Вы находитесь на странице: 1из 98

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir

Allah'a ve âhiretgününe kavuşacaklarına inanan ve Allah'ı çok anan kimseler için,

Allah'ın Elçisi gerçekten pek güzel bir örnektir.

el-Ahzâb 33/21

Önsöz

Yerlerin ve Göklerin Rabbi en sevdiği kulunu son peygamber olarak gönderdi. En güzel görünümü, en
güzel huyu ona verdi. Kıyamete kadar gelecek bütün Müslümanlara, "İşte örnek alacağınız ve
ardından gideceğiz insan" diye onu gösterdi. Yüce Rabbimize sayısız şükürler olsun, bizi de ona
ümmet eyledi.

Peygamber Efendimizi örnek alabilmek için onu iyi tanımak

ve şu nevi sorulara cevap aramak gerekir:

Acaba sevgili Peygamberimiz nasıl bir insandı? Nasıl yaşardı? Nasıl oturur, kalkardı? Ailesinin içinde,
arkadaşlarının arasında, bir çocukla veya büyükle karşılaştığında, bir yoksulu gördüğünde, üzülüp
sevindiğinde nasıl davranırdı? Neye sevinir, neye üzülür, neden korkardı? Allah'tan ne ister, Ona
nelerden, nasıl sığınırdı? Böyle onlarca, hattâ yüzlerce soruya cevap bulduktan sonra Peygamber
Efendimizi tanımak mümkün olabilir.

Bu soruların cevabı, Resûl-i Ekrem Efendimizin sözlerini, davranışlarını, huzurunda olup bitenleri bize
o günkü parıltısıy-la aksettiren hadis kitaplarımızda bulunmaktadır. Kur'an'dan sonra en büyük
servetimiz ve Sevgili Peygamberimizden bize ka-

Önsöz

lan en değerli mirasımız olan hadisleri okumak, onun buyruklarını ve hayat tarzını öğrenmek önemli
bir görevimizdir.

Çalışmalarını hayranlıkla takip ettiğim sevgili kardeşim Ümit Şimşek, bir sohbetimizde, Efendimizin
örnek almamız gereken davranışlarını bize kısa yoldan öğretecek bir çalışmaya duyduğu ihtiyacı dile
getirdi. Bunun üzerine elinizdeki eser, Peygamber Efendimizin yaşama biçimini gözümüzde
canlandırmak arzusuyla kaleme alındı.

Resûl-i Ekrem Efendimiz ile bütünleşmek isteyen okuyucunun, onu bir defa okunduktan sonra bir
kenara koymayacağı hesap edildi. Hergün bir hadis okumak isteyenler için Kur'ân-ı Kerîm metodu
esas alındı ve birbirine yakın konular özellikle farklı yerlere serpiştirildi.

Örnek davranışlarını bol bol okuyacağımız İki Cihan Güneşini, bir de genel görünümü (bilyesi, şemaili)
ile gözümüzde canlandırmak için kitabın en başına, Hz. Hasan'm, dayısı Ebû Hâle'ye anlattırdığı
şemâil-i şerîfe konuldu.

Hayatımızı, rehberimiz Efendimizin hayatına yaklaştırma arzusunun meyvesi olan bu çalışmayı,


Cenâb-ı Mevlâ'nın, dualarınızı kazanmaya vesile eylemesi niyazıyla.
Hayatımıza Peygamber Modeli

Haziran 2003, Üsküdar

Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Peygamber Efendimizin torunu Hz. Hasan,

Hz. Hatice'nin oğlu Hind ibni Ebû Hâle'ye,

"Dayıcığım, bana dedemi anlat" dedi.

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'i çok iyi

anlatmalıyla ünlü Hind radıyallahu anlı onu şöyle anlattı:

Peygamber Efendimiz irice yapılı ve heybetliydi. Yüzü aym on dördü gibi parlardı.

Uzuna yakın orta boylu, büyükçe başlı, saçları hafif dalgalıydı.

Saçı bazan kulak memesini geçerdi.

Rengi nûrânî beyaz, alnı açık, kaşları hilâl gibi ince ve gürdü.

İki kaşı arasında bir damar vardı, öfkelendiği zaman kabarırdı.

Burnu ince, hafifçe kavisliydi.

Sakalı sık ve gür, yanakları düzdü.

Ağzı geniş, ön dişlerinin arası seyrek ve pek hoştu.

Boynundan göbeğine kadar hafifçe yayılan tüyler vardı.

Boynu, saf mermerden yapılan heykellerin boynu gibi gümüş berraklığında idi.

Bütün organları birbiriyle uyumlu, vücudu yakışıklıydı. Göğsü ile karnı bir hizada olup ne zayıf, ne de
şişmandı. Göğsü ile iki omzunun arası genişçe, mafsalları kalmcaydı.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

11

Bedeni nur gibiydi.

Göğüs çukurundan göbeğine kadar ince bir tüy şeridi uzanırdı.

Memelerinde ve karnında kıl yoktu.

Kolları, omuzlan ve göğsünün üst tarafında kıllar vardı.

Bilekleri uzun, avucu genişti.


El ve ayak parmakları etli ve uzunca idi.

Ayaklarının altı hafifçe çukur,

üstü ise son derece düzgün ve pürüzsüzdü.

Yürürken öne meyilli düz yürür,

ayaklarını yere sert vurmaz,

sakin, ama hızlı ve vakarlı yürür,

meyilli bir yerden iniyormuş görünümü verirdi.

Bir tarafa döndüğünde bütün vücuduyla dönerdi.

Konuşmadığı zaman, yerden çok göğe bakar ve düşünceli görünürdü.

Arkadaşlarıyla yürürken onları öne geçirir, kendileri arkadan yürürlerdi.

Yolda karşılaştığı kimselere önce o selâm verirdi.

İbn Sa'd, rt-Tahakatii'l-kiihrâ, Beyrut, ts., (Dâru Sâdır), I, 422; Taberânî, el-Mu'mnü'Ukebîr (nşr. Hamdî
es-SUefî), Musul 1404/1983,XXII, 155-156; Beyhakî, Şu'abü'1-îmân (nşr. Muhammed Saîd Besyûnî
Zağlûl), Beyrut 1410, II, 154-155; Heysernî, Mecma'ü'z-zıvâid, Kahire 1407, VIII, 273-274.

12

HAYATIMIZA PEYGAMBER MO.DELİ

Abdullah ibniAbbas radıyallahu anhümâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem,

insanların en cömerdiydi.

Onun en cömert olduğu günler de,

Ramazan'da Cebrail'in kendisiyle buluştuğu zamanlardı.

Cebrail aleyhisselâm, Ramazan'm her gecesinde

Hz. Peygamber ile buluşur,

birbirlerine Kur'an okurlardı.

Bundan dolayı Allah'ın Elçisi,

Cebrail ile buluştuğu günlerde,

gittiği yere yağmur taşıyan bereketli rüzgârdan

daha cömert davranırdı.


Buharı, Bed'ü'1-vahy 6, Savm 7, Menâfab 23, Bed'ü'1-halk 6, Fezâilü'l-Kur'ân 7', Edeb 39; Müslim,
Fezâil 50; Nesâî, Sryâm 2.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

13

Ene s ibni Mâlik radıyaüahu anlı şöyle diyor:

Üç Sahâbî, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in evde gizlice yaptığı ibadetleri öğrenmek üzere
Peygamber hanımlarının yanma gittiler.

Efendimizin evde yaptığı ibadetleri öğrenince, bunu azımsadılar ve,

"Biz Allah'ın Resulü gibi miyiz?

Allah onun olmuş ve olacak bütün günahlarını

bağışlamıştır" dediler.

İçlerinden biri,

"Ben yaşadığım sürece, geceleri hiç uyumayacağım, hep namaz kılacağım" dedi.

Bir diğeri,

"Ben de hayatım boyunca, gündüzleri hep oruç tutacağım" dedi.

Üçüncü Sahâbî ise,

"Ben de kadınlardan hep uzak kalacağım, hiç evlenmeyeceğim" dedi.

14

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Bir süre sonra Peygamberimiz onların yanına geldi ve kendilerine şunları söyledi:

Bu sözleri söyleyen sizler misiniz?

Bakınız, Allah'a yemin ederim, içinizde

Ondan en çok korkan

ve Ona en saygılı olan benim.

Fakat ben bazı günler oruç tutar, bazan tutmam;

gece hem namaz kılar, hem uyurum;

kadınlarla da evlenirim.

Benim Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.


Bııhârî, Nikâh 1; Müslim, Nikâh S. Ayrıca bk. Ncsâî, Nikâh 4.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

15

Ebû Katâde el-Ensârî radvyallahu anh şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem,

kızı Zeyneb'in,

Ebü'l-Âs'tan olma Ümâme adlı kızım

omzuna alarak namaz kılardı.

Rükûa varınca çocuğu tutup yere bırakır,

rükû ve secdesini yapar,

ayağa kalkarken çocuğu tekrar omzuna alırdı.

Buhâri, Salât 106, Edeb 18; Müslim, Mesâcid 41; Ebû Dâvûd, Salât 164, 165; Nesâî, Sehv 13.

16

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Enes ibni Mâlik radtyallahu anh anlatıyor:

Birgün anneannem Müleyke,

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'i yemeğe davet etmişti.

Allah'ın Elçisi yemekten sonra,

"Haydi kalkın, size namaz kıldırayım" dedi.

Kullanılmaktan rengi değişmiş eski bir hasırımız vardı.

Onu aldım, yumuşaması için üzerine biraz su serptim.

Hz. Peygamber namaza durdu.

Yetim bir çocukla ben onun arkasında durduk.

Ninem de bizim arkamızda durdu.

Resûl-i Ekrem bize iki rekât namaz kıldırdıktan sonra gitti.

Buhâri, Salât 20, Ezan 161; Müslim, Mesâcid 266; Ebû Dâvûd, Salât 70; Tirmizî, Salât 59; Ncsâî, İmame
19.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ


17

Hz. Âişe anlatıyor:

Resul-i Ekrem gece namaz kılmaya kalktığında,

ben onun karşısında,

ayaklarım, secde edeceği yere gelecek şekilde

yatıp uyurdum.

Secdeye varacağı zaman bana dokunur,

ben de ayaklarımı toplardım;

secdeden kalktığında yine ayağımı uzatırdım.

O günlerde evlerde ışık yoktu.

Buharı, Salât 22, 102-104, 108, Vitir 3, Amel fi's-salât 10, İsti'zân 37; Müslim, Salât 267-272; Nesâî,
Taharet 120.

18

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Ebû Hüreyre radıyallahu anlı şöyle diyor:

Mescidi süpüren siyah tenli bir kadın vardı.

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem onu göremeyince nerede olduğunu sordu. "Öldü" dediler.

Anlaşılan Sahâbîler onu pek önemsememişlerdi. PIz. Peygamber,

"Öldüğünü bana haber verseydiniz ya! Haydi mezarım gösterin" buyurdu.

Mezarını gösterdiler.

Allah'ın Elçisi onun kabri başında durup cenaze namazını kıldı.

Buharı, Salât 72, 74, Ceııâiz 66; Muslini, Cenâiz 71; Ebû Dâınîd, Cenâiz 55, 57; İbni Mâce, Cenâiz 32.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

19

Âişe mdıyallahu anhâ şöyle diyor:

Birgün bana,

"Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem evde ne yapardı?" diye sordular.

Ben de şu cevabı verdim:


"Ailesinin hizmetinde bulunurdu.

Elbisesini yamar,

ayakkabısını tamir ederdi.

Namaz vakti gelince de namaza giderdi."

Buhân, Ezan 44, Nefekat 8, Edeb 40; Ahmed b. Hanbel, Miisned, VI, 121, 260.

20

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Âişe mdıyallahu anhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

her işe mümkün olduğu kadar sağdan başlamayı

pek severdi;

temizlenirken,

saçını sakalını tararken,

ayakkabısını giyerken hep sağdan başlardı.

Sağ elini temizlik ve yemek için kullanırdı.

Sol elini de tuvalette temizlenmek ve benzeri işler için

kullanırdı.

Buhân, Vudû' 31, Salât 47, Et'ime 5, Libâs 38, 77; Müslim, Taharet 66, 67; Ebû Dâvûd, Taharet 18,
Libâs 41; Timıizî, Cum'a 75; Nesât, Taharet 90, Gusül 17, Zînet 8, 63; İbni Mâce, Taharet 42.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

.21

Ebû Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor:

Birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem mescide girdi, bir köşeye oturdu.

Biz de onun etrafında oturuyorduk.

O sırada biri gelip namaz kılmaya başladı.

Adam farkında değildi,

ama Resûl-i Ekrem onu gözleriyle takip ediyordu.

Namazını kılıp bitirdikten sonra


Hz. Peygamberin yanma geldi, selâm verdi.

Onun selâmını alan Hz. Peygamber,

"Dön, yeni baştan namaz kıl;

çünkü sen namaz kılmış olmadın!" buyurdu.

Adam geri döndü, önce kıldığı gibi namazı tekrar kıldı. Sonra Resûl-i Ekrem'in huzuruna gelip selâm
verdi. Hz. Peygamber yine,

"Dön, yeni baştan kıl;

çünkü sen namaz kılmış olmadın!" buyurdu.

Bu durum üç defa tekrarlandı.

Sonunda o adam,

"Seni gerçekleri ortaya koymak üzere görid&ren Allah'a

yemin ederim ki,

başka türlüsünü yapamıyorum. Bana doğrusunu öğret" dedi.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem ona şunları söyledi:

Namaza durduğun zaman tekbir al.

Sonra Kur'an'dan kolayına geldiği kadar âyet oku.

Ardından rükûa var,

bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya

kadar öylece dur.

Sonra başını kaldır,

ayakta iyice doğruluncaya kadar dur.

Ardından secdeye var,

bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya

kadar secdede öylece kal.

Sonra başını kaldır,

bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya

kadar otur.

Namazın bütün rekâtlarında bunu böyle yap.


tem

Buharı, Ezan 95, 122; Eyıııân 15; İsti'zân 18; Müslim, Salât 45; Tirmizî, Salât 110; İsti'zân 4; Nesâî,
İftitâh 7; Tatbik 15; Sehv 67; tbııi Mâce, İkamet 72, . .• i

HAYATIMIZA V EYGAM.li ER. MODELİ

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

23

Ukbe ibni Haris radıyallahu anh şöyle diyor:

Birgün Medine'de,

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in arkasında

ikindi namazı kılmıştım.

Hz. Peygamber selâm verip namazı bitirdikten sonra

çabucak yerinden kalktı,

safları yararak hanımlarından birinin odasına gitti.

Cemaat onun bu telâşını görünce meraklandılar. Resûl-i Ekrem biraz sonra döndü.

Kendisinin bu acele davranışından dolayı Ashabının meraklandığını görünce şöyle buyurdu:

"Namaz kılarken evde birazcık altın olduğunu hatırladım; onun bir gece daha evde kalmasını ve beni
meşgul etmesini istemedim; hemen dağıtılmasını emretmeye gittim."

Aişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Ashabına birşey emrettiği zaman, yapabilecekleri şeyi
emrederdi.

Böyle durumlarda Sahâbîler,

"Ey Allah'ın Elçisi!

Biz senin gibi değiliz;

Allah Teâlâ senin olmuş ve olacak günahlarını

bağışlamıştır" derlerdi.

O zaman yüzünde öfke belirtileri görülecek kadar kızar,

sonra da şöyle derdi:

"Elbette içinizde en dindar olan,

ve Allah'ı en çok bilen benim."


Buhârî, Ezan 158, el-Amel fi's-salât 18, Zekât 20, İsti'zân 36; Nesâî, Sehv 104.

Buhârî, imân 13.

24

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

25

Talha ilmi Ubeydullah radıyallahu anlı anlatıyor:

Necidli, saçı başı dağınık bir adam

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'e geldi.

Uzaktan sesini duyuyor, ama ne dediğini anlamıyorduk.

Derken yaklaştı.

Meğer İslâmın ne olduğunu soruyormuş.

Onun bu sorusuna

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, "Bir gün bir gecede beş vakit namaz kılmaktır" diye cevap
verdi.

Adam,

"Kılmam gereken başka namaz var mı?" diye sordu.

"Hayır, yok. :

Ama nafile olarak kılarsan o başka" buyurdu.

Resûl-i Ekrem sözüne devamla,

"Bir de Ramazan ayında oruç tutmaktır" buyurdu.

Adam yine,

"Tutmam gereken başka oruç var mı?" dedi.

Resûl-i Ekrem,

"Hayır, yok.

Ama nafile olarak tutarsan o başka" buyurdu.

Hz. Peygamber ona zekât vermeyi de söyledi.

26
HAYATIMIZA I'EYGAMBEK MODELİ,

O yine,

"Üzerimde bundan başka bir görev olacak mı?"

diye sordu.

"Hayır, yok," dedi Resûl-i Ekrem.

"Ama nafile olarak sadaka verirsen o başka."

Bunun üzerine Necidli,

"Vallahi bundan ne fazla, ne de eksik yaparım"

diyerek arkasını dönüp gitti.

