Академический Документы
Профессиональный Документы
Культура Документы
www.dk.com
PSİKOLOJİ KİTABI
Kitabın Türkçe yaym Jıakları Alfa Bası m Yaymı Dağıtım Ltd. Şii.'ne aillir.
Yayınevinden yazılı izin alınmadan kısmen ya da tamamen alıntı yapı lamaz,
lıiçbir şekilde kopya edilemez, çoğa ltı lamaz ve yayım lanamaz.
NIGEL BENSON
Felsefe ve psikoloji dallarında öğretim üyesi olan Nigel MERRIN LAZYAN
Benson'un başta Psychology far Beginners ve
Introducing Psychiatry olmak üzere psikoloji üzerine Yazar, editör ve klasik müzik sanatçısı olan Merrin
yazılmış çok satan kitapları bulunmaktadır. Lazyan Harvard Üniversitesi'nde psikoloji eğitimi
almış ve geniş bir konu yelpazesine sahip pek çok
roman ve inceleme üzerinde çalışmıştır.
JOANNAH GINS,BURG
Klinik psikolog ve gazeteci olan Joannah Ginsburg, MARCUS WEEKS
New York City, Baston, Philadelphia ve Dallas'ta
toplumsal tedavi merkezlerinde çalışmakta ve Yazar ve müzisyen Marcus Weeks, felsefe eğitimi
psikolojik yayınlara düzenli olarak katkı almış ve yazarlık kariyerine başlamadan evvel
sağlamaktadır. Thi!J Book Has lssues: Adventures in öğretmen olarak çalışmıştır Gii~P.l samıtlar ve popüler
Popular Psycho/ogy adlı kitabın yazarlarından biridir. bilimler üzerine çok sayıda kitaba katkıda
bulunmuştur.
İÇİNDEKİLER
10 GİRİŞ 38 Bilincin anlamını hepimiz
biliriz yeter k i onu
tanımlamamızı
DAVRANIŞ~ILIK
istemesinler ÇEVREMİZE TEPK VERMEK
FELSEFi WilliamJames
60 Lezzetli bir yemeğin
KÖKENLER 46 Ergenlik yeniden görüntüsü aç bir insanın
ağzını sulandırır
PSiKOLOJi OLUŞUYOR doğmaktır
G. Stanley Hali İvan Pavlov
.~
S0ren Kierkegaard Edwin Guthrie
.
nin bileşiminden oluşur " sevmesi" kadar doğal
olamaz. Zing·Yang Kuo
Francis Gaitan •• '
30 İsterinin yasaları
• 1 ' 76 Öğrenmek tam olarak
••• 1' mümkün değildir
evrenseldir
Jean-Martin Charc.:uL Kari Lashley
262 Eğitimin amacı aynı 294 Dil organı da vücuttaki 328 Deli olanla olmayanı akıl
şeyler yapabilme diğer organlar gibi gelişir hastanelerinde
becerisine sahip kadın Noam Chomsky ayıramayız
ve erkekler yetiştirmektir David Rosenhan
Jean Piaget 298 Otizm erkek beyninin
aşırı bir biçimidir 330 Eve'in üç yüzü
270 Başkaları aracılığıyla Siman Baron-Cohen Thigpen & Cleckley
kendimiz oluruz
Lev Vygotsky
sikoloji, tüm bilimler içinde içine alacak şekilde , Antik bunların zihinlerimizin çalışması
P belki de insanlara en
gizemli gelen ve yanlış
yorumlara en açık bilimdir. Her ne
Yunan' da "ruh" ya da "zihin" anla-
mına gelen psyche ile "çalışma" ya
da "açıklama" anlamındaki
hakkında neler söylediğini araştırır .
Tüm bilimler, felsefi sorulara
bilimsel yöntemler uygulanma-
kadar jargonu ve fikirleri günlük /ogia'dan türemiştir. Ancak günü- sıyla , felsefeden ortaya çıkmıştır.
hayatın içine sızmış olsa da müzde bu kelime daha çok "zihin Ancak bilinç, algı ve hafıza gibi
psikolojinin konusunun ne olduğu ve davranış bilimi"ni tanımlamak konuların anlaşılması zor doğaları
ve psikologların gerçekte ne tadır. psikolojinin felsefi spekülasyondan
yaptıkları çoğu insan için halil bilimsel uygulamaya geçmekte
belirsizdir. Bazılarının psikoloji Yeni bilim yavaş kaldığı anlamına gelmekte-
denince gözlerinin önüne ya akıl Psikoloji, aynı zamanda felsefe ve dir. Özellikle ABD' deki bazı ün i-
hastalıklarıyla uğraşan bir fizyoloji arasında bir köprü olarak da versitelerde, psikoloji bölümleri
kuruluşta çalışan ya da fareler görülür. Fizyoloji beynin ve sinir felsefe bölümlerinin alt dalları ola-
üzerinde laboratuvar deneyleri sisteminin fiziksel oluşumunu rak, Almanya'daki bazı ünive rsite-
gerçekleştiren beyaz gömlekli tanımlarken, psikoloji de bu lerdeyse fen fakülteleri kapsa-
insanlar gelir. Bazıları ise sistemin içinde yer alan zihinsel mında kurulmuşlardır. Ancak
hayalinde, kanepedeki hastasına süreçleri ve bunların psikolojinin kendi başına bir bilim-
Orta Avrupa aksanıyla konuşarak düşüncelerimize, fikirlerimize ve sel d isiplin olması 19. yy. sonların ı
psikanaliz yapan veya eğer film davranışlarımıza nasıl yansıdığını bulmuştur.
senaryoları gerçeği yansıtıyorsa bir inceler. Felsefe düşünceler ve Wilhelm Wundt'un 1879'da
tür zihin kontrolü gerçekleştirmek fikirlerle uğraşırken , psikoloji bizim Leipzig Üniversitesi'nde dünyanın
içirı entrikalar çeviren bir adam bunlara nasıl sahip olduğumuzu ve ilk deneysel psikoloji laboratuva-
canlandırır. rını kurması, psikolojinin gerçek
Bu klişeler ne kadar abartılı da bir bilimsel ders konusu olarak
olsa altlarında bir gerçek yatmakta- tanınmasını ve daha önceleri keş
''
dır. Belki de psikolojinin neleri kap- fedilmemiş araştırma alanlarında
sadığı konusunda karışıklık yaratan yeni bir çığır açmasını sağlamı ş
esas unsur, psikoloji şemsiyesinin Psikolojinin uzun bir tır. Psikoloji 20. yy. boyunca geliş
altına giren konuların (ve psiko- ön geçmişi, ama kısar.ık meye devam etmiş, ana dalları ve
ekiyle başlayan şaşırtıcı derecede bir tarihi vardır. önemli hareketlerıyle ortaya çık
çok terimler dizisinin) devasa bir mıştır. Tüm bilimlerde olduğu gibi
Hermann Ebbinghaus
çeşitlilikte oluşudur. Psikologların psikolojinin tarihi de birbirini izle-
''
da kelımenin tek bir anlamı üze- yen kuramlar ve keşifler üzerine
rinde anlaşamamaları da bundan kuruludur. Eski kuramların çoğu
kaynaklanıyor olabilir. Psikoloji nun çağdaş psikologlarla yakın
kelimesi, konunun geniş kapsamını ilişkisi de bu yüzdendir. Bazı araş-
GİRİŞ 11
turna alanları psikolojinin ilk gün- bilimsel odaklı bu psikologların etkileşiminden nasıl şekillendiği
lerinden beri çalışma konusu araştırmaları bile yöntemlerinin üzerine yoğunlaşmış; bu "uyarıcı
olmaya devam eder, çeşitli içgözlemsel yapıları nedeniyle sınırlı tepki" kuramı, John Watson'un
düşünce okulları tarafından farklı kalmıştır: Hermann Ebbinghaus çalışmaları aracılığıyla tanınmıştır.
yorumlarla açıklanırken bazıları gibi öncüler kendi araştırmalarının Avrupa ve ABD' de yeni öğrenme
ise zaman içinde öne çıkıp geri konusu haline gelerek kendilerinde kuramları ortaya çıkmaya başlamış
düşerek, ama her seferinde mut- gözlemlenebilecek temaların ve halkın ilgisini çekmiştir.
laka bir sonraki düşünce üzerinde çeşitliliğini ciddi ölçüde Ancak davranışçılığın ABD'de
önemli etkiler bırakmışlar ve kısıtlamışlardır. Bilimsel yöntemler ortaya çıkmaya başlamasıyla aynı
zaman zaman tamamen yeni keşif kullanmalarına ve kuramlarıyla yeni zamanlarda Viyana'da genç bir
ala nları doğur mu şlard ır . bir bilimin temellerini atmalarına nörolog o günlerde geçerli düşünce
Psikolojinin geniş sahasına ilk rağmen kendilerinden sonra gelen biçimini altüst edecek ve çok farklı
kez yaklaşanlar için en basit yol, psikologlar onların yöntemlerini çok bir yaklaşıma esin kaynağı olacak
bizim de bu kitapta yaptığımız gibi, öznel bu l muşlar ve daha nesnel bir zihinsel bir kuram geliştirmeye
onun ana akımlarına kabaca krono- metodoloji arayışına girmişlerdir. başlamıştır. Sigmund Freud'un
lojik bir sıralama içinde göz atmak- 1890'larda Rus fizyolog Ivan laboratuvar deneylerinden çok
tır. Başka bir deyişle psikolojiye, Pavlov, psikolojinin hem Avrupa hasta gözlemlerine ve vaka tarih-
felsefi düşüncedeki köklerinden hem de ABD' de önemli ilerlemeler çelerine dayanan psikanalitik
başlayıp davranışçılık, psikoterapi kaydetmesine neden olacak deney- kuramı öznel deneyim çalışmala
ve bilişsel, sosyal ve gelişimsel ler yürütmüştür. Hayvanların tepki rına dönüşün yolunu açmıştır.
psikolojiden geçerek farklılıklar üretmeleri için şartlanabileceklerini Freud, anılar, çocukluktaki gelişim
psikolojisine kadar gelmektir. kanıtlayarak sonraları davranışçılık
olarak bilinecek yeni bir hareketin
İki yaklaşım gelişmesine neden olacak fikri
''
Ortaya çıktığı ilk günlerde bile ortaya atmıştır. Davranışçılar , zihin-
psikolojiye farklı insanlar farklı sel süreçler üzerinde nesnel olarak
anlamlar vermişlerdir. ABD' de çalışmanın imkansız olduğunu
Bu durumda biz psikologlar
kökleri felsefeye dayandığı için düşünmüşler, ancak davranışları için ilk gerçek, düşünmenin ne
bilinç ve benlik gibi kavramlarla ölçmeyi göreceli olarak kolay bul- türde olursa olsun devam
uyraşan spekülatif ve kuramsal bir muşlardır. İnsan psikolojisinin içyü-
ettiğidir.
yaklaşım benimsenmiştir. zünü anlama yolunda önce hayvan-
Avrupa' da kökleri bilime dayandığı larda, daha sonra da insanlarda,
William James
''
için daha çok duyusal algı ve hafıza kontrollü koşullar altında yürütüle-
gibi zihinsel süreçlerin laboratuvar bilecek deneyler tasarlamışlardır.
koşullarında incelendiği bir alan Davranışçıların çalışmaları nere-
olarak bakılmıştır. Ancak daha fazla deyse sadece davranışın çevreyle
12 GİRiŞ
•••
•••
•••
•••
ve kişilerarası ilişkilerle ilgilenmiş Orijinal "konuşma tedavisi"nden Freud'un devam eden etkisi
ve bilinçdışının davranışları belir- pek çok farklı biçimde mantar gibi kendisini daha çok gelişimsel psi-
lemedeki rolünün önemine vurgu türemiş olan psikoterapi bile biliş koloji üzerinde hissettirmektedir.
yapmıştır. Yaşadığı dönemde fikir- sel yaklaşımdan etkilenmiştir. Başlangıçta sadece çocuk gelişi
leri büyük şok yaratmış olsa da Bilişsel terapi ve bilişsel-davranış miyle ilgilenen bu alandaki çalış
hızla ve geniş ölçüde kabul gör- sal terapi, psikanalize alternatif malar yerini giderek bebeklikten
müştür. Onun "konuşma tedavisi" olarak ortaya çıkmış ve insan yaşa yaşlılığa kadar yaşam boyu gerçek-
mefhumu günümüzde hala çeşitli mına özgü niteliklere odaklanan leşen değişimleri incelemeye bıra
psikoterapi biçimlerinde kullanıl hümanist psikoloji gibi hareketlerin kır. Araştırmacılar sosyal, kültürel
maya devam etmektedir. doğmasına yol açmıştır. Bu tera- ve ahlaki öğrenme kuramları ve
pistler ilgilerini hastaları iyileştir bağ kurma biçimlerimiz hakkında
Yeni çalışma alanlan mekten çok sağlıklı kişilerin daha grafikler çıkarırlar, Gelişimsel psi-
20. yüzyılın ortalarında zihinsel anlamlı bir yaşam sürmeleri için kolojinin eğitim ve öğretim alanla-
süreçlerin bilimsel incelenişine geri rehberlik etmeye yöneltmişlerdir. rına yaptığı katkıların önemi orta-
dönüşle birlikte hem davranışçılık Psikoloji ilk dönemlerinde dadır, ancak bir de çocukluktaki
hem de psikanaliz gözden büyük ölçüde zihin ve bireylerin gelişimiyle ırk ve cinsiyete dair
düşmüştür. Bu, kökleri algı davranışları üzerine odaklanmış tavırlar arasındaki ilişki düşüncesi
üzerinde çalışmalar yapan Gestalt ken artık giderek insanın çevre- üzerinde daha az görünür bir etkisi
psikologlarının bütüncü siyle etkileşimiyle ilgilenmeye baş olmuştur.
yaklaşımlarına dayanan bilişsel lamıştır ki, bu da sosyal
psikoloji hareketinin başlangıcı psikolojinin doğuşu anla mına gel-
olmuştur. Bu psikologların eserleri mektedir. Bilişsel psikoloji gibi bu
II. Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda da Gestalt psikologlarına, özellikle
''
ABD'de ortaya çıkmaya başlamış de 1930'larda Nazi Almanya'sından
ve bilişsel psikoloji 1950'1erle ABD'ye kaçan Kurt Lewin'e çok
birlikte egemen yaklaşım haline şey borçludur. Sosyal psikoloji,
gelmiştir. İletişim ve bilgisayar tümü de modem dünyanın şehir 19. yüzyıl editör koltuklarının
bilimi alanlarındaki hızlı büyüme yaşamı ve sürekli gelişen iletişim çağı ise bizimki de psikiyatr
poikologlara yararlı bir alanıyla yakından ilgili olan tutum-
kanepelerinin çaQ'ıdır.
karşılaştırma olanağı sağlamıştır. larımız ve önyargılarımız, itaat ve
Marshall McLuhan
Bilgi işleme modelini dikkat, algı, uyum göstermeye eğilimimiz ve
hafıza ve unutma, dil ve dil saldırganlık ya da fedakarlık
''
edinimi, sorun çözme, karar verme nedenlerimiz hakkındaki ilginç
ve motivasyon gibi alanlarda gerçekleri ortaya çıkaran araştır
kuramlar geliştirmek için malarla birlikte, 20. yüzyılın ikinci
kullanmışlardır. yarısında hız kazanmıştır.
GİRiŞ 13
''
sinirbilimi, bilgisayar bilimi, eğitim tıcı açıklamalar ve çözümler bulun-
bilimleri, sosyoloji, antropoloji ve masını sağlamıştır. Üniversitelerde
hatta politika, ekonomi ve hukuku giderek artan ilgiyle karşılanan bir
da içeren diğer pek çok disiplinle Psikolojinin amacı,
bize, en iyi bölüm olması sadece psikolojinin
örtüşecek kadar genişlemiştir. bildiğimiz şeyler
konusunda modern dünyadaki geçerliliğinin
Psikoloji, belki de bilimlerin en tamamen farklı fikirler değil aynı zamanda insan zihninin
çeşitlisidir. kazandırmaktır. gizemli dünyasını inceleyen zengin
Psikoloji, özellikle sinirbilimi ve Paul Valery ve çok yönlü bir konuda çalışmanın
genetik başta olmak üzere diğer sağlayacağı keyif ve uyarımın da bir
''
bilimlerden etkilenmeye ve onları göstergesidir. •
etkilemeye devam etmektedir.
Özellikle Francis Galton'un 1920'ler-
deki fikirlerine kadar uzanan "gene-
16 GiRiŞ
Francis Galton,
Rene Descartes 'ın Charles Darwin, Deha' da
Kalıtsal
beden ve ruhun Türlerin ıçökcni Üzerine yayı mlanan
birbirinden ayrı Abb8 Faria, Bilinçli adlı kitabını araştırmalarıyla
olduğunu öne Uykunun Nedenleri yayımlayarak tüm çevrenin genetikten
sürdüğü kitabı Ruhun Üzeıine adlı kitabında özelliklerimizin kalıtsal daha önemli
Tutku/an yayımlanır. hipnozu inceler. olduğunu öno sürer. olduğunu öne sürer.
i
1649
i
1819
i
1859
i
1869
1816 1849 1861 1874
1
Johann Friedrich Herbart,
Psikoloji için Ders Kitabı adlı
1
S0!en Kierkegaard ' ın kitabı
Ölümcül Hastalık Umutsuzluk
1
Beyin ve sinir cerrahı
Pierre Paul Broca,
1
Cari Wernicke,
beynin belli bir
kitabında dinamik aklı bilinç varoluş çuluğun beynin sol ve sağ yarım bölümündeki hasarın
ve bilinçdış ı ile anlatır. başlangıcını belirtir. kürelerinin farklı belli becerilerin
fonksiyonları olduğunu kaybına neden
keşfeder. olduğuna dair
kanıtlar bulur.
odem psikolojide incele- soruya cevap verdiyse de zihnimi- sonraki psikoloji düşünürleri
Wilhelm Wundt,
Almanya'nın Hermann Ebbinghaus,
Leipzig kentinde ilk Hafıza Üzerine adlı G. Stanley Hail, "Psikolojinin Babası"
deneysel psikoloji kitabında anlamsız Amorican Journal of William James,
laboratuvarını heceleri öğrenme Psycho/ogy'nin ilk Psikoloıinin İlkeleri'ni
kurar. deneylerini detaylandırır. sayısını yayımlar. yayımlar.
1879
i i
1885
i
1887
i
1890
1883 1877 1889 1895
1
Emil Kraepelin,
Psikiyatri Ders Kitabı'nı
1
Jean-Martin Charcot,
Sinir Sistemi Hastalıkları
1
Pierre Janel,
isterinin kişi liğin
1
Alfred Binet, ilk
psikodiyagnostik
yayımlar. Ozerine Dersler' i yazar. ayrılması ve laboratuvarını açar.
bölünmesini
içerd iğ i ni öne
sürer.
hipnozun keşfedilmesiyle popüler- şekillerde gelişmiştir: Almanya' da temlerine benzer bilimsel bir meto-
leş miş ve daha ciddi bilim insanı Wundt, Hermann Ebbinghaus ve dolojinin zihin çalışmaları için de
nın, akıl dünyasının görünürdeki Emil Kraepelin gibi psikologlar kuruluşuna sahne olmuştur. İlk kez
bilinçli düşünceden daha fazlası konuya katı bir bilimsel ve deneysel algı , bilinç, hafıza, öğ renme ve
olduğunu düşünülmesine neden yaklaşım benimserlerken ABD' de zekayla ilgili sorulara da bilimsel
olmuştur. Bu bilim insanları William James ve Harvard'daki yöntem uygulanmaya başlanmış,
"bilinçdışı"nın yapısını ve takipçileri daha kuramsal ve felsefi gözlem ve deney uygulamaları
d üşünce davranışlarımız üzerin- bir yaklaşım izlemişlerdir. Bu sayesinde yeni kuramlar ortaya
deki etkisini incelemek üzere işe alanların dışında Paris'te, isteri atılmıştır.
koyulmuşlardır. hastalarının tedavisinde hipnoz Her ne kadar bu düşünceler
yöntemini kullanan nörolog Jean- araştırmacı tarafından zihnin
Psikolojinin doğufu Martin Charcot'nun eserleri iç-gözleme dönük yönelik çalışma
İşte modern psikoloji bilimi bu çevresinde de başka bir ekol lardan ya da çalışmalarında kullan-
a ltyapı üzerine doğmuştur. Wilhelm gelişmeye başlamıştır. Bu ekol, d ıkları öznelerin hayli sübjektif
Wundt, 1879'da ilk deneysel bilinçdışı üzerine düşünceleri kayıtlarından çıkıyor olsa da, yüzyı
ps ikoloji laboratuvarını Almanya' da Sigmund Freud'un psikanalitik lın sonunda gelecek nesil psikolog-
Leipzig Üniversitesi 'ndc kurmuştur. kuramlarının habercisi olan PiP.rrP. ların zihin üzerinde tam anlamıyla
Bu arada ABD' de ve Avrupa'nın her Janet gibi psikologları kendisine nesnel çalışmalar yapabilmeleri ve
yerindeki üniversitelerde psikoloji çekmiştir. akıl hastalıklarının tedavisinde
bölümleri açılmaya başlanmıştır. 19. yüzyılın
son yirmi yılı , genç kendi yeni kuramlarını uygulayabil-
Tıpkı felsefenin belirli bölgesel psikolojıbiliminin hızlı yükselişi meleıi için temeller atılmıştır. •
özelliklere sahip olması gibi nin yanı sıra fizyoloji ve diğer
psikoloji de farklı merkezlerde farklı bilimlerin bedeni araştırma yön-
18
DÖRT KİŞİLİK
YAPISı ~~'.' . . ., .
GALEN (Mö v. 129-201)
Asabi: ateşli,
enerjik ve tutkulu
Galan
Beden
salgılarında
Claudius Galenus, ya da daha
orantısızlık
-
çok bilinen adıyla '" Bergamalı
kişilik İyimser: sıcak kalpli, Galen" (Türkiye'de bir kent) Ro-
yapılarının
neşeli , iyimser ve güvenli malı bir hekim, cenah ve filo-
yanı sıra belli
hastalıklara eğilimli zoftur. Babası , Aelius Nicon
olmayı da belirler. Yunanlı, varlıklı bir mimardır
ve oğluna iyi bir eğitimle birlik-
te dünyayı g e zme imkiinl.a.n da
yapısı da egemen olmaya başlar. davranıyorsa et yemeyi azaltmalı ve sağlamıştır. Galen Roma'ya
İyimser bir insanın kanı (Latince fazla ka nı akıtmak için damarlarına yerleşmiş ve aralarında Marcus
sanguis) fazladır ve sıcak kalpli, küçük kesikler yapılmalıdır. Aurelius'un da bulunduğu im-
neşeli, iyimser ve güvenlidir ama Galen'in doktrinleri Rönesans paratorlara hekim başı olarak
bencil olabilir. Soğukkanlı birinin boyunca, daha iyi araştırmalar hizmet vermiştir. Profesyonel
balgamı (Yunanca phlegmatik6s) ışığında daha iyi kuramların ortaya gladyatörleri tedavi ederken
boldur ve sessiz, kibar, serinkanlı, çıktığı zamana kadar tıp dünyasına travma tedavisi hakkında bilgi
a kılcı ve tutarlıdır ama yavaş ve egemen olmuştur. 1543'te İtalya'da sahibi olmuş ve tıp üzerine
utangaç olabilir. Sinirli birinin saf- hekimlik yapan Andreas Vesalius 500'den fazla kitap yazmıştır.
Öğrenmenin en iyi yolunun
rası (Yunanca kh6Je) safrası boldur (1514-1564) Galen'in anatomi
hayvanları kesip Üzerlerinde
ve kişiliği ise ateşlidir; aşırı öd tanımlarında 200'den fazla hata
çalışmak ve anatomi çalışmak
salgısından muzdariptir. Son olarak bulmuştur. Gale n'in tıbbi fikirleri o
olduğuna inarıır. Galen pek çok
melankolik birinin (Yunanca melas gün için gözden düşse de daha
iç organın işlevini keşfetmiş ve
kh6le) kara safra salgısının fazlalı sonraları 20. yy. psikologlarına esin
hatalar da yapmıştır çünkü
ğından muzdariptir, çoğunlukla kaynağı olacaktır. 1947'de Hans (maymunlar ve domuzlar gibi)
üzüntü ve korkuların eşlik ettiği Eysenck kişilik yapısının biyolojik hayvan bedenlerinin insanla-
şiirsel ve sanatsal yönü ağır basar. temelli olduğu sonucuna varmış ve rınkiyle tıpatıp aynı olduğunu
antik kişilik yapısı tanımlamalarını farz etmiştir. Ölüm tarihi tartış
Ruh hallerinde orantısızlık yansıtan iki kişilik özelliği tanımla malı olsa da öldüğünde en az
Galen'e göre bazı insanlar doğuştan mıştır - nevrotiklik ve dışadönük 70 yaşında olduğu kesindir.
belirli kişilik yapılarına lük.
eğilim lidirler. Bununla birlikte Suyukçuluk artık psikolojinin bir
kişilik yapısıyla ilgili sorunlar beden parçası olmasa da Galen'in fiziksel
sa lgılarının orantısızlığına bağlı ve zihinsel hastalıkların bağlantılı MS 190 elvan Kişilik Yapıları
olduğundan Galen bunların diyet ve olduğuyla ilgili fikri modern terapi- MS 190 elvan Doğal
egzersizle iyileştirilebileceğini iddia lerin temelini oluşturmuştur. • Yetenekler
eder. Bazı aşırı vakalarda tedavi MS 190 civan Bilimin Doğası
lavman ve kan almayı da içerebilir. Üzerine Üç Tez
Örneğin kanı fazla olan biri bencilce
- - ------ - - - - -
20
BU MAKİNENİN
AKiLLi BİR RUHU
VAR
RENE DESCARTES (1596-1650)
KISACA
YAKLAŞIM
Akıl/beden ikiliği
ÖNCE
MÖ 4 . ~yıl Yunanlı filozof
Platon bedenin maddi
dünyadan ruhun ya da aklına
ise ideaların ölümsüz
evreninden geldiğini iddia
eder.
MÖ 4. ~yıl Yunanlı filozof
Aristoteles ruh ve bedenin
ayrılamayacağını ruhun,
bedenin gerçekliği olduğunu
söyler.
SONRA
1710 İrlandalı-İngiliz filozof
George Berkeley, İnsan
Bilgisinin İlkeleri Üzerine adlı kılve bedenin birbirinden "ruh" beynin epifiz bezinde yer alır
eserinde bedenin sadece
zihnin bir algısı olduğunu
iddia eder.
A ayrı ve farklı oldukları
fikrinin kökeni Platon ve
antik Yunan'a kadar gider ancak
ve düşünme işlevini yerine getirir,
beden ise "hayvani ruhlar" veya
sinir sistemin içinde akan sıvılarla
akıl-heden ilişkisini ayrıntılı olarak hareket eden bir makinedir. Bu
1904 William James Bilinç
Gerçekten Var mı? adlı ilk tanımlayan 17. yüzyıl filozofu düşünce biçimi 2. yüzyılda, bunu
kitabındabilincin ayn bir Rene Descartes olmuştur. kendi kuramına iliştiren Galen
Descartes ilk felsefe kitabı De tarafından popülerleşLirilmiştir
varlık olmadığını ama belirli
Homine'yi ("İnsan"} 1633'te yazmış, ancak kuramı ilk kez ayrıntılı
deneyimlerin bir fonksiyonu
akıl ve bedenin ikiliğin i bu kitapta biçimde anlatan ve akıl ve bedenin
olduğunu ileri sürer.
anlatmıştır. Descartes'a göre ayrılığını vurgulayan Descartes
maddesel olmayan zihin ya da olmuştur. Fransız filozof Marin
FELSEFIKÖKENLER 21
Ayrıca bkz. Galen 18- 19 • William James 38 45 • Sigmund Frcud 92- 99
''
olduğunu ve bu yüzden de ruhun
yuvası olması gerektiğini çünkü
"ikisinin birbirinden
Akılve beden arasında çok
ayrılamayacaklarını" anlatmıştır .
Descartes'a göre bu önemlidir
büyük bir farklılık vardır.
çünkü aksi takdirde ruh bedenin
Rene Descartes
herhangi somut bir parçası ile
''
bağlantı kuramaz ancak ruhani bir Ren6 Descartes
g üce bağlanabilir.
Fransa'nın (günümüzde Descar-
Descartes akıl ile bedenin
tes olarak bilinen) La Haye in To-
bedenin içinde dolaştığına inanılan
uraine kentinde doğmuştur. Do-
hayvani ruhların farkındalığı ğumundan birkaç gün sonra
a racılığıyla iletişim kurduklarına Akıl için bir benzetme ölen annesinden verem kapmış
tasavvur etmiştir. Epifiz bezinde yer Descartes ' ın ilham kaynağı ve hayatı boyunca zayıf bünyeli
a lan akıl ya da ruh beynin bahçelere ve süslü havuzlara su biıi olarak yaşamıştır. Sekiz ya-
derinliklerine yerleşmiştir ve bazen sağlayan hidrolik sistemleriyle şından itibaren Anjou'da La
hareket eden ruhların farkına Fransa'daki Versailles Bahçeleri'dir. Fleche'deki Cizvit okulunda eği
varmakta ve bu da bilinçli algıya Kasları ve sinirleri ça lıştıran tim almaya başlamış ve orada
neden olmaktadır. Beden aklı bu bedenin ruhlarını suyun gücüne sağlıksız bünyesine bağlı olarak
şekilde etkiler. Benzer biçimde benzetir ve "tüm parçaların bu sabah saatlerini yatakta, -felse-
a kılda hayvani ruhları bedenin belli şekilde hareket edebildiğini" söyler.
fe, bilim ve matematik hakkın
da- "sistematik meditasyon"lar
bır bölgesine gönderip hareketlerini Havuzlar bir havuzcu tarafından yaparak geçirme alışkanlığını e-
başlatarak bedeni etkileyebilir. kontrol edilmektedir ve Descartes dinmiştir. 1612'den 1628'e kadar
burada akıl için bir benzetme seyahat etmiş ve yazmıştır.
yapar: "Bu makinede akıll ı bir ruh 1649'da İsveç Kraliçesi
var; esas olarak beyinde yer alıyor Christina'ya öğretmenlik yap-
ve orada aynen makinenin tüm ması için davet edilmiş ancak
borularının uzandığı su rezervinde kraliçenin sabah erken saatler-
durması gereken havuzcu gibi her de ders yapmayı isteği sert ik-
istediğinde hareketi başlatıyor, lim koşullarıyla birleşince sağlı
ğı daha da bozulmuş ve 11
durduruyor veya değiştiriyor".
Şubat 1650'de ölmüştür. Resmi
Filozoflar Mla akı lla beynin bir
ölüm nedeni zatürreedir ancak
şekilde farklı varlıklar olup
bazı tarihçiler Protestan olan
olmadıklarını ta rtışadursunlar çoğu Christina'nın Katolikliğe dön-
psikolog aklı beynin işleyişi ile eşit mesini engellemek için zehirlen-
tutmaktadır. Ancak pratikte akıl diğine inanmaktadırlar.
sağlığı ile fiziksel sağlık arasındaki
ayrım biraz karmaşıktır: Zihinsel Önemli eHrlerl
stresin fiziksel hastalıklara neden
olduğu veya kimyasal 1637 Yöntem Üzerine Konuş
dengesizliklerin beyni etkilediği malar
Descartes epifiz bezinin, beyinde. i- 1662 De Homine (1633'te
söylendiğinde ikisi arasında yakın
ki gözün ve iki kulağın görüntülerini ve yazılmıştır)
seslerini tek bir izlenimde birleştirebi bir ilişki kurulmuş olur. •
1647 İnsan Vücudunun Tanımı
lecek şekilde ideal bir korumda yer alan 1649 Ruhun İhtirasları
tek bir organ olduğunu gösterir.
22
UYU!
ABBE FARIA (1756-1819)
edavi amaçlı trans uygulama- nun bir tedavi yöntemi olarak kulla-
KISACA
YAKLAŞIM
Hipnoz
T sı yeni bir yöntem değildir.
Aralarında Mısır ve
YunanWann da bulunduğu pek çok
nılması Alman doktor Franz
Mesmer'in yöntemi 18. yüzyılda yeni-
den gündeme getirmesine kadar terk
antik kültürde insanlar hastalarını, ö- edilmiştir. Mesmer'in yöntemi mık
ÖNCE zel olarak eğitilmiş rahipler tarafın natıs ve telkinle bedenin doğal veya
1027 Pers filozof ve hekim İbn dan uykuya benzer bir duruma getiri- "hayvani" manyetizmasını manipüle
Sina Şifa Kitabı'nda trnnslar lerek tedavi olmaları için "uyku etmeyi içeriyordu. Bazı insanlar
tapınakları"na götürmekte hiçbir ga- "manyetize" ya da "hipnotize" edil-
hak.kında yazar.
riplik görmezlerdi. 1027'de Persli he- dikten sonra kasılma durumuna giri-
1779 Alman doktor Franz kim İbn Sina trans durumunun tüm yorlar, ancak bunun sonrasında daha
Mesmer, Hayvan özelliklerini belgelemiştir ancak bu- iyi hissettiklerini iddia ediyorlardı.
Manyetizmasının Keşfi Üzerine
Bir Rapor adlı kitabını
yayımladı.
SONRA
1843 İskoç cenah James
Braid, Neurypno/ogy adlı
kitabında "nöro-hipnoz"
terimini ilk kez kullandı.
1880'ler Fransız psikolog
Emile Coue, plasebo etkisini
keşfederek Telkin Usulü ile
Kendine Hakim Olma adlı
kitabını yayımlar.
''
ların bu işlemin hayati birer parçası
olduğunu düşünmenin "tamamen
saçma" olduğu sonucuna varmıştır. Manyetizmacı hiçbir şey
Ona göre gerçek çok daha ilginçtir: yapmaz; her şey kişinin ve
Transa ya da hipnoz uykusuna geç- onun hayal gücünde yer
me gücü tamamen bireyin kendisiyle alanlar sayesinde gerçekleşir.
ilgilidir, başka hiçbir özel güce gerek AbbeFaria
yoktur çünkü tüm fenomen sadece
''
telkin gücüne bağlıdır.
Bilinçli uyku
Farta bu işlemde kendini, karşısındald
kişiyi doğru zihin durumuna geçiren
Franz Mesmer transı, sıklıkla mideye
bir "yoğunlaştırıcı" olarak düşünmek mıknatıs uygulamaları aracılığıylo
tedir. Bilinçli Uykunun Nedenleri başlatırdı . Bunların bedenin "hayvani"
Üzerine adlı kitabında yöntemini şöyle manyetizmasını yeniden uyumlu
anlatmaktadır: "Doğru eğilime sahip duruma getirdiğine inanılırdı.
kişileri seçtikten sonra onlardan bir
koltukta gevşemelerini, gözlerini ka- hypnos ve durum anlamına gelen Fransız nörolog Jean-Martin
patmalarını, yoğunlaşmalarını ve u- osis'in birleşmesinden oluşan hipnoz Charcot'nun hipnotizmayı travmatik
yumayı düşünmelerini isterim. Onlar terimi, ilk kez 1843'te İskoç cerrah Ja- isterinin tedavisinde sistematik ola-
sessizce daha sonraki talimatları bek- mes Braid tarafından kullanılmıştır. rak kullanmaya başlamasıyla yeniden
lerken ben kibarca veya amirane bi- Braid hipnozun bir uyku türü olmayıp gündeme taşınmıştır. Böylece hipnoz,
çimde 'Dermez!' yani 'Uyuyun' derim tek bir düşünce üzerinde yoğunlaşma hipnotik benliğin arkasındald itkileri
ve bilinçli uykuya geçerler." ve böylece telkine açık hale gelme ol- sorgulayan ve bilinçdışının gücünü
Faria'nın bilinçli uykusundan türe- duğu sonucuna varmıştır. Ölümünden keşfeden Josef Breuer ve Sigmund
yen ve Yunanca uyku anlamına gelen sonra hipnoza olan ilgi azalmış ancak Freud 'un ilgi alarıına girmiştir. •
Abb6Faria Portekiz Goa'sında doğan Jose Abbe kadar çabuk değiştirebildiğini me-
Facia Cust6dio de Facia, varlıklı bir rak etti. Fransa'ya giderek Fransız
mirasyedi kadının oğludur, ancak İhtilali'nde önemli bir rol üstlendi
annesiyle babası o 15 yaşındayken ve hapse girdiğinde kendine telkin
ayrılmıştır. Portekiz Sarayı ile iyi iliş tekniklerini ilerletti. Farta daha
kileri bulunan Abbe (Abbot) Farta ve sonra felsefe profesörü olmuş, an·
babası Portekiz'e giderek rahip ol· cak "bilinçli uyku" seansları yaptı·
mak için eğitim almışlardır. Bir kere- ğı tiyatro gösterileri ününü zedele-
sinde genç Farta kraliçe tarafından mişti. 1819'da felç sonucu
kendi özel şapelinde vaaz vermesi i· öldüğünde Patis, Montmartre'da i-
çin davet aldı. Ayin sırasında paniğe simsiz bir mezara gömüldü.
kapıldı ama babatiı kulağına şöyle fı
sıldadı: "Onların hepsi samandan a- OnemU ...ıteri
damlar - kes samanları!" Korkusu
geçti ve vaazına akıcı biçimde de· 1819 Bilinçli Uykunun Nedenleri
vam etti; daha sonra bu kadar basit Üzerine
bir cümlenin ruh durumunu nasıl bu
24
KAVRAMLAR BİRBİRİNE
DİRENiNCE GÜÇ HALİNE
GELİR
JOHANN FRIEDRICH HERBART (1776-1841)
ÖNCE
1704 Alman filozof Gottfried
Leibniz, İnsan Anlayışı Üzerine Benzer düşünceler bir Benzer olmayan dfltünceler
adlı kitabında peLites arada bulunur veya birbirlerine direnir ve
perceptions (bilinçsiz algılar) birleşirler. çatqan güçler haline gellder.
kavramını ele alır.
Birbirleriyle ~
çelişmeyen
düşünceler
beraberce çekilir
ve bilinç düzeyinde ... ve bunlardarı
birlikte biri bilinçten bile
varolabilirler. itilebilir. Johann Herbart, Almanya,
Oidenburg'da doğmuştur. 12
yaşına kadar evde annesi
tarafından eğitilmiş, daha
sonra yerel bir okula gitmiş ve
Jena Üniversitesi'nde felsefe
yy. Alman filozofu Gottfried Leibnitz leşirler.Ancak eğer iki düşünce eğitimi almıştır. Göttingen
fa rkındalığın ötesinde de düşünceler benzer değilse, bir araya gelmeden Üniversitesi'nde doktora yapıp
bulunduğunu ilk keşfeden kişidir ve var olmaya devam edebilirler. Bu da felsefe dersleri vermeye
onlara küçük algılar adını vermiştir. zaman içinde zayıflamalarına ne- başlamasından önce üç yıl
Bunlara örnek olarak da sıklıkla bir den olur, bu yüzden de "bilinç boyunca özel dersler vermiştir.
şeyleri - bir sahnedeki bir detay gibi- eşiği"nin altına doğru itilirler. İki 1806'da Napolyon, Prusya'yı
algıladığımızı o anda fark etmeme- düşünce doğrudan birbirleriyle çeli- bozguna uğratmış , 1809'da da
m ize rağmen arıımsayabilmemizi şirlerse "direnç oluşur" ve kavram- Herbart'a Prusya kralı ve
göstermiştir. Bu, bazı şeyleri algıla lar birbirlerine direnince güç haline maiyetinin sürgünde
bulunduğu Königsberg'de
d ığımız ve farkında olmadan bunları gelirler". Birbirlerini iterlerken çıkan
hafızamızda saklaclığımız anlamına enerji bir tanesini bilincin ötesine, Immanuel Kant'ın koltuğu
önerilmiştir. Bu aristokratik
gelmektedir. Herbart'ın "eğilim durumu" dediği
çevrelerde dolaşırken yarı /
bizim de "bilinçdışı" diye bildiği
yaşında bir İngiliz olan Mary
Dinamik fikirler miz yere iter. Drake ile evlenmiştir. 1833'te
Herbart'a göre düşünceler, duyular- Herbart bilinçdışını zayıf ya da Prusya hükümeti ile ters
dan gelen bilgilerin birleştiği gibi karşıt düşünceler içirı bir depolama düşmesini takiben Göttingen
oluşur. Onun düşünceler için kul- yeri olarak görür. Belirgin bir eşikle Üniversitesi'ne geri dönmüş ve
landığı terim - Vorsfellung- düşün birbirinden ayrılan iki parçalı bir bi- 65 yaşında bir felç sonucu
celeri, zihinsel imgeleri ve hatta linç varsayarak sağlıklı bir zihinde ölene dek orada felsefe
d uygusal durumları da kapsamak- düşüncelerin yönetimi içirı yapısal profesörü olarak kalmıştır.
tadır. Tüm bunlar zihnin içeriğini bir çözüm getirmeye çalışmaktadır.
oluşturmaktadırlar ve Herbart onla- Ancak Sigmund Freud bilinçdışını Önemli eserler
rı statik değil dinamik unsurlar ola- çok daha karmaşık ve açıklayıcı bir
rak görür. ÜnA görn düşünceler bir- mekanizma olarak görür. Freud, 1808 Genel Pratik Felsefe
1816 Psikoloji Ders Notları
birlerini çekebilir, diğer düşünceler Herbart'ın kavramlarını kendi bi-
1824 Bilim Olarak Psikoloji
ve duygularla bi rleşebilir ya da linçdışı kuramlarıyla birleştirerek 20.
mıknatıs gibi birbirlerini itebilirler. yüzyılın en önemli tedavi yaklaşımı
Renk ve ton gibi benzer unsurlar olan psikanalizin temellerini oluş
birbirlerini çekerler ve daha karma- turmuştur. •
şık bir düşünce oluşturmak için bir-
26
GERÇEKTE
KİMSEN OOL
SBREN KIERKEGAARD (1813-1855)
Seren Klerkegaard S0ren Kierkegaard, Danimarkalı bir kişi olarak boş zamanlarını
varlıklı bir ailenin oğluolarak doğ dolduran tek etkirılik, sokaklarda
muştur ve katı bir Lüteryen olarak yürüyüp tanımadığı kişilerle ko-
büyütülınüştür. Kopenhag nuşmak ve at aralbasıyla kırlarda
Üniversite-si'nde teoloji ve felsefe e- uzun gezilere çıkmaktır.
ğitimi almıştır. Hatırı sayılır bir mi- Kierkegaard 2 Ekim 1855'te so-
rasa konduğunda yaşamını felsefe- kakta yere yığılmış ve 11 Kasım'da
ye adamaya karar vermiştir ancak Kopenhag'daki Friedrich's
sonunda bundan da tatmirı olama- Hastanesi'nde ölmüştür.
mıştır. "Yapmam gereken şey, ne
bilmek zorunda olduğum hakkında ÖaemU -r1er1
değil ne yapacağım hakkında net
olmaktır" der. 11140'ta Regirıe 1843 Korku ve Titreme
Olsen'le nişanlanmış ancak evliliğe 1843 Ya / Ya da
uygun biri olmadığını söyleyerek ni- 1844 Kaygı Kavramı
şanı bozmuştur. Genelde hAkiın o-
1849 Ölümcül Hastalık Umut-
lan melankolik hali yaşamı üzerinde
belirgin bir etkiye sahiptir. Yalnız suzluk
28
KİŞİLİK ·GENETİK
VE ÇEVRENİN
BİLEŞİMİNDEN OLUŞUR
FRANCIS GALTON (1822-1911)
Kişilik
iki farklı kaynaktan
KISACA
gelen unsurlarla oluşur.
YAKLAŞIM
Biyo-psikoloji
ÖNCE
Çevre doğumumuzdan itiba ren
1690 İngiliz filozof John Locke, yaşadıklarımızdır.
her çocuğun zihninin tabula
rasa ya da boş bir levha
olduğunu ve bu bakımdan
Genetik doğuştan
gelen, kalıtsal ve ...
hepimizin eşit doğduğumuzu Yeteneklerimizi ve becerilerimizi
öne sürer. eğitim ve öğrenme yoluyla
geliştirebiliriz ama ..
1859 Biyolog Charles Darwin,
insan gelişiminin tamamen
çevreye uyum sağlamanın
sonucu olduğunu iddia eder.
.. .yeteneklerimizi nereye kadar
1890 William James, geliştirebileceğimizle ilgili sınırlamalar koyar.
insanların bireysel eğilimlerini
ya da "içgüdülerini" kalıtımsal
olarak devraldığını ileri sürer. Genetik ve çevre birlikte rol oynarlar ama
SONRA genetik belirleyici faktördür.
1925 Davranışçı John B.
Watson, "kapasite, yetenek,
mizaç veya zihinsel yapının rancis Galton'un akrabalan a- "çevre"nin etkilerini ölçülebilen ve kı
kalıtımı gibi biı şeyin
olmadığını" söyler.
öjenik (soy ıslahı) aracılığıyla sındadır. Bu yüzden de Galton'un han- 1869'da kendi aile ağacıyla birlikte,
"üstün Aryan ırkı" yaratmanın gi yeteneklerin ne ölçüde doğuştan "yargıçlar, devlet adarrilan, kurnan-
''
rinde bir araştırmaya başlar. İkizle
rin kardeşler arasındaki, bir derece-
Özellikler aileye sımsıkı ye kadar aynı oldukları "normal"
bağlıdır. benzerlik dağılımını ızlemediklerini,
Francis Galton yani bir dereceye kadar aynı ama
her zaman çok benzer veya çok ben-
zemez olduklarını fark eder. Onu
''
gerçekten şaşırtansa benzerlik dere- Francis Galton
cesinin zaman içinde asla değişme
mesidir. Oysa ortak yetiştirilişin i- Sir Francis Galton, aralarında
antropoloji, kriminoloji (parmak
kizler arasındaki benzemezliği, onlar
izlerini sınıflandırma) , coğraf
ni" birlikte kullandığı kalıtsal özellikler büyüdükçe azaltacağını düşünmüş
ya, meteoroloji, biyoloji ve psi-
araştırmasının sonuçlarını açıkladığı tür ama gerçek böyle değildir. Çev-
kolojinin de bulunduğu pek çok
Kalıtsal Deha adlı kitabını yayımlamış renin en ufak bir etkisi bile yoktur. alanda yazılar yazan çok yönlü
tır. Önceden düşündüğü gibi belli aile- "Gen-çevre taruşması" günümüze ve üretken bir entelektüeldir.
lerde genel nüfusa oranla daha fazla kadar gelmiştir. Bazıları Galton'un, İngiltere, Birmingham'da var-
sayıda yetenekli insan bulunduğu so- günümüzde soy ıslahı olarak bilinen, lıklı bir Protestan (Ouaker) aile-
nucuna vanr. Ancak bunu sadece ge- insanların da belli özelliklere sahip ol- nin oğlu olarak doğar, okumayı
netiğe bağlamaz çünkü ayncalıklı bir maları için atlar gibi "çiftleştirilmeleri iki yaşında sökmüş bir d§.hi ço-
aıle ortamında büyümenin kazandırdı rıi" öngören düşüncesi dahil tüm ku- cuktur. Londra ve
ğı özelliklerin de etken olabileceğirıi rarnlannı desteklemektedirler. Bazıları Birmingham'da tıp eğitimi al-
düşünür. Neticede kendisi de varlıklı ise her bebeğin bir tabula rasa, boş bir mış v e daha sonra
bir ailede büyümüş ve olağanüstü iyi levha olduğuna ve hepimizin eşit doğ Cambridge'de matematik okur-
oğ itim olanaklanna sahlp olmuştur. duğumuza inanmayı tercih etmekte-
ken , 1844'te babasının ölümüy-
dirler. Günümüzde psikologların çoğu le daha da kötüye gide n zihin-
sel bir çöküntü yaşamıştır.
Gerekli bir denge genetik ve çevrenin insan gelişiminde
Galton bunun üzerine seya-
Galton bir dizi farklı çalışma da yü- eşit derecede önemli olduğunu ve kar-
hatlerine ve icatlarına dönmüş
rütmüştür. Bunlar arasında, Royal maşık biçimlerde etkileşim içinde ol-
tür. 1853'te Louisa Jane Butlar
Society'ye gönderilerek ilgi alanları ve duklarını kabul etmektedirler. • ile yaptığı evlilik 43 yıl sürmüş
ilişkilerinin sorulduğu, anketle yapı tür ancak çiftin çocukları olma-
lan ilk büyük çaplı araştırma da bu- mı ştır. Tüm yaşamını fiziksel
lunmaktadır. Sonuçları İngiliz Bilim ve psikolojik özellikleri ölçmeye,
A damlan'nda yayımlamış ve yaradı zihin testleri geliştirmeye ve
lışla yetiştirme koşullarının birbiriyle yazmaya adamıştır. Sayısız ba-
rekabet etmeye zorlandığında yaradı şarıları pek çok ödülle onurlan-
lışın galip çıktığını öne sürmüştür. dırılmıştır, bunların arasında
--------
30
İSTERİNİN
YASALARI
EVRENSELDİR
JEAN-MARTIN CHARCOT (1825-1893)
İNSjlN RUHUNUN İÇ
BAGLANTILARININ
OLAGANDIŞI YIKIMI
EMiL KRAEPELIN (1856-1926)
BA LANGICINA
KADAR GİDER
WILHELM WUNDT (1832-1920)
34 WILHELM WUNDT
KISACA
Bu nedenle psikolojinin
YAKLAŞIM Bilinç bir "iç deneyimdir". kendini gözlemle
Deneysel psikoloji başlaması gerekir.
ÖNCE
5. yy. Antik Yunan filozofları
Aristoteles ve Platon, hayvan-
ların düşük düzeyli, açık bir
biçimde insandışı bir bilince
sahip olduklarını öne sürerler. Deneylerle kaydedilen bu
Her canlı gözlem istemsiz tepkileri
1630'lar Rene Descartes, bu iç dnneyime sahiptir sergilemek için tasarlanmıştır.
hayvanların duyguları olma·
yan otomat varlıklar oldukları·
nı söyler.
''
bulunan kaslar titreşir ve bacakları
hareket ettirir. Bunun ölü bir
hayvanda bile olabilmesi bu tür
Zihinsel fonksiyonlardaki hareketlerin hiçbir bilinç olmadan
farklılaşmanın başlangıcına meydana gelebileceğini
tek hücrelilerde bile rastlanır. göstermektedir. Canlılarda bu tür
Wilhelm Wundt hareketler "refleks" adın ı
verdiğimiz otomatik davranışların
temelini oluşturur; aynen sıca k bir
Wundt'a göre tek hücreli organizma-
''
şeye dokunduğunuzda aniden
lar bile bir tür bilince sahiptirler. Wundt,
amiplerin yiyecek parçalarını tüketme elinizi çekmeniz gibi.
yeteneklerinin zihinsel bir sürecin de- Wundt'un ikinci tür gözlemi
vamlılığını işaret ettiğiıU ileri sürer. "içe bak ış" ya da "kendi kendini
gözlem" olarak tanımladığ ı içten
zihinsel yaşamın başlangıcının Cattell gibi öğrencileri tarafından gözlemdir. Bu gözlem, duygu ve
ya şamın başlangıcına kadar gittiği yönetilen psikoloji bölümleri düşünceler gibi iç olayları fark
hipotezi oldukça mümkün bir açmaları için ilham kaynağı etmeyi ve kaydetmeyi içerir.
va rsayım görünmektedir. Zihinsel olmuştur. Araştıımalar için hayati bir önemi
gelişimin kökeni sorusu da bu va rdır çünkü zihnin nasıl çalıştığı
nedenle yaşamın kökeni sorusuna Davranış incelemesi ile ilgili bilgiler sağlar. Wundt,
bağlanır." Wundt, tek hücreliler gibi Wundt "bilincin tam bir tanımının birbirini dışlayan olarak görmediği
basit organizmaların bile bir tür yapılmasının deneysel psikolojinin ama interaktif bulduğu ve "fiziksel
zihinleri olduğunu söyleyerek yegane amacı olduğuna" inanır. ve ruhsal" olarak tanımladığı iç ve
devam eder. Bu son iddia, tek Bilinci bir "iç deneyim" olarak dış dünyalar arasındaki ilişki ile
hucreli bir hayvanın basit dahi olsa anlasa da, bu deneyimin sadece "en ilgilenmiştir. Wundt ayrıca , ışığın
' zihinsel yeteneği olabileceğine pek gerçek" veya görünen biçimiyle görsel duyusu gibi insan duyuları
az insanın inandığı günümüzde ilgilenir. Bu da onu sonunda
bile şaşırtıcıdır ama ilk kez ortaya "doğrudan gözlemle"
atı ldığı 100 yıl önce çok daha incelenebilecek ve ölçülebilecek
şaşırtıcı olmuştur. davranışlar üzerinde araştırmaya
Wundt kuramlarını test etmeye götürür.
çok heveslidir ve "deneysel Wundt iç ve d ış olmak üzere iki
psıkolojinin babası" olarak anılır tür gözlem olduğunu söyler. Dış
çünkü 1879'da dünyanın ilk resmi gözlem, dış dünyada gözle
deneysel psikoloji laboratuvarını görülebilen olayları kaydetmek için
Almanya, Leipzig Üniversitesi'nde kullanılır ve fiziksel bedenler
kurmuştur. Zihin ve insan üzerindeki neden ve sonuç
davranışları üzerinde sistematik ilişkilerine ulaşmada -etki-tepki
ara ştırmala r yapmak, hFlşlımgıç
olarak da temel duyu süreçlerini
Wundt'un laboratuvarı tüm
yakından incelemek istemiştir.
dünyadaki psikoloji bölümleri için bir
Laboratuvarı, ABD ve Avrupa'da
model oluşturmuştur. Deneyleri
dığer üniversitelere de pek çoğu psıkolojiyi, felsefenin egemenlik
onun orijinal laboratuvarını model alanından çıkararak bilimin alanına
alan ve Edward Titchener ve James sokmuştur.
36 WILHELM WUNDT
üzerine çalışmaya başlamıştır
çünkü bunlar dışarıdaki fiziksel
dünyayı zihinsel dünyaya bağlayan
ajanlardır .
Wundt, bir deneyde
katılımcılardan -belli bir renkte ve
belli bir parlaklık düzeyinde, belli
süreyle parlayan- standart bir ışık
sinyalini ald ıklarında ne
duyumsadıklarına dair bilgi
vermelerini ister. Bununla tüm
Duyularımız şekıller, boyutlar, renk-
katılımcıların ayrı etkiyi aldıkları
ler. kokular ve dokuların ayrıntılarını
garanti edilmekte, farklı algılamamızı sağlar ama Wundt'a gö-
katılımcıların tepkilerinin re bunlar içselleştirildiklerinde yüz gibi
kıyaslanabilmesine ve eğer karmaşık simgeler halinde birleşirler.
istenirse deneyin ileri bir tarihte
tekrarlanabilmesine olanak
tanınmaktadır. Wundt'un verdikleri ortak bilgilerle olduğu geldiğini ileri sürer. Simgeler, dış
tekrarlama olasılığı üzerindeki bu kadar, açıkça görülen bireysel dünyadan algılanan bir nesnenin
ısrarı gelecekteki tüm psikolojik farklılıklarla da ilgilenmiştir. zihindeki görüntüsünü (görüş alanı
deneylerinde de standart olarak Wundt saf duyuların üç bileşeni içindeki bir ağaç gibi) temsil
görülecektir. olduğunu öne sürer: nitelik, ediyorlarsa "algılar", öznel bir
Duyu deneylerinde Wundt yoğunluk ve "hissediş tonu". aktiviteyi (bir ağacı anımsamak veya
insan bilincini ölçülebilir bir Örneğin belli bir parfümün tatlı bir tek boynuzlu bir atı tasavvur etmek
yöntemle keşfetmeye çalışmıştır. kokusu olabilir (nicelik), bu koku gibi) temsil ediyorlarsa "sezgiler"dir.
Bilincin, bilinemeyen, öznel, eşsiz belirgin ama uçucudur (yoğun luk) Wundt bir sezginin ya da algının
ve bireye özgü olduğunu görmeyi ve koklaması hoştur (hissediş bilinçte berraklaşmasını "kavrama"
reddetmiştir. Işığa tepki tonu). Öte yandan ölü bir farenin olarak adlandırır. Yani örneğin ani ve
deneylerinde, kişinin bir tür İrıide bulandırıcı (nicelik), kuvvetli yüksek bir sesi algılar ve sonra
uyarıcı almasıyla ona istemsiz bir (yoğunluk) ve kötü (hissediş tonu) bunun eğer yoldan hemen
tepkidense) istemli bir tepki bir kokusu olabilir. Wundt bilincin çekilmezseniz size çarpacak olan bir
vermesi arasında geçen zamanla duyularda ortaya çıktığını söyler araba anlamına gelen bir uyarı sesi
ilgilenmiş ve tepkileri kesin olarak ama bunlar "saf" duyusal veri olduğunu kavrarsınız.
ölçmek için çeşitli araçlar olarak içselleştirilmezler , onun Bilincin irade kategorisi dış
kullanmıştır. Katılımcılarının yerine önce den toplanmış veya bir dünyaya müdahil olma yöntemiyle
araya getirilmiş, ölü fare gibi nitelenir; kolumuzu
simgeler olarak algı lanırlar. Wundt kaldırmamızdan tutun da kırmızı
bunları "bir nesnenin görüntüleri giymeyi seçmemize kadar
''
veya dış dünyadaki bir süreç" isteklerimizi veya "irademizi" ifade
olarak adlandırır. Bu nedenle, eder. Bu tür bir bilinçlilik deneysel
örneğin belli özellikleri olan bir yüz kontrolün ve ölçümün üzerindedir.
Bilincin tam bir tanımı gördüğümüzde -ağız şekli, göz Bununla birlikte Wundt, bilincin
deneysel psikolojinin tek rengi, burun boyutu vb.- üçüncü kategorisi olan
tanıdığımız birini anımsarız. hissetmenin, deneye katılanların
hedefidir.
Wilhelm Wundt nesnel lıilyilendirmeleri aracılığıyla
Bilincin kategorileri veya gerginlik, gevşeme ya da
Wundt deneylerinden yola çıkarak heyecan gibi davranışların
''
bilincin bir araya gelerek birleşik bir düzeylerini ölçme yoluyla
olaylar akışı izlenimi oluşturan üç ölçülebildiğini bulmuştur.
ana eylem kategorisinden -temsil
etme, isteme ve hissetme- meydana
FELSEFİKÖKENLER 37
Kültürel psikoloji edilmektedir. Aralarında
Wundt'a göre kişinin psikolojik şempanzeler gibi insan olmayan
gelişimi sadece duyularla değil primatların da bulunduğu birkaç
''
ama aynı zamanda istisna bulunabilir ancak dil
tekrarlanamayacak ve deneysel bir genellikle bilinçte büyük önem
ortamda kontrol edilemeyecek taşıyan bir insan yeteneği olarak
karmaşık sosyal ve kültürel etkilerle Normal konuşmanın gidişatı kabul edilir.
belirlenmektedir. Bu etkilere din, içinde ... irade, düşünceleri
dil, mitler, tarih, sanat, yasalar ve sıraya sokma ve artiküler Bilinç ve türler
M etleri de dahil eden Wundt, hareketleri uyum içinde Bilinç, üzerinde hala tartışılan bir
konuyu yaşamının son 20 yılında yönetir. kavramdır ama Wundt'tan beri
yazdığı Kültürel Psikoloji adlı 10 Wilhelm Wundt temel değişikliklere uğramamıştır.
ciltlik kitabında ele alır. Hayvanlardaki bilinç düzeyi henüz
Wundt dili, kültürün bilince anlaşılamamıştır ve bu da hayvan
''
katkısının önemli bir parçası deneyleri, yoğun tarım, tilki avı ve
olarak görür. Her türlü sözel boğa güreşi gibi kanlı sporlar için
iletişim "genel bir izlenim" veya bir deontoloji (ahlak kuralları)
s öylemek istediğimiz şeyin getirilmesine yol açmıştır.
birleştirilmiş düşüncesiyle başlar. Hayvanların rahatsızlık, korku ve
Bu genel başlangıç noktasını güçlü duygular söz konusuysa. acı duyup duymadıkları konularıyla
"kavradıktan" sonra ifade etmek Wundt, bu süreci izlediğimize yakından ilgilenilmektedir.
ıçin kelimeleri ve cümleleri seçeriz. kanıt olarak birinin söylediği Günümüzde birkaç psikolog
Konuşurken kast ettiğimiz kelimeleri aradan zaman geçince Wundt'un düşündüğü gibi bilincin
an lamın doğruluğunu denetleriz. unutmamıza rağmen onun mikroskobik tek hücrelilerde bile
" Hayır, bu doğru değil, aslında söylediklerinin genel anlamını bulunduğunu düşünüyor olsa da.
şöyle d emek istedim ..." diyebilir hatırlamamızı gösterir. hayvanların benlik farkındalıkları
ve a rdından farklı bir kelime ya da Sadece sınırlı sayıdaki işa retleri ve bilinçleri olup ol madığı ile ilgili
kelime dizisi seçer ve kendimizi ve sinyalleri değiş tokuş etmek temel s oru h ala cevapsızdır. •
daha iyi ifade edebiliriz. Dinleyen yerine doğru dili kullanma
k ışi konuşanın iletmek istediği yeteneğ i, günümüzde psikologların
a n l a m ı anlamalıdır ama ası l çoğu tarafından insanlarla geri
' keli meler genel izlenim kadar kalan hayvanlar alemi arasındaki
onemli olmayabilirler; özellikle de en önemli fark olarak kabul
• • • • •
· HEPiMiZ BiLiRiZ
YETER Kİ ONU
TANIMLAMAMIZI İSTEMESİNLER
WILLIAM JAMES (1842-1910)
40 WILLIAM JAMES
KISACA
11 B ilinç" terimi
genellikle bıreyin,
aralarında duyumları,
''
YAKLAŞIM
d uyguları ve anılarının da
Bilinç analizi
bulunduğu kendi düşüncelerinin
ÖNCE farkında olmasını anlatmak için
Bilinç ... parçalara ayrılmış
1641 Rene Descartes, benlik kullanılır. Sıklıkla bu farkındalığı
şekilde ortaya çıkmaz ...
[arkındahğını düşünme olağan kabul ederiz, ta ki bir
Birleştirilmiş değildir; akıp
yeteneği açısından tanımlar. zorlukla karşılaşana, örneğin çok
yorgunken bir şey yapmaya gider.
1690 İngiliz filozof John Locke, çalışana dek. Ama düşüncelerinizi
William James
bilinci "bir insanın kendi bilinciniz üzerinde odaklarsanız,
''
zihninden geçenlerin algısı" çok geçmeden bilinç
olarak tanımlar. deneyimlerinizin sürekli deği ştiğ ini
1781 Alına n filozof Immanuel fark edersiniz. Örneğin bu kitabı
Kant, eşzamanlı olayların okurken geçm i ş deneyimlerinizi
"bilinç birliği " olarak anımsayabilir veya
İlk tanımlar
17. yüzyılın ortalarında Rene
Descartes, bilinci tanımlamaya
çalışan ilk filozoflardan biri
olmuştur. O, "uzantılar alemi" adını
verdiği maddesel şeylerin fiziksel
alanın tersine "düşünceler alemi"
adı nı verdiği maddesel olmayan bir
a lan olduğunu ve bilincin burada
bu lunduğunu öne sürer. Ancak
bireysel algıların sürekli bir geçişi
olarak modem bilinç kavramını ilk
ortaya atan kişi, 17. yüzyıl İngiliz
filozofu John Locke'tur. James,
Locke'un gelip geçici algılar geçidi
fikrinin yanı sıra 18. yüzyıl Alman
' filozofu lmmanuel Kant'tan da
etkilenm i ştir. Kant
cieneyimlerimizin bir araya geliş
bıçiminden etkilenmiş, aynı anda
bir ses duyup bir acı
hıssettiğimizde bunları tek bir olay
gibi deneyimlediğimizi fark etmiş
ve buna sonradan aralarında
William James'in de bulunduğu
pek çok filozofa ilham kaynağı
olacak "bilincin birliği" adını
vermiştir.
James bilinç hakkındaki en
önemli noktanın bir "şey" değil
ama -beynin "kendisini
duzenlemeyecek kadar karmaşık ve
buyük olan sinir sistemini
yönlendirmek için- yaptığı şey, bir
süreç olduğunu fark etmiştir. Bu
süreç bizim geçmiş, şimdiki ve
42 WILLIAM JAMES
gruba benzetmiştir: "Bir düzine şeylerin bu akışın tek titreşiminde
kelime ve bir düzine adam alın; her bilindiklerini" varsaymak olduğu
birine bir kelime verin. Sonra onları sonucuna varır. Kant'ın aynı anda
''
sıraya dizin ya da karışık halde bir ses duymakla bir acı hissetmek
bırakın ve her birini kendi kelimesi örneğinde olduğu gibi bazı
üzerinde olabildiğince yoğun düşünceler ya da duyumların
biçimde düşünmeye bırakın; tüm kaçınılmaz biçimde bağlantılı
Kimse tek başına basit bir
cümlenin bilinci hiçbir yerde olduklarına inanır çünkü
duyuma sahip olmaz: bilinç. olmayacaktır." Eğer bilinç ayrı ayrı bilincimize aynı anda giren her
nesneler ve ilişkilerin düşüncelerin akışı ise James düşünce, akış içinde bir titreşim ya
çeşitWiğiyle doludur.
onların nasıl bir araya geldiklerini da bir akım yaratmak için bir araya
William James görmekte zorlanır ve şöyle der: "a gelmektedir. Bu şekilde
düşüncesi ile b düşüncesi (a+b) bilincimizden akan kimi hı zlı kimi
düşüncesiyle aynı değildir." İki yavaş pek çok akım olabilir. Hatta
''
düşüncenin toplamı bir fikir James zihinlerimizde tutup, uzun
meydana getirmez. Bunların uzadıya düşünebileceğimiz
yepyeni bir fikir oluşturmaları daha resimler oluşturduğumuz dinlenme
muhtemeldir: Örneğin eğer a noktaları olduğunu bile öne sürer.
düşüncesi "saat dokuz" ve b Bu dinlenme yerlerine "sabit
gelecek zaman üzerine kafa düşüncesi de "tren 9.02'de kalkıyor" bölümler" ve hareket eden akımlara
yormamızı, koşulları planlayıp ise bunları izleyen c düşüncesi da "geçici bölümler" adını verir ve
uyarlamamızı ve böylece James'in, "treni kaçıracağım" olacaktır. düşünmenin akımlar veya geçici
bilincin ana nedeni olduğuna bölümler tarafından itilerek bir
inandığı şeyi -sağ kalmayı Düşünceleri birleştirmek sabit bölümden diğerine sürekli
başarabilmemizi sağlar. James, düşüncelerin bilinç akışı olarak hareket ettiğini iddia eder.
Ancak James kesintisiz bir içinde anlamlı şekilde nasıl bir Bu nedenle, amacı bizi bu şekilde
bilincin yapısını tasavvur etmekte araya geldiklerini bulmanın en sürekli ileri itmek olan düşünce
zorlanmış ve bunu 12 kişilik bir basit yolunun "birlikte bilinen akışımız tarafından bir sonuçtan
''
sorgulamış ve değiştirmişlerdir mak ve altında yatan mekanizma-
ama özündeki doğrular ları -fiziksel ve psikolojik- anla-
değişmeden kalmıştır. maktır.
Tek bir kusursuz ve kesin Modern sinirbilimi bilincin
doğru vardır ... bilincin Sonraki çalışmalar mekanizmaları olduğunu
varolduğuna dair mevcuL James'in ölümünü izleyen dönem göstermiştir. 20. yüzyılın son
olgunun doğrusu. davranışçı hareketin doğuşuna ve yıllarına gelindiğinde İngiliz
William James bilince olan ilginin düşüşüne moleküler biyolog ve biyofizikçi
tanıklık etmiştir. Böylece konu Francis Crick bilincin, beynin özel
üzerinde 1920'lerin başından bir alanıyla -planlama, problem
''
1950'lere kadar pek az çözme ve davranış kontrolü gibi
kuramlaştırma olmuştur. Buna düşünce süreçleriyle ilgilenen alın
önemli bir istisna, beynin bütünsel korteksi- ilişkili olduğunu iddia
olarak işlediğini vurgulayarak, ayrı etmektedir.
olaylardansa tüm bilinçli Kolombiyalı sinirbilimci Rodolfo
Doğrular, kendi aralarında başlayan deneyimleri hesaba katan -bir Linas tarafından yürütülen
ve biten düşüncelerin bir işlevidir". resme baktığımızda sadece ayrı araştırmalar bilinci talamusun
James "doğru inançları" i nananın ayrı, noktaları, çizgileri ve şekilleri faaliyetleriyle birlikte beyin
yararlı buldukları olarak görmez anlamlı bir bütünü korteksiyle ilişkilendirir. Beynin
tanımlamıştır. D üşüncelerin görürüz- Alman merkezli Gestalt merkezinin derinliklerinde yer alan
yararlılığına bu vurgulama, hareketidir. Bu kavram şimdi ünlü bir yapı olan talamus, beynin içinde
James'in düşüncesinin merkezi Gestalt cümlesini oluşturmuştur: belirli aralıklarla titreşimler
olan Amerikan felsefi geleneği "Bütün, parçaların toplamından yaratmaktan sorumludur; eğer bu
pragmatizmin kalbinde yatar. daha büyüktür." titreşimler bozulursa -enfeksiyon
James, yaşamlarımız süresince Ancak 1908'lerden beri psikologlar veya genetik nedenlerle- kişi
sürekli olarak "doğru"ları ve sinirbilimciler "bilinç epilepsi ve Parkinson gibi sinirsel
birbirlerine karşı sınadığımızı ve çalışmal arı" adı verilen yeni bir rahatsızlıkların yanı sıra depresyon
bilinçli inançlarımızın değişmeye araştırma alanı geliştirmişler, iki benzeri psikolojik durumlar da
devam ettiğin i çünkü "eski ana ilgi alanına odaklanmışlardır: yaşamaya başlayabilir. Ancak iş
doğrular"ın değiştiğini ve bazen Normal ve sağlıklı olduğu kabul bilincin tanımına geldiğinde
"yeni doğrular"la yer değiştirdiğini edilen insanların naklettikleri modern girişimler Mla belirsiz
öne sürer. Bu kuram özellikle, şekliyle bilinç içeriği; farkındalık kalmaktadır ve uygulanmaları
psikolojiyi de içeren tüm bilimsel durumları bir şekilde bozulmuş
araştırmaların ilerleme yöntemiyle insanların bilinçleri. İkinci grup,
ilişkilidir. James buna örnek olarak, deneklerin "bitkisel hayat" duru-
1902'de Marie ve Pierre Curie'nin munda olduklarını da
radyoaktif radyum elementini -hastaların uyanık ve kendi ken-
keşiflerini gösterir. Curie'ler dine nefes alabilir durumda ama
araştırmaları sırasında "bir diğer tüm beyin işlevlerini kaybet-
anlığına sanki doğa düzeniyle ilgili tikleri koma hali- vakaları da kap-
tüm bildiklerine ters düşer" bir sar. Her iki araştırmanın amacı da
şekilde radyumun sınırsız
miktarlarda enerji yaymakta Pierre ve Marie Curie'nin araştırma
olduğunu keşfetmişlerdir. Ancak bu ları, pek çok bilimsel eser gibi, tamamen
keşfi bilinçli bir şekilde karşı çıkılmasa da değiştirilmiş erken
düşündükten sonra şu sonuca kuramlardır. James, yeni "gerçekler"in de
Kalıcı miras
James'in 1890 tarihli Psikolojinin
Ilkeleri kitabının düzenlenmiş
versiyonu hala basılmaktadır ve
düşünceleri pek çok psikologun
yanı sıra diğer bilim insanların ve
düşünürler üzerinde de derin izler
bırakmıştır. James'in pragmatik bağımsız psikoloji dersleri kuruluşunun 75. yılı
felsefesinin gerçeklere uygulanması verilmemektedir. Ancak 20 yıl kutlamalarındaki konuşmasında, o
"doğru" olana değil "düşünülmesi içinde ABD' de 24 üniversite ve zamanlar California
ya rarlı olana" yoğunlaşma kolej psikolojiyi ayrı bir akademik Üniversitesi'nde Emeritus Psikoloji
psikolojinin zihinle bedenin ayrı disiplin olarak tanımış ve alanda Profesörü olan David Krech,
olup olmadıkları sorusundan diploma vermeye başlamıştır. Üç James'ten "psikolojinin babası"
dikkaL, hafıza, muhakeme, hayal uzman psikoloji dergisi ve bir olarak bahsetmiştir. •
giıcü ve tasarı gibi zihinsel süreçler profesyonel kuruluş - Amerikan
uzerinde daha yararlı bir çalışmaya Psikoloji Derneği- de aynı dönemde
qeçmesine yardımcı olmuştur. kurulmuştur.
James yaklaşımın ın filozoflarla James "deneysel çalışmalardan
psikologları "soyutluk, sabit ilkeler, nefret ettiğini" iddia etmesine
kapalı sistemler, varmış gibi rağmen deneysel psikolojiyi
''
yapılan mutlaklıklar ve kökenlerden Amerika'ya tanıtan kişidir. Bunu
uzaklaştırıp olgular, eylem ve güce yapmıştır çünkü bir kuramı
yaklaştırmaya" yardımcı olduğunu kanıtlamanın ya da çürütmenin en
one sürer. James'in - iyi yolunun bu olduğunun farkın Kaybolan görüntüler gibi tüm
yaşadıklarım ızı küçük detaylara varmıştır. Ancak özellikle zihinsel bu bilinç halleri de birbirleri
bölmek için iç gözleme dayalı, süreçlerde bir keşif gereci olarak iç içinde eriyip giderler. Bir
yapısalcı yaklaşımının tersine- gözlem kullanımına da önem uzatılmış bilinçten, aralıksız
farklı çevrelerin eylemlerimiz vermeye devam etmiştir. bir akıştan başka bir şey
üzerindeki etkilerini de içeren, Psikoloji, algısındaki bu kayma değildirler.
olayların bütüncüllüğüne ve ilgi alanının (James'in deyişiyle) William James
odaklanma ısrarı da davranış "sıkıcı, küçük bir konu" olarak kabul
''
anlayışımızı şekillendirmiştir. edilmekten geniş çapta yararlı bir
James 1875'te Harvard'da disipline dönüşmesindeki en büyük
hocalık yapmaya başlamadan önce payı James'e borçludur. 1977'de
hıçbir Amerikan üniversitesinde Amerikan Psikoloji Derneği'nin
46
ERGENLİK
YENİDEN
DOGMAKTIR
G. STANLEY HALL (1844-1924) ~~~~~~~~~
İnsan gelişimi
ÖNCE
1905 Sigmund Freud, Cinsellik
Kuramı Üzerine Üç Deneme' de Bir çocuğun hayvanlara benzer bir doğası vardır ve
birkaç büyüme evresinden geçer.
Ukgençlik yıllarının "örgensel
evre" olduğunu ileri sürer.
SONRA
1928 Amerikalı antropolog
Margaret Mead, in Coming
of Age in Samoa'da ergenlik
döneminin sadece gelişmiş
Batı toplumunda farklı evreler
geçirdiğini açıklar.
1950 Erik Erikson, Çocukluk Bu çılgın, kural tanımaz dönem boyunca ergerı!er giderek
ve Toplum' da ergen liği "Kimlik daha duyarlı, dur durak bilmezdir, özbilinç sahibi olurlar
Karşısında Rol Karmaşası" ve depresyona eğilimlidirler.
evresi olarak tanımlar ve
"kimlik krizi" terimini kullanır.
1983 Yeni Zelandalı
antropolog Derek Freeman,
Çocuk bundan sonra yetişkin olur: Artık daha
Margaret Mead ve Samoa'da medeni ve üst düzey bir varlıktır.
Mead'in ergenliğin sadece
toplumsal olarak inşa edilmiş
bir kavram olduğu fikrine karşı
çıkar.
FELSEFIKÖKENLER 47
Aynca bkz. Francis Galton 28- 29 • Wilhelm Wundt 32- 37 • Sigmund Freud
92- 99 • Erik Eriksen 272-73
''
duyular, arzular... monotonluk, rutin ayrılmış ilk laboratuvarını
ve ayrıntılara tahammülsüz olmak" kurar. 1887'de American
demektir. Benlikle çevre bilinci çok Journal of Psychology'yi kurar
gelişir, her şey daha şiddetli hissedilir Ergenlik, insan ruhunun en iyi ve 1892'de Amerikan Psikoloji
ve kendi için duyum arar. ve en kötü dürtülerinin sahip Derneği'nin ilk başkanı olur.
olmak için birbirlerine karşı
M odem yansımalar mücadele ettikleri bir Önemll eserleri
Hall'un bulgularınıngünümüzdeki dönemdir.
1904 Ergenlik
araştırmalarda yansımaları görül- G. Stanley Hali
1906 Gençlik: Eğitim, Disiplin
mektedir. Hali ergenlerin depresyo-
ve Hijyen
''
na çok meyilli olduklarına inanır ve 1911 Eğitim Sorunları
11 yaşında başlayan, 15 yaşında 1922 Yaşlılık
zirveye ulaşan ve sonra 23 yaşına
kadar istikrarlı biçimde düşen bir
48
KISACA
YAKLAŞIM
.. unutulan öğeler ilk kez
Bellek çalışmaları ... unutma ilk dokuz saatte öğrenilen yeni şeylerden
en hızlı gerçekleşir. daha hızlı öğrenilir.
ÖNCE
MÖ 5. yy. Antik Yunanlılar
hatırlatıcılardan -belleğe
yardımcı olan anahtar kelime-
\ !
ler veya uyaklar- yararlanırlar.
1582 İtalyan filozof Giordano
Bruno, Hafıza Sanatı'nda bilgi
ve deneyim diyagramlar
kullanarak ezber için yöntem- ... üzerinde çok ... anlamlı
ler verir. durulan şeyler sıradan,
Ebbinghaus'un
(aşırı öğrenilen) anlamsız
SONRA materyal daha :~ bellek deneyleri
göstermiştir ki..
~ şeylerden on kat
1932 Frederick Bartlett, her uzun süre daha uzun
anının bilgi ve çıkarsamaların hatırlanır. süre hatırlanır.
karışımı olduğunu söyler.
I \
1949 Donald Hebb, Davranışın
Organizasyonu'nda öğrenme
nin uyarılan beyin hücrelerinin
"birleşimlere" bağlanmasıyla
nasıl oluştuğunu anlatır.
H
ermann Ebbinghaus 1895'te bilene kadar sürdürmüştür. Farklı u-
öğrenme ve hafıza üzerinde zunlukta listeler ve farklı öğrenme a-
sistematik olarak çalışan ilk ralıkları deneyerek öğrenme ve unut-
psikolog olmuştur. Ebbinghaus bunu ma hızlarını not etmiştir.
kendi üzerinde uzun ve zorlu bir de- Ebbinghaus, şiir gibi anlamlı
neyle yapmıştır. Locke ve Hume gibi materyalleri kendi anlamsız listele-
filozoflar hatırlamanın birbirine bağlı rinden on kat daha kolay hatırlaya
şeylerin çağrışım yapması veya za- bildiğini görmüştür. Ayrıca uyarıcı
man, yer, neden veya etki gibi ortak (anlamsız heceler) ne kadar çok tek-
özelliklere sahip düşünceler yoluyla rarlanırsa ezberlenmiş bilginin üre-
gerçekleştiğini savunmuşlardır. Eb- tilmesi için o kadar az zaman gerek-
binghaus çağrışımın hafıza üzerin- tiğini de belirtir. Bunun yanı sıra bir
deki etkisini test etmeye ve sonuçları listeyi ezberlerken en etkili olanın ilk
matematiksel olarak kaydederek hafı tekrarlar olduğu da kanıtlanmıştır.
Ebbinghaus, bir materyali bir saati-
zanın kanıtlanabilir şemaları izleyip Ebbinghaus unutma kanıtlarını çinde duyarak öğrenmenin ve hafıza
ızlemediğini görmek istemiştir. bulmak için araştırmasının sonuçla- ya katmanın onu daha uzun süre hatır
rına baktığında hiç de şaşırtıcı ol- lamamızı ve daha kolay anımsamamızı
Hafıza deneyleri mayacak şekilde ezberlemeye en sağladığını göstermiştir.
Ebbinghaus ezberlediği bir kelime çok zaman harcadığı listeleri daha
listesinin ne kadarını hatırlayacağını az unuttuğunu ve anımsamanın en yaklaşık üçte ikisi unutulmaktadır.
test ederek başlamıştır. Ardından iyi olduğu noktanın öğrenmeden he- Bir grafikle gösterildiğinde bu kes-
çağrışım unsurunu ortadan kaldır men sonrası olduğunu bulmuştur. kin bir düşüşle başlayan ve sonra
mak için sessiz-sesli-sessiz biçimin- Ebbinghaus ayrıca hafızada tutma hafif bir eğimle devam eden "unut-
de ("ZUC" ve "OAX" gibi) 2300 tane konusunda beklenmedik bir bulguya ma eğrisini " göstermektedir.
