Академический Документы
Профессиональный Документы
Культура Документы
HVAC TERİMLER
SÖZLÜĞÜ
TÜRKÇE-İNGİLİZCE
351
türü ısı
A-Ağırlıklı A-weighing scale değiştirici
ölçek insan kulağının duyarlığına yaklaşan bir
ses ölçüm değeri, seslerin rahatsızlık açık döngü open loop control system
verme düzeyini belirlemekte kullanılır; kontrol sistemi gerçek sistem çıktısı dikkate
oktav bantlarına göre ses gücü düzeyleri alınmaksızaın, çıktıyı sadece girdilerle
için bir ölçü sınıfı; A-Ağırlıklı ölçek kontrol eden sistem.
acil durum emergency stopping device açık konfor open chilled beam
acil durumlarda sistemi durdurma aracı modülü açık konfor modülü
kesme cihazı
adım step
açıklık opening
adım; aşama; merhale
açıklık; çıkış ağzı;
adsal esnek nominal length of a flexible duct adsal motor rated motor power
kanalın adsal esnek kanal adsal uzunluğu test edilmiş motor gücü
gücü
uzunluğu
adsal plaka nameplate input rating
adsal filtre nominal filter medium face velocity Birimin plakasında yazılı olan
girdi
ortamı adsal filtre elemanı adsal yüzey hızı maksimum saatlik Btu girdi miktarı.
değerlemesi
yüz hızı
adsal rijit kanal nominal length of a rigid duct
adsal frekans rated frequency rijit kanal adsal uzunluğu
adsal uzunluğu
ekipmanın adsal plakasında Hz olarak
belirtilen frekans değeri.
adsal sıcaklık nominal temperature difference
farkı adsal sıcaklık farkı
adsal gerilim rated voltage
ekipmanın adsal plakası üzerinde Volt
olarak gösterilen voltaj. adsal soğutma nominal cooling capacity
kapasitesi adsal soğutma kapasitesi
adsal girdi rated input
ANSI/ASHRAE Standard 1461998 adsal soğutma nominal cooling capacity or nominal
tarafından belirlenen ve üretici tarafından kapasitesi veya specific cooling capacity
verilen, bir havuz ısıtıcısının enerji adsal soğutma kapasitesi yada adsal
adsal özgül
kullanım kapasitesi özgül soğutma kapasitesi
soğutma
nominal air volume flow rate kapasitesi
adsal hava
debisi adsal hava akış miktarı;
adsal soğutma nominal cooling water flow rate
kulesi debisi adsal soğutma suyu akış miktarı
adsal hava rated airflow
debisi bir aracın ANSI/ASHRAE Standard
52.21999 Bölüm 8’de açıklandığı şekilde adsal son rated final resistance
test edilerek üreticisi tarafından belirtilen direnç. genellikle üreticisi tarafından önerilen,
cfm ( m3/s) olarak akış miktarı. inSS (Pa) olarak ifade edilen aracın
değiştirilmesini veya yenilenmesini
rated airflow rate gerektiren maksimum basınç kaybı.
adsal hava
miktarı bir aracın ANSI/ASHRAE Standard
52.21999 Bölüm 8’de açıklandığı şekilde adsal yalıtım R- rated R-value of insulation
test edilmesiyle, üreticisi tarafından değeri bir yalıtımın tek başına, üreticisi
belirtilen cfm ( m3/s) olarak akış tarafından 75°F(24°C) ’de belirtilen ve
354
akışkan yataklı fluidized bed freezer aktif konfor active chilled beam
dondurucu içerisinde akışkan yataklı iletim yoluyla tavan düzeyinde yerleştirilen, ısıtma
modülü
dondurulan malzemelerin iletildiği derin- ve/veya soğutma amaçlı tasarlanmış
dondurucu aparat; konfor modülü de denilmektedir.
algılama ölçeği scales of sensation alt alevlenme lower flammability limit (LFL)
duyumsama ölçeği; bir mahaldeki hava sınırı düşük yanabilirlik sınırı; bir yakıtın ısı
kalitesini duyumsama ölçeği uygulanmasıyla yanmaya başladığı en
düşük sıcaklık
algılanan hava perceived air quality (PAQ)
kalitesi algılanan hava kalitesi alt boru downpipe
aşağı inen boru; bir elemandan alınan
algorithm boşaltım borusu
algoritma
bir problemin sonlu adımlarla
çözümünde, iyi tanımlanmış kurallar ve alt boşaltım drain down
süreçler dizisi aşağı boşaltmak;güneş kolektörlerinde
önceden belirlenmiş bazı koşullarda
alıcı receptor suyun boşaltıldığı sistemler için
alıcı kullanılır.
361
anestezik anaesthetic (anesthetic USA) gasses çözelti olan anilin içerisinde yağın
anestezi amacıyla kullanılan ve bireyde çözünmeye başladığı minimum sıcaklık
geçici ve geri getirilebilir bilinç kaybı(
baygınlık) yaratan gazlar ankastre anchor (noun)
eleman demir, çapa, ankastre tutma yada
anfizem emphysema, pulmonary bağlama elemanı
anfizem, tıbbi anfizem, doku ve organlar
arasında hava kalması; solunum ankastre anchor (verb)
güçlüğü,akciğer dokularının yıpranması demirlemek, sıkıca tutturmak/bağlamak,
yapmak
gibi sonuçlar yaratır sıkıca bağlanmak, çapa, çapa atmak,
tutmak
ani instantaneous
ani, birden bire;hemen;ansal anket formu questionnaire
soru yada anket formu; belirli konularda
ani buhar flash steam kamusal düşünceyi belirlemek için
ani buharlaşma buharı; boru hatlarında uygulanan anket
akan sıvının, sıvı basıncının, sıvı
sıcaklığını doyma sıcaklığı yapan değere anlaşma agreement
düşmesi ile aniden buharlaşması sözleşme; anlaşma; yerine getirilmesi
gereken hususları içeren imzalı belge
(zaman) aralik. ara. bosluk. geçici. arama bilgi call for tenders
aradaki. servisi arama ile bilgi alma servisi
aşırı doymuş supersaturated air ATD yardımcı complimentary accessories for ATD
hava belirli bir basınç ve sıcaklıkta havanın elemanları ATD yardımcı elemanları
normalde taşıyabileceğinden fazla nem
içermesi durumu
ateş tuğlası fire brick
ateş tuğlası; alevden etkilenmeyen, aleve
aşırı ısınma overheat dayanıklı tuğla
aşırı ısınmak;aşırı ısı
ateşe dayanıklı refractory lining
aşırı ısınma overheating ateşe dayanıklı malzeme ile iç yüzeyleri
kaplama
aşırı ısıtma örmek
atık ısı geri waste heat reclamation district heating atılan filtre disposable filter
kazanımlı atık ısı geri kazanımı ile bölgesel ısıtma bir gaz temizleme sisteminde dolduktan
sonra atılan filtre
bölgesel ısıtma
atılan hava disposable air filter
atık ısı kazanı waste heat boiler
filtresi kullanıldıktan sonra, tozla dolması
atık ısı kazanı; atık ısı kullanarak ısıtma
durumunda atılarak yerine yenisinin
yapan kazan
yerleştirildiği hava filtresi
iki yada daha fazla bileşenin karışımda baca çekmesi draught of chimney
aynı mol-fraksiyonuna sahip olduğu baca çekmesi;duman gazları ile dış hava
sıcaklık yoğunluğu arasındaki farktan
kaynaklanan çekme etkisi
azeotropik azeotropic point
nokta bir sıvı karışımının kaynadığı ve sıvı ile baca damperi stack damper
aynı bileşimde buhar üretmeye başladığı cihaz çalışırken otomatik olarak açma
nokta yapan, cihaz beklemedeyken
kendiliğinden kapanan ve bir çekme
azeotropik non azeotropic davlumbazı yada barometrik çekme
“zeotropic” teriminin eşanlamlısı( düzenleyicinin altakım bölgesine
olmjayan
zeotropic, tercih edilen terimdir) . yerleştirilen araç.
bağlantı sayısı number of connections bakım işlemleri mean operating time between
bağlantı sayısı arasında maintenance (MTBM)
ortalama iki bakım işlemi arasındaki ortalama
bağlantı hold over coil çalışma süresi
çalışma süresi
serpantini soğutma sisteminin dışında olan ve
gerektiğinde soğutma sistemine
bağlanarak ortamı soğutan serpantin bakım maintenance costs
(örneğin kent içi araç soğutucusundaki maliyetleri bakım maliyetleri; bakım işleminin
evaporatör) kapsadığı malzeme,işçilik ve makine
durma sürelerinden kaynaklanan
maliyetler
bağlantı soketi connecting socket
bağlantı soketi
bakım maintenance programme
programı periyodik bakımlarda uygulanan bakım
bağlantı joint creep
programı
sürünmesi lehimli bağlantıların gerilme karşısında
gösterdikleri ayrılma eğilimi.
bakım maintenance instructions
talimatları bakım talimatları; bir makine veya
bağlantı şeridi connecting strip
sistemin bakım uygulama
bağlantı şeriti
sürelerini,özelliklerini ve biçimini
açıklayan talimatlar
bağlantı connecting terminal (elec.)
terminali elektrikte bağlantı terminali
bakım uyarısı maintenance alarm
bir makine yada sistemde bakım
bağlantı(elk) busbar gereksinimini ifade eden uyarı;
çubuğu (1) bir elektrik santralinde güç iletkeni;
transmisyon sistemin başlangıç noktası, bakır copper
(2) birkaç devre arasındaki bağlantıyı simgesi Cu olan bakır elementi;
oluşturan ağır metalden dolu metal-
çubuk; copper pipe
bakır boru
genelde soğutma devrelerinde çok sık
bağlantıyı break a joint kullanılan bakır malzemeden yapılmış
ayırmak bir bağlantıyı ayırmak boru
378
basılı değerler published ratings (of unitary air basınç artışı increase in pressure
conditioners) basınç artışı; basınç yükselmesi
bir iklimlendirme biriminin niteliklerine
uygun bir kullanım için seçilmesine basınç artışı rise in pressure
yarayan, standart değerleme koşulları basınç artışı
altında belirlenen performans değerlerine
ilişkin yayım. pressure dependent (PD)
basınç bağımlı
bir akış kontrol aracının içinden
basılı devre printed circuit gerçeklenen, basınçtaki değişimlerle
basılı devre; baskı devre; değişen akış miktarı.
basılı talimatlar printed instructions basınç bağımlı pressure dependent control system
basılı talimatlar; makinanın üzerinde kontrol sistemi hava terminalinden olan akışın sistem
bulunan çalıştırma ve ana bakımla ilgili basıncı ile değiştiği sistem.
talimatlar
basınç boşaltım pressure relief device
basıncı pressurized aracı basıncın yükselme olasılığı bulunan
artırılmış basınçlandırılmış; basınçlı devrelerde, devreyi korumak amacıyla
basıncın yükselmesi durumunda akışı
pressure maintenance güvenli bir bölgeye yönlendiren araç.
basıncın
korunması basıncın korunması
basınç boşaltım pressure relief valve
vanası bir yay yada diğer bir yöntemle yerinde
basınç pressure kapalı tutulan ve basıncın kendi ayar
termodinamik yönden, homojen bir sıvı değerinin üzerine çıkması durumunda,
veya gazın içinde bulunduğu kabın otomatik olarak basıncı boşaltmak üzere
duvarlarına dikey yönde etki ettirdiği tasarlanmış vana.
birim alan başına kuvvet; alan birimi
başına kuvvet;basınç
basınç pressure relief
boşaltımı bir tanktaki fazla basıncı otomatik olarak
basınç pressure temperature relief device düşürme
sıcaklığı duyarak basıncı güvenli bir
380
katsayısı basınç kayıp katsayısı; birim uzunluk pompası basınçlı test pompası
başına basınç düşüm değeri
basınç loss of head
basınç kesicisi pressure cut-out yüksekliği basınç yüksekliği kaybı;basınç kaybı
basınç kesicisi; ayar değerinin üzstündeki
kaybı
değerlerde sistemi durduran kontrol
belgelendirme certification
baz base uzman bir kuruluş tarafından belirli bir
kimyada genellikle proton kabul eden ürün yada kişinin belirli bir işi yerine
maddelere verilen isim; baz getirebileceğini sergileyeni
belgelendirme;örneğin kalite belgesi
Beafort ölçeği Beaufort scale verme
İrlandali Françis Beaufort tarafından
bulunmuş olan ve genellikle gözlemlenen certification scheme (auditing scheme)
deniz koşullarına dayanılarak belirtilen
belgelendirme
şeması bir belgelendirme süreci içerisinde,
384
belirleme determination
besin üretim food product zone
belirleme;
zonu besin üretim zonu
Besleme supply ventilation installation package besleme suyu feed water economizer
havalandırması besleme havalandırması kurulum(tesisat) besleme suyu ekonomizeri; kazana
ekonomizeri
tesisat paketi paketi verilen besleme suyunu baca gazlarıyla
veya diğer herhangi bir atık ısı kaynağı
air, make up ile ısıtan araç
besleme havası
iç mahalle verilen besleme havası
besleme suyu feed water treatment
air, supply işlemlemesi besleme suyu tasfiyesi; kazan besleme
besleme havası
taze hava, sirkülasyon havası yada suyunun yumuşatılması işlemi
transfer havasının herhangi bileşimi
biçiminde mekanik yada doğal besleme suyu feed water tank
havalandırma yoluyla bir mahalle verilen tankı besleme suyu tankı;
hava ;bir iklimlendirme,ısıtma ve
havalandırma cihazından mahalle giren beslemek feed (verb)
hava.Besleme havası. beslemek. yiyecek vermek. beslenmek.
yemek. gereksinimlerini sağlamak.
besleme havası make-up air
egzost edilen havanın yerine bir mahalle beslemek supply (verb)
dışarıdan eklenen hava kmal. tedarik. teçhiz. mevcut. erzak.
(sağlamak)
sağlamak. tedarik etmek. temin etmek.
besleme havası supply air opening ihtiyacı karşılamak. telafi etmek. yerini
açıklığı besleme havasının mahalle girdiği açıklık doldurmak. bir makamı işgal etmek.
bilgisayar sınıfı computer sort bilyalı musluk, ball cock, ball valve
bilgisayar sınıfı; vana (1)küresel bir yuvaya oturan bir küresel
eleman içeren çek-vana (2)ortasında bir
bilgisayar computer simulation delik olan ve yuvasında dönebilen bir
simülasyonu bir yada daha fazla önermenin küresel eleman içeren vana;
kullanımından önce, önerilerin bir
bilgisayarda test edildiği bilgisayar bilyalı yatak ball bearing
destekli karar verme süreci; bilyalı yatak
bilyalı çek vana ball check valve bina çevre building environment design
bilyalı çek valf.akışın gerçeklendiği tasarımı bir binanın çevre tanzimi; yollar
yönde yuvadan atılan,ters yöndeki akış bahçeler, giriş ve çıkışlar gibi binanın
halinde yuvaya oturarak akışı kesen bir çevresini oluşturan tasarım elemanlarının
bilyanın çalıştırdığı çek-valf düzenlenmesi
388
bina otomasyon building automation and control bina yüksekliği building height
kontrolü (BAC) (BAC) bina hacminin en düşük döşeme
bina otomasyon ve kontrolü düzeyinden en yüksek tavanına kadar
olan düşey uzaklık;
Bina otomasyon building automation system (BAS)
sistemi(BAS) bina otomasyon sistemi bina yüzey building area
alanı avluların dışında bina dış duvarları (yada
dış duvarlar ve yangın duvarları/alan
Bina otomasyon building automation and control
ayırıcı duvarlar) tarafından çevrelenen
ve kontrol system (BACS)
bölgenin içerisinde kalan döşemelerin
sistemi(BACS) bina otomasyon ve kontrol sistemi
toplam alanı.
bina envelope performance factor bina, mekanik buildings without mechanical cooling
performans bir bina gövdesi performansının belirli soğutmasız içerisinde mahallerin soğutulması
faktörü yöntemlerle hesaplanmış sınır değeri. amacıyla her hangi bir biçimde
mekanik(gaz sıkıştırmalı) soğutma
building program çevrimi kuıllanılmadığı bina.
bina programı
bina programı
binadaki nem moisture in the building
building project binadaki nem
bina projesi
inşaat ruhsatı için aynı başvuru içerisinde
yada bir tek sahiplik altında bulunan arsa Binayla ilişkili building related illness (BRI)
sınırları içerisinde yer alan, yapımına hastalık (BRI) tanı konması olanaklı ve tümüyle bina
başlanacak yada başlanmış olan bina ve içerisindeki bir kaynağa bağlanabilen
bina grupları. hastalık (örneğin lejyoner hastalığı, hiper
tansiyon)
bina rejim pull down test
binayı rejim sıcaklığına getirme testi bindirme butt connection, butt joint
sıcaklığı testi
bağlantı bindirme bağlantı; bağlanacak parçaların
bir uçtan üst-üste bindirildiği bağlama
bina sızıntısı building leakage biçimi
bir binadan dış mahalle geçen hava
miktarı
bindirme overlapping joint
bağlantı bindirme bağlantı
bina sistem building system control
kontrolü bina sistem kontrolü
bindirme entrainment velocity
hızı[yağ] soğutkanın yağı taşıması için sahip
bina teknik technical building management olması gereken minimum hız
yönetimi teknik ilkelere ve sistemlere bağlı kalan
bina yönetimi
bindirme ile lap welding
kaynatma bindirme kaynak yöntemi; birbiri üzerine
bina türü building type bindirilen parçalarda oluşan boşluğun
ticari,endüstriyel yada konut olarak kaynakla doldurulması
ayrılan bina türü
bindirme butt welding
bina yöneticisi building manager bindirme kaynak
bina yöneticisi; binanın ortak elektrik,su
kaynağı yapma
ve enerji ile ilgili hususlarını düzenleyen
yönetici bindirme butt weld
kaynak bindirme kaynak; parçaların birbiri
building paper üzerine bidirildiği ve oluşan derinliği
bina yönetim elektrotla doldurulduğu kaynak biçimi
belgesi bina yönetim kurulunun bina ile ilgili
kararları içeren belge
bindirme lap weld
building management system (electric) kaynak bindirme kaynak dikişi; kaynaklanan
bina yönetim
yerleştirildiği binada ekipmanın parçaların birbiri üzerine bindirilerek
sistemi yapılan dikiş
(elektrik) gözlenmesi,güç arızalarına karşı
ekipmanın korunması,bina güvenliği vb
gibi ek işlevlere de sahip olan bina enerji bindirme butt welded seam
yönetim sistemi. kaynak dikişi bindirme kaynak dikişi
bir mahallin reference air temperature of a room birim kolektör unit collector
referans hava referans alınan mahal sıcaklığı birim kolektör;bütün gerekli elemanları
sıcaklığı içeren kolektör
bir menezin discharge or entry loss of a louvre birim kontrol unit control panel (UCP)
bir panjurun giriş veya boşaltım kayıp paneli iklimlendirme birimi üzerindeki
giriş veya çıkış
katsayısı elektriksel kontrol kutusu; kontrol paneli
kaybı
birim kütle fan work per unit mass
bir menfezin theoretical air flow rate of a louvre birim hava kütlesine fan tarafından
bir panjurdan teorik hava akış başına fan işi
teork hava aktarılan iş
debisi miktarı(debi)
birim sistemi unit system
bir efficiency of collection loop bu sözcükler ortaya çıktıkları her yerde,
toplama(toz) bir toplama devresinin etkinliği ANSI/ASHRAE Standard 87.32001
devresinin Section 2 de belirtildiği gibi test altında
391
birim soğutucu unit cooler birincil enerji primary energy efficiency, generation
bütün gerekli ekipmanların (kompresör, verimi, genel enerji üretiminde birincil enerji verimi
condenser,fanlar ve borular) bir gövde
altında toplandığı soğutma/ ısıtma birimi;
birincil filtre filter, primary
bir filtreleme biriminde büyük
birim vantilatör unit ventilator parçacıkları tutan birincil filtre
özellikle okullarda sınıf vb gibi yerlerde
kullanılan müstakil havalandırma birimi
birincil hava air, primary
birincil hava;(1) yakıtla birlikte brülöre
birim zaman unit time verilen hava (2) bir kanal yoluyla
birim zaman; bir gözlemin, bir fiziksel terminale taşınan besleme havası.
olayın gerçekleştiği birim zaman(örneğin
birim zamanda bir kesitten geçen
birincil hava primary air
akışkan)
(1) yakıtla birlikte brülöre verilen hava
(2) bir kanal yoluyla terminale taşınan
birimsel ısı unitary heat pump besleme havası.
pompası normalde bir iç mahal iklimlendirme
serpantini, bir kompresör ve bir dış
birincil hava primary air flow rate
mahal soğutkan-hava veya soğutkan-su
debisi birincil hava (mahalle üflenen hava) akış
ısı eşanjörü içeren bir yada daha fazla
debisi
topluluktan oluşan birim.
birleşik ısı ve combined heat and power (CHP) birleştirilmiş integrated environmental design
güç sistemi system bir karmaşık tasarım ve optimalleştirme
çevresel
ısı ve elektriksel güç üreten eş-üretim süreci içerisinde malzeme,bina ve
sistemi tasarım
çevresel elemanları birleştiren yaklaşım;
boaşltım drain tube boru aynası dished end plate (of heat exchanger)
borusu[ince] boşaltım borusu ısı eşanjöründe boru aynası
boşaltım discharge line (hot gas line) boşaltım ölçeri discharge gauge
hattı[sıcak gaz soğutma devrelerinde basma hattı;sıcak kompresör basma basıncını ölçen
gaz hattı manometre
borusu]
boşaltım discharge gauge (high pressure gage; )
boşaltım discharge vent soğutma kompresörlerinde basma hattı
ölçeri[yüksek
havalığı boşaltım havalığı yada kondenser devresi üzerinde bulunan
basınç ölçeri]
ve kompresör basma basıncını gösteren
boşaltım havası recirculation of discharge air manometre;yüksek basınç manometresi
sirkülasyonu bir miktar boşaltma havasının taze hava
ile birlikte evaporatif kondenser ve boşaltım discharge measurement
soğutma kulelerine girmesi ölçümü boşaltım miktarının ölçümü
boşaltım kanalı discharge duct boşaltım ses discharge sound power level
bir santrifüj fanın basma kanalı gücü düzeyi bir terminal çıkışından iletilen ses gücü
brüt çatı alanı gross roof area BTU/h British thermal units per hour (Btuh)
brüt çatı alanı Btu/h olarak ifade edilen I-P sistemindeki
ısıl güç birimi; 1000 Btu/h=293 W
brüt dış duvar gross exterior wall area
alanı dıştan ölçülmek üzere, ısıtılan ve/veya bu günkü değer present value
mekanik olarak soğutulan bir mahalli bu günkü değer
kapatan bütün opak duvarları,pencere
alanları ( pervaz dahil) ve kapı alanlarını annuity factor
bu günkü değer
içeren alan. bir girdi akışının bu günkü değerini
faktörü
gösteren matematiksel değer,
brüt döşeme gross floor area
alanı dış duvarların dışından ölçülen, bodrum, vaporization
buahrlaşma
asma kat, yüksekliği 2.25 m ve üstü olan buharlaşma; belirli bir basınçta gaz
çatı odaları da dahil olmak üzere bütün fazına geçme
döşemeleri ve katlar arasındaki
bağlantıları da içeren döşeme alanı
buhar vapour (USA vapor)
normal atmosferik koşullarda sıvı ve katı
brüt döşeme floor area (gross, of a building) dış halde de bulunabilen bir maddenin gaz
alanı(bir duvarların çevrelediği ve dış duvarların durumu özellikle sıvı durumu ile denge;
binanın) iç yüzeyinden ölçülen, koridorlar, konumuna yakın olan ve genel gaz
merdivenler, klosetler, duvarların yasalarına uymayan gaz
kalınlıkları , kolonlar için bir alan
düşmesi yapılmaksızın hesaplanan
döşeme alanı buhar ağırlığı steam weight
birim zamanda bir ısıtıcıya giren buhar
ağırlığı
buhar borusu steam pipe buhar jetli steam jet refrigerating system
buhar borusu; içerisinde buhar taşıyan soğutma sistemi buhar jeti ile çalışan soğutma sistemi;bir
boru vakum odasına giren sıvının ani
buharlaşması temelinde çalışan soğutma
buhar cebi steam pocket makinesi
buhar cebi; kondenstop;buhar kapanı
buhar kalitesi steam quality
buhar ceketi steam jacket buhar kalitesi; buhar+su karışımı
iç ve dış silindirler arasında buhar dolu içerisinde buharlaşma yüzdesini ifade
hacim; buhar ceketi eden terim
buzun ergimeye başladığı nokta; ergime buzla soğutma ice cooled equipment
sıcaklığı ekipmanı birincil soğutma kaynağı olarak buzu
kullanan ve metal yada plastik ısı transfer
buz oluşumu ice formation yüzeylerinden yararlanan ekipman.
buz oluşumu; suyun atmosferik basınçta
0C derecenin altına düşmesi ile ortaya buzla soğutma ice bank evaporator
çıkan buz oluşumu grubu bir buzla-soğutma grubundea içerisinden
evaporatörü buzla soğutulan suyun geçtiği evaporatör
buz paten alanı pipe grids
boru şebekesi bir buz paten sahasında, buzdan bir ice storage system
buzlu depolama
döşeme zemini yaratmak üzere arasından soğutma veya konfor soğutması
soğutkan veya soğutucu ortamın sirküle sistemi
işlemlerinde buzun suya dönüşmesini
ettiği boru şebekesi, kullanan sistemler için ısıl buz depolama;
buz tepsisi ice tray ice core sucking and filling system
buzlu su çekme
otomatik buz yapma makinelerinde pompa, dağıtım boruları, hortum ve buz
oluşan buzun biriktirildiği bölüm; buz sistemi
kalıbının göbeğindeki donmamış suyu
depolama hacmi çeken ve temiz su ile doldurulabilmesi
için temiz su kaynağına bağlayan
buz toplayıcı ice harvester cihazdan oluşan grup.
