. Almanya'daki felsefe tahsili

drt yl sren ordu tecrbesi, milli mcadelenin ba


langcndaki rol, onu tandm insanlardan ayn
yordu. Toplayc adamd. ehri ok iyi biliyordu.
Anlataca bir yn ey vard. Ve konumay se.;.
venlerden, onu san'at haline getirenlerdendi. Bu sa
yede haftasn doldurmadan ehrin ve meselelerinin
iine girdim.
Bununla beraber bu ilk kartanada iime eki
len ykl hissi beni tamamyle brakmad. Yaz so
nunda byk zelzelede onun en korkun yz ile
iimde canlandm grdm. Acaip ve zntl bir
tesadf tstanbul'a gitmeme maru olmutu. Bir ,ikin

di vakti lisede otururken bouk bir grlt ile yeri

mizden frladk. Her ey sallamyordu. yle ki kap


ya kadar zor gidebildik. ehir bu rzgarsz havada
toz iinde idi. Daha kapya varmadan bu birinci sar
snty o tarifi g grlt ile ikinci ve nc sa:

BES EHR

.snt takip etti. Fakat bu sefer halkn ln da


iitiyorduk. Aramzdaki ksa faslalar ehre tikleri
ne benzeyen hafif sarsntlar dolduruyordu. Yollar
insanla doluydu. !lk nce ehrin ykldn zannet
tik. Fakat yle deildi. Hele hi nfus kayb yoktu.
Fakat daha

o akam kazalardan feci haberler gel

mee balad. Birok yerlerde toprak atlam, ky


ler olduu gibi yklmt. Hemen her gn yeni nfus
kayplar reniyorduk. ehir daha o akam man
'Zarasn deitirdi ve ok eski g ordularnn karar
gahna benzedi.
Bu zelzele bir ay kadar srd. Kazalarda o ka
dar byk ve devaml tahribat yapmt ki hafif r
permelerden baka bir ey kalmamasma ramen halk
bir trl evlerine girmek istemiyordu. Bu korkuya
() sralarda Erzurum'a gelen Atatrk son verdi. Kal
mas iin vilayet konanda ve mstahkem mevki
kumandanlnda iki yer hazrlanmt. Fakat he
men herkes ne olur ne olmaz diye adrda kalmasn
tavsiye ediyordu. Atatrk, birka yerinderi atlam
hkfmet konanda yatmakta srar etti. Onu gren
halk da evlerine girdi.
Atatrk' ilk defa Erzurum'da grdm. Onun
la tek konumam da Erzurum Lisesinde oldu. lki
gn evvel Kars kapsnda btn ehir halk ile be
raber karladmz adam, liseye gelir gelmez be
raberindeki "huzuru mutad zevatn" arasndan adeta
syrlarak aramza girdi. Sakin, kibar, daima dik
katli ve her eye alakalyd. O gn, Erzurum Lise
sindeki hocalara, talebelere, orada rastlayacaklarna
vermiti. Ne pahasna olursa olsun szn tutacak
tl. Yemee kalmayacakt, fakat ikindi ay imee

ERZURUM
raz oldu. Yann saatte gidecekti. O buuk saat bi
zimle kald.

Kendisine sylenenleri son derecede rahat bir.


dinleyi tarz vard. Bununla beraber araya garip bir '
mesafe koymasn da biliyordu. Bu mesafe, yalnz
yapt ilerden veya mevkiinden gelmiyordu, Mus
tafa Kemalliinden geliyordu.
Atatrk her art iinde kendisini empoze eden
lerdendi. Baknda, jestlerinde, ellerinin hareketin
de, kmldanlarnda ve yznn izgilerinde btn
bir dinamizm vard. Bu dinamizm etrafn bir eit .
sessiz sarsnt ile dolduruyordu. yle ki birka da
kikalk bir konumadan sonra bu mtevazi ve rahat
adamn, bu reticinin annda bir utan br uca
geebileceini, mesela en rahat ve kahkahal bir soh
beti keserek en etin bir karar verebileceini ve
deha gc bu karan verdikten sonra yine ayn nok
taya dnebileceini dnebilirsiniz. En iyisi istim
zerinde bir harp gemisi gibi evik, harekete hazr.
bir dinamizm diyelim.
Erzurum Lisesinin beyaz badanal, tek kanepe
si krk muallimler odasnda bana sorduu suallere
cevap verirken zihnim phesiz onunla ok doluydu.
Anafartalardan Dumlupnar'a, zaferden Cumhuriye
tin ilanma kadar hayatmz biraz da onun taliinin
veya iradesinin kendi mahrekinde gelimesi olmutu.
Btn bunlarn o gn onunla konuurken duy
duklarmda elbette bir pay vard. Heine yahut Gau
tler, gen bir airin Goethe'yi ziyaretini anlatrlar.
Zavall ocuk birdenbire Weimar tanrsnn karsn
da bulunmaktan o kadar arr ki yol boyunca, hat-

46

BES. SEHIR

ta gnlerce evvel hazrlad sevgi ve hayranlk cm

lelerini unutur ve yolda grd eriklerin gzelli


inden bahseder. Eer behemehal cevap vernem ica
beden

ok

sarih sualler karsnda

kalmasaydm,

phesiz ben de o gn bu gence benzerdim.


nce kim olduumu, ne i grdm, Erzu
rum'da ne vakittenberi bulunduumu, nerde okudu
umu, hocalarnn kimler olduunu sordu.

Sonra

birdenbire o gnlerin aktalitesi olan medreselerin


kapanmasna dnd ve bunun halk zerindeki tesiri
hakknda fikrimi almak istedi. Ses narnma neyim
varsa hepsini toplayarak, "Medrese survivance ha
linde bir messese idi. Hayatta hi bir mspet fonk
siyonu yoktu. Kapatlmasnn herhangi bir aksla
mel douracan zannetmiyorum" dedim.
Atatrk bir kan kaldrarak "evet,
halinde idi,

survivance
survivance halinde idi." diye kendi ken

dine dnr gibi tekrar etti ve hemen arkasndan


"Ama bu gibi eyler belli olmaz ... O kadar emin ol
mayn!" dedi.
phesiz devam edecekti. Fakat Rize mebusu
Rauf Bey odaya girerek protokol hatrlatt. Bilmi
yorum, Atatrk'n baz cmleleri st ste tekrar
etmek adeti miydi ?
lmnden evvel son radyografisini yapan dok
tor Tark Temel, filmin ekilebilmesi iin sandalyeye
oturmasn rica

etmi.

Atatrk de bildiimiz gibi

sandalyeye oturmu. Bunun zerine doktor, "Olma


d Paam, demi, ricam ata biner gibi oturmanzd."
Atatrk de "Ata biner gibi... Ata biner gibi..." diye
kendi kendine mrldanarak filmin ekilmesine en.
msait olan vaziyeti alm. Acaba Anafartalar ve

ERZURUM

47'

Dumlupnar kahraman, bu basit teklifi kendi ken


dine tekrarlarken neyi dnnt.
Atatrk' Konya'da,. Ankara'da, stanbul'da bir
ok defa grdm. Ve o gnk iltifatnn verdii ra
hatlkla birka defa elini de ptm. Fakat bir daha
kendileriyle konumak frsatn bulamadm.
Abdullah Efendinin Ryalar'ndaki Erzurum'lu
Tahsin hikayesi biraz da bu Erzurum zelzelesinin hi
kayesidir. ehrin o gnlerdeki manzaras orada an
!attmn aynyd. Zaten bu hikayede benim tara-.
fmdan icat edilmi hi bir ey yoktur. Hatta Tah
sin Efendiyle ilk karlamam da orada anlattm
gibi olmutu. Zelzelnin ikinci' veya nc gecesi
yine hikayede nlatlan ekilde ona rastlamtm ve
zerimde bu sarsntlar iindeki topran bir eit
dehas tesirini yapmt. Benimle de hakikaten y
leymi gibi konumutu. Bylece hikayeyi yazmay
dnmeden ok evvel bu acayip adam, muhayyelem
de nizarnn ve dostluunu kaybetmi tabiatle ken
diliinden birlemiti.
Yalnz hikayede unutulan bir nokta vardr. Tah
sin Efendi'yi ilk tesadfn hemen ertesi gnlerinde
bir kere daha grdm. O gnlerde ocukluumdanbe
ri bildiim ve sevdiim Erzurum'da herkesin tam
d kt'alarn birok defa diniediim Geyik Desta
n'nn tamamn bulurum hlyasna kaplmtm. Ha
sankale'den gelen bir saz airinin bu destan bilme
si ihtimalinden bahsettiler ve arnn biraz tesin
deki bir kprnn hemen yannda ukur bir yerde
bir hamk kahvesini salk verdiler. Ertesi gece tam
'bir tipi iinde - rzgar bizi her ke banda zerre
terimize

kadar

datyor,

sonra

olduumuz

yerde

48

BES SEHfR

dnere dndre topluyordu - rahmetli dostum


Fuad'la gittik. air Erzincan'a gitmitl, gelmeyecek
tl. Onun yerine Trkeyi mevlud gibi Meta tecvidle
telaffuz eden bir hoca be mumluk bir petrol lfunba
s nda Battal Gazi okuyordu. Ypranm kitap
ye isli Iamba, kahvenin peykesine konmu st mum
lekeleriyle dolu, kk ve tahtadan bir iskemlenin
zerindeydi ve adam bu rallenin nnde iki diz s-
tnde durmadan sallana sallana hikayesini okuyor
du. tri burnu stnde nasl tutturduuna hiila ar
dm krk gzlkleri, ince, kirli san, kr dm
hafif sivri sakal, zayf yz ve perian kyafetiyle
bir insandan ziyade hi bir zaman laykyle anlaya
mayacamz birtakm artlarn, itimai olarak ba
lam, fakat zamanla biyolojik nizarn emrine girmi;
artlarn bir mahsul gibiydi. Etrafnda her cinsten
bir kalabalk toplanmt. Omuz omuza, yzlerinde,.
bilhassa gzlerinde acayip bir parlt, nadir grlen
bir dikkatle onu dinliyorlard. yleki bu kahvenin
yar aydnlnda ilk seilen ve grlen ey bu dik-
katti diyebilirim. Pek az ey bu kadar ackl ve g
zel olabilirdi. nk harbin, bakmszln, ykl ir-
siyetlerin yiyip tkettii bu ehrelerde, sonradan
tandm ve o kadar sevdiim Goya'nn o zalim
frekslerinde eini grebileceimiz bir hal vard; bir
hal ki aktan aa karlkatre ve hicve gidiyordu..
Bununla beraber bu yzlere biraz dikkat edilince za

yf n sefaletlerini ve gzlerinin stmal panlt


sn daha belirli yapt bu insanlarn oraya en fazla:
muhta olduklar eyden, hayal ve harikuladeden na
siplerini almak iin geldikleri grlY.ordu. Ve bu

ERZURUM

49

barikulade o kk tahta iskemlenin zerinde adeta


etraf dal budak kaplayan bir aa gibi byyordu.
Bizim dnmediimiz eyi Tahsin Efendi yap
t. Birdenbire kap ald, tipi ve rzgarla beraber
belinden aas ve gs uvalla rtl yar plak
ieriye girdi, kimbilir hangi baka kahveden topla
.<'f avucundaki paray Battal Gazi'yi kekeleye keke
leye okuyan hocann nne koyarak kt.

- V Benim Erzurum'a gittiim sene adrc yine ba


har sonunda Boaz'a, Dca'ya, yaylaya klacan
.ocuklara mjdeliyor, krk yine elinde t, ar
tokmakl kaplar alarak uzun k aylarn, yaman
tipileri haber vermeye geliyordu. Fakat bu yerlerde
birbirinden o kadar deiik olan bu iki mevsime ha
:zrlanan ehir, artk eski ehir deildi. in garibi,
byle bir teekkln bir vakitler varolduunu gste
ren hi bir ey ortada kalmam, canl hayatn yeri

ni bir yn lm, hicret hikayesi almt.


Geri bu ehri o hikayelerde bulmak mmkn
-d. Fakat

yaanm hayatn scakln o dank

batralardan karmak ok gt. ehrin belli bal


mimarlk eserleri de buna yardm edemezdi. Birok
lar etraflarnda uuldayan hayatla oktan ban
kesmi eserlerdi. Daha IV. Murad zamannda Erzu
rum'da top imalathanesi gibi bir ite kullanlan if
te Minare, sadece kendi kendisi olmakla kalyordu.
.phesiz ifte Minare, Sivas'ta ve daha aadaki
kardeleriyle birlikte bir aheserdir. Osl1p, ta yon4

BES SEHIR

50

tuculuu, abidevi duru bakmndan kendi nev'inin en


gzel eserlerindendir. Onu Erzurum'un bir ucunda,.
ehrin btn yarsna hkmeden ihtiaml kapsyle,.
minareleriyle, gnn herhangi bir saatinde bir kere
grp te hayran olmamak kabil deildir. Onun gibi,.
Yakutiye'nin aydnlkta topraktan henz karlm;
pir eski zaman ss gibi prl prl minaresinin dai-

ma muhayyeleyi aviayan bir ekicilii vardr.

Yakutiye'nin ii, plan bakmndan dou Ana


dolu'nun en dikkate deer eseridir. Daha sade bir
planda yaplm olan Ulu Cami, be beikli ii ile
marp camilerini hatrlatr. Dtan onlar gibi sade
dir. Erken gelimi bir gotik kemer, Ulu Cami'de bi
zi gerekten zerinde durulacak bir mimarlk mese
lesiyle -karlatrr. Fakat bunlar, kltrmzn o
kadar uzak yerlerinden gelen eserlerdir ki onlarla
hemen yanbamzdaki hayat arasnda bir mnase
bet bulmak imkanszdr. Mimarlk, mesela musiki
de, iirde, resimde olduu gibi bize derhal hayat ve
ren bir sanat deildir. Bu tecrit, daha ykseklerde
dolar, hatrlatmadan duyguyu tatmin edebilir. Son
ra bu eserlerin kendilerine mahsus bir devirleri var..
Bursa'nn,

tznik'in,

Edirne'nin,

tstanbul'un,

yr

dke deien yumuak izgileriyle toprakta ca.rl


bir heykel gibi ykselen her asldklar tepeden u
maya hazr byk kular gibi grnen mimari eser
leriyle bunlar arasnda btn bir kaynama, arnma
devri gemitir.
Bu eserlerle brleri, Alparslan. Klarslan g!
bi yalnz vatan kuran savalardaki sert yzleriyle
tandmz

hkmdarlarn yanbanda, kemikleri

ne biraz y:amur, biraz yldz parlts, biraz gn -

ERZURUM

szsn diye trbesinin stn ak brakan II. Mu


rad, yahut kardelerini ldrdkten sonra, "bizim pe
rianlmz gnlleri toplamak iindir" diye onlara
.alayan Yavuz gibi dururlar. Birincilerinde sade b
yklk, sade kudret halinde grnen portreye ikin
dlerinde kvamn bulmu bir zevkin beraberinde
:getirdii bin trl hal ve mfma kendiliinden girer.
tk istila ordularnn st ste aknlarla doudan
Anadolu'ya girdikleri devirde temelleri atlan,

bu

.ordularla birlikte zaferden zafere kotuka yeni va


tan ehir ehir adeta atalarmz ve ocuklarmzn
.adna teslim alan bu ilk Saltuk ve Seluk eserlerinin
medeniyetimizde ok ayr bir yeri vardr.
Her eyin alt st olduu, rf, adet, akide, efsa
ne, her eyin birbirine girdi}, bu zengin fakat kar
:k devi;de, ok hususi artlar haiz bir medeniyetin
bir istiladan mukadder douu btn hayat' bir st
ma gibi sararken, Ahlat'tan balayarak Erzurum'un,
Sivas'n, Kayseri'nin, Konya'nn camileri, medrese
leri, kervansaraylar, ok usta: bir elin ektii yay
gibi, bu yeni kuruluun ilk notasn, btn bu yeni
yi hazrlamak iin dalm unsurlar iine alacak
.olan senfoninin ana temini verirler. Onlar, karta! s
:zll ordularn arkasndan girdikleri ehirlerin or
tasnda, renkli minareleriyle, endaml kaplaryle, di
limiz ve klcmz gibi ilk atalar yurdundan getirdi
imiz ekilleri, hususilikleriyle ykseldike, etrafa
rndaki

btn

hyat

birdenbire

deiir,

derinden

kavrayan bir arslan penesi gibi toprak kendisine


:yeni bir ruh , yeni bir nizarn verildiini duyar.
Erzurum'daki Ulu Cami'yi gezerken, o zaman

lar askeri ambar olarak kullanlan bu binay dolduT

IZ

BE EHR

ran mein kokusunu bile bana duyurmayan bir he


yecan iindeydim. zerine bastm bu taiara deen
balar onlarn kaderini, urunda yorulduklan eyin
bykln dnyordum.
!nsan kaderinin byk taraflarndan biri de, bu
gn att admn kendisini nereye gtreceini bil
memesidir. Baki'nin Fatih Camii'nde fakir bir mez
zin olan babas, olunun Trkeyi kendi adna fethe
deceini, szn ebedi saltanatn kuracam; Nedim'
in anas, Trkenin kliminde olunun bir bahar rz
gar gibi gleceini, onun getii yerlerde billbill a
kmasnn kesilmeyeceini, azndan kan her szn
ebediliin bir kesinde bir erguvan gibi kanayaca
n biliyorlar myd? Bunun gibi, Malazgirt Ova
s'nda den yiitler, kllarnn havada izdii
kavsin, btn ufku dolduran nal akrtlarnn Si
nan'n, Hayreddin'in, Itri'nin, Dede'nin dnyalarna
gebe olduundan elbette habersizdiler. Kader, insan
ruhu. bir tarafn tamamlasn, yaratln byk r
yalarndan biri gereklesin diye, onlar bu ovaya
kader gndermiti. Yaratc ruhun emrinde idiler,
onun istediini yaptlar.
Osmanl devri mimarisi Erzurum'da Lala Pa
a Camii ile yaar. Fakat Lala Paa, gmld yer
den ehre hakim deildir. Hatta grlmesi iin ya
nna sokulmak lazmdr. Sonra kk nisbetiyle da
ha ziyade byk bir heykelin topraktan yaplm r
neine benzer. Ksacas, Sleymaniye'nin, Yeni Ca
mi'nin canlln, adeta bakann derisinden geen
srkley.ici ruhaniliini, onda bulabilm:ek iin biraz
yorulmak, biraz da byle olmasn isternek lazmdr.
Bu yzden, kk bir prlantaY.a benzeY.en gzellit-

ERZURUM

ni ben ancak Erzurum'a nc gidiimde duyabil


-dim. Bir akamst nnden geerken XVI. asrn

.mucizesi olan o harikilla.de nispet beni yakalad.


Burada eski bir merkez olan Erzurum'daki b
tn sanatlardan bahsetmek benim iin imkanszdr.
Fakat Saltuk knbetlerinin ve medreselerinin
.kitabeleriyle balayan ve asrlar boyunca devam eden
Erzurum'daki yaz ocan ihmal etmek istemem.
Erzurum Halkevinin himmetiyle kk bir koleksi
yonu artk gznnde bilunan bu ustalarn bir ks
mnn adn biliyoruz. Osmanl devrinden ad bize
:kadar gelen en eski hattat Dervi Ali (1080) dir. Yu
:Suf Fehmi, Tahtaczade ve damad Asm Efendi, Top
-uolu Ahmet Efendi, Namk Efendizade, Asm Bey
.daha yakn zamanlarda yetimilerdir. Bunlarn yan
banda Kadzade Mehmet erif ve akirdi Kamil
Efendi gibi mzehhip ve mcellitler de vard.
- V -

Erzurum'da kaldm mddete mahalli diyebi


leceimiz musikiyi ahsi bir macera gibi yaam
tm. Fakat ancak yllardan sonra onunla yeniden
karlanca, tad ztrap ykn anlayabildim.
'Tabii bu havalarin hepsinde, olgun bir sanat kuvve
tini aramak, onlardan mesela bir Tellalzade'nin veya
tab'i Mustafa Efendi'nin, Sadullah Aa'nn, Seyyid
Nuh'un veya milli hayatn her yann yoklam bir
<leha olan Dede Efendi'nin eserlerinden bekledikleri
mizi isteyemeyiz. Fakat bilhassa byle olduu iin
dir ki kendilerini yaratan insanlarn maldrlar, bi-

BES EHR

54

ze topra, klimi, hayat, insan, onun talibini ve


aclarn verirler. Bir kere zihninize takldktan son
ra onlarn mucizeli bir nebat byy ile bir an ge
lip drt yannz almamalar kabil deildir. Tabiatla
dorudan doruya temas gibi insan saran bir hum
malar vardr. phesiz bu eserler klasiklerden daha
fazla gelenee tabidirler. Herhangi bir makamdan
bir

yrk

semai,

bestekardan

bestekara

getike

ayr bir ey olur. Fakat bir maya'nn, bir ho:Yrat'n


deimesine imkan yoktur. Asrlarn hazrlad bu
kadeh, olduu gibi kalacak, iine dklen her eye

kendi husus! lezzetini verecektir. Bu itibarla enisi


ancak corafyaya tabi olan bir slfptur, denebilir.
Bu trklerle arklarn hepsinin Erzurum'un
kendi mal olduu iddia edilemez. Bazlar Erzurum'
da doulardr. Bir ksmnda Azerbaycan ile, Kaf
kasya ile sk mnasebetin dourduu tuhaf bir e
ni, btn melez eylerdeki o marazi hislilik vardr.
Birtakm hoyratlar, mayalar btn Bingl havalsi
nin maldr; Bingl obanlarnn koyun atatrken
aldklar kaval namelerinden izler tarlar. Bunlar
dan bazlan, bu obaniann ssz dlarn birinden
brne nleyilerine benzyen seslerle balar. Bir
ksm, biraz sonra bahsedeceim

Yemen Trks gi

bi, Harput azdr. Bazs stanbul'da km, ker


van yoluyla Zigana'y, Kop'u; yahut da Samsun, Si
vas, Erzincan yoluyla Sansa'y geerek urad yer
lerden bir yn hususilik alarak Erzurum'a gelmi
tir. Kiminin bestesi yerli, sz baka yerlerdendir.
Kiminde dardan gelen beste, makamn biraz daha
stne basmak yahut karann deitirmek suretiy. le . yerlilemi, bu dalarn, yayiann mal olmutur.

ERZURUM

5S

Fakat hepsi birden bize byl bir . ayna gibi Erzu


rum'u, gurbeti verirler. Bunlar arasnda Yayla Tr
ks'n bata sayabiliriz:

Yaz gelende, kam yayla bana,


Kurban olam toprana, tana.
Zalim felek au katt ama
Aam, nerden aar yolu yaylann?

diye balayan bu acaip, kudretli ztrap, hangi mit


siz gurbetten domutur? Hangi zindanda havasiZ
lktan boulduktan sonra, ruh birdenbire bu geni,
bu hr havaya kavuur; bu imen, taze salm st,.
koyun srs, kr iei kokusunu, bu dalga dalga
byk dalar rzgarm nereden bulmutur? Sla has
reti bu kadar geni bir bayra pek az amtr. Ses:
bir karta! gibi szlp ykseldike ruhumuzu da be
raberinde srklyor.

Yolda sevdiklerini eke eke

kendini Suehri'nde veya Sivas'ta bulmu hangi bi


are, sadece hatramann kuvvetiyle bu ykseklik,
lere eriti ?

Yemen trks'n okuyalm :


Mzka alnd, n m sandn,
Al beyaz bayra gelin mi san,
Yemen'e gideni gelir mi sandn?
Dn gel aam, dn gel dayanamiram,
Uyku, gaflet basm, uyanamiram,
Aam ldi!4ne. inanamiram...

BES SEHll

Aam yolladm Yemen eline,


ifte tabancalar takm beline.
Ayrlmak olur mu taze geline'
(Deme)

Akam olur, mumlar yanar karmda,


Bu ayrlk cmle alem banda
Gndz hayalimde, gece dmde.
(Deme)

Koyun gelir, kuzusunun ad yok,


Sralanm kleklerin sd yok;
Aammz da bu yerlerin tad yok.
COeme)
Bataki msra
odemeler mahallidir.

Ey Gaziler'de vardr. Fakat


Yemen Trks'f,l ile ona ben

:zer trkler Anadolu'nun i romann yaparlar.

Bulgar komitaclar, ceplerinde 4-bdlaziz Han'a

:.hitap eden istidalarla, Balkan dalarnda Trk va1:annn birliine pusu kuradarken Anadolu kadn
Jar

redi/, ihtiyat, msahfaz adlaryle evlerinden al

nan, bir daha memleketlerine dnemeyen erkekleri


:ne, alyorlard. Fakat bizim aclarmuz nedense hap
:sedilmeye mahkfmdur.

Onlar,

dinlenilmesi

sadece

te3adfe bal birka trkde yayor... Bugnk ne


.sil ortadan ekilince belki onlarda kaybolacak. Ye
men, Anadolu'nun ektii aclarn bir paras, hatta
.en kdr; Daha ackls var: Verimsiz bir top
ran getirdiklerine be on kuru eklemek iin mem
leketinden

ayrlp stanbul

sokaklarnda

kaybolan

ERZURUM

5T

zavalllara arkada kalanla hasreti . . ((Di gel, di


gel, gel! . " diye ablan lklar bu topran s
tnde yaayanlarn asl romann, artlarn, zaru-
retlerin gerek yzn verirler. Bunlarn birinden.
aldm :
.

Qerden pten yuva kurdum,


Uurmadm bala ben...
beytinin btn bir hayat destan olabilmesi iin bir
an gerek bir romanc muhayyelesine arpmas ye
ter.
Bu halk havalar iinde beni en ok saran Bil

ltir Piytile oldu:


Nezaket vaktnda serv-i blendim,
Saln, reftare gel yasemenlikte.
Kimseler grmemi, canm efendim,
Ben gibi bir dilber glbedenlikte.
Bezme teri.f eyle, ey em-i afet!
Bu eb hane halvet, eyle muhabbet
Ba zre yerin var, teklif ne hacet?
Sen bir glsn, gezme her dikenlikte
Qarrm, arnm yanma gelmez"
Blblden renmi, di'kene konmaz.
Yz bin t versem biri kar etmez .
. Asl da beyzadelim, sen safa geldin!
Binur piyalelim, bize mi geZcan1

.'58

BES EHR

Bin trl acernilii, safl iinde,

bu kk

para batan aa incelik, zevk, lezzettir. Gerek-'


ten billur bir kadeh... Belki byk bir gelenein son
tezgahnda yapld iin kk bir atlakl, tadn
.arttran bir donukluu var. Fakat mesela Behzad'n
elinden km bir rninyatr kopyas gibi btn bir
tarz, btn bir edatlr... Asl gzel taraf, bu kk
billurdan btn zevki, hayat, dnceyi, zaman te
Jakkisini fkrtan bestedir. Esnaf sra gezrnelerinde
.sylendii tahmin edilen bu trkye Orta Anadolu'
da da rastlanyor. Fakat Erzurum 'da imdi artk se
sini bir daha duyarnayacarn Hafz Faruk'tan dinle
diirn eklinde, oraya mahsus bir eni ayrl gs
terdii, tadnn daha keskinletii rnuhakkaktr.

Bil
r Piyale, bizi "mahalli klasik" adn verebilecei
miz orta snf rnusikisne gtrr. Bu snf, rnusikisi

:nin daha belli hususilikler tayan eserlerine geme


-den nce, iki trkden bahsetmek istiyorum. Bun
lardan biri,

Billur Piyale gibi oyun ha';'as olan Sar


Gelin'dir.. "Erzutum ar pazar'' diye balayan bu
trknn canlandrma kudretine daima hayran ol

dum. !kincisi Yldz Trks diye tandmz par


adr. Bu trkde insan sesi yldz parltlaryle, on
Jarn bu kirnde her eye sindirdikleri talih seziiy
Je, bir nevi hurafeyi andran bir korkuyla dolup bo
-alr. Sonuna doru eit eit renkler her yannz
-esrarl bir afak yla sararlar. Bir billur prizrna-

da rnrn ryasn seyredersiniz.

Szlerinde sert,

.hoyrat Tanr ehresiyle geen Kervankran'a ra


men bu trkde hi bir byklk kaygs yoktur. Da
ha ziyade, penceresinden ay' ilk defa gren bir o
<:uun nrldand o garip eyler gibi, yar duaya,

ERZURUM

yar trkye benzer. Fakat belki de bunun iin bizi


srrn ta ortasna atar.
Son zamanlarda len Hac Hafz Hamid'in

Tat-

yan bestesi, Erzurum'lu Kami adnda bir airin y


le byle bir iirinden birdenbire altn izgilerin . hen-
desesini fkrtan acaip bir beste Erzurum'un mahal

li klasiine en gzel rnektir. Dou ve imaldou te


sirinin az ok kart birka beste bu sraya kon
maldr. Tatyan'dan daha przsz, daha temizi eh-
rin byk hemerHerinden biri olan, ondan

Mari/et-

name'sinde "belde-i tayyibemiz Erzurum- rif'atl


zum" diye bahseden brahim Hakk'nn

Su manzu

mesinin bestesidir.

Su vadi-i hayrette,
Her senk ile cenk eyler.
Deryasna vuslatta,
Aheng-i pelenk eyler.
Su havza kudum eyler,
evkiyle hcum eyler.
Geh name-i Rum eyler,
Geh raks- Frenlc eyler.
kt'alar bu mutasavvf llimin, akike veya yldzta
na kazlm o eski mhrleri andran:

Hi ummadn yerde,
Nagah alr perde,
Derman eriir derde,
Meva grelim neyler,
Neylerse gzel eyler.
beliini aratmayacak kadar kuvvetlidir.

BE EHR

Erzurum'da teden beri devam .eden bu iki ba

J musiki geleneinin son varisi imdi erken lm


_ne

kadar yandmz Faruk Kaleli idi. Bu szme

insan o kadar bu musikiyle hemhal yaamt ki, ha


Jim yz Hseyniden henz kanatanm bir na
meye benzerdi. imdi, ara sra radyoda onun reper
-tuarndan bir trkye tesadf ettiim zaman 1924
yaznda bu havalar diniediim gnleri bsbtn ba
:ka bir hasretle hatrlyorum. Yine onun syledikle
:ri arasnda Bursa'l tsrnail Hakk'nn bir Celveti ne
fesi vard ki, hem gftesi, hem bestesi ile unutulma
mas lazm gelen eserler arasndadr.
Byk harpten nceki yllarda Erzurum'da ya
.ayan Kolaas Ali Rza Bey. de, gelecek hretini
eer bu repertuar tamamyle diske ve tele alnmsa
'Faruk Kaleli'ye borlu kalacaktr. Hasankale lca
:.Snda kubbeyi tepesinden atacak. kadar gr sesiyle
.besteler okuyan bu cokun adamn tekke iirinin ta
:rihinde bir yeri olmas lazmdr. Onun, air Faizi'nin:

Taam emn asayi gibi bir nimetim vardr


msran ihtiva eden gazelini tahmis ederek yapt
;beste,

Ey gnl, imek dilersen cam- Cem,


Dem bu demdir, dem bu demdir, dem bu dem.
diye balayan nefes, unutulmamas gereken eserler
-dendir.
imdi kadar sene zerinden btn bu beste
Jeri, mayalar, hoyratlar, Zihni, Smmaru azlar-

ERZURUM

81'.

n diniediim zamanlara bakyorum; musin, na


menin bir topluluun hayatndaki yerini anlyorum::
Bdki kalan bu kubbede bir ho sadd imi

diyorum. nk name.nin kadehi kendisine boal:.


tlan sonuna kadar saklyor.
-

VI

Erzurum'a nc gidiim tkinci Cihan Harbi'


nin son yllarnda idi. Yatakl vagonda yolculuk p-
hesiz ok rahat bir ey. Fakat insan garip bir su
rette etrafndan ayryor; adeta eski manasnda yol
culuu ldryor. Bir mermi gibi sala solla temas
etmek frsatn bulmadan, gideceiniz yere sadece
yannzda gtrdnz eylerle varyorsunuz. Fa
lan istasyondan zlerek veya sevinerek biniyorsu-
nuz, bir bakasnda esneyerek iniyorsunuz. Ikisinin.
arasna, kitaplarnzn, her gnk endielerinizin.
iinden, ancak yle bir gz atiabilen bir iki man
zara girebiliyor. Asl yolculuu galiba nc mev-
ki vagonlarda aramak lazm. Gerek hayat halk:
arasnda aramak lazm geldii gibi... nk orada .
insanlarla en geni manasnda temas var. Her istas
yonda inen, binen, gidip gelen, alayan, szlayan hal-
kn arasnda insan eski yolculuun manasn yapan.
hana, kervana yaklam oluyor. Hanlar, kervansa
raylar ... !te eski yolculuklarn sihrini yapan eyler...
Bir kervana katlmak, bir handa gecelemek... Biz
gece iin tanmak, ertesi sabah ayrlmak, hayatna
bi eY, katmak artyle grmek .. Binbirgece'den Git
.

BES SEH!R

Blas'a kadar; eski hikayeler bu cins tesadflerle do


ludur. Onlar yolculuu zengin bir tecrbe haline ge
tirirdi.
Bugnk yolculuk ise, tabii bu harpte olduu
:gibi fevkalade haller bir yana braklrsa, sadece ye
xinde iyi kt bir anket olabiliyor.
Bu nc gidiimde Erzurum'u bir ncekine
nisbetle daha ok toparlanm, gelimi buldum. Ya
ralar dinmiti. Araya

zaman dediimiz byk yap

-c girmiti. !nsan mr, unutmann erhetine yiye


cek kadar muhta. Yeni hayatn eiinde Erzurum
eskiyi, bir baka alemi hatrlar gibi hatrlyordu. Ya
kc. yaz gneinin altnda para para dklen, toz
. haline gelen eski ehirle yeni yaplan beton binalar
:arasndaki farklar bykt; Fakat asl beni sevin
diren, dndren ey, istihsalin zaferini grdm
. noktalar oldu. ehir, iktisadi hayatnn yeni batan
-dzenlenei gnleri bekleyedursun ; verimli, zen
gin toprak, kyleri yeniden kurmutu. Erzurum ar
.snda gezerken rastladm, kaln Siyah salam pal
tolarn giymi dev yapl, uzl.n sakall, keskin ba
kl Daphan kyllerinin kyafetinde ve hemen o
_gece gittiimiz . Cinis'te, asl yayla kylerinde bunu
farketmemek imkanszd.
Cinis'te vaktiyle lastik tekerlekli paytonla A
.kale'ye gidip gelen Beyleri bulamadk. Emekle, zevk
]e yetitirilmi gl baheleri gibi onlar da kaybol
mutu. imdi onlarn ocuklar, kyllerle ayn re
fah seviyesinde deilse bile, ayn alma artlar
iinde yayorlard. Hepsi de toprann banda du
..ruyor, gndelik almaya katlyor, uval kaldrp

ERZURUM

63

yklyor, arabasna at kouyor, deirmenin suyu


nu, patatesin ekilme vaktini dnyor, harman ma
kinesinin yokluundan, Ziraat Bankas'nn ticari kre

di eklinden ikayet ediyorlard. Bana . asl ehemmi


yetli gelen ey, kendisiyle uraana topran gl.;.
,mesiydi.
Eski Cinis Beylerinin torunlar, muhacirlikten
sonra baba yurtlarna dndkleri zaman yemek iin
bir uval bulgurla, Kars'tan tedarik ettikleri bir ift
kzle ie balamlard. Fakat toprak onlara gl
mt. On yl sonra ky, ekinleriyle hayvanlaryle
yeniden kurulmutu. Kyn "emvali metruke" sini
topraksziara datan Mutahhar Bey'in bu baarda
ki payna iaret etmek isterim. Cinis'te onun misafi
ri idim. Dnyada bundan sevimli insan bulamazs
nz. iftilii bir macera gibi yayordu. Yorulmak
nedir bilmiyordu. Nitekim o kadar glkle Cinis'i
kurduktan on drt yl kadar sonra bir ekiya bask
nna uram, gene tohumdan hayvana, haldan el
biseye kadar Iie varsa elden gitmiti. u halde be
nim grdm, be evinde radyo alnan kyn ha
kiki gemii on yllkt. Gene ayn aileden Naci Bey'
in evinde bize erbet ikram ettikleri gm takm
bir yana

braklrsa,

gemi

zamann servetinden

yallarn hatrasnda kalanlardan baka hi bir mi


ras yok gibiydi. Bununla beraber ky mesuttu, re
fahlyd.
Bir le yemeini yediimiz Germeevi srtla
rnda iki bin hayvan otluyordu. Kk bir kaynak
banda halkalanarak gevi getiren onbe kadar k
ze baktm : ebediyetlerinde vekarl, arzasz sessizlik
leri iinde dalgn duran Olim;oslulara benziyorlard.

64

BES EHIR

Geni gvdeleri ara sra bir sarsnt geiriyor, ada


lell boyunlar geriliyor, yle bir gerdan krla bir
sinei kovalyorlar, sonra siyah, slak eneleri gene
eski yerine dnyor, gene ayn rya bir iplik halin
de azlannda sarkzyordu.
Ky toplannca yeniden geleneklerini, trkle
rini bulmUtu. Ayn akam, gece yarsna doru.
Germeevi'den lks Iambalanyle inerken gzlerimin
nnde o eski alem canland. Anadolu, geirdii tec
rbelerle yklmam, sadece ders almt. Drt gn
sren bu misafirlik bana bir ktphane kadar fay
dal oldu.
tki Cinis'liden bahsedeyim: bunlardan biri, d
veninde arslanlarnn ektii arabasnda bir Semira
mis gibi kurulmU oniki, on yalarmda kk bil"
kzdr. Etrafnda parlayan, uUan, yzn okayan
samann altn parlts iinde kumral salan daha
koYu grnyordu. 'Kck esmer yz, sanki top
raktan yeni karlm bir eski madalyondu. ok te
miz, dzgn profili, vekann, gzellik uurunun ya
ratt bir hava iinde yzyor gibiydi. Dveninin
stnde hi kimseye bakmadan, dimdik duruyor.
rzgar arptka vcuduna daha sk sarlan yrtk
entarisinin iinde kk, ll vcudu, bir midye
kabuunun dzgn inhinasyle, birka sene sonra
geliecek kadnln btn gzelliklerini mjdeliyor
du. Ertesi gn ona yolda rastgeldik. Dveninden in
mi olmas kendisini kltmemiti. Karpuz tarlala
r arasndaki kk yolda ayn sade vekarla yan
mzdan geip gitti.
kincisi, Mutahhar'n bahesinin duvarndan ko
DUtuumuz ihtiyar ifti idi. Din, . kr sakalll, gl"

ERZURUM

65

kal, uzun boylu bir ihtiyar. Seksen yanda imi.


Hala bir toprak Tanrs gibi salamd. Elindeki de
nee dayanarak bizimle vekarl, saygl konutu. Ya
nnda ortak olarak alt Mutahhar'a, onun dost
lar bildii bizlere gsterdii sayg iinde, topraa
yakn olduu iin kendini Tanr'ya daha yakn bul
mann uurunu, gururunu duymamak kabil deildi.
Bu bir insan deil, Meta, yal bir nard. Bir ara
yerden bir avu saman ald, ellerinin arasnda bir
nezri yerine getirir gibi outurup havaya fledi.
Btn hareketlerine baktm : tabiatn yetitirici kuv
vetlerine bir ibadet gibiydi. Geleceimiz gn onu o
Juyle, torunlanyle gene ayn yerde alrken gr
dk. Soyunun sapunun iinde mesut bir Kitab Mu
kaddes ihtiyar sandk. Bu iki Cinis'li bana insano
lunun sadece toprakla temas ederek yapt bir arn
mann muzaffer, ilahi mahsulleri gibi geldi.
Cinis'ten iimde, biri lmn eiinde bekle
yen, br hayatn kapsndan henz girmi bu iki
insann bende uyandrd bir yn dnce ile ay
rldm. Harp yllarnn iskelet takrtlaryle dolu dn
yas iinde, drt bir yan kavrayan yangn ortasn
da, onlar benim iin yeni bir alemin, asl insanln
dersini verir gibiydiler. nsanlar alrken ne kadar
mesut oluyorlar! Yaratmann hz, onlar ilerinden
kavrayp kurduu zaman bu lm makinesi ne g
zel, ne temiz bir ahenkle iliyor! Sonra insanolu
mesut olunca btn varlk nasl deiiyor, lme ka
dar her ey nasl sevimli, cana yakn oluyor, hi bir
ey kendi aln teri kadar bir insan tatmin edemez.
alan insan, kendi varlnda hkm sren bir
ahengi btn Minata nakleder. Hayatn biricik ni5

BE EHIR

66

zam bu alengin kendisi olmaldr. Byle olunca he


ey deiir, peinde kotuumuz muvazeneyi bulu
ruz. phesiz bugnn byk meseleleri var. Fakat

hi biri kanla halledilemeyecek, insan ruhu kendi


gereklerine eriene kadar bu acy ekecek.
Erzincan ile Erzurum arasnda her gn ileyen
kk trende - sadece bu trenin varln dn
mek aradaki bu yirmi yln nasl getiini gsterir izinli asker, tedaviye giden ocuk, i adam, dn
davetlisi, hepsi ayr ayr sebeplerle bu trene binmi
bir yn kadn, erkek, kyl, kasabal halk arasn
da zihnim hep bu dncelerle doluydu. Ayakta zen
gin ovay seyrediyorduk. tkide bir, Karasu'nun bir
yanndan bir pelikan kalkyor, havada geni bir ka
visle etraf yle bir kolaan ettikten sonra ovann
iinde szlp gidiyordu.
Cinis'li ihtiyarla kk kzn bende uyandrd
hayallerden kurtulamyorum. Kendi kendime: "ts
tinat

noktasn

bulmadktan sonra, kuvvet, hatta

manivela neye yarar?" diyorum. Bu nokta insano


lunun iyiye, gzele olan kabiliyetlerinden baka ne
olabilir ? Bu kabiliyetleri hayatta stn klacak bir
dnyay aramalyz. Trkiye bunu en iyi ekilde ba
arabilecek bir mevkide.

Henz yolun bandayz.

Geni ve hr bir vatanmz var. Milletimiz de ok


kabiliyetli.

Ona,

iinde

kendisini

gerekletirecek

byk, planl bir i hayatn amak lazm. CUmhu


riyet, yirmi yldanberi birok eyler yapt. artlar
dnlrse bundan daha byk baar olamaz. Ye
di cephe art bir avu okur-yazarla ie balad.
imdi yurdun istedii yerine bilgili adam, teknik ada
m yabiliyor. imdi hayat .daha vuzuhla fethede-

ERZURUM

67

bilecek durumdayz. Realiteyi daha yakndan, daha

iyi gryoruz. Bu gr plaruamak lazm."

Bu dnceler arasnda Ilca'ya geldik. O kadar

tarih hatrasn toplayan bu lcay akam, bizden


.nce zaptetmi, ne IV. Murad', ne Evliya elebi'nin
anlatt

Zurnazen

Mustafa

Paa'y

dnebildim.

Hatta hamamdan yeni km, havlular iinde, elin


<le byk tiryaki fincan kahve, etrafndakilerle a
kalaarak keyif atan bir Evliya elebi hayali bile
beni sarmad.
Trene bir yn insan bindi. Hepsinin yznde
ak havann, scak suyun izleri var. ocuklarn yz
leri bir meyva gibi taze. Tren yava yava ehre gi
riyor.

Yayla gecesi av.:n stne sram

byk

bir ku gibi her yan saryor. Drt yanm alan b


yk insan kalabalna ramen derin bir gurbetle
mumyalam, kk, ok kk bir ey oluyorum

Bir yn seziler arasnda, geni, karanlk bir suda


.

imiim gibi, bu su ile beraber akyorum.

VII

Erzurum Trk tarihine, Trk corafyasna

1945

metreden bakar. ehrin maceras dnlrse, bu


ykseklik daima gz nnde tutulmas gereken bir
:ey olur. Malazgirt Zaferinin at gedikten yeni va
tana giren cetlerimizin ilk fethettikleri byk, mer
kezi ehirlerden biridir.
Tarihimizin ikinci dnm yerinde, Milli Mca
-dele'nin ilk temeli gene Erzurum'da atlr. Her eye
.ramen hr, mstakil yaamak iradesi, ilkin bu kar-

611

BES SEHR

tal yuvasnda kanatlanr. Atatrk, Erzurum'dan ie


balar. Tpk ilk fatihler gibi oradan Anadolu'nun
iine doru yrr; oradan balayarak yurdumuzu.
milletimizin tarihi haklar adna yeni batan fethe
deriz.
Bu iki hadise arasnda iki imparatorluk tarihi.
bu tarihin ac, tatl bir yn tecrbesi iinde mey
dana gelmi bir cemiyet ruhu, bir millet terbiyesi.
bir hayat gr, bir zevk, sanat anlay ksacas.
dnk, bugnk ehrelerimizle biz varz. Onun iin
dir ki Erzurum Kalesi'ni gezerken gzmn nnde
olan eylerden ok bakalarn grr gibiydim. San
ki vatana atsndan bakyordum.
Bu ok gzel bir gnd. tk nce camileri, ba
bo dolamtk.

Yolda karlatmiZ tandklada

durup konuuyor, her ak dkkana bir kere uru


yorduk. Kendimi yirmi yl nce, Erzurum'da, lise
de edebiyat muallimi olduum zamana dnm san
dm.
Nihayet Kale'ye ktk. Tepesi utuu iin Tep
si Mina:re. denen. eski . Sel Kulesi'nden 1916 uba
tnda ordusunun ricatini temin iin ocuu, kadn
sipere koan destani ehri seyre baladk. nmzde
henz sararmaya yz tutmu ekinleriyle emsalsiz bir
panorama dalgalanyordu. Dou, cenup-dou tara
fnda plak dalar biter bitmez, kk kyleriyle.
aalk su balaryle, enginliiyle ova balyordu. Da
ha uzakta, Anadolu'nun iir, gurbet kayna olan.
halkmzn duyuundaki o keskin hznn belki d.:
srrn veren dalar vard. Gnn byk bir ksmn
orada geirdik. Sonra ehrin ovaya kart yerde.
Belediye Bahesi'nin biraz tesindeki yeni bir ilk-

ERZURUM

69

<>kul binasma girdik. Erzurum ta dururken imen


tonun kullanlmasn bir trl aklm almaz. Betonun
getirdii bir yn kolaylk meydanda. Fakat bu ko
laylklar bazan da mimarinin aleyhinde oluyor. He
le mahalli rengi bozuyor. Erzurum ta, Ankara ta
gibi, ok kullanl. Her girdii yere abide asillii ve
ren bir mimari malzemesidir.
likokul irin, konforlu. Yirmi yl nce grd
m yaplarn hibirine benzemiyor. Btn ovay
ayamzm

altna

seren taraasmda,

emsalsiz

bir

gurup karsnda aylarmz itik. Gne bulutsuz,


dmdz bir gkte, olduumuz yerden daha yassla
m, ovaya karm grnen Kop Da ile Balkaya'
nn arasna imeye hazrlamyordu. Ne gkyz k
zarm, ne gnein rengi deimiti ; hafif bir sar
lktan baka hi bir bat alameti yoktu. Btn dei
iklik ovada idi.
llkin dalarn etekleri gm bir zrha benze
yen bir izgiyle ovadan ayrld. Sonra dt yerde
sanki klelenen bir aydnlk, bendi yklm bir su
gibi, btn ovay kaplad, topran, ekinin rengini
sildi.

Gzmzn

nnde sadece ktan bir gl mey

dana gelmiti. Btn ova billur denmi gibi parl


yordu. Dalar bu cilal sath zerinde yzer gibiy
<liler. Gne hataca yere iyice yaklanca, ovann
asmdan burasndan kalkan tozlar, bu gln s
tnde altn yelkenler gibi saliannaa baladlar. Bu
bir akam saati deil, tek bir rengin trl perdeleri
zerinde toplanan bir masal musikisiydi. Zaten g
ne o kadar sakin, o kadar hareketsiz bir halde al
alyordu ki dikkatimiz ister istemez gzlerimizden
ziyade kulaklarmzda toplanmt.

Hepimizde ok

BES SEHR

derin, ok esrarl bir eyi, eyann kendi diliyle yap


t byk bir duay dinler gibi bir hal vard. Sonra
bu billur aynann stnde, kendi parltsndan daha
koyu. k nehirleri tamaya balad. Nihayet gne
iki dan arasnda kaybalaca zaman, son bir k,
olduumuz yere kadar uzand. Toprak derin derin
rperdi. Ova yava yava saf gmten erimi altn
rengine,

ondan

da

akam

saatlerinin

esmerliine

geti.
O

gece

Erzurum'dan

ayrlyorduk.

Biz trene

binrnek iin yola ktmz saatte, 3 Temmuz 1919


un ehri 30 Austos zaferini kutluyordu.

KONYA
- I -

Konya, bozlarn tam ocuudur. Onun gibi ken


dini gizleyen esrarl bir gzellii vardr. Bozkr ken-
dine bir serap enisi vermekten holanr. Konya'ya .
hangi yoldan girerseniz girin sizi bu serap vehmi .
kailar. ok arza bir arazinin arasndan ufka daima bir k oyunu, bir rya gibi taklr. Serin glge-
leri ve emeleri susuzluumuza uzaktan glen bu
rya, yolun her dirseinde siline kaybola byr, ge-
niler ve sonunda kendinizi Selcult Sultanlarnn eh-
rinde bulursunuz.

