Вы находитесь на странице: 1из 6

Cemil Meriç

Çocuk Edebiyatı-I
M. A er ülkede çocuklar için yazılan ve pa­ yoriardı: E zop’un masallan gibi., yetişkin yazısı var bu konuda. Eserin bütününe bir
zarlanan kitaplar var. Ama dünya çocukla­ insanlar için yazılan kolay anlaşılır kitaplar önsöz yazan Raymond Quenneau, “marji­
rının ortak hâzinesi, çoğu hiçbir değer taşı­ da bunlann arasındaydı. Masallar, hikâye­ nal’’ adını verdikleri edebiyatlardan ne an­
mayan bu abuk sabuk yayınlar mıdır? Ço­ ler, seyahat kitaptan, hayvanlara ait kitap­ ladığını şöyle belirtiyor
cuk ne demek? Geç gelişen, hatta hiç geliş­ lar ve sokaktaki adama hitap eden benzeri “Marjinal edebiyatlardan kastedilen,
meyen tecessüsler yok m u? Yayınevi sahip­ eserler çocuklann çok hoşuna gidiyordu. temsilcileri umumiyetle edebiyat tarihlerin­
lerinin sefil çıkarları uğruna piyasaya sür­ Protestan Ingiltere ’de büyüklerin çocuklar de yer almıyan ifâde tarzları, araçları veya
dükleri abur cubur kitaplara körpe zekâları için en uygun saydığı eserler Kitab-ı M u­ türleridir. Yani bu sayfalarda, kolportaj
teslim etmeğe kimin hakkı var! Eflatun, kaddes He havarilerin menkıbeleri idi. A ma edebiyatı, çocuklar için edebiyat, halk ro­
çocukların şairleri okumamasını istiyordu. çocuklar çeşitli konularda basılan ve seyyar manı, polis romanı, kurgu bilim işlenecek­
Ne var ki, her Yunanlı eğitim hayatına Ho- satıcılar tarafından ucuza satılan kitapçık­ tir. ”
meros'un şiirleriyle başlıyordu. E zop’un tan daha çok severlerdi. Edebiyat kadar, belki ondan da çok sos­
kıssaları belki de hiçbir zaman hu kadar ge­ Korkunç bir tezat değil mi? Ingiliz genç­ yolojiyi ilgilendiren bu çetrefil konuyu
niş bir okuyucu kitlesine seslenememiştir. lerinin ve Kuzey Amerikalı küçük okuyu- uzatmak istemiyoruz. Mesele, çocuk edebi­
Rousseau da Emile’ine tek roman okutur. culann 1660-1720 arası en çok zevk aldığı yatı kavramının Batı edebiyat tarihlerinde­
Robenson. Çocukça bir sınıriandınlış kitaplar tüyler ürpertici V hüküm ler” ve ki yerini işaret etmek.
Konstantinidi Efendi, Batıdaki örneklere “istiğfar" dualanyla biten dini (püriten) Dünyanın masal ağacı, H ind’de yazıl­
uyarak Osmanlı Edebiyatının ilk ciddi an­ eserlerdir. Çocuklar bu iç karartan yayım­ m ış Bu ülkenin özelliği ne? Yan aylak bir
tolojisini iki cild halinde sunar, birinci cild- lardan illallah diyerek büyükler için yazıl­ hayat, hayali zenginleştiren bir iklim. Köy­
deki yazıların muhatabı çocuklardır. İkinci mış kitaplara elatarian Robinson Crusae den köye dolaşıp hikâyeler anlatan derviş­
cild ise yetişkinler içindir. Şüphe yo k k i cok (Defoe), Guliverin Seyahatlan (Swift) gibi. lerin, dilencilerin gördüğü büyük rağbet.
yerinde bir teşebbüs. Yazık ki efendiyi ta- Daha sonra çocuk kitaptan boşan özel Sonra, nıhlann göçü inanca hayvan dün
kib eden başka bir “Müntehat "cimiz zu­ yayınevleri kuruluyor. Charles Lamb ite bir insandı, yann tanrılaşacak. Neden dile
hur etmemiştir. Ata Bey’in “Ik tita f'ja n Mary Lamb, Shakespearin tiyatro lannı hi­ gelmesin? Neden tecrübeleri ile yolumuzu
Galatasaray'ın genç okuyucularına edebi­ kâye şekline sokup bâstınrlar çocuklar aydınlatmasın? Bu inanç, masalı kanatlan­
yatımızı tanıtmak amacıyla hazırlanan se­ için: “ S h a k e sp e a r’den M a s a lla r”. dırmış ve hayal, felsefeleşmiş
vimsiz bir mektup kitabı. Sonra Süleyman Locke ia Rousseau ’nun eserleri eğitim ala­ Hind çok ilgilenmiş politika ile. Am a p o ­
Şevket'in "Güzel yazılar'j ve onu takip nında büyük alâka uyandınr. Fransa, In- litika sanatını bütün yönleriyle öğreten, il­
eden benzeri yayımlar.. yjltere ve Almanya ahlaki konulan ele alan mi eserlerden çok, masallar. Hayvanların
André Gide, okumağa başlar başlamaz birçok eser aktanrbirbirinden. Bu dönem­ insana yaşama dersi verdiği bu hikâyelerde
iki kitap tutuşturulmuş eline: “Binbir Ge­ de kozmopolit temayüller ağır basar. Ber- heyecanın, hassasiyetin, ahlâkın yeri yok.
ce'yle "Kitab ı Mukaddes". Flaubert, quin ile Madam Genlis Ingilterede çok tu­ Her an, yavuz bir kendini koruma içgüdü­
“Donkişot'u okuduğum zaman kelimeleri tulur. sü, azgın bir başan hırsıyla karşılaşmakta­
yeni söküyordum, ” diyor. Marcel Proust, Ansiklopedideki yazı sürüp gidiyor. yız. Kavga tekniği, ahretle dinle ilgisiz.