otomatik plaka halinde buz üreten
makinelerde kazıma yoluyla kırık buzu iced water cooling
buzlu suyla
depolama tankına indiren buz toplayıcı buzdan geçirilmiş ve soğutulmuş su ile
eleman soğutma
yapılan soğutma
ice bank tank (ice buildup tank) büküm veya bend or elbow
buz yapma
içerisinde pik-dışı zamanlarda buz dirsek akışkanın belirli bir noktadan sonra yön
tankı değiştirmesini sağlayan eleman; dirsek;
üretilerek depolanan ve pik dönemlerde
suyu soğutan depolama tankı büküm
bölücüsü çekme olmaması ters çekme olması yada bypass damperi bypass damper
bölücünün ilerisinde çekmenin bypass damperi; havayı hava hazırlama
engellenmesi durumunda yanma biriminden kısa devre yapan damper
ürünlerinin boşaltılmasını sağlamayan
araç; bypass devresi bypass circuit
bir devredeki işlevsel bir eleman
bütünler kanat integral fin içerisinden olan akımı çeşitli
bütünler kanat; bir ısı transfer yüzeyinin nedenlerle(arıza,bakım,onarım,yüksüz
bünyesinde bulunan kanatlar kalkış vb) atlamak üzere tasarlanmış
devre;
bütünler integral control
kontrol kontrol etkinliğinin hatanın entegrali ile bypass faktörü bypass factor (BF)
orantılı olduğu kontrol dağıtım havasının soğutma serpantini ile
temas etmeyen yüzdesi olarak
bütünler integral control mode düşünülebilir; besleme havasının kalan
kontrol etkinliğinin hatanın entegrali ile kısmının ortalama serpantin sıcaklığında
kontrol
orantılı olduğu kontrol modu serpantinden geçtiği varsayılır
konumu
bypass hattı bypass line
bütünler indirect evaporative cooler with non- bypass hattı
olmayan ısı integrated heat exchanger
değiştiricili ayrı bir birincil hava ( kuru) duyulur ısı
ve ikincil hava (yaş) ısı eşanjörüne sahip bypass kablosu bypass cable
dolaylı bypass kablosu
cihaz; bu iki ısı eşanjör arasında sirküle
evaporatif eden akışkan birincil havadan ikincil
soğutucu havaya ısı transfer eder. ( Bakını bypass kaçağı bypass leakage
ANSI/ASHRAE Standard 1432000 Şekil bypass kaçağı,sızıntısı
2)
bypass kanalı bypass duct
bütünler tür integral type equipment hava akış yolu üzerinde alternatif geçiş
ekipman bir sistemi tamamlayıcı nitelikteki yolu oluşturan kanal; bypass kanalı
ekipmanlar
bypass bypass terminal
bütünler verim integral efficiency terminali bypass terminali
toplam verim; entegral verim
byssinosis byssinosis
bütünler integral insulation position özellikle pamuk ipliklerinin solunum
yalıtım konumu hem iç hem de dış mahalle bakan ve içte yoluyla alınması nedeniyle oluşan
ve dışta hemen hemen eşit yalıtım akciğer hastalığı
tabakasına sahip duvar
C değeri C-value
bütünleyici integrator ısıl iletkenlik için C factor terimi
transfer edilen enerjiyi belirleyebilmek kullanılmalıdır
için, sıcaklık ve akış sensorlarından gelen
işaretleri kullanan araç. CA depolama CA storage
"controlled atmosphare storage" için
bütünlük integrity kullanılan kısaltma; meyvaların
güvenilirlik. dogruluk. dürüstlük. çerisindeki havanın
bütünlük. tamlik. oksijen,karbondioksit,nem ve sıcaklık
yönünden duyarlı kontrol edilerek
büyük soğutma large system soğutulduğu depolama
sistemi 50 lb (23 kg) yada daha fazla soğutkan
içeren soğutma sistemi. cam glass
cam. camdan yapılmış şey. bardak.
büyüklüğe göre size selective sampling kadeh. Ayna, barometre. termometre.
numune alma büyüklüğe göre seçilen numune dürbün. Mercek
cebri çekimli forced draught combustion chamber cebri forced circulation system (1)yağlamada
yanma odası cebri çekimli yanma odası sirkülasyonlu bir pompanın kullanılmasıyla
sistem sirkülasyonun sağlandığı cebri dolanım
sistemi, (2)isıtma veya soğuk merkezi su
forced draught tesisatlarında, dolanımın bir pompayla
cebri çekme
sağlandığı sistem.
cüruf oluşumu slag formation çalışma basıncı operating pressure (working pressure)
çelik üretiminde cüruf oluşumu çalışma basıncı; bir kazanın çalışma
üzere tasarlandığı basınç; işletme basıncı
cüruf yatağı clinker bed
cüruf yatağı çalışma basıncı working pressure
çalışma basıncı
cüruf yünü slag wool
cüruf yünü;bir yalıtım malzemesi çalışma basıncı working pressure range
aralığı normal çalışma sırasında sistemde
cürüf atma slag discharge bulunması beklenen basınç aralığı
atık yakma tesislerinde ortaya çıkan kül
ve cürufun atılması yada boşaltılması için çalışma çevrimi operation cycle
kullanılan sistemler; apron çalışma çevrimi
konveyörleri,ıslak sıkıştırma,ızgara
kaydırma sistemleri gibi sistemler
çalışma operating experience
deneyimi işletim deneyimi
cürüf tabakası slag layer
ergimiş çeliğin üstündeki cüruf tabakası
çalışma operating differential
diferansiyelleri kontrol kontaklarını açmak yada
çabuk açılan quick release access doors
kapatmak için gereken sıcaklık yada
ulaşım kapısı çabuk açılan ulaşım kapısı
basınç farkı [duyucu elemandaki devreye
alma (cutin) ve devreden çıkartma
çabuk etkiyen quick action valve (cutout) arasındaki fark]
vana çabut etki yapan vana; hızlı çalışan vana
çalışma working diagram
çabuk sökme quick releasing diyagramı çalışma,iş diyagramı
çabuk yerinden alınabilen;çabuk sökülen
çalışma dönemi on period
çabuk sökülen quick release pipe coupling (quick çalışma dönemi; makine veya sistemin
boru kavraması coupler) çalışır halde olması
çabuk sökülen boru kavraması
çalışma operating state
410
çalıştırma el operating manual çapraz akışlı cross flow fan (tangential fan)
kitabı çalıştırma el kitabı çapraz akımlı fan(teğetsel akışlı fan)
fan(teğetsel fan)
çalıştırma operating superheat çapraz akışlı ısı cross flow heat exchanger
kızgınlığı bir TXV’de sıcaklık algılama aracındaki akışkanlardan birinin diğerine
eşanjörü
sıcaklık ile valfin dengeleme basıncına açılı(genellikle dik) aktığı ısı eşanjörü
karşı gelen sistem soğutkanı doyma
sıcaklığı arasındaki fark.
çapraz akışlı cross flow tower
kule çapraz akışlı soğutma kulesi
çalıştırma kolu operating handle
çalıştırma kolu
çapraz bağlantı transverse joint
kanal ve fitinglerin bağlanmasında
çalıştırma actuating mechanism
kullanılan enine ( yada çapraz) bağlantı
mekanizması vana veya damper gibi hareketli
elemanları çalıştırmakta kullanılan
mekanizma çapraz bağlantı cross connection control backflow
ters akım prevention
koruyucusu bir içme suyu sistemi ile uygun olmayan
çalıştırmak operate
bir su yada kirlilik kaynağı arasındaki
işletmek. iş görmek. işlemek. etkilemek.
bağlantıdan geri akışın kontrol edilmesi
spekülasyon amacıyla borsada alışveriş
yapmak. idare etmek.
çapraz borulu cross tube boiler
kazan çapraz borulu kazan; duman borularının
çamaşırhane laundry equipment
düşeyde döşendiği kazan
ekipmanı çamaşırhane ekipmanı; yıkama,kurutma
ütü gibi ekipman
çapraz cross branch
branşman çapraz branşman; bir branşmandan alınan
çamur akışı sludge flow
branşman
çamurlu,pis su akışı
çekme contraction
çatı,fan-coil roof fan coil air conditioner küçülme. büzülme. küçültme. büzme.
(küçülme)
evaporatörü ana birimi çatıda bulunan fan-coil
iklimlendirme cihazı
çekme [su draught (USA draft)
kulesi] çekme; (1) bir soğutma kulesinin baca
çatıdan sprey roof spray cooling
boşaltımında tutuklanan su, (2) ayar
soğutma çatıya yerleştirilen sprey yapan boru
noktası ile gerçek çalışma yada kontrol
şebekesi yoluyla çatıya su doldurması
noktası arasındaki farkı anlatmakta
yapıp bu suyun gece radyasyonla
kullanılan terim.
413
çekme havası extract air terminal device çekme-verme push pull hood
terminal cihazı çekme havası terminal birimi yukarı seviyede besleme havasını veren
davlumbazı
davlumbaz arada çalışma masası ve altta
çekme ile extract ventilation çekme(pull) davlumbası içeren sistem;
havalandırma çekme ile havalandırma zehirli gaz,duman vb gibi gazların
çekilmesinde kullanılır
çelik kazan steel boiler Çevre Politikası environment impact statement (EIS)
çelik kazan Yasası Ulusal Çevre Politikası Yasası(NEPA)
tarafından; yönetimin değişik çevresel
çelik kiriş joist, steel etkileri analiz ederek,alternatiflerini
bir binanın açık kesitli, sıcak veya soğuk belirlemesi için hazırlanan belge
hadde ürünü herhangi bir çelik yapı
elemanı çevre, ısıl environment, thermal
bir bireyin ısı kayıplarını etkileyen çevre
çelik kirişli steel joist floor karakteristikleri
döşeme (1) kütlesel bir döşeme olmayan ve (2)
yapısal elemanlarla desteklenen çelik çevre, ısıl environment, acceptable thermal
kirişlere dayanan döşeme; yönden kabul içerisinde bulunan insanlardan önemli bir
edilebilir çoğunluğunun(%80) rahatsızlık ifade
çelik montaj steel mounting frame etmediği ısıl çevre koşulları
kasası çelik malzemeden montaj
çerçevesi(gövdesi) çevresel akış annular flow
çevresel akış;
çelik panel steel panel radiator
radyatör çelik panel radyatör; çevresel araç peripheral device
bir bilgisayarın işlevselliğini genişletmek
için donanıma eklenmiş herhangi bir
çelik saç steel sheet
araç(mikrofonlar,tarayıcılar,yazıcılar vb)
çelik saç plaka
çıkış menfezi outlet grille çift borulu(iç double pipe condenser (tube-in-tube
çıkış menfezi içe) kondenser condenser)
özellikle su soğutmalı kondenserlerde, iç
outlet cock içe geçmiş iki borunun birinden suyun
çıkış musluğu
çıkış musluğu; diğerinden soğutkanın aktığı kondenser
biçimi.
çıkış sıcaklığı outlet temperature
çıkış sıcaklığı; bir eşanjörden çıkış çift camlı double glazed window
sıcaklığı pencere binalarda ısı transferini düşürmek üzere
pencere yüzeylerine uygulanan çift camlı
kaplama.
çıkmalı montaj flush mounted
bir yüzeyde gömme yada gizli olmayan
ve bu yüzeyde bir çıkıntı yapan montaj çift cidarlı ısı double wall heat exchanger
değiştirici bir güneş kollektör sisteminde, ısı
transfer akışkanı ile evsel suyun fiziksel
çıktı output karışımını önlemek için, bu iki su
çıktı; verdi;bir makineden elde edilen arasında iki farklı duvar içeren ısı
çıktı eşanjörü.
çift ısıtma dual heating system çift temaslı double contact freezer
çift ısı kaynağının(örneğin elektrik ve dondurucu soğutulacak besinle iki yüzden temas
sistemi
doğal gaz) kullanılabildiği ısıtma sistemi sağlayan derin dondurucu
çift kanallı dual duct unit çift yakıtlı dual fuel burner
birisi sürekli çalışan ısıtma birimi,diğeri brülör iki yakıtı(örneğin oil ve doğal gaz)
birim
sürekli çalışan soğutma birimi içeren çift yakabilen brülör;çift yakıtlı brülör
kanallı hava hazırlama birimi
çift yakıtlı dual fuel boiler
çift kanallı dual duct circuit kazan iki yakıtı yakabilen kazan;çift yakıtlı
çift kanallı devre kazan
devre
çifter pairs, in
çift kanallı dual duct air conditioning system
çift halinde;çifter
iklimlendirme her birinden alınan doğru miktarlardaki
sistemi havanın karıştırılması ile doğru bir mahal
sıcaklığı elde etmek üzere birisi sıcak çiğ dew
diğeri soğuk havanın geçtiği iki kanal (1)su buharının yoğuşması nedeniyle
içeren iklimlendirme sistemi. soğuk yüzeyler üzerinde oluşan su
damlacıkları birikimi, (2)yerdeki yada
yere yakın yerlerdeki maddelerde
çift kanallı dual duct system
toplanan su
sistem her birinden alınan doğru miktarlardaki
havanın karıştırılması ile doğru bir mahal
sıcaklığı elde etmek üzere birisi sıcak çiğ noktası dew point
diğeri soğuk havanın geçtiği iki kanal çiğ noktası.havanın içerisinde bulunan su
içeren iklimlendirme sistemi. buharının yoğuşmaya başladığı nokta.
çift kanallı dual duct terminal çiğ noktası dew point rise
ayrık zon gereksinimleri için,iki ayrı artımı havadaki nem içeriği artışının(özgül
terminal nemlilik) çiğ noktasındaki sıcaklık artışı
birincil hava kaynağından gelen havayı
değişik oranlarda karıştırabilen terminal ile ifadesi.
çift kanallı tesis dual duct plant çiğ noktası dew point depression
çift kanallı klima merkezi çökmesi kuru termometre ve çiğ noktası
sıcaklıkları arasındaki fark
çift kesici double break
çift kesici(elektrik) çiğ noktası dew point hygrometer
nem-ölçeri havanın mutlak nemini belirlemek üzere,
soğutulmuş ayna ilkesini kullanan çiğ
çift kesme double shut off valve
noktası nem-ölçeri
vanası tam kapama yada kesme yapmak üzere
bir hatta yerleştirilen çift kapama vanası
çiğ noktası dew point temperature
sıcaklığı W karışım oranı ( nemlilik) ve p
çift kutuplu double pole switch
basıncındaki havanın termodinamik çiğ
anahtar çift kutuplu anahtar; bir konumda iken
noktası sıcaklığı ( td); yada havanın su
bir akımı(su veya elektrik) geçirdiği
buharına doyma durumunda ( % 100
yönü, diğer konuma getirildiğinde
nem) olduğu sıcaklık derecesi;
değiştiren anahtar
çift sıcaklıklı two temperature valve (evaporator çinlo saç zinc sheet
418
çok aileli bina multi-family structure çok kanatlı multiple leaf damper or valve
öncel üretimli evler (prefabrik, modüler) damper veya çok kanatlı damper veya valf
de dahil olmak üzere, zemin üzerinde üç vana
yada daha az sayıda kat içeren ve,kasaba
evlerinin dışında üç yada daha fazla iskan multi-vane rotary compressor
çok kanatlı
bölümü içeren bina. çok kanatlo dönel kompresör
dönel
kompresör
çok aileli(bina) multi-family
çok aileli(bina)
çok katlı bina multi-storey building
çok katlı bina
çok amaçlı multi-purpose appliance
cihaz çok amaçlı cihaz
çok katlı soğuk multi-story cold store
depo çok katlı soğuk depo
çok amaçlı multi-purpose cold store
soğuk depo çok amaçlı soğuk depo
çok kütleli aerosol, polydisperse
aerosol birden çok kütleye sahip polimer aerosol
çok borulu ısı multi-tubular heat exchanger
değiştirici (multipipe heat exchanger)
çok borulu ısı eşanjörü çok noktadan multi-point gas heater
gazlı ısıtıcı çok uçlu gazlı ısıtıcı
çok borulu multi-tubular boiler
kazan çok borulu kazan çok panjurlu multi-louvre damper
damper çok panjurlu damper
çok düşük extra low voltage
voltaj çok düşük voltaj çok plakalı multi-plate freezer
dondurucu çok plakalı dondurucu
çok fazlı polyphase
endüstriyel uygulamaların önemli bir çok multi-jet burner
kısmında kullanılan çok-fazlı AC sistemi püskürtmeli çok-püskürtmeli brilör
brülör
çok geçişli ısı multi-channel heat exchanger
değiştirici çok geçişli ısı eşanjörü multi-layer thermal insulation
çok tabakalı ısıl
yalıtım çok katmanlı ısıl yalıtım
çok geçişli multi-pass boiler
kazan çok geçişli kazan multi-fuel firing
çok yakıtlı
ateşleme birden çok yakıtlı yanma fırın veya
çok kabuklu multi-shell condenser kazanı
kondenser çok raflı kondenser
çok yakıtlı multi-fuel boiler
multi-stage (adj) kazan birden çok yakıtlı kazan
çok kademeli
çok kademeli
çok yollu multi-way
çok kademeli multi-stage expansion çok yollu
genişleme çok kademeli genişleme
çok yollu vana multi-way valve
multi-stage compressor çok uyollu vana
çok kademeli
kompresör çok kademeli kompresör
çok zonlu multi zone
çok zonlu; birden çok zon
çok kademeli multi-stage centrifugal pump
merkezcil çok kademeli santrifüj pompa
çok zonlu multi-zone (adj)
pompa (1)bir binanın farklı iklimlendirme
yüklerine sahip yersel bölünümü
çok kademeli multi-stage pump ,(2)binanın değişik bölgelerindeki
pompa çok kademeli pompa iklimlendirme yüklerini aynı anda
karşılama yetene- ğindeki iklimlendirme
birimi.
419
karışım havası terminal hız ekstremleri arasında, çıkış hava veya suyun dağıtımında, çıkış
difüzyonunda) elemanına paralel düzlemde ölçülen ve ft noktasındaki basınç;dağıtım basıncı
( m) olarak ifade edilen maksimum
uzaklık. dağıtım boru distribution piping
tesisatı dağıtım boru tesisatı
dağılmış diffuse (adj.)
(dağınık) yayılmış;dağınık,tek yönlü değil, fakat
dağıtım borusu delivery pipe
bir çok doğrultuda gelişen akıyı anlatır;
her hangi bir akışkanı(örneğin su)
yansıtıcılık anlamında aynasal
kullanım yerlerine ileten boru;dağıtım
yansıtıcılıktan düşük, yönsel yarıküresel
borusu
yansıtıcılık;
davlumbaz hood
damper kesiti damper section labortuarlarda mutfaklarda ve benzeri
damper kesiti yerlerde duman,toz vb üreten işlemlerin
çıktılarını çekerek bir boruyla atmosfere
damper kontrol damper control fan atmakta kullanılan eleman; davlumbaz
fanı damper kontrollü fan
davlumbaz cowl (hood)
damper control (of a fan) bacası davlumbazın baca kısmı
damper
kontrolü(fan) bir fanın bastığı hava debisini damperle
kontrol etme yöntemi davlumbaz giriş coefficient of hood entry
katsayısı davlumbaz giriş katsayısı
danışma consulting engineer
mühendisi müşavir mühendis hood entry loss
davlumbaz giriş
kaybı davlumbazda hava çekmesinde ortaya
danışman adviser çıkan giriş kaybı
müşavir, danışman;
davlumbaz positional sash movement effect
dar narrow kapak etkisi bir davlumbazın testinde ASHRAE'nin
dar;ensiz belirlediği,performans test ilklerinden
birisi; davlumbaz kapak etkisi
dara dead load (weight)
dara; davlumbaz hood static pressure
statik basıncı davlumbaz statik basıncı
darbe rapping
keskin ve hızlı vuruş; hızlı darbe; davlumbaz hood face
yüzü bir laboratuar davlumbazının önünde, bir
darbe shock kapak bulunduğu ( tek yada çift) ve
darbe; ani darbe; elektrik çarpması kapak tam açık olduğu zaman genellikle
kapakla aynı düzlemde içerisinden
darbe basıncı impact pressure havanın geçtiği açıklığın en küçük alanı.
hız basıncı ile statik basıncın toplamı
davlumbaz, hood, capturing
darbe impulse noise yakalayıcı yeterli bir hava akışı ile(örneğin yüzey
rastgele genliklerde ve spektral içerikteki hızı, iç mahaldeki yada davlumbazın açık
gürültüsü
enerji darbelerinin gelişi güzel biçimde yüzlerine yakın olan kirlilikleri çeken
ortaya çıktığı gürültü davlumbaz
basıncı farklı basınçtaki iki mahallin eşitlendiği dengeli akış balanced flow
basınç değeri dengelenmiş akış;dengeli akış
dengeleme compensating hood dengeli duman balanced flue (SE duct system)
dengeleme davlumbazı, egzoz ve yer- gazı akışı dengeli duman gazı akışı; alttan ve üstten
davlumbazı
değiştirme havası sağlayan davlumbaz atmosfere açık olup, hem yakama,
cihazlarına hava taşımak hem de yakma
gazlarının atmosfere atılmasını sağlamak
dengeleme compensating loop
üzere tasarlanmış baca kanalı
devresi dengelenme devresi
dış hava kısa short circuit of air external dışa akan efflux
devresi emme ve egzoz açıklıklarının birbirine dışarı akan; bir konuttan dışarı akıtılan
çok yakın olması durumunda, egzoz pis su
havasının kısa devre yaparak temiz
havayla birlikte mahalle emilmesi
dışarı akış outward flow
dışarı doğru olan akım
dış hava outdoor air pollution
kirliliği dış hava kirliliği
dışarı çıkış hızı velocity of outflow
dışarı çıkış hızı; bir hava menfezinden
dış hava outside air temperature havanın çıkış hızı
sıcaklığı dış hava sıcaklığı;
430
konveksiyon nedeniyle ortaya çıkan sirkülasyon mallar üzerinde yıpratıcı etkiler yaratma
biçimi.doğal sirkülasyon. potansiyeline sahip olan malzemeler;
doğal natural convection air cooler doğru akım direct current (dc)
konveksiyonlu doğal hava sirkülasyonu ile çalışan hava akım karakteristiklerinin zaman
hava soğutucusu. içerisinde değişmediği, tek yönde akan,
genellikle düşük gerilim ve yüksek akım
soğutucusu
karakteristiklerine sahip elektrik akımı;
dipik kısaltması ‘DC,dc’
doğal natural convection condenser
konveksiyonlu doğal konveksiyon kondenseri;
doğru akım direct current motor
kondenser motoru doğru akım motoru
doğal gravity system doğrudan buzla direct ice contact (external melt)
sirkülasyonlu bir akışkanın sirküle edilmesinde temas(dıştan buz yüzeylerine dıştan temas eden
sistem akışkanın yoğunluk farkından yararlanan ergitme) havanın soğutulması
sistem; doğal sirkülasyon sistemi
doğrudan direct return heating system
doğasında interferent evsel sıcak sulu ısıtmada iki (2) borulu
tabiatında var olan, ayrılmaz, doğasında dönüşlü ısıtma
bulunan sıcak su sirkülasyon sistemi, ısıtma
var olan;doğasında bulunan sistemi
birimine giren suyun mahalde ısı
bıraktıktan sonra dönüş borusundan
doğasında materials inherently hazardous (to life doğrudan kazana yönlendirildiği ısıtma
tehlike taşıyan and property) sistemi
malzemeler bir borunun ani patlamasıyla ortaya
çıktığında , yakma, çarpma ve buhar direct exhaust system
doğrudan egzoz
konumuna atlama yoluyla insanlar ve üretici verilen veya yapılması önerilen
sistemi
435
doğrudan güneş direct solar radiation doğrudan yük direc t load management
güneşten alınan ve atmosfer,yer gibi yönetimi genellikle konutsal tüketicilere
radyasyonu uygulanan ve pik yük zamanlarında güç
objeler tarafından dağıtılmamış
radyasyon.; Buna ışın demeti yada ışın beslemesini keserek yükün kesilmesine
radyasyon adı da verilir. yol açan bir kontrol etkinliği
dönmek revolve
dönüş suyu return water
çevirmek. döndürmek. devrettirmek.
mahalde ısıtma işlevini yerine getirden
dönmek. devretmek
sonra çıkan ve kazana dönen su; dönüş
suyu
dönüş return
akışkanı kaynağa geri döndüren boru
dönüştürme conversion
yada kanal
(1) bir makine dilinden bir diğerine yada
manyetik teyp veya diskten basılı sayfaya
dönüş akımlı return flow compressor değiştirmede olduğu gibi, bilgiyi bir
kompresör dönüş akımını emen ve sıkıştıran sunum biçiminden diğerine değiştirme
kompresör işlemi
dönüş havası returned air dört borulu four pipe air conditioning system
dönüş havası iklimlendirme dört borulu iklimlendirme sistemi; aynı
sistemi anda hem ısıtma hem soğutmanın
dönüş havası return air damper yapıldığı iklimlendirme sistemi
damperi dönüş havası damperi; çift kanallı
sistemlerde dönüş havası girişindeki dört borulu four pipe system
damper sistem dört borulu iklimlendirme sistemi; aynı
anda hem ısıtma hem soğutmanın
dönüş havası return air inlet, return air intake yapıldığı iklimlendirme sistemi
girişi dönüş havasının giriş yaptığı açıklık;
dört damar four core cable
kablo dört damar kablo
dönüş havası return air duct
kanalı havayla ısıtma/soğutma sisteminde her
mahalden havayı fan yardımıyla toplayıp dört kablolu four wire transmission
merkezi birime ileten kanal; dönüş kanalı iletim dört kablolu iletim(elk)
dram drum
su borulu kazanlarda boruların bağlandığı duman dolabı fume cupboard
alt ve üst depolardan her biri duman dolabı
alıcı yeri yakındaki bir binada,bir insanın bacadan duman kanalı smoke stack pipe/flue
yayınan duman gazlarına maruz borusu yanma bulunan bir elemandan çıkan
kalabileceği herhangi nokta (örneğin duman gazlarını bacaya ileten boru
açılır pencere, insan bulunan bir teras). parçası
duyumsama, sensation, thermal düşme [hava drop (of an air jet in mixing air
ısıl ısıl duyumsama; ısıyı algılama jeti] diffusion)
mahalle giren hava jetinin ikincil mahal
havası ile karışarak düşmesi
duyumsanamaz intangible
fiziksel varligi olmayan. elle tutulamaz.
görülemez. duyumsanabilir. dokunulmaz. düşme [inme] drop
düşme,inme; bir elemandan aşağı inen
boru
duyusal organoleptic
bir duyu organıyla algılamayla ilgili;duyu
organlarının kullanımıyla ilgili düşme hızı velocity of fall
düşme hızı; havadaki parçacıkların kendi
ağırlıkları ile düşerken ulaştıkları hız
düşen film falling film cooler
soğutucusu malzemenin ince film halinde boruların
içerisinden düştüğü, boruların dışından düşme yönü direction of fall
soğutucu ortamın geçtiği soğutucu düşme yönü
düşük basınçlı low pressure hot water system düşük sıcaklık low temperature
sıcak su düşük basınçlı sıcak sulu ısıtma sistemi düşük sıcaklık;genellikle donma
dönüşlü sistem noktasının altındaki sıcaklık yada besin
maddelerini donmuş halde tutan sıcaklık
aralığı
düşük basınçlı low pressure hot water heating
sıcak sulu düşük basınçlı sıcak suyla ısıtma
düşük sıcaklık low temperature boiler
ısıtma düşük sıcaklık kazanı; düşük sıcaklıkta
kazanı
sıcak su üretmekte kullanılan kazan
düşük basınçlı low pressure float valve (low side float
şamandıralı valve) düşük sıcaklık low temperature cut out
valf düşük basınç tarafı şamandıralı valf düşük sıcaklık kesicisi; sıcaklığın ayar
kesicisi
değerinin altına düşmesi durumunda
lower operating resistance devreyi kesen otomatik
düşük çalışma
direnci düşük çalışma direnci
448
düzenlemek regulate
egzoz exhaust (adj)
düzene koymak. düzene sokmak.
