Вы находитесь на странице: 1из 5

CERRAHILER

ma 997'de Remle'yi geri almak isteyen ra Fatımiler'in duruma hakim olmasına VIII. (XIV.) yüzyıl sonlarına kadar varlık­
Müferric'e hücum ederek onu Tay dağ­ kadar bölgede karışıklıklar ve yağmalar larını sürdürdüler. Bunların meşhur si-
larına çekilmek zorunda bıraktı. Fakat devam etti. Müferric'in oğlu Hassan da- maları şunlardır: Emirü'l-Arab Mani' b.
daha sonra Müferric'i affedip kendisini ha çok barıştan yanaydı. 1016 yılında Fa- Hadise (ö 630/ ı233). Sultanü'l-Arab fsa
yeniden Remle'ye vali tayin ettiler. Bu- tımiler'in Halep'i kuşatmasında onlara b. Mühenna b. Mani' (ö . 683 / ı284), Ah-
na rağmen Müferric Fatımiler'in zayıf yardımcı oldu. Fakat bu barış uzun sür- med b. Hicci b. Yezid (ö . 680/ 128J'den
bir anını yakalamak için fı rsat konuyor- medi. Hassan 411 (1020-21) tarihinde sonra). Mühenna b. fsa (ö. 735 / ı335),
du. Fatımi halifesi. Müferric'in oğulları Fatımiler·e isyan edip Suriye'nin güne- Hıyar b. Mühenna (ö 776/ ı374l ve Mu-
Ali, Hassan ve Mahmüd'u 1005 - 1006 yıl­ yindeki büyük bir sahayı istila etti. Kilab hammed b. Nuayr b: Hıyar (ö 808/ı405).
ları arasında Kahire'de karşılamış, onlar ve Kelb kabileleriyle anlaşarak Suriye'yi BİBLİYOGRAFYA:
da Fatımi halifesi için 16.000 asker top- aralarında paylaştılar. Filistin ve çevresi İbn Miskeveyh, Tecaribü'l-ümem, Kahire 1914,
ladıktan sonra Mısır' da Fatımi varlığını Hassan b. Müferric'e, Dımaşk ve çevresi V, 366 vd.; İbnü'I-Kalanisi. Tarf!Ju Dımaşlf: (Zek-
tehdit eden ve Emevi Halifesi Hişam b. Sinan el-Kelbi'ye, Halep ve çevresi de Sa- kar), s. 5, 6, 34, 39,40-47,50-54,56, 118·119;
Abdülmelik'in soyundan gelen Ebü Rik- lih b. Mirdas el- Kilabi'ye verildi. İbnü'I-Cevzf, el-Muntazam, VI, 228; İbnü'I-Esfr,
el-Kamil, VIII, 614 vd.; IX, 6 vd.; X, 68; İbnü'I­
ve el-Velid'in ortadan kaldırılması konu- Kaynaklar bu anlaşmanın Fatımiler'in Adfm, Bugyetü'qa.leb (Beyrut Amerikan Üni-
sunda kendisine yardımcı olmuşlardır. sonu demek olduğunu kaydetmektedir- versitesi Ktp .). IV, 128·129; İbn Fazlullah ei-
Ancak bu dostluk da uzun süre devam ler. Daha sonra bu üç müttefik Bizans Ömerf. Mesalikü 'l·ebşar, Süleymaniye Ktp., lll.
Ahmed, nr. 797, lll, 27 vd.; a.e. (nşr. Muham-
etmedi. Halife Kudüs'teki Kıyame Kili- imparatoru ll. Basileios ile görüşüp Fatı­
med b. Ali b. Hasan). Beyrut 1975, s. 106 vd.;
sesi'nin yıkılmasını emrettiğinde Müfer- miler' e ka rşı ondan yardım istediler. An- Kalkaşendf. Subhu 'l-a.'şa, VII, 186; Makrizi,
ric hıristiyanların desteğini sağlamak cak Bizans'la Fatımiler arasındaki dost- itti 'tifü'l-hu~efa' (nşr. Cemaleddin eş-Şeyyal).
için kilise binasının yeniden yapılmasına luk bağları Bizans'ın bu teklifi kabul et- Kahire 1967, s. 252; İbnü'I-Furat, Tarif] (Rabat
yardım ettiği gibi Hassan da babası. iki Ktp.). VI , 119; Zambaur. Manuel, s. 102; Deva-
mesine engel oldu. Fakat bu ittifak uzun
dari, ed-Dürretü'l-mw;tr'e, Kahire 1961, s. 123
kardeşi ve amcası öldürülünce Fatımi sürmedi ve Sinan b. Uleyyan el-Kelbi'nin vd.; Mustafa Muract ed-Debbağ, Biladüna Fi·
halifesinden korkup kaçan vezir Ebü'l- 1028 yılında ölümünden sonra bozuldu. lis!fn, Arnman 1384-96/1965-76, IV, 392 -395;
Kasım Hüseyin b. Ali el- Mağribi'yi hi- Mustafa ei-Hıyari, el-imaretü't- Ta' iyye, Um-
Kelb kabilesinin yeni emiri Fatımi Hali-
maye etmiştir. Fatımi halifesi daha son- fesi Zahir ile birleşti, Hassan ve bera- man 1981, s. 41 vd .; Ali Sevim, Suriye ue Filis·
ra hediyeler göndererek Hassan'ın gön- tin Selçukluları Tarihi, Ankara 1983, s. 64-65.
berindekiler ise Bizans hakimiyetindeki
lünü almış ve Suriye orduları kumanda-
topraklara kaçtılar ve 1031 ' deki Efami- Iii MuHAMMED AımÜLKADİR HuREYSAT
nı ve Dımaşk Valisi Yarüh'a karşı ondan
ye kuşatmasında onlara katıldılar.
yardım istemiş, o da bu isteği kabul et-
Cerrahiler Remle'ye ancak Fatımı Emi- CERRAHiYYE
mişti r.
ri Anuş Tegin ed-Dizberi'nin 1041'de ("::>-\.r.-)
Ebü'l- Kasım Hüseyin b. Ali. Cerrahi-
ölümünden sonra dönebildiler. O sırada Halvetiyye- Ramazaniyye tarikatının
ter\ Fatımiler'e karşı Ebü'l-Fütüh el-MQ-
Suriye'de karışıklıklar hüküm sürüyor- Nilreddin Cerrahi'ye
sevi adıyla tanınan Mekke Emiri Şerif
Hasan b. Ca'fer el-Alevi'ye biat etmeye du. Hassan b. Müferric et-Tai Remle'ye (ö. 1133/1 721)
döndü ve Filistin'i istila etti. nisbet edilen blı kolu.
teşvi k etti. Ebü'l-Fütt1h Eylül 1012'de L .J
Remle'ye geldi ve emirlik binasına indi. Bu tarihten sonra kaynaklarda Cer-
Cuma günü emir. at üzerinde Müferric, rahiler hakkında bilgi bulunmamakta- Nilreddin Cerrahi'nin tarikat silsilesi,
oğulları ve Tay kabilesinin diğer emirle- dır. Ancak yıllar sonra Hassan'ın yeğen­ şeyhi Alaeddin Ali Köstendili (ö. ı ı43 /
ri de yaya olarak mescide kadar gitti- Ieri Humeyd b. Mahmud ile Hazim b. Ali ı 730- 31). Ali Lofçavi, Debbağ Ali Rümi,
ler. Biat merasimi orada tamamlandı Kahire'de yakalanıp hapsedilmiştir. Cer- Mestçizade İbrahim Rumi, Mestçi Ali Ru-
ve Mekke emirine Raşid - Lidinillah laka- rahiler'in emirliği uzun süre devam et- mi vasıtasıyla Ramazaniyye'nin kurucusu
bı verilerek adına para bastırıldı . medi. Zira bulundukları bölge 1071'de Şeyh Ramazan Mahfi'ye (ö ı025 / ı6ı6),