Dardan bu kadar gizlenen Konya iinden de


byle kskantr. Salam ruhlu kendi bana yaa-
maktan holanan, dardan gsterisiz, iten zengin
Orta Anadolu insanna benzer. Onu yakalayabilmek:
iin saat ve mevsimlerine iyice karmaruz J.azmdr...
Ancak o zaman emelerinden akan arba sular
nn teganni ettii sr.r, zengin ilenmi kaplarm ar-
dnda srmal araf iinde melmi eski zama.n
kadnlarm andran Seluk abidelerinin byklk r
yasn, trk ye oyun havalarnn pznn ve bt
oyunlarm ten yorgunluunu duyabilirsiniz.
Konya insan ya bir stma gibi yakalar, kendi
8.lemine ta;r1 Y.ahut da .ona sonuna_ kadar yb.an

BES SEitta

.kalrsnz. Meram balarnn tadn alabilmek iin


()na yerli hayatn iinden gitmek lAzmdr. Konya
rtpk mevlevilik gibi bir nevi initiation_ister.
Bu alma bittikten sonra ehir yava yava si
:ze, tpk bugn iin verebilecei her eyi verdikten
:sonra, sizden uzakta gemi ocukluunu ve gen
Jiini de hediye etmek isteyen, kesik, babo hatr
:amalarla - onlar anlatan, gzel ve sevmesini bilen
bir ka,dn gibi mazisini aar. Ve siz dinlediiniz bu
3iika.yelerin arasndan sevdiiniz, g(izelliine. ve ol
:gunluuna hayran olduunuz kadn nasl imdi k
k ve nazl bir ouk, biraz sonra rkek bir gen
:kz veya ilk aklann heyecanann iinde henz ok
-rbesiz bir kadn olarak grr ve hi tanmad
.riz o gnlere ait bin trl sevimliligin, cazibenin, tu_.
iafln, korku vE? telAn, azab;d.rasndan onu ba
ka bir mik gibi sevmeye balarsarli, Konya'y
.da bu yeni tandnz hUYiyetiyle yle yeni batan,
-onunla beraber bu gemi zamanna eilerek ve Me
:ta ona hasret ekerek ve artk bu nAziyi ve onun
lrudretini iyice tandnz 'Iin onun arasndan b
"tn btn sizin olacana bir tUrl lnanmayarak se
-ver ve tanrsnz.
O zaman mektep kitaplannda okuduunuz, fa
lkat sergzetlerini bir tr bir eveveye sktra
madnz iin muhayyilenizin bol\unda silahlan,
illluzaffer ordulan veya hazin talihleriyle yersiz yurt
:.suz glgeler gibi dolaan bir yn insan sizin iir
baka trl canlanr. Etrafnz knlan ve altn kab
:zalan mcevherlerle ssl, eliklerinde ayetler ve
ehn!me beyitleri yazl, ar, eski zaman kliarna
benzeY.en bir Y.Jn hkmd :ve :vezir, ismi alr. Kur'-

KONYA .

andan, ehname'den ve Ouz Destanndan beraber-


ce koparlm mcevherlere benzeyen bu Seluk ad-
lar... Mslman Asya'nn byklk ve debdebe na.,
mna tand eylerin hepsi bu adiara ve onlar san-
ki ar srmal kaftanlarla, ince rgl, gm ve

altn bol zrhlarla giydiren, balarna talar gibi


oturan, yahut da bu isimlerin etrafnda doduklar...
memleketten, kazandklar muharebeden o kadar ha-

trlatc zeminler yapan, ou halife menurlaryl


gelmi J.akap ve unvanlardadr.
Kendi kendimize, "Demek. bu vatan, iki asr
iinde ve o kadar me'um hadiseler arasnda, bazan; .
da tam tersine ileyen bir talihin cilvelerin. her ta-
rihi bir kr d yapan ihtiraslara, kinlere, fela-
ketiere ramen,' fetheden ve o arada yeni bir mil
letin, yeni bir dilin domasn. salayan adamlar bu-
!'ada, bu ehirderyiadlar.
"Hal

'

seferlerinin .ve Bizans saldrlarnn her:

eyi ykacak gibi grnd o felAketli -yllarda Ana-'


dolu'nun iinde bir imek gibi dolaan I. Kl Ars:...
lan KonyaYJ. payitaht yapt gnlerde, belki de be-

nini u anda bulwduuin yerlerde. dolat, durdu;


dnd, etin kararlar verdi. Mesut akbeti o kadar
mehul Eskiehir niuharebesinf kazandktan sonra.
bu ehre dnd.

!.

' "II. Kili Arslan payitahtn zapteden nc.


Hal Ordusu . ile, onuri mas;al yzl kumandan Fre- .
derik Barborasa ile imdi Alaeddin Tepesi dediimi:i
bu i. .kalede sulh mzakereleri yapt ve . olllar ile
arasndaki anlamazlk .yznden verdii sz tuta:.:.
mad iin alktari ve 'eriniyetsizlikten yarya inew
bu yzbin kiilik o:dlihun , Toros eteklerinde bsb..-

BES SEHlll

tn ufalp kaybolmas iin ehri atee verip kp


:gidiini, yine bu tepeden, imdi haralesi bile kalmarm kknde seyretti.
,
Gyaseddin Keyhsrev aabeysi Rilimeddin S
Jeyman'n kuvvetlerine dayanamayacan anlaynca
:iki olunu Konyallara r emanet ederek bu ehirden
:kat. Sonra onun lmn haber alnca yine bura
:ya geldi. Burada kendisine biat ettiler. Hemen he
men kendisi kadar byk bir asker olan aabeysi,
:zalim ve hastalkl !zzeddin Keykavus veremden l
:meseydi mr boyunca Malatya etrafndaki kale
lerde ryecek olan .Ala.eddin Keykubad', ehir u
grdm ovada, beyz adn birden tayan ara
balarla, yere serilen hallar ve kumalarla ve pence
relerden uzanm kadn balaryle o kadar parlak
,ekilde karlayamazd.
"Bu byk padiah her biri bir ihtiyac karla
yan o mhim seferlerini, ok hesapl ve daima sa
lam politikasn, hep buralarda hazrlad. Celaleddin
:Harezmah'n elilerini burada kabul etti, Hlagi'
nun tabiiyet tekliflerini o kadar guy-la, telasz ve
vekarla reddetti. Olu aklsz, iradesiz n. Keyhs
.rev'in kandrd mera tarafndan zehirienince ce
.nazesi yine buraya, bu ehre getirildi" ve bu konu
:ma sonuna kadar byle devam eder.
Seluk tarihi denen o byk portreler galerisi
.:artk sizin iin almtr. Padiahlarn yanbanda
bir yn vezir, terifat, anigir ba, emirlme
ra, candar gelir. Sadeddin Kpek, Seyfeddin Ayba,
:Emir Mbarizeddin, azadl ve yeni Mslman olmu
ir kle iken vezirlie kadar ykselen ve efendileri
j)adiahlarn bile kendisine "Allahn yeryzndeki

JtONYA

.evliyas" diye mektup ve ferman yazoklan CelAled


din Karatay, tpk onun gibi Anadolu'yu Sivas'a ka
dar bir yn abide De donatan ve imdi Konya'da
kendi camiinde yatan sabrl, hakim, nikbet anlar
na tahammll, hadiselerin azd zamanlarda ken
elisini korumay bilen Sahip Ata, vezirlii Dk teklif
lerde daima reddeden, sonra da hi istemeden, hep. .
bakalannn tekli y e ve hatta onlarn tertip ettiL :
komplolarla birka defa rakiplerini ortadan kaldran,.
hatta yine bakalarnn teklif ve sran ile tzzeddin
Keykavus'un kars ile evlenerek tam Atabek olan,.
daima riyakar, bir gz daima yal, air, hatfat,.
musikiinas, byk alim, mni, zevk adam, Sahip
emseddin Isfahani, Mool, Msr politikas ve dahi
li karklklar arasnda bazen drt kozu birden
oynamaktan ekinmeyen, taht'a padiahlar kartp
indiren kafasnda rkeindeki oktan ziyade hile ve
tedbir bulunan o son derece zeki, ince hesapl, bir in
kraz devrinin btn meziyet ve reziletleriyle rahat
a giyinmi, byk alim, kudretli cenk adam Mui
nddin Pervane...
Alaeddin Keykubad'n ehresi, bu kalabaln,
ortasnda Seluk tarihinin ve zevkinin btn izgi
lerini toplayan bir hatt- bala gibi ykselir. nk
iki asr evvelinden Fatih'i hatta Sultan Cem'i mj
deleyen bu levent, cengaver, ince hesapl politikac,..
zaman zaman air, belki de mimar - Konya kalesi
nin, Kubadabad'n ve Kubadiye'nin planlarn ken-
elisinin yapt sylenir - dindar, srasnda zalimr.
alabildiine sabrsz fakat daima ievkli, daima ileri
grl ikmdar, bir medeniyetin klasik enmuzecf
olarak yaratlm insanlardandr. Alt yanda tah-

BES SEHR

. ta ckna: hak )azanan, . mahpus bir misafir gibi.


"yaad Sultan Sencerin sarayndap kaarak, daha
.,2iyae gailesi bir mr dolduracak bir mirasa ben
zeyen yeni devletinin bana. geen, he:z akbeti

.mehul bir istilay H;al seferleri


frtnas ara

.snda tam bir kur1;ulu halinde getiren I. Kl Ars


lan'a balayan izgiler, onda yerine oturmu zevk
Je,

iirle

.Alaeddin

ve

bin

trl

ineelikle

tam,amlanmtr

Keykubad, o kadar mensup olduu mede

,niyettir ki, : Seluk tarihi Meta onu evvea babas


. Gyaseddin . eyhsrev'de, sonra aabeysinde izgi

izgi aram gibidir. Ve sanki arad eyin onda


:tamlandn. g:rm gibi silik bir glgesi olan
..olundan sonra vezirlere geer.

Anadolu Trklerinin tarihi iki korkun hadise


..arasnda skm gibidir. Bunlardan birincisi Ana
dolu fatihi Kutulmuolu Sultan Sleyman'dan bi
raz sonra, 1097'de, biraz da bu fetbin Hristiyan ale
-tninde tepkisi olarak balayan Hallar seferidir. Bu
seferlerin en tehlikelist olan bu ilk seferde yeni bey
Jik sadece ilk payitaht olan tznik'i kaybetmez, fet
. hedilen arazinin bir ksm da elden ckar. Hatta ba
Jangcnda Bizans imparatorluu bir eit satvet bi
.e kazanr ve yeniden Anadolu ierisine sarkar. Ay
1"ca byk merkezler etrafnda baladn tahmin
ettiimiz yerleme hareketi de tabiatiyle durur. Ana
.orlolu'nun politika ve kltr tarih.inde daima mhim
.rol oynay gei:Jeliin, o kadar uzun srmesinde-

KONYA

:Mool istilB.s kadar olmamakla berabt: bu ilk Ha


llar seferinin ve onun serpintilerinin ve 1176 tari
hindeki nc Hal sefednin de bir pay olsa ge
rektir.
Bununla beraber Suriye limanlarn iki asr iin...
-dvaml bir harp sahas yapmas yznden kerva
yollarnn deimesine sebep olan bu Hal seferle-
rinin yeni teekkln iktisadi hayatnda byk te-
siri de olmutur. Antalya ve Alaiye limanlarnn fet-
iyle Akdenlz'e, Sinop .ve Samsun fethiyle Karade-
niz'e alan Seluk beylii, bu Hal seferlerinin de-
vam boyunca btn ark ticaretini elde etti. pek.
ve baharat yollar hemen hemen ellerinde gibiydi.

Bugn Ana4olu'da byk ve eski yollar boyunca:.

adm banda rastlanan kale gibi kervansaraylar bu

ticaretin korunmas iin yaplmt. Anadolu hi bir .


zaman bu asrda olduu kadar zengin ve mreffeh ol-
mad. Btn . bir feodaliteyi ve memur aristokras
sini btn bir zanaatle beraber bu refah besledi. br
taraftan Bizans mparatorluunun Rumeli'deki ara-
ziaini ineyerek gelen, sonunda bu imparatorluu da.
bir mddet ortadan kaldran bu Hal ordUlar, ilk
nce dnd gibi arki Roma'ya eski satveti
ni iade etmesi yle dursun, onun yklmasn adeta.
abuklatrd iin, ilk Anadolu Trk Devletinin ve
<>nu takip eden ikinci imparatorluun gelimelerini
kolaylatrd;
Mool istilas bsbtn baka trl oldu. Asya'
nn drt bucanda yerinden yurdundan ettii kabi-
le ve kavimleri nne katarak gelen bu sel gerek_.
ten alim bir kuvvetti. Alabildiini aldktan, yka-
can Y.Jktktan sonra dahi bu jstila cihaz

b\iY.Uk-.

'"78

BES SEHlR

.okyanus frtalar gibi bir asrdan fazla kendi s


tnde alkalanr durur.

Alaeddin Keykubad'n ok akll siyasetiyle Mo

. ol tehlikesi bir mddet iin nlenir. Zaten arada


Celaleddin Harezmah'n kurduu ok ksa mrl
,{}evlet vard. Fakat ne bizzat Celaleddin Harezmah'
.in, ne de onun kuvvetini tekil eden o sert, alabildi
:ine cengaver kabHelerin idaresi kolay deildi. Ha
:rezmah devleti Celaleddin'in lm ile ortadan kal
knca bu babo kabHelerin kardklan karklk
'lar balar.

1241 de kan ve devletin istiklaini hakikaten


tehlikeye atan BabB.iler isyann besleyen asl kuv
-;vet de bu son derecede cengaver, mevcut otoriteyi
tanmaya hi de raz olmayan, srlerine serbest ot
]ak, kendilerine beylik arayan Harezm kabHeleridir.
Baba shak isyan devletin bymesini iyiden
:iyiye sarsan bir glkle bastrlr. Ve hemen arka
:.sndan, beceriksiz, zayf II. Kyhsrev'in bir trl
salxnmasn bilmedii ve ok kt idare ettii K
seda muharebesiyle (1243) Anadolu'da Mool ha
.kimiyeti balar. Seneden seneye artan vergilerin,
:mdahalelerin devri alr ve nihayet, Mevlana'nn
lmnden bir sene sonra 1274 de asl istila vukua
.gelir.
Grlyor ki yeni imparatorlua bu iki mhim
.hadise arasnda ilerini tanzim etmek, siyasi birlii
mi kurmak ve hakikaten topraa sahip olmak iin
bir buuk asrlk bir zaman lalr. Seluk devleti bn
yesinin sebep olduu glklere ramen bu ksa za.
nanda bu ii baarr.

KONYA

'79

Filhakika mevcut Trk nfusunun byk bi


ksm, henz airet halindedir. Ve bu airetlerin hu
dutlarda olan ksm adeta mstakildirler \e devletin
iine mdahaleye yahut onu gletirrnee daima
hazrdrlar. br yandan ilk fetih devirlerinin mi
ras olan byk feodalite saltanata her vesile ile or

;tak olmaa alr. Bu ilk feodalite ortadan kalknca


memleketi sUile efradna datan Seluk veraset
:sisteminde bir defa iin konulmu ve herkese ka
bul edilmi bir saltanat kanununun bulunm amas
memleketi sUile efradna datan, yahut slale ef
radndan birini kurultayla seen Seluk rf yzn
tden doan mcadelelerin devri alr. Saltanat kav
;galarmn biri brn takip eder. II. Kl Arslan
gibi byk gazi bir hkmdar bile mrnn sonuna
odoru evvela byk olunun elinde esir muamelesi
;grr, sonra kk olu Gyaseddin Keyhsrev'in
yaruna smr ve onunla saltanatm paylar. Bu e

tin rf, devletin en kuvvetli devri olan Alaeddin Key


kubad devrine kadar bylece gider. Devrini byk
i ile dolduran bu hkmdarn, olu tarafndan
umumi bir ziyafette zehirlendii ve bu akl almaya
eak cinayete onsekiz sene onunla gaza arkadal
.etmi, kendi yetitirmesi emirlerin ve vezirlerin yar
-dm ettii dnlrse Seluk epopesinin br yz
'hakknda bir fikir edinilir.
Hakikatte bu ordu kumandanlar, emirler, ve
:zirler saltanata itirak etmek iin hi bir vesileyi
karmayan insanlard. Ve ancak akrpene bir h
kmdar saltanata geince biraz da lm korkusu ile
"eY.a ahsi menfaat yznden gem kabul ediyorlard.

BES EHR

80

Kseda muharebesinden sonra gen hattA o

cuk yata tahta kan. ve bir

trl

rt sahibi ola-

mayan glge hkmdarlarn, thani'ler tarafndan


yarlkla nasbedilmi veya nfUZlan teyit edilmi s

z padiahtan bile stn vezirlerin, emirlerin, naib


lerin, pervanelerin devri ba)ar.

lki

merkeze birden,

bal olmann sebep olduu entrilalar, i harpleri,.


airet honutsuzluk ve isyanlan birbirini kovalar

Muhteris, mace_raperest ehzadeler, her an darnn

mdahalesini memleket zerine ekerdi. Kimi Mool


saraylarndan hkmdarlk djJenir, kimi Bizans'da.n.
qJd yardmla tahta, geer. Orta an efendi ve ta

bj prens mnasebeti, hkmdar ailelerinin arasn-:


daki akrabalklar pu ileri Meta tabii gsterjr. -

Bitmez tkenmez entrikalan, isyanlar, ihanet- ,

leriyle, zehir,_ _ haner ve yay , kirileriyle lmlerl


- zamann rfne gre slaleden prensler kendi .yay

la.rnn k}.riiyle boulurdu - biri snnce br ku

r.lan aristokrat ve ou byk alim, vezir aileleri.

nin hususi politialaryle Anadolu tam bir ortaa. .


sonu yaar. Hayrat ve ehevi n. Keykubat bir ziya

fet sofrasnda lalas, tarafnan

Altnordu yolunda

zehirlenir. IV. Kl Arslan kendisini tahta karan. .

Muinddin Pervane tarafndan bir ziyafet spfrasn

da - phesiz Moolh.rn tasvibiyle - boUiur. Hal-

buki bu ihaneti yapan Muinddin Pervar'e, Sinop gi-.


bi bir kalenin ikinci fatihidir. Ve MQol istilasn.n

neticelerini nlemek iin ne gayretler sarfetmitir.

Bu _t->rens ile .A:nadolu'nun bir zaman hakiki hakirhfi

gibi gII).n. ve 21 da, Moollar tarafndan ldr-

ler bu vezirin son konumalar mverrih, Aksarayi'


nin en korkun sahifelerinden biridir.
,

'

'

- .. .

'

....

.
.

..
.

. : Gerekte Mool sarayna en son giden, yahut


Q)u saraydan 'en son dnen daima biraz daha kuv,
' vetlidir ve birka senelik; hi olmazsa birka aylk
:bir tahakkm hakkna sahiptir. Buna mukabil Bi
.. ;zans hem kendj politik8$ hem. de asrn rf icab
!kendine bavuranlarn hibirini . geri evirmiyordu.
Hakl haksz her kmldann, hatta en iyi ni
_yetli . hareketlerin bile en. korkun neticeleri do
duu bir devirdir bu. Amidoli aha.lisinin, bilhassa
_yerlemi toprak sahibi halkn srtina vergi vergi
_zerine biner. Yama ise tabii ve indelik hanerden
-dir. Hkmdarlk veya vezirlik koparmak iin Mo
,ol ka;argahlarma giden vzir ve prEmslerin. b s
.raylarda yaptklar borlar, muahedelerle .A.nadolu',
.nun dernee mecbur olduu . kesimleri: birka kat
aha arttrr.
Bu karklk iinde anar.inii ta kendisi ol
.pir mistisizm alr yrr. Balangc111dan itibaren
.daima taSavvufa . meyli olan, devletin resmi dinine
xamen bir trl. tam manasyle snni Msnanlk
Ja yetinemeyen ve amanizm ka.ll}tisl alddeleri Ms:
iliman dini ile ancak bu ereveier iinde . birletiren
.Anadolu'da- Alevi akidelerle beraber hayderilik, ka
enderUik gibi meiami tarikatleri oal.r. islam ale
mi iin o kadar tehlikeli olan ve siyasi istikrara tesir
-eden Mehdi inanc kkleir.
Bu ruh hali Anadolu'da gizli veya aikar bu
;gne kadar gelen ve milli hayatta srasna gre men
.fi veya mspet roller oynayan bir ikilii douracak

tr.

Fakat daha iyisi o zamanki Anadolu'nun vazi


yetim 1bn-i .Bibinin azndan .dinlemektir: "RUilJ.
.

BES SEHIR

memleketi ahvali karklk iinde kald. Garipler


yuvas ve yoksullar sna olan bu gzel yurtt&

bin trl dertler ve mihnetler iinde tatl bir nefes;


almak nasip olmad."

tbn-i Bibi bu cmleyi Alaeddin Keykubad'n l

mn anlatrken syler.

Bununla beraber kuvvetli bir devlet fikri ve ha-

nedan ball taazzuv etmiti. Bir ksm yerli hane


danlardan ve ulemadan olan, bir ,ksm Arahistan
dahil btn Mslman memleketlerden ve bilhassa.

Suriye'den gelen, bazlar Harezmlilerle gelmi ve

ya tek bana Moollardan kaarak snm veya da-


ha sonralan Moollar tarafndan kendilerine sadk

unsur sfat ile i bana getirilmi bu son derecede


ince; soyun mal, gaza ganimeti altn ve mcevher
iinde yzen, kendi felaketlerine hatta

umumi

fela

ketiere yazdklan Acemce iirlerle alayan byk:

!ran airleri ve mutasavvflan ile karlkl 'rbailer

:ve iirlerle konUan drt bucaktan toplanm vezir-

ler, onlardan airetlerle olan mnasebetleri derece


sinde

rf ve davranta aynlan kumandanlar ve

emirler, kadlar, byk alimler, devlet nfuzunun,


tutunmasna,

ecnebi mdahalesinin fazla ilerleme

mesine ellerinden geldii kadar alyorlard.

- m Yeni bir vatanda yeni bir milletin o kadar etin

artlada kurulduu bu asrlarda Konya ne halde


idi ve bakent sfatyle nasl yayor ve ne dn

yordu? Bunu bilmiY.oruz. Balangta mutlak h-

KONYA

!!3

fkmdarlk sisteminin, ieodalitenin ve vezir aristok


fl'asisinin nfuzu, XIII. asnn ortasndan

(1243)

son

a-a seneden seneye bu cihaz biraz daha benimseyen


.Mool mdahalesi ehre kendi sesini duyurmak fr
:Satn phesiz pek az veriyordu. ehrin etnik eh
.resi de bizim iin az ok mehuldr. Aslen Trk olan
<byk halk kitlesinin yan banda henz Hristiyan
!kalm Rum ve Ermeni gibi yerli kavimlere mensup
bir kalabaln, Grc, Bizans'l, Suriye'li, Msr'l,
'Elcezire ve Irak'l, Latin tccarlarn, Harezmlilerin,
lBizans'dan gelen askerlerin, Hal

dkntlerinin,

()rta an baz Anadolu ehirleri gibi Konya'da da


byk bir yek1n tuttuunu tahmin edebiliriz. Ulema
ve eyh snf da bu ekilde karkt. tbn-i Bibi'de,
Aksarayi'de, Eflaki'de adlan bize kadar gelenlerin
knyelerine dikkat edilirse gerekten acaip bir mo
zaik elde edilir. Bu btn Orta Asya, biraz da Ak
r(ienizdi.
Bu deiiklik phesiz rfe, adete ve kyafete
eitle tesir ediyordu. Yukarda snni akideye fazla uy
mayan yahut onunla ancak dtan aniaan bir yn
tarikatin

btn imparatorlua

yaylm

olduunu

!'Sylemitik. phesiz bu Konya'daki hayata ok de


:giik bir manzara veriyordu.

Mslman Orta a

:sa, sakal, byk ve kan uzatlmas veya bsbtn


:kesilmesi ile insan ehresi zerinde adeta oynar, onu
meslee veya tarikate ait bir eit maske yapnaa
-alr. Elbise veya baa giyilen eyler de byle de
iirdi. Mslman olmayanlar ise kavimlerine mah
sus lcyafetleri tayordu. Bu itibarla eski Konya'nn

>ar ve pazann, dar sokaklarn, ok renkli ve de


il.ik bir .kalabalk dolduruyordu. Fakat yksek ta-

BE SEHlR

84

bakann dnda . hakim notu daha Alaeeldin Keyku


bad'n zamanndan itibaren ahi kyafeti veriyordu
Bir bakma hayat, ufak tefek tepkilere ramen hi
elmazsa mnakaa kabul edecek derecede msama
hal. idi. Tasavvuf .enisine brnmek art'yle her
ar hareket mazur grlrd.
Saraya gelince lstanbul'la, cenup ve Akdeniz'
deki Latin'lerle, tzriik haneelan ile devaml mnase
bette idi. 'Bizans sarayndan kz alan, felaket anla
rnda bu saraylarda misafir edilen Seluk Sultanlan
birok meselelerde geni dneeli idiler. ' Bu pren....
seslerden bazlar iin sarayda kk kilis,eler bile
bulunduu. sylenir.
Bun.inla beraber bu islfun merkezinde iten ie
bir yn mcadele.. vard. Snni akide, ii ve Batru.
inanlar ve tasavvufla, Mslmanilk Hristiyanlkla.
-ktan gelen kltr Slami kltrle; Trke, -Acemce..
ile mcadele halindeydi. Snni ulema gerek .saray..
gerekse . aykr meslek ve tarikat adamlarn phe-
siz iddetle kontrol ediyordu.
aray v yksek tabaka, hinterlantla -ve bilhas
sa airetlerle mnaebeti zorlauracak derecede kl-,. .
tr ve zevkte !I'anilemiti. Mool istilasndan d:tr
ha ileriye, Msr ve Suriye yut garp memleket;., .
rine kaamayan veya kltr ve inuhit yznden bu-
nu istemeyen btn 'sekin Asya bu XIII. asrda Ana-'
dolu'da toplanmt.> Resmi tlil ve iir dili Acemce
idi. Zevki v.e - ltikmeti, . byk tran airleri idare E:di - .
yordu. Nitekim :bitaz sonra Anadolu Mevlana'da bU
kltrn zirve -izgisine ereeekti.
' '
Bti:in vesikalar- bu ortaa ehrinin J.14ool is
tilna ve. vatta. XIII.: asrn sonuna. kadar.. b,Y.tik<bi:

..

..

'

KONYA

BS

a-efah iinde. olduunu gsteriyor. Bu servet . yalnz


ticaretten gelmiyor, byk bir zanaat da onu besli
,yrdu. . Yazk ki Konya ai's hakknda ancak dela.
Qetlerle fikir sahibiyiz. Eski Konya ars bu deyir-:
de btn Anadolu arlarf . gibi ahi idi. Halife Na.;
: sr'n Abbasi nfuzqm bir. nevi tekilalla kuvvet
tlendirmek iin belki teden beri _ mevcut bir tasav
'YUfi cereyan benimsernesinden doan, y.ahut kuvvet
.alan :ve Kanuni devrinde bile stanbul arsna ha
.kim olan ahiliin bizzat bu halife tarafndan Seluk
:.Sarayna sokulduunu biliyoruz. tbn-i Bibi, Alaeddin
Keykubad'n, kendisine saltanat ftvvetle ok ala
kah olan byk alim ve eyh ehabeddini-i Shre
!Verdi'nin bahettiine inandn syler , ve Kezirpert
. kalesinde : kardeinin :lm haberini Emir Seyfeddin
Ayba'nn kendisine getirdii gnn gecesinde gr
.d .- ryay anlatr. Cililisundan sonra Alaeddin'e
bu eyh, halife . tarafndan ftvvet alvar ve kua
rn getirmiti. ar ,ve zaiaat atlyeleri de saraYJ
:gibi ahi idi.
II. . Gyaseddin Keyhijsrev'in lmnden sonra
ki . kark devirde hemen her byk meselede Kon
.Ya ahilerinin . ve hkmet tekilatma "mensup gen
. ,2er'in yardm istenir: Sahip emseddin tsfahani, ba
.z rakiplerini ortadan kaldrmak iin ahilere mra
-caat eder. 1291'de Mool ordusu Konya'y muhasara
-ettii zaman: ehrin hakiminin Ahmed ah Kazzaz
:adnda bir ahi olduunu biliyoruz.
ster yerli Mslman ve .Trk, ister muhacir ve
.:ya misafir, bu devirde Konya halknn, btn Orta
-a ehirlerinde olduu gibi yksek rmfn davalan
..Ue ayrlnus olmalan, onlarn maceralarrt kendi ara

BES SEHIR

86

larnda yaadklan tahmin edilebilir.


yava

hadiselerin tazyik ile

bir

Fakat yava.

eit efkan umu

miyeniD teekkl ettii de tahmin edilebilir. Belki


bu yzden ve biraz da ieodalitenin icab olan taraf-
tarlarn korkusundan Selcuk hkmdarlan baz va

him i meselelerini Kayseri veya Sivas'ta halletme-.


yi tercih ediyorlard. Alaeddin Keykubad gibi tuttu
unu koparan bir hkmdar . bile, tahta kmasm
saladklan iin adeta saltanata itirak hakkn ka-
zandklann zanneden ve nfuzlann suiistimal eden,
eski emirleri Kayseri'de izale etmeyi tercih ( tmiti

Bir bakent daima bakenttir. N e kadar sustu


rolursa susturulsun yine konuur. Konya elbette o
kadar gazasma ahit olduu II. Kl Arslan'n l
mnden sonra, saltanat aacnn on bir dal gibi gr-
d .ve benimsedii on bir ocuunun arasnda ba-
layan kanl mcadeleye kaytsz kalmamt ve bu.
prensierin talihlerine bir ana gibi kalbi szlamt

O kadar tuttuu ve urunda aylarca muhasaraya..


katland Gyaseddin Keyhusrev'in aabeysi Rk
neddin'in kuvvetlerine dayanamayarak iki olu ile
gurbete kmasn elbette serin kanla seyretmemi;
ve bu prensierin Bizans sarayndaki maceras, Kon-
ya iin uzun zamanlar, aabeysinin ftuhatnn yan-
banda merakla takip ettii bir roman olmutu. Son-
ra bu Gyaseddin'in iki oluyla beraber dndn;
ve babasnn yerine geirilen o kk Kl Arslan'.
lm beklernee bir kaleye gnderdiklerini grm
ve zlmt. Fakat ordular hazrlanp bayraklar
uumaa balaynca i deimiti. Antalya'nn, Si-
nop'un fetih gnlerinde Konya'nn nasl sevindiini,.
Alaeddin Keykubad'n o . muhteem saltanat alay.

KONYA

ehre girdii

gn

sT

bu ehrin bayram manzarasn ha-

kikaten bilmek isterdim.


Kendi yetitirdii maiyeti veya olu tarafndana
zehirlenen bu padiahn cesetini getirdikleri zaman:
ehir kimbilir nasl matem iinde idi. Hayatnda ok-::
mhim bir eyin deitiini, artk eski gnleri bir
daha gremeyeceini, bu kadar korkun cinayete
cesaret eden bir makinenin bir gn kendisini de fe-
lakete srkleyeceini, imparatorluunu ykacam.
ar pazarn datp kurutaean nasl derindenc
sezmiti?
Evet Konya her ark payitaht gibi bazan mu-
kadderatnn sadece uzak seyircisi sfat ile btn..
bu hadiseleri, daha: sonra gelen ok fecilerini gr-
m ve bir trajedi korosu gibi onlara alam veya

sevinmi, zaman zaman da i kendisine dnce si-


laha sarlmt. tbn-i Bibi'de, Aksarayi'de rastlad-
mz, Konya halk filan prensi severdi, gibi cmle-.
!erin manas phesiz budur.

- IV Gariptl ki bu istilalar, harpler, karklklar--


iinde bile Seluk bnyesi muazzam ekilde yapc-
dr. On birinci asrn bandan on nc asrn, s-
lfp dnlrse on drdnc asrn sonuna kadar,..
phesiz biraz da yuka:;,da bahsettiimiz feodalite-

nin ve vezir aristokrasisinin servet toplanmasna ver-


dii imkanlar ve bir buuk asrlk iktisadi inkiafm
sayesinde cami, trbe, medrese, hastahane, imaret,

han, kervansaray yzlerce eser yaplr.

BE EHR

Bugn Konya'y, Aksaray', ErmenaJt ve Ni


de'yi, Divrik'i, Kayseri ve rp', Sivas', Harezm
_

istilasnn kurban Ahlat' ve Erzurum'u, Sinop'u o

:kadar deiik ekilde ssleyen, bozkrn

alnzln
:
, da karnza birdenbire binbir gece bysyle kan
'
- o koskoca kervansaraylar, Antalya, A:aiye ve arki
.Anadolu ehirlerinin kaleleri hep kark hikayesini

- tarihlerde okurken insann ba den bu as


dandr.
Iklimden klime, beylikten beylie, hatta ehir
den ehire yerli geleneklerden kalan unsurlar, kav;min

ve

kabilenin

beraberide

getirdikleri

eyler,

.-malzemenin hususiyetleri - n bolluu veya yok


:1uu, tula teknii - ile, bazan ustann veya ha: yr sahibinin . fantezisiyle deien, Y.enj hususiyetler
. .k.azanan bu mimarin btn vasflarn, ne de sanat

ocaklarn burada y:mamza imkan yoktur; !steyen-

. ler Anadolu abidelerinin yorulmaz aratrc;s M.


' Gabriel'in byk eseril}e baksnlar. ..
Asl Seluk idaresinde A:aeddin devri bu mima.rinin en parlak devri _idi. Kayseri'deki Keykubad sa
:.ray,

Beyehir

civarnda

yaptrd

Kubadabad,

. Alaiye'de yaptrd kklerden . baka, .Konya i ka


lesini de yeniden yaptrmti. Bugn o tepeye Alaed
"'-'!iin Tepesi diyoruz. Yazk

ki

kendisi de mimar olan

.bu hkmdarn yaptrd eylerin yalnz ad ve ba


.z harabeleri kald. Tam bir tamirini o kadar iste: diim Byk Sultan Ham onun eseridir.
at sisteminde henz kubbe ile tonoz kemerin
,;.-arasnda kararsz olan, binann iinde zaman zaman
ok basit dzenlerle Y.etinen bu mimariY.e, kendi e-

J(ONYA . , _

killeri ile beraber domu sanla,cak kadar 'mkem-


mel birka eSerin dnda; elbette btn meselelerinE
halletmi bir slup gzyle bakamayz. Fakat En
dls'ten Gotik'e kadar giden ve Ahlat kolu ile . eski
tran ve Kafkas sluplarna kadar kan aratrma..:.
nn zenginlii de hi bir surette inkar edilemez.
Biraz da Ortaa. ehirlerinin darl yznderb
Seluk mimarisinin en zengin . noktas binalarn cep..;.
hesidir. Henz yerli hayatta ok mhim bir yeri olan..
adr rnek alari bu mimari, ' ihtiraslar bydke
bu cephelerde ta iiliinin . btn . imkanlarn de-
ner. Ritim aratrmas ve onun iki yanndaki duvar-
larda veya emelerde az ok tekrar eden byk ka-:
p btnleri Seluk ustalarndaki kitle fikri. ile tefer-
ruat zevkinin birbiriyle nasl bir yara girdiini gs-
terir. Hakikatte Seluk mimarisi ok defa dince ya-
sak olan heykelin peinde gibidir. Bu. binalarn cep-;
helerinde durmadan onun tesirlerini arar. Mektep..,.
ten mektebe ' kk madalyonlar,' emseler, yldz-;
lar, korniler, si. yollari ve asl kap stnde k ve-
glge oyununu salayan istalaktitler, iki yana fener:
gibi asln oymal kntlar, iek demetleri, firiz-:
ler ve kordonlar,. arabesk levhalar bu cephelerde ba-o

zarl yazya .pek az yer. brakr, bazan da onu ancak..:


ilebilecek bir' oyun haline , getirir. Seluk kufisi .
denen o ok ' sanatkar yaz ekli, hiyeraltik izgi ile
- ve -hatta tabir caizse ekilleriyle; -;- bu oyunu bir:
taraftan a.iret ii kilim ve dolrumalai.n ssne yak-

lathyor, baza.i: da: nisbetler byd m btn bir


kabartma oluyordu. Bu emsalsiz ta iilii bazan
da heYkel- zevkinfu yerine kitap sahifesini, yahut ki...:.
tap gibt dokunmu. kilim-veya ah koyuyordu.

..

, . .;

BES SEHht

Sahip Ata'nn yaptrd tnce Minareli'nin cep


..besi tiftikten dokunmu byk bir sultan adrna
lbenzer.
Ss olarak sadece iki Kur'an suresini (Yasin ile
;,Sfre-i feth) tayan ve onlarn, kapnn tam stn
-.de ok ustalkl bir dmle birbirinin arasndan ge
..erek yaptklar dz pervazla, Allah kelammn b
_ykl nnde insan talihinin biareliini anlat
mak ister gibi mtevaz alan asl giri yerini er
eveleyen bu kap btn, nev'inin hemen hemen ye
:ganesidir. Sultan Ham, Sral Medrese (Karatay
: Medresesi) ve asl byk Sultan Ham kervansaray.;
: nn yapld devirde birdenbire ahit olduumuz bu
deiiklik, Erzurum'da ifte Minare ve Sivas Dar
:ifasnn cephelerinin daha btn grnleri yann
da belki yeni bir dini hassasiyeti ifade eder. Bu bi
: nalarn duvarlarn, geni eyvanlann ierden srl
-tulalar veya iniler sslerdi. Tula inaatta, tpk
: minarelerde olduu gibi, bu renk dany da ssler
di. Seluk inisi dediimiz mcevhercilie koyu zm
::rt yeili, ok koyu laciverdi ile asl tonunu verirdi.
-Yekpare tatan kafes gibi ilenmi pencerelerden bel
ki de renkli camlar arasndan szlerek gelen ok
: iyi idare edilmi bir k, bu renk cmbnn ze
. rine derdi. Bu binalan yaptran, kan iinde yzen,
laris, marur ve dindar vezirler etraflarnda her e
::yin en gzelini, en sanatkareasm istiyorlard. Hi
bir nmunesini tam olarak gremediimiz padiah
-ve vezir saraylar, mevcudiyetlerini, Aksarayi'nin
.:anlatt, Moollann zulm ve tekalif hikayelerinden
.()rendiimiz zengin tccar ve arazi sahiplerinin ko
maklan da elbette bu medreseler ve camiler gibi aY.
,

KONYA
m titiz zanaatkarlarn eliyle ve aym zevkle yapl

yordu.
Sral Medrese'nin (1242) srl tuladan o za
rif sekiz keli hasr rgs ssleri, Karatay Med-
resesinin (1245) yzlerce gnei ve yldzlar ile k-
k bir kehkean gibi parlayan ini tavan bu zev
kin elimizde kalan yetim ve para para ahitleridir._
Biz bir arkeolog gibi bu yarm izlerden yryerek,
eski

Konya'y,

hi bir zaman

tanyamayacamz

Konya'y ancak tahayyl edebiliriz. Alaeddin Tepe-


si'ndeki kklerin yz elli sene evvel nispeten tam-.
olduunu dnrsek bir imparatorluun, dayand
medeniyetle beraber inkraznn ne demek oldu-
unu anlarz.

- V Mevlana ile babas Konya'ya 1228 ylnda Key-


kubad tahtta iken gelirler. Bu Konya civarnda Sul-
tan Ham'nn yapld yldr. Bu eseri biraz sonra
serhat ehirlerinin kaleleri ile Konya kalesinin ta
miri, Kayseri'deki Kubadiye ve Beyehir'deki Kuba-
dabad kkleri takip edecektir. Alaeddin Tepesi'nde
son

harabesi

gzmzn

nnde

ortadan kalkan

kk, daha evvele ait olan ve Alaeddin tarafndan,


tamir edilen, belki de deitirilen cami

(1227) ve-

Seluk sultanlarnn trbesi bir tarafa . braklrsa

bugn Konya'da Seluk eseri olarak beendiimiz;:


Sral Mescjt, Karatay Medresesi, !nce Minareli gi-
bi byk eserler onun hayatnda Mool istilasnn o
kadar hazin ekilde emrivaki olduu ve II. Gyased-

BES EHR

...mn eyhsrevden '. sonra, 'hep ocuk hki.lmdarlarn


-tahta kmas yznden o me'um Atabey - vezirler
. ...devrinin ald yllardi! : Divan- J{ebir'dki iirler
. ve Msnevi ile beraber doarlar.

Bu beraberlik, zerinde fazla: durmaktan ne ka


""-(}ar ekinirsek ekiielim, Konya'mn, mimari ve ruh,
'"kendisini aramas demeKtir. Hakikatte Seluk r
J:esans, vakitsiz bastran kar frtnalan altnda ye-.eren balariara benZer.

'

.
Eflaki'ye gre Karatay Medre.sesi'nin irias bit
"tii zaman bu medresede yapian bir tilema toplan
-tsnda Mevlana, ems-i Tbrizi ile beraber bului

mu. Hatta orada o ok saf Ortaa mnakaruarn


-dan birine bile girmi. Kendisine "Ba ke neresi
dir?" diye sormular, Mevlana .da "Ak adam iin
ba ke sevgilisinin _kucadr" diyerek bulunduu
::yerden kalkm ve ems'in girer girmez meldii
. _,.'kap dibine geip ya_na pturmu. ems, kalabalk
;. tan, n safta grnmekten fazla holazm. Ef
_ aki, ms'in hretiin o gn baldm - ylep.
;. Karatay Medresesi'nin 1245 de bitli . dsnlre
) bu rivayetin doru olduundan phe edileblir; ya
.1ut da mevzuu bahsolan ahs, Meviana'mn ems'
. ten sonra dostlua seii Salahaddin elebi'dir
.
1237'de Alaeddin'in cenazesi ehre getirildii za
:man Mevlana yirmi dokuz, dostum Abdilibaki Glp
narl'mn ok yerinde tahmini kabul edilirse otuz ,
cOtuz drt yalarnda, Baba tshak isyannda otuz se. lkiz, Kseda muharebesinde krk, krk bir yalar:
, -na idi. ems'in Konya'ya ilk gelii bu iki felaketll
thadise arasndadr. .

KONYA

ems, Konya'da bu ilk ikametinden sonra am'a.


kat zaman Mevlana olu Sultan Veled'e "Bahaed-
din ne uyuy9rsun? Kalk, eyhini ara!" der. Bu sr::
karanlk gecede . akan imee benzer. Kalk eyhi--

ni ara, yani hakikatlerini bul ve kendini yap! Acaba


bunu sylerken Mevlana ems'in . dnmesine byle
srar etmesinin lmne sebep olacam biliyor muy-
du? stlareli ark konuma nn bozduu ayaiU;4
dikkat dostluk ve korkun dram ...

Kimdir bu es? Nasl adamd? Hangi hikmet


!erle !<onuuyordu? Mevlan;ya.b}i devrinde o ka

dar yaylm olan .vahdet.-i vc.it felsefesi dn,da ne..


retmiti ? Btn vesikalar her eyin onun Konya'

ya

gelii iJe baladnda pirleir. O zamana kadar

az

ok ekilci yaayan, byk bir alim, bir mdrris .

devri iin ok tabii olan tasavvuf nevesine ramen.


gibi tannan Mevlana, c geldiktel)., .sonra sa9ece_ bi:;

cezbe adam olur, sema' eder, iir . syler, ekiilerin.


ve kalplarn dda yaar. Konya'y devrinin yal

iuz

cokunlar1yt 0ldurmaz, OI}U ten deitirir:_


Btn bu ilere tek sebep gibi gsterilen adam.

hakknda, tek eseri olan Makalat'dakilerden baka.

eyler bilmeyi ne kadar isterdim. Yazk ki asrnn:


karanlndan birdenbire kan bu fakir, dnyay bir:..
kalemde reddetml, mnakaay bile kaul etmeyen, .
Muhiddin-i Arabi gibi - ufak tefek farklarla _:_ ken:...
di sisteminin ba samlan adamla bile atma halin
de olan bu seyYah dervii sadece menakp kitaplar
na - veya Divan- Kebir'in aydrilnda grrnee ve
tanmaa mahkfunuz:
Halbuki. menakp

kitaplar

mrit

safiyetler

.iinde, . yaadklar zaman.n . mese.leleri :v..e modall).r..'

BES SEHR

arasnda hi olmazsa bugn bize hi bir ey syle


.. mezler. Biz, Iki medeniyelin yorgun ocuklar, onla:rn mihver kelimelerini ve meselelerini Meta atlaya
::rak geeriz. Divan- Kebir'e gelince onun kamat
:rc aydnlnda hi bir eyi olduu gibi grmek
: mmkn

deildir.

Zaten Mevlana. ems'ten deil,

. .aktan bahseder.
Konya'da
iinde,

Kubbe-i

Hadra'nn

avlusunda

veya

Sadreddin-i Konevi'nin derga.hnda geirdi

: im ba bo hlya ve dnce saatlerinde ka de


: fa onu dndm :ve kendi kendime bu ide masa

:-n ve hakikatin pay nedir diye sordum. Gerekten


bu adam bu kadar tesirli miydi ? arkn en byk
r. . airlerinden biri olan Meva.na.ya her ey ondan m
_gelmiti ? Mevlft.na. ona rastladktan sonra bir a
-:nan gibi yannda rbab ile gezen, her cotuu yer
"de sema' eden bir adam m olmutu? Sonra lm
.iin sylenenler? ... Gerekten Meva.na. ile kk o
: 1unun veya hemehrilerinin, yahut baz mritlerinin
arasna bu kadar sevdii mridinin kan m gir
.: :miti ?
phesiz mknats gibi ekici bir ahsiyeti var
.d. Mevlana. ile babaa sohbetlerinde ona, menft.kp
. _kitaplarnda nakledilenlerden ok baka eyler sy
_Jemiti. Belki de hi konumuyordu (Eflaki, bir fk
.-:rasnda ems'in herkes iinde sze karmak Meti
olmadn kendi azndan syler) . Sadece mevcu
"diyeti ile, baklan ile ve skiitu ile etrafn doldu
. .nyordu. ems-i Tebrizi'de adndan balayarak - n
':k bu adamda o devirde bir moda olan ems ad bile
manala - lmne varncaya kadar her ey mu

tONYA

95

.anima ve srdr. Her ey bizim iin onun ehresini

'karanln ta kendisi olan Srl bir aydinlk yapar.


Menakb kitaplar ems'in lmnderi sonra

.Meviana'nn zerinde hemen hemeri ayn tesiri gs


teren elebi Saa.haddin'in bir cmlesini nakleder
ler. "Ben Meva.na. hazretlerinin aynasym. O benim
::ahsmda"''kendi bykln seyrediyor." Belki de
.ems - Mevlana mnasebetlerinin en iyi izahn bu
-cmle verir.
Meviana airdir.

iiri

inkar etmesine,

kk

:grmesine ramen ark'n en byk airlerinden bi


.ridir. Nasl Garp Ortaa, btn azap korkusu, i
timai dzen veya dzensizlii ile, ralmaniyet itiya

lk :ve adalet susuzluu ile Dante'nin eserinde topla11lll'Sa, Mslman ark'ta btn varlk hikmeti, Hak

la Hak olmak ihtiras ve cezbesiyle Divan- Kebir'de


dir. Divan- Kebir, insan talihinin artlarn bir tr
l kabul edemeyen ihtiyar Asya'nn ebedilik itiya
kdr. Fakat biroklarnda - hatta en byklerin
e - olduu gibi birlik felsefesi onda hayattan bir
Jka olmaz, belki ilahi akta kendini kaybettike
hayat ve insan bulur.
Onun dnyas hareket halinde bir dnyadr. Bu
rada her ey yaratc aydnln ve akn kendisi olan
.Allahn etrafnda dner, ona doru Ykselir, onda
}kaybolur, ondan doar ve ayrlr, tekrar onunla ve
;birbiriyle birleir. Her ey burada birbirini zler,
Yblrbirinin ayndr, birbirine cevap verir. Bu maler
de ne ldren, ne ldrlen, ne seven, ne sevilen
birbirinden fark edilir.
phesiz btn bunlar islam dnyas iin yeni
:eyler. deildi. Halla'tan beri tasavYUf, sarn iiri-

96

nin ve hayatnn btn bir taraf . olmutu. Fakat:


Mevlana'nn konuma ekli baka idi.

Akn ayn bir tannnn dini olduu eski a-


larda bile hi kimse ondan Mevlana gibi bahsetme-
mitir. Sanki alevden bir dille konuuyordu. Divan-
Kebir, brahim'in atld ocaa benzer, dardan,,
kavurucu gibi grnen ate ieride bir gl bahesi

olur.
Bu iirler yazld devirle beraber dnlr-
se, batmakta olan bir gerniden ykselen son dua gi-
bidir. Btn varlk orada, Allah'a doru giden bu
.geni hkrktadr. Kaybolan her eeyin aksi .seda. sndan doaca bu duaya veya davete yanm ve

.yklm Anadolu, o kadar akide ve grenek aynl


.nn, kin ve kann arasndan yaral bir hayvan gibi'"
sUrne sUrne koar ve bu pnardan itik!;e dirilir

-nk bu ses midin ve afvn sesiydi. Bilmem bura

.da afv kelimesi yeride mi ? O fenal yok far:Zedi-


. yordu. Ve btn dram insann iine ve kaderine nak-
letn;iti. Ortada yalnz iyiliin ve sevginin kendisi
olan sevgi ve imkaniarn brakyordu.

'

) '

. Gel gel kim olursan gel


Kafir de olsan, Yahudi veya putperf!st de olsan gel
Dergahmz mitsizliin der.gah deildir
Yz defa tvb,eni bozmu olsan yine f!f3l.

Mool tahsijdarlarnn korkuu ile kovuklarda, .

. maaralarda yaayan, o mthi 69 yl ktlnsla .


kemirecek ot bulamayan, zulmn, yebann, her tr-
,l felaketin harap ettii Anadolu zerinde bu ses bir-
.bahar . rzgB:r gibi dalgalanr. pardan o kadar ok:

KONYA

9'7

'*Yin ykt. Insan onu dinledike kendi. iinden ye


niden doar.

1lk cevap, Sakarya'nn sar amurlu kylarn

..dan geldi. Yunus'un sesi byk orkestra eserlerinde

birdenbire uyanan kuru, fakat tek bana yklendi

bahar ve puslu manzara ile

zengin

bir flt sesi

ne benzer. phesiz o da Mevlana'nn syledii ey

leri sylyordu. O da ak adam idi .. Hatta sz da

:ha ziyade ondan almt. Fakat aletle sanki motif


.. deimiti, Trkenin solosu devam ettike Fars ii

:tnin . muhteem ve renkli orkestras, sarld bir eit


;zemin tekil etniek' iin yava yava gerilere ekilir
sonunda yerini alana . kendi renklerinden ve ses

.Ve

lerinden birka not . brakarak kayboi.

Taptuk Emre'nin mridinde Mevlana'nn zen

. ginlii yoktur. Onun iiri bir 'ekirdek gibi kurudur.

;Sanki bu kyl dervi yazmaz, iinde kaynaan ey-

leri sert bir aaca oyar. Byle olduu iin de alabil

diine kendisi, uyand toprak ve trafndaki ce

. maattir.

Fakat

Ouz

Trkesinin . tecrbesizliine

ramen o ne salam yrytr ve ne keskin hayal

]erle konUur? tnsann, Yunus'un iirine kelimeler

-eyann kendisi olarak gelirler, diyecei geliyor.

Aralarndaki byk farklardan biri de lmi

tbu ikincisinde fazla yer tutmasdr. O Celaleddin-i

::Rfuni;nin "Bizden sonra gelecek olanlar ok sknt

.ekecekler, fakat onlarn cuklar rahat edecek" di


_ ye kaderini anlatt nesildendir. Filp.akika Yunus,

:.Mool istilasnn azd devirde byd. Onda ve hi

.olmazsa bir tek iiri ile byk air olan eyyad Ham

.za'daki lm vizyonunun eini bulmak . iin. onaltnc


1

BES SEHlR

18

asr imal resmini siyah bir dalga gibi saran misti


sizme kadar kmak gerekir.
Bununla beraber:

Olmden ne korkarsn
Korkma ebedi varsn.
Her dem yeni doarz
Bizden kim usanas.
diyen Yunus, lme yenilmi deildir. Belki realite
sini sonunda inkar etmek iin onu teker teker sayar

Hakikatte lm aac Yunus'da sonsuz oluun k


rdr. O da Mevlana gibi insan iinden giir.