3 harfli "anlamsız hece" yaratmıştır. da rastlar. Anımsama ilk saatte en Ebbinghaus 'un araştırması yeni
Listeler halinde grupladığı bu hecele- hızlı biçimde kayba uğramakta , son- bir sorgulama alanı açmış ve psiko-
rın her birine saniyenin küçük bir bö- ra hafifçe yavaşlamakta ve dokuz lojinin yeni bir bilimsel disiplin ola-
lümü bakmış ve listeye ikinci kez göz saat sonunda öğrenilenler yüzde 60 rak yerleşmesine yardımcı olmuş
ııtmadan önce 15 saniye beklemiştir. oranında unutulmaktadır. 24 saat tur. Titiz yöntemleri hal§. tüm psi-
Bu işlemi, tüm seriyi hızla tekrarlaya- sonra ezberlenen herhangi bir şeyin kolojik deneylerin temelindedir.•
BİREYİN ZEKASI
YAKLAŞIM
Zekli kuramı
ÖNCE
1859 İngiliz doğabilimci Char-
SABİT BİR
les Darwin, Türlerın
Kökeni'nde zekanın kalıtsal ol-
duğunu ileri sürer.
NİCELİK DEGİLDİR
1879'dan itibaren Wilhelm
Wundt, psikolojiye bilimsel
yöntemler uygulayarak zeka
gibi zihinsel yetenekleri ölç-
ALFRED BINET (1857-1911) mek için nesnel yollar arar.
1890 Amerikalı psikolog Ja-
mes Cattell, zihinsel yetenek-
lerdeki bireysel farklılıkları ölç-
mek için testler geliştirir.
SONRA
1920'ler İngiliz eğitim psiko-
logu Cyril BurL, zekanın esas
olarak kalıtsal olduğunu ileri
sürer.
1940'lar Raymond Cattell iki
tür zeka ta nıınlar: akıcı (doğuş
tan) ve kristalize (deneyimle
şekillenen).
''
- bu, doğrudan yaşla bağlantılı ge- Deneysel Psikoloji Laboratuvarı'nda
lişmiş düzeyde bir zekılnın işareti araştırmalar yürüten bilim adamı
dir. Theodore Simon da ona katılır. Bu,
Binet 1899'da eğitim araştırma iki bilim adamı arasında uzun Zekada, eksikliği ya da
ları yapan La Societe Libre pour sürecek ve verimli bir işbirliğinin bozukluğugerçek hayatta
l'Etude Psychologique de l'Enfant başlangıcıdır. büyük sorun yaratacak temel
(Çocuklara Yönelik Psikolojik 1905'te Binet ve Simon "İdiosi, bir unsur mevcuttur:
Çalışmalar İçin Özgür Toplum) adlı Embesilite ve Moronluk Bu da yargıdır.
yeni bir örneğe davet edilir. Kısa Durumlarının Teşhisinde Yeni Alfred Binet
sürede grubun lideri olur ve öğret Yöntemler" adını taşıyan ilk testle-
menlerle eğitim görevlileri için çok rini geliştirirler. Çok geçmeden ay-
''
yararlı makale ve bilgile r yayımla nı çalışmanın 3-13 yaş arası çocuk-
maya başlar. Yaklaşık olarak aynı lar için düzeltilmiş ve Binet-Simon
zamanlarda Fransa'da 6-12 yaş ara- Ölçeği olarak bilinen yeni versiyo-
sı eğitim zorunlu hale getirilir ve nunu tanıtırlar. Bu ölçek 1908'de ve
Binet'den gereksinimleri olan eğiti 1911'de iki kez daha düzeltilir.
mi alabilmelerini sağlamak amacıy Uzun yılların gözlem ve deneyi- kuldaki öğretmenleri tarafından ,
la öğrenme zorlukları olan çocukları mine dayanarak Binet ve Simon yaş grupları içinde ortalama öğren
tanımlamak için bir test geliştirme farklı yaşlarda çocukların ortalama ciler olarak seçilmişlerdi ve her dü-
si istenir. Yaptığı bu iş Binet'nin yeteneklerini yansıtan ve zorluk de- zeyde beceri sahibi çocuğun ölçü-
1904'te çocukların öğrenme potan- recesi artarak ile rleyen 30 testi bir lebileceği normalliğin temel bir
siyellerini değerlendirmek için bir araya .getirirler. En kolay testler bir ölçüsünü oluşturmaktaydılar.
yöntem geliştirmesi için resmi bir ışık huzmesini takip etme veya Binet ve Simon'ın zorluk derece -
komisyonda görevlendirilmesine kendilerini test eden kişiyle temel sine göre düzenlenmiş 30 ödevi dik-
neden olur; Binet normal ve zor öğ bir konuşmayı içermektedir. Biraz katle kontrol edilen koşullar altında
renen çocuklar arasındaki farklar ve daha zor olan testler çeşitli beden- gerçekleştirilmeliydi. Binet kendi
bu farkların ölçülebilmesi üzerinde sel organları gösterme, iki basa- kızlarıyla yaptığı gözlemlerden ço-
çalışmayı kendine amaç edinir. maklı sayıları ve basit cümleleri cukların dikkatlerinin çok çabuk da-
tekrarlama, "ev" veya "çatal" gibi ğılabildiğini ve dikkat düzeylerinin
basit kelimeleri tanımlamayı içer- ödevleri yerine getirmede büyük ö-
mektedir. Daha zor testlerde çocuk- nem taşıdığını öğrenmişti. Zekayı,
lardan benzer eşya çiftlerinin arala- sürekli değişen şartlarıyla gerçek
rındaki farkları tarif etmeleri, dünyada faaliyet gösteren ve pratik
akıldan resimler çizmeleri, verilen kılgısal yargıyla kontrol edilen çok
üç kelimeyi kullanarak cümleler o- yönlü zihinsel yetilerin bir karışımı
luşturmaları istenmektedir. En zor olarak görüyordu.
testlerde rastgele yedi basamaklı
sayıları tekrarlama, Fransızca Zeka sabit değildir
"obeisance" kelimesi için üç tane Binet başından beri Binet-Simon
kafiye bulmaları ve "Komşuma ga- Ölçeği'nin sınırlı olduğunu
rip ziyaretçiler geliyor. Evine önce biliyordu. Ölçeğin sade ce
bir doktor, oonra avukat ve sonra da çor.ukları zekayla ilgili
rahip geldi. Orada neler oluyor?" gi- performansları bakımından aynı
bi sorulara cevap vermek bulun- yaştaki diğer çocuklardan
Büyük ölçüde Binet-Simon Ölçeği'ne
dayanan zeka testleri bir çocuğun maktadır. ayırmaya yaradığını belirtiyordu.
okuldaki potansiyel başarısını Binet ve Simon ölçeklerini önce 1908 ve 1911 testleri farklı yaş
öngörmek için başvurulan standart bir beş yaşgrubuna ayrılmış 50 çocuk grupları için testler üzerinde
yöntem haline gelmiştir. üzerinde denediler. Bu çocuklar o- büyük bir vurgu yapmıştır ve
FELSEFİ KÖKENLER 53
s onunda "ak ı l yaşı" kavramının Binet-Simon te stleri genel bir performans düzeyini
ortaya çıkmasına neden olmuştur. temsil eden bir 10 (zeka katsayısı) sayısını ortaya
Binet ayrıca zinihsel gelişimin çıkarm ı ştır. Bu grafik nüfus grupları arasındaki 10
varyasyonlarım göstermektedir.
farklı hızlarda gerçekleştiğini ve çev-
resel faktörlerden etkilenebileceğini
de vurgulamıştır. Testlerinin zaman
içinde belli bir noktadaki zihinsel
düzeyi değerlendirmenin bir yolu ol-
duğunu düşünmeyi tercih etmiştir
çünkü bu, koşullar değiştiğinde bire-
yin düzeyinin de değişebilmesi ola-
sılığına imkan tanımaktadır. Bu, da-
ha sonraları zekanın yalnızca
biyolojik unsurlara dayandığını öne
sürecek olan tanınmış İngiliz psiko-
logu Charles Spearman'ın görüşleri
ne ters düşmektedir.
Binet, çocuğun "zekasının sabit
bir nicelik olmadığını", çocuk büyü- IO 52 68 84 100 116 132 148
dükçe geliştiğini, kendisinin bunu
ölçmek için bir test geliştirmesine
rağmen hiçbir rakamın bir insanın Siman Ölçeği'nde değişiklikler yap- öğrendiğinde zekayı "vahşi kötüm-
zeka düzeyini kesin olarak yansıta mıştır. Çok sayıda Amerikalı serlikleri" ve "içler acısı hükümleri"
mayacağını özellikle belirtmiştir. çocuğun test sonuçlarını kullana- ile değişmez bir sabit olarak ileri
Binet'ye göre tablonun tamamı an- rak adını Stanford-Binet olarak de- sürenleri lanetlemiştir.
cak bu teste eşlik eden bir vaka ça- ğiştirmiştir. Test artık özel gereksi- Binet'nin "IQ testi" kavramı bu-
lışmasıyla ortaya çıkarılabilir. Sonuç nimleri olan çocukları belirlemek gün de zekanın temelini oluşturma
olarak Binet, zihinsel yeteneklerin bir için deği l , mesleki veya iş odaklı e- ya devam etmektedir. Eksiklerine
uzunluk veya kapasiteymişçesine öl- ğitime uygun kişileri ayırmak ve rağmen yine de insan zekası hak-
çülmesinin mümkün olduğuna inan- onları ömür boyu vasıfsız işlere kındaki bilgilerimizin ilerlemesinde
mamaktadır; ona göre zekayı ancak mahkum etmek için kullanılmakta ciddi bir araştırma birikimi sağla
sınıflandırmak mümkündür. dır. Terman da Goddard gibi mıştı r.•
zekanın kalıtsal olduğuna ve değiş
Kullanım ve kötüye meyeceğine, dolayısıyla eğitimin
kullanımlar zeka üzerinde bir etki yapmayaca-
1908'de Amerikalı psikolog Henry ğına inanmaktadır.
H. Goddard Avrupa gider ve Binet- Binet, uzun bir süre boyunca
''
Simon testlerini keşfeder. Testleri çalışmalarının bu şekilde kötüye
çevirerek yaklaşık 22.000 kopyasını kullanıldığının büyük ihtimalle far-
okullarda kullanılması için ABD'nin kında olmamıştır. Binet, profesyo-
her yerine dağıtır. Ne yazık ki Binet nel meselelerle nadiren ilişkisi olan, Bir ölçme yöntemi bulmak
zekayı kalıtsal unsurlara kendi dünyasından pek dışarı çık istemedim... Sadece bireyleri
dayandırmamaya özen gösterdiği mayan yalnız biriydi. Hiç Fransa sınıflandırmak için bir yöntem
halde Goddard zekanın genetik dışına çıkmamıştır, Binet-Simon
bulmaya çalıştım.
olarak belirlendiğine inanmaktadır. Ölçeği de Fransa' da -onun yaşadı
Alfred Binet
Goddard, Binet-Simon ölçeğini ğı sürece- kimse tarafından kulla-
zorunlu bir sterilizasyon için "geri nılmamıştır, bu nedenle hiçbir za-
''
zekalı kişilerin" kökünü kazımak man ölçek üzerinde yapılan
için bir yöntem olarak görmüştür. değişikliklerle karşılaşmamıştır.
1916'da yine bir Amerikalı psi- Nihayet "kendi geliştirdiği teste ya-
kolog olan Lewis Terman, Binet- bancı düşüncelerin aşılandığını"
54
BİLİNÇDIŞI PERDENiN
ARKASINDAKİ
ADAMLARI GÖRÜR
PIERRE JANET (1859-1947)
~
J.P.F. Deleuze, çözülmeyi iki olarak tanımlayan ve araştıran ilk kişi
ayrı insanın oluşması gibi
olarak bilinir. 1880'lerin sonu ve
1890'ların başında Paris'teki
diyerek tanımlar; biri tamamen
uyanıktır diğeriyse yarı uykuda.
Salpetriere Hastanesi'nde çalışan Ja-
net, "isteri" hastalarım tedavi etmiş,
1977 Ernest R. Hilgard, Bu, ciddi vakalarda aşın semptomlar sergileyen pek çok
Bölünmüş Bilinç'te bilincirı çözülmeye -iki ayrı bilincin kadının vaka incelemelerini yayımla
varlığına- yol açabilir. mıştır. Örneğin "Lucie" adındaki bir
hipnoz yoluyla ayrışmasını ele
alır. hasta genellikle sakin bir durumday-
ken aniden tedirginleşerek görünürde
FELSEFIKÖKENLER 55
Ayrıca bkz . Jean-Martin Charcot 30 • Alfrcd Binet 50-53 • Sıgmund Freud 92-99 • Thigpen & Cleckley 330-31 •
Emest R Hilgard 337
''
Bilinçaltı travma dırmıştır. Freud ayrıca. çözülmenin
Janet, Lucie'nin bu çocukluk trav- evrensel bir "savunma mekanizması"
masının çözülmesinin nedeni oldu- olduğunu öne sürerek Janet'in düşün
Bu insanları rahatsız eden bir ğu sonucuna varmıştır. Psıkolo1ik celerini de geliştirmiştir.
şey var ve siz bunun köklerine Otomatizm' de bunu şöyle anlatır: Hipnotizmanın akıl hastalıkları
inebilmek için dikkatle "Bedenin korku durumunda olması nın teşhis ve tedavisinde kullanıl
incelemelisiniz. korku duygusunu hissetmektir; ve ması gözden düştüğü için Janet'in
Pierre Janet eğer bu durum bilinçaltı bir düşün çalışmaları da onlarca yıl boyunca
ce tarafından belirleniyorsa hasta- ihmal edilmiştir. Ancak 20. yüzyılın
''
nın bilincinde sadece duygu bulu- sonlarından itibaren çözülmeli rahat-
nur ama neden böyle hissettiğini sızlıklarla uğraşan psikologların ye-
bilemez." Korku onu ele geçirdiğin niden ilgisini çekmeye başlamıştır. •
de Lucie "Korkuyorum ama neden
~,.,, '
1
'_
,
. .• •..••..... .
ama Lucie 3 üç kişiliğin tümüyle ilgili Janet zihnin kendine özgü olma-
Çocukluk travmaları unutul muş gibi
olayları hatırlayabilmektedir. Yine Lu- yan ve dengesiz davranışlarının ar- görünebilirler ancak Pierre Janet'e göre
cie 3, yedi yaşında tatildeyken bir dında olduğuna inandığı kısmını "bi- sıklıkla zihnin "bilinçaltı" kısmında kala-
perdenin arkasına gizlenmiş iki adam linçaltı" olarak tanımlar. Ancak Sig- rak daha sonraki yılarda zihinsel sorunla-
ta rafından korkutulduğu ile ilgili trav- mu nd Freud bu terimin çok belirsiz rının ortaya çıkmasına neden olurlar.
Pierre Janet Pierre Janet, Paris't e kültürlü bir malarını "isteri"yi de kapsayacak
orta s ınıf ailenin çocuğ u olarak şekilde genişletmiş ve 1898'de
doğmuştur. Çocukken doğa bilim- Paris'teki Salpetriere
lerine ilgi duymuş ve bitkiler topla- Hast anesi'nde Charcot 'un labo-
yıp onları kataloglamıştır. Filozof ratuvarının direktörü olmuştur.
amcası Paul Janet onu hem tıp hem Ayrıca Sorbonne'da da dersler
felsefe eğitimi alması için ce saret- vermiş ve 1902'de College de
lendirmiş ve Paris'teki Ecole Nor- France'da psikoloji profesörü ol-
male Superieure'e g ittikten sonra muştur.
1
58 GiRIŞ
1 John B. Watson,
Charles Darwin, davranışçıların gayri
1
davranışların evrimsel resmi manifestosu Zing-Yang Kuo'nun kedi
adaptasyon !ar olduğunu haline gelen Bir İvan Pavlov köpekler ve farelerle yaptığı
savunan eseri İnsan ve Davranışçının Gözüyle üzerindeki deneyleriyle deneyleri içgüdü diye
1 Hayvanlarda Duyguların Psikoloji'yi klasik koşullanmayı bir şeyin olmadığını
//adesi'ni yayımlamıştır. yayımlamıştır. göstermiştir. göstermeye yöneliktir.
1
1
i
1872
i
1913
i
1927
i
1930
1898 1920 1929 1930
1
Edward Thorndike'ın
Etki Yasası , tatmin
1
John B. Watson, "Küçük
Albert" üzerinde deneyler
1
Kari Lashley'in beyin
kesitleri üzerindeki
1
B. F. Skinner,
"işlemsel
edici etkiler yaratan yapmış, bir bebeğe şartlı deneyleri öğrenmenin koşullandırma"nın
tepkilerin tekrarlanması duygusal tepkiyi tüm beyinle etkilerini fareler
olasılığının yüksek 'öğretmiştir. gerçekleştiğini üzerindeki deneylerle
olduğunu öne göstermiştir. göstermişti r.
sürmüştür.
1
890'larla birlikte psikoloji, boratuvar koşullarında zihnin -dav- deneylerden etkilenmiştir ve yeni
1 felsefi kökenlerinden
ayrılarak bilimsel bir konu
olarak kabul edilmeye başlanır.
ranışın- işleyişinin göstergeleri
üzerinde çalışmaktır. John B.,
Watson'un ortaya koyduğu gibi psi-
yeni ortaya çıkmakta olan
davranışçı psikolojiye farkında
olmadan temel oluşturan da Rus
Avrupa ve ABD' de laboratuvarlar ve koloji " Doğabilimlerinin, konusunu fizyolog İvan Pavlov olur. Ünlü
üniversite bölümleri kurulmaya, insan davranışlarından -öğrenilmiş köpek salyası deneyinde Pavlov,
ikinci kuşak psikologlar ortaya veya öğrenilmemiş eylemler ve söz- koşullandırma süreci içinde bir
çıkmaya başlar. lerden- alan bölümüdür." Araların hayvanın uyarıcıya nasıl tepki
ABD' de psikologlar, William Ja- da Edward Thorndike, Edward Tol- verdiğini tanımlamış ve
mes ve diğerleri tarafından gösteri- man ve Edwin Guthrie'nin de psikologlara davranışçılığın
len içgözleme yönelik, felsefi yakla- bulunduğu ilk "davranışçılar." dik- anafikrini üzerine inşa edecekleri
şıma tepki göstererek nesnel ve katle hazırlanmış koşullarda hay- bir temel sağlamıştı r.
bilimsel bir temel üzerinde yeni bir van davranışlarını izleyerek ve bu Koşullandırma kavramı psikolojide
disiplin oluşturma arzusundadırlar. testlerden insanların çevreleriyle ol- genelhkle " uyarıcı-tepki " olarak
İçgözlemin doğası gereği öznel ve duğu kadar öğrenme, hafıza ve kullanılır ve davranışçılığ ın alacağı
onun üzerine inşa edilen kuramla- şartlanmayla nasıl etkileşim içinde biçimi belirler.
rın ne kanıtlanabilir ne de aksi is- nklıı kları hakkında kuram lar çıka Davranışçı yaklaşım dış koşu l
patlanabilir olduklarını; eğer psiko- racakları deneyler tasarlarlar. landırmalara verilen tepkileri göz-
loji bir bilim olarak muamele lemlemeye yoğunlaşır, bilimsel ola-
görecekse gözlemlenebilir ve ölçü- Koşullandırma tepkileri rak incelemenin imkansız olduğu
lebilir bir olgu üzerinde yükselmesi Davranışçıların deneyleri fiziksel düşünülen ve bu yüzden hiçbir dav-
gerek tiğini düşünmek tedirler. Bul- süreçler üzerinde çalı şa n fizyologlar ranış analizine dahil edilemeyecek
dukları çözümse, sıkı kontrollü la- tarafından tasarlanan benzer elan zihinsel durumları ve süreçleri
DAVRANIŞÇILIK 59
Konrad Lorenz, hayvan
yavrularının kritik bir Clark L. Hull it kile rin
zamanda aldıkları duyumsal indirgenmesinin Noam Chomsky,
B, F, Skinner, Sözel
bir bilgi nedeniyle bazı (temel insani Skinner'ın Sözel
Davranış'ta konuşmanın,
yetişkin hayvanları içgüdülerimizin tatmin davranışsa! ve genetik Davranış kitabına bir
ebeveynleri sanmalarından edilmesi) pekiştirmenin eleştir i yazısı yazarak
tarihçemizin bir ürünü
yola çıkarak mühürleme tek gerçek temeli bilişsel devrimin
olgusunu keşfetmiştir. olduğunu iddia eder.
olduğunu ileri sürer. kıvılcımın ı çakar.
i
1935
i
1943 1957
i i
1959
1938 1948 1958 1960'1ar
1
Edwin Guthrie, tek
deneme öğrenmesinin
1
Edward Tolman'ın Fareler
ve İnsanlarda Bilişsel
1
Joseph Wolpe, "savaş
nevrozu" yaşayan savaş
1
Neal Mi11er'in
deneyleri
yeterli olduğunu, Haritalar'ında günlük gazileri üzerinde biyofeedback
koşullandırmanın hayatlarımız içinde duyarsı zlaştırma tekniklerinin
tekrarlamaya bağl ı bilişsel haritalar teknikleri dener. keşfine yol açar.
olmadığını öne geliştirdiğimizi öne sürer.
sürmüştür.
görmezden gelir. Psikolojinin temel- tarafından öne sürülen düşüncelere ateşlemek ol muştur. Bu dönemin en
lerinde "zihin"den "davranış"a doğru benzese de genetik faktörleri dikka- önemli kişilerinden biri, Alman
gerçekleşen bu kayma devrim niteli- te a larak ve zihinsel durumların kaynaklı Gestalt psikolojisine olan
ğindedir ve "davranışçı manifesto" (nedenden çok) sonuç olduklarını ilgisi nedeniyle kuramları, algı ve
da - 1913'te Watson tarafından yazı ileri sürerek davranışçılığın yolunu kavramanın önemini dışlamayan
lan Bir Davranışçının Gözüyle Psiko- radikal biçimde değiştirmiştir. bir davranışçı olan Edward
loji- buna eşlik etmektedir. Tolman'dır. Başka bir davranışçı
Davranışçılık, sonraki 40 yıl bo- Bilişsel devrim olan Karı Lashley, vurgunun
yunca, psikoloji alanında başı çeken Ancak 20. yüzyılın orta larında davranıştan beyine ve onun
ABD' de egemen yaklaşım haline psikologlar davranışç ı-yaklaşımı işleyişine kaymasında önemli rol
gelir. Pavlovyen ya da klasik koşul sorgulam aya başlamışlardır. oynamıştır.
landırma düşüncesinden Watson'ın Hayvan davranışları üzerine Davranışçılı k artık görevini ta-
davranışları, doğuştan ya da kalıtsal çalışmalar (etoloji) öğrenilmiş mamlamış ve bilişsel psikolojinin
faktörlerin değil sadece çevresel davranışlar kadar içgüdüsel çeşitli dalları tarafından gözden dü-
uyarıcıların şekillendirdiği tezi orta- olanların da önemli olduğunu şürülmüştür. Ancak özellikle konu
ya çıkmış tır. Sonraki kuşağın üyele- göstermiştir. Bu bu luş için bilimsel bir metodoloji geliştir
ri arasında, davranı şın önceden bir koş u lland ırmanın katı me ve psikolojik deneylerde kullanı
uyarıcıyla değil , sonuçlarla şekillen düşünceler iylepek labilecek modeller sağlama konu-
diğin i öne süren "işlemsel koşullan uyuşmamaktadır. Skinner'in sundaki mirası kalıcı olmuştur.
dırma" kuramında uyarıcı-tepki düşüncelerine karşı bir tepki de Davranışsa! terapi, bilişsel-davra
kavramını yeniden değerlendiren dikkatleri yeniden davranıştan nışsal terapinin önemli bir parçası
"radikal davranışçı" B. F. Skinner da zihne ve zihinsel süreçlere geri olarak günümüzde hala kullanıl
vardır. Bu kavram William James döndüren "bilişsel devrim"in fitilini maktadır. •
60
''
üzerine metronomu "şartlı uyarıcı"
olarak tanımlar. Metronoma tepki
tekrarlamıştır. Bu "şartlandırma" en olarak salgılanan tükürüğe de
sonunda köpeklerin sadece "şartlı tepki" adını verir. Gerçekler bilimin nefesidir.
metronomun tıkırtısına bile Daha sonraki deneylerinde Onlar olmasa bilim insanları
tükürük salgılamalarıyla Pavlov, şartlı uyarıcının sürekli ilerleyemez.
sonuçlanmıştı r. olarak yemek verilmeden İvan Pavlov
Daha sonraki deneylerinde tekrarlanması halinde
''
Pavlov metronomu bir zil vız ıldayıcı baskılanabileceğini veya
ya da yanıp sönen bir ışıkla ve "unutulabileceğini" göstermiştir.
larklı ses perdelerinden ı slıklarla Ayrıca çeşitli uyarıcıları acıveya
değiştirmiştir. Ancak kullanılan bir tür tehdit olarak çağrıştıran
İvan Pavlov Rusya, Ryazan'da bir köy rahibinin Kendisine 1904'te Nobel Ödülü
en büyük oğlu olan İvan Pavlov'un kazandıran köpeklerin sindirim
kaderi ilk başlarda babasının ayak salgıları ile ilgili ünlü araştırma
izlerini takip etmek üzerine kurulu sını da burada yapmıştır. 1925'te
gibidir. Ancak yerel bir okuldaki resmi olarak emekli olmuş ama
eğitimini çabucak terk ederek 1 936 'nın Şubat ' ında zatürreeden
doğabilimleri üzerine eğitim almak ölümüne kadar deneylerine
için St. Petersburg Üniversitesi'ne devam etmiştir.
transfer olmuştur. 1875'te mezun
oldukta n sonra T ıbbi Cerrahi Önemli eserleri
Akademisi'ne kaydolmuş ve orada
önce doktora unvanı, sonra da burs 1897 Aııa Siııdiriın Bezleriııiıı
kazanmıştır.1890'da Askeri Tıp Çalışması Üzerine Konferanslar
Akademisi'nde profesör olmuş ve 1928 Şartlı Refleksler Üzerine
aynı zamanda Deneysel Tıp Konferanslar
Enstitüsü'nde Psikoloji bölümünün 1941 Şartlı Refleksler ve
direktörlüğüne getirilmiştir. Psikiyatri
62
KISACA
KAZANÇSIZ
YAKLAŞIM
Bağlantıcılık
ÖNCE
1885 Hermann Ebbinghaus
Bellek Üzerine adlı kitabında
"unutma eğrisini" -insan
EYLEMLER anılarının
tarumlar.
silinme hızını
SİLİNİR
belirler.
SONRA
1918 John B. Watson'ın
"Küçük Albert" deneyleri ile bir
bebeğe şartlanma uygulanır.
''
Psikoloji, bir hedefin
ulaşılabilirliğini
Edward Thorndike
ölçer.
çalışmaktır
''
ancak araştırması için
uygun bir özne bulamayınca bir
dizi kontrollü deneyle gözlem
yoluyla zeka ve öğrenme süreçlerini
incelemek için dikkatini hayvanlara
çevirmiştir. Thorndike'ın vardığı
sonuçlar bundan çok daha ileriye
gitmiş ve davranışçı psikolojinin
temellerini atmıştır.
Öğrenme ortamlan
Thorndike'ın ilk deneyleri, bu
deneyler için özellikle tasarlayıp
yaptığı labirentlerden çıkmayı
öğrenen civcivlerle ilgilidir. Bu,
- özel olarak yaratı l mış bir ortamda
belli bir uyarıcı ya da görev verilen
özneler- daha sonra davranışçıların
deneysel tekniklerinin ayırıcı
özelliği, günümüzde bilinen adıyla
"araçsal şartlandırma" ya da
"araçsal öğrenme" haline düğme gibi çeşitli gereçlerle Deney, her biri farklı gereçlerle
gelecektir. Araştırması ilerledikçe karşılaşır.Bunlardan yalnızca biri açılan çeşitlibulmaca kutularına
Thomdike dikkatini kedilere kutunun kapağını açacak mandala yerleştirilen farklı kedilerle
yöneltmiş ve onlar için "bulmaca bağlıdır. Zamanla kedi oradan tekrarlanır. Thorndike, tüm
kutuları" icat ederek kaçış için kaçmasını sağlayacak gereci kedilerin kaçış mekanizmasını
mekanizmalar öğrenme keşfeder ve yiyecekle ödüllendirilir. deneme-yanılma yoluyla ilk
yeteneklerini göz lemlemiştir. İşlem tekrar edilir ve her seferinde giri şimlerinde veya daha
Aç bir kedi bulmaca kutusunun kedinin kapağı açmasının ne kadar sonrakilerde keşfetmelerine
içine hapsedilir. Çevresini zaman aldığı not edilir. Bu, rağmen, kedilerin hangi
keşfederek bir parça ip, bir halka, hayvanın çevresini ne kadar hızla eylemlerinin sonuçsuz olacağını ve
üzerine basılacak bir panel ya da öğrendiğini göstermektedir. hangilerinin ödül getireceğini
64 EDWARD THORNDIKE
tepki arasındaki sinirsel bağlar
zayıflar ve sonunda "kazançsız
eylemler silinir".
Bir uyarıcıyla etkisi arasındaki
sonuca odaklanma ve sonucun
uyarıcı-tepki ilişkisini
güçlendireceği fikri daha sonraları
öğrenmede pekiştirme adı
verilecek olan kuramın bir
örneğidir. Pekiştirme ve sonuçların
önemi, John B. Watson gibi bir
sonraki kuşak davranışçı
psikologlar tarafından hemen
hemen görmezden gelinmiştir
ancak Etki Yasası B. F. Skinner'in
eserleri ve "işlemsel şartlandırma"
kuramında başarıyla kullanılmıştır.
Sonraki araştırmasında
Etki Yasası Thorndike tarafından bulunmuştur ve Thorndike Etki Yasası'nı, tepki ile
davranışçı psikolojinin temellerini oluşturur. ödül arasındaki bekleme süresini
Thorndike, hayvanların eylemlerle sonuçlar arasında geciktirmek, görevin
bağ kurmayı öğrendiklerini, olumlu sonuçları daha çok tekrarlanmasının etkisi ve
hatırladıklarını ve olumsuz olanları unuttuklarını
tekrarlanmadığında bir görevin ne
göstermiştir.
kadar çabuk unutulduğu gibi
başka değişenleri de dikkate
a larak geliştirmiştir. Buradan,
öğrendikçe deneme-yanılma "bağlantıcılık" adını verir ve uyarıcı-tepki ilişkisinin
miktarının giderek düştüğünü fark öğrenme sırasında yapı lan tekrarlandıkça güçlendiğini,
eder. beynin devresinde
bağlantıların, kullanılmadığı zamansa
damgalandığını ileri sürer. zayıfladığını öne süren Tekrar
Etki Yasası Thorndike'ın öne sürdüğü Yasası'nı geliştirir. Üstelik ilişkinin
Bu deneylerin bir sonucu olarak şudur: Uyarıcı-tepki arasındaki güçlenip zayıflama oranı da
Thorndike, bir duruma gösterilen bağlantının ne kadar güçlü ya da değişebilmektedir. Thorndike'a
tepkinin tatmin edici sonuçlar zayıf olacağını belirleyen eylemin
vermesinin o tepkinin gelecekte sonucudur; bulmaca kutuları
tekrarlanması olasılığını durumunda bir ipi çekmek veya
''
artırdığını, tepkinin tatmin edici bir paneli itmek kaçış ya da
sonuç vermeyen tepkinin de hüsranla sonuçlanır. Diğer bir
tekrarlanması olasılığının düşük deyişle belirli bir uyarıcı-tepki
olduğunu gösteren Etki Yasası'nı sıralaması tatmin edici ya da hoş
ileri sürer. Bu, tüm davranışçı sonuçlar verdiğinde (kaçış veya Kişinin sahip olduğu zeka,
psikolojinin arkasında yatan fikrin, ödül gibi) bu tepkiler "durumla karakter ve beceriler kendine
uyarıcı ve tepki arasındaki ilişki, daha yakından bağlantılı hale özgü belirli eğilimlerin ve
bunun öğrenme süreci ve gelirler. Öyle ki durum aldıkları eğitimin sonucudur.
davranışla ilgisinin ilk rnsmi tekrarlandığında, tepkinin de Edward Thorndike
ifadesidir. Thorndike, bir tekrarlanması muhtemeldir". Artık
uyarıcıyla (U) bir tepki (T) sinirsel bir bağlantı olarak
''
arasında bir ilişki kurulduğunda damgalanmışlardır. Uyarıcı-tepki
beyinde de buna karşılık gelen sıralaması can sıkıcı ya da nahoş
sinirsel bir bağlantı yapıldığını bir sonuç verdiğinde (devam eden
öne sürmektedir. U-T öğrenim ine hapislik veya ceza gibi) durumla
yanılma ile öğrenmek
zorundadırlar çünkü kapıyla
çalıştırma kolu arasındaki ilişkiyi
kurmak için akıllarını
kullanamazlar.
İnsan zekası
Hayvan Zekası'nın
yayımlanmasından sonra
Thorndike dikkatini insan zekasına
çevirir. Ona göre en temel zeka
sinirsel bir bağ ile sonuçlanan basit
bir uyarıcı-tepki bağlantısı ile
nitelenmektedir. Bir hayvan ne
Bir zamanlar yetişkin öğrencileri n kadar zekiyse bu tür bağlantılar
bilgileri çocuklardan daha zor akılların yapabilme yeteneği o kadar Metodist bir rahibin oğlu olan
da tutabildikleri düşünülüyordu. Thorn- artmaktadır. Bu nedenle de zeka,
Edward Thorndike, 1874'te
dike anlamlı tek değişimin, hafızada ABD'nin Massachusetts
sadece genetik faktörlere değil
değil öğrenme hızında olduğunu ortaya eyaletinin Williamsburg
çıkardı.
deneyime de bağlı olan sinir
kentinde doğar. 1895'te
bağlantıları kurma yeteneği ile
Wesleyan Üniversitesi'nin fen
tanımlanabilir.
bilimlerinden mezun olduktan
göre "rahatsızlık ya da tatmin ne İnsan zekasını ölçmek için sonra Harvard'a William
kadar büyük olursa, bağ o kadar Thorndike CAVD (Tamamlama, Jaınes'in hocalığında psikoloji
güçlenir ya da zayıflar. Aritmetik, Kelime ve Yön) testini çalışmaya g ider. 1897'de New
İlginç bir şekilde, Thomdike yaratmıştır. Bu, tüm modern zeka York City'deki Columbia
standart davranışçı yöntemler testlerinin yanı sıra mekanik zeka Üniversitesi'ne giderek
haline gelecek yöntemler (gereçlerin nasıl işlediğini 1898'de doktora tezini
kullanarak hayvan davranışlarını kavrama), soyut zekıl (yaratıcı tamamlar.
araş tırmı ş ve ilk davranışçıların yetenek) ve sosyal zekanın Thorndike'ın eğitim
klasiği haline gelecek olan Hayvan (kişilerarası ilişki becerisi) psikolojisine olan ilgisi
Zekası (1911) adlı kitabı yazmış değerlendirilmesi için de bir Cleveland'daki Case Westem
,olsa da o kendisini esas olarak bir model oluşturmuştur. Thorndike Reserve Kız Koleji'nde bir
öğretmenlik görevi almasına
eğitim psikologu olarak yaşın zekayı nasıl etkileyebileceği
neden olur. Ancak sadece bir
görmektedir. Başlangıçta ile özellikle ilgilenmiş ve ayrıca
yıl sonra, 1899'da Columbia'ya
davranışı değil hayvan zekasını günümüzde de hala eğitim dönerek 1939'daki emekliliğine
incelemek istemiştir. Örneğin o psikolojisinin kalbinde yer almaya dek orada çalışır. 1912'de
dönemde psikolojiye egemen bir devam eden bir öğrenme kuramı meslektaşları tarafından
görüş olarak hayvanların kavrama geliştirmiştir. Belki de Thorndike Amerikan Psikoloji Derneği'ne
yeteneğiyle değil basit bir deneme her şeyden çok bu kuramla başkan seçilir. 74 yaşında New
yanı l mayla öğrendiklerini anılmak isterdi. Ancak onun en York, Montrose'da ölene dek
göstermek istemiştir. Thorndike çok övüldüğü konu, davranışçı araştırma yapmaya ve
şöyle yazar: "Öncelikle kitapların hareket üzerindeki devasa etkisi yazmaya devam eder.
çoğu bize hayvanların olmuştur. •
psikolojisinden çok bir
methiyelerini verirler. Hepsi
hayvanların aptallığı değil zekaları 1905 Psikolojinin Unsuıları
üzerinedir." Kedilerin bulmaca 1910 Psikolojinin Eğitime
Katkısı
kutularından nasıl kaçacaklarını
1911 Hayvan Zekası
a ni bir kavrama ile değil, yavaş
1927 Zekanın Ölçümü
yavaş öğrenmeleri kuramını
doğrulam ıştır. Hayvanlar deneme
i NE OLURSA OLSUN
ı HERHANGİ BİRİ HERHANGİ
1 BİR ŞEY OLMASI İÇİN
1
68 JOHN B. WATSON
KISACA
YAKLAŞIM Pavlov hayvanlara
Klasik davranışçılık Temel (öğrenilmemiş) iosan şartlandırma yoluyla
duyguları korku, öfke ve davranışsa! tepkiler
ÖNCE sevgidir. öğretilebileceğini
1890'lar Almanya doğumlu göstermiştir.
biyolog Jacques Loeb
(Watson'ın hocalanndan biri)
hayvan davranışlarını tama-
men fiziksel/kimyasal açıdan
açıklar.
SONRA
1932 Edward Tolrnan davra-
nışçılığa bilişi ekleyerek gizli
öğrenme kuramını ortaya at.ar.
O. yüzy ılın başında pek çok cı-tepki öğrenme kura m ı üzerindeki manifesto" adıyla anılmıştır.
''
ğe, her seferinde yüksek, korkutucu noktası oluşturmuş olur.
bir sesle aynı anda gösterilen bir hay- Başka bir sefer, Albert şiltenin ü·
vandan korkmayı öğretmenin müm- zerinde otururken Watson bir çekiçle
Psikoloji, davranışçılara göre kün olup olmadığını anlamak için ta- metal bir plakaya vurarak ani bir ses
doğabilimlerinin tamamen sarlanmıştır. Watson aynı zamanda çıkarır ve beklenebileceği gibi Al·
nesnel deneysel bir dalıdır. bu tür bir korkunun diğer hayvanlara bert korkar, huzursuz olup ağlamaya
John B. Watson veya nesnelere aktarılıp aktarılmaya başlar. Watson'ın artı k çocukta kor-
cağını ve ne kadar kalıcı olacağını da ku tepkisi uyandıracağını bildiği
öğrenmek istemektedir. Günümüzde şartlandırılmamış bir uyarıcısı (ani
''
yöntemleri etik dışı, hatta zalimce yüksek ses) vardır. Bu sesi beyaz fa-
bulunabilir ancak o zamanlar, önceki renin görüntüsüyle birleştirirse
hayvan deneylerinden ileriye doğru Albert'ı hayvandan korkması için
mantıklı ve doğal bir ilerleme olarak koşullandıracağım varsayar.
görülmektedirler. Albert 11 aylık olduğunda Watson
kileri üzerine çalışmak istemekte- Ünlü "Küçük Albert" deneyinde deneyi tekrarlar. Beyaz fare Albert ile
dir. Watson insanın üç temel duy- Watson sağlıklı ama "genel olarak birlikte şiltenin üzerine konur ve
gusunun -korku, öfke ve sevgi- ol- duyarsız ve duyguları olmayan" be- Watson çocuk fareye dokunduğunda
duğuna inanmaktadır ve kişinin bu beği bir şiltenin üzerine koyarak o- çekici çelik bir plakaya vurur. Çocuk
duyguları bir uyarıcıya tepki olarak nun, karşısına çıkarılan köpek, be- ağlamaya başlar. Bu süreç birer hafta
hissetmeye şartlandırılıp şartlandı yaz fare, tavşan, eşek ve aralarında arayla iki oturumda yedi kez tekrarla-
rılamayacağını ortaya çıkarmak is- insan maskeleri ve yanan bir nır. Albert artık sesin eşlik etmesine
temektedir. kağıdın da bulunduğu bazı cansız gerek bile kalmaksızın fare odaya ge-
nesnelere karşı tepkilerini gözlem- tirilir getirilmez huzursuzlanmaya
Küçük Albert ler. Albert bu hayvanlarla nesnelere başlamaktadır.
Araştırma görevlisi Rosalie Rayner ile karşı hiçbir korku belirtisi göster- Fareyi sesle defalarca eşleştirerek
birlikte bir dizi deneye başlarlar. Bu mez ve hatta uzanıp onlara dokun- Watson, Pavlov'un köpeklerle yaptığı
deneyleri kapsamında bir de yerel bir mak ister. Watson bu yolla çocuğun deneylerde olduğu gibi bir tür klasik
John B. Watson Güney Carolina'da yoksul bir aile- müştür. Araştırma görevlisi Ro·
nin çocuğu olarak doğan John Bra- salie Rayner'la yaşadığı ilişki yü-
dus Watson'ın çocukluğu çok mut- zünden emekli olmaya zorlanmış
suz geçmiştir; 13 yaşındayken ken- ve bir yandan eski mesleği olan
dilerini terk eden babası alkolik ve reklamcılığa dönmüş, diğer yan-
kadın düşkünü, annesi ise sadık bir dan psikoloji kitapları yazmaya
dindardır. Watson asi ve sert bir er- devam etmiştir. Rayner'ın
gen ama başarılı bir öğrenci olmuş , 1935'te 37 yaşında ölümü üzerine
16 yaşında yakınlardaki Furman inzivaya çekilmiştir.
Üniversitesi'ne kaydolınuştur. Dok-
torasını Chicago'da alan Watson Önemli eserleri
1913 dersinin "davranışçı manifes·
to" olarak tanınacağı Johns Hop- 1913 Davranışçının Gözüyle Psi-
kins Üniversitesi'nde doçent olınuş· koloji
tur. I. Dünya Savaşı sırasında kısa 1920 Şartlandırılmış Duygusal
süreliğine ordu için çalışmış daha Tepkiler (Rosalie Rayner'le birlikte)
sonra Johns Hopkins'e geri dön- 1924 Davranışçılık
70 JOHN B. WATSON
şartlandırmayı yaratmıştır. Çocuğun davranışlarının sadece önceden Sonsuz biçimde işlenebilir
sese doğal tepkisi -korku ve huzur- tahmin edilmekle kalmayıp -belli Watson'ın kariyeri Küçük Albert de-
suzluk- artık fareyle özdeşleşmiştir. uyarıcı ve şartlarla- kontrol edilebil- neylerinden kısa bir süre sonra, asis-
Çocuk fareye korkuyla tepki verme- diğini ve değiştirilebi ldiğ ini de tanı Rosalie Rayner ile yaşadığı evli-
ye şartlandırılmıştır. Klasik şartlan keşfetmiştir. Albert'ın fare, tavşan likdışı ilişkinin ortayla çıkması üze-
dırma anlamında fare ilk başta hiç- ve köpeğe gösterdiği tepkileri bir rine üniversiteden emekliliğe zorlan-
bir belirgin tepki yaratmayan nötr ay sonra yeniden gözlemlenir ve so- ması ile aniden kesilmiştir. Araştır
bir uyarıcı, yüksek ses ise "şartsız nuçlar bu tepkilerin uzun vadede ması tamamlanamamış olmasına
korku tepkisi"ni yaratan "şartsız bir kalıcı olduğunu düşündürmektedir rağmen Watson'ın davranışçılığı ve
uyarıcı" dır. Şartlandırmadan sonra ancak bu kanıtlanamaz zira Albert özellikle de klasik uyarıcı-tepki şart
fare "şartlı bir korku tepkisi" yaratan kısa süre sonra annesi tarafından landırmasının insanlara uygulan-
"şartlı bir uyarıcı" haline gelmiştir. hastaneden alınıp götürülür. Bu- masını savunmaya devam etmiştir.
Ancak bu şartlandırma beyaz fa- nun, bir annenin huzursuzluğu nun Belki de akademik dünyadan çekil-
reye yönelik bir korkudan daha derin- işareti olduğu düşünülür ancak meye zorlanması nedeniyle (geçtiği
lere iniyormuş görünür ve geçici ol- Watson ve Rayner'in kendi kayıtla reklamcılık sektöründe çok başarılı
maktan uzaktır. Albert'ın korkusu- rına göre bu daha önceden saptan- olmuştur) buluşlarının kapsamını a-
nun "genellenmiş" ya da benzer diğer mış bir tarihtir. bartmaya eğilimli olmuş ve doğuş-
nesnelere de yayılmış olup olmadığı
nı test etmek için çocuk ilk şartlan
dırmndnn beş gün sonra tekrar -ara-
larında bir tavşan, köpek ve kuzu tü-
yünden bir paltonun bulunduğu- be-
yaz tüylü şeylerle karşılaştırılır. Al-
bert fareye gösterdiği endişeli ve kor-
kulu tepkinin aynısını bunlara da
gösterir.
Watson bu deneylerle insan duy-
gularının klasik şartlandırmaya el-
verişli olduklarını göstermiştir. Bu
yeni bir bulgudur çünkü daha ön-
ceki uyarıcı-tepki deneyleri fiziksel
davranışların öğrenilmesini test et-
meye odaklıdırlar. Watson insan
''
"İçinde ... sürekli gözlemim
altında
çocuklar
bir
yetiştirebileceğim
laboratuvarım olmadan asla
tatmin olmayacağım."
John B. Watson
Watson, çocuğu boş levha
olarak görüyordu.
Çocukların karakterlerine
bakılmaksızın, davranışçı
ilkeler kullanılarak
''
ressamdan doktorluğa
kadar her alanda
uzmanlaştırılabileceklerini
iddia ediyordu.
DAVRANIŞÇILIK 71
tan gelen pazarlama yeteneği ile değer biçimde görünür hale gelmiş
psikoloji üzerine kitaplar yayımlama tir. Bugün işlevsiz ve kötü bir yöntem
ya devam etmiştir. olarak görülmekle birlikte Watson'ın
''
Örneğin duygusal tepkileri şart çocuk bakımında kutsal kitap olarak
landırmanın mümkün olmasıyla ye- kabul gören kitaplarının popülaritesi
tinmemiş, aynı ilke üzerinden ne ka- koca bir neslin bundan etkilenmesi
Watsonizm Amerika'nın
dar karmaşık olursa olsun neredeyse anlamına gelmiş, Watson'ın kendi ai-
kreşlerinde ve misafir
her insan davranışının kontrol edile- lesi bile bundan zarar görmüştür. Ro-
odalarında bir kutsal kitap
bileceğini ve değiştirilebileceğini id- salie sonunda kocasının çocuk bü-
dia ederek övünmüştür. Watson ay- haline gelmiştir. yütme kuramındaki hataları görmüş
nen Küçük Albert'ın doğasına aykırı Mortimer Adler ve Parents' Magazine'e "Bir Davra-
biçimde belli beyaz tüylü nesneler- nışçının Oğullarının Annesiyim"
''
den korkmaya şartlandmlabilmesi başlığıyla eleştirel bir makale yaz-
gibi "karakterine bakılmaksızın her- mıştır. Watson'ın torunu, oyuncu
hangi birinin herhangi bir şey olabil- Mariette Hartley otobiyografik kitabı
mek için eğitilebileceğine" inanmış Sessizliği Bozmak'ta örselenmiş aile
tır. Hatta 1924 tarihli kitabı geçmişlerinin hikayesini anlatmıştır.
Davramşçıhk'ta şöyle övünmüştür : olarak hasar bırakıcı sonuçları ola- Çok geçmeden -sadık davranış
"Bana kendi özel olarak tasarlanmış bilecek aşırı derecede duygusal bir çılar arasında bile- çocuk bakımına
dünyamda yetiştiımek üzere bir dü- tarafsızlığa dayandığını görmek alternatif yaklaşımlar geliştirilmiştir.
zine sağlıklı, yapılı çocuk verin. İçle mümkündür ama yöntemleri kendi- Watson tarafından ortaya atılan şart
rinden herhangi birini yeteneklerine, si ve Rosalie Rayner başta olmak ü- landırmanın temel ilkesini kabul et-
tutkularına, eğilimlerine, kabiliyeti- zere milyonlarca aile tarafından uy- se (Küçük Albert deneyinin kuşkulu
ne, mesleki ilgisine ve atalarının ırkı gulanmıştır. etiğine rağmen) ve bunu kendi "radi-
na bakmaksızın, seçeceğim herhan- Watson bir çocuğun çevresi ta- kal davranışçılık" yaklaşımı için baş
gi bir alanda -doktor, avukat, sanat- rafından şekillendiğine ve bu çev- langıç noktası yapsa da psikolog B.
çı, tüccar, ve evet, hatta dilenci ve renin aile tarafından kontrol edildi- F. Skinner davranışçılığı çocuk ye-
hırsız- olarak yetiştirmeyi size ga- ğine inanmaktadır. Çocuk büyüt- tiştirmeye (garip olsa da) daha mer-
ranti ederim." Bundan da anlaşılabi meyi özünde, -özellikle de korku, hametli bir tutumla uyarlamıştır. •
leceğ i gibi "genetik çevre" tartışma öfke ve sevgi duygularının- davra-
sında Watson hiç kuşkusuz çevrenin nışların değiştirilmesi üzerinde
tarafında olmuştur. nesnel bir egzersiz olarak görmüş
tür. Belki de kendi mutsuz çocuklu-
Duygulardan annmış ğunun etkisi altında anlaşılabilir
l!beveynllk nedenlerle şefkati, duygusal, çocu-
Universitedeki araştırmasını ta- ğu aileye aşırı bağımlı hale getiren
mamlayamayan Watson davranış bir duygu olarak gördüğü için red-
çılık üzerine fikirlerini, ilgisini ço- deder. Ancak öte yandan tam tersi
cuk bakımı üzerine yoğunlaştırarak bir duygusal aşırılık olan fiziksel
popülarize etmiştir. Görüşleri en cezalandırmayı savunur.
çok bu alanda kitleler üzerinde etki- Watson'ın uyarıcı-tepki şartlan
li olmuş ancak sonunda tartışmalı dırmasını çocuk bakımına uyguladı
bir hal almıştır. Tahmin edilebile- ğı bu sorgulanabilir tutumu sonunda
ceği gibi çocukların katı davranışçı eleştirilere hedef olmuştur. Sonraki
bir yaklaşımla büyütülmeleri gerek- nesiller bu yaklaşımı çıkarcı ve özen- fr İ5 plc:uing mo rc pcopl c th :an
tiğini savunmuş ve 1920'ler ve siz bulmuşlar ve çocukların iyilikle- any orhcr coffcc ever offcrcd forsa.le
30'larda çocuk bakımı konusunda rinden çok etkisi ve sonuçlarını ö-
Watson insan davranışı konusundaki
yazdığı kitaplar kapış kapış satıl nemsediğini düşünmüşlerdir.
anlayışını 1920'lerde reklam sektörü-
mıştır. Geriye dönüp bakıldığında Watson'ın davranışçı modeline göre ne uyarlamış ve insanların ürünleri içe-
yaklaşımının, en iyimser tahminle yetiştirilen çocuklardaki uzun vadeli riklerinden değil resimlerinden etkile-
yanlış yönlendirilmiş ve potansiyel hasarlar yavaş yavaş ancak kayda nerek salın almaya yönlendirilebilece-
ğini göstermişti.
72
İNSAN DÜNYASI
•• ••
DENEN OBUYUK
DOGAL LABİRENT
EDWARD TOLMAN (1886-1959)
1890'lar İvan Pavlov'un dece nesnel, bilimsel deneylerle ça- nümüzde bilinen adıyla bilişsel
lışılabileceğine- inanmakta ancak davranışçılığı yaratmıştır. Tolman,
köpeklerle deneyleri klasik
Almanya'da Gestalt psikolojisi üze- şartlı öğrenmeni n temel tezini (dav-
şartlandırma kuramını
rine çalışırken karşı laştığı algı, ranışların sadece bir uyarıcıya oto-
oluşturur.
''
leri günün ertesinde labirentte ko- Hayvanlar ve İnsanlarda Amaçlı
şarken daha az hata yapmaktadırlar Davranışçılık adlı kitabında Tolman
Birden fazla öğrenme türü ve bu da labirentteki yollarını zaten gizli öğrenme ve bilişsel haritalar
"bildiklerini", ödülü almadan önce kuramının anahatlarını vermiş, dav-
vardır.
Edward Tolman öğrendiklerini göstermektedir. ö- ranışçılığın metodolojisini Gestalt
düller verildikten sonra labirentten psikolojisiyle birleştirerek biliş unsu-
daha hızlı çıkabilmek için oluştur runu tanıtmıştır. •
''
dukları "bilişsel haritaları"nı kullan-
maktadırlar.
Gizli öğrenme
matik tepki yoluyla öğrenilmesi) Tolman farelerin, görünürde bir ödül
sorgulamıştı r. Hayvanların içinde olmadığı , ilk baştaki öğrenme dö-
yaşadıkları dünyayı bir ödülün pe- nemlerini "gizli öğrenme" olarak
kiştiriciliği olmaksızın öğrenebile adlandırır. İnsanlar dahil tüm hay-
ceklerine inanmaktadır ve daha vanlar günlük hayatlarına devam
sonra bu bilgiyi karar vermede kul- ederken, çevrelerindeki dünyanın,
lanacaktır. "doğal labirentin", belirli amaçları
Pekiştirmenin öğrenmedeki ro- bulmak için kullanabilecekleri biliş
lünü incelemek için labirentteki fa- sel bir kontrasını oluştururlar.
releri kullanarak bir dizi deney ta- Bunun için şu örneği verir: Günlük
sarlar. Labirentten başarıyla çıka gezintilerimiz sırasında belirli nok-
bildikleri için her gün yiyecekle ö- taların konumların ı öğreniriz ama
Çevremizin bllişsel haritası günlük
düllendirilen bir grup fareyi, altı sadece yol üzerinde bir yer bulma- hayatlarımızın akışı içinde gelişir. Fark
gün sonra ödüllendirilen ikinci bir mız gerektiğinde bunu etmeden geçtiğimiz bir yeri bulmamız
grup ve iki gün sonra ödüllendirilen öğrendiğimizin farkına varırız. Son- gerekene kadar bunun farkına
üçüncü bir grupla karşılaştırır. raki deneyler farelerin de belli bir varmayız .
Edward Tolman Edward Chace Tolman, A BD'nin rent deneylerini de bu rada yapar.
Massachuset ts eyaletinde West McCarthy döneminde akademik
Newton'da varlıklı bir ailenin oğlu özgürlüğünü kısıtladığını düşün
olarak doğar. Massachusetts Inst i- düğü için imzalamayı reddettiği
t ute of Technology'de eğitim alır ve sad akat yemini yüzünd en kovul-
191l'de Elektrokimya bölümünden ma tehdidiyle karşı karşıya kalır.
mezun olur. Ancak William Dava 1955'te mahkeme tarafın
James'in eserlerini okuduktan sonra dan bozulur. 1959'da Berkeley'de
psikoloji ve felsefe alanlarında yük- 73 yaşında hayatını kaybeder.
sek lisans yapmak için Harvard'a
başvurur. Bu sırada Almanya'ya gi- Önemli eHrlerl
de r ve Gestalt psikolojisiyle tanışır.
Doktorasını aldıktan sonra 1932 Hayvanlarda ve İnsanlarda
Northwestem Üniversitesi'nde ders A maçlı Davranışçılık
vermeye başlar ama barışçı düşün 1942 Savaşa Yönelik İtkiler
celeri yüzünden işini kaybeder ve 1948 Psikoloji Tebliğleri Derle-
Berkeley'deki Califomia
mesi
Üniversitesi'ne gider. Farelerle labi-
74
1890'lar Edward Thorndike, maruz bırakılarak (yiyecek verirken davranış değil, hareket öğrenilir. i-
kediler üzerindeki deneyleri için zili çalmak gibi) sonunda şartlı tep- lişkili hareketler bir eylem oluştur
"bulmaca kutusu"nu tasarlar. kiler vermelerine neden olduğu iddia mak üzere birleşi rler; tekrarlar bağ
ediliyordu (zil çaldığında tükürük lantıyı pekiştirmez , sadece birleşe
1920'ler F.dward Tolman, salgılamak gibi). rek davranışları oluşturacak eylem-
koşullanmada pekiştirmenin Guthrie katı bir davranışçı ol- lerin oluşumuna neden olur. •
rolünü sorgular. masına rağmen koşullanmanın ba-
''
vurgulayarak edimsel de tam anlamıyla özdeşleştiklerine
koşullanma fikrini ortaya atar. inanır. Guthrie'nin tek deneme öğ
renmesi kuramı "bulmaca
1940'lar Jean Piaget, kutuları"ndaki kedileri gözlemleme- Bir tartışmanın tüm tutumları
çocukların bilgiyi araştırmaya
sine dayanmaktadır. Kaçmak için değiştirmesini bekliyoruz.
ve edinmeye doğal olarak Edwin Guthrie
yönlendiklerini iddia eden bir gereken mekanizmayı bir kez öğ
öğrenme kuramı geliştirir.
rendikten sonra kediler kaçmayla
''
kendi eylemleri arasında bir ilişki
1977 Albert Bandura'nın kurarlar ve daha sonraki durumlar-
Sosyal Oğrenme Teorisi da bunu tekrarlarlar. Guthrie, ben-
davranışın gözlem ve zer şekilde bir farenin bir kez yiye-
başkalarının davranışlannı
taklit etme yoluyla öğrenildiğini Aynca bkz. İvan Pavlov 60 61 • Edwmd Thomdike 62- 65 • Edward Tolman
öne sürer. 72- 73 • B.F. Skinner 78-85 • Jean Piaget 262- 69 • Albert Bandura 286- 91
HİÇBİ~ ŞEY KEDİ~İN
FAREYi "SEVMESi"
KADAR DOGAL OLAMAZ
ZING-YANG KUO (1898-1970)
1924 John B. Watson ünlü "bir bir yol olduğunu ama mevcut kura-
düzine çocuk" böbürlenmesiy- ma uymadığını söylemiştir: "Geç- Kuo, geleneksel olarak düşman bilinen
m işteki davranış araştırmalarımı z hayvanlar arasında uyumlu ilişkilerin var
le temel doğalarına bakılmak- olabileceğini kanıtlamıştır. Onları kavga
ya nlı ş yöne doğru yapılm ı ştır çün-
' sızın herkesin her şey olabile- etmeye yönlendiren " doğuştan gelen bir
cek şekilde eğitilebileceğini kü hayvana nasıl doğa inşa edece-
mekanizma" olmadığı sonucuna
ğimizi düşünmek yerine hayvanda
söyleyerek övünür. varmıştır.
doğa bulmaya çalıştık. " Kuo'nun
SONRA en çok bilinen deneyleri kedi yav- Kuo'nun çalışmaları Çin' deki si-
1938 B.F. Skinner Organizma- ruları büyütmeyi içermekteydi. Bu yasi olaylar nedeniyle yarıda kesilmiş
larm Davramşları'nda, davranışı kedilerin bazıları doğumlarından ve Kuo önce ABD' ye, sonra Hong
içgüdülerin değil koşulların beri farelerle aynı kafesteydi. Kong'a kaçmak zorunda kalmıştır. Fi-
yönettiğini öne sürerek radikal Kuo'nun bulgularına "Bir kedi çok kirleri sadece, Batı' da davranışçılığın
davranışçı fikirlerini açıklar. küçüklüğünden itibaren fareyle ay- sönmeye yüz tutup bilişsel psikoloji-
nı kafese konursa büyüdüğünde nin yükselişe geçliği zaman bilinir
1942 Edward Tolman, Savaşa
Yönelik İtkiler adlı kitabında
farelere karşı tolera nslı olur: sade- hale gelmiştir. Ancak doğuştan ge-
saldırganlığın içgüdüsel mi
ce bir fareye saldırmamakla kal- len mekanizmaların olmadığı süregi-
koşullu mu olduğunu inceler. maz ayrıca onu 'arkadaşı' olarak den gelişimi kuramı Konrad
benimser, onunla oynar ve hatta o- Lorenz'in içgüdü temelli psikolojisine
1966 Konrad Lorenz, Saldır nunla bağ kurar." karşıt olarak etkili olmuştur. •
ganlık Üzerine' de saldırgan
davranışları doğuştan tepkiler Ayrıca bkz. Francis Gaitan 28-29 • John B. Watson 66-71 • Edward Tolman
olarak açıklar. 72-73 • Konrad Lorenz 77 • B.F. Skinner 78- 85
76
ÖGRENMEK••TAM••
OLARAK MUMKUN
DEGiLDİR
KARL LASHLEY (1890-1958)
''
SONRA rine değil boyuta bağlıdır. Hafıza
nın belli bir yerde konumlanmadığı
1949 Donald Hebb hücre top-
luluklarının oluşumunu ve ama serebral korteksin her yerine
yayıld ığı, bu yüzden de beynin her
bağlantılı öğrenme sürecinde- Özel anılara ayrılan hücrelere
ki evreleri tanımlar. erişim sağlanamaz.
yerinin eşit derecede önemli ya da
eşit potansiyele sahip olduğu sonu-
1980'den itibaren CT, fMRI Kari Lashley
cuna varır. Onlarca yı l sonra dene-
(fonksiyonel manyetik rezo- yinin "zorunlu olarak öğrenmeni n
nans görüntüleme) ve PET ta-
''
mümkün olmadığı hissine kapılma
rayıcı (pozitron emisyon to-
sına" neden olduğunu söylemiştir. •
mografü:ıi) gibi modem beyin
görüntüleme teknikleri sinir
bilimcilerin belli beyin fonksi-
yonlarını haritalandırmalarına
olanak sağlar. Ayrıca bkz. John B. Watson 66 71 • Donald Hcbb 163 • George Armitage
Miller 168-73 • Daniel Schacter 208 09 • Roger Brown 237
DAVRANIŞÇILIK 77
•• ••
MUHURLEME
UNUTULAMAZ!
KONRAD LORENZ (1903-1989)
PEKİŞTİRME İLE
1
ŞEKİLLENİR
B.F. SKINNER (1904-1990)
1
80 B.F. SKINNER
urrhus Frederic Skinner, da-
KISACA
YAKLAŞIM
B ha çok bilinen adıyla B.F.
Skinner, davranışçı
''
psikologl arın muhtemelen en
Radikal davranışçılık
tanınmışı ve etkili olanıdır.
ÖNCE Alanında bir öncü olmamasına
1890 WiJliarn Jarnes, Psikoloji- İdeal davranışçılık baskıyı
rağmen İvan Pavlov ve John B. Wat-
nin İlkeleri'nde davranışçılığın son gibi öncüllerin in düşüncelerini
ortadan kaldırmak, kontrolleri
kuramlarının çerçevesini çizer. ortamı değiştirerek
geliştirmiş, bunu yaparken de
uygulamaktır.
1890'lar İvan Pavlov şartlı tartışmalı bir "radikal
davranışçılık" duruşuna ulaşmak
B.F. Skinner
uyarıcı ve tepki kavramını ge-
liştirir. için davranış kuramlarını titiz bir
''
deneysel incelemeye tabi
1924 John B.Watson modern tutmuştur.
davranışçı hareketin temelleri- Skinner sadece tezlerinin özenli
ni atar. bilimsel metodolojinin (kanıtlara
1930'lar Zing-Yang Kuo dav- dayanan ve ispatlanabilir) ürünü ol-
ranışların hayat boyunca sü- maları ile değ il aynı zamanda de- cak ilk psikologların çoğ unun felsefi
rekli değişime uğradıklarını ve neylerinde kamuoyunun bayı ldığı kuramlaştırmaları için çok az vakti
doğuştan geldiğine inanılan yeni mekanizmalar kullandığı için olmuştur. İlhamının çoğunu Pavlov
davranışların bile e mbriyo iken de ideal bir davranışçılık savunu- ve Watson'ın eserlerinden almıştır.
"deneyimler"den etkilendiğini cusu olduğunu kanıtlamıştır. Skin- Psikolojinin bilimsel geleneği izle-
öne sürer. ner müzmin bir "cihaz adamı"dır ve diği ni görmüş ve görülemeyen, öl-
kışkırtıcı bir kendini pazarlama ye- çülemeyen ve özenle kontrol edilen
SONRA
teneği· vardır. Ancak şovmen gö- deneylerle tekrarlanamayan hiçbir
1950 'ler Joseph Wolpe, davra-
nış terapisinin bir parçası ola- rüntüsünün ardında eserleriyle, psi- şeyle ilgilenmemiştir.
rak sistema tik duyarsızlaştır kolojiyi sonunda içe dönük felsefi Zihnin işleyişi bu yüzden de
manın öncü lüğünü yap ar. köklerinden kopararak başlı başına Skinner'in ilgisi ve kapsama alanı
bilimsel bir disipli n olmasına yar- dışında ka lmıştır. Aslında bunla-
1960'lar Albert Bandura'nın dım eden ciddi bir bilim adamı yat- rın bütünüyle nesnel olması gerek-
sosyal öğrenme kuramı radikal maktadır. tiği ve bedenden tamamen ayrı bir
davranışçılıktan ilham alır.
Skinner bir zamanlar yazar ola- varlığı olmadığı sonucuna varmış
rak kariyer yapmayı plan lamış an- tır. Skinner'in görüşüne göre psi-
B.F. Sklnner Burrhus Frederic Skinner, 1904'te rada kalır. 19BO'lerde lösemi
Pennsylvania, Susquehanna'da teşhisi konmasına rağmen çalış
doğar. Yazar olma niyetiyle New maya devam eder. 18 Ağustos
York, Harnilton College'da İngiliz 1990'da son makalesi üzerinde
ce eğitimi alır ancak çok çalışırken son nefesini vermiştir.
geçmeden edebiyatın kendisine
göre olmadığını fark eder. İvan Öne mli eserleri
Pavlov ve John B. Watson'ın eser-
lerinden ilham alarak Harvard'da 1938 Organizmaların Davranış
psikoloji eğitimi alır, 1931'de dok- ları :
Deneysel Bir Analiz
torasını tamamlar ve öğretim 1948 Walden İki
üyesi statüsü kazanır. 1936'd" 1953 Bil im ve İnsan Davranışı
Minnesota Üniversitesi'ne gider ve 19 57 Sözel Da vranış
1946'dan 1947'ye kadar Indiana 1971 Özgürlük ve Onurun Öte-
Üniversitesi'nde psikoloji bölümü- sinde
nü yönetir. 194B'de Harvard'a
dönerek hayatının sonuna kadar o-
~~~~~~~~~~~~~
DAVRANIŞÇILIK 81
Ayrıca bkz. William Jamcs 38-45 • İvan Pavlov 60-61 • John B. Watson 66- 71 • Zing-Yang Kuo 75 •
Joseph Wolpe 86-87 • Albert Bandura 286-91 • Noam Chomsky 294 97
--+
muştur. İkisi arasındaki en önemli vermeyeceklerini anlamak için yap- ğin hayvanlar bir çocukta korku ya
fark, edimsel şartlandırmanın önce tığı program değişiklikleri de vardır. da hoşlanma gibi iki zıt dürtü yara-
gelen bir uyarıcı değil izleyen davra- Tahmin ettiği gibi fareler yeni prog- tırlar. Ama eğer bir çocuk bir köpe-
nışlara bağlı olmasıdır. Ayrıca edim- ramlara da hızla uyum sağlarlar. ği ilk okşama girişimlerinden birin-
sel şartlandırma iki yönlü bir süreç- de ısırılırsa, korku dürtüsü o kadar
tir; onun çevredeki etkisi kadar çev- Olumsuz pekiştirme güçlü biçimde ortaya çıkar ki, kö-
renin de davranışları şekillendirme Daha sonraki deneylerinde Skinner peklere karşı yeniden bir hoşlanma
de etkisi olmaktadır. kutularının taban larına bir elektrik dürtüsü hissetmesi için aradan u-
Deneyleri sürerken Skinner'in ızgarası yerleştirilir ve bu zun yıllar geçmesi gerekebilir."
yiyeceği azalmaya başlar ve farele- çalıştırıldığı zaman farelere nahoş Skinner bu düşüncenin deneysel
re yiyecek verme aralığını yeniden bir şok dalgası verilir. Bu uygulama, kanıtını bulmak üzeredir.
düzenlemek zorunda kalır. Artık olumsuz pekiştirmenin davranış
bazı fareler sadece bölmeye arka ar- üzerindeki etkisinin incelenmesine Olumlu pekiştirme
kaya birkaç kez bastıktan sonra, olanak tanır. Skinner, "ödül" Tanmin edildiği gibi Skinner,
belli aralıklarla veya rastgele biçim- kelimesinden kaçındığı gibi burada elektrik şoku gibi olumsuz bir
de yiyecek almaya başlarlar. Bu de- da elektrik şokunu da "ceza" olarak sonuç veren davranışta azalma
ğişikliğin sonuçları Skinner'in oriji- tanımlamaktan kaçınır.
nal bulgularını pekiştirir ama aynı Deneylerinin çıkarımlarını
zamanda yeni bir keşfe de yol açar: inceledikçe bu ayrım giderek daha
Pekiştiren bir uyarıcı, davranışın önemli hale gelir.
tekrarlanma olasılığını artırırken, Olumsuz pekiştirme psikolojide
pekiştiren uyarıcı durdurulduğunda yeni bir kavram değildir. 1890'larda
o davranışın tekrarlanması olasılığı William James Psikolojinin
düşmektedir. İlkeleri'nde şöyle yazmıştır: "Örne-
Skinner daha da çeşitlendirip
karmaşıklaştırdığı deneylerine de- Kumarda kazanmak genellikle
vam eder. Bu değişiklikler arasında yeniden deneme dürtüsünü artırır,
farelerin yiyecek parçalarının veril- kaybetmekse azaltır; aynen Skinner'in
me sıklığındaki değişimi ayırt edip farelerinin beslendiği sıklığın
edemeyecekleri ve buna tepki verip davranışlarında değişiklik yaratması
gibi.
olacağını bulur. Deneylerde
kullanılan Skinner kutularını
yeniden tasarlayarak içindeki
farelerin bir pedala basarak
elektrikli ızgaranın akımını
kapatabilecekleri hale getirir. Bunu
yaparak olumsuz bir uyarıcının
kaldırılmasıyla ortaya bir tür olumlu
uyarıcının çıkmasını
sağlamaktadır. Sonuçlar Skinner'in
kuramını doğrular niteliktedir: Eğer
bir davranış olumsuz uyarıcının
ortııdan kaldırılmasına neden
oluyorsa o davranış artmaktadır.
Ancak sonuçlar aynı zamanda
olumlu pekiştirmeyle öğrenilen
davranışlarla, olumsuz uyarıcıyla
öğrenilen davranışlar arasındaki il-
ginç bir ayrımı ortaya koymaktadır.
Fareler olumlu uyarıcıylara (aynen Genetik eğilimler Skinner'ln güve rcin deneyleri bir
olumsuz uyarıcının kaldırılmasında Davranışların edimsel şartlandırma görevi başarmanın yiyecekle olumlu
pekiştirilmesinin, yeni davranış
olduğu gibi), davranışları olumsuz ile "şekillenmesi" Charles
bir tepki ile sonuçlandığı zaman ol- Darwin'in -özünde. sadece genetik modellerini öğrenmeyi hızland ırdığını
ve pekiştirdiğini kanıtlamıştır.
duğundan daha iyi ve daha hızlı mekanizmalarını belli bir çevreye
tepki vermektedirler. Skinner. hala uydurabilen organizmaların sağ
"ödül" ve "ceza" olgularını kullan- kalıp üreyebileceklerini ve vercinleri kullanmaktadır. Güver-
maktan kaçınmaktadır ve davranı türlerinin "başarısını" cinlerle çalışırken daha incelikli de-
şın olumlu pekiştirme programıyla garantileyebileceklerini söyleyen- neyler geliştirebileceğinin farkına
daha etkili biçimde şekillendirildiği doğal seleksiyon kuramıyla çarpıcı varmıştır. "Ardışık yaklaşım" adını
sonucuna varır. Aslında, denek belli paralellikler göstermektedir. Bir verdiği yöntemi kullanarak çok da-
bir davranış için olumlu tepkiler a- farenin, edimsel şartlandırma ha karmaşık davranış modellerini
,ramaya devam etmesine rağmen sürecini tetikleyen pekiştirici bir öğretip inceleyebilecektir.
vakaların çoğunda olumsuz tepkile- uyarıcıyla sonuçlanacak Skinner, güvercinlere öğretmeye
re yol açtığı için olumsuz pekiştir davranışlarda bulunması olasılığı, çalıştığına benzer herhangi bir
menin ters etki yapabileceğine i- her ikisi de genetik oluşumla ilgili davranış için de olumlu pekiştirici
nanmaya başlar. olan merakına ve zekasına bağlıdır. ler kullanır. Örneğin bir güvercine
Bunun insan davranışlarıyla il- Skinner'in "kişinin davranışları saat yönünde daireler çizerek uç-
gili pek çok alanda da -örneğin öğ genetik ve çevresel tarihçesiyle mayı öğretiyorsa, güvercinin sağa
retimde disiplin cezalarının kulla- kontrol edilir" sonucuna götüren de doğru yaptığı her hareket karşılı
nıl ması gibi- etkileri vardır. Eğer işte bu genetik ve şartlandırma ğında, ne kadar küçük olursa olsun
bir erkek çocuk, bumunu karıştır kombinasyonudur. Skinner bu yiyecek verilmektedir. Davranış bir
mak gibi eğlenceli bulduğu bir şey fikrini 1981'de Science dergisinde kere yerleştikten sonra yiyecek sa-
için sürekli cezalandırılıyorsa bunu yayımladığı Sonuçlarla Seçim adlı dece sağa doğru uzun uçuşlar için
etrafta yetişkinler varken yapmaz. bir makalesinde inceleyecektir. verilmekte ve işlem güvercinin yi-
Çocuk davranışını değiştirmiştir Skinner 1936'da Minnesota yecek alabilmesi için tam bir daire
ancak sadece cezalandırılmasını Ünuversitesi'nde görev almış, e- çizmesine kadar tekrar edilmekte-
önlemek için. Skinner sonuçta ço- dimsel şartlandırma konusundaki dir.
cukların davranışlarını kontrol et- deneysel araştırmalarını geliştirme
mede tüm ceza biçimlerinin elve- ye ve düşünceleri için pratik uygu- Program öğretme
rişsiz olduklarına inanır. lamalar keşfetmeye orada devam Skinner'in araştırması onun
etmiştir. Bu kez fareler yerine gü- okullarda kullanılan öğretim
84 B.F. SKINNER
yöntemlerini sorgulamasına yol kıştırma kazandırdığı söylenmekte-
açar. 1950'1erde kendi çocukları dir. Örneğin "baby tender" (bebek
resmi eğitim alırlarken öğrencilere bakıcısı) adını verdiği icadı, kendi
''
genellikle uzun süren, çok aşamalı kızını kontrollü, sıcak ve cereyansız
ödevler verilmekte ve tüm proje bir ortamda tutmak için tasarlan-
tamamlanana kadar çocuklar mış alternatif bir bebek beşiğidir.
neredeyse hiçbir tepki Ancak kamuoyunun bunu Skinner
Ruhsal durumlara karşı
çıkılması onların var
alamamaktaydılar. Bu yaklaşım, kutusuyla karıştırması sonucu ge-
olmadığından değil, işlevsel
Skinner'in öğrenme süreci ile ilgili rece basın tarafından "evlat koşul
bulgularına ters düşmektedir ve landırıcı" lakabı takılmış ve
bir analizle ilgileri
olmamasındandır.
ona göre gelişimi geriletmektedir. Skinner'in kendi çocukları üzerinde
Skinner buna karşılık bir projenin deneyler yaptığı yolunda dedikodu- B.F. Skinner
her aşamasında yapıcı geri lar almış yürümüştür. Yine de "be-
''
bildirimler veren bir öğretim bek bakıcısı" ilgi çekmiştir ve Skin-
programı -ki bu program daha ner hiç de spot ışıklarından utana-
sonra sayısız eğitim sistemine cak biri değildir.
entegre edilecektir- geHştirir.
Ayrıca öğrencilere, uzun bir test Savaş çabası
soruları dizisinin sadece sonunda Skinner'in başka bir ünlü deneyi bir resmini gagalamaları için
değil, her aşamasında verdikleri olan "Güvercin Projesi" de kuşku ve eğitilmişlerdir ve bu resim öndeki
doğru cevaplar için teşvik edici bir parça alayla karşılanmış tır. bir mercek aracılığıyla burun
geri bildirimler veren bir "öğretme Skinner'in güvercinlerle konisine yansıtılmıştır. Bu
makinesi" icat etmiştir. O dönemde çalışmalarının pratik bir gagalama füzenin uçuş rotasını
sınırlı bir onayla karşılanmış olsa uygulaması olan proje 1944'teki kontrol etmektedir. Gençek savaşta
da Skinner'in öğretme makinesinde savaş çabalarına ciddi bir katkı hiçbir zaman ku llanılmadığı halde
vücut bulan ilkeler, onlarca yıl olması için tasarlanmıştır. en azından ordu Skinner'in bu
sonra kendi kendine eğitim veren Güdümlü füze sistemleri henüz icat icadını ciddiye almış, Ulusal
bilgisayar programlarında yeniden edilmediği için Skinner, bombaya Savunma Araştırma Komitesi
ortaya çıkmıştır. takılabilecek ve içine yerleştirilen projenin finansmanı için para
Skinner'in icatlarının çoğunun üç güvercinin idare ettiği bir burun vermiştir. Cihazlara olan tutkusu
zamanında yanlış anlaşıldığı ve konisi geliştirmiştir. Kuşlar edimsel yüzünden Skinner'in bu cihazın
kendisine eksantriklik gibi bir ya- şartlandırmayla bomba hedefinin uygulanışından çok icadıyla
ilgilendiğinden kuşkulanılmıştır.
Hayvanların savaşa karıştırılmasını
doğru bulup bulmadığı
sorulduğunda insanları
karıştırmanın doğru olmadığı
cevabını vermiştir.
Daha sonraki hayatını
Harvard'da akademisyen olarak ge-
çiren Skinner buluşlarının çıkarım
larını makaleleri ve kitapları yoluyla
genişletmiştir. Walden Thro (1948)
edimsel şartlandırma ile öğrenilmiş
davranışlar üzerine kurulmuş üto-
''
neden olmuş ve iyi niyetli amaçları kendini Cehennem'de bulacaktır.''
na rağmen totaliter olmakla suçlan- Bunun gibi düşünceleri ona kö-
mıştır. 11. Dünya Savaşı sonrasında tü bir ün kazandırmış ve en ateşli
Skinner'in, bireylerin,
ki siyasal ortama bakıldığında bu eleştirmenlerini kışkırtmıştır. Özel-
aracıların olmadığına, sadece
hiç de şaşırtıcı bir tepki değildir. likle davranışçı fikirlerinin dil eğiti
organizmaların bulunduğu
mindeki uygulamalarını içeren
sarsılmaz bir inancı
fikrine
Radikal davranışçılık 1957 tarihli kitabı Sözel Davranış,
Skinner davranışçı yaklaşımına bilişsel psikoloji olarak bilinen hare-
vardı.
sadık kalarak benimsediği psikoloji keti başlattığı düşünülen Noam Thomas Szasz
dalına "radikal davranışçılık" adını Chomsky'nin sert bir eleştiri yazısı
''
vermiştir. Düşünce süreçleri ve na hedef olmuştur.
zihinsel durumların varlığını inkar Ancak Skinner' in eserlerinden
etmese de, psikolojinin yalnızca bazılarına yöneltilen eleştiriler e-
yaygın koşullara ve durumlara dimsel şartlandırmanın yanlış an-
verilen fiziksel tepkiler üzerinde laşılmasından kaynaklanmaktadır.
çalışmayla ilgilenmesi gerektiğine Radikal davranışçılık, çoğunlukla 1960'1arda psikolojinin odak
inanmıştır. hatalı bir biçimde, ifadelerin ve dü- noktası davranıştan zihinsel süreç-
Özgürlük ve Onurun Ötesinde şüncelerin yalnızca gerçek dene- lerin araştırılmasına kaymış ve
adlı kitabındaSkinner özgür irade yimlerle doğrulandıkları zaman an- Skinner'in fikirleri bir süreliğine
ve determinizm arasındaki felsefi lamlı olabileceklerini savunan gözden düşmüş, en azından gör-
tartışmayı yeniden canlandırarak Avrupa'nın mantıksal pozitivizmi i- mezden gelinmiştir. Ancak davra-
davranışı şekillendirme kavramını le ilişkilendirilmektedir. Ancak as- nışçılık çok geçmeden tekrar önem
daha da ileri götürmüştür. Radikal lında, eylemlerin önem veya değer kazanmış ve Skinner'in çalışmaları
davranışçı Skinner'e göre özgür ira- lerini sonuçlarına göre ölçen Ameri- uygulamalı psikolojinin pek çok a-
de bir illüzyondur; tüm davranışla kan pragmatizmi ile çok daha fazla lan ında, özellikle de eğitimciler ve
rımızı ve dolayısıyla hayatımızı ortak noktası bulunmaktadır. Ayrı klinik psikologlar arasında değer
kontrol eden sonuçlar arasında bir ca tüm canlıları şartlandırmanın bilir bir izleyici kitlesi kazanmıştır.
seçim yapmamızdır. Bu kavramdan pasif özneleri olarak sunduğuna da- Bilişsel davranışçı terapi yaklaşımı
•kaçma girişimleri başarısızlığa ve ir yanlış bir yorumlama da vardır . onun fikirlerine çok şey borçludur. •
kaosa mahkümdur. Skinner bunu Oysa Skinner'in edimsel şartlandır
şöyle ortaya koyar: "Milton'un ması iki yönlü bir işlemdir; organiz-
Şeytan'ı Cennet'ten düştüğünde ma çevre üzerinde etkili olur ve
kendini Cehennem' de bulur. Ve çevre de tepki verirken sonuçlar ge-
neyle teselli bulur? 'Sonunda, bura- nellikle davranışı şekillendirir.