[boşaltım] egzoz edilen; egzoz olarak
düzenlemek. yoluna koymak. denetim
altina almak. kontrol etmek. ayarlamak.
egzoz açıklığı exhaust opening
düzenleyici governor havanın koşullandırılan bir mahalden
düzengeç;düzenleyici; regülatör; boşaltımı için kullanılan açıklık
governor
egzoz akımı,net exhaust flow, net
düzenleyici regulator kaçaklar da hesaba katılarak net olarak
regülatör;düzenleme elemanı; egzoz edilen iç mahal havası
düzenleyici;zaman,miktar,derece, bir
birim yada sürecin ayarlanmasını egzoz bacası exhaust flue
gerçekleştiren araç; bir depolu,gaz yakıtlı kullanım suyu
ısıtıcısı duman bacası
düzey level (noun)
düzey;seviye, egzoz borusu exhaust pipe
araçlarda egzoz borusu
düzey farkı difference in level
seviye yada düzey farkı; bir sıvı egzoz buharı exhaust steam
deposunda sıvının bir referans eksene atılan buhar;egzoz buharı; çürük buhar
göre iki değeri arasındaki fark
egzoz buharıyla exhaust steam heating
düzey level gauge ısıtma egzoz buharından ısı geri kazanımı
göstergesi seviye göstergesi yoluyla yapılan ısıtma
egzoz hava exhaust air damper eğik borulu inclined tube boiler
egzoz havası damperi kazan eğik borulu kazan
damperi
egzoz hava exhaust air equipment eğik diskli swash plate compressor
egzoz havası ekipmanı; havayı atmosfere kompresör otomobil a/c uygulamalarında kullanılan
ekipmanı
atmakta kullanılan ekipman mile açılı olarak yerleştirilmiş bir pleyt
üzerindeki pistonların emme-basma
yapmasıyla çalışan kompresör.eğik diskli
egzoz hava exhaust air filter
kompresör.
filtresi egzos havasındaki parçacıkları tutarak
hava kirliliğini azaltma amacıyla
kullanılan filtre eğik inclined manometer; slant gauge
manometre çok küçük basınçların ölçülebilmesini
olanaklı kılmak üzere,ince bir borunun
egzoz hava exhaust air duct
eğilmesi ile oluşturulmuş, küçük
kanalı egzoz hava kanalı
basınçlarda büyükçe yerdeğiştirme yapan
bir sıvı ile çalışan manometer
egzoz hava exhaust air system
sistemi binadan havayı boşaltarak içeri taze eğik plakalı wobble-plate compressor
havanın ( dış hava) havalandırma eksene açılı yerleştirilmiş bir plaka
açıklıklarından ve normal sızıntı
kompresör
üzerindeki oynak yuvalara geçirilmiş
yollarından havanın girmesine olanak piston kollarının, plakanın düşeyde
sağlayan bir yada daha fazla fandan eksantrik dönmesi nedeniyle ileri geri
oluşan sistem. hareket ettiği kompresör
zaman anahtarı sağlayan veya elektriksel teması kesen balast bir fluoresan lambada gerilimi
anahtar; zaman anahtarı düzenleyen elektronik eleman.
elektronik electronics
elektrostatik electrostatic force
(bilimi) termionik valfler(vakum boruları) ve yarı
kuvvet bir elektrostatik alan içerisinde bulunan
iletkenler gibi cihazlardaki elektron
cisme etkiyen kuvvet
akışının kontrolü ile çalışan sistemleri ve
kullanımlarını araştıran bilim dalı
elektrostatik electrostatic precipitator
toz toplayıcı elektrostatik toz toplayıcı
elektronik electronic switch
anahtar elektronik anahtar
elektrostatik electrostatic charging
yükleme elektrostatik yükleme
elektronik electronic anemometer
anemometre elektronik hava hızı ölçer
elektrot electrode
toprakla temas sağlayan bi iletken
elektronik aneroid gauge, electronic
aneroid ölçer elektronik aneroid ölçü aracı
elektrotlu electrode boiler
kazan içerisinden geçen elektrik akımına karşı
elektronik electronic ballast direnç gösteren ve bu direnç nedeniyle
456
emitans emittance
elle ayarlanan manually adjusted air terminal device
bir numune tarafından yayınan radyatif
hava terminal elle ayarlanan hava terminal birimi
ısı akısının, aynı sıcaklık ve koşullarda
aracı siyah cismin yayındığı radyatif ısı akısına
oranı,
elle çalışan hand expansion valve
ekspansiyon elle çalışan genişleme vanası; soğutma emme suction
vanası devrelerinde eskiden kullanılan vana emme;soğurma;emerek içeri alma;
elle çalışan hand operated fire extinguisher emme basıncı suction head
elle çalıştırılan yangın söndürücü sıvı besleme kaynağı pompanın
yangın
merkez ekseninden yukarda
söndürücü olduğunda, pompa girişindeki pozitif
basınç;
elle çalışmalı hand operated
elle çalıştırılan suction pressure
emme basıncı
soğutma tesislerinde evaporatörden çıkan
elle çalışmalı manually operated soğutkanın kompresör emme vanasına
elle çalışan(makine,araç veya sistem) girdiği sırada sahip olduğu basınç
elle çalışmalı hand operated pump emme basıncı suction pressure regulating valve
pompa elle çalışan pompa;el pompası (C.P.R.) (holdback valve)
regülatör
vanası emme basıncının belirli bir değerden
elle çalıştırma manual operation aşağı düşmesini önleyen basınç
elle çalıştırma; çalışmayı elle başlatıp regülatörü
bitirme
emme basınç suction gauge
elle kar çözme manual defrosting ölçeri soğutma sistemlerinde emme hattında
evaporatörlerdeki karlanmayı, sistemi veya kompresörün emme servis vanasına
elle durdurup bekleterek çözmeyi temel bağlı emme basıncını gösteren
alan defrost yöntemi.elle defrost. manometre
bir binanın belirli bir dönemde HVAC ve bir sistem haline getiren yapı.
aydınlatma amaçlı enerji talebi
enerji yönetimi energy management control system
enerji tasarrufu energy conservation kontrol sistemi (EMCS)
enerji kaynaklarının daha etkili sensorlar, kontrol araçları içeren
kullanımı;enerji tasarrufu birim üretim donanım/yazılım temelinde çalışan ve
çıktısı verilen hizmeti başına enerji binadaki enerjii işlevlerin birini yada
yatırımının azaltılmasını yada atık enerji daha fazlasını kontrol eden sistem
kullanımıyla yarar elde etmeyi ifade eder
enerji, binanın energy use of the building
enerji taşıyıcı energy carrier bir binada
enerji içeren katı,sıvı veya gaz ortamlar; HVAC,ısıtma,soğutma,aydınlatma ve
petrodoğal gaz,odun vb gibi enerji elektrikli araçların çalıştırılması için
kaynakları kullanılan enerji
engel barrier
enerji verimi energy efficiency
engel. duvar.
aynı işlevleri yerine getirmek için daha
az enerji tüketimi; yakılan birim yakıt
başına kullanılabilen yararlı enerji engel obstruction
düz bir yörünge boyunca giden bir
borunun önüne gelen mimari
enerji yönetim energy management function
engel(kolon, diş, sütun vb)
işlevi binalarda verimli ve etkili enerji
kullanımına ilişkin işlevler
enlem latitude
derece yay olarak ölçülen ekvatorun
enerji yönetim energy management system (EMS)
kuzey yada güneyinden olan açısal
sistemi(E>MS) sürdürülebilir bir çevre için enerji
uzaklık
tasarrufu yapmak üzere lokal kontrol
devrelerine ilişkin parametreleri
düzenleyip kontrol ederek enerji enomizer economizer
kullanımını ve çevreyi gözlem altında (1)doğru değişken duyumsamalarıyla,
bulunduran sistem enerji tasarrufu işlemini başlatan araç;
(2)mekanik ısıtma ve soğutma
gereksinimlerini azaltan kontrol sistemi.
enerji yönetimi energy management
enerji şirketinin, güç üretimini,
dağıtımını ve kullanımını entegre ısıl integrated thermal storage capacity
planlaması,kontrolü ve koordinesi depolama bina duvarlarına entegre halde bulunan
sistemi güneş enerji kolektörleri ile elde edilen
ısıl depolama kapasitesi
enerji yönetimi energy management control system
kontro sistem architecture
donanım birimlerini,yazılım paketlerini, entegre kısmi integrated part load value (IPLV)
mimarisi kısmi yükteki EER,COP yada kW/ton’a
kontrol araçlarını ve EMCS elemanlarını; yük değeri
HVAC kontrolü ile enerji yönetimini ve (IPLV) dayandırılan, ekipmanın değişik
yönetim bilgilendirme işlevlerini yapan kapsitelerdeki ağırlıklı çalışması
461
esnek mil flexible shaft centrifugal compressor eşdeğer çap diameter, equivalent
merkezlemeli esnek milli santrifüj kompresör eşdeğer çap;dikdörtgen kesitli bir hava
kompresör kanalının düşey kesiti ile aynı düşey
kesite sahip olan dairesel kanalın çapı
esnek vana reed valve (flexing valve)
bir dizi yarık içeren bir plaka ile eşdeğer equivalent direct radiation (EDR)
yarıkların karşısına gelen metal şeritler doğrudan 0,07 kw düzeyinde bir ısı birimi.
içeren kompresör vanası; radyasyon
[EDR]
esneklik flexibility
şekil değiştirdikten sonra ilk şeklini equivalent exposure
eşdeğer maruz
alabilme yeteneği; esneklik; eşdeğer maruz kalma düzeyi
kalma
eşik değer threshold limit value-ceiling etekli panel skirting board convector
eşik sınır değer tavanı konvektör değişik türleri olan, üstte ızgaralı bir
tavan sınırı
panjur altta düz panel şeklinde bir etek
kısmı bulunan konvektör
eşitlemek equalize
[dengelemek] eşitlemek;dengelemek
etekli panel skirting board radiator
radyatör genellikle duvarın alt kısmında duvar
eşitleyici equalizer boyunca yerleştirilen radyatör
farklı basınçların dengelenmesi için
kullanılan boru.dengeleme borusu. iki etiket label
yada daha fazla hacimdeki sıvı düzeyini belirli standart yada belirli biçimdeki bir
yada basınçları ortak bir değerde tutmak performansa uygunluğu ifade etmek
için çekilen boru devresi. üzere, üretici tarafından üzerine yazılan
simge yada diğer tanımlama işaretlerini
eşitlik equation içeren ürün
iki tarafı birbirine eşit olan ve simgelerle
gösterilen matematiksel ifade etiketlenmiş labelled (USA labeled)
belirli standart yada belirli biçimdeki bir
eşitsiz dağılım skew distribution performansa uygunluğu ifade etmek
elemanları, ortalama çevresinde eşit üzere, üretici tarafından üzerine yazılan
dağılımlı olmayan(asimetrik) simge yada diğer tanımlama işaretleri;
topluluk(populasyon) etiket
etkin alan equivalent area or effective area etkin sıcaklık effective temperature difference
eşdeğer alanı eşdeğer alan yada etkili alan; düzgünsüz farkı soğutma yükü hesaplarında soğutulan
bir şeklin alanına eşit olan düzgün bir mahalle dış sıcaklık arasındaki farka,
şeklin alanı radyasyonla ısı kazancını dahil etmek
üzere yapılan eklemeyi de içeren sıcaklık
etkin azaltım effective attenuation farkı
ses ve gürültü için bir yalıtım
malzemesinin etkili azaltımı etkin effective drift velocity
sürükleme hızı bir toz toplayıcıdaki parçacıkların efektif
etkin baca effective stack or chimney height hareket hızı
yüksekliği bir bacanın hesaplamalara temel alınan,
içerisindeki duman hüzmesinin merkezi etkin uzunluık effective length
ile baca üstü arasındaki yükseklik bir boru devresi üzerindeki özel
dirençlerin eş değer
etkin effective draught temperature uzunluklarını(T,dirsek,S,birleşme,ayrılm
hava sıcaklık farkı ile hava hızını aa,ani genişleme,ani daralma vb) toplam
çekme(hava)
birleştiren , hesaplanmış sıcaklık farkı θ düz boru uzunluğuna ekleyerek elde
sıcaklığı edilen etkili uzunluk
(Bakınız ANSI/ASHRAE Standard
1131990, Bölüm 9.4.1)
etkinleştirici regenerative air cycle system
etkin effective freezing hava çevrim ısı üreteçleri ile donatılmış havayla
bir ilk sıcaklıktan başlayarak, bir ürünü sistemi çalışan soğutma sistemi
dondurma
dondurmak ve besinin ısıl merkez
sıcaklığını verilen bir sıcaklığa kadar regeneration heater
etkinleştirici
düşürmek için gerekli zaman absorbe edici maddelerden nemin
ısıtıcı
çıkartılması için kullanılan ısıtıcı
etkin effective freezing time
dondurma verilen bir ilk sıcaklıktan başlayarak, bir regeneration air
etkinleştirilmiş
süresi ürünü dondurmak ve besinin ısıl merkez kurutucu yenileme havasını veya sıvı
sıcaklığını verilen bir sıcaklığa kadar hava
kurutucuyu ısıtan araç.
düşürmek için gerekli zaman
etkinleştirme regeneration specific heat input
etkin güç effective power (RSHI)
verilen bir ilk sıcaklıktan başlayarak, bir özgül ısı girdisi
Btu/lb( kJ/kg) olarak ifade edilen, birim
ürünü dondurmak ve besinin ısıl merkez nem miktarı için gerekli enerji
sıcaklığını verilen bir sıcaklığa kadar
düşürmek için gerekli güç
etkinlik, effectiveness
verimlilik gerçek enerji transferinin olanaklı enerji
etkin güç effective power input transferine oranı.
girdisi bir soğutma makinesinde kayıplar
düşüldükten sonra net olarak sıkıştırmada
kullanılan güç girdisi etkisiz aralık dead band (dead zone)
içerisinde, duyumsanan bir değişkenin
bir kontrol işlevini başlatmadığı aralık.
etkin hava effective air change rate
değişim miktarı etkili(gerçek) hava değişim miktarı
etkisiz süre dead time
gaz iyonizasyon detektörlerinde her
etkin iş effective work işlemden sonraki durma zamanı
efektif iş; gerçek iş; mile aktarılan iş
etkisiz zaman dead time (lag time)
etkin kapasite effective capacity aralığı bir girdi değişkenindeki değişme ile buna
bir cihazın taşıyabileceği maksimum yük karşı gelen çıktı değişkenindeki değişme
arasındaki zaman aralığı
etkin effective compressor work
kompresör işi bir kompresörün milinden alınan gerçek etkisiz zon dead zone
iş miktarı etkisiz zon; ölü zon; havalandırmanın
etkili olmadığı zon
etkin mekanik effective mechanical power
güç kayıplar düşüldükten sonra bir ev house
makinenin miline iletilen güç ev; konut; ikamet birimi
fan basıncı fan pressure fan destekli, fan assisted induction terminal with
fanın havaya verdiği toplam basınç değişken debili variable flow rate
indüksiyon değişken debili, fan destekli indüksiyon
fan basınç testi fan pressurization test terminal birimi
terminal birimi
fan emişli bir basınç farkı yaratarak
binalardaki hava kaçaklarının
fan dinamik fan dynamic pressure
belirlenmesine yönelik test
basıncı fanın bastığı havanın hız basıncı
fan güç girdisi fan input power boundary fan sistemi fan system energy demand (or fan
sınırı fanın güç girdisi sınırı enerji talebi system power)
ısıtma yada soğutma kaynağından havayı
koşullandırılan mahalle tasarım
fan hava debisi fan airflow rate
koşullarında çalışarak veren ve havayı
fan hava yoğunluğundaki hava akış
kaynağa yada egzosta döndüren, bütün
miktarı
fan motorlarının nominal güç toplamı.
fan motor gücü fan motor power fan yardımcı fan appurtenances
fanın ve fanın elemanı olarak tahrik elemanları bir fana, kontrol,soyutlama, güvenlik,
zincirinde yer alan elemanların tahriki statik basınç geri kazanımı ,aşınma vb
için fan’a verilmesi gereken güç. amaçlarla eklenen yardımcı elemanlar.bu
gibi yardımcı elemanlar, giriş
fan motor fan motor systems kutuları,giriş kutusu damperlerini,
sistemleri fan motor sistemleri değişken giriş kanatlarını, çıkış
damperlerini,giriş süzgeçlerini kayış
kapaklarını, difüzörleri ses azatlıcıları,
fan perdesi fan baffle dişli takımlarını vb içerir.
bir elektrik moıtorunun soğutma fanına
ait perde
fan yasaları fan laws
fan yasaları
fan performans fan performance curve
eğrisi sabit bir hava yoğunluğu ve sabit bir
hızda; toplam basınç, statik basınç, güç fan yatağı fan bearing
girdisi, mekanik ve statik verimin ordinat fan rotorunu taşıyan milin oturduğu
ekseninde ve hacimlerin absis ekseninde yataklar; fan yatakları
olmak üzere grafik gösterimi.
fan, aşınmaya fan, abrasion resistant
fan impeller dirençli aşınmaya karşı dirençli, özel
fan rotoru
fan rotoru malzemeden yapılmış fan
fan, özel amaçlı fan, special purpose faturalı flanş tongue-and-groove facing flange
özel amaçlı fan birindeki dil diğerindeki yuvaya giren
flanş
fan, rotor ucu fan, impeller tip diameter
çapı fan rotor ucu çapı faz phase
termodinamikte maddenin katı,sıvı,gaz
fan, sıcak gaz fan, hot gas hallerinden her biri,(2)alternatif akımda,
sıcak gaz fanı; sıcak gazları basan fan değişmelerle, alternatörün dönel
konumları arasındaki bağıl ilişkiler
fan, tıkanma fan, non-clogging
yapmayan tıkanma yapmayan fan faz açısı phase angle
bir periyodik dalganın faz açısı; bu dalga
üzerindeki bir noktanın bir referans
fan, toz fan,dust noktaya olan uzaklığı
boşaltma toz boşaltıcı fan
faz değişim phase change material (pcm)
fan, yanmaz fan, flameproof malzemesi faz değiştiren malzeme;
yanmaya karşı güvenli fan
faz değişimi phase change
fan-coil birimi fan coil unit sıvıdan gaza, sıvıdan katıya,katıdan gaza
ortak bir gövde altında toplanmış, ısıtma olduğu gibi, malzeme yada sistemin bir
ve/veya soğutma için kullanılan fan ve ısı durumunu diğer bir duruma
eşanjörü değiştirmek.bakınız ‘state’
filtre torbası filter bag fiting giriş alanı flow area, fitting inlet
çanta türü filtrelerde içerisinde toz ve giriş bağlantı(lar) düzlem(ler)'inde
parçacıkların toplandığı çanta yada torba ölçülen toplam iç alan; fitingin girişteki
akış alanı
filtre verimi efficiency, filter
bir filtrede tutulan toz miktarının toz fiting sistemi fitting system
yükleme miktarına oranı; filtrenin toz bağlantı sistemi;
tutma verimi
fiyat listesi price list
filtre verimi filter efficiency fiyat listesi
yükleme kapasitesinin yükleme miktarına
bölümü, yüzde olarak ifade edilir. fiyat teklifi quotation
fiyat istemi. aktararak söyleme. aktarılan
filtre yüzey area, filter surface söz. cari fiyat. yazılı ya da sözlü olarak
alanı filtre yüzey alanı mal ya da hizmetin fiyatı. kotasyon.
filtre yüzü area, nominal filter face fizik yasaları physical laws
nominal filtre yüzey alanı fiziksel olayların ampirik gözlemlerine
nominal alanı
yada matematiksel belirlemelere gore
açıklamasını elde eden yasalar
filtre, aktif filter, activated carbon
karbon aktive karbonlu filtre
fiziksel physical adsorption
adsorpsiyon bir gaz veya sıvının bir katı ve nadiren de
filtre, test filter under test bir sıvı yüzeyinde toplanması
altındaki değerlendirme altında bulunan sıvı hattı
filtresi yada filtre kurutucusu fiziksel dilim physical segment
aynı dilimdeki host'lar için aynı adrese
filtre-kurutucu filter drier (filter dehydrator) sahip olan fiziksel dilim, bu şebekenin
genellikle bir soğutma devresinin sıvı başka hiçbir yerinde çoğaltılamayan
hattına bazen de emme hattına,nem,asit dilim
ve yabancı maddeleri tutmak üzere
yerleştirilen kapalı gövde içerisindeki fiziksel model model, physical
kimyasal kurutucu temel parçacıkları ve üzerine etkiyen
kuvvetleri açıklayan model
filtreleme filtering fabric
kumaşı filtrelerde kullanılan kumaş elemanlar fiziksel physical properties
özellikler maddelerin görüntü, doku renk,koku,
filtreleme filtering effect ergime noktası, kaynama noktası,
verimi filtreleme etkisi; yoğunluk, çözünürlük, kutupsallık, ve
diğer bir çok özelliği;fiziksel özellikler
formül formula
flanşlı bağlantı flanged joint bağlama; flanş kullanarak belirli kimyasal bileşiklerin atomları
yapılan bağlantı;bir çift flanşlı ucu cıvata hakkındaki bilgisini ifade etme biçimi
ve somunlarla birbirine bağlayan bağlantı
fosfor pentoksit phosphorous pentoxide desiccant
kurutucu (P2O5)
flanşlı boru flanged pipe tehlikeli, korozyon yapıcı ve higroskopik
flanşlı boru; bir yada iki taraftan flanş toz biçiminde
uygulanmış boru madde;FosforpentoksitP2O5
galvanizli çelik galvanized steel pipe gaz basınç testi gas pressure test
boru galvanizli çelik boru gaz basınç testi; içerisinde gaz
bulundurulacak kaplara uygulanan basınç
testi
gama ışını gamma ray
gamma ışını;elektron pozitron gibi atom
altı parçacıkların etkileşiminden gaz besleme gas supply pipe
kaynaklanan belirli frekanslardaki ışık borusu gaz besleme hattı; besleme borusu
veya elektromanyetik radyasyon
yayınması gaz beslemesi gas supply, gas distribution
gaz besleme ve dağıtımı
garanti guarantee
teminat. kefil. kefalet. garanti. garanti gaz boru hattı gas pipe line
etmek. kefil olmak. başkasının gaz boru hattı; gaz taşıyan boru şebekesi
sorumluluğunu üzerine almak. güvence.
adi kefalet.
gaz borusu gas pipe
475
gaz borusu; içerisinden doğal gaz geçen bir basınç kaybında, btu/h olarak ölçülen
boru güç çıktısı kavramı,
gaz borusu dişi gas pipe thread gaz karışımı gas mixture
gaz borusu dişi; sızıntı yapmamak üzere gaz karışımı
borularda kullanılan ince diş
gaz kaynağı gas welding
gaz boşaltma exhaustion gaz kaynağı; asetilen ve oksijen karışımı
egzoz eylemi; gazların atmosfere gazın yakılmasıyla yapılan kaynak
boşaltılması
gaz kirleticiler gas contaminants
gaz brülörü gas burner havada bulunan gaz halindeki kirletici
doğal gaz yakmak üzere tasarlanmış maddeler
yakıcı; gaz brülörü
gaz kolektörü gas collector
gaz çıkış release rate doğal gaz dağıtımında bir ana hattan
miktarı bir davlumbaz testinde, dakikada litre değişik hatlara gaz vermek için ayrılma
olarak, takipçi gazın çıkış debisi hatlarının bağlantılarını içeren kolektör;
(Bakınız ANSI/ASHRAE Standard gaz kolektörü
1101995 Bölüm 4.1) .
gaz gas chromatography
gaz depolama gas storage kromatografisi karmaşık bir kimyasal bileşikteki
gaz depolama; elemanları ayırarak belirlemek üzere
geliştirilmiş kromatografik yöntem
gaz deposu gas container
içerisinde gazın saklandığı kap gaz miktarı quantity of gas
gaz debisi; birim zamanda tüketilen gaz
gaz derişimi gas concentration miktarı
bir mahal havasındaki kirletici gaz
derişimi gaz musluğu gas cock/tap
gaz akışı için kullanılan musluk; gaz
gaz duman gas flue or chimney musluğu
bacası gaz yanma ürünlerini atmosfere atan
duman kanalı yada baca gaz musluğu gas tap
gaz musluğu;
gaz filtresi gas filter
gaz filtresi; gaz hatlarına yerleştirilen ve gaz patlaması gas explosion
0.2 mikrona kadar parçacıkları tutma gaz patlaması;
kapasitesinde gaz filtresi
gaz radyatörü gas radiator
gaz fiziği gas physics gaz yakarak ısı veren radyatör
gazlar ve ilişkileri üzerinde çalışan
fizik dalı gaz regülatörü gas governor
gaz regülatörü
gaz gözleme gas monitoring
gözle görünmeyen gaz kaçak potansiyeli gaz sabiti gas constant
olan yerlerde kullanılan gaz gözleme mükemmel gaz eşitliğinde R ile
ekipmanı gösterilen gaz sabiti. pv= RT
gas holder gaz yakıtlı evsel gas fired hot water heating
gaz tankı gaz yakıtlı evsel su ısıtma
yakıt olarak kullanılacak gazı su ısıtma
depolamakta kullanılan büyük,sızdırmaz
gaz tankı gaz yakıtlı fırın gas fired furnace
gaz yakıtlı fırın
gaz teknisyeni gas fitter
konutsal,endüstriyel ve ticari binalarda gaz yakıtlı hava gas fired air heater
gaz hatlarına regülatör,sayaç,ısıtıcı birim, ısıtıcısı gaz yakıtlı hava ısıtıcısı
gaz yakıtlı cihaz gibi eleman ve
ekipmanların kurulumu, bakımı ve
gaz yakıtlı hava gas fired air heating
onarımını yapan teknisyen; gaz
ısıtma gaz yakıtla hava ısıtma
teknisyeni
gerçek giysi intrinsic clothing thermal efficiency gerekli olmayan non essential lighting
yalıtım verimi gerçek giysi yalıtının verimi; aydınlatma gerekli olmayan aydınlatma
giriş yaş entering wet bulb temperature (EWB) gizli ısı latent storage
termometre bir psikrometrenin yaş termometre gizli ısıyı kullanarak yapılan depolama;
depolama
sıcaklığı bölümünün serpantine girişte ölçtüğü örneğin suyun dondurulması yoluyla
hava sıcaklığı; yaş termometre sıcaklığı; yapılan soğuk depolama
giriş yolu route of entry gizli ısı yükü latent heat load (moisture tons; wet
zehirli bir maddenin metabolizmaya giriş tons)
yolu yada biçimi havadaki nemin soğutulurken çekilmesi
gereken yoğuşma gizli ısısı nedeniyle
giyotin damper guillotine damper ortaya çıkan ısı yükü
düşey harekete sahip damper
gizli soğutma latent cooling effect
giysi garment etkisi soğutma etkisinin, soğutucu içerisinde
elbise sirküle eden havadaki su buharının
çıkartılmasına ait bölümü.
giysi kaplama clothing area factor
alanı bedende giysinin kapladığı alan gizli soğutma latent cooling capacity
kapasitesi Btu/h (W) olarak ifade edilen,belirli
body surface area covered by clothing çalışma koşulları altında ekipmanın
giysi kaplı
giysilerle kaplanmış bedensel yüzey alanı içerisinden geçen havadan çıkartabileceği
bedensel alan gizli ısı miktarı;
güç üretim power point güneş enerjili solar hot water system
santrali güç üretim santrali sıcak su sistemi güneşten alınan radyasyon enerjisi ile
konutsal sıcak su üreten sistem; güneş
stiffener enerjili sıcak su sistemi
güçlendirici
bir makine parçasını
güçlendiren,pekiştiren eleman; kaynak güneş enerjili solar energy system
güçlendiren parça sistem güneşten gelen ısıl enerjiyi toplayıp bir
akışkana yükleyerek su ısıtmakta,bahal
487
ısıtmakta kullanan sistem döngü ısıtıcısı bir güneş enerjisi ile evsel sıcak su
sitemini radyasyon almayan bir biçimde
güneş enerjisi solar energy test ederken, güneş kolektör devresine
güneş enerjisi;güneşten yayılan yerleştirilen ısıtıcı
radyasyon enerjisi.güneş enerjisinin
yaklaşık % 99’u 300~3500 nanometre güneş kolektörü solar collector tilt angle
dalga boyundadır. eğim açısı bir güneş kolektörünün güneş yönüne
göre eğiklik açısı
güneş enerjisi solar distribution fraction
dağılımı bir mahalle(sera) gelen güneş güneş kolektörü solar collector drain back
radyasyonunun yılın zamanına ve gün geri boşaltımı güneş enerjisinin toplanmadığı
içindeki zamana göre dağılımı. dönemlerde, örneğin sirkülasyon
pompalarının durduğu zamanlarda,
güneş enerjisi solar heat gain kolektör sıvısının bir depoya geri
ısı kazancı güneş enerjisi ısı kazançları boşaltıldığı sistem.