Sevdiimi demez isem


Sevmek derdi beni boar.
Seni deli eden eY
Yine sendedir sende.
Divanna baklrsa Yunus, Mevlana ile bulu-
mu, meclisine ve semana girmi. Hatta bir rivaye
te gre Mevlana, Sakaryal dervie Mesnevisinl oku
mu, o da hi?etle dinlemi, fakat kitap bitince,.
"Hazret, gzel, ok gzel sylemisin ama, sz bi
raz uzatmsn! Ben olsam:

Ete kemie brndm


Yunus diye grndm.
der1 keserdim." demi.

KONYA

99

Beyit belki Yunus'undur, belki deildir ve ger


-ekten gzeldir. Fakat hikaye basitletinnekten ho
lanan bektai zihniyetinindir. Meviana'nn vahdet-1
'Vcut felsefesi bu kadar ksa deildir. Sonra Mesne
'Yi, uzunluuna ve reticiliine ramen ok gzel
taraflar olan bir kitaptr. arkn en tatl taraflarn
dan biri, hayvan, ku, vezir, kyl, bezirgan, halk
hikayeleriyle bu kitaptadr. Ve Mevana dnyann
eil tatl hikaye anlatanlarndan biridir. yle ki Mes
.nevi'yi dndm zaman ok defa gzmn n
.ne kitaptan ziyade tpk Saint Chapelle gibi atsn
dan, kemerlerinden ve kafesinden gayrs, ok renk
,li, bir ksm hayali, bir ksm karikatre kaan, bir
ksm "nehy-i an'il-mnker" in ta kendisi olan bir
.real!zmde hayvan, insan karmakark resimlerle r
tl renkli camdan bir bina gelir. Ba tarafndaki on
sekiz beyitle onun yer yer esere serpilmi akisleri
bu renkli dnyay, daha dorusu bu ok szme ark'
ve onun derin hikmetini ve hayali denecek kadar is
-tiareli realizmini btn bir vahdet ve hasret ile
;aydnlatr.
Meviana'nn hasret ve sevgi felsefesi, btn mev
l!evilikle beraber z halinde bu on sekiz beyittedir.
:Bu beyitler kadar gelecei ykl, onu kendisinde
oplayan eser azdr. Zevkimizin en halis taraf olan
tmevlevi musikisi, drt ayini kadimden, ltri'nin, Se
:gah ayinine ve Rast na'tna, m. Selim'in Suzi dila
:rC:..'sna ve Dede'nin Ferahfeza perevine ve ayinine
!kadar hepsi henz kendini denememi fikir olarak
(bU on sekiz beytin ezeli hasret sembol olan ney'in
odedir. yle ki Mevana bu on sekiz beyti yazp dost
larna gstennek iin sarrun arasna solttuu za-

BES .SEHR

lOfl

man - ne kadar; byk, manevi mertebesi ne kadar.


yksek olursa olsun air airdir ..:._ btn o musikii-
haslar, : Galfu'e kadar gelen airler kafilesi domU'.
sanlabilir. Orum iin Yahya Kemal:

eb-i zalutda manzume-i ecram gibi


Lafz- binevle doan debdebe-i manayz.

derken adeta bir borcu der.


Tarikat larak mevlevilii esas izgileriyle SUljan Veled kurar. Fakat terifat, nezaketi, terbiyesi,.
,slfkfu ve ayinin erkarn tpk musikisi gibi dalia
.sonraki zamann, Osmanl devrinin ve biraz da ts-
_tanbul'undur. Ve phesiz ki , ktrmzn en yk
sek tarafdr. Bir mecieniyetin iei 'o:B.n ve ona hio:
ibelli
etmeden ekil veren terbtye 've nezaketten, duy)

.
ma ekline kadar hyiyetimizin birok taraflann o

idare etmitir.
.
..
:Mevlevilik. e .tevazu ve mahviyeti, ne de hangi
mertebede olursa olsun itibar kabul eder. Eiter
arasnda geen . .bir maceradr. Ve bu eitlik sade ta-
rikatn iinde deil, dnda .da hkmn srr. n
.k esas, bu g\lnn felsefesinin ok sevdii tabirle

.insann kainattakf yeridir.


: 1

.
HOCa . bak ziltna kim zbde-i azemsin sm
'
'iierdiimi dide-i ekvan olan laemsin. sen _ . . .
.

O kadar manall olan Mevlevi selam Ga1ib'in- but


beytindedir, nsan insanda - daha dorusu : iki ka-
nn a::asnda; nk oraya baklr - Allah' grr
ve onu tebcil eder. ems -Mevlana miliasebetini hi
bir ey bu selam kadar iyi izah edemez. . .
.

KONYA

101

Mevlevi ayinini son defa dergahlann kaparuna


::sndan biraz evvel, bir kadir . gecesi, Konya'da gr
omtm. Bu kadar. sembollerle konuan bir terkip az
"dr. Her dUl'Ul.ln, tavrn, kmldann ve admn ma
mas vardr. O hrk.ya brnler, ilk ney sesinde
uyanlar (lm ve hair) , kol alar ve ayak kilit
. leyiler (Mevlevi ayininde her mevlevi Ali'nin zlfi
tkan olur) bir kitap' gibi deri!) derin anlatan eyler
dir. Asl sema'a gelince, phesiz dnyann en gzel
rakslaridan biridir. Mukaddesin klimini zaptetmi,
..orada hilkatin srrm tekrarlayan bir bale. Yazk ki
Degas cinsinden bir ressam kmad.
Karmda kandillerm titrek nda dnen, de
::ien, szlen, Meta maddi varlklarndan ayrlan
bu insanlar gerekten ak ehitleri olmulard ve
::gerekten musaffa ruh halinde iki yana ak kollar
ve hza.< ile bltii1m boyunlar ile dne dne sema
vata kyorlard.- :
O akam sema'da grdm insanlan ertesi sa
bah arda, paarda ileinin banda. ve bir tale

llbemi lisede katmda grnce hakikaten arm


tm. Onlan ben arkalannda esen Rast'n sert rzga
;.rnda uup gitmi samyordum. Bu len ve ertesi sa

bah dirilrienin srnn bilen . insanlarn arasna kat11amadma, o neveyi bulamadma imdi bile iim
, de zlen bir taraf vardr.
Konya'da bulunduum yllarda beni sk sk me
: gu edenlerden . biri
.
de eyh Galip'ti. Mevlevi ilesi
min bir yln dergahta geirdi. Sanatna tam sahip
olduu devirlerde yazdm tahmin ettiim bir m

: seddesi vardr ki mevlevi ayininin btn sembolle


:H'ini,. mevlevi macerasmn kendisiY.le beraber verir.

BES SEHR

102

Kimi mest-i muhabbet hane-i hummardan gelm


Kimi medhu-i hayret ru'le-i elidardan gelmi
Kimi huride benzer alem-i envardan gelmi
Kimi varm diyar- vahdete tekrardan gelmi
Gzm dU oldu grdm bir grilki hep klaher
Aceb heybet aceb evket aceb tarz- iWiler
KeZam- samt deryalar gibi pr cU sylerle'T'
Muhabbet razni birb-irine h<imU sylerler
Bekerdem hU-i derdim srrn bihU sylerleT
Rmitz-i ak cmle bi-zeban- gU sylerler
Gzm du oldu grdm bir grU.hi hep klahiler
Aceb heybet aceb evket aceb tarz- ilahiler

Melekler rek ider bir tavro. &.WJ T'81lmi var


Melekler malik olmaz def ney tabl-u kudum var
Sema' meydannn hem mihr neh arh- ncmf
,
var
HtSUsa ilerinde zat- Mevland-y Rumi var
Gzm dU oldu grdm mr grUhi hep kUihiler
Aceb heybet aceb evket aceb tarz- ildhiler
VcUd-i mutlak zre devr ederler ayn-i vahdetde

Kamu hurid-ve tenM gezer kesretde halvetde


Medar-i pay- seyri nokta-i gayb- hviyyetde
Visal-i srf bulmular bidayetde nihftyetde
Gzm dU oldu grdm mr grU.hl hep klahiler
Aceb heybet aceb evket aceb tarz- ilahiler
Konya'da Mevana. kadar ykseklerde umasa
bile vaYln bize . onun kadar kuvvet! . kabul ettir

KONYA

101'

ikinci - Seluk epopesi de dnlrse - nc.

Qir varlk daha vardr, folklor.

Ben Orta AnadQlU

trklerini o gurpet, keder, trl ten yorgunluu ve


i darl dolu ac dert kervailarn bu ehirde tan-
dm.

Eski 1\onya Lisesinin st katnda kk bir oda

da yatardm. Binann yanbandaki hapishaneden


bazen de br yanndaki kt evierden gnn her
saatinde bahedeki ocuk seslerine ve kendi al.
m(\}arma mahpuslarn syledikleri trklerin hz
n karrd. Fakat ben onlar asl Takye dalarn
akamn kzartt saatlerde dinlemeyi severdim. Bir
de sabaha doru ehre sebze ve meyva getiren ara
balarn . s.kn beni uyandrdklar zaman. Kurun
gi souk sonbahar sabahlarnda henz ayrld
m ryalarn arasna onlar, ok beenilmi, ok se
:vilmi, byle olduu iin ok eziyet ve cefa grm.
kadn yzleri ve vcutlar gibi ezik, biare ve imkan
sZ derecede ekici girerlerdi.
Bu l Anadolu trkleriyle ben ilk defa, yine
Konya'da seferberlik iinde karlamtm. 1916 yaz:
onu . idi. Hkmet meydannn arkasnda o kk.
kerpi duvarlar beyaz kirele badanalanm, genie
eyvan btn sonbahar gneini alan evierden birin
de oturuyorduk. ehirde gen ve o ya+..a pek az:
erkek kalmt. Bir akam bilmem niin gittiim
.,...... bilhassa liin geciktiim - istasyonda, kimbilir
hangi cepheden brne asker nakleden katarlardan
.birine rastladm. Yk vagonlarnda isli lambalarn
altnda bir yn soluk ve yorgun benizli ocuklar
,birbirine yaslanmlar bu ezik, eritilmi kurun gibi
.yak :ve yakt. yee yle kllenE; trkleren
.c

tM

BES SEHlR

birini sylyorlard. Hi bir ikayet bu kadar kor


:kun olamazd. Vaka Kerkk'den Konya'ya kadar
geliimizde o harbe ait, on drt, on be yalarndaki
bir ocuun cephe gerisinden grebilecei bir yn
faciay grmtm. Fakat grdklerimin hibiri l
me ve her trl acya ve bakmszla bile bile giden
ve yaanmam, hi yaanmayacak bir yn arzu
ve sevgiyi kanl bir kpk gibi bu istasyonun gece
sine frlatan bu biarelere rastlayana kadar etrafm
da olup biten eylerin manasn anlamamtm. An
eak onlar dinledikten sonra komu evlerin sessizli
ini, adm banda karlatm ocuklarn ve ka
dnlarn, yalnzlklar iinde daha gzel kadnlarn
yzlerindeki izgilerin manasn anladm. Evet an. eak onlara rastladktan sonra her akam gezinti ye
rim olan Alaaddin Tepe'sinden inerken alaca karan
lkta ac ac uluyan kpeklerin btn ehri bir anda
:niin susturduunu hissettim.
Konya hapishanesinin kadnlar ksmnda yz
n grmediim fakat sesini ok iyi tandm bir ka
dn vard. Akam saatlerinde onun trk sylemesini
,ftdeta beklerdim. Ve bilhassa isterdim ki "Gezi ba
:larnda bir top glm var" trksn sylesin. Bu
;acayip trk hi fark edilmeden yutulan bir avu
:zehire benzer.
Bazen de "Odasna varlnyar kpekten" ms
rayle balayan ok hayasz oyun havasn sylerdi.
:Bu sonuncusunun havas ve ritmi kadar ten hazlar
:n zalimce tefsir eden baka eserimizi tanmadm.
:Sanki btn mrn en temiz ve saf dualarla hep

iba secdede geirdikten sonra naslsa bir kere g.


nah ileyen ve artk bir daha onu unutup hidayet Y.O.

KONYA

lOS

1unu bulamayan ve en keskin pe_imanlklar iinde hep.


onu dnen ve hatrlayan bir lAnetli veli tarafn
dan uydurulmUtur. O kadar ten kokar ve ykc g
nahn a::asndan o kadar bsbtn baka eylere, artk hi eriemeyecei eylere, kanat aar.
Bu trkleri dinlerken ben daima Maurice Bar-
res'in spanya iin yazd o gzel kitabn adn ha
trladm: "Kandan, ehvetten ve lmden". Yazk ki.
bir iki defa gittiim elence ruemlerinde bu by:
yoktu. Bir namenin terkibi hangi artlarla hazr
lanr? Bunu bilmek daima imkansz bir ey.
Hayr, Anadolu'nun romann yazmak isteyen
ler ona mutlaka bu trklerden gitmelidirler.
Konya'da diniediim trklerin hepsi phesiz:
orann deildi. Meram'daki ba evlerinde veya ehir"'
iindeki topluluklarda seyrettiim oyunlarn hepsi
nin de Konya'nn olmad gibi. Kald ki Garbi Ana
dolu halk musikisinin asl merkezi olmasna ramen
Konya azn ayrmak bugnk vaziyette epeyce
gtr. Benim gibi bir amatr iinse imkanszdr.
Fakat ben onlar Alaaddin Tepesi'nde Meram yolla
rnda ve Konya akamlarnda duydum. !nce Mina
reli'nin kaps nnde Kur'an'n iki suresini o kadar
san'atl bir gerdanlk yapan ta iiliine arrken,.
yanbamdan geen plak ayakl ocuklar, onlar.
slkla aldlar. Onun iindir ki imdi bu trkleri
radyoda dinlerken veya vakit vakit hafzann srrna
erilmez dnyle hi farknda olmadan kendi ken
dime mrldanrken iimde Konya birdenbire canla
mr, kendimi o yollarda, o alak tavanl ba evlerin
de, o cami veya medreselerin kaps nnde veya
iinde bulurum, gece ise bamn stndeki yldzl

BES SEHht

:gkyz birdenbire deiir. I. A.l8.eddin'in altn kak


mal, srma ilemeli, siyah saltanat adn olur ve ben
Seluk destanmn ve Seluk dramnn sahnesi olan,
Mesnevi ve Divan- Kebir'in domasm, ince, kibar,
musiki ve raksa dkn hayatmn kolaylatrd e
hirde geen gnlerime bu ehrin insanlannn saat
leriyle, bu saatleri dolduran sevin ve aclarla bera
ber kavuurum.

BURSA'DA ZAMAN

- 1 imdiye kadar grdm ehirler iinde Bursa.


kadar muayyen bir devrin mal olan bir bakasm
hatrlamyorum. Fetihten 1453 senesine kadar geen
130 sene, sade batanbaa ve iliklerine kadar bir
Trk ehri olmasna yetmemi, ayn zamanda onun
manevi ehresini gelecek zaman iin hi deimeye
cek ekilde tespit etmitir. Urad deiiklikler,
felaketler ve ihmaller, kaydettii ileri ve mesut mer
haleler ne olursa olsun o, hep bu ilk kurulu ann
havasn saklar, onun arasndan bizimle konuur,
onun iirini teneffs eder. Bu devir haddi zatnda
bir mucize, bir kahramanlk ve ruhaniyet devri ol
duu iin, Bursa, Trk ruhunun en halis "llerine
kendiliinden sahiptir, denebilir. Bu hakikati gayet
iyi gren ve anlayan Evliya elebi, Bursa'dan bah
sederken "ruhaniyetli bir ehirdir" der.
Belli ki Evliya elebi bu ehri sadece grmek
le kalmam, onun hakiki benliini _kavramtr; za
ten Bursa iin yazdklarnda yer yr bir ak neide
sinin cokunluu hissedilir.
Bulularnda hemen hi yanlmayan Sadrazam
Keeci Fuad Paa ise "Osmanl tarihinin dibacesi"
diY.erek bu mazi damgasn baka ekilde- belirtir.

BES EHIR

108

Bursa'ya birka defa gittim ve her defasnda


kendimi daha ilk admda bir efsaneye ok benzeyen
bu tarihin iinde buldum, zaman mefhumunu adeta
kaybettim ve daima, bu ehre ilk defa giren ve onu
yeni batan bir Trk ehri olarak kuran dedelerimi
zin yaaylarndaki halis tarafa hayran oldum. On
lar zaferin kendilerine ilk gl saydklar bu eh
:ri o kadar sevmiler, o kadar candan kucaklamlar
ki hala ta, topra bu ykseltici ve ekil verici ih
tirasn nurdan izleriyle doludur. Bu ehirde muay
yen bir aa ait olmak keyfiyeti o kadar kuvvetlidir
.ki insan "Bursa'da ikinci bir zaman daha vardr"
.diye dnebilir.

Yaadmz, glp elendiimiz,

.altmz, sevitiimiz zamann yanbanda, on


.ctan daha ok baka, ok daha derin, takvimle, saat
le ala.kas olmayan; sanatn, ihtirasla, imanla yaan
m hayatn ve ta:ihin bu ehrin havasnda ebedi
bir mevsim gibi ayarlad vehit ve yekpare bir za
man... Dandart baklnca ok def modas gemi
gibi grnen eylerin, bugnk hayatmzda artk

lzumsuz zannedebileceimiz duygularn ve gzellik


lerin mal olan bu zaman bildiimi saatler saymaz,
-o sadece mazisinde yaayan bir gemi zaman gzeli
,gibi batralarna kapanm olan ehrin nabznda kendiliinden atar.

Ka defa uzun ve babo bir gezintiden sonra


.otelime dnerken bilmediim bir tarafta ince bir
.zarn, sradan bir kubbenin birdenbire atlayaca
.n ve bu altta birikmi duran zamann, etrafndaki
.manzaraya, zihnimdeki batralara ait zamann, bu
-gne yabanc binbir hususiyetle, bendini ykm b
yk sular gibi drt yan kasp kavuracan sanarak

BURSA'DA ZAMAN

lot

"korktum. Bursa'y laykyle tanyan herkes bu veh


mi benimle paylar sanyorum; bu ehre tarih, dam
gasn o kadar derin ve kuvvetle basmtr. O her
yerde kendi ritmi, kendi hususi zevkiyle vardr, her
admda nmze kar. Kah bir trbe, bir cami, bir
lan, bir mezar ta, burada eski bir nar, tede
bir eme olur ve gemi zaman aya.I ettiren nan
zara ve isimle, -stnde sallanan ve btn izgilerine
bir hasret sindiren gemi zamanlardan kalma ay-
dnlyle sizi yakalar. Sohbetinize ve iinizin aras
na girer, hlyalarnza istikamet verir.
Bu cins tesadfierin en artcsn isimler ya
par; dil dediimiz asl manevi insan vcuda getiren
byk kaynaktan geldikleri iin mi nedir, onlar bi
ze etrafmz alan tlsmn btn srryle zengindir
ler. Bu adlan bir kere rendiniz mi artk unutamaz
snz, tenha saatierinize kk ve munis ryalar gi
bi sokulurlar, sizi kendileriyle lfete, esrarl mal
fazalarn zorlamaa, gizledikleri srlar tanmaa ve
tatmaa mecbur ederler. ster istemez sayarsnz::
Gml, Muradiye, Yeil, Nilfer Hatun, Geykli'
Baba, Emir Sultan, Konuralp ... Bunlar hakikaten
bir ehrin semt ve mahalle adlan, yahut tpk bizim.
gibi muayyen bir zaman iinde yaam birtakm in
sanlarn anldklan isimler midir? Hepsinin mazi de-
diimiz o uzak masal lkesinden toplanm hususi.
renkleri, ok hususi aydnlklan ve gemi zamana.
ait btn duygularda olduu gibi ok hasretli lez-
zetleri vardr. Hepsi, i nsan hayat ve zaman zerin
de uzun murakabelere eker, hepsi zihnin iinde k-
k bir yldz gibi yuvarlanrlar ve hafzann sularn-

-o

'da mucizeli terkiplerinin mimarisini altn akisletle


-uzaltp ksaltarak alkamrlar.
Gml,

bu

Osman Bey'in gmld eski

:Bizans manastnmn addr. Bu tatiht vakay bil


.
-diim iin mi bu heceyi her litiimde gzlerimin
-nnde,

fecre tutulmu

sihirli bir ayna parhyor.

Yoksa bu panlt sadece bu hecelerin yapt terkip


-ten mi geliyor? Burada gizlenen, Trkenin hangi
:srrdr? Gm kelimesinin mavimtrak beyazln
.bu afak renkleri nerden bulandrdlar? Bursa fatih
leri yarm asra yakn bir zaman imanl ve cokun
. aklarna yol gsteren bu adamn hatrasm elbet
-te ancak byle bir kelimeye, bir istikbal ryasna
benzeyen bu heceye emanet edebilirlerdi. Trk
ede ve L harfleri daima en gzel terkipler yapar.
;yeil dediimiz zaman, Meta bir imen tazeliini,
.bir palet zerinde ezilmi bir renk gibi, gnn ve
:Saatin _ bir tarafnda bir bahar mjdesiyle toplanm

buluruz. Bu kelimenin ilk cetlerle beraber Orta As


ya yaylalarmn baharndan geldii o kadar belli ki. ..
Fakat Bursa'da yeilin manas ok bakadr; o ebe
diyetin rahmani yz, bir mata ok benzeyen bir
.skfnun fam bir saate sinmi manasdr. Yeil Tr
be, Yii Cami der demez, . lm muhayyilemizdeki
.ehresini deitirir, "ben hayatn susan ve dei
meyen kardeiyim. Vazifesini hakkyle yapan fani
:nin alnna bir skfn ve skUnet elengi gibi uzan
:rm... " diye konuur.
Daha kk bir ilkokul talebesiyken, Bursa'y
-ok seven babamn anlatt eyleri dinler ve mu
layyilemde onlar tarih kitabmda rastladm isim
lerle birletirirdim. Bylece birdenbire sayfa, gz-

BURSA'DA ZAMAN

lll

mn nnde canlanr, derinleir, renk ve k dolar


d. Konuralp ile Geyikli Baba bu isimleri'n banda
;gelirdi. Birini mektepte renmi, brn;l yatt
.yeri ziyaret eden babamdan dinlemitim. Konuralp
benil!l iin daima byk bir cenk kargaalnn or
tasnda sert, yank yz manzaraya ve kalabala
:hakim bir kahramand. Uar gibi koan yaz atnn
stnde onu hep gaza ve ganimet peinde grrdm
{) benim iin gece iinde sel gibi akan nal seslerinin,
yaral ve lm lklarnn stnde dalgalanan za
fer naralarnn brnd masal kahramariyd.
Geyikli Baba'ya gelince o Bursa fethini o ka
dar masallatran ve yeni Trk Devletinin kurulu
.unu yeni bir dinin douuna benzeten Horasan Er1eri'ndendir. ncil'deki ocuk isa'y beiinde ziya
rete gelen ve ayaklarnn ucuna hazineler dolusu he
-diyeler yan obanlar gibi ; fakat yldz yerine eyh1erin iaretiyle, Asya'nn iinden kimi sadece vata
;nn, kimisi de eiinde doduu ta ve taht bra
kp gelirler. Henz Tekfur ehri olan Bursa'nn et
rafnda zaviyelerini kurarlar, ruh kudretleri ve ke
rametleriyle bu ehri muhasara ederler, sonra da
gen Orhan'n ordusuna hi kimsenin kullanamaya
-ca kadar ar silahlarla katlrlar.
Bunlarn arasnda Hac Bekta gibi Anadolu ve
Rumeli'yi illiarnyle dolduranlar, Karaca Ahmet gi
,bi skdar'n btn bir semtini adyla zaptedenler
vardr. Fakat ben btn bunlar o zaman bilmezdim.
<Onun iin Geyikli Baba'nn stnde yalnz bir post
ve elinde seksen okkalk tala Bursa kaplarn zor
lad aklma gelmezdi. Sadece ad sylenir sylen
mez gzmn nne acayip nakl bir seccade seri-

BES EHR

lir ve ben kendimi, , dinlemediim bir masaln kap


snda grrdm. Arkasnda ne vard, hangi mehul
zlr, hangi sr onun eiini atlayana bir altn el
ma gibi uzanrd ?. Bunu bilmezdim. ocukluumda
olduu gibi, imdi de Muradiye'den ekirge'ye gideru
yolun bir tarafnda, sadece su seslerinin aydnlattv.
bu ssz gece saatinde gene onlar dnyorum;
kirndi bu Geyikli Baba? Nasld? Etrafnda topla
nan saf imanl insanlara neler retirdi ? rnrn han
gi mehuln, ruhun hangi dmn onlara z
nt? . Bu hizmetten bize neler kald ? Sonra bu
Konuralp kimdir? Hi sevmi miydi ? Nelerden ho
lanrd ? Bursa ovasnda her bahar aan nerkislere
bakarken ve her akam uzak dalarn stnde batan
gnei seyrederken neler dnrd? Hlasa, bu ye
ni fethedilmi ehirde ilk att admlarn aksini ad
larndan. dinlediimiz btn bu kahramanlar nast
insaniard ?
Adlarn iir ve cazibesi... hayalinizi peisra s
rkleyip gtren, acaip ve esrarl mevcutlar; birden
bire ;ih,nimizde "rya ile hareketin el ele yrd'"
alarn . ikayesini terennm eden eneler... Siz,.
mazi dediimiz tr bize zaman iinde uzatan altn
gm, billur mahfazalarsnz. Ruhumuzun en sanat
kar taraf muhakkak

ki

sizin bulyanzla beslenen ta

raftr. Bu isimlerin iinde bir tanesi vardr ki Bur


sa'y tek bana btn bir bahar gzelliiyle doldu
rur: Bu beyaz zafer ve ganimet iei Nilfer'dir

Gen Orhan'n kollar arasna gnn birinde gzel


liin kahramanla, hayat istihkara bir mkafat
gibi den bu ka,dnla beraber kurulu devrinin sert
simasma akn tebessm gelir. Yazk ki hayat ve

BURSA'DA ZAMAN

l!lS

ahs hakknda pek az ey biliyoruz. Kendisiyle g


.rtn syleyen Arap seyyah tbn-i Battuta bile
lllize ondan sadece bir isim olarak bahseder.. Fakat
:bizzat kendisi de bir ganimet( iei olan bu isim
ler gzel saadet ve ak bulyasnn iine dolabilecei
.bir ereveye benziyor.
Nililler Hatun, bu yeni teekkln kargaal
:nda grnen ilk kadn ehresi deildir. Ondan ev
vel Osman Bey'in, eyh Edebali'nin kz Mal Ha1un'a olan ak vardr. Hakikaten Osmanl maceras
bir ak romanyle balar.
eyh Edebali Karamanl bir fakihti. Gelenek,
-onun, kzn Osman Bey'e vermek iin epeyce tered
dt ettiini ve nihayet evinde misafir kald ve bir
Odada yanyana yer yataklarnda yartklar bir gece
:grd o mehur ryay dinledikten sonra damat
la kabul ettiini syler. Rya udur: eyh Edeba
Ji'nin gsnden hilal eklinde bir ay kar ve by
yerek tam bedir halinde Osman'n koynuna girer.
O zaman Osman'n kendi karnndan - baz tarihle
.re gre de ikisinin arasndan - kt'ay dallarnn
.altna alan, kklerinden byk nehirlerin - Dicle,
.Frat, Nil ve Tuna - fkrd byk bir aa b
_yr. Ve bylece Osman, imparatorluunun btn za
ier tarihini ryasnda grm olur.
Bu ryann ilk defa Hammer'in dikkat ettii
gibi, Tevrat'taki Yakub'un ryasna gre uydurul
:nu eski hkmdar slaesi ryalarna tpk tpks
na benzedii aikardr. Bununla beraber bu evlen
menin Osman'n gittike artan silah kuvvetine ma
;nevi bir nfuz ilave ettii inkar edilemez.
8

BE EHIR

114

Belki de bu yeni Beylik bu izdivala o zaman


Anadolu'da ve Suriye taraflarnda ok yaygn olan.
ftvvet tekilatyle birleiyordu. - Filhakika mal ve
menal sahibi olan eyh Edebali'nin geleni ve geeni
misafir ettii bir misafirhanesi bulunduu ve baz
akrabasnn isimleri dnlrse ahi tekilatndan
olduu tahmin edilebilir. tbni-i Battuta, Anadolu'da
urad yerlerde hemen daima bir ahi'ye rastlar

ahi evlerinde kalr.


tznik'teki o gzel imaret be kapl revakl ve
ok rahat kubbesiyle Nilfer Hatun'a izafe edilir.
Seluk mimarisinin renkli, teferruat zerinde fazla
duran itikafndan, bu imaretle ve Murad- Hdaven
digan, ekirge'deki camiiyle karz. Bu ikincisi
nin kapsnn stndeki galeriler ve tek stunla ay
.rlm ikiz pencereler, imaretin revakl ve kubbe sis
.temi gibi yeni mimarinin ilk ritm aratrmalardr

Orhan'n karsna olan sevgisi veya I. Murad'n


evlat muhabbeti bu kadnn adn Bursa'nn ve tz

nik'in tarihine ayrlmaz bir ekilde balamtr.


Fakat bu destan devresinde ak hikayesi bir'
deildir. Aydos kalesinin kaplarn Trklere Orhan'
n akrabasndan Abdurrahman Gazi'ye ak olan bir
tekfur kz aar. Hakikaten bu devir gelecei mj
deleyen ryalaryle, aklaryle, kahramanlklar ve
ermi _hikayeleriyle tam bir destandr. Ve bizim ilk
byk airlerimiz de bu destan o kadar saf bir dille
para para veren Ak Paazade, Neri, Ltfi Paa
gibi, mverrihlerimizdir.
Yaptrd camiierin kandillerini kendi elleriy
le akan, imaretlerinde piirttii ilk- emei kendi

BURSA'DA ZAMAN

115

.eliyle fakiriere ve gariplere datan Orhan Gazi'nin


_yar evliya ehresi bu destann asl merkezidir, B
min bu ruh kuvveti ve manevilik hep ondan taar. O
fuir balang noktasn bir imparatorluk yapmakla
'kalmaz, ona rahm ve efkatin derinliini de katar.
stne ald imparatorluun tarihisi vazife
:.Sini zaman zaman unutan ve bilhassa bu ilk devirde
Garp aleminin ve Bizans'n ufak bir birnnetle vazi
:_yeti kurtarabileceklerinde srar eden Von Hammer'
in kalemi ondan bahsederken birdenbire yumuar,
bi;: azizden bahseder gibi bir hal alr. Orhan haki
katte Horasan erlerinin silah ve keramet arkada
odr. Daha dorusu o devirden kalan birok ey gibi
onlar Orhan'n devamdrlar.
Fakat ben onu daha ziyade Bursa'da kendi k

k imaretinde ve ar iindeki harap camiinde ta

:.savvur etmekten holanrdm. Baz akam saatlerin


lde bu kk camiin . nnden geer veya kapsn
odan bakarken o kadar kalenin kapsn zorlam el
' lerini, kendi yakt kandillere uzanm zannederim
ve iim saadetle dolar.
I. 1\'Iurad, ufak tefek izgi deiiklikleriyle Yl
-drm Bayezid, 1402 felaketinden sonra imparator
luu derleyip topariayan o kadar akll ve iradeli I

. Mehmed, byklkle sadelii birletiren devrinin bi


:rinci snf devlet ve harp adam, srasna gre air
ve estet n. Murad az ok onun ileri zamana vurmu
..akisleri gibidirler. Fakat niin bu devam sade prens
'llerde aryoruz ? Bir buuk asr btn imparatorluk
"iin model Orhan'd.

-Y.iik

Bu kurulu asrndan sonra Bursa, sevdii ve b


ilerinde o kadar yardm ettii erkei tarafn-

BES SEHlR

118

dan unutulmu, bo saraynn odalarnda tek bana.


dolap ilenen, gm kapl kk el aynalarnda.
saarna dmeye balayan aklar seyrede ede ih-
tiyarlayan eski masal sultaniarna benzer. tk nce
Edirne'nin kendisine ortak olmasna, sonra stanbul'
un tercih edilmesine kimbilir ne kadar zlm ve
nasl iin iin alamtr! Her len padiahn ve Cem
vak'asna kadar her ldrlen ehzadenin cenazesir
ehre getirildike bu gemi zaman gzelinin kalbi'.
phesiz bir kere daha burkuluyor, "Benden uzak
yayorlar, ancak ldkleri zaman bana dnyorlar

..

Bm
i a bundan sonra sadece onlarn lmlerine ala-
mak dyor!" diyordu. Evet, Muradiye kk tr-
beleriyle geniledike Bursa hangi vesilelerle ancak
hatrlandn anlar.
Bu gzel devirden ve onu takip eden asrlarda
ki Bursa'da birka byk mimari eserinden, trbe
ve camiler ve bir de iinde Fatih'in doduu syle-
nen, fakat btn bilenlerin :xvn. asrdan daha ge
risine gtrmekte tereddt ettikleri evin bir ksmn
dan baka hemen hi bir ey kalmad. Keeci FuadP
Paa'nn

"Osmanl tarihinin dibacesi yand!" diye

alad 1271 yangn Sarayii'ni ve btn Bursa'y:


adeta sprd. Btn o eraf ve ayan konaklar, be
asrlk tarihin yd, hazineler, hepsi kayboldu. Bur-
sa saraynn kendisine gelince, daha geen asrn
banda bakmszlktan harapt. Mverrih- Hammer,_
Bursa iin olan eserinde: "Bakyelerden kolaylkla.
plan yaplabilecek" hkmn kartr. Gml ad .
bugn sadece tarih bilenler iin bir batradr ve Os
man Gazi ile Orhan Gazi, Tanzimat devrinin o g
ln

ekilde resmi

slubuyle yaplmJ hi bir ruha-

BURSA'DA ZAMAN

117

miyeti olmayan binalarda, balarnn ucunda - tali


hin korkun istihzas - Sultan Aziz'in ihdas ettii
:birer Osmanl nian, Meta gurbette gibi yatyorlar.
Fakat Bursa olduu gibi yine drt yanda
.nlyor, su sesleri lednni bir rya gibi etraf doldu
TUyar ve yklm imparatorluun drt yanndan gel
mi muhacir ocuklan bu n altnda ve bu su ses
leri iinde tpk kurulu asrnn ocuklar gibi oynu
:yorlar. Belki de kk kzlar o devirlerden kalma
.havalara uydurulmu trkleri sylyorlar, Yeil'
jn inileri XV. asrn bahesinden toplanln renkler
lle glyorlar.

Evliya elebi Bursa emelerinden uzun uza


dya bahsettikten sonra sz "Velhasl Bursa sudan
jbarettir" diyerek bitirir. Canm Evliya! Sade bu iki
Cmlen iin benim hafzamda adn Bursa ile birlei
yor. Sen Bursa'nn iirini tadanlarn banda gelir
sin ve bir gn senin ruhunu ad etmek istersek Bur
!sa emelerinden birine senin adn veririz ve sen

.. onun azndan bu gzel ehrin zaman iinde geir


<lii maceray bize bir su damlas kadar saf ruhunla
:nakledersin. Evet, Bursa bir su ehridir ve bu itibar
Ja bize hi beklenmedik bir adam hatrlatr. Bu,
.:.eyhlisiam Karaelebizade Aziz Efendi'd\r. Deli tb
::rahim'in hal'i ve katli esnasnda o kadar zalim dav
:ranan ve saltanatn ilk yllarnda IV. Mehmed'i b
tn vezirleri arasnda azarlamaktan ekinmeyen bu
.-acaip ruhlu alim, ikbali seven, fakat onu hain mi-

lll

BES' SEHlR -

zac yznden bir trl elinde tutamayan bu zeki, za


rif, kibar fakat geimsiz adam Bursa'run hayatna.
olduka garip bir ekilde girer. Menfasm deitirt-
tii bu su ehride . eme yaptrmay kendine biri
cik elence edinir ve servetinin mhim bir ksmm
bunun iin harcar. Byle bir hayrata ihtiya olma
dn aklna bile geirmeden yaptrd _ emelere-
Bursallar hrua Mft emeleri diyorlar. Bu hika-
yeyi kitaplarda okuduum zaman biraz arm ve-
batta glmtm. Fakat Bursa'ya gidip de bu eh
rin: stnde, gnn her amna tlsml aynasm tutan
su seslerini dinleyince yava yava Kar.elebizade'ye
hak verdim. imdi onu daha baka trl tanyor ve
seviyorum. O benim iin artk, iiri hayatna sindir
mi ince ve zarif ruhiu rya adamlarnn n safnda
geliyor. Sevdii kadm, gzelliini bir kat daha aa
cak mcevherler ve prlantalara garkeden lgn ve
msrif, fakat zevk sahibi bir .k gibi o da gzel-
liinin uuruna erdii bu ehre su seslesinden elenk-
ler, avizeler, sabahlarn uyamna inci dizileri gibi
dklen ve akamlarn gurbetinde byk mcevher
lerin panltsyle tutuan gerdanlklar . hediye etmi_
tstemi ki gnn her. saatinde bu emeler, kendir.
ikbalperest ve muztarip ruhunun, .doduu ve by
d ehirden uzak, hayat ve harekete yabanc bir"
menfada tkenmee mahkUm ruhunun feryatlarn
- gelen geen anlasn. Bu ses onlara rnrn byk d-
nm noktalarn, mevsimlerin gzelliini ve hayatn
faniliini sylesin.

Byl bakl arzudan, zalim

lmden bahsetsin, tenha gece saatlerinde ac nefis.


muhasebelerine dalsn, aldatc ikbali, hain bilekli
talihi terennm etsin. Kimbilir belki de bizzat ken-

BURSA'DA ZAMAN

lU.

disi her eye ve herkese kskn geirdii ac ve uzun


uzlet saatlerinde bu ikiyz emenin sesini muhay
yelesinde bir kanunun telleri gibi ayarlamaa al...
r ve bu hayali musikiden kah mehtapl Boaz ge
celerini canlandran altn hrtl nameler kartr.
kah onda !stanbul sabahlarn o kadar nurani yapan
ezan sselerinin bir aksini arar, ona mrnn mace
rasn nakledecek feryatlar, huzursuz ruhunda ko
pan frtnalarn lklarn emanet eder ve sonra
hepsini birden, bir daha gremeyeceini ok iyi bil
dii ve hasretini ektii tstanbul'a bu gzeller g
zeli ehre ithaf ederdi.
Zavall Aziz Efendi ! imdi onu Bursa sokakla
rnda, arkasnda Bursa vakflarnda alan mimar.
kalfa ve su yolcularnn tekil ettii kk bir kala
balkla dolar ve bu ikiyz emenin yerlerini bir
bir iaret ederken gryor gibiyim. phesiz arasra
ban kaldryor, ak Bursa havasndan billtr renk

li kavislerin birbirini katedeceini byk toplan


noktalarn ve hepsinin birden bu ehrin semasnda
yapaca ahenkli alemi dnerek bir orkestra efi
nin ve bir i alem mimarnn guruiyle glmsyor
du.

Bursa'ya her gidiimde onu dnr ve bazen


bir rnrn ne kadar garip tesadflerde manasn ta
mamiayabildiine aarm.
Bu XVII. asrda Bursa'ya gelip yerlemi olan

lardan biri de- o ok alkan .ve iyi niyet sahibi cel


veti eyhi tsrnail Hakk Efendi'dir. eelvetiliin ikin
ci devresi bilindii gibi Bursa'da Muakkad Dede ve
onun mridi ftd.e ile balar. Fakat btn. TrkiY.e'

121

BES SEHIR

de asl hreti I. Ahmed devrinin en nfuzlu eyhi


olan Aziz Mahmud Hdayi Efendi iledir. tsrnail Hak
k Efendi, Viyana bozgunundan sonraki hadiselerde
ve bilhassa Siyavu Paann zorbalar tarafndan l
drlmesiyle neticelenen byk isyanda (IV. Meh
med'in hal'i ile neticelenen ve n. Sleyman devrin
de devam eden isyanda arnn ve halkn yapt
akslamelde o kadar byk rol oynayan Atpazar
eyhi Osman Fazli Efendi'nin mridiydi) . Osman
Efendi devrin en cezbeli, namuslu ve cesaretli adam
larndand. Padiahlar en sert dille azarlamaktan,
camilerde ok defa tenkit lsn karan vazlar
vermekten ekinmezdi. IV. Mehmed'in hal'inde bu
vazlarn uyandrd honutsuzluun elbette hissesi
vardr. Siyavu Paa vak'asndan sonr ,ise baya
msteflran- devlet arasna girer.
sarn ulemasmn ve eyhlerinin tarihteki rol
kadar tezatl hi bir ey yoktur. Bir taraftan fitneyi
ortadan kaldrmak veya ona yol vermemek iin en
etin istibdatlara raz olurlar. Dier taraftan da
cczbeleri tutunca en olmayacak zamanda hakikat
leri syleyerek szn ayaa dmesine ve fitne ka
plarnn ardna kadar almasna sebep olurlar. Ah
lakndan, faziletinden hi phe edilemeyecek cins
ten olan bu Osman Fazli Efendi'nin Siyavu Paa'mn
katli hadisesinden sonra devlet ilerine mdahalesi
ne dereceye kadar isabetli oldu, hele blr eit ekiya
reisi olan Yeen Osman Paa'mn serdarlnda onun
hissesi nedir? Burasn tayin gtr: Fakat devletin
tek midi olan ve ksa sadaretinde ileri az ok d
zelten, Ni'i, Belgrad', hatta btn Rumeli'yi geriye
alan Fazl Mustafa Paa'y zaruri olan mali tedbir-

BURSA'DA ZAMAN

121

ler yznden ac ac tenkit etmesi affedilecek eyler

den deildir. Bu da yetmezmi gibi mritleriyle ci


hada itirake kalkar ve orduya doru yollanr. He

men hemen herkesin Mehdi bekledii ve anarinin

daima hazr olduu, ordunun g zaptedildii yle

bir devirde bu kadar cezbeli bir adamn orduda bu

lunmasna msaade etmek atele oynamann ta ken

disiydi. M4Stafa Faz! Paa ister istemez namusuna

inand ve tenkitlerine hak verdii - nk;1 kendi

si de konulan vergilerden ikayetidir - bu adam

Magosa'ya nefye mecbur olur. Bursa'dan Kbrs'a

eyhini ziyarete giden tsrnail Hakk Efendi, Salanka

min'de ehit olan Mustafa Faz! Paa'mn ruhunu ey

bin ardm ve iyice azarladn Silsilenamesinde


an1atr.

Bir insana inanmaktaki bu safln - yalana

kadar gitme demektir - phesiz gzel bir taraf

var. Yazk ki bir imparatorluun hayat bsbtn


baka bir eydir ve her eyden evvel soukkanl he

sap ister.' Asl garibi eyhi gibi kendisi de hadiseler

iinde yaayan Hakk Efendi'nin Faz! Paa'nn l

mn Silsilename'de deitirmesi, etba elinde ld

demesidir. phesiz ehitliini elinden almak iin.

Ah, bu XVII. asr, evliyasyle, ulemasyle, vezir v


zerasyle, ekiyas ile nas birbirine benzer. tsrnail

Efendi'nin eserlerinde devrin zihniyetinin bu taraf


m anlatan bir yn safa uydurma daha vardr. Me

hur tefsirine alrken sabahlara kadar uyamk ka


lrm. O esnala da bahedeki horozu ona "smail

Efendi hu!" diye seslenirmi.. Hac Bayram'dan bah

sederken

onun

mrillerinden

Husrev. irin airi

erhi'nin

olduunu

syledii

baz beyillerini gkte

BES SEHR

122

meleklerin "vird tesbih eylediini" sylemesi de


bu cinstendir. Hayr, Evliya elebi hi de yalnz kal
maz.
!smail Hak Efendi kendisi de Elmas Mehmed
Paa zamannda orduya iltihak eder, hatta bir mu
harebede yaralanr. Biyograf Mehmed Ali Avni Bey,

bu vak'adan sonra Silsilename muharririnin mek


tep ocuklar iin milli bir ilaht yazdm syler ki
divannda vardr.

- IV ark iin "lmn srrna sahiptir" derler. Fa


kat ark milletleri iinde dahi ona bizim kadar hu
susi bir ehre veren, her trl Iaubalilikten sakm
makla beraber, onu ehllletiren, baka millet pek
yoktur. Ve bunu ne kadar basit unsurlada yaparz:
sade mimarili bir trbe ok defa tahtadan, srasna
gre oymal ve zarif, bazen de dz ve basit bir san
duka, birka ilenmi rt veya dz yeil uha, bir
kavuk, bir tu ... !te cedlerimize ebedi hayat teces
sm ettirmee yeten malzeme bundan ibarettir. Bu
kadar fakir unsurlada hazrlanan abidede ferdi ha
yat hatrlatan tek izgi, isimden ibarettir. Evet, tek
bir isim, ancak milyonlarla llen bir mesafeden
bize klarm gndermekte devam eden snm bir
yldz gibi, lmn uzaklndan, bir rnrn hatra
sn tazeler, iindeki lden ziyade lm iin yapl
m olan bu kk fakat muhayyeliye hitap etmesi
ni bilen abide, eski Trk ehirlerinin ortasnda ya

.anan_ zamanla ebediyet arasnda; almas ok ko-

BUltSk'DA ZAMAN

123

lay bir kpr gibi adeta nc bir zaman tekil


ederdi. ller bu basit ikametgfhlarndan sokan
btn hayatna ahit olurlard. Zaten ramazan, bay
ram, kandil, byk zaferler, sevin ve kederlerimiz
hepsini onlarla paylardk.
Baka milletler iinde, onu bizden daha ok muh
teem ekilde tasavvur edenler, mezar terkedilen
dnya nimetlerinin kk bir sergisi, yahut da veh
medilen ekilde bir uhrevi hayat mzesi haline ge
tirenler, sanatlarnn ve icat kabiliyetlerinin btn
kaynaklarn ilerindeki farulik korkusunl!, yenmek
urunda tketenler ok olmutur; fakat hibiri ona
bizde ald ehli yz vermemi, onun korkun rea
litesini, bizim kadar yumuatamamtr.
elebi Mehmed'in "oluk ocuuyla beraber yat
t trbede" hepimize mukadder olan korkun aki
bet, gzel bir gnn sonunda bir akam bahesinde
.koklanan, gller gibi hznl bir hasret arasndan
duyulur; o, burada inilerin solmaz mevsimi iinde
o kadar kaybolmu, erimi, havadaki skfnetle, cam
lardan dklen mehtap glgeli a inklap etmitir,
hayat ak ve sanat onu o kadar benimsemitir.
Bu trbe ve buna benzer yerlerde yatanlar iin
perdenin arka taraf, phesiz ki sadece tatl bir:
uyuukluk iinde, kaybedilmi nimetierin hasreti du
yulan bir ryadan ibarettir. Onlar, velveleli bir ha
yatn sonunda dinlendirici hassalar olan bir suda
ykanr gibi bu mezarlarda uyuyorlar ve imdi biz,
onlarn mezarlarn gezerken hayatlarnda bir an
bile yanlarna uramam olan bu skfnun, byk
bir deniz gibi etrafmzda dalga dalga ykseldiini
hissediY,oruz. Bize bu skfn vehmini veren ey, P.

BES SEHIR

hesiz ki sanattr. Btn mr boyunca didien, ya


banc yle dursun Jul - karde kan dkmekten e
kinmeyen insanlar, usta mimarlarn ve sanatkarla
rn ellerinden szai hner ve ralmaniyet sayesinde
bir evliya talibini paylayorlar.
Trbeden knca Yeilcami'ye girdim. Andre
Gide , bu cami iin "zekann kemal halinde shhati"
der. Gide'i stanbul'da grd her eye Meta d
man gzyle bakmaya sevkeden iyi niyetsizlik Bur
sa'da ok yumuar. Bu hain vaziyeti, bu dmanl
hi bir zaman anlayamadm. Her eyden vazgesek
:ve btn gzellik babisierini bir yana braksak bile,
arasnda bir misafir veya seyyah sfatyle dolat
insanlarn ztrabna, bu ztrab ve bahsettii sefa
leti tarken gsterdikleri sabr ve tahammle, asil
skiinete dikkat etmi olsayd, yine sonsuz bir iir
haznesi bulurdu. Fakat belli ki Gide, kendi gzyle
rahata bakmaktansa, Barres'in veya Loti'nin be
endii eyleri beenmemek iin memleketimize gel
mitir; Balkan felaketinin o hazin arifesinde bu mem
lekette dikkat edilecek, sevilecek acnacak ne kadar
ok ey vard ! Byk bir millet, gururunda, hakla
rnda, tarihinde madur ve muztaripti. Andre Gide
byle bir zamanda peyzajlarmz fakir ve neesiz,
sanatmz derme atma, insanmz irkin buldu.
Takma bir uinsanst" gzyle etraftaki ztraba
tiksine tiksine bakarak geti. Bugnk byk fela
keti idrak eden Fransa'nn yarnki ocuklar 11La
,
Mache Turque' okurken bu davrantaki huu
netin ne kadar manasz olduunu ok iyi anlayacak
lardr. Ne yazk ki fertler gibi milletler iin de tali
hin baz cilveleri ancak nefsinde tecrbe ile anla-

BURSA'DA ZAMAN

lablliyor. Bununla beraber Gide'i Bursa iin yazdk


larndan dolay yine seviyorum. Yeil'i en iyi anlayan
muharrir o

olmutur. Camii aydnln ortasnda,

ayak ucunda kendisini tamamlayc bir ey gibi uza


nan manzara ile beraber ok gzel yakalar. Sley
maniye'de ve !stanbul

camilerinde

duymad r

permeyi burada duyar, satrlarm arasna bir nevi


huu hissi girer. Ondan adeta Partenon'dan bahse
dilen lisanla bahseder. Yeilcami bu hayranla hem
de fazlasyle 18.yktr. Onun iin mimarimizin en m
kemmel eseridir demek phesiz mba18.a olur. Fa
kat Bayezid ve Sleymaniye'nin mkemmeliyetine ve
ihtiamna doru yol alan olu halinde bir tekniin
bu camide en gzel ve en fazla telkin edici tereddt
lerinden birini geirdii de muhakkaktr. O iki ayr
anlay ve zevkin sadece tebessmden ibaret olan bir
mcadelecisidir. Ve daha ziyade ileriye doru y
rrken geriye atlan son bir baka benzer. Fakat
bu bak ne kadar hesapl bir tecrbe ile doludur!
Gelenek ona erimek iin ne kadar zenginlemi, ne
kark merhalelerden gemitir. Bu hendesenin g
nn birinde bu vuzuh ve nispet iinde bu kadar sa
de bir oyunda kendini gstermesi iin, ihtiyar Asya
yerinden oynam, medeniyetler birbirine girmi, in
san cemaatleri en geni manada deiikliklere ura
mtr. Kapdan girer girmez drt yanmz kapla
yan yeil hava iinde Neati'nin

turfa muamma di

ye adlandrd insan ruhu, en tabii klimlerinden


birini bulur. Burada her ey size Bursa'y otuz sene
iinde Trk yapan ve daha dn alnan bu ehirden
Sleyman Dede'nin dehasn fkrtan kudretin sr

rn anlatr. 1nsan ancak Yeil'i ve muasr eserleri

BES SEHIR

gezerken m. Selim tarafndan yaptrllm olai Emir


Sultan trbesinde ..:..... ve oria benzer dier baz' bi
nalarda - kaybedilen eyin ne olduunu 'daha iyi
anlyor. Zengin malzeme ile hamlesiz bir nizamn
mahsul olan bu binalar sadece bir klp, bo, mana
sz bir cmle gibi zekay bir mddet yorduktan son
ra "ben bir hiim !" diye zaafm itiraf ediveriyor.
Bu yaldzl, helezoru izgili emperyal usl1p iin
de Emir Sultan, adeta dondurulmu gibi yatar. Di
er mimari eserlerinde ta canl malluk yapan ve
gze bir kalp penceresi gibi alan o lednni halden
burada eser yoktur. Hi de iyi idare edilinemi bir
aydnlk, ta deme ve duvarlarda l bir ey gibi
srnr. Buras artk air Yunus'un (bu isimdeki
lerin en sonuncusu olacak) Trkenin incilerinden
biri olan o gzel iirinde:

Emir Sultan dervileri,


Tesbih sena ileri,
Dizilmi hma kular,
Emir Sultan trbesinde.
diye bahsettii, byk ruh rzgarlarmn estii, kalb
ler mihrak yer deildir. Eski Emir Sultan trbesi
ve mescidi Bursa'mn hayatm zaman zaman etrafn
da toplayan merkezlerden biriydi. Evliya elebi bu
trbenin ihtiamn anlata anlata bitiremez. Trbe
kaps batan aa gm pullar, gm halkalar,
gm kulplarla ssl imi; gm eikler, ibriim
hallar varm. Tavannda mcevher, murassa eya
asl imi ve yzlerce altn, gm ra ve kandiliy
le bu evliya bir binbir gece zenginlii iinde yatar..