Fatımi halifesi bu durumdan son de- Selçuklu Emiri Atsız b. Uvak'ın idaresi- daha sonra Muhyiddin Karahisari, Ka-
rece rahatsız oldu. Fakat Cerrahiler'in ne geçti. sım Çelebi ve izzeddin Ali Karamani ile
soyguncu. kaypak ve saldırgan oldukla- İlk Tai Emirliği ortadan kaldırıldıktan Halvetiyye'nin dört ana kolundan biri
rını bildiği için ona göre davranınayı ve sonra VI. (XII.) yüzyılda Müferric'in ah- olan Ahmediyye'nin kurucusu Yiğitbaşı
onları para ile kazanma yollarını aramayı fadından Fazi b. Rebi'a, Şerat ve Belka Ahmed Şemseddin'e (ö 910/ ı504) ulaşır.
tercih etti. Bu şekilde Müferric'in oğul ­ bölgesinde yeni bir sütale tesis etti. Zü- Tarikatın kurucusunun sahabeden Ebu
larından Mahmud ve Ali 'ye SO'şer bin beyd, Kelb, Mezhic ve Hüzeyl gibi bazı Ubeyde b. Cerrah neslinden geldiği ve-
dinar ve çeşitli hediyeler vererek onla- kabileler de ona katıldı. Kaynaklar Al-i ya İstanbul'un Cerrahpaşa semtinde doğ­
rın yeni halifeyi desteklemesine engel Rebia'nın Haçlı seferleri sırasında milis duğu için "Cerrahi" nisbesini aldığı ve
oldu. Fatımi halifesi Hassan'a da çeşitli kuwetleri veya nizarnı ordular halinde tarikatına da Cerrahiyye denildiği şeklin­
yerleri ikta • etti. Halife Hakim- Biemril- müslüman hükümdarların emrinde sa- deki rivayetlerden ikincisinin doğru ol-
lah 1013 yılında Cerrahiler'i tehdide baş­ vaştıklarını kaydederler. duğu kabul edilir.
ladı. Aynı yıl Müferric ölünce Ali ile Mah- SOl'de (11 07 -1108) Suriye'ye gelerek Nilreddin Cerrahi hilafet aldıktan sonra
mud Fatımiler'e itaat arzettiler. Hassan Selçuklular'ın hizmetine giren Fazı b. Re- istanbul Karagümrük'te Canfeda Hatun
da annesini halifenin kız kardeşi Sittül- bla kaypak davranışları yüzünden Atabeg Camii'nin yanında ·Bakkal İsmail Efendi
mülk'e gönderip af diledi; halife Filistin'i Tuğtegin tarafından Dımaşk'tan uzak- adlı bir kişi tarafından kendisi için yap-
ona ikta etti. Müferric'in ölümünden son- laştırıldı . Fazi'ın soyundan gelen emirler tırılan konakta bir süre ibadet ve irşad-