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, "Eğer doğru söylüyorsa, kurtuldu gitti" buyurdu.

Bııhârî, îmân 34, Savın 1, Şelıâdât 26, Hiyel 3; Müslim, îmân 8, 9; Ebû Dmntâ, Salât l-.Nesnî, Salfıt 4,
Siyanı I,înı3u23, - ' ¦¦.;'::;: -

HAYATİMİZ .A V E Y G A M İS E R M O DELİ 27

Enes ibni Mâlik radıyallahu anh anlatıyor:

Birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ile oturuyorduk.

Devesine binmiş bir adam çıkageldi.

Devesini mescidin kapısında çökertip bağladı. Sonra da, "Muhammed hanginiz?" diye sordu.

Hz. Peygamber Ashabının arasında

bir yere dayanmış oturduğu için,

"İşte şu yaslanarak oturan beyaz tenli kimse" dedik.

Adam Resûl-i Ekrem'e, dedesinin adıyla, "Ey Abdülmuttalib'in oğlu!" diye hitap etti.

Resûl-i Ekrem,

"Seni dinliyorum" buyurdu.

Sonra aralarında şu konuşma geçti:

"Sana bazı şeyler soracağım. Bunlar pek ağır sorular. Bana gücenme."

"Aklına geleni sor."

"Senin ve senden öncekilerin Rabbi aşkına söyle! Bütün insanlara seni Allah mı gönderdi?" "Evet."

"Allah aşkına söyle, bir gün ve bir gecede beş vakit namaz kılmayı sana Allah mı emretti?"
28

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

"Evet."

"Allah aşkına söyle, her sene Ramazan ayında

oruç tutmayı sana Allah mı emretti?"

"Evet."

"Allah aşkına söyle, şu zekâtı zenginlerimizden alıp fakirlerimize dağıtmayı sana Allah mı emretti?"

"Evet."

O zaman adam şunları söyledi:

"Getirdiğin herşeye iman ettim.

Ben buraya gelemeyen halkımın elçisiyim.

Benî Sa'd kabilesinden Sa'lebe oğlu Dımâm'ım."

Buhârî, İlim 6; Ebû Dâvûd, Salât 23; Nesâî, Sıyâm 1; İbni Mâce, İkametü's-salât 194.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

29

Muâz radıyallahu anh anlatıyor:

Birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

elimi tuttu ve,

"Muâz!

Vallahi seni gerçekten seviyorum"

buyurdu.

Ben de ona,

"Ey Allah'ın Elçisi!

Vallahi ben de seni seviyorum" dedim.

Hz. Peygamber sözüne şöyle devam etti:

Muâz!

Her namazdan sonra şu duayı


mutlaka okumanı tavsiye ediyorum:

Allahım!

Seni anıp zikretmek,

nimetine şükretmek,

Sana lâyık şekilde ibadet etmek için

bana yardım eyle!

Ebû Dâvûd, Vitir 26; Nesâî, Selrv 60.

30

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Ümınü Kays radıyallahu anhâ anlatıyor:

Henüz yemek yemeye başlamayan küçük oğlumu

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'e götürmüştüm.

Allah'ın Elçisi çocuğu kucağına aldı.

Fakat çocuk onun elbisesine küçük abdestini yaptı.

Resûl-i Ekrem su isteyip oraya azar azar döktü,

ama elbiseyi yıkamadı.

Buharı, Vudû' 59, Tıb 10, Edeb 21, Daavât 31; Müslim, Taharet 103, 104, Selâm 86; Ebû Dâvûd,
Taharet 135; Timıizî, Taharet 54; Nesâî, Taharet 189; İbni Mâcc, Taharet 77.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

31

Abdullah ibni Mes'ûd mdıyallahu anlı anlatıyor:

Birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

Kabe'nin yanında namaz kılıyordu.

Ebû Cehil ile bazı arkadaşları da orada oturuyorlardı.

Derken içlerinden biri,

"Şu gösteriş budalasına bakın!

Hanginiz falanların yeni boğazladıkları

devenin döl yatağını,


içindeki pisliklerle birlikte alıp getirir

ve secdeye vardığı zaman şunun sırtına koyar?" dedi.

Oradakilerin en fenası olan

(Ukbe ibni Ebû Mu'ayt adındaki) biri koşup gitti;

devenin döl yatağını alıp getirdi,

Resûl-i Ekrem secde edinceye kadar bekledi,

ve onu sırtına, iki omzunun arasına koydu.

Ben, elimden birşey gelmediği için öylece bakıp duruyordum.

Âh o zaman elimde bir kuvvet olacaktı ki!

Onlar birbirinin üzerine devrilerek

katıla katıla gülüyorlardı.

Resûl-i Ekrem ise başını secdeden kaldırmıyordu.

Biri gidip, henüz küçük bir çocuk olan Fâtıma'ya

durumu haber vermiş,

Fâtıma koşarak geldi ve babasının sırtındaki

pisliği alıp attı;

sonra bunu yapanlara dönüp hakaret etti.

Resûl-i Ekrem yerinden doğruldu, sonra da üç defa,

"Allahım!

Bu Kureyş kâfirlerini sana havale ediyorum" dedi.

Orada yapılan duanın kabul edileceğine inandıkları için, kendi aleyhlerinde Hz. Peygamberin dua
etmesi kâfirlere pek ağır geldi.

Resûl-i Ekrem onların adlarını birer birer sayarak şöyle buyurdu:

"Allahım!

Ebû Cehil'i sana havale ediyorum.

Utbe bin Rebîa'yı, Şeybe bin Rebîa'yı, Velîd ibni Utbe'yi,

Ümeyye bin Halefi, Ukbe bin Ebû Muayt'ı sana havale

ediyorum."
Canımı kudretiyle yaşatan Allah'a yemin ederim ki, Resûl-i Ekrem'in adlarını saydığı bu kimselerin
çoğunun, Bedir Gazvesinde, ölüler çukuruna atıldıklarını gözlerimle gördüm.

im.

Bulıârt, VııdıY 69, Salât 109, Cihâd 98, Cizye 20, Meııâkıbü'l-ensâr 29, Megâzî 7; Mildim, Cihâd 107-
110; Nesâî, Taharet 192.

32

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

33

Ebû Bekir radıyallahu aııh anlatıyor:

Hicret yolculuğunda

Resûl-i Ekrem ile mağaradayken,

tepemizde dolaşıp duran müşriklerin

ayaklarını gördüm ve,

"Ey Allah'ın Elçisi!

Eğer şunlardan biri başını eğip bakacak olsa

kesinlikle bizi görür" dedim.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Ebû Bekir!

Üçüncüleri Allah olan iki kişiyi sen ne sanıyorsun?

Bııhârî, Fezâilü ashâbi'n-nebî 2, Merûkıbü'l-eıısâr 45, Tefsîr 9/9; Müslim, Fezâilü's-sahâbe 1; Tinnizî,
Tefsîru'l-Kur'âıı9/ll.

34

HAYATIMIZA P E Y G A M 13 E R MODELİ

Ümmü Seleme radıyallahu anhâ şöyle diyor:

Hazreti Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, evden çıkarken gökyüzüne bakarak şöyle dua ederdi:

Allah'ın adıyla çıkıyorum,

Allah'a güveniyorum.

Allahım!
Doğru yoldan sapmaktan, saptırılmaktan,

günaha düşmekten, günaha düşürülmekten,

haksızlık yapmaktan, haksızlığa uğramaktan,

câhilce davranmaktan,

câhilce davrananlarla karşılaşmaktan

Sana sığınırım.

EM Dâvfid, Edeb 102, 103; Tinnizî, Daavât 34; Nesâî, İstiâze 32, 65; İhni Müce, Duâ 18.

HAYATIMIZA I'EYGAMİİEU MODELİ

35

Âişe radıyaUahu anhâ anlatıyor:

Resûl-i Ekrem boy abdesti alacağı zaman, önce ellerini yıkar, edep yerlerini temizler, namaz abdesti
gibi abdest alır, sonra boy abdestine başlardı.

Daha sonra elini suya batırır ve parmaklarını saçının arasından geçirirdi.

Artık derisinin iyice ıslandığını anlayınca, üç defa su akıtarak bütün vücudunu yıkardı. Sonunda
ayaklarını yıkardı.

Buhârî, Gusl 1, 15; Müslim, Hayz 35.

36

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Âişc radtyaltahu anhâ anlatıyor:

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, gece ayakları şişinceye kadar namazı kılardı.

Ona,

"Ey Allah'ın Elçisi!

Neden kendini bu kadar yoruyorsun?

Oysa Allah senin geçmiş ve gelecek hatalarını

bağışlamıştır" dedim.

Bana şu cevabı verdi:

Âişe!

Şükreden bir kul olmayayım mı?


Müslim, Müııâfıkîu 79-81. Ayrıca bk. Buhâri, Tehecciid 6, Tefsîr 48/2, Rıkak 20; Tirmizî, Salât 187;
Nesâî, Kıyâmü'1-leyl 17; İbni Mâce, İkame 200.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

37

Resûl-i Ekrem'in hizmetkârı

Rabîa ihni Kâ'b radıyaüahu anlı anlatıyor:

Ben Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'e

hizmet eder,

Allah'ın Elçisi yatsı namazını kılmcaya kadar

bütün gün onun ihtiyaçlarını temin etmeye çalışırdım.

O evine girdikten sonra da

"Belki bana bir emri olur" diye

kapısının önünde beklerdim.

Ben usanıp kalkıp gidinceye veya uykuya yenik düşüp

orada vıyuyuncaya kadar,

onun hep "Sübhânallah," "Sübhânallah,"

"Sübhânallahi ve bihamdihî" diye

zikredişini dinler dururdum.

Birgün benim kendisine olan itaat ve hizmetime bakarak:

"Rabîa!

Dile benden ne dilersen!" buyurdu.

Ben de

"Ey Allah'ın Elçisi!

Düşünüp sana bildireyim" dedim.

Sonra da,

"Dünya malı dediğin gelip geçicidir,

bana yetecek kadar bir rızık da ayağıma gelmektedir.


En iyisi ben Allah'ın Elçisinden âhiret hayatımla ilgili birşey isteyeyim, Çünkü o Allah katında en üstün
yere sahiptir"

diye düşündüm.

Ardından kalkıp Hz. Peygamberin huzuruna vardım.

Beni görünce,

"Neye karar verdin, Rabîa?" diye sordu.

"Ey Allah'ın Elçisi!

Cennette seninle beraber olmayı istiyorum.

Rabbinin beni Cehennemden azat etmesi için

bana şefaat etmeni diliyorum."

"Bunu istemeni sana kim söyledi, Rabîa?"

"Seni peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim,

bunu bana kimse söylemedi.

Ama sen Allah katında pek değerli biri olarak

'Dile benden ne dilersen' buyurunca,

kendi kendime 'Acaba ondan ne istesem?' dedim.

Sonra da dünyanın gelip geçici olduğunu,

dünyadaki nasibimin ayağıma geldiğini düşündüm ve

'Allah'ın Elçisinden âhiretle ilgili birşey isteyeceğim'

dedim."

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem uzun bir süre düşündü.

"Başka birşey istemez misin?" diye sordu. "Hayır, ben sadece bunu istiyorum" dedim. O zaman Resûl-i
Ekrem şöyle buyurdu: "Öyleyse, isteğinin gerçekleşmesi için çok namaz kılarak bana yardımcı ol!"

Ahnıed b. Haııbel, Miisned, IV, 59; Müslim, Salât 226; Ebû Dâvûd, Tatavvu' 22; Nesffi, Tatbik 79.

HAYATIMIZA

MODEU

39

38
^VATIMIZA

modeli

bııes ibni Mâlik radıyallahtı anlı anlatıyor:

Birgün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem mescide girmişti.

İki direk arasına çekilmiş bir ip gözüne ilişti. "Bu ip de nedir?" diye sordu.

"O, [mü'minlerin annesi] Cahş kızı Zeynep'e ait; namazda ayakta durmaktan yorulunca ona
tutunuyor" dediler.

Bunv.n üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

Hayır, hayır.

Bu ipi hemen çözünüz.

Biriniz dinç ve istekli olduğunda

nafile namazını kılsın,

yorgunluk ve gevşeklik duyduğunda ise otursun.

Encs ibni Mâlik radıyallahıı anlı anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem zamanında iki kardeş vardı.

Biri, ilim öğrenmek için Hz. Peygamberin yanma gelir, diğeri, geçimlerini sağlamak için çalışırdı.

Birgün çalışan kardeş,

"Çalışıp kazanmıyor" diye

ötekini Hz. Peygambere şikâyet etti.

Resûl-i Ekrem ona,

"Belki de sen, onun sayesinde iş buluyor

ve rızkını kazanıyorsundur"

buyurdu.

Buhârî, Teheccüd 18; Müslim, Müsâfırîu 219; Ebû DâvOd, Tatavvu' 18; Nesâî, Kıyâmü'1-leyl 17; İbni
Mâce, İkâme 184.

Tirmizî, Zühd 33.

*ls

40
HAYATIMIZA P E Y V, A M 13 E R MODELİ

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

41

Haıızala ibıü Rebî' radıyallahıı anh anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'm yanmdaydık,

bize öğüt verdi, Cehennemden söz etti.

Sonra eve geldim, çocuklarla güldüm, eşimle eğlendim.

Daha sonra evden çıktım.

Yolda ağlayarak giderken Ebû Bekir'e rastladım:

"Neyin var, Haıızala?" diye sordu.

"Hanzala münafık oldu" dedim.

"Fesübhânallah! Sen ne diyorsun?"

"Öyle ya,

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in

yanında bulunuyoruz.

Bize Cennet ve Cehennemden bahsediyor;

onlarıgözümüzle görmüş gibi oluyoruz.

Huzurundan ayrılıp çoluk çocuğumuzun yanma

ve işlerimizin başına dönünce,

çok şeyi unutuyoruz."

Bunun üzerine Ebû Bekir,

"Vallahi biz de aynı durumdayız.

Yürü Resûl-i Ekrem'e gidelim" dedi.

Birlikte yola düştük

ve Hz. Peygamberin huzuruna girdik. Ben,

"Ya Resûlallah! Hanzala münafık oldu" dedim.

42
HAYAT

1 M I Z A P E Y t; A M H E H MODELİ

"Bu ne demek?" buyurdu.

Ben,

"Ey Allah'ın Elçisi," dedim.

'Yanında bulunduğumuzda bize

Cennet ve Cehennemden bahsediyorsun;

biz de onları gözümüzle görmüş gibi oluyoruz.

Senin huzurundan çıkıp çoluk çocuğumuzun yanma

ve işimizin başına dönünce,

bunların çoğunu unutuyoruz."

Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem

şöyle buyurdu:

Canımı kudretiyle elinde tutan Allah'a yemin ederim,

eğer siz,

benim yanımda bulunduğunuz hâli devam ettirip

hep zikirle meşgul olsaydınız,

melekler, yattığınız yataklarda, yürüdüğünüz

yollarda sizinle tokalaşırdı.

Fakat, ey Hanzala,

bir saatinizi ibadete,

bir saatinizi dünya işlerine ayırınız.

Resûl-i Ekrem bu sözü üç defa tekrarladı.

Muslin

12-13;

HAYATLM.ZA PEYGAMBER MODELİ

43
Ebû Hüreyre radıyallahu mıh anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem torunu Hasan'ı (veya Hüseyin'i) öpmüştü.

O sırada yanında çölde yaşayan bedevilerden Akra' ibni Habis vardı:

Akra',

"Benim on tane çocuğum var, ama hiç birini öpmedim" dedi.

Hz. Peygamber ona hayretle baktıktan sonra şöyle buyurdu:

Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.

BtıhârT, Edeb 18; Müslim, Fezâil 65; Ebû Dâvûâ, Edeb 145; Tinııizî, Birr 12.

44

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Ebû Hüreyre radıyallahu anlı anlatıyor:

Bedevinin biri mescidin bir tarafına gidip küçük abdestini bozmuştu.

Onu gören Sahâbîler,

"Dur, yapma!" diye bağırarak üzerine yürüdüler.

Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Adamı kendi haline bırakınız. Abdest bozduğu yere büyük bir kova su dökünüz. Siz kolaylık göstermek
için gönderildiniz, zorluk çıkarmak için değil.

Sonra Resûl-i Ekrem bedeviyi yanma çağırdı ve ona mescitte abdest bozmanın doğru birşey
olmadığını anlattı;

Burada Allah anılır, namaz kılınır, ve Kur'an okunur

buyurdu.

Buhârî, VudıV 58, Edeb 35, 80; Müslim, Taharet, 98-100; Ebû Dâvûıl, Taharet 136; Timıizî, Taharet
112; Nesâî, Taharet 45, Miyâh 2; İlmi Mâce, Taharet 78.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

45

Âişe radıyallahu anhâ anlatıyor:

Bir Ramazan gecesi Resûl-i Ekrem

evden çıkıp mescide gitti,

ve orada (teravih) namazı kıldı.


Birçok Sahâbî de ona uyup namaz kıldılar.