BURSA'DA ZAMAN

'J

m. Her sene bahar mevsiminde bu trbede byk


bir halk ktlesi toplanr, Erguvan Bayram yapar
larm. Bu erguvan sohbeti beni ok dndrd.
Acaba eski dinlerden, bugn Bursa mzesinde k
k mezar heykellerini, yzlerce krk abidesini gr
-dmz akldelerden kalma bir ey mi ? Yoksa sa
dece yeni fethedilmi bir topra takdis iin fatih
-cedlerin icat ettikleri bir bayram m? Nereden ge
lirse gelsin, bu Trk velisinin ad Bursa'da tarih
.boyunca devam eden ve "naturiste" bir ibadete ok
benzeyen bir gelenee karyor. Ben, Emir Sultan'n
bu roln ok seviyorum, nk bizim klimde gl
den sonra bayram yaplacak bir iek varsa o da
erguvandr. O, ehirlerimizin ufkunda her bahar bir
Diyonizos ryas gibi sarho ve. renkli doar. Dn
yann tekrar deitiini, tabiatn ar uykusundan
uyandin haber vermek ister gibi zengin, cmb
l israfyle her taraf donatr, bahar arksn sy
ler. stanbul surlarnn stnde ok eski bir sabah
ezannn oraca taklm krk parasna benzeyen
kk bir camiin, Manavkad camiinin ykk duvar
ian arasnda tek bana frlam bir erguvan aac
vardr ki bana gsterdikleri gnden beri her bahar
.bir kerecik olsun ziyaretine gider, bu ehrin sabah

arndan

toplanm

hissini veren mahmur bakl

kandillerini seyrederdim. Harap ve bakmsz mazi


yadigarlar ve etrafnda uyuyan ller arasnda, bu
erguvan aac benim iin ezeli ve ebedi arzunun, dai
ma yenileen hayat aknn bir timsalidir ve man28.raya hakim yumuak duruunda bu fazlasyla his
sedilir.

BES SEHtR

us

Emir Sultan trbesinin etrafnda yatan lled


her bahar kendiliinden alan bu hayat ve arzu
sofras, cmerte kandnr. Eskiden bu trbede ay
rca bir kyl ve hasta topluluu yapldn, civar
daki ahi'lerin buraya toplandn da sylyorlar..
Yldrm'n !k olduu kzn onun elinden zorla, hat
ta bizim iin biraz da kanl bir ekilde alan - kzn
geriye almak isteyen Yldrm'n gnderdii asler
. leri. hep ldrr - Emir Sultan, Bursa'nn byk
ak maceralarndan birinin kahraman sfatyle ak
Iara maneviyetiyle yardm eder, evlenmelerini ko
laylatrrm.
Emir Sultan belki de bu XV. asr Trkiyesinin.
halk muhayyilesine en fazla malolmu ehresidir.
Hoca Sadeddin tarihinde, Takprl akayk- Os
maniye'de, Beli Gldeste'sinde onun bir yn men-
kbesini anlatrlar. Beli'in anlattklar arasnda
menkbe vardr ki bunlardan biri, Emir Sultan'n
mrillerinden birinin keramet gstermesini isteme
si zerine deneiyle yere vurarak bir su tarmas-
dr. !kincisi Emir Sultan'n trbesinin yaplmasna
aittir. Beli'in anlattna gre Hoca Kasm ismin
de Bursal bir zengin bir gn Emir Sultan'a arakiye
(bir nevi serpu) hediye eder, o da kendisine bir sik
ke verir. O gn Hoca Kasm arda gezerken otuz
bin dirheme satlan bir byk elmas grr. Paras-
nn yetmeyeceini bildii iin zlr. Fakat kesesin-
deki paray saynca otuz bin dirhemden fazla para
s olduunu grr ve ta alr ve hemen o gn ken
disine yz otuz bin dirhem teklif eden mcP.vherden;
anlar bir Yahudi'ye satar. Btn bunlarn eybin ke
rametiyle olduunu

bildii

iin

imdiki

yerindekb

BURSA'DA ZAMAN

121

- sonra trbeyi de iine alan - zaviyeyi bu paray


la yaptrr. nc hikaye baka trl gzeldir. 1032
.seesinde - yani Emir Sultan'n lmnden aa
yukan iki yz yl sonra - bir gn Bursa'ya byk
bir arslanla dolamaktan holanan bir adamcaz ge
.lir. Ve yine gnn birinde Emir Sultan'n trbesini
:ziyaret etmek ister. Bir diree arslan iyice zincir
ledikten sonra ieriye girer. Biraz sonra arslan zin
cirini krar, zincirini srkleyen deli ak gibi tr
benin kapsna gelir ve gzlerinden ya aka aka
Emir'i ziyaret eder. Sonra olduu yere dnerek sa
.hibini bekler.
Emir Sultan hemen herkesle "Babam" diye ko
"11Uurmu.
Peygamberin neslinden olan Emir Buhari gele
:nee gre bu yeni imparatorluun merkezine gitmek
iin Medine'de dorudan doruya Hazret-i Muham
med'den izin alr. Hatta btn yolculuk boyunca ba
:nn stnde bir kandil ona Bursa'ya kadar yolda1k eder ve Bursa'ya geldikten sonra da gn
gece st ste bu kandil grlr.
Emir Sultan'n Yeil'e

bakan kapsnda,

ba

larnn ucunda son Bursa'l hattatlarn talik yazla


.r, talihsiz padiah V. Murad'n saray kadnlar ya
"tarlar.
Bugnk Bursa'da Emir Sultan, altnda yatt
mimari eserinin hak ettirdii bir bakmszlk iin
-dedir; bununla beraber etrafndaki peyzaj nadir bu
lunur bir gzelliktedir. linin garip taraf bu cansz
.mimarinin, Trk musikisinin yeni bir Rnesans yap
;t bir devirde vcuda getirilmi olmasdr. Emir
9

130

BES SEHlR

gan cammn kla mimarsmn, Topkap'daki Tan


zimat Kk'nn, Dede'nin dehasmn Ferahfeza bur
cundan iitildii bir zamanda ina edilmi olmalan
ve Beyati ayini, Acem airan ar semaisi gibi tek
sif edilmi ruh aydnlklaryle muasr olmalar akln
g kabul edebilecei eylerdir. Trk mimarisinin
hamlesini tkettii senelerde, musiki yeni bir feyiz
le canlanyordu. O da belki, son klarm da'U:Jyor
du. Fakat kendi cmert kannda ykanan zengin ve
muhteem bir akam gibi ...
Tanzimat ve ona yaklaan zaman phesiz ki
geni manasnda yapc bir devir olmutur. Fakat
.sadece yapmakla kalm, asl yaratmaa gidememi-
tir. Bu ikisinin arasndaki fark o zamanlardan kal
ma eserlerin hepsinde grmek mmkndr. ehirle
rimizin umumi erevesi iinde derhal yadrganan
bir yn eser, mimarinin sadece muayyen bir mal
zemeyi, muayyen bir gaye urunda kullanmaktan
ibaret lmadm gsterirler.
Cedlerimiz ina etmiyorlar, ibadet ediyorlard.
Maddeye gemesini srarla

istedikleri bir ruh ve

imanlar vard. Ta, ellerinde canlamyor, bir rih


paras kesiliyordu. Duvar, kubbe, kemer, mihrap,
ini, hepsi Yeil'de dua eder, Muradiye'de dnr
've Yldrm'da harekete hazr, gklerin derinliine
.
susam bir karta! hamlesiyle ovamn stnde bekler.
Hepsinde tek bir ruh terennm eder.
Ah, bu eski sanatkarlar ve onlarn her dokun
duklar eyi deitiren, en eski bir unsurdan yepye
ni bir alem yapan sanat mucizeleri ! Dedelerimiz bu

mucize ile ve onun etrafna tard imanla Bursa'


nn ve istanbul'un ehresini deitirdiler, onlar ya-

BURSA'DA ZAMAN

131

rm asr iinde halis Trk ve Mslman yaptlar. Yir


mi otuz senelik bir zaman iinde Bursa'nn ve stan
bul'un yklm arki Roma manzaras ortadan silin

-di ve yerini, camileri, medreseleri, hanlaryle, yumu


.ak izgili, elastiki hamleli, kulland malzemenin
:gzellik uurunda kskan, yapld ehrin klimine

.ayn

unsurdan denecek kadar uygun bir mimari ald ..

Bu sanat bylece byk erevesinde bu ehirlerin


tepelerini ve umumi manzarasn birden deitirir
iken ehirlerin iinde sokait sokak ikinci bir fetili
yaplyor, yeil pencerelerinde uhrevi vaitler glen
trbecikler,

emeler,

!stanbul

ve

Bursa'y

adm

adm zaptediyordu. Bursa fethedildiinden elli sene


sonra Bursa'l Trk ocuklan arasnda airler yeti
:ir ve !stanbul'u saltanatnn balangcnda alan Fa
tih'in na bu ehre getirildii zaman stanbul, ana
:nesiyle, semt adlaryla, evliya trbeleriyle, iir ve
sanat hayatyle halis Trk'tr. Bursa'da ve stanbul'
-da Trk ana - babadan doan ilk ocuk nesli by
dke, kendileriyle beraber byyen bu geni ham
lenin etrafa dalbudak saldn grdler. Bu ilk a
n Bursa'l anneleri phesiz mstakbel gaza erle
rinin yandan bahsederken: "Olum, Orhaniye ve
ya Muradiye'nin yapld sene dodu" derlerdi. Ve
onlarn uzun, yorucu seferlerden sa salim dpne1leri iin yatlan olan camilere adaklar adarlard.
- V -

o gn btn sabah saatlerini ehir iinde abi


de abide dolamakla geirmitim. Her zaman oldu

au

gibi ok gzel eyler grm, ok lezzetler tat-

132

BES SEH!R

mt_m. Bununla beraber ruhu tam doyuran o kesif


rpermeden, eya ile aramzdaki perdeleri kaldran
ve bizim iin dmzda yabanc bir ey brakmayan
o byk dolgunluktan mahrumdum. Halbuki bu son
seyahati, Bursa peyizajnn srrn yoklamak, mm-
knse ondan bir ders almak iin yapmtm. Fakat
ben zorladka o benden kayor gibiydi. Ta, aa,.
sanat eseri ve an, hepsi bana kendilerini kapatyor
lar, beni mahremiyetlerinden kovuyorlard. Yava.
yava etrafmda sadece lm grrnee balamtm.
Kendi kendime: Ondan baka ne olabilir ki.. dedim,.
meer ki can sknts ola. Gerekten de onun dn
da kalan her ey o anda bana sadece can skntsn
dan kurtWm.ak iin aranlm ocuka areler gibi
grnyordu. Ak, sanat, arzu, zafer hepsi hasta
nahvetimizin oyuncaklarndan, baka bir ey deil
di ve hepsinin arkasnda kaderln byk ark ili
yordu. Her eyin, hatta bu ehrin en gzel ifadesi
olan su seslerinin bile bulyama bo kadehler uzat
byle bir gnde baka nasl dnebilirdim?
Bir an bu ok sevdiim ehirde kendi hatrala
rm aramak hulyasna dtm. "Acaba Hdavendi
gar Camiine gitsem, onun akam rengi loluu iin
de be yl nce bu camii beraberce. gezdiimiz g
zel ocuun tebessmn bulabilir miyim?" diye ken
dime soruyordum. Bu ince tebessm, bu eski mabe
din \inde bir akamst taze bir gl gibi parlda
mt ve ben onu seyrederken etrafndaki havann;.
birdenbire bir yldz domu gibi altn akislerle per
de perde aydnlandn, bir fikre ok benzeyen bir
musiki ile dolduunu hissetmitim. Bu gl, btn
o talarda dinlenen ve gemi zaman tahayyl eden

BURSA'DA ZAMAN

1 33

lm'e gneten, aydnlktan, ok sevdikten sonra


.ak gzlerle braklp gidilen her eyden toplanm
bir ithaft. Emindim ki orada, o sessiz taiara sin
mi ruhlar, kendilerini bu glle bir an, yeni am
bir gl fidan gibi taze, trl ve mesut buldular. Bu
nunla beraber imdi oraya gitsem bu glten hi
bir ey bulamayacam ve ben ldm zaman da bu
hatrann biricik ahiti kaybolacak ..
Bu dnceyle harap ve her eye kskn yrr
ken birdenbire nme kan tandk bir arahac be
ni adeta zorla arabasna ald. Ayaklarmn ucunda
bir ss olarak konmu kk dar aynada biare yal
nzln seyrede seyrede bir mddet daha dolatm.
Artk etrafma bakmyordum; kendimi, iimde uur
-suz bir musiki gibi ykseldiini hissettiim dn-celere brakmtm: "Ne diye bunun byle olmasn-dan muztaribirn ? diyordum. Niin mutlaka hayatta
bir devam istemeli ve neden bir ihtiras sahibi olma
ll? Btn bunlarn lzumu ne? Btn pnarlardan
imi olsam bile ne kar? Lezzetle bitirdiimiz her
lcadehin dibinde hep ayn ifrit, kl rengi hadekala
rnda hi bir aydnln glmedii kaytsz, sabit gz
::erle sarholuumuza glecek olduktan sonra... m
rmz idare eden kudretler arzularmza ne kadar
uygun olurlarsa olsunlar, bizi ondan kurtaramazlar.
.Btn hlkat, geni ve esiz kudretinde can sklan
tbir tanrnn kendi kendini elendirmek iin icat et
tii bir oyundur. Hayat nimetlerinin deiiklii iin
-de bize, yaratc iaretten kalan en byk miras bu
-can skntsdr. Diyarlar fethedelim, mucizesine erilmez eserler verelim, her anmza bir ebediyet derin
lii veren ihsaslarn birinden brne atlayalm, ara-

134

BES EHIR

daki en ksa fasllarda onun zalim alaYl lle karla


rz. Hi ummadmz zamanda o gelir, karmza
oturur, gzlerini gzlerimize diker
Ka defa on
dan en uzak bulunduumu sandm bir anda bula
nk, slak 'nefesini alnmda duydum. Okadm ten
..

de, kokladm glde, itiim ikide hep o zehir var


d. En hazl, en mesut uykudan uyanr uyanmaz bu
acayip ifriti siyah meinden bir malluk gibi kolla
rnn . arasnda bulmadn m ? Kimbilir belki de bi
zim iin zamann hakiki ritmini o yapyor. Dakika
larmz . kendi arzusuyle uzatp ksaltan ve bizi k
k uyaniara benzeyen itilerle lmn uurum a
zna atan odur. En sonunda eytani kahkabasn ata
.rak stmze zamann srgsn eker, frnn ka
pan kapc;tr..."
Belki bu karanlk dnceler oturduum kr
kahvesinde de devam edecekti. Fakat ihtiyar kahve
cinin ok zarif bir hareketi on}ar olduu yerde kes
ti. Bir eliyle bana oturacam iskemleyi dzelten
adam bryle krm. ve muhteem bir gl nm
deki adrvann kk kurnasma frlatvermiti. Gz,.
lerimin nnde saat, manzara hepsi bir anda bir ba
har tazeliine boyand. Bu ihtiyar ve biare adam
bu sanatkar hareketi nereden renmiti ? Kendi ta
lihine braklm bu biare adamda hangi asil ter
biye, hangi gzellik ananesi devam ediyordu? Onun
bu hadiyesiyle ben birdenbire yeniden kymetlerin
dnyasna domutum.
Bulunduum yerden ova btn byklyle
grnyordu. Bursa ovasnn en sevdiim taraf, Mu
veya Erzurum ovas gibi sonsuz uzamamasdr. G
zn lezzet .alabilmesi iin etecek derecede b ve

BURSA'DA ZAMAN

135.

geni, o kadarla kalyor. Onun iin daha ziyade bir


sanat eserine benzer. Her taraf feyz iindeydi. Ta
biat, bereketiyle sanki btn etraf ezmek istiyor
mu da sonra tam zamannda yetien bir l hissiy
le bundan vazgemi gibi. Uzakta dalar, daima es
ki eyleri dndren, bizi bir ecdat ryas gibi sa
ran acaip ekilli kitleleri, dar, glgeli boazlar, k
k dzlkleriyle muhayyel bir saadet hissini bra
kan kk ve mesut manzaral kylerini barna
basm uzanyor, ufku ereveliyordu. Daha ilerde,.
son planda,

koyu . eflatuni heyulalar bu yumuak

embere kendi snrlarn katyorlard. Baz yerler


de gne buulanm gibi bir kesafet kazanyor, yer
yer billur bir avize gibi nlayarak krlyordu.
Kendi kendime, ovann ve etraftaki dalarn ne-
resine dtklerini hi aramadan, Lamii'nin mehur'
manzumesinde, her yl k kovmak iin bahar o:rdu-
sunu koldan yrtt yerlerin adlarn sayna
a alyorum : Abhayat Yayla, Molla Alan, Sa
ru Alan, Kurt Blan, Dolu Baba, akm Efendi P-
nar, Krkpnar, Binyaylak, Karagl, Hzrbey yur-
du, Ku Oyna ... Hayr, hepsini hatrlayamayaca
m, zaten sralarn da unutmuum. Fakat belli ki.
masal yahut halk rivayeti bahar rzgarlarn ovaya
.; koldan getiriyor.
Vatan dalarnn saate, aydnla gre deien.
renkleri ! Ruhumuzun hakiki bahesi sizdendir! Ve
ben bu zntl gnmde size bakarken skuneti-
.
niden bir eyin .iime kaydn hissediyordum. Bir
ar, . etrafmda grlmeyen bir izi kavalayarak l:l
yor. B.irlenire . Er!'!folu'nu hatrlyorum, :[$:endisi

136

BF.S SEHIR

iin deil, lfunnden iki yz elli yl sonra Kul Ha


:San;n ona verdii cevap dolaysyle:
,,

Ar vardr uup gezer,


Teni tenden seip gezer,
Canan bizden kap gezer,
An -biziz bal bizdedir.

Bu manzumenin bir yerinde Kul Hasan:

Bahe biziz gl bizdedir.


diyor. Viyana hezimetitden sonra bu dille konua..
bilmek epeyce bir ' mesele. Fakat beni asl saran ey
Kul Hasan'n, lmnden iki yz elli sene sonra E
:refolu ile kavga etmesidir. Demek

ki

lm'n sal

tanat o kadar mutlak deil. Hacbayram'n damad


-olan Erefolu Bursa'da yatyor; acaba nerede ? Bel
ki yerinLgstermilerdir de benim ama gelmiyor.

lV. MeAed'in eyh . v_ani Efendi'ye verdii Kestel


kyne de gidemedim. Vani Efendi Viyana bozgu
nundan sonra Bursa'da menfi olarak yaar. Acaba
<> kadar tazyik ettii Mevlevi'lere ve bir zaman tek

kelerini kapatt Bektai'lere rastgelir miydi? Fey-

2Ullah Efendi vak'asndan sonra ailesinden, hatta


kedilere varncaya kadar alnan kanl intikamda el
bet bunun da bir pay vardr. Ge

ve

lzumsuz bir

:zulm. Fakat bu aydnlkta, bu gzel ovann kar


:Snda Vani Efendi'yi drunektense havada esrar

h ekiller, remizler izen kulara bakmak daha iyi


deil mi? tki gvercin, adrvann yalann kena
rnda sanki bu -kaideY.i bir qk

istiaresiY.le

tamamla-

BURSA'DA ZAMAN

rr.

mak ister gibi boyun boyuna duruyorlar. Belki on


lar buraya kahveeinin ben gelir gelmez att
ekti. Suyun. hareketiyle o

gl

gl

saliandka onlar da

ak trklerini syleyecekler. Hi bir ey dnmek


istemiyorum. Sadece bu an ve bu aydnl Bursa
ovas denen byk ve zmrtten yontulmti kadeh:..
ten imekle kalacam, . "En iyisi' ; budur,, diyorum ;.
eyay brakmal
kursun."

'

gZelliinin . saltanatn
..

iimizde
.

,'

l\

Yava yava dinlendike manzara ve etra.fm).


dolduran eyl!r benden uzaklayon-Kk !adrvan
da suyun hareketine uyarak gidip gelen taze glilve
drt yamm birdenbire alan : su . sesleriyle .. babaa
kalyorum. Hissediyorum ki bU su sesi; ehrin stn:..
de grlmeyen. baka bir c3ehir. ya:p:yor>'ok daha
seyyal, ok hayali, bununla bmbe-r grdmz ey:
ler kadar mevcut mimarisi her taraf kaplam. Ele
imsama renklerinde btn hayat, :daha temiz, da
ha berrak tekrarlyor. Belki asl zaman, mutlak mA
nasnda zaman odur ve ben imdi onun mcerret ale
minde yayorum.
imdi iyice anlyorum ki demin etrafmda do
laan ve uularmn fantazisine hayran olduum g
vercinler aslnda bu effaf aleme ait, ondan bizim
dnyamza alm royalardan baka bir ey deil
dir. Bu alemde her ey var. Gemi gnlerimiz, has
retlerimiz, straplarmz, sevinlerimiz, mitlerimiz.
hepsi orada kendi hususiyetlerini yapan renklerle
mevcut.
nmde biraz evvel hayran olduum manzara,.
insana bir ka veya kurtulu arzusunu veren uzak
kyler, Yeil'in kapsnda ribet bekleyen taze servi-

BES SEHht

:138

:er, kk gsterisiz kabiderinde uyuyan ller, hii


fzamda her birinin ayr saati, mevsimi olan btn
<>

isimler, kendi ocukluunu ve gemi gnlerim,

:Hdavendigar Camii'nde tekrar bulacan bildiim


ve kk muhacr arabasnn aynasnda beyhude ye
re aradm o tebessm ve onu mrnn ve neesi
nin baharlarndan, her an yeni bir ilhamla toplayan
:kadn, hepsi orada bu su seslerinin rd alemde

-el ele, yan-yana, tpk hayalimde yaadklar gibi


-

yayorlar.
imdi Bursa'da asl zamann yanbanda,

bi

-zim iin ondan daha baka ve daha derin olarak mev-cut olan ikinci zaman yapan eyin ne olduunu renmi gibiyim. Bu ses ve onun etraf kucaklayan,
her dakunduu eyin zn bir ebediyette tek:arla

:yan akisleri, bu mevsimlerin ve dncelerin ezeli


'aymts, zamann izgisini })irde.n verep t,lsm l
bir aynadr. Sanatn aynas da bunda-n. baka bir ey
deildir.

!STANBUL

ocukluumda, bir Arabistan ehrinde ihtiyar


bir kadn tanmtk. Sk sk hastalanir, humma balar balamaz stanbul sularn saykiard :

- rr, Karakulak, ifa suyu, Hnkar suyu,.


Tadelen, Srmake...
Adeta bir kurun peltesi gibi arlaan diliniru
altnda ve gergin, kuru dudaklarnn arasnda bu ke-
limeler ezildike fersiz gzleri canlanr, btn yz
ne bizim duymadmz bir eyler dinliyormu gibi
bir dikkat gelir, yanaklarnn ukuru sanki bu dik
katle dolard. Bir gn damad babama:
- Bu onun ilac, tlsm gibi bir ey... Onlar
sayklaynca iyileiyor, demiti.
Ka defa komuluk ziyaretlerimizde, deiniru
yanbanda, onun srf bu byl adlar saymak iin.
bir mahzenin ta kapan kaldrr gibi glkle en
dalgn uykulardan syrldn grmtm. Scaktan
ve sam yelinden korunmak iin pencereleri koyu ye
il dallarla iyiden iyiye rtlm odann, berrak su
ile doldurulmu havuz dibi loluuna bu isimler te
ker teker dtke ben kendimi bir byde kaybol
mu sanrdm. Bu mcevher pan,ltl adlar benim o-

BES SEHlR

uo

.cukluk muhayyelemde bin eit hayal uyandrrd.


Drt yanm su sesleriyle, gm tas ve billur
kadeh krtlaryle, gvercin uularyle dolu sanr
dm. Bazan hayalim daha mahhas olur, bu sayk1amann tenime geirdii rperiler arasnda, tan
dm stanbul sebillerini, siyah, slak tulumlarndan
yal bir serinlik vehmi szan sakalar, stndeki sal
km aac yznden her bahar bir taze gelin edas
kazanan mahallemizin kk ve fakir ssl eme
-sini grr gibi olurdum. Bazan da yalnz bir defa
gittiimiz .Bentler'in yeillik tufan gzmn nnde
.canlanr o zaman birai da kendi kendime yaptm
'
gayretle, bu lo ve yeil . aydnlkh oda gzmde,
iiride hastann; benim, etrafmzdakilerin acayip . ba
lklar gibi yzdmz gerekten bir havuz haline

gelirdi.
Bu kadri sonra rie oldu, bilmiyorum. Fakat iim.
de bir taraf, lmnden onra bir pnar perisi oldu
una hala inanyor.
Her su ban bir hasret masal yapan bu mera
ka senelerden sonra ancak bir mana verebildim.

-fstanbul bu kadn iin serin, berrak, ffal sula

rn ehriydi. Tpk babam iin, hi bir yerd'.! ei bu


lunmayan byk camilerin, gzel sesli mezzihlerin
ve hafzlarmr ehri olduU gibi. Bu Mslman adam,
kadere yalniz stanbul'dan uzakta lmek endiesiyle
isyan ederdi. Byle bir alret uykusunda yab::.nc ma
kamlarla okunan Kur'an seslerine varncaya kadar

bir yn holanmad, hatta haksz bulduu ey ka


rrd.
B1r ehrin hayalimizde' ald bu cins ehreler
zerinde. dnlecek eydir.. Bu insandan insana de

fsTiNBUL

itii gibi nesilden nesile de deiir. Elbette ki XV


asr balarnda skdar'da, Aiadluhisar'nda otu;.:
ran dedelerimiz tstanbul'a sadece fethedilecek bir
lke gibi bakyorlar ve Sultantepesi'nden, amlca;.

dan seyrettikleri stanbul akamlarnda ark Kay


serlerinin erge bir ganimet gibi paylaacaklar ha

zinelerini seyrediyorlard. Buna mukabil fetihten


sonrakiler iin stanbul btn imparatorluun ve
Mslman dnyasnn guturu idi. Onunla vnyor
lar, gzelliklerini vyorlar, her gn yeni' bir abide
ile sslyorlard. O gzelletike,' kendilerini sihirli
bir aynadan sey'eder gibi gzel ve asil buluyorlard
Tanzimat tstanbul'a bsbtn baka bir gzle'
bakt. O, bu ehirde, iki medeniyeti .birletirerek el
de edilecek yeni bir terkibin potaSn gryordu.
Bizim: nesil iin stalbul dedelerhniz, hatta ba

balarmz iin olduundan ok ayr bir eydir. O mu


hayyilemize srnial, aitin ilemeli hil'atlere br,;.
nerek gelmiyor, ne de din erevesinden onu gr
yoniz. Bu kelimeden t$n aydnlk bizim iin daha
ziyade, kendi ruh haletierimize gre setiimiz, mizi
hatralarnn, ha8retlerii aydnldr.
Fakat bu hasret 8ade gemi zamana ait olan
ve bugnk hayatmzla, mantnzia zaruri olarak

atan bir duygu deildir. Bu ok kark duygunun


bir kolu gndelik hayatmza, saadet hlyalarmza
kadar uzanr.
O kadar ki stanbul'un bugn bizde yaayan as!
.ehresini bu dassla verir, diyebiliriz.. Onu bizde, en
basit hususiyetleriyle ehrin kendisi besler.
Asl tstanbu; yani surlardan beride olan m:inae
ve. camiierin ehri, Beyolu, Boazii; ski:lar, Eren;;.

BES SEHR

lt2

. .ky taraflar, ekmeceler, Bentler, Adalar, bir eh


rin iinde adeta baka baka corafyalar gibi kendi
:gzellikleriyle bizde ayr ayr duygular uyandran
hayalimize baka trl yaama ekilleri ilham eden
:peyzajlardr.
Onun iin bir stanbul'lunun gndelik hayatn
oda bulunduu yerden baka taraf zlemesi ok tabii
dir. Gztepe'de, hrtl bir aa altnda bir yaz sa
bahm tadarken kk bir ihsas, teninizde gezinen
liten bir rperme veya, gznze taklan bir hayal,
hatta birdenbire duyduunuz bir ocuk arks sizi
daha dn ayrldnz bir Boaz kyne, ok uzak
ve deiik bir dnya 'imi gibi arr, rahatmz bo
:zar. stanbul'da, iinizin ,gcnzn -arasnda iken bir
denbire Nia,nta'nda olmak istersiniz ve Nianta
:'nda ,;iken Eyp ve skdar behemahal grmeniz
lazmgelen . yerler olur. Bazan da hepsini birden ha
. trladnz ve istediiniz . iin sadece bulunduunuz

yerde kalr.smz.
.:
Bu ani zleyi ve firararn .arkasnda tabiat g
:zellii, sanat eseri, hayat ekilleri ve bir yn hatra
alr. Her tstanbullu . Boazii'nde sabahn aka
semtlerinden bsbtn ayr bir lezzet olduunu, am
Jca tepelerinden - aam saatlerinde stanbul'da k
larn yanmasn seyretmenin insamn iini baka tr
l bir hznle. daldurduunu bilir. Mehtapl geceler
de Boaz'la Marmara aklar ne kadar birbirinden
.ayr ise, Bykdere krfezinden yz kula ilerisi, Sa
ryer uzaklar da yle ayrdr. nsan birka krek
darbesiyle iiri . gndelik ekmek yapan ok munis
bir. hayal dnyasndan hi tarumad hain ve efsa

neVi bir Argonotlar gecesine girer. ekmeeelerde g-

ISTANBUL

143

nn herhangi bir saati biraz ilerdeki deniz kenarn


l(}an ok baka ekilde gzeldir.
Geni denizin yanbanda bu gller, bir Beste
veya Kar'n yannda, ayn makamdan kk bir ar
lkya ne kadar benzerler; sonra nispet ls deiir
<deimez hviyet nasl deiir!
Gne, eski el aynalarn andran bu gllerde de
Jasn sadece peyzaj kabartmasna sarfetmekten ho

.flanan bir eski zaman ustasna benzer; her saz, her


tOt, her kanat rpn, btn kenarlar ve .renkler gi
.lbi gm bir .parlt iinde erir.
Fakat bu deiiklik daha derinlere gider; saat
llerin manzaras gibi insanlarn alma ekli ve tem
ibellikleri, dnce Ve yeisleri de bu yerlerde birbi
vinden bakadr. Beyol, hamlesi yar. yolda kalm
.Paris taklidiyle hayatmzn yoksulluunu hatrlatr
:ken; stanbul, skdar semtleri kendisine yetebilen
-!bir deerler dnyasnn son miraslaryle, biz farkn
a olmadan iimizde bir ruh btnl kurar, hulya
ilarmz, isteklerimiz deiir. Boazii'nde, skdar'
da stanbul'da, Sleymaniye. veya Hisar'larn kar
:snda, Vaniky iskelesinde veya Emirgan kahvesin
k sk baka insaniar oluruz. Hangi stanbul'lu,
Beykoz korusunda veya Bebek srtlariida dolar
\ken kendisini di alemii o 'kavlruci Zaruretlerie

l<ar mdafaa edecek zengin 've afikan bir uzleti


.zlememi, kSa bb: an iin lsa bile oriin elik zrh: larn giyinmemitir?

Bayezid veya Beylerbeyi camiinin duvarlarna

:yaslanarak dnlen eylerle, Tarabya'n iimiz


eki bir tarafa hrua yabanc nhtmrnda akamn bir

iten cmbn hatrlatan klan iinde dnle-

BE EHIR

144

cek eyler elbette birbirine benzemez. Birincilerin


de her ey iimize doru kayar ve besleyici bir h
zn halinde bizde klelenir.
tkincisinde bu kkl hasretten mahrum kalrz...
nk, bu kk ve mimarisinin zevki hakknda ol
duka pheli olduumuz camlin etrafnda btn bir
eski ve yerli tstanbul'u buluruz. yle ki, konutuu
muz zaman phesiz Tarabya'dakinden pek de fark

l bulmayacamz buradaki insanlar bize kendi i-


lerine ekilmi, bir mazi dasslasnda yayormu
gibi gelirler. phesiz tpk oradaki gibi alelade ga-
zete tefrikaarndan duygu : hayatn tatmin eden, ay
m sinema yldziarm seven ve hayran olan ve haya
tmn fakirlii iinde ayru ekilde can sklan bu
gen kz ll. Mahmud'un debdebeli binilerine ahit
olduunu bildiimiz ve btn o kk saraylarda,.
yal ve kklerde yaplan musiki fasllarndan bir
eyler sakladin zannettiimtz bu sokaklarda ve
meydanlarda yaad iin bize daha baka ve zen
gin bir aemden geliyor hissini verir, onu daha g
zel deilse bile bize daha yakn buluruz.
lm bile bu kelerde baka ehreler taknr

Bu deiiklikler hep birden dnlnce muhay


yelemizde tpk bir gl gibi yaprak yaprak alan
bir !stanbul doar. phesiz her byk ehir az ok.
byledir. Fakat stanbul'un klim hususilii, lodos.
poyraz mcadelesi,

deiik toprak vaziyetleri

bU

Semt farklarn baka yerlerde pek az grlecek e


kilde derinletitir.
!te. !stanbul bu devaml kilde muhayyilemiz&
iletme sihriyle bize tesir eder. Doduu, yaadD

ISTANBUL

145

:ehri iyi kt bilmek gibi tabii bir i, stanbul'da bir


mevi zevk incelii, bir nevi sanatkarca yaay tarz,
hatta kendi nev'inde salam bir kltr olur. Her ts
'tanbul'lu az ok airdir, nk irade ve zekasyla ye
mi ekiller yaratmasa bile, byye ok benzeyen bir
muhayyele oyunu iinde yaar. Ve bu, tarihten gn
Qelik hayata, aktan sofraya kadar geniler.
"Terinler geldi, lfer mevsimi balayacak" ya
ihut "Nisandayz, Boaz srtlarnda erguvanlar a
.mtr" diye dnmek, yaadmz au efsanele.

7tirmee yetiir. Eski tstanbullular bu masaln iinde


:ve sadece onunla yaarlard. Takvim onlar iin H
..ziod'un Tanrlar Kitab gibi bir eydi. Mevsimleri
.
ve gnleri, renk ve kokusunu yaad ehrin semt
:1erinden alan bir yn hayal halinde grrd.
Yazk ki bu iir dnyas a::tk hyatmzda es
;kisi gibi hakim deildir. Onu imdi daha ziyade ya
banc dasslalar idare ediyor. Paris, Holivud, - hat-

1:3. dnk Pete ve Bkre - stanbul'un klar).n


iimizde her gn biraz daha kstlar Ne kar ts
anbul semtleri btn vatan gibi orada duruyor; b
yk mazi gl bir gn bizi elbette aracak.

Her byk ehir nesilden nesile deiir. Fakat


j:stanbul baka trl deiti. Her nesilden bir Paris'li,
\,bir Londra'l, doduu yaad ehrin otuz krk yl
.nceki halini, yadrgad bir yn yeni adet, elen
.ce tarz, mimari sliibu yznden hzn duyarak ha
.trlar.
lO

BE EHIR

U6

Baudelaire en gzel iirlerinden birinde "Eski .

Paris artk yok, ne yazk, bir ehrin ekli bir fani

nin kalbinden daha abuk deiiyor" diyerek, galiba.

btn Fransz iiri boyunca bir iki airmden biri ol-

duu Paris'in deimesine dnr.

Birinci Dnya Harbi'nden sonraki Fransz nes

rinde hemen on yl nceki Paris'in hasreti belli bal

bir temadr.

tstanbtil byle deimedi. 1908 ile 1923 arasn

daki onbe ylda o eski hviyetinden taniarnyle k

t. Me'rutiyet inklab, byk muharebe, birbiri

stne bir yn kk, byk yangn, mali buhran

lar, imparatorluun tasfiyesi, yzyldr eiinde ba

mz kayarak durduumuz bir medeniyeti niha

yet 1923'de olduu gibi kabullenmemiz onun eski h

viyetini tamamyle giderdi.

1908'den nce btn cenup Akdeniz'in bir slam.

evresinde zevk, sanat iinde yaamak isteyen zen

ginleri tstanbul'a gelirlerdi. Rumeli ve Arabistan vi

Iayelerinin zengin iftlikleri, byk, verimli toprak

lar, amlca'nn, Boazii'nin sonralar Kadky ve


daha ileri taraflarnn kklerini, yallarm besler

di. Byk bahe ve korularn yeertirdi. Yangnlar

yznden otuz krk senede bir ehrin yeni batan


yaplmasn temin eden ey bu servetti. Bilhassa.

Tanzimat'tan sonraki devirde bu akn daha artm

t, Hele nispeten Avrupa usulleri ile istismar edilen,

Msr'n servetinin mhim bir ksm Abdillmecid, Ab:

dlaziz ve Abdlhamid devirlerinde !stanbul'a ak-:

yordu ve bu yallar, bu kkler, ehir iindeki ko-:

naklarla beraber, henz ok Y.erli bir 2e'Vk, hatta

ISTANBUL

14'7

mstebit denebilecek bir rfle arya, asl ehrin


temelini kuran yerli esnafa balyd.
Bugn Sarahane, Okular, Sedefiler, adrc.:.
lar gibi sadece bir semti gsteren adlar bundan yet
mi seksen yil nce bile ar kovan gibi intizamla
leyen, ehri.n hayatnda, refahnda mhim bir yer
tutro, titiz el ileriyle gndelik eyaya bir sanat e3lisi veren bir yn kk sanatn hususi ar ve
atelyeleriydi. ou kendimize mahsus yaama ekil
llerine biitn bir cevap veren bu arlar ehrin asl
'belkem4i idi. tstanbul'u onlar besliyor ve yine onlar
'*hrin i; :ehresini yapyorlard.
Kapitiilasyonlarn ardna kadar at gmrk
llere ramen imparatorluk bu arlarn sayesinde
ayakta duruyordu. Byk ar ve Bedesten bu faa
!liyetin topland hazne idi. Avrupa XVIT. asrda
IGalland'n dilinden Binbirgece'yi tatmadan nce bu
ar ve Bedesten'de onun havasn, hayata sindiril
mi, gndelie indirilmi ryasn yayordu.
Bu arlarda Ok deiik kyafetlerinin arala
rndaki mezhep, dil, rk, hatta kt'a ayrlklarn ilk
!bakta kavranacak hale getirdii rengarenk bir in
'San kalabah akard. Btn eski ark bu sokaklar
'da idi. Seyrek, ember sakall, kk elmack kemik
li, yzleri :riyazet ve takva ile szlm, elleri uzun
'kollu a1 brkalarnda kilitli Trkistanllar, kimbilir
ka senesinin Hac kervanndan - tpk srsnden
ayrlm hasta bir leylek gibi - bu ehrin bir ke
inde kalwenni. Ayvansaray'da veya Hrkaierif'te
.evlennii, oluk ocuk sahibi olmu, bizim kyafeti
mizi uzviyetlerinin itiyad hala yadrgayan in ms
IUmanlan., siyah kalpakl, belleri gm tokal ke-

BES EHIR

148

merlerle skl Kafkasllar, beyaz harmanHerine b


rnm endamlaryle eski haclara Arafat' hatrla
tan Yemenliler, nihayet biz yatakilerin ounun ha
yatna bir ikisinin efkati ve esirliinin ackl masal
behemahal girmi bir yn zenci ... ocuklarn "Gn
dz feneri" diye uzaktan alay ettikleri, fakat garip
bir .tezatla evlerde en fazla balandklar kalfalar, ha
rem aalar1 lalalar, hlasa, kimi Trkeyi bir bin
di edasyle .grtlaktan yumurtlayan, kimi yarm ya
malak rendii her kelimeyi genzinin mengenesin
de ezip bzdkten sonra iplik iplik ortaya atan, ki..;
misi memleketinin dilinden baka hi bir dil bilme-"
den sadece byk ehirlerin verdii o acayip imkan
la aramzda geinip giden, ounun hakiki hemeri
sine ancak pazarlarmzda yahut o zamann zengin
kuu dkkanarnda tesadf edilen bir kalabalk.

Eskiden stanbul'da orta smf evlere vanncaya.


kadar hemen her yerde tesadf edilen zenciyi imdi
garp hayatnn bir icab gibi byk otel kaplanndat.
caZiarda gryoruz; hayatmZa yabanc modalarla.
beraber ve yeni batan girdii iin zerimizde ok
lks bir ithalat mal tesiri yapyor.
Daha garibi her byke evde hanmlan ve o
cuklar elendirmek iin sk sk oynanan ve oyna
yailarn rktan gelen o korkun, insana hurafevii
korkular veren, cezbesi tutmasn diye ok defa ya
rda l;>raklan oyunlarna benzeyen rakslan imdi
para ile dans hocalarndan reniyoruz.
Hayr! Eski hayatmza Afrika bugnden ok
baka ekilde ekliydi.
Bayezid sergisi bu kalabaln senede bir ay eni
feyizli ekilde bidetii yerdi. Sarn,. kalpan, fe

149

!.STANBUL

Sin her eiti, en yenisi Sargon kabartmalaryle ya


:t bir yn kyafet ve her dilde akyan btn bir
:ark Babil'i burada, birbirine karan bin trl ba
:har kokusunun kurduu Meta metafizik bir ark ve
.Asya havas iinde birbirine kenetlenmi alkalanr
d.
Bu alaca kalabal sadece "pittoresque" bir un:'Sur diye kabul etmemelidir. O, ehrin iktisadi imkan
llarna dayanyordu. Arkasnda dnya ticaretinin b
. :yk bir paras vard. Btn Akdeniz, Karadeniz ka-

bara kabara tstanbul'a geliyordu. Hatta 1 ylna


doru bile stanbul dnyann birinci snf limanlarn
-dan biri olar.1k tanlrd.

Btn Boaz, Marmara

;aklarna kadar her cinsten ve her bayraktan gemi


'ile dolu idi. Devrin btn seyyahlar stanbul lima
rnndan

bahsederken

Londra'y

hatrlarlar,

onunla

-.lerlerdi, Lamartine 1833'de, tngilii seyYah Dela


hey 1850'de bu benzetite.: srar ederler.

Btn bllniar, . arkalarnda i. hususi mQeniyet


]e birlikte ekilince, stanbul gerektii gib! dzen
Jenmesi zaman isteyen bir istihsal hayatyle gein
rneye balad. Ksacas, byk mstehliklerin ehri,
Jruk mstahsilin ehri oldu. Yarnki stanbul bu
istihsalin

artlarna,

ekillerine baldr.

Yurttaki

:gelimelerin, kendi toprak ve imkan zenginliinin,


corafya vaziyetinin bu ehre yepyeni bir hayat, hr
alma zevkini alm insanlarn hayatn verecei
muhakkaktr. Bugnn tstanbul'u olduka uzun s
a-en bir gei devresinden sonra bu hayata admn
. ;atm saylabilir. Ama istediimiz gibi geni, verim-

an

idrak ettii zamanda . da

eskiyi tamamyle

.BES SEHR

150

unutmu olmayacaz. nk o bizim ruh maceralao:


rmzdan biridir.

- m Eski istanbul bir terkipti. Bu terkip klik b


yk, manal manasz, eski yeni, yerli yabanc, gzeBI
irkin - hatta bugn iin baya - bir yn unsu

rUl

birbiriyle kaynamasndan domutu. Bu ter

kibin arkasnda Mslmanlk ve imparatorluk mes


sesesi, bu iki mihver! de kendi zaruretlerinin ar-:
knda dndren bir iktisadi artlar btn vard. Bu.
terkip iki asrdanberi byk manasnda, hemen hen:
sahada mstahsil olmaktan km bir itimai man
zumenin malyd. Bu itibarla gerekte fakir, fakt
zevkle deilse bile inanlarak yaand iin halis;
ve ayr, byk bir rp.azi mirasnn son paralarn da
tarak geindii iin dardan gsterili, . btn bir;
grenekler zincirine dayand iin de zengindi. Hu
susi bir yaay ekli, btn hayata istikamet veren
ve her dokunduunu rahmaniletiren dini bir kisve
bu terkibin mucizesini yapyordu. Gmrkten geen
her ey Mslmanlayordu. Kazaskerin srtnda in
giliz sofu, hanmnn srtnda Lyon kumandan ar
af, st tarafna aslm Yesarizade yazmas yinden
Fransz slbu konsol, Bohemya ii lamba hep Ms
lmand. ingiltere'den dn gelmi rokoko saat, me
lez denmi ayna, saksl, Louis XV. iiSlplu oto-
man ve markizetli yahut patiska minderli odaya gi
rer girmez ok Mslman bir zaman saynaa ba$..:
ladi iin derhal Mslmanlar; kuvvetli ilahiyatr
tahsHi -y_znden az zamanda ulema kisvesini ; ta-:

ISTANBUL

maa hak kazanan bir mhtedi yahut hi olmazsa.

Keecizade !zzet Molla'nn meclisinde Kur'an ve Ha-:.


dis bilgisiyle asl Mslmanlar susturan Haneriii

Bey gibi birey olurdu. Zaten bu yerliliin birok


unsurlar darda imal edilmeye balanmt.
saat

ocukluumda, stanbul'un hemen her evinde


balarnda, . "Entarisi

ala

benziyor" u,

yahut

"Oskdar'dan geer - iken" i alan masa saatleri var- .


d. Bunlar o devrin iporta. mallaryd. Sonra st ali.

bayrakl,

"Hatra-i

stanbul" lu,

veya

"Hrriyet

Adalet, Msavat" yazl kahve fincanlan peydahlan-.

mt. Evet, . bizim kklmzn ark biraz da..

darda, yerli simsarlarn iaretiyle toptan yaplr- .


d. Bizim ocukluumuzdan. ok evvel de bu byle

idi. Fakat byle de olsa, iine girdii terkip o kadar .

enfsi bir aemdi ki, farkedilmezdi. Byk orkestra- .

nn iinde mnferi! sazlar kendiliklerinden kaybolur- .


du. nk asl yay eken ve ahengi gsteren eyler

bizimdi. Bunlar ehrin kendisi, bizim olan mimarlk .


bizim olan musiki ve hayat, nihayet hepsinin ze
rinde dalgalanan, hepsini kendi iine alan, kendimi
ze

mahsus

duygulanmalan,

hznleri,

hayaileriyle sadece bizim olan . zaman ile

neeleriyle

takvim'di. .

Eski stanbul mahallelerinde dolap ta bu . za

man duymamak, onun tlsml kuyusuna dmernek

imkanszd. Bu elle dokunulacak kadar kesif, ruha-.

ni renklere brnm, her karlatn bir rahma.. .


niliin snrlarna kadar gtren, en , basit eylere
bir . ilenme, bir . "mafiret" edas veren, dua ve . te

. vekkl ykl, dnya ile . ahretjn arasnda aralk bir-

kap gibi duran garip bir zamand. Eski tstanbul'lu,


_
)'iizn bu zamann aynasnda ok uzak, adeta . eri-.

BE SEHlR

:.ilmez telerden gelmi bir ey, btn bir ahret ko


.kusuyla ttsl bir glge gibi seyrederdi. Yanba
;larndaki kk cami ve medrese mezarlklarndaki
t<lleriyle yanyana yaayan, sevinlerini, hznleri
. ni onlarla paylaan eski stanbul mahalleleri, bu za
_mann iinde, gvdesine ar boumlu sarmak hal
:kalar kenetlenmi yal bir aa gibi, glkle ne
.fes . alarak yaarlard. Bu mahallelerde gn, be eza
nn be tonuzundan geerek ilerleyen, srasna gre
::..renkli, heybetli, zaman zaman elenceli bir alaya
benzerdi. Onun, hi bir trenin kaydetmedii, buna
-ramen hi deimeyen bir sr merasimi, adab
-..vard.
Satc sesleri bunlardan biriydi. Eski stanbul
:mahallelerinde bu sesler btn bir gn batanbaa
. idare eder, saatierin rengiiii verirdi. Tpk ucuz bir
aynada salarn dzelten gzel bir kadn gibi stan
Ybul mahalleleri bu sesiere eilir, onlarn yer yer ge
:..nileyiinde gnn deimez merhalelerini kabule
hazrlanrd.
Kuvvetli yaz lesini bile ieriye damla damla
:.szdran kafeslerin arkasnda birdenbire sesten bir
: aa dallanr, budaklanr, satlan eyle hi alakas
olmayan nameden meyvalar, zeri ilemeli yalklarla rtlm aynalara, tozlu camnn altnda ka
dn renkli ebrusu, tezhibiyle karan yaz levhalar
:.na, mutfakta iyi kalaylanm bakr kaplarn dizili
durduu raflara, merdiven balarnda geceye hazr
lanm lambalara salkm salkm aslr, sonra uzak
.sokaklara yaprak yaprak dalrd. Bazen iki sa
-:tc birden karlar, kk bir ses onnan teekkl
ederdi.