416
CERRAHiYYE

la meşgul olmuş, daha sonra aynı yerde kadar Cerrahiyye'nin elinde bulunduğu Yağcızade ve Arif Dede. Eyüp Otakçılar'­
lll. Ahmed'in inşa ettirdiği dergaha ta- bilinmektedir. da Şeyh Ali Efendi, Bahçekapı'da Yıldız
şınarak tarikat faaliyetlerini burada sür- XVIII. yüzyılın ilk yarısında , istanbul'- Dede ve Nuruosmaniye'de Çaytakzade
dürmüştür (Hüseyin Vassaf, V, 42). da Karagümrük'teki NOreddin Cerrahi tekketeri dir.
Dergahın açıldığı 111 s (1703) yılı, ta- Asitanesi'nin yanı sıra Şeyh Sertarikza- S. Anderson. 1921 'de istanbul'da on
rikatın kuruluş tarihi olarak kabul edi- de Mehmed Emin, Fatih Kumrulu Mes- Cerrahi tekkesi bulunduğundan söz eder.
lebilir. Cerrahiyye bu tarihten itibaren cid civarında ve Eyüp Nişancılar'da Ser- Tekke ve zaviyelerin kapatıldığı 1925 yı ­
Nüreddin Cerrahi ile istanbul ve dışında tarikzade adıyla bilinen tekkeleri, Şeyh lında yalnız beş Cerrahi tekkesinin fa-
faaliyet gösteren halifeleri tarafından İğci Mehmed Hüsameddin de Fatih Ot- aliyette olduğu görülmektedir. Bunlar
yayılmaya başlamıştır. Tarikatın Nured- lukçu Yokuşu'nda Hacegi Mescidi Tek- Cerrahi Asitanesi, her iki Sertarikzade,
din Cerrahi'den başlayarak biri Serta- kesi'ni kurmuştur. Bu sonuncusuna İğci İğci Mehmed Hüsameddin ve Karagöz
rikzade Mehmed Emin Efendi (ö I I 73 / (İplikçi) Mehmed Hüsameddin Tekkesi tekkeleridir.
I 759-60) ile devam edip Muhzırzade Ali de denilmektedir. Bunlara aynı yüzyılın Cumhuriyet devrinin güç şartları al-
Ziyaeddin'e (ö I335 / I9I7) kadar geldi- ikinci yarısında on tekke daha ilave edi- tında Cerrahi Asitanesi'nin dışındaki tek-
ği tesbit edilen, diğeri İğci Mehmed Hü- lerek tekke sayısı on dörde yükselmiştir. keler faaliyetlerini sürdürememişlerdir.
sameddin (ö. I I69 / I755). Abdurrahman Bunlardan. önce Rumelihisarı'ndaki Dur- Nüreddin Cerrahi'nin Halvetiyye'nin adab
Hilmi (ö I 2 I 51 I 800). Mehmed Arif De- muş Dede Tekkesi Sertarikzade'nin ha- ve erkanına getirdiği yenilikler kendisin -
de (ö. 1238/ I82 3), Abdülaziz Zihni (ö lifelerinden Şeyh Mehmed Sadık'ın (ö . den sonraki şeyhler tarafından gelişti­
I270/ I854), Mehmed Rızaeddin Yaşar ı 176/ ı 762-63) eline geçmiş, Şeyh Halil Ni- rilmiş, bu durum Cerrahiyye'nin tasav-
(ö 1331 / 1913), İbrahim Fahreddin (!Eren- zami Efendi ile (ö ı 1891 ı 775) ordu şey­ vuf gelenekleri açısından son derece zen-
den!. ö. 1966) ve onun halifeleri Muzaf- hi Hafız Mustafa Efendi (ö 1209/ 1794) gin bir tarikat olmasını sağlamıştır.
fer Ozak (ö. 1985) ile Sefer Dal vasıtasıy­ kendi adlarıyla anılan birer dergah aç- NOreddin Cerrahi Mürşid-i Dervişfın
la günümüze ulaşan iki silsilesi vardır. mışlardır. Yine Sertarikzade'nin halife- adlı risalesinde, şeyhin biat etmek iste-
Şeyh Sertarikzade Emin Efendi, Cer- lerinden Şeyh İbrahim Efendi (ö 11941 yen kişinin halini "ilham-ı ilahi" yoluy-
rahiyye'nin özellikle istanbul'da yayıl­ 1780) Eyüp'teki Tamışvar Tekkesi post- la bildiğini söylerken son dönemde is-
masında önemli rol oynamış ve bu se- nişini olmuştur. Şeyh Yahya Moravi'nin tihareye başvurulmuştur. Tarikata inti-
beple kendisine "pir-i sani" denilmiştir. halifesi Zerdecizade Hüseyin Efendi (ö . sap etmek isteyen kişi bir Cerrahi der-
Nüreddin Cerrahi'nin diğer halifesi Şeyh 1201 1 1786-87) Silivrikapı'daki Karagöz vişi vasıtasıyla durumu sertarik veya aş­
Yahya Moravi (ö. 1184/ 1770) memur ola- Tekkesi'ne şeyh olmuş , bunlara ilaveten çıya söyler, o da şeyhe bildirir. Biat sı­
rak gittiği Mora· da tarikatı yaymıştır. Üsküdar'da Şeyh Hafız İsmail ile Feyzul- rasında şeyh efendi tevhidhanede der-
Şeyh Yahya Moravi'nin hckegan *dan ol- lah Efendi tekketeri Cerrahiler'e intikal viş adayına tarikatta ilgili tavsiyelerde