çocukken okuduğu kitapların başında Te- Türk okuyucusu için fazla lüks sayılabile­ Hayvanlar dünyasındaki insafsız boğazlaş­
ophile Gautier'in Capitaine Francasse’ını cek bir alay bilgi. Konu daha çok Ingiliz ve mayı, insan plânına aksettiren bir teknik
hatırlar. Çocukluğumun ilk yıllarını güzel Amerikan çocuk edebiyatı üzerinde yoğun­ bu. Birbirini parçalayan, birbirini yiyerek
bir rüyaya çeviren kitapları düşünüyorum: laşmış. yaştyan mahluklar... Sanki okyanusun de-
Abbase, /k i Çocuğun Devri Alem Seyaha­ BRİTANNICA ansiklopedisinde çocuk rinliklerindeyiz. Zaten bu edebiyat türünün
ti, ve Sefiller. Gerçi Şark Masalları, Dünya edebiyatı maddesi on büyük sütun. Lock adı: “MA TSYA -N YÂ YA ” (balıkların ka­
Hikâyelerinden Seçmeler gibi çocuklar için ve Rousseau gibi terbiyecilerin türün geliş­ nunu). Yani büyük balıkların küçükleri
yayınlanmış bir sürü kitapçık da okudum. mesi üzerindeki etkilerine geniş yer veren yuttuğu bir dünya. Bilpay’ın hikâyelerini
Ama hiçbiri hafızamda iz bırakmadı. bu makale de Ingiltere ile kuzey Amerika yüzyıllardan beri zevkle okuyan Avrupa
CasseTin Edebiyat Ansiklopedisi “Ço­ üzerinde duruyor. Çocuk dergiciliği, ço- • o ulardaki derin ve gerçekçi hayat felsefesi­
cukların Kitapları’’ bölümüne şöyle giri­ cuk kitaplanna verilen ödüller bütün ayrın- ni anlıyabilmiş midir? ZİMMER, “hayır”
y o r “Çocukları eğlendirmek amacı güden tılanyla anlatılmış Doğu ’dan yalnız Binbir diyor bu soruya... Ve milletlerarası politi­
kitaplar Batı A vrupa 'da X VIII. asrın orta­ Gece tercümeleri, biraz da Kellile ve Dimne kanın birçok girift problemlerini Hind ma­
larına doğru yayınlanmağa başlamıştır. Bu Münasebetiyle söz ediliyor. Ciddi, ağırbaş­ sallarının ışığı altında kavnyabileceğimizi
tarihten önce gençlere mahsus edebiyat, di­ lı ve kuru bir yazı. ¡eri sürüyor.
n i eserler, görgü kitapları ve okul kitapla- Batının edebiyat tarihlerinde çocuk ede­ Bütün tanıdığımız masalların ana kayna­
nndan ibaretti. Tek amaçlan öğretim olan biyatı diye bir bölüm yok. 1958’d j yayım­ ğı: PAN Ç A-TANTRA (POLİTİKA VE
bu eserler, matbaanın icadından önce yaz­ lanan son büyük edebiyat ansiklopedisinin İD A R E S A N A T I Ü Z E R İN E B E Ş
ma olarak elden ete dolaşıyordu, tik bası­ IH. cildi Fransa’ya ayrılmış. Ese­ KlTAB). Eserin ilk şekli kayıp.
lan kitaplar arasında da onlan görürüz. rin sonunda "majinal edebiyatlar" bölü­ Pança-tantra, beş bölüm, bir giriş Her
Çocuklar eğlenmek istedikleri zaman mek­ mü içinde çocuk edebiyatı da yer alıyor. bölümde bir çerçeve hikâye, onun içinde de
tep kitaplanndan daha çekici eserler an- Andre Bay’in çok geniş ve sürükleyici bir hikayecikler, manzum hikmetler var.
Birinci bölümün adı, Mitra-Bheda Edirneli A L ! ÇELEBİ, Hüseyin bin A li juvazi kiliseye karşı açtığı savaşta aradığı
(Dostluğun bozuluşu). Hükümdarlarım ni­ Vâiz’ın tercümesi üzerinde yirmi yıl uğraş­ müttefiki H ind’in masal kitabında bulur.
fakçıların şerrinden kurtarmak için yazıl­ mış ve Hümayunnûme’yi Kanuni Süleyma- Gosta Romanarum ve Fahliau'lardan, La
m ış Kahramanlan K in i ardan, müşaviri na ithaf etmiş Fontaine'in, Grim m'in, Andersen'in ma­
boğa ve nedimleri’i ki çakal: K antaka ile Kelile ve Dimne'nin doğu dillerinden ya­ sallarına kadar bir çok meşhur eser sansk-
Damanaka. Eseri pehleviceden anbçaya pılan ilk fransızca tercümesi, 1644’de ritçe kaynaktan geniş ölçüde faydalanmış
çeviren IB N EL MUKAFFA kitaba çakal­ yayımlanmıştır. David Sahid imzasını taşı­ Divan nesrinin en parlak örneklerinden
ların adını vermiş: KELtLE VE DİMNE yan bu tercüme Envar-ı Süheyli’nin ilk biri sayılan Hümayunnûme Şeyhülislâm
(bkz- Bir Dünyanın Eşiğinde sh. 110-116). dört kitabıdır. Ve La Fontaine’in belli başlı Yahya Efendi tarafından kısaltılmış:
kaynaklanndandır. 1700'de Gaitan'm baş­ Mılahhas-ı Humayun. Nihayet İkinci Ab-
lbn el M ukaffa tercümesi yeniden farça-
ladığı Hümayunnûme tercümesini Cardon- dülhamid'in fermanı ile yeniden yorumlan­
ya tercüme edilmiş On ikinci yüzyılda ya­
ne tamamlar. mış ve özetlenmiş (Ahmet Midhat efendi
pılan bu tercüme N A SR U LLA H ’m eseri.