STANBUL

s:

Artk ne lamba ve lamba iesi satan ihtiyar, ne


simiti, ne de surahi, bardak, tabak satanlar kalma-
d. Simiti geceleri fener tamyor, hele mani dz
mesini hi bilmiyor; macuncunun yerini karamela .
satan ocuklarn kirli ekirge srs ald. Yalnz yo-
urtu, baz eski kk bahelerini tek bana bekli-
yen ihtiyar narlar ve arnlar gibi duruyor. Fakat :
bilmem, ocukluumuzda olduu gibi, sesi gene bir
mevsim fikriyle beraber yryor mu? Eski stanbul'lu .
iin Silivri yourdu kn sonu idi. Denee sarlm .
kiraz ile yazn, salepi ve bozacnn admlaryle k
n balamas gibi. Bu ses, sokak aralarnda, peinde
srkledii taze imen .kokusu, kuzu meleyii haya-
liyle mayalanr mayalanmaz ehir hayatnda o za
manlar byk bir yeri. olan uurtma mevsimi ba-
lard.
Bu satclarn iinde benim en ok holandm
lamhac idi. Her gn, ikindiden sonra, srtnda ok:
havaleli bir sepetle geerdi. Garip bir seslenii var.;.
d. "Lamba" kelimesini ilk hecesinin zerine basa;...
rak bir balon gibi aznda iirdikten sonra, "ci" eki;.:
ni kendini bir hamlede ortadan silmek ister gibi yu::
tar, ieleri, "i" nin zerine iyice basarak parlatr ve-
"ler" i sanki dnyann . btn camdan eyasn azn

da toz haline getirmi gibi uzun uzun drt yana f


lerdi. Bu camc, mahallemizin aydnlk satan ada-
myd. Yaz gecelerinde etrafnda pervaneler uuan.,.
k gecelerinde altnda masal dinlediim, kitap oku-
duum lambalar ; merdiven banda, sofalarda, ta-
lklarda evin btn yalnzln bekleyen, el ayak ke
silir kesilmez tahta gcrtlarn dinleyen idare lam...:
balarn ondan alrdk. .

::I54

BES EHIR

Bu sesler, fakir, elencesi kt semt gecelerinin


lbelli bal zevklerinden, renklerinden biri idi. Geri
:getirdikleri deiiklik sadece zaman blen iptidai
"bir name faslasndan ibaretti. Fakat korku ve ve
_himle ykl gecenin sessizliini sslerlerdi.
Geceleyin geen bir satc sesi bugnn ocuu. :na hangi rpermeyi verebilir? st kattaki gramo
:fonla yan taraftaki radyo arasnda bir uultu deir
:menine dnen bugnn kafas iin bir satc sesinin
deeri ancak satlan eyle llebilir. Kald ki, o r
:permeyi duymak iin eski stanbul gecelerine dn
mek, yatgi1n, her trl emniyetsizliin, evindeki
:ehirliyi bir da yolcusu uyankl iinde yaatt
:zaman bulmak lazmdr.
TanbUri Cemil'in Ninni'sini bir musiki aheseri
:saymak epeyce gtr. Fakat o pla bulursanz iyi
dinleyin. ktisadi denklilii bozulmu,- mihrabi k
mee yz tutmu, gururunu yapan geleneklerin du
var atlam ir topluluun i benliini en canl ye
- rinde verir. Tanbur, san'atn hududuna girmeyen bir
taklitle de olsa btn havay nakleder. phesiz eski
:stanbul sadece bu hzn, bu hislilik deildir l
-dndan ok fazla eleniyordu. Belki de bu ninni,
Hseyin Rahmi'nin hayatmzn her safhasn alaya
;alan romanlar gibi biraz da elenmek iin yapl
mt. Bununla beraber, bu fakirler cemiyetinde, saa
deti bir ruh muvazenesinde arayan saf ve ahenkli
insanlarn hayatnda, her eyin peine bu glge iyi
oden iyiye taklnaya balamt. Dorusu istenirse
bu hzn biraz da kendiliinden gelen bir eydi. Tp
'k bo bir tiyatro sahnesinde seyredilen bir akam
!saati gibi hayatn baz unsurlarndan douyordu. Pet-

ISTANBUL

s;;

rol lambas, hava gaz ile yar aydnlanan sokak, di


lenci sesleri, beki sopas, yangn korkusu, ac va-,
pur ddkleri, fazla dindar hayatn verdii o garip
psikozlar Meta matematik ekilde onu hazrlayp.
besliyordu. Fakat ne de olsa vard ve etrafmzdaki
havay

elle

dakunulacak

ekilde

kesifletiriyordu.t

Onu kaybettiimiz zaman kendimizi plak bulma


mz, sarslmamz da hayatmzda byk bir yeri ol
duunu gsterir.
Ahmed Ra_im'in 1913. yl Nevsal-i Milli'sinde
kan Sokaklarda Geceler adl kk yazsn hatr
lar msnz? stanbul gecelerinin btn bys, yer-:
li haytn biarelii ile beraber bu yazdadr. Artk
kaybolan yahut kalnt hayatn yaayan eski stan
bul mahallesi orada sanki kendi uykusunda sayklar..,
Pek az adam onun gibi yaad ehrin stne
eilmi ve bir ses makinesi gibi her duyduunu kay
detmitir.
Ahmed Rasim'le bir defa karlatm. Heybeti
adada deniz kysnda bir meyhanede sabah raksm
iiyordu. Senelerden beri iimde birikmi duygular
sylemek istedim. Kzarm ve bulank gzlerle ba
na bakt. Ve bsbtn baka eylerden bahsetti. Yal
nz bir ara beni dinler gibi oldu ve hemen arkasn-,_
- dan : "Bestenigarm sever misiniz ?" diye sordu. Biraz
armakla beraber "hem de ok ... " dedim. Bilmem
armaa hakkm var myd ? Ben muharriri ara
mtm karma musikiinas kmt. Mverrih de
kabilirdi. Bestenigar'n hikayesi eski hayatmzm
btn bir tarafdr. Ahmed Rasim Abdlhamid dev..,
rinin mehur erkez kumandan Sadllllah Paa'nn
emberlita'ta imdi Evkaf mdrl olan kona-

"156

BES EHR

::nda cariyelere genliinde musiki dersi veriyordu.


:Bu cariyeler arasnda airin ok beendii, gzellii
"'kadar istidadna da hayran olduu Nigar isminde
ok gzel bir gen kz veremden lr. ite:

Ben byle gnller yakc bestenigarm


<diye balayan bu manzume, bestesi ile beraber bu
, gen kza mersiyedir. Dedenin hissi hayatmda bir
-ednm yeri olan, kznn lm iin yazd ok
mehur mersiye bestesinden sonra balayan modada
'bt . kk beste en gzellerinden biridir.
Eski istanbul'da kaybolan ey sade bu name
'deildir. Mahallenin kendisi de kayboldu. Eski ma
Jalleyi Neet Halil'den okuyunuz. Btn istanbul
:semtlerinin srrn ac bir hasretle yeni hayat ak
::nn birbirine kenetlendii bu gzel ve derin yazlar
da, bulursunuz. Bugn mahalle kalmad. Yalnz eh
rin urasna burasna dalm eski, fakir mahalle
liler var. Birbirlerinin hatnr sormak, bir kahveie
Tini imek, gemi zaman beraberce anmak iin za
man zaman gmldkleri keden kan, biri trl
-zahmete katlanarak semt semt dolaan ihtiyar ma
halleliler ... Bence istanbul'un asl airleri onlar; adm
'banda, titrek ayaklaryle gemi zamanlarnn pe
.
o;inde dolaan, onu slfpsuz apartman kelerinde,
iki yan henz bo asfalt zerinde, eski ahbap o
cuklarnn ehresinde beyhude yere arayan ve bula
madklar iin akn akn drt yana baknan bu
'kervan art biarelerdir. Bugnn mahallesi artk
-eskiden olduu gibi her uzvu birbirine bal yaa
:yan topluluk deildir; sadece belediye tekilatnn

ISTANBUL

bir cz olarak mevcuttur. Zaten mahallenin yerini:',


yava yava alt kattaki sttekinden habersiz, lm
ne, dirimine kaytsz, kk bir Babil gibi, her pen-
ceresinden ayr bir radyo merkezinin namesi taan
apartman ald.
ehirde yeni kan trkleri ocuklarn macun
culardan rendii, asmal, tozlu sokaklarnda, ky-
metler dnyasnn her gn bir paras kaybolan bir
insanln tehlike sezmi bir sr insiyakyle birbi-
rine sokulup yaadklar, eski stanbul mahalleleri.i
artk sadece bir hatradr. in garibi, onlarla bera-
ber toplu yaamay, toplu elenmeyi de kaybettik.
Eski stanbul'da, hatta benim ocukluumda bi
le zengin, fakir her snf beraberce elenirdi. Mehtap
sefalar, Kathane a.Iemleri, amlca gezintileri, Bo
az mesireleri ehrin Adeta beraberce yaamasn
temin erdi. Bu, elencesi kt Ortaadan kalma:
bir itiyatt. Bununla beraber Sn zamana kadar m
terek zevkin yardmyle srp gelmiti. Bir yandan
iktisadi artlarn deimesi, br yandan bu zevkill'l
kalmamas, dardan gelen bir yn yeni modann
ve hasretin her gn bizi birbirimizden biraz daha.
ayrmas, eskiye kar duyulan hakl haksz bir y
n tepki, stanbul'u btn halknn beraberce e
lendii bir ehir olmaktan kard. Mehtap a.Iemle
rini yapacak eski servetler kalmad, Kathane'yi.
oktan baya bulmaa balamtk, amlca'nn ye-
rini Bykada ald ve pazar gnlerine ait piknikler
de, ehre ve elenme tariina herkesin mal olan pek.
az ey ilave ediyor. Sinemann zevkiriizi dardam
idare ettii devirde yayoruz. Karanlkta tplan
yoruz. Horiolulu'da, mehtapl gecede gzel amar-

BES -SEHlt

:158

<! kzna fevkalade zeki, cretli ve fedakar demir


.kralnn olunun syledii gitaral arklar, ertesi
-sabah Boaz kylarnda maaza raklarnn sln
<ian dinleyeceimiz gln ulumalar dinliyor, kad
nn tuvaletine, erkein perendelerine, hillasa bir y
n ahmakla- hayran oluyoruz.
uras muhakkak ki yeni, verimli bir i hayat
:ehre hususi ehresini iade edinceye kadar hayat
mzda yaratc olacamz gne kadar, !stanbul hal
k tek bana elenecektir.

V. , .

Bugn hayatmzn bir taraf tiyatro gardrop-

,larna benziyor. Hamletin siyah elisesini, Ophelia'


nn ssJrt.,-Kral Lir'in sakaln . tek - bana . gr

lpekten dahq, , hazin _pek az ey vard\ Bylesi bir


_ 'tecrbeye ancak btnl sayesinde bu terkibiz:
. yokluunu aratmayan - byijk eserler dayanabilir.
:

Bu ziyafet artklarndan belki en hazinine ge-

en bayram rastladm. Fatih'ten Beyolu'na acele


bir i iin geiyordum. Yeni alan caddede, Bozdo
. :an . kemerinin altnda otomobil birden duraklad.
--:Meer bir bayram arabasna rastlamz. !lk nce
tanyamadm. Son rderecede zayf, btn anatomisi
-meydanda, byle olduu iin belki de bana bitmez
tkenmez denecek kadar uzun grnen bir atn g
lkle .ektii tahta bir yk arabasnda, krmz, ye
:il, pembe, turuncu, gkmavisi entariler giymi sekiz
on .kz ocuu acaip bir tango havas tutturmular,
.knal ,erini rparak bayram yapyorlard. Sm
_

STANBUL

159

bli havada daha iy grnen alaca kyafetleri, ara


balarnn cilasz tahtas, atlarnn bitmez tkenmez
bir uzunlukta bir lokomotif karikatrne benzeyen
ve btn adaJeleri meydanda alan yapsyle k
vamsz arklar, isteksiz neeleriyle daha ziyade bir
hortlak hikayesinden kma benziyordu. !ime, bi- .
:raz dikkatle bakarsam dalp toz olacak kadar eski,
.-<?l bir eyle karlatm zann kt. Yol boyunca
.bu arabalardan birkama daha rastladm. Fakat tec
rbenin tekrarlanmas beni onlara bir trl altra
mad. Hatta bayramn cemiyetimiz iinde gerek bir
yeri kalmam olmas da beni avtitamad.
Eski istanbul bayramlar ok baka trl idi.
Bayram sabah . gne bile baka trl, adeta ruha- .
ni doard. nk eski hayat.mzda takvim semavi
bir eydi. hir, daha 'birk gi nceden bayrama
hazrlanrd. Eer gelen eker bayram ise bu, sade
<!e bayram yerlerinn .. .hazrlanmasndan ibaret ka
lr, ramazann hususi hayat, enlikleri birdenbire
bayrama evrilirdi. Dolaplaryle, .atl karncalanyle
gUm krhal erkes eerli piril pril atlary; bin
:-trl srprizleriyle bayram yerleri ehre . gndeiik

hayatndan ok baka, ok . renkli bir grn ve


rirdi. ocuk bu gnlerin tek. hakimiydi. Bu grd
ri bayramla eski bayramlarn hi alkas yoktu.
Son atl .karncay Kadrga meydannda birka
yl evvel grmtm. ocukluumuzun bu eski dost- .
lar ne kadar ypranm, nasl biare eyler olmu
tu! Atn kulaklar dm, iki aya krlmt. Z
rafa btn zarifliini kaybetmi, uzun boynu adeta
ip gibi incelmiti. Hepsi de zaman mahzeninde bir

160

BES SEiiJR

nevi czzama tutulmu gibi zavall ve halsizdiler.


Uzaktan bana:
"- Ya, ite byleyiz, bir ryadan arta kalma
nn sonu budur... " der gibi bakyorlard. Gzlerimi
etrafarndaki kalabala evirdim : Onlar da bir r
yadan arta kalm paralara benziyorlard.
Hayr, !stanbul'a yeni hayat, yeni bayram, yeni
elence ekli, yeni zaman lAzm. !stanbul artk bun-:
dan byle ekmeini alarak kazanan bir ehirdir.
Her eyi ona gre dzenlenmelldir.

- VI istanbul'un mazlsi insana yalnz bu cinsten


lenmeler vermez. I;>adalolu:

lJlen lr kalan salar bizimdir


diyor. Bir medeniyetten brne geerken, yahut
;lpedz yaarken kaybolan ylerin yanbainda za-.
mana hkmeden gerek saltanatlar da vardr. Bfr;
kltrn asl erefli taraf da onlar vastasyle ruh
lara deimez renklerini giydirmesidir. istanbul'da
ta fetih gnlerindenberi balayan bir mimari nesil
lerle beraber yayor. Asl Trk !stanbul'u bu mima
ride aramaldr.
Kendisini bir tek mimari slubuna bu kadar
teslim etmi ehir pek azdr. Bu ynden !stanbul'u
Roma, Atina, Isfahan, Grnata ve Bruge gibi ehir
lere benzetemer hakldr. Hatta. stanbul'un onla:-

ISTANBUL

161

dan biraz stn taraf da vardr. nk, stanbul sa


odece abide ve abidemsi eserlerin bol olduu ehir de
:ildir. ehrin tabiat bu eserlerin grnmesine ayr
ca yardm eder. stanbul her ssn, her kuman ken
disine yarat, ayr ayr hususiyetlerini at o
Cmert yaratll gzellere benzer. Yedi tepe, iki,
:hatta Hali'le deniz, bir yn perspektiv imkan
ve nihayet daima lodosla poyraz arasnda kalmasn
rdan gefen bir yn k oyunu bu eserleri her an bir
birinden ok baka, ok deiik ekillerde karmza
.kar1:r.
Yukarda ayr ayr stanbul'lardan bahsettim.
'Mimari ile perspektiv imkanlar da birbirinden ayr
bir yn stanbul yapar. Topkap'daki Ahmediye ca
niinin caddeye yakn kapsndan veya bu caddeniri
herhangi bir bo arsasndah, bir y:n yangn yeri
nin stnden atlayarak grdmz abideler ehriy
]e, Yedikule kahvelerinden baktmz zaman deniz
kenarndaki sur paraiaryle byk camiierin bir
birine kart meiuibetli manzara arasnda ne ka
.. dar fark vardr. Marmaradan geien yolcuyu ta uzak
'tan aviayan beyaz kubbeler ve minareler memleketi,
Yeilky stlerinden baktmz zaman szgn ve
:s\iinbli bir sera:p olur. Sleymaniye'nin d avlustin
-dan grlen ve insana camiin bir paras, ok ustaca
dzenlenmi, geni planl, aal, byk sular olan
'bir nc avlusu duygusunu brakan Boaz, vapur
]a geerken grdmz baka bir tepeden seyretti
':imiz Boaz'dan ok farkldr.
Bylece, amlca ile skdar tepeleri, Kk
>amlca'nn geni, rzgarl balkonu, Eyp srtlar
:gzmzn nne gndelik ekmeimiz olan bir man-

ll

16!

BES SEHII<

zaray baka kyafetlerde yayarlar. stanbul, Yahya.


Kemal' in:
Baktm, konUUrken daha bir kerre gzeldin
msrayle vd gzele benzer.
Dorusu da budur. !stanbul, ya hi sevilmez
yahut ok sevilmi bir kadn gibi sevilir; yani her
haline, her hususiyetine ayr bir dikkatle ldrarak.
Bu gzelliklerde peyzajn kendisinden sonra,.
yahut onunla beraber en byk pay, phesiz mi
marinindir. Bu st ste hayal mevsimleri hep onun
beyaz iei etrafnda, bu sessiz orkestrann name-,
lerini biraz daha derinletirmek, daha renkli, daha.
iten yapmak iin aarlar. Lodos poyrazla, akam,
sabahla, mevsimler birbirleriyle adeta bunun iin
yar ederler.
O, aydmln daima zengin ryas, saatierin sa-.
z:ir. Eski ustalarmzn asl baars tabiatla bu i-,
birliini salamalarndadr. Pek az mimaride ta:
mekaik roln, ekiller sabit hviyetlerini stanbul.
camileri kadar unutur, pek az mimari kendisini
n cilvelerine stanbul mimarisinde olduu kadar
hazla, onun tarafndan her an yeni batan yaratl-
mak iin teslim eder.
Bir katedralin heykel kalabaln mimari tesir
le kartranlar, istedikleri kadar baka sanatlar v
snler; benim hayranlm, plak bir insan vcudu
gibi yalnz kendisi olmakla kalan abidelerin yapc
larna, ruhlanndaki ilahi nispet seziiyle duay ze
kann bir tebessm haline getiren, duygusuz mad
deyi gnein adna. sylenmi bir kaside yapan mi-

ISTANBUL'

1 63

inarlarmza; ounun adn unuttuurm.iz ve haya


tmzda hkm sren gmlek deitirme tela iin
de eserlerine bir kere olsun dnp bakmadmz,
hatta sabrla, imanla, kar kar iledikleri ehrin
hangi kesinde, hangi devriimi servinin altnda
yattklarn bilmediimiz o dervi feragatli ustalara
gider.
Onlar tstanbul'u iyi bir elmas yontucusunun eli
ne gemi bir mcevher gibi ilediler. Niin vn
meyelm? Dndan ve iinden camilerimiz kadar g
zel mimari eseri azdr.
phesiz bu bir gnde olmad. Bu incinin byle
sade kendi k killesi olarak teekkl edebilmesi
]in ilkin Seluk sedefinin yzyllarca bir yn mazi
miras ve yerli anane zerine kapanmas, sonra tz
nik'le Bursa'nn imbiklerinden gemesi, kabuklarn

, y,.a,y,a. Y.<jJ; !'fiJ.r illl!!H!lfi, Y\q:-g .


.

Yeil'de, Edirne'deki O erefeli'de salamln de


nemesi lazm geldi.
tmparatorluk mimarisi imparatorluun kendisi
ne benzer: Kayserierin tahtna yerlemek iin karar
gah paytahtlarda, yeni fethedilmi ehirlerde bir
yn miras, gelenei ayklad, birok incelikler-i de
nedi, sonunda Fatih'in pazs byk ehrin l{aplar
n kendisine at zaman, kudretinden emin Ayasof'
ya'nn yanl)ana geip oturdu.
Gerek Bizans saltanat Fatih ile Bayezid klli
yelerinin, stanbul'un iki tepesine bir fecirden ard
ardna boanm gvercin srleri gibi beyaz ve yu
muak konduklar zaman Yklr. nC tepeyi on
lardan hemen biraz sonra gelen Sultan Selim'in ok

usta ve rahat plastii fetheder.

16C

BES SEHta

Bayezid camii, stanbul'un toprana atlm bir


ekirdek gibidir. Btn ilerideki gelimeler, iek a
malar, btn feyizlt mevsimle.r onda vardr.
Gelenek, camiin bittii sralarda, II.- Bayezid'in
fakir bir kadndan ald bir ift gvercini buraya
hediye ettiini syler. Bu rivayet benim houma gi'

diyor.
Evliya elebi, Bayezid cami " iin tkertm'e ha
zirtedir. Camiin kble yerini tayin edemeY.en mimar.
SUltan Bayezid'e, mihrabi ne tarafa k6yaluri, diye-
sorar. O da "u ayama bas !'l der. Mimar basnca
Kabe'yi grr.
Camide . ilk Guma . namaz ldran da,. akn.
ikindi namazlarnn sinetini b.i.r. kere olsun J<birak
mam olai SultR? Bayezid'dr.
,'. 1

Yine ona ' gre camiirt nazr "eyh-l-islamlar:


olmak . haygiyetiyle ders-i;' arn - eyhi.islamlar<;lr
Haftada bir kere ders takrir ederler." vliya'nn za:-:
mannda ..camiin d batan aa aalkn.
'
Bayezici camii; karsndaki ii:naret neyaanin
br ucuhdaki medrese ve hamarnyle btn bir kl.:.
liye idi. II. Bayezid bu : klliyeyi eski Bizaris Herak
lius camiasrini tain bUiunduu yerde ya_'pmakla eli:.:
:
rin manzarasn deitirmiti;'.
:

' '

:,;

Kanuni'nin tahta kt senelerde ise tstanbut


cami, han, hamam,. medrese, b ' saray, evliya
trbeleri ve eeleriyle tam br Tfuk ehriydi.
.

,. .

Yalnz bize ait olan .pu manzarann imdi deha


ile tamamlanmas, bu, : .gelimeyi bit infHak haline:
getirmesi lazmd.

.:..}
.

ISTANBUL

165 :'

!te Sinan bunu yapar. Yaratc, nizarn verc


hamleleriyle !stanbul ufkunu, mermeri, kalkeri, por"
:firi, kubbeyi, kemeri, istalaktiti, asrlk ekilleri bir
birine kartrr; nisbetleri deitirir, tenazurlar k
rar, sanki dehasyle kendisinden ncekilerin tecr
belerini, bulularn bir sonsuzlua tamak istiyor
mu gibi, her eyi geniletir, bytr, saylar oal
tr, her motiften ayr ayr ekiller ve terkipler
kartr.
Her mimari slibu bellibal birka mesele et
rafnda toplanr. Sinan geldii zaman imparatorlu.-.
mimarlnn balca iki meselesi vard. Bunlardan
biri yapya eklini hviyetini veren kubbe idi. teki
de yan cephelerin dz duvar biteviyelii . idi. Sinan,
ikisiyle de Meta oynar. Kubbeyi ierden mabedin
stne, mesnetleriyle alakas grnmeyecek ekilde
aAI".

D.Jnrdu i ya_rm

k.!lhpe,

kk ge,rdanlk

kubbeler ile, oyunlarla onu btn byk nisbetleri


ne ramen Meta tabii bir teekkl haline l;toyar.
Yan cephe meselesini ise daha ehzade camiin
de halleder. Onun kemer, stun, galeri ve pencere
lerle yapt terkipler variyasyonu gerekten a
lacak eydir. Zaten byk . ne zarifi, organik ile ss
bu kadar birbirinde bulan deha azdr. Ritmi nasl

krar, nasl yeniden ona dner?


Fakat asl artc taraf yaratclndaki ge
nitiktir.

Herkes

ehZa:denin

kubbelerine

hayran

iken, o kendisini Sleymaniye'nin aydnlk boluu


na brakr --ve kartal anatlarnn tek bir szl

lle Stanbul'un bir tarafn Boaz'n yarsna kadar


doldurur. Oradan velveleli bir uula eski paytahta,
Edirne'Y.e geer, Selimiye'nin mcevher alaY.an

BES EHIR

!arn . kurar. . Arada ifte Mihrimahlar, Rstem Pa


a'lar, Piyale'leri, . Kl Ali'leri ; Sokullu camileriy
le, medreseleriyle, su kemerleriyle, trbeleri, eme
leriyle, saraylar ve kkleriyle, kk mescitleriy
le !stanbul'u batanbaa fethetmiti. Kimbilir, b- .
raksalard, imparatorluun kendisi kadar geni ye .
zengin sanat belki de btn !stanbul'u yedi
tepesin.
.
.,,
de yedi kubbeyle tek bir bina halinde iler, bu kub- .
beleri vadilerin stnden aan ve srr yalnz ken- .
disinde olan kemer galerilerle birbirine balar; ara
larndan

byk aalarn yeilliini bir mkafat


gibi . fkrtr; tatl meyiliere medreselerini, ifaha
nelerini oturtur; tatan ebediyet rj.j.Y.asn kademe
kademe kyya kadar indirirdi.
Bunu yapamadysa bile, hemen benzerini yap- .

t. Bu . ryay bir yldz dizisi gibi krd; ve benimse


dii - ehirden bala:yrak geni imparatorluun drt
bucana datt.

eki seslerinin gaza tekbirleri ve zafer nara-. .

laryle, kl, . nal akrtllaryle yart muzaffer,

mesut devir! Koca imparatorluun her tarafnda be


yaz ta yontuluyor, byk kazanlarda kubbeler iin
kurun eritiliyor, yar simyager, yar evliya klkl
ustalarn, banda bekledikleri ini frnlarnda nar
ieklerinin, karanfillerin, badem, erik ieklerinin
bir daha solmayacak baharlan ; tevhitlerin inanc,
fetih ayetlerinin mjdesiyle beraber ar. ar pii
yor,; kk, izbe dkkanlarda, . ys tun tokmakla-.
rm altnda medreselerin, ifahanelerin, kervansaray
larn, hanlarn, byk, . saraylarn, sebil ve emele
rin saaklar, kitabeleri, yaldz . sleri iin altn, d
vle dvle kelebe kanatlar , kad m,ce1 menvili

ISTANBUL

yapraklar haline getiriliyordu. Sleymaniye'nin av


lusunda, henz bitmi cami iin, hattatn elinden ye
ni km bir ayeti taa geirmeye alan ii, ba
n kaldrp bakt zaman skdar'da yeni bala
nan bir cami iin Marmara'dan, Akdeniz adalarn
dan iri merrner ktleleri tayan yelkenlilerin byk
martlar gibi iskeleye yaklatn gryor; Kasta
monu ormanlarndan yeni getirilmi keresteleri ta
yan hamallarn grlts kendisine kadar ykse
len taze am ve ard kokulan arasnda kulaklarn
<Ia uulduyordu.
ok defa dnrm: Baki ile Sinan acaba dost
t>ldular m? Sleymaniye'nin yapld yllarda Ba
ki yinni bele otuz arasnda gen bir molla idi. Bir
yl kadar da Sleymaniye binalannn inasna neza
ret etmiti. Kimbilir, belki de Trkeyi 0 kadar kud
retle hkmesini burada, nizarnn yakndan bilmedi
i bu sanatn gz nnde, ldrtc bir salamlkla
ykseliini gre gre renmi-tir. :1.572 de, hocas
:ve hamisi Kadzade ile Halep'ten dnd zaman
elbetteki ilk cuma namazn, bir vakitler temelleri
arasnda .dolat bu camide klm, onin bitmi
kemerlerine, stunlarna, artc mihrabna, Evli
ya elebi'nin kendisine has buluu ile geniliini,
merner demelerinin beyazluh, "harem-i beyaz";
!.'ak yayla" diye aniatmaa alt ve billura ben
zettii avlusuna, zafer kasidesi kaplarmi Uzun uzun
bakmt. Belki de btn imparatotluun gururu olan
mimara komu, ellerine sarlm: '
"- tahi Sinan! Ey. susan tan ve konuan ha
cimlerin -airi ; ey . niaddenin uykusuna kendi nabz
nn ahengini . hepimizin imanyle beraber geiren!

BES SEHR

168

Aydnl en -bilgili terkiplerd. . eritilmi madenlr.


, gilii yum_uatp ondan zaferierimize hil'atle.r bien!
; sen bu ehr btn dnyann kskanaca bir cami
:,Yapmakla kalmadn ; dnsan dncesinin eriii:nesi
g hadlerinden birini spit ettin.". demitir. Hayr
:. ,-elbette ki Bakj byle ikin, byle taklit dille konu .mazd ; .ona daha ):>asit, ok basit ve ok gzel, bir:
:, _duaya benzer eyler sylemitir.
.
Kanuni Boaz'da veya Hali'te sk sk yapt
gezintnere Baki'yi beraber gtrrm. Efendisi iin
() muhteem mersiyeyi yazarken, belki de bu gezin
' tilerden dnlerinde, Hisar'larn kilidini atktan bi
raz sonra, yahut Stlce'den uzaklar uzaklamaz
. ka-rlarna kan ve bir daha ufuktan ayrlmayan
$leymaniye'yi . dnm, onun umaa hazr, ger
gin ktlesini bir rnek gipi almt. iirimizde ger
ekten mimari konstrksiyon bu manzume ile ba
lar.
Oskdar'da, gzelliini Yahya Kemal'den tan
dmz Eski Valde camii Sinan'n son eserlerinden
dir. Yahut hi olmazsa plan ve i}.k inaat onundur.
Bu cami ve etraf, hayrata yaplan ve manzaray bir:
tarafndan kapyan ilavelere ramen hala Trk Is
tanbul'un en gzel kelerinden biridir. Bu camide
semt ile ok iyi apiaan bir kendi iin ekili var
<hr. Cami, n. Selim'in ok sevdii karsna bir hedi
yesidir. Fakat saltanat Mab karsnn adn syle
rnee m8ni olduu iin, ondan "Ferzen-i ercmend
()lum Murad We bekauhu :validesi seyyidetlm
laddarat ilA ahiribi darnet ismethA. canibinden Os
ldidar'da bina olunacak" diye bahseder. Bu hicab
;beenmemek kabil deil. n. Selim, "Kdvetl-emaclt

ISTANBUL

119

vel-ekarim Sinan zide mecduht:'' diye onu ver. Baki,


Sokullu, Sinan, Piyale ' Paa, Kl Ali Paa, Hsrev
Paa: ite bu faru dnyada babasndan II. Selim'e
kalan miraslar.
Sinan bir ananeyi tek bana tketen, kendinden
sonra gelenlere pek az bir ey brakan sanatkarlar
dandr,

Yunan heykelinde Fidias, Rnesans'ta Mi-


.
kelanj ve Palladio, birka neslin birbiri ardnca sar
fedecei gayretlerle ve arada sanat hamlelerinii ger- .
ekten kendileri olabilmek, btn kazanlan lay
kyle benimseyebilmek iin muhta olduklar o za
man faslasyle elde edilmesi gereken eyleri nasl
tek balarna tketmilerse, o da mimarimizin b

yk

imkanlarn kendi mrnae yle harcar. Onun

iindir ki raklar arasnda en mesutlan Hndis


tan'a arlanlar oldu. Ancak onlar yeni bir klimde
ve ' bizimkinden ayr geleneklerin . arasnda kudretle
rinin tam lsn verdiler. Hatta bu yer deitir
me sayesinde Sinan'dan nceki mimarlmz daha
rahat hatrladklan da sylenebilir.
istanbul'da kalaniann ii daha

gttl.

Her nis

beti ayr ayn deneyen ve en mkl terkipleri ez


berlenmi bir ey gibi lcat eden, aradn kendin
de bulan bu devden sonra ahsi olabilmek iin ya
gelenei krp yeni yollar aramak yahut da ok sa
brla almak lazmd. Milli hayatn kvamn bul
du , hudutlara vanncaya kadar her eyin yerli ye
rine aturduu XVII. asrda birincisine, hele cami gi
bi dini eserlerde imkan yoktu. Tek kubbeli camii biz:
Hristiyanln katedral slubu gibi bulmutuk. Ko
lay kolay vazgeilemezdi. O devirde Trkiye, kendi
kendine Y.etiY.ordu. Btn arkn gz, milli- haY.a-

BE,S EHIR

170

tn en kk pas lekesi dememi aynas olan ve

zevkinde tamamiyle milli olan tsbul'da idi. B


tn mpdalar, zarafetler, ferdi ve itimai hayatta her

trl yaratc hamle etrafa oradan gidiyordu. O ka


dar her cz birbirini tutan ha:v.atmz vard ; bu ha

Yi?-tn arkasnda yle bir uurlu ruh yayordu ki bu

terkipte en , kk bir atlaa hi kimse raz olamaz


"
d. Dardan gelecek bir tesire sade; garp iin deil,

:ark iin de kapalydk. tskolastik tahsile, dini tesir

Iere ramen Arap zevki imparatorlua girememiti.

Kald ki. edebi atmza asr rnek olan tran bile

biden ayr ve uzak telakki edilmee balanmt.


aratorluk

Iklim-i Rum idi. Milli olmad yerde

mahalli kali1ak biricik dsturu idi. Bununla vnr

d. Bu tibarla mimarlarmz gelenekten ayrlmaz


lard. Zaten yaptklar eyin gzelliini, asilliini bi

liY._orld. Onun iin daha gerilere zaman zaman

dqnmek artyle Sinan'n . braktklar iinde dola-

tlar. Hem merkez kubbe ile yan kubbelerin tekil


.ettii btn, son szn sylememiti. Bu tanburda,

icat veya hner, aranacak ve bulunacak bir yn

nme vardi. XVII. asr mimarlar ve daha ince bir

:zeykle onlar devam ettiren xvrn. asrn ilk yarm


bu namelerden hi birini karmaz.

Sinan'dan sonra Trk mimarlnn mealesini

.,:line alan Sadefkar Mehmet Usta'nn baz nisbet de


iikliklerine bakarak ondan tamamyle ayrldn

id<!ia edemeyiz. nk Sultan Ahmed'in hususiyeU

ni veren drt yarm kubbe stnde ykselen orta

Jrubbe fikri, ehzade camii ile Sinan'ndr. Her ese

rinde yeni ekiller aramaktan holanan ve bazan


bulduklarn adeta kaydetmekle iktifa eden Sinana

ISTANBUL

1'71

bir daha ona dnmemiti. Sadefidir Mehmet, ustas


nn buluunu ok deitirmitir. Bu . deiilrliklerin
banda dardan binaya kademe kademe yontulmu

bir da manzaras veren kk yarm kubbeler man

zumesi vardr.

ehzadede grlen ayna duvarlarmn ou bu

rada ehram ritmik bir ekilde tamamlayan kasnak

lar olur. Bu itibarla Sadefkar Mehmed mimarlm

zn en byk virtozudur, denilebilir. Camiin iinde


de ayn ey vardr. stedii genilii elde edebilmek
r

iin mimar adeta binay iten boaltr !

Sultan Ahmed'in ii btn bir mavi bahar r

yasdr. Pek az mimari, bu kadar lezzetle dokur.

phesiz mimariden fazla ininin tesiri, fakat

ne olsa yine mimB!inin idaresi altnda. Suya biim


veren o . sun'i alayanlar gibi, a o hkmediyor,

. onun imbiklerinde szlyor, onun duvar ve kemer

. lerine arpa arpa kvarmm bulyor. Camiye girer:

girmez bir menura hapsedilmi gibi bir rya ha:vas balyor.

Renkli. cam sanatmn baka yerlerde bizden da

ha iyi, daha mkemmel eserler verdiini, byk re

simle el ele yrdn hi dnmyorum. ocuk


luurnun biricik sarholuu olan bu bal ve akik sa

rs , onun yarondaki aydnlk yeili, btn o

krmz laJ.eleri yerinde bulmam bana yeter. Onlarn

. rengi zihnimde eski hafzlarn sesiyle taganni edi


yor. Bam onlardan evirdiim zaman yldz hare

li bir mavilik balyor. Sultan Ahmed'den bahseder

ken inllerin gzelliini verler. Ben onlara ayr ay

n dikkat edilmesi taraftar deilim. Btnn meka-

171

BES SEHR

nik taraf, ssth iptidailii ile beraber derhal mey


dana kyor. Bu ,inilexm, nevinin en gzeli olduu
muhakkaktr Fakat ininin kendisi, mimari gibi s

tn sanatn yanbanda vlecek ey deildir. Es


ki yazlar iniye daima tercih etmiimdir. Bana da
ha ferdi, daha deiik ve daha yap edal gelirler.
Bence Sultan Ahmed'de, mesela bir yaz lesinde
Kozyata'nda veya Eyp Sultan stlerinde, bostan
dolaplarnn, kr bceklerinin sesleri arasnda yeil
renkten ve aydnlktan yar sarho dinlenir gibi, ya
hut Boaz krfezlerinde mehtap seyreder gibi ge2inmeli. Bu mavi aydnln etrafmzda kurduu sr

a saray, fazla bir dikkatle krmamal,


. .'
Evet bu iniler ok gzeldir. :Bu nar iei kr
mzlar, bu meneviii beyazlar, bu imen yeilleri
gerekten bulunmaz eylerdir. Ne olurdu, ayr ayn

panolar halinde yaplmasalard da bir duvar bir tek

desen devan olsayd. Bir panodan brne geer


. ken hi bir boluk bulunniamas gz yoruyor. Son
ra birinin krd ritmi br tekra ele alamyor;
onun iin insanda ayn renkten, fakat baka kuma
lardan dikilmi bir: elbise te:;iri yapyor. Bu itibarla
_;yeil'in dz giyiniini tercih ediyorum. Ama onda
.9a Sultan Ahmed'in k sebili yok. Gerekte Sultan
o.Ahmed camiinin ii - tpk ocukluumda dndm gibi - bir cennet bahesidir.
Evliya elebi'ye gre camiin temel imam, pa
.(}iahn iman olan ve kendisine de hocalk eden Ev
.liya Efendi, temel eyhi Oskdar'l Celveti eyhi
. ..Aziz Mahmud Hdayi Efendi, temel kads Karasn-

bl Ali Efendi, mutemedi Kalender Paa, temel na


:zr Kemanke Ali Paa'dr.

us

Bizzat Sultan Ahmed temelden kan topra


.eteine doldurup taimtr:
Evliya, camiin yktnlan' bavezir saraynn ye
rine yapldn ve kubbeye sene, sonra baland
n syler ve camii delinmemi byk bir inciye:
benzetir. Camide al eyay : ( avize kelimesi o za
man l1gttaki manasnda kullanlyordu) anlatrken
pe bunlarn yz Msr hazinesi dediini syler ve
bilhassa Habe veziri Cafer Paa'.nn hediye ettii
alt zmrt kandili zikreder. Bunlar alt keli avi
zelerle, altn zincirlerle aslymlar ve herbiri elli
er okka arlnda jmi. Evliya, bu kandiller iin
"hurda daneleri (kk zmrt paralar) bir Rum
harac deer" der. Fakat asl gzel taraf Evliya'nn
bu camii yaptran Sultan Ahmed' "elebi. ve sahib-i .
tab" bir padiah olarak anlatdr. ' Hakikaten.. bu .
XVII. asr sanat zevki olan bir asrdr. Evliya'nn
bu camiye saray kuYuticu bas olan kendi babas
tarafndan yaplan kap iin.
eyler de ok.
.
mhimdir.
"Pirin, maadin, tahtalar Uzerine burda nak
b'ukalemun kalekari zerker ziaklar ile iine g-.
Iil gm halka, gm kilit. ve menteeler ile
mzeyyen bir b&b- bi nazirdir. :a kimseler bu ka- .
p Estergon'daki Kzleina kilisesinden gelmitir der. '
ler, amma galattr. Ol kapu hatr iin Neme kf- '
far Estergon'u 1013 tarihinde alp mezk1r kapy
yerinden kararak hala Be (Viyana) kalesi ire,
tstefani deyrine (Saint-Etienne katedrali) Bab-
Meryem ittihaz etmilerdir. Ama bu Sultan Ahmed
Han camiinin mezkur harem kaps merhum ve ma
furunleh pederimiz Dervi Mehmed Zlli ser-zergeran

ya.Zm

171

BE EHR

[(kuywncuba) iken ina olunup merhwnun ismi ba


asndaki iki kitabeler ire tahrir olunan hatlarda
knyesi lle masturdur."
Ne yazk ki iinden skUnet ve huzurun ve mu
. rakabenin tA kendisi olan zaman bize bir ney fasl
gibi sunan bu aheser bittii tarihten (I. Mustafa
zaman) 1826'ya kadar ard aras kesilmeyen ihtilal
Iere ahit oldu. Kinle, ihtirasla kudurmu kitleler ye
di bal ejderhalar gibi kapsn dvdler, avlusunun
ravaklar altnda kanl mavereler yaptlar. Min
berierinde en kanl fetvalar okundu. Osmanl tarihi
. nin 1826 tenkiline kadar btn mide, bnye fesad
ona doru akt.
Yeni camlin kubbe sistemi Sultan Ahmed'e ya
kndr. Fakat onun gzelliini plarundan ziyade te
ferruatndaki mkemmellikte, ehrin bir sahilinde
henz karaya yaklam masal gemisi duruunda
aramaldr. Btn XVII. asr Trkiyesi, burada ya
znn, tezhibin, ciltllik sanatnn mimariyi Meta giy
dirdii bu ahenk mucizesinde aranmaldr. phesiz
burada da Sinan vardr; hattA yan cephe hemen he
men Sleymaniye'yi tekrarlar; fakat daha oynak,
daha duygulu, hayatla birtakm mnasebetler ar
yor gibi. Yine onun miras iinde olduzu bil
mekle beraber, baka bir klime girdiimiz ilk ba
kta grlr. Bu musikiyi, bu dinamik raks XVI.
asr veremezdi. tnsan bu cepheyi seyrederken byk
muasrlar, mesel Itri, Hafz Post veya Seyid Nuh'
tan birer beste dinliyor hissine der. Bu pencereler
:ve kap, bu kemerler bize Neati'den veya Naili'den
birer gazel gibi gelirler.

ISTANBUL

ns

Yeni camiii. btn ' bir roman vardr; Zaten

:xvn. asrda her eyin bir gecmii, bir psikolojik ma-


-ceras, tesadfiere balr bir talihi :vardr. Zayfla
yan cemiyette messeseler de fertler gibi bir nevi
istiklru kazanr. Yeni: cii, vezir deimesi,_ yangn
ve birok arza asryla bir arada birletirir. Cultan
.Ahmed camiinden evvel l?aland halde, IV. Meh- .
ed devrinde biter.

m. Ahmed'in annesi Hatice Gln Emetullah


Sultan iin yaptrd skdar'da ar iindeki ca
mi - deniz tarafndan gelirkeri grlen ksm bir
tarafa braklrsa - bulunduu yerden ehre bir ey;
ilave etmez, onu sevmek iin yakndan, olduu yer
de, yapld sarsntl devrin hususi gzellii ile, da
lnda bir gl gibi parldar grmek lazmdr. m: Ah
med devrinin en ilizel eseri odur. Ne Sultan Ahmed
.emesi, ne Lrue devrint; devam olan I. Mahmud za- '
manna balayan Tophane ve Azapkap emeleri
hatta o kadar zarif olan, o kadar bizim tstanbul'umu
:zu veren tbrahim Paa imaretleri onunla yaramaz

lar. Feiaketlerinde bile o kadar zengin olan XVII.

asn

o kapatr - nk Hekimolu Ali Paa camii

birok tecrbenin stnden Sinan'a bir dntr -.


Valide-i cedidin stmaktan ziyade eyay ssleyen;
odokunduu her eyi altn gurbet renkleriyle giydirip

'

mahzun bir saltanat yapan bir akam gnei gibi


:zarif ve zengin bir hissilii vardr. Bu hissilik bil
hassa, - baz kabuklu meyvalar gibi .- ok iyi d

:enmi, iinde ve d avludan girer girmez insan


yakalayan dalm
Jacak kadar aktr.

gl

bahesi havasnda elle tutu-

BES SEHR

176

,'

Ben bu eamiin akam saatlerini severim. Bu


saatlerde bu zarif bina bir sktit musikisi olur; ar
:
run uultusundan onun havasna geer gemez ba
ka bir dnya balar.
Bu sonbahar yine gl Csm1 tenha idi. Bir
ka lamharun biriay doldurmayan, fakat glgelerl'
iyice besleyen altnda, btn yaldzlar ve mer..
merler, yabanc remizler, uzak dnyalarndan sade
ce korku getiren esrarl iaretler gibi parlyorlard.
Daha evvel Selimiye'de alm iki gz kr bir,
mezzin bu glgeler ve esrarl remizler diyarnda
hi bir izgisi kmldamayan yzyle, benim farkna.
:varmadm birtakm hakikatleri yoklaya yoklaya
dolayordu. Hayat, phesiz sadece gzlerimizde de
ildir. Fakat, belki aydnln adaleler zerindeki te
sirinden mahrum olduu iin, belki insan yz ken
di yle aydnlanmad iin, krlerde azn ha
reketlerine varncaya kadar her ey deiiyor, an
cak cansz maddelerde grlen bir gerginlik, hi bir,
ssin kramad bir nevi sessizlik siniyor.

O akam, bu grmedii iin sessiz bir muamma.


olan ve benimle bir yn perdenin arkasndan konu
an adamn kendi admlarrun peinde gezinmesi, et
rafndaki srr bsbtn arttryordu. lte byle bo lua suallerini sora sora bana i avlunun kapsn
at.
Fakat ktm aydnlk artk demin geldiim
aydnlk deildi. Mekandan ziyade zamana ait, onun
la konuan ellerle ald iin ok ayr bir dnyaya
km gibi oldum. Belki de srf bu yzden camiin
hakiki muasrlar adeta etrafmda idiler.

IsTANBUL

111

Valide-i Cedid'in minan kimdir? Bilmiyoruz. .


l3ir gn adn renirsek elbette ki Nedim'in, o zarif

.Ali lzzet Paa'mn, Taib'in, Tab'i Mustafa Efendi'nin


., -ye Ebubekir Aa'mn yamnda onu da saynaa al

;acaz. Fakat o akam saatinde bu muasrlardan en


.fazla diind.:,On Bayati Aksak Semai'siyle Tab'i
. .Mustafa Efendi oldu.
Valide-i Cedid'e bir ak nezri halini veren lez
:zetlerin hepsi bu kk parada vardr. Belki de
,

'Tab'i Mustafa Efendi'nin ve bu bestenin

muasn

ol

: duunu bildiim iin bu camii o kadar seviyorum

.nk

bu kk para musikimizin devrini aan bir

.ka aheserinden biridir.


Bu camiin yamnda, ar iindeki Hatice Eme
tullah Sultan'n trbesinde insan devir denen eyi

.ok iyi anlyor. Ne on beinci, ne de on altnc asr


larda byle bir trbe yaplamazd. Bu hislllik, lme
. :Sindirilen bu kadnlk ancak geleneklerin zlmee
balad bir zamanda olabilirdi. Uzaktan byk bir.

. ku kafesini andran ekli de ancak XVII. asr

so

nunda yava yava balayan ve brahim Paa zama.


mnda tam kvamn bulan o ocuka natralizmden
odoabllirdl.
Hakikatte, IV. Mehmed'e, ikisi de ard ardna
:hkmdar olan iki erkek ocuk veren, seferlerin
bile beraber gtrd

m Ahmed, Leh seferi es

nasnda ve yolda domutu - kafes hayatnda Afife


kadnla beraber yalmzln paylaan Hatice Erne- .
tullah Sultan, mimarinin ve zevkin bir fantazisi il
bugn mezardan ziyade, etrafndaki yumuak ime

ni ve mevsim iekleri ile bil' gelin yatanda, esiz


.bir zifaf odasnda yatyor.

' 12

. -1'7 8

' BES SEHlR


... .

:
-

VI

!stanbul, byk mimari eserlerinin oldu ka


' dar kk kelerin, srpriz peyzajlarn da ehridir

Hatta i tstanbul'u onlarda aramaldr. Byk eserler ona uzaktan grlen yzn verirler; ikinciler

- ise onu .izgi izgi -ileyerek portrenin iini dolduran


byk tecridin kurdu ereveyi bin trl psiko

. lojik hal ile, yaarnri hayat izleriyle tamamlayan


, eserlerdir. phesiz bunlarda da asl sz g-ene mi
. ..inarlndm . Fakat bu mimarlk .Bayezid, Sleymaniye, Ayasofya, Sultan Ahmed, : sultan Selim yahut
- .Yeni cami gibi etrafndaki her eye kendi nizarnn
Bunlar ehrin
kabul ettiren bir .saltanat deildir.
. mahremiyetinde' adeta. eriyip ona karm hissini
' :veren kk camiler, medreseler, byklerin yann
da en mtevazi nispetlerine indirilmi emelerdir;
ve zaten kendileriyle deil ilerine girdikleri terkip-
- - e gzeldirler. Birdenbire hi beklemediiniz bir yer- de mermer bir eme aynas veya kap erevesi, iyi
. yontulmu. tatan .beyaz bir duvar size glmser. tki
servi, bir akasya veya asma, kk ve slupsuz bir
. trbe, yahut kk . bir bahe sanacanz bir mezarlk orada tatl bir ke yapar. ttk bakta tanzi

mi byk bir gayrete muhta olmayan bir tiyatro

, :veya opera dekoruna benzeteceiniz bu ke, biraz

derinletirilse ehrin tarihinden bir paradr. Tr


bede fetih gn. ehit den bir veli yatar. Camii III.
Mehmed zamannn bir defterdar yaptrmtr, e
me I. Abdlhamid saraynn kadnlarndan birinin
haY.ratdr. Yanbandaki .mezarlkta, herkesin mal

STANBUL
olan bir Hvelbaki'nii altnda byk bir hattat ve
ya musiki ustas gmldr.

Bu kk keler kadaq)ekici ve zevkli ey pek


azdr Binlar bir yn inan, gelenek, sevkitabii ha:.
line gelmi zevk ve birok tesadf ve hatta asrlarn

ihmaliyle olmu terkiplerdir. GUIU, serviyi, yahut


nar yetitiren, her mevsim erguvani kzarlan, sal
kmlarn kandillerini asan, tabiatn cmertliinden
baka hi bir israf ve debdebeleri . yoktur.- Onlar za
man iinde damla damla teekkl etmitir.
stanbul'un skdar ve Boazii'nin hemen her
tarafnda bu cinsten kelere sk sk rastlanr. Baz
lar ayaklarnn ucuna takln deniz parasyle bu
lunduklar yokutan umaa hemen hazr grnrler
Bir ksm fetih yllarndan bir para gibi asil bir es

..

kilik havasnda yaarlar. Hepsinde aa, su, ta in


sanla geni ilhaml bir ruh gibi konuur. . Bizim asl
peyzajlarmz bu kelerdir. stanbul halk onlar ya
arken yapmtr. Kainata rUhlarndaki birlik ere
vesinden bakan insanlarn eseridir Pek az )'erde .sa
nat ve mimari gndelil( hayata bu kadar yakndan
karr. lte, istanbul mahallelerinin asl ekirdeini

bu peyzajlar yapar.

Bunlarn iinde birbiri peinden geldikleri iin


kendilerine mahsus zamanlaryle hakiki bir abide ba1ini alanlar vardr. Bazan bu srar ehrin bir uctim
batanbaa kaplar. Eski damat vezirlerin oturduklan.
.. AyVansaray ve . bilhassa Eyp taraflarnda asl gzel
liklerini yapan saraylar kaybolduktan sorira bu k-
k eserler kalmtr.
.