~ fg~ ~
Klasik şartlandırma, zil çaldığında
+ yemek beklentisi içinde tükürük
salgılama örneğindeki gibi, nötr bir
uyarıcıya karşı otomatik bir davranış
o tepkisi yaratır.
SAHNEYİ HAYAL
ETMEYİ BIRAKIN VE
GEVŞEYiN
JOSEPH WOLPE (1915-1997)
KISACA l
YAKLAŞlM Pavlov ve Watson'a göre belli bir
İnsanlar iki zıt duyguyu
Karşılıklı ketleme uyarıcıya duygusal tepkiyi
aynı arıda hissedemezler.
öğrenmek mümkündür.
ÖNCE
1906 İvan Pavlov, davranışın
koşullanmayla öğrenilebilece
ğini gösteren uyarıcı-tepki tek- '-V - '-V
nikleri üzerindeki ilk çalışma l
larını yayımlar.
O zaman bir uyarıcıya tepkiyi biri gevşemişse aynı
E ğer
1913 John B. Watson, davra- unutmak da mümkündür. zamanda endişeli olamaz.
nışsa! psikolojinin temel ilkele-
rini belirlediği Davranışçıların
Gözüyle Psikoloji'yi yayımlar.
r
~ -..v
1920 John B. Watson'ın Küçük
Albert deneyleri duyguların da Eğer korkulan bir nesneye şartlı bir tepki olarak
klasik şartlandırmayla oluşa derin bir gevşeme öğretilirse aynı anda endişe
bildiğini gösterir hissedilemez.
1953 B. F. Skinner, insan dav-
ranışlarının biyoloji ve çevreye
nasıl bağlı oldukları ile ilgili
O. yüzyılın ilk yarısının büyük doğumlu bir psikiyatr olan Joseph
kuramlarını tanıttığı Organiz-
maların Davranışları'nı yayım
lar.
2 kısmı , kaygının ps işenin de-
rinlerinde çatı şan güçlerin
sonucu olduqunu varsayan Freud-
Wolpe , il. Dünya Savaşı sırasında (o
zamanlar "savaş nevrozu" olarak bi-
linen) post travmatik stres bozuklu-
SONRA yen psikanalizin egemenliği altında ğu nun neden olduğu kaygıdan
1961 Wolpe, sistematik duyar- geçmiştir. Bu çatışma yalnızca, bi- mustarip askerleri tedavi etmiş ve
sızlaştırma kavramım tanıtır. reyin bilinçüstü ve bilinçaltı düşü n bu psikoterapileri hastalarına yar-
celerinin ve bunları oluşturan dene- dımcı olma konusunda yetersiz bul-
yimlerin uzun içgözlem analizleri ile muştur. Bu askerlerle yaşadıkları o-
hafifletilebilir. Ancak Güney Afrika layları konuşmarıın onların orijinal
_ _ __ _ _ _ _ __ _D_
AVRANIŞÇILIK 87
Ayrıca bkz. İvan Pavlov 60- 61 • John B. Watson 66 71 • B.F. Skinner 78- 85 • Aaron Beck 174-77 • W.H.R Rivers 334
''
mu eşleştirmesi için ilham verir. Bu
teknik daha sonra karşılıklı ketleme
tekniği olarak bilinecektir.
Davranış sinirsel uyarıların Wolpe'un hastalarından kendile-
geçtiği yollara bağlıdır. rini rahatsız eden şeyi ya da olayı
Joseph Wolpe hayal etmeleri istenir. Eğer endişe
lenmeye başlarlarsa "o sahneyi ha-
yal etmeyi bırakıp gevşemeleri" i-
''
çin teşvik edilirler. Bu yaklaşım
hastanın korku duygularını giderek
bloke eder. Hasta önceden nasıl ya-
şadığı dehşet verici anıları anımsa
dığında kaygı duymaya koşullan
travmalarına geri dönüşlerini dur- mışsa şimdi de - çok kısa bir süre-
durmadığını ve kaygılarını sona er- de- tam tersi bir duygu olan tama- Fare korkusu gibi fobiler Wolpc'un
dirmediğini görmüştür. men gevşemeye odaklanarak kaygı karşılıklı ketleme (derin gevşemeyi kor-
i
1895
i
1921
i
1936
1
1941
1900 1927 1937 1941
ı
Sigmund Freud Rüyaların
ı
Alfred Adler Bireysel
ı
Jacques Lacan 14.
ı
ErichFromm
Yorumu'nda psikanalizin Psikolojinin Kuram ve Uluslararası Psikanaliz sosyopolilik
önemli kavramlarını tanıtır. Uygulamaları kitabının Kongresi 'nde Ayna psikolojinin en önemli
yayımını takiben bireysel Evresi adlı bildirisini eserlerinden biri olan
psikolojinin kurucusu olarak sunar. Özgürlük
tanınır. Korkusu'nu yazar.
O. yüzyılın başında ABD' de nın, acılı , gizlenmiş anılarını, onlara reddetmekten çok değiştirmiş ve
i
1942
1
1955
1
1961
1
1967
1946 1959 1964 1970
1
Viktor Frank!, Auschwitz'den
çıktıktan sonra İnsanın
1
R.D.Laing Bölünmüş
Benlik'le şizofrenik
1
"Aile sistem
terapisinin annesi''
1
Abraham Maslow
Motivasyon ve
Anlam Arayışı'nı yazarak acı deneyimin do(jasını Virginia Satir, Birleşik Kişilik 'te kendini
çekmede anlam bulma tanımlar. Aile Terapisi'ni gerçekleştirme
gereksiniminin ana hatlarını yayımlar. kavramını tanımlar.
çizer.
Frank! ve Erich Fromm gibi etkin olmadığı için eleştiren bilişsel koterapi !eri getirir. Freud 'un çocuk-
varoluşçu felsefeden etkilenen psikolojiden gelmektedir. Bilişsel luk dönemine ve kişisel tarihçeye
psikologlarsa terapiye daha sosyo- psikolojininse tam tersine bilimsel yaptığı vurgu, gelişimsel ve sosyal
politik bir gündem getirmişlerdir. olarak kanıtlanmış kuramları ve psikolojinin büyük kısmına ilham
En önemlisi de daha hümanistik sonraları da klinik olarak etkisi kaynağı olur ve 20. yü zyılın sonla-
bir yaklaşım keşfetmeye hevesli bir kanıtlanmış terapi uygulamaları rında Guy Corneau, Virginia Satir
grup psikologun ABD'de bir dizi vardı r. ve Donald Winnicott gibi psikotera-
toplantı düzenleyerek 1950'lerin pistler dikkatlerini aile ortamına
sonlarında kendini gerçekleştirme, Bilişsel psikoterapiler çevirirken aralarında Timothy Le-
yaratıcılık ve kişisel özgürlük gibi Bilişsel psikologlar psikanalizi bi- ary ve Dorothy Rowe gibi diğerler i
temaları incelemeye yönelik limsellikten ve kuramlarını da ka- de sosyal baskılar üzerine yoğunla
"üçüncü güç" olarak bilinen nıtlanabilirlikten uzak bularak red- şırlar.
toplu luğun çerçevesini detmişlerdi r. Freudyen analizin en Freud 'un orijinal fikirleri yıllar
oluşturmasıdır. Aralarında Abraham önemli kavramlarından biri olan boyunca sıklıkla sorgulanmış olsa
Maslow, Carı Rogers ve Rollo May'in -bastırılmış anılar- Paul Watzla- da Freudyen analizden bi!işsel
de olduğu kurucu ları, akıl wick tarafından sorgulanır; tüm ha- terapi ve hümanistik psikoterapiye
hastalıklarının tedavisi kadar akıl fıza biçimlerinin geçerliliğinin de- evrim akıl saqlıqı uyqulamalarında
sağlığının önemine vurgu ğişken olduğu da Elizabeth Loftus devasa ilerlemelere yol açmış ve
yapmaktadırlar. tarafından kanıtlanır. Bilişsel psiko- bilinçdışı, itkilerimiz ve davranışlar
O dönemde psikanaliz için en loji bunların yerine Albert Ellis'in için bir model oluşturmuştur. •
önemli tehdit belki de psikanalizi, Rasyonel, Duygusal Davranış Tera-
hem kuramlarında nesnel kanıtlara pisi (RDDT) ve Aaron Beck'in biliş
yer vermediği hem de tedavide sel terapisi gibi kanıtsa! temelli psi-
1
GER
• •
EKLİK
ı BiLiN Dl IDIR
[ SIGMUND FREUD (1856-1939) _
94 SIGMUND FREUD
güçlü, çok daha korkutucu veya çok
KISACA daha anlaşılmaz ruhsal aktivitelerle
dolu olduğundan korkmuştur.
YAKLAŞIM
Freud'un konu üzerindeki çalışması
Psikanaliz ilktir. Zihnin yapısını oluşturan
ÖNCE bilinç, bilinçdışı ve önbilinci
MÖ 2500-600 Hindu Vedaları tanımlar. Ayrıca bilinçdışı
''
yolları ayrılır. Freud fikirlerini ve gibidir. Bilinçli zihin sadece
psikanaliz tekniklerini karmaşık bir ruhsal dünyanın
geliştirmeye devam eder. yüzeyidir.
Freud'a göre bilinçdışı her şeyi Benden önceki şair ve filozoflar
Günlük aklımız kapsar nitelikte olduğundan içinde bilinçdışını keşfetmişlerdi,
Bilinç gerçeğini normal kabul bilincin küçük yarıkürelerini ve benim keşfettiğim, onun
etmek ve düşündüğümüz, "önbilinci" de barındırır. Bilinçli üzerinde çalışmayı sağlayacak
hissettiğimiz, hatırladığımız ve olan -etkin olarak bildiğimiz- her ola n bilimsel yöntemdir.
yaşadığımız her şeyin insan şey, bilince yükselmeden önce bir Sigmund Freud
zihninin tümünü oluşturduğuna zamanlar bilinçdışında var
inanmak kolaydır. Ancak Freud olmuştur. Ancak her şey bilinçli
''
bilincin etkin halinin -günlük şekilde bilinemez, bilinçdışının
yaşantımızda doğrudan farkında büyük bölümü olduğu yerde kalır.
olduğumuz faal zihin- psikolojik Günlük çalışan hafızamızda yer
gerçekliğimiz içinde geçerli toplam almayan ama bastırılmamış anılar,
psikolojik güçlerin sadece bir kısmı bilincin Freud'un önbilinç adını
olduğunu söyler. Bilinç kolay ve verdiği kısmında bulunurlar. Bu yemeyeceği kadar fazla olan
hızlı biçimde ulaşabileceğimiz anıları istediğimiz zaman bilinç düşünceler ya da anılar için bir
yüzeysel düzeydedir. Bilincin farkındalığımıza taşıyabiliriz. depo vazifesi görür. Freud belli
ardında, aktif bilişsel durumumuz Bilinçdışı, çok güçlü, çok acı düşüncelerin ve anıların (ve onlarla
ve davranışlarımızın dikte edildiği verici ya da bilinçli zihnin işle bağlantılı duyguların) psişeyi
''
BİLİNÇ
''
Freud'a göre psişemiz.
bilinçdışımızda ilkel itkilerimizin,
id'in bulunduğu alanla bir buzclağına
benzer. Ego bilinçli düşüncelerle
BİLİNÇDIŞI
boğma tehlikesi doğduğunda, ama yok edilemez. Bu nedenle korunma ve arkadaş bulma ihtiyacı.
bilinçli zihnin erişebileceği eğer bilinçli zihnimizin kabul edi- Ancak Freud bilinçdışının da
bellekten ayrılıp bilinçdışında lemez bulduğu bir düşüncemiz doğuştan gelen tam ters bir itkiye,
depolandığına inanır. varsa, zihin onu bilinçli düşünce ölüm itkisine sahip olduğunu öne
den bilinçsiz düşünceye gönderir sürer. Bu itki kendini yok etmeye
Dinamik düşünce ki Freud buna "bastırma" adını yöneliktir ve bizi ileri iter. bunu
F reud ayrıca 19. yüzyı ld a tüm vermektedir. Bir çocukluk travma- yaptığımızda kendi ölümümüze
organik fenomenler için mekanik sının anısını (cinsel istismar veya yaklaşıyor olsak bile.
açıklamalar arayan "yeni araba kazası gibi), kabul edilemez Freud sonraki çalışma larında
fizyoloji"nin kurucularından fizyo- bulduğumuz bir arwyu (belki en zihnin bilinç, bilinçdış ı ve ön bi-
log Ernst Brücke'den de etkilen- iyi arkadaşınızın partnerine karşı) linçle yapılandığı fikrinden uzaklaş
miştir. Brücke diğer canlı organiz- veya iyiliğimizi veya yaşam biçi- mış, bunlar yerine yeni bir kontrol
mala r g ibi insanların da aslında mimizi tehdit edebilecek bazı mekanizmasını oluş turan , id, ego
birer enerji sistemi olduklarını ve düşünceleri bastırabi liriz. ve süperegoyu ileri sürmüştür.
bu yüzden de Enerjinin Korunması Buna göre id (ilkel itkilerden oluşur)
İlkesi 'ne uymaları gerektiğini ileri İtkiler her itkinin hemen tatmin edilmesi
sürer. Bu yasa bir sistemdeki top- Bilinçdışı aynı zamanda içgüdüsel gerektiğini söyleyen, her şeyi
lam enerji m iktarının zaman biyolojik itkilerimizin de bulunduğu hemen isteyen Haz İlkesi'ne itaat
içinde sürekli sabit ka ldığını, yok yerdir. İtkiler davranışlarımızı eder. Ancak zihinsel yapının bir
edilemeyeceğini, sadece hareket yönetir, bizi temel diğer kısmı olan ego, arzu ettiğimi z
ettirilip dönüştürülebileceğini gereksinimlerimizi tatmin etmeyi her şeye sahip olamayacağımızı,
ifade eder. Freud bu düşünceyi vaat eden seçimler yapmaya içinde yaşadığımız dünyayı dikkate
zihinsel süreçlere uyarlamış ve yöneltir. İtkiler sağ kalmamızı almamız gerektiğini söyleyen
"ruhsal enerji" fikrini ortaya atmış garanti ederler: yiyecek ve suya Gerçeklik İlkesi'ni tanır. Ego id'le
tır . Ona göre bu enerji değişebilir, gereksinim, türümüzün devamını onun istediklerini akılcı yollarla,
aktarılabil ir ve dönüştürülebilir garanti eden seks arzusu. sıcaklık, kimseye zarar vermeden veya
PSİKOTERAPİ 97
başka kötü sonuçlara yol açmadan acıların bilinçdışındaki çelişkilerin
elde etmesi için pazarlık yapar. Ego sonucu olduğunu iddia eder.
ise ebeveynin ve toplumun ahlak Duygusal bir çalkantıya girmeden
''
değerlerinin içselleştirilmiş sesleri sürekli olarak kendimize,
olan süperego tarafından kontrol bastırılmış şeylerin ayaklanışına
edilir. Süperego, yargılamayan güç- karşı ve ölüm gücüne karşı
tür; vicdanımızın, suçluluk ve savaşamayız. Kişi komplekslerini yok etmeye
utanç duygularımızın da kaynağı Freud 'un psikolojik değil onlarla uyumlu olmaya
dır. rahatsızlıkları tedavi için benzersiz mücadele etmelidir; dünyadaki
Aslında Freud bilinçdışında çok yaklaşımı bilinçdışında var olan davranışlarını uygun şekilde
fazla çatışan güç olduğunu öne çelişkilerle çalışmayı içermektedir. yönlendiren onlardır.
sürer. Yaşam ve ölüm itkilerinin Hastayı bastırılmış anılardan Sigmund Freud
yanı sıra yoğun bir bastırılmış anı kurtarmanın, dolayısıyla da zihinsel
lar ve duygular kalabalığını ve yanı acısını ortadan kaldırmanın
''
sıra bilinçli gerçeklikle ilgili görüşle yollarını aramaktadır. Tedavi
rimizdeki kalıtsal çelişkiler ve bastı yaklaşımı psikanalitik psikoterapi
rılmış gerçekliğimizi de kapsamak- ya da psikanaliz olarak adlandırılır.
tadır. Freud 'a göre bu çelişen Bu süreç kolay ya da hızlı değildir.
güçlerden doğan çatışma insanın Sadece Freud'un özel yaklaşımı
acılarının altında yatan psikolojik üzerine eğitim almış bir terapist bilinçdışı bilinçle bir şekilde
çelişkidir. İnsanların kaygı, depres- tarafından yürütülebilen psikanaliz iletişim kurabilir. Kavramaya
yon, nevroz ve diğer hoşnutsuzluk hastayı kanepeye uzanıp meyilli olduğumuz şeylerin ve
larla var olmalarında şaşılacak bir konuşmaya teşvik eder. Freud'un çekildiğimiz ya da yarattığımız
şey yoktur. ilk tedavilerinden itibaren, sembollerin içinde bulunduğu
psikanalizler haftada birkaç kez anlam çerçeveleri olan tercihlerimiz
Psikanalitik tedavi bazen saatler süren seanslar aracılığıyla sessizce iletişime geçer.
Bilinçdışı erişilmez olduğundan şeklinde ve yıllar boyu Analiz sırasında analist bir
çatışmalarıbelirtilerinden fark uygulanmıştır. aracı gibi davranarak
edebileceğimiz tek yer bilinçte BiHnçdışı düşüncelere normal iç konuşulmamış düşüncelerin ya da
bulunmaktadır. Freud duygusal gözlem yollarıyla ulaşı lamazken dayanılamaz duyguların gün
ışığına çıkmasını sağlamaya
çalışır. Bilinçle bilinçdışı
arasındaki çatışmadan doğan
mesajlar, muhtemelen kılık
değiştirmiş ya da şifrelenmiş
olacaktır; psikanalistin görevi bu
mesajları, psikanaliz araçları
yardımıyla yorumlamaktır.
Bilinçdışının ortaya çıkmasını
sağlayacak birkaç teknik vardır.
Freud tarafından uzun boylu
tartışılanlardan biri rüya
analizleridir. Ünlü kitabı Rüya
Yorumları'nda kendi rüyaları
üzerinde çalışmıştır. Her rüyanın
Freud'un hastaları konuşurken
tedavi odasındaki bu kanepeye
uzanırlardı. Freud onları dinlerken
gözden uzak bir köşede oturur ve
hastanın iç çatışmalarının kaynağına
götürecek ipuçlarını araştırırdı.
98 SIGMUND FREUD
bir isteğin yerine getirilmesi yorumunu desteklemektedir: Kişi
anlamını taşıd ığını, bir istek utancı ve kısıtlamaları ark;ısında
bilinçli zihnimizde ne kadar bırakmak istemektedir. Binalar ve
''
nahoşsa rüyalarımızda o kadar gizli yapıların bile şifreli anlamları
ya da çarpıtılmış olarak ortaya bulunmaktad ır . Merdiven aralıkları,
çıkacağını iddia eder. Freud'a göre maden kuyu ları, kilitli kapılar ya da
bilinçdışı, bilinçli zihnimize işte bu dar bir geçitte!G küçük bir bina Rüyaların yorumları zihindeki
nedenle şifreli mesajlar gönderir. Freud'a göre hep bastırılmış cinsel bilinçdışıfaaliyetlerin bilgisine
Örneğin Freud rüya çıörenin çıplak duyguları simgelemektedir. giden en rahat yoldur.
olduğu rüyaları şöyle yorumlar: Bu Sigmund Freud
rüyaların ana kaynağı, çıplaklığın Bilinçdışına ulaşmak
kaşların çatılmasına neden Bili nçdışının kendini ele verdiği
''
olmadığı ve utanç duygusunun d iğer bilinen yollar Freudyen koy-
insana egemen olmadığı ilk malar ve serbest çağrışım süreci-
çocukluk yıllarından kalma dir. Freudyen kayma bir sözel hata
anılardır. Rüya görenin rahatsızlık veya "dil sürçmesi"dir ve bastırıl
hissettiği rüyalarda, rüyadaki diğer mış bir inancı, düşünceyi veya
insanlar genellikle ilgisizdirler ki bu duyguyu ele verdiği söylenir. yerde "en iyi memeyi yaptığını"
da yine isteğin yerine getirilmesi Birbirine benzer iki kelimeden biri- söylemesi, gerçek duygularını açığa
nin istemeden diğeri nin yerine vuran bir dil sürçmesidir. Freud
söylenmesidir; kişin in farkında (Cari Jung tara fında n geliştirilen)
Salvador Dali'nin Anıların Direnişi
(1931), çürümeye ve ölüme yol açan
olmayarak gerçekte hissettiği şeyi serbest çağrışım tekniğini de kul-
zamanın sürrealist bir görüntüsüdür. söylediği varsayılır. Örneğin bir lanmıştır. Bu, hastaların bir keli-
Fantastik niteliği Freudycn rüya erkeğin arzuladığı bir kadının "en meyi duyduklarında akıllarına
yorumlarını anımsatmaktadır. iyi yemeği yaptığını" söyleyecek gelen ilk kelimeyi söylemelerinin
PSiKOTERAPi 99
istendiği bir tekniktir. Zihnimiz bırakılması eylemidir. Eğer belirgin
otomatik çağrışımlar yaptığı için olay-örneğin ebeveynlerden
"gizli" düşünceler bilinçli zihnin birinin ölümü- olduğu sırada çok
müdahale şansı olmadan seslendi- ezici olduğu için tam anlamıyla
rileceklerdir; Freud bu sürecin yaşanmamışsa, zorluk ve enerji
bilinçdışının kilidini kırdığına ina- olduğu yerde kalır, ta ki katarsis
nır. anında serbest bırakılana dek.
Bireyin bastırılmış bir
durumdan çıkabilmesine ve Psikanaliz ekolü
kendisini etkileyen gerçek Freud, Viyana'da ünlü Psikanaliz
sorunlarla bilinçli şekilde baş Derneği'ni kurarak bu dernek
edebilmesine yardım etmek için aracılığıyla, yöntemlerini
Freud bastırılmış duygulara başkalarına öğreterek ve geçerli
erişmek gerektiğine i nanır. uygulamalar konusunda bir otorite Sigmund Freud
Örneğin eğer bir adam başkalarıyla gibi davranarak zamanın akıl
yüzleşmekle zorlanıyorsa, sağlı ğıyla ilgilenen topluluğu Tam adıyla Sigismund
yüzleşmenin üstesinden gelmek üzerinde güçlü bir etki Schlomo Freud Freiberg, Çek
yerine duygularını bastırmayı mekanizması yaratmıştır. Zaman
Cumhuriyeti'nde, Moravya'da
doğar. Kendisini "Altın Siggie"
seçecektir. Ancak zaman içinde içinde öğrenc i leri ve diğer
diye çağıran annesinin en
bastırılmış olan bu duygular profesyoneller onun fikirlerinde
sevdiği çocuğudur. Ailesi o
büyüyecek ve başka şekillerde değişiklikler yapmışl ar ve derneği
dört yaşındayken Viyana'ya
ortaya çıkacaklardır. Öfke, kaygı, üçe bölmüşlerdir: Freudyenler taşınır ve Sigismund, Sigmund
depresyon, uyuşturucu ve alkol (Freud'un orijinal fikirlerine sadık olur. Tıp eğitimini
kullanımı, yeme bozukluklarının kalanlar), Kleincılar (Melanie tamamladıktan sonra 1886'da
hepsi bastırılmış duygularla baş Klein'ın fikirlerinin izinden gidenler) nöroloji konusunda
etmeye çalış mak yerine onları ve Neo-Freudyenler (Freud'un uzmanlaşmış bir tıp kliniği
uzaklaştırmaya çalışmanın sonucu fikirlerini kendi daha geniş açar ve Martha Be rnays ile
olabilirler. Freud işlenmemiş uygulamalarıyla birleştirenler). evlenir. Daha sonra " konuşma
duyguların sürekli ortaya çıkma Freud 'un fikirleri tüm çağdaş tedavisi" adını verdiği ve
tehdidi ol uşturarak giderek artan uygulayıcı lara esin kaynağı olmaya tamamen yeni bir psikolojik
bir gerilim yarattıklarını ve bunları yaklaşım olan psikanalizi
devam ediyor olsa da modern
geliştirir.
•kontrol altında tutmak için giderek psikanaliz en az 22 farklı düşünce
artan aşırılıktaki önlemleri devreye 1908'de düşünce okulunun
ekolünü kapsamaktadır. •
geleceğini garantileyen
sokmanın gerekeceğini ileri sürer.
Psikanaliz Derneği'ni kurar. II.
Analiz, hapsedilmiş anıların ve
Dünya Savaşı boyunca Naziler
duyguların ortaya çıkmasını sağlar
herkesin gözü önünde
ve hasta çoğu zaman gömülü eserlerini yakarlar ve Freud
duyguyu hissettiğine şaşırır. Londra'ya taşınır. Uzun s üren
''
Hastaların uzun yıllar öncesinde bir ağız kanserinden sonra
kal mış ve çoktan "üstesinden yardımlı ötenazi ile hayatına
geldiklerini" sand ı kları bir şey son verir.
yüzünden kendilerini gözyaşlarına Fiziksel olan gibi psikolojik
boğ ulmuş görmeleri nadir rastlanan Önemli eserleri
olan da gerçekte göründüğü
bir durum değildir. Bu tepki olayın
gibi olmayabilir. 1900 Rüyaların Yorumu
ve duygunun hala can lı olduğunu
Sigmund Freud 1904 G ünlük Hayatın
-haıa duygusal enerji
Psikopatolojisi
barındırdığını- ve üstesinden
1905 Cinsellik Kuramı Üzerine
''
gelinmek yerine bastırıldığını
Üç Deneme
gösterir. Freudyen terimle
1930 Medeniyet v e
"katarsis" bastırılmış anılara eşlik Hoşnutsuzlukları
eden derin duyguların serbest
100
1902 Charles Horton Cooley, Her çocuk aşağılık duyguları hisseder çünkü
"ayna benlik" kavramını açık çevresinde daha güçlü ve akıllı insanlar vardır.
lar: Kendimizi nasıl gördüğü
müz başkalarının bizi nasıl
gördükleriyle ilgili düşünceleri
mize dayanır. Bu aşağılık duygusu çocuklan daha iyiyi yapma ve
SONRA başarmaları için motive eder.
1943 Abraham Maslow kendi-
mizi hem gerekli hem de iyi
hissedebilmemiz için başarı
larla birlikte başkalarından
Dengeli bir psişede başarı Dengesiz bir psişede başarı
saygı görmeye ihtiyacımız ol-
aşağılık duygularını ortadan aşağılık duygular ını ortadan
duğunu söyler.
kaldırır .. kaldırmaz ..
1960'lar İngiliz psikolog Mic-
lıı:ıtıl Aı1,Jyle kendine güveni kı
yaslamaların şekillendirdiğini
öne sürer: Başkalarından daha
başarılı olduğumuzda kendi- .. ve aşağılık duyguları
mizi iyi, daha başarısız oldu- ... ve güven gelişir. gelişir.
ğumuzda kötü hissederiz.
PSiKOTERAPi 101
Ayrıca bkz. Karen Horney 110 • Eric Fromm 124-29 • Abra ham Maslow
138-39 • Rolle May 141 • Albert Ellis 142- 45
hastaları arasında büyük farklar ol- olan "üstünlük kompleksi"ni de ta- ve bireylerin Freud'un
tanımladığı bilinçdışı itkileri
duğunu saptamıştır. Bazı engelliler nımlamıştır. Bu hedefler
kadar sosyal faktörlerden de
, çok yüksek atletik başarılara eriş ulaşıldıklarında kişiye güven hissi
etkilendiklerini öne sürerek
mektedirler ve Adler bu kişilerde sağlamazlar, sadece onu sürekli ola-
dernekten ilk ayrılan da yine o
engelli olma halinin güçlü bir moti- rak dışarıda yeni hedefler aramaya olmuştur. 1911'deki bu
vasyon oluşturduğunu fark etmiştir. teşvik ederler. • ayrılıktan sonra Adler mesleki
Diğer uçta ise engelleri yüzünden anlamda yükselmiş ve kendi
yenilmiş hisseden ve durumlarını psikoterapi ekolünü kurarak pek
ıyileştirmek için çok az çaba göste- çok önemli psikoloji kavramı
ren hastaları vardır. Adler bu geliştirmiştir. 1932'de
farklılıkların. hastaların kendilerini Avusturya'dan ABD'ye göç
''
nasıl gördükleri, diğer bir deyişle eder. İskoçya'da Aberdeen
özsaygı ları ile bağlantılı olduğunu Üniversitesi'nde ders verirken
anlar. geçirdiği kalp krizi sonucu
İnsan olmak aşağılık hayatını kaybeder.
''
yatan evrensel bir insan 1927 Bireysel Psikol ojinin
deneyimidir. Çocuklar doğal olarak Uygulama ve Kuramları
aşağı lık duygusu hissederler çünkü 1927 İnsan Doğasını Anlama
her zaman kendilerinden daha
•
ARKETIPLERDEN
KISACA
Mitler ve semboller dünyanın her yanındaki kültürlerde ve
YAKLAŞIM farklı yüzyıllarda çarpıcı benzerlikler gösterirler.
Psikanaliz
ÖNCE
1899 Sigmund Freud, RüyaJa-
n n Yorumu'nda bilinçdışının
doğasını ve rüyalardaki sem- Bundan dolayı bir tür olarak paylaştığımız bilgi ve
bolizmi inceler. deneyimlerin bir sonucu olmalıdırlar.
igmund Freud, Tanrı ya da yerindeki toplumlar ın çarpıcı Hepimizin içinde hiçbir kişisel
''
Jung psişenin üç bölümden erkeksi hem kadınsı tarafları
oluştuğunu öne sürer: ego, kişisel olduğuna ve tam bir erkek ya da
bilinçdışı ve kolektif bilinçdışı. tam bir kadın haline gelmesinde
Kişisel bilinçdışı daha
Egonun bilinçli zihin veya benliği biyoloji kadar toplumun da rol
derindeki bir katmanın simgelediğini , kişisel bilinçdışının, oynadığına inanır. Tam bir erkek
üzerindedir. .. Ben o katmana bastırdıkları da dahil olmak üzere veya kadın olduğumuzda , her ne
ortak bilinçdışı diyorum. bireyin kendi anılarını sakladığını kadar bir arketip aracılığıyla
CarlJung söyler. Kolektif bilinçdışı ise benliğimizin diğer kısmına MI§.
psişenin arketipleri barındıran erişebilsek de potansiyelimizin
''
kısmıdır. yarısına sırtımızı dönmüş oluruz.
Animus, dişi kişiliğin erkek
Arketipler bileşenidir ve Anima da erkek
Pek çok arketip vardır ve bunlar psişenin dişi özellikleridir. Bu,
farklı kültürlerde birbirlerine "diğer yarı" dır; bir kız veya erkek
Eski zamanlardan kalma karışıp, birbirlerini olmak üzere büyürken bizden alınan
anılar ekil!endirebildikleri halde her yarı. Bu arketipler bizim karşı cinsin
Jung arketiplerin kalıtsal belleğin birimizde her arketipin bir modeli doğasını anlamamıza yardımcı olur
katmanları olduklarına ve insan bulunmaktadır. Dünyayı ve kendi ve kadın veya erkeğin "şimdiye
deneyiminin bütününü deneyimlerimizi anlamak için bu kadarki tüm izlenimlerini
oluşturduklarına inanmaktadır. sembolik formları kullandığımızdan depoladıkları" için tüm geleneksel
Latince bir kelime olan resim, edebiyat ve drama gibi eril ve dişi düşünceleri yansıtırlar.
archetypum, "ilk şekillenen" insana ait tüm ifade biçimlerinde
an lamına gelmektedir ve Jung ortaya çıkarlar.
arketiplerin ilk atalarımızın Bir arketipin doğası onu hemen
deneyimlerinden kalma anılar tanımamızı ve belli bir duygusal
, olduklarına inanmaktadır. Psişe anlamla ilişkilendirmemizi
içinde şablonlar olarak görev sağlayacak şekildedir. Arketipler çok
yaptıklarını ve bizim onları kendi çeşitli davranışsa! ve duygusal
deneyimlerimizi düzenleyip modelle birleştirilebilirler ama Yaşlı
anlamak için farkında olmadan Bilge, Tanrıça, Kutsal Bakire, Büyük
kullandığ ımızı düşünür. Aralardaki Ana ve Kahraman gibi hayli tanınır
boşlukları kişisel yaşamlarımızdan olan çok ünlü arketipler de vardır.
detaylarla doldurabiliriz ama kendi Persona, Jung tarafından
deneyimlerimizden anlam tanımlanan en önemli arketiplerden
çıkarmamızı sağlayan biridir. Jung'un kendi hayatında çok
bilinçdışımızda hazır bulunan bu erken anladığı bir şey de, kişiliğinin
altyapıdır. sadece belli bir bölümünü dış
Arketipler, kalıtım yoluyla dünyayla paylaşma eğiliminde
geçen duygu veya davranış olduğudur. Bunun diğer insanlarda
kalıpları olarak düşünülebilirler. da var olan bir özellik olduğunu
Belli bir dizi davranı ş ı ya da anlamış ve insanların kişiliklerini
Havva, erkeğin bilinçdışının dişi par-
duygusal ifadeyi anlamı olan bileşenlere ayırdıklarını, ortama ve
çam olan Anima'nın semlx:ıllerinden biridir.
bütün bir model olarak fark duruma göre bunlardan birini Jung onun "erkeğin düşmesi ... ve hayalın
etmemizi sağlarlar. Bunu içgüdüsel seçerek kullandıklarını fark etmiştir. yaşanması için kapanlar ve tuzaklarla dolu
olarak yapıyor görünsek de Jung Dünyaya sunduğumuz benlik okluğunu" söyler.
106 CARL JUNG
etkiler ve kendilerini kehanetsel geçmektedir. Tamamen hayata
ifadeler (Anima) veya bükülmez geçirildiğinde bu arketip bilgeliğin
akılcılık (Animus) olarak gösterirler. ve gerçekliğin kaynağıdır ve benlikle
''
Jung bir arketipi, bizim, spüritüel olanı bağlayabilir. Jung
dünyanın görmesini istemediğimiz kendini gerçekleştirmenin otomatik
kısmımızı simgelediğini söyleyerek olarak meydana gelmeyeceğini ,
Tarihteki en güçlü fikirler tanımlar. Buna "Gölge" adını bilinçli şekilde aranması gerektiğini
arketiplere dayanmaktadır. vermiştir ve Gölge, Persona'nın tam de vurgular.
CarlJung zıdd ıdır; karakterimizin en utanç
verici yanlarını, bastırılmış Rüyalardaki arketipler
düşüncelerimizi ve tüm sırlarımızı Arketipler, rüya ların yorumunda
''
simgeler. İncil' de Şeytan, edebiyatta ciddi şekilde önemlidir. Jung
Dr Jekyll'ın Mr Hyde'ı olarak ortaya rüyanın bilinçli benlikle sonsuz
çıkar. Gölge bizim, başkalarına (ego ile kolektif bilinçdışı) arasında
yansıttığımız "kötü" yanımızdır, bir diyalog olduğuna ve
buna rağmen tamamen ulumsuz arketiplerin rüyada semboller
Animus, kültürümüzde "gerçek değildir: Belli bir durumda kabul olarak etkinleşip diyalogu
erkek" olarak temsil edilir, kaslı edilemez oldukları için bastırmayı kolaylaştırdığına inanır.
adamdır, askerlerin kumandanıdır, seçtiğimiz yönlerimizi simgeliyor Arketiplerin rüyalar bağlamında
soğukkarilı mantıkçıdır ve romantik olabilir. belli anlamları vardır. Örneğin Yaşlı
kazanovadır. Anima ise orman Tüm arketiplerin içinde en Bilge Adam veya Kadın bir rüyada
perisi, bakire, baştan çıkarıcı olarak önemlisi Gerçek Benlik'tir. Bu, ruhani bir lider, ebeveyn, öğretmen,
görünür. Doğaya yakın, sezgili, merkezi, düzenleyici bir arketiptir ve doktor -yol gösteren, yönlendiren,
kendiliğinden olabilir. Resimlerde ve tüm diğer yönleri birleşmiş, tam bir akıl veren kişiyi gösterir- olarak
hikayelerde Havva veya Troialı Helen benliğe uydurmaya çalışır. Jung'a temsil edilebilir. Rüyayı görenin
olarak ya da erkekleri büyüleyen ve göre insan varoluşunun gerçek kendi annesi veya büyükannesi
onların hayatlarını çalan Marilyn amacı, "kendini gerçekleştirme" olarak ortaya çıkan arketip, Büyük
Monroe gibi bir kişilik olarak ortaya adını verdiği , gelişmiş, aydınlanmış Ana, besleyeni, büyüteni temsil
çıkar. Bu arketipler bilinçdışımızda bir psikolojik duruma erişmiş bir eder. Güven, rahatlık ve doğrulama
var oldukları için ruhsal varlık olmaktır ve bunun yolu da sağlar. En saf haliyle Gerçek Benliği
durumlarımızı ve tepkilerimizi Gerçek Benlik arketipinden temsil eden Kutsal Çocuk
masumiyet veya incinebilirliği
temsil eder ve rüyalarda açıklığı ya
da potansiyeli akla getiren küçük
bir bebek ya da çocuk olarak ortaya
çıkar. Eğer ego çok büyürse
Oyunbaz ortaya çıkarak kontrol
altında tutulur. Oyunbaz, rüya
görenin zayıf yanlarını gözler önüne
seren oyuncu bir arketiptir ve
şakalar yaparak bireyin kendini ve
arzularını çok ciddiye almasını
engeller. Oyun baz ayrıca
Norveçlilerin yarı tanrıs ı Loki,
Yunan ta nrısı Pan, Afrika'nın
''
Myers-Briggs Tip Göstergesi (MBTI) ve arkeolojik gezilere katılır.
gibi yaygın biçimde kullanılan 1935'te Zürih Üniversitesi'nde
kişilik testlerine de ilham kaynağı profesör olur ancak araştırma
Bilinçdışını
anlayarak olmuştu r. Jung'un çalışma ları larına yoğunlaşmak için ders
kendimizi onun psikoloji, antropoloji ve spiritüalite vermeyi bırakır.
egemenliğinden kurtarabiliriz. alanlarında etkili olmuştur.
Cari Jung ÖnemlleH rlerl
Arketipleri o kadar yaygındır ki
sinemada, edebiyatta ve evrensel 1912 Dönüşüm Sembolleri
''
karakterleri tasvir eden diğer tüm 1934 Arketipler ve Kolektif
kültürel biçimlerde kolaylıkla ayırt Bilinçdışı
edilmektedirler. • 1945 Rüyaların Doğası Üzerine
108
•• ••
YAŞAM VE OLUM
İÇGÜDÜLERİ
••
ARASINDAKİ
MUCADELE YAŞAM BOYU
SÜRER
MELANIE KLEIN (1882-1960)
Sürekli çatışma
Klein bu ilkel güdülerin asla üstesin-
den gelemeyeceğimize inanır. Onla-
c insanın bilinçdışında . .
~
__/
ra yaşamlarırnız boyunca sahip olu- ~----,..~-------------~r----
ruz, asla güvenli, oturmuş bir duru- X X
ma gelemeyiz ama "ilkel şiddet fan- 'Y V
tezileri" ile kaynayan bir bilinçdışıyla
yaşamaya devam ederiz. Bu tür bir
ruhsal çatışmanın etkileri düşünüle
cek olduğunda Klein geleneksel mut-
luluk kavramına ulaşmanın
imkansız olduğunu ve yaşamanın,
Nirvana'ya ulaşmakla ilgili olmayıp
bu çatışmaya tolerans göstermenin
bir yolunu bulmakla ilgili olduğunu
düşünür.
Yaşam, ölüm itkisiyle karşı mücadele etmektir.
Bu tolerans durumu umabilece-
ğimiz en iyi şey olduğundan Klein
insanların arzu ettikleri veya hak
ettiklerine inandıkları hayatı bula-
madıkları için depresyon ve hayal
kırıklığı içinde yaşamalarını şaşır
Bu da sürekli bir ruhsal gerilime neden olur ..
tıcı bulmaz. Klein'a göre insan ya-
şamı kaçınılmaz olarak endişe, acı,
kayıp ve yıkımla doludur. Bu ne-
denle de insanlar iki zıt kutup ya-
şam ve ölüm içinde yaşamayı öğ
renmek zorundadırlar. •
Melanie Klein Avusturya'da doğan Melanie Kle- nış sırasında kazaya kurban
in, dört çocuklu bir ailenin kızıdı r. gitmiştir. Hiçbir resmi niteliği ol-
Daha sonra boşanan anne -babası mamasına karşın psikanaliz
soğuk ve şefkatsiz kimselerdir. 17 alanında büyük bir etkisi olmuş
yaşındayken tıp eğitimi alma pla- tur. Özellikle çocuklarla yaptığı
nını bir yana bırakarak endüstriyel çalışmalar ve oyunu terapinin bir
kimyager olan Arthur Klein'la ni- parçası olarak kullanması ile tanı
şanlanır. nır.
OLMALl'LARIN
TİRAN LiGi
KAREN HORNEY (1885-1952)
''
edemeyeceklerini söyler. üretir. Bu da üçüncü ve mutsuz bir
benliğin - "küçümsenen benliğin"
1970'ler Avusturyalı gelişmesine neden olur.
psikanalist Heinz Kohut, bir Gerçekte olduğunuz Homey "olmalı"ların "kaderle olan
çocuğun gereksinimleri utandırıcı varlığı unutun pazarlığırnız"ın temelini oluşturduğu
karşılanmadığında, narsist gitsin; önemli olan, nasıl nu söyler: Eğer onlara itaat edersek dış
benlikle büyüklenmeci olmanız gerektiğidir. gerçeklikleri sihirli biçimde kontrole-
benlikten oluşan parçalanmış Karen Horney debileceğimize inanırız, oysa bunlar
bir benliğin ortaya çıktığını gerçekte derin bir mutsuzluk ve nev-
''
ileri sürer. roza neden olurlar. Homey'in görüşleri
özellikle kendi sosyal çevresiyle, uy-
1970'ler Albert Ellis, insanları
macılığa çok fazla dayanan 20. yüzyil
içselleştirilmiş "malı,
başı Almanya'sı ile ilişkilidir. •
meli"lerden kurtarmak için
Rasyonel, Duygusal Davranış Ayrıca bkz. Pierre Janet 54-55 • Sigmund Freud 92- 99 • Melanie Klein 108 09
Terapisi'ni geliştirir. • Cari Rogers 130- 37 • Abraham Maslow 138-39 • Albert Ellis 142- 45
PSiKOTERAPi 111
SÜPEREGO ANCAK
EGOYLA DÜŞ,MANCA
KARŞILAŞTIGINDA
BELİRGİN HALE GELİR
ANNA FREUD (1895-1982)
8. yüzyılda Alman filozof Im- unutmamanın hayati önem taşıdığı birlikte perspektifimizi yaratmadaki
me yer bırakmıyordu. Ayrıca bu Gestalt duası, Gestalt terapisini özetlemesi amacıyla Fritz
yöntemde analistler, hastalarına Perls tarafından yazılmıştır. Dua, başkaları aracılığıyla tatmin
kendi deneyimlerinin yaratılmasın aramak yerine kendi gereksinimlerimize göre yaşamamızın
önemini vurgular.
da sorumluluk alma ve farkında
olma olanağı tanımıyorlardı. Psika-
nalitik model hastaların, bir analist
onları bilinçdışı itkilerinden kurta-
rıncaya kadar bilinçdışı
çatışmalarının merhametine kaldık
ları bir anlayışla işliyordu. Öte
yandan Perls insanların yaratmada
kendi rollerinin gücünü anlamaları
nın çok önemli olduğunu
düşünmekteydi . Kendi gerçeklikleri-
mizi değ iştirebileceğimizin farkında
olmamızı istiyor, aslında böyle yap-
makla sorumlu olduğumuzu,
kimsenin bizim için bunu yapama-
yacağını düşünüyordu. Algının,
gerçekliği n belkemiği olduğunu bir
kez anladıktan sonra, hepimiz yarat-
tığımız hayatın ve dünyaya bakmayı
seçtiğimiz yolun sorumluluğunu al-
maya mecbur oluruz.
Gücü kabullenmek kontrol etmeyi öğrenebileceğimiz nasıl olursa olsun duygusal dengeyi
Gestalt kuramı, bir iç kontrol duygu- konusunda ısrarlıdır. Yaşamımızı al- koruma yetisinden söz ederken "ho-
su oluşturarak kişisel gelişimi teşvik gılarımızın şekillendirdiğini bir kez meostaz" deyimini kullanır.
etmek için -kişinin duygu ve dü- anladıktan sonra, oynadığımız rolle- Homeostaz, normalde bedende istik-
şünceleri için- bireysel deneyim, rin ve eylemlerimizin aslında sadece rarlı fiziksel ortamın korunmasını
algı ve sorumluluğun ilkelerini kul- gerçekliği değiştirmek için bilinçli tanımlamak için kullanılan biyolojik
lanır. Perls, dış çevreye olarak kullandığımız birtakım araç- bir terimdir. Bundan pek çok siste-
bakılmaksızın iç deneyimlerimizi lar olduğunu görürüz. İçteki ruhsal min ince bir denge içinde olması
dünyanın kontrolü iki katmanlı bir kastedilmektedir ve Gestalt terapisi-
seçim aracılığıyla güç verir: çevreyi nin zihne bakış yöntemi de aynen
nasıl yorumlayacağım ız ve ona nasıl böyledir. Zihni, insan yaşantısının
''
tepki vereceğimiz. "Sizi kendinizden bütününü oluşturan pek çok düşün
başka kimse öfkelendiremez" deyişi ce, duygu ve algı aracılığıyla
bu felsefeyi mükemmel biçimde ör- dengelemenin yollarını arar. Kişiyi bir
Öğrenmek, bir şeyin mümkün neklemektedir ve bunun gerçekliği bütün olarak görür ve parçalara değil
insanların örneğin trafik sıkışıklığı bütüne odaklanır.
olduğunu keşfetmektir.
Fritz Perls na, kötü haberlere veya kişisel Perls hastalarına, algılarının gü-
eleştiriye karşı verdikleri farklı tep- cünün ve onun gerçekliği (ya da
kilerde görülebilir. "gerçeklik" olarak tanımladığımız
''
Gestalt terapisinde kişi, neler olup şeyi) nasıl şekillendirdiğinin farkı
bittiğine bakılmaksızın eylemlerinin na varmaları için yard ım etmeyi
ve tepkilerinin doğrudan sorumlulu- görevi olarak görmektedir. Bu şekil
ğunu almaya zorlanır. Perls, çevre de, hastaları iç manzaralarını
116 FRITZ PERLS
anda alg ılanan gerçekliği doğrudan lendirmez; Perls'in Gestalt yaklaşımı
yaşamasını sağlar. Bu beceri. "bura- daha sonra Cari Rogers'ın hümanis-
da olmak" Gestalt süreci için çok tik. kişi odaklı yaklaşımının temelini
önemlidir; güçlü bir duygusal farkın oluşturmuştur.
dalıktır ve her birimizin kendi
çevremizi nasıl yarattığımız ve ona Kaderin ink&n
nasıl tepki verdiğimizi anlamamız Gestal yönteminin bir diğer bileşeni
için bir temel oluşturur. Ayrıca kendi- de dil kullanımını içerir. Hastalara.
mizi ve çevremizi deneyimleme farkındalıklarını artırmaları için veri-
yollarımızı değiştirmeyi öğrenmemiz len önemli bir araç da
için bir yol göstericidir. konuşmalarının içinde "Ben" kelime-
Kişisel gelişim için bir araç olarak sini fark etmeleri ve değiştirmeleri
otantik duygulaıla - gerçek duygular için verilen talimattır. Perls'e göre
ve düşünceler- temasta olma beceri- gerçekliğimizin sorumluluğunu al-
si Perls için diğer terapi biçimlerinin mak için. öyle olmadığı halde hiçbir
Budizm gibi Gestalt terapisi de zı psikolojik açıklamalarından veya a- kontrolümüz olmadığı yanı lsarrıasıru
h insel farkındalığın gelişimi ve nalitik geribildirimlerinden daha yaratmak için dili nasıl kullandığım1-
değişimin kaçınılmaz olduğunun kabu-
önemlidir. Davranışın ardındaki "ne- zı fark etmemiz gerekir. Basitçe "Ben
lünü teşv ik eder. Perls değişime den" Perls için çok önemli değildir, bunu yapamam:· ya da "Ben bunu
"yaratıcı uyum incelemesi" adını ver-
miştir.
önemli olan "nasıl" ve "ne"dir. yapmayacağım:· demek benim bir
"Neden"i bulma gerekliliğinin değe seçim yaptığımı açıkça gösterir. Ay-
şekillendirmenin kontrolünü ele ala- rinin düşmesi ve anlam için rıca duyguya sahip çıkmaya da
bilmektedir. Algıladıkları gerçeklik sorumluluğun analistten hastaya yardımcı olur; duygular bende doğar
duygusunun sorumluluğunu üstle- kayması. hasta-terapist hiyerarşisin lar ve bana aittirler; kendi duygularım
nerek istedikleri gerçekliği de önemli bir değişimi de için birini ya da bir şeyi suçlayamam.
oluşturabilirlerdi. beraberinde getirmiştir. Terapide ön- Diğer dil değişimi örnekleri
Perls, bunu başarabilmeleri için ceki yaklaşımlar genellikle terapistin arasında "malı" ekini "istemek" fiili
hastalarına Gestalt terapisinin gerek- hastayı tedavinin amacına doğru ile değiştirmek vardır; örneğin
li süreçlerini öğreterek yardım manipüle etmesini içerirken Gestalt "Artık gitmeliyim" yerine "Gitmek
etmiştir. İlk ve en önemli süreç far- yaklaşımında hedefe doğru birlikte istiyorum" demek gibi. Bu aynı
kındalık yaratmak ve bu farkındalığı çalışan terapislle hasta arasında sı zamanda seçim unsurunu açıkça
şimdiki anın duyguları üzerine odak- cak. empatik bir ilişki kurulur. gösterme işlevi görmektedir. Perls.
lamaktır. Bu. kişinin duygularını ve o Terapist dinamiktir ama hastayı yön- yaşantı larımız için sorumluluk
Frltz Perls Frederick "Fritz" Salomon Perls, 1960 ' ların sonunda ayrılırlar ve
19. yüzyılın sonunda Berlin'de do- Perls. California'ya yerleşir.
ğar. Tıp eğitimi alır ve I. Dünya Perls. orada psikoterapinin görü-
Savaşı sırasında Alman nümünü değiştirmeye devam e-
Ordusu'nda kısa bir süre geçirdik- der. 1969'da Kanada'da bir terapi
ten sonra doktor olarak mezun o- merkezi kurmak için ABD'yi terk
lur. Ardından psikiyatri eğitimi a- eder ancak bir yıl sonra bir atöl-
lır ve 1930'da psikolog Laura ye çalışmasını yönetirken kalp
Posner'le evlenip Güney Afrika'ya krizinden hayatını kaybeder.
göç eder ve ikisi orada bir psika-
naliz enstitüsü kurarlar. Psikanali- Önemli eserleri
tik yaklaşımın aşırı entelektüelleş
mesinden hayal kırıklığına uğra 1946 Ego, Açlık ve Saldırganlık
yarak 1940'ların sonunda New 1969 Harfi Harfine Gestalt Tera-
York'a taşınırlar ve kendilerini gi- pisi
derek büyüyen bir ilerlemeli dü- 1973 Terapiye Gestalt Yaklaşımı
şünce kültüründe bulurlar. ve Görgü Tanıklığı
PSİKOTERAPi 117
Aklınızı
''kaybedin ve
duyularınıza gelin
Fritz Perls
''
1960 'ların h ippi kültürü "kendini
bulmak""la ilgili Gestalt düşüncesiyle
uyumludur ancak Perls "anında
mutluluk satıcıları"" ve "duyuların
özgürlüğüne kestirme yol""a karşı uyarır
almayı öğrenirken toplumun benliklerimiz için yanlış olan kendi fikirlerini bulmasına yaptığı
etkisinden bağımsız otantik olayları, ilişkileri veya şartları vurgu 1960'1arın Batı dünyasındaki
benlikler geliştirdiğimizi söyler. reddetme zorunluluğumuz doğar. karşı-kültür devrimine kusursuzca
Ayrıca, "şimdi olmuş" şeylerin Gestalt kuramı bize aynı zamanda uymaktadır. Ancak bireyselliğe bu
merhametine kalmadığımızı toplumumuzun normları arasından odaklanma bazı psikologlar ve ana-
anladığımızdan dolayı kendi hangilerini kabul etmeyi listler, özellikle de insanları, her
güçlülüğümüzü yaşarız. seçtiğimizi de sorar. Onların şeyin üzerinde, sosyal varlıklar ola-
Hayatlarımızda kendimiz için kabul varsayd ığı gerçek doğrultusunda rak görenler tarafından, terapinin
ettiklerimizin birer seçim olduğunu, çok uzun bir zamandır yaşıyorsak zayıf bir yönü olarak değerlendiril
güçsüz olmadığımızı bir kez bunları otomatik olarak kabul mektedir. Onlara göre Gestalt
anladıktan sonra kurban olma ediyor olabiliriz. Perls inançları ilkelerine göre yaşamın bir hayat
• duygularımız da ortadan kalkar. Bu olduğu gibi benimsemek yerine başkasıyla yakınlık olasılığını dışa
kişisel sorumlulukla birlikte otantik otantik benliğimizi etkileyecek ve rıda bırakmakta ve bireye, toplum
geliştirecek olanlara ihtiyacımız zararına çok fazla odaklanmaktadır.
olduğunu söyler. Kendi Buna karşılık Gestalt terapisinin
kurallarımızı yazma becerisi kendi destekçileri otantik bir benlik geliş
tirilmeden başka biriyle sahici bir
''
fikirlerimizi, felsefemizi,
arzularımızı ve ilgilerimizi belirler. ilişki kurmanın mümkün olmadığı
Kendimize hesap verme, kendimize nı iddia etmektedirler.
güvenme ve kendi içimize Perls, 1964'te Califomia'daki Esa-
Eğer teşviğe,övgüye, herkesin bakabilme farkındalığımız arttıkça len Enstitüsü'nde düzenli konuşmacı
ihtiyaç
sırtınızı sıvazlamasına kendi dünyamızı ya da gerçeğimizi olmuş, bu köklü merkezde spiritüel ve
duyuyorsanız o zaman herkesi inşa ettiğimizi anlarız. Yaşadığımız psikolojik gelişmeler için kalıcı bir il-
kendi yargıcınız yaparsınız. hayatlara katlanması daha ham kaynağı haline gelmiştir.
Fritz Perls kolaylaşır çünkü "gerçek ancak 1970'1erdeki ani popülaritfısin rlP.n
kendiniz keşfettiğinizde sonra Gestalt terapisi gözden düş
katlanılabilirdir". müştür ancak ilkeleri diğer terapi
''
biçimlerinin kökleri olarak kabul gör-
Yakınlık olasılığı müştür. Günümüzde Gestalt, pek çok
Gestalt terapisinin "şimdiki anda "standart" terapi yaklaşımından biri
olma" ve kişinin kendi yolunu ve olarak tanınmaktadır. •
118
KISACA
BİRİNİN EVLAT
YAKLAŞIM
Psikanaliz
ÖNCE
EDİNDiGi çocuGu
1900'lar Sigmund Freud.
nevrotik çatışmaların (ve
süperegonun) 3-6 yaşlan
arasındaki Ödipal dönemde
EVİNE GÖTÜRÜP
doğduğunu ileri sürer.
SEVMESİ YETERLİ
geliştiğini ve sevgi ile nefretin
kalıt.sal olarak bağlantılı
olduklarını iddia eder.
DEÖİLDİR
SONRA
1947 Psikolog ve oyun tera-
pisti Virginia Axline, oyun
terapisinin sekiz ilkesini
DONALD WINNICOTT (1896-1971) geliştirir; biri de şudur:
"Çocuğu olduğu şekliyle
kabullenin."
1979 İsviçreli psikanalist Alice
Miller, Yetenekli Çocuğuıı
Dramı'nda "duyguları ifade
etmeme sanatını geliştirmeye "
teşvik edildiğimizi söyler.
''
Winnicott'a göre parçalanmış diğer otorite figürlerinde yarattığı
bir ailede ya da ailesiz büyüyen ço- duygular çok gerçektir. Winnicott
cuklar "tüm zamanlarını ailelerini yetişkin lerin bu duyguları inkar et-
Evlatlık bir çocuk önce nefret arayarak geçirmektedirler" ve bu mektense -ki daha kolay gibi görü-
edilmeden sevilemeyeceğine yüzden de geçmiş ilişkilerde yaşa nen budur- kabullenmelerinin ge-
inanıyor olabilir dıkları duyguları şimdi başka bir rekli olduğuna inanır. Ayrıca çocu-
Donald Winnicott yetişkine yöneltmektedirler. Çocuk ğun nefretinin kişisel olmadığını da
nefreti içselleştirmiştir ve artık ol- anlamalıdırlar; çocuk, şimdi yakı
madığı zamanda bile nefreti gör- nında bulunan kişiye , önceki mut-
''
mektedir. Çocuk içinde bulunduğu suz durumu hakkındaki endişesini
yeni ortamda da etrafta nefret var- ifade etmektedir.
ken neler olacağını görmeye ihtiyaç Otorite figürünün kendi nefretiy-
duymaktadır. Winnicott sonrasını le ne yaptığı da elbette kritik önem
şöyle açıklar : "Bu şekilde evlat edi- taşımaktadır. Çocuğun sevilmeye-
nizmalarının nefretin varlığını açık nilen çocuk bir süre sonra umut ka- cek kadar "kötü" ve değersiz oldu-
ladığını söyler. Çocuk, yeni ebe- zanır; bulduğu yeni ortamı sınama ğuna dair inancı yetişkinden gelen
veyn figü rüne karşı nefretini ifade ya ve tarafsız biçimde koruyucusu- tepkiyle pekiştirilmemelidir; yetiş
eden bir öfke patlaması yaratacak, nun nefret etme yeteneğinin kanıt kin nefret duygularını tolere etmeli
karşılığında onun da nefretini u- larını aramaya başlar." ve bu duyguların ilişkinin bir parça-
yandıracaktır. Winnicott bu davra- Bir çocuğun nefretini ve kendisi- sı olduğunu fark etmelidir. Çocuğun
nışı "anti-sosyal eğilim" olarak ad- nin gerçekten sevilmeye değer ol- güvende hissetmesinin ve bir bağ
landırır. madığını ifade etmesinin pek çok kurabilmesinin tek yolu budur.
Winnicott'a göre acı çeken bir yolu vardır. Bu değersizlik. daha ön- Yeni çevre ne kadar s evecen o-
çocuk için nefret etme ve edilme ceki olumsuz ebeveyn deneyimle - lursa olsun çocuğun geçmişini si-
ihtiyacı, isyan ihtiyacından bile da- rinden kalma bir mesajdır. Çocuğun lemez; geçmiş deneyimlerden kay-
ha derindir ve nefre tini tolere ede- bakış açısından bakıldığında, o ken- naklanan duygu kalıntıları varlık
bilen bir ebeveynin önemi çocuğun dini sevmek ya da sevilmenin ge ti- ların ı hala sürdürecektir. Winni-
iyileşmesinde çok önemli bir faktör- receği potansiyel hayal kırıklıkları cott, bunun çözümü için hiçbir
dür. Winnicott çocuğun nefretini i- riskinden korumaya çalışmaktadır. kestirme yol görmez. Çocuk, yetiş
fade etmesine izin verilmesi gerek- kinlerin nefret duygularının red-
tiğini söyler ve ebeveyn de hem ço-
cuğun hem de kendisinin nefretini
tolere edebilmelidir.
Bu tür bir fikir şoke edici olabilir
ve insanlar içlerinden yükselen nef-
ret kavramıyla mücadele edebilirler.
Suçluluk hissedebilirler çünkü ço-
cuk zaten pek çok zorluklardan ge-
çerek gelmiştir. Ebeveynlerine kar-
şı etkin biçimde nefret dolu davra-
nan bir çocuk, ihmal edildiği ve yok
Sağlıklı nefret
Winnicott, çocukların yer değiştir
mediği psikolojik olarak sağlıklı ai-
lelerde bile bilinçsiz bir nefretin,
ebeveynlik deneyiminin doğal ve
gerekli bir parçası olduğuna ina-
nır; "uygun şekilde nefret etmek- Terapötik ilişki Hasta, terapistin bu saldırıya daya-
ten" söz eder. Melanie, Klein bir Winnicott ayrıca, ebeveyn-çocuk i- nabilecek kadar güçlü ve güvenilir
bebeğin annesine karşı nefret duy- lişkisini terapistle hastası arasında olup olmadığını anlamaya ihtiyaç
duğunu iddia ederken Winnicott'a ki ilişkiye benzetir. Analiz sırasında duymaktadır.
göre bu, önce annenin bebekten terapistte uyanan duygular, "karşı
nefret etmesiyle başlar - hatta aktarım" olarak bilinen bir kavra- Gerçekçi bir yaklaşım
bundan da önce olağanüstü ilkel mın parçalarıdır. Terapi sırasında Winnicott'un bazı fikirleri şoke edi-
ve "acımasız" bir sevgi vardır. Bir hastada uyanan duygular -genel- ci gibi görünse de o, çocuklarımızı
b ebek, varlığı ile anneden fiziksel likle anne-baba ve kardeşlerle ilgili- büyütme konusunda gerçekçi olma-
ve psikolojik olarak devasa talep- dirler- terapiste transfer edilir. mız ve dürüst olmak adına duygu-
lerde bulunur ve bu da annede nef- Winnicott makalesinde, terapistin sallığı önlememiz gerektiğine ina-
ret duyguları uyanmasına neden o- analizin bir parçası olarak hastası nır. Bu, bizim çocuk ve daha sonra
lur. Winnicott'un annenin bebek- na karşı nasıl nefret hissettiğini ta- yetişkin olarak doğal ve kaçınılmaz
ten nefret etme nedenlerini sırala nımlar. Aslında bu nefret, hasta ta- olan olumsuz duyguları kabullenip
d ığı 18 maddelik listesinde şunlar rafından terapistin buna dayanıp başa çıkabilmemizi sağlar. Winni-
da vardır: Hamilelik ve doğumla dayanamayacağını sınamanın zo- cott bir realist ve pragmatisttir; ef-
hayatını tehlikeye atmıştır; bebek runlu bir parçası olarak üretilmiştir. sanevi "mükemmel aile" kavramını
özel hayatına bir müdahaledir; em- veya söylenen bir-iki güzel sözün
zirirken bebek canını acıtmakta, geçmişteki tüm dehşet verici anıla
hatta onu ısırmaktadır; bebek ona rı silip götüreceği bir dünya fikrini
''
"bir pislik, bedava bir hizmetçi, bir reddeder. O, gerçek ortamı ve yaşa
köle gibi" muamele etmektedir. dıklarımızın zihnimizdeki yansı
Winnicott annenin bütün bunlara malarını görmeyi tercih eder ve bi-
rağmen çocuğunu -kakası ve her Bir annenin aşırı duygusallığı ze de cesur ve dürüstçe bunu yap-
ş eyiyle- güçlü, ilkel bir sevgiyle mamızı tavsiye eder. Görüşleri belli
çocuk açısından hiç de iyi
sevdiğ ini ve bebeğine olan nefret
değildir.
bir düşünce ekolüne tam olarak uy-
duygula rını ona hiçbir şekilde yan- maz ancak geçmişte ve günümüz-
Donald Winnicott
sıtmadan tolere etmeyi öğrenmesi de dünyanın her yerimle, sosyal
gerektiğini de söyler. Çünkü ona hizmetler, eğitim, gelişim psikoloji
''
göre, eğer anne uygun şekilde nef- ve psikanaliz alanlarında çok etkili
ret edemezse nefret duygularını, olmuştur. •
sağlıksız ve mazoşist bir şekilde
kendisine çevirir.
122
B~~İNÇplŞ_I
''OTEKl''NIN
KONUŞMASIDIR
JACQUES LACAN (1901-1981)
~
bilinçd ışının dili, benliğin değil
SONRA "Öteki"nin dilidir.
1943 Fransız filozof Jean-Paul
Sartre çevremizdeki dünyayı Bu dili aynca en derinimizdeki Benlik duygusu
ya da "Öteki"yi algılamamızın düşüncelerimiz için de
Benlik kav ramını - her birimizin
başka bir kişi ortaya çıktığında kullanırı z .
dünyayı kendi gözleriyle gören, bizi
değiştiğini, onun Öteki
diğ erlerinden ve d ış dünyadan
kavramını benimseyerek
kendimizinkine kattığımızı
'W ayıran sınırla ra aşina olan,
düşünceler imi zde ve çevremizle
öne sürer.
etkileşim yöntemlerimizde ay rılan ,
farklı , bireysel va rlıkla r
olduğumuzu- kolaylıkla
anlayabiliriz. Peki ya dı şarıda
PSiKOTERAPi 123
Ayrıca bkz. William James 38- 45 • Sigmund Freud 92 99 • Carı Jung 102 07 • Donald Hebb 163
''
"Öteki"den ayrılığımızı fark etme
yeteneğimizdir. Lacan bu nedenle,
her birimizin yalnızca bir Öteki "Ben" daima "Öteki"nin
kavramına sahip olmamızdan alanındadır.
dolayı bile birer "benlik" olduğumuz Jacques Lacan
sonucuna varmıştır.
Lacan için Öteki, benliğin
''
ötesinde yer alan mutlak ötekiliktir;
içine doğduğumuz ortamdır, sağ
kalabilmek ve büyüyebilmek için
"çevirmemiz" veya anlamını
Benlik duygumuz "Öleki"nin ya da kavramamız gereken bir şeydir. Bir edebilir, yalnızca dille düşünebiliriz
kendi dışımızdaki dünyanın farkına çocuk dünyada işlevini yerine ve Lacan'a göre bildiğimiz tek dil
va rmamızla şekillen i r. Ancak Lacan en getirebilmek için algılarını Öteki'nin dilidir. Bilinçdışımızın
derinlerdeki düşüncelerimizi kavramlar ve kategorilerde düşüncelerine çevrilen algılar ve
oluşturanın da Öteki 'nin dili olduğunu
söyler. toplamayı öğrenmek zorundadır ve görüntüler de bu yüzden Öteki'nin
bunu yavaş yavaş farkındalık dilinden oluşmalıdır veya Lacan ' ın
edinerek ve bir dizi göstergeyi deyişiyle "bilinçdışı, Öteki'nin
kendimizden ayrı -işaretler ve şifreler- kavrayarak konuşmasıdır". Bu görüşün
tanımlayabileceğimiz bir şey yapar. Ancak bu göstergeler bize psikanaliz uygulamalarında geniş
yoksa? O zaman benlik duygumuzu sadece benliğin ötesindeki dış bir etkisi olmuş, bilinçdışının daha
kavramla ş tırmamız mümkün dünyadan gelebilirler. Bu nedenle nesnel ve açık yorumlarına yol
olmayacaktır çünkü hakkında de Öteki 'nin dilinden ya da açm ıştır. •
düşün ecek, şekli çizilmiş hiçbir Lacan'ın tercih ettiği şekliyle
varlık yoktur. Bireyler olarak "konuşmasından" oluşmak
.çevremizdeki dünyadan ayrı zorundadırlar. Duygu ve
olduğumuza karar vermek için düşünceler imizi sadece dille ifade
Jacques Lacan Jacques Marie Emile Lacan, kurar. Lacan' ın eserleri felsefe,
Paris'te doğar ve Stanlias Cizvit sanat, edebiyat ve dilbilimine
Koleji'nde eğitim görür. Daha kadar uzanır. Roland Barthes ve
sonra tıp okur ve psikiyatride Claude Levi-Strauss gibi önemli
uzmanlık alır. il. Dünya Savaşı'nda düşünürlerin de katıldığı
işgal edilen Paris't e kalır ve haftalık seminerler verir. Sadık
Val-de-GrAce askeri hastanesinde bir Freudyen olarak 1963'te
çalışır. Paris'te Ecole Freudienne de
Savaştan sonra psikanaliz Paris'yi ve 1981'de de Ecole de la
Lacan'ın en önemli aracı haline Cause Freudienne'i kurmuştur.
gelir. Ancak 1953'te daha kısa
tora.pi oturumlarını 11
sapkınca
11
Öne mli eaerlert
kullandığı gerekçesiyle çıkan bir
kavga sonucunda Uluslararası 1966 Yazılar
Psikanaliz Demeği'nden kovulur. 1968 Benliğin Dili
Lacan daha sonra La Societe 1954-80 Seminerler
Française de Psychanalytique'i (27 cilt)
İNSANIN .
ASLİ GÖREVİ il il
""'
DOGURMAKTIR
ERICH FROMM (1900-1980)
126 ERICH FROMM
aşamlarımızda anlam sahip olmam ızdır. Akılla donanmış
KISACA
YAKLAŞIM
Hümanistik psikanaliz
Y bulma becerisi insanoğlu
nun en belirleyici özellikle-
rindendir. Alman-Amerikalı psika-
insan varlığının farkında olan
yaşamdır.
Fromm doğadan kopuşumuzun ,
nalist Erich Fromm'a göre bu, aynı ayrılığı mızın farkına varmamı zı
ÖNCE zamanda mutluluk ve tatmin dolu sağlayan zekanın gelişmesiyle
1258-61 Sufi mistik Rumi, bir yolu mu tatminsizlik ve sorun- başladığını öne sürer. Doğaya
insan rubunun özleminin larla dolu bir yolu mu izleyeceğimizi üstün gelmemizi sağlayan da akıl
kaynağından ayrılmasından de belirler. Fromm, yaşamın doğası yürütme ve bağlantı kurma beceri-
kaynaklandığını söyler. gereği acı dolu olmasına rağmen mizdir. Doğa, üretken bir yaşam
otantik bir benlik arama ve ınşa için imkan sağlar ve bizi zeka
1950'lar Rollo May, "gerçek etme yoluyla, ona anlam verip kat- üstünlüğü ile donatır ama aynı
din"in sorumluluk alıp seçim- lanılabilir hale getirebileceğimize zamanda bu dünyada yapayalnız
ler yaparak hayatın zorluklarıy inanır. İnsan hayatının nihai amacı var olduğumuzun farkına varma-
la azim ve anlamla yüzleşmek Fromm'un "insanın donatıldığı en mıza neden olur. Akıl kendi fanili-
ten oluştuğunu söyler. değerli nitelik olan yaşam sevgisi" ğ imizin ve sevdiklerimizin fanili-
olarak tanımladığı özelliği geliştir
SONRA mektir.
1950 Karen Homey, nevrotik Fromm'a göre yaşam, doğası
benliğin idealleştirilmiş ve
''
gereği duygusal gerilimle doludur
gerçek benlik olarak ayrıldığını çünkü insan mücadele halinde
söyler. yaşar. Bireysel doğasına -ayrı bir
1960'lar Abraham Maslow, varlık olarak varoluşu ile bağlantı Sıradanbir insan için hiçbir
yaratıcılık ve başkalarını ihtiyacı arasında- bir denge bul- şeybüyük bir gruba ait
düşünmeyi, kendini gerçekleş maya çalışır. İnsanın özbenliğinde olmamaktan daha zor ve
tirmiş insanların özellikleri
bir parça ötekilerle birlikte nası l var katlanılamaz değildir.
olacağını bilir; doğayla ve diğer
olarak tanımlar. ErichFromm
insanlarla bir olarak yaşar. Buna
1970'ler Fritz Perls, kendimizi rağmen biz kendimizi doğadan
''
gerçekleştirebilmek için kopuk ve birbirimizden ayrı görü-
kendimizi bulmamız gerektiği rüz. Daha da kötüsü, bu kopukluk
ni söyler. olgusu ve yalnızlığımız üzerinde
düşünmek gibi eşsiz bir kapasiteye
PSiKOTERAPi 127
Ayrıca bkz. Karen Horney 110 • Fritz Perls 112 17 • Carı Rogers 130- 37 • Abraham Maslow 138-39 • Rollo May 141
Alıcı tipler sadece rollerini Sömürücü tipler saldırgan İstifçi tipler ellerindekini Pazarlamacı tipler
kabul ederler ve daha iyiye ve ben-merkezcidirler; genel- tutmak için mücadele her şeyi, özellikle de
gitmek ya da değişmek için likle tehdıt, aşırmacılık gibi ederler ve her zaman daha kendilerini "satarlar".
mücadele etmezler. eylemlerin içinde bulunurlar. fazlasını ararlar.
daki kişilerde görmeyi isteriz. Bu Pek çok insan onaylanmaya en yönleri vardır. Beşinci tip olan nek-
da kendi özelliklerimizi yapay bir değer olduğunu düşündüğü benliği rofilus ise tamamen olumsuzdur.
biçimde başka birine dayatma- geliştirmek için olağanüstü zaman Altıncı tip -üretken kişilik
m ı za yol açar. Fromm, sevmenin ve para harcar ve bu girişim çoğun Fromm'un ideal insanıdır. Gerçekte
tek yolunun özgürce, karşıdaki lukla sevilen ve arzulanan biri ol- kişiliklerimiz genellikle dört ana
insanın tüm bireyselliğini kabul mayla sonuçlanır. Ancak bu çaba tipin bir karışımından oluşur.
ederek onun farklı fikirlerine, ter- boşunadır çünkü sadece güçlü bir "Alıcı" tipteki kişiler içinde
cihlerine ve inanç sistemlerine benlik duygusu olanlarla kendi dün- bulundukları durumda pasif
saygı göstererek sevmek olduğunu ya kavrayışları çerçevesinde sağlam biçimde yaşarlar, kendilerine veri-
söyler. Sevgi, bir kişiyi kendi kalı durabilenler başkalarına karşılık lenle yetinirler. Bu insanlar liderlik
bına göre biçimlendirerek buluna- beklemeden verebilirler ve sahici bi- etmekten çok takip ederler; onlara
maz ve mükemmel "eşleşme"yi çimde sevebilirler. Kendilerini sevgi bir şeyler yapılır. Aşırı durumlarda
bulma sorunu değildir. Fromm'a vermek yerine almaya odaklayanlar bu bir kurban konumudur ama
göre sevgi "kendi dışında bir kim- başarısız olurlar; bu kimseler vermek olumlu tarafları sadakat ve kabul-
seyle veya bir şeyle kendi benliği yerine almak üzerine kurulmuş iliş lenme yönünden zengin oluşl arı
nin ayrılığını ve bütünlüğünü kiler ararlar, her zaman kendilerine dır. Fromm bu tipi tarihteki köylü-
koruyarak birleşmektir". bir şeyler verilmesini -maddi veya lerle ve göçmen işçilerle
manevi- isterler. Bu tip insanlar iyi özdeşleştirir.
şeylerin kaynağının kendileri dışın "Sömürücü" tipler, kendileri
da olduğuna inanırlar ve sürekli elde kazanmak ya da yaratmak yerine
''
etmek için uğraşırlar ama bu hiçbir gereksinimleri için diğerlerinin
zaman rahatlama getirmez. ellerindekini almaya odaklıdırlar.
Ancak aşırı kendine güvenli ve
"Kendini bilmek" insanın Kişilik tipleri güçlü inisiyatifleri olan kişilerdir.
gücünü ve mutluluğunu Fromm "üretken olmayan" diye Bu tipler tarihte kendi ceplerini
hedefleyen temel ilkelerden adlandırdığı kişilik tipleri tanımla doldurmak için gücü ve parayı yerel
biridir. mıştır. Bu tip insanların eylemleri- halkın elinden a lan aristokratlarla
ErichFromm nin gerçek sorumluluğunu a lmaktan simgelenir.
kaçınmaları üretkenliği ve kişisel "İstifçi" tipler sürekli yüksek
''
gelişimi engellemelerini mümkün yerlerde tanıdıklar ararlar, sevdikle-
kılar. Üretken olmayan tiplerin dör- rini bile malları gibi görür, onları
dünün de -alıcı, sömürücü, istifçi ve değerlerine göre sıralarlar. Güce
pazarlamacı- olumlu ve olumsuz açtırlar ve cömert değildirler, en iyi
PSiKOTERAPi 129
ihtimalle pragmatik ve tutumlu
olabilirler. Bunlar tarihte, tutumlu
bunalım dönemlerinde yükselen
''
orta sınıf ya da burjuvalar olarak
adlandırılabilirler.
Ana tiplerin sonuncusu "pazar-
lama" odaklı olandır. Bu kişiler Yaşamın kendi iç dinamizmi
görünüşe ve kendilerini nasıl daha vardır; büyümeye ifade
başarılı şekilde pazarlayıp satabile- edilmeye, yaşanmaya
ceklerine takıntılıdır. Her seçeneği meyillidir.
yansıttığı konumla değerlendirirler, ErichFromm
giysilerinden arabalarına, tatillerin-
den ve evlendikleri "doğru" kişiye
''
kadar. En kötü koşulda fırsatçı, sığ ErlchFromm
ve kaba; en iyi koşulda yüksek
motivasyonu olan, amaca odaklı ve Main'de büyür. Düşünceli bir
enerjik kişiler olurlar. Bu tipler, genç adam olarak önce
Talmud yazıtlarından
giderek büyüyen açgözlülükleri ve
etkilenmiştir daha sonra Kari
içlerine kapanık halleriyle modern ken odaklıdır. Yaşam için esneklik,
Marx'la sosyalist kurama ve
toplumu yansıtırlar. öğrenme ve sosyallik aracılığıyla
Freud'un psikanalizine
En olumsuz kişilik tipi -nekrofi- samimi biçimde çözümler arar ve dönmüştür. I. Dünya Savaşı
lus- sadece yok etmenin peşinde bulur. Dünyayla "bir olma"yı hedef- sırasında tanık olduğu
koşar. Yaşamın kontrol edilemez ve leyerek böylece ayrılığın yalnızlı düşmanlığı anlama ihtiyacı ile
düzensiz doğasından derin bir ğından kaçan bu üretken kişiler hukuk felsefesi ve sosyoloji
biçimde korkan bu tip, hastalık ve dünyaya tepkilerini akılcı ve açık (doktora seviyesinde) üzerine
ölümden bahsetmeyi çok sever ve fikirlerle verirler, yeni bulgular ışı çalışmış ve sonra da
"yasa ve düzen" dayatmaya takıntılı ğında inançlarını değiştirmeye psikanaliz eğitimi almıştır.
biçimde ihtiyacı var. Mekanik nes- isteklidirler. Üretken biri, başka Naziler 1933'te Almanya'da
neleri diğer insanlara tercih ederler. birini, dünyaya karşı bir zafer ya da iktidara gelince Fromm önce
Bu tipler bardakları asla tam dolu koruyucu olarak değil, sadece o kişi İsviçre'ye, daha sonra da
olmayan kötümser mızmızlardır. olduğu için sevebilir. Fromm bu
New York'a taşınır. Orada
Fromm'un son kişilik tipi, üret- cesur insanı "maskesiz insan" ola- psikanaliz kliniği açar ve
Columbia Üniversitesi'nde
rak tanımlar.
ders verir.
Fromm'un eserlerinin psikoloji, Fromm üç kez evlenir ve
sosyoloji ve siyasi düşünceden, 1930'larda Karen Horney'le
özellikle de Karı Marx'ın yazıların hatırı sayılır bir ilişki yaşar.
dan yararlanan eşsiz bir perspektifi 1951'de Amerika'dan
vardır. Ana akım okuyucuları Meksika'ya gider ve orada
hedefleyen yazıları, düşünce özgür- ders vermeye devam eder. 11
lüğü üzerindeki ısrarı nedeniyle yıl sonra ABD'ye dönerek
akademik dünyadan çok kamuo- New York Üniversitesi'nde
yunu etkilemiştir. Yine de hüma- psikiyatri profesörü olur. 79
nistik psikolojiye önemli katkılar yaşında İsviçre'de hayatını
yapan biri olarak tanınır. • kaybeder.
Önemli e ..r1er1
"" . .
•• •
1950'ler Abraham Maslow, altında yatan nedenler için sistemli etkilerini azaltarak varılabilecek bir
açıklamalarla katı tanımla r ve sabit konum da olamaz.
insanlarınbir semptomlar
toplaması olarak değil evvela tedavi yöntemleri sunar. Rogers yaşamı , anlık ve
Amerikalı psikolog Cari Rogers, sürmekte olan bir şey gibi görerek
ve en önemli olarak insan gibi
görülmeleri gerektiğini söyler. zihinsel sağlığa giden çok daha "organizma! yaşamın devam eden
ezoterik bir yol benimseyerek ve süreci"nden bahseder; her anın
SONRA psikoterapi yaklaşımını sonsuza deneyiminde yaşam vardır.