ması ve devlet ricalini iyi tanıması tari- etmiştir. Bunlardan ilki 1820'ye, ikinci- bulunduktan sonra biat gülbangi çekilir.
katın itibarını arttırmış ve büyük mik- si 18SO'Iere kadar Cerrahiler'de kalmış­ NOreddin Cerrahi'nin tertip ettiği "vird-i
tarda maddi yardımla r yapılmasına yol tır. Feyzullah Efendi Tekkesi bu tarih- kebir" okunur; ardından cemaatle sabah
açmıştır. Mesela Cerrahi kaynaklarında, ten sonra Şabaniyye'ye geçmiştir. Ayrı­ namazı kılınır ve zikir halkası teşkil edi-
lll. Mustafa döneminde (1757-1774) sad- ca kısa bir müddet Cerrahiler'in elinde lir. Sonraki dönemlerde biat merasimi
razam olan Muhsinzade Mehmed Paşa'­ kaldıktan sonra şeyhlerinin ölümü veya herhangi bir vakitte yapılmaya başlan­
nın Cerrahi dervişi olduğu ve Nüreddin başka tekke postnişinliğine tayinleriy- mıştır. Zikirden sonra diğer dervişler tev-
Cerrahi'nin hal tercümesini kaleme aldı­ le diğer tarikatiara geçen birkaç tekke hidhaneden dışarı çıkarlar. Meydancı de-
ğı iftiharla anlatılmaktadır. Cerrahi şeyh­ daha mevcuttur. Bunlardan Yavuzselim'- de adayı şeyh i n huzuruna götürür. Şeyh
leri daha sonraki dönemlerde de devlet deki Saçlı Mustafa Efendi Tekkesi, NO- efendi üç defa istiğfar ettirip "amen-
ricaliyle ilişkilerini devam ettirmişlerdir. reddin Cerrahi'nin halifelerinden Şeyh tü"yü okuttuktan sonra kendisi de töv-
Nitekim yine Cerrahi kaynaklarında, ll. Süleyman Veliyyüddin'in müridi Şeyh Saç- be ve biatla ilgili ayetleri okur ve dua
Mahmud· un Rumelihisarı' ndaki Kara- lı Mustafa (ö ı ı 73 / 1759-60) tarafından eder. Sabah namazının sünnetiyle farzı
baş Tekkesi postnişini, "Çöp Atlamaz" la- kurulmuş, onun vefatından sonra Rifa- arasında otuz üç defa İhlas süresini oku-
kabıyla tanınan Şeyh Mehmed Atıf'a (ö. iyye'ye geçmiştir. Diğer tekkeler. Şehza­ masını. ikindi namazından sonra otuz üç
1251 1 1835) büyük saygı gösterdiği söy- debaşı'ndaki Şeyh Helvai ile Topkapı'da­ defa salatü selam getirmesini, akşam
lenmektedir. ki Hariri Mehmed Efendi tekkeleridir. namazından sonra yine otuz üç defa "es-
XVIII. yüzyıldan zamanımıza kadar Cer- Şeyh Helvai Tekkesi Cerrahiyye şeyhi tağfirullah " demesini, her namazdan son-
rahiyye tarikatına ait olduğu bilinen yir- Mustafa Bedestani'nin (ö 1208/ 1793-94) ra kelime -i tevhidi 100 defa zikretme-
mi dokuz tekkeden yirmi dördü istan- uhdesinde iken vefatı üzerine Rifaiyye'ye, sini ve gördüğü her rüyayı kendisine an-
bul'da bulunmaktaydı. Nüreddin Cerra- Hariri Mehmed Efendi Tekkesi ise şey­ latmasını söyler. Tarikata intisap .eden
hi'nin halifelerinden Şeyh Ziyaeddin Meh- hi Mehmed Efendi'nin ölümüyle (!218 / salike törenle devetüyü renginde arakıy­
med Çelebi'nin Edirne'de, Tekirdağlı Şeyh 1803) Sinaniyye'ye intikal etmiştir. ye giydirilir. Bundan sonra derviş şeyhi­
Mustafa'nın Tekirdağ'da ve Musullu Şeyh XIX. yüzyılda Fatih'teki Nişancı, Seyyid nin tavsiyesi üzere İhlas, salavat ve is-
Seyyid Yunus'un Musul'da açtıkları tek- Vilayet ve Hamzazade tekkeleriyle Kü- tiğfarı tamamlayıncaya kadar zikre de-
keler, kurucularının ölümünden sonra çükmustafapaşa'daki Sirkeci Dede Tek- vam eder. Daha sonra esma zikrine baş­
başka tarikatların eline geçmiştir. Yah- kesi kısa bir zaman için Cerrahiyye'ye lar. Şeyh efendinin belirlediği süre için-
ya Moravi'nin Mora'da bulunduğu sıra­ geçmiştir. Bandırmalızade bunlara ila- de esrna-i seb'ayı (la ilahe illallah, Allah,
da Anabolu (Nauplia) ve Tripolis'te açtığı veten beş tekkeyi daha Cerrahi tekke- hü, Hak, hay, kayyüm. kahhar) sırasıyla
iki tekkeden sonuncusunun 1820-1821'e teri arasında sayar. Bunlar Üsküdar'da zikredip sütükünü tamamlar. Son isim-

