Вы находитесь на странице: 1из 695

❏ Ailem ❏ 1

2 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏


GÜNCEL YAYINCILIK: 311
Güncel Kitaplar - 21

ISBN 978-9944-011-8
Vatan Lafla Değil Eylemle Sevilir

Genel Yayın Yönetmeni: Aysel Akdaş

Kapak Tasarımı: Talip Aktaş

Kapak Fotoğrafı: Tunç Fındık / Aladağlar - Aralık 1993

Birinci Basım: Ekim 2007
kinci Basım: Ocak 2008

Ofset Hazırlık
Güncel Yayıncılık Ltd. Şti.

Baskı ve Cilt: Kayhan Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti.


Davutpaşa Cad. Güven San. Sitesi D Blok No: 155
Topkapı / stanbul / Tel: 0 212 576 0136
© Güncel Yayıncılık Ltd. Şti. - 2007
© Nasuh Mahruki - 2007

Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında


yayımcının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla
çoğaltılamaz.

GÜNCEL YAYINCILIK LTD. ŞT.


Çatalçeşme Sok. No: 54/3 Cağaloğlu - stanbul
Tel: 0 212 511 22 37 Fax: 0 212 522 86 68
e- mail: info@guncelyayincilik.com.tr
http://www.guncelyayincilik.com.tr
❏ Ailem ❏ 3

AL‹ NASUH MAHRUK‹


4

HAFIZA-‹ BEfiER N‹SYAN ‹LE MALULDUR


(‹nsan belle¤i unutmakla sakatt›r)

UNUTMAK ‹HANETT‹R Karl Jasper


5

‹ki Mustafa Kemal vard›r.


Biri ben; et ve kemik, geçici Mustafa Kemal.
‹kinci Mustafa Kemal; onu ‘ben’ kelimesi ile ifade ede-
mem. O ‘ben’ de€il ‘biz’dir. O, memleketin her köflesinde
yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için u€raflan ayd›n ve
savaflç› bir topluluktur. Ben onlar›n rüyas›n› temsil ediyo-
rum. Benim teflebbüslerim, onlar›n özlemini çektikleri
fleyleri tatmin içindir.
O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz...
Geçici olmayan, yaflamas› ve baflar›l› olmas› gereken
Mustafa Kemal O’dur!
6

‹skender I⁄DIR için,


Seda SANER için,
Murat PETORAK için,
Veysel ATALA için,
Kürflat AVCI için,
Veysel AKSOY için,
Sertaç OLGUN için,
Onur Üyemiz Say›n Baflbakan›m›z Bülent Ecevit için,
Ve gelecekte, vakitli - vakitsiz aram›zdan ayr›lacak tüm
yi€it AKUT’lular için...
AKUT ailesi bugüne dek 7 gönüllüsünü daha gencecik yaflla-
r›ndayken topra€a verdi. A€r› Da€›’nda ‹skender I⁄DIR’› -
(2000), Van yolunda bir motosiklet kazas›nda Murat PETORAK
ve Seda SANER’i - (2000), Bingöl Depremi’nde Veysel ATA-
LA’y› - (2003), Büyük Demirkaz›k Da€› Kuzey Duvar›’nda Kür-
flat AVCI’y› - (2003), Bingöl ekibimizin lideri Veysel AKSOY’u
mide kanserinden dolay› - (2006) ve son olarak da Sertaç OL-
GUN’u Kanada’da bir da€ kazas›nda - (2007) kaybettik.
Derne€imize her zaman büyük ilgi ve anlay›flla yaklaflarak
koruyan ve ülkemizde sivil toplum örgütlerinin geliflmesi için
büyük çaba gösteren onur üyemiz, Baflbakan›m›z say›n Bülent
Ecevit’i de anmak isterim.
Allah hepsine rahmet eylesin, huzur içinde uyusunlar. Çok
özlüyoruz onlar›...
Her biri bu topraklar›n görgüsü ile yetiflmifl çok k›ymetli va-
tan evlatlar›yd›. Bir ‹skender, bir Kürflat, bir Veysel gibisi zor
gelir bir daha.
Türklerde, ba€›ms›z topraklar üzerinde yaflayan milletin re-
fah›, huzuru ve bafl›n›n dikli€i her zaman en önde gelir. En zor
zamanlarda ve en a€›r kay›plarda bile, özgürlü€ünü, vatan›n› ve
milletini her fleyin üzerinde gören Türkler; “ölen ölür, kalan
sa€lar bizimdir” diyerek, gözyafllar›n› içine ak›t›r ve kendini fe-
da etmekten çekinmeyen kahraman evlatlar›n› ba€›rlar›na ba-
sar ve yollar›na devam ederler.
Bizler de her ne olursa olsun, bütün zorluklara ve bütün ac›-
lar›m›za ra€men gözyafllar›m›z› içimize ak›t›p, kendimize seçti-
€imiz gönüllü görevimizde ülkemize ve insan›m›za hizmet etmek-
ten geri durmayaca€›z.
Bu söz topra€a dönen kardefllerimiz an›s›na boynumuzun
borcu olsun. Yüce Allah borcumuzu ödemeden bize huzur ver-
mesin...
8 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Dünyaya geldi€im gün ilk nefesimi


bu topraklarda ci€erlerime doldurdum
hayata s›k› s›k›ya ba€lanaca€›m›n iflareti ilk 盀l›€›m
bu topraklarda dudaklar›mdan ç›kt›
annemin memesinden ilk sütümü
bu topraklarda içtim
bu topraklarda emekledim, yürüdüm, kofltum
oyunlar oynad›m, düfller kurdum
kendi bilincime vard›m
okula gittim, ö€rendim
Atalar›m› tan›d›m
büyüdüm, gelifltim
sevdim, afl›k oldum
dostlu€u da yaflad›m düflmanl›€› da
huzur buldum ço€unda, bazen de kavga
fedakârl›€› gördüm, bazen de ihaneti
kazanmay› da tatt›m, kaybetmeyi de
umudun yeflerdi€i do€umlar gördüm
bazen de yürek da€layan genç ölümler
yaflam denilen mucizenin hasat›ndan
ben de pay›ma düfleni ald›m
bu topraklarda kendimi buldum,
kendim oldum
ve bu topraklarda,
bu topraklar için yaflayaca€›m
t›pk› Atalar›m gibi...
çünkü buras› benim Vatan›m...
❏ Ailem ❏ 9
‹çindekiler
Önsöz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 11
1. Bölüm: Türk Milleti’ne Aç›k Mektup . . . . . . . . . . . . . 15
‹lk Söz. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16
Ailem . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 31
Hayat›m. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 43
Sorumluluk Anlay›fl›m . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 61
2. Bölüm: AKUT’un Öyküsü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 81
AKUT Büyüyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 94
AKUT Çal›fl›yor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 98
AKUT’a Duyulan Güven ve Türkiye’nin Güven Bunal›m›99
Vatan Sevgimiz. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 128
AKUT’un Ulusal Konulardaki Duruflu . . . . . . . . . . . . . 142
AKUT’un Ald›€› Ba€›fllar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 174
3. Bölüm: Karfl›laflt›€›m›z Zorluklar . . . . . . . . . . . . . . . . 289
Karfl›m›za Ç›kart›lan Engeller . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 292
Hakk›m›zda Yap›lan Kirli Bilgi Çal›flmalar› . . . . . . . . . 319
‹skender’in Kazas›n›n Ard›ndan Yaflananlar . . . . . . . . . 335
Fatih Altayl› ile Yaflanan Sorunlar ve Teke Tek Program› 343
H›ncal Uluç ve SABAH Gazetesi ile Yaflanan Sorunlar 362
AKUT’a Kimler, Neden sald›r›yor. . . . . . . . . . . . . . . . . 378
4. Bölüm: Zihin Haritas› De€iflimi
ve Kaç›rd›€›m›z F›rsat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 425
5. Bölüm: Milli Güvenlik Akademisi E€itimim
ve Ötesi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 489
Son Söz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 578
6. Bölüm: A K U T G ö n ü l l ü l e r i n i n K a l e m i n d e n K e n d i
Duygular› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 595
7. Bölüm: Baflka Baflka Hep Baflka . . . . . . . . . . . . . . . . . 649
Benden Sizlere. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 650
Sizlerden Bana. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 658
10 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ÖNSÖZ

Her kitab›n bir yaz›l›fl öyküsü mutlaka vard›r. Elinizde tuttu€u-


nuz bu kitab›n da bir yaz›m serüveni, bafllang›c› ile bitifli ve ya-
y›m› aras›ndaki görece uzun zaman› belgeleyen bir öyküsü var
kuflkusuz. Ancak fluras› aç›kt›r ki baz› kitaplar›n sadece yaz›l›fl
öyküleri ve nedenleri ve bu serüvene efllik eden süreçler ve duy-
gu halleri ayr› bir kitab›n, çal›flman›n konusu da olabilir.
Nasuh Mahruki’nin bu yeni kitab›, kamuoyu önünde görünen
kimli€inin ve eylemlerinin belgesel somutlaflmas› oldu€u kadar,
kelimelere dökülemeyen ve ancak yaz›ld›€›nda gerçe€in belirli
bir ölçüde alg›lanmas›na katk› sa€layabilecek içsel yo€unlaflma-
s›n›n bir d›fla yans›mas› olarak görülebilir. Nasuh Mahruki’nin
uzak geçmiflinden bafllayarak bugünlere kadar kapsaml› bir ta-
rihsel kesit sunan kitapta, hemen flimdi için ve de yar›na yönelik
vurgular›n da genel anlamda Türk toplumuna, özel alanda da
kendisiyle özel sevgi ba€› kurmufl genifl kesimlere, AKUT etra-
f›nda oluflan sevgi ba€›na, yazar kimli€i içinde oluflturdu€u okur
kitlesine, sivil toplum lideri olarak benimsedi€i düflünce ve ey-
lem felsefesine yak›n duran herkese iletilmesi çabas› öne ç›k›yor.
Vatan Lafla De€il, Eylemle Sevilir isimli bu kitap, ayn› za-
manda, Nasuh Mahruki’nin 20 y›ll›k profesyonel da€c› olarak,
10. y›l›n› geçti€imiz y›l kutlayan AKUT’un lideri olarak, 40’›na
ad›m atmakta olan bir ülke ve millet sevdal›s› olarak tüm yafla-
m›n›n derinliklerinden, zenginliklerinden, baflarma duygular›n-
dan, mutluluklar›ndan ve tüm mutsuzluklar›ndan ve haks›zl›€a
u€rat›lman›n üretti€i öfkelerinden de en az o kadar beslendi€ini
bir d›fl göz olarak ifade edebiliriz.
Okuduklar›n›z Nasuh Mahruki’nin ba€›ms›z bir kiflisel tari-
hi, öyküsü ve bir düflünce adam› olarak düflünsel serüveni oldu-
€u kadar, kitaba yol açan temel motifin AKUT kimli€i çerçeve-
sinde Türkiye’de sivil toplum hareketinin yükselen dalgas›n›n
12 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
k›r›lmas› ve Zihin Haritas› De€iflimi duygusunun daha do€ufl
aflamas›ndayken yok edilmesi giriflimlerinin izlerini tafl›yan
olaylar zincirinin belgesi oldu€u da aç›kt›r.
Öncelikle flunu söylemeliyiz ki bu girifl yaz›s›n›n amac›, kita-
ba yönelik bir okuma k›lavuzlu€u yapmak olmad›€› gibi, Nasuh
Mahruki’yi birey olarak, temsil etti€i de€erler olarak ve her fley-
den öte eylemleriyle yücelmifl, de€erine de€er katm›fl kurumsal
var olufluyla, AKUT kimli€iyle övgü düzmek ve okuyucuya d›-
flardan bir alg› dayatmas› yapmak da kesinlikle de€ildir. Ancak
kitab›n bizzat kendisinin okuyucular›na ve tüm Türk halk›na Na-
suh Mahruki’yi bir eylem adam› olarak, bir duygu adam› olarak,
sessizli€in en uzun süre devam eden sesi olarak, bir yaz› adam›
ve ülkenin gelece€i için öngörüleri, hayalleri olan bir düflünce
adam› olarak görülmesine katk› sa€layaca€› kesindir.
E€er Nasuh Mahruki gerek da€c› kimli€iyle, gerek yazar ola-
rak gerekse AKUT’la temsil edilen sivil toplumcu kimli€iyle
Türk insan›n›n kalbinde büyük bir sevgi ve sempati yaratabil-
miflse, gencinden yafll›s›na, köylüsünden kentlisine, memurun-
dan iflçisine, k›saca toplumun çok büyük bir k›sm›nda içten ve
karfl›l›ks›z bir sevgi duygusu oluflturabilmiflse, bu sempati ve
inanç ancak çok güçlü nedenlerin varl›€› ile aç›klanabilir. Nasuh
Mahruki’nin kitaba konu olan her yaz›da, her yorumda toplu-
mun genifl kesimleriyle bu karfl›l›kl›, bir anlamda da karfl›l›ks›z
sevgi ve inanç ba€›ndan büyük güç ald›€› ve ülkenin gelece€ine
yönelik olarak tüm kesimleri aktif sorumluluk üstlenmeye do€-
rudan veya dolayl› olarak davet içeren mesajlar› iletirken de bu
kararl›l›€› tafl›d›€› anlafl›l›yor.
Asl›nda Nasuh Mahruki’nin bu kitab› yazmaya bafllay›fl an›,
içindeki sessizli€ini bozmaya ve son birkaç y›lda kendi ismi ve
temsil etti€i sivil toplum hareketi olan AKUT etraf›nda yaz›lan,
çizilen söylenen, söylentilenen, efsanelefltirilen ya da kara çal›-
nan, kötülenen, de€ersizlefltirilmeye ve siliklefltirilmeye çal›fl›-
lan çaba ve giriflimlere karfl› söyleyecekleri oldu€unu yaz› diliy-
le sergilemeye karar verdi€i an olmal› büyük bir ihtimalle.
❏ Önsöz ❏ 13
Bazen kitaplara bafll›klar› yön verir, baz› kitaplar ise bafll›k-
lar›n›, bitirildi€i anda kendisi empoze eder. Bu kitapta da baflta
veya sonda olmasa da yaz›m yolculu€unun ortalar›nda bir yerde
“Vatan Lafla De€il Eylemle Sevilir” temas›n›n Nasuh Mahru-
ki’nin kafas›nda flekillendi€ini ve kitaba her yeniden göz at›fl›n-
da, kalemi her eline al›fl›nda, bilgisayar›n bafl›na her geçiflinde
bu duyguyu kitab›n hemen birçok bölümüne yeniden yans›tt›€›-
na hissen ve gözlemsel olarak tan›kl›k etti€imizi söylemeliyiz.
Bafltan taraftarlar›n› ve karfl›tlar›n› üretecek ve belki de ken-
di kimli€i etraf›nda negatif bir tak›m duygular oluflmas›na yol
açabilecek bu iddial› bafll›k için, Nasuh Mahruki’nin hiçbir te-
reddüt geçirmedi€i de aç›kt›r. ‹çindeki duygusal yo€unlu€u, ey-
lemlilikle birleflen kiflisel ve kurumsal tav›rlar›n›, meydan oku-
malar›n› ve yönelen sald›r›lar› baflka hiçbir kitap ismiyle gerçek-
lefltiremeyece€ine olan sonsuz inanc› olmal› bu kararl›l›€›n ar-
kas›nda.
Her türlü yolculu€unda cesur ve kararl› durmay› kendine
Tanr›n›n verdi€i en önemli meziyet sayan bir insan›n, zirvelere
ç›karken ya da enkaz alt›ndaki hayatlara ulaflmaya çal›fl›rken ya-
n›nda tafl›d›€› cesareti, düflünce yolculu€unda da hep yan›nda
hissetmesi beklenir bir durumdur. Bu cesaret nedeniyledir ki
Nasuh Mahruki’nin olaylar karfl›s›ndaki duygu ve tepkilerini ya-
z›ya dönüfltürürken de ço€u insan› hayrete düflürecek bir cesaret
örne€i sergiledi€ine bu kitap vesilesiyle daha yak›ndan tan›k
olacaks›n›z.
Nasuh Mahruki esas olarak diyecek bir fleyleri olan bir insan.
Eylemlili€i bir aksiyondan ziyade, bir düflünsel perspektif için-
de millet ve ülke sevgisi içinde ifle yarar, gelece€e etki yapacak
bir felsefi ve düflünsel durufl sergiliyor. Bu kararl› ve cesur du-
ruflun da ülkenin gelece€inde bir sivil toplum önderi olarak söz
sahibi olma iste€i ve hedefiyle çevrelendi€ini kestirmek de
mümkün.
Bu kitab› kendi kronoloji ve mant›k zinciri içinde okumak
kadar, kitab›n temel mesaj›n›n da baflta Nasuh Mahruki’nin ken-
14 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
disi olmak üzere, öncelikle okuyuculara ve sonras›nda da tüm
topluma bugün ve gelecek için bir eylemlilik daveti, ça€r›s› yap-
mak oldu€u aç›kt›r. Kitab›n özellikle belirli bölümlerinde Türk
milletini ve genel anlamda toplumu içinde bulundu€umuz tam
flu andan bafllayarak, gelecek konusunda eylemli bir sorumluluk
duygusuna yöneltme ça€r›lar›n›n ön plana ç›kt›€› ve kitab›n bu
gözle okundu€unda önemli mesajlar›n alt›n›n çizildi€i rahatl›k-
la gözleniyor.
Nasuh Mahruki’nin yerküremizin en yüksek yedi zirve nok-
tas›ndan dünyaya, hayata, insanl›€a ve kendine nas›l bakt›€›n›
ve gördüklerinden nas›l etkilendi€ini tam olarak kestirmek ko-
lay de€il. fiimdiye kadar yazd›klar›n›n yan› s›ra, bu kitapta da
geniflçe yer verdi€i düflünce dünyas›n›n yaz›nsal verimlerine ba-
k›ld›€›nda, Mahruki’nin dünyan›n en yüksek zirvelerinden dün-
yay› sadece gözleriyle izlemekle kalmay›p hayata, insan iliflkile-
rine ve tüm olan bitene çok daha derin, felsefi ve inançl› bir ba-
k›fl gelifltirdi€ini görüyoruz.
Bu kitap Nasuh Mahruki’nin AKUT lideri olarak, bir sivil
toplum öncüsü olarak bir zihin haritas› de€iflim yolculu€u. Do-
lay›s›yla Mahruki bu iddial› ve ses getirecek kitab›yla, bu yolcu-
lukta okuyucular›na da kendi zihin haritalar›n› de€erlendirme ve
flekillendirme konusunda yeni bir aray›fl ve iste€e yöneltme da-
veti yap›yor. Bu davet sizedir, bu davet bizedir…
Güncel Yay›nc›l›k
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 15

1. Bölüm

TÜRK M‹LLET‹’NE AÇIK MEKTUP

‹lk Söz
Ailem
Hayat›m
Sorumluluk Anlay›fl›m
16 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

‹LK SÖZ
Aziz ve Yüce Türk Milleti;
Uzunca bir süre, bu tür bir kitab› kaleme al›p almamak ara-
s›nda tereddüt yaflad›m, çünkü konuflarak de€il, yaparak-ürete-
rek kendimi ifade etmeyi daha do€ru buluyorum. Hayat›m bo-
yunca da bu yönde hareket ettim. Ad›mlar›n› her zaman planl›
atan bir insan olarak hayat›m genel anlamda gayet iyi giderken,
geçti€imiz 6-7 y›lda “1999 Gölcük (Kocaeli) Depremi sonras›”
o kadar saçma sapan ve üzücü fleyle bo€uflmak zorunda kald›m
ki, gerçekle sahte, iyiyle kötü, do€ruyla yanl›fl aras›nda sürekli
kand›rmacalar›n, sahteciliklerin, ikiyüzlülüklerin oldu€u çirkin,
ucuz ve bir o kadar da onursuz bir oyunun içinde buldum kendi-
mi ve bir türlü de ç›kamad›m. Bu saatten sonra bunu ne kadar is-
tesem de ç›kabilece€imi zannetmiyorum. Bunu yapacak imkâ-
n›m oldu€u halde, damarlar›mda dolaflan kanla bana aktar›lan
sorumluluk anlay›fl›m her zaman bask›n ç›k›yor.
Allah izin verirse önümüzdeki y›llarda sizlerle yolumuz da-
ha çok kesiflecek. Bu nedenle, bu süreçte hepimizin kafas›n› ka-
r›flt›ran bu kör dövüflünün içinde yaflananlar›, olabildi€ince nes-
nel bir flekilde, bir de kendi gözlerimle sizlere aktarmam gerek-
ti€ine karar verdim. Özetle bu kitap; daha yirmili yafllar›mday-
ken bu güzel ülkeye ve bu ülkenin yüce ruhlu insanlar›na ada-
maya karar verdi€im hayat›m›n bir kesitini ve kirli bilgiyle iyi-
ce kar›flt›r›lm›fl bir dönemin tan›kl›€›n› en aç›k haliyle sizlerle
paylaflmak için kaleme al›nd›.
Bir önyarg›y› de€ifltirmenin atomu parçalamaktan daha zor
oldu€unu biliyorum. Böyle bir beklentim yok, herkes istedi€ini
düflünmeye, istedi€ine inanmaya devam edebilir. Ben sadece ya-
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 17
p›lmas› gerekti€ine inand›€›m› yapar›m, bunun yans›malar›n›n
ne olaca€›na hayat karar verir. Bana sadece dingin bir iç huzuru
ve kendime sayg› kal›r. E€riyle do€runun birbirine bu kadar ka-
r›flt›€›-kar›flt›r›ld›€› bir dünyada, insan›n kendisiyle bar›fl›k ol-
mas›ndan daha büyük bir ödül düflünemiyorum.
Kadim düflünce sistemlerinde insan›n bu s›nav dünyas›nda
yapt›€› yaln›z yolculukta, sadece kendisine karfl› de€il, bütün
dünyaya, insanlara, evrene karfl› da sorumlu oldu€u, sorumluluk
tafl›mas› gerekti€inden bahsedilir. Yak›n zaman filozoflar›ndan,
Sartre, Proust ve Levinas da benzer kurgularla; varoluflu itiba-
r›yla tekil olan ama özünde tafl›d›€› sevgi ve bilgelikle her fleye
karfl› evrensel bir sorumluluk tafl›yan bir varl›k olarak yeniden
tan›mlar insan›. ‹flte bu sat›rlar›n yazar› da hayat› tam böyle al-
g›l›yor; y›llard›r izledi€iniz mücadelemin as›l sebebi budur...
“M. ‹lin ve E. Segal, ‹nsan Nas›l ‹nsan Oldu adl› ünlü kitaplar›n› Gor-
ki’ye anlat›rken flöyle der; ‘fiimdi, uçsuz bucaks›z uzay› gözünüzün
önüne getirin. Y›ld›zlar›n, bulutsular›n doldurdu¤u uzay›. Bu devler
devi bulutsulardan birinde, günefl alev alev yan›yor. Güneflten geze-
genler kopuyor. Küçücük bir gezegende madde canl›lafl›yor, kendi
bilincine varmaya çal›fl›yor. Bunun sonucunda ortaya insan ç›k›yor.’
‹flte ben de kendimi, kendi bilincine varmaya çal›flan bir insan
olarak alg›l›yorum. Bütün çabam, bütün u¤rafl›m, hatta yapt›¤›m
her fley, hep bunun için. Ben kimim, ben neyim, neden ben, nas›l
ben, ne zaman ben…”
Asya Yollar›, Himalayalar ve Ötesi - 1997, sayfa 13.
On y›l› aflk›n bir süredir say›s›z kuruma verdi€im, liderlik ve
tak›m çal›flmas› konular›n› iflledi€im seminerlerimde bile ilk
vurguyu, kiflinin kendini tan›mas› üzerine yapar›m. Herkese
önerdi€im bu sa€l›kl› bafllang›c›, kendi hayat›mda da büyük bir
dikkat ve ciddiyetle uygulamaya özen gösteririm.
20 yafl›nda, Bilkent Üniversitesi ‹flletme Fakültesi’nde okur-
ken, da€c›l›k ve di€er do€a sporlar›yla tan›flm›flt›m. Okul y›lla-
r›nda akademik e€itimimin d›fl›nda kalan zamanlar›mda çok yo-
€un biçimde da€c›l›k, ma€arac›l›k, yamaç paraflütü, aletli dal›fl,
bisiklet gibi sporlarla ilgilenmifltim.
18 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Da€c›l›k ve di€er do€a sporlar›yla tan›flt›ktan sonra geçirdi-
€im 4 y›l› kendimi tan›d›€›m ve yeteneklerimi, s›n›rlar›m›, kapa-
sitemi iyice ö€rendi€im, yaflamdan ne bekledi€imi, ne yapmak
istedi€imi çözümlemeye ve anlamaya çal›flt›€›m bir dönem ola-
rak görüyorum. Bafllang›ç olarak en önemli oldu€unu düflündü-
€üm nokta; kiflinin kendini tan›mas›. ‹nsan›n yeteneklerini, kuv-
vetli ve zay›f taraflar›n›, beklentilerini, kendisini mutlu ve mut-
suz edecek fleyleri, gelecekle ilgili hayallerini kendi içine yapa-
ca€› yolculuklarla keflfetmesinin ve yeteneklerini gelifltirme ve
iyilefltirme çabalar›n› bilinçli ve planl› bir flekilde gerçeklefltir-
mesinin ve sürekli olarak ö€renen, de€iflen ve geliflen bir varl›k
olarak bunu düzenli olarak tekrar etmesinin ilerleyen süreçlerde
büyük bir rekabet avantaj›na dönüflece€ine inan›yorum.
Üniversiteden mezun oldu€um gün, kiflisel kariyerimi ne yö-
ne çevirmemin beni daha mutlu edece€ini, ne yaparsam, ne üre-
tirsem kendimi daha tamamlanm›fl hissedece€imi ve hangi alan-
larda baflar›l› olma flans›m›n daha yüksek oldu€unu daha 24 ya-
fl›ndayken, bugünküne yak›n bir flekilde çözümlemifl durumday-
d›m. Çok iyi bir üniversitede, çok iyi bir e€itim ald›€›m halde,
d›flar›dan bakan bir gözle de€erlendirildi€inde kendi ad›ma bü-
yük bir risk alarak ve o güne dek Türkiye’de hiç kimsenin göze
alamad›€›, ilerleyen y›llardaki baflar›lara imza atmama yol aça-
cak olan kariyer plan›m› yüksek ve zorlu da€lara çevirme kara-
r›m bu bilinç sayesindedir.
Yunan filozoflar, 2800 y›l önce infla ettikleri Delphi’deki
Apollon tap›na€›n›n girifline “kendini bil” ö€üdünü yazm›fllar.
Kiflinin kendini bilmesi çok önemli. Ancak bu aflama sa€l›kl› bir
flekilde geçirilirse, kifli yaflam›yla ilgili seçimlerini en do€ru fle-
kilde yapabilir. Elbette ki Sokrates’in dedi€i gibi; “Bir insan›n
kendini tan›ma u€rafl› ömür boyu devam eder.” Dolay›s›yla in-
san›n kendisiyle bar›fl›k olmas› ve kendisini sürekli ve düzenli
olarak gözlemlemesi çok önemli. Ancak bu sayede iyi oldu€u
taraflar› öne ç›karabilir, güçlendirebilir, o kadar iyi olmad›€› ta-
raflar›n› da de€ifltirebilir, daha iyi yapabilir. Sürekli olarak kar-
fl›laflt›€›m›z karar verme ve seçim yapma süreçlerinde yetenek-
lerimizi, beklentilerimizi ve hedeflerimizi iyi bildi€imiz ve bun-
lar›n aras›nda mant›kl› bir denge kurabildi€imiz sürece sonucun
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 19
baflar› olarak ç›kma olas›l›€› çok daha fazla olacakt›r.
Bu iflin bireysel k›sm›yd›.
Ak›ll› bir varl›k olan insano€lu flöyle bir çevresine baksa, bü-
tün yarat›lm›fl olanlar›n asl›nda bir plan dahilinde ve birbiriyle
iliflkili olarak varoldu€unu görecektir. Bugün okyanusta yaflayan
ve besin zincirinin en alt halkalar›ndan biri olan küçücük krill’le-
rin, okyanus yüzeyindeki ›s›n›n de€iflimine ba€l› olarak azalma-
lar›, pefli s›ra tetikleyece€i di€er geliflmelerin sonucunda, bu be-
sin zincirinin en üst noktas›nda yer alan insano€lu için bile bir fe-
lakete yol açabilecektir. Veya Amazon’da yaflayan bir kufl türü-
nün ya da Afrika’da yaflayan küçük bir memeli türünün soyunun
tükenmesi, beraberinde pek çok sorunu da kalan türlere getire-
cektir. Çünkü do€a rastgelelikle de€il kurallarla ve olas›l›klarla
belirli bir sistem dahilinde ifller ve bu sistem milyonlarca y›ll›k
evrim süreci sonucunda bugünkü noktaya ulaflm›flt›r. Sistem içe-
risinde meydana gelebilecek herhangi bir ayk›r› de€iflim, berabe-
rinde baflka beklenmedik de€iflimleri de getirecektir. Bunlar›n bi-
ze etkisi olumlu olabilece€i gibi, bugünlerde gündemimize giren
küresel ›s›nma sorununda oldu€u gibi ölümcül de olabilecektir.
Varolan her fley, baflka her fleyin de varolufluna katk›da bulu-
nur ve varolan her fley asl›nda di€er varolan fleylerle birlikte
varolur ve her fley do€rudan ya da dolayl› bir di€eriyle etkileflim
içerisindedir. Yaflam›, do€ay› ve evreni her zaman bir bütün ola-
rak alg›lad›m ve bu bütün içinde, o bütüne ait di€erlerine eflde-
€er bir parça olarak kabul etti€im kendi yerimi bulmaya, anlam-
land›rmaya çal›flt›m. Birlikte varolanlar ve karfl›l›kl› olarak bir-
birlerini var edenler ancak birlikte ilerlerse, büyürse, geliflirse
anlaml› bir bütünlükten söz edilebilir. Yoksa sürecin bir taraf›
hep eksik ve zay›f kal›r; bu eksik kalan taraf daha sonra çok ama
çok büyük temel sorunlara yol açabilir.
Bugün ülkemizde ve dünyada yaflanan birçok sorunu bu ba-
sit mant›kla bile aç›klayabiliriz. Türkiye’nin do€usu ve bat›s›
aras›nda yaflam standard› ve kalitesi de€erlendirildi€inde, son
50 y›lda uygulanan yanl›fl politikalar yüzünden büyük bir uçu-
rum oldu€u görülür. Bu sonuç büyük kentlere, önlenemez bir
göç, büyük ve ciddi toplumsal sorunlar tafl›r. Trafik s›k›fl›kl›€›,
kalabal›k nüfus ve sokaklar›n temizli€indeki s›k›nt›lar bunlar›n
20 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
en basitiyken, fliddet, gasp, kapkaç, tecavüzler, sistemdeki bofl-
luklar›n yaratt›€› rüflvet ve yolsuzluk konular› daha ciddi sorun-
lar olarak karfl›m›za ç›k›yor. Hatta daha ileriye gidersek, ülkemi-
zin en büyük dertlerinin bafl›nda gelen terör belas› bile, zama-
n›nda bu basit mant›€a ayk›r› uygulanan politikalar yüzünden
bir türlü çözülemiyor.
Ayn› flekilde bugün dünyam›z da bunun daha büyük ölçekte-
ki bir yans›mas› ile bo€ufluyor. Yüzy›llard›r ellerine geçen her
f›rsatta kendi benzerleri d›fl›ndaki her milleti sömürmeyi bir
devlet politikas› olarak uygulayan bat› dünyas›, bugün kendi ya-
ratt›€› asimetrik tehdidin önlemini nas›l alabiliriz diye kara kara
düflünüyor ve bulabildi€i tek çözüm de; ne yaz›k ki en iyi bildi-
€i konu olan daha fazla güç, daha fazla bask› ve daha fazla flid-
det kullanmak oluyor. Bu durum da do€al olarak kendi karfl›t›n›
da ayn› ölçekte h›rsland›r›yor, güçlendiriyor ve süreci daha faz-
la içinden ç›k›lmaz hale getiriyor. Bu kaotik k›s›rdöngünün so-
rumlulu€unu üzerlerinden atabilmek de “medeniyetler çat›flma-
s›” ad› verilen zorlama bir teoriye düflüyor.
Konfiçyüs, “insan›n insana iyilikçi ilgisini” çok özel bir ye-
re koyar. Ancak bu ilgiyi, bu sorumlulu€u hissedersek ve gerek-
lerini yerine getirebilirsek, önce yak›n çevremizde ve kendi top-
lumumuzda sonra da bütün insanl›k içinde sevgiyi, bar›fl›, anla-
y›fl›, hoflgörüyü ve karfl›l›kl› sorumluluk anlay›fl›n› güçlendirebi-
liriz. Böylece kendimizden sonraki kuflaklar›n daha sa€l›kl›, da-
ha huzurlu, daha mutlu olmas›n› sa€layabilir ve insanl›€›n daha
ileriye gitmesine yard›mc› olabiliriz.
Sa€l›kl›, ak›lc›, sa€duyulu bir toplumda yaflamak isteyen akl›
bafl›nda her insan, yaflad›€› toplumun geliflmesi ve ilerlemesi için
çaba gösterir. Karfl›l›€›n› da, sadece kendi dünyas›n›n de€il çev-
resinin de güzel olmas›yla al›r. ‹çi de d›fl› da güzelliklerle çevrilir.
Bu da iflin toplumsal, küresel k›sm›yd›...
Biyolojide, minimum yasas› veya s›n›rlay›c› etkenler ilkesi
olarak geçen Liebig Kanunu’na göre; çevrede yeterli miktarda
bulunmad›€› zaman biyolojik geliflimi s›n›rlayan maddelere “s›-
n›rlay›c› etken” ad› verilir. Buna göre bir bitkinin geliflmesi için
gerekli kimyasal maddeler aras›nda hangisi bitki için gereken
minimum miktara en yak›n de€erdeyse o maddenin büyümeyi
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 21
s›n›rlay›c› etkisi görülecektir. Bir di€er deyiflle, bir organizma-
n›n sa€l›kl› yaflamas› için gereken girdilerden en eksik olan, ek-
sik olmayan di€erlerinin ne kadarlar›n›n kullan›labilece€ini be-
lirler. Bu yasa; toplumsal hayat› da yaflayan, de€iflen ve geliflen
bir organizma olarak de€erlendiren sosyologlar›n da ilgisini
çekmifl ve toplumsal hayatla ilgili konularda da kullan›lm›fl.
Kiflisel kanaatim olarak bir ülkenin A’s› ne ise Z’si de odur, o
olmak zorundad›r. Trafik konular›nda, yolsuzluk ve rüflvetin yay-
g›nl›€› konular›nda, e€itim sorunlar› konular›nda, sosyal güven-
lik ve sa€l›k sistemleri konular›nda, hukukun h›z› ve etkinli€i ko-
nular›nda, kaçak yap›laflma veya kaçak elektrik kullan›m› konu-
lar›nda, medyam›z› esir eden magazin ve televole kültürsüzlü€ü
gibi konularda dünya s›ralamas›nda yerimiz, hepimizin bildi€i ve
utand›€› konumdayken, örne€in afet zararlar›n›n azalt›lmas› ve
afetlere haz›rl›k konular›nda, son 6-7 y›lda yap›lan bütün iyi ni-
yetli çabalara ve muazzam kaynak aktar›mlar›na ra€men, Japon-
ya veya Amerika gibi olmam›z› beklemek hayalperestlikten bafl-
ka bir fley olmayacakt›r. Çünkü bir organizmada bütün bileflenler
birbiri ile do€rudan veya dolayl› etkileflim içindedir. Sadece biri
üzerinde kurgulanan, di€erlerinin çok ötesinde bir ölçekte iyilefl-
tirme veya dönüfltürme çabalar›, di€erleri göz ard› edildi€i süre-
ce baflar›l› olma flans›na sahip de€ildir, olsa bile baflar›s›n›n sü-
reklili€ini sa€lama ve sürdürülebilir k›lma flans›na sahip de€ildir.
H›rs›zl›k, yolsuzluk, rüflvet gibi konular› veya medyadaki kont-
rolsüz büyüyen televole ve magazin programlar›n› veya e€itim
ve sa€l›k sorunlar›m›z› veya tinerciler ve sokak çocuklar›n› veya
aile içi fliddet konular›n› birbirinden ba€›ms›z, birbiriyle ilgisiz
konular olarak ele al›p, sadece kendi çerçevelerinde de€erlendi-
rirsek ve çözüm çal›flmalar›n› da bu s›n›rl›l›kla yapmaya kalkar-
sak büyük bir yan›lg›ya düfleriz. Bir sistem, belirli bir alanda yer
alan ve birbiri ile do€rudan veya dolayl› iliflki içinde bulunan un-
surlardan oluflur. Sistemin güvenilirli€i kendisini oluflturan un-
surlar›n güvenilirli€inin bileflkesidir. Toplumsal hayat› ve top-
lumsal hayat›n her alan›n› da benzer flekilde bir sistemin parçala-
r› olarak ele almam›z ve herhangi birinde çözüm veya iyilefltirme
çabalar›n› de€erlendirirken de, di€erleri ile olan iliflkilerini ve et-
kileflimini de göz önünde bulundurmam›z gerekir. Bu anlamda
bak›ld›€›nda, ülkemizin çok ciddi ve uzun süredir devam eden
22 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
art›k kronikleflmifl sorunlar› oldu€unu ilk baflta kabul etmemiz ve
çözüm aray›fllar›m›zda da kendimizi kand›rmaktan dikkatli bir
flekilde sak›nmam›z gerekmektedir. Bugün baflbakan›, bakanlar›
yüce divanda yarg›lanan ama her nedense zaman afl›m› gibi ga-
rip bir gerekçeyle veya sürekli ç›kart›lan aflarla son anda paçay›
kurtaran, silahl› kuvvetlerinin en üst düzey paflas› yolsuzluk yü-
zünden cezaevine düflen, milli savunma bakan› hapiste olan, yol-
suzluk ve rüflvette dünya s›ralamas›nda bafllarda yer alan, birçok
milletvekilinin ancak dokunulmazl›k z›rh›yla aram›zda dolafla-
bildi€i, 24 saat magazin ve futbol bombard›man›na maruz b›rak›-
lan, 16-17 yafl›nda beyni y›kanm›fl çocuklara siyasi cinayetlerin
ifllettirildi€i bir toplumda, sorunlar›m›z› sadece göründü€ü yerde
ve göründü€ü kadarm›fl diye alg›layarak bir yere varamayaca€›-
m›z› anlamam›z gerekmektedir.
Hepimiz daha iyi yaflam koflullar› istiyoruz, buna elbette ki
hakk›m›z var. Bunun için çaba da gösteriyoruz, ancak sadece is-
temek ve sorunlar› tek boyutlu, sadece göründü€ü yerde ele al›p
çözmeye çal›flmak bu iste€imize k›sa dönemde ulaflmam›za ne
yaz›k ki olanak vermeyecektir. Türkiye’nin sorunlar› ne yaz›k ki
k›sa dönemde çözülemeyecek kadar ciddi ve köklüdür. Asla çö-
zümsüz de€ildir, sadece çözecek niyete ve iradeye ve elbette ki
zamana ihtiyaç duymaktad›r.
Bu nedenle de sorunlar›m›za bütüncül bak›fl aç›s› ile bakma-
l›, sistem içerisinde, sadece o anda patlak veren yeri geçici ola-
rak yamamaya çal›flmaktan vazgeçip, sistemin bütününü ele ge-
çirmifl olan hastal›klarla do€rudan mücadele etmemiz gerekmek-
tedir. Aksi taktirde, depremde hasar gören bir binan›n sadece s›-
vas›n›n yenilenip, ana tafl›y›c› yap›s›n›n ayn› k›r›klarla ancak bir
sonraki depreme kadar dayanabilece€i, son derece hassas ve k›-
r›lgan iç yap›s› ile tesadüfen ayakta kalan d›flar›dan sa€lam gö-
rünen ama içi çürümüfl bir binadan fark›m›z olmayacakt›r.
Türkiye bundan daha iyisine lay›kt›r. Ülkemizi ça€dafl mede-
niyetler seviyesinin üzerine ç›karma konusunda gerçekten ka-
rarl›ysak, do€an›n yasalar›n› ciddiye alarak hareket etmemiz ge-
rekmektedir. Öncelikle geliflmemizi, düzelmemizi s›n›rlayan,
her türlü engelle, her birini ciddiye alarak ve sorunlar›m›z›n kö-
küne inerek mücadele etmeliyiz.
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 23
Binlerce y›ll›k Anadolu görgüsünden süzülerek gelen birlik-
te yaflama kültürünü, Anadolu’nun ba€r›ndan yetiflmifl ermiflle-
rin, Yunus’lar›n, Mevlana’lar›n; “yarad›lan› sevdik yaradandan
ötürü” ö€retilerini ve ailemden getirdi€im kentli olma kültürü-
nü, tarih boyunca fedakârl›€›n ve cesaretin eflsiz örneklerini ver-
mifl asil milletimin de€erleriyle birlikte ak›lc› ve ça€dafl bir viz-
yonla harmanlay›nca, kendi d›fl›mdaki fleylere karfl› da sorumlu-
luk tafl›mam gerekti€ini kavrad›m. Kendimden ve yak›n çev-
remden bafllay›p, bütüncül bak›fl aç›s›, sevgi, sayg› ve empati ile
beslenen bu sorumluluk anlay›fl›n› öncelikle ülkeme, tan›d›€›m-
tan›mad›€›m bütün milletime, hatta bazen baflka ülkelere ve on-
lar›n milletlerine kadar da yans›tabildim.
Ve bundan da hep büyük mutluluk duydum...
Varl›€›m›z›n tekil olmas›na ra€men sorumlulu€umuzun ev-
rensel oldu€una inan›yorum. Di€er canl›lardan farkl› olarak sa-
hip oldu€umuz akl›m›z gere€i, küresel hatta evrensel bir sorum-
luluk tafl›mam›z gerekti€ini düflünüyorum.
Bence en do€rusu yaflama güçlü bir kiflisel fark›ndal›kla bafl-
lamak ve kendini iyice tan›y›p, yeteneklerini, s›n›rlar›n› ö€ren-
dikten sonra, do€an›n ve sistemin iflleyiflini kavramak ve sonra
da bu sistemin içinde, kendi yerinin fark›na varmak olmal›. Böy-
lece kiflinin, kendi olmaktan ç›k›p, do€a dedi€imiz sistemin bir
parças› oldu€unu alg›layarak, gerçek konumunun idrakine var-
mas›n›n en do€rusu ya da en kolay› oldu€unu düflünüyorum.
Bugüne dek izledi€im yol bu oldu. Önce okuyarak düflünsel,
duygusal planda yolculuklara ç›kt›m, sonra da€lara t›rmanarak
fiziksel ve ruhsal s›n›rlar›m› gelifltirdim ve güçlendim, ard›ndan
otostopla, motosikletle, tekneyle veya o an için ifllevsel her tür-
lü ulafl›m arac›yla uzun seyahatler yap›p dünyay› ve insanlar›,
kültürleri daha iyi tan›maya gayret ettim; sonunda da kendim,
kendi ülkem ve kendi insan›m için, sahip olduklar›mla neler ya-
pabilece€imi bulmaya çal›flt›m.
Bu süreçte sizlerin de izledi€i gibi, 1996 y›l›nda, daha 20’li
yafllar›m›zdayken da€c› arkadafllar›mla birlikte AKUT’u (Arama
Kurtarma Derne€i) kurduk ve bugüne dek birçok önemli ifl de ba-
flard›k. 17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi sonras›nda, ülkenin
dört bir yan›ndan gelen gönüllüleri de organize ederek gerçeklefl-
24 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
tirdi€imiz arama ve kurtarma ve yard›m da€›t›m› çal›flmalar› so-
nucunda, 220 vatandafl›m›z› enkazlar›n alt›ndan çekip almay› ba-
flarm›fl ve ilk günlerin o korkunç karmafl›kl›€›nda, dünyan›n dört
bir yan›ndan gelen yard›mlar›n tasnif edilmesi, depolanmas› ve
da€›t›m› çal›flmalar›n› da ayn› ciddiyet ve disiplinle sa€lam›flt›k.
Bafllang›çta her fley çok iyiydi, hatta bir peri masal› gibiydi. Ko-
flulsuz ba€l› oldu€umuz devletimizin örgütlü sisteminin haz›rl›k-
s›z yakaland›€› ve büyük bir zafiyete düfltü€ü bu süreçte, bir avuç
gönüllü, hiçbir yerden ça€r›, yönlendirme, izin, onay, vs. bekle-
meden, kendi inisiyatifimizle haberi al›r almaz, kitlesel bir afete
dönüflme olas›l›€›n› çok yüksek olarak hesaplad›€›m›z depreme
bütün imkân ve kabiliyetlerimizle müdahale etmifl ve bu zor za-
man›nda devletimizin ve milletimizin yan›nda olabilmifltik.
Sonras› çok ama çok zor, tehlikeli, ac› dolu, hayat›m›zda ilk
kez yaflad›€›m›z ve bir daha da asla yaflamak istemedi€imiz kor-
kunç bir deneyim oldu hepimiz için. Allah o günleri bir daha
kimseye yaflatmas›n...
Ortal›k biraz durulunca afetin boyutlar› daha iyi anlafl›ld› ve
bizim gencecik yüreklerimizle baflard›klar›m›z› görünce, yedi-
den yetmifle asil milletimiz bizi öyle bir ba€r›na bast› ki, yorgun-
lu€umuzu, yaralar›m›z›, ac›lar›m›z› her fleyi unuttuk. Gö€sümü-
zü gere gere, gururla söyledik AKUT’lu oldu€umuzu. Mutluy-
duk, huzurluyduk, gururluyduk. Milletimizin bize en çok ihtiyaç
duydu€u zamanda kofla kofla gitmifltik enkazlara ve bütün bun-
lar› sadece do€ru oldu€una inand›€›m›z için yapm›flt›k. Devleti-
mizin en s›k›flt›€› günlerde onun yan›nda olman›n onurunu, bu-
gün bile her AKUT’lu yüre€inin en derininde bir gurur abidesi
olarak saklar.
‹lk günlerde her fley çok iyi gitmiflti. Koflulsuz yard›msever-
li€imiz ve çal›flkanl›€›m›z, her seviyedeki insanlar taraf›ndan,
Baflbakan›m›z say›n Bülent Ecevit, Genel Kurmay Baflkan›m›z
say›n Hüseyin K›vr›ko€lu ve Cumhurbaflkan›m›z say›n Süley-
man Demirel dahil takdir edilmifl, alk›fllanm›flt›. Hatta gönüllü
çabalar›m›z o kadar büyütüldü ki, yapt›klar›m›zla bizi “kahra-
man” diye bile nitelendirdiler. Oysa biz sadece, herkesin yap-
mas› gerekti€ine inand›€›m›z› yapm›fl, zor zaman›nda vatan›m›z
için, milletimiz için elimizden gelen çabay› göstermifltik. Bunu
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 25
da alk›fllanmak, ödüllendirilmek veya takdir edilmek için de€il,
do€ru olan o oldu€u için yapm›flt›k.
Hayat› basit denklemlerle anlamaya, anlamland›rmaya çal›-
flan s›radan insanlard›k asl›nda. Bize göre, bafl› s›k›flana yard›m
etmek, insan olman›n gere€i olarak herkesin görevi ve sorumlu-
lu€udur. Bizim de bafl›m›z s›k›flsa, di€erlerinin bize el uzataca-
€›na inanarak yaflar›z hayat›m›z›. O gün için bizim imkânlar›m›z
uygundu, biz yard›m ettik, yar›n bizimki uygun olmaz, bizim
yard›ma ihtiyac›m›z olur, bize de baflkalar› sahip ç›kar diye dü-
flünürüz. Bizim denklemimiz bu kadar içten, bu kadar sade ve bu
kadar basitti asl›nda. Ama iflin içine ç›kar hesaplar› ve on y›llar-
d›r alt kimliklere bölünmek için u€rafl›lan yurdumun birbirine
düflürülmüfl, cahil b›rak›lm›fl, yoksul, garip, asl›nda tertemiz ve
iyi niyetli ama kand›r›lm›fl insanlar› da bir taraf›ndan girince, ne
büyük bir yan›lg› içine düfltü€ümüzü y›llar sonra anlayabildik;
hayat o kadar basit de€ilmifl ne yaz›k ki...
Hayat›n bu kadar basit olmad›€›n›; karfl›l›ks›z yard›mseverli-
€in, gönüllülü€ün, hatta can kurtarman›n bile, asl›nda her zaman
hofl görülecek bir davran›fl olmad›€›n› kavramam›z›n ne kadar
zaman ald›€›n› ve bütün ön kabullerimiz ve inand›€›m›z de€er-
lere ra€men, bunu kabul etmenin ne kadar üzüntülü ve zor bir
süreç oldu€unu tam olarak ifade edebilmem çok zor. Y›llard›r
AKUT’un karfl›s›na birçok kaynaktan ç›kart›lan engelleri ve ge-
rekçelerini herhangi bir yanl›fl anlamaya meydan vermeden, ara-
m›za kat›lan yeni gönüllülere anlatmakta ne kadar zorland›€›m›-
z› size anlatamam. Bir yandan bu süreçler nedeniyle devletimi-
ze karfl› yap›labilecek hak etmedi€i yak›flt›rmalar› engellemek,
bir yandan devletimizin gücüne s›rt›n› dayayarak bunu yapanla-
r› ay›rmak ve sorumlulu€un kiflilere ait oldu€unu anlatmak ve
bu çok önemli fark› her seferinde vurgulamak için azami gayret
sarf ediyoruz. Üzülerek söylüyorum ki, bütün özenimize ra€-
men bazen baflar›l› oldu€umuz konusunda da tereddütlerim var.
‹nflallah bu kitaptan sonra...
Sadece bu konuya dikkat çekmek için; “Devlet ve Devlet’in
Yöneticileri” bafll›kl› bir makale bile yazm›flt›m, afla€›da bu ma-
kalemi sizlerle paylaflmak istiyorum;
Büyük önder Atatürk’ün bizlere arma¤an etti¤i, birinci vazifemiz
26 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

olarak onu sonsuza dek korumak ve kollamak görevini verdi¤i ve


her zaman en k›ymetli hazinemiz olarak tan›mlad›¤›m›z cumhuriye-
timizi temsil eden devletimizin, son 50 y›lda k›rmad›¤›, haks›zl›¤a
u¤ratmad›¤›, flu veya bu sebeple can›n› yakmad›¤› neredeyse bir
tek namuslu vatandafl›m›z yoktur. Ne yaz›k ki tarihimiz de bu tür
yanl›fl uygulamalarla doludur.
Devlet, kendisini vatandafl›ndan daha önemli gördü¤ü ve onun
üzerinde her tür hakka sahip oldu¤unu düflündü¤ü için, vatandafl›-
na her tür uygulamay›, hukuka veya ahlaka uygun olsun olmas›n,
kendisinde bir hak olarak görmüfltür ve hâlâ da görmektedir. Bu
bak›fl aç›s› öyle yer etmifltir ki, kendisinin bile son flans› olabilecek
en üstün ve en fedakâr evlatlar› olan Mustafa Kemal ve silah arka-
dafllar› bile, haklar›nda ç›kar›lan idam fermanlar› ile o zamanki Os-
manl› Devleti’nin Damat Ferit hükümetinin kendisine düflman bel-
ledi¤i, k›rd›¤› evlatlar›n›n listesine dahildir. Benzer uygulamalar
Atatürk sonras› süreçte bugün de, Devletimiz taraf›ndan çok az de-
¤ifliklikle uygulanmaktad›r. Devlet, gücü yetti¤ine adaleti uygular,
yetmedi¤ine uzaktan bakar, kay›t alt›na alabildi¤inden vergi, elekt-
rik, tapu gibi borçlar›n› tahsil eder, kay›t alt›na alamad›¤›n› gör-
mezden gelir. Kendisine, dolay›s›yla asl›nda millete ait olan› gasp
edenlere peflkefl çekerek, o milli de¤erlerde vatandafll›k hakk› olan-
lar›n haklar›n› bir kalemde siler ve bunu da birtak›m gerekçelerle
savunmaya çal›fl›r. Böylece kamu mal›na karfl› h›rs›zl›k, gasp gibi
suçlar› ifllemeyen namuslu vatandafllar›n› da hiç rahats›zl›k duyma-
dan ma¤dur eder. Tahmin edebilece¤iniz gibi bu örnekleri öyle çok
art›rabilirim ki sayfalarca Devlet aleyhine yazmam gerekir.
fiimdi yukar›da yazd›¤›m paragrafta “Devlet” yerine, “Devletin
o konumdaki yetkilileri” cümlesini koyup lütfen bir daha okuyun.
Yukar›da da belirtti¤im o sayfalarca devlet taraf›ndan yap›lan yan-
l›fl ve haks›z uygulamalar›n tamam›, gerçekte devletin karar verici-
leri ve uygulay›c›lar› konumlar›nda olan atanm›fl ve/veya seçilmifl
insanlar taraf›ndan yap›lan haks›zl›klar ve yanl›fll›klar, hatta iha-
netlerdir ve hiçbiri, soyut bir kavram olan devletin ve sonuçta Cum-
huriyetimizin üzerine at›lacak suçlar de¤ildir. Kararlar› insanlar al›r
ve insanlar uygular, sonuçlar›ndan da insanlar sorumludur. Bu so-
rumlulu¤un da elbette ki iki boyutu vard›r; birincisi seçilmifllerin
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 27
yetkilerini yanl›fl kullanarak, hatta aflarak yapt›klar› haks›z ve yan-
l›fl uygulamalar, ikincisi de bu konumlara vatandafl›n, seçmenin,
yani bizlerin özgür iradesiyle getirilen bu kiflilerden bir hesap sor-
ma mekanizmas›n› kuramay›p, yaflad›¤›m›z sorunlarla ilgili bütün
faturay› devlet ad›n› verdi¤imiz soyut kavrama ç›kar›p, sorumlulu-
¤u üzerimizden atma kolayc›l›¤›na kaçmam›zd›r.
Devlet olarak tan›mlad›¤›m›z yap› asl›nda soyut bir kavramd›r
ve onu var eden unsurlarla anlam›n› bulur. Devlet birtak›m kurallar
dizgesiyle iflleyen bir kurumlar bütünüdür. Devletin bekâs› ve güven-
li¤i ve milletin refah›n› sa¤lamak için ulafl›lmas› ve korunmas› gere-
ken amaçlar fleklinde tan›mlayabilece¤imiz Milli Menfaat’lerimize
eriflmek için, Devlet örgütlenmesinde yer alan bütün kurumlar›n or-
tak amaç ve ortak vizyon çerçevesinde, güç ve iflbirli¤i içerisinde ça-
l›flmas› gerekmektedir. Devleti oluflturan kurumlara bakt›¤›m›zda,
yürütme görevinden sorumlu olan hükümet, yasama görevinden so-
rumlu olan TBMM, yarg› görevinden sorumlu olan ba¤›ms›z mahke-
meler ve bunlar›n d›fl›nda sivil ve askeri bürokrasi, çal›flma alanlar›
yasalarla tan›mlanm›fl resmi, özel ve sivil bütün kurumlar ve sivil
toplum örgütlerini görebiliriz. Bu noktada, baz› s›n›flamalara göre,
yasama-yürütme ve yarg›ya ilave olarak, 4. güç medya olarak tan›m-
lan›r, 5. güç ise, benim de 11 y›ld›r bu vatan ve bu millet için bir ne-
fer olarak çal›flt›¤›m AKUT gibi sivil toplum örgütleridir.
Devlet, ortak bir hayat› ve kültürü paylaflan bir toplumda, top-
lumu düzenleme, topluma güvenlik, refah ve huzur sa¤lama ama-
c›n› güden ve bu amaca yönelik olarak kanun koyma, bu kanunla-
r› uygulama, yarg›lama, cezaland›rma gibi güçlere sahip olan ku-
rumdur. Devlet, sonuçta bir kurumlar bütünüdür ve bu bütünü var
eden de toplumun kendisidir.
Devlet iradesinin ne yönde ve ne flekilde gerçekleflece¤ini belir-
leyenler, devleti oluflturan kurumlar›n her birinde görev alan insan-
lard›r. Çok aç›k olarak ortadad›r ki, son elli y›lda hemen her alanda
çok önemli hatalar yap›lm›flt›r ve hâlâ da yap›lmaya devam edili-
yor. Ancak burada üzerine basarak vurgulamaya çal›flt›¤›m tek fley,
bu hatalar›n, Atatürk’ün bize arma¤an etti¤i Türkiye Cumhuriye-
ti’nin, devletimizin planl›, bilinçli, istekli bir flekilde, bu yönde bir
irade kullanarak gerçeklefltirdi¤i eylemler olmad›¤›d›r. Devlet yöne-
28 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

timinde elbette kullan›lan ve hâkim olan bir irade vard›r, ancak bu


irade, devletin kurumlar›n› yönetme konumunda bulunan insanla-
r›n ortak iradesidir. Bunun hesab› sorulacaksa, ki mutlaka sorulma-
l›d›r, bu hesap yetkilerini yanl›fl ve haks›z kullanan kiflilere sorulma-
l›d›r. Çünkü ak›la, zihne ve bilince sahip olmayan ve ancak soyut
bir kavram olan devlet, aç›k olarak bir irade gelifltirme ve uygula-
ma yetene¤inden yoksundur. Burada kullan›lan irade atanm›fl ve-
ya seçilmifl olan insanlar›n iradesidir. Burada bir flikâyetimiz varsa,
bir fleyleri de¤ifltirmek istiyorsak, devletimizi de¤ifltirecek halimiz ol-
mad›¤›na göre, hatta tutun ki böyle bir imkân var; devleti de¤iflti-
rebilme imkân› olsa bile onu yöneten insanlar› ve anlay›fl› de¤ifltir-
medikten sonra pratik anlamda hayat›m›zda bekledi¤imiz, arzu et-
ti¤imiz hiçbir fley de¤iflmeyecektir. Art›k seçimlerimizle daha iyi, da-
ha düzgün ve nitelikli insanlar› göreve getirme zorunlulu¤umuzu
anlamam›z gerekti¤ini söylemek isterim.

Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dedi€i gibi;


“Dünyada her millet icraat›na tahammül etti€i hükümetin
mesuliyetine ortak say›l›r.”
Oylar›m›zla veya kararlar›m›zla her ne sebeple ve beklentiy-
le olursa olsun, rüflvete, yolsuzlu€a, onursuzlu€a bulaflm›fl insan-
lar› yetkili-sorumlu pozisyonlara getirirsek veya getirilmelerine
seyirci kal›rsak; ortaya koyacaklar› devlet yönetimi iradesi ona
göre olacakt›r. Vatansever, gerçek Atatürkçü, dürüst, ayd›n, so-
rumluluk sahibi insanlar› o pozisyonlara getirirsek; bu sefer orta-
ya ç›kacak olan devlet yönetimi iradesi de bu yönde oluflacakt›r.
Her iki durumu da ortaya ç›karan ana sebep, sonuçta mevcut se-
çim sistemi içerisinde bizlerin ortaya koydu€u yönelimdir. Her
türlü iletiflim imkân› kullan›larak, Türkiye’de y›llard›r en üst dü-
zey profesyonellere bile tafl ç›kartacak kadar iyi uygulanan de-
zenformasyon-kirli bilgi çal›flmalar› sayesinde, ne yaz›k ki bu tür
bir tehlikeli gidiflat› fark etmek çok zor oluyor ve ço€u zaman da
geç kal›n›yor. Fark edilse bile, ço€u zaman hukuk sistemimizin
özellikle iyilefltirilmeyen zafiyetleri bu ifl için dünyan›n paras›n›
alan hukukçular taraf›ndan kullan›larak, neredeyse suç üstü ya-
kalananlar bile yeteri kadar güçlülerse, milletle dalga geçer bir
flekilde aklan›yorlar. Bize de, devletimizi soktuklar› milyar dolar-
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 29
larla ölçülebilecek zararlarla bafl bafla kalmak düflüyor.
Devlet otoritesindeki en küçük bir boflluk, bu bofllu€un birta-
k›m gayr› meflru yap›lanmalar taraf›ndan doldurulmas›yla so-
nuçlanacakt›r. Bundan da tüm bireyler zarar görecektir. Zay›f bir
devlet, toplumun içindeki baz› ç›kar çevrelerinin etkisi alt›nda
kalacak ve yine toplumun geneli bundan zarar görecektir. Dola-
y›s›yla bir toplumun içindeki her bireyin, güçlü bir devlet meka-
nizmas›na taraftar olmas› gerekir. Devletin güçlenmesi için çaba
harcamas›, devletin zay›flamas›na yönelik eylemlere karfl› da ta-
v›r almas› gerekir. K›sacas› devletine sahip ç›kmas› gerekir.
Bu konuyu çok iddial› olarak söylüyorum, çünkü bizim de
devlete k›zmak için çok hakl› gerekçelerimiz olmakla birlikte,
asla böyle bir yan›lg›ya düflmedi€imizi size daha iyi ifade ede-
bilmek ad›na, bu kitab›n ilerleyen bölümlerinde kendimizden de
birtak›m örnekler vermek istiyorum.
Sonuçta e€er devlete k›zmak için bahane arasayd›k, emin
olun düflünemeyece€iniz kadar› zaten vard›. Ancak bizler devle-
timizin varl›€›n› her zaman ve her koflulda kendi varl›€›m›z›n
üstünde gördük. Atatürk’ün dedi€i gibi, kendimizi ink›laplar›n ve
rejimin sahibi ve bekçisi olan Türk gençleri olarak tan›mlad›k.
Bir gün AKUT ve Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaatleri çak›fl›r-
sa, hakl›-haks›z, do€ru-yanl›fl ay›r›m›na gitmeden derhal geri
ad›m ataca€›m›z› ve bu yönde en a€›r fedakârl›klar› bile, (derne-
€imizi kapatmak dahil) yapmaktan geri durmayaca€›m›z› bugün
her gönüllümüz bilir ve ona göre hareket eder. Hedefimizi hiçbir
zaman kar›flt›rmamal›y›z, hedef devletin kendisi asla olamaz.
Devlet gücü ve yetkisini yanl›fl, eksik, haks›z, kanunsuz kullanan
insanlard›r burada düzeltilmesi ve de€ifltirilmesi gereken. Al Go-
re’un belgesel niteli€indeki sars›c› filmi “Uygunsuz Gerçek”te
dile getirdi€i gibi; “siyasi irade yenilenebilir bir kaynakt›r”.
En önemli olarak gördü€üm konular›n bafl›nda, geçmiflte ve-
rilmesi gereken hesaplar› devletimize de€il de, onun kurumlar›-
n› idare eden insanlara yönlendirme gerçekli€ini akl›m›zdan bir
an olsun ç›kartmamam›z›n gereklili€i ve flart› geliyor. Aksi tak-
tirde sonuna kadar hakl› oldu€umuz bütün k›zg›nl›€›m›z› ve öf-
kemizi, varoluflumuzun biricik temeli olan Cumhuriyetimize
yönlendirmek yan›lg›s›na düflebilece€imiz ve as›l suçlular›n ce-
30 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
zas›z kalarak yapt›klar›n›n yanlar›na kâr kalmas›na sebep olaca-
€›m›z› unutmamal›y›z.
Üzerimizde oynanan onca oyun ve hakk›m›zda ç›kar›lan bun-
ca dedikodu nedeniyle, bugün aram›za yeni kat›lanlara bir de bu
yönde bir bilinçlendirme çal›flmas› yapt›€›m›z› bilmenizi isterim.
Bu tür hassas konular ve ince dengeler, kötü niyetli ellerde rahat-
l›kla y›k›c› bir güce dönüfltürülebilir. Kand›r›lm›fl vatandafllar›m›-
z›n hangi kirli bilgilerle suç örgütlerinin hatta terörün bile kuca-
€›na itildi€ini herhalde görmeyenimiz kalmam›flt›r art›k.
Allah’tan bu, AKUT içinde erken fark etti€imiz konulardan
biriydi...
‹yilik ve kötülük, do€ru ve yanl›fl gibi birbirinin tam karfl›t›
olan de€erler bile, baz›lar›n›n elinde menfaat iliflkilerine göre
belirlenir olmufl. Bafllangݍta iyiydik, hem de laf olsun diye de-
€il, gerçekten iyiydik, iyinin de ötesindeydik herkesin gözünde.
Y›llar içerisinde bizlere verilen ödül ve plaketlerin say›s›n› bile
bilen oldu€unu sanm›yorum, sonra ne oldu€unu bile anlayama-
dan birden kötü oluverdik.
Oysa biz hiç de€iflmemifltik...
Biz daha 30’lar›na bile varmam›fl bir avuç delikanl›, bir avuç
genç k›z, koflulsuz sevdi€imiz vatan›m›z için, milletimiz için
oradan oraya kofltururken kimleri, nereleri rahats›z etmifliz, han-
gi hesaplar› neredeyse bozuyormufluz, ülkem üzerine oynanan
hangi entrikalar› bilmeden tehlikeye sokmufluz, bunu anlayabil-
mem için aradan 5-6 y›l geçmesi gerekti.
Asl›nda iyi bir gözlemcinin gözünden kaç›rmayaca€› bu konu-
lar› benim anlayabilmem y›llar sürdü. Sürecin tam göbe€inde ka-
l›nca, d›flar›dan bakan bir gözle de€erlendirmek o kadar da kolay
olmuyor. Bir yandan kendimizi yalana, dolana, çirkefe ve iftiraya
karfl›, hem de dik duruflumuzu bozmadan savunmaya çal›fl›rken,
etraf›m›zda dönen kumpaslar›n içini görmek, bizim gibi amatör-
ler için neredeyse imkâns›z bir maceraym›fl. Y›llar içerisinde or-
tal›k sakinleflince ve bugün Türkiye üzerine oynanan oyunlarla
bunlar› birlefltirince parçalar› üst üste koyabildim ancak.
Elinizde tuttu€unuz bu kitapta sizlere, olabildi€ince aç›k bir
flekilde iflte bunlardan bahsetmek istiyorum...
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 31

A‹LEM
200 y›ldan fazlad›r ‹stanbul’da yaflayan köklü ve varl›kl› bir ai-
leden geliyorum ve hem ailemden hem de Türklü€ümden büyük
gurur duyuyorum. Büyükbabam›n büyükbabas›n›n babas›, 1822
y›l›nda Sak›z Adas›’nda ç›kan Rum isyan›n› bast›ran ve Sultan
II. Mahmud’un, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutan› olarak
kendisine verdi€i bu görevi eksiksiz yerine getirdikten sonra,
burada flehit düflen (Nasuh o€lu) Kaptan-› Derya Ali Pafla’d›r
(Ek: 1). ‹syan bast›r›ld›ktan ve bütün kontrol Osmanl› Donan-
mas›’na geçtikten sonra, Osmanl›lar›n Sancak Gemisi’ni atefl
kay›klar›yla düzenledi€i sald›r›da yakmay› baflaran ve Yunanl›-
lar›n “Kara Ali” dedi€i büyük büyük büyük dedemi flehit eden
Kanaris adl› gözüpek Yunan denizci, kendi ülkesinin milli kah-
ramanlar›ndan biridir. Sak›z adas›n›n en büyük meydan›ndaki en
büyük heykel, bu olay›n an›s›na dikilmifl Kanaris’in heykelidir.
Bugün ailemizin soyad› olan Mahruki, yani “yanarak ölen”,
“yanm›fl” anlam›ndaki Osmanl›ca kelime de bu olaydan ailemi-
ze flerefli bir miras olarak kalm›flt›r.
Bu süreç Y›lmaz Öztuna’n›n haz›rlad›€› BÜYÜK TÜRK‹YE
TAR‹H‹ adl› ansiklopedinin 6. cildinde, 441-443. sayfalar ara-
s›nda flu flekilde anlat›l›r;
Yunan ‹htilâli’nin Bafllamas› (12 fiubat 1821)
Y›ll›k ›s› ortalamas› 17° olan Mora’da, ›l›k bir k›fl sabah›, 12 flubat
1821’de ihtilâl bafllad›. Bizzat Patras baflpiskoposu Germanos’un
kumanda etti¤i 10.000 kadar silahl› Rum, flehre hâkim olduktan
sonra, kaleyi muhâsara alt›na ald›lar. Patras’ta ayaklanma bafllay›n-
ca, uzun zamandan beri bu ân› bekliyen bütün Mora, aya¤a kalkt›.
Nisan bafllar›nda, Mora sanca¤›n›n merkezi olan Tripoliçe d›fl›nda
bütün yar›mada, âsîlerin eline geçmiflti. ‹syân, h›zla Kiklad adalar›-
na da geçti. Yunanl›lar, Mora’n›n kuzeydo¤usunda Nauplion (Türk-
çe: Anabolu) liman›n›, ihtilâl idaresinin merkezi olarak ilân ettiler.
Mora’daki Türkler’in bir k›sm› Tripoliçe’ye can atmakla beraber,
çok büyük ekseriyeti, katliâm edildiler. Yunanl›lar’›n öldürdükleri
Mora Türkleri’nin 40-50 binden az olmad›¤› muhakkakt›r. Bunlar›n
32 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

içinde, 400 y›l önce Mora’ya yerleflmifl Türk aileleri bile vard›. 5
Ekim 1821’de Tripoliçe’nin düflmesi, faciay› tamamlad›. Kaledeki
asker ve sivil 8.000 Türk, yeni do¤mufl çocuklar bile ihmal edilmek-
sizin öldürüldü.
Bab-› Ali, o kadar himaye etti¤i ve bir hükümdar derecesinde
imtiyazlar tan›d›¤› Ortodoks Cihan Patriki Grigorios’un asilerle ifl-
birli¤i halinde oldu¤unu tesbit edince, 22 Nisan 1821 günü kendi-
sini tevkif ederek Fener Patrikhanesi’nin orta kap›s›nda ast›rd›.
Gö¤süne ihanetini anlatan bir yafta yap›flt›r›lan Patrik’in cesedi, 3
gün ‹stanbullular’a teflhir edildi. Yeni Patrik’in emriyle bu orta ka-
p›, o tarihten itibaren kapat›l›p iptal edildi ve bir Türk devlet veya
hükümet baflkan› ayn› yerde as›l›ncaya kadar aç›lmamas›na karar
verildi. Bab-› Ali, ihtilalin bafl›nda olanlardan yakalayabildiklerini
imha etti. Bunlar›n aras›nda Edirne, Kayseri, Tarabya ve Edremit
piskoposlar› ile birkaç Fenerli Rum beyi de as›ld›. Bu Fenerli Rum
beyleri, Bo¤aziçi’nde muhteflem saray ve konaklarda yafl›yan, bil-
hassa armatörlükle zengin olan, Bab-› Ali’nin Eflak ve Bo¤dan
prenslerini aralar›ndan seçti¤i bir kitleydi.
Mora’daki baflar›l› ayaklanmay› ö¤renir ö¤renmez Çar’›n yaveri
Prens ‹psilanti, Odesa’dan 3.000 Rum gönüllüsüyle, Bo¤dan’›n
merkezi olan Yafl’a geldi ve 5 Martta bu flehri, ayn› ay›n 11’inde
Kalas’› ve 30’unda Bükrefl’i iflgal etti. Derhal Romanya’ya giren
Türk askeri, ihtilali söndürdü. Rumlar’›n yakalananlar› imha edildi.
Bir k›sm›, Prens ‹psilanti ile beraber Avusturya’ya s›¤›nd›. Yunanl›-
lar, Romanya da Ortodoks oldu¤u için, Romenler’in ihtilale kat›la-
caklar›n› sanarak büyük hataya düflmüfllerdi. Romanya mes’elesi-
nin sür’atle halli, Bizans ‹mparatorlu¤unun ihya edilemiyece¤ini
gösterdi. Yunanl›lar, bir daha ayn› hataya düflmediler ve bütün
güçlerini, Mora ile çevresinde milli bir devlet kurabilmek noktas›n-
da toplad›lar.
Bab-› Ali’nin Rusya’y› protesto etmesi üzerine Çar, ‹psilanti’yi
yaverli¤inden azletti ve “general” rütbesini tafl›yan Hetairia liderini
askerlikten ç›kard›.
13 Ocak 1822’de ihtilalciler, Mora, Kiklad adalar›, A¤r›boz ve
Attika’y› içine alan bir Yunanistan kuruldu¤unu, di¤er Yunan ülke-
lerinin de kurtulaca¤›n› ilan ettiler. Prens Mavrokordato, baflkanl›-
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 33
¤a seçildi.
‹htilalciler, Ege adalar›n›n ço¤una hâkim olmufllard›. Anado-
lu’nun Kufladas› Körfezi’ndeki Sisam adas›, bunlardan biriydi.
6.000 Sisaml›, adaya hâkim olduktan sonra, kuzeybat›da, Çefl-
me’nin karfl›s›ndaki Sak›z adas›na ç›kt›. Sak›z’da birkaç bin Türk’ün
yan›nda 80.000 Rum yafl›yordu. Bugün bile ada nüfusunun bu ra-
kam› bulamamas›, Osmanl› devrinde Sak›z’›n refah›n› gösterir. Si-
saml›lar, Sak›zl›lar’› derhal ayakland›rd›lar. Muhaf›z Vezir Vahid Pa-
fla, Sak›z kalesini asilere karfl› savunmaya bafllad›. Adada isyan›n
bafllamas›ndan 19 gün sonra, 11 Nisan 1822’de Kapdan-› Derya
Nasuh-zade Ali Pafla, adan›n Çeflme’ye bakan Sak›z liman›na girdi.
Bir hafta karfl› koyan asiler imha edildi ve on binlerce Rum öldürül-
dü veya esir al›nd›. Bir devletin en tabii hakk›n› kullanmas› ve Mo-
ra’da yap›lanlara küçük bir karfl›l›k olan bu hareket, Avrupa’da bü-
yük akisler uyand›rd›. Lord Byron ve Victor Hugo gibi flairler, Beet-
hoven gibi bestekarlar, ressamlar, gazeteciler, ac›kl› eserlerle Sak›z
isyan›n›n bast›r›lmas›n› terennüm ettiler. Avrupa’da Türkler’in bar-
barl›¤› üzerinde uzun boylu sözler söylendi.

Kaptan-› Derya Ali Pafla’n›n o€lu, yani büyükbabam›m bü-


yükbabas› Mehmet Ali Bey (Ek: 2) birkaç padiflaha hizmet et-
mifl ve Sultan Abdülmecid’in baflmabeyincilik (genel sekreter-
lik) görevini üstlenmifltir.
Mehmet Ali Bey’in o€lu, yani büyükbabam›n babas› Eflref
Cafer Bey (Ek: 3), Galatasaray ve Mülkiye’yi bitirdikten sonra
Sorbon Üniversitesi’nde okumufl, 6 lisan ö€renmifl, Mülkiye’de
ö€retmenlik yapm›fl, çeflitli Kafkas ülkelerinde ve Hindistan’da
Konsolosluk görevlerini sürdürmüfl ve Balkan Savafl› y›llar›nda
Hint müslümanlar›ndan Türkiye’ye önemli yard›mlar sa€lam›flt›r.
Eflref Cafer Bey’in o€lu, yani büyükbabam Ali Cevat Mahru-
ki (Ek: 4), Macaristan’da okumufl ve yeni Türkiye Cumhuriye-
ti’nin genç inflaat mühendislerinden biri olarak pek çok projeye
imza atm›flt›r. Kurucular›ndan biri oldu€u Garanti Bankas›’n›n
kuruluflundan 1952 y›l›na kadar idare meclisi üyeli€i yapm›flt›r.
Ali Cevat Mahruki’nin o€lu, yani babam Cafer Cem Mahru-
ki (Ek: 5), Türkiye’nin en iyi para koleksiyoncular›ndan biridir
34 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ve Türk Nümismatik Derne€i baflkan›d›r.
Cem Mahruki’nin o€lu Ali Nasuh Mahruki ise, hayat› boyun-
ca tafl›d›€› kana ve mensup oldu€u aileye lay›k olmaya, lay›k ya-
flamaya çal›flan, tuttu€unu da koparan ancak ne yaz›k ki çok hak-
s›zl›€a u€rad›€›n› düflünen, eskilerin deyimiyle nev-i flahs›na
münhas›r bir adamd›r. Asl›nda bütün hikâye bu kadar basit...
Keflke öyle olsayd›. Olamad›€› için, size derdimi tam ve do€-
ru olarak ifade edebilmek amac›yla mezarlar›ndaki atalar›mdan
söze bafllamak zorunda kald›m. Bundan gurur mu duymal›y›m,
utanmal› m›y›m bilemiyorum. Bana insan›n geçmifltekileri öne
sürüp övünmesinin hofl karfl›lanmayaca€› ö€retilmiflti. Ancak flu
k›rk y›la varan ömrümün son 10 y›l›nda o kadar çok haks›zl›k,
iftira ve kirli bilgiyle karfl› karfl›ya b›rak›ld›m ki, bu seferlik be-
ni ay›plaman›z› da göze alarak, nereden geldi€imden ve kim ol-
du€umdan bafllamak istedim.
Anlayaca€›n›z› umuyorum...
Bir gün size de her karfl›laflt›€›n›z befl kifliden biri, hakk›n›zda
ç›kart›lan dedikodular nedeniyle; “biz sizi Ermeni veya Yahudi
zannediyorduk” derse ne demek istedi€imi daha iyi anlars›n›z.
Y›llard›r bu yönde yay›lan kirli bilgi yetmiyormufl gibi, yak›n za-
manda bir de internette bir sayfada “Sabetaylar” listesine de ad›-
m› yazm›fllar. Art›k ben bu ahlaks›zlara, ahlaks›zl›€a ne diyeyim.
O internet sitesinin editörlerine bu yanl›fll›€› düzeltmeleri için bir
yaz› yollad›m, ama cevap bile vermediler. Bu arada tekrar ve bir
kez daha, bu aç›klamay› bu flekilde yapmak zorunda kald›€›m
için Ermeni ve Musevi vatandafllar›m›zdan özür diliyorum.
Bunlar ne kadar ahlaks›z ve onursuz insanlar ki, mücadele
ederken bile hiçbir ahlak ve hukuk kural›n› tan›m›yorlar. Savafl-
ta, insanlar›n birbirini öldürdü€ü en ac›mas›z mücadele biçimin-
de bile her iki taraf›n da savaflan unsurlar›n›, örne€in kitle imha
silahlar›ndan korumak veya esirlerin ezilmelerini, ma€duriyeti-
ni engellemek amac›yla birtak›m kurallar vard›r. Türkiye’de si-
vil hayattaki mücadeleler bile ne kadar kurals›z ve ac›mas›zca
yap›l›yor; hayret ediyorum.
Yine de kim nas›l mücadele ederse etsin, biz ancak kendimiz
gibi davranabiliriz. Ailemiz, 1987 y›l›nda kaybetti€imiz büyük-
babam›n kardefli büyük amcam Nimetullah Mahruki an›s›na, efli
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 35
Alg›n Mahruki taraf›ndan ‹stanbul 4. Levent’te, 3. Kolordu Loj-
manlar› içerisinde bulunan, 1989-1990 ö€retim y›l›ndan bu ya-
na binlerce ö€renci yetifltiren 13 derslikli Nimetullah Mahruki
ilkö€retim okulunu yapt›rm›flt›r.
Ülkeye ve insana hizmet etmenin say›s›z yolu vard›r...
‹stanbul Üniversitesi’nde ‹slam Tarihi Doktora ö€rencisi sev-
gili arkadafl›m Peyman Yaman’›n, Kaptan’› Derya Ali Pafla’n›n
yaflam› hakk›nda iki y›l› aflk›n bir süredir devam eden araflt›rma-
lar›n›n k›sa bir özetini de onun kaleminden sizlerle paylaflmak
istiyorum.

KAPTAN-I DERYA NASUHZÂDE AL‹ PAfiA


(Ö. 1 fievval 1237 / 21 Haziran 1822)
A. Peyman Yaman
Osmanl› bahriye teflkilat›n›n en yüksek mevkii olan Kaptan-› Derya
rütbesi (günümüzde Oramiral rütbesi) öncesindeki hayat› hakk›nda
genifl bilgiye sahip olmad›¤›m›z Nasuhzâde Ali Pafla’n›n Osmanl›
hâkimiyetindeki Arnavutluk bölgesinde yaflayan denizci bir baba-
n›n o¤lu olarak dünyaya geldi¤i elimizdeki kaynaklardan tespit
edilmektedir.(1) Denizcilik konusundaki bilgisi ve maharetiyle dikka-
ti çeken Nasuhzâde, devrin Kaptan-› Derya’s› Küçük Hüseyin Pafla
(Ö.1803) taraf›ndan tersaneye kabul edilmifl, k›sa süre içinde gös-
terdi¤i baflar›lar göz önüne al›narak 1810 y›l›nda donanma üme-
ras› (kaptan) s›n›f›na terfi etmifl,(2) 1812 y›l›nda ise Kaptan-› Hüma-
yun payesiyle kalyon kaptanl›¤›na getirilmifltir. (3)
Bir süre sonra bilinmeyen bir sebeple bu görevinden ayr›lan Ali
Pafla, meflhur tarihçi fiânizâde’nin(4) de ifade etti¤i gibi denizcilikte
flöhret ve maharet sahibi oldu¤undan, ayn› göreve devrin padiflah›
(1)
Mehmed Hafid Efendi, Sefînetü’l-vüzerâ, (Nflr. ‹smet Parmaks›zo€lu), ‹stan-
bul, 1952, s. 67.
(2)
Mehmed Hafîd, a.g.e, s. 67; Râmizpaflazâde Mehmed ‹zzet, Harita-i kapu-
danan-› derya, y.y, 1868, s. 206–207; Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî,
(Haz. Nuri Akbayar), Tarih Vakf› Yurt Yay›nlar›, ‹stanbul, 1996, C. I, s. 293.
(3)
Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi, MD., 239/ 655; Zekeriya Kurflun, Nasuhzâde
Ali Pafla, Yay›nlanmam›fl Biyografi Makalesi, s. 2-3.
(4)
fiânizâde Mehmed Atâullah Efendi, fianizâde Tarihi, Ceride-i Havadis Mat-
baas›, 1873, C.IV, s.113.
36 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

II. Mahmud’un afla¤›da ifade edilen Hatt-› Hümayun’u(5) ile tekrar


getirildi:
Kudvetü’l-emâcid ve’l-a’yân sâb›kan kapudâne-i hümâyûnum
kalyonu kapudân› Nasûhzâde Mîr Ali zîde mecduhû tevkî’-i refî’-i
hümâyûnum vâs›l olacak mâlum ola ki senin fenn-i deryâda mahâ-
retin ve kapudânelikde bulundu¤un müddette me’mûr-i hidemât-i
seniyyemde sa’y u sadâkat›n müsellem ve ehliyet ve kabiliyetin ci-
hetiyle halefine rüchâniyetin emr-i gayr-i mübhem olmas›ndan nâ-
fli kapudâne-i hümâyunum kalyonu kapudanl›¤› sana tevcîhi bâb›n-
da deryâ kapudân› düstûr-i mükerrem müflîr-i müfehhem nizâmü’l-
âlem vezîrim Abdullah Pafla edâmallâhu teâlâ iclâlehu arz u ilti-
mas eyledi¤i ecilden, hakk›nda mezîd-i inâyet-i flâhâne ve mezîd-i
re’fet-i seniyye-i flâhânem zuhûra getirülüb, iflbu iki yüz otuz dört se-
nesi flehr-i Ramazanü’l-Mübârek’in yirmi ikinci gününde avât›f-› aliy-
ye-i mülûkânem ve avârif-i behiyye-i hüsrevânemden(6) fleref-yâfte-i
zuhûr olan hatt-› humâyûn-i fleref-makrûnum mu’cebince kapudâ-
ne-i hümâyûnum kalyonu kapudânl›¤›n maafl ve ta’yînât-i ma’lû-
mesi ile sana tevcih ve inâyet idüb i’lâmiçün…… ta’yin olunmufl-
dur.(7) Buyurdum ki hatt-› hümâyûn-i inâyet-makrûnumla sâd›r olan
fermân-› celîli’l-kadr›m ve vezîr-i müflârunileyhin arz u iltimâs›
mu’cebince zikrolunan kapudâne-i hümâyûnum kapudanl›¤a maafl
ve ta’yinât-› ma’lûmesi ile târih-i merkûmdan sen mutasarr›f olas›n,
flöyle bilesin, alâmet-i flerîfe i’timâd k›las›n.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sânî ve’l-iflrîn min flehr-i Ramazâni’l-Mübâ-
rek sene erba’a ve selâsin ve mieteyn ve elf. (22 Ramazan
1234/15 Temmuz 1819)(8)

Hatt-› Hümayun’un günümüz Türkçesiyle çevirisi flu flekil-


dedir:
“Onur ve fleref sahiplerinin önderi, daha önce Amiral gemisi kapta-
(5)
Hatt-› Hümayun: Genelde padiflahlar›n el yaz›lar›na verilen isim olup,
padiflah imzas›n› tafl›yan yaz›l› tebli€ ve emirler anlam›nda kullan›lmaktad›r.
(6)
Avâr›k-› behiyye-i hüsrevânemden ifadesi, avârif-i behiyye-i hüsrevânem-
den fleklinde düzeltilmifltir.
(7)
Bildirim için tayin olunan kiflinin ismi yaz›lmam›flt›r.
(8)
Safvet, Filasalar: Bahriyemiz Tarihinden, ‹stanbul: Matbaa-i Bahriye, 1911,
s. 10-11; Kurflun, a.g.m., s. 2-3. Bu tarih Sicil-i Osmânî’de 19 Safer 1237 (15
Kas›m 1821) olarak verilmektedir.
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 37
n› olan Kumandan Nasuhzâde Ali’ye –ululu¤u, flan› arts›n– ulafla-
cak yüce buyru¤um flöyledir: Senin denizcilikteki ustal›¤›n ve kap-
tanl›kta bulundu¤un sürede gösterdi¤in çal›flma gayretin ve bana
olan sadakatin herkes taraf›ndan kabul edilmifltir. Yetki ve becerik-
lilik bak›m›ndan senden önce görevde olan kifliye üstünlü¤ün ise
tart›fl›lmazd›r. Amiral gemisi kaptanl›¤› rütbesinin sana verilmesi
konusunu, kanun ve düzen üzere hareket eden vezirim Amiral Ab-
dullah Pafla –Allah, ululu¤unu devaml› k›ls›n– bana bildirerek seni
tavsiye etmifltir. Hükümdar s›fat›ma yak›flacak flekilde sana yard›m
ve merhamet ederek, iki yüz otuz dört (1234) senesi kutsal Rama-
zan ay›n›n yirmi ikinci gününde (22 Ramazan 1234 / 15 Temmuz
1819) karfl›l›k beklemeden gösterdi¤im iyilik ve hediyelerle fleref
bulan bu ferman›m gere¤ince, Amiral gemisi kaptanl›¤› görevi ma-
afl› ile bir k›s›m erzak›n sana verilmesine karar verilerek, …… (isimli
kifli), sana bunu bildirmek üzere görevlendirilmifltir. Bu yüce ferma-
n›m ve vezirim Abdullah Pafla’n›n ricas› gere¤i, ad› geçen Amiral
gemisi kaptanl›¤› görevi için verilecek maafl ve erzak›n belirtilen ta-
rihten itibaren kullan›m hakk› sana aittir. Bu flerefli belgeye güve-
nip dayanas›n. Bin iki yüz otuz dört senesi Ramazan ay›n›n yirmi
ikinci günü yaz›l› olarak bildirilmifltir.”

Özellikle Avrupa ülkeleri ve Rusya’n›n k›flk›rtmalar›yla Mo-


ra ve Arnavutluk bölgesinde Osmanl› Devleti’nden ayr›larak ba-
€›ms›zl›klar›n› kazanmak üzere siyasi bir örgüt içinde teflkilatla-
n›p 1814 y›l›nda Rusya’n›n Odessa kentinde Emmanuel Ksant-
hos, Nikolaos Skufas ve Athanasios Tsakalof adl› üç tüccar ön-
derli€inde Filiki Eterya Derne€i’ni kuran Rumlar›n ard›ndan, yi-
ne bu bölgede o€ullar›yla birlikte ba€›ms›z bir devlet kurma afla-
mas›na gelmifl olan Tepedelenli Ali Pafla’n›n Yanya Valili€i gö-
revinden azledildikten sonra bafllatt›€› isyan hareketini ve Rum
korsanlar›n faaliyetlerini bast›rmak üzere önce Yanya Seraskeri
Hurflit Ahmet Pafla, ard›ndan Nasuhzâde Ali Pafla, Tepedelen-
li’nin üzerine gönderildi. Preveze ve Nadra sular›nda oldukça
zorlu geçen deniz manevralar› neticesinde tüm donanmay› bir-
lefltirip Serasker(9) tayin olunan Ali Pafla’ya (5 Muharrem 1237 /
Serasker: Osmanl› Devleti’nde önceleri seferdeki orduya kumanda eden ve-
(9)

zir, sonralar› da Millî Savunma Bakan›’na verilen ad.


38 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
2 Ekim 1821)(10) âdet gere€i padiflah taraf›ndan bir top ala samur
ve 100 kese harçl›k hediye edildi.(11)
Rumlar›n Eflâk-Bu€dan’dan bafllay›p Yanya’dan bütün Mo-
ra’ya yay›lan ba€›ms›zl›k kazanmaya yönelik ya€ma ve sald›r›-
lar› k›sa sürede Ege adalar›na da s›çrad›. Cüretleri artan Rum
asilerin Sak›z Adas›’na tecavüzleri, böyle giderse Akdeniz Bo-
€az›’na bile hücum etmeleri muhtemel oldu€undan bo€az ve s›-
€›naklar takviye edilerek Kaptan-› Derya Ali Pafla komutanl›-
€›nda donanmadan birkaç gemi adaya gönderildi.(12) Sak›z önü-
ne gelindi€inde eflk›ya gemileri donanmay› görünce firar ettik-
lerinden kale muhasaradan kurtar›ld›.(13) Muhasara ard›ndan Sa-
k›z Adas› muhaf›z› Vahîd Mehmet Pafla, Nasuhzâde Ali Pa-
fla’dan birkaç gemi isteyerek ‹spara Adas›’na da hücum etmeyi
düflünmüflse de Ali Pafla buna raz› olmad› ve birbirlerini padifla-
ha flikâyet ettiler. Sonuçta Vahîd Pafla vazifesinden istifa ederek
Anadolu’da görevlendirilmeyi talep etti,(14) yerine Sak›z’da ika-
mete memur bulunan Abdi Pafla muhaf›z tayin edildi.(15) Ayak-
lanmay› bast›rmak üzere görevlendirilen Kaptan-› Derya Ali Pa-
fla’n›n sancak gemisi bu s›ralarda Sak›z aç›klar›nda iken Avus-
turya band›ral› bir baflka gemi sahilde demirlemiflti. Gemi kap-
tan›, Ali Pafla’y› ziyaret talebinde bulunarak ertesi sabah sular›
terk edece€ini bildirdi. Bu talep flüpheli bulunsa da kabul edildi.
K›sa bir süre sonra limandan ayr›lan geminin sahte Avusturya
bayra€› kulland›€›, bölge ve donanman›n durumunu tespit için
gelen Rum asiler oldu€u anlafl›ld›.(16)
‹syan›n mimarlar›ndan Konstantin Kanaris, Kaptan-› Derya
Ali Pafla’n›n ula€› Ömer’in ifadesine göre gece karanl›€›ndan
yararlan›p Ali Pafla’n›n sancak gemisi üzerine siyah yelkenli
burlota(17) sevk ederek yang›n ç›kard›.(18) Ç›kan yang›n› söndür-
(10)
Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi, MD. 239, s. 270, hüküm 1007.
(11)
B.O.A., Ayniyat Defteri 574, s. 12; HAT. D.747, 35280.
(12)
B.O.A., HAT. D. 872, 38761; HAT. D.868, 38591/B
(13)
B.O.A., HAT. D.932, 40382.
(14)
B.O.A., HAT. D. 853, 38209/G
(15)
B.O.A., HAT. D. 750, 35435.
(16)
B.O.A., HAT. D. 884, 39067/C; Filiz Yaflar, Yunan Ba€›ms›zl›k Savafl›’nda
Sak›z Adas›, Ankara, 2005, s. 106–107; Y›lmaz Öztuna, II. Mahmud, Ankara:
Kültür Bakanl›€›, 1989, s. 64.
(17)
Burlota: Yan›c› ve patlay›c› madde yüklü, düflman gemilerinin yan›na gide-
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 39
mek ve gemiyi kurtarabilmek için çabalayan Ali Pafla’n›n üzeri-
ne bu s›rada yanmakta olan bir enkaz parças› isabet etti ve deni-
ze düflerek bo€uldu.(19) Ertesi gün cesedi Sak›z yak›nlar›nda De-
€irmen Alt›’nda askerleri taraf›ndan bulunup kale içinde topra-
€a verildi. Kiflisel eflyalar› ‹stanbul’a ailesine gönderilerek(20) ye-
rine Muhtar Bey geçici olarak Kaptan-› Derya tayin edildi.(21) Bu
elim hadise gerçekleflmemesi halinde, Kaptan-› Derya Ali Pa-
fla’n›n isyanlar› bast›rmak için Çeflme’de haz›rlanmakta olan di-
€er askerleri Sak›z’a geçirdikten sonra Mora’ya gönderilmek
üzere görevlendirildi€ini tarihi belgelerden ö€reniyoruz.(22)
Kendisinden sonra gelen nesli, Nasuhzâde Ali Pafla’n›n bu
elim kaza neticesinde vefat etmesinden dolay› Arapça “ateflte
yanm›fl” anlam›na gelen Mahrûkî lakab› ile tan›nm›flt›r.
Baz› Yunan kaynaklar›na göre Ada’da yaflayan 42.000 Sak›z-
l›n›n katledildi€i, 50.000 kiflinin esir al›n›p 23.000 kiflinin sürgü-
ne gönderildi€i(23) bu ayaklanma Avrupa’n›n önde gelen sanatç›-
lar›n› da etkiledi. Eugéne Delacroix’n›n “Les Massacre de Scio”
adl› meflhur tablosuna ve Victor Hugo’nun “L’Enfant” fliirine il-
ham kayna€› olan Sak›z isyan›, sürgüne gönderilen Sak›zl›lar›n
Avrupa ve Amerika Birleflik Devletleri’nde oluflturdu€u Sak›z
rek sabotaj yapmaya yarayan, yelken ve kürekle hareket eden çok süratli atefl
gemisi. Atefl-i Rum, atefl-i bahri de denilen bu gemilerin ambar ve di€er yerle-
rine yan›c› patlay›c› eczalar, zift, katran f›ç›lar› ve “Feu Gregois” denilen Rum
atefli doldurulurdu. Daha çok limanda demirli düflman gemilerini bask›n flek-
linde yakmak için kullan›lan bu gemiler, düflman donanmas› üzerine sevk edi-
lir, belli bir mesafeye yaklafl›nca içindeki mahir ve gözüpek denizciler gemiyi
tutuflturup k›ç taraftan denize atlarlar, yüzerek atefl gemisinin yede€indeki san-
dala binerek geri dönerlerdi.
(18)
B.O.A., HAT. D.867, 38582/B.
(19)
B.O.A., HAT. D. 867, 38582/G; Christophorus Plato Castanis, The Greek
Exile, New York: Cultural Chapter of the Chian Federation, 2002, s. 60-61;
Alexander Vlasto, A history of the Island of Chios A.D 70-1822, London,
1913, s. 164; Philip Argenti, The Massacres of Chios Described in Contempo-
rary Diplomatic Reports, (edited with an introduction by Philip Argenti). John
Lane, The Bodley Head, Londra, 1932, s. xxix-xxx.
(20)
B.O.A., MD. 240 174/592.
(21)
B.O.A., HAT. D. 867, 38582 K.
(22)
B.O.A., HAT. D. 865, 38561; HAT. D. 931, 40342/O; HAT. D. 884,
39067/C.
(23)
Philip P. Argenti, The Massacre of Chios (Reviewed by Paul F. Shupp).
The Journal of Modern History, Vol. 5, No. 3 (Sept. 1933), s. 414.
40 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Diasporas› taraf›ndan katliam olarak tan›t›lmakta ve bu yönde
dünyada kamuoyu yarat›lmaya çal›fl›lmaktad›r.
2005 y›l›nda Sak›z Adas› kale içindeki mezarl›kta bizzat tes-
pit etti€imiz Nasuhzâde Ali Pafla’n›n mezar tafl›nda flu ifade yer
almaktad›r: (Ek: 6)

Hüve’l-Bâkî

Server-i deryâ fleref-bahfl-i donanmâ-y› flerîf


Revnak-efzâ-y› vezâret dürr-i bî-hemtâ ferîd

fiâhbâz-› evc-i ulyâ flehsuvâr-› nâmdâr


Kahramân Tayyâr-› sânî fenn-i deryâda vahîd
fiîr-i meydân-› flecâat bir vezîr-i ercümend
Ol Nasûh-zâde Ali Paflâ-y› deryâ-dil reflîd

Dîn [ü]devlet hizmetinde nakd-i ömrîn bezl idüb


Buldu unvân-› vezâretle zihî fevz-i mezîd

Lenger-endâz-› ikâmet Sâk›z önünde iken


Kefltîsîn tezvîr ile âteflleyüb Rûm-i pelîd
Kâmrân el-hakk kemâl üz[r]e cihânda ölmeden
Destine sundu ecel sâk_si câm-i nâ-ümîd

Yazd› târîhin Fürû¤î hem dahî ol-demde kim


Cân virüb oldu Ali Paflâ gemisiyle flehîd
Sene 1237 fievval fî gurre
Nûri Dede

Mezar tafl›ndaki ifadenin Türkçe çevirisi flu flekildedir:


Bâki kalan Allah’t›r

Denizin efendisi; flerefli, kutsal donanmay› flereflendiren


Vezirlik makam›n›n güzelli¤ini art›ran, eflsiz, benzersiz inci tanesi
En yüksek doru¤un yi¤idi, meflhur at binicisi
Câfer-i Tayyâr’›n kahramanl›¤› gibi ikinci Tayyâr, deniz ilminde tek
Yüreklilik meydan›n›n aslan›, itibarl› bir vezir
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 41
Deniz gibi engin gönüllü, do¤ru yol tutan Nasuhzâde Ali Pafla
Din ve devlet hizmetinde ömür sermayesini harcay›p
Vezirlik mevkiiyle; art›p ço¤alan üstünlü¤ü buldu
Sak›z önünde demirli iken
Gemisini hileyle, alçak Rum atefle verip
Hakikaten, dünyada arzular›na kavuflmufl olarak, huzur içinde ölmeden
Ecel flerbetini da¤›tan, ümitsiz ecel kadehini Ali Pafla’n›n eline sundu
Fürû¤î o zamanda vefat tarihini yazd›
Ali Pafla gemisiyle can verip flehîd oldu
Sene 1237 fievval ay›n›n ilk günü (21 Haziran 1822 Cuma)

Kaptan-› Derya Ali Pafla’n›n torunu Eflref Cafer Bey için, Re-
flat Ekrem Koçu’nun ‹stanbul Ansiklopedisi’nin 6. cildi 3334.
sayfas›nda flu ifadeler yer al›r;
Zengin, kibar ve münevver bir ‹stanbul’lu, çok yak›n bir geçmiflin
pek seçkin bir simas›...
Hariciyeye intisab etmifl, Vakit ve Tarik gazetelerinde çal›flm›fl,
Bombay Konsoloslu¤unda bulunmufl, Birinci Cihan Harbi arifesin-
de memlekete dönerek harp y›llar›n› Bilecik’te geçirmifl, mütareke-
den az sonra da ‹stanbul’a gelerek kah Süleymaniye’deki kendi ko-
na¤›nda kah kardefli Naciye han›m›n Göztepe’deki köflkünde otur-
maya bafllam›flt›.
Süleymaniye’deki kona¤› bir müze halinde idi; k›ymetli tafllar
üzerine en k›ymetli hattatlar›n yaz›lar›n› en naml› hakkaklar oymufl,
meflhur adamlar›n mühürlerinden mürekkeb k›ymetine paha biçil-
mez bir koleksiyona sahipti; eski usül tezhip ve cild mütehass›s› idi,
zengin bir posta pulu koleksiyonu ve çeflit çeflit nadide antika eflya-
s›; Karagözcülük hakk›nda da derin bilgi sahibiydi. Ecdad›ndan kal-
ma Bursa’da bir Çardak Çiftli¤i vard›, Osman Gazi’nin ilk fethetti¤i
Koyun Hisar› bu çiftli¤in arazisi içinde oldu¤u söylenirdi, hisardan
eser kalmam›fl fakat fieyh Edebali’nin (veya hareminin) kabri oldu-
¤u rivayet edilen bir merkadi, Cafer Eflref Bey ihya etmifldi.

‹kdam gazetesinde hat›ralar yazan Abdurahman Adil Bey,


Eflref Cafer Bey’in ölümü ile ilgili flunlar› yazar;
42 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Ölümüne bedayi perestan› Osmaniye a¤lamal›d›r; Cafer, Cafer de-


¤il cevherdi, cevher de¤il definei cevahirdi; ‹stanbul halk›n›n bir s›-
n›f› var idi ki, dostlukda, vefakarl›kda, bir seciyei milliyei mahsusa
ibraz ederlerdi, Cafer o s›n›f› latifin son simalar›ndand›r.

HAYATIM
21 May›s 1968’de ‹stanbul’da do€dum. Annem ve babam ben
daha 2 yafl›ndayken ayr›lm›fllar, babamda kalm›fl›m; babaannem
taraf›ndan yetifltirildim. Bugün oldu€u gibi çocuklu€um da, Eti-
ler’de büyükbabam›n yapt›rd›€› bahçeli büyük bir evde, hayvan-
lar›n ve do€an›n içinde geçti. ‹lk akvaryumumu daha ilkokul s›-
ralar›ndayken kendi ellerimle yapm›flt›m. ‹stanbul’da ilk ö€ren-
di€im ve en çok gitti€im yer M›s›r Çarfl›s›’n›n yan›ndaki hayvan
pazar› olmufltu. Y›llar içerisinde köpekten, beyaz fareye, kerten-
keleden kaplumba€aya, tavuktan kekli€e, hamsterden semendere
birçok hayvan besledim. Hayat›m boyunca da hayvanlarla ve do-
€ayla hep çok s›cak, rahat ve güvenli bir iliflkim oldu. Do€ada ve
hayvanlarla birlikteyken kendimi her zaman çok iyi hissettim. Bu
sayede sorumluluk duygusunu, sevgiyi, korumay›, yaflatman›n
güzelli€ini, hayat›n de€erini kavrad›m. Sonraki y›llarda kendini
gösterecek kiflili€im, asl›nda ta o günlerde o hayvanc›klarla oy-
nafl›rken, beslerken, korurken, büyütürken flekillenmiflti zaten.
Garip tutkular›ma karfl› gösterdikleri anlay›fl için aileme te-
flekkür borçluyum.
Çocuklu€umdan itibaren kendimle çok bar›fl›k bir yap›ya sa-
hip oldum. En önemli fleylerden biri olarak, insan›n kendine say-
g› duymas› gerekti€ine inand›m. Kendime sayg›m› yitirtecek her
fleyden büyük bir dikkatle uzak durdu€um için, kendimle her za-
man dengeli ve huzurlu bir iliflki kurdum.
‹lk-orta ve liseyi fiiflli Terakki Lisesi’nde bitirdikten sonra
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 43
Bilkent Üniversitesi ‹flletme Fakültesi’nden mezun oldum. Üni-
versite y›llar›ndayken 20 yafl›nda bafllad›€›m da€c›l›k ve do€a
sporlar›, sonraki hayat›m›n merkezini oluflturdu. 1992 yaz›nda
üniversite diplomam› ald›ktan 3-4 hafta sonra yüksek irtifa da€-
c›l›€› ile bafllayan, 7.000 metrelik-8.000 metrelik da€larla olan
iliflkim; hayat›m›n en h›zl›, mutlu ve coflkulu y›llar› oldu.
Profesyonel da€c›l›k kariyerimde 7 k›tay› da görme ve moto-
sikletinden yelkenli teknesine kadar çeflitli araçlarla 60 civar›n-
da ülkeyi de gezme flans›m oldu. Dünyay›, yaflam›, do€ay›, in-
sanlar›, hayvanlar› her fleyi çok sevdim. Da€lar›n korkutucu gü-
zelli€ine tutuldum. Bir yandan gittikçe daha zorlu da€lara t›rma-
n›rken, bir yandan da yazman›n, duygular›m›, yaflad›klar›m› ke-
limelere dökmenin ve pek az insana nasip olan bu güzellikleri
foto€raflayarak, görüntüleyerek hiç tan›mad›€›m insanlarla pay-
laflman›n ne kadar hofl bir fley oldu€unu fark ettim.
Bambaflka bir dünya görüflü ve bambaflka bir hayat tarz›ndan
geliyordum. Hemen hemen bütün gençli€im, do€an›n en sert ve
ac›mas›z oldu€u, ama dürüstlü€ün, gerçek dostlu€un, fedakârl›-
€›n, cesaretin, paylaflman›n, sabr›n ve erdemin geçerli kurallar
oldu€u ve sadece en iyilerin baflar›l› olabildi€i dünyan›n en yük-
sek, en zorlu da€lar›nda, dünyan›n en iyi da€c›lar›yla birlikte
uzak co€rafyalar›n eflsiz güzellikleri aras›nda geçti. 24 ile 32
yafllar›m›n aras›ndaki tam iki y›l›m›, 2 x 365 günümü da€larda
uyku tulumunda, çad›rda geçirdim, bir y›l›m› 4.000 metrenin
üzerinde son derece sert yaflam koflullar›n›n bulundu€u yüksek-
lerde yaflad›m.
Da€lara, do€aya onun kuca€›nda kendimi gelifltirebilece€im
bir ö€retmen gibi yaklaflt›m. Hiçbir zaman do€ayla, da€la, so-
€ukla, kayayla mücadele etmedim, mücadelem hep kendimle ol-
du. Da€larsa, onlar›n yüce gövdesinde kendimi s›n›rlar›ma ka-
dar hatta bazen ötesine kadar zorlayabilece€im ve gelifltirebile-
ce€im suskun ama bilge ö€retmenlerimdi.
25 yafl›nda daha iyi ö€renmeye ve kendimi gelifltirmeye ça-
l›flt›€›m yüksek irtifa da€c›l›€›nda, dünyan›n en zorlu 7000’lik
da€lar›ndan biri olan Pobeda’y› denemek için eteklerine vard›-
€›mda ona flöyle seslenmifltim;
“Pobeda, benim mücadelem seninle de¤il, senin kayanla, buzunla,
44 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

kar›nla, so¤u¤unla de¤il, benim mücadelem kendimle, b›rak senin


üzerinde kendimle yar›flay›m, kimbilir belki kendimi bir kez daha
geçerim...”
GLOBE Dergisi Ocak 1994

Bundan bir y›l sonra 26 yafl›nda, Pobeda’y› ikinci denemem-


le birlikte o güne dek hayal edebilece€im en yüksek unvanlar-
dan birine ulaflt›m. Bu sürecin son anlar›n› 1 - 6 Ekim 1994 ta-
rihlerinde Hürriyet gazetesinde bir yaz› dizisi olarak yay›nlanan
“Kar Leopar›’n›n Öyküsü” adl› yaz›mda flöyle ifade etmifltim;
“Pobeda’n›n as›l zirvesi çok arkada kal›yor ve sonunda as›l zirveyi
görüyorum. Gittikçe yaklafl›yorum, bir ad›m daha, bir ad›m daha ve
art›k ben da¤›m, rüzgar›m, kar›m, so¤u¤um, da¤ ben, bulut ben, ka-
ya ben, buz ben; BEN KAR LEOPARIYIM...”

Yaz› dizisinin sonunda da flunlar› söylemifltim;


“Türkiye’ye döndükten sonra, t›rman›fl belgelerimi Rus arkadafllar›m
vas›tas›yla Rusya Da¤c›l›k Federasyonu’na gönderdim, Kar Leopar›
unvan›n› ve üzerinde “SSCB’nin en yüksek da¤lar›n› fetheden” yaz›-
l› rozeti ve belgeleri resmi olarak almak için. Yine de bu fethetme sö-
zü pek hofluma gitmiyor, da¤lar›n fethedilmediklerini, yaln›zca zirve-
lerine ç›k›ld›¤›n› düflünüyorum. Bir da¤a t›rmand›¤›m zaman hiçbir
zaman onu altetmifl, fethetmifl gibi bir düflünceye kap›lmad›m. Be-
nim mücadelem hep kendimle oldu, da¤ ise yaln›zca sonunda dost
oldu¤umuz bir seyirciydi. Baz› dostluklar çok emek istiyor ve zorlu
da¤larla dostluk kurabilmek için önce onu hak etmek gerekiyor.
Eski SSCB’nin en yüksek da¤lar› için üç y›l u¤raflt›m. 1995’te ise Hi-
malayalar’da 8848 m.’lik dünyan›n en yüksek da¤› Everest’i dene-
yece¤im. Bakal›m, ifl da¤›n sizi kabul etmesinde, gerisi yaln›zca t›r-
man›fl...”

1996 y›l›nda, yine bir t›rman›fl için gitti€im Avustralya k›y›-


lar›n› gezerken günlü€üme afla€›daki notlar› yazm›flt›m;
“Uçsuz bucaks›z yollarda saatler süren yolculuklar s›ras›nda etra-
f›mdaki muhteflem do¤an›n tad›n› ç›kart›rken, bir yandan da ken-
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 45
dimi dinledim, sorgulad›m ve son birkaç y›l›m› gözden geçirdim. ‹fl-
te gezgin ruhun en sevdi¤im yan›; benim gibi yol burcunda do¤an
biri için, gezmek, yürümek, t›rmanmak, dalmak, uçmak, kendi ey-
lem hazlar›n›n ve coflkular›n›n yan› s›ra, yaflam›m›n muhakemesini
yapabilme ve içime dönüp kendimi dinleme f›rsat› da veriyor. Bu
yüzden, her yolculuktan, her da¤dan, do¤ada yapt›¤›m her aktivi-
teden döndü¤ümde, çok daha mutlu, huzurlu, dingin ve sa¤l›kl›
hissediyorum kendimi. Bedenim ne kadar yorulursa yorulsun, ru-
hum son derece dinlenmifl, huzurlu ve sorunlar›n›n pek ço¤unu çö-
zümlemifl oluyor.
1992 y›l›nda Bilkent Üniversitesi ‹flletme Fakültesinden mezun
oldum ve daha diplomam› almam›n üzerinden 1 ay bile geçmeden,
uzun zamand›r hayalimde olan, 7.010 metrelik Khan Tengri da¤›-
na t›rman›fl›n ilk ad›m›n› atmak için Kazakistan’›n baflkenti Alma-
Ata’ya giden bir uça¤›n içinde buldum kendimi. Sonras›nda Rus
da¤c›larla geçirdi¤im iki ay benim için bir okul gibi geçti. Yeni bir
kültür, yeni insanlar, yeni bir bak›fl aç›s› tan›d›m ve önümde yeni
bir ufuk aç›ld›; Yüksek ‹rtifa Da¤c›l›¤›...
Bu iki ay boyunca yaflad›klar›m›n bana kazand›rd›¤› fleyler sa-
yesinde, bundan dört y›l önce, 20 yafl›ndayken, basit bir duvar ila-
n›n›n peflinden merakla ve heyecanla giderek ne kadar do¤ru bir
ad›m atm›fl oldu¤umu gördüm. Teflekkürler RECEP ÇATAK; umar›m
huzur içinde yat›yorsundur ve teflekkürler ERTAN ERCAN; her nere-
deysen iyi olman› diliyorum.
O günden sonra yaflam›m› do¤a - spor - felsefe üçaya¤› temeli
ile, kendimi mümkün oldu¤u kadar çabuk ve verimli bir flekilde ge-
lifltirmek amac› ile, yeni fleyler ö¤renmek, yeni yerler tan›mak ve ye-
ni tecrübeler yaflamak üzerine kurdum. ‹nsan kendisi için en do¤ru
olan fleyi ne kadar erken bulursa, her fley o kadar kolay ve h›zl› ge-
lifliyor; benim için de öyle oldu.
24 yafl›nda, KHAN TENGR‹ da¤›yla ilk 7.000’lik t›rman›fl›m›
yapt›m ve da¤larda ilk kez ölümü gördüm. Zirveden indi¤im gün,
iyice h›rpalad›¤›m bedenim ve yar› donmufl parmaklar›mla çad›r›m-
da dinlenip toparlanmaya çal›fl›rken, burada geçirdi¤im zaman
içinde kazand›klar›m› ve benim için anlam›n› düflündüm ve yeni ta-
46 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

n›d›¤›m bu kültürdeki en önemli sembol olan da¤lar›n güçlü ve öz-


gür KAR LEOPARI’n› bir gün bulaca¤›ma dair kendime söz verdim.
25 yafl›nda, kurallar›n› gittikçe daha iyi ö¤rendi¤im ve daha
çok sevdi¤im bu oyunu, daha sert oynad›m, daha çok risk ald›m.
ELBRUZ da¤› k›fl t›rman›fl›n›n ola¤anüstü sert koflullar›nda bedeni-
mi s›n›rlar›n›n ötesine zorlad›m. Bayg›nl›k s›n›r›nda Rus Milli Tak›-
m›n›n en iyi da¤c›lar›ndan biriyle zirveye vard›k. 93 k›fl sezonunun
toplam üç baflar›l› t›rman›fl›ndan birini ve ayn› zamanda Türki-
ye’nin en yüksek k›fl t›rman›fl›n› yapt›m. Bir da¤c›n›n ölümüyle ikin-
ci kez karfl›laflt›m. Ayn› y›l önce 7.134 metrelik LEN‹N da¤›na t›r-
mand›m ve dünyan›n en zorlu ve tehlikeli 7.000’li¤i kabul edilen
POBEDA’y› zorlad›m. Son sekiz y›l›n en sert hava koflullar› izin ver-
medi. Henüz Pobeda’ya haz›r de¤ildim. Üç ölüm daha gördüm...
26 yafl›nda, daha iyi haz›rlanm›fl ve daha güçlü gittim da¤lara
ve bu kez 7.105 metrelik KORJENEVSKOY ve 7.495 metrelik COM-
MUNISM da¤lar›na t›rmand›m. Ard›ndan bir kez daha Pobeda ile
buluflmaya gittim. Bu kez beni uzaklardan gelen bir dost gibi kabul
etti. Bu son derece tehlikeli ve zorlu da¤›n dünyadaki sekizinci so-
lo t›rman›fl›n› yapt›m. 7.439 metrede içimdeki Kar Leopar›’n› bul-
dum ve iki y›l önce kendime verdi¤im sözü yerine getirdim.
Bu y›l Pobeda’da iki dostumu daha yitirdim ve üç y›l içinde ye-
di arkadafl›m› da¤larda b›rakt›m. Ölüm hiç de uzak bir olas›l›k ve
bize henüz gelmeyecek bir fley de¤il. Ölümsüz olmad›¤›m› biliyo-
rum, so¤ukta üflüyorum, düflünce can›m yan›yor, bir yerim yarala-
n›rsa kan›m, kuvvetim ak›yor. Ne kadar k›s›tlay›c›, k›r›lgan ve kolay
zarar verilebilen bir bedene sahip oldu¤umun fark›nday›m, bunun
için her zaman son derece dikkatli davran›yorum. Gerekirse en yük-
sek risklere bile girmekten çekinmem, ama her zaman da¤lar›n ku-
rallar›yla oynar›m. Da¤ beni istemezse sayg›yla kabul ederim ve
sa¤ salim gitmeme izin verdi¤i için ona teflekkür ederim.
Kar Leopar›’na ulaflt›ktan sonra yine yaflam›m›n bir muhasebe-
sini yapt›m ve ruhumun da, bedenimin de daha fazlas›n› istedi¤ini
fark ettim.
27 yafl›nda, Yap› Kredi’nin sponsorluk deste¤i, dostlar›m›n iyi
niyet ve flans dilekleri ve s›k› bir fiziksel ve psikolojik haz›rl›k sonun-
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 47
da, dünyan›n en yüksek da¤› EVEREST’e t›rmanan ilk Türk ve dün-
yadaki ilk Müslüman da¤c› oldum. Bu arada, 1992 y›l›ndaki Khan
Tengri t›rman›fl›nda tuttu¤um günlü¤üm, ilk kitab›m olarak, Yap›
Kredi Yay›nlar› taraf›ndan Bir Da¤c›n›n Güncesi ad›yla yay›mland›.
Hiçbir zirveden, hiçbir unvandan almad›¤›m kadar büyük bir tat al-
d›m, haz duydum, kendime sayg›m, inanc›m ve güvenim bir kat da-
ha artt›. Çocu¤ummufl gibi gördü¤üm bu kitab›, ilk zamanlar, ki-
tapç›lara gidip burnumu cama dayay›p keyifle vitrinde seyrediyor-
dum. Ayn› y›l, Everest t›rman›fl›n› anlatt›¤›m ikinci kitab›m, yine Ya-
p› Kredi Yay›nlar›’nca, Everest’te ‹lk Türk ad›yla yay›mland›. Bir kez
daha ola¤anüstü bir haz duydum.
Bu arada bir fley fark ettim, ne kadar çok fley ö¤renirsem, ne ka-
dar çok fley yaflarsam, kendimi o kadar eksik ve bilgisiz hissediyo-
rum ve o kadar daha fazla fley görmek, yaflamak, ö¤renmek, bilmek
istiyorum. Ö¤rendi¤im her yeni fleyle birlikte, pek çok yeni duygu,
düflünce, kavram ve yaklafl›mla tan›fl›yorum ve bu sefer de onlar› ta-
n›mak, tatmak, bilmek için o andaki koflullar›n elverdi¤i ölçüde bir
seçim yap›p, pefllerine düflüyorum. Everest’ten sonra da böyle oldu;
Ruhum da, bedenim de dünyay› tan›mak istiyordu. Bunun üzerine,
biraz daha de¤iflik boyutlu bir da¤c›l›k hedefi seçtim kendime;
“Yedi Zirveler” –dünyan›n her bir k›tas›n›n en yüksek da¤›na t›rman-
mak. ‹çinde hem da¤c›l›k hem de dünyan›n her k›tas›, yani yeni yer-
ler, yeni insanlar, yeni kültürler var. Benim özlemlerim ve tutkular›m
için biçilmifl kaftan olan bu iflin en zor k›sm›nda yani maddi boyu-
tunda, yine Yap› Kredi destek oldu bana ve birlikte Türkiye için çok
güzel ve çok yeni bir konuda bu projeye bafllad›k; daha do¤rusu,
Everest ile bafllad›¤›m›z ifle devam etmeye karar verdik.
Sonraki 1.5 y›l, benim için ola¤anüstü güzel ve dolu dolu geç-
ti. Pek çok yer, insan, kültür, yaklafl›m tan›d›m. ‹nsanlar›n dünyaya,
yaln›zca do¤duklar› co¤rafi konum ve iklimsel koflullar›n farkl›l›kla-
r›ndan dolay› ne kadar de¤iflik ve baflka türlü bakabileceklerini gör-
düm. ‹nsanlar›n arad›klar› fleyin, özde ayn› oldu¤unu, yaln›zca yön-
temlerinin ve imkânlar›n›n farkl› oldu¤unu gördüm. Gezdi¤im, gör-
dü¤üm yerlerle ilgili bilgilenmeye özen gösterdim, her seferinde
günlük tuttum, foto¤raf çektim. Çünkü ancak baflkalar›yla paylafl›r-
sam, yapt›¤›m ifl tamamlan›yor.
48 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

28 yafl›nda, üç hafta önce, sadece 45 da¤c›n›n tamamlayabildi-


¤i Yedi Zirveler projesini tamamlad›m, hem de dünyan›n en genç
da¤c›s› olarak. Asya, Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Afrika,
Avustralya ve Antarktika k›talar›nda muhteflem tecrübeler yaflad›m
ve hepsini haf›zam›n torunlara hikâyeler bölümüne yerlefltirdim.
Bu y›l ayn› zamanda Yedi Zirveler’in üç da¤›n› bir arada anlat-
t›¤›m Bir Hayalin Peflinde adl› kitab›m yine Yap› Kredi Yay›nlar› ta-
raf›ndan yay›mland›. Böylece da¤c›l›¤›n yan› s›ra bir de yazar ol-
dum, bir gezer-yazar olarak art›k üç çocu¤um var, daha nice böyle
çocuklara...
Gezmeye ve yeni kültürler tan›maya çok merakl› oldu¤um için
da¤c›l›¤›n d›fl›nda baflka gerekçelerle de dünyan›n de¤iflik yerlerine
gittim. Gördü¤üm ülkeleri hat›rlamaya çal›fl›yorum, tarih s›ras›na
göre de¤il de akl›ma geldi¤i flekilde yaz›yorum; Rusya, Kazakistan,
K›rg›zistan, Tacikistan, Özbekistan, ‹ran, Nepal, Tibet, Arjantin, fiili,
Amerika, Alaska, Patagonya, Kafkasya, Avustralya, Borneo - Endo-
nezya, Malezya, Singapur, Yunanistan, Almanya, Fransa, ‹ngiltere,
Norveç, ‹talya, ‹spanya, Tanzanya, Antarktika. Evet san›r›m atlad›-
¤›m yer kalmad›. Bunlar›n d›fl›nda Türkiye’de de epey gezdi¤imi
söyleyebilirim. Bu, hem yurt içinde hem de yurt d›fl›nda yapt›¤›m
gezilerde çok de¤iflik araçlar da kulland›m: Araba, otobüs, uçak, he-
likopter, tren, traktör, motosiklet, bisiklet, hatta bir fil ve tabii ken-
di bacaklar›m.
7-8 y›ld›r geziyorum; yürüyerek, otostopla, bisikletle, motosiklet-
le, arabayla, trenle, helikopterle, uçakla, ya da o anda fonksiyonel
olan herhangi bir fleyle, bazen önceden belirledi¤im bir hedefe
do¤ru, bazen de Baudelaire’in gerçek gezgini gibi amaçs›z-hedefsiz,
yaln›zca gezmek, yaln›zca gitmek için.
En az da¤lar›n zirvelerine t›rmanmak kadar beni mutlu eden bir
fley de, yollarda tan›d›¤›m, her birinin torunlar›na anlatacak bir do-
lu fleyi olan insanlar.
20-21 yafllar›nda gençlerin, okullar›ndan bir y›l, iki y›l izin al›p
tek bafllar›na ya da arkadafllar›yla dünyay› gezmeye, tan›maya ç›k-
t›klar›n› gördüm. Güney Nepal’de bir filin s›rt›nda yapt›¤›m›z can-
g›l gezisinde tan›flt›¤›m Alman kad›n, Katmandu’da bir barda tan›-
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 49
d›¤›m gencecik Yeni Zelandal› k›z ya da Tibet’in uçsuz bucaks›z pla-
tosunda Lhasa’ya gitmek için günlerdir yoldan bir kamyon geçme-
sini bekleyen Koreli genç, Patagonia Andlar›nda haftalard›r yürü-
yüfl ve kamp yapan ‹sviçreli çift, fiili’de bir cafe’de tan›flt›¤›m yaln›z
gezen 60 yafl›ndaki Musevi kad›n, Patagonia’y› pedal basarak ge-
zen Avusturyal› genç çift, –bizim Hülya’m›z› da unutmayal›m– 10
y›ld›r Borneo’da yaflayan ‹ngiliz genç, kendilerine “Awesome Four-
some” diyen aylard›r uzak do¤uyu gezen Avustralyal› 4 genç k›z ve
onlar gibi arayan, ö¤renmek bilmek isteyen pek çok kararl›, ne iste-
di¤ini bilen, yere sa¤lam basan genç insan. Hepsi haf›zamda tatl›
bir lezzet b›rak›p yollar›na devam ettiler.
Ayn› özgür ruha sahip insanlar›n 20-30 y›l sonraki halleriyle de
tan›flt›m, 1970’lerde daha 20 yafl›ndayken evinden ayr›l›p 2 y›l
dünyay› gezdikten sonra cebinde ancak bir sandviçe yetecek para
ile evine varan ‹ngiliz, bugün karfl›ma Antarktika’da çok ciddi bir
organizasyonun flefi olarak ç›k›yor, ola¤anüstü sert ve zorlu koflul-
lara ra¤men, kendisi gibi iflinin ehli ekibiyle birlikte çark› döndürü-
yor, sistemi iflletiyor. Ayn› özgür ruhla bazen Borneo’da bir araflt›r-
ma laboratuvar›n›n lojisti¤ini üstlenmifl ‹skoç, bazen Arjantin’in At-
lantik k›y›lar›nda yaflayan deniz memelilerinin yaflam›n› inceleyen
bilim adam›, bazen Amerika’n›n en iyi çal›flan kurtarma örgütünün
flefi, bazen de da¤c›l›kta yap›labilecek hemen her fleyi yapm›fl Fran-
s›z da¤c› oldu¤u halde yollar›m›z kesifliyor.
Gözlerinin derinli¤inden, yüreklerinin s›cakl›¤›ndan, ses tonlar›-
n›n yumuflak gücünden hemen tan›r›m onlar›. ‹çimde ne hayranl›k,
ne k›skançl›k, ne özenme, ne g›pta; sadece sayg› duyar›m onlara ve
seçtikleri yola. Bilirim ki her biri kendi “svadharma”s›n› yerine getir-
mektedir. Kendi do¤ruluk yollar›nda ilerleyerek Hint felsefesinin
dedi¤i gibi kozmos’un düzenine kendilerince katk›da bulunurlar.
Dünyan›n herhangi bir yerinde karfl›laflt›¤›m›zda bütün paylaflt›¤›-
m›z basit bir göz selam› da olabilir, saatler süren hofl bir sohbet de.
Ve sonra, içinde tatl›, buruk bir lezzetle herkes kendi yoluna gider,
görecek baflka yerler ve tan›flacak baflka insanlar vard›r.
Kipling’in kâflifi bir süredir bir ses, bir ça¤r› duymaktad›r;
“Bir fley sakl›. Git ve bul onu. Git ve uzaklarda ara onu
50 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Uzaklarda kaybolmufl bir fley. Kaybolmufl ve seni bekliyor. Git!”


Böylece kâflif gider ve kendisi için saklanan fleyi bulur, buldu¤u
fleyi insanlara b›rak›r, onun ödülü aramakt›r.
Gençli¤inde büyük bir gezi tecrübesi olan insanlar›n, yaflamlar›n›
çok daha verimli ve sa¤l›kl› kurdu¤unu düflünüyorum, insan ba¤›m-
s›zl›¤› ve bunun sorumlulu¤unu ne kadar erken yaflar ve ö¤renirse,
kendi yolunu o kadar do¤ru seçer ve o denli güçlü ve üretken olur.
En az gezmeye merakl› oldu¤um kadar okumaya da merakl›-
y›m, sonuçta ikisi de ö¤renme arzumun de¤iflik flekillerdeki uygula-
malar›. 20 yafl›ndan bu yana, ki do¤a, spor ve felsefeyi kendime te-
mel olarak seçti¤im dönemdir, çok fley okudu¤umu, hatta bana bir
fley kazand›rabilece¤ini düflündü¤üm ne bulursam her fleyi okudu-
¤umu söyleyebilirim. Ayn› flekilde, düflünce fleklimiz birbirine yak›n
olan dostlar›mla, ilgi duydu¤umuz, ö¤renmek istedi¤imiz fleyler
hakk›nda uzun sohbetler, tart›flmalar da yapt›k. Sonuçta bütün ça-
bam, ilk kitab›mda da dedi¤im gibi; her fleyi bilmek, her fleyi ö¤ren-
mek, her fleyi tan›mak için. Ancak ne yaz›k ki bu mümkün de¤il. Yi-
ne de flu anda içinde bulundu¤um durumdan çok daha fazla fley
bilmem mümkün, en az›ndan ben öyle oldu¤unu düflünüyorum.
D›flar›dan bir gözle bak›ld›¤›nda, bütün bunlar oldukça h›zl› ve
verimli bir geliflme gibi görülebilir, uygun aç›dan bakabildi¤imde
bazen ben de öyle düflünüyorum. Ancak, olabilecekleri ya da olma-
s› gerekenleri göz önüne ald›¤›mda, kendimi çok yetersiz ve eksik
hissediyorum. Olmak istedi¤im yerden, sahip olmak istedi¤im bilgi
düzeyinden çok çok çok daha uzak ve afla¤›day›m, ve bu h›zla gi-
dersem hiçbir zaman oraya varamayaca¤›m. S›radan bir kütüpha-
neye girip bir bak›n, her konuda yaz›lm›fl binlerce, on binlerce kitap
göreceksiniz, Bunu daha da açal›m, dünyada say›s›z, farkl› sistem,
duygu, düflünce, inanç, bilgi, kitap, sanat eseri, d›flavurum flekilleri,
üretkenlik, vs., vs. var ve bu listeyi istedi¤iniz kadar uzatabilirsiniz.
Demek istedi¤im flu; d›flar›da bu bedenim ve ruhumla bu flekilde
hiçbir zaman sahip olamayaca¤›m kadar çok bilgi var, ve bu beni
üzüyor, kendimi çok küçük ve yetersiz hissetmeme sebep veriyor.
Çok daha fazlas›n› bilmek, ö¤renmek ve yaflam›ma uygulamak isti-
yorum ama yapam›yorum.
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 51
Bu kadar bilginin ortal›kta bofluna dolanmad›¤›n› düflünüyo-
rum, ama ne yaz›k ki bize bunlara sahip olma ve yorumlay›p uygu-
lama yetene¤i verilmemifl. Bu durumda bir tek sonuca var›yorum;
bilgiye sahip olman›n, gezip görmekten, dinlemekten, seyretmek-
ten ve okumaktan daha baflka, daha h›zl› ve daha verimli bir yolu
olmal›. Bu yolu bulmak istiyorum, bedeli ne olursa olsun bu yolu
bulmak istiyorum...”

20’li yafllar›mdayken ö€renmek ve bilgiye ulaflmak en büyük


açl›€›md›; 30’lu yafllar›m boyunca bilgiyi kullanman›n esas
oldu€unu düflündüm. 40’l› yafllar›ma bir ad›m kala art›k as›l ola-
n›n bilgiyi yönetmek oldu€unu düflünüyorum.
Yukar›daki al›nt›dan bir y›l sonra, 1997 y›l›nda bu düflünce-
lerim afla€›daki noktaya ulaflt›;
Yine de, insan için gerçekte bilginin olanaks›z oldu¤unu biliyorum.
Bugün dünyada yaklafl›k 300.000 gazete ve dergi yay›nlan›yor, sa-
y›s›z radyo ve televizyon program› yap›l›yor. Dünyan›n büyük kü-
tüphanelerinden herhangi birinde, 100.000.000’a yak›n belge bu-
lunuyor. ‹nternet’ten bahsetmiyorum bile… K›sac›k bir insan ömrü
bunlar›n ne kadar›n› bilebilir ki ya da bilmelidir ki! Heraklit’in gö-
rüfllerini daha da ileri götüren Kratylos, bundan yaklafl›k 2400 y›l
önce, yaflamdaki h›zl› ak›fl›n bilgiyi olanaks›z k›ld›¤›n› söylemifl.
Bence çok do¤ru. Sokrates’›n ünlü sözünü hepiniz bilirsiniz; “Bildi-
¤im tek fley hiçbir fley bilmedi¤imdir.” Bir insan ömrü boyunca ki-
tap okusa bile, ne kadar kitap okuyabilir ki! Buradan baflka bir nok-
taya gelmek istiyorum. Teknik olarak, bilginin zaten ancak çok az›-
na sahip olabiliyoruz. Onu da ço¤u zaman kullanam›yoruz. Oysa
bilgi, bilmek sürecinde de¤il de, olmak sürecinde gerçek de¤erine
ulafl›r. Bilmek, uygulama olmaks›z›n bir ifle yaramaz. Bilginin de¤e-
rini, yaflam›m›za uygulayabildi¤imiz zaman anlar›z.”

Y›llarca da€larla, ekspedisyonlarla, seyahatlerle, okumalarla,


kitaplar›mla, seminerlerimle, söyleflilerimle kendimi ve dünyay›
daha iyi tan›maya, ö€renmeye, kiflisel geliflimimi benim için
mümkün olan en ileri safhaya ulaflt›rmaya çabalad›m. Bilkent
Üniversitesi Do€a Sporlar› Toplulu€u k›sa ad›yla DOST olarak
52 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
and›€›m›z, ad›n› da benim koydu€um ve 3 y›l boyunca baflkan-
l›€›n› yapt›€›m bu üniversite toplulu€u, AKUT’tan önce kendi-
mi ait hissetti€im tek yerdi. Ö€renciyken deneyimledi€im
DOST’un baflkanl›€› bana sorumluluk üstlenmeyi, ülke sevgisi-
ni, insan sevgisini, sivil toplumun potansiyellerini ve en önem-
lisi örgütlenmeyi ve örgütlenmenin sinerjisini ö€retmiflti. Bir
yandan kendimi gelifltirmeye çal›fl›rken di€er yandan da ö€ren-
diklerimi, fark ettiklerimi baflkalar›yla da paylaflabilmek için,
daha 22 yafl›nda DOST adl› bir dergi ç›kartm›flt›m, ki bir üniver-
site kulübü dergisi olmakla birlikte do€a sporlar› temal› Türki-
ye’de ç›kan ilk dergidir. (Ek: 7) DOST dergisini ç›kartmak için
yaz›lar› toplamaktan reklam bulmaya hatta sayfa tasar›m›na,
matbaa ifllerine kadar bütün detaylar› ile ben u€raflm›flt›m. Öyle
ki, bu dergiye ay›rd›€›m zaman yüzünden okulum da bir y›l uza-
m›flt› ama bundan hiçbir piflmanl›k duymad›m, çünkü ülkemizde
yine bir ilke imza atm›flt›k.
DOST’un ilk say›s›n›n önsözüne flunu yazm›flt›k 1990 y›l›nda:
“De¤iflen dünyam›zda, do¤aya egemen olma çabas›ndaki insano¤-
lunun beton ve çeli¤e terk etti¤i topra¤a ve insan›na hâlâ sayg› du-
yanlara ve do¤an›n koynunda rahat edebilenlere merhaba.
Do¤a sporlar›n› yayg›nlaflt›rabildi¤imiz ölçüde ekolojik denge
ve do¤al hayata sayg› konusunda duyarl› insanlar›n artaca¤›na
inan›yoruz. Çünkü do¤a sporlar› do¤ay› coflkuyla tadabilme ve bir
olabilme yüceli¤ini verir. Bu iliflki zaten do¤an›n bir parças› olan in-
san›n bunu unutup robotlaflmas›n› önleyerek bütünleflmenin zevki-
ni ç›kartan duyarl› bir insan yarat›r. Zannediyoruz ça¤›m›z›n en acil
ihtiyaç duydu¤u insan grubu bunlard›r. Y›ll›¤›m›z› bu insanlara ula-
flabilme ve do¤a sporlar›n› tan›tarak yayg›nlaflt›rma amac› ile ç›-
kartt›k. Bu çabam›z, bir kifli de olsa onun do¤a ile bar›flmas› ile so-
nuçlanacaksa ne mutlu bizlere...”

DOST dergisinin ikinci say›s›nda “Neden Do€a Sporlar›?”


adl› makalemde afla€›daki flekilde duygular›m› dile getirmifltim;
“‹nsano¤lu, varoldu¤undan bu yana do¤ayla, da¤larla iç içe olmufl.
Avc›l›k, hayvanc›l›k, beslenme, bar›nma gibi temel ihtiyaçlar›n› hep
do¤adan karfl›lam›fl. Mitolojilerde, efsanelerde yüce da¤lar, etkile-
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 53
yici ve do¤al yap›lar en güçlü tanr›lar›n mekân› olmufl. Büyük din-
lerde da¤lar hep önemli bir yer tutmufl.
fiehirleflmenin ve betonlaflman›n artmas›yla kaç›n›lmaz olarak
do¤adan uzaklaflmaya bafllayan insan, ona geri dönmek için farkl›
yöntemler gelifltirmifl. Do¤aya olan içgüdüsel tutku, zamanla baz›-
lar› için sportif bir içerik kazanm›fl. Da¤c›l›k, ma¤arac›l›k, rafting,
yamaç paraflütü, kanyonculuk, aletli dal›fl, yürüyüfl ve benzeri spor-
lar hem insan› do¤aya çekip ona asl›nda özünde olan ama zaman-
la unuttu¤u ancak için için özledi¤i iliflkiyi yaflatm›fl, hem de kifliye
kendi ruhsal ve fiziksel yeteneklerini göstermifl. Hâlâ da bu duygu-
lar› yeni gelenlere yaflat›yor ve gösteriyor.
Do¤a sporlar›ndaki risk ve tehlike, kifliye özgüven ve baflar› duy-
gusunu yaflatt›¤› gibi, dostluk, paylafl›m, ekip çal›flmas› ve tak›m ru-
hu kavramlar› da kiflisel yetenekleri gelifltirir. Bu yüzden do¤a spor-
lar›n› yaln›zca bir vücut sporu olarak ele almak yanl›fl olur. Do¤a
öylesine sonsuz bir kaynakt›r ki, onda herkes kendini çeken bir fley-
ler bulabilir. ‹nsan›n do¤ayla sportif bir iliflkisi olmasa bile, içgüdü-
sel olarak, do¤a yaln›zca görsel ve duyumsal olarak da onu tatmin
etmeye yetecektir. Gören gözler ve tadabilen ruhlar için do¤a en
büyük ö¤retmendir.
Do¤a sporlar›n›n özü gere¤i içerdi¤i risk ve tehlike faktörleri, ki-
flinin her zaman ve her koflulda haz›r olmas›n› gerektirir. Bu yüzden
iyi bir do¤a sporcusu kararl›, disiplinli, özgüvenli, gözlem yetene¤i
olan, analiz yapabilen, inisiyatif kullanabilen, k›sacas› her koflulda
kendine yetebilir biri olmak zorundad›r. Kendi gibi güçlü karakter-
li ekip arkadafllar› ile birlikte daha da güçlenir ve çok daha zorlu
mücadelelerin alt›ndan kalkabilir.
‹lk bak›flta insanla do¤a aras›nda gibi görünen bu ruhsal ve fi-
ziksel mücadele asl›nda insan›n kendi içindedir. Do¤a yaln›zca bir
seyircidir; o¤ullar›n›n kendilerini aflmak için girifltikleri bu onurlu
mücadeleyi gözleri gururla parlayarak seyreden do¤a, bu büyük sa-
vafl›nda o¤lunun yan›ndad›r. Onun tüm ihtiyaçlar›n› karfl›lar, güne-
fliyle, y›ld›zlar›yla, ya¤muruyla, rüzgâr›yla o¤lunun yan›nda oldu¤u-
nu f›s›ldar. Kazanan ya da kaybedenin olmad›¤› bu savafltan insa-
no¤lu, kendisiyle ve dostlar›yla omuz omuza ç›kar. Do¤ada yap›lan
54 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

her etkinlikten sonra insan, yeni tecrübeler ve daha genifl bir bak›fl
aç›s›yla geri döner, do¤ay›, insanlar› ve kendisini daha iyi tan›r.
Do¤an›n bu huzurlu ve dingin ortam›nda do¤a sporcular› di¤er
insanlardan daha fazla kendileriyle baflbafla kal›rlar ve kendilerini
daha iyi tan›rlar. Bu yüzdendir ki, do¤a sporcular›n›n ço¤u tasavvu-
fa ve zen budizmine; temelinde kiflinin gerçe¤i kendisinde aramas›
olan düflünce sistemlerine ilgi duyar. Bu yaflama sanatlar›nda belir-
li bir kuram ve ö¤reti yoktur, yaln›zca içten gelen bir bilifl vard›r. Ba-
fl›ndan beri insandan hiçbir fley saklanmam›flt›r. Kendisidir kiflinin
gerçe¤e gözlerini kapayan ve yine kendisidir sonunda açabilen. Öz-
gürlü¤üne düflkün do¤a sporcusu, do¤an›n huzurlu ortam›ndaki iç
hesaplaflmalar› sonucunda arad›¤›n›n kendisinde oldu¤unu anlar.
Do¤a sporlar› asl›nda do¤ayla uyum içinde yaflamay› ö¤renmifl
gezgin ruhlu insanlar›n daha iyiyi ve mükemmeli aray›fllar›n›n bir
d›fla vurumudur. Günler hatta haftalar süren zorlu bir u¤rafl›dan
sonra zirveye ulaflmak, bir kanyonu aflmak ya da bir ma¤aran›n so-
nunu bulmak elbette ki yo¤un bir duygudur ve insan›n kendine
olan güvenini ve sayg›s›n› art›r›r. Ama s›radan sporcular gibi bunu
bir yar›fl ve üstünlük meselesi haline getirmek bu duygu yo¤unlafl-
mas›n›n de¤erini azalt›r, sayg›nl›¤›n› yitirtir. S›radan bir da¤c›, zir-
veye ulaflt›¤›nda bunu o da¤› fethetmek, yenmek olarak yorumlar
ve kendisine daha zorlu bir da¤, bir rakip aray›fl›na girer. Gezgin
ruhlu gerçek bir sporcu ise bunu o da¤la olan dostlu¤unun sars›l-
maz bir biçimde pekiflmesi olarak görür ve yeni ve iyi dostlar edin-
mek için yükseklikleri arar.
Do¤a sporlar› da sanat gibi, edebiyat gibi, kiflinin kendisini ta-
n›mas›na yard›m eden bir okuldur. Bir heykeltrafl için bir tafl› ya da
a¤ac› yontarak kendisinden bir fleyler yaratmas› neyse, gerçek bir
do¤a sporcusu için de da¤lara t›rmanmak, kanyonlar› aflmak, tepe-
lerden uçmak ayn› fleydir. Nas›l bir heykeltrafl sanatç› ruhundaki f›r-
t›nalar› elleriyle dindirirse, bir do¤a sporcusu da serüvenci ruhun-
daki tehlikeye susam›fll›¤› ve merak duygusunu da¤lara t›rmana-
rak, ma¤aralara girerek, kanyonlar› aflarak doyurur. ‹kisi de farkl›
yeteneklerle donat›lm›fl geliflmifl ruhlar›n gerçe¤i aray›fllar›ndaki
kendilerine has yarat›c›l›klar›n›n ürünleridir.
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 55
Do¤an›n ve varoluflun özünü kavrayamam›fl insanlar için do¤a,
alt edilip bafl›nda zafer 盤l›klar› at›lacak bir rakiptir, gerçek bir do-
¤a sporcusu için ise, aray›fl›n cevab›na giden yoldur.”

Da€lar› alt edilmesi gereken bir rakip olarak de€il, onun yü-
ce gövdesinde kendimi gelifltirebilece€im bir varl›k olarak alg›-
lad›m her zaman. Da€c›l›k da, gezginlik de hayat›ma o kadar
çok fley katt› ki; onlars›z herhalde çok eksik kal›rd›m.
1994 - Kar Leopar› unvan›, 1995 - Everest t›rman›fl›, 1996 -
Yedi Zirveler t›rman›fllar› ve Kalimantan’daki Camel
Trophy’den sonra 1997 y›l›nda, hayat›m›n en muhteflem yolcu-
luklar›ndan birini gerçeklefltirdim; y›llard›r hayalini kurdu€um
karadan bir do€u yolculu€u... Motosikletimle ‹stanbul’dan yola
ç›k›p 4 ayda, ilk bölümü k›z arkadafl›mla birlikte olmak üzere
Türkiye, ‹ran, Pakistan, Hindistan, Nepal ve S›kk›m’› gezdim,
sonra da Tibet’e geçerek dünyan›n 6. yüksek da€› Cho Oyu Da-
€›’na t›rman›p ola€anüstü an›lar biriktirerek evime, her zorlu t›r-
man›fltan ve seyahatten sonra dinlenmek ve yaralar›m› sar›p ye-
ni yolculuklar için güç toplad›€›m kaleme geri döndüm.
Bu uzun yolculu€u anlatt›€›m; Asya Yollar›, Himalayalar ve
Ötesi adl› 4. kitab›m›n Son Söz’ünün bir bölümünü de sizlerle
paylaflmak istiyorum;
fiu son dört ayda öyle çok fley yaflad›m ki. Çok iyi otellerde kald›¤›m
gibi, Budist ve Hindu tap›naklar›nda da yatt›m, sokaklarda da gece-
ledim. Pek çok de¤iflik lezzet tatt›m. Yeni insanlar, yeni kültürler ta-
n›d›m. Budist manast›rlar›nda rahiplerle sabah güneflinden önce
kalk›p, onlarla birlikte sabah puja törenlerine kat›ld›m. S›kk›m’da bir
sabah, Budizm’in ruhani lideri Dalai Lama’dan inisiyasyon ald›m. Ja-
pon Budistlerin etkileyici davullar›n›n eflli¤inde “NA MU MYO HO
REN GE KYO’ sözcüklerini defalarca tekrarlamalar›n› izledim, hatta
onlara kat›ld›m, tempo tuttum. Hindu tap›naklar›nda, rahiplerle mü-
zik eflli¤inde; “HARE RAM HARE KRISHNA” çektim. Müslüman ca-
mii ve türbelerinde, imam›n güzel sesiyle okudu¤u ALLAHU EKBER
ALLAHU EKBER diye bafllayan ilahileri dinleyip kendimden geçtim.
Motosikletimle 21.000 kilometre yol yapt›m, alt› tane ülke gezdim.
8.201 metrelik Cho Oyu da¤›n›n belki de bu sezondaki en h›zl› t›r-
56 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

man›fl›n› yapt›m. Sih, Jain, Bon, Zerdüflt, Bahai, Hindu, Müslüman


ibadethanelerini gezip, bu dinlerin izleyicileriyle sohbet ettim, iba-
det yöntemlerini izledim, bir süre özel hayatlar›na misafir oldum.
Görünüflteki bütün farkl›l›klar›na ra¤men, bunlar›n hiçbiri bana
özde farkl› gelmedi. ‹nan›fllar, yöntemler, kullan›lan malzemeler,
renkler, sesler ne kadar farkl› olsa da, insanlar hep ayn› gözlerle,
m›r›ldand›klar› sözler ne kadar farkl› olsa da, ayn› dudak hareketle-
riyle, girifl kap›s› ne kadar farkl› boyut, renk ve tarzlarda olsa da, ay-
n› dudak, el ve yüz sürmeyle ve yüzlerinde ayn› ifadeyle ibadetha-
nelerine girdiklerini gördüm. Budizm’in OM MANI PADME HUM’u,
Hinduizm’in OM’u, ve HARE RAM-HARE KR‹fiNA’s›, bizim güzel
besmelemiz, Jainizmdeki afl›r› vejeteryenlik ve yaflayan hiçbir canl›
varl›¤a zarar vermeme felsefesi olan AH‹MSA, Musa’n›n on emri,
Hristiyanl›ktaki ‹sa’n›n, hepsi birer günahkar olan insanlar›n u¤ru-
na çarm›hta can verdi¤i düflüncesi, Zerdüflt’ün evrene egemen olan
iki karfl›t gücü, iyilik ve kötülük ve bunlar›n kiflilik kazand›¤› Ahura
Mazda’s› ve Ahriman’›, Bon dininin kutsal mantras›; OM MA TRI
MU YE SA LE DU, Sihlerin mistik ‹slamla Hinduizm aras› görüflü,
Bahai’lerin insanl›¤› birlefltirme yolundaki ö¤ütleri; hepsi ayn› arzu-
nun, duygunun farkl› flekillerdeki tezahürleri gibiydi...
Hiçbiri bende evrensel oldu¤u duygusu uyand›rmad›. Her biri
tart›flmas›z olarak son derece pozitif ve her birinden ö¤rendi¤im öy-
le çok fley var ki. Ancak hepsi de, sanki dünya üzerindeki belirli bir
grubun, bir kavmin, bir dönemin, ya da bir bölgenin insanlar›n›n ih-
tiyaçlar›na göre özel olarak haz›rlanm›fl reçeteler gibi geldi bana.
Oysa ben Evrensel Do¤ru’yu bulmak istiyorum. Dünyan›n herhangi
bir co¤rafi bölgesinde do¤du¤um için, yaflad›¤›m bölgedeki genel
geçer kabul gören, ancak dünyan›n baflka yerlerindeki insanlar›n
haberi bile olmad›¤› bir sistemi, Evrensel olarak kabul etmek bana
zor geliyor. Ayn› flekilde dünyan›n baflka yerlerinde, Türkiye nüfusu-
nun befl kat›, on kat› say›s›nca insan›n takip etti¤i, hatta u¤runa sa-
vafllar verdi¤i kendine özgü uygulamalar› olan dinsel sistemler de,
bana göre evrensel olmaktan çok uzak.
Bu konuda Hintli ermifl Krishnamurti’nin; Gerçe¤in yolu olmayan
bir ülke oldu¤u ve hiçbir yolun, dinin, mezhebin, kifliyi Gerçe¤e ulafl-
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 57
t›ramayaca¤› düflüncesini kendime daha yak›n buluyorum. Krishna-
murti’ye göre Gerçek; sonsuz, koflulsuzdur, herhangi bir yolla ulafl›la-
maz ve ona giden bir yol organize edilemez. Birisini ya da bir ö¤reti-
yi izledi¤iniz anda, Gerçe¤i izlemeyi b›rak›yorsunuz demektir.
Krishnamurti’nin öyküsüyle üniversite y›llar›mda tan›flm›flt›m ve
hep çok ilginç bulmufltum; 13 yafl›nda, Madras yak›nlar›nda sahil
kenar›nda bir yerde yaflarken, teozofistler taraf›ndan inan›lmaz du-
ru ve saf bir aura’ya sahip oldu¤u fark edilir ve onun Maitreya için
ya da daha aç›k ad›yla, gelecekteki ö¤retici için uygun bir araç ola-
bilece¤i düflünülür. Gelecekteki kutsal görevi için çocuk, Do¤u Y›l-
d›z› ad› verilen ve Maitreya’n›n geliflini haz›rlamak amac›yla kuru-
lan grup taraf›ndan uzun ve ciddi bir e¤itime tabi tutulur. Genç
adam 34 yafl›na geldi¤inde, büyük gün için Hollanda’da, dünyan›n
her yerinden teozofistlerin kat›ld›¤› bir toplant› yap›l›r. Beklenenin
aksine, Krishnamurti kendisini Maitreya olarak ilan etmez, aksine
Do¤u Y›ld›z›’n› ve misyonunu sona erdirir. Herkesi flafl›rtan konufl-
mas›nda, gerçe¤e giden hiçbir yolun olmad›¤›n› söyler ve insanlar›
özgürlü¤e ça¤›r›r. ‹nsan ancak özgür olursa bütün s›n›rlamalardan
kurtulur. Özgürlük, insana sonsuz mutlulu¤u ve koflulsuz olarak
kendini alg›lamay› verir.
Özgürlük, ne kadar güzel bir söz, ne kadar güzel bir anlam. Öz-
gürlük, özgürlük, özgürlük… Bu kelimeyi tekrar etmek bile bana bü-
yük bir zevk veriyor. Büyük önderimiz Atatürk’ün her söyledi¤ini se-
viyorum ama çal›flma masam›n önünde yaln›zca bir sözü yazar; “Öz-
gürlük ve ba¤›ms›zl›k benim karakterimdir.”
Gezdi¤im süre içinde, insanlar›n Tanr›lar› ad›na yapt›klar› iba-
dethaneleri, özel bir ilgi ve merakla izledim. Sihlerin, Amritsar’daki
Alt›n Tap›na¤›n›n güzelli¤ine hayran kald›m. Bodh Gaya’da, güzel-
likte ve ihtiflamda birbiriyle yar›flan, de¤iflik ülkelerin Budist tap›-
naklar›n› hayranl›kla seyrettim. Khajuraho’da bin y›ll›k Hindu tap›-
naklar›n›n, inan›lmaz detayl› iflçili¤ine flafl›rd›m. Gwalior kalesinde,
kayalara oyulmufl dev antik Jain heykellerini gördüm. fiiraz’daki
fiah Çera¤’›n güzelli¤inden büyülendim. Bahai’lerin Delhi’deki, Zer-
düflt’lerin Yazd’daki, Bon rahiplerinin S›kk›m’daki tap›naklar›n› gez-
dim. Ancak bu muhteflem dini-kutsal yap›lar› seyrederken, gezer-
58 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

ken, içimde Tanr›sall›k-kutsall›k de¤il de, fiah Cihan’›n, güzel kar›s›


Mümtaz Mahal an›s›na yapt›rd›¤› Taj Mahal’in mimar›n›n becerisi-
ne duydu¤um hayranl›¤a benzer fleyler duydum.
Benim gözümde, ne kadar etkileyici, güzel, ihtiflaml› olursa ol-
sun, insan yap›s› bir ibadethane, ancak mimar›n›n yeteneklerini ve
ait oldu¤u toplumun kültürünü onurland›r›yor. Yoksa Tanr›sal var-
l›¤›, Tanr›sal güzelli¤i ifade etmekten çok uzak. Tanr›’n›n, insanla-
r›n infla etti¤i bir evi olabilece¤ini, ya da Tanr›’n›n di¤er yerlerden
daha fazla bu ibadethanelerde oldu¤unu, ya da buralarda Tanr›’ya
daha yak›n olunabilece¤ini kabul etmiyorum. Benim gözümde
Onun yüce da¤lar›, engin denizleri, sonsuz ormanlar›, can veren ne-
hirleri, mevsimleri, ›s›tan günefli, uçsuz bucaks›z otlaklarda kofltu-
ran zebra sürüleri, kükreyen vahfli aslanlar›, dev balinalar›, y›ld›zla-
r›, günefli, sonsuz uzay› var. Tanr›’n›n yaratt›klar› ya da özünden va-
retti¤i do¤a - evren apaç›k gözümün önündeyken, ben insan›n ken-
disinden baflka, insan›n inflaa etti¤i - üretti¤i hiçbir fleyi kutsal ka-
bul edemiyorum.
Herhangi bir ibadethanede ibadet ediyor, dua ediyor olman›n,
benim düflünceme göre tek bir avantaj› var. Bir toplum içindeki in-
sanlar›n düzenli olarak biraraya gelmesini sa¤lay›p, sosyal sistemin
düzenli iflleyiflini sa¤l›yor olmas›n›, bu konunun d›fl›nda tutuyorum.
Dünyan›n her yerinde ibadethaneler, genellikle ayn› duygu ve dü-
flünce içindeki insanlar›n biraraya geldi¤i-dua etti¤i ve sonuçta po-
zitif duygu ve düflünce üretti¤i yerler. Dolay›s›yla bu ortamlarda d›-
flar›ya göre daha fazla pozitif enerji bulunuyor. Ancak bunun Tan-
r›’n›n varl›¤›yla bir alakas› yok. Ortamdaki pozitif enerji yo¤unlu¤u-
nu, ibadethaneye gelen ve buradaki herhangi bir dinsel-kutsal ob-
jeye, resme, heykele kendini yo¤unlaflt›rarak dua eden insanlar
oluflturuyor. Pozitif enerji bak›m›ndan yo¤un bir ortamda da, elbet-
te ki insanlar kendilerini daha huzurlu, dingin, rahat hissediyorlar.
E¤itimle, kültürle, al›flkanl›klarla, bu yönde flartland›r›lm›fl olmalar›-
n›n da, burada önemli bir etken oldu¤unu düflünüyorum. Camiiye,
tap›na¤a, kiliseye, sinago¤a, insanlar Tanr›’ya daha yak›n olmak
düflüncesi ve niyetiyle gidiyorlar ve kendilerini bu yönde motive
ediyorlar. Sonuçta da hem bu ön flartlanman›n hem de zaman için-
de di¤er insanlar taraf›ndan söz konusu ibadethanede üretilen ve
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 59
gün be gün biriken pozitif enerjilerin yo¤unlu¤u sayesinde, insan-
lar kendilerini ibadethanelerinde daha huzurlu, hatta Tanr›’ya da-
ha yak›n hissediyorlar. Bu konuda güzel bir örnek de, Sihizm’in ku-
rucusu Guru Nanak’›n Kabe’yi ziyareti s›ras›nda, ayaklar› Kabe’ye
dönük bir flekilde uzand›¤› için uyar›ld›¤›nda; özür dileyerek, “Bana
uzan›rken ayaklar›m›n Tanr›’ya dönük olmayaca¤› bir yön göstere-
bilirseniz o yönde yatar›m” dedi¤ini anlatan hikâyedir.
Bence Tanr›sall›¤›, günlük yaflam›n mucizelerinin ötesinde ara-
maya hiç gerek yok.
Her fley ve her yer, buras› ve oras› özde ayn›, ve asl›nda hepsi bir…
Asya Yollar›, Himalayalar ve Ötesi - 1997, sayfa 224-227

Bu süreçte özgür iradem ve içgüdüsel yatk›nl›€›mla da bir


yandan vatan›ma ve milletime her f›rsatta hizmet etmeye gayret
ettim. Kat›ld›€›m bütün yurt d›fl› t›rman›fllar›nda Türk Bayra-
€›’n› en yüksek zirvelere, bunun ne kadar önemli bir görev ol-
du€unu bilerek, sorumlulu€unu her an hissederek tafl›d›m. Ülke-
mi temsil etti€im her etkinlikte, da€larda olsun, Camel
Trophy’de olsun, arama kurtarmada olsun, seminerlerimde ol-
sun, milletimin asil de€erlerini bir an bile akl›mdan ç›karmad›m.
Her bulundu€um ortamda, kendimi Türk Milleti’nin bir temsil-
cisi olarak gördüm ve temsil etti€ime inand›€›m bu asil millete
lay›k olabilmek için her fleyime büyük özen gösterdim. Bunca
zaman gözlemledi€inizi düflündü€üm hayata karfl› dik durmaya
özen göstermem, bir delikanl› efelenmesi de€il, atalar›ma lay›k
olma çabamdand›r...
Kiflisel geliflim sürecimde, içinde bulundu€um gruplarda her
zaman en at›lgan karakterlilerden biri oldum ve üst düzeyde so-
rumluluk ald›m. Bir fley yap›lmas›, harekete geçilmesi gerekti-
€inde; zorlu€unu-kolayl›€›n›, zahmetini-eziyetini, ödülünü-be-
delini düflünmeden bir görev insan› olarak, sadece yap›lmas› ge-
rekeni yapmaya programlanm›fl do€ufltan getirdi€im özellikle-
rim gere€i, bir ad›m öne ç›kan ilk serdengeçtilerden oldum. Ba-
zen bir tak›mdafl olarak, bazen de bir lider olarak; ama her za-
man büyük, güçlü ve seçkin bir tak›m›n, di€erlerinden ne daha
önemli ne de daha önemsiz, ne daha de€erli ne de daha de€ersiz
60 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
bir parças› oldu€umu hiçbir zaman unutmadan; sadece bana ve-
rilenler gere€i, bir an bile tereddüt etmeden ve hiçbir piflmanl›k
duymadan, en önde koflan, en h›zl› t›rmanan, en k›vrak düflünen
ve en kolay kendini feda edebilenlerden oldu€umun fark›nda,
sadece yapmam gerekenleri yapt›m. Allah’a flükürler olsun ki;
bana güvenenleri hiçbir zaman ve hiçbir yerde hayal k›r›kl›€›na
u€ratmad›m, utand›rmad›m. Çünkü hayat›m boyunca; “her za-
man benden beklenenden fazlas›n› yapmak” kural›mla hareket
ettim ve bunun maliyetine de bafltan raz› oldum, hiçbir zaman da
sorgulamad›m. Da€larda, do€ada, uzak co€rafyalarda, motosik-
letimle aflt›€›m zorlu geçitlerde, aç›k denizlerde, bin türlü arama
/ kurtarma çal›flmas›nda ne kadar riskli süreç varsa yaflad›€›m,
her zaman korundu€umu hissederek yaflad›m.
Bir Hayalin Peflinde ad›n› verdi€im 3. kitab›m›; “hayallerini
bir gün gerçeklefltirecek gücü ve cesareti kendinde bulanlara”
ithaf ettim ve o kitab›n en bafl›na da Goethe’nin ünlü sözünü
yazd›m; “Neyi yapabiliyorsan ya da yapabilece€ini hayal edi-
yorsan baflla; cesarette deha, güç ve büyü de vard›r.”
Akl›m ermeye bafllad›€›ndan bu yana sürekli yeni bir fleyler
ö€renmeye, kendimi gelifltirmeye çabalad›m. Ve hayallerimin
peflinden kofltum. Durmadan, dinlenmeden, yorulmadan ve pes
etmeden hep arad›m, arad›m ve arad›m...
Her fleyi bilmek, her fleyi görmek, her fleyi yaflamak, her fleyi tatmak
istiyorum, bu mümkün olamayaca¤›na göre, elden geldi¤ince çok
fley görmeye, bilmeye, yaflamaya, tatmaya, duymaya, koklamaya
çal›fl›yorum. Yaflamda kendime koydu¤um bir erek var; Ruhumu
mümkün oldu¤unca zenginlefltirmek ve bilinç düzeyimi yükselt-
mek, önce bencil benli¤imi tatmin etmek için, - ki ruhsal geliflimimi
takip edebilmek benim en büyük mutlulu¤umdur –, sonra da gü-
nün birinde fark›na varabilmeyi umut etti¤im misyonumu bilinçli
olarak gerçeklefltirmek için.
Bir Da¤c›n›n Güncesi - 1992, sayfa 50.

24 yafl›nda gencecik toy bir adamken bile bu yaflamdaki mis-


yonumu bulman›n peflindeydim, aradan geçen 15 y›lda belki de
birço€umuzun bir ömürde yaflad›€›ndan fazla fley yaflad›m. 40
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 61
yafl›na yaklaflt›€›m bu günlerde yine ayn› fleyi ar›yorum ve bili-
yorum ki bulaca€›m da...
Buradaki varl›k sebebimi bulmadan ve bilinçli olarak ger-
çeklefltirmeden ayr›lmayaca€›m bu dünyadan.
‹nflallah...

SORUMLULUK ANLAYIfiIM
Köklerim ve yetifltirilme tarz›m, içimi hep vatan sevgisi ve va-
tana hizmet sorumlulu€u ile doldurdu. Üniversiteden mezun ol-
du€um ve ilk yüksek irtifa t›rman›fl›m› gerçeklefltirdi€im 1992
y›l›ndan bu yana, Türk Bayra€›’n› (Ek: 8) Pobeda gibi, K2 gibi
dünyan›n en zorlu 7.000 metrelik, 8.000 metrelik zirvelerinde
ilk kez dalgaland›r›rken de, 1994 y›l›nda “Kar Leopar›” unva-
n›n› al›rken de, 1995 y›l›nda Everest Da€›’na t›rmanan ilk Türk
ve dünyadaki ilk Müslüman da€c› olurken de, daha 28 yafl›nday-
ken “Yedi Zirveler” projesini tamamlayan dünyadaki 46. ve en
genç da€c› olurken de, 1996 y›l›nda Kalimantan’da ekip arkada-
fl›mla birlikte ülkemi temsil etti€im Camel Trophy’de “Tak›m
Ruhu” de€erlendirmesinde dünya ikincili€i elde ederken de ve
1996 y›l›nda kurdu€umuz AKUT derne€inde, dostlar›mla birlik-
te da€lar›n tepelerinde, depremlerde, sellerde can kurtarmak için
korkusuzca genç bedenlerimizi tehlikelere atarken de, hep ayn›
vatan ve millet sevgisi ve sorumluluk anlay›fl› ile hareket ettim.
Bu sayede hem ülkeme ve insan›ma hizmet ettim, hem de kendi
ruhumu besledim, huzur buldum ve böylece büyüdü€ümü, ge-
liflti€imi, olgunlaflt›€›m›, insan oldu€umu hissettim...
24 yafl›ndayken günlü€üme afla€›daki düflünceleri not etmifl-
tim;
Çocuklu¤umdan beri düflünsel-ruhsal geliflimimi izlemekten büyük
zevk al›r›m. Daha ilkokula bile gitmezken, benim için olunmas› ge-
reken insan tipi, yalan söylemeyen insand›. Befl-alt› yafllar›mdayken
62 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

yalan söylememek benim için çok önemliydi ve buna çok dikkat


ederdim. ‹lkokul ve ortaokulun bafllar›; arkadafl iliflkilerinin biraz
daha farkl›laflt›¤›, sosyalleflti¤i bir dönem. ‹flte bu dönemde yalan
söylememeye, baflkalar›n›n arkas›ndan konuflmamay› da ilave et-
tim kafamdaki do¤ru insan tipine. Lise ça¤lar›nda ise dürüstlük
kavram›na ulaflt› bu yol. Böylece, ideal insan, yalan söylemeyen,
baflkalar›n›n arkas›ndan konuflmayan, aç›k sözlü ve dürüst insand›.
Ben de kendimi mümkün oldu¤unca bu çizgide tutmaya çal›flt›m.
Sonra üniversite y›llar›... Do¤a sporlar›yla tan›flt›m, kitap okuma ve
müzik zevkim iyice flekillenmeye bafllad› ve flans›ma çevremde hep
do¤ru insanlar oldu. Dürüstlü¤ün son aflama oldu¤unu zanneden
ben, as›l olunmas› gereken fleyin erdemli insan olmak oldu¤unun
fark›na vard›m. Bu aflamalar tesadüfi olmad› elbette. Çevremi iyi
gözledi¤im için sürekli eksiklikleri - yanl›fll›klar› ve do¤rular› ak›l ile
tartarak seçimimi yapt›m. Ne yaz›k ki bu seçimlerin hepsi, yanl›fl›
görüp do¤rusunu seçme yoluyla oldu; belki baflka bir dünyada çok
daha kolay olabilirdi.
Lao Tzu, Konfiçyüs gibi baz› Çinli bilgelerin insanlar›n do¤al ola-
rak erdemli olduklar› eski günlerden bahsettiklerini okumufltum bir
yerde; “yaflam›n tam oldu¤u ça¤lar” diye ifade ettikleri bu dönem-
de insanlar, belli bir görevi yerine getirdiklerini düflünmeden dürüst
ve erdemliymifller. Birbirlerini seviyorlar ama bunun insan sevgisi ol-
du¤unu bile bilmiyorlarm›fl. Güvenilirlermifl ama bunun samimiyet
ve iyi niyet oldu¤unu bilmeden vererek ve alarak özgürce yafl›yorlar-
m›fl ama cömert olduklar›n› bile bilmiyorlarm›fl. Biraz fazla iyimser
oldu san›r›m, belki de böyle ça¤lar hiç olmam›flt›r. Belki de yaln›zca
Çinli bilgelerin zihinlerinde var olmufltur. Her neyse, bizim dünya-
m›zda, benim akl›m bunlar› bu s›rayla yaflamak zorundayd›.
Erdem kavram› yaklafl›k son alt› aya kadar benim için ulafl›labi-
lecek en üst noktayd›, ancak son aylarda erdemin de üstünde olma-
s› muhtemel yeni bir düflünce flekillenmeye bafllad› zihnimde: Mis-
yon düflüncesi. Buna göre yaflamda herkesin kendi çap›nda, kendi
potansiyeline uygun insanl›¤a karfl› bir misyonu ya da misyonlar›
var ve bizim yapmam›z gereken fley, bir an önce bu misyonun ne
oldu¤unu bulup onu gerçeklefltirmeye çal›flmak.
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 63
Hint felsefesinde, buna benzer bir düflünce bulmufltum, Dhar-
ma düflüncesi: Dharma (yasa), ideal adaletin gerçekleflmifl halidir.
Kendi do¤ruluk yolunda ilerleyen her olay, her varl›k, Kozmos’un
düzenine katk›da bulunur.
Ancak ço¤u insan için bu misyon son derece belirsizdir ve insa-
n›n fark›nda olmaks›z›n geliflir, belli bir yerde belli bir zamanda ol-
mak, belli bir flekilde davranmak ya da belli bir yerde ölmek gibi.
‹nsanl›¤›n varoluflundan bu yana olan geliflimini bir zincir olarak
düflünürsek, pek ço¤umuz do¤um, yaflam ve ölüm süreci içinde far-
k›nda olmadan yapt›¤›m›z fleylerle, bu zincirin çok önemsiz gibi gö-
rünen ama asl›nda en önemli halkas›ndan hiç de daha az önemli
olmayan bir halkas›nda mütevaz› bir yere sahibiz.
Dharma’y› bireye uygulad›¤›m›zda Svadharma’y› buluruz. Bu
flekilde; Dharma, yani evrensel yasa; Svadharma’ya yani, do¤al e¤i-
limiyle uyumlu olmak üzere her bireye ait belirli bir göreve dönü-
flür. Baz› seçilmifl ruhlar, kendi bafllar›na birer halka oluflturacak po-
tansiyele sahiptir. Ço¤u biliminsan›, filozof, lider, kâflif, sanatkâr gi-
bi özel ve üstün yetenekli insanlar bu gruba dahildir. Bu tür insan-
lar›n insanl›¤a karfl› misyonu son derece aç›k ve belirgindir. Geçmi-
fle bakt›¤›m›zda, tarihe damgas›n› vurmufl dedi¤imiz insanlar› he-
men görebiliriz. Ço¤unlu¤u oluflturan s›radan insanlar ise, fark›nda
olmadan gerçeklefltirdikleri ve bize son derece önemsiz gibi görü-
nen misyonlar›yla insanl›k zincirinin halkalar›ndaki yerlerini al›rlar.
Eski Hindistan’›n en büyük destan› Mahabharata’n›n bir bölü-
mü olan Bhagavad Gita flöyle der: “Ve görevini (Svadharma) yerine
getir, alçakgönüllü olsa da, büyük olmasa da, baflka birininki olma-
s›ndansa, kiflinin kendi görevinde ölmesi yaflamd›r, baflkas›n›nkin-
de yaflamak ölümdür.” Her bireyin kendine özgü bir do¤al yasas›
vard›r ve her birey varl›¤›n›n kusursuz durumunu elde etmek için ro-
lünün bütün gereklerini yerine getirmelidir.
‹nsanl›k zinciri o kadar kesin ve belirlidir ki, geçmiflte yaflayan
bir tek filozofun düflüncelerini yok etsek ya da bir tek savafl yap›l-
mam›fl olsa, o olay› takip eden bütün insanl›k tarihi de¤iflirdi. Bilim
buna “Kelebek Etkisi” diyor; Japonya’da bir kelebe¤in kanat ç›rp›fl›-
n›n, Amerika’ da f›rt›naya sebep olmas›. ‹nsanl›¤›n, varoluflundan
64 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

bu yana yaflanan her fleyin bu günkü durumumuzda bir pay› var-


d›r. En önemsiz gibi görünen bir de¤ifliklik, kendinden sonraki ta-
rihte de¤iflikli¤e yol açar. Sonuç olarak; yaflanan her fley, bugünkü
durumumuzun varolmas› için yaflanmas› gereken fleylerdir. Bu dü-
flünceyi iyice daralt›p, yaln›zca bir tek insana da uygulayabiliriz.
Her insan, yaflam› boyunca yapt›¤› bütün iyi, kötü, güzel, çirkin, er-
demli, erdemsiz davran›fllar›n›n toplam›n›n ürünüdür. Bir tek hata-
s›n› ya da iyi davran›fl›n› yapmam›fl olsayd› art›k o insan de¤il bafl-
ka bir insan olurdu. Bu yüzden yaflamda hiçbir zaman piflmanl›k
duymamak gerekir, sadece ders almak yeterlidir. Bizler tüm davra-
n›fllar›m›z›n ve seçimlerimizin ürünleriyiz, “Keflke o zaman böyle
yapmam›fl olsayd›m” dedi¤imiz davran›fllardan bir tekini bile yap-
mam›fl olsayd›k bugünkü kendimiz olamazd›k. Geçmifli de¤ifltire-
meyiz ancak ondan ders alarak daha do¤ru ve sa¤l›kl› bir gelecek
kurabiliriz.
Orhan Hançerlio¤lu “Ö¤renmek benim mutlulu¤umdur” demifl.
“Düflünsel geliflimimi görmek” de benim mutlulu¤um ki bu da ö¤-
renmek ve ö¤rendiklerimi yorumlay›p uygulamaktan geçiyor.
Benim, (flimdilik) befl aflamal› düflünsel geliflimimdeki her bir
aflama, kendinden önceki aflamalar›n üzerine kurulan bir düflünce
sistemi olarak geliflti. Benden daha zeki ve daha iyi gözlemleyen bi-
ri için elbette daha h›zl› ve kolay olabilirdi, ancak benim için, son-
rakine ulaflmadan önce bir önceki yaflanmak zorundayd›.
Bir Da¤c›n›n Güncesi - 1992, sayfa 41-43.

Her zaman bir görev insan› oldu€uma inand›m ve yaflam›m


boyunca birçok görev üstlendim. Yaflam›mdaki kiflisel tatmini-
min önemli bir bölümü buradan geldi.
Oldukça ilginç ve tan›maya de¤er bir karakter olarak gördü¤üm
Gurdjieff’in, hayat› boyunca sürdürdü¤ü aray›fl› sonucunda ulaflt›¤›
sonuca göre; insan›n yeryüzündeki varolufl sebebi, hayat tarz›yla,
çok yüksek amaçlar için gerekli tözleri, enerjileri üretmektir; baflka
bir deyiflle, enerjilerin dönüfltürülmesidir. Beelzebub adl› kitab›nda
dile getirdi¤i gibi; insan, ya yeryüzündeki varoluflunun sebebi olan
belirli bir görevi yerine getirecek, ya da ayn› sonuçlar› istese de is-
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 65
temese de, kendisine ra¤men do¤uracak bir biçimde yaflamak ve
ölmek zorunda kalacakt›r. Burada, Krishna’n›n Arjuna’ya söyledi¤i
bir sözü araya sokmak istiyorum. “… herkes çaresiz bir flekilde ken-
di karmas›na ba¤l› hareketlere sürüklenir.” Gurdjieff’e göre, bir
amaç için yerine getirilen bilinçli eylemler, belirli bir tözün, enerji-
nin ortaya ç›kmas›n› sa¤lar. Bu enerjinin bir bölümü, o eylemin ger-
çekleflmesi için harcan›r, bir bölümü amaç her ne ise onun için sak-
lan›r, di¤er bir parças› ise, kiflinin iç geliflimi, tinselleflmesi, mükem-
melleflmesi için kullan›lacakt›r.
Gurdjieff’e göre, bu dünyada gerçeklefltirilmesi gereken bir “ya-
p›t” vard›r ve bunu yerine getirmek için baz› insanlar gerekli anla-
y›fl düzeyine ulaflmal›d›r. Yapmam›z gereken fley, üretkenlik kapasi-
temizi enerjiye dönüfltürmek ve “yap›t”a, “sistem”e kat›lmakt›r. Da-
ha güçlü olanlar›n di¤erleriyle paylaflmas› gerekir. Maneviyat› güç-
lü insanlar›n, pozitif enerjilerini di¤er insanlarla paylaflmalar› gibi.
Buradaki temel ilke, insan›n bu görevi yerine getirirken, hem di¤er
insanlara hizmet etmesi, hem de kendi ruhunu kurtarmas›d›r.
Asya Yollar›, Himalayalar ve Ötesi - 1997, sayfa 216-217.