1960'lar Fritz Perls, insanın dek değiştirir. Zamanın felsefi Rogers için sağlıklı bir benlik
gerçek benliğini bulmak için düşüncelerini insan yaşamı gibi kavramı sabit bir kimlik değil ,
başka insanların beklentilerini dinamik bir şey için fazlasıyla olasılıklara açık, akıcı ve değişen
dışlaması kavramını popüler- biçimlendirilmiş ve katı bulur. Ona bir varlıktır. Rogers otantik,
leştirir, göre insanlık da kalın çizgilerle önceden tanımlanmamış , serbestçe
bölünmüş kategorilere sığmak için akan ve sınırsız olasılıkları bulunan
2004 Amerikalı hümanist
psikolog Clark Moustakas. fazla çeşitlidir. sağlıklı bir insan yaşamı tanımını
benimser. İnsanlar, psikolog
yaşamın insana özgü bileşen
Akıl sağlığına uıa,mak Abraham Maslow'un öne sürdüğü
lerini, umudu, sevgiyi, benliği,
Rogers, zihinsel olarak iyi durumda gibi, son durağı "uyum sağlamak"
yaratıcılığı. bireyselliği ve
olmayı belirli bir sabit durum gibi veya "gerçekleştirilmek" olan bir
oluşu inceler.
görmenin saçma olduğunu; akıl yolda yolculuk etmezler. Rogers,
sağlığının bir dizi adım sonunda gerçekte varoluşun amacının
. .. kendineve
... denemeye .. .seçimler için başkalarına
... kendine sorumluluk
tamamen açık .. .anı yaşamak.
koşulsuzca
güvenmek. almak.
olmak. olumlu bakmak.
PSiKOTERAPi 133
Ayrıca bkz. Fritz Perls 112-17 • Erich Fromm 124-29 • Abraham Maslow 138- 39 • Rollo May 141 • Dorothy Rowe 154 •
Martin Seligman 200-01
'
'
'
' '
.
'
.,_.
'
____________ _
herhangi bir varış noktasına sıklıkla ve kolaylıkla, bu akıcılığı amaç, deneyimlerimizi önyargılı
ulaşmak olmadığ ını , çünkü inkar eder ve yerine her şeyin bir benlik duygusu kavramına
varoluşun sonu olan bir yolculuktan olması gerektiğini düşündükleri sığdırmaya çalışmaktansa,
çok, ölene kadar devam eden ve gibi kurgularını yaratırlar. Sonra da deneyimlerimizin kişiliklerimizin
•hep sürüp giden bir gelişme ve kendilerini ve kendi gerçeklik inşası için başlangıç noktası
keşif süreci olduğunu ileri sürer. düşüncelerini bu kurgulara olmasıdır . Eğer her şeyi olduğu
sığdırmaya çalışırlar. Bu şekildeki gibi kabul etmek yerine, nasıl
"İyi bir hayat" yaşamak bir varoluş, Rogers'ın olması gerektiği hakkındaki
Rogers, kendi yaklaşımının varoluşumuzun doğasının
temellerini benimseyen -tamamen gerektirdiğine inandığı akıcı ve
hayatın ak ışı içinde olan- insanlar değişken benlik yapısı
''
ta rafından sergilenen bir dizi düzenlemesinin tam zıddıdır.
özellik, tutum ve davranışı "iyi bir Dünyanın ve içindeki
hayat" yaşamak olarak tanımlar. rolümüzün nasıl olduğu ve olması
Bunun için gereken malzemelerden gerektiği ile ilgili önyargılarımız Bir sonraki anda ne olacağım
biri anın içinde bütün olarak dünyamızın sınırlarını belirler ve
ve ne yapacağım bu andan
kalabilme becerisidir. Benlik ve şimdide kalarak deneyimlere açık
doğar ve önceden bilinemez.
kişil ik yaşantıdan ortaya çıktığı olma becerimizi azaltır. Rogers, iyi CarlRogers
için her anın sunduğu olasılıklara bir hayat yaşayıp deneyimlere açık
tamamen açık olmak ve yaşantının kalmakla kendimizi kapana
''
benliği şekillendirmesine izin kısılmış ve takılıp kalmış
vermek hayati önem taşımaktadır. hissetmekten kurtulacağımız bir
Bireyler sürekli değişen bir çevrede varoluş yolu benimsemiş
yaşar; buna rağmen insanlar olacağımıza inanır. Rogers'a göre
yaşamın devam eden süreci"ne
gerçekten katılabilmek için yeni
deneyimlere tam anlamıyla açık
''
olmalı ve avunmacıhktan tamamen
kurtulmalıyız.
''
edebileceğimizi, rahatsız edici
duyguları zayıflatabileceğimizi
düşünebiliriz ancak bazı
duygularımızı bastırdığımızda,
Gelişmekte olan bir ülkede kaçınılmaz olarak tüm
çalışarakzaman geçirmek yeni duygularımızın sesini kısarak yaparak mutluluğu da daha yoğun
deneyimlere açılmanın, dünya doğamızın bütününe erişimi hissetmemizi sağlamış oluruz.
hakkındaki sabit fikirlere meydan
engellemiş oluruz. Öte yandan Rogers'a göre olup biten her
okumanın ve kendimizi daha iyi
eğer olumsuz olduğunu şeye açık kalarak tüm işlevlerimizin
tanımanın ödüllendirici bir yoludur.
düşündüklerim izle birlikte tüm en üst derecede çalışmasını
duygularımızla daha rahat sağlarız ve karşılığında,
düşüncelerimize saplanıp kalırsak, hissedersek olumlu duygu akışı deneyimlerimizden en fazla tatmini
ihtiyaçlarımızı
büyük ihtimalle güçlü bir biçimde ortaya çıkar; bu alabiliriz. Benliğimizin hiçbir
"uygunsuz" veya mevcuda acıyı hissetmek için kendimize kısmını kapatmak için savunma
uymayan şeyler gibi algılarız izin vermemiz gibidir, bunu mekanizmalarımızı çalıştırmayız,
Dünya "bizim istediklerimizi"
yapmazsa ve biz de
Dünya hakkında sabit bir
düşüncelerimizi değiştiremezsek
görüşe sahip olmak mutsuzlu-
savunmacılık biçiminde çatışma ğa, "kendimizi yuvarlak bir de-
doğar. Rogers, savunmacılığı zorluk likteki kare gibi" hissetmemi-
çıkartabilecek bir uyarıcının bilince ze neden olabilir; sürekli yaşa
girmesini engellemek için bilinçdışı mımızın beklediğimiz gıbi ol-
madığından yakınırız. Rogers
uygulanan stratejilere eğilim olarak
önyargılı fikirlerimizden arına
açıklar. Önyargılı düşüncelerimize
rak dünyayı gerçekle olduğu
saplanıp kalmak için gerçeği kabul
gibi görmemiz için bizi uyarır.
etmeyi reddetmemiz gerekir; bunun
için de gerçekte olan biteni ya
inkı'.ır eder (engeller) ya da bozarız
(yeniden yorumlarız). Böyle yaparak
da pek çok potansiyel tepkimizi,
duygu ve düşüncemizi inkar eder,
çeşitli seçenekleri yanlış ya da
uygunsuz diyerek reddederiz.
Gerçekler önyargılarımızla
çatıştığında içimizden yükselen
savunmacı duygu ve düşünceler,
sınırlı, yapay bir yaşantı yorumu
yaratırlar. Rogers'ın "organizma!
PSiKOTERAPi 135
böylece her şeyi tam anlamıyla
yaşamış oluruz. Bir kez zihnimizin
önyargılarından kaçınca kendimize
yükselmek için izin vermiş oluruz.
Deneyimlerimizi dünya
görüşümüze uydurmak yerine
"yaşamın yapısını keşfederiz".
Rogers bu açıklığın korkaklara
göre olmadığını, bireysel bir cesaret
düzeyi gerektirdiğini söyler. Hiçbir
duygudan korkmamız
gerekmediğini, ihtiyacımız olan tek
şeyin idrak ve deneyimlerin akışına
izin vermek olduğunu öne sürer.
Çeşitli deneyimlere gerçek bir
erişimle her birimiz otantik
benliğimize gerçekten uyan yolu
bulabiliriz. Bu, Rogers'ın olmamızı
arzu ettiği tam işlevli bireydir. açık olamazlar. Rogers çoğumuzun Bir harekete veya duruma koşullu
Hepimiz sürekli gel işiriz ve Rogers onayımızı bağışlamadan önce sevgi -örneğin okulda en yüksek notu
insanların gittiği yönün - her yöne yerine getirilmesini beklediğimiz almak veya doğru yiyecekleri yemek-
çocukların kendilerini değersiz ve
gidebilme özgürlükleri varken- çok güçlü, keskin, belli
onaylanmamış hissetmelerine neden
genellikle en iyi uydukları ve koşullarımız olduğunu söyler.
olabilir.
kendilerine en iyi uyan yön Ayrıca insanları oldukları gibi
olduğ una vurgu yapar. kabul e tmek yerine onların
değerlerini, başarılarına ve sevgi alabileceklerini öğretirler.
Koşulsuz kabullenme görünüşleri ne göre belirleriz. Rogers bu talepleri "değer koşulları"
Psikoterapi alanında kendisinden Aileler, tabaklarındaki tüm olarak adlandırır ve insanoğlunun ,
önce gelenlerin çoğunun tersine sebzeleri bitirdiklerinde ya da kişilerin ve olayların rast gele
Rogers, insanların özünde, sağlıklı sınavlarında iyi not aldıklarında beklentilerimize uymalarını isteme
ve iyi oldukla rına ve zihinsel ve onları ödüllendirerek ve överek ama eğiliminin herkese zarar verdiğine
.duygusal iyiliğin insan doğasının sadece kendileri oldukları için inanır.
normal gelişimi olduğuna inanır. sevmeyi ihmal ederek, farkında Rogers, başarılara saygı
Bu görüşler hastalara tamamen olmadan çocuklarına sadece belli duyulması gerektiğini söyler ancak
olumlu bir ış ı k altında, mutlak, talepleri yerine getirdikleri takdirde bunlar, temel bir insan ihtiyacı olan
koşul suz bir kabullenmeyle bakan onaylanma için hem ayrı hem
bir yakl aşımın temelleridir. Rogers ikincildirler ve gerçeklerle olaylar
aynı şeyi hastalarının da aracılığıyla "kazanılmaları"
''
yakınla rına ve kendilerine yapmayı gerekmez. Rogers, bireyin
öğ renmelerini ister. Şefkate ve her değerinin sadece varoluşun bir
bireyin onay potansiyeline dayanan mucizesiyle doğuştan
bu bakış açısı "koşu lsuz olumlu Ne başka insanların fikirleri ne bahşedi ldiğ ini söyler. Onayın
bakış" olarak bilinir. Rogers sadece de kendi fikirlerim, kendi koşullu olduğu düşünülmemelidir;
kendi hastalarının değil tüm deneyimlerim kadar yetkili hepimizin "iyi bir hayat"
insanların kendilerini, değildir. yaşamasını sağlayacak şey
çevrelerindekileri ve çevrelerini Cari Rogers koşulsuz olumlu bakıştır.
böyle görmeleri gerektiğine inanır. İnsanlar kendilerini daha fazla
''
Koşulsuz olarak kendini ve onayladıkça kendilerine daha fazla
diğerlerini kabullenme hayati sabır gösterirler. Onay, yapma,
önemdedir ve bunların eksikliği görme ve edinme üzerindeki, bu
durumunda, insanlar deneyimlere faaliyetlerin değerimizi belirlediği
136 CARL ROGERS
Kendine güvenmek değil, tüm eylemlerinin sonuçlarına
Rogers'ın söylediği"iyi hayatı tamamen açık olacağı ve tatmin
yaşamak" kendimize güvenmeyi edici olmadıklarında onları
''
öğrenmektir. Kişi açıklığa doğru düzeltebileceği için".
gittikçe kendine ve içgüdülerine İyi bir hayat yaşarken ayrıca
güvenme becerisinin eşzamanlı kendi hayatlarımızın sahibi
Öznel insanın önemli bir olarak arttığını ve karar verme olduğumuz duygusunu hissedecek
değeri vardır ... ne kadar yeteneklerine giderek daha ve kendi sorumluluğumuzu
etiketlenmiş ve kontrol edilmiş rahatlıkla dayanmaya başladığını alacağız - bu da Rogers'ın
olsa bile her şeyden önce bir görecektir. Kendinin hiçbir felsefesinin başka bir ilkesidir ve
insandır. parçasını baskı altına alma ihtiyacı varoluşçu bakış açısından
CarlRogers olmadığı için tüm parçalarını daha gelmektedir. Neyi seçtiğimiz veya
iyi kavrama yetisine sahip yaptığımız tamamen bize bağlıdır;
olacaktır . Bu da onun çok çeşitli ne istediğimizi ve neye ihtiyacımız
''
perspektifler ve duygulara olduğunu gerçekten
ulaşmasını sağlayacak, dolayısıyla tanımladığımızda ve bunu
potansiyelini gerçek anlamda gerçekleştirmek için gereken
gerçekleştirebilecek seçenekleri adımları attığımızda içimizde
daha iyi değerlendirmeye hiçbir burukluk tortusuna yer
ile ilgili yanlış inanışla yaşarken başlayacaktır. Otantik benliğinin olmaz. Aynı zamanda kendi
inşa ettiğimiz baskıyı da azaltır. Her hangi yöne doğru gitmek istediğini hayatlarımı za gerçekten yatırım
birimizin, Rogers' ın önemli eseri daha net bir biçimde görebilecek ve yapmanın sorumluluğu da eğ ilim i
Kişi Olmaya Dair' de söylediği gibi, gerçekten gereksinimlerine uygun de artar. Tıptan nefret eden bir
yapım aşamasında olduğumuzu seçimler yapabilecektir. Ne neler doktorun sadece ailesi, doktorluğun
anlamaya başlarız; aslında hepimiz yapması gerektiğini düşünmenin -hem toplum ve hem de kendileri
sürekli bir "olma durumundayız". ne de toplumun ve ailesinin tarafından- kabul ve saygı
Buradaki ironi şudur: Kendimizi şartlandırdığı isteklerinin insafına görmenin yolu olduğunu söylediği
daha fazla onaylamakla, sağlıksız kalmayacak, çok daha kolaylıkla için bu mesleği yapıyor olması
baskıyı ve devamlı eleştiriyi şimdiki anda yaşayacak ve ne nadir rastlanan bir durum değildir.
azaltmakla gerçekten daha üretken istediğinin gerçekten farkında Tam tersine, üniversite eğitimini
hale gelebiliriz. olacaktır. Ve artık kendine yarıda bırakan veya sınıfta kalanlar
güvenebilecektir; Rogers 'ın arasında en düşük oran, fazla
deyişiyle "hata yapmayacağı için destek görmeyen ama eğitimi için
Rogers'ın mirası
Rogers 20. yüzyılın en etkili
psikoterapistlerinden biridir ve kişi
odaklı, yönlendirmesiz terapisi
psikoterapinin dönüm noktasını
belirlemiştir. Rogers, bireyler
çalışarak para kazanan öğrenciler belli başlı psikolojik terapilerine arasında açık iletişimi teşvik eden
arasındadır. -her ikisi de bireyin patolojisine ve 1960'ların grup terapisi felsefesinde
İnsanların arzularımızı etkileme bunu nasıl onarılacağına odaklanan de etkili olmuştur. Profesyonel
yöntemleriyle bizim kendimizi psikanaliz ve davranışçılığa- ters danışmanlığın eğitim ve sosyal
tanımlama yöntemlerimiz çok düşmektedir. hizmetler alanına yayılması da
karmaşık olabilir. Kendimizin değil Rogers yaklaşımını başta Rogers sayesinde olmuştur ve
de başkalarının arzuları "hasta-odaklı" olarak adlandırmış uluslararası çatışmaları daha etkili
doğrultusunda hareket ettiğimizde, sonra "kişi-odaklı"ya çevirmiştir ve iletişim yolunu kullanarak çözme
, içimizin derinliklerinde bir bu yaklaşım o zamandan bu yana konusundaki öncülerden biridir. •
burukluk duygusu kalabilir. Eğer eğitim, ebeveynlik, iş dünyası ve
hareketlerimiz dış etkilerden diğer alanlarda da klinik
tamamen uzaksa kendimizi daha çalışmalarda olduğu kadar etkili
otantik hissederiz, kendi kaderimizi olmuştur. Rogers'ın
yaratmanın daha fazla "yönlendirmeyen terapi" olarak
kontrolümüzde olduğunu bilir ve tanımladığı kişi-odaklı terapide
''
sonuçlardan daha fazla tatmin terapist, kendini en iyi kendinin
oluruz. tanıdığı inancına dayanarak,
hastasının kendi cevaplarını
Kişi odaklı yaklaşım bulmasına yardım eden bir İyi hayat süreci kişinin
Rogers'ın felsefesi, 1950'lerde kolaylaştırıcı rolündedir. Kişi-odaklı kendisini yaşamın akışına
Abraham Maslow ve Rollo May ile terapide sorunları ve terapinin tamamen bırakması anlamına
kurduğu ve hümanistik psikoloji gideceği yönü hasta belirler. gelir.
adı verilen yeni bir yaklaşımın köşe Örneğin hasta çocukluğuna CarlRogers
taşı olmuştur. Bu yaklaşım temelde, odaklanmak değil, işyerindeki
''
sağlıklı bir gelişme ve potansiyelini sorunlarının üstesinden gelmek
gerçekleştirme yeteneğine dayanan istiyor olabilir ve terapist onun
olumlu bir insanlık görüşü üzerine gerçekten ne tür bir rol almak
temellenmiştir. Bu, dönemin diğer istediğini bulmasına yardım
138
BİR İNSAN NE
OLABİLECEKSE,
O OLMALIDIR
ABRAHAM MASLOW (1908-1970) ~~...:...~~~~~~-
Kendini gerçekıe,tirmeye
Bu soruların altında yatan, bizi ne- doğnı
ÖNCE yin gerçekten doyuma Maslow, insan motivasyonunun yo-
1920'ler Alfred Adler, tam ulaştıracağını tanımlama ihtiyacı lunu açı klamak için oldukça
davranış ve deneyimlerimizin ve bunu nasıl bulacağımız konu- kapsamlı bir plan yaratmış, kendini
altında tek bir itki sundaki karmaşadır. Psikanalistler gerçekleştirmeye doğru ilerlerken
bulunduğunu öne sürer: doğuştan gelen biyolojik güdülerin insanların izlemeleri gereken adım
doyurulmasının doyuma yol açtığı ları tanımlamıştır. Genellikle bir
Kusursuzluğa ula şma çabası.
nı iddia ederlerken davranışçılar da piramit olarak çizilen ünlü İhtiyaçlar
1935 Henry Murray kişilik ve fizyolojik ihtiyaçların yemek, uyku Hiyerarşisi, tatmin edki bir hayat i-
motivasyonu ölçe n Tematik ve seksle karşılanmasının önemini çin, ihtiyaçları en altta en temel
Algı Testi'ni geliştirmiştir. anlatırlar. Ancak 20. yüzyılın başın ihtiyaçlardan başlayarak yukarıya
dan ortalarına kadar, yeni dalga doğru diğer gerekli basamakları da
SONRA psikoterapi görüşleri düşüncesi iç ekleyerek gruplandırılmıştır.
1950'ler Kurt Golds tein, doyuma giden yolun çok daha kar- Maslow'un hiyerarşisi iki ayrı
kendini gerçekleştirmeyi, maşık olduğuna inanmıştır. kısma ayrılmıştır: Başlangıçta "ye-
organizmanın bireysel
Bu yeni yaklaşımın önemli isim- tersizlik ihtiyaçları"nı oluşturan
kapasitesini mümkün olduğu lerinden Abraham Maslow, dört basamak bulunmaktadır ve ki-
kadar hayata geçirme eğilimi psikolojide hümanist akımın kuru- şinin "gelişim ihtiyaçları "
olarak açıklar ve kendini cularından biri olarak kabul edilir. basamaklarının oluşturduğu daha
gerçekleştirme itkisinin İnsan yaşamını, bizim için en ö- ileri bir entelektüel tatmin evresine
bireyin yaşamını belirleyen tek nemli olan konulara bakarak geçmeden önce bunları karşılaması
itki olduğunu iddia eder. incelemiştir: Aşk, umut, inanç, tin- gerekmektedir. Yetersizlik ihtiyaç-
sellik, bireysellik ve varoluş . ları basit ve temeldir; (yiyecek,
1974 Fritz Perls, her canlının
KuramlArının en önemli yönlerin- içecek ve uyku gibi) fizyolojik ge-
"doğuştan tek bir a macı
den biri de şudur: Birey en yüksek rekliliklerden, (güvenlikte ve
bulunğunu, bunun da kendini
bilinç seviyesine ulaşmak ve po- tehlikeden uzak olmak gibi) güven-
olduğu gibi gerçekleştirmek
tansiyelini en iyi şekilde lik ihtiyaçlarından, (başkalarına
olduğunu" söyler.
gerçekleştirmek için yaşamdaki yakın olma ve onlar tamfından ka-
gerçek amacını keşfetmeli ve onun bullenilme gibi) sevgi ve aidiyet
peşinden gitmelidir. Maslow, bu ni- ihtiyaçları ile (hayatta başarıya u-
PSiKOTERAPi 139
Ayrıca bkz. Alfred Adler 100-01 • Erich Fromm 124- 29 • Cari Rogers 130- 37
• Rollo May 141 • Martin Seligman 200-01
Maslow'un ihtiyaçlar
piramidi yükseği
hedefleyen ama ayakları
yere basan başarılı
bireyler üzerindeki
gözlemlerine dayanır ve
bu kişi lerin özelliklerini
I
Kendini aşma
Başkala rına
listeler.
yardım, kendimiz
dışınd a bir şeylerle
bağlantı kurma
''
varoluşçu Fransız filozoflar de kendisinin bu acıyı çekmek zo-
hayatlarımızın Tanrı vergisi bir runda kaldığına işaret eder. Acıya
amacı olmadığını, o amacı anlam yüklenince dayanılır kılınır;
kendimiz bulmamız Bu dünyada başka "acı bir anlam kazandığı andan iti-
gerektiğini söylerler. hiçbir şeyi olmayan biri baren acı olmaktan çıkar".
bile mutluluğu bilebilir. Frankl'a göre anlam "icat et-
2003 Martin Seligman, "tam
Viktor Frankl mekten çok keşfettiğimiz bir şey
bir hayat"ın haz, dahil olma
(akış) ve anlamı kapsadığını
dir" ve bunu kendimiz bulmamız
''
söyler. gerekir. Bunu, yaşayarak, özellikle
sevgi aracılığıyla, bir şeyler yarata-
2007 Amerikalı psikolog Dan rak olayla rı görmeyi tercih ettiğimiz
Gilbert, insanların mutluluk yolla buluruz. •
hakkında düşünme biçimleri
yüzünden mutsuz olduklarını Ayrıca bkz. Rollo May 141 • Boris Cyrulnik 152-53 • Martin Seligman 200- 01
açıklar.
PSiKOTERAPİ 141
İNSAN ACI
Ç~K""EDEN TAM
BiR iNSAN OLAMAZ
ROLLO MAY (1909-1994)
insanların, varoluşun doğasın ler; bugün bilinen adıyla varoluşçu yaftalamamıza yol açar. May, aslın
daki endişeye karşı sahte bir hareket böyle ortaya çıkar. Özgür i- da bununla kendimize zarar
savunma yapmak için Hıristi rade, kişisel sorumluluk ve verdiğimizi çünkü böyle yaparak,
yaşamlarımızı nasıl yorumladığı yaşamın doğal bir parçası olarak
yanlık ideolojisini yanlış
anladıklarını ve bilimi yanlış
mızla ilgili kavramlar hep, temel kabul ettiğimiz zaman bizi büyük
olarak bir insanın var olmasının ne bir ilerleme ve gelişime götürecek
kullandıklarını iddia eder.
anlama geldiğini sormak isteyen olan süreçlere karşı mücadele etti-
, 1942 İsviçreli Doktor Ludwig varoluşçuların ilgi alanına girer. ğimizi söyler.
Binswanger, Dünyadaki Psikolog Rollo May'in Kaygının May, yaşama karşı, rahatsız edi-
İnsanın Gerçekleşmesi ve Anlamı (1950) adlı kitabı bu insan ci veya nahoş olduğuna karar
Temel Formları'nda varoluşçu odaklı felsefi yaklaşımı ilk kez psi- verilenleri inkar etmek veya yok
felsefeyi psikoterapiyle birleşti kolojinin alanına getirmiştir. May, saymak yerine tüm deneyim biçim-
rir. genellikle varoluşçu psikolojinin ba- lerini eşit şekilde kabullenen Budist
bası olarak kabul edilir. düşünceyi yansıtan bir yaklaşımı
1942 Hüman:istik psikolojinin benimser. "Olumsuz" duygularım ı zı
öncüsü Carı Rogers, Danış Varoluşçu bir yaklaşım engellemek ya da bastırmak yerine
manlılr ve Psikoterapi'yi May yaşama, insan deneyimlerinin kabullenmeliyiz. Frank!, acı çekme-
yayımlar. bir tayfı olarak bakar; acıyı da pato- nin ve üzüntünün "iyileştirilmesi"
SONRA lojik bir işaret olarak değil yaşamın gereken patolojik durumlar olmayıp
1980 Irvin Yalom, Varoluşçu normal bir parçası olarak kabul insan yaşamının doğal ve gerekli
Psikoterapi' de yaşamın dört
eder. İnsan olarak rahat etmemizi parçaları, ayrıca psikolojik gelişime
sağlayacak deneyimler aramaya e- yol açtıkları için önemli oldukların ı
temel kaygısını ele alır: Ölüm,
ğilimli olduğumuz aşikardır. söyler. •
özgürlük, varoluşsal yalnızlık
ve anlamsızlık. Aynca bkz. S0Ien Kierkegaard 26-27 • Alfred Adler 100-01 • Cari Rogers
130-37 • Abraham Maslow 138- 39 • Viktor Frank! 140 • Boris Cyrulnik 152-53
142
KISACA
AKlLCI İNANÇLAR,
YAKLAŞIM
Rasyonel Duygusal
Davranış Terapisi
ÖNCE
SO~UÇLAR
1950 Karen Horney,
"olmalı"ların tiranlığından
kaçmamızı önerir.
DOGURUR
SONRA
1960'lar Aaron Beck, depres-
yonun, dünya hakkında
ALBERT ELLIS (1913-2007) gerçekçi olmayan olumsuz
görüşlerin sonucu olduğunu
söyler.
1980 Amerikalı psikiyatr
David Burns bi!işsel bozukluk-
ları etiketler: Düşünmeden
Sonuca Varmak, Ya Hep ya Hiç
Düşüncesi, Her Zaman Haklı
Çıkma, Aşırı Genelleme ve
Felaket Tellallığı
olmadığını fark eder. Bir sorun bu onun için sadece talihsiz değil düşünce, üzüntü, suçluluk ve düş
çözüldüğünde hasta yerine yenisini korkunçtur. Kovulduğu için gibi makül duyguları
kırıklığı
koyuyor gibi görünmektedir. Ellis, değersiz olduğunu ve bir daha asla kabullenir. Rasyonel düşünen biri
sorunun kişinin düşünüş biçiminde iş bulamayacağın ı düşünür. Ellis işinden atılabilir, işini
(kavrayışlarında) yattığına ve bunu yersiz inançları mantıksız, aşırı, kaybetmesinin nedeni bir hatası da
değiştirmek için içgörüden zarar verici ve kendi kendine zararlı olabilir ama değersiz olmadığını
fazlasının gerektiğine karar verir. olarak tanımla r çünkü bunlar bilir. Kend ine kızabil i r ama
sağlıksız duygusal sonuçlara neden sağduyusuyla bilir ki başka bir iş
Yersiz düşünme olurlar. bulma olasılığı vardır. Rasyonel
Ellis, uzun süreli duygusal Rasyonel düşünme ise tam tersi düşünce dengelidir, iyimserliğe ve
problemlerin çoğunun neredeyse bir etki yaratır. Ellis rasyonel olasılıklara yer bırakır, sağlıklı
her zaman yersiz düşüncelere bağlı düşünceyi kendine yardım olarak duygusal sonuçlar yaratır.
olduğuna inanmadığı için çalışma nitelendirir. Tolerans ve felaket gibi Ellis'in yersiz düşünceler
yöntemini Rasyonel Terapi olarak olumsuz sonuçlar düşünmeden kavramı Karen Horney'in
tanımlamaya başlar. Mantıks ı zlığın üzüntüyü kaldırabilmeye dayanır "olmalı ' ların tiranlığı" fikrinden
en çok ortaya çı ktığı durumlar, ve insan pot ansiyeline olumlu bir esinlenmiştir - zihnin, bir şeyin
olaylar ha kkında aşırı sonuçlara, inançtan kaynaklanır. Bu, kişinin (sihirli bir şekilde) olduğundan
özellikle de olumsuz olanlarına naif, olumlu inançlar lehine farklı olması gerek tiğine dair
varma eğilimidir. Örneğin yersiz olumsuz faktörlere gözünü düşünceyle meşguliyeti . Bu
düşünen bir kişi işini kaybettiğinde kapamasını gerektirmez - rasyonel düşünceleri gerçekle uzlaştırmak
144 ALBERT ELLIS
Ancak Ellis insanlara, bir olayın bir
duyguya katkı yapabileceğini ancak
doğrudan o duyguyu
''
yaratamayacağını öğretmeyi
amaçlamıştır. Duygusal tepkilerimiz
olan bitene yüklediğimiz anlama
bağlıdır, dolayısıyla da rasyonel ya
Bizi insanlar ve olaylar üzmez. da yersiz düşüncelerle yönetilir.
Biz onların bizi üzeceklerini Adından da anlaşılacağı gibi
düşünerek kendimizi üzeriz.
Rasyonel Duygusal Davranış
Albert Ellis Terapisi hem duygusal tepkiyi
(bilişsel bir süreç) hem de davranışı
inceler. İkisi arasındaki ilişki iki
Eğer biri aşkta şanssızlığa uğrarsa
''
yönlüdür: Davranışınızı değiştirerek üzülür ve reddedilmiş hisseder ancak
düşüncenizi değiştirmeniz ve
bu duyguları hissetmekle bunun bir
düşüncenizi değiştirerek inanç sistemi haline gelmesi arasında
davranışınızı değiştirmek fark vardır.
mümkündür. Ellis, kişinin düşünme
acılı ve bitmeyen bir mücadeledir. biçimini değiştirmenin yersiz "Bu dünyada hep yalnız olmaya
Öte yandan rasyonel düşünce düşünceleri fark edip sonra da mahkümum" gibi inançlara
kabullenme üzerine odaklanır; doğruluklarını tartışarak akılcı sahiptir. Terapide bireyler, kişisel
bazen olmasını tercih düşünceyle onlara meydan geçmişlerin i araştırarak bu
etmeyeceğimiz şeylerin okumayı gerektirdiğ iniöne sürer. inançların ı doğrulayacak kanıtlar
olabileceğini ama bunların hayatın bulmaya teşvik edilirler. Pek çok
bir parçası olduklarına dair dengeli İnançlara meydan okumak ilişkisi terk edilerek bitmiş olan biri
bir anlayıştır. RDDT boyunca bireylerden "yalnızlığın kaderi olduğu" veya bir
kendileri ve hayatlarındaki şekilde "sevilemez bir kişi olduğu"
Şartlı tepki konumları hakkında haksız aldanmasına kapılmış olabilir.
İnsanlara ve olaylara verdiğimiz inançlara sahip olup olmadıklarını RDDT insanları, kayıpların ve
tepkilere o kadar alışmışızdır ki düşünmeleri istenir. Bu sürece yalnızlığın acısını çekmeleri ve
bunlar neredeyse otomatik hale "doğruluğundan şüphe etme" denir. kayba neden olan faktörleri
gelmiştir; tepkilerimiz ayrılmaz bir Örneğin bazı insanlar "Tanıdığım mantıklı biçimde değerlendirmeleri
şekilde olayın kendisine bağlıdır. tek güvenilir insan benim" veya için teşvik eder ama bir-iki örneğin
''
olduğu ile ilgili inançlara karar alma noktalarında kendinin
saplanmalarını engeller. farkına varıp bilinçli (ve çoğunlukla
Yersiz düşünmenin doğasında farklı) seçimler yapmaya başlayınca Hayatınızın en iyi yılları
olan zorluklardan biri de kendini terapiste artık gerek kalmaz. sorunların kendinizin
devam ettirme eğilimidir çünkü olduğuna kakar verdiğiniz
örneğin "benim başıma hiç iyi bir Aktif bir terapi yıllardır. Kendi kaderinizi
şey gelmez" düşüncesinde iyi Albert Ellis'ın kuramları kendinizin kontrol ettiğini fark
şeylerin olabileceği fırsatları psikanalizin ağır ilerleyen edersiniz.
aramaya dair ufacık da olsa bir metodolojisine meydan okumuş ve Albert Ellis
motivasyon yoktur. Yersiz bugün de popüler olan bilişsel
''
düşüncenin sahibi iyi bir şey davranışsa! terapinin ilk biçimini
yaşama olasılığını o kadar yaratmıştır. Aktif ve yönlendirici bir
imkansız görmektedir ki onu terapisttir ve uzun vadeli, pasif
aramaktan bile vazgeçer. Bu, onu psikanalizin yerine -ön fikri Cari
olan biten iyi şeylere karşı da Rogers tarafından verilen
körleştirir. Pek çok insan kendini yaklaşımla- çözüm için çalışmayı 1970'lerin ve 80'lerin en popüler
tekrar eden şu inancı ifade eder: ve gücü doğrudan hastanın ellerine terapi yöntemlerinden biri olmuş ve
"Evet denedim ama iyi şeylerin asla teslim etmiştir. Ayrıca Ellis'i "araştırmacı, devrimci,
olmayacağını biliyorum." Bu, kuramlaştırmanın yeterli terapist, kuramcı ve öğretmen"
onların inanç sistemlerini haklı olmadığını vurgulamış, "Kuram olarak tanımlayan Aaron Beck'in
çıkara n ve pekiştiren bir söylemdir. eylemle, eylemle, eylemle çalışmalarına ilham kaynağı
Yersiz düşünme "siyah- desteklenmeli," demiştir. RDDT olmuştur.•
beyazdır"; bireyin olası deneyimleri
fark etmesini imkansız kılar.
RDDT, sağlıks ız ve Zorlukla r: Zihinsel
Durumları her zaman olumsuz
yerleşik inançlara yol açan üzüntü yaratan olay
yorumlamamıza neden olan ve
yersiz düşünce
a!Lernatif olumlu deneyim modellerini tanımlar ve
olasılıklarını da engelleyen hatalı onlarla nasıl mücadele
,bir inanç sistemidir. Genellikle edileceğin i anlatır.
"görmek bilmektir" gibi görünse de
gerçekte inandığımızı görürüz.
Konstrüktüvist kuram
RDDT. tercihlerimizde yetiştirilme
tarzımız ve kültürümüzün etkisi
olsa da inançlarımızı ve
gerçek liğimizi kendimizin inşa
ettiğimizi öne süren konsLrüktüvist
bir kuramdır. Ellis'e göre bu
yöntemle yapılan terapi insanların
katı ve mutlak düşüncelerini,
duygularını ve eylemlerini ortaya
çıkarmaya çalışır ve kendilerini
nasıl "rahatsız etmeyi" seçtiklerini
görmelerine yardımcı olur. Nasıl
daha sağlıklı düşünme yolları
bulabileceği mizi, daha yeni ve
yara rlı inançları nasıl içselleştirip
146
AİLE, İNŞANLARIN
YAPILDIGI
''FABRİKA''DIR
VIRGINIA SATIR (1916-1988)
duygu l arını göstermekten ya da teşvik ettiği d inamikleri taklit duygu dinamiklerinin farkına
varır.
paylaşmaktan korktukları için eder. •
çeşitli roller b enimserler.
Satir, öğretmenlik eğitimi
alır,ancak çocuklardaki
Yatıştırıcılar onaylanmamaktan
özgüven sorunlarına olan ilgisi
korkarlar; suçlayıcılar değersizlik
onun sosyal hizmetler konu-
duygularını gizlemek için
sunda yüksek lisans yapması
başkalarına saldırırlar;
na neden olur. ABD'deki ilk
''
hesaplayıcılar, duygularını itiraf
resmi aile terapisi eğitim
etmekt en kurtulmak için zekalarına programını kurar. "Satir
yaslanırlar; d ikkat dağıtıcılar - modeli" günümüzde de hAlA
gen ellikle a ilenin en Aileyi iyileştirmeyi bildiğim kişisel ve örgüt psikolojisinde
küçükleridirler- sadece sevimli ve için dünyayı iyileştirmeyi de etkisini korumaktadır.
zararsız olurlarsa sevileceklerine biliyorum
inanırlar. Virginia Satir önemli eHrlerl
Benimsenen bu roller ailenin
''
işlemesini sağlayabili r ama her 1964 Birleşik Aile Terapisi
bireyin otantik benliğini ezer. Satir, 1972 İnsan Yaratmak
çocu klar ya da yetişkinler olarak bu
sahte kimlikleri bir yana bırakmak
148
RAHArYAŞA, ..
HAYALLERE DAL,
SORUMLULUKLARDAN
KURTUL
TIMOTHY LEARY (1920-1996)
1972 Amerikalı psikolog Robert yerek daha iyi, daha tatmin edici bir top-
E. Omstein, Bilinç lum yaratma çağrısından etkilenmiştir.
Psikolojisi'nde sadece kişisel
deneyimin bilinçdışını kilitle- Ayrıca bkz. William James 38- 45 • Abraham Maslow 138 39
yebilcceğini savunur.
PSİKOTERAPi 149
İÇGÖRÜ KÖRLÜÖE
SEBEP OLABİLİR
PAUL WATZLAWICK (1921-2007)
terapi ortaya çıkar. Bu süreç, Avusturya-Amerikalı psikolog Paul ulaşmak için belli sorunları doğru
''
tetikleyebileceğini kabul olabileceği sonucuna varmışlardır ve
''
en fazla beş seansla mevcut sorunlara ışık tutmaya yar-
kısıtlanmaktadır. dımcı olacağına dair inanç çizgisel
bir neden-sonuç ilişkisi görüşüne
1974 Amerikalı psikoterapist dayanır. Watzlawick, insanların tek-
Jay Haley, Sıradışı Terapi' de
Milton Erickson'ın kısa terapi
Ayrıca bkz. B.F. Sk;nner 78 85 • Elizabeth Loftus 202- 07 • Milton Erickson
tekniklerini tanımlar. 336
150
KISACA biyolojik
Akıl hastalığı
değildir;zor sosyal Psikoz geçerli ve anlaşılabilir
YAKLAŞIM
etkileşimler yoluyla gelişir.
bir üzüntü ifadesidir.
Anti-psikiyatrl
ÖNCE
1908 İsviçreli psikiyatr Eugen
Bleuler, zihinsel işlevlerin
bölünmesine "şizofreni" adını
verir.
1911 Sigmund Freud, şizofre Psikiyatri akıl hastalığını,
Akıl hastalığı katartik ve
ninin, psikanalizle tedavi sosyal normlara uymadığı
dönü ştürücü bir deneyim
edilernemesirıerağrnen için damgalar.
olarak değerlendirilmelidir.
tamamen psikolojik olduğunu
öne sürer.
1943 Fransız filozof Jean-Paul
Sartre, gerçek benlikle sahte
benlik arasındaki ayrımı
tanımlar.
dönme girişimidir.
152
GEÇMİŞİMİZ
KADERİMİZİ
BELİRLEMEZ
BORIS CYRULNIK (1937-)
KISACA
YAKLAŞIM
Pozitif psikoloji
ÖNCE
1920'ler Freud, erken travma-
nın çocuğun beynini olumsuz
etkilediğini ve herhangi bir
genetik, sosyal veya psikolojik
direnç faktörüne baskın
geldiğ ini söyler.
T
acı verici koşulların bir şekilde üs-
üçte birinin toparlanmaya
zı insanlar yıkılır. Başa tesinden gelip devam edebilirler.
eğilimli oldukları sonucuna
çıkma mekanizmalarını Boris Cyrulnik, tepkilerdeki bu
varılır.
yardıma çağ ıramadan derin bir farklılıkla ilgilenmiştir. Neden bazı
1988 John Bowlby, toparlanma depresyona veya bunalıma girerler, insanların bu kadar derinden etki-
üzerine bir araştırma yapılma bazen umutlarını ve hatta yaşama lendiklerini, bazılarınınsa
sını ister. isteklerini kaybederler. Tamamen "kendilerini toparlaya bildiklerini"
başlarına gelen felaketle meşgul o- bulmak için tüm kariyerini psikolo-
SONRA lurlar; kabuslar görmeye, jik toparlanmayı incelemeye
2007 İngilız devleti okullarda geridönüşler ve kaygı atakları yaşa adamıştır.
UK dirençlilik programını maya başlarlar. Ancak başka bir Cyrulnik, topa rl anman ın , insan-
başlatır. grup insan da sadece yaşamların da doğuştan var olmad ığını,
2012 Amerikan Psikoloji daki iniş çıkışlarla değil , aynı kişi nin doğal bir süreç içinde bunu
Derneği, psikolojik dirençlilik zamanda potansiyel olarak ezici ka- inşa ettiği ni bulur ve bunu şöyle
üzerirıe özel bir görev gücü yıp ve travmalarla da başa an latır: " Çocuğun tek başına birdi-
Cyrulnik'in araştırması hayatın zor- vurgular. Travma iki şeyden oluşur: birkaç gün sonra küçük bir
lukları veya travmalarla baş etmede Hasar ve hasarın temsili. Çocuklar i- ödül karşılığında onu yetkilile-
daha iyi olan insanların zorluklarda çin en zararlı travma sonrası re teslim ederler. Bir toplama
kampına gönderilmeyi bekler-
bir anlam bulabildiklerini ve bunları deneyim, yetişkinlerin olay hakkın
ken kaçmayı başarır ve on
yararlı ve aydınlatıcı olarak gördük- daki aşağılayıcı yorumlarını
yaşında bakım altına alınınca
lerirıi, hatta bunlara gülebildiklerini duymaktır. Cyrulnik etiketlerin de-
ya kadar çiftliklerde çalışır.
göstermiştir. Dirençli insanlar mev- neyimden daha zararlı ve ezici Hiçbir akrabasının kalmadığı
cut durum ne kadar acı lı olursa olduğunu söyler. • Fransa'da büyür. Büyük ölçüde
olsun , olayların gelecekte iyiye gide- kendi kendini yetiştiren
ceğini görebilirler. Cyrulnik, sonunda Faris
Üniversitesi'nde tıp eğitimi
''
Mücadeleyle yüzleşmek alır. Yaşamını yeniden değer
Önceleri dirençli insanların fazla lendirmek istediğini fark
duygusal olmadığı düşünülmüştür edince önce psikanaliz, sonra
ancak Cyrulnik, acının dirençli in- Dirençlilik, kişinin korkunç da nöropsikiyatri üzerine
sanlar için de diğerleri kadar etkili sorunlar karşısındaki büyüme çalışır. Tüm kariyerini travma-
''
ömür boyu sürebilir ama bu insan- 1992 Anlamın Şafağı
lar için acı, yüzleşmeyi tercih 2004 Hayaletlerin Fısıltısı
ettikleri bir mücadele doğurur. Zor- 2009 Toparlanma
luk, olanların üstesinden gelmek,
154
etkilediği kavramını tanıtan tıklı bir yer olduğuna, iyi olursak başı nılmayı hak ettiğimizden meydana
Gestalt t erapisi geliştirilir. mıza iyi şeyler geleceğine inandırıla gelmiştir. Aksiliklerden sağlıklı biçim-
rak büyütülürüz. Peki ama iyi olduğu de çıkabilmek için olayları kişiselleş
1955 George Kelly, Kişisel muzda her şey iyi gidiyorsa, başırnıza tirmeye son vermek, dışa vurmaya
Kurgulann Psikolojisi'ni kötü şeyler geldiğinde bu bizim hak- başlamak, bazen kötü şeylerin olabile-
yayımlar ve herkesin dünya ve kımızda ne söyler? İyilerin ödüllendi- ceğinin farkına varmamız gerekir. •
içindeki insanla r için hazır rilip kötülerin cezalandırıldığı "Adil
kurguları (inançları) olduğunu bir dünya"ya inancımız başımıza ge-
öne süren kuramın len kötü şeylerde kendimizi suçlama-
''
ana hatlarını çizer. mıza neden olur.
Bir şekilde incindiğimizde veya bi-
1960 Psikolog ve istatis tikçi ze bir yanlış yapildığında akl:ırnıza ilk
Max Ha milton, klinik gelen "Bu neden benim başıma gel- Doğal üzüntüyü depresyona
depresyonu ölçen bir gereç di?" sorusudur. Doğal bir afet karşısın dönüştürmek için tek
olan Hamilton Depresyon da bile insanlar geriye dönüp buna ne- yapmanız gereken, başınıza
Değerlendirme Ölçeği'ni den olmak için ne yaptıklarını düşü gelen felaket için kendinizi
geliştirir. nürler. Kötü şeyler olduğunda kendini suçlamaktır.
SONRA
suçlama, suçluluk, çaresizlik ve utanç Dorothy Rowe
duygulan mantıksızca yükselir ve
1980 Psikolog Melvin Lemer,
''
burilar depresyona bile neden olabilir.
Adil bir Dünyaya İnanç: Temel
Rowe, irnmçlımmızı kendimizin
bir Aldanma'yı yayımlar ve
yarattığını ve seçtiğini söyler. Bir kez
insanlann hak ettiklerini bunu ariladıktan sonra Adil bir dünya
aldıklarına nasıl yanlış bir
inanç beslediğimizi açıklar. Ayrıca bkz. Fritz Perls 112-17 • Cari Rogers 130- 37 • Albert Ellis 142-45 •
Melvin Lerner 242-43 • George Kelly 337
PSiKOTERAPİ 155
BABALAR BİR
SESSİZLİK YASASINA
TABİDİRLER
GUY CORNEAU (1951-)
ransız-Kanadalıanalist Guy
KISACA
YAKLAŞIM
Erkek psikolojisi
F Corneau, 1991'de Olmayan
Babalar Kayıp
yayımlamadan
Oğullar'ı
önce. psikoloji
erkekler arasındaki duygusal ileti-
ÖNCE şime çok az ilgi gösterm i ştir.
1900'lar Freudyen analistler Corneau'nun kitabı erkek nesilleri
oğulların babalarıyla doğal bir arasında mahrem konuşmaların
bir çalışma yöntemini yürütmenin algıyı Makineleri ve Zek!l'yı insan itkisi olduğunu
yayımlar. öne sürer.
gösterir. etkilediğini savunurlar.
1
1885
1
1947
1
1950
i
1957
1932 1949 1956 1958
ı ı ı ı
1
O. yüzyılın ilk yarısı psikolo- bilişsel psikolojinin öncüsü olmuş anlamaya yol açmıştır. Bu da psiko-
Bllişsel devrim
logların, özellikle de Donald
Hebb'in ziMnsel süreçleri, sadece
davranış gözlemlerinden çıkarımlar
ve (bilinçdışı ve erken çocukluk Sonunda dengeyi davranışa olan yaparak değil doğrudan inceleme-
gelişimine odaklanan) psikanaliz. ilgiden zihinsel süreçleri incele- sini sağlamıştır.
Bir önceki yüzyılda psikologları meye doğru değiştiren şey, psikoloji Bilgi-işlem benzetmesini psiko-
meşgul eden, algı, bilinç ve bellek alanının dışından gelmiştir. lojiye ilk uyarlayanlar arasında
gibi zihinsel süreçler büyük ölçüde İletişim ve bilgisayar teknolojilerin- Frederic Bartlett'in Cambridge'de
ihmal edil miştir. deki gelişmeler ve yapay zekanın öğrencisi olan Donald Broadbent de
Kaçınılmaz olarak bazı istisna- -!!. Dünya Savaşı sırasındaki ilerle- vardır. Broadbent 1940'larda ve
lar da vardır. İngiliz psikolog meler sayesinde büyüyen bir alan- 50'lerde bilgisayar bilimcisi Alan
Frederic Bartlett ve Rus meslektaşı açtığı yeni olanaklar beyin hak- Turing'in ve iletişim uzmanı Colin
Bluma Zeigamik, 1920'lerde ve kında yeni bir düşünce biçimine yol Cherry'nin çalışmalarından etkilen-
30'larda ayrı ayrı bellek üzerinde açmıştır: Bilgi işlemci olarak beyin. miştir. Ancak asıl dönüm noktası
çalışmışlar, bilişsel psikologların Davranışçılığın incelemediği ya da ABD' de, davranışçılığın k ısıtlama
sonraki çalışmalarına öncülük inceleyemediği, "bilişsel süreçler" ları yüzünden eleştirilmeye başlan
etmişlerdir. Almanya'da Wolfgang ya da "idrak" olarak adlandırılan dığı zaman gerçekleşmiş ve
Köhler'in sorun çözme ve karar zihinsel süreçler artık psikologlar 1950'lerin sonundaki "bilişsel
alma üzerine çalışmaları Gestalt için üzerinde çalışılacak bir model devrim"e yol göstermiştir. Bu
psikolojisinden -algı ve algısal haline gelmiştir. Aynı zamanda önemli yaklaşım kaymasının öncü-
düzenlemeye yoğunlaşmış Alman sinir bilimindeki ilerlemeler beynin leri arasında 1960'larda Harvard
düşünce okulu- yararlanmış ve işlevleri ve sinir sistemini daha iyi Üniversitesi 'ndeki Bilişsel
BİLIŞSEL PSiKOLOJİ 159
Ende! Tulving, Aaron Beck, Depresyon: Gordon H. Bower Elizabeth Loftus'un kitabı
hafıza ve bilgi Nedenleri ve hafızadan bilgi Tanıklık lfadesi'nde görgü
çıkarma üzerine Tedavisi'nde bilişsel çekmenin ruh haline tanığı hafızasının kanıt
pek çok bildiri davranış terapisinin bağlı olduğunu öne olarak yanılma payını ortaya
yayınlar. anahatlarını anlatır. süren deneyleri açıklar. çıkarır.
i
1960'1ar
i
1967
i
1978
i
1996
1
Ulric Neisser, aynı
adı taşıyan kitabında
1
Roger Shepard ve
Jacqucline Metzler
1
Paul Ekman, Duygunun Yüz
İfadeleri'nde belli yüz
1
Daniel Schacter,
Hafızanın Yedi
"bilişsel insanların üç boyutlu bir ifadelerinin evrensel ve Günahı'nda
psikolojl"yi tanıtır. nesneyi zihinlerinde dolayısıyla biyoloıik anıların hatalı
döndürebilme yeteneğine olduklarını ileri sürer. olabileceğini
sahip olduklarını gösteren gösterir.
araştırmayı yayımlarlar.
Çalışmalar Merkezi'ni kuran tir: Roger Shepard algı ile ilgili kaygı gibi rahatsızlıklarda standart
Amerikalı lar,George Armitage düşünceleri yeniden incelemiş, tedavi yöntemi olarak kullanılmaya
Miller ve Jerome Brunner de vardır. Wolfgang Köhler'in sorun çözme ve başlanır ve sadece akıl hastalıkları
karar alma üzerine çalışmaları, nın tedavisini değil, akıl sağlığını
Yeni bir yön Daniel Ka hneman ve Amos hedefleyen pozitif psikoloji hareke-
Miller ve Bruner'in ses getiren 'Tuersky'nin kuram larında yeniden tinin doğmasına yol açar.
çalışmaları psikolojide temel bir yön su yüzüne çıkmıştır. Ve belki de ilk 21. yüzyılın başında bilişsel
değ işimine neden olur. kez, aralarında Bower ve Paul psikoloji MlA konuya egemen olan
Davranışçıla r tarafından ihmal edi- Ekman'ın da bulunduğu bilişsel yaklaşımdır ve sinir bilimi, eğitim
len bellek, algı ve duygular gibi psikologlar duygular üzerine bilim- ve ekonomide de etkileri görülmek-
a lanlar odak noktası haline gelirler. sel bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. tedir. Hatta genetik-yetiştirme tar-
Bruner idrak kavramını, öğrenme ve Ancak alaşağı edilen sadece tışmasını bile etkilemiştir; genetik
gelişim psikolojisinin mevcut davranışçıların kuramları değildir, bilimi ve sinir bilimindeki son
kuramlarıyla birleştirirken Miller'in Freud'un psikanalitik kuramı ve gelişmeler ışığında Steven Pinker
bilgi-işlem modelini belleğe uyarla- takipçileri de bilimsellikten uzak gibi evrimci psikologlar düşüncele
ması sonucunda psikolojinin alanı olmakla eleştirilirler. Aaron Beck rimizin ve hareketlerimizin beyinle-
genişlemiş ve bellek, aralarında bilişsel psikolojinin daha etkili bir rimizin yapısıyla belirlendiğini ve
Ende! Tulving, Elizabeth Loftus, terapi sağlayacağını -ve nesnel bunların diğer kalıtsal özellikler
Daniel Schacter ve Gordon H. incelemeye daha yatkın olduğunu gibi olduklarını, yani doğal seleksi-
Bower'ın da bulunduğu bilişsel bulur. Savunduğu bilişsel terapi, yonun yasalarına tabi olduklarını
psikologlar için önemli bir çalışma daha sonra davranışsa! terapi ve savunur. •
alanı olmuştur. Ayrıca Gestalt psi- meditasyon tekniklerini de içere-
kolojisi de yeniden değerlendirilmiş- rek, çok geçmeden depresyon ve
160
İÇGÜDÜ DİNAMİK
BİRYAPIDIR
WOLFGANG KOHLER (1887-1967)
KISACA
Eğer bir şempanze bir problemi
YAKLAŞIM deneme-yanılma yoluyla .. durur ve problemi
Gestalt psikolojisi çözmeye çalışır ama çevresindeki her şeyi hesaba
başaramazsa ..
katarak düşünür. ..
ÖNCE
1890 Avusturyalı filozof
Christian von Ehrenfels, kitabı
Biçimin Nitelikleri Üzerine'de
Gestalt kavramım tanıtı r. Sonra bu çözümü gelecekteki
benzer problemlere de ... ta ki çözüme ulaşacağı bir
1912 Max Wertheimer, Gestalt uyarlar. kavrayışa ulaşana dek
psikolojisinin kilometre taşı
olan Hareketin Algısı Üzerine
Deneysel Çahşmalar'ı
yayımlar. L -·ı\,{·ı.;.'"'····;f\·'"tl·
·!'".;t-Jt-::,,~,:Ot, i ı i'?< :f-~ ; ':\
SONRA Bu kavrayışla öğrenme modeli
1920'ler Edwa rd Tolınan, pasif değil, aktiftir.
Gestalt ve davranışçı
[: •, .
\fi; !], ''' J ". - .. ~ ::. :1 ;.l f~ :i
psikolojiden aldığı fikirleri;
amaçlı davranışçılık (şimdi
bilişsel davranışçılık) 9. yüzyılın son larında, mev- psikolojisi (daha sonraki bir gelişme
kuramında bir araya getirir.
1935 Alman Gestalt psikologu
Kari Duncker, Üretici
1 cut düşünce okullarıyla ters
düşen bir grup Alman psiko-
log Gestalt adın ı verdikleri yeni,
olan Gestalt kuramıyla karıştırılma
malıdır) başlangıç noktası olarak
algı, öğrenme ve anlayış gibi kav-
bilimsel ve belirgin biçimde bütün- ramların bütün olarak düşünülmesi
Düşüncenin Psikolojisi cül bir yaklaş ım geli ştirirler. Yeni gerektiğini, çeşitli parça larının
kitabında sorun çözme ve hareketi Max Wertheimer ve Kurt incelenerek araştırılmamaları
zihinsel yeniden yapılandırma Koffka ile birlikte kuran Wolfgang gerektiği nden yola çıkar.
deneylerini açıklar. Köhler, Gestalt kelimesinin hem Köhler egemen psikolojik yakla-
"örüntü" hem de kendi kuramlarına şım olan davranışçılığın çok basit
uyarlandığında "düzenli bütün" olduğunu ve algının dinamik yapı
a nlamına geldiğini açıklar. Gestalt sını görmezden geldiğini düşün-
BİLİŞSEL PSİKOLOJİ 161
Ayrıca bkz. İvan Pavlov 60-61
• Edward Thorndike 62-65 • Edward
Tolman 72-73 • Max Wcrthcimcr 335
''
yiyeceğe ulaşma gibi bir sorunla kar- verir ve 1959'da Amerikan Psi-
şılaştıklarında şempanzeler ilk giri- koloji Derneği'nin başkanı se-
şimlerinde hayal kırıklığına uğramak çilir. Ulric Neisser kendisini
tadırlar ama sonra durup bir çözüm
Kavrayış, alandaki tüm
"çok onurlu ve asil kişiliğinin
bulmadan önce durumu enine yanı sıra gerçekten yaratıcı bir
anahatlara referansla birlikte düşünür" olarak tanımlar.
boyuna tartmaktadırlar. Çözümleri tam bir çözümü ortaya çıkarır.
genellikle yiyeceğe ulaşmak için alet- Wolfgang Köhler
ler oyun alanlarında bulunan çubuk- Önemli es erleri
lar veya tahta parçaları gibi- kullan-
1917 Maymunların Mantalitesi
''
mayı içermektedir. Aynı problemle
1929 Gestalt Psikolojisi
daha sonra yeniden karşılaştıklarında 1938 Gerçeklerin Dünyasında
şempanzeler anında aynı çözümü
Değerlerin Yeri
uygulamaktadırlar. Köhler, şempanze-
162
şempanze çalışmaları kavrayış birbirlerine bağlayan sinapslar ya dırılır. Artık bundarı sonra bebek
yoluyla öğrenmenin deneme- da bağlantılar bu şekilde güçlen- sadece ayak sesi duyduğunda
yanılma yoluyla öğrenmekten mektedir. Tekrarlayan deneyimler kümelerin üçü de harekete geçer".
d aha kalıcı olduğunu gösterir. beyinde "hücre topluluklarının" Ancak yetişkinlerde öğrenme yeni
veya bağlantılı nöron gruplarının hücre oluşumlarından çok mevcut
1929 Kari Lashley, Beynin oluşumu n a yol açmaktadır - sık hücre kümelerinin ve faz sıralarının
Mekanizmaları ve ZeM 'yı lıkla "birlikte ateşlenen hücreler yeniden düzenlenmesini içermekte-
yayımlar.
birbirine bağlanır" olarak özetlenen dir.
SONRA kuram. Benzer şekilde ayrı hücre Hebb'in hücre toplulukları
1970'ler George Arrnitage toplulukları da bağlantı kurarak kuramı modern sinir biliminin
Miller "bilişsel sinirbilim" bizim düşünce süreci olarak tanıdı köşe taşıdır ve Hebbian öğrenme
terimirıi kullanır. ğımız "faz sırası"nı olu ştu rurlar. olarak bilinen sinirlerle ö!jrenme
1980'ler Sinirbilimciler, beyin Hebb, bu bağlantı sürecinin açıklaması hala kabul edilen bir
SONRA 1
:u bir bilgi işleme biçimidir.
:: J
1960'1er Bruner'in \1.-
kuramlarına dayanan öğretim
programı "İnsan: Müfredat Bllmek bir GrCln deOll bir ırilraçtlr.
Programı" ABD, İngiltere ve
Avustralya'daki okullarca
henimsenir. elişim psikolojisi alanı anlama deneyim yoluyla
1977 Albert Bandura, gelişimi
davranışsa! ve bilişsel
boyutların birleşimi olarak ele
G 20. yüzyılın büyük
bölümünü, çevreyi
keşfetmeye yönelik doğal
ulaştıklarını öne sürer ama
"deneyim" kelimesinin anlamını
genişleterek kültürel ve sosyal
meraklarının sonucunda çocukların deneyimi de kapsayıcı hale getirir.
alan Sosyal Öğrenme
d üşüncesinin n asıl geliştiğini ve Vygotsky, çocukların temelde d iğer
Kuramı 'nı yayımlar.
nas ıl evreler halinde olgunlaştığını insanlarla etkileşim yoluyla
açıklayan Jean Piaget'nin öğrendiklerini söyler.
egemen liği altında geçi rmiştir. 1960'Jarda bu noktada "bilişsel
Piaget'ninkinden hemen sonra devrim" hız kazanmaktadır;
İngilizceye çevrilen Lev zihinsel süreçler giderek daha
Vygotsky'nin kura m ı da çocukların sıklıkla beynin "bilgi işlemcisi"ne
BİLIŞSEL PSiKOLOJİ 165
Ayrıca bkz. Jean ~iaget 262-69 • Lev Vygotsky 270 • Albert Bandura 286-91
fikirlerine uygulayarak başlar. ihtiyacımız vardır ve Bruncr'a göre geçirir. Daha sonra ABD'ye dö-
Bilişsel gelişim araştırmalarının bu bir öğretmenin rolüdür. n erek 90 yaşına kadar öğret
menlik yapmaya devam eder.
vurgusunu anlam yapılandırmadan Bruner, Eğitim Süreci'nde (1960)
bilgi işlemeye, bilgiyi edinme ve çocukların eğitim sürecinde aktif
Önemli aaarlarl
depolama araçlarımıza doğru katılımcılar olmalarının gerekliliği
kaydırır. Piaget gibi o da bilgi fikrini ortaya atmıştır. Kitap, 1960 Eğitim Süreci
edinmenin deneyimsel bir süreç ABD' de devlet ve okul-öğretmen 1966 Bilişsel Gelişim Çalışma
olduğuna inanır ama Vygotsky gibi düzeyinde eğitim politikalarını ları
bunu tek kişilik değil sosyal bir değiştiren simge bir metin haline 1990 Anlam Yasaları
meşgale olarak görür. Öğrenmenin gelmiştir. •
166
!. Dünya Savaşı'nın sonuyla bir- rahatsızlık yaratan bir iç tutarsızlık kehanet yanlış çıkıp ardından da bi-
Leon Festinger Leon Festinger, New York'ta Rus bir tarikatla ilgili ünlü Oak Park
göçmeni bir ailenin oğlu olarak do- çalışmasını yapar. 1955'te Stan-
ğar. 1939'de City College of New ford Üniversitesi'ne geçer ve sos-
York'tan mezun olduktan sonra Io- yal psikoloji ile ilgili çalışmaları
wa Üniversitesi'nde Kurt Lewin'in nı sürdürür. Ancak 1960'larda
altında çalışmaya başlar ve araştırmalarını algı üzerine yo-
1942'de Çocuk Psikolojisi üzerine ğurılaştırır. Daha sonra New
doktorasını tamamlar. Il. Dünya York'ta New School for Social
Savaşı'nın kalan yıllarını askeri e - Research'te tarih ve arkeolojiye
ğitimde geçirdikten sonra 1945'te odaklanır. 69 yaşında karaciğer
Massachusetts lnstitute of Techno- kanserinden hayatını kaybeder.
lug y (MIT) bünyesindeki Grup Di-
namikleri Araştırma Merkezi'nde Önemli H8rlerl
yeniden Lewin'e katılır.
Minnesota Üniversitesi'ne pro- 1956 Kehanet Yanlış Çıkınca
fesör olarak atandığı sırada, dün- 1962 Bilişsel Çelişki Kuramı
yanın sonu kehanetinde bulunan 1983 İnsan Mirası
SİHİRLİ RAKAM
ARTI VEYA
••
EKSİ 2
OLMAKUZERE
•
'
GEORGE ARMITAGE MiLLER (1920-)
170 GEORGE ARMITAGE MiLLER
KISACA
YAKLAŞIM
Bellek çalışmalan
ÖNCE
1885 Hermann Ebbinghaus
öncü kitabı Hafıza· Deneysel
Psikolojiye Bir Katkı'yı yayım
lar.
1890 William James Psikoloji-
nin İ/keleri'nde birincil (kısa
dönem) ve ikincil (uzun dönem)
hafıza arasında ayrım yapar.
1950 Matematikçi Alan
Turing'in testi bir bilgisayarın
düşünen bir makine olarak
kabul edilebileceğini gösterir.
SONRA
1972 Ende! Tulving olaysal
bellekle (belli olaylar için)
anlamsal bellek (olaya ya da
ç!uruma bağlı olınayan gerçek
bilgi için) arasınoa ayrım
yapar.
2001 Daniel Schacter Hafıza
nın Yedi Günahı'nda yanlış
hatırlama biçimlerimizin b ir
listesini verir.
eorge Armitage Miller bir bölümünün tuhaflığına rağmen bilgisayar bilimlerindeki ilerlemeler
G zamanlar şöyle
yakınm ıştır: "Benim
sorunum bir tam sayı tarafından
Miller'in niyeti son derece ciddidir;
nitekim makale bilişsel
psikolojinin ve çalışan hafıza (bilgi
yapay zeka fikrini gerçeğe daha
yakınlaştırmış ve Alan Turing gibi
matematikçiler bilgisayar ın
rahat bırakılmamam. Bu sayı tam parçalarının sınırlı bir zaman işleyişini insan beynininkiyle
yedi y ı ldır peşimi bırakmıyor". diliminde hatırlanması ve kıyaslarken, bilişsel psikologlar tam
Miller'ın ünlü makalesi Sihırli kullanıl ması) araştırmaları için bir tersiyle uğraşmaktadır ; bilgisayara
Rakam Yedi, Artı veya Eksi İki: dönüm noktası olacaktır. insan beyninin işleyişini açıklamak
Bilgi İşlemedeki Kapasite M iller'ın bildirisi 1956'da, yeni için olası bir model olarak
Sınırlamalarımız bu cümlelerle bilişsel psikolojinin dav ranı şç ılığ ın bakmak tadırla r. Zihinsel süreçler
başlar ve şöyle devam eder: "Onun yerini almaya başladığ ı sırada The bilgi işleme bağlamında
ortaya çıkışını yöneten bazı Pşychological Review'da yayınlanır. açıklanmaktadır.
şemalar var. Ya bu sayıyla ilgili Miller'ıntüm kalbiyle benimsediği Miller 'ın asıl ilgi alanı, II. Dünya
gerçekten olağandışı bir şeyler var bu taze yaklaşım, algı ve dikkat Savaşı sırasında konuşma algısı
ya da ben kötülük görme sa nrısına gibi zihinsel süreçler üzerine üzerine yaptığı çalışmalardan
kapıldım". Başlığının ve giriş odaklanmıştır. Aynı zamanda kaynaklanan ve doktora tezinin de
BILIŞSEL PSiKOLOJi 171
Ayrıca bkz. Hermann Ebbinghaus 48-49 • Bluma Zeigarnik 162 • Donald Broadbent 178- 85 • Ende! Tulving 186- 91 •
Gordon H. Bower 194- 95 • Daniel Schacter 208- 09 • Noam Chomsky 294-97 • Frederic Bartlett 335-36
''
birbirinden nasıl ayırabildiğimiz numaralandırabilirler ama yediden
ölçen deneylerden gelmiştir. fazla olduğunda noktaların sayısın ı
Miller'in bildirisinde adı geçen bir sadece tahmin etmeye başlarlar.
Bu rakamın beni inatla deneyde fizikçi ve akustik uzmanı Bu, dikkat aralığının yaklaşık altı
rahatsız etmesi bir tesadüften Irw in Pollack katılımc ılara farklı ile sınırlı olduğunu akla
çok daha fazlası. müzik tonları dinleterek onlardan getirmektedir ve Miller'ın aynı
George Armitage Miller her tona bir sayı vermelerini ister. tAmel sürecin hem mutlak sonuç
Katılımcılar yaklaşık yedi tona hem de dikkat aralığını kapsayıp
kadar, her birine doğru sayılar kapsayamayacağını merak
''
vermekte hiç zorlanmazlar, ancak etmesine neden olur.
yediden sonra (bir ya da iki eksik Bu deneylerdeki tonlar ve
ya da fazla) gelen sonuçlar önemli noktalar Miller'in "tek boyutlu
ölçüde bozulur. uyarıcı" (birbirlerinden sadece tek
Kaufman, Lord, ve diğerleri bir açıdan ayrılan nesneler) olarak
temelini oluşturan psikolinguistiktir. tarafından 1949'da yapılan başka adlandırdıklarıdır, ancak onu asıl
Bu, onun giderek büyüyen iletişim bir deneyde araştırmacılar değişen ilgilendiren konuşma ve dilde etkili
alanına ilgi duymasına ve böylece sayılarda renkli noktaları biçimde işleyebileceğimiz bilgi
bilgi kuramıyla tanışmasına neden katılımcıların önündeki ekrnna miktarı ve kelimeler gibi "çok
olur. Miller özellikle, iletişim alanında
önde gelen bir isim olan ve mesajları
elektronik sinyallere dönüştürmenin
etkili yollarını araştıran Claude
Shannon'dan etkilenir. Shannon'ın
düşünceleri "kırıntılar"dan oluşan
kodlara dönüştüren iletişim modeli
, tüm dijital iletişimin temelini
oluşturur. Miller de zihinsel süreçlere
benzer şekilde bakabileceğini
düşünür ve 1951' de yazdığı Dil ve
İletişim adlı kitabıyla modern
.Tı
dilbiliminin temel kurallarını belirler.
Yedi kategori
Miller, Shannon'ın bilgi ölçme
yöntemini ve kendi "kanal
kapasitesi" (bir sistem tarafından
işlenebilecek bilgi miktarı) fikrini
alarak bilgi işlemci olarak kısa
dönem hafıza modeline uygular. Bu,
onun, bazen olağandan biraz daha
--
az yedi rakamının tekrarı ve olası
önemi tarafından "eziyet görmeye" Dikkat aralığını ölçen bu deneyde kaLılımcı lara
başladığı zamandır; "bazen biraz saniyenin belli bir parçasında ekranda beliren farklı
daha fazla ama asla tanınmayacak desenlerde lekeler sunulmuştur. Katı lımcılar yediden az
kadar değişmeyen". olduğu nda sayıyı hemen hatırlamış lardır.
172 GEORGE ARMITAGE MiLLER
boyutlu uyarıcılar"dır. Pollack'ın, girdisi ile uzun dönem hafıza
basit tonların yerine altı açıdan arasındaki bilgi işlemci olarak
farklı (ses perdesi, uzunluk, ses kabul gören bir parçasıdır.
''
düzeyi ve konum gibi) tonlar Hermann Ebbinghaus ve Wilhelm
koyduğu daha sonraki Wundt kısa dönem hafızanın
araştırmalarını inceler. Görünüşte yaklaşık yedi (yine yedi) ögelik bir
daha büyük miktarda bilgi kapasiteyle sınırlı olduğunu bile Ezberleme süreci parçalar
olmasına rağmen şaşırtıcı bir öne sürmüşlerdir. Miller kendi oluşturmaktan ibaret olabilir. .
şekildr.l sonuçlar yine diferensiyal verdiği adla, çalışan hafızanın yeter ki tüm ögeleri
yedi, artı-eksi iki, sınırındadır. Tek kapasitesinin mutlak sonuç ve hatırlayabileceğimiz kadar az
fark çeşitli değişkenlerin eklenmiş dikkat aralığı sınırlarıyla sayıda olsunlar.
olması yüzünden doğru cevapların örtüştüğüne inanmaktadır. George Armitage Miller
bir parça azalmasıdır. Miller
bunun, bizim "aynı anda birkaç Kınntılar ve parçalar
''
şeyin göreceli ham sonuçlarına" Eğer çalışan hafıza, bilgi işleme
ulaşmamızı sağlayacağını öne becerimiz anlamında yedi ögeyle
sürer. Bu, söylenen sözler ve insan sınırlıysa , uzun dönemli hafızaya
yüzleri gibi karmaşık şeyleri konabilecek miktarı kısıtlayan
münferit sesleri veya özellikleri potansiyel bir darboğaz vardır.
işlememize gerek olmaksızın Ancak Miller ne kadar sihirli kırıntıların anlamlı bir birim
tanıyabilmemizi ve ayırt görünürse görünsün uyuşmanın oluşturacak şekilde yeniden
edebilmemizi açıklayabilir. sadece yedi rakamının ötesinde kodlanmasıdır; örneğin 21 harfli bir
Miller insan zihnini bir iletişim olduğunu ileri sürer. Önceki dizi 21 bilgi kırıntısını simgeler ama
sistemi olarak görür: Girdiler deneylerin tek boyutlu uyaııcılaıı eğer bu üç harfli kelimelerden
çoğaldığı zaman başlangıçta ilgili bilginin pek çok "kırıntısı"ndan oluşan bir dizi oluşturması için
beyne iletilen miktar artmakta oluşmuş gibi görülebilir ama tek bir bölünürse, yedi parça haline gelir.
ancak daha sonra bireyin "kanal öge gibi işlem görmektedirler. Bölümleme bizim bilgi kırıntılarında
kapasitesi"ne göre düz bir çizgi Miller, sınırlı mutlak sonuç modeller ve ilişkiler bulabilme
izlemektedir. Miller daha sonra, aralıklarımız ve kısa dönem becerimize bağlıdır. Aynı dili
kısa dönem hafıza modeline hafızamızın neden olduğu konuşmayan biri için yedi kelime
uygulayarak kanal kapasitesi darboğazın üstesinden gelebilmek anlamsız olacağından yedi parça
düşüncesini bir adım ileri götürür. için çalışan hafızanın bilgi oluşturmamış olacak, ha.la 21 kırıntı
Kısa dönem hafıza kavramı ilk kez "k ırıntılarını" aynı ilkeyle bilgi olarak kalacaktır.
William James tarafından "parçacıkları" olarak düzenleğine Miller'in kuramı başka
kullanılmıştır ve uzun zamandır inanmaktadır. Ancak bir parça psikologların daha önceki
beyin modelinin, bilginin duyusal sadece rastgele bir gruplama değil, deneyleriyle de desteklenmektedir.
''
ezberlemeye yardımcı olması için sonra New York Rockefeller
bölme ve yeniden kodlamanın çok Üniversitesi ve Princeton
kolaylık sağladığı ortadadır ama bu Üniversitesi'nde profesör olarak
sadece mnemonik bir hileden çalışır_ 1991 'de Ulusal Bilim
fazlasıdır_ Miller bu tür bir yeniden İnsanların yaptığı dilbilimsel Madalyası ile ödüllendirilir_
kodlamanın "üstesirıden yeniden kodlama bana
gelebileceğimiz bilgi miktarını düşünme süreçlerinin can Önemli eserleri
arttırmak için aşırı güçlü bir silah" damarı gibi geliyor
olduğunu işa ret eder; bilgisel George Armitage Miller 1951 Dil ve İletişim
darboğazı etkili biçimde
1956 Sihirli Rakam 7, Artı veya
genişletmek tedir.
Eksi2
1960 Planlar ve Davranış
''
Yapısı (Eugene Galanter ve
Hafıza araştırmalan
Kari Pribram'la birlikte)
Miller sonraki çalışmalarında
hafıza konusundan uzaklaşmış ama
174
KISACA
•• •• •• YAKLAŞIM
GORUNUŞTE
Bllişsel terapi
.. .. .. .. ,,,.,
ÖNCE
1890'lar Sigmund Freud
psikoterapiye analitik bir
FAZLASI YARDIR
AARON BECK (1921-)
bilişsel bir yaklaşım- gelıştirir.
SONRA
1975 Martin Seligman "öğre
nilmiş çaresizlik" kavramını
Çaresizlik: Depresyon, Gelişim
ve Ôlüm Üzerine adlı kitabında
tanımlar.
''
böyle yaptığını savunmaktadırlar. Beck'in "bilişsel terapi" analizi
Beck hem bu tartışmaların bunu gereksiz hatta zararlı olarak
ortada dönüp durmasından hem de görür. Hastanın algı sı göründüğü
Psikanalizin inanç temelli bir terapistin kendi kişiliğiyle bağlantı gibi kabul edilmelidir; Beck'in sev-
terapi olduğu sonucuna kurulmasından şüphe duymaktadır. diği deyişle "görünüşle, görünen-
vardım.
Psikanaliz uygulaması konusunda den fazlası vardır ".
AaronBeck kişisel deneyiminin verdiği avan- Beck'in bununla anlatmak iste-
tajla birleşince bu şüpheler onu, diği depresyonun dolaysız belirtile-
''
terapiyi her yönüyle derinlemesine rinin - olumsuz "otomatik düşünce
incelemeye, geliştirilebilecek yön- ler"- terapi için gereken tüm bilgiyi
temler varsa bulmaya sevk eder. sağladığıdır. Eğer bu düşünceler
Psikoterapiye başvuranlar arasında incelenip aynı duruma dair nesnel,
en çok şika.yet nedeni olan depres- rasyonel bir görüşle kıyaslanırsa ,
bulamamıştır. Kendi deneyimle- yonun temeli ve tedavisini değer hasta kendi algısının nasıl çarpık
rinde de hastaların sadece küçük lendirmek için tasarlanmış bir dizi olduğunu görebilir. Örneğin işinde
bir bölümü analiz yoluyla ilerleme deney yürütür. Elde ettiği sonuçlar, terfi önerilen bir hasta, "Yeni işim
gösterebilmişlerdir. Terapistler ara- bu durumun bilinçdışı duygu ve çok zor olacak ve ben başaramaya
sındaki genel kanı hastaların, hepsi itkileri incelemekle tedavi edilebile- cağım" gibi olumsuz düşünceler
eşit sayılarda olmak üzere, bazıları ceğini doğrulamak bir yana, bam- ifade edebilir; durumun bu şekilde
nın daha iyiye, bazılarının daha başka ve çok farklı yorumları işaret algılanması da endişe ve mutsuz-
kötüye gittiği ve bazılarının da aynı etmektedir. luğa neden olur. Terfiye daha akılcı
kaldığı yönündedir. bir açıdan bakmak onu bir ödül,
Pek çok psikanalistin nesnel Algılan değiştirmek hatta aşılması gereken bir zorluk
bilimsel incelemeye direnç göster- Beck'in hastaları d epresyonlarını olarak görmek olabilir. Depresyona
mesi özellikle kaygı vericidir. tanımlarlarken farkında olmadan, neden olan durum değil, hastanın
Deneysel psikoloji veya tıpla kıyas kendileri, gelecekleri ve genelde durumu algılayış biçimidir. Bilişsel
landığında , sonuçları bakımından toplum hakkında olumsuz düşün
uygulayıcılarına göre ciddi değiş celer ifade etmektedirler. Beck'in
kenlikler gösteren psikanaliz, deyimiyle bu "otomatik düşünceler"
büyük ölçüde inanç temellidir. hastaların deneyimlerini algılama
Saygınlık çoğunlukla yalnızca ana- biçimlerinin -onları kavrayışları
listlerin kişisel karizmalarına nın- sadece depresyonlarının bir
dayanmaktadır. Beck "psikanalitik belirtisi olmadığını aynı zamanda
mistik bunaltıcıdır... Biraz evanje- etkili bir terapi yöntemi bulmada rol
lik harekete benzer" sonucuna oynayabileceği sonucuna varır.
varır. Pek çok psikanalist, kuramla- 1960'larda aklına gelen bu düşünce,
rının eleştirilmesini kişisel saldırı eşzamanlı olarak algı gibi zihinsel
lar olarak değerlendirmektedir ve süreçleri arıştırarak, bilişsel psiko-
Beck çok geçmeden psikanalizin lojinin egemenliğini kuran deneysel
geçerliliğine yönelik her sorgulama- psikolojideki ilerlemelerle uyumlu-
nın kişisel suçlamayla karşılanması dur.
olıısılığının büyük olduğunu fark Beck bilişsel bir modeli tedaviye
eder. Bir keresınde Amerikan uyguladığında depresyonu yen-
Psikanaliz Enstitüsü'ne üyelik tek- mede ilk adımın hastalarına, algıla
Çarpık görüntülü bir ayna dünyayı
lifi "bilimsel çalışmalar yürütme rının ne kadar gerçekçi ya da çarpı
korkunç ve çirkin gösterir. Benzer şekilde
arzusunun uygunsuz biçimde ana- tılmış olduğunu fork edip depresyon da hayat hakkında olumsuz
liz edi ldiğinin bir işareti olduğu" değerlendirmeleri için yardım bir perspektif oluşturarak hastaların ken-
gerekçesine dayandırılarak geri etmek olduğunu keşfeder. Bu, altta dilerini çaresiz hissetmelerine yol açar.
BİLİŞSEL PSİKOLOJi 177
''
Yanlış inançlan düzelterek
aşırı tepkileri azaltabiliriz.