Sabah olunca,

geceleyin Resûl-i Ekrem'in namaz kıldırdığı

ağızdan ağza yayıldı.

İkinci gece mescitte daha çok cemaat toplandı. Hz. Peygamber o gece de namaz kıldırdı.

Ertesi sabah,

yine gece kılman namaz hakkında konuşuldu.

Üçüncü gece daha çok cemaat toplandı.

Resûl-i Ekrem boy abdesti aldı,

o gece de mescide geldi ve teravih namazını kıldırdı.

Dördüncü gece toplanan cemaati mescid almadı. Ama Hz. Peygamber onların yanma çıkmadı.

Hattâ bazılarının "Haydin namaza!" diye seslendiklerini bile duydum.

Hz. Peygamber yine de onların yanma çıkmadı.

Sabah namazını kıldırdıktan sonra cemaatin karşısına geçip bir konuşma yaptı ve şunları söyledi:

Geceleyin beni beklediğinizi biliyorum.

Yanınıza çıkmama engel olacak bir durum da yoktu.

Ama ben bu namazın farz kılınmasından,

sizin de onu kılamayacağınızdan korktuğum için

yanınıza gelmedim.

Buhân, Cum'a 29, Teheccüd 5, Salâtü't-terâvîh 1; Müslim, Müsâfırîn 177, 178; Ebû Dâvûd, Şehru
ramazân 1; Mâlik, Mııvatla', Salât fi ramazân 1; Ahıned b. Haııbel, Mfoııcd.Vl, 169.

46

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

47

biz. Ömer ve Ebû Hiireyrc radıyaUaluı anhihnâ anlatıyorlar:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem zamanında

Abdullah adında biri vardı.


"Himâr" lakabıyla anılan bu zât,

yaptığı şakalarla Hz. Peygamberi güldürürdü.

İçki içmesi sebebiyle de

Resûl-i Ekrem onu cezalandırırdı.

Yine birgün onu "İçti" diye getirdiler. Peygamber Efendimiz, "Dövünüz şu adamı!" buyurdu.

Kimimiz eliyle, kimimiz pabuçlarıyla, kimimiz elbisesiyle ona vurdu.

Ceza faslı bittikten, Abdullah ayrılıp gittikten sonra biri, "Allahım, ona lanet et!" diye beddua etti.

Bunun üzerine Allah'ın Elçisi şöyle buyurdu:

Böyle demeyiniz,

kardeşinizin aleyhinde şeytana yardım etmeyiniz.

Vallahi ben onun

Allah'ı ve Resulünü sevdiğini biliyorum.

Ona beddua edeceğinize,

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

"Allahım!

Onu bağışla.

Allahım!

Ona merhamet et!" deyiniz.

Buhân, Hudûd 4, 5; Ebû Dâvûd, Hudûd 35.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

49

.Hz. Peygamberin üvey oğlu Ömer ibııi Ebû Seleme radıyallahu anlı anlatıyor:

Ben Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in himayesinde yetişen bir çocuktum.

Yemek yerken,

elim yemek tabağının her yanma gider gelirdi.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem bana şöyle buyurdu: Oğlum! Besmele çek. Sağ elinle ye. Hep önünden
ye.

O günden sonra buyurduğu gibi yemek yedim.


Buhnrî, Et'ime 2, 3; Müslim, Eşribe 108, 109. Ayrıca bk. İbııi Mâce, Et'ime 8.

Aişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:

Hz. Peygamberin hanımı Hatice'yi hiç görmemiştim; üstelik Hz. Peygamberle evlenmemizden üç yıl
önce vefat etmişti.

Ama ben onu kıskandığım kadar, hayatımda hiçbir kadını kıskanmadım.

Hatice'yi kıskanmamın sebebi şuydu:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

onu sık sık anardı,

kendisini överdi,

Allah Teâlâ da,

Hatice'ye altından yapılmış bir köşk verileceğini

müjdelemesini Peygamberine emretmişti.

Bir de Resûl-i Ekrem koyun kestiği zaman, "Ondan Hatice'nin arkadaşlarına da gönderin" derdi.

Bazen dayanamayıp,

"Sanki dünyada Hatice'den başka kadın kalmadı!" derdim.

Resûl-i Ekrem ise Hatice'nin çeşitli özelliklerini sayar ve, "Üstelik o çocuklarımın anasıydı" derdi.

Bııhâri, Meuâkıbü'l-ensâr 20, Nikâh 109, Edeb 23, Tevhîd 32; Müslim, Fezâilii's-salıâbe 74-76; Tirmizî,
Birr 70, Menâkıb 61; tbni Mâce, Nikâh 56.

50

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

51

şöyle

dua ederdi:

Allahım!

Bize dünyada da iyiUk ver,

âhirette de iyilik ver. Bizi Cehennem

azabından koru.
okurdu.

laavât 55;

okurdu.

da

infi'ırf, Vitir 26, ,ER MODELİ

Abdullah ilmi Abbas radıyallahu anhünıâ anlatıyor: Birgün Hz. Peygamber beni binitinin terkisine
almıştı.

Bana,

"Çocuğum," dedi.

"Sana bazı ilkeler öğreteyim:

Sen Allah'ın buyruklarını gözet, Allah da seni gözetip korusun.

Sen Allah'ın rızâsını her işte önde tut;

işte o zaman Allah'ı önünde bulursun.

Birşey isteyeceksen, Allah'tan iste.

Yardım dileyeceksen, Allah'tan dile.

Şunu iyi bil:

Bütün insanlar toplanıp sana faydalı olmaya

çalışsalar, ancak Allah'ın senin için yazdığı faydayı

sağlayabilirler.

Bütün insanlar, sana zarar vermeye kalksalar,

ancak Allah'ın senin hakkında yazdığı zararı

verebilirler.

Çünkü artık kaderi yazan kalem yazmaz olmuş,

ve yazdığı yazılar değişmeyecek şekilde kesinleşmiştir.

Tirmizî, Kıyamet 59; Ahmed b. Haııbel, Müsmd, I, 293, 303. HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

53

52

Hz. Ömer radıyallahu anlı anlatıyor:


Ben, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in

gün boyu açlıktan kıvrandığını,

karnını doyurmak için

kalitesiz hurma bile bulamadığını gördüm.

Abdullah ibni Ömer radıyallahu anhünıâ anlatıyor:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile bir yolculuk yapıyorduk.

Ben, babama ait olan

ve binilmeye henüz alışmayan genç bir deveye binmiştim.

Deveye söz dinletemediğim için o ikide bir kafilenin önüne geçiyor, babam ise onun ileri gitmesine
engel olup geri çeviriyordu.

Deve yine öne geçince, onu tekrar geri çeviren babam,

"Abdullah!

Allah'ın Elçisinin önüne kimse geçemez!" diyordu.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem babama, "Şu deveyi bana satsana!" buyurdu.

Babam,

"Ey Allah'ın Elçisi! O senindir" dedi.

Resûl-i Ekrem tekrar

"Şu deveyi bana sat" buyurdu.

Bunun üzerine babam deveyi ona sattı.

Hz. Peygamber bana seslenerek,

"Abdullah, artık deve senindir;

ona istediğin gibi binebilirsin" buyurdu.

Müslim, Zülıd 35, 36; Tinnizî, Zülıd 39; İbni Mncı, Ziihd 10.

Btıhârî, Büyü' 47, Hibe 25.

54

AYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

55
Abdullah ibııi Mes'ûd radıyallalm anh anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:

Aüahım!

Senden hep doğru yolda yürümeyi,

emirlerine uyup, yasaklarından kaçmayı,

iffetli olmayı

ve gönül zenginliği kazanmayı isterim.

Müslim, Zikir 72.

56

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODEL

Ebû Satd cl-Hudrî radıyallahu anh anlatıyor:

Medineli Müslümanlardan bir kısmı Resûl-i Ekrem'den mal istediler, o da verdi. Sonra bir daha
istediler, yine verdi.

Tekrar istediler;

o da elindekiler tükeninceye kadar hepsini verdi.

Ardından şunları söyledi:

Yanımda birşeyler daha olsaydı,

onları sizden esirgemez, verirdim.

Kim elindekiyle yetinir

ve insanlardan birşey istemezse,

Allah ona kanaat duygusu verir.

Kim tokgözlü davranırsa,

Allah ona gönül zenginliği verir.

Kim sabretmeye ve dayanmaya çalışırsa,

Allah ona sabır ve dayanma gücü verir.

Hiç kimseye sabırdan daha değerli

ve daha büyük bir iyilik verilmemiştir.

Buhârî, Zekât 50, Rıkak 20; h'liisliuı, Zekât 124; Ebû Dmn'ıd, Zekât 28; Tirmizî, Birr 77; Nesâî, Zekât 85.
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

57

Üsânıe ibni Zeyd radıyallahu aııhüınâ anlatıyor:

Hz. Peygamberin yarımdaydık.

Kızı Zeyneb ona,

"Oğlum ölmek üzeredir, lütfen bize kadar geliniz"

diye haber gönderdi.

Resûl-i Ekrem de kızma selâm ile birlikte

§u cevabı yolladı:

Kızım!

Alan da, veren de Allah'tır.

Onun yanında herşeyin belli bir ömrü vardır.

Sabret ve ödülünü Allah'tan bekle.

Bu defa Zeyneb,

"Ne olur, mutlaka geliniz"

diye haber gönderdi.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Sa'd ibni Ubâde gibi Sahâbîlerle birlikte kızının evine gitti.

Nefes almakta zorluk çeken çocuğu Hz. Peygamberin kucağına verdiler.

İşte o zaman Allah'ın Elçisinin gözlerinden yaşlar boşandı. Bu durumu gören Sa'd ibni Ubâde hayretle,

58

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

"Ey Allah'ın Resulü, bu ne haldir?" deyince, Hz. Peygamber şunları söyledi:

Bu, Allah'ın, kullarının kalbine koyduğu

merhamet duygusudur.

Allah bu duyguyu şefkatli kullarına verir.

Buhârî, Cemiz 32, Merdâ 9, Eynıâıı 9, Tevhîd 2, 25: Müslim, Cenâiz 11; Ebû Dâınıd, Cenâiz 23, 24;
Nesâî, Cenâiz 22; İbni Mâce, Cenâiz 53.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ


59

Encs ibııi Mâlik radıyallahıı anh anlatıyor:

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,

çocuğunun mezarı başında

yüksek sesle ağlayan bir kadının yanından geçti.

Ona,

"Allah'tan kork ve sabret" buyurdu.

Oda

"Git şuradan!

Benim başıma gelen felâket, sana gelmedi ki!" dedi.

Kadın Resûl-i Ekrem'i tanıyamamıştı.

Ona, konuştuğu kimsenin Peygamber olduğu söylenince,

üzüntüsünden öleyazdı.

Özür dilemek için hemen Hz. Peygamberin evine koştu;

orada kapıcılar olduğunu sandı; öyle birileri yoktu.

Resûl-i Ekrem'e,

"Sizi bilemedim, (beni affedin)" deyince,

Allah'ın Elçisi şöyle buyurdu:

Sabır, felâketle yüz yüze geldiğin ilk anda ona katlanmaktır.

Bııhârî, Cenâiz 7, 32, 43, Ahkâm 11; Müslim, Cenâiz 14-15; Ebû Dâımd, Cenâiz 23; Tinnizf, Cenâiz 13;
Nesâi, Cenâiz 22; İbııi Mâce, Cenâiz 55.

60

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Encs ibni Mâlik radıyallahu anh anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem insanların en güzel ahlâklısıydı.

Birgün beni bir hizmete gönderdi. "Vallahi gitmeyeceğim" dedim.

içimden de Allah'ın Elçisinin gönderdiği yere gitmeyi istiyordum.

Dışarı çıktım, yolda oynayan çocukların yanma gittim.


Bir de ne göreyim,

Resûl-i Ekrem arkamdan gelip ensemi tutuvermiş.

Yüzüne baktım:

"Enesçik,

seni gönderdiğim yere gittin mi?" diye gülümsüyor.

"Evet, Ey Allah'ın Elçisi!

Hemen gidiyorum" dedim.

Müslim, Fezâil 54; Ebû Dâvûd, Edeb 1.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

61

Câbir ibııi Abdullah radıyallahu anlı anlatıyor:

Hz. Peygamber sallallalıu aleyhi ve sellem ile bir seferden dönüyorduk.

Öğle vakti ağaçlık, çalılık bir vadide mola verdik.

Askerler ağaçların altında gölgelenmek üzere

çevreye dağılmış,

Resûl-i Ekrem de kılıcını bir ağaca asarak

dinlenmeye başlamıştı.

Birazcık uyumuştuk ki, Resûl-i Ekrem'in

bizi çağırdığını duyup yanma koştuk.

Bir de baktık, yanında bir müşrik oturuyor.

Bu adam Hz. Peygamber uyurken

ağaca asılı kılıcım almış.

O sırada Resûl-i Ekrem uyanmış.

Adam kılıcı çekerek sormuş:

"Benden korkuyor musun?"

"Hayır, korkmuyorum."

"Peki, şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?"


"Allah!"

İşte o zaman adamın elindeki kılıç yere düşüvermiş.

Bu defa Resûl-i Ekrem yerdeki kılıcı alarak adama sormuş:

62

"Seni benim elimden kim kurtaracak?"

Adam şöyle demiş:

"İyi bir cezalandırıcı ol!"

Hz. Peygamber adama,

"Allah'tan başka ilâh olmadığım,

benim Allah'ın Elçisi olduğumu

kabul eder misin?" diye sorunca,

"Hayır" demiş. "Kabul etmem.

Ancak seninle savaşmamaya,

seninle savaşacak bir topluluk içinde bulunmamaya

söz veririm."

Resûlullah sallallalıu aleyhi ve sellem

bu adamı serbest bıraktı.

O da arkadaşlarının yanma dönünce onlara şöyle demiş:

"Ben en hayırlı kişinin yanından geliyorum."

[AYATIM1ZA V

MODELİ

63

Âişe radıyallahu aııhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, benim evimde öğle namazından önct dört rekât namaz kılar,
sonra gider farz namazı kıldırır, ardından eve gelir, iki rekât namaz kılardı.

Akşam namazını kıldırdıktan sonra eve gelir, iki rekât namaz kılardı.

Yatsıyı kıldırdıktan sonra yine eve döner, iki rekât namaz kılardı.

Geceleyin de, vitir namazıyla birlikte dokuz rekât namaz kılardı.


Uzun uzun kıldığı gece namazlarını ya ayakta veya oturarak kılardı.1

Namaz sûrelerini ayakta okumuşsa, ayakta rükûa varır ve secde ederdi; oturarak okumuşsa, oturduğu
yerden rükû ve secde ederdi. Fecir doğunca da iki rekât namaz kılardı.

1. Mü'minlerin annesi Hz. Hafsa, Resûl-i Ekrem'in, vefatından bir yıl öncesine kadar nafile namazları
oturarak kılmadığını söylediğine göre (Miisliın, Müsâurîn 118; T'mnizî, Salât 168; Nesâî, Rıyâıuü'1-leyl
19), Hz. Âişe'nin bu rivayeti, Allah'ın Elçisinin son yıldaki ibadetini tasvir etmektedir. Hz. Âişe'nin,
başka rivayetlerde, Peygamber Efendimizin geceleyin on bir rekât kıldığını söylemesi de bunu
göstermektedir (Buhârî, Telıeccüd 3,16 22; Miisliın, Müsâfırîn 121, 122, 125).

Müslim, Müsâfırîn 105, 109.

64

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

65

Âişe mdıyallahu anhâ anlatıyor:

"Bir bayram günü Resûl-i Ekrem

sallallahu aleyhi ve sellem eve geldi.

O sırada Medineli Müslümanların çocuklarından,

mesleği şarkıcılık olmayan iki kız karşımda def çalıyor,

Buâs Savaşını anlatan şiirlerden şarkılar söylüyorlardı.

Hz. Peygamber bize arkasını döndü,

ihrâmıyla örtünerek yatağa uzandı.

O sırada babam Hazret-i Ebû Bekir içeri girdi.

"Bu ne hal?

Allah'ın Elçisinin evinde şeytan çalgısı mı çalıyorsunuz?"

diye beni azarladı.

Bunu duyan Resûl-i Ekrem,

yüzündeki örtüyü atarak doğruldu ve,

"Ebû Bekir! Onlara dokunma!

Bu günler bayram günleridir.


Her milletin bir bayramı var; bu da bizim bayramımız"

buyurdu.

Babam başka birşeyle meşgul olurken

kızlara işaret ettim,

dışarı çıktılar.

Yine bir bayram günüydü.

Habeşliler kalkan, mızrak oyunu oynuyorlardı.

Ya ben Hz. Peygamberden

onlara bakmak için izin istedim,

veya o bana,

"Bakmak ister misin?" diye sordu.

Ben de "Evet" dedim.

Çenemi omzuna koyup

yanağım yanağına değecek şekilde arkasında durdum.

Habeşlilere,

"Haydi bakalım Erfide Oğulları!" diye seslendi.