Bu inanç her türlü zorlukla, her türlü tehlikeyle daha kolay


bafla ç›kmam› sa€lad›. Hem düflüncelerimi belirli bir çizgide tut-
tu, hem de eylemlerimi korkusuzca yapmam› sa€lad›. Belki biraz
da bu inanç sayesinde korkusuz oldum. Kendi ruhumun mutlulu-
€u di€er insanlar›n mutlulu€uyla hep ayn› yerde bulufltu ve gele-
ce€in belirsizli€inden kaynaklanan korkular› benden uzak tuttu.
Japon savafl stratejilerinde, yaln›zca ustalar›n uygulayabile-
ce€i “sutemi” ad› verilen “feda etme tekni€i” diye de tan›mlaya-
bilece€imiz bir zihinsel durufl vard›r. Bunda baflar›l› olabilmek
için egoyu tamamen kontrol alt›na alabilmek, büyük bir zihinsel
haz›rl›k yapmak ve hedefe tam olarak odaklanmak gerekir. Ka-
zanmak veya düflman› yenmek olarak tan›mlayabilece€imiz he-
defe ulaflabilmek için, her birimizde do€ufltan varolan “hayatta
kalma ve bedensel bütünlü€ü koruma içgüdüsü”nü bilinçli bir
flekilde bast›rmay› ve amaca ulaflmak için yaralanma, zarar gör-
me hatta daha da kötüsünü kabullenmeyi gerektirir. Bu noktaya
ulaflan savaflç›, hedefini kendi varl›€›ndan daha de€erli gördü€ü
66 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
için, o hedefe ulaflmak için kiflisel güvenli€i ile ilgili her türlü
düflünceyi bir kenara b›rak›r ve yaln›zca kazanmay› düflünür. Bu
seviyedeki bir savaflç›y› alt etmek çok ama çok zordur.
Yap›lmas› gerekene o kadar odaklan›r›m ki, süreçteki s›k›nt›-
lar›, engelleri, zorluklar› görmem bile. Dosdo€ru hedefime do€-
ru giderim. Yap›lmas› gerekenle arama ne girerse girsin, onlar›
sadece çözülmesi gereken bir problem olarak ele al›r›m ve enin-
de sonunda mutlaka çözerim.
Her birimiz ortalama 70-80 y›l süresince, geçmiflinde yüz binlerce
y›ll›k bir yaflam tecrübesi bulunan ve gelecekte de muhtemelen en
az bu kadar daha var olacak olan bir türün temsilcisi olarak yafl›yo-
ruz. Kendi küçük penceremizden bakt›¤›m›zda, bu yüz binlerce y›l-
l›k tarihin anlam›n› kavrayamay›p, birkaç on y›ldan oluflan kendi k›-
sac›k hayat›m›z›, tarih okyanusunda bir damla kadar olmas›na ra¤-
men, her fleyin merkezi gibi alg›l›yoruz. ‹çgüdüsel olarak türümü-
zün devam›n› sa¤lamak için yapmam›z gerekenleri yap›yoruz. An-
cak bütün zekâm›za ve kapasitemize ra¤men, ço¤umuz bunu bi-
linçli olarak kurgulam›yoruz bile. Do¤uyoruz, gelifliyoruz, ürüyoruz,
yafllan›yoruz ve ölüyoruz. Yaflam ad›n› verdi¤imiz bu sürecin nas›l
geçti¤inin ya da nas›l geçmesi gerekti¤inin ço¤umuz fark›nda bile
de¤iliz. Ço¤umuz, Sartre’›n “kazayla do¤mufl, yanl›fll›kla yaflayan ve
bilgisizlik içinde ölen insan›” gibi geçip gidiyoruz bu dünyadan.
‹nsano¤lunun bu dünyay› paylaflt›¤› di¤er canl›lardan en bü-
yük fark›, yaflam› süresince ö¤rendi¤i tecrübelerini, kendinden son-
raki kuflaklara, onlar›n da teker teker tecrübe etmelerine gerek kal-
madan do¤rudan aktarabilmesidir. Bir kurt yavrusu, yaln›z geçire-
ce¤i ilk k›fl› sa¤ salim atlatabilmek için, annesinin bildi¤i bütün av-
lanma, savunma, saklanma tekniklerini, kendisi deneyerek ö¤ren-
mek zorundad›r. Anne kurt ne kadar tecrübeli olursa olsun, yavru,
her fleyi en bafl›ndan teker teker denemek zorundad›r.
‹bni Rüflt, insanl›¤›n ortaklafla düflünüflünden söz eder; insan
ölür, insanl›k kal›r. ‹nsan flu k›sa ömründe çok fley ö¤renemez ama,
insanl›¤›n ortaklafla üretti¤i düflünün ulaflamayaca¤› s›n›r yoktur.
fiimdi, kendi küçük penceremizden bir ad›m geriye aç›lal›m ve
dünyaya öyle bakal›m. Önce yak›n tarihimizden bir örnek; 1930 y›l›,
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 67
Menemen. Kubilay adl› yi¤it bir yedek subay, bile bile gencecik boy-
nunu kör b›çaklara teslim ediyor ve bu asla bofluna de¤il. Türk toplu-
mu bu yi¤it subay›n fedakârl›¤›ndan almas› gereken mesaj› hemen
al›yor ve ordumuz yap›lmas› gerekeni yap›yor. Ö¤retmen olan Kubi-
lay’›n an›s›na Menemen’de bir heykeli dikiliyor ve bugün ders kitap-
lar›nda, yi¤it Kubilay’›n, nas›l yobazlara karfl› korkusuzca direndi¤i
anlat›l›r. Bir bireyin ölümü, onun toplumunun fark etmesini sa¤l›yor.
fiimdi birkaç ad›m daha geriye gidelim. 1600 y›l›, 17 fiubat, Ro-
ma. Karanl›k, dogmac› kilisenin görüfllerine karfl› oldu¤u için, din-
sizlikle suçlanan Giordano Bruno, Çiçek meydan›nda canl› olarak
yak›l›r. Bruno hayat› boyunca, kilisenin dayatt›¤› dogmalara karfl›,
diyalektik düflünceyi ve bilgilerin, ak›l ve deney üzerine temellen-
mesi gerekti¤ini savunur. Aristo’yu elefltirir, Koperni¤in günefl siste-
mi prensiplerini benimser. ‹nsan›, yarad›l›fl›n merkezine koyan dini
görüflü, teorileri ile sarsan Kopernik’i de mahkum eden kilise, özgür
düflüncelerden çok uzakt›r. Engizisyon yedi y›l boyunca Bruno’yu
zindanda tutar, iflkence yapar, sonra da öldürür. Gerçekler u¤runa
korkusuzca iflkenceye ve ölüme direnen Bruno, bugün özgür düflün-
cenin bir sembolüdür. ‹nsanl›¤›n bu çok önemli dersi almas› için,
Bruno’nun ölmesi gerekiyordu. Ve ders yerini bulur, önce onu ya-
kan insanl›k sonra heykelini diker.
Bir de iyice geriye gidip, bir daha bakal›m insanl›¤a. Kafkaslar-
da sarp bir da¤›n tepesinde, Tanr› Zeus taraf›ndan zincire vurulmufl
bir titan. Bir kartal her gün gelip onun ci¤erini yiyor. Ac›s›n› sonsuz
k›lmak için yenilen ci¤er her gün yeniden olufluyor. Ta ki Herkül ge-
lip, onu bu sonsuz iflkenceden kurtarana dek. Prometheus’a çektiri-
len bu Tanr›sal iflkence, onun Tanr›lardan çal›p insana sundu¤u
ateflin bedelidir. Bütün bu ac›lara ra¤men, Prometheus her zaman
insanlar›n yard›m›na kofltu.
Bu örnekleri istedi¤imiz kadar ço¤altabiliriz. Sonuç olarak söy-
lemek istedi¤im; ‹nsanl›¤›n mükemmel bir flekilde devam›n› sürdü-
rebilmesi için, her birimiz gerekti¤i taktirde, bizim için ne kadar zor
olursa olsun, yapmam›z gerekenleri yapmal›y›z. Çünkü önemli olan
ben de¤il biz, insan de¤il insanl›kt›r, çünkü önemli olan hayatt›r.
Asya Yollar›, Himalayalar - 1997, sayfa 214-216.
68 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 1

Nasuhzade Ali Pafla


❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 69
EK: 2

Mehmet Ali Bey


70 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 3

Eflref Cafer Bey EK: 4

Ali Cevat Mahruki


❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 71
EK: 5

Portreler, y›l 4, say› 9. s. 1.


72 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Portreler, y›l 4, say› 9. s. 2.


❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 73

Portreler, y›l 4, say› 9. s. 3.


74 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Portreler, y›l 4, say› 9. s. 4.


❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 75

Portreler, y›l 4, say› 9. s. 5.


76 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 6

Ali Pafla’n›n mezar tafl›.

EK: 7

20 Nisan 1992, Hürriyet gazetesi, Ankara


❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 77

Nokta dergisi, 1 Mart 1992

DOST dergisi, DOST dergisi


1990 tarihli ilk say›s›... 2. say›, 1991...
78 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 8

Y›llar önce Kaçkar Da¤› zirvesi, 1989

K›rg›zistan’da, 1993
Communism Da¤› zirvesi,
1994.

Everest Da¤›
zirvesinde,
1995
❏ Türk Milletine Aç›k Mektup ❏ 79

Camel Trophy bitifl etab›, 1996

Camel Trophy Motosikletle do¤u yolculu¤u - Pakistan, 1997.


seçmeleri, 1996

Motosiklekle Tibet’te, 2002

Küçük A¤r› Da¤› zirvesi, 2001 k›fl


80 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Antalya 19 May›s törenleri, 2004

AKUT Yal›köy operasyonundan, 2003

Sar›kam›fl fiehitle-
ri’ni anma etkin-
likleri, 2004

Cumhuriyet Mitingi,
Ça¤layan Meydan›,
2007
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 81

2. Bölüm

AKUT’UN ÖYKÜSÜ

AKUT Büyüyor
AKUT Çal›fl›yor
AKUT’a Duyulan Güven ve Türkiye’nin Güven Bunal›m›
Vatan Sevgimiz
AKUT’un Ulusal Konulardaki Duruflu
AKUT’un Ald›¤› Ba¤›fllar
82 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Ülkemizde 90’l› y›llarla birlikte do€a sporlar›na artan bir ilgi


gözlemlenmeye baflland›. Özellikle üniversite kulüpleri son de-
rece etkin bir flekilde da€c›l›k, ma€arac›l›k, yamaç paraflütü,
aletli dal›fl gibi sporlar›n yay›lmas›nda öncülük ettiler. 1992 y›-
l›nda yapt›€›m Khan Tengri t›rman›fl›, arkas›ndan 1994 y›l›nda
ald›€›m Kar Leopar› unvan› ve ertesi y›l 1995 y›l›nda gerçeklefl-
tirdi€im Everest t›rman›fl› ve bu haberlerin s›kl›kla medyada yer
almas› da, gençlerin özellikle da€c›l›k sporuna yöneliminin h›z-
lanmas›nda etkili olmufltu. Daha önceden yap›lmam›fl pek çok
t›rman›fl gerçeklefltirildi, Türkiye’nin do€al f›rsatlar› yavafl ya-
vafl güzelliklerini açmaya bafllad›lar. Daha önceden hiç düflünül-
meyen teknik zorluklar› olan yeni rotalar t›rman›lmaya bafllad›,
pek çok ma€aran›n keflfi yap›ld›, haritaland›, foto€raflar› çekil-
di, yeni dal›fl yerleri keflfedildi, yamaç paraflütü ile uçulabilecek
yeni yerler bulundu, do€a sporlar›ndaki turizm potansiyelimiz
ortaya ç›kar›ld›. Bu konular hakk›nda dergiler, makaleler yay›n-
lar yap›lmaya baflland›. Ülkenin ayd›nl›k ve ça€dafl vizyona sa-
hip gençleri, ülkelerinin do€al güzelliklerini amatörce olmakla
birlikte, bu kez iflin içine bilimsel bir vizyon da katarak belgele-
meye ve paylaflmaya bafllad›. Do€al olarak daha fazla say›da
genç insan›n araziye ç›kmas›, do€ada birtak›m etkinliklere kat›l-
mas›, beraberinde do€ada mahsur kalma, yaralanma, kaybolma
gibi çeflitli kazalarda art›fl› da gündeme getirdi. Bu olas› gelifl-
meyi fark eden ve önlemini almay› düflünen ilk ekip de da€c›la-
r›n kurdu€u AKUT oldu.
1994 y›l› Kas›m ay›nda Bolkar Da€lar›’nda Y›ld›z Teknik
Üniversitesi’nden iki da€c›n›n kayboldu€u haberi bir bomba gi-
bi da€c›l›k camias›n›n gündemine düflmüfltü. Dönemin bütün
deneyimli da€c›lar› Türkiye’nin dört bir taraf›ndan gelerek kay-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 83
bolan iki da€c› için seferber olmufltuk. ‹ki ana grup halinde yü-
ze yak›n da€c›n›n kat›ld›€›, Jandarma’n›n ve bölge insan›n›n da
yer ald›€›, hatta askeri helikopterlerin de destekledi€i toplam 14
gün süren detayl› bir arama çal›flmas› yap›ld›. Ancak ne yaz›k ki
bütün iyi niyetli gayretlere ve onca eme€e ra€men birtak›m ak-
silikler ve sorunlar yafland› ve baflar›s›zl›kla sonuçlanan bu faali-
yet sonras›nda aralar›nda benim de bulundu€um iki elin parmak-
lar›n› geçmeyecek kadar küçük bir grup da€c› arama kurtarma
faaliyetlerinin en do€ru ve verimli biçimde nas›l gerçeklefltirile-
bilece€ini düflünmeye ve araflt›rmaya bafllad›.
14 günlük yorucu ama sonuçsuz çaban›n sonunda küçük bir
da€c› grubu biraraya gelmifl ve flu iki temel öngörüde bulunmufl-
tuk; birincisi, Türkiye’de art›k daha fazla say›da genç do€aya
ç›kmaya bafllad›, bunun sonucunda önümüzdeki süreçlerde daha
fazla say›da kaza yaflanacak. ‹kincisi de, bir da€c› bir da€da ka-
za geçirirse, ona sadece di€er da€c›lar yard›m edebilir. Bu iki
öngörüye ba€l› gelecekte artma olas›l›€› bulunan sorunlar›m›z
olaca€› düflüncesi, do€al olarak çözümünü de beraberinde getir-
di; örgütlenmek...
Atefl düfltü€ü yeri yakar. Bu arkadafllar›m›z›n ac›s›n›, ailele-
rinden sonra en yo€un flekilde, onlar›n ac› sonunu kendileriyle
özdefllefltirebilen da€c›lar yaflad›. Baflka ac›lar olmas›n diye, da-
ha do€rusu olas› ac›lar› azaltmak için biraraya gelmeye ve ör-
gütlenmeye karar verdiler.
AKUT bir sezgidir, bir öngörüdür, bir ders ç›kartmad›r, gele-
ce€i bugünden hissetmektir...
Bir musibet bin nasihatten iyidir derler. ‹ki genç kardeflimi-
zin kayb›, bizim üzerimizde bu etkiyi yapt› ve gözümüzü açt›,
ufkun ötesini görmemizi sa€lad›. Türk da€c›lar›n›n bir bölümü-
nün 1994 y›l›nda yaflad›€› ayd›nlanmay›, Türk toplumunun iç-
sellefltirebilmesi için, yüzy›l›n en büyük do€al afetlerinden biri
olan Gölcük Depremi’nin yaflanmas› ve neredeyse 18.000 va-
tandafl›m›z›n ölmesi gerekecekti. Ama bu bile uzun sürmedi ve
planl›, bilinçli kirli bilgi çal›flmalar›yla bu kuvvetli ç›k›fl bile yok
edildi. ‹lerleyen bölümlerde ne demek istedi€imi daha aç›k ola-
rak anlataca€›m.
84 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Da€c›lar›n flöyle bir özelli€i vard› o y›llarda. Hemen tamam›
ya üniversite ö€rencisiydi, ya da üniversite mezunu. Da€c›l›€›n
yan› s›ra tiyatro, edebiyat, felsefe, sanat, foto€raf ve benzeri ilgi
alanlar›na da sahiptiler. Bu da onlar› son derece ayd›n, nitelikli
ve sorumluluk duygusu geliflmifl insanlar yapard›. O günlerin
aktif da€c› ve do€a sporcusu kuflaklar›n›n içinde bu yönleri kuv-
vetli çok insan vard›. Hayat›m›n en flansl› f›rsatlar›ndan biri;
üniversite e€itimim için Ankara’ya gitti€imde, daha 20 yafl›nda
toy ama son derece at›lgan bir delikanl›yken, benden yaflça ve
deneyimce büyük, hem do€a sporu hem de tiyatro, edebiyat, fli-
ir, felsefe gibi konularla da ilgilenen son derece nitelikli bir gru-
bun içine girmifl olmamd›. O günleri ve o insanlar› her zaman
büyük bir minnetle anar›m. Da€lara, do€aya gitmek için sürekli
ülkenin dört bir yan›n› dolaflt›€›m›z için, ülke içinde farkl› co€-
rafyalara s›kl›kla seyahat eden ve buralardaki eksikleri, s›k›nt›-
lar›, farkl›l›klar› gözlemleyen ve bunlar için üzülen, endifle eden
ve bir fleyler yap›lmas› gerekti€ini düflünen insanlard›k.
Bafllang›çta AKUT’un en büyük gücü, hemen hepsi üniversi-
te mezunu veya ö€rencisi olan sporcu disiplinine sahip, dina-
mik, e€itimli, kültürlü, tak›m çal›flmas›na yatk›n, do€a koflulla-
r›nda kendi bafl›n›n çaresine bakmay› bilen, liderlik vas›flar›
olan ve geleneksel Türk fedakârl›€›n›n en has fleklini ruhunda
tafl›yan ayd›n gençlerdi. O günlerin heyecan›, içimizdeki coflku,
eksikli€ini gördü€ümüz bir konuda ülkemiz için birlikte bir fley-
ler yapabilme düflüncesi bizleri bir çat› alt›nda bir araya getirdi.
‹lk zamanlar vak›f m› dernek mi kural›m diye çok tart›flt›k ama
vak›f kurmak için gerekli maddi imkânlar yoktu elimizde. O ne-
denle dernekte karar k›ld›k ve kollar› s›vad›k. Ülkemizde gide-
rek ihtiyac› daha fazla hissedilen arama kurtarma konusunda fa-
aliyet gösterecek uzman bir ekibin gönüllülük prensibinden yo-
la ç›karak bir dernek çat›s› alt›nda bir araya gelme çal›flmalar›
sürerken, 1995 y›l› Aral›k ay›nda Uluda€ Keflifltepe’de yap›lan
bir arama kurtarma operasyonunda ilk defa AKUT ad›n› kulla-
narak yer ald›k. 1996 y›l›n› yaflarken üye say›s›n› 20’ye yükselt-
tik ve 14 Mart’ta da AKUT Arama Kurtarma Derne€i’ni resmen
kurduk. Nur topu gibi, gürbüz, sa€l›kl› ve gelece€e umutla ba-
kan bir bebe€imiz olmufltu. Onu o kadar çok sevdik ve benim-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 85
sedik ki, ilerleyen y›llarda hayat›m›z›n birinci önceli€ini hep
AKUT oluflturacakt›.
AKUT, bizim koflulsuz vatan ve insan sevgimizdi...
Kuruluflumuzda bile görev tan›m›m›z› sadece da€ ve do€a
sporlar› ile s›n›rland›rmad›k. Madem kendi bafl›n›n çaresine ba-
kabilen bir ekibiz ve ilk yard›m, arama ve kurtarma gibi e€itim-
lerimiz var; ihtiyaç halinde deprem, sel gibi do€al afetlerde de
gider gönüllü olarak çal›fl›r›z dedik. AKUT’un bu dönemde att›-
€› en önemli ad›m da bu olmufltu. Tüzü€ümüzde de belirtti€imiz
gibi, yaln›zca da€da de€il, tüm do€a sporlar›nda ve ihtiyaç du-
yuldu€u taktirde deprem, sel gibi do€al afetlerde de arama kur-
tarma yapmay› hedeflemifltik. Çünkü arama-kurtarma konusun-
da bilgimizi ve kültürümüzü art›rmaya çal›fl›rken, co€rafi olarak
bak›ld›€›nda ülkemizin % 92’sinin, nüfus olarak bak›ld›€›nda
ise % 98’inin deprem riski ile iç içe yaflad›€›n› ö€renmifltik. So-
rumluluk ve ilgi alan›m›z yaln›zca çok sevdi€imiz da€lar de€il,
bir anda bütün Türkiye ve bütün Türk halk› oldu. Gün gelecek
imkânlar›m›z ölçüsünde bütün dünya ve bütün dünya halklar› da
olacakt›.
Yapt›€›m›z gönüllü kurtarmalarla yavafl yavafl ad›m›z da du-
yulmaya baflland›. (Ek: 9) AKUT’u kurarken elbette ki 17
A€ustos Depremi gibi bir afeti öngörmemifltik ama karfl›laflt›€›-
m›z s›k›nt› ne olursa olsun; ülkemizin ihtiyac› olursa, gider eli-
mizden geleni yapar›z diye düflünmüfltük. Ancak daha sonra,
Sevgili ‹skender’in (I⁄DIR) Kandilli Rasathanesi’nde ayarlad›-
€› seminerde; Prof. Dr. Ahmet Mete Ifl›kara bize, ‹stanbul’da
beklenen depremden bahsetmifl, büyük bir depreme haz›r olma-
m›z gerekti€ini söylemifl ve çal›flmalar›m›z› h›zland›rmam›z› is-
temiflti. Türkiye’nin genelinin aksine, biz Ifl›kara hocay› çok cid-
diye alm›flt›k. Bu uyar› bizi hem sarsm›fl hem korkutmufltu. Bu-
nun üzerine çal›flmalar›m›z› h›zland›rd›k, deprem ve enkaz ko-
nular›na daha büyük bir ciddiyetle e€ilmeye bafllad›k. Çevremi-
ze de bu konuda daha 1998 y›l›nda uyar›lar›m›z› yapmaya bafl-
lam›flt›k. O günlerde de bugün oldu€u gibi s›kl›kla okullara se-
minerlere gidiyorduk. 18 Aral›k 1998 tarihinde bölgesel bir ga-
zete olan Yenilikçi Vitrin gazetesinde; Yavuz Selim ‹lkö€retim
Okulu’nda ö€rencilere verdi€im seminerle ilgili ç›kan haberde
86 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
flunlar› söylemifltim; “‹stanbul’da 7 fliddetinde bir deprem bekli-
yoruz. Ne zaman olaca€›n› bilemiyoruz. Ancak böyle bir dep-
rem olaca€› yap›lan araflt›rmalar›m›z sonucunda kesinleflmifl du-
rumdad›r. Bundan sonra hasar› en az kay›pla kapatmak için çok
acil tedbirler almam›z gerekiyor. Çal›flmalar›m›z yetkilileri bu
konuda bilgilendirmek yönündedir.” (Ek: 10)
Bu haberden sonra Yavuz Selim ‹lkö€retim Okulu müdürü-
nün, halk› korkutmak, pani€e sevketmek gibi bir gerekçeyle ifa-
desi al›nd›. Gelecekteki olas› bir tehlikeye karfl› halk›m›z› uyar-
mak ve gerçekleri savunmak, statükocu baz› dar görüfllüler tara-
f›ndan halk› korkutmak olarak anlafl›ld›€› için biz ne önlem al-
may›, ne koruma kültürünü, ne risk yönetimini, bunca yaflanan
ac›ya ve s›k›nt›ya ra€men bugün bile do€ru dürüst yapam›yoruz.
1998 y›l›nda bu tür ac› gerçekleri dile getirenleri s›k›flt›rmak s›-
radan bir olayd›.
AKUT’un misyon cümlesi fludur;
“Da¤ ve do¤a koflullar›nda meydana gelen kaybolma ve kaza olay-
lar›nda, deprem, sel gibi do¤al afetlerde ve büyük kazalarda, tama-
men gönüllü olarak, amatör bir çal›flma ve profesyonel bir yaklafl›m
ile, bafl› dertte olan kiflilere en k›sa sürede ulaflmak, yard›m için ge-
reken en uygun koflullar› yaratmak, do¤ru arama ve kurtarma çal›fl-
mas› yaparak, kazazedelere temel ilkyard›m deste¤ini sa¤lad›ktan
sonra emniyetli ortam koflullar›na nakillerini sa¤lamak ve bu tür
olaylarda can kayb›n› en aza indirmek ve arama kurtarma konula-
r›nda toplumu bilgilendirmek derne¤imizin temel amac›d›r.”

AKUT’un bu misyonunu yerine getirirken uyaca€›n› taahhüt


etti€i de€erleri de flunlard›r;
Gönüllülük
Karfl›l›ks›z Yard›mseverlik
‹nsan Hayat›na De¤er Vermek
Dürüstlük
Güvenilirlik
Bugüne dek yapt›€›m›z her fleyin özü yukar›daki paragrafta
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 87
ve de€erlerde gizlidir. Bunlardan en küçük bir sapmaya bile bu-
güne dek hiçbir zaman izin vermedik ve vermeyece€iz.
AKUT, bizim bu vatana borcumuzdur...
AKUT’un idari yap›lanmas›n› 5 kiflilik bir Yönetim Kurulu
üzerine infla ettik ama kararlar›m›z› her zaman 22 kifliden oluflan
bir karar grubu ile ald›k. Ne zamanki büyük deprem yafland› der-
nek büyümeye bafllad›, o zaman idari yap›m›z› da ona göre ye-
niden yap›land›rd›k. Bir yandan da arama kurtarma an›nda dev-
reye girmek üzere operasyonel olarak daha farkl›, hiyerarfli üç-
geni dar, yetki ve sorumluluklar›n net olarak tan›mland›€› disip-
linli, acil durumlarda dar bir kadro ile çabuk karar alabilen ve al-
d›€› kararlar› çabuk uygulayabilen bir örgütlenme biçimi tercih
ettik. Bunun da ilerleyen süreçte çok faydas›n› gördük. Her za-
man nitelikli insanlara yetki ve sorumluluk verdik. Bugün bile
AKUT’un en büyük gücü o günlerden kalan bu anlay›flt›r. Bu
konuda en büyük avantaj›m›z, kiflisel inisiyatif kullanma konu-
sunda cesur ve kararl›, sorumluluk almaktan çekinmeyen ve ris-
ke girmekten korkmayan tak›m liderlerine sahip olmam›zd›.
Da€c›l›€›n bize kazand›rd›€› tak›m çal›flmas›, kontrollü riske
girme ve inisiyatif kullanma yetene€i, arama-kurtarma gibi son
derece kritik karar mekanizmalar›n›n tereddütsüz ve çok h›zl›
devreye sokulup, al›nan kararlar›n sonuna kadar takipçili€inin
yap›lmas›, de€iflen koflullara süratle ayak uydurulmas› gereken
bir ortamda baflar› grafi€imizi h›zla yükseltmiflti.
Lider odakl› kurum olmay› ve liderlik mekanizmas›n› her za-
man büyük bir verimlilikle kulland›k. Her zaman insana inan-
d›k, insana yat›r›m yapt›k ve sadece nitelikli, sorumluluk duygu-
su geliflmifl, empati yapabilen, çal›flkan insanlar› aram›za ald›k.
Bu kitab›n alt›nc› bölümünde AKUT gönüllülerinin kendi a€›z-
lar›ndan neden burada olduklar›yla ilgili duygu ve düflünceleri-
ni sizlerle paylaflaca€›m. O zaman ne demek istedi€imi daha iyi
anlayaca€›n›z› düflünüyorum.
AKUT, ayd›nlanma sürecimizin bafllang›c›d›r...
Türkiye’de kimse depremden bahsetmezken, biz 1997 y›l›
Ocak ay›nda ilk deprem e€itimimizi alm›flt›k, Haziran ay›nda ise
ilk sel e€itimimize bafllam›flt›k. 1998 y›l›nda Eyüp Belediye-
88 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
si’nin y›k›m karar› ald›€› bir binan›n içine belirli yerlere plastik
mankenler, ev eflyalar› ve okul s›ralar› yerlefltirip, ondan sonra
y›k›lmas›n› sa€lam›fl ve enkaz alt›nda insanlar nerelerde sa€ ka-
labiliyorlar ve enkaza nas›l müdahale ediliyor konular›nda çal›fl-
malar yapm›flt›k. AKUT böylece, gerekti€inde do€al afetlerde
de ilgili resmi kurumlara yard›mc› olabilir hale gelmiflti.
Kuruluflumuzdan hemen sonra insan kaynaklar› aç›l›m›m›z›
da yaln›z da€c›lara de€il, AKUT’un tüzü€ünü kabul eden ve bir
beklenti ya da ç›kar düflünmeksizin insan hayat› kurtarmak için
çal›flmak isteyen herkese yapm›flt›k. Yine de disiplinleri, atakl›k-
lar›, sa€duyulu karar alabilme yetenekleri ve riskli sporlarla u€-
raflan insanlara özgü liderlik ve kritik süreçlerde karar verebilme
becerileriyle, da€c›lar›n görevi daha uzun y›llar AKUT’un loko-
motifi olarak devam edecekti.
Kat›ld›€›m›z arama ve kurtarma operasyonlar›, gönüllüleri-
mizi gelifltiren e€itimler, organizasyon ve tan›t›m çal›flmalar›, il-
gili kurum ve kurulufllarla yap›lan protokol ve anlaflmalar, spon-
sor araflt›rmalar› sürerken, yaklafl›k 90 üyeyle, Haziran 1998 ta-
rihinde Adana-Ceyhan Depremi’ni yaflad›k. 14 kiflilik AKUT
ekibi, 28 kiflinin enkaz alt›nda kald›€› bir apartmanda s›ra ile 5
gün çal›flt›. 2 yaflam›n kurtar›lmas›n› sa€lad› ve bu olay AKUT’u
gazete manfletlerine tafl›d›. Baflard›€›m›z iflten ve kurtard›€›m›z
canlardan çok ama çok büyük bir gurur duymufltuk. Onca eme-
€in karfl›l›€›n› enkaz›n alt›ndan kurtard›€›m›z iki canla alm›flt›k.
Onca e€itimin, eme€in karfl›l›€›n› enkaz›n alt›ndan kurtard›€›-
m›z iki canla alm›flt›k. (Ek: 11)
Çok ama çok mutluyduk...
O günlerdeki duygular›m› “AKUT gerçekte ne ifade ediyor”
bafll›kl› makalemde flöyle dile getirmifltim;
1996 y›l›nda, da¤c› arkadafllar biraraya gelerek, AKUT’u, Arama
Kurtarma Derne¤ini kurduk. Üç y›l boyunca, pek çok da¤ kazas›n-
da, kaybolma olay›nda, sellerde, depremlerde tamamen gönüllülük
ilkesiyle çal›flan ekibimizle, zor durumdaki insanlara yard›ma çal›fl-
t›k, baz›lar›n›n hayat›n› kurtard›k.
Baflkalar›n›n hayat› için kendi sa¤l›¤›n› ve hayat›n› hiçbir karfl›-
l›k beklemeden tehlikeye atan bir grup gencin bu özverili çabalar›,
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 89
k›sa sürede, birkaç kiflinin hayat›n› kurtarmaktan çok daha öte bir
sonuca ulaflt›. ‹nsanlara; böyle bir hareketin ne kadar önemli ve de-
¤erli oldu¤unu ve asl›nda hepimizin bu topraklar› hatta bu dünyay›
paylaflt›¤›m›z di¤er insanlara, daha da genifl görebilirsek bütün can-
l›lara karfl› bir sorumluluk tafl›d›¤›n›, tafl›mas› gerekti¤ini gösterdi.
Büyük Çinli bilge Konfiçyüs, dostluk-sevgi anlam›na gelen,
“jen” diye tan›mlad›¤› ve insan›n en önemli iki erdeminden biri ola-
rak gördü¤ü kavramla, “insan›n insana iyilikçi ilgisinden” bahse-
der. Ancak bu ilgiyi, bu sorumlulu¤u hissedersek ve gereklerini ye-
rine getirebilirsek, önce yak›n çevremizde ve kendi toplumumuzda,
sonra da bütün insanl›k içinde, sevgi ve kardefllik ba¤lar›n› güçlen-
direbiliriz. Böylece, kendimizden sonraki kuflaklar›n daha sa¤l›kl›,
daha huzurlu, daha mutlu olmas›n› sa¤layabilir ve insanl›¤›n daha
ileriye gitmesine yard›mc› olabiliriz.
Shakespeare bir eserinde, dünyay› oyuncular›n sürekli girip ç›kt›-
¤› bir sahneye benzetmifl. Bu sahnede ne kadar aktif bir rol oynaya-
ca¤›n›z›n seçimi tamamen size kalm›fl. Bakanlardan m›, yoksa yapan-
lardan m› olacaks›n›z? Bütün farkl›l›k bu çok önemli seçimde gizlidir.
Ço¤unuz bilirsiniz, ünlü bir yazar›n Meksika k›y›lar›nda tatil ya-
parken bafl›ndan geçen olay›. Yazar her sabah kald›¤› yerin balko-
nundan, k›y›da koflup duran ve dans eder gibi hareketler yapan
genç adam› izler ve ne yapt›¤›n› merak eder. Bir sabah onunla ko-
nuflmak için yan›na gider. Genç adam, sular›n çekilmesinden dola-
y› kumda kalan on binlerce denizy›ld›z›n›n aras›nda kumsal boyun-
ca koflmakta ve onlar› denize atmaktad›r. Yazar bu garip çabaya fla-
fl›r›r, çünkü okyanus kumsal› çok uzundur ve kumda kalan denizy›l-
d›zlar› say›s›zd›r. Genç adama bofluna u¤raflt›¤›n›, hiçbir fleyi de¤ifl-
tiremeyece¤ini söyler. Bunun üzerine genç, e¤ilir ve kumdan ald›¤›
bir deniz y›ld›z›n› okyanusa geri atar ve “Onun için de¤ifltirdim” der.
1932 Erzincan depreminde, otuz iki bin dokuz yüz atm›fl iki ki-
fli öldü. PKK bugüne dek otuz bin kifliyi katletti. Türkiye’de geçen
y›l dört bin sekiz yüz elli iki kifli trafik kazalar›nda can verdi. ‹stan-
bul’da geçti¤imiz y›l ç›kan yang›nlarda atm›fl iki kifli hayat›n› kay-
betti. AKUT ve Sivil Savunma Birlikleri, Ceyhan’da iki kiflinin haya-
t›n› kurtard›.
90 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

‹nsan hayat›n›n bu kadar ucuz oldu¤u ülkemizde, Sercan’› ve


Hatice ö¤retmeni büyük bir enkaz›n alt›ndan, ölümün kuca¤›ndan
çekip ald›k. Ülkemizde binlerle ölçülen ölümlerin yan›nda, iki can
nedir ki?
‹ki can çok fleydir dostlar. ‹ki can, insan›n insana karfl› en büyük
sorumlulu¤udur. ‹ki can, bireylerin isterlerse neler yapabilecekleri-
nin bir göstergesidir. ‹ki can, insan›n isterse en umutsuz anda bile
her fleyi de¤ifltirebilece¤inin kan›t›d›r. Bizim, kumsaldaki bütün de-
niz y›ld›zlar›n› kurtarmak gibi bir ütopyam›z yok. Biz de her fleyi de-
¤ifltiremeyece¤imizi çok iyi biliyoruz ama Ceyhan’da iki küçük de-
niz y›ld›z› için de¤ifltirdik.
Haydi dostlar, bizi bekleyen daha çok deniz y›ld›z› var kumsal-
da, hepsine yetiflemeyiz ama, hiç de¤ilse bir avucunu daha denize
geri atal›m.

Adana-Ceyhan Depremi’ndeki baflar›l› ve özverili çal›flmala-


r›m›z sonucunda rahmetli Baflbakan›m›z Bülent Ecevit’in de
destekleriyle 15 Ocak 1999 tarihli Bakanlar Kurulu karar›yla;
AKUT, “Kamu Yarar›na Çal›flan Dernek” oldu, (Ek: 12) ki bu-
gün bile hâlâ arama kurtarma konular›nda bu statüye getirilmifl
tek sivil toplum kuruluflu AKUT’tur.
Çeflitli arama ve kurtarma operasyonlar›, yeni gönüllülerin
al›m› ve e€itimleri, yeniden yap›lanma, ilgili kurum ve kurulufl-
lar ile yap›lan yeni protokol ve anlaflmalar, tan›t›m faaliyetleri,
sponsor araflt›rmalar› sürerken bir gece sabaha karfl› Gölcük
Depremi meydana geldi. An›nda felaket bölgesine kofltuk. Yak-
lafl›k 150 gönüllümüzle canla baflla çal›flt›k. Türkiye’nin dört bir
yan›ndan gelen 1.000’in üzerinde gönüllü insan›n çal›flmas›n›
organize ettik. 220 vatandafl›m›z›n enkaz alt›ndan canl› ç›kart›l-
mas›nda görev ald›k, say›s›z cenazeyi ailelerine teslim ettik.
Yurt içi ve yurt d›fl›ndan gönderilen çok miktarda t›bbi malzeme
ve di€er yard›m malzemelerinin felaketzedelere do€rudan veya
K›z›lay, Türk Silahl› Kuvvetleri ve Kriz Masalar› ile koordineli
olarak ulaflt›r›lmas›n› sa€lad›k.
Yaflanan felaketin büyüklü€ü, çok genifl bir co€rafyan›n ve
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 91
büyük bir nüfusun etkilenmifl olmas› ve bu ölçekte bir depreme
karfl› enkaz arama ve kurtarma konular›nda çok çok az e€itimli
insan olmas›, ki bütün Türkiye’de 110 kifli Sivil Savunma’dan,
100 kifli kadar da bizden vard› ve baflka birçok yetersizlik nede-
niyle, yaflanan s›k›nt›lar da o ölçüde büyüdü. Bütün bunlara ra€-
men, önceden yapt›€› haz›rl›klar ve en önemlisi felaket an›nda,
o sürecin bütün korkunçlu€una ve ac›lar›na ra€men insan haya-
t› kurtarmaya yönelik psikolojik olarak haz›r olman›n verdi€i
güçle, AKUT baflar›l› ve inisiyatifli bir arama kurtarma örgütü
örne€i verdi. Kendi ölçe€inin çok üzerinde bir ifl ç›kard›, hatta
hiç deneyimi olmamas›na ra€men yard›m da€›t›m› çal›flmalar›n›
da De€irmendere’de kurdu€u kamptan, buray› Donanma Komu-
tanl›€› yetkililerine teslim edinceye dek baflar›yla koordine etti.
Biz o kadar ifli o günlerde nas›l becerdik, hâlâ flaflar›m... (Ek:
13)
17 A€ustos 1999 öncesinde ülkemizde do€ada meydana ge-
len kazalar ve do€al afetlerde arama kurtarma konusuna odak-
lanm›fl tek gönüllü ekip AKUT’tu. Ancak Gölcük Depremi’ni
izleyen günlerde, yurdumuzun pek çok bölgesinde yüzlerce ara-
ma kurtarma grubu örgütlendi. Birçok ilimizde, ilçemizde özel-
likle afetlere yerel müdahale sa€lamak amac›yla dernekler, ma-
halli ekipler kuruldu. Silahl› Kuvvetlerin ve kamu kurulufllar›n›n
bu konudaki yeniden yap›lanmalar›na ek olarak, pek çok büyük
fabrikan›n, firman›n bünyesinde de benzeri flekilde ekipler olufl-
turuldu. Bütün Türkiye, depreme haz›rl›k konular›nda arama
kurtarma, malzeme, lojistik ve e€itim konular›nda büyük çal›fl-
malar gerçeklefltirdi. Öyle ki, Türkiye’deki bütün kurumlar›n
AKUT’u örnek ald›€› bu hareket bir nevi ulusal seferberli€e dö-
nüfltü ve bafllang›çta son derece olumlu ad›mlar at›ld›. (Ek: 14)
Sonuçta AKUT, Türkiye’de köklü bir paradigma, zihin hari-
tas› de€ifliminin öncüsü oldu. Birçok sivil toplum örgütü ile ka-
mu ve özel sektör kurulufllar›n›n bak›fl aç›lar›n›, arama kurtar-
maya yaklafl›mlar›n› de€ifltirdi ve afet zararlar›n›n azalt›lmas›
konular›nda da önlem alma, haz›rl›kl› olma ve korunma kültürü
anlay›fl›n› gündeme getirdi. Arama kurtarman›n yan›nda, felaket
öncesi ve sonras› ile ilgili toplumun yo€un bilinçlenme taleple-
rini karfl›layacak çal›flmalar bafllatt›. Yaflanan ac›n›n büyüklü€ü
92 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ve AKUT’un gösterdi€i, o güne dek sivil hayatta bu ölçekte bir
efli daha pek görülmemifl disiplini, ciddiyeti, bilimselli€i ve öz-
verisi ve en önemlisi bütün bunlar›n karfl›l›ks›z yap›lmas›,
AKUT’a bir arama kurtarma derne€i olarak öngördü€ünden da-
ha büyük bir misyon yükledi ve dernek bütün Türkiye’de tan›-
nan ve örnek gösterilen bir sivil toplum örgütü oldu, birçok ödü-
le lay›k görüldü. (Ek: 15)
AKUT; TESEV’in 1999 y›l›nda Gölcük Depremi’nin ard›n-
dan yapt›€› kamuoyu araflt›rmas›nda; o günlerin duygular›n›n
a€›rl›€› nedeniyle halk›m›z›n en çok güvendi€i 1. kurum seçildi.
Ayn› anket 2000 y›l›nda yap›ld›€›nda AKUT, Silahl› Kuvvet-
ler’den sonra halk›m›z›n en güvendi€i 2. kurum olarak de€er-
lendirildi. Toplumumuzun hemen tamam›, sivil toplumun bu gö-
nüllü çal›flmas›n› yürekten destekledi ve onurland›rd›. Milleti-
mizin bize bu kadar yüksek bir güven duygusu ile sahip ç›kma-
s› hayat›m›z›n en büyük onurunu yaflatt› bize.
Gölcük Depremi’nin ard›ndan gelen Yunanistan-Atina depre-
mi ve bize onlar›n yard›m etmesi, onlara da bizim yard›ma git-
memiz, onlarca y›ld›r çözülemeyen sorunlar›n yafland›€› süreç-
te, uluslar aras›nda kardeflli€in ve bar›fl›n simgesi oldu. Zor gün-
lerinde insanlar›n dil, din, ›rk, ulus fark› gözetmeksizin yan ya-
na, omuz omuza çal›flabildi€ini gösterdi. Yunanistan Cumhur-
baflkan› Kostis Stefanopoulos’un AKUT ekibini resmi olarak
kabul edip teflekkür etmesi, gazete manfletlerinden günlerce in-
medi.
AKUT Atina Depremi’nin ard›ndan yine 1999 y›l›nda Tay-
van, 2001 y›l›nda Hindistan, 2003 y›l›nda ‹ran ve 2005 y›l›nda
Pakistan depremlerindeki arama-kurtarma ve 2000 y›l›nda Mo-
zambik selindeki t›bbi destek çal›flmalar›yla uluslararas› süreçte
geldi€i konumu daha da gelifltirdi.
1999 y›l›nda Birleflmifl Milletler flemsiyesi alt›nda bulunan
Arama Kurtarma Dan›flmanl›k Grubu - INSARAG’a kabul edi-
len AKUT, tüm dünyada uluslararas› standartlara uygun arama
kurtarma ekipleri içinde, s›rad›fl› çal›flkanl›€› ile enkaz arama
kurtarma konusunda en deneyimli ve bilgili ekiplerden biri hali-
ne geldi. AKUT INSARAG a€› içerisinde, Avrupa - Afrika Bö-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 93
lümü’nde yer almakta olup, zaman zaman INSARAG’›n düzen-
ledi€i toplant› ve çal›flmalara kat›lmaktad›r.
AKUT, Kas›m 2003 tarihlerinde Kore’nin baflkenti Seul’de
ve Mart 2007’de Hindistan’›n Yeni Delhi kentinde düzenlenen
INSARAG Team Leader toplant›lar›na ve UN OCHA - INSA-
RAG tüzük revizyon çal›flma grubunun fiubat 2004 tarihinde
Cenevre’de yap›lan en son revizyon çal›flmas›na kat›lm›flt›r. Ce-
nevre’deki toplant›da yap›lan görev da€›l›m›nda, arama kurtar-
ma operasyonlar›nda “etik” bölümünü yazmay› üstlenmifl ve bu
görevi de en iyi flekilde tamamlam›flt›r.
Bu ziyaretlerin d›fl›nda AKUT gönüllüleri e€itim, seminer ve
bilgi al›flverifli amac›yla da yabanc› ekiplerle iflbirli€i içerisinde-
dir. 2004 y›l› Kas›m ay›nda Belçika’da düzenlenen ve günümüz
flartlar›nda h›zla artan insani yard›m ve terörle mücadele konu-
lar›nda yap›lan NATO toplant›s›na, 18-22 Ocak 2005 tarihleri
aras›nda Japonya’n›n Kobe kentinde düzenlenen Birleflmifl Mil-
letler “Dünya Afetleri Azaltma Konferans›”na, NATO ve GCSP
(Geneva Centre for Security Policy) taraf›ndan 7 - 8 Temmuz ta-
rihlerinde ‹sviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen “Sivil - As-
keri ‹liflkilere Yeni Yaklafl›mlar: Stratejiler ve Uygulamalar”
bafll›kl› konferansa kat›lm›flt›r.
Yunanistan’›n Patras flehrinde 23 Haziran-8 Temmuz 2007
tarihleri aras›nda gerçekleflen ve Yunan K›z›lhaç› ve Alman K›-
z›lhaç› taraf›ndan ortaklafla düzenlenen “I. Balkan Afet ve Kur-
tarma Yönetimi” e€itimine 5 gönüllüsü ile, 28 A€ustos - 1 Eylül
2007 tarihleri aras›nda Almanya’n›n Bremen kentinde, Alman
Sivil Savunma mekanizmas› olan THW’nin INSARAG stan-
dartlar›nda Uluslararas› A€›r Arama Kurtarma Ekibi olarak s›-
n›fland›r›labilmek için yapt›€› tatbikata davet üzerine gözlemci
olarak iki gönüllüsü ile kat›lm›flt›r.
AKUT sadece Türkiye’de de€il, yurt d›fl›nda da bilgi biriki-
mi ve deneyimlerini paylaflmaya, zor durumda kalan insanlara
fayda sa€layabilece€i her yerde, imkânlar› elverdi€i ölçüde ope-
rasyonlar düzenlemeye, faaliyet alan› ortak olan kurumlarla ifl-
birli€i içinde çal›flmalar›n› yürütmeye devam etmektedir.
Bugün AKUT 14 bölgede oluflturdu€u ekipler ve 750 gönül-
94 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
lüsü ile, ki bu say›lar ileride daha da artacakt›r, operasyonel gü-
cünü ivedilikle harekete geçirecek uluslararas› standartlarda
deneyimi ve birikimiyle ülkemizin ilk ve en önde gelen gönüllü
arama kurtarma grubudur. Bir yandan büyüyüp kendi insan kay-
na€›n› en verimli biçimde kullanmaya çal›fl›rken, bir yandan da
üzerine düflen sorumlulu€un gere€i olarak örnek projeleriyle
toplumda bilinçli bireylerin artmas› için çaba göstermektedir.

AKUT BÜYÜYOR
1996 y›l›nda ‹stanbul’da kurdu€umuz AKUT’u, y›llar içerisinde
son derece kontrollü ve dikkatli bir flekilde büyütmeye de özen
gösterdik. Hatta pek örne€ine de rastlayamayaca€›n›z özgün bir
model üzerinden yapt›k bunu. AKUT; tamamen insan odakl› bir
kurum olarak tasarland› ve her seviyede liderlik modeliyle, lider
odakl› bir kurum olarak büyüdü ve büyümeye de devam ediyor.
Merkezden yüzlerce kilometre uzaklarda kurdu€umuz ekipleri-
mizdeki liderlerimize sorumlulu€uyla birlikte yüksek yetkiler
de verdik ve merkezle operasyonel ekip aras›ndaki bürokrasiyi
minimum olacak flekilde tasarlad›k. Öyle ki her bir ekip lideri,
kendi bölgesinde, benim baflkan olarak AKUT üzerinde sahip
oldu€um yetkilere eflde€er bir yetkiyle donat›ld›. Ülkemizin de-
€iflik bölgelerinde AKUT kurmak için bölge de€il lider seçtik.
Seçti€imiz her lider de süreç içerisinde kiflili€iyle, vizyonuyla,
çal›flkanl›€›yla ve cesaretiyle AKUT’un kendisi oldu.
AKUT’u AKUT yapan liderlerimizin ortak bilinci ve ortak
iradesidir.
Bizimle ayn› vizyonda ve ayn› de€erlere sahip ve bu gerçek-
ten yo€un gönüllü çaban›n alt›na girebilecek insanlar› titizlikle
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 95
seçerek, ki ilk y›llar bu kifliler zaten bizim önceden tan›d›€›m›z,
birlikte hareket etti€imiz arkadafllar›m›zd›; onlar›n yaflad›klar›
yerlerde bafllad›k yeni AKUT ekiplerini kurmaya. Zaman içinde
önce büyümek istedi€imiz bölgeyi seçip, sonra o bölgede bize
uygun insan aramaya bafllad›k. Nitekim Karadeniz bölgesi aç›l›-
m›m›z bu flekilde oldu. Bir ön araflt›rma ekibi yollad›k Ordu, Ri-
ze, Giresun, Trabzon ve çevresine ve onun sonucunda da Gire-
sun’da arad›€›m›z niteliklerde liderimizi bulduk. Daha önceden
bekletti€imiz Rize ve Trabzon’u da dahil edip süreci h›zland›r-
d›k. Ordu’daki arkadafllarla da iliflkilerimizi yak›n bir flekilde
sürdürmeye karar verdik. Bazen de, 1999 Depremleri sonras›n-
da kurulmufl nitelikli ekiplerle gücümüzü birlefltirdik ve onlar›
da AKUT ailesine dahil ettik. SAKAY ve 911’deki arkadafllarla
bu flekilde bulufltuk. Bu birleflmedeki özverileri takdire flayand›r.
Asl›nda 1999 Gölcük Depremi’nden sonra AKUT’u kurmak
için Türkiye’nin her yerinden say›s›z ça€r› alm›flt›k, ama bizim
modelimiz ne yaz›k ki bu tür kontrolsüz bir büyümeye uygun
de€ildi. Lider odakl› kurum olmak ve bürokrasiyi minimuma in-
dirmek sizi çok h›zland›r›yor ama getirebilece€i riskleri bafltan
çözmezseniz, süreç içerisinde bafl›n›z çok a€r›yabilir. Bu konu-
da en küçük bir hatay› bile telafi edemeyece€imizi düflündü€ü-
müz için, bu tür bir riski hiçbir zaman almad›k ve alamay›z.
Çünkü bizim görevimizde hata ölümle bile sonuçlanabilir, bu
nedenle AKUT’u büyütme iflini bir-iki y›l erteledik. 1999 Göl-
cük Depremi sonras›nda ve 2000 y›l›nda öylesine yo€un bir ilgi
oldu ki AKUT’a, o y›llarda üye al›m›n› bile durdurmufltuk. Hat-
ta bu yaklafl›m›m›z AKUT’a kat›lmak isteyen insanlar› o günler-
de belki de biraz gücendirmiflti. Bizi mazur görsünler; ancak
150 kiflilik bir derne€e binlerce kiflinin birden girmeye çal›flma-
s›, bizim o günkü yap›m›zla yönetemeyece€imiz bir süreçti. Bu
nedenle bu tür bir yükün alt›na girmedik, ancak ilerleyen y›llar-
da nas›l bir modelle büyüyebilece€imizin, büyümemizin do€ru
olaca€› da yavafl yavafl flekillenmeye bafllad›.
Gölcük Depremi yafland›€›nda AKUT’un sadece iki ekibi
vard›; merkez olarak ‹stanbul ve Türkiye’nin en güçlü da€c›la-
r›ndan biri olan Y›lmaz Sevgül’ün liderli€inde ilk kurdu€umuz
d›fl ekip olarak Antalya. Gölcük Depremi’nde bu iki ekip birlik-
96 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
te çal›flm›flt›k. Arkas›ndan her y›l ekip say›m›z› art›rmaya baflla-
d›k. 2000 y›l›nda Hakan Korkut’la Ankara, 2001 y›l›nda Tolga
Gözüm’le Marmaris, 2002 y›l›nda Veysel Aksoy’la Bingöl,
2003 y›l›nda Erdem Ak›n’la ve flu anda da Recep fialc›’yla de-
vam eden Kocaeli, 2004 y›l›nda Metin Y›lmaz’la Olympos,
2005 y›l›nda Nedim Urcan’la Ni€de, 2006 y›l›nda da Aziz Do-
€an’la Bursa ve Ömer Karaca’yla ‹zmir’de ve 2007 y›l›nda da
Dr. Cengiz Cindemir’le Giresun, Rag›p Pirselimo€lu’yla Trab-
zon, Güçlü Uzunalio€lu’yla Rize ve Nurettin Özcan’la da Kay-
seri ekiplerimizi kurduk ve bugün için 14 bölgede aktif olarak
çal›flmalar›m›z› sürdürüyoruz. Arada baz› uzun soluklu projele-
rimiz oldu€unda bölgesel ve geçici ekipler kurmay› da ihmal et-
miyoruz. Sonuçta baflka bir proje için bile gitmifl olsak, gitti€i-
miz yerde acil durumlara müdahale edebilecek altyap›m›z› ve
lojisti€imizi de beraberimizde götürüyoruz.
Büyüme politikalar›m›zdaki bu gözle görülür h›zlanmay›,
AKUT’un “Küresel Is›nma” ve yarataca€› tehditleri çok ciddiye
almas› olarak da okuyabilirsiniz. Ayr›ca Küresel Is›nma konu-
sunda kendi içimizde bir e€itim ve araflt›rma komitesi de olufl-
turduk. Kitab›n sonlar›nda bu konuya bir kez daha de€inece€im.
Çok dikkatli ve kontrollü büyüme stratejimizle sa€l›kl› bir
flekilde bugünlere geldik. Bu süreçte de nazar de€mesin ama
hiçbir arama kurtarma görevinde bizden kaynaklanan bir kaza
yaflamad›k ve yaflatmad›k. Sadece ikisi operasyondan, biri de yi-
ne AKUT’la ilgili bir etkinlikten yorgun arg›n dönerken, Antal-
ya’da, Bingöl’de ve Kocaeli’de olmak üzere üç ciddi trafik ka-
zas› yaflad›k ama Allah korudu, ciddi yaralanmalara ra€men
kimse ölmedi. AKUT’taki herkesin en büyük korkusu, bizden
birinin bir gün, bir arama kurtarma görevi s›ras›nda bir kaza ya-
flamas›d›r; bu tür bir durumun yaflanmamas› için alabilece€imiz
bütün önlemleri al›yoruz, almaya gayret ediyoruz.
‹nflallah bu hiçbir zaman olmayacak...
Üzerlerinde AKUT k›yafetiyle, e€itimlerini alm›fl gencecik
delikanl›lar›, k›zlar› karda, k›flta, ya€murda, çamurda, gece gün-
düz demeden sellere, da€lara, depremlere, memleketin ücra bir
köflesinde bafl› dertte olan insanlar›m›z›n yard›m›na yollaman›n
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 97
ne kadar a€›r bir sorumluluk oldu€unu bilemiyorum sizlere his-
settirebiliyor muyum. Bu yi€it çocuklar› her göreve u€urlad›€›-
m›zda arkalar›ndan gizli gizli dua ettik; sa€ salim gidip, sa€ sa-
lim dönmeleri için.
Lütfen sizler de dualar›n›z› bizden eksik etmeyin...
Yard›ma muhtaç olana her zaman elini uzatan AKUT, imkân-
lar›n› ve deneyimini, devletimizin yönlendirmesiyle gerekti€in-
de yabanc› ülke topraklar›nda da kulland›. Gö€sümüzde Türk
bayra€›, yabanc› arama/kurtarma ekiplerinin aras›nda ülkemizi
temsil etmenin bilinciyle, coflku ve heyecan içinde dünyan›n bü-
yük afetlerinde görev ald›k. Atina Depremi’nin (Ek: 16) ard›n-
dan süratle bölgeye giden AKUT ekibini, kurtarma çal›flmalar›
sonras›nda Yunanistan Cumhurbaflkan› resmi olarak kabul etti
ve teflekkürlerini iletti. Tayvan Depremi’nde (Ek: 17) yine Türk
insan›n›n yard›mseverli€ini ve fedakârl›€›n› bütün dünyaya gös-
terdi ve Hindistan Depremi’nde (Ek: 18) yapt›€› baflar›l› kurtar-
malar o günlerde dünya kamuoyunda yer ald›. Mozambik Seli
(Ek: 19) sonras›ndaki çal›flmalara 3 uzman hekim ve büyük bir
t›bbi malzeme ile destek veren AKUT, imkânlar› elverdi€i ölçü-
de ‹ran (Ek: 20) ve Pakistan depremlerinde (Ek: 21) yine üze-
rine düfleni eksiksiz yerine getirdi.
Bir grup da€c›n›n öncülü€ünde kurulan AKUT, 1996 y›l›n-
dan bu yana gerçeklefltirdi€i etkinliklerin neredeyse tamam›nda
öncü ve lider bir kurum olarak çal›flt›. Türkiye’de gönüllü olarak
do€al afetlerde arama ve kurtarma yapan ilk ekip oldu; bu göre-
vi yurtd›fl›nda da gerçeklefltiren ülkemizden ç›kan ilk gönüllü
ekip oldu; afetler ve arama-kurtarma konular›nda topluma kap-
saml› e€itimler veren ilk gönüllü ekip oldu; Bakanlar Kurulu ka-
rar›yla, bu alanda “kamu yarar›na çal›flan” belgesi alan ilk der-
nek oldu ve halen de tektir; Akdeniz Bölgesi’ndeki arazi yap›s›-
n›, yo€un turizm potansiyelini ve bunlar›n getirdi€i riskleri fark
edip, bu yönde yaflanan kazalarda bölgedeki 3 ekibi ile (Antal-
ya, Olympos, Marmaris) örgütlü müdahale yapan ilk ekip oldu;
Do€u’nun a€›r k›fl koflullar›n›n kapad›€› yollarda, o güne dek
al›fl›lm›fl›n d›fl›nda olarak kar üstü araçlarla köylerden yaral› ve
hasta ulafl›m›n› sa€layan ilk ekibi Bingöl’de kurdu; bugüne dek
ülkenin dört bir yan›nda binlerce seminer verdi ve 100.000’ler-
98 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ce insana ulaflt›, binlerce kifliye ve resmi, özel, sivil ve askeri ku-
rumlara arama ve kurtarma e€itimleri verdi, bilinçlendirme ça-
l›flmalar› yapt›. (Ek: 22)
‹stanbul, Ankara, Antalya, Marmaris, Bingöl, Kocaeli, Ni€-
de, Olympos, Bursa, ‹zmir, Rize, Trabzon, Giresun ve Kayse-
ri’de oluflturdu€umuz yurt sath›na yay›lm›fl toplam 14 gönüllü
ekibimizle, 2007 y›l› Eylül ay›na dek 383 arama ve kurtarma
operasyonu gerçeklefltirdik. 383 kere, hayat›m›zda hiç görmedi-
€imiz ve bir daha da hiç görmeyece€imiz insanlar›n hayat› için
kendimizi gönüllü olarak tehlikeye att›k ve 700’den fazla insa-
n›n hayat›n›n kurtar›lmas›n› ve/veya içinde bulunduklar› zor du-
rumdan al›n›p normal yaflam koflullar›na nakledilmesini; bazen
de son bir görev olarak, pek çok ac›l› ailenin sevdiklerinin cena-
zelerine kavuflmas›n› sa€lad›k; hep gönüllü olarak. Zaten sizle-
rin bize bu kadar içten bir sevgi ve güven duyman›z›n as›l sebe-
bi de, bu karfl›l›ks›z yard›m anlay›fl›m›z, gönüllü€ümüz ve so-
rumluluk duygumuz oldu.
Biz sizi koflulsuz sevdik, siz bize yüre€inizi açt›n›z; biz size
karfl›l›ks›z hizmet ettik, siz bize sahip ç›kt›n›z.
AKUT’u kuranlar nas›l da€c›larsa, var edenler de sizler oldu-
nuz...

AKUT ÇALIfiIYOR
Bizim anlad›€›m›z anlamda AKUT, yaflad›€›m›z topraklara ve
bu topra€›n yüce ruhlu insan›na karfl› bir görev bilinci ve sorum-
lulu€udur. AKUT’un son derece net tan›ml› bir varl›k sebebi, ça-
l›flma anlay›fl› ve özde€erleri vard›r ve görev süreçlerini de bu il-
keler çerçevesinde gönüllüleri eliyle yürütür. AKUT derne€i as-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 99
l›nda bir flemsiye organizasyondur, ancak AKUT ruhu ve anlay›-
fl› gönüllüleri eliyle yaflayan, kendini sürekli gelifltiren ve büyü-
yen, yeni beliren ihtiyaçlara ve imkânlara göre kendisini yeni-
den konumland›ran, sürekli bir dinamizmi olan, her hücresinde
kendi içinde inisiyatif kullanabilen canl› bir organizasyondur.
Asl›nda AKUT’u s›rad›fl› k›lan, benzerlerinden ay›ran ve baflar›-
l› yapan da bu tercihtir.
Öncülük, yol aç›c›l›k, ufuk aç›c›l›k ve liderlik ruhumuz; so-
rumluluk anlay›fl›m›z, yurt ve insan sevgimizle birleflince baflka
pek çok projeye de imza att›k ve atmaya da devam ediyoruz.
Son derece çal›flkan, nitelikli, fedakâr ve gönüllü insan gücümü-
ze dayanarak, y›llar içerisinde asli görevimiz olan arama ve kur-
tarma konular›na ilave olmak üzere ülkemizde eksikli€ini gör-
dü€ümüz pek çok farkl› konuda da projeler gerçeklefltirdik. Hat-
ta 10. y›l›m›z› kutlad›€›m›z 2006 y›l›nda kulland›€›m›z slogan
fluydu; “AKUT 10 YAfiINDA VE BU SADECE B‹R BAfiLAN-
GIÇ.”
Kitab›m›n bu bölümünde sizlere AKUT’un gerçeklefltirdi€i,
ancak medyam›z›n malum magazin a€›rl›kl› tutumu nedeniyle
kamuoyu ile yeteri kadar paylaflamad›€›m›z› düflündü€ümüz
sosyal fayda amaçl› özgün projelerimizden bir kesit sunmak is-
tiyorum. Son derece çal›flkan, fedakâr ve gönüllü insan gücümü-
ze dayanarak, y›llar içerisinde asli görevimiz olan arama ve kur-
tarma konular›na ilave olmak üzere ülkemizde eksikli€ini gör-
dü€ümüz pek çok farkl› konuda da projeler gerçeklefltirdik. Bu
gücü ve yetkiyi de tüzü€ümüzde bulunan AKUT’un amac›n› ifa-
de eden 3. maddemizden al›yoruz.
Önce AKUT’un tüzü€ünün 3. Maddesi’ndeki bize bu yetkiyi
veren bölümü sizlerle paylaflmak istiyorum;
...
Ayr›ca Anayasam›zda tan›mlanm›fl bütün özellikleri, kavramlar› ve
de¤erleri korumak ve kollamak, Devletin temel amaç ve görevleri-
ne yard›mc› olmak, yürürlükte olan kanunlarla belirlenmifl ve koru-
ma alt›na al›nm›fl konulara destek vermek amac›yla, Türkiye’nin en
etkin ve güçlü sivil toplum örgütlerinden biri olma sorumlulu¤u ve
bilinci ile as›l konusu olan arama ve kurtarma çal›flmalar›n›n yan›
100 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

s›ra ülkemizde bofllu¤unu, eksikli¤ini ve yanl›fll›¤›n› gördü¤ü, tarih,


kültür, e¤itim, sa¤l›k, çevre ve do¤a gibi sosyal, kültürel ve toplum-
sal konularda; toplant›, sempozyum, söylefli, yürüyüfl, etkinlik, imza
kampanyalar›, kitap, broflür ve benzeri yay›n haz›rlama ve toplama
kampanyalar›, kamuoyu oluflturma, toplum bilinçlendirme ve ben-
zeri çal›flmalar yapmakt›r.
...
fiimdi de bu projelerden baz› örnekler vermek istiyorum;

GENÇ AKUT GÖNÜLLÜSÜ PROJES‹ - 2002’den bu yana


(Ek: 23)
9-12 yafl grubundaki kardefllerimize, “AKUT RUHU” sem-
bolüyle tan›mlad›€›m›z de€erlerin kazand›r›lmas› ve çocuklar›n
karakter geliflimlerinin, biliflsel, duyuflsal ve psiko-motor davra-
n›fllar›n›n, uzman e€itmenler taraf›ndan haz›rlanan kurs prog-
ramlar› ile gelifltirilmesi amaçlanmaktad›r. Bu proje kapsam›
içindeki gençlerin; gönüllülük nosyonuna sahip, kendine güve-
nen, sorumluluk duygusu tafl›yan, inisiyatif kullanabilen, prob-
lem çözme yetene€i olan, kararl› ve cesur, çevre bilincine ve
kültürüne sahip, acil durumlarda neler yapmas› gerekti€ini bi-
len; k›sacas›, Atatürk’ün Türk Gençli€i’nden bekledi€i güçlü ve
ülkesine faydal› olacak flekilde yetiflmifl sa€lam karakter özellik-
lerine sahip, gelece€in güçlü Türkiye’sini tafl›yacak bireyleri ol-
malar› hedeflenmektedir.
Söz konusu proje tasar›m ve uygulama olarak uzman bir kad-
ro taraf›ndan haz›rlanm›flt›r, haftasonlar› yürütülen çal›flmalar›
AKUT Gönüllüleri yürütmektedirler.

KAR ÜSTÜ ARAÇLARIYLA HASTA NAKL‹ PROJES‹ / B‹N-


GÖL - 2003 (Ek: 24)
Do€u ve Güneydo€u Anadolu Bölgelerimizde k›fl mevsimi-
nin yaratt›€› a€›r koflullar, bu yörelerimizde yaflayan halk›m›z›n
yaflam kalitesini son derece olumsuz bir flekilde etkilemektedir.
Yo€un kar ya€›fl› nedeniyle, k›rsal alandaki pek çok yerleflim ye-
riyle merkez aras›ndaki yollar bazen aylar boyunca tamamen ka-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 101
panmaktad›r. Co€rafi yap› ve iklim flartlar›n›n son derece elve-
riflsiz olmas› nedeniyle, ifl makineleri ve insan gücü kapanan
yollar› açmakta yetersiz kalmakta, yetti€i durumlarda da mali-
yeti çok yüksek olmaktad›r. Bu da, özellikle tam teflekküllü sa€-
l›k imkânlar›ndan uzakta olan insanlar›m›z aç›s›ndan, özellikle
acil durumlarda ciddi sorunlar›n yaflanmas›na neden olmaktad›r.
AKUT, elindeki imkânlar›n bu tür zor koflullarda da halk›m›-
z›n hizmetine sunulabilece€ini öngörerek Bingöl’de bir pilot ça-
l›flma bafllatm›flt›r. 10 Kas›m 2002 tarihinde resmen faaliyetleri-
ne bafllayan AKUT Bingöl Ekibi, k›fl koflullar› ne denli zor olur-
sa olsun, elinde bulunan 2 adet kar motosikleti ile ça€r› ald›€›
bölgeye derhal ulaflmakta ve yard›ma ihtiyac› olan hamile, böb-
rek hastas›, kaza geçirmifl veya yaralanm›fl vatandafllar›m›z› bu
araçlara ba€l› sedyelere sabitleyerek merkezdeki sa€l›k kurulu-
fluna nakletmektedir.
Son y›llarda özellikle do€u ve güneydo€u illerimizde kar üs-
tü araçlar›n benzer amaçlarla kullan›lmak üzere mülki idareler
taraf›ndan temin edilerek bölgede hizmete sokulmas›, AKUT’un
öncülü€ünün ve ufuk aç›c›l›€›n›n ne kadar etkili ve do€ru oldu-
€unu göstermektedir. Bizden önce bu tür çal›flmalar ço€u za-
man, bütün yolun kar küreme araçlar›yla aç›larak çok maliyetli,
zahmetli ve sadece o seferlik ifle yarayabilen flekilde yap›l›yor-
du. ‹kinci bir vakada bütün yolu tekrar açmak gerekiyordu.

AKUT ANADOLU TIRI PROJES‹ - 2004 (Ek: 25)


“Bir nefes için...” ad›n› verdi€imiz bu projede mobil e€itim
sistemi ile vilayet makamlar› koordinasyonunda, do€al afet se-
minerleri düzenlenerek, haz›rlad›€›m›z do€al afet kitab›n›n da-
€›t›lmas›, e€itim filminin izlenmesi ve da€›t›m› ve foto€raf ser-
gisi aç›lm›flt›r. Ayr›ca proje içerisinde bir ambulansla birlikte
yurt genelinde solunum fonksiyon (KOAH, ast›m) testleri yap›l-
m›flt›r.
8 Nisan-17 A€ustos 2004 tarihleri aras›nda, AstraZeneca ve
TURKSPED sponsorlu€unda gerçeklefltirilen bu projede, özel
donan›ml› bir t›r ve bir ambulansla birlikte 15.500 kilometre yol
kat edilerek 81 ilimizin tamam› ziyaret edilmifl ve 1 milyondan
102 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
fazla insan›m›za ulafl›lm›fl ve afetler hakk›nda bilinçlendirme ça-
l›flmalar› yap›lm›flt›r.
Bu proje s›ras›nda ayr›ca çok özel bir çal›flma daha gerçek-
lefltirildi; AKUT ANADOLU TIRI uzun yolculu€unu bitirdi€in-
de, milletimizin yürek dolu sevgisi, coflkusu, duas› ve güveninin
yan› s›ra, bizler için kutsal bir emanet daha tafl›yordu; 81 ilimiz-
den teker teker özenle al›nan, bir avuç vatan topra€›.
Bu topraklar daha sonra özenle mermer bir haritaya yerleflti-
rildi. Bu özgün toprak haritas›; yapt›klar› her çal›flmayla Atala-
r›na lay›k olma çabas› içinde olan AKUT gönüllüleri taraf›ndan,
her kar›fl› flehitlerimizin kanlar›yla sulanm›fl Türkiye’mizin 81
ilinden özenle al›nan tertemiz vatan topra€›yla oluflturuldu. Ana-
yasam›z›n 3. ve 4. maddelerinde koruma alt›na al›nan; “Türkiye
Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” maddesin-
de ifade edildi€i flekliyle Vatan topra€›n›n bölünmez bütünlü€ü-
ne olan koflulsuz ba€l›l›€›m›z› ve kahraman dedelerimiz ve ni-
nelerimiz gibi bu u€urda her türlü fedakârl›€a haz›r oldu€umu-
zu ifade eden bir sembol olarak haz›rland›.

AKUT ANADOLU’YLA ELELE PROJES‹ - 2005’ten bu yana


(Ek: 26)
Farkl› alanlardaki projelerimizden biri olarak sürdürdü€ü-
müz; yurdumuzun özellikle sosyal, kültürel ve ekonomik anlam-
da geri kalm›fl bölgelerinde, de€iflik vesilelerle tan›flt›€›m›z ve-
ya iletiflim kurdu€umuz ihtiyaç sahiplerine çeflitli yard›m ve
destek çal›flmalar›m›z›, “AKUT ANADOLUYLA ELELE” ad›-
n› verdi€imiz proje çerçevesinde son derece kapsaml›, genifl ka-
t›l›ml› ve organize olarak sürdürmekteyiz.
Bizi neredeyse arama kurtarma çal›flmalar› kadar heyecan-
land›ran bu proje çerçevesinde, üretici firmalar›n yurt çap›nda
ihtiyaç sahiplerine ulaflt›rmak istedikleri kendi ürün portföyle-
rindeki her türlü giyim, g›da, elektronik eflya, mobilya, araç, k›r-
tasiye, okul malzemesi, kitap ve benzeri ürünleri AKUT arac›l›-
€›yla ulaflt›r›yoruz. Anadolu’muzun dört bir yan›nda y›llar içeri-
sinde kurmufl oldu€umuz s›cak ve güvenli iliflkilere dayanarak,
gönüllülerimiz eliyle uzun zamand›r sürdürdü€ümüz arac›l›k
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 103
görevimizi bu proje ile birlikte art›k daha planl› olarak sürdürü-
yoruz. Bu çal›flmalar›m›za bu ö€retim y›l› bafl›nda önemli bir
halka daha ekledik. Geçti€imiz y›l okullar aç›l›rken, Anado-
lu’nun de€iflik yerlerindeki 5000 ö€renci kardeflimize içi defter,
kalem gibi k›rtasiye malzemeleriyle hatta birer de klasik çocuk
roman› ile dolu olarak okul çantas› yollad›k. Bu y›l dönem so-
nunda da bu kez 10.000 ö€renci kardeflimize okuma kültürünün
yerleflmesi amac›yla yaz tatili arma€an› olarak çocuk kitaplar›
yollad›k. Bir kalemi ikiye k›r›p ö€rencilerine verip ders yapabi-
len ö€retmenlerimiz, yoksulluktan okula bile gidemeyen kardefl-
lerimiz var Anadolu’da; onlar› unutmak ülkeyi unutmakt›r...
Ulusal ve uluslararas› üreticilerin ve hay›rseverlerin derne€i-
mize karfl› duyduklar› güven ve teveccühle, ihtiyaç sahiplerine
ulaflt›r›lmak üzere derne€imize iletilen her türlü ürün; “AKUT
ANADOLUYLA ELELE” projesi çerçevesinde de€erlendiril-
mekte ve bütün yard›m da€›t›m› çal›flmalar›m›z bu bafll›k alt›n-
da toplanmaktad›r.

KERMAN EYALET‹ AFET HAZIRLIK GEL‹fiT‹RME PRO-


JES‹ - ‹RAN - 2005
2003 y›l› sonunda gerçekleflen ve 30.000 kiflinin yaflam›n›
kaybetti€i Kerman-Bam depreminin ard›ndan, Kerman eyaleti-
nin talebi ve ACT Netherlands’in deste€i ile resmi ve sivil kat›-
l›mc›lara yönelik olarak; May›s 2005 tarihinde yap›lan bir ön
keflif çal›flmas›n› takiben Eylül 2005 ile Nisan 2006 aras›nda
aral›kl› olarak üç fazda e€itimler düzenlenmifl ve tatbikatlar ya-
p›lm›flt›r. ‹lk fazda; arama kurtarma e€itmenli€inin koflullar› ve
arama kurtarma ile acil durum yönetimi konusundaki standartla-
r› inceleyen masa bafl› çal›flmalar› düzenlenmifltir. ‹kinci fazda
Acil Durum Yönetimi ve Acil Durum Yönetim Merkezi yap›lan-
d›rmas› e€itimi, Toplum Afet Müdahale Tak›m› e€itimi ve asis-
tan ile e€itmen e€itimleri düzenlenmifltir. Üçüncü fazda ise e€it-
menlere yönelik olarak, teknik arama kurtarma branfllar›n›n far-
k›ndal›k seviyesindeki e€itimleri düzenlenmifl ve yetifltirilen
e€itmenlerin yeni kat›l›mc›lara verdikleri TAMT e€itimi denet-
lenmifltir.
104 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
AKUT BTC BORU HATTI DESTEK PROJES‹ - 2006’dan
bu yana (Ek: 27)
AKUT ve ADY firmas›, arazi koflullar› ve k›fl koflullar›ndaki
deneyimiyle Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hatt›n›n kullan›m› süre-
since, k›fl aylar›nda hat boyunca görevli BOTAfi ekiplerine des-
tek veriyor. BOTAfi’›n ilgili ekiplerine, AKUT taraf›ndan “Ha-
yatta Kalma” ve “Do€ada ‹lkyard›m” konular›nda e€itimler ve-
rildi. Ayr›ca proje süresince arama - kurtarma çal›flmalar› ve acil
durumlarda müdahale amac›yla hat boyunca ekiplerimiz haz›r
bulunuyor ve mühendislerin arazideki güvenli€inden sorumlu
olarak çal›fl›yor.

AKUT 1. ULUSLARARASI AFET SEMPOZYUMU - 2006


Kuruluflunun 10. y›l› etkinlikleri çerçevesinde, Bo€aziçi Üni-
versitesi’nin de deste€i ile, 23 - 24 Mart 2006 tarihlerinde, Üni-
versite Kampüsü’nde AKUT “1. Uluslararas› Afet Sempozyu-
mu”nu gerçekleflmifltir. Sempozyumda, farkl› disiplinlerden
toplam 30 konuflmac› uzmanl›k konular› çerçevesinde bilgi ak-
tarm›flt›r.
AKUT’un arama ve kurtarma konular› d›fl›nda destek verdi-
€i kampanya ve projelerden baz›lar›n› da sizlerle paylaflmak is-
tiyorum.

KAN BA⁄IfiI KAMPANYALARI - 1996’dan bu yana


Her AKUT gönüllüsü, baflkalar›na hayat vermeyi kendisine
görev seçmifl bu asil çat›n›n alt›na girerken, de€erli kanlar›n› KI-
ZILAY’a ba€›fllayarak aram›za kat›l›r. Bu sembolün anlam› biz-
ler için son derece aç›kt›r; hayat kurtarmay› kendisine görev se-
çen, önce tertemiz kan›yla hayatlar›n kurtar›lmas›na yard›mc›
olmaya bafllar. Gönüllü adaylar›m›z›n de€erli kanlar›, onlar da-
ha AKUT çat›s› alt›na girmeden, uzaklarda bir yerlerde birileri-
ne hayat olur, gönüllülerimiz de AKUT’un parças›, AKUT’un
kendisi olurlar.
AKUT gönüllüleri, AKUT’taki çal›flmalar› s›ras›nda da acil
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 105
kan ihtiyaçlar›na sürekli olarak destek vermektedirler.

DÜNYA BARIfiI ‹Ç‹N A⁄RI DA⁄INA EVEREST TIRMANI-


CISI DA⁄CILARLA B‹RL‹KTE TIRMANIfi - 2001
AKUT’un Everest Da€›’na t›rmanm›fl (1995 AL‹ NASUH
MAHRUK‹ ve 2001 TUNÇ FINDIK) iki da€c›s› ile birlikte,
AKUT taraf›ndan davet edilen Amerikal›, Kolombiyal›, Meksi-
kal› ve Singapurlu da€c›lar dünya bar›fl› için A€r› Da€›’na t›r-
mand›lar. O günlerde dünya da€c›l›k camias› bu sempatik proje-
ye yo€un ilgi göstermifl ve gün gün geliflmeleri internet üzerin-
den takip etmiflti.

A⁄RI DA⁄I’NDA BY PASS’LI DA⁄CILAR - 2003 (Ek: 28)


Prof. Dr. Bingür Sönmez’in öncülü€ünde gerçeklefltirilen bu
projenin temel amac›; Koroner By Pass ameliyat› geçiren hasta-
lar›n, ameliyat sonras› süreçte kendilerini bak›ma muhtaç, eksik,
yar›m, evlerinden ç›kamaz durumda hissetmelerini önleyip, bir
an önce, ameliyat sonras› süreçte do€al olarak yaflad›klar› psiko-
lojik bunal›mdan kurtulmalar›n› sa€lama konusunda bir mesaj
vermekti. Koroner by pass ameliyat› geçiren kiflilerin, beslen-
melerine, egzersizlerine ve doktorlar›n›n dediklerine dikkat
ederlerse, ameliyat sonras› hayatlar›n› da, eskisi gibi hatta ame-
liyat öncesine göre eskisinden daha sa€l›kl›, dengeli ve kaliteli
bir flekilde sürdürebileceklerini ve hem kendilerinin, hem çevre-
lerinin bundan, duygusal, sosyal ve ekonomik olarak büyük bir
fayda sa€layabilece€ini göstermek istedik. Söz konusu t›rman›fl-
ta, by pass ameliyat› geçirmifl insanlar›n Türkiye’nin en yüksek
da€› olan A€r› Da€›’na bile gidebilecekleri bir sembol olarak
gösterilmifltir.
106 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ORGAN BA⁄IfiI KAMPANYALARI - 2005’ten bu yana (Ek:
29)
“YAfiARKEN DE, YAfiAMDAN SONRA DA HAYAT KURTA-
RIYORUZ” ad›n› verdi€imiz sloganla, AKUT gönüllüleri olarak
“Organ Ba€›fl›” kampanyalar›na destek veriyoruz.
AKUT gönüllüleri olarak, yaflarken oldu€u gibi, bu güzel
dünyadaki varl›€›m›z sona erdikten sonra da, yaflam›n kutsall›-
€›na hizmet etmek istiyoruz. Bizler yaflam›n kutsall›€›na inanan
bir gelene€in temsilcileriyiz. Dünya sizi flafl›rtmas›n, d›flar›da ne
görürseniz görün, do€rusu yaflam›n kutsal oldu€udur, yaflama
hakk› da öyledir...
Organ ba€›fl› kampanyalar› ne yaz›k ki de€iflik sebeplerle ül-
kemizde yeteri kadar duyurulamayan, desteklenemeyen konu-
lardan biri. Oysa bir millet olman›n birinci sorumlulu€u o millet
aras›ndaki koflulsuz, art niyetsiz, karfl›l›kl› güven, sevgi, sayg›,
anlay›fl ve destektir ve bunlardan kaynaklanan birarada yaflama
arzusudur. Toplum kendi içdinamiklerini, di€erleri kadar flansl›
olamayan, di€erlerinin imkânlar›na sahip olamayan bireyleri de
koruyacak, onlara sahip ç›kacak flekilde kurgulamak zorundad›r.
Aksi halde milleti oluflturan unsurlar aras›nda sevgi, sayg›, kar-
fl›l›kl› güven ve empati eksikli€i yaflan›r ki, uzun dönemde bu
bölünmüfllü€ün, güvensizli€in ve yabanc›laflman›n etkileri son
derece tehlikeli olabilir.
Bu inanç ve düflünceyle, Türk Milleti’ni oluflturan 73 mil-
yonluk nüfusumuzun kendi içindeki ba€lar›n› kuvvetlendirebil-
mek için önemli bir sembol olabilecek organ ba€›fl› kampanya-
lar›na tüm yurttafllar›m›z›n destek vermesini istiyoruz.

SOKAK KÖPEKLER‹N‹N REHAB‹L‹TE ED‹LMES‹, E⁄‹-


T‹LMES‹ VE KAZANDIRILMASI PROJES‹ / Ankara - 2006
(EEk: 30)
Çankaya Belediyesi’ne ait bar›nakta bulunan köpeklerin re-
habilite edilmesi ve topluma kazand›r›lmas› amac›yla belediye
tesisleri içinde 26 köpeklik bir bar›nak oluflturuldu. E€itim ve
rehabilitasyon merkezinin inflaat› devam ederken köpeklerle il-
gilenecek insanlara teorik e€itim AKUT Ankara Ekibi operas-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 107
yon merkezinde AKUT gönüllüleri taraf›ndan verildi. Uygula-
ma k›sm› iki aflamadan oluflan bu projede; öncelikle insan eliy-
le travmaya u€rayan köpeklerin güveninin kazan›lmas›na yöne-
lik çal›flmalar yap›ld›. Temel e€itim çerçevesinde köpeklerin ka-
y›fla ve tasmaya al›flt›r›lmas›, flehir yaflant›s›nda sahipleri ile ra-
hatça gezebilmeleri için çeflitli komutlar›n ö€retilmesi gibi e€i-
timler verildi. ‹kinci aflamada ise sa€l›k kontrolleri yap›lan ve
rehabilite edilen köpekler sahiplendirildi. Böylelikle binlerce
köpe€in bir arada tutuldu€u bar›naktan rehabilitasyon merkezi-
ne, oradan da köpek edinmek isteyenlere sahiplendirilme fleklin-
de bir döngü oluflturuldu.
Ayn› zamanda hedeflenen di€er bir konu ise terapi köpe€i;
yani çocuklar, yafll›lar veya engellilerle iletiflim kurup pozitif al-
g› yaratacak köpek yetifltirilmesiydi. Bu hedef do€rultusunda
yap›lan çal›flmalarla yetifltirilen köpekler belediye taraf›ndan ya-
p›lan organizasyonlarda kullan›lm›flt›r.

AKUT ÜN‹VERS‹TE Ö⁄RENC‹ TOPLULUKLARI PROJE-


S‹ - 2006’dan bu yana
Bo€aziçi, ‹TÜ, Kocaeli, Uluda€, Ege, Akdeniz gibi pek çok
üniversite ile iflbirli€i protokolü bulunan ve de€iflik projelerde
birlikte çal›flan AKUT, üniversite ö€rencileri aras›nda gönüllü-
lük, kan ba€›fl›, organ ba€›fl› ve toplum bilinçlendirme çal›flma-
lar› gibi konulara destek vererek, ö€rencilerle birlikte oluflturdu-
€u Uluda€ Üniversitesi, Haliç Üniversitesi, Kocaeli Üniversite-
si ve ‹zzet Baysal Üniversitesi AKUT Ö€renci Topluluklar› ile
hem üniversite içinde, hem de çevresinde çok çeflitli bilgi payla-
fl›m› projeleri düzenlemektedir. Giderek yay›lan AKUT Üniver-
site Ö€renci Topluluklar›, okul içi ve çevresinde, AKUT’un ara-
ma ve kurtarma konular› haricinde faaliyetlerde bulundu€u sos-
yal fayda a€›rl›kl› projelerde çal›flmalar yapmaktad›r. Burada
amaç üniversite ö€rencilerinin enerjilerini ülkeye faydal› proje-
lere yönlendirebilmek ve gençlerin yarat›c› beyinlerine, AKUT
çat›s› alt›nda hayallerini gerçeklefltirebilme f›rsat› vermektir.
108 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
KÜRESEL ISINMA’YA D‹KKAT ÇEKMEK ‹Ç‹N A⁄RI DA-
⁄I KIfi TIRMANIfiI - 2007 (Ek: 31)
Çinli ve Türk da€c›lardan oluflan 10 kiflilik bir ekiple, dünya-
n›n bugün için en büyük problemi olan “Küresel Is›nma” konu-
lar›na dikkat çekmek ve her bireyin, her kurumun, her devletin
yapabilece€i bir fleyler, alabilece€i birtak›m önlemler oldu€u
mesaj›n› iletmek ve bu küresel sorunu, ancak küresel anlamda
her birimiz üzerimize düfleni yaparsak daha az zararla atlatabili-
riz düflüncesine dikkat çekmek için, 2007 y›l› fiubat ay›nda A€-
r› Da€›’na t›rmand›k. Bu t›rman›flta slogan›m›z; “DÜNYAMIZI,
EVRENDEK‹ TEK EV‹M‹Z‹ KORUMALIYIZ” olarak seçil-
mifltir.
Yukar›daki örnekleri sizlerle paylaflmak istememin sebebi;
kamuoyunda arama ve kurtarma, hatta daha da daraltarak dep-
rem konular›ndaki çal›flmalar›yla bilinen bir STK olarak asl›nda
ülkemiz için, insan›m›z için ne kadar farkl› konularda da proje
üretmeye çal›flt›€›m›z›, kendimizi, sadece bu ülkenin birer va-
tandafl› olarak, ne kadar genifl bir alanda sorumlu hissetti€imizi
gösterebilmek içindir.
AKUT, kendisine görev olarak seçti€i acil durumlarda arama
ve kurtarma çal›flmalar›n› en iyi flekilde yerine getirmeye gayret
eden ve bu flekilde vatan›na, milletine bir nebze olsun hizmet et-
menin getirdi€i iç huzuru ile kendi yaflam doygunlu€unu ve ka-
litesini yükselten gönüllülerden oluflan, tam anlam›yla insan
odakl› bir kurumdur. AKUT asl›nda kendisini vareden gönüllü-
lerinin kimli€inde, duygular›nda, söyleminde, eyleminde vücut
bulan, yaflayan bir kurumdur. Bu canl›l›€› ve ruhu nedeniyle
AKUT’un operasyonel ekiplerinin yöntemleri ve tercihleri de
bulunduklar› co€rafyaya ve ihtiyaçlara göre farkl›l›klar gösterir.
Bingöl ekibi ile Olympos ekibi veya Rize ekibi ile Marmaris
ekibi yaflad›klar› bölgenin ihtiyaçlar›na, risklerine ve fiziksel
flartlar›na göre özgün olarak tasarland›klar› için çal›flma biçim-
leri, kulland›klar› araçlar ve sahip olduklar› imkânlar itibariyle
birbirlerinden farkl›l›klar gösterebilirler. Ancak ortak noktalar›
AKUT ruhunun en güçlü temas› olan sorumluluk duygusu, kar-
fl›l›ks›z yard›m, gönüllülük, yaflam›n kutsall›€›na inanç, Anado-
lu’lu olman›n getirdi€i içsel de€erler, vatan ve millet sevgisi ve
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 109
büyük önder Atatürk’ün tam ba€›ms›z, öncü, bilime dayal›, dev-
rimci ruhudur.
Bu yönüyle AKUT; üstlendi€i arama ve kurtarma görevleri
bir yana, asl›nda Türk Milleti’nin 12 Eylül 1980 sonras› süreçte
yaflad›€›-yaflamak zoruna b›rak›ld›€› ve bir türlü kendisini kur-
taramad›€› kendi içindeki yabanc›laflmaya ve bölünmüfllü€e tep-
kisidir de bir yandan. AKUT’u bir avuç da€c›n›n kurmas›, bu-
gün için bizlerin yürütmesi iflin görünen k›sm›d›r. AKUT yaban-
c›laflmaya ve bölünmüfllü€e karfl› sonuna kadar direnme kararl›-
l›€›nda olan Türk Milleti’nin ortak bilincinin zaman› gelmifl öz-
gün bir ürünüdür. Bizler sadece bugün için bu düflüncenin uygu-
lay›c›lar› ve koruyucular›y›z. Milletimize ait olan›n emaneten
bizde oldu€unu bir an bile akl›m›zdan ç›kartmadan çal›flmalar›-
m›z› art›rarak sürdürece€iz. (Ek: 32)
AKUT Türk Milleti’ne aittir...
AKUT, 1999 Gölcük Depremi’nde, ülkedeki neredeyse bü-
tün kurumlar›n haz›rl›ks›z yakaland›€› bir dönemde bile ne yap-
mas› gerekti€ini gayet iyi bilen, planl› ve organize bir flekilde
gerçeklefltirdi€i kurtarma çal›flmalar› ve ülkenin dört bir yan›n-
dan gelen büyük gönüllü gücünün ve yard›mlar›n koordinasyo-
nundaki baflar›s› nedeniyle, sivil toplum örgütlerinin neler yapa-
bilece€ini bütün Türkiye’ye göstermifl oldu. Her fleyi devletten
beklemeye al›flm›fl bir toplumun içinden ç›kan AKUT; iyi kurgu-
land›klar› ve kendi konular›nda bilinçli bir flekilde çal›flt›klar›
taktirde, sivil toplum örgütlerinin son derece tehlikeli ve zorlu
konularda bile etkin ve baflar›l› olabilece€ini ispat etti. Asl›nda
konuyu incelerken hep 17 A€ustos 1999 sonras› kurulan arama
kurtarma ekiplerinin say›s›ndan bahsederiz; oysa AKUT sadece
arama kurtarma konusunu de€il, dinamik yap›lar› ve süratli ka-
rar mekanizmalar› ile sivil toplum örgütlerinin ve sivil inisiyatif
kullanman›n ne kadar etkin ve baflar›l›, daha do€rusu ne kadar
gerekli oldu€unu da bir kez daha göstermifl oldu. Bugün demok-
rasinin vazgeçilmezlerinden kabul edilen örgütlü bir sivil top-
lum ve sivil toplum kuruluflu söylemleri bile, genifl anlam›yla
kamuoyunun bilincine Gölcük Depremi’nde AKUT’un yapt›€›
baflar›l› çal›flmalar sonras›nda girdi.
110 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
AKUT’un yapt›€› yüzlerce arama ve kurtarma çal›flmas›na
ilave olarak, “Acil Durum Yönetimi” ve “Kurumsal Süreklilik”
konular›nda kurumlara verdi€i e€itim, denetleme ve dan›flman-
l›k hizmetleri ise, bugün geldi€i yer itibariyle, ülkede bu alanda-
ki önemli bofllu€u ülkemizin özkaynaklar› ile doldurmaya katk›
vermesi sebebiyle bir di€er önemli aç›l›m›d›r. Bugünün
AKUT’u, bu yönde yapt›€› ulusal ve uluslararas› ölçekteki bü-
yük ve prestijli projelerle gelece€in AKUT’unun nas›l olaca€›na
dair de önemli sinyaller vermektedir.
Y›llar›n kurumsal birikimini, kendisini bu konularda geliflti-
ren gönüllülerimizin enerjisi ve bilgisiyle, güncel geliflmeleri de
takip ederek birlefltirdik ve Türkiye’nin yeni ö€renmeye baflla-
d›€› “Acil Durum Yönetimi” ve “Kurumsal Süreklilik” konula-
r›nda son derece nitelikli projeler üreten yeni bir yap› kurduk
AKUT içerisinde. Bu yöndeki bütün çal›flmalar›m›z› da bu bafl-
l›k alt›nda toplad›k.
Geçti€imiz 2 y›l içerisinde, bu konularda AKUT’u tercih
eden kurumlardan baz›lar›n› afla€›da sizlere paylaflmak istiyo-
rum.
1. ‹fl Bankas› Genel Müdürlü€ü 12. AQUACITY
2. Nike Türkiye 13. STFA
3. TYCO Medikal International 14. CEMTAfi
4. ÇM‹fi Çimento Muhtasilleri 15. BTC BORU HATTI Projesi
‹flverenleri Sendikas› (Tüm 16. Gama Nurol Bo€az Tüp Geçifl
Türkiye Çimento Fabrikalar›) Projesi
5. Reebook, Hey Tekstil 17. ABANK
6. ‹TK‹B Tekstil ‹htalatç›lar› 18. Shell Company
Birli€i
19. Bahçeflehir Koleji
7. TGSD Türkiye Giyim Sanayi-
cileri Derne€i 20. STATOIL
8. Levi Strauss Çorlu Fabrikas› 21. Fevziye Mektepleri IfiIK L‹-
SES‹
9. TNT Lojistik (Tüm Türkiye
Operasyonlar›) 22. TC Sa€l›k Bakanl›€› UMKE -
Ulusal Medikal Kurtarma
10. SCHOT-ORIM Ekipleri
11. Li & Fung 23. Yeflim Tekstil
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 111
24. Levi Strauss Vakf› 32. ‹SO ‹stanbul Sanayi Odas›
25. Alternatif Bank Afi 33. ‹TO ‹stanbul Ticaret Odas›
26. Fark Turizm ve ‹flletmecilik 34. Armada Hotels
Afi 35. ALTUYAB Turizmciler Birli€i
27. TAISEI Corporation 36. Finans Invest
28. Hürkufl Havayolu Tafl›mac›l›k 37. Tekfen Afi
ve Tic. Afi
38. Arkas
29. Garanti Biliflim Teknolojisi ve
Tic. Afi 39. Alt›nmarka
30. Gama Nurol 40. Perboya
31. Modateks Konfeksiyon Tic.
ve San. Afi

Bu anlamda bizim için en önemli olan konu, nas›l arama ve


kurtarma konular›nda % 100 baflar›y› hedeflediysek, ayn› flekilde
kurumlara verdi€imiz e€itim, denetleme ve dan›flmanl›k hizmet-
lerimizde de % 100 müflteri memnuniyetini hedefledik ve yaka-
lad›k. Bunun en büyük göstergesi de, yukar›daki listede gördü€ü-
nüz kurumlar›n büyük ço€unlu€uyla uzun soluklu bir iflbirli€i ve
birbirini takip eden yeni aç›l›mlar yap›yor oldu€umuzdur.
AKUT’u var eden o€ullar›n›z, k›zlar›n›z, kardeflleriniz olan
bizler, nas›l enkazlardan, sellerden, 盀lardan, da€ kazalar›ndan
bir can daha kurtarabilmek için, yüzlerce kez oradan oraya kofl-
tuysak ve çal›flt›ysak, yüce Devletimiz ve asil Milletimiz için,
Vatan›m›z için de koflmaya, çal›flmaya, hem de hiç durmamaca-
s›na, hiç yorulmamacas›na koflmaya ve çal›flmaya kararl›y›z.
Çünkü biliyoruz ki geçmiflimiz, bugünümüz, gelece€imiz,
kültürümüz, varl›€›m›z, refah›m›z ve mutlulu€umuz hepsi ayn›
yerde bulufluyor. Ya hepimiz kazanaca€›z, ya hep birlikte kaybe-
dece€iz. Türk Milleti kazanmak istiyor ve bunu herkesten çok
hak ediyor.
AKUT’un bütün çal›flmalar›nda ve etkinliklerinde, yol göste-
ricimiz her zaman Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Ata-
türk olmufltur. Henüz Harp Okulu s›ralar›nda ö€renciyken; “En-
gellerden hiçbiri bilimden yararlanmay› önleyemez” diyen Ata-
türk, y›llar sonra bunu “Hayatta en hakiki mürflit ilimdir” sözle-
14/3/08 AKUT GENEL OPERASYONLARINDA KURTARILAN K‹fi‹ TABLOSU
112

1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Toplam
Da¤ ve Di¤er Do¤a 2 16 4 12 12 7 24 18 35 50 46 17 14 257
Sel 90 11 40 7 148
Deprem 2 239 2 19 262
Yang›n 3 3
Tafl›t ve Mekanizma 11 10 10 1 10 4 46
Kriminal 0
Hayvan Kurtarma 0
Göçük ve Toprak Kaymas› 2 1 3
Toplam 0 2 16 90 17 251 12 20 34 87 45 60 50 21 14 719

14/3/08 AKUT GENEL OPERASYON TABLOSU


1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Toplam
Da¤ ve Di¤er Do¤a 1 2 12 5 9 18 14 17 31 53 35 55 40 22 314
Sel 1 1 1 2 2 1 2 10
❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Deprem 1 7 1 2 1 5 2 4 3 26
Yang›n 2 4 1 1 12 12 3 35
Tafl›t ve Mekanizma 1 2 3 3 4 8 1 22
Kriminal 1 3 2 1 2 9
Hayvan Kurtarma 1 2 2 2 4 11
Göçük ve Toprak Kaymas› 3 3 5 11
gösterdi€i bilim ve ak›l yolundan hiçbir zaman ayr›lmayacakt›r.

Toplam 1 2 12 1 10 16 21 17 24 50 64 51 70 71 28 438
AKUT ailesi, bugüne dek oldu€u gibi bundan sonra da ATA’s›n›n
semifltir. O’nun yolunda ilerlemekten bir an bile tereddüt etmeyen
yetine ak›l ve bilimin egemen olmas›n›” temel ilke olarak benim-
riyle hayata geçirmifl ve “Türkiye Cumhuriyeti’nin her türlü faali-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 113

AKUT’A DUYULAN GÜVEN


ve TÜRK‹YE’N‹N GÜVEN BUNALIMI
Medyam›z ve halk›m›z, 1998 Adana-Ceyhan ve 1999 Marmara
Depremleri sonras›nda verdi€i büyük destekle bizi onurland›rd›,
güç ve cesaret verdi. Bundan sonraki çal›flmalar›m›z için olumlu
yönde motive etti. Hatta bizi bu milletin tarihten bir övünç olarak
tafl›d›€› Türk Silahl› Kuvvetleri ile birlikte en çok güvendi€i ku-
rumlar›n bafl›na yerlefltirdi. Y›llard›r hep bu sorumluluk duygusu
içinde, daha önce yapt›klar›m›zdan daha iyisini, daha fazlas›n›
yapabilmek tutkusuyla, canla baflla çal›flt›k, bundan sonra da ne
olursa olsun bütün kararl›l›€›m›zla çal›flmaya devam edece€iz.
Çünkü biz bu vatan› çok seviyoruz, çünkü biz sizi çok sevi-
yoruz...
1999 y›l›na kadar hayat›m›zda her fley çok iyi giderken, Göl-
cük Depremi sonras›nda birdenbire hiç beklemedi€imiz say›s›z
sald›r› ile karfl›laflt›k. ‹lk önce neler oldu€unu, daha do€rusu ne-
den oldu€unu anlayamad›k. Sald›r›lar öyle yo€un ve beklenme-
dik yerlerden pefli s›ra gelmeye bafllad› ki, hiç bilmedi€imiz ve
hayat›m›zda ilk kez karfl›laflt›€›m›z bu çirkin oyunda sadece ya-
r›m yamalak bir savunma yapabildik.
O süreçte kimilerinin bizi kulland›klar›n› düflünüyorum.
Devlet’le kendilerince bir hesab› olanlar; bu bir f›rsatt›r diye bi-
zi ön plana ç›kart›p Devlet’in zafiyetini gündeme tafl›maya ça-
l›flt›lar. Devlet’i korumak isteyenlerin bir k›sm› da yine karfl› ta-
raf›n (!) kahraman yapt›€› AKUT’u bu sefer s›k›flt›rmaya kalkt›-
lar. Baflkalar›n›n gizli gündemleri ne yaz›k ki arada bizi ezdi.
Biz sonuçta da€c›y›z, sporcuyuz, sorumluluk duygusu geliflmifl
s›radan insanlar›z. ‹çten pazarl›kl› politik manevralara al›flk›n
de€iliz ve ne yaz›k ki bu tür, alt›nda baflka hesaplar›n oldu€u ç›-
k›fllar›n elinde oyuncak olmay› engelleyemedik. Bugün hâlâ o
günlerden kalan tortular ile mücadele etmemiz gerekiyor.
Bize karfl› al›nan tav›rlar›n daha da fliddetlenmesine yol açan
bir geliflme yafland› Gölcük Depremi’ni izleyen süreçte. TESEV
(Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakf›), iki y›l üst üste
114 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Türk toplumunun kurumlara olan güvenini araflt›rd›€› iki kamu-
oyu araflt›rmas› yapt› 1999 ve 2000 y›llar›nda. Her ikisinde de
Türk Silahl› Kuvvetleri’nin yan›nda AKUT da en baflta ç›kt›;
(Ek: 33) ama bunun ac›s›n› da bizden daha sonra ciddi bir flekil-
de ç›kard›lar.
Bu bölümde asl›nda Türk toplumunun uzun y›llar›n birikimi
ile bilinçli bir flekilde nas›l ciddi bir güven bunal›m›na düflürül-
dü€ünden bahsedece€im. Ama önce AKUT’un neden ve nas›l
bu kadar güveni ve sevgiyi bünyesine toplayabildi€ine k›saca
de€inmek istiyorum.
5 Mart 2001 tarihinde Zaman gazetesinde ç›kan de€erlendir-
melerinde, AKUT kurucular›ndan ve ilk y›llarda büyük eme€i
olan Dr. Feridun Çelikmen flu tespitleri yapar;
TSK’ya olan güven kurumlar üstüdür. Yolsuzluk ve güven gibi iki has-
sas noktada AKUT’un bu kurumdan sonra güven s›ralamas›nda ikin-
ci olmas›, halk›n derne¤imizi onurland›rmas›d›r. Ayn› zamanda hak-
l› bir güvendir. Bugün çok ciddi finansmanlara sahip K›z›lay gibi, üni-
versiteler gibi kurumlar var. Ancak AKUT maddi s›k›nt›lar›na ra¤men
gönlünden ifl yapan insanlar›n kurdu¤u, büyüttü¤ü bir yard›m kuru-
luflu. Bu güvenin kazan›lmas›nda elbette ki 17 A¤ustos ve 12 Kas›m
depremlerinde yapt›¤›m›z çal›flmalar›n büyük pay› var. Ard›ndan Yu-
nanistan, Tayvan son olarak Hindistan depreminde de y›llard›r iç ve
d›fl çekiflmelerle gününü geçiren Türkiye’yi, daha do¤rusu halk› yal-
n›z b›rakmad›. Uluslararas› bir güven unsuru oldu. San›r›m AKUT al-
maktan çok veren konumunda oldu¤u için buna lay›k görüldü.

Yine ayn› haberde Sosyolog Doç. Dr. Nilüfer Narl›’ya göre;


AKUT’a duyulan güvenin alt›nda depremle birlikte sivil toplu-
mun sosyal sorunlar›n çözümünde daha aktif rol almaya baflla-
mas› ve sivil bilinçteki de€iflim yat›yor. “Bir avuç AKUT gönül-
lüsü her fleyin yerle bir oldu€u bir ortamda insanlar›n kendi so-
runlar›n› örgütlenerek kendilerinin çözebilece€ini gösterdi.” di-
yen Narl›, depremden sonra halk›n “her fleyi devletten bekleme”
anlay›fl›ndan kurtulmas›yla bafllayan sürecin meyvelerinden bi-
risinin AKUT’a; yani sivil topluma duyulan güven oldu€una ifla-
ret etti. Narl›’n›n tespitlerine göre Meclis, siyasi partiler, K›z›-
lay, belediyeler güven aç›s›ndan prim kaybederken, halk›n ken-
di ayaklar› üzerinde durma ihtiyac›n› hissetmesi ve bu de€iflimin
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 115
sürmesini istemesi de AKUT’un güven zirvesinde yer almas›n›n
sebepleri aras›nda.
‹flte tam bu noktada, ilerleyen sayfalarda karfl›laflaca€›n›z bu
kitab›n çok önemli bir bölümünü oluflturan, toplumda en çok ek-
sikli€i hissedilen ve hem özlem hem ihtiyaç duyulan, Marmara
Depremleriyle bafllayan, ancak süreç içerisinde unutturulan ve
önü k›sa sürede al›nan toplumumuzdaki köklü zihin haritas› de-
€iflimi ihtiyac›n› da size hat›rlatmak istiyorum. Zaman gazetesi,
bu haberde bu konuya “Sivil Bilinç De€iflimi” bafll›€›n› atm›flt›.
1999 y›l›nda, hâlâ depremin ac›lar›n›n yo€un olarak yafland›-
€› süreçte, toplumun güven konusundaki görüflleri do€al olarak
depremin a€›r travmas›ndan da etkilenmiflti. AKUT bu ruh ha-
liyle ve elbette ki depremin hâlâ içimizi s›zlatan ac›lar›n›n etki-
siyle, 10 puan üzerinden 7.9 puan alarak, Türkiye’nin en güven-
di€i kurum seçildi. Ayn› ankette Türk Silahl› Kuvvetleri, çok az
bir farkla ikinci olmufltu. Burada bence as›l ilginç veri en altta
kalan, yani toplumun en güvenmedi€i kurumlarda ortaya ç›k-
m›flt›. Daha 3 yafl›nda bir bebek olan AKUT’un birinci kurum
olarak ç›kt›€› ankette 131 y›ll›k flanl› bir geçmifli olan K›z›lay
2.8 puanla sonuncu ç›km›flt›. Yürütmenin bafl› olan Hükümet
2.9, yasama organ› TBMM ise 3.1 puanla en sona yerlefltirilmifl-
ti. Bas›n 4.4 puan, Belediyeler ise 4.5 puan alabilmiflti.
TESEV ayn› anketi, “Hanehalk› Yolsuzluk Araflt›rmas›na
Göre Türkiye’de Kurumlara Duyulan Güven” bafll›€›yla 2000
y›l›nda da tekrar etti. Bu sefer de sonuçlar pek farkl› ç›kmad›.
Depremin ac›lar› biraz daha geride kalm›flt› ve bu kez en güve-
nilen kurum, olmas› gerekti€i gibi Türk Silahl› Kuvvetleri ola-
rak ç›kt›. TSK’n›n 10 puan üzerinden 7.7 puan ald›€› bu ankette
AKUT 7,6 puanla, toplumun en güvendi€i ikinci kurum seçildi.
2000 y›l›ndaki ankette toplumun en güvenmedi€i kurumlar› da
size bir kez daha hat›rlatmak istiyorum. En güvenilmez kurum
olarak 2.1 puan alan siyasi partiler seçildi. TBMM bu kez 3.2
puan alabildi. Merkezi Yönetim 3.9, gazeteler ise 4 puan al›rken,
K›z›lay ve Belediyeler 4.4 puan alabilmiflti. Hatta K›z›lay yöne-
timi, afet süreçlerindeki tarihsel sorumluluklar› gere€i o günler-
de en sert flekillerde kritik edilmifl, suçlanm›fl ve bu düflündürü-
cü sonuçlar nedeniyle yönetim de€iflikli€i yapmak zorunda kal-
m›flt›. Hat›rlayacaks›n›z o ac›l› süreçte kendinden beklenenin
116 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
çok alt›nda kalan K›z›lay için o günlerde büyük bir gazetemiz;
“KIZILAY’› AKUT’a verin” diye münasebetsiz bir bafll›k bile
atm›flt›. Hatta 1999 y›l›nda ayyuka ç›kan suçlamalar› ve üzerine
yap›flan kötü imaj› da üzerinden atabilmek için, takip eden dö-
nemde K›z›lay, Atatürk taraf›ndan koyulan marka ad›n› de€iflti-
rerek Türk K›z›lay› yapm›flt›. (Bugünün Türk K›z›lay› geçmifl
hatalar›ndan ders alm›fl ve ad›na yak›fl›r bir flekilde dünyan›n
her yerinde çal›flmalar›n› sürdürmektedir.)
Dolay›s›yla Türk toplumu ne yaz›k ki ortak yaflam›, ortak kul-
lan›m›, birlikte yaflama kültürünü düzenleyen, kanunlar ve kural-
lar›n uygulanmas›ndan, denetlenmesinden sorumlu olan unsurla-
ra, yasama, yürütme ve yarg› organlar›na, dahas› demokratik bir
sistemde sorunlar› çözecek tek seçenek olan siyaset kurumuna ve
siyasi partilere bile güvenmiyordu. Bu anketleri inceleyen biraz
akl› bafl›nda olan herkes yaklaflmakta olan büyük tehlikeyi apa-
ç›k bir flekilde görebilmeliydi bence; Türk toplumu yaflamak zo-
runda b›rak›ld›€› yolsuzluk, rüflvet, ahlaks›zl›k, adaletsizlik ve
eflitsizlik süreçlerinde uzun y›llard›r ezilmekten ve haks›zl›€a u€-
ramaktan temel güven duygusunu o kadar yitirmifl durumdad›r
ki, tarihsel olarak toplumun gönlünde çok özel bir yeri olan Türk
Silahl› Kuvvetleri ve bir de Gölcük Depremi’nin yaratt›€› muaz-
zam ac› ve y›k›m karfl›s›nda yapt›€› mütevaz› ama bilinçli ve et-
kili çal›flmalar nedeniyle AKUT d›fl›nda neredeyse hiçbir kuru-
ma, sa€l›kl› bir toplumda olmas› gerekti€i gibi güvenmiyor, gü-
venemiyordu. Bu iki kurum d›fl›nda ortak yaflamla ilgili olan ve
sistemi ayakta tutan neredeyse bütün kurumlara karfl›, bunu dev-
letin kendisine diye de okuyabilirsiniz, derin bir güvensizlik his-
sediyordu. Bunun gidece€i yer acaba ne olabilirdi? Bu bölümü-
nün ilerleyen sayfalar›nda bir psikanalistin bak›fl aç›s›ndan da
destek alarak bu konuya de€inece€im. Ama önce Coflkun Can
Aktan’›n editörlü€ünde Hak-‹fl Yay›nlar›’ndan 2001 y›l›nda ç›-
kan; “Yolsuzlukla Mücadele Stratejileri” adl› araflt›rmas›ndan
birtak›m verileri ve saptamalar› da, biraz uzun olmakla birlikte
do€rudan al›nt›lar olarak sizlerle paylaflmak istiyorum.
TÜRK‹YE’DE SIYASAL YAPI VE KAMU YÖNET‹M‹ HAKKINDA
DÜfiÜNCELER VE DE⁄ER YARGILARI
Siyasal kültürümüzde hâlâ geçerli olan “yak›n çevre d›fl›ndakilere
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 117
güvensizlik” e¤ilimi siyasal yap›da adam kay›rmac›l›¤›n›n yayg›n-
laflmas›n›n bir nedenidir. Yine Osmanl› Devleti’nde oldukça yayg›n
bir durum arzeden rüflvet, irtikap vb. yozlaflmalar Türkiye Cumhuri-
yet’inde de varl›¤›n› daima sürdürmüfltür.
Ülkemizde siyasal kültürde ciddi de¤iflim 1980’li y›llarda ya-
flanm›flt›r. Osmanl›’dan kalma de¤er ve tutumlar›n yerini yeni de-
¤erler almaya bafllam›flt›r. 1980’li y›llarda serbest piyasa ekonomi-
sine entegre olmaya çal›flan Türkiye’de, toplumun degiflen baz› de-
¤er ve tutumlar›n› gözlemek mümkündür.
Ülkemizde maalesef geçmiflten miras kalan de¤er ve tutumlar
ile yukar›da s›ralanan de¤er ve tutumlar 1980 sonras›nda tezatlar
oluflturmufltur. “Kolay yoldan para kazanma”, “köfle dönme” türün-
den zihniyetlerin artt›¤›n› söylemek mümkündür. Özellikle 1980
sonras›nda ülke ekonomisindeki h›zl› büyüme ve sanayileflme çaba-
lar› yeni kaynak ve f›rsatlar yaratm›flt›r. Bu kaynak ve f›rsatlardan
yararlanma yar›fl›, modern anlamda yeni türde siyasal yozlaflmala-
r› gündeme getirmifltir. Örne¤in, lobicilik ve rant kollama ad› veri-
len siyasal yozlaflma türü özellikle 1980 sonras›nda yayg›nl›k ka-
zanm›flt›r.
A. TÜS‹AD’›n “Türkiye De¤erler Araflt›rmas›’n›n bulgular›
“1990-1991 Dünya De¤erler Araflt›rmas› çerçevesinde TÜS‹-
AD’›n sponsorlu¤unda gerçeklefltirilen Türkiye De¤erler Araflt›rma-
s›’n›n sonuçlar› ülkemizde siyasal yap› ve kurumlar hakk›nda ilginç
baz› sonuçlar ortaya ç›karm›flt›r.
... aç›k bir flekilde ülkemizde Türk siyaset sistemine, TBMM’ye,
mahkemelere ve devlet memurlar›na olan güven duygusunun pek
yüksek olmad›¤› dikkat çekmektedir. Yap›lan araflt›rmaya göre ül-
kemizde en çok güven duyulan kurum Silahl› Kuvvetlerdir.”
“Türkiye’deki kamu bürokrat›n›n halk›n gözündeki görüntüsü-
nün hâlâ son derece olumsuz oldu¤u görülmektedir. Osmanl› ‹mpa-
ratorlu¤u döneminden kalan üstün yetkili, devletin temsilcisi ve hâ-
kimi, egemen gücün sorumsuz ve s›n›rs›z kullan›c›s› ve halk›n sorun-
lar›na karfl› ilgisiz ve duyars›z, ondan farkl› ve ona üstten bakan bir
konumdaki ceberrut ve keyfi saltanat sahibi bir kifli görüntüsü ve
onun benzeri bir görünümündeki tek parti dönemindeki uzant›s›n›n
siyasal kültürümüzdeki imgesinin pek de de¤iflmeden sürmekte ol-
118 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

du¤unu söyleyebiliriz.”
Yine ayn› araflt›rmada “Devletin ‹flleyifli halka daha aç›k bir ha-
le getirilmelidir görüflü hakk›nda ne düflünüyorsunuz?” sorusuna
ortalama % 90’›n üzerinde bir oranla kabul (evet) cevab› al›nm›fl-
t›r. Bu sonucu ülkemizde yönetimde aç›kl›¤›n (fleffafl›¤›n) olmad›¤›
fleklinde yorumlamak mümkündür.
B. MÜS‹AD’›n “Orta Büyüklükteki ‹flletmeler ve Bürokrasi Arafl -
t›rmas›”n›n Bulgular›
... anlafl›laca¤› üzere ülkemizde sanayici kesimin Türk kamu yö-
netimi ve bürokrasiye olan düflüncesi oldukça olumsuzdur. Araflt›r-
maya göre özel iflletme sahip ve yöneticileri büyük bir yüzdeyle dev-
let ve belediye memurlar›n› “bilgisiz”, “engelleyici”, “tembel”, “yiyi-
ci” olarak görmektedirler. Kamu yöneticileri hakk›ndaki düflünceler
ise “tarafl›”, “politize olmufl”, “bürokrasiyi artt›ran”, “ç›karc›” ve sa-
ire fleklindedir.
C. TÜG‹AD’›n “Türkiye’de Adalet Hizmetleri” Araflt›rmas›n›n
Bulgular›
Türkiye Genç ‹fladamlar› Derne¤i’nin (TÜG‹AD) 1993 y›l›nda
kendi üyeleri aras›nda yapt›¤› anket sonuçlar›na göre, Türkiye’de
hukuk sistemine ve adalet hizmetlerini gerçeklefltiren hâkim, savc›
ve avukatlara olan güven duygusu tespit edilmeye çal›fl›lm›flt›r. Söz
konusu araflt›rman›n sonuçlar› afla¤›da sunulmufltur:
TÜG‹AD’›n anketine kat›lan genç ifladamlar›n›n yüzde 54.4’ü
Türk hukuk ve adalet sistemine güvenmemektedir. Türk hukuk ve
adalet sistemine “hiç güvenmiyorum” diyenlerin oran› % 32.8, “gü-
veniyorum” diyenlerin say›s› ise % 3.2’dir.
Ankete kat›lan TÜG‹AD üyelerinin yüzde 34.4’ü ülkemizde hâ-
kimlere güvenmemektedir. Hâkimlere güvendi¤ini belirtenlerin ora-
n› ise sadece yüzde 27.9 düzeyindedir. Avukatlara iliflkin de¤erlen-
dirmeler ise flu flekildedir: Ankete kat›lanlar›n yüzde 39.3’ü avukat-
lara güvendi¤ini, yüzde 34.4’ü ise güvenmedi¤ini belirtmifltir. Sav-
c›lara yönelik de¤erlendirmede ise ankete kat›lanlar›n yüzde
44.3’ü karars›z olduklar›n› belirtmekte, yüzde 28.9’u ise savc›lara
güvenmediklerini belirtmifllerdir.
TÜG‹AD’›n anket çal›flmas›nda ayr›ca genç ifladamlar›na yönel-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 119
tilen “Davan›z›n adil bir biçimde sonuçland›¤›na inan›yor musu-
nuz?” ve “Hâkimler dava dosyalar›n› yeterince inceleyerek karar ve-
riyorlar m›?” sorular›na verilen cevaplar ise yüzde olarak afla¤›da
gösterilmifltir. Herhangi bir nedenle daval› ya da davac› olan genç
ifladamlar›n›n yüzde 60.7’si ülkemizde davalar›n adil bir biçimde
sonuçlanmad›¤›n› belirtmektedir. Ankete kat›lanlar davalar›n adil
sonuçlanmama nedenlerini; hâkimlerin yeterince inceleme yapma-
mas›na (yüzde 27), adalet sistemindeki aksakl›klara (yüzde 21),
mahkemelerin yavafl çal›flmas›na (yüzde 18) ve yasalar›n günümüz
koflullar›na uygun olmamas›na ba¤lamaktad›r. Öte yandan görüfl-
lerine baflvurulan ifladamlar›n›n yüzde 98.3’ü hâkimlerin dava dos-
yalar›n› yeterince incelemedi¤i kanaatini tafl›maktad›r.
D. TESEV’in “Türkiye’de Yolsuzluklar Araflt›rmas›’n›n Bulgular›
Hanehalklar› ile yap›lan anketin sonuçlar›n› flu flekilde özetleye-
biliriz.
1. TESEV araflt›rmas›na göre ülkemizde çözülmesi gereken en
önemli sorunlar›n bafl›nda yolsuzluklar gelmektedir. Ankette soru-
lan “Türkiye’nin çözülmesi gereken en önemli sorunu nedir? Soru-
suna verilen cevap s›ralamas› flu flekildedir: Enflasyon yüzde 34; ifl-
sizlik yüzde 26; rüflvet ve yolsuzluk yüzde 14; e¤itim yüzde 8; PKK
/ güneydo¤u sorunu yüzde 6; demokrasi / fikir özgürlü¤ü yüzde 5;
sa¤l›k / sosyal güvenlik yüzde 3; ahlaki yozlaflma yüzde 3.6 .
Ankete verilen cevap s›ralamas›na bak›ld›¤›nda rüflvet ve yol-
suzluklar üçüncü s›rada bulunmaktad›r. Yani rüflvet ve yolsuzluk
Türkiye’nin yüz yüze bulundu¤u en önemli sorunlar›ndan biri ola-
rak düflünülmektedir.
2. TESEV’in yolsuzluk araflt›rmas›nda halk›n kurumlara (özel,
kamu ve kar amac› gütmeyen kurumlar) duydu¤u güven de tespit
edilmeye çal›fl›lm›flt›r.
Anket sonuçlar›na bakt›¤›m›zda Silahl› Kuvvetler ve AKUT ha-
riç tüm kurum ve kurulufllara halk›n güven oran› yaklafl›k olarak
yüzde 50’nin alt›ndad›r. Halk›n en az güven duydu¤u kurumlar›n
bafl›nda siyasal partiler ve TBMM gelmektedir. Üçüncü s›rada ise
merkezi yönetim kurulufllar› gelmektedir.
3. Meslek gruplar›n›n dürüstlü¤ü konular›nda kamuoyunun al-
g›lanan de¤er yarg›lar› da pek olumlu de¤ildir. Anket bulgular›na
120 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

göre ülkemizde tüm meslek alanlar›nda dürüstlük oran› oldukça


düflüktür. Hanehalklar›na göre dürüst olmayan meslek gruplar›n›n
bafl›nda s›ras›yla milletvekilleri, gümrük memurlar›, trafik polisleri,
vergi memurlar›, tapu kadastro memurlar› gelmektedir.
4. TESEV’in Hanehalk› Yolsuzluk Araflt›rmas›’na göre ülkemiz-
de kamu kurum ve kurulufllar›nda rüflvet ve yolsuzluklar›n genel
olarak yayg›n oldu¤u sonucuna ulafl›lm›flt›r. Rüflvet ve yolsuzlu¤un
en yayg›n oldu¤u mesleklerin / kurumlar›n bafl›nda s›ras›yla trafik
polisi, gümrük, vergi daireleri, tapu daireleri, belediyeler vs. gelmek-
tedir. Rüflvet ve yolsuzluklar›n göreceli olarak en az yayg›n oldu¤u
kurumlar›n bafl›nda Silahl› Kuvvetler gelmektedir.
5. TESEV araflt›rmas›nda bafll›ca iki tür rüflvet tan›mlanarak bu
rüflvet türlerinin kurumlarda ne derece yayg›n oldu¤u tespit edil-
meye çal›fl›lm›flt›r. Tan›mlanan rüflvet tipleri flunlard›r:
Birincisi; vatandafl asl›nda yasalara göre hakk› olan bir hizmet-
ten yararlanmak isterken afl›r› bürokrasi, afl›r› ifl yükü veya görevli-
lerin ifli yokufla sürmesi nedeniyle iflin yap›lmamas› veya çok geç
yap›lmas› durumuyla karfl›laflmaktad›r. Bu sorunu çözmek amac›y-
la vatandafl kural d›fl› bir ödeme yaparak veya hediye vererek, rüfl-
vet ödemek yoluna gitmektedir.
‹kincisi; Vatandafllar›n asl›nda yasalara göre hakk› olmayan bir
iflini yapt›rmak amac›yla kural d›fl› bir ödeme yaparak veya hediye
vererek rüflvet ödemeleri söz konusu olmaktad›r.
Kurumlarda yayg›n olan rüflvet tiplerine bakt›¤›m›zda ise flu so-
nuçlar›n tespit edildi¤ini görüyoruz. Birinci tip rüflvet özellikle dev-
let hastanelerinde, tapu dairelerinde, ilk ve orta ö¤retim kurumla-
r›nda ve belediyelerde daha yayg›n durumdad›r. ‹kinci tip rüflvet ise
daha ziyade trafik polisi, gümrük, trafik d›fl›nda kalan genel polis
hizmetlerinde daha yayg›nl›k göstermektedir.

De€iflik kurumlar taraf›ndan de€iflik zamanlarda yap›lan, yu-


kar›da bir k›s›m sonuçlar›n› sizlerle paylaflt›€›m kapsaml› anket
çal›flmalar›n›n gösterdi€i özetle tek bir sonuç var; Türk toplumu,
özellikle 1980 sonras› süreçte, toplumsal örgütlenmenin temel-
lerini oluflturan ve sistemi ayakta tutan, Silahl› Kuvvetler hari-
cindeki neredeyse bütün kurumlara karfl› güven duygusunu
önemli ölçüde yitirmifl ve bundan kaynaklanan tehditlere son
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 121
derece aç›k hale gelmifl, getirilmifltir. Bugün yaflad›€›m›z birçok
s›k›nt› asl›nda uzun bir süredir yaflamak zorunda b›rak›ld›€›m›z
bu sürecin kaç›n›lmaz bir sonucudur.
Milli Güvenlik Kurulu; düzenli olarak Türkiye’nin iç tehdit
de€erlendirmesini yaparken uzun y›llar bölücü ve irticai faali-
yetleri en önemli iki temel tehdit olarak ele alm›flt›. Kiflisel gö-
rüflüm; yukar›daki anketlerde de do€ruland›€› gibi, en az bu iki
konu kadar önemli bir tehdit olan, giderek her yeri ele geçiren
ve toplumu çaresiz b›rakan yolsuzluk ve rüflvet gibi hastal›klar›
ve hukukun üstünlü€ünün ald›€› yaralar› yeteri kadar dikkate al-
mayan anlay›fl›n da bugünkü noktaya gelinmesinde önemli bir
pay› oldu€udur.
Bir sorunu çözebilmenin ön flart› onu sorun olarak alg›la-
makt›r...
Bütün bu süreç içerisinde güven duygusu iyice yaralanm›fl
Türk toplumunun, bunca resmi, özel, hatta kamu yarar› güden
kurumlara bile güveninin kalmad›€› bir dönemde, AKUT’a bu
kadar üst düzeyde bir güvenle yaklaflmas› birileri ve bir yerleri
ciddi flekilde rahats›z etmifl belli ki. ‹flte bunun sonucunda da ta-
kip eden süreçte hakk›m›zda çok ciddi, hatta profesyonelce kur-
gulanm›fl karalama kampanyalar› bafllat›lm›flt›. Bu kirli bilgi ça-
l›flmalar›n› ayr› bir bölümde ele alaca€›m.
Peki bütün bu yap›lanlar acaba AKUT’un toplum gözündeki
de€erini ne kadar y›pratt›? Hakk›m›zdaki kirli bilgi çal›flmalar›-
n›n 2000-2002 y›llar›nda ciddi bir zarar verdi€ini ve bize flüp-
heyle bak›lmas›na yol açt›€›n› ne yaz›k ki kabul etmemiz gere-
kir. Ama bu dünyadaki en büyük güç istikrar ve kararl›l›kt›r. Her
fleye ra€men istikrar›n› ve ilk günkü kararl›l›€›n›, gönüllüleri
eliyle büyük bir özveriyle sürdürdü€ü ve bütün engellemelere
ra€men giderek büyümeyi de baflard›€› için, sonuçta AKUT’un
tekrar hak etti€i sayg›nl›€a ulaflt›€›n› gururla paylaflmak isterim.
2007 y›l› Mart ay›nda ‹stanbul Üniversitesi ‹ktisat Fakültesi
Mezun ve Mensuplar› Vakf› taraf›ndan yap›lan “Yolsuzlu€a Bak›fl
Araflt›rmas›; ‹stanbul Örne€i” bafll›kl› araflt›rman›n, Vakf›n Mü-
tevelli Heyeti baflkan› Prof. Dr. Esfender Korkmaz’›n bir bas›n
toplant›s›yla aç›klad›€› sonuçlar›na göre; Türk Silahl› Kuvvetleri
yine en güvenilen kurum seçilmiflti. En az güvenilen kurumlar ise
belediyeler, siyasi partiler ve medya olarak ç›km›flt›. Sivil Toplum
122 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Kurulufllar›nda ise en güvenilir kurumlarda ilk s›ray› AKUT al-
m›flt›, onu da s›ras›yla Mehmetçik Vakf›, Deniz Feneri Derne€i,
TEMA Vakf›, Türk E€itim Vakf› ve K›z›lay takip ediyordu.
2007 y›l› Nisan ay›nda bu kez Capital dergisi “Türkiye’nin
Sosyal Sorumlulukta Liderleri” bafll›kl› genifl kapsaml› bir arafl-
t›rma yay›nlad›. A€›rl›kl› olarak ifl dünyas›n›n ele al›nd›€› bu
araflt›rmada elde edilen sonuçlar flöyle; 2005 y›l›n›n en baflar›l›
sivil toplum örgütü Deniz Feneri olarak ç›k›yor, ard›ndan da ikin-
ci s›rada AKUT geliyor. Onu da s›ras›yla TEMA, KIZILAY,
AÇEV izliyor. 2006 y›l›n›n en baflar›l› sivil toplum örgütü de€er-
lendirmesinde bu kez AKUT beflinci s›rada alg›lan›yor. ‹lk dört
s›ray› s›ras›yla Deniz Feneri, TEMA, AÇEV ve KIZILAY al›yor.
2006 y›l›n›n en baflar›l› sosyal sorumluluk projesi de€erlen-
dirmesinde AKUT’un bütün Türkiye’yi bir t›r ve bir ambulans-
la bafltan bafla geçti€i ve afet konular›nda toplum bilinçlendirme
çal›flmalar› yapt›€› “B‹R NEFES ‹Ç‹N” adl› proje 7. seçiliyor.
‹lk s›rada Milliyet’in destekledi€i “Baba Beni Okula Gönder”
projesi, 2. s›rada UNICEF’in destekledi€i “Haydi K›zlar Okula”
projsi, 3. s›rada Hürriyet’in destekledi€i “Aile ‹çi fiiddete Son”
projesi, 4. s›rada TEMA’n›n “Türkiye Çöl Olmas›n” projesi, 5.
s›rada Turkcell’in destekledi€i “Kardelenler” projesi ve 6. s›ra-
da da Arçelik’in destekledi€i“E€itimde Gönül Birli€i” projesi
yer al›yor. Bizim arkam›zdan 8. S›rada Türkiye Bankalar
Birli€i’nin “Çocuklara Sa€l›kl› Bir Gelecek” projesi, 9. s›rada
Show TV’nin “Yaflas›n Okulumuz” projesi ve 10. s›rada da
Danone’nin “Gülümseyen Gelecek Ana S›n›flar›” projesi yer
al›yor. (Ek: 34)
Bu projeleri ve sponsorlar›n› size detayl› olarak vermemin
sebebi; maddi güçleri milyon dolarlarla ifade edilen yukar›daki
kurumlar›n gerçekten de anlaml› ve baflar›l› projelerinin aras›na,
y›ll›k ortalama ald›€› ba€›fl miktar› sadece ve sadece 150-
200.000 YTL gibi, yukar›daki devlerin aras›nda laf› bile edile-
meyecek kadar düflük olan AKUT gibi bir STK’n›n girebilmifl
olmas›na dikkatinizi çekmeyi istedi€im içindir. ‹flte Türk insan›-
n›n bütün karalama kampanyalar›na ra€men AKUT’a duydu€u
büyük güven, hiçbir zaman taviz vermedi€imiz kararl›l›€›m›z,
çal›flkanl›€›m›z, özverimiz ve bilinçli duruflumuz nedeniyledir.
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 123
Bu bölümde son olarak sizlere bambaflka bir pencereden ba-
karak, çok de€erli bir psikanalist olan Prof. Dr. Vam›k Volkan’›n
genifl gruplar ve temel güven duygusu konular›nda yapt›€› çal›fl-
malardan bahsetmek istiyorum. De€indi€im konular haliyle uz-
man› oldu€um alanlar de€il. Lütfen bunlar› okuyan, gözlemleyen
ve anlamaya çal›flan bir insan olarak dikkatimi çeken birtak›m
saptamalar› ve iliflkileri paylaflma çabas› olarak de€erlendirin.
Prof Dr. Vam›k Volkan, son derece ilgi çekici Körü Körüne
‹nanç - Kriz ve Terör Dönemlerinde Genifl Gruplar ve Liderleri
kitab›nda afla€›daki saptamalar› yapar, kitab›n içinden seçti€im
bölümleri hiç yorum katmadan sizinle paylaflmak istiyorum;
Bu kitap genifl grup kimli¤ine, tehdit alt›ndaki toplumlar›n genifl
grup oluflturma yönündeki gerileme (regresyon) e¤ilimine ve poli-
tik liderlerin bu gerilemeyi nas›l yönlendirebilece¤i sorunlar›na
odaklanmaktad›r. Genifl grup kimli¤i kavram›, ço¤u yaflamlar› bo-
yunca asla bir araya gelmeyecek olan binlerce ya da milyonlarca
bireyin, ayn› etnik, dini, ulusal ya da ideolojik gruba ait olmaya da-
yal› yo¤un bir ayn›l›k duygusuyla birbirlerine nas›l ba¤land›klar›n›
tan›mlamaktad›r. fiuras› ilginçtir ki, grup kimli¤i yaflant›m›z›n ak›fl›
içinde bilinçli olarak odakland›¤›m›z bir fley de¤ildir.
Genifl gruplar da gerilemeye u¤rar.
Bu nedenle, bir grubun kendini güvende hissetmeye yönelik ça-
balar›, stres alt›ndaki insan do¤as›n›n d›flavurumlar›yla kaynaflmak-
ta ve belli alanlarda gerçeklik ile fantezi aras›ndaki s›n›rlar bulan›k-
laflmaktad›r. Gerileme kendi bafl›na iyi ya da kötü bir fley de¤ildir;
gerileme bireylerde ve gruplarda kendini gösteren insani bir du-
rumdur. Fakat genifl gruplardaki gerileme, politik liderlerin yönlen-
dirmesine aç›k bir fleydir.
Demokratik ülkelerde dahi, kriz ya da terör dönemlerinde li-
der/yönetim’den kamuya do¤ru olan trafi¤e daha fazla odaklan›l-
mas› söz konusu olur, çünkü kamu, kendisini, kiflisel kimli¤ini ve ge-
nifl grup kimli¤ini koruyacak bir “kurtar›c›” aramaktad›r.
Kriz ve terör dönemlerinde liderler, yandafllar›n› iyilefltirebilirler
de, zehirleyebilirler de.
Genifl gruplar›n gerilemesi, merhum psikanalist Erik Erikson’un
124 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

temel güven duygusu olarak adland›rd›¤› fleyi bozar. Bu bir çocu¤un


kendi güvenli¤ini bak›c›lar›n›n eline b›rakmakla kendini güvende
hissetmeyi nas›l ö¤rendi¤ini tan›mlayan bir kavramd›r ve çocuk te-
mel güven duygusunu gelifltirerek kendine nas›l güven duyaca¤›n›
keflfeder. Normal koflullar alt›nda yetiflkinler de, normal ifllevsellik
düzeyindeki vatandafllar olma konumunu devam ettirebilmek için,
kendilerine ve baflkalar›na güvenirler. Sözgelimi, temel güven duy-
gusu olmasa ben, afl›r› bir endifle duymadan bir uça¤a binemem;
çünkü hayat›m› uça¤›n planlay›c›lar›n›n, yap›mc›lar›n›n ve de pilot-
lar›n›n ellerine güvenle teslim edemem. Temel güven duygusu o ka-
dar esas bir fleydir ki, ifllevsel temel güven duygusuna sahip kimse-
ler onun varl›¤›n›n fark›nda bile de¤ildirler. Bir grubun üyelerinin te-
mel güven duygusu bir kez sars›ld› m›, çizgisinden sapar ve onun ye-
rini körü körüne güven al›r. Bu gibi toplumsal gerileme durumlar›n-
da liderlerin görüfllerini ve gösterdikleri yönü, yap›c› ya da y›k›c› ol-
duklar›na bak›lmaks›z›n takip etme e¤iliminde oluruz.
Ayr›ca, genifl grup stres alt›nda kald›kça yaflan›lan örselenme-
ye yan›t olarak, bireyler aras›ndaki düflünme ve hissetme farkl›l›kla-
r› giderek azalma e¤ilimi gösterir.
Bu kitab›n amac›, genifl grup gerilemesinin yönlendirilmesinin ve
beraberindeki kimli¤i devam ettirme, koruma ve onarma amaçl› ge-
nifl grup ritüellerinin, tariflere s›¤maz barbarl›kta fliddet eylemleri
için gerekli atmosferi nas›l haz›rlayabildi¤ini gözler önüne sermektir.
Gerileme özünde kötü ya da iyi bir fley de¤ildir; gerileme belir-
li düzeylerdeki örselenme, tehdit ya da stres karfl›s›nda verilen ka-
ç›n›lmaz bir tepkidir.
Gerileme inatç› ve uzun süreli bir nitelik kazand›ysa birtak›m
psikolojik sorunlar›n bulundu¤u söylenebilir.
Genifl Grup Gerilemesi’nin Özellikleri
1. Grup üyeleri bireyselliklerini yitirirler.
2. Grup gözü kapal› bir biçimde liderin çevresinde toplan›r.
3. Grup “iyi” (yani sadakatle lideri izleyen) ve “kötü” (yani lide-
re karfl›t alg›lanan) parçalara bölünür.
4. Grup kendisiyle “düflman” (bunlar genellikle komfludurlar)
gruplar aras›nda keskin bir “biz” ve “onlar” bölünmesi yarat›r.
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 125
5. Grubun ortak ahlak ya da inanç dizgesi, kendisiyle çat›flma-
l› olarak alg›lanana karfl› giderek mutlakç› ve cezaland›r›c›
bir hale gelir.
6. Grup afl›r› derecede “içe alma” ve “yans›tma” düzene¤i uygu-
lar ve buna ba¤l› olarak paylafl›lm›fl depresif duygulardan
ortak paranoid beklentilere dek de¤iflen duygudurum oyna-
malar› yaflayabilir.
7. Grup ortak kimli¤ini sürdürmek ad›na bir fleyi yapma “hak-
k›”na sahip oldu¤u duygusunu yaflar.
8. Grup üyeleri, artan ölçüde bir büyüsel düflünce ve gerçekli-
¤in bulanmas› durumu yaflarlar.
9. Grup, yeni kültürel fenomenler yaflar ya da grup kimli¤ini ko-
rumak üzere geleneksel toplumsal âdetlerin yenilenmifl bi-
çimlerini benimser.
10. Grubun seçilmifl örselenmeleri ve zaferleri yeniden etkinlik
kazan›r ve bu da bir zaman çökmesine yol açar.
11. Önderlik, grubun tarihsel süreklili¤ini parçalar ve aradaki
bofllu¤u flu tür ögelerle doldurur: “Yeni” ulus, etnik duygular,
köktendincilik ya da ideoloji; buna “yeni” bir ahlak ve bazen
de grup için istenmeyen ögeleri defeden “yeni” bir tarih efl-
lik eder.
12. Grup üyeleri, grubun ortak simgelerinden baz›lar›n› proto-
simgeler olarak yaflamaya bafllar.
13. Ortak imgeler, düflman gruplar› giderek daha artan bir bi-
çimde insandan afla¤› özelliklerle iliflkili simgelerle ya da
proto-sembollerle betimler ve insanl›ktan ç›kar›r; Cinler, bö-
cekler, ...
14. Grup co¤rafi ya da yasal s›n›rlar› “ikinci bir deri” olarak ya-
flar.
15. Grup kendisi ile düflman gruplar aras›ndaki küçük farkl›l›klar
üzerine odaklan›r.
16. Önderlik, aile içindeki temel güveni y›kar ve aile içindeki,
normal çocukluk ça¤› gelifliminde ve ergenlik geçiflinde orta-
ya ç›kan rollerle (özellikle de kad›nlar›n rolüyle) çat›flan yeni
bir tür aile hiyerarflisi yarat›r.
126 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

17. Grup üyeleri “kan” kavram› ile ve ortak ya da kat›fl›ks›z varo-


luflla afl›r› ilgili bir hale gelirler.
18. Grup ar›nd›rmay› simgeleyen davran›fllarda bulunmaya bafl-
lar.
19. Grup be¤enisi, güzel olan› çirkin olandan ay›rmada güçlük
yaflar.
20. Grup, fiziksel çevresini gri-kahverengi, flekilsiz (simgesel ola-
rak d›flk›sal) bir yap›ya dönüfltürür.

Bir toplumun gerilemifl olarak de¤erlendirilmesi için bu 20


adet iflaret ve belirtinin hepsinin de sergilenmifl olmas› gerekmez;
bu nedenle ben bir toplumun gerilemifl tan›s› almas› için kaç iflaret
ve belirtinin var olmas› gerekti¤ini söyleyemen. Belirleme, olgudan
olguya de¤iflen bir temelde yap›lmal›d›r.
Gerilemifl toplumlarda yönetim kadrosundan olmayan (askeri
ya da sivil) yandafllar aras›ndaki toplumsal ve politik hiyerarfli silin-
mifl gözükür. Bu düzleflmifl toplumsal yap›, liderin çevresinde gözü
kapal› bir biçimde toplan›lmas›yla iliflkilidir. Bu tür toplumlarda (ya
da dini tarikatlar gibi alt gruplarda) üyeler ayr›ca temel güven duy-
gusuna yönelik tehditlerle birlikte liderlik kurumuna afl›r› bir ba¤l›-
l›k duygusu yaflarlar. Yandafllar, temel güven duygusunun kayb›yla
birlikte engellenme yaflar, kendi sald›rganl›klar›n›n fark›na var›rlar,
fakat bunun d›fla vurulmas› tehlikeli olabilir. Lidere sunulan afl›r›
destek yani ba¤l›l›k bu sald›rganl›¤› gizlemenin önemli bir yoludur.
Lider, kendi gücü sayesinde grubun bir üyesini “yaratabilir ya da y›-
kabilir”; tümgüçlü (omnipotent) olarak alg›lan›r, bu nedenle sevil-
di¤i kadar korkulur.
Genifl grup gerilemesi sertleflmeye bafllad›¤› durumlarda düflman
giderek artan bir biçimde istenmeyen her türlü niteli¤in bir yuma¤›
olarak alg›lanmaya bafllan›r. Bu tür olumsuz düflünce kal›plar› ba¤-
lam›nda düflman ço¤u kez afla¤› s›n›ftan bir insan olarak, en kötü
olas›l›kla da asl›nda insan olmayan bir varl›k olarak düflünülür. Mer-
hum ‹srailli psikanalist Rafael Moses, her grubun baflka bir grubu in-
sanl›ktan uzaklaflt›r›rken kendi insanl›¤›n› yitirdi¤ini gözlemifltir; aksi
halde baflka insanlara karfl› bu derece vahfli davranamazlard›.
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 127
Türk siyaset sahnesi 2002 y›l›ndan bu yana köklü bir de€iflim
sürecine girdi. Daha önce toplumda görece küçük bir yüzdenin
deste€ini arkas›na alabilen milli görüfl ve paralelindeki anlay›fl,
2002 y›l›nda ve arkas›ndan 2007 y›l›nda muazzam bir ç›k›fl yapa-
rak siyaset sahnesindeki bütün dengeleri altüst etti. 2002 y›l› se-
çimlerinde, Türk milletinin bütün sisteme, hatta devlete güvensiz-
li€ini yaratan süreçten büyük oranda sorumlu olan bütün siyasi
partiler siyaset sahnesinden silindiler. Y›llarca hoyratça ve düflün-
cesizce kulland›klar› yetkilerini, halk bir seçimde ellerinden ald›
ve onlar› meclis d›fl›na att›. Yerine de daha önce denenmemifl olan
yeni bir siyasi partiyi getirdi. Toplum psikolojisini ve sosyoloji
bilimini takip eden uzmanlar için bu tür bir sonucun gelmekte ol-
du€unu öngörmek bence çok zor olmamal›yd›. Bilimsel bak›fl
aç›s›ndan uzak ve kal›p düflüncelerle olaylar› de€erlendirmekten
baflka bir fley yapamayan ve ça€a ayak uyduramayan yetersiz li-
derler, ne yaz›k ki toplumu göz göre göre seçeneksiz b›rakt›lar.
Seçmen uzun süren güven bunal›m› sonucunda tercihini belki bi-
raz da mecburiyetten yeni ve denenmemifl olandan yana yapt›.
Toplumun temel güven duygusu konular›nda yaflamak zo-
runda kald›€› uzun soluklu büyük ve ciddi güven bunal›m› ne-
deniyle, iktidar›, daha do€rusu iktidar›n nimetlerini uzun y›llar
aralar›nda paylaflan laik ve Atatürkçü de€erlere sözde dahi olsa
ba€l›l›kla özdeflleflmifl olan siyasi partiler, ne yaz›k ki sadece
kendi sonlar›n› getirmekle kalmad›lar, ayn› zamanda görüntüde
savunduklar› Atatürkçü de€erleri ve gerçek Atatürkçüleri de ay-
n› yenilgiye ortak ettiler.
1999 Gölcük Depremi sonras›nda toplumda bir de€iflim tale-
bi ortaya ç›km›flt›, çünkü kay›plarla dolu, etik ve hukuki say›s›z
sorunu olan günü kurtarmaya dönük mevcut anlay›fl›n yaratt›€›
bütün sorunlar 45 saniyede bir tokat gibi hepimizin surat›nda pat-
lam›flt›. Ama k›s›r ve dar bir alana s›k›flm›fl siyaset yapma anlay›-
fl› ile Devlet iradesini elinde tutan statüko, toplumun büyük bir
beklentiyle istedi€i, her ortamda dile getirdi€i ve aç›k olarak ta-
lep etti€i daha ça€dafl, daha fleffaf, daha hesap verebilir, hukuka
ve ahlaka daha sayg›l› bir toplum olma yönünde de€iflimi bafllat-
mak yerine bu de€iflime direnerek birbirini didiklemeye ve suçu
ona buna at›p, yap›lmas› gerekenleri görmezden gelmeye, bütün
sorumlulu€u bir kaç günah keçisinin üzerine y›kmaya çal›fl›p ko-
128 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
nuyu de€ifltirmeye u€rafl›rken, 2001’de bir de ekonomik kriz pat-
lad›. 1999’daki toplumsal k›r›lmadan ve 2001’deki ekonomik k›-
r›lmadan gerekli dersi almayan ve bildi€i gibi, eskisi gibi devam
etmeye çal›flan bütün bu olan bitenin as›l sorumlusu olan statü-
kocu anlay›fl 2002 seçimlerinde büyük bir flok yaflad›. 2002 ön-
cesinde Devlet’in örgütlü gücünün anahtar›n› ve direksiyonunu
elinde tutan ve halktan geçici olarak emaneten ald›€› bu güçle
kendisini Devlet sanan siyasi partiler meclise bile giremedi, top-
lumdaki de€iflim beklentisini iyi okuyan ve do€ru zamanda do€-
ru yerde olan AKP ise kendisini bile flafl›rtan bir oyla mecliste ço-
€unlu€u ald›..
2002 y›l›nda Türk siyaset sahnesinde köklü bir dönüflüm, de-
€iflim yafland›. Siyasetteki bu öze iliflkin de€iflim kaç›n›lmaz
olarak toplumsal hayat›m›zda da de€iflim ve dönüflümü berabe-
rinde getirdi. 1999 ve 2001 krizleriyle kendini gösteren, toplu-
mun eski hatalardan kurtulmaya dayal› köklü zihin haritas› de-
€iflimi beklentisi yerini bambaflka ve hiç beklemedi€imiz ve ha-
z›r olmad›€›m›z baflka türlü bir de€iflime b›rakt›. Bütün bu sü-
reçte bana en ilginç gelen geliflme ise, “Büyük Ortado€u Proje-
si” ve “Il›ml› ‹slam” projelerinin de dünya konjönktüründeki
zamanlamas›n›n Türkiye’deki bu de€iflim süreciyle bu kadar efl-
zamanl› olarak üstüste çak›flmas› oldu. Bu ancak kaderin bir cil-
vesi olarak aç›klanabilir bence ya da ola€anüstü bir zekan›n mu-
azzam bir projesi...
Kaderin tembel, sorumsuz, ilgisiz, tarih bilinci olmayan, ge-
lece€i göremeyen, günü kurtarmaktan baflka bir fley üretemeyen
ve düflünemeyen milletlere ödetti€i ac› ama hayat kadar gerçek
bir fatura oldu bu. Neye niyet neye k›smet denir ya, iflte öyle bir
fley oldu bütün bu olanlar...
Bu tarihten sonra kafas› iyice kar›flan toplum tehlikeli bir bi-
çimde ayr›flmaya ve bizden ve bizden olmayan anlay›fl›yla taraf-
lara bölünmeye bafllad›. Bence Türkiye ve Türk insan› son y›l-
larda iyice flafl›rm›fl durumdad›r ve flu aralar neyin do€ru, neyin
yanl›fl, neyin kendisi için faydal›, neyin zararl› oldu€unu anla-
maya çal›flmakta ve ne yapaca€›n›, ne yapmas› gerekti€ini bula-
bilmek ad›na büyük bir zihinsel mücadele vermektedir. Bence
Türkiye’nin bugünlerde, belki de son 50 y›lda hiç olmad›€› ka-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 129
dar kendisine do€ru yolu gösterecek ve düze ç›karacak, ülkesini
gerçekten seven ve ne olup bittti€ini görebilen gerçek liderlere
ihtiyac› var...
Bu sürecin arkas›n›n nerelere gidebilece€ini umar›m sorum-
lular de€erlendiriyordur.

VATAN SEVG‹M‹Z
Kiflisel baflar›lar›m›n yan› s›ra, (Ek: 35) 1996 y›l›ndan bu yana
AKUT’taki dostlar›mla birlikte ülkemize ve insan›m›za hizmet
ederken, kamuoyunun dikkatini ciddi flekilde üzerimize yönlen-
diren 1999 Gölcük Depremi’ni takip eden aylarda hayat yavafl
yavafl zorlaflmaya bafllad› bizim için. Ço€unuzun belki de bizim
varl›€›m›zdan ilk defa haberdar oldu€u 17 A€ustos 1999 Gölcük
Depremi, bizim 34. gönüllü arama ve kurtarma görevimizdi. O
güne dek tam 33 defa hiç tan›mad›€›m›z insanlar için sa€l›€›m›-
z›, hayat›m›z› tehlikeye atm›fl ve nice canlar kurtarm›flt›k. Ancak
kitlesel bir afete dönüflen ve neredeyse bütün sistemin çöktü€ü
Gölcük Depremi’nde gösterdi€imiz baflar›, kurtard›€›m›z 220
can ve Türkiye’nin dört bir taraf›ndan gelen gönüllüleri örgütle-
yerek yapt›€›m›z son derece planl›, organize ve baflar›l› arama /
kurtarma ve yard›m da€›tma çal›flmalar›, bizi bir anda Türki-
ye’nin gündemine oturtmufltu...
Buna ne haz›rd›k, ne bekliyorduk ne de istiyorduk. Sadece
çok önemli bir bofllu€u doldurmufl, en çok ihtiyaç duyulan za-
manda milletimizin yard›m›na koflmufltuk. Mutluyduk, güven-
liydik, gururluyduk, huzurluyduk. Çok iyi bir fley baflarm›flt›k ve
ATA’m›za lay›k Türk Gençleri oldu€umuzu bir kez daha göster-
mifltik. Sorumlulu€umuzun o kadar aç›k olarak fark›ndayd›k ki,
evimizden, iflimizden, sevdiklerimizden haftalarca uzak kalma
pahas›na, gönüllü ve karfl›l›ks›z çabalar›m›zdan bir an bile geri
130 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ad›m atmad›k.
O gün ad›n› koyamad›k ama, bizim bebe€imiz gibi sevdi€i-
miz ve her fleyin üzerinde gördü€ümüz, u€runa ölümleri bile gö-
ze ald›€›m›z fley, asl›nda AKUT ile sembollefltirdi€imiz ve elle
tutulur hale getirdi€imiz vatan ve millet sevgimizdi. Yol göste-
ricimiz ise bu topraklar›n ruhuna ifllemifl olan, atalar›m›z›n feda-
kâr ve kahraman ruhuydu. Her zaman büyük gurur duydu€um
atalar›m›z hakk›nda yazd›€›m; “Biz ki Fatih Sultan Mehmet
Han’›n Torunlar›y›z” bafll›kl› makalemi burada sizlerle paylafl-
mak istiyorum;
29 May›s 1453 tarihi bütün dünyan›n haf›za kay›tlar›na Türklerin
‹stanbul’u fethetti¤i, Bizans (Do¤u Roma) ‹mparatorlu¤una son ve-
rerek bir ça¤› kapat›p yeni bir ça¤› bafllatt›¤› tarih olarak geçmiflti.
Her Türk bu tarihle gurur duyar, gö¤sü kabar›r ve ad› geçti¤inde
tüyleri ürperir. Gencecik Osmanl› Sultan›’n›n eflsiz özgüveni, karar-
l›l›¤›, askeri dehas› ve güçlü ordusuyla Anadolu’yu kesin olarak
Türk Yurdu yapt›¤› bu tarihi, her y›l giderek artan bir coflkuyla an›-
yoruz. Peygamberimiz bile yüzy›llar öncesinden, ‹stanbul’u fethede-
cek kumandan›n ve askerin ne güzel kumandan ve asker olaca¤›n›
müjdelemiflti. Ve bu asil görev Türklere nasip oldu.
Bu destan›n isimsiz kahramanlar›n›n aras›ndan s›yr›l›p canlar›
pahas›na ilk sanca¤› surlara dikmeyi baflaran Ulubatl› Hasan ve ar-
kadafllar›n›n yi¤itliklerinden, ilkokul s›ralar›nda okurken hangimiz
duygulanmad›k, etkilenmedik ki. Çocuklu¤umun kahramanlar›n-
dan biri Kubilay ö¤retmenken di¤eri de Ulubatl› Hasan’d›. Bu genç
insanlar›n ve tarihimizde say›s›z örne¤i bulunan benzerlerinin, ken-
dilerinden sonrakilerin daha iyi koflullara sahip olabilmeleri için
inand›klar› de¤erler u¤runa, en de¤erli varl›klar›n›; canlar›n› tered-
dütsüz hediye etmelerinin arkas›ndaki yüceli¤i hayat›m boyunca
anlamaya, kavramaya çal›flt›m.
Tarihimiz bu tür say›s›z kahramanl›k, fedakârl›k ve yücelik ör-
nekleriyle dolu. Kurtulufl Savafl›’m›z›n bafllad›¤› 19 May›s’lar› veya
‹stanbul’un Fethi’ni kutlad›¤›m›z 29 May›s’lar› atalar›m›z›n an›lar›-
na gösterdi¤imiz coflku, inanç, güven ve sayg›yla kutluyoruz. Uzak
geçmiflimizin 29 May›s’›nda da, t›pk› yak›n tarihimizin 19 May›s’›n-
da oldu¤u gibi öyle bir milli birlik ve beraberlik duygusu yaflamal›
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 131
ve yaflatmal›y›z ki, herkes Türkler her türlü iç çekiflmelerine ra¤men,
özde¤erleri ve atalar› söz konusu olunca yine yanyana durmay› ba-
flar›yorlar desin.
Bizim gururla and›¤›m›z bu tarihlerin Bat› dünyas›ndaki etkile-
rini de öte yandan mutlaka anlamaya çal›flmal›y›z. Türkleri bir da-
ha Anadolu’dan sökemeyeceklerini anlayan Bat›l›lar, o gün bugün-
dür, ‹stanbul’u ve beraberinde kesin olarak Anadolu’yu ellerinden
kaç›rd›klar› 29 May›s’› emin olun bizim coflkumuza yak›n bir üzün-
tü, piflmanl›k ve öfke ile hat›rl›yorlar.
Fatih Sultan Mehmet’ten yüzlerce y›l önce; Hun ‹mparatoru At-
tila’n›n, Bat› ve Do¤u Roma ‹mparatorluklar›n› kuflatt›¤› y›llar›, on-
dan yüzlerce y›l sonra Alparslan’›n Bizans ‹mparatoru Romen Diyo-
jen’i esir al›p Türklerin Anadolu’ya bir daha ç›kar›lamayacak flekil-
de yerleflti¤i tarihi ve 850 y›l sonra; Bat›l›lar›n Türkleri Anado-
lu’dan geldikleri yere geri yollama emellerine en yaklaflt›klar› s›ra-
da karfl›lar›na dikilen Mustafa Kemal’i ve bu büyük adamlar›n Ba-
t›l›lar›n menfaatlerine verdikleri zarar› mutlaka bir kez de onlar›n
gözünden anlamaya çal›flmal›y›z. Toplamda 1400 y›ll›k bir sürece
yay›lan, tarihin ta kendisi olan bu muazzam rekabetin karfl› taraf›n-
da bulunan ve aralar›ndaki birli¤i Hristiyanl›k olgusu üzerine infla
ederek, emellerine ulaflmalar›ndaki en büyük engeli Türkler olarak
alg›layan Bat› Kültürü’nün, bugünkü davran›fllar›n›n arkas›ndaki
gerekçenin, tarihte 1400 y›ll›k bir geçmifli olan ve hiçbir zaman ve
hiçbir koflulda unutulmayacak bu kuyruk ac›lar› ve Türklerin en zor
zamanlarda bile bir ç›k›fl yolu bulma konusundaki ezici üstünlü¤ü
oldu¤unu bir an bile akl›m›zdan ç›karmamal›y›z.
Avrupa Birli¤i konular›nda, yayg›n medyam›z›n büyük bir usta-
l›kla kamuoyu taraf›ndan ö¤renilmesini uzunca bir süre örtbas etti-
¤i ama art›k yavafl yavafl onlar›n bile engel olamad›¤› Avrupa’daki
çok net ve aç›k Türk karfl›tl›¤›n›n kökeninin bu tarihsel olaylara da-
yand›¤›n› ve kendi geleneksel e¤itim ve din sistemleri içerisinde
1400 y›l kadar önce Attila’n›n, 1000 y›l kadar önce Alparslan’›n,
550 y›l kadar önce Fatih Sultan Mehmet’in ve 90 y›l kadar önce
Mustafa Kemal’in ve di¤er iz b›rakan liderlerimizin önderli¤inde
Türklerin H›ristiyan alemine dünyay› dar etti¤i tarihsel olaylar› bir
tek gün bile ak›llar›ndan ç›karmad›klar›n› unutmamal›y›z.
132 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Çok basit bir tarih araflt›rmas› bile, binbeflyüz y›la yaklaflan bu


önyarg› ile bat›l›lar›n art›k neredeyse genlerine ifllemifl bir Türk kar-
fl›tl›¤› duygusuna sahip oldu¤unu anlamam›za yetecektir. Bir gün
vakit bulursan›z, Darwin’in, Victor Hugo’nun, Delacroix’nin, Cervan-
tes’in, Shakespeare’in, Ronsard’›n, Martin Luther’in, Voltaire’in, Di-
derot’nun, Kant’›n, Herder’in, Hegel’in, Engels’in, Marx’›n, Pas-
cal’›n, Byron’›n, Edgar Allan Poe’nun ve daha pek çok Bat›’l› ayd›-
n›n Türkler hakk›nda yazd›klar›n›, söylediklerini bulup okuyun. Ken-
di kuflaklar›n›n bu son derece de¤erli flahsiyetlerinin bizim hakk›-
m›zdaki düflüncelerini fark edince gözlerinize, kulaklar›n›za inana-
mayacaks›n›z. Bugünkü Almanya, Fransa, Yunanistan, Güney K›b-
r›s, Belçika, ‹sveç, ‹sviçre, Hollanda ve di¤er AB üyesi ülkelerin siya-
si kimliklerinin bizim hakk›m›zdaki üzücü de¤erlendirmeleri tarafl›
tarihsel e¤itimlerinin kaç›n›lmaz bir sonucudur. Beyinleri yüzlerce
y›ld›r öylesine y›kanm›flt›r ki; isteseler de baflka türlü düflünemezler.
Düflünmeye kalksalar kendi toplumlar›ndan d›fllan›rlar.
‹çeride ve d›flar›da yaflad›¤›m›z bu karmafl›k süreç içerisinde bir-
lik ve beraberlik konusunda yapaca¤›m›z en büyük hata, kültürü-
müzü oluflturan çeflitlilik içindeki unsurlar›n kullan›m haklar›n›n,
farkl› altkimlik gruplar› aras›nda paylaflt›r›lmas›na müsaade etmek
olacakt›r. Mustafa Kemal ne kadar atam›zsa, Fatih Sultan Mehmet
de o kadar atam›zd›r. Türklük, Osmanl›l›k, Müslümanl›k, Anadolu-
luk, Ayy›ld›zl› Bayra¤›m›z, Türkçe, yüzünü ça¤dafl medeniyetlere
dönmek, hoflgörülü olmak hepimizin ortak de¤erleridir. Kim ne der-
se desin, bu de¤erlerin bir teki bile eksik olsa, biz biz olmaktan ç›-
kar baflka bir fley olurduk; tarih de baflka türlü yaz›l›rd›. Türklerin
son büyük devletinin sahipleri olarak geçmiflimize ve de¤erlerimize
her fleyiyle birlikte sahip ç›kmal›y›z. Bu süreçte yap›lacak en küçük
bir hata, süreç içerisinde bizi özde¤erlerimize yabanc›laflt›rabilir ve
çözümü çok zor tohumlar›n ekilmesine yol açabilir.
Fatih Sultan Mehmet, 59 gün süren kuflatma esnas›nda Bizans
‹mparatoru’nun anlaflma karfl›l›¤›nda vergi vermeyi kabul edece¤ini
bildiren elçilerine flu cevab› verir; “Buradan gitmekli¤im mümkün de-
¤ildir. Ya ben Bizans› al›r›m, ya da Bizans beni.” Mustafa Kemal; “Ya
‹stiklal Ya Ölüm” der. Bizler gri tonlar› sevmeyiz, her fleyin aç›k, net,
anlafl›l›r olmas›n› isteriz; iliflkilerde, sözlerde dürüstlük arar›z; ak’a ak,
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 133
kara’ya kara deriz. Düzenbazl›¤›, kaypakl›¤›, belirsizli¤i, renksizli¤i
kabul etmeyiz. Biz dün ne idiysek, kim idiysek bugün de oyuz. Ad›-
m›z Attila da olsa, Alparslan da olsa, Hasan da olsa, Kubilay da ol-
sa, Mehmet de olsa, Mustafa da olsa; özümüz, de¤erlerimiz birdir.
Bakmay›n bugünlerde sesimizin ç›kmad›¤›na, bir yere kayboldu¤u-
muz yok; sabr›m›z, hoflgörümüz çoktur, gönlümüz genifltir; sükutu-
muz ondand›r. S›nav günü geldi¤inde geçmifl yeniden canlanacakt›r;
buna kimsenin flüphesi olmas›n. O gün gelinceye dek; özde¤erlerimi-
ze, kahramanlar›m›za, atalar›m›za hep birlikte sahip ç›kmal›y›z.

Bu duygu ve düflünceleri ve atalar›m›z›n karfl› konulmaz yi-


€itli€ini, hayata karfl› dik duruflumuzun kayna€› alg›layan genç-
ler olarak, kendi yaflam sürecimizde koflulsuz vatan sevgimizin
ifadesi olarak AKUT’u ve AKUT’un çal›flmalar›n› seçtik.
AKUT sevgisi bizim için vatan sevgisi, millet sevgisiydi.
AKUT’u o kadar çok sevdik ve benimsedik ki, hepimizin ha-
yat›n›n birinci önceli€ini hep o oluflturdu. Ailemizden, iflimiz-
den, eflimizden, sevgilimizden, arkadafllar›m›zdan hatta kendi-
mizden bile öne geçti. Gün geldi dernek içindeki bir toplant›ya
kat›lmak için s›navlar›m›za girmedik, gün geldi derne€imize da-
ha fazla vakit ay›rmak için iflimizden ayr›ld›k, yeni ifl arad›k,
gün geldi derne€imize daha rahat gidip gelebilmek için evimizi
tafl›d›k, gün geldi arkadafl çevremizi tamamen de€ifltirdik, gün
gelecek bir can› daha enkazlar›n alt›ndan çekip alabilmek için,
gözyafllar›m›z› içimize ak›t›p anneci€imizin cenazesine bile gi-
demeyecektik... (Ek: 36)
Bizi di€erlerinden ay›ran, çok cesur, çok güçlü veya kahra-
man olmam›z de€ildi; zaten öyle de de€ildik. Yapt›€›m›z sade-
ce, bu cennet vatan u€runa gözünü k›rpmadan kendini feda et-
mekten çekinmeyen, Çanakkale’de son bireyine kadar k›r›l›p da
cephesini terk etmeyen o yi€itleri, K›nal› Ali’sini vatana kurban
olsun diye yollayan analar›, Anadolu’nun yetifltirdi€i o fedakâr
ve yüce ruhlu insanlar› tan›d›kça, ülkemize ve insan›m›za karfl›
hissetti€imiz sorumluluk duygumuzun kendi kapasitemiz ve ça-
€›n gereklerince d›fla vurulmas› oldu.
T›pk› Atatürk’ün dedi€i gibi oldu bizim hayat›m›z da; “Türk
çocu€u, ecdad›n› tan›d›kça daha büyük ifller yapmak için ken-
134 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
dinde kuvvet bulacakt›r.” Atalar›m›z› tan›d›kça daha fazlas›n›,
daha zorunu, daha iyisini hedefledik ve yapmaya çal›flt›k.
Özellikle 17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi sonras›nda ara-
m›za kat›lan ve AKUT yönetim hiyerarflisinde h›zla yükselen
yeni arkadafllar›m›zdan baz›lar›n›n, askerlik görevlerini Güney-
do€u’ya gönüllü giderek yapanlardan olmas› bir sürpriz de€il,
tamamen bizim iç dengelerimize çok iyi uyum sa€layabilen bu
vatan evlatlar›n›n, askeri sorumluluk, disiplin, fedakârl›k, inisi-
yatif kullanma, kritik süreçlerde karar verme ve risk alt›nda ça-
l›flma yetene€ine sahip geçmifllerinden ve koflulsuz vatan ve
millet sevgilerinden kaynaklan›yordu.
Bu bölümde bir de bayrak sevgisi ile ilgili yazd›€›m; “Bay-
rak bütün devletler için kutsald›r” bafll›kl› makalemi de sizlerle
paylaflmak istiyorum.
Geçti¤imiz günlerde tart›fl›lan bayrak, bayra¤›m›za sald›r› ve bayra-
¤›m›za sald›ranlara sald›r› konular›nda, bayra¤›m›z› yerkürenin en
yüksek da¤lar›na tafl›yan ilk Türk olarak izninizle birkaç söz de ben
söylemek istiyorum.
Bayrak, tafl›d›¤› soyut anlamlar itibar›yla bütün devletler için
kutsald›r, bu yüzden kanunlarla da koruma alt›na al›nm›flt›r. Her
devlet kendi bayra¤›n›; egemenlik haklar›n›n ve ulusal birlik ve be-
raberli¤inin sembolu olarak en üst düzeyde konumland›rm›fl ve va-
tandafllar›n› da çocukluklar›ndan itibaren bu yönde e¤itmifltir. ‹n-
sanlar bayraklar›na duydu¤u sayg›y›, daha do¤rusu bayrakta sem-
bolleflen vatan ve millet sevgisini, bayrak sevgisi üzerine yaz›lm›fl
say›s›z fliir, hikâye, efsane, destan, resim, heykel ve benzeri eserler-
le dile getirir. K›rm›z› kumafl› ve üzerindeki ay y›ld›z deseniyle bay-
ra¤›n› somut olarak evine, iflyerine, arac›na ve benzeri mekânlara
asarak bu duygular›n› d›flavurur.
Bu anlamda Türk Bayra¤›; Türk Milletinin Anadolu co¤rafyas›n-
daki kay›ts›z, flarts›z egemenli¤inin, onurunun, bar›fl›n›n, huzuru-
nun, gelece¤inin ve güvenli¤inin sembolüdür. Bayra¤› üzerinde bir-
tak›m sembollerin oldu¤u bir bez parças› olarak de¤il de, temsil et-
ti¤i bu en üst düzey de¤erler ölçüsünde alg›lamak ve gere¤ini de
bu ölçüde yapmak gerekir.
Son günlerde yaflad›¤›m›z üzücü geliflmelerden dolay› hepimiz,
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 135
olaylar›n kontrolden ç›k›p önü al›namaz sonuçlara yol açabilecek
bir süreci tetiklemesinden endifle ediyoruz. Do¤al olarak en çok kul-
lan›lan sözler de “sa¤duyulu olmak”, “halk› sa¤duyuya davet et-
mek”, “tahriklere kap›lmamak” ve “dikkatli olmam›z› ö¤ütlemek”
yönünde oluyor. Bayrak sevgisini, ak›l ve sa¤duyudan yoksun feti-
flizm ve fanatizm seviyelerine tafl›y›p, daha ortadaki konunun ne ol-
du¤unu anlamadan, bir anda parlayarak, heyecanlanarak, kontrol-
den ç›karak bu konular hakk›nda yetkili ve sorumlu kifli ve kurum-
lar varken onlar› afl›p, onlar›n müdahalesine f›rsat vermeden sade-
ce y›k›c›, ezici kurgularla davran›lmas›n› kabul etmemiz asla müm-
kün de¤ildir. Sonuçta bir hukuk devletinde, hukuk düzeninde, her
konunun sahibi ve takip mekanizmalar› mevcuttur. ‹deal olan da
herkesin kendi üzerine düflen görevi yapmas›d›r.
Devlet örgütlenmesinde devlete verilen en önemli üstünlük güç
kullanma yetkisidir. Devlet, vatandafllar›ndan ald›¤› yetki ile, tarafs›z
ve hukuk kurallar› içerisinde kalmak kayd›yla, suç iflleyenleri ömür
boyu hapse atmak veya öldürmek dahil her türlü yapt›r›m› yetkili un-
surlar› eliyle kullanabilecek flekilde kurgulanm›flt›r. Sistemin bu çer-
çevede iflledi¤i, adaletin kesin ve eksiksiz uyguland›¤› ve devletin ta-
rafs›zl›¤›ndan herkes emin oldu¤u sürece, vatandafllar aras›nda hu-
zur, güven ve bar›fl iliflkisi sa¤l›kl› bir flekilde iflleyiflini sürdürür.
Ancak e¤er devlet hakl›y› koruma, haks›z› cezaland›rma konu-
sunda zafiyete düfler gecikmelere meydan verirse, bir yerden sonra
vatandafllar tamamen içgüdüsel olarak kendi adalet sistemlerini
devreye sokmaya çal›flabilirler. ‹flin içinde provokasyon olsun veya
olmas›n, insanlar efllerinin namusuna, anne babalar›n›n onuruna,
çocuklar›n›n güvenli¤ine, kendi gururlar›na veya varl›klar›ndan da-
ha önde gördükleri de¤erlere, örne¤in vatanlar›na, bayraklar›na,
atalar›na, Atatürk’e birileri taraf›ndan sald›r›ld›¤›n› gördüklerinde,
bu sald›r›lar› önleyecek kanunlarla güç kullanma yetkisiyle donat›l-
m›fl unsurlar ivedilikle devreye girmezse, do¤al olarak verecekleri
ilk tepki bunu önlemeye ve yapanlar› kendi imkânlar› dahilinde ce-
zaland›rmaya dönük olacakt›r. Bu davran›fl biçimini en beklenme-
dik ve s›rad›fl› davran›flm›fl gibi flafl›rarak ve k›nayarak de¤erlendir-
mek de, en az bu davran›fl biçimini cesaretlendirmek ve güçlenme-
sini desteklemek kadar tehlikelidir.
136 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Bu konuyu, bayra¤a sald›ranlara sald›r›lmas› olay›n›n biraz da-


ha d›fl›na ç›karak, örne¤in toplumda art›k hepimizi had safhada ra-
hats›z eden bir kapkaçç›ya, bir çocu¤a tecavüz eden birisine veya
bir h›rs›za dönük toplu fliddet olaylar›n› da dahil ederek yorumla-
man›n daha sa¤l›kl› olaca¤›n› düflünüyorum. Hiçkimse durduk yer-
de birisini linç etmeye kalkmaz, bunun için birtak›m koflullar›n, da-
ha do¤rusu birtak›m birikimlerin oluflmas› gerekir.
Yetkililerin, acaba biz ne yapt›k ta Türk Milleti’nde bu tür bir biri-
kim ve afl›r› bir hassasiyet olufltu diye kendilerine sormas› gerekir. Za-
ten oldukça tehlikeli bir hal alan sürecin buradan sonras›n›n kontrol
alt›na al›nmas›ndaki do¤ru hamle, milletin temel de¤erlerine olan
hassasiyetini azaltmas›n›, taviz vermesini beklemek de¤il, temel de-
¤erlerimizin bütün milleti içine alan bir konu oldu¤unun vurgulan-
mas› ve yaflanmas› muhtemel benzeri olaylarda yetkili organlar›n, ifli
vatandafllar›n duygusal ve tepkisel tav›rlar›na b›rakmadan ivedilik ve
kesinlikle çözmelerine dönük flekilde yönlendirilmeleri olacakt›r.
1906 y›l›nda, Japon-Rus savafl›n› sona erdirmeyi baflard›¤› için
Nobel Bar›fl Ödülü’ne lay›k görülen, ayn› zamanda da ilk Nobel
ödülü alan Amerikal› olan, Amerika eski devlet baflkan› Theodore
Roosevelt’in 1917’de dedi¤i gibi, “E¤er do¤ruluk ve bar›fl aras›nda
bir seçim yapmak zorunda kal›rsam, do¤rulu¤u seçerim.” Nobel Ba-
r›fl Ödüllü bir adam›n; do¤rulu¤u, bar›fl›n önünde görmesinden her-
kesin ders alaca¤›n› umuyorum.
Elbette ki akl› bafl›nda hiç kimse her fley yolunda giderken sa-
vafl› bar›fla tercih etmez. Ancak bar›fl iki tarafl› bir denklemdir, her
iki taraf›n da konuya ayn› flekilde yaklaflmas› gerekir. Üzerine kuru-
lu oldu¤u temel de¤erleri koruma konusunda yeteri ve gere¤i ka-
dar kararl› olmayan toplumlar›n, süreç içerisinde her fleylerini kay-
betme tehlikesi ile karfl› karfl›ya kalacaklar›n› unutmamal›y›z.
Bu söylediklerimin ›fl›¤›nda, inand›¤›m›z de¤erlere ve kendimi-
ze olan sayg›m›z› yitirmemek ad›na, nas›l 17 A¤ustos 1999 Gölcük
Depremi’nde kimseden ça¤r› beklemeden, afetin bizim gücümüzü
bin kat aflan boyutlar›na bakmadan, bize flov yap›yor bunlar derler-
mifl diye düflünmeden, bafllar›nda bir Ermeninin bulundu¤u siyo-
nist bir örgüt bunlar diye bize iftira atarlarm›fl diye korkmadan, sa-
dece o anda yap›lmas› gereken en do¤ru davran›fl o oldu¤u için
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 137
derhal deprem bölgesine gittiysek, gelecekte herhangi bir yerde
bayra¤›m›za, ATA’m›za veya kutsal sayd›¤›m›z de¤erlere birilerinin
sald›rd›¤›n›, hakaret etti¤ini görürsek ve orada bu tecavüzü durdur-
ma yetkisinde kimse olmazsa veya olanlar görevlerini yapmazlarsa,
her türlü bedele bafltan raz› olup ayn› kararl›l›k ve inançla tepki ve-
rece¤imizi söylemek isterim.
‹nflallah o günleri hiç yaflamay›z...