güneş kolektörü solar collector drain down güneş sabiti solar constant
alta boşaltımı bir kolektörün içindeki suyun donmasına güneşten olan uzaklığı, dünya güneş
karşı, geceleri alttaki bir hazneye arasındaki ortalama uzaklığa eşit olan,
alınması yerküre atmosferi içerisinde güneş
ışınlarına dik bir düzlemin birim alanına
güneş kolektörü solar collector instantaneous efficiency gelen güneş radyasyonu.
ani verimi test koşullarının kararlı yada yarı kararlı
olduğu test döneminde, birim kolektör güneş zamanı solar time
alanı tarafından transfer akışkanıca alınan günün, güneşin görünür konmumu ile
radyasyon enerjisinin,kolektör birim belirlenen zamanı.
alanına gelen radyasyona oranı
güneşe bırakma insolation
güneş kolektörü solar collector gross area güneşe maruz bırakma. güneşe serip
brüt alanı bünyedeki montaj elemanları da dahil kurutma;güneş kolektörü üzerine gelen
olmak üzere,tam bir kolektör modülünün güneş radyasyonu. Bakınız “irradiation,
maksimum açık alanı. instantaneous”.
döngüsü kazanda sabit bir su düzeyi korumayı ölçülecek olanın gerçek yada doğru
sağlayan, alçak basınçlı buharla ısıtma değeri ile (girdi işareti) ölçme
sistemlerinde kondens dönüş uyarlaması. sisteminden alınan değer(çıktı değeri)
arasındaki fark.
hasta bina sick building
ıslak yerlerde üreyen bakteriler,kötü hatalı faulty
aydınlatma, kimyasal ve biyolojik hatalı;yanlış
kirlilikler nedeniyle içerisindeki hava
kalitesinin, insanların çoğunluğu hatalı bağlantı defective joint
tarafından kabul edilemez nitelikte hatalı yada eksik bağlantı
bulunduğu bina;
hatalı[yanlış] erroneous
hasta bina sick building syndrome symptoms yanlış; hatalı;
sendrom baş ağrısı,mide bulantısı, kuru
belirtileri öksürük,derinin kuruması, bir konuya air
yoğunlaşma eksikliği,yorgunluk gibi
hava
atmosfer; yerküreyi çevreleyen ve
belirtiler SBS belirtileridir. atmosfere biçim veren hacimsel olarak
%21 oksijen, %78 azot ve % 1 diğer
hasta bina sick building syndrome (SBS) gazlardan oluşan karışım; hava.
sendromu içerisindeki hava kalitesinin, insanların
çoğunluğu tarafından kabul edilemez weather
hava
nitelikte bulunduğu bina; baş ağrısı,mide yaşam ve insan aktiviteleri üzerindeki
bulantısı,ateş gibi belirtilerle ortaya çıkan etkisini de göz önüne almak koşuluyla
hasta bina sendromu belli bir zamanda atmosferin durumu
hava akış air stream patterns brülör içerisinde beslenen yakıtın basınçlı hava
örneği hava akım örnekleri; bunlar laminer, ile parçalanarak atomize hale getirildiği
geçiş akımı ve türbülanslı akım olarak brülör
sınıflandırılabilir
hava ayar air shutter
hava akış airflow pattern kelebeği brülöre giren birincil hava miktarını
örneği hava akış örneği ayarlamakta kullanılan ayarlanabilir
cihaz.
hava akış yolu air flow path
hava akış yolu; bir hava akımının izlediği hava ayarlama air regulation
yol hava ayarlaması; branşman
kanallarındaki hava miktarının
ayarlanması
hava akış yönü direction of air flow
akış yönü
hava ayarlama air regulating damper
damperi hava ayarlama damperi; değişik zonlara
hava akışı air flow
giden hava miktarının ayarlanmasında
genellikle kanallar gibi sınırlayıcı
kullanılan damper
elemanlar arasındaki hava hareketi
katsayısı alanının (vena contracta) toplam serbest hava çekmesi air draught
delik alanına oranı hava çekmesi; hava sürüklemesi
hava difüzyon components of air diffusion hava filtre air filter performance
elemanı hava üfleme işlevini yerine getirmek için performansı hava filtresi performansı; hava filtresinin
gerekli elemanlardan her biri toz tutma yeteneği
hava difüzyon air diffusion performance index hava filtre air filter manufacturer
performans (ADPI) üreticisi hava filtresi üreticisi
indisi belirli bir hava besleme miktarı ve mahal
yükü için yerleştirilen bir difüzörler air filter
hava filtresi
sisteminin performansını ifade eden tek hava filtresi; araçlarda silindirlere çekilen
bir sayı değerlemesi, bir mahaldeki hava havayı süzen filtre
hıznın 0.36 m/s ve altında ve efektif
sıcaklık farkının -1.7C arasında olduğu
hava filtresi filter, air
yerlerinin oranı
hava filtresi
yada elektrik enerjisi ile çalışan hava hava kalitesi; havanın kirlilik düzeyi
ısıtıcısı
hava kalitesi air quality sensor
hava ısıtma air heating kontrol sensörü hava kalitesinin kontrol edilmesi
bir mahalli sıcaklığı gereksinimlere göre
kontrol edilen havayla ısıtma işlemi
hava kanal air duct sensor
sensörü hava kanalında sıcaklık yada hava
hava ısıtma air heating apparatus akımını duyan eleman; kanal duyargası
aparatı hava ısıtma aparatı
hava kanal air ductwork system
hava ısıtma ve air heating and cooling coils sistemi koşullandırılan havanın kullanım
soğutma mahallin gereksinimlerine bağlı olarak mahalline kanallarla getirildiği ve
kangalları içerisinden sıcak veya soğuk geçirilerek toplandığı sistem
ısıtma veya soğutma yapmakta kullanılan
serpantin hava kanal air duct thermostat
termostatı hava kanallarındaki hava sıcaklığına göre
hava işlemleme air treatment sistemi kontrol eden termostat
hava işlemlemesi; havanın temizlik, nem
sıcaklık gibi özellikler bakımından işlem hava kanalı air duct
görmesi hava geçirmezliği zorunlu olmayan, saç
metal veya diğer uygun malzemeden
hava işlemleme, air treatment, thermodynamic yapılan, düşük basınçlardaki hava ya da
termodinamik termodinamik hava işlemleme; gazları taşımakta kullanılan iletim yolu
nemlendirme,ısıtma veya soğutma
hava kapama air shut off valve
hava jeti air jet vanası hava kapama vanası; bir hava akışını
hava jeti; bir orifisten yüksek hızda durdurmakta kullanılan vana
üflenen hava
hava karışım air mixing unit
hava jeti rise (of an air jet in mixing air birimi hava karışım birimi; taze hava ile
yüksekliği diffusion) sirkülasyon havasını karıştıran birim
bir karşıtırıcı difüzörde hava jeti
yüksekliği hava karışımı air mixture
hava karışımı; taze hava ile sirkülasyon
hava kabarcığı air bubble havasının karışımı
hava kabarcığı; hava balonu
hava air stratification
hava kabarcığı bubble katmanlaşması havanın tabakalaşması;
kabarcık. hava. gaz ya da su kabarcığı.
fokurtu. bos. geçici şey. balon.
hava kaynak air resource management
kabarcıklar çıkarmak. köpürmek.
yönetimi hava kaynağı yönetimi
kaynamak. fokurdamak.
ortam olarak havayı kullanarak bir cihazı göbek bir hava terminal cihazındaki temel geçiş
soğutulan mahaldeki ısıyı soğutkana alanı alanı
transfer etmekte kullanılan fabrika
üretimi cihaz;
hava terminal mixing section of an air terminal
cihazının device (ATD)
hava son air after treatment bir hava terminal biriminin karışım
Bakınız "after treatment" karışım bölümü
işlemleme bölümü
hava terminal effective area of an air terminal device hava yenileme air renewal
cihazı etkin bir hava terminal cihazının havanın havanın yenilenmesi; kirli havanın temiz
alanı süpürdüğü toplam alanı hava emişi yoluyla kalitesinin artırılması
hava terminal core area of an air terminal device hava yıkayıcı air washer
500
bir besleme havası sistemine suyu her hangi bir mahalle doğal yada
püskürterek yada atomlaştırarak veren mekanik yollarla havanın verilmesi yada
birim; suyun ısıtılmış yada soğutulmuş alınması; bu hava koşullandırılmış
olmasına bağlı olarak ısıtma, soğutma, olabilir yada olmayabilir
nem alma ve nemlendirme yeteneğine
sahip birim; havalandırma ventilating unit
birimi havalandırma birimi;
hava air washer
yıkayıcı(temizle bacalar ve proses boşaltımları gibi
havalandırma breather pipe
yici) alanlardaki akımlarda akış içerisinden
borusu havalandırma borusu
zehirli maddeleri azaltan sistem;kontrollü
atmosfer depolama odasındaki CO2
içeriğini azaltan araç; havalandırma ventilating tube
borusu havalıandırma borusu; sistem yada
hava yoğunluğu air density ekipmanları atmosfere açan boru
havanın birim hacminin ağırlığı; hava
yoğunluğu havalandırma ventilation pipe
borusu havalandırma borusu; bir cihazı
hava yolu airway atmosfere açan boru
hava yolu
havalandırma ventilation shaft
hava yön air turning vane boşluğu binada doğal havalandırma amacıyla
hava yön değiştirme vanası tasarlanmış bulunan inşai düşey boşluk;
değiştirme havalandırma şaftı
vanası
havalandırma ventilation flow rate
hava zarfı air envelope havalandırma akış miktarı yada debisi
hava zarfı; bir binada ısı yalıtımı
debisi
amacıyla duvarlara uygulanan hava
boşluğu havalandırma degree of ventilation
derecesi havalandırma derecesi; bir mahalde birim
air, ambient zamanda yapılan hava değişimi
hava, çevresel miktarı(ACH)
çevre havası.atmosferik hava.bir mahalli
çevreleyen dış hava
havalandırma ventilating fan
air, dry fanı havaya hareket vermekte kullanılan
hava,kuru
kuru hava; nem içermeyen hava eleman; fan
miktarı (hava birim zamanda tam hava değişimlerinin fanlardan oluşan sistem
değişim sayısı;
miktarı) havalandırma ventilating slot
yarığı havalandırma yarığı; slot;açıklık
havalandırma ventilation system efficiency
sistem verimi havalandırma sistem verimi; mahalle havalandırmad ventilation noise reduction device
ulaşan havanın fanın bastığı hava a gürültü havalandırmadan kaynaklanan sesin
miktarına oranı düşürülmesinde kullanılan cihaz;
azaltma cihazı
susturucu
havalandırma ventilating system
sistemi havalandırma sistemi; hava hazırlama havalandırmak aerate
birimi,fanlar,kanallar,hava çıkış havaya maruz bırakmak; havalandırmak;
ekipmanları da dahil olmak üzere bir
mahal yada binanın havalandırılmasına havalandırmak ventilate
yönelik tesisat; havalandırma sistemi havalandırmak; bir mahaldeki hava
kirliliğini seyreltmek üzere doğal yada
havalandırma ventilation system mekanik yolla yapılan havalandırma
sistemi havalandırma sistemi;
havalandırmalı ventilation façade area
havalandırma ventilation strategy cephe alanı havalandırma uygulanan mahallerin
stratejisi havalandırma stratejisi; sistem toplam cephe yüzey alanı
seçimi,kurulumu ve işletimi ile ilgili
kararların tümü havalandırmalı ventilated ceiling
tavan havalandırma amacıyla tavandaki
havalandırma ventilating shaft boşlukların kullanıldığı mutfak
şaftı binada doğal havalandırma amaçlı düşey havalandırması
boşluk; havalandırma şaftı
havalı kurutucu air douches
havalandırma breather plug elde kontrol edilen hava kurutma cihazı
tapası buhar geçirmez bir kaplama arasında
yalıtım malzemesi içeren boşluğun havalı soğutma air cycle refrigeration
havalandırılmasını sağlayan çıkartılabilir çevrimi havayı soğutkan olarak kullanan çevrim
tapa,kapak, veya diğer her hangi bir
tıkama elemanı
havalık air vent
havalık; bir sistemdeki havayı atmosfere
havalandırma ventilation installation package (for a açan havalık hattı
tesisat paketi single dwelling)
(tek konut için) bir tek konut için hazırlanmış paket
havalık vent (noun)
iklimlendirme cihazı
delik. menfez. ağız, yarık.havalık;
atmosfere açma; bünyesinde yanma
havalandırma ventilation installation havasının dışarıdan çekildiği bir giriş
tesisatı havalandırma tesisatı terminali ile yanma gazlarının atmosfere
boşaltıldığı çıkış terminalinden oluşur
havalandırma aeration plant
tesisi bir maddenin elemanları arasından hava havalık (doğal) air vent (natural)
geçirme anlamında havalandırma doğal hava çıkışı; atmosfere hava çıkışı
yaparak işlemleyen tesis
havalık borusu vent pipe
havalandırma ventilation plant sıhhi tesisatçılıkta ve sıcak sulu ısıtma
tesisi havalandırma tesisi sistemlerinde havanın alınması ve
sistemin atmosferik basınçta çalışarak
ventilation efficiency havanın çıkmasını sağlayan genelde
havalandırma
odaya ulaşan havalandırma havası çatıya kadar uzatılan boru; havalık
verimi
hacminin fanın bastığı havalandırma
hacmine oranı havalık borusu vent piping
çekme havalık borusu; atmosfere açılışı
ventilation effectiveness sağlayan boru
havalandırma
verimi meskun bir zonda hedef alınan mahalle
ulaşan taze hava oranı, kirleticilerin havalık cihazı venting device
çıkartılmasına bakılmaksızın,hava havalık cihazı; bir cihazı atmosfere
dağıtımının değerlendirilmesi, bağlayan ekipman
hortum hose
hücresel cellular polyurethane thermal
fleksible sıvı iletkeni olarak kullanılan
poliüretan insulation
eleman; soğutmacılıkta kullanılan gauge
yalıtım Hücresel poliüretan malzeme ile yapılan
manifold’da bulunan basınçlı plastik
ısıl yalıtım
hortumlar.hortum
I-P birim I-P units (inch pound units) ısı çukuru heat sink (cold source)
sistemi uzunluğun inch,kuvvetin pound ve ısı çukuru; soğutma devrelerinde ısının
zamanın saniye olduğu İngiliz birim atıldığı düşük sıcaklıktaki
sistemi ortam(hava,su,toprak); bu ortam ısı
pompalarının kış çalışmasında ısı
ıraksama açısı angle of divergence kaynağı olarak kullanılır( düşük sıcaklıklı
ayrılma, uzaklaşma açısı; ıraksama açısı kaynak)
ısı pompası heat pump balance point temperature kullanılan akışkan. (2) soğutma
denge noktası bir ısı pompasının sağladığı ısıl enerjinin, makinelerinde veya ısıtma sistemlerinde
sıcaklığı mahaldeki ısıl kayıplara eşit olduğu dış ısının ortamlar arasında transfer
mahal sıcaklığı; ısı pompası denge edilmesinde kullanılan sıvı ortam.
sıcaklığı veya denge noktası
ısı transferi film coefficient of heat transfer
ısı pompası, heat pump, cooling and heating film katsayısı ısı transferinde ısının geçtiği yüzeylerde
ısıtma ve kondenser ve evaporatörün işlevlerinin ince ve ısı geçişini önemli ölçüde
soğutma değiştirilmesi yoluyla bir mahalli ısıtma etkileyen film tabakasının ısıl
yada soğutma işlevlerinde sırasıyla geçirgenliğini ifade eden katsayı.
kullanmak üzere tasarlanmış ısı pompası
ısı transferi coefficient of heat transfer
ısı sayacı heat flow meter katsayısı bir malzemenin birim yüzeyinden 1
ısı akış miktarını ölçen ısı-metre saatte, 1˚C lik sıcaklık farkında geçen ısı
miktarını ifade eden değer.isıl iletim
ısı sayacı heat meter katsayısı. isıl direncin tersi.(1/r=u)
ısı kullanımını ölçen araç.; ısı-metre
ısı transferi heat transfer coefficient
ısı taşınım heat convection katsayısı malzemeler ve yapılardan ısı transferini
ısıl konveksiyon; taşınımla ısı hesaplamakta kullanılan kondüksiyon,
iletimi;özellikle sıvı ve gaz konveksiyon ve radyasyonla ısı geçiş
moleküllerinin hareketi ile gerçekleşen katsayılarından birisi.
ısı
ısı transferi rate of heat transfer
ısı taşıyıcı heat medium miktarı birim zamandaki ısı transferi miktarı
ortam ısıtma işleminin gerçekleştirilmesi için
ısının yüklenerek kullanım mahalline ısı transferi heat transfer medium
iletilmesini sağlayan ortam( su,yağ veya dönel ısı eşanjörlerinde kullanılan, ısıtma
ortamı
hava) ortamı matriksi olarak da adlandırılan
malzeme; kazan,fırın yada başka bir ısı
ısı tekeri heat wheel kaynağından aldığı ısıyı taşımakta
ısı tekeri;egzoz havası ile taze hava girişi kullanılan madde; ısı aktarım ortamı
arasında ısı transferi sağlayan bir tür ısı
geri kazanım eşanjörü ısı tüketimi heat consumption
bir binada ısıtma ve sıcak kullanım suyu
ısı tekeri thermal wheel için zaman biriminde tüketilen ısı
ısı tekeri; ısı geri kazanımı için kullanılan
bir ısıl sistem; iki hava akımı arasında ısı üretimi heat production
ısıyı birinden diğerine transfer etmek ısı üretimi; enerji taşıyan bir
üzere dönen teker maddeyi(kömür,fuel oil) işlemleyerek ısı
elde etme süreci
ısı toplayıcı heat accumulator
ısı toplayıcı; ısı akümülatörü ısı yalıtımı heat insulation
ısıl yalıtım; ısı geçişini azaltmak
ısı transfer transfer fluid, heat amacıyla yapılan yalıtım
akışkanı bir güneş kolektörü içerisinden geçen ve
enerjiyi emerek kolektör plakası dışına ısı yayınımı heat emission
çıkarmakta kullanılan hava,su ve diğer ısı yayınımı; ısının bir taşıyıcıdan başka
akışkanlar gibi bir ortam. bir ortama transferi
ısı transfer heat transfer surface ısıl ada (etkisi) heat island
yüzeyi ısıtıcı ortamın en düşük ısı transferi bir kentsel alanda, yapılardan, kaldırım
katsayısına sahip tarafında kullanılan yapılarından ve kirletici yayınımlarından
kanatlar,diskler yada diğer olanakların kaynaklanan yüksek sıcaklıklar kubbesi.
eklenmesiyle artırılan ısı transferi
yüzeyi;.
ısıl akı heat flux (density of heat flow rate)
ısıl akı;bir yüzeyin birim alanından geçen
ısı transferi heat transfer ısı.
ısının yüksek sıcaklık ortamından alçak
sıcaklık ortamına iletim,taşınım ve ışınım
ısıl akımlar thermal currents
yollarından biri veya daha fazlası ile
ısıl akımlar; ısıl hava hareketleri yada
taşınması ; ısı aktarımı
radyatif akımlar
ısıl ateşleme thermal ignition sources ısıl depolama thermal storage device
kaynağı ısıyla ateşleme kaynakları; ısıl ateşleme cihazı ısıl depolama cihazı; güneş
kolektöründen yada pik dışı dönemlerde
elektrik enerjisinden ısı depolamakta
ısıl basınç farkı thermal lift kullanılan sistem
evaporatör ve kondenser sıcaklık ve
basınçlar arasındaki fark
ısıl depolama thermal storage capacity
kapasitesi ısıl enerjinin depolanmasında kullanılan
ısıl birim thermal unit ısı eşanjörü, karıştırıcılar, dolanım
ısıl birim; Brtu ile gösterilen British pompaları,akış anahtarlama
Thermal Unit(İngiliz ısı birimi); araçları,vanalar, ve diğerlerini içeren tank
ısıl enerji thermal energy ısıl iletken heat conductor (thermal conductor)
ısıl enerji ısıl iletkenİısıyı kondüksiyon yoluyla
aktaran madde
ısıl enerji thermal energy source
kaynağı ısıtma yada soğutma etkilerinin kaynağı; ısıl iletkenlik heat conductivity (thermal
conductivity)
ısıl iletkenlik;L kalınlığında va A
ısıl enerji ölçer thermal energy meter
alanındaki bir malzemeden T sıcaklık
bir akışkan akışına eklenen yada bu
farkı için t zamanda geçen Q ısısı olarak
akımdan çekilen enerji miktarını ölçme
tanımlanabilir
yeteneğinde olan ölçü aracı
ısıl konfor comfort, thermal ısıl sınır direnci thermal boundary resistance (thermal
kişisel bir değerlendirmeye göre, contact resistance)
içerisinde bulunan çevresel koşullardan iki farklı sınır ortam arasında (katı /katı
memnuniyet ifadesiyle sonuçlanan ruh ;katı/akışkan) ısıl akının sıcaklık farkına
durumu bölümü
ısıl yalıtım thermal insulation system ısıtıcı kablo heater cable (heater tape; heater strip)
sistemi yerinde uygulanan ,yardımcı elemanlar, evsel sıcak su üretiminde son yıllarda
buhar kesiciler ve beklenen performans kullanılmaya başlanan, boru üzerine
için gerekli yüzey bitirme elemanları ile eklenen ısıtıcı kablo
tamamlanmış ısıl yalıtım
ısıtıcı ortam heating medium
ısıl yansıma thermal reflection ısıtıcı ortam; ısıyı kullanım mahallerine
bir yüzeyden yansımanın katkıda taşıyan ortam(su,hava)
bulunduğu ‘radiosity’ kısmı
ısıtıcı tel ızgara heater mat
ısıl yansıtıcılık thermal reflectance alttaki toprakta bulunması olası suyun
bir yüzeye gelen radyasyonun yansıtılan donma yapmaması için bir soğuk oda
yüzdesi.normal bir yüzey için, her hangi deposunun tabanına uygulanan ızgara tel
bir dalga boyundaki halindeki elektrikli ısıtıcı.
yansıtıcılık,geçirgenlik ve emiciliğin
toplamı bire eşittir. heated space
ısıtılan mahal
ısıtılan mahal; ısı taşıyan bir ortamın(su
ısıl yayınıcılık thermal emissivity veya) ısı bıraktığı yada bu tür bir eleman
bir malzemenin optik yönden düzgün, içeren mahal
temiz ve mat olabilecek kadar kalın bir
yüzeyi ile değerlendirilen radyasyon unheated slab-on-grade floor
özelliği;
ısıtılmamış
toprak temaslı zeminde ısıtılmayan toprağa basan
döşeme döşeme betonu
ısıl yük thermal load
bir ısıtma sisteminin karşılaması gereken
yük; ısıl yük ısıtılmayan unheated space
mahal ısıtlmayan mahal; ısıtna tesisatından ısı
thermal time lag enerjisi almayan mahal
ısıl zamansal
gecikme bir duyarganın ısıya maruz kalması ile
tepki üretmesi arasındaki zamansal ısıtılmış heated
farklılık; ısıl gecikme ısıtılmış;
ocak sıcaklık.
ısıtma sistemi heating system performance factor heating load factor (HLF)
HSPF
ısıtma yükü
performans faktörü binanın ısıtma yükünün, kararlı hal ısıtma
faktörü normal ısıtma dönemi içerisinde bir ısı yüküne (ANSI/ASHRAE
pompasının btu /h olarak toplam ısı Standard1161995, Bölüm 9.2.4 ‘deki
çıktısının, aynı dönem içerisindeki eşitlikten elde edilen) oranı
wattsaat olarak toplam elektriksel enerji
girdisine oranı
ısıtma yüzeyi heating surface
(1) yanma ürünlerinin yaladığı ısıtma
ısıtma sistemi, heating steam system yüzeyleri;(2) mahal ısıtma birimlerinde
buharlı buharlı ısıtma sistemi; ısı taşıyıcı ortam ısının iletildiği toplam yüzey
olarak düşük basınçlı buhar kullanan
sistem
ısıtma, heating, direct
doğrudan yakıttan elde edilen ısının doğrudan
ısıtma suyu heating water mahalle verilerek yapıldığı
sıcak sulu ısıtma tesisatında ısıyı ileten ısıtma;doğrudan ısıtma
sıcak su
ısıtma, heating ventilating and air ısıtma sistemi buhar ve kondens suyunun aynı boruda
havalandırma conditioning and refrigeration ve ters yönde ilerlediği yatay borulara
ve (HVAC&R) kazana doğru eğim verildiği tek borulu
binaların( konutsal,ticari ve endüstriyel) ve buharlı ısıtma sişstemi
iklimlendirme
ısıtma,havalandırma,iklimlendirmesi ile
ve soğutma soğuk depolama mahallerinin ıslak duvarlı wetted wall column
(HVAC&R) tasarımı,kurulumu ve işletimi ile ilgili gazların ve sıvıların kütle transferi
kolon
mühendislik dalı katsayılarının belirlenmesinde kullanılan
bir deneysel aparat
ısıtmada buhar heating steam consumption
tüketimi buharlı ısıtma tesisatında birim zamanda ıslak hava wetted air filter
tüketilen buhar miktarı ıslak bir yapışkan madde
filtresi
uygulanmış,havadaki tozların
ısıtmada enerji energy requirement for heating yapışmasını temel alan filtre;ıslak hava
gereksinimi bir binada ısıtma amacçlı enerji filtresi
gereksinimi
ıslak hava wet air filter (capillary washer)
ısıtmada heating seasonal performance factor filtresi (kılcal ıslak hava filtresi; yaş filtre; tozun
mevsimlik bir ısıtma mevsimi için,kombine cihazın yıkayıcı) yapışması ilkesine göre çalışan filtre
performans sadece ısıtma konumunda
(HEAT)çalışması durumunda, toplam
faktörü ıslak kimyasal wet chemical processes
mahal ısıtma ısısının,toplam enerji
girdisine oranı; proses yaş kimyasal tepkime; sıvı ortamlar
içerisinde gerçekleşen kimyasal tepkime;
örneğin metal kaplama işlemleri
ısıtmalı zon heated zone
ısıtılan bölge, ısıtılan mahalleri içeren
ıslak santrifüj wet centrifugal
bölge yada zon
yaş santrifüj kolektör; havanın
filtrasyonunda kullanılan bir yaş filtre
ısıya direnimli heat resistant (adj) türü
ısı direnimli; ısı geçişine direnen
ıslak sıkıştırma wet compression
ısıya dirneçli heat resisting bir miktar sıvı soğutkanın, kompresöre
ısı geçişine karşı direnç gösterme; ısıya giren soğutkanla karıştırılarak, sıkıştırma
karşı gösterilen direnç sonunda basılan soğutkanın kızgın değil
doymuş durumda olmasının sağlandığı
ısıyla çalışan heat operated soğutma sistemi.