AaronBeck İnsanların aynı durumu nasıl de-
ğerlendirecekleri mizaçlarına bağlı
dır.Beck'in bilişsel terapisi, hastala-
''
rın kendi algılarını sorgulamalarına
ve daha olumlu bir bakış açısı geliş
tirmelerine yardımcı olabilir.
terapi hastanın, bunun ne kadar model kullanması büyük bir yeni- Beck'in öncü çalışmaları psiko-
önya rgıh bir görüş olduğunu fark liktir. Psikanalize tepkisinde, terapi için dönüm noktası olmuş ve
etmesine ve daha gerçekçi ya da 1950'lerin ortalarında Rasyonel hatırı sayılır bir etki yaratmıştır.
geniş açılı bir düşünme yöntemi Duygusal Davranış Terapisi 'ni KHnik psikolojiye bilişsel bir yakla-
bulmasına yardım edebilir. geliştiren Albert Ellis'in çalışmala şım getirmesinin yanı sıra onu
rından etkilenmiştir ve hiç kuşku bilimsel incelemeye açarak psika-
Deneysel kanıtlar suz, dünyanın her yerindeki davra- nalizin zayıflığını gözler önüne
Beck'in bilişsel terapisi hastaları nışçıların çalışmalarından da sermiştir. Bu süreçte depresyonun
nın çoğunda işe yarar. Dahası haberdardır. Bunlar arasında yapısı ve şiddetini değerlendirmek
bunun işe yarayacağını gösterme Güney Afrikalı Joseph Wolpe ve için bugün de kullanılmakta olan
şansı da bulur çünkü bulguları için Arnold A. Lazarus da vardır. yöntemler bulmuştur. Bunlardan
deneysel kanıtlar elde etmek ama- Yaklaşımları farklı olsa da terapile- bazıları şöyle sayılabilir: Beck
cıyla bilimsel yöntemler uygulamış rinin Beck'inkiyle ortak noktaları Derpesyon Envanteri, Beck
tır. Hastaları için özel değerlen vardır: Derinlemesine bilimsel Çaresizlik Ölçeği, Beck İntihar
dirme formları tasarlamış , böylece metodoloji kullanmaları ve zihinsel Düşüncesi Ölçeği ve Beck Kaygı
ilerlemelerini yakından gözlemleye- ve duygusal bozukluklara neden Envanteri.•
bilmiştir. Sonuçlar, bilişsel terapi- olduğu ileri sürülen biHnçdışının
nin hastaların geleneksel psikana- önemini reddetmeleri.
liz altındaki hastalardan daha iyi Bilişsel terapinin başarısı bir
hissetmesine neden olduğu ve kez tescillendikten sonra giderek
bilişsel terapi gören hastaların ken- artan bir yaygınlıkta, depresyon
dilerini daha çabuk iyi hissettikle- tedavisinde kullanılmaya başlan
rini göstermiştir. Beck'in terapisi mıştır. Beck daha sonra bu terapi-
ile ilgili her iddiası için kanıt sağ nin kişilik bozukluğu ve hatta şizof
''
lama ısrarı, yöntemini nesnel ince- reni gibi başka durumlarda da
lemeye açık hale getirmiştir. yararlı olabi leceğini bulur. Etkili
Üstelik pek çok başarılı psikanalis- olduğu kanıtlandığı takdirde her
tin övündüğü guru benzeri konumu türlü yeni fikre açık olan Beck Bana güvenmeyin,
elinin tersiyle iterek başarılı olanın ayrıca, 1980'1erdeki pek çok psiko- beni test edin.
terapist değil, terapinin kendisi terapist gibi, davranış terapisinin AaronBeck
olduğunu göstermek için çırpın unsurlarını kendi tedavisine ekle-
''
maktadır. miştir. Bu da günümüzde psikolog-
Beck geleneksel psikanalizi lar tarafından kullanılan bilişsel
tatmin edici bulmayan tek hatta ilk davranış terapisinin çeşitli biçimle-
psikolog değildi ama bilişsel bir rinin doğması ile sonuçlanmıştır.
• • •
BiR KEREDE
•
• • • •
DiNLEYEBiLiRiZ
DONALD BROADBENT (1926-1993)
180 DONALD BROADBENT
!. Dünya Savaşı öncesinde farkına varması da burada olur. Bu,
KISACA
YAKLAŞIM
Dikkat kuramı
1 İngiltere'de psikoloji, Avrupa
ile ABD'nin gerisinde kalmış
bir akademik disiplindir. Britanyalı
onun pilotların karşı karşıya
kaldıkları bazı sorunlara farklı bir
açıdan bakmasına yol açar. Bu
psikologlar başka yerlerde gelişen sorunların basit mekanik
''
gelmektedir ve aynı zamanda bu aracılığıyla işitsel (ses temelli) bilgi
araştırmanın pratik uygulamaları sunar. Sistem, katılımcıların aynı
olmasını istemektedir. APU'nun anda -biri sağ biri sol kulaklarına
uygulamalı psikolojiye adanmış
Zihnimiz bir seferde pek çok olmak üzere- iki bilgi akışı
kanalıalabilen bir radyo gibi
olması, Broadbent için sadece gönderilebileceği şekilde
düşünülebilir.
terapötik uygulamaları değil, aynı tasarlanmıştır. Broadbent denekleri
zamanda toplumu bütünüyle Donald Broadbent bu bilgiyi ne kadar akıllarında
ilgilendiren uygulamaları da tutabildiklerini tes eder.
''
içermesi anlamına gelmektedir ve Kuşkulandığı gibi denekler iki
araştırmalarının kamu fonuyla kanaldan gelen bilginin tümünü
destekleneceğinden son derece tekrarlamayı başaramazlar. Bir
emindir. seferde en çok bir sesi
dinleyebileceğimizle ilgili
Tek seferde bir ses mesajla uğraşabildiklerini fark düşüncesi doğrulanmıştır, ancak
Broadbent'in en önemli etmiştir. Onu ilgilendiren asıl konu deneklerin nasıl olup da gelen
deneylerinden biri, hava trafik çeşitli kaynaklardan gelen farklı bilginin bazılarını tutup diğerlerini
kontrolü ile yaşadığı deneyimlerden bilgiler arasından en önemli olanını görmezden geldiği ile ilgili soru
esinlenmiştir. Yer ekibi genellikle, seçmelerini sağlayan zihinsel hala ortadadır.
kalkan ve inen uçaklardan aynı süreçtir. Beyinde bu bilgiyi işleyen Broadbent mühendislik
anda gelen pek çok yeni bilgiyle ve bu elemeyi yapan bir mekanizma eğitiminin ilk yıllarını düşünerek
uğraşmak zorundadır. Bu bilgiler olması gerektiğini düşünmektedir. beynin içinde olduğunu düı;;ündüğü
operatörlere telsiz aracılığıyla Broadbent'in geliştirdiği ve çift süreci açıklayan mekanik bir model
iletilmekte ve kulaklıklar kulaklıklı dinleme deneyi olarak tasarlar. Birden fazla bilgi girişi
aracı lığıyla da alınmaktadır. Daha bilinen deney, seçici dikkat kaynağı varsa ve beyin gelen tüm
sonra hava trafik kontrolörleri bu beynimizin duyular aracılığıyla bilgiyi işleyemiyorsa, o zaman bu
bilgiler üzerinden hızlı kararlar sürekli olarak aldığı devasa veriler bilgilerin bir "darboğaz"a ulaşması
alma durumundadırlar. Broadbent arasından ilgisiz bilgileri gerektiğine inanır; bu noktada bir
onların her seferinde ancak tek bir "filtrelemesi" süreci- alanında girdi kanalına izin verecek bir tür
"filtre" olmalıdır. Bunu açıklamak
için kullandığı benzetme de çok
pratiktir: Y şekilli bir tüp tanımlar.
Bu tüpün iki ağzından pinpon
topları gönderilmektedir. Birleşim
noktasında bir kanalın ya da
diğerinin ağzını kapatan bir
kapakçık bulunmaktadır ve bu
kapakçığın izin verdiği kanaldan
gelen toplar tüpün gövdesine
geçebilmektedir.
Ancak ortada hala bir soru
vardır: Bu filtre hangi evrede
işlemeye başlamaktadır? Orijinal
''
sayı setlerini dinlemeleri istenir.
sesin netliği veya tonu gibi fiziksel Bazı deneklere ilk önce hangi
özellikleriyle de ilgili olduğunu kulaklarının (bilgi kanalı)
İki sesten biri, doğruluğuna bulur. Bu da bilginin kısa dönem sorulacağı söylenir, diğerleri ise
hafızada, bir an lığına hiçbir talimat almazlar. Sonuçlar,
bakılmaksızın, cevaplanmak
depolanmasına rağmen ancak ilk önce hangi bilgi aktarılan
üzere seçilir, diğeri göz ardı
edilir. filtrelendikten sonra anlam için kulağın soru lacağını bilen kişilerin
işlenmekte ve gerçekten dikkatlerini o kulağa yönelttiklerini
Donald Broadbent
anlaşılmakta olduğunu ve diğer kulağa aktarılan bilginin
düşündürmektedir. Bu bulgu hava hafızada doğru olarak
''
trafik kontrolüne uyguladığında kaydedilmediğini gösterir. Tüm
önemli çıkarımları olur. Örneğin deneklerin ilk önce hatırlamalarının
kararlar, olası ilgisiz ve yanlış bilgi istendiği veya kendi seçtikleri
üzerinden değil, anlam ve önemine bilgiyi daha sonrakilerden daha
184 OONALD BROADBENT
doğru biçimde hatırladıkları göstermeye başladığı bir döneme bir konuşma, bir kişi için özel önem
görülür. Bunun, denek onu bulup denk gelmişti r. Kitap yavaş yavaş taşıyan bilgiler -örneğin adı
çıkarmaya çalışmadan önce yeni bilişsel psikoloji gelişiminde içeriyorsa, dikkat, daha önce
bilginin parçalarının kısa dönem dönüm noktalarından biri haline odaklandığı konuşmadan ayrılıp o
hafızadan kaybolmasına bağlı gelir. Sonuç olarak Broadbent konuşmaya kaymaktadır.
olduğu düşünülür. 1957'de kamuoyu tarafından değilse de APU'da daha sonra yapı lan çift
Broadbent şöyle yazmıştır: "Tek meslektaşları tarafından kulaklıklı dinleme deneyleri
seferde sadece bir sesi Br i tanya'nın ilk önemli psikologu Cherry'nin bulgularını doğrulamak
dinleyebiliriz ve en iyi olarak tanınır ve aynı yıl Bartlett'in tadır: Dikkat, hafıza depolarındaki
hatırladıklarımız ilk yerine APU'nun direktörlüğü ile geribildirimleri, önceki deneyimleri
duyduklarımızdır". ödüllendirilir. ve beklentileri de kullanarak, fizik-
Ancak yaptıklarıyla yetinmeyen sel özellikler ama aynı zamanda
Modeli değiştirmek Broadbent bu yeni görevi dikkat anlam bakımından da filtrelenmek-
Broadbent 1958'de araştırmalarının üzerindeki çalışmalarını tedir. Örneğin siren sesi tüm dik-
sonuçlarını Algı ve İletişim adlı sürdürmek, araştırmasının katleri o sese çevirir. Bu da bilginin
kitabında yayımlar. Kitap dikkat, kapsamını genişletmek ve dikkat verilmek üzere seçilmeden
anlama ve hafıza üzeri ne kuramını geliştirmek için bir fırsat önce, bir şekilde anlaşıldığını
araştırmanın çerçevesini olarak görür. Filtre modelinin düşündürmektedir.
anahatlarıyla etkili biçimde başlangıç noktasından kokteyl Broadbent filtre modelinin
çizmektedir ve zamanlaması da partisi problemine ve Cherry'nin değiştirilmesi gerektiğini fark eder
dikkate değerdir çünkü ABD' de dikkat için seçilen bilginin yapısını ama bu değişiklikleri yapmak
davranışçılığın önemi hakkındaki araştırmak olarak tanımladığı zorunda olmaktan canı sıkılacak
düşünce ayrılıklarının baş olguya döner. Kulak misafiri olunan yerde hoşnut kalmıştır. Bir bilim
e o
•
Bir kokteyl
partisindeki
insanlar bir
konuşmayı dinliyor
olabilirler ama sonra,
kişisel olarak önemli
buldukları bir başka
konuşmanın farkına
varırlar(ve dikkatleri
oraya kayar).
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
BILİŞSEL PSiKOLOJİ 185
''
Psikolojik bir kuramın
denenmesi, ahlaki gerekçesi
gibi, somut, pratik durumlara
uygulanmasında yatar.
Donald Broadbent
işlemleri,
''
Broadbent'e göre karmaşık sanayi
psikolojinin uygulanması
yoluyla verimlilik dönüştürülebilirler.
Broadbent kendini bu konuda
gerçekten yararlı araştırmalar yapmaya
adamıştır.
''
olmasını garanti etmek için dur nur. İnsan beyninin işleyişi ile elekt-
durak bilmeden çalışmaktadır; ronik makineler arasındaki kıyasla
çalışma ortamlarındaki dikkat ması, bilgisayarlara olan ilgi arttıkça
üzerinde ses, ısı ve stresin popülerleşmiştir. İnsan bilgi işlemi Onun psikolojisi topluma
etkilerini inceler ve araştırmaları nin çeşitli evrelerini -edinme, depo- ve sorunlarına yönelikti,
sırasında düşüncelerini de sürekli lama, bulup çıkarma ve kullanma- sadece fildişi kulelerinde
olarak yeniden değerlendirir. içeren modeli zamanında yapay oturanlara değil. ..
Zamanla fikirleri için devletin araştırmalarında etkili olmuştur. Fergus Craik and
desteğini ve buluşlarının işe Bilişsel bilimin gelişimini Alan Baddely
yaradığı pek çok sanayi dalının da şekillendirmeye yard ımcı olan
''
itibarını kazanır. Bu destek, bireyler Bilişsel Bilim ve İnsan-Bilgisayar
a rasında dikkat farklılıkları, dikkat Etkileşimi Üzerine Birleşik Kurul
kaymala rı ve nedenleri gibi İnisyatifi'nin başlatılmasında
a lanlarda daha fazla araştırma büyük rolü olmuştur. Çalışmaları
ZAMANIN OKU
KISACA
Olaysal bellek uzun süreli bellekte depolanan olaylar
YAKLAŞIM ve deneyimlerden oluşur.
Bellek çalışmaları
ÖNCE
1878 Hermann Ebbinghaus,
insan belleğinin ilk bilimsel
çalışmasını yapar.
Deneyimlerimizin anıları belli
1927 Bluma Zeigarnik, Uzun dönem hafızamızın zaman ve yerlerle
müdahale edilen işlerin gerçekler ve bilgileri depoladığı birle ştirilmiştir ve bu
anlamsal bellekten ayrıdır.
edilmeyenlere göre daha iyi ipuçlarıyla tetiklenebilirler.
hatırlandığını tanımlar.
ellek, felsefeyle psikoloji yerleş tirmişlerdi r. Bluma Zeigarnik Ende! Tulving 1957'de doktora-
''
zaman yolculuğu" olarak tanımlar.
Sonraki çalışmalarında olaysal
belleğin, nesnel bir zaman algısı
Hatırlama zihinsel bir zaman sunmakta emsalsiz olduğuna işaret
yolculuğudur.
eder. İnsanlara özel biçimde,
Endel Tulving sadece neler olduğ unun farkında
olmayı değil, aynı zamanda neler
''
olabileceğinin farkındalığını da
içerir. Bu emsalsiz beceri, bizim
hayatlarımı z ı derinlemesine
düşünmemizi, gelecek için
endişelenmemizi ve planlar
yapmamızı sağlar. İnsanoğlunun
Düğünler g ibi duygusal olaylar
olaysal anıların doğmasına neden olur.
"zaman içindeki devamlı
Bunlar öyle bir şekilde depolanırlar ki varoluşunun farkında olmanın tüm
kişi olayı hatırlarken yeniden yaşayıp avantajını kullanmasını" mümkün
bir tür "zaman yolculuğu " yapar. kılan ve doğal dünyayı sayısız
medeniyet ve kültürden birine
olduğunu gösterir. Ancak anlamsal hatırlamak için bir ipucu olması, dönüştürmemizi sağlayan da budur.
anılar konularına göre anlamlı "40. doğum günü"nün o akşam Bu beceri sayesindedir ki zamanın
kategorilere ayrılırlarken, olaysal yemekte konuşulanları geri almak oku bir çember çizmektedir.
anılar ilk depolandıkları zamanki için bir ipucu görevi görebilir. Bu
belli zaman ve şartlarla otobiyografik anılar zaman ve Bilgi kodlama
ilişkilendirilirler. Örneğin bir oldukları yerin şartlarıyla ne kadar Tulving hem anlamsal hem de
doğum günü yemeği sırasında güçlü biçimde bağlantılı olurlarsa, o olaysal anıları hatırlamakta en
gerçekleşen belli bir konuşma ve kadar kolay hatırlanırlar. önemli unsurun organizasyon
nelerin söylendiği ile ilgili anı o Unutulmayacak bir olay olduğunda olduğunu ve beynin bilgiyi, özel
olayla bağlanlılı olarak depolanır. - 11 Eylül saldırısı gibi saklanan gerçekler ve olayları ilgili ögelerle
Tıpkı "şehir" kategorisinin anılar da "flaş bellek" anılar için uç "sınıflandırarak" düzenlediğini fark
"Pekin"le ilgili bir anlamsal anıyı bir örnek Leşkil eder. etmiştir. Bu durumda, uygun
Endel Tulving Estonya, Tartu'da bir yargıcın oğlu 1953'te psikolog olarak mezun
olarak doğan Ende! Tulving, erkek olur, yüksek lisansını da 1953'te
çocuklar için özel bir okulda alır. Daha sonra Harvard'a
eğitim alır ve örnek bir öğrenci giderek görsel algı üzerine
olmasına rağmen akademik doktorasını bitirir. 1956'da
konulardan çok sporla ilgilenir. Toronto Üniversitesi'ne dönerek
1944'te Rusya işgal edildiğinde, o bugüne dek ders vermeye
ve ağabeyi eğitimlerini devam eder.
tamamlamak için Almanya'ya
kaçarlar ve 25 yıl sonra Stalin Önemli eserleri
ölene dek ailelerini bir daha
görmezler. II. Dünya Savaşı'ndan 1972 Hafızanın Organizasyonu
sonra Tulving, Amerikan ordusu 1983 Olaysal Belleğin Unsurları
için çevirmen olarak çalışır ve tıp 1999 Hafıza : Bilinç ve Beyin
fakültesine devam eder. 1949'da
Kanada'ya gider, Toronto
Üniversitesi'ne kabul edilir ve
BILIŞSEL PSiKOLOJi 191
kategoriye yönlendirme yoluyla Farklı tipte hafızalar, Tulving'e göre
belirli bilgileri hatırlama fiziksel olarak ayrıdırlar çünkü her biri
kolaylaşmaktadır - beyin aradığı çok farklı bir biçimde davranır ve işler.
anı için "nereye bakacağını bilir" ve
araştırmasını daraltabilir. Tulving'e
göre bundan çıkarılacak sonuç
şudur: Beyin uzun dönem hafızada
saklanması için her anıyı
kodlamakta ve böylece belli anılar
daha genel bir ipucu ile
anımsanabilecekleri konumlara
yerleştirilmektedirler. Olaysal
belleği harekete geçiren ipuçları
genellikle duyumsaldır Bir müzik
parçası gibi belli bir ses veya bir
koku tüm hafızayı tetikleyebilir.
Tulving'in "kodlama özgüllüğü
ilkesi" özellikle olaysal bellek için
geçerlidir. Geçmiştek i belli olaylar.
aynı zamana ait diğer anılarla
birlikte, gerçekleştikleri zamana
göre kodlanırlar. Tulving herhangi anıyı hatırlamaya yetecek kadar olduğunu saptamayı başarmıştır.
bir olaysal anıyı geri almadaki en yakın olmayabilir. Kısmen alışılmamış ve basit
etkili ipucunun o anıyla en çok Önceki bellek kuramlarının yaklaş ımına bağlı olarak Tulving
örtüşen olduğunu, çünkü söz tersine Tulving'in kodlama ilkesi aralarında eski öğrencilerinden
konusu ipucunun o anıyla birlikte mevcut hafızayla erişilebilir hafıza Daniel Schacter'in de bulunduğu
depolandığını bulmuştur. Geri arasında bir ayrım yapar. Bir kişi bir diğer psikologlara ilham kaynağı
alma ipuçları olaysal belleğe bilgiyi hatırlayamadığında bu, o olan yenilikçi içgörüler ortaya
ulaşmak için gerekli ama her bilginin uzun süreli bellekten atmıştır. Tulving'in depolama ve
zaman yeterli değildir, çünkü silindiği veya yok olduğu yani geri alma üzerine odaklanması
bazen bilgi uzun süreli belleğe "unutulduğu" anlamına gelmez; hala hafıza hakkında yeni bir düşünce
, kaydedildiği ve mevcut olduğu orada ve hi'ıla erişilebilir olabilir - biçiminin ortaya çıkmasını
halde olayla arasındaki bağlantı sorun geri almadadır. sağlamıştır ama alana katkı
anlamındaki esas büyük buluşu
Hafızayı taramak anlamsal ve olaysal bellekler
Tulving'in hafızada depolama ve arasındaki ayrımdır. Bu buluş,
''
geri alma araştırmaları psikolojik kendisinden sonraki psikologların,
ça lı şmalar için tamamen yeni bir işlemsel bellek (bir şeyin nasıl
alanın açı lmasına neden olmuştur. yapıldığını hatırlamak) gibi
1970'lerde yayınlanan bulguları kavramları ve (bilinçli şekilde
Belleğin davranışıyla ilgili zamanlama olarak, pek çok bilişsel farkında olduğumuz) açık bellekle
bildiklerimizi temelde yatan psikologun kuramlarını, yeni (bilinçli farkındalığımıza girmeyen
sinir yapılarıyla birleştirmek ilk bulunan beyin görüntüleme ama yine de bizi etkilemeye devam
anda akla gelmez. tekniklerini kullanarak sinirbilimi eden) örtülü bellek arasındaki farkı
Endel Tulving ile doğrulama kararlı lıklarına denk dahil ederek modelin
gelmiştir. Tulving sinirbilimcilerle karma şıklığını arttırmalarına
beraber beynin hafızayı kodlama imkan tanımıştır. Bu başlıklar
''
ve geri alma sırasında aktif olan günümüzde de hala bilişsel
alanlarının haritasını çıkarmayı ve psikologların ilgisini çekmeye
bu olaysal belleğin orta şakak lopu, devam etmektedir. •
özellikle de hipokampusla ilişkili
192
A~GI .DIŞ~R~DAN
YONLENDIRILEN
HALÜSİNASYONDUR
ROGER N. SHEPARD (1929-)
SÜREKLİ NEDENSEL
BAGLANTILAR
ARAYIŞINDAYIZ
DANIEL KAHNEMAN (1934-)
Y
akın
KISACA gılarımız ve karar verme Yollar ve Önyargılar'da belirsizlikle
yöntemlerimizin psikoloji- karşılaştığımızda nasıl karar aldığı
YAKLAŞIM
den çok olasılık ve istatistikle ilgili mızla ilgili kuramları yeniden ince-
Beklenti kuramı olduğu düşünülmüştür. Ancak bi- lemişlerdir. İnsanların istatistik ve
ÖNCE lişsel psikoloji ve zihinsel süreçler olasılığa dayanan kararlar verdikle-
1738 Hollandalı-İsviçreli üzerine yaptığı vurgu, sorun çözme rine dair genel inancın aslında doğ
matematikçi Daniel Bernoulli alanına bazı şaşırtıcı sonuçlarla be- ru olmadığını bulmuşlardır. Bunun
beklenen fayda hipotezinin raber algı ve yargıyı da dahil etmiş yerine, insanlar kararlarını belli de-
risk içeren durumlarda karar tir. İsrail asıllı Amerikalı Daniel nemelere ve küçük örneklere daya-
alma tercihlerini Kahneman, Amos 1\ıersky ile birlik- nan pratik usulle vermektedirler.
açıklayacağını öne sürer.
te yazdığı Belirsizlik Karşısında Ka- Dolayısıyla, gerçek olasılıklara de-
ğil , kolaylık la akla gelen bilgilere
1917 Wolfgang Köhler, dayanarak alındıkları için kararlar
şempanzeler üzerinde sıklıkla yanlış olabilmektedir.
''
yürüttüğü problem çözme Kahneman ve 1\ıersky bu dene-
araştırmasını içeren yim temelli sorun çözme yöntemi-
Maymunların Mentalitesi'ni nin bir modeli olduğunu fark eder-
yayımlar.
İnsanların çoğu rulet ler: (Uçak kazaları gibi) düşük olası
tekerleğinde uzun süre kırmızı lıklı durumların olabilirliğini abart-
1940'lar Edward Tolman'ın geldiğini gözlemdikten sonra maya ve (içkili araba kullanırken
hayvan davranışı üzerine hatalı biçimde sıranın siyaha kaza yapmak gibi) daha yüksek ola-
çalışmaları motivasyon ve geldiğine inanırlar. sılık lı durumla rın olabilirliğini a-
karar vermeyi içeren yeni bir Daniel Kahneman & zımsamaya meyilliyizdir.
araştırma alanı açar. Amos Tversky Bu bulgular Kahneman ve
1\ıersky ' nin 1979'da öne sürdükleri
SONRA
''
beklenti kuramının temelini oluştu
1980 Amerikalı ekonomist rur ve davranışsa! ekonomi olarak
Richard Thalcr davrnnıı;ıoal bilinen ortak psikoloji alanının doğ
ekonomi üzerine ilk çalışması masına neden olmuştur. •
olan Tüketici Seçimlerinde
Pozitif Kurama Doğru'yu Ayrıca bkz. Edward Tolman 72-73 • Wolfgang Köhler 160-61
yayımlar.
194
OLAYLAR VE
DUYGULAR HAFIZAYA
BİRLİKTE DEPO
EDİLİRLER
GORDON H. BOWER (1932-)
KISACA
YAKLAŞIM
Hafıza çalışmaları
ÖNCE
1927 Bluma Zeigarnik
müdahale edilen işlerin
edilmeyenlerden daha iyi
hatırlandığını söyleyen
"Zeigarnik etkisi"ni tanımlar.
1956 George Armitage
... çünkü ruh durumumuzla örtüşen
MiUer'ın Sihirli Rakam Yedi, bilgilere daha çok dikkat ederiz.
Artı veya Eksi lki'si kısa
dönem hafızadasaklanma için
bilişsel bir model sunar.
1972 Ende] Tulvirıg anlamsal
ve olaysal bellek arasındaki
ayrımı yapar.
SONRA
1977 Roger Brown, yüksek
derecede duygusal olaylarla
bağlantılı otobiyografik hafıza
için "flaş bellek" terimini
kullanır.
''
Gordon Bower ABD, Ohio, yaptığı araştırmalar biliş sel bi-
Scio'da büyümüştür. Lisedeyken lim alanının gelişmesine yardım
çalışmaktan çok beyzbol oyna- etmiş ve Bower 2006'da bilişsel
makla ve caz m üzik yapmakla il- ve matematik psikolojisine yap- İlk deneyimleri mutlu olan
gilenir, ta ki bir öğretmem onu tığı katkılar nedeniyle ABD Ulu-
insanla r mutlu olayları da ha
Sigmund Freud'un eserleriyle ta- sal Bilim Madalyası'na layık gö-
nıştırana kadar. Cleveland'daki
iyi öğrenirler; öfkeli insanlar
rülmüştür.
Case Western Reserve öfke uyandıran olayları daha
Üruversitesi'nde psikoloji eğitimi önemli eserleri iyi öğrenirler.
alır ve öğrenme kuramı üzerine Gordon H . Bower
doktorasını da 1959'da Yale'de 1966 , 1975 Öğrenme Teorileri
tamamlar. 1981 Ruhsal Durum ve Hafıza
''
Yale'den California'daki Stan- 1991 Öğrenme Psikolojisi ve Mo-
ford Üruversitesi'nin uluslararası tivasyon (Volume 27)
alanda tanınan psikoloji bölümü-
196
DUYGULAR
KONTROLDEN
ÇIKMIŞ TRENLERDİR
PAUL EKMAN (1934-)
nin evrensel ürünleri olduğunu mu muzu ele verdiğini sonucuna bazı zihinsel rahatsızlıların üstesin-
düşündürmüştür. varmamış, aynı zamanda bu istem- den gelinebileceğine ikna eder.
siz ifadelerden sorumlu olan duygu- Duygularımızı kontrol etmeyi başa
Tem e l duygular ların, psikologların daha önce ramayabiliriz, ancak onları tetikle-
Ekman altı temel duygu -öfke, tik- düşündüklerinden daha güçlü yen şeylerde ve bunların yol açtığı
sinti, korku, mutluluk, üzüntü ve olduğu anlamını da çıkarmıştır. davranışlarda değişiklik yapabiliriz.
şaşkınlık- elde eder ve bunların her Açığa Çıkan Duygular' da Duygular üzerindeki çalışmala
yerde görülmesi nedeniyle psikolojik Ekman, duyguların seks, açlık ve rına paralel olarak Ekman, aldatma
oluşumumuzda önemli olmaları hatta yaşama iradesi gibi Freudyen ve duygularımızı gizlemeye çalışma
gerektiği sonucuna varır. Bu duygu- itkilerden daha güçlü olabilecekle- yöntemlerimizle ilgili araştırmalara
lara bağlı olan yüz ifadelerinin de rini ifade eder. Örneğin rahatsızlık da öncülük etmiştir. Ekman birinin
istemsiz olduklarını - bu duygusal ya da korku, libidoya baskın çıkarak bilinçli ya da bilinçdışı olarak bir şey
tepkileri tetikleyen şeylere otomatik tatmin edici bir cinsel yaşama gizlemeye çalıştığında saptanabi-
olarak tepki veririz- ve bu tepkinin engel olabilir. Aşırı mutsuzluk len, "mikro-ifadeler" adını verdiği
genellikle bilincimiz bu duyguyu yaşama iradesine baskın çıkabilir. küçük belirtileri de tanımlamıştır.
kaydetmeye zaman bulamadan Duyguların, "kontrolden çıkmış Bunlar terörizmle savaşmak için
meydana geldiğini belirtir. Ekman treni"nin gücü Ekman'ı duyguların güvenlik önlemleri planlamasında
sadece yüzümüzün duygusal duru- daha iyi anlaş ılması durumunda çok yararlı olmuşlardı r. •
PaulEkman Paul Ekman New Jersey, Newark'ta başlamıştır. Bu çalışma onu, duy-
doğmuş ve çocukluk yıllarını orada guların yüz ifadelerinin arkasına
geçirmiştir. II. Dünya Savaşı'yla bir- saklanması ile ilgilenmeye yönelt-
likte ailesi önce batıya , Washington miş ve sonunda Ekman o
eyaletine sonra Oregon'a ve son ola- zamanlar hiç incelenmemiş olan
rak Güney Califomia'ya göç bir alana, duyguların psikolojisine
etmiştir. Ekman henüz 15 yaşınday derinlemesine bir giriş yapmıştır.
ken Chicago Üniversitesi'ne girmiş, 1972'de UCSF'de psikoloji profesö-
orada Freud ve psikoterapi ile ilgi- rü olmuş ve 2004'teki emekliliğine
lenmiş ve daha sonra New York'taki dek orada kalmıştır.
Adelphi Üniversitesi'nde klinik psi-
koloji üzerine doktorasını yapmıştır. OnemU eserleri
Kısa süreliğine orduda görev aldık
tan sonra San Fransisco, Califomia 1985 Yalanlar Söylemek
Üniversitesi'ne (UCSF) geçmiş ve 2003 Açığa Çıkan Duygular
sözel olmayan davranışlar ve yüz i- 2008 Duygusal Farkındalık
fadeleri üzerine araştırmasına
198
ESRİKLİK, ALTERNATİF
GERÇEKLİGE ATllAN BİR
ADIMDIR _
MIHALY CSIKSZENTMIHALYI (1934-)
KISACA
11 B ilişse! devrim" süre-
since klinik psikoloji-
de, hastaları sadece
yon ve endişenin mutsuzluğundan
sa iyi ve mutlu bir hayatın neden o-
luştuğunu düşünmeye başlamışlar
YAKLAŞIM
rahatsızlıkları bağlamında görmek- dır. Buradan da iyi ve mutlu bir ha-
Pozitif psikoloji
ten farklı olarak daha bütüncü, hü- yata ulaşma yöntemlerine yoğunla
ÖNCE manistik bir yaklaşım, giderek bü- şan "pozitif psikoloji" hareketi doğ
1943 Abraham Maslow'un yüyen bir hareket haline gelmiştir. muştur. Yeni psikolojinin merkezin-
İnsan Motivasyonu Üzerine Bir Erich Fromm, Abraham Maslow ve de 1970'lerde Mihaly
Kuram'ı hümanistik Cari Rogers gibi psikologlar depres- CsikszentmiMlyi tarafından gelişti-
psikolojinin temellerini atar.
1951 Cari Rogers psikoterapiye
Ho şumuza giden bir faaliyetle meşgul olduğumuzda ve bu
hümanistik bir yaklaşım olan
becerilerimizi yeterince zorladığında ...
Hasta M erkezli Terapi'yi
yayımlar.
1960'lar Aaron Beck, ... o elkirıliğin içine çekiliriz ve bir "akış" durumuna
psikanalize alternatif olarak erişiriz ki o durumda ..
bilişsel terapiyi tanıtır.
SONRA
1997 Csikszentmiha!yi,
William Damon ve Howard
Garden'la birlikte Good Work
Project'ta çalışır; 2002'de İyi İş: Dahası, kendimizin ve çevremizdeki dünyanın farkında olmayız .
Mükemmellik ve Etik
Birleştiğinde ve İyi İşletme:
.-~- .ı
.
~. '
..;.:' !arın benzer bir duygu hissettiğini
keşfeder. Hepsi, içinde hiçbir benlik
duygusu bulunmayan ve her şeyin
Csikszentmihalyi 'ye göre, akış, her-
hangi bir aktivitenin ve dolayısıyla
tatmin edici bir hayatın optimal
ı
~~.~-~
.
MUTLU KİŞİLER
FAZLASIYLA
SOSYALDİR
MARTIN SELIGMAN (1942-)
''
gibi görünür ama Seligman bunun
kısa ömürlü olduğunu keşfetmiştir.
İyi hayat ya da ilişkiler, iş ve oyunla
İyi sosyal ilişkiler meşgul olmak, daha derin ve kalıcı
ısıldüzenleme gibidir, insan bir mutluluk verir. Benzer şekilde
ruhu için evrensel olarak anlamlı hayat veya kendisinden
önemlidirler. üstün birine ya da birilerine hizmet
Martin Seligman etmek de büyük bir tatmin ve Martin Sellgman
doyum sağlar.
Seligman ayrıca, iyi ve anlamlı New York, Albany'de doğan
''
hayat tarzlarının, meslektaşı Martin Seligman ilk felsefe
diplomasını 1964'te
CsikszentmiMlyi'nin "akış" diye
Princeton'dan almıştır. Sonra
tanımladığı faaliyetleri veya derin
ilgisini psikolojiye yönlendir-
bir zihinsel uğraşı kapsadığını miş ve 1967'de Pennsylvania
gözlemlemiştir. Zevkli hayat akışı Üniversitesi'nden doktora al-
Martin Seligman'ın psikolojinin içermez ama Seligman birlikte mıştır. Üç yıl boyunca New
sunduğunun iyi olduğuna, ancak çalıştığı "aşırı mutlu insanların" York'taki Cornell Üniversite-
daha fazlasını sunabileceğine hep sosyal bir hayat ve mutlu si'nde ders vermiş , 1970'de
ınanmaktadır. Terapinin "zayıflıkla ilişkiler içinde olduklarını Pennsylvania Üniversitesi'ne
olduğu kadar. güçlü olmakla görmüştür. "Sosyal ilişkiler büyük geri dönerek orada 1976'ya
uğraşması; yaşamdaki en kötüleri mutlulukları garanti etmez, ancak dek psikoloji profesörü olarak
onarmak kadar en iyileri inşa anlaşılan onlar olmadan mutluluk çalışmıştır.
düşü nür. Felsefe eğitimi almış biri ve anlamlı hayat eudaemonia depresyon araştırmaları onu
" öğrenilmiş çaresizlik" kura-
olarak, "pozitif psikoloji"sinin getirebilir ama zevkli bir hayat da
mına götürmüş , ona eşlik eden
görevini Aristoteles'in eriştiğiniz tüm mutlulukları
yaygın kötümserliğe karşı bir
eudaemonia'yı; yeni "mutlu hayatı" artıracaktır. •
başka kuram ortaya çıkarmış
a ramasına benzetir. Filozof
tır. Ancak kızıyla yaşadığı
öncülleri gibi Seligman da bunun. kendi doğuştan gelen olum-
bizi mutsuz eden şeyleri hafifletme suzluğunu vurgulayan bir
ya da yok etme sorunu olmadığını, olaydan sonra olumsuz olan
bizi mutlu eden şeyleri teşv ik etme zayıflıklar yerine olumlu olan
ve ilk önce bunların neler noktalara odaklanmanın mut-
olduğunu keşfetme- sorunu luluğa giden yol olduğuna ikna
olduğunu bulmuştur. olur. Modern pozitif psikoloji-
nin kurucularından kabul
"M utlu" hayatlar edilen Seligman, Pennsylvania
Seligman çok mutlu, tatmin olmuş Üniversitesi'nde Pozitif Psiko-
i nsanların başkalarıyla iyi
loji Merkezi'ni de başlatmı ştır.
geçindiklerini ve arkadaşlıktan
önemli eserleri
hoşlandıklarını fark etmiştir. Onun
Sosyal etkinliklerin keyfini çıkar
tanımladığı üç ayrı tür "mutlu"
mak ve başkalarıyla birlikte olmak de- 1975 Çaresizlik
hayattan biri olan "zevkli hayat"ı rin bir entelektüel veya duygusal tat- 1991 Öğrenilmiş İyimserlik
(diğer ikisi "iyi hayat" ve "anlamlı min sağlamayabilir ama Seligman bun- 2002 Otantik Mutluluk
hayat"tır) sürdürmekte oldukları ların gerçekten mutlu olmak için gerek-
li olduklarını gözlemlemiştir.
•• • • •
YUM
•
KALBiMiZLE
INANDIKLARIMIZ
MUTLAKA GERÇEK
1
OLMAYABİLİR
ELIZABETH LOFTUS (1944- )
204 ELIZABETH LOFTUS
g_ yüzyılın sonlarına doğru
KISACA
1 Sigmund Freud kabul edile-
mez veya acı verici düşünce
''
YAKLAŞIM
ler ve uyarıcılara karşı zihnin bir
Hafıza çalışmaları
savunma yöntemi olduğunu öne
ÖNCE sürmüştür. Bu sistemde, kötü anı
1896 Sigınund Freud, bastml- lan bilinçten uzak tutmak için İnsan beyinin hatırlama süreci
mış bellek kavramını öne Freud'un "bastırma" adını verdiği görüntü kayıt cihazı veya
sürer. bilinçdışı bir mekanizmayı kullan- kamera gibi çalışmaz.
maktadır_ Daha sonraları Freud Elizabeth Loftus
1932 Frederic Bartlett,
düşüncesini, bastırılmış arzular ve
Hatırlama' da hafızanın
duygulara dair daha genel bir
süslenmeye, unutulmaya ve
''
çarpıtılmaya açık olduğunu
kuram olarak değiştirir. Ancak
iddia eder. travmatik bir olayın anısının bastı
rılabileceği ve bilincin hatırlama
1947 Gordon Allport ve Leo kapasitesinin ötesinde depolanabi-
Postman, çeşitli kasıtsız hatalı leceği fikri, pek çok psikolog tara-
bildirim biçimlerini gösteren fından kabul edilmiştir. Loftus'un çalışmalarına başladığı
deneyler yürütür. 20. yüzyılda psikoterapinin sıralarda özellikle uzun sürekli bellek
çeşitli biçimlerinin doğuşu dikkat- çekici bir araştırma alanıdır ve
SONRA
leri keşfe çevirir ve bastırılmış anı 1980'lerde mahkemelere taşınmaya
1988 Ellen Bass ve Laura ları bulup çıkarma olasılığı psikana- başlayan çocuk istismarı vakaları
Davis'in cinsel istismar
lizle o kadar güçlü bir şekilde yüzünden bastırılmış ve örtülmüş
kurbanları için yazdıkları
özdeşleştirilir ki, Hollywood senar- bellek de sıcak bir gündem maddesi
kişisel gelişim kitabı İyileşme
yoları bile bu bağlantıyı keşfe başlar. olmak üzeredir.
Cesareti, 1990'larda ortaya
Özellikle davranışçılığın gözden
çıkarılan anılar terapisinin
düşmeye başladığı ve "bilişsel Etkilenebilir hafıza
yaygırılaşmasında etkili olur.
devrim"in beynin bilgiyi nasıl işle Loftus, araştırmaları sırasında bas-
2001 Daniel Schacter, Hafıza yerek hafızaya sakladığı konusunda tırılmış anılarıngeri kazanılması
nın Yedi Günahı'nda hafızamı yeni modeller ileri sürdüğü il. Dünya düşüncesi ile ilgili şüpheye düşer.
zın yedi farklı yanlış çalışma Savaşı sonrasında genel olarak Frcderic Bartlett, Gordon Allport ve
biçimini tanımlar_ hahza da deneysel psikolojinin Leo Postman tarafından daha önce
konuları arasına girmiştir. Elizabeth yapılan araştırmalar insan beyni-
nin normal işleyişi içinde bile hafı ilgili filmler gösterilmiş ve sonra- tarzı ile ilişkilidir. Deneyin sonraki
zadan bilgi geri alımının pek güve- sında ne gördüklerini anlatmaları versiyonlarında deneklere. kazanın
nilir olmadığını göstermektedir. istenmiştir. Loftus, soruların ifade ayrıntılarıyla ilgili hatalı sözel bilgi-
Loftus bunun aynı zamanda, çok biçimlerinin, insanların olayları ler (olay yerindeki yol işaretleri gibi)
travmatik olduklarından dolayı aktarma şekillerinde etkili oldu- verilmiş ve bunlar çoğu katılımcı
bastırılan -hatta olayların duygusal ğunu bulmuştur. Örneğin arabala- nın ifadelerinde hatırlanan şeyler
doğaları gereği normalden bile rın hızlarının tahmin edilmesi olarak aktarılmıştır.
fazlası- olayların hatırlanması için istendiğinde gelen cevaplar, soruda
de geçerli olduğuna inanmaktadır. kazayı tanımlamak için kullanılan Yasal çıkarımlar
Loftus, hatırl amadaki yanılma "toslamak", çarpmak" veya "bindir- Loftus böylece hatırlamanın telkin-
payı ile ilgili araştırmalarına mek" fiillerine göre büyük ölçüde ler veya yönlendirici sorular aracılı
1970'lerin başında, görgü tanıkları değişmektedir. Deneklere ayrıca ğıyla çarpıtılabileceğinden emin
ifadelerinin doğruluklarını test kazadan sonra camların kırılıp olmuştur. Bir gözlemcinin hafıza
eden bir dizi örnek deneyle başla kırılmadığı da sorulmuştur ve sına yanlış bilgiler "ekilebilir".
mıştır. Deneklere trafik kazalarıyla cevaplar yine hız sorusundaki ifade Deneylerini anlatan 1979 tarihli
206 ELIZABETH LOFTUS
binmiştir". Loftus mahkemede hip-
noz sırasındaki bir telkinle mevcut
korkunç anıların birleşimi sonu-
cunda, Eileen'in öfkesi ve acısının
A tamamen sahte bir "bastırılmış anı"
yarattığını başarıyla savunmuştur.
Loftus'un müdahil olmadığı Paul
lngram vakası da yine sahte anılar
yerleştirme olasılığına işaret etmek-
tedir. 1988'de kızlarına cirısel tacizde
bulunmaktan tutuklanan lngram,
B başta suçlamaları inkfu etmiş ama
aylar süren sorgusundan sonra arala-
rında başka tecavüz vakalarının ve
hatta bir de cinayetin bulunduğu
diğer suçlarıyla birlikte bunu da itiraf
etmiştir. Davaya müdahil olan psiko-
log Richard Ofshe durumdan şüphe
c lenerek lngram'ın aklına başka bir
cirısel içerikli suç işlediğini sokmuş
tur ancak bu kez, suç tamamen
1974'de yapılan bir deneyde Loftus bir grup insana çarpışan arabalarla uydurulmuştur. lngram başta yine
ilgili bir film göstermiş ve onlara arabaların bırbi rlerine ne hızda
suçlamayı reddetmiş ama daha
"tosladıklaıını", "çarptıklarını" veya "bindirdiklerini" sormuştur. Fiil
seçimleri onların arabarın hızı hakkıhdaki tahminlerini belirleyecektir. sonra ayrıntılı bir itirafta bulunmuş
tur.
kitabı Görgü Tanığı İfadeleri bu davası "sahte anı sendromu" olarak Alışveriş merkezinde kay-
"yanlış bilgilendirme etkisi"nin adlandırılacak kavramın farklı yön- bolma
sadece hafızanın psikolojik kuramı lerini mükemmel bir biçimde örnek- Ancak sahte anıların yerleştirilme
açısından değil, aynı zamanda ler. Franklin, kızı Eileen'in en iyi sinin kanıtları Mla anekdotsaldır ve
yasal süreç açısından da ne gibi arkadaşı olan bir çoc uğu öldürmek- kesinlikten uzaktır . Loftus o
çıkarımları olduğunun bilincinde- ten 1990'da mahkum olur. Eileen'in zamanlar tartışmalı olarak kabul
dir. Loftus ardından gelecek tartış cinayetten 20 yıl sonraki tanıklığı, edilen fikirleri yüzünden sert eleşti
maları öngörerek şunları yazmıştır: mahkumiyet kararında hayati önem rilere maruz kalır. Bunun üzerine,
"Tanık teşhisi kanıtlarının güvenil- taşımaktadır. Loftus, Eileen'in kasten sahte anılar yerleştirmeyi
mezliği, ceza yargılamalarıyla tanıklığında sayısız çelişki bulur ve amaçlayan bir deney aracılığıyla
medeni hukuk davalarının en ciddi anılarının pek çok açıdan yanlış ve inkar edilemeyecek kanıtlar topla-
sorunlarından birini oluşturur". güvenilmez olduğunu kanıtlar ama maya karar verir. Bu karar onun
jüri yine de Franklin'i suçlu bulur. 1995'teki "Alışverişte Kaybolma"
Sahte anı sendromu 1995'te karar bozulur çünkü deneyinin temelini oluşturur.
Loftus çok geçmeden adli psikolo- mahkeme, Eileen'in anılarını hipnoz Loftus her bir deneğe, çocukluk-
jiyle ilgilenmeye başlamış, terapisi sırasında "geri alması" larına ait, kendi aile üyeleri tarafın
1980'1e rin çocuk istismarı davaları nedeniyle "kritik kanıtlar" dan yok- dan açıkça hatırlanan ve anlatılan
furyasında uzman tanık olarak yer sun kalmıştır. Loftus, Eileen'in hafı dört hikaye sunar. Aslında bu
a lm ıştır. O dönemde anıların, yal- zasında, babasının cinayeti işlerken hikayelerin sadece üçü doğrudur;
nızca sonraki telkin ve yanlış bilgi- gördüğüne samimiyetle inandığına Bir alışveriş merkezinde kaybol-
lendirmenin getirdiği hatalı ayrıntı ama bu anının sahte olduğuna ve makla ilgili olan dördüncüsü sahte-
larla çarpıtılabileceğini, dahası değiştirildiğine inanmaktadır, dir ve deney için uydurulmuştur.
tamamen sahte olabileceklerini de çünkü Eileen babasını başka Alışveriş merkezinin detayları gibi
fark eder. Müdahil olduğu pek çok zalimce eylemlerine tanık olmuş ve mantıklı ayrıntılar akrabaların yar-
vaka içinde, George Franklin "bir vahşi görüntü diğerinin üzerine dımıyla hazırlanmıştır. Deneklerle
BİLİŞSEL PSiKOLOJi 207
bu hikayelerin tümü hakkında bir sürmüştür. Zaten ona "tüm kalbi-
hafta ve iki hafta sonra görüşülmüş mizle inandığımız bir şeyin mutlaka
ve onlara bu hikayelerle ilgili olaylan gerçek olması gerekmez" dedirten
''
hatırlama oranlan sorulmuştur. İki de bu düşüncedir.
görüşmede de deneklerin yüzde 25'i Ancak, 1986'da psikologlar John
alışveriş merkezindeki olayla ilgili Yuille ve Judith Cutshall Lravmatik
anıları olduğunu iddia etmişlerdir. bir durumun ardından bir hafıza Gerçek hayatta da deneylerde
Deneyden sonra deneklere bilgi çalışması gerçekleştirmeyi başara olduğu gibi, insanlar hiç
verilmiş, hıkayelerden birinin sahte bilmişlerdir. Gerçek bir silahla olmamış şeylere inanırlar.
olduğu söylenmiş ve bunun hangisi vurulma olayının tanıklarının olay- Elizabeth Loftus
olabileceği sorulmuştur. 24 denek- dan altı ay sonra bile kayda değer
ten 19'u alışveriş merkezi ölçüde doğru anıları olduğunu ve
''
hikayesinin sahte olduğunu doğru ırn'lştırmFJcılFJr tFJTafından yanıltıcı
bilmiştir ancak beş denek orta dere- sorular aracılığıyla anı l arın çarpıtıl
cede travmatik bir olayın sahte anı ması girişimlerine direndiklerini
sına samimi olarak inanmışlardır. keşfetmişlerdir.
Loftus sahte anıların gündelik
ortamlarda nas ı l oluşabildiklerini Tartışmaya açık terapi kullanılan ve aralarında gerileme.
kavramıştır. Etik nedenler sebebiyle Loftus bulgularının, taciz gibi suçla- rüya çalışması ve hipnoz gibi psikote-
Loftus (çocuk istismarı gibi) gerçek- rın gerçekten olduğunu yadsımadı rapötik tekniklerin de bulunduğu
ten travmatik bir sahte anının daha ğını ya da kendisinin bastırılmış çeşitli yöntemlerin geçerliliğini de
canlı hatırlanıp hatırlanmayacağını anıların aslında varolmadıklarını tartışmaya açmıştır. Sonuç olarak bu,
ya da buna samimiyetle inanılıp kanıtlayamayacağını söyler. O sahte anıların terapötik süreç sıra
inanılmayacağını test edecek bir sadece, geri kazanılmış anıların sında telkin yoluyla yerleştirilebile
deney gerçekleştirmemiştir. Ancak, güvenilmezliğine vurgu yapmakta ve ceği olasılığını doğurmaktadır ve
bunun da tıpkı rahatsız edici bir mahkemelerin bunların ötesinde 1990'larda "sahte anı sendromu"nun
rüya gibi daha canlı hatırlanabilme kanıt aramaları gerektiğinde ısrar kurbanı olduğunu iddia eden pek çok
sinin hatta gerçekle karıştırı labil etmektedir. Çalışmaları aynı Amerikalı hasta, terapistlerine dava
mesinin mümkün olduğunu ileri zamanda, anıları geri kazanmak için açmıştır. Bastırılmış anılar fikrine bu
açık saldırı, hiç de şaşırtıcı olmayan
Görgü tanığı ifadelerinin güvenilir
olmamasına rağm en Loftus. jüri bir şekilde, hafıza alanında çalışan
üyelerinin karar verirken diğer bazı psikoterapistlerin karşı tepkile-
kanıtlardan daha fazla bu ifadelere rini çekmiştir. Yasal dünyanın tepki-
ağırlık verdiğini bulmuştur. leri de da ikiye ayrılmıştır ancak
1990'1ardaki bir dizi çocuk istismarı
skandalını çevreleyen histeri yatıştı
ğında Lcftus'un tanık ifadelerirıirı
güvenilirliği üzerindeki kuramlarını
''
oluşturan ana hatlar pek çok yasal
sistem tarafından benimsenmiştir.
Gerçeği, yalnızca gerçeği ya Günümüzde Loftus, sahte anılar
da hatırladığınızı konusunda bir otorite kabul edil-
düşündüğünüz şeyi mektedir. Kuramları ana akım psi-
söyleyeceğinize yemin eder koloji tarafından kabul edilmiş ve
misiniz? genelde hafızanın yanıl ma payı ile
ilgili sonraki çalışmalara, özellikle
Elizabeth Loftus
de Steven Schacter'in Hafızanın
''
Yedi Günahı adlı kitabına ilham
kaynağı olmuştur •
208
HAFIZANIN
YEDİ GÜNAHI
DANIEL SCHACTER (1952-)
''
1972 Ende! Tulving anlamsal veya istenmeyen bilgiler hafıza
ve olaysal bellek ayrımını mızda saklanmaya devam eder.
yapar. Hafı zanın potansiyel işleyiş
sorunları olan tek alan depolama
SONRA değildir. Geri alma süreci de bilgi
Yaşadığımız şeyin her
1995 F.lizabeth Loftus, Sahte karışıklıklar ına neden olarak bize parçasını depolayan bir hafıza
Anıların Oluşması'nda geriye deforme edilmi ş anı lar verebilir. istemeyiz. Bu kadar gereksiz
dönük hafızayı anlatır. Schacter hafızanın bizi ya rı yolda ıvır zıvır bizi boğabilirdi.
2005 Amerikalı psikolog bıraktığ ı yedi yolu şöyle sıralar : Daniel Schacter
Susan Clancy, uzaylılar geçicilik, dalgınlık, tıkan ma , yanlış
atıf, etki altında kalma, taraf tutma,
tarafından kaçırılma gibi
''
ısrar. Yedi Ölümcül Günah'a ve
görünen anılar üzerinde çalışır.
George Armitage Miller ' ın Si h irli
Rakam Yedi' sine atıf yaparak bun-
lara "Hafızanın Yedi Günahı" ad ını
BİLIŞSEL PSİKOLOJi 209
Aynca bkz. Hermann Ebbinghaus 48-49 • Bluma Zeigarnik 162 • George Armitage Miller 168-73 • Ende! Tulving
186 91 • Gordon H. Bower 194-95 • Elizabeth Loftus 202-07 • Frederic Bartlett 335- 36
İcrai günahlan
" İşleme günahları" bir o kadar yay-
gın ama biraz daha karmaşıktır.
Yanlış eşleştirmede bilgi doğru
ama bilginin kaynağı yanlış olarak
hatırlanır. Etkisi bakımından , anı
l a rın hangi yolla hatırlandıkla rın
dan (örneğin önemli bir s oruya
cevap verirken) esinlenen etki
11ltında kalma günahı ile aynıdır.
Önyargı da anının bozulmasını
ıçerir : Kişinin bir olayı hatırlarken
duygu ve düşüncelerinin hatırla
Daniel Schacter tartışmalara neden olan Ende!
mayı çarpıttığı zamanla rda olduğu Tulving'in gözetimi altında
gibi. Daniel Schactar 1952'de New yüksek lisans çalışmalarına
Son olarak direnç günahı hafıza York'ta doğmuştur. Lisede aldığı başlar. 1981'de Tulving ve
nın fazla iyi çalıştığını gösterir. Bu, bir ders psikolojiye ilgisini Morris Moscovitch'le birlikte
küçük utançlaıdan aşırı üzücü olan- uyandırır ve North Carolina Toronto'da hafıza bozuklukları
lara kadar hafızada depolanmış Üniversitesi'nde psikoloji eğitimi için bir birim kurar. On yıl sonra
rahatsız edici veya öfkclcndirtci bir alır. Mezuniyetinden sonra iki yıl Harvard'da psikoloji profesörü
anının davetsizce ve ısrarla hatırlan Durham Gaziler Hastanesi'nin olur ve Schacter Hafıza
masıdır. algı ve hafıza laboratuarında Laboratuarını kurar.
çalışarak organik hafıza
Ancak Schacter günahların
bozuklukları olan hastaları Önemli - rl• rl
kus ur olmadığı , çoğu zaman
gözlemleyip test eder. Daha
mükemm el şekilde işleyen karmaşık
sonra Kanada, Toronto 1982 Belleğin Arkasındaki
bir sistem için ödediğimiz bedel Üniversitesi'nde, anlamsal Yabancı
olduğunda ısrarcıdır. •
belleğe karşı olaysal bellek 1996 Anıları Aramak
üzerindeki çalışmaları ateşli 2001 Hafızanın Yedi Günahı
210
KİŞİNİN
DÜŞÜNCELERİ,
KENDİSİ DEGİLDİR
JON KABAT-ZINN (1944-)
YAKLAŞIM
Farkındalık meditasyonu
1 ve Amerika'da Doğu felsefelerine
giderek artan ilgi meditasyon gi-
bi kavramları ana akım kültüre dahil
Kabat-Zinn'in yaklaşımının merke-
zinde farkındalık vardır. Bu meditas-
yon biçiminde amaç, düşünceleri ve
etmiştir. Meditasyonun tıbbi yararlan zihinsel süreçleri (bedensel veya fi-
ÖNCE Amerikalı biyolog ve psikolog Jon ziksel süreçler gibi) bağlantısız, mer-
MÖ 500 civan Siddharta Kabat-Zinn'in de ilgisini çekmi~Ur. kezden uzak ve yargılamayan bir
Gautama (Buda), doğru Kabat-Zinn meditasyonu bilişsel tera- yöntemle gözlemlemek; "Bedende ka-
farkındalığı acıyı sona pi çerçevesine dahil eden Farkındalık lıp, zihinde olup bitenleri izlemek,
erdirmek için Sekiz Kavşak lı Merkezli Stres Azaltma olarak bilinen reddetmeden ya da kovalamadan sa-
yaklaşımın öncüsü olmuştur. dece şeylerin olmasına ve gitmesine
Yol'un yedinci basamağına
dahil eder. izin vermeyi öğrenmek"ti r.
Farkındalık meditasyonunda dü-
1960'lar Vietnamlı Budist şünce süreçlerini, onlarla özdeşleş
rahip Thich Nhat Hanh, meden ve zihinlerimizin kendilerine
farkındalık meditasyonunu özgü bir hayat olduğunun farkına
ABD' de yaygınlaştırır. vararak, soğukkanlı lık la gözlemle-
meyi öğreniriz. Örneğin başarısızlık
SONRA düşüncesi zihinde basit bir olay ola-
1990'lar Zinde! Segal, Mark rak görülür ve "Ben bir başarısızlı
Williams ve John D. Teasdale ğım" sonucuna atlama tahtası olarak
tarafından depresyonun kullanılmaz . Alıştırma yaparak zihin
tedavisi için geliştirilen ve bedenin tek bir şey oldukları nı ,
Farkındalık Merkezli Bilişsel onları bir "bütünlük" olarak görmeyi
Terapi, Kabat-Zinn'in öğrenebiliriz. Kabat-Zinn her birimi-
MBSR'sini örnek alır. zin bir bedenden ve zihinlerimizden
Budist meditasyon 2000 yıldan beri far-
1993 Diyalektik Davranış kındalık meditasyonu uygulamasını teşvik
geçen düşüncelerden fazlası olduğ u
Teıapü;i zihnin gerekli etmektedir ancak bunun zihinsP.1VP.117.iksP.l muzu söyler. •
sağlığa olan yararları, 1990'1arın başlarına
durumuna erişebilıneyi
kadar klinik olarak test edilmernıştir.
başaramayan çok rahatsız
kişilerde meditasyonsuz
Ayrıca bkz. Joseph Wolpe 86 87 • Fritz Perls 112-17 • Erich Fromm 124- 29 •
farkındalığı kullanır.
Aaron Beck 174- 77 • Neal Miller 337 • John D. Teasdale 339
BILİŞSEL PSiKOLOJİ 211
KORKULAN ODUR Kİ
BİYOLOJİ KUTSAL
SAYDIGJMIZ HER Ş~Yİ
ALAŞAGIEDECEKTIR
STEVEN PINKER (1954-)
duygu, algı ve anlayışın etmekle kalmaz, aynı zamanda fi- nuncunun en temel korku olduğunu
evrimsel adaptasyonlar ziksel özelliklerimizinkine benzer söyler: Eğer evrimsel psikoloji tara-
olduğunu söyler.
türden bir doğal elemeye maruz fından şekillendiğimize inanırsak
kaldıklarını da öne sürerler. Bunlar "ince hislerimiz" sadece genetik ev-
1960'lar Noam Chomsky, dil zihnin, beynin bir ürünü olduğ unu rimimizin süreçlerine indirgenmiş
kapasitesinin doğuştan gelen ve beynin de genetikle şekillendiği olacak ve biyoloji "kutsal saydığımız
bir beceri olduğunu iddia eder. ni belirtirler. her şeyi alaşağı edecektir". •
' 1969 John Bowlby, yenidoğan Evrimsel psikolojinin bu yeni a-
lanı büyük bir muhalefetle karşılan
bebeklerin anneleriyle
mıştır. Öncülerinden biri de deney-
bağlarının genetik olarak
''
sel kanıtlara rağmen evrimsel psiko-
programlı olduğunu savunur.
lojiye inanmaktaki i steksizliğimizin
1976 İngiliz biyolog Richard arkasında yatan dört korkuyu ta- Irkçılığı, cinsiyet ayrımcılığını
Dawkins, Bencil Gen'de nımlayan Kanadalı psikolog Steven
ve sınıfsal önyargıları
davranışsa! eğilimlerin uzun Pinker'dır. Bu korkulardan birincisi
gerçeklere dayanarak
bir zaman dilimi içinde eşitsizlik korkusudur: Eğer zihnimiz
çürütmeyi vaat eden ..
başkalarıyla etki leşim doğuştan boş birer levhaysa hepi-
Boş bir levha ...
aracılığıyla evrildiğini belirtir. miz doğuştan eşitizdir. Ama eğer
zihinsel özellikler kalıtsal olarak ge-
Steven Pinker
''
SONRA çiyorsa, bazı insanların doğal avan-
2000 Amerikalı evrim tajları var demektir. İkinci korku, e-
psikoloğu Geoffrey Miller, ğer belli kusurlar kalıtsalsa değişi
Eşleşen Zihin' de insan me elverişli olmamamız ve dolayı-
zekasının cinsel seçimle
biçimlendiğini söyler. Ayrıcabkz. Francis Gaitan 28- 29 • Konrad Loıen ı 77 • John Bowlby 274-77 •
Noam Chomsky 294-97
212
ZORLANIMLI DAVRANIŞ
A~IŞ!(ANLIKL~RI DAVETSİZ
DUŞUNÇE~E~IKO~T~OL
ETME GiRiŞiMLERiDiR
PAUL SALKOVSKIS (1950'1er-)
sistematik duyarsızlaştırma liştirilen daha yeni bilişsel terapiye zin zaman zaman aklına gelen da-
bırakmıştır. Bu yaklaşımların bir vetsiz düşüncelerin - kötü şeyler ola-
gibi teknik terle klinik
şemsiye altında birleşmelerinden cağına, başımıza talihsiz şeylerin
psikolojiye uyarlar.
1980'lerde başını İngiltere' de Paul geleceği ya da bunlara neden olaca-
1952 Davranış ve kişilik Salkovskis'in çektiği bilişsel davra- ğımıza dair düşünceler- olduğunu ö-
kuramcısı Hans J . Eyse nck, nışsa! terapi (BDT) terimi türemiştir. ne sürer. Çoğunlukla bu düşünceleri
psikoterapinin hiçbir yararlı Salkovskis BDT'nin özellikle, psika- zihnimizden atabilir ve hayatımıza
etkisi olmadığını söyleyerek nalizin, rahatsızlığın nedenini psiko- devam edebiliriz ama bazen bunları
tartışmalara neden olur. lojik baskı veya geçmiş travmalarda silip atmak daha zor olabilir. Bu dü-
bulma konusunda başarısız olduğu şünceler aşırı durumlarda saplantısal
1955 Albert Ellis, Rasyonel
saplantı lı-zorlanımlı boz uklukların hale gelirler ve beraberinde büyük
Duygusal Davranış Terapisi ile
tedavisinde başarılı sonuçlar verdi- bir korku ve sorumluluk hissi de ge-
geleneksel psikoterapiye bir
tirirler. Bu tür saplantılı düşüncelere
alternatif oluşturur. eğilimi olan kişiler, bunların önemini
1960'lar Aaron Beck, akılcı şekilde değerlendirmekte zor-
Paul Salkovslds
1979'da Londra'daki Psikiyatri
Enstitüsü'nden mezun olan
Bu insanlar, bu düşüncelerin Bu davetsiz düşüncelerin Paul Salkovskis, 1985'te
yarattığı tehdidi abartırlar.
beraberinde getirdiği her Oxford Üniversitesi'nde panik
zarardan sorumlu hissederler. bozuklukları araştırmak üzere
çalışmaya başlamıştır. Kaygı
bozukluklarında bilişsel
kuramın uygulanmasına olan
ilgisi onun Bilişsel Psikoloji
alanında önce kıdemli öğretim
Bu yüzden de bu tehditlere karşı koymak ve düşünceleri kontrol üyesi daha sonra da profesör
altına almak için harekete geçmeye mecbur hissederler.
unvanı almasına yol açmıştır.
Oxford'dayken çalışmaları
nın odak noktası bilişsel
davranışsa! terapi kullanarak
~!·"'.- j ) ' '
saplantılı-zorlanımlı rahatsız
,ı
ı:
lıkların tedavisine doğru
kaymıştır. 2000'de Psikiyatri
Enstitüsü'nde Klinik Psikoloji
ve Uygulamalı Bilim Profesörü
'
ve Kaygı Bozuklukları ve
Travma Merkezi'nde Klinik
saplantılı düşünceler zorlanımlı bir el saplantılı düşüncelerinin nelerle il- Direktör olur. 2010'dan beri
yıkama veya titizlikle sonuçlanabilir. gili olduğunun farkına varması, ris- Bilişsel Davranış Terapisi'nde
Aynı zamanda harekete geçmek için kin daha akılcı bir değerlendirmesi uzmanlaşmış bir araştırma ve
bir sorumluluk hissi de vardır, hatta ni yapması ve en önemlisi bunu en- tedavi merkezi kurmakta
bu hareket riskle tamamen orantısız gellemede ne kadar sorumluluk al- olduğu Batlı Üniversitesi'nde
da olabiHr. Sonuçta ortaya çıkan zor- ması gerektiğini saptaması sağla çalışmaktadır.
lanımlı eylemler alışıldık davranış nır. Bu biHşsel yaklaşım üzüntüyü
kalıpları haline gelebilirler, algılanan azaltır. Bunun yanında duyarsızlaş önemli enrleri
bir tehdide karşı kontrol kazanmak i- tırma (algılanan tehdide yavaş ya-
çin tekrarlayan bir girişim halini ala- vaş maruz bırakılma) gibi davranış
1998 Panik Bozukluklar
bilirler. terapisi teknikleri de hastanın zor- 1999 Saplantılı-Zorlanımlı
Rahatsızlığın Teşhisi ve
Bilişsel davranışsa! terapi Ianımlı davranışlarını kontrol altına
Tedavisi
SZB'nın nedenlerine ve belirtilerine almasına yardımcı olur. Salkovskis
2000 Zarara Neden Olmak ve
büyük ölçüde hitap eden bilişsel ve BDT tekniklerini kaygı, panik atak Zarara İzin Vermek
davranışsa! teknikleri birleştirir. ve fobilerin tedavisinde başarıyla (A. Wroe ile birlikte)
Önce bilişsel terapi ile hastanın kullanır. •
216 GiRiŞ
1
1
i
1917
i
1940s
i
1954
1
1961
1
ı
Muzafer Şerif grupların
ı
Solomon Asch'un uyum
ı
Erving Goffman sosyal
ı
Stanley Milgram 'ın İtaat
uyum eğilimini gösteren deneyleri insanların uyum etkileşimin bir gösteri Üzerine Davranışsa/
"otokinetik etki" sağlama adına kendi olduğunu iddia eden İnceleme'si insanların
deneylerini yapar. düşüncelerini Günlük Yaşamda Benliğin otoriteye uyum
çiğneyebileceklerini öne Sunumu'nu yayımlar. sağlamak için kendi
sürer. ahlaki değerlerini
gözardı ettiklerini gösterir.
sikoloji bilimsel bir disiplin diklerini incel emişlerdir. Sosyal malarda grup dinamikleri ve grup-
i
1965
i
1971
i
1972
i
1978
ı
Robert Zajonc salt
ı
Philip Zimbardo
ı
Roger Brown and James
ı
lgnacio Marlin-Bar6
maruz kalma etkisi Stanford Hapishane Kulik özel biyolojik yoksul ve savaş
üzerindeki deneylerini Deneyl'ni yapar. bellek mekanizmamız yüzünden zarar
yürütür. hakkında flaş Bellek'i görmüş ülkeler için
yayımlarlar. Özgürlük Psikolojisi
çağrısı yapar.
''
YAKLAŞIM
ancak 1920'lerde Kurt Lewin davra-
Alan kuramı
nışın hem birey hem de çevrenin
''
insanların, tüm unsurları ve "alan"ı bireyin psikolojik çevresine
kendilerini saran çevre ile veya zaman içindeki belli bir nokta-
etkileşimlerine göre bütün daki kolektif gruba atıfta bulunur
olarak anlaşılmaları gerektiğini ve Lewin herhangi bir alandaki
savunur. mevcut iki karşıt gücü tanımlar:
insanları amaçlarına ulaşmaya deki çeşitli etkileri hesaba katmak
SONRA yönlendiren yardımcı güçler ve bu zorunda. Lewin değişim modelini
1958 Ronald Lippitt, Jeanne amaçlara yönelik hareketi sınırla açıklarken, ilgili tüm kişisel ve çev-
Watson ve Bruce Westley yan engelleyici güçler. resel ayrıntıların hesaba katılması
Planlı Değişimin gerektiğini çünkü izole gerçeklere
Dinamikleri'nde değişimin Lewin'in değişim modeli odaklanmanın koşulların çarpık bir
kendi evriminden çok değişim Hem bireyler hem kurumların dönü- algısına yol açabileceğini vurgular.
faktörünün rolü üzerine şümü için paha biçilmez bir rehber Bir durumu değiştirmek için onun
odaklanan yedi basamaklı bir sunan alan kuramı, Lewin'in deği detaylı ve bütüncül kavrayışına
değişim kuramı yaratırlar. şim modelinin temelini oluşturur. sahip olmalısınız. Aynı zamanda
Model, değişim sürecini başarıyla bu kavrayı ş aslında değişim süre-
götürebilmek için kişinin ya da cince derinleşir ve bu yüzden de
kurumsal liderin, hem bireylerin "bir sistemi onu değiştirmeye
zihinlerindeki hem de çevrelerin- çalışmadan anlayamazsınız ".
''
heyecan verici bir vizyon yarat- aileler tarafından tüketilen bir yjye-
mayı, bunu etkili biçimde iletmeyi, cektir ama Amerikan hükümeti
değişimin gerekliliği ve aciliyeti yiyecek kıtlığı döneminde besleyici
Hepimizin birbirimize ihtiyacı hissini geliştirmeyi, çalışanlara gıdaların, özellikle de böbrek, akci-
vardır.
Bu tür bir bağlılık birey destek vermeyi ve onları sürece ğer ve yürek gibi yüksek proteinli
''
macı tepkiler verebilirler. Bu doğal yaptığı görüşmelerde hem yar-
direncin üstesinden gelmek ve en dımcı hem de engelleyici güçlerin
iyi sonuçları almak için bireyin, devreye girdiğini fark eder. Ev
değişimin gerekli ve geçerli oldu- kadınlarının bu organların etine
222 KURT LEWIN
tır. Lewin, inançlarının yanı sıra kanıtlandığında eski inanç siste-
yiyecek kıtlığı ile ilgili gerçekleri mini yenisiyle değişti rmeye , buz
soruşturarak, hangi etlerin yenile- çözme sürecinden geride kalan
''
bilir olduğu ile ilgili fikirlerini rahatsız edici boşluğu doldurmaya
değiştirmelerine yardımcı olmuş ve doğal olarak meyilliyizdir. Bunu
onları sakakat satın almanın ve birkaç yöntemin birleşimiyle yapa-
Öğrenme, pasif değil aktifken yemeklerde kullanmanın kabul rız: İçgüdüsel duygularımıza daya-
çok daha etkilidir. edilebilir olduğuyla ilgili yeni bir narak, rol modelleri örnek alarak ve
KurtLewin inanca yöneltmiştir. geniş bilgi dağarcığına daha genel
bir bakışla bakarak Bu yolla kendi-
Değişimi yaratmak mizi sorunu çözecek yeni bir bilgi
''
Lewin'in ikinci aşamasında -fiili parçasıyla karşı karşıya bırakırız. Bu
değişim süreci- insanlar yeni bir anlayışa ulaştıktan sonra yeni bir
sistemi yerleştirmek gibi ürkütücü zihniyeti kabul eder ve yerleştiririz.
ve karmaşık bir görevle karşı karşıya !!. Dünya Savaşı döneminde
kalmaktadırlar. Aşina oldukları alış Amerikan ev kadınlarının duru-
yönelik görüşlerini değiştirecek kanlık ve uygulamalarından vazgeç- munda, Lewin kadınları sakatatın
yardımcı güç ya da teşvik onların meleri ve yeni beceriler edinmeleri besin değeri ve lezzeti konusunda
besin değerinin yüksek olmasıdır. (ki bu bile kendi başına belirsizlik eğiterek (böylece bunun değersiz bir
Bu gıdala rın kendileri ve aileleri duyguları veya başarısızlık korkusu et olduğuyla ilgili eski inancı değiş
için uygun olmadığına odaklanan doğmasına neden olabilir) gerek- tirerek) ve onları savaş döneminin
alan düşüncelerini değiştirmenin mektedir. Bir kurumda yeni sistem yiyecek kıtlığı göz önüne alındı
önündeki sınırlayıcı güç veya liderler tarafından tanımlanır ve ğında bu eti ailelerine yedirmekte
engelse - daha az derecede- lezze- genellikle teknoloji, yapı, yöntem utanılacak hiçbir şey olmadığına
tinin iyi olmayacağıdır. veya kültürle ilişkilidir. Bu aşamada ikna ederek (böylece bu etin sadece
Lewin değişimi başlatmanın en çalı şanlara yeterli destek sağlan alt sosyal seviyedekilerin yiyeceği
iyi yolunu bulabilmek için iki grup ması ve engellerin ortadan kaldırıl olduğuna dair savaş öncesi döneme
ev kadınını kullanarak bir deney masının temini önemlidir. ait inançlarını değişti rerek) onlara
hazırlar. Birinci gruptaki kadınlara Kişisel gelişim düzeyinde insan- yeni bilgiler sağlam ıştır.
tekrar t ekrar sakatat yemenin çok lara yeni bir inanç sistemi verilemez
faydalı olduğu söylenirken, ikinci ama kendileri için bir tane bulmalı Donma evresi
gruptakiler de eğer ke ndileri gibi ve kabul etmelidirler. Eski bir inan- Bir kurumda değişim tesis edildik-
kadınla r ciğer, böbrek ve yürek gibi cın yanlış ya da işe yaramaz olduğu ten sonra uzun vadede başarılı ola-
ikinci kesim etleri kullanmayla bilmesi için şirket kültürünün bir par-
ilgili bir programda rol almaya ikna çası haline gelmelidir (veya don malı
olurlarsa yiyecek kıtlığı sorunun ne dır). Geçiş sürecinde benimsenen ye-
kadar azalacağını konu alan küçük ni düşünme süreçleri, uygulamalar
bir grup tartışmasına katılırlar. ve davranışlar alışkanlık hali ne gel-
Tartışmaya katılan kadınların yak- melidir. Yöneticiler değişimin şirkete
laşık üçte biri akşam yemeği için ne bakımlardan yararlı olacağını du-
sakatat kullanınca Lewin insanla- yurarak, çalışanlar arasında değişi
rın konuya katılım düzeylerini yük- me yönelik olumlu duygular uyandı
seltmenin onların tutumları ve rarak ve belki de yeni becerileri veya
davranışlarını değiştirme olasılık süreçleri yerleştirme için ödüller vere-
larını da yükselttiği sonucuna rek de!'ıişliklerinin sağlam bir şekilde
varır. İlk gruba öğütler vermenin
etkisiz olduğu kanıtlanmıştır ama Es kiler yerine yeni teknolojileri
kullanmayı öğrenmek -dünyanın
tartışma grubunda Lewin, kadınla
her yerindeki arkadaşlar ve akrabalarla
rın endişelerini ve fikirlerim ıfade
anında ve ucuz şek ilde iletişim kurabil-
etmek için yeterli psikolojik güveni me gibi- itici güçlerdeki artışla daha
hissedecekleri bir ortam yaratmış- kolaylaştırılmıştır.
SOSYAL PSİKOLOJi 223
il. Dünya Savaşı sırasında ev nun et seçimini eleştiriyorlarsa sa-
kadınları ,kabul edilebilir yıyecek ve katatı bırakıp ailesini doyuracak
giysi türlerinden "erkek işlerini" başka yollar aramaya başlayarak
yapabilme kapasitelerine kadar pek çok
inançlarını değiştirmeye teşvik
buz çözme ve değişim sürecine iş·
edilmişlerdir.
lemine yeniden başlayabilir.
Lewin'in sosyal sistemlerdeki ön·
lamalarını garantilemek için) karar- cü deneysel çalışmaları onun sosyal
laştırırlar.
Continental"in en zayıf per- psikolojinin babası olarak kabul edil·
formanslı havayolundan Yılın Hava- mesine neden olmuştur. "Grup dina-
yolu seçilmesine doğru giden evri- mikleri" ve kurumsal gelişim üzerin·
mindeki en büyük pay Lewin' in de- de sistemli olarak çalışan ilk psikolog
ğişim modelinin kullanılması olmuş odur. Yararli sosyal dönüşümler oluş
tur. turabilmek için sosyal bilimleri özen-
Bireysel düzeyde dondurma aşa li biçimde uygulamıştır ve çalışma
ması yeni inançların ve uygulama- ları deneysel ve sosyal psikoloji alan-
ların deneme yanılma ile test edil- larında çok etkili olmuştur. •
diği dönemi belirler; bu ya değişimi
pekiştirir ya da yeni bir değişim
döngüsü başlatır. Örneğin ailesine
sağlamaya yardımcı olabilirler. Örne- bir hafta boyunca sakatat yediren
ğin 1990'larda Continental Havayol- savaş dönemi bir ev kadını, a ilesi-
''
ları i flasınıila n etmek zorunda kal- nin yemekten hoşnut kalıp kalma-
mıştır. Sektörde kalabilmek için şir dığını, sağlıklı görünüp görünmedi-
ket yönetimi büyük bir değişime gi- ğini ve et seçimleri yüzünden diğer
der: Şirketin hedefini maliyetleri dü- ailelerin onları olumlu ya da olum- İyi bir kuram kadar pratik
şürmekten, üst düzey müşteri stan- suz biçimde yarg ılayıp yargılama hiçbir şey yoktur.
darllarını karşılayacak kaliteli bir ü- d ıklarını değerlendirecektir. Eğer
KurtLewin
rün çıkarmaya çevirirler. Eğer ABD bu soruların cevapları evetse ak-
Ulaştırma Bakanlığı şirketi en iyi beş şam yemeklerinde sakatat pişirme
''
havayolu arasında gösterecek olursa, ye devam edecektir. Ama eğer ço-
yeni politikaları ve uygulamaları be- cukları tavuk veya dana eti yedikle-
' nimseyen çalışanlara 65$'1ık bir prim ri zamankinden daha sağlıksız gö-
vermeyi (yeni önceliklere uyum sağ- rünüyorlarsa veya başka kadınlar o-
UYDUMCULUKTA
•• ••
Hippolyte Bernheim "telkine
açıklık" kavramını gösterebil-
mek için hipnozu kullanır.
1935 Muzafer Şerifin uydum-
NE KADARDIR?
SOLOMON ASCH (1907-1996)
1963 Stanley Milgram'ın itaat
deneyleri irısanlann bir otorite
figürüne ahlaki çatışma
yaşama pahasına itaat ettikle-
rini gösterir.
1976 Serge Moscovici istikrarlı
bir azınlığın etki yaratabilece-
ğini savunur.
''
biri, 5-7 kişilik "müttefikler" in olacağını düşünmüştür. Ne de olsa
(deneyin gerçek amaçlarının bu basit bir testtir ve cevaplar da
farkında olan ama diğer denekler gayet açıktır; yanlış gruba uyum
olarak tanıtılan kişiler) gruplarına sağlanıp baskısının olmadığı pilot
Tüm zayıf denekler uyum
sağlama sıklıklarını
yerleştirilirler. Gruba üzerinde bir deney sırasında 720 toplam
azımsamıştır.
çizgi olan bir kart ve ardından denemede sadece üç yanlış cevap
üzerinde A. B ve C olarak çıkmıştır. Gerçek deneyin sonuçları
Solomon Asch
işaretlenmiş üç çizgi bulunan ise şaşırtıcıdır. Aynı yanlış cevabı
''
başka bir kart gösterilir ve bu üç veren bir grup insanla çevrili
çizgiden hangisinin ilk karttaki ile olduklarında denekler soru ların
aynı uzunlukta olduğunu yaklaşık üçte birine (yüzde 32)
söylemeleri istenir. yanlış cevap vermiş; yüzde 75'i en
Oda deneğin hep sonuncu ya da az bir soruya yanlış cevap
sondan bir önceki cevabı vereceği vermiştir. Bir kişi 12 denemenin 13'ü (yüzde 26'sı) hiç uyum
şekilde düzenlenir. 18 deneme 11'inde yanlış cevap veren gruba göstermemiştir.
sırasında müttefikler ilk altıya uyum göstermiştir. Ödev hem basit Sonuçlar deneklerin çok
doğru ve sonraki 12'ye benzer ama hem de belirsiz olmadı\'.jından bu istikrarlı olduklarını kanıtlamıştır.
yanlış cevap verme talimatı rakamlar deneklerin yüksek Grup düşüncesinden ayrı düşen ve
almışlardır. Bunun amacı deneğin derecede uyum sağladığını bağımsız cevap verenler pek çok
doğru cevap mı vereceği yoksa göstermiştir. Ancak tüm kritik denemeden sonra bile çoğunluğa
cevabını müttefiklerin aynı - denemelerde uyum gösteren tek biı uymamışlardır. Öte yandan,
yanlış- cevabına mı uyduracağını denek bile yoktur ve 50 denekten çoğunluğa uyanlar bu kalıbı
kıramamış gibi gözükmektedirler.