Bu bölümde bir de aktif vatandafll›k bilinci olarak ifade et-


meye çal›flt›€›m sosyal sorumluluk, sivil inisiyatif, sivil toplum
kurulufllar› gibi kavramlar hakk›nda yazd›€›m makalemi sizler-
le paylaflmak istiyorum.
Son y›llarda s›kl›kla sivil toplum örgütlerinin 21. yüzy›l›n belirleyici
faktörlerinden biri olaca¤› dile getiriliyor. Gerçekten de sivil toplum
örgütlerinin önemi ve bu yöndeki beklentiler son dönemde çok art-
t› ve gücü daha do¤ru anlafl›lmaya baflland›. Demokratikleflme ve
paralelinde geliflen sivilleflme ile birlikte e¤itimle ve kültürel zen-
ginleflmeyle insanlar kendi haklar›n›, sokaktaki insanlar›n haklar›-
n›, hiç tan›mad›¤› insanlar›n haklar›n›, hatta bu dünyay› paylaflt›¤›-
m›z di¤er canl› türlerinin varolma haklar›n› koruma konusunda bir
vizyona ve bilince erifliyorlar. Bu konuda sivil toplum kurulufllar›na,
sivil inisiyatifin toplum içindeki örgütlü dinamiklerine büyük görev
ve sorumluluk düflüyor. Çok yak›n bir geçmifle dek, Türkiye’de sivil
kurulufllar s›radan bir taraftarl›k veya destekçilik yaklafl›m› haricin-
de, belirli bir amaç ve vizyon do¤rultusunda kitleleri peflinden sü-
rükleyecek güçte de¤ildi. Türkiye’de faal görünen sivil toplum ör-
gütlerinin ço¤u hemflehri ve dayan›flma dernekleridir. Bugün için
tam olarak kamu taraf›ndan kucaklanm›fl - kitleselleflmifl olmamak-
la birlikte, insanlar, her fleyi devletten beklemekten vazgeçerek,
kendi olanaklar›yla ve kendi inisiyatifleriyle, kendi kaynaklar›n› ko-
ordine edebilece¤ini ve bunlar› toplumun yarar›na yönlendirerek
çok ciddi bir katma de¤er yaratabilece¤ini, sivil toplum örgütleri-
nin yapt›r›m›n›n ne kadar büyük olabilece¤ini görmeye bafll›yor.
Sivil toplum hareketlerini en basit ifadeyle; ‘aktif vatandafll›k’
kavram› içinde de¤erlendirip, tan›m›n› da; baflkalar›na sayg› göste-
ren, sorun çözmede giriflimci ve yenilikçi olan, eyleme dönük araçlar
138 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

yaratabilen, kendi iç enerjisi ile harekete geçebilen ve toplumun da-


ha az flansl› kesimleri için toplumsal destek sa¤lamak üzere kendile-
rini düzenleyebilen örgütlü insan topluluklar› olarak yapabiliriz. Top-
lumsal hayat› da, kökenine bak›lmaks›z›n tarihsel, co¤rafi ve siyasi
geçmiflinden dolay› ayn› toprak üzerinde yaflamak durumunda olan
ve menfaatleri birbiriyle yak›ndan iliflkili olan toplumun, üzerinde
büyük ölçüde hemfikir oldu¤u birtak›m yaz›l› kurallara (kanunlara)
ve yaz›l› olmayan etik de¤erlere (örfler, adetler, gelenekler) göre ifl-
leyen bir sosyal sözleflme olarak alg›larsak; toplum içindeki her tür-
lü örgütlü ve tan›ml› yap›n›n sorumlulu¤unu da, kabaca toplum ha-
yat› içerisinde kendi ilgi, bilgi ve yetki alan›na giren konularda et-
kin, aktif, do¤ru çal›flmalar yapmak olarak tan›mlayabiliriz.
Sivil toplum örgütlerinin görevi seçtikleri misyon çerçevesinde
öncelikle önleyici, zarar azalt›c› ve gelifltirici olmak bir di¤er deyifl-
le, pro aktif çal›flmalar yapmakt›r. Ayr›ca kamu yarar›n› ilgilendiren
konularda çeflitli sebeplerle yaflanabilecek gecikmeleri ve eksiklik-
leri tamamlayan ve ihtiyaç halinde devletin resmi kurumlar›na des-
tek olarak devreye girecek etkin bir güç olmakt›r. Örnek verecek
olursak, Türkiye E¤itim Gönüllüleri Vakf›’n›n amac›, Milli E¤itim Ba-
kanl›¤›’na alternatif olmak de¤il, destek olmakt›r, veya TURME-
PA’n›n gerçeklefltirdi¤i Türkiye çap›ndaki deniz temizli¤i çal›flmas›,
Ulaflt›rma veya Çevre Bakanl›¤›’n›n iflini elinden almak amaçl› de-
¤il, sivil bir inisiyatifle, varoldu¤u bu topraklara gönüllü bir katk›-
da bulunma çabas›d›r. Ayn› yaklafl›m, Ça¤dafl Yaflam› Destekleme
Derne¤i, Sokak Çocuklar› Derne¤i, Özürlüler Vakf› ve benzeri yüzler-
ce sivil toplum örgütü için de geçerlidir. Bir di¤er örnek olarak Yö-
netim Kurulu baflkanl›¤›n› sürdürdü¤üm AKUT da ayn› flekilde ken-
disine seçti¤i misyonda, acil durumlarda ve do¤al afetlerde, bu gö-
revin as›l sahibi olan Sivil Savunma Genel Müdürlü¤ü ile birlikte,
ona ba¤l› olarak çal›fl›r, ancak hiçbir zaman için Sivil Savunma sis-
temine bir alternatif, bir rakip de¤ildir. Sivil toplum örgütleri çeflit-
li sebeplerle devletin ulaflamad›¤›, yetemedi¤i, gecikti¤i durumlar-
da tamamlay›c› ve son derece dinamik ve h›zl› hareket edebilen ya-
p›lar›yla ufuk aç›c› bir vizyonla hareket ederler.
S›kl›kla yap›lan, hatta ne yaz›k ki bilinçli olarak kurgulanan
yanl›fl ise, sivil toplum örgütlerini devletin resmi kurumlar›n›n alter-
natifi olarak göstermeye çal›flmakt›r. Gerçekte ise her iki yap› da
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 139
ancak birarada ifllerse sa¤l›kl› ve üretken bir çal›flma ortam› do¤a-
bilir. Kamu ve özel sektör ancak 3. Sektör ad› verilen sivil toplum
örgütleriyle beraber çal›fl›rsa dengeli ve sa¤l›kl› bir demokrasiden
bahsedebiliriz. Çünkü do¤ru iflleyen bir demokraside, seçimle göre-
ve gelen hükümet ve meclis, atanm›fl bürokratlarla birlikte ülke
kaynaklar›n›, ulusal menfaatler do¤rultusunda yönlendirme ve kul-
lanma yetkisini do¤ru ve etkin bir biçimde kullan›r. Bu kaynaklar›
koordine etmek hükümetin asli görevidir. Ancak ça¤›m›zdaki h›zl›
ve dinamik de¤iflimlere zaman›nda ayak uydurabilmek, iyi niyet ol-
sa dahi devletin kurumsal ve büyük ancak hantal gücüyle her za-
man mümkün olmayabilir. Bu noktada, devletin resmi kurumlar›n›n
tamamlay›c›s› rolünü gönüllü olarak üstlenen sivil toplum örgütle-
ri devreye girer ki, gözden kaçan aradaki boflluklar› tamamlayan,
ekonomik ve sosyal kay›plar› en aza indiren bir rol ve sorumluluk
üstlenirler. Ayn› zamanda devlet kurumlar›na anayasa çerçevesin-
de verilen görevlerin, hukuk s›n›rlar› içerisinde kalmak kofluluyla ta-
kipçisi olarak sivil bir denetim mekanizmas› görevini üstlenirler.
Yine de zaman zaman ülke çap›nda çok etkin, dinamik ve ba-
flar›l› ifller yapan sivil toplum örgütlerini, o konuda bir zafiyet gös-
teren devlet yap›s›na alternatif olarak göstermek ve kullanmak ya-
n›lg›s›na düfltü¤ümüz olaylar oluyor.
Bu görüfl medyan›n herhangi bir kanad›n›n söz konusu sivil top-
lum örgütünü siyasi bir malzeme olarak kullanma çabas› sonucun-
da, elindeki malzemeyi bir silah olarak görmesinden dolay› günde-
me oturuyor. Bu son derece yaln›fl ve haks›z vizyonla mutlaka müca-
dele etmemiz ve sistemin bütünlü¤ünü, ancak birlikte varolabilece-
¤ini kavramam›z gerekiyor. Devlet bir toplumdaki siyasi, ekonomik
ve sosyal en büyük güçtür. Ancak sonuçta insanlar, hükümetler ve
meclis taraf›ndan yönetilir. Yönetimsel kararlarda ve uygulamalarda
birtak›m terslikler varsa ki, ülkemizin gündemini meflgul eden pek
çok olay bunun böyle oldu¤unu apaç›k bir flekilde gözler önüne se-
riyor, bu eksiklikler ve yanl›fllar›n sorumlulu¤u sadece o olaydaki ve-
ya süreçteki hükümetin veya kamu idaresinde görevli seçilmifl veya
atanm›fl kiflilerin de¤il de, büyük olas›l›kla son 50 y›ldaki pek çok
hükümeti ve di¤er görevlileri de ba¤layan bir yanl›fll›klar zincirinin
son halkas› olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Ortada çok önemli bir viz-
yon sorunu vard›r ve bunun sorumlulu¤undan ne devlet, ne kamu
140 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

sektörü, ne özel sektör, ne asker, ne sivil halk, ne medya hiç kimse


kaçamaz. Ulusal ve uluslararas› alanda ülkemiz, insan›m›z ve gele-
ce¤imiz için çok önemli kararlar›n sonuçlar› s›kl›kla göstermektedir
ki, pek çok iliflki, karar, uygulama, inisiyatif y›llarca ve y›llarca hep
hatalar ve k›sa dönemli menfaatler üzerine kurulmufltur ve bunda
ama az ama çok hepimizin ortak bir suç birli¤i mevcuttur.
Sivil toplum örgütleri, kendini gelifltirmeye çok aç›k olmalar› ve
h›zl› ve dinamik hareket kabiliyetlerinden dolay›, ülke gelifliminde
büyük görevler üstlenebilecek konumdad›r. Nitekim içinde bulun-
du¤umuz dönemde çok etkin ve baflar›l› çal›flmalar yapan pek çok
sivil toplum örgütü mevcut. Bizim yapmam›z gereken sivil toplum
örgütlerimizin say›s›n› ve etkinli¤ini art›rmak ve vatandafllar› kendi
gelecekleri ile ilgili daha etkin, daha aktif bireyler olmalar› konu-
sunda desteklemek olmal›d›r. Çünkü geliflmifl bir sivil toplum hem
yurttafl›n› bireylefltirir hem de toplumsallaflt›r›r, hem haklar›n› ö¤re-
tir hem de yükümlülüklerini hat›rlat›r. Ortak yaflama arzusu içinde
bulunan ça¤dafl toplumlarda vatandafll›k sorumlulu¤unun içinde,
kendisinden daha az flansl› bireyler için mücadele etmek ve çal›fl-
mak çok sayg›de¤er ve toplum içinde kabul gören bir etkinliktir.
Bizler Anadolu görgüsü ve e¤itimi ile zaten bu vizyona ziyadesiyle
yak›n bir geçmifle ve genetik yap›ya sahip insanlar›z, bunu destek-
leyici çal›flmalarla, halk çok daha etkili bir sivil inisiyatif gelifltirebi-
lecek altyap›ya sahiptir. Osmanl›’dan hatta belki flafl›racaks›n›z
ama Selçuklu’dan bile günümüze kalan yüzlerce y›ll›k birikimi ve
geçmifli olan vak›flar›n say›s› hiç de az de¤ildir. “‹mece usulü” ve
dünyan›n en eski itfaiye teflkilatlar›ndan biri olan “Tulumbac›lar”
bu topraklardan ç›km›flt›r. ‹çimizde do¤al olarak varolan bu vizyo-
nu, e¤itim, ö¤retim, do¤ru rol modeller ve ödüllendirme-destekle-
me çal›flmalar›yla tekrar ortaya ç›kartmal› ve vatandafl olma bilinci
ve sorumlulu¤unu her ortamda harekete geçirmeliyiz.
Unutmamal›y›z ki, örgütlü toplum güçlü toplumdur.
Avrupa Birli¤i uyum yasalar› çerçevesinde yap›lan hukuksal ve
yap›sal reformlar Türkiye’yi daha iyi bir noktaya tafl›d›. Bundan son-
ras›n›n etkinli¤ini, bu de¤iflimlerin hayata geçme ve toplum ölçe-
¤inde kabullenme h›z› gösterecek. Bu noktada sivil toplum örgütle-
ri halk› e¤itici ve yönlendirici bir rol oynamal›d›r. Sivil inisiyatif kav-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 141
ram› ile y›llard›r içiçe olanlar seçtikleri alanda dünya ölçe¤indeki ol-
gulara ve kaliteye aflina oldu¤u için, zaten ihtiyaç duyulan de¤iflim-
lerin fark›ndad›rlar. Bugün için, devlet kademesi, askeri ve sivil bü-
rokrasi olmak üzere kendi pay›na düfleni yapm›fl durumdad›r. Top-
lum örgütlenmesinin etkin aktörleri olarak, siyaset mekanizmas›n›,
asker ve sivil bürokrasiyi, özel sektörü ve sivil toplum örgütlerini gö-
recek olursak, her yap›n›n üzerine düflen düzeltme, iyilefltirme ve ge-
lifltirme çabalar›n›n vakit geçirilmeden uygulamaya sokulmas› ge-
rekti¤ini vurgulamak do¤ru olacakt›r. Sonuç olarak, devlet yap›s›n›n
en etkin gücü ve yetkisini elinde bulunduran sivil siyaset, bu de¤i-
flime süratle ayak uydurmal› ve arzulanan de¤iflimi toplum yafla-
m›nda bütünlefltirmelidir. Bu yasalar›n uygulamaya geçmesi için si-
vil siyaset, bu de¤iflim yönetiminin sahibi ve uygulay›c›s› olmal›,
kaynaklar› ve karar mekanizmalar›n› do¤ru flekilde kullanmal›d›r. Si-
vil toplum örgütleri ise yine her zamanki dinamik yap›lar› itibariyle,
devletin ve milletin menfaatlerinin takipçisi konumunda olarak bü-
tün geliflmeleri yak›ndan izlemeli ve hukuk s›n›rlar› içerisinde kal-
mak kofluluyla de¤iflim ve geliflim taleplerini, yol göstericilik görev-
lerini, yükü paylaflma sorumluluklar›n› yerine getirmelidir.

Bir toplumu oluflturan bireyleri yaln›z b›rak›rsan›z bunlar›n


içinden bir k›sm› di€erlerinden daha zeki ve at›lgan oldu€u
dolay›s›yla rekabet avantaj›na sahip oldu€u için s›yr›l›p öne ç›-
kar. E€er herkesin enerjisini toplum için birlefltirecek ça€dafl bir
sistem kurarsan›z o zaman matematikçi, devlet adam›, asker, ta-
rihçi, ifl adam›, ö€retmen, sivil toplumcu, vs. herkes sahip oldu-
€u bilgiyi toplum yarar›na en iyi flekilde ortaya koymak için ça-
l›fl›r. Hem kendisi bundan tatmin olur, hem de karfl›l›€›n› da sa€-
l›kl› ve dengeli bir toplumda yaflayarak al›r. Böylece hep birlik-
te hepimiz için sinerji yarat›r›z. Ancak bunun olabilmesi için;
adil, tarafs›z ve kal›c› bir üst denge unsuru gerekir ki, modern
toplumlarda bunun ad› Devlet’tir.
Adil, tarafs›z, etkin ve kudretli bir Devlet sinerjisinden uzak
oldu€umuzu düflünmeme ra€men, Türkiye hâlâ dimdik ayakta
kalmay› baflarabilen ve gelece€ine umutla bakabilen bir ülke.
Sebebi de bu topraklarda, topluma verdi€inin karfl›l›€›n› alama-
sa bile, vermenin mutlulu€unu yaflayan say›s›z insan›n olmas›.
142 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Anadolu’lu olman›n görgüsü ve kültürü çok farkl›. Bizim kültü-
rümüzde vermenin mutlulu€unu içsellefltirmifl hâlâ ve her fleye
ra€men güçlü bir anlay›fl var. Türkiye iflte bu fedakâr insanlar›n
omuzlar›nda duruyor. Bu gücü, birlikteli€i ve çabay› sistemli ha-
le dönüfltürebilir ve daha da yayg›nlaflt›rabilirsek inan›lmaz bir
aç›l›m yaflayaca€›m›za eminim.
Atatürk Nisan 1922 de flöyle demiflti; “Vatan mutlaka selâ-
met bulacak, millet mutlaka mutlu olacakt›r. Çünkü kendi selâ-
metini, kendi saadetini memleketin ve milletin saadeti ve selâ-
meti için feda edebilen vatan evlâtlar› çoktur.”
AKUT da vermenin mutlulu€unu yaflayan gönüllülerin bir
araya getirdi€i ülkedeki say›s›z topluluklardan biri. Yaflad›€›m›z
onca s›k›nt›ya ra€men bundan vazgeçmedik. Aç›kças›, hayat› bir
magazin e€lencesi gibi alg›layan zihniyet taraf›ndan takdir edilip
edilmemek de çok umurumuzda de€il. Çünkü biz yapt›€›m›z iflin
karfl›l›€›n› kurtard›€›m›z insanlar ve onlar›n ailelerinin mutlulu-
€uyla al›yoruz zaten. Yapmaya çal›flt›€›m›z fleyi anlayan, inanan
ve destekleyen sessiz ço€unluk gücümüzün kayna€›n› oluflturu-
yor. Onlar›n dualar›, mutlulu€u, sevgisi bizim enerjimiz oluyor.
Çok iyi anlamal›y›z ki; vatan lafla, sloganlarla sevilmez, va-
tan eylemle sevilir. Askerlikle s›n›rl› olmamakla birlikte bütün
askeri birliklerde yazd›€› gibi; “Vatan›n› en çok seven görevini
en iyi yapand›r.” Biz görevimizi herkesten iyi yapmaya çal›fl›r›z.
Bugüne kadar da Allah’›n izniyle yüzümüzü hiç kara ç›karmad›k.
Bugün sokakta kimi çevirseniz Türkiye’yi, Cumhuriyeti,
Atatürk’ü sevdi€ini söyler ama bu kadar›n›n yetmedi€i apaç›k
ortada. Demek ki Vatan sevgisi baflka bir fley, Vatan› bir baflka
türlü sevmek gerekiyor. Vatan sevgisi; ona özel bir de€er ver-
mek, onu özel bir yerde konumland›rmakt›r, onun için kararl› ve
cesur bir durufltur; geçmifle sayg›, gelece€e ise inançl› bir gü-
vendir. Geçmifl ve gelece€in aras›ndaki bugünde ise anlamak,
sahip ç›kmak, sorumlu hissetmek, korumak ve yüceltmektir.
Vatan› sevmek afl›k olmak gibi ciddi bir fleydir; baflka sevgi-
lere benzemez. Vatan uzaktan sevilmez, Vatan yemek sever gi-
bi, renk sever, k›yafet sever gibi, tak›m tutar gibi sevilmez. Va-
tan öylesi de olur böylesi de olur, kazansak da olur kaybetsek de
olur diyerek sevilmez, Vatan kerhen sevilmez. Vatan ruhla, be-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 143
denle, ak›lla, yürekle, bilekle, tepeden t›rna€a insan› insan ya-
pan her fley ile, her hücre ile sevilir.
Vatan tektir, birdir, vazgeçilmezdir, taviz verilmezdir, hiçbir
fleyle k›yaslanamaz, yerine hiçbir fley konulamaz. Maldan mük-
ten, paradan puldan, candan canandan herfleyden geçilir, Vatan-
dan geçilmez. Çünkü Vatan’›n içinde hayat›n›z, sevdikleriniz,
milletiniz, atalar›n›z, tarihiniz, geçmifliniz, gelece€iniz, namusu-
nuz, onurunuz, refah›n›z, mutlulu€unuz, huzurunuz, hayalleriniz
k›sacas› yaflama, insana ve ulusa dair ne varsa hepsi vard›r. Bü-
tün bunlar›n bir anlam› olabilmesi için, önce bunlar› özgürce var
edecek bir Vatan gerekir. Vatan sevgisi sevgi kelimesinin s›n›r-
lar›n› öylesine zorlar ki, o sevginin içini ruhla, kararl›l›kla,
inançla, özveriyle, eylemle beslemezseniz, sevginizin Vatana bir
faydas› olmaz, o sevgi ancak egonuzu tatmin etmeye yeter, ço-
€umuzun yapt›€› gibi...
Vatan sevgisi belirli günlerde, anma etkinliklerinde, törenler-
de ya da sadece duygularda yaflanacak bir heyecan de€ildir. Va-
tan› sevmenin eylemsel bir karfl›l›€› ve sonucu etkilemeyi hedef-
leyen tutarl› ve inançl› bir bütünlü€ü olmal›d›r. Büyük önderi-
miz; “Vatan sevgisi ona hizmetle ölçülür” diyerek bu konunun
da ölçüsünü çizmifltir. Bence bugünün flartlar› gere€i hepimizin
bu ölçüye göre kendi samimiyetini de€erlendirmesi ve vicdan›
ile bir hesaba girmesi gerekir. Ço€umuzun iyi niyetinden flüp-
hem yok, ama bugünkü flartlarda sonucu etkileyemedi€imiz, de-
€ifltiremedi€imiz sürece sadece iyi niyet yetmiyor.
Vatan sevgisi evlat sevgisi gibi olmal›d›r. Bir anne, bir baba
nas›l çocu€unu her ne yaparsa yaps›n, yaramazl›k da yapsa, kö-
tü bir fley de yapsa yine de sevgisinde bir azalma olmaz, ilk gün-
kü gibi evlat sevgisiyle koflulsuz sever ve 24 saat, uykusunda bi-
le evlad›n›n sa€l›€›n›, iyi okullara gitmesini, iyi imkanlara sahip
olmas›n›, gelece€ini, mutlulu€unu düflünür ve bunu sa€lamak
için çal›fl›r, araflt›r›r, fedakarl›k yapar, kendi yemez yedirir, ken-
di giymez giydirirse, gerçek vatan sevgisi de böyle olmal›d›r.
Ülkesini, insanlar› gerçekten, içten, samimiyetle seven 24 saat,
uykusunda bile böyle düflünür, her davran›fl›nda böyle hareket
eder. Yapt›klar›n›n, seçimlerinin, kararlar›n›n ülkesine zarar ver-
memesine, ülke hassasiyetlerine dikkat eder, onun da ötesinde
ülkesine, insan›na faydal› olmas›n›, olan bitende kendisinin de
144 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
yap›c›, gelifltirici, iyilefltirici bir pay› olmas›n› ister.
17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi’nde yaflananlarda Türki-
ye’nin tamam› gibi bizler de çok üzüldük ve çok ac› çektik.
Ama biz içten bir üzüntüyle yetinmedik, derhal enkazlara koflup
tutabildi€imiz kadar›n›, bulabildi€imiz kadar›n›, gücümüzün
yetti€i kadar›n› enkazlar›n alt›ndan, ölümün kuca€›ndan çekip
almaya u€raflt›k. Ço€umuzun televizyonda bile izlerken fena ol-
du€u artç› depremlerin yafland›€›, ac›lar›n, umutsuzlu€un ve ça-
resizli€in hüküm sürdü€ü o günlerde AKUT gönüllüleri, kalple-
rindeki Vatan ve millet sevgilerinin eylemsel karfl›l›€›n› korku-
suzca enkazlar›n alt›na girerek gösterebildi€i için 220 insan, 220
aile, 220 dostluk çemberi yaflama flans›n› yeniden yakalad›. Va-
tan Lafla De€il Eylemle Sevilir ad›n› verdi€im bu kitab›n ad›n-
daki eylem ça€r›s› böylesine bir eylem ça€r›s›d›r.
Yoksa siz bizim spor olsun veya sakin hayat›m›zda biraz he-
yecan olsun diye mi da€lardaki kazalara, sellere, depremlere,
盀lara, orman yang›nlar›na, afetlere koflarak gitti€imizi düflü-
nüyordunuz... Biz bütün bu zorluklara ve mücadelelere Vatan›-
m›z› ve milletimizi çok ama çok sevdi€imiz için, kendimizi on-
lara karfl› sorumlu hissetti€imiz için gö€üs geriyoruz.
Yukar›da anlatmaya çal›flt›€›m kavramlar asl›nda hiçbirimize
uzak de€il. Örneklerini yaz›l›, görsel ve iflitsel medyam›zda sü-
rekli görüyoruz. ‹fl konuflmaya gelince ço€u mangalda kül b›rak-
m›yor, herkes ne kadar Atatürkçü oldu€unu, ne kadar vatansever
oldu€unu, ne kadar fedakâr oldu€unu o kadar iyi anlat›yor ki,
dinlerken tüyleriniz ürperir, gözleriniz dolar. Ancak gerçek
iman, inanç hakk›nda konuflmakta de€il; eline b›ça€› al›p Hz. ‹b-
rahim gibi biricik o€lunun bo€az›na dayamakta ve Hz. ‹smail
gibi b›ça€›n alt›nda sessizce yatmaktad›r. Gerçek iman, konuflu-
lacak de€il yaflanacak bir fleydir. Gerçek vatan sevgisi de sorum-
luluk almakt›r, üretmektir, çal›flmakt›r, gerçeklefltirmektir, ba-
flarmakt›r, elini tafl›n› alt›na korkmadan, (ya da korkarak ama
kaçmadan) koymakt›r ve de bütün bunlar› namuslu, dürüst,
ahlakl›, sorumlu yurttafllar olarak yapmakt›r.
Bu dersi y›llar bize iyi ö€retti...
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 145

AKUT’UN ULUSAL KONULARDAK‹


DURUfiU
AKUT ailesi olarak kuruldu€umuz günden bu yana kendimizi
her zaman ülkemizden ve ülkemizdeki her fleyden sorumlu his-
settik. Asl›nda bunu sadece AKUT gönüllüsü oldu€umuz için de-
€il de; ayd›n, sorumluluk duygusu geliflmifl, empati yapabilen ve
bu co€rafyay› paylaflt›€›m›z bizden daha az flansl› insanlar için
elini tafl›n alt›na koyabilen insanlar olarak zaten içimizde yafl›-
yorduk. Bizi AKUT çat›s› alt›nda bir araya getiren as›l unsur bel-
ki de buydu. Bizler d›flar›da baflka yerlerdeyken, henüz birbirimi-
zi bulmam›flken bile sorumluluk sahibi Türkiye Cumhuriyeti va-
tandafllar› olarak zaten ülkemiz ve insan›m›z için bir fleyler yap-
mam›z gerekti€ine inan›yorduk ve her birimiz kendi ölçe€imizde
daha önceden bir yerlerde bir fleyler yapm›fl, yapmaya çal›flm›fl
veya yapmay› düflünmüfltük. AKUT bize hayallerimizi gerçek-
lefltirme ve bunun sonucunda da öz güven ve öz sayg› gibi de€er-
lerimizi güçlendirme ve kendimizle daha bar›fl›k, daha dengeli ve
huzurlu bir yaflam f›rsat› verdi. AKUT içimizdeki gizli potansi-
yelimizi ortaya ç›kard› ve kendimizi gerçeklefltirmemizi sa€lad›.
Gönüllü hizmetlerimizin karfl›l›€›, her fleye ra€men iç huzu-
ru yüksek bir yaflam oldu. Bu hepimiz için fazlas›yla yeterli bir
karfl›l›k...
Kendisini var eden gönüllülerinin ortak iradesi ve bilinciyle
birlikte oluflan ve toplumda çok genifl bir kesimin sevgi, sayg›
ve sempatisini kazanan AKUT, ülkedeki birtak›m ciddi ulusal
meselelere karfl› cesur, pro aktif ve yarat›c› fikirlerle duruflunu
gerekti€inde göstermekten hiçbir zaman çekinmedi. Neyin do€-
ru oldu€una ve gerekti€ine inand›ysak, bize k›zarlarm›fl, ezme-
ye kalkarlarm›fl, iftira atarlarm›fl demeden ç›kt›k düflüncelerimi-
zi aç›k ve net olarak ifade ettik. Asl›nda ça€dafl ülkelerde, de-
mokrasiyi içsellefltirmifl toplumlarda zaten sivil toplum örgütle-
146 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
rinin yapt›€› da budur; toplumun yarar›na olaca€›na inand›€› de-
€erleri kararl›l›kla savunmak...
Bu bölümde de sizlerle AKUT’un ulusal konulardaki duruflu-
nu paylaflmak istiyorum. Geçti€imiz dönemlerde de€iflik konu-
larda yapt›€›m›z bas›n duyurular›n› tarihsel s›ra ile afla€›da gö-
rebilirsiniz.
Türk milletini ciddi biçimde yaralayan ve hâlâ ABD ile olan
iliflkilerimizde kapanmam›fl bir yara olarak hepimizin içinde du-
ran Süleymaniye bask›n› sonucunda, 11 Mehmetçi€in bafl›na çu-
val geçirilmesi hadisesini ilk duydu€umuzda nas›l rahats›z oldu-
€umuzu size anlatamam. Bu olay›n medyada nas›l yorumlayaca-
€›n› beklemeden, 5 Temmuz 2003 günü sabah saatlerinde, henüz
gazetelere bile konu fliddetli bir flekilde yans›mam›flken yapt›€›-
m›z bas›n duyurusunu sizlerle paylaflmak istiyorum.
AKUT’TAN IRAK’TA YAfiANAN SON GEL‹fiMELER HAKKINDA
KURUMSAL AÇIKLAMA
ULUSAL ONURUNU KORUYAN M‹LLETLER
‹LELEBET PAY‹DAR OLACAKTIR.
Kuzey Irak’ta yaflanan son olay üzerine flu de¤erlendirmeler yap›la-
bilir:
1. Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlar› aç›s›ndan halen çok riskli bir ko-
numda ve dönemde bulundu¤u görülmektedir. Güvenlik siyase-
tinin oluflturulmas› ve uygulanmas› aç›s›ndan mevcut kurumla-
r›m›z›n ve Türk Silahl› Kuvvetleri’nin önemi ve bu alandaki yüz-
lerce y›ll›k onurlu bir geçmifle ve tecrübeye dayanan birikimleri-
nin (s›n›r güvenli¤i, s›n›raflan güvenlik konular› ve Türkiye Cum-
huriyeti’nin bekas›) önemi bir kez daha ortaya ç›kmaktad›r. Bu
nedenle Güvenlik Siyaseti alan›nda çok güncel olan yeniden
yap›lanma ihtiyaçlar›, yaflanan bu olay çerçevesinde ve ihtiyaç-
lar do¤rultusunda yeniden gözden geçirilmelidir.
2. Türkiye’nin güvenlik ç›karlar› do¤rultusunda Irak’ta ve di¤er
bölgelerdeki k›rm›z› çizgilerimiz tekrar kamuoyu ile paylafl›lma-
l›d›r ve k›rm›z› çizgilerin afl›lmas› halinde ulusça daha kararl› bir
tav›r içinde olunmal›d›r ve bu anlamda ulusal birlik mutlaka
sa¤lanmal›d›r.
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 147
3. Hükümetin bu saate kadar sergiledi¤i tav›r, durumun ehemmi-
yeti ve aciliyeti göz önünde bulunduruldu¤unda yetersiz olarak
alg›lanmakla birlikte, hükümetimizin ilerleyen saatlerde daha
aktif olabilece¤i inanc›nday›z.
4. Türkiye ile ABD iliflkileri yeniden ve Türkiye’nin ulusal menfaat-
leri gözetilerek tarif edilmelidir. ABD’ne karfl› uzun vadeli yak-
lafl›m›m›z belirlenmeli ve bundan sonraki geliflmeler için proak-
tif olarak uygulanmal›d›r.
fiu saate kadar al›nan bilgilerin do¤ru oldu¤u kabul edilerek
yap›lan bu de¤erlendirmeler ›fl›¤›nda, AKUT, Arama Kurtarma Der-
ne¤i olarak, Kuzey Irak’ta Türk Askerlerinin müsadere edilmesi da-
hil, yap›lan muameleyi kabul edemiyor hatta protesto ederek ge-
rekli tavr›n mütekabiliyet esas›na dayan›larak en k›sa sürede göste-
rilmesini arzu ve talep ediyoruz.

Bir dipnot olarak yeri gelmiflken, yine bu konu hakk›nda


“Kurtlar Vadisi - Irak” sinema filmi hakk›ndaki görüfllerimi de
sizlerle paylaflmak istiyorum.
Filmi sinema sanat› ve görsel aç›dan çok be€endi€imi ve iyi
bir macera filmi olarak de€erlendirdi€imi söylemek isterim,
eme€i geçenlerin eline sa€l›k. Ancak içerik ve de€indi€i konu-
nun yanl›fl seçildi€ini düflünüyorum. Türk Milleti’nin bu kadar
yaraland›€› ve hassas oldu€u bir konuda, gerçek hayatta hesap-
lafl›lamayan bu onur k›r›c› durumun, (hesaplafl›ld›ysa bile bunun
yine aç›k ortamlarda, gururumuz nas›l k›r›ld›ysa, yine ayn› mec-
ralarda gururumuzu okflayacak flekilde bilinmesi gerekti€ini dü-
flünüyorum) bir film üzerinden vatandafl üzerinde psikolojik ra-
hatlatma mekanizmas› olarak kullan›lmas›n› kabul edemedi€imi
ve içime sindiremedi€imi eklemek isterim.
Biz tarih boyunca destanlar yazan-yazd›ran bir milletiz. Des-
tanlar›m›z› bundan sonra masa bafl›nda kahvesini yudumlayan
senaristler yazacaksa, baz› fleylerin zaman› gelmifl de geçiyor
demektir.
Üst düzeyde izinler al›nmadan bu tür bir projenin gerçeklefl-
tirilemeyece€ini düflünüyorum. Benim yetkimde olsayd›, bu tür
bir senaryoya asla izin vermezdim.
Son olarak, üzerimde herhangi bir sorumluluk olmadan ve bu-
148 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
nun rahatl›€›yla yazd›€›m fark›nday›m. Burada Mustafa Kemal’in
Anafartalar’da çarp›fl›rken söyledi€i sözü tekrar hat›rlatmak iste-
rim; “Sorumluluk yükü her fleyden, ölümden bile a€›rd›r.” Her-
hangi bir sorumlulu€un alt›na girenler, gere€ini de ona göre yeri-
ne getirmelidir veya bu sorumlulu€u yerine getireceklere b›rak-
mal›d›r... (Bu sözüm asla oradaki 11 Mehmetçik için de€ildir.)
Hat›rlayacaks›n›z o günlerde, flu anda art›k iyice güçlenen ve
geri döndürülemez efli€i de çoktan geçmifl olan ulusal uyan›fl ve
bilinçlenme hareketlerinin yo€un olarak gündeme girmeye bafl-
layaca€› tarihlerin içindeydik. Bizler de kendi iç yaz›flmalar›-
m›zda bu konulara yer veriyor ve hep birlikte üzerimize düflebi-
lecek sorumluluklara haz›rl›kl› olabilmek için bilinçlenme çal›fl-
malar›m›z› aksatmadan sürdürüyorduk.
Bak›n yine o günlerde, Sabah gazetesi ile y›llard›r sürdürdü-
€ümüz hukuk mücadelesinde, mahkeme kararlar›na ra€men bu-
gün bile hâlâ yay›nlatmay› beceremedi€imiz düzeltme metni ile
u€rafl›rken, 1 Temmuz 2003 tarihinde bir AKUT gönüllüsü dü-
flüncelerini nas›l paylaflm›fl arkadafllar›yla;
Arkadafllar Selam,
Ne yaz›k ki ülkemizde baz› çevreler, kendilerini vatan› ve milleti için
faydal› bir fleyler yapmaya adam›fl kurum ya da kiflilere sorun ç›kar-
mak için elinden gelen her fleyi yapmaktad›rlar. Bu sorun ç›karma,
karalama, iftira ya da yok etme ad› her ne olursa olsun çok uzun
zamand›r süre gelmekte ve halen de devam etmektedir.
Her devirde vatan› ve milleti için bir fleyler yapmaya çal›flanlar
iç ya da d›fl güçler taraf›ndan belli flekillerde sindirilmifllerdir, çare-
siz, tek bafllar›na b›rak›lm›fllard›r. Yapt›klar› olumlu ifller kamuoyu-
na negatif bir flekilde aktar›lm›flt›r.
T›pk›, geçmiflte ve flu anda AKUT’a yap›ld›¤› gibi. Oysa ki her-
kesin bilmesi gereken bir fley var.
AKUT Arama Kurtarma Derne¤i, Türkiye Cumhuriyeti Devleti
yasalar›na ve nizamlar›na göre kurulmufl veremeyece¤i hiçbir hesa-
b› olmayan tamam› ile gönüllü olarak vatan›na ve Türk milletine
faydal› ifller yapmaya çal›flan ve yapan bir dernektir.
AKUT üyelerinin her biri, büyük önder Atatürk’ün de dedi¤i gi-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 149
bi akl› hür, fikri hür, vicdan› hür, devletini, vatan›n› ve milletini se-
ven, vatan›n bölünmez bir bütün oldu¤una inanan ve bunu savu-
nan ça¤dafl Atatürk gençleridir.
AKUT ne bu güzel vatan› bölmeye çal›flan bir terör örgütü ne de
bu ülkenin insan›n›n al›n terini hortumlamaya çal›flan bir çetedir.
AKUT sadece Türk ulusu ve insanl›k için elinden gelenin en iyi-
sini yapmaya çal›flan gönüllü bir arama kurtarma derne¤idir.
AKUT içinde her kesimden her meslekten insan bulunmaktad›r.
Aram›zda siyaset, ideoloji, din, ›rk, para hiçbir zaman konuflulma-
m›fl, konuflulmayacakt›r.
Hepimizin bildi¤i üzere depremin yaralar› sar›l›p ortal›k duru-
lunca baz› kesimler önümüzü kesmek için her yolu denediler ve hâ-
lâ da deniyorlar. Neler yapmad›lar ki; ne Nasuh’un Ermeni oldu¤u
kald›, ne de bizlerin macera arayan zengin çocuklar› oldu¤umuz.
Oysa ki bizleri gelip yak›ndan tan›yanlar, bizlerle sohbet edenler
bunun böyle olmad›¤›n› gördüler.
Hepimiz bu derne¤e bir fleyleri feda ederek geliyoruz, ço¤umuz
s›rf bu vatana daha iyi bir fleyler verebilmek için iflimizi, eflimizi, ço-
cu¤umuzu geri plana atarak çal›fl›yoruz.
Ama ne yaz›k ki yapt›klar›m›z baz› kesimler taraf›ndan kamuoyu-
na negatif olarak yans›t›l›yor. Biz kimseden övgü, makam, flan, flöh-
ret, iltifat beklemiyoruz. Çünkü insan hayat› kurtarmay› toplumu bi-
linçlendirmeyi flan, flöhret, makam sahibi olmak için yapm›yoruz.
Ama yapt›klar›m›z›n da kamuoyuna objektif ve do¤ru olarak
aktar›lmas›n› istiyoruz. Bunu istemek de en do¤al hakk›m›z ve bu
hakk›m›z› da sonuna kadar savunmak bizlere düflüyor.
Geçmiflte oldu¤u gibi gelecekte de önümüzü kesmeye çal›flan-
lar, bizleri karalamaya, yok etmeye çal›flanlar olacakt›r. Ama bizle-
ri hiçbir fley y›ld›ramaz, do¤ru bildi¤imiz yolda Türk Milleti arkam›z-
da oldu¤u sürece ilerlemeye devam edece¤iz.
Son olarak bizleri engellemeye çal›flanlara; önümüze ne tür en-
gel ç›kar›rsan›z ç›kar›n, ç›karaca¤›n›z her engeli aflaca¤›m›z› bilme-
lisiniz çünkü;
MUHTAÇ OLDU⁄UMUZ KUDRET DAMARLARIMIZDAK‹ AS‹L
KANDA MEVCUTTUR...
150 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Sevgiler
Mahmut Ç.

Süleymaniye olay›yla ilgili yapt›€›m›z bas›n duyurusu ve o


günlerde sürekli gündemde olan ulusal meselelerle ilgili yukar›-
daki gibi birtak›m yaz›lar da bizim e-posta grubumuza yollan›n-
ca, aram›za yak›n dönemde kat›lan bir-iki arkadafl›m›z; acaba si-
yaset mi yap›lmaya baflland› AKUT’ta diye sorma ihtiyac› his-
setmiflti. Bunun üzerine herhangi bir yanl›fl anlamay› bafltan en-
gelleyebilmek ad›na, 8 Temmuz 2003 tarihinde afla€›daki aç›k-
lamay› yollad›m arkadafllar›ma;
Arkadafllar merhaba,
Son günlerde web sayfam›zda yay›nlanan birtak›m köfle yazarlar›n-
dan yap›lan al›nt›lar ve Irak’ta yaflanan üzücü olay sonras›nda
AKUT olarak haz›rlad›¤›m›z ve duruflumuzu gösterdi¤imiz web say-
fam›zda yay›nlanan yaz›, bir - iki arkadafl›m›z taraf›ndan yanl›fl an-
lafl›larak, “acaba burada tüzü¤ümüze ayk›r› olarak siyaset mi yap›-
l›yor” fleklinde yorumlanm›flt›r.
Bu konudaki hassasiyetlerine teflekkür eder ve endifle etmeleri-
ni gerektirecek bir durum olmad›¤›n›, AKUT’un geçmiflte oldu¤u gi-
bi, bugün ve gelecekte de ayn› çizgide çal›flmalar›n› sürdürece¤ini
vurgulamak isterim.
AKUT - Arama Kurtarma Derne¤i olarak kurulufl amac›m›z he-
pimizce malumdur. Bunlar› gerçeklefltirirken kullanaca¤›m›z me-
todlar da öyle.
AKUT derne¤i, Atatürk’ün kurdu¤u Türkiye Cumhuriyeti s›n›rla-
r› içinde yer alan say›s›z alt gruptan biridir. AKUT’lular da, yine ay-
n› s›n›rlar içerisindeki say›s›z alt kimlikten birini oluflturur. Daha
aç›k ifade ile; bizler için Türkiye Cumhuriyeti ve Türk vatandafll›¤›
hiçbir tart›flmaya aç›k olmayacak flekilde üst kimli¤imizdir. AKUT’lu
olmak ise, hareketleri tutum ve davran›fllar› hiçbir flekilde bu üst
kimlikle çat›flmamak durumunda olan, bizlerin seçti¤i alt kimli¤i-
mizdir. Bu kimlikleri daha anlafl›l›r hale getirmek için, Galatasa-
ray’l› olmak, memur olmak, anne olmak, ö¤renci olmak, iflçi olmak,
Samsun’lu olmak, vb. gibi de açabiliriz.
Bu derne¤e üye al›nmadan önce yap›lan mülakatlarda her ye-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 151
ni kat›l›mc›ya flu konular büyük bir kesinlikle ifade edilir.
1- AKUT içinde para, din, politika, ›rk konular› konuflulmaz.
2- AKUT’un menfaatleri her zaman ve her durumda bireylerin,
AKUT’lular›n ve iliflkide olduklar› flirket ve kurumlar›n menfaat-
lerinden önce gelir. Sadece bir tek koflulda bu kural de¤iflir.
Gün gelir, AKUT’un menfaatleri herhangi bir sebeple Türki-
ye’nin menfaatleri ile çeliflirse, AKUT geri ad›m atar ve gerçek
varolufl sebebi olan vatan›na, milletine ve devletine hizmet et-
me misyonundan dolay› en a¤›r fedakârl›klara bile hiç çekinme-
den katlan›r ve gereklerini yerine getirir.
Bu konular› üyelerimizle yapt›¤›m›z sohbet toplant›lar›nda da
s›kl›kla dile getirdi¤imiz hepinizce malumdur.
Dernek tüzü¤ümüzün “6.” maddesinin “J” bendinde flu ifade
yer al›r;
“Dernek, amac›n› gerçeklefltirmek için yapaca¤› ifl ve ifllemlerde
Atatürk ‹lke ve ‹nk›laplar›na ba¤l› olacak ve siyasetle u¤raflmaya-
cakt›r.”
Bu cümlenin anlam› bizler için aç›kt›r. AKUT, ATATÜRK’ün kur-
du¤u Cumhuriyet’e ve onun bir araya getirip bir ulus yapt›¤› bu
halka kendi konular›ndaki bilgi birikimi ve deneyimi ile hizmet et-
mekle yükümlüdür. Bunu yaparken de hiçbir siyasi görüflün, parti-
nin, ideolojinin, politik vizyonun kurumsal izleyicisi veya destekçisi
olamaz. Burada aç›k olarak anlafl›lmas› gereken kritik nokta fludur
ki; “Atatürkçülük”, “Atatürk ‹lke ve ‹nk›laplar›” ve “Ulusal Menfaat-
ler” birer siyasi ideoloji de¤il, nefes ald›¤›m›z hava ve içti¤imiz su
gibi do¤al olarak varoluflumuzun temel sebebi ve Cumhuriyetin
üzerine kuruldu¤u Türkiye Cumhuriyeti Anayasas› ile de güvence
alt›na al›nm›fl temel kavramlard›r. Bizler de sadece bu temel kav-
ramlar çerçevesinde kalmak koflulu ile, varl›k sebebimiz gere¤i Ata-
türk ‹lke ve ‹nk›laplar›’na ve Türkiye’nin ve Türkiye Cumhuriyeti va-
tandafllar›n›n ulusal menfaatlerine sonuna kadar ba¤l› kalarak ha-
reket etmekle yükümlüyüz.
Son yaflanan olay sonras›nda bu tür bir aç›klama yaparak duru-
flumuzu göstermemizin sebebi; bu konunun hiçbir flekilde flu veya
bu görüflün veya partinin veya siyasi ideolojinin flahsi sorunu de¤il,
152 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlü¤ünü kendisine temel


alarak bu topraklarda yaflayan her alt grubu ve alt kimli¤i ayn› dü-
zeyde ilgilendiren, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk halk›n›n ulusal
onurunu hatta bekas›n› bile tehlikeye sokacak kadar ciddi ve sürp-
riz bir geliflme karfl›s›nda, ülkemize ve ulusumuza karfl› tafl›d›¤›m›z,
özünde kendi seçimimiz olan kurumsal sorumluluk nedeniyledir.
AKUT’un web sayfas›n›n amac›, ayn› Perflembe toplant›lar›m›z-
da oldu¤u gibi, hayat›n ta kendisi gibi çok genifl bir yelpazedeki ko-
nular çerçevesinde üyelerimizin, gönüllülerimizin ve sayfam›z› takip
edenlerin genel kültür ve vizyonlar›na katk›da bulunmakt›r. Bunla-
r›n içinde bizim misyon, vizyon ve de¤erlerimizle hiçbir ba¤lant›s›
olmad›¤› halde; “SARS hastal›¤›”, “120 milyon y›ll›k yeni bulunan
bir ma¤ara”, “Siyam ikizlerinin vefat›”, “Böcek sokmalar›n›n öldüre-
bildi¤i”, “fianl›urfa’da hastane için kampanya” “Türkiye’deki yolsuz-
luklar›n boyutlar›” gibi temel misyonumuzla hiçbir ilgisi olmayan
haberler yay›nlan›yor.
Bu arada bir akl› evvel, madem burada her tür haber yay›nla-
nabiliyor, acaba buraya Atatürk karfl›t› veya anti laik veya PKK yan-
l›s› veya bölücü bir söylem içeren bir haber yollarsak ne olur derse
cevab›n› flimdiden söyleyeyim. O haber yay›nlanmaz ve o kifli yak›n
bir incelemeye al›n›r. Çünkü bu derne¤in üzerine kurulu oldu¤u il-
keler ve de¤erler, ayn› bu ülkenin üzerine kurulu oldu¤u ilkeler ve
de¤erler gibidir. Birine zarar verebilecek olan di¤erine de verir. Yi-
ne biri kalk›p bunlar bakt›¤›n yere ve yoruma göre de¤iflir derse, bu
bizim yorumumuzdur, ayn› foto¤raftan baflka hikâye ç›karmak iste-
yenin Genel Kurul’da bu dile¤ini üyelere kabul ettirmesi gerekir.
Ve flunu tekrar ifade etmek isterim ki; gelecekte de herhangi bir
flekilde varolufl sebebimiz olan Cumhuriyetimizin tehlikeye girdi¤i
her durum ve flartta, Mustafa Kemal’in Nutkunda ve Türk Gençli¤i-
ne hitab›nda vücut bulan konum ve durumlarda, “siyasi” bir tav›r
olarak de¤il, bu ülkenin evlatlar› taraf›ndan kurulmufl onurlu bir si-
vil toplum kuruluflu olarak, varoluflumuzun do¤al bir sonucu olarak
tavr›m›z› hiç çekinmeden ortaya koymam›z gerekli ve flartt›r...
Bizler tarafs›z de¤iliz. Ülkemizin, Milletimizin ve Devletimizin
taraf›nday›z. Bunun kriterleri de zaten dernek tüzü¤ümüzde ve
Anayasam›zda yaz›yor.
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 153
Nasuh.

‹lkesel bazdaki bu tür aç›klamalar›, kelimeleri çok dikkatli


seçerek özellikle aram›za yeni kat›l›mlar oldu€u süreçlerde ara
s›ra yapt›€›m›z› da eklemek isterim. Biz burada gönüllülerimi-
zin sadece bedenlerini de€il zihinlerini de e€itmeye ve vatanla-
r›na faydal› birer birey olarak yetiflmelerine gayret ediyoruz.
Yine bu bölümde bir baflka AKUT gönüllüsünün, “Atatürk
ve Sosyal Sorumluluk Düflüncesi” bafll›€›yla gönülülerimize
iletti€i yaz›s›n› sizlerle paylaflmak istiyorum.
Özgürlü¤ün ve uygarl›¤›n yan›ndad›r Atatürk. O kadar yan›ndad›r
ki, “Özgürlü¤ün bir parças›n› sakatlamaktansa hepsini feda ederiz”
demifltir Cumhuriyeti kurdu¤u günlerde.
Özgür düflünceyi ve özgür inan›fl› demir kafesler içine kapat-
mak isteyen görüfllerin karfl›s›nda yer alm›flt›r hep. Her türlü kat›
düflüncelere karfl› ç›km›flt›r.
Bar›flç›d›r ve bar›flseverdir Atatürk.
E¤er sürekli bar›fl isteniyorsa demifltir yaflam›n›n son y›llar›nda;
“‹nsan topluluklar›n›n durumlar›n› iyilefltirecek uluslararas› ön-
lemler al›nmal›d›r. ‹nsanlar›n tümünün gönenci (refah›) açl›k ve
bask›n›n yerine geçmelidir. Dünya vatandafllar› k›skançl›k, aç göz-
lülük ve düflmanl›ktan uzaklaflacak flekilde e¤itilmelidir…”
Bu nedenledir ki insandan yanad›r Atatürk, bilimden yanad›r,
ak›ldan yanad›r. Özgür düflünceyi tutsaklaflt›rmak isteyen düflünce
ve inan›fl›n karfl›s›ndad›r. Onun içindir ki her türlü kat› düflünce diz-
gelerini yad›rgam›fl, devrimcilik ilkesini ortaya atm›flt›r.
“Düflünmeden ‹nanacaks›n” felsefesini benimsememifltir. Ata-
türk o kadar gerçekçidir ki;
“Biz ilham›m›z› gökten ve gaipten de¤il, do¤rudan do¤ruya ha-
yattan alm›fl bulunuyoruz” demifltir 1937 y›l›nda.
‹nanç tutsakl›¤›na karfl› ç›km›flt›r, inanç özgürlü¤ünü sa¤lamak
için…
Uygarl›k alan›n› devrimci bir at›l›mla de¤ifltirmek yolunu tut-
mufl, teokratik sistemden laik sisteme geçirmifltir Türk toplumunu.
154 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Ulusun mutluluk, esenlik ve refah›n› sa¤lamak için saltanatç›l›¤›n


karfl›s›na halkç›l›¤› ç›karm›flt›r. Atatürkçülük ad›n› verdi¤imiz bu
ulusal kültürel ve evrensel düflünce biçimi, 82 y›l önce cumhuriyet
yönetimini getirmiflti yurdumuza.
Cumhuriyet bir rejim biçimi de¤ildi kuflkusuz bir devlet biçimiy-
di. Devlet biçimi olan cumhuriyetten rejim biçimi olan demokrasi-
ye geçirmek istiyordu Türk ulusunu. Tüm çabas› bu do¤rultudayd›.
Toplumun törel yap›s›n› de¤ifltirmeye çal›fl›yordu bu nedenle. Çün-
kü demokrasi yaln›z yasalarla elde edilemezdi. Geliflmesi ve yafla-
mas› için, ulusun demokratik kurum ve kurulufllar› yaflatma bilinci-
ne de sahip olmas› gerekiyordu.
Çok ac› bir gerçektir ki, Atatürk’ün ça¤dafl uygarl›k düzeyine
ulaflmak için bir araç diye düflündü¤ü ilkeler, bugün bizim için bi-
rer amaçt›r. Önce bu amaca, sonra da ça¤dafl uygarl›k düzeyine
ulaflmak zorunday›z flimdi. Ben bir gönüllü olarak bundan sorumlu
oldu¤umu düflünüyorum. Bundan hepimizin sorumlu oldu¤unu dü-
flünüyorum. Yönetici olarak sorumluyuz, yönetilen olarak sorumlu-
yuz, ayd›n olarak sorumluyuz. Bundan, Türk halk›na y›llard›r hiçbir
karfl›l›k beklemeden hizmet eden, zor günlerde hep yan›nda olan,
Türk halk›n›n en çok güvendi¤i sivil toplum örgütü üyeleri, gönül-
lüleri ve dostlar› olarak, bundan büyük ATATÜRK’ün Cumhuriyeti
emanet etti¤i “TÜRK GENÇL‹⁄‹” olarak sorumluyuz.
“Gerçe¤i konuflmaktan korkmay›n›z” diyen Atatürk’ün önünde
bu sorumlulu¤umuzu aç›kça ortaya koyal›m.
Y›llar y›l› Atatürk’ü bilim ›fl›¤›nda yeterince inceleyemedik. Ata-
türk ö¤retisinin, Atatürk ideolojisinin bilimsel temellerini atarak
onu halka mal edemedik. Böyle bir ortamda yeniden Atatürkçülü-
¤e yönelmekten, ona sahip ç›kmaktan baflka ç›kar yol yoktur. Çün-
kü Atatürk, hem devrimden, hem demokrasiden yanad›r. Ve Ata-
türk Türk ulusu için her fleydir.
Ondan vazgeçemeyiz, ondan vazgeçmemeliyiz.
Türk ulusunu bugünkü koflullarda bar›fla, mutlulu¤a ve esenli-
¤e götürecek olan tek yol Atatürk’ün çizdi¤i yoldur.
Sayg›lar›mla
Ender B.
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 155

Türkiye’de peflpefle yaflanan ve bizi çok flafl›rtan ve üzen ge-


liflmeler karfl›s›nda, bir kez daha duruflumuzu gösterme ihtiyac›
hissettik ve 23 Ekim 2004 tarihinde afla€›daki bas›n duyurusunu
yapt›k.
AKUT, TÜRK‹YE’DE NELER OLDU⁄UNU ANLAMAKTA
ZORLANIYOR.

Kamuoyuna aç›k duyuru,


Derne¤imiz, son günlerde Devletimizi, Cumhuriyetimizi, Atam›-
z›, Ulusal Birli¤imizi ve Cumhuriyetimizin üzerine kurulu oldu¤u de-
¤erleri hedef alan, farkl› kanallardan ç›kt›¤› görülen, ancak ayn›
amaca dönükmüfl gibi hereket eden haber, rapor, yaz› ve yorumlar-
dan art›k endifle etmeye bafllam›flt›r.
Varl›¤›n› Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve devletimizin kurucu-
su Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerine ba¤l› sayan
AKUT, bugün için neler olup bitti¤ini anlamakta zorlanmaktad›r.
Tüzü¤ü gere¤i arama ve kurtarma konular›nda etkin bir kurum
olan AKUT, varolufl misyonundan daha önde gördü¤ü yüce Devle-
timizin bekas› ve güvenli¤i ile asil Milletimizin refah› konular›n› her
zaman birinci öncelik olarak tan›mlam›flt›r. Ancak bugüne dek, her
fleye ra¤men, bu konularda bu ölçekte bir kafa kar›fl›kl›¤›, flaflk›nl›k,
üzüntü ve tereddüt yaflamam›flt›r.
AKUT, ülkemizdeki herkes gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilerledi-
¤i Avrupa Birli¤i yolundaki geliflmeleri ilgi ve takdirle izlemekte, hat-
ta kendi konusu olan arama ve kurtarma konular›nda uzunca bir sü-
redir Avrupa Birli¤i standart ve prosedürlerini uygulamakta ve gelifl-
tirmektedir. Bu amaçla Birleflmifl Milletler’in, Uluslararas› Arama ve
Kurtarma Dan›flma Grubu’na (INSARAG) üye olmufl, hatta bu gru-
bun haz›rlamakta oldu¤u, arama kurtarma çal›flmalar›nda etikle il-
gili konulara katk›da bulunmak amac›yla Etik Kuruluna seçilmifl ve
yine AB ve dünya standartlar›nda çal›flabilmek için, ISO 9000 kali-
te belgesi almak üzere 6 ayd›r yo¤un çal›flmalar içine girmifltir. Bü-
tün bunlara ra¤men, içinde bulundu¤umuz günlerde, benzer amaç-
lara ulaflmaya çal›flt›¤›n› söyleyip, do¤rudan Cumhuriyetimizi hedef
alan giriflimlerden ve kurgulardan hakl› olarak endifle etmektedir.
156 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Hürriyet gazetesinin evvelki Pazar (10 Ekim) günü yay›nlanan


ekinde ülkemize maddi-manevi büyük kay›plar ve büyük ac›lar vermifl
ve bir terör örgütü oldu¤u art›k bütün dünyan›n kabul etti¤i PKK-
Kongra Gel terör örgütünün Kandil Da¤›’ndaki militanlar›n› sanki
yaz kamp›ndaki genç k›zlarm›fl gibi gösteren zihniyetle flafl›rm›flt›k.
Daha bu flaflk›nl›¤›m›z geçmeden yeflil pasaport ile yurtd›fl›na
giden ve 13 Ekim tarihinde Avrupa Parlamentosunda Türk ve Kürt-
lerin ortak kurucu olarak ifade edildi¤i yeni bir Anayasaya ihtiyaç
duyuldu¤unu söyleyen ve bu konuda AB’den yard›m (medet) uman
Leyla Zana’n›n aç›klamalar› ile karfl›laflt›k.
Bir sonraki Pazar, (17 Ekim) yine Hürriyet gazetesinde yazan
Cüneyt Ülsever’in, “Türk ‹nsan› AB’ye ne kadar haz›r? (3)” bafll›kl›
yaz›s›nda; “Cumhuriyet projesi, ayd›nlanmay› anlamadan benimse-
mifl ayd›nlar›n projesidir” gibi, 1915’ler 1919’lar, sanki o savafllar,
o ac›lar, o fedakârl›klar hiç yaflanmam›fl gibi de¤erlendirerek, bü-
tün dünyan›n, dehas›n›n önünde sayg›yla e¤ildi¤i Atam›za ve silah
arkadafllar›na bu tür bir söylemle hakaret edilmesini hâlâ hazme-
demiyoruz ve arkas›ndaki nedenleri anlamakta zorlan›yoruz.
Son olarak da, yine ayn› Pazar (17 Ekim) Radikal gazetesinde
yay›nlanan; “‹nsan Haklar› Dan›flma kurulu Ekim 2004” raporunun
içindeki baflta “Türkiyelilik” gibi önerileri görünce, art›k iyice ne
yapmam›z gerekti¤ini bilemez hale geldik.
Türkiye’ye ve Türk insan›na ne oluyor, ne yap›l›yor, nereye gidi-
yoruz?
AKUT, kendisine görev olarak seçti¤i acil durumlarda arama ve
kurtarma çal›flmalar›n› en iyi flekilde yerine getirmeye gayret eden
ve bu flekilde vatan›na, milletine bir nebze olsun hizmet etmenin
getirdi¤i iç huzuru ile kendi yaflam doygunlu¤unu ve kalitesini yük-
selten gönüllülerden oluflan ve neredeyse 9 y›ld›r her türlü tehlike-
ye gözü kapal› girebilen bir sivil toplum örgütü olarak, Cumhuriye-
timizin bugün içinde bulundu¤u durumdan endifle etmekte ve aç›k-
ças› korkmaktad›r.
Bu endiflesinin en temel sebebi, yaflanan sürecin küstahl›¤›, öl-
çüsüzlü¤ü ve en önemlisi takipsizli¤i konular›d›r.
AKUT, Anayasam›zdan ald›¤› güçle süreçleri ve geliflmeleri da-
ha yak›ndan takip edecek, izleyecek ve anlamaya çal›flacakt›r. Bu
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 157
süreç içerisinde, e¤er dikkat etmedi¤imiz bir fley varsa, bu konular-
da kendimizi gelifltirmek, gözden kaç›rd›¤›m›z fleyler varsa ö¤ren-
mek, gerekiyorsa kendimizi yeniden konumland›rmak ve nas›l hare-
ket etmemiz gerekti¤ini bulmak ihtiyac›nday›z.
AKUT, kendi varl›¤›ndan aziz bildi¤i de¤erlere, kim taraf›ndan
olursa olsun hakaret edilmesinden son derece hoflnutsuz oldu¤unu
ve bu de¤erlerin ilelebet koruyucusu olaca¤›n› kamuoyu ile paylafl-
mak istemifltir.

Ülkenin karfl› karfl›ya oldu€u s›k›nt›lara karfl› duruflumuzu


göstermemiz Radikal gazetesi yazarlar›ndan Y›ld›r›m Türker’i
çok rahats›z etmifl olacak ki, 11 Kas›m 2004 tarihindeki “Kurta-
r›c›lar›n Sonbahar›” bafll›kl› alayc› ve küçümseyici yaz›s›nda
bize öyle bir vermifl verifltirmifl ki, AKUT’un y›llard›r yapt›kla-
r›n›, herkes evinde otururken kendi can›n› tehlikelere at›p kur-
tard›€› yüzlerce can› bir kalemde silip bizi gelece€in kontrgeril-
las› yapm›fl, bir de üstüne üstlük insanlar›n hapislere at›lmas›na,
iflkence gibi korkunç bir insanl›k suçuna sanki taraftarm›fl›z gibi
göstermeye kalkm›flt›.
Ama bak›n baflka bir kurtar›c›, sivil mi sivil bir grup da geçen gün
kamuoyuna bir aç›k duyuru yay›mlad›.
AKUT’un aç›klamas›, adeta geciken depremin muhayyel y›k›nt›-
lar› aras›ndan, nurtopu gibi kuca¤›m›za düflüverdi. Kendilerini unut-
mufltuk vesselam. Onlar›n dili elbette beyaz bir sükûnet tafl›yordu.
“Derne¤imiz, son günlerde Devletimizi, Cumhuriyetimizi, Atam›z›,
Ulusal Birli¤imizi ve Cumhuriyetimizin üzerine kurulu oldu¤u de¤er-
leri hedef alan, farkl› kanatlardan ç›kt›¤› görülen, ancak ayn› ama-
ca dönükmüfl gibi hareket eden haber, rapor, yaz› ve yorumlardan
art›k endifle etmeye bafllam›flt›r” sözleriyle bafllayan duyurunun söy-
lem analizine giriflmek yerimin tafl›yabilece¤i bir u¤rafl de¤il. Ama,
“Tüzü¤ü gere¤i arama ve kurtarma konular›nda etkin bir kurum
olan AKUT, varolufl misyonundan daha önde gördü¤ü yüce Devleti-
mizin bekas› ve güvenli¤i ile asil Milletimizin refah› konular›n› her
zaman birinci öncelik olarak tan›mlam›flt›r. Ancak bugüne dek, her
fleye ra¤men, bu konularda bu ölçekte bir kafa kar›fl›kl›¤›, flaflk›nl›k,
üzüntü ve tereddüt yaflamam›flt›r” sözlerinin ne anlama gelebilece-
¤ini siz düflünün. Duyuruda daha sonra Hürriyet’teki Karakurt’un
158 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Kandil söyleflisi, Leyla Zana’n›n hüsnü kabul görmesi, Cüneyt Ülse-


ver’in bir yaz›s›nda geçen hazmedilmesi güç ibareler ve son olarak
da üstte söz etti¤imiz raporun ‘Türkiyelilik’ gibi önerileri karfl›s›nda
nas›l tahammülleri kalmad›¤› anlat›l›yor. AKUT, (mükemmel bir sivil
toplum örgütü olarak) Cumhuriyetimizin içinde bulundu¤u durum-
dan endifle etmekte ve aç›kças› korkmakta’ imifl. “Bu endiflenin en
temel sebebi, yaflanan sürecin küstahl›¤›, ölçüsüzlü¤ü ve en önemli-
si takipsizli¤i konular›” imifl. Kendilerinde nas›l bir pazarl›k gücü
vehmettiklerini bilemedi¤im bu kurum üyeleri, Zana’n›n, Sebati Ka-
rakurt’un, Cüneyt Ülsever’in ve Az›nl›k Raporu’nu haz›rlayan kuru-
lun ‘takipsizli¤ine’ tahammül edemiyor. Onlar›n hapislerde, müm-
künse iflkencelerde sürüm sürüm süründürülmeleri gerekiyor ya.
En delikanl›, da¤c›, zorcu Cumhuriyet flövalyelerinin yer ald›¤›
AKUT’un depremlerde enkaz alt›ndan insan kurtarmakla iktifa et-
medi¤i, dahili ve harici bedhahlara karfl› savaflarak bu aziz vatan›
topyekûn kurtarmaya talip oldu¤unu ö¤renmifl bulunuyoruz. fiimdi-
ye dek ‘her fleye ra¤men’ bir kafa kar›fl›kl›¤› yaflamam›fllar. Demek
ne Susurluk kasalar›, ne iflçi haklar›n›n durumu, ne depremde kur-
tard›klar› hayatlar›n ak›beti onlar› huzursuz etmifl.
Öyleyse bildi¤imiz yeteneklerinin gücüyle, ‘Ne Avrupa’s›, ne
az›nl›k haklar›; yeni bir Kontrgerilla kurulur, biz de orada yerimizi
al›r›z’ diyorlar.

Birçok kez, birçok sald›r›yla karfl› karfl›ya kalm›fl bir STK ol-
du€umuz halde, bu yaz›daki ifadelerde bize yüklenmeye çal›fl›-
lan anlam hepimizi hem flafl›rtt› hem de derinden rahats›z etti.
2003 y›l›n›n Aral›k ay›nda ise, bu sefer bir y›l sonras›na ha-
z›rl›k yapmak amac›yla, Türkiye’de 89 y›l boyunca atlanm›fl bir
konuya dikkat çekmek ve 1. Dünya Savafl› s›ras›nda Sar›ka-
m›fl’ta bu vatan u€runa flehit olan Mehmetçi€i anmak amac›yla
yine öncü bir proje bafllatt›k. (Ek: 37) Bu konu hakk›ndaki ma-
kalemi afla€›da okuyabilirsiniz.
89 YIL SONRA SARIKAMIfi DRAMI
Geçen haftasonu, Türk Harp tarihinin en üzücü olaylar›ndan birinin,
Sar›kam›fl Dram›’n›n 89. y›l›n› anmak için, Türkiye’nin dört bir yan›n-
dan kat›lan 19 AKUT üyesi, Bingöl’de geçti¤imiz k›fl 19 insan›n ha-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 159
yat›n› kurtarmam›za vesile olan kar motosikletimizle birlikte bölge-
ye geldi ve etkinli¤e kat›lan di¤er sivil toplum örgütleri ve 250 Meh-
metçik ile birlikte So¤anl› da¤lar›n› aflarak Sar›kam›fl’a girdi. 5 haf-
ta kadar önce, babas› Sar›kam›fl Dram›’n›n yafland›¤› köylerden Bar-
d›z’l› (Gaziler) olan Prof. Dr. Bingür Sönmez ile birlikte, yaklafl›k 10
ayd›r akl›m›zda bulunan bu projenin ön araflt›rmas›n› yapmak üze-
re Erzurum Kalk›nma Vakf› Baflkan› Say›n Necati Bölükbafl› ile bu-
luflmak üzere Sar›kam›fl’a gelmifltik. Alay Komutan›m›z›n önceden
harita üzerinde yapt›¤› çok iyi etüd çal›flmas›n› temel alarak, k›fl›n
gerçeklefltirece¤imiz yürüyüflün planlar›n› de¤erlendirmifltik.
Türk Silahl› Kuvvetleri, iyi veya kötü yaflanan hiçbir fleyi akl›n-
dan ç›karmayan haf›zas› ile, bu ac› olay› ve flehitlerimizi her y›l iki
kez an›yor, ayr›ca yaflanan o süreçten ç›kar›lan dersleri Akademiler-
de genç subaylara aktar›yordu. Bizim ç›k›fl noktam›z ise AKUT’un
dünya görüflü ile iliflkiliydi. Bize göre vatan ve millet kavramlar› kut-
sald›r, bu kutsal de¤erler için tafl üstüne bir tafl koyan herkesin
eme¤i de öyle. Bu noktadan ç›k›flla hiçbir flahsi menfaat gözetme-
den milli ve manevi de¤erleri yüceltmek, vatan topraklar›n› müda-
faa etmek, milletin fleref ve namusunu korumak için düflmanla sa-
vaflan ve savafl s›ras›nda hayat›n› kaybederek flehitlik mertebesine
yükselen veya düflmanla çarp›fl›p geri dönerek gazilik unvan›n›
alan Mehmetçiklere her Türk gibi, her zaman derin bir sayg› ve flük-
ran duyduk. Bugünkü güvenli hayat›m›z›n bedelini onlar›n ödedi¤i-
ni hiçbir zaman akl›m›zdan ç›karmad›k.
Tarih boyunca Türkler, 3 k›tada savaflm›fl, pek çok baflar›lar ka-
zanm›fl, kahramanl›klar›yla destanlara, fliirlere, türkülere, a¤›tlara ko-
nu olmufl, dostlar›na güven düflmanlar›na korku salm›fl ve her ikisi-
nin de sayg›s›n› kazanm›flt›r. Tarihin kay›t etti¤i biny›llar boyunca ba-
flat bir kültür olan Türkler çok genifl bir co¤rafyada say›s›z flehitler
vermifl ve flehitlerine her zaman büyük sayg› duymufl ve önem ver-
mifltir. Bunun örneklerini Çanakkale fiehitli¤inde, Mehmetçik Abide-
sinde, Sakarya fiehitli¤inde, Dumlup›nar fiehitli¤inde ve Türkiye’nin
ve dünyan›n dört bir taraf›na yay›lm›fl yüzlerce fiehitli¤imizde ve
An›tlar›m›zda görmek mümkündür. Anadolu s›n›rdan s›n›ra bir flehit-
liktir. Vatan için seve seve kanlar›n› döken, canlar›n› veren yurttaflla-
r›m›z, Türk Ulusu’nun vicdan›nda ve gönlünde kutsal varl›klar olarak
yaflamaktad›rlar. Bize düflen görev, bu flehitlikleri ziyaret etmek ve
160 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

flehitlerimizi lay›k olduklar› flekilde anarak ruhlar›n› rahatlatmakt›r.


“Her Türk genci çok iyi bilmelidir ki, bu Millet övünmek için ya-
rat›lm›fl, tarihini övünçlerle doldurmufl bir millettir. Tarihimizi
övünç sayfalar›yla dolduran ecdad›m›z bu vatan topraklar›n›, teriy-
le, kan›yla, etiyle, kemi¤iyle, can›yla kar›fl kar›fl yo¤urarak bizlere
vatan etmifltir.”
Tarihteki onurlu yerlerinde, bizlerden sadece bir dua, bir anma,
bir rahmet, bir flefkat bekleyen, üç k›taya yay›lm›fl yüzlerce Türk fie-
hitli¤inde yatan say›s›z Mehmetçik için, büyük Atatürk’ün söyledi¤i
bu sözden kendimize görev ç›kartt›k ve yaklafl›k 10 ay boyunca der-
nekteki arkadafllar›mla, önümüzdeki y›l 90. y›l›n›n yaflanaca¤› bu ac›
olay ve o kahraman Mehmetçikler için neler yapabilece¤imizi düflün-
dük. Türk Silahl› Kuvvetleri’nin her y›l düzenledi¤i anma etkinlikleri-
ne kat›lmak ve a¤›r k›fl flartlar›nda onbinlerce evlad›m›z› yutan bu
da¤lar› aflmak istedi¤imizi dile getirdik. Erzurum Kalk›nma Vakf›’n›n
koordinatörlü¤ünde, Kars Ardahan I¤d›r Vakf›’n›n maddi deste¤i ve
Karayollar› ile Köy Hizmetlerinin büyük özveriyle aç›k tuttu¤u da¤
yollar› sayesinde, ‹stanbul Sar›kam›fll›lar Derne¤i’nin, Sivil Savunma
Genel Müdürlü¤ü’nün ve bölgedeki da¤c›lar›n da kat›l›m›yla tek ke-
limeyle tam hayal etti¤imiz gibi bir anma etkinli¤i yaflad›k.
Bugün, Sar›kam›fl Dram›’n›n yafland›¤› bölgelerde 10’dan fazla
yerde flehitlerimiz için an›tlar dikilmifl durumdad›r. Bunlara ilave ola-
rak bölgede yap›lmas› düflünülen 4 hâkim tepeye TABYA TEPE
(2.540 m.) CIRCIR TEPE (2.521 m.) BÜYÜK KUMRU TEPE (2.847
m.) ve ÇEMBER TEPE’ye (2.805 m.) 4 büyük an›t ve ALLAHU EKBER
TEPE’ye de (3.120 m.) daha büyük bir an›t›n dikilmesi ve bu dört te-
penin ortas›nda kalan platoya da, flehitlerimize yak›fl›r bir anma ala-
n› haz›rlanmas› gerçeklefltirildikten sonra, o kahramanlara borcumu-
zu bir nebze olsun yerine getirmifl olaca¤›z. ‹nan›yorum ki, önümüz-
deki y›l, gelebilenler bedenen, gelemeyenler kalben, Sar›kam›fl’ta çe-
tin do¤a koflullar›na kurban verdi¤imiz 90.000 Mehmetçik için bu-
rada olacak ve o yi¤itleri lay›k olduklar› flekilde anacakt›r.
Sar›kam›fl Dram›, ‹ttihat ve Terakki’cilerin ve Harbiye Naz›r› En-
ver Pafla’n›n, 1. Dünya Savafl›’na Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Al-
manlar›n yan›nda kat›lmas› konusunda, Mebuslar Meclisi’ne bile
dan›flmadan, 22 Temmuz 1914’te imzalad›¤› gizli ittifak anlaflma-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 161
s› sonucunda yaflad›¤›m›z pek çok trajediden biridir. Bu gizli anlafl-
maya göre;
1- Almanya - Avusturya ve S›rbistan aras›nda harbe bafllarsa Tür-
kiye tarafs›z kalacak.
2- Almanya, Rusya ile harbe girerse Türkiye kat›lacak.
3- Türkiye sald›r›ya u¤rarsa Almanya yard›m edecek.
Sadece Sar›kam›fl’ta de¤il, ayn› zamanda Çanakkale’de de bize
büyük bedeller ödetecek olan bu ibretlik maddeye dikkatinizi
çekerim.
4- Türk ordusuna Alman kuvvet heyeti komuta edecek.
Birinci Dünya Savafl› öncesinde savafllardan ç›kan Osmanl› yor-
gun, zay›f ve topraklar›n›n bir k›sm›n› kaybetmifl durumdayd›. Mo-
dern harp ve silah teçhizat›na sahip Avrupa devletleri aras›ndaki bu
savafla kat›lmak için koflullar› son derece elveriflsizdi. Ne ekonomisi,
ne sanayi, ne mali gücü, ne de kaynaklar›, güçlü devletler aras›nda
yaflanacak böyle bir savafla kat›lmaya ve sürdürmeye yeterli de¤ildi.
Bütün bu elveriflsiz koflullara ra¤men, savafla girildi ve Türk as-
keri yedi ayr› cephede savaflmak zorunda kald›. Bunlar; Kafkas Cep-
hesi, ‹ran-Irak Cephesi, M›s›r-Filistin-Suriye Cephesi, Galiçya Cephe-
si, Romanya Cephesi, Makedonya Cephesi ve Mustafa Kemal’in ön-
derli¤inde kahraman Türk askerinin mucizeler yaratt›¤› Çanakkale
Cephesi.
22 Aral›k 1914-15 Ocak 1915 tarihleri aras›nda yaflanan Sar›-
kam›fl Harekat›, bu yedi cepheden birinde yaflanan onlarca farkl›
muharebede aylar-y›llar sürerek, savaflan her tarafa çok a¤›r bedel-
ler ödeten bir ç›lg›nl›ktan, 15-16 gün içinde yaflanan ve biten bir
kesitti. Bu yenilgiyi di¤erlerinden ay›ran ve kah üstünü kapatt›ran,
kah di¤er kay›plardan daha fazla üzen sebep ise, her zaman övün-
dü¤ümüz, gurur duydu¤umuz, göz bebe¤imiz kahraman ve fedakâr
askerimizin, dedelerimizin düflmana de¤il ama so¤u¤a ve açl›¤a ye-
nilmifl olmas›d›r. Osmanl›’n›n gurur kayna¤› deneyimli 3. Ordu’su,
mevcudunun % 90’›n›, karl›-buzlu da¤larda neredeyse mermi bile
s›kamadan kaybetti¤i halde, metanet, sab›r, cesaret ve disiplinini
kuflatma harekât›n›n sonuna kadar korumufl, savaflma azmini kay-
betmeden tükenifline dimdik ilerlemiflti ve flereften baflka her fley
162 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

kaybedilmiflti.
24 Aral›k 1914’te, Rus Kurmay Baflkan› Pietroroviç, düflman›-
n›n ac› sonunu o günlerde flöyle dile getirmiflti;
“Allahuekber Da¤lar›’ndaki Türk müfrezesini esir alamad›m.
Bizden çok evvel Allah’lar›na teslim olmufllard›.”
Allah hiçbir millete, askerine köpe¤inden daha az de¤er veren
bir komutan nasip etmesin.

Son y›llarda tam hayalimizdeki gibi gündeme giren Sar›ka-


m›fl fiehitleri konusunu, Türkiye’nin gündemine 2003 y›l›nda
getiren de AKUT’tur. Bir süredir akl›m›zda olan ama nas›l haya-
ta geçirebilece€imizi henüz bulamad›€›m›z, 90. y›lda tüm Türki-
ye’nin dikkatini çekmek amac›yla AKUT da€c›lar›n›n Sar›kam›fl
fiehitleri’ni anmak için 89 y›l sonra ayn› tarihlerde Allahuekber
da€lar›n› aflmas› projesini, A€r› Da€›’na by pass geçirmifl hasta-
lar› götürdü€ümüz süreçte çok iyi anlaflt›€›m›z Prof. Dr. Bingür
Sönmez’e açm›flt›m. Bingür hoca da bu konudan çok heyecan-
lanm›fl ve konuyu Sar›kam›fl’a bizim gibi büyük ilgi duyan arka-
dafllar›yla birlikte son derece ciddi ve baflar›l› bir flekilde kamu-
oyunun gündemine tafl›m›flt›. Baflka birçok konuda oldu€u gibi
burada da yol göstericilik görevimizi bu fikri zaman›nda ortaya
atarak ve öncülü€ünü yaparak gerçeklefltirdik ve yuvarlad›€›m›z
kar topu Sar›kam›fl Dram›’n›n 90. y›l›nda bir 盀a dönüflünce
kendimizi geriye çektik ve Türk Milleti’nin geç kal›nm›fl dahi ol-
sa flehitlerine sahip ç›kmas›n› izlemenin mutlulu€unu yaflad›k.
11 fiubat 2005 tarihinde, bu kez bu tarihten 2.5 ay kadar son-
ra ulus olarak bütün dünyada karfl› karfl›ya b›rak›laca€›m›z› ön-
gördü€ümüz bir tehlike için milletimizi uyarmak ve göreve ça-
€›rmak amac›yla afla€›daki bas›n duyurusunu yapt›k. (Ek: 38)

AKUT, “ERMEN‹ SOYKIRIMI” YALANLARINA KARfiI TÜRK


ULUSUNU GÖREVE ÇA⁄IRIYOR
Ermeni Sorunu, Ermeni ulusunun gerçek ç›karlar›ndan çok, dünya
kapitalistlerinin (emperyalistlerinin) ekonomik ve politik ç›karlar›na
göre çözümlenmek istenmifltir.
Mustafa Kemal (1919)
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 163
Aziz ve Yüce Türk Milleti,
‹çinde bulundu¤umuz y›llar, tarihin çok ac› bir döneminin, ya-
k›n co¤rafyam›zda yer alan di¤er devletler ve milletlerle birlikte
1914-1918 y›llar› aras›nda yedi ayr› cephede savaflarak, bizim de
yaflamak zorunda kald›¤›m›z 1. Dünya Savafl› ç›lg›nl›¤›n›n çeflitli
dönem ve olaylar›n›n 90. y›ldönümlerine denk gelmektedir.
Hat›rlayaca¤›n›z gibi, yine AKUT’un ve di¤er pek çok sivil inisi-
yatif sahibi grubun ve yurtseverin öncülü¤ünde, 2004 y›l›n›n Ara-
l›k ay› sonlar›nda; “90. Y›lda Sar›kam›fl fiehitlerini Anma Etkinlikle -
ri”, Türkiye’nin dört bir taraf›ndan gelen yurttafllar›n deste¤iyle, bu-
güne dek hiç olmad›¤› kadar genifl bir kat›l›m ve sahiplenme ile
gerçeklefltirildi. Türk askerinin hiçbir zaman unutmad›¤› aziz flehit-
lerimiz, 90 y›ld›r ilk kez sivil yurttafllar›n da yo¤un kat›l›m›yla lay›k
olduklar› flekilde an›ld›lar.
1915 y›l›, o güne dek dünyan›n gördü¤ü en güçlü donanmay›
18 Mart 1915’te Çanakkale Bo¤az›’nda durduran yi¤it Türk aske-
rini ve ard›ndan dünyan›n en kanl› savafllar›ndan birinin yafland›¤›
Gelibolu Savafllar›’nda, askeri strateji, deha ve cesaretini, dünyan›n
en güçlü ordular›na kabul ettiren o günün genç subay›, gelece¤in
devlet kurucusu Mustafa Kemal’in ve emrindeki gö¤sümüzü her za-
man kabartan Türk askerinin flahland›¤› y›l olarak, bir daha hiç
unutulmamacas›na haf›zalar›m›za kaz›nd›. 90 y›l öncesinin bu kah-
ramanl›k destan›n› ve bu vatan u¤runa kendini feda eden o kahra-
manlar› anmak için, bu y›l 18 Mart 2005 tarihinde, hepimiz tek bir
yürek ve tek bir ses olarak Çanakkale’de düzenlenecek etkinliklere
kat›lmak için AKUT ailesi olarak orada olaca¤›z.
Benzeri flekilde bu y›l, hepimizi yak›ndan ilgilendiren, ancak ne
yaz›k ki henüz tam olarak çözemedi¤imiz uluslararas› ölçekte bir so-
run karfl›m›za ç›kmak üzere gün say›yor. Ermeni diasporas›, Türk
Milletini dünya kamuoyunda özellikle son 30 y›ld›r rencide etmek-
te ve afla¤›lamaktad›r. Tarihsel gerçekleri sadece kendi menfaatle -
ri için sapt›rarak, bizleri bir soyk›r›m uygulay›c›lar› olarak dünyaya
tan›tmaya çal›flmakta, hatta çeflitli politik ve ekonomik bask›larla
bu yalan iddialar› için Bat›l› devletlerin parlamento ve bölge mec-
lislerinden hiçbir anlam› olmayan onaylar ve yasalar ç›kartmakta-
d›r. Son derece fütursuzca, ama bugün için ciddiye al›narak bütün
164 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

kaynaklar›m›zla mücadele edilmesi gereken bir ölçekte yalanlar›n›


güçlendirmeye ve kendi lehlerinde bir dünya kamuoyu yaratmaya
çal›flmaktad›rlar. 24 Nisan 1915’i sözde Ermeni Soyk›r›m Günü ilan
eden Ermeni diasporas›, bu y›l 90. anma törenlerine haz›rlanmak-
tad›rlar. Oysa an›lan gün, 1. Dünya Savafl› s›ras›nda, Do¤u Cephe-
si’nde Ruslarla savaflan Osmanl› Ordusu’nu her f›rsatta arkadan vu-
rarak ve casusluk yaparak devlet aleyhine faaliyette bulunan ve ko-
rumas›z Müslüman köylerini basarak masum insanlar› katleden
2345 Ermeni komitecinin tutukland›¤› gündür.
24 Nisan 2005’ten itibaren bizi, de¤il yapmak, akl›m›zdan bile
geçirmedi¤imiz bir soyk›r›m iddias› ile bütün dünyaya karfl› küçük
düflürme girifliminde bulunacak olan diaspora Ermenileri, iddialar›-
n› tan›tma, kabul ettirme ve en sonunda da Türkiye Cumhuriye-
ti’nden tazminat ve toprak talep etme planlar›n› da en güçlü flekil-
de karfl›m›za ç›kartacaklar›n› söylemektedirler.
‹çinde bulundu¤umuz flu günlerde, Türkiye’yi s›k›nt›ya sokan,
herhangi bir belgeye dayanmayan ve yaln›zca iddia boyutunda ka-
lan soyk›r›m suçlamalar› karfl›s›nda daha dikkatli ve birbirimize da-
ha ba¤l› olmam›z gereken bir sürece giriyoruz. Türk düflmanl›¤›n›
bir geçim kayna¤› haline getiren ve varl›klar›n› sürdürebilmek için,
her gün yeni yalanlar ve sahte belgelerle dünya kamuoyunu yalan
- yanl›fl yönlendiren diaspora Ermenilerine karfl› yapmam›z gereken-
ler flunlard›r:
1- 1. Dünya Savafl› y›llar›nda bu tür bir soyk›r›m›n yap›lmad›¤›n›,
ancak Do¤u Cephesi’nde savafl s›ras›nda Rus ordusuyla birlikte
Ermeni çetelerinin Müslümanlara sald›rmas› ve onlar› katletme-
leri sonucu, Osmanl› Devleti taraf›ndan uygulanmas›na karar
verilen tehcir (göç ettirme) s›ras›nda, daha önceki Ermeni sald›-
r›lar›ndan kurtulan, ço¤unlu¤u Kürt Afliretlerinden oluflan böl-
ge halk›n›n intikam almak üzere Ermenilere sald›rmas›, göç s›-
ras›ndaki bulafl›c› hastal›klar, yiyecek s›k›nt›lar› ve o günün ko-
flullar›n›n a¤›rl›¤› gibi sebepler sonucunda, asla planl› bir soyk›-
r›m uygulamas› olmayan, ama savafl koflullar›n›n getirdi¤i ve
tüm taraflar›n yaflamak zorunda kald›¤› ac› olaylar oldu¤u her
türlü platformda savunulmal›d›r.
2- Birleflmifl Milletler’in 1948’de kabul etti¤i ve Türkiye’nin de
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 165
1950’de kabul ederek yürürlü¤e koydu¤u “Soyk›r›m Yasas›” özet-
le, “hiçbir ayr›l›kç› hareketi olmayan, silahl› örgütlenme ve devle-
te karfl› çat›flmaya girmeyen masum bir ulusal, etnik ya da dini
bir grubun, yaln›zca o guruba ait oldu¤u için k›smen ya da tama-
men egemen devletin hükümetince ortadan kald›r›lmas›” biçi-
minde tan›mlanm›flt›r. Bu tan›ma en uygun örnek de, Nazi Al-
manyas›’n›n hükümet politikas› olarak, devletin örgütlü gücü ile
Yahudilere karfl› uygulad›¤› planl›, organize soyk›r›md›r ve bütün
dünyada da bu flekilde kabul edilmektedir. Do¤u Cephesi’ndeki
savafl sürecinde Kürtlerle - Ermeniler aras›nda yaflanan karfl›l›kl›
katliam ile soyk›r›m kavram›n›n birbirine kar›flt›r›lmamas› anlat›l-
mal›, 1918’de göç ettirilen Ermenilerin eski yerlerine geri dönme-
leri için ç›kar›lan yasa sonucu Türkiye’ye kendi istekleriye dönme-
yen ve flimdi diaspora Ermenisi ad›n› alan kitlenin bu tutars›z id-
dias›n›n ard›nda, Mustafa Kemal’in o y›llarda dedi¤i gibi, Do¤u
Anadolu üzerinde oynanan emperyalist ç›karlar aranmal›d›r.
3- 1918’de ‹stanbul’da kurulan Divan-› Harp’te yarg›lanarak tu-
tuklan›p Malta’ya sürülen Ziya Gökalp baflta olmak üzere çok
say›da kifli, ‹ngiliz Kraliyet Savc›s›’n›n soyk›r›ma iliflkin bir belge
bulamamas› ve olaylar› “karfl›l›kl› katliam” olarak nitelemesi so-
nucu serbest b›rak›lm›fllard›r. Ayr›ca, ‹ttihat ve Terakki Hüküme-
ti’nin bafllatt›¤› soruflturmayla, tehcir s›ras›nda gerekli önlemle-
ri yeterince almayan çok say›da idari görevli, idam cezas› dahil
çeflitli cezalara çarpt›r›lm›flt›r. Özetle, Ermeni olaylar›na iliflkin
tüm sorunlar Cumhuriyet kurulmadan önce, uluslararas› hukuk
kurallar› çerçevesinde sonuçlanm›flt›r.
4- Bu konularda çal›flma yapan resmi, özel, sivil, askeri, akademik,
profesyonel veya gönüllü her gruba ve kifliye destek verilmeli-
dir. Bu destek için de en önemli ve olmazsa olmaz flart, öncelik-
le do¤rular› ö¤renmek ve ö¤retmektir.
5- Olaylar›n üzerinden daha ancak bir insan ömrü kadar süre geç-
mesine ve her türlü bilgi ve belgesi hâlâ mevcut olmas›na ra¤-
men, özelde 1. Dünya Savafl› sürecini yaflayan dedelerimize, ge-
nelde ise ulus olarak bütün Türk Milletine karfl› yap›lan tüm bu
yalan iddialar›n ve haks›z suçlamalar›n tam tersine, gerçek in -
san sevgisi ve hoflgörü duygusu üzerine kurulmufl olan Türk
166 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Kültürünün hiç haketmedi¤i bu hakaretlerden bir an önce kur-


tar›lmas› sa¤lanmal›d›r.
6- Son aflamada da, en az 30 y›ld›r hepimizi huzursuz eden, tered-
düte düflüren, di¤er devletler ve milletler karfl›s›nda küçük düflü-
ren ve olmad›k yerlere an›tlar diktirerek onurumuzu k›ran bu sü-
reci yaflamam›za sebep olan ve destek veren bütün kifli, kurum
ve devletlerden, uluslararas› hukuk kurallar› do¤rultusunda taz-
minat talep edece¤imizi dünya kamuoyuna duyurmak olmal›d›r.
7- Nitekim, Ermeni soyk›r›m iddialar›n› kan›tlamak üzere Haziran
2005’te Viyana’da yap›lacak toplant›ya belge sunaca¤›n› aç›k-
layan Ermenistan, soyk›r›m belgesi bulamad›¤› için toplant›ya
kat›lmaktan vazgeçmifl bulunmaktad›r. Böylece soyk›r›m iddi-
alar›n›n kendi kayna¤›ndan çürütüldü¤ü de tüm dünya kamu-
oyuna duyurulmal›d›r.
8- Unutmamak gerekir ki, 2. Dünya Savafl› ç›lg›nl›¤›nda, Nazi Al-
manya’s› iflgali ve bask›s› alt›nda 20 civar›nda Avrupa devletin-
de 15.000’den fazla Yahudi Toplama Kamp›’n›n kuruldu¤u ve
neredeyse bütün Avrupa’n›n Yahudi öldürme veya olanlara se-
yirci kalma ç›lg›nl›¤›na giriflti¤i bir süreçte bile, Türkler merha -
met ve zorda olana yard›m etme duygular›n› yitirmemifllerdir.
Öyle ki, bu soyk›r›mdan kurtarabildikleri kadar›n› kurtarmak
için, o günün koflullar›n›n bütün elveriflsizli¤ine ra¤men, kendi
canlar›n› bile tehlikeye atarak her türlü zorlu¤a ve bask›ya di-
renmifllerdir. Bugün bizi barbar veya soyk›r›m uygulay›c›s› ola-
rak suçlayanlara karfl› tek yapmam›z gereken fley, bu ve daha
pek çok benzeri gibi, kendi geçmifllerinin insanl›¤a s›¤mayacak
kirli uygulamalar›n› gözler önüne sermek olmal›d›r.

Tarihleri boyunca Partlar’›n, Selefküsler’in, Ruslar’›n, Persler’in,


Araplar’›n, Bizansl›lar’›n ve Romal›lar’›n yönetimleri alt›nda sürekli
bask› ve din de¤ifltirmeleri için iflkenceye u¤rayan Ermeniler, Sel-
çuklu ‹mparatorlu¤u’nun yönetiminde tarihlerinde ilk kez rahat bir
yaflam sürdürme olana¤›na, Fatih Sultan Mehmet zaman›nda ise
1461’de özgürce ibadet edebilmeleri için Patrikhanelerine kavufl-
mufllard›r. Ermeniler, 900 y›l Türklerin yönetiminde uyum içinde ya -
flam›fl ve 20 bin Ermeni, Osmanl› Devleti’nin çeflitli katmanlar›nda
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 167
kamu görevi yapm›fllard›r. Cumhuriyet’in kurulmas›yla, Lozan Ant-
laflmas› çerçevesinde az›nl›k statüsü elde eden ve bugün için say›-
lar› 70.000’in üstünde olan Türkiye Cumhuriyeti yurttafl› Ermenile-
rin günümüzde Türkiye s›n›rlar› içerisinde aç›k durumda 33 kilise,
16 okul, 11 dernek ve 8 gazeteleri bulunmaktad›r.
Ermenistan 1991’de ba¤›ms›zl›¤›na kavufltu¤unda toplam nü-
fusu 3.6 milyon iken, bat›l› ülkelere göç nedeniyle flimdilerde an-
cak 1.6 milyon nüfusa sahip bir ülkedir. Gerek 1918’de gerekse
ikinci kez 1991’de ba¤›ms›zl›¤›na kavufltu¤unda, bir devlet olarak
onu ilk tan›yan ve yard›m eden Osmanl› hükümeti ve Türkiye Cum-
huriyeti hükümeti olmufltur.
Bu konuda yorumunu size b›rakmak üzere, Amerikal› tarih pro-
fesörü Justin Mc. Carthy’nin Sürgün ve Ölüm - Osmanl› Müslüman -
lar›n›n Etnik Temizli¤i-1821 / 1922 kitab›nda geçen bir cümleyi
de sizlerle paylaflmak istiyoruz; “E¤er 15. yüzy›l Türkleri o kadar
hoflgörülü olmasayd›, 19. yüzy›l Türkleri bu kadar ac› çekmezdi.”
AKUT ailesi olarak, her fleyden daha çok de¤er verdi¤imiz dev-
letimize, milletimize ve kültürümüze yap›lan bu a¤›r hakaretlere
karfl› bu ça¤r›y› yapmay›, Türkiye’nin en etkin ve güçlü sivil toplum
örgütlerinden biri olma bilinci ve sorumlulu¤u ile, üzerimize düflen
bir görev olarak de¤erlendiriyoruz.
Ça¤r›m›z›n hepimize dostluk ve bar›fl getirmesi dile¤iyle,
BU MESAJ, “ERMEN‹ SOYKIRIM ‹DD‹ALARI”NIN SEMBOL‹K
TAR‹H‹ OLAN 24 N‹SAN 2005 TAR‹H‹NE KADAR AKUT WEB SAY-
FASINDA KALACAKTIR.

Bu ça€r›m›zdan sonra hem Türkiye’de hem de dünyan›n dört


bir yan›nda yaflayan o kadar çok vatandafl›m›zdan destek, tebrik
ve teflekkür mesaj› ald›k ki, ne kadar do€ru bir ç›k›fl yapt›€›m›z›
o zaman bir kez daha anlad›k. Özellikle yurt d›fl›nda yaflayan
Türkler taraf›ndan en çok ifade edilen duygu neydi biliyor musu-
nuz; “bize neden bu kadar zamand›r bu konu bu kadar aç›k ve net
bir flekilde ö€retilmedi, yurt d›fl›nda yabanc›larla bir araya geldi-
€imizde 5. dakikada konu buraya geliyor ve neden bu soyk›r›m›
yapt›n›z, neden suçunuzu kabul etmiyorsunuz gibi a€›r ithamlar-
la karfl› karfl›ya kal›yoruz, art›k onlara bizim de verecek bir ceva-
168 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
b›m›z var” diyerek bize nas›l teflekkür ettiklerini anlatamam size.
Bu teflekkürlerin hakk›n›, bu bas›n duyurusunu haz›rlamak
için u€rafl›rken, yaz› içinde bilimsel hata olmamas› amac›yla bi-
ze büyük destek veren Prof. Dr. Nurflen Maz›c›’yla paylaflt›€›m›-
z› da eklemek isterim.
Türk Askeri’nin Lübnan’a bar›fl gücü çerçevesinde yollan›l-
mas›n›n gündemde oldu€u günlerde, Ortado€u’nun sonunun ne-
reye varaca€› belli olmayan ç›lg›n sürecinde, her türlü provokas-
yona aç›k olabilecek bir durum mevcutken Mehmetçi€imiz ye-
rine insani yard›m ekiplerinin de yollan›labilece€inin bir seçe-
nek olarak düflünülmesini sa€lamak amac›yla, 3 Eylül 2006 ta-
rihinde afla€›daki bas›n duyurusunu yapt›k.

LÜBNAN’A BARIfi ‹Ç‹N “‹NSAN‹ YARDIM”


EK‹PLER‹ YOLLAYALIM...
Aziz ve Yüce Türk Milleti,
‹çinde bulundu¤umuz flu günlerde, bütün ulusu yak›ndan ilgi-
lendiren Lübnan’a asker gönderilmesi konusu her seviyede hararet-
li bir flekilde tart›fl›lmaktad›r. Ancak Devletimizin en üst makamla-
r›nda henüz bu konuda bir fikir birli¤i sa¤lanamad›¤›n› gözlemle-
mekteyiz. Önümüzdeki günlerde bu çok önemli konuda ülkemiz ad›-
na sa¤l›kl› bir karar ç›kaca¤›n› temenni ediyoruz. Öncelikle, ülkemi-
zin en etkin ve sorumluluk anlay›fl› en üst düzeyde geliflmifl sivil top-
lum örgütlerinden biri olarak; bu son derece kritik karar sürecinde,
karar hangi yönde ç›karsa ç›ks›n - karar› be¤enelim be¤enmeyelim,
Devletimizin ald›¤› her karar›n gereklerinin yerine getirilmesi konu-
sunda üzerimize düfleni yapaca¤›m›z› flimdiden ifade etmek isteriz.
AKUT’un görüflü; vatan›m›z›n ve milletimizin menfaatlerini bi-
rinci dereceden ilgilendirmeyen ve henüz tam olarak durulmam›fl
hiçbir s›cak bölgede kahraman Mehmetçi¤imizin tehlikeye at›lma-
mas› yönündedir. Türk Silahl› Kuvvetleri’nin bugüne dek üstlendi¤i,
en a¤›r savafl flartlar›n›n yafland›¤› yurt d›fl› görevlerde bile fedakâr-
l›¤› ve cesareti ile en üst düzeyde baflar›l› oldu¤unu her Türk gibi
bizler de gururla an›yoruz. Ulusal menfaatlerimizin korunmas› ve
uluslararas› anlaflmalardan kaynaklanan sorumluluklar›m›z›n yeri-
ne getirilmesi gerekti¤inde; Mehmetçi¤imizin her türlü flart alt›nda,
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 169
her türlü görevi eksiksiz yerine getirece¤ine ve bu u¤urda her türlü
fedakârl›¤› tereddütsüz göze alaca¤›na güvenimiz, milletimizin ta-
mam› gibi bizim için de tamd›r.
Ancak tarihsel süreçler, bölgede çat›flan ve çat›flmalardan etkile-
nen taraflarla ayn› bölgenin insan› olmam›z ve menfaatlerimizin bir-
çok konuda k›smen olumlu k›smen de olumsuz flekillerde birbiriyle
iliflkili olmas›ndan dolay›, özellikle Türk Askeri için di¤er ülke askerle-
rine nazaran çok daha tehlikeli olabilecek bir bölgede, Mehmetçi¤in,
kendi savafl› olmayan bir savaflta, savaflan taraflar›n aras›nda kalma-
s› veya bütün ülkemizi de içine alabilecek birtak›m provokasyonlar›n
hedefi olmas› endiflesini içimizde yo¤un olarak tafl›maktay›z.
Bölgenin en etkin ve güçlü Devletlerinden biri olan Türkiye’mi-
zin bu sürecin d›fl›nda kalmas› elbette ki beklenemez, bunu vatan›-
n›n menfaatlerini düflünen hiç kimse söyleyemez. Ancak bize göre;
yukar›da aç›klamaya çal›flt›¤›m›z kendi özel durumumuzdan dolay›
üstlenece¤imiz risklerin karfl›l›¤›nda elde edebileceklerimiz, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin muharip unsurlarla bölgede yer almas› için
yeterli ve tatmin edici de¤il, aksine son derece de tehlikelidir.
Bizler, vatan›m›za gönüllü ve karfl›l›ks›z olarak hizmet etmeyi
kendisine görev seçmifl bir sivil toplum örgütü olarak, Devletimiz
ad›na, AKUT gönüllülerinden ve bu tür bir projeye destek vermek
isteyecek di¤er gönüllülerden ve sivil toplum örgütlerinden olufltu-
rulacak bir “insani yard›m” ekibi olarak bölgeye gitmeye ve orada
verilecek her türlü görevin alt›na gönüllü olarak girmeye haz›r›z.
Yard›m malzemelerinin da¤›t›m›ndan, enkaz alt›nda kalanlar›n kur-
tar›lmas›na, acil t›bbi yard›mdan, savafl koflullar›nda e¤itim proje-
lerinin sürdürülmesine kadar ne gerekirse yapabilece¤imizi bu ba-
s›n duyurusu ile bütün milletimizle paylaflmak istiyoruz.
AKUT ailesi olarak, Devletimizin bu son derece zorlu karar sü-
recinde, sivil toplum örgütlerinden oluflturulacak “insani yard›m”
a¤›rl›kl› bir gönüllü gücünün de, muharip birlikler yollamak yerine
bir seçenek olarak de¤erlendirilmesini rica ediyoruz.

Ulusal konulardaki son bas›n duyurumuzu ise Diyarbak›r’da


düzenlenen “Birlik ve Kardefllik” mitingine kat›laca€›m›z› ilan
etmek için yapt›k. Afla€›da Diyarbak›r’daki mitingde yapt›€›m
konuflman›n metnini bulabilirsiniz.
170 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

D‹YARBAKIR B‹RL‹K VE KARDEfiL‹K M‹T‹NG‹


De¤erli Diyarbak›rl›lar ve yurdumuzun dört bir yan›ndan, bütün
dünyaya aram›zdaki sars›lmaz birlik ve kardeflli¤i göstermek ama-
c›yla gelen de¤erli yurttafllar;
Bugün burada, bu çok önemli buluflmada AKUT ailesi olarak
sizlerle birlikte olmaktan duydu¤umuz heyecan› bilemiyorum sizle-
re tam olarak ifade edebilecek miyim.
14 Nisan 2007 tarihinde Ankara’da bafllayan ve ard›ndan ‹s-
tanbul ve ‹zmir’de devam eden Cumhuriyet mitinglerine, sorumlu-
luk duygusu geliflmifl, toplumsal sorunlar›m›za duyarl›, aktif ve di-
namik bir sivil toplum kuruluflu olarak kat›lm›fl ve milyonlarca yurt-
tafl›m›zla birlikte Cumhuriyetin kazan›mlar›na ve Atatürk ilke ve
devrimlerine olan koflulsuz ba¤l›l›¤›m›z› bir kez daha ifade etmifltik.
AKUT’un temel felsefesi ›rk, dil, din, renk ay›r›m› yapmadan in-
sana ve insanl›¤a hizmettir. Bu felsefeden yola ç›kan AKUT, yurt içi
ve yurt d›fl›nda kat›ld›¤› yüzlerce arama ve kurtarma görevinde
700’den fazla can kurtarm›flt›r. Hiç tan›mad›¤› ve bir daha hiç gör-
meyece¤i insanlar›n hayat› için kendi can›n› tehlikeye atmaktan çe-
kinmeyen fedakâr ve çal›flkan gönüllüleri eliyle, 10 y›l› aflk›n bir sü-
redir sürdürdü¤ü bu karfl›l›ks›z hizmet etme anlay›fl›n›, Cumhuriye-
timizin temel ilkeleri üzerine, Atam›z›n bize gösterdi¤i yolda ilerle-
yerek infla etmifltir.
Bugün de ayn› düflünce ile, Anadolu co¤rafyas›ndaki en az bin
y›ll›k egemenli¤imizin ana kayna¤› olan birlik ve kardefllik duygu-
lar›m›z›n ön plana ç›kar›ld›¤› mitingimize 50 kadar AKUT gönüllü-
sü ile kat›lm›fl bulunmaktay›z.
De¤erli Diyarbak›rl›lar ve yurdumuzun dört bir yan›ndan gelen
de¤erli yurttafllar, hepimiz bu heyecanl› havay› sizlerle birlikte solu-
yor olmaktan büyük gurur duyuyoruz.
Bizler daha ilkokul s›ralar›nda okurken;
orda bir köy var uzakta
o köy bizim köyümüzdür
gezmesek de tozmasak da
o köy bizim köyümüzdür
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 171
dizeleriyle yetifltik, büyüdük, bugünlere geldik. Ülkemiz ve insa-
n›m›z için 10 y›l› aflk›n bir süredir sürdürdü¤ümüz gönüllü hizmet-
lerimizde de hep bu dizelerdeki iyi niyetli, özverili, duyarl› ve en
önemlisi ozan›n dedi¤i gibi; “bir a¤aç gibi tek ve hür ve bir orman
gibi kardeflçesine” yaflamay› temel felsefemiz olarak seçtik.
Ozanlar›n dizelerinde dile gelen bu anlay›fl, Anadolu toprakla-
r›nda binlerce y›ld›r çok kültürlü toplumlar›n varl›¤›n› koruyan bir
arada yaflama karakterini ve bunu sa¤layan karfl›l›kl› hoflgörüyü
ifade eder.
Tarih defalarca göstermifltir ki, Anadolu toplumlar› ve insanlar›
ancak birlikte olabilirlerse huzur, bar›fl ve güven içerisinde yaflaya-
bilirler, çünkü ancak birlikte varl›klar›n› sürdürürlerse aralar›ndaki
ifl ve güç birli¤ini sinerjiye, birlikte varolma kararl›l›klar›n› yenilmez
bir egemenli¤e ve umut dolu bir gelece¤e dönüfltürebilirler. Biz yüz-
y›llard›r bir arada huzur ve bar›fl içinde yaflamay› baflarm›fl ve çok
kültürlülü¤ü birlikte yaflamam›z›n temel felsefesi olarak benimse-
mifl bir büyük milletiz.
En büyük gücümüz ve tüm dünyaya karfl› en büyük rekabet
avantaj›m›z olan bu çok kültürlülü¤ümüzü bozmaya çal›flanlar ne
zaman birkaç ad›m mesafe kazanabildilerse, o zaman bu topraklar
ac› çekmifltir, Osmanl› ‹mparatorlu¤unun son yüzy›l› bu tür k›flk›rt-
malar ve kand›rmalarla doludur, ve ne yaz›k ki ac›larla da...
Ayn› yapay ayr›flmalara ve ayn› iki yüzlü oyunlara bu kez izin
vermemeliyiz ve vermeyece¤iz.
Bugün topraklar›m›z üzerinde yüz y›l önce de oynanan bu kirli
oyunlar ne yaz›k ki yine sahneleniyor. Ancak bir kez daha, iflte bu
Cumhuriyet mitinglerinde ve bugün burada bu birlik ve kardefllik
mitinginde meydanlar› dolduran yüce gönüllü yurttafllar›m›z›n çe-
lik iradesi, bir efli daha olmayan fedakârl›¤› ve birlikte yaflama ka-
rarl›l›¤› karfl›s›nda bozguna u¤rayacakt›r.
Bu meydanlar› dolduran varl›¤›n›z ve buradan bütün dünyaya
verilen birlik ve kardefllik mesaj›m›z bütün bu s›k›nt›lar›m›z› çözecek
milli iradeyi ortaya koymaktad›r.
Anadolu toplumlar› ve insanlar› aras›nda ayr›flmalar ve kopma-
lar bafllarsa Anadolu’nun birlikte yaflayabilme geneti¤i bozulur.
Bin y›ll›k Anadolu egemenli¤imizin kayna¤› olan bu karakterin ya-
172 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

ra almas›, zay›flamas› kimseye mutluluk getirmez, getiremez.


Tarihte, Anadolu’nun huzuru ve birlikte yaflama sevincini bo-
zanlar her zaman ayr›flmalar› hedefleyen giriflimler olmufltur. Ayr›fl-
ma ve kopmalar bu topraklara yabanc›d›r, d›flar›dan getirilmifltir ve
Anadolu’daki yaflama karakterine uygun de¤ildir. Tarihte bu giri-
flimler hep ac› ve hüzünlü trajediler ile sona ermifltir.
Bugün bu giriflimlerin bir baflka örne¤ini yaflad›¤›m›z ayr›l›kç›-
›rkç› terör de özü itibariyle bu topraklara yabanc›d›r. Biz cenk etme-
yi, fethetmeyi, flehadet kültürünü iyi biliriz ama terör bizim kültürü-
müze son derece yabanc›, sefil ve korkak, kirli bir silaht›r.
Terör; ald›¤› bütün canlar, aziz flehitlerimiz, yaratt›¤› bütün sos-
yal ve ekonomik kay›plar bir yana, asl›nda Anadolu’muzun en az
1000 y›ll›k geneti¤ini bozmaya çal›flmaktad›r ve bin y›llar içerisin-
de do¤al geliflim sürecinde oluflmufl Anadolu’ya özgü çok kültürlü-
lü¤ü ve bir arada yaflayabilme karakterini tehdit etmektedir. Sel-
çuklu’yu, Osmanl›’y›, Türkiye Cumhuriyeti’ni yaflatan temel karakter
olan birlikte yaflama kabiliyetimiz tehdit edilmektedir.
Dikkat etmemiz gereken as›l konu, d›fl güçler taraf›ndan destek-
lenen terör belas›n›n bizim genlerimizi de¤ifltirmeye çal›flmas› ve bi-
zim kültürümüze ve yaflam biçimimize tamamen yabanc› olan ayr›l›k-
ç›, bölücü ve y›k›c› bir anlay›fl› bu co¤rafyada kurmaya çal›flmas›d›r.
Terör; bugün ne yaz›k ki bin y›ll›k birlikte yaflama karakterimizi
bozmay› hedeflemektedir.
De¤erli yurttafllar, bize d›flar›dan dayat›lmaya çal›fl›lan bu anla-
y›fl›n bu co¤rafyada tutunabilme flans› yoktur. Son 25-30 y›lda kul-
lan›lan bu metot sadece geçici bir ac› ve s›k›nt› yaflatmaktad›r an-
cak özü itibariyle buraya ait olmayan ayr›l›kç› terörün Anadolu’nun
do¤as›n› de¤ifltirmesi mümkün de¤ildir.
Anadolu’da terörün baflar› flans› yoktur, çünkü buraya ait de¤il-
dir ve bizim özümüzde yoktur.
Terör oyunundan k›sa vadede kazananlar olsa bile, bu süreçte
taraf olan, destekleyen, içinde kalan herkes bir sonraki süreçte kay-
bedecektir.
Etnik milliyetçili¤e ve ayr›l›kç›l›¤a dayal› terörün en üzücü etki-
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 173
lerinden biri de Türkiye’de siyaseti ve toplumu da ayr›flt›rarak, siya-
seti sadece milliyetçilik ekseni üzerinde yap›l›r hale getirmektir. Bu
eksen siyaseti kolaylaflt›rmakta, siyaset, ak›l ve bilgi ile yap›l›r ol-
maktan ç›kmakta, insanlar›n duygular›n›n sömürüsü üzerine yap›l-
makta ve siyasetin kalitesi düflmektedir. Bu da Türkiye’nin biriken
sorunlar›n›n çözümünü geciktirerek Türkiye’ye en büyük kötülü¤ü
yapmaktad›r.
Terör yüzünden ülkenin gerçek kurtulufl yolu olan siyaset, k›s›r
bir dar alan içerisine hapis olmakta ve ülkenin gelece¤i ile ilgili ye-
ni ve yarat›c› hedefler, iddial› projeler, ilerici at›l›mlar yerini bu dar
alandaki k›s›r - kal›p düflüncelere ve sloganlara b›rakmaktad›r. Bu
süreçte de çözüm bekleyen s›k›nt›lar birikmekte ve ço¤almaktad›r.
Terör sona ermelidir; Ancak tek bafl›na bu kal›c› bir çözüm için
yeterli de¤ildir. As›l önemli olan terörün varl›¤›na olanak sa¤layan
koflullar ortadan kald›r›lmal›d›r. Her nerede olursa olsun Cumhuri-
yetin tüm vatandafllar› ayn› olanaklara, asgari refaha, yaflam koflul-
lar›na ve gelecek ümitlerine sahip olmal›d›r. Bu sa¤lanmadan sade-
ce terörü lanetlemek sorunu çözmemektedir ve çözemeyecektir.
Bugün buradaki varl›¤›m›z›n, terörün yaflam alan› bulmas›n›
sa¤layan bu koflullar›n de¤iflmesi anlay›fl›n› güçlendiren ve gele-
cekle ilgili umutlar›m›z› yeflerten bir sürecin bafllang›c› olaca¤›na
inan›yorum.
Bugünden sonra Türkiye eskisi gibi olmayacakt›r, çünkü Diyar-
bak›r’›m›z›n ve yurdun dört bir yan›ndan terörü durdurmak için ge-
len duyarl› yurttafllar›m›z›n bugün ortaya koydu¤u ortak bilinç her
türlü zorlu¤u aflacak kadar kudretlidir.
Bu co¤rafyan›n birlikte yaflama kültürünün aflamayaca¤› engel
yoktur.
Fethedilemez denilen ‹stanbul’u atalar›m›za fethettiren de, ta-
rihte efli görülmemifl galibiyetlerin sahiplerine “Çanakkale Geçil-
mez” dedirten de, Kurtulufl Savafl›’n› dünyan›n en yenilmez ordula-
r› karfl›s›nda kazand›ran da, yüzy›l›n en büyük kitlesel afetlerinden
biri olan 17 A¤ustos 1999 Gölcük Depremi’nin muazzam y›k›c› gü-
cünün yaralar›n› k›sa sürede sard›ran da, bin y›ll›k birlikte yaflama
kültürümüze dayal› milletimizin eflsiz duyarl›l›¤›, çal›flkanl›¤› ve fe-
174 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

dakârl›¤›d›r.
Bugünkü mesaj net ve aç›kt›r; ayn› duyarl›l›k, ayn› çal›flkanl›k
ve ayn› fedakârl›k terör karfl›s›nda da gösterilecektir. Bu meydanda-
ki bayraklar›n tercümesi budur.
Terörden kurtulman›n ve yeniden birlik ve beraberlik içinde ol-
man›n yegane güvencesi ise yine Anadolu insan›n›n eflsiz karakteri
olacakt›r. Bu nedenle öncelikle özgün ortak bilincimize ve sa¤duyu-
muza güvenmeli, vicdan›m›z›n sesini dinlemeli ve bize kalan 1000
y›ll›k birlikte yaflayabilme miras›m›z› korumal› ve sahip ç›kmal›y›z. Bu
ortak miras›m›z›n elimizden al›nmas›na, baflka güçlerin ç›karlar› için
kullan›lmas›na ve yok edilmesine hiçbir zaman izin vermemeliyiz.
Hele bunu, asla bizim kültürümüze ait olmayan terör gibi son
derece ahlak d›fl› ve onursuz bir mücadele biçimiyle sa¤lamaya ça-
l›flanlara verilecek en güzel cevab› iflte bugün burada vermifl bulu-
nuyorsunuz.
De¤erli Diyarbak›rl›lar; akl› hür, fikri hür, vicdan› hür yurttafllar
olarak sizlerin kararl›l›¤›, özverisi ve ortak iradesi terörü topraklar›-
m›zdan kovacakt›r.
Yurdumuzun dört bir yan›ndan bu mitinge koflarak gelen de-
¤erli yurttafllar; sizlerin varl›¤› bu co¤rafyadaki kardefllerimize mo-
tivasyon olacak, karfl› karfl›ya oldu¤umuz bu s›k›nt›l› süreci elbirli¤i
ile aflmam›z› sa¤layacakt›r.
Bundan sonras›nda ise, geçmiflin hatalar›ndan ders alarak, da-
ha güzel, daha ça¤dafl, daha ayd›nl›k, huzur, bar›fl ve refah içerisin-
de, kaynaklar›n eflit ve adil paylafl›ld›¤›, f›rsatlar›n eflit oldu¤u bir
Türkiye’nin inflas› gerçeklefltirilecektir.
Hep birlikte, birlik ve beraberlik içerisinde...
Birlik ve kardefllik mitingimiz vatan›m›za, milletimize hay›rl› olsun.
Hepinizi sevgiyle kucakl›yorum.

AKUT geçmiflte oldu€u gibi gelecekte de, do€ru ve gerekli


oldu€una inand›€› biçimiyle, ulusal konulardaki duruflunu ka-
muoyu ile paylaflacakt›r.
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 175

AKUT’UN ALDI⁄I BA⁄IfiLAR


AKUT’a ve flahs›ma yap›lan sald›r›lara geçmeden önce, bu bö-
lümde son olarak 10 y›ldan fazlad›r sürdürdü€ümüz gönüllü ça-
l›flmalar›m›z› ve kitab›n bu bölümüne kadar bir k›sm›n› sizlerle
paylaflt›€›m bu kadar fleyi, ne kadarl›k bir ba€›fl deste€iyle yap-
t›€›m›z› da paylaflmak istiyorum. Bu konuda da bizi çok ama
çok yaralayan birçok dedikodu ve iftira ile karfl›laflt›€›m›z› bil-
menizi isterim.
Sonuçta bunca y›ld›r AKUT’un yapt›€›, yapmaya çal›flt›€› fley
para ifli de€il, gönül iflidir. Bize bu kadar düflmanl›k yapanlar, ha-
yat› bu kadar mekanik ve maddi görmek yerine, bizim fikirleri-
mizi ve ideallerimizi anlayabilselerdi, bu tür belden afla€› vurufl-
larla veya taflra usulü ilkel ve kaba engelleme çabalar›yla bizi
durduramayacaklar›n› da çözerlerdi. Ama t›pk› Mustafa Kemal’in
Band›rma Vapuru ile Anadolu’ya geçerken, K›zkulesi aç›klar›nda
demirlemifl ‹stanbul’u iflgal eden düflman z›rhl›lar›n›n karfl›s›nda
ifade etti€i gibi; Bunlar›n bildikleri tek fley maddedir, sadece de-
mire ve çeli€e inan›rlar, ideal ve iman›n gücünü anlamazlar.
Anlamad›klar› için de kazanamazlar...
AKUT’u ilk kurdu€umuz 1996 y›l›nda ve takip eden y›llarda
d›flar›dan ald›€›m›z maddi katk› hemen hemen s›f›rd›. AKUT’un
yapt›€› bütün çal›flmalar› y›llarca kendi cep harçl›klar›m›zla ve
kendi kazand›€›m›z paralarla finanse ettik. Arama ve kurtarma
görevlerine kendi arabalar›m›zla ç›kt›k. AKUT’un görevlerini
daha güvenli ve verimli yapabilelim diye o y›llarda AKUT’un li-
der kadrosunun ço€u binek arabalar›n› sat›p cip, kamyonet gibi
arabalar sat›n alm›flt›. 1997 y›l›nda ben de dört çeker bir kamyo-
net alm›flt›m. Acil durumlarda gerekir diye bir de araç telefonu
sat›n alm›flt›m arabam› de€ifltirdikten sonra. O y›llarda 522’li
hatlar arazide di€er hatlardan daha iyi çekiyordu. AKUT’un ka-
t›ld›€› bütün arama ve kurtarma görevlerine kendi arabalar›m›z-
la gittik y›llarca. Bu durumun tek istisnas›, 1997’de bir gönüllü-
176 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
müzün babas›n›n çabalar›yla, TOFAfi taraf›ndan AKUT’un kul-
lan›m›na verilen ikinci el bir Ducato minibüs olmufltu. TOFAfi,
1999 Gölcük Depremi’nden sonra arac› bize ba€›fllad›, o mini-
büsü bugün bile kullan›yoruz. Bu durum 17 A€ustos 1999 Göl-
cük Depremi’ne kadar da böyle devam etti.
1999 Gölcük Depremi’ne de kendi arabalar›m›zla gittik, hat-
ta hat›rlayacaks›n›z cep telefonlar› depreme ba€l› hasarlar ve
afl›r› yüklenmeden çal›flmad›€› için, AKUT’un bölgede kald›€›
bütün süreçte benim araba telefonum kullan›lm›flt›.
AKUT’un o kadar paras› yoktu ama AKUT’lular›n gönlü o
kadar geniflti ki, gitti€imiz bütün arama kurtarma görevlerinde,
AKUT’a sa€dan soldan bulabildi€imiz birtak›m malzemelerin
d›fl›nda, kendi da€c›l›k malzemelerimizi, kendi arabalar›m›z›,
kendi k›yafetlerimizi kullan›yorduk. O yüzden ilk y›llar›m›zda
hepimiz farkl› renklerdeki kendi da€c› k›yafetlerimizle yans›d›k
foto€raflara. Bütün görevlere kendi araçlar›m›zla ve yak›t mas-
raf›n› da kendi aram›zda bölüflerek gittik. AKUT’un malzemele-
rini koyacak AKUT’a ait bir yerimiz olmad›€› için malzemele-
rimiz y›llarca benim evimin alt kat›nda durdu. Operasyonlara,
tatbikatlara gidifl gelifller benim evimden malzemeler al›narak
bafllard›. 17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi’ne bile giderken ar-
kadafllar sabah›n o erken saatlerinde babam› kald›r›p evden mal-
zelemelerimizi alarak Avc›lar’a gittiler. Ço€umuzun malzemesi
kayboldu, y›rt›ld›, zarar gördü do€al olarak. Ama bundan hiçbi-
rimiz ne gocunduk, ne flikâyet ettik, ne de aram›zda bir konufl-
mas› oldu. Kimde ne varsa ortaya koyuyordu ve elbirli€iyle, gi-
dip her ne ise o acil durum çözmeye çal›fl›yorduk. Çünkü biz can
kurtarman›n kutsall›€›n› çoktan kavram›flt›k.
Yeri gelmiflken o günlerin ac›lar›yla pek paylaflamad›€›m bir
konuyu da size aktarmak isterim. Gölcük Depremi yafland›€› s›-
rada AKUT’un kurucular›ndan Memo (Memet Tanr›sever) ve
ben yurt d›fl›ndayd›k. Memo’yu Japon d›fl ifllerinin uluslararas›
iflbirli€i kurumu olan JICA’n›n düzenledi€i kurtarma ve ilkyar-
d›m temal› 3 ay sürecek bir e€itim program› için Japonya’ya yol-
lam›flt›k. 1998 Adana Ceyhan depreminde yapt›€›m›z baflar›l› ça-
l›flmalar ve bize her zaman büyük bir sempati ile yaklaflan Bafl-
bakan›m›z Say›n Bülent Ecevit’in deste€iyle, Devlet Planlama
Teflkilat› bu proje için Türkiye’den tek kat›l›mc› hakk›n› bizim
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 177
için kullanm›flt›. Deprem’den bir hafta kadar önce ben de bir
grup denizci dostumla birlikte yelkenli tekne ile M›s›r’a do€ru
denize aç›lm›flt›m. Depremin yafland›€› saatlerde Port Said lima-
n›na girmifltik. Günlerdir aç›k denizde oldu€umuz için do€al ola-
rak telefon çekmiyordu. Limana girince telefonlar›m›z› açt›k ve
gelen mesajlardan ac› haberi ald›k. Sadece büyük bir deprem ol-
du€u ancak etkisinin ne oldu€u sabah saatlerinde bilinmiyordu
do€al olarak. AKUT’taki arkadafllar›m sars›nt›n›n büyüklü€ün-
den ve Avc›lar’da y›k›lan binalardan bahsediyordu. Yurt d›fl›nda
olunca ve eliniz kolunuz bir yere ulaflamay›nca insan çok çaresiz
hissediyor kendisini. Hemen o saatlerde ulaflabildi€imiz herkesi
aray›p durumu anlamaya çal›flt›k. Telefonlar afl›r› y›€›lmadan do-
lay› sa€l›kl› çal›flm›yormufl Türkiye’de, ancak ben yurt d›fl›ndan
arad›€›m için hatlar daha müsaitti. Hatta ilk saatlerde AKUT’ta-
ki arkadafllar›m aras›nda M›s›r’dan bir iletiflim köprüsü bile olufl-
turmufltum. ‹lerleyen saatlerde durum biraz daha belirginleflti ve
olay›n büyük bir y›k›ma yol açm›fl olabilece€ini düflünmeye bafl-
lad›k, ancak hâlâ sadece ‹stanbul’la s›n›rl›yd› bilgimiz. Yine de
Memo da, ben de hemen ‹stanbul’a dönmeye ve insan›m›z›n yar-
d›m›na koflmaya karar verdik. Ö€le saatlerinde Port Said lima-
n›nda demirlemifl teknemizden ayr›l›p Kahire’ye bir taksiyle git-
tim ve bulabildi€im ilk uça€a atlay›p ayn› gün akflamüstü ‹stan-
bul’a vard›m ve evime de gitmeden havaalan›ndan do€ruca Av-
c›lar’a gittim ve üzerime geçirdi€im AKUT t-shirt’üyle arkadafl-
lar›m›n aras›na kar›flt›m. E€itimini yar›da kesen Memo da 3. gü-
nün sabah› vard› ‹stanbul’a ve do€ruca deprem bölgesine gitti.
Sonras›n› biliyorsunuz...
‹lk y›llarda AKUT’un bütün maddi yükünü AKUT’un lider
kadrosu ve onlara inanan yak›n çevreleri çekti. Bu süreçte bize
ama az ama çok destek veren kurulufllar toplasan›z 15 tane bile
de€ildi. O zamanki genel sekreterimiz Nevzat Çetin’in ofisinde
topland›k y›llarca; fax›n›, telefonunu, fotokopi makinesini kul-
land›k. Dr. Feridun Çelikmen’in büyük özverisi ve çal›flt›€› has-
tane International Hospital’›n o y›llarda AKUT’a verdi€i destek
unutulacak gibi de€ildir. AKUT’a malzeme sat›n alana kadar
y›llarca Memo’nun (Memet Tanr›sever) teknik malzemelerini
kulland›k ve kiflisel çabalar›yla ö€rendi€i arama kurtarma bilgi-
leriyle ekibimize verdi€i e€itimlerle arazide koflturduk. 1999
Gölcük Depremi’nde ne yapmam›z ve nas›l yapmam›z gerekti-
€ini bu kadar iyi bilmemizin önemli sebeplerinden biri de Me-
178 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
mo’nun e€itim konular›ndaki özverili çabalar›d›r.
17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi’ne kadar da bu durum
böyle devam etti. Hatta Gölcük Depremi sabah› AKUT’un kasa-
s›nda sadece 7 usd karfl›l›€› bir para ve bana da 3400 usd borcu
vard›. O günlerde AKUT’un çok ihtiyac› olan yeni sat›n ald›€›-
m›z teknik malzemelerin paras›n›, ne zaman ve nas›l geri gele-
ce€ini de düflünmeden ben ödemifltim. Ancak deprem sonras›
AKUT’a yap›lan ba€›fllar sayesinde bu para bana geri ödendi.
Sonuçta biz AKUT’u vatan›m›za, milletimize hizmet için
kurduk. Bu hizmet sadece el eme€i, bedensel çaba de€il, maddi
manevi bütün varl›€›m›z› adamay› gerektirecek kadar büyük bir
davayd›. Ne yaz›k ki 17 A€ustos 1999 sabah›, bütün Türkiye bi-
zim y›llar önce kavrad›€›m›z gerçe€i çok ac› bir deneyimle bir-
likte yaflayarak ö€renmek zorunda kalacakt›.
fiimdi de sizlere AKUT’a bugüne dek yap›lan ba€›fllardan
bahsetmek istiyorum. Bu ba€›fllar›n her biri makbuz numaras›y-
la birlikte web sayfam›z olan www.akut.org.tr adresinde de, aç›k
ve fleffaf bir flekilde web sayfam›z› açt›€›m›z günlerden beridir
ilan edilmektedir.
Bize karfl› o kadar ciddi kampanyalar ve anti propagandalar
yap›ld› ki, 2001 ve 2002 y›llar›nda AKUT’a yap›lan ba€›fllar ne-
redeyse s›f›ra inecekti. O süreci de, 1999 y›l›nda gelen paray›
çok idareli ve dikkatli kullanmam›z sayesinde atlatabildik. As-
l›nda gelecekte bu tür bir fleyin bafl›m›za gelebilece€ini hiç ön-
görmemifltik ama zaten tutumlu ve milletimizin paras›n›, kendi
aram›zdaki deyiflimizle Ayfle teyzenin, Mehmet amcan›n paras›-
n›, kendi param›zdan daha iyi korudu€umuz için o y›llar› da at-
latmay› baflard›k.
Afla€›da sizlere AKUT’un bugüne dek ald›€› bütün ba€›flla-
r›n bir dökümünü göstermek istiyorum. 2007 y›l› henüz bitme-
di€i halde yine de 15 A€ustos 2007 tarihine kadar gelen ba€›fl-
lar› sizle paylaflmak istiyorum; 142.474,17 YTL.
1996-1997 y›llar›nda hiç ba€›fl almad›k, 1998 y›l›nda ise
YTL olarak bakacak olursak 2.678 YTL ba€›fl ald›k. AKUT’un
gerçek anlamda ba€›fl almaya bafllamas› 1999 Gölcük Depremi
sonras›nda olmufltu. Bu rakamlardan da anlafl›laca€› gibi 1999
Depremi de dahil olmak üzere, o tarihe dek AKUT’un bütün
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 179
masraflar›n› AKUT’un gönüllüleri üstlenmiflti.
Bu arada her zaman fleffafl›€› ve aç›kl›€› savunan ve Dernek-
ler Kanunu’na göre gerekli bütün evraklar›n› eksiksiz haz›r tu-
tan AKUT, herhangi bir yükümlülü€ü olmamas›na ra€men, her
y›l bütün hesaplar›n› ayr›ca ba€›ms›z bir denetçiye de denetlet-
mifltir. Afla€›daki listede o y›lki ba€›fllar›m›z› denetleyen yetkili
denetçilerin de ad›n› bulabilirsiniz.

1999 Y I L I 432.134,20 YTL


1- Üye Aidatlar› 145,00 YTL
2- Ba€›fllar 432.134,20 YTL
fiah›s + Kurum Ba€›fllar› 432.134,20 YTL
Denetleyen; ERD‹KLER-ERATARLAR YEM‹NL‹ MAL‹
MÜfiAV‹RL‹K Afi

2000 Y I L I 118.422,71 YTL


1- Üye Aidatlar› 108,00 YTL
2- Ba€›fllar 118.314,71 YTL
fiah›s Ba€›fllar› 6.677,64 YTL
Kurum Ba€›fllar› 86.862,07 YTL
Devlet Ba€›fllar› 24.775,00 YTL
3- Yurt d›fl› Ba€›fllar› 8.336,22 YTL
Denetleyen; S.M.M.M. EROL ÇELEN

2001 Y I L I 46.886,77 YTL


1- Üye Aidatlar› 598,80 YTL
2- Yurtiçi Ba€›fllar› 46.287,97 YTL
fiah›s Ba€›fllar› 765,55 YTL
Kurum Ba€›fllar› 45.522,42 YTL
Devlet Ba€›fllar› 0,00 YTL
3- Yurtd›fl› Ba€›fllar› 0,00 YTL
Denetleyen; S.M.M.M. EROL ÇELEN

2002 Y I L I 23.060,94 YTL


1- Üye Aidatlar› 828,00 YTL
2- Ba€›fllar 20.858,00 YTL
180 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
fiah›s Ba€›fllar› 1.177,00 YTL
Kurum Ba€›fllar› 19.680,99 YTL
Devlet Ba€›fllar› 0,00 YTL
3-Yurd›fl› Ba€›fllar› 1.374,94 YTL
Denetleyen; S.M.M.M. EROL ÇELEN
2003 YILI 112.241,27 YTL
1- Üye Aidatlar› 1.577,20 YTL
2- Yurtiçi Ba€›fllar› 85.341,13 YTL
fiah›s + Kurum Ba€›fllar› 69.203,64 YTL
Devlet Ba€›fllar› 16.137,50 YTL
3-Yurtd›fl› Ba€›fllar› 25.322,94 YTL
Denetleyen; S.M.M.M. EROL ÇELEN

2004 Y I L I 223.871,79 YTL


1- Üye Aidatlar› 1.446.80 YTL
2- Yurtiçi Ba€›fllar› 165.153.87 YTL
2. 1Özel Sektör Ba€›fllar› 57.934,74 YTL
2. 2 SMS Ba€›fllar› 101.795,00 YTL
2. 3 Kumbara Ba€›fllar› 5.424,13 YTL
4-Yurtd›fl› Ba€›fllar› 57.271.12 YTL
4.1 Yurtd›fl› Ba€›fllar› 57.271.12 YTL
Denetleyen; S.M.M.M. EROL ÇELEN

2005 YILI 218.898,87 YTL


1- Üye Aidatlar› 1.609.20.-YTL
2- Yurtiçi Sponsorluk Ba€›fllar› 217.289.67.-YTL
2.1 Ayni Sponsorluk Ba€›fllar› 3.542.58.-YTL
2.2 Nakdi Sponsorluk Ba€›fllar› 109.000.34.-YTL
2.3 WEB POS Kampanya Ba€›fllar› 1.225.00.-YTL
2.4 Gelece€e Destek Kampanya Ba€. 1.156.00.-YTL
2.5 SMS Kampanya Ba€›fllar› 75.015.00.-YTL
2.6 Kumbara Kampanya Ba€›fllar› 27.350.75.-YTL
Denetleyen; S.M.M.M. CEYHUN GÜLfiEN

2006 YILI 310.214,71 YTL


1- Üye Aidatlar› 1.610.00.-YTL
2- Yurtiçi Sponsorluk Ba€›fllar› 308.604.71.-YTL
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 181
2.1 Ayni Sponsorluk Ba€›fllar› 45.785.58.-YTL
2.2 Nakdi Sponsorluk Ba€›fllar› 213.846.12.-YTL
2.3 WEB POS Kampanya Ba€›fllar› 270.00.-YTL
2.4 SMS Kampanya Ba€›fllar› 22.060.00.-YTL
2.5 Kumbara Kampanya Ba€›fllar› 26.643.01.-YTL
Denetleyen; S.M.M.M. CEYHUN GÜLfiEN
Yukar›daki tablodan aç›kça anlafl›laca€› gibi, 1999 y›l›nda bi-
zi Türkiye’nin en güvenilir kurumlar›n›n bafl›na yerlefltiren hal-
k›m›z ba€›fllar›yla da bunu destekledi. Ancak 2000 y›l›nda dozu
artan karalama kampanyalar› 2001 ve 2002 y›l›nda bize yap›lan
ba€›fllar› ciddi flekilde düflürdü. 2003 y›l› ile birlikte, her fleye
ra€men sessiz sedas›z sürdürdü€ümüz çal›flmalar›m›z ve istikra-
r›m›z sayesinde AKUT’a yap›lan ba€›fllar yeniden yavafl da olsa
artmaya bafllad›. 2004 ve 2005 y›llar›nda yeni bir proje olarak
bafllatt›€›m›z SMS kampanyam›z›n da, yani fatural› GSM ope-
ratörlerinden 2930’a AKUT yaz›l› bir mesaj yollayarak 5’er
YTL ba€›fl yapan duyarl› vatandafllar›m›z sayesinde AKUT bi-
raz daha rahatlad›. 2006 y›l›nda anlafl›lmaz bir flekilde RTÜK’ün
AKUT’un SMS kampanyas›n› televizyonlarda yay›nlatmama
karar› ile ne yaz›k ki SMS’lerden gelen ba€›fllar ciddi flekilde
düfltü. Yine 2006 y›l›nda LEVI STRAUSS Vakf›, birlikte yapt›-
€›m›z bir proje karfl›l›€›nda 55.000 usd (82.282,50 YTL) ba€›fl
yapt› AKUT’a, ki 2006 y›l› ba€›fllar›n› yükselten kalem de asl›n-
da bu oldu. 2006 y›l›nda görkemli bir gece ile 10. y›l›n› kutlayan
ve kal›c›l›€›n› ispat eden AKUT’a halk›m›z 10. y›l›m›z vesilesi
ile artan bir yak›nl›k gösterdi. Bütün karalama kampanyalar›na
ra€men do€ru bildi€i yoldan ayr›lmayan AKUT’a yap›lan des-
tekler artmaya bafllad›.
Yine yeri gelmiflken bizi rahats›z eden bir konuyu da sizle
paylaflmak istiyorum. AKUT son derece k›s›tl› imkânlarla bugü-
ne dek gerçeklefltirdi€i bu kadar çal›flman›n yan› s›ra bir de oto-
mobil vergisi diye devlete toplamda 79.527,90 YTL ödemifl bir
kurumdur. Bu bizi çok zorlayan konuyu Maliye Bakan›m›z sa-
y›n Kemal Unak›tan’la 3 defa karfl›l›kl› görüfltü€üm ve çözüle-
ce€i yönünde söz ald›€›m halde bir sonuç alamad›k henüz. Ku-
rufl kurufl halk›m›zdan toplad›€›m›z ba€›fllar› üstüste koyup oto-
mobil vergisi olarak ödemek bize çok a€›r geliyor. Sonuçta biz
bu araçlarla gelir getirici veya keyfi bir hareket yapm›yoruz ki,
kamu yarar›na olan çal›flmalar›m›z› sürdürmeye çal›fl›yoruz.
182 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
TÜM YILLARA A‹T
AKUT’UN ÖDED‹⁄‹ TAfiIT V E R G ‹ L E R ‹
DÖNEM‹ TUTA R I
2000 3,389.14
2001 6,200.81
2002 9,120.03
2003 27,484.95
2004 3,306.70
2005 8,911.00
2006 10,176.27
2007 10,939.00
Toplam 79,527.90

Elbette ki kanunlara % 100 sayg›l› bir STK olarak, kendimi-


ze bir ayr›cal›k istemiyoruz, ama en az›ndan araç vergilerinin bi-
zim zorlukla toplad›€›m›z ba€›fllardan ödenmesi yerine sadece
bu konu için bize aktar›lacak baflka bir kaynaktan karfl›lanmas›-
n› istiyoruz. Maliye Bakan›m›zdan istedi€im de buydu aç›kças›.
Büyük özverimize ra€men her araç vergilerini ödeme dönemi,
kumbaralardan 0.5 YTL, 1 YTL’leri toplay›p vergi borcumuzu
denklefltirmeye çal›flmak bize a€›r geliyor. (Ek: 39)
Kitab›m›n buraya kadar olan k›sm›nda, henüz AKUT’a özel-
likle 2000 y›l›yla birlikte artan engelleme, karalama, kamuoyu
önünde sayg›nl›€›n› küçük düflürme, hatta finans kaynaklar›n›
kesme çal›flmalar›ndan bahsetmedi€im için, 2005 y›l› sonlar›nda
acil durum yönetimi konular›nda neden e€itim, denetleme ve
dan›flmanl›k hizmetlerine girdi€imiz konusuna da de€inmek is-
tiyorum.
Biz AKUT’a gönül vermifl ve gönüllülü€ü, karfl›l›ks›z yard›-
m› hayat›n›n merkezine oturtmufl ama bin türlü engelle bo€ufl-
maktan b›km›fl, kendini bu tür konularda y›llar içerisinde gelifl-
tirmifl genç insanlar olarak, biricik AKUT’umuzu ayakta tutup
vatan›m›za, milletimize karfl›l›ks›z götürdü€ümüz hizmetlerin
devam›n› sa€layabilmek için bir gün bir karar verdik, vermek
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 183
zorunda kald›k. Madem hayat›m›z› zorlaflt›rmak için, çal›flmala-
r›m›z› engellemek için her türlü iftiray› at›p, karalama kampan-
yalar› yap›p, hatta kamuoyuna ulaflmam›z› bile engelleyip der-
ne€imize ba€›fl yap›lmas›n› kesmek istiyorlar, o zaman biz de
kendi finans kaynaklar›m›z› kendimiz yarat›r›z dedik.
Nitekim bu amaçla bir iktisadi iflletme kurduk ve bütün bu
tür çal›flmalar› bu havuzda toplad›k. Bu sayede bir yandan
AKUT’un bilgi birikimini ticaret odalar›, sanayi odalar›, tekstil,
çimento, bankac›l›k gibi büyük sektörlerle paylafl›rken, bir yan-
dan da AKUT’a gönül vermifl e€itmen olarak yetiflmifl arkadafl-
lar›m›z›n bu yap›dan geçimlerini sa€lama, hem de AKUT’a
maddi anlamda destek sa€lama imkân› bulduk.
Yani biz hem gönüllü€ümüzü, hem de baz›lar›m›z profesyo-
nel iflimizi AKUT’u yaflatacak flekilde tasarlad›k, tasarlamak zo-
runda kald›k.
Bu süreçte dünya da bizi yavafl yavafl tan›maya bafllad›. 1981
y›l›ndan bu yana dünyan›n 60’tan fazla ülkesinde, 1800 civar›n-
da sivil giriflimciyi destekleyen ve Türkiye’de etkin çal›flan AS-
HOKA adl› sivil giriflimci destekleme program›, AKUT’ta yap-
t›€›m çal›flmalar nedeniyle beni de programa dahil etmeye karar
verdi. (Ek: 40) Karfl›l›ks›z bir burs gibi düflünülebilecek olan bu
program çerçevesinde, AKUT’taki çal›flmalar›m› daha rahat sür-
dürebilmeme destek vermek amac›yla 3 y›l boyunca her ay yak-
lafl›k 900 usd gibi bir paray› benim ad›ma yat›rd›lar. Bu para bi-
zim anlay›fl›m›za göre AKUT’un, AKUT’lular›n hakk›d›r ve ben
hak etmedi€im hiçbir fleyi kabul edemem. 33.000 dolar civar›n-
daki bu paray› da oldu€u gibi AKUT’a ba€›fllad›m ve AKUT’un
ihtiyaçlar› için kullan›lmak üzere 7 Yönetim Kurulu üyesinin
onay›yla kullan›lmak üzere bir sistem kurduk.
Dünya bizi ilgi ve takdirle izlerken, bu kadar a€›r ve zor bir
konuda özgün olan modelimizi %100 gönüllülükle y›llard›r na-
s›l ayakta tutarak sürekli gelifltirdi€imizi anlamaya çal›fl›rken,
içeride baflka hesaplar bafllam›flt› bile...
184 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 9

Hürriyet gazetesi 05.04.1997

Akflam gazetesi
21.12.1997
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 185

Akflam gazetesi
27.12.1997
186 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Milliyet gazetesi, 23.05.1998


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 187

 Hürriyet gazetesi,
21.12.1998
Hürriyet Akdeniz,
28.05.1999

188 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 10

Yenilikçi Vitrin gazetesi, 18.12.1998

EK: 11

Sabah gazetesi, 29.06.1998


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 189

Akflam gazetesi, 29.06.1998

Milliyet gazetesi, 30.06.1998


190 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Milliyet gazetesi, 30.06.1998

Akflam gazetesi, 07.08.1998

Finansal Forum, 26.07.1998


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 191

Radikal gazetesi, 30.08.1998

Hürriyet gazetesi, 30.08.1998


192 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 12

AKUT’un kamu yarar›na çal›flan dernek belgesi


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 193
EK: 13

ABD Baflkan› Bill Clinton’la birlikte, 18.11.1999

Hürriyet gazetesi,
19.11.1999.
194 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Hürriyet gazetesi, 18.08.2000


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 195

Türkiye gazetesi, 18.05.1999

Akflam gazetesi, 02.09.1999


196 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Cumhuriyet gazetesi, 02.09.1999


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 197

<
Milliyet Pazar eki, 29.08.1999

<
Zaman gazetesi, 21.08.1999

<
Türkiye gazetesi,
29.09.1999
198 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Aktüel dergisi, 02.09.1999

Marketing Türkiye,
01.10.1999
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 199

‹stiklal gazetesi, 02.09.1999

Radikal gazetesi, 02.09.1999


200 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

02.09.1999, Star gazetesi.

Türkiye gazetesi,
02.09.1999
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 201

28.08.1999,
Radikal gazetesi.

Günefl gazetesi, 03.09.1999


202 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Sabah gazetesi, 27.08.1999


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 203

Bursa (yerel gazete), 1999

Zaman gazetesi, 07.09.1999


204 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Aktüel dergisi, 1999.

Akflam gazetesi,
08.10.1999
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 205
EK: 14

Sabah gazetesi,
01.09.1999
Yeni As›r gazetesi
17.04.1999

Bizim Gazete,
11.08.1999
206 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Kocaeli gazetesi,
10.05.2000

Bursa 2000
gazetesi,
15.10.1999

Bursa 2000 gazetesi,


15.09.1999
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 207

Zaman gazetesi, 16.11.1999

Radikal gazetesi, 19.10.1999


Egeli Sabah gazetesi,
02.10.1999
208 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Yeni As›r gazetesi, 02.10.1999

Dünya gazetesi, 28.09.1999

Bak›fl gazetesi, 01.09.1999



Milliyet gazetesi, Hürriyet gazetesi,
04.09.1999 12.09.1999
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 209

Egeli Sabah gaze-


tesi, 20.11.1999

Bursa 2000 gazetesi, 23.09.1999


210 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Hürriyet gazetesi,
30.05.2000

Hürriyet gazetesi, 22.04.2001

Sabah gazetesi, 07.09.1999

Öncü gazetesi, 09.11.1998


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 211

Sabah gazetesi ‹stanbul,


30.11.1999
 Sabah gazetesi,
04.10.1999

Hürriyet gazetesi, 31.03.2001


212 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

‹ntermedya, 05.09.1999

Hürriyet gazetesi, 08.07.2000


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 213

‹stanbul eki, 08.02.2000

Milli Gazete, 06.12.1999

18.05.2003
214 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 15

Yeni Asya gazetesi,


16.12.1999

Milliyet gazetesi, 13.09.1999

Hürriyet Ege gazetesi,


02.12.1999

Hürriyet gazetesi, 21.03.2000


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 215

Öncü gazetesi, 14.01.2000

Nokta dergisi, 26.09.1999

Cumhuriyet gazetesi, 18.09.1999


216 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Posta gazetesi, 27.09.1999

Akflam gazetesi, 26.09.1999

Milliyet gazetesi, 26.10.1999 Milliyet gazetesi, 24.09.1999


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 217

Alem dergisi, 06.10.1999

TBMM Eski Baflkanlar›ndan Y›ld›r›m Akbulut’tan plaket al›rken


218 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Milliyet gazetesi,
31.10.1999

AKUT merkezindeki plaketler ve ödüller...


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 219
EK: 16

Günefl gazetesi, 09.09.1999

Sabah gazetesi, 09.09.1999


220 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Hürriyet gazetesi, 09.09.1999

Milliyet gazetesi, 09.09.1999


Radikal gazetesi, 11.09.1999
❏ AKUT’un Öyküsü ❏

Hürriyet gazetesi, 13.09.1999


Takvim gazetesi, 09.09.1999
221
222 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

TASEAD ilan›, 26.09.1999


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 223
EK: 17

Sabah gazetesi,
23.09.1999

Gözcü gazetesi,
24.09.1999

Hürriyet gazetesi, 24.09.1999


224 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Sabah gazetesi,
26.09.1999

Türkiye gazetesi, 16.01.2000


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 225
EK: 18

Akflam gazetesi, 01.02.2001

Milliyet gazetesi, 01.02.2001


226 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Hürriyet gazetesi Akdeniz, 02.02.2001

Cumhuriyet gazetesi, 03.02.2001


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 227

D›fliflleri Bakan›m›z Say›n ‹smail Cem taraf›ndan AKUT’a gönderilen teflekkür


mektubu.

Sabah gazetesi, 23.02.2001


228 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 19

Hürriyet gazetesi, 12.03.2000

Zaman gazetesi, 12.03.2000


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 229

Posta gazetesi, 13.03.2000


230 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 20

Radikal gazetesi, 29.12.2003


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 231
EK: 21
232 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 233
EK: 22

Yeni ‹leri, 14.05.2000


234 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Antalya Express, 15.12.2000

Hürriyet gazetesi, 16.12.2000


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 235

AKUT’tan Özel Harekat Polis Timine arama kurtarma e¤itimi, Aral›k 2002.

AKUT’tan Giresun’da 盤da arama kurtarma e¤itimi...


236 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 23

Cumhuriyet gazetesi, 24.12.2002

Milliyet gazetesi, 30.11.2002


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 237

Cumhuriyet gazetesi,
10.01.2002
238 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 24

AKUT Bingöl Ekibi


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 239

14 fiubat 2006, Bingöl gazetesi.


240 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Bingöl’ün Sesi gazetesi, 27.01.2004.


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 241
EK: 25

AKUT Türkiye toprak haritas›...


242 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 243

Tempo dergisi, 15-21.04.2004.


244 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 245
246 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Mavi Dünya gazetesi, 01.07.2004

AKUT 81 ile ulaflt›


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 247
EK: 26


AKUT’tan çocuklar›m›za,
5.000 okul çantas›...

AKUT’tan ö¤rencilere Hakkari ‹lsesi gazetesi, 29.10.2005


10.000 çocuk kitab›
248 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Afyonkarahisar Görüntü, 16.09.2006


EK: 27
❏ AKUT’un Öyküsü ❏
249

Kars (yerel gazete), 16.02.2006 AKUT, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hatt› projesinde


250 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 28

Takvim gazetesi, 17.08.2003

Akflam gazetesi, 21.08.2003


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 251
EK: 29

AKUT’tan organ ba¤›fl› kampanyalar›na destek...


252 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 30

Hürriyet gazetesi, 29.04.20046


EK: 31

AKUT’tan küresel
›s›nmaya dikkat afifli...
❏ AKUT’un Öyküsü ❏

fiubat 2007 tarihli, küresel ›s›nmaya dikkat t›rman›fl›...


253
254 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 32

Zaman gazetesi, 29.03.2000

Türkiye gazetesi, 16.10.2002 Sabah gazetesi


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 255

Hürriyet gazetesi, 14.05.2000

Milli Gazete, 27.12.2003


256 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Olay gazetesi, 09.08.2006


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 257

AKUT’tan tatbikat, 15.05.2003

Yeni ‹leri gazetesi,


18.12.1999
258 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Batman Postas›, 22.04.2003

Hürriyet gazetesi, 22.05.2000


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 259

Milliyet gazetesi, 22.02.2002

Posta gazetesi, 23.10.2003


260 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Hürriyet gazetesi, 25.05.2001


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 261

Zaman gazetesi, 08.05.2002

Hürriyet gazetesi, 04.07.2000


262 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Posta gazetesi / Hürriyet gazetesi

Star gazetesi, 08.11.2003


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 263

Hürriyet gazetesi, 08.05.2007


264 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Körfez’deki okullara AKUT’tan deprem tatbikat›...


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 265

AKUT’tan Atatürk’e ba¤l›l›k mesaj›


266 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

EK: 33

Star gazetesi, 15.12.1999

Hürriyet gazetesi, 25.11.1999


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 267
EK: 34

Kapital dergisi, Nisan 2007


268 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 35

Ali Nasuh MAHRUK‹, 21 May›s 1968’de ‹stanbul’da do¤du, ilk ve orta


ö¤renimini fiiflli Terakki Lisesi’nde tamamlad›ktan sonra 1992 y›l›nda
Bilkent Üniversitesi ‹flletme Fakültesi’nden mezun oldu. Da¤c›l›kla 1988
sonlar›nda, isim babal›¤›n› ve üç y›l boyunca baflkanl›¤›n› yapt›¤› Bilkent
Üniversitesi Do¤a Sporlar› Toplulu¤u’nda – DOST’ta - tan›flt›. Yazar, fo-
to¤rafç› ve profesyonel sporcu olan Mahruki, da¤c›l›k, ma¤arac›l›k, ya-
maç paraflütü, aletli dal›fl, motor sporlar›, yelken ve bisiklet sporlar› yap-
maktad›r.

1992 - 1994 y›llar› aras›nda, Sovyet Asya’n›n en yüksek (7000 met-


renin üzerinde) befl da¤›na t›rmanarak, (Khan Tengri – Lenin – Korje-
nevskoy – Communism – Pobeda) Rusya Da¤c›l›k Federasyonu taraf›n-
dan verilen “Kar Leopar›” ünvan›n› alan az say›daki bat›l› da¤c›dan biri
oldu. Dünyan›n en zorlu ve tehlikeli 7000’lik da¤lar›ndan biri olan Po-
beda Da¤›’n›n 8. solo t›rman›fl›n› yapt›.
1995 y›l›nda, Everest Da¤›’na t›rmanan ilk Türk ve dünyadaki ilk
müslüman da¤c› oldu.
1996 y›l›nda, Camel Trophy Türk tak›m›na girerek Kalimantan’da
Türkiye’yi temsil etti ve ekip olarak, Tak›m Ruhu de¤erlendirmesinde
dünya ikincisi, genel sonuçlarda dördüncülük elde ettiler. Ayn› y›l, dün-
yan›n yedi k›tas›n›n her birinin en yüksek da¤›na t›rmanmay› içeren, “Ye-
di Zirveler” projesini tamamlayan dünyadaki 46. da¤c› ve en genci oldu.
(Bu da¤lar; Everest, Aconcagua, Vinson, Kilimanjaro, Mc. Kinley, Elbruz,
Kosciusko’dur.)
1997 y›l›nda, motosiklet ile Türkiye, ‹ran, Pakistan, Hindistan, Nepal
ve S›kk›m’› içeren 21.000 kilometrelik bir yolculuk yapt›. 8201 metrelik
Cho Oyu Da¤›’na yapt›¤› t›rman›flla, Türkiye’nin en yüksek solo t›rman›-
fl›n› gerçeklefltirdi.
1998 y›l›nda, 8516 metrelik Lhotse Da¤›’na yapt›¤› t›rman›flla, Tür-
kiye’nin en yüksek oksijensiz t›rman›fl›n› gerçeklefltirdi. Ayn› y›l 8163
metrelik Manaslu da¤›n› denedi.
2000 y›l›nda, dünyan›n en zorlu ve tehlikeli da¤lar›n›n bafl›nda ge-
len, dünyan›n 2. yüksek da¤› 8611 metrelik K2 da¤›n›n ilk Türk t›rma-
n›fl›n›, oksijensiz olarak gerçeklefltirdi.
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 269
2001 y›l›nda, Kuzey Alaska’n›n son derece sert iklimi ve co¤rafyas›n-
da, çok özel olarak haz›rlanan “Arktik Koflullarda Hayatta Kalma” e¤iti-
mi ald›. 7546 metrelik Muztag Ata Da¤›’na t›rmand›. (Türkiye’nin en
yüksek kayakl› t›rman›fl›.)
2002 y›l›nda, Himalayalar› motosikletle aflarak Bat› Tibet’teki kutsal
Kailash da¤›n› ve Everest Da¤›’n›n Ana Kamp›n› ziyaret etti.
2003 y›l›nda bugüne dek sadece bir kez gerçeklefltirilen, dünyan›n
en kuzeyindeki 7000 metreden yüksek da¤ olan Pobeda Da¤›’n›n k›fl t›r-
man›fl›n› denedi.
2003 - 2004 y›l›, 55. Dönem Milli Güvenlik Akademisi e¤itim – ö¤-
retim dönemini, bugüne dek ilk kez sivil toplum örgütlerinden kabul edi-
len bir müdavim olarak baflar› ile tamamlam›flt›r.
2004 y›l›nda, Kuzey Hindistan’›n Himachal Pradesh, Ladakh, Zans-
kar ve Keflmir eyaletlerini içeren, “5602” ve “5328” metrelerle dünyan›n
en yüksek araç kullan›labilen yollar›n›n afl›ld›¤› bir motosiklet seyahati
gerçeklefltirdi. ABD’nin 4 farkl› eyaletinde, 4 üniversite, 2 do¤ada lider-
lik okulu, 5 arama ve kurtarma ekibi ve 3 Türk derne¤inde da¤c›l›k, li-
derlik, arama ve kurtarma, Türkiye ve Türk Gençli¤i konular›nda seminer-
ler verdi ve konuflmalar yapt›.

Arama Kurtarma Derne¤i – AKUT kurucu üyesi ve baflkan›, Ulusal


Güvenlik ve Stratejik Araflt›rmalar Derne¤i – UGSAD, Türkiye Milli Olim-
piyat Komitesi, Sualt› Araflt›rmalar› Derne¤i – SAD ve Gezginler Kulübü
üyesidir. Bahçeflehir Üniversitesi'nde "Tak›m Çal›flmas› ve Liderlik" der-
si vermekte ve bu konularda motivasyon seminerleri düzenlemektedir.
Hürriyet ve Cumhuriyet gazeteleri eklerinde ve NOKTA dergisinde köfle
yazarl›¤› yapm›flt›r ve çeflitli televizyon kanallar›nda belgesel program-
lar› haz›rlam›flt›r. Halen ELEGANS dergisinde yazmaktad›r.

Eserleri: Yap› Kredi Yay›nlar›ndan; 1995 - Bir Da¤c›n›n Güncesi,


1995 - Everest'te ilk Türk, 1996 - Bir Hayalin Peflinde, 1999 - Asya Yol-
lar›, Himalayalar ve Ötesi, Kapital Yay›nlar›ndan; 2002 - Yeryüzü Gün-
cesi, Güncel Yay›nc›l›ktan; 2007 - Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir.

ww.nasuhmahruki.com
270 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Hürriyet gazetesi, 04.09.1992


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 271

Sabah gazetesi, 18.09.1994


272 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Hürriyet gazetesi, 01.10.1994


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 273

Rusya Da¤c›l›k
Federasyonu’nun verdi¤i Kar
Leopar› unvan› belgesi.

1995: Nasuh Mahruki Became the first Turkish and Muslim climber in
the world to climb Mt Everest. Mav 1995.

Everest’in ilkleri listesi...


274 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Milliyet gazetesi, 01.05.1996

Off-Roader dergisi, Haziran 1996.


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 275

fiubat 1997 tarihli Best dergisi.


276 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

fiubat 1997 tarihli Best dergisi.


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 277

fiubat 1997 tarihli Best dergisi.


278 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Aral›k 1997 tarihli Vertical
dergisinde Nasuh Mahruki
hakk›nda ç›kan; “Türk gibi
güçlü mü dediniz?” bafll›kl›
yaz› ve Türkçe çevirisi.

Rusya Da¤c›l›k Federasyonu ona "Kar Leopar›" lakab›n› takt›. Bu acaba Türk da¤-
c› Nasuh Mahruki h›zl› t›rman›yor mu demek? Evet ama hepsi bu de¤il; Nasuh bir-
kaç y›ld›r oldukça flaflmaz bir ritimle gerçeklefltirme zincirinin halkalar›n› birbirine
ba¤l›yor. Bir buçuk y›ldan biraz daha k›sa bir sürede; Everest'e, Aconcagua'ya, Vin-
son'a, Kilimanjaro'ya, Elbruz'a, Mc.Kinley'e ve Kosciusko'ya, yani kürenin her k›-
tas›n›n en yüksek zirvelerine t›rmand›. Tabii ki bu performans› gösteren ilk kifli o
de¤il. (fiu anda 60 kadar insan bu y›lmaz meydan okumay› gerçeklefltirmifl durum-
da.) Bununla beraber O, ilk Türk, ilk Müslüman ve en genci. Özellikle de dünyan›n
çat›s›na "yaln›zca" ulaflan ilk Türk ve müslüman.
Nasuh, Rusya'da 7000 metreden yüksek befl zirveye ulaflt›; Khan-Tengri
(7010m.), Lenin (7134m.), Eugenia Korjenevskaya (7105m.), Communism (7495
m.) ve hepsini de güzellikle sonuçland›rmak için, solo Pobeda (7439 m.); lütfen.
Da¤c›l›k yeteneklerinin ötesinde Nasuh yaz›yor ve yolculuklar›ndan say›s›z de-
¤erli foto¤raflar getiriyor. fiu anda Türkiye’de da¤c›l›k, Everest ve kovalad›¤› hayal-
ler üzerine, ‹stanbul’un say›s›z kitapç›lar›n›n ço¤unda bulunan üç kitab› yay›mlan-
m›fl durumda.
Bizim "Kar Leopar›", 29 yafl›nda güzel bir parkur gerçeklefltirdi; tutkusunun
da yard›m›yla, burada kalmayacak gibi görünüyor. Zaten Eylül ve Ekim'de Cho
Oyu'da bulunan Vertical ekibi de Nasuh'u oradan geçerken gördüler.
Y›ld›r›m gibi h›z›yla, mükemmel ve süratli bir t›rman›flla "Türkuaz Tanr›ça"ya
damgas›n› vurdu. fiimdiden K2'nin hayallerini kurmaya bafllad› bile...
Vertical dergisi Aral›k 1997.
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 279

Enduro Club dergisi

Moto News dergisi


280 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Turkish Daily News gazetesi, 05.07.1998


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 281

The Nation / Pakistan, 26.05.2000


282 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 36

(Üstte) Hürriyet gazetesi, 26.08.1999 ve (sa¤ sayfada) ayn› tarihli gazetede


haberin devam›.
❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 283
284 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 37

Posta gazetesi, 22.12.2003



❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 285

Hürriyet gazetesi, 22.12.2003


286 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 38

AKUT, Ermeni Soyk›r›m›


yalanlar›na karfl› Türk
ulusunu göreve
ça¤›r›yor

EK: 39

Kumbaralardan ç›kan paralar›n say›lmas›


❏ AKUT’un Öyküsü ❏ 287
EK: 40

ASHOKA - Leading Social Entrepreneurs


288 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

ASHOKA - Leading Social Entrepreneurs


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 289

3. Bölüm

KARfiILAfiTI⁄IMIZ ZORLUKLAR

Karfl›m›za Ç›kart›lan Engeller


Hakk›m›zda Yap›lan Kirli Bilgi Çal›flmalar›
‹skender’in Kazas›n›n Ard›ndan Yaflananlar
Fatih Altayl› ile Yaflanan Sorunlar ve Teke Tek Program›
H›ncal Uluç ve SABAH Gazetesi ile Yaflanan Sorunlar
AKUT’a Kimler Neden Sald›r›yor
290 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Bir can› daha ölümün elinden çekip alabilmek u€runa bir enkaz-
dan di€erine, sellerden 盀lara, da€lardan ücra köylerdeki acil
durumlara kofltururken gün gelecek, bize kahramanl›k payesini
alt›n tepside sunanlar, gizli hesaplar› u€runa bizi kurban etmeye
de karar vereceklerdi. Biz ne kahramanl›€› ne de kurbanl›€› is-
tedik; bütün yapt›€›m›z bizden öncekiler gibi, koflulsuz ba€l› ol-
du€umuz bu eflsiz vatana hizmet etmeye çal›flmakt›...
Gölcük Depremi’nde yapt›€›m›z baflar›l› çal›flmalar›n mane-
vi huzuru ile evimize döndük, döndükten sonra da yo€unluk el-
bette ki haftalarca sürdü. Medya’n›n yo€un ilgisi ile kamuoyu
AKUT’un her fleyini yak›ndan takip edebildi. Derken hayat›m›z
kar›flmaya bafllad›. Hiç beklemedi€imiz, öylesine yo€un bir sal-
d›r› sürecine girdik ki, bu kadar cephenin birbirinden kopuk ve
ba€›ms›z olarak nas›l pefli s›ra aç›ld›€›n›; statükocular›n ve dü-
zenin içindeki her türlü pisli€i ile devam etmesini isteyenlerin,
birbiri ile do€rudan iletiflimi olmasa da, dolayl› olarak bu kay›p-
larla dolu sürecin devam›nda menfaati olanlar›n ortak bilincinin
ürünü oldu€unu ancak y›llar sonra anlayabildim.
Buradan sonras›, en zor ve tehlikeli da€lara t›rmanmaktan
veya en tehlikeli enkazlarda çal›flmaktan daha zor ve daha ac›l›
bir süreç olarak karfl›m›za ç›kt›. Gönüllülükle, hiçbir karfl›l›k
beklememekle, iyi niyetle, fedakârl›kla, koflulsuz millet ve vatan
sevgisiyle insanlar›m›za örnek olmam›z; daha aç›k ifade ile du-
ra€anl›ktan, umursamazl›ktan, vurdumduymazl›ktan ve sistemin
kendi kokuflmufllu€undan beslenen statükoyu, sadece bir para-
digma-zihin haritas› de€iflimi ifadesi olarak bile tehdit etmemiz,
bu topraklardaki az›nl›kta olan ama gücü elinde tutan statükocu
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 291
ve de€iflim düflman› grubun dikkatinden kaçmad›. Hiç bekleme-
di€imiz ve hiç haz›rl›kl› olmad›€›m›z yalan, ihanet, küçük ç›kar
hesaplar›, afla€›l›k iflbirlikleri ve gizli hesaplarla mücadele et-
mek zorunda kald›k. Kendimizi gönüllü çabam›za büyük bir
coflkuyla o kadar kapt›rm›flt›k ki, s›rt›m›zdan vuruluncaya dek
bu tür ahlaks›z ve alçakça sald›r›lara karfl› bir savunma kalkan›
gelifltirmeyi ak›l edemedik. “Bize olmaz”, “bize niye böyle dav-
rans›nlar ki”, “bizim kime ne zarar›m›z olabilir ki”, “can kurta-
ran bir ekip kimi, niye rahats›z edebilir ki”, “hiçbir ticari amac›
ve ekonomik paylafl›m kavgas› olmayan bir alanda öncü olarak
gönüllü ve bu kadar iyi niyetli bir çaba kimle sorun yaflayabilir
ki”, gibi son derece safiyane düflündü€ümüz için, kapal› kap›lar
ard›nda bize biçilen senaryolardan son ana dek haberimiz olma-
d›. AKUT olarak belki de yapt›€›m›z en önemli stratejik hatalar-
dan biriydi bu; büyümemizin ve güçlenmemizin daha do€rusu
temsil etti€imiz de€erlerin büyümesinin ve güçlenmesinin d›fla-
r›da yaratabilece€i potansiyel tehlikeleri amatörlü€ümüzden do-
lay› öngöremedik. AKUT’un kuruldu€undan bu yana vizyonun-
dan ve stratejisinden sorumlu kifli olarak, bu hatadaki büyük pa-
y›m›, huzurlar›n›zda çok üzülerek kabul ediyorum.
Ben sonuçta bir da€c›, gezgin, arama kurtarmac›y›m; bile-
mem ki bu tür fleyleri...
Epikür göze batmadan yaflamay› önerir ak›ll› insana, çünkü
ona göre; bir adam güçlendikçe, gücüyle orant›l› olarak onu k›s-
kananlar›n, ona rakip olanlar›n say›s›, dolay›s›yla ona zarar ver-
mek isteyenlerin say›s› artacakt›r. Gücü ve akl› sayesinde bu tür
bir flanss›zl›ktan kaç›nabilse bile, böyle bir durumda huzurlu bir
hayat ve huzurlu bir ruh hali mümkün olmayacakt›r. Buna göre
ak›ll› adam, düflmanlar edinmemek ve huzurlu bir hayat sürmek
için fark edilmeden, göze batmadan yaflamaya çal›flacakt›r.
Keflke bizden önceki yak›n dönem kuflaklar kendilerinden
önceki kuflaklar›n yar›s› kadar özverili, duyarl› ve dikkatli olsa-
lard› da bize bu seçene€i b›raksalard›. E€riyle do€runun bu ka-
dar birbirine kar›flt›€› bir ülkede yüre€inde birazc›k vicdan› olan
hiçkimse kendini bu durumdaki ülkesinin sorunlar›ndan soyut-
layamaz. Belki ileride, ülkem kendini toparlarsa dümenimi Epi-
kür’ün önerdi€i tarafa da çevirebilirim; ama bugün, t›rman›lmaz
292 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
denen bütün da€lara t›rmanma, afl›lmaz denen bütün engelleri
aflma, karfl›ma ç›kan bütün ejderhalarla dövüflme zaman›...

KARfiIMIZA ÇIKARTILAN ENGELLER


17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi s›ras›nda, daha enkazlardan
burnumuzu ç›karamam›fl bir halde gece gündüz, uyumadan, din-
lenmeden, do€ru dürüst bir fley yemeden enkazdan enkaza kofl-
tururken, dönemin Sa€l›k Bakan› “AKUT’çular flov yap›yor,
haklar›nda soruflturma açt›raca€›m” diye, bütün kamuoyunu k›z-
d›ran bir aç›klama yapt›. (Ek: 41) Deprem haberini al›r almaz
her fleyimizi b›rak›p, hiçbir karfl›l›k beklemeden koflturdu€umuz
Adapazar›’nda, Gölcük’te, Yalova’da, De€irmendere’de
AKUT’lular olarak, b›rak›n evde b›rakt›€›m›z ailelerimizi, en-
kaz alt›nda her türlü tehlikeyi göze al›p mücadele eden ekip ar-
kadafllar›m›z›n bile nerede ve nas›l olduklar›n› bilemeden, sade-
ce önümüzdeki korkunç zorluklarla bo€uflurken, devletin üst dü-
zey yetkilisi bize damgay› vurmufltu bile...
Sa€l›k Bakan›’n›n bu sözlerinden vazife ç›karan Ötüken adl›
bir web sayfas› hakk›mda yalan yanl›fl bilgilerle dolu öyle bir
kirli bilgi çal›flmas› bafllatt› ki, befl y›l sonra yapt›klar› hatay› an-
lamalar›na ra€men bu süreç içerisinde flahs›ma ve benim üze-
rimden AKUT’a ne kadar zarar verdiklerini size anlatamam.
‹smet Berkan Radikal gazetesinde 25 A€ustos 1999 tarihin-
de, bu web sayfas›ndan kendisine yollanan iletilerin baz›lar›n›
köflesinde okuyucular›yla paylaflt›. Hürriyet gazetesi de 28
A€ustos 1999 tarihinde, Ötüken’in AKUT ve Nasuh Mahruki
hakk›ndaki iddialar›n›, Ötüken için düflündürücü olarak de€er-
lendirmiflti. (Ek: 42)
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 293
‹flte Ötüken’in iddialar›;
Yoksa sen de YAHUD‹’misin?? Mason?
fiunu bil yeter; Bunlar›n her ikisi de asla ‹NSAN de¤illerdir! Bu-
radan itibaren afla¤›y› dikkatli oku geri zekal› budala!
AKUT !!!?
AKUT; Everest Tepesi’ne t›rmanan ilk Yahudi da¤c› Nasuh Mah-
ruki taraf›ndan kurulmufl bir Yahudi örgütüdür.
AKUT sayfalar› www.turk.net taraf›ndan haz›rlanm›flt›r.
Bu adrese girildi¤inde karfl›n›za ç›kacak manzara YAHUD‹
manzaras›d›r; MASON‹K bir manzarad›r!
Ayr›ca AKUT veya www.turk.net KIZIL HAÇ’la ortak çal›flma
içindedir. Bu bilgiler ›fl›¤›nda AKUT konusunda görüflleriniz de¤iflti
mi de¤iflmedi mi bunu size b›rak›yoruz...