Arabça’dan yapılan ilk fransızca tercü­ 1304 h). Kelile ve Dimne’nin türkçede en
Gaznelilerden B ahnm Şah ’ın emriyle ya­ me S. de Sacy 'nind ir (1816) İlk İngilizce ter­ az on bir tercümesi daha var. İlki 1260 ta
pılmış On beşinci yüzyılın sonlarında Nas- cüme 1819’da yayımlanır. yapılmış (Horasanlı Ahmet).
rullah’ın dilini eskimiş bulan H Ü SEYİN Kitab, onsekizinci yüzyılın sonlarına ka­ Hind masalları, Türk çocuklarının dün­
B İN A L l VAİZ, Kelile ve Dimne’y i genç­ dar altmış dile çevrilir. İzlanda 'dan Moğo­ yasına girmiş midir? Bu soruyu cevablan-
leştirmiş Bazı yeni masallar eklemiş esere, listan ’a ve Cava ’y a kadar yayılır. Bir kita­ dtrmak çok güç. Ben Kelile ve Dimne'yi
bir önsöz yazmış ve E N V A R -1SU H E YLİ bın bu kadar uzaklara yayılabilmesi tesa­ mektepte okudum. Arabça hocamız şâir
adıyla yayımlamış Ekber Şah beğenmemiş d ü fü değildir. Orta Çağ A vrupa’sının Keli­ Ömer Yahya eseri büyük bir sevgi ile ta­
bu tercümeyi; çok süriü, çok tantanalı bul­ le ve Dimne’y e karşı gösterdiği büyük ilgiyi nıttı bize. Belki bir mekteb kitabı diye oku­
muş EBULLEZL, yeniden kaleme almış şehir burjuvazisinin gelişmesi ile açıklıyan- tulduğu için fazla ısınamadım. Ve o hazine
Envar-ı Süheyli’yi; 1590’da tamamladığı lar var. Meselâ Valter Ruhen. Daha yeni, kitab yıllarca silik bir hâtıra olarak yaşadı
esere E Y Y A R -l D AN IŞ adını vermiş daha hür bir hayat felsefesine susayan bur­ hâfızamda.
Turk Edebiyatı I

Cemil Meriç

Çocuk Edebiyatı-2

K ıs s a la rın ı şöyle takdim etmiş La psikoloji, çağımızdaki bütün çabalara
Fontaine: Uçsuz bucaksız bir komedya, rağmen, İlmî bir m ahK
yüzlerce değişik perdesi var bu komed­ yet kazanabilmiş midir? Rousseau’dan.
yanın, sahnesi ise kainat. Fransız şairi, Binet'ye.Piaget’ye kadar konu üzerinde
Kelile ve Dimne tercümesinden başla­ kafa yoran büyük araştırıcılar, çocuk
yarak, kendi ülkesinin folklorunu ruhunu istenildiği kadar aydınlatabildi­
güzelce taramış. Kısaca konularında “Rousseau, çocuklar La Fontaine’i ler mi? Mesele yalnız psikolojiyi de ilgi­
hiç bir yaratıcılık yok. Bulduklarını anlayamaz diyor, büyükler anlaya­ lendirmez, çocuğun yaşadığı sosyal
almış ve onlara biçim mükemmelliği bilir mi ki? Fabl'ların belli başb çevreyi de tanımak zorundayız. Bir keli­
kazandırmış. Bunun için klasiğin en İngilizce çevirileri ile Türkçe çevi­ meyle tarihî miras, dil gibi müesseseler
has, en erişilmez örnekleri olmuş fabl’ de dikkate alınmalıdır.
rilerini birbir inceledim, ikisinde
ler. Doğu ve batı medeniyetlerinin Andre-Bay doğru söylüyor: "çocuk
de yanlış iskelet var, ruh kaybol­
bütün usaresi, bütün balı o minnacık edebiyatı çok geniş bir dünya, tam bir
şiirlerde. Hem millî, hem milletlerarası. muş. Ben Fransızca’nın sırlarını
tablosunu sunmak imkânsız. Konu ister
Bunun içindir ki Fransız edebiyatını çözebilmek için bütün bir ömür istemez cihanşümul. Çocuklar harita­
merak eden bütün şairlerimiz önce La harcayan hoca ve mütercim olarak daki sınır işaretlerine aldırmaz. Bu ede­
Fontaine’e eğilmiş ama üslubu aktara- ancak 50 yaşından sonra La biyat, asırlar boyu pusulasız yelken
mamışlar dillerine. Fontaine’in güzelliklerini anla­ açan bir gemi, uğradığı her limandan
Rousseau, çocuklar La Fontaine'l mağa başladım. Zaten okuduğu­ ganimetler devşirmiş."
anlayamaz diyor, büyükler anlayabilir mi
muz şaheserlerin kaçta kaçını Andrö-Bay konu üzerinde çok çalış­
ki? Fabl’lerin belli başlı İngilizce çeviri­
gerçekten tadabiliyoruz.” mış, kaynakları bir düzineyi aşıyor,
leriyle Türkçe çevirilerini birbir incele­
batı kültürünün bütün fetihleri emrinde


dim. ikisinde de yalnız iskelet var, ruh
ama yine de konuyu bütünüyle
kaybolmuş. Ben Fransızcanın sırlarını kucaklayamamış.