417
CERRAHiYYE

life taç ve hırka giydirmeye ve esmayı


tek mil ettirmeye yetkilidir.
Tarikat esasları adab (diz üstü otu r-
ma k, s ır sakl amak, şey h huzurunda az ko-
nuş m ak . şey h i naza rdan ç ıka rma mak. şeyh
ne verirse kabul etmek, mahlükata hor ba k-
cerrahivve tarikatının kurucusu Nüreddin cerrahi adına ma mak). ahkam (meveddet, sehavet, ya-
düzenlenen bir levha INüceddin C ena h iTekkesı · Kocogümcilk / kin, s ab ı r , tevekkül , tefekkür). bina (tövbe,
i;ıanbu tı tes lim. zühd , kan aat. takva). ahbab (ihsan ,
zikir. terk. havf, reca) denilen dört bölü-
me ayrılır.
Cerrahiyye Ehl-i sünnet inançlarına Cerrahiyye tar i ka tın ı n kurucusu Nüreddin Cerrahi'nin ken-
çok sıkı şekilde bağlı bir tarikattır. Ni- di a d ı yl a a n ıl a n tekkedeki sa ndu ka s ı
de görülen zuhürat ile dervişe taç ve hır­ tekim Nüreddin Cerrahi halifelerine bu
ka "tekbir edilir". Böylece bazan yıllarca hususta sıkı talimat vermiş, bu maksat-
devam eden zikir ameliyesinden sonra la Birgivf'nin Vasiyetnam e'sini özellikle
sülükünü tamamlayan derviş halife olur. okuyup akutmalarını emretmiştir.
Dervişin bu esrnalara devam ederken _Cerrahiyye tarikatında halvet esasen ler meydanı'' denilen kurul manevi işler­
okuması gereken bazı dualar vardır. Bun- kırk gün olmakla beraber sonraki dö- den. bunlara zakirbaşı, imam. meydancı
ların en önemlisi Nüreddin Cerrahi'nin nemler de yirmi sekiz. on sekiz. yedi ve ve türbedarın katılmasıyla oluşan "yedi-
tertip ettiği " evrad-ı saglr"dir. son olarak üç güne kadar indirilmiştir. ler meydanı'' adlı kurul idari işlerden so-
Halife olan kişi esrna-i seb'aya Nured- Salik beşinci esma olan "hay" zikrine rumludur. Hizmetnişinlerin oluşturduğu
din Cerrahi'nin ictihadı üzere hafta dev- başlarken halvete girer. Halvete akşam ve ihvanla ilgili meselelerin görüşüldü­
riyesi olarak devam eder. Halvetiyye ta- namazından sonra şeyhin de katıldığı ğü kurula "on dörtler meydanı". hizmet-
rikatının esası olan yukarıdaki esma- i özel törenle başlanır. Salik halvethane- nişinierin ihvan arasından seçtiği yirmi
seb'ayı Dede Ömer Rüşeni (ö. 892/ 1487) den ancak farzları cemaatle kılmak için altı dervişin katılmasıyla meydana ge-
"vehhab, fettah. vahid. ahad, samed " namaz vakitlerinde ve iftardan sonra kı­ len kurula da " kırklar meydanı" adı ve-
isimlerinin ilavesiyle on ikiye çıkarmış , sa bir süre çıkabilir. Halvet süresince der- rilir. Postnişin bu dört meydanın da baş­
Nüreddin Cerrahi de bunların ilkine usul, vişe günde bir defa arpa veya çavdar ek- kanıdır. Postnişin bulunmadığı takdirde
ikincisine "aif" ve "azim"i ekleyerek fü- meği. pirinç, un veya mercimek çorbası . hizmetnişinler sırayla başkanlık yapar-
rQ adını vermiş , ayrıca tebdflat 1kadlr, yedi adedi geçmemek şartıyla zeytin. lar. Meydanlar özel meydan gülbangiyle
kavL celll. cem ll , cebbar. mal ik, ved üd ) ve hurma veya incir verilir. Halvet süresi a çılır. Asitane poştnişinliğinin boşalması
tebeddülat (kerim , ba s ıt , aziz, muiz, ga nl, tamamlanınca şeyh halvethanenin kapı­ halinde posta oturacak yeni şeyh için
m uğn l, latlf) adını verdiği yedişerden on sına geler ek "ya hO " diye seslenir ; salik "iclas merasimi " denilen bir tören yapı ­
dört isim ilavesiyle esma sayısını yirmi de "eyvallah " diyerek kapıyı açar ve şey­ lır. Makam postu Halvetiyye tarikatı kol-
sekize çıkarmıştır. Cerr ahiyye tarikatın­ hin elini öper. Yatsı namazından sonra larında kırmızı iken Cerrahiyye'de ma-
da hafta devriyesi, dört bölüme ayrılan tarikat ayini icra edilir ve salike törenle vidir.
bu yirmi sekiz esmadan meydana gelir. yeşil tarikat tacı giydirilir. Ancak son dö- Yeni bir tekke açılacağı
zaman asitane
Halife bu dört grubun her birinden sı­ nemler de halifeye sarı t aç giydirilmeye postnişini tarafından tayin edilen şeyhe
rasıyla birini alarak meydana getirdiği başlanmıştır. Halifenin yaşı kırkın üze- kırmı z ı bir post, bir kandil ve Nüreddin
dört esma ile cumartesi gününden baş­ rinde ise ayrıca kendisine yine özel bir Cerrahi'nin adı yazılı bir levha hediye edi-
lamak üzere her gün esmayı değiştir­ tör enle asa "tekbir edilir". Sarı çuhadan lir ve tören yapılır.
mek suretiyle hafta boyunca zikre de- yapılan Cerrahi tacı yirmi dallı olup üze- Cerrahi tacının rengi sarı -turuncu. te-
vam eder. Kendisine en son olarak "latlf " rine beyaz cüneydi destar sarılır. pesi sivrice olup destan yeşil, dört terk-
ismi telkin edilince icazeti verilir. Ta rikatın ilk dönemlerinde "muhib" li ve kırk dallıdır (Yahya Agah. s. 92 ) Te-
Cerrahiyye tarikatında kadınlara da ve ''"h izmet dervişi" denilen iki dervi ş ti- pesi kanarya sarısı renginde olan ve ih-
hilafet verildiği görülmektedi r. ibrahim pi bulunmaktaydı. Muhib şeyhe malıyla las süresi ayetlerinin sonundaki beş "dal"
Fahreddin Efendi. kendisinin Fatma Mü- hizmet ederdi ; "hizmetnişin" denilen hiz- harfine işaret eden dört terke ayrılmış
kerrem, Emine Binnaz ve Emine Nimet met dervişleri ise tekkedeki çeşitli işle­ yirmi dallı taç ise yalnız asitane şeyhle­
Bacı adlı üç kadın halifesi olduğunu söy- rin yürüt ülmesiyle görevliydiler. Şeyhle rine mahsustur. Sertarikzade Mehmed
ler. Divan şairi Fıtnat Hanım da Yahya birlikte on dört kişiden (sertari k, a şç ı, za- Efendi kolundan gelen şeyhlerin taçla-
Şerefeddin Efendi'nin halifesidir. Tari- k i r b a şı, im am, m eyda n c ı. türbedar. kap ıcı. rının tepesi turuncudur.

katın ilk döneminde yazılı icazetname asadar, nakib, pa zarc ı , çerağcı, sak!, ferra ş) Cerrahiyye tarikatında önceleri ayin
verilmezken sonraki dönemlerde. bir der- meydana gelen hizmetnişinler. hiyerar- (mu kabele) pazartesi günleri öğle na-
gahın şeyhliğine tayin edilmek için ge- şik bir sıralama ile görevlerini yürütür- mazından sonra icra edilirken şimdi per-
rekli olduğundan. halifeye taç ve hırka lerdi. Ancak bugün muhib olan derviş­ şembe akşamları yapılmaktadır. Ayin
giydirilirken icazetname de verilmeye ler de hizmet görevini yapmaktadı r lar. kuüdi ve devranf-kıyamidir. Vakit na-
başlanmış, bu icazetnamenin aday esrna- Dergah. "meydan" adı verilen dört ay- mazı kılındıktan sonra zikir halkası teş­
yı tamamladığında mühürlenmesi adet rı kurul tarafından yönetilir. Postnişin kil edilir. Kelime-i tevhid önce mahur
olmuştur. icazetnameye sahip olan ha- ( ş eyh). sertarik ve aşçıdan oluşan ve "üç- makamında üç defa gayet ağır. daha