Bu anlay›fltaki yaz›lar o günlerde benzeri baflka yerlerde de


ç›kt›. O günlerin son derece yo€un koflturmacas›nda bir yandan
deprem yaralar›n›n sar›lmas› ve yaflananlardan ç›kar›lacak ders-
ler gibi kendi konular›m›zla u€rafl›rken, bir yandan da www.otu-
ken.net web sayfas› taraf›ndan hakk›m›zda bafllat›lan kirli bilgi
çal›flmalar›yla u€raflmak zorunda kald›k. Afla€›da o günlerde
Ötüken’in editörleri ile yapt›€›m yaz›flmalar› okuyabilirsiniz.
1- Ötüken’in kendi web sayfalar›nda hakk›mda yazd›klar›
yalan yanl›fl bilgilerle dolu kirli bilgi çal›flmalar›n› görünce Ötü-
ken’in editörlerine 31.08.1999 tarihinde yazd›€›m yaz›;

Sevgili Ötüken,
Ötüken imzas›n›n arkas›na sakland›¤›n için kim oldu¤unu bilmiyo-
rum, aç›kças› beni de hiç ilgilendirmiyor. Ancak flahs›m›n milliyeti
ve dini ile ilgili yalan beyanlarda bulunarak kamuoyunda bana ve
baflkan› oldu¤um AKUT’a karfl› yazd›¤›n yaz›lar› içim burkularak
okudum.
Senin yalan iddialar›na ra¤men, asl›nda büyük büyük dedemin
Osmanl›’n›n kumandanlar›ndan biri olmas›, Osmanl›’n›n topraklar›
294 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

u¤runa flehit olmas› ve benim de en az senin kadar Türk ve müslü-


man olmam, bana göre, Türkiye’nin yaflad›¤› bu çok ac› olayda son
derece önemsiz bir detay. Yahudi veya ermeni veya putperest de¤i-
lim ama olsam dahi bunun hiçbir anlam› yok. Arama kurtarma; mil-
liyet, s›n›f, ›rk, renk, dil, din ayr›m› yapmayan, yaln›zca insan haya-
t› için verilen bir mücadeledir. Bu gün tart›fl›lacak en önemli konu,
ikiyüzden fazla insan›n hayat›n› kurtaran AKUT ekibinin, bundan
sonraki do¤al afetlerde nas›l daha faydal› olabilece¤idir. Arama
kurtarma ekiplerinin bölgelere yay›lmas› ve her ilde, her bölgede
arama kurtarma konusunda çal›flmalar yapabilecek ekiplerin yetifl-
tirilmesi bizce son derece önemli bir konudur. Bu ba¤lamda, en k›-
sa zamanda hayata geçirece¤imiz e¤itim merkezimize senin de
baflvurarak, arama ve kurtarman›n temel ilkelerini, fedakârl›¤›, öz-
veriyi, hiç tan›mad›¤›n insanlar için kendi hayat›n› tehlikeye atma-
n›n de¤erini ve insanlar› kimlikleri ile de¤il de, eylemleriyle de¤er-
lendirmeyi ö¤renmeni tavsiye ederim. Burada göreceklerinden son-
ra belki de yaflama baflka türlü bakars›n.
Her fley bir yana, Türkiye’ye faydal› olmak istiyorsak, istiyorsan
daha hoflgörülü olmam›z gerekiyor.
Bir dene, ne kaybedersin ki…
Nasuh Mahruki

2- Ötüken’in editörlerinin 31.08.1999 tarihinde yazd›€›m ya-


z›ya verdi€i cevap;

Nasuh Mahruki wrote:


> Sevgili Ötüken,
> Ötüken imzas›n›n arkas›na sakland›¤›n için kim oldu¤unu bilmi-
yorum, aç›kças› beni de hiç ilgilendirmiyor.

Say›n Mahruki,
(Sizin gerçek N.M. olmad›¤›n›z› tahmin ederek, yine de bu mektu-
bunuzu cevaplayaca¤›z)
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 295
‘Ötüken’ bir internet yay›n organ›d›r. Bir kurulufltur. Birden faz-
la çal›flan› vard›r. Bir yaz› yay›nlanmadan evvel, system admin’in
tetkikinden geçer. Bu vesileyle, yukardaki kaba cümlenizi, malum
medyadan etkilendi¤inizin bir göstergesi olarak, halet-i ruhiyenize
veriyoruz.
> Ancak flahs›m›n milliyeti ve dini ile ilgili yalan beyanlarda bu-
lunarak kamuoyunda bana ve baflkan› oldu¤um AKUT’a karfl› yaz-
d›¤›n yaz›lar› içim burkularak okudum.

Sevgili Mahruki,
Deprem Felaketi için yapt›¤›n›z çal›flmalar takdire flayand›r. fiüphe-
siz ki, o ac›yla size yard›ma gelen yüzlerce p›r›l p›r›l Türk genci ol-
du¤u da bir gerçek. Birlik-beraberlik içerisinde, insani duygularla
mutlaka yard›m›n›z oldu.
Allah cümlenizden raz› olsun.
Bu arada, kabul etmelisiniz ki, ‘Malum Medya’nin bariz bir
MHP düflmanl›¤› var.
Kuruluflunuz AKUT’un sayfalar› incelendi¤inde; burada eme¤i
geçenlerin (!), sizin çevrenizdekilerin, sizi destekleyenlerin ‘Yahudi’
veya ‘Mason’ olduklar› bariz bir flekilde s›r›tmaktad›r.
Gönül isterdi ki, bu fler odaklar›yla yak›ndan uzaktan ilginiz ol-
mas›n.
Sizin hatan›z (veya flans›zl›¤›n›z); bu kurulufllar› dost bilip, on-
larla teflviki mesaide bulunman›z.
‹nan›n karfl›m›za sadece Nasuh Mahruki olarak ç›ksa idiniz, du-
rum çok farkl› olurdu.
Maide Süresi’nde flöyle der Yüce Yaradan; “ANDOLSUN, ‹N-
SANLAR ‹Ç‹NDE, MÜ’M‹NLERE EN fi‹DDETL‹ DÜfiMAN OLARAK,
YAHUD‹LER‹ VE MÜfiR‹KLER‹ BULURSUN”
Bunu size hat›rlatt›¤›m›z için özür dileriz. Müslüman oldu¤unu-
zu ifade etti¤inize göre, bilmeniz gerekir. Bu vesileyle, sizden rica-
m›z, o fler odaklar› ile irtibat›n›z› kesiniz.
Dolay›s›yla hiçbir yanl›fl anlafl›lmaya meydan vermemifl olursunuz.
296 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Bunu özellikle istirham ediyoruz.


Size ve kuruluflunuza konulan teflhis tekrar de¤erlendirilecektir.
O fler odaklar› ile irtibat›n›zdan emin olmad›¤›m›z zaman, sayfala-
r›n›zda o fler odaklar›ndan tek bir iz bile kalmad›¤› zaman... Lütfen
yanl›fl anlafl›lmaya f›rsat vermeyiniz.

> Senin yalan iddialar›na ra¤men, asl›nda büyük büyük dedemin


> Osmanl›’n›n kumandanlar›ndan biri olmas›, Osmanl›’n›n toprak-
lar› > u¤runa flehit olmas› ve benim de en az senin kadar Türk ve
> müslüman olmam, bana göre, Türkiye’nin yaflad›¤› bu çok ac› >
olayda son derece önemsiz bir detay. Yahudi veya ermeni veya > put-
perest de¤ilim ama olsam dahi bunun hiçbir anlam› yok.

Anlam› oldu¤unu yukarda ifade ettik. Bu flekilde düflündü¤ü-


nüz takdirde ‘ müslümanl›¤›n›z’ flüphe uyand›racakt›r.

> Arama kurtarma, milliyet, s›n›f, ›rk, renk, dil, din ayr›m› yap-
mayan, > yaln›zca insan hayat› için verilen bir mücadeledir.

Buna yürekten kat›l›r›z. B›rak›n›z insan› (hangi ›rktan olursa olsun),


bir hayvan dahi olsa, kurtar›lmas› icabeder. Aksini iddia eden veya
edenlerin; insanl›kla yak›ndan uzaktan alakalar› yoktur.
> Bu gün tart›fl›lacak en önemli konu, ikiyüzden fazla insan›n
hayat›n› > kurtaran AKUT ekibinin, bundan sonraki do¤al afetler-
de nas›l daha > faydal› olabilece¤idir.

Burada oldukça farkl› düflünüyoruz.


Gönül isterdi ki AKUT, bir DEVLET KURULUfiU olsun.
Dolay›s›yla ne ALÇAK MEDYA devleti küçültebilir, bölücülük,
k›flk›rt›c›l›k yapma f›rsat› bulabilirdi, ne de nahofl hadiselere f›rsat
verilirdi. Henüz bafllad›n›z. Devlet’le ortak çal›flmay› deneyin. Dev-
let size el uzats›n. Sa¤l›k Bakanl›¤› veya Sivil Savunma flemsiyesi al-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 297
t›na girin. Zararl› mihraklara f›rsat vermeyelim. Ne onlar AKUT’u
yüceltirken DEVLET’i küçültmeye çal›flabilirler, ne de sizin önünüze
herhangi bir maddi veya manevi engel ç›kar. Her zaman için Dev-
let’in eli alt›nda haz›r bir ekip olmufl olur.

> Arama kurtarma ekiplerinin bölgelere yay›lmas› ve her ilde,


her > bölgede arama kurtarma konusunda çal›flmalar yapabilecek
> ekiplerin yetifltirilmesi bizce son derece önemli bir konudur. Bu >
ba¤lamda, en k›sa zamanda hayata geçirece¤imiz e¤itim > merke-
zimize senin de baflvurarak, arama ve kurtarman›n temel > ilkeleri-
ni, fedakârl›¤›, özveriyi, hiç tan›mad›¤›n insanlar için kendi > haya-
t›n› tehlikeye atman›n de¤erini ve insanlar› kimlikleri ile de¤il > de,
eylemleriyle de¤erlendirmeyi ö¤renmeni tavsiye ederim. Burada >
göreceklerinden sonra belki de yaflama baflka türlü bakars›n.

Yanl›fl ve peflin hükümlüsün.


E¤er yukarda ifade ettiklerimizden bir nebze bizi anlayabildi
isen, (ki tahmin etmiyorum - anlamak için hissetmek gerek - ne gi-
bi oldu¤unu ise düflününce vereceksin kendine cevab›) Sana k›sa
ve öz olarak flu kadar diyebiliriz; SEN 200 K‹fi‹N‹N HAYATINI KUR-
TARDIN! (ALLAH RAZI OLSUN) AMA KARfiINDAK‹LER; 5000 DEN
FAZLA fiEH‹T VEREREK B‹R M‹LLET‹N HAYATINI KURTARDILAR.

> Her fley bir yana, Türkiye’ye faydal› olmak istiyorsak, istiyorsan
> daha hoflgörülü olmam›z gerekiyor.

Kime karfl› ??? (!) (Sizi kastetmiyoruz..)


Bak›n›z Merhum Necip Faz›l ne diyor;
Sen;
Allahs›z’›n nefret,
Namussuz’un dehflet,
Yüreksiz’in heybet,
298 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Bafl›bofl’un mihnet,
Devrimbaz’›n zulmet,
Eyyamc›’n›n flirret,
‹nmeli’nin s›klet,
Anarflist’in devlet,
Komunist’in illet
sand›¤› ve tan›d›¤› sen, bütün bu menfilerin topyekün ve müfl-
terek düflman› oldu¤una göre, acaba nas›l bir “Müsbet” belirtmek-
te veya belirtme yolunda ilerlemeye davetli bulunmaktas›n?..
Bunca h›yanet tipinin bir arada düflman› olabilmen riyazi bir
katiyetle ispat eder ki, sen san›ld›¤›n ve tan›nd›¤›n gibi olmak, böy-
le bir san›lma ve tan›nman›n k›ymetini gerçeklefltirmek borcunda-
s›n!
San›ld›¤›n ve tan›nd›¤›n gibi ol!
Allah seni düflmanlar›nca san›ld›¤›n ve tan›nd›¤›n üzere yetifl-
tirsin!..
“Allahs›z›n, vatans›z›n, namussuzun, yüreksizin, bafl›boflun, dev-
rimbaz›n, inmelinin, anarflistin, komunistin gözünde ben buyum!”
demekten üstün bir hüviyet ve hak tespitin olamaz!
Tez’ini kötülerin (antitez)’inden devflirmek nasibi ne büyük ta-
lih!...
Allah’a hamdet!...
Necip FAZIL KISAKÜREK

> Bir dene, ne kaybedersin ki...


> Nasuh Mahruki

Son olarak size tavsiyemizi bir defa daha hat›rlatal›m.


fier odaklar›ndan uzak durun, sizi bafl tac› yapal›m.
Allah’a emanet olunuz.
Ötüken
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 299
not: Sayfalar›m›zda bulunan AKUT’la ilgili yaz›, verece¤iniz
olumlu cevaba müteakiben kald›r›lacakt›r.

3- Ötüken’in editörlerinden gelen cevaba istinaden 01. 09.


1999 tarihinde yazd›€›m ikinci yaz›;

Sevgili Ötüken,
‹letiflim kurdu¤umuza göre düne göre bir ad›m daha öndeyiz. Bu
iyi…
Yine de yaflama ve dünyaya çok farkl› bak›yoruz ve alg›l›yoruz.
Karfl›l›kl› hoflgörü oldu¤u sürece bence bir sorun yok. Sen kendi
pencerenden bak ve kendi do¤rular›nla yafla, ama b›rak ben de, biz
de ayn› özgürlü¤e sahip olal›m. Yöntemlerimiz ve bak›fl aç›lar›m›z
farkl› dahi olsa, ikimiz de bu ülkenin ç›karlar› için çaba gösteriyo-
ruz. Emin ol, bu DEVLET‹ en az senin kadar biz de düflünüyoruz. Bu-
nu anlayabilece¤ine inan›yorum.
Gerisini boflver, bu aflamada bence hiçbir anlam› yok.
Her düflünceye ve bak›fl aç›s›na karfl› hoflgörüyü ö¤reninceye
dek sa¤l›cakla kal…
Nasuh

4- Ötüken’in editörlerinin 01. 09. 1999 tarihinde yazd›€›m


ikinci yaz›ma verdi€i cevap;

Nasuh Mahruki wrote:


> Sevgili Ötüken,
> ‹letiflim kurdu¤umuza göre düne göre bir ad›m daha öndeyiz.
Bu iyi... > Yine de yaflama ve dünyaya çok farkl› bak›yoruz ve alg›-
l›yoruz. > Karfl›l›kl› hoflgörü oldu¤u sürece bence bir sorun yok. Sen
kendi > pencerenden bak ve kendi do¤rular›nla yafla, ama b›rak
ben de, biz > de ayn› özgürlü¤e sahip olal›m. Yöntemlerimiz ve ba-
k›fl aç›lar›m›z > farkl› dahi olsa, ikimiz de bu ülkenin ç›karlar› için
300 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

çaba gösteriyoruz. > Emin ol, bu DEVLET‹ en az senin kadar biz de


düflünüyoruz. Bunu > anlayabilece¤ine inan›yorum.

Siz düflünebilirsiniz belki fakat, etraf›n›zdakilere kullan›lma f›r-


sat› verdi¤iniz sürece DEVLET’in temel tafllar›n›n y›k›lmas›nda bir
parça da sizin pay›n›z olur. DEVLET’e yard›m etmek için yanl›fl saf-
larda yer ald›¤›n›z› en k›sa zamanda fark etmeniz dile¤iyle..

> Gerisini boflver, bu aflamada bence hiçbir anlam› yok. > Her
düflünceye ve bak›fl aç›s›na karfl› hoflgörüyü ö¤reninceye dek
> sa¤l›cakla kal...
> Nasuh

Yanl›fl. Bizim inand›¤›m›z de¤erleri yerlerde süründürenlerin el-


lerine f›rsat geçmeye görsün, bir kafl›k suda bo¤arlar. Her fleyimize
düflman olan d›fl kaynakl› ideolojilere, onlar›n savunucular›na, ülke-
mizde hayli etkili olan medya uzant›lar›na nas›l hoflgörü ile yakla-
flabiliriz? Hergün ayr› telden çal›yorlar baksan›za!! Onlara göre var-
sa yoksa tek suçlu ülkücüler, kendileri melek! Üstelik kanatlar›na
da k›z›l haç takm›fllar.
Hoflçakal›n.
Ötüken

5- Ötüken’in editörlerinin aram›zdaki yaz›flma sonucunda,


web sayfalar›ndaki AKUT’la ilgili yalan yanl›fl, uydurma bilgi-
lerle dolu yaz›lar›n› kald›racaklar›n› ve yerine bu yaz›flmalar›
koyacaklar›n› söyleyen yaz›s›;

Merhaba Nasuh bey,


Hayranlar›n›z›n nedense küfür ve hakaret edebiyat›ndan baflka
bildikleri yok. Onlar›n rahats›zl›k veren bu türden mektuplar›n› en-
gellemek maksad›yla ‘akut’la ilgili yaz›y› kald›r›yor, yerine son mek-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 301
tuplaflmalar›m›z› koyuyoruz.
Bilgilerinizi rica ederiz.
Hoflçakal›n.
Ötüken

6- Ötüken’in editörünün, bu yaz›flmalar›n üzerinden tam 5 y›l


geçtikten sonra 23.10.2004 tarihinde bana yollad›€› ve bizi yan-
l›fl tan›d›klar›n› ifade eden yaz›s›.

Nasuh kardesim,
Mektuba nasil baslayacagimi bilemiyorum...
Asagidaki yaziyi tesadufen bir yazisma grubunda okudum.
Muthis sasirdim. Ve dahi sevindim!
Otuken’e beklerim diyecegim amma, giremezsin ki! Basta Re-
cep Tayyip ve avanesi, malumlar, yahudi beslemesi ISP’ler, Turki-
ye’den girisi engellediler Otuken’e. Yurt disina ciktiginda ugrama-
ya calis.Aci gerceklerle tanisacaksin.
O deprem hadisesinde malum medya, her zaman saygi duydu-
gumuz devleti, AKUT karsisinda acze dusurmeye calismis, belki de
sizleri yanlis tanimamiza vesile olmustu.
Hasili kelam, asagidaki aciklamaniz karsisinda sevindigimi bil-
menizi istedim.
Selamlar,

(Editör bu kez ad›n› da vermifl ama özel mesaj olmas› sebebiy-


le ad›n› kendime sakl›yorum.)

...
302 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

AKUT, TÜRKIYE’DE NELER OLDUGUNU ANLAMAKTA


ZORLANIYOR.

Kamuoyuna açik duyuru,


Dernegimiz, son günlerde Devletimizi, Cumhuriyetimizi, Atami-
zi, Ulusal Birligimizi ve Cumhuriyetimizin üzerine kurulu oldugu de-
gerleri hedef alan, farkli kanallardan çiktigi görülen, ancak ayni
amaca dönükmüs gibi hereket eden haber, rapor, yazi ve yorumlar-
dan artik endise etmeye baslamistir.

... Bu bas›n duyurusunun tamam›n›, “AKUT’un Ulusal Ko-


nulardaki Duruflu” bölümünde bulabilirsiniz. ...

Ötüken’in bizim vatansever evlatlar oldu€umuzu anlamas›


ve onlar›n gözünde yahudi ajanl›€›ndan kardefllik seviyesine
yükselmemiz tam 5 y›l sürdü. Bu 5 y›lda do€rudan ve dolayl›
sebep olduklar› kirli bilgi çal›flmalar› ve hakk›mda ç›kartt›klar›
bu “ermeni”, “yahudi”, vs. dedikodular› ile bana - bize verdikle-
ri zarar› tahmin bile edemezsiniz.
17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi sonras›nda, o günün K›z›-
lay’›na güvenemeyen ve Devlet’in gönderilen ba€›fllar› etkin ve
do€ru da€›taca€› konusunda flüpheleri olan vatandafllar, derne€i-
mize büyük bir ilgi ve sevgi göstererek, AKUT’un gelecekteki
olas› afetlere haz›rl›klar› için ba€›fllar›n› bize yönlendirdiler. 17
A€ustos 1999 sabah› kasas›nda sadece 7 usd paras› olan ve flah-
s›ma 3.400 usd borcu olan AKUT, bir anda hayal bile etmedi€i
bir ba€›flla karfl›laflt›. Bundan hem büyük bir gurur, hem de ge-
lecekte bu imkânlarla ülkemiz için yapabilece€imiz iflleri hayal
ederek mutluluk yaflarken, ‹stanbul Valili€i AKUT’un bütün
banka hesaplar›na el koydu. O günün koflullar›nda ortal›€›n na-
s›l gerildi€ini, bu haberin kamuoyunu nas›l kar›flt›raca€›n› tah-
min edebilirsiniz. Dönemin ‹stanbul Valisiyle aram›zda oldukça
sert bir telefon konuflmas› geçti. Depremle bütün iç dengeleri
iyice sars›lan ülkemizde, bir de halk›n büyük sevgisini kazanm›fl
AKUT’un hesaplar›na Valilik taraf›ndan el koyulmas› haberi ile
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 303
ortal›k daha da kar›flmas›n diye araya giren üst düzey siyasiler,
özellikle de say›n Devlet Bahçeli’nin anlay›fl› ve duyarl› tutumu
sayesinde hesaplar›n tek tek kontrol edilece€i ve AKUT ad›na
gelenlerin AKUT’a b›rak›laca€›, depremzedeler için yollananla-
r›n ise K›z›lay’›n Afet Fonu’na aktar›laca€› konusunda anlaflt›k.
(Ek: 43) Bu sonu çok yanl›fl yerlere gidebilecek sorun da böy-
lece kapand›, ama hakk›m›z› arama konusundaki cesaretimizi de
not ettiler.
Bunlar daha depremin üzerinden 10 gün bile geçmeden kar-
fl›laflt›€›m›z zorluklard›. ‹lerleyen süreçte daha neler olacakt› ne-
ler...
Süreç içerisinde, defalarca Sivil Savunma Genel Müdürlü-
€ü’nün baz› personeli taraf›ndan yine flov yapmakla, medyatik
olmakla, onlar›n baflar›lar›n› çalmakla suçland›k. Bu konuda Si-
vil Savunma Genel Müdürlü€ü’nün arama kurtarma teknisyen-
lerinin büyük ço€unlu€unun, maddi imkânlar›n›n yapt›klar› iflin
a€›rl›€›na k›yasla çok düflük seviyede olmas›na ra€men, en az
bir AKUT’lu kadar yapt›€› ifle inand›€›n› ve Türk Milleti’ne öz-
gü bir cesaret ve fedakârl›kla arama ve kurtarma çal›flmalar›n›
yapt›€›n› çok iyi bildi€imi vurgulamak isterim. Y›llard›r defalar-
ca birarada çal›flm›fl iki ekip olarak, arada birilerinin bir yanl›fl
aç›klamas›n›n iki kurum aras›ndaki iliflkiyi nas›l gerdi€ini üzü-
lerek defalarca yaflamak zorunda kald›k. Bu konu bütün alttan
alma çabalar›m›za ra€men, Sivil Savunma Genel Müdürlü€ü ta-
raf›ndan Pakistan Depremi’ne de yollanmay›fl›m›z üzerine, sü-
reç bizim için art›k geri döndürülemez dönemece girdi.
Pakistan Depremi’ne AKUT ekiplerinin yollanmas›n›n en-
gellenmesi üzerine 13 Ekim 2005 tarihinde afla€›daki bas›n aç›k-
lamas›n› yapmak zorunda kald›k; (Ek: 44)

PAK‹STAN DEPREM‹, S‹V‹L SAVUNMA VE AKUT


Sivil Savunma Genel Müdürlü¤ü ile uzun süredir devam eden so-
¤uk çekiflme süreci, en sonunda AKUT gönüllülerinin daha fazla
alttan alamayaca¤› bir seviyeye ulaflt› ve birkaç gündür de¤iflik
medya ortamlar›ndan takip etti¤iniz iki kurumun kamuoyu önünde
karfl› karfl›ya gelmesi süreci bafllad›. Bizi 1999 depremlerinden bu
304 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

yana kap›flt›rmaya çal›flan medyan›n birtak›m kanallar› bunca y›l


bunu baflaramad› ama, sonunda Sivil Savunma Genel Müdürlü¤ü,
uzun zamand›r ertelenen bu sürecin bafllat›lmas›na sebep olacak
barda¤› tafl›ran son hamleyi de yapt›.
Öncelikle, ne olursa olsun koflulsuz ba¤l› oldu¤umuz Devletimi-
zin bir kurumu zarar görmesin diye, AKUT ailesi olarak bu ç›k›fl›n
son kerteye kadar geciktirildi¤ini, birçok kereler bize yap›lan haks›z
uygulamalar karfl›s›nda sessiz kald›¤›m›z› ve her zaman alttan ald›-
¤›m›z›, y›llar içerisinde Sivil Savunma Genel Müdürlü¤ü ve bazen
de ilgili personeli taraf›ndan karfl›m›za ç›kart›lan say›s›z engellere
ra¤men uzun zamand›r aram›zda süregiden anlams›z mücadeleyi
gündeme tafl›mad›¤›m›z› vurgulamak isterim. Ancak Pakistan Dep-
remi sonras›nda, onbinlerce ac›l› insan›n yard›m edin 盤l›klar›na
ve dost bir ülkenin resmi yard›m talebine ra¤men, kiflisel sebepler-
den dolay› yaflamak zorunda kald›¤›m›z olaylar›n, bu konuda daha
fazla sessiz kalmaya devam edersek, kurulufl misyonumuza ayk›r›
hareket etmeye bafllayaca¤›m›z› düflünmemizden kaynakland›¤›n›
da eklemek istiyorum.
Pakistan Depremi haberini, konunun ilgililerinin ço¤u gibi biz-
ler de hemen ilk dakikalarda duyduk ve nas›l davranmam›z gerek-
ti¤ini anlayabilmek ve çal›flmalar›m›z› planlayabilmek için kendi
içimizdeki normal prosedürleri iflleterek gerekli bilgileri temin etme-
ye çal›flt›k. Nitekim depremin bir kitlesel afete dönüflme olas›l›¤›n›n
oldukça yüksek oldu¤unun anlafl›lmas› üzerine, derhal Devlet’in bu
konulardaki yetkili organlar›yla (D›fl ‹flleri Bakanl›¤›, Türkiye Acil
Durum Yönetimi Genel Müdürlü¤ü, Sivil Savunma Genel Müdürlü-
¤ü) ve Pakistan Konsoloslu¤u’yla temaslar›m›z› bafllatt›k ve kendi
durumumuzla ilgili gerekli bilgileri ilettik. Daha ilk saatlerde 12’fler
kifliden oluflan iki tak›m oluflturup, ihtiyaç halinde bu ekipleri Pa-
kistan’a yollayabilece¤imizi ilgili birimlere yaz›l› olarak da bildirdik.
Ayn› saatlerde Devletimizin yöneticileri de, yard›ma ihtiyac›
olan dost ülke Pakistan’a Türkiye’nin en yetkin ve güçlü arama kur-
tarma ekiplerinin yollanaca¤› konusunda aç›klamalarda bulunu-
yorlard›. Bu konuda lütfen pek çok kereler AKUT’un, Devletin en
üst düzey yetkili a¤›zlar›ndan yap›lan Türkiye’nin en deneyimli
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 305
ekiplerinden oldu¤u konusundaki vurgular› hat›rlay›n. Her zaman
h›z› ve verimlili¤iyle övünen AKUT ne yaz›k ki anlams›z çekiflmeler-
den dolay›, dünyan›n en öncelikli konusu olmas› gereken can kur-
tarmaya, Pakistan Depremi’ne di¤er ekiplerden 24 saat gecikmeli
olarak, kendi imkânlar›n› kullan›p THY’n›n tarifeli seferi ile gitmek
zorunda kalm›flt›r. Bu gecikmenin ne kadar cana mal olmufl olabi-
lece¤ini umar›m birileri düflünüyordur. Bu vesile ile enkaz bölgesi-
ne ilk ulaflan ekiplerden olan GEA ekibine, olay yerine süratli ulafl-
mas› ve becerisi sayesinde ilk gün kurtard›¤› 6 can için, bir Türk ola-
rak en içten tebriklerimi iletmek ve bu yaz›y› neden haz›rlamak zo-
runda kald›¤›m›z› bu nokta ile dikkatinize sunmak istiyorum.
Bizi son derece rahats›z eden ve bu saatten sonra radikal de¤i-
fliklikler yap›lmad›¤› taktirde geri dönüflü de olmayacak olan bu sü-
recin nereden nereye ulaflt›¤›n› daha iyi anlayabilmek için, haf›za-
s› zay›f bir toplum olarak, 5-6 y›ll›k yak›n geçmiflin baz› detaylar›n›
birlikte hat›rlamam›z gerekiyor. Hepinizin bildi¤i gibi 17 A¤ustos
1999 Gölcük Depremi’ni yaflad›¤›m›z dönemde, Türkiye’de do¤a
ortam›nda ve do¤al afetlerde arama ve kurtarma yapmak misyonu
ile kurulmufl sadece bir tane sivil toplum örgütü vard›; o da
AKUT’tu. O dönemde Sivil Savunma Genel Müdürlü¤ü’nün elinde,
enkazda arama kurtarma yapacak e¤itime ve donan›ma sahip sa-
dece 110 kiflilik üç bölgede konufllanm›fl, iflini son derece iyi yapan,
bizden daha deneyimli ve en az bizler kadar gönüllülük ve sosyal
sorumluluk duygusuna sahip personeli vard›. Nitekim 17 A¤ustos
1999 Gölcük Depremi’nde, Türkiye’nin dört bir yan›ndan gelen,
e¤itimli ve donan›ml› olmayan ancak en üst düzeyde fedakâr olan
di¤er gönüllülerle birlikte hepimiz günler, haftalar süren o çok ac›
süreci kan›m›z, terimiz, gözyafllar›m›z, eme¤imiz birbirine kar›flarak
yaflad›k ve milletimize, vatan›m›za birlikte hizmet ederek nice can-
lar kurtard›k.
‹lerleyen günlerde Atina Depremi yafland›, AKUT ve Sivil Savun-
ma yine birlikte omuzomuza çal›flt› ve hat›rlayaca¤›n›z gibi Yuna-
nistan Cumhurbaflkan›, AKUT’u resmen kabul ederek dünya kamu-
oyu önünde içten teflekkürlerini iletti. Ard›ndan Tayvan Depremi ve
Hindistan Depremi yafland›, her ikisine de yine Sivil Savunma ekip-
306 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

leri ile birlikte gittik. Hindistan Depremi’nde AKUT ekibi iki can kur-
tard› ve bu görüntüler bütün dünya kamuoyunda yerini ald›, mille-
timizi gururland›rd›. Devletten maafl alan, yurt d›fl› ç›k›fl› için gün-
bafl›na ayr›ca harc›rah alan, Devlet memuru olarak her türlü sosyal
güvencesi olan kurtarmac›lara de¤il de, Devlete hiçbir mali yükü
bulunmayan, tamamen fedakâr milletimizin ceplerinden verilen
ba¤›fllar ve katk›larla ayakta kalmaya çal›flan, yapt›¤› her fleyi gö-
nüllü ve karfl›l›ks›z yapan ve 15 Ocak 1999 tarihli Bakanlar Kuru-
lu Karar› ile Kamu Yarar›na Çal›flan bir dernek olarak kabul edilen
AKUT’a nasip oldu can kurtarmak. Hindistan dönüflünde, Sivil Sa-
vunma’daki dostlar›m›z yanl›fl anlamas›n ve zarar görmesin diye, el-
lerimizle betonlar›n alt›ndan günler sonra ç›kard›¤›m›z canlar› bile
kendimize mal etmedik; “Türk ekipleri iki can kurtard›” diye gurur-
la döndük vatan›m›za. Bu konunun laf›n› da hiçbir yerde etmedik.
Ancak nedendir bilinmez ondan sonra da, ‹ran Depremi’ne zor-
lukla yollayabildi¤imiz küçük bir ekip hariç hiçbir yurt d›fl› kurtar-
ma görevine götürülmedik. 2003 y›l› May›s ay›nda Cezayir’de ya-
flanan depremde, yine ayn› Pakistan Depremi sonras›nda oldu¤u
gibi bütün görüflmelerimizi ve haz›rl›klar›m›z› eksiksiz yapt›¤›m›z
halde, t›pk› Pakistan Depremi’ndeki gibi Türk ekiplerinin uça¤›n›n
kalkt›¤›n›, sizler gibi biz de televizyonlardan ö¤rendik. Bu konu bi-
zi en az Pakistan Depremi’ne yollanmay›fl›m›z kadar rahats›z etti.
Ancak olay medyada son derece düzeysiz bir flekilde tart›fl›lmaya
bafllan›rsa Devletimiz zarar görür düflüncesiyle içimize att›k ve ge-
lecekteki olas› afetleri düflünüp karfl›l›kl› görüflmelerle bir yerlere
varmaya çal›flt›k. 2003 y›l›n›n son günlerinde ‹ran Depremi yaflan-
d›. Cezayir’de bafl›m›za gelen bu sefer tekrar etmesin diye, bu kez
eriflebildi¤imiz her kanal› Türkiye’den kalkan uça¤a binmek için
zorlad›k. Sonunda yerimiz yok gerekçesiyle, Sivil Savunma Genel
Müdürlü¤ü ekibimizi ve ekipman›m›z› böldürdü ve sadece 5 kifli ve
bir köpek ile yar›m yamalak bir malzeme götürmemize izin verdi.
Oysa, bizden çok sonra kurulan ve çok daha az deneyimi olan pek
çok ekipten onlarca kurtarmac›, hatta bunlardan birinin özel mini-
büsü ve cipler bile o uça¤a bindirilmiflti. ‹ran’da da ekibimize kök
söktürüldü¤ünü ve neredeyse çal›flmalar›n›n engellendi¤ini de bil-
menizi isterim. Bu olaydan sonra art›k tam bir kangren olan yafla-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 307
d›¤›m›z bu sürece, ilgili birimlerin dikkatini çekebilmek için detayl›
bir rapor haz›rlay›p gerekli yerlere sunduk.
2004 y›l› fiubat ay›nda Konya’da yaflanan enkaz sonras›ndaki
süreci Türk kamuoyu çok yak›ndan hat›rl›yor. Sivil Savunma ekiple-
ri, bütün arama kurtarma disiplinlerinin ve her biri kanla yaz›lm›fl
olan kurallar›n›n aksine, daha 21. saatte enkaza paletli k›r›c›-delici
ekskavatör makinesini soktu. “Afla¤›da hâlâ yaflayanlar olabilir” dü-
flüncesiyle bunu durdurmaya çal›flan ekibimizi, oradaki yetkili “ben
ne yapt›¤›m› biliyorum, siz kar›flmay›n” diye tersledi ve ifline devam
etti. Biz de arama kurtarma disiplininde asla kabul edilemeyecek
olan bu olaya seyirci kalmamak ve suç orta¤› olmamak için bölge-
yi terk ettik. Ve hayat bizi hakl› ç›kard›, günler sonra enkaz›n en alt
katlar›ndan iki kifli daha kurtar›ld›. Teknik bilgi ve beceri gerektiren
bu konunun do¤rular›n› ifade edebilmek ad›na da 45 sayfal›k bir
rapor haz›rlay›p kamuoyunun dikatine sunduk.
Bu noktada çok önemli bir not olarak eklemek isterim ki;
1999’dan bu yana say›lar› 20-25 kat›na ç›kar›lan ve çok büyük
bütçelerle en son teknoloji malzemeleri sat›n al›nan Sivil Savun-
ma’c› arkadafllar›m›z›n bugünün Türkiye’si için çok düflük say›labi-
lecek bir maafla son derece a¤›r bir ifl yapt›¤›n› ve bu iflin sadece
para karfl›l›¤› de¤il ama, en az bizler kadar güçlü bir sorumluluk
duygusu ve insan sevgisi ile yap›labilece¤ini çok iyi bildi¤imizi ve
bu anlamda onlar›n dertlerini en iyi anlayanlardan oldu¤umuzu
vurgulamak isterim. Yönetim kademesiyle y›llard›r süren anlams›z
çekiflmeler yüzünden, ayn› duygu birli¤i ile ayn› amaca hizmet
eden, ayn› vatan›n evlatlar› olarak arazide sürekli yanyana geldi¤i-
miz 2500 kifli civar›ndaki bu büyük güçle aram›zdaki gerilimi mut-
laka çözmek istedi¤imizi vurgulamak istiyorum. Bu konuda elefltiri-
lerimizin, arazide canla, baflla, fedakârca çal›flan Sivil Savunma per-
soneline asla de¤il ama yönetim kademesindeki, mutlaka de¤iflti-
rilmesi gereken zihniyete oldu¤unu anlamalar›n› özellikle rica edi-
yorum.
Sivil Savunma Genel Müdürlü¤ü ile y›llard›r yaflad›¤›m›z s›k›nt›-
lara daha pek çok örnek verebilirim. Ancak san›r›m bunlar size bir
fikir vermifltir. Vatan›m›za, milletimize hizmet etmek için, kendi va-
308 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

tan›m›z›n kurumlar›yla bo¤uflmaktan art›k yorulduk. Tam 10 y›ld›r


ülkesine ve insan›na, “karfl›l›ks›z yard›m” ve “gönüllülük” ilkeleriyle
hizmet eden ve bu süre içerisinde toplam 261 arama ve kurtarma
görevine kat›l›p, 700’e yak›n insan›n hayat›n›n kurtar›lmas›nda gö-
rev alan, bu anlamda ülkemizin öncüsü olan ve en deneyimli ekip-
lerinin bafl›nda gelen AKUT ailesi olarak, bundan sonras› için nas›l
hareket edece¤imizi tekrar de¤erlendirece¤imizi kamuoyu önünde
ifade etmek istiyorum.
E¤er Devletimizin AKUT’un gönüllü ellerine ve 10 y›ll›k eflsiz bi-
rikimine yurt içi ve yurt d›fl›nda yaflanabilecek deprem ve enkazlar-
da art›k ihtiyac› yoksa, biz de dernek içerisinde bu birimlerimizi tas-
fiye edip, zaten iyice k›s›tl› olan kaynaklar›m›z›, Sivil Savunma Ge-
nel Müdürlü¤ü’nün yer almad›¤› konu ve co¤rafyalardaki da¤ ve
do¤a sporlar›na, Bingöl’ün da¤lar›nda k›fl aylar›nda sahipsiz kalan
köylülerimize, Ni¤de’nin Alada¤lar›ndaki da¤c›lar›m›za, Antalya,
Marmaris, ve Olimpos’ta her y›l do¤ada kaza geçiren, kaybolan on-
larca yerli ve yabanc› turiste, Kocaeli’deki ve Ankara’daki ekipleri-
mizle yak›n co¤rafyalardaki kaybolma ve kaza olaylar›na, ‹stanbul
üzerinden de e¤itim çal›flmalar›na aktar›r›z olur biter. Böylece her-
kes rahat eder, biz de yeni sorumluluk alanlar›m›z› bilir, ona göre
hareket ederiz.
De¤erli okuyucu, bizler Mustafa Kemal’in evlatlar›y›z; O’nun
Anafartalar’da dedi¤i gibi; “sorumluluk yükü, bizim için ölümden
de a¤›rd›r.” Ya sorumluluklar›m›z› yerine getiririz ya da yeniden ta-
n›mlar›z. Bundan sonras› için yaflanacak olas› depremlerde ve en-
kazlarda da her isteyen paletli k›r›c›s›n› da, be¤endi¤i ifl makinesi-
ni de istedi¤i flekilde kullan›r; bize de, kimseye de hesap vermez.

Pakistan Depremi’ne giden gönüllülerimizden Ali R›za fia-


hin, o yo€un koflturmacada bütün yaflananlar› ve deneyimlerini
günlü€üne not etmeyi ihmal etmemifl ve döndükten sonra da bü-
tün süreci; Bir AKUT Gönüllüsünün Gözünden Pakistan Depre-
mi adl› kitab›nda toplam›flt›. Bu kitap için yazd›€›m önsözden
bir bölümü de yeri gelmiflken sizlerle paylaflmak istiyorum;
(Ek: 45)
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 309
...
Elinizde tuttu¤unuz bu kitapta; bir AKUT gönüllüsünün gündelik
hayat› içinde ald›¤› bir acil yard›m ça¤r›s›yla, büyük bir özveri ile
bütün önceliklerini de¤ifltirerek, Pakistan’a yollad›¤›m›z 12 kiflilik
ekibe dahil oluflunu, uzak ve dost bir ülkede yard›ma muhtaç insan-
lara güvendi¤i dostlar›yla birlikte koflarak gidiflini, insanl›¤›n en bü-
yük ac›lar›ndan birini kocaman yüre¤i ve genç omuzlar›yla s›rtlan›-
fl›n›, bütün bu ac›lara sorumluluklar›n›n bilincinde, gö¤sünde tafl›-
d›¤› yüce bayra¤›n a¤›rl›¤›n›n fark›nda, yapmaya çal›flt›¤› fleyi en
kutsal bir ibadetmiflçesine sayg›yla, özenle ve içtenlikle yap›fl›n›, ya-
flad›klar› ve gördükleri karfl›s›nda karmafl›k duygular›n›, kendi iç he-
saplaflmas›n›, sadece enkazlar›n de¤il, ayn› zamanda silahlar›n da
gölgesinde, bir yaral›n›n daha ac›s›n› dindirebilmek, bir cana daha
ulaflabilmek için ekip arkadafllar›yla birlikte korkusuzca verdi¤i say-
g›de¤er mücadeleyi bulacaks›n›z.
Bu kitap sizlere AKUT gönüllülerinin hayat›ndan bir kesit suna-
cak. Bu sat›rlarda; bizlerin defalarca yaflad›¤›, siz bu sat›rlar› okur-
ken bile bir yerlerde bir baflka benzerinin yaflan›yor oldu¤u, zorlu,
tehlikeli ama en az o kadar da onurlu ve kutsal bir davan›n serden-
geçtileri olarak, atalar›na lay›k olmaya çal›flan gönüllülerimizle ta-
n›flacaks›n›z.
Haf›zam›z› tazeleyebilmek amac›yla o günlerde yay›nlanan ga-
zetelerden örneklerle de birlefltirilen bu mütevaz› çal›flma ile, ara-
ma kurtarma kültürü, yurtd›fl›nda bu tür bir çal›flman›n nas›l koor-
dine edildi¤i, resmi yap›larla ve di¤er gönüllü gruplarla birlikte kit-
lesel bir afete nas›l müdahale edildi¤i, yabanc› bir co¤rafyada, ya-
banc› bir kültürde arama ve kurtarma çal›flmalar›n›n hangi flartlar
ve zorluklar alt›nda gerçeklefltirildi¤i, hayat kurtarabilmek amac›y-
la kendi güvenlik çemberimizin d›fl›nda belirsizlikler ve risklerle na-
s›l mücadele edildi¤i, art›k küresel bir köy haline dönüflmüfl dünya-
m›zda, yard›ma muhtaç olanlar›n en çok ihtiyaç duyduklar› anda
yanlar›na koflman›n nas›l yüce bir anlam ifade etti¤i gibi pek çok
konuyu bulacaks›n›z. Bütün bu süreçleri, birebir yaflam›fl ve dene-
yimlemifl bir AKUT gönüllüsünün kaleminden okuyacak ve inan›yo-
rum ki, kitlesel afetlerin y›k›c› gücü gözönüne al›nd›¤›nda etkisi
310 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

gölde bir damla kadar da kalsa, temsil etti¤i de¤erler ve yaratt›¤›


vizyon ile fark yaratan bu gönüllü mücadeleyi ve bu mücadeleyi ve-
ren evlatlar›n›z› daha yak›ndan tan›yacak ve onlarla bir kez daha
gurur duyacaks›n›z.
...
Sivil Savunma Genel Müdürlü€ü’nün yapt›€› bizi çok üzen
bir hamleyi daha sizlerle paylaflmak istiyorum. 1 May›s 2003
Bingöl Depremi’nde 19 can kurtard›k diye sevinir ve gururlan›r-
ken, yine hiç beklemedi€imiz bir karfl›l›k ald›k.
Bingöl Sivil Savunma Arama Kurtarma ekibinde teknisyen
olarak görev yapan Veysel Aksoy’un önderli€inde tamamen gö-
nüllülerden oluflan AKUT Bingöl Ekibi, zaten bölgede bulun-
mas› sebebiyle bu depreme an›nda müdahale edebilmiflti. Bu ça-
l›flmada kendisi de bir depremzede olan Veysel Aksoy, evinden
d›flar› ç›kar ç›kmaz derhal ekibini toplayarak çal›flmalar› bafllat-
m›flt›. O günlerde Bingöl’de bulunan Sivil Savunma’n›n 4 ara-
ma kurtarma teknisyeninden biri ve ayn› zamanda AKUT ekip
lideri olan Veysel Aksoy, ilk dakikalardan itibaren çal›flmalara
kat›lm›fl ve hepinizin gazetelerde gördü€ü, hatta yabanc› bas›n-
da da yer bulan, kuca€›nda enkazdan kurtar›lm›fl küçük bir k›z
çocu€unu tafl›yan AKUT’lu foto€raf›yla haf›zalar›m›zda Bingöl
Depremi’ni ifade eden bir sembol olarak yerini alm›flt›. Hatta bu
foto€raf› o kadar sevdik ki, AKUT’u ifade eden sembol foto€raf
olarak birçok etkinli€imizde onu kulland›k.
Söz konusu foto€raf, AKUT ekibinin ilk saatler içerisinde
Korkmaz Apartman›’n›n enkaz› alt›ndan, anne ve babas›n›n ve
kardeflinin cans›z bedeninin yan›ndan ç›kard›€› 2 yafl›ndaki Gül-
naz adl› k›z çocu€unun kurtar›ld›€› anda DHA muhabiri taraf›n-
dan çekilmifltir. (Ek: 46) Depremde insanlar üzerlerinde don,
gömlek, pijama art›k ne varsa kendilerini d›flar› atarken, Vey-
sel’de o koflturmada AKUT tulumunu üzerine geçirebilip çal›fl-
malara bafllam›fl ve günler süren çaban›n sonucunda 32 kiflilik
ekibiyle birlikte 19 vatandafl›m›z› enkaz alt›ndan sa€ olarak ç›-
karmay› baflarm›flt›r. (Bu depremde ne yaz›k ki biz de bir kay›p
verdik; AKUT gönüllüsü Veysel Atala hayat›n› kaybetti.)
Veysel Aksoy’un liderli€indeki AKUT Bingöl Ekibi, dep-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 311
remdeki bu baflar›l› çal›flmalar›n›n yan› s›ra, kuruldu€undan iti-
baren Veysel’in aram›zdan ayr›ld›€› 31 Aral›k 2006 tarihine dek,
içlerinde pek çok do€um hastas› bulunan 117 vatandafl›m›z› ha-
yata döndürdü. Bu baflar›lar nedeniyle de Bingöl halk›n›n sevgi-
lisi olmufl ve sürekli olarak yerel medyada yer alm›flt›r. Bu du-
rumun en çok kimleri rahats›z etti€ini tahmin etti€inizi düflünü-
yorum. Bugün Bingöl’de aileler çocuklar›na Veysel ad›n› veri-
yorlar, bu bölümün sonundaki bas›n küpürlerini görünce nedeni-
ni sizler de anlayacaks›n›z. (Ek: 47) fiu sorunun cevab›n› talep
edin lütfen; “Neden ülkemizde bu kadar güzel ifller yapan insan-
lar›n haberlerini yayg›n medyada duyam›yoruz diye.” Ben söy-
leyeyim; “magazin ve televolelerden ve saatler süren futbol tar-
t›flmalar›ndan yer kalm›yor da ondan...” Gerekçesi olarak da;
sizin bunlar› istedi€iniz söyleniyor, ne amaca hizmet etti€i belli
olmayan ‘rating’ler öyle söylüyormufl.
Benim milletimin bu rezillikleri izlemek istedi€ine inanm›-
yorum. Birileri bir yerlerde gözümüzün içine baka baka yalan
söylüyor. Bir gün bu yalan› da suratlar›na çarpaca€›z...
Bingöl’de sonra ne oldu biliyor musunuz; Veysel Aksoy hak-
k›nda Sivil Savunma Genel Müdürlü€ü, “Neden Sivil Savunma
k›yafeti de€il de AKUT tulumu ile bu çal›flmalara kat›ld›” diye-
rek soruflturma açt› ve meslek hayat›nda iki büyük ödül alm›fl bu
kahraman Anadolu çocu€una, siciline ifllenmek üzere hayat›n›n
ilk “k›nama” cezas›n› verdiler. Bingöl Depremi’nde 19 can kur-
tard›€› halde, deprem s›ras›nda AKUT k›yafeti ile çekilmifl basit
bir foto€raf yüzünden kurumu taraf›ndan cezaland›r›lan Veysel
bu afla€›lanmaya dayanamad› ve hayat›n› adad›€› çok sevdi€i
mesle€inden ayr›larak Sa€l›k Bakanl›€›’na geçti.
Yönetmelikler insanl›€›n önüne geçmiflti...
Hayat›mda tan›d›€›m en yi€it adamlardan biri olan Veysel
bugün ne yaz›k ki aram›zda de€il. 31 Aral›k 2006 günü bir bay-
ram sabah›nda, alt› ayd›r bo€ufltu€u mide kanserine yenik düfle-
rek aram›zdan ayr›l›ncaya dek do€du€u kentte canla baflla, ora-
dan oraya kar k›fl demeden koflturdu durdu. fiu dünyada tan›d›-
€›ma, dostum oldu€una, bu hayatta bir fleyler paylaflabildi€ime,
vatan›ma birlikte hizmet edebildi€ime en çok sevindi€im insan-
312 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
lardan biridir. Bambaflka bir adamd›; e€er aram›zda kahraman
s›fat›na yak›flan bir kifli varsa, o da bu kara ya€›z, tafl› s›ksa su-
yunu ç›karacak kadar güçlü Anadolu delikanl›s›yd›.
Huzur içinde uyu kardeflim, çok özlüyoruz seni, çok...
Gülnaz bebe€i soracak olursan›z, dedesi ile birlikte yafl›yor
ve okula bafllad›. AKUT’lu abi ve ablalar› da arada onu ziyaret
ediyorlar hatta okul masraflar›n› da e€itim hayat› boyunca üst-
lenmifl durumdalar.
Umar›m Sivil Savunma Genel Müdürlü€ü yönetimindeki bu
düflünce yap›s›n›n de€iflmesiyle yak›n gelecekte aram›zdaki bu
anlams›z sorunlar› atlatmay› baflaraca€›z.
2001 y›l› fiubat ay›ndaki Hindistan depreminde enkaz alt›n-
dan iki can kurtar›p bütün dünyaya Türk gönüllülerinin fedakâr-
l›€›n› ve çal›flkanl›€›n› gösterirken, daha önce hiç olmayan bir
fley bafl›m›za geldi, derne€imize bir komiser ve bir polis gelip
giden üyelerin kay›tlar›n› kontrol etti, bize göre a盀›m›z› arad›.
Bu konuyu da hiçbir yerde açmad›k. O y›llarda defalarca denet-
lendik, dernek defterlerimiz ilgili bütün kurumlar taraf›ndan ay-
r› ayr›, üst üste denetlendi. Birkaç önemsiz usül hatas› d›fl›nda da
hiçbir hukuki, maddi eksiklik ç›kmad›. Türkiye’de faal görünen
80.000 küsur derne€in kaç tanesinin bizim kadar s›k› denetlen-
di€ini bugün bile merak ederim.
Yapt›€›m›z ifli o kadar ciddiye al›yorduk ki, Gölcük Depre-
mi’nin ard›ndan, ülkemizdeki ciddi e€itim ve bilgi bofllu€unu
doldurmak amac›yla, AKUT e€itmenlerinden üçünü, daha kim-
se bu tür bir aç›l›m› ak›l edememiflken, bu konularda son derece
geliflmifl modelleri olan Amerika Birleflik Devletleri’ne yollad›k.
E€itmenlerimiz 4-5 hafta boyunca 11 farkl› kursa kat›ld›lar; ba-
z›lar›n›n e€itmeni oldular.
1985 y›l›nda yaflanan Meksika Depremi sonras›nda, Ameri-
ka’da Kaliforniya ‹tfaiyesi taraf›ndan oluflturulan ve FEMA ta-
raf›ndan ulusal seviyeye yükseltilip gelifltirilen ve afet süreçle-
rinde halk›n yapabilece€i çal›flmalar› örgütleyerek acil durum-
larda etkin olarak sisteme dahil edilmelerini sa€layan TAMT
–Toplum Afet Müdahale Tak›m› kurslar›n› ve Bo€aziçi Üniver-
sitesi’yle birlikte k›saltarak Türkiye’ye uyumlad›€›m›z TAG–
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 313
Toplum Afet Gönüllüleri kurslar›n› Türkiye’ye ilk olarak biz ge-
tirdik. Bizden sonra baflka kurumlar da ayn› e€itimleri Ameri-
ka’dan alarak bu sürece dahil oldular.
Bugün hâlâ temeli bu kurslar olan e€itimleri Türkiye’de pek
çok kurumla paylaflmay› sürdürüyoruz.
Ancak bu özverili ve ileri görüfllü çabam›z da hiç beklemedi-
€imiz bir karfl›l›k buldu. Dernekler Kanunu’na göre bir ay önce-
den ‹stanbul Valili€i’nden izin almadan yurtd›fl›na 3 üyemizi
yollad›€›m›z için, Yönetim Kurulu üyeleri olarak bizi 1 y›l ha-
pisle yarg›lad›lar. (Ek: 48) (San›r›m bir yanl›fl anlamadan dola-
y›, bas›n kupürlerinde ‹srail’e gitti€imiz için mahkemeye veril-
dik ifadesi kullan›ld›, ancak do€rusu Amerika’ya e€itim için üç
kifli yollam›fl olmam›zd›r.)
Birçok gazetenin, hatta Yunan ve Alman bas›n›n›n bütün k›fl-
k›rtmalar›na ra€men, dudaklar›m›zdan sadece flu sözler dökül-
dü: “Hiç kimse kanunlar›n önünde veya üzerinde de€ildir, bil-
meden de olsa bir suç ifllediysek, kanunlar karfl›s›nda boynumuz
k›ldan incedir. Yüzlerce can kurtaran bir ekip olmam›z bize ay-
r›cal›k tan›nmas›n› gerektirmez. Bilmeden de olsa bir suç iflle-
diysek ve bunun karfl›l›€›nda bize bir ceza verilecekse buna se-
simiz ç›kmaz.” Bu tutumun, beni arayan Yunan ve Alman
gazetecilerini ne kadar flafl›rtt›€›n› var›n siz düflünün. Bu konuda
da asla devletimize de€il ama, as›l sorumlunun, savc›l›k sorufl-
turmas› aflamas›nda çözülebilecek bu konunun buralara gelme-
sine sebep olan ve hem iç hem de uluslararas› kamuoyunda Tür-
kiye’nin u€rayaca€› zarar› hiç düflünmeden topun gelifline vu-
ran, Valilik makam›na bilgi veren kifliler, dernekler masas› ve
savc›l›k makamlar›ndaki kiflilerin oldu€u düflüncesini hiçbir za-
man akl›m›zdan ç›karmad›k.
Bu tür aç›k engellemeler ya da sald›r›lar y›llar içerisinde ge-
nelde azald›. Bu tür olaylar›n yafland›€› her durumda hakk›m›z›
aç›k olarak arad›€›m›z ve süreç hakk›nda kamuoyunu da bilgi-
lendirmeye çal›flt›€›m›z için, AKUT’a cepheden göstere göstere
sald›rabilmek pek herkesin kolayl›kla kalk›flabilece€i bir fley de-
€il art›k.
10. y›l›m›z› büyük bir gururla kutlad›€›m›z s›rada hiç bekle-
314 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
medi€imiz bir engel daha ç›kt› karfl›m›za. RTÜK, AKUT’un ba-
€›fl toplama amaçl› kamu spotunun televizyonlarda yay›nlanma-
s›na izin vermedi. Afla€›da, bu süreç için 10 Nisan 2006 tarihin-
de yay›nlad›€›m›z uzun bas›n duyurusundan konuyu takip ede-
bilirsiniz;
RTÜK’ÜN AKUT’A KARfiI ANLAfiILMAZ TAVRI
Sivil Savunma Genel Müdürlü¤ü’nün, AKUT’un büyük tecrübesi ve
kan›tlanm›fl becerisine ra¤men, AKUT ekiplerinin yurt d›fl›ndaki
afetlere yollanmas› konusunda uygulad›¤› 3 y›ll›k ambargonun ar-
d›ndan, bu kez de bir baflka Devlet kurumu olan RTÜK, benzeri bir
hamle ile AKUT’a karfl› duruflunu gösterdi.
RTÜK’ün AKUT’un ba¤›fl toplamaya yönelik kamu spotunun ya-
y›nlanmas› iznini vermedi¤i haberini ald›¤›m›z andan itibaren hepi-
mizi flafl›rtan ve endiflelendiren bu durum hakk›nda ne yapmam›z
gerekti¤ini uzunca bir süre kararlaflt›ramad›k. Koflulsuz ba¤l› oldu-
¤umuz ve u¤runa göze alamayaca¤›m›z hiçbir fedakârl›¤›n bulun-
mad›¤› Devlet’imizin kurumlar›, yöneticilerinin kiflisel inisiyatifleri
ile teker teker kendi konular›nda AKUT’a engel ç›karmaya bafllarlar-
sa, bütün özverimize, gönüllü çabalar›m›za ve milletimizin bize duy-
du¤u en üst düzeydeki güvene ra¤men, ülkemizde 10 y›ld›r gurur-
la ve güvenle sürdürdü¤ümüz çal›flmalar›m›z büyük zarara u¤rar ve
kurulufl amac›m›z› yerine getiremez hale geliriz. K›sacas› elimiz, ko-
lumuz ba¤lan›r, kanad›m›z k›r›l›r. AKUT’un son 3 y›l›n verilerine
bakt›¤›m›zda gördü¤ümüz, y›lda çözdü¤ü veya çözülmesine katk›da
bulundu¤u ortalama 55 acil durum ve kurtard›¤› y›lda ortalama 70
insan›n kimbilir kaç›na ikinci bir yaflam flans› verebiliriz, kimbilir ka-
ç› AKUT’a karfl› uygulanan bu anlafl›lmaz ambargolar yüzünden ha-
yat›n› yitirmek zorunda kal›r bunu düflünmek bile istemiyoruz.
AKUT olarak, 15 Ocak 1999 tarihinde Bakanlar Kurulu karar›y-
la ald›¤›m›z “Kamu Yarar›na Çal›flan Dernek” statüsü ve 14 May›s
2004 tarihinde ‹çiflleri Bakanl›¤›’ndan ald›¤›m›z ve düzenli olarak
uzatt›¤›m›z, Yard›m Toplama Kanunu’nun 7. ve 10. maddeleri do¤-
rultusunda Türkiye’nin her yerinde derne¤imize yard›m toplama iz-
ni uyar›nca, gönüllü çabalar›m›z› art›rarak sürdürebilmek amac›yla
çeflitli iletiflim kanallar›n› kullanarak ba¤›fl kampanyalar› düzenliyo-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 315
ruz. Bunlara de¤iflik zamanlarda ve ortamlarda rastlam›fls›n›zd›r.
Örne¤in baz› havaalanlar›nda, al›flverifl merkezlerinde, sinema sa-
lonlar›nda AKUT’un ba¤›fl kutular› yerlefltirilmifltir, veya AKUT’un
2930’a yollanan olan k›sa mesaj servisleri üzerinden yapt›¤› ba¤›fl
toplama kampanyas› 2 y›ld›r duyarl› ve sosyal sorumluluk bilinci
geliflmifl televizyon kanallar›n›n, sinema salonlar›n›n ve radyolar›n
deste¤i ile yay›nlanmaktayd›.
Ancak anlafl›lmaz bir nedenle, bütün büyük bankalarca AKUT’a
tahsis edilen 2930 numaral› hesap numaram›z›n ve yine bütün
GSM operatörlerince AKUT’a tahsis edilmifl olan 2930’a k›sa mesaj
ile ba¤›fl toplama kampanyam›z›n, geçti¤imiz günlerde kutlad›¤›-
m›z AKUT’un 10. Y›l› vesilesiyle, yeniden kamuoyu ile paylafl›lmas›
iste¤imize, RTÜK’ten garip bir yorumla red cevab› verildi.
AKUT’un ‹çiflleri Bakanl›¤›’ndan ald›¤› Türkiye’nin her yerinde
ba¤›fl toplama iznine, Bakanlar Kurulu taraf›ndan verilen “kamu
yarar›na çal›flan dernek” belgesine ve RTÜK ‹zleme ve De¤erlendir-
me dairesinin; 06.03.2006 tarih ve 5257 say›l› Evrak Ak›fl ve Tali-
mat Fifli ekindeki AKUT’un 03.03.2006 tarih ve 0820 say›l› yaz›s›
ilgi notu ile;
“AKUT- Arama ve Kurtarma Derne¤i, ilgi yaz› ile Üst Kurulumu-
za baflvurarak, tamamen gönüllü olarak y›llard›r sürdürdükleri ça-
l›flmalar›na kaynak yaratmak amac›yla ba¤›fl kampanyas› bafllatt›k-
lar›n› ifade ederek, haz›rlad›klar› 45’’lik kamu spotunun, ulusal ya-
y›n kurulufllar›nda yay›nlanmas› için Kurulumuzun karar almas›n›
talep etmifltir.
Haz›rlanan spot film, yay›n ilkeleri aç›s›ndan incelenmifl olup,
3984 say›l› Kanun’a ayk›r› bir hususa rastlanmam›flt›r. Kamu yara-
r›na çal›flmalar› ile ad›n› duyuran AKUT’un talebini takdirlerinize
arz ederim.”
ifadesi ile RTÜK Baflkanl›k makam›na olumlu görüfl beyan et-
mesine ra¤men, RTÜK’ün 15.03.2006 tarihli ve 2006/17 Toplan-
t› No’lu oybirli¤i ile al›nd›¤› ifade edilen Karar 14’e göre; AKUT’un
ba¤›fl toplama kampanyas›n› duyurmak amac› ile haz›rlanan
45’’lik kamu spotunun ulusal yay›n kurulufllar›nda yay›nlanmas›na
izin verilmemifl, onun yerine içinde para toplamaya yönelik bilgiler
316 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

bulunmayan, s›rf tan›t›m amaçl› yeni bir film talep edilmesine ka-
rar verilmifltir, fleklinde bir ifade ile RTÜK’ün 9 üyesinin oybirli¤i ile
baflvurumuzun reddedildi¤i taraf›m›za bildirilmifltir.
Bu karar› elimize ald›¤›m›z andan itibaren ne yapmam›z gerek-
ti¤ini düflünüyoruz. Sorumlulu¤u, 3984 Say›l› Radyo ve Televizyon-
lar›n Kurulufl ve Yay›nlar Hakk›nda Kanun’da aç›kça belirtilmifl
olan ve AKUT’un söz konusu kamu spotunun, RTÜK ‹zleme ve De-
¤erlendirme Komitesi taraf›ndan bu kanuna ayk›r› bir durumu içer-
medi¤i RTÜK Baflkanl›k makam›na yaz›l› olarak bildirilen 45’’lik ka-
mu spotumuzun yay›nlanmas›na, RTÜK’ün 9 kifliden oluflan kurul
üyelerinin oybirli¤i ile red cevab› vermesi bizce üzerinde titizlikle
düflünülmesi gereken bir konudur.
fiu anda Türkiye’de baz› kanallarda hâkim olan TV yay›nc›l›¤›
anlay›fl›n› ço¤umuz üzülerek hatta utanarak izliyoruz. Neredeyse
24 saat magazin, fliddet, özel hayat›n en çirkin flekliyle afifle edil-
mesi, toplumumuzun de¤erlerine ayk›r› say›s›z unsur bulunan ya-
y›nlar, yozlaflm›fl ve yozlaflt›ran bir anlay›flla, hatta haber program›
ad› alt›nda bile gün boyu baz› TV kanallar› dolduruluyor. Yay›n il-
keleri, 3984 Say›l› Radyo ve Televizyonlar›n Kurulufl ve Yay›nlar
Hakk›nda Kanun’un 4. maddesinde aç›kça belirtilmifl olan
RTÜK’ün görevi, yetki ve sorumluluklar› hakk›nda afla¤›da birkaç
madde üzerinden size bilgi vermek istiyorum.
e) Yay›nlar›n toplumun millî ve manevî de¤erlerine ve Türk aile
yap›s›na ayk›r› olmamas›.
f) (De¤iflik:03/08/2002-4771/8) Özel hayat›n gizlili¤ine say-
g›l› olunmas›
v) (De¤iflik : 03/08/2002-4771/8) Yay›nlar›n fliddet kullan›-
m›n› özendirici veya ›rkç› nefret duygular›n› k›flk›rt›c› nitelikte olma-
mas›.
z) Gençlerin ve çocuklar›n fiziksel, zihinsel ve ahlakî geliflimini
zedeleyecek türden programlar›n, bunlar›n seyredebilece¤i zaman
ve saatlerde yay›nlanmamas›.
fiimdi elinizi vicdan›n›za koyun ve RTÜK’ün kendisine kanunen
verilen yetkilerini ve sorumlulu¤unu, yukar›ya sadece 4 tanesini al-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 317
d›¤›m toplam 23 maddelik uyulmas› gereken yay›n ilkeleri konu-
sunda ne kadar yerine getirdi¤ini düflünerek, ifli bu yay›n ilkelerini
korumak olan bir Devlet kurumunun gücünü, kendisini defalarca
ispatlam›fl, hem de bu konuda Devlet’in her ikisi de RTÜK’ün üstün-
de bulunan kurumlar› taraf›ndan (Bakanlar Kurulu ve ‹çiflleri Ba-
kanl›¤›) resmi olarak da kabul edilmifl bir sivil toplum örgütü üze-
rinde bu flekilde, hem de herhangi bir kanun maddesine dayand›r-
madan, tamamen keyfi olarak kullanmas› karfl›s›nda ne yapmam›z
gerekti¤i konusunda bize ak›l verin.
Sivil Toplum Kurulufllar› (STK) bildi¤iniz gibi kayna¤›n› hükü-
metlerden almayan ve hükümet eliyle yönlendirilmeyen, halk›n ak-
tif vatandafll›k bilinci ile kendi iç enerjisinden güç alarak, sosyal so-
rumluluk duygusu ile kamu yarar› temal› belirli bir amaç için olufl-
turduklar› yap›lard›r. Gerçeklefltirdikleri bütün etkinliklerini finanse
etmek için de çeflitli kaynaklar kullan›rlar. Bu kaynaklar›n en önem-
lisini de, özellikle Türkiye’de toplumun duyarl› ve sosyal sorumluluk
bilinci geliflmifl yurttafllar› ve kurumlar› oluflturur. Bu nedenle gö-
nüllü¤ü büyük ve etkin bir güç olarak kullanabilen STK’lar ve hiz-
met ettikleri toplum aras›nda karfl›l›kl› güvene, deste¤e ve anlay›fla
dayal› bir iflbirli¤i sözkonusudur.
Bu iflbirli¤inin artarak her iki taraf›n da daha büyük faydaya
ulaflabilece¤i bir sinerji yaratabilmek için STK’lar ve hizmet ettikle-
ri toplum aras›ndaki iflbirli¤i, güven ve anlay›fl›n sürekli olarak bes-
lenmesi, güçlendirilmesi ve karfl›l›kl› beklentilerin ne kadar karfl›lan-
d›¤›n›n kontrol edilmesi gerekir.
RTÜK taraf›ndan, TV kanallar› arac›l›¤› ile ba¤›fl toplama izni-
nin AKUT’a verilmemesine ra¤men, hepinizin izledi¤i gibi flu anda
bile baz› STK’lar (KIZILAY, DEN‹Z FENER‹, TEMA, TÜRK‹YE SAKAT-
LAR DERNE⁄‹, M‹HDER, vb.) etkinliklerine kaynak yaratmak ama-
c›yla etkin bir flekilde bu tür ba¤›fl toplama kampanyalar›n› TV ka-
nallar›n›n deste¤iyle kamuoyuna duyurmaktad›rlar, ki zaten do¤ru
olan da budur. STK ve toplum elele verebilmelidir ki, her fleyi Dev-
let’ten bekleme anlay›fl›ndan kurtularak, toplumun ihtiyaçlar›n›n
hiç de¤ilse bir k›sm› STK’lar›n deste¤iyle karfl›lanabilsin ve hem top-
lumun refah düzeyinin artmas›na birlikte katk›da bulunulsun, hem
318 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

de son çözümlemede toplumu oluflturan katmanlar birbirlerinin so-


runlar›na karfl› daha duyarl› ve çözüm üretme konusunda daha is-
tekli olabilsinler.
Bu izin e¤er bundan sonra hiçbir STK’ya verilmeyecekse, o za-
man daha büyük bir sorunla karfl› karfl›yay›z, çünkü RTÜK’ün bu ka-
rar› sadece AKUT’u de¤il, Türkiye’de y›llard›r büyük bir özveri ile ça-
l›flan ve toplumdaki pek çok önemli bofllu¤u dolduran bütün
STK’lar› da olumsuz olarak etkileyecektir. Toplumu ile aralar›ndaki
organik ba¤› kopart›lan hiçbir STK verimli olamaz, kendisini ifade
edemez, kendisini toplumuna kabul ettiremez ve eskisi kadar etkin
ve baflar›l› çal›flamaz. E¤er RTÜK yöneticileri, Türkiye’de STK’lar›n
en önemli gelir kayna¤› olan, son derece etkin bir tan›t›m arac›
olan TV kanallar› üzerinden bu tür ba¤›fl toplama kampanyalar›n›
bundan sonra tamamen yasaklamaya karar verdiyse, durum son
derece tehlikelidir ve mutlaka önlem al›nmas› gerekir. Yok e¤er so-
run sadece AKUT’a dönük bir kararsa; biz kendi hakk›m›z› hukuki
yollardan aramak üzere, Ankara 5. ‹dare Mahkemesi, 2006/1007
Esas Numaras› ile, RTÜK’ün bu uygulamas›ndan dolay›, AKUT’un
ald›¤› ba¤›fllarda büyük azalma olaca¤› ve bu durumun da bütün
çal›flmalar›m›z› olumsuz etkileyece¤i düflüncesi ve 10 y›ll›k birikim
sonucunda kamuoyu taraf›ndan AKUT’un üzerinde oldu¤u kabul
edilen, tamamen gönüllülük ve karfl›l›ks›z yard›mseverlik ilkeleri ile
gerçeklefltirdi¤imiz sorumluluklar›m›z› yerine getiremeyece¤imiz
endiflesiyle dava açm›fl bulunmaktay›z.
Bu nedenle, RTÜK’ün bu karar›ndan zarar görecek olan, Türki-
ye’nin etkin ve güçlü, baflar›l› ve üretken, sorumluluk sahibi sivil
toplum örgütlerini; kendimizi hizmet etmekle yükümlü sayd›¤›m›z
milletimizle aram›zdaki, y›llar içerisinde büyük zorluklar ve fedakâr-
l›klar sonucunda oluflturulmufl güvene dayal› iflbirli¤inin kopart›l-
mas›n›n engellenmesi ve haklar›m›z›n hep birlikte hukuki yollarla
aranmas› için dayan›flmaya davet ediyoruz.
De¤erli okuyucu bütün bunlara ra¤men ülkemize ve ülkemizin
yüce ruhlu insan›na olan inanc›m›z› ve sevgimizi bir an bile yitirme-
den gönüllü ve karfl›l›ks›z olarak kendimize seçti¤imiz yolda vatan›-
m›z için, milletimiz için mücadele etmeye devam edece¤imizi ve ne
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 319
olursa olsun kararl›l›¤›m›z› asla yitirmeyece¤imizi bu vesile ile bir
kez daha ifade eder, gelece¤in ça¤dafl Türkiye’sinin inflas› için ne
gerekiyorsa yapmaya haz›r oldu¤umuzu bilmenizi isteriz.

Hukuk mücadelemizin ilk aflamas›n› kazand›k ve arkas›ndan


RTÜK’e 200.000 YTL’lik tazminat davas› açt›k. Bu kitab›n
“AKUT’un Ald›€› Ba€›fllar” bölümünde size AKUT’un finans
kaynaklar›ndan bahsetmifltim. SMS kampanyam›z›n kamu spo-
tunu ilk yay›nlad›€›m›z dönemde bu tür bir s›k›nt›yla karfl›lafl-
mam›flt›k ve 2004 y›l›nda 101.795,00 YTL ve 2005 y›l›nda da
75.015,00 YTL ba€›fl alm›flt›k SMS’ler üzerinden. Ancak RTÜK
2006 y›l›nda bu kampanyam›z›n kamu spotunun yay›nlanmas›-
na izin vermeyince, sadece dergi ilanlar› ile duyurabildik ve al-
d›€›m›z ba€›fllar da 22.060,00 YTL’ye düflmüfltü. ‹flte bu neden-
le RTÜK’e bizi u€ratt›€› zarar gerekçesi ile sözkonusu tazminat
davas›n› açt›k, sürecin tamamlanmas›n› bekliyoruz.
Bu bölümde son olarak bir de, 2 fiubat 2004 tarihinde Kon-
ya’da meydana gelen Zümrüt Apartman› enkaz›ndaki arama
kurtarma çal›flmalar› s›ras›nda yaflanan ve yap›lan yanl›fl ve son
derece tehlikeli uygulamalar yüzünden AKUT’un, zaten ziyade-
siyle kalabal›k olan enkaz bölgesini terk etmesi ile sonuçlanan
olaya da de€inmek istiyorum. Bu olayda da, kendi üzerlerinde-
ki sorumlulu€u atmaya çal›flan ve AKUT’a karfl› geçmiflten hu-
sumet besleyen kifli ve kurumlar taraf›ndan ak›l ve bilim d›fl› bir
dolu saçma yorum ortal›€a saç›larak herkesin kafas› kar›flt›r›l-
m›flt›. Bu olayla ilgili o günlerde 46 sayfal›k bir rapor haz›rlam›fl
ve AKUT’un web sayfas›nda konunun ilgilileriyle paylaflm›flt›k.
Çok k›saca konunun ana fikrine de€inmem gerekirse; Enka-
z›n içinde y›k›m s›ras›nda do€al olarak oluflan ve kazazedelere
ezilmeden sa€ kalma olas›l›€› oluflturan boflluklar›n (yaflam üç-
geni) etkilenmemesi, yeni çökmelere yol aç›lmamas› ve varsa
buralarda s›k›fl›p kalm›fl kazazedelere bir zarar verilmemesi
amac›yla bu tür hiçbir enkaza daha 21. saatte paletli k›r›c› eks-
kavatör sokulamaz. Orada yap›lan as›l hata buydu. Bu konudaki
uyar›lar›m›za oradaki yetkili kifli; “Ben ne yapt›€›m› biliyorum,
siz iflinize bak›n” diyerek yapt›€› çal›flmay› sürdürünce, AKUT
320 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ekibi de do€al olarak hiçbir flekilde kabul edilemeyecek bu du-
ruma seyirci ve suç orta€› olmamak amac›yla bölgeyi terk etme
karar› alm›flt›.
Sonras›nda ise her kafadan yar› cahil ve bilgisiz yorumlar
ç›kmaya bafllam›fl ve ne yaz›k ki konu iyice özünden uzaklafla-
rak olmayacak yerlere gitmiflti. Bu olayla ilgili AKUT’un rapo-
runu afla€›daki linkten okuyabilirsiniz.
http://www.nasuhmahruki.com/AKUTKONYAZUMRUT-
RAPOR.pdf

HAKKIMIZDA YAPILAN K‹RL‹


B‹LG‹ ÇALIfiMALARI
Kendimizi savunma imkân›m›z›n olmad›€› ortamlarda yap›lan
kirli bilgi çal›flmalar› bize büyük zarar verdi. Bu tesbite uygun
olarak, özellikle 2000 y›l›nda sevgili ‹skender’i (I⁄DIR) A€r›
Da€›’nda kaybetmemizin hemen ard›ndan bafllayan ve ne yaz›k
ki kifliselleflerek uzun bir süre devam eden bu sald›r› döneminde
medyam›z›n baz› unsurlar›, flahs›m ve AKUT hakk›nda bizi çok
üzen ve yaralayan birçok uydurma habere ve tarafl› yoruma im-
za att›lar. Yollad›€›m›z bas›n duyurular›na ve olaylar› bütün
aç›kl›€› ve belgeleriyle birlikte anlatma çabalar›m›za ra€men,
bunlar› görmezden gelip, AKUT’un kurum kültürüne uyum sa€-
layamay›p istifa eden veya disiplin suçuyla uzaklaflt›r›lan kiflile-
rin yorumlar›na sayfa sayfa yer verdiler de bizi görmezden, duy-
mazdan geldiler.
AKUT, bugün 14 bölgede örgütlenmesini tamamlam›fl,
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 321
700’ün üzerinde gönüllüsüyle bu ülkeye hizmet eden, y›llard›r
“kamu yarar›na çal›flan dernek” statüsünde olan bir dernektir,
hatta bu statüdeki tek arama kurtarma derne€idir. 10 y›l› aflk›n bir
süredir var olan AKUT’tan bugüne dek yaklafl›k 20 kifli Disiplin
Kurulu’nun haklar›nda yapt›€› inceleme sonucunda, AKUT di-
siplin ve etik de€erlerine göre suçlu bulunup, Yönetim Kuru-
lu’nun oybirli€iyle ald›€› kararlarla dernekten uzaklaflt›r›lm›flt›r.
Bizi en çok üzen olay da, bu kiflilerin baz›lar›n›n, medyatik ha-
ber yapma derdinde olan birtak›m medya mensubu taraf›ndan
kullan›lmas› ve bir anlamda ›smarlama haber yapt›r›lmas›yd›.
Yaz›l›, görsel ve iflitsel medya, art›k bir de tabii ki internet
medyas›, kamuoyunun bilgilendirilmesi, hatta bir ölçüde e€itimi
ad›na en önemli güçlerden biridir. Toplum, tarafs›z, adil ve ce-
sur haber kaynaklar› ile bilgilendirilmelidir. Medyan›n bir yerin-
de hasbelkader bir köfle tutmufl herkes, bu köflesini bir tehdit ve
bask› arac› olarak kullanmaya kalkarsa, tarafs›zl›k ve adalet
kavramlar› ortadan kalkar ki, bu olgu uzun solukta önüne geçi-
lemez bir yozlaflmaya ve sonuçta toplumun geri dönülmesi çok
zor çöküntülere u€ramas›na yol açar. Üzülerek söylüyorum ki,
bence bizim medyam›z tümü olmasa da ço€unlukla bu duruma
oldukça yak›n bir konumdad›r.
Geçmifl dönemde, AKUT ekibini ve baflkan› olarak flahs›m›
kahraman diye niteleyenler, sanki biz kiflilik de€ifltirmifliz gibi
alt› ay sonra hiç çekinmeden medyatiklikle, diktatörlükle,
AKUT’tan rant sa€lamakla suçlayabilmifllerdi. Hem de hiçbir
araflt›rma yapmadan, sadece o anda bu haber ses getirir diye ve-
ya daha da kötüsü; “ben bu güce sahibim; istedi€imi yükseltir,
istedi€imi tepetaklak yere çalar›m, benimle kimse u€raflamaz”
zihniyetiyle.
Bugüne dek hakk›mda o kadar çok gerçek d›fl› haber yap›ld›
ki, art›k bunlara karfl› ne yapmam gerekti€ini flafl›rm›fl durumda-
y›m. Ermeni ve musevi vatandafllar›m›zdan bir kez daha özür di-
leyerek yaz›yorum; 17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi sonras›n-
da birtak›m çevreler, benim asl›nda ermeni oldu€um, yahudi ol-
du€um söylentisini yayd›lar –sanki bu ülkede gayrimüslim ol-
mak suçmufl gibi...
322 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Asl›nda bu zihniyet daha önce de karfl›ma ç›km›flt› ama o za-
manlar bu durumu fazla ciddiye almam›flt›m aç›kças›. Yeni Asya
gazetesinde Ekran Turu adl› bir köflesi olan Davut fiahin, 7 Tem-
muz 1998 tarihinde bak›n neler yazm›fl Adana - Ceyhan Depre-
mi sonras›nda AKUT’un gündemde kalmas›yla ilgili;
Hele AKUT denen yard›m kuruluflunun fazla medyatik olmas›n› an-
layamad›k. Tamam 3 hayat kurtard›. Ama bunun fazlaca kamuoyu-
na lanse edilmesi ne derece do¤ru. Ya yüzlerce yard›m eden kuru-
lufl, kurum ve yard›m dernekleri? Bunlara karfl› haks›zl›k edilmiyor
mu? O kurulufllar›n suçu, bafllar›nda “Nasuh Mahruki” gibi medya-
tik bir Ermeni’nin olmamas› m›? (Ek: 49)

Bu ifadelerin neresini düzelteyim bilmiyorum o yüzden de-


nemiyorum bile...
Sabah gazetesi de, önceki aylarda H›ncal Uluç’un hakk›mda
yazd›€› son derece afla€›lay›c› yaz›lar›n›n ard›ndan bafllatt›€›m
mahkeme sürecimiz devam ederken, 14 Ekim 2000 tarihinde bir
trafik kazas›na kurban verdi€imiz iki gönüllümüzün cenaze tö-
reninde; benim yahudi oldu€um ama her nas›lsa cenaze namaz›-
n› ön saflarda k›ld›€›m, üstüne üstlük de, bu konuyla ilgili soru-
lara yan›t vermeden uzaklaflt›€›m› yazd›. Oysa böyle bir konufl-
ma elbette ki hiç yaflanmam›flt› bile. Ben da€c›l›k tarihine bile,
1995 y›l›nda Everest Da€›’na t›rmanan dünyadaki ilk müslüman
da€c› olarak geçmifltim. Ama Sabah gazetesi nedendir bilinmez,
beni kamuoyuna musevi olarak tan›tmak istemiflti. (Ek: 50)
Medyan›n bu sorumsuzlu€unu akl›m alm›yor, insanlar›n ha-
yat›yla, kiflili€iyle, onuruyla bu kadar ucuz ve kolay m› oynaya-
bilmek inanam›yorum. Zaten milletvekili dokunulmazl›€› kürsü
dokunulmazl›€› ile s›n›rland›r›lmadan ve medyan›n da bu tür ya-
lan yanl›fl, özensiz, hatta kas›tl› yay›nlar›n› durduracak hukuki
önlemler al›nmadan, daha do€rusu Türkiye’yi hukukun üstün
oldu€u bir devlet düzenine dönüfltürmeden ülkedeki hiçbir soru-
nun kal›c› ve sürdürülebilir bir biçimde çözülebilece€ine inan-
m›yorum.
Bu uzun kitaba ve geçmiflteki olaylar› yeniden açma çabas›-
na da aç›kças› bu inanc›m ve beklentim nedeniyle kalk›flt›m. Bir
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 323
gün Türkiye’min de tam anlam›yla bir hukuk devleti olaca€›na
inan›yorum. Ama bunun için kararl›l›kla ve cesaretle mücadele
etmemiz gerekiyor.
Hep birlikte...
Alt› kitab›mdan ilki olan ve bugüne dek 4 üniversitede (Bo-
€aziçi - Bilkent - Yeditepe ve Ifl›k) Türkçe derslerinde okutulan,
11 bask› yapan, 24 yafl›ndayken yazd›€›m Bir Da€c›n›n Günce-
si adl› kitab›m›n içinden arkas›n› saklayarak bir sat›r›n alt›n› çi-
zip gazetelere yollayan, ismini bile veremeyecek kadar korkak
birileri, benim asl›nda insanlar› sevmedi€imi ispata çal›flt›. Bu
kadar ifl özde insan sevgisi olmadan nas›l yap›l›rsa... Do€rusu;
kötü niyetli, yalanc› ve dalkavuk insanlar› sevmem ve ihaneti
asla affetmem.
Nasuh Mahruki’yi kafaya takanlar, bunun gibi daha baflka pis
oyunlar da haz›rlad›lar o dönemlerde. Kula€›ma gelenler aras›n-
da; benim asl›nda Everest’e ve K2’ye ç›kmad›€›m, o zirve çe-
kimlerini de baflka yerlerde yapt›€›m yolunda bir tart›flma bafl-
latmaya çal›flmalar› veya AKUT’un depremlerde evlerden ziy-
net eflyas› toplad›€›, bir çanta alt›n buldu€u vs. gibi bir dolu ya-
lan ve iftira da var. Güleceksiniz ama benim ‹srail ajan› oldu€um
söylentisi bile var ortal›kta... Eminim bu kitab› okuyanlardan
baz›lar›, benim de henüz duymad›€›m ama insanlar›n kafas›nda
soru iflareti yaratan baflka iftiralar da duymufllard›r; bunlar› be-
nimle paylafl›rsan›z sonraki bask›larda onlar› da eklerim.
Asl›nda bu iftiralar› yayanlar da bunlar›n sonuçta bir yere va-
ramayaca€›n› biliyorlar; günefl balç›kla s›vanmaz... Amaçlar› sa-
dece bu ülkede çok kullan›lan bir yöntem olan kirli bilgi, yani
yalan-yanl›fl bilgiler yayarak insanlar›n zihninde soru iflaretleri
yaratmak. Ya€ma ve talan kültüründen gelen, kaos ve karmafla-
dan güç alan bu tiplerin kaybedecekleri hiçbir fley yok. Onlar
utanmazlar ve gururlar› k›r›lmaz, çünkü yaflamla olan iliflkileri
paylaflmak, üretmek ve fayda yaratmak üzerine de€il, kendi ben-
cil varl›klar›n› tatmin etmek ve hastal›kl› egolar›n› beslemek
üzerine kurulmufltur. Kendileri gibi olmayan her fleye ve herke-
se büyük bir düflmanl›k hissederler.
Bunlar sadece benimle de€il, benim yan›mda duran aslan
324 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
parçalar›yla da u€raflt›lar. 2005 y›l›nda AKUT’un 8. ekibi olarak
Ni€de’de, özellikle Alada€lar’daki da€ kazalar›na müdahale et-
mek amac›yla bir ekip kurduk. Hem çok deneyimli bir da€c›,
hem de Ni€de Üniversitesi’nde Beden E€itimi ve Spor Yüksek
Okulu’nda ö€retim görevlisi olan, Ni€de Ekibi’mizin lideri Ne-
dim Urcan’a ölüm tehditi mektubu bile gönderebildiler. Alada€-
larda meydana gelebilecek kazalarda da€c›lar› kurtarmak ama-
c›yla oluflturdu€umuz ekibin liderine flu flekilde bir yaz› postay-
la yolland›; (Ek: 51)
Ermeni bir baflkan›n kurdu¤u akuta üye oldu¤unu duyduk. O grub
için yapaca¤›n her hareket aleyhine olacakt›r. Yaflamak güzel. Aile-
ni düflün. Uyarmad›lar deme.

Bu ülkeye karfl›l›ks›z hizmet etmenin, bir fleyleri düzeltmeye


çal›flman›n o kadar da kolay olmad›€›n› anlad›€›n›z› düflünüyo-
rum. Bu zihniyet o kadar h›rç›n, ahlaks›z ve gözünü karartm›flt›r
ki; bir baflka örnek olarak Org. Yaflar Büyükan›t Pafla hakk›nda
tam da YAfi kararlar› öncesinde, Genel Kurmay Baflkanl›€›n› ön-
lemek için yap›lan SMS, e-posta ve baz› web sayfalar› kullan›la-
rak yap›lan karalama kampanyas›n› hat›rlay›n. Devletin en büyük
gücüne bile kafa tutabilecek kadar cüretkar bir anlay›flt›r bu...
15 Ocak 2002 tarihinde, bizi yine çok üzen hiç beklemedi€i-
miz bir sald›r› daha yap›ld›. Bizim gibi bir arama kurtarma der-
ne€i olan, hatta geçti€imiz y›l 10 da€c› ile Everest Da€›’na t›r-
manmay› baflaran ORDOS’un, yüzlerce üyesi bulunan da€c›la-
r›n takip etti€i e-posta grubuna, ORDOS’un eski Yönetim Kuru-
lu sonraki Denetleme Kurulu üyesi Yalç›n Yald›z taraf›ndan
AKUT hakk›nda son derece afla€›lay›c› ve tabii ki bafltan sona
yalanlarla dolu, “AKUT GERÇE⁄‹” bafll›kl› bir ileti yönlendi-
rildi. Bu iletinin bir anda yüzlerce insana ulaflmas› üzerine yaz›-
n›n kayna€›n› bulmak için gösterdi€imiz bütün çabalar sonuçsuz
kald› ve ORDOS Yönetim Kurulu bu iletinin kim taraf›ndan ya-
z›ld›€›n› bilmediklerini söyleyip iflin içinden ç›kmaya çal›flt›.
A€›r suçlamalar ve yalanlarla dolu bu iletiyi yüzlerce insan-
la paylaflmaktan bir rahats›zl›k duymuyorlar ve biz haks›zl›€a
u€rad›€›m›z› söyleyip; “bu yaz›n›n kayna€›na ulaflmak ve bu if-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 325
tiralar› kimin ç›kartt›€›n› bulmak istiyoruz” dedi€imizde hiç
umursamadan; “kim taraf›ndan yaz›ld›€›n› bilmiyoruz” deyip
iflin içinden ç›k›yorlar. Ne kolay de€il mi insanlar› karalamak,
afla€›lamak, küçük düflürmek. ‹spata gerek yok nas›l olsa, at ça-
muru yiyen u€rafls›n. Bunu yapan›n bir da€c› ve bir arama kur-
tarma derne€i Yönetim Kurulu üyesi olmas› ve ORDOS’un bü-
tün idari kadrosunun da ayn› düflüncede olmas› da bizim için ay-
r›ca çok üzücü bir darbe oldu. Çaresiz hakk›m›z› aramak için bu
süreci de mahkemeye verdik ve y›llard›r u€rafl›yoruz. Hâlâ ülke-
mizin bir hukuk devleti oldu€unu düflünerek...
Türkçesi oldukça bozuk ve bir dolu imla hatas› olan bu i€-
renç yaz›y›, özgün haliyle sizle paylaflmak istedi€im için her-
hangi bir düzeltme yapmadan afla€›ya ald›m
yazan adini belirtmemis, akut ile ilgili :((((((
>Subject: [italyan_sirki] FW: AKUT GERCEGI
>Date: Tue, 15 Jan 2002 10:05:49 +0200
>
> > > >akut(arama kurtarma dernegi)yasanan iki buyuk depremde
> > > >bir nur misali gelecege umutla bakmamiza sebep
> > > >vermisti.
> > > >taki bu guzelligi “para” bozuncaya kadar...
> > > >gerek yurt icinden gerekse yurt d›sindan hatta ve
> > > >hatta devletten buyuk maddi yardimlar,araziler,araclar
> > > >v.s alan akutun holdinglere esit derecede bir mali
> > > >guce medyada reytinge ulasmasi dernegin
> > > >yoneticilerinin
> > > >gozunu kamastirdi.
> > > >halkmiz tarafindan yapilan yardimlar esasinda deprem
> > > >icindi...
> > > >lakin biturlu bu ugurda harcanmak
> > > >istenmiyordu.uyelerin herturlu teklifi ve projesi
326 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

> > > >yonetim kurulunca geri cevriliyordu.zira bu


> > > >trilyonlarin uzerine bagislanan arazilerin uzerine
> > > >planlanmis organize firsat ve zamani kolluyordu...
> > > >iste “o” ana gelindi AKUT DERNEKL‹KTEN VAK‹FA(!)
> > > >GEC‹YOR....
> > > >medyanin gozbebegi olan akutun icinde yasanan
> > > >gelismeler hic yansimadi sizlere...
> > > >nasil yansiyacaktiki?
> > > >hava atmasi saglansin ve hep raeytin yukseltecek
> > > >yazilara gazetelerde tv lerde ciksin diye medya
> > > >mensublari dernege uye yapildi hizla...
> > > >oysa depremden sonra binlerce kisi uye olmak icin
> > > >basvurmus yuzlerce kisi gonullu olarak sugune kadar
> > > >dernekte calismasina ragmen uye yapilmamisti.
> > > >neden?
> > > >cevabi cok basit aslinda dernegi kendi mali gibi goren
> > > >gelen yardimlari kuruma degilde kendisine yapildigini
> > > >dusunen nasuh mahruki ve arkadaslari(ozellikle melih
> > > >fidan ve demir kardas)olene kadar yonetimde:) olmak
> > > >icin yeni uye tehlikesini goze almazlardi.
> > > >kanuna gore suc olmasina ragmen(uye
> > > >yapilmama)dernekler masasi medya korkusundan
> > > >gelismelere sessiz kaldi...
> > > >neler oldu neler...
> > > >bazi uyelere egitmen sifatiyla maas mi baglanmadimi...
>>>>
> > > >(guya gonulluk eassina dayali bir dernekti ya...isin
> > > >komigi egitmen(!)olna kisiler dernegin parasi ile
> > > >tatil gibi yurdisina bir egiteme yollandi ve bunlari
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 327
> > > >gelip para karsiligi ....:)
> > > >yardim edilen onca araclar nasuh ve arkadaslarina
> > > >tahsisi edilmedimi...
> > > >15-20 kisi(nasuh ve ekibi)disinda dernegin yonetim
> > > >kademesinde yerlere”yabanci”oturtulmadi:)
> > > >akut isminin altinda bu yonetimdeki arkadaslar thy den
> > > >bile ozel indirimlere haklara kavusmadimi..
> > > >okadar cok sey varki anlatmakla bitmez...
> > > >bu gidise dur demek isteyen herkes istifa etmek
> > > >zorunda kalmisti.muhalefet olan herkes
> > > >nusuh-demir-melih tarafindan dislaniyordu....
> > > >oyuzden herkes sessiz kaliyordu gelismelere...
> > > >zaten istenilen kendi arkadaslari icerisinden oy
> > > >garantili(!)uyelerin olmasiydi.bu uyelik yillardir
> > > >bekleyenlerin uyeliginden hizli oldu tabi...
> > > >cunku artik VAKIF olmanin trilyonlarin arazilerin
> > > >istenildigi gibi(halkimizin arzusu,yardim edisinn
> > > >disinda hem vakif olduktan sonra ne onemi vardiki)
> > > >kullanilmasinin zamani gelmisti.
> > > >gazetlerde tv lerde hergun cikan vakif rezelatleri
> > > >onlarin yuzunu bile kizartmiyordu.
>>>>
> > > >siz bu maili okuyan dost...
> > > >neyazikki artik yapilacak hicbirsey yok.
> > > >(derneklikten vakifa gecilecek oylar nasuh,demir ve
> > > >melih tarafindan saglama alinmis durumda)
>>>>
> > > >sadece gercekleri bilmeniz toplumuzda her guzellikle
> > > >baslayan hareketin paranin karsisinda yenilecegini
328 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

> > > >ego,kisisel menfaat,koltuk sevdasi hatta fasist


> > > >yonetimin hep kazanacagini bilmenizi duymanizi
> > > >istememdir.
> > > >neyazikki...
>>>>

Yeri gelmiflken bir konuya daha de€inmek istiyorum. 2006


y›l› Aral›k ay›nda Türkiye Da€c›l›k Federasyonu baflkanl›€› se-
çimleri yap›lm›flt›. Uzun zamand›r bu yönde bir istek ald›€›m
halde, bu son seçim sürecine dek yanaflmam›flt›m. Ancak 9 y›l-
d›r ayn› yönetim kadrosunun elinde, uzlaflmaz bir anlay›fl ve tu-
tumla da€c›l›€›m›zda y›llard›r artarak devam eden s›k›nt›lardan
ve art›k geleneksel hale dönüfltürülmüfl ayr›mc›l›ktan büyük ra-
hats›zl›€› olan da€c› dostlar›n dilek ve ricalar›n›, asl›nda içimde
böyle bir hedef olmad›€› halde bu kez k›ramay›p, delege siste-
mindeki bütün adaletsizli€e ra€men ve bafl›ndan beri olmayacak
bir çaba içine girdi€imizi bildi€im halde, bu sefer en az›ndan de-
nenebilece€ine karar verdim. Bu kitab›n zaten uzun ve detayl›
olan konular›na bir de bu karmafl›k süreci sokmak istemiyorum.
Ancak merakl›lar› için afla€›daki linklere konular› takip edebile-
ce€iniz o günlerde yazd›€›m yaz›lar›m› yerlefltirdim.
Afla€›daki linkten, neden Türkiye Da€c›l›k Federasyonu bafl-
kanl›€› seçimlerine kat›ld›€›m konusundaki yaz›m› okuyabilirsi-
niz.
http://www.nasuhmahruki.com/?inc=nedenTDF.inc
Yukar›daki AKUT GERÇE⁄‹ iletisi ORDOS’la aram›zdaki
ilk büyük sorundu ancak ne yaz›k ki son sorun olmad›. 2006 y›-
l›ndaki seçim sürecinde tekrar alevlenen ve bütün da€c›l›k cami-
as›n› flafl›rtan ORDOS’la aram›zdaki sorunlar›n nerelere dayan-
d›€›n› ve ne aflamalardan geçti€ini mecburen eski defterleri aça-
rak, do€al olarak bu detaylar› bilmeyen da€c›l›k camias› ile de
paylaflmak zorunda kalm›flt›m.
Afla€›daki linkten, ORDOS’la aram›zdaki sorunlar› anlatt›-
€›m süreci okuyabilirsiniz.
http://www.nasuhmahruki.com/?inc=ORDOS.inc
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 329
Ne faflistli€imizin, ne paralar› cebe indiriflimizin kald›€› bu
i€renç yaz›y› okuyunca elbette ki çok rahats›z olduk. ORDOS
durduk yerde bize karfl› çok gereksiz ve yersiz bir hamle daha
yapm›flt›. Bu yaz›n›n kayna€›n› bulma çabalar›m›z ne yaz›k ki
ORDOS taraf›ndan bofla ç›kar›ld› ve dedi€im gibi sonuçta ifl
mahkeme sürecine vard›. 24 fiubat 2003 tarihinden bu yana da
sonuca ulaflmas›n› bekliyoruz.
AKUT’a yap›lan benzeri sald›r›lar ve at›lan iftiralar karfl›s›n-
da, fark etti€iniz gibi hukuk kurallar› içerisinde kalmak kayd›y-
la her zaman ciddiyetle mücadele etmeyi seçeriz. Hiçbirine bofl
vermeyiz ve görmezden gelmeyiz. Ülkemize ve insan›m›za kar-
fl›l›ks›z olarak hizmet etmeye çal›fl›rken bu kadar hakarete ve
kendimizi savunamayaca€›m›z ortamlarda iftiraya maruz kal-
d›ktan sonra arkadafllar›m›z›n, çevremizdekilerin, bizi uzaktan
yak›ndan tan›yan insanlar›n aras›nda, gündelik hayat›m›z› sür-
dürürken nas›l bir ruh haliyle yaflad›€›m›z› anlamaya çal›flman›-
z› rica ediyorum. Biz bu hakaretleri yutmay›z ve unutmay›z,
onurumuz k›r›ld›€›nda kendimizi buna al›flt›rmay›z. Haysiyeti-
mizi korumak için gerekirse karfl›m›za ç›kan herkesle mücadele
etmeyi de göze al›r›z.
2006 y›l› fiubat ay›nda bu sald›r›lara bir ilave de Ameri-
ka’dan geldi. Yüzlerce üyesi bulunan “amerikada yasayan turk-
ler” adl› bir elektronik posta grubuna ad›n› bile veremeyecek bir
korkak daha, “chemist” rumuzunun arkas›na s›€›narak hakk›m-
da bafltan sona yalan bir kurgu ile haz›rlanm›fl üstüste iki ileti
yollad›. Bu durumdan haberdar olunca, uzakt›r yak›nd›r deme-
den do€al olarak hemen bir düzeltme metni yay›nlatmak istedim
ayn› listede. Ama sözkonusu elektronik posta grubunun modera-
törü de bu iletilere taraf oldu€u için biraz u€raflmak zorunda kal-
d›m. fiu anda bu konu da Cumhuriyet Baflsavc›l›€›’nda sorufltu-
ruluyor. Chemist denen ahlaks›z› bulmaya ve adaletin önüne ç›-
kartmaya u€rafl›yorum. Bakal›m hukukumuz bunu ne zaman çö-
zecek...
Bu süreci afla€›daki e-posta’lar üzerinden takip edebilirsiniz;
1- Amerika’daki Türklerin üyesi oldu¤u amerikadayasayanturk-
ler@yahoogroups.com adl› e-posta listesinde, “Chemist” rumuzu ile
330 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

hakk›mda son derece çirkin iftiralar ve yalanlarla dolu bir kampan-


ya bafllatan flahs›n 2 Mart 2006 tarihli ilk mesaj›:
--- In amerikadayasayanturkler@yahoogroups.com, Chemist©
<mailgroups@...> wrote:
>
> gunun sozunu bosverde sana gunun olayini anlatayim bu sabah
tr den bir telefon geldi arayan avukatim bizim ulustaki evlerden bi-
rine musteri cikmis illede alacagim diyormus ben satmiyorum de-
dim malum 2 kiz 2 tane ev satacak olsam ikisinide satarim de-
dim.kapadim.2-3 saat sonra yine avukattan tel israrla sizin evi sa-
tin almak istiyolar dedi .bende israrla hayir satmiyorum dedim.ka-
padim.1 saat sonra yine tel eve 1,6 milyon dolar veriyor bence sa-
talim diyor avukat bende 1,6 milyonu duyunca merak ettim kim-
mis bu denyo uyusturucumu satiyor kemalistmi yoksa diye .ismi og-
rendigimde once uyanmadim kim bu ya oldum birden sonra jeton
dustu benim eve talip sahis AKUT un baskani nasuh mahruki de-
nen hirto alla alla o adamda burayi alacak para ne gezer dedim
avukatim denizde kum onda para dedi habire bagis topluyormus
memleketi felaketlerden kurtaracagiz diye:))hadi canim dedim top-
lasa toplasa 100-200 bin dolar toplar onuda kariyla kizla yer biti-
rir zaten dedim. avukatim tek tek saydi gsm aboneleri sms yoluyla
para yollarmis turkiyenin kalabalik alisveris merkezleri havaalanla-
ri gibi yerlerinde kumbarasi varmis hergun cari islem goren banka
hesaplari varmis yani kisaca beyimiz parayi vurmus ..bu akut a han-
gi angutlar para yardimi yapiyorsa bilsinlerki nasuh mahruki fela-
ketzedeleri kurtarmadan once kendini kurtarmis bile bizim sitede
ev alacak kadarda adam olmus yaneee
>
> seytan diyo sat evi sonra gastelere haber ver ama evi hic satacak
halim yok
>
> napsakki acaba ???
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 331
2- Sözkonusu listenin ayn› zamanda editörü de olan Esin K. adl› ki-
flinin konu hakk›nda cevaben yazd›¤› mesaj;

From: ekeyfli
Date: 03/02/06 00:59:05
To: amerikadayasayanturkler@yahoogroups.com
Subject: Re: [AYT] Gunun Sozu
Valla Chemist, Akut’un adini da Kronik’e mi cevimek lazim bileme-
dim simdi.. Ama birlikte Tibet vs tirmanan bi arkadastan, adamin ai-
leden de varlikli oldugu ve tirmanis ekibini beraberinde goturdugu-
nu vs duymustum.. Hatta bizim Mandrake’nin “devlet bana imkân
verse ben de bir David Copperfield olurdum” dedigi gibi, cadiriydi,
tulumuydu, yemiydi suyuydu tasiyan bir ekip olduktan sonra zirve-
ye cikmak, her konu da oldugu gibi burada da kolay..Simdi bu mev-
zuda anlattigindan anladigim o ki, ekibi genisletmis arkadas, degir-
menin suyu milletten gelir olmus..Deprem sonrasi hesaplarina he-
men herkesin biseyler gonderdigini biliyorum.. Saga sola konusma-
ya davet edildiginde ucret nedir bilemiyorum haliyle.. Unakitan’ye-
ni kimlik no uygulamasiyla altina yeni araba cekene bile soracakmis
ya “ Nerden buldun?” diye , 1,6’lik evi hayda hayda sormasi lazim
herhalde..Bakalim eger sorulursa biz de hem yeni uygulamanin
fonksiyonel olup olmadigini, hem de dag bayir tirmanin son done-
min gozde mesleklerinden olup olmayacagini anlamis oluruz:))
PS: Mali degerinde satmak iyidir, ama bir de son donemin grupta-
ki egemen paranoid yaklasimiyla degerlendirecek olursak, bu
adam onca ev varken satilik, niye seninkine goz dikti, yoksa seni ye-
rinden yurdundan falan mi etmek istiyor, ona bakmak lazim..PKK’li
mi, Siyonist mi, piyanist mi nedir yani :))))
Sevgi, sayg› ve keyifle kal
esin
332 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

3- Chemist rumuzlu flahs›n yine iftiralarla ve yalanlarla dolu ikinci


mesaj›;

From: Chemist© mailgroups@...


Date: Fri Mar 3, 2006 5:50 am
Subject: Re: [AYT] Gunun Sozu
bogazi en guzel goren yer bizimki sanirim o yuzden ozellikle istedi
komsularda ii falan filan cevre yapcak akli sira ..ama ben zaten bu
adama kil oluyordum yani belliydi bir dolap cevirdigi benim hatir-
ladigim sanirim tsunami felaketinde devlet bize izin vermiyor tsu-
nami felaketinden zarar gorenlere yardim edemedik diye abukca
bir cumle kurmustu.yani devlet sana ne karisir bin ucagina git yar-
dimmi ediyorsun olulerimi soyuyorsun ne yaparsan yap ama adam
isin polemigine kacti ozaman dahada killanmistim.
bir diger sacmalikta toplam 20-30 kisi varmis akutta yani parayla
isleri ne anlamadim sonucta gonullu olduklarini soyluyorlar.devle-
tin sivil savunmasi askeri birlikler sunlar bunlar zaten var memleket
20 kisiye kaldiysa vay halimize neyse benden soylmesi yardim
eden keriz varsa icimizde artik etmesin diye uyarmak icin yazdim

4- Sorumluluk sahibi bir vatandafl›m›z›n bu iletileri bana ulaflt›rma-


s›ndan sonra sözkonusu e-posta grubunun editörüne hitaben yaz-
d›¤›m, “DÜZELTME HAKKI ‹STE⁄‹” konu bafll›¤›yla yazd›¤›m dü-
zeltme metnimin yay›nlanmas› talebim:

Merhaba,
Moderatorlugunu yaptiginiz bu e-mail grubunda sahsim hakkinda
son derece cirkin ve uzucu iddialarda bulunulmaktadir. Bu konuda
ayni gruba benim asagidaki iletimi yollamanizi ve bu tur bir davra-
nisin tekrar etmemesi icin gerekli onlemleri alman›z› rica ediyorum.

Sevgiler,
Nasuh
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 333
Amerika’da yaflayan ve amerikadayasayanturkler@yahoogro-
ups.com adresine üye olan de¤erli Türk vatandafllar›;
Listenize uye olan duyarli bir uyenizin tavri sayesinde, bu gunlerde
e-mail grubunuza sahsim ve yonetim kurulu baskanligini surdur-
mekten buyuk onur duydugum AKUT dernegi hakkinda yalan ve if-
tiralarla dolu, iki farkli kisi tarafindan iletiler yollandigi haberini
uzulerek almis bulunmaktayim. Son derece seviyesiz ve kustah bir
uslupla ve kotu bir Turkce ile kaleme alinmis ve belli ki tamamen
bir provokasyon olarak kullanilmak uzere kurgulanmis sozkonusu
iletileri en altta bulabilirsiniz. Bu mesajlarda bahsi gecen konularin
tamami hayal urunudur ve buyuk olasilikla belirli bir amaca hizmet
etmek adina bilincli olarak kurgulanmistir. Bunu simdilik bilemiyo-
rum ama bulmak icin elimden geleni yapacagim.
Amerika’daki yogun hayat temponuz icerisinde fazla vaktinizi al-
mak istemiyorum ancak acik bir listeye yollanmis olan bu mesaj ne-
deniyle birkaç dakikanizi almak zorundayim. Ulus’ta bir ev almak
istemi, olmam, bunun icin 1.6 milyon dolari vermeye hazir olmam
veya bu amacla herhangi birisi ile herhangi bir konusma yapmis ol-
mam veya benim adima herhangi birisinin bu yonde bir konusma
yapmis olmasi gibi konularin tamami yalandir ve iftiradir. Dagcilik-
la ilgili olan iddialarin ciddiye alinacak tarafi olmadigi icin onlari
geciyorum.
Degerli Türk vatandaslari; bu kisa aciklamanin arkasindan sizden
iki ricam olacak;
Birincisi, Amerikan sistemini bilen ve bu ahlaksiz yazismalar hak-
kinda kanuni haklarim konusunda bana yardimci olabilecek bir
avukatla konusmak istiyorum. Bu konuda beni yonlendirirseniz se-
vinirim.
‹kincisi de, Anavatan’dan uzakta gurbette yasarken, kendi araniz-
da iletisiminizi koparmamak ve okyanus otesinde bile olsa Turkiye
icin birseyler yapabilmek adina sizler tarafindan iyiniyetle olustu-
rulmus bu e-mail grubunu, amaci disinda kullananlara karsi daha
dikkatli ve duyarli olmaniz ve her toplumda bulunabilecek bu tur
onursuzca ve ahlaksizca davranislar gösterebilecek kisileri kendiniz-
den uzak tutman›zdir.
334 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Kim hakkinda olursa olsun, bu tur hakaret ve iftiralarla dolu bir tek
iletinin bile sizin listenizde yayinlanmis olmasi, tavir koymadiginiz
surece kabullendiginiz gorüntüsü verir ki, bu sessizlik son cozumle-
mede hepimize zarar verir. Türkiye’nin yillardir bir turlu duze cika-
mamasinin sebeplerinden biri de, ne yazik ki bu tavirsiz, insiyatif-
siz, cekingen durusumuzdur. Baskalarinin haklarini da en az kendi
haklarimiz kadar korumadigimiz sürece, ne birlikte yasama kültü-
ründen, ne de daha iyi bir ortak gelecekten soz edebiliriz.
Sozu daha fazla uzatmayacagim, ancak AKUT ve sahsim hakkinda
daha fazla bilgiye ihtiyac duyarsaniz; www.akut.org.tr ve www.na-
suhmahruki.com adreslerini kullanabilirsiniz.
Sevgiler,
Nasuh Mahruki
nasuh@nasuhmahruki.com

5- Esin K. adl› kifli hem bu yaz›lar› yazanlardan biri oldu¤u, hem de


sözkonusu e-posta grubunun editörü oldu¤u için düzeltme metni-
mi yay›nlamaya yanaflmad›. Bunun üzerine bu listeye üye olan rast-
gele seçilmifl 5-6 kifliye afla¤›daki mesaj› yollad›m ve onlardan yar-
d›m istedim. Editörün yay›nlamad›¤› düzeltme metnim de duyarl›
grup üyelerinin bask›s›yla yay›nlanabildi;

Merhaba,
Hicbirinizle tanismiyoruz, elektronik posta adreslerinizi bir arkada-
sim sayesinde buldum. Son gunlerde, sizlerin de uyesi bulundugu-
nuz amerikadayasananturkler@yahoogroups.com adresinde sah-
sim ve AKUT hakkinda son derece yaralayici iftiralarla dolu birkac
iletinin yayinlandigi haberini almis bulunmaktayim. Bunu cozmek
ve asagida sizlere de birer kopyasini yolladigim duzletme metnini
yayinlatmak uzere grubun moderatoru ile de yazistim, ancak ken-
disi de bu iletileri yollayanlardan biri oldugu icin bu haliyle yayin-
lamaya yanasmadi. Simdi sizlerden bir ricam olacak, bu duzeltme
metnini lutfen asagidaki sekliyle grubunuza benim adima yollayin
ve bu iftira kampanyasina bir yerde dur diyelim.
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 335
Desteginiz icin simdiden tesekkur ederim.
Sevgiler,
Nasuh Mahruki

Süreç flu anda Cumhuriyet Baflsavc›l›€›nda soruflturma afla-


mas›ndad›r. Ad›n› vermeden chemist rumuzuyla hakk›mda yalan
ve iftiralar yayan bu flahs›n kimli€inin tesbit edilmesini takiben
hukuki süreç, hem kendisi, hem de Esin K. için devam edecektir.
Bu chemist denen sahtekar›n, yurt d›fl›ndaki Türklerin takip
etti€i baflka listelerde de bize karfl› yapt›€› bu ve benzeri sald›r›-
lar› amatörce ve sadece heyecan olsun diye yapt›€›n› biraz akl›
bafl›nda olan hiç kimse iddia etmeyecektir. Yaz›n›n içindeki ifa-
delerden ve düflük profilli görünen ama gayet keskin yönlendir-
melerden de rahatl›kla anlafl›laca€› gibi, bu sald›r› profesyonel-
ce kurgulanm›fl bir psikolojik operasyondur ve amac› da geçmifl-
tekilerde de oldu€u gibi, Nasuh Mahruki ve AKUT üzerindeki
olumlu havay› yok etmektir, halk›n duydu€u güveni k›rmakt›r.
Bize düflmanl›k yapanlar›n sadece Türkiye’de de€il Amerika’da,
hatta Avrupa’da bile bofl durmad›klar›n› ve yurt d›fl›nda yaflayan
Türk vatandafllar› üzerinde yapmaya kalkt›klar› bu kirli bilgi ça-
l›flmas›yla asl›nda bizden ne kadar korktuklar›n› da anlayabili-
yoruz. Bu iftira kampanyas›n› bafllatanlar›n Amerika’daki hangi
beslenme grubun mensubu oldu€unu tahmin etme iflini size
b›rak›yorum.
Bu kirli bilgi çal›flmalar› art›k iyice yer alt›na inmifl durumda
olsa da hâlâ devam ediyor. Baflka iflleri yokmufl gibi AKUT’un
önünü almak için ellerinden geleni yapanlar ara s›ra karfl›m›za
ç›k›yorlar. 2007 y›l› bizim büyüme y›l›m›z oldu ve afla€› yukar›
bir y›ld›r sürdürdü€ümüz çal›flmalar sonucunda Karedeniz’deki
Rize, Trabzon ve Giresun ekiplerimizin ard›ndan AKUT’un 14.
ekibi olarak Kayseri ekibimizi de kurduk.
Kayseri ekibimizin lideri Nurettin Özcan, üst düzey spor t›r-
man›fl› becerilerine sahip kuvvetli bir da€c›d›r. Nurettin,
AKUT’un özellikle tercih etti€i gibi bölgedeki üniversite ile ya-
k›n çal›flmak amac›yla bu yöndeki görüflmelere 2007 y›l› bahar
aylar›nda bafllam›flt›. Bildi€iniz gibi AKUT’un en güçlü ekiple-
336 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
rinden biri olan Antalya Ekibi, Akdeniz Üniversitesi’nin eflsiz
deste€i ile üniversite içinde kurulmufltur, yine ayn› flekilde ‹zmir
Ekibi, Ege Üniversitesi’nin içerisindedir. Ayr›ca AKUT, Bo€azi-
çi Üniversitesi, ‹TÜ, Kocaeli Üniversitesi gibi büyük üniversite-
lerle iflbirli€i protokolleri imzalam›fl, ortak pek çok proje ger-
çeklefltirmifltir. Uluda€ Üniversitesi, ‹zzet Baysal Üniversitesi,
Haliç Üniversitesi gibi üniversitelerle de AKUT Ö€renci Toplu-
luklar› çerçevesinde iflbirli€i içerisindedir. Üniversiteleri çok
önemsedi€imizi ve birlikte çok verimli projeler gerçeklefltirdi€i-
mizi ifade etmek isterim.
Benzeri düflüncelerle Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Cengiz Utafl’la kurulufl öncesi gerekli görüflmeler yap›lm›fl ve
Rektör bey, AKUT’u gayet iyi tan›d›€›n›, çal›flmalar›n› takdir et-
ti€ini ve birlikte çal›flmaktan memnun olaca€›n› arkadafllar›m›za
iletmiflti. Üniversite içerisinde AKUT’a bir yer tahsisi konusuna
da s›cak bakm›fl ve arkadafllar›m›z› Kültür Spor Daire Baflkanl›-
€›’na yönlendirmiflti. Böylece ilk bafllarda diyalo€umuz üniver-
site ile gayet iyi gitti. Ancak daha sonra, her ikisinin de ad› ben-
de sakl›, Türkiye Da€c›l›k Federasyonu Kayseri eski ‹l Temsil-
cilerinden biriyle, üniversiteden bir ö€retim görevlisi Rektör be-
yi ziyaret ediyorlar ve AKUT ve benim hakk›mda daha önceden
etkili bir flekilde kullan›lm›fl, yukar›da sizle paylaflt›€›m kirli bil-
gi çal›flmalar›n› bir dosya halinde Rektör beyin önüne koyuyor-
lar ve AKUT’un flaibeli bir ekip oldu€unu, üniversiteye girme-
sinin uygun olmad›€›n› iddia ediyorlar.
Sonuçta Erciyes Üniversitesi yerine, AKUT’a her zaman s›-
cak yaklaflm›fl ve destek vermifl olan Talas Belediye baflkan› Sa-
y›n R›fat Y›ld›r›m’›n bize tahsis etti€i küçük ama sempatik yer-
de kurduk Kayseri Ekibi’mizi.
AKUT’un Erciyes Üniversite’sine giriflini engelleyenlerden
biri, konuyu araflt›rmas›n› rica etti€im Kayseri’deki bir gazeteci
dostuma bak›n süreci nas›l anlat›yor;
AKUT y›llarca Kayseri’ye girmeye çal›flt›. Üniversiteli da¤c›lar› ele
geçirmek üzere iken müdahele ederek engelledik, Kayseri’nin im-
kânlar›n› sorumsuz kiflilerin eline b›rakmak istemedik. Bu güne ka-
dar da b›rakmad›k, ama görüyorum ki, Talas Belediyesi kanal› ile
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 337
AKUT Kayseri’ye girmifl durumda bu çok ac› bir fley. Y›llarca Da¤c›-
l›k Federasyonu’nun önde gelen e¤itmeninin bulundu¤u ve Talas
Belediye Da¤c›l›k Kulubü’nün oldu¤u bir Belediye’ye ithal bir der-
ne¤in girmesi çok ac› ve çoook düflündürücü...

2007 y›l›nda, daha birkaç ay öncesinde yaflad›€›m›z bu olay


da gösteriyor ki, AKUT ve Nasuh Mahruki karfl›tlar› ellerine f›r-
sat geçirirlerse bunu kullanmaktan geri durmuyorlar.

‹SKENDER’‹N KAZASININ
ARDINDAN YAfiANANLAR
2000 y›l› 29 fiubat’›nda yaflad›€›m›z çok ac› kaza ile ‹skender’i
kaybetmemizin ard›ndan, ailesi ve onu seven dostlar›n›n yafla-
mak zorunda kald›€› olaylar, Türk Bas›n Tarihi’nde, ahlaks›zl›-
€›n ne seviyelere kadar gidebilece€inin utanç verici bir an›s› ola-
rak bir daha unutulmamak üzere haf›zalarda yerini ald›.
A€r› Da€›’nda hiç beklemedi€imiz anda bir kaza yaflad›k ve
sevgili dostumuz ‹skender I€d›r’› kaybettik. Bu ac› olay Türk
da€c›l›k camias›n›, AKUT ailesini ve AKUT’a büyük bir sempa-
ti ve ilgiyle yaklaflan Türk Milleti’ni gerçekten çok üzmüfltü.
Ancak en ac›s›, bu olay› bir f›rsat olarak de€erlendirip; “tam s›-
ras›d›r, bu olayla Nasuh Mahruki’yi alafla€› ederiz” düflünce-
siyle biraraya gelen uzun zamand›r f›rsat kollad›klar› belli, ke-
sinlikle birbirinden ba€›ms›z olan ama ortak hedef konusunda
biraraya gelme mekanizmas›n› hala anlayamad›€›m inan›lmaz
bir iflbirli€i yafland› o günlerde.
O dönemin Hürriyet gazetesi yazar› Fatih Altayl›, daha biz
338 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
‹skender’in cenazesini ‹stanbul’a getiremeden, daha olay›n ne
oldu€u bile belli de€ilken; ilk bombay› patlatt›. 3 Mart 2000 ta-
rihinde olay›n nas›l oldu€u daha konuflulmam›flken ve hiç kim-
se detaylar› bilmiyorken Fatih Altayl›’n›n “Acemi ifli bir kaza”
bafll›kl› köfle yaz›s›nda, ‹skender’imizi daha topra€a bile vere-
meden, onun ac›s›n› henüz hiç hafifletememiflken bu tür bir yo-
rum yapmas› hepimizi derinden yaralad›. (Ek: 52) Yaz›n›n için-
de de; kuzey rotas›nda t›rman›yor oldu€umuz, da€c›l›€›n bir
yengi ve yenilgi olay› oldu€u, buz ayakkab›s› gibi uydurma bir
terim, benim ekip flefi oldu€um, ‹skender’in üzerinde ne tür bir
malzeme oldu€unu bilmiyor oldu€um ve birbirimize ba€l› ol-
mam›z›n gerekti€i gibi, genelde da€c›l›k sporunu, özelde de bi-
zim t›rman›fl›m›z› ancak kulaktan dolma ve uydurma bilgilerle
bildi€ini zanneden birisi taraf›ndan yap›labilecek garip yorum-
larla dolu bir yaz› yay›nlad›. O k›zg›nl›kla benim de; 1. s›n›f ga-
zetenin 3. s›n›f yazar› gibi bir ifadem oldu ve sonra da film kop-
tu zaten. ‹fl mahkemeleflmeye geldi ve tam 7 y›ld›r da hâlâ sona
ermedi.
O gün bana anlamas› en zor gelen fleylerden biri de; Ertu€rul
Özkök’ün, 6 Mart 2000 tarihinde Fatih Altayl›’n›n “usta” da€-
c›l›€›n› ve da€c›l›k bilgisini ifade etmek üzere köflesinde ortaya
att›€›; “Gençli€inde O da, (Fatih Altayl›) ayn› yerden (A€r› Da-
€›’ndan) genç cesetler ç›karm›flt›” iddias› olmufltu.” (Ek: 53)
Vay Can›na!
Benim bile bilmedi€im ne cevherler varm›fl bizim da€c›l›k
camias›nda.
O günlerde ben de Hürriyet gazetesinin Pazar ekinde yaz›-
yordum. Ertu€rul Özkök’ün bu tutumu beni son derece rahats›z
etmiflti ve Pazar ekinin bafl›ndaki Neyyire Özkan’a bir süre yaz-
mak istemedi€imi söyledim. De€er verdi€im Neyyire han›mla
ve Ertu€rul Özkök’le birkaç telefon görüflmesi sonunda yaz›la-
r›ma devam etmeye karar verdim. Bir süre sonra hat›rlayacaks›-
n›z bas›nda bir kriz süreci yafland› ve birçok gazeteci iflten ç›ka-
r›ld›, benim Hürriyet gazetesi serüvenim de o süreçte sona erdi.
Kazay› takip eden içimizin kavruldu€u ilk günlerde, henüz o
tarihten itibaren bize karfl› muazzam bir kampanya bafllat›laca€›-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 339
n› elbette ki öngörememifltik. Ama AKUT’un her zamanki h›zl›
refleksleriyle 3 Mart 2000 tarihinde, Fatih Altayl›’n›n ilk yaz›s›-
n›n yay›nland›€› gün, yani kazay› yaflayanlar henüz ‹stanbul’a
dönmemiflken ve AKUT’un bütün lider kadrosu ‹skender için
bölgedeyken, medyan›n özensiz tutumu nedeniyle süreç daha da
anlams›z ve AKUT’a zarar verici noktalara tafl›nmas›n diye mer-
kezde kalan arkadafllar›m›z, AKUT Arama Kurtarma Derne€i
üyeleri imzas›yla hemen bir bas›n duyurusu yay›nlad›lar.
Afla€›da bu bas›n duyurusunu okuyabilirsiniz;
AKUT Arama Kurtarma Derne¤i taraf›ndan bildirilmifltir.
Kurucu üyemiz ‹skender ‹¤d›r’›n 29 fiubat 2000 tarihinde A¤r› Da-
¤›’nda geçirdi¤i talihsiz kaza neticesinde hayat›n› kaybetmesi, biz-
leri oldu¤u gibi Atlas Dergisi, Bo¤aziçi Üniversitesi ve Kandilli Ra-
sathanesi camialar›n› ve dostlar›n› derin bir üzüntüye bo¤mufltur.
‹nsanlar›n her daim yard›m›na koflan, baflkalar›na yard›m atefli
ile tutuflan, sahip oldu¤u tüm bilgileri herkes ile paylaflmay› bilen,
ald›¤› her ifli mükemmel halde sonuçland›ran ve ekip çal›flmalar›n-
da uyumu ve idarecili¤i ile örnek davran›fl sergileyen arkad›fl›m›z ‹s-
kender’in elim bir kaza sonras›nda aram›zdan ayr›l›fl›n› kabul etme-
miz bizler için hayli güç olmaktad›r.
Yaflad›¤›m›z bu duygusal anda, ‹skender’in deprem ve di¤er fe-
laketlerde kurtard›¤› insanlardan ald›¤›m›z faks ve telgraf mesajla-
r›, arkadafl›m›z›n insanl›k için yapt›klar›n›n yaln›zca küçük bir kesi-
dini ifade edebilmekledir.
Görsel ve yaz›l› bas›n, internet ve di¤er iletiflim araçlar›yla Tür-
kiye’mizin gündemine kazan›n oluflu ile ilgili çeflitli yorumlar geti-
rilmektedir. Yorumlar› yapan kiflilerin konular›nda bilgili olmamala-
r› durumunda, da¤c›l›k ve do¤a sporlar› ile u¤raflan kiflilerin fikirle-
rine baflvuruldu¤u izlenmektedir. Baz› yorumlarda ise ekipte bulu-
nan arkadafllar›n canl› yay›nlarda verdikleri beyanatlardan al›nt›lar
yap›lmakta ve kazan›n nedeni ile ilgili fikirler yürütülmektedir.
Unutulmamas› gereken en önemli noktalardan biri, ekipte bu-
lunan kiflilerin fiziki yorgunluk ve duygu yo¤unlu¤u içinde verdikle-
ri beyanatlar›n yorumlara kaynak olarak kullan›lmas› durumunda
gerçek d›fl› sonuçlar›n meydana gelebilmesidir. Bunun sonucunda
340 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

halk›m›za eksik ve yanl›fl haber verilmektedir.


Bu durum, derne¤imiz üyelerini üzdü¤ü kadar, A¤r› Da¤›’na t›r-
manan ekibi, arama kurtarma ekiplerini, operasyonda görev alan
Silahl› Kuvvetler personelini, AKUT’un felaketlerden kurtard›¤› in-
sanlar› ve ailelerini, ve ‹skender’in aile efrad›n› gere¤inden çok da-
ha fazla üzmektedir.
Kan›m›zca kaza ile ilgili yorumlar›n objektif düflünebilen, konu
ile ilgili engin tecrübesi olan kiflilerin bulundu¤u, tarafs›z bir ortam-
da, kazaya u¤rayan ekibin ve arama kurtarma çal›flmalar›nda feda-
kârca çal›flm›fl arkadafllar›n oluflturaca¤› bir grubun konu ile ilgili
yaflad›klar›n› ve düflüncelerini aktarmalar›n›n ard›ndan yap›lmas›,
bas›n ahlak› ve etik kurallar› aç›s›ndan daha do¤ru olacakt›r.
Derne¤imiz üyelerinin aktif olarak birçok felakette özverili çal›fl-
malarda bulunduklar› herkes taraf›ndan bilinmekle beraber, baz›
üyelerimizin flahs›nda a¤›r ithamlarda bulunulmaktad›r. Her za-
man derne¤imizin çal›flmalar›nda en ön saflarda tüm bilgi ve bece-
rilerini kullanarak çal›flmalar yapan arkadafllar›m›z aras›nda, dep-
rem felaketi esnas›nda yurtd›fl›nda tutukland›klar› ve deme¤imiz
üyesi olmad›klar› gibi as›ls›z haberlere bile rastlanmaktad›r. Bu tip
ithamlar flah›slar› oldu¤u kadar derne¤imiz üyelerini ziyadesi ile üz-
müfltür.
‹çinde bulunulan durumun hassasiyeti göz önüne al›narak, de-
¤erlendirmelerin ve yorumlar›n tarafs›z ve gerçeklere dayand›r›la-
rak yap›lmas›n›n, ileride tedavi edilemeyecek yaralar›n aç›lmas›n›
engelleyece¤i düflüncesindeyiz.
Konu ile ilgili olarak hassas davran›lmas›n› teminen gere¤ini
bilgilerinize sunar›z.
AKUT Arama Kurtarma Derne¤i üyeleri

Biz hâlâ iyi niyetli düflündü€ümüz için, ülkeye en zor zama-


n›nda bu kadar hizmet etmifl ve toplumun sevgisini, sempatisini
kazanm›fl bir kurum, flimdi kendi zor zaman›nda medyadan yar-
d›m isterse, en az›ndan tarafs›z ve fleffaf olma konusunda destek
al›r›z diye düflünmüfltük.
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 341
Sonuçta biz bir kay›p verdik; ailemizde cenaze, içimizde ta-
rifsiz bir ac› var. Oysa uzun zamand›r beklenen bir f›rsatm›fl bu
kaza...
Tam bu süreçte ifller öyle bir birbirine girdi ki, do€rusu bizim
en zor çözdü€ümüz sorunlar›n bafllang›c› oldu o günler.
AKUT’ta uzun süredir devam eden; temelinde 1999 Marmara
Depremleri sonras›nda AKUT’un çok h›zl› büyümesine ve de€i-
flimine ayak uyduramayan, kaliteli yeni kadrolar›n girmesiyle
süreçte geride kalan, AKUT’un deprem gibi popüler konular› b›-
rakarak eski da€c›l›k günlerindeki gibi kalmas›n› savunan, da€
kazalar› merkezli bir kurtarma ekibi olarak devam etmesini iste-
yen ve dernek içinde sürekli olarak eskiler ve yeniler ay›r›m›
yapmaya çal›flan küçük bir grubun fikir ayr›l›€›na dayanan so-
runlar a盀a ç›kt›.
Yeni ve çal›flkan gönüllülerin aram›za kat›lmas›yla, AKUT’ta
eski yeni ayr›m› yapmaya çal›flan AKUT’un eski gönüllülerinin
bir k›sm›yla karfl› karfl›ya geldim. Eskilik yenilik de€il hizmet-
tir, hizmetin kalitesidir bizde insanlar› dernek içinde güçlendi-
ren. Kim sorumluluk üstlenir ve de€erlerimize ve kurum kültü-
rümüze ba€l› olarak AKUT’a hizmet ederse, sahibi de olur. Kur-
du€umuz günden bugüne dek AKUT’u yönetirken bak›fl aç›m
her zaman bu yönde oldu, ekip arkadafllar›m› da hep bu anlay›fl-
la belirlemeye gayret ettim. Ancak AKUT’un eski gönüllüleri-
nin bir k›sm› bundan hofllanmad›.
Bu her f›rsatta sorun ç›karan küçük grup, o kadar tad›m›z›
kaç›rmaya bafllad› ki, toplant›lar›m›z› bile sa€l›kl› yapamaz hale
geldik. Sonunda bir yere varamayacak olan ama can›m›z› iyice
s›kan bu durumdan nihai olarak kurtulmak ve yönetimdeki yeni-
den yap›lanma sürecimizde kurul üye say›lar›yla ilgili ald›€›m›z
kararlar› uygulayabilmek amac›yla baflkanl›€› b›rakt›€›m›, yöne-
tim kurulunu düflürdü€ümüzü ve ola€anüstü genel kurul istedi-
€imi söyledim. Yani derne€in en üst yetkilisi iken ve en az bir
y›l daha bu konuma hukuken sahip olacakken görevimi b›rak›p,
bu çok konuflan az›nl›€a demokratik bir seçim f›rsat› daha ver-
dim. Elbetteki bir teki bile seçimde bir yere varamad›.
17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi’ndeki çal›flmalarda bölge-
342 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ye kendi kendine gelip aram›za kat›lm›fl yeni bir gönüllü, eski-
lerin dernek içinde sürdürmeye çal›flt›€› ve benim fliddetle karfl›
ç›kt›€›m anlay›fltan rahats›zl›€›n› bak›n nas›l dile getirmiflti o
günlerde e-posta grubumuzda.
Sevgili arkadafllar,
fiu eski-yeni olay›ndan art›k fazlas›yla s›k›lmaya bafllad›m. Hiç kim-
senin önceyi inkar etmek ve önceden bu derne¤e emek verenlere
karfl› bir tak›nt›s› yok, ama nedense insanlar›n yeni üyeler hakk›n-
da baz› tak›nt›lar› var bu at›lan her mail’de aç›kça belli oluyor. Hep
demokrasiden bahsediyorsunuz bu nas›l demokrasi anlam›fl de¤i-
lim, galiba burada demokrasi insanlar›n kendi ifline geldi¤i gibi uy-
gulan›yor. Sevgili arkadafllar demokrasi, eski yeni ayr›m› yapmak
m›, yoksa buras› asker oca¤› m› da devrecilik yapmaya çal›fl›yorsu-
nuz, yoksa çekmemiz gereken veya ödememiz gereken bir bedel mi
var, yoksa burnumuzun sürtülmesi mi laz›m.
Hadi gelin eski yeni ayr›m› yapal›m hangi eski üye depo tafl›-
maya geliyor, hangi eski üye bize derne¤in yap›s›n› anlat›yor han-
gi eski üye derne¤in flu en önemli günlerinde insanlar› birlik olma-
ya teflvik ediyor, hangi eski üye ya çocuklar siz yenisiniz sizin istek-
leriniz, bir iste¤iniz var m› diye soruyor.
Ne kadar kötü bir ayr›m de¤il mi arkadafllar. fiahs›m ad›na ko-
nufluyorum AKUT’la varolmad›m buran›n verece¤i kimli¤e, tuluma,
bilmem neye ihtiyac›m yok. Beni tan›yan herkes bilir yaflant›m›n
her döneminde insanlara yard›m etmek için elimden geleni yapt›m,
istedim ki en az›ndan yafl›tlar›mla, ne bileyim do¤ru insanlarla or-
ganize olarak insanlara yard›m edeyim, kabul ediyorum bu derne-
¤e geç geldim, milletimizin genel huyudur bafl›na bir fley gelmeden
baz› fleylerin de¤erini bilmez.
Aç›k ve samimi söylüyorum arkadafllar e¤er bu olaylar›n sebebi
bizsek ve e¤er her fley yoluna girecekse flahs›m ad›na çekip gitme-
ye raz›y›m. bu gün AKUT olmazsa bilmemne KUT var gider onlarla
çal›fl›r›m o da olmad› sivil savunma var, ama dedim ya en büyük is-
te¤im devlet’den en ufak bir destek almadan halka umut ›fl›¤› ol-
mufl bu derne¤e hizmet vermek.
Lakin görüyorumki arkadafllar›m›z ne kadar e¤itim alsa da hâ-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 343
lâ beyinlerine demokrasi kelimesinin tam anlam›n› yerlefltirememifl-
ler. Sizden bir ricam var lütfen ç›k›n bir dahaki toplant›da biz sizi is-
temiyoruz deyin bizde bilelim, nedir bu ya her mail de yok biz eski-
ler flöyleydik böyleydik bizmi dedik insanlara istifa edin diye, biz mi
derne¤i flu kötü duruma düflürdük.
Ç›k›n söyleyin sizi istemiyoruz diye biz de siz iyi olas›n›z diye çe-
kip gideriz tabi problemler bitecekse. Kusura bakmay›n biraz sinir-
lendim umar›m anlay›flla karfl›lars›n›z.

Bu saçmal›klardan nihai olarak kurtulabilmek amac›yla der-


ne€in baflkan› olarak fiubat ay› bafl›nda, 8 Mart 2000 tarihi için
Ola€anüstü Genel Kurul karar› ald›rd›m Yönetim Kurulu’na.
Ancak hiç beklenmedik bir flekilde 29 fiubat 2000 tarihinde ‹s-
kender’in çok ac› kazas› yaflan›nca do€al olarak 8 Mart’ta Genel
Kurul toplant›m›z› yapamad›k ve 22 Mart’a erteledik. Nitekim
22 Mart 2000 tarihinde gerçekleflen Ola€anüstü Genel Kurul
toplant›s›nda da ekibimle birlikte yine oylar›n %90’›ndan fazla-
s›n› alarak (98 üyenin 92 geçerli oyunun 87 tanesini ben alm›fl-
t›m) yeniden yönetime gelmemizin ard›ndan, zaten beklenen
kopma, ne yaz›k ki kaderin bir cilvesi olarak tam ‹skender’in ka-
zas›ndan sonra yafland›.
22 Mart 2000 tarihinde yap›lan Ola€anüstü Genel Kurul’da
yeniden yönetim görevini al›nca bu çok konuflan az›nl›k taktik
de€ifltirdi ve bir hafta sonra, 29 Mart 2000 tarihinde, a€›r suçla-
malar›n ve bir dolu iftiran›n oldu€u bir dilekçe ile AKUT’tan is-
tifa ettiklerini aç›klad›lar. Ancak bunu öyle bir planla ve kurguy-
la yapt›lar ki, tam o dönemde AKUT’un üzerine gitmek için f›r-
sat kollayan baz› bas›n mensuplar› için harika bir malzeme oldu
bu. ‹ftira dolu istifa dilekçelerini sadece AKUT’a de€il, da€c›la-
r›n kulland›€› ve medyan›n ulaflabilece€i ortamlara da yollad›lar.
Sonras›nda ise sürece büyük bir flevkle medyan›n f›rsat kollayan
baz› kanallar› da girdi ve bize kendimizi savunma hakk›m›z›n
bile verilmedi€i say›s›z yalan›n söylendi€i, suçlaman›n yap›ld›-
€› bir hale dönüflüp süreç tamamen kontrolden ç›kt›.
Bu istifac›lar›n görüflleri ve yorumlar›na gazetelerde sayfa-
larca yer verildi de, bizim kendimizi savunma hakk›m›z bile
344 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
do€ru dürüst kulland›r›lmad›. O günlerdeki baz› gazetelerin bafl-
l›klar› flu flekildeydi; “Sen de mi AKUT”, “AKUT’ta neler olu-
yor”, “AKUT rant pazar›na döndü”, “Yolsuzluk iddialar› der-
ne€i sarst›”, “Nasuh Mahruki götürücülükle suçland›”, “AKUT
4 fliddetinde salland›”, “Nasuh eskisi gibi de€il”, “AKUT’ta is-
tifa depremi”, “Paralar› cebe at›yorlar”, “Gözbebe€i dernekte
rant kavgas› ç›kt›”, “Mahruki’ye a€›r suçlama”, “AKUT’ta
deprem”, “AKUT’ta artç› flok”, “AKUT’ta kötü kokular”,
“AKUT komaya girdi” gibi bizi hem çok yaralayan hem de onu-
rumuzu ciddi flekilde k›ran bafll›klar at›ld› birçok gazetede. Hem
de hiçbir araflt›rma yap›lmadan. Birileri bu f›rsat› kolluyormufl
uzun zamand›r.
Bu kitab›mla bütün bu hakaretleri sahiplerine geri iade edi-
yorum...
Bu zor günleri; o günlerde AKUT’un 2. Baflkan› Demir Kar-
dafl ve Genel Sekreteri Melih Fidan’›n güçlü ve kararl› liderlik-
leri sayesinde atlatabildik. Hem içeriyi bir arada tuttular, hem de
d›flar›ya do€ru mesajlar›n aç›k olarak iletilmesini sa€lad›lar ve
hiçbir konuda taviz vermediler.
Bu haberleri gündeme tafl›yan medya mensuplar›, istifa eden-
lerin üçünün de sürekli olarak AKUT’un kurucu kadrosunda ol-
du€u haberini geçti, oysa web sayfam›zda dernek tüzü€üne bak-
salar, bu kiflilerin kuruculardan olmad›klar›n› hemen görebilir-
lerdi. Ancak burada as›l anlafl›lmas› gereken konu, A€r› Da-
€›’ndaki kaza sonras›nda Fatih Altayl›’n›n konuya ilgisi nas›l ‹s-
kender’in ard›ndan olay›n gerçek boyutunu ortaya ç›kartmak de-
€ildiyse, bu kiflilerin üzerinden yap›lan haberlerin de, birtak›m
hatalar varsa düzeltilmesine önayak olup AKUT’a bir fayda sa€-
lamak olmad›€›n›n aflikar oldu€uydu.
AKUT gibi sürekli iyi ifllerle an›lan bir kurumda, bir yerden
sonra iyi fleylerin bir haber de€eri kalm›yormufl. E€er AKUT’ta
kötü bir fley olursa haber de€eri vard›r düflüncesi ile hareket edi-
lerek, gözümüzün bebe€i AKUT’umuza, gerçekte ise sizlere,
yani Türk milletine ait olan AKUT’a ciddi bir zarar verildi.
Daha 6 ay öncesine kadar ülkenin en fedakâr, en yürekli, en
kahraman insanlar› olarak yere gö€e s›€d›r›lamayan AKUT gö-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 345
nüllüleri ve baflta flahs›m olmak üzere AKUT’un lider kadrosu
bir anda yolsuzluklar›n, ahlaks›zl›klar›n, paralar› cebe indirme-
lerin, anti demokrarik uygulamalar›n sorumlusu olarak ilan edil-
di ve kendimizi savunma hakk›m›z›n bile verilmedi€i ac›mas›z
bir yarg›s›z infaz süreci yafland›.

FAT‹H ALTAYLI ‹LE YAfiANAN


SORUNLAR VE TEKE TEK PROGRAMI
Fatih Altayl› ilerleyen günlerde, AKUT ve Nasuh Mahruki hak-
k›nda zehir zemberek yaz›lar›na 3 Nisan 2000 ve 5 Nisan 2000
tarihlerinde de devam etti. 3 Nisan tarihli, “AKUT’ta neler olu-
yor” bafll›kl› yaz›s›nda; “AKUT’un kurucular›ndan ve üyelerin-
den baz›lar› istifa ettiler” diye bafll›yor ve “Kurulufl gününden
bu yana dernekte çal›flan kurucular istifa ediyor. AKUT’u ele
geçirenler ise k›n›yor” diyordu. Arkas›ndan da, “Baflta ‹skender
I€d›r, bir grubun p›r›l p›r›l bir giriflim olarak bafllatt›€› AKUT,
biraz medyan›n fliflirmesi, biraz halk›n yo€un ilgisi ve çokça da
kimi AKUT üyelerinin bu ilgiyi kiflisel ranta dönüfltürme niyeti
yüzünden yanl›fl yola sapt›.” gibi hem yalan yanl›fl bilgiler veri-
yor, hem de alt› bofl iddialar› birer gerçeklikmifl gibi köflesinde
kullan›yordu. (Ek: 54)
Daha bu yaz›n›n üzerinden iki gün geçmeden, bu sefer 5 Ni-
san’da “Yoldafllar it olur mu?” bafll›€›yla daha sald›rgan bir yaz›
yazd› köflesinde. San›r›m çok tekrar edilirse belki daha inand›r›-
c› olur diye düflünüldü€ü için bu istifa eden 3 kiflinin yine AKUT
kurucular› oldu€u ifadesi yaz›n›n merkezindeydi. Hatta nas›l
böyle bir yarg›ya kap›ld›€›n› anlayamad›€›m bir flekilde; “Nasuh
346 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Mahruki için dün “it” bendim. Bugün ise AKUT’u birlikte kur-
du€u arkadafllar› it olmufl.” gibi çok gereksiz ve kaba bir söylem
kullanm›flt›. Arkas›ndan da flunlar› eklemiflti; “Benim haftalar
önce AKUT’la çeflitli isimleri özdefllefltirmeyin derken ne kadar
hakl› oldu€um ortaya ç›kt›. Bak›n güzelim giriflim nas›l yerle bir
oluyor. Toplumdaki oluflan sempati, AKUT kelimesini sihirli bir
anahtara dönüfltürünce, kiflilik transformasyonu bafll›yor.
AKUT’a hediye edilen cipler bar kap›lar›na çekiliyor, ‘Trophy’
düzenleyicileri ile pazarl›klar yürütülüyor. AKUT kiflisel ç›karlar
için kullan›lan bir araç oluyor.” Ne anlama geldi€i belli olma-
yan ama tam çamur at izi kals›n düflüncesiyle yap›lm›fl bir dolu
uydurma saptaman›n yan› s›ra, AKUT’a hediye edilen ciplerin
barlara çekilmesi, Trophy’cilerle pazarl›klar yürütülmesi –ne pa-
zarl›€›ysa art›k– gibi garip ifadeler de kullanm›flt›. (Ek: 55)
Art›k tam bir sorun haline dönüflen bu olay› iyice pekifltirmek
için, 18 Nisan 2000 tarihinde yay›nlanacak olan “TEKE TEK”
program›nda; “AKUT’ta son geliflmeler”, “AKUT tart›flmas›nda
son nokta konuluyor”, “AKUT’un içindeki depremden son gelifl-
meler” bafll›klar›yla gazetelere de ilanlar vererek AKUT ve Na-
suh Mahruki ile ilgili konulara son noktan›n koyulaca€›n› du-
yurdu. Bu ilanlar›n içeri€ini de sizle paylaflmak istiyorum. Bu
kurucu üye yalan› yine elbette ki baflköfledeydi ama bu kez da-
has› da vard›. Bak›n ne iddialar vard› yay›nlanacak program
hakk›nda; “‹stifa eden 3 kurucu üye ve usta da€c›lar AKUT ger-
çe€ini bu akflam Altayl›’ya anlatacaklar. ‹skender I€d›r ölüme
mi terk edildi? AKUT nas›l bu hale geldi? Arama Kurtarma ta-
k›m›n› da€›lma noktas›na getiren sebepler neler?” Bu ifadeler
henüz program yay›nlanmadan bile izleyiciyi zaten belirli bir
yönde flartland›rmaya yönelik seçilmiflti. AKUT’un da€›lma
noktas›na geldi€i iddias› gibi, ama kazan›n üzerinden 49 gün
geçtikten sonra ‹skender I€d›r’›n ölüme mi terk edildi€i sorusu-
nu, hem de gazetelere ilanlar vererek sorabilmek bence çok özel
bir ruh hali gerektirirdi. (Ek: 56)
Program boyunca, ortak noktalar› Nasuh Mahruki’ye karfl›
düflüncelere sahip olmak olan 7 kifli say›s›z gerçek d›fl› beyanda
bulundu ve Fatih Altayl› da gayet kurnazca bu iddialar› k›flk›rta-
rak 1-1.5 saat boyunca bana hep birlikte hakaret ettiler, ak›l al-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 347
maz fleylerle suçlad›lar ve küçük düflürdüler. Hiç tan›mad›€›m
insanlar› kurtarmak için bile oradan oraya koflturan beni; en sev-
di€im dostlar›mdan birini aramamakla, arama kurtarma çal›flma-
s› yapmamakla suçlad›lar, hatta laf› cinayet gibi kaza noktas›na
bile getirdiler. Yay›n ak›fl› s›ras›nda ekran›n alt›ndan sürekli ola-
rak programa telefonla kat›lmak isteyenler için telefon numara-
lar›n› geçirdiler ama defalarca denememize ra€men AKUT’tan
arayanlar› canl› yay›na ba€lamad›lar.
Bu programdan sonra Ayfle Arman bizi tarafs›z bir gözle din-
leyip, 24 Nisan tarihinde Hürriyet gazetesindeki köflesinde
AKUT’lular›n yorumlar›na yer verdi. (Ek: 57) Afla€›da bu yo-
rumlardan baz›lar›n› bulabilirsiniz.
AKUT Antalya Ekip Lideri Y›lmaz Sevgül flunlar› söylüyor
Ayfle Arman’a; “Önce Fatih Altayl›’ya program›n›n ad›n› hat›r-
latay›m; “Teke Tek” Nerede karfl›t görüfller? Ben sadece 6 kere
arad›m. Her seferinde oyalad›lar ve ba€lamad›lar. O zaman ne-
den telefon numaras› veriyorlar? Amaç bofl kaleye gol atmak
m›? Benim ad›m geçiyor. Allah aflk›na bana cevap hakk› do€mu-
yor mu? Ben anlamad›m bu ifli.”, “... biz dün ne idiysek bugün
de oyuz. 120 asil üyeden üçü istifa etti. Bu AKUT’un parçalan-
d›€›, bölündü€ü anlam›na gelmez. Ba€lanabilseydim programa
bunlar› anlatacakt›m.”
AKUT ikinci baflkan› Demir Kardafl da, Ayfle Arman’›n rö-
portaj s›ras›nda sordu€u; “Bütün bu rakamlar›n çarp›t›ld›€›n›
düflünüyorsan›z, neden programa ba€lan›p bunlar› söylemedi-
niz?” sorusuna flu cevab› veriyor; “13 dakika hatta aç›k bekle-
dim. Tolga diye biriyle konufltum. Bana dedi ki, ‘önümüzdeki
programda bunlar› söyleyebilirsiniz.’ Ben de, ‘ayn› insan kitle-
sine hitap edemeyece€imi söyledim.’ Sonunda ba€lanamayaca-
€›m› söylediler.”
AKUT Genel Sekreteri Melih Fidan da “Beni de ba€lamad›-
lar” diyor.
Kaza sonras›nda ‹skender’in yan›na Y›lmaz Sevgül’le birlik-
te ilk ulaflan AKUT Ankara ekibinden Ertu€rul Meliko€lu da
benzer s›k›nt›larla karfl›lafl›yor telefonla ba€lanmaya çal›flt›€›n-
348 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
da ve flunlar› anlat›yor; “Sar›ld›m telefona. Program› arad›m.
Geri arayacaklar›n› söylediler, aramad›lar.”, “AKUT bir kiflinin
ya da birkaç kiflinin oluflturdu€u bir fley de€il ki. ‹skender’in ka-
zas›n›n AKUT’u karalama kampanyas›nda kullan›lmas› beni
çok rahats›z ediyor.”
Bu röportaj›n üzerine Fatih Altayl› kendi köflesinde bana 4.
defa yer ay›rarak, Ayfle Arman’›n 24 Nisan’da AKUT’lularla
yapt›€› röportaj› da, hemen ertesi günü 25 Nisan’da yine kritik
etmekten geri duram›yor ve “S›n›f kavgas› de€il bu” gibi garip
bir bafll›k alt›nda, benim yan›mda 9 kiflinin öldü€ü gibi tamamen
uydurma bir fley söylüyor ve flunlar› ekliyor; “Ayfle de çanak so-
rularla Mahruki’yi temize ç›karmaya çal›fl›yor”, “Nasuh bana
3. s›n›f gazeteci ve 3. s›n›f televizyoncu diyor. 1. s›n›f da€c›n›n
yan›nda flimdiye dek 9 kifli ölüyor. Depremzedelere yard›ma ya-
n›nda sevgilisiyle gidiyor. O yüzden 1. s›n›f oluyor herhalde.
Mahruki beni b›raks›n da vicdan› ile hesaplafls›n önce”
Vicdan ha, ben buna ne diyeyim ki art›k. Herhalde bu ülke-
deki vicdan› en rahat insanlardan biri benim. Kaç›m›za 100’den
fazla can kurtarmak, 700’den fazlas›n›n kurtar›lmas›nda da pay›
olmak nasip olmufltur bir ömürde...
Sonuç olarak bu konu zaten bafllang›c›nda da AKUT’a bir
fayda sa€lama amac›n› gütmemiflti, bitiflinde de gütmedi.
Gelelim Teke Tek program›nda yap›lanlara. Programda ken-
dimi savunma hakk› verilmeden bana yöneltilen suçlamalar› bir
ibretlik belgesi olarak buradan sizlerle de paylaflmak istiyorum;
B›rak›n sebep olmay›, nas›l oldu€unu bile görmedi€im bir kaza-
n›n sorumlulu€unu bana yüklemeye çal›flarak ‹skender I€d›r’›n
ölümünden sorumlu olmakla, kazadan sonra ‹skender’i arama-
y›p ölüme terk etmekle, bu olay sonras›nda AKUT’tan istifa
eden arkadafllar›m›n arkas›ndan “it ürür kervan yürür” diyerek
birlikte yola ç›kt›€›m arkadafllar›ma de€er vermemekle, (konuy-
la hiç ilgisi olmayan bu sözü çok baflka bir konu için ve baflka
bir zamanda söylemifltim) kaza ile ilgili gerçekleri gizlemekle,
Türk halk›n›n gönül verdi€i bir oluflumu da€›lma noktas›na ge-
tirmekle, A€r› Da€›’na t›rmanan ekibin sorumlulu€unu üstlen-
memekle, bulgular›n ‹skender I€d›r düfltü€ünde ölmedi€ini gös-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 349
terdi€i halde arama yapmayarak ölüme sebebiyet vermekle, (bu
vicdans›zl›€a ve ahlaks›zl›€a söyleyecek söz bulam›yorum) ola-
y›n kapanmas› için ekipte bulunanlara fikir empoze etmekle,
sponsor bulamayaca€›m için hatal› oldu€umu kabul etmemekle,
hatam› gizlemekle, yapt›klar›m ile hatal› olmaktan ç›k›p suçlu
olmakla, AKUT’la ilgisi olmayan bir kazaya iliflkin aç›klamay›,
AKUT’ta yaparak kendimi aklamakla, (kazay› yaflayanlar da,
kazaya kurban giden de, arama kurtarma çal›flmas›n› yapanlar
da AKUT’luyken –Türk Silahl› Kuvvetleri’nin eflsiz deste€ini
burada anmam›z gerekir– konu nas›l AKUT’la ilgili olmuyor
bunu hiçbir zaman anlayamad›m –otel salonu mu kiralayacak-
t›k bu toplant› için) kurtarma çal›flmalar›n› flova dönüfltürmekle,
da€c›l›k eti€ine– sporcu ahlak›na yak›flmayan davran›fllar sergi-
lemekle, ben merkezci davranmakla, Düzce Depremi’ne kurtar-
ma çal›flmas› için giden helikopterden arama kurtarmac› bir flah-
s› indirip yerine k›z arkadafl›m› bindirmekle, (buna ne diyece€i-
mi bilemiyorum –yalan söylemenin de bir ölçüsü– mant›€› olur)
AKUT’tan uzaklaflt›r›lmam› gerektiren kiflisel yanl›fllar yap-
makla, AKUT’u bir gelir arac›, bir rant olarak kullanmakla,
halktan al›nan paralar› lüks otellerde harcamakla, (iftira at›p
aç›klama yapmamak ne kadar kolay bir fley de€il mi –hele kar-
fl›n›zdaki kendini savunam›yorsa) bilgiyi tekellefltirmekle,
AKUT’u kiflisel amaçlarla kullanmakla, kiflisel rant elde etmek-
le, vs, vs.
Nas›l bir “Teke Tek” program›ysa bu. Bir tarafta bofl bir ka-
le, öbür tarafta da karfl›lar›nda kimsenin olmamas›n›n rahatl›€›y-
la ve sürekli altyaz›da ilan edilmesine ra€men telefonla da kim-
senin ba€lanamayaca€›n›n garantisiyle at›p tutan 7 kifli, bir de
Fatih Altayl›.
‹yi maç do€rusu!
fiu anda en çok merak etti€im fley; bu ahlaks›z oyunun bir
parças› olan ve/veya alet olanlar›n bugün veya ileride yafllar› ve
dünya görüflleri olgunlaflt›€›nda vicdanlar›yla nas›l bir hesaplafl-
ma yaflayacaklar›d›r...
Türkiye’nin bir hukuk devleti oldu€una inanc›m önemli öl-
çüde yara alm›fl olsa da, hukukun kendisine olan inanc›m nede-
350 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
niyle yedi y›ld›r sab›rla ve kararl›l›kla hukuk mücadelesi veriyo-
rum. Bu süre içerisinde tahmin edebilece€iniz gibi, AKUT’u ve
beni ilgilendiren, kamuoyuna duyurmak istedi€imiz haberlerin
paylafl›lmas›n›n da kapal› kap›lar ard›nda her f›rsatta engellendi-
€ini bilmem söylememe gerek var m›? Hiç sordunuz mu kendi-
nize; “bu AKUT ne yap›yor, bu Nasuh Mahruki nerelerde, neden
art›k medyada pek görünmüyorlar” diye. Elinizi vicdan›n›za
koyup bir sorun kendinize; nerede ise 24 saat en seviyesiz ve ka-
litesiz programlar›n yay›nland›€›, her fleyin magazin ve televole
anlay›fl›yla yorumland›€›, topluma hiçbir faydas› olmayan in-
sanlar›n ve yapt›klar›n›n rol model olarak sunuldu€u bir televiz-
yonculuk anlay›fl›n›n hâkim oldu€u bu ortamda, acaba gönüllü-
lük ve karfl›l›ks›z yard›m ilkeleriyle 700’den fazla can kurtaran
AKUT’un yapt›klar› kamuoyu ile hak etti€i kadar paylafl›l›yor
mu diye.
‹skender’in kazas›, Türkiye’de ilk kez bir da€ kazas›n›n bu
kadar uzun süre gündemde tutuldu€u bir olay olarak bas›n tari-
hinde yerini ald›. Bu ülke bugüne dek 40’tan fazla da€c›s›n› da€
kazalar›nda kaybetti. Bunlardan hiçbiri bu gazeteciler veya tele-
vizyoncular taraf›ndan anmak için bile konu edilmedi. Ülkemiz
iki Da€c›l›k Federasyonu baflkan›n› da€ kazalar›nda kaybetti ve
ikisi de en fazla 2-3 gün gündemde kald› da, ‹skender’in kazas›
babac›€› da bu ac›ya dayanamay›p aram›zdan ayr›l›ncaya dek
gündemde tutuldu.
Bir baba düflünün ki; ne yapaca€›n› bilemez halde evlat ac›s›
ile yanarken, dört bir yandan evlad›n›n kazas›n›n bütün sorum-
lusunun evlad›yla kader birli€i yapm›fl Nasuh Mahruki oldu€u
düflüncesi ile her gün karfl›laflmak zorunda b›rak›ls›n. Yusuf am-
ca, ‹skender’in babac›€›; bütün ac›lar›na ra€men defalarca
AKUT’u ve bizi korumak için aç›klamalar yapmak zorunda kal-
d›, (Ek: 58) hatta bir bas›n duyurusu bile yay›nlad›.
Afla€›da bu bas›n duyurusunu okuyabilirsiniz;
Sevgili o¤lumuz, kardeflimiz, biricik ‹skenderimizi 29.02.2000 tari-
hinde, A¤r› da¤›nda meydana gelen ac› bir kazada kaybettik.
‹skender çok iyi bir da¤c›, tecrübeli bir do¤a adam›yd›. 12 y›ll›k
aktif da¤c›l›k hayat›nda kendisini çok iyi yetifltirmifl, bu sporu en iyi
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 351
flekilde ve çok severek yapm›flt›r. Zirve dönüflü s›ras›nda olan bu
olay tamamen flanss›z bir kazad›r. ‹skender’imizin bafl›na geldi¤i gi-
bi, di¤er arkadafllar›n›n da bafl›na gelip, hepsini kaybedebilirdik.
Olayda herhangi bir ihmal, kas›t veya kötü niyet oldu¤unu dü-
flünmüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, onlar ‹skender’in çok uzun y›llar-
dan beri birlikte oldu¤u, güvendi¤i, en az ‹skender kadar tecrübeli
can dostlar›yd›. E¤er kaza s›ras›nda yapabilecekleri birfley olsayd›,
aynen ‹skender’in onlar için yapaca¤› gibi, kendi canlar›n› tered-
dütsüz tehlikeye at›p, onu kurtar›rlard›.
Kaza s›ras›nda arama kurtarma çal›flmalar›na kat›lan tüm ekip-
lere, Türk Silahl› Kuvvetlerine ve Devletimize, ailemizin bu çok zor
döneminde yard›mlar›ndan dolay› teflekkür ederiz.
Ailesi olarak ac›m›z sonsuzdur. Bu ac›l› günlerimizde bas›nda ç›-
kan birtak›m haberlerden fazlas›yla etkilenmekteyiz ve ac›m›z daha
fazla artmaktad›r. Bu olaylar›n daha fazla büyütülmeden sonland›-
r›lmas›n› rica ediyoruz.
‹skender’in Babas›
Yusuf I¤d›r

‹çine att›€› dayan›lmaz ac›ya ra€men, o€lunun arkadafllar›n›


korumaya çal›flan, ancak medyam›z›n ve ne yaz›k ki da€c›l›€›-
m›z›n ahlaki de€erlerini yitirerek gözü hiçbir fleyi görmez olmufl
bir k›s›m mensuplar›n›n, ‹skender’in kazas›n› 6 - 7 hafta boyun-
ca gündemde tutma çabalar› sonucunda, Yusuf amca bu ac›ya
daha fazla dayanamad› ve 52 gün sonra biricik o€lunun yan›na
gitti. (Ek: 59)
Allah bu yi€it o€ula da, yi€it babaya da rahmet eylesin. ‹ste-
meden de olsa sebep oldu€umuz ac›lar için umar›m ruhlar› bizi
affeder...
Hayat›m›n en üzüntü verici süreçlerinden biri olan bu döne-
mi sizlerin deste€iyle atlatabildim. Bu süreçte sizlerden gelen ve
bana muazzam bir direnme gücü veren destek mesajlar›n›z›n bir
k›sm›n› da, kitab›m›n bu bölümünde sizlerle paylaflmak istiyo-
rum.
352 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Her birine çok teflekkür ederim; onlars›z yapamayabilirdim...
Öncelikle çok de¤erli arkadafl›n›z ‹skender I¤d›r’›n elim bir kaza so-
nucu yitirilmesinden duydu¤um üzütüyü ifade etmek isterim. Haya-
t›n› insana ve do¤aya adam›fl böyle kiflilerin zamans›z kayb› beni
her zaman derinden yaralam›flt›r. fiahs›n›zda tüm AKUT camias›na
baflsa¤l›¤› dilerim. Ümit ediyorum bu yitirilmiflli¤in ard›ndan nice
‹skender’ler do¤ar. Ülkemizin böyle insanlara her zaman ihtiyac› ol-
du¤u kanaatindeyim. Ulusal bas›ndan takip edebildi¤im kadar›yla
görüyorum ki, ‹skender sa¤lam karakterini, vakur kiflilik sergileyen
babas›ndan ve ailesinden alm›fl, siz yak›n dostlar›yla birlikte de per-
çinlemifl ve zenginlefltirmifl.
Baz› özdeyifller vard›r ki insan› etkiler. Beni de etkileyen bir öz-
deyifli aktarmak istiyorum; “hayat›m›z, yapt›¤›m›z tercihlerin topla-
m›d›r.” Sizlerin ve ‹skender’in tercihleri, yani yaflam felsefesi herkes-
çe malum. Bu tercih, bu yaflam tarz› çok sevdi¤i do¤an›n onu koy-
nuna almas›yla son buldu. Huzur icinde yats›n.
Sizlere elefltiri getirenlere bugüne kadar gösterdi¤iniz sa¤lam
davran›fl biçimiyle gerekli cevab› verdiniz zaten. Baz›lar› sizlerin
medya önüne ç›kman›zdan ve onurlu davran›fllar›n›zdan rahats›z
oluyor galiba.

Sevgili Nasuh,
Bafl›n sa¤olsun çok üzüldüm. Unutma ki bu ülkede herkes yap-
t›¤›n fleyleri takdir ediyor ve sonuna kadar yan›ndalar...
Bu güne dek yapt›¤›n ve yapmaktan y›lmayaca¤›n tüm iyilikler
için binlerce teflekkürler.
Ne olur do¤ru bildi¤in yoldan flaflma...
Sana ve AKUT’a ve ‹skender’i tüm sevenlere bas sa¤l›¤› dilerim.
...
Tüm Türkiye gibi ben de ac›n›z› paylafl›yorum. ‹skender I¤d›r’›n
ailesine ve sizlere sab›r diliyorum. Bas›nda ç›kan terbiyesizliklerin
sizi üzmesine lütfen izin vermeyin.
...
O fi‹MD‹ AKUT CENNET TEMS‹LC‹S‹...
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 353
Öncelikle geçirdi¤iniz kazadan dolay› ve genç bir arkadafl›n›z›
kaybetmenin ac›s› için size ve tüm arkadafllar›n›za bafl sa¤l›¤› dile-
rim. Eminim ki sevenleriniz ve bizler herzaman sizlerin yan›n›zda ve
arkan›zda yer alaca¤›z. ‹skender de bu t›rman›fla ç›karken bafl›na
gelebilecek her türlü tehlikeyi göze alarak bu yolculu¤a ç›km›flt›r.
Ancak sevgili ve sayg›de¤er gazateci birkaç arkadafl›n size yönelik
tenkit ve sald›r›s›n› tek kelimeyle k›n›yoruz. Çünkü her insan›n bu
tür yolculuklara ve tehlikeli spora bafllarken her türlü kaza ve teh-
likeyi göze alarak böyle bir harekete kalk›flacak öz güveni ve hür
iradesi vard›r.
Böyle bir kazan›n olmas›n› kimse istemezdi, kimse kimsenin ca-
n›na mal olacak bir harekette bulunmak istemezdi ama oldu ve ya-
fland›. Üzücü bir durum ama ‹skender Türk da¤c›lar› ve AKUT üye-
si flehidi olarak hiçbir zaman kalplerimizden silinmeyecektir. Beni
üzen ayn› gazetede çal›flt›¤›n›z bir arkadafl›n›z sizi tenkit etmesi
ama eminim halk›n sa¤duyusu böyle karalamalar› dikkate bile al-
mayacakt›r.
...
Sizin ve tüm arkadafllar›n›z›n ac›s›n› paylafl›yor ve sab›r diliyo-
ruz. Ve lütfen, baz› kendini bilmez, ne dedi¤ini bilmez, kompleksli
kiflilerin sizi üzmesine izin vermeyin.
...
Duygular›m yo¤un ve biçare. Gül yüzlü ‹skender’in ac›s›n› pay-
laflmak istemek gibi bir hakk›m var m› acaba. Siz ayn› güzellikteki
iki insan›n paylafl›mlar›n› ne bilebilirim, ne de yaflayabilirim. Tek bi-
lebildi¤im samimiyetimdir. Bazen, k›sac›k zaman dilimlerinde koca
man bir hayat› paylafl›r›z. Bir ömre bedel.
Ne mutlu size.
...
Ben çok üzgünüm ama tabii benim hissettiklerim seninkilerin yan›n-
da hiçbirfleydir. Sana bafl›n sa¤olsun demekten baflka bifley diyemi-
yorum. bafl›n sa¤olsun... Sana sab›r diliyorum, hem de sürekli... Ken-
dini bilmez terbiyesizlerin ne söyledi¤ine ald›rmad›¤›n› umuyorum.
...
354 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Dünkü bas›n toplant›s›nda gereken cevab› çok iyi verdiniz uma-


r›m anlafl›lm›flt›r dedim ama anlafl›lmam›fl ki akflam Savafl Ay’›n
program›nda bir özür gelmedi. Herhalde say›n Altayl› bilgi toplu-
yor. Ben kendisine bunu yak›flt›ramad›m, eminim di¤er okuyucula-
r› da benimle ayn› fikirdedir. Neyse daha fazla can›n›z› s›kmak iste-
miyorum.
...
Ben 17 yafl›nda ‹zmit’li bir depremzedeyim.
Size olan sevgim deprem s›ras›nda inan›lmaz büyüdü. Deprem-
den sonra bir dergide ‹skender abiyle ilgili bi röportaj okumufl.
AKUT içinde isimce tan›d›¤›m birkaç insandan biri olmufltu. Bilmi-
yorum neden ama o röportaj annemi ve beni çok etkilemifl, ona çok
›s›nm›fl ve AKUT dendi¤inde benim akl›ma sizden sonra gelen ikin-
ci isim olmufltu. Bu arada sizlere “abi” diye hitap ediyorum umar›m
sak›ncas› yoktur çünkü sizleri kendime çok yak›n görüyorum.
Geçen hafta eve geldi¤imde annem a¤layarak bana ‹skender
abinin öldü¤ünü söyledi. Annem kendini tutam›yor, a¤lamaya de-
vam ediyordu. Bende a¤lad›m, a¤lad›m çünkü iyilere bu kadar ih-
tiyac›m›z varken bir iyi insan›n daha aram›zdan ayr›lmas›na üzül-
düm. Sonra bin kat daha üzüldüm çünkü sizin gibi iyi insanlar› s›rf
gündemde kalabilmek için nas›l y›pratmaya çal›flt›klar›n› gördüm.
Sizler bunlar› haketmiyorsunuz, hem de hiç.
Özellikle, Nasuh abi sana karfl› baz›lar›n›n tavr› var galiba bu
kadar iyi olman› k›skan›yolar. Deprem zaman› bile senle ilgili bi sü-
rü saçma salak haber ç›kt›. Yok efendim dinin neymifl... Biliyor mu-
sun Nasuh abi, istersen ateist ol, bu hiçbirimizin umrunda de¤il, biz
seni yapt›¤›n ifllerle sevdik. ‹flte onlar bunu anlam›yorlar. 0-6 yafl
grubu bile böyle haberden s›k›l›r.
Dün saat üçe kadar annemle A Tak›m›n› izledik. Tek kelimeyle
sinir olduk. fiiddeti sevmem ama Fatih Altayl›’n›n a¤z›n› burnunu
k›rmak istedim hem de öyle bi istedim ki... Ölü bi insana sayg›s› ol-
mad›¤› için, senin gibi iyi bir insana kendi pisli¤ini, çamurunu at-
maya kalk›flt›¤› için.... Bu ülkenin medyas›n›n böyle bir huyu var iyi
insanlar› korumak yerine karalamaya çal›flmak gibi. Sonra da bü-
tün insanlar bir f›rsat›n› buldu¤unda yurtd›fl›na gidip orda yaflama-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 355
ya bafll›yor.
Sizin ve AKUT’un y›pranmayaca¤›n› biliyorum, buna inan›yo-
rum. Sizin arkan›zdan gelecek, sizin izinizi takip edecek birçok genç
var, ama o tarz insanlar›n arkas›ndan gelecek milyonlar olmaya-
cak... Belkide bütün bunlar› sizlerin baflar›lar›n›z› k›skand›klar›ndan
yap›yorlard›r...
‹nflallah ben de bu sene üniversiteyi kazan›rsam ileride da¤c›-
l›k kurslar› al›p, bu sporla u¤raflmak ve bir gün AKUT’un üyesi ol-
mak istiyorum; depremde kaybetti¤im insanlar için bifley yapama-
m›flt›m, ilerde baflka insanlar için birfley yap›p bunun ac›s›n› hafif-
letmek istiyorum, baflka insanlara faydam olsun istiyorum...
Tekrar hepinizin, hepimizin bafl› sa¤olsun, yaflad›kça ‹skender
abiyi unutmayaca¤›m.
...
Ben bir opera flark›c›s›y›m ve Rize yaylalar›na yapt›¤›m bir trek-
king gezisi d›fl›nda, da¤c›l›kla ilgili en ufak bir bilgi sahibi de¤ilim.
Bu nedenle size yaz›l› ve sözlü bas›nda yap›lan elefltirileri teknik
olarak de¤erlendirme flans›m yok. Ancak yüre¤imin gözüyle bakt›-
¤›m zaman bile, yap›lan tüm elefltirileri çok zamans›z, mesnetsiz ve
ac›mas›z buluyorum, hele bugün Hürriyet gazetesindeki yaz›n›z›
okuduktan, ne kadar büyük bir üzüntü ve y›k›m yaflad›¤›n›z› gör-
dükten sonra bu yaz›y› yazmaya karar verdim.
Benim söyleyeceklerim sizin için ne de¤ifltirir bilemiyorum, ama
“tahammüden” arkadafl›n›z›n ölümüne seyirci kald›¤›n›za, yetersiz
bir ekip bafl› oldu¤unuza, veya neredeyse para ile sat›n ald›¤›n›z
da¤c›l›k birikimi ve baflar›lar›n›zla ilgili söylenenlere inanmak ak›l
d›fl›!
Sizin sansasyondan uzak samimiyetiniz, idealizminiz ve alçak-
gönüllülü¤ünüz bize bas›n yoluyla yeterince yans›d› ve söylenenler
bunu de¤ifltirmeye yeterli de¤il.
Size en çok destek olunmas› gerekirken, böyle ac›mas›zca kös-
tek olunmas› sizi incitmesin lütfen. Bizim, sizin ve arkadafllar›n›z›n
varl›¤› ile duydu¤umuz gurur, huzur ve yapacaklar›n›za olan inan-
c›m›z, belki böyle bir zamanda duymaya ihtiyac›n›z olan fleylerdir
diye yaz›yorum.
356 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

...
‹lk önce sevgili kardeflimiz ‹SKENDER I⁄DIR’›n kayb›ndan dola-
y› size ve AKUT ailesine taziyelerimi bildiririm. Baz› köfle yazarlar›
‹SKENDER I⁄DIR’›n kayb›n› size yükleme gayreti içine düfltüler. Ne
sizin bas›n aç›klamas›n›, ne de 05-03-2000 tarihindeki yaz›n›z› bek-
lemeden karalama kampanyas›na dönüfltürdüler. Profesyonel dav-
ran›fllar›n›z ve hiçbir polemi¤e girmemeniz güzel bir davran›flt›.
...
Her pazar gibi bugün de sabah çay›m› alm›fl içiyordum. Bir yan-
dan da gazetelere göz gezdiriyordum, iflte o s›rada yaz›n›z› gördüm.
Bu hafta belki yazmazs›n›z diye düflünmüstüm çünkü oldukça yor-
gun olmal›yd›n›z, hem fiziken hem ruhen. Ama yaz›n›z› görünce çok
sevindim ve okudum, okurken gözlerim yafllarla doldu. ‹nan›yorum
ki benim gibi birçok insan›n bu yaz›y› okurken gözleri yaflarm›flt›r.
Bütün olanlar› büyük bir yüreklilikle anlatm›fls›n›z daha sizden ne
isteyebilirlerki. Dün akflam istemeyerek de olsa A Tak›m›n› izledim,
umar›m o programla bu olaya bir nokta koymufllard›r. Sizleri art›k
rahat b›raks›nlar, sizleri üzerken bizleri de üzüyorlar. Hepimiz üzü-
lüyoruz ve hepimiz sizin arkan›zday›z. Sadece gençler de¤il, anne-
ler babalar da...
Yaz›n›z›n sonunda dedi¤iniz gibi, art›k arkan›zda hem bir mele-
¤iniz hem de bizler var›z.
...
Bu memlekette ifl yapan insanlar› üzmeye, küstürmeye ve k›r-
maya bahane ar›yoruz maalesef. Çamur at izi kals›n politikas› gen-
lerimize ifllemifl. Nerede dürüst, yapt›¤› ifli do¤ru düzgün yapan, se-
vilen, sayg› gören, takdir edilen insan ya da kurum varsa ilk f›rsat-
ta yok etmeye, ad›n› kirletmeye, sayg›nl›¤›n› zedelemeye can at›yo-
ruz. Ama lütfen hiç olmazsa Nasuh Mahruki için bunu yapmayal›m.
Allah’tan gelen bir kaza sonucu yaflanan facian›n sorumlulu¤unu
O’na y›k›p da bu idealist insan› küstürmeyelim. Çünkü toplum ola-
rak böyle insanlara ihtiyac›m›z var. Her zaman....
Bu kez at›lan çamur atan›n ellerine yap›fls›n!
...
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 357
Arkadafl›n›z›n ölümüne gerçekten çok üzüldük. Böyle üzücü bir
olayda dahi kötü niyetli insanlar ç›kabiliyor. Siz onlara ald›rmay›n,
kendinize iyi bak›n çünkü siz önemli bir insans›n›z, hayat devam
ediyor...
...
Birkaç gün önce yaflad›¤›n›z kazadan dolay› size ve arkadaflla-
r›n›za geçmifl olsun diyoruz ve kaybetti¤iniz çok de¤erli arkadafl›n›z
için size ve AKUT’a baflsa¤l›¤› diliyoruz. Ayr›ca kaza hakk›nda yap›-
lan yorumlar›n haks›z oldu¤una inan›yoruz. Sak›n moralinizi boz-
may›n ve kendinize inanc›n›z› kaybetmeyin. Türkiye’nin size ve ar-
kadafllar›n›za gerçekten ihtiyac› var.
...
Çok güçlü ve çok genifl bir yüre¤i var AKUT’un. ‹skender de bu
yüre¤in bir parças›yd›. Bilmiyorum bir yerlerde bizleri ve sizleri izli-
yor oldu¤una inan›yorum. Herkesin onun gidifli ard›ndan çok üz-
gün oldu¤unu da ve onu yatt›¤› yerde rahats›z etmeye çal›flan bir
grup zamans›z, bilgisiz ve küstah insan›n haddinden gelinece¤ine
de inan›yorum. Kendim için söylüyorum, hiç tan›mad›¤›m insan
için gözyafl› döküyorum. Hiçbir psikolojik rahats›zl›¤›m yok ama bu
kadar yo¤un hissediyorum garip bir flekilde ac›s›n›. Yüre¤im inan-
c›m hep sizin yan›n›zda ve sivri dilim de hep size cephe almaya ça-
l›flan kendini bilmez üç befl çapulcu karfl›s›nda olacak. Keflke sizler
yani AKUT için ve ‹skender için gerçek anlamda bir fley yapabilsey-
dim. Sevgi, umut mücadele hep kanatlar›n›zda olsun ve canl› olan,
yaflam olan her yerin, her fleyin üzerine kanatlar›n›zdan süzülsün...
...
AKUT olarak sizlerin son zamanlarda Türkiye’de faaliyet göste-
ren en düzgün ve disiplinli kurum oldu¤unuza inan›yorum. Bafl›n›-
za gelen bu üzücü olay›n tamamen bir flanss›zl›k oldu¤unu düflünü-
yorum. Size gösterilen haks›z ve yersiz elefltirilerin hiçbirine kat›lm›-
yor ve deste¤e ihtiyaç duydu¤unuz bu zor günlerinizde yan›n›zda
oldu¤umuzu bilmenizi istiyorum. Yapt›¤›n›z do¤ru ve insanl›k yara-
r›na olan tüm ifllerinize bundan sonra daha da sar›lman›z› diliyo-
rum. Tekrar bafl›n›z sa¤olsun, ac›n›z› paylafl›yoruz.
358 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

...
Birlikte birçok fley paylaflm›fl oldu¤un, de¤er verdi¤in, inand›¤›n
ve gelecekte bir dolu projeyi yine birlikte gerçeklefltirmeyi umut et-
ti¤in bir dostunu, ‹skender’i kaybetmenin ac›s›n› senin kadar derin-
den olmasa da hissediyoruz.
Hayat›n›, insanlara yard›ma adam›fl birini, saçma sapan eleflti-
rilerle hedef tahtas› haline getirenlerin üstesinden yine sen ve se-
nin gibiler gelecektir. Dürüstlü¤ünden hiçbir zaman en ufak bir
flüphe duymad›¤›m›z Nasuh Mahruki’nin, kendine ve ‹skender’in
ad›na yak›flacak bir flekilde, yine tüm yüre¤i ve benli¤iyle amac›n›n
peflinden koflmaya devam edece¤ine inan›yoruz. Bu inanc› payla-
flanlar›n verece¤i güçle yolunun aç›k olmas›n› diliyoruz.
...
Gerek bas›nda yer alan da¤c›l›k sporu ile ilgili baflar›lar›n›z›, ve
gerekse (ve ozellikle) baflkan› oldu¤unuz AKUT’un hem Türkiye’de-
ki hem de yurt d›fl›ndaki baflar›l› kurtarma çal›flmalar›n› hayranl›k-
la takip eden s›radan bir vatandafl›m.
Son günlerde kaza ile ilgili baz› TV kanallar›nda ç›kan flahs›n›-
za yönelik sald›r›lar› k›nad›¤›m› bildirmek istiyorum. Da¤c›l›k sporu-
nun “D”si hakk›nda dahi do¤ru dürüst fikir sahibi olmad›klar› ko-
nuflmalar›ndan bile anlafl›lan baz› insanlar›n ve bu insanlar›n med-
yatik ya da gündemde olma kayg›lar›na alet olan yay›nc›lar›n ra-
ting u¤runa sizi ve sizin flahs›n›zda AKUT derne¤ini y›pratmalar›na
izin vermeyeceginizi biliyorum.
Deprem felaketinde kurtard›¤›n›z hayatlarla gönlünde taht kur-
du¤unuz Türk halk›n›n bir ferdi olarak, bu konudaki düflüncelerimi
ve manevi deste¤imi aktarmay› sizlere karfl› bir borç ve sorumluluk
olarak hissettim.
...
Siz bu ülkenin yetifltirdi¤i en de¤erli insanlardan birisiniz. Eline
geçen ilk f›rsatta medyatik olmaya çal›fl›p size sataflanlar da bu ül-
kenin siyasetçi özentisi yüz karalar›d›r. Bizler ve bizim gibi milyon-
larca insan sizi tan›yor, inan›yor, güveniyor. Siz bu ülkenin gururu-
sunuz. Sizi y›pratmalar›na izin vermeyin.
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 359
...
Yüzlerce insan›n yaras›n› sarmak ad›na günlerce açl›¤a, yor-
gunlu¤a ve korkuya direnmifl olan sizler yaflam›n›z›n anlam›n› çok-
tan çözüp varoluflunuzu çoktan gerçeklefltirdiniz, t›pk› ‹skender I¤-
d›r gibi...
Masalar›n›n bafl›nda oturup duvarlar›nda as›l› olan takvimlerin-
deki A¤r›’y› seyredip kolayca ‘ben olsayd›m...’ senaryolar› yazan bir-
kaç kifli emin olun ki sadece kendi k›skançl›klar›n›n ve kötücül yü-
reklerinin sözcüsüdür. Dünyadaki her insan›n akrabas›, her ailenin
bireyi oldunuz siz. O alçakca ithamlar› yazanlar de¤il sizler bu dün-
ya halk›n›n yüre¤indesiniz... Ne söylerlerse söylesinler biz ac›n›za
sayg› duymaya, sizlere hayranl›k, g›pta ve sevgi duymaya devam
edece¤iz... ‹skender de sizler de flansl›s›n›z asl›nda, çünkü görevini-
zi fazlas› ile yapt›n›z. Yozlaflan, kötüleflen dünya ve insana bak›p
umutsuzlaflanlar için sevgi, umut ve yaflam sevinci oldunuz...
Bir K›z›lderili inan›fl›na göre bir insan kendine yap›lan iyili¤in
karfl›l›¤›n› 10 insana iyilik yaparak ödemeliymifl...
Bizlerden alacakl›s›n›z...
...
Yapt›klar› Türk ve Dünya kamuoyunun önünde olan ekibinizin
ve yine yapt›¤›n›z t›rman›fllar ile kendinizi fazlas› ile ispat etmifl bu
konuda ne kadar profesyonel birisi oldu¤unuzu topluma kabul et-
tirmifl birisi olarak, sizin bu elim kaza ile y›prat›lmak istenmesi bel-
ki bu kaza kadar bizleri üzmüfltür. Özellikle suçlamalar –ki hiçbir da-
yana¤› yoktur, bizleri ziyadesi ile kedere bürüdü.
...
Nasuh Bey, Ben da¤lara ve do¤aya âfl›k biriyim, da¤c›l›k konu-
sunda amatör say›l›r›m ama bu amatörlü¤üm ile bile o Fatih Altay-
l› denilen seviyesiz kiflinin ileri sürdü¤ü iddialara gülemiyorum bi-
le. Bir insan bu kadar cahil olamaz, bilmedi¤i konularda bu kadar
dik kafal› olup, biliyor havalar›na girip tereciye tere satamaz. Bu fla-
h›s bilinç alt›na yerleflmifl olan komplekslerini, toplumda sizin gibi
baflar›lar› ile ön plana ç›km›fl insanlar› hedef alarak, egolar›n› tat-
min yoluna gitmektedir. Bu insan her zaman barda¤›n bofl taraf›n›
360 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

görecek kadar iticidir. ‹nsanlar›n baflar›s›n› çekemez, antipopüla-


rizm bu insan için bir yaflam biçimidir. Her zaman her fleye sald›r-
mak yaklafl›m›n› bir hayat felsefesi olarak benimsemifltir. Bu flekil-
deki bir karakteri hiçbir do¤a dostunda göremezsiniz, dolay›s›yla in-
sani olmayan bir davran›flt›r. Özellikle insanlar›n ac›s›na sayg›s›zl›k,
özellikle zamanlama konusunda yap›lan böyle bir hata, hatay› ya-
pan›n kiflili¤i konusunda yeteri kadar bilgi verir, örfünü ve gelenek-
lerini bile hiçe sayarak yap›lm›fl böyle hatalar toplum taraf›ndan af-
fedilmez.
E¤er bir gazetecinin anlatacak bir fikri yok ise ve yine o gazete-
cinin uzmanlaflt›¤› bir alan yoksa, malzeme s›k›nt›s› çekecektir ve
onun için en kötüsü gündemde kalamayacakt›r. ‹flte böyle bir insan
olan Altayl› en kolay›n› seçerek insanlar› suçlayarak, sald›rarak ken-
disine malzeme ç›kar›yor, malumunuz ki reklam›n iyisi kötüsü olmaz.
...
Nasuh Bey, Lütfen bu insan› muhatap al›p cevap verme neza-
ketini göstermeyiniz, çünkü ekme¤ine ya¤ sürüyorsunuz, sizin ve
sizlerin seviyenizde birisi de¤il ve nezaketten yoksun birisi. Prog-
ramlar› seyrettim ve çok üzüldüm. Sizler gerekli aç›klamalar› lütfen
genel olarak bas›n aç›klamas› fleklinde yapmaya devam ediniz (-ki
yap›yorsunuz), toplumu ayd›nlatman›n en iyi yolunun bu oldu¤una
inan›yorum.
Bu tür olumsuz olaylar›n üst üste gelmesinin sizleri y›ld›rmaya-
ca¤›n› biliyorum. fiunu unutmay›n›z ki toplumdaki sa¤duyulu in-
sanlar sizin ile beraber, her ne kadar sesleri, di¤erleri kadar ç›kma-
sa da.
...
Bu insanlar› anlamak çok zor. Neden hep bir suçlu aramak zo-
rundad›rlar ve neden insanda vicdan azab› yaratmak için bu kadar
çaba sarfederler? Sizin asla bu tip suçlamalarla karfl› karfl›ya kalma-
man›z gerekiyordu. Bir gün insanlar tekrar size ihtiyaç duydu¤unda
ve siz yine orada oldu¤unuzda, o zaman bu insanlar taraf›ndan “O
bir melek” diye adland›r›lmaya haz›r olun. Bu insanlar› anlamak o
zaman çok daha güç olacak.
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 361
...
Televizyon ve gazetelerin, Fatih Altayl›’n›n, size yöneltti¤i hak-
s›z ve yanl›fl elefltirileri büyük bir üzüntü ve isyanla izliyorum. Tüm
bunlar›n alt›nda derin bir kendine yetmezlik ve dolay›s›yla haset
yatt›¤›n› düflünüyorum. Umar›m siz de böyle düsünüp bu yersiz ke-
limelerin sizleri yaralamas›na müsaade etmezsiniz. Çal›flmalar›n›z
bizler için bir umut ve bir harekete geçme duygusu oluflturdu.