çözebilmek için bütün bir ömür harca­
AvrupalI çocukların okuduğu ve sev­
yan bir hoca ve mütercim olarak ancak
diği belli başlı kitaplar geçit resmi yapı­
elli yaşımdan sonra La Fontaine'in
yor makalede. Daha çok Fransa ve
g ü z e llikle rin i anlamağa başladım.
anglo-sakson dünya üzerinde durul­
Zaten okuduğumuz şaheserlerin kaçta
muş, ne yapalım ki batı edebiyat tarihle­
kaçını gerçekten tadabiliyoruz? Görüş
yaşında Yunancaya başlamış, seki­ rinin bize sunduğu en etraflı incele­
dergisinin Haziran 82 sayısında çok iyi
zinde Lâtinceye, Eflâtun'la Aristo’yu me de şimdilik bu.
bildiğimi sandığım bir çok kitapların
başkalarının çelik çomak oynadığı yaş­ Makalenin geniş bir hülasasanı tak­
tahlillerini okuyunca, cehaletimizin
larda tanımış. Homeros da Kal-u Bela' dim ediyorum:
sonsuzluğunu bir kere daha anladım.
dan beri aşinası, üstelik zihnî melekeleri “Çocuk edebiyatı, Fransa'da, 1697’de
Ne Pinokyo’yu tanımışım, ne Alis Hari­
bakımından ortanın altında olduğunu Perrault’nun masallarıyla resmî bir kişi­
kalar Diyarında'yı. Mark Tvvain'in Huck-
söylüyor. Gelin de-dehşete düşmeyin. lik kazanır. Hakikatte ise uzun zaman­
leberry Finn’i ise idrakimin bugün de
Şüphe yok ki bütün çocuklar Stuart dan beri şifahî olarak mevcuttu,
nüfuz edemediği bir dünya. Birçok
Mill'le boy ölçüşemez, ama tanımadığı­ edebiyatların başlangıcından beri
kitapları uyuyarak okumuşuz. Çocuk
mız kaç Stuart Mili var? Demek ki çocu­ desek yanlış olmaz.
kitapları Balzacîn “İnsanlık Komedyası'
ğun anlayış ve kavrayış hudutlarını belli Bu masallar, bilindiği gibi, dadıların
'ndan çok daha girift, çok daha esraren­
standartlara irca etmek ham bir hayal. anlattığı hikâyelerdi aslında. Aynı
giz. Kaldı ki bu edebiyatın sınırlarını
Bir ibn Sina'yı bir Biruni’yi, bir ibn masalın yalnız Fransa’da değil dünya­
çizmek de ülkelerdeki psikolojinin geliş­
H aldun'u düşünüyorum , bunların nın çeşitli ülkelerinde birçok benzerleri
me dönemlerini bilirler mi? Kaldı ki böyle
bir psikoloji kabil değil. Bir kere çocuk tecessüs ve ihatası da Stuart Mili’ bulunmuştur. Mesela "Parmak çocuk” ,
kimdir? Bütün çocukların tecessüs ve inkilerle rahat rahat boy ölçüşebilecek mesela "Ormanda Uyuyan Güzel'': Mese­
idrakleri birbirine eşit mi? Uptain çapta. Çocuk edebiyatının ne sınırları leye eğilen folklorcular bunların sayısız
Sinclair, bir Amerikalı bir Avrupa­ belli ne mahiyeti. Çocuk edebiyatı, çeşitlemelerini ortaya çıkarmışlardı.
lInın irfan seviyesine ancak ellisinden çocuklar için yazılan kitapların bütü­ Her ülkede bu hikâyelerle karşılaşıldı­
sonra yükselebiliyor, diyor. Stuart Mili' nünü kucaklıyor ama çocuk, büyükler ğına, o kadar uzun bir zamandan beri
in otobiyografisini okurken bu hakikati için yazılan kitapları da okur. Yaşla baş mevcut olduklarına ve zamanımızda
bir kere daha idrak ettim. Benim isimle­ arasında kesin bir münasebet kurmak bile bu kadar çekici olduklarına göre,
rini yeni yeni duyduğum birçok tarihçi­ mümkün değil. Çocuklar için kitap bu masallara saçma sapan diyemeyiz
leri, filozofları, iktisatçıları Stuart Mili yazanlar çocuk psikolojinin gelişme dö­ pek. Perrault, masallarının altına kıssa­
bebek denilecek yaşta hatmetmiş. Üç nemlerini bilirler mi? Kaldı ki böyle bir
T ürk Fdsblııatı |ŞUBAT| 4
dan hisse’ler eklerken aldanıyordu şüp­ Grimm kardeşler ise, masalları başka
hesiz veya yalancıkdan aldanmış Çocuk şiiri türlü ele alırlar: şiire ve halk inançlarına
görünüyordu. Ama bu kıssadan hisse­ merak sarmış birer filologturlar, ciddidir­
leri, anlattığı hikâyelere fazla karıştırma­ ler, vatanperverdirler, bununla beraber
mak bilgeliğini de gösteriyordu, ne gnomları dünyayı dolaşır ve bütün ülke­
yazık ki aynı bilgeliği daha sonraki lerin çocuklarını büyüler. Onlardan
yazarlarda bulamayacağız; Perrault işit­ sonra her yazar kendi halk edebiyatını
tiği gibi anlatıyordu bu hikâyeleri, şifahi araştırmaya koyulur; bazı gayretkeş
geleneğe saygısı vardı, nitekim daha aktarıcılar komşu folklorları çevirerek
sonra Grimm kardeşler ile Andrevv
Lang da aynı şeyi yapacaklardır.