Seyretmekten usandığım zaman bana,

"Artık yeter mi?" diye sordu.

"Evet" dedim. "Öyleyse git" buyurdu.

Buhârî, Ideyn 2, 3, 25, Cihâd 81, Menâkıb 15, Menâkıbü'l-ensâr 46, Nikâh 83, 115; Müslim, Salâtü'l-
'îdeyn 16-21; Nesnî, Kıyâmü'1-leyl 33-36; İbni Mâce, Nikâh 21.

66

HAYATIMIZA l'-EYGAMBEH MODELİ

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

67

Ali bin Ebû Tâlib radıyallahu anlı anlatıyor:

Bir gece Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem evimize geldi.

"Namaz kılmak istemez misiniz?" diyerek Fâtıma ile beni gece namazı kılmaya davet etti.
Ben de,

"Ey Allah'ın Elçisi!

Hayatımız Allah'ın elindedir.

Bizi uyandırmak isterse uyandırır" dedim.

Ben böyle der demez, hiç cevap vermeden geri dönüp gitti. ı e vurarak,

Giderken de, elini dizine vuraraK,

"Şu insanoğlu tartışmaya ne kadar da düşkün oluyor!

(el-Kehf 18/54)

âyetini okuduğunu duydum.

Nm<îî, Kıyânıü'l-leyl 5.

DER MODELİ

68

HAYATIMIZA PEY GAM

Âişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

gecenin ilk kısmında yatar uyur,

son kısmında kalkıp namaz kılardı.

Daha sonra tekrar yatağa girerdi. .

Eşiyle beraber olmak isterse olur, sonra uyurdu.

Müezzin ezan okumaya başlayınca, sıçrayıp doğrulurdu. Yıkanması gerekiyorsa yıkanırdı;

değilse abdest alıp iki rekât namaz kılar,

sonra mescide giderdi.

VI AY AT I MİZA

PEYGAMBER MODELİ

69

Âişe radıyallahu anhâ pyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, Ramazan ayında ve diğer gecelerde on bir rekâttan fazla
namaz kılmazdı.
Önce dört rekât kılardı.

Artık o rekâtları ne kadar güzel ve uzun kıldığım

sormayınız!

Ardından dört rekât daha kılardı.

Onları da ne kadar güzel ve uzunca kıldığını sormayınız!

Daha sonra da üç rekât namaz kılardı. Ben:

"Ey Allah'ın Elçisi!

Vitir namazını kılmadan mı uyuyorsun?"

diye sordum.1

"Âişe!

Benim gözüm uyur, ama kalbim uyumaz"

buyurdu.

1. Hz. Âişe'nin bu sorusundan, o gün Hz. Peygamberin uzun uzun kıldığı ikinci dört rekât namazın
ardından biraz yatıp dinlendiği, vitir namazını istirahat ettikten sonra kıldığı anlaşılmaktadır.

Buhâri, Teheccüd 16, Teravih 1, Menâkıb 24; Müslim, Müsâfırîn 125; Ebû Dâvûd, Tatavvu' 26; Tirmizi,
Salât 208; Nesât, Kıyâmü'1-leyl 36.

Sehl ibni Sa'd radıyallahu anh anlatıyor:

Bir kadm, dokuduğu kumaşı

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'e

getirip verdi ve,

"Bunu senin giymen için ellerimle dokudum" dedi.

Hz. Peygamberin böyle bir kumaşa ihtiyacı vardı; onu aldı ve giyinip yanımıza geldi.

Elbiseyi Resûl-i Ekrem'in üzerinde gören bir adam,

Hz. Peygambere,

"Bu ne kadar da güzelmiş!

Verseniz de ben giyinsem" dedi.

Resûl-i Ekrem, "Peki" dedi.

Orada biraz oturduktan sonra evine gitti; kumaşı katlayıp o adama gönderdi.
Sahâbîler, kumaşı isteyen o zâta,

"Hiç de iyi yapmadın.

Resûl-i Ekrem'in bir elbiseye ihtiyacı vardı.

Onun kendisinden birşey isteyeni geri çevirmediğini

bile bile kumaşı istedin" dediler.

O zât şunları söyledi:

70

71

"Vallahi ben onu giyinmek için değil, kendime kefen yapmak için istedim."

Gerçekten de o kumaş bu zâtın kefeni oldu.

Bııhârî, Cenâiz 28, Büyü' 31, Libâs 18, Edeb 39; Nesâİ, Zînet 97; İbıü Mâce, Libâs 1.

Enes ibni Mâlik radıyallahn anh anlatıyor:

Birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte demirci Ebû Seyf'in evine gitmiştik.

Ebû Seyf'in hanımı,

Hz. Peygamberin oğlu İbrahim'in süt annesiydi.

Resûl-i Ekrem İbrahim'i kucağına aldı; onu öptü, kokladı.

Bir başka gün yine oraya gitmiştik.

Bu defa İbrahim can çekişmekteydi.

Allah'ın Elçisinin gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı.

Bunu gören Abdurrahman ibni Avf şaşırdı.

"Ey Allah'ın Resulü!

Siz de mi ağlıyorsunuz?" diye sordu.

Hz. Peygamber,

Ey İbni Avf.

Bu gördüğün gözyaşları rahmet ve şefkat eseridir

buyurdvı. Gözyaşları akarken sözlerine şöyle devam etti:

Göz ağlar, kalp üzülür.


Biz üzüntümüzü, ancak Rabbimizin razı olacağı

sözlerle ortaya koyarız.

Ey İbrahim'.

Senden ayrıldığımız için çok üzgünüz.

Bıı/ı<îrî, Cenâiz 43; Mildim, Fedâil 62; Ebû Dâvûâ, Cenâiz 23, 24.

72

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

73

Câbir ibni Abdullah radıyallahu anh anlatıyor:

Biz Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber otururken, bir cenaze götürdüler.

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

cenazeyi görünce ayağa kalktı.

Biz de onunla birlikte kalktık. Sonra,

"Ey Allah'ın Elçisi!

Bu bir Yahudi cenazesidir" dedik.

Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:

Ölüm korkunç bir olaydır.

Bir cenaze gördüğünüzde ayağa kalkınız.

Buharı, Cenâiz 49; Müslim, Cenâiz 75-81; Ebû DâvûA, Cenâiz 42, 43; Nesâî, Cenâiz 46.

74

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Abdullah ibni Şıhhîr radıyallahu anh anlatıyor:

Bir defasında Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in yanma gitmiştim.

Namaz kılıyordu.

O sırada ağladığı için,

göğsünden kaynayan kazan sesi gibi bir ses geliyordu.


Ebû Dâvûd, Salât 156, 157; NesM, Sehv 18.

75

Sözüne şöyle devam etti:

Ebû Zer radıyaHahu anlı şöyle diyor:

Dünyada malı mülkü çok olanlar,

âhirette sevapları az olanlardır.

Yalnız şöyle şöyle dağıtanlar böyle değildir.

Fakat öyle kimseler de ne kadar azdır!

Bir akşam vakti

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'le birlikte Medine'nin Harre mevkiinde yürüyorduk. Derken
Uhud dağı karşımıza çıkıverdi.

Peygamber Efendimiz,

"Ey Ebû Zeri" dedi. Ben,

"Buyur, Ey Allah'ın Elçisi! Emrindeyim" dedim.

Resûl-i Ekrem,

"Şu Uhud Dağı altın olup bana verilse,

onun bir dinarının üç günden fazla

yanımda kalmasını istemem.

O bir dinarı da borç ödemek için

bir yana ayırmak isterim" buyurdu.

Daha sonra Allah'ın Elçisi,

"Yanımda olanı da Allah'ın kullarına şöyle şöyle

dağıtmak isterini" diyerek

önüne, sağma, soluna ve arkasına elleriyle

para dağıtıyormuş gibi işaretler yaptı.

Sonra yine, "Ebû Zer!" dedi.

"Buyur, Ey Allah'ın Elçisi! Emrindeyim" dedim.

Bııhâri, İstikraz 3, İsti'zân 30, Rıkak 14; Müslim, Zekât 32.


76

77

Ebû Mes'ûd el-Ensârî radıyallahu anlı anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

namaza başlayacağımız zaman,

düzgün bir sıra yapmamız için omuzlarımıza dokunur

ve §öyle derdi:

Safları dümdüz tutunuz.

İleri geri durmayınız.

Sonra kalpleriniz de birbirinden farklı olur.

Aklı başında ve bilgili olanlarınız benim arkamda,

derece bakımından onlardan sonra gelenler

bir arkada,

onlardan sonra gelenler de daha arkada dursunlar.

Müslim, Salât 122; Ebû Dâvûd, Salât 95; Timüzî, Salât 54; N«<îî, İmamet 23, 25, 26; İbııi Mâce, İkamet
45.

78

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Amr ibni Haris radıyallahu anhümâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem vefat ettiğinde,

geride sadece

bindiği beyaz katırı,

silâhını,

yolcular için vakfettiği araziyi bıraktı.

Bunların dışında

ne bir altın,

ne bir gümüş,

ne bir köle,
ne bir câriye,

ne de başka birşey bıraktı.

Buhârt, Vasâyâ 1, Cihâd 61, 86, Farzu'l-lnımus 3, Megâzî 84; Nesâî, İhbâs 1.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

79

Abdullah tbııi Abbas radıyallahu anhünıâ anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, birbiri ardından birkaç gün yemek yemeden aç yatıp uyurdu.

Ailesi de akşam yemeği bulamazdı. Çoğu zaman arpa ekmeği yerlerdi.

Tirmizî, Zühd 38; tbııi Mâce, Et'iıne 49.

80

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODEL.

Aişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ve ailesi, onun Medine'ye geldiği günden vefat ettiği âna
kadar, üç gün arka arkaya buğday ekmeğiyle karnını doyurmadı.

Buhârt, Et'ime 1, 23, 27, Rikak 17, Eymâıı 22; Müslim, Zühd 20, 22; Nesâî, Dahâyâ 37; îbııi Mâce,
Et'ime 48, 49.

IAYATIM1ZA PEYGAMBER MODELİ

81

Ebû Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gündüzün bir vaktinde evinden çıktı.

Birbirimize birşey söylemeden

Benî Kaynuka Çarşısına kadar yürüdük.

Sonra oradan ayrılıp kızı Fâtıma'nm evine gitti,

dışarıda bir yere oturdu

ve Hz. Hasan'ı kastederek,

"Ufaklık evde mi? Ufaklık evde mi?" diye sordu.

Anlaşılan annesi onu giydirdiği,

veya saçım başını yıkayıp taradığı için çabucak gelmedi.


Derken Hasan koşarak geldi; birbirlerine sarıldılar; Hz. Peygamber onu öpüp kokladı, sonra şöyle dua
etti:

Allahım, ben bunu seviyorum; onu Sen de sev! Onu seveni de sev!

Buhâri, Büyü' 49, Libâs 60; Müslim, Fezâilü's-sahâbe 56-59; îbni Mâce, Mukaddime 12.

82

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Âişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem vefat ettiğinde,

demirden yapılma zırhı,

birYahudinin elindeydi.

Ailesinin geçimini sağlamak için aldığı

otuz ölçek arpa karşılığında

zırhını ona rehin bırakmıştı.

Buhâri, Cilıâd 89, Megâzî 86, Büyü' 33, Selem 5, 6, İstirâz 1, Relin 2, 5; Müslim, Müsâkât 124-126;
Timiz!, Büyü 7; NesSÎ, Büyü 58, 83; İbni Mâce, Rühûn 1.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

83

Âişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in

yaslandığı yastık,

içinde uyuduğu yatak,

içi hurma lifıyle doldurulmuş

ve tabaklanmış deridendi.

Bııhâri, Rikak 17; Müslim, Libâs 37, 38; Ebû DâvM, Libâs 42; Tınnizî, Libâs 27, Kıyamet 32; Ibui Mâce,
Zühd 11.

84

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

îbni Abbas radıyallahu anh anlatıyor:


Mekke'nin fethedildiği gün Resûl-i Ekrem şehre girdiğinde, onu Abdülmuttalip Oğullarının küçük
çocukları karşıladı. Allah'ın Elçisi onlardan birini önüne, diğerini de devesinin arkasına bindirdi.

Buhârî, Umre 13, Libâs 99, 100; Neşeti, Menâsık 121.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

85

Enes ibni Mâlik ve Câbir ibni Abdullah radıyallahu anhümâ şöyle diyorlar:

Resûl-i Ekrem salkllahu aleyhi ve sellem, ailesinden uzun süre ayrı kalan kimsenin, eşinin bir açığını
yakalamak istiyormuş gibi evine geceleyin ansızın gelmesini doğru bulmazdı.

Hanımın kendine çekidüzen vermesine fırsat tanınmasını tavsiye ederdi.

Kendisi de sefer dönüşünde evine geceleyin gitmez, ya kuşluk vakti veya akşamüstü giderdi.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Ashabını, "Sakın iftar etmeden peş peşe oruç tutmayınız!"
diye uyarmıştı.

Müslümanlardan biri ona,

"Ama ey Allah'ın Elçisi!

Sen p?ş peşe oruç tutuyorsun!" deyince,

"Hanginiz bu konuda benim gibi olabilir? Beni Rabbim yedirir içirir" buyurdu.

Bazı Sahâbîlerin arka arkaya oruç tutma işinden

vazgeçmediklerini görünce,

onlara iki gün peş peşe oruç tutturdu;

ardından yine ara vermeden bir gün daha tutturdu.

Derken hilâlin doğduğu görüldü.

Resûl-i Ekrem, arka arkaya oruç tutma isteğinden vazgeçmeyenleri cezalandırmak ister gibiydi.'

Buhârî, Umre 15,16, Nikâh 121, 122; Müslim, İmâre 180-185; Tinnizî, İsti'zân 19.

1, Resûl-i Ekrem, ibadete düşkün olan bazı kimselerin bir süre sonra bu isteklerini yitireceklerini veya
ibadetten büsbütün soğuyacaklarını bildiği için, Müslümanların iftar etmeden peş peşe iki gün veya
daha fazla oruç tutmalarını arzu etmemişti. "Savm-ı visal" denen art arda oruç tutmanın sadece
kendisine ait bir özellik olduğunu bilmelerini istemişti.

86

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ


I AY A T I MİZA PEYGAMBER MODELİ

87

Sonra şöyle buyurdu:

Eğer hilâl görünmeseydi,

size peş peşe fazla oruç tutturacaktım.

Siz ibadetlerden gücünüzün yettiği kadarını

yapmaya çalışınız.

BıılıM, Savın 49, Hudûd 42, Teıueımî 9, İ'tisânı 5; Müslim, Siyanı 55-61; Tirnıizî, Savın 62.

A Y A T I M I Z A PEYGAMBER MODELİ

Aqe radtyallahtı anhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bazı aylarda o kadar çok oruç tutardı ki, "Artık bu ay hiç iftar
etmeyecek" derdik.

Bazı aylarda da oruç tutmazdı;

biz de "Artık bu ay hiç oruç tutmayacak" derdik.

Ben onun Ramazan dışında hiçbir ayı tamamen oruçlu geçirdiğini bilmem.

Şaban ayından daha fazla oruç tuttuğu bir ay da görmedim.

Şöyle buyururdu:

Gücünüzün yettiği kadar ibadet ediniz. Çünkü siz usanmadıkça, Allah usanmaz.

Resûl-i Ekrem, nafile namazın,

az da olsa devamlı kılınmasını arzu ederdi.

Kendisi bir nafile namaza başlayınca onu devamlı kılardı.

Bulıârt, Savın 52, Rikak 18; Müslim, Siyanı 175-177; Ibııi Ünce, Sıyâm 30.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

89

Enes ibni Mâlik radtyallahu anh anlatıyor:

Ben Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in

ellerinden daha yumuşak

ne bir atlasa, ne de bir ipeğe dokundum.


Hayatımda onun kokusundan

daha hoş bir râyiha koklamadım.

hıhârt, Savm 53, Menâkıb 23; Müslim, Fezâil 81, 82; Timıizî, Birr 69.

90

AYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Enes ibni Mâlik radıyallahu anh anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Medine'ye geldiğinde bir hizmetçisi yoktu.

Üvey babam Ebû Talha elimden tuttu, beni Hz. Peygambere götürdü ve ona, "Ey Allah'ın Elçisi!" dedi.
"Enes zeki bir çocuktur, sana hizmet etsin!"

Resûl-i Ekrem sefere gittiği zaman da,

gitmediği zaman da,

tam on yıl süreyle hizmet ettim.

Bana bir defa bile "ÖP." demedi.

Yaptığım birşeyden dolayı

"Niye böyle yaptın?" demediği gibi,

yapmadığım birşey sebebiyle

"Şöyle yapsan olmaz mıydı?" da demedi.

Bııhâri, Vasâyâ 25, Edeb 39, Diyât 27; Fezâil 51-53; Ebû Dâvûd, Edeb 1; Tirmizî, Bırr 69.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

91

Abdullah ibni Mes'tîd radıyallahu anh şöyle diyor:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem

hastalanıp da vücudu sıtmanın ateşiyle yanarken

huzuruna vardım.