O günlerde yine bir AKUT gönüllüsü, özellikle benimle kifli-


sel sorunu olan baz› da€c›lar›n, birtak›m medya mensuplar›yla ifl-
birli€i yaparak bu kazay› haftalar boyu bir malzeme olarak kul-
lanmas›ndan ve sonuçlar›ndan o kadar etkilenmifl olmal› ki, Yu-
suf amcan›n cenazesinden sonra o an›n duygu yo€unlu€uyla, afla-
€›daki düflündürücü yaz›y› yollad› AKUT’un e-posta grubuna;
Bu gün bir cenaze namaz›na gittim, bir ailenin dram›na flahit
oldum ve bir kez daha insan oldu¤umdan utand›m. Siz hiç evlat
ac›s›, baba ac›s›, efl ac›s› nedir bilirmisiniz, hiç bu ac›y› tatt›n›z m›?
‹çi evlat ac›s›yla yanan bir babaya, daha o¤lunun ölümünün birin-
ci gününden k›rk›nc› gününe kadar ac›s› unutturulmamak için ne
yap›lmas› gerekirse yap›ld›. Ve bu yafll› insan›n kalbi bu ac›ya da-
yanamad› o¤lunun yan›na gitti. Ya o anne; daha o¤lunun ac›s› için-
deyken hayat arkadafl›n› kaybetti. Umar›m yapt›¤›n›z› be¤enmiflsi-
nizdir. Bu olay› buraya getiren tüm insanlar umar›m daha baflka
can almak gibi bir iste¤iniz yoktur. Hiç düflündünüz mü o anne bu
ac›lara nas›l dayanacak, nas›l sab›rl› olacak ama nafile, bu sizi ba¤-
lamazki, sizi ilgilendirmezki. Sizin için kiflisel ç›karlar önde gelir...
Günlerce tart›flt›n›z yok o hatas›n› kabul etsin yok, bu özür dile-
sin, yok öyleydi, yok böyleydi. Ne oldu arkadafllar heryerde tart›flt›-
n›z hatta medyada bile, ‹skender’i geri getirebildiniz mi? Bununla
da kalmay›p yan›na babas›n› da gönderdiniz.
Da¤c›l›k camias› özür bekliyor deyip ortal›¤› kine nefrete bula-
yan arkadafllar ‹NSANLIK ALEM‹ fi‹MD‹ S‹ZDEN ÖZÜR BEKL‹YOR.
Varsa yüre¤iniz ç›k›p özür dileyin. Ama bu sanal erkeklik aleminde
de¤il tüm insanl›¤›n huzurunda özür dileyin, dileyin ki görelim ne
kadar erdemlisiniz.
362 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Yapmayacakt›n›z arkadafllar bir babay› y›kmayacakt›n›z, olma-


d› da¤c› arkadafllar, hiç ama hiç olmad›. ‹çinde olmad›¤›n›z, yafla-
mad›¤›n›z bir olay hakk›nda yorumlar yapt›n›z. Ben da¤c› de¤ilim
hep mail’lerinizi takip ettim, hep ekip anlay›fl›, hep da¤c›l›k eti¤i
dediniz. E¤er buysa eti¤iniz de¤er anlay›fl›n›z, h›nç, kin nefretse ben
insanl›¤›mdan utan›r›m. E¤er bu etikse, günlerce bu olay› medya-
da tart›flarak birilerinin özür dilemesini beklediniz hatas› olsa da ol-
masa da. Her seferinde insanlar› medyatik olmakla suçlad›n›z ama
siz yapt›klar›n›zla reyting kurban› oldunuz daha fazla medyatik ol-
dunuz. Ve bir baban›n ac›s›n› hergün kamç›lad›n›z. Bravo bu etik
dedi¤iniz fleye bir insan›n hayat›n› söndürdü bir aileyi yasa bo¤du.
Hep g›pta ederdim sizlere bir gün ben de bu ifli ö¤renip da¤la-
ra ç›kmal›y›m diye ama art›k anlad›m ki aran›zdan baz›lar› da¤c› di-
ye kendini ayr›cal›kl› görüp insanlardan üstün görüyor, da¤c›l›k ca-
mias› özür bekliyor deyip kendilerini elit bir tabaka olarak lanse et-
tiler, sizin kimseden üstün yan›n›z yok. E¤er varsa bir hata tüm in-
sanl›k özür bekler.
Ve her seferinde bu ekip ifli diyen arkadafllar; O zaman sa¤da
solda yorum yapaca¤›n›za arkadafl›n›z›n ailesinin ac›s›n› hafiflet-
mesine yard›mc› olmal›yd›n›z. Olmad› beyler hiç ama hiç olmad› ya-
k›flmad› size, yak›flmad› eti¤inize.
Ve son sözüm de Sanal Erkeklik Aleminin En Baba Yi¤idine; Biz
kimseyi savunmuyoruz, biz AKUT’a yap›lan elefltirilere cevap veriyo-
ruz. Bir mailinde; AKUT birilerini savunmaya devam ederse daha ço-
ok bafl›na fleyler gelir diyorsun. Neler gelecek yi¤idim anlat da bile-
lim, bizim iflimiz insanl›¤a hizmet. ‹çimizde kin, nefret, haset yok. Biz
ö¤renciyiz biz iflçiyiz, biz doktoruz, biz sekreteriz, biz avukat›z, biz ifl-
vereniz, aram›zda her türden insan var, biz halk›z arkadafl›m. Bizde
ideoloji yok, bizim içimizde insan sevgisi var. Uzaktan ahkam kes-
meyin, bizim kap›m›z herkese aç›k, zahmet edip gelip çal›flmalar›m›-
z› takip edin ama gerçek alemde sanal erkeklik aleminde de¤il. Yok
onu da yapam›yorsan›z GÖLGE ETMEYIN baflka bir fley istemeyiz.
OLMADI BEYLER H‹Ç AMA H‹Ç OLMADI.

Yukar›daki iletide bahsedilen da€c›lar; ‹skender’in cenazesi-


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 363
ne ilk ulaflan da€c› Y›lmaz Sevgül’e telefonlar ederek; “bu ada-
m›n arkas›nda durma art›k, b›rak bu sefer bitirece€iz onu” di-
yenlerdir. Olay›n nas›l oldu€u, cenazenin nas›l bulundu€uyla bi-
le ilgilenmeden ellerine geçen f›rsat› kullanmaya çal›flan ve bu
tür yalanlardan medet uman, kafalar›n› Nasuh Mahruki ile boz-
mufl bu ahlaks›z da€c›lar›n karfl›s›nda tek bafl›na kalan Y›l-
maz’›n, sa€duyulu ve dirayetli duruflunun büyük pay› vard›r bu
süreci atlatabilmemizde.
‹skender’i kiflisel h›rslar›na malzeme yapabilmek için ac›l›
bir baban›n feryad›na kulaklar›n› t›kayacak kadar insanl›klar›n-
dan ç›km›fl olanlar, Yusuf amcay› kahreden evlat ac›s›n› bile, sü-
kunetle kendi içinde yaflamas›na izin vermediler, ta ki son nefe-
sini üzüntü içerisinde verene kadar. Umar›m hiçkimse; bir baba-
n›n yaflayabilece€i bu en büyük ac›y› Yusuf amcaya bunu yafla-
tanlar dahil, benzer bir tecrübe yaflamak zorunda kalmaz...
Son befl y›lda, A€r› Da€›’nda kritik hatalar sonucunda Sertaç
(TÜMERDEM) ve Türkiye’nin yetifltirdi€i en deneyimli da€c›-
lardan ikisi, U€ur (ULUOCAK) K›rg›zistan’da ve AKUT’un en
güçlü tak›m liderlerinden Kürflat (AVCI) Demirkaz›k da€›nda,
Alada€lar’da bir 盀da da 4 üniversite ö€recisi, geçti€imiz yaz
ise iki ‹talyan da€c› A€r› Da€›’nda ve yine bu y›l 2 üniversite
ö€rencisi Demirkaz›k Da€›’nda hayat›n› kaybetti. ‹skender’in
kazas›nda da€c›l›k uzman› kesilen bu sözümona gazeteciler, ola-
y›n sorgulanmas›n› geçtim de köflelerinde veya programlar›nda,
bu da€c›lara rahmet dileyip, ailelerine baflsa€l›€› mesaj› bile
geçmediler...
Bu ve benzeri süreçler ileride Türkiye’de hukukun, hele ba-
s›n sektöründe ne kadar yavafl ve sorunlu iflledi€inin ve medya-
n›n nas›l kontrolsüz ve tehlikeli bir güç oldu€unun kan›t› olarak,
gelecekte bas›n tarihi ile ilgilenenlere çarp›c› örnekler teflkil
edecek.
364 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

HINCAL ULUÇ VE SABAH GAZETES‹


‹LE YAfiANAN SORUNLAR
Sabah gazetesi yazar› H›ncal Uluç, 2000 y›l› bahar aylar›nda,
Fatih Altayl› ile sürtüflmemiz devam ederken, ona destek olmak
amac›yla beni yerden yere vuran üst üste, 11 Mart 2000, 7 Ni-
san 2000 ve 7 May›s 2000 tarihlerinde 3 yaz› yazd›. Fatih Altay-
l› tek bafl›na yetmezmifl gibi, bir de H›ncal Uluç ç›kt›...
11 Mart 2000 tarihli yaz›s›n›n bafll›€› “Mahruki!”ydi. (Ek:
60) Bu yaz›da beni, ‹skender’in babac›€› Yusuf amcan›n; evla-
d›n›n ölümünü metanetle ve kahramanca kabullenmesinin arka-
s›na s›€›narak acz içinde olmakla ve Fatih Altayl›’ya sald›rmak-
la suçluyordu. Yaz›s›n›n sonunda da; “Bence de ‹skender I€d›r
kendine fazla güvenden do€an ihmalin kurban›d›r. Bunun so-
rumlusu da ekip flefi Nasuh Mahruki’dir” diyerek, t›pk› Fatih
Altayl› ve di€erlerinin yapt›€› gibi, nas›l oldu€unu bile görme-
di€im kazan›n sorumlulu€unu bana yüklemeye çal›fl›yordu. Ye-
ri gelmiflken da€c›l›k deneyimi ortalamas› 15 y›la yaklaflan 4 ar-
kadafl›n birlikte düzenledi€i bu tür bir t›rman›flta ekip flefi, lider
gibi kavramlar›n ve buna ba€l› olarak yetki ve sorumluluklar›n,
bafltan aksi yönde bir karar al›nmad›€› taktirde olmayaca€›n› ek-
lemek isterim. 15 y›ll›k deneyimi olan birisinin da€daki hareket-
lerine kimse durduk yerde ekip flefli€i, liderlik taslayamaz. So-
nuçta bu bir tur grubu de€il arkadafl grubu...
H›ncal Uluç’un 7 Nisan 2000 tarihli ikinci yaz›s›nda bu kez
bafll›k; “Mahruki’nin önlenemeyen düflüflü” olarak daha sald›r-
ganca seçilmiflti. (Ek: 61) ‹çeri€inde de ayn› sertlik ve sald›r-
ganl›k devam etmiflti. Bu uzun yaz›dan birtak›m al›nt›larla bu
süreci size hat›rlatmak istiyorum;
“Nasuh Mahruki önlenemeyen bir h›zla düflüyor. Bu düflüflün mima-
r› da kendisi.”, “Televizyonlar› yak›ndan izleyenler Mahruki’nin flova
ve pohpohlanmaya pek merakl› oldu¤u hissinin rahats›zl›¤›n› duy-
maya bafllad›lar. Ard›ndan A¤r› Da¤› facias› yafland›. Her baflar›da
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 365
en öne ç›kmay› baflaran Mahruki, ‹skender I¤d›r’›n ölümünde bir-
den arka planda kayboldu.”, “Medya taraf›ndan devaml› övülmeye
al›flm›fl, fl›marm›flt›. Geçen hafta AKUT olay› patlak verdi. AKUT’un
kurucular›ndan ve en sayg›n üyelerinden üçü istifa etti.”, “‹stifa ge-
rekçeleri belliydi. AKUT giderek Nasuh Mahruki’nin kiflisel flovlar›-
n›n yeri haline geliyordu. Mahruki onlara da yan›t verdi; ‘‹t ürür ker-
van yürür.’ Kendisine sorular soran gazeteciye söven Mahruki, flim-
di, s›rf kendisini elefltirdikleri için, yak›n çal›flma arkadafllar›na ‘‹t’
diyor, dahas›, ‘Ben konuflmaya bafllarsam, her biri için bir saat an-
lat›r›m’ diye aba alt›ndan sopa tehdidi yap›yordu.”, “Mahruki bir
kez daha kamuoyunu tatmin edecek aç›klamalar yerine hakareti,
tehdidi ve kara çalmay› tercih etti. Acaba verecek yan›t› olmad›¤›
için mi, k›z›p köpürüyor ve a¤z›za geleni söylüyordu? Bunlar spor-
cuyu geçin, insanl›¤a yak›flmayan fleylerdi. Nasuh Mahruki, kendi
yaratt›¤› imaj› kendi elleri ile k›sa zamanda y›kmay› baflarm›flt›!..
Ç›kt›¤› zirveden en h›zla inen ‘Da¤c›’ oydu!..

Bu yaz›da düzeltilecek o kadar çok yer var ki, yaz›y› bafltan


afla€› yeniden yazmak gerekir, bu nedenle yaz›daki hatalar› dü-
zeltme ifline kalk›flm›yorum. Ancak yazar›n›n ruh halini anlad›-
€›n›z› düflünüyorum.
H›ncal Uluç, belli ki Nasuh Mahruki’yi ciddi flekilde kafas›na
takm›flt› o günlerde. 7 May›s 2000 tarihinde, dünyan›n en zor
da€lar›n›n bafl›nda gelen, profesyonel da€c›l›k kariyerimin en bü-
yük baflar›s› olarak de€erlendirdi€im, oksijen desteksiz olarak
gerçeklefltirdi€im 8611 metrelik K2 Da€› t›rman›fl› öncesinde Ye-
flilköy’de bir binada yapt›€›m gösteri t›rman›fl› ile ilgili yine ba-
na yüklenmeden duramad›. Bu seferki yaz›s›n›n bafll›€› “fiov-
men!”di. (Ek: 62) ‹çeri€i yine zehir zemberek, hatta hakaret do-
luydu; “Nasuh Mahruki’yi flovmenlikle suçlayanlar›n say›s› son
zamanlarda h›zla art›yordu. ‘fiovu öylesine çal›yor ki, ifli ‘AKUT
demek ben demek’e kadar getirdi’ diyorlard›.”, “Mahruki, ifli
resmen flovmenli€e, cambazl›€a dökmüfl. Bakt›m gazetelerde boy
boy resimler. Yeflilköy’deki bir gökdelenin düz duvar›na t›rman-
m›fl, tabii örümcek adam gibi de€il. En geliflmifl çelik sistemlere
as›l› olarak. Onu izleyen binan›n inflaat iflçileri gülmüfller; ‘ne
366 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
olmufl yani, biz her gün t›rman›yoruz.’ Siz her gün t›rman›yorsu-
nuz da, üç otuz paraya. Hem de daha emniyetsiz malzeme ile.
Ad›n›z Nasuh olsayd›, hem mal› götürür, hem de reklam yapar,
hem de kendi reklam›n›z› yapt›r›rd›n›z. Kader utans›n!..”
Bu üçüncü yaz› art›k barda€› tafl›ran son damla oldu benim
için ve H›ncal Uluç’u bu tarafl› yaz›lar› için mahkemeye ver-
dim. Ben adalete inan›r›m ve çok sab›rl›y›md›r. ‹ki buçuk y›l so-
nunda 21 Eylül 2002’de Sabah gazetesinden 14.380.000.000
Türk Liras› manevi tazminat ald›m. Bu tazminat›n ödenmesi de
büyük sorun oldu. Mahkeme karar›na ra€men tazminat› ödeme-
mekte kararl› olan Sabah gazetesi yöneticileri, en sonunda avu-
katlar›m H›ncal Uluç’un evine, çilingir, haciz memuru ve kam-
yonla hacize gitti€i zaman, bu paray› baflka çareleri kalmad›€›
için ödediler.
O gün haftasonuydu (21 Eylül 2002 Cumartesi) ve haciz ko-
nusundan benim de haberim yoktu. 2.5 y›ld›r süren bir davay›
do€al olarak gün be gün takip etmiyordum. Sabah Gazetesi Ge-
nel Yay›n Yönetmeni Ergun Babahan o gün bana cep telefonum-
dan ulafl›p; “Avukatlar›n›z flu anda H›ncal Uluç’un evine, o ev-
de yokken haciz memurlar› ile gelmifller ve e€er eve girerlerse
yönetici olarak ben çok zor durumda kal›r›m. Lütfen avukatlar›-
n›zla konuflun ve haciz ifllemini durdurun, biz bu paray› Pazar-
tesi günü ödeyece€iz.” dedi. Kendisine bunun kiflisel bir fley ol-
mad›€›n›, ama H›ncal Uluç’un Sabah gazetesinde sahip oldu€u
köfleyi bana karfl› bir silah olarak kulland›€›n› ve üstüste 3 yaz›-
n›n da iyi niyetle ba€dafl›r hiçbir taraf› olmad›€›n› ifade ettim.
H›ncal Uluç’un evine girilip eflyalar›n›n haciz edilmesinin be-
nim de asla istemeyece€im bir fley oldu€unu, e€er bana Pazarte-
si günü tazminat›n ödenmesi konusunda söz verirse, bu hazici
durdurmak için avukatlar›mla konuflaca€›m› söyledim. Sonuçta
hacizi yapmad›k, Sabah Gazetesi, bölümün sonundaki icra tuta-
na€›nda da görece€iniz gibi Ergun Babahan’›n imzas›yla o gün
saat 18:45’te tazminat› ödedi ve mesele kapand›. (Ek: 63) Daha
do€rusu ben öyle zannettim. Ondan sonra çok daha zor bir süreç
bafllad› benim için.
Bu arada mahkemeyi açarken karar verdi€im gibi bu paran›n
kesintilerden sonra kalan›n›n yar›s›n› faydal› olacak bir yere,
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 367
107. Topçu Alay Komutanl›€›’n›n Siverek’te onar›m›n› gerçek-
lefltirdi€i Küptepe köyü ‹lkö€retim okuluna ba€›fllad›m. Kurmay
Baflkan› Kurmay Albay Murat Kayhan taraf›ndan flahs›ma sü-
reçle ilgili ulaflt›r›lan belgeleri bu bölümün sonunda görebilirsi-
niz. (Ek: 64) Di€er yar›s› ile de, 2003-2004 y›llar›nda devam et-
ti€im 55. Dönem Milli Güvenlik Akademisi e€itim ö€retim
program› için Ankara’da kald›€›m mobilyal› evin kiras›n› öde-
dim. Sonuçta para iyi yerlerde, iyi amaçlar için kullan›ld›.
Ancak Sabah gazetesi yöneticileri bu olaydan o kadar öfke-
lenmifl olmal›lar ki, Sabah gazetesinde yine utanç verici bir ha-
ber ç›kt› hakk›mda. Ne tesadüftür ki, tazminat› ödedikleri tarihin
haftas›nda, 26 Eylül 2002’de bana öyle bir yer ay›rm›fllar ki ga-
zetede, o kadar yeri parayla sat›n alamazs›n›z. AKUT’tan disip-
lin suçuyla uzaklaflt›r›lan (o tarihten 19 ay ve 7 ay önce) ve isti-
fa edenleri (yine o tarihten 5.5 y›l önce) biraraya getirerek, bize
bu iddialar›n karfl› cevab›n› bile sormaya gerek duymadan ak›l
almaz iddialar ortaya att›lar. (Ek: 65) Ne asl›nda o kadar iyi da€-
c› olmad›€›m, ne mal beyan› verip vermedi€im, ne AKUT’tan
rant sa€lad›€›m, ne diktatörlü€üm, ne AKUT’taki yönetim kad-
rosunun bana olan taparcas›na ba€l›l›€›, ne bencilli€im, ne ken-
dimi be€enmiflli€im, ne AKUT’un asl›nda NAKUT oldu€u, ne
AKUT’ta art›k hiç e€itim yap›lmad›€›, benim hakk›mda “haka-
ret, görevi kötüye kullanma ve evrakta sahtecilik” iddialar›yla
fiiflli Cumhuriyet Savc›l›€›’na suç duyurusunda bulunuldu€u,
öyle ki, vallahi okurken gazete ad›na biz utand›k.
Hukukun üstünlü€üne inanc›n› yitirmeyen ça€dafl insanlar
olarak, biz elbette ki kin güderek, fevri davranarak duygular›m›z-
la hareket edemeyiz. Karfl›m›zdaki hangi seviyeye inerse insin,
biz her zaman hukuk ve ahlak kurallar› içerisinde çözüm arar›z,
bu hukuk ne kadar yavafl, sorunlu ve geç ifllerle ifllesin. Bu sefer
AKUT, Sabah gazetesini bu bafltan sona yalan haber yüzünden
mahkemeye verdi. Sözkonusu haberden dolay›, Bas›n Konseyi de
devreye girdi. Sabah Gazetesi’nde, olay›n do€rusunu anlatan bi-
zim metnimizi yay›nlatmak için y›llard›r mahkemelerle u€rafl›yo-
ruz, hukukun üstünlü€üne olan inanc›m›z› her fleye ra€men yitir-
meden...
Bu haberle ilgili hukuki süreç 5 y›ld›r tamamlanamad›€› için
368 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
yay›nlatmay› beceremedi€imiz düzeltme metnini de sizle pay-
laflmak istiyorum.
SABAH GAZETES‹ ‹Ç‹N DÜZELTME METN‹
Tamamen Anayasam›za, Dernekler Kanununa ve Tüzü¤ümüze uy-
gun bir flekilde iflleyen ve her denetleme sonras›nda bu durum Der-
nekler Masas› taraf›ndan tespit edilen derne¤imiz, demokratik iflle-
yiflinden hiçbir zaman taviz vermemifltir. Üzerinde bütün Türk Ulu-
sunun hakk› oldu¤una inanan, sorumluluk sahibi bir sivil toplum
örgütü olarak aksi taraf›m›zdan düflünülemez bile, hal böyle iken,
“AKUT, NAKUT oldu” alt bafll›¤› ile yarat›lmaya çal›fl›lan son dere-
ce onur k›r›c› ve haks›z durumun, her biri kendi kariyerinde belirli
bir seviyeye ulaflm›fl üye ve gönüllülerimizi derinden yaralad›¤›n›
bilmenizi isteriz. Dernek yönetim anlay›fl›n› ve derne¤imiz için yap-
t›klar›n› do¤ru buldu¤umuz ve bu nedenle destek oldu¤umuz bafl-
kan›m›za olan sevgi, sayg› ve sempatimizi, bizleri hiçe sayarcas›na
ve bu kadar afla¤›larcas›na vurgulaman›z hakk›nda herhangi bir yo-
rum yapmak istemiyoruz.
“Nasuh Mahruki ismini AKUT’un önüne ç›kard›” alt bafll›¤›n›n
da hangi kaynaklara ve bilgiye dayan›larak yap›ld›¤›n› anlayam›yo-
ruz. Takdir edersiniz ki AKUT ailesi olarak, derne¤imiz içindeki ya-
flananlar› herkesten daha iyi ve yak›n olarak takip etmekteyiz ve bu
güne dek sizin bu iddian›z› inan›l›r k›labilecek hiçbir gözlemimiz ol-
mad›. Yukar›daki deklarasyon da bu sebeple taraf›m›zdan imza al-
t›na al›nm›flt›r.
SABAH gazetesinin, ‹stanbul Belediyesi ve JICA’n›n ortak rapo-
ru sonras›nda AKUT’ta ne gibi haz›rl›klar oldu¤unu araflt›rd›¤› ön-
yaz›s› üzerine kurulan bu haberin, ne yaz›k ki objektif olma imkân›
olmayan yanl›fl kaynaklardan araflt›r›ld›¤›n› görüyoruz. Çünkü söz
konusu araflt›rma ne Yönetim Kurulu üyelerine, ne Denetleme Ku-
rulu üyelerine, ne Disiplin Kurulu üyelerine, ne 6 Ana Birim baflkan-
lar›m›za, ne 25 kadar Alt Birim baflkanlar›m›za, ne de derne¤imiz-
de aktif çal›flan herhangi bir üyemize dan›fl›lmadan gerçeklefltiril-
mifl ve kaleme al›nm›flt›r. Kaynak olarak kullan›lan kiflilerden
Semra B. Disiplin Kurulumuz taraf›ndan hakk›nda yap›lan incele-
me sonucunda, Disiplin ve Etik De¤erlerimizin 6. maddesine göre;
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 369
“Bir baflka üye hakk›nda mesnetsiz, ispats›z, rencide edici, karalay›-
c›, küçük düflürücü konuflmalar yapmak, suçlamak, iftira atmak, sa-
taflmak, taciz ya da tehdit etmek, küfretmek, yalan söyleyerek zor
durumda b›rakmak.” suçlu bulunmufl ve Yönetim Kurulu’nun oybir-
li¤i karar› ile, bundan 19 ay önce uzaklaflt›r›lm›flt›r.
Anlafl›lamaz bir sebeple, haberinizde gerçekle hiç alakas› olmad›-
¤› halde, AKUT’un 7 kurucu üyesinden biri olarak lanse edilen hatta
“kendi kurdu¤u dernekle mücadelesi ibaresi” bulunan Sarp Y. ise, Di-
siplin Kurulumuz taraf›ndan hakk›nda yap›lan inceleme sonucunda,
Disiplin ve Etik De¤erlerimizin; Dürüstlük ve Güvenilirlik ilkesi, Aç›kl›k
ilkesi ve 2. 6. ve 7. maddelerine göre suçlu bulunarak, Yönetim Kuru-
lu’nun oybirli¤i karar› ile bundan 7 ay önce uzaklaflt›r›lm›flt›r.
Üçüncü kaynak kifli olarak gösterilen Alper S. ise, AKUT derne-
¤inden bundan 5.5 y›l önce, dernek kurulduktan 9 ay sonra, teme-
linde kendisinin kayakç›lar› kurtarmak için hayat›n› tehlikeye at-
mak istememesi ve AKUT’un sadece da¤c›lar› kurtarmaya yönelik
bir yap› olarak kalmas›n› istemesi olan birtak›m fikir ayr›l›klar› so-
nucunda, fiubat 1997 tarihinde istifa etmifl ve o tarihten sonra da
AKUT’la hiçbir ba¤lant›s› kalmam›fl bir kiflidir. Görüldü¤ü üzere bu
kiflilerin hiçbiri AKUT hakk›nda sa¤l›kl›, do¤ru ve güncel bilgiyi ve-
rebilecek durumda de¤ildir. Derne¤imizin depreme haz›rl›klar›n› in-
celemek isteyen SABAH gazetesinin, kendisine kaynak olarak bu ki-
flileri nas›l ve hangi amaçla seçti¤ini anlayam›yoruz.
“17 A¤ustos depremi sonras› Uluslararas› standartta hiçbir e¤i -
tim program› uygulanmad› –dernek üyelerinin % 95’i b›rak›n ara -
ma kurtarma kurslar›n›, daha standarta uygun temel ilkyard›m e¤i -
timi dahi almad›” iddias›n›, Disiplin suçuyla uzaklaflt›r›lm›fl dahi ol-
sa, eski bir üye olarak AKUT’un e¤itim konusunda ne kadar etkin
çal›flt›¤›n› bilen Sarp Y.’nin iddia etmesi de bizim için hazmetmesi
çok güç bir durumdur.
AKUT FEMA (Federal Emergency Management Agency) Ameri-
kan Federal Afet Yönetim Birimi ile iflbirli¤i içinde olup bu örgüt-
ten yetkili sertifika alm›fl üyelerimiz ile bu güne kadar AKUT içinde
ve AKUT d›fl›nda Kamu/Asker/Özel sektör olmak üzere yaklafl›k
Befl yüz kifliye 70’er saatlik kurslar sonucunda TAMT (Toplum Afet
370 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Müdahale Tak›m›) sertifikas› vermifltir ve Sarp Y. de bunlardan biridir.


Buna ilave olarak flu anda 42. E¤itim Döneminin içinde bulu-
nan E¤itim Birimimiz kanal›yla, misyonumuz gere¤i bilgilerimizi
Hava Harp Okulu’nun personeliyle (‹stanbul), Jandarma Genel Ko-
mutanl›¤› – Jandarma Dikimevi Birli¤i personeli (‹stanbul), Jandar-
ma Alay› Vakf› Arama Kurtarma Birimiyle (Tokat), Jandarma Ko-
mando Taburuyla (Nevflehir), Emniyet Müdürlü¤ü Özel Harekat
Daire Baflkanl›¤› personeliyle (Antalya), Polis Teflkilat›n›n operas-
yon timleriyle (‹stanbul), Sivil Savunma Teflkilat›n›n ekipleriyle (‹s-
tanbul, Giresun), Belediyelerin personelleriyle (Bak›rköy, Kad›köy,
Üsküdar), Bo¤aziçi Üniversitesi ile ve daha pek çok resmi ve sivil
kurum ve kuruluflun çal›flanlar›yla paylaflt›k, ayr›ca yüzlerce kurum
ve kurulufla seminerler verdik ve vermeye devam ediyoruz.
AKUT’ta dikta yönetimi kuruldu¤u iddias›, biz üye ve gönüllü-
leri derinden yaralayan bir baflka gerçek d›fl› beyand›r. Bizler, Yöne-
tim Kurulumuzu, AKUT’u en iyi temsil edece¤ine inand›¤›m›z ekip
olarak, Dernekler Masas› Komiseri’nin gözetiminde, tamamen de-
mokratik ve kapal› oylama sonucunda oylar›m›zla belirlemiflken ve
gerekirse bu durumu de¤ifltirme gücüne de yine demokrasi gere¤i
sahipken, sanki bir koyun sürüsüymüflüz, diktatörlerin aciz kullar›y-
m›fl›z gibi lanse edilmemizden büyük bir rahats›zl›k duyuyoruz.
Alper S.’nin ortaya att›¤›; “Mahruki ve arkadafllar› mal beyan›n -
da bulunur mu?” alt bafll›¤› hakk›nda da savunma yapmaktan
utanç duyuyoruz. Dernekler Kanunu’na göre, dernek yöneticileri el-
bette ki mal beyan›nda bulunurlar. AKUT da bir dernek oldu¤una
göre bu ifllem de eksiksiz yerine getirilmifltir. Bu kadar basit cevab›
olan bir soruyu büyük bir bafll›k olarak koyman›z›n ve AKUT ailesi
olarak hepimizi flaibe alt›na sokman›z›n gerekçelerini anlamakta
güçlük çekiyoruz.
Bundan sonra tamamen karfl›l›ks›z olarak gönüllülük ilkesiyle
ba¤land›¤›m›z derne¤imiz hakk›nda benzeri gerçek d›fl› haberlerin
yay›nlanmamas› dile¤iyle...

Dürüstlükle, onurla, ahlakla, gazeteci sorumlulu€uyla hiçbir


flekilde örtüfltüremedi€imiz, AKUT’a ve baflkan› olarak bana
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 371
karfl› sürdürülen kampanyaya karfl›, AKUT Ailesi yine zor za-
manlarda oldu€u gibi birbirine kenetlendi ve AKUT’un gerçek
sahibi olan bu çocuklar, 7 Ekim 2002 tarihinde tek tek imzala-
d›klar› (Yönetim ve Disiplin Kurulu üyeleri hariç olarak) bir
Deklarasyon yay›nlad›lar. Bunu yapmak zorunda kalmam›z›n
can›m›z› ne kadar ac›tt›€›n› hissetti€inize eminim. Kendi haya-
t›m›z› riske atarak, oradan oraya koflturarak can kurtarmaya, va-
tan›m›za hizmet etmeye çal›flan bir grup gönüllü gencin inand›-
€› de€erlere ve do€rulara bu kadar fütursuzca ve düflüncesizce,
en ac›s› da neredeyse kifliselleflmifl bir h›rs, kin, k›skançl›k ve öf-
keden kaynaklanan, baflka hiçbir dayana€› ve gerekçesi olmayan
bir ç›k›flla sald›r›lmas›n›n, gönüllülerimiz aras›nda yaratt›€› k›r-
g›nl›€›, hayal k›r›kl›€›n›, üzüntüyü lütfen küçümsemeyin. Bizler
yapt›€›m›z hizmet için karfl›l›k beklemiyoruz, 700’den fazla can
kurtarm›fl bir ekip olarak, can kurtarman›n karfl›l›€›n› ödeyebile-
cek herhangi bir insani bedel oldu€unu düflünmüyoruz. Bizler
yapt›€›m›z fleyin do€rulu€una olan inanc›m›zla yorgunlu€umu-
zu unutuyor, manevi huzurumuzu kendi içimizde yafl›yoruz.
Bunu bile bize çok gördüler...
AKUT gönüllülerinin haz›rlad›€› deklarasyonu da sizlerle
paylaflmak istiyorum;
07.10.2002
AKUT BASIN BÜLTEN‹
KONU: AKUT Üye ve Gönüllülerinin deklarasyonu
AKUT ARAMA KURTARMA DERNE⁄‹ olarak 1996 y›l›ndan bu
yana “dürüstlük, gönüllülük, güvenilirlik, karfl›l›ks›z yard›m severlik
ve insan hayat›na de¤er vermek” de¤erleri üzerine kurdu¤umuz
da¤ ve di¤er do¤a kazalar›, do¤al afetler ve yetkin oldu¤umuz tüm
koflullarda arama ve kurtarma yapmak ve bu konularla ilgili toplu -
mu bilgilendirmek misyonunu bütün gücümüzle sürdürüyoruz.
Son dönemlerde bas›nda hakk›m›zda ç›kan, bizi çok yaralayan
ve üzen iddialara karfl› Yönetim Kurulu ve Disiplin Kurulumuzun
kararlar›n› onaylad›¤›m›z› ve her zaman yanlar›nda oldu¤umuzu
göstermek ad›na, ekteki 160 imzal› deklarasyonu siz de¤erli bas›n
mensuplar›n›n dikkatlerine sunuyoruz.
372 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Deklarasyon
Her zaman yineledi¤imiz gibi; “Da¤ ve di¤er do¤a kazalar›, afet-
ler ve yetkin oldu¤u tüm koflullarda, e¤itimli, disiplinli, standartlar›
yüksek ekipleri ile gönüllü olarak arama kurtarma yapan ve toplumu
bilgilendiren bir sivil toplum kuruluflu olmak” AKUT’un misyonudur.
AKUT, bu misyonu DÜRÜSTLÜK, GÖNÜLLÜLÜK, GÜVEN‹L‹RL‹K,
KARfiILIKSIZ YARDIMSEVERL‹K, ‹NSAN HAYATINA DE⁄ER VERMEK
gibi olumlu insani de¤erleri ilke edinerek yerine getirir.
Bir avuç insanla bafllayan, yürüdü¤ü yolda nitelikli büyümeyi he-
defleyen, kurumlaflma sürecini neredeyse tamamlam›fl bir sivil toplum
kurumunun üyeleri olarak tek beklentimiz, karfl›l›ks›z insan hayat› kur-
tarmak ve bundan duyaca¤›m›z manevi tatmindir. Toplumun ihtiyaç
duydu¤u bir alanda, do¤ru zamanda, do¤ru yap›yla ortaya ç›kt›¤›m›z
için hem toplum, hem de resmi / sivil birçok kurum taraf›ndan benim-
sendik. Ülkenin en gözde sivil toplum kurumu olduk.
Bizi onurland›ran bu hak edilmifl sempati, yürüdü¤ümüz yolda
inanc›m›z› ve çabalar›m›z› kamç›lad› ama ne yaz›k ki bir süre sonra
meyve veren a¤ac›n tafllanmas› örne¤i, olumsuz tepkiler de ç›kmaya
bafllad›. Ayni ve nakdi girdi / ç›kt›lar›n kayd›n› eksiksiz tutan ve bu bil-
gileri profesyonel kurumlara denetleten ve herkese aç›k tutan AKUT,
isteyen herkesin bu kay›tlar› görebilece¤ini beyan etmifltir. Bunun ya-
n›nda, e¤itmen ve sekreterya gibi görevlerdeki, birkaç arkadafl›n ma-
afl› d›fl›nda yönetim kurulu üyeleri de dahil, hiçbir AKUT’lunun gelir te-
min etmemesi ve bütün kay›tlar›m›z›n defalarca denetimden geçiril-
mesine ra¤men, AKUT gelir ve giderleri ile ilgili ve di¤er yap›lan spe-
külasyonlar bile bizi as›l üzen konular olmamaktad›r.
Ancak ne yaz›k ki, kiflilik çat›flmas› olarak adland›rabilece¤imiz
problemler yaflayarak AKUT’tan ayr›lm›fl, ihraç edilmifl veya aktif po-
zisyonunu kaybetmifl eski üye / üye arkadafllar›n kendi gerçeklikleri-
ne yandafl bulma kayg›s› sorunlar›n ana kayna¤› olmufl, AKUT’a za-
rar vererek bizleri üzmüfltür.
Sözkonusu arkadafllar, baz› çevrelerde girdikleri diyaloglar ya da
hukuksal süreçlerle ilgili olarak bizlere ve kamuoyuna çarp›t›lm›fl,
gerçekd›fl› fikirler yans›tm›fllard›r. Sonuna kadar arkas›nda oldu¤u-
muz AKUT Baflkan› Nasuh Mahruki dahil Yönetim ve Disiplin Kuru-
lu Üyelerine verilmeye çal›fl›lan zarar, daha çok AKUT’un kurumsal
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 373
kimli¤ini zedelemektedir. Söz konusu arkadafllar, AKUT gibi Türki-
ye’nin uluslararas› alanda da sesini duyuran, kendi alan›nda ilk ve
öncü bir sivil toplum kurumuna verdikleri zarar› görememektedirler.
3-5 kifli ile çat›flt›klar›n› san›rken, bu kiflilerin genel kurullarda AKUT-
LULAR taraf›ndan ezici ço¤unluk ile seçildi¤ini ve arkalar›ndaki gü-
ven ve deste¤in hâlâ sürmekte oldu¤unu unutmaktad›rlar. AKUT’un
kurumsal kimli¤i ile kendini özdefllefltirmifl üye ve gönüllülerini yok
sayarak çoktan kaybettikleri haks›z mücadeleleriyle AKUT’a ciddi za-
rarlar verirken, bir yandan da AKUT ailesini düflüncesizce karfl›lar›na
almaktad›rlar.
‹nisiyatif kullanma al›flkanl›k ve becerisine sahip olan üye ve gö-
nüllüler olarak sessiz kalma nedenimiz anlafl›lamam›flt›r. Bizler Yöne-
tim Kurulu üyeleri dahil AKUT’un misyonuna, disiplin ve etik de¤er-
lerine uygun davranan bütün arkadafllarla kenetlenmifl, tek bir ‘YAR-
DIM EL‹’yiz. AKUT’u tan›yan, olaylara objektif bakabilen herkesin ya-
n›m›zda oldu¤unun bilinci ile bu onurlu kurumu, haks›z sald›r› ve
benzeri y›pratma kampanyalar›ndan sonuna kadar koruyaca¤›m›z›
beyan ederiz. AKUT, bu ülke insan›n›n yüre¤indeki ac› ve umuttan,
gözp›narlar›ndaki üzüntü ve sevinç yafllar›ndan do¤du, yeflerdi. Bu-
nu, unutmad›k, unutmayaca¤›z, unutturmayaca¤›z, yolumuzda yürü-
meye devam edece¤iz.
374 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 375
376 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 377

Birbiri ard›na geliflen bütün bu anlams›z çat›flmalar s›ras›nda


en büyük korkum; hemen hemen hayat›m boyunca hiç yitirme-
di€im so€ukkanl›l›€›m› ve kontrolümü bir noktada kaybedip,
karfl›mdakilere benzemek olmufltu. Ne yalan söyleyeyim; bu
adamlar› bir akflamüstü ofislerinde ziyaret etmek bile akl›mdan
geçti... Nietzsche’nin bir sözü var; “Canavarlarla dövüflenler
dikkat etmelidir ki, kendileri de bir canavara dönüflmesin.” Na-
378 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
s›l olsa kazanaca€›m bu dövüflü, karfl›mdakilerin i€rençli€ine ve
seviyesizli€ine düflmeden ve onlara benzemeden sürdürmek için
azami gayret sarfetmem gerekti. Bu konuda en büyük deste€i
de, dostlar›m›n yan› s›ra, hiç tan›flmad›€›m, hiç görmedi€im,
ama hemen her gün çeflitli vesilelerle mesajlar yollayan duyarl›
yurttafllardan ald›m. Sizlerden gelen son derece içten ve nesnel
yorumlar sayesinde kendimi daha kolay kontrol edebildim ve
neyse ki zor da olsa, öfkelenmeden, sab›rla, medeniyet s›n›rlar›
içinde idare edebildim. Birço€unuzun iletilerine cevap vereme-
di€imin fark›nday›m, ancak hepsini okudu€umu ve arflivimde
tuttu€umu bilmenizi isterim. Onlara buradan bir kez daha teflek-
kür etmek istiyorum. ‹yi ki vard›n›z, iyi ki vars›n›z...
1995 y›l›nda 27 yafl›ndayken, hem kendi ad›ma hem de Türk
da€c›l›€› ad›na, o güne dek yap›lm›fl en üst düzey da€c›l›k pro-
jesi için Everest Da€›’na giderken, Frankfurt Havaalan›’nda yal-
n›z kald›€›mda günlü€ümün ilk sayfas›na kendime bir mektup
yazm›flt›m. O mektubun sonunda da kendime bir ö€üt verdim;
T›rman›flta ifller kötü giderse, en iyi yapt›¤›n fleyi yap; dayan, sab-
ret, diren, koflullar ne kadar a¤›r olursa olsun, yapman gereken tek
fley dayanmak ve yaflama s›k› s›k› sar›lmak, zaman nas›l olsa çekip
ç›karacakt›r seni oradan.
Tanr›’ya güven, Karma’na güven, kendine güven.
Eskilerin dedi¤i gibi; Qui patitur, vincit. (He) who endures, wins
(Kim ki dayan›r, kazan›r)

Y›llar sonra, adil ve eflit koflullarda olmayan bu mücadeleyi


verirken, bu ö€üdü bir kez daha kendime hat›rlatmam gerekti...
O günden sonra belki dikkatinizi çekmifltir; Sabah gazetesi,
Nasuh Mahruki’nin ve AKUT’un ad›n› neredeyse hiçbir zaman
sayfalar›nda geçirmez oldu. Benim konumla do€rudan ilgili ko-
nularda bile; Everest veya K2 da€› gibi t›rman›fl haberlerinde bi-
le ad›m› anmaz oldular, AKUT’un baflar›l› arama kurtarma gö-
revlerinden bile bahsetmediler. Bu durumun 2006’n›n son çey-
re€inde de€iflme e€iliminde oldu€unu, son zamanlarda da art›k
de€iflti€ini eklemek isterim. Her ne kadar düzeltme metnini hâ-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 379
lâ yay›nlatamad›ysak da, en az›ndan art›k görünmez de€iliz Sa-
bah gazetesi taraf›ndan.
Ucuz ve basit kiflisel sebepler yüzünden, Türkiye’nin etkin
ve güçlü medya gruplar›yla kavgal› olmak, onlar taraf›ndan gö-
rünmez olmak, tahmin edersiniz ki en son isteyece€imiz fley.
Ancak hakl›l›€›m›z› sonuna kadar ve her flartta savunmak da ata-
lar›m›zdan ald›€›m›z bir miras.
Gerekirse yüre€imizin kan›n› içeriz ama kimseye boyun e€-
meyiz…

AKUT’A K‹MLER,
NEDEN SALDIRIYOR
AKUT’a ve flahs›ma y›llar içerisinde profesyonelce kurgulanm›fl
örgütlüsünden tutun da en cahil bireyseline kadar yap›lan say›-
s›z sald›r›y› objektif bir gözle de€erlendirmeye çal›flt›€›mda,
bunlar› kendimce flu flekilde ay›rabiliyorum;
1. Kendince iyi niyetli ve devleti koruma güdüsüyle ama yü-
zeysel bir bak›fl aç›s›yla olaylar› alg›lama kapasitesine sahip
olan, asl›nda ülkelerini derinden seven ancak sa€l›kl› ve
do€ru bilgi eksiklikleri nedeniyle s›kl›kla yanl›fl yorumlar
yapan kitle taraf›ndan yap›lanlar. Bu insanlar, olayda bir hak-
l›l›k-haks›zl›k olup olmad›€›yla hiçbir flekilde ilgilenmiyor-
lar ve tamamen y›k›c› kurgularla ve “devletimizi zay›f gös-
termeye kalkan› ezeriz” düflüncesiyle hareket ediyorlar. Ba-
zen hayata o kadar yüzeysel bak›yorlar ki, kal›p cümleler ve
sloganlarla hareket etmenin ötesine geçemiyorlar.
Asl›nda gözü kara, cesur ve ço€u zaman da iyi insanlar olma-
lar›na ve gerekti€inde gerçekten de en büyük fedakârl›klar›
yapabilecek kapasitede olmalar›na ra€men, konulara yüzey-
380 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
sel bakmalar›ndan kaynaklanan kolay k›flk›rt›labilirlikleri ve
kullan›labilirlikleri nedeniyle eksik ve yetersiz bir vatansever
tablosu çiziyorlar. En önemlisi de sürekli öne sürdükleri ve
her ortamda sahip ç›kt›klar›, memleketin y›lmaz savunucusu
durufllar›nda verdikleri görüntü ve yorumlarla, en az onlar
kadar yi€it ama daha bilinçli ve e€itimli vatansever insanla-
r›m›z›n doldurmas› gereken bofllu€un hep eksik kalmas›na
sebep oluyorlar. Çok geç olmadan flunun fark›na varmalar›
gerekiyor; bu Vatan›n hepimize ihtiyac› var. Onlara söyleye-
ce€im fley; “Vatan sevgisi kimsenin tekelinde de€ildir. Bu Va-
tan› sevmek için sizinle ayn› s›ralarda oturmufl olmam›za ve-
ya ayn› mahalleden, ayn› toplant›lardan gelmemize gerek
yok. Baflkalar› da en az sizin kadar, hatta belki de daha faz-
la bu Vatan› sevebilir. Türklük nas›l kimsenin tekelinde de€il-
se, Vatan sevgisi de de€ildir, sevdi€inizi zannederken zarar
veriyorsunuz.”
2. Devlet kurumlar› içerisinde, hem de ço€u zaman etkili pozis-
yonlarda olan, ancak devleti korumaktan anlad›klar› tek fley;
d›fl mihraklar›n eline koz vermemek ad›na devletin her türlü
zafiyetinin sürekli örtbas edilmesi gerekti€ine inananlar. Ge-
liflen ve de€iflen dünyaya ayak uydurabilmek için olas› zafi-
yetlerin ve eksikliklerin, yani gelecekte potansiyel bir tehdit
olarak karfl›m›za ç›kabilecek her türlü a盀›m›z›n iyilefltiril-
mesini ve düzenli özelefltiri yaparak sürekli olarak eksikleri
giderilen ve her geçen gün daha iyi ve daha sa€l›kl› bir dev-
let modeline ilerleyifli savunmak yerine, bunlar› gizlemeyi
tercih eden, ne yaz›k ki günümüz ihtiyaçlar›n› karfl›lamaktan
çok uzak olan bir anlay›fla sahipler. Asl›nda tüm dar görüfllü-
lüklerine ra€men bu insanlar›n da iyi niyetinden bir flüphem
yok. Ama 21. yüzy›l› o kadar yanl›fl okuyorlar ki, kendi ka-
falar›ndaki devlet modelini gerçek dünyada gelifltirmek ve
iyilefltirmek yerine, müdahale edebilme kapasitesine sahip
olduklar› iletiflim imkânlar› ile sanal ortamda iyi göstermeyi
daha do€ru buluyorlar. Bu kafadakiler, gönüllü ve karfl›l›ks›z
çabalar›m›z›n devleti zay›f gösterdi€ini düflünerek y›llarca
bize düflmanm›fl›z gibi davrand›lar. Bu insanlara söyleyece-
€im fley ise; “Bu davran›fl biçiminizle sevdi€iniz devlete as-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 381
l›nda zarar veriyorsunuz ve gelecekte karfl›laflabilece€i s›-
k›nt›lar karfl›s›nda elini zay›flat›yorsunuz. Bu hastal›kl› anla-
y›fl› de€ifltirmek zorundas›n›z. Bu vatan›n hepimize ihtiyac›
var, size orada, bize burada...”
3. Tamamen afla€›l›k kompleksiyle ve herkesin takdir etti€i bir
fleye bir kulp bulma ihtiyac› ve alt›nda mutlaka bir baflka he-
sap vard›r düflüncesi ile hareket edenler. Bu tür insanlar ne
yaz›k ki ülkemizde az›nl›kta de€il. Kendilerinin asla baflara-
mayaca€›, hatta hayal bile edemeyece€i bir fleyi bir baflkas›
yapt›€› zaman, gizli bir afla€›l›k kompleksi yaflamalar›n›, zi-
hinsel flartlanmalar› gere€i ne yaz›k ki engelleyemiyorlar. D›-
flavurumlar› ise, yap›lan iyi ifle ve onu yapanlara derhal bir
kulp takmak oluyor. Birtak›m iflleri baflaran insanlar›n ve
yapt›klar› ifllerin gerçekte o kadar iyi olmad›klar›n›, ço€u za-
man da birtak›m uydurma komplo teorileri ile son derece de
inanarak savunuyorlar. Kendi zay›fl›klar›n› örtmek için, iyi
ifller yapanlar gibi çal›flmak, çabalamak ve mücadele etmek
yerine en kolay yolu seçiyorlar ve kendilerini kötü hissetme-
lerine neden olan o insanlar› ve yap›lanlar› küçültmeye çal›-
fl›yorlar. Kal›p cümlelerle ve basit kurgularla düflünmenin
ötesine geçmekte zorlanan bu kitlenin aras›nda son derece
güçlü bir iletiflim a€› var ve ne yaz›k ki kendilerini dolduru-
fla getirme kapasiteleri çok yüksek. Öyle ki, bu çembere bir
girerseniz ç›kman›z çok zor.
Meflhur f›krad›r; Cehennemde her ülke vatandafllar› için ayr›
bir kazan kaynarken, kazanlar›n bafl›nda da içeriden kimse
d›flar› kaçamas›n diye bir zebani beklermifl. Bir tek Türklerin
kazan›nda zebani yokmufl. Nedeni soruldu€unda flunu söyle-
mifller; O kazan Türklerin kazan›d›r, onlara zebaniye gerek
yok, içlerinden biri ç›kmaya kalkt› m›, afla€›dan birileri çeker
onlar› geriye nas›l olsa... Bu insanlara söyleyece€im fley;
“Birbirimizin baflar›s›ndan gurur duymal›y›z. Bizden biri bir
fley baflard› m›, kendimiz baflarm›fl gibi sevinmeliyiz. Kendi
zay›fl›klar›n›z› bast›rmak için, çal›fl›p çabalamak ve kendini-
zi gelifltirmek yerine, en kolay yolu seçerek asl›nda ülkenize,
sevdi€inizi iddia etti€iniz fleye en büyük zarar› veriyorsunuz.
Bu çeliflkiyi fark edin art›k. Yaz›k oluyor bu memlekete...”
382 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
4. Etik de€erler ve hukuka sayg› konular›nda büyük eksikleri
olan yaz›l›, görsel ve iflitsel medyam›zda bir flekilde bir köfle
bafl› tutmufl olan ve kendilerini öne ç›karacak hiçbir f›rsat›
kaç›rmayacak kadar düflüncesiz sözde medya mensuplar›-
m›z. Bunlar ço€u zaman hak etmedikleri yerlerde olduklar›,
daha do€rusu kifliliklerindeki zafiyet ve bundan kaynaklanan
kullan›labilirlikleri nedeniyle o pozisyonlara özellikle getiril-
dikleri için, o yeri hak ettiklerini gösterebilmek ad›na, ço€u
zaman h›rç›nlaflmay› ve son derece sert ve küstah ifadeler
kullanmay›, duygusuz ve ac›mas›zca her fleyi kritik etmeyi
bir maharet olarak alg›l›yorlar. Sonuç; “medyan›n eline dü-
flenin vay haline” fleklinde bir tablo olarak ç›k›yor karfl›m›za.
Bu insanlara söyleyece€im fley; “Hâlâ do€ru yolu seçebilir-
siniz, biraz olsun vicdan›n›za kulak verin, bu ülke zaten bin-
bir güçlükle s›rad›fl› ifller yapan kimlikler yetifltirebiliyor. Bu
insanlar›, bu kurumlar› bu kadar hoyratça harcamaya de-
vam edersek, gelecekte gerçekten bu tür insanlara ihtiyac›-
m›z oldu€unda, çok zor buluruz onlar›. Bunu siz de istemez-
siniz...”
5. Mesleki k›skançl›k veya bir di€er deyiflle profesyonel k›s-
kançl›k içinde olanlar. Bu insanlar ve kurumlar ne yaz›k ki
benim ve AKUT’un görev ve hedefleriyle do€rudan etkile-
flim içinde olanlard›r. Ayn› hedeflere odakland›€›m›z için,
yanl›fl bir ön kabulle kendilerini bize karfl› rakip olarak ta-
n›mlamakta ve bu rekabeti de ne yaz›k ki yine bizde az rast-
lanan bir flekilde oldu€u gibi kazan –kazan iliflkisi içinde, ya-
p›c› ve gelifltirici olarak de€il de, kazan– kaybet ikilemi içe-
risinde y›k›c› bir kurguyla yaflamay› tercih etmektedirler. On-
lara göre bizim kazanc›m›z, yani baflar›m›z, onlar›n kayb›,
yani baflar›s›zl›€›d›r. Bu anlay›fla göre bunun tam tersi de
do€rudur. Oysa biz de baflarsak, onlar da baflarsa, kazanan;
enkaz alt›ndan veya 盀 alt›ndan veya bilmem hangi beladan
canl› olarak kurtar›lan ve ailesiyle –sevdikleriyle yeni bir
ömre kavuflturulan bu memleketin evlatlar›d›r veya bu mem-
lekete kazand›r›lm›fl herhangi bir ulusal ya da uluslararas›
baflar›d›r. Bu insanlara söyleyece€im fley ise; “Düflünce biçi-
minizi de€ifltirmek zorundas›n›z. Bizler birbirimizin düflman›
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 383
ya da rakibi de€iliz, kim baflar›rsa baflars›n kazanan milleti-
miz, devletimiz olacakt›r. Kim baflaramazsa yine ayn› flekilde,
millet, devlet kaybedecektir. Bizler ne kazanan ne kaybede-
niz, sadece hizmet eden oyuncular›z...”
6. Yine devlet kurumlar› içerisinde etkili pozisyonlarda yer alan
ama ne yaz›k ki yukar›daki grup kadar iyi niyetli olmayan,
say›lar› kesinlikle daha az olan, devlet sevgisini sadece d›fla-
r›ya göstermelik olarak uygulayan, asl›nda kendi koltu€unu
korumaktan baflka hiçbir düflüncesi olmayan ve hiçbir flekil-
de hak etmedi€i ama bir flekilde iflgal etti€i o koltu€u koru-
mak için her türlü dolab› çevirmeye meyilli insanlar. Bu in-
sanlar ne yaz›k ki hamaset edebiyat›nda çok iyidirler ve pro-
fesyonel yalanc›d›rlar. Etraflar›ndaki devlet sevgisi yüksek
ama kand›r›lm›fl kitleyi de çok etkili bir flekilde, görünürde
devleti korumak ad›na ama asl›nda tamamen kendi ç›karlar›
ve koltuklar›n› kapt›rmamak için her yöne do€ru hareketlen-
direbilirler. Bu tiplerle ne yaz›k ki uzlaflma aral›€›m›z çok
dard›r, onlara söyleyece€im fley; “Biz hanc›y›z, siz yolcu, biz
bu topraklar›n sahibiyiz, siz ise küpünü doldurmaktan baflka
düflüncesi olmayan zavall›lars›n›z. Bir gün gelecek o çok sev-
di€iniz koltuklardan sökülüp at›lacaks›n›z, biz ise her zaman,
konumumuz ne olursa olsun memleketimizi bekleyece€iz.”
7. Medyam›z›n belirli önemli yerlerine büyük maafllarla özenle
ilifltirilmifl ve görevleri, insan›m›z›n zihin haritalar›nda olum-
lu yönde oluflabilecek her türlü de€iflimi ve geliflimi engelle-
mek olan, kendilerini ayd›n olarak tan›mlayan ama en çok
yapt›klar› kad›n, yemek ve futbol muhabbeti olan ve kal›p
düflüncelerden baflka bir fley üretemeyen medya mensuplar›-
m›z. Bu insanlar ne yaz›k ki son derece tehlikeliler. Büyük
bir güce ve az rastlan›r bir dokunulmazl›€a sahipler ve gele-
neksel metodlarla onlarla bafla ç›kabilmek neredeyse imkân-
s›zd›r. Bu tipler ald›klar› emirle bir kez sizi yok etmeye karar
verdiler mi, ifliniz çok zor. ‹nan›lmaz yalanlar› ve iddialar›,
hiçbir sorumluluk tafl›madan her gün milyonlarca insana
ulaflt›rabiliyorlar. Türkiye’nin etkin bir hukuk sistemi olma-
mas›ndan da faydalanarak son derece fütursuzca hareket ede-
biliyorlar. Bu tiplere ne yaz›k ki söylenecek fazla fley yok.
384 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Bunlar zaten sat›l›k kalemleri ve nereye ait olduklar› belli ol-
mayan sadakatleri ile uzlaflma aral›€›na sahip olmad›€›m›z
insanlar. Bunlarla sadece dik durarak ve asla pes etmeyerek,
iflinizi her ne ise en iyi flekilde yapmaya devam ederek mü-
cadele edebilirsiniz; biz de öyle yap›yoruz... Yine de flunu
söyleyebilirim; “Elinizden geleni ard›n›za koymay›n, ne geç-
miflte, ne bugün, ne de gelecekte, elinizdeki bütün güce ra€-
men sizin gibilerden korkmad›k ve korkmayaca€›z. Bir gün
bu millet ihanetlerinizi surat›n›za çarpacakt›r.”
8. Son olarak bir de en tehlikelileri olan ve son y›llarda kafala-
r›n› yer alt›ndaki gizli inlerinden ç›karmak için uygun ortam›
bulan Atatürk düflman›, rejim karfl›t› ve cumhuriyetin kaza-
n›mlar›yla sorunlar› olanlar var s›rada. Bunlar›n da bize ve
bizim gibilere olan düflmanl›€› ne yaz›k ki çok etkili. Gerek-
çeleri de tüzü€ümüze bile yazd›€›m›z ve her hareketimizde
büyük özen gösterdi€imiz Atatürk ilke ve devrimlerine olan
koflulsuz ba€l›l›€›m›z. Tuttuklar› köfle bafllar›ndan hiç bekle-
medi€iniz flekillerde karfl›n›za ç›kabiliyor ve akl›n›za hiç gel-
meyecek, hiç tahmin etmedi€iniz engeller ç›karabiliyorlar.
Bazen memleketin herhangi bir köflesinden, bazen ta Ameri-
ka’dan insanlar›m›z›n kafalar›n› kar›flt›rabilmek için dezen-
formasyon –kirli bilgi çal›flmalar›yla sald›rabiliyorlar. Bazen
de ellerindeki gücü sizi pasifize etmek ve milletinizle aran›z-
daki ba€› kopartmak için fütursuzca kullanabiliyorlar. Bunlar
bildi€iniz gibi sadece bizlere de€il, Atatürkçü kimli€ini öne
ç›karan kifli ve kurumlardan difl geçirebildiklerine ac›mas›z-
ca sald›r›yorlar. Bunlara söyleyecek sözüm fludur; “Ateflle
oynuyorsunuz...”
Bunlar benim yorumlayabildiklerim, benzer süreçler hatta
bin beterini yaflayanlar da var bu ülkede. ‹leride bugünlerin ana-
lizleri uzmanlar taraf›ndan nas›l olsa yap›lacakt›r. Benimkini iyi
niyetle yap›lan amatör bir ön çal›flma olarak kabul edin.
Bu örnekler ne yaz›k ki hayat›mda hiç de az›msanacak sevi-
yede de€il. Bu süreçte en sa€l›kl› yorumlardan birini, 6 Mart
2000 tarihinde; “Nasuh Mahruki’yi harcaman›n zaman› geldi”
bafll›€›yla o günün Yeni fiafak gazetesi yazar›, bugünün Baflba-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 385
kan Dan›flman›, Ömer Çelik yapt›; Devlete s›rt›n› dayamadan,
‘kendi bafl›na bir de€er’ olabilenlerin ‘icab›na bakmak’ için
devlet gücünü kullanmaya ço€u kez gerek kalm›yor.
Ne zaman olacak diye merakla bekliyordum, demek ki zaman› gelmifl. Za-
man› geldi¤ine göre, Nasuh Mahruki’yi harcaman›n tam zaman›. Hepimi-
ze kolay gelsin. Bunun da alt›ndan kalkaca¤›z inflaallah.
Bunu yapmak için çok zorlanmayaca¤›z tabii. Adam harcamak için sü-
rekli ‘bilenen’ ve sürekli ‘tazelenen’ tecrübelerimiz her zamanki eflsiz yol
göstericili¤ini esirgemeyecek kuflkusuz.
Siyasette, akademyada ve sporda çekti¤imiz geleneksel ‘numaralar›’
çekmenin, bütün hünerlerimizi göstermenin tam zaman›.
Öncelikle Nasuh Mahruki’nin ‘iyi bir da¤c› olmad›¤›n›’ ispata giriflecek-
lerin bütün engin tecrübeleriyle ortaya ç›kacaklar›n› beklemeliyiz, diye dü-
flünüyordum. Fakat fazla beklemeden ama bu sefer daha flafl›rt›c› ‘itham bi-
çimleri’ ç›kt› ortaya. ‘Uzmanl›k uzman›’ bir gazeteci, Nasuh Mahruki’nin as-
l›nda da¤c› olmad›¤›n›, ‘paray› bast›ran herkesin’ ayn› sportif baflar›lar› el-
de edebilece¤ini ima eden aç›klamalarda bulundu. Ne de olsa bütün dün-
yan›n baflar›l› buldu¤unu baflar›s›z sayma ‘ifltah›na’ ve kabiliyetine sahip
olanlar›n günü bugün. Dünyan›n ‘Kar Leopar›’ unvan›na lay›k gördü¤ü Na-
suh Mahruki’nin hayat›n›n sahteliklerle örülü oldu¤unu ispat etmek, yete-
ne¤e, akla ve giriflimcili¤e düflman bilumum ‘köfle tutucular›’ rahatlatacak.
Devlet d›fl›nda hiçbir kuvvet ve kudreti anlaml› bulmayan, devletin hi-
mayesi d›fl›ndaki her baflar›y› ‘netameli’ saymaya yatk›n olan ve toplumun
içtenlikle sahiplendi¤i her kifliyi ‘kuflkulu’ bulan ‘zihinsel gelenek’, tam za-
man›nda gösterdi bafl›n›. Bu ‘zihinsel hegemonya’ bir kere daha çal›fl›yor
ve çok uzun zamandan beri bütün anlams›z tart›flmalar›n üstüne ç›karak
ve ‘baflar›l›’ say›lman›n ‘çürümüfl’ kriterlerini önemsemeyerek ifl gören bir
genç adam› daha ‘gömmeye’ çal›fl›yor. Televizyonda kurulan ‘halk mahke-
mesi’nde, arkadafl›n› kaybetmifl bir insan› konuyla ilgisi olmayan ‘aç›kla-
malara’ zorlayan bu kültür, aç›kças› bu memleketteki bir sürü belan›n bir
numaral› sorumlusudur. Bu kültürün ‘fokurdamas›ndan’ kariyer devfliren,
mide dolduran ve köfle tutan kim varsa, bir kere daha, enkaz alt›nda insan
kurtar›rken ‹stanbul’da vefat eden annesinin ac›s›n› bile hayat kurtarmak-
tan geri durmak için bir vesile saymayan bu genç adama ‘itiraf et, asl›nda
sand›¤›m›z kadar do¤ru de¤ilsin, asl›nda sen de defolusun, de¤il mi?’ yol-
lu ithamlarda bulunuyor. Bu ithamlar, bu kültürün ve onun besledi¤i siya-
sal düzenin ruhu de¤il mi asl›nda? Evet, özgürlüklere de¤il, sorumlulukla-
ra vurgu yapan otoriter anayasan›n ruhudur, bu itham gelene¤i...
386 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Sorun da bu zaten. Her konuda standart› yükseltenlere, yeni bir sevi-
yeyi temsil edenlere sald›ran siyasal kültür de buradan besleniyor ya da bu
‘ruh haline dayanarak’ egemenli¤ini sürdürüyor... Toplum sa¤l›¤› için ya-
rarl› olan bir kan kampanyas›n› asayifl problemi haline sokan, deprem böl-
gesindeki yard›m faaliyetlerini ‘iç tehdit’ konusu haline getiren refleksler,
bu sefer Nasuh Mahruki ismi etraf›ndaki olumlu havay› da¤›tmaya kararl›
gözüküyor. Bu kararl›l›¤› temsil edenlerin, siyasal kavray›fl düzeyinde ‘oto-
riter’ olan ne varsa ona sahiplenmeleri de tesadüf de¤il bu yüzden.
Osmanl›, padiflah›n karizmas› ile yar›fl›r hale gelen ya da güç bak›m›n-
dan özerkleflmeye bafllayan her Beylik bafl›n›, devlete sadakatinden kuflku
duyulacak bir davran›fl› olmasa bile hemen ‘iç tehdit’ unsuru sayar ve ica-
b›na bakard›. Bu, Cumhuriyet’e aynen miras kald›, ama daha da incelikli
hale gelerek. Devlete s›rt›n› dayamadan, ‘kendi bafl›na bir de¤er’ olabilen-
lerin ‘icab›na bakmak’ için devlet gücünü kullanmaya ço¤u kez gerek kal-
m›yor. S›rt›n› devlete dayamadan ya da bilinen kariyer elde etme yollar›n-
dan geçmeden ‘kendi bafl›na bir de¤er’ olabilenlerin ‘icab›na bakmak’ için
‘anonim ruh hali’ bir köflede bekliyor ve bu ruh halinden ‘beslenenler’ en
uygun zamanlamada sahne almay› çok iyi biliyor.
Kurtard›¤› canlar›n kalplerinin en mutena köflesinde yer alm›fl olan ‹s-
kender I¤d›r’a rahmet diliyor, Nasuh Mahruki’ye hem kaybetti¤i arkadafl›
için baflsa¤l›¤› diliyor, hem de u¤rad›¤› suçlamalar için geçmifl olsun diyo-
rum. Mahruki, umar›m, ‘ferman padiflah›nsa, da¤lar bizimdir’ sözünün bu
topraklarda söylendi¤ini unutmaz...

Ömer Çelik’in çok güzel yakalad›€› bu tehlikeli anlay›fl›, bak›n


‹lluminati kitab›n›n yazar› Wes Penre, “Küresel Satranç Oyunu”
adl› makalesinde nas›l birkaç ad›m daha ileriye götürüyor;
Onlar kendilerini, koyunlar› sürüde tutan çobanlar olarak tan›mlarlar.
Terör ve korkuyla uzun süredir tehtid edilen ve (bu güvensizlik yüzün-
den) birbirini sürekli kontrol eden insanlar, hayatlar›n› sürdürme ve ya-
flam mücadelesi ile o kadar meflgullerdir ki; ‹lluminati, zihin kontrolü al-
t›ndaki kitlelerin arada ortaya ç›kan asileri kendi içlerinde halledecekle-
rine güvenir. Ne yaz›k ki k›smen de olsa hakl›lar.

Burada ifade edilmeye çal›fl›lan fley; gelecek korkusu, terör


korkusu, güvensizlik, sonu gelmez ve giderek yozlaflan bir e€-
lence anlay›fl›, hayat›n merkezine oturtulan futbol ve yönlendi-
rilmifl TV gibi zihni uyuflturan, akl› buland›ran ve sa€l›kl› iflle-
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 387
mesini engelleyen enstrümanlarla zihni kontrol edilen ve ayn›
flekilde ayn› kal›plarla düflünmesi sa€lanan kitlelerin, devam›n›n
kendi yararlar›na oldu€unu sand›klar› düzeni de€ifltirmek iste-
yen yol göstericileri, ufuk aç›c›lar› kendi elleriyle hallettikleri-
dir. Dünyan›n hemen her yerinde oldu€u gibi Türkiye’de y›llar-
d›r yaflanan da asl›nda bundan baflka bir fley de€il. Toplumun es-
ki, köhne, hatalar ve eksiklerle dolu zihin haritas›n› de€ifltirme-
ye, düzeltmeye, iyilefltirmeye kalkan kim varsa, ki bunlar hiçbir
karfl›l›k beklemeden, hayatlar›nda hiç görmedikleri ve bir daha
da hiç görmeyecekleri insanlar için kendi biricik varl›klar›n› bi-
le tehlikeye atmaktan çekinmeyen deprem kahramanlar› dahi ol-
salar durum de€iflmez, mutlaka bir yolu bulunup toplumun önü-
ne sunabilecekleri aç›l›mlar›n durdurulmas› gerekir. ‹flte Wes
Penre’nin bahsetti€i bu asileri halletmek için onlar›n devreye
girmesi bile gerekmez, zihin kontrolünün ülkedeki tafleronlar›
bunu bilinçli veya bilinçsiz yaparlar onlar ad›na.
Bilinçsizleri de özellikle eklemek istedim, çünkü asl›nda va-
tan›n› ve milletini seven ama sevgisini ancak bu flekilde ifade
edebilen kirli bilgilerle kand›r›lm›fl büyük kitle hâlâ kurtar›labi-
lir; ki onlar›n kurtuluflu ülkenin kurtuluflu olacakt›r.
Bir taraftan da medyay› hakk›mda iyi haber yaparken, över-
ken, yere gö€e s›€d›ramazken seven, “oh ne güzel Türk Medya-
s› bizi aslan, kaplan, kahraman gösterdi” deyip de, ifller terse
döndü€ünde bütün suçu medyaya at›yormufl zannedilmesini de
istemiyorum. Burada habercinin sahip oldu€u yorum yapabilme
özgürlü€ü d›fl›ndaki haber verme sorumlulu€unu dile getirmeye
çal›fl›yorum. Sevgimizi de, elefltirimizi de, takdirimizi de, k›z-
g›nl›€›m›z› da her zaman tarafs›z, adil ve topluma fayda - zarar
ekseninde de€erlendirerek, etik de€erlerimizin içinde kalacak
flekilde dile getirmeliyiz diye düflünüyorum. Elefltirilmeye, suç-
lanmaya, gerekirse yapt›klar›m›n, yapt›klar›m›z›n sonucunda
bedel ödemeye de her zaman haz›r›m ve haz›r›z ama bunun öl-
çüsünün kiflisellikten uzak, nesnel, adil ve ahlaki de€erler için-
de olmas›n› istiyorum.
Bunlar›n benim flahsi sorunum olmad›€›n›n çok aç›k bir fle-
kilde fark›nday›m. Bu kontrolsüz güçten ve hukuk sistemimizin
zafiyetleri yüzünden, benden çok daha fazla zarara u€rayan o
388 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
kadar çok insan var ki bu ülkede. Aziz ve yüce milletim, bunla-
r› yaflad›kça ve gördükçe, s›€›nabilece€imiz bir tek yer kald›€›-
n› düflünüyorum, o da büyük önder Atatürk’ün Gençli€e Hitabe-
si ve Bursa Söylevi.
Bundan sonra yolumu(zu) bu çizgi belirleyecek...

GENÇL‹⁄E H‹TABE
Ey Türk gençli¤i!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, mu-
hafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel,
senin, en k›ymetli hazinendir. ‹stikbalde dahi, seni, bu hazineden
mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahlar›n olacakt›r.
Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düflersen,
vazifeye at›lmak için, içinde bulunaca¤›n vaziyetin imkân ve flera-
itini düflünmeyeceksin! Bu imkân ve flerait, çok namüsait bir mahi-
yette tezahür edebilir. ‹stiklal ve cumhuriyetine kastedecek düfl-
manlar, bütün dünyada emsali görülmemifl bir galibiyetin mümes-
sili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatan›n bütün kaleleri zapte-
dilmifl, bütün tersanelerine girilmifl, bütün ordular› da¤›t›lm›fl ve
memleketin her köflesi bilfiil iflgal edilmifl olabilir. Bütün bu flerait-
ten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde
iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta h›yanet içinde bu-
lunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri flahsi menfaatlerini, müstev-
lilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret için-
de harap ve bitap düflmüfl olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlad›!
‹flte; bu ahval ve flerait içinde dahi, vazifen, Türk istiklal ve cum-
huriyetini kurtarmakt›r!
Muhtaç oldu¤un kudret, damarlar›ndaki asil kanda mevcuttur.
GAZ‹ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 389

BURSA SÖYLEV‹
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunla-
r›n gere¤ine, do¤rulu¤una herkesten çok inanm›flt›r. Yönetim biçi-
mini ve devrimleri benimsemifltir. Bunlar› güçsüz düflürecek en kü-
çük ya da en büyük bir k›p›rt› ve bir davran›fl duydu mu, “Bu ülke-
nin polisi vard›r, jandarmas› vard›r, ordusu vard›r, adalet örgütü
vard›r” demeyecektir. Elle, taflla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla
kendi yap›t›n› koruyacakt›r.
Polis gelecek, as›l suçlular› b›rak›p, suçlu diye onu yakalayacak-
t›r. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi de¤ildir” diye
düflünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacakt›r. Mahkeme onu
yarg›layacakt›r. Yine düflünecek, “demek adalet örgütünü de dü-
zeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karfl› ç›k›fllarda bulunmak-
la birlikte bana, baflbakana ve meclise telgraflar ya¤d›r›p, haks›z ve
suçsuz oldu¤u için sal›verilmesine çal›fl›lmas›n›, kayr›lmas›n› iste-
meyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gere¤ini yapt›m.
Araya giriflimde ve eylemimde hakl›y›m. E¤er buraya haks›z olarak
gelmiflsem, bu haks›zl›¤› ortaya koyan neden ve etkenleri düzelt-
mek de benim görevimdir.”
‹flte benim anlad›¤›m Türk Genci ve Türk Gençli¤i!
GAZ‹ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
390 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 41

Posta gazetesi, 23.08.1999


Sabah gazetesi, 23.08.1998

Posta gazetesi, 23.08.1999


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 391

Cumhuriyet gazetesi, 24.08.1999


392 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 42

Hürriyet gazetesi, 28.08.1999 

Radikal gazetesi, 25.08.1999


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 393
EK: 43

Cumhuriyet gazetesi, 01.09.1999


394 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 44

Milliyet gazetesi, 17.10.2005

Zaman gazetesi, 17.10.2005

 Vatan gazetesi, Ekim 2005


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 395
396 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

 Gözcü gazetesi, Ekim 2005


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 397

Gözcü gazetesi, 11 Ekim 2005

EK: 45

AKUT, Pakistan depreminde


398 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 46

Vatan gazetesi, 02.05.2005

Almanya bas›n›, 02.05.2003


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 399
EK: 47

Bingöl yerel bas›n›ndan seçmeler...


400 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Bingöl yerel bas›n›ndan


seçmeler...
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 401
EK: 48

Yeni As›r gazetesi, 23.05.2001


402 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Sabah gazetesi, 24.05.2001


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 403
EK: 49

Yeni Asya gazetesi, 07.07.1998


404 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 50

Sabah gazetesi, 14.10.2000


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 405
EK: 51

AKUT Ni¤de Ekip liderine yollanan tehdit mektubu


406 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 52

Hürriyet gazetesi,
03.03.2000
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 407
EK: 53

Hürriyet gazetesi, 06.03.2000


408 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 54

EK: 55


Hürriyet gazetesi,
03.04.2000

Hürriyet gazetesi, 05.04.2000


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 409
EK: 56

Hürriyet gazetesi, 18.04.2000

Yeni As›r gazetesi, 18.04.2000


410 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 57

Hürriyet gazetesi, 24.04.2000


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 411

Hürriyet gazetesi, 24.04.2000


412 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 58

Akflam gazetesi, 29.03.2000

Zaman gazetesi, 07.03.2000

Akflam gazetesi, 07.03.2000


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 413

Akflam gazetesi, 29.03.2000


414 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 59

Milliyet gazetesi, 23.04.2000

Milliyet gazetesi, 25.04.2000


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 415
EK: 60

Sabah gazetesi, 11.03.2000


416 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 61

Sabah gazetesi, 07.04.2000


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 417
EK: 62

Sabah gazetesi, 07.05.2000


418 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 63

H›ncal Uluç Davas› icra tutana¤›...


❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 419
EK: 64

Küptepe Okulu onar›m› dosya kapa¤›

Onar›m öncesi okul ve ö¤renciler


420 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Kurmay Albay Murat Kayhan’dan gelen yaz›lar...

Küptepe okulu onar›m


öncesi

Küptepe okulunun
onar›mdan sonraki
hali.
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 421


Harcama
tutanaklar›

Küptepe Okulu NM
ad›na harcama
 kalemleri
422 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 65
❏ Karfl›laflt›¤›m›z Zorluklar ❏ 423

 Sabah gazetesi, 26.09.2002


❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 425

4. Bölüm

Z‹H‹N HAR‹TASI DE⁄‹fi‹M‹


ve KAÇIRDI⁄IMIZ FIRSAT
426 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Devleti ve milleti için gösterdi€i gönüllü ve karfl›l›ks›z çabala-


r›yla, toplumun en güvendi€i kurumlar›n bafl›nda gelen ve bü-
yük bir be€eni ve takdirle izlenen AKUT’a ve flahs›ma bu kadar
ac›mas›zca sald›ranlar›n as›l derdinin, 17 A€ustos 1999 Gölcük
Depremi’nde yapt›€›m›z çal›flmalar nedeniyle sembolik olarak
da olsa, sözel ve duygusal ifadesi AKUT’la özdefl olan muaz-
zam ölçekteki bir ulusal uyan›fl hareketi oldu€unu ve bu büyük
kitleleri harekete geçiren ortak durufl ve eylemin, asl›nda ülke-
mizin her fleyden daha fazla ihtiyaç duydu€u köklü bir zihin ha-
ritas› de€ifliminin ilk ad›mlar› oldu€unu ancak y›llar sonra, bu-
gün bir ulus olarak yaflad›€›m›z s›k›nt›lar› ve yaklaflmakta olan
ulusal varl›€›m›za dönük tehditleri görünce fark edebildim. As-
l›nda 17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi’ni izleyen günlerde,
Türk Milleti’nin o eflsiz fedakârl›€› ve tertemiz vicdan› ile ken-
di do€al mecras›nda zaten bafllam›fl olan ve e€er önü bilinçli bir
flekilde al›nmasayd›, ça€layarak büyüyecek ve ony›llard›r kendi-
mizi kurtaramad›€›m›z ulusal ataletimizi k›racak, bir di€er de-
yiflle kötü kaderimizi de€ifltirecek olan bu ortak durufl, ortak ça-
ba ve ortak eylem, bir sonraki ad›mda ülkedeki vurdumduymaz,
köhne, ça€d›fl› ve kesinlikle özümüze ayk›r› anlay›fl› de€ifltirebi-
lecek kadar muazzam bir enerjiyi de içinde tafl›yordu.
Türk Milleti’nin kendi içinden ç›kard›€›, atalar›n›n öz de€er-
leriyle ifl yapan, vatan›na-milletine hizmet etme aflk›yla kendi
can›n› bile hiçe sayan, koflulsuz-karfl›l›ks›z yard›msever, bütün
hizmetlerini gönüllü olarak yapan ve en önemlisi ülkesi ve mil-
letinin bölünmez bütünlü€ü d›fl›nda hiçbir yere taraf olmayan ve
hiç kimseye kendisini kulland›rtmayan genç bir ekibin rol mo-
del olarak ön planda kalmas› ve çok k›ymetli zamanlar›n› kah-
velerde, sokaklarda, vur patlas›n çal oynas›n anlay›fl›yla bofla
harcayan gençleri bütüncül bak›fl aç›s› ile, sosyal sorumluluk
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 427
duygusu ile, birlefltirici, yap›c› tav›rlar› ile yönlendirmesi, sivil
inisiyatifin ve sivil toplum örgütlerinin önünü bir daha geri çev-
rilemeyecek flekilde açmas› ve en önemlisi yak›n ulusal tarihi-
mizin belki de en s›k›nt›l› sürecini, birbirine ba€l› bir millet ola-
rak aflmam›z›n, k›sacas› bütün yapay bölünmüfllüklerin unutul-
du€u milli birlik ve beraberlik duygular›m›z›n yeniden hat›rlan-
d›€› bu çok önemli sürecin sembolik olarak dahi olsa öncüsü ol-
mas›, ne yaz›k ki ahlaks›z, kurals›z, hukukun yavafl ve sorunlu
iflledi€i, yoz, kirli, her türlü menfaat iliflkisinin en sefil flekliyle
sürdürüldü€ü düzenin devam›nda menfaati olanlar›n kâbuslar›n-
da bile görmek istemedi€i bir fleydi.
Sistemdeki boflluklardan beslenenlerin ve statükonun korktu-
€u, Türk Milleti’nin ise her fleyden ama her fleyden daha çok ih-
tiyaç duydu€u fley köklü bir paradigma-zihin haritas› de€iflimiy-
di ve bu tarihi f›rsat, yüzy›l›n en büyük afetlerinden biriyle bir-
likte kimsenin beklemedi€i bir anda kap›m›zdan içeri giriver-
miflti.
Prof. Dr. Do€an Cücelo€lu, paradigmay› “alg› ve düflünceye
yön veren harita” olarak tan›mlar. Kaba tarifle dünyay› alg›lad›-
€›m›z, anlad›€›m›z, anlamland›rd›€›m›z, yorumlad›€›m›z dünya
görüflümüz diyebiliriz. Bir kiflinin veya bir toplumun paradig-
mas›ndan-zihin haritas›ndan söz etti€imizde, o kiflinin veya o
toplumun dünyay› alg›lama, anlama ve yorumlama biçimini di-
le getiriyoruz demektir. Gördüklerimizi, tan›k olduklar›m›z›, ya-
flad›klar›m›z› ve bafl›m›zdan geçen her fleyi bu zihinsel haritala-
ra göre yorumlar›z. Bu zihin haritalar› do€al olarak o kiflinin ve-
ya o toplumun yaflam› boyunca karfl›laflt›€› say›s›z mesaja, zi-
hinsel flartlanmalar›na, ön kabullerine, inançlar›na, deneyimleri-
ne ve alg›s›na ba€l› olarak oluflur. Dolay›s›yla farkl› kifliler ve
toplumlar, ayn› eflyalar›, ayn› olgular›, ayn› olaylar›, ayn› kiflile-
ri baflka baflka flekillerde yorumlayabilirler. Sonuç olarak burada
genel bir do€rudan söz etmek mümkün de€ildir.
Buna göre biz dünyay› oldu€u gibi de€il ö€renmelerimizin,
koflullanmalar›m›z›n, kendimize özgü deneyimlerinizin merce-
€inden bakarak görürüz. Bugün Irak’taki korkunç savafla bat›
devletlerinin bir k›sm›, Amerikal›lar›n demokrasi getirme çaba-
s› derken, pek çok baflka ülke ayn› süreci bir insanl›k suçu ola-
428 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
rak de€erlendiriyor. Ayn› olay, farkl› gözlükler nedeniyle farkl›
alg›lanabiliyor. Asl›nda hayat›m›zdaki pek çok konu da bunun
gibidir, olaylar ve süreçler bizim bakt›€›m›z gözlü€e göre, birbi-
rine taban tabana z›t bir flekilde görülebiliyor.
Dünyay› alg›lad›€›m›z zihin haritalar›m›z olan paradigmala-
r›m›z do€ru da olsa, yanl›fl da olsa davran›fl ve tutumlar›m›z›n da
kayna€›n› oluflturuyor. Bir di€er deyiflle, davran›fllar›m›zda, tu-
tumlar›m›zda paradigmalar›m›z› referans noktas› alarak çevre-
mizle iliflki kurar›z.
Kiflilerin ve toplumlar›n davran›fllar›nda, alg›lamalar›nda an-
laml› ve kal›c›, bütünlüklü de€iflimler yaratmak istiyorsak, bu
de€iflimi, konunun temeline inip o davran›fl ve alg›lar› oluflturan
paradigmalar üzerinden bafllatmam›z gerekmektedir. Aksi halde
paradigma de€iflikli€i yap›lmadan davran›fllarda yap›lan, yap›l-
maya çal›fl›lan de€ifliklikler yüzeysel ve k›sa ömürlü olacakt›r.
Bir kiflinin, bir toplumun belirli bir konudaki davran›fl›, tutumu
ya da alg›s› bozuksa, önce bu bozuk davran›fl, alg› ya da tutu-
mun alt›nda yatan zihin haritas›n› anlamam›z gerekir. Bozuk bir
davran›fl, alg› veya tutumu, alt›nda yatan, onu besleyen zihin ha-
ritas›na hiç müdahale etmeden de€ifltirmeye kalk›flmak kal›c› bir
sonuç veremeyecektir.
Zihin haritalar›m›z kendimizle ve dünyayla ilgili her türlü al-
g›m›z›, davran›fl›m›z›, seçimlerimizi ve kararlar›m›z› flekillen-
dirdi€i için yaflam kalitemizi birinci elden etkiler ve bu anlamda
yaflamsal önemi vard›r. Ancak maalesef Türkiye gibi demokra-
sinin tam anlam›yla ça€dafl, fleffaf ve ço€ulcu bir flekilde oturtu-
lamad›€›, medyan›n, toplumun zihin haritalar›n› kurgulamada
ola€anüstü ve kontrol edil(e)meyen tekelci bir gücü oldu€u ve
hukukun üstünlü€ünün ve siyaset mekanizmas›nda hesap verile-
bilirli€in tam anlam›yla tesis edilemedi€i ülkelerde, do€ru oldu-
€una inand›€›m›z pek çok paradigmam›z, yaflam› ço€u zaman
gerçekçi bir flekilde alg›latam›yor bize. Toplumun zihin haritala-
r›ndaki s›k›nt›lar ve yanl›fllar, Türkiye gibi demokrasiyi tam ola-
rak kuramam›fl ülkelerde bilinçli olarak iyilefltirilmiyor. Bunun
sonucunda da toplumun geneli müthifl kay›plarla dolu y›llar ge-
çirirken ve gelece€ini, çocuklar›n›n gelece€ini ipotek alt›na al-
d›r›rken, bu bozuk sistemden ve bilinçsiz insanlar›n zafiyetlerin-
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 429
den beslenen küçük bir az›nl›k zenginlefliyor, güçleniyor ve bu
oranda da cüretkarca hoyratlafl›yor. Toplumun topyekün kayb›
bu az›nl›€›n kazanç hanesine iflliyor ve bu k›s›r döngü böylece
derinleflerek sürüp gidiyor. Ta ki kaç›n›lmaz olarak bir gün, bir
yerde bu süreç k›r›lma noktas›na gelinceye dek...
Bu k›r›lma bazen çok uzun süreli bir bask› ve stresin sonun-
da ani bir patlama ve fliddetle meydana geliyor; t›pk› 1789 Fran-
s›z ‹htilali’nde oldu€u gibi. Çok uzun y›llar kilise, krall›k ve soy-
lular s›n›f› taraf›ndan ezilen, sömürülen halk, burjuva ve köylü
s›n›f› olarak birleflerek sonunda baflkald›r›r ve Frans›z topra€›na
ve devam›nda Avrupa kültürüne “eflitlik”, “özgürlük” ve “kar-
defllik” de€erlerini getirir. ‹nsanlar›n hür ve eflit do€du€u düflün-
cesi ilk kez bu tarihten sonra konuflulmaya bafllan›r bat› dünya-
s›nda. Bazen de Türk ‹stiklal Savafl› sonras›nda oldu€u gibi; ta-
rihte efli görülmemifl zaferlerin galibi olan dünyan›n en güçlü
devletlerini, ola€anüstü fedakârl›klar sonras›nda Anadolu’dan
kovan Türk Milleti’nin yeni bir devlet, yeni bir anlay›fl, yeni bir
kültür meydana getirmesi gibi, Osmanl›’n›n güçlü köklerinden,
yepyeni ve ça€dafl bir anlay›flla kurgulanm›fl, laik, demokratik,
sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni do€urur ve
Türk toplumunu ümmet anlay›fl›ndan kurtararak, ulus olma bi-
lincine kavuflturur ve bireyi yurttafl konumuna yükseltir.
Her iki durumda da, toplumun yeni bir anlay›fla kavuflabil-
mesi için ödedi€i bedel çok ama çok a€›rd›r. Köklü zihin harita-
s› de€iflimleri ancak bu tür a€›r travmalar sonras›nda yap›labilir.
Toplumun tamam›na hâkim olan, eski, köhne, kay›plarla dolu
olan ve sadece küçük bir az›nl›€a fayda sa€layan anlay›fl, ço€un-
lu€un kazand›€›, daha ça€dafl, daha adil ve daha iyi bir yeni an-
lay›fla yerini b›rakmak zorunda kal›r, tabii ki bedeli ödendikten
sonra...
Yaflam kaç›n›lmaz olarak de€iflim ve dönüflümdür. Ak›ll› ve
dürüst insanlar taraf›ndan yönetilen toplumlar bu de€iflimleri
toplumun yarar›na kurgular ve devlet, millet, herkes kazan›r. Bu
tür köklü zihin haritas› de€iflimleri elbette ki kolay süreçler de-
€ildir. Yeni bir anlay›fl›n toplumsal olarak kabul görmesi tek tek
bireylerde bafllayan de€iflimin toplumu da peflinden sürükleye-
cek seviyeye gelmesi ile gerçekleflir. Bu da birçok durumda çok
430 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
uzun zaman al›r. Bugün dünyan›n en geliflmifl medeniyetlerin-
den biri olan Avrupa bile, bugünkü anlay›fl›n›n temelini olufltu-
ran Frans›z ‹htilali’ne kadar yüzy›llar süren ac›lar ve s›k›nt›larla
ve insanl›€a yak›flmayan eylemlerle dolu bir süreç yaflamak zo-
runda olmufltur.
Zihin haritas› de€iflimi süreçleri do€ru kullan›ld›€› taktirde,
toplum gerçek anlamda bir ça€ atlar. Eski ve köhne anlay›fl gi-
der, yeni ve ça€dafl anlay›fl gelir. E€er o toplum gerçekten de
toplumu seven insanlar taraf›ndan yönetiliyorsa tabi...
Burada da ne yaz›k ki en büyük engel hep statükodan gelir.
Bu sadece bizde de€il, toplumlardaki zihin haritas› de€iflimleri-
nin do€as› gere€i bütün kültürlerde afla€› yukar› bu flekilde ya-
flan›r. Statüko ve statükodan beslenenler, uzun y›llar›n birikimi
ile oluflmufl ve kurallar›n› çok iyi bildikleri mevcut mevzilerini
yitirmemek için ciddi ve sert bir direnç gösterirler her türlü de-
€iflime ve ellerindeki bütün gücü bunu engellemek, geciktirmek
için kullan›rlar. Toplum kazan›rm›fl, kaybedermifl gibi konularla
ne yaz›k ki sistemden beslenenler ilgilenmezler. Statüko sadece
kendi pozisyonunun devaml›l›€›n› sa€lamaya odaklan›r.
Ayd›n ve sorumluluk sahibi insanlar›n bulundu€u yerdeki en
önemli ve büyük sorumlulu€u, konusu ve konumu ne olursa ol-
sun do€ru olan› yapm›fl ve do€ru olan› söylemifl olmaktad›r ben-
ce. Bazen bu do€ru olanlar›n miktar› çeflitli sebeplerle toplumda
yeteri kadar fikir önderli€i ve yol göstericili€i yapamayabilir ve
bu durumda ne kadar istense de, kötüye gidifli de€ifltirmeye yet-
meyebilir. O zaman, flimdi oldu€u gibi, do€ru ifller yapanlara sa-
hip ç›karak onlar›n enerjisini ve vizyonunu topluma rol model
olarak sunmak ve onlar gibi baflka do€ru ifller yapanlar›n ve
do€ru düflünenlerin yetiflmesine çal›flmak gerekir. Bir gün, ko-
nusu çok da önemli de€il asl›nda, yeteri kadar do€ru ifller yapan
ve do€ru düflünen, do€ru aç›dan bakan oldu€unda bu denge ken-
di kendine yeniden kurulur ve televoleler, magazinler, saçma sa-
pan diziler, saatlerce süren futbol sohbetleri ve bunlar›n yaratt›-
€› bilinçsizlikten güç alan bölücü ve irticai faaliyetler ve yolsuz-
luk çark› yerini daha entelektüel, daha ça€dafl, daha insana yak›-
flan, vatana-millete daha faydal› konular›n tart›fl›ld›€›, daha iyi
ve yarat›c› fikirlerin üretildi€i, daha sa€l›kl› bir gelece€i hedef-
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 431
leyen yeni bir sürece b›rak›r. Bat› dünyas› bu efli€i çoktan geçti-
€i için, ki bu noktaya ulaflabilmek için ödedikleri bedelleri göz
ard› etmeyin, kendi toplumlar› için sürekli ilerleyen bir denge-
dedir, onlar kendi bacaklar›na kurflun s›kmazlar, s›kamazlar,
çünkü toplumun ço€unlu€unu oluflturan do€ru düflünen vatan-
dafllar› buna izin vermez.
Toplumlar›n ortak bilincinde köklü bir zihin haritas› de€ifli-
mi yaratabilmek için vatan›na, milletine hizmet etme arzusunu
içinde hisseden, ça€dafl bir vizyona sahip, sorumluluk duygusu
geliflmifl insanlar›n say›s›n› art›rmam›z gerekir. Bu da ancak in-
san kayna€›na yat›r›m yapmakla, e€itimle, ve bu tür ayd›n in-
sanlar› rol model olarak gençlerin önüne ç›karmakla olur. Her
toplum kendi beklentileri ve istekleri ölçüsünde bir sistem kurar.
Toplumu e€itmezsek, neler isteyebilece€ini ve kendi gelece€i-
nin menfaatlerini nerede zannedebilece€ini y›llard›r izliyoruz.
Bence hiçbiri onlar›n suçu de€il. Gerçek suçlu; insanlar›na ça€-
dafl bir e€itim vermeyen, onlara tepeden bakan, vatandafllar›n›n
kendilerini gelifltirme kap›lar›n› kapatan, onlar› bilinçsiz ve ca-
hil bir sürü gibi tutman›n ülkeye (daha do€rusu kendi statükola-
r›na) faydal› oldu€unu düflünen, daha da kötüsü onlar› kamplara
bölerek daha kolay idare edilebileceklerini düflünen gaflet, dela-
let hatta h›yanet içinde bile olabilen kötücül zihniyettir.
1954 y›l›nda Köy Enstitüleri’nin Demokrat Parti zaman›nda
kapat›lmas›, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri bu ülkede
yap›lan 3 büyük ayd›n k›r›m›d›r asl›nda ve zihin haritas› de€ifli-
mi f›rsatlar›m›z›n yok edilmesidir.
Bu zihniyet, kendi benzerleri d›fl›ndaki herkesi ezerek, k›ra-
rak, ma€dur ederek 5 y›l öncesine kadar büyük ekonomik ve
sosyal kay›plarla birlikte ülkeyi flöyle böyle yönetebiliyordu.
Ama aradan hiç beklenmedik bir fley ç›kt›. Hiç beklemedikleri
ve hiç haz›r olmad›klar› bir fley oldu ve y›llarca ülkeyi rüflvetle,
yolsuzlukla, h›rs›zl›kla yönetmeyi ve kamuya ait olan kaynakla-
r› paylaflmay› al›flkanl›k haline getirmifl veya bunlarla yeteri ka-
dar mücadele edemeyen siyasi partiler, milletin ortak iradesi ile
2002 seçimlerinde siyaset sahnesinin d›fl›na itildiler ve yeni ve
denenmemifl bir parti olarak AKP aradan s›yr›ld›, devletin bafl›-
na oturdu. Sonras›n› anlatmama gerek yok.
432 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Bize düflen, inanc›m›z› asla yitirmeden, yukar›da da dedi€im
gibi, do€ru ifl yapan ve do€ru düflünen insanlar›n say›s›n› art›r-
mak olmal›. Bunu baflard›€›m›z takdirde do€ru düflünen insan-
lar, toplumun fikir önderleri ve rol modelleri olarak di€erlerinin
de do€ru düflünmelerini sa€layacak ve toplumumuzun gelifl-
mekte olan ça€dafl ortak bilinci aralar›ndan kendine yak›flan li-
derler ç›karacak ve her fley çok daha güzel olacakt›r. Benim in-
san›ma, kültürüme, de€erlerime ve Türk Milleti’nin ad›n› ATA-
TÜRK olarak verdi€i, tarihin gördü€ü en muazzam lidere ba€l›-
l›€›na güvenim tamd›r. Millet mutlaka ama mutlaka kendisi için
en do€ru yolu bulacakt›r.
Bazen bu de€iflim büyük savafllar ve ac›lar›n üzerinden olur.
‹kinci Dünya Savafl› sonras›nda neredeyse bütün dünyaya savafl
açan Nazilerin kontrolündeki Faflist Almanya, savafla Ameri-
ka’n›n da dahil olmas›yla yenilince, geride tafl üstünde tafl kal-
mayan, paramparça bir Almanya kal›r. Ayn› savaflta, tarihte in-
sanlara karfl› kullan›lan iki atom bombas›n› da Hiroflima ve Na-
gazaki’de gö€üsleyen Japonya, dizlerinin üstüne çökmüfl bir fle-
kilde ç›kar o savafltan. Sonuçta, bu iki korkunç y›k›m, Alman ve
Japon halklar›n› kendi içlerinde inan›lmaz bir çal›flkanl›k, birbi-
rine ba€l›l›k ve y›k›lm›fl ülkelerini yeniden ve daha güçlü infla
etmeleri konusunda müthifl bir azim ve fedakârl›kla birlefltirir.
Daha 60 y›l önce birer savafl makinesi olarak ç›kt›klar› yolda
dünyan›n en büyük y›k›mlar›n› yaflayan bu milletler, zihin hari-
talar›n› topyekün de€ifltirerek, üstün bir milli birlik ve beraber-
lik duygusunun gücüyle bir insan ömründen daha k›sa sürede,
dünyan›n en geliflmifl medeniyetlerini kurarlar.
Zihin haritas› de€iflim f›rsatlar› bazen de ülkedeki hayat› de-
rinden sarsan, hiç beklenmedik a€›r ve büyük bir travman›n so-
nucunda kaç›n›lmaz olarak bir anda gerçekleflir; t›pk› 17 A€us-
tos 1999 Gölcük Depremi’nde oldu€u gibi. Ony›llar›n boflver-
miflli€i, siyasilerin ak›l almaz yalanlar›, hiçbir zaman tutamaya-
caklar› sözler veren, zaten öyle bir niyetlerinin de olmad›€› apa-
ç›k ortada olan siyaset kurumunu ele geçirmifl olan bu zihniye-
tin iflas›n›n da tasdikli belgesiydi Gölcük Depremi. Çünkü dev-
let yönetimini ony›llard›r elinde tutan ve kendi benzerlerinden
baflka hiç kimseyi içeriye sokmayan, her türlü fedakârl›€› göze
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 433
al›p bir flekilde girmeyi baflaranlara da kök söktüren statükocu
zihniyet, hem sürekli yalanlar söylemifl, devleti soymufl, milleti
cahil ve yoksul b›rakm›fl, hem de millet korkunç bir ac›yla yüz-
yüze geldi€inde, ne yapaca€›n› bilemez halde o depremin enka-
z› alt›nda kalm›flt›. Baflka türlüsünün olabilece€ini de bilmedi€i
için her fleyi devletten beklemeyi bir al›flkanl›k haline getiren
millet ise, o ac›l› günlerde eflsiz sa€duyusu ile müthifl bir daya-
n›flma göstererek, o enkaz›n alt›ndan kendi azim, irade ve karar-
l›l›€›yla ç›kmay› baflarm›flt›.
S›ra gelmiflti bu sürecin devam›n› yaratmaya. ‹flte tam bu
noktada, tam elbirli€i ve duygu birli€i ile yeni bir Türkiye yarat-
ma çal›flmalar› bafllayacakken, bu köklü de€iflimle menfaatlerini
yitirecek olan statüko devreye girdi ve Türkiye bu f›rsat› göz gö-
re göre elinden kaç›rd›. Belki de son 30 y›l›n en önemli de€iflim,
dönüflüm ve geliflim f›rsat› da böylece elimizden uçtu gitti. Türk
Milleti nas›l enkaz›n alt›ndan hem kendini hem de devletini ç›-
kard›ysa, ülkeyi de ça€dafl medeniyetler seviyesinin üzerine yi-
ne ayn› kararl›l›k, çal›flkanl›k ve birbirine ba€l›l›kla ç›karacakt›.
E€er kendi kendine bafllayan bu sürecin devam› engellenme-
seydi...
Prof. Dr. Zuhal Baltafl’›n “De€iflim Yönetiminde ‹nsan” bafl-
l›kl› k›sa yaz›s›nda, 2001 fiubat Krizi için yazd›klar›n› sizlerle
paylaflmak istiyorum. “2001 fiubat krizi” ve sonuçlar› için söy-
lediklerini, yerine “1999 Gölcük Depremi”ni koyarak düflünün,
en sonda geçen “kurumsal gelece€i” de “toplumsal gelecek”
olarak okuyun;
Geliflmeyi tan›mlayan de¤iflimdir. ‹lerlemeyi, de¤iflim belirler. Büyü-
menin ölçütü, bir evreden bir üst evreye geçifltir, yani de¤iflim...
Toplumsal kalk›nma ise, de¤iflimin kitlelerce benimsenerek yafla-
m›n k›vr›mlar›na eklemlenmesidir. De¤iflim üstelik ac›mas›zd›r; dire-
neni ba¤›fllamaz, d›fllar. De¤iflim, güldür güldür ak›p giden bir ko-
ca ›rmaksa, ak›nt›ya karfl› yüzmek enerjiyi tüketir. Irma¤›n k›y›s›na
b›rak›lmak, suyun h›zla, ço¤ala ço¤ala önünden ak›p gitti¤ini sey-
retmek ac›lar›n büyü¤üdür; bireyler için de, toplumlar için de. Hak
edilmeyen bir yaflama raz› olmak, “yaflam› ›skalamak”t›r.
2001 fiubat krizi, zihinlerde ister istemez bu tür yank›lanmalar
434 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

yap›yor. Özellikle bu co¤rafyada, de¤iflime direnç ya da de¤iflimin


bir yöneten az›nl›¤›nca eritilerek evcillefltirilmesinin say›s›z örne¤i
var. Matbaan›n kabulünden tutun da, sanayi devrimi, ayd›nlanma
ça¤› ve daha nice de¤iflimi uzaktan izlemenin ezikli¤ini yüzy›llard›r
yaflayan bir toplumuz. Bilimsel düflünce ve yöntemi d›fllayan, bilgiy-
le kavgal›, bildi¤inden flaflmayan, rehavet içinde bir toplum olma-
ya indirgenmifl olman›n ac›s›n› yafl›yoruz. Tüm krizlerimizin köke-
ninde bu gerçe¤in yatt›¤›n› düflünüyoruz. Son yaflad›¤›m›z krizi de,
zorlu ve sanc›l› bir yeniden yap›lanma döneminin bafllang›c› olarak
görmek istiyoruz.
‹fl dünyas› için de art›k hiçbir fley eskisi gibi olmayacak ve olma-
mal› da. De¤iflimin önemini fark eden flirketler, kendilerini yeni eko-
nomiye ve yeni ifl yapma yöntemlerine haz›rl›yorlar. Ne var ki, bu
sürecin gerçekleflmesi kolay de¤il. De¤iflimin gerektirdi¤i yeni yet-
kinliklere ve yeni rollere haz›r olmak ya da zihin haritalar›n› de¤i-
flimle ba¤daflt›rmak gerekir.
De¤iflime direnenler asl›nda bindikleri dal› kesmekte olduklar›-
n› fark etmezler. Enerjilerini direnerek harcamak yerine, de¤iflimin
gerekleri yönünde harcaman›n gelecekleri aç›s›ndan çok daha ak›l-
c› oldu¤unu görmekte zorlan›rlar. De¤iflim projelerinin iletiflim ve
e¤itim boyutlar›n›n hedefi, de¤iflimin öznesi olan insan kayna¤›n›
geçmifle sar›lmak yerine gelece¤e as›lman›n kifliyi daha kazançl›
k›ld›¤› gerçe¤iyle buluflturmakt›r. Bu yaklafl›m›n benimsenmesi, ge-
rek bireysel, gerekse kurumsal gelece¤in ve kalitenin güvencesidir.

AKUT’a, flahs›ma ve bu ülkeye hizmet etmeye çal›flan say›-


s›z helal süt emmifl vatan evlad›na y›llard›r ödetilen bedel, bu-
gün toplum olarak her fleyden çok ihtiyaç duydu€umuz zihin ha-
ritas› de€iflimini, daha sa€l›kl›, daha güvenli, daha müreffeh bir
gelece€e kavuflabilmemiz için, her fleyi de göze alarak sürdür-
meye çal›flmam›z›n ve bunu ›srarla talep etmemizin bedelidir...
Bu dedi€imi, medyam›z›n bir kesimi taraf›ndan neredeyse
haftal›k olarak yarat›lan ve ifli bitince hemen tüketilen ve çöpe
at›l›p yerine yeni ve daha iyi boyal›s›n›n ç›kart›ld›€› içi bofl, sah-
te kahramanlar yaratma olgusu ile birlikte de€erlendirin. Bütün
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 435
de€erleri altüst edilerek abuk sabuk yar›flmalarda, sahte, boyal›,
yoz bir dünyan›n içinde olmayacak hayallerin peflinde koflturu-
lan gençlerin baz›lar›n›n bile, birkaç y›l sonra uyuflturucu, fliddet
ve fuhufl bata€›nda ne hallere düfltüklerini görüyorsunuz.
Bugün medyam›z›n art›k tamamen kaybedilmifl bir kesimin-
de sosyopatlar, flizofrenler ve kiflilik bozuklu€undan muzdarip
oldu€u gün gibi aflikâr olan tipler ve her fleye hakaret etmeyi ve
sald›rmay› maharet sayanlar, y›l›fl›k a€›zlar›yla, bozuk Türkçele-
riyle, küçük da€lar› ben yaratt›m tav›rlar›yla ve hastal›kl› düflün-
celeriyle köfle yaz›yor, televizyon programlar› yap›yor, televiz-
yonlara ç›kar›l›yor ve uzmanm›fl gibi her konuda ahkam kesi-
yorlar. Engelli vatandafllar›m›z televizyonlara e€lence malzeme-
si olarak ç›kar›l›yor. Halk› uyutmak hatta uyuflturmak ve bu
edilgen konuma iyice al›flt›rmak için, ya sonu gelmez dizilerle
ve dan›fl›kl› oldu€u gün gibi aflikâr olan sahte ve ikiyüzlü tart›fl-
ma ve kavgalarla ya da sabahtan akflama kadar göbek atarak ka-
ba ve insanlar› küçük düflüren bir e€lence anlay›fl› üzerine kuru-
lu bir televizyonculuk ile bütün gün dolduruluyor ve insanlar bu
rezil programlar› izlemeye mahkûm ediliyor.
Bütün bunlar olurken sanki bu konular baflkas›n›n sorumlu-
lu€undaym›fl gibi davranan RTÜK yöneticileri ise, kanunlarla
kendilerine verilen yetkileri de€iflik bir flekilde yorumlayarak,
gücünü AKUT’a karfl› kullan›yor ve Bakanlar Kurulu karar› ile
ve kamu vicdan›nda, kamu yarar›na çal›flmalar› belgelenen ve
her f›rsatta takdir edilen AKUT’un ba€›fl toplamak için Türk te-
levizyonlar›nda kamu spotunu yay›nlamas›na izin vermiyor.
fiu veya bu flekilde gücü eline geçirenler, bir süre sonra mut-
laka kaybedeceklerini bildikleri o gücü, mümkün oldu€unca
uzun süre elde tutman›n ve imkânlar› kendine ve yandafllar›na
çevirmenin en kolay yolunun sistemin devam› oldu€unu biliyor
ve statükonun de€iflmemesi için ellerinden gelen her fleyi yap›-
yorlar. Çünkü bu anlay›fl, Türk Milleti’ni televole, popstar, gelin
- kaynana yar›flmalar› ile ilgilenen, flark›c›, türkücü, futbolcudan
baflka kimseyle kiflisel bir özdefllik kuramayan ve rol model ola-
rak alg›layamayan, futbolu bir sporcu olarak de€il ama taraftar
olarak hayat›n›n merkezine koyan, varl›€›na bir anlam katabil-
mek için yapay bir alt kimlik grubuna ihtiyaç duyan, kendi ba-
436 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
fl›na pasif, ürkek ve çekingen ama alt kimlik grubu içinde olun-
ca rahatl›kla fliddete baflvurabilen ve k›r›p dökebilen, yönetmesi
ve k›flk›rtmas› kolay ve en önemlisi; birlikte hareket etmesi ha-
linde ortaya koyabilece€i gücün fark›nda olmayan, da€›n›k ve
sindirmesi kolay bir toplum olarak kalmam›z› istiyor.
Bunlar›n hepsini reddeden ve kendi bafl›na bir anlam ifade
edebilen ne varsa önünü almak zorunda olan, mevcut statüko-
nun devam›nda menfaati olanlar, ne yaz›k ki sadece flahs›ma,
AKUT’a veya ülkesi ve insan› için mücadele eden yurtsever in-
sanlar›m›za de€il, bütün Türk Milleti’ne büyük zarar veriyorlar
veya verilmesine seyirci kal›yorlar. 18.000’e yak›n can ve on
milyarlarca dolar para kaybederek ald›€›m›z ulusal tarihimizin
en pahal› derslerinden birini ve yakalad›€›m›z eflsiz bir de€iflim-
dönüflüm f›rsat› da ne yaz›k ki elbirli€iyle çökertildi. Bugün her
fleyden daha fazla ihtiyaç duydu€umuz, hepimizin ortak gelece-
€ini tehdit eden tehlikelere karfl› milli birlik ve beraberlik duy-
gusunu ve birlikte hareket etme kabiliyetini yeniden sa€layabil-
mek için k›vranan ülkenin ayd›n ve sorumluluk sahibi insanlar›,
daha 7-8 y›l önce yakalad›€›m›z bu eflsiz f›rsat›n göz göre göre
ellerimizden, avuçlar›m›zdan ak›p gitti€inin ne kadar fark›nda-
lar bilemiyorum.
O günlerde yay›nlanan karikatürlerden biri bence bu durumu
çok güzel ifade etmifl, güldürürken düflündürmüfltü... (Ek: 66)
Türkiye’nin son derece yüksek potansiyele sahip mizah dün-
yas› o günlerde harika örnekler vermiflti. Birbirinden anlaml› ve
vurucu karikatürlerle karikatürcülerimiz ayd›n sorumluluklar›n›
bence yerine getirebilmifllerdi. O€uz Aral’›n ö€rencileri bu
toplumsal k›r›lmada mesleklerinin hakk›n› verdiler... (Ek: 67)
Toplumlar ço€u zaman, yaflamlar›nda ve al›flkanl›klar›nda
büyük bir zihinsel devrim yaratan bu tür zihin haritas› de€iflim-
lerini, ya ony›llar süren a€›r stres, bask› ve birikimin t›pk› bir fay
hatt›nda, ony›llar hatta yüzy›llar boyunca biriken muazzam
enerjisinin aniden k›r›larak büyük bir ivme ve y›k›c› bir güçle
a盀a ç›kmas› gibi, t›pk› Frans›z ihtilalinde oldu€u gibi o biriki-
min sonunda süratli ve fliddetli bir flekilde yaflayarak ortaya ko-
yarlar ve yepyeni ve daha sa€l›kl› bir denge ve düzenle yeni bir
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 437
hayat kurarlar. Bazen de bizim 17 A€ustos 1999 depreminde ol-
du€u gibi sadece 45 saniye içerisinde herkesin hayat›n› altüst
eden muazzam bir travman›n sonunda bir anda bu zihin haritas›
de€iflimi f›rsat›n› yakalayabilirler.
‹flte bütün ac›lar› ve kay›plar› bir yana; 17 A€ustos 1999 Göl-
cük Depremi’nin hiç kimsenin hesaplayamad›€› ve beklemedi€i
ama devam›nda getirebilece€i ola€anüstü h›zl› de€iflim gücü
karfl›s›nda, statükodan beslenenler ve statükonun devam›nda
menfaati olanlar k›sa sürede, kendi ç›karlar›n›n nas›l bir tehli-
keyle karfl› karfl›ya kalabilece€ini anlamalar› ile birlikte derhal
en sert önlemleri alarak kendi do€al ak›fl› ile bafllam›fl olan bu
muhteflem de€iflim-dönüflüm sürecini, son derece iyi haz›rlan-
m›fl y›k›c› bir toplum mühendisli€i projesi ile bir-iki y›l gibi k›-
sac›k bir sürede yok ettiler. Bu bölümün devam›nda sizlerle pay-
laflaca€›m, o günlerde akl› bafl›nda herkesin dile getirdi€i duygu,
düflünce ve temennilerden art›k bugün kimsenin bahsetmemesi,
hatta hat›rlamamas› çok ac›d›r ve bence düflündürücüdür de...
Bu hareketin bizim gibi do€al öncülerine bin türlü iftiralar
at›l›rken, yapt›klar› iyi fleyler de art›k görmezden gelinmeye
bafllam›flt›. O y›llarda bunun neden oldu€unu, niye bize art›k
böyle davran›ld›€›n› anlayamam›fl, daha 6 ay, 1 y›l öncesinde bi-
le bizi yere gö€e s›€d›ramayanlar neden bize bu kadar hoyratça
vuruyordu bir anlam verememifl ve çok ama çok üzülmüfltük.
Kurtard›€›m›z insanlar›, ülkemiz için, insan›m›z için yapt›€›m›z
onca güzel fleyi art›k hiç yazmamaya bafllad›lar. AKUT art›k ne-
redeyse sadece yerel bas›nda yer al›r olmufltu. Bazen baz› yerel
muhabirler bizimle arama kurtarma görevine ç›kar veya yapt›€›-
m›z fedakârl›klar› kendi gözleriyle görür, etkilenir, duygulan›r
ve bizimle ilgili bir yaz› haz›rlard› ama merkezdeki yaz› iflleri
ço€u zaman durdururdu bu haberlerin giriflini. Biz art›k kendi
ülkemizde görünmez olmufltuk.
Yeni bir seçim sürecini bitirdi€imiz 2007’nin yaz aylar›nda,
‹lhan Selçuk; “Bu medyayla demokrasi olur mu” diye patlad›
sonunda. 14 Nisan 2007 tarihinde Ankara’da, büyük Cumhuri-
yet mitinglerinin birincisine kat›lan milyonun üzerinde yurtse-
ver, o gün televizyonlarda ve ertesi gün de gazetelerde yaflad›k-
lar› ola€anüstü coflkunun hak etti€i gibi yans›t›lmad›€›n› görün-
438 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ce medyay› sorgulamaya bafllad›. Ülkesi için bir fleyler yapmak
için ç›rp›nan pek çok kifli fark etti medyada görünmez olman›n
ne demek oldu€unu; oysa biz tam 6 y›ld›r bir k›s›m medya tara-
f›ndan görünmeziz kendi ülkemizde; ne diyeyim, benim dünya-
ma hofl geldiniz...
Toplumun ço€unlu€unu oluflturan kesimi ise; renkli, boyal›,
sahte hayatlar vaat edilerek, magazinin, televolelerin, sonu gel-
mez futbol sohbetlerinin, ucuz ve kötü dizilerin ve sabahlara ka-
dar süren eller havaya muhabbetiyle yoz bir e€lence anlay›fl›n›n
içine çekildi. Bu konuda zaten 1990’lardan gelen bir al›flkanl›k
oldu€u için de ne yaz›k ki toplumun ço€unlu€unu oluflturan ke-
sim kendini kurtaramad› bu bombard›mandan.
Türk Milleti, son ony›llar›n en büyük de€iflim-dönüflüm f›r-
sat›n› avuçlar›n›n aras›ndan göz göre göre kaç›rm›fl oldu.
Gerçekte o günlerde, Kurtulufl Savafl›’m›zdan bu yana, bir de
1974 K›br›s Bar›fl Harekât›’nda bütün küresel güçlere bafl kald›-
rarak, Türk Milleti’nin kendi yolunu çizmesi ve bunu bütün dün-
yaya kabul ettirmesinden sonraki en büyük milli birlik ve bera-
berlik f›rsat› yakalanm›flt›.
1980 öncesinde sa€ ve sol diye kamplara bölünen gençler,
kendi kardefllerine silah s›kar hale getirildiler. Arkas›ndan da
Türkiye’nin en büyük ayd›n k›r›mlar›ndan birinin yafland›€› 12
Eylül 1980 darbesi geldi. Bu ülkenin zaten zor yetiflen ayd›n ev-
latlar›n› öyle bir ezdiler ki, takip eden y›llarda analar babalar ço-
cuklar›n› okula yollarken; “aman çocu€um siyasetle ilgilenme,
o tür toplant›lara kat›lma, bu tür insanlarla konuflma, uzak dur
öyle fleylerden” diye ö€ütler verdi. Yani ülkenin sorunlar›yla,
ac›lar›, s›k›nt›lar› olan insanlar›m›z›n sorunlar›yla ilgilenme-
mek, görmezden gelmek ö€retildi bize. Bizden önceki kuflaklar
ülke sorunlar›yla ilgilenmenin bedelini birbirlerine k›rd›r›larak,
hatta daha da kötüsü iflkence odalar›nda ezilerek ödeyince, on-
dan sonra y›llar süren bir sinmifllik, edilgenlik ve korku hüküm
sürdü aram›zda. Ülkeyi kendilerine verilen komutlarla yöneten
birileri vard› zaten, bizden istenense düflünmemek, ilgilenme-
mek, ö€renmemek, görmemek, sorumluluk hissetmemek ve bil-
memekti. Karfl›l›€›nda ise baz›lar›m›z, deveyi hamuduyla götü-
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 439
renlerin art›klar›ndan beslendi, baz›lar›m›z yapay bir e€lence
dünyas›nda beynini, akl›n›, duygular›n› uyuflturdu. Bunu redde-
dip do€rular› söylemeye ve yapmaya çal›flanlarsa her türlü zor-
lukla, iftirayla, kovuflturmayla, sürgünle, eziyetle, ekonomik
olarak s›k›flt›r›lmayla ve daha pek çok fleyle karfl›laflt›. Hatta en
gözüpek ve en kararl›lar› hunharca katledildi. Öyle ki bu 15 ka-
dar yi€it ayd›n›m›z›n susturulmas›, Türkiye’nin entelektüel ka-
pasitesini en az 10 y›l geriye götürdü ve meydan yabanc›lar›n
menfaatlerinin buradaki tafleronlar›na kald›. Yaz›k ki ne yaz›k...
‹lerleyen y›llarda bir de renkli televizyonlar ve birçok TV ka-
nal›n›n da aç›lmas›yla, bu sefer gençlerin enerjisini çekebilecek
sahte ve boyal› hayatlar sunuldu önlerine. Bu süreçte siyaset
sahnesinde ola€anüstü yolsuzluklar, ahlaks›zl›klar birbiri ard›na
hem de hiç utanmadan, hiç s›k›lmadan, milletin gözünün içine
baka baka yap›ld›. Hayali ihracatla bafllad›, banka hortumculu-
€uyla devam etti, devletin kaynaklar›, kamuya ait olan araziler
bir o siyasi partinin yandafllar›na, bir bu siyasi partinin yandafl-
lar›na peflkefl çekildi. Bazen o kadar abartt›lar ki bu talan ve soy-
gun düzenini, bizimki gibi büyük zafiyetleri olan bir hukuk dü-
zeninde bile en yüksek makamlardaki kifliler dahi yüce divanla-
ra ç›kar›ld›lar, ama suçlar› sabit oldu€u halde ço€u ya zaman
afl›m› gibi ne idü€ü belirsiz bir gerekçeyle, ya da saçma sapan
aflarla beraat ettiler. Bir baklava çalan çocu€un hapise at›ld›€›
ülkede, devleti milyonlarca dolar zarara sokanlar ellerini kolla-
r›n› sallaya sallaya aram›zda dolaflmaya devam ettiler.
Bu süreçte medyam›z›n bir kesimi neredeyse 24 saat yapt›€›
seviyesiz yay›nlarla, en büyük e€lencesi ve yaflamdan ald›€›
keyfi göbek atmak olan ve baflkalar›n›n özel hayat›n› ve travmal›
iliflkilerini izlemekten garip bir haz duyan bir kitle yaratt› ülke-
de ve magazin dünyas› diye toplasan›z 500 kiflinin bile olmad›-
€› sahte, boyal›, toplumumuzun de€erlerine taban tabana z›t bir
anlay›fl› gözümüzün içine sokarak kültür anlay›fl›m›z› yerle bir
ettiler. fiehit cenazelerinin bile gazete sayfalar›nda zor yer bul-
du€u bu süreçte, medyam›z›n bu ifllere bakan kesimi bilmem
hangi mankenin hangi futbolcuyla gezdi€i, bilmemkimin kimle
nas›l kavga etti€i, kimin kime ne hakaret etti€i, kim son sevgili-
sine son model araba alm›fl, kimin selüliti daha çokmufl gibi re-
440 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
zil bir anlay›fl› en bafl köflelerden duyurarak toplumumuzun zih-
nine kaz›maya çal›flt›. Ne yaz›k ki önemli ölçüde de baflar›l› ol-
du. Düflünmemenin, görmemenin, bilmemenin tek yolu saçma
sapan fleylerle beynimizi doldurmak ve ucunu kaç›rana kadar
e€lenmekti, ço€umuz da bunu yapt›k, çünkü bu en kolay›yd› ve
statüko taraf›ndan en çok serbest b›rak›lan›yd›. Sonuçta bize de,
birbirinin sorunlar›yla ilgilenmeyen, bencil, kendi insan›na, ken-
di kültürüne yabanc›laflm›fl, de€erlerini yitirmifl bir toplum hali-
ne dönüflmenin yan› s›ra, bir de milyarlarca dolarl›k borçla bir-
likte kara kara gelece€imizi düflünmek kald›.
Ta ki Gölcük Depremi’ne kadar bu plan asl›nda fazla da so-
runla karfl›laflmadan yürüdü. ‹flte bütün bu süreç içerisinde hiç
beklenmedik bir fley oldu. 17 A€ustos 1999 tarihinde, yüzy›l›n
en büyük do€al afetlerinden biri yafland›. Depremi takip eden
daha ilk saatlerde, fedakâr ve yüce gönüllü Türk insan›, daha
devletin kendisi bile ne oldu€unu anlayamam›flken, ülkenin dört
bir yan›ndan depremzedelere yard›ma kofltu. Herkesin sevdikle-
rine ulaflmak için yollar› doldurdu€u ilk saatlerde ve günlerde,
olay›n boyutunun fark›nda olan gençler kendi inisiyatifleriyle
kendi kendilerine organize oldular ve onbinlerce arac›n doldur-
du€u yollar› aç›k tutmay› inan›lmaz bir flekilde baflard›lar.
AKUT ekipleri de, kurtarma ve yard›m çal›flmalar›na gidenler
de bu sayede bölgeye vakit kaybetmeden ulaflabildi. Daha önce
böyle bir fley yaflamam›fl olan gençler sa€duyular›yla, deprem
bölgesine sadece arama kurtarma konusunda çal›flabilecekleri
ve yard›m malzemesi götüren araçlar› geçiren son derece etkili
bir sistem kurdular. O an›n ac›s› ile duygusal hareketlerin hepsi-
ni de, o flartlar alt›nda en uygun flekilde, bazen zor da kullanarak
durdurdular, ama o sürecin en hayati konusu olan trafi€i hep
aç›k tutmay› baflard›lar. Herkes ac›l›yd›, herkesin içi kan a€l›-
yordu, herkes korkuyordu ama ancak birlikte hareket edilirse bu
ac› daha kolay atlat›l›rd›. Bu gerçe€i akl› bafl›nda herkes fark et-
ti ve o günlerde Türk Milleti t›pk› eskiden oldu€u gibi tek bir yü-
rek, tek bir ses, tek bir yumruk oldu. Birlikte çal›flt›, birlikte a€-
lad›, birlikte yaralar›n› sard›...
Arkas›ndan da sembolik olarak bafl›n› AKUT’un çekti€i ina-
n›lmaz bir gönüllü harekat› bafllad› Türkiye’de. Ülkenin dört bir
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 441
yan›ndan gelen ve deprem bölgesinde haftalarca hatta aylarca
isimsiz birer nefer olarak çal›flan ev kad›nlar›, ö€renciler, ma-
denciler, memurlar, iflçiler, motorcular, off-road’cular ve elbette
ki her dara düfltü€ümüzde en büyük güvencemiz olan Mehmet-
çik, her yafl ve meslek grubundan, her gelir grubundan say›s›z
insan t›pk› Çanakkale Savafl›’nda, Kurtulufl Savafl›’nda oldu€u
gibi, birbirine en üst düzeyde ba€l› bir ulus gibi çal›flt›lar. Böl-
geye gelemeyenler, yaflad›klar› yerde depremzedeler için bütün
çevrelerini kullan›p tonlarca yard›m malzemesi toplad›lar, ilko-
kul ö€rencileri bile cep harçl›klar›n› depremzelere yollad›, için-
de vicdan olan herkesin yüre€i aylarca depremzedeler için çarp-
t›. Devletiyle, askeriyle, vatandafl›yla bütün Türk Milleti birlik
oldu ve ac›, korku ve çaresizlik içindeki yurttafllar›na bir nebze
olsun yard›m edebilmek için çal›flt›, çabalad›, u€raflt›, didindi.
Bu süreçte örgütlü olmas› ve yapt›€› her fleyi planl›, kurall›
ve tak›m disiplini içinde yapmas› sebebiyle AKUT, Türk Mille-
ti’nin bu gönüllü çabalar›n›n sembolik liderli€ini üstlendi ve
depremzedelere yard›m çal›flmalar› her yerde AKUT ad›yla an›-
l›r oldu. O günlerde herkes AKUT’luydu, gelen yard›m malze-
meleri bile AKUT’a diye yolland›. Yard›m malzemesi tafl›yan
kamyonlar, t›rlar önlerinde AKUT yazarak girdi bölgeye. Yolla-
r› tutan gençler önünde AKUT yazan sivil araçlara geçifl verdi-
ler sadece, gemilerle gelen malzemeleri bile limandan biz karfl›-
lad›k. Gölcük’te günlerce uykusuz, dinlenmeden, bo€az›m›zdan
do€ru dürüst bir fley geçmeden kendimizi parçalarcas›na çal›fl-
t›ktan sonra De€irmendere’deki AKUT kamp›na vard›€›mda
gözlerime inanamad›m. AKUT’un yi€it gönüllüleri hayatlar›nda
ilk kez karfl›laflt›klar› bu ölçekte bir travman›n sorumlulu€unu
gencecik yürekleriyle o kadar iyi omuzlam›fllard› ki, her gece
800 ila 1000 kiflinin kald›€›, yemek yedi€i, her yard›m malze-
mesinin ayr› ayr› depoland›€›, yollar›n fleritler halinde ayr›ld›€›,
araç girifl ç›k›fllar›n›n kontrollü yap›ld›€›, her gelene uygun bir ifl
verildi€i, her gün motorcular›n ve off-road’cular›n çevre köyle-
re yollan›p ihtiyaç tespitlerinin tek tek yap›ld›€› ve ertesi gün de
bu ihtiyaçlar›n götürüldü€ü inan›lmaz bir sistem kurulmufltu
De€irmendere’de. O gün AKUT’lu oldu€um için duydu€um gu-
ruru size anlatamam. Benim arkadafllar›m, canlar›m, birlikte bin
442 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
türlü belaya girip ç›kt›€›m kardefllerim; yüzy›l›n en büyük afet-
lerinden birinin yafland›€› bu topraklarda, sadece sa€duyular›,
çal›flkanl›klar› ve fedakârl›klar›yla en iyi haz›rlanm›fl profesyo-
nellere tafl ç›kartacak kadar iyi bir sistem kurmufllard›. Birleflmifl
Milletler’in o süreçte kamp›m›z› ziyaret eden yetkilileri bile,
a€›zlar› bir kar›fl aç›k seyrettiler yapt›klar›m›z›.
Türk insan› beklenmedik bir zamanda dara düflmüfl ve t›pk›
eskiden oldu€u gibi düfltü€ü dardan birbirine omuz vererek flah-
lanarak ç›km›flt›.
Ve o günlerde gazeteler hep; “Art›k Türkiye eskisi gibi olma-
yacak”, “Depremin küllerinden yeni bir Türkiye do€acak” tü-
ründen bafll›klar atmaya, yaz›lar yay›nlamaya bafllad›. Haks›z da
de€illerdi; Türkiye, uzun bir süredir unuttu€u birlik ve beraber-
lik ruhunu enkaz›n aras›ndan sökerek ç›karm›flt›. Bundan sonra
her fley bir baflka olacakt›, e€er birileri bu yükselifli planl› ve bi-
linçli bir flekilde durdurmasayd›...
Kitab›m›n bu bölümünde sizlere, o günlerde de€iflik gazete-
lerde ve de€iflik kifliler taraf›ndan, Gölcük Depremi’nden sonra
yaflanaca€› ümit edilen, dile getirilen anlay›fl, yaklafl›m, bak›fl
aç›s›, k›sacas› zihin haritas› de€iflimi hakk›ndaki yaz›lar› yorum-
suz olarak sunmak istiyorum. Farkl› siyasi anlay›flta olan kiflile-
rin yaz›lar›n› özellikle biraraya getirmeye çal›flt›€›m› eklemek
isterim. O günlerde içinde yurt ve insan sevgisi olan herkes ama
herkes, siyasi görüflü ne olursa olsun ayn› arzuyu, ayn› inanc›,
ayn› beklentiyi dile getirmiflti; Depremin küllerinden yeni ve
ça€dafl bir Türkiye yaratmak...
Ertu€rul Özkök, depremden sadece 3 gün sonra 20 A€ustos
1999 tarihinde Hürriyet gazetesinde “Tek kiflilik konvoylar”
bafll›kl› yaz›s›nda flunlar› söylüyordu; (Ek: 68)
Son 48 saatten bu yana Türkiye’nin her mahallesinde tek kiflilik, iki
kiflilik, üç befl kiflilik konvoylar kuruluyor. ‘Sivil toplum’ kavram›n›
sadece siyaset yapmaya indirgemifl bir toplum, flimdi gerçek sivil
örgütlenmesine bafll›yor. Deprem; bencillik ve vurdumduymazl›k
duvarlar›m›z› da y›k›yor. Türkiye 8.4 fliddetinde bir yard›m azmiyle
yola ç›k›yor. ‘Görev bafl›na yurttafllar’ hayk›r›fllar› bütün mahallele-
ri dolafl›yor, sivil toplum kendi seferberli¤ini kendi ilan ediyor. Bu-
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 443
nun için ne bakanlar kurulu karar›, ne kanun, ne kararname gerek-
li. Yurttafl, kendi kararnamesini kendi ç›karm›fl, tek kiflilik, befl kifli-
lik, on kiflilik konvoylar halinde yola koyulmufl bile...
......
Herkesin ruhunda bir ‘AKUT atefli’. Herkes gönüllü bir
‘AKUT’çu’-Üniformas›z bir k›rm›z› üniformal›lar ordusu giderek bü-
yüyor. Türkiye’nin felaket melekleri her geçen gün sembol haline
geliyor. Ülke, uzun zamandan beri unuttu¤u ‘cemaat ruhunu’ yeni-
den kazan›yor. Bölünmüfl ruhlar, yeniden birlefliyor. Üç befl parçaya
bölünmüfl vatan, yeniden üniter ruha bürünüyor. Türkiye’nin ger-
çek sivil toplumu, bu depremin enkaz›n›n içinden do¤acak. Sivil
toplum kavram›n› siyasetin la¤›mlar›nda i¤difl eden zihniyet, bu en-
kaz›n alt›nda kalacak. Bu küllerden yeni bir toplum do¤acak.
......
Milliyetçilik sadece bayrak dalgaland›rmakla olmuyor. Vatanse-
verlik sadece askerlik yapmakla bitmiyor. Yurttafll›k befl y›lda bir oy
kullanmaktan ibaret de¤il. Sadece devletin eli yaralar› sarmaya yet-
miyor.
......
fiimdi Türkiye’nin bütün mahallelerinden tek kiflilik konvoylar
yola ç›k›yor. Bu konvoylar›n güzergah› sadece deprem bölgesi de-
¤il. Onlar, gerçek anlamda bir millet olmaya, gerçek anlamda bir
demokrasi kurmaya do¤ru yol al›yorlar. Her biri ‘AKUT’çu’ haline
gelen gençler, bir toplumu toplum yapan en büyük de¤erin, daya-
n›flma, yard›mlaflma oldu¤unu gösteriyorlar.
Evet bu muazzam enkaz›n alt›ndan yeni bir Türkiye do¤uyor.

Ertu€rul Özkök, 2 Eylül 1999 tarihli Hürriyet gazetesindeki


yaz›s›nda, bu kez toplumu ciddi flekilde rahats›z eden bir af ya-
sas› ile ilgili durum de€erlendirmesi yaparken flu saptamalar› da
ekliyor;
Ancak ‹zmit Depremi flimdi Türk siyasetinde yeni bir milat yaratma-
ya haz›rlan›yor. fiimdiye kadar büyük meselelerde gözler orduya
çevrilir ve onun sorunu çözmesi beklenirdi. ‹lk defa olaya halk el
444 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

koydu. Sessiz ço¤unluk, ilk defa sesli bir eyleme geçti. Bu, deprem
küllerinden Zümrüdüanka misali sivil kamuoyunun do¤uflunun
ikinci iflaretidir. O nedenle art›k hiçbir siyasi güç bu sese ilgisiz ka-
lamaz. Dün AKUT mi¤ferini bafl›na takmak zorunda kalan “devlet”
art›k bu yeni gücü hesaba katmak zorunda.

Ertu€rul Özkök, depremle birlikte sessiz sedas›z ortaya ç›kan


ve büyük sorumluluk üstlenen sivil inisiyatifi ve kapasitesini ilk
günden itibaren çok iyi okumufl ve yaz›lar›nda da buna yer ver-
miflti. 30 Kas›m 1999 tarihindeki Hürriyet gazetesindeki yaz›-
s›nda ise, “Sivil Rönesans: 102 AKUT” bafll›€› alt›nda ‘Do€a
Savaflç›lar›’ adl› sivil toplum örgütünün, bal›k avlarken trol a€-
lar›yla yavru bal›klara ve yuvalar›na da zarar veren trolcülerle
mücadelesine yer vermifl ve AKUT’tan sonra kurulan arama ve
kurtarma örgütlerinin say›s›n›n art›k yüzlere ulaflt›€›n› ekleyerek
flu yorumu yapm›flt›; (Ek: 69)
Türkiye 21. yüzy›l›n kap› aral›¤›nda müthifl bir sivil uyan›fl› yafl›yor.
Toplumsal hayat›n her alan›nda genç yafll›, her kesimden insan ta-
rihimizde belki ilk defa bizi ilgilendiren meselelere karfl› ‘militanca
mücadeleye’ bafll›yor. Y›llarca militanl›¤› sadece sokak siyasetinde,
afl›r› uçlarda yapt›k. fiimdi gerçek hayat›n içinde yap›yoruz.
.....
Siyasetten, liderlerden umudu kestik. Ama ben iflte bu sivil rö-
nesansa güveniyorum.

Rauf Tamer, 23 A€ustos 1999 tarihinde Sabah gazetesindeki


köflesinde; “Herkesin ortak görüflünün, bizdeki dayan›flman›n
muazzam ama organizasyonun s›f›r oldu€u yönünde” oldu€unu
söylüyor ve flunlar› ekliyor;
AKUT’u görüyor musunuz? ‹flte gerçek Türk Gençli¤i bu. Yoksa üni-
versite bahçesinde dövüflenler de¤il. Demek ki AKUT’lar ço¤ald›¤›
zaman, o muazzam dedi¤imiz dayan›flma, bir de bilinç’le kesiflecek.
Derya Sazak, 24 A€ustos 1999 tarihinde Milliyet gazetesinde
“2000’lerin inflas›” bafll›€› alt›nda yabanc› bir gazetenin yoru-
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 445
muna yer veriyor; (Ek: 70)
The Observer gazetesi, “Türkiye’deki y›k›nt›lardan yeni umut infla
etmek” bafll›¤›n› tafl›yan yorumda, deprem felaketinin 2000’li y›l-
lardaki ‘de¤iflim’in bafllang›c› olabilece¤ini yazm›fl;
‘Türkiye’de eskimifl ve itibar› olmayan siyasi klik, Türk toplumu-
nun son 20 y›lda geçirdi¤i de¤iflikli¤e ra¤men, köhne bir anlay›flla
iktidara as›l›yor. Ülkedeki yeni sosyal güçlerin, siyasi iktidar› ele ge-
çirmesini sa¤layacak demokratik ve orta s›n›f devrime ihtiyac› oldu-
¤unu söylemek yanl›fl olmaz. Sadece bu s›n›f, Türkiye’nin yasalara
dayal›, istikrarl› ve Avrupa ailesinin aç›k demokrasisine dayal› bü-
yük de¤iflimi tamamlayabilir. Ve 1999 depremi sadece bir trajedi
de¤il, bir bafllang›ç olarak hat›rlanabilir.’

Fikri Sa€lar, 24 A€ustos 1999 tarihinde Milliyet gazetesi’nde


flunlar› söylüyor;
Bu yüzy›l›n son do¤al facias›, bir baflka felaketi de a盤a ç›kard›.
Devleti yönetenler, gerçekleri bilmelerine karfl›n, halk› koruyacak,
uyaracak önlemleri almam›fl, adeta onlar› ölüme terk etmifller. Ye-
tenekli ve basiretli de¤iller, üstelik vurdumduymaz ve piflkinler.
Her felakette yeni raporlar haz›rlan›r ama uygulanmaz. Adana
depremi sonras›, Sivil Savunma Kurulufl Yasas›’n›n yeniden düzen-
lenmesine karar verilmiflti. Ayr›ca enkaz alt› arama, kald›rma, ilk
yard›m ve imar konular›nda son teknolojiye sahip uzmanlar yetiflti-
rilmesi gere¤i ortaya ç›km›flt›. Müteahhitler cezaland›r›lacak, imar
mevzuat› gözden geçirilecekti. Hepsi lafta kalm›fl...
Oysa sivil örgütler kendini gelifltirmifl ve devletin a盤›n› kapa-
maya çal›flm›flt›r. Eflsiz yurttafl dayan›flmas› gösterenlere, sivil top-
lum örgütlerine, özellikle gençlere, AKUT’a ve Silahl› Kuvvetler’e
flükran borçluyuz.
.....
Uluslararas› dayan›flmaya sevinmeliyiz ve insana verdikleri de-
¤eri örnek almal›y›z... Bir facia ve bir yönetim rezaleti yaflan›yor. 21.
yüzy›la bu çökmüfl düzenle ve bu düzeni yaratanlarla girmeyelim.
Yaz›k olur!..
446 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Talat Halman, 29 A€ustos 1999 tarihinde Milliyet gazetesinin
Gazete Pazar ekindeki yaz›s›nda “Deprem devrimi” bafll›€› al-
t›nda flunlar› söylüyor; (Ek: 71)

Merkezi ve yerel sistemimiz, illetlerin ve ifritlerin yaratt›¤› enkaz al-


t›nda kald›. Çünkü o illetlerle ifritlerin ço¤unu sistem kendisi besle-
miflti ya da ço¤unu do¤urtup yaflatan iblisti o sistem. Depremden
devrime yönelmekten baflka çare yoktur Türk ulusu için. ‘Yaralar›
sarmak’ gibi bir aldatmacaya boyun e¤emeyiz. Bütün ülkenin aya-
¤a kalkmas›, yüreksiz devleti, sünepe hükümeti, yanl›fl yönetimi,
yoz ideolojileri tümden ezmek üzere tümen tümen yürümesi zama-
n› gelmifltir.
.....
Depremin ve trajedinin tek gerçek kahraman› halkt›r halk. Poli-
tika, partiler, parlamento, liderler, kamu yetkilileri ve yerel yönetim-
ler, bu güçlü halk› temsil etmeye lay›k olmad›klar›n› kan›tlad›lar.
Türk ulusu, bu yar›m yamalak iktidar düzenine müstahak olmad›¤›-
n› gösterdi.
Depremden bir ‘Yeni Türkiye’ do¤mas› zorunludur art›k. Yaflad›-
¤›m›z felaketin tek olumlu sonucu, tek hayr› bu olacakt›r.Deprem
karfl›s›nda her resmi kesim iflas etmifltir...
.....
Devlet Baba devleti ele geçiren ‘babalar’ ve ‘akbabalar’›n ve
‘flambabalar’›n insafs›z, sorumsuz, hatta gaddar düzeninden kurta-
r›lmal›...
Halka hizmet kültürü Cumhuriyet’in bafltac› olmal›... Kamu sek-
törünün umursamazl›¤›, ihmalleri, rüflvet ve yolsuzluklar›, eziyetleri
sona erdirilecektir, baflka ç›kar yol yoktur.
Irkç›l›ktan, faflizmden, kadercilikten kurtulmak zorunday›z. Ve
bu çarp›k düflünceleri istismar edenlerin elinden, dilinden.
‹nsan de¤eri kültürünü yerlefltirerek uygar olabilece¤iz. Türk in-
san›n› ekonomik bir birim, iflgücünde, savunmada bir say› olarak
de¤il, sayg›n bir birey olarak görmek zaman› geldi.
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 447
.....
Ahlak ve erdem kültürünü yerlefltirece¤iz. En az yirmi y›ld›r bir
çete, mafya, vurgunculuk, namussuzluk ve ya¤ma düzeni içinde ya-
fl›yoruz. Kurtulaca¤›z bu çirkeften.
.....
Bütün bunlar zaman›nda yap›lsayd›, deprem böylesine viran et-
meyecekti bir bölgeyi, böylesine katliam olmayacakt›, milletçe böy-
lesine y›k›lmayacakt›k... Depremden devrime gidelim, ‘Yeni Türki-
ye’yi yaratal›m.

2 Eylül 1999 tarihinde, farkl› görüfllerde 100 kadar meslek


örgütü, vak›f ve derne€in imzas›yla, neredeyse o günkü bütün
gazetelerde, içinde de AKUT’a özellikle teflekkür edilen “Ka-
muoyuna” bafll›€›yla yay›nlanan bildiride flu saptamalar yap›l-
m›flt›; (Ek: 72)

Deprem felaketi sorunlar kadar çözümlerini de ortaya koydu. Birey-


leri ve kurumlar›yla eksiklerimizi yüzümüze vurdu; ama bunlar› dü-
zelterek gelecekte Türkiye için neler yapmam›z gerekti¤ini de gös-
terdi.
fiimdi önümüzde keskin çizgilerle ayr›lm›fl iki yol var: Biri, yap-
t›klar›m›z›n bütünüyle do¤ru oldu¤unu, felaket nedenlerinin ‘bafl-
kalar›’ oldu¤unu savunarak, ak›ld›fl› bir didiflme-tevekkül kar›fl›m›
içinde yürümektir. Bu yolu çok iyi biliyoruz.
Di¤er yol, her fleye yeni gözlerle bakarak, toplumun sivil ve res-
mi birey ve kurumlar›yla birlikte hereket etmesi gerekti¤ini ve birey-
lerin devlet için de¤il, devletin bireyler için var oldu¤unu kabul
eden bir zihniyetle ça¤dafl bir toplum olmaya do¤ru yürümektir.

Vecdi Tamer, 3 Eylül 1999 tarihinde Finansal Forum gazete-


sindeki köflesinde, Ertu€rul Özkök’ün 2 Eylül 1999 tarihli yaz›-
s›ndaki saptamalara kat›ld›€›n› söyler. Gölcük Depremi’nin ya-
ratt›€› sürecin Türk tarihinin en önemli dönüm noktalar›ndan bi-
ri oldu€unu vurgular ve “AKUT sivil giriflimin sembolü” bafll›k-
448 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
l› yaz›s›nda afla€›daki saptamalar› yapar; (Ek: 73)
AKUT sessiz ama giderek güçlenen ve ülkesine sahip ç›kan büyük
bir kitleyi temsil ediyor. Bu kitle geçen Çarflamba günü itibariyle si-
vil toplumu sembolize eden mi¤feri Cumhurbaflkan› Demirel ve
Baflbakan Bülent Ecevit’e giydirirken, Türk toplumsal yaflam› da ye-
ni bir mecraya girmifl oldu.
Türk toplumunun böyle bir yenilenmeye gerçekten de çok ge-
reksinimi vard›. Toplum gerek ekonomik gerekse siyasi anlamda
h›zla de¤iflirken, devlet ve hükümet kat›nda Tanr›’n›n ulu kullar› ol-
du¤unu düflünenlerin sultas› devam ediyor, modernize olan Türk
kitleleri önünde feodal koflullanmalardan bir türlü kurtulamayan
bir baflka kitle oldu¤u yerde say›yordu. Oysa, birinci kitle ikinci kit-
leyi e¤itebilir, onu daha verimli ve etkin bir pozisyona do¤ru çeke-
bilirdi. Gelin görün ki, bu ikinci kitleyi oy deposu olarak gören siya-
siler buna katlanamazd›.
Sonra deprem oldu. Fakir insanlar›n binalar› yerle bir olurken,
7.4’e ra¤men ayakta kalan binalarda yaflayanlar›n bilinç düzeyi
yüksek olanlar› harekete geçti. Devlet deflifre olurken, AKUT gibi si-
vil örgütlerin sessiz ve etkin çal›flmalar› öyle bir noktaya t›rmand›
ki, devleti kendisinin sananlar rahats›z olup bu örgütü elefltirmeye
bafllad›. Sivil toplumun kendi inisiyatifiyle içinden ç›kartt›¤› etkin-
lik ve verimlilik düzeyi yüksek örgütler, 19. Yüzy›l›n son yllar›ndan
kalma tasar›larla üretilmifl devlet örgütü K›z›lay’la karfl› karfl›yayd›.
.....
Türkiye’nin sivil topluma geçifli ve düflünce sistemlerinin moder-
nizasyonu ‹zmit Depremi’nin sonuçlar›ndan birisi olacaksa, belki de
o zaman onbinlerce Türk vatandafl›n›n ölmesi ..... (bofluna olmaz).

Vecdi Tamer, 24 Eylül 1999 tarihinde Finansal Forum gaze-


tesindeki köflesinde “Hukuksuzluk hukuku” bafll›kl› yaz›s›nda
da o günlerde ç›kart›lmaya çal›fl›lan af yasas›n› ve cezaevlerin-
deki isyan› birçok sa€duyulu insan gibi elefltiriyor ve flunlar› ek-
liyor;
Cezaevi yetkililerini ve iflledi¤i suçun cezas›n› çeken di¤er mahkûm-
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 449
lar› korku ve flantajla kendi saflar›na çeken; bu olmad›¤› takdirde
onlar› öldüren, yaralayan; içeride ya da d›flar›da ülkeyi ya¤malama-
ya devam eden mafya bozuntular› ve çeteler; AKUT’un temsil etti-
¤i taze sivil güçler ve TSK’n›n temsil etti¤i toplumsal dirlik sayesin-
de birgün mutlaka durdurulacak. O noktada sivil toplum da gerçek-
ten kurulmufl olacak.

Cengiz Çandar, 4 Eylül 1999 tarihinde Sabah gazetesinde,


“17 A€ustos haritas›” bafll›kl› yaz›s›nda mevcut siyasi liderlerin
toplum gözündeki sayg›nl›€› ile, Gölcük Depremi’ndeki baflar›-
l› çal›flmalar›yla toplumun yeni ulusal ve ‘sivil’ kahramanlar›n›n
sayg›nl›€›n› karfl›laflt›r›yor ve flunlar› söylüyordu; (Ek: 74)
Bu isimlere yönelik sayg›, itibar ve hayranl›k; siyasi liderlerin dola-
y›s›yla siyasi yap›n›n ‘kamu vicdan›’nda iflas›n›n belgesi.
Bu yönde çok çarp›c› son iflaret, ‘101 imzal›’ ve gazetelerin ne-
redeyse tümünde tam sayfa yay›nlanan ilanlarla geldi. 16 A¤ustos
günü, biraraya gelmeleri hayal dahi edilemeyecek, son iki buçuk y›-
l› adeta bir ‘ideolojik iç savafl›n amans›z has›mlar›’ olarak geçirmifl
olan nice örgüt, kurulufl, dernek, yurttafl giriflimi, kimilerince ‘devle-
te sivil topumun ihtarnamesi’ diye tan›mlanan son derece anlaml›
bir metnin alt›nda imzalar›yla bulufltular.
Böyle bir durumda, siyaset s›n›f› ne yapar? Toplumun beyin k›v-
r›mlar›ndaki bu ‘derin fay k›r›klar›’n› fark eder; ‘zihniyet devrimi’nin
‘sismik ölçüsü’nü edinir ve itibar yenilemenin yollar›n› araflt›r›r de-
¤il mi? Normali budur. Bizimkiler, depremde devletin (ve onu tem-
sil eden hükümetin) sergiledi¤i beceriksizlik ve kötü performans ne-
deniyle toplumun adalet duygular› ve otoriteye güveni zaten sars›l-
m›flken, ç›k›p bir topumun ‘adalet duygular›’ ve ‘toplum duyarl›l›-
¤›’na hakaret niteli¤inde bir af yasas› ç›kartt›lar.
Cumhurbaflkan›’n›n bunu veto etmifl olmas›, hükümetteki üçlü-
nün böyle bir kepazeli¤in alt›na yatt›¤› gerçe¤ini ortadan kald›rm›-
yor.
Bu hükümetin flu anda somut alternatifi bulunmayabilir; ama
bu hükümetin (yani onu oluflturan siyasi kabileler) Türkiye’nin ge-
450 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

lece¤inde yeri kalmam›flt›r. Hükümet, art›k ‘mazi’dir. 16 A¤ustos’a


aittir.
Türkiye’nin 17 A¤ustos’tan sonra çizilen yeni ‘ruhi ve zihni ha-
ritas›’n› göremeyen hiçbir siyasi oluflum veya kiflinin, Türkiye’nin ge-
lece¤inde yeri olmayacakt›r.

Beflir Ayvazo€lu, 4 Eylül 1999 tarihinde Zaman gazetesinde


“Depremin ö€rettikleri” bafll›kl› yaz›s›nda, Gölcük Depre-
mi’nin; sivilleflmenin ve sivil inisiyatiflerin ne kadar önemli ol-
du€unu gösterdi€ini söyler ve flunlar› ekler; (Ek: 75)
fiu gerçe¤i kafam›z› duvarlara çarpa çarpa ö¤rendik; Demokrasi an-
cak sivil, örgütlü bir toplumda mümkündür. Sivil inisiyatifleri tehli-
ke olarak görüp faaliyetlerini k›s›tlamaya çal›flanlar›n as›l amaçlar›
flu; Demokrasinin önünü kesmek. Ama toplum kendi gücünün art›k
fark›na varm›flt›r; depremde bile bofl durmayan ‘aç›k toplum düfl-
manlar›’ bundan böyle o kadar rahat at oynatamayacaklar. 17
A¤ustos 1999’un yeni bir bafllang›ç olaca¤›na ben de yürekten ina-
n›yorum.

Hasan Cemal, 4 Eylül 1999 tarihinde Hürriyet gazetesindeki


“Güçlü toplum, örgütlü toplum ve demokrasi” bafll›kl› yaz›s›n-
da sivil toplum örgütlerinin ve sivil inisiyatiflerin önemine dik-
kat çekmifl ve “AKUT” alt bafll›€› alt›nda da flunlar› söylemiflti;
(Ek: 76)
Yinelemekte yarar var;
Devlet, sivil toplumun önünü açmal›. Sivil inisiyatife köstek de-
¤il destek olmal›. Bunun hukuki ve teknik çerçevelerini bir an önce
haz›rlamal›.
Cumhurbaflkan› Demirel, deprem felaketinde büyük bir özveriy-
le çal›flm›fl AKUT örgütünün baflkan ve yöneticilerini kabul ederken
flöyle demifl: Her fleyin devletten beklendi¤i bir ortamdan, herkesin
üzerine düfleni yapmas› laz›m geldi¤i bir ortama geçiliyor. Örgütlü
toplum güçlü toplumdur. Bir toplumda herkes baz› fleyleri kendisi-
ne görev edinirse, o toplum hakikaten sa¤l›kl› ve sa¤lam bir toplum
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 451
haline gelir.
K›sacas›: Sivil toplumun geliflmesi, toplumun örgütlenmesidir,
demokrasinin ete kemi¤e bürünmesidir. Devlet korkmas›n, önünü
açs›n!

Takvim gazetesi 4 Eylül 1999 tarihinde “Bir Ulusun Erdemi”


bafll›kl› bir yaz› yay›nlar. Bu yaz›dan baz› bölümleri sizlerle
paylaflmak istiyorum; (Ek: 77)
Türkiye’yi ac›ya bo¤an deprem felaketi, Türk ulusunun yüksek erde-
mini sergilemesine de vesile oldu. Depremin meydana geldi¤i ilk
dakikalardan itibaren halk, görülmemifl bir dayan›flma örne¤i gös-
terdi.
Devletin imkânlar›ndan önce deprem bölgelerine koflan Türk
halk›, facian›n ac›s›n› yüreklerinde hissederek adeta birbirine kenet-
lendi. Türk halk›n› böylesine kaynaflt›ran ‘birlik ve beraberlik’ duy-
gusuydu.
.....
Toplumsal dinamizm, siyasetin yeniden yap›lanmas›n› ve eko-
nomik kalk›nmay› beraberinde getirecek.
.....
Türk milletinin müthifl dayan›flmas›, siyasilere mesaj niteli¤in-
de. Kendini sürekli yenileyen halk, toplumsal, ekonomik ve siyasal
alanda yeniden kalk›nman›n sinyalini veriyor. Ancak Türk milletin-
de asl›nda öteden beri var olan bu erdemi, 1984’ten sonra türeyen
ve hâlâ da var olan vurguncular, köfle dönücüler, yuppiler, flehir
burjuvalar›n›n bu duygular› anlamas› hiç de mümkün de¤il. Onlar
toplumu küçümsüyor ve küçümsedikleri bu toplumun gerçek de¤e-
rini anlamaktan çok uzaklar.
.....
Türk ulusunda öteden beri var olan birlik ve beraberlik duygu-
su, yeni bir dönemin sinyalini veriyor. Bu deprem ekonomik ve siya-
si anlamda büyük bir kalk›nmaya vesile olacak gibi görünüyor.
452 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Zeynep Atikkan, 5 Eylül 1999 tarihli Hürriyet gazetesindeki
“‹flte sessiz ço€unluk” bafll›kl› yaz›s›nda, kendisine ulaflan yüz-
lerce e-postada modern toplumu talep edenlerin dile getirdi€i di-
lekleri alt alta yaz›yor; (Ek: 78)
Biz T.C. vatandafllar› olarak insanca yaflamak istiyoruz. Akl›m›z› kul-
lanarak bilim ve teknolojinin nimetlerinden yararlanarak yaflamak
istiyoruz.
Cehalet, vurdumduymazl›k ve ç›karc›l›kla iflini iyi yapmayanla-
r›, can›m›za, sa¤l›¤›m›za, maddi varl›¤›m›za ve gelece¤imize k›yan-
lar› affetmiyoruz.
Yalan ve eksik e¤itimle bilgisiz insanlara diploma verenleri af-
fetmiyoruz.
Bizim can güvenli¤imizden sorumlu kamu görevlilerinin iflken-
ce yapmas›n› affetmiyoruz.
Çeteleri ve çetelerle iflbirli¤i yapanlar› affetmiyoruz.
Bizim gerçekleri ö¤renmemize engel olanlar› affetmiyoruz.
Herkes kendi sorumlulu¤unun, kendi iflinin gere¤ini yerine ge-
tirdi¤i zaman, akl›n ve bilimin ›fl›¤›nda çal›flt›¤›m›z zaman toplum
olarak onurlu ve uygar olabiliriz.
Ço¤umuz bunu yapmaya çal›fl›yoruz. Toplumun her katman›n-
da, kamu görevlerinde ve politikada yükselmenin ve itibar›n tek öl-
çüsünün iflini lay›k›yla yapmak olmas› gerekir.
Bunun yerine adam kay›rmaya, ç›kar iliflkilerine, k›sa vadeli he-
saplara bulaflt›¤›m›z, bunlar›n kamu ç›kar›n›n ve bilim-teknolojinin
önüne geçmesine göz yumdu¤umuz için kendimizi de affetmiyoruz.
Çal›flaca¤›z.
Biz bir cehalet ve ç›kar ortakl›¤› de¤iliz. Onurumuzla ve akl›m›z-
la yaflayaca¤›z.
GÖZ YUMMAYACA⁄IZ.
Mesele bundan daha aç›k biçimde ifade edilebilir mi?
Erdal Atabek, 6 Eylül tarihinde Cumhuriyet gazetesindeki
köflesinde flunlar› söylüyor;
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 453
Yer kaymas› (heyelan) da benzeri bir do¤a olay›. Nerelerin kayma
bölgesi oldu¤u önceden biliniyor. Buralara yap›laflma izni verilmi-
yor. Ama köfle dönmeci, iflbilir, iflbitirirler (Turgut Özal ve onun ide-
olojisini izleyenler baflta olmak üzere) bunlara bofl vermeyi marifet
sayarak buralar› yerleflim bölgesi yaparlar. Sonuçta buralara yap›-
lan yap›lar kaymaya bafllay›nca bunun da ad› ‘do¤al afet’ olur.
Öyle anlafl›l›yor ki asl›nda ‘do¤al afet’ yoktur, ‘insanlar›n do¤a-
y› tan›mamalar› ve ya¤malamalar› afeti’ vard›r.
Do¤a, yap›s› gere¤ince olan hareketleri yap›yor. Bir kuflun öt-
mesi, bir köpe¤in havlamas› kadar do¤al olan olaylar, iflin içine ‘in-
san›n ya¤mac› davran›fllar›’ girince afetlere dönüflüyor.
Elbette, y›llar önce bafllayan hatalar zinciri izlenip ortaya ç›ka-
mad›¤› için de t›pk› ‘trafik canavar›’ uydurmas› gibi ‘do¤al afet’ de-
yimi de ‘insan sorumlulu¤unu’, ‘insan yanl›fllar›n›’, ‘insan ya¤mas›-
n›’ gözler önünden kaç›ran bir mazeret oluyor.

Ve flunu ekliyor; “fiimdi art›k bütün bu zararlara karfl› ç›k-


man›n hepimizin görevi oldu€unu anlaman›n zaman›d›r.”
Süleyman A. Emre, 13 Eylül 1999 tarihinde Milli Gazete’de,
“AKUT’un kurtard›klar› ve kurtaramad›klar›” bafll›€› alt›nda flu
saptamalar› yapar;
AKUT Marmara ve Atina Depremleri’nde epeyce felaketzedeyi en-
kaz alt›ndan canl› olarak kurtard›. Büyük fedakârl›k gösterdi. Bil-
mem fark›nda m›s›n›z? AKUT’un kurtard›klar› sadece felaketzede-
lerden ibaret olmad›. Kiflilikleri despot ve fanatik huylar› enkaz› al-
t›nda kalm›fl insaf ve merhametten uzaklaflm›fl olanlardan birço¤u-
nun da bu durumdan kurtulmas›na, insanl›k alemine kazand›r›lma-
s›na vesile oldu.
.....
Görülüyor ki AKUT’un ve deprem olay›n›n k›s›r saplant›lar›ndan
kurtarabildi¤i kimseler oldu¤u gibi, kurtaramad›¤› kimseler bile
vard›r. Ama büyük milletimizin olgunlu¤u ve tolerans› karfl›s›nda
bu zümrelerin hiçbir a¤›rl›¤› mevcut de¤ildir. Hele hele 100’ü aflk›n
sivil toplum kuruluflumuzun aralar›ndaki görüfl farkl›l›klar›n› bir ke-
454 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

nara b›rakarak bu sakin düflünce erbab› karfl›s›nda birleflmifl olma-


lar›, her bak›mdan gelece¤imizin parlak oldu¤unu göstermesi bak›-
m›ndan çok iç aç›c›d›r. E¤er bu sivil toplum kuruluflular›n›n ittfak›
güçlenerek devam ettirilirse bu güç karfl›s›nda hiç kimse duramaz
ve bu hareket giderek ülkemize tam ve kamil manada demokrasi-
nin yerleflmesine ve hukukun üstünlü¤üne ba¤l› olarak insan hak-
lar› prensiplerinin hayata geçmesine bile vesile olabilir.

Bekir Coflkun, 19 Eylül 1999 tarihinde Hürriyet gazetesinde-


ki köflesinde flu saptamalar› yap›yor;
Oysa bak›n AKUT bir sivil örgüt... Toplum örgütlenmedikçe demok-
rasi olmaz. AKUT çöküntü alt›ndaki insanlar› kurtarmaktan çok
bence y›k›nt› alt›ndaki demokrasimizin kurtulufluna önayak oluyor.
Kamuoyu örgütlenmenin anlam›n› kavr›yor. Örgütlenmeliyiz...
AKUT en son noktadaki gönüllü kurulufl. Yani çevre ya¤malan›rsa,
çürük-çar›k yap›lar kondurulursa, bilim bir kenara at›l›p plan-proje
çi¤nenirse, demirsiz-çimentosuz evler yap›l›rsa, deprem olursa, yap›-
lan y›k›l›rsa, o yap›lar›n alt›nda insanlar kal›rsa... AKUT’a ifl düflü-
yor. Oysa daha önceki aflamalarda adam gibi gönüllü kurulufllar ol-
sa, belki de AKUT’a hiç de ifl düflmeyecek.
.....
AKUT örnek olsun. Bence gün bugündür. Örgütlenmenin zama-
n›d›r. AKUT ile avunup yetinmek, y›k›lmay› beklemek ve y›k›nt›lar›n
alt›nda kalmaya raz› olmak demek de¤ilse, ne?... Çevremize, dünya-
m›za, havam›za, suyumuza, yurdumuza sahip ç›kmak için örgütlen-
meliyiz. Baflka seçene¤imiz yok...