BEBEĞİME yağma eder ve dünya çocuk kütüpha­
nesini zenginleştirir.
Bu masalların düşmanı çok: akıl, Andersen hem folklordan yararlanır
ahlâk, pedagoji adına çatmayan kal­
madı bu masallara, ama yine de herkes
NİNNİ hem de muhayyelesinden. Bu kundu­
racı çocuğu hayatı bir rüya gibi, hikâye­
bayılıyor; bu sürekli ilginin sebeplerini lerini ise gerçek gibi yaşar. Hikâyeleri,
aydınlatmak kabil belki de. Onlarda edebiyatın su götürmez şaheserlerin­
hayali kanatlandıran bir takım simgeler den biridir. Yetişkinlerin hatırı kalmasın:
var; kaynaklandıkları inançlar, dün “Çocuklara anlatılan hikâyeler”dir bun­
insanlığın çocukluğuna, bugün insan­ lar (1835).
ların çocukluğuna bağlı duygularla iç Yatağında altın gibi Çocuk edebiyatı, özellikleri ne olursa
içe. Bu masalların kahramanlarını haya­ Yatıyorsun güzel bebek olsun, çok geçmeden bütün dünya
tın ilk tecrübeleriyle cebelleşirken, bir Düşlerinde senin şimdi çocuklarının ortak hâzinesi olur. Fran­
başlarına, Ormanda bırakılmış olarak sız çocuk edebiyatı resmen Perrault ile
görüyoruz. Bu yönleriyle masalların Açıyor bir pembe çiçek. başlar, bununla beraber Daniel Defoe'
öğretici bir değeri var, akıldışı denecek nun Robinson Crussoe (1719)sı bütün
ama çocuk hayalini derinden derine üiKelerin çocuklarını fetheder ve onlar
etkileyişleri de bundan değil mi? Bu
Pembe çiçek,
sayesinde ün kazanır. Başlangıçta
peri masalları gerçekçi de. Bunları anla­ Ninni ninni. çocuklar için yazılmamış olan eserler,
tanlar halktan kişiler. Perrault’da Walter Scott’un, Fenimore Cooper’ın
özgünlüklerini koruyabilmiş. Garip bir romanları gibi, bazan da Swift’in
içiçelik: tabiî ile tabiat üstü sarmaş Uyu uyu nur topu sen Gulliver'i Cervantes'in Donkişot’u gibi
dolaş. Perrault ilk masallarından itiba­ Işık, rüya, bahar, sevgi. bozularak benimsenirler. Çocuk edebi­
ren bu beraberliği sürdürmüş, salonlar yatının bir cephesi de budur. Çocuk
çağında küçümsenmeyecek bir ustalık,
Başuçunda işte annen,
edebiyatını onun için yazılmamış şahe­
eseri yaşatan ve türün özelliklerini Uyu yavrum, ninni ninni. serlerden mahrum bırakmak istersek
yapan da bu. Andersen’in yerine Berquin’ler sahneye
Perrault'nın masaları şairane olma­ çıkar. Yalnız çocuklar için kaleme alın­
sına şairane ama yine de eğitici bir Ninni ninni, mış kitaplarla yetinirsek başımıza gele­
değerleri var. Onları da pekala Fenelon’ Melek gibi, cek budur.
un Telemak’ına benzetebiliriz. Hayatın fethine çıkan çocuk, adasına
Çocuk edebiyatının gelişmesini sağ­ ayak basan Robinson kadar cahil ve
layan, çocuk okuyucularının sayıca art­ endişelidir. Yaşanan ve hayal edilen bu
ması olmuştur., macera genç gönülleri büyüleyecekti
Masallar halâ çocuk edebiyatının şeh- onun için.
rahı (ana edebiyatı). P.Hazard, P e rra u lt’
Haşan Lâtif Sarıyüce
Çocukları Çok seven ingilizlerin bu
un "Geçmiş Zaman Masalları" için ş ö y le konudaki katkıları öteki milletlerinkin-
diyor: "Tarihte İlk defa olarak Fransanın daha ÖZÜR: den fazladır, ilk çocuk kütüphanesini
sonra da bütün dünyanın çocukları gönülle­ onlar kurdu (1748). Bugün de Fransa,
Çocuk Edebiyatı özel sayımızda
rince bir kitap buldular, o kadar güzel, öyle "Bebeğime Ninni" başlığıyla yayın­ Ingiltere'ye, Rusya’ya, Birleşik Devlet­
taze bir kitaptı ki bu. bir daha ayrılmak ladığımız şiir yanlışlıkla Ahmet Efe lere, Skandinav ülkelerine kıyasla geri­
İstemeyeceklerdi." imzasıyla çıkmıştır. Şiirin Haşan dedir. Gençlerin sevgisini kazanan ve
Yeni doğan peri masalları (nispeten Latif Sanyüce'ye ait olduğunu bil­ onlar üzerinde etki yapan bir başka
saf iken) çığrından çıkar. Mme. d’Aulnoy, dirir, yeniden yayınlarken arkadaş­ Ingiliz de, Dickens'dir. Andersen’in
ile ve daha başka bayanlarla salon pando- larımızdan ve okuyuculardan özür dostu olan bu zat edebiyata talihsiz
mimlerine dönüşür. Çocuk edebiyatı dileriz. çocuk, pansiyon hayatı, yetim tiplerini
XVIII. asrın başlarını istilâ eden bu sokmuş; mücadeleci ve talepleri olan
masal tufanından büyük bir fayda sağ­ bir edebiyat yaratmış, hem Sefillerin
lamaz önceleri. Ne var ki Galland’ın sında yalpa vurur: eğlenceli olmak Kozet’ini hem de Daudet’in Petit Chose’
çevirdiği “ 1001 Gece Masalları" bir sürü isteyen münasebetsiz tuhaflıklar, lüzu­ unu müjdelemiştir.