Elimle vücuduna dokunarak,

"Ey Allah'ın Resulü!

Sıtma nöbetinden dolayı çok ıztırap çekiyorsunuz"

dedim.
"Evet, sizden iki kişinin çekebileceği kadar

ıztırap çekiyorum" buyurdu.

"Herhalde bu, iki kat sevap kazanmanız içindir" dedim.

Evet, öyle.

Allah, Müslümanın ayağına batan bir diken

veya başına gelen daha büyük bir sıkıntıdan dolayı

onun günahlarını bağışlar.

O Müslümanın günahları

ağaç yaprakları gibi dökülür

buyurdu.

Bıılıârî, Mcrdâ 3, 13, 16; Müslim, Birr 45.

92

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir adamdan deve satın almıştı.

O adam, alacağını istemek üzere Hz. Peygambere geldi ve ona ağır bir söz söyledi.

Bunu duyan Sahâbîler

o adama haddini bildirmek istediler.

Allah'ın Elçisi,

"Ona dokunmayınız!

Çünkü alacaklının söz söylemeye hakkı vardır"

buyurdu. Sonra da,

"Ona devesinin yaşında bir deve veriniz"

diye emretti.

Sahâbîler,

"Ey Allah'ın Elçisi!

Onun devesinin yaşında deve bulamıyoruz;


ama elimizde ondan daha değerlisi var" dediler.

Peygamber Efendimiz, O halde onu veriniz;

elbette sizin hayırlınız, borcunu en güzel şekilde ödeyendir

buyurdu.

Bıılıârî, Vekâlet 5, 6, İstikraz 4, 6, 7, 13, Vekâlet 6, Hibe 23, 25; Müslim, Müsâkât 120-122; Ebû Dâın'ıd,
Büyü' 11; Tirmizî, Büyü' 75; Nesıîf, Büyü' 64.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

93

Tank ibni Eşyem radtyallahu anh şöyle diyor:

Bir kimse Müslüman olduğu zaman,

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ona önce

namaz kılmayı öğretirdi;

sonra şöyle dua etmesini tavsiye ederdi:

Allahım,

beni bağışla,

bana merhamet et,

rızânı kazandıracak işler yaptır,

bana afiyet ve hayırlı rızık ver.

Müslim, Zikir 35; İbni Mâce, Duâ 4,

94

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Kum ibni İyâs radıyallahu anh şöyle diyor:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir yere oturunca, arkadaşları etrafını çepeçevre kuşatırlardı.

O Sahâbîlerden biri,

nereye gitse arkasından gelen küçük oğlunu

önüne oturtarak Resûl-i Ekrem'i dinlerdi.

Birgün bu çocuk öldü.

Babası, "Oğlumu hatırlayarak


üzülüp etrafı rahatsız ederim" diye

Hz. Peygamberin meclisine gelmez oldu.

Resûl-i Ekrem onun yokluğunu hissedince, "Falanı aranızda niçin göremiyorum?" diye sordu.

"Ey Allah'ın Elçisi!

Her zaman onun yanında gördüğünüz oğlu öldü" dediler.

Hz. Peygamber o Sahâbîyi bulup çocuğunu sordu.

Dertli baba yavrusunun öldüğünü söyleyince, Resûl-i Ekrem ona başsağlığı diledi, sonra da kendisini
şöyle teselli etti:

"Söyle bakalım!

Vefat eden çocuğunun,

yaşadığın sürece hep senin yanında bulunmasını mı;

yoksa yarın Cennetin hangi kapısına gidersen,

onun senden önce koşup kapıyı açarak

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

95

'Buyur babacığım!' demesini mi isterdin?"

O Sahâbî,

"Ey Allah'ın Elçisi!

Elbette onun benden önce koşup Cennetin kapısını

açmasını isterdim" deyince,

Resûl-i Ekrem,

"Öyleyse istediğin olacak" buyurdu.

Aişe radıyallahu aııhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem benim yanımda kaldığı gecelerin sonuna doğru Bakî
Mezarlığına giderek şöyle derdi:

Selâm size, ey mü'minler diyarı! Başınıza geleceği söylenen şeylerle nihayet karşılaştınız. Hesabınız
daha sonra görüleceği için ' ...şimdilik ileri bir tarihe bırakıldınız. İnşallah yakında biz de aranıza
katılacağız. Allahım! Bakî Mezarlığında yatanları bağışla!

Ncsâî, Cenâiz 120.


96

İAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Müslim, Cenâiz 102; Ebû Dâi'Cul, Cenâiz 79; Naâî, Cenâiz 103; İhıi Mâce, Cenâiz 36, Zühd 36.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

97

13-i.

Câbir ibni Semüre radıyattahu anh şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, sabah namazını kıldıktan sonra güneş iyice doğuncaya
kadar, çoğu zaman yerinde bağdaş kurarak otururdu. Bu sırada Sahâbîler, Câhiliye devrinde yaptıkları
şeylerden söz edip gülerlerdi. Resûl-i Ekrem ise sadece tebessüm ederdi. Güneş doğunca da kalkıp
evine giderdi.

Müslim, Mesâcid 286 Ncsâî, Sehv 99.

98

3. 287, Fezâil 69; Elm Dâvfid, Tatavvu 12; Tirnüzî, Salât 412;

HAYATİM

İZA PEYGAMBER MODELİ

Câbir ibni Abdullah radıyallahu anhümâ anlatıyor:

Mekke fethinde

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ile beraberdim.

Pek yavaş giden devem, Medine'ye dönerken

iyice yürümez oldu.

İşte o sırada Hz. Peygamber yanıma geldi:

"Sen misin Câbir?" diye sordu.

"Evet, benim" diye cevap verdim.

"Niye ordudan geri kaldın?"

"Devem sakatlandığı için geri kaldım."

Resûl-i Ekrem devesinden indi,

elindeki ucu eğri sopayla devemi çekti,

yürümesi için dua etti ve bana,


"Haydi, şimdi bin!" dedi; bindim.

Devem her zamankinden daha iyi yürümeye başladı.

"Deveni nasıl buluyorsun?" diye sordu.

"Senin bereketin sayesinde çok iyi" dedim.

Devem o kadar hızlı gidiyordu ki,

Hz. Peygamberin devesini geçmesine engel oluyordum.

Allah'ın Elçisi bana,

"Cabir! Evlendin mi?" diye sordu.

"Evet, evlendim" dedim.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

99

"Kızla mı, dulla mı?"

"Dul bir kadınla."

"Bârı bakire biriyle evlenseydin,

birbirinizle hoşça vakit geçirirdiniz."

"Yâ Resûlallah! Bildiğiniz gibi

babam Uhud Gazvesinde şehid düşünce,

dokuz kız kardeşime bakmak zorunda kaldım.

Onların yaşında tecrübesiz biriyle evlenmektense,

kendileriyle meşgul olacak, saçlarını, başlarım tarayacak,

evi çekip çevirecek biriyle evlenmeyi

daha uygun gördüm."

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem,

"Artık Medine'ye geliyorsun.

Çocuk sahibi olmaya bak!" buyurdu.

Daha sonra bana,

"Şu deveyi bana satar mısın?" diye sordu.


Utandım; su taşımak için başka bir devemiz yoktu.

"Evet, satarım" dedim.

Medine'ye varınca parasını ödemek üzere

deveyi kırk dirheme satın aldı.

Sonra Resûl-i Ekrem benden önce Medine'ye gitti.

Ben de kuşluk vakti vardım

ve arkadaşlarla birlikte Mescid-i Nebevî'ye gittim.

Resûl-i Ekrem mescidin önündeydi. Bana,

"Şimdi mi geldin?" diye sordu.

"Evet, şimdi geldim" dedim.

"Deveni bırak, mescide girip iki rekât namaz kıl"

buyurdu.

100

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Ben de içeri girip iki rekât namaz kıldım.

Sonra Bilâl'e, bana kırk dirhem vermesini söyledi.

Bilâl de fazlasıyla verdi.

Paramı aldıktan sonra eve doğru yürürken,

Resûl-i Ekrem Bilâl'e,

"Bana Câbir'i çağır" buyurdu.

Ben içimden

"Deveyi almaktan vazgeçti, geri verecek" dedim.

Artık o deveden nefret ediyordum.

Allah'ın Elçisi,

"Câbir!" buyurdu. "Haydi deve de senin, parası da."

[AYATIMIZ A V

PEYGAMBER MODELİ
101

Tabiîn neslinden Ebû Bürde el-Eş'ari anlatıyor.

Âişe radıyallahu anhâ

bize giyile giyile yıpranmış yamalı bir elbise gösterdi

ve şunu söyledi:

"Vallahi Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

ruhunu işte bunların içinde teslim etti."

Buhân, Humus 5; Libas 19; Müslim, Libâs 35; Ebû DSvûd, Libâs 5; TirmM, Libâs 10; İhni Mace, Libâs L

102

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Mâlik ihni Huve)>ris radıyallahu anh anlatıyor:

Biz aynı yaşlarda bir grup genç

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'e gelmiş

ve yirmi gün boyunca yanında kalmıştık.

Allah'ın Resulü çok merhametli ve şefkat dolu bir kimseydi.

Yakınlarımızı özlediğimizi anlayınca,

geride ailemizden kimleri bıraktığımızı sordu.

Biz de söyledik.

O zaman şöyle buyuruu.

"Haydi artık ailenizin yanına dönünüz,

ve onların yanında kalarak kendilerini bilgilendiriniz.

Onlara şu namazı şu vakitte,

bu namazı bu vakitte kılmalarını söyleyiniz."

Bir kısmını hatırladığım, bir kısmını unuttuğum daha başka şeyler de söyledi.

Sözüne şunları da ekledi:

Benim namazı nasıl kıldığımı görüyorsanız,

siz de öyle kılınız.


Namaz vakti geldiğinde içinizden biri ezan okusun,

en yaşlınız da namazı kıldırsın.

Buhân, Ezan 17, 18, 49, 140, Cihâd 42, Edeb 27, Âhâd 1; Müslim, Mesâcid 292; Nesâf, Ezan 8.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

103

Âişe radıyallahu mıha şöyle diyor:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, rüzgâr şiddetli estiğinde şöyle dua ederdi:

Allahım!

Senden bu rüzgârın,

onun içinde bulunanın

ve onunla gönderilenin hayrını isterim.

Bu rüzgârın şerrinden,

içinde bulunanın

ve onunla gönderilenin şerrinden Sana sığınırım.

Ben Hz. Peygamberin,

küçük dili görünecek şekilde kahkahayla güldüğünü

hiç görmedim;

o sadece tebessüm ederdi.

Ancak yağmur yüklü olduğu sanılan bir bulut görünce,

veya rüzgâr şiddetli esince,

bir aşağı bir yukarı yürür,

eve girer çıkar,

ve yüzünün rengi değişirdi.

Yağmur yağınca rahatlar, tedirginliği de giderdi.

Birgün kendisine,

"Ey Allah'ın Elçisi!

Bildiğim kadarıyla insanlar bulutu görünce,


104

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

yağmur yüklü olduğu ümidiyle sevinirler. Ama sen bulutu görünce tedirgin oluyorsun. Bunun sebebi
nedir?" dedim.

Şöyle buyurdu:

Âişe!

Bu kara bulutun içinde azap bulunmadığını

bana kim garanti edebilir?

Bazı milletler rüzgârla cezalandırılmışlardır.

Ben de o kara bulutun ümmetimin başına gelecek bir

azap olmasından korkarım.

Ne bileyim, belki de o bulut

Ad Kavminin sandığı gibi bir bulut olabilir.

Sonra şu âyeti okudu:

"O azabın bir bulut şeklinde vadilerine doğru yaklaştığını görünce,

'Bu bize yağmur getiren bir buluttur' dediler. Hûd Peygamber ise şöyle dedi:

'Hayır, o, sizin bir an önce gelmesini istediğiniz şeydir; acı bir azap getiren buluttur.'" (el-Ahkaf,
46/24).

Bııhârî, Iîed'ü'1-halk 5, Tcfsîr 46/2, Edcb 68; Müslim, İstiska 14. 15, 16; Ulm DâvCul, Edcb 104; Tirmizt,
Tefsîru'l-Kur'ân 46/1; İlmi Mâa; Duâ 21.

IAYATİMIZA PEYGAMBER MODELİ

105

Peygamber Efendimizin hanımı Sajî]>ye radıyallahu anha anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Ramazan'm son on gününde mescitte itikâfa1 girmişti. Bir
gece onu ziyarete gidip kendisiyle sohbet ettim. Uzakta bulunan evime dönmek üzere kalktığım
zaman, o da beni eve götürmek üzere kalktı. Yolda giderken Ensardan iki kişiyle karşılaştık.

Onlar Hz. Peygamberi görünce selâm verdiler,

ve oradan çabucak uzaklaşmak istediler.

Resûl-i Ekrem onlara,


"Biraz yavaş olun.

Yanımdaki Huyey kızı Safıyye'dir" buyurdu.

Hz. Peygamberin bu açıklaması onlara pek ağır geldi:

"Ey Allah'ın Elçisi!

Size yakışmayan birşeyi nasıl düşünebiliriz?" dediler.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu: Şeytan insanın vücudunda kan gibi dolaşır. Onun sizin
temiz kalbinize bir şüphe atmasından korktum.

1. İtikâfa girmek: Ramazan ayının son on gününde camide kalarak ibadet etmek

demektir.

Bııhârî, İ'tikâf 8, 11, 12, Farzu'l-humüs 4, Bed'ü'1-halk 11, Edeb 121, Ahkâm 21;

Müslim, Selâm 23-25; Ebû Dâvtîd, Savm 79, Edeb 81; İbni Mâcc, Sıyâm 65.

106

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellenı'e,

borçlu ölen birinin cenazesi getirildiğinde,

"Borcunu ödeyecek birşey bıraktı mı?" diye sorardı.

Borcuna yetecek bir mal bıraktığı söylenirse,

onun cenaze namazını kılardı.

Borcunu karşılayacak birşey bırakmadığı söylenirse,

o zaman Müslümanlara,

"Arkadaşınızın cenaze namazını siz kılınız" derdi.

Fetihler yapılıp da maddî bakımdan rahatlayınca,

Allah'ın Elçisi şöyle demeye başladı:

Ben mü'minlere kendilerinden daha ileriyim. Geride borç bırakarak ölen mü'minin borcunu ödemek
bana aittir; bıraktığı mallar ise vârislerinindir.

uhârî, Kefalet 3, İstikraz 10, 11, Tefsîr 33/1, Nefekat 15, Ferâiz 4, 15, 25; liisiim, Ferâiz 14-16; Ebû
DâvCıd, Harâc 14, 15; Tinnizt, Cenâiz 69, Ferâiz 1;


Müsl....,

Nesâî, Cenâiz 67; İbni Mâcc, Sadakat 13.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

107

Eııes ibni Mâlik mâıyallahu anlı şöyle diyor:

Bir defasında Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

evimize gelmiş,

biraz oturduktan sonra su içmek istemişti. Biz de evde beslediğimiz koyunu sağdık, süte, kuyumuzun
suyundan karıştırıp Hz. Peygambere bir bardakla sunduk. Allah'ın Elçisi sütü içti.

O sırada solunda Hz. Ebû Bekir,

karşısında Hz. Ömer,

sağ tarafında da bir bedevi oturuyordu.

Resûl-i Ekrem'in bardağı önce bedeviye vermesini

istemeyen Hz. Ömer,

"Ey Allah'ın Elçisi!

Onu yanında oturan Ebû Bekir'e ver" dedi.

Hz. Peygamber bardağı sağında oturan bedeviye uzattı ve

"Önce sağdakine, sonra onun sağmdakine!" buyurdu.

4- Ebıî DSi'fid, E§ribe

B, 19;

tıılıân, MüsSkât 1, Hibe 4, Eşribe 14, 18; Müslim, Eşribt:124; 1 9; Tinm'zî, Eşrihe 19; İbni Mâcc, Eşribe
22.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Ebû Hiireyre radıyallcılnı anlı anlatıyor: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:

Allahım!

Bütün işlerimin başı olan dinim konusunda hatâya düşmekten beni koru! Yaşadığım şu dünyadaki
işlerimin yolunda gitmesini sağla!

Dönüp varacağım âhiretimi kazanmama yardım et!

Hayatım boyunca daha çok hayır yapmama


imkân ver!

Her türlü kötülükten kurtulmamı

sağlayacak bir ölüm nasip et!

Mudiin, Zikir 71.

IAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

109

Abdullah ibni Ömer

radıyaUahu anhümâ anlatıyor.

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yolculuğa çıkacak biriyle vedalaşırken onun elini tutar, o
adam elini çekmedikçe Hz. Peygamber de çekmez ve ona şöyle dua ederdi:

Dinini koruman,

emanetlerini ifa etmen,

ve amellerini hayırla sonuçlandırman için

seni Allah'a emanet ediyorum.1

111

EbCı

Saîd el-Hudn

rachyallahuanh gediyor:

"elbise, göm §öyle dua ederdi:

ve amacına u Sana sığınırını.

