endişe

 verici,  
sıkıcı talih,  şans yaratıcı kuruluş şüphe,  tereddüt ayırt  etmek
korkutucu
alarming dull chance creative   establishment suspicion distinguish
distressing boring luck innovative foundation doubt discern
frightening tedious fortune imaginative institution hesitation differentiate
test  atölyesi
incelemek,  
neden  olmak bulanık;  net  olmayan sonsuz hata,  kusur yetenekli,  işi  bilen büyütmek
araştırmak
cause pale everlasting fault competent enlarge inspect
lead  to weak eternal error capable broaden look  into
bring  about faded perpetual mistake proficient widen investigate
result  in dim never-­‐ending flaw skilled expand scrutinize
give  rise  to faint endless defect experienced increase examine
test  atölyesi
elde  etmek,  
tartışma,  sorun geliştirmek,  gelişmek garip,  tuhaf başla(t)mak mantıklı kurtulmak,  atmak
kazanmak
disagreement advance strange begin rational acquire get  rid  of
discussion improve odd start reasonable attain throw  away
debate develop weird commence sound obtain discard
dispute enhance peculiar initiate plausible gain dispose  of
contention flourish unusual launch logical get eliminate
argument progress eerie trigger sensible
conflict thrive bizarre
controversy
test  atölyesi
dönmek   bir  şeyden  doğmak,  
sunmak sadece  (zarf) hassas,  etkiye  açık sabit hastalık
(etrafında) kaynaklanmak
propose merely revolve vulnerable  to… result  from steady ailment
offer only rotate susceptible  to… emerge  from stable illness
put  forward solely spin sensitive  to… arise  from fixed disease
suggest purely circle fragile stem  from constant sickness
present simply turn  (around) delicate originate  from established
test  atölyesi
beklenmedik gerçekleştirmek bakmak put  up release order issue
unanticipated fulfill look  at arttırmak hapisten  salmak emir konu
unpredictable realize gaze  at barındırmak yayınlamak rica sayı  (dergi  vs)
unforeseeable execute stare  at inşa  etmek gaz  vs  yaymak düzen,  sıra yayınlamak  
unexpected perform glance  at
test  atölyesi
adopt
take  up bring  up/raise realize dull lead novel
yer  kaplamak çocuk  yetiştir-­‐ farkına  varmak   evlat  edinmek sıkıcı liderlik  etmek roman  (isim)
başlamak(hobi) gündeme  getir-­‐ gerçekleştirmek   yürürlüğe  koymak solgun  (renk) sürmek  (yaşam) yeni  (sıfat)
test  atölyesi
overlook launch swear plant fairly exhaust facility
manzarası  olmak başlatmak yemin  etmek tesis dürüstçe tüketmek tesis
gözardı  etmek roket  fırlatmak küfretmek bitki oldukça yormak kolaylık
test  atölyesi
take  off partial yalnız etki  -­‐  etkilemek submit
havalanmak kısmi alone  (fiziksel) effect  (isim) boyun  eğmek
üstünü  çıkarmak taraflı lonely  (duygusal) affect  (fiil) göndermek,  sunmak
İngilizce  öğrenmek  ile  sınav  geçmek  arasında  fark  vardır.
Materyal  kullanım  hakkı  Test  Atölyesi’ne  aittir.  Yazılı  izin  olmadan  kısmen  ya  da  tamamen  kullanılamaz.