''
kurtulmayı başarmışlardır. zaman da geçerlibğini
Asch çoğunluk grubunun koruyacağını keşfetmiştir.
boyutunun uydumculuk
seviyelerinde ne fark yarattığını Kültürel normlar Bir yamyam kabilesinin üyesi
test etmek için deneyde Bazı psikologların Asch'in bulgula- yamyamlığı tamamen doğru
çeşitlemeler yapar. Tek bir rının Amerika'nın 1950'lerde, ve uygun kabul eder.
müttefikin deneğin uyumunda muhaliflerin Amerikan karşıtı sayıl Solomon Asch
hiçbir etkisi olmadığını, ikisinin dığı ve insanların fikirlerinden
çok az etkisi olduğunu ama üç veya dolayı hapse atıldıkları McCarthy
''
daha fazlasının uyum sağlamaya dönemini yansıttığ ı ile ilgili varsa-
nispeten sabit bir eğilimi teşvik yımları vardır. Daha sonraki çalış
ettiğ ini bulur. Müttefiklerin malar uydumculuk seviyelerinde
cevaplarındaki oybirliği çok güçlü farklılıklar bulmuşlardır. Örneğin
bir faktör değildir, ama tek bir 1970'lerin başında (Amerika'da
müttefik alternatif bir cevap liberal, ilerici düşünce dönemi) bir azınlığın, çoğunluğun
verdiğinde bile, deneklerin yürütülen bir araştırmada çok daha düşüncesini nasıl
bağımsız (ve doğru) bir cevap düşük uydumculuk oranları bulun- etkileyebileceğini göstermek için
verme olasılıkları artmaktadır. Bu muştur. Ancak 1970'lerin sonun- kendi araştırmalarını geliştirmiştir.
bulgu çok küçük bile olsa muhalif daki bir araştırma yüksek oranlara Asch sosyal yaşamın mutabakat
azınlığın gücünün altını geri dönüş olduğunu göstermiştir. gerektirdiğini kabul etse de, bunun
çizmektedir. Asch bunlara ek Uydumculuk oranları dünyada en çok her bireyin kendi bağımsız
olarak eğer deneklere cevapların ı kültürden değişkenlik göstermekte- anlayışı ve deneyimiyle katkıda
kendi başlarına, bir parça kağıt dir. Araştırmacılar kişisel seçim ve bulunduğu zaman verimli olduğunu
üzerine yazmaları için izin bireysel başarıların yüksek değere da vurgular. Mutabakat korku ya da
sahip olduğu ABD, İngiltere ve di- uydumculukLan doğmamalıdır;
ğer Batı Avrupa ülkelerindeki gibi uydumculuk eğiliminin kültürlü
bireyci kültürlerde uydumculuk o- insanlar arasında bile güçlü ol ması ,
ranlarının, grup aidiyetinin yüksek Asch 'ın zihninde toplumsal
değere sahip olduğu Japonya, Fiji değerler ve eğitimin kalitesi
ve Afrika'daki gibi kolektivist kül- hakkında da sorular doğmasına
türlere oranla daha düşük seviyeler- neden olmuştur.
de kaldığını bulmuşlardır. Asch'ın vardığı sonuçlar kişinin
Psikologlar Asch'ın inançlarını ve davranışını şekillen
yöntemlerini, onun denekler dirmede sosyal etkinin gücünü (ve
arasında fazla etkileşim tehlikesini) de belirtir. Eğer bir şey
bulunmayan, yalın bir grup bir grup için normalse, sosyal baskı
davranışına odaklandığı veya grup uydumculuk garanti etmektedir.
dinamiğinden çok gruptaki Asch'ın kuramından esinlenen
bireylere odaklandığı temelinde Stanley Milgram' ın itaat deneyi
eleştirmişlerdir. Bazıları da onun sıradan insanların uyduculuk
çoğunluğun azınlığı etkileme baskısı altında acımasız olabi-
gücünü abartıp abartmadığını leceklerini göstermiştir.
merak etmişlerdir. Ozellikle Serge Ancak Asch'ın araştırmasındaki
Moscovici, Asch'ın analizine karşı deneklerin çoğunluğu, hatta uyum
Amerikalı senatör Joseph
çıkmış ve etkin bir azın lığın sağlayanlar bile, düşüncenin bağım
McCarthy 1950'lerde bir komünist avı
başlat.arak korku ve yüksek düzeyde bir çoğunluğu etkileyebileceğini ve sızlığına önem verdiklerini belirterek
s ıyası ve sosyal uyum ortamı değişim meydana getirebileceğini onu insanlık hakkında iyimser dü-
yaratmıştır savunmuştur. Moscovici istikrarlı şünmeye sevketmişlerdir. •
228
YAŞAM TEATRAL
OLARAK OYNANAN
BİR ŞEYDİR
ERVING GOFFMAN (1922-1982)
ÖNCE
1890 William James, ilk kez
özne olarak özel be nlikle Kamusal
İnsanlar, aktörler gibi,
("ben") ve n esne olarak karakterlerimiz
senaryoları, sahneleri,
kamusal benliğin ("kendim") kostümleri ve dekorları
için "sahne önü" Gösteri için
ayrımını yapar.
alanlarımız ve özel izleyiciler de
aracılığıyla olumlu bir
yaşamlarımız için mevcuttur.
1902 Amerikalı sosyolog izlenim yaratmaya
"sahne arkası "
çalışırlar.
Charles Cooley, benliğin başka alanlarımız vardır.
insanların davranışlarında
yansıdığını savunan ayna-
benlik kuramını ortaya koyar.
SONRA
1990 Amerikalı psikologlar
Mark Leary ve Robin Kowalski,
izlenim yönetiminin muUuluğu
artırabileceği üç yol
tanımlarlar: aidiyet, kendini rving Goffman tarafından girsek, kendimizin bir ka musal
geliştirme ve kendini anlama.
yollarımızlatiyatro oyuncularının amacı diğer oyuncularla etkileşim değişmemiş gibi yapmaya eğilimli
sahnedeki performanslarının ne leri aracılığıyla bir bütünlük hissini olurlar, böylece huzuru korumak ya
kadar benzer olduğunu gösterir. sağlamaktır. Bu da sadece herkesin da utancı engellemek adına yapay
Her sosyal etkileşim izleyicilerin "durumun tanımı" ve belirli bir bir inanılırlık duygusunu korurlar.
üzerinde özel bir etki yaratmak performansın ya da etkileşimin Goffman'ın kendisinin de resto-
amacıyla olduğu kadar, dürüst bir özellikleri, beklentileri ve kısıtlama ranlarda, amfiteatr/arda ve sinema
kendini ifadeye yönelik de işler. ları üzerinde fikir birliği içinde kuyruklarındaki karşılaşmaları
Aslında Goffman'ın kuramına olması, birbirlerine sosyal ortama şekillendiren kuralların sınırların ı
göre kişilik, insanın yaşamında uygun şekilde, uygun reaksiyon test etmekten çok hoşlandığı söyle-
oynadığı çeşitli rollerin toplamıdır. biçimleriyle işaretler vermesiyle nir. •
Bu, gerçek benliğin özel ya da içsel sağlanabilir.
bir olgu olmayıp kişinin kendini Tam bir uyum sağlayabilmek
kamusal olarak takdim ettiği teatral için insanlar kişisel kimlikleri, sos-
efektler olduğunu ima eder. "Yaşam yal bağlamı ve ortak davranış bek-
tiyatro oyunu gibi canlandırılan bir lentileri üzerinde anlaşmalıdırlar.
şeydir" der Goffman. Başarılı bir Örneğin, seçkin bir partiye katılan
izlenim yaratmak doğru sahneyi, ünlülerin hepsi üstü kapalı olarak
dekoru, kostümleri, yeteneği ve "seçkin bir partideki ünlüler" olduk-
sahnede olmaya (kamusal alan) larını anlama konusunda hemfikir-
karşı sahne arkasında (kişisel, özel dirler; her biri bu durumdaki tanım
alan) olmayı oluşturan bileşenler lanm ış rollerini kabul eder ve diğer
için ortak bir anlayışı gerektirir. oyuncularla gözlemcileri (veya izle-
yicileri) de benzer şekilde bu tanımı
Performans yeteneği kabul etmeleri için teşvik ederler.
Goffman gerçek hayatta herkesin Ancak eğer bu durumun belirli
izleyicilerine sunacağı kendi sah- tanımı bir şekilde itibarını kaybe-
Otel persone li insanlarla iletişim
nesini, dekorunu ve kostümlerini derse -mesela partide ikram edilen içindeyken "sahne önü"nü kullanır.
seçme yeteneği olduğuna inanır. yiyecekler pizzadan ibaretse veya Görevde olmad ıkları "sahne arkası"nda
, Hem sosyal oyuncunun hem de katılımcılar arasında ünsüz kimse- ise daha az resmi olabilirler ve
sahne üzerindeki oyuncunun asıl ler de varsa- insanlar hiçbir şey davranışları değişebilir.
ÖNCE
1876 Alman deneysel psikolog
Gustav Fechner, aşina olmanın
sanat nesnelerine olan olumlu
duygulan artırdığını ama "aşın Tanıdıklık uyarana karşı bir tutum değişikliği
doygunluğun" isteksizliğe ne- meydana getirir ..
den olduğunu öne sürer.
1910 Edward B. Titchener, salt
maruz kalma etkisini belgele-
yerek bunu insanların tanıdık
şeylerin varlığı karşısında his-
settikleri "sıcaklık ışıltısı" ola- .. .bu ya tercih etme ya da bağlılık şeklindedir.
rak tanımlar.
SONRA
1971 Psikologlar T. T. Faw ve
D.Pien, yetişkinlerin ve çocuk-
ların tan ımadıkları çizgileri ve
des enleri tanıdık olanlara ter- Bu tercih duygusaldır ve insan farkına bile
cih eWklerini bulur. varmadan ewel bilinçaltı düzeyde oluşur.
1989 Robert Bornstein, salt
maruz kalma e tkis inin en güç-
lü olduğu zamanın tanımadık
uyarıcıların kısaca sunuldukla-
rı zaman olduğunu bulur.
Ne kadar çok gkGneniz, o kadar çok .........ız.
O. yüzyılın ortalarına kadar onun sosyal psikoloji alanına yap- Titchener'in hipotezi o yıllarda
Zajonc'un 1968'deki
deneyi insanlara eşit
olmayan tekrar sayılarında
sembol slaylları göstererek
salt maruz kalma etkisi ni
test eder: Bir sembol ne
kadar sık görülürse ondan
hoşlanma oranı o kadar
artmaktadır.
Öğrenciler önce siyah çuvala düş kadar görürseniz o kadar seversi- mun pek çoğumuzun tahmininden
manca davranmışlar ama zaman niz". fa rklı olduğunu ortaya koymakta-
içinde bu tavırları yumuşamış ve Zajonc'tan bu yana salt maruz dır.
en sonunda çuvalın içindeki kişiye kalma olgusunu inceleyen araştır 1980'de yazdığı Hissetme ve
dostça ve hatta koruyucu şekilde macılar, bu etkinin resim yerine ses Düşünme adlı makalesinde Zajonc
ya klaşmaya başlamışlardır . kullanarak da yeniden yaratılabilme duyguların ve düşüncelerin aslında
Goetzinger öğrencilerin tutumları sinin mümkün olduğunu keşfetmiş birbirlerinden tamamen bağımsız
nın yavaş yavaş "siyah çuvallı lerdir. 1974'te psikolog D. W. Rajecki olduklarını savunur. Duygular
kişiye karşı düşmanlıktan meraka döllenmiş tavuk yumurtalarını kulla- sadece insanın bir uyarıcıya ver-
ve sonunda dostluğa doğru değişti narak bir deney yapmıştır. diği karmaşık tepki sırasında
ğini " belirtir. Yumurtalardaki civcivler çıkmadan düşüncelerden önce gelmekle kal-
Zajonc'un çığır açan makalesi önce farklı gruplardaki yumurtalara mazlar, aslında kişinin tutumlarını
Salt Maruz Kalmanın Davranışsa/ farklı frekanslarda müzik parçaları ve kararlarını belirleyen en güçlü
Etkileri 1968' de The Journal of çalmış ve daha sonra yumurtadan unsurlardır. Bu makale hayli tar-
Personality and Social çıkan tüm civcivlere aynı tonları tışma yaratmış ve duygu araştır
Psychology'de yayımlanmıştır. çalmıştır. İstisnasız tüm civcivler malarını Batı psikolojisinin günde-
,Zajonc'un makalesi, katılımcılara doğum öncesinde çalınanları tercih mine geri getirmeye yardımcı
hangilerinin tekrar gösterildiğini etmişlerdir. olmuştur. Bunun nedeni kısmen,
a nlamayacakları bir hızda, anlık
rastgele görüntülerin - geometrik Tercihler akılcı değildir
şekiller , Çin sembolleri, tablolar ve Zajonc'un bulguları tanıdık şeyleri
''
yüz resimleri- gösterildiği bir dizi tercih etmenin sadece onlara
deneyi anlatmaktadır. Deneklere maruz kalmanın geçmişine dayan-
daha sonra hangi görüntüleri ter- dığını ve kişinin ifade edilmiş
cih ettikleri sorulduğunda bilinçli kişisel inançları veya tutumların Yenilik genellikle belirsizlik ve
olarak farkında olmasalar da en sık dan etkilenmediğini göstermiştir. çatışmayla özdeşleştirilir ve
gösterilenleri seçmişlerdir. Bu, maruz kalmanın sadece bilin- bunlar olumludan çok olumsuz
Zajonc'un keşfetmiş gibi görün- çaltı düzeyde olduğu, kişilerin
etki yaratma olasılığı olan
düğ ü şey tanıklığın bir tutum kendilerine bir uyarıcının sunuldu- durumlardır.
değişikliğ ine neden olduğu, tanı ğunun hiç farkında olmadıkları
Robert Zajonc
dık uyarıcılara bir tür tanıdıklık ya durumlarda bile geçerlidir. Bu
da bağlılık geliştirildiğidir. Bu, keşif Zajonc'un "tercihlerin anlam-
''
maruz kalma ile artmaktadır: Bir lara ihtiyacı yoktur" saptaması
şeye ne kadar çok maruz kalırsanız yapmasına neden olmuştur. Bunun
ona karşı o kadar bağlılık hisseder- anlamı şudur: Bağlılık hissi akılcı
siniz. Daha basit bir deyişle, "ne bir karara dayanmaz. Bu da duru-
234 ROBERT ZAJONC
''
Reklamcılık endüstrisi maruz
kalmaya her zaman müthiş bir
reklam potansiyeli atfetmiştir.
Robert Zajonc
''
Bir markaya sıklıkla maruz kalma.
hiçbir gerçek bilgi sunmasa ve ona
bakan kişiden karar vermesini
istemese bile, mmkaya karşı bir
hoşlanm a doğurabilir.
kuramın karar alma mekanizmala- ğimiz kararları gerekçelendirir ve dan biri evrime odaklanır:
rıyla ilgili çalışmalar için önemli haklı çıkartırlar. Hayvanlar bir şeye ilk kez maruz
çıkarımları olmasındandır. Zajonc "duygu, düşüncenin kaldıklarında genellikle korku ve
Sandığımızın aksine, kararlarımıza ayrılmaz arkadaşıdır ama tersi saldırganlıkla tepki gösterirler ama
yön veren akıl ve mantık değildir; biliş için doğru değildir" sonucuna yinelenen durumlarda -hayvan
gerçekte, seçimimizi bilişsel olarak varmıştır. Hiçbir zaman bir duygu- algılanan tehdidin gerçekleşmedi
düşünmeye bile fırsat bulamadan nun eşlik etmediği bir şey düşüne ğini fark ettiğinde- olumsuz tepki-
hızlı, içgüdüsel, duygu temelli meyiz. Zajonc'un dediği gibi lerde bir azalma olur. Zajonc bunu
kararlar veririz - kararlarımızı bilgi sadece "bir ev" görmeyiz, "güzel insan deneklerle araştırmış ve
olmadan alırız. Eğer bu doğruysa, bir ev" veya "gösterişli bir ev" insanları n tanımadıkları hayali bir
mantıklı düşüncelerimi z, önce görürüz. Zajonc'a göre duygunun grup insana karşı çok olumsuz
seçeneklerimizi bilgilendirme biliş üzerindeki üstünlüğü bellekte tutumlar oluşturduklarını , görü-
görevi yapmaktan çok zaten verdi- de belirgin olarak görülür; nürde sadece tamamen yabancı
Frederick Bartlett'in Hatırlama adlı olmaları dışında hiçbir neden
kitabında da dediği gibi: "Bir olmaksızın onlara nahoş özellikler
kişiye hatırlaması söylendiğinde atfettiklerini keşfeder. Ancak şekil
''
ortaya çıkan ilk şey genellikle ler ve sembollerde olduğu gibi,
tutum doğasına ilişkindir." yinelenen maruz kalma durumunda
güven ve bağlı lığın arttığ ı görül-
"Duygu" adını verdiğimiz Kişilerarası çekim mektedir.
Salt maruz kalma etkisinin önemi "Yakınlık etkisi" için başka bir
deneyim biçimi tüm
laboratuvarın sınırlarının öt esine açıklama da tanıdı klık, tutum ben-
kavrayışlara eşlik eder.
Robert Zajonc geçerek kişi ler arası çekimin ala- zerlikleri, fiziksel çekim ve karşılıklı
nına girer. Bu bağlamda olguya bağlılık gibi kişiler arası çekimin
" yakınlık etkisi" adı verilir. Bu, kapsadığı pek çok faktöre odakla-
''
düzenli olarak gördüğümüz kişilerle nır. İnsanlar arasındaki etkileşimin
arkadaşlıklar veya romantik ilişkiler sıklığı,
sadece tanıdıklık düzeyini
oluşturma eğilimi içinde olmamızı artırmakla kalmaz aynı zamanda
anlatır. Buna getirilen açıklamalar- artan bir benzerlik izlenimi de sağ-
SOSYAL PSiKOLOJi 235
!ar, böylece olumlu duygulara ve benzemediklerini test etmek için
sonuçta çekime neden olur. bir çalışma yürütmüştür. Çiftlerin
evliliklerinin ilk yılında çekilmiş fo-
Maruz kalma ve toğraflarıyla 25 yıl sonra çekilmiş
reklamcılık fotoğrafları kıyaslanmış ve birlikte
Reklamcılık, her ne kadar bu alan- geçirilen yıllardan sonra birbirlerine
daki tablo daha az net olsa da, salt daha çok benzedikleri bulunmuş
maruz kalma etkisinin çok önemli tur. Diğer olası açıklamalar bir yana
bir rol oynadığı başka bir alandır. bırakıldığında, araştırmalar bunun
Araştırmalar bir markaya veya şirket için en olası nedenin empati oldu-
ismine tekrar tekrar maruz kalma- ğuna karar vermişlerdir. Zaman,
nın satışları yükselttiğini ama bu çiftlerin birbirine olan empatisini
varsayımın aşırı derecede basitleşti artırmakta ve insan duygu l arı yüz
rilmiş olduğunu ve maruz kalma ifadeleri aracılığıyla iletildiğinden
sıklığının diğer olası etkilerini dik- dolayı, birbirlerinin ifadelerini taklit
kate almadığını göstermektedir. ederek zaman içinde aynı kırışık Robert Zajonc Polonya,
Bir araştırmada üniversite lıklara sahip olmalarıyla sonuçlan-
Lodz'da doğmuştur. 16
yaşındayken ailesi Nazilerin
çağındaki öğrenciler üzerindeki salt maktadır.
Polonya'yı işgali nedeniyle
maruz kalma etkisini test etmek Sosyal davranışın temel süreç-
Varşova'ya kaçar. İki hafta
için pankartlı reklamlar kullanılmış leri üzerine olan geniş çaplı araştır sonra oturdukları binanın
tır. Denekler bilgisayar ekranında malarıyla tanınan Zajonc'un
bomba lanması sonucu anne
bir yazı okurlarken ekranın tepe- modern bir sosyal psikoloji alanı ve babası ölür. Zajonc
sinde bir yazı yanıp sönmektedir. yaratılmasında önemli katkıları iyileşmesi için altı ay bir
Sonuçlar bu reklamlara daha çok olmuştur. Duygu ve düşünceler hastanede tutulduktan sonra
maruz kalanların gerçekten de daha üzerindeki çalışmasını ırkçılık, Nazi subayları tarafından
a z sıklıkta maruz kalanlara - ya da soykırım ve terörizm gibi sorunları tutuklanır ve bir Alman
hiç maruz kalmayanlara- oranla incelemek için kullanmış ve araş 9alışma kampına gönderilir.
markayı daha çok beğendiklerini tırmalarının günün birinde savaş Iki mahkumla birlikte oradan
göstermiştir. Ancak başka bir araş lara ve insanoğlunun acılarına son kaçar ve 320 km yürüyerek
tırmada da tanıdık bir markanın vermeye bir yardımı olmasını umut Fransa'ya gider ancak tekrar
yakalanır ve hapsedilir. Bir kez
kararsız bir tutum yarattığı bulun- etmiştir. •
muştur. Bunun nedeni insanların
daha kaçar ve bu kez ABD'ye
gider.
tanıdık firmalarla ilgili hem iyi hem
II. Dünya Savaşı'ndan
kötü çağrışımları olması ve tüm bu sonra Zajonc ABD'ye taşınır,
çağrışımların maruz kalma sıklığı
orada saygın bir psikolog olur,
nedeniyle daha çok akla gelmesinin Michigan Üniversitesi'nden
daha çok kararsızlık yaratmasından doktora düzeyinde psikoloji
olabilir. Sonuç olarak tekrarlanan dereceleri alır. 1994'te emekli
reklamlarla yaratılan tanıdıklığın, olup Stanford Üniversitesi'nde
tek başına, satışlar için iyi olup emeritus profesör olana dek
ol madığı belirsizdir. orada çalışır. 85 yaşında
pankreas kanserinden
Tanıdık yüzler hayatını kaybeder.
YETKİN
KADINLARI KİM
SEVER?
JANET TAYLOR SPENCE (1923-)
geliştirir.
Çalışmanın kadınları kapsamadı koloji içinde bir alt kategori olarak
ğını fark ederek benzer bir ça lış sayılması için başlangıç olmuştur. •
1970 Robert Helmreich ve mayı sadece kadınlar üzerinde
Elliot Aaronson erkeklerin, yapmaya karar verir. Sonuçları açık
yetkin erkekleri yetkin lad ığı makalesi Yetkin Kadınlan
''
olmayanlara göre daha Kim Sever? 1972'de yayımlanır.
hoşlanılabilir bulduklannı Robert Helmreich'la çalışan
gösteren çalışmasını yayımlar. Taylar Spence, erkekler ve kadınla
rın yetkin kadınları yetkin olmayan En muhafazakar deneklerimiz
SONRA kadınlara tercih edip etmediklerini
1992 Amerikalı psikolog Alice bile... erkeklere ait sayılan
test etmek üzere işe koyulur. İki alanlarda yetkin olan kadınları
Eagly, kadınlann geleneksel psikolog, sadece kadın erkek eşitli
erkeksi tarzda bir liderlik en üst sıralara koydu.
ğine inananların yetkinliği tercih
sergilediklerinde daha Janet Taylor Spence
edeceğine inanmaktadırlar.
olumsuz değerlendirildiklerini Hipotezlerini test etmek üzere, eği
''
keşfeder. tim, evlilik, profesyonel yaşam, alış
kanlıklar, entelektüel liderlikle sosyal
2003 Simon Baron-Culıeıı,
kadın beyninin baskın olarak ve ekonomik özgürlük hakkında
sorular sorarak kadın hakları ve
ernpati, erkek beynininse
sistemleri kavrama üzerine
Ayrıca bkz. Sigınund Frcud 92-99 • Guy Corneau 155 • Eleanor E. Maccoby
donanmış olduğunu öne sürer.
284-85 • Albert Bandura 286-87 • Siman Baron-Cohen 298-99
SOSYAL PSiKOLOJi 237
FLAŞBELLEK
DUYGUSAL OLAYLARLA
ATEŞLENİR
ROGER BROWN (1925- 1997)
ayrımını yapar.
ayrıntılı canlı bir kaydını yaptıkları
özel bir tür otobiyografik anı için
1932 Frederic Bartlett 'ın kullanırlar.
çalışmaları hatırlamanın Makale, J. F. Kennedy'nin veya
sadece bir geri alma meselesi Martin Luther King 'in vurulması
o1rnadığını; geçmiş olayların gibi kültürel ve kişisel olarak
aktif bir yeniden önemli olayların , olayın ve bizim Ba şkan John F. Kennedy'nin
yapılandırması olduğunu olayın ilk farkına vardığ ımız andaki 1968'deki suikastı şok edici ve
gösterir. koşullar ın kalıcı bir kaydını yarat an kültürel anlamda çok önemliydi. Brown
bu tür olayların " flaş " anıların
özel bir biyolojik bellek
SONRA oluşumuna neden olduğu nu öne sürer.
mekan izmasının işleyişini
1982 Amerikalı psikolog Uhric tetiklediğini savunmaktadır. 11
Neisser, flaş belleğin özel bir Eylül' de ikiz ku lelere sald ırı gibi bir kuramına karşı çıkarak anıların
mekanizma kullanmadığını ve olayı duyduğumuz a nda neredeyse kalıcılığının, olayın sonrasında
olaydan sonraki çoklu şipşak bir fotoğra f gibi nerede, birey ve d ış dünya tarafından tekrar
"tekrarlar" yüzünden kesin kimlo ve ne yapıyor olduğumuzu tekrar düşünüldüğünden (veya
olmayabileceğini savunur. gözümüzün önüne getirebiliriz. tekrarland ığından) böylece
1987 Amerikalı psikolog David Brown ve Kulik bu anı ların canlı, h a fı zada sürekli peki ştirildiği nden
doğru ve kalıcı oldukları nı iddia kaynakla ndığını öne sürerler. •
Rubin, Otobiyografik Rellek'te
ederler. Ancak Ulric Neisser gibi
bizi insan olarak tanımlayan
araştırmacılar özel meka nizma
simgesel olayları
hatırladığımızı öne sürer.
Aynca bkz. William James 38-45 • Jerome Bruner 164-65 • Ende! Tulving
186-91 • Frederic Bartlett 335-36 • Ulric Neisser 339
238
AMAÇ BİLGİYİ
GELİŞTİRMEK DEGİL
HABERDAR OLMAKTIR
SERGE MOSCOVICI (1925-)
KISACA
Bu, bildiğimiz veya
Merakımızı uyandıran
YAKLAŞIM
bir şeye kulak misafiri oluruz. ~ yaşantıladığırnız diğer
şeylere karışır.
Sosyal konstrüktivizm
ÖNCE
1807 Alman filozof Georg
Hegel düşüncelerimizin ve ~
değerlerimizin, karşıt
görüşlerin uzlaşmaları
neticesinde sürekli değişen Herkes bilgi aktarmaya ve Bunun hakkında başkalarıyla
zeitgeist, ya da çağın ruhu sohbet halkasında bir yer
tutmaya isteklidir.
I~ konuşur ve düşüncelerimizi
paylaşırız .
tarafından şekillendiğini
söyler.
1927 Alman fizıkçi Werner
Heisenberg'in "Belirsizlik
İlkesi" gözleyenin gözleneni
'1t
etkilediğini ortaya çıkarır.
Ortak konuşmalar Davranışlar düzenli hale
1973 Amerıkalı psikolog
Kenneth Gergen, sosyal
devam eder ve herkes
daha çok bilgilenir.
~ gelir ve değerler yerleşir.
konstrüktivizmin doğuşunu
belirleyen Tarih Olarak Sosyal
Psikoloji'yi yazar.
SONRA
1978 Lev Vygotsky proksimal
gelişim alanı kuramı Toplum ortak bir akıl
çerçevesinde öğrenmenin oluşturmak için yeni
temelde toplumsal aracılıklı bir cümlecikler ve görüntüler
faaliyet olduğunu öne sürer. kullanmaya başlar.
SOSYAL PSİKOLOJİ 239
Ayrıca bkz. Friedrich Herbart 24- 25 • Kurt Lcwin 218- 23 • Solomon Asch 224- 27 • Lev Vygotsky 270
ı
960'1arın sonunda sosyal din ve sosyal gruplar arasındaki olmaktır." Süreç tanıdık olmayanın
konstrüktivistler olarak etkileşim aracılığıyla inşa edilen tanıdık hale gelmesini sağlar ve
bilinen bazı sosyal - gerçeğin paylaşılan versiyonu. bilimin sağduyu haline gelmesinin
psikologlar sıradan insanların ortak "sağduyu"dur. yolunu açar. Bu şekilde sosyal
seslerinin psikolojik Kuramını test etmek için temsiller insan topluluklarının
araştırmalardan kaybolduğunu Moscovici psikanalitik kuramın dünyayı anlamaları için bir çerçeve
savunurlar. Endişelen, bireylerin kavramlarının il. Dünya oluşturur. Aynı zamanda insanların
sosyal dünyalarını gerçekten inşa Savaşı'ndan beri Fransa'da nasıl topluluk içinde birbirlerine
etmek yerine sadece algılarmış gibi anlaşıldığına bakar. Ortak bilinç davranışlarını etkiler. Ne zaman
yanlış tasvir edildikleridir. Bu etrafında yüzen bilgi türlerinin tartışmalı bir sosyal konuda fikir
endişe verici eğilimlere karşılık, kanıtları için kitle pazar yayınları çatışmaları olsa -eşcinsellerin evlat
sosyal psikolog Serge Moscovici üzerinde çalışır ve görüşmeler edinmelerinin yasallaştırılması
insanların fikirleri ve kendi yapar. Psikanalitik kuramın hem gibi- sosyal temsillerin etkisi ve
dünyalarını anlama yollarıyla ilgili "yüksek kültür" biçiminde hem de önemi görünür hale gelir.
bir araştırma yürütür. popüler sağduyu olarak Moscovici sosyal temsillerin üst
1961'de Fransa'da yayımlanan süzüldüğünü keşfeder: İnsanlar düzey bilgilerin seyreltilmiş
çalışması Psikanalizin Toplumdaki karmaşık psikanalitik kavramlar versiyonları değil, başlı başına
İmajı'nda Moscovici tüm hakkında oldukça normal görünen özgün bilgi formları olduğunda
düşüncelerin ve id rakın "sosyal şekillerde düşünüp tartışmakta ısrarcıdır. Hatta, bu günlük
temsiller"in işleyişine dayandığı ama bütününde basitleştirilmiş düşüncelerin (soyut, bilimsel
inancını incelemektedir. Bunlar versiyonlarını kullanmaktadırlar. versiyonlarından daha fa~la) önemli
günlük hayatın etkileşimi ve olduğunu açıkça ifade eder çünkü
ıletişimi içinde insanlar arasında Sağduyuyu biçimlendirmek "ortak temsiller ortak bir 'gerçek',
yaratılan pek çok kavram, ifade ve Moscovici zor kavramların daha 'normal' hale gelen sağduyu
açıklamalardır. Sosyal ve maddesel ulaşılabilir ve daha kolay iletilebilir oluşturmak için vardırlar." •
dünyalarımızda yönümüzü bir dile çevrilmesinde bir sorun
bulmamızı sağlarlar ve bizi bir olmadığını iddia eder çünkü ortak
topluluk içinde iletişim kurma çevrimin etkin bir katılımcısı
araçlarıyla donatırlar. Aslında olabilmek için "amaç bilgiyi
bunlar, kitle iletişim araçları, bilim, geliştirmek değil haberdar
Serge Moacovtcl Romanya, Braila'da Yahudi bir eder. Mülteci bağışı desteğiyle
ailenin oğlu olarak doğan Srul önce 1949'da bir psikoloji diploma·
Hersh Moskovitch, eğitimine sı, sonra da Daniel Lagache'ın
Bükreş 'te başlamış ama Yahudi danışmanlığında bir doktora
karşıtı yasalar yüzünden sürgüne derecesi kazanır. 1965'te Avrupa
gönderilmiştir. Yüzlerce Yahudinin Sosyal Psikoloji Laboratuarı'nın
öldürüldüğü ve işkence edildiği kurucularından biri olur ve ABD
1941'deki vahşi katliamdan kurtul- ve Avrupa'nın en prestijli üniver·
duktan sonra o ve babası ülkede sitelerinde psikoloji profesörü
sürekli oradan oraya kaçmaya olarak dersler verir.
başlarlar. II. Dünya Savaşı sırasında
Fransızca öğrenir ve sonradan ÖDemU eserleri
sansür yasaları gereği yasaklanan
bir sanat dergisi olan Da'yı çıkaran· 1961 Psikanaliz
!ardan biri olur. 1947'de Romanya'yı 1976 Sosyal Etki ve Sosyal
terk ederek bir yıl sonra Fransa'ya Değişim
ulaşana dek "yurtsuz kişiler"in
1981 Kalabalıklar Çağı
kamplarında konaklayarak yolculuk
240
DOGAMIZ GEREGi
SOSYAL
VARLIKLARIZ
WILLIAM GLASSER (1925-)
W
illiam Glasser geleneksel luluk ve dönüşüm aracılığıyla tat-
KISACA psikiyatriyi ve ilaç kulla- mine ulaşmaya odaklıdır.
YAKLAŞIM
nımını açıkça reddede- 1965'te tedaviye bilişsel davranış
Seçim kuramı rek insanların yaşadıkları zihinsel sa!, sorun çözücü bir yaklaşım olan ve
ve psikolojik sorunların aslında sağ hastaları o anda gerçekten istedikle-
ÖNCE lıklı insan deneyimi yelpazesinde rinin peşirıden gitmeye ve seçtikleri
MÖ 350 c. Yunanlı filozof Arts- yer ald ığı ve davranıı;;lardaki deği davranışlarının onları amaçlarına
toteles, bizi yöneten üç şey ol- şikliklerle iyileştirilebileceklerini ö- yaklaştırdığını mı uzaklaştırdığını mı
duğunu söyler: Tensel işt.ah, öf· ne sürer. Düşünceleri daha fazla değerlendirmeye teşvik eden "Ger-
ke ve faydalı olana karşı duyu- mutluluğa ve kiş isel seçim, sorum- çeklik Terapisi "ni geliştirir.
lan akılcı arzu, yani boulesis.
1943 Clark L. Hull, tüm insan
davranışlarının dört ana itki-
den kaynaklandığını söyler:
Açlık, susuzluk, cinsellik ve a-
cının engellenmesi.
SONRA
2000 Amerikalı psikiyatr Peter
Breggin, sorunlu çocukları "iyi-
leştirmek" için psikiyatrik ilaç- Aşın mutsuzluk çıenellikle Psikolojik sorunlara
akıl hastalıklarıyla kişilerarası iliş kilerimizi
ların kullanılmasını eleşti ren
Çocuklarımızı Geri Kazanmak'ı
özdeşleştirilensemptomlara onararak çare bulabiliriz;
neden olabilir. psikiyatrik ilaçlar gereksizdir.
yayımlar.
SOSYAL PSiKOLOJİ 241
Ayrıca bkz. Emil Kraepelin 31 • Sigmund Freud 92 99 • David Rosenhan
328- 29 • Clark L. Hull 335
Seçim Kuramı
Glasser onlarca yıl boyunca gerçek-
lik terapisini uyguladıkt,an sonra
tüm yaklaşımının, insanların tatmin
olmak için ne yapmak istediklerim
etkin şekilde tanımlamaları üzerine
kurulduğunu fark eder, bu da onun
seçim kuramını geliştirmesine ne-
clP.n olur. Bu kuram hepimizin hazzı
arttırıp acıyı azaltacak yöntemlerle
güdülenmemize dayanmaktadır -
kendimizi iyi hissedeceğimiz şekil William Glasser 1925'te
ABD'nin Ohio eyaletinin Cleve-
de düşünür ve davranırız . Ona göre land kentinde doğmuştur.
Yakınlarımı zla yaşadığımız kişilera
tüm hazlar ve acılarımız genetik ola- rası kavgalar akıl hastalıklarının belirti- Kimya mühendisliği eğitimi
rak kodlanmış beş gereksinimi tat- lerini yaratan ayrılıklar ve pişmanlıklara almış ancak sonra
min etme çabalarımızdan türemek- neden olur; bu sorunlar gerçekle sorunlu Cleveland'da tıp okuluna
tedir. Bu gereksinimler sağ kalma, ilişkilerin mantıksal sonuçlarıdırlar. giderek Los Angeles't a da
sevgi ve aidiyet, güç, özgürlük ve psikiyatri eğitimi görmüştür.
eğlencedir. Bunlardan birini karşıla başkalarının kontrolünden bağımsız 1957'de mesleğini yapmaya
başlar. William T. Powers'ın
yan herhangi bir davranış haz veri- hissetmemiz gerekir ve kendi başı
algısal kontrol kuramıyla ilgili
cıdir ve bunu başaramayan davra- mıza eğlenmemiz mümkündür, ama
yazdıkları aracılığıyla kontrol
nışlarsa acı kaynağı olurlar. Sonuçta başkalarıyla daha kolaydır. Gtasser kuramı sistemleriyle tanışır.
bu gereksinimleri sadece insan iliş bu nedenlerden dolayı "doğamız ge- 1967'de California'da öğrenci
kileri aracılığıyla tatmin edebiliriz. reği sosyal varlıklar olduğumuzu" lere Seçim Kuramı'nı öğreten
Sağ kalmaya çalışırken başka biri- söyler. Gerçeklik Terapisi
nin yardımı kendimizi iyi hissetme- Glasser ka hcı psikolojik sorunla- Enstitüsü'nü kurar (enstitü
mizi sağlar; sevgi ve aidiyet hisset- rın genellikle (beyindeki biyokimya- daha sonra William Glasser
' memiz için en az bir iyi ilişkimizin sal bir anomalinin işareti olmaktan Enstitüsü adını almıştır).
Yaklaşımı 28'den fazla ülkede
olması gerekir; kendi gücümüzün çok) kişisel ilişkilerimizdeki sorunlar- öğretilmiş, akıl hastalıkları,
birazını bile hissetmemiz için söyle- dan kaynaklandığını ve üzüntünün danışmanlık ve okulları
diklerimizi dinleyen birine gereksi- psikiyatrik ilaçlar kullanmadan bu i- geliştirme gibi konular üzerine
nim duyarız; özgür hissetmemiz için lişkileri onararak iyileştirilebileceğini yazmıştır. Aralarında " Danış
vurgular. Diğer insanları kontrol altı manlıkta bir Efsane Ödülü"nün
na alma girişimlerimizle tatmin et- ve Amerikan Psikiyatri Derne-
meye çalıştığımız, insanın temel ge- ği tarafından verilen Usta
Terapist unvanının da bulun-
''
reksinimlerinden olan güce işaret e-
duğu pek çok ödülün sahibidir.
der. Aslında kontrol edebileceğimiz
tek şey, kendi davranış ve düşünme Önemli 8Hrlerl
İlişkilerimizi iyileştirmek akıl biçimlerimizdir; başkalarınınkileri
sağlığımızı iyileştirmektir.
kontrol edemeyiz. Glasser bunu yap- 1965 Gerçekli k Terapisi
William Glasser maya çalışmanın başkalarına saygı 1969 Başarısızhğın Olmadığı
eksikliğimizi gösterdiğini ve mutsuz- Okul
luğun nedeni olduğunu söyler. Seçim 1998 Seçim Teorisi
''
kuramı bu eğilime karşı koymak ve 2003 Dikkat: Psikiyatri Akıl
mutluluğu ilişkilerimizde bulmamıza Sağlığınız için Tehlikeli
yardımcı olmak için tasarlanmış bir Olabilir
kendini kontrol psikolojisidir. •
242
İNSANLARIN HAK ..
ETTİKLERİNİ
ALDIKLARINA İNANIRIZ
MELVIN LERNER (1929-)
KISACA
YAKLAŞIM İnsanlar güvenli,
... bu dünyada "kötü"
şeyler sadece "kötü"
Yüklem kuramı ve sistemli bir
istikrarlı
insanların ve "iyi" şeyler de
dünyada yaşadıklarına
ÖNCE yalnız "iyi" insanların
inanmak isterler ..
1958 Avusturyalı psikolog başına gelir.
1
am J . Ryan "kurbanı suçlama"
terimini icat ederek bunun ırk ri nde bir kontrol hissine sahip ter özelliklerine aşırı önem atfeden
çılığı ve sosyal adaletsizliği olduklarında rahat ederler. İyi tehlikeli bir yanlış anlamadır . Eğer
haklı çıkarmak için nasıl kulla- lerin ödüllendirildiği, kötülerin ce- biri acı çekiyor ya da cezalandırıl
nıldığını ortaya çıkarır. zalandırıldığı bir dünyada yaşadı mı şsa , o insanın bu tür bir durumu
ğ ı mıza inanmaya ihtiyaç duyarız; hak etmek için bir şey yaptığına i-
1975 Amerikalı psikologlar
Zick Rubin ve Letitia Peplau bu da olayları öngörme, yönlendir- nanmayı daha kolay buluruz. Adil-
"Adil Dünya"ya sıkı sıkıycı ina- mA ve nihayet kontrol edebilmemi- Dünya kuramı görünürde açıklana
narıların daha otoriter, daha zin mümkün olduğu hissine önemli maz olaylar için rahatlatıcı bir ba-
dindar olduğunu, varolan sos- bir katkıda bulunur. Bu "Adil-Dünya hane haline gelir ve dünyanın kao-
yal ve siyasi kurumlara daha Hipotezi" "insan ların hak ettiklerini tik veya rastlantısal görünmesine
çok hayranlık duyduklarını bu- aldıklarına" inanmaya bir eğilimdir. son verir. Aynı zamanda insanların,
lur. Ancak Melvin Lemer'a göre bu, bir "iyi" oldukla rı sürece başlarına "iyi"
durumun fiili gerçekleri yerine söz şeyler geleceğine inanmalarını sağ-
SOSYAL PSİKOLOJİ 243
Ayrıca bkz. Dorothy Rowe 154 • Elizabcth Loftus 202-07
''
!ayarak sahte bir güven ve kontrol makta, sorumluluk kurbanın omuzla-
hissi yaratır. rına bırakılmaktadır. Dışarıdakiler,
Adil Bir Dünyaya İnanç adlı kita- kurbaru suçlayarak kendi güvenlik İnsanlar Adil bir Dünyada
bında Lerner, çocuklardan "iyi" ol- duygularını da korumaktadırlar. yaşadıklarına inanmaya
malarını istediğimizi ve onlara do- Ancak Lerner, Adil Dünyaya olan ihtiyaç duyarlar.
ğal dürtülerini ve arzularını bir ke- inancın her zaman kurbanı suçla-
Melvin Lerner
nara bırakmaları karş ılığında gele- maya neden olmadığını vurgular.
''
cekle ödüllendirileceklerine dair söz Masumiyet görüntüsü, çekicilik,
verdiği mizi savunur. Bu anlaşmanın mevki ve kurbanın onu değerlendi
,yerine getirilmesi için adil bir dün- rerilerle benzerlik derecesi, insanla-
yada yaşamamız gerekmektedir ve rın onu başına gelen talihsizlik ten
DELİCE ŞEYLER
YAPANLARIN MUTLAKA.
DELİ OLMALARI
GEREKMEZ
ELLIOT ARONSON (1932-)
ÖNCE o kadar aşırı hareketlerdir ki, suçlu a- nur. Bu yüzden de insanlara psikotik
1956 Sosyal psikolog Leon
Festinger, tutarsız inançlara
sahip olmanın rahatsız edici
bir psikolojik gerilime neden o- Bazı durumlarda aklı başında insanlar delice şeyler yaparlar.
lacağı varsayımından hareke t
eden bilişsel uyumsuzluk ku-
ramını tanıtır.
''
karşıya bulundu klan koşulları ve Ü-
zerlerindeki baskıyı anlamak için her
tür çabayı göstermesi çok önemlidir.
Bazı durumsal değişenler, biz
Bilişsel uyumsuzluk "normal" yetişkinlerin büyük
kısmının iştah kaçırıcı şekilde
Anlatmak istediği şeyi göstermek i-
davranmamıza neden olur.
çin Aronson 1970'de Ohio, Kont Stu-
te Üniversitesi'nde meydana gelen Elliot Aronson Elllot Aronson
bir olayı anlatır. Ohio Ulusal Muha-
''
fı zları dört silahsız öğrenciyi vurup
Elliot Aronson Büyük Bunalım
yıllarında Massachusetts,
öldürmüş, dokuzunu da yara lamış
Revere'de büyümüştür.
lardır. Bu öğrencilerden bazıları
Bran deis Üniversit esi'nde
Amerika'nın Kamboçya'yı işgalini
okumak için burs kazanan
protesto etmişler ama diğerleri o sı Aronson buradan lisans
rada sadece kampüsten geçmekte- tında ve çelişkili zihinlerin rahatla-
derecesini aldıktan sonra
d irler. Açılan ateşin nedeni belirsiz ma girişimi olduğunu savunur. Wesleyan Üniversitesi'nde
kalmakla birlikte trajik biçimde ge- Bu insanlar tarafından hissedilen y üksek lisansını ve Stanford
reksiz olduğu <H;ıktır. Ancak olay çelişki, kişinin iki ya da daha fazla i- Üniversitesi'nde de doktorasını
sonrasında Ohio'lu bir okul öğretme nancının tutarsız olduğu durumlarda yapmı ştır. O zamandan bu
ni (aynen Ulusal Muhafızlar gibi) öğ yaşanan ve "bilişsel uyumsuzluk" ola- yana aralarında Harvard ve
rencilerin ölmeyi hak ettiklerini ileri rak bilinen nahoş duygudur. Uuyum- Stanford'un da bulunduğu pek
sürmüş, ölen kızlardan bazılarının suzluğu azaltmak için insanlar, diğer çok üniversitede de rsler
hamile veya frengi hastası oldukları lerine karşı şiddeti haklı çıkarmak ve- vermektedir.
veya pis giyindikleriyle ilgili söylen- ya inkar etmeyi içerse bile, tutumları Kariyeri boyunca araştırma
bulgularını insanoğlunun
tiler hızla alıp yürümüştür. Aronson nı , inançlarını ve hareketlerini değiş
, bu söylentilerin yalan olmasına rağ tirirler. Aronson bunun Kent katliamı şartlarını iyileştirmede ve
adaletsizliği azaltmada
men psikotik zihinlerin inançlarını sonrasında meydana gelen şey oldu-
kullanmaya çalışmıştır.
yansıtmadığını, daha çok baskı al- ğunu iddia eder. Kent halkı Ulusal
Eserleriyle William James ve
Muhafızlarının iyiliğine inanmak is-
Gardan Allport ödülleri almış
temiş, bu da kurbanların ölmeyi hak ve Review of General
ettiklerine inanmak anlamına gel- Psychology'nin 20. yüzyılın en
mektedir. Öldürülenlerin hafif meşrep etkili 100 psikologu listesine
ve pis olmaları insanları rahatlatarak, dahil edilmiştir. Amerikan
masum öğrencilerin gereksiz yere öl- Psikoloji Derneği'nin yazma,
dürüldüklerine inanmakla yaşanacak öğretme ve araştırma
duygusal çelişkiyi yok etmektedir. alanlarında verdiği üç ödülü
Aronson benzer koşullar altında birden alan tek kişidir.
herkesin aynı şekilde davranabilece-
ğini iddia eder. İnsanların şiddet Önemli •nrleri
kullanımını haklı çıkarma veya inkar
1972 Sosyal Hayvan
etme nedenlerini anlayarak savaş
Kent State Ünivers itesi'ndeki 1978 Yapboz Sınıfı
olayda dört öğrenci Ulusal Muhafızlar veya sosyal adaletsizlik gibi daha
2007 Hatalar Yapılır (ama
ta rafından vurularak öldürülmüştü ve geniş sosyal bağlamlarda arabulucu-
benim tarafımdan değil)
bu olay duygusal çelişki yaşayan kent luk yapmak veya engelelyici olmak i-
ha lkının kurbanlara iftira atmalarına çin daha iyi pozisyon alabiliriz. •
neden oldu.
• •
KENDiLERiNE
YAPMALARI SÖYLENENİ
1971 Philip Zimbardo, başka yüzyıl Almanlarında doğuştan 1950'lerin sonunda Milgram yoğun
zamanlarda iyi olan insanların gelen farklı bir şey taşıdıklarıdır. biçimde Solomon Asch ile birlikte
belli durumlarda kötü şeyler ya- 1950'1erde Theodor Adorno gibi uydumculuk araştırmalarında
pabileceklerini gösteren hapis- psikologlar Almanların, soykırım çalışır ve insanların, yanlış
hane deneyini yapar. kötülüklerini işlemeye özellikle olduğunu bilseler bile, bir grubun
yatkın olmalarını sağlayan belirli kararına katıldığına tanıklık eder.
1989 Amerikalı psikologlar kişisel özellikleri olduğunu öne Deneyler insanların kendi gerçeklik
Herbert Kelman ve sürmüştür. Ancak Eichmann duygularıyla çelişik şeyler
V.L.Hamilton, bir grubun üye- sadece "emirleri yerine getirdiğini" söylemeye veya yapmaya hazır
lerinin meşruiyetini kabul et- iddia etmiştir. Bunun üzerine olduklarını göstermektedir. Ahlaki
tiklerinde otoriteye itaat ettik- Milgram bunun doğru olup yargılarının da bir grubun ya da tek
lerini öne sürerler. olmadığını incelemek için kolları bir figürün otoritesinden
sıvar - sıradan bir insan sadece etkilenmesine izin verecekler
midir?
Milgram deneyi
Milgram normalde nazik,
hoşlanılabilir türden insanların, bir
tür otoritenin egemen olduğu bir
ortamda kendi ahlaki değerlerine
karşı hareket etmeye zorlanıp
zorlanmayacaklarını test etmek için
kolları sıvar. Seçilmiş "sıradan"
erkeklerin bir otorite figürü
tarafından başka bir insana elektrik
şoku vermeleri istendiğinde, buna
ne kadar itaat edeceklerini
inceleyecek bir deney tasarlar.
Deney 1961'dc, Milgram'ın psikoloji
profesörü olduğu Yale
Üniversitesi 'ndeki bir laboratuvarda
SOSYAL PSİKOLOJi 249
Ayrıca bkz. Solomon Asch 224-27 • Serge Moscovici 238-39 • Philip Zimbardo 254-55 • Walter Mischel 326 27
''
diğer ucunda "aşırı yoğun şok ",
"tehlike: şiddetli şok" ve son olarak
sadece "XXX" işaretli farklı şok
Tüm itaat deneylerinin en seviyelerini gösteren 30 anahtar
ünlüsü ve tartışmalı olanı. vardır.
Richard Gross Deneyi yapan kişinin ya da bilim
adamının rolü kendisini
katılımcılara Jack Williams olarak
''
tanıtan bir biyoloji öğretmeni
tarafından oynanmaktadır. Otorite
izlenimi bırakmak için gri bir
laboratuvar teknisyeni önlüğü
giymiştir ve deney süresince katı ve Tellerle bağlanmaya ikna edilen
gerçekleşir. Katılımcılar bir gazete duygusuz bir davranış biçimini Mr. Wallace masum bir gönüllü gibi
davranıyordu . Çığlıkları, katılımcıların
ilanı ile toplanmışlardır ve sürdürür.
aralarında öğretmenler, postacılar, Katılımcılara çalışmanın,
yüzde 65'inin sahte elektroşokun
seviyesini en üst düzeye çıkarmalarını
mühendisler, işçiler ve satış cezanın öğrenme üzerindeki etkisini engellemedi.
temsilcilerinin de bulunduğu farklı incelemek için yapıldığı ve iki
mesleklerden 40 erkek seçilmiştir. gönüllüden birinin öğrenci diğerinin bir şapkadan kağıt çekerler; kura
Katılımları için her birine 4,50 $ de öğretmen olacağı söylenir. hilelidir ve her seferinde Mr. Wallace
ödenmiştir; para laboratuvara gelir Aslında her vakada iki "gönüllü"den "öğrenci" rolünü çeker. Katılımcının
gelmez verilmiş ve deney sırasında biri katılımcı değil, işbirlikçidir: Bu, gözü önünde "öğrenci" (Mr. Wallace)
ne olduğuna bakılmaksızın paranın Mr. Wallace adında sempatik bir bileğine bağlı bir elektrotla bir
kendilerinde kalacağı söylenmiştir. muhasebecidir ve kurban rolünü "elektrikli sandalye"ye bağlanır;
Milgram laboratuarda sahte oynamak için eğitim almıştır. Mr. katılımcıya bu elektrotun yan odada
(ama çok etkileyici ve gerçek Wallace ve gerçek katılımcı hangi duran şok üretecine bağlı olduğu
görünümlü) bir elektrik şoku üreteci rolü oynayacaklarını belirlemek için söylenir. Katılımcı "bilim adarnı"nın
Stanley Milgram Stanley Milgrarn 1933'te New York Menkin'le evlenmiş ve ondan iki
City'de Yahudi bir ailenin oğlu ola- çocuğu olmuştur. 1963'te
rak doğmuştur. Macar ailesi Harvard'a döner ancak deneyi
Bronx'ta bir fırın işletmektedirler ve çevresindeki tartışmalardan do-
Milgrarn, Philip Zimbardo ile birlik- layı öğretim üyeliği engellenmiş
te Jarnes Morıroe Lisesi'ne gider. tir. Bunun üzerine New York City
Büyük akademik başarıları olan Üniversitesi'ne dönmüş ve 51 ya-
ve akranları arasında bir öncü sa- şında hayatını kaybedene dek o-
yılan Milgram, başta siyaset bilimi rada ders vermiştir.
eğitimi almış ama 1960'da Gordon
Allport'un altında doktorasını yap- Önemli eserleri
mak üzere Harvard'a gitmiştir.
Harvard'da Solomon Asch ile bir- 1963 İtaat Üzerine Davranışsa]
likte uydumculuk araştırmaları bir Çalışma
yaptıktan sorıra itaat deneylerini 1967 Küçük Dünya Problemi
sürdürdüğü Yale'de yardımcı do- 1974 Otoriteye İtaat: Deney sel
çent olmuştur. 1961'de Alexandra Bir Görüş
250 STANLEY MILGRAM
ov 450V
"öğrenci "ye "şoklar aşırı derecede (diğer bir deyişle makinedeki şok basit bir ricadan sonunda devam
acı verici olabilse de kalıcı bir zarara seviyesini artırmaya devam elme- etmekten başka şansı olmadığının
yol açmazlar" dediğini duyar. leri) için talimat almışlardır. söylenmesine kadar giden bir teşvik
Durumun daha gerçekti almaktadır. Son ihtardan sonra da
görünmesini sağlamak için bilim Şok uygulama itaat etmeyi reddederse, deney
adamı katılımcıyı bağlar ve 45 Deneyin bir parçası olarak, bitirilmektedir.
voltluk bir örnek şok verir - aslında katılımcının elektrik şoku Milgram deneyden önce,
bu üretecin üretebildiği tek şok uygulamaya başlamasını aralarında sıradan vatandaşların
gücü zaten bu kadardır. garantilemek için öğrenciye (Mr. yanı sıra psikolog ve psikiyatrların
Bu noktada katılımcı şok üreteci- Wallace) yaklaşık dört sorudan da bulunduğu farklı insan
nin bulunduğu odaya geçirilir ve birine yanlış cevap vermesi gruplarına elektrik şoklarını
"öğretmen" rolünü takınması söyle- söylenmiştir. Deney sırasında
nir. "Mavi-kız ", "güzel-gün" gibi öğrenci , voltaj 300'e çıktığında
kelime çiftlerini, öğrencinin ezberle- duvara çarpıp "Daha fazla cevap
''
mesi için yüksek sesle okuması vermeyi reddediyorum' Beni
istenir. Bundan sonra tek kelimeler buradan çıkarın! Beni burada
okuyacaktır; öğrencinin görevi her tutamazsınız! Bırakın beni"' diye
seferinde kelimenin diğer çiftini bağıracaktır. Şok seviyesi artıkça Düzene karşı hissizleşen iyi
hatırlamak ve cevabını şok ürete- öğrenci daha çılgınca bağıracak ve insanların otoritenin talepleri
cinde bir ışığı yakacak anahtara sonra ses çıkarmayı kesecek, karşısında boyun eğip
basarak göstermektir. Eğer öğrenci sorulara tamamen sessiz kalarak duygusuz ve sert hareketler
nin cevabı doğruysa sorulara devam tepki verecektir. Katılımcıya cevap
sergiledikleri görülmüştür.
edilir; e(JP.r r.P.vcıp yanlışsa katılım verilmeyen her soruya yanlış cevap
Stanley Milgram
cıya doğru cevabı ve birazdan ala- verilmiş soru muamelesi yapması ve
cağı şok seviyesini öğrenciye söyle- şok seviyesini bir derece yukarı
''
mesi ve şoku vermek için bir çıkarması söylenmiş tir. Eğer
anahtara basması için talimat veril- deneyin devam etmesi hakkında
miştir. Katılımcılar şok seviyesini endişelerini dile getirirse, "bilim
her yanlış cevapta 15 volt artırmaları adamı"ndan devam etmesi için
SOSYAL PSİKOLOJİ 251
yönetmeleri iseten katılımcıların ne Wallace) ile tekrar bir araya
kadar ileriye gidebilecekleri gelmişlerdir.
hakkındaki düşüncelerini sorar.
''
Çoğu insan katılımcıların acı veren itaate mecbur hissetmek
bir düzeyde duracaklarını Milgram deneyin bu kadar yüksek
düşünmektedir; psikiyatrlar en itaat seviyelerine çıkmasını
yüksek şok seviyesine en fazla sağlayan birkaç özelliği de Kendi işinde gücünde, belirgin
1000'de birinin çıkabileceğini belirtmiştir. Örneğin deneyin bir düşmanlıkları olmayan
öngörürler. Şaşırtıcı bir şekilde, prestijli Yale Üniversitesi'nde sıradan insanlar dehşetli yıkıcı
deney yapıldığında Milgram 40 yapılmasının güvenilirliğini bir sürecin parçaları haline
katılımcının tamamının şoku 300 artırdığı gibi. Buna ek olarak gelebilirler.
volta kadar çıkardıklarını görür. Bu katılımc ılardeneyin bilgi edinmek Stanley Milgram
noktadan sonra devam etmeyi için tasarlandığına ve şokların acı
sadece 5 kişi reddetmiştir ; verici ancak tehlikeli olmadığına
''
katılımcıların yüzde 65'i 'bilim inanmışlardır. Kendilerine para
adamının" talimatlarına sonuna ödenmiş olması ve deneyde gönüllü
kadar, en yüksek seviye olan 450 olarak yer aldıkları gerçeği onların
volta kadar uymuşlardır. zorunluluk hissini a rtırmış olabilir.
Bunu yaparken duydukları Bu yorumları test etmek için
rahatsızlık her hallerinden bellidir: Milgram, araştırmada çeşitli etkilediği anlaşılmaktadır ama pek
Pek çoğu deney süresince ciddi varyasyonlar denemiş ancak çok durumda uyum gösterme
üzüntü, gerilim ve sinirlilik belirti- içerikteki değişiklikler sonuçlarda baskısı karşı gelinemeyecek kadar
leri göstermişlerdir. Kekelemişler. çok az etki yaratmıştır. güçlüdür.
titremişler, terlemişler, inlemişler, Milgram otorite figürlerine itaat Milgram bu itaat hissinin,
ani sinirsel kahkaha krizlerine eğilimini n uç koşullarda bile insanların çok küçük yaşlardan
kapılmışlar ve üç kişi tam anla- davranışı belirlemedeki esas faktör itibaren (ebeveynleri ve
mıyla nöbet geçirmiştir. Deneyin olup olmadığını görmek istemiştir. öğretmenleri tarafından) itaat
her aşamasında katılımcılar durup Katılımcıların tepkilerinden "bilim göstermek ve emirleri yerine
bir noktada sorgulamışlar, bazıları adamı "na itaatin kendi ahlak getirmek - özellikle otorite figürleri
ba şlangıçta kendilerine ve rilen duygularına ters düştüğü ve onları tarafından gündeme getirilen
parayı geri verme teklifinde bile fiziksel ve duygusal olarak olumsuz kurallar- üzere
,bulunmuşlardır. Deneylerden son-
raki görüşmeler, birkaç istisna
dışında, katılımcıların "öğrenme
deneyi"nin gerçek olduğuna tama-
mıyla inandıklarını doğrulamıştır.
Tüm katılımcılar sonradan
deneyde gerçekte neler olup bittiği
hakkında bilgilendirilmişler ve
deney yüzünden duygusal olarak
zarar görmediklerinin test edilmesi
için bazı sorulara cevap
verm i şlerdir. Katılımcılar ayrıca
gerçek şok uygulanmadığını
görebilmeleri için "öğrenci" (Mr
''
Otoriteye itaat Alman
kültürünün bir özelliği değil,
görünüşe göre insan
davranışının evrensel bir
özelliğidir.
Stanley Milgram
''
SOSYAL PSİKOLOJi 253
''
Bir asker savaş sırasında bir
köyü bombalamanın iyi mi
kötü mü olduğunu sorgulamaz.
Stanley Milgram
- şok
''
Vietnam'daki Amerikan askerleri
üretecinde olduğu gibi
davranışlarının, kendilerini masum
insanları öldürürken bulmalarına dek
kademeli olarak kabul edilemez hR le
geldiğini bildirmişlerdir.
tekrarlarındaki sonuçlar toplumlar sanal öğrenci sadece yazarak karşı suç işlemeye ikna edecek
içinde çok yüksek derecede tutarlı iletişim kurmakta ve ikincisinde de şekilde kullanan insan örnekleriyle
lık göstermiş, sadece bir ülkeden ekranda bilgisayar tarafından doludur.
dığerine küçük farklılıklar görül- üretilmiş modeli görünmektedir. Milgram eşit derecede önemli
müştür. Örneğin Kuzey Amerika ve Öğrenciyle sadece yazı ile iletişim bir şeyi daha göstermiştir: "Bir
Avrupa'nın büyük bölümünde kuranlar şokları vermekte çok az insanın nasıl davranacağını
sonuçla rın çoğu, yüksek itaat oran- zorluk yaşarlar ama sanal öğrenci belirleyen ne tür biri olduğu değil,
larıyla , Milgram' ın orijinal deneyin- katılımcılara görüntüsü ile erişince kendini ne tür bir durum içinde
dekilerle benzerdir. Asya'daki Milgram 'ın orijinal deneyindeki bulduğudur". Ona göre suçu
, (Doğ u Asya ve özellikle Müslüman katılımcılar gibi davranırlar. açı klamak için kişilikleri incelemek
ülkelerde) çalışmaların sonuçlan yerine durumu veya koşulları
daha bile yüksek itaat seviyeleri Toplum itaat talep eder incelemek gerekir.
gösLeıiıken, Afrika ve Latin Toplum kavramı bireylerin büyük Milg ram'ın önemli çalışması
Amerika'nın yerli halkları ile ölçekli ya da daha geniş perspektifli zamanında çok eleştiri almıştır,
Kanada'nın İnuit halklarında itaat kararlar verirken, kişisel özellikle de hiç çekici olmayan, kan
düzeyi düşmektedir. özerkliklerin bir kısmından dondurucu bir insan doğası portresi
vazgeçip daha otoriter ve sosyal çizdiği için. Naziler ve insanlığın
Sanal işkence konumu daha yüksekte olanları geri kalanı arasında temel
2006'da psikolog Mel Slater izlemeleri anlayışı üzerine farklılıklar olduğuna inanmak, belli
deneklerin, durumun gerçek kuruludur. En demokratik toplumlar durumlarda pek çoğumuzun
olmadığının açıkça bilincinde bile, ortak iyiliğe ulaşmak için olağanüstü şiddet eylemlerine
olduklarında ne olacağını görmek kabul edilmiş, yasal bir otoritenin girişebilecek potansiyeli olduğunu
için bir deney yapar. Bu tekrar egemenliğinin bireysel özerk kabullenmek ten daha kolaydır.
deneyinde öğrenci ve şok sürecinin düzenlemelerin önüne geçmesini Milgram güç ve otorite figürlerine
bilgisayar simülasyonunu kullanır, isterler. Bir toplumun işleyebilmesi itaat eğilimimizle ilgili karanlık
böylece şokları veren katılımcılar için halkın o toplumun kurallarına gerçeklere ışık tutmuş ve bunu
öğrencinin bilgisayar tarafından uyması zorunludur. Elbette yaparak aynı anda hem hepimizi
üretildiğinin tamamen bilincinde meşruluk önemlidir ve tarih, kötü adam yapmış hem de bizi
olurlar. Deney iki kez yapılır: İlkinde otoritelerini başkalarını insanlığa beraat ettirmiştir. •
254
''
mektedir ve her birinin ayak bileği Seçkin Katkı ödülüne layık
ne özgürlüklerinin kısıtlandığını a- görmüş ve iki yıl sonra
nı msatan birer zincir bağlıdır. Amerikan Psikoloji
Gardiyanlar askeri tarz ünifor- Çalışmamız ... iyi insanları Derneği'nin başkanı
malar giymekte ve (göz temasını kötü şeyler yapmaya zorlayan seçilmiştir.
''
ve mahkumlar üzerinde tam bir 2007 Şeytan Etkisi
kontrolleri vardır; düzeni sağlamak 2008 Zaman Paradoksu
adına uygun görecekleri her taktiği 2010 Psikoloji ve Yaşam
kullanmaya yetkilidirler.
256
TRAVMA, BİREYLE
TOPLUM .ARASINDAKİ
İLİŞKİ AÇISINDAN
ANLAŞIL~ALl~IR
IGNACIO MARTIN-BARO (1942-1989)
ÖNCE tanık olduktan sonra öne sürmüştür. ve normal koşullara anormal tepki-
1965 Bireylerle toplumların ara- Psikolojiye tarafsız, evrensel bir yak- leri yansıtırken, sömürü ve baskı
sındaki ilişkileri inceleyen yeni laşımı reddederek psikologların altındaki gruplara özel problemlerin
''
Bar6 psikologların zor koşullarda Psikolojisi İçin Yazılar derlemesi
yaşamanın akıl sağlığı nı nasıl etki- 1994'te ölümünden sonra yayım
lediği hakkında daha bilinçli olma- lanmıştır. Bu yazılarda, psikoloji-
ları ve geçmişteki baskıları aşmaları nin, savaş ve siyasi yönlendirme Yeni bir toplumda yeni bir
için toplumlara yardım etmeleri aracı olarak kullanılmasına, psiko- insan inşa etmek zorlu bir iştir.
gerektiğine karar vermiştir. lojik savaşta dinin rolüne ve travma Ignacio Martin·Bar6
1980'lerin ortalarında tüm dışlanmış ve şiddetin akıl sağlığı üzerindeki
ve baskı altındaki insanların yaşam etkilerine işaret etmektedir.
''
larını iyileştirmeye hizmet eden Martin-Bar6 bağımlı ekonomilerin
özgürlük psikolojisi dalının öncülü- ve ağır eşitsizliklerin bitmez bır
ğünü yapmıştır. yoksulluk ve sosyal dışlanmaya yol
Özgürlük psikologları geleneksel açtığı bölgeleri incelemiştir. El
psikolojinin pek çok yetersizliği Salvador'daki iç savaş ve baskının,
olduğunu iddia ederler. Sıklıkla Arjantin ve Şili'deki diktatörlükle- Martin-Baro Orta Amerika'ya
sosyal sorunlara pratik çözümler rin, Puerto Rica, Venezuela, odaklanmıştır ancak düşünceleri
bulmakta başarısız olmaktadır ve Brezilya ve Kosta Rika'daki yoksul- sosyal ve politik çalkantıların
ilkelerinin çoğu refah toplumlarının luğun psikolojik etkilerini incele- gündelik hayatı altüst ettiği her
yapay ortamlarından geliştirildiği miştir. Hepsi farklı koşullar içeren yerde geçerlidir. İnsancıl ve
için farklı durumlara tercüme bu durumlar yerli halkı farklı tutkulu bakış açısı ile akıl sağlığı
edilmeleri de mümkün biçimlerde etkilemektedir. Bir ile adaletsizlik arasında çok önemli
olmamaktadır. Umut, cesaret ve durumda meydana gelen akıl sağ bir bağ kurmuş ve buna bağlı
bağlılık gibi insanoğlunun ahlaki lığı sorunlarının , o ülkenin sosyal psikolojik sorunlara çözüm
niteliklerini göz ardı etmektedir ve ve politik ortamının yanı sıra tari- üretmenin yeni yöntemlerini
esas amacı adalet ve özgürlük hini de yansıttığını ve bireylerin bulmaya çalışmıştır. •
a rzusunu uyandırıp yönlendirmeyi tedavisinde tüm bu unsurların göz
cliişünmekten çok hazzı artırmak önüne alınması gerektiği sonucuna
gibi görünmektedir. varmıştır.
1
Psikanaliz dünyası Arına
Freud'un muhafazakar ve
1
Jean Piaget bilişsel
süreçlerin çocukluk
1
Eric Eriksen psikososyal
gelişimin sekiz evresini
1
John Bowlby
psikanalitik ve
Melanie K lein'ın "devrimci" yılları boyunca iyi içeren Çocukluk ve davranışsa! bağlılık
yaklaşımlarıyla çocuk tanımlanmış evreler Toplum'u yayımlar. kuramlarını
gelişiminin sorunları halinde geliştiğ i ni öne reddeden bir dizi
konusunda ikiye ayrılır. sürer. makale yayımlar.
2
önemini de vurgular. Erik Erikson
psikolojide, insanların yetenekler doğuştan mıdır yoksa ise psikolojik gelişimin, aralarında
çocukluktan yetişkinliğe öyrenilir mi; çevre, gelişimi nasıl "kimlik krizi"nin de bulunduğu
psikolojik gelişimlerini inceleyen iki etkiler? Piaget'nin bilişsel gelişim sekiz evresini tanımlayarak
ana yaklaşım olmuştur: Freud'un kuramı çocuğun yetişkinliğe Piaget'nin düşüncelerini geliştirir.
psikanaliz kuramı, çocuklarda geçişinin birkaç gelişimsel evreye Lawrence Kohlberg ise
psikoseksüel gelişimi göz önüne bölündüğünü ve her evrede çalışmalarında ahlaki gelişimin altı
alır, davranışçılık ise öğrenme talimatlarla değil, yaparak evresiyle ortaya çıkar.
sürecinin mekanizmasını açıklar. öğrendiğini ileri sürer. Piaget'nin II. Dünya Savaşı'nı izleyen
Ancak gelişimin kendisi üzerindeki fikirleri gelişimsel psikolojide yeni "bilişsel devrim"le birlikte Albert
çalışmalar -yaşam boyunca bir alan açılması için zemin Bandura gibi psikologlar, gelişim
meydana gelen psikolojik, duygusal hazırlamış ve günümüze kadar başlığına yeniden ve bu kez bilgi
ve algısal değişimler- 1930'lara, okulların eğitim programlarını işlemenin bilişsel modelleri
Jean Piaget'nin çocuğun sadece şekillendirmiştir. ışığında dönerler. Bandura hem
bedeni olgunlaşırken bilgi kazanan Çok geçmeden başka gelişimsel Piaget'nin gelişim evrelerini ve
"minyatür bir yetişkin" olduğu ile kuramlar da ortaya çıkmıştır. Vygotsky'nin sosyal öğrenme
ilgili geleneksel düşünceyi altüst Büyük ölçüde Piaget'nin kuramındaki sosyal yapısalcılıktan
ederek, çocuğun aynı zamanda bulgularıyla hemfikir olan Lev öğeler alır. Aynı zamanda bilişsel
radikal psikolojik değişimlerden de Vygotsy, çocuğun öğrenme psikoloji de öğrenme, özellikle de
geçtiğini savunmasına kadar sürecinin çeşitli evrelerinde bir dil öğrenimi konusunda yeni fikirler
gelişmemiştır. Piaget bazı temel yetişkinin rehberliğine ihtiyacı getirmiştir. Noam Chomsky'nin dil
sorular ortaya atmıştır: Bilgiyi olduğunu savunur ve çocuğun öğreniminin doğuştan gelen bir
yavaş yavaş mı yoksa farklı sosyal ve kültürel ortamının yetenek olduğuyla ilgili iddiası gen
GELiŞiM PSiKOLOJİSİ 261
i
1959 1970 1973 1991
- 1961 1971 1974 1995
1
Albert Bandura gözlemsel
öğrenme (modelleme) için
1
Lawrence Kohlbcıg
Ahlaki Gelişimin
1
Eleanor Maccoby
Cinsel Farklılıkların
1
Siman Baron-Cohen
otizmle büyümenin
Bobo Doll deneylerini Evreleri'nde ahlaki Psikolojisi 'nde cinsiyet etkilerini inceleyen
yürütür. gelişimin altı farklılıklarıile ilgili Zihin Körlüğü 'nü
evresini tammlar. bir çalışma yapar. yayımlar.
mi çevre mi tartışmalarını bir kez etkilerini gösteren Amerikalı ve gelişimin hangi evresinde
daha alevlendirir. psikolog Harry Harlow'un oluştuğu, çocuk gelişimi
sürdürdüğü deneylerle pekişmiştir. çalışmalarını Ncw York, Harlem'de
Bağlanma kuramı Harlow'un deneyleri sağlıklı bilişsel sürdüren Afrikalı-Amerikalı
Gelişim psikolojisi, öğrenme ve sosyal gelişim için bebeklerin Kenneth ve Mamie Clark ' ın ilgisini
s üreciyle uğraşırken İngiliz eşlik edilmeye ve bak ılmaya çekerken, Eleanor Maccoby
psikanalist ve psikiyatr John ihtiyaçları olduğunu göstermiştir. cinsiyetler arasındaki gelişimsel
Bowlby tarafından yürütülen bir Daha sonra Mary Ainsworth farkları inceler; bu, yeni bir alan
a raştırma giderek artan bir ilgi tarafından yapılan araştırmalar bu olan cinsiyet çalışmalarındaki pek
yaratır. il. Dünya Savaşı sırasında bulgular üzerine, bebeğin dünyayı çok benzer araştırmanın ilkidir.
ailelerinden ayrı lan çocuklarla ilgili keşfedebileceği "güvenli üs" Gelişimsel psikoloji halen otizm
çalışması, a ilemiz ve kavramı eklenerek inşa edilmiştir. ve öğrenme güçlüklerinin nedenleri
arkadaşlarım ızla nasıl ilişki Bruno Bettelheim kibbutzimde ve tedavi yöntemlerini
kurduğumuz ve sürdürdüğümüzle ortaklaşa büyütülen çocuklarla incelemektedir. Psikoloji giderek
ilgilenen ve bebeklerin kendilerine yaptığı ça lı şmadan sonra, yaşlanan b ir nüfustan hareketle,
bakan kişilerle kurdukları bağlara geleneksel ailenin önemini ilerleyen yaşlarımızda
özel bir önem atfeden bağlanma reddederek kendi tartışma lı çocuk karşılaşacağımız sorunlara da
kuramının oluşmasına yol açar, gelişimi kuramlarını geliştirir . eğilmektedir. •
Bowlby bunu hayatta kalma için 1960'larda insan hakları hareketi ve
doğal bir güdü olarak görür. feminizm gibi sosyal konular hem
Bağlanma kuramının temel fikirleri, sosyal psikoloji hem de gelişim
anneden ayrılmanın ve yalnız psikolojisindeki düşünceleri etkisi
kalmanın bebekler üzerindeki altına alır. Önyargılarımızın nasıl
AMACI AYNI
ŞEYLER YAPABİLME
BECERİSİNE SAHİP
KADIN VE ERKEKLER
YETİŞTİRMEKTİR
JEAN PIAGET (1896-1980)
264JEAN PIAGET
ean Piaget genç bir biyolog duyularını ku llandıklarına
KISACA
YAKLAŞIM
Genetik epistemoloji
J olarak kökleriyle sonraki
epistemoloji merakının
arasında bir yerlerde kendine,
inanmaktadır. Aynı zamanda bu
yolculukları sırasında çocuklara yol
gösterip onları beslemenin, kendi
çocuklar büyürken zeMnın nas ı l deneylerini ve keşiflerin i
ÖNCE değiştiği üzerine çalışan ve genetik yapabilmeleri için onlara, bireysel,
1693 İngiliz filozof John epistemoloji adını verdiği yeni bir deneme -yanılma anlamında
Locke'un Eğilim Hakkında d isiplin açmıştır. Piaget farklı özgürlük tanımanın önemine de
Bazı Düşünceler'i çocuğun yaşla rda ki çocukla rın zeka inanmaktadır. Bu nedenle iyi bir
zihnınin tabula rasa veya boş düzeylerini kıyaslamakla (nicel öğretmenin görevi bu evrelerdeki
bilişsel değişim) ilgilenmemiştir; yolculukları boyunca çocukları ,
bir levha olduğunu öne s ürer.
onun ilgi alanı zihinsel becerilerin yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini
1780'ler Alman filozof zaman içindeki doğal gelişimidir sürekli teşvik ederek
Immanuel Kant, şema (nitel bilişsel değişim). Nicel desteklemektir çünkü "eğitimin
kavramını tanıtır ve ahlakın araştırmalar olası sayısal amacı yeni şeyler yapabilecek
akranlar aracılığıyla otorite kıyaslamaları mümkün kılmaktadır kadın ve erkekler yetiştirmektir".
figürlerinden bağımsız olarak ancak Piaget çocu kların
geliştiğ'ini ileri s ürer. öğrenmesindeki tür, deneyim ve Öğrenme aktiftir
nitelik farklarını araştırmak Piaget'nin zeka gelişimi kuramına
SONRA istemektedir ve bu da niteliksel hakim olan tema, aktif kişisel bir
1907 İtalyan eğ'itimci Dr. araştırmayı gerektirmektedir. süreç olarak öğrenme kavra m ıd ır.
Maria Montessori, doğ'al Çocuk gelişimini tamamen Piaget, bebeklikten başlayarak
gelişim aşamaları için saygı ve çevresel faktörlere bağlayan çocukluk boyunca öğrenmenin,
bağımsızlığ'ı teşvik eden ilk dönemin popüler modeli çocuğun duyumsama, keşfetme,
Montessori okulunu açar. davranışçılığı bir kenara bırakarak harekete geçme ve sonra da
çocukların yaşla belirlenen bir dizi ustalaşmaya olan doğal arzusundan
1970'ler-80'ler Batı eğitim
gelişim evresine rehberlik ettiğine doğduğunu söyler. Bu nedenle de
sistemlerinin çoğ u,
inandığı doğuştan gelen çocukların zekalarının nicel
öğrenmede çocuk-merkezli
yetenekleri incelemeye karar verir. ölçümlerini yapabilmek için
yaklaşımı kapsamlarına alırlar.
Piaget çocukların aktif ve özerk önceden biçimlendirilmiş "doğru"
öğrenciler olduklarına ve gelişimsel cevapları olan testlerden geçtiği
evrelerden geçerken çevrelerindeki standart test yöntemleri ile ilgili
dünyayla etki leşime geçmek için şüpheleri vardır. 1920'lerin baş ında
GELİŞİM PSiKOLOJiSi 265
Ayrıca bkz. Alfred Binet 50-53 • Jerome Bruner 164-65 • Lev Vygotsky 270 • Erik Erikson 272- 73 • Françoise Dolto 279
• Lawrence Kohlbcrg 292-93 • Jcrome Kagan 339
''
çocukların doğru cevap verebilme
becerilerinden daha çok
ilgilenmeye başlamıştır.
Pek çok insan için eğitim,
Çocukların, dünyanın işleyişi ile
çocuğu ait olduğu toplumun
ilgili varsayımlarının
yetişkinlerinkinden çok daha farklı
tipik bir yetişkini olmaya
olduğunu ortaya çıkaran
yönlendirmek demektir.
açıklamaları, Piaget'nin onların
Jean Piaget
yetişkinlerden farklı
''
düşündüklerinin yanı sıra farklı
yaşlarda, farklı düşünme yöntemleri
olduğunu düşünmesine de neden
olmuştur.