Ebfi Saîd cl-Hudn ra>

dıyallahıt anh şöyle diyor:

Hoşlanmadığı bir§ey gördüğünde, bunu yüzüne bakınca anlardık.

Ebfi DSi'Cıd, Lı

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Buhârt, Menâkıb 23, Edeb 72, 77

; Mıü/iııi, Fezâil 67; Jlıııı Mâce, Zühd 17.

113
Câbir ibni

i Abdullah radıyaUah

anhümâ anlatıyor

Babam Abdullah ibni Haram Uhud Savaşında şehid düştüğünde

geride dokuz kız,

bir hayli de borç bırakmıştı.

Alacaklılar haklarım almak için pek anlayışsız davrandılar.

Ben de Resûl-i Ekrem

sallallahu aleyhi ve sellem'e başvurdum;

alacaklılarla konuşmasını söyledim.

Hurma bahçesinin o yıl verdiği ürünü kabul etmeleri

ve borcun geri kalan kısmından vazgeçmeleri konusunda

onları ikna etmesini istedim.

Resûl-i Ekrem alacaklılardan bunu istedi,

fakat hiçbiri kabul etmedi.

O zaman Allah'ın Elçisi bana,

"Yarın sana geleceğim" buyurdu.

Ertesi sabah Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer ile

birlikte geldi, hurma bahçesini dolaştı,

hurmanın bereketlenmesi için dua etti. Bana da,

"Hurmalarım toplayıp cins cins ayır,

iyi hurmaları (acve hurmasını) bir boy,

kalitesiz hurmaları bir boy yap.

Sonra durumu bana bildir" dedi.

114

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Dediklerini yapıp durumu ona bildirdim.


Hz. Peygamber geldi, hurmaların başına oturdu ve bana,

"Haydi herkese alacağım ölçüp ver!" buyurdu.

Ben de hurmaları ölçerek herkese alacağını verdim,1

Hurmalar hiç eksilmemiş gibi öylece duruyordu.

1. Hurmaları Resûl-i Ekrem'in kendi elleriyle ölçüp alacaklılara verdiği de rivayet edilmektedir (Buhâtî,
İstikraz 18, Vasâyâ 36).

Buhârî, Büyü' 51, İstikraz 8, 9, Hibe 21, Sulh 13, Menâkıb 25, Megâzî 18; Ebı'ı Dâvûd, Ferâiz 17; Nesıîî,
Vasâyâ 4; İbni Mtice, Sadakat 20.

HAYATIMIZA PEYGAM1SE

R MODELİ

115

Berâ

ibtıi Âzib radıyallahu anhiimâ anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:

Yatağına yatmak istediğin zaman namaz abdesti gibi abdest al. Sonra sağ yanına yat ve şöyle dua et:

Allahım!

Kendimi Sana teslim ettim.

Yüzümü Sana çevirdim.

İşimi Sana ısmarladım.

Sırtımı Sana dayadım.

Ümit bağladığım Sen, korktuğum yine Sensin.

Senden kaçıp sığınacak

ve Senin elinden kurtulacak bir yer varsa

yine Sensin.

İndirdiğin kitabına,

gönderdiğin peygamberine iman ettim.

Resûl-i Ekrem sözüne şöyle devam etti:


Eğer o gece ölürsen imanlı olarak ölürsün; ölmez de yaşarsan, büyük sevap kazanırsın. Yalnız bu dua,
senin o geceki son sözlerin olsun.

116

HAVAT.M.ZAPEYGAMUE.IMODEUI

Ben hadisi ezberlemeye çalışırken,

"gönderdiğin nebîne" diyecek yerde,

"gönderdiğin resulüne" deyince,

Resûl-i Ekrem, eliyle göğsüme vurarak,

"Hayır, 'gönderdiğin nebîne' diyeceksin" diye düzeltti.

Bıılıârî, Vııdîi 75, Daavât 6, 7, 9, Tevhîd 34; Müslim, Zikir 56-58; Ebû Dâi'ûd, Edeb 98; Tinnizî, Daavât
16, 116; Ahi Mâce, Duâ 15.

HAYATIMIZA PEYCAMUEH MODELİ

117

Ebû Hüreyre

radıyallahu anh anlatıyor:

Abdullah ibni Mes'ûd radıyallahu anh şöyle diyor:

Birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

bir hasırın üzerinde yatıp uyumuştu;

uyandığında hasır vücudunun yan tarafında iz bırakmıştı.

O sırada Hz. Ömer geldi ve, "Ey Allah'ın Elçisi!" dedi.

"Daha yumuşak bir yatak üzerinde yatsan ne olur!" Bunun üzerine Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
Benim dünya ile ne kadar ilgim var?

Ben bu dünyada,

ir günde yolculuk ederken

—*\ dinlenen, sonra da ı~--"»n k.»..^ giden bir yolcu gibiyit

im.

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

aksırdığı zaman

elini veya mendilini ağzına tutardı;


böylece sesini azaltmaya çalışırdı.

Ve şöyle buyururdu:

Biriniz aksırdığı zaman "Elhamdülillah" desin;

yanında bulunan Müslüman kardeşi de ona,

"Allah sana rahmetiyle muamele etsin"

diye karşılık versin.

Eğer yanında bulunan kimse böyle söylemişse ona,

"Allah sizi doğru yola iletsin ve halinizi düzeltsin"

diye dua etsin.

Ahmed b.

118

11 AY A T 1 M 1 Z A PEY G A M N E 11 M O DELİ

Buhâri, Edeb 126; Ebû Dâvûd, Edeb 90, 91; Tirmizî, Edeb 3, 6; İbni Mfce, Edeb 20. HAYATIMIZA V E Y
G A M M fi R M ö D E L i 119

Huzcyfc radtyailahıı mıh şöyle diyor.

Resûl-i Ekrem sallallabu aleyhi ve sellem

geceleyin uyumak istediği zaman

elini sağ yanağının altına koyar, sonra da,

Allahım! Senin ismini an

Senin ismini

arak ölür, "illini anarak dirilirim

derdi.

Uykudan uyandığı zaman

da

Kıyamet günü-derdi.

Allah'a hamd olsun.

Âişc radıyallahu anhâ anlatıyor:


Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, Ramazan ayının son on günü girince

rirdi.

kendisini büsbütün ibadete ver

Bütün gece ibadet eder,

ailesi* de ibadet etmeleri ıçm uyandınrdı.

i R 16 Tevl

Daavat

120

HAYATİMİ

ZA PEYG

AMBER M

ODELİ

Bulıân, Leyletü'1-kadr 5; Muslini, İ'tikâf 7; fitin DSvûd, Kaı Kıyâmü'1-leyl 17; İbııi Mâce, Sıyâm 57.

HAYA

T1«^P^»»MODELİ

121

**"•¦"* -"""¦¦

yolculuğa sıkarken, yolculuğun s,km*"nd», ;üzuntü.ü denmekten,

kötü

kötü

Berâ ibnı Aztb radıyaliahu anhümâ anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

yüzü en güzel,

huyu en güzel insandı.

Ne çok uzun, ne de kısaydı; orta boyluydu.

İki omzunun arası genişti.

Kulak memesine kadar uzanan (bazan omuzlarını döven)


gür saçları vardı.

Ben onu kırmızı bir elbise içinde gördüm; hayatımda kırmızı elbise giymiş ondan daha güzel bir kimse
görmedim.

„ ... qı 93- Tirmizî, Libâs 4, Milim, îezaıl 91-^-

123

122

Zeyd ibııi Erkam radıyallahu anh anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:

Allahım!

Acizlikten,

tembellikten,

korkaklıktan,

cimrilikten,

ihtiyarlayıp ele güne muhtaç olmaktan

ve kabir azabından Sana sığınırım.

Allahım!

Nefsime, Allah'a karşı gelmekten sakınma

duygusu kazandır,

onu günahlardan arındır;

çünkü onu en iyi arındıracak Sensin.

Nefsimin sahibi ve efendisi Sensin.

Allahım!

Faydasız ilimden,

ürpermeyen gönülden,

doyma bilmeyen nefisten

ve kabul olmayacak duadan Sana sığınırım.

Müslim, Zikir 73; Nesâî. İstiâze 13, 65.

124
BAYATIMIZA PEYGAMUER MODELİ

Âişe radtyallahu aııhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem,

hediye kabul eder,

ona karşılık kendisi de hediye verirdi.

Bııhâri, Hibe 11; Ebfi Dnvûd, Büyü' 80, İcâıe 46; Timıizî, Bırr 34.

HAYATIMIZA V E Y G A M li E R MODELİ

125

dıyallahu anhâ anlatıyor:

Âişe ra

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir sefere gideceği zaman

eşleri arasında kur'a çekerdi.

Kur'a kime çıkmışsa, sefere onunla birlikte giderdi.

Allah'ın Elçisi eşlerinin yanma

hangi gün, hangi gece gideceğini de belirlerdi.

Yalnız hanımı Şevde binti Zem'a,

Hz. Peygamberin gönlünü hoş etmek için,

kendisine ayrılan günü ve geceyi bana bağışlamıştı.

Bt/Mrî,Hibel5,Şel

iıâdît 30, Nikâh

126

ı 15 E 11 MODELİ

Abdullah

ilmi Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor:

Bir seferden dönen

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

kızı Fâtıma'nm evine gitmiş,


ama kapıda asılı bir perde görünce içeri girmemişti.

Allah'ın Elçisi seferden dönünce,

genellikle önce kızma uğrar,

sonra eşlerinin yanma giderdi.

Hz. Ali eve gelip de eşini üzgün görünce

"Hayrola, neyin var?" diye sordu. O da,

"Allah'ın Elçisi evimize kadar geldi,

ama içeri girmedi" diye üzüntüsünün sebebini anlattı.

Hz. Ali Resûl-i Ekrem'in yanma giderek,

"Ey Allah'ın Elçisi!" dedi.

"Eve kadar gelip de içeri girmemeniz

Fâtıma'yı çok üzmüş."

Bunun üzerine Hz. Peygamber,

"Evinizin kapısında renk renk nakışlarla süslü

bir perde gördüm.

Benim öyle süslü püslü şeylerle, nakışlarla

ne ilgim var?" buyurdu.

Hz. Ali eve dönüp eşine bunları anlatınca, Hz. Fâtıma,

"Öyleyse babam o perdeyi ne yapmamı emrediyorsa

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

127

Enes radıyallahtı anh şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'den

İslâmiyet adına birşey istendiğinde onu mutlaka verirdi.

Birgün bir adam geldi,

Allah'ın Elçisi ona,

iki dağ arasında otlayan bir koyun sürüsü verdi.


O adam kavminin yanına gidince şöyle dedi:

"Ey milletim!

Hemen Müslüman olun!

Çünkü Muhammed fakirlikten korkmadan

elinde olanı veriyor."

EbflD^d.LiMs«-.B..Mrf,Hi

128

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Müslim, Fezâil 57-58. HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

129

anlatıyor.

bın diğerinden daha koUy

te şeyden biruuy-P^ değılse,

daha kolay olam yapmak g

mutlaka onu seçerdi.

zaman,

Edeb 4.

130

cb80,Hudûdl0;M«Jlim.

Fezâil77,

78; Ebfl Dovûd,

ıBEK MODELİ

Âi^e radıyaüahu anhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, savaş hali dışında, bir kadına,

bir hizmetçiye,

kısacası bir kimseye eliyle vurmadı.


i DavÛâ, Edeb 4; İbni Mace

Nikâh 51,

Müslim, Fezâil 79; Ebû

• I M 1Z A PEYGAMBER MODELİ

HAYAT1

131

Wr buta

»Muhammedi"

kyüklel

"Hırkamı sertçe çekip boynumu yaraladın; ben de aynı şeyi sana yapmadıkça isteğini yerine
getirmeyeceğim" dedi. Resûl-i Ekrem bu sözü üç defa tekrarladı.

Bedevi de her defasında,

"Hayır, vallahi sana bunu yaptırmam" diye karşılık verdi.

Bedevînin sözünü duyunca üzerine yürüdük.

Bunun üzerine Hz. Peygamber bize döndü ve,

"Sözümü duyan herkesin,

ben izin verinceye kadar

olduğu yerde kalmasını istiyorum" buyurdu.

Sonra oradaki birine,

"Falan!

Bu adamın develerinden birine arpa,

diğerine de hurma yükle" diye emretti.

ı!" buyurdu.
EM.

133

rahȍa

^koxZ^^

sa

yabıtod,

Biri onun ke

Ebtî

adiYülkhuanh gediyor

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yemekte kesinlikle kusur aramazdı.

İştahı varsa yer,

canı çekmiyorsa yemezdi.

9; EM

134

. Ebû Dâvud, İM" '

HAY-

4fiîKm,ESribel87,188;EM

Tirmizî, Birr 84.

HAYATİMİ

ZA PEYGAM

BER MODELİ

135

çok defa ş

Üzüntüden, kederden, acizlikten, tembellikten,

cimrilik11'
Câbir rrtdiya/(<ifiıı anh anlatıyor:

Birgün evde oturuyordum.

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

bize uğrayıp beni çağırdı.

Kalkıp yanına vardım.

Elimden tuttu, yürümeye başladık.

Hanımlarından birinin evine geldik.

İçeri girdi, sonra beni çağırdı.

Eşinin bulunduğu odaya girdim.

Hz. Peygamber, "Yiyecek birşey var mı?" diye sordu.

"Evet, var" dediler

ve üç parça ekmek getirip sofraya koydular.

Resûl-i Ekrem ekmeğin birini kendi önüne,

diğerini benim önüme koydu.

Üçüncü ekmeği alıp ikiye böldü,

yarısını kendi önüne,

öteki yarısını da benim önüme koydu.

"Ekmekle yiyecek bir katık yok mu?" diye sordu.

"Hayır, ama biraz sirke var" dediler.

"Sirke ne güzel katıktır!" diyerek yemeye başladı.

Resûl-i Ekrem'den bu sözü duyduğum günden beri

ben de sirkeyi severim.

Müslim, Eşribe 164-169; Ebfı DâvM, Et'ime 39; Tirmizî, Et'ime 35; İbııi U&ct, Et'ime 33. HAYATIMIZA
I'EYGAMUEH MODELİ

137

|BE» M°DELt

136

:1
-i Ekrem de « ba değil,

TeU> bem ^rolaiak yıra«- buyurdu.

Abdullah ibni Ömer radıyallahu anhümâ,

kaba etlerinin üzerine oturarak,

uyluklarını karnına dayadı,

kollarıyla da dizlerini tuttu:

"İşte ben Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'i

Kabe'nin avlusunda böyle otururken gördüm" dedi.

EM

138

me 6,12.

pEYGAMBER

iODELİ

Buhârî, İsti'zân 34. HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

139

Abdullah ibnl Abbas radıyallahu anhümâ anlatıyor:

Birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem hasta bir bedeviyi ziyaret etti. Bir hastayı ziyaret
ettiğinde ona,

"Geçmiş olsun,

hastalığın günahlarına keffâret olur inşallah"

derdi.

Bu bedeviye de aynı şekilde,

"Geçmiş olsun,

hastalığın günahlarına keffâret olur inşallah"

deyince, adam

Sen, 'Hastalık günahlarına kefarettir, geçmiş olsun'

diyorsun,
ama o hiç de öyle gelip geçici bir hastalık değil;

tam aksine yaşlı bir adam üzerinde

iyice coşup köpürdükten sonra,

onu kabirleri ziyarete gönderen bir sıtmadır" dedi.

O zaman Resûl-i Ekrem (duasını kabul etmeyen)

bu adama:

"Pekâlâ, öyle olsun" dedi.

Merdâl0,14,Tevhîd31.

.MHEH MODELİ

HAV,

141

dıyallahu anh anlatıyor:

denHrbsmm k

ip aralarım bulalım y

1AYAT1M'

,ELİ

B«Mrf

Sulh 3, Ezâu

.HER M

ODELİ

143

Berâ ibni Âzib radıyallahu anhtinıâ Resûl-i Ekrem sallallahıı aleyhi ve sellem'in Mekke fethinden bir yıl
önce yaptığı kaza umresindeki bir olayı şöyle anlatıyor:

Allah'ın Elçisi umresini tamamlayıp Mekke'den çıktı. İşte o sırada Hz. Hamza'nm kızı Ümâme,
"Amcacığım! Amcacığım!" diye bağırarak arkalarından gelmeye başladı.

Hz. Ali onu kucaklayıp,

devenin üzerinde bulunan eşi Fâtvma'ya,

"Amcanın kızını al!" diye uzattı.


Medine'ye varınca,

bu çocuğun kimde kalacağı konusunda Ali, ağabeyi Cafer ve Zeyd ibni Harise arasında anlaşmazlık
çıktı.

Hz. Ali,

"O benim amcamın kızıdır.

Onun terbiyesini ve bakımım üstlenmek

herkesten çok benim hakkımdır" dedi.

Câfer-i Tayyar,

"O benim de amcamın kızıdır;

üstelik eşim onun teyzesidir" dedi.