Btn bu mezarlar, trbeler, emeler; parmak

Jklar kitabeleri, mezar talar.nn yontulular ile

'

JSG

BES SEHll

sanab, cins malzemeyi bir mevsim gibi cmerte or


taya atarlar. Kk Mustafa Paa, Hasekf, Cerrahpa.
a taraftan, Topkap, Silivrikap; btn sur boyunca.
1 Hali'i Marmara'ya kademe kademe balayan bu cins
eserlerle doludur.
Oskdar'da eyh yokuundan bir akam saatin
de inen adam, yalnz Ayazma camiini uzak kta gr
. mekle baka bir zaman erevesine girebilir. Sultan-
\ tepe'deki Abdilibaki camii bu cazip kelerdendir..
: Kitabesinden ve eski iki mezanndan baka anlacak
, hi bir eyi olmayan bu kk cami, sadece o tepedebulunduu, Karaca Ahmed'e kadar btn manzara.
kendisine baland iin gzeldir. Serviler caddesi
nin ok eski stanbul sokandan geerek bu camiin
kk bahesine kan insann kendisini bir keifle
dolmu bulmamas kabil deildir. Kimdir bu Abdill
baki Efendi? Semt halk onu, Aziz Mahmud Hdal
Efendi'nin damad olarak tanyorlar. Fakat hi bir.
yerde izini bulmak mmkn deil. Ne kar, ibade
tine setii yer ve ad duruyor. Benim gibi gemi:
eyleri sevenler ara sra oraya gidecekler ve bah
esinde aan yediveren gln koklayacaklar, kom
usu byk ceviz aacnn altnda oynayan kzlarn
tatl amatasn dinliyecekler
Eski medeniyetimiz dini bir medeniyetti. Be
endii, benimsedii adama lmnden sonra veri
lecek bir tek rtbesi vard: evliyalk. Halkn sevgi
sini kazanm adam mbarek tannr, lnce vet
olurdu. Onun iindir ki stanbul evliya ile doludur.
Bunlarn banda fetih ordusunun ehitleri gelir. On
larn mazhariyeti hak ve millet uruna kazanlan
;rtbeden de stnd. nk bu ordu, gen hkm
..

STANBUL

181

danndan en .son .neferine kadar mbarek bir ordu


idi, tularn !stanbUl surlarnn karsna dikmeden
:asrlarca evvel vlmt. Hepsi veli idiler. Biz im
.di fetih tarihini garpllardan okuyor, Fatih1in haya.
: tndaki aksaklklar tenkit ediyor; ilim, sosyoloji fi

! lan yapyoruz. Eskiler ii bsbtn baka trl g


:ryorlar, tstanbul'u fetheden milli hamleye ilahi bir.
mahiyet veriyorlar, bu ite hi bir izaf"lie yana
. myorlard. Hemen her yerde, ou surlann etrafn
.da olmak zere, fetih ehitlerinin mezarlar vardr
Bunlar Trk stanbul'un tapu senetleridir. !stanbul'

-da bizim hayatmz bu ehit tUrbelerinin etrafnda


ki hrmetle balad. Bizans'n asrlarca ilenmi, bin
trl klfet, merasim ve adapla dolu, altna ve sr
maya garkoluruuu derin ilahili ruhaniliini dedele- .
Tirniz bu ehit trbelerinin banda yaktklar ilk
mumla yendiler. Bu suretle semt semt halka kutlu
_yerler ortaya kt. Sonra mimari geldi, bu kutlu

luu kk bir mesitle, biraz yaldz ve yeil renkle


:giydirdi.
Fetih ehitlerinden sonra ehrin ve cemiyetin
:hayatna kuvvetle karan, devrine temiz ahiakn n
. fisle devaml bir mcahede - ki ermiler dilinde bu
na Cihad- .Azam denirdi - ve mrakabeden doan
bikmetin, sevginin izlerini geiren, hltisa kendi tec ;
:rbesini bakalar iin faydal bir ey yapan byk
:adam veli olurdu.

Efendi, ondan biraz evvelkilerden, Smbl Sinan


<>nun halifesi Merkez Efendi, xvn. asnn banda
btn tstanbul'a hkmeden Celvetl tarikatinin kuru
oCUSU

i
.

Kanuni'nin st kardei Yahya

Aziz Mahmud Hdai Efendi gibi.

BES SEHIR

sz

Yiliya Efendi, Kanuni'nin hususi hayatna ka


' nacak kidar cesur ve kendisini saydrni bir adam
- d. Devrinin bti ilim adamlar gibi azil, tayin ve
, terakkilerle geen hayatnda, padiaha danlmak ve
- senelerce saraya uramamak gibi eyler de va:dr
"" :Yahya Efendi, Beikta lle 'ortaky arasnda; ok
. saffetll bir iirde vdU bahesine yatar.
.

:
Zaten bu velilerln ou hayatlarnda. ev, dergab,.
.bab'e. olarak mezarlarn hazrlai-lar Yaadklar ve
' ibadet ettikleri yerler, onlar iin bir eit koza gibi
:dir. Oraiarn mezarlk . haline gelmesi daha sonra
.ruhaniyetlerinden feyz almak isteyenlerin de onla._
'ra omu olmay tercU etmelerindendir. nam ma
!ret raya Efendi dergahnda Meta gzel bir in
_san yz taknr. lm . burada, hemen iki basa
m:k- merdiven ve bir iki sedle veren bu bahe
de hayatla o kadar kardetir ki bir nevi erme yolu,.
yahut ak bahesi sanlabilir. Yahya Efendi derga
hriin. kendisine mahsis zann olan ilhaml yerle
rin banda saymaldr.
'

.
Bahe zevki bu devrin byk merakdr. Dev
inde ok mehur "Qir beyit yznden ve biraz da
hayatnn tesadfleriyle Deli Birader ad verilen air
hazat de. Beikta'ta bir cami, bir hamam ve bir
bahe yaphrmt Bu bahe ve aa merakllar
inde en zarifi, tstanl;n}'un klimini en iyi duy ve

seveni I{IDUni;nin : veziri Siyavu Paa'dr. atalca


elvarnda yaptrd kkn etrafn bir erguviln ko
rusu ile evirmiti.
.

:
Simbili . Sinan, II. Bayeid'in veziri Koca Mus
tafa Paa'nn camiini zaptetmitir.
-

ISTANBUL

tD

'

Daha iyisi bu semti !stanbul peYza.jnn airinC!en dinliyelim:

Ahiret yle yakn seyredilen manzarada;


O kadar komu ki dnyaya duvar yok arada1
Geer insan bir adm atsa birinden birine
KaVUUr karda kaybettii bir sevdiine.
Ne lednni gecedir! Ta aaran vakte kadar,
Bir mcevher gibi Snbl Sinan'n ruhu yanar.
Fakat bu caniin bahesi kk bir Panteon'dur:

Sarmaklar, yazlar, talar, aalar kark,


.Hafz Osman gibi hattatla gmlm bir k1
Bu mezarlkta siyah topra aydnlatyor,
\
Beni, kabrinde O, bir nuura sarlm yatyor. /

Bu .camiin bahesine girenler, onun havasnda


.
Jdolaanlar bu Koca Mustafa Paa'nn, ll. Bayezid'in
herbed olduunu ve kapcbas iken sureti husu
siyede gnderildii talya'da Cem Sultan' zehirle
'tneye muvaffak olduu iin vezirlie erdiini ve bel;o
ki de Gedik Ahmed Paa gibi byk bir gazinin l
tlrlmesinde rol oynadn bilmem hatrlarlar m?;
Fakat kiliseden deitirtlmi cami, o kk kabris.:.
tai, Snbl Sinan'n kendisi, yanbanda etraf Ye
sri yazsyla evrilmi, yldrm vurmu nar ora
da tstanbul'Ul1 en gzel manzaralarndan birini . ya..
par.
,
- phesiz yarin bu :peyzaj da deiecek. imd1
oraP, atelyesi - filan gibi eyler olan o eski harap ko

BES. SEHR

:n

.naklar ortadan kalkacak, yerlerini modern atelye


: -er alacak, i artlar deimi, dnyaya baka gz

i Je

bakan insanlar Snbl Sinan'n etrafnda yaama

; :a balayacaklar; fakat Yahya Kemal'in merhamet


; iVe sevgi iiri asrlarn yd bu havay bize. muha

:faza edecek.
Snbl Sinan'n halifesi Merkez Efendi, surla

, .rm dnda kendi yaptrd camiin ve kendi buldu


.

:u

bir ayazmann yannda yatar. Yazk ki ocuklu

:umun hatralar arasnda kuytu ve hayetli rab


maniyetini glkle yaklalan bir krs gibi parl
odyan bu Mslman asklepion'u artk kaybolmu
:ur. Ziyareti o kadar karanlk yapan aalar kesil
mi, avludaki pergab hcreleri yklm, kuyu kapa
-tlm, hillasa .srrn kendisini yapan unsurlar . orta
odan kalkmtr. Mimarisiz, dz bir kla odasna ya
tan birka l ile ayazmann derindeki havuzuna ba
:kan silik yaldzl kafesi ancak grlen ile odas du
ruyor.
Merkez Efendi bu kafesin arkasnda, bu yeral:
-t havuzunun gm parltlarla yer yer bularian v
'bir kurbaa gz gibi aydnlk menevilerle dolu def
ne yeilini ve belki de benim ocukluumda, ret
-tikleri ekilde yiyecek eyler attm balklarn gi
.di geliini seyrede seyrede byk hikmet muraka
belerine dalar, hatimlerini indirir, uzun ve ssz

,gecelerini bitmez tkenmez dualarn zinciriyle sa:


.baha ve gnee doru ekerdi.
stne eildikleri Kur'an sayfalarmn aydnl
m benimseyen ve ferdi izgilerini bylece onda erit
"tikleri yzlri, bize artk bir insan yerine

iyi

tezhip

edilmi b fatiha gibi ilhaml ve rahmani grnen

ISTANBUL

--

1 8$

bu insanlar eski medeniyetimizin belki en gzel ve


en iyi taraflaryd.
Onlarn sayesinde devirlerin sert hayat yumu
euyordu. Zaten devirlerinin ask yznde bir sevgi
:ve efkat tebessmne benzerlerdi. Bazan abese ka
dar giden Mslman merhametinin ve msamaha
snn en gzel misaliydiler.
Merkez Efendi'ye zamann yapt azizlii I. Ah
med devrinin belki hkmdar kadar nfuzlu olan
manevi saltanat Aziz Mahmud Hdai Efendi'ye II.
Mahmud'dan balayan devrin hrmeti yapar. Osk
dar'da Doanclarn biraz altndaki Aziz Mahmud
Hdai klliyesi Tanzimat mimarisinin zevksizliine- .
en byk misaldir. K bahesi klkl camekanlary
le, karsndaki kadim eserler mzesi taklidi bina ile
Bursa'l ftade'nin mridi, Aziz Mahmud Efendi'nin
ne mnasebeti vardr? Bu binalar ikinci imparator
luk devrinin o mehur armas gibi her ruh ve mana
ya yabanc kalplardr. Ben Aziz Mahmud Hdat:
Efendi'yi, Sultan Ahmed camiinin temelleri arasn
da tahayyl ediyorum. Zaman zaman benim iin ora
dan kar :ve hi bir hikmetin teselli ederneyecei bir.
hznle o ok sevdiim beytini tekrarlar:

Gnler gelip gemekteler


KUlar gibi umaktalar.
Evet, gnler gelip getiler. Fakat zamana sevgi
:ve inanlarnn ini geirenler halA aramzdalar;
adlar ve hayatlan bize manevi ufuk oluyor. Artk
Smbl Sinan'da,n dnY.a ilerimiz iin medet wnm

BES SEHIR

'186

yoruz; fakat o_nu ve penzerlerini hayat karsndaki


<iurumlaryle seviyor ve vyoruz. .
Zaten de,virlerinde bile bu ermilerin mdpas
biraz da millet hayatmz . tebcil deil miydi ? Ken
<iis in ebedi olduuna inanan bir topluluk, bu mu
.kaddes llerle alret lkesini fethediyor, geni im
paratorluunu onlarla ebediyette para para kuru
yordu. Unutmayalm ki Bursa ve !stanbul, eskiler.
iin Mekke ile Medine kadar mbarek ehirlerdi.

- -

VII

Resmi hayatn da kabul ettii ve ykselttii,


:adiahlardan hrmet gren, kendilerine hususi tek-
:keler " yaptnlan byk salatin camilerinde vazlar
veren bu velilerin yanbanda bir de cezbeleriyle .
-cemiyet hayatn alt st eden, ikide bir snni ulama
nn aleyhlerinde verdii fetvalarla, bazan kalabalk
mrit kafileleriyle beraber idam edilen aZ ok ay1r
e tarikaterin eyhleri olan veliler vardr. Dinin her.
;ey olduu bu gecikmi Ortaa'da btn akslamel
ler onun bnyesinde oluyordu: ou Mslmanl ye
ni kabul eden ve halknn byk bir kism hala muh
telif dinlerde olan Rumeli vilayetlerinde, daima din
ler ve tarikatler anas olan ve Babai hareketinden son
.ra Alevi temaylleri bir daha sndUrlemeyen Ana
dolu'nun bu cezbeli hareketlerin tesiri derhal grl
yordu. Asl garibi bazen padiahlardan balayarak
- Fatih'in hur1filie olan temayl gibi - byk
<ievlet adamlarnn da bu tarikatere besledikleri sev-
giydi. Hakikat u ki snni akide hayata kafi gelmi
yo.rd\l ve lsl. tek ve esas art olarak yalnz

lSTANimt

18T

Allah'n birliini kabul etmesi bir yn kark iti


kadn ve tefsirin bnyesine girmesini kolaylatr
yordu. phesiz burada iktisadi . artlarn, hayatta. ki" emniyetsizliin de tesiri vard. Alelade fertler gi
. bi her byk devlet adam da bir tarikata mensup
. tu ve orduda, divanda, halk arasnda bunlar kendi'
balarna bir confrerie yapyordu. Bu contre:rie ha
. yata bir eit muvazene bile getiriyordu. Fakat ah
. lakyle, ibadetiyle, ll mistisizmi ile byle ken
- dini kabul ettiren eyhin halifesi veya olu birden
:. bire cezbeyi arttryor, o Zanan iler sarpa saryor
- du.' En tehlikelisi bu tesirlerin, .efradnn ou devirme, binaenaleyh yeni Mslman olan ordu iine
- girmesiydi. O zaman zarui olarak iddetli tedbirler
balyordu. ,
Fakat bugn ldrlene ertesi gn trbe ya
plyor, ldrld yere daha o gece mum yakl
yordu. Daha ziyade Bayramiye tarikatnn Melami
ye kolundan gelen bu cins eyhlerin arasnda en me
huru Aksaray'l Pir Ali'nin olu olan, gzellii dola
ysiyle Oan eyh denen isnail Mauki idi. Byk
bir cezbe sahibi olan tsrnail Mauki At Meydan'nda
' (imdiki Defterhane'nin hemen yannda) ba kesi. lerek ldrlm ve cesedi denize atlmt. Buraya
sonradan bir rierkat apld. Dalgalarn Rumeli Hi
. sar'na gtrd iddia edilen ceset de Kk Be
. bek'le Rumeli Hisar arasna gmld.
XVll. asrda Melamilik stanbul'un iinde alms.
yrmt. Yahya Kemal'in:
. ,

Uzlette bir muhavere gemi de gayet hafi


Gaybi'ye sylemi bunu ldris Muhtet

BES SEHll

us

tbeytinde o kadar gzel ekilde birletlrdfi air Gay


bi ile hreti btn lstanbul'u tuttuu ve devrini ger
-ekten telaa verdii halde kendisini Sultan Selim'
deki konanda dindar, sakin ve ok zengin bir tc
ar hayatnda gizleyen tdris-i Muhtefi, gavs olduk
.larna btn mrillerinin inand bu melami eyhle
:xindendir,

Atayi'nin isim zikrederek anlatt bir.

. :fkraya daha iyisi ahadete gre bu idris-i Muhtefi


badsiz hesapsz bir servet sahibi imi. yle ki l
mnden sonra terekesini yazmaya giden bir hafta
uratktan sonra btn bu serveti teker teker yaza
mayacam anlaynca cinsine gre tespit etn.i.
Mesnevi Arihi Sar Abdullah Efendi, Nedim'in

.ilk byk ve gzel kasidesini yazd ehit Ali Paa


- Mora'nn ikinci fatibi - hep melami gavsi idiler.

- VIII Eski istanbul'da mimarinin saltanatma rekabet


-eden baka gzellik varsa o da aalard. Fakat bu. na rekabet denebilir mi ? Dorusu istenirse, aa, mi
marimizin ve btn hayatmzn en ltufkar yardm
csdr. Beyaz mermerle, yontulmu tala uyutuu
,kadar, harap at ile, ssleri bakmszlktan kaybol
mu, yala knlm eme ile de uyumasm bilir.

O gnein adna sylenmi bir kasideye benzer.


tstanbul'a gelen seyyahlarn hepsi aalarm
.zn gzelliinden bahseder. Lamartine'in, Theophile
-Gautier'nin tstanbul'u, Lady Craven'in istanbullan
.aala Y.eillikle doludUl'.

.ar.k'ta Bey_aJat'i

okUl'ken

IsTANBUL

insana ok defa Lamartine'in bir baheden bahset


tii duygusu gelir. Eski gravrlerde, estamplarda g-
rld gibi baZan btn bir mahalle bir tek aac
amak, yahut bir korunun yeili arasnda krmz
atnn, hendesi klin farkn koymak iin yaplm.
zannn verirdi.

Byk riimarlarmz ise, daima eserlerinin ya

nbanda birka nar . veya serviyi eksik etmezler..:


di ; gr yapran tezad onlarn en gzel terkiplerin
den biriydi. Bazlar daha ileriye gider; cami veya.
medrese avlusunun hendesi cenneti ortasnda, ma-
rn,

servinin yetmesi, . gln amas, sarmn

halkalanmas iin yer ayrrd. Zaten eski Trk bah


esi sl1p - bahe bu idi. Mimarlk ile aacn bu i-
birliinin, imdi stanbul'da en iyi, galiba biricik r-
nei, eski saray kklerinin aralarna skm olan-
lar bir yana, Sleymaniye mzesinin avlusudur.
Kk, byk her emeyi iri gvdeli bir nar
yahut da servi beklerdi. llenmi mermerin stne

aydnln nimeti onun frnnda pimi taze bir ek


mek gibi dt

gn,

mimari kendisini bulmu sa

rulr. Mimarn veya hayrat sahibinin diktii aacn


bydn grp grmemesinin ehemmiyeti yok

tu. Dikilmi olduunu bilmesi yeterdi. Bilirdi ki top


raa: emanet edilmi bir aa, mahalleye, semte, eh
re, hatta cemiyete ve btn bir imana emanet edil
mi bir deerdir.
Bazen bu emenin haznesi kk bir set olur,.
namazgal?

tekkl ederdi. Balkl'ya giden yolda

kk mezarlyle bunlardan biri vardr. Fakat be

nim en se_ydiim1 Ksk amlca'da, altndan Avc.

190

BES SEH!R;

.Mehned devrinin bir emesi akan settir. Bu ilham


l taraann Marmara'ya bakan tarafnda, gnein
.altnda benekli bir hayvan srt gibi kabaran ifte
Xartal soka vardr. Bu ad nereden vermiler? Aca
ba IV. Mehned'in av meraknn bir yadigar m?
Yoksa ayn hastala tutulmu bir bakasndan m
:geliyor? Yahut sadece tesadfn bir cilvesiyle mi bu
.eme ile sokak birleiyorlar? uras var ki, IV. Meh
med amlca'y seviyordu ve bu namazgahn civarm
oda kk, hatta bir de cami yaptrmt. Hal'inden ev
velki skk gnlerde bu tarafta avlanmt.
Aa sade mimarlk zevkimize ve ehirciliiml
u girmez. Eski iirin mcerret dnyas bir hal de
:Senine benzeyen servi, nar, kavaklarla doludur. Fa
:kat asl by masallarda geer. ocukluumda din
ediim bir masaln ehzadesi, kulaktan ak olduu
:peri kzna, altnda akan bir eme ve yanbanda
Baki'nin boyunu bosunu o kadar hayranlkla vd
-cinsten bir servi bulunan, yukarda anlattmz cins
ten bir namazgahta kavuur. rettikleri gibi e
meden abdest alr, aacn dibinde namaz klar ve dua
-ederken, defa st ste: "Mersina, uzat sann bir:
telini, al Mustafa'y yanna... " diye bir ses iitir. Ser
vinin derinliklerinden defa: "Alamam, daycm,
insan oludur, i st emmitir" cevab gelir. Fakat
-drdncsnde ser'Viden bir sa teli uzanr. Masa
"ln sonunda Mersina i stle beslendii iin unut
kan olan ana kendisini hatrlatmak iin, zerine
.ayn eme ile servinin tasvirini - tabii gzyala
riyle - dokuduu bir seccade gnderir, o da ban
bu seecadeye kor koymaz ayn sesi iiterek Mersina'
:y hatrlar ve ona dner.

ISTANBUL

191

tki aa Trk muhayyelesinde ve hayatnda izi


ni brakmtr: servi ve nar: ehl-in bilhassa dar
dan grnen umumi manzarasn daha ziyade :Kara
ca Ahmed, Edirne Kaps, eski Ayaz Paa ve Tepe
Ba gibi servilikler yapard. Boazii'ndeki o ok
uhrevi kelerle, baz peyzajlar da nariarn etrafn
da toplanrd. Eyp servilikleri btn Hali manza
rasna slubunu verirdi. !stanbul peyzajndaki asil
hzn biz bu iki aaa am ve fstk camiarna bor
luyuz. Hissi terbiyemizde onlarn byk pay vardr.
En ok sevdiim aa nardr. Geni, pene
pene yapraklar, munis dev gvdeleriyle onlar bana
Peevi'nin anlatt o sefer meveretlerinde sz alan,
kumandanlara yol gsteren, akl reten serhat ga
zilerini hatrlatrlar.
Gerei de bu ki her narda bir dede edas var
<lr. Onlar topramzn hakiki gururudur; belki de
delerimiz o heybelli vekar, o da skUnetini onlar
dan rendiler. Onun iin

Yahya Kemal'in Itri'yi es

ki nariarn mektebinden yetitirmesini ok iyi an


lyorum.

O deM yle toplam ki bizi


Yedi yzyl sren kikayemizi
Dinlemi iktiyar narlardan...
stanbul gittike aasz kalyor. Bu hal, ara
mzdan u veya bu adetin, gelenein kaybolmasna
benzemez. Gelenekler, arkasndan bakalan geldii
iin veya kendilerine ihtiya kalmad iin gider
ler. Fakat asrlk bir aacn gitmesi baka eydir.
Yerine bir bakas dikilse bile o manzaray alabil-

BE EHR

192

mesi iin aman ister. Alsa da . evvelkisi, babalar-


mzn . altnda turduklan, zaha'n tlad aaolamaz...

Bir aacn lm, byk bir .mari . eserinin


kayb gibi bir eydir. Ne are ki biz bir asrdanberi,.
hatta biraz daha fazla, ikisine de altk. Gzmzn\
"
nihde aheserler birbiri ardnca suya ' Ciim ka
ya tuzu gibi eriyor, kill, toprak yn ohyor, stan
bul'un her semtinde stunlar devrilmi, ats harap,.
ii sprnt dolu mdreseler, iri, kk semt ca
mileri, ykk emeler var. Ufak bir birnnetle gnn
emrine verilecek .halde olan bu eserler her gn . biraz:
daha bozuluyor.: Adeta bir salgnn, artk -aldxrma-
ya yaayanlarn gc yetmeyen . lleri . gibi olduk-
lar yerde uzanm yatyorlar. GE:re yapu;lnt
mevcudu muhafaza ile baladn rendiimiz gn>

mesut olacaz. : ,

Ne olurdu, ocukluuinda tandm o her eyi


bilen, bir. kere rendiini bir daha unutmayan me- .
rakl ihtiyarlara benzeseydim! Burada tstanbul'un
aalarndan sadece ikayetle bahsetmez, onlar ta
ntr, Bentler'den, P,atta. Belgrat ormanndan aml-
ca'ya, t Erenky'nden ekmece'lere kadar btn
baheleri, korular, bir uzleti tek bana bekleyen
ulu aalar, amlca kklerinin debdebesinden son
kalan ve ok yksekten alm emsiyeleriyle yaz:
gecelerimizi dolduran o geni nefesli gazellere ben-
zeyen fstk aalarn, yumuak kokulu hlamurla-
r, sararm: endamlar stanbul sonbaharlarm san
kehribardan aynalar bien kavaklar, sade isimleriy
le !stanbul semtlerine ahsiyet ve hatra veren sakz:

STANBUL

193

aalarn, kk ta hasarnakl sur kahvelerinin s


s asmalar teker teker sayardni.

IX

istanbul'un asl i manzarasn ehniinlerl, cum


lba ve kmalaryle, saak ve sayvanlaryle, bir ka
odife gibi yumuak izgileri ve ssleriyle ok renkli
.olan bu sivil mimari yapard.
. Yazk ki bu mimariden pek az ey kald. Fe
tihten sonra ilk yerlemelerin zaruri acelesi lle yeni
.mahalleler ahap yaplmt. II. Bayezid'in ilk sal
-tanat ylndaki byk zelzelenin ve- onu takip eden
]erin verdii korku, iktisadi buhranlar, bu tarzn so
nuna kadar devamna sebep oldu - stanbul daima
:fakiri bol memleketti -. Gariptir ki biz tstanbUI'u
tahta binalarla doldurduumuz ve bunu ehre yer. Jemek sandinz devirden bir iki asr evvel garp
:ehirleri ii kargir binaya dkmlerdi. Buna ri.. :men ilk vezir ve Sultan saraylar, zengin konaklar
tatand. Fakat yapmasn ok iyi bilen ve seven
:ark muhafaza etmesini bilmez. Sultan Ahmed ca
miini yaplmas iin be vezir saray birden yk. lr. phesiz ki bu cami ile hakiki bir aheser kazan
.ffik. Fakat Kanuni devri gibi en parlak devrimizde
:yaplan bu saraylarn ne olduunu bilmiyoruz. tbra
:him Paa Saraynn bize kadar gelen ksmlarndan
1bu . binalarn ne kadar muhteem eserler olduunu
-tahmin edebiliriz. Bu gibi meselelerde verdii malu
..mat, mbalaasna ramen, adalarnnki ile kar
:latrlnca doru syledii anlalan Evliya . ele13

194

BES EHIR

bi kendi zamannda istanbul'da otuz dokuz vezir


kona sayar. Ve bunlardan on birinin Sinan yaps
olduunu syler. Bu sultan saraylar, konaklar, zen
gin evleri Divanyolu'ndan Sultanahmed ve Akbyk'a
ve bugnk Sirkeci'ye, Kumkap ve Kadrga'ya, S
leymaniye ve ehzadeba'na, oradan Fatih ve Edir
nekap'ya, Aksaray kolunda Koca Mustafa Paa ve
Yedikule'ye kadar iniyordu. Ayvansaray ve Eyp ta
raflar da byle konak ve bilhassa yallarla dolu idi.
Bunk Atatrk Bulvarnn Unkapan'ndan Zey
rek'e kadar uzanan tarafnda grdmz setler bu
sultan ve vezir konaklarnn arsa ve baheleridir.

O zaman saray ad verilen bu konaklarda sahi


binin zenginliine gre altm, yetmi, bazan yz:
cariye ve kle ve bir o kadar kap halk besleniyor
du. Defterdarlar, Reislkttaplar, Kazaskerler, Ka
dlar da, zengin halkla beraber ay,n ekilde ve o b-
yklkte evlerde yayorlard. Bunlarn bazlarnn
daha _}{VI. asrdan itibaren Hali'in iki yakasnda,.
Kadrga'da ve XVIT. asrda Boaz sahillerinde yal-
lar, Boaz tepelerinde ve Kadky taraflannda bu
gnk Moda'ya, Fenerbahe'ye kadar uzanan yerler
de ba ve baheler iinde kkleri vard. Atayi, yu
karda ad geen !dris-i Muhtefi'nin Sultan Selim'-
deki konann bir mahalle kadar byk olduunu
ve iinde bir mahallelik insan yaadn syler. Fn
dkll Mehmed Aa IV. Mehmed'in hal'inden sonra
kan ve Siyavu Paa'nn katliyle neticelenen ocak

l azgnln anlatrken bu vak'ada iyice zedelenen


bu sarayn gzelliini, sedef kakmal ve ilemeli ka
p ve dolap kaplarnn iiliini ve ve bitiremez.

ISTANBUL

1 95

Btn bu saray ve konaklar be alt yl aralk


larla kan, bazsna da ocak isyanlarnn sebep ol- .
duklar yangnlarda yanar. Yangndan kurtulanlar
d malzemenin kendisi yznden harap olur. Yeni
,erilerin arasnda kul krma tabiri yayld devirler
<l ise - bilhassa n. Osman ve Abaza vak'asndan
sonra, btn XVII. asr boyunca ocaklda bu kuku
lanma vardr - o zamanlar ehirde
itfaiye vazife- -.
'
sipi de gren ocak bazan yangnlara tamamyle lakayt kalyor, ehrin yanmasm rahata seyrediyor
du. Zaten ok defa apul yznden yangn unutulu
yordu. Bazan da ocakl yangn karyordu. 1826
tenkilini takip eden bir iki yangn byle idi. 1650 ta
rihindeki isyanda Samsoncu mer ehrin yaklma
sn . ocak elebalarna aka teklif etmiti. Bu yan
g'nar yznden ehir hemen otuz senede bir yeni
batan yaplyordu. Fakat, hal, kuma, krk, san'at
.eyas, yazma kitap, mcevher her yangnda btn
bir servet kendiliinden kayboluyordu. Btn bun
lara ramen ne kargir binann zarureti kabul edilir
ne de sokaklarn aralar alr.
Hatta ele frsat gemiken dahi ehrin baun
tudan kurtarlmas dnlmez. Raid, m. Ahmed'
in zamanndaki bir sultan dnnde eyiz arasnda
bulunan nukul dedikleri gmten aacn, Edirne
kap'daki saraya gtrlmesi iin yktrlan evlerin
sonra padiahn merhamet ve adaletinden dolay ay
n

ekilde yaptrldn byk bir ehemmiyet vere

rek syler.

Kald ki, ilerin bozulduu XVII. asrdan itiba


ren

bilhassa devlet adamlar arasnda byk bina

BE EHtlt

196

yaptranlar ho

ark

grlmyordu. Taatan

binaya .

hasedi "eddadl bina" adm vemiti.


len veya ldUrlllen devlet adamlannn maila

rna .el koyma usul yznden servet bir trl top..


lanmyordu. Devletin skntl zamanlarnda bu cins

byk binalar zaruri olarak ihmal ediliyordu. B


tn bu sebeplerle asrlarca hayatmza ekil vere14.
zevkimizi idare eden insanlar kendi ereveleri iin
de grmemizin imk8.n

yoktur. Ne Baki'nin, ne Nefi"

nin oturduu evi biliyoruz. Nedim'in:

Mnasib!lir sana ey serv-i ndzm hccetin algel


- Beiktaa yakn bir Mne viranmz vardr
diye yar aka, sevgilisine hediye etmek istedii evit
Naili'nin:

Kadem gece terifi Ndi'li o mehin


Cihan cihan elem-i intizara demez miY
beytini tatl zntsyle yine sevgilisini bekledii
ev veya kona bugne kadar gelselerdi, elbette bu
airleri baka trl tanrdk. Sinan, Iti, SedefkAr.
Mehmd Usta, Seyid Nuh, Hafz Post, bugn ehrin
iinde sadece birer isim, yahut kal.msa mezarlarY.
le mevcutturlar.
Her ehir , drt yz senede bir deiir. Ee:r:
medeniyet dnmleri iin ortaya atlan nazariye do

ru ise bu deiiklik be asr iinde tam bir devir

ya.

par ve eskiden pek az ey kalr. Bu itibarla btn


hatralarn tam muhafazas imkanszdr. Fakat biz.
en Y.akn zamanlar da ayn ekilde kaybettik.

m. Se-

ISTANBUL

lin'in

silahtariarna

yazdrd

; 19'2

Silname'lerdeki

yallar, ne de ll. Mahmu'un Anadolu kysnda yap


t binilerde urad skdar semtlerindeki yal
ve konklar kald.
:6u XIX. asr Oskdar' bu yal ve konaklada el
. bette; Haya ehir'in:

Az srer geri fakir Vskdar'n saltanat


msranda anlatlan Oskdar deildi. Yeni bir zevk
le yaplm ve dei, eskilerden ok baka. ekil
de kibar hayatlarn, btn bir hat;ralar silsilesinden
: .bildiimiz Tanzimat yllar, kkleri ve konaklar da
ayn ekilde gitti. Sahip Molla'nn genliinde ziya

-ete gittii Reid Paa'y . bir sabah sar ellaki en


tari, sar am hrkas, parmanda da sar yakut
yzkle grd ve yllardan sonra Boaz vapuru ile
. .nnden geerken, oturduu oday etrafndakilere
:gsterdii ilk yal, borlanp hazineye elli bin altna
:satt ikinci yals, Fuad Paa'nn, Ali Paa'nn ya-

1lar, ne de Mithad Paa'nn arsas btn bir mahal


le olan ehzadeba'ndaki kona kald. irvani zade

:Rt Paa'nn kona Aa yokuunda, Eki Kara


dut'ta imi. Devrinde bir yn para dedikodusuna
.sebep olan olunu ziyarete giden Ebuzziya, tngiliz
usul demelerini ve ktphanesini uzun uzadya
Gen Osmanllar'da anlatr. V. Murad, Abdlaziz'in
.son yllarnda bir hastalk yznden hava tebdili iin,
Oskdar'daki Mermerli Yal'd misafir kalm ve
.oradan Mithad Paa'ya, Ebuzziya'nn hikayesini an

latt mektubu yazmt. Abdilihak Hamid'in hat


nlarnda bahsettii Kk Bebek'teki ailesine ait

191

BES SEHR

olan yal, II. Mahmud'un son hastalinda uzun


mddet kald Balarba ile amlca arasndaki
byk saray, Fazl Mustafa Paa'nn yine amlca'
daki kk, Abdilihak Molla'mn, Sami Paa'mn kk
leri, bir imparatoi-luun ykl pahasna Boaz' ssleyen Msr'l malikaneleri hep yangnda, ona benzer
kazalarla, bazan da paraszlk ve ihmal yznden
kayboldular. yle ki bugn dardan grnen man
zarasyle hasta bir istakoza benzeyen Meruta yal
ile, Kanlcada bulunan ve Lwe devrine kadar kt
sylenen Kadri Cennai Bey yals ve Emirgan'daki
Mirgn yalsnn paras, Akbyk'ta imdi polis ka
rakolu olan Hamami tsrnail Dede'nin evinin harem
ksm, Stlce'nin stfude eyh Galib'in evi olduu
sylenen byk ve harap konak gibi birka eser is
tisna edilirse eski deviriere ait hemen henien pek az
ey bulabiliriz.

Bununla beraber stanbul'da haia gemi zama


n ve hayat veren birka keye insanyla beraber
rastlanr. Bir gn ad II. Mahmud devrine kanan
bir eybin hayatna dair bir eyler ararken Abdill-

hamid-i evvelin maktul veziri Halil Hamid Paa'nn


torunlarndan Hayrullah Bey isminde bir zatta bu
adamn baz hatralar bulunduunu sylediler. ve
evvelce aziii tekkesi olan Hrka-i erif'teki evinin

adresini verdiler. Ev olduka harapt, fakat sl1p


bir asr evvelini muhafaza ediyordu. !indeki hava

. nn daha evvellere ktm kapdan girince anladm.


Eski ayin yeri olan asma katn trabzanl sofas o
kadar eski ve her ey Meta yle yerli yerinde idi ki
insann her merdiven gcrtsnda byiik ve st ste
. gelen dalgalarn . uuitliSunu andran . eski . zikirleri

ISTANBUL

hatrlamamas kabil deildi. st katn sofasnda ise


bir hayli ku kafesi vard. Hayrullah Beyle abuk
dost olduk. Alnndaki urla, beyaz, geni sakalyla
Michel Ange'n Musa'sndan deierek gelmi hissi
ni veriyordu. Hayatmda bu kadar temiz ve saf in
san grmedim. Bir gn bana sabahlar zikir ve sema.
ederken kularmn da beraberce zikir ve tehlil ettik
lerini syledi. Hatta ricam zerine bunu bana gster-
4
di de. O karmda dner dnmez bir lahzada geni.
sofa sanki bir gl frtnasna tutuldu. O gn grd
m ey eski hayatmzla en mesut tesadflerimden
biri oldu. Hayrullah Bey'in bende eski slupla seci'li
. ve kendisinden aldm eyh mektuplarmn ne'e ':e
hafif alay ile yazlm son derecede safdil bir mek
tubu vardr. Ne zaman katlarnn arasnda rast
lasam sernam ve zikirlerin ritmini tutan bti ku ses
lerini duyar gibi oluyorum.
X -

Ne gariptir ki hayatmz o kadar plak bra


kan yangn Tanzimat'tan sonra stanbul'da ehirli
. arasnda baya bir eit zevk yaratt. Krmz ce
ketli, yar plak, ellerindeki karg kadar ince kk
ller koarak bardklan o korkun "yangn var!',.
sesi duyulur duyulmaz bu iin amatr olan insan
lar, tannm beyler ve paalar yangn seyrine kar
. lard. lerinde arabasm koturarak gidenler, yan
larna memek iin . mevsimine gre srtlanndaki
krkten baka battaniye gtrenler, karninota de
nen . ispiroto . lambalan ile kendilerine seyir esnasn-

BES EHIR

-da kahve hazrlatanlar bile vard. Benim ocuklu_umda ehzadeba'nda epeyce itibarl bir paa by
le at w :arabasyle yangna gidenlerdendi. Yalnz
.>aa, kahve deil ay merakls olduu iin araba
.snda semaver bulunurmu.

Eyledim icad bin yangn bir atepareden


:msramn sahibi Naci kitaplarmn Atepare, erare
:gibi isimlerine ve iirlerinde yangn, ate kelimesine
-:verdii yere baklrsa belki de bu amatrlerdfindi.
..:Zehra ve Kara Bibik sahibi Nabizade Nazm'n, Fik
.ret'ten evvel aruzun byk virtiz olan tsrnail Safa
.Bey'in Abdlhamid devrinde bu amatrlerin en faz
la tannanlar arasnda olduklar sylenir. tsrnail Sa
ia Bey'in, Recaizade Ekrem Bey'in yaknlarda yk
lan tstinye'deki yalsnda misafir olduu bir gece
yars byle yangna gitmek iin ev sahibini epeyce
:zorladn bana birka kii birden nakletti. Ne ya
:zk ki onun bu zevkinden Trkede yalnz:

Karmda yangn olsa stsam vcudumu


nsrandan baka bir ey kalmad. Zaten Namk
:Kemal'in Cezmi'sindeki, ahsi mahedenin hissesi
bilinmeyen tasvir istisna edilirse btn edebiyatmz
<la yangn yok gibidir. Baz ecnebi seyyahlar da yan
gn merakls idiler. Hatta m. Selim zamanlarnda
!stanbul'a gelen Delleway bunu aka itiraf eder
ken pek az eyin bu kadar gzel olduunu syler.
Biri kendi mahallemde olmak zere ben de bir
ka yangn grdm. lin iindeki trajik taraf d

ISTANBUL

201

nmeden konUIllak imkin varsa bata Neron ol


mak zere btn bu acaip zevkin amatrlerini pek
de haksz bulmadm diyebilirim. Sonuncusu en ha
zini oldu. Bir gece Cihangir srtlarndan eski Sabiha
Sultan yals .ve Meclis-i Mebusan olan Gzel Sanat
lar Akademisi'nin yandn grdm. Bir saatten faz
la sren ve bir yn infilAkle etrafn kvlcm ya
muruna boan bu acaip maherde havaya doru bir
JAhzada ykselen ve devrilen alev ve duman stun
lar arasnda n. Mahmud devrinin en gzel binala
rndan biri, bir yn hatra calma eseri ve kolek-.
siyonla, bilhassa bir daha elimize geeceim hi san
madm ve her gn dakikalarca karsnda hayran
hayran durup seyrettiim emsalsiz derecede gzel
bir Velasquez ve bir Goya kopyasyle beraber kl
oldular. Bu iki kopyaya ve bilhassa yalnn geni yay
van sofasna hala yanarm. Byle yananlar arasn
da bir de o kadar ok ey vaat eden Mithad'n en g
zel eserlerinden biri olan Ingres'in Pnar kopyas var
d. Yangnn devam boyunca hep, kendi genlik gn
lerimin byle yanm seyretmi olmann aknl
iindeydim.
Tulumbac dediimiz ve imdi bize bir daha dn
meyecek eylerin bys ve rengi ile beraber geldi
i iin biraz da yokluunu yadrgadmz, yalnz.
tstanbul'a mahsus o ok acaip ve szme klhanbeyi
tipini de bu korkun afet dourmutu. Eski stanbul
nasl bir taraf ile yenieri ise Tanzimat'tan sonra
ki stanbul'un btn bir taraf da az ok klhanbey.
idi. Baz kk esnafn, sokak satclarnn manile
rini ve destanlarn o kadar ince ve zarif yapan, on
larn azna kendine mahsus bir konuma ve_ yaama

'20!

slubu veren, yataana mukabil saldrmal ve bak

li,

srasna gre uysal, vefal, kendi aralarlda ok

<lisiplinli ve haddinden fla zalim, n'amuslu kadna


.hrmetkar, bir kere byk tandnn karsnda
daima boynu bkk, alabildiine hecav ve komik,
baya tekilat sahibi bu klhanbeyierinden bata
:Ebuzziya'nn Yeni Osmanllar' bulunmak zere ts
ianbul'a dair yazlm her hatira eseri bahseder. Bu
. :gn Amerikan filimlerinde seyrettiimiz gangster
Jerin bir baka ekli ve phesiz ok daha yumua,
latta medenisi ve zararsz olan bu klhanbeyierin
layatn mensup olduklar nfuzlu insanlar ve ufak
-tefek ahsi teebbsleri temin ediyordu. Bir ksm es
:naflk ve satclk yapard. ou balk ve kahveci,
.hatta meyhaneciydi. Dediim gibi bir ksm esnafa
slUplarn ve konuma tarzlarn kabul ettirdikleri
iin klhanbey olmayanlar da byle sanlrd. Tulum
bac koular iin bu snfn daha kibar ve daha s
:zlm diyemezsek bile aralarna katlan zengin mi
:rasyediler, hatta paa ocuklar yznden daha ka
:r idi. Bunlarn iinde devlet dairelerinde memur
-olanlar bile vard. Tulumbaclk bir bakma sporsuz
1stanbul'un tek sporuydu. Daima harekete hazr cva
_gibi insaniard ve bilhassa birbirlerine kar son de
receae vefalydlar. Rahmetli Osman Cemal Kayg:.
l'nn Semai Kahveleri adl kitabnda 1308 seneleri:.
:nin mehur meydan airleri ve aklarndan olan i
roz Ali'nin lmne dair anlatt hikaye bu tipi bi
.ze btn hususiyetleriyle verebilir.
iroz Ali verem iini. Hastalk arlanca Ba
krky'deki daYsnn evine tebdili havaya gnderil
mi. Bittabii btn tulumbac koulan bu l!lehw:

ISTANBUL

!Ol

.arkadan shhatiyl megulm. lecei gnn ge


cesi Defterdar burnu tulumbac kouu reisi !smail
Kahya, bir ey olursa haber versin diye Bakrky'e
bir adam gnderir. iroz Ali sabaha kar lr. Ha-:
berci de bir kira beygirine atlayarak Defterdar bur
nuna gelir ve Kahya 1smail'e "Sizlere mr!" der.

O zaman Defterdar burnu'ndan iki yze yakn tu


lumbac Bakrky'e hareket eder ve orada da bir o
kadar meslektalar ile birleirler. Aralarnda H
ristiyan ve Yahudileri de bulunan bu tulumbaclar
cenazeyi, bir saat on dakika gibi imkansz bir za
manda ak ayak denen kou ekliyle Bakrky'den
Eyp camiine indirirler. Bu hikayeyi okuduum gn
denberi iroz Ali'nin btn ehri artan bir srat
le arkada omuzlarnda uan tabutu, benim iin, Ba
yezid yangn kulesinde her gece 1s_tanbul'a urad
felaketleri haber veren o renkli fenerler ve kkl
sesleri gibi bir eit sembol oldu. Gerekte tuumba
c mitolojinin ateten. doan ve atete yaayan se
menderine benzeyen bir mahlfktu.

- XI Eski seyyahlarn tavan ve duvarlarmn, kepenk


ve sayvanlarnn nakm vdkleri, bazsmn geni
pencerelerine ehrin en gzel manzaralar aslm;
havuzlu, fskyeli, peykeli duvarlarna kehribar az
l ubuklar diziimi eski Trk kahvesi, 1stanqJ,ll'un

byk hususiyetlerinden biriydi. Semtine gre orta


snf halkla esnaf ve yenierilerin deniz kenarnda
kilere kaY.Jk ve balklarn _devam ettii , bu kah-

BES SEHlR

204

velerde meddallar hikayeler anlatrlar, saz airleri


iir .msabakas yaparlar ve ramazan gecelerinde de
bazlarmda Karagz oynatlrd. Daha XVI. asr so
nunda semt kahvelerine ok yksek rtbeli memur
larm dmda mnevver halkn da toplandn bi
liyoruz. Birok halk masalnda kahve mhim bir yer
tutar.
Gerekte bu kahveler, 1826 da ok sk ekilde
'
kontrol edilen ve bir ara kapatlan berber dkan
laryle beraber ehir halknn mhim toplant yeriy

di. t adamlar bu kahvelerde birleiyor, safdil ve


_
merakl ehirliler uzak memleketlerden dnen yol
cularm garip sergzetlerle dolu hikayelerini, sefer
den yeni dnm yenieri ve sipahilerin Kanice veya
Oyvar muharebelerinin bizzat ahit olduklar safha
larn burada dinliyorlar, etin anlarda efkar urou
miye denen ey bu kahvelerde hazrlanyordu. Evli
ya elebi, Bursa kahvelerinde rakkas ve musikiinas
lardan bahsettiine gre, yenierilerin kalabalk ol
duu yerlerdeki kahvelerde bu gibi elenceler elbet
te eksik deildi.
Baz kahveler de dorudan doruya esrar ve af
yon kullananlara mahsustu. Bir ksmnda da muay
yen, hatta imdi bizi artacak birtakm meslek er
bab toplanrd. Bir halk fkras, 1826'dan sonra ey
hlislamk dairesi olan Aakapsnn - Sleymani
ye'nin arkasndayd - etrafndaki kahvelerde ufak
bir para mukabilinde hizmete hazr olan yalanc a
hitlerin toplandn ve bu gzleri srmeli, sarkiari
:ve st-balan temiz, son derece haysiyetli vatanda
ann ilk lJakta tannabilmeleri iin byk ticyaki
fincanlarnn altna iplik Y.aptlnldn SY.ler.

ISTANBUL

!OS:

Nerval ark seyahatinin en gzel ve i Alemini


en iyi anlatan paralarndan biri olan Belks ve S- ,
leyman hikay9sini (kitaptaki ad, Sleymanla Saba
Kraliesi) Bayezid camiinin arkasnda, tarifine ba
klrsa daha ziyade Bakrclarda veya daha aa
larda bir kahvede dinlediini yazar. Anlatt hika
ye bizdeki Sleyman ve Belks hikayesinden ok ba
kadr ve dorudan doruya Cabale geleceine bal
dr, fakat dinleyiciler iin yapt tasvir dorudur.
Yine Nerval ve bilhassa Gautier, Tophane kahvesin
den bahsederler. Deniz kenarnda bulunan bu Top
hane -kahvesinin imdiki Tepeba'nda ve belki de
Altnc Dairenin karsnda bulunan kahve gibi ec
nebiler tarafndan yaplm birok gravrleri vardr.
Bazan bu eski !stanbul kahvelerinde Nerval ya
hut Gautier ile imdi o kadar sevdiimiz Seyrani'nin
birbirlerine tabii tanmadan rastlam olmalar ihti
malini dnrm ve talibin cilvesine aarm. Sey
rani, Abdlmecid Han'n ilk saltanat yllarnda s
tanbul'da idi. Bu airde Nerval'in sevebilecei bir
yn taraf vardr.
Tanzimat'tan sonra insanla beraber kahve zev
ki de deiti. Viyana ve Paris usul, duvarlar ayna
larla ssl, sandalye ve masal kahveler ald ve bu
gn o kadar zevkle dinlediimiz KAtibirn trksn
de kolal gmlei ve setresiyle alay edilen !stanbul
beyleri bu kahvelerde toplannaa baladlar. Aziz:
devrinde birdenbire yaylan gazete zevki yznden
bu kahvelerin bir ksm kraathane adn aldlar. Be
yolu'ndan Galata ve Divanyolu'na, Bayezid'e kadar
bu kraathaneler vard. Abdillhamid devrinde Di
VBnY.olu'nda Arif'in kraatlanesi bir zaman byk

Uil .

BES SEHtR

hret kazanmb. Onun karsnda Bekir isminde


bir zat bir kraathane amt. O devirden kalma bir
kt'a bu iki patronun arasnda meslek rekabeti y2nden kan bir kavgay nakleder:

Dn gice iki kraathaneci


Birbiriyle eylemiler arbede
Va1c'a,y seyrey1eyenler didiler
.Ari/'i ykt Bekir bir darbede
Parmakkap'daki byk kahvede Meddal Aki
dinleniyor, Hayali Salim'in aynatt Karagzler sey
rediliyordu. Bu Hayali Salim son byk Karagzc
lerdendir. Hatta bir aralk Karagz oyununa tpk
tiyatro perdesi gibi bir perde ilave ederek oyunu ye
niletirmee almt.
Btn bu kahvelere sarnur krkler giyinmi ki
bar snf halk gelirmi. Zaten daha Tanzimat ba
langcnda Bayezid taraflar Karagz ve Orta oyu
nunun merkezi olmutur.. Nerval 1840'da Bayezid'de
Bab- Seraskeri'nin yaknnda seyrettii bir Kara
gz oyununun senaryosunu bize verir. Gautier ise
1852'de bir gecede iki Karagz oyunu birden grr.
Bu kraathanelerde daha sonra yine ramazan ve cu
ma geeeleri iin musiki fasllar konmutu. Bylee
istanbul, Cumhuriyete kadar olan devirde elinden
geldii kadar Beyolu'na rekabet ediyordu.
Viyana'da . ilk geirdiim gecenin sabahnda
kalvalt iin biraz da adnn sihrine kaplarak Mo2arl !{ahvesine girdiim zaman garson tpk genli
imde stanbul kraatharieleriilde olduu gibi bir y
n gazeteyi nnie koyurica epeyce armtm. Vi-

STANBUL .