ısıyla çalışan
ıslak wet compression system
ısıyla çalışan heat operated unitary equipment sıkıştırmalı sıkıştırılacak havaya sprey su
birim ekipman bir ısıtma işlevini de içerebilen sürekli püskürtülerek kompresyon sırasında
yada aralıklı çevrimsel sürece sahip bir
sistem
buharlaşması ve sıkıştırma sonu
ısı yada yakıtla çalışan birimsel soğutma sıcaklığını düşürmesi ssağlanarak
makinesi kompresör veriminin artırıldığı sistem
ısıyla çalışan thermally actuated valve ıslak ton wet ton (moisture ton)
vana ısıyla çalıştırılan vana; içerisinde katı maddeler bulunan çamurlu
ve bulamaç halindeki suyun ton olarak
ıslak wet ağırlığı olup, kuru-ton ise suyun
yaş;ıslak;sulu tamamen buharlaşması halinde kalan katı
maddelerin ağırlığı(tonajı)
ıslak atma soakaway
hayvan çiftliklerinde hayvan dışkılarının ıslak tür hava wet type air cooler
ıslatılarak bir havuzda toplanması ve soğutucusu havanın geçiş halinde içerisine su
buradan drenaja atılması püskürtülerek yapılan evaporatif
soğutma;
ıslak buhar wet steam
yaş buhar; doyma sıcaklığında içerisinde ıslak yüzey wet surface (of boiler)
az miktarda sıvı parçacıkları içeren buhar (kazan) kazanda suyun temasta olduğu yüzeyler;
ıslak yüzeyler(kazan)
ıslak buharın dryness fraction of wet steam
buhar su karışımındaki buhar yüzdesi ıslak,nemli damp (adj)
kuruluk oranı
ıslak, nemli, rutubetli, (ateşi)
fire bar element iç hava kalitesi IAQ (see indoor air quality)
ızgara çubuğu
ızgara çubuğu bir bina içerisinde gaz bileşimleri,
nemlilik, sıcaklık ve kirlilikler yönünden
solunabilir havanın (iklim) nitelikleri.
ızgara çubuğu grate bar ‘indoor air quality’ için kullanılan
ızgarayı oluşturan demir çubuklardan her kısaltma; iç hava kalitesi.
biri
içsel hava internal air leakage rate iğneli vana needle valve
kaçak miktarı binadaki iç mahallerin birinden diğerine (1)yuvasında çok küçük bir delik olan
hava sızıntısı; içsel hava sızıntısı iğne tipli bit piston içeren vana, (2)bir
pimin ucunda, konik bir biçimde olan ve
içsel ısı internal heat gains karşısındaki yuvaya uyan vana nonreturn
kazançları iklimlendirme yükünde, iç mahaldeki valve çekvana;
insanlar, aydınlatma elemanları, ısı yayan
ekipmanlardan kaynaklanan ısıl yük. ihale etmek bid
fiyat teklifi. teklif. bir iş karşılığında
içsel ısıtma internal heating load istenen ücret. deklarasyon. girişim.
yükü iklimlendirme yükünde, iç mahaldeki kalkışma..ihale etmek
insanlar, aydınlatma elemanları, ısı yayan
ekipmanlardan kaynaklanan ısıl yük. ikamet birimi dwelling unit
bir yada daha fazla kişi için, yaşamak,
içsel kaçak internal leakage uyumak, beslenmek,pişirmek ve sıhhi
içsel mahaller arasındaki sızıntı tesisat gibi yaşamsal olanakları tam ve
bağımsız olarak sağlayan bir tek birim.
içsel kilit interlock
birbirine bağlamak. birbirine kenetlemek. iki arıza mean operating time between failures
birlikte işlemeleri için manivelaları arasında (MTBF)
birbirine bağlamak. iç kilit. ortalama iki arıza arasında ortalama çalışma süresi
çalışma süresi
içsel olarak internally induced air flow rate (air
tetiklenmiş terminal device) two pipe
iki borulu
hava akımı verdiği primer hava ile iç mahaldeki çift boru; iki borulu tesisat
520
iki yollu vana two way valve ikincil ısıtma secondary heating surface
bir giriş bir de çıkış kapısı içeren bir serpantinde ana transfer yüzeyi olan
vana.kesme vanası,kısma vanası,kapama
yüzeyi
boruların üzerindeki kanatlardan oluşan
vanası olarak da adlandırılır; ikincil ısıtma yüzeyi
ikincil soğutkan secondary coolant (secondary fluid) iklimlendirilmiş air conditioned space
150°F’ın ( 65°C) üzerinde bir parlama mahal içerisindeki havanın
noktasına sahip olmayan, buharlaşma sıcaklık,nem,temizlik ve hava hareketleri
yada hal değiştirme olmaksızın ısının yönünden istenen niteliklere getirilmek
transferinde kullanılan herhangi bir sıvı. üzere koşullandırıldığı mahal;
iklimlendirilmiş mahal
ikincil closed secondary coolant refrigerating
soğutkanlı system iklimlendirme acclimatization
kapalı soğutma ikincil soğutkan(salamura) devresinin bir organizmanın yaşadığı çevrenin
soğutulduğu soğutma devresi sıcaklık ve nem de dahil olmak üzere
sistemi
değiştirilip, bu organizma tarafından
kabul edilebilir hale getirilmesi;
ikincil transfer secondary transfer fluid iklimlendirme
akışkanı ısıtma ortamı olarak kullanılan ve
özellikleri bilinen uçucu soğutkan
iklimlendirme air conditioning
( genellikle tek bir soğutkan yada
iklimlendirme; ısı, nem, toz ve hava
azeotropik karışım)
hareketlerinin kontrol edilerek bir
mahalde gereken hava koşullarının
ikincil transfer transfer fluid, secondary sağlanması ile ilgili bilim dalı
akışkanı bir kondenserden soğutucu ortam olarak
akan akışkan.
iklimlendirme air conditioning unit
birimi genellikle ısıtma ve/veya soğutma yapan
ikincil yüzey secondary surface (indirect surface) belirli bir mahalle yada zona hizmet
(endirek yüzey) ikincil yüzey; endirek yüzey; bakınız veren birim; iklimlendirme birimi
"secondary heating surface"
iklimlendirme exhaust airflow of an air conditioner
ikiz kompresör twin compressor doğrudan birim tarafından dış mahalle
ikiz kompresör;soğutma devrelerinde
cihazı egzoz
havası boşaltılan hava miktarı
aynı dış gövde altında aynı veya farklı
kapasitelerde iki kompresör;
iklimlendirme ventilation airflow of an air
twin pump cihazı conditioner
ikiz pompa
çift pompalı sistem(örneğin sabun havalandırma bir iklimlendirme cihazının havalandırma
dispanseri); ikiz pompalı sistem havası akış miktarı; cihazın havalandırma
hava akışı
debisi
ikiz silindiri twin cylinder compressor
iki silindirli kompresör; çift silindirli iklimlendirme useful total air conditioner capacity
kompresör bir iklimlendirme cihazının duyulur ve
kompresör cihazı yararlı
toplam hava gizli ısı kapasitesinin toplamı ; toplam
kapasite
iklim climate kapasitesi
bir coğrafya bölgesinde ağırlıklı yada
ortalama hava koşulları; iklim iklimlendirme air conditioning equipment
ekipmanı bir mahalde sıcaklık,nem,basınç temizlik,
iklim, çok climate, very cold hareket gibi parametrelerin biri yada
soğuk 9000 yıllık saat’den fazla 65°Fgün fazlası yönünden havanın
derece gün (18°Cgün temelinde 5000 koşullandırılarak istenen koşullara
yıllık saatten fazla) sıcaklığına sahip getirilmesi için kullanılan cihaz yada
olan iklimler cihazlar
ilk sıcaklık; bir hava akımının bir indüklenmiş induced draught water cooling tower
serpantine giriş sıcaklığı çekmeli su boşaltım tarafına yerleştirilen bir fan
kulesi yardımıyla sıcak nemli havanın kuleden
ilk tutma arrestance, initial çekilerek dış mahalle atıldığı mekanik
ilk tutma yüzdesi; bir filtrenin yeni çekimli soğutma kulesi türü;
haldeyken gerçekleştirdiği ilk tutma
performansı indüktif yük inductive load
motorlar,solenoidler,röleler gibi
ilk vana açıklığı initial valve opening manyetik alanları kullanan cihazların
valfin 0.002 inch (0.05 mm) değerini getirdiği yük; indüktif yük
aşmayan minimal açıklığı.
insan faktörleri human factors
ilk verim initial efficiency bir sistemin çalışmasında ve istenen
filtre temizken, karbon kirletici lekesine sonuçların üretilmesindeki faktörlerden
karşı gösterdiği verim insan faktörü
inç su sütunu inch of water (inch water gauge; inch construction engineering
inşaat
water column) binaların tasarımı hesaplanması ile ilgili
(inch water gage; ine h water column) IP
mühendisliği
mühendislik dalı; inşaat mühendisliği
sisteminde,39.2 °F’daki 1 inçlik su
kolonuna eşit basınç yüksekliği (düşü),
inşaat construction specification
su sütunu.
nitelendirmesi yapımın tanımlanması; imalat tanımları
yetkilileri bina yapımı konusunda yerel yetkililer düşürme istasyonu; pompa istasyonu gibi
örnek alınan akımla aynı yönde ve jet nüfuziyet depth of jet penetration
birlikte hareket etmediği durum derinliği jet nüfuziyet derinliği
kablo test cable testing equipment kendi sahipliğine geçmeden önce yapılan
ekipmanı kablo test ekipmanı kabul testleri
kabul edilebilir acceptable indoor air quality (IAQ) kaçak sınıfı leakage class
iç hava kalitesi içerisinde zararlı derişimlerde bilinen normalleştirilmiş sızıntı temelinde, on
kirleticilerin bulunmadığı ve kendisine hava geçirmezlik sınıfından her biri
maruz insanların önemli bir [ANSI/ASHRAE Standard 1191988 (
çoğunluğunun (% 80 ve üstü) RA 94) Bölüm 5’de belirtildiği gibi]
memnuniyetsizlik ifade etmediği hava
kaçak testi leakage test
kabul edilebilir acceptable leakage class kaçak testi; soğutma devreleri
kaçak sınıfı standart ile uyuşumlu [ANSI / ASHRAE bağlandıktan sonra yapılan sızdırmazlık
Standart 1191999 ( RA 94) ’de testi
belirtildiği gibi] olan kaçak sınıfı[
ANSI/ASHRAE Standart 1191988 ( RA
kaçak yapmak leak (verb)
94) 5.Kısımda hesaplandığı gibi]
sızmak;sızdırmak;
kalafatlamak caulk
kalın duvarlı thick walled
kalafatlamak, kalafat etmek
(cidarlı) kalın duvarlı;
kalay tin
kalay. teneke. teneke kutu.kalaylamak. kalın filtre coarse filter
teneke kaplamak. teneke kutulara büyük parçacıkları tutmak üzere
doldurmak. tasarlanan filtre; kaba filtre
kalibrasyon calibration
kaldırmak[kur erect mevcut bir ölçekteki hatanın belirlenmesi
mak] kaldırmak;kurmak;monte etmek yada düzeltilmesi yada bir büyüklükle
ilgili ölçmelerin bir diğeri cinsinden
kaldırmalı çek lift check valve değerlendirilmesi
vana akış doğrultusuna dik oturan, ucundaki
pimin bir yuva içerisindeki hareketi ile kalibrasyon calibration gas
akışı kontrol eden çekvana gazı takipçi gaz ölçme araçlarını kalibre
etmek üzere, belirli bir tolerans aralığı
kalıcı basınç residual pressure içerisinde bilinen bir derişime sahip
bir binada bir yangın söndürücü(hidrant) takipçi ( iz bırakan) gaz ile havanın
açıldıktan sonra diğer hidrant'lar için karışımı
kalan basınç
kalibre eden calibrated instrument
kalıcı değer residual value araç kalibre edilmiş ölçme aracı
531
kanal hava air tightness ductwork class kanallı doğal natural duct ventilation system
kanal sızdırmazlık sınıfı; havalandırma kanallı doğal havalandırma
sızdırmazlık
sınıfı sistemi
kanat adımı fin pitch kanatlı ısı extended heat exchange surface
birim boru uzunluğundaki kanat sayısı. değiştirici (augmented surface)
yüzeyi üzerine kanatlar eklenerek genişletilmiş
kanat aralığı blade spacing ısı transferi yüzeyi
kanatlarla gövde arasındaki aralık yada
boşluk kanatlı kontrol vane control (of a fan)
/fanın) fanlarda çıkış havasının kanatla kontrolü
kanat biçimi blade shape
kanat biçimi, öne yada arkaya eğik kanatlı uzunluk finned length
olabilir ısı aktarımının yapıldığı bir araçtaki
kanatlı kısmın uzunluğu
kanat burgusu blade twist
kanat dibi ile ucu arasındaki hatve ( kanatlı yüzey finned surface
pitch) farkını açıklayan özelliği kanatlı yüzey; üzerinde çıkıntı kanatları
bulunan yüzey
kanat eğimi blade pitch
bir fan kanadının uzunlama kirişi ile kanatlı yüzey finned surface area
dönme eksenindeki açı (hatve, bir ısı transfer yüzeyinde kanatların da
alanı
eğiklik);hatve, kanat uzunluğu boyunca dahil edildiği ısı transferi yüzeyi
sabit olabildiği gibi, kanat dibinde kanat
üstüne göre daha fazla da olabilir.
kanca hook
kanca. çengel. kopça. orak. çengel gibi
kanat geçirmek fin (verb) kıvrılmış şey. çengel ile yakalamak.
borulara kanat uygulamak; kanat tutmak. çekmek. bağlamak.çengel şekline
geçirmek sokmak.
kanat oranı (bir vane ratio (of a grille) kanıtlanmış proofed (adj)
menfezin) bir menfezin kanatlarla kapalı alanının kanıtlanmış; denenmiş;
yüzdesi
kanserojen carcinogen
kanat sayısı numbe of blades kansere neden olan herhangi bir madde.
kanat sayısı; fan kanadı sayısı
kap, depo container
kanat verimi fin efficiency bakınız ‘storage container’
bir kanat uzunluğundan transfer edilen
ısının, bu kanatın tüm uzunluğu boyunca
kapak cover (lid)
sıcaklığın temel sıcaklığa eşit olması
kapak; bir tankı veya depoyu dış
halinde transfer edilecek ısı miktarına
etkilerden korumakta kullanılan kapak
oranı
kapak lid
kanatlar arası fin spacing
kapak;
boşluk kanatlı borularda,ardışık iki kanat
arasındaki mesafe.kanat aralığı.lamel
aralığı kapak contası cover strip
kapak contası; kapak kapalı iken
sızdırmazlık sağlayan şerit conta
kanatlar arası fin spacing
boşluk kanatlı borularda,ardışık iki kanat
arasındaki mesafe.kanat aralığı.lamel kapak plakası cover plate
aralığı kapak plakası;
kapama shutdown
kapalı döngü closed loop control function kesme,kapama
kontrol işlevi kapalı devre kontrol işlevi; closed loop
control" terimine de bakınız
kapama shutting off
(kesme) kapama;durdurma;kesme
kapalı döngü closed loop control
kontrolü kapalı devre kontrolü
kapama shut off cock
musluğu kesme yada kapama musluğu
kapalı hacim confined space
kapalı,duvarlarla kaplanmış hacim yada
mahal kapan trap
diğer maddenin geçişine izin verirken bir
jet, enclosed maddenin geçişine izin vermeyen araç;
kapalı jet
kapalı akışkan jeti; dead end trap kompresöre girmeden
önce, yağı ve sıvı soğutkanı toplamakta
kullanılan boru uyarlaması;
kapalı karterli closed crankcase compressor
kompresör kapalı karterli kompresör
kapan kapısı trap-door
bir döşemeye veya tavana açılan kapı
kapalı konfor closed chilled beam
modülü kapalı konfor modülü capacitance
kapasitans
bir elektrikli cihaz yada kapasitörün
kapalı mahal enclosed space elektrik enerjisini depolama ve daha
duvarlar,döşemeler,çatılar ve kapı, sonra bu enerjinin kullanılmasına olanak
pencere gibi çalıştırılabilir elemanlar veren özelliği
tarafından önemli ölçüde çevrelenmiş
olan mahal. kapasite capacity
(1) bir makine,aparat,cihaz yada sistemin
kapalı oda closed room kendisi için tasarlanıp üretildiği
difüzör hacmi ile 15ft ( 5 m) maksimum yük (2) belirli bir sitemde
toplamından daha fazla hacimde olmayan depolanabilen maksimum miktar- daki
kapalı bir mahal.Hava difüzyon sistemi malzeme yada enerjinin ölçüsü.
tarafından yaratılan hava akımları
üzerinde duvarların etkisi önemli olabilir. kapasite capacity reducer
düşürücü bir kompresörde,aralık cebi, hareketli
kapalı olmayan unenclosed space silindir kafası yada emme hattı bypass’ı
mahal binalarda her taraftan kapalı olmayan en gibi, diğer çalışma koşullarında herhangi
az bir tarafı açık,yükleme rampası gibi bir değişiklik olmaksızın kapasiteyi
alanlar değiştirebilen araç.
kapatma, covering
kapasitesi, capacity, heating
kaplama örtme,kapama,kapsama,içine alma
ısıtma ısıtıcının bir mahalde normal çalışma
koşulları altında sağlayabileceği ısıtma
kapatmak block (verb)
kapasitesi, capacity, air conditioner, latent bloke etmek. engellemek. tıkamak.
(dehumidifying) kapamak. kalıplamak. durdurmak.
ikilimlendirme
cihazı, gizli ısı bir iklimlendirme cihazının
koşullandırılan mahalden gizli ısı çekmek kapı door
için kullanabileceği kararlı hal soğutma menteşeli dönel kapılar,yangın kapıları
kapasitesi , ( Btu/h) ve ulaşım kapakları da dahil olmak üzere
bir bina gövdesindeki çalıştırılabilir
kapasitesi, capacity, air conditioner, total açıklık ( pencere içermeyen) alanları.
iklimlendirme bir iklimlendirme cihazının
koşullandırılan mahalden duyulur ve gizli kapı door fastening
cihazı toplam
ısı çekmek için kullanabileceği kararlı kapı bağlama;kapı montajı
ısı
hal soğutma kapasitesi ( Btu/h)
kapı alanı door area
kapasitesi, capacity, air conditioner, sensible kapı alanı
iklimlendirme bir iklimlendirme cihazının
cihazı, duyulur koşullandırılan mahalden duyulur ısı kapı anahtarı door switch
çekmek için kullanabileceği kararlı hal soğuk oda kapılarında kapının
ısı
soğutma kapasitesi ( Btu/h) kapanmasını güvence altına alan kilit
anahtarı
kapasitesi, capacity, adsorbate
soğurma adsorbe edici bir maddenin molekülleri kapı hava door air leakage
arasında tutabileceği maksimum sıvı sızıntısı kapı çevresindeki aralıklardan
veya gaz miktarı gerçeklenen hava sızıntısı
katot cathode
katı hal solid state
bir elektrolitik sistemde negatif elektrod;
kondense madde fiziğinin en geniş ve
örneğin fe++,cu++,ca++,mg++.
dolu maddeler ve katılarla ilgili fizik dalı;
kavramsal olarak belirlenmesi sınırlarının zarar. ziyan. hasar. kayıp. elden çıkma.
çizilmesi israf. telef. kayıplar. zarar; kayıp.heba.
heder. fire. düşüş. kaybetme.
kaya yataklı rock-bed regenerative system
rejeneratif kaya ve taş parçalarının(pebbles) bir tank kayıp yüzdesi percentage loss
sistem içerisinde depolanarak gündüz yüzde olarak kayıp;% kayıp
ısınmadan(kış) ve soğumadan(yaz)
yararlanan rejeneratif sistem kayış belt
kayış; motor dan alınan gücü bir başka
kaya yataklı rock-bed regenerative cooling system elemana iletmek üzere kullanılan ve
rejeneratif kaya yataklı rejeneratif soğutma sistemi; kasnakları bağlayan eleman.
soğutma sistemi geceleri ve sabah erken saatlerde
soğuyan bir tanktaki taş parçalarının kayış tahrikli belt drive
arasından konut havasını geçirerek elektrik motorundan alınan hareketi
soğutma yapan sistem kompresöre iletmekte ve kompresörü
harekete geçirmekte kullanılan kayış-
kayar bağlantı slip joint kasnaklı tahrik biçimi
doğursal genleşme ve çekilmeyi
karşılamak üzere kayar bağlantı kayıt log
bir makinenin çalışması ile ilgili
kayar damper slide damper olayların ve verilerin kaydedilmesi; bir
kayar damper; kayma yoluyla açma sistemdeki bütün noktasal konumların
kapama yapan damper yazılı çıktısı; çalışma verimlerinin
periyodik olarak alınan basılı özet çıktısı.
kayar damper sliding damper
kayar damper kayıt defteri logbook
günlük olayları kayıt defteri
kayar damper slide damper or valve
veya vana kayar damper veya vana kayıt yöntemi method of recording
kaydetme yöntemi
kayar destek sliding support
kayar destek elemanı kayma faktörü slip (Cunningham factor)
hava parçacıklarının hareketinde
kaymayı dikkate alan faktör
kayar genleşme sliding expansion joint
bağlantısı kayar ekspansiyonlu bağlantı
kayma geçen slip flange
flanş boruya kayarak geçen ve tespitlenen
kayar kanatlı sliding vane compressor flanş
kompresör kayar kanatlı kompresör; kanatları
gövdeye eksantrik bir rotorda bulunduğu
kaynağın renk colour rendition
kompresör
etkisi genellikle gün ışığı olan bir referans ışık
altındaki renk görünümü ile
kayar slide valve (piston valve) karşılaştırıldığında, ışık kaynağının
vana(pistonlu bir pistonun kayarak kapıları açan ve renkler üzerindeki etkisi
vana) kapatan pistonlu vana
kaynak source
kaydedici recorder kaynak. menşe. Köken
kaydedici;yazıcı; örneğin yazıcı
termometre kaynak weld (noun)
kaynak;kaynak etme;kaynak dikişi;
kaydedici recording anemometer
anemometre yazıcı anemometre kaynak atölyesi welding shop
kaynak atölyesi
kaydedici recording apparatus
aparat ölçüm değerini kaydeden cihaz kaynak çubuğu welding rod
(elektrot) kaynak çubuğu;kaynak elektrodu
kaydedici recording ammeter
ommetre yazıcı ommetre kaynak sourcing
değerlemesi karı maksimum kılmak üzere satın alma
ve üretim kaynaklarının sürekli
kaydedici recording thermometer
değerlendirilme süreci
termometre yazıcı trmometre
kazan besleme boiler feed pump elde edilen maksimum ısı çıktısı
suyu pompası kazan besleme suyu pompası;
kazan kömürü boiler coal
kazan beslemesi boiler feed kazanlarda yakıt olarak kullanılan kömür
bir kazanda buharlaşma,sızıntı,blöf vb
nedenlerle eksilen suyu tamamlamak kazan boiler foaming
üzere yapılan su beslemesi köpürmesi suyun içerisindeki çamursu, köpüklü
bileşiklerin kazan boşaltım (blöf)
kazan beygir boiler horsepower borusuna taşınması
gücü suyun buharlaşma miktarına ilişkin bir
birim olup100 ˚C deki 115,6 kg suyun kazan küllüğü ash pit
100˚c’de buhar haline gelmesi için küllük; kazan veya fırın küllüğü
gerekli ısı miktarı.
kazan mahalli boiler room
kazan bileşiği boiler compound (antiscale) binalarda kazan ve ekipmanlarının
(taş için) kazanlarda, sert su nedeniyle taş yerleştirildiği mahal; kazan dairesi
oluşmasını önleyen kimyasal bileşik
kazan montajı boiler mounting
kazan brülör boiler burner unit kazan montajı
birimi kazan suyunun ısıtılması için kullanılan
yakıt yakma birimi kazan boiler platform
platformu kazanın üzerine yerleştirildiği platform
kazan boiler crown sheet
cehennemlik cehennemlik içeren bir kazanda, boiler plant
cehennemliğin üstünü biçimlendiren
kazan santrali
tavanı içerisinde kazanlar,sıcak su birimleri,
kısım yada diğer kazanlarda bunun yakıt tankları vb elemanları içeren kazan
eşdeğeri santrali
kazanım gain
kenar rim
kazanç. kâr. yarar. fayda. menfaat. artma.
şerit. kurdela. yazı makinesi şeridi.
artış. zıvana dibi. kazanmak.