144

HAYATIMIZ

MODELİ

Zeyd ibni Harise de

"Onun babasıyla beni Resûl-i Ekrem kardeş yaptı.

O benim kardeşimin kızıdır" dedi.

Allah'ın Elçisi,

"Teyze anne sayılır" diyerek

çocuğu Câfer-i Tayyâr'm eşine verdi.

Sonra çocuğu himayesine almak isteyenlerin

ayrı ayrı gönlünü aldı:

Hz. Ali'ye,

"Sen bana muhabbetle bağlısın, ben de sana" buyurdu.

Câfer-i Tayyar'a,

"Senin hem görünüşün,

hem de huyun bana benzer" dedi.

Zeyd ibni Hârise'ye de

"Sen bizim kardeşimiz, dostumuzsun" buyurdu.


Buharı, Sulh 6, Megâzî 44; Ebıî Dâvûd, Talâk 35. HAYATIMIZA PEYCAMUER MODELİ

145

'b ibni Mâlik radıyallahu anh şöyle diyor:

llallahu aleyhi ve sellem,

Resûl-i Ekrem sa'

bir yolculuktan dönünce

önce mescide uğrayıp

sonra halk ile birlikte otururdu.

iki rekât namaz kılar,

Buh«rf,S!dît59,M^79;M«*..,Müsafann 161; Nesât, Mesâcıd 38.

146

AYAT1 M IZ

A PEYGAMBER MODELİ

Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, cinlerden ve göz değmesinden Allah'a sığınırdı.

"Muavvizeteyn" denen

Kul eûzü hirabbi'l-felak.

ve Kul eûzü birabbi'n-nâs sûreleri inince,

artık başka duaları bırakıp sadece onları okudu.

Tirmizî, Tıb 16; Nestiî, İstiâze 37; İbni Mnce, Tıb 33. HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

147

ti

Berâ ibni Âzib radıyallahu anhümâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in

arkasında namaz kıldığımız zaman,


yüzünü bize döndüğünde

sağ tarafına meylettiği için

biz de onun sağ yanında olmayı arzu ederdik.

Bir defasında bize dönünce şöyle buyurduğunu işittim:

beni ȉb.ndan koru!

MkiM, Salât 71, Edeb 98; Tinnizî, Daavât 18; Nesâi,

1K,,,EI, MODELİ

Huzeyfc ibni Yeınân radıyallahu anh anlatıyor:

Bir gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in

arkasında namazı kıldım.

Bakara Sûresini okumaya başladı.

Ben içimden "Yüz âyet okuyunca

herhalde rükû eder" dedim.

O yüz âyetten sonra da okumaya devam etti.

"İki yüz âyet okuyunca rükû eder" dedim,

yine okumaya devam etti.

Ben içimden "Galiba bu sûreyi

bir rekâtta okuyacak" dedim,

o yine okumaya devam etti.

Ben "Artık bu sûre ile rüktıa varır" dedim, varmadı.

Nisa Sûresine başladı, onu da okudu.

Sonra Al-i İmrân Sûresine başladı, onu da okudu.

Ağır ağır okuyor, teşbih âyeti gelince Allah'ı teşbih ediyor,

dilek âyeti gelince dilekte bulunuyor,

Allah'a sığınmaya dair âyet gelince Allah'a sığınıyordu.

Sonra rükûa vardı,

"Sübhâne Rabbiye'1-azîm" demeye başladı.


Rükûu da aşağı yukarı kıyamı kadar uzun oldu.

Sonra "Semiallahü limen hamideh, Rabbena leke'1-hamd"

HAYATIMIZA V E Y G A M 15 E H MODELİ

149

148

diyerek doğruldu.

Hemen hemen rükûuna yakın

uzunca bir süre ayakta durdu.

Sonra secdeye vardı ve

"Sübhâne Rabbiye'1-a'lâ" demeye başladı.

Secdesi de aşağı yukarı kıyamı kadar uzundu.

Aqe radıyallahu anhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

eve girince,

ilk önce misvakla dişlerini temizlerdi.

Yatmadan önce de

onun misvakını ve abdest suyunu hazırlardık.

Allah onu, geceleyin ne zaman uyandırmak dilerse uyandırır, o da hemen misvakla dişlerini temizler,
abdest alıp dokuz rekât namaz kılardı.

Müslim, Müsâfirîn 203; Nesâî, Tatbîk 73, 74, Kıyâmü'1-leyl 25. 150 HAYATIMIZA
PEYGAMBER MODELİ

Müslim, Taharet 44, Müsâfirîn 139; Nesâî, Taharet 8, Selıv 67, Kıyâmü'1-leyl 2, 43; İbni Mâce, İkamet
123.

M A Y A T I M I Z A PEYGAMBER MODELİ

151

Enes ibni Mâlik anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, akşam namazını kılmadan önce birkaç taze hurma ile
orucunu açardı. Taze hurma yoksa birkaç kuru hurmayla, o da yoksa birkaç yudum suyla iftar ederdi.

Aişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:


Bir gece Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in

yatakta olmadığını fark ettim.

Eşlerinden birinin yanma gittiğini sandım.

Karanlıkta el yordamıyla namaz kıldığı yeri araştırırken

elim ayağının tabanına değdi.

Secde vaziyetinde iki ayağını da dikmiş, şöyle diyordu:

Allahım!

Senin gazabından rızâna,

azabından affına sığınırım.

Ben Senden Sana sığınırım.

Ben Seni lâyık olduğun şekilde övemem.

Sen kendini nasıl övmüşsen, öylesin.

Ebû

152

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Muslini, Salât 221, 222; Ebû Dâımd, Salât 147, 148; Timıizî, Daavât 75; Nesâî, Taharet 120, Tatbîk47,
71, 72, İsti'âze 62; İbni Mâce, Duâ 3.

HAYATIM

İZA PEYGAMBER MODELİ

153

Âişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

her gece yatağına girince

avuçlarını birleştirir,

Kul hüvallahü ahad,

Kul eûzü birabbi'l-felak

ve Kul eûzü birabbi'n-nâs sûrelerini

okuyup avuçlarına üfler,


başından, yüzünden

ve vücudunun ön tarafından başlayarak

ulaşabildiği yerlere kadar ellerini bütün bedenine sürer

ve bunu üç defa yapardı.

Buhârî, Fezâilü'l-Kur'ân 14, Tıb 39, Daavât 12; EbÛ Dâvûd, Edeb 98; Tirmizî, Daavât 21; Ani Mâce, Duâ
15.

154

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Tabiîn âlimlerinden Şehr ibni Havşeb anlatıyor:

Ummü Seleme radıyallahu anhâ'ya,

"Ey mü'minlerin annesi!

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

senin yanmdayken

en çok nasıl dua ederdi?" diye sordum.

Şöyle cevap verdi:

"Resûl-i Ekrem çoğu zaman

Ey kalpleri halden hale çeviren Allah! Benim kalbimi dininden ayırma!

diye dua ederdi.

Birgün "Ey Allah'ın Elçisi," dedim. " 'Ey kalpleri halden hale çeviren Allah! Benim kalbimi dininden
ayırma!' duasını niçin bu kadar çok okuyorsun?' Bana şu cevabı verdi:

Ummü Seleme!

Her insanın kalbi Allah'ın iki parmağı arasındadır;

dilediğinin kalbini dininde tutar,

dilediğinin kalbini dininden ayırır.1

1. Peygamber Efendimizin bu duasının, Kur'ân-ı Kerîmdeki 5u duanın bir başka ifadesi olduğu
görülmektedir: "Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi bir daha oradan ayırma! Bize
rahmetini bağışla. Bize istediklerimizi bağışlayan Sensin." (Âl-i İmrân 3/8).

Tirmizî, Daavât 89; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 302, 315.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ


155

Kölemi kamçıyla dövüyordum. O sırada arkamda bir ses duydum; bana, . "Ebû Mes'ûd! Şunu iyi bil!"
diyordu.

Çok kızgın olduğum için

kimin seslendiğini anlayamadım.

Yaklaşınca bir de ne göreyim, bana seslenen

Allah'ın Elçisi değil mi!

"Ebû Mes'ûd, şunu iyi bil! Ebû Mes'ûd, şunu iyi bil!"

diyordu.

Resûl-i Ekrem'in, insan üzerinde

o korku ve saygı uyandıran halini görünce,

elimdeki kamçı düşüverdi.

Peygamber aleyhisselâm bana şunu söyledi:

"Ebû Mes'ûd, şunu iyi bil:

Allah'ın senin üzerindeki güç ve kudreti,

senin bu köle üzerindeki kudretinden kat kat fazladır!"

Bunun üzerine ben,

"Ey Allahm Elçisi!

Allah rızâsı için bu köleyi azat ettim" dedim.

156

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Resûl-i Ekrem,

"Beri bak!" buyurdu.

"Eğer böyle yapmasaydın,

Cehennem ateşi seni mutlaka yakardı."

O günden sonra hiçbir köleyi dövmedim.

Mflrfta. EymJu 34, 35; £M DMd. ^ «3. 124; 77^. B.rr 30.

AYAT İMİ
Z A V E Y C; A M B E R M O D E L İ

157

Câblr ibni Abdullah radıyallahu anh şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in

bulunduğu yerden

yüzüne damga vurulmuş bir eşek geçti.

Onu gören Allah'ın Elçisi,

Hayvanların yüzünü damgalayan veya onların yüzüne vuran kimselere lanet ettiğimi duymadınız mı?

diye çıkıştı.

Peygamber Efendimiz yüze vurmayı,

hayvanı yüzünden dağlamayı yasakladı.

EbÛ DâvM, CihSd 52; Mmlim, Libâs 106. ı5g HAYATIM.ZA PEYGAMBER MODELİ

Abdullah ibni Mes'ûd radıyallahu anh anlatıyor:

Birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bana,

"İbni Mes'ûd!

Haydi bana Kur'an oku!" buyurdu.

Ben de

"Kur'an sana indirilmişken,

ben mi sana Kur'an okuyacağım?" dedim.

"Kur'ân-ı Kerîmi başkasından dinlemeyi pek severim"

buyurdu.

Bunun üzerine kendilerine

Nisa Sûresini okumaya başladım.

"Ey Muhammedi

Kıyamet günü her ümmetin içinden bir şahit

çıkardığımız, seni de bunların aleyhine

şahit tuttuğumuz zaman


bakalım halleri nasıl olacak!" (4/41)

âyetine gelince,

"Şimdilik yeter!" buyurdu.

Başımı kaldırıp baktım,

iki gözü iki çeşme ağlıyordu!

Buhârî, Tefsîr 4/9, Fezâilü'l-Kur'âıı 32, 33; Müslim, Müsâfırîu 247, 248; Ebû Dâvûd, İlim 13; Tirmizî,
Tefsir 5.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

159

û Mûsâ d-Eş'arî radıyaüahu anh anlatıyor:

Ebû

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:

Allahım!

Günahlarımı,

bilgisizlik yüzünden yaptıklarımı,

haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı,

benden daha iyi bildiğin bütün suçlarımı bağışla!

Allahım!

Ciddî ve şaka yollu yaptıklarımı,

yanlışlıkla ve bilerek işlediğim günahlarımı affeyle!

Bütün bu kusurların bende bulunduğunu

itiraf ederim.

Allahım!

Şimdiye kadar yaptığım,

bundan sonra yapacağım,

gizlediğim ve açığa vurduğum,

benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle!

ve
Öne geçiren de Sen, geride bırakan da Sensin. Senin gücün herşeye yeter.

Müslim, Zikir 70. Ayrıca bk. Buharı, Daavât 60. 160 HAYATIMIZA PEYGAMBER
MODELİ

Abdullah ibni Mcs'ûd radıyallahtı at ıh anlatıyor:

Bir yolculukta Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

ile beraber bulunuyorduk.

Allah'ın Elçisi abdest bozmak için yanımızdan ayrıldı.

O sırada iki yavrulu küçük bir kaya kuşu gördük

ve yavruları aldık.

Ana kuş yavrularını kurtarmak için

tepemizde çırpınmaya başladı.

Derken Hz. Peygamber geldi ve

"Yavrularını alıp da bu kuşu kim tedirgin etti?

Verin ona yavrularını!" buyurdu.

Resûl-i Ekrem, bir defasında da

yaktığımız karınca yuvasını gördü ve

"Bunu kim yaktı?" diye sordu.

"Biz yaktık" dedik.

"Şunu iyi biliniz!" buyurdu.

"Ateşle azâb etmek,

sadece ateşi yaratanın yapacağı şeydir."

Ebû Dâvûd, Cihâd 112, Edeb 164.

I A Y A T I M I Z A fEYGAMUER MODELİ

161

Üsâme ibni Zeyd radıyallahu

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

beni alıp bir dizine oturtur,

torunu Hasan'ı da öteki dizine oturturdu.


torunu m*"!. »- —¦ dua ederdi:

Sonra bvzı kucaklayıp bağrına basar ve §y

Allahım!

Ben bunları seviyorum.

Sen de sev'.

Abdullah ibni Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in,

oturduğu bir mecliste,

yüz defa şöyle dediğini sayardık:

Allahım!

Beni bağışla,

ve tövbemi kabul eyle.

Çünkü Sen tövbeleri kabul eden,

koruyup gözetensin.

Btıhâri, Fezâil

162

Ebû Dâvûd, Vitir 26; Tirmizf, Daavâ: 39; İbni Mâce, Edeb 57.

163

Abdullah ibni

Büsr mdıyallahu aııh şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellcm

birinin evine gittiğinde

kapının tam karşısında durmaz,

kapının sağma veya soluna çekilerek,

"Esselâmü aleyküm, esselâmü aleyküm" diye izin isterdi.

O zamanlar evlerin kapısında perde yoktu.

Ebıî DSvûd, Edeb 127,


164

128; Ahıned b. Hanbel, Miisned, IV, 189. HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Âişe radıyallahıı anhâ anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

yanıma geldiğinde,

"Evde yiyecek birşey var mı?" diye sorardı.

"Hayır, yok" dersek,

"Öyleyse ben bugün oruçluyum" buyururdu.

Yine birgün eve geldiğinde,

"Yiyecek birşey var mı?" diye sordu.

"Ey Allah'ın Elçisi! Evde yiyecek birşey yok" dedim.

"Öyleyse ben oruçluyum" buyurdu ve dışarı çıktı.

Derken birileri bize yemek ikram ettiler.

Peygamber aleyhisselâm eve geldiğinde,

"Yâ Resûlallah! Bize yemek ikram ettiler;

Ben de bir kısmını sana sakladım" dedim.

"Ne yemeği?" diye sordu.

"Hays"1 dedim.

"Oruca niyet etmiştim, ama getir,

bugün orucu bozayım" buyurdu,

yemeği getirdim, yedi.2

1. Hays, hurmayla yağ ve çökeleği karıştırarak yapılan bir tür yemektir.

2. Bu hadis, nafile oruca gündüz (zevalden önce) niyet edilebileceğini ve nafile orucun akşam
olmadan bozulabileceğini göstermektedir.

Müslim, Sıyâm 169, 170; Ebd Dâm'ıd, Siyanı 72; Tirmizî, Savın 35; Nesât, Siyanı 67.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

165

Enes ilmi Mâlik radıyallahu anh anlatıyor:


Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

Zeyneb binti Cahş ile evlendiği gün,

evinde verdiği yemeğe herkesi davet etti.

Gelen yemeğini yiyip gidiyordu.

Ben, artık gelecek kimse kalmadığını söyleyince,

sofranın kaldırılmasını emretti.

Bazı davetliler oturup konuşmaya başladılar.

Hz. Peygamber onların gitmediğini görünce

doğrulup kalktı;

onun kalktığını görenler kalkıp gittiler.

Yalnız üç kişi sohbete devam etti.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem,

onlara kalkıp gitmeleri gerektiğini

anlatmak için dışarı çıktı;

Hz. Aişe'nin odasına kadar gitti, onunla konuştu.

Hz. Aişe onun evliliğini tebrik etti.

Sonra diğer hanımlarına uğrayıp hatırlarını sordu.

Onlar da kendisini tebrik ettiler.

Resûl-i Ekrem sohbet edenlerin gitmiş olacağını

düşünerek eve döndü.

Adamlar hâlâ konuşup duruyorlardı.

166

Allah'ın Elçisi son derece hayâlı bir insandı. Onlara gitmeleri gerektiğini söyleyemedi. Tekrar Hz.
Aişe'nin odasına doğru yürüdü.

Sohbet edenlerin gittiğini

ona ya ben veya bir başkası haber verince

eve döndü.

Bunun üzerine Ahzâb Sûresinin 53. âyeti nazil oldu.


Bu âyette,

Peygamber izin vermedikçe

evine kimsenin girmeyeceği,

yemeğe davet edilenlerin yemekten sonra kalkıp gideceği,

orada oturup sohbete dalmayacağı,

aksi halde Peygamberin rahatsız olacağı,

ama utandığı için bunu belli etmeyeceği

mü'minlere öğretildi.

Bıılıân, Tefsîr 33/8, Nikâh 56, 64, 68, 69, Et'iıue 59, İsti'zân 10, 33; Müslim, Nikâh 89, 92-95; Tirmizî,
Tefsîru'l-Kur'âu 32/21, 22.