20 Eylül 1999 tarihli Finansal Forum gazetesinde Nursel


Karsavuran, ‹stanbul Sanayi Odas› Genel Sekreterli€i görevini
yeni devralan Mehmet Kabasakal’la uzun bir söylefli yap›yor.
Mehmet Kabasakal; Gölcük Depremi’nin yurttafl-devlet iliflkisi-
ni de€ifltirece€ini ve yeni bir dönem getirece€ini söylüyor. Bu
söylefliden baz› al›nt›lar› sizlerle paylaflmak istiyorum; (Ek: 79)
Deprem s›ras›nda sivil toplum kurulufllar›n›n önemi görüldü. Ati-
na’daki deprem sonras› yard›m için giden AKUT ekibinin askeri
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 455
uçakla gidiyor olmas›, bu ekibin üyelerinin Cumhurbaflkan›, Baflba-
kan düzeyinde kabul edilmeleri bunu kavrad›klar›n› gösteriyor. Ama
uygulamalar› hep birlikte görece¤iz. Sivil toplumun art›k belli konu-
larda çok duyarl› hale geldi¤ini, depremin, Türkiye’deki yenileflme
devlet-yurttafl iliflkilerinde yeni düzenlemelere yol açaca¤›n› ve sivil
toplum kurulufllar›n›n öneminin toplum yaflam›nda artaca¤›n› dü-
flünüyorum. Yani ‘biz yurttafllar için en iyi olan› biliriz’ dönemi art›k
bitiyor gibi geliyor bana. Yurttafllar›n vergi öderken nas›l ülkeye kar-
fl› yükümlülükleri varsa, devletin de onlara karfl› hizmet yükümlülük-
leri oldu¤u, e¤itim, sa¤l›k baflta olmak üzere her alanda hem yurt-
tafllar›n bilgisini, birikimini ve refah›n› art›rmaya yönelik çal›flmalar
yapmas› gerekti¤ini, hem de ülkeyi onlarla birlikte yönetecek nok-
taya geldi¤ini düflünüyorum. Baflka türlü yönetimin mümkün olma-
yaca¤›n› görecekler. Belki çok hassas nokta ama deprem yard›mla-
r› konusunda toplum duyarl›. Bu yard›mlar›n yerinde kullan›lmas›n›
istiyor. Yard›m›n miktar›n›n ne kadar oldu¤u, nerelerde kullan›laca-
¤›n›n aç›klanmas›n› istiyor. Bu istek bugünkünden farkl› bir politika
izlenmesini gerektirecek. Art›k devlet adam›, ‘veriyorum, istedi¤ime
verece¤im’ döneminin kapand›¤›n› görecek. Bu onlar›n al›flt›klar›
politikan›n d›fl›na ç›kmalar›, yeni bir davran›fl biçimi geifltirmeleri
demek. Fakat aç›kl›k, fleffafl›k, saydaml›k ça¤›m›zda bir toplumun
ileri gitmesi için çok önemli ögeler. Ça¤dafl yönetici, ça¤dafl devlet
adam› bu yaklafl›mlara duyars›z kalamaz.

‹SO Genel Sekreteri; “Size göre o dönüflüm Türkiye için


mümkün mü?” sorusuna flu cevab› veriyor;
Olmak zorunda. Yani burada hiç kimse, benim yetkilerim daral›yor
diye düflünemez. Hay›r bu bir yaklafl›m meselesi. Ülke için politika-
c› da iyi fleyler yapmak ister. Ülke için iyi fleylerin ancak yurttafllar-
la, sivil toplum kurulufllar› ile birlikte yap›labilece¤ini görmeleri ve
böyle davranmalar› laz›m. Ça¤›m›zda baflka çözüm görmüyorum.
Bu konunun toplumun gündeminde olmas› flart. Bütün bunlar do-
¤al olarak e¤itim ile ilgili. Türkiye’de yurttafll›k bilgisini yeni bafltan
ele al›p, ilkokuldan itibaren bu çerçeve içinde okutmak laz›m. ‹n-
sanlarda yurttafll›k sorumlulu¤unu, ülkesine karfl› sorumluluklar›n›
an›msatan bilincin yerleflmesi laz›m. Bu bilincin yerleflmesi laz›m.
456 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Bu bilincin yerleflmesi ile toplumsal yarar› gözetmenin daha uzun


vadede kendi ç›kar›n› gözetmek oldu¤unu bilmesi gerekiyor. ‹nsan
kendi ç›kar› ile toplumsal yarar› dengeleyebilmeli. Topluma zarar
verece¤ini bile bile kendi ç›kar›n› savunmas› do¤ru de¤il. ‹flte bu
dengenin kurulmas› laz›m. Bunun için de öncelikle e¤itimden bafl-
lamam›z laz›m.

Ahmet fiafak, 24 Eylül 1999 tarihinde Ortado€u gazetesinde


“yeni bir pencere” bafll›kl› yaz›s›nda flu saptamalar› yap›yor:
Mesuliyetli makamlar bas›n önünde flikâyet etmeyi, memuriyetin
gere¤i bellediler. fiikayet ederek s›yr›lma yahut medyatik olma an-
lay›fl› geçer akçe halini ald›. Buna ra¤men sivil toplum anlay›fl› top-
lumsal düzene egemen olmal›d›r.
Sivil toplum derken akl›ma pek çok örnek içinden AKUT geliyor.
‹çlerinde doktordan gazeteciye, mühendise kadar pek çok meslek
kuruluflu mensubu var ama AKUT bildi¤i ifli yap›yor; yani afet za-
man›nda hayat kurtarma iflini...
Amaçlar› o, araçlar› ise tarafs›zl›k. Kendilerine ›srarla Sa¤l›k Ba-
kan› hakk›nda provokatif sorular yöneltiliyor, onlar, biz politikan›n
d›fl›nday›z diyorlar. Baflar›lar›n›n s›rr› ifle ve amaçlar›na gölge düflür-
memek.
Türkiye’de sivil toplumu bildik, klasik ayd›nlar oluflturamazlar.
Klasik ayd›nlar sivil toplum denince devlet düflmanl›¤› anl›yorlar.
Halbuki sivil toplumun en kestirme tan›m› devletten uzakt›r. Bu ta-
n›m, devlete karfl›tl›k içermez ama ondan beslenmez de. Belli za-
manlarda ortak tav›r ve birlikte hareket de vard›r. Çünkü esas olan
dirli¤in muhafazas›d›r.
Beyinlerinin bir köflesinde devlet kavram›n› imha edenler sa¤-
l›kl› sonuç elde edemezler. Yeni bir sivil toplum penceresi açmal›y›z.

Haluk fiahin, 25 Eylül 1999 tarihinde, Radikal gazetesinde


“Kuflak De€iflimi” bafll›€› alt›nda flunlar› söylüyor; (Ek: 80)
Son 20 y›l›n köfle dönmeci, vur patlas›n çal oynas›nc›, nerede
akflam orada sabahç›, hedonist rol modellerine hiç uymayan bir ya-
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 457
flam biçimi...
Türkiye’nin bir dönemine damgas›n› vuran hoyrat bencillik ça-
¤› galiba sona eriyor. Amerikal›lar 1980’li y›llara, ‘The Me-Decade’
yani, ‘Hep Ben Ony›l›’ ad›n› takm›fllard›. Bizimkine de ‘Hep Bana’
ya da ‘ Keyfim Bilir’ ony›l› ad›n› verebiliriz.
AKUT’çu gençlerin yükselifli de ayn› de¤iflimin iflaretidir. ‘Key-
fim Bilir’in yerini daha toplumcu ve insani de¤erler almaya bafll›-
yor.
...
Gençlerin hayata bak›fllar›, beklentileri, yar›na iliflkin planlar› de-
¤ifliyor. Bunun bir ‘kuflak de¤iflimi’ anlam› tafl›d›¤›n› öne sürebiliriz.

Prof. Dr. Erdal ‹nönü’nün Bo€aziçi Üniversitesi’nde verdi€i


“Deprem öncesi Türkiye ve sonras›” bafll›kl› konferans›n›, 29
Eylül 1999 tarihinde Cumhuriyet gazetesi flu vurguyla yans›t›r;
AKUT’çular dünyaya sahip ç›kman›n örne¤ini verdiler. Türkiye’nin
dünyadaki yerini almas›, bizim dünyaya sahip ç›kmam›zla olur.
Deprem bizim ne kadar kaderci oldu¤umuzu gösteriyor. Kadercilik-
ten e¤itimle kurtulunur. AKUT gibi sivil toplum örgütlerinin ç›kma-
s›yla kadercilik anlay›fl›m›z de¤iflecek.

Ayd›n Demirer, 29 Eylül 1999 tarihinde Para dergisindeki


“Enkaz›n alt›ndan yeni bir ülke yaratabiliriz” bafll›kl› yaz›s›nda
flunlar› söylüyor;
Evet, do¤ru, depreme genelde çok haz›rl›ks›z yakaland›k, fazla ak-
sad›k, organize olamad›k. Ama, birçok kazanc›m›z oldu. Pek çok kü-
çük grup (hastane olsun, gönüllü birlikler olsun) mucizeler yaratt›.
‹lk kez bu tür sivil toplum kurulufllar›n›n önemini kavrad›k. Organi-
ze oldu¤umuzda neler yapabilece¤imizi gördük.
.....
Türkiye dünyan›n en büyük 20 sanayi ülkesinden biri. E¤er dep-
rem sonras›ndaki dayan›flma havas›n› koruyabilirsek, deprem enka-
z›n›n alt›ndan yepyeni bir ülke yaratabiliriz.
458 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Tevfik Diker, 30 Eylül 1999 tarihinde Star gazetesinde “Ya
de€iflin, ya da de€ifltirileceksiniz” bafll›kl› yaz›s›nda flunlar› söy-
ler;
Ülkemizde çok fleyin de¤ifltirilmesinin flart oldu¤unu söyleyen mil-
yonlarca kifli var ama, de¤iflime niyet eden herkes mutlaka bir en-
gelle karfl›lafl›yor. Öncelikle siyasi partilerin de¤iflime bugünkü or-
tamda çok acil ihtiyaçlar› varken, ilgisiz kal›fllar› sokaktaki vatanda-
fl›, ifladam›n›, sanayiciyi, esnaf›, köylüyü, fakiri, zengini, memuru
patlama noktas›na getirmifltir.
.....
Halk de¤iflim istiyor. Umut, çözüm, ifl, afl, adalet istiyor. ‹nsan-
lar faiz, zam k›skac›nda inim inim inliyor. Baflar›s›zl›¤›n yerini yeni-
lere, ‘Taze kan’lara b›rakmas›n› bekliyor. 65 milyon kifli uzun za-
mand›r baflar›ya hasret kald›. Hangi parti ‘De¤iflim’ program›n› ya-
par ve halk› inand›r›rsa, gelecek onundur.

Ergin Çimen, Evrensel Kültür dergisindeki “Ortaya ç›kan si-


vil inisiyatif büyük önem tafl›yor” bafll›kl› makalesinde o günler-
de flu saptamalar› yap›yor;
Sürekli Ayd›nl›k ‹çin Bir Dakika Karanl›k Eylemi’nin toplumun tüm
kesim ve s›n›flar›n› ayn› eylemlilik içine sokmas›n›n nedeni, derece
ve nitelik fark› olsa da kabuk devlet d›fl›nda kalan yap›lar›n sistemin
bu iflleyiflinden memnun olmamas›n› tespitten kaynaklanmaktad›r.
Gerçekten, Susurluk koduyla belirlenen çeteleflmifl devlet yap›lan-
mas› toplumun her kesimini de¤iflik yerlerinden vurmufltur. Bu yap›-
lanma, büyük bir k›sm›n› uyuflturucu paras›n›n oluflturdu¤u kara pa-
ra trafi¤inin çeteler taraf›ndan nas›l organize edildi¤ini göstermifltir.
Bu yap›lanma birçok insan›m›z›n, ayd›n›m›z›n faili “belli” cinayetle-
re nas›l kurban edildi¤ini göstermifltir. Deprem felaketi ise Susurluk
olay›ndan çok daha gerçek bir flekilde tüm insanlar›m›z› etkilemifltir.
Çöken binalar, siyasi görüfl, ekonomik farkl›l›k tan›madan yurttaflla-
r›m›z›n yaflamlar›na son vermifl, evlerini y›km›flt›r. Bu felaketin so-
rumlular› ise bireyleri de kapsayan devlet yap›lanmas›d›r.
.....
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 459
Toplumlar›n geliflmiflli¤ini gösteren en büyük iflaret sivil toplu-
mun geliflmiflli¤idir. Geliflmifl sivil toplum kiflileri bireylefltirirken on-
lar› ayn› zamanda toplumsallaflt›r›r. Bu geliflmifllik önce siyasete
sonraysa devlete yans›r. Türkiye toplumu, bu sürece, Susurluk iliflki-
leriyle birlikte girmifl, deprem felaketiyle belli bir olgunlu¤a ulafl-
maya bafllam›flt›r. Bu sürecin sonu yoktur. Dolay›s›yla deprem süre-
cinden sonra da konjonktürün gerektirdi¤i flekilde STÖ’ler birlikte
faaliyetlerine devam edecektir, kan›s›n› tafl›yorum.

Adana Güçbirli€i Vakf› baflkan› fiekip Karakaya, yine ayn›


dergide “Sivil toplum örgütleri ne yapmal›?” bafll›kl› de€erlen-
dirmelerinde flu düflündürücü saptamalar› yapar;
Dünya de¤ifliyor. Yaflanan bafl döndürücü de¤iflim süreci, bugüne
kadar gelifltirilmifl birçok yap›y› çat›rdat›yor, y›k›yor.
Bilgi toplumu kavram›, ekonomik önceliklerin de önüne geçe-
rek, ça¤a damgas›n› vuruyor. Globalizasyon, küreselleflme ve enteg-
rasyon, kendi ortak de¤erlerini ve kurumlar›n› da yaratmaya ve ge-
lifltirmeye bafllad›. Bugüne kadar tek bafl›na anlam ifade eden bir-
çok kavram, bugün ancak, yeni de¤erleri de içeren kavramlarla bir-
likte kullan›ld›¤› zaman bir anlam ifade ediyor. Örne¤in, art›k yal-
n›zca “kalk›nma” demek yetmiyor, “sürdürülebilir kalk›nma” demek
gerekiyor. Yaln›zca “tar›m” demek yetmiyor, “sürdürülebilir tar›m”
demek gerekiyor.
Hiç kuflkusuz, bu de¤iflim Dünya’n›n her taraf›nda yaflanam›-
yor. Geliflmifl ya da geliflme sürecine girmifl birçok ülke, gelece¤in
dünyas›na haz›rlanabilmek için mümkün olan her fleyi yapmaya ça-
l›fl›rken, ne yaz›k ki, dünyan›n bir bölümünde yaflayanlar için ayn›
fleyleri söylemek mümkün olam›yor. Geri kalm›fll›¤›n kader oldu¤u-
nu benimseyip, çaresizlik içerisinde yaflam›n› sürdürmeye çal›flan-
lar, olup bitmekte olanlardan da habersiz bir flekilde, kendileri için
kullan›lan kötü tercihlerin ç›kmaz›nda ç›rp›n›p duruyorlar.
Türkiye de de¤ifliyor. Türk toplumu de¤iflim istiyor. Türk toplu-
mu, gelecekte bir gün, saflar daha keskinleflti¤inde, ça¤dafl ve uy-
gar toplumlar aras›ndaki yerini almak istiyor. Bunun için devletin
bir yeniden yap›lanma sürecine girmesi gerekiyorsa, bunu süratli
460 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

bir flekilde gerçeklefltirilmesini istiyor. De¤iflim iste¤i, özellikle, her


kötü geliflmeden sonra daha da pekifliyor. Belli aral›klarla tekrarla-
yan krizler, toplumsal kaynaklar›n haks›z kullan›m›, kay›t d›fl›l›k, yol-
suzluklar, toplumsal fedakârl›kta uzlaflman›n sa¤lanamamas›, üre-
timin azalmas›, sosyal ve ekonomik kaynaklar›n israf›, ak›l d›fl› uy-
gulamalar toplum vicdan›n› kanat›yor. Toplum bunlar› istemiyor gi-
bi görünüyor, ama zaman farklar›yla ayn› k›s›r döngüyü yafl›yor.
Hiçbir fley köklü ve kal›c› bir flekilde düzeltilemiyor.
.....
Okuma ve yazma kültürü yerine, görerek alg›lama kültürünü
gelifltirdi¤imiz için bizi en çok etkileyen unsur olan Medya, bilerek
ya da bilmeyerek toplumsal de¤erler sistemimizi paramparça edi-
yor. Küntlefliyoruz. Belki de medya bize istediklerimizi veriyor, defor-
me oluyoruz, daha kötülerini istiyoruz. Medya daha kötülerini veri-
yor. Yani ne istiyorsak onu al›yoruz.
Asl›nda her birinin birer parças› oldu¤umuz sorunlar›n çözü-
münde rol almak yerine, onlar›, bizim ad›m›za baflkalar›n›n çözme-
sini bekliyoruz. Olmuyor, çözülmüyor. Her çözüm baflka sorunlar›n
potansiyel kayna¤›n› oluflturuyor.
Acaba flikâyetçi oldu¤umuz, düzeltilmesini baflkalar›ndan bek-
ledi¤imiz sorunlar› bizzat kendimiz mi yarat›yoruz. Acaba onlar›n
her birinin oluflmas›nda flahsi sorumlulu¤umuz mu var?
Afla¤›daki sorular›n yan›t›n› nas›l verebiliriz?
· Çocuklar›m›z› fliddet kültürü ile mi, sevgi kültürü ile mi yetiflti-
riyoruz?
· Çocuklar›m›za “ben” bilinci mi, “biz” bilinci mi afl›l›yoruz?
· Bir toplumsal uzlaflma kültürü gelifltirebildik mi?
· De¤erler sistemi oluflturup onlar› yücelttik mi, yoksa varolan
de¤erler sistemini mi kaybediyoruz?
· Tercihlerimizi bireyci ak›ldan yana m›, ortak ak›ldan yana m›
kulland›k?
· Hayat›n izlemek yerine, kat›lmak oldu¤u gerçe¤ini anlayabil-
dik mi?
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 461
· Kendimize ve baflkalar›na iliflkin ortak standartlar gelifltirebil-
dik mi, yoksa kendimiz için istediklerimizle, baflkalar› için istedikle-
rimiz farkl›lafl›yor mu?
· Üretimden yana m›, ranttan yana m› tav›r ald›k?
· Bizi temsil edenlere, tercihlerimizi, toplumdan yana m›, kendi
ç›karlar›m›zdan yana m› yans›tt›k?
· Etik de¤erlere mi, yoksa nas›l sa¤lanm›fl olursa olsun baflar›ya
m› prim verdik?
· Yurttafl olmak ne demektir, hiç düflündük mü?
Bu sorulara verilen yan›tlar olumlu olabilirdi. E¤er öyle olsayd›,
biz bugün kedinin kuyru¤unu yemesi gibi, bir k›s›r döngü yafl›yor
olmazd›k.
Peki nas›l düzelecek? Biz nas›l düzeltece¤iz?
Hiç kuflkusuz de¤iflimi kendimizden bafllatarak. Art›k fark›na
varmal›y›z ki, yanl›fl yöne giden bir trende, hangi kompart›manda
oldu¤umuzun herhangi bir faydas› yok. Sonuçta hep birlikte yanl›fl
yere gidece¤iz.
Düzelme ve düzeltmede Sivil Toplum Örgütlerine büyük görev
düflüyor.
Sivil Toplum Örgütleri, yaflamsal tercihlerin yans›t›ld›¤› plat-
formlar olacak. Bireyler kendilerini bir örgüt yap›s› içinde ifade ede-
cekler. Ayn› amaç için birlikte olan insanlar, kendi geleceklerine ilifl-
kin her konuda görüfller üretecekler, tart›flacaklar ve do¤ru sonuç-
lar elde edecekler. Birlikte olanlar ve ayn› yerden bakanlar yaln›zl›k
duymayacaklar, güven duygular› pekiflecek. Ortak akl› çal›flt›rarak,
sorunlar›na kiflisel ç›karlar›na uygun çözümler gelifltirmek yerine,
herkesin ç›kar›na uygun çözümler üretecekler.
Örgütlü bir yap› içerisinde, “ben merkezci” davran›lamayaca¤›
için uzlaflma kültürü geliflecek. Farkl› düflünenler farkl›l›klar›n› koru-
yacaklar ancak ortak de¤erler üzerinde iflbirlikleri geliflecek.
Kaybolan de¤erler sisteminin yeniden inflas› için çal›fl›la-
cak.Toplumsal de¤erler sistemi gelifltikçe, kötü uygulamalar için
refleks tepkiler geliflti¤i görülebilecek.
462 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Bugün var olan yükselen de¤erler yerine etik de¤erlerin gelifl-


mesiyle; herkesin flikâyetçi oldu¤u birçok konunun, gelifltirilecek
toplumsal denetim mekanizmalar›n›n bariyerlerine çarp›p yok ola-
ca¤›n› görme imkân› bulunacak.
Sivil Toplum Örgütlerinde bireyler, mümkün olan›n en iyisini,
sonucunun ne olaca¤›n› düflünmeden yapmay› ö¤renecekler. Tek
bafl›m›za çözmeye gücümüzün yetmeyece¤ini düflündü¤ümüz bir-
çok sorunu, birlikte çok rahat çözebilece¤imizi görece¤iz. Kendi so-
runlar›m›z› kendimiz çözmeyi ö¤renece¤iz. Sorunlar›m›z› baflkalar›-
na ihale etme al›flkanl›¤›ndan vazgeçece¤iz. Bütün bu süreçler ya-
flan›rken, Sivil Toplum Örgütleri kendilerini de gelifltirecekler. Birey-
sel bazda yaflamsal al›flkanl›klar olarak gelifltirdi¤imiz ve adeta üze-
rimize sinen birçok kötü al›flkanl›¤› da terk edece¤iz.

20’den fazla düflünen insandan yapt›€›m yukar›daki al›nt›lar


asl›nda o günlerin büyük özlemini, daha do€rusu eflyan›n tabi-
at›na uygun olarak olmas› gerekeni ifade ediyordu. Ancak ne ya-
z›k ki bofla ç›kar›ld›lar...
Gölcük Depremi, ola€anüstü can ve mal kay›plar›n›n yan› s›-
ra, Türkiye’de ilk kez böylesine güçlü bir sivil inisiyatif alg›s›-
n›n da gündeme gelmesine sebep oldu. Ülkenin dört bir yan›n-
dan bölgeye ak›n ak›n gelen her yafltan ve sosyal çevreden in-
sanlar; ‘gönüllülük’, ‘sorumluluk’, ‘insan hayat›’, ‘yurt sevgisi’
ve ‘insan sevgisi’ gibi kavramlar›n etraf›nda odaklanarak, o gü-
ne dek görülmemifl bir birliktelik ruhu ve sosyal sorumlulukla,
kendilerinin bile flafl›rd›€› boyutta büyük ifllere imza att›lar. Ay-
n› süreçte, medya da sahip oldu€u teknoloji ve kamuoyu olufl-
turma konusundaki do€ru inisiyatifi ve süratli ve etkin haberci-
li€iyle Gölcük Depremi’nin bütün dünyaca anlafl›l›p, do€ru yo-
rumlanmas›n› sa€lad›lar.
Bafllang›ç sürecinde son derece sa€l›kl› yorumlanan ve ülke-
nin uzun zamand›r ihtiyaç duydu€u birliktelik ve dayan›flma
duygusunu yaratt›€› için, çok olumlu ça€r›fl›mlar ve mesajlar ta-
fl›yan bu yorumlar ve yay›nlar bir süre sonra unutuldu ve yerini
yine magazin anlay›fl›na b›rakt›. Yakalad›€›m›z büyük f›rsata
ra€men bir süre sonra yine bafllad›€›m›z yere döndük.
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 463
Ülkede zamana ba€l› birtak›m iyileflmeler ve geliflmeler elbet-
te ki oluyor ve olacak da. Bunu yads›d›€›m›n düflünülmesini iste-
mem, ancak ideal olandan çok uzaktay›z. Hâlâ eski al›flkanl›klar,
eski düzen, eski tas, eski hamam devam ediyoruz hayat›m›za.
As›l y›k›lmas› gereken eski köhne, kal›p ve statükocu yaklafl›m›,
içindeki bütün sosyal ve ekonomik kay›plar›yla birlikte ne yaz›k
ki küçük flekil de€ifliklikleri ile ayn› flekilde sürdürüyoruz.
Statüko de€iflimi istemiyor, her fley eskisi gibi kals›n diye
bast›r›yor diyerek kestirip atmak da do€ru olmayacakt›r. Statü-
ko, de€iflimi kendi yönetebilece€i ve pozisyonunu yitirmeyece-
€i h›zda istiyor. Ama bu daha bafltan zaten de€iflimin özüne ay-
k›r›. De€iflim süreçleri en h›zl›lar ve en ak›ll›lar taraf›ndan yöne-
tilirse ancak kitlelerin zihin haritas›n› da olumlu ve kal›c› olarak
de€ifltirir. Yoksa aman kontrol elden gitmesin diye magazinle,
televoleyle, futbolla sürekli frenlerseniz ülkeyi, baflkalar› uzaya
giderken siz kaplumba€a h›z›yla ilerlersiniz ve geliflmifl devlet-
lerle aran›zdaki makas giderek büyür.
Türkiye’nin iyice köhneleflmifl, çürümüfl, bozulmufl zihin ha-
ritas›, a€›rl›kl› olarak siyaset sahnesinde egemenli€ini sürdürdü
y›llarca. Ancak oradan da bütün ülkeyi ve neredeyse bütün ku-
rumlar› etkiledi. Art›k gündelik lisan›m›za girmifl “Devletin ma-
l› deniz, yemeyen keriz” gibi bir sözün varl›€› hepimizi y›llar ön-
ce korkutmal›yd› bence. “Odunu koysam seçtiririm”, “kim ne
veriyorsa befl lira fazlas›n› verece€im”, “bize plan de€il pilav
laz›m”, “demiryolu komünist rejimlerin kulland›€› bir araçt›r”,
“verdimse ben verdim”, “anayasay› bir kere delmekle bir fley
olmaz”, “her ile havaalan›”, “herkese iki anahtar”, “her ma-
halleye milyoner”, hatta bu iddia yetmemifl olacak ki sonradan
“her mahallede yüz trilyoner” gibi ülke gerçekleriyle örtüflme-
yen iddia ve vaatlerle seçmenin duygular›na ve hayallerine oy-
nay›p, sonuçta sadece vatandafl›n hayallerini y›kmakla kalma-
y›p, ayn› zamanda ülkenin de gelece€ini dinamitlemekten baflka
bir fley de€ildi bütün bu yap›lanlar.
Bu tür vaatler her seferinde ifle yarad›, çünkü vatandafl›n akl›-
na de€il duygular›na hitap ediyordu. Ony›llard›r yaflad›€› iflsizlik,
yoksulluk, sosyal güvencedeki s›k›nt›lar, yolsuzluk ve rüflvetin
ülkede yaratt›€› tahribat ve eflitsizlik, adaletsizlik çemberinde
464 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
h›rpalanan, çaresizlik içinde, örgütsüzlü€ünden dolay› ne yapa-
ca€›n› bilemeyen vatandafl hep inanmak istedi; birilerinin art›k
kendisine yalan söylemedi€ine inanmak istedi her seferinde.
Ama ne yaz›k ki Türkiye’de siyaset sahnesi ahlaki ve hukuki de-
€erlerin en çok zafiyete u€rat›ld›€› alanlar›n bafl›nda geliyordu.
Bu nedenle bu tür, yak›n dönemde gerçekleflmesi mümkün
olmayan vaatleri ortaya atan siyasi partiler ve liderler, her sefe-
rinde çilekefl ve iyi huylu Türk insan›n›n oyunu almay› baflard›
ama karfl›l›€›n› hiçbir zaman vermedi. Bu bozulma asl›nda ülke-
deki hemen her yerde yaflan›yor ancak gerçek bir yüzleflme ile
karfl›lafl›ncaya dek yaratabilece€i tehditler ve zay›f noktalar›m›z
ortaya ç›km›yor. 17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi imar aflar›-
n›n, plans›z kentleflmenin, kaçak yap›laflman›n, kontrolsüz gö-
çün ve en önemlisi asl›nda birinci derece deprem bölgesi olan
bir co€rafyaya, ülkeye geliflmifl bir demiryolu a€› yapamad›€›-
m›z için neredeyse bütün a€›r sanayi yat›r›m›n›n kurulmas›n›n
ne kadar yanl›fl bir seçim oldu€unu da gözler önüne serdi.
Peki bugün, 45 saniye içinde bafl›m›za gelen bütün bu ac›la-
r›n, can ve mal kay›plar›n›n as›l sorumlusunun, 1950’lerdeki ka-
ra tafl›mac›l›€›n›n demiryolu yerine karayolu üzerinden yap›l-
mas› karar›n› veren ve bütün yat›r›mlar› da bu yönde yapt›ran si-
yasiler oldu€unu hat›rlayan var m› içimizde? 1950’lerin politik
tercihinin bedelini, yar›m yüzy›l sonra, o karar›n alt›na imza
atanlar›n torunlar› diyebilece€imiz bir kufla€›n ödemek zorunda
kalmas›, art›k flu k›sa dönem menfaatler üzerine kurulu zihin ha-
ritam›z› kesin olarak de€ifltirmemiz gerekti€ini hâlâ gösteremi-
yor mu bize?
Küreselleflen dünyada bizden baflka herkes sonuç odakl› ha-
reket etmeyi ö€renmifl görünüyor. Biz ise toplum olarak hâlâ gü-
nümüzü kurtarmay› ve günü iyi geçirmeyi hedefleyerek hareket
ediyoruz. ‹leride, uzun vadede neler olur, bu yapt›klar›m›z›n so-
nu nereye gider gibi hesaplar›m›z yok. Bu kadar borç içinde
olan, her gün flehit cenazelerinin geldi€i, her türlü adi ve örgüt-
lü suçun en üst düzeylerde bile ifllenebildi€i bir ülkede biz hâlâ
magazinle yat›yor futbolla kalk›yoruz, saçma sapan sonu gel-
mez dizilerle beynimizi uyuflturup zaman›m›z› geçiriyoruz, ama
nereye kadar diye de bir kez olsun sormuyoruz. 17 A€ustos Dep-
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 465
remi bile bizim toplum olarak ne kadar günü kurtarma odakl› bir
yap› içinde dönüp durdu€umuzun kan›t›d›r bence. Birinci dere-
ce deprem bölgesi olan ve Kuzey Anadolu Fay hatt› gibi dünya-
n›n en aktif fay hatlar›ndan birinin çevresine neredeyse bütün
a€›r sanayi yat›r›m›m›z› yapm›fl›z, bütün fabrikalar›m›z› buraya
kurmufluz; neden? Çünkü ‹stanbul’a, sermayeye yak›n. Ama
oras› deprem bölgesiymifl, y›k›c› bir depremde can kay›plar› bir
yana ekonomik olarak büyük zarar görürmüflüz gibi konular›,
sorumlular›n ciddiyetle düflündü€üne bile flüpheliyim. Bir ifl ya-
pacaksak ak›l, bilim ve sa€duyu taraf›n›, sosyal fayda taraf›n› da
düflünmek zorunday›z. Yoksa her buldu€u bofllu€u o an elinin
alt›nda ne varsa onunla dolduran çocuklara benzeriz. Devlet ida-
resi çocuk oyunu gibi yap›lmamal›.
‹flte 17 A€ustos Depremi’nde aya€a kalkan ve ülkesinin so-
runlar›na sahip ç›kan sivil toplum ve sivil inisiyatif, bütün bu
beklentileri karfl›layabilecek ve de€iflimleri yapabilecek, yapt›-
rabilecek güçteydi asl›nda. E€er devam› getirilebilseydi, afete
dayan›kl› toplum olmakla bafllay›p, toplumsal hayat›n içinde yer
alan kültürden sa€l›€a, insan haklar›ndan adalete, e€itimden
spora, sanattan ekonomiye, bilimden e€lenceye ne kadar unsur
varsa tamam›nda bir genel iyilefltirme, gelifltirme ve ça€dafllafl-
ma yaflanacakt›. Deprem yaralar›n› sararken kendini gösteren
birlik ve beraberlik duygusundan beslenen zihin haritas› de€ifli-
mi bütün yaflam al›flkanl›klar›m›z›, kendimizi ve baflkalar›n› ko-
numland›rd›€›m›z yeri, ahlak ve hukuk konusundaki düflüncele-
rimizi, yurttafl olmaktan anlad›€›m›z› ve daha birçok baflka fleyi
yeni bafltan tan›mlayacak ve ülkenin ça€dafl medeniyetlerin üze-
rine ç›kmas› için gerekli motor gücü yaratacakt›.
17 A€ustos’un haftas›nda, dilimize oturmufl, filmlerde, rek-
lamlarda bile kullan›lan; “ne o, sen mi kurtaracaks›n bu memle-
keti” umutsuz alayc› ifade flekli, yerini güçlü bir; “evet biz kur-
taraca€›z”a b›rakm›flt› bile. Ne yaz›k ki bugün için bu sinerjiyi
ve tarihsel f›rsat› elimizden kaç›rm›fl durumday›z.
Toplumu oluflturan di€er yap›larla birlikte ve birbiriyle uyum
içinde çal›flan, ulusal menfaatler çerçevesinde oluflan bir Sivil
Toplum a€› ve medya, bugün için hâlâ en büyük ihtiyaçlar›m›z-
dan biri olarak karfl›m›zda duruyor. Gerçek de€erine ulaflabilme-
466 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
si için, en az bilginin varl›€› kadar, bilginin do€ru yorumu ve
do€ru kullan›larak hayata geçirilmesi ve davran›fl de€iflikli€ine
yol açmas› gerekmektedir. Yoksa sadece kaynakçalarda kalan ve
eyleme dönüfltürülemeyen bilgi sorunlar›m›z› çözmekten çok
uza€a düfler ve ülkemiz çeflitli sebeplerden dolay› süregiden
ekonomik zorluklar içinde a€›r f›rsat maliyetleri üstlenmeye de-
vam eder.
Bu f›rsat maliyetleri tek tek belki çokmufl gibi görünmez ama
toplam› öyle bir noktaya gelebilirki, gün olur; Irak’›n kuzeyine
ulusal menfaatleriniz için operasyon yapman›z gerekti€inde kar-
fl›n›za bir engel olarak ç›kar veya AB’den görüflmelerin devam›
için bir tarih alabilmek ad›na olmayacak tavizleri verdirir K›b-
r›s’ta size.
Büyük önderimiz Atatürk, “Çal›flmadan, ö€renmeden, yorul-
madan rahat yaflaman›n yollar›n› aramay› al›flkanl›k haline ge-
tirmifl milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve
daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.” der-
ken acaba bugünlerimizi mi öngörmüfltü?
Bunlar afl›lmaz engeller de€ildir elbette, hele Türkler için...
Ama bunun önkoflulu da en üst düzeyde bir milli birlik ve bera-
berlik ve dayan›flma duygusudur. T›pk› Kurtulufl Savafl›’m›zda,
17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi sonras›nda oldu€u gibi.
Atatürk, 1935 y›l›nda milli birlik duygusunu bak›n nas›l ifa-
de etmifl;
Bir yurdun en de¤erli varl›¤› yurttafllar aras›nda milli birlik, iyi ge-
çinme ve çal›flkanl›k duygu ve yeteneklerinin olgunlu¤udur. Millet
varl›¤›n› ve bütünlü¤ünü korumak için bütün yurttafllar›n›n can›n›
ve her fleyini derhal ortaya koymaya karar vermifl olmak, bir mille-
tin en yenilmez silah› ve koruma arac›d›r. Bu sebeple Türk Mille-
ti’nin idaresinde ve korunmas›nda milli birlik, milli duygu, milli kül-
tür en yüksekte tuttu¤umuz idealdir.

Hani nerede, var m› göreniniz son y›llarda yayg›n medyada


bu tür duygular›? Varsa yoksa bölücülük, etnik kökeninden tut-
tu€u futbol tak›m›na kadar, bitirdi€i okuldan yaflad›€› flehre ka-
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 467
dar, ekonomik gelir grubundan siyasi çizgisine kadar hepimizi
alt kimliklere bölmek, herkesi alt kimli€i ile tan›mlan›r hale ge-
tirmek ve ayn› vatan›n yurttafllar›n› taraflara bölmek, Lozan
Antlaflmas›’na ayk›r› olarak Alevi ve Kürt kökenli vatandafllar›-
m›za az›nl›k statüsü verilmesini talep etmek, üniter devlet yap›-
m›z› bozup federatif bir yap›y›, eyalet sistemini getirmeyi iste-
mek, Ermeni soyk›r›m›n› ifllediniz kabul edin art›k bask›lar›,
K›br›s’tan çekin askerlerinizi demek, ülkenin temel tafllar›ndan
biri olan laikli€i yeniden tan›mlama gayretleri, vs. vs.
Biz Anadolu’nun en az bin y›ll›k hâkimi olan, Anadolu’nun
geçifl topraklar› olmas› sebebiyle de pek çok etnik unsurun kar›-
fl›m›n› da içinde bar›nd›ran bir milletiz. Atatürk bu tan›m›; “Tür-
kiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halk›na Türk milleti denir” di-
ye yapm›fl ve “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözüyle de perçinle-
miflti. Burada herhangi bir etnik köken vurgusu yok, ki zaten gü-
nümüzde pek az devlet ›rksal safl›k üzerine kuruludur. Türkiye
Cumhuriyeti, emperyalist güçlere karfl› vatanlar› u€runa kanlar›-
n›n son damlas›na kadar birlikte mücadele veren Anadolu insa-
n›n›n ortak eseridir. Osmanl› ‹mparatorlu€u’nun miras›na sahip
olan Anadolu’nun bin y›ll›k hâkim unsuru Türkler de, yeni Dev-
letlerini bu ilkelerle kurmufllard›r. Bu millet tan›m›nda birlefltiri-
cilik, bütünlefltiricilik, en önemlisi de eflitlik ve büyük ve özve-
rili mücadelelerin ard›ndan Türkiye Cumhuriyeti gibi ça€dafl bir
devlet kurman›n onurunu eflit olarak paylaflmak vard›r, ki taviz
verilemeyecek bir tek konumuz varsa e€er o da bu olmal›d›r.
Bugün göçmenler taraf›ndan kurulmufl Amerika’n›n New
York’unda zencisinden, hispani€ine, Taylandl›s›ndan, Ukraynal›-
s›na kimi çevirip “nerelisin” diye sorarsan›z sorun, çekik gözle-
rine, koyu renk tenine, etnik yüz hatlar›na bakmadan size “Ame-
rikal›y›m” der. Çünkü Amerikal› olmak, bir ›rkdafll›€a, kan ba€›-
na ba€l› bir fley de€ildir. Onlar için Amerikal› olmak; Amerikan
de€erleri ile Amerikan topraklar›nda, Amerikal› gibi yaflamak de-
mektir, ki do€rusu da budur. Gerçek Amerikal›lar›n K›z›lderili-
ler oldu€unu ve öldürülmeden sa€ kalmay› baflaranlar›n torunla-
r›n›n da bugün son bireyleri ile kamplarda yaflad›klar›n› unutma-
y›n. Avustralya da böyledir, Brezilya da böyledir, hatta küresel-
leflme ve nüfus hareketlerinin kolaylaflmas› ile birlikte neredeyse
468 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
bütün devletler art›k bu hale geçmifl durumdad›r. ‹ngiltere’de bi-
le gidin bakal›m beyaz bir ‹ngiliz görene kadar kaç tane zencinin,
Hintlinin veya Çinlinin yan›ndan geçeceksiniz. Küreselleflen
dünyada bu durum da asla bir sorun de€ildir. Bilakis bu kültür
çeflitlili€ini rekabet avantaj›na çevirebilen devletlere büyük bir
dinamizm de getirir. Amerika, bütün dünyadan çekti€i beyin gö-
çüyle yeryüzünün en üstün medeniyetini ve en yüksek refah›n›
kurar ve tabi ki tarihin gördü€ü en muazzam askeri gücünü de...
Geçmiflte de atalar›m›z Osmanl› Devleti’nde 72.5 milletin siner-
jisinini ayn› co€rafyada buluflturmufl ve tarihin o güne dek gör-
dü€ü en muazzam imparatorluklardan birini kurmufltu. Do€an›n
kural›d›r; besin zincirinin en üst halkas› aslan bile yaralan›nca
veya ihtiyarlay›p güçten düflünce, güçlü zaman›nda yan›na yak-
laflmaya bile cesaret edemeyen s›rtlanlara yem olur. Birlik ve be-
raberli€ini korumay› beceremeyip güçten düflen Osmanl›’ya da
öyle oldu...
Tarih, ders almas›n› bilmeyenler için tekerrürden ibarettir.
Hayattan ders almas›n› bilenler ac› dersleri sadece bir kez yaflar-
lar ve bunlar›n tekrar yaflanmamas› için kendilerinden sonraki
kuflaklara ac› deneyimlerini aktararak önlemlerini al›rlar.
Çok kültürlülü€ü büyük bir verimlilikle kendilerine uygula-
yanlar nedense bizim de benzer iliflkilerle bir millet olabilece€i-
mizi bize çok görüyorlar. Burada uyan›k olmal› ve onlar›n bu
oyunlar›n› bofla ç›karmal›y›z. fianl› ama bazen de ac›larla dolu
tarihimizden ders almam›z gerekir.
Bölücü hareketlere asla ve asla izin vermemeliyiz. En güçlü
devletlerin bile gelmekte olan de€iflimlere karfl› daha dayan›kl›
olabilmek için birlikler kurdu€u bir ça€da, bölünen devletler
kaybetmeye mahkûmdur. Bölünmenin sonucunda herkes kaybe-
der. Güçlü, büyük ve tek bir ulusal güç olman›n avantajlar›, ka-
pasitesi, çevresindeki etki alan›, dünya üzerindeki a€›rl›€› ve ge-
lece€in belirsizliklerine karfl› dayan›kl›l›€› bambaflkad›r. Bölü-
nüp bir fley olaca€›n› zannedenler de k›sa süre sonra, kendileri-
ne verilen sözlerin hiçbir zaman tutulmayaca€›n› görmek zorun-
da kal›rlar ve kendilerini kullanan devletlerin dönemsel menfa-
atlerine göre oyunca€› olmaktan baflka bir fley de olamazlar.
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 469
Ancak bu sözlerimden umutsuz oldu€um anlafl›lmas›n; ben
umudumu yitirmem. Sadece ülkeye çok k›ymetli bir zaman dili-
mi kaybettirdiler, ona k›zg›n›m. Onlar›n korktu€u yere yine ge-
lece€iz, sadece biraz daha geç...
Sokrates’›n dedi€i gibi; “hakikate benzemekle, hakikat ayn›
fley de€ildir.” Türkiyem bunu da anlayacak bir gün, umar›m be-
deli çok a€›r olmadan anlar...
Bu bölümün son al›nt›s› olarak Melih Afl›k’›n 12 Eylül 1999
tarihinde Milliyet gazetesinde, “AKUT ve gençlik” bafll›kl› yaz›-
s›n›n bütününü sizlerle paylaflmak istiyorum; (Ek: 81)
Gençlerimizle övünmeyi, gururlanmay›, umutlanmay› özlemifliz...
AKUT’a gösterilen büyük ilginin ve sevginin alt›nda kuflkusuz biraz
da bu özlem yat›yor. Peki ama neden her alanda AKUT gibi bafla-
r›l›, a¤›rbafll›, özverili gençlik gruplar›m›z yok... Neden gitti¤i yerden
ses getiren gençlerimizin say›s› bir elin parmaklar›n› aflm›yor?
Bunun bafll›ca nedeni devletin bir gençlik politikas›n›n olmay›-
fl›d›r... Asl›nda devletin gençlik politikas› vard›r. Ama bu gençlik po-
litikas› gençlerin kendilerini yetifltirmesi, örgütlenmesi, ülke düzeyi-
ni ve ça¤› aflmas›na dönük destekleyici politika de¤ildir. Ya nedir?
fiudur... Liselerde ve özellikle üniversitelerde gençlerin izlenme-
si... E¤er örgütlenmeye çal›fl›yorsa derhal da¤›t›lmas›, genç yaflta
ezilmesidir.
Devletin en büyük korkusu gençlerin ülke meseleleriyle ilgilen-
mesi, üzerinde düflünmesi, düflüncelerini söylemesi, her türlü soygu-
na, vurguna, çürümüfllü¤e karfl› ç›kmas›d›r. Devletin politikas›
gençleri korkutmak, bir araya gelmelerini önlemek, ülke meselele-
riyle ilgilenmekten onlar› al›koymakt›r.
E¤er hâlâ ülkesine sahip ç›kmaya yeltenenler olursa... Bunlar› il-
legal örgütlenmelere itmek... Onlar› yasad›fl› örgütler içinde toplad›k-
tan sonra devlet güçlerini ve ceza yasalar›n› tepelerine indirmektir.
Bizim üniversiteye giriflimiz 1964 y›l›d›r... Aradan geçti 35 se-
ne... Bu 35 senede izlenen gençlik politikas›n›n ana ekseni hep bu
olmufltur. Gençli¤e bu ülkenin gelece¤i olarak bak›lmaz. Gençli¤e
hep korkuyla bak›l›r. Çünkü gençler yüreklerinden gelen do¤al ses-
470 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

le toplumsal alanda hep iyiyi, güzeli, do¤ruyu isterler. Türkiye’ye


son y›llarda egemen olan ya¤mac›, talanc›, kapkaçç›, üçk⤛tç› kat-
manlar›n en büyük korkusu temiz ve yürekli gençliktir. Ve ülkenin
gençlik politikas›na bu korku egemendir. Sapland›¤›m›z ç›kmazla-
r›n temelinde gençli¤i ezmeyi, onlar›n temiz duygular›n› öldürmeyi
hedefleyen ucuz ve günahkar politikalar yatar.
AKUTla övünüyoruz... Her alanda AKUT’lar›m›z olsun istiyoruz.
Bunun olmas› için toplumsal sa¤duyuyu ise bir türlü ortaya koya-
m›yoruz.
Yaz›k günah... Hem gençlerimize... Hem ülkenin yar›nlar›na...

Bu yaz› üzerine söyleyecek çok sözüm yok sadece flunu ha-


t›rlatmak isterim. Devlet soyut bir kavramd›r ve kendi kendine
bir irade gelifltiremez. Burada bahsedilen gençlik politikas›
gençleri durdurmak olan devlet iradesi, devletin gücüne s›rt›n›
dayay›p kendi menfaatleri için irade gelifltiren statükodan besle-
nenlerin ortak iradesidir.
Keflke bu duygular› o günün coflkusu, heyecan› ve inanc›yla
bu kadar anlaml› ve güçlü dile getiren ve gelecekte bambaflka ve
›fl›l ›fl›l bir Türkiye’nin resmini gören ayd›nlar›m›z, sürecin de-
vam›n›n da ayn› coflku, heyecan ve inançla takipçili€ini yapsa-
lard›. Bir fikir önderi olman›n birinci sorumlulu€u yol göster-
mekse, en az onun kadar önemli paralel sorumlulu€u da, göster-
di€i yolu gücü yetti€ince sonuna kadar ayd›nlatmakt›r. Keflke,
bu yaz›lardaki ruh halini güçlendirebilmek için her gün bize ha-
t›rlatsalard› de€ifltirmek zorunda oldu€umuz hastal›kl› anlay›fl›-
m›z›, kay›plarla dolu köhne zihin haritam›z› ve en önemlisi bu-
nu fark etmek için ödedi€imiz bedelleri. Keflke, o günlerde ar-
kas›nda durduklar›, alk›fllad›klar› AKUT’a ve flahs›ma 6-7 ay
sonra birbiri ard›na sald›r›lar bafllad›€›nda, en az›ndan ayd›n so-
rumlulu€uyla, “bu iflin e€risi do€rusu nedir” diye sorsalard›. Da-
ha dün ideal Türk genci diye tan›mlanan, her yerde örnek göste-
rilen, karfl›l›ks›z hizmetleriyle herkesi duyguland›ran, cumhur-
baflkan›ndan genelkurmay baflkan›na, baflbakandan bakanlara,
sokaktaki vatandafla kadar herkesin takdir etti€i bu çocuklar;
rant kavgas›n›n, paralar› cebe indirmelerin, anti demokratik uy-
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 471
gulamalar›n suçlusu ilan edildi€inde, bize iflin asl›n› astar›n› so-
rup, ö€renmek isteselerdi, bize ilk hesab› onlar sorsalard›.
AKUT; bugün kendine seçti€i misyonda, ki bunu sadece zor
koflullarda fiziksel arama ve kurtarma yapman›n da ötesinde bafl-
ka ve belki de daha önemli bir düzlemde tan›mlamak daha do€-
ru olur. Bizlerin as›l görevi; sivil inisiyatifin gücünü ve yapabile-
ceklerini göstermek ve bu toplumun zihin haritalar›nda bir de€i-
flim yaratarak; gerçekte hepimizin hayat›n›n, bugününün ve gele-
ce€inin birbirine ayr›lamaz flekilde ba€l› oldu€unu göstermek ve
bu topraklarda yaflayan her bireyin ancak ve ancak bu bütünlü€ü
kavrar ve sorumluluklar›n› yerine getirir ise, toplum olarak refa-
ha, huzura ve dengeli bir gelece€e ulaflabilece€imiz gerçe€inin
yaflayan örnekleri olmakt›r. ‹nand›€›m›z bu hedefe ulaflmak ve bu
vizyon de€iflimine katk›da bulunarak ülkemize en büyük hizme-
ti yapabilmek için, bizler egolar›m›z› ve kiflisel güvenli€imizle il-
gili endiflelerimizi bast›rmay› çoktan ö€renmifl durumday›z. Ta-
mamen gönüllü olarak ve hiçbir karfl›l›k beklemeden, hiç tan›ma-
d›€›m›z insanlar›n güvenli€i için, sa€l›€› için yapt›€›m›z en zor
ve tehlikeli arama / kurtarma görevlerinde bize güç veren en
önemli vizyon budur. ‹yi bir amaca hizmet ediyor oldu€umuzun
bilincinde, Atalar›m›za yak›fl›r flekilde davranarak örnek teflkil et-
mek ve bu u€urda her türlü fedakârl›€› göze almak...
Öyle görünüyor ki, göze ald›€›m›z fedakârl›klar› yapmam›z
da gerekebilir bir gün. Emin olun bu ne beni, ne de AKUT’taki
her biri bir di€erinden yi€it dostlar›m› asla korkutamaz.
Biz ülkemiz ve insan›m›z için da€larda, sellerde, enkazlarda
kofltururken “korku”yu sözlü€ümüzden y›llar önce atm›flt›k...
472 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 66

Can Baytak karikatür


❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 473
EK: 67
474 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 475
476 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 68

Hürriyet gazetesi, 20.08.1999

EK: 69

Hürriyet gazetesi, 30.11.1999


❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 477
EK: 70

Milliyet gazetesi, 24.08.1999


478 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 71

Milliyet gazetesi, 29.08.1999


❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 479
EK: 72

Hürriyet gazetesi, 02.09.1999


480 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 73

Finansal Forum gazetesi, 03.09.1999


❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 481
EK: 74

Sabah gazetesi, 04.09.1999


482 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 75

Zaman gazetesi, 04.09.1999


❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 483
EK: 76

Hürriyet gazetesi, 04.09.1999


484 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 77

Takvim gazetesi, 04.09.1999


❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 485
EK: 78

Hürriyet gazetesi, 05.09.1999


486 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 79

>
Finansal Forum gazetesi, 20.09.1999
❏ Zihin Haritas› De¤iflimi ve Kaç›rd›¤›m›z F›rsat ❏ 487
488 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

> EK: 80

EK: 81

>
>

Milliyet gazetesi, 12.08.1999

> Radikal gazetesi, 25.09.1999


❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 489

5. Bölüm

M‹LL‹ GÜVENL‹K AKADEM‹S‹


E⁄‹T‹M‹M ve ÖTES‹
490 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Milli Güvenlik Akademisi’ne kabul edilen ilk Sivil Toplum Ör-


gütü lideri ve 55. dönem müdavimlerinden biri olarak, burada
kazand›€›m bilgi birikiminin hayat›m›n her alan›nda kullanabi-
lece€im eflsiz bir f›rsat oldu€unu düflünüyorum. Burada geçirdi-
€im süre içerisinde, ulusal ve uluslararas› ölçekteki olaylar, ol-
gular aras›ndaki ba€lar›, analitik ve kavramsal düflünme beceri-
leri ile kavramay›, de€erlendirmeyi ve bu verilerden sonuç ç›-
karmay› ö€rendim. (Ek: 82)
Konular› disiplinler aras› bir metodoloji ile derinlemesine ir-
deleyerek, yaflad›€›m›z dünyay› ve zaman› art›k çok daha iyi an-
layabildi€imi ve ilk bak›flta birbirleriyle iliflkisiz gibi görünse
dahi, geliflmeler aras›ndaki ba€lant›lar› çok daha sa€l›kl› kura-
bildi€imi düflünüyorum. Bunda en önemli pay›n, y›llar›n tecrü-
besi ile büyük bir bilgi envanterinin çok iyi haz›rlanan bir e€i-
tim-ö€retim program› çerçevesinde 5 ay içine s›€d›r›larak, disip-
linler aras› bir metodoloji ile gerekti€inde makro gerekti€inde
mikro ölçekli olarak aktar›lmas› oldu€unu düflünüyorum. Bu
çerçevede, her gün derin bilgi birikimleriyle konular›nda uzman
son derece k›ymetli hocalar›n, küreselleflen dünyan›n farkl› bir
penceresinden görünenleri, tamamen özgür ve serbest bir fikir
zenginli€i ile paylaflmalar› da, ö€retimin yan› s›ra ayr› bir zihin-
sel e€itim f›rsat› oldu benim için.
Bu kadar çok konunun bu kadar k›sa süreye s›€d›r›lmas›n›n
pratik olarak ne kadar zor oldu€unu, bu en üst düzey e€itimi al-
ma f›rsat›n› yakalam›fl ve flu befl ay boyunca, üniversite s›rala-
r›ndayken bile bu kadar çal›flmak zorunda kalmayan müdavim
arkadafllar›m›n da kabul edece€ini düflünüyorum. Ancak bütün
zorlu€una ra€men hepimizin hayat›nda bir dönüm noktas› olan,
bu bir anlamda ayd›nlanma sürecimizin bize kazand›rd›€› de€er-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 491
lerin ve ülkemiz ve dünya hakk›ndaki aç›l›mlar›n, bundan son-
raki hayat›m›za çok daha do€ru ve bilinçli bir yön verece€ini bi-
liyorum.
Milli Güvenlik Akademisi’nin, genç Cumhuriyetimizde ya-
r›m yüzy›l› aflan birikimiyle, ülkemizin sivil ve asker bürokrat-
lar›n› yüklendikleri ve gelecekte yüklenecekleri önemli sorum-
luluklara haz›rlamak amac›yla büyük fedakârl›klarla yürüttü€ü
bu program›n, eldeki maddi ve manevi imkânlar en iyi flekilde
kullan›larak çok daha genifl kitlelere yay›lmas› gerekti€ini düflü-
nüyorum. Vatan›n›, milletini seven ve yurdu için üst düzeyde so-
rumluluk almak isteyen her Türk vatandafl›n›n mutlaka bilmesi,
ö€renmesi gereken konular›n ve gelifltirmesi gereken düflünce
modellerinin ö€retildi€i bu Akademi’den yetiflen bürokratlar›-
m›z›n, Atatürk ‹lke ve ‹nk›laplar›’n› sadece k‛t üzerinde te-
orik, kronolojik bilgi olarak de€il, ayn› zamanda özüne inerek
içsellefltirece€ini, vatandafl olman›n sorumluluklar›n› en iyi fle-
kilde kavrayaca€›n›, çevresine de bu öz bilgileri aktarmak için
elinden geleni yapaca€›n› ve alaca€› her kararda do€ru analizler
ve ç›karsamalar yapaca€›n› düflünüyorum.
Her modern toplum gibi, bizim de en çok ihtiyaç duydu€u-
muz Milli Güç unsuru, ülkesinin hassasiyetlerini do€ru de€er-
lendirebilen, vatan›n›n menfaatlerini her fleyin üzerinde tutan ve
gerekti€inde en büyük fedakârl›klardan bile kaç›nmayacak fle-
kilde yurt ve insan sevgisi ve bunu tafl›yabilecek sorumluluk
duygusu ile yetiflmifl bireylerdir. Bütün toplumlar vatandafllar›n›
benzer düflünce ile yetifltirir, çünkü geçmiflte oldu€u gibi gele-
cekte de en büyük güç insan gücü olacakt›r. Sahip oldu€umuz ve
olabilece€imiz bütün güçler, ekonomik, politik, askeri veya sos-
yo-kültürel, hangisi olursa olsun, ancak e€itimli zihinlerin elin-
de tam potansiyeliyle de€erlendirilebilir. Milli Güvenlik Akade-
misi, uzman kadrosu, büyük deneyimi ve her alana ulaflabilen
kaynaklar›yla, ülke yönetiminde önemli pozisyonlara aday her-
kesi, konumuna ve önceliklerine göre rahatl›kla özgün haz›rlan-
m›fl bir oryantasyon sürecinden geçirebilir. Böylece bu kiflilerin,
yetki ve sorumluluk alacaklar› alanlarla ilgili ülkemizin her tür-
lü hassasiyetini burada detaylar›yla ö€renip, aktif görevlerine bu
süreçten sonra kat›larak, ülkemize ve milletimize çok daha fay-
492 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
dal› olabilece€i görüflündeyim.
Milli Güvenlik Akademisi gibi büyük bir birikime sahip kök-
lü bir kurumdan mümkün oldu€u kadar çok faydalanmak ve
onun yarataca€› katma de€eri en üst seviyede topluma geri dön-
dürebilmek için, kamu yönetiminin de€iflik yerlerinde görev
alanlardan tutun da, medyada toplumun yak›ndan takip etti€i fi-
kir önderlerine ve gazetecilere, ülkemizde çok baflar›l› ifller ya-
pan sivil toplum örgütü liderlerine, özel sektörün baflar›l› yöne-
ticilerine, hatta milletvekilli€i ve bakanl›k gibi çok büyük bir so-
rumlulu€u tafl›yan seçti€imiz liderlere dek, devlet yönetiminde
ve toplumsal hayat›m›zda sorumluluk alan herkesin bu tür bir
e€itimden geçmesinin ülkemiz için çok faydal› olaca€›n› de€er-
lendirmekteyim.
Özellikle yurdumuzun dört bir yan›ndan ve de€iflik seviye-
lerde e€itim ve farkl› sosyo-kültürel yap›lardan gelen milletve-
killerimizin, geçmifllerindeki kiflisel kariyerlerinde özel bir ilgi-
leri olmad›€› taktirde, milli güvenlikle ilgili konularda kulaktan
dolma, medya haberleri ve parti politikalar› haricinde detayl› ve
disiplinler aras› bir bilgiye sahip olma olas›l›klar› oldukça dü-
flüktür. Bu durumda, ülke menfaatleri konular›nda kritik karar
verme yetkisinde olan yasa yap›c› milletvekillerimizin sahip ol-
duklar› erkle, bütün iyi niyetleri, samimiyetleri ve yurt sevgile-
rine ra€men, bilgi eksikli€inden dolay› zaman zaman birtak›m
gecikmeler, sorunlar hatta tehditler yaratabilece€i ortadad›r.
Ülkemizin de€iflik seviyelerdeki yöneticilerinin, karar alma
süreçlerine aktif olarak girmeden önce, Devletin milli güvenli-
€ini ve milli güvenlik siyasetini ilgilendiren konularda en iyi bi-
çimde yetifltirilmesinin, kurumsal bak›fl aç›lar›n›n ve Devlet po-
litikalar›n›n eflgüdümlü ve etkin olarak sürdürülmesinde ve bu
politikalar›n taze, heyecanl› ve yeni beyinlerin kat›l›m›yla gelifl-
tirilmesinde çok faydal› olaca€›n› düflünüyorum. Aksi taktirde
deneme yan›lma yoluyla ö€renilen Devlet politikalar›, hem
uluslararas› alanda bizi zor duruma sokacak, hem de zaman, pa-
ra ve sosyal kay›plarla kabul edemeyece€imiz f›rsat maliyetleri
do€uracakt›r. Siyasi Partilerin kendi parti politikalar›n›, Devle-
tin milli politikalar› ile karfl›l›kl› bir iletiflim ve etkileflim orta-
m›nda de€erlendirme ve ortak ak›lla, ulusal menfaatler çerçeve-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 493
sinde do€ru bilgiyi gelifltirme f›rsatlar› için en uygun yerin Mil-
li Güvenlik Akademisi oldu€unu düflünüyorum. Burada haz›rla-
nacak, ihtiyaçlara ve kat›l›mc›lar›n koflullar›na ba€l› olmak kay-
d›yla birkaç günden, birkaç aya kadar sürecek e€itim-ö€retim
programlar›yla, her seviyedeki karar vericilerimizin görev yerle-
rinde, ça€›m›z›n h›zl›, de€iflken koflullar› ve beklenmedik gelifl-
meleri karfl›s›nda alternatif stratejileri ve düflünce modellerini
büyük bir verimlilikle üretebileceklerini de€erlendiriyorum.
Bu iflbirli€inin bir di€er yarar› olarak da, ülkemizin dört bir
yan›nda görev alacak seçilmifl yöneticilerimizin, Akademi’de
kuracaklar› iliflkilerinin ve dostluklar›n›n, gelece€e dönük çok
do€ru imkânlar ve f›rsatlar yaratac›€›n› düflünüyorum.
Birbirleriyle eflgüdümlü çal›flabilen liderler ve yöneticiler, arzu
edilen geliflmeyi çok daha h›zl› ve etkin yapabileceklerdir.
Siyasi partilerin meclisteki temsilcileri olan milletvekilleri-
mizin muhakkak ki çok iyi yetiflmifl dan›flmanlar› ve uzmanlar›
vard›r ve herhangi bir kritik karar öncesinde onlar›n fikirleri ve
öngörüleri al›nmaktad›r. Ancak ülkemizin milli güvenli€i ve
milli güvenlik siyaseti konular›nda en üst düzey e€itim kurumu
olan Milli Güvenlik Akademisi’nde kiflisel e€itim alm›fl olanla-
r›n, Akademi’yle do€rudan oluflturacaklar› organik ba€›n, kiflisel
karar süreçlerinde dolays›z bir etkileflim ve iflbirli€i f›rsat› yara-
taca€› düflüncesiyle uygulamada h›z ve bilgi aç›s›ndan büyük bir
verimlilik getirece€ini tahmin ediyorum. Karar vericilerin kulla-
naca€› bilgi kaynaklar›n›n sürekli de€iflen dünya koflullar›na her
an adapte olabilecek bir dinamizm ve verimlilikle haz›r tutulma-
s› ve sürekli takip ve geri bildirimle güncellenmesi ve nihayetin-
de de karar mekanizmalar›ndaki bu verim art›fl›n›n ülkemize et-
kin bir milli güç unsuru olarak geri dönmesi arzulanan ve bek-
lenen sonucu yaratacakt›r.
Bilginin paylafl›lmas› ve do€ru kaynaklara yönlendirilmesi,
insan akl›n›n s›n›rs›z yarat›c›l›€› ile her zaman katma de€er üre-
tir. Bu e€itimlerin seçilmifl karar vericilere aktar›lmas›n›n da
benzer flekilde flu anda öngöremedi€imiz çok farkl› olumlu aç›-
l›mlara vesile olaca€›na inan›yorum. Kendi ad›ma, Yönetim Ku-
rulu baflkanl›€›n› sürdürdü€üm AKUT-Arama Kurtarma Derne-
€i’nin gelece€e dair projelerinde bile, burada ald›€›m bilgiler
494 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
›fl›€›nda arkadafllar›mla yapaca€›m›z de€erlendirmeler ve bura-
da kazand›€›m dünya görüflü ve ülke hassasiyetleri, yol gösteri-
ci ve s›n›rlar› belirleyici olacakt›r. Ayn› durumun çeflitli kurum-
lardan gelen arkadafllar›m için de geçerli olaca€›na eminim.
Bu bak›fl aç›s›yla, seçilmifl karar vericilerimizin bu tür bir
özel e€itim-ö€retim program›n› takip etmelerinin, hem kendile-
ri hem de onlardan hizmet bekleyen vatandafllar›m›z için çok
olumlu de€iflim, dönüflüm f›rsatlar› yarataca€›n› düflünüyorum.
Bugünün teknolojisi ve iletiflim imkânlar› ile rahatça ulaflabile-
ce€imiz ham verilerin süzülerek ve yorumlanarak, kararlara ve
uygulamalara zemin haz›rlayacak ifllenmifl veriye ve üretilmifl
yorumlara dönüflümü ile elde edilen rafine bilginin, ulusumuzun
hayat›nda de€iflim ve f›rsat yaratacak flekilde kullan›labilmesi
ve yönlendirilebilmesi için, bilgiyi üreten olarak Milli Güvenlik
Akademisi’nin ve uygulayan olarak da seçilmifl karar vericileri-
mizin iflbirli€i çerçevesinde bir sinerji yarat›lmas›n›n, ülkemize
en büyük hizmetlerden biri olaca€›n› de€erlendirmekteyim.
Ça€›m›z›n en önemli ve de€erli kayna€› olan bilginin nas›l
yönetilece€ini ve yönlendirilece€ini bilen karar vericilerimizin,
Atatürk’ün gösterdi€i ülküde, Cumhuriyetimizi ça€dafl medeni-
yetler içerisinde lay›k oldu€u yere süratle tafl›yabileceklerine
inanc›m tamd›r.
Ankara’da devam etti€im bu çok özel e€itim sürerken, bir
yandan da ö€rendiklerimi, AKUT’taki arkadafllar›mla zaman za-
man paylaflmaya özen gösterdim. 26 Ekim 2003 tarihinde
AKUT üyeleri iletiflim grubu listemize afla€›daki yaz›y› yolla-
d›m;

Arkadafllar merhaba,
Bildi¤iniz gibi 1 Ekim 2003 tarihinden itibaren, Milli Güvenlik Ku-
rulu Genel Sekreterli¤i bünyesinde, Milli Güvenlik Akademisi’nin
55. dönem müdavimi olarak Ankara’da bulunuyorum. Ö¤retime
kat›lan di¤er Silahl› Kuvvetler mensuplar› ile kamu yönetiminde gö-
revli üst kademe yöneticileriyle birlikte, Milli Güvenlik konular›nda
bilgi ve planlama becerisi kazanmak, asker ve sivil müdavimler ara-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 495
s›ndaki koordinasyon ve iflbirli¤i ruhunu pekifltirmek amac›yla olufl-
turulan, dünya, çevre ülkeler ve Türkiye’nin ekonomik, politik, sos-
yo kültürel ve askeri konular› Milli Güvenli¤imiz aç›s›ndan incelene-
rek, dünya ve ülke güvenli¤ini ilgilendiren ve etkileyen meseleler,
milli menfaatlerimizin korunmas›, milli gücümüzün tespiti ve de-
¤erlendirilmesi ve memleketin topyekün savunmas› ile ilgili, akade-
mik seviyede e¤itim ve ö¤retim al›yorum.
1952 y›l›ndan bu yana 55 dönemdir gerçeklefltirilen söz konu-
su e¤itimlere ilk kez bir Sivil Toplum Örgütü lideri olarak kabul edil-
memin AKUT için ve AKUT’u vareden, hiçbir karfl›l›k beklemeden
gönüllülük ilkesi ile y›llard›r insan hayat› kurtarmak ad›na büyük
bir özveri ve fedakârl›kla çaba gösteren bizler için ne kadar önem-
li ve de¤erli oldu¤unun hepimizin fark›nda oldu¤unu düflünüyo-
rum. Bu arada kat›ld›¤›n›z her arama ve/veya kurtarma görevinde,
aran›zda olamasam da yüre¤im sizlerle at›yor, heyecan›n›z› ve cofl-
kunuzu uzaktan da olsa paylafl›yorum.
Buradaki son derece k›ymetli hocalar ve benim gibi kursa kat›l-
m›fl olan müdavim arkadafllar›mla birlikte, bu çok önemli f›rsat› ve
ayr›cal›¤› en iyi flekilde de¤erlendirebilmek ve büyük önderimiz
Atatürk’ün kurdu¤u Türkiye Cumhuriyeti’nin çocuklar› olarak, Cum-
huriyet’e, devletimize ve milletimize karfl› sorumluluklar›m›z› en iyi
flekilde ö¤renmek ve gere¤ini yerine getirmek konusunda elimiz-
den gelen gayreti gösteriyoruz. Buradaki günlerimde, arkamda bü-
yük bir manevi güç olarak duran sizleri temsil etti¤imin fark›nda,
bu önemli sorumlulukla hareket etti¤imi bilmenizi isterim.
AKUT’un kurulufl amac› olan misyonumuzda flu cümle yazar;
“Da¤ ve di¤er do¤a koflullar›nda meydana gelen kaybolma ve
kaza olayar›nda, deprem, sel gibi do¤al afetlerde, büyük kazalarda
ve yetkin oldu¤u tüm koflullarda, tamamen gönüllü olarak, amatör
bir çal›flma ve profesyonel bir yaklafl›m ile, bafl› dertte olan herkes
için, en k›sa sürede yanlar›na ulaflmak, yard›m için gereken en uy-
gun koflullar› yaratmak, do¤ru arama ve kurtarma çal›flmas› yapa-
rak, kazazedelere temel ilk yard›m deste¤ini sa¤lad›ktan sonra em-
niyetli ortam koflullar›na nakillerini sa¤lamak ve bu tür olaylarda
can kayb›n› en aza indirmek derne¤imizin temel amac›d›r.”
496 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Bu amac› gerçeklefltirirken yapaca¤›m›z çal›flmalara ilave, Der-


nek tüzü¤ümüzün “6.” maddesinin “J” bendinde flu ifade yer al›r;
“Dernek, amac›n› gerçeklefltirmek için yapaca¤› ifl ve ifllemlerde
Atatürk ‹lke ve ‹nk›laplar›na ba¤l› olacak ve siyasetle u¤raflmaya-
cakt›r.”
Buradan hareketle, Atatürk ‹lke ve ‹nk›laplar›na ba¤l› olmak,
her Türkiye Cumhuriyeti vatandafl›n›n oldu¤u gibi, her AKUT üyesi-
nin de vazgeçilmez sorumlulu¤u, hatta s›kl›kla dernek içinde dile
getirdi¤imiz gibi, sorumluluk duygusu olan, bilinçli, yurtsever AKUT
üyelerinin ve AKUT’un gerçek misyonunun bile önünde görevidir.
Bu cümlenin anlam› bizler için aç›kt›r. AKUT, Atatürk’ün kurdu-
¤u Cumhuriyet’e ve onun biraraya getirip bir ulus yapt›¤› bu halka
kendi konular›ndaki bilgi birikimi ve deneyimi ile hizmet etmekle
yükümlüdür. Bunu yaparken de hiçbir siyasi görüflün, partinin, ide-
olojinin, politik vizyonun kurumsal izleyicisi veya destekçisi olamaz.
Burada aç›k olarak anlafl›lmas› gereken kritik nokta fludur ki;
“Atatürkçülük”, “Atatürk ‹lke ve ‹nk›laplar›” ve “Ulusal Menfa-
atler” birer siyasi ideoloji de¤il, nefes ald›¤›m›z hava ve içti¤imiz su
gibi do¤al olarak varoluflumuzun temel sebebi ve Cumhuriyetin
üzerine kuruldu¤u Türkiye Cumhuriyeti Anayasas› ile de güvence
alt›na al›nm›fl temel kavramlard›r. Bizler de sadece bu temel kav-
ramlar çerçevesinde kalmak koflulu ile, varl›k sebebimiz gere¤i Ata-
türk ‹lke ve ‹nk›laplar›’na ve Türkiye’nin ve Türkiye Cumhuriyeti va-
tandafllar›n›n Ulusal Menfaatleri’ne sonuna kadar ba¤l› kalarak
hareket etmekle yükümlüyüz.
Yukar›daki bölümü daha önceki bir yaz›mdan ald›¤›m için muh-
temelen hat›rlayacaks›n›z. Girifli böylece yapt›ktan sonra, sizlerle,
zaman zaman buradaki “kendimi gelifltirme” sürecinde ö¤rendi¤im
ve bir Türkiye Cumhuriyeti vatandafl› olarak hepimizi en az eflimiz,
iflimiz, evlad›m›z kadar ilgilendiren - ilgilendirmesi gereken konula-
r› paylaflmak istiyorum.
Her devlet vatandafl› ile varolur, bunun için de vatandafl›n›n
ona sahip ç›kmas›, korumas›, kollamas›, gelifltirmesi, yüceltmesi ge-
rekir. Yoksa herkes kendi bireysel dünyas›na kapan›r ve d›flar›da ne
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 497
olursa olsun ben iflime bakar›m derse, gün gelir d›flar›da olanlar
onu da içine çeker; bu sadece bir zaman sorunudur. Birbirine s›k› s›-
k›ya ba¤lanm›fl bireylerden oluflan bir toplumun gücü, tek tek bi-
reylerinin gücünün toplam›ndan kat be kat fazlad›r.
Bu yaz›mda ilk olarak, temel konular olan Milli unsurlardan ve
tan›mlardan bahsetmek istiyorum. Asl›nda bunlar› piyasada sat›-
lan kitaplarda veya internet’te bir araflt›rma sonucunda bulmak hiç
de zor de¤il, ancak derli toplu olmas› aç›s›ndan faydal› olaca¤›n›
düflünüyorum.
Önce co¤rafya’n›n öneminden ifle bafllayal›m. Devletler, co¤ra-
fi çevrenin eseri olarak kabul edilir. Co¤rafi çevre, ülkelerin milli
menfaat ve milli hedeflerinin tesbitinde temel dayanakt›r. Devletin
co¤rafyas›na ait tüm unsurlar “Co¤rafi Gücü” oluflturur.
Milli ‹rade; Devleti kuran irade.
Milli Menfaat; Devletin bekas› ve güvenli¤i ile milletin refah›n›
sa¤lamak için ulafl›lmas› ve korunmas› gereken amaçlard›r. Bu
amaçlar, milli hedef ve milli siyasetin saptanmas›nda bir bafllang›ç
noktas›d›r.
Milli Hedef; Elde edilmesi halinde milli menfaatlere ulaflmam›-
z› sa¤layan sonuçlard›r.
Milli Güç; Bir devletin milli menfaatlerini sa¤lamak ve milli he-
deflerini elde etmek için kullanabilece¤i insan gücü, co¤rafi, eko-
nomik, askeri, politik ve idari, psiko-sosyal ve bilimsel / teknolojik
güçlerden oluflan maddi ve manevi unsurlar›n toplam›d›r.
Milli Güvenlik; Devletin Anayasal düzeninin, milli varl›¤›n›n, bü-
tünlü¤ünün, milletler aras› alanda siyasi, sosyal, kültürel ve ekono-
mik dahil bütün menfaatlerinin ve ahdi hukukunun, her türlü d›fl
ve iç tehdit ve risklere karfl› korunmas› ve kullanmas›d›r.
Milli Siyaset; Milli Güvenli¤in sa¤lanmas›nda ve milli hedefle-
rin elde edilmesinde uygulanacak genel hareket tarzlar›d›r. Milli si-
yaset k›sa, orta ve uzun vadeli olarak tespit edilip tatbik edilir.
Milli güvenli¤in tarifinde sözü edilen “Anayasal düzen, milli
varl›k, milli bütünlük, menfaatler ve ahdi hukuk” unsurlar›, devletin
hayati önemi haiz milli de¤erleridir. Devletin hayati önemi haiz de-
498 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

¤erleri olarak, devletin sosyo-ekonomik, siyasal ve fiziki olarak var


oluflu ve milli hedeflere ulaflmas›n› sa¤layan en önemli ilkeleri kas-
tedilmektedir.
Bu, “hayati önemi haiz milli de¤erleri” flunlard›r;
(1) Anayasal Düzen:
Anayasan›n temel ilke, esas ve hükümlerine göre kurulmufl
olan düzendir. Buradaki “düzen” tabiri, devletin ana kurulufl yap›s›-
n› kapsamakta olup, 1982 Anayasas›’n›n, özellikle Birinci K›s›m
“Genel Esaslar” ve Üçüncü K›s›m “Cumhuriyetin Temel Organla-
r›”nda, egemenlik (hükümranl›k), siyasal ba¤›ms›zl›k, devletin mev-
cudiyeti ve rejimin hayatta kalmas› (hayatiyet) olarak belirtilmifltir.
(2) Milli Varl›k:
Milli varl›k kavram› “Devletin kendi hayatiyetini”, kara, deniz ve
hava
s›n›rlar› ile bunlara bitiflik ve devletler hukuku esaslar›na göre
devletin hüküm ve tasarrufuna giren ekonomik ve stratejik alanla-
r› da içine alan hükümranl›k alanlar›n› (vatan), bunlar›n sahip bu-
lundu¤u her türlü kaynak ve zenginlik gibi ekonomik k›ymetleri, bu
sahalarda yaflayan insan varl›¤›n› (millet), bu insanlar›n varoluflla-
r›ndan beri yaratt›¤›, sahip oldu¤u kültür ve tarih gibi maddi ve
manevi de¤erleri, bu insanlarda teflekkül eden milli fluur, milli bir-
lik ve beraberlik ruhu ile finans dahil ekonomik, sosyal, kültürel, bi-
limsel, teknolojik, askeri ve di¤er sistem ve birikimlerin tümünü
kapsamaktad›r.
(3) Milli Bütünlük:
“Bütünlük” ya da “milli bütünlük” kavram›, “toprak bütünlü¤ü”
ile beraber, esas olarak; milli varl›¤›n aç›klanmas›nda belirtilen ma-
nevi de¤erlerden milli fluuru, yani kültür fluurunu, milli birlik ve be-
raberlik ruhunu, milli ahlak ve fazilet de¤erleri gibi milli bütünlü¤ü
sa¤layan de¤erleri de kapsamaktad›r. Milli bütünlü¤ün sa¤lanma-
s› ve korunmas›; bu de¤erlerin milleti teflkil eden bütün fertler tara-
f›ndan benimsenmesi ve ortak tav›rlar flekline getirilmesiyle müm-
kündür.
Anayasan›n bafllang›ç bölümünde de ifade edildi¤i gibi, Türk
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 499
vatandafllar›n›n milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederler-
de, milli varl›¤a karfl› hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve mil-
let hayat›n›n her türlü tecellisinde ortak oldu¤u, birbirinin hak ve
hürriyetine kesin sayg›l›, karfl›l›kl› içten sevgi ve kardefllik duygula-
r›yla; Türk milletinin geçmifline, devletine, milletine, kültürüne, ge-
lece¤ine ba¤l›, her zaman her yerde bunu benimsemifl olarak hare-
ket etmesinin, bu konulardaki sorumluluklar›n› müdrik olmas›n›n
sa¤lanmas› ve bu hasletlerin her türlü tehdide karfl› korunmas›, mil-
li bütünlük kavram›n›n esas›n› teflkil etmektedir.
(4) Uluslararas› Alanda Siyasi, Sosyal, Kültürel, Ekonomik Dahil
Bütün Menfaatler :
Menfaat terimi; kazanç, yarar, ç›kar anlam›nda olup, buna gö-
re de, milli menfaat; “Milli güvenli¤in sa¤lanmas› ve milli hedefle-
re ulafl›lmas›n› do¤rudan veya dolayl› olarak etkileyen olumlu ka-
zançlard›r” fleklinde tan›mlanabilir. Dünyadaki her siyasi kurulufl,
sistem veya devletin; kendi siyasi, askeri, sosyal, bilimsel, ekono-
mik, kültürel ve tarihi gücüne göre bir etki ve bir de ilgi alan› var-
d›r. Etki ve ilgi alanlar›yla iliflkiler de, devletten devlete de¤iflik bo-
yut ve karakterdedir.
(5) Ahdi Hukuk:
Devletler umumi hukuku kurallar›na göre ahdi hukuk; bir dev-
letin var olmas›, ba¤›ms›zl›¤›, hükümranl›k hakk›, s›n›rlar› hakk›nda
bir veya birden fazla devletle birlikte yapt›¤› ve karfl›l›kl› beyan ve
kabulleri ihtiva eden anlaflma veya antlaflmalarla gerçekleflen hu-
kuktur.
Ahdi hukukun temel unsurlar›, ba¤›ms›zl›k ve hükümranl›k hak-
lar›d›r. Bunlar› düzenleyen her türlü belge, karar ve di¤er tasarruf-
lar, bir devletin ahdi hukukunu teflkil eder. Türkiye Cumhuriyeti’nin
ba¤›ms›zl›k ve hükümranl›¤›n› belirleyen Lozan ve Montrö Antlafl-
malar›, denizlerde hükümranl›k haklar›n› belirleyen ve deniz huku-
kuna giren komflu devletlerle yap›lm›fl antlaflmalar, yarg› konusun-
da yap›lm›fl antlaflmalar, tüm Avrupa devletlerinin kat›ld›¤› Helsin-
ki Antlaflmas›, Türkiye’nin ahdi hukukuna dahildir.
Sevgili arkadafllar, bu konularla zaten de¤iflik ortamlarda, lise
500 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

e¤itiminde, erkek gönüllülerimiz askerlik görevi s›ras›nda, gazete-


lerde, televizyonlardaki tart›flma programlar›nda defalarca karfl›lafl-
t›n›z, sizlerden ricam, toplum olarak yeterli önemi vermedi¤imiz bu
son derece önemli tan›mlar›n üzerinde daha ciddiye alarak düflün-
meniz. Cumartesi günü ‹stanbul’da olaca¤›m, akflamüstü uygun bir
saatte biraraya gelebilirsek bu konular üzerinde daha detayl› soh-
bet ederiz.
Konuyu kapatmadan afla¤›daki bölümü de yukar›daki konular›
iyice kavrad›ktan sonra, sakin bir flekilde okuman›z› ve üzerinde dü-
flünmenizi rica ediyorum.
M‹LL‹ GÜVENL‹K S‹YASET‹N‹N ESASLARI:
Türkiye’ye yönelik iç ve d›fl tehdit ve risklere karfl›, Milli Güven-
lik kavram› tarifinde yer alan devletin hayati önemi haiz de¤erleri-
nin; korunmas› ve kollanmas›, Türkiye’nin milli güvenlik siyasetinin
yasal parametrelerini oluflturmaktad›r.
T.C. Anayasas›’nda yer alan “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi
Atatürk döneminin miras›d›r. Bu ilke ile Türkiye; bölgesinde bar›flç›
iliflkileri kurmak, istikrar› sa¤lamak ve bar›fl içinde bir ortamda sos-
yo-ekonomik kalk›nmay› gerçeklefltirmeyi milli hedefler olarak sap-
tam›flt›r.
Türkiye bu hedeflerine, komflular› ile mevcut sorunlar›n› bar›flç›
bir ortamda ve karfl›l›kl› müzakerelerle çözmek, ba¤›ms›zl›k, ege-
menlik, toprak bütünlü¤üne ve hak eflitli¤ine sayg› ve içifllerine ka-
r›flmamak ilkeleri çerçevesinde siyasalar›n› belirlemektedir. Türki-
ye’nin bar›flç› yaklafl›mlar›na ra¤men, Türkiye’ye karfl› hasmane tu-
tumunu sürdüren ülkelere karfl› milli güvenli¤ini sa¤lama ve Türki-
ye’ye karfl› yöneltilecek her türlü tecavüze karfl› koyma ve geri püs-
kürtme azim ve kararl›l›¤›, Türkiye’yi yöneten tüm iktidarlar taraf›n-
dan ortak payda olarak kabul edilmifl olup; Türkiye’nin milli güven-
lik sistemi, bu imkân ve kabiliyete sahiptir.
Anayasa’n›n 5. maddesine göre, Devletin temel amaç ve görevle-
ri; “Türk Milletinin ba¤›ms›zl›¤›n› ve bütünlü¤ünü, ülkenin bölünmez-
li¤ini, cumhuriyeti, demokrasiyi korumak ve kiflilerin ve toplumun, re-
fah, huzur ve mutlulu¤unu sa¤lamak” fleklinde ifade edilmifltir.
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 501
Yukar›da sözü edilen milli hedeflerin elde edilmesi suretiyle
“Devletin bekas› ve milletin refah›” olarak ifade edilebilecek yüksek
milli menfaatlere ulafl›lmas› da, milli güvenlik siyasetimiz taraf›n-
dan güvence alt›na al›nm›flt›r. Türkiye’nin üniter devlet niteli¤i, Tür-
kiye’nin toplumsal yap›s›ndan kaynaklanan tarihsel ve geleneksel
birlik ve beraberlik ruhunu yans›tmaktad›r. Bu birlik ve beraberlik,
ortak bir siyasi kültürün sonucu olup; Türkiye bunu korumakta ka-
rarl›d›r. Di¤er taraftan, Anayasa’n›n 2. ve 4. maddeleri ile teminat
alt›na al›nan laiklik ilkesi, büyük bir titizlik ve hassasiyetle korun-
maktad›r.
Vatandafllar›m›z vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip-
tir. Ancak, Anayasa’n›n 24. maddesine göre “Kimse Devletin; sos-
yal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini k›smen de olsa
din kurallar›na dayand›rma veya siyasi veya kiflisel ç›kar ya da nü-
fuz sa¤lama amac›yla her ne suretle olursa olsun, dini veya din
duygular›n› yahut dince kutsal say›lan fleyleri istismar edemez ve
kötüye kullanamaz.” Bu husus, iç güvenli¤imiz aç›s›ndan da büyük
önemi haizdir.
Sonuç olarak; büyük milli menfaatlerin çat›flt›¤› ve yo¤un stra-
tejik sorunlar›n mevcut oldu¤u bölgelerin oda¤›nda bir istikrar un-
suru olarak yer alan Türkiye, bir taraftan milli de¤erlerine yönelik
iç ve d›fl tehditlere karfl› güvenli¤ini kararl›l›kla savunurken, di¤er
taraftan sosyo-ekonomik kalk›nmas›n› sa¤lamakta ve yüksek men-
faatleri olan güven ve refaha ulaflmaya çal›flmaktad›r.
Sevgili arkadafllar, son bir aç›klama yapmak istiyorum; yukar›-
da size sundu¤um konular, Atatürk’ün kurdu¤u Türkiye Cumhuriye-
ti Devletinin temel unsurlar›n› ifade etmektedir ve Anayasa ve ka-
nunlar ile güvence alt›na al›nm›flt›r. Bu kavram ve olgular, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin, “nefes ald›¤›m›z hava ve içti¤imiz su gibi
do¤al olarak varoluflumuzun temel sebebi” gibidir. Bunlar› lütfen
siyasi yap›larla, siyaset mekanizmas› ile, o veya bu siyasi partinin
duruflu veya görüflüyle, o veya bu hükümetin uygulamalar›yla ka-
r›flt›rmay›n. Buradaki ana eksen Türkiye Cumhuriyeti Devletidir ve
bu eksen bütün siyasi partilerden, hükümetlerden, meclisten, ba-
kanl›klardan, bürokrasiden, uygulama aflamas›na geçti¤i andan iti-
502 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

baren insana ve insan iliflkilerine ba¤›ml› hale gelen bu unsurlar›n


hayata yans›malar›ndan tamamen ba¤›ms›zd›r. Bu konular için ay-
r›ca de¤erlendirmek gerekir, ancak AKUT, bunun yeri ve platformu
de¤ildir çünkü bu durum bizi her zaman d›fl›nda kalmaya özen gös-
terdi¤imiz siyasetin içine çeker.
Cumartesi günü görüflmek dile¤iyle,
Sevgiyle kal›n,
Nasuh

Milli Güvenlik Akademisi’ne kabul edilmekle çok özel bir


ayr›cal›€a sahip oldu€umun bilincinde, burada ö€rendiklerimi,
AKUT’taki arkadafllar›mla paylaflmay› ve onlar›n da bu konu-
larda bilinçlenmelerini her f›rsatta da sürdürdüm.
Bilgi ancak paylafl›l›rsa de€eri yaflam›m›za yans›r...
HSBC ve Taksim’de düzenlenen bombal› terör sald›r›lar›
sonras›nda, Ankara’da Milli Güvenlik Akademisi’nde e€itimde
oldu€um için yanlar›nda olamad›€›m arkadafllar›ma 20 Kas›m
2003 tarihinde afla€›daki mesaj› yollad›m;

Sevgili Arkadafllar›m,
E¤itimim dolay›s›yla bulundu¤um Ankara’dan yapt›¤›n›z çal›flmala-
r› kalbim sizinle çarparak izledim. Büyük bir fedakârl›kla elinizden
geleni yapt›¤›n›z› ve her zaman oldu¤u gibi vakit kaybetmeden ih-
tiyaç duyuldu¤u anda milletimizin yan›nda oldu¤unuzu uzaktan
da olsa takip ettim. Akflam saatlerinde AKUT ekipleri Taksim’deki
arama ve kurtarma çal›flmalar›n› da sona erdirmifl ve patlama böl-
gesinden ayr›lm›flt›r. Yar›n sabah küçük bir ekip yine bölgeye gide-
cek ve emniyet ekipleri ile birlikte çevrede bir çal›flma daha yapa-
cakt›r.
Terör, hiçbir flart alt›nda ve koflulda kabul edilecek, herhangi
mant›kl› bir aç›klamayla ifade edilebilecek bir uygulama olamaz.
Kim taraf›ndan ve kime karfl› kullan›l›rsa kullan›ls›n, bat›dan do¤u-
ya, do¤udan bat›ya, veya bir ülkeden bir baflka ülkeye, nerede, na-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 503
s›l ve ne kadar kullan›l›rsa kullan›ls›n, terör her zaman ve her yer-
de mutlaka reddedilmeli, karfl›s›na dikilmeli ve mücadele edilmeli-
dir. Terör hiçbir flart alt›nda meflru kabul edilemez.
Türkiye y›llarca terörle mücadele etmek zorunda b›rak›lm›fl, te-
röre 30.000 kurban vermifl, hatta s›n›r komflular›m›z taraf›ndan te-
rör belas›n›n içine itilmifltir. Türkiye y›llar süren hakl› mücadelesini
sonunda kazanm›fl, terörizmi kontrol alt›na alm›fl ve terörizme des-
tek veren ülkeler ve gruplar dünya kamuoyunda afifle edilmifltir.
Bugün dünya yeni bir sürece do¤ru ilerlemektedir. Bu süreç ne ya-
z›k ki hepimiz için zor ve üzücü olacakt›r. Yaflad›¤›m›z co¤rafyan›n
zorlu¤undan ve tehditlerinden kaç›nmam›z mümkün de¤ildir. Bu-
gün için Türkiye’nin ve Türk insan›n›n tek ç›kar yolu bütün zor gün-
lerinde oldu¤u gibi Atatürk’e s›rt›n› dayamak, bütün milli güç un-
surlar›n› biraraya getirerek hiçbir mücadele, vicdan, ahlak ve inanç
sistemine uymayan korkunç terörist sald›r›lara karfl› milli birlik ve
beraberlik duygular› içinde birarada durmakt›r.
Sivillere dönük terörün amac› halk› terörize ederek düzeni boz-
mak, insanlar aras›ndaki birlik duygusunu k›rmak ve onlar› bölmek,
yapay gruplaflmalara yol açmak, insanlar› y›ld›rmak ve onlar› her-
kesten ve her fleyden flüphe eder hale getirip bar›fl, huzur ve istik-
rar ortam›n› yok etmektir. Türkiye bütün sorunlar›na ra¤men bulun-
du¤u zor co¤rafyada istikrar› ve güven ortam› ile örnek bir ülkedir.
Bugün bu zor günleri de aflabilece¤imizin tam inanc›nda ve güve-
ninde olarak yüzümüzü, üzerinde yaflad›¤›m›z bu eflsiz vatan›n ku-
rucusu o büyük adama dönmeli ve ortak paydam›z olarak onun
gösterdi¤i ülküde birleflmeliyiz.
Bizler ba¤›ms›zl›¤›m›z, huzurumuz ve refah›m›z için çok daha
güçlü düflmanlara karfl› çok daha büyük mücadeleleri bile baflar›y-
la geçmifl bir milletiz. Bu zorlu süreci de omuz omuza vererek yine
aflaca¤›z. Baflka sald›r›lar, baflka ölümler, baflka ac›lar da yaflayabi-
liriz, ancak ne olsursa olsun bunu da aflaca¤›m›za inanc›m›z ve gü-
venimiz tam olmal›d›r. Bu alçakça sald›r›lar› düzenleyenlerin amaç-
lar›na ulaflamamalar› için, ac›lar›m›z› içimize gömerek, ama gele-
cekteki yine huzurlu ve düzenli günlere ancak elbirli¤iyle varaca¤›-
m›za inanarak birarada durmak zorunday›z. Bunu yapamad›¤›m›z
504 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

an teröristler amaçlar›na ulafl›rlar. Halk› terörize edebildiklerine ve


amaçlar›na ulaflt›klar›na inan›rlar. Ve bu durum teröristlerin sade-
ce cüretini art›rmaya yarar.
Teröristlerin içerideki ve d›flar›daki ba¤lant›lar›n›n çökertilmesi
için Türkiye’nin ve dost ülkelerin bütün istihbarat ekipleri ve emni-
yet unsurlar› büyük bir kararl›l›kla görevlerinin bafl›ndad›r. Bizler de
onlar›n görevlerini yerine getirebilmeleri ve bir an önce bu beladan
bizi ç›karabilmeleri için bizden bekledikleri iflbirli¤ini ve manevi
deste¤i onlara sunmal›y›z. Bugün siviliyle, askeriyle, resmi ve özel
kurum ve kurulufllar›yla, iktidar›yla ve muhalefetiyle, polisiyle, istih-
barat ekipleriyle ve jandarmas›yla, akademik kurumlar›yla ve gö-
nüllüleriyle, k›sacas› yaflayan bütün unsurlar›yla, bu belay› birara-
da çözece¤ine inanm›fl bütün milli unsurlar›yla birarada durmak
zaman›d›r.
Bizler, AKUT ve AKUT’lular, bu topraklar›n ba¤r›ndan yetiflmifl
gönüllü bir sivil toplum örgütü olarak, ne olursa olsun, bu terör be-
las› hangi noktaya tafl›n›rsa tafl›ns›n, ne bedeller ödenirse ödensin,
ne tehlikeler yarat›l›rsa yarat›ls›n, aziz milletimiz ve kutsal sayd›¤›-
m›z Cumhuriyetimiz için her an ve her koflulda göreve haz›r›z. Bü-
tün ac›lar›m›z› içimize gömerek, gerekirse gözümüzü k›rpmadan
kendimizi feda etme kararl›l›¤›nda, büyük Atatürk’ün gösterdi¤i ül-
küde yurdumuza hizmet edece¤iz.
Osmanl› devlet gelene¤inde, Osmanl›’n›n muazzam gücünün
kaynaklar›ndan biri olan bir yaklafl›m vard›r. Bu sözü dernek içinde
ikinci kez ve yine gayet bilinçli olarak kullan›yorum; “Ölen ölür ka-
lan sa¤lar bizimdir.” Bizler ayakta oldu¤umuz sürece hiçbir fley için
geç de¤ildir.
Son olarak, son günlerde terörist sald›r›larda hayat›n› kaybeden
tüm insanlara inançlar› do¤rultusunda Tanr›dan flefkat ve yak›nla-
r›na sab›r ve baflsa¤l›¤› diliyorum.
Allah milletimizi korusun.
Nasuh
Kitab›m›n bu bölümünde, Milli Güvenlik Akademisi’nde al-
d›€›m e€itimle birlikte kendimi gelifltirmeyi çok istedi€im ülke-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 505
nin hassas konular› ile ilgili de€iflik zamanlarda yazd›€›m maka-
leleri sizlerle paylaflmak istiyorum. Bir yandan AKUT’taki arka-
dafllar›mla AKUT’un sorumluluk alan› içindeki arama / kurtar-
ma ve acil durumlar konular›ndaki çal›flmalar›m›z› sürdürürken,
di€er yandan da her fleyden daha çok de€er verdi€imiz devleti-
mizin güvenli€i ve bekas› ve milletimizin refah› konular›nda
kendimi gelifltirmeyi, bilgi birikimimi art›rmay› ve neredeyse
her yeri ele geçirmifl kirli bilgiden kendimi kurtarabilmek ve ül-
ke için en do€ru olan› bulabilmek amac›yla okuma, ö€renme,
tart›flma, düflünme ve bunlar› yaz›ya dökme çabalar›m› sürdür-
düm. Bu makaleler bu hassasiyet içerisinde üretildi. Kitab›m› bir
araya getirirken bu makalelerden de faydaland›€›m için arada
baz› tekrar eden paragraflar dikkatinizi çekebilir. Makalelerin
bütünlü€ü bozulmas›n diye bu tekrarlar› ç›karmad›m.
Bu mütevaz› yaz›lar›, vatan›n› ve milletini her fleyden çok se-
ven bir adam›n do€ru oldu€una inand›€› bilgileri paylaflma arzu-
su olarak de€erlendirin lütfen.
‹lk olarak; sadece ve sadece insana ve her fleyin bafl›n›n da
sonunun da insan oldu€una inanan biri olarak; ulusal güvenli€i-
mizin en önemli unsuru olarak gördü€üm insan temal› araflt›rma
yaz›mla bafllamak istiyorum. Her zaman fluna inand›m; “Yanl›fl
insanla do€ru ifl olmaz.” Bu nedenle etraf›mda yanl›fl insan ba-
r›nd›rmad›m, yaflad›€›m s›k›nt›lar›n önemli bir sebebi de budur
san›r›m.
506 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

ULUSAL SAVUNMANIN EN ÖNEML‹ UNSURU


OLAN, TAR‹H BOYUNCA ÖVÜNDÜ⁄ÜMÜZ
‹NSAN GÜCÜMÜZ NEREYE G‹D‹YOR

Her devlet, iç ve d›fl tehditler olarak flekillenen, bekas› ve güven-


li€i ile milletin refah›na yönelen tehditlere karfl›, kendi tehdit al-
g›lamalar›na göre tedbirler almak zorunda kalm›flt›r. Tehdit de-
€erlendirmelerinin as›l ifllevi; belirlenecek tehdit / risklere karfl›
al›nacak tedbirleri içeren milli güvenlik siyasetinin tespitine yön
vermesidir.
Her ülke, kendi tehdit / risk alg›lamalar›na göre bir milli gü-
venlik siyaseti belirlemek durumundad›r.
Bu tan›mdan yola ç›karak “Ulusal Savunma”y› ele ald›€›-
m›zda flu aç›l›m› yapabiliriz; yurdumuzu, devletimizi ve milleti-
mizi her çeflit ve her yönden gelebilecek tehlikelere karfl› koru-
mak amac›yla maddi ve manevi bütün ulusal kuvvetleri bu u€ur-
da kullanmak için gereken haz›rl›klar› vaktinde yapmak ve bir
gereklilik halinde de bu unsurlar› en büyük verimlilik ve karar-
l›l›kla kullanarak sonuca ulaflmakt›r.
Ulusal Savunma’n›n amac›, milli ülkü etraf›nda tam bir bir-
lik ve bütünlük halinde toplanm›fl olan ulusun maddi ve manevi
bütün kuvvetlerini ulusal savunma u€runda kullanmaya haz›r
olmas› ve gerekti€inde tereddütsüz olarak kullanmas›n›n sa€lan-
mas›d›r. Ulusal savunma zaman zaman yanl›fl de€erlendirilerek
sadece askerleri ve milli savunma birimlerini ilgilendiren bir
mesele olarak alg›lan›r. Oysa ulusal savunma milletin bütün
fertlerinin, devletin, hükümetin ve ülkedeki bütün birimlerin or-
tak meselesidir ve tam manas›yla ulusal bir davad›r. Ulusal Sa-
vunma aralarda üzerinde düflünülecek ve projeleri k‛t üzerin-
de tutulacak bir konu de€ildir. Devletin ve yurttafllar›n her za-
man birinci önceli€inde olmas› gereken ve üzerinde çal›fl›l›p ge-
lifltirilerek, her türlü geliflmeye karfl› her zaman proaktif / önal›-
c› olarak haz›r olunmas› gereken hayati bir konudur.
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 507
Devletlerin, ülkelerine güvenlik ve refah sa€lamak ve bu un-
surlar› gelifltirmek olan de€iflmeyen görevlerinin uygulama afla-
mas›nda karfl›laflt›€›m›z Ulusal Güvenlik ve Ulusal Savunma
için kulland›klar› güç ve imkânlar›n tümüne Milli Güç denir. Bu
milli güç unsurlar›; insan gücü, co€rafi güç, askeri güç, ekono-
mik güç, siyasi güç, sosyo-kültürel güç ve bilimsel-teknolojik
güç olarak s›n›fland›r›labilir. Milletlerine sunacaklar› refah ve
güvenlik aras›nda bir denge oluflturabilmek için devletler, önce-
likle sahip olduklar› milli güç unsurlar› aras›nda bir denge olufl-
turmak zorundad›r, çünkü bu güç unsurlar› ayr›lamaz bir biçim-
de birbiri ile iliflkili ve karfl›l›kl› ba€›ml›d›r.
“‹nsan Gücü”, di€er bütün unsurlar›n›n planlanmas› ve uygu-
lanmas› sözkonusu oldu€u andan itibaren en önemli faktör olarak
karfl›m›za ç›kar. Çünkü do€al bir zorunluluk olarak insanlar›n ha-
yat›na ait olan her fley insanla bafllar ve yine insanla biter. Di€er
güç unsurlar›n›n tamam› insan gücü faktörünün çarpan etkisiyle
büyük bir atlama ile son derece etkin pozitif bir bileflen haline
dönüflebilirler, yeter ki bu unsurlar› do€ru de€erlendirip uygula-
ma aflamas›nda do€ru hamleler yapabilecek kapasitede insan gü-
cümüz olsun. Elbette ki bu denklem tersine de ifller, yetersiz
ve/veya yanl›fl insan gücü ile, do€al olarak sahip oldu€unuz co€-
rafi güç bile milli güce negatif bir faktör olarak etki edebilir.
Herhangi bir alanda “‹nsan” faktörünü de€erlendirebilmek
için, öncelikle insan›n ne oldu€unu, nas›l tan›mlanabilece€ini
kabaca da olsa anlamam›z gerekir. Sürekli de€iflim ve geliflim
içinde bulunan, yap›c› - y›k›c› ve yarat›c› - yok edici özellikleri,
biyolojik ve kültürel ögeleri, her bireyinde kendine özgülük ni-
telikleri ile insan, yap›s› itibar›yla oldukça karmafl›kt›r. Do€al
olarak yaflam›n› sürdürme ve di€er canl›lara göre önemli bir üs-
tünlük olarak yaflam›n› gelifltirme arzusu ve potansiyeli ile dün-
yaya gelen insan, bu amac›na ulaflabilmek için, kurdu€u toplum-
sal düzenlerde hep bu yönde çal›flmak zorunda olmufltur. Aksi
taktirde kendilerini bu konuda daha çok gelifltiren ve haz›rl›kl›
olan toplumlar›n, tarih boyunca daha az geliflmifl di€erlerine
yapt›€› gibi yok olmaya veya ezilen, kullan›lan toplumlar olma-
ya mahkûm olurlar.
Çok basit bir tarih dersi gösterecektir ki içgüdüsel olarak in-
508 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
sanlar, dünya üzerindeki k›s›tl› kaynaklar› hemcinsleriyle kar-
deflçe ve eflit olarak paylaflma konusunda son derece isteksizdir-
ler. Bu paylafl›mdan en çok pay› alabilmek için de, o günün güç
dengeleri, teknolojisi ve uluslararas› iflbirlikleri çerçevesinde,
bundan binlerce y›l önce sahip olduklar› vizyon ve öncelikler-
den ne daha az, ne de daha çok istekli veya daha iyi, daha kötü
niyetlidirler. Geçmiflin kabileleri, bugünün devletleri olarak bü-
tün insan topluluklar› ›rksal, dinsel, etnik, kültürel, dilsel veya
co€rafi birtak›m ba€lant›larla kendilerine yak›n bulduklar› di€er
topluluklarla birleflerek, yine ayn› gerekçelerle kendilerinden
uzak oldu€unu de€erlendirdikleri topluluklara karfl›, dünya üze-
rindeki kaynaklar›n paylafl›m› konusunda mücadele etmifllerdir.
K›l›çtan nükleer silahlara kadar çok genifl bir yelpazede ça€›n
savafl teknolojileri ve silahlar› bu mücadelenin sonuçlar›n› ve öl-
çe€ini belirleyen en önemli unsurlar olmufltur.
Geçti€imiz yüzy›lda yaflanan iki dünya savafl› ve sonras›nda-
ki iki kutuplu dünya ve yüzy›l›n son sürecinde tek kutupa inen
dünya sistemi herkese göstermifltir ki, art›k uluslar topyekün bir
harbe girerlerse sonuç harbe taraf olan herkes için geçmifl dö-
nemlere k›yasla çok daha a€›r ve ac› olacakt›r. Öncelikler ve ni-
yetler hiçbir flekilde de€iflmemekle birlikte, hatta küresel nüfu-
sun art›k gerçekten de k›s›tl› kaynaklar› iyice k›ymetlendirmesi-
ne ve en zengin ve en yoksul devletler aras›ndaki uçurumun ta-
rihin bugüne dek görmedi€i ölçeklere ulaflmas›na ra€men, bu-
gün için akl› bafl›nda hiçbir devlet ve insan sonuçta topyekün y›-
k›ma kadar gidebilecek bu tür bir çat›flmay› göze alamaz.
Bu olgular ve zorunluluklar dolay›s›yla günümüzde devletler
birbirlerine üstünlük sa€lama ve sonucunda k›s›tl› olan küresel
kaynaklardan en yüksek pay› kapma konusunda gösterdikleri
mücadeleleri cayd›r›c›l›k ve meflruiyet yaratma gibi birtak›m ça-
t›flma d›fl› metodlarla sürdürmektedirler. Bu metodlar› en iyi ge-
lifltiren, en iyi uygulayan, kendisini di€er devletlere en iyi ifade
eden ve bu anlamda en büyük deste€i alabilen devletler veya
devletlerin oluflturdu€u birlikler bu küresel oyunda kazançl› ç›k-
makta ve kendi kültürlerine gelecekte de varolma imkân› yarat-
maktad›rlar. Devletler insan topluluklar›ndan oluflur ve devletler
ölçe€inde yaflanan “küreselleflme” ad› verilen ve mümkün oldu-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 509
€u kadar kans›z sürdürülmeye çal›fl›lan bu mücadelede her dev-
letin elindeki en büyük güç yine insand›r.
Devletlerin dünya sisteminde etkinli€ini önemli ölçüde belir-
leyen unsurlar›n bafl›nda kuvvetler etkileflimi içindeki rolü ve je-
ostratejik konumu, bir de kültürü gelir. Ekonomi, toplum yap›s›,
bilim ve teknoloji, enformasyon ve iletiflim teknolojileri, e€itim,
demografi, insan kaynaklar›, sa€l›k, enerji, siyasi yap›, hukuk
düzeni gibi alt unsurlar bu iki temel olgudan etkilenerek flekille-
nir. Bu iki temel olgu ve ba€l› – ba€›ml› tüm alt unsurlar insan
faktörü ile do€rudan etkileflim içindedir. Toplumlar›n temel ya-
p›tafl› olan insan›, güçlü ve asil ya da güçsüz ve sefil yapan en
önemli unsur da e€itimdir. E€itimi, yetiflkin neslin bir plana ve
gayeye (Milli Hedefler ve Milli Menfaatler) göre genç neslin be-
deni ve ruhi gelisimini sa€lamas› veya toplumun gereksinimleri
do€rultusunda bireyler yetifltirilmesi fleklinde tan›mlayabiliriz.
Büyük önder Atatürk’ün kurdu€u Türkiye Cumhuriyeti’nin
gelece€i için yetifltirmek zorunda oldu€u insan özelliklerine
bakt›€›m›zda ilk anda flu nitelikleri alt alta yazabiliriz; Kendine
güvenen, özgürce düflünen, düflündü€ünü eyleme dönüfltürebi-
len, vatandafll›k bilincine sahip, yurtta ve dünyada bar›fl› benim-
seyen, cumhuriyet yönetimini yaflam biçimi olarak benimseyen,
ekonomik yönden yap›c› ve etken, pozitif bilimi esas alan, güzel
sanatlar› seven, fizik ve düflünce yönünden geliflmifl, erdemli,
kendi benli€ine, ulusuna ve vatan›n ba€›ms›zl›€›na düflman olan
unsurlarla savaflma gere€ine inanm›fl, insan - ulus ve yurt sevgi-
si olan, ba€›ms›zl›k onuruna sahip, dogmaya kapal›, bilime ve
bilimsel düflünceye aç›k, dinamik düflünceyi, dinamik devrimi
ve aç›k toplum idealini benimseyen. K›sacas› devletimizin beka-
s›n› ve güvenli€ini ve milletimizin refah›n› tesis etmek, bölge-
mizde lider ülke olmak, dünyan›n gelece€inde geçmiflte oldu€u
gibi yine etkin aktörlerden biri olmak amac›yla milli güç unsur-
lar›m›z› en verimli flekilde kullanabilmek istiyorsak, ça€dafl in-
san modelinin tüm özelliklerine ve gereklerine sahip olan birey-
ler yetifltirmek zorunday›z.
‹nsan topluluklar›n›n yaflamlar›n› sürdürebilmesi yard›mlafl-
ma, dayan›flma ve iflbirli€i yeteneklerine ba€l›d›r. Çünkü bu ye-
tenekler o toplulu€un ça€›n de€iflen koflullar›na ve yeni tehditle-
510 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
rine ayak uydurmas›n› ve sahip olduklar› güç unsurlar›n›n siner-
jik bütünleflmesi sonucunda da al›nan önlemler ve gelifltirilen sa-
vunma mekanizmalar› ile o toplulu€un hayatta kalmas›n› sa€lar.
Toplumlar›n oluflturdu€u sosyal yap› ise ulusal güvenli€i be-
lirleyen en önemli unsurdur. Bütün hayati önemine ra€men bu
kavram toplumsal yap›daki bozulmalara karfl› fazlas›yla duyar-
l›d›r. Ekonomik yap›daki bozukluklar, yolsuzluk ve rüflvet, din
ve etnik unsurlar›n istismar›, çevre sorunlar›, adalet sisteminde-
ki çarp›kl›klar, ahlaki bozulmalar ve demografik çat›flmalar bi-
reysel ve ulusal güvenli€in öncelikli sorunlar›d›r. Özellikle fark-
l› sosyal yap›lar›n var oldu€u toplumlarda ve gelir da€›l›m› far-
k›n›n yüksek oldu€u ülkelerde sosyal yap›n›n ulusal güvenli€e
olan etkisi çok fazlad›r.
Sosyal yap› ve ulusal güvenlik kavram› birbirleri ile do€ru-
dan etkileflim içinde olan kavramlard›r. Öyle ki sosyal yap›n›n
sa€laml›€› ulusal güvenli€i, ulusal güvenli€in gücü ise sosyal
yap›y› do€rudan etkilemektedir. Her örgütlü toplumda unsurlar
aras›nda do€al olarak karfl›l›kl› ba€›ml›l›k vard›r. Buna göre bir
bütün olarak toplum sistemi, onu oluflturan her önemli parças›-
na ba€›ml›d›r, ayn› flekilde her önemli parça da sisteme ba€›m-
l›d›r ve bu önemli parçalar›n tamam› da sistemin di€er parçala-
r›na ba€›ml›d›r. Toplumsal yap› ve ulusal güvenlik aras›ndaki et-
kileflim kaç›n›lmaz bir sosyolojik gerçektir. Çünkü hiçbir ulusal
güvenlik sistemi, sosyal yap›dan ba€›ms›z olarak oluflamaz.
Ulusal savunma sisteminin bafll›ca dayanak noktalar›n› milli
birlik ve beraberlik duygusu ve kuvvetli ve sa€lam bir milli ka-
rakter ile bütünleflmifl bir millet, yer alt› ve yer üstü kaynaklar›-
m›z›n en iyi flekilde de€erlendirilerek planl› kalk›nmaya dönük
sanayileflme ve endüstriyel büyüme, ve 21. yüzy›l›n en önemli
unsurlar›ndan olan her alanda bilimsel araflt›rma ve gelifltirme
faaliyetleri oluflturmaktad›r. Türk toplumu bu unsurlar›n eksik
ve/veya yetersiz planlanm›fl olmas›n›n bedellerini, son yüzy›l
içinde 1. Dünya Savafl›’ndaki kanl› iç isyanlardan, K›br›s Bar›fl
Harekat›’ndaki d›fla ba€›ml› savunma sanayiinin engellerine ka-
dar, çok a€›r olarak defalarca ödemek zorunda kalm›flt›r. Güçlü
bir ulusal savunma için bu ac› deneyimlerden mutlaka ders ç›ka-
r›lmal›d›r.
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 511
Ulusal güvenlik ile sosyal yap›n›n etkileflimini incelerken de-
mografik yap›y› mutlaka dikkatlice irdelemek gerekir, çünkü
nüfus ve insan gücü bir ülkenin en büyük sermayesidir. ‹nsan
kaynaklar›n› milli güç unsurlar›n›n bafl›nda gelen etkin insan gü-
cü olarak de€erlendirebilmek için birtak›m olmazsa olmaz flart-
lar vard›r. Bunlar; ça€›n gerektirdi€i flartlara uygun flekilde bir
genel e€itim düzeyine ulafl›lmas›, ülkenin ça€›n de€iflen koflul-
lar› ve öncelikleri do€rultusunda ihtiyaç duyaca€› insan kayna-
€›n› yetifltirmeye dönük planl› e€itim ve ö€retim yap›lmas›, nü-
fusun her düzeyinin göz önünde bulundurularak dengeli mesle-
ki e€itimin sa€lanmas›, tam istihdam›n güvence alt›na al›nmas›,
sa€l›k bak›m›ndan yeterli olanaklarla donat›lm›fl olmas› olarak
s›ralanabilir. Bu flartlar›n yerine getirilmesi nüfus art›fl h›z› ile
yak›ndan ilintilidir.
Do€al olarak kontrolsüz ve afl›r› nüfus art›fl›, bunu karfl›laya-
bilmek için belirli bir ekonomik güce ve oturmufl sosyal yap›ya
ihtiyaç duyulmas› nedeniyle, bu flartlar›n yerine getirilmesinin
önündeki en önemli engelidir.
Yukar›da de€inildi€i gibi, afl›r› nüfus art›fl›, e€itimsizlik, bi-
linçsizlik gibi münferit sorunlar, karfl›l›kl› ba€›ml›l›k ilkesi ne-
deniyle de birbirlerini tetikleyerek k›s›r bir döngüye dönüflebile-
cek ve ulusal güvenli€i tehlikeye sokabilecek çok önemli bir
problem olabilmektedir. Çünkü savunma ve güvenlik kavramla-
r› sadece d›fl tehditle s›n›rl› de€ildir. Bir ulusu özgür, ba€›ms›z,
flanl›, yüksek bir toplum olarak yaflatan da, köleli€e, yoksullu€a
düflüren de e€itimdir. E€itimden amaç bireyi nitelikli ve mutlu
k›lmak, nitelikli bireylerin kat›l›m› ile mutlu, kalk›nm›fl, güven-
li ve ça€dafl bir toplum yaratmakt›r. Ça€dafll›k insana yap›lan
yat›r›mla do€ru orant›l›d›r. Çinlilerin; “Bir y›l› düflünüyorsan
bu€day ek, on y›l› düflünüyorsan a€aç dik, e€er yüz y›l› düflünü-
yorsan insan e€it!” sözü insana ve e€itimine verilmesi gereken
önemin ne kadar büyük oldu€unu göstermektedir. Buna göre,
e€itim ve sa€l›k alan›nda do€ru yat›r›mlar ve planlamalar ile in-
san kaynaklar›n›n gelifltirilmesi, tüm nüfusun özellikle kad›nla-
r›n ekonomik ve siyasi hayata kat›lmalar› sa€lanmal›d›r.
Büyük önder Atatürk’e göre, “millî e€itimin gayesi, yaln›z
hükümette memur yetifltirmek de€il, daha çok memlekette ahlak-
512 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
l›, cumhuriyetçi, ink›lapç›, olumlu, at›lgan, bafllad›€› iflleri ba-
flarabilecek kabiliyette, dürüst, düflünceli, iradeli, hayatta rast-
layaca€› engelleri aflmaya kudretli, karakter sahibi gençler ye-
tifltirmektir”. Atatürk, bu niteli€i 1 Mart 1932 günü TBMM aç›fl
konuflmas›nda flöyle dile getirmifltir: “Yetiflecek çocuklar›m›za
ve gençlerimize görecekleri ö€renimin s›n›r› ne olursa olsun, ilk
önce ve her fleyden önce Türkiye’nin ba€›ms›zl›€›na, kendi ben-
li€ine, milli geleneklerine düflman olan bütün unsurlarla müca-
dele etmek gere€i ö€retilmelidir”.

SONUÇ

Ulusal savunma anlam›nda yak›n zaman için düflük olas›l›klar-


dan biri olmakla birlikte savafl süreci yaflan›rsa, (bu makaleyi
2003 y›l› sonlar›nda yazm›flt›m, o günün konjönktüründe öngö-
rüm bu flekildeydi, ancak koflullar›n çok h›zl› ve karmafl›k bir fle-
kilde de€iflti€i bugün için düflüncelerim ne yaz›k ki bu kadar ra-
hat de€ildir - çevremizdeki s›cak çat›flma ve savafl sürecinin
önümüzdeki yak›n dönemde Türkiye’yi de içine çekebilece€in-
den büyük endifle duydu€umu söylemek isterim.) Türk milletinin
son kalesi olan bu vatan mutlaka ve her flart alt›nda sonuna ka-
dar savunulacak ve vatan tehlikeye düfltü€ü taktirde kad›n, er-
kek, genç, ihtiyar herkes, Atatürk’ün “Hatt› müdafaa yoktur,
sath› müdafaa vard›r, o sat›h bütün vatand›r. Vatan›n her kar›fl
topra€› vatandafl kan›yla ›slanmad›kça terk olunamaz” direktifi
do€rultusunda düflman›n gücüne ve say›s›na bakmadan bugün
de sonuna kadar çarp›flacak kararl›l›ktad›r.
Ancak içinde bulundu€umuz ça€da, devletler savafl d›fl› yol
ve yöntemlerle de bask› alt›na al›nabilmekte ve rakip (düflman)
ülkenin amaçlar›na bir tek mermi bile s›k›lmadan sadece ekono-
mik ve siyasi bask›larla da ulafl›labilmektedir. Bugün ulusal sa-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 513
vunma olgusu sadece askeri stratejiler ve savafl koflullar›nda uy-
gulanacak birtak›m taktiklerden çok daha ötede bir anlam ka-
zanm›flt›r ve buna ba€l› olarak çok daha kapsaml› de€erlendiril-
meli ve pek çok de€iflik faktörle iliflkilendirilerek çok boyutlu
olarak planlanmal›d›r.
Ne yaz›k ki bugün için elimizdeki veriler, ülkemizin bu ko-
nuda son derece k›r›lgan bir noktaya do€ru h›zla ilerledi€ini
göstermektedir. Acil olarak önlemi al›nmazsa, insan gücümüz
ve buna ba€l› olarak ulusal savunma imkânlar›m›z ülke güven-
li€ini sa€lamaya yeterli olmaktan uzaklaflma tehditi alt›ndad›r.
Tek tek olaylar› gördü€ümüzde belki fark›na varam›yoruz ama
üst üste koydu€umuzda birtak›m kay›plar geometrik olarak bü-
yümekte ve o ölçekte de güvenli€imizi etkilemektedir. Gelece-
€ine güvenemedi€i için y›llard›r beyin göçü ile kaybetti€imiz
parlak zekâlar, her seviyede görülebilen yolsuzluk ve rüflvet çar-
k› ile iyice zay›flat›lm›fl ve muazzam bir borç yükü alt›nda ezi-
len devletimiz, milletvekillerinin bile aç›k aç›k söylemekten çe-
kinmedi€i güvenilmez bir hukuk sistemi, alt kimliklere bölün-
müfl ve ulus devlet idealinden gittikçe uzaklaflt›r›lan bir millet,
vergi ve sosyal güvenlik gibi hak ve yükümlülüklerin eflit olarak
paylaflt›r›lamamas›ndan dolay› gittikçe hukuk d›fl› davranmaya
itilen insanlar›m›z, siyasetçilerin oy toplama u€runa sisteme gü-
veni zedeleyen gerekli-gereksiz ekonomik ve sosyal aflar ç›kart-
malar›, tarih boyunca bafl› dik durmufl milletimizi sadaka kültü-
rüne al›flt›rarak ahlaki de€erlerimizi yerle bir etmeleri, hemen
her alana yay›lm›fl mafyan›n namuslu vatandafllara kurdu€u bas-
k›, bölücü ve irticai tehditlerin devam etmesi ve benzeri unsur-
lar ülkemizin ulusal savunma imkânlar›n› kaç›n›lmaz olarak kri-
tik noktaya do€ru götürmektedir.
Bugün içinde bulundu€umuz sürecin nas›l bu noktaya kadar
geldi€ini anlayabilmemiz için, öncelikle bakt›€›m›z yeri ve öl-
çe€i de€ifltirmemiz gerekmektedir. Devletlerin hayat›, insan öm-
rüne k›yasla çok daha uzundur, dolay›s›yla etki-tepki süreçleri
de bu oranda farkl›d›r. Bazen 10 y›l, 50 y›l hatta yüzlerce y›lda
yaflanan olaylar, tarih kitaplar›nda sadece birkaç sat›r içinde ifa-
de edilerek geçilir. Bugün için, gelece€i öngöremeden kendi in-
sani ölçe€imiz ve vizyonumuzla bakarak, son derece masumane
514 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
olarak alg›lama ve de€erlendirme yan›lsamas›na düflebilece€i-
miz, kitlelerin e€itiminde ve yönlendirilmesinde büyük bir gücü
olan medya ve onun günümüzdeki en boyal› oyunca€› magazin
ve televole kültürü-kültürsüzlü€ü, t›pk› bir uyuflturucu madde
ba€›ml›l›€› gibi, ne yaz›k ki bizim düflündü€ümüzden çok daha
büyük bir tehdittir.
Türkiye’de son 10 y›lda yaz›l›, görsel ve iflitsel medyan›n uy-
gulama konusunda geldi€i nokta ve kaç›n›lmaz olarak birinci
derecede etkileme gücüne sahip oldu€u Türkiye Cumhuriyeti
vatandafllar›nda yavafl yavafl ama planl› bir flekilde yaratt›€› de-
€iflim, kurucu iradenin kimli€ine, ahlak›na ve vizyonuna ayk›r›
bir toplumun flekillendirildi€i bir tezgâh haline dönüflmüfltür.
Kiflisel kanaatim olarak, uygulay›c›lar›na çok h›zl› bir sosyo-
kültürel ve ekonomik geliflim f›rsat› veren bu tezgâhta, k›sa dö-
nem menfaatleri u€runa buna içeriden alet olanlar›n ihanet de€il
ama aymazl›k içerisinde oldu€unu düflünüyorum. Ulusal savun-
mam›z›n en önemli gücü olan insan kayna€›m›z› tüketen bu ge-
liflmelerin, kendi kafamda yapmaya çal›flt›€›m uzun döneme dö-
nük projeksiyonlar›nda, büyük bedeller ödenerek ve yokolma-
n›n efli€indeyken belki de son bir flans olarak, Mustafa Kemal
gibi tarihte efli görülmemifl bir liderin bize nasip edilmesi saye-
sinde kazand›€›m›z Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekas›na,
güvenli€ine ve milletimizin refah›na çok önemli bir tehdit oldu-
€unu düflünüyorum.
Devletleri var eden unsur, onun kuca€›nda birlikte yaflama is-
te€inde bulunan ve bunu koruma azmi ve kararl›l›€›nda olan
milletidir. Devletin görevlerinden biri de, kendi bekas›n› ve gü-
venli€ini sa€layan milletini oluflturan her bir yurttafl› do€du€u
günden itibaren, en iyi flekilde yetifltirilmesi, e€itilmesi, yete-
nekleri ve seçimleri do€rultusunda en uygun f›rsatlar›n yarat›l-
mas› ve elbette yaflam› boyunca daha pek çok sosyal imkân›n
sunulmas›d›r. Sözün özü, her fleyin bafl› insand›r. Devlet, insan›-
na yat›r›m yapt›€› ölçüde güçlenir ve yeni kuflaklara o oranda
daha büyük hizmet eder. Bu hizmet anlay›fl› karfl›l›kl›d›r ve bir-
likte ilerlemeyi ve büyümeyi getirir. Karfl›l›kl› güven iliflkisinin
sa€land›€› ortamlarda devlet kazan›r, vatandafl kazan›r, herkes
kazan›r.
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 515
Bu sinerjiyi yaratabilmek için devletin resmi güçlerinin yan›
s›ra, en az onlar kadar etkin olabilecek 4. (medya) ve 5.
(STK’lar) güçlere de büyük görev ve sorumluluk düfler. Bu aç›-
dan bak›ld›€›nda, medyan›n, gelece€in beyinlerine, üretken ak›l
ve ellerine, yani bugünün tertemiz ve saf çocuklar›n›n zihin ha-
ritalar›na televole ve magazin kültürsüzlü€ünü ekmesi, uzun dö-
nemde bizim için büyük bir tehdittir. Çünkü bugünün çocuklar›
gelece€in üreticileri, ifladamlar›, sanayicileri, sanatç›lar›, edebi-
yatç›lar›, sporcular› ve askerleri olacakt›r. Gelecekteki insan
kayna€›m›z›n bu tezgâh›n elinden geçmesi, gelece€imiz için bü-
yük bir tehdittir. Bu konuda; “be€enmeyen seyretmesin”, “bil-
mem kaç tane televizyon kanal› var, isteyen istedi€ini seyreder”,
veya “en çok ‘rating’i alan programlar bunlar, dolay›s›yla insan-
lar bunu istiyor, biz de onlara istediklerini veriyoruz”, “bütün
dünyada benzeri programlar var” gibi bir savunma yapmak ve
bu savunma karfl›s›nda eli kolu ba€l› durmak, en az›ndan ay-
mazl›kt›r. Bugün en çok sunulan ve dolay›s›yla takip edilen ha-
berler, cinayet, flantaj, kavga, seks, magazin, özel hayat, futbol
konular›ndad›r. Bugün cinayet haberleri ve özel hayata ait konu-
lar bile insanlara ucuz bir fotoroman fleklinde canland›rmalarla
veya gerçek karakterlerin kat›l›m›yla sunulmaktad›r, bir sat›rla
ifade edilecek haber dakikalarca sanki ödüllük bir film prodük-
siyonu yap›l›yormufl edas›yla haz›rlanmakta ve bu haz›rl›€›n be-
deli de bu ülkenin özkaynaklar›ndan ödenmektedir.
Büyük önderimiz Atatürk’ün dedi€i gibi; “Yaln›zca ufku gör-
mek yetmez, ufkun ötesini de görmek gerekir” sözünden, bu top-
raklarda yaflayan her kifli ve kurum vazife ç›karmal›d›r. Bu ko-
nuda elbette ki birinci sorumlu devletin ta kendisidir. Bu devlet,
ulusal bütünlü€ümüze ve savunmam›za tehdit olan her fleyle il-
gili gerekli düzenlemeleri sa€layacak ve uygulayacak her türlü
kuruma sahiptir. Eksik olan, belki de son elli y›lda her alanda bi-
ze büyük bedel ödeten zihniyet sorunudur. Ancak ufkun ötesini
göremeyen ve k›sa dönem menfaatleri u€runa, güzelim ülkemi-
zin gelece€ine dinamit yerlefltiren günü kurtarma zihniyeti de-
vam etti€i sürece gelecekte de Türkiye kaybetmeye devam ede-
cektir. Ulusal savunma imkânlar›m›z›n ekonomik, siyasi ve sos-
yal bask›larla zay›flat›lmas› devam ederse, belki bir savafl duru-
516 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
muyla de€il ama sadece zaman içerisinde devletimizin bekas› ve
güvenli€i ve milletimizin refah› tehlikeye girebilecektir.
Ülkemizi, içinde bulundu€u d›fla ba€›ml›, sanayileflememifl,
geliflememifl, vatandafllar› aras›nda eflitlik, adalet, sosyal güven-
lik ilkelerini tam olarak tesis edememifl dolay›s›yla devletine gü-
veni sars›lm›fl bir halk konumundan ç›karman›n en etkin yolu si-
yasi, ekonomik, teknolojik, e€itimle ilgili bütün yenilik ve ça€-
dafllaflma hareketlerinin süratle ve kararl›l›kla yap›lmas› gerekli-
li€i ve flart›d›r. Bunlar yap›lmadan ulusal savunman›n olmazsa
olmaz koflulu olan nitelikli insan gücü eksik kalaca€›ndan, etkin
bir ulusal savunmadan söz etmek mümkün olmayacakt›r.
‹kinci olarak, toplumlar›n demografik geçifl süreçleri ve Tür-
kiye’nin bu konudaki durumu ile ilgili yazd›€›m bir makalemi
paylaflmak istiyorum. Di€er makalelerimi de arka arkaya okuya-
bilirsiniz.

21. YÜZYILIN ‹LK YARISINDA, NÜFUSUMUZA


BA⁄LI OLARAK B‹Z‹ BEKLEYEN FIRSAT VE
TEHD‹TLER

Devletlerin gücü, onlar› var etme ve yüceltme konusunda karar-


l› olan vatandafllar›ndan gelir, Devlet vatandafl›yla varolur. Bu-
radan hareketle, 21. yüzy›l›n ilk 25-40 y›ll›k süreci itibariyle,
Türkiye’nin genç nüfusu üzerine, de€erli dostum Can F. Gürle-
sel’in büyük bir özveri ile haz›rlad›€›; Türkiye’nin Kap›s›ndaki
F›rsat, 2025’e Do€ru Nüfus, E€itim ve Yeni Aç›l›mlar adl› çal›fl-
mas›ndan derledi€im birtak›m bilgilerle konuyu dikkatinize su-
naca€›m.
Türkiye, nüfus yap›s›n›n iç dinamiklerine ba€l› olarak önü-
müzdeki 25-40 y›ll›k süre içerisinde çok önemli bir f›rsat pence-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 517
resi içine girmekte, hatta son birkaç y›ld›r girmifl bulunmaktad›r.
Bu konuyu biraz daha açarak neden elimizi çabuk tutmam›z ge-
rekti€ini sizlerle paylaflmak istiyorum.
Tüm toplumlar, 100-200 y›l aras›nda de€iflen aral›klarla de-
mografik dönüflümler geçirir. Nüfus biliminde “demografik ge-
çifl süreci” olarak adland›r›lan bu dönüflümler üç evrede gerçek-
leflir ve her evrede farkl› nüfus özellikleri gözlenir. Birinci döne-
min en temel özelli€i; h›zl› nüfus art›fl oranlar›d›r. Buna ba€l›
olarak 0-24 yafl gurubun, yani e€itim ça€› nüfusunun toplam nü-
fus içindeki oran› yüksektir. ‹kinci dönemde, nüfus art›fl h›z› ya-
vafllama e€ilimine girer. Bu aflamada çal›flabilir nüfusun (15-64
veya 24-55 aras›) toplam nüfus içindeki pay› en yüksek seviye-
dedir. Üçüncü dönemde ise, nüfus art›fl h›z› s›f›rlan›r ve gerileme
bafllar. Bir di€er deyiflle nüfus azalmaya ve yafllanmaya bafllar.
Türkiye bir süredir, demografik geçifl sürecinin toplumlar
için “F›rsat Penceresi” olarak nitelendirilen ikinci evresinde bu-
lunmaktad›r ve bu süreç en az 25 y›l daha sürecektir. Türkiye’de
nüfus art›fl h›z› beklenenin üzerinde yavafllam›fl durumdad›r ve
bu sayede e€itimde ilk kez niceli€i de€il niteli€i ön plana ç›kart-
mak ülkemiz için art›k mümkün hale gelmektedir. Nüfus art›fl
h›z›n›n yavafllamas›, nüfusun azald›€› anlam›na gelmiyor. Türki-
ye nüfusu 1970 y›l›nda 35.6 milyon iken, 2000 y›l›nda 67.8 mil-
yona ulaflt›. Nüfusumuz elbette artmaya devam ediyor ancak es-
kisi kadar h›zl› de€il. Buna ba€l› olarak nüfus içerisindeki fark-
l› yafl guruplar›n›n toplam nüfusa olan oran› da de€ifliyor ve bi-
ze f›rsat penceresini açan olgu da bu durumdan kaynaklan›yor.
Türkiye’de çocuklar›n toplam nüfusa oran› azal›yor ve 2000 y›-
l›ndan bu yana ülkemiz h›zla artan bir genç ve yetiflkin nüfusa
sahip oluyor. Türkiye, çal›flabilir nüfusun toplam nüfus içindeki
pay›n›n en üst noktaya ulaflaca€› 2000-2025 y›llar› aras›nda
“F›rsat Penceresi” ad› verilen bu demografik süreci yaflayacak-
t›r. Yarataca€› çal›flan nüfus potansiyeli nedeniyle, bu dönem
ekonomik büyüme için en uygun koflullar› tafl›yor, ve bu yüzden
toplumlar›n hayat›nda “F›rsat Penceresi” olarak adland›r›l›yor.
Ülkemizde 2000-2025 y›llar› aras›nda nüfus art›fl h›z› yavafl-
lamaya devam edecek. Demografik öngörüler, Türkiye’de nüfu-
sun 2025 y›l›nda 90 milyona, 2050 y›l›nda 98 milyona ulaflaca-
518 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
€›na iflaret ediyor. Türkiye’de 2000-2025 y›llar› aras›nda genç
nüfusun mutlak olarak art›fl› önce duruyor. Bir dönem sonra ise
genç nüfus, hem mutlak hem de toplam nüfus içindeki pay ola-
rak azal›yor. Türkiye 2025 y›l›ndan sonra genç nüfuslu bir ülke
olmaktan ç›kmaya bafllayacak. Dolay›s›yla, genç nüfus politika-
lar›n›n yerini yetiflkin nüfus politikalar›na b›rakmas› gerekecek.
Uzunca bir süredir Türkiye’deki iç dinamiklerin ve yönelim-
lerin hemen hemen tamam› Avrupa Birli€i üyelik süreci çerçe-
vesinde flekilleniyor. Bu nedenle, Avrupa k›tas›n›n bu süreç içe-
risinde nas›l bir demografik süreç yaflad›€›na da bakmam›z, ken-
dimizi ona göre konumland›rmam›z ve planlar›m›z› bu bilgiler
›fl›€›nda yapmam›z gerekmektedir. Avrupa k›tas›, Türkiye’den
farkl› bir de€iflim süreci yafl›yor. Avrupa ülkeleri demografik sü-
reçlerinin üçüncü ve son aflamalar›n› yafl›yorlar. Yani Avru-
pa’n›n nüfusunun artmas› durdu€u gibi art›k nüfusun yenilen-
mesi için ihtiyaç duyulan, “net yenilenme oran›” da kritik efli€in
alt›na düflmüfl durumda ve art›k Avrupa’da nüfus gerileme süre-
cine girdi. Bu süreç en az 100 y›l devam edecek. Tüm Avrupa ül-
kelerinde, genç ve yetiflkin nüfusun toplam nüfus içindeki pay›
giderek azal›rken, yafll› nüfusun pay› art›yor. 2002 y›l›nda 25
Avrupa Birli€i ülkesinin toplam nüfusu 453.4 milyon iken, de-
mografik öngörülere göre 2025 y›l›nda 456 milyon olacak ve
2050 y›l›nda 400 milyona düflecek. Avrupa k›tas›, nüfusunda
mutlak azalma ve yafllanma sürecini önümüzdeki 50 y›lda yafla-
yacak. Bu demografik süreç, Birli€in siyasetini, ekonomisini,
sosyal yap›s›n› ve güvenli€ini etkileyecek. Türkiye, demografik
süreç olarak Avrupa’n›n 50 y›l gerisinden gelmekte ve üzerinde
dikkatle durmam›z gereken Türkiye’nin büyük f›rsat› da bura-
dan kaynaklanmakta. Nüfus art›fl h›z›n›n yavafllamas›na karfl›n,
Türkiye genç ve yetiflkin nüfusa, yani “çal›flabilir” nüfusa sahip
olacak. Bu potansiyeliyle Türkiye, Avrupa’n›n nüfus süreçleri-
nin yarataca€› gereksinimleri 50 y›l boyunca, iyi e€itimli, katma
de€er yaratma gücü yüksek, birikimli nüfusu ile karfl›layabile-
cek durumda olacak.
Sonuç olarak 21. yüzy›l›n ilk yar›s›, nüfusunun demografik
yap›s› itibariyle, Türkiye ve Türk Gençli€i için büyük f›rsatlar›n
ve daha parlak bir gelece€in kap›s›n› açmaktad›r. Avrupa’da hü-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 519
küm süren nüfus e€ilimleri, bu f›rsatlar› daha da yüksek seviye-
ye tafl›maktad›r. Ancak önünde aç›lan bu f›rsat penceresini en iyi
flekilde de€erlendirebilmesi ve her toplumun demografik geçifl
süreci içerisinde ancak bir kez yakalayabildi€i bu h›zl› büyüme
sürecini en verimli flekilde yönetebilmesi için, Türkiye’nin dik-
katle takip etmesi gereken konular vard›r. Bunlar›n bafl›nda da
yurttafllar›na kaliteli ve rekabet gücü yüksek bir e€itim sunmak
gelmektedir. Do€al olarak 21. yüzy›lda Türk gençli€inin en çok
ihtiyaç duydu€u ve bekledi€i fley, yüksek kaliteli ve yayg›n e€i-
tim politikalar› ve do€ru yat›r›m ve istihdam olanaklar›yla, gü-
venli bir gelece€e ulaflabilmek arzusu olacakt›r.
Sahip oldu€umuz bu genç ve çal›flabilir nüfusun, hayalimiz-
deki büyük, ayd›nl›k ve güçlü Türkiye özlemi do€rultusunda bü-
yük bir f›rsat oldu€u gibi, ça€dafl ölçülerde, rekabet gücü yük-
sek, kaliteli ve yayg›n e€itim politikalar› ile destekleyemezsek,
bir di€er deyiflle e€itim sistemimizi bu ihtiyaçlar›m›za göre ye-
niden ve süratle tasarlayamazsak, bu f›rsat rahatl›kla bir tehdite
dönüflebilir ve do€al olarak sundu€u f›rsatlar ölçüsünde, gelece-
€imiz için büyük bir tehlike olabilir.
Bu konuyu daha iyi anlamak için özellikle, yak›n zamanda
büyük flehirlerde hepimizin gündelik hayat›na yerleflmifl durum-
da olan, korku ve endifle ile izledi€imiz tinerci, kapkaçç›, ev h›r-
s›zlar› ve güpegündüz herkesin ortas›nda bayan sürücülerin oto-
mobillerinin arka cam›n› elindeki buji ile k›ran ve göz aç›p ka-
payana kadar arka koltu€a dal›p çantas›n› kap›p kaçan h›rs›zl›k
için özel olarak e€itilmifl ve yönlendirilmifl 15-16 yafllar›ndaki
do€udaki köylerden getirilmifl çocuklar› akl›n›za getirin. Her bi-
ri bizim vatandafl›m›z olan ve en az bizler kadar bu co€rafyada
insanca yaflama hakk›na sahip olan bu çocuklar, devletin flefkat-
li, güvenli ve e€itici ellerine ulaflamad›klar› için, h›rs›zl›k ve
gasp olaylar›na kar›flt›r›lmakta, örgütlü suç çetelerine çaresizce
ve zorla sokulmakta, hatta bir sonraki süreçte flehir terör eylem-
leri ile karfl›m›za dikilebilecek bir potansiyel tehditle ço€almak-
tad›rlar.
Bütün devletlerin özellikle yakalamaya ve en verimli flekilde
yaflamaya çal›flt›€› bu f›rsat penceresi, basiretsiz, sorumsuz ve
beceriksiz davranmaya devam edersek, tehdit penceresi haline
520 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
dönüflecek ve dünyan›n en güzel flehirlerinden biri olan ‹stan-
bul’umuzda hepimiz, 3-4 metrelik üzeri dikenli tellerle çevrili
duvarlar içine hapsolarak, bireysel güvenli€imiz için devlet d›fl›
alternatiflere yönelmek zorunda kalarak, flehir hayat›n›n her tür-
lü güzelli€ini tüketen bir paranoya içinde sürekli arkam›z› kol-
layarak ve birbirinden flüphelenen ve korkan, mutsuz, umutsuz,
endifleli ve en tehlikelisi, bir di€erinin ac›s› ve sorunlar›n› hiç
umursamayan ilgisiz ve bencil flehir insanlar› olarak hayat›m›z›
sürdürmek zorunda kalaca€›z. T›pk› yolsuzluklar ve gelir da€›-
l›m›ndaki uçurumdan dolay›, Latin Amerika ülkelerinin uzun bir
süredir yaflamak zorunda kald›€› ve art›k bu yaflam biçiminin
gündelik ve s›radan hale dönüfltü€ü gibi.
Anadolumuzun öz de€erleri, yüzy›llard›r süregelen komflu-
luk kültürümüz, insan iliflkilerimiz ve geleneksel paylafl›mc›
sosyal hayat›m›zla büyük bir çeliflki gösteren bu birbirinden ko-
puk, güvensiz ve kapal› süreci ve geri döndürülemez üzücü so-
nuçlar›n› bu asil millete yaflatmaya hiçkimsenin hakk› yok...
Akl›m›zdan ç›karmamam›z gereken en önemli fley, geçmifli-
miz gibi gelece€imizin de ortak olaca€› düflüncesi olmal›. Gün-
delik süreçlerde nas›l görünürse görünsün, uzun dönemde ya he-
pimiz kazanaca€›z, ya hep birlikte kaybedece€iz.

19 MAYIS’LARDA TÜRK GENÇL‹⁄‹NDEN


NE ANLIYORUZ?

Nutuk; “1919 y›l› May›s›n›n 19. günü Samsun’a ç›kt›m. Genel


durum ve görünüfl” girifliyle bafllar. ‹stiklal Savafl› destan›m›z›n
bafllang›c›n› ifade eden ve büyük önder Atatürk’ün Türk Genç-
li€ine arma€an etti€i bu çok önemli tarihi her y›l büyük bir cofl-
kuyla kutluyor; ATA’m›za ve onun de€erlerine koflulsuz ba€l›l›-
€›m›z› dile getiriyor, gösteriyoruz. Mustafa Kemal’in, iflgal al-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 521
t›ndaki ‹stanbul’dan Band›rma vapuru ile ayr›l›fl› büyük destan›-
m›z›n ilk ad›m›n› oluflturur. K›zkulesi aç›klar›nda düflman z›rh-
l›lar›n›n aras›ndan geçerken flunlar› söyler; “Bunlar iflte böyle
yaln›z demire, çeli€e, silah gücüne dayan›rlar. Bildikleri tek fley
yaln›z maddedir. Bunlar hürriyet u€runa ölmeye karar verenle-
rin gücünü anlamazlar. Biz, Anadolu’ya ne silah, ne cephane
götürüyoruz; biz ideali ve iman› götürüyoruz.”
Mustafa Kemal, Anadolu’ya Türk Milleti’nin en çok ihtiyaç
duydu€u fleyi; fikir ve inanc› götürmüfltü ve Türk Milleti’nin efl-
siz cesareti ve fedakârl›€›yla bir destan yaratm›fl ve ulus ege-
menli€ine dayanan, tam ba€›ms›z, yeni bir Türk devleti kurma-
y› baflarm›flt›. Belki de 19 May›s tarihini; Anadolu’ya fikir ve
inanc›n erifltirildi€i tarihi, Türk Gençlerinin de fikir ve inançla
vatanlar›na, milletlerine sahip ç›kmalar› gerekti€i düflüncesiyle,
onlara arma€an etmiflti.
Bugün genç dedi€imizde anlad›€›m›z ifade; yafl aral›klar›
farkl› kurgulanabilmekle birlikte kabaca, + - 20 ile + - 40 yafl
aras›ndaki nüfusumuzu vurguluyor. ‹çinde bulundu€umuz süre-
cin; bu yafl grubunu da kapsayan çal›flabilen nüfusumuzun, top-
lam nüfusa oran›n›n en üst seviyede oldu€u ve bunun da ülke-
miz için bir f›rsat penceresi oldu€undan daha önce bahsetmifl-
tim. Genç ve çal›flabilir nüfusumuzun ülkemize en üst düzeyde
hizmet edebilmesini sa€layabilmenin yolunun da, ça€dafl e€itim
sistemleriyle, yaln›zca ulusal de€il küresel anlamda da rekabet
avantaj›na sahip olacak flekilde özenle yetifltirilmeleri oldu€unu,
bunun aksinin ise ciddi bir tehdit olabilece€ini yine daha önce
vurgulam›flt›m.
Bebeklik, çocukluk, gençlik, olgunluk, ihtiyarl›k dönemleri
bireysel hayat›m›zda kal›c› kavramlar de€ildir. Hepimizin bildi-
€i ve yaflad›€› gibi; bunlar do€an›n zorunlulu€u gere€i herbiri-
mizin pefli s›ra geçirdi€i süreçlerdir. D›flar›dan bir gözle bak›ld›-
€›nda rahatl›kla anlafl›laca€› gibi, sosyal hayat›m›z›n herhangi
bir zaman diliminde bunlar›n herbiri ayn› anda varolur. Yani top-
lumlarda ayn› anda bebekler, çocuklar, gençler ve di€erleri va-
rolurlar. Bizler de bunlar› genel kavramlar olarak alg›lar ve kul-
lan›r›z. Oysa bu kaç›n›lmaz geçifl süreçleri bir birey üzerinden
ele al›nd›€›nda her dönemde farkl› bir anlam ifade eder. Bugün
522 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
bebek olan yar›n çocuk, öbürgün genç olacakt›r; bugün genç
olanlar yar›n olgun, öbürgün ihtiyar olacakt›r. Bizler ne yaz›k ki
bugüne gere€inden fazla ba€land›€›m›z için; geçmifli geride kal-
m›fl eski bir an›, gelece€i ise kendi kendine gelmekte olan bir sü-
reç olarak de€erlendirme yan›lg›s›ndan kendimizi bir türlü kur-
taram›yoruz. Oysa bunlar›n hepsi bir bütünün (hayat›m›z›n) bi-
zim yarad›l›fl›m›z itibariyle alg›lama eksikli€imizden kaynakla-
nan tam olarak birlefltiremedi€imiz parçalar›n› olufltururlar. Biz
dünün koflullar›n›n zorunlulu€u gere€i bugünü bu flekilde yafl›-
yoruz ve ayn› flekilde bugünkü yaflam›m›z›n yarataca€› etkile-
flimler gere€i de yar›n›m›z›, yine bugüne ve düne ba€l› olan zo-
runluluklar nedeniyle belirli bir plan dahilinde yaflayaca€›z.
Asl›nda bu kadar basit bir kural› olan yaflam›m›z›; sürekli be-
lirsizlikler, endifleler ve korkular içinde sürdürmenin ne kadar
bofla harcanan bir enerji oldu€unu bilemiyorum size hissettirebi-
liyor muyum. Bireysel olarak geçerli olan bu basit etki-tepki ku-
ral› elbette ki toplumsal olarak da geçerlidir. Toplumlar da gele-
ceklerinde, kendi karar ve eylemlerinin sonuçlar›n› yaflamak zo-
rundad›rlar. T›pk›; güçlü liderleri ve fedakâr milleti eliyle, tari-
hin kaydetti€i en güçlü imparatorluklardan birini kuran Türkle-
rin, sorumsuz, bilgisiz, cahil, ba€naz, geliflmelere kapal›, hatta
kendi vatan›na karfl› ihanet içinde olan yöneticileri yüzünden,
Anadolu co€rafyas› hariç ellerindeki her fleyi 19. yüzy›lda ve 20.
yüzy›l›n ilk y›llar›nda yitirmeleri gibi.
Atatürk; gelece€imizi gençlere emanet ederken, gençlerimi-
ze en iyi imkânlar›n verilmesi gerekti€ini her f›rsatta vurgula-
m›fl, onlar›n di€er ülke gençleri aras›nda yükselmelerini sa€la-
yacak bilgi, kültür ve görgü ile yetiflmeleri için her türlü ön ha-
z›rl›€›, o günün koflullar›n›n bütün elveriflsizli€ine ra€men mu-
azzam bir baflar› ile kurgulamay› baflarm›flt›. Bunun için gerekli
kurumlar› kurdurmufl, k›s›tl› kaynaklar› en do€ru flekilde kullan-
d›rm›fl ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin gelece€ini ça€dafl me-
deniyetlerin de üzerinde lay›k oldu€u yere eriflebilecek flekilde
yaratm›flt›.
Dolay›s›yla e€er ATA’m›z›n en büyük emanetinin; Vatan›m›-
z›n, Türk Gençleri’ne b›rak›lm›fl olmas›ndan söz ediyorsak, o
zaman Türk Gençli€i’ni bu a€›r görevi üstlenebilecek donan›m-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 523
larla yetifltirmek zorunday›z. Türk Genci’ni do€du€u günden iti-
baren, hatta bana sorarsan›z annesi ve babas› onu var etmeye ka-
rar verdi€i günden itibaren; ona sahip ç›k›p, devletin bekas› ve
güvenli€i ile milletin refah›n›n yegane flans› oldu€unun bilincin-
de, ça€dafl ölçülerde yetiflmesini sa€lamak zorunday›z. Bunun
yolu da, Türk Gençli€i diye tan›mlanan nüfusumuzun, sadece
dönemsel farklarla gerçekte hepimizi içeren, yani bütün Türk
Milleti’ni içeren bir unsur oldu€unu anlamak ve gere€ini de ona
göre yapmaktan geçmektedir.
Gençli€inde çal›flan, üreten eme€iyle toplumuna katma de€er
yaratan, savunulmas› gerekti€inde can›n› korkusuzca ortaya ko-
yan gençlerin, olgunluk ça€lar›nda düflünsel yetkinlikleriyle, en-
telektüel birikimleriyle, üstlendikleri görev ve sorumluluklar›y-
la ülkelerine ve milletlerine hizmet ettiklerini, ihtiyarl›klar›nda
da, gençlerde olmayan bilgi birikimi ve deneyimleriyle yol gös-
tericiler olarak bu hizmeti sürdürdüklerini unutmamal›y›z.
Bebekli€i ve çocuklu€u sa€l›ks›z yaflam koflullar›nda geçen;
e€itim, kültür gibi konularda büyük eksiklikleri olan, hatta ma-
gazin kültürsüzlü€üne mahkûm edilmifl bir gençli€in, ülkesi ve
milletinin de€erlerini baflar› ile savunabilmesi ne yaz›k ki çok
ama çok zor olacakt›r. Ayn› gençli€in olgunluk ça€lar›nda, so-
rumluluk duygusu gerektiren süreç içerisindeki görev ve yetki-
lerini kullanmada da say›s›z kay›plar ortaya ç›kacakt›r.
Daha aç›k bir ifade ile; Türk Genci’nin, atalar›n›n öz de€er-
leri ile vatandafll›k sorumluluklar›n› yerine getirmelerini gerçek-
ten istiyorsak, o zaman bu döngüsel sürecin her aflamas›nda ay-
n› hassasiyeti göstererek hareket etmek zorunday›z. Aksi her
türlü davran›fl, son 25 y›ld›r yaflad›€›m›z gibi kay›p kuflaklar ya-
ratmaktan baflka bir ifle yaramayacakt›r. Bu kay›p kuflaklar sade-
ce bebeklik, çocukluk, gençlik olmayacak, bir yaflam boyu süre-
gidecektir.
524 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

EGEMENL‹K KAVRAMI ÜZER‹NE...

Son dönemlerde de€iflik vesilelerle gündeme gelen ve ne yaz›k


ki aç›k bir ifade olmakla birlikte s›kl›kla yanl›fl yorumlanan ege-
menlik kavram› üzerinde bir süredir özel bir ilgi ile düflünüyor
ve bu kadar farkl› yorumun sebebini tam olarak anlamaya gay-
ret ediyordum. Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni üzerine kur-
du€u; “Egemenlik, kay›ts›z flarts›z Milletindir” sözü, ço€u kez
çeflitli gruplar taraf›ndan yanl›fl yorumlanarak, yanl›fl aç›l›mlara
sebep olmufltur. Ç›k›fl noktas› yanl›fl olunca da buradan yap›lan
ç›karsamalar da külliyen hatal› olarak devam etmektedir.
Öncelikle, Anayasam›zda, 6. maddede ifllenen Egemenlik
kavram›n› dikkatlice irdeleyelim.
VI. Egemenlik
Madde 6.- Egemenlik, kay›ts›z flarts›z Milletindir.
Türk Milleti, egemenli¤ini, Anayasan›n koydu¤u esaslara göre, yet-
kili organlar› eliyle kullan›r.
Egemenli¤in kullan›lmas›, hiçbir surette hiçbir kifliye, zümreye veya
s›n›fa b›rak›lamaz.
Hiçbir kimse veya organ kayna¤›n› Anayasadan almayan bir Dev-
let yetkisi kullanamaz.

6. madde gayet aç›k olarak “Egemenlik” olgusunu ifade etti-


€i halde, millet ad›na bu yetkiyi elinde bulunduran, demokratik
yöntemlerle iflbafl›na gelmifl baz› milletvekilleri ve hükümetin
üst düzey yetkilileri, geçmiflte de bugün oldu€u gibi bazen bu
maddenin sadece birinci cümlesini dikkate alarak, kendilerini
millet ad›na her türlü karar› alabilme ve yetkiyi kullanabilme
konusunda s›n›rs›z güce sahip zannetmifllerdir. Oysa ilk cümle-
de verilen yetki hemen takibeden cümlelerde, “Anayasan›n koy-
du€u esaslara göre, yetkili organlar› eliyle kullan›l›r” ifadesiy-
le, kim taraf›ndan kullan›laca€› ve nas›l s›n›rland›r›laca€› konu-
sunda tan›mlanm›flt›r. Daha aç›k bir ifade ile hiç kimse, ki buna
yetkili organlar da dahildir, Anayasan›n koydu€u esaslar›n d›fl›n-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 525
da veya üzerinde bir yetkiye sahip olamaz.
Örne€in 550 milletvekilinin 550’si bir araya gelse ve hepsi
alt›na imza atsa, Anayasam›z›n de€ifltirilemez ve de€ifltirilmesi
teklif edilemez olan 1., 2. ve 3. maddelerinde herhangi bir de€i-
fliklik yap›lamaz. Anayasada belirli koflullar sa€land›€› taktirde,
baz› de€iflimler ve yeni aç›l›mlar yap›labilir ki bu da her zaman
bir tart›flma konusu olmufltur. 12 Eylül Anayasa’s›n›n bugünün
ihtiyaçlar›n›n bir k›sm›na cevap veremedi€i veya hantal kald›€›
durumlar elbette ki mevcuttur ve bu durum en iyi düflünülmüfl
Anayasada bile, sürekli de€iflen bir dünyada çok do€al olarak
gelecekte de karfl›m›za ç›kabilecektir. Buradaki en önemli unsur
milletin iradesinin devletin temel ilkeleri do€rultusunda do€ru
ve etkin temsilidir. Daha aç›k bir ifadeyle bu ortak metinden or-
tak bir yorum ç›kmas› en önemli ihtiyaçt›r, ancak ne yaz›k ki
ulusal menfaatler konusunda bir fikir birli€i olamad›€› için bu
her zaman mümkün olamamakta ve bu durum hepimizin izledi-
€i gibi sorunlara yol açabilmektedir. Bu ortak yorumun nas›l
sa€lanaca€›n› söylemek zor ve bütün kilit önemine ra€men bu
yaz›n›n konusu d›fl›nda, o yüzden bunun üzerinde fazla durmak
istemiyorum. Yine de yeri gelmiflken bir cümle ile flunu söyle-
mek isterim. Milli Güvenlik Siyaseti belgesini kendi vatandafl›n-
dan saklayan sistemin bu s›k›nt›larda büyük bir pay› oldu€unu
düflünüyorum.
Egemenlik devlet kudretinin temel vasf›d›r. ‹ç hukukta en üs-
tün kudreti, uluslararas› hukukta da ba€›ms›z devlet gücünü ifa-
de eder. Milli Egemenlik ilkesi ancak demokratik ve hukuk dev-
leti ilkeleri ile hukukun üstünlü€ünün sa€land›€› taktirde hayat
bulur. Egemenli€in temsilinde milletinden ald›€› yetkiyi kulla-
nan Türkiye Büyük Millet Meclisi, ancak bu önflartlar ile icra-
at›nda milli iradeye uygun hareket edebilir. Demokrasi ve huku-
kun üstünlü€ünün olmad›€› durumlarda, egemenli€in kay›ts›z
flarts›z millete ait oldu€u kavram› sadece lafta kal›r.
Birinci boyutuna bu flekilde de€indikten sonra, “Egemenlik,
kay›ts›z flarts›z Milletindir” cümlesinden ne anlamam›z gerekti-
€ine daha detayl› bakal›m. Egemenlik; devlet ve yurttafl aras›n-
da karfl›l›kl› aidiyet ba€› oluflturur. Çok do€al olarak her ikisi de
varolmak için birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Bu iliflkinin en do€-
526 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ru ve sa€l›kl› yöntemi de egemenlik gücünü yurttafl›n›n meflru
iradesi ve kabulünden alan devlettir. Devletin temel görevi; ulu-
sal menfaat kavram› çerçevesinde, devletin bekas› ve güvenli€i
ile milletin refah›n› sa€lamak için ulafl›lmas› ve korunmas› gere-
ken amaçlar› yerine getirmektir. Bütün uygulamalar bu temel
önceli€e odakl› olarak yap›lmal›d›r çünkü ancak o zaman devlet
ve yurttafl aras›nda, kaynaklar›n kullan›m›, paylafl›m› ve gelece-
€e dönük vizyon konusunda ülkü birli€i olacak ve iliflkideki
meflru zemin korunabilecektir.
Egemenlik konusunda kiflisel kanaatim olarak bir di€er
önemli yanl›fl› da, milletin vekili olma pozisyonu ile kiflisel yet-
kilerini bir ayr›cal›k olarak gören baz›lar› gibi, yaflad›€›m›z ça-
€›n birinci ve en kaç›n›lmaz kural› olan de€iflim yasas›n› tam
olarak kavrayamayan ve de€erlendirmelerini, iyi niyetlerine
ra€men kat› kal›plar içinde ve afl›r› milliyetçi bir yaklafl›mla ya-
pan ve d›fl dünyay› reddeder bir tutum içine girenler yapmakta-
d›r. Bu ba€lamda çok yak›n zamanda tart›flmam›z ve bir muta-
bakata varmam›z gerekecek konu, Avrupa Birli€i uyum yasalar›
sürecinde Anayasam›zda “Egemenlik” kavram› üzerinde yap›l-
mas› gereken düzenlemeler olacakt›r. Avrupa Birli€i’ne ne kadar
sürede girebilece€imiz apayr› bir tart›flma konusudur ancak,
egemenlik kullan›m› konusunda kamuoyunu birtak›m yeni aç›-
l›mlara haz›rlamak zorunlulu€umuz oldu€u da bir gerçektir.
Gerçek hayatta durum bambaflka olmakla birlikte, y›llarca ken-
dimize özgü bir yaklafl›mla ve Anayasam›zdaki “Egemenlik” ta-
n›mlamas›n›n sadece görünür anlam›yla karfl›laflm›fl kifli ve ku-
rumlar›n, bu tart›flmalar öncesinde herhangi bir afl›r› görüflün ya-
n›ltmalar›na kap›lmamalar› için mutlaka do€ru ve sa€l›kl› bir fle-
kilde bilgilendirilmeleri gerekmektedir. Örne€in, Birleflmifl Mil-
letler, NATO, Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesine kiflisel baflvu-
ru hakk›n›n tan›nmas› (geçti€imiz süreçte bafl›m›z›n belas› olan
Louizidu davas›n› hat›rlay›n) ve di€er pek çok uluslararas› an-
laflman›n içeri€inde her ulusun belirli ölçekte egemenlik kayb›
vard›r. Ancak bu anlaflmalar›n tamam› her ulusun kendi milli gü-
venlik siyaseti belgesinin temel unsurlar›ndan biri olarak ortaya
koydu€u, devletin bekas› ve güvenli€i ile milletin refah› olarak
tan›mlanabilecek ulusal menfaatlerin sa€lanmas› yolunda çok
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 527
önemli ad›mlar oldu€u için, karfl›l›kl›l›k ilkesine dayal› olarak
ve anayasalar›n dokunulmaz özüne iliflkin olmayan k›s›tlamala-
r› içerecek flekilde, pek çok ülke kendi anayasas›na egemenlik
yetkilerini k›smen s›n›rlayacak ama kendini korumaya alacak
maddeleri ilave ederek bu de€iflimi yapma yoluna gitmektedir.
S›ras› geldi€inde Türkiye de kaç›n›lmaz olarak bunu yapmak
durumunda olacakt›r. Ancak d›fl dünya ile entegrasyonu hedefle-
yen bir Türkiye için bu durum hiçbir flekilde Atatürk’e ve silah
arkadafllar›na ihanet olarak nitelendirilmemelidir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu; biz-
den istenen egemenlik haklar›m›zdaki özverinin eflit ve ayn› öl-
çüde di€er ülkeler taraf›ndan verilip verilmedi€inin kontrolu
olacakt›r. Bu çok hassas konuda kendimizi koruyamaz ve aç›k
verirsek, bu konunun aleyhimize olaca€›n› da unutmamal›y›z.
Özellikle AB ile olan iliflkilerimizde di€er ülkelerden istenme-
yen ve AB ile ilgisi olmayan konularda da Türkiye’den tavizler
istendi€ini ve bizim hükümetlerimizin onay›yla k›smen de olsa
al›nd›€›n› unutmamal›y›z. Her devlet kendi hakk›n› korumakla
mükelleftir ve bu hak devredilemez.
Asl›nda AB üyesi ülkelerin anayasalar›nda yapt›klar› de€i-
flikliklerle daha da detayland›r›labilecek bu konuyu burada ke-
sip, nedense pek üzerinde durulmayan ancak bence çok önemli
olan bir di€er bak›fl aç›s›na geçmek istiyorum. Uluslararas› lite-
ratürde “Founding Fathers” olarak nitelenen, “Kurucular Ku-
rulu” veya “Kurucu ‹rade” olarak tan›mlayabilece€imiz ve her
devletin kuruluflunda, bazen kurtulufl mücadelesinde ve elbette
ki bir devlet olman›n önkoflulu olan egemenli€in ve ba€›ms›z
anayasan›n tesis edilmesinde öncü ve kural koyucu olan kiflile-
rin koyduklar› temel ilkelerin tart›flmaya bile aç›k olmamas› ge-
reklili€i ve flart›d›r. Bu konunun daha iyi anlafl›lmas› için, kuru-
cular›ndan biri oldu€um ve halen Yönetim Kurulu baflkanl›€›n›
yürütmekten büyük onur duydu€um Arama Kurtarma Derne€i -
AKUT’un, bir paragraftan oluflan varolufl amac›n›n belirtildi€i
misyonunun ve nas›l iflleyece€inin belirtildi€i befl maddeden
oluflan temel de€erlerinin yaz›l› oldu€u ana belgenin dernek içe-
risinde tart›flmaya bile aç›k olmad›€›n› basit bir örnek olarak
vermek isterim. Biz küçücük derne€imizde bile kurucu iradenin
528 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
koydu€u temel de€erleri dernek içerisinde tart›flmaya bile açt›r-
mazken ve içimizde yer almak isteyen herkesin önce bu temel
de€erleri kabul etmesini önflart olarak koyarken, koskoca Türki-
ye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu büyük Atatürk ve silah ar-
kadafllar›n›n koyduklar›, varoluflumuzun temel unsurlar› olan il-
kelerin bu kadar ucuz ve basit bir flekilde zedelenmesini, 80 y›l
sonra tart›flma ve yorum konusu yap›lmas›n›, Atatürk’ün Cum-
huriyeti emanet etti€i bir Türk genci olarak kabul etmem müm-
kün de€ildir. Ayn› flekilde geçmiflte, Anayasay› bir defa delmek-
le bir fley olmaz diyebilen zihniyeti de hiçbir flekilde içime sin-
diremedi€imi vurgulamak isterim.
Ad›na ne denirse densin, milletten demokratik yolla geçici
olarak al›nan egemenlik kullan›m hakk›na dayanarak milletin
iradesi ile bu de€ifliklikler yap›l›yor, ço€unlu€un iste€i bu yönde
gibi gösterilse dahi, dokunulamaz k›rm›z› çizgiler, yani Atatürk
‹lke ve ‹nk›laplar› her zaman korunmal›d›r. Her sistem kendini
gerekti€inde iç ve d›fl düflmanlara karfl› korumak zorundad›r.
Türkiye’de de bu savunma mekanizmalar› öyle ya da böyle mev-
cuttur. Hukuken ve say›sal olarak, birtak›m manipulasyonlarla
‘kurucu irade’ye ayk›r› birtak›m de€ifliklikler k‛t üzerinde ya-
p›labilir, ancak ‘kurucu irade’nin koydu€u temel ilkeler de€iflti-
rildi€i gün, o kahramanlar›n kurdu€u devletten bahsetmemiz ar-
t›k mümkün olamaz. Görüntüsü ayn› olsa bile art›k özü ve içeri-
€i tamamen baflka bir devlet söz konusu olur. Bu tehlikenin far-
k›nda olan bütün ça€dafl toplumlar önlemlerini son derece s›k› ve
tavizsiz bir flekilde alm›flt›r ve bu konuya en üst düzey hassasi-
yeti göstermektedirler. Çünkü hepsi bilirler ki, sahip olduklar›
ba€›ms›zl›k, refah, huzur ve güven ortam› atalar›n›n çok büyük
bedeller ödeyerek, can vererek-can alarak kazand›klar› paha bi-
çilmez ve vazgeçilemez temel unsurdur. Bugün için vermemiz
gereken en önemli karar, ad› ayn› ama özü kurulufl ilkelerinden
farkl› bir Cumhuriyette yaflamaya raz› olup olmayaca€›m›zd›r.
Sonuç olarak s›k›flt›€›m›z her noktada, zor bir problemle her
karfl›laflt›€›m›zda dönece€imiz yer olan, bugünkü ba€›ms›z
Cumhuriyetimizi, dolay›s›yla bireysel ba€›ms›zl›€›m›z› bize ar-
ma€an eden Mustafa Kemal Atatürk’ün dediklerine bakmam›z
gerekmektedir. O büyük adam, belki de gelece€in neler getirebi-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 529
lece€ini o günlerden görerek, Eskiflehir-‹zmit konuflmalar›nda
kendi kurdu€u, kendi güçlendirdi€i, milletinin bütün yetkilerini
aktard›€› ve en büyük eserim diye nitelendirdi€i TBMM için bi-
ze flunu da ö€ütlemekten geri durmam›flt›r; “Milletler, egemen-
liklerini geçici bile olsa b›rakaca€› meclise gere€inden fazla
inanmamal› ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk
yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli
olabilir. Meclislerin öyle kararlar› olabilir ki, bu kararlar mille-
tin hayat›na giderilmesi mümkün olmayan zararlar verebilir.”
Bu söylediklerim ›fl›€›nda, Anayasal bir hak ve sorumluluk
olarak TBMM taraf›ndan haz›rlanan ve Cumhurbaflkan›m›z›n
yine Anayasaya dayanan yetkileri ile geri döndürdü€ü kararna-
meleri ve atamalar› bir kez daha düflünün. Elbette ki, her fleye
ra€men temel sorunumuz egemenlik kavram›n›n farkl› yorum-
lanmas› de€ildir. Yine kiflisel kanaatim olarak birinci ve en
önemli sorunumuzun, toplumumuzun pek çok kesiminin içinde
belirli ölçekte yer edinmifl olan, kaynaklar›n paylafl›m›ndaki bü-
yük eflitsizlikten ve adalet olgusunun do€ru ve etkin olarak tesis
edilememifl olmas›ndan, dolay›s›yla sisteme karfl› bir güvensiz-
likten kaynaklanan, ulus-devlet anlay›fl›ndan uzaklaflarak alt
kimliklerin ve bireycili€in ön plana ç›kart›lmas›, yolsuzluk ve
ahlaki bozulmad›r. Her ortamda ve f›rsatta Atatürk’e ve onun ‹l-
ke ve ‹nk›laplar›na ba€l›l›k sözü veren bizler de bu güven eksik-
li€inin giderilmesi konusunda mücadelede üzerimize düfleni
yapmad›kça, sonuçlar›ndan hepimiz sorumlu olaca€›z.