çember. band. kurdele. tiriz.cant
kızıl ötesi CO2 infra-red CO2 meter kilitleme aracı locking device
kızıl ötesi CO2-ölme aracı kilitleme aracı
kızıl ötesi infra-red (thermal) resolution kilitli rotor locked rotor current (LRA; locked
çözünürlük kızı ötesi(ısıl) çözünürlük akımı rotor amperage)
nominal gerilimde(ve alternatif akım
kızıl ötesi infra-red detector motorları durumunda nominal frekansta),
kızıl ötesi ışınlarla arama yapan detektör rotor dönmezken (kilitli) hattan çekilen
detektör
ve motora uygulanan kararlı hal akımı.
kondenstoplu dump trap liquid return heating bir mahalde bulunan insanların
sıvı dönüşlü system kendilerini konforlu hissetmeleri için
ısıtma sistemi kondenstoplar içeren buhar dönüş sistemi gerekli koşullar
konut dwelling
kontrolü override
ikamet;barınma
devralma kontrolü bir başka kontrol elemanından
devralma
konut bacası house chimney
konutsal baca; konutlardaki mutfak ve
konum position
banyo duman gazlarını toplayıp
konum; konumlandırma
atmosfere atan baca türleri
konum changeover
konut binası house building
değiştirme ısı pompasının çalışmasını mevsimlere
konut olarak yapılmış bina
göre değiştirme
dondurucu küresel
koşullandırılmı conditioned
korunaklı bina sheltered building envelope, exterior
ş hava sıcaklığını 50 °F ( 10°C) ve
gövdesi, dış korunaklı bina; ısıtma hesaplarında
üstünde tutmak üzere bir pozitif ısı
binanın konumu için tanımlanan
kaynağı yada hava sıcaklığını 86°F (
sınıflardan biri; çevredeki binalar yada
30°C) ve altında tutmak için bir pozitif
yükseltiler nedeniyle korunaklı
soğutma kaynağı ile donatılmış
durumdaki bina
kristal buz crystal ice (clear ice) kriyo sıcaklık cryo-temperature (cryogenic
içerisinde hava bulunmayan ve bu temperature)
nedenle saydam bir görünüme sahip buz 100 Kelvin gibi çok düşük sıcaklıklar
kritik çekirdek critical nucleate boiling heat flux (peak kriyojeni bilimi cryogenics
kaynaması ısı nucleate boiling heat flux) çok derin soğutma sıcaklıklı(-150 C) elde
akı’sı bir ısıtma cidarı ile çekirdek etmek ve bu sıcaklıklarda malzemenin
kaynamasındaki sıvı arasındaki ısı davranışları ile ilgili fizik bilimi dalı
transferi kat-sayısını maksimum kılan ısıl
akı cryogenic (adj)
kriyojenik
(1)çok derin soğutma yöntemlerini içeren
kritik hacim critical volume soğutma bilimi. (2)çok derin soğutmanın
bir gazın kritik noktadaki özgül hacmi malzeme özellikleri üzerindeki etkisini
araştıran bilim dalı
kritik critical state (critical point)
hal(nokta) bir maddenin ,sıvı ve buhar fazlarının kriyojenik cryogenic liquid
aynı özelliklere sahip olduğu nokta,bu 120 K(243°F) sıcaklığın altında
akışkan
noktadaki basınç,sıcaklık ve hacim, kritik sıvılaştırılmış gaz
basınç,kritik sıcaklık ve kritik hacim
adını alır.oktanın üzerinde cryogenic equipment
kriyojenik
ekipman derin soğutma işleminde kullanılan
kritik hız critical speed ekipman
bir birimin titreşiminin kabul
edilemeyecek bir düzeye ulaştığı çalışma cryopump
hızı
kriyo-pompa
gazları ve buharları soğuk yüzeylerde
yoğuşturarak tutan bir vakum pompası
kritik hız critical velocity
(1)belirli bir fenomenin ortaya çıktığı hız, cryohydrate
kriyo-salamura
(2)akışkanlar mekaniğinde, bir borudaki çok düşük sıcaklıklarda su kristalleri
akışın,üzerinde artık laminer kalamadığı içeren bir tuz;su ve tuz karışımının
hız,(3)helyum için (he ıı) süper-akışkan donmuş durumu; otektik oranlarda en
akışının artık korunamadığı hız düşük donma noktasını vermek üzere
karıştırılmış salamura.
kritik nokta critical point
bir maddenin ,sıvı ve buhar fazlarının
562
kuru sprinkler dry sprinkler alarm valve set kurulum mounting base
alarm vana kuru sprinkler alarm valf seti montaj tablası; üzerine ekipmanın monte
(montaj) tablası
ayarı edildiği altlık
kuru sprinkler dry sprinkler system kurulum birimi installation unit (operational
sistemi içerisinde su yerine basınçlı hava veya equipment)
azot bulunan sprinkler sistemi; kuru kurulumu yapılacak olan işlevsel eleman
sprinkler sistemi
kurulum requirements for installation
kuru tabaka dry layer filter gereksinimleri kurulum gereksinimleri; tesisatın
filtre kuru tabakalı filtre kurulumunda yerine getirilmesi gereken
ilkeler
kuru dry scrubber
kuru temizleyici kurulum cost of installation
temizleyici tesisat maliyeti; kurulum maliyeti
maliyeti
kuru dry bulb temperature
standart bir termometre ile ölçülen kurulum planı installation plan
termometre kurulum planı; tesisin yerleşim
sıcaklığı çevresel hava sıcaklığı. Kuru termometre
sıcaklığı. özelliklerini gösteren kat planı
küvet cuvette
küresel yayın global broadcast
bir tarafı açık, plastik yada cam
BACnet® internet’de bütün
567
malzemeden yapılmış laboratuarlarda olmayan akımlı temiz odalarda laminer akıma sahip
kullanılan kare kesitli cam kap iş tezgahı olmayan çalışma tezgahı
LonTalk LonTalk®
levhalı boru gilled pipe
Echelon Corporation tarafından
çevresinde çevreyle(duvar veya başka bir
geliştirilmiş kontrollerin
boru) aralık oluşturmak üzere üzerinde
optimalleştirilmesi hakkında bir protokol
sabit levhalarla çekilmiş boru; levhalı
olup, aydınlatma sistemi,HVAC gibi
boru
konutsal sistemlerin otomasyonunda çok
kullanılır.
Lewis ilişkisi Lewis relationship
Lewis ilişkisi;buharlaşma ile
lüks lux
konveksiyon arasındaki ilişki
SI birim sisteminde ışık şiddeti olarak
569
sıcaklık artışı bir soğuk depoda izin verilebilir ve yüksek taraf basınçlarının
maksimum sıcaklık artımı ölçülmesinde kullanılan basınç ölçer.
meteoroloji meteorology
mikro dalgada microwave thawing (ultrahigh
havayla ilgili prosesler ve hava
ergitme frequency thawing)
tahminlerine odaklanan disiplinler arası
mikro dalgada ergitme
bilim dalı;meteoroloji
model model
mole mole (mol)
bir sistem,bir cisim yada bir kavramın
bir sistemin 0.012 kg karbon 12 de
yapısını işleyiş biçimini göstermek için
bulunan atom sayısı kadar elementer
tasarlanmış bir plan, sunum yada
madde içeren miktarı .(örneğin 6.023 x
açıklama
1023).
modelleme modelling
molekül molecule
matematiksel benzeştirimde (simulation)
birbirine kimyasal kuvvetlerle bağlı atom
bir süreci,bir aracı yada bir kavramı
grupları. bir bileşiğin kendi başına
sunma biçimi.
bulunabilen ve bileşikle aynı özellikleri
sergileyen en küçük miktarı.
modem modem
‘modulator/demodulator’ için kullanılan
moleküler molecular weight
kısaltma, Ses iletim devrelerinde sayısal
ağırlık moleküler ağırlık; bir kimyasal bileşiğin
bigilerin analog olana, analog bilgilerin
molekül ağırlığı
sayısala dönüştürülmesini sağlayan
donanım aracı.
moleküler akış molecular flow
moleküler akış
modulasyon modulating
bir kontrol aracının artıma ve
eksiltmelerle gerçekleştirdiği kontrol; moleküler molecular diffusion
ikincisi koşulun değiştirdiği ilk konum difüzyon durgun bir cisimdeki difüzyon.
mor ötesi analiz ultraviolet analyser koruması aşırı ısınmadan koruyan termik;
edici mor ötesi analiz cihazı
motor starteri motor starter
mor ötesi ultraviolet radiation motor starteri
radyasyon 400 nm’den başlayan görünür
spekturumun yaklaşık 4 nm mor ötesinde motor tahrikli motor driven
x ışınları sınırında elektromanyetik motor tahrikli;motor tarafından tahrik
radyasyon aralığı. edilen
motor aşırı yük motor overload protection muflu 90 socket and spigot bend (> 90º)
koruması motorun aşırı akıma karşı korunmasını dereceden 90 dereceden büyük erkek-dişi pis su
sağlayan eleman; büyük dirsek bağlantısı sağlayan elemanlar bakınız
"socket and spigot"
motor motor rating
değerlemesi motor değeri(gücü) muflu boru spigot and socket joint
bağlantısı muflu boru; muflu pis su borusu
negatif basınç negative pressure nem geçirmez moisture proofing (damp proofing)
negatif basınç; atmosfer basıncının kılma nem geçirmez hale getirme;neme karşı
altındaki basınç yalıtım
net duyulur net sensible cooling effect net toplam net total capacity
soğutma etkisi net toplam soğutma etkisi ile nem net toplam kapasite
kapasite
çıkarma etkisisin farkı
net iskan alanı net occupiable space nihai kaçak terminal leakage
şaftları,kolon gövdelerini ve diğer sürekli ft2/min ( standart koşullarda L/s)
olarak kapalı ulaşılamayan, ve içerisinde bilinen bir basınçta, tamamen kapalı bir
insan bulunmayan mahalleri ve engelleri damperden kaçan hava miktarı.
dışta tutarak hesaplanan döşeme alanı;
net ikamet edilebilir alan
nipel nipple
nipel
net kapasite net capacity (effective capacity)
net kapasite(etkili kapasite)
niş niche
duvarda oyuk;niş
net pozitif net positive suction head (NPSH)
emme (available)
nitelendirme qualification test
basıncı(NPSH) pompa girişinde,sıvının çalışma
testi ısıtma veya soğutma etkisinin
sıcaklığına karşı gelen buharlaşma
belirlenmesinde uygulanan ölçme
basıncından (yükseklik olarak ifade
tekniklerinin doğrulu ğunu belirlemekte
edilen) büyük olan basınç yüksekliği;
kullanılan işlemler dizisi. (sıcaklık, akış
miktarı, kanal ısı kalibrasyonu)
net soğutma net refrigerating
net soğutma
nitelendirmek qualify
değerlendirmek; ehliyet kazanmak, hak
net soğutma net refrigerating effect kazanmak; sınırlandırmak, kısıtlamak;
etkisi birim zamandaki sıvının kütlesel akış nitelendirmek; ehliyet vermek;
miktarı ile giren ve çıkan sıvının antalpi
farkının çarpımı ile bulunan, ve birim
nitelik kaybı degradation
zamandaki ısı transfer miktarı olarak
bir süper iletkenin , malzemenin kritik
ifade edilen değer.
akım alanı ilişkileriyle belirli olan
beklenen akımı taşıma niteliğinde azalma
net soğutma net refrigeration effect göstermesi
etkisi net soğutma etkisi; evaporatörde çekilen
net ısı miktarı
nitelik kayıp degradation coefficient (CD)
katsayısı CD birimin çevrimsel çalışması
net soğutma net refrigerated volume nedeniyle verim kaybı katsayısı.
hacmi net soğutma hacmi(depo,buz dolabı)
nitelikli kişi qualified person
net soğutma net cooling capacity nitelikli, konusunda eğitimli kişi; kalifiye
kapasitesi net soğutma kapasitesi; evaporatörden eleman
584
numune sampling volume flow rate oda çiğ noktası room dew point
hacimsel debisi numune alınan akış debisi; numune mahal çiğ noktası sıcklığı
alındığı sıradaki akış debisi
oda duyulur room sensible cooling load
numune kutusu sampling box mahal soğutma duyulur ısı yükü
soğutma yükü
alınan numunelerin yerleştirildiği kutu
ondalık decimal
oksitlenmiş oxidized
ondalık nokta; ondalık hane
oksitlenmiş;oksitli;paslanmış(demir)
okul school
ondalık verim fractional efficiency
okul; bir düşünsel bakışı savunan öğreti
ondalık olarak ifade edilen verim
kurumu(örneğin Kant okulu yada ekolü)
opak opaque
okuma değeri reading
bir binadaki pencere ve havalıklar,
okuma;
menfezler gibi servis açıklıkları dışında
kalan bütün alanlar.
okuma accuracy of readings
doğruluğu okumaların yüzde olarak sınırlarının
opak alanlar opaque areas
verildiği yerlerde referans temeli, ölçme
bianada pencere ve kapı giriş alanları
aracının ölçme skalası değil, ölçülen
dığında kalan toplam duvar alanı
çokluğun büyüklüğüdür
otomatik dönel filter, automatic roll otomatik automatic to user load management
otomatik dönel filtre; otomatik olarak kullanıcı yük kullanıcının yük yönetim otomatiği
filtre
temiz filtre ortamını hava akımına yönetimi
taşımak için, içerisindeki filtre ortamının
hareketli tamburlar arasında sürekli bir non automatic
otomatik
kayış biçiminde olduğu filtre. bakınız “manual”
olmayan
otomatik automatic regulation
otomatik düzenleme; kontrol edilen otomatik sıralı automatic sequence control
düzenleme bir takım işlemleri içeren bir proseste,
değişkenin değişimlerine göre bu kontrol
değişkenin ayarlanan değerde tutulması gerçekleştirilecek işlemlerin otomatik
amacıyla kontrol edilmesi olarak sıralanması
özgül ısı specific heat paket endirek packaged indirect evaporative cooler
Bir maddenin birim kütlesinin sıcaklığını evaporatif içerisinde birincil ve ikincil hava geçiş
bir derece yükseltmek için gerekli olan kanalları olan yada olmayan, birincil ve
soğutucu
ısı miktarıdır. ikincil hava hareket elemanları sağlanmış
bir araç;dolaylı evaporatif soğutucu
özgül ısı akışı specific heat flow
özgül ısı akışı; ısı taşıyan ortamın birim paket filtre filter, pocket
ağırlığının 1 saniyede ilettiği ısı miktarı içerisinde bir seramik filtre elemanı
bulunan ve musluk suyunu filtre etmekte
özgül ısı specific heat capacity kullanılan paket filtre
kapasitesi bir maddenin birim ağırlığının sıcaklığını
bir °C değiştirmek için gerekli ısı paket halde, self-contained mechanically
mekanik refrigerated drinking water cooler
özgül specific infiltration soğutmalı içme kapalı,mekanik soğutmalı içme suyu
infiltrasyon infiltrasyonun sızıntı alanına oranı. soğutucusu
suyu
Havanın infiltrasyona göre yoğunluğunu
ifade eden normalleştirilmiş bir miktar.
soğutucusu
( ft/s) [m/s].
paket halinde packaged (adj)
paket halinde; bir gövde
özgül kaçak specific leakage
altında;toplanmış
blower door' testiyle belirlenen belirli
kaçak noktaları
paket packaged air conditioner
iklimlendirme paket iklimlendirme birimi
özgül kızgınlık specific superheat
(süperheat) belirli ve soğutkan türüne özgü kızgınlık cihazı
derecesi;
paket self-contained air conditioning system
özgül specific contaminants iklimlendirme gerekli bütün elemanlarıyla bir kutu
kirleticiler bir mahalde en çok rastlanan belirli sistemi içerisine yerleştirilmiş paket
kirleticiler iklimlendirme cihazı
paket/çanta filter, pocket/bag panel türü ısıl board (slab) thermal insulation
filtre paket halindeki çanta filtreler; özellikle yalıtım belirli boyutlardaki panel yalıtım
elektrik süpürgelerinde kullanılan küçük malzemelerinin yan yana konulmasıyla
çanta filtreler elde edilen yalıtım;
parçalanma breakdown
pasa karşı boya antirusting paint
parçalanma;kırılma;çözülme;kopma
antipas boya; genellikle astar olarak
kullanılan antipas boya
parçalanma bursting strength
dayanımı parçalanma dayanımı
pasif elektronik filter, passive electronic
filtre pasif elektronik filtre
parçalanma bursting disc
diski patlama diski; bir emniyet elemanında,
pasif filter, passive electrostatic
basıncın izin verilebilir değerlerin
elektrostatik electrostatik filtreler benzer biçimde
üzerine çıkması durumunda parçalanarak
filtre çalışan ve elektrostatik kuvvetlerle çekim
basıncı düşüren disk
yapan filtreler
içerisinde çevre ile ısı alış verişi olan ve dolaşımı yardımcı bir pompalama ile
pvn=sabit eşitliği ile temsil edilen durum gerçekleştirilen kalbin kan pompalaması
değiştirme
port port
polivinil polyvinyl chloride (PVC) demir atılan yada yere bağlı olan ve
klorit(PVC) pis su tesisatında ve bazı endüstriyel yolcuların, mürettebatın ve kargo’nun
uygulamalarda kullanılması yanı sıra yüklenmesi ve boşaltılmasında kullanılan
basınçlı su tesisatında da kullanılan bir tesis; Önden bakıldığında geminin sol
plastik boru türü. tarafı; Bir açıklık orifis yada ulaşım yeri
Prandtl borusu Prandtl tube (see pitot static tube) proses processing function
bakınız 'pitot tube' fonksiyonu prosesleme işlevi;
radyal kanatlı radial bladed fan radyatif akı radiant flux, iradiance
fan radyal kanatlı fan
birim zamanda akan radyasyon enerjisi
(watt); radiant flux density birim
radyal kanatlı radial bladed impeller (paddle bladed yüzeyin içerisinden yada üzerine akan
fan rotoru impeller) radyasyon gücünün ölçüsü. ( irradiance
radyal kanatlı fan rotoru olarak da adlandırılır)
radyal uzaklık radial distance (chimney) radyatif akı radiant flux density
reseptör ile baca çıkışının merkezi radyatif akı yoğunluğu; birim yüzeyin
arasındaki en kısa uzaklık
yoğunluğu
içerisinden yada üzerine akan radyasyon
gücünün ölçüsü. ( irradiance olarak da
radyasyon radiation adlandırılır)
bir merkezden yayılma, ışın yayma,
saçma, bir merkezden yayınan ışın, radyatif enerji radiant energy
ışıma, yayın yapma, kaynağından çıktıktan sonra her yönde
yayınımda bulunan ve sıcak cisimle daha
radyasyon açı radiation angle factor (shape factor) soğuk cisim arasında elektromanyetik
faktörü radyasyon açı faktörü(biçim faktörü) dalgalar yoluyla iletilen radyasyon
enerjisi
radyasyon acceptance angle
açısal bölgesi bir yoğunlaştırıcının alıcısı tarafından radyatif gazlı radiant gas heater
alınan radyasyonun açısal bölgesi; bu ısıtıcı doğal gazla çalışan radyatif ısıtıcı
açıda gelen radyasyon açıklıktan (delik)
geçtikten sonra soğurucuya ulaşıyorsa radyatif ısı radiant heat
‘alınan radyasyon’ olarak nitelenir. radyasyon yoluyla yayılan ısı miktarı
radyoaktiflik radioactivity
radyatif radiant temperature asymmetry
nükleer bakımdan kararsız ve
sıcaklık ;radyatif sıcaklık asimetrisi
çekirdeğinden parçacıklar yayınan
asimetrisi maddelerin yaydığı radyasyon
reaktör reactor
bir kimyasal tepkimeyi yada bir nükleer referans reference (fixed) point
tepkimeyi içeren ve kontrol eden cihaz noktası referans alınan nokta
rijit kanal duct, rigid rotor ucu çapı impeller tip diameter (of a fan)
metal ve fiberglass malzemeden yapılmış bir fanda kanatlarının uçtan uca çapı
esnek olmayan kanal.
rotorlu propeller anemometer
rijit plastik rigid plastic foam (insulation) anemometre pervaneli anemometre
köpük katı plaka halinde hazırlanmış köpük
yalıtım tabakası; fan, propeller
rotorlu fan
bir montaj bileziği içerisinde pervane
rijit rigid suspension yada disk türü bir çark (rotor) ile kayış
süspansiyon rijit süspansiyon; kasnak ve doğrudan tahrikler için destek
montaj elemanları içeren fan.
Ringleman Ringlemann chart
diyagramı kirletici yayınımların neden olduğu hava router(internet) half router
bulanıklığını ölçmekte kullanılan gri'den internet dağıtım bilgilerini filtre eden ve
siyaha kadar değişik tonlarda bir dizi şebekeye dağıtan yarım-router
gösterim
röle relay
rink dağıtım ring distribution system bir kontrol devresinde elektrik
sistemi ring elektrik dağıtım sistemi kontaklarının açılması yada kapanması
için akımı kullanan araç;son kontrol
araçlarını çalıştırmakta akışkan
risk risk
basıncındaki değişmeleri kullanan devre
tehlike. risk. riziko. zarar olasılığı.
elemanı;röle
tehlikeye atmak. göze almak.
612
temelde suda bulunan kalsiyum ve servis silindiri service cylinder (gas bottle)
magnezyum tuzlarının toplamıdır.geçici servis silindiri; içerisinde soğutkan
yada karbonat sertliği, toplam sertliğin bulunan silindirik kap
CO3 yada bikarbonat HCO3 iyonları
tarafından oluşturulan kısmıdır. servis sistemleri service systems
servis sitemleri
sertlik derecesi degree of hardness
(1) suyun sertlik derecesi; (2) metallerin servis suyu service water heating
Brinell ve Rockwell derecesi olarak kullanım suyu ısıtıcısı
ısıtıcısı
ölçülen sertlik derecesi
servis holes (in structures for services) servise kapalı service sealed condensing unit
boşlukları bir yapıda servis için bırakılan boşluklar yoğuşturma servis için kapalı soğutma birimi; kapalı
birimi yada hermetik birim
servis duvarı party wall
iki bina arasında servis bağlantısını servo çalışan servo operated valve (pilot controlled
oluşturan iç mahal duvarı. vana valve)
bazı kontrol edilen koşullara yanıt veren
servis düzey service level agreement (SLA) mekanizma tarafından çalıştırılan vana;
anlaşması servis düzeyinde anlaşma; hizmet
anlaşması; bir ekipmana verilecek servis servo kontrol servo control
koşullarını içeren anlaşma servo kontrol
sessiz çalışma; düşük gürültüyle çalışma bypass belirli bir miktar sıcak gazı alçak basınçlı
regületörü emme hattına bölen, emme hattı
sessiz çalışma silent running basıncıyla çalışan araç.
sessiz çalışma; gürültüsüz işleme;
sıcak gaz hattı hot gas line
sessiz hava quiet air supply kompresörden çıkan gazı,defrost
sadece besleme havası tarafından belli bir amacıyla evaporatöre ileten boru bölümü.
beslemesi
frekans aralığında üretilen ve test edilen
ses düzeyinden en az 10 dB daha düşük sıcak gaz kar- hot gas defrost valve
ses üreten besleme havası ses düzeyi çözme valfi kompresörden evaporatöre çıkışı
arasındaki bypass hattı üzerinde bulunan
sessiz ürün dummy product solenoid vana
çalışması sırasında fazla ses
üretmeyen,sessiz çalışan ürün sıcak gazla hot gas defrosting (internal defrosting)
defrost sıcak gazı evaporatöre yönlendirerek
seviye çubuğu dipstick yapılan defrost; sıcak gaz defrostu
kimyesal test yada sıvı miktarını
belirlemek için sıvı tankına daldırılan bir sıcak hava hot air, warm air
ölçme aracı sıcak hava; bir ısıtma serpantininden
geçerek ısıtılmış hava
seyrelten ortam diluting medium
seyreltim ortamı sıcak hava warm air output
çıktısı sıcak hava çıktısı; bir fırının birim
seyreltici diluent zamanda verdiği sıcak hava çıktısı
aktif bileşeni seyreltmek için kullanılan
herhangi bir sıvı yada katı madde sıcak hava warm air furnace
fırını sıcak hava fırını; sıcak havayla ısıtmada
seyreltik dilute (adj) merkezi sıcak hava hazırlayan fırın
seyreltik;sulu;
sıcak hava hava warm air heater
seyreltim dilution ısıtıcısı hava ısıtıcısı; sıcak hava fırını
seyreltme,sulandırma
sıcak hava warm air heating unit
seyreltim bacası dilution flue ısıtma birimi sıcak havayla ısıtma birimi
seyreltim bacası
sıcak hava hot air cabinet
seyreltim dilution index sıcak hava kabini;
kabini
endeksi seyreltim endeksi
seyreltim dilution ventilation or general exhaust sıcak hava hot air column
havalandırması ventilation kolonu sıcak hava kolonu
veya genel seyreltim yada genel egzoz
havalandırması
egzoz sıcak hava hot air plant
merkezi sıcak hava tesisi; sıcak hava santrali;
seyreltmek dilute (verb) sıcak hava fırını,kanalları ve yardımcı
seyreltmek. sulandırmak. seyreltik. sulu ekipmanı içeren ısıtma merkezi
sıcak daldırma hot dipped galvanized sıcak kuyu suyu hot well
galvaniz sıcak daldırma galvaniz; bir galvanizleme sıcak kuyu suyu; sıcak su çekilen kuyu
yöntemi
sıcak mevsim warm season
sıcak film hot film anemometer sıcak mevsim; binalarda soğutma
anemometresi sıcak film anemometresi; gaz ve yakıt uygulanan mevsim
hızı ölçmekte kullanılan bir hız-ölçer
sıcak oda hot room
sıcak gaz hot gas hastenelerde kardiovasküler araştırma
soğutma devrelerinde kompresörden yapılan mahal
çıkan gaz;sıcak gaz
sıcak plaka hot plate
sıcak gaz hot gas bypass regulator sıcak plaka;
verilen bir basınç değerinin üzerinde
621
sıcak su hot water, warm water sıcak tel hot wire microphone anemometer
mikrofonlu sabit frekansta bir ac alanı içerisinde
sıcak su; bir ısıtma aparatı ile ısıtılmış su; anemometre sıcak telin ses düzeyindeki salınımları
ısıtma sistemlerinde ısı taşıyıcı sıcak su ölçüp bunu duyarganın ses frekansları ile
ortamı; sıcak kullanım suyu karşılaştırarak hıza dönüştüren
anemometre
sıcak su aparatı hot water apparatus
sıcak su aparatı; sıcak su üretmekte sıcak telli hot grid anemometer
kullanılan araç anemometre içerisinde ısıtma ve duyma elemanları
birbirinden farklı olan, ısıtıcının dizinin
sıcak su hot water supply boiler merkezinde olduğu; duyarga ile ısıtıcı
sıcak besleme suyunu ısıtan kazan arasındaki sıcaklık farkını hava hızına
besleme kazanı
dönüştüren anemometre
sıcak su hot water storage cylinder sıcak tutma keep hot facility
depolama depolu sıcak su ısıtıcılarında, ısıtılan tesisatı suyu sıcak tutma tesisatı; elektrikli veya
silindiri suyun depolanarak talep halinde devreye buharla on/off biçiminde çalışan sıcak
girdiği yalıtımlı depo tutma sistemi
sıcak su hot water storage tank sıcak ve soğuk hot and cold type water cooler
depolama tankı depolu sıcak su ısıtıcılarında, ısıtılan tür su soğutucu hem sıcak hem de soğuk su veren su
suyun depolanarak talep halinde devreye sebili
girdiği yalıtımlı depo
sıcaklığını cooling down
sıcak su ısıtma hot water heating boiler düşürme sıcaklığını düşürme; bir depoya giren
kazanı sıcak su ısıtma kazanı; sıcak sulu tesisatta ürünün sıcaklığını depolama sıcaklığına
sirküle eden suyu ısıtan kazan indirme
sıcaklık farkı, temperature difference, vertical air sıcaklık, mutlak temperature, absolute
düşey hava düşey hava kademelerindeki sıcaklık mutlak sıcaklık; Kelvin ölçeğinde ölçülen
farkı sıcaklık
sıkıştırma compression
sıfır zero bir gazın hacminin azaltarak basıncının
sıfır artırıldığı süreç; sıkıştırma
sıvı aşırı liquid overfeed system evaporator sıvı düzeyi liquid level
beslemeli sistem sıvı aşırı dolgulu sistem evaporatörü sıvı seviyesi; bir depodaki sıvı düzeyi
evaporatörü
sıvı düzeyi liquid level recorder
sıvı aşırı liquid overfeed (liquid circulation) kayıt cihazı sıvı seviye kaydedici araç
beslemesi system evaporator
sıvı aşırı dolgulu sistem evaporatörü liquid level controller
sıvı düzeyi
kontrolü sıvı seviyesi kontrol aracı; bir depodaki
sıvı ayırıcı liquid separator sıvı düzeyini kontrol eden sistem
sıvı ayırıcı; soğutma devrelerinde emme
gazındaki sıvıyı ayırıp kompresöre sıvı düzeyleme liquid levelling switch
girmemesini sağlayan toplayıcı; sıvı düzeyini kontrol aracı
akümülatör
anahtarı
sıvı püskürtme liquid injection valve yakıt püskürterek bir fırın, kuzine vb’da
vanası sıvı püskürtme valfi yanmayı başlatma
sıvı liquid circulation refrigerating system sıvı yakıtlı oil fired boiler
sıvı soğutkanın akümülatör içerisindeki kazan yağ yakan kazan
sirkülasyonlu
soğutma sistemi doymuş emme basıncı ile sıcaklığına
püskürtüldüğü ve daha sonra bir mekanik sıvılarla iletim liquid transmission
pompa ve soğutkanın buhar basıncı ile sıvılarla iletim
evaporatöre basıldığı sistem.