418
CERRAHİ YY E

çıkardığı arakıyyesini giyer. Sertarik de


halkadan çıkıp makam postunun önü-
ne gelerek, " İyi bilin ki Allah'ın velilerine
korku yoktur ve onlar üzüntü çekmeye-
ceklerdir" iYOn us 10/ 62) mealindeki aye-
ti okur ve postnişinin hırkasını üçe kat-
Iayarak üstüne tacını koyar. Daha sonra
kendisi de taç ve hırkasını çıkarır. ara-
cerrahiwe
kıyyesini giyerek zikre katılır. Diğer der-
ta cı
vişler de devrana takke ile devam eder- (istanbul
ler. Sadece zakirbaşı taç ve hırkasını ç ı­ Belediye
M üzesi,
NCıreddin Cerrahi Tekkesi'nin meydanı karmaz. "Hay" zikri devam ederken ser- Envanter,
tarik "ya mevlam. hO Allah . hay hü " de- "" 3096/ 4 ı
yince devranda kollar çözülür. sağ tara-
fa dönülüp "hay hay hO " diyerek zikre Tari kat büyüklerinin men a kıbı ve ta-
devam edilir. "Vefa devri" denilen bu dev- rikatlarıyla ilgili geleneklerin kaybolma-
sonra hızlı ca kırk defa zikredilir. Her 100 ranı NOreddin Cerrahi'ye Zeyniyye me- ması için gayret gösteren Cerrahi şeyh­
adette zikrin ritmi değiştirilerek kelime-i şayihinden Şeyh Vefa'nın (Musl ih uddin leri. Türk tasawuf tarihinin gelenekleri-
tevhid zikri en az SOO'e ulaştırılır. Bu ri- ibnü'I-Vefa. ö. 896 / 149 1ı tecelli suretiy- ni tesbit açısından önemli eserler kale-
tim değişikliğine "perde kaldırma" adı le ilham ettiğine inanılır. Vefa devrin- me almışlardır. Cerrahi şeyhlerinden Ab-
verilir. Bu sırada zakirbaşı "durak" de- den sonra saf teşkil edilip sessiz olarak düllatif Fazli Gülşen-i Azizan adlı ese-
nilen bir ilahi okur. Daha sonra salatü "ism-i hay" okunur. daha sonra rükOa rinde NGreddin Cerrahi ile halifelerinin
selam getirilerek topluca ayağa kalkılır gider gibi eğilinir, doğrulurken segah ve 1876 yılına kadar bütün Cerrahi şeyh­
ve devrani zikir başlar. Postnişin tevhid- makamından özel bestesiyle ve yüksek lerinin biyografilerini anlatmıştır. İbra­
hanenin ortasına doğru yürür. Dervişler sesle. giderek hızlanan bir ritimle ism-i him Fahreddin Efendi'nin akrabaların­
el ele tutuşup "ism-i hO"yu zikrederek hay okunmaya devam edilir. İsm-i hay dan Toköz ailesinin elinde bulunan bu
sola doğru devrana başlarlar. Zakirbaşı zikrinin sonunda okunan ilahiye "cumhO- eserin, Nüreddin Cerrahi ve yedi halife-
zikrin ritmine uygun bir beste ile ilahi ri durak" denir. Durak okunurken post- sinin biyografilerini ihtiva eden bir öze-
okumaya başlar. Postnişin. NOreddin Cer- nişin türbe tarafına doğru yürür, derviş­ ti Millet Kütüphanesi'ndedir (Al i Emi-
rahi'nin türbesine yönelip niyaz ederek ler de o tarafa dönerler. Daha sonra sağ ri, Şer'iyye, nr. ı 099) . İbrahim Fahreddin
bir kere döndükten sonra sertarikin hal- tarafa üç devir yap ılı r. Sultan Veled 'in Efendi, amcası Yahya Galib'in (ö 13 15 /
ka içine girmesini işaret eder. Zikre di- NGreddin Cerrahi'ye manen öğretliğine 18971 Makam-ı Hazret -i Pir'den Güze-
ğer Cerrahi tekkeleri şeyhleri katılıyor­ inanılan bu devre "Sultan Veled devri " ran Eden Eizze-i Meşayih Teracim-i
sa onlar da halkanın içine girerek post- adı verilir. Daha sonra el tutularak hal- Ahvali adlı bir kitabından bahsetmek-
nişinle beraber dönerler. Bu dönüş sı­
ka teşkil edilip sağa doğru "Allah, va- teyse de bu eserin nerede olduğu bilin-
rasında makam postu ve türbe yönü-
hid, ahad, samed" diyerek zikre devam memektedir. İbrahim Fahreddin'in Cer-
ne geldiklerinde bir kere daha dönerler. edilir. Birkaç devirden sonra "hayyü'l- rahiyye'nin tarih . usul, adab. teşkilat ve
Cerrahi tarikatında zikir halkasının içi- kayyüm. ya Allah" isimleri zikredilir. Da- gelenekleriyle kendisine kadar Cerrahi
ne "kutubhane" , makam postu ve tür-
ha sonra devran "ism -i hO " ile sola dön- asitanesi şeyhlerini ve kendi halifelerini
be yönünde gelindiğinde yapılan dönü-
dürülür. Bu sırada zakiran ilahi okuma- anlatan Envar -ı Hazret-i Pir Nureddin
şe "tavaf" adı verilir. İlk perdenin kaldı­
ya devam eder. İsm-i hO ile birkaç devir adlı iki ciltlik eseri. Türk Tasawuf MOsi-
rılmasından sonra sol eller yanda bulu-
yap ılınca zakirbaşı ve zakirler beste ile kisi ve Falklorunu Araştırma ve Yaşat­
nanın ensesine, sağ eller beline konulur.
"la ilahe illallah. Muhammedün resO iul- ma Vakfı Kütüphanesi'ndedir. Fahreddin
"Kol atmak" denilen bu hareketi yaptır­
lah. sallallahu aleyhi ve sellem" , içlerin- Efendi 'nin tarikatla ilgili Sualname (i s-
mak meydanemın görevidir. Her perde
den biri "ve salli ala eşrefi nuri cemii 'l- tanbul 13391 adlı bir eseri daha vard ır .
kal kışınd a devranın hızı arttırılır. Devran-
enbiyai ve'l-mürselin ve · ı-hamdü li'llahi Sadrazam , kadı , müderris, asker, imam.
da kol atılınca zakirbaşı ile Zakiran deV-
rabbi ' !- alemin " der. Bu sırada eller bı­ hattat, zenaat erbabı , esnaf gibi çeşit­
randan çıkar, zakirbaşı makamı olan di-
rakılır. Bir aşr-ı şerif ve sessiz olarak bel- li toplum kesimlerine mensup Cerrahi
reğin önünde ilahiler okurlar. " İsm-i hO"-
li bir dua okunur. Bu aşrın okunmasını şeyhlerinin birçoğunun hece vezniyle "nu-
nun sonuna doğru postnişin kutubhane-
da NGreddin Cerrahi'ye Bahaeddin Nak- tuk"lar yazdığı (bun l a rı n bazı l a rı için bk.
de NOreddin Cerrahi'nin sandukasına
şibend tavsiye etmiştir. Mecliste bulu- Sualname) bilinmekle birlikte içlerinden
yönelerek zikri idare etmek için ayak vu-
rur. "Ayak vurma k" . hac sırasında Safa nan hulefa ve sertarika kıdemleriyle Fa- pek büyük şair çıkmamıştır. Kaynaklar-
ile Merve arasındaki sa'yi, nefs-i emma- tiha verilir. Daha sonra salatü selam oku- da yalnız Şeyh Mehmed Memiş Tevfik
reyi ayaklar altına almayı . ilahi azameti nur ve tekbir getirilerek zikir meclisi bi- (ö 1248 / 18321 ile Hafı z Seyyid Mehmed
tefekkür etmeyi simgeler. Daha sonra tirilir. Postnişin bulunmadığı zaman zik- Şakir'in (ö 1265 1 1849) divanları olduğu
"ism-i hay" zikredilir. İsm-i hay zikri sı­ ri sertarik ile aşçıdan kıdemli olan. bun- zikredilmektedir. Sertarikzade Mehmed
rasında çoğunlukla postnişin halkadan lar bulunmazsa meydancı idare eder. Emin. Fazı! Mehmed Emin (ö 1220/ 1805 1.
çıkarak zikrin idaresini sertarika bıra­ Mevlid, Regaib, Berat ve Mi ' ra c kan- Hafız Seyyid Mehmed Şakir , Seyyid Ab-
kır. Bu sırada postnişin hırkasını ve ta- dilleriyle Kadir gecesinde sadece asita- dülaziz Zihni ve Yahya Galib gibi bazı Cer-
cını çıkarıp sertarika verir, koynundan nede ayin icra edilir. rahi şeyhlerinin risaleler yazd ığı kayde-