yeni masallara yol açar: 1001 Gün, 1001 mundan fazla ahlakçı, didaktik niyetler. Birkaç yıl önce Cooper, Avrupa’yı
Çeyrek saat, ve bilhassa Moğol masal- Madam de Beaumont’un eserinin adı Kızılderililere istila ettiriyordu. "Mohi-
lan, Çin hikâyeleri gibi. Daha ciddi başlı başına bir program. Niyeti hâli- kanların Sonuncusu" (1826). Toplu­
yazarlar tarafından işlenen bu hikâye­ sane: kibar çocuklara ahlâk dersi ver­ mun içinde bulunduğu durumu ifşa
ler, türü zenginleştirir ve tazeler. mek ve dünyayı tanıtmak, faydalı eder.
Madam da Beaumont’un pedagoji kaygısı, hikâyeler, kıssadan hisseler vs. 1757’ Zamanımızda en çok okunan çocuk
masadan ve perileri yeryüzüne indirir ve den beri, başka bir deyişle iki asırda, kitabı: Hector Malot’nun “Şans Famille”
vaaz bataklığına saplar. Çocuk edebi­ amaçlar pek az değişmiş fakat bu (1887)1 Hector Malot çocuk edebiyatı­
yatı iki kayalık, iki gerçek dişilik ara- amaca ulaştıracak yollar düzelmiştir. nın klasikleri arasındadır.
Çocuk edebiyatının gelişmesine yar­
dım edenlerin başında kitapçı Hetzel
var. Yabancı dillerden bir çok eserler
çevirmiş, zamanın en büyük yazarlarını
çocuklar için yazmağa teşvik etmiştir.
Jules Verne'in ilk yayımcısı da o’dur.
Fransız çocuk edebiyatı Anglosakson
çocuk edebiyatının yanında saygı
değer bir yer tutabilmişse, daha çok
Jules Verne sayesinde olmuştur bu.
Yüzbir cild tutan eserin adı: "Bilinen ve
Bilinmeyen Dünyalarda Harikulade Seyahatler'
’. Dünyanın fethi bu yüzbir cildle başlar
ve atom çağının akla durgunluk veren
keşiflerine rağmen halâ çekiciliğini
sürdürmektedir.
Macera romanının klasiğini gerçek bir
seyyah kaleme alacaktır: R.L. Steven-
s o n ’ u n ’ HazIne Adası" (1883). Stevenson,
romanını önce bir çocuk dergisinde
yayımlar. Hikâyeyi, romanın genç kah­
ramanı anlatmaktadır. Gerçekle hayalî
içiçedir. Eserin büyük çekiciliği oradan
gelir. Stevenson’a göre, romanın kahra­
manlarla büyük bir ilgisi yoktur. İyi
ahlâk gibi bir amaç gütmemeli roman.
Eserin can alıcı noktası "nasıl olmuş?"
sualine verilecek cevaptır. Mühim olan:
olaylarla onların sergileniş tarzıdır.
Fazla bilgiçlik göstermek, zekilik numa­
rası yapmak lüzumsuz. Bütün hüner:
anlatmasını becermekte. Çocuk edebi­
yatından söz ederken “ Alls Harikalar liğini yapan: mizah, dost bir gönül, halk Çocuk edebiyatının son büyük tem­
Dlyarında’ yı (1865) unutmak olmaz. sevgisi, köklü idealizm ve çocuklara silcilerinden biri Rudyard Kipling. Hayvan­
Lewis Caroll fantazinin çocuklara nasıl duyulan sahici muhabbet. Kahramanı ları canlandırmasını bilmiştir. Yalnız ele
sunulacağını çok iyi anlatmıştır. Sahici delikanlılar olan nice realist roman aldığı hayvanlar evcil hayvanlar
bir fantazi realizmden üstündür, çünkü yazılmış, mesela Erich Koestner'in değildir.
eskimez. Akıl-dışı başkadır, abes başka. “Emil ve Dedektivler” , Molnar’ın “Pal
Büyüler de, peri masalları da akıl- Sokağının Çocukları"... ama hiçbirinde Sevilen bir çocuk yazarı olmak için,
dışıdırlar; ama hayale geniş ufuklar açar Twain’in havası yok. Avrupanın dışında doğmuş olmak hiç
ve daima taze kalırlar. “Alls Harikalar Birleşik Devletler için Huck Finn, de fena değil: Jules Verne adada doğ­
Diyarında” d a , "Aynanın Öbür Yüzünde" de İtalya için Pinokyo, Danimarka için muş, Kontes de Segur, Rusya’da bir
uyanıkken görülen rüyalardır. Bu Denizkızı, Ingiltere için Peter Pan millî generalin kızı, Rudyard K ip lin g
modern peri masallarının kendilerine birer kahraman sayılmıştır. Heykelleri Hindistan’da,^ başka bir dil bilmek,
göre tutarlı bir mantıkları vardır. Çocuk dikilmiş, akın akın ziyaretçileri olmuş­ başka bir folklordan faydalanmak da
hikâyelerinin kahramanları, okuyanları tur. çok faydalı. Çocuk edebiyatı türünde
yaşdaşıdır çok defa. Çocuk, kendini Huck Finn, sevimli bir yumurcak. egzotizm’le üniversalizm aynı şey.