Piaget tarafından tanımlanan hükümet"in nelerden oluştuğunun vardır ve içsel görüntüler, semboller
dört evre, zekanın gelişimindeki kavranması imkanını sağlar. ve dili geliştirmeye ve kullanmaya
basamakları simgeler ve bu şekilde Piaget'ye göre zeki davranış giderek başlar. Bu da çocuğun en çok şeyle
çocukların gelişimlerinin herhangi büyüyen bir şemalar toplamasından rin nasıl göründükleriyle ilgilendiği
bir noktasında kullanabilecekleri oluşur. ikinci veya işlem öncesi evreyi
"şemalar"ın bir listesini oluştururlar. oluşturur. Çocuklar bu evrede nes-
Şema geçmiş deneyimlerimizi orga- Gelişimin dört aşaması neleri mantıklı bir düzende dize-
nize etmemizi ve gelecek deneyim- Piaget'nin ilk evresi duyumotor bilme (örneğin yüksekliklerine
lere hazırlanmamıza yardım etmek evresi adını taşır ve çocuğun yaşa göre), iki nesneyi, her seferinde bir
için zihinsel yapıyı sağlayan , bir mının ilk iki yılını kapsar. Bu algısal niteliğine odaklanarak ortak
grup ve düşünce, alg ı ve eylemin dönemde bebekler dünyayı esas özellikleri aracılığıyla kıyaslaya
temsilcisidir. Bebeklik ve ilk çocuk- olarak duyuları (duyu) ve fiziksel bilme (bloklar gibi) gibi beceriler
luk dönemindeki şemalar "yiyebildi- eylemler ve hareketleri (motor) ara- gösterirler. Çocuk iki yaşından dört
ğim şeyler" gibi basit olabilir. Ancak cılığıyla tanırlar. Bu evrede çocuk- yaşına kadar mutlak terimlerle
çocuklar büyüdükçe şemaları daha lar benmerkczcidir, dünyayı sadece ("büyük" veya "en büyük" gibi)
karmaşıklaşarak "mutfak", "en iyi kendi bakış açılarından görebilirler. düşünür ; dört ile yedi yaş arasında
arkadaş" veya "demokratik Bu evrenin başlangıcında bebekler göreceli terimler ("daha büyük"
anlayış veya irade olmaksızın ref- veya "daha ağır" gibi) kullanmaya
lekslerini çalıştırırlar ; daha sonra- başlar. Mantı klı düşünme becerisi
ları bu refleksleri nesnelerle genişle Mla sınırlıdır ve çocuklar hala ben-
''
tebilir ve koordine edebilirler. merkezcidirler, henüz başka larının
Ardından duyularını. olayları öngö- bakış açısından göremezler.
rür g ibi koordine etmeye başlarlar. Üçüncü evre, çocuğun mantıklı
Bilgi. .. gittikçe yeterli hale Örneğin mevcut olmayan nesneleri etkinlikler sergileyebildiği ama
gelen bir dönüşümler hayal edip saklı olanları bulabilirler. bunu ancak gerçek (somut) nesnele-
sistemidir. Nesneleri kullanırken amaçlar belir- rin mevcudiyeti halinde yapabil-
leyip deneyler yapmaya ve harekete diği, somut işlem evresidir. Çocuk
Jean Piaget
geçmeden önce problem hakkında artık muhafaza etme kavramını
düşünmeye başlarlar. Bu gelişmeler anlayabilmekte, bir nesnenin yer-
''
ilk evrenin bittiğinin işaretidir. leştirilişinde fiziksel değişimler olsa
Çocuk benlik farkındalığı geliş da niceliğinin aynı kalacağını kav-
tirmeye doğru yol alırken, artık rayabilmektedir. Kısa, geniş bir
elinde simgesel düşünce gereçleri bardaktaki bir sıvıyı uzun, ince bir
GELİŞİM PSİKOLOJİSi 267
bardağa boşalttığınızda yüksekli- gereken gelişimsel süreçlerin birkaç
ğinde oluşan farka rağmen mikta- temel bölümünü de tanımlamıştır:
rın aynı kaldığını fark ederler. bunlar asimilasyon, akomodasyon
''
Çocuklar bu evrede ayrıca nesnele- ve dengedir. Asimilasyon
rin aynı anda çok sayıda niteliğe (özümseme) yeni bilgileri mevcut
göre düzenlenebi leceğini de anlar- şemalarla birleştirdiğimiz süreçtir.
Akomodasyona (uyumsama) ise
Zeka, ne yapacağınızı
lar - bir bilye büyük, yeşil veya
bilmediğiniz zamanlarda
şeffaf olabilir. Artık daha az ben- asimilasyon sürecinde mevcut bilgi
kullandığınız bir şeydir.
merkezci olan çocuk şimdi bakış ya da becerilerimizi değiştirmemiz
açılarına daha çok görecelilik kat- gerektiğini keşfettiğimiz zaman
JeanPiaget
maya başlamıştır. başvurulur. Yeni deneyimlerinin
''
Dördüncü evrede -soyut işlem çoğunu ya da tümünü başarıyla
evresi- çocuklar (sadece nesneler asimile edebilen bir çocuğun denge
yerine) düşüncelerini durumunda olduğu söylenir. Ancak
yönlendirmeye ve sadece sözel eğer mevcut şemalar, yeni
ifadeler temelinde akıl yürütmeye durumların başarıyla üstesinden
başlarlar. Artık somut nesneleri gelmede yetersiz kalıyorsa o zaman çocuk merkezli bir yaklaşım
referans almaya gerek çocuk bilişsel bir dengesizlik bir çocuğa
getirmiştir . Eğitimciler
duymamaktadırlar ve bir konuyu durumundadır ve gerekli bilgileri yetişkin gibi düşünmeyi ve
takip edebilirler. Varsayımsal uyumsama için yeni şemalar davranmayı öğretmeye
düşünmeye başlamışlardır ve bu geliş tirmesi gerekir. Aslında bu, çalışmaktansa işler ini, çocuklara
yeni hayalgücü kapasitesi ve soyut öğrenmenin en temel biçimlerinden yeni ve bireysel düşünce biçimleri
düşü nceler hakkında konuşabilme biri olan adaptasyon sürecidir. kazandırmak için bir fırsat olarak
becerileri artık daha az görmeye teşvik edilmişlerdir.
benmerkezci olduklarını Eğitimdeki etkiler Piaget eğitimin , insanlardaki
göstermektedir. Piaget'nin çalışmaları 1970'1er ve yaratıcılığa, mucitliğe ve
80'lerde Avrupa ve ABD' deki yenilikçiliğe ilham kaynağı
Dengeye ulaşmak eğitim sistemlerinin dönüşümüne olacağına inanmış ve onları hayal
Piaget bu dört evreyi belirlemenin ilham kaynağı olmuş , öğretmeye güçleri pahasına uyum sağlama
dışında evrelerin her birinde hem kuram hem de uygulamada veya yerleşik kuralları izlemekten
caydırmaya çalışmıştır . Eğer doğal
öğrenme süreci -bebeklikten
itibaren- bireysel, aktif ve keşifçi
ise o zaman çocukların formel zeka
gelişimini yönlendiren eğitim
sisteminin de öyle olması
gerekmektedir.
Çocuk merkezli eğitimin hayati
önem taşıyan bir başka yönü de,
çocuğun gelişim evresi temelinde
öğrenmeye sınır getiren, " hazır
olma" kavramı ile ilgili farkındalık
tır. Piaget'nin eğitim a lanına, özel-
likle de matematik ve fen bilimle-
rine yaptığı en kalıcı katkı
''
öğrenciler arasında etkileşim birin-
cil önemdedir ve bilgiyi güvence
altına almanın en iyi yollarından
birinin onu bir başkasına öğretmek Çocuklar sadece kendilerinin
olduğu yerleştirilirse, çocukların icat ettikleri şeyleri gerçekten
(pasif şekilde ders dinlemek yerine) anlayabilirler.
kendi aralarında bazı konuları tar- JeanPiaget
tışmalarına olanak tanınması
halinde mevcut bilgileri pekişecek
''
ve derinleşecektir.
Ahlak eğitimi
Piaget çocukların zeka gelişimleri
Montessori okulundaki çocuklar nin olduğu gibi ahlak gelişimleri
Piaget'nin düşüncelerini hayata geçir- nin de evreler halinde ve çoğu öğrenme deneyiminin ayrılmaz bir
mişlerdir. Kendi öğrenme süreçlerini uy- zaman özerk şekilde gerçekleşti parçası olarak görür.
gulamalı alıştırmalarla ve akranlarıyla bol
ğine inanır. Gerçek ahlak gelişimi Bu nedenle de Piaget'nin çocuk
bol tartışarak inşa etmeye yönlendirilirler.
yetişkin ler in tali matlarının bir merkezli sınıfında öğ retmenin rolü
ürünü değildir; çocuğun dünya neredeyse bir danışmanın rolüdür ve
öğretmenlerin, çocuğun yeni bir hakkındaki kendi gözlemlerine öğrencilere standart bir eğitmenden
deneyim veya taze bir bilgiyle baş dayanır. Piaget akran etkileşiminin daha fazla imkan tanır.
edebilme kapasitesinin farkında çocuklardaki ahlak gelişimi için Öğretmenlerin her öğrencinin bilişsel
olup buna saygı göstermeleri gerek- hayati önem taşıdığını düşünür. gelişim seviyesini dikkatle değerlen
liliğinin kabul edilmesidir. Ahlak gelişimi için ebeveynler ya dirmeleri ve sonra doğası gereği
Öğretmenin verdiği ödevler her da diğer otorite figürleri değil motive edici ödevler vermeleri gere-
öğrencinin bilişsel seviyesi ve yete- akranlar önemli görülürse, karşı lık kir. İlginç bir şekilde, öğretmenler bir
neklerini yansıtmalı ve bunlara lılık , eşitlik ve adalet gibi kavram- sonraki evreye ilerlemelerine yar-
mümkün olduğu kadar kusursuz ların anlaşılmasında önemli bir dımcı olmak ve böylece gerçek
biçim de uyarlanmalıdır. Piaget kaynak oluştururlar. Dolayısıyla öğrenme fırsatları yaratmak için
çocukların pasif gözlemden çok Piaget sı nı fta akran etkileşimini öğrencilerinde bilişsel bir dengesizlik
''
Derin yapılar, temel bilişsel
süreçler gerçekten evrenseldir.
Pierre Dasen
''
270
BAŞKAL~RI
ARACILIGIYLA
KENDİMİZ OLURUZ
LEY VYGOTSKY (1896-1934)
üzerinde doğa mı (doğuştan geldiğini düşünür: kültürel, kişilerara çocukların bu kültü re! gereçleri dene-
''
yetenekleri ve çevrelerirıin renme hem de öğretme yaklaşımları
etkileşimiyle geliştiğini na ilham kaynağı olmuştur. Öğret
savunur. menlerin, sürekli olarak öğrencilerinin
dikkat sürelerini, konsantrasyonlarını
1966 Jerome Bruner çocuğa Tüm yüksek psikolojik işlevler ve öğrenme becerilerini geliştirmek
gelişimın herhangi bir sosyal nitelikli içselleştirilmiş ve böylece yetkirıliklerini artırmak i-
evresinde her konunun ilişkilerdir. çin onlara rehberlik ederek ve onları
öğretilebileceğini öne sürer. Lev Vygotsky besleyerek yol gösterici bir rol oyna-
1990 Amerikalı eğitim maları gerektiğine inanır. Bu düşün
''
eğitimde daha fazla işbirliği
kezli öğretmeden müfredat merkezli
öğretmeye doğru kaymanın yaşandı
içeren öğrenmeyi teşvik ve
ğı 20. yüzyılın sonlarında belirgin bir
rekabe tçi, kazanan-kaybeden
etki yaratmıştır. •
yaklaşımını geriletmek için
Öğrenci Takımları Başarı
Ayrıca bkz. Fıancis Galton 28-29 • Jerome Bruner 164- 65 • Jean Piogct
Bölümleri 'ni tasarlar. 262- 69
GELiŞiM PSİKOLOJİSİ 271
BİR ÇOCUK .
EBEVEYNLERiNE
BORÇLU DEGiLDİR
BRUNO BETTELHEIM (1903-1990)
YAKLAŞIM
Ebeveynlik sistemleri
B çocukların profesyonel bakı
cılar tarafından başarıyla
büyü tüldüğü bir merkez çalıştı rırken
en iyi yetişti rmenin yakın bir anne-
ÖNCE çocuk ilişkisi içerdiği ile ilgili ortak
1945 Amerikalı psıkanalist vaımıyımı sorgulamaya başl ar. Batı
ÖNCE süren, aşamalı oluşum ilkesine diğer kişiler üzerinde olumsuz etki-
''
siz veya özensiz bir şekilde karşı la
1996 Amerikalı yazar Gail nırsa, daha sonraki ilişkilerde
''
tadar. Ba şarı ve yenilgi arasında
denge kurularak sağlıklı kararlılık
kazanılır. Üç ve altı yaşları arasın
daki üçüncü evrede "girişkenliğe
-------
GELİŞİM PSiKOLOJİSİ 273
Ayrıca bkz. G. Stanley Hal! 46-47 • Sigmund Freud 92-99 • Kurt Lewin
218 23 • Jean Piaget 262-69 • Lawrence Kohlberg 292-93
Bu noktadan sonra ergenlik döne- lar. Bu dönemde bireyler yaşlarıyla İtalya'da gezen bir sanatçı
mi ve "Kimlik kazanmaya karşı rol barışık ve yaşamlarından tatmin
olarak geçirir. 1933 yılında
karışıklığı" adı veri len beşinci evre olurlar. Veya fiziksel sorunlar ve Joan Serson ile evlenir. Çift,
Amerika'nın, Boston kentine
bçışlar. Beşinci evrede, geçmişimizi, ölüm gerçeği yüzünden korkuya
yerleşir. Eriksen, bir süre
yaşadığımız anı ve geleceğimizi mu- kapılırlar. Bu evrede başarılı bir
sonra şehrin ilk çocuk
hakeme ederek tutarlı bir kimlik duy- denge kurulursa, bilgeliğe ulaşılır. • psikanalisti olur. Ardından
gusu kazanırız . Başarıyla dengele- Harvard, Yale ve Berkeley'de
nirse. bu dönem güçlü bir kimlik ders verir. 1933 yılında
duygusu kazanılmasını sağlar. Yaşa Amerikan vatandaşlığına
nan problemler ise ilk kez Erik Erik- geçtiğinde, soyadını Eriksen
sen tarafından kullanılan bir kavram olarak değiştirir.
olan "kimlik bunalımına" neden olur.
18 ve 30 yaş arası yaşanan, altıncı Önemli eserleri
evre "Yakınhğa karşı yalıtılmışlık"
evresinde yakm ilişkiler kurar ve sev- 1950 Çocukluk ve Toplum
gi yaşarız. 35 ve 60 yaş arası yaşa 1964 Anlayış ve Sorumluluk
nan, sondan bir önceki evre olan "Öz- 1968 Kimlik: Gençlik ve Kriz
geciliğe karşı kendine dönüklük" ev-
resinde gelecek nesiller adına çalışı
Erikson'a göre yaşlılık yıllarında
nz. Kültürel faaliyetler veya sosyal ey- ulaşılan "kişisel bütünlük" ve
lP.m lerle topluma katkıda bulunuruz. eksiksizlik duygusu tamamen daha
Son evre olan "Bütünlüğe karşı önceki evrelerin hang i başarıyla
umutsuzluk" 60 yaş civarında baş- dengelenmiş olmasına bağlıdır.
274
KISACA
İLK DUYGUSAL
YAKLAŞIM
Bağlanma teorisi
ÖNCE
BAGLARİNSAN
1926 Sigmund Freud, çocukla-
rın kendilerine bakan kışilere
bağlanmasının nedeninin sa-
dece fizyolojik ihtiyaçlarının
SONRA
1959 Harry Harlow tarafından
JOHN BOWLBY (1907-1990) yapılan çalışmalar çocukken
annelerinden ayrılan maymun-
ların sosyal ve duygusal sorun-
lar yaşadığını ortaya koyar.
1978 Michael Rutter, çocukla-
rınbirçok bağlanma figürüne
(baba, kardeş, yaşıt, cansız
nesneler vb.) çok bağlanabile
ceğini gösterir.
Anne yoksunluğu
Bowlby, 1950 yılında, Dünya Sağlık
Örgütü tarafından, il. Dünya
Savaşı sırasında evsizlik veya tah-
Bu bağlar kritik dönem liye edilmeleri sonucu anne yok-
içinde hasar görürse, sunluğu yaşayan çocukları araştır
çocuğun gelişimi çok ciddi
ve kalıcı zarar görecektir. makla görevlendirilir. Bowlby'dan
ayrıca bakımevi veya yetimhane
gibi büyük kurumlarda yetiştiril
menin yarattığı etkileri incelemesi
istenir. Bowlby bu çalışmasının
kalmak adına, anneleriyle bağ kur- anlatmak için "monotropi" teri mini sonunda, 1951 yılında "Anne
maya genetik olarak programlan- kullanmıştır. Bowlby'a göre küçük Bakımı ve Ruhsal Sağlık" adlı
mışlardır. Anneler de, genetik ola- çocuklar birden fazla bağlanma raporunu hazırlar. Raporda, erken
rak bebeklerine bağlanmaya ve figürüyle bağ kurabilirler. Ancak çocukluk döneminde, uzun süre
onları yanlarından ayırmamaya anne figürü ile kurulan bağ, ömrü anne bakımından mahrum kalan
programlanmıştır. Anneyle bebeği boyunca kuracağı d iğer bütün bağ çocukların, hayatlarının ileriki
birbirinden ayırmakla sonuçlanabi- lardan çok farklı ve önemlidir. dönemlerinde bir miktar entelek-
lecek olan durumlar, içgüdüsel bağ Çocuk ve anne bu bağın devam tüel, sosyal ve duygusal gerilik
ianma davranışları ile güvensizlik, etmesini sağlayacak davranışlarda yaşadıkları saptanmıştır.
korku duygularını harekete geçirir. bulunurlar. Örneğin küçük çocuk Beş yılsonra, Bowlby ikinci
Bowlby kuramını bu varsayım kendisiyle ilgilenen kişinin davra- araştırmasına başlar. Bu kez konu
ların üzerine kurarak, anne-çocuk nışlarını şekillendirip, kontrol tüberküloz tedavisi için
aras ındaki bağların yaşam boyu etmek için gülümser, ağlar, bakar
süren önemini incelemiştir. ve sarılır. Küçük çocukla ilgilenen
Bowlby'nin teorisi ayrıca bu bağın kişi de, onun ihtiyaçlarına karşı
''
zarar görmesi veya tamamen kop- hassas ve ilgili olur. Böylece bağ
mas ı durumunda yaşanan psikolo- lanma ve bakma olmak üzere iki
jik sorunları da kapsar. davranış sistemi karşılıklı olarak "Kişinin beden sağlığı için
diğerine şekil verir. Ömür boyu vitaminler ne kadar önemliyse,
Sadece anneler sürecek bir bağ yaratır. erken çocukluk döneminde
Bowlby kuramının en tartışmalı Bowlby'a göre bu bağ o kadar anne sevgisi de ruhsal sağlık
yönlerinden biri, bebeklerin asla bir derindir ki, küçük çocuğun hayatının için o kadar önemlidir."
erkekle değil, sadece dişiyle bağ ilk yıllarındaki yokluğu veya hasar
JohnBowlby
kurduğu varsayımıdır. Söz konusu görme durumu ileriki yıllarda çok
''
dişi figür, biyolojik anne olmayabi- ciddi olumsuz sonuçlara yol açacak-
lir. Yine de her halükilrda anne figü- tır. Bowlby, ayrıca arıneyle küçük
rünü temsil eder. Bowlby, sadece çocuk arasında güvenli bağ kurul-
dişi figürle bağ kurma durumunu ması için kritik bir zaman dilimi
276JOHN BOWLBY
Bowlby'ın annelerinden ayrılmak
zorunda bırakılan çocukların ileride
uzun vadeli bağlanma sorunları
yaşayacağına dair saptamaları, daha
sonra yapılan araştırmalar tarafından
kanıtlanmıştır.
''
ranışını ve kendi çocuklarıyla kura- biridir.
cakları bağları belirler. Bowlby'a göre erkekler kaçınıl
maz olarak, kadınlar kadar iyi ebe-
"Bağlanma davranışı insan Babanın rolü veyn olamaz. Ancak Schaffer ve
Bowlby teorisi, anne-çocuk ilişkisi Amerikalı psikolog Ross Parke tara-
karakterini beşikten mezara
nin önemini abarttığı ve babanın fından yapılan araştır malara göre
kadar etkiler."
katkıs ın ı hafife aldığı için eleştiril erkekler, çocuklarına kadınlar kadar
JohnBowlby
miştir. Bowlby, babanın küçük sıcaklık ve hassasiyet gösterebil-
çocuk için direkt bir duygusal mektedir. Ayrıca çocuğun gelişim
''
önem taşımadığını öngörür. sürecini ebeveynin cinsiyeti değil,
Babanın, yalnızca, anneyi finansal kurdukları bağın kalitesi ve gücü
ve duygusal olarak desteklediği belirler. Schaffer ve psikolog Peggy
için dolaylı bir önemi vardır. Bu Emerson daha sonraki araştırmala-
üstlenmelidirler. Bowlby 'ın kuramı
nın ardından, onlarca yıl boyunca
çalışan anneler suçluluk duygusuyla
''
mücadele etmiştirler. O günden
sonra birçok araştırma, Bowlby'in
teorisinin ne kadar geçerli olduğunu
Babalar üzerinde yapılan sorgulamıştır. Örneğin, 1970'li yıl
gözlemler, erkeklerin sıcaklık larda, psikologlar Thomas Weisner
ve hassasiyet gösterme ve Ronald Gallimore, arınelerin
kapasitesinin kadınlarla eşit insan lopluluklarının sadece pek
olduğunu gösteriyor. azında, esas bakı m sağlayan kişi
H. Rudolph Schaffer olduğunu göstermiştir. Anneler
bakım için sıklıkla a rkadaş ve akra-
baların dılhil olduğu diğer insanlar-
Bowlby kreşlerin bebek bakımı i-
''
dan yardım almaktadırlar. Schaffer çin uygun olmadığını, çünkü anne yok-
ayrıca iş hayatında mutlu olan anne- sunluğunun çocuğun suç işlemesine
lerin, çocuklarıyla evde kalmak yol açtığını söylemiştir. Bu çalışan an-
zorunda olduğu için kızan anneler- neler için gerçek bir ikilem yaratmıştır.
den daha sağlam bağlar kurduğunu
rında, bebeklerin ve küçük çocukla- öne sürer. daha derinlemesine incelemişlerdir.
rın anneleri dışında birçok insana Yetişkinlik döneminde bağ kurma
karşı çok çeşitli bağlanma davranış Çığır açan çalışma kuramları, ebeveyn ile çocuk ara-
ları sergilediğini ortaya koymuşlar Bowlby'ın kuramı çok sık eleştiri sında kurulan bağın ileride eşler ve
dır. Ayrıca birden fazla kişiye bağ lere ve değişimlere maruz kalmıştır. romantik ilişkiler yaşanan kişilerle
lanma istisnai bir durum değil, Ancak günümüze kadar insan bağ kurulacak bağları nasıl etkileyeceği
aksine en sık görülen durumdur. lanması üzerine yapılmış en ayrın göz önünde bulundurarak geliştiril
Son araştırmalar özellikle çalışan tılı ve elkili çalışma olmaya devam miştir. Bowlby'ın kuramlarının
kadınlar için çok önemlidir. Zira etmiştir. Bowlby kuramı, Harry çocuklara kurumlar tarafından
Bowlby'in kuramlarına göre kadınlar Harlow ve Mary Ainsworth'ün çığır sağlanan bakımın iyileştirilmesi ve
anne olduktan sonra çalışma haya- açan deneyine ilham kaynağı evlatlık verme alternatifinin yaygın
lına son vermelidir. Evde, çocukları olmuştur. Psikologlar, Bowlby'in laştırılması gibi çocuk bakımını
ıı.ın yanında kalıp, esas bakım sağla temel önermesinden yola çıkarak, olumlu yönde geliştirecek etkileri
yan kişi olma görevini çocukluktaki bağlanma biçimlerini olmuştur. •
BEDEN .T~MASI
8AHAT~IÇI ÇOK
ONEMLIDIR
HARRY HARLOW (1905-1981)
1978 Michael Rutter çocukla- ce bağlilik miktarı daha da artm ıştır. değiştirmeyi başarmıştır. •
rın cansız nesneler dahil bir-
çok farklı bağlanma figürüne Ayrıca bkz. Konrad Lorenz 77 • Sigmund Freud 92 99 • Abroham Maslow
bağlanabildiğini gösterir. 138-39 • John Bowlby 274-77 • Mary Ainsworth 280-81 • Michael Rutter 339
GELiŞiM PSİKOLOJiSi 279
ÇOCUKLARI, AKIŞI
HAKKINDA HİÇBİR ŞEY
BİLMEDİGİMİZ BİR YAŞAMA
HAZIRLIYORUZ
FRANCOISE DOLTO (1908-1988)
''
yoğunlaşmaya başlar. Benzersiz bakış açısı
Dolto'ya göre, her çocuk geleneksel
SONRA eğitim yöntemleri tarafından balta-
1973 Fransa'nın La Neuville- lanan benzersiz bir bakış açısına
du- Bosc kentinde Dolto'nun sahiptir. Taklit ve itaat yöntemiyle Yetişkinleri değiştirmek için
teorileri temel alınarak eğitim çok geç, işimiz çocuklarla.
çocukları kontrol etmeye çalışan
veren bir okul açılır. Okulun Françoise Dolto
odak noktası kişisel mutluluk bütün ahlaki ve eğitimsel sistemlere
karşıdır. Gelecekte ne olacağı tama-
ve hobilerdir.
men belirsiz olmasına rağmen evde
''
1978 Dolto'nun fikirlerinden ve okulda çocukların geleceğini
yola çıkarak, ayrı kalmanın belirlemek için kullanılan yöntemleri
ebeveyn ve çocuk uzerındckı yetersiz bulmaktadır. Dolto'ya göre
olumsuz etkilerini asgariye çocuklar kendilerine eğitim veren
indirmeyi amaçlayan La
Maison Verte kreşi Paris'te Ayrıca bkz. Sigmund Freud 92- 99 • Alfred Adler 100- 01 • Jacques Lacan
açılır. 122-23 • Daniel Lagache 336-337
280
önemini vurgular.
1959 Harry Barlow'un yavru
makak maymunları üzerinde
yaptığı çalışmalar, canlıların
Bebekler annelerinden ayrı kaldıklarında üç bağlantı
tipinden birini sergiler.
çevrelerini keşfetmek için
bağlanma figürlerini güvenli
bir üs olarak kullandığım
ortaya koyar.
SONRA
1980 Amerikalı psikiyatr Brian Bebek hiç gerginlik Bebek annesi gidince çok
E. Vaughn, bağlanma göstermez ve yabancı gerilmesine rağmen, geri
figürünün aile şartlarındaki tarafından teskin dönüşü n ardından temas
değişimlere göre edilebilirse bağlanma kurmayı reddederse
değişebileceğini gösterir. kaçıngan tiptir. bağlanma kaygılı tiptir.
Bağlanma tipleri
Ainsworth'un çalışmasındaki
bebeklerden yüzde 70'i "güvenli
''
bağlanma" kurmuştur. Bu bebekler
annelerini, keşiflerini gerçekleştire
bilecekleri güvenli bir üs olarak
kullanmaktadırlar. Anneleri odadan
"Bağlantı davranışları, bağlantı
ayrıldığında gerilmektedirler.
figürü ulaşılmaz olduğunda
Odadaki yabancı bireye rağmen
ortaya çıkar." a nnelerinin ihtiyaç olduğunda geri
Mary Ainsworth geleceğini bilerek, mutlu bir şekilde
oyunlarına devam etmektedirler.
Annelerine duyarsız kalan bebekler,
''
odada yalnız bırakıldıkları zaman
bu durumdan hiç etkilenmemekte-
dirler. Ainsworth bu bağlantı tipine
kaçıngan bağlantı tipi adını ver-
miştir. Bu bebekler yabancılara, Batılı olmayan kültürlerde anneler
bebeğini odada yabancı bireyle bera- annelerine verdikleri tepkileri ver- bebeklerini her zaman yakınlarında
ber bırakması ve soma odaya dönme- mektedirler. Bebeklerin yüzde 15'i tutar. Bu gibi Meller topluluktaki farklı
bağlanma tarzlarının ortaya çıkışını
sini kapsamaktadır. bu gruptadır.
etkileyebilir.
Ainsworth anne- bebek arasın Geri kalan yüzde 15 ise "kaygılı
daki bağa dair en önemli bulgula- bağlanma" tipi olarak nitelenmekte-
rın, bebeğin annesinin gidişine dir. Bu bebekler anne odadayken Ainsworth'a göre bağlantı tipini
verdiği tepkiden çok geri dönüşünü bile yabancıdan çekinmekte, anne annenin hassasiyeti belirlemekte-
nasıl karşıladığı gözlenerek elde oday ı terk ettiğinde çok gerilmek- dir. Duyarlı bir anne çocuklarının
edileceğini keşfeder. Ainsworth'e tedirler. Annenin geri dönüşünde ihtiyaçlarını anlar ve gerektiği
göre bebeğin annesinin geri dönü- ise öfke göstermekte, onunla temas şekilde yanıt verir. Böylece güvenli
şiine verdiği tepkiler üç bağlanma kurmak istememektedirler. bir bağlanma sağlar.
tipine işaret etmektedir.
Eleştiri
Leonard'ın görevi nedeniyle Ainsworth'un bağlanma tipleri
Mary Ainsworth
Uganda'ya taşınır. Burada, kalıcı olmadıkları iddiasıyla eleştiril
Mary Ainsworth, ABD'nin, Ohio kabilelerde anne ve çocuk miştir. Ayrıca bebekler her zaman
eyaletinin Glendale kentinde arasındaki bağı gözlemleme tek bir tipte öngörülen davranışları
doğar. Beş yaşında Kanada'ya fırsatı bulur. 1956 yılında sergilememişlerdir. Kültürel farklar
taşınır. 1939 yılında Toronto Amerika'ya döner. Akademik sonuçları etkilemişti r. 1990 yılında
Üniversitesi'nde doktorasını kariyerine devam eden Japonya'da yapılan araştırmada
tamamlar. 1942 yılında, Kanada Ainsworth 1975 yılında profesör kaygılı bağlanma tipindeki bebekle-
Kadın Ordusu Birliklerine olur. rin oranı çok yüksek çıkmıştır.
katılmadan önce burada bir süre Bunun nedeni olarak Japon bebekle-
öğretmenlik yapar. II. Dünya Önemli e serleri rin annelerinden, Amerikalı bebek-
Savaşı'ndan sonra Toronto
ler kadar ayrı kalmaya alışkın olma-
Üniversitesi'ne geri döndü. 1950 1967 lnfancy in Uganda
maları göstermiştir. Ancak yine de
yılında Leonard Ainsworth ile 1971 Jnfant Obedience and
Yabancı Deneyi, bugün M.la bağ
evlenir. Londra'ya taşınarak, Maternal Behavior
Tavistock Kliniği'nde John 1978 Patterns of Attachment lanma kuramının en önemli araştır
Bowlby ile çalışır. 1954 yılında, malarından biri olarak kabul gör-
meye devam etmektedir. •
282
1930'1u yılların
Üç yaşındaki çocuklarda Amerika'sındabeyaz
ırksal farkındalık ve hatta siyah çocuklar bile
önyargı oluşumu beyazlığı tercih ediyor
başlamış olur. ve siyahiliği
reddediyordu.
bekleri tercih etmelerinin nedeni A- veynlerin çok azı çocuklarına başka York'taki Columbia
merikan toplumunun beyaz insanları ırka mensup kişilerden nefret etmeyi
Üniversitesi'nden derece alan
ilk Afrika kökenli Amerikalı
tGrcih ediyor olduğunu anlamış ve bu öğretmektedir ancak nefret, bi linçdı
kadın ve erkek öğrenci olurlar.
tercihi içselleştirmiş olmalarıdır. Üç şı bir şekilde, farkında olmadan veril-
Harlem'de çocuklar ve gençler
yaşındakiler bile yetişkinlere benzer mektedir. Örneğin bazı beyaz ebe- için gelişim ve olanak
tutumlar sergilemektedirler. veynler çocuklarını siyahi yaşıtlarıyla merkezleri kurarlar.
oyun oynamaması için teşvik etmek- Clark aynı zamanda New
tedirler. Böylece üstü kapalı bir şekil York Devlet Üniversitesi'nde
de çocuklarına siyahlardan korkmayı daimi profesörlük pozisyonu
''
ve uzak durmayı öğretmişlerdir. alan ve Amerikan Psikoloji
Clark'ın 1950' de özetlenen bu ça- Demeği'nde baş kan olarak
lışmasına göre ayrımcılık siyah ve görev yapan ilk Afrikalı
Ayrım,toplumun bir grup beyaz çocukların kişiliklerine zarar Amerikan vatandaşıdır.
insana onların değersiz vermektedir. Clark'ın 1954'teki
olduğunu anlatma yollarından Brown-Topeka Eğitim Kurulu Dava- Önemli eserleri
biridir. sı 'ndaki uzman görüşleri, okullarda
Kenneth Clark siyah-beyaz ayrımının anayasaya ay- 1947 Racial ldentitıcation and
Preference in Negro Children
kırı olduğıı kararı alınan davada bü-
1955 Prejudice and Your Child
''
yük rol oynar. Davarıın sonucu 1965 Dark Ghetto
Amerika' da eğitimde ayrımın sonu- 1974 Pathos of Power
nu getirir. Ayrıca yurttaşlık hakları
hareketinin de başlangıcı olur. •
284
KIZLAR. ..ERKEKLERDEN
.
DAHA YUKSEK NOTLAR
ALIYORLAR
ELEANOR E. MACCOBY (1917-)
ten bahsedebileceğini iddia farklılıkların ön plana çıkarılmasın lerinden daha karmaşık olduğunu
eder. dan rahatsızlık duyar. Öğrencisi ortaya çıkarmıştır.
Carol Jacklin ile beraber 1600 öğren Göz ardı edilemeyecek farklar-
2003 Simon Baron-Cohe n ci üzerinde toplumsal cinsiyet dan biri kızların erkeklerden daha
kadın beynının özellıkle araştırması yapar. Bulgular ın ı 1974 yüksek not almasıdır. Maccoby, ya-
empati kurmak için donatıldJ yılında Cinsiyet Farklılıklarının Psi- pılan testlerin sonuçlan, kız
ğını, erkek beyninin ise kolojisi kitabında yayımlarlar. öğrencilerin erkeklere göre akli açı
sistemleri anlamaya da ha Amaçlan pek çok kişinin cinsiyetler dan daha kabiliyetli olm adığın ı
yatkın olduğunu ortaya atar. arasında elzem sandığı farklılıkların göstermesine rağmen ortaya bu so-
mitten ibaret olduğunu ve toplumsal nuçların çıkmasını ilginç bulur.
GELiŞİM PSiKOLOJİSi 285
- - - - --
Ayrıca bkz. Ja neL Taylor Spence 236 • Simon Baron-Cohen 298-99
''
isteklidirler. bu da onların okulda erkek
çocuklarından daha başarılı olmaların ı
sağlar.
Kız çocuklarındaki
Üstelik daha önce başarı motivas-
yonu hakkında yapılmış olan
entellektüel gelişim
araştırma sonuçları, erkeklerin kız ya-
olumlu ve aktif
olmalarıyla beslenir.
şıtlarından daha başarılı alına
olasılığının yüksek olduğunu göster-
Eleanor E. Maccoby
mjştir. Erkekler kızlara göre daha fazla
''
başarı odaklıdır. Konulara daha fazla
dahil olınakta ve araştırmaktadırlar.
Kızlar ise daha çok kişisel iHşkilerinde
başarıh olınaya odaklanmaktadırlar.
Bunu başarmak için insanları mem-
nun et.meye çalışmakta ve birçok Maccoby, yüksek notların daha fazla tün tartışmalar aslında toplumsal
konuda erkekler kadar özgüven göste- çaba ve jlgi göstermeyle daha disip- düzenin nasıl sağlanması gerektiğiyle
rememektedirler. linli çalışmanın eseri olabileceğini ilişkili siyasal soruların bir devamıdır.
kabul eder. Ona göre erkekler ve kızlar Bu noktada aslında kadınların ve er-
Klişelerle mücadele etmek arasındakı başarı motivasyonundaki keklerin nasıl " doğalarına" uygun
Maccoby, sürekli bu varsayımlara farklılıklar ne olursa olsun, kızların o- roller oynayabileceği tartışıhr. Mac-
karşı çıkmaktadır. Çalışmalarında, kul yaşamına dair motivasyonlarım coby, psikolojik literatürde sürekli
kızların akademik olarak erkeklerden olumsuz etkilememektedir. Kızların kadın-erkek benzerliklerinin değil de,
daha başarılı olınalarına, küçük yaş hayatında bu motivasyonunun önemi farklılıklarının dile getirilınesine karşı
lardan itibaren okulla ilgi]j konularla büyüktür. Zira okuldakı performans, çıkarak, kadınlara ve erkeklere bas-
daha çok ilgilenmelerine ve liseyi bi- iş hayatındakı performansa benze- makalıp meslekler uygun
tiLmeden eğitim hayatını bırakma mektedir. Kadın ve erkek doğasından görülınesine karşı çıkmıştır. •
risklerinin daha az olduğuna değinir. kaynaklanan farklar üzerine çıkan bü-
1
940'lı
KISACA öğrenme süreci davranışçı Sosyal öğrenme kuramının
psikoloji terimleriyle temelini, Bandura'nın insanların
YAKLAŞIM
açıklanmaktadır. Davranışçı alana pekiştirme (ödül ve cezalar) yoluyla
Sosyal öğrenme kuramı
hakim olan B.F Skinner'ıh işlemsel değil, başka insanları
ÖNCE koşullanma kuramına göre öğrenme gözlemleyerek öğrendiklerine olan
1938 B.F Skinner davranışçı süreci tamamen ödüller ve cezalarla inancı oluşturur. Buna göre bazı
öğrenme kuramı olan işlemsel belirlenmektedir. Albert Bandura, kişiler bizim için uygun veya kabul
koşullanmayı ortaya atar. İşlem çocukluk çağında görülen edilebilir örneklerdir. Biz de onların
sel koşullanma öğrenme süre- saldırganlıkla ilgilenir. Ona göre bu eylemlerini önce zihnimizde prova
cinde olumlu ya da' olumsuz des- dönemde yaşanan saldırganlık, o edip ardından taklit ederek
teklerin rolünü araştırmaktadır. günlerde ortama hakim olan öğrenmiş oluruz. Bandura "insan
1939 Amerikalı psikolog John davranışçı kuramla davranışlarının çoğu
Dollard, saldırganlığın her za- açıklanamayacak kadar karmaşıktır. modellemelerle öğrenilir" der.
man hayal kırıklığının bir so- Bandura, çocukluk dönemi Bandura başka bir insan
nucu olduğunu söyler. Dollard'a saldırganlığını öğrenilmiş bir davranışının başarıyla örnek
göre hayaı kırıklığı saldırganlı davranış olarak görmektedir. alınabilmesi için gerekli olan dört
ğa neden olmaktadır. Bandura'nın varsayımına göre, koşuldan söz eder: dikkat, akılda
çocuklar sa ldırganlığı yetişkinlerin, tutma, yeniden üretme ve
SONRA
1966 Amerikalı fizyolojist Leo- özellikle aile fertlerinin saldırgan motivasyon. Öğrenme mutlaka
davranışlarını gözlemleyerek ve öğrenen kişinin davranışa dikkat
nard Berkowitz, sinirin saldır
ganlığa dönüşmesi için, saldır
taklit ederek öğrenmektedirler. etmesini gerektirir. Davranışın
gan davranışlarla ilişkilendirilen Problemin anahtarının Skinner'ın fiziksel olarak yeniden
çevresel ipuçlarının mevcut ol- işlemsel koşullanması ve Freud'un üretilebilmesi için görülenler ve
ması gerektiğini öne sürer. psikanalitik özdeşim kuramının duyulanlar hatırlanmalıdır. Yeniden
birleşiminde olduğuna inanır. üretim için ayrıca ödül beklentisi
1977 Amerikalı psikolog Robert Freud'un kuramı insanların nasıl gibi iyi bir neden gerekir.
A. Baron, Bandura tarafından
diğer kişilerin n iteliklerini Bandura'nın öğrenme
yapılan deneylerin medyadaki
benimsediğini araştırmaktadır. kuramında, ödül kavramının bir
saldırganlığın, toplumda görü-
Bandura'nın çalışmaları ünlü Bobo yeri vardır. Ancak Bandura
len saldırganlık olaylarını tetik-
bebeği deneyi ve 1977 tarihli çok kuramındaki, kişinin çevresi ve
lediğini kanıtladığını iddia eder.
etkili teziyle sonuçlanmıştır. davranışları arasındaki ilişki,
davranışçı kuramdan kökten
GELiŞiM PSiKOLOJİSİ 289
Ayrıca bkz. Konıad Loıenz 77 • B.F. Skinner 78 85 • Sigmund Fıeud 92-99 • Lev Vygotsky 270
''
kontrol grubudur. Bu grup hiç kopyalar, hatta bebeğe
yetişkin rol modeli görmemiştir. yetişkinlerden gördüklerinin
İkinci grup, "Bobo" adlı şişme dışında saldırgan hareketlerde
oyuncak bebeğe saldırgan bulunurlar. Bu gruptaki çocuklar,
Davranış kısmen çevreyi davranışlar sergileyen bir yetişkin diğer gruptaki çocuklara göre daha
yarattı, ondan doğan çevre de örnek görmüştür. Üçüncü grubun az utangaçtır. Ayrıca yetişkinden
yetişkin modeli ise pasif kalmıştır. böyle bir davranış görmemelerine
davranışı etkiledi.
Deneyde yer a lan çocuklar, rağmen silahlarla diğer
Albert Bandura
yaşıtlarından etkilenmemeleri için çocuklardan daha fazla oynarlar.
münferit olarak test edilmiştir. Buna karşın, kontrol grubundaki
İkinci grup üzerinde yapılan veya pasif yetişkin örneği gören
''
deneyde, çocuklar yetişkin modelin üçüncü gruptaki çocuklardan çok
bebeğe sözel ve bedensel şiddet azı bebeğe şiddet uygular. Bandura,
uyguladığını görür. Yetişkin , çocukların saldırgan davranışlar
bebeği sopayla dövmekte, havaya görmesinin, yalnızca kendi
290 ALBERT BANDURA
Bilgisayar oyunları v e genel
olarak medyadaki şiddet davranış
örnekleri potansiyel kaynak olarak
anılmıştır ama bu görüşü araştırmalar
güçlü bir şekilde desteklemez.
Medyada saldırganhk
Bandura'nın araştırmaları,
medyadaki şiddet olayları
konusunda çok önemli sorulan
beraberinde getirir. Eğer, saldırgan
davranışlar sergileyen yabancılar görüntülere maruz kalmanın ister. Sosyal öğrenme kuramcıları
çocuklara örnek teşkil edebiliyorsa, çocuklardaki saldırganlığı bilişin örnek almada bir rolü
o halde televizyon programları da azaltabileceğinj göstermektedir. olduğunu kabul eder. Onlara göre
davranışlar için örnek kaynağı Katarsis etkisi olarak bilinen bu bilişsel faktörler saldırganlığı
oluşturmaktadır. Çağdaş TV kurama göre, kişiler ekrandaki izlemekle, saldırganlığı taklit etmek
programları ve filmler yüksek dozda saldırgan karakterle özdeşim arasındaki sürece yurdımcı olur.
şiddet içerir. Üstelik bu şiddet kabul kurabilmekte ve olumsuz Örneğin televizyondaki
edilebilir (en azından beklenen) duygularından arınabilmektedirler. saldırganlığı algılamak ile
davranışlar olarak ifade edilir. Böylece bu görüntüleri izlemeden yorumlamak ve programdaki
Sürekli medyaya maruz kalan önce olduğundan daha az saldırgan saldırganlığın gerçeklik dozu,
çocuklar pekfüa bu davranışları bir bireye dönüşebilmektedirler. süreci etkileyen önemli ara
taklit edebilirler. Bu fikir çok ateşli Diğer psikologlar, televizyonu değişkenlerdir. Bandura, çocukların
tartışmalara konu olur. Birçok bir eğitim aracı olarak görür. saldırganlığı öğrenmesindeki en
araştırma vahşet içeren film ve TV Karakterlerin çocuklara rol modeli önemli etkilerden birinin çevresel
programlarının çocuklarda şiddet olduklarına inanırlar. Bu nedenle deneyimler olduğunu düşünür.
eğilimini artırmadığını iddia eder. karakterlerin toplumdaki Zaten, suç oranı yüksek semtlerde
Hatta bazı çalışmalar, şiddet içerikli saldırganlık oranını azaltmak için yaşayanlar suç oranı düşük yerlerde
olumlu modeller teşkil etmeleri yaşayanlara göre daha fazla suç
gerektiğini savunurlar. işler.
Bandura, katarsis etkisine
''
inanmamakla beraber davranışı Cinsiyet gelişimi
öğrenmekle, öğrenilen davranışı Bandura'nın çocukluk döneminde
sergilemek arasındaki farklara saldırganlık araştırmasının teme-
işaret etmiştir. Ona göre çocukların lini oluşturan sosyal öğrenme kura-
Saldırgan modellemeye maruz saldırganlığı, bu tip davranışlar mının, cinsiyet gelişimini anlama-
kalmak katartik değildir. görerek öğrenmesi mümkündür. mızı sağlayacak dört çıkarımı
Albert Bandura Lakin saldırgan davranışları vardır. Cinsiyet gelişimi kuramına
görmeleri, illa onların da bu tip göre, erkek çocuklarla kız çocukla-
davranışlar sergileyeceği anlamına rın farklı davranışlarının altında
''
gelmez. Bandura, dikkaLleri yatan nedenlerinden biri ebeveyn-
medyadaki saldırganlıkla gerçek lerinden gördükleri farklı davranış
dünyadaki saldırganlık arasında lardır (Farklı davranışlar gösterenler
daha nedensel bir ilişkiye çekmek arasında diğer önemli yetişkinler ve
GELİŞiM PSiKOLOJiSİ 291
yaşıtlar da bulunur). İnsanların, ve kuramları üzerinden yarım
doğdukları andan. öldükleri güne yüzyıl geçmiş olmasına rağmen
kadar çocuklara yaklaşımlarını, hi'ıla tartışılmaktave kendine yer
kafalarında ki cinsiyet rolleri beklen- bulmaktadır. Çığır açan fikirleri,
tilerine göre oluşturdukları bilin- psikolojinin sosyal bilişsel kuram,
mektedir. Dolayısıyla çocuklar cin- kişilik kuramı ve hatta tedavi
siyet ölçütleri olarak kabul edilen yöntemleri gibi birçok alanını
değerlere göre davranmaktadır. etkilemiştir. Bandura'nın fikirleri
Bandura'nın bulgularına göre, ayrıca önceki davranışçı kuramla
çocuklar nasıl davranacaklarını ardından gelen bilişsel öğrenme
gözlem yoluyla öğrenme ve teşvik kuramı arasında köprü görevi görür.
lerle de öğrenir. Çocuklar, yüksek Bandura, dikkat, bellek ve
bir ihtimalle başkalarının davranış motivasyon süreçlerine
larını taklit ederek, cinsiyetleri için odaklamıştır. Böylece sadece
en uygun kabul edilen davranışla ölçülebilir ve gözlemlenebilir
pozitif teşvik kazanır. Cinsiyetleri değişkenleri araştıran davranışçı Albert Bandura Kanada'nın,
için uygun görülmeyen davranış yöntemlerden büyük farklılık Alberta kentindeki küçük bir
larda bulundukları takdirde ise göstererek bunun yerine insanların kasaba olan Mundare'de,
doğrudan ya da dolaylı olarak vaz- Polonyalı bir ailenin çocuğu
nasıl öğrendiğine dair bilgi
geçirilecektir. olarak dünyaya gelir. British
edinmek için zihinsel alana
Columbia Üniversit esi'ni
Bandura'nın araştırmaları birçok -zihne- bakmıştır. Bu nedenle bitirdikten sonra yüksek
kez eleştirilmesine rağmen Bandura meslektaşlarının çoğu lisansını ve doktorasını Iowa
(eleştirilerin çoğu fikirlerinin tarafından zamanın en etkili ve Üniversitesi'nde tamamladı.
gerçekten bilişsel gelişim kuramı saygın psikologu sayılır. • Öğrenme kuramına ilgisi
olup olmadığı üzerinedir) bulguları burada başlar. 1953 yılında ,
Ordinaryüs Profesör olduğu
Stanford Üniversitesi'nde
Çocukların cinsiyetlerine uygun kabul edilen
öğretmenlik yapmaya başlar.
davranışları (erkekler için bağımsızlık. kızlar için empati)
Dünyanın en s aygın ve
ve yaptıkları taklitler genellikle yetişkinler tarafından
destek görür. etkili psikologlarından biri
olan Bandura, psikoloji ve
eğitim dalında aldığı
Thorndike Ödülü (1999) ve
Davranış Tedavisini
Geliştirme Örgütü'nden aldığı
hayat boyu başarı ödülü (2001)
dahil olmak üzere birçok ödül
kazanmıştır. Aynca sayısı
16'nın üzerinde fahri doktora
sahibidir. 1974 yılında
Amerikan Psikoloji
Duygusal Derneği'nin başkanı
seçilmiştir.
dışa vurumculuk
Ömımll eHrlerl
AHLAK.ALTI
AŞAMADA
GELİŞİR
LAWRENCE KOHLBERG (1927-1987)
YAKLAŞIM
Ahlaki gelişim
L çocukluk ve ergenlik döne-
minde aşama aşama oluştu
ğuna inanır. 1956 yılında, yaşları 10
leri kayıt edilir. Her iki alternatif de
tam olarak kabul edilebilir değildir.
Örneğin açmazlardan birinde karısı
ve 16 arasında değişen 72 erkek ço- hasta olan bir adamın ilaç parası
ÖNCE cuğunun test edildiği çalışmasına olmadığı için ilacı çalmasının doğ
1923 Sigmund Freud, ahlaki başlar. Çocuklara önce ahlaki bir ru olup olmadığı sorulmaktadır.
gelişimi psikanaliz olarak açmaz sunulmakta, sonrasında iki Kohlberg deneye katılan 58 çocuğu
önerdi. alternatiften birini seçmeleri isten- yıllar içinde takip eder. 20 yıllık sü-
SONRA
1977 Amerikalı eğ'itim
psikoloğu William Daman,
gençlerin söylentilere ihtiyacı Geleneksellik öncesi iki aşamada , ahlaki davranış
olduğunu Kohlberg'ten önce
tamamen karşılıklı ödül kavramı tarafından belirlenir.
öne sürdü.
1982 Amerikalı psikolog
Nancy Eisenberg, çocukların
ahlaki gelişimini anlamamızı, İki geleneksel aşamada, ahlaki davranış diğer insanların doğru
bizlerin onların ihtiyaçları ve anlayış14a uygun bir biçimde, yasalara uyma, yasalara saygı duyma
diğ'er şeylerle yüz yüze
ve toplumsal düzeni muhafaza etme üzerinden kurgulanır.
gelmemizi tartıştı.
''
da eylemlerimizin yanlış mı, doğru
mu olduğunu ceza görüp, görmediği
mizde anlarız. İkinci aşama olan saf
Ahlak düşüncesi kısmen de çıkarcı eğilimde, doğru ve yanlış ey-
olsa kendi bilgimize göre lemlerin getirdiği ödüllerle belirlenir.
oluşur. Başkalarının arzuları ve ihtiyaçları
Lawrence Kohlberg sadece getireceği karşılık nedeniyle
önemlidir. Örneğin "sen benim sırtı
mı kaşı, o zaman ben de seninkini
Mahatma Gandhi, Kohlberg'in ortaya
''
kaşırım". Bu aşamada ahlak tama-
attığı ahlak kuramındaki altıncı evreye
men sonuçlar tarafından belirlenir. ulaşabilen az sayıdaki insandan biridir.
Ahlakın ikinci düzeyi, ergenlik Yetişkinlik dönemi boyunca adaletsiz
çağında başlar ve yetişkinliğin ilk ve baskıcı kanunları değiştirmek için
aşamalarına kadar devam eder. Bu mücadele etmiştir.
re zarfında,
her üç yılda bir, artan noktada, sadece sonuçları değil, ay-
yaşla ahlaki eğilimlerinin nasıl de- nı zamanda davranışın ardında ya- Ahlaki gelişimin üçüncü düzeyin-
ğiştiğini saptamaktadır. Kohlberg, tan niyeti düşünürüz. Çoğunlukla de, uydumculuğun ötesine geçeriz.
deneklerin verdiği cevaplar üzerin- "iyi çocuk" adı verilen bu aşamada, Ancak Kohlberg, insanların sadece
den, ahlaki gelişimin üç aşaması iyi davranış başkalarını memnun e- yüzde 10 ila 15'inin bu aşamaya gel-
olduğunu tespit eder. Bu altı aşama den veya onlara yardımcı olan dav- diğini savunur. Bu düzeyin ilk aşa
üç geleneksellik öncesi, geleneksel ranıştır. Artık hedef iyi biri olarak ması olan toplumsal sözleşme ve bi-
ve geleneksellik sonrası olmak üze- görülmektir. İkinci aşamada (yasa reysel haklar aşamasında hala otori-
re üç düzeyden oluşur. ve düzen aşaması) "iyi biri" olmak teye saygı duyarız. Ancak bu kez ba-
için toplumun korunması ve düze- zen bireysel hakların kısıtlayıcı ya da
Ahlaki muhakeme oluşumu nin devam etmesi adına otoriteye yıkıcı kanunlardan daha önemli ola-
Geleneksellik öncesi ahlaki muhake- saygı duymak ve kanunlara uymak bileceği bilinci vardır. İnsan yaşamı
me oluşumu hayatın ilk dokuz yılını gerektiğini düşünürüz. nın sadece kurallara uymaktan daha
kutsal olduğunu anlanz. Altıncı ve
Lawrence Koblberg yılında Belize'de bulunduğu son aşama olan evrensel ahlak ilkeleri
dönemde, parazitlerin neden eğiliminde artık yargıç kendi vicda-
Lawrence Kohlberg, Bronxville, olduğu bir enfeksiyon nımızdır. Kendimizi herkes için eşit
New York'ta dört çocuklu bir hastalığına yakalanır. Bu hak ve saygı elde etmeye adarız. Hat-
ailenin en küçük oğlu olarak hastalık kronik acı ve depresyon ta adalet gibi evrensel ilkeler için pa-
dünyaya gelir. il. Dünya Savaşı sorunlarına neden olur. 19 Ocak sif direnişe geçmeyi göze alabiliriz.
bitiminde lise eğitimini 1987'de tedavi seansının Kohlberg'in altı aşamalı ahlak ku-
tamamlar. Deniz piyadesi olarak ardından Atlas Okyanusu'na ramı oldukça radikaldir çünkü psika-
Yahudi mültecilerin Filistin'e atlayarak intihar eder. nalistlerin aksi ne ahlakın çocuklara
girmesine yardımcı olurlar. 1948 dayatılan, öğretilen bir kavram olma-
yılında, Chicago Üniversitesi'ne Önemll 8Hrlerl dığını söylemekt.P.ciir. D;ıvranışçıların
girer. Bir yılda lisansını ahı.
ahlakın tamamen kötü duygulardan
Araştumalarına devam ederek 1969 Aşama ve Kesit
kaçınmak için ortaya çıktığı kuramı
ve öğretmenlik yaparak 1958 1976 Ahlaki Evreler ve
yılında doktorasını tamamlar. Ahlaksallaştırma
na da karşıdır. Kohlberg, çocuklarda
Yale ve en son Harvard 1981 Ahlaki Gelişim Felsefesi alılakın başkalarıyla etkileşime geçe-
Üniversitesi'nde ders verir. 1971 rek sevgi, empati ve saygı gibi duy-
gularla geliştiğine inanır. •
294
KISACA
DİL ORGANI DA
YAKLAŞIM
Doğuştancılık
ÖNCE
1958 Skinner, dil gelişimini a-
VÜCUTTAKİ DİGER
çıklamak için işlemsel şartlan
dırma kavramını kullanır. Ona
göre çocuklar sözcük ve cüm-
leleri teşvik yoluyla öğrenmek
tedirler.
GELİŞİR
sürer.
SONRA
1994 Steven Pinkcr, dilin in-
san beyninde, kalıtsal olarak
NOAM CHOMSKY (1928-) var olan bir yetenek olduğunu
iddia eder. Ona göre bu yete-
nek insanın hayatta kalabilme-
si için ortaya çıkmıştır.
2003 Stan Kucaj ve Heather
Hill adlı psikologlar ebeveynle-
rin, çocuklar için Chomsky'nin
iddia ettiğinden çok daha iyi
kurallı cümleler örneği olabile-
ceğini öne sürer.
O. yüzyı l ın ortasında,
''
üretkenliğini , yaratıcılığını ve Chomsky, dilin içeriğinin çevresel
yenilikçiliğini açıklamak için faktörler tarafından sağlanmasına
yetersiz kaldığını düşünmektedir. rağmen, dilbilgisinin biyolojik
Ayrıca edimsel koşullandırma olarak belirlenmiş ve insanın içinde "Dilde buluşlara yer yoktur."
kuramı, çocukların varlıqından bile olan bir olgu olduğunu RAvıınur Noam Cbomsky
haberdar olmadıkları dilbilgisi Kuramını kanıtlamak için, insan
kura llarını kendiliklerinden gelişiminin kabul gören
''
kullanmalarını ve içinde geçen noktalarından kalıtımın kaçını lmaz
bütün sözcükleri bilmiyor sonucu olarak bahseder. Örneğin
olmalarına rağmen cümlenin buluğ çağının başlangıcı, tıpkı
tümünü anlamalarını açıklayamaz . lisanın "gelişimi" gibi insan
296 NOAM CHOMSKY
şekillenir. Örneğin Chomsky uyduğunu bilir. Böylece gramerin
Amerika'nın Pennsylvania, bazı yönlerinin hiç talimata gerek
Philadelphia bölgesinde yetiştiği kalmadan anlaşıldığı ortaya çıkar.
''
için İngilizcenin belirli bir lehçesini Altı yaşında çocukların dili bu denli
konuşmaktadır. Dolayısıyla bir yaratıcı olarak kullanabilmesi ve
organı olan dilinin yapısı bu etkiye insanların çok yönlü bir gramer
Evrensel gramer
göre oluşmuştur. Aynı süreç, ister anlayışına sahip olmasını ancak bu
diyebileceğimiz ortak bir dizi
Tokyo'da, ister Paris'te ya da nedenle açıklanabilir.
Londra'da doğmuş olsunlar hiç fark Chomsky, "evrensel gramer"
ilke temelinde dilleri
öğrenebilecek şekilde
etmez; herkes için geçerlidir. kavramının, insanların anadiliyle
tasarlanmışız.
ilgili birkaç değişiklik haricinde
Evrensel Dilbilgisi dünyanın bütün ülkelerinde geçerli
Noam Chomsky
Peki, dilin öğrenilen bir olgu değil olduğunu söyler. Bu mekanizma
''
de, doğuştan gelen bir özellik önceden belirlenmiştir ve bütün
olduğu nasıl ispatlanabilir? dillerin öğrenilmesinin temeli
Chomsky'e göre bu iddianın en ikna olmuştur. Bütün çocukların
edici kanıtı gramerin bazı yönlerinin duydukları bir d ilı aynı derecede
hiç öğretilmediği veya öğrenebilmesi bu gerçeği açıklar.
tartışılmadığı halde kişiler Ona göre bir organ olan dil, dayanağı vardır. İlki çocukların
tarafından kendiliğinden biliyor kalıtımsal olarak birtakım ortak daha önceden hiç duymadıkları
olmasıdır. Bu durum gramerin dilbilimsel niteliklere sahiptir. cümleleri anlama ve formüle etme
aşikar ve sezgisel bir bilgi Dilbilgisi, anlam ve konuşma bu kapasitesiyle doğmasıdır. İkincisi
olmasından kaynaklanır (dolayısıyla niteliklerden bazılarıdır. Dil ise bütün insan dillerinin bazı
dilbilgisi biyolojik mircısımı~ın bir öğrenebilmemizi ve evrensel unsurlara sahip olmasıdır.
parçasıdır). Örneğin, İngilizcede konuşabilmemizi sağlayan özellik Üçüncü dayanak ise bazı gramer
bazı cümle yapılarında zamir budur. Söz konusu ilkelere uymayan kurallarının bireyler tarafından,
kendiliğinden atılır.Bu istisnai dili ise öğrenmemiz mümkün zeka ve kültürel seviyelerinden
durum, diğer cümleler için söz değildir. tamamen bağ ımsız olarak
konusu değildir. İki cümle yapısı öğrenilebilmesidir.
arasında çok küçük bir fark vardır. Dil edinim cihazı Ayrıca insanların ses üreten
Ancak yine de anadili İngilizce olan Chomsky, doğuştangelen dil organlarının, nefes alma
altı yaşındaki çocuklar bile hangi tip organımıza "Dil Edinim Cihazı" der. aparatlarının, işitme sistemlerinin
cümle yapılarının bu istisnaya Dil Edinim Cihazı varsayımının üç ve beyinlerinin özel olarak sözlü
Değerlendirme
Bilişçi bilim adamı Steven Pinker,
dilin insan beyninde doğuştan beri
var olan bir donanım olduğunu
kabul eder. Ancak bunun nedenini
evrime bağlar. Dolayıs ıyla ona göre
dil atalarımızın hayatta kalmasına
yardımcı olan, uyumsal bir olgudur
Chomsky, Pinker' ın dilin evrilme
Şempanzelerin birbirleriyle
iletişim kurma yöntemleri dillerin
karmaşıklığını gösterir. Ancak yıne de
insan diliyle kıyaslandığında daha az
içerik ve çeşitlilik sahibidir.
298
• • • OTİZM .ERKEK
•.•.· •. B~'(Nİff İff AŞIRI BİR
BiÇiMiDiR
• • • SIMON BARON-COHEN (1958-)
''
1989 Almanya doğumlu psiko- mak için donatılmıştır. İlgilendikleri
log Uta Frith otistik bireylerin alanlar daha çok sistemlerin yapıları,
durumların geniş boyutunu de- çalışma ve düzenlenme şekilleridir.
''
de görülen sıra dışı zekayı ve "empati kuran" ve kadınların yüzde
yetenekleri açıklamakta yeter- 17'sinin ise "sistemleştiren" beyinle-
siz kaldığını iddia eder. ri olduğu ortaya çıkmıştır. Pek çok
kişi ise eşit yeteneklere sahiptir.
GELİŞiM PSiKOLOJİSi 299
Ayrıca bkz. Roger W. Sperry 337-38 • Heınz Heckhausen 338- 39 •
Michael Rutter 339
i
1871
i
1904
i
1921
i
1941
1884 1905 1937 1942
1
Francis Gaitan bireysel
farklılıklar konusunu
1
Alfred Binet ve Theodore
Siman, sonradan Binet
1
Gordon Allport en
önemli eserini
1
Katherine Briggs ve
isabet Brigg Myers
geniş kapsamlı anketler Siman Ölçeği olarak da yayımlar: Kişilik: Çok sık kullanılan
kullanarak bilinecek ilk zeka testini psikolojik yorum. psikomeLrik testlerden
bilimsel bir şekilde araştıran gel iştirir. olan Briggs Myers
ilk kişi olur. Kişilik Testi'ni yaratır.
P
sikoloji teorileri zihin ve Gardan Allport
davranışın hepimizde mev- olmuştur. Ona göre mevcut kuram- sayısı azalmıştır. Öne çıkan karak-
cut yönleriyle ilgilenir. lar yetersizdir. Günümüzde, "kişilik ter özellikleri içedönüklük ve dışa
Ancak filozoflar ve sonra bilim özellikleri teorisi" olarak bilinen dönüklüktür. İki özelliğin yarattığı
insanları, psikolojik yapımızda kuramın öncüsü olan Allport, bir- farkın kişiliği belirlemede büyük
hepimizi ayrı bireyler yapan farklı çok değişik karakter özelliği tanım etkisi olduğu kabul edilmektedir.
lıklar olduğunun bilincindedir. İlk lar. Ona göre bu özellikler kendile- Bu iki özellik Hans Eysenck'in üç
filozoflardan bazıları kişilik farkla- rini her insanda kombinasyonlarla faktörlü modelinde de yer almıştır.
rını dört ruh hali veya hümor fikrini karşımıza çıkan üç değişik sevi- Eysenck'in modelinde temel özel-
uygulayarak açıklamaya çalışmış yede göstermektedir. Kişisel özel- likler içedönüklük-dışadönüklük ile
tır. Kişiliğin ilk kez bilimsel olarak likler fikri, kişilik psikolojisinin nevrotiklik ve psikotiklik olarak
incelenmesi 20. yüzyıla rastlar. önemli bir bölümü olur. Allport'un belirlenmiştir.
Tahmin edilebileceği gibi, dav- çalışmaların ın sonucu olarak, kişi Kişisel özelliklerin sürekli belirli
ranışçılar kişiliği şartlandırmanın sel özellikler yeni bir çalışma alanı bir tip davranışa neden olacağı
ürünü olarak görmüşlerdir. haline gelir. varsayımı birçok kez sorgulanmış
Psikanalitik kuram ise kişiliği bilin- tır. Walter Mischel tarafınd an yapı
çaltının qeçmiş deneyimlerinin bir Kişilik özellikleri lan araştırmaya qöre farklı durum-
etkisi olarak değerlendirm iştir. Raymond Cattell'in 16 k işilik özelli- lar, farklı davranışlara neden
Ancak bu aç ıklamalar kişilik testi ğini tanımlayan analitik metotlu oluyordu. Mischel'e göre kişilik
üzerine yapılan araştırmalardan faktörleri gibi yeni yöntemler, özellikleri, bireyin durumu algıla
çok, genel araştırmalardan elde Allport'un teorilerini daha rafine ması ve farklı koşullara verdiği tep-
edilen sonuçlara dayanarak yapıl hale getirmiştir. Böylece bireysel kiler çerçevesinde değerlendirilme
mıştır Kişilik konusuna ilk kez kişiliğin m eydana gelmesi için bir lid ir. Zaman içinde kişisel
FARKLILIKLAR PSiKOLOJiSİ 303
Walter Mischel Kişilik ve
Corbett H. Thigpen ve eserinde
Değerlendirme adlı Nico Frijda Duygular
1970'1i yıllar Hans Hervey M. Cleckley, kişisel özellıklerin davranışı, adlı kitabını yayımlar.
Eysenck kişisel teori Eve'nin Üç Yüzü 'ncle durumdan ve şartlardan Kitapta duygular bireyi
açısından çok etkili çoklu kişilik bağımsız olarak, eyleme hazırlayan
olan üç faktörlü bozukluğu vakasından belirlediğı varsayımını değişimler olarak ele
modelini açıklar. söz ederler. sorgular. ahnır.
i
1947-70'1i yıllar 1954 1968 1986
ı
J.P. Guilford, zekanın
ı
David Wechsler
ı
David Rosenhan, sözde
ı
Araştırmacıla r kişilik
yapısının üç boyutu Wechsler Yetişkin hasta deneylerinde özeliklerinin "beş büyük
olduğunu önerir: içerik, Zeka Ölçeği'ni normal ve aklı başında faktörü" hakkında görüş
ürün, işlemler. geliştirir. gibi psikiyatri birliğine varır. Bunlar
ölçütlerini sorgular. deneyime açıklık , sorumluluk,
dışadönüklük, uyumluluk ve
duygusal dengedir.
özelliklerin tutarlılık göstermediği berinde ırksal basmakalıp ve öjeni bir kavramla ölçülmes i kavramı J .P
gibi bireylerin birden fazla belirgin çağrışımlarını getirmektedir). Guilford tarafından eleştirilir.
kişiliği olabileceği keşfedilmiştir. Zekayı belirleyen unsurun kalıtım Guildtord'a göre zeka birçok farklı
Ev9'nin Üç Yüzü adını taşıyan ve mı, çevre mi olduğu meselesi yeteneğin birleşiminden oluşur. Bu
sonradan sinemaya uyarlanan önemli tartışma konularından biri varsayım, Raymond Cattell'in eleş
kitapla ünlenen bir vakada, Corbett olmuştur. Raymond Cattel ve Hans tirel düşünce ve tümevarımın iki
H. Thigpen ve Hervey M. Cleckley Eysenck gibi psikologlar kalıtımsal düzeyi olan sıvı ve kristalize zeka
günümüzde kimlik çözülmesi bakış açısını benimser. Diğer psi- kuramının temeli olmuştur.
bozukluğu adı verilen çoklu kişilik kologlar ise zekanın kalıtımın yanı Psikolojik farklılıklar araştırma
bozukluğu vakasını tanımlamıştır. sıra çevreden de etkilendiğim ları arasında psikolojik bozukluklar
savunur. Hatta onlara göre zeka ile Paul Ekman ve Nico Fridja'nın
ZekA faktörü ölçüm yöntemleri kültürel açıdan öncülüğünü yaptığı duygular ve yüz
Birey olarak farklılıklarımızı belirle- önyargılı olabileceği için çarpık ifadeleri üzerine çalışmalar da yer
yen faktörlerden biri de zekadır. sonuçlar vermektedir. alır. Ancak David Rosenhan'ın araş
Zeka psikolojinin ilk günlerinden 20. yüzyılın başında, İngiliz tırmaları "normal" ve " anormal"
beri üzerinde çalışılan bir kavram psikolog Charles Spearman, arasında ayrım yapmanın ne kadar
olmasına raÇjmen tanımlanması zekanın rlrı ha tarafsız ve bilimsel zor olduğunu göstermiştir. Bireysel
veya ölçülmesi oldukça zordur. olarak incelenmesini mümkün farklılıklar, insan psikolojisinin kar-
Yapılan araştırmalar her zaman çok kılan, istatistiklere dayanan test ve maşıklığını ve derinliğini vurgula-
tartışılmıştır. Darwin ve Galton ölçüm yöntemleri geliştirir. Genel yacak şekilde, kolayca nitelendirile-
zamanından beri zekanın çevreden zekayı oluşturan bütün zihınsel bilecek bölmelerden çok yelpazedeki
etkilenmeyen, irsi bir özellik olduğu becerilerle ilişki li olan "g faktö- değişi k renkler gibidir. •
varsayılmıştır (Bu varsayım bera- rünü" tanımlamıştır. Zekanın tek
304
KÜRDAN ••İÇİN
••
AKLINIZA
GELEN BUYUN KULLANIM ·
AMAÇLARINI SAYIN
J.P. GUILFORD (1897-1987)
YAKLAŞIM
Akıl Psikometrisi
Z surların neler olduğu konu-
su Antik Yunan' dan beri
tartışılmasına rağmen, zekayı sis-
cek çocukları teşhis etmesi isten-
miştir. Binet, araştırmacı Theodore
Simone ile birlikte bellek, dikkat ve
temsel olarak ölçebilen yöntemler problem çözme görevlerini ölçerek
ÖNCE ancak 1905 yılında keşfedilmiştir. akli yetenekleri tek bir rakamla ö-
19. yüzyıl Wilhem Wundt, Bu keşfi yapan kişi Fransız psikolog zetleyen "Binet-Simon Ölçeği"ni
Gustav Fechner ve Fra ncis Alfred Binet olur. Ondan, eğitim ko- yaratır.
kalı psikolog J. P. Gı..ıi lford, testin oldu- cak olsa neler olabileceğini hayal et-
ğunu söyler. Ona göre standart zeka meleri istenir. Yanıtlar esneklik, öz-
testleri yaratıcılığı hesaba katmadan, günlük, akıcılık ve ayrıntılandırma
10 puanıyla temsil edilebilecek "genel olmak üzere dört ana bileşen üzerin-
zekfuun" varlığına inanır. den değerlendirilir.
Guilford zekanın tek bir "genel
Yaratıcılığı ölçmek faktörden" değil, üç farklı boyuttan o-
Tanımı gereği, yaratıcılıkherhangi luştuğunu düşünür. Ona göre zihinsel
bir sorunun birden fazla yanıtı oldu- becerileri oluşturan boyutlar işlemler,
ğuna inanmaktır. Yaratıcı düşünce, ürünler ve içeriktir. İşlerrıler, kullandı
Guilford'ın "ıraksak düşünce" olarak ğımız düşünsel süreçlerclir. Bu süreç-
nitelendirdiği, alışılmamış bir düşün ler aralarında biliş, bellek ve değerlen
ce tipi gerektirir. Bu tip düşünce dirmenin bulunduğu altı çeşitten iba-
Yaratıcı zekıilar, kürdanların bile
bambaşka yörılere gider ve tek bir so- rettir. İçerik ise kullarulan veri ve bil-
yüzlerce potansiyel işlevi olduğunu fark e- runa birçok çözüm üretir. IQ testleri gileri kapsar. İçerik cinsleri arasında
der. Guilford'ın hazırladığı "Yaratıcı Dü- ise, tam aksine, tek bir yanıt üreten görsel ve işitsel içerik çeşitleri de
şünce Testi" kişileri özgün ve muhtelif al- "yakınsak düşünce" gerektirir. mevcuttur. Ürünler ise işlemler, içeri-
ternatifler düşünebilme kapasitelerine gö- Guildford, yaratıcılığın ölçülebile- ğe uygulandığında ortaya çıkan so-
re değeılenclirtr. ceğini düşünmektedir. İnsanların nuçlardır. Bunlara sınıflar ve ilişkiler
Ortalama Zeka Katsayısı testi (10), yaratıcılık kapasitesini, fikirlerinin dahildir. Bu farklı tipleri birleştircliği
kullanışlı olması bakımından 100'e ne kadar çok yöne gittiği gösterir. ı miz ve kullandığ ımız pek çok biçim
sabitlenmiştir. Psikologlar test sonuç- raksak düşüncenin miktarını ölçmek sayısı 180'e (6*5*6) kadar ulaşan zeka
larını bu rakama göre değerlenclire için birçok test yaratır. Testlerden bi- tipi olduğu anlamına gelir. Bu tipler-
cektir. Uygulamada, genel nüfusun ri 1967 yılında hazırladığı "Yaratıcı den yüzden fazlası doğrulanmıştır.
yüzde 95'i, 70 ile 130 arasında puan Düşünce Testi"dir. Test için katılım Guilford 'ın kuramı karmaşık ya-
alınıştır. En yüksek puan alan yüzde cılarına) kürdan b) tuğla c) at.aşına pısı ve testlerinin uygulanma zorlu-
0,5'lik kısım, 145'ten fazla puan alır. kıllarına gelen bütün kullanımlarını ğu nede niyle, standart 10 testleri
Bu seviyedekiler "deha" kabul edilir. söylemeleıi gerekmektedir. "Sonuç kadar sık kullanılmaz . Ancak çalış
Günümüzde zeka testlerinde ha- testi" için ise deneklerden, ulusal ve maları zeka ve yaratıcılık araştır
len bu ölçek kullanılır. Ancak Ameri- yerel kanunlar birdenbire kaldırıla- malarını derinden etkilemiştir. •
''
Joy Paul Guilford, Nebraska, bir adam olarak tanınan
ABD'de, bir çiftlikte doğar. Her Guilford, ordu yıllarında
zaman zeki biri olarak tanınan utangaçlığı nedeniyle "gri
Guildford, lise yıllarında hep hayalet" lakabıyla tanınır. Etkili
sınıf birincisi olur. Psikoloji ve verimli bir araştırmacı olan Belirli bir zaman diliminde çok
lisansı mezuniyeti, orduda erlik J.P Guilford, 300'den fazla fikir üretebilen kişinin önemli
yaptığı dönem sekteye uğrar. makale, 25'ten fazla kitap fikirler üretebilme şansı daha
Sonra, Comell Üniversitesi'nden yazmış ve 300'den fazla test fazladır.
mezun olur. 1928 yılında, doçent yaratmıştır.
J.P. Guilford
olarak Nebraska'ya döner. 1940
yılından itibaren, il. Dünya önemli -deri
Savaşı sırasında verdiği küçük
''
ara hariç 1967 yılındaki 1936 Psikometride Kullanılan
emekliliğine kadar çalışacağı Yöntemler
Güney Kalifomiya 1967 İnsan Zekasının Doğası
CUMA GELMEDEN
1111
ROBINSON CRUSOE
KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNDEN
YOKSUN MUYDU?
GORDON ALLPORT (1897-1967)
\ //
~
308 GORDON ALLPORT
ordon Allport, modem
KISACA
G zamanlarda bütün
çalışmalarını kişilik
''
YAKLAŞIM
Ayıncı özellikler kuramı
araştırmalarına ayıran ilk kişi
olduğu için kişilik psikolojisinin
ÖNCE kurucularından biri olarak tanınır.
M.Ö 2. yüzyıl Galen insan Hipokrat (M.Ö 400) ve Galen (M.Ö İnsanlar hayatlarını geleceğe
mizacını dört salgıya göre 150) tarafından yapılan dört huy taşımakla meşguldür. Psikoloji
tanımlar. çalışmasından sonra kişiliği ise, çoğunlukla, onları
1890 William James Psikoloji- sınıfla ndırmak için ayrıntılı geçmişlerine yöneltmekle
ça lışmalar yapılmamıştır. 19. ilgilidir.
nin İlkeleri adlı kitabında ilk
yüzyılda yapılan psikoloji Gordon Allport
kez benliği deneyimsel nitelen-
çalı şmalarında benlik veya "ego"
dirmelerle tanımlanan "benim"
tartışmaları olmasına rağmen ,
ile düşünme işlevlerini içeren
''
kişilikten çok az bahsedilmiştir.
"ben" ile eş zamanlı bir gelişim
olarak betimler. 20. yüzyıl başlarında, iki etkili
ekol olan psikanaliz ve
SONRA davranışçılık yaklaşım olarak iki zıt
1946 Raymond Cattell, kutuptur. Her iki yaklaşım çok
temelini Allport ve Odbert'in gelişmiş ve etkin olan ekollerdir. yaşamıştır. Ona göre davranışçı
hazırladığı anlamsal kuramın Bunlar halen etkilerini korumakla yaklaşım öğrenme sürecinde
oluşturduğu 16 PF (Kişilik beraber çok tartışmalı ekollerdir. "insan" unsurunu hesaba katmaz.
Faktörleri) anketini geliştirir. Davranışçılık, kişilikle hiç Çünkü her kişilik emsalsizdir ve
1970'1er Hans J. Eysenck PEN ilgilenmeden, davranışların nasıl algılar öğrenme sürecinde pay
öğrenildiğini araştırır. Psikanaliz sahibidir. Psikanaliz ise kişilik ve
(Psikotizm, Dışadönüklük,
Nörotizm) kişilik anketini ise kişiliğin var olduğu bilinmeyen davranışı açıklamakta geçmişe çok
tamamlar. ve kendini sadece rüyalar ile dil fazla önem verip motivasyon ları ve
kaymalarıyla tesadüfen ve bölük şu anki bağlamı dikkate almadığı
1993 Amerikalı psikolog Dan pörçük gösteren bilinçdışı için kişiliği ve davranışı
P. McAdam Dinlediğimiz tarafından kontrol edildiğini öne açıklamakta yetersizdir. Fikirleri,
HiM.yolor kitabında idiyografik sürer. genç bir üniversite mezunu olarak,
yöntemini açıklar. Amerikalı psikolog Gordon Freud'u Viyana' da ziyaret etmesiyle
Allport her iki yaklaşımla da sorun doğrulanmış olur. İlk buluşmada,
Allport, Freud'a tren yolculuğu koyan kişi ise Allport'un üniversite ampirik araştırmalarından çok bir
sırasında üzerinde tanıştığı küçük hocalarından William Stern teorisyen. neredeyse filozof gibidir.
bir erkek çocuğundan bahseder. olmuştur. İnsan zekllsı üzerine Erkek kardeşi Floyd ile birlikte
Çocuk kirlenmekten korktuğu için yapılan araştırmalarda örnek teşkil yazdığı İnsan Karakterinin Ayırt
annesinin telkinlerine rağmen kirli eden nornotetik yöntemde, Edici Özellikleri: Sınıflandırılması ve
insanların yanına oturmayı mümkün olduğu kadar tarafsı z ve Ölçülmesi adlı makalesi nomotetik
reddetmiştir. Allport, belki de bilimsel davranılır. Çok fazla sayıda yöntemin mükemmel bir örneğidir.
çocuğun kirlilik fobisini titiz ve denek üzerinde gerçekleştirilen Son önemli eserlerinden biri olan
biraz da baskın bir kadın olan testler genelde içedönüklük, Jenny Masterson analizi ise
annesinden öğrenmiş olabileceği d ı şadönüklük yibi ayırıcı özellikler idiyografik yöntemin en detaylı
fikrini ortaya atar. Freud olayı üzerinde sonuç elde etmek için örneklerinden biridir.
duyunca " Hikayedeki çocuk siz yapılır. Sonuçlar ayrıntılı olarak
misiniz?" diye sorar. Allport'a göre, tahlil edilir ve yargılara varılır. Anlamsal hipotez
Freud'un bu küçük gözlemi, sadece Örneğin dışadönük insanların Allport, ilk araştırmasını erkek kar-
karşısındaki kişinin yüzdesi tespit edilir ve bu özelliğin deşi ile beraber ayırt edici özellikleri
çocukluğundan bilinçdışı bir bölüm yaş, cinsiyet ve coğrafyaya bağlı üzerine yapar. Araştırmada denek-
olarak gördüğünü, bir başka deyişle farklılıklar saptanır. Ancak bu lerden kişilik anketine cevap verme-
şimdiki zamanda yaşanan bütün yöntem, ayırıcı özellikleri bireyse! lerini isterler. Anket aynı zamanda
itkileri ve niyetleri göz ardı ettiğ ini düzeyde incelemez. Elde edilen denekleri tanıyan kişilere sorulacak
göstermektedir. Allport, kendi sonuçlar belirli bir kişi değil, belirli sorular da içermektedir. Bunun ne-
araştırmalarında geçmişten çok bir özellikle ilgili karşılaştırmalı deni, Allport kardeşlerin , ayırt edici
yaşanan ana önem vermiştir. yorumlar ve sonuçlar üzerine eğilir. özelliklerin insan ilişkilerinde şekil
Kariyerinin sonlarına doğru ise Davranışçı B.F Skinner, fare lendiğine dair inancıdır. Araştırma
psikanalize, diğer yöntemleri olarak davranışları üzerinde yaptığı larından ayırt edici özellikleri ta-
biraz daha fazla ağırlık vermeye araştırmada bu yöntemi nımlamak ve ölçmek için geçerli ne-
başlar. kullanmıştır. denler olduğu sonucunu çıkarırlar.