419
CERRAHİYYE

dilmekteyse de bu risalelerin birçoğu eden cerrahlıkla ilgili kısmın büyük öl-


kaybolmuştur. Bunlardan Mehmed Şa­ çüde tercümesi olmasına rağmen fazla-
kir'in Natıku's-savab adlı risalesi günü- dan iki fasıl ile bazı aletiere ve hasta
müze kadar gelmiştir. Bunlara Muzaf- tedavilerine ait minyatürler ihtiva etme-
fer Ozak'ın İrşad, Envarü ·ı- kulı1b, Zf- sinden dolayı ondan ayrılır. 870 ( 1465)
netü'l-kulı1b, Aşk Yolu gibi eserlerini yılında yazılan kitap. XV. yüzyıldaki Türk
ilave etmek gerekir. cerrahlığının seviyesini göstermesi ya-
Tekkelerin kapatılmasından sonraki nında o devir Anadolu Türkçesi'nin özel-
yıllarda faaliyette olduğu bilinen yega- liklerini yansıtacak tarzda harekelenmiş
ne Cerrahi şeyhi İbrahim Fahreddin Efen- bir eser olmasından dolayı da Türkçe'nin
di'dir. Asitane postnişini iken tekkelerin gramer ve fonetiği açısından kaynak du-
Cerrahiyye·i
ilhJ.niyye'den
kapatılması üzerine türbedar olmuş, bu
rumundadır; ayrıca minyatürleriyle de bir minyatür
tarihten sonraki güç şartlarda tarikatı sanat tarihçilerinin araştırmalarına ko- {Millet Ktp ..
sürdürmeyi başarmış , 1964'te şeyhlik Tıp. nr. 79/353.
nu olmuştur. vr. 47~)
makamını halifelerinden Muzaffer Ozak'a
1927'de Ali Canip'in (Yöntem) ilim ale-
bırakmıştır .
mine tanıtmasından itibaren günümü- muhtelif hastalıkların dağlama yoluyla
Muzaffer Ozak döneminde (1964-1985)
ze kadar çeşitli yönleriyle incelenmiştir tedavisini elli altı minyatür ve on bir cer-
topluma açılarak yeni ve güncel bir ni-
(bk. bibl.). Eserin üç nüshası mevcuttur. rahi alet şekliyle. doksan altı fasıl olan
telik kazanan Cerrahiyye. şeyhin sohbet
ve eserleriyle Batı dünyasına ve Ameri- Bunlardan Paris Bibliotheque Nationale ll. bab, çeşitli ameliyatları elli sekiz min-
ka Birleşik Devletleri'ne kadar ulaşmış . (Suppl. . Turcs, nr. 693) nüshası ile İstanbul yatür ve 146 cerrahi alet şekliyle ve otuz
buralarda tekkeler açılmıştır. Muzaffer Millet Kütüphanesi (nr 79 / 353) nüshası altı fasıl olan lll. bab da kırık ve çıkıkia­