onların yerine koyabilmeli, yaşadıkları Ama onun doğuşunda Kontes de Ségur' Meselâ küçük Mowli, Cangil’la efsane­
macerayı benimseyebilmelidir. “Hazine un hiçbir payı yok. Oysa kontes andığı­ nin çocuğu. Annesi dişi bir kurt (Romus
Adası"nın yayımlanmasından bir yıl son­ mız yazarlardan önce Fransız çocuk ve Romulus’unki gibi). "Cangil kitabı",
ra, dünyanın bütün çocukları için bir dost edebiyatının belki köşetaşlarından biri örnek izciler ve centilmenler için bir
oluveren bir kahraman yaratıyordu olmuştur. Kontesi ünlü "Bibliothèque ahlâk alfabesi: itaat etmesini bilmek,
Mark Twain: "Huckleberry Finn" (1884), Rose"den ayıramayız. “ Bir Eşeğin susmak, nefsine hâkim olmak. Bog-
"Tom Sawyer" (1876)ın arkadaşı idi bu. Hatıraları", “Sophie'nin Başına Gelen­ heora'nın kanuna yan çizenlere savur­
"Hazine Adası”nın kahramanı da, Alice ler"... Kontes, perilerin büyülü asası duğu darbelere kin duymadan katlan­
de yazarlarına pek benzemez. Torn ile yerine sık sık kamçıya başvurur. Belki mak, eyleme perestiş. Kipling meslek-
Huck ise, Mark Twain'in çocukluk hatı­ "Sophie'nin Başına Gelenler", yazarın daşlarından hiç birinin başaramadığı
ralarına bağlıdır. Gerçekçi olmak isteyen kendi çocukluğundan alınmış oldukça bir işi başarmış: sıkıcı olmadan bir hikâ­
bir eser. Kullanılan dil, hayattan alınmış. acı olaylara dayanmaktadır. Şüphe yok yeye bütün bir ahlâk sokabilmiştir.
Çevre olduğu gibi çizilmiş. Serüvenler ki Rusya'da geçen çocukluğu ilhamını Çocukken dinlediği hikâyeler, Ingiltere’
biraz hayalî. Ama “Hazine Adası"nda kamçılamıştır. Bir dönemi yansıtan bu nin emperyalist gücü (Trafalgar Square
olduğu gibi yazarın kabiliyeti sayesinde minnacık “İnsanlık Komedisi" halâ oku­ Arslanlarının Gücü) olmasa, yani binde
okuyucular hemen benimsemiş kahra­ nuyor okunmaya lâyıktır da. Çocuklar bir görülecek bir takım olaylar bir araya
manları. Evet, "Huck Finn”de insanlığın, hayvanları sever, bu sevginin geniş gelmese, Kipling’de olamazdı. Bu olay­
sömürgeciliğin, köleliğin hicvi var şüp­ ölçüde sömürüldüğü de bir hakikat. lara Joel Chandler Harrls'in (18 8 0 ) “ Remus
hesiz, fakat kitabın değerini yapan o Kontes de Ségur'dan öğrendiğimiz, Amca'sındaki hikâyeleri de eklemek
bölümler değil, Missisipi’ye verilen yer hayvanlara nasıl davranılmaması gerekti­
çok daha önemli. Bu eşsiz romanın çekici­ ğidir.
Turk Edeblualı |ŞUBAT|

lâzım. Fransız edebiyatında Perrault’ yanlar buna "fumetti" diyorlar. Leopar


nun masallarıyla, Fabllau'lar ve Roman derisinden donu ile yenilmez Tarzan,
de Renard neyse, Remus Amca da silindir şapkası İle kurşun işlemez
Amerikan çocuk edebiyatı için o’dur. •'Mandrake“ ou garip mitolojinin başlıca
kahramanları. Bu resimli dergilerde ne
Günümüzde hayvan komedisi sık sık
şiir var ne şairanelik; hepsini birden
başvurulan bir konudur. Çünkü hem kötüleyemeyiz ama kalıcı eserler ver­
tabiata uygun bir mutluluk anahtarı
dikleri de söylenemez.