TÜRK‹YE’N‹N L‹DERL‹K SORUNU (1)

Uzunca bir süredir Türkiye’de liderlik sorunu oldu€u, Türki-


ye’nin gerçek bir lidere ihtiyaç duydu€u ve sorunlar›n› da ancak
bu flekilde çözebilece€i konusunda söylemler duyuyoruz. Büyük
önderimiz Atatürk’e duyulan içten ve iyi niyetli özlemden kay-
530 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
naklanan bu yaklafl›m› anlamakla birlikte, bir daha Atatürk gibi
bir liderin bu co€rafyaya nasip olmayaca€›n› düflünen biri ola-
rak, ülkemiz için farkl› bir yol seçilmesi gerekti€ini de€erlendi-
riyorum.
Mustafa Kemal; çevresindeki herkesten daha fazlas›n› bilen,
daha fazlas›n› öngörebilen ve mücadelesi ile ilgili bütün kurgu-
lar›n› kendisi yapabilen bir liderdi. Bu anlamda yaflad›€› zaman
diliminin, baflkalar› için en ola€anüstü ve çözümü imkâns›z gibi
gelen sorunlar›na ra€men, eflsiz dehas›, zihinsel gücü, öngörü
yetene€i, analitik ve kavramsal düflünme becerisi, muazzam ka-
rarl›l›€› ve cesareti ile, en yak›nlar›n›n ve ona en güvenenlerin
bile neredeyse imkâns›z diye düflündü€ü pek çok fleyi, çok k›sa
olarak nitelendirilebilecek bir süre içerisinde baflard›.
Osmanl› ve Türk devlet geleneklerindeki Ulu Hakan vizyo-
nunu bile aflan Atatürk’ün liderlik modeli, o günün koflullar› içe-
risinde olabilecek en do€ru, hatta tek seçenek olarak ortaya ç›k-
m›flt›. Hepimizin takdir etti€i eflsiz sa€duyusu ve ortak bilinci ile
bu tek seçene€in fark›na varan e€itimsiz, yoksul ve ac›lar içinde
olan Türk Milleti, bütün varl›€› ile her türlü fedakârl›€› göze ala-
cak flekilde Mustafa Kemal’in emrine girmekte ve kendi gelece-
€ini bu “Tek Adam”›n öngörüsüne ve inisiyatifine b›rakmakta
tereddüt etmedi. Türk Milleti bir kez daha, en zor zamanda bile
sa€duyusunu göstermiflti.
Türk Milletinin kendisini, atalar›n›n Ulu Hakan’lar›na eflde-
€erde gördü€ünün fark›nda olan Atatürk, kendisinden sonra bu
ayarda birisinin daha yetiflmeyece€ini ve 20. yüzy›l›n karmafl›k
dengelerine ve ihtiyaçlar›na bu liderlik modeli ile cevap verile-
meyece€ini çok iyi bildi€i için, padiflah›n kulu olma kültürün-
den gelen ve bu kültürü devam ettirmekte hiçbir sorun yaflama-
yaca€› aç›k olan Türk Milletine hayal bile edemeyece€i ça€dafl
bir devlet modeli arma€an etmiflti. Herkesi flafl›rtan bir kararla,
kendi sultanl›€›n› ilan etmemifl ve devlet düzenini, halk›n kendi
kendisini idaresi olan Cumhuriyete dönüfltürmüfltü. Bütün bun-
lar› yaparken tek güvencesi gelece€i emanet etti€i Türk Gençli-
€iydi. Türk Gencinin gelece€e sahip ç›kmas› gerekti€ini say›s›z
kereler dile getirmiflti. Türk Gencini; devrimleri korumak, Cum-
huriyeti yaflatmak ve yükseltmekle görevlendirmiflti. Bu anlam-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 531
da Nutuk’un sonunda yer verdi€i, Gençli€e Hitabe’si ciddiyetle
anlafl›lmal›, bu konuyu her f›rsatta ve büyük bir inançla dile ge-
tirmesi basit bir coflku ve heyecandan de€il, Türkiye Cumhuri-
yeti’nin gelece€i için tek seçene€i oldu€unu öngörmesinden do-
lay›d›r.
Atatürk, kendisini milletinin üstünde de€il tam tersine mille-
tin ortak bilincinin ürünü olarak görür. Kendi varl›€›n›; “Türk
Milleti’nin kendi içinden, koflullar›n ve zaman›n zorlamas›yla
ortaya ç›kard›€› bir kurtulufl kararl›l›€›” olarak tan›mlar. Bu du-
ruflu acaba kaç›m›z do€ru olarak analiz edebiliyoruz çok merak
ediyorum. Ça€›m›z›n en büyük lideri oldu€u pek çok yabanc›
kaynak taraf›ndan do€rulanan Atatürk, baflar›lar›n› kendisine
mal etmemifl, apaç›k belirli olan do€al üstünlü€üne dayand›rma-
m›fl, her baflar›s›n›n; eflsiz fedakârl›€› ve kahramanl›€› ile yi€it
Türk Askeri’nin ve onurlu Türk Milleti’nin eseri oldu€unu vur-
gulam›flt›r. Çünkü Atatürk, Türk Milleti’nin gelecekteki olas› so-
runlar› için, çözümü yine bir kurtar›c›da aramas›n› do€ru bulmu-
yordu. Milletini padiflah›n kulu olma seviyesinden, kendi için-
den yetifltirece€i her seviyedeki ve konudaki liderlerle birlikte
çözüm üreten ba€›ms›z bir halk konumuna tafl›mak istiyordu.
Bunu sa€layabilmek için e€itimin, ça€dafl medeniyetler sevi-
yesinde bir anlay›fl›n ve dünya görüflünün olmazsa olmaz kural-
lar oldu€unu çok iyi biliyor ve bu nedenle genç Cumhuriyet’te
en büyük önemi yeni neslin en iyi flekilde yetifltirilmesine veri-
yordu. Ça€dafl bilgi ve atalar›n›n baflard›klar›na inançla birlikte
Türk Genci’nin her türlü engeli ve zorlu€u aflabilece€ini biliyor
ve; “Türk çocu€u ecdad›n› tan›d›kça, daha büyük ifller yapmak
için kendinde kuvvet bulacakt›r.” diyordu. Türkiye Cumhuriye-
ti’nin gelece€i ile ilgili bütün kurgusunu bu yönde yapm›flt›.
Genç Cumhuriyetin, Türk Milleti’nin kendi içinden her sevi-
yede ve konuda yetifltirece€i; vatan ve millet sevgisi en üst dü-
zeyde geliflmifl, konusuna hâkim, kararl›, riske girebilen, inisi-
yatif kullanabilen gençler eliyle-liderli€iyle, ça€dafl medeniyet-
lerin içerisinde lay›k oldu€u yere ulaflt›r›laca€›na inan›yordu.
Atatürk; yaflad›€› dönemde bu kurgunun bütün altyap›s›n› olufl-
turmufl, eserinin gelece€ini güvence alt›na almak için gerekli
bütün önlemleri de o dönemin imkânlar› ölçüsünde alm›flt›. Ül-
532 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
kenin zeki ve gelecek vadeden gençleri yurtd›fl›na yollanm›fl ve
dönemin en iyi okullar›nda e€itilmiflti. Ülkenin farkl› alanlarda-
ki sorunlar›na çözüm üretmek için gerekli öncü kurumlar olufl-
turulmufl ve her birinin liderli€ini üstlenebilecek kadrolar›n ye-
tifltirilmesine büyük önem verilmiflti. ‹flte bu gençler, Cumnuri-
yete en iyi flekilde sahip ç›km›fl ve kendi dönemlerinin bütün
zorluklar› ve olanaks›zl›klar›na ra€men ATA’lar›na verdikleri
sözü eksiksiz yerine getirmiflti.
Ancak daha sonra Türkiye ciddi bir vizyon de€iflimi yaflad›.
Bugün yaflad›€›m›z sorunlar›n tohumlar› da iflte bu dönemde
at›lm›flt›. Ülkemiz; her konuda ve her seviyede lider yetifltiren,
kendi gelece€ini yaratma konusunda kararl›, birbirine büyük bir
sadakatle ba€l› bir toplumdan, d›flar›dan getirilecek uzmanlara
bel ba€layan, çözümü kendi içinden de€il de d›flar›dan arayan,
kendi özkaynaklar›na dayanmaktansa d›flar›dan borç alarak çö-
züm üretmeye çal›flan ve altkimlik gruplar›na bölünmüfl bir top-
luma dönüfltürüldü. Bu utanç verici dönüflümün ve vizyon de€i-
fliminin, dönemin siyasi aktörlerinin flahs›na ve yandafllar›na
sa€lad›€› menfaati ve ülkemize verdi€i zarar› tarih en küçük de-
tay›na kadar kaydetmifl durumdad›r. Bu kritik dönüflümün Ata-
türk’ün aram›zdan ayr›lmas›n›n hemen ard›ndan yaflanmas› dü-
flündürücüdür.
Tek Adam liderli€inden, k›sa sürede her seviyede liderlik
modeline büyük bir h›zla geçmeyi baflaran kendine güvenen ve
kararl› Türk Milleti; ne yaz›k ki Atatürk’ün ard›ndan, d›flar›dan
(bat›dan) getirilen uzmanlara (liderlere) ihtiyaç duyan, d›flar›ya
ba€l› liderlik modeli ile sorunlar›na çözüm arayan, millet olma
sinerjisini kaybetmifl, ulusal kararl›l›€›n› yitirmifl, uzun dönemli
hesap yapamayan, riske giremeyen, kendine güvensiz bir toplu-
ma dönüfltürüldü.
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 533

TÜRK‹YE’N‹N L‹DERL‹K SORUNU (2)

Türkiye’nin liderlik sorununu daha iyi anlayabilmek için, önce-


likle 21. yüzy›l›n liderlik ihtiyaçlar›n› ele almam›z gerekti€ini
düflünüyorum. 21. yüzy›l›n en önemli kurallar›; geçmifl döneme
ilave olarak, küreselleflmenin bugün eriflti€i seviye ile ifade ede-
bilece€imiz gerekçelerle, yani büyük dünyam›z›n art›k küresel
bir köy haline dönüflmesi sebebiyle, rekabet’in her alanda ve se-
viyede en üst düzeyde yaflanmas›; sürekli geliflen ve ilerleyen bir
ça€da oldu€umuz için her konuda de€iflimin, de€iflen koflullar›n,
de€iflen bilgilerin, de€iflen ihtiyaçlar›n varl›€› ve ça€›m›z›n ön-
cekilere göre, ulafl›m ve iletiflim gibi her alanda bafldöndürücü
bir h›za kavuflmas› olarak k›saca özetleyebiliriz. Bir de art›k ha-
yat›m›zdaki her konuda her fleyin teknoloji ile içiçe oldu€unu ve
dijital ortamla iliflkisini vurgulamam›z gerekir.
Bu koflullarda rekabet edebilmek ve de€iflim ve h›z›n geçer-
li kurallar oldu€u, her fleyin do€rudan ya da dolayl› birbiriyle
iliflkide oldu€u süreçleri yönetebilmek için, her konuda ve sevi-
yede, kendini gelifltirebilen, ö€renen, ekibinin potansiyelini en
verimli flekilde ortaya ç›karabilmek için yönlendiren ve koordi-
ne eden liderler yetifltirmek zorunlulu€u ortaya ç›k›yor. Bugü-
nün liderlik ihtiyaçlar› için en önemli olarak üzerinde durmam›z
gereken konu; nas›l ö€retmen, doktor, bilim adam›, sanatç›,
sporcu, çiftçi, vs. yetifltiriyorsak; her konuda ve seviyede, lider-
lik vas›flar› ile donat›lm›fl bireyler de yetifltirmek zorunda oldu-
€umuz gerçe€idir. Bununla beraber, her konuda ve seviyede ye-
tifltirilen liderlerin; iflini bir lider sorumlulu€u ve inisiyatifi ile
yapan kiflilerin, sistemin do€al ak›fl› içerisinde yetkili ve sorum-
lu pozisyonlara gelmelerini sa€layacak bir yap› kurma zorunlu-
lu€u da en önemli ihtiyaçlardan biri olarak karfl›m›za ç›k›yor.
Günümüzün özelliklerini, dolay›s›yla ihtiyaçlar›n› bu flekilde
tan›mlad›ktan sonra, uzun bir süredir liderlik sorunu yaflamam›-
za sebebiyet veren as›l unsurlara vurgu yapmak istiyorum.
Hangi seviyede olursa olsun, gerçek liderlik vas›flar›na sahip
herkesi y›ld›rmak, sindirmek için oluflturulmufl inan›lmaz bir
534 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
sistem kurulmufl Türkiye’de. Bu sistemin unsurlar›, birbirlerin-
den ba€›ms›z olarak çal›flmas›na ve birbirlerini tan›mamalar›na,
hatta ço€u zaman birbirlerine karfl›t konumlarda olmalar›na ra€-
men; gerekti€inde, yani gerçek lider vas›fl› birisi ortaya ç›kt›-
€›nda, anlafl›lmaz bir iliflkiyle içgüdüsel olarak bir araya geliyor-
lar. Birbirini bilmeyen, tan›mayan, hatta rakip olan ama içsel
olarak ayn› bak›fl aç›s› ve yaklafl›mla ifl yapma anlay›fl›nda olan
bu y›k›c› sistemin aktörleri, lider vas›flar›na sahip herkesi, fark
edilir edilmez derhal ablukaya al›yor ve ellerindeki bütün im-
kânlar› kullanarak onu devre d›fl› b›rakmaya çal›fl›yorlar. Bu
yöntem baz› durumlarda o kadar ileri seviyelere götürülüyor ki,
potansiyel etki de€eri belirli bir seviyenin üzerinde olan fikir ve-
ya eylem liderlerini, e€er baflka türlü y›ld›ram›yorlarsa, öldür-
mek dahil her türlü karfl› hamleyi yapabilecek de€iflim karfl›tla-
r› bile ç›kabiliyor aralar›ndan. Yak›n tarihimize bu gözle bakan-
lar bu ac› kay›plar› hemen fark edecektir.
Lider vas›fl› insanlar›m›za yap›lan bu çok tarafl› sald›r›n›n
as›l amac›n›n, onlar›n tetikleyebilece€i, onlar›n üzerinden baflla-
t›labilecek olan, bu ülkenin en çok ihtiyaç duydu€u köklü bir zi-
hin haritas› de€iflimi oldu€unu y›llar sonra fark edebildi€imi be-
lirtmek isterim.
Bu dedi€imi; medyada, en vas›fs›zlar aras›ndan seçilerek ne-
redeyse haftal›k olarak yarat›lan ve ifli bitince hemen tüketilen
ve çöpe at›l›p yerine yeni ve daha iyi boyal›s›n›n ç›kart›ld›€›, içi
bofl, sahte kahramanlar yaratma olgusu ile birlikte de€erlendirin.
Türk Milleti’ni televole, popstar, gelin kaynana yar›flmalar› ile
ilgilenen; sosyetik yaflam biçimine hayran; flark›c› ve türkücü-
den baflka kimseyle kiflisel bir özdefllik kuramayan ve rol model
olarak alg›layamayan; futbolu bir sporcu olarak de€il ama sade-
ce bir izleyici - taraftar olarak hayat›n›n merkezine koyan; var-
l›€›na bir anlam katabilmek için yapay bir altkimlik grubuna ih-
tiyaç duyan, kendi bafl›na pasif, ürkek ve çekingen ama altkim-
lik grubu içinde olunca rahatl›kla fliddete baflvurabilen ve k›r›p
dökebilen; yönetmesi ve k›flk›rtmas› kolay, birlikte hareket et-
mesi halinde ortaya koyabilece€i gücün fark›nda olmayan, da€›-
n›k ve en önemlisi sindirmesi kolay bir toplum olarak tutmak
için; bunlar›n hepsini reddeden ve kendi bafl›na bir anlam ifade
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 535
edebilen ne varsa önünü almak zorunda olan bu statükocular ve
de€iflim düflmanlar›, ne yaz›k ki sadece k›rd›klar›, durdurdukla-
r› lider vas›fl› insanlar›m›za de€il, fliddetle ihtiyaç duydu€umuz
zihin haritas› de€iflimini geciktirdikleri için bütün Türk Mille-
ti’ne büyük zararlar veriyorlar.
Türkiye’nin köfle bafllar›n› tutmufl statükocular› ve de€iflim
düflmanlar› olan bugünün hâkim unsurlar› lider istemiyor. Lider
vas›fl› insanlar›n yaratabilece€i h›zl› de€iflim ve dönüflüme ayak
uyduramayacaklar›n› ve bu de€iflimin bütün dengeleri bozaca€›-
n› ve kendi menfaatlerine büyük zarar verece€ini çok iyi bildik-
lerinden, bu tür bir de€iflimi geciktirmek için ellerinden gelen
her fleyi yapmaktan da çekinmiyorlar. Burada bana aç›klamas›
en zor gelen konunun; asl›nda birbirleri ile anlaflamayan ve bir-
birlerini rakip olarak görenlerin bile, potansiyel bir lider ortaya
ç›k›nca aralar›ndaki husumeti o lider ortadan kald›r›lana kadar
bir tarafa b›rak›p, mekanizmas›n› hala anlayamad›€›m bir sis-
temle ifl ve güç birli€ine gitmeleri ve ortak tehdit olarak alg›la-
d›klar› lider vas›fl› bireyleri pasifize etmeleri konusu oldu€unu
vurgulamak isterim.
Bu konudaki en büyük k›zg›nl›€›m›n, bu ülkenin gelece€i
için tek flans› olabilecek bu lider vas›fl› bireylerin, güçlenmele-
rine f›rsat verilmeden teker teker ezilip yokedilmesine hiç ses ç›-
karmayan ve uzaktan izlemeyi sürdüren bu devleti korumak ve
kollamakla yükümlü olan yap›lara karfl› oldu€unu ifade etmek
isterim.
Lider; içsel özellikleri gere€i kendi varl›€›n›, flu veya bu se-
beple kendisini hizmet etmekle yükümlü sayd›€› vatan, millet,
devlet, vs. gibi bir üst varl›€a adam›fl bir kiflidir. Mutlulu€u hiz-
met etti€i üst varl›€›n mutlulu€u; baflar›s›, yine bu üst varl›€›n
baflar›s›d›r. Liderler özgün ve bafl edilemez güçlerini, ba€l› ol-
duklar› güçlü bir de€erler kültürü ile sa€larlar. Ancak bu de€er-
lerin iyi olma zorunlulu€u yoktur. Liderin ba€l› oldu€u de€erler
iyi de olabilir, kötü de; bu konuya büyük bir dikkatle yaklafl›l-
mas› gerekti€ini düflünüyorum. Hitler de, Saddam Hüseyin de
tart›fl›lmaz olarak güçlü liderlerdir ama izledikleri de€erler kül-
türü olumsuz de€erler üzerine infla edilmifltir. Biz yine olumlu
liderlik özelliklerine dönelim. Bu anlamda bence; “Gerçek li-
536 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
der; temsil etti€i de€erlerin bedenlenmifl halidir.” Kendinden o
kadar geçmifltir ki, hizmet etmeyi kafas›na koydu€u varl›k için
en inan›lmayacak fedakârl›klar› bile yapmakta tereddüt etmez.
Bu düflünce biçimini anlamaya çal›flmaya gerek yok. Bu düflün-
ce biçimi ya vard›r, ya yoktur. Toplumlar›n yapmas› gereken bu
tür kendini adam›fl bireylerinin enerjisini, o bireylerin de arzu-
suna uygun olarak toplum yarar›na yönlendirmek ve kullanmak
olmal›d›r. ‹flte Türkiye’nin kendini gelifltiremeyen, de€iflime
ayak uydurmaktansa onu geciktirmeye çal›flan hâkim unsurlar›-
n›n, Atatürk sonras›ndaki süreçte en korktu€u insan tipleri, bu li-
der vas›fl› gençlerdir. Ellerindeki bütün gücü ve olanaklar›, bu
vatan›n tek flans› olan bu vas›flara sahip gençlerini budamak için
kullanan bu yap›n›n art›k durdurulmas› zorunlulu€u kaç›n›lmaz
olarak kendisini göstermektedir.
21. yüzy›l, tarihin bugüne dek kaydetti€i di€er bütün zaman-
lardan daha karmafl›k ve zor yönetilebilir bir süreç olarak yafla-
nacakt›r. Bu yüzy›lda rüzgarda savrulan yapraklar gibi oradan
oraya uçuflmamak için, daha aç›k bir ifadeyle güvenli€imizi ve
bekam›z› yitirmemek için bir tek flans›m›z var. Türk Milleti’nin
kendi içinden ç›karaca€›, Atalar›n›n özde€erleriyle ifl yapan, va-
tan›na-milletine hizmet etme aflk›yla kendi varl›€›n› hiçe sayan,
koflulsuz-karfl›l›ks›z fedakâr, vatan› ve milletinin bölünmez bü-
tünlü€ü d›fl›nda hiçbir yere taraf olmayan, bütüncül bak›fl aç›s›,
sosyal sorumluluk duygusu ile ve birlefltirici, yap›c› tav›rlar› ile
ifl yapma kararl›l›€›nda olan gençlerimizin art›k önünü açmak
zorunday›z.
Sadece bu kadar› bile bütün problemleri sistemin do€al ak›fl›
içerisinde çözmeye yetecektir.
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 537

HERKES YETK‹N OLDU⁄U ‹fi‹ YAPSA...

Türkiye’nin önemli verimlilik sorunlar›ndan birinin, çeflitli kifli


ve kurumlar›n kendi yetkinlik, yetki ve sorumluluk alanlar› d›-
fl›ndaki pek çok uzmanl›k gerektiren konuda, son derece iddial›
olarak düflüncelerini ifade etme ve yayma çabas› oldu€unu dü-
flünüyorum. Günümüzde meslekler bile kendi içinde çok say›da
alt uzmanl›k alan›na ayr›lm›flken ve her birinde rekabet avanta-
j›na sahip olabilmek için ciddi bir birikim, deneyim ve sürekli
güncellenen bilgileri takip etmek için son derece disiplinli bir
çal›flma anlay›fl›na ihtiyaç oldu€u apaç›k ortadayken, flu veya bu
flekilde belirli bir konuma ulaflm›fl kiflilerin, kendi uzmanl›k
alanlar› d›fl›ndaki, herbiri özel bir birikim gerektiren pek çok ko-
nuda da görüfllerini ifade ederek sürekli gündemde kalmaya ça-
l›flmalar›n› ve bu kiflilerin de ciddiye al›nmas›n› önemli bir so-
run olarak de€erlendiriyorum. Bütün bunlar olurken konuya
gerçekten hâkim olan ve kamuoyunu bilgilendirme konusunda
en do€ru kaynak olabilecek pek çok unsurun, bu süreçlerin d›-
fl›nda kalmas› ve uzmanl›k uzman› birtak›m kiflilerin de kendi
cehaletlerini genifl kitlelere fütursuzca yaymas›n›n en üzücü,
hatta en tehlikeli konular›n bafl›nda geldi€ini düflünüyorum.
Ça€dafll›€› yakalam›fl ülkeler ve bu ülkelerdeki kurumlar bu
gerçe€i çok önceden keflfettikleri için; pek çok parçan›n birara-
ya gelmesi ile oluflan ürünlerinde, ki bu ürün i€neden gökdelene
kadar akl›n›za gelebilecek her fley olabilir, kaliteyi en üst düzey-
de tutabilmek ve do€al olarak rekabet avantaj›na sahip olabil-
mek için, her bir parçan›n o parçay› en kaliteli ve güvenli üre-
tenden temin edilmesi yolunu tercih ediyorlar. Baz› durumlarda
maliyetler konusunda art›fla sebep olabilse de, nihai ürünün ka-
litesini ve güvenilirli€ini en üst düzeye çekebildi€inden dolay›,
bugün için en çok tercih edilen üretim modelinin bu yönde oldu-
€unu anlamam›z gerekiyor.
‹fli uzman›na b›rakma vizyonunu bir kez anlad›ktan sonra her
alanda örneklerini daha kolay gözlemleyebiliriz. ABD Devlet
baflkan›n›n 1000 civar›ndaki dan›flman›n›n her biri kendi konu-
sunda en üst düzey uzmanlardan seçilir, ki bu konular›n birço-
538 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
€unu anlay›fl›m›z gere€i bizler ancak fantazi olarak nitelendire-
biliriz. Uygulamalar›n›n do€rulu€u yanl›fll›€›, etik olup olmad›-
€› ayr› bir konu olmakla birlikte, ancak bu uzmanlar sayesinde-
dir ki Amerika büyük devlettir ve her konuda kendi menfaatle-
rini en üst düzeyde rahatl›kla koruyabilecek ön al›c› hamleleri
düflünebilir ve yapabilir. Çünkü bilgiyi sisteminin temeline
oturtmufltur ve bütün kararlar›n› bilgi temeline dayand›rd›€› he-
saplar üzerine infla eder. Bu bilgiyi her zaman güncel ve en do€-
ru haliyle kullanabilmek için de yetiflmifl uzmanlarla çal›fl›r. Çe-
flitli uzmanlar›n kendi konular›ndaki görüfllerini ald›ktan sonra
bu bilgilerin hepsini, devletin gizli bilgileri ile birlikte bütüncül
bir bak›fl aç›s› ile, uzun dönemli yans›malar›n› da hesap ederek
devlet politikas› haline getirirler.
Medyam›z›n da sorumsuzlu€u sonucunda ülkemizde ise, yet-
kinlik ve birikim seviyelerine bak›lmaks›z›n, insanlar›n konumla-
r› ve popülerlik seviyeleri ç›k›fl noktas› yap›larak her konuda her
türlü s›rad›fl›, cahilce hatta tehlikeli yorumlar›n genifl kitlelere ya-
y›ld›€›n› görmek bile mümkün olabiliyor. Konular› gerçekten bi-
lenler de bu karmafl›k yap› içerisinde düflüncelerini yeteri kadar
duyuramayabiliyorlar. Bu konuda kendimizden bir örnek vermek
gerekirse; deprem konular›nda art›k herkesin do€ru-yanl›fl bir fik-
rinin oldu€u bu süreçte bile, bizler AKUT olarak deprem konula-
r›ndaki bütün birikimimize ra€men, ‹stanbul’da yaflanabilecek
depremin büyüklü€ü, zarar›n ne seviyede olabilece€i, ne zaman
meydana gelebilece€i, hangi bölgelerin daha fazla zarar görebile-
ce€i, nerelerin daha sa€lam oldu€u gibi birinci dereceden uzman-
l›k gerektiren ve söylenebilecek her cümlenin, toplumsal hassasi-
yet nedeniyle sorumlulu€unun da çok önemli oldu€u bize en ya-
k›n olan bir konuda bile, bu konular›n uzman› olmad›€›m›z için,
bu sorular›n bizlere de defalarca sorulmas›na ra€men hiçbir za-
man bu konular hakk›nda bir yorum yapmad›k. Herkes kendi ifli-
ni yaps›n ve iyi yaps›n, biz hep buna inand›k. ‹yi bildi€imiz ko-
nularda mutlaka kendimizi öne ç›kard›k ama her yönüyle hâkim
olmad›€›m›z hiçbir konuda da bilgiçlik taslamad›k.
Ayn› konuya paralel olarak bir de ülkemizde çeflitli kifli ve
kurumlar›n kötü bir niyetle olmasa bile yine bir di€er kifli veya
kurumun yetki ve sorumluluk alan›na giren konulara kar›flmas›-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 539
n›n da do€ru olmad›€›n› düflündü€ümü belirtmek isterim. Türki-
ye Cumhuriyeti devleti binlerce y›la yay›lan bir örgütlü devlet
gelene€i olan bir toplumun ürünüdür. Dolay›s›yla devlet yap›-
lanmas› içerisinde her türlü kurum, uygulama alan›, yönetmelik-
ler ve gelenekler zaten mevcuttur. Burada as›l sorun, ony›llara
yay›lan bir bölünmüfllük ve ulusal menfaatleri farkl› alg›lama-
dan kaynaklanan as›l hedef tan›m› konusudur. Farkl› kurumlar,
gruplar veya kifliler ülkenin ç›karlar›n› ayn› platformda de€er-
lendirmedi€i için tehdit ve menfaat alg›lamalar› da farkl› olarak
yap›labilmekte ve bu durum da ülkemizde kurumlar aras›nda
ciddi bir iletiflim ve iflbirli€i sorununa yol açabilmektedir.
Kök sorun olarak tan›mlayabilece€im bu problemi çözmeden
ciddi bir ilerleme kaydetmemiz bence çok zor olacakt›r. Burada
ideal olan, devleti oluflturan kurumlar›n herbirinin kendi uzman-
l›k, yetki ve sorumluluk alan›na giren konularda, hepimiz için
ortak olan ulusal menfaatlerimize uygun olacak flekilde üzerle-
rine düfleni yerine getirmeleridir. Ancak bölünmüfllükten ve
farkl› yaklafl›mlardan kaynaklanan sebeplerle, kurumlar›m›z›n
eflgüdümlü olarak birbirlerinin verimlili€ini ve gücünü art›racak
flekilde ortak bir hedefe dönük olarak hareket edememeleri bize
her dönemde büyük f›rsat maliyetleri ve kay›plar yaflatmaktad›r.
Tamamen yukar›da ifade etti€im hayati bir problem olan ulu-
sal menfaat veya tehdit alg›lamas› fark›ndan kaynaklanan bu so-
runu daha da içinden ç›k›lamaz hale getiren bir di€er konu ise,
kurumlar›n kendi sorumluluk alanlar› d›fl›ndaki baflka kurumla-
r›n konular›na sürekli olarak do€rudan veya dolayl› müdahale-
lerde bulunmalar›d›r. Siyasetçi askerin iflini yapmaya çal›flmak-
ta, asker siyasetçinin, medya bürokrat›n ifline kar›fl›rken, ifl dün-
yas› politika üretmekte, sivil toplum devlet kurumlar›n›n konu-
lar›na kar›flmakta, gazeteci polislik ve savc›l›k yapmakta, vesa-
ire. Bu durumun çok önemli bir di€er zarar› ise, binlerce y›ll›k
ortak yaflam ve kültür sonucunda varetti€imiz kurumlar›m›z›n
anlamlar›n›, inand›r›c›l›klar›n› ve güvenilirliklerini kaybetmele-
ridir. Bunun sonucunda vatandafllar hangi konuda nereye ve ki-
me güveneceklerini iyice kar›flt›rm›fl ve bu güvensiz ortamda
devletin korunmas› birinci öncelik olan güvenilirli€i sorgulan›r
hale gelmifltir.
540 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Güçlü devlet geleneklerimize ve kurumlar›m›za mutlaka sa-
hip ç›kmal›y›z. Sorun oldu€unu düflündü€ümüz konularda eski-
sine rakip olacak ve sadece çat›flmay› daha da k›z›flt›racak yeni
yapay kurumlar yaratmak yerine, iyilefltirmeyi her bir kurum
içerisinde teker teker ve büyük bir ciddiyetle yapmal›y›z. fiu ve-
ya bu sebeple kurum art›k ifllevsiz ise elbette kapat›labilir ama
eski bir kurumun tan›ml› bir ifllevi varken sadece görüfl fark› var
diye yeni kurumlar yaratman›n bize hiçbir faydas› olmayaca€›
gibi ilerleyen süreçte zararl› da olabilecektir. Eskiden oldu€u gi-
bi devlet örgütlenmesini var eden bütün resmi, asker, sivil ku-
rumlar ortak menfaatler çerçevesinde eflgüdümlü olarak çal›fla-
bilecek hale getirilmelidir.
Bunu sa€layamad›€›mz taktirde kendi özkaynaklar›m›zla
kendi kendimizle savafl›yor oldu€umuzu sak›n akl›n›zdan ç›kar-
may›n.

TÜRK‹YE’DE B‹LG‹ PAYLAfiIMI SORUNU

Aristo, toplumu elleri, ayaklar›, duygular› ve zekâs› olan bir dev


olarak tan›mlar. Toplum, kendisini oluflturan insanlar›n ortak
ürünüdür. Toplumlar›n gücü de, kendisini oluflturan bireylerin
ve gruplar›n aras›ndaki iflbirli€i, güç birli€i, kültür, etik, hukuk,
sinerji, üretim, paylafl›m ve benzeri ortak ürünlerle do€rudan
iliflkilidir.
Ülkemizin bütün imkânlar› ve potansiyeline ra€men, uzun
y›llard›r yaflad›€›m›z pek çok sorunun ve verimsizli€in nedenle-
rini anlamaya çal›flt›€›mda, her sektörde bilgiyi elinde tutan sa-
y›l› bir az›nl›€›n bu bilgiyi paylaflma konusundaki isteksizli€i ve
bu nedenle ortaya yay›lan, halk› yanl›fl yönlendiren ve genifl
kapsaml› bir dedikodu kültürüne yol açan, eksik, yanl›fl, tarafl›,
yönlendirilmifl bilgi yayma sürecinin önemli bir etken oldu€unu
görüyorum. Devlet organizmas›ndaki ilgili kurumlar›n tan›m-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 541
lanm›fl, yetkilendirilmifl ve dolay›s›yla sorumlulu€u da verilmifl
konumlar›na ra€men, bugün hemen her yerde ve her konuda
karfl›m›za ç›kan tarafl› yönlendirmeleri ve kirli bilgiyi do€ru ve
s›nanm›fl bilgi ile ivedilikle de€ifltirmeyerek, halk› ayd›nlatma-
yarak, ancak sorun kendi makam›na art›k görmezden gelemeye-
ce€i yöntemlerle erifltirildi€inde, bilgi kaynaklar›n› açarak elin-
deki bilgiyi son kertede paylaflmas›n›n, toplumsal hayat›m›zda
büyük kay›plara yol açt›€›n› düflünüyorum.
Bu konuda kiflisel anlamda beni en çok rahats›z eden unsu-
run da, bu bilgiyi bulunduklar› pozisyon gere€i, yine bu ülkenin
özkaynaklar› ile elde etmelerine ve bu bilginin devletin güvenli-
€i ve bekas› ile milletin refah› için oldu€u konusundaki bütün
etik, hukuki ve geleneksel zorunluluklara ra€men, art›k köklefl-
mifl bir flekilde bilgi paylafl›m›na direnmelerini ve bilgi süreçle-
rinde kurumsallaflm›fl bir tekelcilik anlay›fl›yla hareket etmeleri
oldu€unu söyleyebilirim.
Sa€l›kl›, güvenli ve güçlü bir toplum oluflturmak için ihtiyaç
duydu€umuz özelliklerin bafl›nda, toplumun kendi iç dinamikle-
ri ile do€al ak›fl› içerisinde ortaya ç›kard›€›, toplumsal bellekten
ve ortak yaflananlar›n do€ru bilgi ile yorumlanmas› ve etkin pay-
lafl›m› ile oluflturulan ortak bilinç gelir. Ancak bilgi ve iletiflim
teknolojilerini, ça€a ayak uyduracak flekilde güncelleyemeyen
ve elindeki bilgiyi vatandafllar›yla do€ru modellemelerle pay-
lafl(a)mayan toplumlar, ciddi bir uyumsuzluk, güvensizlik, edil-
genlik ve sonuç olarak verimsizlikle karfl›lafl›rlar. Ortak Bi-
linç’in oluflturulmas›nda, toplumun yetenekleri do€rultusunda
anlayabilece€i, uyum sa€layabilece€i yaklafl›m biçimleriyle
kurgulanan ve bu flekilde paylafl›lan aç›k bilgiler, toplumda nor-
malden çok daha süratli olarak arzu edilen davran›fl de€iflikli€i-
ni meydana getirebilirler.
Bunu sa€lamak için eldeki en kolay, ucuz ve zahmetsiz kul-
lan›labilen kanal ise iletiflim imkânlar›n›n çeflitlili€i ve her yere
eriflebilme gücü ile do€al olarak, her türlü medya kanal›d›r. Top-
lumlar liderleri, yöneticileri, fikir önderleri, ayd›nlar› ile bu yön-
lendirmeyi rahatl›kla kurgulayabilirler. Ancak Türkiye’nin bu
konuda baflar›l› oldu€unu ne yaz›k ki söyleyemeyece€im.
542 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Toplumlar ça€›n koflullar›na uyum sa€layabilirlerse büyürler,
geliflirler ve güçlenirler. Bunun tam tersi de do€rudur. Bu gelifl-
meyi sa€lamak için de, elindeki nüfus gücünü, e€itimli, bilgili,
kültürlü, sa€l›kl› olarak yetifltirmek ve ona di€er toplumlar kar-
fl›s›nda rekabet avantaj›na sahip olacak bir donan›m kazand›r-
mak en önemli konular›n bafl›nda gelir. Birlikte davranabilmek
ve bütünün enerjisini a盀a ç›karabilmek, Japonlar›n, “hiçbiri-
miz hepimiz kadar ak›ll› de€iliz” sözü ile ifade etti€i gibi, sade-
ce ak›ll› de€il, güçlü, h›zl›, verimli gibi daha pek çok aç›l›mda
da kullanabilece€imiz bir f›rsat avantaj›na sahiptir. Ancak bunun
sa€lanabilmesi için, gelifltirilen ve üretilen do€ru bilginin, uy-
gun kanallarla ve metodlarla toplumla aç›k ve düzenli olarak
paylafl›lmas›, elit bilginin aç›k, s›radan bilgi haline dönüfltürül-
mesi gerekmektedir.
Bu konular hakk›nda, birkaç örnekle konuyu açmaya çal›fla-
ca€›m. K›br›s Sorunu, AB sürecinde s›kl›kla karfl›m›za ç›kan bir
problem olarak gündelik hayat›m›za girmifl durumda. Garantör-
lük Antlaflmas›, 1974 K›br›s Bar›fl Harekat›, Annan Plan› ve da-
ha pek çok konu son süreçte hayat›m›za giren konular. Ancak
bunlar›n hiçbiri zaman›nda bize gerekti€i flekilde ve yeteri kadar
ö€retilmedi€i için, toplumumuz beklenen tepkileri ver(e)meye-
rek, bu konuya ömrünü adayan kifli ve kurumlar› hayal k›r›kl›€›-
na u€ratt›. Bu konudaki sorumlunun, hayat› boyunca K›br›s’›n
stratejik önemi konusunda güvenebilece€i kaynaklardan bir tek
sat›r, bir tek cümle bile duyamam›fl olan, K›br›s’taki etkinli€imi-
zi ve gücümüzü yitirdi€imiz taktirde, bir sonraki süreçte Ege
Denizi’ndeki etkinlik ve gücümüzün de yitirilece€i ve bunun
Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal menfaatlerine en ayk›r› bir du-
rum oldu€u konusunda yeteri kadar uyar›lmayan, bilgilendiril-
meyen milletimiz oldu€unu düflünmek sadece insafs›zl›k ola-
cakt›r.
Bir di€er örnek olarak son 30 y›ld›r, ASALA terör örgütünün
Türk Diplomatlar›na dönük sald›r› eylemleri devletin müdahale-
si ile durdurulduktan sonra, diaspora ermenilerinin taktik de€ifl-
tirerek bütün dünyada Ermeni soyk›r›m› yalanlar› ile dünya ka-
muoyunu yönlendirme çabalar›n› söyleyebiliriz. Diaspora Er-
menilerinin bütün dünyada bu yönde yapt›€› yo€un kampanya-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 543
lara ra€men, sanki milletimizi ilgilendiren bir fley de€ilmifl gibi,
anavatan d›fl›nda bizim hakk›m›zda olan ve yap›lan fleyler bizi
ilgilendirmiyormufl gibi düflünerek ve bu ulusal sorunu, sadece
bu konu için kurulmufl, ne kadar fedakârca ve çal›flkanl›kla mü-
cadele etti€ine gerçekten inand›€›m ve bildi€im ekiplerle çöz-
meye çal›flarak, 70 milyonluk Türk Milletinin ortak enerjisini ve
duygusal gücünü kullanmadan sadece resmi kanallarla çözmeye
çal›flmak yine ayn› flekilde verimlilikten uzak olacakt›r.
Bir baflka örnek olarak da, internet ortam›nda yay›lan, Bor,
Toryum, Plutonyum gibi madenlerimiz ve Petrol gibi kaynakla-
r›m›z hakk›nda yay›lan do€rulu€u ve yanl›fll›€› hakk›nda art›k
herkesin kafas›n› had safhada kar›flt›ran yönlendirilmifl bilgileri
sayabiliriz. Bunlar›n ne amaçla yap›ld›€›n› veya ne amaçla yet-
kili, bilgili kurumlar taraf›ndan do€rulan›p, yanl›fllanmad›€›n›
kestiremiyorum, ancak s›radan bir vatandafl olarak bu kadar
önemli konular›n dedikodu malzemesi yap›lmas›na, bu konular
hakk›nda resmi görevi ve sorumlulu€u olan kurumlar›n seyirci
kalmas›n› hazmedemiyorum.
Yak›n dönemde bir baflka örnek olarak da, Çanakkale Desta-
n›n›n sembolleflmifl kahraman 57. Alay›’n›n Sanca€›n›n Avust-
ralya’daki Melbourne müzesinde bulundu€una dair iddialar›
vermek isterim. Gerçekle hiç ilgisi olmayan bu durum hakk›n-
da, (Genel Kurmay Baflkanl›€› bu konuda gerekli aç›klamay›
resmi bir baflvuru sonras›nda yapt›) yine hangi amaçla oldu€unu
bilemedi€im bir yönlendirilmifl bilgi süreci yaflan›yor internet
ortam›nda.
Blgi edinme hakk› yasas› ile bir ölçüde bu durumun rahatla-
yaca€›n› düflünüyorum. Umuyorum ki, al›fl›lm›fl düzene göre
önemli bir de€iflim getiren bu süreç en verimli flekilde kullan›la-
bilecektir. Çünkü milletin deste€i al›nmadan hiçbir mücadele
kazan›lamaz, milletin ortak enerjisi ortak menfaatlere yönlendi-
rilmeden, küresel anlamda vermek zorunda kalaca€›m›z hiçbir
mücadeleyi kazanamay›z.
Çünkü hiçbirimiz hepimiz kadar güçlü de€iliz...
544 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

B‹LG‹ ÇA⁄INDA B‹LG‹Y‹ KULLANAMAMAK...

21. yüzy›l›n bilgi ça€› oldu€u ve bilgiyi elinde bulunduran›n di-


€erlerine karfl› önemli bir üstünlük kazanaca€›, bugün art›k her-
kesin kabul etti€i bir gerçek. Devletler, kurumlar ve insanlar ara-
s›ndaki mücadele, ça€›m›zda dünyay› defalarca kez yoketmeye
yetecek güçteki mevcut silahlarla de€il, bilgi kaynaklar› ve bu
bilgi kaynaklar›n›n çok çeflitli yöntemlerle ve yine çok çeflitli
amaçlarla yönlendirilmesiyle yap›lmaktad›r. Günümüzde küre-
sel alanda hegemonya veya bölgesel olarak üstünlük kurma
amaçl› çal›flmalar, yaln›zca siyasal yada askeri bask›yla de€il,
ideolojik araç ve eylemlerle de yap›labilmektedir. Günümüzün
en güçlü ve h›zl› bilgi paylafl›m kayna€› olan yaz›l›, görsel, iflit-
sel medya ve tabii ki internet bu tür yönlendirmeler için son de-
rece uygun ve düflük maliyetli f›rsatlar yaratmaktad›r. Bugün
için teknolojinin ve bilimin bu tür iletiflim imkânlar›n› iyi kulla-
nan devletler, di€erleri karfl›s›nda her tür mücadeleye iki ad›m
önde bafllamaktad›r.
Bilgi ça€›nda bilgi yönetimi karfl›m›za çok önemli bir unsur
olarak ç›k›yor. ‹fllenmemifl ham verilerin yorumlanarak, kararla-
ra ve uygulamalara zemin haz›rlayacak ifllenmifl bilgilere, yeni
yorumlara dönüflümü ve uygulama ile bilginin iflte fark yarata-
cak flekilde kullan›m› olarak ifade edebilece€imiz bilgi yönetimi
dayand›€› temeller itibar› ile, kullan›c›s›na büyük avantaj sa€la-
yacak güçtedir. Stratejide, karar mekanizmalar›nda ve fark ya-
ratmada risk almak, “bilgi yönetimi” temeline dayal› hesaplar-
dan güç al›yorsa, o art›k “risk” olmaktan ç›km›fl, stratejik bir se-
çenek halini alm›fl demektir. Bilgi yönetimi, salt teknoloji, ak›l
veya mant›k da de€ildir. Bilgi Yönetimi, sezgi ve duygular› da
içerir. Bu yüzden Atatürk’ün dedi€i gibi art›k yaln›z ufku de€il,
ufkun ötesini de görebilecek liderlere her seviyede acil olarak
ihtiyac›m›z var.
Bilgi, “bilmek” sürecinde de€il “olmak” sürecinde gerçek
anlam›n› bulur ve de€erine kavuflur. Bilgi yaflama yans›d›€› tak-
dirde bir anlam ifade eder. Kay›tl› kaynaklarda bulunduklar› hal-
de yaflam›m›zda hiçbir de€iflim-dönüflüm yaratmayan bilginin
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 545
varl›€› ile yoklu€u aras›ndaki fark bize göre rahatl›kla gözard›
edilebilir. Geliflimi sürekli k›lan fley, ö€rendiklerimizin uygula-
malar›m›za, davran›fllar›m›za yans›mas›d›r. Bilginin daha sonra
kullan›labilece€i konusunda da önemli endiflelerim oldu€unu
vurgulamak isterim. Sadece 20. yüzy›lda insanl›k, yerkürede va-
roldu€u günden bugüne üretti€inden daha fazla bilgi üretmifltir.
21. yüzy›l›n sonlar›nda ulaflaca€›m›z h›z› ve iflleme kapasitesine
eriflece€imiz bilginin boyutlar›n› bugünden hayal etmek bile çok
zor. ‹nsanl›k emin ad›mlarla, ancak do€al vahflili€inden ve hük-
metme arzusundan hiçbir fley kaybetmeden, sadece onun fleklini
ve örtüsünü de€ifltirerek ilerlemektedir. Önümüzdeki süreç bu-
güne dek yaflananlar›n yan›nda ölçülemez h›zda ve boyutta ola-
cakt›r, sonuçlar› da öyle...
Anadolu gibi jeopolitik ve jeostratejik aç›lardan son derece
kritik ve belirleyici bir co€rafyada yaflayan milletler ne olursa
olsun güçlü olmak zorundad›r. Anadolu, tarih boyunca üzerinde
hiçbir zaman zay›f ve güçsüz bir milleti bar›nd›rmam›flt›r. ‹hti-
yaç duydu€umuz bu gücün temel kayna€› da, ça€›m›zda bilgi
ve/veya bilgiye dayal› unsurlard›r. Bir devletin gücünü, o devle-
tin oluflturdu€u milli birlik ve beraberlik içerisindeki milleti
oluflturur. Milleti do€ru bilgiyle donatmak ve milletin potansiye-
lini ülke için en do€ru flekilde de€erlendirmek için bilgi ça€›nda
bilgiyi yakalamak zorunda oldu€umuzu bir an bile akl›m›zdan
ç›karmamal›y›z. Bugün için Türkiye, bilginin her fleyden daha
de€erli oldu€u ve gelecek için en önemli belirleyici oldu€u bu
ça€da, bilginin elde edilmesi, ifllenmesi ve yorumlanarak yafla-
ma yans›t›lmas› anlam›nda büyük bir zafiyet içerisindedir.
Bilgi teknolojilerinde önde giden ülkeler, h›zla üretimlerini
ve verimliliklerini artt›rmakta, buna ba€l› olarak gittikçe güçlen-
mekte ve kendi ölçeklerinde egemenliklerini sa€lamlaflt›rmakta-
d›rlar. Bu sürecin d›fl›ndaki ülkeler ancak a€›r koflullar alt›nda ve
bilgiyi üreten ülkelerin izin verdi€i ölçüde takipçi konumda ola-
bilmektedir. Bu süreçte üreten, araflt›rma ve gelifltirmeye ciddi
kaynak aktaran ülkeler ve baflkalar› taraf›ndan üretilmifl tekno-
lojiyi al›p kullanan ülkeler aras›ndaki uçurum gittikçe daha teh-
likeli boyutlara do€ru gitmektedir. Türkiye bir an önce sahip ol-
du€u bütün milli güç unsurlar›yla birlikte, anlams›z çekiflmeleri
546 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
bir kenara b›rak›p, bir bütün olarak hareket etmeli ve ça€dafl me-
deniyetler içerisinde lay›k oldu€u yere ulaflmak ve bilgi ça€›n›
ulusça yakalamak için her türlü önlemi almal›d›r.
18. yüzy›lda buhar makinesi ile sanayi devrimine geçen bat›-
y› izleyebilmek için Mustafa Kemal’in kurdu€u Cumhuriyeti
beklemek zorunda kalan milletimiz, internet’e de 24 y›l gecik-
meli olarak ulaflm›flt›r. Matbaa ile k›yaslayacak olursak bu süre-
ci kabul edilebilir olarak da de€erlendirmek mümkün olabilir,
ancak 21. yüzy›l, bu tür gecikmelerin faturas›n› geciken tarafa
çok a€›r ödetecek bir katlamal› geliflim sistemi içerisinde, her
bir geliflmenin bir di€erinin öncüsü olacak flekilde yaflanmakta-
d›r. Bu tür bir ça€da Türkiye’nin hiçbir flekilde kaybedecek da-
kikas› yoktur. Sanayileflme sürecine geç bafllayan ülkemiz, bu
süreci yakalamaya çal›fl›rken, sanayileflmifl ülkeler de bofl dur-
mayarak h›zlanm›fl ve bilgi toplumu dedi€imiz bugünkü toplum
yap›lar›n› yaratm›flt›r. Türkiye bir an önce kendisini bilgi toplu-
muna tafl›yacak ad›mlar› atmal› ve toplumsal optimizasyona
eriflmelidir. Bilgi toplumuna geçifl için biliflim teknolojilerinin
gelifltirilmesi, ar-ge faaliyetlerine a€›rl›k verilmesi, verimlilik,
kalite ve rekabetin artt›r›lmas›, bilim ve teknoloji planlamas› ya-
p›lmas› gibi hedeflerden bahsetmemiz gerekir. Bu çal›flmalar›
eflgüdümlü bir bütüncüllükle yönetilmesi gerekti€ini de vurgu-
lamal›y›z.
Sorunlar›m›za yüzeysel ve geçici çözümler yerine köklü çö-
zümler üretmek zorunday›z. Yetiflmekte olan genç nüfusumuzun
bilgi teknolojileri çerçevesinde e€itilmesi ve bu insan gücümü-
ze üretime dönük ifl olanaklar›n›n aç›lmas› Türkiye’nin kalk›n-
mas›nda önemli bir avantaj yaratacakt›r. Ulusça uygulayaca€›-
m›z politika yarat›c›l›€a, üretkenli€e, kat›l›mc›l›€a ve baflar›ya
yönelik olmal›d›r. Türkiye’nin gelecek k›sa, orta ve uzun erimli
ihtiyaçlar› do€ru bir flekilde tespit edilmeli ve ça€›m›z›n bilgi
teknolojileri temel al›narak buna dönük insan kayna€› yetifltiril-
melidir.
Ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel aç›dan geliflmesinin
sa€lanabilmesi için çözümü gereken sorunlar›n en önde geleni
kuflkusuz e€itimdir. Ülke ekonomisinin belirlenen hedeflere
ulaflmas›nda, artan nüfusun gereksinimlerini karfl›lamak ama-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 547
c›yla, de€iflen ekonomik, sosyal ve teknolojik koflullara paralel
olarak e€itimin de yenilenmesi ve gelifltirilmesi gerekmektedir.
Bu ba€lamda ekonomik ve toplumsal kalk›nma için gerekli itici
güçlerden biri de toplumsal okuma al›flkanl›€›n›n veya kitap kül-
türünün ülke çap›nda geliflmesidir. Bugünkü popüler kültür ya-
ratma ve medya yönlendirmesi sistemimizle bunun sa€lanabil-
mesi, keskin bir dönüfl yapmad›€›m›z sürece neredeyse imkân-
s›zd›r. Dünyan›n bilgi ça€›n› yaflad›€› ve gelece€in muazzam re-
kabet ortam›na kendisini haz›rlad›€› 21. yüzy›l›n daha bafl›nda,
toplum olarak bu yar›fl›n çok d›fl›nda ve hedeflerinin çok uza€›n-
day›z. Bu süreci bir an evvel tersine çeviremezsek, torunlar›m›z
için gelecek, bizim kufla€›m›z için oldu€undan çok daha zor ola-
cak. Hala Mustafa Kemal ve arkadafllar›n›n miras›n› yiyen bir
toplum olarak, bizden sonraki kuflaklara y›k›lmaya mahkûm bir
sistem b›rakm›fl olman›n utanc› hepimizin olacak.
Ekonomik güce ve stratejik öngörüye sahip olmayan bir dev-
letin birbiriyle çeliflkili yada birbirinin etkisini yok eden kararlar
alaca€›n›, krizler karfl›s›nda o günkü durumu kurtaracak ancak
gelecekte ayn› sorunun daha güçlü olarak yaflanmas›n› engelle-
mekten çok uzak geçici birtak›m önlemler almakla yetinece€ini,
haz›rl›ks›z olmas›ndan dolay› plans›z bir flekilde kaynaklar›n›
verimsiz kullanarak haz›r olmad›€› bir gelece€e do€ru sürükle-
nece€ini ve sonuçta di€er güçlerin ürettikleri stratejik öngörüle-
rin edilgen bir unsuru olmaktan öteye gidemeyece€ini söylemek
yanl›fl olmayacakt›r. Bu ba€lamda bir an önce bilgi ça€›na ayak
uydurabilmek ve bize çok de€erli zaman›m›z› kaybettiren unsur-
lardan silkinerek gelece€e haz›r olmak için, etkin bir planlama
çerçevesinde insan kaynaklar›m›z› en do€ru ve verimli flekilde
gelifltirmek ve gelece€imizi lay›k oldu€umuz flekilde yaratmak
için bilgiyi yaflam›m›za yans›tarak davran›fllar›m›zda ve uygula-
malar›m›zda do€ru de€iflimleri yaratmak zorunday›z.
Bu konuda ikinci bir flans›m›z olmayabilir...
548 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

ERMEN‹ SOYKIRIMI ‹DD‹ALARINI


NEDEN ÇÖZEM‹YORUZ?

Her fleyden önce kiflisel ve ulusal onuruna en üst düzeyde ba€l›


bir Türk genci olarak, en az 30 y›ld›r bütün dünyada planl› ve ör-
gütlü bir flekilde yay›lan Ermeni Soyk›r›m› yalanlar›na karfl›, za-
man›nda görevini yapmayan veya eksik yapanlara karfl› içimde
gerçekten ciddi bir k›zg›nl›k oldu€unu ifade etmek isterim. Her
zaman gurur duydu€um atalar›m›n, insanl›k suçu olarak tan›m-
lanan soyk›r›m uygulay›c›lar› oldu€u duygusu ile yaflamak zo-
runda kald›€›m psikolojik bask›dan dolay› beni en çok rahats›z
eden, hatta utand›ran konu, ellerindeki bütün bilgi birikimi, büt-
çe, imkân, görev ve sorumlulu€a ra€men bu meseleyi bunca za-
mand›r çözemeyen ve bugünlere do€ru geliflini seyreden kendi
ülkemin insan›d›r.
Y›llard›r yaflamaktan, görmekten had safhada rahats›z oldu-
€um; bizim görev süremizde ortaya ç›kmas›n da ne olursa olsun
düflüncesi ile ifl yapma anlay›fl›n› bir türlü hazmedemiyorum.
Belirli bir göreve, belirli bir süre için seçilen ya da atanan kifli-
lerin, kendilerinden önceki sorumlular›n sorumsuz tutumu nede-
ni ile, çözülmek bir yana, kayda de€er bir iyilefltirme bile yap›-
lamayan pek çok konuda, sadece görev süresini en az krizle at-
latmak fleklinde bir yaklafl›mla sürdüren toplumumuzdaki hâkim
zihniyeti anlayam›yorum. Kriz art›k kaç›n›lmaz olarak yaklaflt›-
€›n› gösterdi€inde veya ortaya ç›kt›€›nda, o dönemde konudan
sorumlu kifli ve kurumlar›n ellerinden geleni milletimize yarafl›r
bir direngenlikle, büyük bir gayret ve fedakârl›kla yapt›€›n› gör-
mek beni tatmin etmiyor. Bu sistemsizlik içerisinde, krizi yafla-
mak ve yönetmek zorunda kalanlar›n, örne€in bugün bu Ermeni
meselesi konusunda oldu€u gibi, flimdiki yetkililerin kahraman-
ca ve fedakârca mücadele ediyor oldu€unu görmek bile ne yaz›k
ki beni rahatlatm›yor. Çünkü küresel mücadelenin kurallar›n›
çok iyi bilen rakiplerine karfl›, 70 milyonluk Türk Milletinin or-
tak enerjisini ve buradan yarat›lacak olan sinerjiyi kullan(a)ma-
dan, sadece kendi çabalar› ile, neredeyse bütün dünyaya karfl›,
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 549
hem de sahte belgeler ve yalanlar üzerine kurulu hiçbir flekilde
denk olmayan bir mücadele vermek zorunda kal›yorlar.
Bu ülkenin uzun zaman›n birikimi ile oluflmufl, gerçekten çö-
zümü çok zor olan ciddi sorunlar› var. Bunu herkes kabul edi-
yor, ancak hiçbiri çözümsüz de€il. Sadece çözecek kararl›l›kta
ve uzun dönem hesap yapabilecek ve uzun dönemli karar ve ey-
lemleri süreç içerisinde takip edebilecek bir sisteme ihtiyac›m›z
var. Y›llard›r k›sa dönemli ve günü kurtarmaya dönük kararlar
ve eylemlerle hiçbir yere varamad›€›m›z›, daha da kötüsü, so-
runlar›m›z›n katlanarak büyüdü€ünü ve gelecek kuflaklara birer
saatli bomba olarak teslim edildi€ini milletçe ne zaman anlaya-
ca€›z gerçekten merak ediyorum. Bu durumun en önemli kök
sorununun; ülkemizde bilinçli ve planl› olarak y›llard›r uygula-
nan ve önemli ölçüde de baflar› elde edilen, son derece güçlü
Türkiye Cumhuriyeti ulus devletinin cefakar milletini, uydurma
gerekçelerle yapay alt kimliklere bölmek oldu€unu düflündü€ü-
mü de eklemek isterim. Her iflini kendisini yak›n buldu€u alt
kimlik gruplar› içerisinde çözme anlay›fl›na uyum sa€lamak zo-
runda b›rak›lm›fl milletimizin, taraftarl›k do€urdu€u gibi do€al
olarak karfl›tl›€› da beraberinde getiren bu ilkel ve tehlikeli dü-
flünceyi bir kenara savurup; “Biz 70 milyonluk bir aileyiz, içi-
mizde iyi de vard›r, kötü de; zengin de vard›r, yoksul da; h›rl› da
vard›r, h›rs›z da ama hepsi bizdendir” diyece€i güne dek de bu
ve benzeri sorunlar› etkin ve h›zl› bir flekilde çözebilece€imize
ne yaz›k ki pek güvenim yok.
Gölcük Depremi, insani ölçe€imizle bizim anlayamayaca€›-
m›z bir mekanizma ile 17 A€ustos 1999 tarihinde yaflanm›flt›.
Do€al olarak depremin zaman›n› bilemiyor ancak o ölçekte bir
depremin bir gün yaflanabilece€i olas›l›€›n› biliyorduk. Buna
ra€men gerekli haz›rl›klar› yapmad›€›m›z, önlemleri almad›€›-
m›z, vatandafl›m›z› bilgilendirmedi€imiz için, tarihini bilemedi-
€imiz ancak gelebilece€i olas›l›€›n› en az›ndan ilgilileri taraf›n-
dan bildi€imiz bir do€a olay›, bir kitlesel afete dönüfltü ve ülke-
mize çok büyük zarar verdi. O gün Baflbakan, bakan, genel mü-
dür koltu€unda oturanlar da, ellerindeki imkânlar çerçevesinde
her fleylerini ortaya koyup mücadele ettiler. Ancak ne yaz›k ki,
hepinizin bildi€i gibi çok a€›r can ve mal kay›plar›n› engelleye-
550 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
mediler. Çünkü bu kay›plar› engellemek için daha önceden ha-
z›rl›kl› olmak, önlemleri alm›fl olmak gerekirdi.
Ayn› mekanizma bugün Ermeni Soyk›r›m› iddialar›nda da ifl-
liyor. “Biz bu meseleyi Lozan’da çözmüfltük; bunun böyle olma-
d›€›n›n say›s›z kan›t› mevcut; as›ls›z soyk›r›m iddialar›n›n hiçbir
dayana€› yoktur” diyerek iflin içinden ç›kt›€›m›z› sanmak en ba-
sit ifadeyle bafl›n› kuma gömmekten baflka bir fley de€ildir. Er-
meni Soyk›r›m iddialar› bugünün meselesi de€ildir, elbette ki
AKP ve CHP’nin kiflisel sorunu da de€ildir, sadece 90. y›l ve
sonras› onlara denk geldi€i için, süreci onlar yaflamaktad›r.
Küresel dengeler farkl› olsayd›, bu konu 80. veya 70. y›lda
da karfl›m›za ç›kart›lm›fl olabilirdi, veya bu dönemi sessiz geçi-
rip 100. y›l› da bekleyebilirdi. Burada anlafl›lmas› gereken as›l
konu, rakibin elinde istedi€i zaman bize karfl› kullanabilece€i bu
tür etkili bir silah varken, gerekli önlemleri almay›p mücadele
zaman›n› belirleme inisiyatifini ona b›rakm›fl olman›n acizli€i-
dir. Mustafa Kemal, 1919 y›l›nda daha Kurtulufl Savafl› y›llar›n-
da, Cumhuriyet kurulmadan önce bile bu konu hakk›nda bizi
uyarm›flt›r; “Ermeni Sorunu, Ermeni ulusunun gerçek ç›karla-
r›ndan çok, dünya kapitalistlerinin (emperyalistlerinin) ekono-
mik ve politik ç›karlar›na göre çözümlenmek istenmifltir.”
Ermeni terörünün Devletin kararl› tavr› ile bitirildi€i dönem-
den bu yana en az›ndan son 30 y›ld›r gündemde olan, bugünle-
re do€ru geliyor oldu€u son derece aflikar olan ancak gerekli ha-
z›rl›klar› tam olarak yap›lmayan bu süreçte, tek yapmam›z gere-
ken, milletin enerjisini de sürece dahil etmek ve onu bu konular
hakk›nda, oyunu küresel ölçekte oynayan rakiplere karfl› haz›r-
lamakt›. 70 milyonluk hakl›l›€›na ve davas›na inanm›fl bir mille-
tin, hele Türk Milletinin karfl›s›nda hiçbir güç duramaz. Ancak
ne yaz›k ki, y›llard›r içte ve d›flta muazzam bütçelerle sürdürü-
len yanl› propaganda yüzünden bizim vatandafllar›m›z›n içinde
bile, zaman›nda bilgilendirilmedi€i ve ö€retilmedi€i için, inan-
may› hiç istemese de kafas›nda bir “acaba” diye soru iflareti olu-
flan emin olun az›msanmayacak bir kitle var.
Bu konuda, Türk düflmanl›€›n› bir geçim kayna€› haline ge-
tiren ve varl›klar›n› sürdürebilmek için, her gün yeni yalanlar ve
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 551
sahte belgelerle dünya kamuoyunu yalan yanl›fl yönlendiren di-
aspora Ermenilerinin ve onlara kendi menfaatleri nedeniyle des-
tek veren ülkelerin 2005 y›l› 24 Nisan’›nda bafllayacak flekilde
bütün dünyada çok büyük bir kampanyaya giriflece€ini, hiçbir
flekilde konumuz olmad›€› halde biz AKUT derne€i olarak bile
öngörebilmiflken ve 11 fiubat 2005 tarihinde; AKUT, “ERMEN‹
SOYKIRIMI” YALANLARINA KARfiI TÜRK ULUSUNU
GÖREVE ÇA⁄IRIYOR bafll›kl› bir bas›n duyurusu ile konuya
dikkat çekmeye çal›flm›flken, bu konunun as›l muhataplar›n›n 24
Nisan 2005 sonras›nda pozisyon almaya çal›flmalar›n› kendi ad›-
ma kabul edemiyorum.
Askerlikte çok sevdi€im ve kendi hayat›mda da sürekli ola-
rak uygulamaya çal›flt›€›m bir ö€reti var; “Politik hatalar, stra-
tejik baflar›larla, stratejik hatalar da taktik baflar›larla düzelti-
lemez.” Dolay›s›yla siz stratejik olarak aç›k verdi€iniz, hatal›
kurgulad›€›n›z bir mücadeleyi, taktik seviyedeki bütün fedakâr-
l›€›n›z ve çaban›za ra€men düzeltemezsiniz, sadece sözkonusu
sorunun tüm etki gücü ile karfl›laflmay› geciktirebilirsiniz.
Ülkemizi y›llard›r yönetenler, hangi siyasi vizyondan veya
hangi e€itim-kültür seviyesinden geliyor olurlarsa olsunlar, ne
yaz›k ki bu basit kuramdaki mant›€› ciddiye almad›klar› için, bir
türlü bafl›m›z› dertten kurtaram›yoruz. Devletine, milletine ko-
flulsuz, kurals›z, gönülden ba€l› yurttafllar›m›z›n her dönem flu
veya bu s›k›nt›dan dolay› ac› çekmesini, s›k›nt› yaflamas›n› bir
türlü engelleyemiyoruz.

EGE, MUTLAKA BARIfi VE DOSTLUK DEN‹Z‹


OLMALI AMA...

Büyük Önder Atatürk’ün Cumhuriyet’imizi kurarken temel ald›-


€› ilkelerin bafl›nda; “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” gelir. Bu sözü
552 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ancak onun gibi bir savafl sanat› ustas› dile getirebilir ve içini
doldurabilirdi. Savafl›n ne kadar korkunç bir fley oldu€unu, ha-
yat› cepheden cepheye koflmakla geçen Mustafa Kemal gibi ger-
çek savaflç›lar çok iyi bilir. Teoriler ve tarih kitaplar›, gerçek sa-
vafl karfl›s›nda korkunçlu€u ve ac›lar› ifade etmekte ve yans›t-
makta çok yetersiz kal›rlar. Gençli€i hep atefl alt›nda geçen
Mustafa Kemal savafl›, milletin hayat› tehlikede olmad›€› süre-
ce bir cinayet olarak tan›mlam›flt›r. TBMM’nin birinci y›l›nda
yapt›€› konuflmada ulusal ba€›ms›zl›€› bir hayat meselesi olarak
de€erlendirmifl ve flunu eklemifltir; “Millet ve memleketin men-
faatleri icap ettirirse, insanl›€› teflkil eden milletlerden her bi-
riyle medeniyet icab› olan dostluk ve siyaset münasebetlerini
büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi
esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazge-
çinceye kadar, amans›z düflman›y›m.”
Mustafa Kemal’in gösterdi€i yolda ilerleyen Türk milleti de,
Ata’s› gibi de€erlendirir di€er milletleri ve her zaman büyük bir
hassasiyetle, dikkatle, eflitlik ve karfl›l›kl›l›k ilkesiyle yürütür bu
devletlerle iliflkilerini. Bu çerçevede, kural olarak bar›fl isteyen
Türk milleti, di€er s›n›rlar›nda oldu€u gibi Ege’de de hiçbir fle-
kilde sorun ç›kmas›n› arzu etmez. Ayn› fley eminim Yunanis-
tan’›n bize benzeyen akdenizli, s›cak kanl› halk› için de geçerli-
dir. Yüzlerce y›ld›r paylaflt›€›m›z bu ortak co€rafya her iki halk›
da birbirine yaklaflt›rm›fl ve kültürlerinin k›smen ortak flekillen-
mesine sebep olmufltur. Bu yüzden yemeklerimiz ve müzi€imiz
birbirine benzedi€i gibi fizik olarak bile birbirimize benzeriz.
Asl›nda Atatürk’ün dedi€i gibi bu ortak co€rafyada, ki devletler
yaflad›klar› co€rafyan›n eseridir, çok daha dengeli, huzurlu ve
bar›fl içinde yaflamay› baflarabilsek, birbirimize karfl› yürüttü€ü-
müz gerilim siyasetini b›rak›p, bunun için harcad›€›m›z kaynak-
lar› devletlerimizin kalk›nmas›na ve milletlerimizin refah›na
ay›rabilsek, flüphesiz hayat her iki millet için de çok daha güzel
olacakt›r.
Bunlar› söyledikten sonra Yunanistan ve Türkiye’nin neden
Ege ve K›br›s’ta bir türlü orta yolu bulamad›€›n› anlamaya ça-
l›flmak için biraz tarihe bakmam›z gerekir. Yüzy›llard›r süren so-
runlar›n en önemli sebebi, söz konusu co€rafya üzerinde yafla-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 553
yan iki ülkenin egemenlik haklar›nda önemli yaklafl›m farklar›
olmas› ve bu farkl› yaklafl›mlar›n uluslararas› hukuk ölçe€inde
çözülememesidir.
Bu sorunlar› flöyle s›ralayabiliriz; karasular› sorunu, k›ta sa-
hanl›€›n›n s›n›rland›r›lmas› sorunu, hava sahas› sorunlar›, gayri
askeri statüdeki adalar›n silahland›r›lmas› sorunu, Ege’de ege-
menli€i uluslararas› anlaflmalar ile Yunanistan’a devredilmemifl
ada, adac›k ve kayal›klar (co€rafi formasyonlar) sorunu, arama-
kurtarma sorumluluk sahas› sorunu, bir de tabii ki bugünlerde
gündemimizde olan K›br›s sorunu. Bu sorunlar elbette ki çözü-
lebilir ve her iki halk›n huzur ve bar›fl içerisinde yaflayabilmesi
için, hatta sadece bu iki halk›n de€il, ba€lant›l› olarak bo€azlar
ve Ege ile kendi ulusal menfaatleri gere€i ilgilenen çevremizde-
ki di€er devletlerin de bar›fl ve huzuru için çözülmelidir de. An-
cak burada unutulmamas› gereken, karfl›l›kl› verilen sözlerin de-
€il, devletçe kay›t ve güvence alt›na al›nm›fl anlaflmalar ve son-
ras›nda yaflanan fiili durumun asli oldu€udur.
Yunanistan ve Türkiye aras›ndaki sorunlar›n, Türkiye Avru-
pa Birli€i’ne girdi€inde hemen çözülece€ini iddia eden söyleme
de kat›lamad›€›m› ifade etmek isterim. Çünkü bir ülkenin ege-
menlik haklar› alan›nda kalan yerlerdeki mutlak hâkimiyeti, ah-
di hukuk gere€i o ülkeye sözkonusu kara, deniz ve hava sahas›
içerisinde, yeralt› ve yerüstü kaynaklar›n› kullanma, enerji nakil
hatlar›ndan ücret alma ve deniz ticaretinden do€an haklar da da-
hil olmak üzere her türlü hakk› da beraberinde verir. Sonuçta
Ege’de herkes kendi k›ta sahanl›€› kadar alanda deniz alt› ve de-
niz üstü-hava alanlar›nda her türlü imtiyaza sahip olacak flekil-
de hareket edebilecektir. Günümüzün s›cak sorunu Yunanis-
tan’›n karasular›n› 6 milden 12 mile ç›karma iste€i, Avrupa Bir-
li€i ile veya de€il, Türkiye için kabul edilemez niteliktedir. Çün-
kü bu ifllem gerçekleflirse Ege denizinde Yunanistan’›n hak sahi-
bi olaca€› alan 23 birim, Türkiye’nin hak sahibi olaca€› alan sa-
dece 1 birim artacakt›r. Bu geliflmenin sadece Türkiye için de€il
ABD ve Rusya için de kabul edilemez oldu€unu anlamak için
uzman olmaya gerek yok.
Türkiye’nin Avrupa Birli€i’ne kat›lmas›n›n çözüme ulaflma-
da büyük yol katettirece€i elbette ki bir gerçektir, ancak yüzler-
554 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ce y›ld›r süregiden tarihsel sorunlar bu kadar k›sa sürede, sanki
hiç varolmam›fllar gibi çözülemez. ‹ki ülke aras›nda süregiden
politik ve kiflisel güvensizlik ancak zamanla ve karfl›l›kl› geri
ad›mlarla kabul edilebilir bir noktaya çekilebilir ki, tarihsel sü-
reçte karfl›l›kl› olarak düflmanl›k yaklafl›m›yla yetiflmifl kültürle-
rin bu süreci tersine çevirmesi mümkün olmakla birlikte, çok
dikkatli bir yönetim sürecine de ihtiyaç duyar. Her iki ülke de,
kendi e€itim kitaplar›nda karfl› taraf›n sivil halka yapt›€› zulüm-
leri daha çocuk yafltayken vatandafllar›na aktarmakta ve gele-
cekle ilgili alg›lamalar›na bu ezeli düflman formasyonunu y›llar-
d›r yerlefltirmektedir. Burada hakl› veya haks›z ay›r›m›na gitme-
den, sadece olgusal olarak önce bu gerçe€i anlamal› ve e€er bu
sorunu çözme niyetindeysek, elimizi do€ru de€erlendirmek zo-
runda oldu€umuzu vurgulamak istiyorum. Burada en önemli ko-
nu bu iyi niyet hamlelerinin ancak karfl›l›kl› olarak yap›lmas› ha-
linde bir yere varabilece€ini unutmamakt›r.
Atina Depremi sonras›nda gitti€imiz kurtarma çal›flmalar›n-
da AKUT ekibi olarak yapt›€›m›z yard›m çal›flmalar›ndan sonra,
Yunanistan Cumhurbaflkan› taraf›ndan kabul edilmifl ve iki ülke
aras›nda yeni bir yak›nlaflma sürecinin bafllamas›na önayak ol-
mufltuk. Bu geliflme çok iyi yönde ve do€ru olmakla birlikte, sü-
reç ancak di€er yan unsurlar›yla birlikte ve tam olarak do€ru
sürdürülebilirse amac›na varabilecektir. Ayn› flekilde Türkiye ve
Yunanistan Milli E€itim Bakanl›klar›, bir süredir yap›lan görüfl-
melerle ders kitaplar›ndaki karfl›l›kl› vahflet hikâyelerini azaltma
yoluna gitme karar› da alm›flt›r. Bunlar elbette ki her iki halk için
çok hofl ve olumlu geliflmeler, gelecekte arzu edilen bar›fl› ve hu-
zuru sa€lamay› kolaylaflt›rabilecek temellerdir. Ancak yine de,
olaylar› kendimizi rehavete kapt›r›p gevfleyerek de€il de, Büyük
Önder’imizin dedi€i gibi milli menfaatlerimiz çerçevesinde de-
€erlendirmek zorunday›z. Bu yeni yak›nlaflma sürecini yaflarken
akl›m›zdan ç›karmayaca€›m›z tek fley, tedbiri elden b›rakma-
makt›r. Türkiye’nin en büyük baflbelas› PKK terör örgütünün
bafl›n›n Güney K›br›s Rum Yönetimi pasaportu ile Yunanis-
tan’›n Kenya büyükelçili€inde yakaland›€› gerçe€ini bir an bile
akl›m›zdan ç›karmamal›y›z.
Sade bir vatandafl olarak, dönemin D›fliflleri Bakanl›€›ndaki
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 555
yetkililerine bu süreci neden bu kadar yumuflak çözdüklerini ve
Yunanistan ve GKRY iki eli kanda yakalanm›flken, dünyan›n te-
rörist kabul etti€i, bir zamanlar destekledikleri halde Suriye’nin,
‹talya’n›n ve Rusya’n›n bile d›fllamak zorunda kald›€› ve hiçbir
ülkenin ad›n› bile duymak istemedi€i bir terör örgütü liderine
her türlü lojistik deste€i ve bunun ötesinde pasaport bile veren
bir zihniyetin neden bu süreçten kolayca ç›kmas›na izin verdik-
lerini sormak isterdim. Bu korkunç sürecin içinde yer alan bu iki
ülke, bugün karfl›m›za terörün her türlüsünü lanetleyen Avrupa
Birli€inin bir üyesi ve yak›n zamanda üye olacak bir aday› ola-
rak ç›kmaktad›r. (Bu yaz›y› yazd›€›mda henüz GKRY AB üyesi
de€ildi) Bu sayede de Türkiye için hayati önem tafl›yan K›br›s
görüflmelerine bizden daha üstün bir konumda kat›lmaktad›r.
Bunda bizim kadrolar›m›z›n hatas› olup olmad›€›n› san›r›m tarih
bize söyleyecektir.
1999’a dek, Türk aleyhtar› olan, Türkiye’yi bölmeye, y›kma-
ya yönelmifl bütün unsurlarla –terörizm dahil (ASALA ve PKK)
gizli veya aç›k iflbirli€i içinde bulunan Yunanistan ile Türkiye
aras›nda yak›nlaflma süreci geçmifle göre bu kadar iyi giderken,
kiflisel kanaatim olarak Türk taraf›n›n gere€inden fazla iyi niye-
ti ve bu konulardaki pasif durufluna karfl›l›k, Yunanistan Parla-
mentosu’nun ilgili komisyonunun, 1994 y›l›nda “Pontuslu Rum-
lar›n Soyk›r›m›”n› anma günü olarak ilan etti€i 19 May›s günü
ile ilgili kararnameyi Yunanistan Cumhurbaflkan›n›n 2001 y›l›n-
da imzalamas› ve yine ayn› kararnameyi bugünlerde dostluk ilifl-
kileri gelifltirmeye ve iki farkl› halk› birarada yaflatmaya çal›flt›-
€›m›z K›br›s’ta, GKRY’nin de geçti€imiz günlerde bu kararna-
meyi resmen imzalam›fl olmas› bence oldukça düflündürücüdür.
Bizler sadece ve sadece eflit koflullar alt›nda, karfl›l›kl›l›k il-
keleri çerçevesinde bar›fl ve dostluk istiyoruz. Bunun olmas› için
de her türlü fedakârl›€› yapmaya haz›r oldu€umuzu defalarca is-
patlam›fl durumday›z. Ancak bar›fl, her iki taraf da ayn› niyet ve
eylem içerisinde olursa sa€lanabilecek son derece k›r›lgan ve
al›ngan bir olgudur. Bu konuda Yunanistan ve GKRY devletleri-
nin de en az Türk taraf› kadar dikkatli ve hassas olmas› gerekti-
€ini düflünüyorum. Bu hassasiyeti ve karfl›l›kl› – kontrollü güve-
ni sa€layabildi€imiz ölçekte her iki halk da kazanacakt›r, Avru-
556 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
pa ve çevredeki bütün devletler de öyle...
Genel vizyonla ilgili konular› içeren birkaç makalemi de siz-
lerle burada paylafl›p bu bölümü de bitirmek istiyorum.

DEVLET BÜYÜKLER‹ AFETLERDE


NASIL DAVRANMALI?

Gündemde herhangi bir do€al afet, deprem, sel, büyük bir y›-
k›m-k›r›m yokken, uzun zamand›r beni rahats›z eden bir konu
hakk›nda düflüncelerimi paylaflmak istiyorum. Özellikle bu tür
bir s›k›nt›n›n hiç akl›m›zda olmad›€› bir dönemi seçtim ki, tama-
men gündem d›fl› olsun ve yazd›klar›m herhangi bir yanl›fl anla-
maya sebep olmas›n.
Art›k hepimizin bildi€i gibi Türkiye güçlü do€a olaylar›na
aç›k bir ülke, yaflad›€›m›z ola€anüstü güzel ve de€erli co€rafya
için asl›nda ödemek zorunda oldu€umuz bence önemsiz bir be-
del bu. Ancak plans›zl›€›m›z, ders almay› reddediflimiz ve uzun
dönemli hesap yapmay› bütün a€›r derslere ve ödemek zorunda
kald›€›m›z bütün a€›r bedellere ra€men hâlâ ö€renenememifl ol-
mam›zdan dolay›, bu güçlü do€a olaylar› karfl›m›za do€al afet-
ler olarak ç›k›yor ve mal›m›z›, can›m›z›, milli servetimizi y›k›-
yor, k›r›yor, eziyor, yak›yor, yok ediyor.
Bütün yapmam›z gereken içinde bulundu€umuz co€rafyan›n
flartlar›na “sadece” uyum sa€lamak, onlar› ö€renmek ve gerekli
tedbirleri almak. Bu kadar basit bir konuyu bile; k›sa dönem he-
sap yapmaktan baflka bir vizyon gelifltiremeyen kendi ve yan-
dafllar›n›n menfaatlerini vatan›n›n, milletinin menfaatlerinin
önünde gören sözde yöneticileri-sahte liderleri eliyle bir türlü
çözemeyen ama ola€anüstü hoflgörüsü, sabr› ve erdemiyle her
türlü s›k›nt›ya katlanan bu asil milletin çekti€i ac›lar›n adi ve
ucuz sebeplerini gören biri olarak içimin ne kadar ac›d›€›n› size
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 557
anlatabilmem mümkün de€il. Bir kuruflluk kiflisel menfaat u€ru-
na, tarihte en asil yerlerden birine sahip bu milletin bunca s›k›n-
t› ve ac› çekmesini; di€er milletler uzaya giderken, yaflad›klar›
co€rafyay› bir yeryüzü cennetine dönüfltürmek için ellerinden
gelen ortak çabay› gösterirken, bizim kördö€üflü içinde birbiri-
mizi k›rmam›z›, gelecek yokmufl gibi yaflamam›z› sizler gibi ben
de içime sindiremiyorum.
Bugünden alabilece€imiz birtak›m önlemlerle, güçlü do€a
olaylar›n› y›k›c› do€al afetlere dönüfltürmeden veya en az›ndan
çok daha az zararla atlat›labilecek bir seviyede tutmay› baflara-
bilecek bilgiye, teknolojiye ve imkânlara sahipken, bunu basit,
cahilce hatta kötü niyetli hesaplar u€runa kullanam›yor olmam›-
z› bir türlü anlayam›yorum. Gerçekte do€al afetlere karfl› yapa-
bilece€imiz çok fley var, zannedildi€i gibi elimiz kolumuz ba€l›
de€iliz. Kaderimizde ne var ise o olur diyerek iflin içinden ç›k-
maya kalkmak da kabul edilemez. Elbette ki herkes gibi biz de
kaderimizi, nasibimizi yaflayaca€›z. Geçmiflin en güçlü impara-
torlu€uyken, bugün hepimizi üzen, hatta utand›ran bir haldeyiz,
ancak yine de önce tedbir sonra tevekkül. Biz tedbirlerimizi al-
maya bafllad›€›m›z gün, kaderimiz de ona göre de€iflecek ve ye-
niden flekillenecek.
Geçti€imiz büyük afetler ve do€a olaylar› sonras›nda hepi-
mizin bas›ndan takip etti€i gibi baflbakanlar›m›z, bakanlar›m›z,
devletin de€iflik kademelerinin ileri gelenleri, konu hakk›nda
hiçbir bilgileri ve birikimleri olmad›€› ve çözüme en küçük bir
katk›lar› olamayaca€›n› gayet iyi bildikleri halde, afet bölgeleri-
ne devletin en üst düzey imkânlar› ile gitmekte, boy göstermek-
te ve vatandafllar›n›n yanlar›nda olduklar›, ac›lar›n› en k›sa süre-
de giderecekleri gibi birtak›m kal›p cümleler ederek tekrar gel-
dikleri gibi tozu dumana katarak ayr›lmaktalar. Afet bölgeleri
art›k hepimizin bildi€i gibi her aç›dan son derece hassas bölge-
lerdir. ‹nsanlar ac›, korku ve endifle içindedir, canlar›, mallar›
büyük zarara u€ram›flt›r, çaresizdirler, kaderlerine k›zg›n, baflla-
r›na gelene öfkelidirler. Yaflanan ac› olayda kendi paylar› da var-
sa bile, olaylar›n ac›s› ve s›cakl›€› içerisinde göremezler ve hep
bir suçlu ararlar. Bu psikolojiyi çok iyi bilen yöneticiler de, as-
l›nda olaylarda kendi iradesiz, ilgisiz, ve sorumsuz tav›rlar›n›n
558 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
da sorumlulu€u oldu€unu çok iyi bildikleri halde, bir helikopte-
re atlay›p afet bölgesinde vatandafllar›n›n yan›nda görünmeyi ve
bu sayede sorumlulu€u üzerlerinden atmay› çok iyi becerirler.
Ço€u zaman da bir günah keçisi seçilir ve bütün suç onun üstü-
ne y›k›l›p di€erleri aklan›r.
Bütün bu devletin ileri gelenlerinin bölgeye gelmesi, gitme-
si, devletin teamülleri gere€i birtak›m kurallar ve protokoller
üzerinden yap›l›r. Afet nedeniyle elbette ki bu protokollerde es-
neklik olur ancak yine de zaten imkânlar› iyice zarar görmüfl,
düzeni karmakar›fl›k olan bölgede bu tür bir üst düzey ziyaretin
yaratt›€› karmafla, bölgedeki arama kurtarma, t›bbi destek, insa-
ni yard›m, yeniden yap›lanma gibi birinci öncelikli bütün çal›fl-
malar› sekteye u€rat›r. 10 y›ldan fazlad›r arama kurtarman›n her
türlüsünü, de€iflik seviyelerde sorumluluk alarak yaflam›fl biri
olarak, bu durumun son derece gereksiz hatta birçok kay›ba yol
açan verimsiz bir uygulama oldu€unu vurgulamak isterim. Dev-
letin en üst makamlar›n›n sorunlar› dinlemek, çözüm bulmak
amac›yla bölgeye gelmesinin yaratt›€› duygusal rahatlaman›n
elbette ki ben de fark›nday›m ancak sonuca en küçük bir etkisi
olmayan sadece görüntüde bir psikolojik rahatlama yaratan bu
tür uygulamalar›n verimsiz oldu€unu, hatta iflleyiflte birtak›m
kay›plara yol açt›€›n› düflünüyorum.
Ça€dafl toplumlarda uzmanlar ve uzmanl›klar vard›r. ‹htiyaç
dahilinde uzmanlar›n bölgeye gitmesi ve koordinasyonu gere-
kirse ellerine almalar› veya mahalli idare ile birlikte yürütmele-
ri en do€ru uygulama biçimi olarak karfl›m›za ç›kar. Devlet pro-
tokolünün en üst düzeyindeki kiflilerin, do€al olarak konumlar›,
birikimleri ve sorumluluklar› gere€i çözüme hiçbir katk›lar› ola-
mayaca€› apaç›k ortadayken, sadece olay› yerinde inceleme ge-
rekçesi ile, yarataca€› bütün kaosa ve s›k›nt›ya ra€men her sefe-
rinde devletin imkânlar› ile afet bölgelerine gitmelerinin süreç
içinde birçok kay›ba yol açt›€› için son derece yanl›fl bir anlay›fl
oldu€unu düflünüyorum.
Liderlikte ve yöneticikte, bu konumdaki kiflinin vas›flar› ara-
s›nda organizasyonel ve operasyonel olarak iki farkl› etki alan›
vard›r. Bu iki alandan son çözümlemede kuruma en büyük fay-
day› sa€layan alan, liderin operasyonel yetenekleri de€il, orga-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 559
nizasyonel yetenekleridir. Hatta lider-yönetici operasyonel an-
lamda ekibindeki herkesten daha yetkin ve becerikli olsa dahi,
do€rusu o liderin-yöneticinin operasyonel alanda de€il organi-
zasyonel alanda kullan›lmas›d›r. Çünkü liderin kurumsal yap›ya
yarataca€› en büyük katma de€er, fiili eylemleriyle de€il, yönet-
sel kararlar›yla olur. Fiili eylemi daha alt seviyedeki tak›m üye-
lerine yapt›rmak ve fiili eylemlerde ekibindekilerden daha iyi
olsa dahi lider-yönetici konumdaki bireyin eksikli€inin burada
yarataca€› fark›n kayb›na raz› olup, liderin-yöneticinin yönetsel
süreçlerdeki üstünlü€ünün faydas›n› tercih etmek son çözümle-
mede kuruma çok daha büyük bir katma de€er sa€lar.
Bu kural› uzun y›llard›r çok iyi bilen biri olarak, AKUT ekip-
lerinde gerekti€inde uygulanmas›na her zaman büyük özen gös-
terdi€imizi eklemek isterim. Ekiplerimizin liderlerinin; en güç-
lü ve en h›zl›lar olsalar dahi, de€iflen koflullar içerisinde sürekli
yeni kararlar verilmesi ve yeni bilgilerin sürekli analiz edilip yo-
rumlanmas› gereken bir durum sözkonusu ise, yönetsel süreçler-
de kalmalar›n› ve eylemsel süreçleri her bilgiye ulaflacak flekil-
de merkezden yönetmelerini tercih ederiz. AKUT’un 10 y›l›
aflan deneyimi ile, bugüne dek tam 370 arama ve kurtarma gö-
revinde s›f›r hata ile çal›flmas›n›n en önemli sebeplerinden biri
de budur. Biz lider yetifltiririz ve güçlü operasyonel gönüllüleri-
mizi bu liderler eliyle çok daha verimli olarak kullan›r›z.
Afetlerden hemen sonra, bölgede arama kurtarma gibi teknik
konular, jeneratör, çeflitli malzemeler, çad›r, yemek, su, yard›m
da€›t›m›, tuvalet gibi fiziksel ihtiyaçlar›n sa€lanmas› ve daha da
önemlisi sa€l›kl› bir organizasyon kurabilmek için sürekli olarak
etkin ve do€ru kararlar verilmesi gereken süreçler içerisinde,
bölgedeki bütün güçler birinci derece önceli€i olan bu tür acil
ihtiyaçlarla u€rafl›rken, devlet büyüklerimizin her fleyi aksatan
ziyaretlerinin zamanlamas›n›n iyi düflünülmesi gerekir. Yumufla-
t›lm›fl haliyle bile uygulanan protokollerin ve bir de onlara hofl
görünmek ihtiyac›nda olan bir dolu kiflinin tutumundan dolay›
devlet büyüklerinin olay yeri ziyaretlerinin, zaten karmakar›fl›k
bölgedeki iflleyifli daha da zorlaflt›rd›€›n› ve ne kendilerine bir
faydas› olacak, ne de kendilerinin bir faydas› olaca€› bir dolu
teknik ayr›nt›y› dinlemelerinin hiçbir ifle yaramad›€›n› düflünü-
560 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
yorum. Bu ba€lamda olay›n analiz edilmesini, yorumlanmas›n›
ve yönetilmesini, önceden yap›lan planlar çerçevesinde konu-
nun uzmanlar›na yetkileri ve sorumluklar›yla birlikte b›rak›lma-
s› gerekti€ini bir kez daha vurgulamak isterim.

KÜLTÜRÜMÜZÜN SIRADIfiI ÜSTÜNLÜ⁄Ü;


HOfiGÖRÜ

Geçti€imiz günlerde, SAREM’in düzenledi€i Harp Akademile-


ri’nde yap›lan “Bilgi ça€› ve teknolojik geliflmeler ›fl›€›nda top-
lum, yönetim, yönetici ve lider yaklafl›mlar›” bafll›kl› sempoz-
yumla ilgili de€erlendirmeleri okurken; Tuncer Bahç›van’›n Ja-
pon Prof. Dr. Masanori Naito’nun yapt›€› etkileyici konuflmaya
yapt›€› vurgu, deyim yerindeyse beynimde bir flimflek çakt›rd›.
Türkiye ile Avrupa kültürü aras›ndaki fark›n, iki farkl› kültürün
“tolerans” anlay›fl›nda yatt›€›n› aç›klayan Japon bilim adam› dü-
flüncelerinde özetle flu vurguyu yapm›fl; Türklerin “hoflgörü”,
Avrupal›lar›n ise “tolerans” dedikleri kelimelerin anlamlar› ve
ifade ettikleri kavramlar aras›nda önemli farklar var. Hoflgörü;
s›cakkanl›l›€›, sevgiyi, empatiyi ve tolerans› da içeriyor. Ama
tolerans’›n içerisinde bunlar›n yerine sadece demokratik bir mü-
saade etme anlay›fl› var.
Aç›kças› baflka bir e€itim, kültür ve görgüden gelen bir uz-
man›n bizlere dönük bir gözlemi olarak son derece ilgi çekici ve
gerçekçi buldu€um bu ifadeyi, e€itimim ve flartland›r›lmalar›m
gere€i kendi kendime bu flekilde kurgulayamayacak oldu€umu
düflünüyorum. Japon bilim adam›n›n bizim kültürlerimize olan
eflit mesafesi ve objektifli€i ile d›flar›dan bakarak rahatl›kla ifa-
de edebildi€i bu düflüncenin üzerinde birkaç hafta düflünerek da-
ha önce üzerinde durmad›€›m ve fark etmedi€im keyifli bir ö€-
renme süreci daha geçirdi€imi vurgulamak isterim.
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 561
Hoflgörü kavram› Anadolu kültürünün en büyük erdemlerin-
den biridir. Yunus Emre’nin; “Yarad›lan› hoflgördük yaradan-
dan ötürü” veya Mevlana’n›n; “Gel! Gel! Yine Gel! Ne olursan
ol! Yine Gel” sözleri bu co€rafyada do€an, büyüyen, yaflayan
herkesin aradan geçen neredeyse 750-800 y›la ra€men zihin ha-
ritalar›na, paradigmalar›na bir daha hiç ç›kmamacas›na ifllen-
mifltir. Bizler de do€al olarak hayat görüflümüzü infla etti€imiz
temellerden birini hoflgörü olarak kabul etmifliz. Karfl›l›kl› oldu-
€u ve toplumun tüm katmanlar› taraf›ndan paylafl›ld›€› sürece
büyük bir üstünlük olan bu vizyonun, toplum içerisinde bar›fl,
huzur, denge, refah gibi kazan›mlar› oldu€u ulusal tarihimizde
kay›tl›d›r. Tarih boyunca Türkleri; yaflad›klar› co€rafyada ezi-
len, bask› alt›nda kalan halklar›n kaç›p s›€›nd›€› güvenli, huzur-
lu bir liman gibi kabul etmelerini sa€layan temel unsur; gücü-
müz, kendimize güvenimiz ve kendimize sayg›m›zdan kaynak-
lanan, bat›l› toplumlarda bizim anlay›fl›m›z ölçüsünde bulunma-
yan bu hoflgörüdür.
Bat›n›n hoflgörü anlay›fl› daha ziyade ak›lla iliflkilidir, bizde-
ki ise gönülle. Bizim hoflgörümüzde gönülden bir kabullenifl
varken, bat› kültürünün güçlü demokrat de€erlerinden kaynakla-
nan adil, eflitlikçi, hakkaniyetçi ve bunlarla s›n›rl› bir müsaade
etme anlay›fl› hâkimdir. Bu noktada bat›daki bu müsaade etme
anlay›fl›n›n da özellikle kendi benzerleri aras›nda tam anlam›yla
uyguland›€›n›, di€er toplumlara karfl› bu kadar›n› bile gösterme-
diklerini de ayr›ca vurgulamak isterim.
Biz bizden olmayan› hiçbir ayr›mc›l›kla de€erlendirmemifl
ve kültürlerini yaflama ve yaflatma hakk›na her zaman sayg› duy-
muflken; bat›l›lar›n ›rk, dil, din, kültür konular›ndaki geçmifl sö-
mürgeci yaklafl›mlar›n› da ak›lda tutmak gerekti€ini düflünüyo-
rum. Bugün Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti’nde trafik hâlâ sol-
dan iflliyorsa; bu bizim bence gere€inden fazla hoflgörümüz, on-
lar›n ise sömürgeci ve kültürlerini yaymac› tutumlar›n›n göster-
gesidir. Bugün Fas’ta, Cezayir’de kendi kültürlerine son derece
ayk›r› olarak herkesin Frans›zca düflünmesi ve konuflmas›, eski
SSCB’den ayr›lan Türk Cumhuriyetleri’nde hâlâ kiril alfabesi
ve Rusça’n›n kullan›lmas›, bat›l› kültürlerin hoflgörü anlay›fl›n›n
ne kadar kendilerine dönük oldu€unu göstermektedir.
562 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Avrupa Birli€i gibi son derece net ve tan›ml› kurallar› olan
bir toplumsal yap› ile sosyal, kültürel ve ekonomik birleflmeye
haz›rlan›rken, en çok dikkat etmemiz gereken konulardan bir ta-
nesi de iflte bu hoflgörü anlay›fl›ndaki tutumumuz olmal›d›r. Yüz-
lerce y›l bize büyük güç ve sayg›nl›k katan geleneksel hoflgörü
anlay›fl›m›z, Avrupa Birli€i’nin analitik ve hukuk temelli yakla-
fl›m› karfl›s›nda bizi zay›f duruma düflürmemelidir. Dama kural-
lar›yla satranç oynamaya kalkarsak kaybederiz.
Hoflgörüsüzlük güvensizlerin veya zalimlerin tutumudur. Biz
tarih boyunca güçlü - güvenli ve adaletli devletler kurmufl ve bu-
nu da hoflgörü ile desteklemifl bir toplumuz. Burada dikkat çek-
meye çal›flt›€›m nokta elbette ki hoflgörümüzü yitirmek de€il,
ancak 21. yüzy›l koflullar›na ve bu koflullarda iliflki içinde bu-
lundu€umuz toplumlar›n yaklafl›mlar›na göre yeniden tan›mla-
mak gereklili€idir.
Hoflgörü zihinsel ve psiko-sosyal alanda etkilidir; yarad›l›fl-
tan kaynaklanan her türlü farkl›l›€› do€al kabul eden ve bu yö-
nüyle bu farkl›l›klar› hakir görmeye, k›namaya, hor görmeye yer
vermeyen ahlaki bir olgudur. Hoflgörünün kendine özgü etki ala-
n›; etnik yap›, cinsiyet, renk, dil, din, inanç gibi yarad›l›fla ba€l›
konular› kapsar ki bu konularda hoflgörüden hiçbir zaman ayr›l-
mamal›y›z, zaten geleneksel düflünme biçimimiz buna izin ver-
mez. Ancak ahlak›n, hukukun, adaletin ve kurallar›n s›n›rlar›na
giren konularda kararlar› ve çözümleri bu alanlara b›rakmak ge-
reklili€i de mutlaka teslim edilmelidir. ‹nsanlar›n niyetleri, dav-
ran›fllar›, iradeleri ve kendi kararlar›yla meydana getirdikleri
olaylar ve olgular, bat›l›lar›n tolerans anlay›fl› ve s›n›r› içinde al-
g›lanmal› ve de€erlendirilmelidir. Bence ça€dafll›€›n ve birlikte
yaflaman›n gere€i budur.
21. yüzy›l›n karmafl›k dengeleri, k›s›tlar› ve zorunluluklar›
son derece güçlü bir hukuk olgusuna ihtiyaç duymaktad›r. Hofl-
görü ve hukuk s›n›r›na giren konular› birbirinden kesin çizgiler-
le ay›rmam›z gerekti€ini düflünüyorum. H›rs›za, doland›r›c›ya,
banka hortumcusuna, naylon faturac›ya, katile, rüflvet yiyene
veya verene, vergi kaçakç›s›na, üniversiteden at›lana sürekli bir-
tak›m gerekçeler sunarak do€rudan ya da dolayl› aflar ç›kar›l-
mas›n› da, toplum içindeki eflitlik ve adalet duygular›n› önemli
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 563
ölçüde zay›flatt›€› düflüncesiyle son derece tehlikeli buldu€umu
ifade etmek isterim. Kültürümüzün s›rad›fl› üstünlü€ü olarak de-
€erlendirdi€im hoflgörü anlay›fl›m›z›, kanunlar›n üzerine ç›kart-
mak bize sadece zarar verecektir ve malesef vermektedir de...

HEMfiEHR‹L‹K KÜLTÜRÜ AMA NEREYE KADAR

Bizler her zaman aile de€erlerimizle, birbirimize olan ba€l›l›€›-


m›zla, geleneksel de€erlerimizin gücüyle övünürüz. Bunda da
sonuna kadar hakl›y›z, tarih boyunca karfl›laflt›€›m›z bütün s›-
navlar›, zor zamanlar› bu özde€erlerimiz ve birbirimize olan
ba€l›l›€›m›zla ve bu sayede gösterebildi€imiz eflsiz fedakârl›k
kapasitemiz sayesinde aflt›k. Ancak birbirimize olan ba€l›l›€›m›-
z› ve dayanak noktas› sadece ilkel kabilecilik olan korumac›
yaklafl›mlar›m›z›, hukukun, do€rulu€un, adaletin, ahlak›n ve
eflitli€in üstüne ç›kar›rsak, ki Türkiye ne yaz›k ki uzun bir süre-
dir bu durumdan kaynaklanan ve gittikçe daha tehlikeli bir hal
alan bölünmüfllük ve alt kimliklilik süreci yaflamaktad›r, sonuç
hepimiz için son derece tehlikeli yerlere varabilecek seviyelere
tafl›nabilecektir.
Atefllerden birlikte geçmifl olan, her fleyini kaybetti€i halde
kararl›l›€›, vatan ve insan sevgisi ile en zor zamanlarda bile ye-
niden do€may› baflarm›fl, birbirine bu kadar ba€l› fedakâr ve ce-
fakar bir milletten, bugünkü her kurumda ve seviyede görülen
kabilecilik kültürü ile ifl yapma anlay›fl›na nas›l gözgöre göre ge-
lindi€ini anlamakta zorlan›yorum.
Türkiye, vatandafllar› aras›nda eflitli€i, adalet ve hukukun üs-
tünlü€ünü ne yaz›k ki bir türlü tam anlam›yla sa€layamad›€›
için, bu milleti oluflturan birbirinden farkl› sosyal, kültürel ve et-
nik kökene ba€l› insanlar, son derece do€al ve anlafl›l›r olarak,
di€erlerine karfl› rekabet avantajlar›n› yitirmemek, daha do€rusu
di€erlerinin de yapt›€› bu ilkel kabilecili€e karfl› kendilerini ko-
564 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ruyabilmek için sosyal, kültürel, ekonomik veya etnik benzerle-
ri ile, bunlar yoksa bile kendileri gibi ma€dur kalanlarla birlikte
baflka birtak›m benzerlikler bulmaya çal›flarak yapay ve uydur-
ma alt kimlik gruplar› oluflturmufl ve süreçleri bu pencereden de-
€erlendirerek çözmeye çal›flm›fllard›r. Ve baflka çareleri olmad›-
€› için de halen böyle yapmaya devam etmektedirler. Bu öyle bir
k›s›r döngü haline dönüflmüfltür ki, en e€itimli ve kültürlü olan-
lar›m›z bile bu hastal›ktan kendilerini kurtaramamaktad›rlar. Bu
dedi€imi s›kl›kla flikâyet etti€imiz kadrolaflma anlay›fl› ile kar›fl-
t›rmay›n›z. Kadrolaflma sonuçta bir siyasi erkin, nüfuz alan›
içinde kendi yandafllar› ile ifl yapmay› tercih etmesidir. Siyasi
erklerin bu tercihi kullanmas› bir yere kadar sisteme zarar verir,
ama milleti oluflturan milyonlar›n bu anlay›flla her türlü tercih ve
uygulamalar›n› yapmas› demek, 70 milyonluk bir aileyi bin par-
çaya bölmek demektir. Bölünen ailelerin sonu ne olursa, bölü-
nen milletlerin sonu da öyle olur.
Türkiye’de oldu€u gibi; ana birlefltirici unsuru ›rksal safl›k
de€il de, ayn› kültür kökeninden gelmek, ayn› co€rafyay› pay-
laflmak, ayn› dili kullanmak, ayn› dini benimsemifl olmak, geç-
mifli ortak olmak, gelece€i ortak olarak alg›lamak, mutluluk ve
kederde bir olmak ortak noktalar›nda birleflen bir millet olma
düflüncesi olan bir ulus devletin, bekas› ve güvenli€i için en teh-
likeli bir tehdit olarak de€erlendirebilece€imiz bu h›z kazanan
alt kimliklilik sürecini sadece kontrol alt›na almaya dönük kaba
önlemlerle çözmeye kalkmak, uzun vadede sadece imkâns›z de-
€il, olas› sonuçlar› itibariyle y›k›c› dahi olabilecektir.
Tarihi boyunca devletine, liderlerine bu kadar büyük bir say-
g›, sadakat ve ba€l›l›kla yaklaflan bir millete yap›lacak en büyük
kötülük, bu asil milletin bu fedakâr tutumunu bir acizlik olarak
de€erlendirip f›rsat olarak görenlerin insaf›na terk etmek olacak-
t›r. Atatürk’ü tam olarak anlayamayan, son 50 y›ld›r devleti yö-
neten, yönetmeye aday olan kifli ve kurumlar›n ço€u bu flekilde
kurgularla ve sadece flu veya bu alt kimlik grubunun menfaatle-
rini öne ç›karan kaba say› hesaplar›yla, kendi menfaatleri için bu
eflsiz co€rafyan›n sahiplerinin birbirlerine düflmesine yol açacak
her türlü kurguyla yönetsel süreçlere dahil olmufllard›r.
Bir toplumsal örgütlenmenin en büyük gücü olan liyakata ve
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 565
ehliyete göre yetkilendirme ve görevlendirme ve adil ve tarafs›z
bir ödül ve ceza sistemi konular›n› öldüren bu hastal›kl› anlay›fl,
Türk Milletine en büyük zarar› veren unsurlar›n bafl›nda gel-
mektedir. Bugün, ülkemizde ifl ve iflbirli€i yapma süreçlerinde
öncelik ço€u zaman ilkel kabilecilik kültürü ile yap›lmaktad›r.
Sadece siyaset sahnesinde de€il, her alanda yaflad›€›m›z bu alt
kimliklilik sürecini daha iyi anlatabilmek için birkaç örnek ver-
mek istiyorum; ayn› flehirden olmak, ayn› üniversiteden olmak,
ayn› sivil toplum örgütü mensubu olmak, ayn› liseden olmak,
ayn› futbol tak›m› taraftar› olmak, ayn› tarikata mensup olmak,
ayn› türkücünün hayran› olmak, ayn› araç grubunun flöförü ol-
mak gibi art›k her seviyeye yans›t›lm›fl bu ilkel gruplaflmalar, ül-
kemiz insan›n› bin parçaya bölmüfl, aram›zdaki adalet duygusu-
nu zedelemifl ve muazzam bir do€ru ak›lgücü ve iflgücü kayb› ile
sorunlar›m›z› çözemez hale gelmemize sebebiyet vermifltir.
Burada dikkat çekmeye çal›flt›€›m fley, elbette ki bu tür grup-
laflmalar›n varl›€› de€il, karar mekanizmalar›nda ve ifl süreçle-
rinde de bu gruplaflmalar odakl› bir anlay›flla ve hukuku ve ah-
lak› hiçe sayarak yap›lan uygulamalard›r. Yoksa kendini bir gru-
ba ait hissetmek elbette ki kötü bir fley olarak de€erlendirilemez,
bilakis beraberinde birçok rahatl›€› ve pek çok s›k›nt›ya çözümü
de getirir. Burada as›l sorun, toplumsal hayat›n neredeyse tama-
m›na sirayet eden bu anlay›flla kurulan iliflkilerin; “bizden ve
bizden olmayan” temas› üzerine kurgulanmas›d›r. Milleti bölen
ve birbirine düflüren de bu zihniyettir.
Burada, Osmanl› ‹mparatorlu€u’nun çöküflünü h›zland›ran,
‹ngilizlerin profesyonel k›flk›rtmalar› ile Osmanl›’ya büyük za-
rarlar veren Rum, Ermeni ve Kürt ayr›l›kç› hareketleri ve isyan-
lar›ndan da bahsetmiyorum. Bunlar zaten beklememiz ve haz›r
olmam›z gereken tehlikeler ve bence Anadolu co€rafyas› gibi
dünyan›n en güzel yerlerinden birinde yaflamak için küçük bir
bedel. Ancak burada as›l de€inmek istedi€im fley, bu alt kimlik-
lilik anlay›fl›n›n toplumdaki her kesimde yer almas›, kabul gör-
mesi, hatta neredeyse onsuz ifl yap›lamaz hale gelinmesidir. Bu-
gün hangimiz acaba, yeni tan›flt›€›m›z biriyle özel bir yak›nl›k,
özel bir iliflki f›rsat› ç›kar m› acaba diye, ilk söze nerelisin, ne-
reden mezunsun, hangi tak›m› tutars›n, onu tan›r m›s›n, bunu bi-
566 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
lir misin diye bafllam›yoruz. As›l tehlike bence burada. Bugün
bile birisiyle bir ifl yapacaksak, bir fley paylaflacaksak, iflin içeri-
€inden, beklentilerimizden ve ihtiyaçlar›m›zdan, yani iflin ken-
disinden önce karfl›m›zdaki ile bize her nedense bir avantaj sa€-
layaca€›na inand›€›m›z bir ortak kimlik yakalayarak duygusal
bir yak›nl›k kurma çabas› içine giriyoruz. Do€al olarak bu anla-
y›fl en alttan en üst düzey iliflkilere kadar yay›l›yor ve en iyi ve
en do€ru seçenek yerine, yaratabilece€i kay›plara ra€men biz-
den olan seçenek tercih ediliyor. 70 küsur milyonluk Türk Mil-
leti’nin gerçekte ola€anüstü boyutlara ulaflabilecek sinerjisi de
ancak k‛t üzerinde kal›yor.
Atatürk 19 Ocak 1923 tarihinde, ‹zmit’te halkla yapt›€› söy-
leflide flunlar› söyler;
Milletimiz çok zamandan beri siyasi partiler ve onlar›n ihtiraslar› ve
çat›flmalar› yüzünden, çok büyük zararlara u¤ram›flt›r; kendi ç›kar-
lar› unutturulmufltur; flunun bunun ç›karlar›n›n hizmetine konmufl-
tur. Ulusal çeflitli s›n›flardan bir ya da üçünü al›p, di¤erlerinin zara-
r›na olarak, yaln›zca o s›n›f›n yarar›n› sa¤lamakla u¤raflan bir siya-
si parti, bizim ulusumuz ve ülkemiz için zararl›d›r. Bizim ihtiyac›m›z,
tüm ülke insan›n›n el ele vererek çal›flmas› ve bu çal›flmadan elde
edilecek sonuçlardan ibarettir.

Atatürk, 14 gün sonra 2 fiubat 1923 tarihinde bu kez ‹zmir’de


halkla yapt›€› konuflmada görüfllerini yineler;
Sosyal gruplara sa¤lanan yarar ço¤u kez, toplumun tüm katmanla-
r›n› kapsayamaz. Baz› s›n›flar›n yararlar› baflka yönde, baz› s›n›fla-
r›n yarar› ise baflka yöndedir. Bu s›n›flar›n yararlar›n› sa¤lamak için
onlara dayanan, onlar› temsil eden partiler kurulabilir. Ancak kuru-
lacak her partinin karfl›s›nda, kendi haklar›n› temsil eden bir baflka
zümrenin partisi bulunacakt›r. Ben, ulusun içinden flu ya da bu s›-
n›f› almak, di¤er bir s›n›f›n aleyhine çal›flmak fikrinde de¤ilim. Çün-
kü böyle bir düflüncede bulunmaya bizim ülkemizde gereksinim
yoktur. Zira, inceleyerek görüyoruz ki, ç›karlar› birbirine denk s›n›f-
lardan oluflan bir halktan baflka bir muhatap bulam›yoruz.
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 567
1923’ten bu güne dek, süreç içerisinde bütün yaflad›€›m›z ac›
olaylara ra€men, bu sözlerden hâlâ bir fley ö€renemediysek bi-
lemiyorum ne yapmal›y›z art›k. Bu güzelim co€rafyaya en az
1000 y›ld›r egemen olan Türk Milleti’ni, ilkel kabilecilik anla-
y›fl› ile gruplara bölerek, her grubun menfaati di€erlerinden
farkl›ym›fl gibi göstererek ve her grubu bir di€eriyle rakip hali-
ne getirerek yap›lan siyaset etme anlay›fl›n›n bugün bizi getirdi-
€i tehlikeli süreci bir an evvel do€ru olarak okumak zorunday›z.
Bundan beslenen ve bu durumu bir genel anlay›fl haline getirip
milletimizin yaflam biçimine yerlefltirenler, umuyorum ki bu asil
millete yapt›klar› kötülü€ün fark›ndad›rlar.
Hayat›m›z›n her alan›na iflleyen bu hastal›kl› süreci bir an ön-
ce çözemezsek, gelecekte çok daha zor günler yaflayaca€›m›z›
düflündü€ümü üzülerek söylemek isterim.

21. YÜZYILDA TÜRK‹YE’DE SPOR


VE SPOR MEDYASI

Aristo’nun dedi€i gibi, dünya birbirinden kopuk bireylerin bir


toplam› de€ildir; tüm bireyler bir flekilde birbirleriyle ba€lant›l›-
d›r.
Buna göre, yaflama güçlü bir bireysellikle bafllamak, önce
varoluflunun bencil-bireysel yönlendirmesiyle kiflisel geliflimini
en üst safhaya tafl›mak için h›rsl› ve tutkulu bir çabaya girmek,
elefltirilebilir gibi görünmekle birlikte bence do€rudur. ‹nsan ya-
vafl yavafl kendi bilincini tan›rken, olgunlafl›rken sistem içerisin-
deki yerini keflfederek varl›€›n›n ancak di€er varl›klarla tan›m-
lanabilir oldu€unu fark eder ve as›l olunmas› gerekenin, iflte bu
düflünce sistemlerinin bahsetti€i, “varolan her fleye karfl› sorum-
luluk tafl›yan insan” oldu€unu idrak eder.
Bu yaklafl›mdan yola ç›karak; “Sporcu olman›n temel özelli-
€i, kendini tan›mak, kendini yönetmek ve kendini aflmakt›r.” sö-
züyle sporculu€u tan›mlayan Carl Diem’e göre, iyi bir sporcu-
nun, kendi fiziksel ve ruhsal s›n›rlar›n› çok iyi tan›yan ve bu s›-
568 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
n›rlar› do€ru bir amaç yolunda gelifltirme niyet ve kararl›l›€›nda
olan güçlü bir kiflilik oldu€unu ç›karabiliriz.
Ancak s›radan insandan bütün bedensel ve ruhsal üstünlü€ü-
ne ra€men bu güçlü kiflilik dahi, ça€›m›z›n en önemli sosyal
hastal›klar›ndan biri olan yabanc›laflma olgusundan fazlas›yla
nasibini almaktad›r. 21. yüzy›l insan›, do€an›n içinden gelen ve
özü itibar›yla do€aya ait olan atalar›ndan çok farkl› bir yaflama
ortam›nda varl›€›n› sürdürmek zorunda kalmaktad›r. Genetik
yap›s› itibariyle asl›nda ait olmad›€› ancak muazzam uyum ye-
tene€iyle adapte olmaya çal›flt›€› beton ve çelikten örme bir çev-
re, asl›nda hepsi hayat›n› kolaylaflt›rmak için bulunmakla birlik-
te, son yüzy›lda gösterdi€i ola€anüstü de€iflim ve geliflim h›z›y-
la, insan›n uyum yapabilme h›z›n›n üstüne ç›karak, insan› ken-
disine bile yabanc›laflt›ran yüksek teknoloji destekli elektronik
kuflat›lm›fll›k ve bunlar›n yaratt›€› öngörülemeyen ve önal›na-
mayan yeni ve büyük tehditler, korkular, insan› güvensiz, do€al
ve sosyal çevresine yabanc›-uyumsuz hale getirmifltir.
Bu uyumsuzluk sonucunda insanlar, ait olduklar› topluma ve
çevrelerine karfl› ilgisiz hatta bazen en kolay yolu seçerek, ken-
disi gibi kay›p ruhlarla birlikte alt kimlikler oluflturarak, afl›r›
güvensizliklerinden dolay›, kendi alt kimlikleri d›fl›ndakilere
karfl› düflmanca bir tutum içine bile girebilmektedirler. Bireyin
mutsuzlu€u ve uyumsuzlu€u ile bafllayan bu süreç, önlem al›n-
mad›€› taktirde bir üst aflamada, as›l kimli€i reddeden alt kim-
liklerin oluflturulmas›yla toplumsal dengeleri tehdit eder bir hal
bile alabilmektedir.
Bugünün dünyas›n› reddetmek mümkün de€ildir, flehirlefl-
meyi, teknolojiyi, bilimi, sanayiyi, makineleflmeyi geriye çevir-
mek veya yavafllatmak da mümkün de€ildir ve zaten asla do€ru
da olmayacakt›r. Bu sürat ça€›nda yaflanan bütün ilerlemelerin
bir de kendi h›z› ve ölçe€inde yaratt›€› yeni tehditler ve prob-
lemler de kaç›n›lmaz olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Yap›lmas›
gereken bireyler aras›ndaki uyum h›z›na ba€l› bu problemlerin
toplumsal düzene en az zarar vermesini sa€layabilecek bir iç
denge ve savunma mekanizmas› oluflturmakt›r. Bunun ak›la ve
sa€duyuya en uygun yolu, uyumsuzlar› görmezden gelmek, ya-
flam alanlar›n› ay›rmak veya bask› alt›nda tutmak de€il, birleflti-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 569
rici ve kucaklay›c› davranarak paylafl›m eflitsizli€ini en aza in-
dirmeye gayret etmektir. Ancak her fleye ra€men kaç›n›lmaz ola-
rak karfl›m›za ç›kacak alkolizm, uyuflturucu madde kullan›m›,
çeflitli psikolojik ve sosyo-psikolojik rahats›zl›klar, fliddet e€ili-
mi, suç iflleme gibi toplumsal dengeleri bozacak davran›fllar› mi-
nimize etme yolunda gerekli her türlü ça€dafl ve etkin önlemi al-
mak gereklidir.
Burada karfl›m›za etkin bir alternatif olarak yine spor ç›k-
maktad›r. Çünkü spor, do€ru ö€retildi€i ve uyguland›€› taktirde
kendi bedenini ve akl›n› seven, kendisine sayg› duyan ve bunun
sonucunda baflkalar›na da sayg› duyma becerisini gelifltirebilen,
sorumluluk duygusuna sahip sosyal bireyler yetifltirir. ‹nsan›n
kendisi ile aras›ndaki dengesini korudu€u gibi, içinde bulundu-
€u toplumuyla da bar›fl›k olmas›na yard›mc› olur. Tan›mlanm›fl
onlarca sporun bir k›sm› bu duygular› yaratma konusunda eflsiz
bir iç dinamizme sahipken, bir k›sm› da yap›lar› itibariyle bu
yaklafl›mdan uzak düflmektedir. Bu yaklafl›mla sporu ve sporcu-
yu de€erlendirirken, do€ada gerçeklefltirildikleri için do€a spor-
lar› olarak adland›r›lan grubu, kan›mca özel bir ilgiyle ele almak
do€ru olacakt›r.
Oyun alan› do€an›n huzurlu, dingin ve kiflisellikten uzak ama
sadece zamanlamayla alakal› son derece y›rt›c› ve tehlikeli ola-
bilecek ortam›nda gerçeklefltirilen do€a sporlar›, koflullar› gere-
€i bedensel geliflimden belki de daha fazla ruhsal büyümeyi ge-
tirir. ‹lgisi zor fark edilir gibi görünmekle birlikte, insan-toplum
bütünleflmesini, birey olmak, insan olmak, sosyal paydafll›k,
sosyal sorumluluk ve toplumsal aidiyet kavramlar›n› sporcunun
zihninde felsefi olarak flekillendirme ortam› ve imkân› yaratma-
s› aç›s›ndan çok ilginç bir de€iflim gücüne sahiptir.
Yukar›da sayd›€›m sorunlar sadece 21. yüzy›l Türkiye’sine
özgü sorunlar elbetteki de€ildir. Ancak bütün bu sorunlar›n gü-
nümüz Türkiye’sinde çözülememesi, hatta giderek toplumsal
düzeni daha da tehdit eder hal almas›ndaki en büyük sorumlu ki-
flisel kanaatim olarak ahlaks›z, kurals›z ve etkin bir hukuki yap-
t›r›m gücüne sahip yarg›dan neredeyse tamamen ba€›ms›z hare-
ket eden ve art›k insanlara haber verme ile insanlar› kendi men-
faatleri do€rultusunda yönlendirme aras›ndaki seçimini yapm›fl
570 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
bulunan, kesin çizgilerle taraflara bölünmüfl medyam›zd›r.
Kendisini spor medyas› olarak tan›mlayan bu k›s›r medyan›n
gerçekte tek yapt›€›, muazzam paralar›n döndü€ü ve sadece kü-
çücük bir az›nl›€›n gerçek anlam›yla sporcu kimli€i ile bulundu-
€u ama d›flar›dan bak›ld›€›nda toplumun büyük bir kesiminin ha-
yat›nda sporun önemli bir yeri oldu€unun zannedildi€i bu ortam›
sürdürmektir. Üstlendi€i ifllev ise insanlar› gruplara ay›rarak ve
öylece tutmay› baflararak, bütünlü€ü bozmak ve toplumdaki üre-
time ve yarat›c›l›€a dönük olmas› gereken rekabet ve paylafl›m
iliflkisini, güncel konulara kat›l›m ve kendi gelece€i için yönlen-
dirme taleplerini, taraftarl›k anlay›fl› ruhsal boflal›m› ile tatmin
ederek ve bu k›s›r süreci insanlara rol model olarak sunarak, bu
tutumuyla toplumun ortak kimli€ini, ça€›n de€iflimlerine ayak
uydurmay› ve 21. yüzy›l›n imkânlar›n› keflfetmeyi tam olarak
durduramasa da, önemli ölçüde yavafllatmak olan bir olgudur.
Yabanc›laflman›n çözümlerinden biri olabilecek spor, ne yaz›k ki
Türkiye’de de önemli ölçüde yabanc›laflt›r›lm›fl spor olarak kul-
lan›lmaktad›r. Öyle ki, spor neredeyse art›k insan›n beden ve ruh
sa€l›€›n› gelifltiren, sa€l›kl› yaflam için yap›lan bir etkinlik ol-
maktan uzaklaflm›fl ve onu oyalamak ve vaktini geçirtmek için
bilinçli olarak kullan›lan ve yapay kurgularla yönlendirilen bir
araç haline getirilmifltir. Türkiye’de milyonlar spora ilgili görü-
nürken, bu ilgi sporcu kimli€iyle etkin olarak de€il taraftar kim-
li€iyle edilgen konumda kalmaktad›r. Bu durumun kiflinin ne be-
den ne de ruh sa€l›€›na spor yapman›n sa€lad›€› yararlar› getir-
di€i söylenemez. Bu söylediklerim özü ayn› kalmak kayd›yla
magazin ve televole kültürü-kültürsüzlü€ü için de geçerlidir.
K›sacas› Türkiye’deki spor anlay›fl›, süregiden k›s›r sistemi,
dolay›s›yla kendi statükosunu tehdit edebilecek her fleye karfl›
gard›n› sürekli yukar›da tutarak, kendisini savunmaya ve gerek-
ti€inde sald›r›ya haz›r halde beklemektedir. Bu ifl yapma anlay›-
fl›na ne yaz›k ki Türkiye’nin birtak›m spor federasyonlar› da da-
hildir. Yine de hiçbir fley için çok geç de€ildir, ancak etkin ve ka-
rarl› mücadele gerekmektedir. Türkiye uzun zamand›r, süregi-
den statükocu anlay›flla mücadele etmekte ve köklü bir de€iflimi
talep etmektedir. Bu süreç ayd›nlanmac›lar ve ça€dafl yorumcu-
lar lehinde geliflmeye art›k bafllam›flt›r ve durdurulamaz. Er ya
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 571
da geç Türkiye kendisini ba€layan, kand›ran, kullanan, de€iflimi
yavafllatan statükocu zihniyetin ve onun kurumsal temsilcileri-
nin üstesinden gelecektir. Bu yeniden infla sürecinde birer tu€la-
y› da, kiflisel çabalar› ile dünya çap›nda baflar›lara imza atan
sporcular›m›z koymaktad›r.

fiAMP‹YON OLMAK ‹ST‹YORSANIZ,


ANNEN‹Z‹, BABANIZI ‹Y‹ SEÇ‹N!

‹sveçli Fizyolog Ostrand’›n bu sözü, günümüzde profesyonel


sporun katetti€i bütün aflamalar› da kapsayacak flekilde geçerli-
li€ini sürdürmektedir. Di€er pek çok alanda oldu€u gibi, sporda
baflar›l› olmak için de, genetik üstünlük bafllang›ç noktas› olarak
büyük bir avantajd›r. Bunun üzerine infla edilecek do€ru ve et-
kin fizik, teknik ve psikolojik antrenman metodlar›, seçilmifl
sporcunun en üst seviyelere ulaflmas›n› sa€layabilecektir.
Bireylerde bu tür bir özel yetene€in varolup olmad›€›n›n kefl-
fi her sosyal devletin görevleri aras›ndad›r. Daha çocuk yaflta
yap›labilecek birtak›m gözlemler ve denemelerle, çocuklar›n ka-
biliyetleri ve yatk›nl›klar› anlafl›l›p, gelecekte hangi alanda bafla-
r›l› olabilece€ini öngörmek, bugünün spor bilimcileri için hiç de
zor de€il. Türkiye Avrupa’n›n en genç nüfusuna sahip ülkelerin-
den biri olarak, do€ru yat›r›mlar ve kaynaklarla dünya çap›nda
sporcular yetifltirebilecek potansiyele olas›l›k olarak ziyadesiyle
sahiptir. Ancak bu f›rsatlar verilmedi€i veya eflit da€›t›lmad›€›
için, ne kadar üstün yetenekli olursa olsun, pek çok kabiliyetli
genç, belki de rekorlar k›rabilecek istidada sahipken, keflfedile-
meyip, sadece bir olas›l›k olarak kal›p yaflam›n› baflka alanlarda
sürdürmektedir.
Bugün Türk sporundaki baflar›lara bakt›€›m›zda, futbol ve
basketbol gibi, çok büyük kaynaklara ve deste€e sahip birkaç
572 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
spor branfl› d›fl›nda gördü€ümüz pek çok baflar› birer bireysel
baflar› olarak karfl›m›za ç›kmakta ve ülkemizde uygulanagelen
yanl›fl spor politikalar›n› yüzümüze çarpmaktad›r. Örnek ver-
mek gerekirse; Süreyya Ayhan ve Yasemin Dalk›l›ç, kendi ülke-
lerinde, kendi branfllar›ndaki üstleriyle! ve medya ile anlams›z
ve k›s›r bir çekiflmeyi de bütün baflar›lar›n›n yan› s›ra sürdürmek
zorunda b›rak›lan pek çok baflar›l› insan›m›zdan sadece ikisi.
Futbol’daki hepimizi gururland›ran büyük baflar›m›z, bu spor
branfl›na aktar›lan, ancak ne yaz›k ki di€er spor branfllar›ndan
esirgenen muazzam kaynaklar›n çok do€al bir sonucudur. Ben-
zer ölçekte bir kaynak ve bilgi aktar›m›, Türk insan›n›n genetik
olarak baflar›l› olma istidad› bulunan, halihaz›rda son derece k›-
s›tl› imkânlara ra€men kendini ispat etti€i ve pek çok baflar› el-
de etti€i veya henüz uygun f›rsatlar yarat›lamad›€› için, içinde-
ki potansiyeli gerçeklefltiremedi€i do€ru spor dallar›na aktar›lsa,
Türkiye çok k›sa sürede daha nice baflar›lar elde edebilecek bir
demografik potansiyele - üstünlü€e sahiptir.
Etkin ve sosyal bir devletin vatandafl›na karfl› sorumlulukla-
r›, o daha do€ar do€maz bafllamal›, hatta annesi ve babas› onu
var etmeye karar verdi€i andan itibaren bafllamal› ve ölene dek,
hatta öldükten sonra bile sürmelidir. Ayn› flekilde her birey de,
devletine karfl› görev ve sorumluluklar›n› eksiksiz ve zaman›n-
da yerine getirmekle yükümlüdür. Bu karfl›l›kl› görev ve sorum-
luluk iliflkisi içinde sporu ele ald›€›m›zda, etkin devlet, flampi-
yon olma istidad›ndaki vatandafllar›n› daha çocuk yaflta keflfet-
meli ve onlara önlerindeki bu uzun ve zorlu yolda, e€er onlar da
isterse, gerekli e€itim, bilgi ve kaynak gibi f›rsatlar› sunmal›d›r.
Elbette ki spor, yaln›zca üstün yetenekli bireylerin yar›flmas› ve
kazanmas› - kaybetmesi üzerine kurulu bir mücadele veya yar›fl-
ma de€ildir. 20. yüzy›l›n ortalar›nda flekillenen, “Herkes için
Spor” kavram›, etkin ve sosyal devlete, her yafltan, cinsten ve
gruptan vatandafl›na spor yapma f›rsat› yaratma sorumlulu€unu
da yüklüyor.
Büyük önderimiz Atatürk, vatan› ve milleti için gerekli her
fleyi düflündü€ü gibi, spor konusuna da çok önem vermifl, ça€›-
na göre ilerici bir vizyonla kararnameler ç›karm›fl ve kurdu€u
Cumhuriyeti emanet etti€i Türk gençlerini spor yapmaya teflvik
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 573
etmiflti;
Her çeflit spor faaliyetlerini Türk gençli¤inin milli terbiyesinin ana
unsurlar›ndan saymak laz›md›r. Bu iflte hükümetin flimdiye kadar
oldu¤undan daha çok ciddi ve dikkatli davranmas›, Türk gençli¤i-
nin spor bak›m›ndan da milli heyecan içinde itina ile yetifltirilmesi
önemli tutulmal›d›r.

Spor ay›r›m gözetmeden herkese hitap eder, devlete de bu


yüzden sorumluluk yükler; genç, yafll›, kad›n, erkek, çocuk, ye-
tiflkin, hasta, engelli, hamile, zengin, yoksul, flehirli, köylü, vb.
herkes spordan bedensel ve ruhsal kazan›m elde eder. Sa€l›kl›
bireyler sa€l›kl› toplumlar oluflturur ve bu durum her iki yönde
de ifller. Bunun fark›nda olan Atatürk, genç Türkiye Cumhuriye-
ti y›llar›nda bile “Herkes için Spor” vizyonunu milleti için çiz-
miflti;
Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini düzenlemekle görevli
olanlar, Türk çocuklar›n›n spor hayat›n› yüceltmeyi düflünürken sa-
dece gösterifl için, herhangi bir yar›flmada kazanmak azmiyle spor
çizmezler. Esas olan, bütün yafllardaki Türkler için beden e¤itimi
sa¤lamakt›r...

Dolay›s›yla etkin ve sosyal devlet, ülkesinin co€rafi yap›s›n›,


vatandafllar›n›n sosyal ve kültürel yap›s›n›, genetik yatk›nl›klar›-
n› gözönünde bulundurarak, hangi bölgeden potansiyel olarak
hangi tür spor dallar›nda baflar›l› sporcular yetifltirebilece€ini
saptamal› ve bu yönde ülkesinin her köflesinde do€ru ve etkin,
sosyal ve akademik spor yat›r›mlar› yapmal›d›r. Bunun yan› s›ra,
“Herkes için Spor” vizyonuyla, her vatandafl› için spor yapabil-
me koflullar›n› ve f›rsatlar›n› yaratmal› ve sporu, sosyal ve kültü-
rel bir olgu olarak vatandafllar›n›n yaflam›na dahil etmelidir.
574 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

ÖNCEL‹KLER‹M‹Z‹
DO⁄RU DE⁄ERLEND‹RMEL‹Y‹Z

Hayat›m›z›n her alan›nda ve her süreçte ilgimizi bekleyen say›-


s›z geliflme ile iliflki içerisindeyiz. Do€al olarak da kendi bilgi
da€arc›€›m›z ve öngörü yetene€imiz çerçevesinde, bu süreçler-
den hangilerini nas›l bir s›ralama ve süre ile yürütece€imizi,
kaynaklar›m›z› ne flekilde ayarlayaca€›m›z›, zaman plan›m›z› ne
flekilde ç›karaca€›m›z› ayarl›yor ve gerekti€inde güncelliyoruz.
Bu konuyu kiflisel olarak de€erlendirdi€imizde, okul seçimi, ifl
seçimi, aile kurma gibi uzun vade planlamalara ba€l› konular ol-
du€u gibi, sadece anl›k ihtiyaçlara göre verdi€imiz kararlarla da
s›kl›kla karfl›lafl›r›z. Örne€in yemekte ne içece€imiz, ne renk bir
gömlek alaca€›m›z veya arabam›z› nereye park edece€imiz gibi.
Bu seçimlerimizin herbirinin belirli bir plan dahilinde yap›ld›€›
ve k›smen bu plana göre, k›smen de bizim d›fl›m›zdaki de€ifl-
kenlere ba€l› olmak kayd›yla sonuçlar› oldu€u hepimizin kabul
edece€i bir gerçek.
Hayat bütün yüksek organizmalar için bütünüyle bir karar
verme ve seçim yapma sürecidir. Bu yüksek organizmalar›n en
üst seviyesinde yer alan insanlar olarak bizler de, kendi ve çev-
remizdekilerin gelece€i için do€ru ve iyi oldu€una inand›€›m›z
seçimler yapar›z. Bu seçimlerimizi de geçmifl kiflisel deneyimle-
rimize, baflkalar›n›n deneyimlerinden de€iflik yollarla ö€rendik-
lerimize ve elbette ki akl›m›z, mant›€›m›z ve sa€duyumuzla
yapt›€›m›z analizlerimize dayand›rarak yapar›z.
Ak›ll› her insan önceliklerini belirler ve seçimlerini yapar-
ken, bunun k›sa, orta ve uzun vade sonuçlar›n› mümkün oldu-
€unca öngörmeye çal›flarak bir de€erlendirmede bulunur. Çünkü
çok iyi bilir ki, atasözümüzde geçti€i gibi “Yanl›fl hesap Ba€-
dat’tan döner” ve bu yanl›fl hesab›n dönme sürecine kadar yafla-
nan kay›plar bir f›rsat maliyeti olarak karfl›m›za mutlaka ç›kar.
Hiçbir ak›ll› ve sa€duyulu insan sonucunda kendisine büyük bir
maliyet ve zarar getirecek süreçlerin içinde yer almay›, hele bu-
nun bafl sorumlusu olmay› hiç istemez. Dolay›s›yla insanlar se-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 575
çimlerini yaparken önceliklerini ve gelecekle ilgili analizlerini
iyi kurgulamaya çal›fl›rlar.
Benzer flekilde bireylerin kulland›€› metodolojinin ayn›s›n›
kullanan toplumlar da, kendi gelecekleri için k›sa, orta ve uzun
dönem de€erlendirmelerde bulunur ve önceliklerinin ve kaynak
aktar›mlar›n›n seçiminde kitlesel olarak hareket ederler. Bu sü-
recin kurgulanmas› ve oluflmas› elbette ki bireylerin kiflisel ini-
siyatifleriyle seçim yapmalar›ndaki kadar kolay ve süratli ola-
maz. Baz› ulusal nitelikli olaylarda karar mekanizmalar›, art›k
toplumlar›n bütün hücrelerine ve iç dinamiklerine ifllemifl olaca-
€› için, demokrasinin, hukukun ve bilimin hâkim oldu€u top-
lumlarda neredeyse kiflisel bir karar verme süreciymifl gibi bir
b›çak keskinli€i ve süratiyle gerçeklefltirilebilir. Fransa’da afl›r›
sa€c› Le Pen iktidar›na engel olmak için neredeyse bütün Fran-
sa’n›n tek vücut olmas› veya geçti€imiz dönemde Madrid’deki
terörist sald›r›lar›n ertesinde milyonlarca ‹spanyol’un birarada
yürüyüfl yapmas› gibi kitlesel olaylar, medeni ülkelerde acil du-
rumlarda kolayl›kla organize edilebilir. Baz› daha mu€lak ve or-
tak görüfl oturmam›fl konularda ise demokrasinin, hukukun ve
bilimin iflletilebilmesi için daha uzun bir cevap verme sürecine
ihtiyaç duyulabilir.
Tabii bu söylediklerim rasyonel bir dünyada, rasyonel insan-
lar›n uygulad›€› bir süreçtir. Türkiye gibi gerçeklerden kopar›l-
m›fl, sürekli yalan ve tarafl› bir propaganda ve kirli bilgi ile yön-
lendirmelerin yap›ld›€› bir ülkede ise durum ne yaz›k ki çok
farkl› ve üzücüdür. Bu konuda say›s›z örnek verebilirim. Hepi-
mizin ac›yla hat›rlad›€› 17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi ve so-
nuçlar›, bu üzücü durumun en belirgin ve elle tutulur örneklerin-
den biridir. Bilimin ve sa€duyunun uyar›lar›na ve yürürlükte
olan yönetmeliklere ra€men, neredeyse bütün a€›r sanayiisini
birinci derece bir deprem kufla€› olan Marmara Bölgesine kurul-
mas›na 50 y›l boyunca seyirci kalan, hatta k›sa dönem menfaat-
leri u€runa göz yuman, sebep olan çarp›k yönetim zihniyetinin
bedelini, o çarp›k zihniyetin çocuklar› ve torunlar›, bir di€er de-
yiflle bu ülkenin insanlar› canlar› ve mallar›yla ödediler. Bu sü-
reci engelleyemeyen bilim ise plans›z, programs›z, hukuksuz ve
çarp›k yap›laflmaya sadece seyirci kalabildi ve sonucunda, asl›n-
576 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
da son derece do€al bir do€a olay› olan bir depremle, Türkiye
bir savafl geçirmifl kadar zarara u€rad›, 18.000’e yak›n insan ha-
yat›n› kaybetti ve ekonomik olarak ülke zaten s›k›nt›lar içindey-
ken, bir de bu y›k›m›n yükünü omuzlamak zorunda kald›.
Nereye baksak karfl›m›za yine k›sa dönem ve yetersiz-geçici
çözümlerle sadece ertelenmifl ama daha da büyüyerek karfl›m›za
ç›km›fl sorunlarla karfl›lafl›yoruz. Türkiye’nin çevresinde bize de
s›çrama olas›l›€› bulundu€u halde, s›cak-so€uk savafl koflullar›
hüküm sürerken, Balkanlarda, Kafkaslarda, Irak’ta, Suriye’de
kan akarken, 400 y›ld›r Türklere ait olan K›br›s’›, elimizden al-
mak için her türlü hile ve hukuk d›fl› uygulama k›l›f›na uydurul-
mufl bir flekilde yap›l›rken, bir yanda Ermeniler, sözde soyk›r›m›
kabul edin diye bast›r›rken, di€er yanda Rumlar, Pontus laf›n›
dillerine dolamaya bafllarken, Ege’ye s›ra gelmiflken, irtica ve
bölücülük hâlâ en üst seviyede bir tehditken biz hâlâ televole ile,
popstarla, futbolla yat›p kalkmaya devam ediyoruz. Bizim gele-
ce€imizi elimizden alacak geliflmeler yaflan›rken, ne bize, ne
milletimize hiçbir katma de€eri olmayan yapay, boyal›, sahte
hayatlar›n ve yalan dünyalar›n gözümüze sokulmas›na, zaman›-
m›z› çalmas›na, enerjimizi tüketmesine, üretkenli€imizi k›sma-
s›na seyirci kalarak, asl›nda kendi depremimizi haz›rlad›€›m›z›n
fark›nda bile de€iliz. Türkiye’nin 17 A€ustos 1999’da yaflad›€›,
sadece 50 y›ld›r uygulamad›€› bilimin ve gereklerini yerine ge-
tirmedi€i ak›l›n küçük ölçekli bir sonucuydu. Bu yar› cahil ve
kötü niyetli yaklafl›m›n di€er alanlardaki sonuçlar›, bu depremin
yaratt›€› sonuçlardan çok daha y›k›c› ve geri döndürülemez ola-
bilir.
1. Dünya Savafl›’na nas›l girdi€imizi bilmeyen, Sevr’den
ders alamayan, Kurtulufl Savafl›’m›z› hangi flartlar ve koflullar
alt›nda verdi€imizi unutan, Lozan’› nas›l baflard›€›m›z› ve beka-
m›z için önemini bilmeyen, ‹kinci Dünya Savafl›’ndan nas›l
uzak kalmay› baflard›€›m›z›n fark›nda bile olmayan, daha da kö-
tüsü bunlar› bilmesi, ö€renmesi, fark›nda olmas› gerekti€inin bi-
le fark›nda olmayan bir neslin yetiflmesinin, her fleyin bafl› olan
insan gücümüze nas›l bir etki yapaca€›n› kestirmek için falc› ol-
maya gerek yok. 17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi, bilimi ve
ak›l› d›fllayan, önceliklerini yanl›fl hesaplayan ve k›sa dönem
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 577
menfaatlerle hareket eden toplumlar›n bafl›na gelebileceklerin
sadece küçük bir örne€iydi. Bir di€er örne€i de tek tek fazla cid-
diye almad›€›m›z, h›rs›z, doland›r›c› deyip geçti€imiz, ama
hukukun üstünlü€ünden umudunu kesen baz›lar›m›z›n içten içe
hayatlar›na özendi€i banka hortumcular›n›n, bir de kamu
bankalar›n›n görev zararlar› üst üste konulunca, 22’si birden
toplam 77 milyar dolar›m›z›, hem de bu vatan›n özkaynaklar›n-
dan çalmas› da, yine sadece küçük bir örnek. Bundan sonras›n-
da Türkiye silkinip kendine gelmezse, K›br›s’›n elden gitmesi,
Ege’deki egemenlik haklar›m›z›n budanmas›, bizi birarada tutan
Atatürk ‹lke ve ‹nk›laplar›n›n teker teker k›r›lmas›, terörün ülke-
de yay›lmas›, Ermenilerin Bat› Ermenistan talebi, Rumlar›n
Pontus talebi, irticac›s›, bölücüsü tek tek patlamaya bafllarsa, her
biri bir 17 A€ustos Depremi kadar büyük sars›nt› ve y›k›m yara-
t›r ülkede ve bu ölçekte eflgüdümlü bir sald›r›yla ve yarataca€›
y›k›mla Türkiye gibi güçlü bir ülke bile bafla ç›kamaz.
Sonuçta kendi gelece€imiz için nas›l hassasiyetle düflünüyor
ve davran›yorsak ayn› flekilde ülkemizin gelece€i için de ayn›
hassasiyetle durumumuzu de€erlendirmeliyiz. Önceliklerimizi
buna göre saptamal› ve bir an önce silkinip kendimize gelmeli-
yiz. Önceliklerin do€ru olarak saptanmas› ve buna göre zaman
plan› yap›lmas› ve kaynaklar›n yönlendirilmesi ile alakal› olarak
bir de Budizm ile ilgili bir yerde okudu€um bir yaz›y› da sizle
paylaflmak istiyorum; “Bir okla vuruldu€unuzu düflünün, yerde
yat›yorsunuz, kan›n›z yavafl yavafl vücudunuzdan ak›yor. Bu du-
rumda okun nereden geldi€ini, kim taraf›ndan at›ld›€›n›, neden
at›ld›€›n› düflünebilirsiniz. Bu bir filozofun ya da entelektüelin
yaklafl›m› olabilir, oysa bir Budist oku ç›kar›p atar.” Bu elbette
ki sembolik bir benzetme, burada rahatl›kla anlafl›laca€› gibi, so-
run ne olursa olsun önceliklerini do€ru tesbit eden insanlar ve
milletler, sorunlar karfl›s›nda gerçekçi düflünecekleri ve davrana-
caklar› için, sonuçlar›n› en az zararla atlatmay› baflarabilirler.
Ne yaz›k ki bunun tam tersi de do€ru...
578 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

SON SÖZ

Kitap boyunca anlatmaya çal›flt›€›m ve ülkemizin yaflad›€› di€er


her türlü sorunu çözebilecek kurumlar ve bilgi birikimi bu co€-
rafyada fazlas›yla mevcuttur. Tarihi boyunca say›s›z zorluklar›n
üstesinden gelmifl, köklü bir devlet gelene€ine sahip olan Türk
Milleti’nin isteyip de alt›ndan kalkamayaca€›, çözemeyece€i bir
sorunu olabilece€ini düflünemiyorum. Bütün ihtiyaç duydu€u-
muz fley, bunlar› çözme yolunda bir niyet ve kararl›l›k göster-
mek, birlikte hareket etmek ve çal›flmaya bir an önce bafllamak-
t›r. Sorunlar›m›z›n çözümsüz kalmas›n›n sebeplerinin bafl›nda
inisiyatif kullanamayan, kritik süreçlerde karar vermektense,
konuyu evirip çevirip ertelemeyi ve kendinden sonrakilere b›-
rakmay› uygun bulan ve riski yönetemeyen bir anlay›fl oldu€u-
nu düflünüyorum.
Çünkü riski yönetemeyen hiçbir fleyi yönetemez.
21. yüzy›l›n ihtiyaçlar›n› tan›mlarken, rekabeti, de€iflimi ve
h›z›, bir de sürekli geliflen teknolojiyi ve dijital devrimi her za-
man vurgulamam›z gerekiyor. Geliflerek ve h›zlanarak süregi-
den bu yap›da, devlerin aras›nda ezilmeden ayakta kalabilmek
ve kendi menfaatlerimizi korumak ve kollamak için, gerçekte
yönetilebilir bir süreç olan “risk ile yaflam” konusunu mutlaka
çözümlemifl olmam›z gerekiyor.
Ne yaz›k ki toplum olarak bu konuda büyük bir zafiyet için-
de oldu€umuzu üzülerek belirtmek isterim. “O€lum koflma ter-
lersin” diyerek yetifltirilen ve 30’lu yafllar›nda bile abart›l› bir ai-
le korumas› alt›nda yaflayan bireylerin; gerekti€inde inisiyatif
kullanma, kritik süreçlerde karar verme, risk yönetimi gibi öncü
ve atak bir ruh hali gerektiren konularda baflar›l› olmalar› da ne
yaz›k ki günümüz koflullar›nda sa€lanam›yor. Aile kültürümü-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 579
zün bat›l› toplumlarda bulunmayan bir üstünlü€ü olarak de€er-
lendirdi€im bu korumac› yaklafl›m›n da seviyesini ne yaz›k ki
dengede tutamad›€›m›z için, bafllang›çta üstünlük olan bu vas›f,
korumac› zihniyetimizin etik ve hukuk d›fl› konular› da kapsaya-
cak flekilde yayg›nlaflmas› ile süreç içerisinde ciddi bir zafiyete
dönüflmüfl, toplumumuzu da zay›f düflürmüfltür.
Her bafl› s›k›flt›€›nda efl, dost, tan›d›k, abi, amca, day› araya
sokarak, kendini kurtarmay› beceren ve bu efl, dost, tan›d›k, abi,
amca, day› konumundaki di€erlerinin de kendisine baflvuran,
yard›m›n› isteyen kifliye tamamen iyi niyetle ve sorumluluk duy-
gusu ile yard›mc› olmaya çal›flt›€› bir yap› oluflmufl ülkemizde.
Asl›nda tart›flmas›z büyük bir üstünlük olan bu güçlü aile, dost-
luk ba€lar›, bir yerden sonra hukuka ve ahlaki de€erlerimize
karfl› da kullan›l›r oldu€u için, bizim çözülmeye bafllad›€›m›z
noktay› da oluflturmufl.
Geçti€imiz y›llarda, bir bakan›m›z›n zil zurna sarhofl o€lu-
nun, kendisini durduran trafik polisine ehliyetini ve ruhsat›n› ve-
rip cezas›na raz› olmak yerine, sabaha karfl› babas›n› cep telefo-
nu ile aray›p, trafik polisini bakan babas›yla konuflturan 40 kü-
sur yafl›ndaki adam› hat›rlay›n. Hakl› da olsak, haks›z da olsak,
hayat›m›z boyunca korunmaya o kadar al›flm›fl›z ki, gerçek ha-
yatta gerçek bir sorunla karfl›laflt›€›m›zda yapt›€›m›z ilk fley, so-
rumluklar›n›n bilincinde genç erkekler ve kad›nlar olarak sorun-
lar›m›zla yüzleflmek yerine, bizi yine koruyacak bir kucak ara-
mak oluyor.
Yetifltirilme tarz›m›zdan kaynaklanan bu durumu çözmek
için mutlaka önlem al›nmas› gerekti€ini düflünüyorum. Çocuk-
lu€unda üzerine giyece€i kaza€›n rengi, yiyece€i yemek ve mik-
tar›, arkadafllar›yla bir yerlere gitmek konular›nda bile karar ver-
mesine izin verilmeyen bireyler, ileri yafllarda, yetkili - sorumlu
konumlara geldiklerinde de inisiyatif kullanma, riske girme ko-
nular›nda çekingen ve sorumluluktan korkan tav›rlarla görevle-
rini sürdürüyorlar.
Riske girmeyi zar atmak olarak gören ve hep uzak duran, ris-
ki yönetmeyi bilmeyen ve çocuklu€undan beri al›flt›€›, korundu-
€u güvenlik alan›n›n d›fl›nda kendisini zay›f, güçsüz, korunma-
580 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
s›z hisseden bireylerin yöneticilik süreçlerinde de ne yaz›k ki
çok büyük verimsizliklerle karfl›lafl›yoruz. Bilinmezlikten ve be-
lirsizlikten korkan, bunlara karfl› al›nabilecek önlemleri al›p, ya-
p›lmas› gerekene odaklanmaktansa, belirsiz, bilinmez ortamlar-
dan uzak durarak hareket ve rekabet avantaj›n› yitiren ve içinde
bulundu€u yetkili, sorumlu konumun gerektirdi€i kritik karar
verme süreçlerinde hep geriden gelen yöneticiler yüzünden ileri
ad›mlar atmakta, ön al›c› hamleler yapmakta zorlan›yoruz.
Öykündü€ümüz bat›l› ülkeler, kendi çocuklar›na daha 18-19
yafllar›nda liseyi bitirdikten sonra, üniversite öncesinde aylar ba-
zen de 1 y›ll›k sürelerle dünyan›n de€iflik bir co€rafyas›nda ya-
flam›, farkl› kültürleri, farkl› bak›fl aç›lar›n› deneyimlemelerini
ve ailelerinin güvenlik alan› d›fl›nda dünyan›n bir ucunda, ço-
cuklar›n›n kendi sorumluluklar›n› ve güvenliklerini kendi karar-
lar›yla yönetebilecekleri süreçler sa€l›yorlar.
Gelecekte ‹ngiltere’nin kral› olacak medyatik genç prens
Williams bile, 2000 y›l› sonlar›nda, St. Andrews Üniversitesi’ne
bafllamadan önce henüz 19 yafl›ndayken, Kraliyet ailesinin bü-
tün güvenlik alan›n›n d›fl›nda, uluslararas› bir yard›m kuruluflu
olan Raleigh International’›n, fiili’nin Tortel köyünde düzenle-
di€i kampa kat›ld›. Bu küçük da€ köyündeki çocuklara ‹ngiliz-
ce ö€retmek, odun kesmek, evlerin tamirat›nda marangozluk ve
boya iflleri yapmak gibi konularda köy halk›na yard›mc› olur-
ken, do€a koruma, yard›mseverlik, paylafl›mc›l›k, farkl› kültür-
leri tan›mak ve onlara destek vermek, sosyal sorumluluk konu-
lar›nda dersler ç›kararak, kendi ayaklar› üzerinde durmay› ö€re-
nece€i ve ça€dafl bir dünya görüflü flekillendirece€i 2.5 ayl›k bir
süreç yaflad›.
Bat›l› devletler kendi çocuklar›n›, ileride üstlenecekleri so-
rumluluklara haz›r olmalar› için daha çocukluklar›ndan itibaren
kendi kimliklerini ortaya koyabilecek flekilde, onlara küçük so-
rumluluklar vererek birer birey ve sorumlu yurttafl olarak yetiflti-
riyorlar. Çünkü geleceklerinin bugün daha çocuk yaflta olan, reka-
bet etmesini bilen, inisiyatif kullanabilen, riski yönetebilen evlat-
lar› eliyle flekillendirilece€ini çok iyi biliyorlar. Kendi ad›ma he-
nüz da€c›l›€a bafllamadan önce 19 - 20 yafllar›ndayken, Norveç’te
zihinsel engellilerin bak›ld›€› bir çal›flma kamp›na kat›ld›€›m
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 581
günleri eflsiz bir f›rsat ve rekabet avantaj› olarak de€erlendiriyo-
rum. ‹yi ki o günlerde Gençtur’la bu etkinli€e kat›lm›fl›m; dünya
görüflüm, vizyonum, ufkum her fleyim de€iflmifl, geliflmiflti.
Gelecek kendi kendine gelen bir fleydir, ama nas›l gelece€i
bize, bizim bugünkü seçimlerimize ba€l›d›r. Gelece€imizi kendi
beklentilerimiz ve ihtiyaçlar›m›z do€rultusunda flekillendiremi-
yor, çevremizdeki koflullar›n ve ayn› ortamda rekabet içinde ol-
du€umuz di€er unsurlar›n bizim gelece€imizi kurgulamas›na se-
yirci kal›yoruz. Bu dünyada hiçbir devlet, hiçbir kurum, hiçbir
kifli s›n›rs›z kaynaklara sahip de€ildir; dolay›s›yla her yap›, elde-
ki seçeneklerden kendisi için en uygun olan›n› seçip ona odak-
lanmak ve onunla ilgili gerekli riskleri göze almak zorundad›r.
Lider vas›fl› bireyler yetifltirmek konusunu bu anlamda çok
önemli buluyorum. Atatürk’ün dedi€i gibi; “Yolunda yürüyen
bir yolcunun yaln›zca ufkunu görmesi yetmez. Muhakkak ufkun
ötesini de görmesi ve bilmesi gereklidir.”
‹flte bugün için bize böyle liderler gerekiyor.
Herhangi bir konuda harekete geçmek için sürekli bir tarih,
bir karar, bir olay bekleyen; kendi gelece€i için, d›flar›daki un-
surlar›n alaca€› konuma göre karar verme kurgusuyla hareket
eden ve harekete geçmeyi de bu anlamda sürekli ileri bir tarihe
atan, çünkü harekete geçmekten ve bu hareketin sorumlulu€unu
üstlenmekten yetifltirilme tarz› nedeniyle korkan yetkili - sorum-
lu konumdaki kiflilerin de bir an önce bu edilgen, verimsiz, hat-
ta tehlikeli durufltan kendilerini kurtarmas›; daha do€rusu bunla-
r› yapabilecek iyi yetifltirilmifl bireylerle yer de€ifltirmeleri ge-
rekti€ini düflünüyorum. 21. yüzy›l bu tür zafiyetleri çok pahal›-
ya ödetecek bir yüzy›l olacakt›r.
‹çinde bir araç olan bütün insan faaliyetleri ve karmafl›k sü-
reçler belirli oranda risk içerir, dolay›s›yla risk hayat›m›zda zan-
netti€imizden daha fazla yer al›r. Sonuçta risk kontrol edilebilir,
yönetilebilir, yönetilmesi gereken bir süreçtir. Karar mekaniz-
malar›nda risk almak; “bilgi yönetimi” temeline dayal› hesap-
lardan güç al›yorsa, o art›k risk olmaktan ç›kar ve stratejik bir
seçenek haline dönüflür. Gelece€imiz için bunu anlayan ve uy-
gulayabilen bireyler yetifltirmek ve onlar› yetkili-sorumlu pozis-
582 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
yonlara yerlefltirmek zorunday›z.
Hiç flüpheniz olmas›n ki, ATA’m›z›n gösterdi€i yolda ilerle-
me kararl›l›€›nda olan ve her türlü fedakârl›€a haz›r Türk Genç-
leri, ülkemizi ça€dafl uygarl›klar›n üzerine lay›k oldu€u yere
ulaflt›racaklard›r. Bugün de€ilse bile yar›n mutlaka...
Gün, art›k aram›zdaki yapay sorunlar› unutup, bu tohumlar›
ekenlere ve bunlardan beslenenlere karfl› birlikte hareket etme
ve el ele verme zaman›d›r. Bu ülkenin hepimize ve birlikte ya-
rataca€›m›z sinerjiye ihtiyac› var, hem de acil olarak.
Bu gerçe€i art›k görmek zorunday›z...
17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi’nde herkesi flafl›rtan bir
flekilde biz bu s›nav› baflar›yla vermifltik. O günlerin ac› ve kor-
ku dolu çaresizlik ortam› içerisinde, madencisinden ö€rencisine,
ev kad›n›ndan fabrika iflçisine, motorcusundan flirket sahibine,
uzun saçl› ve küpelisinden flalvarl›s›na, türbanl›s›na Türk Mille-
tini oluflturan bütün alt kimlik gruplar›ndan binlerce gönüllü,
depremzede yurttafllar›na hizmet etmek için bölgeye ak›n ak›n
gelmifl ve haftalar hatta aylarca hiçbir karfl›l›k beklemeden, ha-
yat›nda ilk kez gördü€ü ve bir daha da görmeyece€i çaresizlik
içindeki yurttafllar› için çal›flm›fl, çabalam›fl, mücadele etmiflti.
Onbinlercesi ise, uzaklarda bir yerlerde her türlü kayna€› zorla-
yarak yard›m malzemesi toplamak ve bölgedeki muhtaç durum-
daki yurttafllar›na ulaflt›rmak için u€raflm›flt›. Yüzbinlercesinin
yüre€i bölgeye gelemese bile o insanlar için; hem depremzede-
ler hem de onlara yard›m edenler için çarpm›flt›. O süreçte elle-
rinden bir fley gelmeyen milyonlarcas› ise dualar›yla bu yükü
paylaflm›flt›.
‹flte millet olmak, milli birlik ve beraberlik budur.
Dünyada hiç kimsenin baflar›lmas›na imkân vermedi€i, dün-
yan›n en güçlü ordular›n›, yokluk, hastal›k ve sefalet içindeki
Türk Milleti’nin bu topraklardan söküp atabilmesi bu sayede ol-
mufltu. O büyük savafl bu ruh haliyle kazan›lm›flt›. Önderi de,
milleti de bu ruh haliyle savaflm›flt›. ‹flte hiç kimsenin hesap et-
medi€i 17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi; ony›llar süren kirli
bilgi çal›flmalar› ve kand›r›larak alt kimliklere bölünmüfl ve gü-
ven duygusu ciddi flekilde yaralanm›fl Türk Milleti’nin; geçmifli,
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 583
bugünü ve gelece€i ortak olan bir millet oldu€unu yeniden ha-
t›rlamas› ve millet olman›n gereklerini yerine getirmesi, milli
birlik ve beraberlik duygular›n›n yeniden hareketlenmesi için
hiç beklenmedik bir k›v›lc›m olmufl ve biz tekrar her ferdiyle
birlikte birbirine en üst düzeyde ba€l› ve birbirlerinin sorunlar›-
na, ac›lar›na karfl› duyarl› bir millet olmufltuk.
Bu duyguyu yeniden hat›rlamam›z bizi yenilmez yapacak
yegane güçtür. Her birimizin bir Ç›lg›n Türk oldu€unu bize
unutturmalar›na izin vermeyin. Yaz›k olur O büyük adam›n
emeklerine, hayallerine, yaz›k olur dedelerimizin, ninelerimizin
fedakârl›klar›na, yaz›k olur binlerce y›ll›k flanl› tarihimize, yaz›k
olur, çok yaz›k olur...
‹flte bu co€rafya üzerinde emelleri olanlar›n ve onlarla iflbir-
li€ine girmekten çekinmeyenlerin en korktu€u fley, bu dünyada
hiçbir gücün boyun e€diremeyece€i milli birlik ve beraberlik
duygumuzdu. 17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi’nin büyülü bir-
lefltiricili€ini ve arkas›ndaki de€iflim-dönüflüm f›rsat›n› ne yaz›k
ki kaç›rd›k, bunun fark›nday›m. Bunu elimizden almak için her
türlü oyun, her türlü ahlaks›zl›k yap›ld›, her türlü yalan söylen-
di. Bu süreçte en a€›r bedelleri ödeyenlerden biri de, o depremin
birlefltiricili€inin, yükselen toplumsal dayan›flma duygumuzun,
güçlenen ve sorumluluk üstlenen sivil toplum hareketinin sem-
bolü olan bizler olduk. Bunlardan hiçbir piflmanl›€›m›z olmad›-
€›na emin olman›z› isterim. Bin misli ac› çekmemiz de gerek-
seydi, yine ayn›s›n› yapard›k.
Benim çilekefl, fedakâr, bir o kadar da kand›r›lm›fl ama ruhu
asil halk›m bu tuza€› art›k fark edecek ve bu oyunlar› oynayan-
lar›n surat›na bir Osmanl› tokad› gibi inecektir. Türk insan› eflsiz
sa€duyusu ile bulacakt›r do€ruyu; atas›n›n yol göstericili€ine
güvenir, gere€ini de ona göre yerine getirecektir. Bunu bugünün
koflullar›nda bizler yapamazsak bizim çocuklar›m›z yapacakt›r,
onlar baflaramazsa, torunlar›m›z baflaracakt›r. Ama atam›zdan
bize miras kalan ülkemizi ça€dafl medeniyetlerin üzerine ç›kar-
ma görevi mutlaka baflar›lacakt›r.
BOP (Büyük Ortado€u Projesi) diye adland›r›lan ve bu co€-
rafyaya iki numara dar gelen kal›ba zorla, silah gücüyle uydu-
584 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
rulmaya çal›fl›lan halklar›n ne korkunç ac›lar yaflamak zorunda
kalabilece€ini, en az›ndan Irak örne€i sayesinde görmeyen kal-
mad›. Oysa bu sadece bir bafllang›ç da olabilir. BOP, Fas ve Tu-
nus’tan bafllay›p Endonezya’ya kadar, nüfusunun ço€u müslü-
man olan 22 ülkenin s›n›rlar›n› yeniden düzenlemeyi hedefliyor
ve baz› kaynaklara göre bunun içinde bizim vatan›m›z Türkiye
de var. Bir ülkenin s›n›rlar›, e€er o ülke hainler taraf›ndan yöne-
tilmiyorsa, ancak ve ancak korkunç bir savafl›n sonunda yenen
taraf›n yenilene zorla kabul ettirdi€i anlaflmalar sonucunda de€i-
flir. Bugünkü s›n›rlar›m›z›n savafl meydanlar›nda hangi bedeller
ödendikten ve arkas›ndan masabafl›nda ne çetin mücadeleler ve-
rildikten sonra Lozan Antlaflmas›’yla bütün dünyaya kabul etti-
rildi€ini unutmamal›y›z.
BOP ve ‘Il›ml› ‹slam’ dayatmalar›n›n arkas›n›n nerelere kadar
gidebilece€ini henüz kimse tam olarak kestiremiyor, muhtelif se-
naryolar var elbette ve bunlar›n bir k›sm› a€›r s›cak çat›flmalar›
da içeriyor. Bugün için sa€duyulu ve akl› bafl›nda hiçkimse bu tür
bir seçene€i zorlayamaz diye düflünmeyin. Burnumuzun dibinde
Irak’ta, ülkeye demokrasi getirmek ve mevcut kitle imha silahla-
r›n› imha etmek gibi uydurma bir bahaneyle bafllat›lan denk ol-
mayan savaflta, hayat›n› kaybeden milyona yak›n Irak’l›, bunun
böyle olmayabilece€inin en elle tutulur kan›t›d›r.
17 A€ustos Depremi’nin arkas›ndan, “Zihin Haritas› De€ifli-
mi ve Kaç›rd›€›m›z F›rsat” bölümünde anlatt›€›m aç›l›mlar›n
devam›n› getirebilseydik e€er, daha sa€l›kl› bir toplumsal haya-
t›m›z olaca€› için, bugün için tek odaklanmam›z gereken, ikinci
aflama olarak milli güç unsurlar›m›z› ayn› paydada toplamaya
çal›flmak ve her türlü olas› senaryoya haz›rl›kl› olmak olacakt›.
Ancak bu çok önemli f›rsat› verimli bir flekilde kullanamad›€›-
m›z için ne yaz›k ki hâlâ birinci aflamaday›z ve önce kuvvetli bir
milli birlik ve beraberlik duygusuna ihtiyac›m›z var. Sürekli ola-
rak alt kimliklere vurgu yap›lmas›n› ve toplumun kültürelin öte-
sinde siyasal olarak ayr›flt›r›lmaya çal›fl›lmas›n›, içinde bulundu-
€umuz co€rafyan›n yaklaflmakta olan belirsizliklerinden dolay›
çok tehlikeli buldu€umu özellikle belirtmek isterim.
Rusya’n›n ABD ile girdi€i silahlanma yar›fl›n› ekonomik ne-
denlerle sürdüremeyerek bu yar›fltan çekilmesiyle iki kutuplu
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 585
dünyadan tek kutuplu dünya düzenine geçen ve ABD’nin bu üs-
tünlü€ünü kabul edilebilirden daha yüksek bir seviyede kendi
menfaatleri için zorlamas› nedeniyle önümüzdeki süreçte de
çok kutuplu bir dünya dengesine dönüflecek olan küresel güç
oyunu, bu yeni denge için ilk mücadele alan›n› bizim de s›n›r›n-
da bulundu€umuz Ortado€u co€rafyas›nda yafl›yor. ABD bafl-
kan› Bill Clinton’un 15-19 Kas›m 1999 tarihlerinde, Türkiye’yi
ziyaretinde TBMM’de yapt›€› konuflmada ifade etti€i; “Türki-
ye’nin gelece€i, önümüzdeki bin y›l›n ilk yüzy›l›n›n flekillenme-
sinde çok önemli bir rol oynayacakt›r” öngörüsü gururumuzu
okflamak için de€il, bu co€rafyadaki bütün dengeleri yerinden
oynatacak kadar güçlü bir pozisyonumuz oldu€u içindi. Bir
sonraki aflamada Avrasya co€rafyas› ile devam edecek olan bu
son derece karmafl›k küresel güç oyunundan ba€›ms›z, ancak
kaderin bir cilvesiyle, efl zamanl› olarak kendini gösteren, art›k
hepimizin fark etti€i bir di€er çok önemli de€iflimden de bah-
setmek istiyorum.
Dünyam›z›n hayat›nda belirli periyodlar halinde yaflanm›fl
olmas›na ra€men, bu kez insano€lunun düflüncesiz ve hesaps›z
davran›fllar› ve afl›r›ya varan tüketim al›flkanl›klar› yüzünden da-
ha da h›zlanan ve daha tehlikeli bir hale dönüflen, ilk etkilerinin
art›k aç›k olarak hissedilmeye baflland›€› küresel iklim de€iflik-
li€i ya da daha çok kullan›lan ad›yla küresel ›s›nma ve bunun so-
nucunda bafllayacak olan buzul ça€› süreci, bilim adamlar› ve
konuyla ilgili duyarl› dünyal›lar taraf›ndan uzun bir süredir en-
difle ile izleniyor ve dünya çap›nda bir kamuoyu yarat›lmaya ça-
l›fl›l›yordu. Ne duymaktan, ne konuflmaktan, ne de gerçekli€ini
kabul etmekten hofllanmayaca€›m›z ama var olan ve gittikçe
yaklaflan bu tehdite karfl› tüm dünyan›n el ele vermesi ve birta-
k›m radikal ad›mlar› atmas› zorunlulu€u konular›, 2007 y›l›na
dek pek yüksek sesle olmasa da y›llard›r dünya kamuoyunda ko-
nufluluyor, tart›fl›l›yor, bu konularda birtak›m kanunlar, anlaflma-
lar ve uygulamalar gelifltirilmeye çal›fl›l›yordu.
Ancak ne yaz›k ki, bu çabalar›n sonucu etkileyecek bir sevi-
yeye ulaflt›€› pek söylenemez.
AKUT olarak kurulufl fikrimizden tutun da, geçti€imiz 10 y›l
içerisinde yapt›€›m›z pek çok çal›flmada öncü ve lider bir kurum
586 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
olarak çal›flt›k. Ülkesini ve insan›n› seven, sorunlar›na duyarl›
ve birfleyler yap›lmas› gerekti€ine inanan bir avuç ayd›n, sorum-
luluk sahibi genç da€c› olarak yola ç›kt›k ve Türkiye’de kimse
deprem tehlikesinden söz etmezken, bu konuda Türkiye’nin ilk
gönüllü arama kurtarma ekibini oluflturduk. AKUT’un anlay›-
fl›nda bir sivil toplum örgütünün hayat›m›za girmesi için, Cum-
huriyetimizin kuruluflundan tam 73 y›l geçmesi ve sorumluluk
sahibi da€c›lar›n bu ifle el atmas› gerekmiflti. Ne kadar gerekli
oldu€unu tart›flman›n bile abes olaca€› bu anlay›fl›n kamuoyu ta-
raf›ndan benimsenmesi için bir 3 y›l daha beklememiz ve top-
lum olarak çok a€›r bir bedel ödememiz daha gerekti.
Dünyan›n aktif fay hatlar›ndan birkaç›n›n üzerine kurulu
olan ülkemizin ileriyi göremeyen, uzun soluklu hesap yapama-
yan, kendi sorumluluk sürecinde meydana gelmedi€i sürece ulu-
sal ölçekteki sorunlar›m›zla bile içten bir ilgiyle ilgilenmeyen
say›s›z seçilmifl ve atanm›fl yöneticilerimiz yüzünden, bizim
1995 y›l›nda fark etti€imiz ve 1996 y›l›nda kurumsal olarak mü-
cadele etmeye bafllad›€›m›z bu tür hassasiyet ve zafiyetlerimize,
kamuoyunun ilgisini çekmeye 1998 y›l›ndaki Adana Ceyhan
Depremi’nin ac›s› bile yetmemiflti. Tüm toplumun bu son dere-
ce hayati ve birçok sebepten dolay› zay›f noktalar›m›z›n çok ol-
du€u konuya dikkatini vermesi için 17 A€ustos 1999 Gölcük
Depremi’nin yaflanmas› ve 10 milyarlarca dolarl›k bir kay›p ve
18.000’e yak›n vatandafl›m›z›n hayat›n› kaybetmesini izlemek
zorunda kalm›flt›k. Türk toplumu olarak, ony›llard›r bizi yöne-
tenlerin ne kadar bilimden, ak›ldan ve sa€duyudan uzak bir fle-
kilde kararlar ald›€›n›, uzun soluklu hesap yapmaktan ne kadar
uzak kald›klar›n›, de€il ufkun ötesini önlerindeki ufku bile göre-
mediklerini bir kez daha, çok a€›r bir bedel ödeyerek gördük ve
hep birlikte sonuçlar›n› yaflad›k.
fiu anda içeri€i ve olas› sonuçlar› itibariyle bundan çok da-
ha s›k›nt›l› olabilecek küresel ölçekte bir tehditle karfl›laflmak
üzereyiz. Küresel ‹klim De€iflikli€i’nin yaratabilece€i potansi-
yel riskler, yaflam al›flkanl›klar›m›zda köklü ve h›zl› de€iflimler
yap›lmas›n› gerektiriyor. Ancak tarih defalarca göstermifltir ki,
insan topluluklar›n›n bu tür h›zl› ve keskin de€iflimleri a€›r
travmalar yaflamadan yapabilmesi pek o kadar kolay de€ildir.
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 587
Bu nedenle bir an önce kendimizi, milletimizi, ülkemizi gel-
mekte olan bu büyük strese ve al›flt›€›m›z›n d›fl›nda bir yaflam
tarz›na ve en önemlisi dünyay› paylaflt›€›m›z di€er milletlerin
bu sürece verece€i reaksiyona haz›rlamam›z gerekti€ini düflü-
nüyorum.
Kendi ad›ma küresel iklim de€iflikli€i sürecinden ve olas› so-
nuçlar›ndan ciddi flekilde endifle etti€imi eklemek isterim.
Gelece€in ne getirece€ini elbette ki bilemeyiz, ama belirsiz
ve modern insan›n bugüne dek hiç karfl›laflmad›€› ölçekte bir kü-
resel de€ifliklikle yüzleflmek üzereyiz. Bunun sonuçlar›n›n nere-
lere kadar gidebilece€ini kestirmek bilim adamlar› için bile ko-
lay de€il. Al›flmad›€›m›z, bilmedi€imiz ve haz›r olmad›€›m›z bir
sürece girmifl bulunuyoruz. Olas› her türlü sonuca göre senaryo-
lar ve simülasyonlar çerçevesinde kendimizi haz›rlamam›z ge-
rekti€ine dikkatinizi çekmek istiyorum. Düflünce ve davran›fl
olarak, karfl›laflabilece€imiz olas› zorluklara ulusça haz›r olma-
l›y›z ki bafl›m›za geldi€inde, en az›ndan ne yapaca€›m›z› bile-
mez halde kalmayal›m ve önceden yapt›€›m›z planlardan destek
alarak hareket kabiliyetimizi yitirmeden süreci en az zararla at-
latabilecek flekilde yönetebilelim.
Ortado€u co€rafyas›nda bafllayan ve Avrasya co€rafyas› ile
devam edecek olan küresel güç oyununun ve efl zamanl› olarak
yaflayaca€›m›z küresel iklim de€iflikli€i sürecinin bileflkesinin
ne tür olas› sonuçlar› olaca€›n›, bu iki karmafl›k ve belirsizlikler-
le dolu sürecin birbirleri üzerindeki dönüfltürücü, h›zland›r›c›,
hatta belki de çarpan etkilerinin neler olabilece€ini de€erlendi-
rebilmek ufkun ötesini görebilmektir. Bence Türkiye’nin önü-
müzdeki yak›n dönemde en önemli ihtiyac›, bu ziyadesiyle kar-
mafl›k, belirsiz ve sonuçlar› itibariyle çok tehlikeli olabilecek sü-
reci yönetebilecek iyi yetiflmifl liderler olacakt›r.
Bugün için bence Türkiye’nin yapmas› gereken en önemli
çal›flma, k›s›r iç siyasi çekiflmelerle daha fazla vakit kaybetme-
den ülkede yüksek bir birlik ve beraberlik duygusu tesis etmek
ve Türkiye’nin milli güç unsurlar›n› ayn› paydada buluflturmak
olacakt›r. Bu durufl, hem bizi gelece€in belirsizli€inde gizli her
türlü olas›l›€a karfl› haz›r tutacak hem de yarataca€› sinerjiyle,
588 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
ekonomik ve sosyal hayat›m›zda rahatlamalara ve geliflmelere
yol açacakt›r.
Bu süreçte arzu edilen sinerjiyi yaratabilmek ve birlik duy-
gumuzu katlayabilmek için bir di€er çok önemli manevi ihtiya-
c›m›z ise, toplumsal özgüven ve toplumsal özsayg› duygular›
olacakt›r. Bu nedenle, baz› kurumlar eliyle dozu art›k kaç›r›larak
yap›lan, alan› da vereni de utand›ran ve karfl›l›kl› olarak birbir-
lerine ba€›ml› k›lan yard›m da€›t›m› veya abart›l› toplu iftar ça-
d›rlar› gibi çeflitli vesilelerle, ülkede son zamanlarda giderek ya-
y›lan ve sabitleflmeye bafllayan sadaka kültüründen ve arkas›n-
daki pasif, sinmifl, muhtaç durumdaki millet görüntüsünden de
kendimizi kurtarmam›z gerekti€ini düflünüyorum.
Gelece€in belirsizli€iyle bafla ç›kabilmenin önflart›, bunu ba-
flarabilece€imize olan inanc›m›z olacakt›r. Sadaka kültürüne
mahkûm edilen ve kendine sayg›s› ve inanc› yara alm›fl hiçbir
toplum bu tür yüksek özgüven ve özsayg› gerektiren büyük mü-
cadeleleri hakk›yla veremez.
Ülkesini seven insan, ülkesini zay›f duruma düflürecek hare-
ketlerden kaç›n›r. Biz de sizler gibi ülkemizi çok seviyoruz ve
bafl›na yanl›fl birfley gelmesini istemiyoruz. Uyar›lar›m bu ne-
denledir...
Hayat›m boyunca her söylemimde, her davran›fl›mda, her
eylemimde do€ru olmaya büyük özen gösterdim. Sonuç kadar
hatta ondan da fazla süreç önemli oldu benim için. ‹kisi aras›n-
da bir seçim yapmam gerekirse süreçte do€ru olmay› seçerim
ve sonucunu hayata b›rak›r›m. Arzu etti€im sonucu flu veya bu
sebeple göremeyebilirim, t›pk› bu topraklar ve bu insanlar için
mücadele etmifl milyonlarca helal süt emmifl vatan evlad› gibi...
Ama nas›l olsa do€ru yolda olan baflka insanlar da var ve hep
yenileri ço€alarak gelecek ve onlar mutlaka ülke için, insan›m›z
için en iyi sonucu görecekler. Biz de bu onurlu yolda bir basa-
mak olup, do€ru yaflad›€›m›za ve Atalar›m›za lay›k oldu€umu-
za olan inanc›m›zla yüzümüzde gururlu bir tebessümle geçip
gidece€iz.
Siz bu sat›rlar› okudu€unuzda ben 40 yafl›nda olaca€›m, her
nedense bunu çok önemsiyorum ve devam›ndaki süreci çok an-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 589
laml› ve heyecanl› buluyorum. Bu güzel topraklarda ve bu asil
insanlar›n aras›nda dünyaya gelmifl olmam›n karfl›l›€›n›n, bura-
y› daha da güzellefltirerek benden sonrakilere b›rakmak oldu€u-
na inan›yorum. Bu güzel insanlarla bu güzel topraklarda bir ya-
flam paylaflmak için bence adil bir bedel. Hayatla, kendimle, her
fleyle ve herkesle yapt›€›m 40 yafl hesaplaflmas›n› sizlerle pay-
laflt›€›m; Vatan Lafla De€il Eylemle Sevilir ad›n› verdi€im 6. ki-
tab›m, ülkeme ve insan›ma 40. yafl›m›n nacizane borcu, diyeti-
dir. E€er ço€umuz al›flkanl›klar›m›z› (zihin haritam›z›) de€iflti-
rip, karfl›l›€›n› gelecekte misliyle almak üzere bugünden verme-
yi baflarabilirsek, sadece bir sabreden ve fedakârl›k yapan ku-
flakta ülkemizin kay›plar ve f›rsat maliyetleriyle dolu kaderini
de€ifltirebiliriz. Asl›nda yaflam biçimimi, her fleye ra€men biraz
da bu söyledi€imin yap›labilece€inin, somut bir örne€i olabil-
mek için böyle kurdum. Bizler yapabildiysek, sizler de yapabi-
lirsiniz...
‹stersek ama gerçekten istersek, her fleye ve herkese ra€men
üretebilir, yapabilir, de€ifltirebilir, gerçeklefltirebilir, baflarabilir
ve kazanabiliriz; do€rular› seçmekle hem kendi ruhumuzu kur-
tar›r›z hem de ülkemizi...
Hayat bana cömert davrand› bu yaflamda, ben de buna lay›k
olmaya gayret ettim. S›kl›kla yapt›€›m gibi, paha biçilmez bir
hediye olarak alg›lad›€›m yaflam›m›n muhasebesini ve kendi iç
hesaplaflmam› yapabilmek için geçmifle dönüp bakt›€›mda, ne-
dense gözlerim hep hatalar›mda tak›l›yor ve bunlar› kendime ya-
k›flt›ramad›€›m için üzülüyorum. Bu kitab›, tamamen insani ha-
talar›mdan dolay› kalbini k›rd›€›m, üzdü€üm, hayal k›r›kl›€›na
u€ratt›€›m, flafl›rtt›€›m insanlardan özür dilemek, bir anlamda
helalleflmek için de yazd›m. Hayat çok h›zl› ve baz› f›rsatlar bir
kez kaçt› m› bir daha geri gelmiyor. Ve ne yaz›k ki yanl›fllar e€er
hemen o anda fark edilip çözülmüyorsa zamanla nas›rlafl›yor ve
öylece kal›yor.
27 yafl›nda, Everest Da€› t›rman›fl› için Nepal’e giderken,
Enis Batur güncemi yazmam için bir defter hediye etmifl ve ba-
fl›na da, Erasmus’un ünlü; “festina lente”, “a€›r a€›r acele et”
ö€üdünü yazm›flt›. Geçmifle dönüp bakt›€›mda, gerçekten de ha-
yat›ma uydu€unu düflünüyorum bu yaflam felsefesinin. Hep ko-
590 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
flarak ama her fleyi sindirerek yaflad›m. 40 yafl hesaplaflmam› bi-
le 39 yafl›nda bitirdim ve geçmiflimle yüzleflip e€risi ve do€ru-
suyla, iyisi ve kötüsüyle her fleyi oldu€u gibi kabul ederek, kim-
seden alacak, kimseye verecek bir fley b›rakmadan ve kendi ad›-
ma, bugüne dek benimle aç›k hesab› olan herkese hakk›m› helal
ederek gelece€ime yeni ve beyaz bir sayfa açt›m.
Bundan sonras› için hayat bana ne sürprizler haz›rlad› bile-
miyorum ama hepsini heyecanla ve umutla bekliyorum. fiuna
emin olman›z› isterim ki; bu bedendeki can, bafl›na her ne gelir-
se gelsin, hayat onu nerelere sürüklerse sürüklesin, ömrünün ge-
ri kalan›nda daha az hata yapmaya çal›flacak...
Aziz ve yüce milletim; AKUT’taki dostlar›mla birbirimize
sürekli hat›rlatt›€›m›z gibi, size son sözüm flu olacak;
Biz bu güzel ülkeye ve onun yüce ruhlu insanlar›na hizmet
etmeye daha yeni bafll›yoruz; ya yan›m›zda yer al›n, ya da ken-
dinize rahat bir yer bulup gösterinin tad›n› ç›kar›n... (Ek: 83)
Da€c›l›k ve do€a sporlar›na bafllad›€›m 20 yafl›mdan bu ya-
na hep daha iyisini, daha güzelini, daha büyü€ünü ve daha zoru-
nu hedefledim. Hedeflerimin büyük ço€una da, ne kadar zor ve
tehlikeli olursa olsun, ne bedeller ödemem gerekirse gereksin
ulaflmay› da baflard›m. 24 yafl›nda, benim için büyük bir bilin-
mezle birlikte ilk yüksek irtifa t›rman›fl›m› yapt›€›m, Tien Shan
da€lar›ndaki Khan Tengri t›rman›fl›m› anlatt›€›m ilk kitab›m›n
son cümlelerini, beni mazur görürseniz, 40 yafl›na girdi€im bu
günlerin an›s›na, son kitab›mda kendim için bir kez daha yaz-
mak istiyorum.
Shakespeare bir eserinde, dünyay›, insanlar›n birer oyuncu oldu¤u
ve s›ralar› geldikçe girip ç›kt›klar› bir sahneye benzetmifl. Bu sahne-
de benim rolümün yere sa¤lam basan prensipler üzerine kurulu, so-
nuna kadar gerçekçi, bütün flekilciliklerden ve kal›plardan ar›nm›fl,
ak›la ve sa¤duyuya dayal› yaln›zca bana ait bir rol olmas›n› istiyo-
rum. Belki çok uzun olmayacak ama s›radan da olmayacak.
fiunu da biliyorum ki, gençlik bir kez elden gitti mi bir daha ge-
ri gelmez, bu yüzden yaflam›mda hiçbir fleyi ertelemeyece¤im ve
hiçbir fley için piflmanl›k duymayaca¤›m. S›rt çantam› tafl›yabildi-
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 591
¤im sürece de gezilere ve daha zorlu, daha yüksek da¤lara t›rman-
maya devam edece¤im ve her seferinde bir f›rt›na s›ras›nda Neptü-
nüs’e seslenen Yunan bal›kç› gibi diyece¤im ki; “Ey Tanr›, beni ister
kurtar ister mahvet, ben dümenimi k›rmadan dosdo¤ru gidece-
¤im.”