Ozak'ın ölümünden sonra makama İb­ Sabuncuoğlu'nun kaleminden çıkmıştır. rın tedavisini yirmi dört minyatür. on
rahim Fahreddin Efendi 'nin halifelerin- Çapa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Kütüpha- bir alet şekliyle tarif eder. Dağlamayla
den Sefer Dal geçmiştir. nesi'nde bulunan üçüncü nüsha (TY, nr. ilgili tedavi noktalarının bir kısmının aku-
BİBLİYOGRAFYA : 263), sayfalarından birçoğu eksik olma- punktur noktaları ile ayniyet gösterdiği
Abdüllatif Faz!T. Gülşen-i Azfzan (Toköz aile- sına rağmen sanat değeri yüksek min- anlaşılm ıştır.
si kütüph a nesindeL vr. 5 ', Sb, 23b ; a.mlf., Gül· yatürleriyle tanınmıştır. Bu üç yazmanın BİBLİYOGRAFYA:
şen·i AziZ, Millet Ktp. , Ali Emiri, Şer' iyye, nr.
en mükemmeli. Fatih'e sunulan ve Il. Ba- A. Süheyl Ünver. Şerefeddin Sabuncuoğlu
1099, vr. 3 b, 4 ' , 5', 13'; Haririzade. Tibyan, 1,
yezid'in mührünü taşıyan Paris nüsha- Kitabül Cerrahiyel ilhan iye (Cerrahname), is·
vr. 212', 214 ' , 216b ; a.mlf.. ei·Kaulü 'l·mübfn
tanbul 1939; a.mlf.. "Salıuncuoğlu Şerefet­
ff ahua/i 'ş-Şeyh Nüreddfn, Millet Ktp., Ali Emi· sıdır. Bu değerli eser bilinmeyen bir ta-
tin'in Cerrahiyye Kitabında Göze Ait Balüs-
ri, Şer' iyye, nr. 813, vr. 29 b·30'; Tomar·Halue· rihte saraydan çıkarılmış, 1860 yılında ler, Resimler ve İzahları", Göz Kliniği, 1/ 3 , is·
tiyye, s. 36, 96·98; Hüseyin Vassaf. Seffne, V,
Yasincizade ilmi Efendi tarafından bir tanbu l 1943 ; Adıvar, Osmanlı Türklerinde ilim,
37·54; ismet. Tekmiletü 'ş·Şekaik, iü Ktp. , TV,
Fransız hekimine hediye edilmiş ve 1871 '- s. 51·52, 57; N. Baylav. Fatih Sultan Mehmed
nr. 9290, vr. 151 b, 152', 155•-b; Bandırmalıza­
de de Bibliotheque Nationale'e intikal Deurinde Telif. Tercem e ue istinsah Edilen Tıp
de. Mir 'atü't·turuk, istanbul 1306, s. 40; a.mlf..
Eserleri ile ilaçlar, istanbul 1953, s. 5 -38; Ve-
Mecmüa·i Tekaya, istanbul 1307, s. 6; Meh- etmiştir. 18 X 26.5 cm. ebadındaki bu
med Sami. Esmar· ı Esrar, istanbul 1316, s. 44· ci he Kılıçoğlu. Cerrahiye-i ilh aniye, Ankara
nüsha, her biri on yedi satır harekeli 1956; P. Huard - M. Drazen, Le Premier Ma·
45; Zakir Şükrü. Mecmüa·i Tekaya (Tayşi), s.
70; İbrahim Fahreddin, En uar· ı Haz ret·/ Pfr NO·
Türk neshi ile yazılmış 205 varaktan te- nuscrit Chirurgical Turc, Charaf ed-D in (1465)
reddin el-Cerrahi, Türk Tasawuf MOs ikisi ve şekkül etmektedir. Cetvellerle dikkat et lllustre de 140 Miniatures, Paris 1960; Sar-
Folklorunu Ara ş tırma ve Yaşatma Vakfı Kütüp· çekmesi istenen başlıklarda kırmızı mü- ton. lntroduction, 1, 1216·1217 ; M. S. Spinx-
hanesi (istanbul); Yahya Agah, Fütüuue·i Es· G. L. Lewis. Abulcasis on Surgery and lnstru·
rekkep kullanılmıştı r. Üç sayfalık önsöz,
rar·ı Tac·ı Saadet [yazma. Nihat Azamat'taki ments of the Welcome Institute of Medicine,
beş beyitlik bir şiir ve yirmi üç sayfalık London 1973 ; Ali Haydar Bayat, "Türk Tıp Ta-
fotokop i}. s. 92; Şen ay Yola. Sc!ıejch Nured·
din Mehmed Cerrahi,. und sein Orden, Berlin bab ve fasılları gösteren bir fihristten rihinde Akupunktur ve Dağlama Tedavisi",
1982, s. 38· 44; Fulya Atacan. Sosyal Değişme Şerefeddin Sabuncuoğlu, Kayseri 1985, s. 179 ·
ue Tarikat Cerra hi/er, istanbul 1990, s. 44, 86· 187; a.mlf.. "Amasyalı Salıuncuoğlu Şerefed­
95; Samuel Anderson. "Dervish Ord ers of Cos - din Bibliyografyası", Tıp Tarihi Araştırmaları,
tantinople", MW, XII (192 2). s. 53 ·6 1; Nihat nr. 2 11988). s. 92·1 Ol; Ali Can ip [Yöntem]. "Cer·
Azamat. "Nureddin Cerrahi", TDEA, VII, 84- rahiyetü'l-Haniye: Tababet Tarihimiz Nok-
85. r;;;:ı Cerrahiyye·i ilha.niyye ' nin ta-i N azarından Mühim Bir Eser", HM, ll / 42
M ŞENAYYOLA müellif nü s h as ında minvatürlü bir sayfa ( 1927). s. 303; F. K. Beksan. "Cerrah Sabun-
(Bibliotheque Nationale, Suppl., Turcs. nr. 963. vr. 186·')
cuoğlu Eserlerinin Ebulkasım Ze hravi Ese ri
CERRAHİYYE·i iLHANiYYE ile Mukayesesi", Türk Tıp Ta rih i Arkiui, lll /
( ~\;;,)! ~l_r.- ). 11, istanbul 1939, s. 96·101; N. Şehsuvaroğlu­
Gönül Güreşsever. "Bilim ve Sanat Tarihl Ba-
XV. yüzyıl hekimlerinden kımından Salıuncuoğlu Cerrahiyesi", Kültür
Amasyalı Sabuncuoğlu Şerefeddin ~in ue Sanat, sy. 4 , Ankara 1976, s. 44·5 1 ; Nil Sa-
Fatih Sultan Mehmed'e rı . "Cerrahiyetü'l-Haniye'de Dağlama Yo-

L
ithaf ettiği tıp kitabı. _j luyla "Mal-i Hülya" Tedavisi ve Akupunktur
Yöntemi ile Karşılaştırılması", Tıp Tarihi Araş·
tırmala rı, nr. 2 (ı 988). s. 85·91 ; Adnan Ter-
Endülüs İslam hekimlerinden Ebü'l-
zioğlu . "Şerefeddin Sabuncuoğlu, Fatih Dö-
Kasım ez-Zehravi'nin (ö 427 1 1036 ) Ki-
neminin Ünlü Türk H ekimi", TT, XVI ( 1991).
tabü't-Taşrif limen 'aceze 'ani't-.te.'lff s. 28-30.
adlı tıp kitabının XXX. bölümünü teşkil ~ ALi HAYDAR BAY AT

420

Вам также может понравиться