217

yana, bizim endisinden aldmz bir modada ha.la


lSrar ediyordu. Yeni alan kaJtveler eski - kahveleri
hi olmazsa onlarn saz iiri zevkini birdenbire kal
<drmad. Sadece masa ve iskemlenin giriiyle man-
zarasn deitirdi. Bu kahveler brlerinin yanba.nda Semfi Kahveleri adyle uzun zaman devam etti

ayhaneler nc bir snf tekil ediyorlard. .


Ve bilhassa ehzadeba'nda idiler. Buralarda ay
hususi bir zevk haline getiren tiryakHer toplanyor
-du. Bunlar bugn talya'da ve tspanya'da grd
mz kk kahvelere ok benze::di. Burada topla
.nan stanbul beyleri bilhassa ramazan akamlar ge
:zintiye kan semt hanmlarn tpk imdi Madrit
veya Sevilla kahvelerirtin taraalarnda olduu gibi,
fakat cam arkasndan seyredederdi.
1 Filhakika Tanzimat'tan sonra stanbul semtini
.canlandran modalardan' biri de ehirlinin talyanca'
an alarak piyasa dedii bu akam gezintileriydi. Bu
gezintiler evvea Beyolu'nda, bilhassa n. Selim ve
p:. Mahmud devirlerinde balar.

imdiki Tepeba,'nn bulunduu yerden - o za


manki hududu Asmal Mescit'ti - tersanenin st
ne doru sarkan kk mezarlkla, Ayaz Paa taraf
larn kaplayan byk mezarln etrafndaki yollar
da ecnebiler atl .arabal, yaya, kadnlarn da katl
-d akam gezintileri yapyorlard. nc bir ge:..
-:zinti yeri de o zaman Byk Dere Yolu denen - bil bassa seyahatnamelerde ve gravUr albmlerinde
.'Taksim'den ili'ye doru giden ve bir kolu Kurtu
la uzanan - Kurtulu'un adi. Frenk seyahatna:
. melerinde .San Dimitri'dir :- : bY.iik yoldu. Abdl_

108

BE EHR

mecid'in ilk saltanat senelerinde baz Mslmanla


da bu gezintilere karmaa balamt. Kald ki H
ristiyan halk gibi Mslman halk da, bilhassa kadn
lar, bu gezinti yollarnn biraz tesinde ehrin bah
eleri gibi telakki edilen bu mezarlklara sk sk gi
diyorlard. Her iki mezarln etrafnda kahveler var
d. Nerval'in ark seyahatinde bahsettii kahve ve
Rumen mzii dinledii sala ve elence yeri Asmal
Mescit tarafndayd - belki de Melling'de veya Al
lom albmnde grdmz kahvedir -. Yemek ye
diini ve arap itiini syledii sala ise Ayaz Paa'
da idi. Theophile Gautier'den Bayezid ve ehzadeba
taraflarmda bu gezintilerin Mslman halk ara
snda baladn reniyoruz. Gautier Trk kadn
larndan bahsederken zannedildii kadar hrriyetsiz
olmadklarn, yanlarnda harem aalar bulunmak
artyle gezmekte serbest olduklarn ve bilhassa
zengin ehirli v.e yksek rtbeli memur hanmlarnn
akamlar Bayezid taraflarnda araba ile gezdikleri
ni syler. Namk Kemal'in !ntibah'mda, Ekrem Bey'
in Araba Sevdas'nda bahsettikleri amlca gezinti
leri gibi baz Boazii mesirelerindeki gezintiler de

bu devirde balamt. Tanzimat Trk kadnnn da


hayat artn deitirmiti. llk Trk romanlarndan
Beyolu dndaki atl gezintilerin Abdiliaziz devri
sonunda devam ettiini biliyoruz. phesiz bu de
virde Bayezid'den iki yana doru da bu atl gezinti
ler vard. Fakat bu ilk piyasalarn asl revnakn ve
ren saraydan balayarak yava yava moda olan ara
ba idi. Yaya halk bu gezintilere gerek Beyolu'nda,.
gerek !stanbul tarafmda itirak ediyordu. Bayezid
camiinde ramazanlan alan sergiler kibar halkn

ISTANBUL

289

toplant yerleriydi. Bayezid ile ehzadeba arasn


daki akam gezintisinin asl mevsimi ramazand.
kindi ile iftar arasndaki bo zamanda vaz dinlerne
e gelen k hanmlar ve beyler yirmi otuz yl evvel
yenierilerin ku uurtmadklar bu yolda phesiz
amlca'dan ve Boaz mesirelerinden biraz daha e
kingen ve ihtiyatl dolayorlard. Hakikatte bu piya
salar 1848 ihtiialinden evvel Kral Lui Filip'in de i
tirak ettii Boulevard Italienne ve Grand Boulevard'
daki arabal gezintilerin bize kadar gelmi uzak ser
pintileri idi.
Ramazan geceleri, itibarn soranlan stanbul ta
rafnda da tiyatro ile paylaacak olan Karagz'n
d. Karagz o kadar ramazana mahsus bir eydi ki
repertuvar bile yirmi sekiz - Kadir gecesi ve ilk
gece tabiatiyle kyordu - oyun zerine idi.
ehzadebann asl rabet devri tiyatro zevki
nin balamasndan ve bilhassa !stanbul tiyatrolar
nn Gedik Paa'dan ehzadebana gemesinden son
-radr.
Muallim Naci, Fazl Necip'e yazd tiyatro mek
tuplarn, o Avrupa hasreti ve muasr hayat imre
niiyle dolu acemilikleri imdi yava yava eskici
dkkan, hrdavat, otomobil tamircisi, kolac gibi
:eyler olan ve btn cadde gibi her gn biraz daha
ypranan manzaras ehrin bugnk iktisadi vaziye
tini en sahih istatistiklerden daha shhatle veren bu
;ayc dkkanlannda - bilhassa Reid Efendi'nin
kinde - dnm, Recai zade'nin dil dkl..'Ueri
ne ve yukardan bakna biraz da bu ayhneden
hiddet etmiti.
'

!lO'

Eski' :lst?nbul'da -ema snf denen ;jeyin le ol


duunu Fatih avluSwuri yukan tarafndaki mey
an kahvesini benim gibi ocukluunda bir rama.:..
zan gecesi grm olailar bilirler. ::Stn meydan

batan aa sankla dolard. Ltfi Tarihinde, Teza


kfri Cevdet'te Krm muharebesinden evvelki gn
lerde veya Abdlaziz'in son yllarndaki sanld ha
reketlerini okuduum zaman batnma hep o kahve
bin artc kalabal gelir.
Mtareke yllarnda ehzadeba ayclar du:...
ruyorlard.

Fakat biz daha ziyade Sultan Ahmed:

kahvelerinde ve Nuruosmaniye'deki tkbal'de topla-


nyorduk. tkbal'i evvela ttihat matbaas karsnda.
bir
.
vakitler Gzel Sanatlar Akademisi olan binada
bUlunan, sonra da Bezm-i Alem Valide Sultan kona-
na :--:- imdiki stanbul KZ Lisesi - tanan Yk-
.sek . Muallim l\fektebi'nin felsefe talebeleri, bilhassa.
_Hasan - Ali Y uce'le Hikmet kefetmilerdi.
Biz devama baladktan sonra Yahya Kemal de
beendi.

Yahya Kemal'in etrafnda toplandm.


Dergah mecmuasnn idarehanesi tam mektebin kar
snda bulunan eski Tanin matbaasnda - daha ev
vel ve daha sonra Servet-i Fnun - olduu iin mer
kezlii bizim iin bir kat daha artmt. HAim de
memur olduu Dyunu Umumiye'ye ok yakn bul
. duu bu kahveye btiz saatlerinde veya akam zeri
'urard. tkbal'e arasra mecmuann tertip hatalarridan o kadar meyus olan Abdlhak inasi Hisar da
gelirdi.

Dergah'a yazd inakalelerle mecmuann

milli havasna Bergson'dan ge en ok zlU bir den


>
;
nilik katan M:ustafa ekip Turt, Hasart - Ali Ycel.
Necmeddin Halil Onan, "Bir Gemi Y lken At,; ad-

211

STANBUL"

h ok gzel bii' iir kitab yazdktan sonra birdenbi


re iirden vaz geen Ali Mmtaz Arolat, mecmuay
idare eden o .ok. tatl ekilde somurtgan, iak.at em
.salsiz dost Mustafa Nihat zn, bu satrlar yazar
ken vakitsiz . lmlerine o kadar hzn duyduum
Nurullah Ata, .Yunus Kazm Kni, -Zekiii, hepimiz
.bu kahvede buluur, bazan yemek saatlerinin dn
'da btn gn ve gecenin byk bir ksmn burada
:geirirdik. Mkrim'in Halil'le baka mecmualarda ve
bilhassa Aydede'de alan -fakat gnl bizde . .olan
Osman Cemal Kaygl da zaman zaman tkbal'e veya
Sultan Ahmed kahvelerine yahut Trbedeki eni
.ark kahvesine gelirlerdi.
Ka nesil ve ka terbiye burada birleirdi. Bir
:ka cephenin hatrasm vcutlarnda, hatta yzle
:rinde tayan ou malUl ihtiyat zabitleri, ordudan
yaral ve sakat ayrlm muvazzaf zabitler, h.enz
Anadolu'ya geememi yksek rtbeli askerler, yar
.mutasavvf, yar pederast son derecede kibar, kimi
:Satran, kimi dama merakls ve hemen hepsi mf
lis birka Abdlhamid devri kazaskeri, kimbilir han
:gi devrin ikinci, nc derecede, halim ehreli ve
mtereddit ricali, an milliyeti ve Ferid Paa ca
susu burada, - Baudelaire'in, Verlaine'in, Yahya Ke
mal'in, HB.im'in, Nedim ve eyh Galip'in hayran
:gen Dergahlarla beraberdiler. Bizim masamz ka
_pdar ._girince sol taraftayd. Fakat Yahya Kemal'in
konumas ve kahkahalanmz kznca halka geni
ler, btn bir yan alrdk. - Bilardo stakalarnn g
:rlts, tavla akrtlar garson lklar arasnda,
.Anadolu'da olup bitenlerin verdii hava iinde iir
oden bahseder, projl kurar, gazetelerden g_e vakit

BE EHIR

dnen arkadalarmzdan tnn ve Sakarya muhare


belerinin en son havadislerini alrdk.
Sultan Ahmet'te tam kedeki ilk kahveyi bu
lan yine bizden evvelki felsefe talebeleriydi. Adn
Hasan-Ali Ycel Akademi koymutu. Bu kahve ve
yanndakiler de lkbal gibi hala duruyor. Fakat m: terisi deimi, etraf fakirlemi bugnnde eskii
Akademi'yi tahayyle imkan yoktur. Umumi hapis
haneye ve Adiiye'ye yaknl dolaysyle milli m
cadele senelerinin, mhim davalar bu kahvelerde
her yerden fazla konuulurdu. Ressam Zeki Faik'i,.
Elif Naci'yi bu kahvede tandm. Bir ramazan gecest
Rza Tevfik bu kahvede ou talebesi olan bir kala
balk nnde zeybek oynam ve satc ve bilhassa
Yahudi taklitleri yapmtr.
Rza Tevfik sz kesilmemek artyle bir otu
ruta farknda olmadan btn marifetlerini gste
renlerdendi. Hakikaten gzel konuurdu. Fakat .sz.
uzadka mecras deiir ve artc tezatlar balar
d. Yahya Kemal'in, onun mehur Londra seyahatit
dnnde bu halini anlatan ok latif bir hikayesi!
vardr. Bir gn koltuu albnda byke bir paket
tayan SES airi yolda Rza Tevfik'e rastlar. "Ne G
Kemal?" diye sorunca, Yahya Kemal mahcup: "Es
ki elbiselerimi evirtmee vermitim. Terziden on-

Ian aldm." cevabn verir. Rza Tevfik, iini eke-


rek : "Ne mes'ut insansn Kemal, der, hi olmazsa es-
ki elbiselerin var, benim o da yok ya!" Fakat ayak
stndeki konuma birka dakika uzaynca ievrin
Ayan reisi biraz evvelki i ekilerini unutur, Lon-
dradan bahse balar ve orada yaptrd elbiselerin
rahatln anlatr. "Moner, ngiliz terzisinden a-

STANBUL

!13

ma, onun stne yoktur." Bir iki defa gittiim der


.sinde onu bu yeni kostmler iinde grdm. Hakika
-ten yakmtlar. Bu derslern birinde Rza Tevfik
.bize o gnlerde dnlmesi bile yersiz olan kofor
dan bahsetmiti. Rza Tevfik'in dersleri ahsi bulu
laryle ok ekiciydi. ark iiri felsefenin yanban
da bir i sokaktan geilen ok zengin bir bahe gi
:biydi, oraya sapt m bsbtn cezbelenirdi.
Rza Tevfii homereplii ve birka iiri iin
.ok severdim. Fakat bir bir gn beraberce kprden
:geerken milli hareket zerinde bir mnakaadan
:Sonra soudum. Sz epeyce uzamt. Tam kprnn
stnde durarak bana limandaki mttefik zrhllar
n gsterdi ve "bunlar buradayken hi bir ey yapa
mazsnz!" dedi.

Bu kahveye ait hatralarmdan biri de milli cep


leye ihanet eden hocalar aleyhindeki talebe ha.re
ketinde, bilmem naslsa Yahya Kemal'in aleyhinde
bulunan dev gibi bir tbbyeli ile Nurulla Ata'n
-yapt- kavgadr. Nurullah zerine yryen dma
"Ilna kekeliye kekeliye: "Bana istediini' yaparsn
:ama, genliin bu kadar sevdii bir adam hakknqa
:karmda laf syleyemezsin!" diye adeta tepiniyordu.
Trbe'deki Yeni ark kahvesinde Yahya Kemai'
'in masasna rahmetli Sleyman Nazif de sk sk ge
Jirdi. O civarda gazetesini karan Rauf Ahmed Ho
-tinli'yi de ilk defa orada tandk. Bu kahveye daha
-ziyade Hilmi Ziya ile beraber g derdik. Sleyman Nazif'i daha evvel Darlfunun'da verdii Piyer Loti
:konferansnda, bir de Yksek Muallim'deki konu
nasnda tanmtm. Bir ramazan gecesi, Bayezid'de

IlC

BES EHR

Zeynep Hanm konana yakn bir kebapda Yahya


Kemal ile iftar ederkeri grdm. Abdlhak 'inasi'nin
titizlii iin syledii "garson ltfen suyu da yka
ynz!" sz bu kebapda geer. Bayezid'deki seili
kahve1er, camiin bahesindeki kllk o devirde biZi
pek ekmezdi. Zaten bu sonuncusunun mterileri O
gnlerde ok karkt. Ve henz o latif ad alma
mt. Buna mUkabil baz ramazan ve k mevsimin. e cuma geceleri fasl musikisi yaplan Bayezid - Ak
.. -saray yolunun banda bir zaman bakkaliye olan ol
: duka gzel bir kahveye sk sk giderdik. Bu kahve
. yi bize Yahya Kemal tantmtL Yaz gnleri ubuklu ve stanbul'un dier mesire yerlerinde dinlediimiz:
eserlerle burada hasretini ektiimiz analar gibli
karlardk. Onlar bize o bahelerde hanmlarla.

. erkekler ayran kafeslerin arkasndan veya yolda,.

vapu;Ua grp beendiimiz ve zaman zaman hatr-


ladmz uh ve gzel kadnlardan birer tebessm
'

. ve tatl bak gipi getirdi. Bu fasllar son ustalardan ts:r;nail HaJ:9o Bey idare ederdi. Beyaz ember. sakal ile daha ziyade ahbaplarnizdan fazla vekar.
zddma giden bir tiray Devlet azasna benzettiim
tsrnail Hakk Bey'in elindeki defe
eski musikiyi
kudum veya def idare eder - vurarak ark ve bes
teleri okumasi pek houma giderdi. Sesi dik ve gr
d, seikas tstanbulluydu.
;__

Divanyolu'ndaki ark riahfeliriin hemen altn.


da alan Yldz kahvesi de gndzleri uradmz:
.
: yerlerdendi. Geceleri rakmz imek iin karmz
.
daki ule'ye geivermek gibi bir kolayl -da vard
.
Mamafih biz o zamanlar daha ziyade Sirkeci'de pos
tahane binasna ok Y.akn smail Efendi a'dnda bir

IST .NBUL

zatn ilettii bir tezgah meyhanesini severdik. Bu


raya tannm muharrirleriyle, mrettipleriyle b-
tn Baba.i gelirdi. Bazan da Yunus Kazm ve Kutsi
ile ben karya geip Taksim bahesi civannda Liban
adl bir lokantaya giderdik. Bununla beraber bu Be. yolu klarmzda daha ziyade yeni alan Rus lo
kantalar bizi ekerdi.
Nedense bu beyaz Rus muhacirlerinin tstanbur
hayatndaki

tesirinden

hi

bahsedilmedi.

Halbuki

Tanzimat'n banda Fransz ve bilhassa talyan te-


. siri ne ise - Fransz tesiri Byk thtilaiin neticesi
olan aknda balar - bu beyaz Ruslann . tesiri de
odur. Ka,dn kyafetinden, lokanta ve bardan pla.jlara .
kadar birok moday onlar getirdiler.
Bu Rus muhacirleri Beyolu'nu iyice zaptettik-..
ten sonra yava yava stanbul semtine ve bizim k-
tmz kahvelere kadar yayld. Krkl, izmeli, sa-
lar ok dz taranm, hafif tombul yanakl, beyaz:
yzleri bol dzgnl, bol mcevherli, bir yn kon-
tes ve prenses, parasn glkle dediimiz kahv
ve aylanmz, lokantalarda rak ve yemeklerimizi
getirmee, vestiyerlerde yrtk ve eski pardes ve
'
paltolanmz gsne kadar sakall sabk generaller-
veya miralaylar tutmaa baladlar. ar yaveri, es-

ki miralay veya asilzade delikanllar karmzda e- .


vik Kafkas oyunlan oynadlar. Hi bir zaman tstan-

buJ bu kadar bahtsz, snflar muvazenesini alt st

edecek derecede paral ve elenceli olmamt. He

men her keden Balalayka sesleri geliyordu. 1920'-

den sonra Fransz ve Avrupa tiyatro ve balelerinde

. baka bir mevsim denecek kadar deiiklie sebep


.

olan ar'n bale takm ksa bir zaman iin tstan--

'216

BES SEHlR

bul'da idi ve paras ol<i:n tstanbullu devrin en modem


l>alesini grebilirdi. Rimski Korsakof'un ehrazad'
::gnlerce Beyolunqa oynand.
Milli zaferden sonra tkbal ve Sultanahmet kah
velerl adeta brakld. Daha ziyade Bayezid tarafla
_ rnda toplamlaa baladk, fakat yava yava sine
: ma zevki ve Beyolu tstanbulluyu ekiyordu.
Bu gten ehzadeba'n uzun mddet tek ba
na Nait ayakta tuttu. O da lnce stanbul haya
--tnn bu taraf kapand. Radyonun yaylmas, musi

ld takmlarn kahvelerden kovdu. niversitelilerin


ve okur-yazarlarn topland Bayezid kahveleri ve
:Xllk, Bayezid'i bir mddet daha yaatt.

- XII Beyolu'ndaki gece hayat, Abdlmecid devrin

de bir iki rkek hareket ve teebbsle balar ve ya


-va yava tiyatrodan kafeantana, otele ve Avru
pa'l lokantaya, birahanelere doru geniler.
Gerard de Nerval'in, hatta Theophile Gautier'
: nin, Misemer'in bihsettikleri Beyolu gece hayat
daha ziyade ecnebi ve yerli aznlklarn hayatyd.
: 1stanbul'a ilk defa 1833'de gelen Lamartine ise ek
. seri hatrl seyyahlar gibi ehirde ecnebi kolonisi,
Tarabya'da sefarethaneler tarafndan misafir edil
miti.

Geni selfunlnda dostlan, misafirleri, ziyaret


ileri, dalkavuklan, ricaclan arasnda ubuk ve kah
-velerini ierek, saz yaptrarak, iirden politikadan
-bahsederek yaamaa alm ll. Mahmud devrinden

lsTANBUL

!IT

kalma ricalin yanbanda, iyi kt .tahsillerini A.v


rupa'da yapm veyahut oralarda memurlyet ve staj
senelerinde alafrangaya alm nesilleri yetitke
bu hayat benimsenir. Ve Beyolu, ehrin hayatna
yapc ve ykc ehreleriyle girer. Tiyatrosu ile bir
denbire- parlayan semt, Abdlaziz devrinde byk
otellerin, maazalarn, zenginler iin kibar Avrupa.
terzilerinin, fakirler iin hazr elbise maazalarnn
ve her snf halk iin Paris ve Avrupa ithalat bir
yn elencenin, alafranga konserlerin, hretsiz.
muganniye ve rakkaseterin gz alc kesi olur. Ye
ni tekil edilen Altnc Daire-i Belediye, etrafnda.
toplanan elence hayatnn deiik hadiseleriyle ga
zete dedikodularnn ba mevzuu olur. O kadar Trk
olan Mesnevi arihi Ankara'l tsrnail Efendi'den GalilP
Dede'ye kadar bize ait en gzel hatralar toplayan.
Galata Mevlevihanesi ile yapld Mecid devrinden
pek az ey saklayan Nianta ve hala Gzelce Ka
sm Paa zamann yaayan Kasmpaa semtleririin:
arasnda birdenbire fkran bu yeni muhit asl ts-
tanbulluyu da ekmeye. balad. Vaka stanbul'da
yerli yaay yine devam etmekte idi. aylak Tevfik
Bey'in ve o kadar hatrann tespit ettii o alak se
'<lirlerle veya krmz kadife rtl, etraf pskll
saakl koltuk ve kanepelerle deli salon ve oda-
larda, ubuk ve kahve iilerek, nkteler yaplarak,
msralar sylimerek geceler geiriliyor, i ve politi. kadan bahsediliyor, konak veya evlerde dnler,.
snnet dnleri yaplyor, hokkabazlar oynatlyor, .

saz tertip ediliyor, ramazanlarda cemaatle teravih


namazlar klnyor, tekkelerde ayinler yaplyordu-..
Fakat bu darY.a kaP.al geceleri, artk bozuk kal-

BE $EHIR

yuruyen
drmlarda lastik tekerlekleri arpa . arpa
.
-byk, mkellef taytonlarn geii sabaha doru bo
:2Uyordu. Bunlar aile servetini Beyolu elencelerin
-de datan mirasyediler, baka geleneklerle yetimi
- ortaklarnn hayat tarzianna almaa balayan gen
tccarlar, stanbul'un dar hayatnda sklanlard.
. timai mevkileri, servet dereceleri, ne <>lursa olsun
: ehir onlar sk skya takip ederdi. Her mahallenin
.ayplad byle birka mirasyedi vard. Kumar ka
:yplarndan eitli metreslerine kadar herkes onla
: rm zerinde dururdu. Bazan ilerinden birisi hepsi
:ni unutturur, o senenin kahraman olur, urada bu
:rada datt avu dolusu altnlarn czdan dolusu

eshamn hikayesi gnn birinde ya bir intiharn, ya

:.hut da am bir kazann son vermesine kadar dillerde


dolar, gen mekteplilerin ve evlenmemi kzlarn
:ryalarn bozard. Bazan da ikisi de olmaz ve gen
nirasyedi dalkavuklanyle, metresleriyle baba serve
-tini tkettikten sonra semtin tulumbac ocana ya
: zlr, yahut da "avatf- ahaneden" bir memuriyetle
stanbul'dan uzaklard. Onlann hikayesi eski istan
-bul'un gndelik romanyd. Yakn bir iflasn korku
su iinde btn ehir bu israflarn zerinde dnr,.
herkes onu kendi anlayna gre tahlil ve tefsir.
-ederdi.
Abdiliaziz devrinden itibaren !stanbul hayatn
da hi bir istikrar kalmamt. Saraydan balayarak
: gze grnen her : !stanbullu, arasna krk elli -ev:
birden san konaklarn sahibi vezirler, ramazan ge
celerinde selamlnda davetsiz yz misafir birden
:$Ofraya oturan eski ocaklann hepsi, biraz borlu ve
.biraz cemiyete ve kendisine kar .sulu yayordu.

ISTANBUL

219-'

Transitini ve istihsalini kaybetmi stanbul, dnya.


piyasasm avucuna geirmi Paris'i taklit ettike is
tikbalini tehlikeye atyordu. Ve Bender fabrikalar
nn lastik tekerlekli arabalar. her dnnde asrlar

g rm imparatorluk mukadder akbetine biraz qa


ha yaklayordu.

- xm Boaz bana daima . ze\rkiriizin, duygumuzun b-


yk dmlerinden biri gibi gelmitir. yle ki, onun
bizde klelenmi manasm zdmz zaman: b
yk hakikatlerimizden birini bulacaz sanmmdr. .
Bu bir hayal olabilir. Birok gzellikler insana kai
natn ei veya e_iti olduklar \rehmini verirler. On-

larla karlatmz zaman bizde byk, kendi ken-


dine yetebilecek bir hakikat karsnda imiiz hissi
uamr. ' Baz tarikatierin gzel insan yznde, g
zel insan vcUdunda Tanr'y aramalarnn srr bu.
deil midir?
Gzelin en buyk hususiyeti her an yeni gibi
g'runmesinde, her an bizi kendisine ve kendisinde
uyannaa zorlamasndadr.
Sanat iin, insan iin az ok doru olan bir ey,.
niin birka asnn yaama slfbuna, zevkine, sevme,..
duyma tarzarna ahit olmU, onlan kendi iml{an-
laryle beslemi,_ . hatta idare etmi bir manzara . iin.
dnlmesin?
Kald ki, Bo'n kendisi de sanatkarane; hat

ta mzikaldir. . Amiel manzara bir ruh halidir" der

Fakat . baz manzaralar varQr . ki bizi Amiel'in. iddia


'
..
..
.
.
.. .
.
.
:
.

BES SEHIR

-ettii kadar serbest brakmaz. Hlya ve dncele


rimi2;_e kendiliinden bir istikamet verirler. Bu es
.rarl dehliz yle teekkl etmitir ki, bir tarafnda
:yaanan ey, br tarafnda bir hatra gibi tadlr.
nk gne, Boazii'nde doup batmaz. Tpk ho
_parlrle dardan dinlenen bir opera gibi, btn ha
.reket adesenizin dnda kalr: Siz yalnz musikiyi
oduyarsnz. Her iki ky birbirine saatierin aynasn
-tutar.
Beylerbeyi'nde, Emirganda, Kandilli veya tstin
.Ye'de gnn her saati birbirinden ayr eylerdir.
Beykoz, ubuklu, aalarnn serin glgesinde henz
:son ryalarn stlerinden atmaa alrken Yeni
ky veya Bykdere gzlerinin ta iine batan g
:nele erkenden uyanrlar. Kuzguncuk'ta sular, sahil
'boyunca, arasna tek-tk smbl karm bir me
:neke tarlas gibi mahmur klelenirken, ince bir
:sis tabakasnn byk zambaklar gibi kestii tstan
.bul minareleri kendi hayallerinden daha beyaz bir
:aydnlkta erirler.
Bilhassa akamlar byledir. Rumeli kysnda
.akam, daima uzakta, daima eyaya sinmi bir hal
-olarak tadlr. Meer ki kar kydaki yallarn arn
larn kanl bir hasretle tututurmasn; nnzde
kprdayan denizde yer yer alev paralarn, sanki
bir tarafta bir gl bahesi yklm, her trl renkli
-tatan bir bahar . km gibi yzdrmesin. Fakat
'ben daha ziyade onu aalann tepelerinde peydal
lanan yumuak ve yaldzl aydnlkta; birden kar
-sahil boyunca uzanan o dar, ok beyaz adeta gm-ten izgide seyretmekten holanrm. Bu beyaz zrhn zerinde grld iin kar ky hi tanma-

ISTANBUL

zr.

dniz bir yer gibi sizi birdenbire eker. Gmld-


altn sans aydnlkta ykanan o hayal <!nyay,.
sabahleyin bol gnete Rumeli tarafn nasl zler
seniz, biraz evvel ayrldnz Beykoz, Paabahe ve
ya ubuklu olduunu bile bile, yle zlersiniz. Son-
ra btn bu aydnlk, bu renkler kendisini besieye
cek madde kalmam bir yangnn akisleri gibi sner-
ler. Aalar, evler, mukaddes bir ziyaretten arta kal
m mahlfklar gibi biare ve mahzun, geceye girer-
ler. Onun kendisine setii elbiseye brnrler. Bu.
bazen bir musikinin srmadan hil'at olur, bazen sa-
dece mehtabn sar glleridir, bazen yaayan gnn.
dilde ve damakta dolaan lezzeti veya drt bir taraf-
tan semt ve mahalle adlarnn hayalimize birbiri ar
dnca sunduu hatralardr. Fakat hangi klkta ge
lirse gelsin, hangi kadehte uzarursa uzansn daima .
bir yalnzlk hissi ile beraber yrr.

XVI

asrn ortasna kadar Boazii tstanbul'un

hayatna hemen hemen uzaktan karr. Vaka her


hkmdar u veya bu ky tercih ederek bir bahe
veya kk yaptrr. Byk vezirler ve devlet adam-
lar bazan siyasi icaplarla, bazan da zevkleri iin
baz kylerin imarna alrlar. Dier taraftan Bo
azii stanbul'un her taraf gibi ve hatta biraz faz-
la mstahsildir, bu yzden kendiliinden teekkl-
ler olur. tstinye ve Bebek Karadeniz'e gidip gelen.
gemicilerin toplandklan yerlerdi ;
lar

XVI

Beykoz dalyan-

asrdanberi mevcuttu. Fakat ehrir

elen-

ce ve zevk hayat daha ziyade Hali ve Kathane


taraflarnda idi. Tophane, Fndkl, Beikta gibi ts
tanbul'a ok Y.akn kY.le hari, Boaz kyleri ts-

BES SEHIR'

tanbul iin - bilhassa o zamann vastalaryle - an


cak komu semtlerdi.
Fatih; Tokat bahesini kurdll!'mutu. II. Baye-
_zid sk sk baz Boaz kylerine gitmekten hola-c
..nrd. Yavuz, Bebek'te Bebek kkn yaptrmt

:Kanuni, lstinye'yi sever, n. Selim, Beikta kk


:n, m. Murad Fndkl saraym yaptrrlar. Beik
ta kkn salili doldurarak genileten I. Ahmed'
<dir. Dolmabahe ad bu devirden kald. Fakat saray
uzun zaman Beikta saray adm kaybetmez. I. Ah
:med, sk sk bu saraya gelirdi. Bu devirden itibaren
:Boaz, stanbul zevkine girmi denebilir. iirde ya
va yava onun sesi iitilrnee balar.
llk sesieni IV. Murad'n eyhillislfun' Yahya
Efendi'den gelir. Yahya Efendi tstinye'de billbill din
Jemesini seviyordu.

Ko kafes namesini name-i peyderpeye gel,


Rayeyan dinleyelim blbl lstinye'ye gel.
beyti onundur. Ve Nruli'nin iki hayali, ney ve billbill

.:Sesini birbirine kartran mehur:

Nayin ki kar zemzeme 8Urahlarndan


Blbller ter sanki gln ahlarndan
lbeyti kadar gzeldir. Yahya Efendi IV. Murad'la uyu

abilen nadir insanlardandr. Kibar, zarif, sabrl,

>daima otoriter, elinde imkan olduka msamahal ve


.anlayl, birinci snf saray adam olarak daima gz
de yaad. Devrini aVUcunun ii gibi bilen insanlar
.dand. IV. Murad ocaklmn Jki defa yerinden ettii

ISTANBUL

m .

bu sqyuna- gitmesini bilen air eyhlisiamna ka


:vumak iin 1041 ile 1043 arasnda baya sabrszdr.
Yahya

Efendi'nin

zamannda

!stanbul

ivesi

kendisini bulmutu. Vaka- ehirde iki asra yakn bir


hayatmz vard. Fetihten beri yerlemi vezir ve ule
ma hanedanlar, zengin tccar aileleriyle btn bir
gelenek ve terbiye kurulmutu. Yenieri bile istan

bUl klhanbeyisi olmaa balam, yani hususi bir


not kazanmt. mparatorluun drt tarafndan ge
len insanlara ehir pota vazifesini gryor, szyor,
deitiriyor ve bilhassa dili ile zaptediyordu. Trk
eyle aruzun o kadar rahata kaynat, Yahya Ke
mal'in ok sevdii :

Neler eker bu gnl sylesem ikayet olur


msra onundur.
Naima Yahya Efendi'ye dair bir yn fkra an
latr. En. gzel ve devri iin manal olanlardan biri
de eyhlislamlndan sonra yakn dostlanna sy
ledii "riyakar insanlarn baz iyilikleri bulunduu
nu imdi anladm" szdr. "Halk riyay seviyor,
mrru olmayandan ne korkuyor, rie de utanyor.
Onun iin balangta yz vermediimiz baz mrai
leri sonunda yksek vazifelere getirrnee mecbur
kaldk!" diyen hakim eyhillislam riyay "errin giz

ll.i nenzilidir" diye tarif eder. Maliere'den ok ayr


!bir davran! Bu satrlan ve benzerlerini okurken
insann Osmanl tarihi iin gizli din ve gizli hlak
diyecei geliyor. uras var ki Yahya Efendi'den ok
evvel riya, cemiyet hayatnda asl rolU olan ithama
balamt.

zzc

BES SEHit

Yahya Efendi'nin tstinye'de yals var myd?'

Burasn bir kere bile dUnmedim. San'atn yalan


'
daima hakikatierin hakikatidir; tstinye bizim iin
ilk defa onun bu beytinde panldar ve bunun iin mu
hayyilemde onu benimsemitir.

IV. Murad'n kendisi de Boaz' seviyordu. Fn


dkl kkn geniletmiti. Beikta sarayn da asl
kuran odur. Emirgan'daki byk yaly kendisi yap
trm ve musahibi Mirgfue oluna hediye etmiti.
IV. Murad, hakim notunu yenierinin verdii.
devrinin tam adamdr. Ocak tpk benzeri olan bu.
padiahla birka sene gz gze bakr. Sonunda ye
nemeyeceini anlaynca penelerini gizler ve ban.
eer. Ve gen padiah, manyetik kuvvetleri kar
sndakini byleyen bir yrtc gibi stanbul'da ve
btn imparatorlukta dolar, azm bir temizleme
itihas iinde rastgeldiini tepeler. Yazk ki bu ira
de ve bu kadar kan bo yere gider. Ne kendisi, ne
etrafndakiler sindirmekten baka esasl bir tedbir,
dnemezler. Bununla berabe Koi Bey'in risalesi,.
Katip elebi'nin, Dstur-l-amel'i kendisine verildi
i dnlrse, bir zaman iin olsa bile cihazn bo-
zuk yerini arad tasavvur edilebilir. Fakat insan
tutmasn, hatta biraz da yetitirmesini bilen padi-
ahn byk bir kusuru vard. Ekip fikrinden mah
rumdu. Osmanl tarihi, Orhan Gazi'den m. Murad'a
kadar ekiple gelir. Bu devirden sonra ekip fikri kay
bolur. Halkn o kadar beendii ve benimsedii IV
Murad, bu yzden sadece, Kuyucu Murad Paa'nn
kan tutmu bir ra olmakla kalr.

ISTANBUL

Fakat messeselerin ve seviye meselesinin b

tn imparatorlukta o kadar ar bast bu XVII

.asrda fertleri itharn etmek neye yarar?

IV. Mehmed devrinin kibar, ak szl, deryadil,


tiryaki, keyif verici maddelere dkn, msamahal
ve akll eyhlislam Bahai Efendi'de Yahya Efen
di'ye benzeyen birok izgiyi bulmak mmkndr.
Abdlhamid devrinde bir evkaf memuru, bir vesile
ile Kanlca krfezinde IV. Mehmed'in Yahya Efen
di'ye bir yal hediye ettiini hatrlar ve devrinin ha
yatn msamahas ile biraz olsun Y\IIQUatan bu
:airin ve din adamnn ad ehrin hayatna iki asr
sonra yeniden karr. Gariptir ki onun tam zdd
-olan o mutaassp, zalim, hayat darlatrmaktan ho
lanan Beyazi Efendi de Kanlca'nn br ucunda otu
:ruyordu. Beyazi Efendi bir Yahudi ile yatt syle
nen bir Mslman kadnn At Meydan'nda btn
:ehrin karsnda recmedilmesi iin srar eden adam
odr. Padiah bile bu elenceyi grrnee gidcr. Fa
:
kat her ey olup bittikten sonra ehirde akslamel
balar, taassup adamlar bir daha kolay kolay .iste
diklerini yapamazlar.

IV. Mehmed devrinin balangcnda iyi veya k


-t o kadar rol oynayan Kara elebi zade Aldlaziz
Efendi, Boaz'daki yalsnda rakibi Bahai Efendi'
ye fazla komuluk edemedi. Bursa'ya nefyinden son
ra onu bir daha tstanbul'a uratmadlar. O da za
maneden Naima'nn o kadar istifade ettii tarihini
:yazarak intikamn ald. Gariptir ki resmi hayatta
bu kadar muvazenesiz yaayan ve konuan adam,
"tarihinde ou zamanlar en tarafsz hkmler verir.
15

BES SEHIR

Z36

Vaniky adn, Fazl Ahmed Paa;nn Erzurum'


dan bulup getirdii ve saraya takdim ettii Vani
Mehmed Efendi'nin yalsndan alr. Asm'n "Fenn-i
intisapta biQa:zir" diye vasflandrd Vani Efendi.
cerbezelj, mutaassp, te}siri ok iyj bilen bir alimdi.
Fakat frsatn bulunca padiaha hamisinin aleyhin-
de bulunacak kadar hariti. Zaten entrika ve ihanet
bu devirde tabii iler arasndadr.
Bu devirde Boaz, hi olmazsa Rumeli Hisar.
:ve Kanlca'ya kadar olan ksmnda iyiden iyiye mo
da idi. Naima tarihinde, Fndkl'da maceralarn
okuduumuz, ihtiraslarna ve ehtrika kabiliyetleri
ne ardmz, yahut hsnniyetlerini beendii
'
miz gz pek vezirlerin, haris, devletin ihtiyac olan
paray bulmak iin daima azapta defterdarlarn, na
zik ve elebi reislkttaplarn, ou ocak kapsn
dan ayrlmayan ulemann e:Kserisinin Boaz'da ya
llar vard ve stanbul baban balar balamaz bu
yallara tanyorlar, sisli lodos sabahlarn, n
kanl cmb akamlar kar sahillerde bir aa
kmesinin veya biraz fazla kntl kayalarn vcu-
da getirdikleri kararm gmten yalnzlklar pen
cerelerinden ubuklarn ve kahvelerini ierek, af
yanlarn yutarak seyrediyorlar, geceleri mehtabn
kabartt sular bjr kere daha grmek iin elbette
yataklarndan frlyorlar, frtnal gecelerde imek
klarnn akntl sularda eski minyatrlerde gr
dkleri in ejderhalar gibi renkli ve korkun ak
n seyrediyorlard. Hlasa bizim bUgn Monet'de,

Bonnard'da; Marquet'de, Turner'de, Canaletto'da g;.


rp kendi hatralarmzdaki anlara yerletirdiimiz

iSTANBUL

227

gzellikler onlar iin gnlUk eyierdi ve phesiz on


larla karlamaktan haz aliyorlard.
Yazk ki Venedik ve Napoli'den baka hi bir
memlekette rastlaimayh ekilde denizle byle ba
baa yaamak imkann veren Boazii'nin ak bir
tesirini edebiyatmzda grmek imkanszdr. Nesrin
ve resmin yokluu, iirin bir san'at oyunu oluu ya
:anm ok gerilere atar. Onun iin Boaz tesirini
san'atkarlarmzda ancak kark bir ryann tesa
dfleri iinde seilen gnlk hatralar gibi en tann
mayacak terkipler iinde ararsak bwabiliriz.
IV. Mehmed de Boaz' severdi. phesiz daha
:ziyade bir oyun olan:

Gnl ne Gksu'ya mail ne Saryara gider


Sipah- gamdan emin olmaa Hisara gider
lbeyti onundur. Ve belki de ocukluunu o kadar fr
tnal yapan isyanlarn birinde, yahut onlarn hat
ras ile sylenmitir. Binbir Gece'ye sonradan ilave
edilmi bir sahife gibi prl prl saltanat kay Bo
az sula:h.nda sk sk szlrd. Fakat bu padial
daha ziyade av ve ok gsteriJi bYk alaylarn
merakls idi. tk ava, clusundan iki sene sonra do
:kuz yanda iken kar. Kprl Mehmed Paa'nn
vezirliine kadar olan zamanda yazlar Oskdar sa
raynda geirmekten holanyor, ara sra da atalca
taraflarnda avlanyordu. Kprl'nn getirdii nis
bi sk1ndan sonra - hi bir byk mesele kkn
-den halledilmemi olmakla beraber, ortalk durulur
ve devlet eski kudretini iade etmie benzer - ve bil
hassa Fazl Ahmed Paa ve Kara Mustafa Paa za.

BES SEHIR

ZZ8

manlarnda tam hareket halindedir. DQrudan do


ruya sefere itirak etmese bile Edirne saraynda kal
may tercih eder. uras var ki bu hem vezirlerin
hem de kendisinin iine geliyordu. !stanbul sarayn
da fazla entrika vard. Ve bu acayip XVIT. asrda
padiahlar ne ehirde, ne kendi saraylarnda hi de
hr deildiler.
Yedi yanda dnyann en byk imparatorluk
larndan birinin bana geen bu adamn talihi . ka
dar garip ve ac talih azdr. Genlii birbirini kova
layan felaketler ve straplar iinde geer. Tahta
ktndan birka gn sonra babasn adeta g
nn

nnde

ldri:irler.

Sultan brahim'in,

elinde

Kur'an, o mrai ve budala sofu Mehmed Paa'ya


eyhlislam Abdrrahim Efendi'ye yalvara yalvara
badurulmasnn hikayesini kimbilir sonradan ka
defa

etrafndan

dinledi.

Sultan

Osman'n

lm

Ocakl'nn lgnl, bir eit isteri idi. Sultan bra


him ise devleti idare ile mkellef vzerann ve gay
ri resmi ekilde de olsa bir eit naib-i saltanat olan
byk Valide Sultan'n tedbiriyle boulmutu. Ha
dise o kadar ackl, zalim ve skandaln kendisidir ki
vak'ada hazr bulunan Kara elebizade Aziz Efendi
dayanamaz ve byk Valide Sultanla vezirlere "Sul
tanm,

bari zehirierne yola gidilseydi !" demeye

ecbur kalr. On bir on iki yalarnda iken efkatn


ta kendisi olmas lazm gelen bu byk anne onu da
zehirlerneye kalkar. Ve sonunda Turhan Valide ta
kmnn elinde kendi yatt yerden bir iki koridor
veya sofa ile ayrlan odasnda bir gece yar bou
lur. Kimbilir belki de bu mukabil suikast iin onun
da rzasm almlard. Ondan sonra Ocakl'nn, orta-

ISTANBUL

221

h kantrmak isteyenlerin kardelerini ldrmek


tasavvurundan bahseden itharnlan ve tahttan indir
me tehditleri balar. Hi bir devirde bu padiahn
.ocukluk devri kadar Osmanl imparatorluu herkes
tarafndan, yahut da hi kimse tarafndan idare edil
memitir. . Birok defalar vezir tayini bile divana,
ulemaya ve Ocan kendisine braklr. Devrin ba
'nda ve sonunda, biri 1650'de, br Avusturya mu
harebesinin en korkun zamannda, 1688'de iki is
yan dorudan doruya halkn yardm ile bastrlr.
Efkar umuniye biraz hazr olsa, bir fikir kvlcm
bulunsa bunun tesi phesiz merutiyet veya ona
gidecek bir uyanmayd. Fakat o zaman ehir yoktu.
Ulema, divan, askeri takm ve ar ve bunlarn et
rafnda toplananlar vard.
Bununla beraber, bu iki te'dip hareketine eh
rin itiraki, hkmdarlarn Edirne sarayn tstan
. bul'a tercih etmeleri ve ehirlinin bu meselede Fey2Ullah Efendi vak'asna kadar giden asabiyeti payi
taht psikolojisinin domas addedilebilir.
IV. Mehmed ne bir ocuk gibi terbiye edilir, ne
de bir hkmdar muamelesi grr. Tac altnda ezi
len bu zavall ocuu ulema, vezirler, her rastgeldi
i azarlar ve martr. Hakikatte salahiyetli bir ni
yabet meclisinin bulunmamas, imparatorlukta olup
biten her eyin hi bir eye akl ermeyecek yata
bir ocuun omuzuna kendiliinden kmesi, onun
kaderinin en kt tarafdr.
Gzdesi Afife Kadn'n:

Benim evketli hnkdnm heman deryaya benzersin

diye vd IV. Mehmed bu arlk altnda byr.

BE EHR

Zllt

Hadiselerin hibirinden ders alamaz. Saltanat san


ki byk ve azapl uyanlarla dolu ok debdebeli
bir katr.
uras var ki, Kprller'e verdii sz tutar.
Fakat Kprller de ekip adam deildir. nsan ye
titirmekten ziyade rakiplerini ortadan kaldrmay
dnrler. Bununla beraber Viyana muhasarasna
kadar dvam eden devirlerinde imparatorluk dar
dan hakikaten byk ve azametlidir.
Fazl Mustafa Paa'nn at 1'673 seferinde or
dunun kn Edirne'de seyreden Galland, IV. Meh
. med'in nasl bir debdebe iinde yaadm bize an
latr.
"'Padiahn camiye gidi ve dnlerinde kur
ban ve eker bayramlarnda, sefir hazretlerinin hu
zura kabulnde donanmainn Kandiye fethinden son
raki muzaffer dnnde Osmanl mparatorluu
nun ihtiamndan. baz rnekler grmtm. Fakat
hibiri padiahn sefere kmak zere Edirne'yi ter
kettii gn grdm o emsalsiz debdebe ve ihtia
mn gzelliiyle boy lemez. Okumu olduum
romanlardan hatrmda kalan sava dnlerine, za
fer alaylarna, turnuvalara1, karuzel'lere, maskarad'
lara dair yaplan -tasvirlerin hibiri o gn grdm
gerek ihtiamla mukayese edilemez." diye sze ba
layan Galland, bu ihtiamn ancak resimle verilebi
leceim syledikten sonra padiahn av maiyetini
yle anlatr:
1

Turnuva bir eit Ortaa cirididir, karuzel bu

ci

ridin XVII. asrda ald ekildir. Maskarad ise kyafet de


itirilerei; yaplan bir Rnesans elencesidir.

ISTANBUL

"ndeki otuz kadar atl bileinin zerinde bir


ahin tayordu. Bunlarn arkasnda sarlarrtda pa

di=i,hn bazan tavan avnda kulland bir nevi ter


biyeli kaplan (pars, filan gibi bir hayvan olmal ) ta
yan yedi atl geliyordu... Bu kaplanlarn srtnda

da birer ilemeli al vard. Vahi ve yrtc bakla


nyle tezat tekil eden sakin durular, seyredenlerde
hayretle. kark bir korku uyandryordu. Bunlarn

ardndan elli kadar tazy gtren yenieriler geli


yordu. Bu tazlar phesiz dnyann en gzel taz

laryd. Ve gzelliklerini srtlarndaki ok zengin sr


ma ve simle ilenmi rtler,_ boyunlarndaki ssl
tasmalar bir kat daha arttryordu. 'Bunlarn ardn
dan sarkk . dudaklari, (;!nelerini rten be alt iri
kobay geliY,odu. iri gvdeleri ve derilerini gzelle
.

tiren alacal benekierin daha iyi grnmesi iin bun

lar rtszd. Arkalarnda, her biri bir adamn ye-.


deinde,, srtlar beyaz, k ve siyah renklerle.
tpk kaplan gibi zebral ve benekli . oi iki zagar ge
liyordu YeryjizUnde rastlanabilecek en gzel cinsten
olduklarin zainettiim bu kpeklerin byle en sona
brakiJ.i phesiz gzelliklerinin daha iyi tadlma
s iindi. Bu av kafilesinden sonra yedeklerinde bi.:
rer at bulunan yirmi atl avu tek _sra halinde gidi
yordu. Padiaha mahsus olan bu atarn azarnetin
dim ilemeli eer tikmilarndal, dizgirileindeki m1ne ve srmalardan, ar srma ilemeli, yer yer inci
ve kymetli talarla sslenmi haelerinin, zenginli
inden, ie de tadklar k!larn; sadaklarn, yay
ve kalkaniann mkemmelliinden ve kymetlerinden
bahsedeceim: Byle bir ey yapabilmek . iin herbi
rini ayr ayn ok yakndan grmek lazm gelir." . .

BE SEHIR

232

Bu muhteem

alayn ortasnda IV.

Mehmed,

mcevher . ve inci kakmal zrhlar, sol omuzuna at


t murassa cepkeni, atnn btn bir hazine deeri
olan mcevherleri iinde hakJki bir sanem gibidir.
Hakikaten bu azamet, edebiyat ve masal asrlarca
beslemi olan btn ark't.

IV. Mehmed, o kadar korkun felaketin kaps


olan Viyana seferine ite bu debdebe ile kt. O boz
gunun tafsil8.tn Fndkll Tarihinden gn' gnne
okuyanlar, bu debdebe ve ihtiam ister istemez bir
akam gneinin son klarna benzetirler.
Hi bir ey osmanl lmparatorluuna Merzi
fonlu Kara Mustafa Paa'nn hrs kadar zararl ol

mamtr. Mustafa paa Belgrat'a kadar ayn deb


debe ile srkledii padiaha bile Viyana'y zaptet
iek niyetinden bahsetmez. Hatta asl karann b
tn serhat paalan ve tecrbeli harp adamlarnn
itirazlarna ramen yolda verir. tsizliin ve iktisa
di buhrann en son haddini bulduu, her sene Ana
dolu'da devleti tehlikeye drecek birka isyan bes
ledii, emniyetsizliin ve lhanetin devlet adamlann
kurt yapt bir devirde Kanuni'yi yenm. onun ba:aramadn baarmak istiyordu.

Bununla beraber balangta Viyana bozgunu


devletin kaybettii muharebelerden biriydi. IV. Meh
med armasayd feaket abuk tamir edilir ve ufak

bir- hudut tashihi ile i kapanrd. Fakat padiah va


ziyetin adam deildi. Kara Mustafa Paa ise byk
kumandanlardan ounu ortadan kaldrmt.