sıvılaştırıcı liquefier
sıvı soğutkan refrigerant liquid pressure reducer sıvılaştırıcı; gazları sıvılaştıran donanım
basınç bir soğutma sisteminde akışkan
düşürücüsü basıncının kondenser düzeyinden liquefied natural gas (LNG)
sıvılaştırılmış
evaporatör düzeyine düşürülmesi için sıvılaştırılmış doğal gaz(LNG);
kullanılan eleman veya elemanlar doğal gaz
kriyojenik yöntemler kullanılarak -
260°F’nin altındaki değerlerde
sıvı soğutkan liquid refrigerant flowmeter soğutularak sıvılaştırılmış doğal gaz
debi metresi sıvı soğutkanı debi-metresi;
sıvılaştırılmış liquefied natural gas regassification
sıvı soğutkan liquid refrigerant injection doğal gaz plant
püskürtme kompresör mekanizmasının yada yağın tekrar genellikle kullanıldığı yer ve zamanda
içsel soğutulması veya basma sıcaklığını yerleştirilen LNG’yi buharlaştırma tesisi
gazlaştırma
düşürmek için alt-soğutulmuş yada
doymuş sıvı soğutkanın basma hattına
tesisi
verilmesi
sıvılaştırılmış liquefied petroleum gas (LPG)
refrigerant (coolant) liquid quantity petrol gazı sıvılaştırılmış petrol gazı)LPG)
sıvı soğutkan
sayacı meter
soğutma devrelerinde sıvı hattına sıvılaştırma liquefaction
konulan ve sıvı soğutkan akışını ölçen sıvılaştırma; bir gazın sıvılaştırılması
debi-metre
sıvılı bulb thermometer
sıvı soğutma liquid cooling termometre içerisinde sıcaklığı gösteren sıvının
sıvı soğutma; bir soğutma devresiyle birkimini içeren bir topuz kısım içeren
sıvıların soğutulması termometre
silica gel silica gel desiccant (aerogel) sirkülasyon fanı circulating fan
kurutucu silika gel kullanılarak nem emdirme havayı sirküle eden fan
yoluyla kurutma; kurutucu silica gel
sirkülasyon recirculated air flow
silikatlar silicates hava akımı bir iklimlendirme cihazından bütün test
içerisinde bir yada daha fazla silikon ve havalandırma damperleri kapalı iken
atomunun elektronegatif bağlayıcı koşullandırılan mahalle verilen hava.
atomlarla çevrelendiği bir anyon içeren
bileşik;doğada kuartz olarak bulunan sirkülasyon air, recirculated
silisyum dioksit sirkülasyon havası; iç mahalden emilen
havası
ve bazı işlemlerden geçtikten sonra tekrar
silindir cylinder içeri verilen hava
silindir; tabanı daire olan uzay şekil
sirkülasyon recirculation air
silindir kafası cylinder head havası koşullandırılan mahalden alınıp klima
kompresör silindirinin üst kısmını santralinden geçirilerek istenen koullara
kapatan plaka ; silindir kafası getirilen ve yeniden mahalle verilen
hava.
silindirik filtre filter, cylindrical
silindirik yapıdaki filtre sirkülasyon circulating pump
pompası bir tesiste suyu sirküle etmekte kullanılan
simge symbol fan
belirli bir şeyi temsil etmek üzere
kullanılan harf, şekil diğer bir karakter sirkülasyon circulation pump
yada işaret . pompası dolandırma pompası
yükleme veritabanını daha sonra download hastalığı depolama sırasında sebzelerde ortaya
edilebilir biçimde uzak bir araçtan çıkan yıpranma
transfer etme işlemi.
soğuk depo cold storage cooler
sistemin ısıtma system heating energy demand soğutucusu soğuk depo içerisine yerleştirilmiş
enerjisi talebi sistemin ısıtmadaki enerji talebi içerisinden soğutkan veya salamuranın
geçtiği serpantin; soğuk oda serpantini
sistemsel hata systematic error
rasgele değil kalıcı hata; aynı elemanlar soğuk depo cold store facility (cold store complex;
ve işlemlere sahip bütün ölçme tesisi cold store combine)
araçlarında aynı büyüklükte ortaya çıkma değişik ürünlerin soğuk saklanması için
olasılığına sahip hata tasarlanmış, değişik odalarda değişik
saklama sıcaklıklarının uygulanabildiği
genellikle ticari amaçlarla kurulmuş
siyah cisim black body
soğuk depolama sistemi
üzerine düşen bütün radyasyonu emen
ve % 0 yansıtan ideal siyah cisim.
soğuk cold storage
depolama kısa sürede satışa yada tüketime arz
siyah cisim black body equivalent temperature
edilecek besinlerin ve diğer
eşdeğer siyah cisim eşdeğer sıcaklığı
maddelerin,çok düşük olmayan bir
sıcaklığı sıcaklıkta korunmasını sağlayan
depolama şekli.s
siyah cisim black body temperature
sıcaklığı siyah cisim sıcaklığı; üzerine düşen soğuk cold store
bütün radyasyonu emen siyah cismin depolama soğuk depolama
sıcaklığı
soğuk cool storage
siyahlık testi blackness (Ringelmann) test besinlerin soğukta saklanması; soğuk
siyahlık testi;radyasyoın emme testi depolama
depolama
soğutma cooling water flow rate soğutma cooling degree day base 50ºF, CDD50
birim zamanda birim kesitten geçen derece-gün, 50F her hangi bir günde ortalama sıcaklık
soğutma suyu miktarı temelli 50°F’dan yüksek olduğunda, 50°F ile
günün ortalama sıcaklığı arasındaki fark
soğutma refrigeration kadar çok derce-gün sıcaklığı bulunur.
bir besin yada ürünün sıcaklığını çevre
sıcaklığının altındaki bir değere soğutma refrigeration circuit
getirilmesi ve bu değerde tutulması devresi soğutma sistemi oluşturmak üzere
süreci mekanik soğutma devresi kurulan devre;soğutma devresi
kullanılarak yapılan soğutma
soğutma cooling element
soğutma aralığı cooling range elemanı soğutma etkisinin elde edilmek istendiği
soğutma sıcaklık aralığı; bir soğutma yerde bulunan ısı transfer yüzeyi;
işleminde düşülebilecek sıcaklıkları soğutma elemanı
gösteren aralık
soğutma enerji cooling energy consumption
soğutma cooling bath tüketimi kompresör,hava dağıtım fanı, kondenser
banyosu bir tank içerisinde, dalgıç serpantinle fanı ve ilgili yardımcı elemanlar da dahil
soğutma için bulunan soğutulmuş su olmak üzere, mekanik soğutma
ekipmanının mahaldeki enerji tüketim
soğutma refrigeration pressure vessel miktarı
basınçlı kabı soğutmalı basınçlı kaplar
soğutma etkisi refrigerating effect
kondenserde dışarı atılan ısıdan
soğutma birim cooling length
634
kompresörde sisteme verilen enerjinin nik kapasite, net soğutma etkisi ile
ısıl eş değerinin çıkartılması ile soğutucuyu çalıştırmak için gerekli
belirlenen soğutma etkisi. enerjinin ısıl eşdeğeri toplanarak
belirlenir
soğutma etkisi chilling effect
(atmosferik) havada güneş ışınlarını tutan maddelerin soğutma kaybı cooling loss
artması nedeniyle yer kabuğu sıcaklığının borularda ve ekipmanda
azalması yararlanılamayan soğutma; soğutma
kaybı
soğutma cooling effect
etkisi(tesiri) soğutma sistemlerinde evaporatörde kg soğutma kılcal refrigerating capillary tube
soğutkan başına yapılan borusu küçük soğutma sistemlerinde kontrol
soğutma.soğutma tesiri elemanı yerine kullanılan kılcal boru
soğutma odası cooling chamber soğutma sistemi refrigerating system low side
soğutma odası; soğutma kabini alçak basınç yaklaşık olarak evaporatör basıncıyla
tarafı karşı karşıya olan parçalar
soğutma ortamı refrigerating medium
soğutma devrelerinde üzerine bir iş soğutma sistemi refrigerating system pressure vessel
uygulanan ve ısı emilmesinde kullanılan basınçlı tankı içerisindeki her bir bölümün 0.53 ft3
ısı transfer ortamı veya çalışma maddesi (0.014 m3) den daha geniş hacimde
olmadığı evaporatör,kompresör,
soğutma coil, cooling kondenser serpantini, kontroller, boru
serpantini soğutma serpantini; içerisinden soğutucu tesisatı dışında soğutkan içeren basınçlı
akışkan veya soğutma salamurası geçen kap.
serpantin
soğutma sistemi refrigerating system restrictor
soğutma cooling coil kısıtlayıcısı yüksek ve alçak basınç tarafları arasında
serpantini evaporatör olarak tasarlanmış, borulardan gerekli basınç farkını oluşturma
oluşan ve soğutulacak mahalle yeteneğindeki araç.
yerleştirilen serpantin;soğutma serpantini
soğutma sistemi cooling system energy coefficient of
soğutma refrigerating coil performans performance
serpantini soğutma yapmak üzere, soğutulacak katsayısı Watt olarak soğutma sistemi
ortama yerleştirilen soğutma serpantini kapasitesini,watt olarak toplam enerji
girdisine ( tekrar ısıtıcılar ve
soğutma servis refrigerating service load nemlendiriciler dışında) bölerek elde
rejim sıcaklığına getirilmiş bir edilen oran
yükü
soğutucuda ısı kaybını karşılamak için
çıkartılması gereken ısı miktarı soğutma sistemi class of refrigerating system
sınıfı soğutma sistem sınıfı;derin soğutma,
soğutma chilling temperature düşük sıcaklık soğutması ve orta sıcaklık
soğutma sıcaklığı soğutması olarak sınıflandırılabilir.
sıcaklığı
soğutma sistemi refrigerating system high side
soğutma sıvısı cooling liquid
yüksek basınç yaklaşık olarak kondenser basıncıyla
soğutma akışkanı; soğutma sistemlerinde
tarafı karşı karşıya olan parçalar
iş akışkanı
soğutma suyu cooling water outlet temperature soğutma verimi cooling effectiveness
çıkış sıcaklığı kondensder soğutma suyunun birincil hava kuru termometre
kondenserden kuleye çıkış sıcaklığı; her sıcaklığındaki azalmanın giriş havası
hangi bir soğutma suyu devresinde suyun kuru termometre sıcaklığına bölümünden
çıkış sıcaklığı ikincil hava kuru termometre sıcaklığının
çıkartılması
soğutma suyu cooling flow rate
debisi soğutma suyunun birim zamandaki akış soğutma yağı refrigeration oil
miktarı,debisi sistem elemanlarıyla uyumlu, sürtünen
yüzeyler arasında bir film oluşturacak,
soğutma suyu cooling water circulation pump kritik aralıkları kapatacak kararlı yapıda,
soğutma suyu sirkülasyon devresi; ve uygulamaya uygun düşük sıcaklık
dolanım
kondenser kule arasındaki kondenseri karakteristiklerinde bir akışkan.
pompası
soğutan su devresi
soğutma method of cooling
soğutma suyu cooling water inlet temperature yöntemi bir soğutma elde etmek üzere kullanılan
kondensder soğutma suyunun kuleden mekanik,evaporatif,absorpsiyon vb
giriş sıcaklığı
kondensere giriş sıcaklığı; her hangi bir yöntemlerinden herbiri
soğutma suyu devresinde suyun giriş
sıcaklığı soğutma yükü refrigerating load
bir mahal veya besin maddesinin
soğutma suyu cooling water tank soğutulması sırasında devreye gelen yük;
soğutma suyunun biriktirilip devreye çıkartılması gereken ısı miktarı
tankı
sokulduğu tank
soğutma yükü cooling load
soğutma suyu cooling water thermostat koşullandırılan mahal yada ürün
termostatı soğutma suyunun çıkış sıcaklığını tarafından gerektirilen birim zamanda
duyarak, su debisinin ayarlanmasını yapılması gerekli soğutma miktarı; bir
yapan termostat; soğutma suyu termostatı soğutma sisteminin kontrol edilen
sistemde zaman içerisinde çekmesi
refrigeration demand gereken ısı;
soğutma talebi
soğutma talebi; soğutma yükü
soğutma yükü cooling load factor (CLF)
cooling vessel faktörü bina soğutma yükünün kararlı hal
soğutma tankı soğutma kapasitesine oranı (ANSI/
içerisindeki soğutulmuş akışkana
daldırılan malzemenin soğutulduğu tank ASHRAE Standart 1161995 Bölüm
yada depo 9.2.2’deki eşitlikten elde edilir)
spiral kanat spiral fin (helical fin; strip fin) standard rating
standart
helisel kanat; borularda uygulanan spiral standart değerleme koşulları altında
yada helisel kanat değerleme
yapılan testlere yada hesaplamalara
dayanan değer ; ARI ve diğer organize
spiral kanatlı spiral fin tube standartlarda belirtilen standart
boru spiral kanatlı boru koşullarda belirlenen soğutucu
performansı
spiral sarımlı spiral wound duct
kanal spiral sargılı kanal; yalıtım lazemesinin standart standard rating cycle
üzeri spiral biçimde bezle sarılı kanal değerleme standart değerleme çevrimi; bir
çevrimi makinenin standart koşullarda
split split air conditioning system çlıştırılmasıyla belirlenen değerleme
split iklimlendirme sistemi; iç ve dış yada sınıflandırma
iklimlendirme
sistemi ünitenin ayrılarak borularla bağlandığı
sistem standart standard rating conditions
değerleme performans karakteristiklerinin
split sistem split system koşulları değerlenmesinde kullanılan değerleme
ayrık sistem; split sistem koşulları; havuz ısıtıcı girdisi ve
veriminin belirlendiği ANSI/ASHRAE
Standard 1461998 Bölüm 8’deki sıcaklık
sponsor sponsor
ve basınç
ortak; destekçi;sponsor;kanal tesisatının
standartlar uygunluğunun test edilmesini
gerektiren,destekleyen yada fon ayıran, standart eşik standard threshold shift
üretici,ticaret kuruluşu, yada diğer bir değer sapması standart eşik değer sapması
grup
standart feet standard cubic feet per minute (scfm)
sprey dolgulu spray filled water cooling tower küp bölü 70°F(20°C) ve 14.696 psia ( 101.325
su soğutma suyu sprey hale getiren elemanlara sahip dakika kPa) ’daki koşullardaki ( standart hava)
kulesi su kulesi hacimsel akış miktarı ( hacimsel debi) .
Bu koşullar altında hava 0.075 lb/ft3
(1.204 kg/m3) kütlesel yoğunluğa
sprey sprayed coil condenser sahiptir.
serpantinli serpantin yüzeylerine su püskürtülerek
kondenser soğutulan kondenser
standart gaz standard gas
standart koşullar olan 20 C sıcaklık ve
sprey tür spray type evaporator 101.325 kPa basınç koşullarındaki gaz
evaporatör soğutulacak sıvının üzerinde
püskürtüldüğü evaporatör; buz yapma standart gravite standard gravity
makinelerinde kullanılır 32.174 ft/s2 ( 9.80 m/s2) olarak alınan
yerçekimi ivmesi.
sprinkler sprinkler installation
tesisatı sprinkler yangın tesisatı standart hava air, standard
641
standart non standard part load value (NPLV) standart yer standard acceleration due to gravity
standart olmayan parça yükleme değeri çekimi ivmesi 32.174 ft/s2 ( 9.80 m/s2) olarak alınan
olmayan kısmi
yerçekimi ivmesi.
yük değeri
standart standard method
standart standard performance Standartlarda önerilen ve kabul edilen
standart test koşullarında belirli bir yöntem
performans yöntem
standarda göre test edilen ekipman
performansı.
standartlar standards review
hakkında görüş standartların yürürlüğe girmeden önce
standart standard coefficient of performance ilgili kesimlerin görüşüne sunulması ve
standart performans katsayısı alma
performans
642
standrat density of standard air statik Pito tüpü pitot static tube
havanın 21 C(68 F sıcaklık, 760 mm.HgS statik basınç ölçen pito tüpü;
yoğunluğu basınçta ve % 50 bağıl nemlilikteki
havanın yoğunluğu; standart havanın statik sıcaklık static temperature
yoğunluğu; 0.075 pond/ft3 havanın sadece iç enerjisi nedeniyle olan
sıcaklık; eğer iç enerjinin bir bölümü
starter starter kinetik enerjiye dönüşüyorsa, statik
çalıştırıcı;starter sıcaklık bir miktar düşer.
sustusucu silencer
su vanası water valve susturucu;araçların egzoz borusuna
su vanası; takılan ve egzoz gazı gürültüsünü azaltan
araç;
su yolu offtake
mecra; su yolu; suyun geçiş yolu water defrosting
suyla kar
çözme suyla defrost etme; evaporatör üzerine su
su yumuşatıcı water softener püskürterek yapılan defrost
su yumuşatıcı;sudaki kalsiyum ve
magnezyum iyon derişimini azaltan araç examination of water
suyun denetim
yöntemleri suyun ve atık suyun kalite ve niteliklerini
su yumuşatma water softening belirlemek için kullanılan yöntemler
su yumuşatma; bakınız "water softener"
suyun sertliği hardness of water
su yüzdesi percentage of water suyun sertliği; aliminyum,demir
su yüzdesi; % su miktarı manganez stronsiyum yada çinko gibi
elementleri içersede, temelde suda
su yüzeyi water surface bulunan kalsiyum ve magnezyum
su yüzeyi tuzlarının toplamıdır.geçici yada
karbonat sertliği, toplam sertliğin CO3
sudan mineral water demineralization yada bikarbonat HCO3 iyonları
ayırma sudan mineralleri ve özellikle sertlik tarafından oluşturulan kısmıdır.
yapan mineralleri ayırma; sertlikteki denge karbonat olmayan yada
demineralizasyon sürekli sertlik olarak adlandırılır.buna
neden olan temel maddeler
water to water heat pump sülfatlar,kloritler ve/veya kaliyum
sudan suya ısı
su-su ısı pompası; bir yüzeysel su ve/veya magnezyum nitratlarıdır.
pompası
kaynağını ısı kaynağı ve çukuru olarak
kullanan ve bir su devresini ısıtıan ve suyunu almak dehydrate (verb)
soğutan ısı pompası sistemi suyunu çıkarmak; su kaybet/kurut, suyu
çıkmak.
sulu çamur sludge
çöp; sulu çamur; artık yağ/katı çamur, suyunu almak drying out
lağım deliği çamuru, çamurlu. [kurutmak] kurutmak,kurumak,suyunu almak
sürüm version
(versiyon) sürüm;bir yazılımın yeni sürümlerinden şamandıralı float low pressure valve
her biri alçak basınç evaporatörü sıvı soğutkan dolgulu
vanası soğutma devrelerinin alçak basınç
sürünme creep action tarafına takılan ve beslemeyi kontrol
hareketi sürünme hareketi. sürünerek ilerleme eden valf; alçak taraf şamandıralı valfi
hareketi. sessizce sokulma eylemi.
talimat instruction
talep bedeli demand charge bir çalışmanın ve değerlerinin yada bütün
bir fatura döneminde pik saatlerde işletim değerlerinin belirlendiği ifade. bu
enerjinin maksimum kullanım değeri bağlamda, "instruction" terimi,
üzerinden ödenen bedel. Gerçek tüketim "cornmand" yada "order," gibi bazen
bedelinden farklıdır. kullanılan terimlerden daha iyi bu işlevi
anlatmaktadır.
talep etmek request
içerisinde servis kullanıcısının bazı wide open volume
işlemler talep ettiği bir etkileşimin
tam açılma
hacmi geniş açıklığa sahip mahal
sunumu; ( ISO TR 8509) .
tasarım yükü design load (peak load) taşınabilir portable freestanding heater
(maks.yük) tasarım pik yükü; tasarımdaki maksimum müstakil ısıtıcı taşınabilir müstakil ısıtıcı
yük
taşınabilir portable fire extinguisher
tasarımcı designer taşınabilir yangın söndürücü; yangın
yangın
tasarımcı; bir proje tasarımına katılan söbdürme tüpü
yada gerçekleştiren mühendis söndürücü
tek etkili single acting compressor tek kirişli çatı single rafter roof
kompresör tek etkili kompresör; pistonun ileri ve üstteki, çatı ve alttaki döşemenin aynı
geri hareketinde bir tek emme ve bir tek ahşap kolona bağlandığı ve yalıtımın bu
basma yapan kompresör ahşap kolonlar arasındaki boşluğa
yerleştirildiği bir çatı-arası alt-sınıfı .
tek fazlı single phase
tek fazlı; tek kontrol stand alone controller
edici bir tek kontrol edici;
tek fazlı single phasing
tek faza bağlama; tek fazlı tek kutuplu single pole switch
anahtar tek kutuplu anahtar
tek fazlı electric current single phasing
elektrik akımı tek fazlı elektrik akımı
tek kütleli aerosol, monodisperse
aerosol monodispers(sadece bir moleküler
tek fazlı motor single phase motor kütleye sahip) aerosol
stator üzerinde dik yerleştirilmiş birisi
ana sargı diğeri yardımcı sargı adını alan tek paketli single packaged air conditioning
iki sargı içeren, ve sincap kafes rotorun system
demir tabakalar ile aralarında alüminyum
iklimlendirme
sistemi tamamen bir gövde yada kasa altında
çubuklardan oluştuğu motor sağlanmış bulunan ekipmanları içeren
iklimlendirme sistemi.
tek fazlı starter single phase starter
tek fazlı starter tek sıralı single row
tek sıra; serpantinlerde tek boru sırası
tek kademeli single stage
tek kademeli; soğutmada tek kademeli tek yönde ışık luminous intensity
soğutma bir ışık kaynağının bir yönde yaydığı
şiddeti
aydınlanma şiddeti;birimi
tek kademeli single stage compressor Kandil(candela)
kompresör bir tek sıkıştırma odası olan kompresör
yada birden çok sıkıştırma odasının tek yönlü akım unidirectional flow
birbirine paralel bağlandığı kompresör. tek yönlü akış;
tek kademeli single stage centrifugal pump tek yönlü hava unidirectional jet
merkezcil tek kademeli merkezcil pompa tek yönlü hava jeti
jeti
pompa
tek yönlü ısı heat exchanger, undirectional
tek kademeli single stage compression değiştirici tek yönlü ısı eşanjörü; sadece bir yönde
sıkıştırma tek kademeli sıkıştırma hava geçişine ve bu sırada ısı değişimine
olanak veren ısı eşanjörü
tek kanallı single duct unit
birim tek kanallı iklimlendirme birimi tek yönlü iletim simplex transmission
tek yönde sağlanan iletim
tek kanallı single duct air conditioning plant
tek kanallı iklimlendirme tesisi; hava tek yönlü uniflow compressor
iklimlendirme emme gazının piston içerisinden geçtiği
tesisi hazırlama biriminde koşullandırılan kompresör
havayı bina içerisinde bir tek kanalla kompresör
657
tek zonlu sistem single zone system terminali bir termostatla kontrol edilen ve hava
bir tek HVAC zon’una hizmet veren sıcaklığını istenen değere getirme
HVAC sistemi. olanağına sahip terminal birimi
temiz oda sınıfı classes for clean rooms gazların süpürülüp atılması, (2)bir sulu
temiz oda sınıfları; ISO tarafından ısıtma sisteminden havanın alınması
parçacık büyüklüğüne göre dokuza (3)bir soğutma sisteminden yoğuşmayan
ayrılmış bulunan temiz oda sınıflarından gazların alınmasını sağlayan araç
her biri
temizlenebilir filter, cleanable
temiz tünel clean tunnel fitre temizlenebilir filtre; toza ve kirleticilere
içerisindeki hava filtrelerden sirküle doyduktan sonra temizlenip tekrar
edilerek temizlenen tünel; temiz tünel kullanılan filtre
ısıtma sistemi iki borulu, sıcak sulu ısıtma sistemi; bu tesis (bitki) plant
sistemde radyatif birimler birbirine bitki. dikme, tesis, işletme, fabrika,
paralel yada ters yönde çalışacak biçimde malzemeler, fidan, dikmek, ekmek,
ayrı gidiş ve dönüş borusuna bağlanır; koymak, yeşillendirmek, ağaçlandırmak,
kurmak, dikmek ağaç olmak, kök salmak,
ters dönüşlü reversed return system indirmek,
sistem ters dönüşlü sistem; bakınız "reverse
return heating systems" tesis hizmetleri facility service
[elk,su,gaz] tesis hizmeti
ters eğim counter slope
ters eğim; özellikle tek borulu buhar facility cost
tesis maliyeti
tesisatında, kondensin kazan dairesine tesis maliyeti;life cycle cost işletme ve
akmasını sağlamak üzere verilen ters bakım maliyetleri de dahil olmak üzere
eğim bir ekipmanın tüm hizmet ömrü
içerisindeki maliyeti;
ters etkili reverse acting thermostat
termostat ters etkili termostat; plant cost
tesis maliyeti
tesis maliyeti;
ters flanş counter flange
ters flanş tesis yönetim facility management agreement
anlaşması yönetimin dışarıdaki şirketlere
ters hava reverse air cleaning filters devredildiği binalarda bu iş için yapılmış
temizlemeli geniş hava miktarlarının söz konusu sözleşme
filtreler olduğu yerlerde kullanılan ters hava
akımı çanta filtreleri tesis yönetim facility management system (FMS)
sistemi[FMS] tesis yönetim sistemi
ters kanatlı opposed blade damper
damper ters kanatlı damper facility management contract
tesis yönetim
sözleşmesi yönetimin dışarıdaki şirketlere
ters kovalı inverted bucket steam trap devredildiği binalarda bu iş için yapılmış
kondenstop ters kovalı buhar kapanı(kondenstop) anlaşma
test ekipmanı test equipment (test rig) test simülatörü test simulator
test için kullanılan ekipmanlar; test test simülatörü
ekipmanı
test sistemi test system
test testing adjusting and balancing (TAB) test sistemi; kanallar ve fiting’lerde
etme,ayarlama test ayarlama ve dengeleme işlemi belirlenmiş akış miktarı ölçümü ve bunu
ve dengeleme gerçekleştiren düzenek
düşü(basınç) bir akışkan akışında, statik basınç ( düşü) modülü bir konfor modülünün toplam uzunluğu
ve hız basıncının ( düşü) toplamı. Yada uzunluğu
statik ve hız basınçlarının toplamı.
toplam organik total organic vapours
toplam enerji total energy toplam organik buharlar; hava içerisinde
buharlar
bir cismin toplam enerjisi; potansiyel ve bulunan organik buharlar toplamı
kinetik enerjilerin toplamı
toplam ölçer total gauge pressure
toplam etki cumulative effect toplam basınç; okuma basıncı ile
basıncı
toplam etki; atmosferik basıncın toplamı
toplam genişlik overall width toplam pencere area of all fenestration assemblies
toplam genişlik koşullandırılan mahalleri kapatan bütün
alanı
camlı yüzeyleri (pencereler, aydınlıklar,
toplam güç total power input camlı kayar kapılar gibi) ,çerçeveler,
girdisi toplam güç girdisi pervaz kalınlıkları ve kasa elemanları
gibi toplulukların oluşturduğu alanların
total air flow rate toplamı
toplam hava
debisi toplam(taze hava+sirkülasyon havası)
hava debisi; toplam irradiance, total
radyasyon toplam radyasyon bir yüzeye gelen bütün
total airborne particles dalga boylarındaki radyasyon
toplam hava
iç mahal havasında bulunan parçacıkların enerjisidir.
parçacıkları
toplam sayısı
toplam total irradiance
total air temperature radyasyon bir yüzey üzerine gelen toplam düşey
toplam hava radyasyon
sıcaklığı genellikle havacılıkta kullanılan ve uçak
gövdesine yerleştirilen özel bir duyarga
ile ölçülen sıcaklık toplam sertlik total hardness
toplam sertlik; kalıcı ve geçici sertliklerin
total heat toplamı(su)
toplam ısı
genellikle 32 °F(0°C) olan temel referans
noktasının üzerindeki bir akışkanın sahip toplam sıcaklık temperature, total
olduğu duyulur ve gizli ısı toplamı toplam sıcaklık; adyabatik akış halindeki
bir gazın aniden durdurulduğu andaki
total heat rejection sıcaklık
toplam ısı atımı
bir su soğutmalı kondenserin içerisinden
geçen soğutkandan dış mahalle atılan ısı; toplam sıcaklık accumulated temperature departure
kondenserin toplam yararlı kapasitesi; sapması bir ay içerisinde normalden sapma yapan
sıcaklıkların toplamı
toplam ısı overall thermal transfer value (OTTV)
transferi değeri toplam ısıl transfer değeri toplam soğutma total cooling capacity
kapasitesi bir ekipmanın, duyulur ve gizli ısı
olarak,belirli koşullar altında üzerinden
toplam ısı overall coefficient of heat transfer geçen bir hava akımından, birim
transferi kondük siyon ve konveksiyonla ısı zamanda çıkartabileceği Btu/h (W)
katsayısı transferini ifade eden, zaman biriminde olarak ısı miktarı.