Allport, öğrenme ve kişilik İkinci yöntem olan idiyografi, Ayrıca araştırmaları ile kişilik ölçü-
araştırmalarında üzerinde iyi tamamen nomotetik yöntemin mü için daha tamamlayıcı ve has-
düşünülmüş, eklektik ve kavramsal zıddıdır. Bu yöntemde tek bir bireyin sas bir araç geliştirme olasılığını
olarak aç ık görüşlü bir yaklaşım üzerinde derin araştırma yapılır. kanıtladıklarını düşünürler.
benimsenmesi savunur. Geçerli Bireyin hayat öyküsü, ayırıcı 1936 yılında Allport ve meslek-
yaklaş ı mlardan inandığı parçaları özellikleri, ilişkileri de hesaba katılır taşıH. D Odbert, insanların haya-
olan Allport'un temel inancı, her hatta başka kişilerin test edilen tındaki en belirgin ve sosyal açıdan
bireyin benzersizliği ve kişiliğinin bireyle ilgili fikir ve deneyimleri bile
tamamen olmasa bile büyük oranda dikkate alınır. Bu yöntem, tek bir
insan ilişkileri ile şekillendiğidir. kişi ve hayat üzerine odaklanması
''
ile psikanalitik yönteme daha
Kişilik teorisi yakındır.
Allport'un kişiHk kavramı ayırıcı Allport, nomotetik yöntemin
özellikler, insan ilişkileri, içinde ayırt edici özellikleri tarımlamanın "İnsan ve doğada tip yoktur.
bulunulan durum ve itkilerden bir yolu olduğunu söyler ancak, Gözlemcinin aklında vardır."
meydana gelir. Kişilik açıklayıcı gücünün rlRhA Az
Gordon Allport
araştırmalarında iki farklı yaklaşım olduğunu düşünür. İcliyografik
geliştirir. Nomotetik ve idiyografik yöntem ise genel sonuçlar elde
''
yöntemler. Aslında ikisi de Alman etmekte işe yaramamasına rağmen,
filozoflar Wilhem Windelband ve tek kişiyi derinlemesine
Wilhem Dilthey tarafından açıklamakta başarılıdır. Sonuçta her
geliştirilmiştir. İlk kez uygulamaya iki yöntemi de kullanır. Ancak
310 GORDON ALLPORT ~~~~~~~~~~~~~
''
haline gelir. Allport, bu duruma Allport, yaygın özelliklerin ebeveyn
örnek olarak Byron kahramanı, etkisiyle oluştuğunu ve yetiştirilme
Makyavelce ve Kalvinizm gibi tarzının bir sonucu olduğunu iddia
İnsanların ayırt edici deyimleri gösterir. İkon haline gel- eder. Bu tip özellikler, örneğin
özelliklerinden bahsedilebilir. miş istisnaları bir kenara bırakacak saldırganlık seviyesinin herkeste
Ancak insan tiplerinden olursak, diğer durumlarda da örne- değişen miktarlarda bulunması
bahsedilemez. ğin "komünizm korkusu" gibi bir g ibi aynı kültüre ait insanlarda
Gordon Allport ayırt edici bir özellik kişinin haya- farklı derecelerde görülür.
tında o kadar önemli ve etkili bir rol Allport'a göre çoğumuzun bu
''
oynayabilir ki bilinçli ve bilinçdışı çeşit beş, on ayırt edici özellikten
her hareketi etkileyebilir. oluşan kişilikleri vardır. Bu ayırt
Allport, ilerleyen yıllarda edici özellikler bir noktada bizim
kişilerin temel ayırt edici "önemli özelliklerimiz" haline gelir.
FARKLILIKLAR PSİKOLOJİSİ 311
sınıf arkadaşlarımız arasında yolculuklarında çok gergin olur"
popüler olmak için başlayabiliriz. deriz. Bu özellikler tercih
Sonra resim yapmaya sırf meselesidir veya değişime açıktır.
''
yeteneğimizi mükemmelleştirmek Başka insanların yokluğunda,
adına devam edebiliriz. Bu örnek, ikincil ayırt edici özellikler oldukça
bize bugünkü fikir ve belirgin olabilir. Esas ve ortak
Kişiliği durağan, sabit ve düşüncelerimizin geçmişimiz özelliklerle beraber insanın
değişmez olarak betimleyen tarafından sadece dolaylı olarak karmaşık yapısını anlamamıza
bütün teoriler yanlıştır. etkilendiğini gösterir. İşlevsel yardımcı olurlar.
Gordon Allport özerklik ayrıca, obsesif- kompulsif
düşünce ve eylemlerimizi de Ayırt edici özellikler ve
açıklar. Neden yaptığımızı davranış
''
bilmememize rağmen yapmaktan Allport, ayırt edici özelliklerin
kendimizi alıkoyamadığımız insanlarda nasıl şekil aldığıyla ve
hareketler, bağımsız ayırt edici davranışlarla olan bağlantılarıyla
özelliklerimizin dışavurumu ilgilenmiştir. Davranışlarımızı iç ve
olabilir. dış güçlerin bir karışımının
Zaman içinde ortak Allport'un üçüncü ayırt edici belirlediğini önerir. "Genotip"
özelliklerimiz "işlevsel özerklik" özellikler olarak bilinen ikıncil edici denilen belirli içsel güçler, bilgiyi
kazanabilir. AllporL bu durumu özellikler, kişiliğimiz üzerinde esas nasıl aldığımızı ve dış dünya ile
şöyle açıklar. Bir şeye bir nedenden ve ortak ayırt edici özelliklerden etkileşime geçmek için nasıl
ötürü başlayıp, sonrasında daha az pay sahibidir. Sadece kullandığımızı belirler. Allport'un
bambaşka bir neden için yapmaya belirli durum ve ortamlar "fenotip" adını verdiği dış güçler
devam edebiliriz. Bunun nedeni tarafından şekillendirildikleri için ise, bireylerin çevrelerini nasıl
bugünkü itkilerimizin sürekli sadece belirli şartlarda gözlemlenir. kabul ettiğini ve başkalarının nasıl
geçmişe bağlı kalmamasıdır. Örneğin biri için "gıdıklanınca çok kendi davranışlarını
Örneğin resim yapmaya sadece sinirlenir" veya "uçak şekillendirmelerine izin verdiğini
~-(--
~ K""l"k 1
ışı
~1
V ~
r oku
~ ~Ö•ellilderi,
~
312 GORDON ALLPORT
Allport, Crusoe'nun en başından berı
birçok ayırt edici kişilik özelliğine sahip
olmasına rağmen. bu özelliklerden
bazılarının ancak gemi battıktan ve
Cuma ile tanıştı ktan sonra yüzeye
çıktığı sonuna varmıştı.
''
Mısır ve patates eker. Bir papağan 1937 yılında, Kişilik: Psikolojik Bir
evcilleştirir. İncil okuyarak, dindar Yorum adlı kitabının
biri olur. Bütün bu eylemler, yayımlanmasından sonra, Allport,
Crusoe'nun genotipsel ayırt edici bütün dikkatini din, önyargı ve etik Kişilik,düz ceketin
özelliklerini ve bu özelliklerinin konusuna vermiştir. Ancak, 1965 bağlanmasından çok daha
sonuçlarını göstermektedir. yılında tekrar kişilik konusuna karışık bir şeydir.
Ancak, fenotipik davranışlarının döner. Bu kez, 1868 ile 1937 Gordon Allport
ifade edilebilmesi için Cuma'nın arasında yaşamış Jenny
''
gelmesi gerekmiştir. Cuma'yı onu Masterson'ın ayırt edici
kaçırmak isteyenlerden kurtarır. özelliklerini inceler. Jenny,
Ona bir isim verir. İngilizce hayatının son 11 yılında arkadaş
öğretebilmek için gerekli sabrı ve olduğu evli bir çifte 300 adet kişisel
~~~~~~~~~~~~
FARKLILIKLAR PSiKOLOJİSi 313
bireyin karakterinin sadece kişilik
anketleri ile anlaşılmayacak
inceliklerini anlama potansiyelini
''
kanıtladığını düşünmektedir.
Allport, 1966 yılında Ayırt Edici
Özelliklere Yeni Bakış adlı bir Allport psikologlara ayırt edici
makale kaleme alır. Bu makalede, kişiliközelliklerine yoğunlaşıp,
kişilik çalışmalarının kişisel ayırt karakteri çözümleme işini
edici hassas bir şekilde filozoflara bırakmaları
çözümlemek yerine insanın bütün gerektiğini gösterdi.
ruhsal özelliklerini incelemeyi Martin Seligman
amaç edinmesi gerektiğini belirtir.
''
İlk makalelerini psikolojinin
masumiyet çağında kaleme
aldığını söyleyen Gordon Allport,
buna rağmen ayırt edici Gordon Willard Allport
özelliklerin, kişiliğin betimlenmesi 1897'de ABD'nin lndiana eya-
letinin Montezuma şehrinde
için makul bir başlangıç noktası teorilerin bile temelinde "hasta ve doğar. Dört erkek kardeşin en
olduğu inancının ardında durmaya kaygılı insanların veya tutsak ve küçüğü olan Allport çocukken
devam eder. çaresiz farelerin davranışları"na utangaç ve çalışkandır ancak
dayandığına işaret eden ilk kişiler ilk gençliğinde okul gazetesi-
Psikolojide Allport etkisi den biridir. Kuramların neden sağ nin editörü olur ve kendi ba-
Allport, her ne kadar adı verilmese lıklı insanlar ve hayatı güzel yaşa sım işini kurar.
de birçok çağdaş düşünce ekolünü mak isteyenlerle ilgili olmadığını il. Dünya Sava.şı sırasında
temelinden etkilemiştir. Modern Allport, Harvard Universite-
merak eden Allport, çalışmaların,
si'ndeki burslu felsefe ve eko-
kişilik testlerinin çoğu Raymond yasaya uyanlarla değil suçlularla, nomi eğitiminden önce asker-
Cattell ve Hans Eysenck'in cesaretle değil korkuyla ilgilendiğini lik görevini yerine getirir.
araştırmalarından elde edilmiştir. ve odak noktalarının insan vizyonu 1919'da mezun olduktan sonra
Her iki psikologun da değil, körlüğü olduğunu söyler. bir yıl Türkiye'de dersler verir
çalışmalarının çıkış noktası Martin Seligman' ın öncülüğünde ve ardından Harvard'a geri dö-
Allport'un anlamsal teorisi filJzlenen pozitif psikoloji ekolü, ner. 1922'de psikoloji doktora-
sını tamamlar. Ayrıca
olmuştur. Cattell'e ait olan ve Allport'un pozitif deneyimlere dair
bugün halen psikologların sık Almanya'da Gestalt Okulu ile
bilimsel psikoloji geliştirme hedefi cr.alışır. İngiltere'de Cambridge
kullandığı 16 Kişilik Faktör ve fikrini benimsemiştir. Universitesi'ne de gider.
Anketi'nde kullanılan ayırt edici 1955 yılında, Allport, Olmak 1924'te ABD'deki ilk kişilik
özellikler, Allport ve Odbert'in kitabını yazdığında, fikirleri iyice derslerinJ vermek üzere
bilgisayar analizi ile bulduğu 4500 gelişmiştir. Artık insanların daha Harvard'a geri döner. New
ayırt edici sıfattan elde edilmiştir. yüksek bilinç seviyesine ulaşmak Hampshire'da Dartmouth Col-
Bütün danışma ve terapilerin için çaba sarf et mesinin ve bunu lege'daki dört yılın dışında
temelinde yatan hümanist psikoloji gerçekleştirmenin kişiliğ in gerçek
1967'de 70 yaşındayken akci-
ğer kanserinden hayatını kay-
başta idiyografi yöntemi ve her itkisü olduğunu görmüştür. bedene kadar Harvard'da kalır.
insanın benzersiz olduğu varsayımı "Olmanın" insanlığın nihai amacı
olmak üzere, Allport'un bulgularına olduğuna işaret eden diğer Ön•mll eserleri
dayanır. Kişilik gelişimi ve ifade psikologlar ise Cari Roger ve
için pratisyen ve danışan ilişkisi Abraham Maslow'rlıır. Onlar bu 1937 Kişilik: Psikolojik Bir Yo-
üzerinde yoğunlaşma fikrinin amaca "kendini gerçekleştirmek" rum
kökeni, Allport'un kişiliğin çoğu n adını vermişlerdir. Allport'un 1954 Önyargının Doğası
lukla ilişkilerin bir işlevi olduğu bulguları , diğer ünlü psikologlar 1955 Olmak
inancıdır. kadar sık alıntılanmasa bile 1961 Kişilikte Model ve Geli·
Allport ayrıca, olumlu insan psikoloji dalındaki derin ve uzun şim
GENELZ~KAYIOLUŞTURAN
sıvı ZEKA VE
KRİSTALLEŞMİŞ ZEKANIN
BİRLEŞİMİDİR
RAYMOND CATTELL (1905-1998)
YAKLAŞIM
Zeka kuramı
2 psikologlarından biri olan
Raymond Cattell, insan
zekası, itkileri ve kişiliği
bir konuya ya da "içer iğ e"
uygulanabilen bir dizi düşünme ve
tümevarım yeteneğinden oluşur.
hakkındaki çalışmalara büyük Bazen, bilmediğimiz bir şeyi
ÖNCE katkıda bulunmuştur. Cattell'in yapmamız gerektiğinde
1900'ler Alfred Binet, zekanın insan zekasıııa olan ilgisi, kullandığı mı z zeka olarak
ölçülebildiğini öne sürerek, 10 kariyerinin ilk yıllarında , bütün tanımlanan sıvı zeka, problem
(zeka katsayısı) terimini ortaya öğrenme faaliyetlerinin temeli çözme ve desen tanıma
atar. olarak "g" faktörünü tanımlayan süreçlerinde otomatik olarak
İngiliz psikolog Charles kullanılır. Kullanılan bellek
1904 Charles Spearman Spearman'ın öğrencisi olduğu kapasitesi ile yakından ilişkili
zekanın belli başlı yıllarda başlamıştır. olduğu kabul edilir.
faktörlerinden biri olarak "g" 1941 yılında, bu kavramı Cattell, sıvı zekanın kalıtımsal
tanımını öne sürer. geliştirenCattell, g'yi oluşturan iki olduğunu, bunun da bireysel farklı
zeka tipini tanımlar. Bunlar sıvı ve lıkları açıklayabileceğini savunur.
1931 Zekllnın Ölçli/mesi adlı
eserinde Edward Thorndike üç
veya dört tip zeka olduğunu
iddia eder. Genel olarak zekanın teme li (g)
iki kısımdan ibarettir.
SONRA
1950 J. P. Guildford 150
civarında düşünsel yetenek
olduğunu söyler.
Kristalleşmiş zeka D
Problem çözmek için akışkan
zekayı kullandıkça, yaşadığımız
dünya hakkında bilgi depoları ve E H
işe yarayan hipotezlere sahip
oluruz. Bu bilgi deposu, Cattell
tarafından "yargılama becerileri
kümesi" olarak tanımlanan,
kristalleşmiş zekadır. Bu tip zeka, kavramlar. Bu tip zeka yaşam kristalleşmiş zekanın birleşimini
sıvı zekayı kültürel faaliyetlerde boyunca giderek artar ve 65 saptamaya eğimli oldu(ıunu fark
kullanarak kazanılır. Öğrenme yaşından sonra azalmaya başlar. eden Cattell sadece akışkan zekayı
deneyimindeki büyük farklılıkların Cattell, sıvı ve kristalleşmiş ölçecek testler geliştirdi. Şekil ve
nedeni sosyal sınıf, yaş, milliyet ve zekayı birbirinden bağımsız görür desenlerden oluşan, sözel olmayan,
tarihi dönem gibi birçok faktördür. ancak kişilik ve ilgi alanları gibi çok şıklı kültür-uyumlu zeka testini
Kristalleşmiş zeka, sözel faktörlere bağlı olarak, yüksek bir hazırlar. Bu test her kültürden
kavrayış ve sayısal beceriler gibi akışkan zekaya sahip olmanın , yetişkin ve çocuklar üzerinde
kabiliyetleri kapsar. Çünkü bu daha hızlı ve daha geniş bir uygulanabilmektedir ve önceden
bilgiler önceden kazanılmış bilgiye kristalleşmiş zeka kazanımı öğrenilmiş bilgileri ölçmez. •
dayanır, örneğin dilbilgisi kuralları, sağlayabileceğin i düşünür.
toplama çıkarma gibi matematiksel Standart 10 testlerinin, sıvı ve
DELiLiKLE
ARASINDA BİR
• • •
YARDIR
J.
HANS EYSENCK (1916-1997)
318 HANS J. EYSENCK
arih boyunca, deha tartış
KISACA
T malarına genetik-çevresel
faktörler damgasını vur-
''
YAKLAŞIM
muştur. "Deha doğulur mu, deha
Kişilik
olunur mu?" sorusu her daim sorul-
ÖNCE muştur. 1900'lü y ıllara kadar, deha-
Büyük bir yaratıcılık
1926 Amerikalı Psikolog lar hakkında ki bilgiler, Leonardo da
Vinci ve Beethoven gibi dahi kabul
potansiyeli ve psikolojik
Catherine Cox 300 dehanın sapmanın temelinde ortak
zeka ve kişiliklerini test eder edilen kişilerin öyküleriyle sınırlı
kalmıştı r. Aristo dönemi kadar eski
yönler vardır.
Ortalama IQ'yu 165+ olarak Hans J. Eysenck
tespit ederi. Ortak noktalar ise zamanlarda bile, yaratıcı deha ve
motivasyon ve kararlılıMır. delilik arasında il i şki kurulmu ş, her
''
iki durumun da genetik olduğu
1956 J. P. Guildford yaratıcılıgı düşünülmüştür. 1904 yılında,
tartışmak için ıraksak İngiliz psikolog Havelock Ellis tara-
düşünce kavramını geliştirir. fından yapılan "İngiliz Dahileri
Araştırması"nda yaratıcı kişiler ve
SONRA psikozlu hastalar üzerinde yapılan Eysenck ise in sanı bir bütün olarak
2009 Deha 101: Yaratıcılar,
testlerde iki durum arasında bir meydana getiren ayrıntılı
Liderler ve Dahiler adlı kitapta, ilişki tespit edilmiştir. 70 yıl sonra, özelliklerle değil, mizaçla ilgilenir.
Amerikalı psikolog Dean Keith Alman psikolog Han Eysenck, ilk Aslında biyolog olan Eysenck,
Smithson dehaların iyi genler kanıtları inceler. Vardığı sonuç psi- kendisinden önce gelen Yunan
ve iyi çevrelerin sonucu kozlu olma durumunun değil, ruh hekim Hipokrat ve Galen gibi,
olduğunu iddia eder. hastalığının (tam anlamıyla delilı mizacı fizyolojik etmenlerin
2009 İsveçli psikolog Anders ğin) deha ile ilişkisi olduğudur. belirlediğine inanır. Hipokrat,
Deliliği, esas olarak yaratılıştan kişilik tiplerinin, belirli vücut
Ericsson uzman başarımını
10.000 saatlik çalışma süresine psikoz belirtilerine yatkın olmak salgıla rının azlığından veya
dayandırdı.
olarak tanımlamıştır. fazlalılığından kaynaklandığ ı
düşünür.Galen bu fikri iyimser,
Mizaç ve biyoloji soğukkanlı, sinirli ve melankolik
Birçok psikolog ayırt edici olmak üzere dört mizaç Lipi
özellikleri tanımlam ı ş ve ölçmüştür. olduğunu ortaya atarak genişletir.
FARKLILIKLAR PSiKOLOJİ 319
Ayrıca bkz. Galon 18- 19 • Francis Galton 28-29 • J.P. Guılford 304-05 • Gordon Allport 306-13 •
Raymond Cattell 314 15 • Walter Mıschel 326-27 • David Rosonhan 328- 29
Ona göre, fazla kanı olan insanlar Eysenck'in kişilik modeli mizacı tan ı mlamak için
iyimser mizaca sahiptir. Bu tip kapsayıcı bir paradigma sunar. Her iki süperfaktör do -
neşeli ve iyimserdir. Sinirli tip ise
dışadönüklük ve nevrotiklik· "canlı" olmak gibi daha alt
düzey alışkanlıklardan meydana gelir. İki süperfaktör.
acelecidir. Bu gruba giren insanlar, Galen'in dört huyunu yansıtan huyların tam ortasındadır.
fazla safra nedeniyle sinirli ve
sabırsızdır. Çok balgamı olan,
soğukkanlı mizaca sahip ağırkanlı nevrotiklik
insanlarsa yavaş, tembel ve
donuktur. Kara safra fazlası olan
melankolik tipler ise üzgün.
kötümser ve depresyona meyillidir.
Galen'in biyolojik yaklaşımı
mizacın genetik olarak belirlenmiş
ve fizyolojik kaynaklı olduğunu
düşünen Eysenck'in ilgisini çeker.
Eysenck, kişiliği betimlemek için,
çekingenlıçe kapanık p,,
kapsayıcı "süperfaktörler" önerir.
Bu kavramlar içedönüklük, ;3 asosyal ,lij
dışadönüklük ve nevrotikliktir. ~ ~
Ardından, bu kavramları Galen'in = sessiz
~+-~~~~~~~~~-+-~~~~~~~~~--t..,. =
Eysenck ölçekleri
"Nevrotiklik", Eysenck'in, bir uçta
duygusal sakinlik ve durağanlıktan,
diğer bir uçta çabuk kızan ve
tedirgin olan kişilik boyutunu
nitelendirmek için kulland ığı
isimdir. Ona göre nevrotik kişileride
(bu kişiler yelpazenin daha az
durağan olan kısmındakilerdir)
beyin, "savaş ya da kaç" tepkisini duygusal istikrar
harekete geçiren sempatik sinir
sistemini tetikleme eşiği düşüktür.
Bu türden daha duya rlı sisteme savunur. Eysenck'e göre mizacın yetersiz uyarılma . Dolayısıyla
sahip insanlar, bu anlamda daha ikinci boyutu "içedönüklük- beynin kendine gelebilmesi için
hiperaktiftir. Bu yüzden, en ufak dışadönüklük"tür. Bu kavramları sürekli daha fazla heyecan bulması
tehditlere bile sanki çok ciddi bir çevremizdeki kişileri tarif etmek (dışadönükler için) veya huzur ve
durumla karşılaşmışlar gibi tepki için kullandığımız şekilde kullanır. yalnızlıkla sakinleşmesi gerekir
verirler. Tansiyonları yükselir, kalp Dışadönükler girişken ve (içedönükler).
atışları hızlanır ve terler!P.T. Ayrıca konuşkandır. İçedönükler ise
nevrotik bozukluklara eğilimlilordir. utangaç ve sessizdir. Eysenck, Psikotiklik
Yine de, Eysenck, yelpazenin aradaki farkın beyin Eysenck, düşüncelerini büyük denek
endişeli kısmında kalan insanların aktivitelerinden kaynaklandığına grupları üzerinde denemiştir. Ancak
ille de nevrotik olduğunu iddia inanır. İçedönükler sürekli gergindir yine de toplumdaki bazı katmanları
etmez. Sadece nevrotik ve aşırı uyarılma durumundadır. yakalayamadığının bilincindedir. Bu
bozukluklara yatkın olduklarını Dışadönükler ise sürekli sıkılırlar ve yüzden, çalışmalarını akıl
320 HANSJ.EYSENCK
Eysenck, psikotikliğin tıpkı yaratıcı lığın kesinlikle yenilik,
nevrotiklik gibi dereceleri olduğunu özgünlükle ilgisi olduğu , düşünsel
söyler. Gehştirdiği testler, yetenek ile kişiliğin yönlerine
''
psikotiklerde sık görülen ayırt edici dayandığı kabul edilir olduğuna
özellikleri arar. dair fikir bi rliğe ulaşılmıştır .
Sonuçta, bazı ayırt edici özellik- Eysenck, Yaratıcılık ve Kişilik:
İçedönükler, dışadönüklerden lerin, psikotikhğin ortaya çıkma Kuram için Öneriler adlı
daha aktiftir. Dolayısıyla sıyla ilişkisi olduğunu keşfeder. makalesinde, yaratıcılığın doğasını
beyinleri, dışadönüklerden Psikotik!ik ölçümünde yüksek ve zeka, kişilik ve deha ile olan
daima daha fazla uyarılır. sonuç alanlar, genellikle saldırgan , ilişkisini açıklamak istemiştir.
Hans J. Eysenck benmerkezci, gayri şahsi, dürtüsel, Deha, yaratıcılığın en üst
asosyal, yaratıcı, empaLi kurama- kertesidir. Kesinlikle çok yüksek
yan ve inatçı kişilerdir. Bu testten seviyede zeka gerektirmektedir. 10
''
yüksek sonuç alan herkes, psikotik testinden en az 165 puan almanın
değildir. İleride mutlaka psikotik dahilik için önkoşul olduğu
olmaları da söz konusu değildir. düşünülmektedir. Ancak, yüksek
Sadece psikotik hastalarla bazı 10 tek başına dahilik için yeterli
benzer özellikleri vardır. 1980 değildir. Zekanın deha ile ilgili bir
hastanelerine taşır. Bu sayede, yılında Norveçli psikolog Dan boyutu da hafızamızda bulunan
mizacın üçüncü boyutunu Olweus ve mesl ektaşları tarafından farklı fikirleri, sorunlara yeni
tanımlayabilir. Üçüncü boyuta yapılan araştırma gibi kontrollü çözümler bulmak için bir araya
"psikotiklik" adını verir. Psikotiklik çalışmalarda, psikotikliğin saldır getirmemizle oluşan zihinsel
genel anlamda "delilik" sözcüğünün ganlık unsuru, yüksek testosteron araştırma sürecidir. Bu zihinsel
yerini almıştır. Kişilik kuramında bu hormonuyla ilişkilendirilmiştir. taramaya yol gösteren faktör, ilgili
çok önemli bir sapmaydı. Zira olmaktır: geçmiş deneyim ve
psikologlar normal "akli dengesi Deha araştırmaları fikirlerimden hangisi şu anda karşı
yerinde olan" kişiliği tanımlamayıp Yaratıcılığın net bir psikolojik karşıya olduğum sorunla ilgili? Her
ölçmeye çalışmaktadırlar. Yine de, tanımını yapmak çok zordur. Ancak birimizin performansı farklıdır. Bu
yetenek, IO'dan bağımsızdır. Bu
yetenek b ir ölçeğe yayılır: Geniş
kapsamlı , aşırı-kapsayan bir
ilgililikte n (çok fazla şeyi olasılık
olarak görmek), aşırı dar (birkaç
olasılık görmek) bir ilgililik
kurmaya kadar gider. Örneğin daha
sık görülen, ortadaki soruna neyin
uygulanabileceğine yönelik daha
geleneksel bir sezi vardır.
Aşırı kapsamlı düşünme , kelime
çağrışımı testleriyle ölçülebilir.
Testlerde iki özellik anahz edilir:
verilen kelimelere gösterilen tepki
sayısı ve tepkilerin özgünlüğü.
Örneğin, dar kapsamlı düşünen bir
kişi "ayak" kelimesine "ayakkabı"
''
özgün fikirler böyle bir karışımın
1950 yılında tekrar evlenir.
eseri olabilir. Yaratıcılığın teme- 1955 yılında İngiliz vatandaşlı
linde yatan bilişsel nitelik budur. ğına geçer. 1996 yılında beyin
Çok kapsamlı düşünce ve psikotik Psikozun eşlik etmediği tümörü teşhisi konulur. 1997
düşünce bir araya geldiğinde ise, psikotik durumlar. .. yaratıcı yılında, Londra'da bir bakıme
farklı derecelerde, psikotik belirtiler ayırt edici özelliği (özgünlük) vinde hayatını kaybeder.
ortaya çıkar. potansiyel başarıdan gerçek
başarıya dönüştürmek için Önemli eserleri
Yaratıcılık ve kişilik şmttır.
1967 Kişiliğin Biyolojik Temel-
Eysenck, yaratıcılığın, yaratıcı Hans J. Eysenck leri
başarı potansiyelini sağlayan ayırt
1976 Kişiliğin Bir Boyutu
''
edici bir kişilik özelliği olduğunu Olarak Psikotiklik
düşünür. Bu potansiyeli somut hale 1983 Yaratıcılığın Kökleri
getirmek için ise psikotik ayırt
edici özellikler (psikoz olmayan
322
••
PERFORMANSI UÇ
TEMEL MOTİVASYON
YÖNETİR
DAVID C. McCLELLAND (1917-1998)
KISACA
Motivasyon, iş hayatındaki başarının kfüt unsurudur.
'fAKLJ\ŞIM
ihtiyaç teorlai
ÖNCE
1938 Amerikalı psikolog Ancak insanların motivasyonları hakkında söyledikleri
Henry Murray, kişiliğin psiko- gerçeği yüzde yüz yansıtmayabilir...
genetik ihtiyaçlarla nasıl şekil
lendiğini gösteren kuramını
geliştirir.
1
960'lı ve 1970'li yıllarda birini yanlar veya anket sonuçları her za-
işe alıp almama kararı eğitim man durumu tam olarak yansıtmaya
başarısı, kişilik ve 10 testleri bilir. McClelland, 1930'lu yıllarda her
sonucuna bakarak verilmektedir. Bu- ikisi de psikolog olan Henry Murray
na rağmen, David C. McC!elland in- ve Christina Mcrgan tarafından bi-
sanın işyerinde ne kadar başarılı ola- lirıçdışının bazı yönlerini ortaya çı
cağını belirleyen faktörün motivas- karmak için geliştirilen Tematik Al-
yon olduğunu ileri sürer. Kapsamlı a· gılama Testi'nin (TAT) kullanılması
raşLırmalardan sonra iş performansı gerektiğini düşünmektedir. İş orta-
nı belirleyen üç motivasyon unsuru mında fazla kullanılmayan bu testte,
tanımlar: güç ihtiyacı, başarı ihtiyacı test edilen kişiye bir dizi resim gös- David C. McClelland
ve bağlanma ihtiyacı. Bu üç motivas- terilir. Sonra bu resimlere göre bir
yon herkesin içinde vardır. Ancak bir hikaye oluşturulması istenir. Anlatı David Clarence McCleland,
tanesi daha baskındır. Baskın olan lan hikayenin kişinin gizli kalan ye- New York'un, Mount Vernon
bölgesinde doğar. Wesleyan
unsur, işyerindeki performansı şekil tenek ve motivasyonlarını yansıttığı
Üniversitesi'ni bitirdikten son-
lendirmektedir. düşünülür. McClelland, TAT sonuçla-
ra, Missouri Üniversitesi'nde
rını analiz etmek için yeni bir yöntem
yüksek lisans yapar. Ardından,
'Oç ana ihtiyaç tasarlar. Bu yeni yöntemle teste giren 1941 yılında deneysel psikoloji
McClelland, iyi bir müdür veya lider kişiler arasında, kimin işle ilgili belirli dalında doktora yaptığı Yale
için en önemli motivasyonun güç role daha uygun olduğunu seçmek i- Üniversitesi'ne geçer. 1956
veya başkalarını kontrol etme ihtiya- çin, kıyas yapmak mümkün hale gel· yılında Harvard'dan gelen iş te-
cı olduğunu keşfetmiştir. Ancak bu miştir. klifini kabul edene kadar birçok
durum sadece güç ihtiyacının, firma McC!elland'ın fikirleri iş dünya- üniversitede ders verir. 30 yıl
adına olması halinde işyerinde o- sında işe alınma sürecinde çığır boyunca Harvard'da kalan Mc-
lumlu sonuç vermektedir. Zira kişi açmıştır. Son yıllarda eleman aday- Clelland, Sosyal İlişkiler
sel güç peşinde koşan biri kötü bir larını değerlendirmek için önerdiği Departmanı'nın başkarılığını
t
t
uygularımız ve hislerimiz duyguların yenilenmesi söz konu-
KISACA
YAKLAŞIM
Duygu Psikolojisi
D idiosyncratic'tir; bunlar
tamamen nesnel ve mistik
olarak gayet ağır bir şekilde duygu-
sudur.
Evrimsel psikologlar temkinli so-
rular sorar. Duyguların niyeti nedir?
ların psikolojisinin niçinini açıklar. Nasıl kurtulur ya da başarırız?
ÖNCE Ama son otuz yılda , bu durum Nico Frijda ' nın çığır açan kitabı
1872 Biyolog Charles Darwin, değişmiştir ; bilimsel olarak "site" Duygu Kuralları, duyguların
Insan ve Hayvanlarda
Duygulann İfade Edilmesi adlı
çalışmasını yayınlar. Bu Duygu esas olarak bilinçdışı bir süreçtir.
çalışma insan duygularının
araştırıldığı ilk bilimsel
çalışmadır.
Nico Frijda Nico Henri Frijda, Ams terdam'da Ünivers itesi'nde doçent olarak
doğmuştur. Ailesi Yahudi akade- görev yaptıktan sonra teorik ve
misyenlerdir. II. Dünya Savaşı'nda deneysel psikoloji profesörü olur.
Yahudi soykırımından kaçmıştır. Faris, İtalya, İspanya ve Alman-
Amsterdam'daki Gemeente ya dahil olmak üzere Avrupa'nın
Üniversitesi'nde psikoloji okur. 1956 birçok ülkesindeki üniversiteler-
yılında, Yüz İfadelerini Anlamak de konuk öğretim üyesi olarak
adlı teziyle
doktora derecesini kaza- görev yapar. Halen ikinci eşiyle
nır.Duygularla ilgilerırneye başla birlikte Amsterdam'da yaşamak
masının nedeni olarak öğrencilik tadır.
döneminde aşık olduğu kızın "duy-
gularını çok ifade eden" biri olınası Önemli eserleri
nı göstermiştir.
1954 ve 1955 yılları arasında , 1986 Duygular
Hollanda Ordu Sinir Hastalıkları 2006 Duygu Kuralları
Merkezi'nde çalıştıktan sonra 2011 Duygu Denetimi ve Özgür
araştırma ve öğretmenliğe geri
İrade
döner. 10 yıl boyunca Amsterdam
326
ÇEVRESE~ İPUÇLARI
OLMADAN DAVRAN~Ş
ANLAMSIZCA KAOTIK
OLURDU
WALTER MISCHEL (1930-)
1
960' 1arınsonuna dek kişilik, lik özelliği olduğ u nu iddia etmekte-
KISACA kalıtım yoluyla edinilen, birdi- dir. 1961 yılında Ernest Tupes ve
zi davranış özelliği olarak nite- Raymond Christal beş önemli kişilik
YAKLAŞIM
lenmiştir. Psikologlar bu özellikleri ta- özelliği önerirler. Geliştirdikleri beş
Kişilik teorisi
nımlayıp ölçmeye çalışmıştır. Çünkü büyük faktör kuramına göre bu özel-
ÖNCE bunun insan davranışını anlamanın likler açıklık, sorumluluk, d.ışadönük
M.Ö 400 Antik Yunan dönemi ve öngörmek için gerekli olduğu dü- lük, uyumluluk ve nevrotikliktir. Son-
hekimi Hipokrat, karakterin şü nülmektedir. Raymond Cattell 26 ra 1968 yılında Walter Mischel, Kişilik
bedenimizdeki vücut farklı kişilik özelliği tanımlar. Harıs ve Değerlendirilmesi adlı kitabında
salgılarına bağlı olduğunu Eysenck ise sadece üç veya dört kişi- klasik kişilik testlerinin neredeyse
söyler.
1946 Raymond Cattell 16
faktörlü modeli üzerinde
çalışmaya başlar.
SONRA
1975 Hans J . Eysenck'in
kişilik anketi iki biyolojik
temele dayanan, farklı kişilik
boyutu tanımlar.
1980 Robert ve Joy Hogan ile
Rodney Warrenfeltz adlı üç
Amerikalı psikolog "Büyük
Davranışı öngörme nin en iyi yolu
Beş" kişili k modeline dayanan
içinde bulunulan durum ve kiş i
kapsamlı kişilik testleri
arasındaki dinamik
hazırlar. etkileşime bakmaktır.
FARKLILIKLAR PSiKOLOJİSİ 327
Ayrıca bkz. Galen 18 19 • Gordon Allporl 306-07 • Raymond Cattell 314-15 •
Hans J. Eysenck 316-21
Dış faktörler
Mischcl, davranışı belirlemede, için-
de bulunulan durum gibi dış faktörle-
re dikkat çeker. Ona göre kişi ile için- Mischel'in çocukların davranışlarıy
de bulunulan durum arasındaki di- la ilgili çalışmalarında. irade gücü Avusturya'da doğan Walter
namik etkileşime bakılması şarttır. yerine kısa süreli haz, hayattaki büyük Mischel 1938 yılında ailesiyle
başarıların kapasitesini gösterir. birlikte ABD'ye göç eder ve
İnsan davranışları, dış etkerılerden
New York'un Brooklyn semtin-
tamamen bağımsız olsaydı, ne kadar dirde hemen yiyebilecek ancak yirmi de büyür. 1956 yılında Ohio
tuhaf olacağını düşünün. Mischel, dakika bekleyip öyle yerse, ikinci şe Devlet Üniversitesi'nden klinik
özgün kişiliği meydana getiren dav- kerlemeyi almaya hak kazanacaktır. psikoloji diploması alır.
ranış modellerinin görülebilmesi için, Bazı çocuklar yirmi dakika sabrede- Ardından Colorado Üniversit e-
uzun bir kişilik özellikleri listesi yeri- bilirler diÇjerleri ise edemezler. Misc- si, Harvard ve Stanford gibi
ne, farklı dururrılardaki, farklı zaman- hel, çocukları ergenlik dönemine dek okullarda ders verir. 1983
larda gözlemlenen insan davranışla takip eder. Takip sonuçlarına göre i- senesinde New York'taki
rının analız edilmesi gerektiğini öne rade gösterebilen çocuklar psikolojik Columbia Üniversitesi'den
sürmüştür. Durumun bireysel yorum- olarak daha oturmuş, daha güvenilir- Robert Johnston Niven Fahri
lanması da hesaba katılmalıdır. dirlerdir. Ayrıca okulda da daha ba- Doktorası alır.
Daha sonra, düşünce alışkarılıkla şarılılardır. Kendilerine daha fazla Mischel pek çok fahri
rıru araştıran Mischel özellikle farklı güvenmekte ve medeni cesaret gös- unvana layık görülmüştür.
şartlar altında, uzun zaman devam e- terebilmektedirler. Tatmini erteleye- Bunlardan bazıları Amerikan
Psikoloji Derneği'nin verdiği
den alışkanlıklara yoğunlaşır. Ünlü bilme gücü gelecekteki başarıyı ön-
Özel Bilimsel Katkı Ödülü ile
şekerleme deneyinde, irade gücü test görmek için daha önce ölçülen bütün Özel Bilim Adamı ödülü ve
edilmiştir. Dört yaşındaki dern'lklere ayırt edici özellıklerden daha doğru
saygın Grawemeyer
iki seçenek verilir. Her çocuk kendile- sonuçlar vermiştir. Ödülü'dür. Mischel, aynı
rine verilen şekerlemeyi istediği tak- Mischel'in araştırmaları kişilik zamanda üretken ve yetenekli
çalışmalarının yönünü değiştirmiş bir ressamdır.
t ir. Eskiden kişiliğin davranışı nasıl
şekillendirdiği araştırılırken ÖDemll eHrlerl
''
Mischel'in çalışmalarından sonra
davranışın insan karakterini nasıl 1968 Kişilik ve Tespiti
ortaya çıkardığ ı araştırılmaya baş 1973 Bireyler Hakkındaki
Kişilik testleri bize insanlar lanmıştır. Bu araştırmalardan sonra, Bilgiler, Durumlar Hakkında
hakkında gerçekten ne eleman seçiminde kişilik profilinin Bilgilerden Daha mı Önemli-
1m lcıtıyor? oynadığı rol de değişmiştir. Eskideıı
dir?
Walter Mischel eleman seçiminin en doğru yöntemi 2003 Kişiliğe Giriş
olarak kabul edilen testler artık sa-
''
dece söz konusu işte meydana gele-
bilecek durumlarda neler olabilece-
ğini gösterebilecek bir rehber olarak
görülmeye başlanı r. •
328
KISACA
Psikiyatrlar ruhsal bozuklukların, hastalık olarak
YAKLAŞIM sınıflandırılabilecek belirtiler sayesinde doğru olarak
Antipsikiyatri teşhis edilebileceğini söyler.
ÖNCE
1960 R. D. Laing, Bölünmüş
Benlik. Aklı Başında Olmak ve
Çılgınlık Üzerine Varoluşsal Bir
Araştırma adlı kitabında ruh- Böylece aklı başında ve deli ayrımı yapabilmelidirler.
sal hastalık nedeni olarak
ailenin üzerinde durur.
1961 E. Zigler ve L. Phillips
adlı psikiyatrlar değişik psiki-
yatrik bozukluk sınıfları
arasındaki çok önemli örtüş İlk deney aklı başında birinin İkinci deney gerçekten ruh
meleri gözler önüne serer. deli olduğu kanaatine hastası olan kişilerin , bazen
varılabileceğini gösterdi.
numara yapıyor yargısına
1961 Macar asıllı Ameıikalı varabileceğini gösterdi.
psikiyatr Thomas Szasz, tartış
malara yol açan Ruhsal
Hastalık Miti adlı kitabını ya-
zar.
1967 İngiliz psikiyatr David
Cooper Psikiyatri ve Antipsiki-
yatri kitabında antipsikiyatri
hareketinden bahseder.
SONRA
2008 Thomas Szazs, Psikiyatri:
Yalan Bilimi adlı kitabını ya- Psikiyatrik teşhisler tarafsız değildir;
yırnlar. sadece gözlemcinin zihninde bulunurlar.
FARKLILIKLAR PSİKOLOJiSi 329
Ayrıca bkz. Emil Kraepelin 31 • R.D. Laing 150- 51 • Leon Festinger 166-67 • Elliot Aronson 244-45
960'Jarda, "antipsikiyatrlar" o- tam olarak duyulamadığını ama ara- hastalara ayırdığı vakit günde yedi
Davld Rosenhan David Rosenhan 1932'de ABD'de olarak ders vermiş olan Rosen-
doğmuştur. New York'taki Yeshiva han aynı zamanda Ame rikan
Üniversitesi'nden psikoloji derece- Bilimsel Gelişme Vakfı'na
si alır. Yüksek lisans ve doktora üyedir. Vaka Analiz Grubu'nu
için Columbia Üniversite'sine kuran Rosenhan akıl hastaları
geçer. Klinik ve sosyal psikolojide nın yasal haklarının e n önemli
uzmanlaşır. Yasal dava taktikleri savunucularından biridir.
ve yasal karar sürecinde uzman
olur. 1957 ve 1970 yılları arasında Önemli eserleri
Princeton Üniversitesi, Swarthmo-
re College ve Haverford College'de 1968 Anormal Psikolojinin
ders verdikten sonra 30 yıl boyun- Temelleri (Perry London'la
ca çalışacağı Stanford birlikte)
Üniversitesi'ne geçer. Halen
1973 Delilik Mekanlarında Akli
Stanford Üniversitesi'nde hukuk
Dengeye Sahip Olmak
ve psikoloji dalında Ordinaryüs
Profesör olarak görev yapmakta- 1997 Anormallik (Martin
dır. Oxford Üniversitesi'nde konuk Seligman ve Lisa Butlar)
330
EYE:iN ÜÇ
YUZU
CORBETT H. THIGPEN (1919-1999)
HERVEY M. CLECKLEY (1903-1984)
YAKLAŞIM
Ç sonradan verilen adıyla dis-
sosiyati f kimlik bozukluğu),
bireyin kişiliğini n iki veya daha
Eve, tedavi için 1952 yılında,
Thigpen ve Clecklcy'c gelmiştir.
Şikayeti şiddetli baş ağrısı ve ara
Zihinsel rahatsızlıklar
fazla kimliğe sahip olduğu bir sıra görülen şuur kaybıdır. Dört
ÖNCE zihinsel rahats ı zlıktır. ÇKB ilk kez yaşında bir çocuk annesi olan Eve
1880'ler Pierre Janet Çoklu Ki- 1791 yılında Eberhardt Gmelin tara- 25 yaşında, derli toplu, ağırbaşlı,
şilik Rahatsızlığı'nıbirçok bi-
fından tanımlanm ı ştır. Sonraki 150 evli bir kadındır. Tedavisi yaklaşık
linç lilik durumu olarak tanımlar
y ıl boyunca 100 klinik vaka belge- 14 ay sürecektir.
ve ilk kez disosiyasyon , çözül-
me terimini kullanır. lenmiştir. Hastalığın çocukluk Eve doktorlara bütçesini aşan
döneminde yaşanan tacizden kay- abartılı kıyafetler satın aldığı rahat-
1887 Fransız cerrah Eugene A- nakl andığı ve alt kişilikleri esas sız edici bir nöbetten bahseder.
zam, Felida X'in çoklu kişilikle
kişiliğe entegre ederek tedavi edi- Ancak satın alına anını anımsama
rini belgeler.
lebileceği düşünülmüştür. En bili- maklötlır. Bu olayı anlatırken tavır
1906 Amerikalı hekim Mortin nen çoklu kişilik bozukluğu vakala- ları değ işmeye başlar. Kafası karış -
Prince Kişilik Çözülmesi adlı ki-
tabında Chiristine Beauchamp
vakasından söz eder.
SONRA
1970'lar Amerikalı psikiyatr
Cornelia Wilbur, Sybil İsabel
Dorse l vakasından söz ederek
çoklu kişilik bozukluklarını ço-
cukluk döneminde yaşanan ta-
cize bağlar.
1980 Amerikan Psikiyatri Der-
neği, çoklu kişilik bozukluğunu,
Tanısal ve İstatistiki Akıl Has-
t.alıklan Kitapçıgı 'nın 3. basımı
nı yayımlayarak meşrulaştırır.
''
Jane onların farkındadır. rucu başka nlığı başta olmak
Jane her iki Eve'in dengeli bir üzere birçok pozisyonda bulu-
karış ımı gibidir. Her üç karakterin nur. 1941 yılında, psikopatlar
Eve Black diyordu ki "Gece karmaşık özeliklerine en iyi hakim hakkında çığır açıcı bir çalış
dışarı çıkıp sarhoş oluyorum. olan odur. İki Eve de onun ma olan Akli Denge Maskesi
Sonra akşamdan kalma bir adlı kitabını yayımlamıştır.
karakterine dahil olmuştur.
h;ı klP.
uyanan o oluyor". Eve'inki gibi tam ÇKB nadir
Thigpen & Cleckley Önemli Herlerl
görülür. Daha az belirgin vakalara
daha sık rastlandığı kabul edilir. 1941 Akli Denge Maskesi
''
Eve'in vakası gibi vakaların (Cleckley)
derinlemesine belgelenmesi, 1957 Eve'in Üç Yüzü (Thigpen
ÇKB'yi tedavi edilebilir bir konuma & Cleckley)
getirmiştir. •
334
REHBER
ygarlık tarihinin ilk günlerinden beri, insanlık zihnin nasıl
psikoloji eğitimi alan Myers. L Dünya araya getirildiği deneyde, beş yıllık ve hipnozdu. 1929 yılında Yetenek
Savaşı sırasında savaş sonrası nevro- bir süreç içerisinde, altı kadın işçi Testi ve 1933 yılında Hipnoz ve Tel-
zundan mustarip askerleri tedavi etti. nin moral seviyeleri ve üretkenlikle- kine Açıklık adlı kitapları yayımlan
Savaş sonrası nevroz terimi, Myers'a ri incelenmişti. Bu süre zarfında ça- dı. Hull'ın nesnel davranışçı yaklaşı
aittır. Savaştan sonra, mesleki psiko- lışma koşulları değiştirilmişti. Elde mıyla şekillenen ve 1940 yılında ya-
lojinin kurulmasında kilit isimlerden edilen en şaşırtıcı sonuç işçilerin a- yınlanan Ezberciliğin
Matematiksel
biri oldu. Eserleri arasında Zihin ve İş raştırmanın kendisini karşılama şe Tümdengelimci Kuramı adlı kitabın
(1920), Birleşik Krallıkta Endüstriyel killeriydi. Şimdilerde, Hawthorno dan hayvansal olanlar dahil bütün
Psikoloji ve Zihin Diyan nda (1937) bu- etkisi olarak bilinen etkiye göre, ki- davranışlar tek bir matematik denk-
lunmaktadır. şiler kendileri üzerinde bir araştır lemi ile ölçülüyordu. 1943 yılında ya-
Ayrıca bkz. Kurt Lewin 218-23 • ma yapıldığını öğrendiklerinde, yımlanan Davranış Prensipleri kitabı
Solomon Asch 224- 27 • Raymond davranışlarında değişiklikler olur. ise, pekiştirmenin uyarılına ve karşı
Cattell 314-15 • W. R. H. Rivers 334 Bu keşif, endüstriyel etik ve ilişkiler lık ilişkisi üzerindeki etkisini araştı
ile sosyal bilimlerde kulla nılana rıyordu. Döneminde, Global Davranış
raştırma yöntemleri üzerinde büyük Teorisi bütün psikolojik araştırmala
MAX WERTHEIMER etki yaratmıştır. rın standart sistemlerinden biriydi.
1880- 1943 Ayrıca bkz. Sigmund Freud 92- Ayrıca bkz. Jean-Martin Charcot
99 • Cari Jung 102- 07 30 • Alfred Binet 50-53 • lvan Pavlov
Çek psikolog Max Wortheimer, 60-61 • Edward Thorndike 62- 65
1930'1u yıllarda, Amerika'da Kurt
Koffka ve Wolfgang Köhler ile birlik- HERMANN RORSCHACH
te, Gestalt psikolojisi ekolünü kurdu. 1884- 1922 EDWIN BORING
Gestalt, önceden var olan algıda or- 1886- 1968
ganizasyon kuramları üzerine kuru- Rorschach, İsviçre' de geçen çocuk-
luydu. Wundt'un her parçayı teker luk yıllarında, sürekb çizim yaptığı i- Deneysel psikoloji alanındaki en ö-
teker incelemesinden farklı olarak, çin lakabı Klek'ti (mürekkep lekesi) . nemli isimlerinden biri olan Boring'in
bütününün incelenmesi gerektiğini Sonra, belirli mürekkep lekelerine ve- uzmanlık alanı insanlardaki algısal ve
savunuyordu. Wertheimer, bu inancı rilen tepkilerin duygusal. kişilik ve duyusal sistemlerdi. W.E. Hill'e ait iki
nı ünlü '" Bütün, parçalarının topla- düşünce bozukluklarına açığa çıka taraflı genç kadın/genç hizmetçi çizi-
mından daha büyüktür" deyişiyle or- rabileceğini öngören mürekkep leke- mi üzerindeki yorumu nedeniyle, çi-
taya koymuştu. Ayrıca, Pragnanz ya- si testini geliştirdi. 37 yaşındayken, zim Boring figürü olarak tanındı.
sasını geliştirdi. Bu yasaya göre, zi- Psikoteşhis (form yorumu testi) adlı 1920'b yıllarda, Harvard Üniversite-
hin, görsel bilgiyi, simet rinin ve şe çalışmasının yayımlanmflsından bir si'nde psikoloji kürsüsünü, psikiyatri-
killerin en sade formlarına dönüşe yıl sonra hayatını kaybetti. Ardın den uzaklaştırdı. Psikolojiyi yapısalcı
cek şekilde işliyordu . dan. dört kişi bu testi geliştirdiyse lığı ve davranışçılığı birleştiren bilim-
Ayrıca bkz. Abraham Maslow de, ortaya çıkan sonuç hepsi hatalı sel bir ekol haline getirdi. 1929 yılında
138-39 • Solomon Asch 224- 27 olan dört yöntem oldu. 1933 yılında yayımlanan Deneysel Psikolojinin Ta-
Amerikalı Joh n Exner, bu yöntemleri rihi adlı kitabını, 1942 yılında yayım
psikanalitik deneylerin en kalıcıla lanan ikinci kitabı Deneysel Psikoloji
ELTON MAYO rından biri olan Kapsamlı Sistem'de Tarihinde Algılama takip etti.
1880-1949 bir araya getirdi. Ayrıca bkz. Wilhelm Wundt 32-
Ayrıca bkz. Alfred Binet 50- 53 • 37 • Edward B. Titchener 334
Avustralyalı psikolog Elton Mayo, Sigmund Freud 92-99 • Cari Jung
1930'lu yılla rdıı, Hrırvard 102-07
Üniversitesi'nde Endüstriyel İdare FREDERIC BARTLETT
Profesörü olarak görev yapıyordu. CLARK L. HULL 1886- 1969
Ç ığır açan Hawthorne Deneyleri'ni 1884- 1952
bu tarihlerde gerçekleştirdi. Psiko- Frederic Bartlett, Cambridge
loji, fizyoloji ve antropoloji gibi deği AmerikalıClark Leonard Hull 'ın er- Üniversitesi 'nde 1931-1951 tarihlerin-
şik disiplinlere ait yöntemlerinin bir ken dönem çalışmaları psikometri de görev yaparak, ilk Deneysel Psiko-
336 REHBER
TERİMLER SÖZLÜGÜ
Aile terapisi Tek bir kişi yerine örgüler ve yapılar deneyimlerimizi Bilişsel çelişki İki inanç veya
ailenin tamamını tedavi eden tertiplememizi sağlar. Arketipler duygu arasında gerilime neden
terapilere verilen isim. Aile sistemi genellikle mitoslarda ve kişisel olan tutarsızlı k.
içindeki karşılıklı ilişkilerin sorunlu h ikayelerde bulunur.
olduğu varsayıldığında uygulanır. Bilişsel psikoloji Zihnin
Aşağılık kompleksi Adlerian deneyimleri nasıl organize ettiğine
Aktarım Psikanalizde, hastanın psikanalistler (ekol, kurucusu ve öğrenme ve bilme süreçleriyle
geçmiş ilişkilerdeki (özellikle Alfred Adler'in ardından bu ismi ilgili zihinsel süreçlere odaklanan
ebeveyn ilişkilerindeki) duygusal almıştır) tarafından ortaya atılan bu psikoloji dalı .
reaksiyonlarını terapiste aktarması. durum kişinin gerçek veya kurgu
aşağılık duygularıyla baş Bilişsel tarz Bireylerin
Amaçlı davranışçılık Edward edememesi sonucu içine alışılagelmiş bilgi işlem tarzı.
Tolman'ın bütün davranışların kapanmasıyla ortaya ç ıkar.
nihai bir amaca yönelik olduğunu Birleşme İki fikir veya olayın
savunduğu kuramı. Ayırt edici özellik kuramı birbirlerine yakın olduklarının ortaya
Bireysel farkların büyük ölçüde çıkması. Bu durumun çağrışım için
Amprizim Bütün bilgiyi duruma ve zamana göre değişiklik şart olduğu kabul edilir.
deneyim lere bağlayan felsefi ve göstermeyen kişilik niteliklerine
psikolojik yaklaşım. (özelliklerine) bağlı olduğu inancı. Çağrışım i) Bilginin oluşumunu
anlatan felsefi açıklama . Buna göre
Ancak gözlemlenebilir fark İki Bağlanma Bireyin başka bir bireye bilgi, basit fikirlerin daha karmaşık
fiziksel uyarıcı arasındaki kişiler yakın olmak istemesi ve onun fikirleri çağrıştırması veya bu
tarafından gözlemlenebilen en mevcudiyetiyle kendini güvende fikirlerle bağlantı kuru l masıyla
küçük fark. hissettiği duygusal önem taşıyan oluşuyordu. ii) Psikolojik süreçlerin
ilişki. Özellikle küçük çocuklar ve geçmi ş deneyimlerle eşleştirilmesi
Anekdot yöntemi Çoğu zaman ebeveynleri arasında gözlenir. sonucu görü len iki süreç arasındaki
bilimsel olmayan gözlemsel bağlantı.
raporların araştırma verisi olarak Bastırma Psikanalitik kuramda,
kullanılması. kabul edilemez düşünce , anı, arzu Çağrışımcılık Farklı davranış
ve dürtülerin ego savunma örgülerinin, kalıtımsal ve edinilmiş
Anlamsız hece Tanımlanabilir meka nizması tarafından bilinçsel sinirsel bağlantıların uyarıcı ve
sözcükler oluşturmayan üç harfli farkındalık dışına itilmesi. Anna tepkileri bir araya getirmesi sonucu
heceler. İlk kez Herman Ebbinghaus Freud bu duruma "motivasyonlu meydana geldiğini savunan
tarafından öğrenme ve bellek unutma" diyordu. yaklaşım.
deneylerinde kullanıldı.
Bilinç akışı William James'in Çift kulaklıklı dinleme Aynı
Araçsal şartlandırma bilinci sürekli akan bir düşünce anda, her bir kulağa sunulan iki
Hayvanla rın olayların sonucuna süreci olarak betimlemesi. farklı mesajı dinlemek.
etki ettiği şartlandırmalar. Bu tip
koşullamaya örnek olarak bir hay- Bilinçdışı Psikanalizde insan Davranış modifikasyonu
vanın labirentteki hareketlerinin ruhunun bilinçli zihin tarafından Bireylerin veya grupların
incelendiği durumlar gösterilebilir. erişilemeyen kısmı. davranışlarını kontrol etmek veya
değiştirmek için etkisi kanıtlanmış
Arketip Car! Jung'un teorisinde, Bilişsel Algılama, bellek ve davranış değiştirme tekniklerinin
kolektif bilinçaltından edilen düşünce gibi süreçlere dair olan. kullanılması.
TERiMLER SÖZLÜGÜ 341
Depresyon Hayattan zevk almama Etoloji Hayvan davranışlarının , Hipnoz Geçici, transa yakın bir
ve kayıtsızlıkla beraber görülen doğal şartlar a ltında, bilimsel artmış telkine açıklık durumuna
umutsuzluk ve düşük özsaygıyla yollarla araştırı lması. neden olma.
kendini gösteren ruh hali
bozukluğu. Ekstrem vakalarda, Fenemonoloji Önyargı, varsayım Hipotez Doğruluğu test edilen ya
depresyon normal işlevleri ve yorumla kategorize edi lmemiş da bir deneyle aksi ispat e dilen bir
zayıflatabilir ve intihar doğrudan deneyim üzerine kurulu önerme veya öngörü.
düşüncelerine yol açabilir. bilgi yaklaşımı.
Hümanist psikoloji Ruh sağlığını
Destek Klasik şartlandırmada, bir Fobi Yoğun ve mantıksız korkuyla belirlemede kendini gerçekleştirme
tepkinin verilme ihtimalini arttıra n kendini gösteren endişe bozukluğu. ve özgür iradenin öneminin altını
prosedür. çizen psikolojik yaklaşım.
Freudyen sürçme Bilinçli olarak
Determinizm Bütün olayların ve niyetlenenden farklı fakat yakın İç gözlem En eski psikolojik
seçimlerin daha önceden yaşanmış sözcük ya da eylem. Bilinçdışı yöntem olan iç gözlem kişinin
olaylar veya önceden var olmuş güdüleri veya endişeleri yansıttığı kendini gözlemlemesiyle oluşur.
nedenler yüzünden olduğunu düşünü lür. Kişi iç durumunu öğrenmek için
savunan doktrin. kendi zihnini kullanır.
Geçerlilik Testin ölçmesi gereken
Dışadönüklük Enerjisini ölçebilme derecesi.
şeyi İçedönük Enerjisini çoğunlukla
çoğunlukla d ış dünyaya ve başka içsel duygu ve düşüncelerine
insanlara yönlendiren kişilik tipi Genel zeka ("g") Charles yönelten kişilik tipi.
(ayrıca bkz. içedönüklük). Spearman'in tanımıyla, zekanın
genel faktörü veya birçok zihinsel İçgin Doğal veya doğumundan
Dikkat Seçmeli ve odak lanmış test sonucu arasındaki korelasyonla beri organizmada var olan.
algıdaki süreçler için kullanılan belirlenmiş kabiliyet. Spearman bu Kalıtımsal olabilir veya olmayabilir.
genel terim. yeteneği zihinsel enerjinin ölçümü
olarak kabul ediyordu. Fakat İçgüdü Doğal güdü veya eğilimler.
Duyarsızlaşma Bir şeye veya baz ıları tarafından bireyletin soyut Psikanalizde bunlar kişiliği ve
olaya verilen güçlü tepkinin, sürekli tümevarım yeteneği olduğu davranışı motive eden dinamik
olarak aynı uyarıcıya maruz düşünülür. güçler olarak kabul edilir.
kalınarak azaltılması süreci.
342TERIMLER SÖZLÜGÜ
İd İnsan personasını oluşturan üç Kristal zeka Sıvı zeka kullanılarak gayrı resmi terim. Otizm aşırı
unsurdan birine verilen isim (ayrıca elde edilmiş yetenek. Bilişsel kendiyle ilgilenme, empati
bakınız ego, süper ego). İd ruhsal yetenek ve stratejilerin tümüne eksikliği , birbirini tekrar eden
enerji kaynağıdır. Ayrıca içgüdülere verilen ad. Yaşla beraber arttığı motor eylemler ve d il ile kavramsal
bağlıdır. düşünülür. yeteneklerin yoksunluğuyla kendini
gösteren bir zih insel işlevselsizlik
İşlemsel şartlandırma Sonucun Materyalizm Sadece fiziksel alemi grubudur.
hayvanın çevresini işletmesi ne gerçek olarak gören doktrine göre
bağlı olan bir koşullama türü. zihinsel fenomen ler fiziksel Pozitif pekiştirme
Örnek olarak yeme ulaşmak için terimlerle açıklanabilir. Davranışçılıkta anahtar
kaldıracı çekmesi gereken kobay kavramlardan biri olan pozitif
gösterilebilir. Merkezi özellikler Gordon pekiştirmede, tepkinin olabilirliği
Allport'un kuramına göre, insanı arzu edilen tepkinin hemen bir ödül
İşlevselcilik Zihnin uyumsal tanımlamak için k ullanılan veya pozitif uyarıcıyla
işlevlerinin çevreyle olan ilgisini yaklaşık altı ana özellik. "Utangaç" karşılanmasıyla artırılır.
araştıran psikolojik yaklaşım. veya "iyi huylu" gibi bu özellikler
k işiliğin "yapı taşlarıdır". Psikanaliz Sigmund Freud'un
Kendini gerçekleştirme Kişinin insan davranışını etkileyen
olanaklarının tam olarak Mühürleme Etolojide hayvanların bilinçdışı süreçleri araştırdığı
geliştirilmesive potansiyelinin doğumundan hemen sonra çok hızlı kuram ve tedavi edici yöntemler
gerçekleştirilmesi. Abraham bir kalıtımsal öğrenme süreci başlar. grubu.
Maslow'a göre bu en gelişmiş insan Bu süreç çoğunlukla belirli bir kişiye
ihtiyacıdır. veya nesneye bağlanmayı içerir. Psikofizik Zihinsel ve fiziksel
süreçler arasındaki ilişkilerin
Kişilik Kişinin zaman içinde Negatif pekiştirme Etkili veya bilimsel araştırılması.
göreceli olarak daha tutarlı edinimsel şartlandırmada negatif
davranmasına neden olan sabit, bir uyarıcıyı ortadan kaldırarak Psikoseksüel süreçler
kalıcı zihinsel ve davranışsa! özellik tepkiyi kuvvetlendirmek. Psikanalitik kuramda, çocukluk
ve nitelikleri. döneminde zevk veren vücut
Nöron Beynin bölümleri
farklı bölgelerine göre grupla ndıran
Klasik şartlandırma Tarafsız arasındaki mesajları (sinir sinyali gelişim evreleri.
uyaranın belirli bir tepkiyi gibi) ileten sinir hücresi tipi.
tetikleme yeteneğini şartsız bir Psikoterapi Fiziksel ve fizyolojik
uyarıcıyla birleşerek edindiği bir Nöropsikoloji Beynin yapısı ve yöntemler yerine, psikolojik
öğrenme tipi. işleviyle ilgilenen ve beyinsel yöntemler kullanan bütün
bozuklukların davranış ve bilişim iyileştirici tedaviler için kullanılan
Kodlama Duyumsal bilginin üzerindeki etkisini araştıran genel ad.
belleğe işlenmesi. psikoloji ve nörolojinin alt
disiplinlerinden biri. Refleks Bir uyarıcıya verilen
Kolektif bilinçdışı Cari Jung'un otomatik tepki.
teorisinde psikenin en derin düzeyi. Oedipus kompleksi Psikanalitik
İlktipler aracılığıyla edinilen kalıtsal kurama göre erkeklerde beş yaş Replikasyon Bir deneyin veya
ruhi tertibatları içerir. civarında anneye duyulan araştırmanın tekra rında hep aynı
bilinçdışı arzu ve babayı yok sonuçlara ulaşılması. Bulguların
Korelasyon İki veri kümesinin ederek yerine geçme isteğiyle doğruluğunu ispatlamak için
veya değişkenlerinin belirli koşullar kendini gösteren gelişimsel süreç. replikasyon şarttır.
altında benzer çeşitlilik
göstermesidir. Çoğunlukla neden Otizm Otistik Spektrum Ruh-beden problemi İlk kez Rene
sonuç ilişkisi ile karıştırılır. Bozukluğu (OSB) için kullanılan Descartes tarafından dile get irilen,
TERiMLER SÖZLÜGÜ 343
zihinsel ve fiziksel olaylar Şartlı tepki (ŞT) İlk başta tarafsız Temel yükleme hatası Diğer
arasındaki etkileşimi tanımlama olan uyarıcının sonra doğal olarak insanların davranışlarını dışsal
sorunudur. bu tepkiye olan açan şartsız bir durum faktörleri yerine kişilik
uyaranla birleşmesiyle oraya çıkan özellikleriyle açıklama eğilimi.
Saha kuramı Kurt Lewin'in insan tepki.
davranışı modeli. Bu modelde, Şartlı uyarıcı (ŞU) Klasik Tükenme i)Bir şeyin, özellikle bir
bireyin çevresindeki sosyal etkileri koşullanmada bir uyaranın, şarts ız türün, yok olması.
veya "yaşam alanını" açıklamak bir uyaranla bir araya gelmesiyle ii) Şartlı öğrenmede, tepki gücünün
için kuvvet alanı kavramı kullanılır. belirli bir (şartlı) karşılığa neden destek yokluğu yüzünden azalması.
olması.
Sahte anı Yaşanmamış bir olaya Uyarıcı Bireyin çevresinde
dair hatırlanan anı veya aldatıcı Şartsız olumlu bakış Carı bulunan ve tepki verebileceği
anı. Hatırlatmalar aracılığıyla Rogers'ın danışan insan odaklı herhangi bir nesne, olay, durum ve
ortaya çıktığı düşünülür. terapisinde, birinin sadece insan etkendir.
olduğu için mutlak olarak kabul
Savunma mekanizması edilmesi. Yapısalcılık Zihinsel yapıyı
Psikanalitik kuramda, endişeyi araştıran psikolojik yaklaşım.
etkisiz hale getirmek için devreye Şartsız tepki Klasik
giren bılınçdışı yöntemler. koşullanmada, belirli bir uyarana Zeigarnik etkisi Eksik ya da
karşı (örneğin acı veren bir tamamlanmamış görevleri
Serbest çağrışım Hastanın uyarandan uzaklaşmak) verilen tamamlanmış olanlara göre daha
verilen kelimeden sonra aklına yansımalı (şartsız, doğal) tepki kolay hatırlama eğilimi.
gelen ilk şeyi söylediği psikoterapi
tekniği. Şartsız uyarıcı Klasik Zekli katsayısı (IO) Bireylerin
şartlanmada, yansımalı (şartsız , mukayeseli zeka düzeylerine
Sıvı zekli Yeni sorunlarla başa doğal) bir tepkiye neden olan ayrılmasını sağlayan zekA
çıkabilme yeteneği. Yaş arttıkça uyarıcı. göstergesi. İlk kez William Stern
azaldığı düşünülür. tarafından ortaya atılan zekA
Şekillendirme Davranışçılıkta katsayısı bireyin zihinsel yaşının
Sosyal öğrenme Başkalarının şekillendirme arzulanan bir kronolojik yaşına bölünüp 100 ile
davranışlarını ve bu davranışların tepkinin ardışık benzerliği için çarpılmasıyla elde edilir.
sonucunu gözlemleyerek pozitif takviye sağlamaktır.
öğrenmeye verilen ad. Bu kuramı Zihin ya şı Ortalama kabiliyete
en önemli savunucusu Albert Şizofreni Birçok işlev alanında sahip çocukların standart haline
Bandura 'dır. azalmaya neden olan (ilk başta gelmiş testlerdeki
dementia praecox olarak performanslarının gösterdıği belirli
Süperego Psikanalizde, insan biliniyordu) ciddi zihinsel bozukluk görevleri yerine getirebileceği yaş .
ruhunun toplumsal ve ailevi grubu. Belirgin düşünce bozukluğu,
standart ve değerlerin boyutsuz veya uygunsuz duygular
içselleştirilmesi sonucu oluşan ve çarpık gerçeklik görüşüyle
kısmına verilen isim. Ahlaki nitelenir.
baskılar tarafından yönetilir.
351
••
TEŞEKKUR
Dorhng Kındersley Shnya Paramcswaıan, 83 Corbis: Bettmann (tr). 84 Alamy 182 Corbls: Carol Kohen (bl). 184 Corbis:
Neha Sharma, Paya! Rosa!ınd Malik, Gadi lmages: Momıshee Frantz (bl). 87 Getty H. Armstrong Roberts / ClassıeStock (be. br).
Farfour, Helen Spencer, Steve Woosnam- lmages: Larnbcrt / Archive Photos (tr). Getty lmages: George Marks I Retrofile I
Savage ve Paul Drislane'ye tasarım yardımlan 94 Getty Images: lmagno I Hulı..oıı Hultoıı Archive (bl). 185 Corbla: Monty
ıçın, St.cvc Sct.ford'a ediı..oryal yardımları için Archive I Sigmund Freud Prıvatstiftung (tr). Rakusen (tr). 190 Alamy lmagea: Gary
ve Stephanic Chılman' a dizin için teşekkür 97 Alamy lmagea: Bjanka Kadre (bl). Roebuek (ti). Courtesy of Baycrest: (bl).
eder. 98 The Bridgeman Art Library: Museum 192 Corbls: Ownkı/ Kulla (cra). 195 Corbis:
ol Modem Art. New York I C> Salvador Dali, Ocean (tr). 197 Getty Images: Steven
Fundaei6 Gala-Salvadoı Dall. DACS, 2011. Dewall I Redferns (bl). 199 Claremont
FOTOGRAFLAR 99 Corbls: Hulton-Dcutsch Collection (tr). Graduate Univeralty: Photo by C. Sajg6 (bl).
101 Corbla: Guo Dayuc / Xinhua Press (ti). Corbis: Charles Vlen I Bettmann (ti).
Yayıncvi fol.Oğraflannın kullanılmasına izin Getty lmages: lmagno I Hulton Arehive (tr). 201 Getty Images: Purestock (be).
verdığı içın aşaQldakilero teşekkür eder: 105 Getty Images: lmagno I Hulton Positlve Psychology Center, University
Arehıve (bı). 106 Getty Images: Apıe / of Pennsylvanla. : (tr). 204 Courtesy of
(Anahtar: a-yukan, b-alt, e-orta, !-sol, r-sağ, Hulton Archive (bl). 107 akg-images: UC lrvine: (bl). 207 Corbls: Guy Call (bl).
t-üst) Walt Dısney ProducLıons (ti). Getty lmages: 210 Alamy lmages: Mıehclc Burgess (cb).
lmagno I Hulton Arehivc (tr). 108 Corbis: 212 Lebrecht Music and Arts:
19 The Bridgeman Art Library: Robbie Jack (cra). 109 Wellcome Imagea: Matti Kolho (be). 213 Universlty of Bath:
Bıblıothôquc de la Faeult.e de Medecine, (bl). 116 Corbia: Robert Wallıs (ti) 117 (tr). 221 Getty lmagea: Chıis Ryan / OJO
Pans I Arehıves Charmet (tr). 21 Corbis: Alamy Images: Harvey Lloyd / Peter lmages (tr). 222 Corbls: Moment/ Cultura
Bettmann (tr). Getty Images: Hu!ton Arnold, lnc. (ti). Science Photo Library: (be). 223 Alamy Imagea: Inteıloto (bl).
Arehive (bl). 23 akg-lmages: Bıblıotheque Natıonal Lıbraıy ol Medicine (bl). 119 Getty Corbis: K.J. Historical (ti) 225 Solomon
nationale (tc). Alamy lmages: 1'ihon LI (bl). Images: Hulton Archıve (tr). 120 Corbis: Asch Center for Study of Ethnopolitical
25 Getty Images: Hulton Arehive (tr) Nancy Honey (br). 123 Getty Images: Conflict: (tı). 227 Corbis: Bettmann (bl)
27 akg·images: Coll. Aıchiv f. Kunst & Ryan McVay (ti). Lebrecht Muslc a nd Arts: 229 American Sociological Association,
Geschıehte (ti). Corbls: Bettmann (bl). Rue des Archives I Collection Bourgcron (bl). www.asanet.org. : Photo of Erving
29 The Brldgema n Art Llbrary: 127 Corbls: Michael Reynolds / EPA (tr). Goffman (bl). Corbls: Yi Lu (cı ). 234 Corbis:
Birmingham Museurns and Art Gallcry (be). 129 Ge tty Images: Leonard Mccombe ı Claro Cortes I Hanoi, Vıetnam (ti).
Getty Images: Hulton Arehive (tr) 1'ime & Life Picturcs (tr); Roger-Viollet (bl). 235 Corbie: Hannes Hepp (be). Stanford
30 Getty Images: lmagno / Hulton Archive 134 Corbla: Paseal Deloche / Godong (ti). News Service. : Linda A . Cicero (tr).
(br). 35 Alamy Images: lnterfoto (br). 135 Getty lmagea: David Malan/ 237 Corbis: Walt Sisco / Bettmann (er).
li:orbls: Visuals Unlimit.ed (tel. 36 Corbis: Photographer"s Choiee (tr). 136 Corbla: Roger 239 Corbis: Sophie Bassouls ı Sygma (bl).
Bettrnann (tr. te). 37 Corbls: Betunann (bl). Ressmeyeı (bl). 137 Getty Imagea: Peter 241 The Brldgeman Art Library: Musee
40 Corbls: (bl). 43 Corbls: Thc Gallery Cade / Iconica (ti). 139 Corbia: national des arts et tradıtıons populaires,
Collection. 44 Corbls: Underwood & Ann Kaplan (tr) 144 Corbia: Bettmann (bl). Paris I Archives Charmct (te). Wllllam
Underwood (br). 45 Science Photo Llbrary: Getty lmagea: Mark Douet (tr). 147 Corbis: Glasser ine. · www.wglasserbooks.com :
Chris Gallagheı (tı). 47 Corbis: Bettmann (tr). Jutta Klee (tl/computcr). Roy Morseh (tc/ (tr). 243 Alamy lmagee: Davıd Grossman
49 Corbla: Betunann (bl); Bili Varie (tr). blarner); Laıry Wıllıams (tı/plaeator). (tl) University of Waterloo: Maurice
51 Selence Photo Llbrary: US National Getty Imagea: Nathan Blaney / Photodıse Greene (bl). 245 Corbis: Bettrnann (bl).
Lıbrary of Medicine (tı) 52 Corbls: (tc/levelleı). 148 Getty lmagea: Dennis Special Collections, University of
Bettmann (bl). 55 Alamy lmagea: Eddıe Hallınan (b). 151 Corbls: Ailen Ginsberg (tr); Californla, Santa Cruz: (tr). 249 Getty
Geıald (er). Lebrecht Music and Arts: Robbıe Jack (bl) 153 Getty Images: lmagee: Apie / Hulton Arehıve (tı).
Rue des Archives /Varma (bl). 61 Corbis: Mıguel Medına I AFP (tı), Toru Yarnanaka / Manuscripts and Archives, Yale
Bettmann (bl). LawtonPhotos.com : (ti). AFP (ti). 155 Alamy Images: Sigrıd Olsson I University Library: Courtesy of
65 Corbls: Josc Luis Pelaez, ine. (ti). PhotoAlto (cra). 161 TopFoto.co.uk: Alexandra Milgraın (bl). 251 Getty Images:
Selence Photo Library: HumaniLies and Topham Pieturepoint (ti, tr). 162 Getty Peter Staekpole / 1'ime & Life Pietuıes (br).
Social Sciences Library / New York Public Images: Andersen Ross 1 Photodisc (eb). 252 Corbls: Stapleton Collcction (br).
Library (tr). 69 Corbla: Underwood & 165 Preas Assoclatlon Images: (tr). 253 Corbis: Genevi~ve Chauvcl / Sygma (ti).
Underwood (bl). 71 The Advertiaing 167 Science Photo Llbrary: Estate of 255 TopFoto.co.uk: Topham Pıeturepoint
Archlvea: (br). 73 Corbla: Sandy Stockwell / Franeis Bello (bl). 173 Corbis: Willıam (tr). Phllip G. Zlmbardo, Profeaaor
Skyscan (er). Magnum Photos: Wayne Wlutehurst (ti). Jon Roemer: (tr). Emeritus, Stanford University: (tl).
Miller (bl). 75 The Advertlalng Archlvea: 175 Beck Institute for Cognitive 257 Universidad Centroamericana
(cıa). 77 Getty lmages: Nina Leen / 1'ime Behavlor Therapy: (tr). 176 Corbis: "Josit Sime6n Caiias" (UCA), El
& Life Pictwes (bı). 81 Getty lmagea: Bettmann (br). 181 Alamy lmagea: Salvador: (bl). 265 Corbis: The Gallery
Nına Lcen / 1'imo & Life Pictuıes (bı). David O. Baıley (ti). Selence Photo Collection (te). 267 Science Photo Library:
82 Getty Imagea: Joe Raedle (bı). Library: Coıbin O'Grady Studıo (tı) Bıll Anderson (bl). 268 Corbia: Bettrnann (bl).
352 TEŞEKKÜR
269 Alamy Images: Thom•s CockrP.m (br) Felvcr (bl) 297 Corbis: Fıans Lanting (br); 325 Getty lmages: Univeısal History
271 Corbls: Jcrry Cooke (er). 273 Corbis: Bnan Mıtchell (ti). 299 Getty Images: Archive I Hulton Archıvc (tr). Dolph
Ted Streshınsky (tr). Getty Images: Trish• O. / Flickr (bl). Rex Features: Kohnstamm: (bl). 327 Corbls: Monalyn
Jose Luis Pelaeı / Iconıca (be). 276 Corbis; Brian Harris (tr). 306 Getty Images: Gracia (tc). Courtesy of Universlty
Hulton-Deutsch Collection (tr). 277 Richard SLan Munro I Barcroft Medıa (ti). Archives, Columbia University in the
Bowlby: (bl). Getty Images: Lawrence 310 The Bridgeman Art Library: Clty of New York. : Joe Pineir.o ı Offlce of
Mıgdale (tr). 278 Science Photo Library: Palazzo Vccchio (Palazzo della Signorıa), Publıc Affaırs NegalJves - Box 109 (tr). 329
Photo Rcscarchers (cı). 281 Corbie: Florence (tr) 312 Getty Images: MPI I Corbls: Bettmann (bl). 331 The Koba l
1im Page (tr) 282 Llbrary Of Congyess, Archıve Photos (ti) 313 Corbls: Bettrnann Collection: 20th Century Fox (tc).
Washington, D .C.: Gordon Pruks (er}. (tr). 315 Courtesy of the Unlverslty
283 Corbis: Bettmann (tr). 285 Corbis: of Illinois Archives: lmAqe ()()(X)950 Dığeı tüm imajlar C Dorling Kındersley'c
Bob Thomas (tc). Special Collectlons, Found in RS: 39/1111, Box 12, Folder aıttır.
Eric V. Hauser Memorial Library, Raymond B. Cattell (bl). 320 Corbis:
Reed College, Portland, Oregon: (bl). Bettmann (bl). 321 Getty Images:
289 Albert Bandura: Department of Universal History Archivc/ Hulton Aıchive (tl).
Psychology, Stanford Univcrsıty (tr). Mary Evans Picture Library: John
290 Alamy lmages: Alex Scgre (tr). Cutten (tr). 323 Harvard Unlverslty : Daha fazla bilgi için:
291 Corbis: Ocean (b) 293 Corbls: Jane Reed I Harvard News Office (tr) www.dkimages.co.uk
Bettrnann (tr). 296 Corbis: Chnstopher Selence Photo Library: Van D. Bucher (be).