:ayatımıza peygamber modeli

167

Aişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem boy abdesti aldıktan sonra ayrıca namaz abdesti almazdı.

Tirmizt, Taharet 79; Nesâî, Taharet 160, Gvısl 24; Ibtıi Mâce, Teyemmüm 96.

Câbir ibni

Scmiire rayıdallahıt anhümâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte namaz kılardım.

Onun namazı da, hutbesi de normal uzunlukta idi. Cuma günleri hutbeyi uzatmaz, birkaç cümle
söylemekle yetinirdi.

Müslinu Cun* 41-42; Ebû Dâvûd, Sa.ât 223; Tinnizî, Cum'a 12; Nesil Cum'a 35, Salâtü'l-îdeyıı 26; İbni
Ufce, İkame 85.

168

IAYAT1MIZA P EY G AMBER M» DELİ

Câbir ibni Abdullah radıyallahu anh şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

Secde ve Tebâreke

sûrelerini okumadan uyumazdı.

Timtizî, Fezailü'l-Kıır'ân 9, Daavât 22; Ahıııed b. Haııbel, Miisned, III, 340; Dârimî, Fezâilü'l-Kıır'ân 19.
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

169

işe radıyallahu anhâ anlatıyor:

Al

Birgün adamın biri1

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in

huzuruna girmek için izin istedi.

Allah'ın Elçisi,

"O adam kabilesinin en kötüsüdür"

diye oradakileri uyardıktan sonra,

"Girmesine izin veriniz" buyurdu.

Adam huzuruna girdikten sonra da

ona güler yüzlü ve nâzik davrandı.

Bu şahıs kalkıp gittikten sonra,

"Ey Allah'ın Elçisi!" dedim.

"Hem o adamın kötü biri olduğunu söylediniz,

hem de ona niçin iyi davrandınız?"

"Âişe!" buyurdu:

Kıyamet günü Allah katında insanların en kötüsü, fenalığından korunmak için kendisini herkesin terk
ettiği kimsedir.

1. Hadiste sözü edilen kimse, Müslüman olmadığı halde Müslüman geçinen, Hz. Peygamber vefat
edince de dinden dönen biriydi.

Bııhârt, Edeb 38, 48, 82; Müslim, Birr 73; Ebû Dâvıîd, Edeb 5.

170 HAYATIMIZA PEYGAMDEH MODELİ

îbni Ömer radıyallahu anhüınâ anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in bir duası şöyleydi:

Allahım!

Verdiğin nimetin yok olup gitmesinden,


lütfettiğin afiyetin bozulmasından,

ansızın vereceğin cezadan

ve Senin gazabını üzerime çekecek herşeyden

Sana sığınırım.

Müslim, Zikir 96; Ebû Dâvûd, Vitir 32. HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

171

Encs radıyallahıı anh 'ı n söylediğine göre:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem,

kendisine ikram edilen güzel kokuyu geri çevirmezdi.

Selmân-i Fârisî'nin söylediğine göre ise,

Cuma namazına gidenin

güzel koku sürünmesini tavsiye ederdi.

Buhnrt, Cura'a 6, 19, Hibe 9, Libâs 80.

172

[AYAT1MIZA PEYGAMBER MODELİ

Abdullah ibni Abbas radıyallahıı anhümâ anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

gece namazı kılmaya kalktığında şöyle dua ederdi:

Allahım!

Yalnız Sana hamd olsun;

gökleri, yeri ve onlarda olanları aydınlatan

Sensin Sen.

Yalnız sana hamd olsun;

gökleri, yeri ve onlarda olanları her an görüp gözeten

Sensin Sen.

Sana hamd olsun;

Sen hak ve gerçeksin;


yerine getireceğini söylediğin herşey hak ve gerçektir;

sözün hak ve gerçektir;

Sana kavuşmak hak ve gerçektir;

Cennet hak ve gerçektir;

Cehennem hak ve gerçektir;

Kıyamet gününün geleceği hak ve gerçektir.

Peygamberler hak ve gerçektir;

Muhammed hak ve gerçektir.

Allahım!

Emirlerini ve yasaklarını kabul ederek

kendimi yalnız Sana verdim,

yalnız Sana güvendim,

HAYATIMIZA PEYGAMBER M O D E L 1

173

yanız Sana iman ettim.

Yüzümü, gönlümü yalnız Sana çevirdim,

hasımlarıma karşı delil ortaya koyma gücümü

Senden aldım.

Hakkı inkâr edenle kendi aramda

Seni hakem yaptım.

Şimdiye kadar yaptığım,

bundan sonra yapacağım,

gizlediğim,

açığa vurduğum bütün günahlarımı affeyle!

One geçiren de Sen, geride bırakan da Sensin. Senden başka hiçbir ilâh yoktur.

Buharı, Daavât 10, ayrıca bk. 199.

174
¦c. Telıeccüd 1, Tevlıîd 8, 24; 35; Müslim, Müsâfırîn AYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Ümmü Hâlid radıyatlahu aııhâ anlatıyor:

Habeşistan hicretinden döndüğümüzde küçük bir çocuktum.

Babamla birlikte

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in yanma gittik.

Üstümde sarı bir elbise vardı.

Allah'ın Elçisi beni sevindirmek için

"sene, sene" buyurdu.

Bu kelime Habeşçede "güzel" anlamına geliyordu.

Kalkıp Resûl-i Ekrem'in arkasına geçtim

ve sırtında bulunan (et beni şeklindeki)

"Peygamberlik mührüyle"

oynamaya başladım.

Babam bana,

"Çekil oradan, oynama!" diye engel olmaya çalıştı.

Hz. Peygamber ona,

"Çocuğu kendi haline bırak" buyurdu. Sonra da bana,

"Elbiseni güle güle giy, onu eskit, yenisini giy" buyurdu.

Bu hadisi rivayet edenler, Ümmü Hâlid'in uzun yıllar yaşadığım, sırtındaki elbisenin uzun süre
konuşulduğunu söylerler.

Bııhârî, Cihâd 188, Meııâkıbü'l-ensâr 37, Libâs 22, Edeb 17.

i AY AT I M İZ A PEYGAMHER MODELİ

175

Muavviz kızı Riibeyyi' radıyaltahu anhâ anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

gelin olduğum gün kuşluk vakti düğünüme geldi,

ve yatağıma oturdvı.

O sırada kızlar def çalıp


Bedir Savaşında şehid olan yakınlarım hakkındaki

şarkıları söylüyorlardı.

Şarkı söyleyen kızlardan biri,

"Aramızda, yarın ne olacağını bilen Peygamber var"

deyince,

Allah'ın Elçisi ona şöyle buyurdu:

"Kızım, öyle deme!

Daha önce söylediklerini söyle."

BuMrl Megâzî 12, Nikâh 49; Ebû Dâvûd, Edeb 51; Tinnizt, Nikâh 6; İbni Mâce, Nikâh 21.

176

HAYATIMIZA I'EYGAMUEU MODELİ

Ebû Mûsâ d-E§'arî mdıyallahıı anh anlatıyor:

Tebük Savaşma gidileceği sırada,

Yemen'in Eş'ar kabilesinden bir grup Müslüman

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in

huzuruna çıktık

ve kendisinden binek ve yük devesi istedik.

Ama vermedi; biz bir kere daha isteyince, "Vallahi veremem, bende size verecek deve yok" buyurdu.

Kısa bir süre sonra kendisine ganimet malından pek çok deve geldi.

"Eş'arîler nerede?" diye sorup,

bize beş tane hörgüçlü deve verilmesini emretti.

Biz develeri alıp yola koyulunca, kendi aramızda, "Eyvah, Allah'ın Elçisine yeminini unutturduk; Artık
biz iflah olmayız" dedik.

Bunun üzerine ben

Hz. Peygamberin huzuruna çıktım ve

"Ey Allah'ın Elçisi!

Önce 'Size deve veremeyeceğim' diye yemin ettiniz,

sonra da verdiniz;
yoksa ettiğiniz yemini unuttunuz mu?" dedim.

Şöyle buyurdu:

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

177

Evet, olay öyle gelişti.

Ama size o develeri ben vermedim,

Allah verdi.

Ben birşeye yemin ettikten sonra,

onun aksini yapmanın

daha hayırlı olduğunu görürsem,

yeminimden vazgeçip hayırlı olanı yaparım;

yemin ettiğim için de keffâret veririm.

Bulun, FarzuU-hmıuis 15, Megâzî 75, Zebâih 26, Eymân 1, 4, KefBrît 9, 10, Tevhîd 56; Müslim, Eymân
7-10.

178

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Şeddâd İbıu'l-Hâd radıyallahu anh anlatıyor:

Öğle veya ikindi (akşam veya yatsı) namazlarından biriydi.

Torunu Hasan veya Hüseyin'i sırtına alan

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza geldi.

Mihraba geçti, çocuğu yere koydu, tekbir alıp namaza durdu.

Biz de arkasında namaza durduk.

Allah'ın Elçisi secdelerden birini gereğinden fazla uzatınca, başımı kaldırıp baktım.

Bir de ne göreyim:

Çocuk, secdeye varan Resûl-i Ekrem'in sırtına çıkmamış mı!

Hemen başımı yere koydum.

Namaz bittikten sonra cemaat,


"Ey Allah'ın Elçisi! Secdelerden birini uzatınca,

başınıza bir hal geldi veya vahiy indi sandık" dediler.

Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:

"Bunların hiçbiri olmadı. Fakat torunum namazda sırtıma bindi. O sırtımdan inene kadar öylece
durdum. Acele edip oyununu bozmak istemedim."

Nesâî, Tatbîk 82; Alımed b. Hanbel, Mümeâ, VI, 467.

II A Y A T 1 M I Z A PEYGAMBER MODELİ

179

Abdullah ibni Haris radtyallahu anh anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Abbas amcasının küçük çocukları Abdullah, Ubeydullah ve
Kesîr'i sıraya dizer,

sonra onlara,

"Yanıma ilk önce kim gelirse,

ona şunu şunu vereceğim" derdi.

Çocuklar Resûl-i Ekrem'e doğru koşarak gelirler,

kimi göğsüne, kimi sırtına sarılırdı.

O da onları kucaklayıp öperdi.

Alııned b. Haubel, Miisııed, I, 214; Ahmed b. Hanbel, Fezâilii's-salıâbe (ıışr. Vasiyyullah Muhaımııed
Abbas), Beyrut 1403/1983, II, 964, 975.

180

AYATIMIZA PEYGAM

İSEK MODELİ

Ebû Hiireyrc radıyallahu anlı anlatıyor:

Halk, turfanda meyveyi görünce,

onu Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'e

getirip sunarlardı.

Resûl-i Ekrem de meyveyi eline alınca,

Medine'nin meyvelerinin bereketlenmesi için dua ederdi.

Sonra da gördüğü en küçük çocuğu yanma çağırır,


meyveyi ona verirdi.

Mâlı

âük, Mut'a/ta', Câıni' 2; Müslim, Hac 473; Timıizî, Daavât 53.

. A YAT I MİZA PEYGAMBER MODELİ

181

Abdullah ilmi Abbas radtyallahu anhüınâ anlatıyor:

Birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem torunu Hz. Hasan'ı omzuna bindirmişti. Onları bu
halde gören biri Hz. Hasan'a hitaben: "Çocuk! Ne güzel binitin var!" dedi.

Resûl-i Ekrem de,

"Binicisi de çok güzel" buyurdu.

Tirmizî, Menâkıb 30; Hâkim, el-Müstedrek (nşr. Mustafa Abdiilkadir Atâ), Beyrut 1411/1990, III, 186.

182 HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

Aişe radtyallahu anhâ anlatıyor:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem §öyle dua ederdi:

Allahım!

Cehennem fitnesinden,

Cehennem azabından,

kabir fitnesinden,

kabir azabından,

zenginlik fitnesinin zararından,

ve fakirlik fitnesinin zararından Sana sığınırım.

Allahım!

Kör deccâl fitnesinin zararından Sana sığınırım.

Allahım!

Kalbimi kar ve dolu suyuyla yıka!

Beyaz elbiseyi kirinden temizlediğin gibi,

kalbimi de günahlardan temizle!

Doğu ile batının arasını uzaklaştırdığın gibi,


benimle günahlarımın arasını da uzaklaştır.

Allahım!

Tembellikten,

günah işlemekten,

ve borçlanmaktan Sana sığınırım.

Btıhârî, Daavât 46; ayrıca bk. Daavât 39, 44; Müslim, Zikir 49; Timıiz'î, Daavât 76; Nesâî, İstiâze 17, 26;
İlini Mâce, Duâ 3.

HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

183

¦, , T—¦

M^

¦¦i,

Abdullah ibni Ebû Evjâ radıyalklm anh şöyle diyor

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Allah'ı çok zikreder, boş söz söylemezdi.

Namazı uzun kılar, hutbeyi kısaca okurdu.

Yardıma muhtaç ve fakir kimselerle birlikte yürür, onların ihtiyaçlarını görmekten kaçmmazdı.

Nesâî, Cmn'a 31; Dârimî, Mukaddime 13.

184

IAYATIM1ZA PEYGAMBER MODELİ

Câbir ibni Abdullah radıyallahu anh anlatıyor:

Babamın bir borcu sebebiyle

birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in

evine gidip kapısını çaldım.

Resûl-i Ekrem, "Kim o?" diye sordu.

"Benim" diye cevap verdim.

Cevabımı beğenmemiş olacak ki,

"Benim, benim!" diye tekrarlayarak dışarı çıktı.

Bııhârt, İsti'zân 17; Müslim, Edeb 38-39; Ebû Dâi'iııl, Edeb 128; Tirmizî, İstiâze 18; İbni Mâce, Edeb 17.
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

185

Ebû Berze el-Eslemî radıyallahn anh şöyle diyor:

Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, yatsı namazından önce uyumaktan, yatsı namazından sonra
da oturup konuşmaktan hoşlanmazdı.

Bahân, Mevâkît 13, 23, 39, Ezan 104; Müslim, Mesâcıd 236; Ebû Dâvûd, Salât 3, Edeb 23,. Tinnizî,
Salât 11; Nesrtt, Mevâkît 16, 20; İbni Mnce, Salât 12.

186

[ AYAT 1 M I

ZA ıJEYGAMbEH MODELİ

Enes ibni Mâlik radıyallahu mıh şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem

ahlâkı en güzel insandı.

Biz çocukların arasına karışıp şakalaşırdı.

Küçük kardeşim Ebû Umeyr'in oynadığı

serçeyi andıran bir kuşu vardı.

Birgün bu kuş öldü.

Resûl-i Ekrem kardeşimin üzüntüsünü görünce,

"Ne oldu buna?" diye sordu.

"Oynadığı kuş öldü de onun için üzgün" dediler.

O zaman Hz. Peygamber,

"Ebû Umeyr! Ne yaptı nugayr? [yavru kuş]"

diye onun gönlünü aldı.

„....... , 'üımı,,,,^____ . 'bıî DâvCıtl, Edcb 69; Timüzi, Salât 131;

İbni Mâce, Edeb 24, 34. HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELİ

187

Encs ibni Mâlik radıyallalnı anlı şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem suyu üç nefeste içer ve şöyle buyururdu: "Suyu üç nefeste
içmek hem insanı suya kandırır, hem mideye daha faydalıdır, hem sağlığa daha uygundur."
iistiın, Eşribe 123; Bbu Dâi'ûd, Eşribe 19; Tinnizî, Eşnbe 13. Ayrıca bk. Bıilıân,

P EYC, A M li E R MODELİ

Mü. Eşribe 26.

HAYA T I M IZ A F

Kutbe ibni

Malik radıyallahu anlı anlatıyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:

Allahım!

Kötü ahlâklı olmaktan,

fena işler yapmaktan,

yanlış inançlara sapmaktan

Sana sığınırım.

Tinnizî, Daavît 126.

.AT1M!ZA PEYGAMBER MODELİ

11 AY-

189

1-

Bir yaratmış zâtını âlemde Hallâk'ın senin Örnek olmaz mı cihâna yüksek ahlâkın senin Sözle tasvirin
ne mümkün, anlamaktan âcizim Sâde bir söz söylerim: Allah müştakın senin

Abdurrahman Şeref Giizelyoi

:ıcı

190

HAYATIMIZA

PEYGAMBER MODELİ

*£§

HAYATIMIZA

Peygamberimizi örnek alabilmek için onu iyi tanımak gerekiyor.


O nasıl yaşardı?

Ailesinin içinde, dostlarının arasında

neler yapar, nasıl konuşurdu?

Bir çocukla veya bir yaşlıyla

karşılaştığında, yahut bir yoksul gördüğünde nasıl davranırdı? Neye üzülür, neye sevinirdi? Onunla
hayatlarını paylaşmış insanların, bunlar gibi yüzlerce soruya cevap teşkil edecek anılarından oluşan bu
kitapla, Peygamberimizi daha yakından tanıyacaksınız.

Вам также может понравиться