1˚K lik sıcaklık farkı için geçen ısı
miktarı. toplam ısı iletim katsayısı.
toplam soğutma total refrigeration capacity
kapasitesi birim zamandaki enerji birimleriyle ifade
toplam ısıl çıktı total heat output edilen, giren ve çıkan havanın antalpileri
toplam ısı çıktısı;genellikle 32 °F(0°C) arasındaki farkın, soğutkanın birim
olan temel referans noktasının üzerindeki zamandaki kütlesel akışkan miktarı ile
bir akışkanın sahip olduğu duyulur ve çarpımına eşit olan soğutma miktarı.
gizli ısı toplamı
toplam soğutma total-loss refrigerating system
toplam ısıl total thermal emittance soğutma sistemi toplam kayıpları
toplam ısıl yayınım;
sistem kayıpları
yayınma
toplam statik total static pressure loss
toplam ısıtıcı total heater içsel ve dışsal statik basınç kayıplarının
toplam ısıtıcı basınç kaybı
toplamı.
TXV hunting
tünel soğutucu tunnel cooler
kararsızlığı TXV'lerde iğnenin önce tam açık
içerisine malzemenin konveyörle girip
konuma gelmesi ve tekrar kapanması
bir uçtan diğer uca doğru hareket ederken
biçiminde sürekli açma kapama yaparak
soğuduğu soğutucu; tünel soğutucu
gidip gelmesi.
tür type
Tyndall Tyndall lamp
tür;cins;tip; sınıf
lambası iş yerlerindeki tozu görüntülemek için
kullanılan bir ışın demeti
tür (sınıf) kind (type)
sınıf. soy. şekil. tarz. tür. türlü.
U değeri U value
toplam ısı transferi katsayısı; R
türbin turbine faktörünün tersi; the lower the number,
akışkan akımından dönme mekanik gücü sayı küçüldükçe malzemenin ısı
üretmek üzere akışkanenerjili makine; transferine olan direnci artar.
uzun alevli long flame coal bir vanayı her zaman çalışır durumda
kömür uzun alevli kömür tutan çif tbasınç boşaltım elemanlı servis
vanası.
uzun dalga longwave (terrestrial) radiation
kızıl-ötesi yada radyatif ısı üçgen delta connected
boylu
bağlanmış üçgen bağlama
radyasyon
üç yollu three-way
üfleyici fan blower fan
üç yollu; üç geçiş kapısı oolan; üç kapılı
fan; üfleyici fan
bir tanktaki suyun üst seviye sınırı vakum edilmiş evacuated container
kap içerisindeki gaz(hava) vakum edilerek
üste ayarlama topping-up boşaltılmış kap
bir termostat veya kriyostatın üst sınıra
kadar ayarlanması; vakum filtresi vacuum filter
vakum temizleyicilerde kullanılan filtre
üstte dağıtım overhead distribution elemanı
üst yükseklikte yapılan dağıtım
vakum kırıcı vacuum breaker
üstte giden overhead line vakum kesici; bir boru yada sıhhi tesisat
baş üstü düzeyden giden hat; üstten giden aparatındaki vakumu çözen eleman
boru hattı
boru hattı
vakum kırma vacuum breaking (vacuum cracking)
üstten akışlı down flow type central furnace vakum kırma. vakum altındaki bir hacme
merkezi fırın üstten akışlı merkezi fırın gaz (hava) girmesine olanak sağlayarak
basıncın yükseltilmesi
Vacum seti vacuum set, evacuation set vakumla vacuum cooling (vacuum chilling)
üzerinde tankı,vakum pompası ölçme soğutma bir sıvıyı atmosfer basıncının
araçları ve vanaları ile tam bir birim altında(vakum) gaz haline dönüştürerek
halindeki medikal vakum seti yapılan soğutma;
vakum buharlı vacuum steam heating vakumlu depo dewar (vacuum) flask
ısıtma ısıtıcı birimlerdeki sıcaklığın düşük duvarları arasında vakum edilmiş bir
olması gerektiğinde atmosferik basıncın bölüm içeren, bu yolla içerisindeki
altında buharlaşma yapmak için kısmi maddeyi(sıvılaştırılmış gaz) çevresel
vakum ortamında çalışan sistem; sıcaklığın üstünde veya altında saklayan
küçük tank
vakum deposu vacuum receiver
pnömatik çalışan otomatik makinelerde vakumlu tank Dewar vessel
içerisinde vakum bulunan silindir yada duvarları arasında vakum edilmiş bir
kap; bölüm içeren, bu yolla içerisindeki
maddeyi(sıvılaştırılmış gaz) çevresel
vakum vacuum diffusion pump sıcaklığın üstünde veya altında saklayan
difüzyon sadece bir vakum pompasının küçük tank
pompası sağlayabileceği vakum değerlerinden
daha yüksek vakum sağlayan pompa; vakumlu vacuum cleaner
difüzyonlu vakum pompası temizleyici elektrik süpürgesi; vakumla toz emişi
678
web hizmeti web services description language yağ basınç oil pressure gage
açıklamalı dili (WDSL) ölçeri yağ basınç manometresi
web hizmetlerinin yürütülmesinde XML
tabanlı model bilgisayar dili yağ basınç oil slant gauge
ölçeri, eğik eğik borulu yağ basınç manometresi
weber weber (Wb)
fizikte manyetik akı birimi;
yağ besleme oil supply
682
yağ boşaltma oil drain valve (oil purge valve) yağ kolektörü oil collector
vanası yağ boşaltım vanası yağ kolektörü
yağ doldurma oil charge valve yağ yakıt oil burner nozzle
683
brülör memesi yakıt brülörü nozulu; içerisinden havayla üzere tasarlanmış panjur
karışan yağın atomize biçimde geçtiği
delik yağmur sarnıcı cistern (rain water tank)
yağmur suyu sarnıcı
yağ yakıt oil burner
brülörü yakıt brülörü; yakıtı havayla karıştırarak yağmur suyu rainwater
yakan ekipman yağmur; yağmur suyu
yağ yakıtlı oil fired space heating yağmur suyu storm drain
mahal ısıtması yağ yakıtlı mahal ısıtması; sıvı yakıtın binalarda yağmur suyu boşaltım tesisatı
boşaltımı
yanması ile elde edilen ısıyı mahalde
kullanan sistem
yağmur suyu storm water drainage
boşaltma hattı yağmur suyunun boşaltımı;
yağ yakma oil firing
yağ yakma
yağmur şiddeti intensity of rainfall
yağ* dönüş oil return pipe yağmur karakteristiklerinden seçilen bir
yağ dönüş borusu; brülörde yanmayan bölgede bir gün boyunca elde edilen
borusu
fazla yağı sirküle eden boru toplam yağmur miktarı; gözlemler
arasında bir yağmur borusunda(standard
rain gauage) toplanan yağmur derinliği
yağla soğutma oil cooling
yağ soğutma
yağmur şiddeti rainfall intensity
belirli bir yüzey üzerine birim zamanda(1
yağlama lubrication
h) düşen yağmur miktarı( mm olarak
yağlama; makine parçalarının yağlanması
ölçülür)
metresi yakıt debimetresi; yakıt akışını ölçen yaklaşık değer approximate value
debimetre yaklaşık değer
sprey biçimde ,mala, fırça yada elle yangın alarmı fire alarm
uygulandığında ısıya karşı direnç yangın alarmı;
oluşturan yumuşak malzemeler.
yangın ana fire main
yalıtım insulating material borusu yangın söndürme için kullanılan ana su
malzemesi yalıtım özellikleri yeterli olan ve borusu
yalıtımda kullanılan malzeme
yangın dirençli fire retarding (adj)
yalıtım plakası insulating board [malzeme] yangına direnimli malzeme;
plaka halinde olan ve yalıtımda
kullanılan malzeme; mantar veya
yangın hidrantı fire hydrant
poliüretan plaka malzeme
cadde ve sokaklarda belirli aralıklarla
yerleştirilmiş ve itfaiye örgütünün
yalıtım tabakası insulating layer bağlantı yapabileceği yangın suyu
yalıtım tabakası; bir yüzeye uygulanan çıkışları
yalıtım kalınlığındaki tabaka
yangın kapısı fire door
yalıtım, giysi insulation, garment yangın kapısı; yangının diğer bölümlere
çıplak bedenin üzerine bir giysi dağılımını engelleyen ateşe dayanıklı bir
ekleyerek elde edilen duyulur ısı alana açılan ve yangın sırasında çıkış için
direncinin artrırılması. Clo birimi ile tasarlanmış kapı
ifade edilir
yangın noktası fire point
yalıtımın breakdown of insulation bir yakıtın tutuştuktan sonra en az 5
parçalanması yalıtımın bozulması saniye yanmanın sürdüğü sıcaklık
yankılanma reverberation
fire ses kaynağı durdurulduktan sonra kapalı
yangın
alev;yangın bir mahalde devam eden ses.yankılanma.
686
yarı küresel ısı hemispherical thermal emittance yarıklı difüzör slot diffuser
yayınımı yarı küresel ısıl yayınım yarık biçimindeki difüzör
yarım gaz half face respirator yaşam çevrim life cycle assessment
maskesi yüzün yarısını kaplayan gaz maskesi değerlendirmes yaşam çevrim değerlemesi
i
yarı-ömür half life
bir kirleticinin ilk derişiminin yarıya yaşam çevrim life cycle cost
düşmesi için gerekli süre; örneğin maliyeti ekipmanın işletme ve bakım maliyetleri
biyolojik kirletici olan DDT’nin ilk de dahil olmak üzere bütün hizmet ömrü
derişiminin yarısına düşmesi için geçen içerisindeki maliyeti.
zaman 15 yıldır
yaşam çevrimi life cycle
yaş buhar wet vapour yaşam çevrimi;
yaş buhar; doyma sıcaklığında içerisinde
az miktarda sıvı parçacıkları içeren buhar IDLH (see immediately dangerous to
yaşam ve sağlık
için ani tehlike life and health)
yaş duyarga wet bulb NIOSH tarafından belirlenmiş ve kişisel
yaş duyarga; taş termometre duyargası olarak tehlikeli maddelere maruz kalma
sınırı; normalde ppm olarak ifade edilir
yaş kollektör wet collector
yaş-kolektör; havanın yaşama habitable space
kirliliklerden(tozlardan) temizlenmesinde hacmi(bina) bir binada ikamet yada yaşam hacmi;bu
tozların filtre ortamına yapışmasını temel mahal genellikle, yaşama,uyuma yemek
alan yöntem ve pişirme alanlarını içerirken, genellikle
banyo, tuvalet, koridorlar, depolama
yaş termometre wet bulb thermometer alanları ve kilerleri içermez.
havanın yaş termometre sıcaklığını
ölçmekte kullanılan termometre;yaş yaş-kuru wet-dry cooling tower
termometre soğutma kulesi havanın geçişi sırasında bir evaporatif ve
kuru soğutma işlemi uygulanan soğutma
yaş termometre wet bulb depression kulesi
çökmesi aynı mahaldeki yaş ve kuru termometre
sıcaklıkları arasındaki fark; evaporatif yatak bed
soğutma birimine ( ECU) giren havanın yatak; mil yatağı; içerisinde milin
kuru ve yaş termometre sıcaklıkları döndüğü eleman
arasındaki fark;
yatak (mil) bearing
yaş termometre wet bulb depression temperature taşıma; kiriş ve eşik gibi şeylerin
çökmesi difference dayandığı destek; mil yatağı,yatak;bir
sıcaklık farkı aynı mahaldeki yaş ve kuru termometre makina elemanının diğeri üzerinde
sıcaklıkları arasındaki fark; evaporatif döndüğü yada kaydığı makine elemanı,
soğutma birimine ( ECU) giren havanın yatak
kuru ve yaş termometre sıcaklıkları
arasındaki fark bearing ring
yatak bileziği
yatak bileziği
yaş termometre wet bulb globe temperature
küresel sıcaklığı insanlarda sıcaklık,nem ve güneş bed depth
yatak derinliği
radyasyonunun etkisini değerlendirmek yatak derinliği
üzere kullanılan birleşik sıcaklık;yaş
termometre glob sıcaklığı;
yatak desteği bearing, support
ana yataklara destek olması için
yaş termometre wet bulb temperature yerleştirilen destekleme yatağı
sıcaklığı bir termometrenin haznesine ıslak bez
sarılı olarak elde edilen sıcaklık ölçüm
yatak kovanı bushing
değeri.kuru termometre sıcaklığı; sıvı
rakor. yatak. yatak kovanı. zıvana.
yada katı haldeki suyun, buharlaşarak
havayı aynı sıcaklıkta doymuş hale
getirdiği sıcaklık; yatak plakası bed plate
yatak plakası
yaş termometre evaporative equilibrium of a wet bulb
thermometer yatay horizontal
sıcaklığı
sıcaklık algılama duyargasını çevreleyen yatay; ufki
evaporatif
yaş hazne kararlı bir sıcaklığa ulaştığında
dengesi horizontal flue
ortaya çıkan durum; sıcaklık algılama yatay duman
duyargası ve yaş hazne yaklaşık olarak kanalı yatay duman kanalı; yakma cihazı ile
1000 fpm ( 5 m/s) hızındaki havaya baca arasındaki yatay duman kanalı
maruz kaldığında termometreden okunan
değerlerin gerçek yaştermometre yatay düzlemde plan (drawing)
sıcaklığı olduğu kabul edilir resim yatay düzelmede çizilen resim; bir
projenin yatay düzlemdeki gösterimi
yaşam birimi living unit
bir yada daha fazla insan için içerisinde yatay tür horizontal type central furnace
sürekli olarak yaşama, uyuma, beslenme, merkezi fırın yatay tür merkezi fırın
pişirme ve sıhhi tesisat olanakları
bulunan bir yada daha fazla oda içeren
690
yerç ekimsel gravity current yerel hava local mean age of air
akım durgun bir akışkanın üst yada alt akım eskiliği bir mahaldeki havanın ortalama eskiliği;
sınırlarına komşu ve yatay olarak hareket eskimesi
eden, gelen akışkan akımı; akışkan ve
durgun akışkanın yoğunluk farkından yerel hava hızı local air velocity
kaynaklanır. yerel hava hızı; bir mahal içerisindeki
ortalama hava hızı
yerçekimsel gravitational settling
düşme yeterli büyüklüğe sahip toz ve diğer yerel hava local air quality index
kirletici parçacıkların kendi ağırlıkları ile belirli bir yerde hava temizliğini
kalite endeksi
düşerek durulmsı belirlemek üzere EPA tarafından başlıca
beş kirletici madde( ozon
yerçekimsel gravity settling device düzeyi,parçacık,karbon monoksit, kükürt
düşürme aracı akışkanın hızını yavaşlataran dioksit ve azot dioksit) düzeyini ifade
sürüklenme etkisini azaltan ve eden endeks
parçacıkların kendi ağırlıklarıyla
çökmesini sağlayan araç yerel hava local air temperature
sıcaklığı yerel yada bölgesel hava sıcaklığı
yerdeğiştirme displacement flow, actual
akımı, gerçek gerçek yer değiştirme hava miktarı
yerel local ventilation
havalandırma yerel havalandırma; genel
yerdeğiştirme displacement flow, ideal havalandırmanın tersine belirli bir
akımı, ideal ideal yer değiştirme hava miktarı ve akışı bölgeyi konu alan havalandırma
yıllık yakıt annual fuel utilization efficiency yoğuşma(soğuk condensation (on cool surface)
kullanım verimi (AFUE) yüzeyde) sıcaklığı mahal havasının çiğ noktası
konut tipi bir kazan yada hava fırınının sıcaklığından düşük olan evaporatör
mevsimsel yada yıllık temelde yüzeylerinde oluşan yoğuşum suyu
verimliliğinin ölçüsü;
yoğuşmak condense
yıpranmış damaged goods yoğuşmak; buhar halinden sıvı hale
mallar zarar görmüş mallar; yıpranmış mallar geçmek; buhar tesisatında yoğuşum suyu
yoğunluk density
yoğuşturma condensing unit
(1) bir maddenin birim hacminin kütlesi;
birimi güç tahrikli kompresörler, kondenserler,
maddenin kütlesinin hacmine oranı kütle
sıvı depoları ( gerektiğinde) ve diğer
yerine ağırlık kullanıldığında maddenin
695
yönsel beslemeli directional supply air term.device lehimleme dolgu metalinin ergime sıcaklığının
hava terminal yönsel besleme havası terminal cihazı 800°F (450°c)’den düşük olduğu sıcak
aracı birleştirme
yukarı doğru upright bucket steam trap (open-top yumuşatma softening installation
kovalı bucket trap) tesisatı su yumuşatma tesisatı
kondenstop giriş ve çıkış ağızları arasında 6,89 kPa
basınç farkı ile çalışabilen,aralıklı yumuşatma softening plant
boşaltma yapan, çıkış ağzı yukarıda, su yumuşatma tesisi
küçük bir şamandıra ile çalışan
tesisi
kondenstop türü.
yumuşatmak soften
yumuşatmak
yukarıda overhead crane
çalışan kreyn yukarıda çalışan kreyn
yuüksek refractoriness
sıcaklığa karşı yüksek sıcaklığa karşı dayanımını
yukarıda overhead cable koruyabilirlik
başsüstü düzeyde döşenmiş kablo dayanbilirlik
döşenmiş kablo
yuvarlak dirsek smooth bend
yumuşak bakır soft copper geniş yuvarlak dirsek
yumuşak bakır;
yük load
yumuşak bakır soft copper tube çekilmesi gereken ısı miktarı olarak bir
boru yumuşak bakır boru soğutma sistemi üzerine yansıtılan birim
zamandaki ısı miktarı; enerji emen cihaz.
yumuşak demir malleable iron
işlenebilir,yumuşak demir yük çıkartımı load shedding
pik dönem talebini düşürmek için
yumuşak demir malleable iron pipe yüklerin devreden çıkartılması
boru yumuşak demir boru
yük değişimi load variation
yumuşak demir malleable iron clip soğutma veya iklimlendirme sistemle-
yumuşak demir boru kelepçesi rinde yükün çeşitli etkenlere bağlı olarak
kelepçe zaman içerisinde değişmesi.yük değişimi.
güvenlik yüksek basınç güvenlik kesicisi; yüksek pompa yüksek basınç pompası; yüksek basınçlı
kesicisi basınç otomatiği; ayar basıncına pompa
ulaşıldığında sistemi durduran güvenlik
elemanı yüksek basınçlı high pressure radiator
radyatör yüksek basınçlı radyatör; kaynar su
yüksek basınç high pressure control tesisatında kullanılan ısıtma birimi
kontrolü soğutma sistemlerinde kompresör basma
basıncının kontrolü yüksek basınçlı high pressure sluice valve
savak vanası yüksek basınç savak vanası
yüksek basınç high pressure regulator
regülatörü yüksek basınç regülatörü
yüksek basınçlı high pressure hot water
sıcak su yüksek basınçlı sıcak su;
yüksek basınç high pressure packing
salmastrası yüksek basınç salmastrası; yüksek basınç
yüksek basınçlı high pressure hot water heating system
sızdırmazlık elemanı
sıcak sulu yüksek basınçlı sıcak su(kaynar su)
ısıtma sistemi ısıtma sistemi
yüksek basınç high pressure float valve (high side
şamandıralı float valve)
sıvı dolgulu evaporatörlerde yüksek basma high discharge temperature cut-out
vaanası yüksek basma sıcaklığı kesicisi; soğutma
evaporatördeki sıvı seviyesini kontrol sıcaklığı kesicisi
eden yüksek basınç tarafı şamandıralı sisteminde yüksek basınç kesicisi
valf
yüksek debili reflux valve
yüksek basınç high pressure side vana büyük miktarda akış sağlayan,basınç
tarafı yüksek basınç tarafı; soğutma düşümleri az ve hızlı tepki veren b ir tür
devrelerinden kompresör çıkışından vana
ekspansiyon elemanının girişine kadar
olan bölüm yüksek döşeme floor temperature dissatisfaction risk
sıcaklığı riski döşemeden ısıtma sistemlerinde, döşeme
yüksek basınçlı high pressure burner sıcaklığının yükselerek rahatsızlık
brülör 4-10 atm basıncında çalışan yüksek vermesi riski
basınçlı brülör
yüksek basınçlı high pressure steam yüksek high intensity discharge (HID) lamp
buhar yüksek basınçlı buhar frekanslı elektriksel arkın, cıva yada sodyum gibi
boşaltım bir metal buharı içerisinden boşaldığında
ışık veren elektriksel boşaltımlı bir
yüksek basınçlı high pressure steam rate lambası
lamba.
buhar debisi yüksek basınçlı buharın birim zamandaki
akış miktarı; yüksek basınçlı buhar debisi
yüksek high frequency thawing
frekanslı yüksek frekanslı akımla buz ergitme;
yüksek basınçlı high pressure gas kalın buz tabakalarının kısa sürede
yüksek basınçlı gaz; soğutma ergitme
gaz ergitilmesi için kullanılır
sistemlerinde kompresörden çıkan ve
basma hattında bulunan gaz
yüksek gerilim high tension
yüksek gerilim; yüksek gerilme
yüksek basınçlı high pressure gas burner
gaz brülörü yüksek basınçlı doğal gaz brülörü
yüksek intrinsically safe
güvenlik düzeyi yüksek güvenlik düzeyinde
yüksek basınçlı high pressure ventilation
havalandırma yüksek basınçlı havalandırma
yüksek hızlı fan high velocity fan
yüksek hızlı fan
yüksek basınçlı high pressure heating
ısıtma yüksek basınçlı ısıtma; yüksek hızlı high velocity air conditioning
iklimlendirme yüksek hızlı iklimlendirme
yüksek basınçlı high pressure induction unit
indüksiyon yüksek basınçlı indüksiyon birimi high velocity plant
yüksek hızlı
birimi tesis yüksek hızlı tesis
yüksek high vacuum thermal insulation yüksüz kalkış load free start
vakumlu ısıl yüksek vakumlu ısıl yalıtım soğutma sistemlerinde kompresörün
yalıtım yüksüz çalıştırılması; yüksüz kalkış;
büyük kompresörlerde basma ve emme
high efficiency filter hatları arasında bir bypass hattı yapılarak,
yüksek verimli kalkışta basma gazı emme hattına verilir,
filtre yüksek verimli filtre; belirli bir
büyüklükteki parçacıkları tutma verimi
yüksek olan filtre yüksüz kalkış no load start (unloaded start)
yüksüz kalkış; bir soğutma
high low control kompresörünün yüksüz kalkışı
yüksek-alçak
kontrolü alçak ve yüksek değerlere göre bir
devreyi durduran ve çalıştıran kontrol yüksüz koşul no load condition
biçimi yüksüz koşul; soğutmada kompresörün
kalkıştaki yüksüz koşulu
yüksekliği fazla high rise cold store
yüksek bina soğuk deposu; çok katlı(çok yükümlülük without obligation
soğuk depo
odalı) soğuk depo olmaksızın yükümlülük olmaksızın;
yükselen boru rising pipe yüz hava hızı face air velocity
yatayda giderek yükselen boru bir davlumbaz yüzünde genellikle
feet/min( fpm) yada metre/saniye ( m/s)
yükselti altitude olarak ölçülen davlumbaz yüzüne dik
yükseklik, yükselti, irtifa olarak hareket eden havanın hızı;
yükselti ölçer altitude gauge (water) yüz hava hızı face air velocity (frontal velocity)
tanklarda, sabit borularda, depolarda ve [önden] bir kanalın ön yüz hızı
ısıtma sistemlerindeki su yüksekliğini
ölçen araç
yüz hızı face velocity
bir davlumbaz yüzünde genellikle
yükseltici amplifier feet/min ( fpm) yada metre/saniye( m/s)
bir işaretin güç,gerilim, ve/veya akım olarak ölçülen davlumbaz yüzüne dik
düzeyini yükseltmekte kullanılan, bir
700
olarak hareket eden havanın hızı; bir filtre yüzeyinin test tozu ile
yüklenmesi;
yüz hızı face velocity
yüzey hızı; bir serpantinin veya bir kanal yüzeysel nem surface dehumidifier
kesitinin ortasındaki hız alıcı yüzeysel nem alıcı; yüzeyden nem alma
yüzey filmi ısıl surface-film thermal conductance zaman eşitliği equation of time
iletkenliği yüzey film iletkenliği gerçek güneş zamanı ile yerel zaman
arasındaki dünyanın güneş çevresindeki
surface filtration dönüşünden kaynaklanan fark.
yüzey
filtrasyonu tutma verimi düşük,filtre yüzeyinde
gözeneklerden büyük parçacıkların zaman kaydı time stamp
tutulduğu filtrasyon biçimi bir olay yada çalışmayla birlikte
kaydedilmiş olan tarih ve zaman.
yüzey gerilimi surface tension
yüzey gerilimi zaman
ortalaması averaging time
surface coefficient bir fiziksel büyüklüğün ortalama
yüzey katsayısı
Bakınız “combined radiative” ve değerinin bulunması için yapılan
“convective surface coefficient”. ölçmelerin kapsadığı zamansal aralık
zamanlanmış timed controls zengin likör strong liquor (rich liquor; strong
kontroller zamanlanmış kontroller solution)
uçucu olmayan sıvı ve katı maddelerden
zamansal time delay oluşan koyu sıvı kıvamında karışım; pis
bir işaretin (sinyal) bir noktada su
gecikme
sergilenmesi ile bu işaretin bir başka
noktada sergilenmesi yada bulunması zenginleştirme enrichment
arasındaki zaman aralığı. pis su akıntılarından veya zirai akıntı
sularından gelen besinlerin( fosfor, azot
zamansal time lag ve karbonlu bileşikler) yüzey sularına
zamansal gecikme; bir duyarganın ısı katılımı ile bu sulardaki derişimin
sarkma
karşısında tepki gecikmesi artması;
zon zone
bina içerisinde, ısıtma,soğutma yada
aydınlatma gereksinimlerinden her hangi
bileşiminin, bir tek kontrol aracı ile
kontrol edilebilecek kadar benzer olduğu
mahal yada mahal grupları;
zonlama zoning
binaları yada bina gruplarını ayrı
kontrollerle aynı anda farklı koşulların
korunabileceği bölümlere ayırma; ısıtma
ve soğutma kontrolü için bir mahalli
küçük bölümlere ayırma.
zorunlu mandatory
zorunlu. mecburi.