IV. Mehmed bu bozgundan sonra bir mddet


Belgrat'ta rpnr durur, sonra Edirne'ye gelir. Fa-

ISTANBUL

kat bir zamanlar o kadar can skld, kat ts


tanbul'a bir trl dnemez. Fndkll'nn naklettii:
"Hangi yzle tstanbul'a dnrim!" sz bu glge pa
diahta btn bir psikolojinin uyandr.
Gariptir ki serhat kan ve ate iinde iken yine
av peindedir. lstabul'a zaruri olarak dnnden
sonra bile av yznden skdar saraynda kalmay
tercih eder. Fndkll'ya gre ava gece gidip dn
rnee balar. Bu srada stanbul ktln mutlak teh
didi altnda gnlk tedbirlerle yayordu. Ve bitta
bii ehir. halk homurdanmaa balamt. Padia
hin kendi bulunduu camilerde bile aleyhinde vazlar
veriliyor, yaay ekli tenkit ediliyordu. Bu srar
zerine. padiah avdan vazgemeyi vaadeder. Hatta
av kpeklerinin ve kularnn bir ksmn sattrr.
Fakat IV Mehmed'de bu av merak sonuna doru
marazi bir ekil almt. Hal'inden evvelki gnlerde
geceleri uyuyamadn, avsz duramayacan sy
ler ve etrafndan Dawt Paa'y gememek artyle
ava kma izni alr. Bylece saltanat hayatnn ba
ile soou biFlein Fndkll'mn, onun hal'ini anlatan
sahifeleri Galland'n _ve o kadar ecnebi'nin gzleri
ni kamatran debdebe ve saltanatn tam br yz
,
dr. Yine ayn mverrih, saltanata kacak olan II.
Sleyman' hapsolduu kede srtnda bir atlas en
tariyle "seril sefil" bulduunu ve maiyetinden biri
nin verdii_ krk giyerek bi'atn yapldn syler.
.

. Bu devrin asl eseri nedir? Yklan ve skp'e


kadar kan ve ate iinde kan Rumeli'de Budin iin
SY.lenen:

'

23f

BES SEHtR

Bir yana dizildi on iki- bin kz


Aman padiahm biz de Jslilmz
Ald Neme. bizim gzel Budin'i
kt'asmn bulunduu o acld halk trks m, yok

sa Neati'nin ve Naili'nin iirleri veya Yepi camiin


deniz senfonisi, yahut Seyid Nuh'un, Itri'nin, Hafz
Post'un besteleri mi?

. O kadar iyi niyetli fakat beceriksiz II. Sley


man'n esaret hacaletine urarnamas iin vezirle
rinjn sran ile 1stanbul'a dnerken her getii yerde

btn Rumeli halkmn "Padiahm bizi brakp ne. rey gidiyorsun?" diye atnn boynuna sanld _gn
lerde kl art yenieriler ve Anadolu askerleri
muhasara altndaki ehirlerde, bir avu Jnsam:. mit
siz dvtklri _palanga}.arda, akam garipliinde
hep bu trk syleniyordu. .

XIV Bununla berber, bu kadar felaketle biten xvn.

asr zevkimizin tam teesss ettii asr.dr.

tki asrlk tereddt ve dncede: sonra sivil


mimarimiz Boa'a yaraacak bir slup bulmu, s

telik hayatmzda bu incelii ve onun klfetleini ka


bul edebilecek hale gelmitir. u devirde BoaZii'
nin iki sahm vezirlerin; ilmiye ricaliiin, defterdar
larn, zengin halkn- yallan ile rtl idi; Aziedilen

eyj.ilislamla:nn xvm. a_rdan . sorwa ; taraya nef- '


yedilmeyip nispeten ehirden uzak yerlerde veya ift- <

1STANBUL

'!35

liklerde kalmas adeti balaynca " Boaz biraz daha


enlenir:
Yukarda bahsettiimiz Bahai Efendi yals ve

Amcazade Hseyin Paa yaJs bu XVII. asr sonun


da en beenilen yallardr. Her ikisinde de Avustur
ya sefirlerine birer ziyafet verilmiti. Hseyin Pa
a yalsndaki ziyafet 700'dedir. Drt yz kadar
davetli byk bir kadrgaya bindirilerek Anadolu
Hisar'na kadar getirilir. Bugn Meruta Yal ad ile
tandmz bu yalnn elde kilan byk merasim sa
lonu ve selfunlk ksm, banda Pierre Loti'nin g
zel bir mukaddemesi bulunan i i bir eserle tantl
mtr. .

m. Ahmed devrinde sadrazam Teberdar Meh

:med Paa, Acem -elisine burada ziyafet verir. Ve ko


numa esnasnda "Sizin arbanz varsa, bizim de
Anadoluhisar'mz var" diye vnr. Hakikatte bu
on sekizinci asr banda Boazii, imparatorluun
byk gururlarndan biridir. Teberdar Mehmed Pa
a'nn halefi orlu'lu Ali Paa'nn yals Ortaky'de
idi. Bir gece Sultan Ahmed'i bu yahya davet etmi.
alaturka saat bee kadar mum donannas yaplmt.
lll. Ahmed saltanatnn ilk devirlerinde Hci.li'
teki Karaaa sarayndan balanr. Daha sonra 77
de Hasky'deki Aynalkavak sarayn yaptrr. Bu
saraya adn veren aynalar Venedik'ten gnderilmi
ti. Padiah iek hastalna tutulduu bu Hali ya
lsnda ancak bir yaz kalr. Ve ondan sonra Beikta
sarayn tercih eder. Devrin edebiyatnda o kadar
yer alan Sadabad'n yanbanda Boazii hi de s

nk deildi. Yalnz elenceler daha ok SadabM'da


yaplyordu. Bu SadabM zevkini anlamak iin Hali'-

216

BE EHR

in o zamanlar henz bugnk gibi sanayle terkedil


mediini ve iki kprnn onu stanbul'un umumi
manzarasndan ayrmadn dnmek lazmdr.
tbrahim Paa imardan holanyordu. Yontulmu
mermer, yaldzl kitabe, nakl saak, gzel yaz ho
una gidiyordu. Sonra tstanbul'u seviyordu. Gzel
:ve sanatkarca yaamaktan holanyordu. Hatta bu
yolda icat sahibiydi. Efendisinin sade veziri deil,
bir nevi elence nazryd da. IV. Mehmed'in olunu
elendirmek iin her gn yeni bir ey icat ediyordu.
Nedim dehasn onun zamannda bulur ve hepi
rniz biliyoruz ki, Nedim'in dehas biraz da stanbul'
un ve Trkenin dehasdr. Kk, Fransz taklidi
birka havuz ve elale ile bulutan teye gemeyen,
bir elence ve israftan baka bir ey olmayan Lae
Devri, onun iirinde gerekten byk bir devir man
zaras alr; onun :

Heman"alk sed.sn and'rrm alayan 8Ular


msra 720 - 730 arasn bize olduundan da ok
baka gsterir. Nedim, tstanbul'u nasl sever, yaa
d zamandan ne kadar memnundur? Her modaya
her tarza nasl baldr, sonra onlar btn lezzetle
rini tadarak nasl anlatr ? uras var ki ailesi Fatih
devrine kadar kan bu air tam ehir ocuuydu. ts
tanbul'u dilinin ucunda bir tad, gzlerinde bir ka
mama gibi kendi bnyesinde tayordu.
m. Ahmed'in bir hastal zerine gemi olsun
demek iin yazd bir manzumede, artk padiahn
ila yerine :

Murabbalar muatta: kahveler ptlke erbetler

ISTANBUL

ieceini sylerken, Adeta kahve tepsisini saliaya sal


Iaya getiren bir . !stanbul klhanbeyine benzer; der
ken bir kanatlanr, btn bir. yldz cmb olur.
Bir rubaisindeki :
Sanmam ki ra'd berkdir etti gulu
Top enliidir ey sdki hisarn bu
beyti o zamanki Boaz elencelerinin bir aksidir.
Fakat Lale Devri yalnz Nim deildir. Yan
banda Itri'den sonra gelien inusiki de vardr. O
zamanlar Nedim't yetitiren iirimiz ve biraz sonra
Hekimolu Ali Paa camiini verecek mimarimiz ka
dar, musikimiz de yaratcdr. Hatta meale biraz da
onun eline gemi gibidir. Hafz Post 1689'da, Itri
1 712'de lr. brahim Paa zamannda ikisinin de
eseri yava yava orta snfa yaylmakta idi. Onlar
dan biraz sonra Seyyid NUh'la Nhft makamnn
kendine mahsus ark' balar. Onun yanbanda dehasiyle Itri'den tsrnail Dede'ye gemeyi o kadar ta
bii yapan Ebubekir Aa ile Kai-a tsrnail Aa ve Tab'i
Mustafa Efendi yer alrlar. Bu tam manasyle bir
yldz manzumesidir. Trk musikisinin hala tam bir
diskotei yaplamam olmas ne kadar hazindir.
1

tbrahim Paa, Fndkl'daki EmnabAd yalsn


kendi kars iin genileterek tamir ettirir. Kurue
me'de Kasr- Sreyya'y, Bebek'te I. Abdlhamid dev
ri zamannda Reis Efendi ile ecnebiler arasndaki
bitmez tkenmez konumalar yznden ecnebilerin
Konferans Kk adn taktklar Humayllna.ba.d', Or
taky'de bilahare yerine Hatice Sultan yals yap
lacak olan Niatabad' yaptrr. Devlet erkannn he-

BES EHIR

men hepsinin sahil boyunca yallan, byk tepeler


de veya- vadilerde elence kkleri vard. Boaz tek
rar 1683'den evvelki manzarasn almt.
ou yeni batan yaplan ve tamir edilen ya

llar arasnda eski Kandilli saray da vard. Bu sa


raydan bugn, tpk brleri gibi ortada h_i bir ey
kalmamtr. Hatta onun yerini alan, zaman ve me
kan iinde ona komuluk yapan yallardaq da pek
az ey kalmtr. Yalnz tek bir msra, air Vecdi'nin
bu yalnn esasl tamirine syledii manzumenin ta

rih msra ara-sra kitap sayfalarndan uan bir yl


dz gibi frlyor, bizi kendi parlts ile doldurup geiyor:

Yeniden U'lebar-i sahil oldu khne Kandilli


Szn mucizesine bakn ki bir tek msra btn
bir gemi debdebeyi zamanla beraber bizde yaat

inaa kafi geliyor. tkinci Dnya Harbi'ndeki karart


ina gnlerinde Kuzguncuk'ta bir gece bu msra beni
bir by gibi yakalamt. phesiz onu st ste sof
ra banda, sonra yatamda tekrarlarken Boaz ge
cesinin koyu mavi ipei altnda istanbul yazlarnn
le vakti cmb olan iek baheleriyle beraber

gmlm 'Ytduunu bildiim komumuz Kandilli'


yi pek dnmyordum. O, batzama btn direkleri
ve kpetesi renkli fenerlerle ssl bir eski zaman
gemisi gibi, drt bir yan yontulmam mcevherle
rin panltsna gark ede ede geliyordu.
Nihayet dayanamadm, ertesi sabah birka dos
turola Kandilli'ye gittik. Bir gece evvel hlyan zor

layan, dncemi bir trl susturamadm billur a-

ISTANBUl;

krtlar iinde boan hayallerden hi bir eser yoktu.

Birka bahe ve be on kayk, bir de ky boyunca


krlm bir orgu andran harap rhtmlar. Dnte

bu rhtmlardan birinde bizim hasta bir kunduz yav


rusu olduunu tahmin ettiimiz bir hayvan gnee
serilmi yatyordu. Hayr, eski Kandilli'yi Vecdi'nin
msranda ve .urada burada dank baz hatralar
dan aramak laznd.
brahim Paa'nn balad her ey I. Mahmud
zamannda devam eder; fakat bir ekingenlik per
desi altnda. Bizzat padiahn o kadar sevdii musiki,
mimari, glgede bomurdanan azgn devi, yenierinin

istismar etmesini o kadar iyi bildii taassubu rkt


meksizin zaferlerini toplarlar. Sahillerdeki- saraylar

tamir, vakflar tekrar tanzim edilir, baheleri dzel


tilir. Fakat devrin dardan grlen manzaras hi

iitilmemi bir ihtiamla tertip edilen mevlfd ayin


leri ve Hrka-i erif ziyaretleridir. .
I. Mahmud, Barres'in anlatt talyan Kardi

nal'ine benzer; sevgilisi ile gezdii bahede bir bal:.

van arkalarndan yrr ve trmkla ayak izlerini


silermi. Onun bahvan darssaade aas Beir

Birincisinden bahsediyorum - Aa'dr.


III. Mustafa devrinde stanbul'da bulunan Ba

ron de Tott hatralarnda, Bykderefde Fransz se


farethanesinde yaplan bir musiki alemini kskanan
semtin Rum ahalisinin hemen o gece saz takmlar
ile sandallara atlayp sefarethanenin karsna gel
diklerini anlatr. Bu rekabet Tanzimatn Boaz'daki
mehtap elencelerinin balangc saylabilir. Msl
man halkn ve bilhassa ricalin aktan aa musiki
alemleri yapmalarna devir pek msait deildi. Bu

BES EHIR

2CO

gibi eyler, daha ziyade ya saraylarda, kklerde,.


hususi ikametgahlarda yaplyor, yahut da tekkelerde
oluyordu. Binaenaleyh Tanzimat'tan evveline ait saz
l sandal alemleri tablolarn uydurma eyler gibi ka
bul etmek daha dorudur.

XVIII. asrda Boazii'nde, tpk Beyolu'nda.


da olduu gibi ve phesiz biraz daha hr ekilde
ecnebilerin hayat balar. Daha IV. Mehmed devrin
den itibaren sefaretler sk sk Bentler'e, Belgrat or
manna gidiyordu. tbrahim Paa zamannda ve onu
takip eden zamanlarda Bykdere, biraz sonra m
Selim'in Fransz sefaretine bir yal hediye etmesiy
le Tarabya ecnebi kolonisinin yazl olurlar. Bura
larda kendi aralarnda bazen zengin aznlk aileleri
nin katld elenceler tertip ederler, hatta Bentler',..
de byk gece elenceleri yaparlard.
Lale Devri ve onun devam olan yllarda stan
bul'da bu sefaretlerin misafiri ve mensubu olan bir
yn ressam vard. Ne gariptir ki btn, hretleri
ni aramzda ve bize ait d.ekorlar iinde yaptklan
eserlerle temin eden bu !stanbul ressamlarnn bir tek
tablosu elimizde yoktur. Van Moor bunlarn arasn

da en kuvvetlisiydi. O devirde Fransa'da ve Avrupa'

da balayan "turquerie" modasnda onun resimleri


nin byk pay vardr.
Boazii'nde ve Benller'deki bu ecnebi hayat:

m. Mustafa ve I. Abdlhamid devirlerinde biraz da


ha geliir. Zaten artk stanbul'da antika merakls
alimler, arkeologlar, sefaretlerin hususi mimarlar
oalmt.

m. Selim, devrinin yeni mimari ve bahe zev


kini aacak olan Melling'i onlarn arasndan semi-

ISTANBUL

ti. Melling'in yapb eserlerin ou kalmad. Fakat


.albm duruyor; bu albm eyh Galib divan ile be
:raber, devrin en gzel konuan mahididir. Zaten
.albmn mhim bir ksm m. Selim'in ve kardei
Hatice Sultan'n tevikiyle hazrlanmb. Padiah b

tn Avrupadan gelen eyler gibi resmi de seviyordu.


Melling bu zamann stanbul'da yaayan tek Av. rupal ressam deildi. Onun eseriyle beraber biok
albm ve kitap kt. Ondan evvel ve sonra hayab
mz az ok gsteren bir yn tablo yapld gibi.
Devir byk in-folio'larn, geni aralkl dizisi eski
konaklarn talklarn hatrlatan itinal basklarn

<levridir. Bunlarn iinde d'Ohsson gibi bizi anlama


a anlar, aramzda hrmetle dolaanlar, hatta
bizi sevenler vard ; Choiseul Gouffier gibi kendisine
verilen vazifeye ihanet ederek aktan aa dman
hk edenler, tedavi iin sefarethaneye ald esir za
bitleri iyiletikten sonra tekrar bize kar dvsn
diye dman ordusuna gnderenler de bulunduu
gibi.
Melling'in onlardan ayrlan taraf bizimle yaa
masdr. Ne Kadim Yunan'n, ne de arki .Roma'nn
peindedir. Hatice Sultan'n saray ve bahe mimar
bir stanbul'lu gibi ehri kendisi iin sever. Beyaz,
kurundan byk kubbelerde sert yaz aydnlnn
-eriyiini, dumanl bir ey oluunu, Boaz bahelerin-de ve Hali srtlarnda ykselen nar ve serviierin
gzelliini tatmbr. skdar' ve stanbul'u, Kan
dilli ve Ortaky', Bentler'i onun desenlerinde bir
-eski arkda tadar gibi duymak mmkndr.
Mimari ve bahe zevkimiz III. Selim tahta k
madan ok evvel lalledilmiti. Ufak tefek geriye d16

242

BES SEHIR

nlere, klasik devri ..hatrlamalara ramen Trk ro


kokosu balamt. Melling, Nuruosmaniye ile ba
layan zevki ehli hayata doru geniletecekti. Plan
itibaryle o kadar sade olan kk .kklerde - me
sela Emirgan kkne kyas edilerek, Aynal Kavak'
ta - bile hi olmazsa duvar sslerinde bu yeni zevk
'l)ulunacakt. Eskiler yabanc motifleri almaktan
korkmazlard ; gzel bir yaz btn dardan girenin
zerine damgasn vurunca her davann az ok hal
ledileceini bilirlerdi. Aynal Kavak'n iki katl pen
cerelerini ve XVIII. asr Fransz sslerinin, bozul
mu rokokosunu Galip'in iiri ile birleen Yesarizade
ta'liki o kadar grnmez hale sokarlar ki... tte Mel
ling, bu kark zevkin yaratlmasnda hkmdarn

en byk yardmcs oldu.


Melling'e stanbul'da emanet edilmi bellibal
eserler Defterdar Burnu'ndaki Hatice Sultan yals
(eski Neiltabad) ile eski Beikta saraynn divan
.hanesi ve Valide Sultan daireleriydi. Bu eserde
de Melling, yerli zevki hi rahatsz etmeden garpl
dr. Onun iin divanhanenin tyonya stun dizisini
bugn kendi deseninde seyrederken hi de yadrga
myoruz. Bugn ne bu kkler ne de baheleri var.
m. Selim'in Topkap saraynn iinde yaptrmak is
tedii, fakat Melling cesaret edemedii iin Dani
marka sefiri Baron de Hubsch'un maiyetindeki mi
mar tarafndan yaplmasna karar verilen saray pro
jesinden de Msr'n Franszlar tarafndan igali ze
rine vazgeilir. yle ki btn bu gayretlerden ve a
lmalardan yalnz Paa Liman'ndaki askeri ambar

larla, Oskdar'daki Selimiye camii ve urada bura. da rastladlm birka askeri tesis kald denebilir.

ISTANBUL .

Yukarda ngiliz . seyyah Delleway'in

Hatice

Sultan yals ve belki de Melling albmnde bahse


dilen saray projesi iin Oskdar saraynn yklma

sna zldn sylemitik. Fiiliakika bizim tabia


t serbest brakan, sUs aalaryle meyva aalar-
n beraberce bulundurmaktan holanan bahe zevki

miz, Versailles taklidi labirentli muayyen desene g


re tanzim edilmi bahelerden ok ayryd ve ingiliz

bahesine biraz daha yaknd.


Gariptir ki Oskdar saraymm,: emriyle yklma
sna ramen skdar peyzaj, Selimiye klas ve
-camii ve bilhassa etrafndaki o geni ve sakin sokak
lar yznden daha ziyade ona bald. Vaka bu
:sokaklar ve civar bugnk manzarasmda hi de
aldklar devri vermezler. Fakat peyzajm garip bir
hususiyeti vardr. Bir kere bir isimle birleti mi bir
daha muhayyilemiz de ondan ayrlmaz.
lll. Selim Boaz' seviyordu. Adnn Krlang
olduunu yine Melling albmnden rendiimiz

- ok uzun mahmuzunda altndan bir deniz krlan-

gc heykeli vard .:.... saltanat kay ile sk sk Bo"'


gaz'da dolayor ve Boaz kklerinde riehtap safas
yapyordu. Galip divann dolduran mehtap ve
mcevher parlts bu zevkin yalnz padiahta kal
madm, etrafna da getiini gsterir. Zaten nk-
mehtap kasidesi yazan odur. Hatice Sultan Yals
iin eyh Galib divannda yalnn bahelerini, hav2W1U, mehtabiyesini ve gl bahesini metheden bir
tarih kasidesi vardr.
Zaten bu devirden kalan eserlerin ou kaps-
nn stnde, eneler ayna talarmda eyh Galib'in
tarihlerini tarlar. Bu talihsiz hkmdar saltanati

BES SEHR

241

n iirle, zevkini tam bulamad mimari ve bizzat


kendisinin n safnda geldii musiki arasmda pay
lam gibiydi. Devrin bizdeki ehresi biraz da sana

ta verdii stn yerden gelir. Sanatm bir adm te


sinde ufuk tahamml edilmeyecek kadar boucudur

yle ki insan devrin urada burada tek-tk rastla


nan hatralar ile karlamca ister istemez eyh Ga
lib'in:

Periani-i gam menUruna tura mym bilmem


msran hatrlyor. Hayr bu altn, bir yklm s
tnde parlyordu. Bu msram bulunduu mseddesiru
hane beyiti ise eyh Gallb'in bence tek kehanetidir::

Bet mevcaver-i girerob- hayret nahuda nabud


Adem sakillerin tuttu deriga bang-i namevcud!
phesiz bunda en byk mesuliyet padiahn
d. Bu hkmdar giritii ii . tutacak drette deil-.
di. Ne de bu cinsten byk bir deiiklik iin zaruri
olan bilgiye ve ahsiyete sahipti. Devri akrpene
insan istiyordu. nc Selim'de ise bu yoktu. Onun.
iin diktii yenlik aac ancak kanyle sulandktan
sonra ttunabildi ve iek at.

. III. Selim'in beste ve ayinlerini imdi bizim iin .

o kadar derin ve manal yapan ey, iyi niyeti, yeni


lik ak gibi faziletlerini karlayan cihangirlik hill
yas, tereddtler!, yeis ve fturu, hlasa btn bir
kompleks . psikoloji

yznden millete yaadmZ

kanl ve hazin macera mdr? Hayatn ve yarda b-

'

'

rakt ileri, imparatorluun yelken ve dmenine

:.1

ISTANBUL

kadar suya batm bir gemiye benzeyen o felaketll


manzarasn bilen bizler, bugne ait his ve drice
lerimizi temil ederek mi bu eserlerle karlayo
ruz ? Yoksa onlar gerekten, imdi duyduumuz e
kilde, btn bir inkraz korkusu, inkraz zevki, azap

lar, tehlikeli seziler, nefis itharnlar ve kalarla


zengin olarak.m bize geliyorlar?
Bunlar ancak musikimizi btn tarihiyle gz
nnde bir obje gibi grebilecek ekilde bilen ve s
tnde duran mnekkitlerin cevap verebilecei sual1erdir. uras var ki tpk kendimiz gibi gemi za.
man da, bizdeki aksiyle tekevvn halindedir. Kaina
tmz nasl kendi akislerimizle yaratrsak; . maziyi
de, dncelerimize, duygularmza ve deer hkm
lerimize gre yaratr, deitiririz. Kald ki talih, bu
hruis tstanbullu bestekar, douu ve mukadderat
na sahip olduu imparatorlukla devrinin br insan
lanndan ok ayrmit. tster istemez her hareketin
de brlerinden baka eyler aamz zaruri olu
yor. Belki de bu yzden Topkap sarayndaki iki
<>dal kknde, bugn pas vurmu billuruna Galib'in

beyti oyulmu aymilar, iniler, ii)Tetler arasnda, Ay


nal Kavak saraynn ta'likleri altnda, Beikta sa
raynda ve Boaz kkerinde, kz kardelerinin ya:.
llanrida, yeni kurduu orduyu btn bir gzde mai
yet ile teftie gittii Levent yollarnda, her nndn
getii iskelede top sesleriyle selamlandi deniz bi
nilerinde hemen herkese gvenerek, herkesten p
he ederek, en kk mitlere yaparak, en ufak f-sltlara mana vererek, dikkati ve dncesi o kadar
ackl maceralann getii hudutlarda, dostu sand
Napoleon'un ve tstanbul'u tehdit eden tngiliz donan

248

BES SE}IIR

;asnn tasavvurlarnda paralanm, _geirdii saat


Ierin bu bestelerde ve ayinlerde mutlaka bir izi bu
lunmasn istiyor ve bunu vehmediyoruz.
Byle olduunu cbilmekle beraber, gene de bu.
eserde bir yn eyin devrini, en ili ve manal ta
rafndan bize verdiini zannediyorum. Sanatn tec
ridi, hele musikide zannedildiinden ok fazla ey
y.iiklenir.
Bunun dinda, m. Selim'de, bestenin al, dai
ma zarif, kibar, acayip ekilde dokunakl ve hafiftir.
Sanat gelenekleri ok defa yeniyi kendilerini sze
sze bulurlar. III. Selim'in Suzidilara ile yapt eser
ler, eski musikimizin en hafifletilmi eserlerinden
biridir ve muhakkak ki Dede'yi baz" noktalarnda
bize mjdeler.
.

: 1807 isyani Boaz iinde balayan hayat sn


drmedi ; belki sadece sahiplerini deitirdi. Yeri
devrio ricali Selim zamannkiler kadar kibar ve zai# deillirler. st ste bir senede iki ihtiliil lstari- .
bul'un kalburst. halkn ok deitirmiti. Zevkin
yeniden iek aabilmesi iin epeyce beklemek lazm
d; Fakat II. Mahm:ud da muslkiyi seJiyor, Boaz'
dan holanyor, sk sk biniler tertip ediyrdu: En-
.
der1 adeta bi mu8iki mektebi haline geltpiti. Bir .
yn muharebe, 'isyan ve milli felakete ramen ts-
tanbul el(miyofdu. Bu, Vasf'n , ;elenceriin biri bit
.
meden brun peylrdlk" dedii deirdi.
-

Bununla beraber hayat bu nisbi hrriyete ra


men ,dard. iir hi bir ey sylemiyordu.. Mimari zev
ki soysuzlamt ; saraylar ye konaklar kk Av
rupa .burjuvasnn evleri gibi deniyordu . .Von Molt- .

ISTANBUL

ke Beylerbeyi saraynda II. Mahmud'un huzuruna

kabul edildii zaman isteye isteye dnlen bu fa


kirlikten arr. Yalnz bir adam, bu boluklar dol

durur.
Dede'nin kendisine . has bir melankolisi vardr
ki ne yaad devirle, ne de hayatnn arzalar ile,.

hatta ne de mevlevilikle tamamyle izah edilemez..


Bununla beraber hepsini, onunla temasa gelir gel
mez. bizde uyanan deiik ruh aletlerimizle bera

ber iine alr. Bu mlankoli . belki ruhundaki kesif


kader _duygugundan geliyordu; ki:nbilir, belki de bu
eerin zamanla birletii tek nokta olan bir seziti.
nk bu altn kasrgas dewin iinde biraz da tek
banadr. Onun estii ruhla etrafnda alkalanan
hayat arasnda bir mnasebet bulmak epeyce zor
dur. Ne saray, ne ehir, ne tekke, rte de dier sanat
lar - ona baz unsurlar, niesela byk bir tekarnili
miras ve alma imkanlar hazrlam - olmakla

beraber byle bir ykseklii tabii gsterecek seviye


de deildirler. "Devrinin insaniarna gelince, biz Le
taif-i Rivayat- Enderun'da, Vasf ve Ke'edzade di
vanlarnda, amzade'de ve E!sad Efendi'de, ' Takvim-i
Vekayi koleksiyonlarnda onlar gryoruz. Tarihi
mizin hi bir devri bu kadar canli konuan vesika.
bmikmamtr. Hatta Dede'ye o kadar bal lan ve
aa yukar lm deinden kalkp ona smarlad
Ferahfeza .Ayini'ni dirilemek iin Topkap Mevle
Vihanesirie gidecek kadar seven ve l>E:!enen ll. Mah
rnud iin bile yaay ekli :dnlrse, ona yaban

cyd, denebilir. Ve phesiz ilk hamisi III. Selim'le


aralarndaki, ayn hamurla yorulmu olmaktan ge-
lp . .o yaknlk yqktur. 0 : akir Aa'lar, Mehmed

BES SEHfR

Aa'lar, her gn onun scanda verimli bir sonbahar


gibi kzaran ve olgunlaan istidatlar da, slfp ve
tekniinin akislerini tamakla kalrlar; hi birinin
trnak ve dileri, o kadar derine gemez. Hatta ef
sanevi avn farknda bile deildirler: Onlar ren
dikleri bir hnri, uras muhakkak ki byk bir

muvaffakiyetle, "tekrarlayan insanlardr.


Dede hatrlar. Onun kainat, hatriamann ve
hasretin kainatdr. Bu phesiz Mevlevi terbiyesin
den geliyordu. Fakat bu yumuak ruhlu dervi de
hayatta ar basar. tsrnail Dede, pagan zevkle ima
mn birbirine kart XV. asr !talyan ressamiarna
benzer.
Btn ark, en halis mcevher ve madenierden
szdrlm bir iksir gibi .orada, vahdet nevesinin,

ilahi

hasretin, gurbetin, affetmeyen sevgi ve azabn

kozmik klar gibi drt bir tarafn yalad, ar

tc terkiplerle her an yeni batan bir ehrayin kur


duu bu es,erin gecesindedir. Dede'yi . sevmek iin
- her eser iin olduu gibi - tanmak arttr. Fa
kat bu musikinin btn kaplarn bize aabilmesi,
srrn bir alev paras gibi etimize yapmas, bir
fikr-i sabit, kendimize ait bir azap gibi peimize ta
klmas iin onunla hi beklenneden karlamamz,
bir kerecik dahi olsa onun bizi gafil avlamas, hla
sa onunla uyanmamz lazmdr. O zaman, nmz
ve etrafmz Ferahfeza veya Acemairan burlann
dan, gklerinden seyretmenin ne demek olduu an
lalr.
Dede ile lmn ebedi bir visal olarak adlan
drld o mistik itiyaklar lkesiliden kanz. Onun

ISTANBUL

lm aac daha gerek bir dnyada yetiir. Tpk.


eski Boaz bahelerinde, 'Oskdar tepelerinde, stan
bul'un urasnda burasnda tek balarna ykselen o
ihtiyar ve yksek aalar gibi !..

Dede'nin musikisinde !stanbul peyzajnn ve Bo


azii'nin daima hissesi vardr. Ha diyebiliriz ki
bir evvelki devirden itibaren d aleme alan musi
kimiz asl zaferi onunla idrak eder. Fakat yanlma
mal, Garp'ta yetien eitleri gibi o peyzaj ve hemen.
her sylemek istediini, istedii gibi veremez. Eski
musikimiz insan sesinin tabii iaretiyle koi)uur. Ne
hususi lugati, ne de tam bir sentaks vardr. Kudre
ti de, zaaf da buradadr. Hi bir zaman kendi ba
na bir semboller dnyas olamamtr. stn neesi
ve zaman zaman strabndaki paralayc kudret,. .
la bu kadar yakn buiunmasnda, hatta onun hu
dutlar iinde kalmasndadr-. Syleyeceini, insan se
sinin billuruna geirebildii hallerde syler. Ded
ite yukarda bahsettiim ve bir trl anlatamad
m kederi ile, bu peyzaj bizde, dar dnyadan sz
m bir ey gibi klelendirir.

yz.

Onda mahhas alemden hi bir eyi tanyama


Fakat onun Mabur'larni , Acemairan'larn,. .

Rast'larn, Sultani Yeg.al'larn, Ferahfeza'larn din


lerken kendimizi birdenbire bir uta - nk na
mesinin kartal daima bizi bir yere tar - fakat
dnyanzia zenginlemi buluruz. Itri'nin Na't- Mev
lanas ile Dede'nin herhangi bir ayinini beraberce
dinleyiniz, celi yazdan byk resme ve peyzaja ge
tiinizi hissedersiniz.
Dede'nin baz bestelerinde Boaz ve stanbul
peyzaj az byk mcevherlerde ve

kY.Ulfill ta

BES EHIR

50

larda yzbinlerce sene evvelki olu devrinden kalm


filigranlar gibi parlar.
Dede istemeden bir masal sahibi olmutur. Ab

<llmecid devrinin yeni ve alafranga hayat balar


balamaz stanbul'dan kam ve Hicaz'da lmtr.

Temsil ettii alem dnlrse bu lm hikayesi in-


sana sembolik bir ey gibi grnebilir.

Halbuki asl eserini verdii zamanlarn tstan


bul'u; Tanzimat'tan sonraki stanbul'dan daha az
alafranga deildir. Yz elli seneden fazla sren bir
yn tecrbe bizi Garba o kadar altrmt ki Ye
.nieri oca ortadan kalkar kalkmaz bir yn yeni
lik modas ehrin hayatna birdenbire girmitir.
Zaten tsrnail Dede'den sonra Trk musikisinin
gelimesini insan sesine getirdii o zengin, ili, ta
rifi g kvrllarda, bu asli vastay en geni, en
manal i alem dili yapan hallerde aramaldr. De
nebilir ki bu musiki balca vastasn son devirde
tekemml ettirmitir. Hi bir zaman stanbul'da ha
fz ve muganni saltanat, Tanzimat senelerinde ve
<laha sonraki devirlerde olduu kadar mutlak deil
<lir. Hanere btn hrriyetbii kazanr. Manzara ve
ufuklar ona balanr, her tepeden her ak yal ve
kk penceresinden; her baheden o ykselir.

Vasf bir iirinde:

vadiniz bUSe mi vuslat m unuttum ne idi!


diyerek phesiz Hristiyan hanmara - nk M&o
lrhan kadnlan bu devi'rde yalnz balarna elen
mek iin- saidala binemezlerdi ..;;. belki de Lamarti-

ISTANBUL

: Z5l

ne'in o kadar beendii v.e durmadan baka memle


' ketlerin gzelleri ile mukayese ettii Ermeni kadn
lara taklr. Fiiliakika Lamartine stanbul'da geir
dii bt: 1833 baharnda Hristiyan teb'adan harum
larn sandallarnn arkasna koyduklar iek sepet
leriyle, tpk bugn Boaz ve Ada vapurlarnda ol
duu gibi sayfiye yerlerinden dnlerini anlatr:
Lamartine Boaz'n gzelliinden bize ok co

kun sahifelerle bahseder, bilhassa eski Beylerbeyi


sarayna hayrandr. uras var ki, daha sonra "Ben
bu memleketin n seviyorum" diyen ve Abdl
mecid Han'n kendisine zmir'de hediye ettii ift

likte mrn bitirmei bile d nen grm geir


mi romantik airi tstanbul'u sevmi olanlarn ba
nda- saymak icabeder.
Lam.rtine'in sandal geerken ll. Mahmud Bey
lerbeyi saraynn kklerinden birinde Ahmed Pa
a - belki de firari Ahmed Paa . - ile berabermi
ve ak pepcereden bu ecnebiyi meni.k etmi gibi
eliyle kendisini gstermi. Lamartine de Yenieri
lerin ilgas ile balad ii sonuna ., gtrp gtre
meyeceini kestiremedii, fakat . cesaretine hayran
olduu hkmdarn bu alakasna hrmetkar bir se
lamla mlikabele etmi ve hatta bu selama cevap da
alm.
Lamartine bu saraYn nnde saltanat kaykla
rn da grr. Birinci kayn yirmibe kadem ka
dar uzanan ba tarafndaki mahmuzu, kanatlarn
ani altn bir kuu bitiriyormu ; ikincisini ise ya
yndan frlam bir altn oka benzetir. Emirgan'da
rastlad cuma selaminda Lamartine bu kayk
lar yine grr. Ve Garp'ta, at, araba, hi bir eyin

DES EHIR

bu kadar debdebeli ve hametli olmadn syler. Bu


.Cuma selamlnda Lamartine'in Mahmud n. den iz
dii portre de ok gzel ve sahihdir. Hkmdar ka
yktan atlar atlamaz Namk ve Ahmed Paa'larn
arasnda ve onlarla konuarak camie girer. Geldii
2aman ok endieli imi. Yirmi dakika sonra knca
yznn daha nihat olduunu syler. Btn bu me
rasim ve namaz esnasnda askeri mzka Mozart ve
Ressini'den paralar .alyormu.
Fakat onun asl beendii ve sevdii Abdlme
dd Han' dr. Belki de snarlama bir eser olan Tr
kiye tarihinin banda milletine hrriyet ve ahsi
:
eniniyet baleden Tanzimat padiah ile bir konu
masn anlatr ve ok itinal bir portresini izer.
Abdlmecid Han'n biri Nerval'de, br Gau
tier'de iki portresi daha vardr. Bu iki air Lamarti
ne gibi grm ve geirmi, birka sene olsa bile
politika hayatnn en yksek kademesine km in
sanlar deildi. Onlar gazetec:Hikle yayorlard. Ar
kalarnda az ok elendirmee, tecesssleri kadar
evvelinden verilmi hkmlerini de tatmine mecbur
Qlduklar bir okuyucu kitlesi vard. Bununla bera
ber n. Mahmud'un olu, ikisini de tesiri altnda b
rakr.
Nerval, Sultan Mecid'in saltanat arabasna s
tanbul'da rastlar ve Unkapan kprsne, oradan Ga
lata Mevlevihanesine kadar bir dostu ile beraber pe
:i sra yrr.

Eldesdichaido airinin anlatt iki te

kerlekli ve birbiri ardna koulmu iki atla ekilen


saltanat arabas bizim tandmz saltanat arabala
nna benzemez. Hkmdarn kyafeti ok basitmi.
Srtnda, yakas boynuna kadar ilikli bir redingot

ISTANBUL

25!

- tstanbulin - varm ve fesi elmasl bir sorgula


sslym. O zamanki kprden araba geemedii
iin imdiki Unkapan'nda arabadan inmi ve ata bi
nerek Galata surlannn etrafndaki patkalardan Be
yolu mahallelerine girmi. Nerval, Abdlmecid'in
durgun yzn ve baklarn ok beenir.
- Gautier Tanzimat padiahn kendi yaptrd
Ortaky camiindeki seJAnlkta grr, haremindeki
kadnlar dnerek kskanr ve yanndaki talyan
hanmn dikkat ettii iin de nr.
' Theophile Gautier'ye, bu hafifmereplii iin kz
mayalm. Harem mevcuttu ve Avrupa, ark hemen
daima onun kafesleri arkasndaki hayat tahayyl
ederek dnmtlir. Kald ki Theophile Gat,tier, o
kadar kanl ekilde ilga edilmi Yenieriler iin biz
den ve Garp'tan ilk gzya dken airdir. Sultanah
med'deki kyafethane-i atiki (imdiki askeri mze
nin balangc) gezerken gerekten iimizden biriy
mi gibi bir mazi hasreti duyar, ilenir ve zlr. Za
ten ayn sahifede, at zerindeki Mecid Han iin iz
dii portre gzeldir ve imdi Topkap saraynda gs
terilen byk resimlerine benzer.
On dokuz yanda ok ar artlarla tahta ge
en, o kadar tehlikeli hadiseyi atatan ve yar Ana
dolu'yu ele geiren Mehmed Ali Paa'ya diz ptren
bu hkmdardan bahsedenlerin hemen hepsi ehre
sindeki durgunlukta ve hznl baknda mttefik
tirler. Sultan 'Mecid'in byk meziyeti devrinin is
tedii adam olmas ve iktidan elinde tutmak azmi
ne ramen Reid Paa ekibine alma imkan ver
mesidir. uras var ki her ey onunla yeniden ba
lar.

DES SEHL"t

'251

Hatras, debdebesi ve sanatkar zevkleri bize ka


<lar gelen, hayatmzia hala mevcut izlerinden yr
yerek yakalayabildiimizden dolay bizim iin al
gemi -zaman lkesi olan Boazii ve amlca bu
<levrin Boazii ve amlca'sdr. Filhakika Tanzi
mat'n getirdii ahsi emniyet ve msavat fikri,
sultan hanmlarn ve vezirlerin genileyen hayatlar,
bilhassa Krm muharebesinden sonra Msr haneda
nnn tstanbul'a yaz iin gelileri, yal, kk yaptr
malar, korulan tanzim ettirmeleri Baaz ve aml
ca'y deitirir.
Boaz vapurlarnn balamas, hem Boaz ky
lerinin nfusunu, hem de bUralardaki mesirelere hal
kn rabetini arttrr. Kadn kyafeti mreffeh, zen
gin snfn topland sayfiye yerlerinde muayyen bir
hadden fazla mnakaa edilmez. Ve ak maceralar
bir eit msamaha ile grilirnee balar. Cevdet Pa
-a, baz paralar bir eit hatrat gibi kabul edilme
si a.zm gelen Tekir'-i eevdet'de, bu devirde tann
m insanlar ve: yksek memurlar iin bilhassa Bo
az'da yazla gitmenin nasl zaruri bir moda oldu
unu ve umumi zevkin tabiat gzelliine nasl al
dn anlatr.
ehrin yars mehtapl gecelerde suda "gm
servi" seyrine kyordu. Akamlar ise seriniemek
iin yava yava kadnlarn da katld - tabii ha
rem aalar ile ve erkekleri yanlarnda olmadan deniz gezintileri vard. Muiki bu devirde peyzajn
ok tabii bir tamamlaycs olur. Ve onunla Kanl
ca, Bebek, Milrabad gibi aksisadal Boaz koylar
ve amlca tepelerinin inadas balar. ehirli musi
kisinin asl zaferi bu devirdedir.

ISTANBUL

2'55

Hi bir devirde kayk zevki Abdlaziz'in salta


natndan itibaren balayan devirde olduu kadar hu
susi bir zevk olmamt. Her biri yirmi, otuz altna
giydirilen gen ve erkek gzeli kayklarn ektii
masal kuu biimli zarif piyadelerde emsiye, ya
mak ve mcevher parlts iinde ehir, kadn gzel
lii denen eyi tadyordu. Bu daha sonraki zaman
larda Harndi Bey'in tablolarndan Ak- Memnii'un
baz sahifelerine kadar izlerini resimde ve edebiyat
ta takip edebileceimiz ok ince bir yaama ve duy
ma tarz idi.
!te tabiata ve beraber yaamaa bu altr
ki sonunda zevk tarihimizin en dikkate deer icad
olan mehtap alemlerinin domasn Salar. Btn
bir adab ve terifat bulunan ve her mehtap gecesi
bir yal tarafndan yaptrlan bu alemler maeri bir
opera, bir nevi ay ibadeti gibi bir eydi ve e
hir onunla, Venedik dojlarnn denizle evlenme me
rasimi gibi kendi gzelliini, yaama tarzn, kendi
sanatn, btn hususiyetini ald denizle tebcil edi
yordu. Hissi hayatmzda o kadar yeri olan ve bize
bir yn asil iienmeyi telkin eden Boaz burada en
yksek sanatlarmzdan biri olan musiki ile birlei
yordu.
Bata saz ve hanendenin bulunduu sandal, arka
snda hatrl daveillierin bindikleri sandallar bir y

gm

kayk hatta pazar kay ve mavna ay nn

at yolda bir koydan bir koya gidiyorlar ve sonra


.
ge vakit o geceyi temin eden yalnn nnde dal
yorlard. Gerekte bu stanbul'un Venedik ve Napo..:
li gibi kendi dehasn idrakiydi.

256

BE$- -SEHft

Kanuni'nin hi bir yerde tasvirine rastlamad


mz saltanat kay lle IV. Mehmed'in, imdi (m.
kaz Deniz Mzesinin loluunda krk bir istiridye
kabuu gibi parlayan ve bulunduu yeri dalga pr
tsna ve yosun kokusuna boan saltanat kay ile
m. Selim'in Krlang', ll. Mahmud'un Kanca ba
ile, AbdlAziz'le annesinin biraz daha herkesle ve
ehirliyle birlernek ister gibi klm altn ve g.
m yaldzl kayklan ile balayan ve devam eden
bir zevk bylece btn hayat iine alan bir sanat
terkibi olmutu. ok defa Osmanl inkrazn d
nrken hatrma 1914 yaznda son mehtap alemleri
nin bakalarndan diniediim hikayesi gelir. Ve YI
klan imparatorluu, ay nn altn bir uurum
yapt sularda saz sesleri arasnda batan bir masal
gemisine nzetirim.
.

- XV -

Ne kadar ok hatra ve insan ... Niin Boaz'dan


ve stanbul'dan bahsederken btn bu dirilmesi im
kansz eylerden bahsettim. Niin gemi zaman bi
zi bir kuyu gibi ekiyor? tyi biliyorum ki aradm
ey bu insanlarn kendileri deildir; ne de yaadk
lar devre hasret ekiyorum. IV. Mehmed'in salta
nat kaynn bir masal kuu gibi altn ve mcev
herdeD prl prl, lacivert sular yrta yrta Kandil
li'ye yanatn grmek yahut doduum yllarm
stanbul'unda bir ramazan sergisinde - bamda fes.
srtmda pardes, bir elimde kuka tesbih, brnde
ucu altn sapl baston, ebediY.ete Ahmed Rza Bey'in

ISTANBUl

25'7

tasvirlerinden yadigar kalan ok dzgn kesilmi


bir sakalla - birbirine karm gl ya, tarn ya
, her trl baharat kokusu iinde dolamak, beni
ne dereceye kadar tatmin edebilir? Hatta Kanuni'
nin, Sokullu'nun stanbul'unda bile on dakikadan faz
la yaayamam. Byle bir ey iin ne kadar kazanca
gz yummak, benliimden ne mhim paralan ke
sip atmak lazm. Sleymaniye'yi yeni yaplm bir
cami olarak grmek, bizim tandmz ve sevdii
miz Sleymaniye'yi tpk geceleyin Boaz koylarn
da uzanan klarn suda o altn saraylar gibi, . za
man iinde bize kadar uzanan btn bir saltanattan
mahrum brakmaktr. Biz onun gzelliini drt as
nn tecrbesiyle ve iki ayr kymetler dnyas arasn
da her gn biraz daha keskinleen benliimizle ba
ka trl zenginlemi olarak tadyoruz. Yahya Ke

mal'siz, Mallarme'siz, Debussy ve Prous'suz bir S


leymaniye veya Kanuni Mersiyesi, hatta onlara o
kadar yakn olan Ne8.ti ve Nedim'in, Hafz Post ile
Dede'nin arasndan geerek kendilerine varamayaca
mz bir Sinan ve Baki tahmin edebileceimizden
daha ok plaktr.
Hayr, aradm ey ne onlar, ne de zamanla
ndr.
Boaz'n mazisi belki de aradklarmz yerle
rinde bulamadmz iin bizi brlerinden daha faz
la ekiyor. Onlar, btn o Neatabatlar, Hmayuna
batlar, Ferahabatlar, Kandilli saraylar, on yedinci
asrdan beri iki sahil boyunca ak kalm bir m
cevher

kutusu

gibi panldadn tahayyl ettiimiz

ve bizim ancak batmakta olan bir gnein son


na ahit olabildiimiz yallar, bugn ortada olsa idi17

'258

BES SEH!R

ler, belki 'kendimizi daha baka trl zengin bulacak


tk; fakat hi bir. zaman yokluklannn bizde uyan
drd duyguyu tatmayacaktk; nesil ve zihniyet ay
rlklar yznden ancak bayramdan bayrama yz
lerini grrnee raz olduumuz ihtiyar akrabalal" gi
bi zaman zaman yanlarna -uramakla kalacaktk.
Heyhat ki yaldzl tavandan, gm eyadan ve ge
mi zaman hatrasndan ok abuk bklyor.

Hayr

muhakkak ki bu eski eyleri kendileri iin sevmiyoruz.


Bizi onlara doru eken braktklan boluun kendi
sidJr. Ortada izi bulunsun veya bulunmasn, iimizde
ki didimede kayp olduunu sandmz bir taraf
mz onlarda aryoruz. Merkez Efendi hayatta iken
olsa olsa onun bir dervii olabilirdim. Yahut da onlar
dan yolum ayrlr, mcadele eder, veya sadece lakayt
kalrdm. imdi ise onu ve emsalini baka bir gzle
gryorum. Hepsi idealin serhaddinde susmu bu in
sanlarn hikmetinde kaybolmu bir dnyay aryorum.
!stediime onlarla eriemeyince iire, yazya dnyo
-rum. Onu musikinin kadehinden istiyorum; kadeh bo
anyor, susuzluum olduu gibi. kalyor; nk sa
nat da, ak gibidir, kandrmaz, susatr. Ben seraptan
seraba

kouyorum.

Her ana kotuum pnara

muammal ehreler bana uzanyor; bilmediim, ses


Ierini tanmadm dudaklar benimle bitmez ken
mez iaretlerle konuuyorlar, fakat hibirinin dedi
ini anlamyorum; ruhum dudaklarndan ayrlr ay
rlmaz hi bir eyin deimediini gryorUm. Belki
oila' da bana kendi tecrbelerinden, her admda
karlarna

kan

sert duvarlardan bahsediyorlar;

"Biz de senin gibiydik, diyorlar; hi bir suale cevap


aiamazsii. Asl ,olan , -iijdekC.hasiettir;. Qnu sndr-

ISTA'NBUL ' -

Z59

memeye ali'. " Ve onun eski bir ocik . gibi daima


uyank bulunmas i;in kah Ferahfeza Perevirii ve-:
ya- Acemairari Yrk Serniisini, kah Sleymaniye'
nin beyaz fecir gemisini, kah Karacaahmed 'in servi
liklerini karma karyorlar; erefabad'n krk

mermer havuzlarna benzeyen bir yn : ad, ' bu ha:'


zr kalplar iimdeki hasretle dolduraym diye bana
uzatyorlar.
En byk meselemiz budur; mazi ile nerede ve
nasl balanacaz ; hepimiz bir uur ve benlik bul
rannn ocuklaryz; hepimiz HamJet'ten daha kes
kin bir "olmak veya olmamak" davas iinde yayo
ruZ. Onu benimsedike hayatmza ve eserimize da

ha ya,kndan sahip--.elaaZ, Belki qe sadece aramak


..

ve btn kaplar almak kafidir.


nk bu daussla'nn kendisi

balbana

bir

aemdir. Onunla gemi hayatn en iyi izahn yapa


biliriz; bu sessiz ney namesinde llerimiz en fazla
bal olduumuz yzleriyle canlanrlar ve biraz da
byle olduu iin, onun nda daha ili, daha ken
dimiz olan bir bugn yaamamz kabildir.
Tabiat bir ereve, bir sahnedir. Bu hasret onu
kendi

aktrlerimizle

ve

hav9.mzla

doldurmamz

mmkn klar. Fakat bu iki ne kadar lezzetli, tesir


leri ne kadar derin olursa olsun Trk cemiyetinin
yeni

bir

hayatn

eiinde

olduunu

unutturamaz.

Bizzat stanbul'un l<endisi de bu hayatn ve kendisi


ne yeni kymetler yaratacak yeni zamann peinde
sabrszianyor.
En ys,
caklar

saati

brakalm hatralar iimizde konua


kendiliklerinden

sesinler.

Ancak

bu

BES SF.HfR

cins uyan anlannda gemi zamann sesi -bir keif,


bir ders, hillasa gnmze eklenen bir ey olur. Bi
zim yapacamz yeni, mstahsil ve canl bugnn
rzganna kendimizi teslim etmektir. O bizi gzelle
iyinin, uurla hillyann el ele verecei alkan ve
mesut bir .Qyaya gtrecektir.

_ ,

. '

Вам также может понравиться