sunmaktadır, hem bir bilgi aracıdır, hem
de beklenen yoldaşları sunmaktadır. Bir çocuk şiiri var, çocuklar için yazan
şairler, güldesteler mevcut; bu şiirin
Masalların anlattığı tarih de, çocuk
kaynakları da biliniyor. Çocuk edebiya­
edebiyatının belli başlı dallarından biri
tının bir dalı bu, belki de en az göze
olmuştur, ister istemez. Emekleme çarpan fakat en canlı olanı. Oyun için
çağındaki bu edebiyatın çiçeklenişi, yazılan ahenkli, kafiyeli bu şiirlere
Fransa'da 1870 bozgunu ile yaşıttır. Fransa’da “Compitines", Ingiltere'de
Kahramanlığın yüceltilmesi ve günü­ “ Nursery Rhymes" denir. Masallar
müzde Fransız im paratorluğ u n u n kadar esrarengiz, masallar kadar cihan­
şanını terennüm eden kitaplar kalıcı şümul bir tür. Chanson’un kızkardeşi. ELLERİN
eser bırakmamıştır pek. Galiba az çok Comptines'leri ve peri masallarını
uzak bir geçmişe uzanmak daha çok ezberlemek için okuma yazma bilmeye Ü ŞÜ M E SİN
hoşa gidiyor. Mesela Alexandre Dumas’ lüzum yok. Az zaman önce yazıya geçi­
nın “Üç Silahşörler” i, Walter Scott’un rilmiş. Hugo'nun şiirleri arasında da
orta-çağ romanları veya "Pompei’nin çocuklara seslenenler var. Sully Prud- Dibinde pınar olsun
Son Günleri", Rosny’nin tarih öncesi homme, François Copée, Lucie Dela­
hikâyeleri, tek kelimeyle skotlaştırılmış rue Mardrus’de çocuklar için şiirler
Hep kuşlar konar olsun
tarih en çok hoşlanılan eserler arasında. yazmak istemiştir ama pek başarılı ola­ Bir gümrah çınar olsun
Gelecekle, geleceğin sakladığı sırlar, mamışlar. Zamanımızda da bir çok şair­ Boy atsın filiz filiz
yaşanılan hayattan daha çekici. Ama ler "Comptines’le ri taklit ediyor.
modern İlmî bilgilere rağmen, "fantezi­
Dalların üşümesin...
Şiirle masal arasında, “chantefable” la
ler rafı”nda en çok beğenilen kitaplar “fable” var. Çocuklar halâ La Fontaine’i
halâ^ H.G.Wells’inkilerle Jules Verne' okuyor. Fransız yeliahtını düşündürmek Işıklansın yüreğin
İnkiler. İstikbalin bugünden başlamış için Esop'dan aktarılmış çoğu. Çocuk­
bulunduğunu çocuk dergilerinin çizgi
Şenlensin gönül evin
lar anlamazmış La Fontaine'i... Bal gibi
romanlarından öğreniyoruz. anlarlar. Ama onlarda, bizim gibi, ken­
iyiliklerle sevin
Çocuk dergilerini anmadan çocuk dilerine göre anlarlar. Fabl’ler çocuklar Yanaklarında açan
edebiyatı tamamlanmış olmaz. İz bıra­ için biçilmiş kaftan: konuşan hayvanlar, Güllerin üşümesin...
kan eserlerden çoğu bu dergilerde güzel anlatılmış hikâyeler aracılığıyla
doğdu. Mesela Jules Verne ile “Hazine ahlâk dersi verilir. Fabl’lerden kalkarak
hikâyeler yazılabilir, hikâyeler de roman Gel uzat ellerini
Adası.”
için değerli bir kaynak. Fransız çocuk Ellerin üşümesin...
1822 ile 1854 arasında Perrault’un edebiyatı oldukça talihli, babaları: Per­
masallarından Madam d’Angot’unkilere rault ile La Fontaine.
kadar bir çok eserler resimlerle anlatıl­ Ahmet Efe
mıştır. Dergilerle baskı teknikleri gelişti­ Çocuklar için yayımlanan nefis ansik­
ğinden bu çeşit edebiyat türü gözden lopedilere, hem lüks hem de ucuz
düştü, bununla beraber 1904’de kuru­ albümlere ve sayısız kitaplara bir göza-
lan bir çok periodikler halâ yaşamakta­ tarsak şöyle bir hükme varırız: bu edebi­
dır. Gücü günden güne artan bu yat ısmarlama bir edebiyattır, ahlâkın
dergiler eleştirilere yol açtı. Çocuk ede­ emirleriyle, psikolojinin, ticaretin ve
biyatı milletlerarası bir nitelik taşıdığı hürriyetin emirleri arasında emekleye­
için, çocuk dergileri ister istemez millet­ rek yolunu aramaktadır henüz. Bununla
lerarası problemlere yol açacaktı. Bu beraber görevini de saygıdeğer bir
dergilerde boy gösteren şiddet ve biçimde yerine getirmektedir. Dışardan
sadizm, babaları da pedagogları da gelen kitaplar önemli yer tutmakta.
telaşlandırmıştır. Bununla beraber Ortalama nitelik bakımından Fransız
“Pieds Nickelés”nin yerini, bir çok aile­ yazarlarınkinden üstün de. Çeşitli süz­
lerde “T intirï’le “Spirou" almıştır. Bu geçler var, bu süzgeçler yüzünden karı­
yayımların gördüğü rağbeti sağlayan şıklıklar oluyor ama gerçek değerler de
resimli hikâyeler (comics) dir. Bu renkli korunuyor. Bugün "Ad Usum Delphini"
resimlerin telkirt gücü sayesinde gerçek bir edebiyat söz konusu değil artık,
dişilik, durumların olağan üstülüğü, dünyanın bütün çocuklarına seslenen
gezegenler arası yolculuklar, çöllerdeki bir edebiyat peşinde insanlık. Yaş, cin­
serüvenler olağan şeylermiş gibi görün­ siyet, dinjçtim aî sınıflar, mazi, hal, istik­
mektedir. Comics’ler, dili baloncuklar bâl dikkate alınmak isteniyor. Bu iş için
İçinde teksif ederek doğrudan üslubun büyüklerin yardımına da ihtiyaç var.
nefis örneklerini sunmaktadırlar, ital- Saint-Exupéry “ Küçük Prens”i yazdı. Fotoğraf: Enver KARAKOÇ

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği


Taha Toros Arşivi

* 0 0 1 5 8 1 3 3 1 0 1 0 *

Вам также может понравиться