Ve son olarak da küçük bir Zen fliiri;


“Kemanc› çalar,
Kimse dinlemese bile
Kemanc› yine de çalar.”
Bir Da¤c›n›n Güncesi - 1992, sayfa 93-94

Söyleyeceklerim bu kadar.
Hepinizi Allah’a emanet ediyorum...

Ali Nasuh MAHRUK‹


Eylül 2007
www.nasuhmahruki.com
592 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Bizler efendisini kendi seçen bilge savaflç›lar›z


Biz izin vermeden bize kimse efendilik edemez
Biz izin vermeden bizi kimse yolumuzdan döndüremez
Biz bu yaflamda asil milletimizi efendimiz seçtik
Bu andan sonra;
Bizi ister seversiniz, ister üzersiniz
‹ster yüceltirsiniz, ister görmezsiniz

Hizmet yolumuzda sorgumuz olmaz

Çünkü bizim sizden baflka milletimiz yok


Çünkü bizim buradan baflka Vatan›m›z da yok

E€risiyle - do€rusuyla, eksi€iyle - fazlas›yla


Yi€idiyle - korka€›yla, h›rl›s›yla - h›rs›z›yla
Biz sizi oldu€unuz gibi seviyoruz

Övseniz de, sövseniz de


Biz sizi yine de çok seviyoruz...

Çünkü bizim baflkas›nda, baflka yerde gözümüz yok...

Neden mi hâlâ ve her fleye ra€men böyle düflünüyorum,


Çünkü Atalar›m da böyle yapard›...
❏ Milli Güvenlik Akademisi E¤itimim ve Ötesi ❏ 593
EK: 82

MGA 55. Dönem diplomas›


594 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
EK: 83

AKUT 10. Y›l grup foto¤raf›


❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 595

6. Bölüm

AKUT GÖNÜLLÜLER‹N‹N
KALEM‹NDEN KEND‹ DUYGULARI
596 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Sizleri kitab›m›n bu bölümünde, AKUT’u var eden evlatlar›n›z-


dan, kardefllerinizden, a€abey ve ablalar›n›zdan, anne ve babala-
r›n›zdan bir bölümüyle baflbafla b›rakmak istiyorum. Her biri
AKUT’un fikir önderi olan bu insanlar, kendilerine ba€l› gönül-
lü olarak çal›flan yaklafl›k 700-750 kiflilik büyük bir aileyi tem-
silen seçildiler. Her biri, kendi özellerinde gündelik hayat›n tür-
lü sorunlar›, sorumluluklar› ile bir yandan mücadele ederken, bu
çat› alt›nda, tamamen gönüllü olarak ay›rd›klar› de€erli zaman-
lar› ve emekleri ile vatanlar›na, milletlerine hizmet etmenin iç-
sel doygunlu€unu, manevi huzurunu ve sonucunda s›rad›fl› ola-
rak nitelendirilebilecek kiflisel geliflim ve büyüme süreçlerini de
yafl›yorlar.
Bu ortak çabada bireyler gelifliyor, AKUT güçleniyor ve mil-
let kazan›yor. ‹nan›yorum ki, durufllar›nda, kelimelerinde, duy-
gular›n› ifade flekillerinde bunu sizler de hissedeceksiniz.
Bu yaz›lar de€iflik zamanlarda kaleme al›nd›€› için, baz› ra-
kamlar veya projelerle ilgili bilgiler çeliflkili görünebilir; sebebi
yaz›n›n kaleme al›nd›€› tarihtir.
‹flte AKUT’u AKUT yapan ve arkas›ndaki baflar›n›n gerçek
sahipleri; AKUT’un yüce gönüllü, yi€it gönüllüleri...

MEMET TANRISEVER;
KURUCU ÜYE, YÖNET‹M KURULU ESK‹ ÜYES‹;
E⁄‹T‹M KONULARINDAN SORUMLU
• AKUT’ta ne kadar zamand›r e€itmenlik yap›yorsunuz?
Di€er alt› kurucu ve kurucu olmayan, ancak bizimle birlikte
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 597
çal›flmalar›m›za katk›da bulunan di€er arkadafllar›mla beraber
AKUT Arama Kurtarma Derne€i’nin yap›s›n› oluflturmaya bafl-
lad›€›m›z 1994 y›l› Kas›m ay›ndan günümüze dek olan süreç içe-
risindeki temel görevim, arama kurtarma konusu ile ilgili e€itim-
lerin haz›rlanmas› ve uygulanmas› çal›flmalar› ile ilgili. Do€al
olarak bu çal›flmalar, e€itimlerin ve ilgili doküman ve malzeme-
lerin haz›rlanmas›, standartlar›n›n düzenlenmesi, e€itimlerin ve-
rilmesi ve/veya koordine edilmesi ya da ilgili tatbikat gibi uygu-
lamalar›n planlanmas› gibi birçok konuyu içeriyor. Farkl› illeri-
mizdeki ekiplerimiz kendi e€itimlerini kendi sorumluluklar› al-
t›nda düzenlemekle beraber, tüm organizasyon genel bir prensip-
ler yap›s›ndan olufluyor ve dernek içinde bu konudaki genel so-
rumlulu€u üstleniyorum. E€itim program›na ba€l› olarak hangi
sorumlulu€u üstlenece€im ise programa, görev da€›l›m›na ya da
yetkinlik miktar›ma ba€l› olarak de€iflkenlik gösteriyor.
• AKUT e€itimlerinden kimler yararlanabilir?
AKUT e€itimlerinden gerek bireylerin gerekse kurumlar›n
yararlanma imkânlar› var. Özellikle 1999 y›l› sonras›nda yap›lan
çal›flmalar sayesinde bugün yaln›zca arama ve kurtarma konula-
r›nda de€il, iflçi sa€l›€› ve ifl güvenli€i, sosyal sorumluluk gibi
konularda da e€itim, dan›flmanl›k ya da yerinde inceleme, denet-
leme gibi uygulamalar› da orijinal belgelendirme ile yapabildi-
€imizden, hizmet verebildi€imiz kesim oldukça geniflledi.
• E€itimlerinizden yararlanmak isteyen kifli ve kurumlar ne
yapmal›d›rlar?
AKUT e€itimlerinden yararlanmak isteyen AKUT d›fl›ndan
kifli ve kurumlar›n, herhangi bir problemle karfl›laflmamalar› için
derne€e yaz›l› olarak baflvuru yapmas› gerekiyor. Bunun için e-
posta kullan›labilece€i gibi, faksla baflvuru yapma yolu da seçi-
lebilir (+90 (212) 217 04 22).
• TSE için yürüttü€ünüz özel çal›flma hakk›nda bilgi verir
misiniz?
2000 y›l›nda, sonraki süreç için arama kurtarma konular›nda
ülkemizde karfl›lafl›labilecek en önemli zorluklardan birinin
standart eksikli€i olabilece€ine dair bir öngörümüz vard›. Bu
amaçla o günden itibaren sürdürdü€ümüz çal›flmalarla standart
598 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
haz›rlanmas› konusunda oldukça önemli ilerlemeler kaydettik.
Sonuç olarak bugün; hem TSE ile do€rudan yürüttü€ümüz çal›fl-
malar oldukça ilerledi, hem de resmi kurumlar›m›z›n deste€i ve
ilgili di€er STK’lar›n kat›l›m› ile bu konudaki iletiflim artt›. Ulu-
sal standart haz›rlama konusunda özellikle geçti€imiz dönemde
yürüttü€ümüz çal›flmalara ve bugün gösterilen tüm çabalara is-
tinaden, önümüzdeki süreçte ülkemizin bu konuda birçok çok
önemli standarda sahip olaca€›n› memnuniyetle söyleyebilirim.
Bu tür bir çal›flman›n ülkemiz aç›s›ndan avantajlar›n› s›rala-
mak gerekirse öncelikle flu konular göze çarpacak gibi görülü-
yor:
- Standart çal›flmalar›n›n tamamlanmas› ile, acil durum ve afet
yönetiminden sorumlu kurum ve mercilerin kaynaklar›n› ta-
n›mlamas› (arama ve kurtarma branfllar›, Ekip ve personel
yeterlilik seviyeleri vb.) sa€lanacak,
- Arama ve kurtarma Ekiplerin kendilerini gelifltirmeleri için
bir k›lavuz yap›s› oluflturulmufl olacak,
- E€itim kaynaklar›n›n bir bütünlük sa€lamas› temin edilecek,
- E€itim tesisleri, kaynaklar› ve e€itmenlerin say›s›, yeterlilik
ve gereklilik anlam›nda e€itim yap›s›n›n ulusal bütünlü€ü
bozulmadan artabilecektir.

DEM‹R KARDAfi;
ESK‹ 2. BAfiKAN
• 1998 y›l›nda gönüllü olarak girdi€iniz AKUT’ta 5 y›l 2.
B a fl k a n l › k g ö r e v i n i s ü r d ü r d ü n ü z , Yönetim Kurulu’nun yaflça
en büyük temsilcisi olarak A K U T ’u n a s › l t a n › m l › y o r s u n u z .
Gönüllülük kavram›n›n önde oldu€u derne€imizin üyeleri;
bu kavram› tan›mlarken ülkesine hizmet edebilmeyi ve bizleri
yetifltirmifl olan bu ülkenin bir ferdi olarak kiflisel sorumlulukla-
r›n›n fark›ndal›€› içerisinde kendi imkân ve kabiliyetlerini
AKUT ailesinin gücüne katarak ço€altmay›, büyük bir bütünün
sa€lam halkalar›ndan biri olarak yurduna ve insanl›€a yararl› ol-
may› anlamaktad›rlar. Genç olanlar›m›z heyecanlar›n›, benim
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 599
gibi orta yafll› olanlar›m›z ise gönüllerimizi koydu€umuz bu ai-
le, ortak bilgi ve deneyimlerin birleflti€i, ilerici, ça€dafl ve kat›-
l›mc› düflünce ve davran›fllar› ile toplumsal görevini yeni kat›-
l›mlar› ile uzun y›llar devam ettirecektir.
• “Lojistik”, arama kurtarma konusunda çal›flan bir ekip
için nas›l bir önem arz eder? AKUT’un teknik donan›m› ulus -
lararas› standartlara göre yeterli midir? Bu konudaki planla -
malar›n›z nas›ld›r?
Genifl anlamdaki “destekler” içerisinden; Ekiplerin Teknik
Lojisti€ini anlayarak ifade etmeyi isterim. Çal›flan Ekiplerin; ba-
flar›lar›n›n sonuçlar›n›, ifl kalitelerini, h›zlar›n›, bilgi ve beceri
düzeylerini öne ç›kartan; Lojistik planlama ve yap›lanmalar›d›r.
AKUT 1996 y›l›ndan bu yana edindi€i deneyimleri ile kendi
ekipman envanterini ve planlamalar›n› kabul edilmifl standartla-
ra ulaflt›rm›flt›r.
• Çocuklar için özel bir projeniz oldu€unu duyduk. Genç
AKUT Gönüllüsü Projesi nedir? Biraz bilgi verir misiniz?
9-12 yafl ‹lk Ö€retim Ö€rencisi gençlerde; toplumsal sorum-
luluk konusunda fark›ndal›k gelifltirmek amaçlanmaktad›r. Pro-
jeye kat›lan gençlere AKUT’un de€erleri olan, gönüllülük, kar-
fl›l›ks›z yard›mseverlik, dürüstlük, güvenilirlik ve insan hayat›na
de€er vermek konular› ifllenmekte; ayr›ca, sayg›, sorumluluk ve
empati kavramlar› anlat›larak; tak›m çal›flmas› yap›lmaktad›r.

YILMAZ SEVGÜL;
ESK‹ 2. BAfiKAN; ANTALYA EK‹B‹ L‹DER‹
• Çal›flmalar›n›z›n en yo€un oldu€u alanlar nelerdir? Eki -
biniz kaç kifliden olufluyor? Üye profiliniz nas›l?
1999 y›l›nda AKUT’un ‹stanbul d›fl›ndaki ilk ekibini Antal-
ya’da kurduk. Zaman içerisinde çal›flmalar›m›z ve baflar›lar›-
m›zla d›fl ekiplerin oluflmas› için iyi bir örnek olduk. Da€ ve sel
arama kurtarma konular›nda sistemli e€itimler gelifltirdik ve bu
do€rultuda da€ arama kurtarma perspektifini de geniflleterek ön-
cü rolü üstlendik.
600 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Üyelerimizin %80’i Akdeniz Üniversitesi Beden E€itimi
Spor Yüksekokulu ö€rencileri, ö€retim elemanlar› ve T›p Fakül-
tesi ö€retim üyelerinden olufluyor. Genelde ö€renciler a€›rl›kta
oldu€undan son derece dinamik ve h›zl› bir yap›ya sahibiz.
Turizm bölgesi olmam›z nedeniyle operasyonlar›m›z›n yo-
€unlu€u turistlere dayal›. Bölgemize gelen yerli ve yabanc› tu-
ristler do€a sporlar› a€›rl›kl› aktiviteler yap›yorlar. Dolay›s›yla
Bat› Toroslar Bölgesinde kaç›n›lmaz olarak da€ kazalar›, kay›p-
lar, düflmeler, kanyona ma€araya girip ç›kamama gibi sorunlar
meydana geliyor. Bunlara ek olarak az da olsa k›rsalda yaflayan
bölge halk›n›n yaflad›€› sorunlar var. Antalya co€rafyas›n›n sert
olmas› sebebiyle avc›lar, çobanlar kaybolabiliyor, yaralanabili-
yor, ölebiliyor. Yöre halk› bizleri yak›ndan bildi€i için bizlere
kolayl›kla ulafl›yor ve bu tür her olaya imkânlar›m›z› zorlayarak
müdahale ediyoruz.
Ekibimiz da€ ve do€a kazalar› alan›nda çok deneyimli. Ben
20 y›ll›k da€c›y›m, Türkiye’de ve dünyada belli bafll› pek çok
da€da t›rman›fllar gerçeklefltirdim. 1989’dan beri da€ ve do€a
kazalar›yla iç içe yafl›yorum. Bu kadar y›ll›k birikim ve empati
sayesinde her kay›pta, kazada neden-sonuç iliflkisine dair net ç›-
kar›mlar yapabiliyorum. Hatalar› kolay tahmin edebildi€imiz öl-
çüde çözümlere de kolay ulafl›yoruz. Bu da yüksek performans
ve baflar› yüzdesiyle çal›flmam›z› sa€l›yor. Zor koflullarda gönül-
lü olarak görev al›yoruz ve hayattan çok ilginç kesitler biriktiri-
yoruz.

CÜNEYT KOPARAN;
2. BAfiKAN; ÜYE ‹L‹fiK‹LER‹NDEN SORUMLU
29.04.1957 Mudanya do€umlu, Anadoluhisar› Gençlik ve
Spor Akademisi mezunu, y›llarca Hentbol’de milli forma ile ül-
kemi gururla ve flerefle temsil etmifl, evli ve bir k›z çocu€u ba-
bas›y›m.
AKUT ailesine 1998 sonlar›nda kat›ld›m, flu anda üye iliflki-
lerinden sorumlu yönetim kurulu üyesiyim.
Hayat›m boyunca insanlara yard›m etmeye çal›flan, kavgala-
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 601
r› ay›ran, küsleri bar›flt›ran, bar›flç›l, sevecen, kendi derdinden
çok baflkas›n›n dertleri ile ilgilenmeyi, dostlu€u, kardeflli€i, yar-
d›mlaflmay› kendime ilke edinmifl bir insan›m. Bu özelli€imden
dolay› AKUT’ ta üstlenmifl oldu€um bu görevimi, yukar›da say-
d›€›m özelliklerime paralel, tatl› sert, üyelerin dertlerini dinleye-
rek ve çözüm bulmaya çal›flarak, onlar› k›rmadan, yanl›fllar›n›
ikaz ederek kaybetmeye de€il kazanmaya çal›flarak, AKUT’u en
iyi flekilde temsil etmelerini sa€lamaya ve onlar› birarada tutma-
ya çal›flmaktay›m.
AKUT’a üye olmaya gelen insanlar güvenilir, karfl›l›ks›z yar-
d›msever, içinde insan sevgisi olan, ülkesini seven, seçilmifl özel
insanlard›r, bu yüzden AKUT’un olmazsa olmaz uyulmas› zo-
runlu olan ET‹K ve D‹S‹PL‹N kurallar›na uyum sa€lamakta pek
zorluk çekmezler. Bu kurallar ve bu kurallara azami uyum sa€-
layan üyelerin bilgi ve tecrübesi sayesinde, yapt›€› yard›mlarla,
kurtard›€› hayatlarla AKUT, dünyada hakl› bir sayg›nl›k kazan-
m›fl, Silahl› Kuvvetlerimizden sonra ülkemizin de en güvenilir
kurumu haline gelmifltir. Halk›m›z›n bize bahfletmifl oldu€u bu
flerefe ve hakl› gurura, ömrümüzün sonuna kadar lay›k olmaya
çal›flacak, ülkemizin, devletimizin, halk›m›z›n ve tüm insanl›€›n
emrinde olmaya devam edece€iz.

SAYDUN GÖKfi‹N;
GENEL SEKRETER
• Yönetim kurulu nas›l çal›fl›r? AKUT’taki yap› baflka vak›f
ve derneklerden farkl› m›d›r? Bunun avantaj ve dezavantajla -
r› nelerdir?
AKUT farkl› yafllarda ve çeflitli yaflam tarzlar› olan insanlar-
dan olufluyor. ‹lk bak›flta bu kadar farkl› renklere sahip bir mo-
zai€in bir arada tutulmas› ve idaresi zor gibi gözükse de, her
Ekibin ‘’insan hayat›’’ temas› nedeni ile tek amaca yönelmifl ol-
mam›z her zaman ayn› yöne hareket etmemizi sa€l›yor, hem de
gönüllü olarak. Belki de bu t›ls›m AKUT’u 10 y›ld›r gelifltiriyor
ve ileriye götürüyor, farkl› insanlar›n oluflturdu€u farkl› bir der-
nek olmam›z› sa€l›yor
602 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
AKUT Medeni Kanun, Dernekler Kanunu ve ilgili Yönetme-
liklerde belirlenen kurallara göre kurulmufl ve çal›flmaktad›r.
Arama kurtarma konusunda operasyonlar, e€itimler, toplant›lar,
standart yaz›m› konular› ile ilgili yapt›€›m›z her iflte insan haya-
t›n›n ana unsur olmas› sebebi ile yetkin hale gelebilmek ve gün-
cel kalabilmek konusunda yapt›€›m›z detayl› çal›flmalar›n ayn›-
s›n› kanunlar nezdinden de gerçeklefltiriyoruz, bunu da gönüllü
bir Ekip olarak yap›yoruz.
Yönetim Kurulu her hafta ayn› gün ve saatte, dernek merke-
zinde, kat›lmak isteyen tüm üyelerimize aç›k olarak bir gündem
ile toplan›r, görüflülen konular ve al›nan kararlar toplant› tutana-
€› ile tüm üyelere e-posta arac›l›€› ile ertesi günü iletilir. Tüm
devam eden ifller ve projeler gündemde yer al›r ve sona erene
kadar toplant›larda madde olarak ele al›n›r. Toplant›lar› üyelere
aç›k olarak yapmak sureti ile fleffaf, etkin ve demokratik bir yö-
netim biçimi elde etti€imize inan›yoruz.

fiEVKET KERESTEC‹;
YÖNET‹M KURULU ÜYES‹; SAYMAN
• AKUT ne zaman ve neden ‹ktisadi ‹flletme Kurdu? Çal›fl -
malar›n›zdan bahseder misiniz?
AKUT ‹ktisadi ‹flletmesi 2004 y›l›n›n Ocak ay›nda kuruldu.
Özellikle milletimizin ba€›fllar›yla yaflayan AKUT, kendi bilgi-
lerini çeflitli kanallarla sürekli olarak vatandafllar›m›za aktar›-
yordu. Bu bilgi paylafl›m›n› bugüne dek verdi€i say›s›z seminer-
le ve e€itimlerle gerçeklefltirmekteydi. Fakat ekonomik flartlar›n
a€›rl›€› ve AKUT’un giderek geliflen ve çeflitlenen yeni projele-
rine de kaynak bulma ihtiyac›ndan dolay›, ba€›fllar›n d›fl›nda da
kaynak yaratma çal›flmalar›na bafllad›k. Türk Milletine yard›m-
lar›m›z›n devam› için derne€imize yeni bir aç›l›m olarak ‹ktisa-
di ‹flletme konusunu gelifltirdik.
E€itimlerimizi devlet kurumlar›, gönüllü kurumlar ve akade-
mik kurumlar d›fl›ndaki flirketlere bir bedel karfl›l›€› vermek ve
bunlar› da yasal s›n›rlar çercevesinde faturalamak ve bu gelirin
vergilerini devletimize düzenli olarak verebilmek için kuruldu.
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 603
‹ktisadi iflletmemiz 2004 y›l›nda AKUT ANADOLU TIRI
projemiz ile sesini duyurdu. 81 ili kapsayan projede 4 ay boyun-
ca sponsorlar›m›z›n da deste€iyle, 81 ilimizin tamam›n› ziyaret
eden TIR’›m›zda toplumumuzun afetler hakk›nda bilgilendiril-
mesi için özel olarak haz›rlad›€›m›z 23 dakikal›k bir e€itim fil-
mi gösterildi. Valilik koordinasyonlar›yla Afetlere Haz›rl›k ko-
nular›nda seminerler verildi, AKUT’la Afetlere Haz›rl›k ad›n›
verdi€imiz 88 sayfal›k bir kitapç›k da€›t›ld› ve AKUT’un 8-9
y›ll›k çal›flmalar›ndan derledi€imiz foto sergimiz bir milyona
yaklaflan say›da vatandafl›m›zla paylafl›ld›.
‹ktisadi iflletmemiz benzeri projeler için çal›flmalar›n› sürdür-
mektedir. Ayr›ca özel sektör kurulufllar›na Acil Durum Yönetimi
konular›nda e€itim, dan›flmanl›k ve denetleme hizmetleri de
vermekteyiz.
Bu arada bir ilkyard›m e€itim merkezi kurmak üzere çal›flma-
lar›m›z› iktisadi iflletme üzerinden bafllatm›fl bulunuyoruz. Sa€l›k
Bakanl›€› onayl› sertifikal› ‹lkyard›m e€itimlerimizi de yine ay-
n› flekilde pek çok kifli ve kuruma vermeye devam ediyoruz.
Özel sektör d›fl›nda da talepte bulunan kamu kurulufllar›na
e€itimlerimizi ücretsiz olarak da sosyal sorumlulu€umuz çerçe-
vesinde vermeye devam ediyoruz

AYDAN PAfiAO⁄LU;
YÖNET‹M KURULU ESK‹ ÜYES‹; DIfi ‹L‹fiK‹LERDEN SORUMLU
• AKUT’un yerel ve uluslararas› platformda iflbirli€i içinde
çal›flt›€› kurumlar ve ortak projeleriniz hakk›nda bilgi verir
misiniz?
Ülkemizde arama kurtarma konular›yla ba€lant›l› alanlarda
çal›flan Türk Hava Kurumu, TRAC, ‹TÜ, TSK, Sivil Savunma
gibi sivil toplum örgütleri, üniversiteler, devlet kurumlar› ile,
afetlerde ve di€er zamanlarda, flehirde ve k›rsalda, e€itim, tatbi-
kat, bilgi al›fl verifli konular›nda iflbirli€i içinde çal›fl›yoruz.
1999’dan bu yana BM-OCHA’ya ba€l› INSARAG (Ulusla-
raras› Arama Kurtarma Dan›flmanl›k Grubu) üyesiyiz. FEMA,
NASAR, RTA gibi kurumlardan e€itmen e€itimi ve materyal te-
604 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
mini konusunda destek al›yoruz. Samarites (Yunanistan), Die
Johanniter (Almanya), First (‹srail) ile dönem dönem ortak e€i-
tim ve tatbikat faaliyetleri düzenliyoruz.
• Ocak ay›nda Japonya’da düzenlenen BM Afetlerin Azal-
t›lmas› konferans›na kat›lm›fls›n›z. Bu konferans hakk›nda iz -
l e n i m l e r i n i z n e l e r d i r ? S o n u ç l a r AKUT’un gelece€e dönük
stratejilerini etkileyecek mi?
1994 y›l›nda Yokohama’da düzenlenen “Dünya Afetleri
Azaltma Konferans›”n›n ard›ndan geçen 10 y›l içinde yaflanan-
lar›n de€erlendirildi€i ve 2005-2015 döneminin hedef ve strate-
jilerinin gözden geçirildi€i Kobe’deki BM toplant›s›na, DEIK
Türk-Japon ‹fl Konseyi’nin de€erli katk›lar› sayesinde üç temsil-
ci ile kat›ld›k. Tsunami felaketinin güncel bir örnek olarak ele
al›nd›€› konferansta BM üye ülkelerinden devlet adamlar›, bilim
adamlar›, gönüllüler, medya temsilcileri hep birlikte dünyada
afetlerin azalt›larak yoksullu€un önlenmesi ve sürdürülebilir
kalk›nma ortam›n›n yarat›lmas› için gerekli ad›mlar›n nas›l at›-
laca€›n› tart›flt›k. Dönüflte de bu kapsamda ilk ad›m olarak bir
Konferans Sonuç Bildirgesi yay›nlad›k. Önümüzdeki dönemde,
1999’dan bu yana sürdürdü€ümüz toplum bilinçlendirme çal›fl-
malar›n› daha yo€un biçimde ve yükselen bir kalitede halk›m›-
z›n hizmetine sunmaya devam edecek, bilgi üreten bir kurum ol-
ma yolunda ilerleyece€iz.
• Siz Yönetim Kurulu’ndaki tek bayans›n›z. AKUT’ta görev
d a € › l › m › n d a c i n s i y e t a y r › m › y ap › l › y o r m u ?
Hayat›n her alan›nda oldu€u gibi arama kurtarma faaliyetle-
ri ve afetler söz konusu oldu€unda da olaylara kad›n bak›fl› fark-
l› bir boyut getiriyor. Di€er yandan kad›nlar, yafll›lar, çocuklar
ve engellilerle birlikte “incinebilirli€i yüksek” nüfus olarak ka-
bul ediliyor. Dolay›s›yla, haz›rl›k, önlemler ve müdahale aflama-
lar›nda kad›n vizyonunu ve duyarl›l›€›n› göz ard› etmek çal›fl-
malar›, özellikle de etki-fayda anlam›nda, çok zay›flat›yor. Bu
nedenle, AKUT’un Yönetim Kurulu ve tüm Ekiplerinde, operas-
yonlarda ve merkez ekipte, mümkün oldu€unca eflit da€›l›m›
sa€lamaya özen gösteriyoruz. Biz birbirine son derece ba€l› ve
büyük bir aileyiz.
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 605
YAfiAR ÖZEN;
YÖNET‹M KURULU ÜYES‹;
KAYNAK YARATMA VE SEM‹NER GRUBU SORUMLUSU
Sigortac›l›kla u€rafl›yorum. Alt› y›ld›r AKUT üyesiyim A€›r-
l›kl› olarak idari ifllerde görev yap›yorum, ayr›ca okul ve kurum-
lara Deprem ve Acil Durumlara yönelik seminerler veriyorum.
Özellikle okullardaki seminerler çok verimli geçiyor ve kiflisel
anlamda bana çok katk›s› oldu€unu söyleyebilirim. Ögrencilerin
gözlerindeki ›fl›k ve bilgi açl›€› çok hofl. Yaflamlar›yla ilgili çok
önemli bir konuda onlara katk› sa€layabilecek bilgileri iletmek,
gerekti€inde gelecekleri ile ilgili önemli konular› konuflmak çok
güzel bir duygu. AKUT büyük ve güçlü bir kurulufl ve bu kuru-
ma yapt›€›m her türlü katk›, benim en önemli yaflamsal enerjile-
rimden biri. AKUT hayat› gerçek anlamda yaflamamda çok
önemli bir araç benim için.
• Ne tür seminerler veriyorsunuz? Halk›m›z bu hizmetleri -
nizden nas›l yararlanabilir?
AKUT yo€un olarak okullara, kamu kurulufllar›na ve özel
kurulufllar›n çal›flanlar›na yönelik, acil durumlarda davran›fl fle-
killeri ve a€›rl›kl› olarak deprem ve di€er afetler için önlemlerin
ve haz›rl›klar›n anlat›ld›€› seminerler veriyor. Seminer isteyen
kifli ve kurumlar Dernek merkezine müracaat etti€inde talepleri
de€erlendiriliyor ve en k›sa sürede talepler elimizdeki imkânlar
çerçevesinde yerine getiriliyor.
• AKUT’un gelir kaynaklar› nelerdir? Devletten destek al›yor
musunuz? Kaynak yaratmada süreklili€i nas›l sa€l›yorsunuz?
AKUT’un gelir kaynaklar› ayni ve maddi ba€›fllard›r. Kimi za-
man proje baz›nda, kimi zaman da ihtiyaç olan ürün ve hizmet ba-
z›nda destek talep edilir, sa€lan›r. Bir sivil toplum örgütü olan
AKUT, Devletten yard›m alm›yor, Devlet kaynaklar›yla de€il,
halk›n gönüllü ba€›fllar›yla çal›flmalar›n› sürdürüyor. Dolay›s›yla
süreklilik için en önemli olgu, destekleyici kifli ve kurumlar›n bi-
ze duydu€u güven. Bu güvenin en üst düzeyde oldu€unu milleti-
miz bize her seferinde hissettirdi. Bunun süreklili€i ve beraberin-
de kurumla oluflturulacak ortak paydalar süreklilik için gerekli.
606 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

ENDER BARAN;
AKUT YÖNET‹M KURULU ÜYES‹; TANITIM B‹R‹M‹ SORUMLUSU
Sevgili arkadafl›m Nasuh, “bir AKUT gönüllüsü olarak kale-
min neler yazar” diye sordu€unda, bende AKUT’a nas›l kat›ld›-
€›m› ve AKUT gönüllüsü olarak hissettiklerimi yazmak istedim.
Evet, ben de birçok insan›n oldu€u gibi 17 A€ustos 1999
sonras›nda insanlar›m›z için yapt›klar› ile tan›d›m AKUT’u. Ül-
kemizi fliddetle sarsan ve ulus olarak yeterince önlem almad›€›-
m›z için felakete dönüflen o tabiat olay› ile fark ettim.
Bu büyük felaketin etkilerini, depremin birkaç gün sonras›n-
da Kocaeli’deki teyzeme yazl›k çad›r›m› ve flirketteki çal›flma
arkadafllar›m›zdan birinin Gölcük’teki ailesine yard›m götürmek
için bölgeye gitti€imde daha da yak›ndan gördüm. En yak›nlar›-
n›, tüm ailesini, bir arada yaflad›klar› komflular›n› ve her fleyini
kaybetmifl insanlar›n çaresizlik içinde y›k›l›fllar›n› gördüm. Yar-
d›m etme€e çal›flanlar›n ço€unun bilinçsiz ve ümitsiz gayretleri-
ni gördüm. Bir aspirin, iki ekmek ve bir flifle suyun ne kadar de-
€er tafl›d›€›n› gördüm.
Daha sonra televizyonlardan bir avuç AKUT gönüllüsünün,
elinden ifl gelen yüzlerce yard›m severi organize ederek ne ka-
dar önemli ifller yapt›€›n› gördüm. Hep içinde, aras›nda olmak
istedim bu çabalar›n ama çal›flma temposu ve seyahati bol iflim-
den ötürü o günlerde daha çok f›rsat›m olamad›.
O ac›l› günlerin üzerinden 4 y›l geçtikten sonra, ifl de€iflikli-
€i ile birlikte karfl›l›k beklemeden yard›m organizasyonlar› ger-
çeklefltiren, Atatürk devrimlerinin çizgisinde, siyasetin ve kifli-
sel ç›karlar›n uza€›nda kalan ve gönül rahatl›€› ile içinde olabi-
lece€im bir STK aramaya bafllad›m. Benim emeklerim, zama-
n›m benim için çok de€er tafl›yordu ve do€ru bir kuruma hizmet
etmek istiyordum. Bu amaçla birçok STK’nun toplant›lar›na ka-
t›ld›m, özenle haz›rlad›klar› web sayfalar›n› takip ettim.
Birço€u bu tan›mlar›n d›fl›ndayd›, bir k›sm› içinde gözükme-
ye çal›fl›yordu. Hatta ad› o yüce insan›n ad› ile bafllayan birçok
STK’nun arad›€›m niteliklerde olmad›€›n› üzülerek ve hayretler
içinde gördüm. AKUT da takip etti€im web sayfalar› içinde yer
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 607
al›yordu. AKUT’un de€erlerine kendimi çok yak›n bulmufltum.
AKUT’a ilk geldi€imde tan›flt›€›m ilk gönüllü, uzun saçl›, so-
kakta s›kl›kla karfl›laflmad›€›m insanlardan ve o gün kendisine
münhas›r olarak de€erlendirip, bu s›ralarda “k›rm›z› saçl› adam”
ad›n› koydu€um fienol kardeflim oldu.
O günlerde do€udaki okullara, defter, kalem gibi e€itim araç-
lar› gönderiyordu. AKUT içindeki ilk projem Sirkeci’den sat›n
alarak fienol’a teslim etti€im 2 koli, defter ve kurflun kalem yar-
d›m› oldu. Bu çok hofl duygular oluflturdu içimde. Bu projeye
çevremdeki insanlar›, arkadafllar›m› teflvik ederek temin etti€im
malzemelerle destek olmaya çal›flt›m. Bir yandan da AKUT gö-
nüllülerini inceliyordum. ‹çlerinde ö€rencilerin, sporcular›n, dar
bütçeli çal›flanlar›n, ifl adamlar›n›n her gelir gurubundan birçok
insan›n yan yana gayret içinde olduklar›n›, gönüllerini birlefltir-
diklerini gördüm. Fener - Galatasaray d›fl›ndaki muhabbetin ne-
redeyse tamam› insanlara karfl›l›k beklemeden yard›m etmek ile
ilgiliydi.
Toplumun içinde bulundu€u ç›kar iliflkileri, kirli yap›lan si-
yaset, kendinden baflkas›n› düflünmeyen insanlar›n sahte mutlu-
luklar› ile ne kadar çeliflen bir dünya idi buras›. Daha çok AKUT
içinde oldukça Atatürk’ün çizdi€i yoldan ayr›lmayan gönüllüle-
ri daha da çok sevdim. AKUT web sayfas›na bu konuda yaz›lar
ve haberler gönderme€e bafllad›m. Çok heyecanl› oluyordu be-
nim için. Benim gibi düflünen insanlar›n aras›ndayd›m ve gön-
lümden kopanlar› yaz›p gönderiyordum.
O y›llarda AKUT web sayfas›n› yöneten Melih arkadafl›m›n
yazd›klar›m› bir an önce yay›mlamas›n› heyecanla bekliyordum.
AKUT’a daha çok gelmeye Pazartesi günleri yap›lan Yönetim
Kurulu toplant›lar›na daha çok kat›lmaya bafllad›m. Art›k gönül
rahatl›€› ile AKUT gönüllüsü olmak için baflvurabilirdim. Bir
gün evraklar›m› tamamlayarak Fatma arkadafl›ma uzatt›m. Ev-
raklar içinde AKUT gönüllülerinde tan›d›klar›n›z diye bir bölüm
vard› oraya ilk tan›d›€›m AKUT gönüllüleri olan fienol Durmufl
ve Melih Fidan ‘›n adlar›n› yazm›flt›m.
Y›llar sonra bugün AKUT Arama Kurtarma Derne€i’nin ha-
yat›mda çok önemli bir yeri var. Orada benim gibi düflünen bir-
608 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
çok arkadafl›m var ve iflimden, ailemden kalan zaman›m› (bazen
onlardan biraz pay alarak ta olsa) mutlu oldu€um fleyleri yapa-
rak de€erlendiriyorum. Bunu sadece mutlu oldu€um için yap›-
yorum dersem eksik olur. Asl›nda elimden gelenlerin vatan›m
için, insanl›k için yararl› oldu€unu, çok önemli oldu€unu gördü-
€üm için mutlu oluyorum. Daha sonra Kad›köy belediyesi ile
ortak bir projede görev alm›flt›k. Tüm binay› resimlerle donat-
m›fl ve çok hofl ve anlaml› bir organizasyon gerçeklefltirmifltik.
O gün baflkan›m›z benim kula€›ma e€ilip “ne kadar önemli bir
ifl yapt›€›n› biliyor musun Ender a€abey” demiflti. Çok duygu-
lanm›fl ve tarif edilemeyen duygular hissetmifltim. O gün hisset-
tiklerimi bu gün de yaflayabiliyorum, bundan çok mutluluk du-
yuyorum.
Atatürk’ün çizdi€i yoldan ayr›lmadan, devrimlerinin, Cum-
huriyetin temel tafl› olan Laikli€e, sözde de€il özde ba€l› bir
STK içinde oldu€um için çok mutlu oluyorum. Atatürk’ün
Cumhuriyeti emanet etti€i, gerekti€inde her fleylerini bu yolda
feda etmekten kaç›nmayacak gerçek Türk gençlerinin aras›nda
oldu€um için çok mutluyum.
AKUT’un hiçbir flekilde ödün vermedi€i ilkelerine, de€erle-
rine ba€l› yeni ekipler ve gönüllülerle giderek büyüdü€ünü gör-
mekten çok mutluyum. Bizler, tüm AKUT gönüllüleri, Mustafa
Kemal Atatürk’ün b›rakt›€› en büyük emanet olan demokrasiye,
laik ve ça€dafl Cumhuriyete, Atatürk’ün ilke ve devrimlerine sa-
hip ç›kaca€›z ve bu konudaki en iyi örne€i oluflturaca€›z.
Bunu baflaraca€›m›zdan emin oldu€um için çok mutluyum.

MAHMUT ÇEL‹K ;
D‹S‹PL‹N KURULU ÜYES‹; DENETLEME KURULU ESK‹ ÜYES‹,
‹STANBUL ADY B‹R‹M‹ ESK‹ SORUMLUSU
• ‹stanbul operasyon ekibi ne tür olaylara müdahale edi -
yor? Deprem odakl› haz›rl›klar›n›z nas›l gidiyor? Siz ayn› za -
manda denetleme kurulu üyesisiniz. Yetki ve görevlerinizden,
çal›flmalar›n›zdan bahseder misiniz.
1999 y›l›ndan beri AKUT’ta aktif olarak görev almaktay›m.
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 609
Dernek içinde Denetleme Kurulu üyesi ve ‹stanbul ekibi arama
kurtarma sorumlusu olarak görev yapmaktay›m.
Biz AKUT’lulara s›k s›k etraf›m›zdaki insanlar sorarlar “Ne-
den AKUT’tas›n›z?” Onlara kendimce baz› cevaplar›m olur.
Bunlar›n en bafl›nda “‹nsan› Sevmek” derim “Ülkemi Sevmek”
ve bu ülke halk›n›n her zaman her fleyin en iyisine lay›k olmas›-
n› sebep gösteririm.
Ben hep AKUT’taki arkadafllar›ma “özel insanlar toplulu€u”
derim. Hepsi gerçekten özel insanlar. Neden mi özel insanlar?
Bir yap› düflünün, içinde insan sevgisi tafl›yan, karfl›l›ks›z yar-
d›m eden, din, para, politika konuflmayan, tek kiflinin öne ç›k-
mad›€›, tam bir Ekip çal›flmas›n›n yap›ld›€›, Atatürkçü, vatanse-
ver insanlardan oluflan...
‹flte bu özelliklerin hepsinin bir ekipte ayn› anda toplanmas›
ve bir araya gelmesi çok s›k görülen bir olgu de€ildir. Bu neden-
lerden dolay›, benim arkadafllar›m özel insanlar ve ben onlarla
ayn› kurum içinde çal›flmaktan, operasyonlara ç›kmaktan büyük
gurur duyuyorum.
Ben fluna inan›yorum, gün gelecek bu ülkedeki tüm insanlar
bizim gibi düflünecek. Vatan›n› insan›n› sevecek ve halk›n›n her
zaman, her fleyin en iyisine lay›k oldu€unu anlayacak.
Bazen düflünüyorum da, AKUT’a kat›lmak ile hayat›mdaki
en önemli kararlardan birini alm›fl›m.

EBRU ATALAY;
D‹S‹PL‹N KURULU ÜYES‹
En büyük korkum sevdiklerimi kaybetmekti. Tüm dualar›m
ise onlardan ayr› kalmamak, onlardan birini s›ras›z ve aniden
kaybetmemek üzerine...
‹flte belki insanlar›n sevdiklerine kavuflmas›na yard›mc› ola-
bilirsem, kurtar›labilecek kay›plara yard›m edebilirsem, sevdik-
lerimin uzun süre yan›mda kalmas›n›, onlarla birlikte sa€l›kl› ve
mutlu bir yaflam geçirmeyi hak edebilirdim. Her fley için baz› fe-
dakârl›klar gerekti€ine, iyili€in iyilik olarak bize geri döndü€ü-
ne inan›yorum.
610 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
99 y›l›nda AKUT’a bu düflüncelerle kat›ld›€›mda böyle bü-
yük bir deprem felaketi ile karfl›laflabilece€imi düflünmemifltim.
‹lk aylar›m yo€un geçen e€itim dönemi ile yorucu ama bir o ka-
dar da keyifli geçti. Kendisi gibi düflünen, karfl›l›ks›z zaman ve
güç sarfedebilen insanlar›n varl›€›n› görmek, birlikte ekip halin-
de cal›flmak müthifl bir tatmin duygusu yarat›yor insanda.
A€ustos ay›nda ise daha önce ald›€›m›z e€itimlerin, hiç tah-
min edemeyece€imiz kadar zorlu s›nav› ile karfl› karfl›ya kald›k.
‹lk gün Avc›lar’da, sonraki 10 gün ise De€irmendere’de çal›fl-
t›m.
Bu dönemin sonunda uykusuzluk ve yorgunluktan verimli
olamayacak hale gelmifltim. Enkazlara arabayla ulafl›rken küçük
kazalar yapmaya bafllay›nca art›k dönmem gerekti€ini, bundan
sonra ‹stanbul’daki AKUT merkezde daha verimli çal›flabilece-
€imi düflündüm. Aya€›nda ciddi bir enfeksiyon sorunu olan ‹lker
ve hemen hemen hiç dinlenmeden çal›flan ve el ve kollar›nda de-
rin yaralar aç›lan ‹skender ile birlikte ‹stanbul’a döndük. Dönüfl
yolunda ‹skender arka koltukta bayg›n flekilde uyuyor, ‹lker ise
beni uyan›k tutabilmek için sürekli konufluyordu (asl›nda san›-
r›m o her zaman çok konufluyordu…) Bir an irkilip uyand›g›m-
da bir Japon çizgi filminin içindeydim, ‹lker ise bana askerlik
an›lar›n› anlat›yordu. Araba kullan›rken bir an için nas›l uyuna-
bilece€ini yaflayarak ö€renmifltim. Gözlerim aç›kt› ama bilincim
tamamen baflka bir boyuta geçmiflti.
‹stanbul’a döndü€ümüzde yeni bir flok yaflad›€›m›z› hat›rl›-
yorum. Her fley olabildi€ince normal görünüyordu ancak buna
adapte olmak bizim için bir hayli zor olacakt›. Hayat›m›z ve biz
asla eskisi gibi olmayacakt›k, bunu hissediyordum. Yaflad›klar›-
m›z bize karflil›ks›z olarak manevi ve fiziksel emek vermenin,
bu eme€in karfl›n›zdakiler için hayati öneme sahip olmas›n›n
sonsuz iç huzuru ve tatmin duygusununu vermiflti. Bu duyguyu
tan›mlamak oldukça güçtü.
Orada yaflad›€›m, asla kimseye anlatmak, paylaflmak isteme-
di€im an›lar›m var. Art›k hemen hemen hiç a€lam›yorum… her-
hangi birfley karfl›s›nda duygulan›p gözlerim yaflarm›yor… ama
kendimin bile daha önce fark›nda olmad›€›m bir irade ve dayan-
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 611
ma gücüne sahip oldu€umu hissediyorum.
Art›k AKUT bambaflka bir yerde. En büyük ödül olan halk›n
sevgisini ve güvenini kazanm›fl büyük bir sivil toplum örgütü.
Biz de buna lay›k olabilmek için AKUT misyonunu ve etik de-
€erlerimizi büyük bir hassasiyetle korumak zorunday›z.
‹fllerim nedeniyle e€itim ve operasyonlara kat›lam›yor olsam
da Disiplin Kurulu’nda görev yaparak AKUT için çal›flmaya de-
vam ediyorum.

fiENOL DURMUfi;
ARfi‹V SORUMLUSU
AKUT ANADOLU TIRI PROJES‹ SORUMLUSU

GÜNEfi‹N SOFRASINDA YAfiAMIN B‹L‹NC‹NE


YOLCULUK...
Düflünceyi düflünmek ama etraf›na bakarak düflünmek, hasa-
t› dilin ucundad›r. As›rlar öncesi “üstat” Aflkale’nin da€lar›nda
bunu söyler; “bil düflünceni, söz bulursa beden olacak”
Bir düflünceden yola ç›kt›k, ak›lla zekan›n engelleri aras›nda
bu günlere geldik, bilmediler ki enerjinin asla bloke edilemeye-
ce€ini, asla y›lmad›k nice meflakkatlere maruz kalsak da.
ATA’m›z›n izinden yol ald›k, daha çok uzun yolumuz var. Her
bedende gönül sakl›, ifl bunu aktif hale getirmek ve sürdürebil-
mek. Gönül önden giderse beden onun ard›ndan ayr›lmaz, ego da
aralar›na girmek için yalvar›r. Ama ne olduysa insan denen can-
l›n›n kozmik çorbas›nda ego inan›lmaz bir enerjiye sahipti. Oysa
ego hep önden gitti beden ard›ndan hiç ayr›lmad›, gönül de ara-
lar›na bir türlü girmeyi baflaramad›. Ego da kendini tatmin etti.
Yaflam›n bilincine olan yolculu€umda AKUT çok ama çok
genifl bir basamakta yer ald›, almaya da devam ediyor. Kültür ta-
fl›d›m y›lmadan, yorulmadan. Aflkla ve sevgiyle gönüllü oldu-
€um bu kurumda da buna devam ediyorum. Her ad›m att›€›mda
ekosistemin de€iflimini gördüm, onun yan› s›ra kültür de de€ifli-
yordu. Eskimifl düflünce tortular›yla, ikinci el düflüncelerle Ana-
612 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
dolu insan›n› bloke ettiler. fiehirdeki yaflam flarlatanlar›, onlara
ak›l oyunlar› oynad› ama Anadolu insan› gönlünde sakl› tutma-
d›€› o sevgiyi, aflk› hep ortaya koydu. Afetlerin ne kadar do€al
oldu€unu onlara aktarmad›lar. Bizler bir avuç Anadolu gönüllü-
sü afetlerin do€all›€›n› var gücümüzle anlatmaya devam ediyo-
ruz. Bizler gibi dünyan›n da yaflad›€›n›, bu yaflam›n koflullar›,
kaideleri oldu€unu sadece an›msatmak için y›llard›r hep kültür
tafl›yoruz.
Anam›n bana bir sözü vard›; “erken git ifline ekmek de€er di-
fline.” Her sabah kula€›ma küpedir erkenden yol ald›m Anadolu
yollar›nda. Ne meflakkatler yaflad›m, yaflaca€›m ama y›lmadan,
yoldaki basamaklara gönül koyarak...
Bir yafll› beden düflünün köfle bafl›nda durur bedenine destek
alm›fl bastonundan. K›sa sürse de tan›flmam›z bana bir fliir okur.
Anlad›m yaflam› dam›tarak yazd›€›n›. O fliirden çok önem ver-
di€im bölümden k›sa bir al›nt›y› sizlere aktarmak istiyorum.
DÜfiÜNDÜK..
DÜfiÜNDÜ⁄ÜMÜZÜ ANLADIK...
DÜfiLED‹K....
DÜfiLED‹⁄‹M‹ZE VARDIK....
B‹LD‹K
B‹LD‹⁄‹M‹ZE SEV‹ND‹K
fiUURLANDIK
YÜCELD‹K ve ‹NSAN OLDUK

Yaflam›n ne kadar kutsal oldu€unun hepimiz az çok bilincin-


deyiz... Ifl›k düflmeden enkazlara nidalar geldi kula€›ma, yafll›
bir beden korkudan kokular salm›fl etraf›na. ‹ri bedenimle dar
hayat üçgenlerinden yan›na ulaflt›m, uzatt› elini bana yaflama sa-
r›l›rcas›na. Oradan ç›kt›k gün ›fl›€›na ve bana der ki; “ne söyle-
yece€imi bilemiyorum ye€enim.” Bende; “söyleme” dedim,
“bir fley söyleyece€in ve duyaca€›m cehaletimiz olur, haydi ya-
flam seni bekler” dedim ambulansa koyup sa€l›kl› koflullara sevk
ettik... (Düzce Depremi - Kaynafll›)
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 613
Güneflin sofras›nda yaflam›n bilincine olan yolculu€umuzda
her kim ne ö€rendiyse, ne ö€renecekse cehaletini ö€renecektir
ama gönülde sakl› duran o kutsal enerjiyi bir a盀a ç›kard› m› in-
san, de€meyin o zaman yaflam›n kutsal ak›fl›na. Ak›l, zeka, du-
yular flafla kal›r. Üstat do€ru demifl zaman›nda “cehalet bilgelik-
tir.”’ Bir beden gibi bir arada olmal›y›z, seyre dal hasat› o za-
man. AKUT’ta biz bunu baflard›k...
Sevgi ›fl›€›n›z daim olsun.

DÜNDAR fiAH‹N;
AKUT’UN AC‹L DURUM KONULARINDA VERD‹⁄‹ E⁄‹T‹M,
DENETLEME VE DANIfiMANLIK H‹ZMETLER‹ SORUMLUSU
• Türkiye’deki acil durum yönetimi yap›land›r›lmas› ihti -
yaçlara cevap verecek flekilde organize edilmifl midir?
AKUT’un bu alanda verece€i dan›flmanl›k hizmetleri neleri
kapsayacakt›r?
Türkiye’de Acil Durum Yönetim Sistemi yap›land›rmas› ma-
alesef daha yeni yeni flekillenmeye bafll›yor. Genel olarak bakt›-
€›m›zda iki tür yap›lanma söz konusu: Birinci yap›lanma Türk
hukuk mevzuat› ve Kamu Yönetimi sistemi içindeki yap›lanma.
‹kinci yap›lanma ise uluslararas› standart ve kurallar›n olufltur-
du€u daha çok kurumsal kayg›lar›n belirledi€i yap›lanma.
Birinci yap›lanmay› açarsak; özellikle 1999 depremi sonras›
kamu yönetiminin reflekslerini artt›rmak amac›yla oluflturulan
merkezi teflkilat içindeki yap›lanma önümüze ç›kacakt›r ki, bu
Baflbakanl›€a ba€l› Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Sekre-
terli€idir. Yine ayn› eksende özellikle Avrupa Birli€i Entegras-
yon süreci içinde, ‹fl Kanunu ve yönetmeliklerinde h›zl›ca yap›-
lan de€iflikliklerle, kurum ve organizasyonlar›n Acil Durumlara
müdahale edebilecek net planlar›n›n olmas› ve Ekiplerini bu
plan do€rultusunda yetifltirmeleri görülmektedir.
Bu noktada as›l fark yaratan öge acil müdahale sistemlerine
yap›lan personel, e€itim ve teknik destek lojisti€i yat›r›mlar›nda
görülmektedir. Tümdengelim yönetim yaklafl›m› Acil Durum
yönetimi ve müdahale sistemini infla edebilecektir. Ayn›; zaman-
614 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
da elde bulunan sivil savunma, itfaiye ve emniyet Ekiplerine ya-
p›lacak olan, “günümüze hitap edebilen” personel yat›r›mlar› da
infla sistemine büyük katk› sa€layacakt›r. Ülkemizde Yat›r›m
kavram› genel olarak lojistik ve malzeme yat›r›m› olarak anla-
fl›lmaktad›r. Oysa ki tüm malzeme ve Ekipman› kullanabilecek
olanlar do€ru e€itimi alm›fl bireylerdir. Bireye yat›r›m esas tefl-
kil etmektedir.
Devletin bence asli görevi iktisadi hayatta oldu€u gibi, Acil
Durum Yönetim Sisteminde de genel düzenleyici kamu normla-
r›n› ortaya koyup, uygunluk ve yerindelik denetimi ile hizmet
kalitesini kontrol eden bir mekanizma olmal›d›r.
‹kinci yap›lanma ise OHSAS 18001, ISO 14001 ve SA 8000
gibi Uluslararas› standartlar›n kurallar›d›r. Bu standart belgeleri-
ni talep eden iflletmeler için bir zorunluluk olmakla beraber, her
üç dünya standard› da Acil Durum Yönetim Sistem yap›lanma-
s›na büyük önem vermektedir. Kurumsal kayg›lar hukuksal kay-
g›lardan daha derine nüfuz eden çal›flmalar› ortaya koymaktad›r.
AKUT Arama Kurtarma Derne€i olarak özellikle kurumlar›n
Acil Durum Müdahale Sistemlerinin dizayn›ndan, bu sistemler
içinde yer alacak üst yönetim kadrosunun ve uygulamac›lar›n
e€itimlerine, kurum ve organizasyonlar› tehdit edebilecek risk-
lerin analiz edilmesinden, Kurumsal Sürekliliklerini (BCP) dur-
durabilecek her türlü durumu analiz hizmetlerine kadar çok ge-
nifl bir yelpazede hizmet vermekteyiz. Söz konusu hizmetlerimi-
zin tamam› uluslararas› yetkinlik ve sertifikalarla desteklenmek-
tedir.

ZEYNEP FULYA KOÇ;


AFETLER HAKKINDA ARfi‹V ÇALIfiMALARI SORUMLUSU
• Kentsel afetlerin etkilerinin azalt›lmas› konusunda nas›l
bir proje yürütüyorsunuz?
Bu konuda yurt d›fl› deneyimlerini nas›l faydaya çeviriyor -
sunuz?
Güney Asya’da son yaflan›lan ard›fl›k felaketler asl›nda in-
sanl›€›n ne kadar incinebilir oldu€unu çarp›c› bir flekilde ortaya
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 615
koymufltur. Bunun d›fl›nda ard› ard›na gelen felaketler asl›nda
riski alg›lama konusunda sorunumuz oldu€unu göstermektedir.
Özellikle felaketin gerçekleflti€i ülkeler ile en çok ölü veren ül-
keler aras›nda binlerce kilometrenin olmas› afetlerin insanl›k
aç›s›ndan ne kadar büyük bir tehdit olabilece€ini ortaya koy-
maktad›r. Bir di€er çarp›c› gerçekse, yaflanan deprem ve tsuna-
minin ard›ndan bölgenin ihtiyaç duydu€u yard›m›n büyüklü€ü
göz önüne al›nd›€›nda ülkeler aras› ifl birli€inin afetler s›ras›nda
ve sonras›nda ne kadar önemli oldu€udur. Art›k uluslararas› ca-
miada sadece afetlerin sonras›nda de€il öncesinde de risklerin
ülkeler aras›nda nas›l paylafl›laca€› konuflulmaktad›r.
Ortaya ç›kan kay›p tablosunun büyüklü€üne bak›l›rsa, özel-
likle yerleflim alanlar› seçimindeki yanl›fll›klar ve alt yap› sorun-
lar› artan nüfus aç›s›ndan afetlerin etkilerini y›k›c› boyuta tafl›-
maktad›r.
Bugün dünyada yaflan›lan depremlerin %75’i Asya’n›n gelifl-
mekte olan ülkelerini vurmaktad›r. Her ne kadar biz depreme
odaklansak da, dünyada gerçekleflen felaketlerin %32’si mete-
orolojik kökenli olaylar ve seller, %12’si depremler, geriye ka-
lan %20’si k›tl›k baflta olmak üzere di€er felaket bafll›klar› alt›n-
da toplanmaktad›r. Felaketlerin olufl yüzdeleri bak›m›ndan me-
teorolojik sebepler öncelikli görünse de afetlerde en çok ölüm-
ler deprem ve sellerde ortaya ç›kmaktad›r. Bu noktada, Asya ve
Afrika ülkelerinde can kay›plar› daha çok olmakla beraber ABD
gibi bat›l› ülkelerde mal kay›plar› daha fazlad›r. Bat›l› ülkeler si-
gorta sistemi ve kentsel alt yap›y› sa€lam tutarak mal kay›plar›-
n› azaltmaya çal›flsalar da can kayb›n›n telafisi yoktur.
Özellikle ülkemiz aç›s›ndan bak›ld›€›nda dünyada yaflanan
büyük afetlerden ç›kartabilece€imiz birçok dersler var. Bu an-
lamda mega kentleri tehdit eden riskleri anlamak ve olaylardan
ders ç›kartmak ülkemizdeki büyük kentler aç›s›ndan son derece
önemli. Dünyada insan yerleflimlerinin yaklafl›k üçte ikisinin su-
ya yak›n yaflad›€› düflülürse önümüzdeki y›llarda kentsel fela-
ketlerin etkilerinin artaca€›n› söylemek mümkün. Bu aç›dan ba-
k›ld›€›nda büyük kentlerimizin sadece depremden dolay› de€il
iklim de€iflikliklerinden kaynaklanabilecek sorunlara karfl› da
daha etkin önlemler almas› gereklili€i ortaya ç›kmaktad›r. Özel-
616 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
likle önümüzdeki y›llarda iklim göçlerinin yaratabilece€i etkiler
kalk›nma aç›s›ndan en önemli sorunlardan biri haline gelebilir.
Türkiye’nin yurtd›fl› kaynakl› göç koridorlar›ndan birisi olma-
s›ndan dolay›, asl›nda Afrika ve Asya’daki afetlere karfl› ilerde
duyars›z kalamayaca€›m›z kesindir.
AKUT olarak ilk yola ç›kt›€›m›zda afetlerin müdahale afla-
mas›nda yapabileceklerimiz konusunda uzmanlaflmaya çal›fl›-
yorduk. Oysa bugün geldi€imiz noktada afetlere haz›rlanmak is-
teyen birçok kurum ve bireyin afetlere karfl› önlem gelifltirebil-
mesi konusunda do€ru bilgiyi aktarabilmek çabas›nday›z. Bu
anlamda kentsel afetlerin etkilerinin azalt›lmas› konusunda sü-
rekli uluslararas› deneyimleri izliyoruz. Yaflananlardan ç›kan
dersleri Türkçelefltirmek de€il yerellefltirebilmek önemli.
Bir di€er konu bireysel veya kurumsal deneyimlerin yaz›ya
aktar›lmas›. Bugün geldi€imiz noktada tüm operasyon raporlar›
gelecekte kaynak olacakt›r düflüncesi ile raporlama kalitemizi
art›r›yoruz. Özellikle bu aç›dan bak›ld›€›nda ‹ran - BAM dep-
rem raporu oldukça ciddi ve yararl› bir baflvuru kayna€›d›r. Bu-
nun d›fl›nda özellikle farkl› ülkelerin deneyimlerini bizzat yerin-
de giderek inceliyoruz. Bu konuda ilk çal›flmam›z 11 Eylül’ün
hemen ard›ndan bölgede yap›lan çal›flmalar› inceleyen ve gele-
ce€in mimari miras› ve büyük kentlerin dikey köyleri yüksek
yap›lar ve afetler konusunda bir kitab›n yaz›lmas› oldu. Bu ça-
l›flmada DE‹K Türk-Amerikan ‹fl Konseyi’nin önemli katk›lar›
olmufltur. Ad› geçen sayesinde DE‹K ile kentsel afetlerin azalt›l-
mas› konusunda ifl birli€ine gidilmifltir. Bu kapsamda DE‹K-
Türk-Japon ‹fl Konseyinin deste€i ile üç gönüllü üye Japon-
ya’n›n Kobe kentinde Birleflmifl Milletlerin, “Dünya’da Afetle-
rin Azalt›lmas› Konferans›na” gönderilmifltir.
AKUT resmi kurumlar›n yan›nda ülkemizden konferansa ka-
t›lan tek STK olarak yeni bilgi birikimi, stratejik yaklafl›mlar ve
izlenimlerle konferanstan dönmüfltür. Bu çal›flmalar s›ras›nda,
özellikle Kobe depremini ve Güney Asya’daki Tsunami felake-
tini bizzat yaflayanlardan dinlemek oldukça önemlidir. Bir di€er
nokta Kobe depreminden sonra yap›lanlar› ve etkilenen bölgele-
rin yerinde incelenmesidir. Kobe depreminin en önemli sonuçla-
r›ndan biri de afetlere karfl› kültürel miras›n korunmas› konusun-
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 617
da Japonya deneyimini yaratt›€› farkl›l›kt›r. Kobe’de elde edilen
bilgi birikimi ve deneyimler bugün bizleri afetlerde kültürel mi-
ras›n korunmas› konusunda bir kitab›n haz›rlanmas› çabas›na
sokmufltur. Özellikle deprem bekleyen ve ülkemizin önemli kül-
türel miras›n› bünyesinde bar›nd›ran bir kent olarak ‹stanbul’a
bu çal›flman›n katk› sa€layaca€›n› umut etmekteyiz.

HAKAN ERTAN;
AKUT ‹STAT‹ST‹KLER‹ SORUMLUSU
Biz olabilmek alt›n üçlü. Dil, din, ›rk, renk ay›r›m› olmadan
insan hayat›na yard›m eli uzatabilmek, yaflam›n verileri ile mil-
li tak›m ruhuyla, orkestra mant›€›yla üretebilmek muhteflem bir
gurur ifadesidir. Bu duyguya gelin siz de ortak olun. Hayatta lüt-
fen kendiniz için bir iyilik yap›n nefes al›n çünkü yaflamak için
yaflatmak gerekir.
Baz› fleylerin k›ymetini anlamak için kaybetmeye gerek kal-
mas›n. Sevgi hamuruyla yaflam p›nar›n›n suyuyla bir fleyler yap-
mak için;
‹steyeceksin
‹nanacaks›n
Güveneceksin
Çal›flacaks›n

Her zaman için ne verebilirim diye düflünmeli, o zaman hu-


zur dolu o an› yaflaman›n keyfini tadabilirsin. Hayat› yaflarken
her fleyin ayr› bir tad› var; duyarken bile görebilmeli, bakmas›n›
bilen gözün anlam ve ifade tarz› var. Ne yapabilirim diye düflün-
meli insan, bazen de sessiz kal›p gözlem yapmal›. Zaman haya-
t›n ta kendisi bunu pozitif hale dönüfltürmeli, iyi düflünmeli, hofl
görülü olmal›. Özgüven çok önemli. Ben insan olabilmeye çal›-
fl›yorum sab›rla sevgiyle, nefes ald›kça da devam edece€im. Bir
nefes ald›kça hayata anlam katan anlar vard›r. Gelin bunlar› de-
€ifltirin bu olabilir mi rastlant›d›r insan› ortaya koyan. Birbirimi-
ze güler bir yüz ile hoflumuza gidecek iki çift güzel söz bahflet-
618 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
mek bu kadar zor mudur. Hayatta kusur görmeden sevmesini
ö€renmek gerekir. Bir fleyler ö€rendikçe hiçbir fley bilmedi€imi
düflünüyorum.
T›bbi lojistik birim üyesiyim. AKUT bölge birimleri ile
AKUT merkez yönetim kurulu aras› yaz›l› ve sözlü ihtiyaçlar›-
na köprü olabilmeye çal›fl›yorum. Yaflamda üretti€iniz sürece
baflar›n›z her zaman kal›c› olur. Lütfen sak›n ola zaman› bofla
geçirmeyin çünkü zaman hayat›n ta kendisidir. Hakan Ertan iyi
günler diler.

FATMA ÖZGEN;
AKUT’UN ‹DAR‹ ‹fiLERDEN SORUMLU PERSONEL‹
Ben 2001 y›l›nda AKUT’ta mali ve idari ifller biriminde pro-
fesyonel olarak çal›flmaya bafllad›m. Kurumdaki ilk günlerimde
hiçbir karfl›l›k beklemeden özel zamanlar›n› buraya ay›ran çeflit-
li kademe ve branfllarda olan gönüllülerin özverili çal›flmalar›
beni büyülemiflti. fiimdi ben de ço€u zaman profesyonelli€imi
unutup adeta gönüllü olarak çal›flt›€›m, bu yüce kurumun çat›s›
alt›nda olmaktan ve gönüllü arkadafllar›m›zla ayn› amaca hizmet
etmekten son derece mutluyum.
Derne€imizin güncel iletiflim trafi€inin hemen hepsi benim
üzerimden geçmektedir. Gelen iç ve d›fl talepleri bu yo€un tra-
fik içerisinde do€ru zamanda do€ru noktaya ulaflt›rman›n hassa-
siyetinin bilinci ile ve gönülden yaklafl›m›mla ifl yükü ne kadar
a€›rlaflsa da bir yorgunluk yaflam›yorum. Kurumumuzun misyo-
nu do€rultusunda yapt›€› tüm gönüllü çal›flmalar›nda bir parça
katk›m›n olmas› benim için de€eri biçilmez bir mutluluk.
Sürekli göz önünde olan kurumumuz mali konularda da flef-
fafl›€› ön planda tutmaktad›r. Bu sebeple kay›tlar›n dernekler
kanununa uygun olarak tutulmas›, düzenli olarak mali tablolar›n
haz›rlan›p her y›l d›flar›dan ba€›ms›z denetçilere denetletilmesi
ve gelen ba€›fllar›n resmi web sayfam›zda ilan edilmesi konula-
r›nda da mali ve idari ifller birimi olarak ayr› bir hassasiyetle ça-
l›flmaktay›z.
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 619
VEYSEL AKSOY;
B‹NGÖL EK‹B‹ MÜTEVEFFA L‹DER‹
• Bingöl Ekibi ne zaman faaliyetlerine bafllad›? Ne tür ça -
l›flmalar yap›yorsunuz? K›fl sizin için ne ifade ediyor?
Bingöl AKUT Ekibi 10 Kas›m 2002 tarihinde Bingöl ilinde
kuruldu. Bingöl AKUT olarak bölgede bulunan tek gönüllü kur-
tarma ekibi oldu€umuz için sorumluluk alan›m›z› s›n›rland›rma-
d›k. Bugün için 47 kiflilik ekibimiz ile akl›n›za gelebilecek her
türlü olumsuz koflullarda vatandafl›m›z›n yan›nda olmaya çal›fl›-
yoruz. Depremde de, selde de, karda k›flta köylerinde hasta bir
flekilde umutsuzca, çaresizlik içinde k›vranan vatandafl›m›z›n
yan›nda da, 盀da da, trafik kazalar›nda da, yani her türlü olum-
suz flartlarda 4 doktorumuz, 2 hemfliremiz, 3 sa€l›k memurumuz
ve de çok büyük duyarl›l›k gösterip aktif olarak bizlere kat›lan
Bingöl Vali yard›mc›m›z Say›n Hayati TAfiTAN ile birlikte in-
sanl›k görevimizi en iyi flekilde yerine getirmeye çal›fl›yoruz.
K›fl bizim için tabi ki çok fley ifade ediyor. Buralar›n k›fl› çok
zor ve çetin geçer, böyle olunca da hemen hemen tüm köy yol-
lar› kapan›r ve köylerinde hasta halde bekleyen hastalara ilk yar-
d›m ve hastaneye ulaflt›rma yine AKUT Bingöl Ekibine düflüyor.
Hal böyle olunca çok zor koflullarda Kar Motorumuzla ortalama
her y›l 25 operasyonumuz oluyor. Bu hastalar›n içinde do€um
hastas› da oluyor, diyalize ba€lanmas› gereken böbrek hastas›
da, di€er hastalar ve yaralanmalar da. Bu güne kadar flükürler ol-
sun ki vukuats›z bir flekilde görevimizi her seferinde yerine ge-
tirdik
Sevgiyle yo€ruldu hamurumuz umutla mayaland›, önce ya-
flam ad›na geldik bir araya, and›m›z adamakt›, ne zaman, ne fle-
kilde ve her nerede olursa olsun! Adamakt› umut ad›na.
Umut; Bazen kar motoruyla ulaflmakta zorluk çekti€imiz yi-
ne de y›lmadan müthifl ekip ruhumuzla birleflip ç›kt› karfl›m›za.
Kar demeden, k›fl demeden ulaflmaya çal›flt›k; yüreklerinde ça-
resizli€i kabul etmifl insanlara… Umut; Bazen de trafik kazala-
r›nda takip ettirdi izini, insanlar›m›z yard›m beklerken isyanlar,
piflmanl›klar ve ihmalkârl›k teslim etmiflti trafik canavar›na, an-
620 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
cak rotas›n› de€ifltirmekse kuvvet, do€an beraberli€imizden gel-
di ekibimizin. Dualar, teflekkürler ›fl›k tuttu yolumuza. Umut bu
kez göçük alt›na gizlenmiflti, düflünebiliyor musunuz yard›m eli
bekleyen gözleri…
Ve umut 1 May›s 2003 sabah›nda, dahas› henüz sabaha göz-
lerimizi açmadan görünüverdi, o büyük Bingöl Depremi’nde.
Bizlere büyük görev düflüyordu, hem de görevlerin en mukadde-
si. Bir can de€il, birçok insan›n hayat› tehlikedeydi, bu kez da-
ha atik, daha pratik ve daha dayan›kl› olmal›yd›k. Nitekim
AKUT olarak bir an önce kofltuk koordineli bir flekilde umudu,
enkaz alt›nda bekleyenlerin yard›m›na. Y‹BO’daki minik yavru-
lar bir iki görünürken, gözlerinde kaybolmaya an kalm›fl sevin-
ci görmeliydiniz.
“ÇARES‹ZL‹K ALIN YAZISI OLMAMALIYDI VE TEK
YÜREK OLMAK ESASTI” dedik ve o çirkin çimentolar›n al-
t›ndan kurtard›k insanlar›m›z› ve gördük ki; bazen küçük bir ço-
cu€un gözyafllar› ›slatt› yüre€imizi bazen de ihtiyar bir amcan›n
dualar› sa€lamlaflt›rd› ad›mlar›m›z›…
69 cankurtaran ekibimize, 19’u Bingöl depreminde di€erleri
ise umudun di€er aflamalar›nda ç›km›flt› karfl›m›za.
Biz ise; 盀 demedik, don demedik ‹BRAH‹M’iyle, AH-
MED’iyle ve MEHMET’iyle bafl koyduk bu yola.
Tekimizin varl›€›ysa di€eriyle anlam, di€eriyle hayat bulu-
yordu mutlaka. Ve mayam›z›n iyi oluflu ise insan oluflumuzun
vermifl oldu€u o koskoca özveriyle bir kat daha sa€lamlaflt›r›-
yordu varl›€›m›z›…
Bu ba€lamda ekip çal›flmas›na inan›p bu bölgedeki insanlar›-
m›z›n derdine derman olmaya çal›flmak ad›na AKUT Ekibinin
kurulmas›na vesile olan de€erli insan Nasuh Mahruki’ye,
AKUT Yönetim Kuruluna ve de ilimizde her zaman yan›m›zda
yer almaya çal›flan, desteklerini hiçbir zaman eksik etmeyen sa-
y›n Valimiz say›n Vehbi Avuç olmak üzere herkese teflekkür
eder, sayg›lar sunar›m.
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 621
HAKAN KORKUT;
ANKARA EK‹B‹ L‹DER‹
• AKUT Ankara Ekibi’nin en yo€un çal›flt›€› alanlar neler-
dir? Baflkentte olmak size baflka görevler de yüklüyor mu? Ne
tür projeler yürütüyorsunuz?
AKUT Ankara Ekibi, y›llard›r çevre illerde meydana gelen
kaza ve do€al felaketlerde operasyonel ekibiyle müdahale etmifl
ve tüm operasyonlar› baflar›yla sonuçland›rm›flt›r. Son y›llarda
ise operasyonel yetene€inin yan›na e€itim a€›rl›kl› çal›flmalar›n›
da eklemifltir.
Baflkentte AKUT’u resmi ve özel kurumlar nezdinde temsil
etmek AKUT Ankara’n›n vazgeçilmez görevi olmufl, ald›€› e€i-
timleri ve birikimlerini ilkö€retim, lise ve üniversitelerde düzen-
lenen panellerde kat›l›mc›larla paylaflm›flt›r.
Uzun süredir peflinde oldu€u sabit bir alanda merkez olufltur-
ma çabas›, Çankaya Belediyesi ile yapt›€›m›z görüflmeler sonu-
cunda olumlu olarak sonuçlanm›flt›r.
AKUT Ankara’n›n art›k düzenli toplanabilece€i, enkaz çal›fl-
malar› ve tatbikatlar yapabilece€i bir merkezi oldu€unu gururla
aç›klayabilirim, yolun çok bafl›nda oldu€umuzun fark›nday›z
ancak, toplumdaki AKUT sevgisi ataca€›m›z her ad›mda bize
destek olmaktad›r.
AKUT Ankara, yaklafl›k 120 civar›ndaki gönüllüsüyle, off-
road, ilk yard›m, navigasyon e€itimleri ve 2005 y›l›n›n sonlar›n-
da uygulayaca€›m›z do€a sporlar› flenlikleriyle etkinliklerini
sürdürecektir
‹lk projemiz, destekçimiz Çankaya Belediyesinin elemanla-
r›ndan oluflan bir arama kurtarma timi oluflturmak, bununla ay-
n› zaman içinde uygulamaya koyaca€›m›z ikinci projemizde sa-
y›lar› 3000 civar›nda olan sokak köpeklerinin rehabilitasyonu ve
sahiplendirilmesi olacakt›r.
Aram›za kat›lan her birey, AKUT kimli€ini gururla tafl›ma-
m›z› sa€layacak niteliklerle donat›lm›fl kiflilerden seçilecek ve
önümüzdeki y›llarda nitelikli eleman say›m›z› art›rarak toplum
için yararl› ifller yapan dernek olma gelene€imizi sürdürece€iz.
622 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

AZ‹Z DO⁄AN;
BURSA EK‹B‹ L‹DER‹
• Arama kurtarma konular›ndaki deneyimleriniz nelerdir?
A KUT ile ne zaman tan›flt›n›z?
Soruya sondan bafll›yal›m. AKUT ile tan›flmam›z asl›nda
AKUT’un kurulmas›yla bafllad› desem yalan söylememifl olu-
rum. Çünkü AKUT kuruldu€undan bu güne kadar gerçekten ül-
ke insan›n›n talebine karfl›l›k vermeye çal›flan bir yap›. Böyle bir
yap›n›n, bu alanda hizmet etmeye çal›flan bir kiflinin görüfl aç›-
s›ndan kaçmas› zor. Nerede bir arama kurtarma organizasyonu
varsa güçleri dahilinde AKUT’un olaylara müdahil oldu€unu
gördüm. Bu ise benim bu yap›ya olan sempatimi körükledi.
17 A€ustos 1999 tarihinden sonra resmen hayat›m de€iflti.
Depremden sonra televizyonlara ilk görüntüler düflmüfltü. Bir
küçük k›z çaresiz enkaz› elleri ile, t›rnaklar› ile kazmaya çal›fl›-
yor ve anne, baba diye ba€›r›yordu. Bu görüntüleri izlerken göz-
yafl› seline bo€uldum. Kendimi tutam›yordum. Ama az sonra,
a€laman›n s›zlaman›n bir fayda getirmeyece€ini düflünerek, ta-
fl›n alt›na elimi koymam gerekti€ine inanarak arac›ma atlay›p
bölgeye gittim. Günlerce aç, suzuz, uykusuz elimden geldi€i ka-
dar›yla kurtarma çal›flmalar›na kat›ld›m. Art›k hayat kurtarma-
n›n insana inan›lmaz haz veren o duygusunu tatm›flt›m. Bu be-
nim için art›k bir ba€›ml›l›kt›.
Bursa’ya döndükten sonra orada tan›flt›€›m kiflilerle kontak-
lar kurduk ve AKUT’u örnek alarak kurulan AKED isimli bir
derne€e üye oldum. Bu dernekle 12 Kas›m Düzce depremine
müdahil olduk ve orada da birçok kurtarma çal›flmas›nda canlar
kurtard›k.
Bu çal›flman›n sonucunda Düzce’de bilfiil çal›flm›fl arkadafl-
larla birlikte Bursa merkezli 911 Arama Kurtarma Derne€ini kur-
duk. Bu derne€in Bursa, Mudanya, Bilecik, Düzce, Band›rma flu-
belerini oluflturduk. Afyon ve Bingöl depremlerine kat›ld›k.
Deneyimli bir dalg›ç olmam nedeniyle Bursa ve çevre iller-
de oluflan sualt› olaylar›na müdahil olduk. Bu alanda ekip ken-
dini tan›tma flans› buldu. Yine ekipte oluflturdu€umuz da€c›l›k
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 623
birimi ile birçok da€ kazas›na müdahale ettik.
‹flte bu çal›flmalar›n hemen birço€unda asl›nda iflin ruhunu
yakalam›fl kifliler olarak AKUT ile hep yan yana idik. Hepimiz
insan sevgisi ile doluyduk ve ülkemizi seviyorduk. Karfl›l›ks›z
yard›m etmekten zevk al›yorduk. Bu çat›n›n alt›nda birleflen in-
sanlar›n asl›nda özel insanlar oldu€unu bilmem söylemeye ge-
rek var m›?
Bir gün Sn. Nasuh Mahruki taraf›ndan taraf›ma Bursa Ekip
Lideri olmam teklif edilince; önce ekibim ile durum de€erlen-
dirmesi yapt›k. Bu de€erlendirme sonucunda, ülkemize daha iyi
hizmet etmek istiyorsak, bunun yolunun AKUT’tan geçece€ini
düflünerek AKUT’a kat›lma karar› ald›k. Bu karar›n zor ama ye-
rinde bir karar oldu€unu zaman geçtikçe daha iyi idrak edebili-
yorum. Çünkü deyim yerinde ise bir ç›nar a€ac›n›n dal›, buda€›
olmufltuk.
Bir y›l› aflk›n bir süredir AKUT çat›s› alt›nda ülkemize hiz-
met vermekteyiz. Sosyal sorumlulu€umuzun fark›nday›z.
AKUT’un uzun y›llar gönüllü bir flekilde arama kurtarma faali-
yetlerinde en etkin bir flekilde yerini almas› için elimizden gelen
katk›y› vermekten onur ve gurur duymaktay›z.

TOLGA GÖZÜM;
MARMAR‹S EK‹B‹ L‹DER‹
Nasuh Mahruki’nin Everest t›rman›fl›ndan sonra tan›flt›m
AKUT fikriyle. Da€larda kaza geçiren arkadafllar›m›za daha or-
ganize bir flekilde yard›mc› olabilmek amac›yla bir arama kur-
tarma derne€i kurmay› planlad›klar›n› söylüyordu. Çok heves-
lenmifltim, zaten üniversitede de da€c›l›k aktivitelerine bafllam›fl
oldu€umdan konu çok ilgimi çekmiflti.
1999 Marmara ve Düzce Depremleri…
Da€larda kaza geçiren arkadafllar›na yard›m etmek amac›yla
kurduklar› derne€i bu kadar k›sa bir süre içerisinde afetlerde de
faaliyet gösterecek, hayat kurtaracak seviyede bilgiye ve e€iti-
me sahip bir hale getirmifllerdi. Ben de oradayd›m, Marma-
ris’ten iki arkadafl›mla birlikte. Özellikle Gölcük Depremi’nde
624 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
bir enkazdan bir enkaza koflturuyordu AKUT ekipleri. Arama
kurtarma konusunda çok büyük bir aç›k vard› ve hiç kimse ne
yapaca€›n› bilmiyordu.
Ama Düzce’de durum farkl›yd›, bu büyük tehlikenin varl›€›
kabul edilmifl ve Marmara’da yaflananlardan sonra çoktan yap›l-
m›fl olmas› gerekenler fark›na var›lm›fl ve harekete geçilmiflti.
Yani AKUT 3 sene içerisinde da€larda kurtarma yapman›n yan›
s›ra Türkiye’nin özellikle de depreme karfl› ne kadar hassas bir
durumda oldu€unun fark›na varm›fl ve gerekli önlemleri alm›flt›
ve de gerçekten bu haz›rl›klardan sorumlu olmas› gerekenlerin
ise görevleri hat›rlat›lm›flt›, art›k onlar da oradayd›lar.
Düzce Depremi benim arama kurtarmaya bak›fl›m› olgunlafl-
t›ran bir süreçtir ve hatta hayata bak›fl›m› da de€ifltirmifltir. Bel-
ki de, kurtar›lmas›nda 200 kiflinin eme€inin geçti€i 3 kiflilik ai-
lenin en ufak çocuklar›n› enkazdan çekip ç›kartmak bana denk
gelmiflti. O an için ne hissetti€imi anlatamazd›m ama art›k anla-
tabilirim…
2000 y›l›nda AKUT Antalya Ekibi’ne ba€l› olarak Sakl›kent
Kanyonu’nda yapt›€›m›z (4 kifli) bir arama kurtarma faaliyetin-
den sonra 2001 y›l›nda AKUT Marmaris Ekibi’ni kurduk ve bu-
günlere geldik. 2007 y›l› itibariyle orman yang›nlar›ndan tutun
da, kanyondan insan kurtarmaya kadar 44 tane operasyona ç›k-
t›k ve flu anda Marmaris’te yaklafl›k 30 kiflilik kadromuzla çal›fl-
malar›m›za aral›ks›z devam ediyoruz.
Telefonumu kapatam›yorum, herkesin Marmaris d›fl›na ç›-
karken bildirmesi ve gerekli anahtarlar› teslim etmeleri gereki-
yor. Birileri telsizleri devaml› kontrol ediyor, birileri araçlar› de-
vaml› haz›r tutmaya çal›fl›yor. Malzemelerin bak›mlar› yap›lma-
l›, e€itimler düzenlenmeli… vb. San›r›m bu ifl, özellikle Marma-
ris’te, Pazar günleri deniz kenar›nda flezlongda oturup denize
girmeyi ve dinlenmeyi sevmeyip sabah›n üçünde uyand›r›ld›k-
tan sonra ertesi gün 50 derece s›cakta arazide çal›lar›n içerisin-
de arama yapmaktan hofllanan kifliler taraf›ndan yap›labilir. As-
l›nda biz hep buyduk; AKUT yolu açt›. Ertesi gün ifl varken ge-
ce 23.00’da arazi aramas› çal›flal›m diye tutturan adamlardan
baflka ne beklersin.
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 625
Ma€arada 13 saat mahsur kald›ktan sonra kurtard›€›m›z iki
kifli vard›. Biz bafl›m›za gelen olaylardan hâlâ yafl›yor olabilirler
ihtimalini göz ard› etmemeyi çoktan ö€renmifltik. Herkesin öl-
müfl oldu€unu düflündü€ü bu insanlar›n yaflad›klar›n› d›flar›da
bekleyen insanlara bildirdi€imizde ç›kan sevinç 盀l›klar›n›
duydum ya, sonuna kadar buraday›m art›k.

MET‹N YILMAZ;
OLYMPOS EK‹B‹ L‹DER‹
• Turizm aç›s›ndan çok gözde bir bölgede yer al›yorsunuz.
Turistlerle ilgili kaybolma ve kazalara da müdahale ediyor
musunuz?
Ben uzun y›llar haberleflme teknolojisi ile ilgili çal›flt›m. Bir
flirket kurup iyi bir kariyer yapt›ysam da hafta sonlar› kaçamak-
lar› ile yetinemedim ve ‹stanbul’dan Antalya’ya gelerek yerlefl-
tim. Burada önceleri TODOSK - Toroslar do€a sporlar› kulübü
ile tan›flt›m sonralar› AKUT Antalya Ekip lideri Y›lmaz Sev-
gül’le tan›fl›p hafta sonu da€c›l›k etkinliklerimi daha teknik bir
platforma al›p Da€c›l›k Federasyonu e€itimlerine bafllad›m. fiu
anda Türkiye Da€c›l›k Federasyonu e€itmeni ve da€ rehberi ola-
rak özellikle k›fl aylar›nda resmi etkinliklere de gidip katk›da bu-
lunmaya çal›fl›yorum. Ayn› zamanda Türkiye Sualt› Sporlar› Fe-
derasyonu rehberli€i ve e€itim konular›nda profesyonel olarak
çal›fl›yorum. Emergency First Responder e€itmenli€i alarak Av-
rupa Birli€i ülkelerince kabul görmüfl bir kurs yönetiyor ve
elimden geldi€ince do€a sporlar› etkinliklerimizde kat›l›mc›lar›
bilgilendirmeye çal›fl›yorum.
Yeterli zamana sahip olamayan kat›l›mc›lar› do€ru yerlere
yönlendirmeye gayret ederken do€a sporlar› ve kurtarma d›fl›n-
da insanlara etik de€erler afl›lamaya çal›fl›yoruz. Temelde do€a-
da olma sebeplerine araç olan silah z›pk›n gibi tehlikeli oyun-
caklar›n yerini foto€raf makinesi ile resim avc›l›€›na çekiyoruz.
Kadir abimizin (Kadir KAYA) katk›lar› ile küçük bir kaya duva-
r› ile bafllayarak bir do€a sporlar› merkezi haline getirdi€imiz
Olympos mevkiinde bulunan Kadir’in A€aç Evleri içinde önce-
626 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
likle Akdeniz Üniversitesi’nden olmak üzere birçok genç, dina-
mik ve her fleyden önemlisi e€itmen statüsünde arkadafl›mla ça-
l›fl›yoruz.
Bulundu€umuz bölgenin ormanl›k ve sarp kayal›klarla çevri-
li olmas› ve turizm ile içiçe olmas› rehbersiz gezilerde kaybol-
malara veya mahsur kalmalara yol açmakta. ‹flte bu ba€lamda
AKUT bölge temsilcili€ini yürütüyoruz. Her fleyden önemlisi
tehlikeli olarak görülen bu spor dallar›n›n iyi bir e€itimden son-
ra insan yaflam›n› nas›l olumlu yönlendirdi€ini y›llar ilerledikçe
görüyor ve ucundan bir keflfedip sonra e€itmenli€e kadar ilerle-
yen yerli ve yabanc› birçok kifliye köprü olmaktan tarifsiz bir
mutluluk duyuyorum. ‹nsanlar›n do€a ile uyumlu yaflayabile-
ceklerini ve engelleri zevke dönüfltürürken edindikleri bilgilerin
flehir yaflant›s›nda da kullan›labilece€ini görmelerini sa€lamak-
tan ayr›ca mutlu oluyorum. Bu mutluluklar zemini kurabilme-
miz için bize sonsuz destek veren mütevaz› a€abeyimiz Kadir
Kaya’ya ve Olympos’un bir spor t›rman›fl cenneti olmas›nda in-
sanüstü gayretlerinden dolay› Öztürk Kay›kç›’ya buradan teflek-
kürlerimi iletiyorum. Do€ada her zaman ama trafikte daha dik-
katli olman›z dileklerimle...

AHMET ATEfi;
B‹NGÖL EK‹B‹ L‹DER‹
AKUT’la 10 Kas›m 2002 tarihinde tan›flt›m. Yaflamda as›l
olan insan olmakt›r felsefesinden yola ç›karak yaklafl›k dört y›l-
dan bu yana AKUT Bingöl biriminde Baflkan Yard›mc›l›€› göre-
vini üstlendim. Sevgili ve rahmetli ekip baflkan›m›z Veysel AK-
SOY’u kaybettikten sonra AKUT Bingöl Ekip baflkanl›€›na ge-
tirildim. AKUT’u ve AKUT misyonunu rahmetle and›€›m›z
ekip baflkan›m›z Veysel AKSOY’dan ö€rendik. Ve bundan yola
ç›karak AKUT’lu olma sorumlulu€u do€rultusunda insan yafla-
m›n›n kutsall›€›n› göz önünde bulundurarak, yaflad›€›m›z bölge-
nin do€al zorluklar›n› içimizdeki insan sevgisi ve tüm samimi-
yetimizle yok etmeyi baflard›k.
Bu arzu ve flevkle kar demeden, k›fl demeden tüm do€al zor-
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 627
luklara ra€men vatandafllar›m›z›n yard›m›na koflmay› kendimize
bir ilke edindik…
‹limizde tek Sivil Arama ve Kurtarma Ekibi olarak çal›flma
alan›m›z› sadece deprem arama ve kurtarma olarak s›n›rland›r-
may›p çal›flma alan›m›z› özgür b›rak›p yard›ma ihtiyac› olan
tüm vatandafllar›m›za yard›m elimizi uzatt›k.
‹limizde çetin ve zorlu geçen k›fl mevsimine inat ekibimiz
emrinde bulunan kar motorumuz ve Land’›m›zla da€ köylerinde
ma€dur olan vatandafllar›m›z›n yard›m›na kofltuk ve koflmaya da
devam ediyoruz. 40 kiflilik arama kurtarma ekibimizle sadece
Bingöl’ün de€il Do€u Anadolu Bölgesindeki bize ihtiyaç duyul-
du€u anda olay yerine intikal edebilecek kadar profesyonellefltik.
Geçen befl y›ll›k süreç içerisinde.
AKUT Bingöl Ekibi baflkan› olduktan sonra AKUT misyo-
nunu göz önünde bulundurarak ve bana yüklenen sorumlulu€un
bilinciyle hâlâ AKUT çat›s› alt›nday›m. Bu zorlu flehir olan Bin-
göl’de tek sivil Arama Kurtarma Ekibi olarak tabiî ki zorlukla-
r›m›z var ama bu zorlu€u ben ve ekip arkadafllar›m inand›€›m›z
AKUT misyonuyla baflard›k ve flu an sadece yenmeye çal›flt›€›-
m›z yaflad›€›m›z co€rafyan›n çetin k›fl flartlar›n› en asgariye in-
direbilmek ve bu ba€lamda da görevimizi lay›k›yla bitirebil-
mektir.
Bu bölgenin zor flartlar›nda bize inanan bize güvenen ve en-
semizde sürekli hissetti€imiz o s›cak nefeslerinden ötürü baflta
Yönetim Kurulu Baflkan› Say›n Ali Nasuh MAHRUK‹ ve Yöne-
tim Kuruluna Bingöl halk› ad›na teflekkür ediyorum. AKUT’lu
olman›n vermifl oldu€u sorumlulukla üstümüze düfleni fazlas›y-
la yapabilece€imize inanc›n›z›n tam olmas›n› içtenli€imiz ve sa-
mimiyetimizle bildirmek isterim.
• N e d e n AKUT içinde olmay› istediniz ve buna nas›l karar
verdiniz?
Neden AKUT? Sorumluluk duygusu oldu€u için AKUT.
Karfl›l›ks›z yard›m oldu€u için AKUT.
Yaflam›n kutsall›€›na olan inanç için AKUT.
Anadolulu olman›n getirdi€i içsel de€erler için AKUT.
628 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Vatan ve millet sevgisi oldu€u için AKUT.
Bu nedenleri ço€altmak mümkün asl›nda ama AKUT’lu ol-
mak ayr›cal›k oldu€u için AKUT...
AKUT’la tan›flmadan önce medyadan takip ediyordum ve
yapt›klar›n› görünce ve di€er sivil toplum kurulufllar› gibi bir
yaftalama içinde olmad›€›n› görünce AKUT ferdi olmaya karar
verdim ve bu mutluluk ve gururla AKUT dedim.
• Bölgenizde gerçeklefltirmeyi planlad›€›n›z hedefleriniz ne-
lerdir.
Bölgede gerçeklefltirmeyi düflündü€üm asl›nda üç befl ka-
lemle buraya s›€maz diye düflünüyor ve k›saca ifade etmek et-
mek istiyorum. Öncelikle AKUT misyonuyla birlikte bize yük-
lenen vatan, millet sevgisini bölgenin %60’› genç olan topluma
adapte etmek bu adaptasyondan sonra sorumlu, ilkeli, vatan ve
millet de€erlerini benimsetip iç ve d›fl mihraklara karfl› duyarl›
bireyler yetifltirmek. Bu ba€lamda flahs›m olarak tüm çabay›
gösteriyor ve buna da baflarabilece€ime inan›yorum...
• AKUT birimi gönüllüsü olarak bölge halk›ndan ald›€›n›z
tepkileri neler oldu?
Bölge halk›n›n bize tepkileri her zaman için olumlu ve s›cak
oldu ve olmamada devam ediyor. Düflünsenize bir da€ köyüne
hasta operasyonuna gidiyorsunuz ve orda hasta yak›nlar› hasta-
y›uUnutup sizinle ilgileniyorlar. Üstümüzdeki AKUT k›yafetle-
rinden tutun insan› iliflkilerimize kadar gözlemliyorlar ve bize
bak›fl aç›lar›n› anlatmak inan›n mümkün de€il, ki bunu bir flekil-
de sizler de yaflam›fl olmal›s›n›z. Örnek vermek gerekirse
26.08.2007 tarihinde Karl›ova ilçesinde olan depreme gitti€i-
mizde gece saat 2.30 gibi olay yerine vard›k oradaki vatandaflla-
r›n s›cak çay ikram etmeleri ve ›srarla üst üste çay içmemizi
beklemeleri tabii ki bizim sorumluluk duygumuzu fazlas›yla art-
t›r›yor. AKUT’çular geldi demeleri bile bizim için onur, fleref ve
büyük bir mutluluktur.
Önümüz k›fl ve yolumuz uzun bu uzun yolda hep birlikte yü-
rümek dile€iyle.
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 629
B‹LAL ARSLAN;
B‹NGÖL EK‹B‹ TIP B‹R‹M‹ ESK‹ SORUMLUSU
enüz 9-10 yafllar›nday›m, 1984-1985 y›llar›. Babam d›fl ülke-
de çal›fl›yordu. Giderken beni evin reisi tayin etmiflti. Kardeflle-
rim hatta anneme ben bakacakt›m öyle ya evin büyük erke€i
bendim.
Korkunç bir k›fl mevsimi yafl›yorduk, inan›lmaz bir kar vard›
ki; tek katl› köy evimizde her sabah ilk iflimiz pencereleri kapa-
tan kar› temizlemekti. Böyle bir günde annem çok hastalanm›fl-
t›. Kan kaybediyordu, köylüler topland›lar bafl›na ne yapmalar›
gerekti€ini tart›fl›yorlard›. Yol yok iki, iki buçuk metre karda her
taraf bembeyaz iz dahi yok. ‹mkans›z› denemek zorundayd›lar
ve iki kalas› yan yana getirerek battaniye döflek sar›p sarmalad›-
lar omuzlara al›n›p yola koyuldular. Bir aksilik olmasa iki gün
sonra hastaneye ulaflt›rabileceklerdi. Ben çaresizdim ac›lar için-
de annem; ama ben hiçbir fley yapam›yordum gidenlerin ard›n-
dan a€lamaktan baflka. Bu€ulanm›fl pencereme annem yazd›€›-
m› hat›rl›yorum flimdi.
Uzun süre ‹zmir ve Antalya’da hastanelerde çal›flt›ktan son-
ra 2001’de Bingöl’e tayin oldum. 2002’de tesadüfen bir ö€ret-
men arkadafl›mla karfl›laflt›m ve bana AKUT diye bir derne€in
kurulaca€›n› benim de gelip baflkanla tan›flmam› istedi. AKUT’u
duymufltum ama nedir ö€renmek için toplant›lar›na gittim. Bafl-
kanla tan›flt›m, sevgili Veyselim’le. Onunla ilk merhabalafl›rken
bile inan›lmaz bir güven duygusuna kap›ld›m. Heybetli duruflu-
nun yan›nda yumuflak bir ses tonuyla kendinden emin bir eday-
la konufluyordu. Konu insan sevgisi, çaresiz olana, darda kalana
karfl›l›ks›z ve bilinçli yard›m etmek. Yahu!; d›flar›da insanlar ç›-
kar› için gözünü k›rpmadan insan can›na k›y›yorlar bu adam ne
anlat›yor böyle… ‹lgimi çekti bu adam› dinlemeliydim ve bu or-
ganizasyonda varolmal›yd›m. ‹flin özü; insan sevgisini ilikleri-
me kadar hissetmekti. Sonra teknik bilgiler… e€itimler… vs.
Ve ilk operasyonuma gidecektim.
Bingöl’e 35-40 km uzakl›kta Kanyon Köyü, 48 yafl›nda ba-
yan kronik TBC hastas›. Rota engebeli, her türlü risk mevcut.
630 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Do€a flartlar›, insan (terör) riski, vs. ‹flin sonucunu düflünüp he-
yecanlan›yordum. Bu yüzden risklerle ilgilenmiyordum. Gerek-
li donan›mlar› haz›rlay›p yola koyulduk. Yaklafl›k 3 saat sonra
köye vard›k. Bundan 4 y›l önce hastan›n efli yine bir k›fl mevsi-
minde flehirden köye dönerken bir vadide tipiye kap›lm›fl ve bo-
€ularak ölmüfl. Kap›da hastan›n 19-20 yafllar›nda tek erkek ço-
cu€u bizi karfl›lad›. Bu genç evin reisiydi, çaresizdi. Yatakta ac›-
lar çeken annesiydi; ama o hiç bir fley yapam›yordu. 20 y›l ön-
ceki çaresizli€imi hat›rlad›m. Bo€az›m dü€ümlendi. Koca 20 y›l
geçmifl ayn› çaresizlikler yaflan›yor...
Gerekli müdaheleler yap›larak hasta haz›rlan›p k›za€a al›nd›,
yola koyulduk. 3 saatlik yol boyunca tüm hayat›m film fleridi gi-
bi gözümün önünden geçti. B›rak insanlara faydal› olmay› ken-
dime bile faydam olmad›€›n› anlad›m. AKUT’u tan›d›ktan son-
ra insan sevmeyi ö€rendim. Adam gibi adaml›€› da Gözüm’den
Veyselim’den ö€rendim.

NED‹M URCAN;
N‹⁄DE EK‹B‹ L‹DER‹
• Ni€de AKUT’un en yeni ekibi. Neden Ni€de? Siz ne tür
faaliyetler yapmay› hedefliyorsunuz?
Y›llar önce, bir avuç diyebilece€imiz da€c›, bilgi ve tecrübe-
lerinin ›fl›€›nda dünya ülkelerinin birço€unda h›zla geliflmekte
olan do€a sporlar›n›n bir gün ülkemizi de etkisi alt›na alaca€›n›
görebildiler. O dönemlerde az say›da insan da€larda t›rman›yor-
du. Günümüzün a€›r ifl ortam›, çevre flartlar›n›n olumsuzlu€u in-
sanlar› bofl zamanlar›nda do€al ortamlarda bulunmaya ve sa€l›k-
l› bir yaflam kalitesi bulmaya zorlamakta. Da€lar›n sa€l›kl› orta-
m› ve do€ada bulunma ihtiyac› gün geçtikçe bu say›y› art›rmak-
ta. Buna paralel olarak da€larda meydana gelebilecek kazalar›n
da art›fl göstermesi kaç›n›lmaz bir sorun olarak karfl›m›za ç›k›-
yor elbette...
Ni€de bölgesi co€rafi konumu gere€i teknik t›rman›fllara, gü-
nübirlik ve kampl› olarak yap›lan do€a yürüyüfllerine, kufl göz-
lemcili€ine çevresinde bulunan Alada€lar, Bolkar Da€lar›, Erci-
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 631
yes ve Hasanda€› gibi da€lara çok yak›n olmas› nedeni ile ev sa-
hipli€i yapmakta. Tabi ki da€larda bulunan yerli ve yabanc› in-
sanlar›n say›s›n›n artmas› sonucu meydana gelen da€ kazalar›n-
daki art›fl Ni€de Bölgesini yak›ndan ilgilendiriyor. Dolay›s› ile
ülkemizde ve dünyan›n herhangi bir yerinde zor durumda kalan
insanlara bir flekilde yard›mc› olmaya çal›flan gönüllü yüreklere
sahip AKUT, bir elini de Ni€de Bölgesine uzatarak, tam deste-
€ini ulaflt›rd›. Da€ arama kurtarma faaliyetleri da€lar›n zor ko-
flullar›nda, bazen 3000 m. yükseklikte, bazen -30 derece so€uk-
ta gerçeklefltirilen ve k›sa sürede tamamlanmas› oldukça zor
olan faaliyetler. Kimi zaman bir kaya t›rman›c›s›na, kimi zaman
da uzak ülkelerden gelen bir kufl gözlemcisine yard›m gerek-
mekte. ‹çerisinde bar›nd›rd›€› karmafl›kl›k ve zor koflullar gere-
€i, olaylara müdahale edebilecek ekibin yap›s› mutlaka üst dü-
zeyde olmal›.
‹flte AKUT Ni€de Ekibi 8. ekip olarak bu bilgi ve tecrübenin
art›k bölgede bulundu€una inanan Yönetim Kurulu’nun karar›y-
la kuruldu. Bizler ülkemizi seven, ülkemizde ve dünyan›n her-
hangi bir yerinde yaflayan insanlara ihtiyaç duyduklar›nda, eli-
mizi flartlar›m›z ne olursa olsun uzatmaktan çekinmeyen Musta-
fa Kemal ATATÜRK’ün evlatlar›y›z. AKUT’un bir kolu Ni€-
de’de herhangi bir nedenle ihtiyac› olan insanlar› kucaklamaya
haz›r art›k. Amac›m›z amatör bir zihniyet ve dünyadaki en güç-
lü fley olan gönüllü yüreklerimizle ay›r›m gözetmeksizin insan-
lar›n dertlerine ortak olmak ve yard›m edebilmek.

NURETT‹N ÖZCAN;
KAYSER‹ EK‹B‹ L‹DER‹
Benim gözümde AKUT; Bu ülkenin ne anlama geldi€ini,
Ulus olma bilincini ve karfl›l›ks›z yard›mseverli€i asla unutma-
mak, Atatürk ilkeleri ›fl›€›nda, yaz, k›fl, ya€mur, çamur demeden
üzerimize düfleni yapmakt›r.
AKUT’un Kayseri’de bir ekip kurmas› fikri 2006 yaz›nda,
Ni€de Çukurba€, Kürflat Avc› Da€ evi’nin aç›l›fl› s›ras›nda gün-
deme geldi. Erciyes gibi bir da€a ve h›zla büyüyen bir nüfusa sa-
632 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
hip Kayseri, gerek Ni€de Alada€lar’a yak›nl›€› ve gerekse göç
hareketleri nedeniyle “Anadolu’nun Almanyas›” unvan›yla, sivil
toplum kurulufllar›na ve özellikle de AKUT’a çoktan haz›r hal-
deydi.
Bununla birlikte, AKUT gönüllüsü ve ekip üyesi olma gerçe-
€i karfl›ma dikildi€inde, iliklerimizdeki “t›rman›c›” kimli€i ilk
refleksi vermiflti. “Kayseri’de bir AKUT ekibi oluflturmak” ger-
çekten harika bir fikirdi ama söz konusu olan bu iflin içinde ve
sorumlulu€unun alt›nda olmak olunca, motor düflünce söze dö-
külüverdi; “Sadece da€ arama kurtarma yapsak?”
Bu belki de iflin kolay yan›yd› ama AKUT’u konuflmaya bafl-
lay›nca, resim gittikçe büyüdü, alg›lar›m keskinleflti. Uzun za-
mand›r hem da€ kazalar›na müdahale de bulunmufl hem de dep-
rem bölgelerinde çal›flm›flt›m. Ama o zamanlar hep yard›msever
da€c› hüviyetindeydim. Oysa flimdi çok daha iyi anl›yordum ki
içine girmek üzere oldu€um organizasyon, on bir y›l önce kurul-
du€undaki o “yard›msever da€c›” kimli€inden s›yr›l›p, bu ülke
ve onun yüce gönüllü insan› için koflulsuz flekilde her ortam ve
ihtiyaç duyulan her yerde çal›flan, kurumsal kimli€ini oturtmufl
dev bir kurulufltu.
O halde yap›lmas› gereken de, bu büyük kurumun iç dinami-
€inin bir parças› olmak, ülke ve insan›m›z için elimizden geleni
arkam›za koymamak ad›na var gücümüzle çal›flmakt›. Zira
AKUT, gönüllülerinin kalplerinden gelen güç ve de€erli insan›-
m›z›n sevgisiyle bugünlere gelmifl, do€ada ve flehirde sadece
arama kurtarma yapmay›p, toplumda ulus olma, beraber olma ve
s›rt s›rta verebilme bilincini destekleyip yüceltebilmek için ça-
l›flm›flt›.
• Bölgenizde gerçeklefltirmeyi planlad›€›n›z hedefleriniz ne-
lerdir.
Kayseri’de öncelikli amac›m›z, da€ ve flehir kurtarma ope-
rasyonlar› için, konular›nda uzmanlaflm›fl, etkili ekipler olufltur-
makt›r. Buna ek olarak, Kayseri Ekibi’nin genel ve en ortak
amac›, tafl›d›€›m›z sosyal sorumluluk çerçevesinde, her türlü ka-
za ve afet durumu ve öncesi için, halk›m›za fark›ndal›k ve do€-
ru davran›fl anlay›fl› kazand›rabilmek ad›na elimizden gelen her
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 633
fleyi yapabilmektir.
• AKUT Ekibi gönüllüleri olarak bölge halk›ndan nas›l tep -
ki l er al d › n › z?
AKUT Kayseri Ekibi aç›l›fl› öncesinde, s›ras›nda ve sonra-
s›nda, yüz yüze geldi€imiz herkes, AKUT’un bir ekibine Kayse-
ri’de “sahip” olman›n ne denli önemli ve gurur verici oldu€u dü-
flüncesini bizimle paylaflt›. Yapt›klar› itibariyle, ülkenin önemli
yap›tafllar›ndan biri haline gelmifl olan AKUT’un, Kayseri’de de
bu flekilde ba€›rlara bas›lmas› ekip olarak bizlerin de gö€sünü
kabartt›, mutlu etti.
Merkez binam›z›n Talas Belediyesi’nden temini ard›ndan,
kadirbilir vatandafllar›m›z›n, inflaat ve tefriflat yönündeki destek-
leri, bizimle organik bir ba€› olmad›€› halde, at›k su borusunun
yenilenip tak›lmas›, bayrak dire€imizin dikilmesi ve benzeri ko-
nularda kazma kürek çal›flmaktan çekinmeyen beyefendilerin bu
davran›fllar›, AKUT’un Kayseri’de nas›l sahiplenildi€ine dair
son derece güzel örneklerdi.

Dr. CENG‹Z C‹NDEM‹R;


G‹RESUN EK‹B‹ L‹DER‹
Yaflamak güzel! Ne kadar s›k›nt›m›z, kederimiz, ac›lar›m›z
olsa da. Nefes alabilmek, do€an bir güne merhaba diyebilmek.
Umut etmek, yar›nlara dair hayal kurabilmek ve bunlar›n hepsi-
ne flükredebilmek. En güzeli de bir hayat kurtarmak, kurtard›€›-
m›z insana bir flans daha verebilmek güzel!!!
Üniversite için tercih formunu doldurdu€umda hiç düflünme-
den bütün tercihlerimi T›p Fakültesinden yana kullanm›flt›m.
Amac›m en kutsal meslek olarak gördü€üm, insanlara en çok
yard›mc› olabilece€imi düflündü€üm için idealist bir doktor ol-
makt›. Çok flükür ki bu amac›ma ulaflt›m. Ama yaflad›kça gör-
düm ki bu yeterli olmuyormufl. Bu vatana, bu millete daha çok
hizmet etmek, bu cennet ülkemizi kalk›nd›rmak ve insanlar›m›-
za daha faydal› olmak için daha büyük hedefler, daha fazla ça-
l›flmak gerekiyormufl.
17 A€ustos Depremi’nden sonra bütün Türkiye bir gerçe€in
634 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
fark›na vard›. Felaketler sadece uzaklarda de€il, tam yan› bafl›-
m›zda, hatta oturdu€umuz binalarda da, yüre€imizde de oluyor-
mufl. Ama biri var ki hatta birileri var ki bu durumun çok önce-
leri fark›na varm›fl ve haz›rl›kl›ym›fl. Nasuh MAHRUK‹ ve ar-
kadafllar› her fleyin önceden fark›na varm›fl ve tedbirini alm›fl ve
yüzlerce insana umut, yüzlercesine de hayat olmufl. Ellerinize
sa€l›k!!!
Ben AKUT’u tan›yordum, ama AKUT beni yaklafl›k bir y›l
önce tan›d›. ‹yiki de tan›flt›k!!! Bu millete biraz daha hizmet et-
mek için bir f›rsat›m daha oldu. Onlar bizi sevdi, biz onlar› za-
ten seviyorduk. Böylece, elim bir da€ kazas›nda yitirdi€imiz Gi-
resun halk›n›n çok sevidi€i Dr. Ali Hakan GÜVENÇ’in an›s›na
AKUT Giresun Ekibini kurduk ve biz bu yüce organizasyon ai-
lesinin bir ferdi olduk.
AKUT bir aile, AKUT bir sevgi, AKUT bir umut, AKUT bir
milletin yüce de€erlerinin bir yans›mas› ve yeflermesidir. Allah
bu millete bir daha büyük felaket yaflatmas›n ama olursa da
AKUT ailesi sayesinde daha güvenli, daha huzurlu ve daha
umutluyum...

RAGIP P‹RSEL‹MO⁄LU;
TRABZON EK‹B‹ L‹DER‹
• Neden AKUT Trabzon?
Asl›na bakarsan›z 1995 y›l›nda bafllad› bizim maceram›z.
Trabzon Do€a Sporlar› ‹htisas Kulübü k›saca TRADOST ola-
rak. Her zaman k›saltmam›zdaki dost kelimesinin anlam›n› öne
ç›karmaya çal›flt›k. Do€a dostu olduk, insan dostu olduk. ‹nsan-
lar› aram›za katt›k ve da€lar›, yaylalar› gezdirdik. Do€u Karade-
niz’de gezmedik yayla, t›rmanmad›k tepe b›rakmad›k desek ye-
ridir. Zamanla bu u€rafl›m›z› biraz daha profesyonellefltirelim is-
tedik. Yüksek irtifa t›rman›fllar› düzenledik. Kulübümüz üyeleri
Türkiye’nin say›l› da€lar›na baflar›l› t›rman›fllar gerçeklefltirdi.
Art›k da€c› yetifltirir bir kulüp haline geldik. Federasyon e€itim-
leri v.s. gibi e€itimlerle bilgilerimizi gelifltirdik pekifltirdik.
Ta ki bir gün AKUT ile tan›flana kadar. ‹lk olarak Gölcük
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 635
Depremi’nde duydu€umuz AKUT’a var olan sempatimiz, sevgi-
li Nasuh’un bizleri k›rmayarak kat›ld›€› çeflitli kulüp etkinlikle-
rimizle daha da artmaya bafllad›. Bir gün bize AKUT’un büyü-
me ve yurt sath›na yay›lma fikrinden bahsetti€inde, asl›nda üye
profilimiz dolay›s›yla çok iyi bir altyap›m›z›n olmas› ve bölgeyi
iyi tan›yan, süratle müdahale edecek yeteneklere sahip kadro-
muzun salt sportif amaçla yapt›klar› etkinliklere böylesi insani
bir amac› da eklemek bizleri fazlas›yla heyecanland›rm›flt›.
Bafllarda bizlere ürkütücü gelip, alt›ndan kalkamay›z düflün-
cesi olufltuysa da kafam›zda, biraz düflününce böyle bir organi-
zasyonun bizim bölgemizde de elzem oldu€una karar verdik.
Tam bu ikilem içerisinde oldu€umuz günlerde Memo’nun yap-
t›€› SARTECH E€itimi (Arama Kurtarma Teknisyeni) ça€r›s›y-
la art›k tereddüte yer olmad›€›n› ve bofla geçirece€imiz her gü-
nün Karadeniz’de malesef can kay›plar›yla sonuçlanan birçok
felakete müdahale edememek oldu€unu düflünerek ifle girifltik.
Kulübümüzden 6 kiflilik bir ekibi Marmaris’te düzenlenen
SARTECH 3 e€itimine yollad›k. Müteakip zamanda Trab-
zon’da, Kocaeli Biriminden arkadafllardan TAMT e€itimi ald›k
ve e€itimlere h›zla devam etmekteyiz…
Özellikle yaylalarda kaybolma, yo€un ya€›fllar sonras›nda
sel ve heyelan vakalar›n›n çok oldu€u bölgemizde bugüne kadar
eksikli€i hissedilen arama ve kurtarma konusunda, rüfltünü ge-
rek Türkiye’de gerekse dünyada ispatlam›fl olan AKUT çat›s› al-
t›nda bu faaliyetleri yürütmek bizim için ayr› bir onur olacak.
Bugüne kadar AKUT’un sergiledi€i tav›r ve davran›fllar, bi-
zim y›llar önce do€a ve insan dostu olmak için ç›kt›€›m›z yolla
kesiflti€i içindir ki; AKUT TRABZON dedik.

GÜÇLÜ UZUNAL‹O⁄LU;
R‹ZE EK‹B‹ L‹DER‹
AKUT Rize Ekibi 05.07.2007 tarihinde, 13. birim olarak Ri-
ze’nin F›nd›kl› ‹lçesinde kuruldu. Bölgede oluflmas› muhtemel
sel, heyelan gibi do€al afetler ile yöremizde son y›llarda artan
do€a sporlar› faaliyetlerinde meydana gelebilecek kazalara mü-
636 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
dahale etmek, ayn› zamanda bölgemizdeki halk›n birço€u yay-
lac›l›k ile u€raflmakta olup, bu zamanlarda meydana gelebilecek
olumsuz durumlarda yard›mlar›na koflarak gerekli sa€l›k kuru-
lufllar›na ulaflt›rmak ve yerinde müdahale etmek amac› ile faali-
yetine bafllam›flt›r.
Ekibin bina ihtiyac› F›nd›kl› Kaymakam› Erkan KILIÇ ve
Rize Valisi Kas›m ESEN’in deste€i ile ‹l Özel ‹dare binas›n›n
kullan›lmayan k›sm›n›n tahsisi ile çözülmüfltür. AKUT Rize
Ekibi faaliyetine 20 kiflilik ekip ile bafllam›flt›r. Ekip elemanlar›
çeflitli meslek dallar›nda üniversite e€itimi alm›fl olup ayn› za-
man da ekibin birço€u da€c›l›k kökenli ve yöreyi çok iyi bilen
kiflilerden oluflmaktad›r.
Ekibin kurulmas›ndan k›sa bir süre geçmesine ra€men bir
trafik kazas› ve yaylada meydana gelen yaralanma olay› olmak
üzere iki operasyon gerçeklefltirmifltir. Ekip bir yandan e€itimle-
rine h›zla devam ederken bir yandan da yörede meydana gelen
olaylara müdahale etmek üzere faaliyetlere devam etmektedir.
• N e d e n AKUT içinde olmay› istediniz ve buna nas›l karar
verdiniz?
Karadenizin do€u ucunda Rize’de do€up büyüyen e€itimini
bölge d›fl›nda tamamlay›p ifl hayat›n› yine bölgede sürdüren bir
grup olufltu. Bu grup bofl zamanlar›nda bir araya gelmeye, bir-
likte bir fleyler yapmaya (do€a sporlar›, çevre temizli€i vb.) bafl-
lad›. Bir süre sonra bölgeye, ülkeye ve tüm dünyaya sistemli, bi-
limsel ve sivil flekilde katk›da bulunma ihtiyac› hissedildi. Bu
ihtiyac› karfl›layacak en do€ru yerin AKUT oldu€u kan›s› uyan-
maya bafllad›. Çünkü gönüllülerden oluflan ve karfl›l›ks›z yard›-
m› ilke edinen bir yap›s›n›n oldu€unu, faaliyet gösteren di€er bi-
rimlerdeki baz› arkadafllardan ö€renmifltim. Bir de 17 A€ustos
Depremi’ndeki baflar›lar›, tüm kamuoyu gibi bende de ilgi uyan-
d›rm›flt›. Bütün bunlar›n etkisi ve de€iflik birimlerindeki insan-
larla olan iliflkilerim de birleflince AKUT adresine yönelmek ka-
ç›n›lmaz oldu.
• Bölgenizde gerçeklefltirmeyi planlad›€›n›z hedefleriniz ne-
lerdir?
AKUT Rize Ekibi’nin hedefi, AKUT’un kazand›€› sayg›nl›-
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 637
€› ve ilkeleri koruyarak, meydana gelebilecek do€a olaylar›nda,
kazalarda, yang›nlarda, kaybolma vb. olaylarla ihtiyaç duyulan
her alanda, her zaman yüksek bilgi birikimiyle ve ça€›n gerek-
tirdi€i bilimsel bütün ifllevleri ile olay yerinde bulunup gerekli
müdahaleyi yapmak. Bununla beraber bölgedeki herkes taraf›n-
dan AKUT burada var, bizim ihtiyac›m›z oldu€unda her zaman
yan›m›zda olacak, güvenilir ve iflin uzman› bir ekiptir olgusunu
yerlefltirip, süreklili€ini sa€lamakt›r.
• AKUT Ekibi gönüllüleri olarak bölge halk›ndan ald›€›n›z
tepkiler neler oldu?
AKUT Rize ekibinin kurulmas›ndan k›sa bir süre geçmesine
ra€men bölgede tan›nmaya insanlar taraf›ndan ilgi görmeye bafl-
lad›. ‹lk olarak duyanlar›n söyledi€i en çok fley; “AKUT burada
da m› var, ne güzel.” Daha sonra; “telefonu var m›, bende yar-
d›m etmek istiyorum, bunun bir e€itimi var m›, flimdi hepiniz
gönüllü mü çal›fl›yorsunuz, da€c›l›k sporu ile mi ilgileniyorsu-
nuz” vb. gibi sorular, olumlu bir yaklafl›m içerisinde sürekli ola-
rak sorulmaktad›r. Her geçen gün de pozitif tepkiler artarak de-
vam etmektedir. Bu ilgi bizi memnun etmekle birlikte, bize a€›r
bir sorumluluk yükledi€inin fark›nda olarak faaliyetlerimize de-
vam etmekteyiz.

RECEP fiALCI;
KOCAEL‹ EK‹B‹ L‹DER‹
1999 depreminin sabah›yd›. Bir enkaz›n yan›ndan iniltiler,
imdat sesleri geliyordu. içeri girdi€imde bir anne kuca€›nda be-
be€inin cans›z bedeni biraz ilerisinde kocas› ama çoktan hayat›-
n› kaybetmifl. Kad›n bebe€ini s›k› s›k› sarm›fl bizden yard›m is-
tiyordu. Bütün bina kad›n›n üzerinde ve kiriflin alt›na s›k›flm›flt›
o zaman ne AKUT’u tan›yordum ne de kurtarma biliyordum. O
an çaresizlikle tan›flt›m, birçok insan gibi. O kad›n›n k›nal› ku-
zum diye bebe€ine a€›t yakmas›n› dinledim sadece, çünkü ne
kad›n› kurtaracak ekibim ne de ekipman›m vard›. Daha sonraki
günlerde hep ayn› soruyu sordum neden haz›rlanmad›k? Neden
tedbirlerimizi almad›k?
638 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Türkiye’de yafl›yorsak, hele Kocaeli’de yafl›yorsak afetle ya-
flamay› ö€renmek yetmiyor, afetlere haz›r olmakta gerekiyor ba-
zen birey olarak bazen de ekip olarak; biz ekip olmay› seçtik.
AKUT Arama Kurtarma Derne€i’nin Kocaeli Ekibi olarak ö€-
renme ve ö€rendiklerimizi paylaflmaya karar verdik. Birçok
genç yürekle bafllayan bu yürüyüfl daha da olgunlaflarak, daha da
güçlenerek devam ediyor. Amac›m›z ülkemizde olabilecek her
türlü afette ya da zor flartta insan›m›z›n elinden tutup ona yard›m
edebilmek. Bilgi ve tecrübelerimizi paylaflarak onlar›n bu co€-
rafyada olabilecek afetlere karfl› haz›r olmalar›n› sa€lamak.
Gönüllülük ilkesi alt›nda yapt›€› fedakârl›klar› dahi dile ge-
tirmeden gece gündüz koflturan, bazen bir da€›n tepesinde, ba-
zen buz gibi bir suyun içinde bazen de bir enkaz›n dibinde her
türlü zorlu€a karfl› koyan, bir yüre€in çarpmas› için can›n› difli-
ne takan AKUT’un bir üyesi olmak benim için bir gurur vesile-
sidir.
Bölgede operasyona ç›kt›€›m›z zamanlar olay yerine ilk in-
di€imiz anda insanlar›n bizim için düflündükleri görmek, hisset-
mek hem çok güzel hem de büyük bir sorumluluk hissi yüklü-
yor. Onlar›n gözünde umut oluyoruz canlar›n› geri getirecek,
sevdiklerini onlara kavuflturacak ya da bafl›nda dua edecekleri
bir mezar bile onlar için bir umut. ‹flte o gözlerdeki umut ve
minneti gördükçe yorgunlu€umuz bitiyor daha çok, daha çok
çal›flma iste€imiz geliyor.
Daha yolun bafl›nda oldu€umuzun fark›nday›z; yürüyecek
çok yolumuz, yapacak çok iflimiz var. Bu bilinçle Anadolu insa-
n›na ve tüm insanl›€a hizmet etmeye devam edece€iz.

ERDEM AKIN;
KOCAEL‹ EK‹B‹ ESK‹ L‹DER‹
17 A€ustos 1999 Gölcük Depremi’ni yaflayanlar olarak; dep-
remi, çaresizli€i, kaosu en iyi bilenlerdeniz. Bunun yan›nda kur-
tarma ekiplerine olan ihtiyac›n ne kadar önemli oldu€unu yafla-
yarak görenlerdeniz. E€itimsiz, bilinçsiz olmam›za ra€men ola-
y›n flokuyla, bölgenin birçok yerinde çal›flt›k. Daha sonra biz de
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 639
bu konuda bir fleyler yapmaya, yeni kurtarma ekibi kurmaya ka-
rar verdik. Çevremizdeki arkadafllar›m›zla beraber ismi SAKAY
(Sivil Arama Acil Yard›m) olan bir kurtarma ekibi kurduk ve bu
ekibi ilerleyen zamanlarda dernek haline getirdik.
SAKAY Derne€i’nde bu flekilde 4 y›l görev yapt›k. E€itim-
ler do€rultusunda Türkiye’nin dört bir yan›ndaki olaylara gücü-
müzün, e€itimimizin ve malzememizin yetti€ince koflup yard›m
ettik. Bu süre içerisinde AKUT’la sürekli irtibat halindeydik.
Gerekti€inde ortak operasyonlara gidiyorduk. Her yapt›€›m›z
planda, bir yanl›fl yapmamak için AKUT’tan Demir Kardafl’la
sürekli görüflüp bilgi ve tecrübelerinden yararlan›yorduk. Ancak
süreç bizi sistem d›fl›, öyle bir konuma getirdi ki art›k birilerine
yard›m için gönüllülü€ümüzün yeterli olmad›€›n› gördük çünkü
her e€itim ve operasyon bize ekonomik olarak çok a€›r geliyor-
du. Derne€in bunu karfl›lamas› imkân d›fl› bir hale gelmiflti. Bu
durum, beraberinde bu ifle y›llar›n› veren tüm arkadafllar›m›z›n
gönüllülü€ünün de azalmas›na neden oluyordu.
Daha sonradan ö€rendi€imiz ancak bu süre zarf›nda bilmedi-
€imiz sürpriz bir geliflme yafland›: Nasuh Mahruki ve Demir
Kardafl bizi 3 y›l boyunca sürekli yak›n takibe alm›fllard›. Türki-
ye’de yeni bir dönem bafllatan 17 A€ustos’u bilfiil yaflayan ilde-
ki arama kurtarma ekibi olarak; Bingöl depremine inan›lmaz
zorluklarla temin etti€imiz bir araçla yola ç›kt›k ve 29 saat son-
ra olay bölgesine var›p var gücümüzle AKUT’la ayn› enkazda
çal›flmaya bafllad›k. ‹flte burada hiç tahmin etmedi€imiz teklif
geldi: AKUT’a dahil olma teklifi.
Duygusal düflününce; 4 y›l boyunca çocu€umuz gibi büyüt-
tü€ümüz ve 36 operasyon yapt›€›m›z bir yap›y› yok edip
AKUT’a geçmemiz gerekiyordu. Amaç can kurtarmakt› ve her
geçen gün bu amaçtan uzaklafl›yorduk. Mant›kl› bir seçim yapa-
rak AKUT’a geçip AKUT Kocaeli Ekibini kurduk. AKUT Ko-
caeli Ekibi 19 Temmuz 2003’te kurulmufl ve bu güne kadar 37
operasyon ve 100’ün üzerinde e€itim, tatbikat ve seminer yap-
m›flt›r. A€›rl›kl› olarak müdahale etti€imiz operasyon türleri;
Deprem, sel, su bask›n›, arazide kaybolma ve mahsur kalma, bo-
€ulma, göl ve denizde arama, göçük, ulafl›m araçlar› kazalar› ve
sanayi yang›nlar›d›r.
640 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
AKUT Kocaeli Ekibi’nin bu güne kadar olan aktif yap›s›n›n
ve baflar›s›n›n nedeni; Ekip içi disipline, hiyerarflik yap›ya ver-
di€i önem ve çok genç yaflta bir araya gelmifl, do€ru insanlar›n
birbirine ve kurumlar›na olan inanç ve güvenidir. Bu baflar› ki-
flisel de€ildir, tamamen ekip çal›flmas›d›r.
Bu ifle bafllad›€›m›zdan bu yana ekip arkadafllar›m›n beni li-
der seçmesi, bunun devam etmesi ve ekipteki di€er arkadafllar›-
m›z›n beceri, yetenek ve karakterlerine göre do€ru konumlarda
verimli çal›flmas›n›n sonucu, gerekli sorumluluklar› üstlenme-
sinden ötürü istikrarl› bir flekilde ç›tam›z› yükseltmekteyiz. fiu
an ekibimizin a€›rl›kl› yafl ortalamas› 24 -25’tir. Buna göre ilk
oluflumumuzdaki yafllar›m›za bak›ld›€›nda, Türkiye’nin en genç
arama kurtarma ekibi olarak tespit edildik.
Kökenimizde, bu ifle bafllarken da€c›l›k ya da herhangi bir
spor dal› yoktu. Bizler bu ac›lar› birebir yaflayan, ailesinden ka-
y›plar veren genç bir kuflak olarak arama kurtarma konular›na
girdik. Bu yüzden bu ifle bak›fl aç›m›z çok daha farkl› anlamlar
içerir. Hiç tan›mad›€›m›z, belki bir daha asla göremeyece€imiz
kiflilere, gözümüz kapal›, yard›ma koflmaktay›z. Hayat›n getirdi-
€i ifl, efl, aile, okul gibi engelleri görmeksizin; gerekirse iflten
at›lma pahas›na yard›ma kofluyoruz çünkü o insanlar›n yaflad›€›
psikolojiyi ve çaresizli€i bizler 17 A€ustos’ta en yak›ndan, bire
bir yaflad›k. Operasyonlara verdi€imiz bu ciddiyet ve önemi, in-
sanlar›n bilgilenmesi yönünde, e€itim konusunda da göstermeye
çal›fl›yoruz. Her ne kadar amac›m›z can kurtarmaksa, bir o ka-
dar da kurtar›lacak duruma düflmemeleri için insanlar› bilinçlen-
dirmek ve e€itmektir.
17 A€ustos depremi, afet duyarl›l›€›n› art›rd› ancak bunun
baz› kifli, kurum ve kurulufllar için hâlâ yetersiz oldu€unu söyle-
yebilirim. Pek çok kifli, o kötü günler hiç yaflanmam›flças›na her
fleyi unutmufl, çarp›k yap›laflmaya ve olabilecek baflka afetlere
karfl› da önlemini almamaktad›r.
AKUT Arama Kurtarma Derne€i’nin ‹stanbul depremine yö-
nelik en somut haz›rl›k örne€i AKUT Kocaeli Ekibi’nin kurul-
mas›d›r. AKUT Kocaeli Ekibi olarak enkaz konusundaki tüm
bilgi ve becerimizi tüm Türkiye’deki AKUT Ekipleriyle, kamp-
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 641
lar ve tatbikatlar arac›l›€›yla paylaflmaktay›z. Olas› ‹stanbul
depremine müdahaleyle ilgili birçok haz›rl›k planlar› yap›p ilgi-
li kurum ve kurulufllarla bunlar› paylaflmaktay›z. Kendi ekibimi-
zi de e€itimlerle sürekli gelifltirip her an tetikte, haz›r bekleme-
deyiz. Olas› ‹stanbul depreminin en az zararla atlat›labilmesi
için büyük e€itim organizasyonlar› planlanmaktay›z, ilerleyen
günlerde bu tür çal›flmalar›m›z devam edecektir. Büyük Önder
Atatürk’ün dedi€i gibi “Felaket bafla gelmeden evvel önleyici ve
koruyucu tedbirleri düflünmemiz laz›md›r, geldikten sonra dö-
vünmenin yarar› yoktur.”

GÖNÜL M‹DES‹Z;
AKUT DIfi ‹L‹fiK‹LER B‹R‹M‹ SORUMLUSU
• D›fl ‹liflkiler Biriminin görev kapsam›nda neler var? Ne -
ler yapar?
AKUT D›fl ‹liflkiler Biriminin görevi k›saca “AKUT’un yur-
tiçi ve yurtd›fl› kurum ve kurulufllarla iliflkilerini sa€lamak, sür-
dürmek ve korumakt›r” diyebiliriz. D›fl ‹liflkiler Biriminin alt›n-
da Uluslaras› ‹liflkiler, Yay›n ve Tasar›m, Bas›n ve Halkla ‹liflki-
ler ve Yerel iliflkiler gruplar› yer almaktad›r.
D›fl ‹liflkiler Birimi AKUT’un, yurtiçinde Valilikler, Üniver-
siteler, di€er STK’lar vb. benzeri tüm kurulufllarla, yurtd›fl›nda
AB, BM, yabanc› STK’lar ve kurumlarla olan iliflkilerini yürü-
tür. Uluslararas› kurulufllar›n (AB, Dünya Bankas›, Vak›flar vb.)
Sivil Toplum Kurulufllar›na yapt›€› fon programlar›n› takip ede-
rek, AKUT’un konusu dahilinde proje haz›rlanmas›n›, AKUT
içindeki di€er ekipler ve d›fl kurumlarla koordine eder. AKUT
logosu ve ürün kimli€inin kullan›laca€› tüm malzeme ve ürün-
lerin yay›nlanmas› ve ço€alt›lmas›n› sa€lar. Yurtiçi ve yurtd›fl›-
na yap›lan toplant›lara ve organizasyonlara kat›l›m› koordine
eder.
• Bu kapsamda gelecekle ilgili planlar›n›z nedir?
AKUT gerek yurtiçinde gerekse yurtd›fl›nda konusunda iyi
tan›nan ve baflvurulan sayg›n bir kurum. AKUT pek çok d›fl ku-
rum ve kurulufltan çeflitli organizasyonlara kat›l›m için davet al›-
642 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
yor ve bu davetler gerek AKUT gerekse Türkiye’nin bu alanda-
ki bilgi birikimini paylaflmas› ve kendini tan›tmas› için çok
önemli. Bizim hedefimiz AKUT’u iyi oldu€u konumdan çok da-
ha iyi noktalara götürmek. Bunu da yurtiçi ve yurtd›fl›ndaki di-
€er arama kurtarma ekipleriyle olan iliflkilerimizi gelifltirerek,
onlarla ortak çal›flmalar yaparak, yurtd›fl›ndaki çal›flmalara daha
yo€un kat›larak sa€lamay› planl›yoruz. Ancak, AKUT kamu ya-
rar›na bir dernek ve ba€›fllarla ayakta durabiliyor. ‹nsanlar›n ha-
yalleri ve idealleri bitmez. Bizim de pek çok hedefimiz var. He-
deflerimizi gerçeklefltirmek için de maddi ve teknik deste€e ih-
tiyac›m›z var. Ulusal ve uluslararas› kurulufllardan fon sa€laya-
rak ya da ortak projeler üreterek hedeflerimize ulaflmay› planl›-
yoruz.

DUYGU GÖKALP;
‹NSAN KAYNAKLARI B‹R‹M‹ SORUMLUSU
AKUT’a ilk girdi€imde ‹nsan Kaynaklar› Biriminde çal›fl-
maya bafllad›m. Son derece mutluydum. Yeni gelen gönüllü
formlar›n› bilgi bankas›na giriyordum. Çok geçmeden bir gün
birim baflkan›m bana dolaplar›n anahtar›n› uzatt› ve art›k kendi
bafl›ma istedi€im zaman girifl yapabilece€imi söyledi. Mutluluk-
tan m›, bana güvenildi€ini görmekten mi, yoksa art›k AKUT’un
bir parças› oldu€umu hissetti€imden mi bilmiyorum ama o an
gözlerimin içi parlad›.
Bu yüzden ben de aram›za yeni kat›lan gönüllü arkadafllara
kendilerini AKUT’un bir parças› olarak görmeleri için her türlü
deste€i vermeye çal›fl›yorum. Onlar›n baflar›l› ve mutlu olacak-
lar›, kendilerini ifle yarar hissedecekleri ekiplere yönlendirmeye
özen gösteriyorum. ‹fle yarad›€›n› hissetmek çok önemli bir duy-
gu, özellikle de yeni gönüllüler için.
Yeni gelen gönüllüleri daha kolay adapte olabilmeleri, görev
alabilmeleri ve bir yerden bafllayabilmeleri için; öncelikle mes-
lekleri, okuduklar› okullar, bilgi ve becerilerini göz önüne alarak
ekiplere yönlendiriyoruz. Zaman ilerledikçe tercihlerini baflka
ekiplerde de kullanabiliyorlar.
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 643
AKUT gibi gönüllük esas›yla çal›flan derneklerde insan kay-
naklar› yönetiminin daha zor oldu€unu düflünüyorum. ‹nsanlar
yapt›klar› iflleri, üstlendikleri görevleri herhangi bir maddi ka-
zanç beklemeden yap›yorlar. Bu durumda motive olmalar› gere-
kiyor. Motivasyon sadece e€itimler, tatbikatlar, operasyonlar ve
çeflitli aktivitelerle sa€lanm›yor. Dedi€im gibi ifle yaramak, ken-
dini AKUT’un bir parças› olarak hissetmek, insan hayat› kurtar-
mak üzerine çal›flan bir dernekte görev almak... Asl›nda en bü-
yük motivasyon bu.
AKUT Arama Kurtarma Derne€inin bir parças› olmaktan gu-
rur duyuyorum. Ülkeme faydal› oldu€umu ve AKUT’un bana
çok fley katt›€›na inan›yorum.

ZEYNEP HEK‹MO⁄LU;
K9 - KÖPEKL‹ ARAMA B‹R‹M‹ ESK‹ SORUMLUSU
17 A€ustos’ta büyük afetler karfl›s›nda eksikli€ini fark etti-
€im en önemli iki noktadan biri e€itimli olma, bir di€eri de or-
ganize olmakt›... Deprem sabah› elimde köpeklerimle afla€› in-
di€imde ‘daha verimli ne yapabilirim’in cevab›n› o kâbus gün-
lerdeki yetersiz çabalardan 3 ay sonra 19 Kas›m 1999 da AKUT
Köpekli Arama Grubunu kuran, bu amaç etraf›nda kenetlenen
arkadafllar›mla bu göreve bafllad›€›mda bulmufltum.
• “Arama Köpe€i Ekibi” arama kurtarma konusunda çal› -
flan bir ekip için nas›l bir önem arz eder? A K U T ’ u n a r a m a k ö -
pe€i e€itimleri uluslararas› standartlara göre yeterli midir? Bu
konudaki planlamalar›n›z nas›l?
Köpeklerin koku alma yetene€i insan›n 55 kat› oldu€u göz
önüne al›nd›€›nda, do€ru seçilmifl ve enkazda canl› insan arama
e€itimini tamamlam›fl köpekli bir ekip, 4500 metreküp hacmin-
deki bir enkaz› 15 dakika içerisinde tarayabilir. Zaman kazand›r-
ma ve alan daraltmay› sa€lad›€›ndan Search-cam ve TPL’in kul-
lan›m›n› daha verimli hale getirir. Bu nedenle, Arama Köpe€i
Ekibi arama kurtarma konusunda çal›flan bir ekip için arama ifl-
levinin en önemli unsurudur.
AKUT’un arama köpe€i e€itimleri enkaz aramas› konusunda
644 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
FEMA standartlar› baz al›narak yürütülmekte. Yeterlilik s›navla-
r›n› da yine bu standartlarda yapmaktay›z. Do€ada canl› insan
arayan köpeklerimizin e€itimini enkaz e€itimlerini tamamlad›k-
tan sonra NASAR standartlar›na uyumlu olarak sürdürmekteyiz.
Uzun vadeli planlar›m›z AKUT’un ‹stanbul d›fl› operasyonel
her bir ekibine 1’er yetiflmifl köpekli ekip kazand›rmakt›r.
• AKUT’un Arama Köpe€i e€itimleri konusunda yerel ve
uluslararas› platformda iflbirli€i içinde çal›flt›€› kurumlar ve
ortak projeleriniz hakk›nda bilgi verir misiniz?
Ülkemizde arama kurtarma konular›yla ba€lant›l› alanlarda
çal›flan TSK, Sivil Savunma gibi sivil toplum örgütleri, devlet
kurumlar› ile, afetlerde ve di€er zamanlarda, flehirde ve k›rsalda,
e€itim, tatbikat, bilgi al›fl verifli konular›nda iflbirli€i içinde ça-
l›flmaktay›z. Yurt d›fl›nda ise ABD’de kurulan uluslaras› kar
amaçs›z bir vak›f olan ERK-9 ile ortak e€itim, s›nav, bilgi al›fl
verifli konular›nda iflbirli€imiz var. Bu anlamda 2000 y›l›nda 1,
2001 y›l›nda da 2 seminer ve s›nav düzenlenmifltir.
• AKUT’ta Köpekli Arama Grubunda kaç e€itmen ile görev
yap›yorsunuz? AKUT K9 Köpekli Arama Birimi e€itimlerin-
den kimler yararlanabilir? E€itimlerinizden yararlanmak iste -
yen kifli ve kurumlar ne yapmal›d›rlar?
AKUT K9 Köpekli Arama Birimi’nde bu konuda tecrübeli 3
e€itmen ve 8 destek kifli ile görev yapmaktay›z. Grubumuzdaki
e€itimlerden, insan hayat›n› kurtarmak için köpekleri ile operas-
yonlarda görev almak isteyen her gönüllümüz ve kendi bünye-
lerinde köpekli ekip oluflturmak için bilgi almak isteyen kurum
temsilcileri kurumlar aras› protokole ba€l› olarak yararlanmak-
tad›rlar.

ONUR GÖKSOY;
AKUT ÜN‹VERS‹TE Ö⁄RENC‹ TOPLULUKLARI KOORD‹NATÖRÜ
AKUT ile ilk tan›flmam bir çok insan gibi 1999 depremi s›-
ras›nda oldu. Bir avuç insan›n, devletin bile çaresiz kald›€› böy-
lesine büyük bir felakette nas›l devleflti€ini, ne kadar büyük ifl-
ler baflarabildi€ini büyük bir hayranl›kla izledim. O s›ralarda kü-
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 645
çük, sosyal imkanlar› son derece k›s›tl› bir flehirde, Karabük’te
ev-okul-spor üçgeninde yaflayan 16 yafl›nda bir lise ö€rencisiy-
dim. O anki flartlar dahilinde ancak bir gün bu insanlarla ayn› ça-
t› alt›nda çal›flman›n hayalini kurabiliyordum.
Üniversitedeki ilk y›l›m›n sonunda, Bursa’daki en aktif ara-
ma - kurtarma ekibi olan ve bir çok kez insanüstü gayretlerine
tan›k oldu€um Aziz Do€an önderli€indeki “911 Arama - Kurtar-
ma Derne€i”ne 2001 y›l› sonunda kat›ld›m. K›sa sürede e€itim-
lerimi tamamlayarak operasyonlarda görev almaya bafllad›m.
2002 y›l›nda Uluda€ Üniversitesi’ndeki büyük potansiyeli hare-
kete geçirme karar› ald›k. Kurucu baflkanl›€›n› üstlendi€im ve 5
sene baflkanl›€›n› yürüttü€üm “U.Ü. 911 Arama Kurtarma Top-
lulu€u” ile çok baflar›l› çal›flmalara ve projelere imza att›k. Bu
süreç içerisinde Kandilli Rasathanesi D.A.E. A.H.E.P. TAG e€it-
menli€i yapt›m. “Kan Bilgi Bankas›”, “Organ Ba€›fl›na Destek”
gibi sosyal sorumluluk projelerinin koordinatörlü€ünü yürüt-
tüm. Her seviyeden okullara, her kesimden halka, farkl› il, ilçe-
leri hatta köyleri dolaflarak temel afet bilinci e€itimleri verdik.
Bu s›rada 2003 Bingöl depreminde ve 2006’da Bursa’da çöken
binada AKUT ile ayn› enkazda çal›flma flans› yakalad›m. Tüm
bu süreç içerisinde AKUT’u da do€al olarak yak›ndan takip edi-
yordum. Özellikle arama kurtarma ile s›n›rl› kalmaks›z›n sosyal
sorumluluk bilinci ile gerçekleflen proje ve faaliyetler, güncel
olaylara karfl› yap›lan bas›n aç›klamalar›, ayn› zamanda uluslar
aras› baflar›lar›, AKUT’un tam anlam›yla lider bir sivil toplum
kuruluflu niteli€i kazand›€›n› gösteriyordu ve benim kafamdaki
“STK” kelimesinin de tam olarak karfl›l›€› buydu.
2006 y›l›nda, benim için de milat say›labilecek bir flekilde,
büyüyen hedeflerimiz do€rultusunda hem derne€imizin, hem de
üniversite toplulu€umuzun AKUT’a kat›lmas›na karar verdik.
AKUT ile ayn› çat› alt›nda çal›flacak olmak bir nevi 16 yafl›mda
iken kurdu€um hayalin gerçekleflmesi anlam›na geliyordu. Fa-
kat daha da önemlisi, AKUT ile çal›flmak, bize üretti€imiz pro-
je ve faaliyetleri ulusal ve uluslar aras› arenaya çok daha kolay
ve etkin tafl›ma flans›n›, bununla beraber daha genifl kitlelere
ulaflma flans›n› veriyordu.
Uluda€ Üniversitesi AKUT Ö€renci Toplulu€u baflkanl›€›m›
646 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
devrederek Türkiye AKUT Ö€renci Topluluklar› Genel Koordi-
natörlü€ü görevine getirildim. fiu an için Uluda€ Üni., Haliç
Üni., Abant ‹zzet Baysal Üni. ve Kocaeli üniversitesinde kur-
mufl oldu€umuz AKUT ö€renci topluluklar› yan›nda, 5 üniver-
sitede daha 2007 - Kas›m ay› itibariyle AKUT Ö€renci Toplu-
luklar› kurulma aflamas›ndad›r. Özellikle “Organ ve Doku Ba€›-
fl›na Destek”, “Küresel Is›nma”, “Kan Bilgi Bankas›” gibi sos-
yal sorumluluk projelerimizi ülke geneline yaymak için var gü-
cümüzle çal›fl›yoruz. Bununla beraber; sosyal sorumluluk proje-
leri ve e€itim amaçl› kurdu€umuz topluluklar› uluslararas› alan-
da farkl› üniversite ekipleri ile irtibatland›rmak, faaliyetlerimizi
uluslararas› alana yaymak ad›na ciddi giriflimlerde bulunduk. 7
farkl› Avrupa ülkesinde 15 farkl› benzer amaçl› faaliyet gösteren
üniversite toplulu€unu, U.Ü. AKUT Ö€renci Toplulu€u yeni
baflkan› Sercan Demirbafl ile birlikte ülkelerinde ziyaret ettik ve
iflbirli€i görüflmeleri yapt›k. Uzun vadede hedefimiz, mevcut
projelerimizi güçlendirerek, bununla beraber yeni projeler ürete-
rek ulusal ve uluslar aras› alanda topluma maksimum fayda sa€-
lamakt›r.
AKUT ile, yani do€ru yerde, do€ru insanlarla, ve özellikle
“her fleye ra€men” ayakta dimdik durabilen, idealist, vizyonu
genifl, eflsiz bir lider “Nasuh Mahruki” ile çal›flmaktan onur du-
yuyorum.

SERHAT AKBEL;
TEKN‹K LOJ‹ST‹K B‹R‹M SORUMLUSU
AKUT Arama Kurtarma Derne€i’ne geldi€imde henüz 18
yafl›n› yeni doldurmufl, yard›ma muhtaç insanlar için yararl› ifl-
ler yapmak isteyen, ancak e€itimsiz bir gençtim. fiu anda 21 ya-
fl›na gelmifl ve arama kurtarma konusunda çeflitli e€itimler alm›fl
bulunmaktay›m.
Henüz lise s›ralar›nda tan›flt›€›m AKUT için uzun y›llar ça-
l›flmay› ve bu çal›flmalarla ülkeme hizmet etmeyi düflünmekte-
yim. AKUT Arama Kurtarma Derne€i’ne geldi€imden bu tarihe
kadar geçen yaklafl›k 3 y›ll›k süre boyunca flu anda birim sorum-
❏ AKUT Gönüllülerinin Kaleminden Kendi Duygular› ❏ 647
lulu€unu yapt›€›m Teknik Lojistik Biriminde çal›flmaktay›m.
AKUT’un 10 y›l› aflan sürede operasyonlar›nda ve e€itimle-
rinde elde etti€i baflar›n›n temelinde iyi e€itim ve profesyonelce
çal›flan gönüllülerinin özverisinin yan› s›ra, çok iyi örgütlenme-
sinin ve her kademede nitelikli liderlerinin bulunmas›n›n katk›-
s› büyüktür.
AKUT’un güçlü organizasyonunda büyük önem tafl›yan un-
surlar›ndan birisi de lojistik gücüdür. Arama Kurtarma personel-
lerinin sahadaki baflar›s›n› destekleyen, bu ifl için e€itim alm›fl
güçlü bir lojistik yap›ya sahiptir. Sizlere Teknik Lojistik Biri-
miyle ilgili birkaç bilgi vermek istiyorum; Teknik Lojistik,
AKUT Lojistik birimine ba€l› olarak çal›flan bir birimdir. Faali-
yetleri operasyon öncesi,operasyon esnas›, operasyon sonras›
olarak üç ana bafll›kta toplan›r.

OPERASYON ÖNCES‹
- Teknik Lojistik malzemeleri (jeneratörler, k›r›c›lar, delici-
ler, kesiciler…) a€›r kurtarma araçlar›ndan oluflmaktad›r. Tüm
bu malzemelerin modern lojistik teknolojisi dikkate al›narak de-
polanmas› ve envanter alt›na al›nmas›.

OPERASYON ESNASI
- Operasyon esnas›nda en h›zl› flekilde teknik malzemelerin
operasyon mahalline ulaflt›r›lmas›.
- AKUT SAR (Arama / Kurtarma) ekiplerine teknik malze-
me konusunda kusursuz destek verilmesi.
- Mevcut araç gereçleri koruma ve kollaman›n yan› s›ra sü-
rekli çal›fl›r durumda kalmalar›n›n sa€lanmas›.
-Bu ekiplerin yiyecek ve yatacak gibi ihtiyaçlar›n› karfl›la-
mak, ekiplerin çal›flmalar›n›n devam›n›n sa€lanmas›.

OPERASYON SONRASI
- Tatbikat ve operasyon sonras› depodan ç›kan malzemelerin
sa€lam ve eksiksiz yeniden depoya giriflleri sa€lamak.
648 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
-Operasyon sonras›, malzemelerin bak›mlar›n› yapmak.
- Kullan›lmayacak haldeki malzemelerin tamiratlar›n›n ya-
p›lmas› veya yenilerinin al›nmas›n› takip etmek.
- Bir sonraki operasyona haz›rl›klar›n devam› fleklindedir.

ÖZGÜR MONKUL;
E⁄‹T‹M B‹R‹M‹ GÖNÜLLÜSÜ
Depremi ben de evimde yaflad›m. ‹lkokulda ö€rendiklerimle,
gözlerimi zor açarak, flaflk›n bir flekilde... Ben de AKUT’u
1999’da tan›d›m, takdir ederek, özenerek izledim haberlerde. 17
yafl›ndayd›m AKUT ‹skender I€d›r E€itim Merkezi’nin içine ilk
ad›m›m› att›€›mda, Kad›köy Anadolu Lisesi’nin Do€a Sporlar›
Kulübü’nün üyesi ve TAMT (Toplum Afet Müdahale Tak›m›)
e€itiminin kursiyeri olarak. Zaman geçti, art›k ben de AKUT’un
bir parças›y›m. O ayn› e€itim merkezinde zaman›m› insanlarla
bilgilerimi paylaflarak geçiriyorum, gece gündüz. E€itim Birimi
olarak AKUT’un sadece 1999 depremindeki k›rm›z› tiflörtlüler
de€il, do€ada, selde, heyelanda, 盀da, göçükte ve daha fazlas›n-
da yer, zaman, flart gözetmeksizin yard›m eden insanlar oldu€u-
nun bilincindeyiz ve e€er bir operasyonda hayat kurtar›l›yorsa,
birimde birlikte çal›flt›€›m arkadafllar›mla sarf etti€imiz bir cüm-
lenin bile bunda pay sahibi oldu€unu biliyoruz.
Bu do€rultuda temel amac›m›z sadece gönlüyle, azmiyle de-
€il, akl›yla ve bilgisiyle kurtaran bireyler yaratmak. Bunun için
de gecemizi gündüzümüze katmaktan hiçbir zaman vazgeçme-
yece€iz.
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 649

7. Bölüm

B AfiKA B AfiKA HEP B AfiKA


AfiKA AfiKA HEP AfiKA
AfiK HEP AfiK SADECE AfiK
650 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

BENDEN S‹ZLERE...
Da€larla, do€ayla, gökyüzüyle ve denizlerle tan›flt›€›m ve ken-
dimi onlar›n kardefli olarak görmeye bafllad›€›m, 19-20 y›l
(1988 sonlar›) önceki en at›lgan ça€lar›mdan bu yana hayat›m›;
insano€lunun yarad›l›fl› itibariyle sahip oldu€u alg›lama araçlar›
ile hissedebilece€i en yüksek duygu olan “aflk” üzerine kurmufl
oldu€umu, ancak son y›llarda kelimelerle ifade edebilecek ol-
gunlu€a eriflti€imi görüyorum. Asl›nda o günlerde de benzer
duygularla, müthifl bir tutku ve bast›r›lamaz bir coflkuyla akl›m›
ve bedenimi oradan oraya savuruyordum, ancak ad›n› flimdiki
gibi koyup tan›mlayam›yordum. Geçmiflte do€al - içsel coflku-
suyla, kardefllerinin ba€r›nda her fleyi, her zorlu€u ve her tehli-
keyi göze al›p, özgür ve ç›r›lç›plak oradan oraya koflturan bu
genç ruh, ancak, 35-36 yafllar›nda yaflad›€›n›n “aflk” oldu€unu,
yaflam›n›n “aflk” oldu€unu tan›mlayabildi, hatta neredeyse elle-
riyle bile tutabildi€ini gördü.
Bir insan bundan daha fazla nas›l mutlu olabilir ki...
Naz›m Hikmet; “Memleketinizi sevin” der, “Ama sadece iyi
ve güzel taraflar›n› sevip, kötü taraflar›n› sevmemek olmaz, yu-
murtadan ç›k›p kabu€unu be€enmemek olmaz” der. “Memleke-
tinizi sevin ama bütün pisli€iyle birlikte sevin” der.
‹flte aflk bu; iyi-kötü, güzel-çirkin, do€ru-yanl›fl, az-çok, h›z-
l›-yavafl demeden, yarg›lamadan her fleyi sevmek, sadece sev-
mek için sevmek.
Aziz Nesin, “Bir Baflka Türlü Sevmek” adl› fliirinde ne güzel
ifade etmifl bu duyguyu;
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 651
Ben halk›m› iyi diye do¤ru diye
Ben halk›m› bilge diye beni sevsin
Ya da övsün diye de¤il
Ben halk›m› benim diye severim

Ben yurdumu güzel diye de¤il


Zengin diye cömert diye de¤il
Ben yurdumu yurdum diye
Benim diye severim

Kahr›n› çilesini ac›s›n› çok çektim


Yaflad›kça daha da çok çekerim
Çirkin olsun yoksul olsun ben yurdumu
Benim diye yurdum diye severim

Bitkel olsun k›r olsun k›raç olsun


Bir ana çocu¤unu çocuk da anas›n›
Nas›l severse candan hem de hiç ç›kars›z
Ben yurdumu ben halk›m› iflte öyle severim

Tahir’e demifller yan›p tutkunu oldu¤un Zühre


Çopurdur bodurdur çok da çirkin bir k›zd›r
Aaah demifl Tahir döne döne yane yane
Zühre’mi göreydiniz bir de benim gözümle

Hay›nlar› alçaklar› aptallar› çoktur halk›m›n


Dar’a çeker cay›r cay›r yakar insan›n›n has›n›
Aptald›r önce asar sonra a¤lar aya¤›n›n dibinde
Ben yurdumu ben halk›m› benim diye severim
...
652 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
Aragon’un aflk için söyledi€i çok hofl bir söz var; “Aflk, bize
güç veren tek özgürlük yitimidir.” ‹flte, kifliye sonuçta, sadece güç
katan böylesine bir aflkla sevmeli insan; gözün görebildi€i, kula-
€›n duyabildi€i, elin dokunabildi€i her fleyi. Sebepsiz, sorgusuz,
koflulsuz ve öncesiz. Da€› da€, orman› orman, denizi deniz, rüz-
gâr› rüzgâr, insan› insan oldu€u için, yarat›lm›fl› yaratandan ötü-
rü sevmeli insan. Sevmek için baflka bir koflul aramamal›.
Ne kadar mütevaz› olursa olsun yaflam›n her türlüsüne sayg›
duymay› ö€rendi€im günü, kiflisel geliflim sürecimin bir atlama
tafl› olarak de€erlendiriyorum. En küçük böcekten, en garip hay-
vana, en de€iflik bitkiye kadar her fleyin en az bizim kadar yafla-
ma hakk› oldu€unu düflünüyorum. E€er bu dünyada kutsal olan
bir fley varsa, bence “hayat”›n ta kendisi olmal›.
Hatta bu hayat› illa bizim anlayabildi€imiz bir yaflam formu
olarak s›n›rland›rmaya bile gerek yok. Da€lar›n da, denizlerin
de, y›ld›zlar›n da, uzay›n da kendine göre bir yaflam döngüsü ol-
du€unu düflünüyorum. Bizim gibi nefes almasalar da hareket et-
meseler de, onlar›n da kendilerine özgü çok farkl› bir zaman ve
mekân ölçe€inde, bizim alg›lama araçlar›m›z›n ölçemeyece€i
h›zda-yavafll›kta-titreflimde bir yaflam formlar› oldu€una inan›-
yorum. Bu yüzden de dünyadaki ve evrendeki her fleye sayg› du-
yarak bak›yorum. Boyutu, rengi, kokusu, tad›, temas etti€imde
verdi€i hissi ne olursa olsun. Sadece varl›€›-yarat›lm›fl olmas›
benim ona sayg› duymama yetiyor.
Kendimi, kendi bilincine varmaya çal›flan bir insan olarak
görüyorum. Kendimi, dolay›s›yla insan›, dolay›s›yla hayat›, do-
lay›s›yla varoluflu anlamaya çal›fl›yorum.
Bütün çabam, bütün u€rafl›m, hatta yapt›€›m her fley, kendi-
mi ve hayat› anlamak ve ö€renmek için. Bunun ne kadar zor ol-
du€unu biliyorum ama bu beni y›ld›rm›yor. Bundan 12 y›l önce
1995 y›l›nda Everest’te ilk Türk adl› kitab›m›n önsözüne, “Her-
kes bilmek ister, ancak pek az› bedelini ödemeye haz›rd›r” diye
yazm›flt›m. Tutkular›m›n karfl›l›€›n› ödemeye her zaman haz›r
oldum.
Son 15 y›ld›r hep dövüflerek geçti ömrüm; da€lar kadar onur-
lu, denizler kadar mert, do€al afetler kadar güçlü rakiplerle, ba-
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 653
zen de canavarlarla, ejderhalarla, hainlerle, alçaklarla... Sa€ kal-
mak için, kazanmak için sertlefltim belki de gere€inden fazla...
Unutmak için hayaller kuracak kadar açl›kla, midemi kasmas›na
ra€men karlar› yiyecek kadar susuzlukla, difllerimi s›kmaktan
çatlatacak kadar so€ukla ve ac›yla, gücümü tamamen tüketerek
bilincimi yitirecek ve halusinasyonlar görecek kadar uzun süre-
li a€›r efor ve stresle karfl›laflt›m. Size garip gelebilir ama hepsi
benim seçimimdi ve hiç piflmanl›k duymad›m. Aflt›€›m her zor-
lukta, geçti€im her engelde, elde etti€im her baflar›da yaflad›€›-
m›, var oldu€umu, iz b›rakt›€›m› hissettim.
Yaflad›klar›m beni öyle bir noktaya getirdi ki, olaylar› insan
odakl› de€il de olgu odakl› görmeyi ve kiflisellikten ar›nm›fl bir
flekilde de€erlendirmeyi ö€rendim; t›pk› do€a gibi. En sert, en
ac›mas›z koflullar›, en korkunç, en y›k›c› afetleri, duygular›m›
kar›flt›rmamaya gayret ederek, mekanik bir problem olarak ele
ald›m ve imkânlar›m dahilinde karfl›mdaki problemi çözmeye
çal›flt›m. Büyük ölçüde de baflar›l› oldum, çünkü bireylerin de-
€il kitlelerin menfaatlerini ön planda tuttum, ço€unlu€a göre ha-
reket ettim ve asla kiflisel davranmad›m.
Arama Kurtarma disiplininde basit bir kural›m›z vard›r; en
k›sa sürede, en fazla say›da insana, en büyük fayday› sa€lamak.
Dünyan›n en zor psikolojik savafllar›ndan biridir bu. Belki de
yüzlerce kez kritik kararlar vermifl biri oldu€um halde, hayat›-
m›n en zor karar anlar›n› bu durumlarda yaflad›m. Kitlesel afet-
lerde veya bir do€a sporu kazas›nda k›s›tl› kaynaklarla, k›s›tl›
zamanla, k›s›tl› insan gücüyle, gücünüzün hiçbir zaman tam ola-
rak yetemeyece€i karfl›n›zdaki ola€anüstü büyük problemi, duy-
gular›n›z› kar›flt›rmadan, öncelikler, fayda-maliyet, imkân ve ka-
biliyet ölçekleriyle de€erlendirip, h›zl› düflünerek, hatta çok h›z-
l› düflünerek, bir makine duygusuzlu€uyla ama ayn› kesinlik ve
do€rulukla uygulaman›z gerekir, ya da evde oturup bu iflleri te-
levizyondan seyretmeniz...
Bireylerin geçmifli, e€itimi, yafl›, cinsiyeti, ailesi, topluma
faydas›-zarar›, üretkenli€i gibi kavramlar› düflünmeden, sadece
günün sonunda en fazla say›da insan› kurtarabilmek için, insa-
n›n can›n› ac›tan fedakârl›klar› yapabilmeyi ö€rendim ve sonra
bunlar› unutmay›, beynimin uzak bir köflesine, benim bile aça-
654 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
mayaca€›m kilitlerle hapsetmeyi...
En y›k›c› kitlesel afetlerde, en sert do€a koflullar›nda, insan›n
en büyük kâbusu olabilecek büyük ve güçlü rakiplerle dövüflme-
yi ve her seferinde sa€ kalmay› çok iyi ö€rendim de, insanlar›n
ikiyüzlülü€ü, kalleflli€i ve hainli€iyle bafla ç›kmay› bir türlü ö€-
renemedim. 7.000-8.000 metrelik da€lar›n insan›n duda€›n›
uçuklatan ac›mas›z istatistiklerine, kitlesel afetlerin muazzam
y›k›m gücüne karfl› bile kendimi savunabildim de, insan akl›n›n
basit menfaatler üzerine kurulu ikiyüzlülü€üne ve hainli€ine
karfl› 40 koca y›lda bir savunma kalkan› gelifltiremedim.
Ve ötekilerinin aksine bu savafl› hep ben kaybettim...
“Bunlar, Engerekler ve ç›yanlard›r,
Bunlar, Afl›m›za, ekme¤imize
Göz koyanlard›r,
Tan› bunlar›,
Tan› da büyü...”
(Adilofl Bebenin Ninnisi)
Ahmed Arif

Belki de flükretmem gerek, bu yafl›mda bile bunlar› tan›may›


hala ö€renememe ra€men aflk›mdan hiçbir fley yitirmedim...
“Seni di¤erlerinden farks›z yapmaya bütün gücüyle gece gündüz
çal›flan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyan›n en zor sa-
vafl›n› vermek demektir. Bu savafl bir bafllad› m›, art›k hiç bitmez!”
(E.E.Cummings)

‹nsano€lunun varoluflu itibariyle tekil de olsa özünde tafl›d›-


€› sevgi ve bilgelikle her fleye karfl› bir sorumluluk tafl›mas› ge-
rekti€ine inand›m. Sorumluluk üstlenmekten, alt›na girmekten
hiçbir zaman kaçmad›m.
Her fleye ra€men, bu bedendeki can da hayat› sorumlulukla-
r›yla birlikte seviyor, hem de uzun süredir fark›nda olarak...
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 655
“Hep yan›ld› ve yenilgilere u¤rad›
ama at›ld› yine de yeni serüvenlere
Vakti olmad› ac›lar›n hesab›n› tutmaya
durup beklemeye, geri dönmelere vakti olmad›

Yang›nlarla geçti ömrü ve hep yaln›zd›


-ki onlar daima birer yaln›zd›rlar”
(Soluk Solu¤a)
Ahmet Telli

Bütün bu süreç içerisinde geçmifle dönüp de, her fleye ra€-


men beni ayakta tutan ve do€ru yoldan ayr›lmam› engelleyen
gücün as›l kayna€›n›n ne oldu€unu bulmaya çal›flt›€›mda; vard›-
€›m sonuç hep sizler oldunuz. Hiç tan›flmasak da, hiç görüflme-
sek de, sizlerin orada oldu€unu bilmek, beni do€ru yolda tutan
en büyük dayanak noktam oldu. Bir de elbette; geçmiflin cesur,
bilge, fedakâr ruhlar›n›n, bizim yaflad›klar›m›zdan çok daha bü-
yük zorluklarla karfl›laflmalar›na ra€men, yollar›ndan hiç ayr›l-
mayan ve tükenifllerine bile bafllar› dik giden o büyük adamlar›n
ve kad›nlar›n, o eflsiz ruhlar›n varl›klar› beni her zaman cesaret-
lendirdi.
Varl›€›m›n bir anlam kazanabilmesi için sizlerin de orada va-
rolman›z gerekti€ini, asl›nda bizlerin karfl›l›kl› olarak birbirimi-
zi var etti€imizi, daha da ötesinde asl›nda hepimizin ayn› tanr›-
sal özün parçalar› oldu€umuzu ve bunun da karfl›l›kl› olarak biz-
lere sorumluluk yükledi€ini ve e€er bu sorumlulu€un gerekleri-
ni yerine getirebilirsek yaflam›m›z›n çok daha anlaml›, mutlu ve
tamamlanm›fl olaca€› gerçe€ini, pek çok farkl› olayda deneyim-
leyerek ö€rendim.
Sadece bir insan olarak, insano€ullar›n›n ve insank›zlar›n›n
içlerinde do€al olarak bulunan bu eflsiz potansiyele olan inan-
c›mla her zaman ve her koflulda dimdik ayakta kalabilmeyi ba-
flard›m. Her seferinde de kendime; “Sen daha iyisini de yapabi-
lirsin, daha fazlas›n› da kald›rabilirsin. Her ne olursa olsun, ba-
656 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏
fl›na her ne gelirse gelsin; hayata karfl› dik dur ki, hayat da sana
sayg› duysun” dedim. Süreçler benim için sonuçlardan daha de-
€erli oldu. Süreçte do€ru olman›n sonuçta kazan›p kaybetmek-
ten daha önemli oldu€unu çok genç, hatta çocuk yafllar›mda ö€-
rendim. O günlere hâlâ flükran duyar›m.
Bir gün aflk› buldum, aflka inand›m ve her fleyi aflkla yapma-
ya, aflkla yaflamaya bafllad›m.
Aflk, aflk, aflk, hayat›mda sadece aflk var. Da€lara t›rman›rken
de, motosikletimle uzak co€rafyalar› aflarken de, denizlerde yel-
kenlerimi doldururken de, bir can› daha ölümün elinden almaya
çal›fl›rken de, kitaplar›m› yazarken de, sevdi€im insanlarla bir
fleyler paylafl›rken de, hep ayn› özün parçalar› aras›ndaki aflkt›
yaflad›€›m.
Belki fark›nda de€ilsiniz ama, ben kendimi sizde buldum.
Bu yüzden, buraya benden sizlere bir aflk notu düflmek istedim.
Sonra da sizden bana gelenleri yine sizlerle paylaflmak...
Bu benden sizeydi;
ömrümün her an› için,
ömrümdeki her fley için.

hep siz oldunuz,


hep aflk oldu,
hepsi iyi ki oldu,

iyi ki oldunuz.

siz orada oldu¤unuz için ben oldum,


ben oldu¤umun fark›na vard›m,
fark›na vard›¤›m› yaflad›m.

insan bedenine hapsolmufl aciz varl›¤›m›n


en büyük ö¤retisini sizlerden ald›m.
hesaps›z, sorgusuz, sualsiz,
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 657
sadece yap›lmas› gerekti¤i için,
sadece do¤ru olan oldu¤u için,

bir fleylerin u¤runa yaflamay›,


bir fleylerin u¤runa dövüflmeyi,
ve bir fleylerin u¤runa ölmeyi ö¤rendim,

ve bir fleylerin u¤runa yaflaman›n, dövüflmenin ve ölmenin yüceli¤ini

özgürlü¤ümü size verdim,


gücümü sizden ald›m,

hiç korkmad›m, hiç piflmanl›k duymad›m,


hiç yolumu kaybetmedim,
çünkü hep siz vard›n›z,
iyi ki vard›n›z.

siz, ben, biz, hepimiz biriz,


ayn› yerden geldik, ayn› yere gidece¤iz.

Her fley ve her yer, buras› ve oras› özde ayn› ve asl›nda hepsi bir...

kendi yoluna gitmeli,


kendi da¤›na t›rmanmal›,
kendi denizine dalmal›,
kendi gö¤ünde uçmal›,

kendi gözlerinle görmeli,

kendine gitmeli,
kendine t›rmanmal›,
kendine dalmal›,
kendine uçmal›
kendini görmeli,
658 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

gittim, t›rmand›m, dald›m, uçtum,

görülmek için çok büyük ama görmek için çok küçükmüfl...

Üzerimde kul hakk› kalmas›ndan korkar›m,


hakk›n›z› helal edin,
benimki sizlere bin kere helal olsun.

ve Allah aflk›m›z› art›rs›n...

S‹ZLERDEN BANA...
• Ne yazaca¤›m konusunda hiçbir plan›m yok aç›kças›. Sadece bir-
kaç saat önce yaz›n›z› okudum ve zaten neredeyse her pazar oku-
yorum da. Evet gerçekte hepimiz sizi, 17 A¤ustos öncesinde sade-
ce çok iyi bir da¤c› olarak tan›yorduk. Ancak o büyük misyonunu-
zu gerçeklefltirdi¤iniz an, elbette ki yüre¤imizdeki yeriniz de bam-
baflka oldu.
“Yarad›lan› sevdik, Yaradan’dan ötürü” sözünün tecellisini yap-
t›¤›n›z çal›flmalar olsa gerek. Ancak zaman içinde yaz›lar›n›z› da
okuyunca, sizin; tasavvuf, uzakdo¤u ö¤retileri, metafizik, spiritu-
alizm ve felsefe konular›nda oldukça büyük bir birikime sahip oldu-
¤unuz izlenimini de edindim. Zaten “insan ve varl›k” sevgisi bu ka-
dar doruk noktalarda olan birinden de baflka bir fley beklenemezdi.
Hizmet etmek, kainattaki en büyük olgunluk mertebesidir. Baflkala-
r›n›n ac›lar› ile üzülen, mutlulu¤u ile sevinene ne mutlu...
... yapt›¤›n›z büyük insani ve ilahi hizmetlere bir yenisini de in-
sanlar› yaz›lar›n›z yoluyla bilinçlendirmekle yap›yorsunuz. Ve bilirsi-
niz ki bu, bir di¤eri kadar önemli ve anlaml› bir çabad›r. Allah yar-
d›mc›n›z olsun, aflk›n›z› art›rs›n.
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 659
Tek istemedi¤im gere¤ince takdir edilmedi¤inizi düflünmeniz
ve üzülmeniz olacakt›r. Yaz›k ki, büyük hizmetler daima geç takdir
edilirler. ‹nsanl›¤›n yasas› olmufl art›k bu. Belki o bilindik isimler ka-
dar omuzlarda tafl›m›yorlar sizi ama, siz ve arkadafllar›n›z›n k›yme-
tini anlad›klar›nda da gözleri baflka kimseleri görmez olacak. Her
meyva olgunlaflt›¤›nda düfler. Sevgi ve sayg›lar›mla.

• Bir Da¤c›n›n Güncesi’ni hemen al›p okumufltum ve en az befl ki-


fliye daha okutmufltum. Daha fazlas›na da kitab› anlatt›m. Benim
için pahal› olmas›na ra¤men di¤er kitaplar›n›z› da ald›m. Sonra he-
nüz medyan›n y›ld›z› olmadan yapt›klar›n›z› da ilgiyle ve gururla ta-
kip ediyordum. Da¤c›lar için yapt›klar›n›z›, bu amaçla kurulan
AKUT’u, AKUT’u tan›tma ve destek bulma çabalar›n›z›, daima bir
ekip oldu¤unuzu söylemenizi (bu çok önemli çünkü genelde ben
yapt›m ben yapar›m zihniyeti olan bir toplumuzdur) Adana depre-
minde AKUT’un performans› ve insanlar›n tepkisini de sevgi ve gu-
rurla izledim. Ad›m kadar emindim 17 A¤ustos Depremi’nde ilk ko-
flacaklardan oldu¤unuzu da biliyordum. Bu olay›n Türkiye’nin ha-
yat›nda baz› bak›mlardan bilinç s›çramas› yaratt›¤›n› düflünüyo-
rum, bunda önemli bir pay da sizin ve arkadafllar›n›z›n. Sadece yap-
t›klar›n›zla de¤il yapmad›klar›n›zla da (anlams›z tart›flmalara gir-
memeniz gibi) olay›n d›fl›nda ac› içinde ve çaresiz hisseden insan-
lara ayd›nl›k yaratt›n›z. Dünya’da sayg›nl›k ve gurur kayna¤›m›z ol-
dunuz. Zaten yapt›klar›m›z geliflmifl bir ülkede ola¤an fleylerdir de-
meyin. ‹lk kez sivil bir organizasyon olman›z, yapt›klar›n›z, olaylar
s›ras›nda ve sonraki tutum ve aç›klamalar›n›z insanlar›n içinde gü-
ven, umut, sevgi ve gurur yaratt›. Bunlar›n fark›nda oldu¤unuzu bi-
liyorum ama ben de söylemek istedim. Çal›flmalar›n›z›n ve çabala-
r›n›z›n milyonlarca yürek taraf›ndan sevgi ve gururla desteklendi¤i-
ni biliyorsunuz.

• Merhaba Sizi ilk önce, Marmara depreminde ekibinizle olan kur-


tarma çabalar›n›zdan, medyan›n her zaman ki yanar dönerli¤i kar-
fl›s›ndaki istikrarl› tutumunuzdan uzaktan bir izleyici olarak tan›-
m›flt›m.
660 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Ama Asya Yollar›, Himalayalar ve Ötesi’ni okudu¤umda gerçek-


ten çok flafl›rd›m! Hani insan hayal kurar ve kendisi hayallerini ger-
çeklefltiremiyecek kadar tembel ve disiplinsizdir, hani teoride ken-
dini “bilgili” san›r pratikde s›f›rd›r da bir gün bir kitap açar kendiy-
le ayn› genetik kökten gelen bir insan›n ayn› düflünceleri paylaflt›-
¤›n›, sadece hayal kurmad›¤›n›, yapt›¤›n›, öz disiplinini, dürüstlü¤ü-
nü, yal›nl›¤›n›, onun gözünden güzelli¤i görür de flafl›r›r ya iflte ay-
n› flekilde flafl›rd›m. Kitab› okurken uzun bir uçak yolculu¤u yap›yor-
dum, içti¤im flarap tatt›¤›m peynir bile a¤z›ma daha lezzetli geldi.
Ülkeme geldi¤imde içim k›p›r k›p›r ve her fley güzeldi ve çok mut-
luydum... Taksi flöförüyle tatl› bir muhabbete girdim, yak›n bir arka-
dafl›m› arad›m ve o anda çok mutlu oldugumu, onun da ayn› duy-
gulara sahip olmas› için hemen kitab›n›z› al›p okumas›n› istedim.
Daha sonra Yeryüzü Güncesi hariç di¤er kitaplar›n›z› okudum.
Yaz›lar›n›z› okudum. Atatürk’ün emanetine sahip ç›kacak far-
k›ndal›kta ve sorumlulukta oldu¤unuzu okudum. Teflekkürler. E¤er
yaz›lar›n›zdaki kifli gerçek sizseniz (zaman›n biz yetiflkinlere ö¤retti-
¤i flüphecilik ve güvensizlik için özür dilerim.) hayran kalmamak el-
de degil. Özellikle anne ve baban›z›n sizi nas›l yetifltirdi¤ini ö¤ren-
mek isterdim ki ben de k›zlar›m› yetifltirirken özgür, cesur ve erdem-
li olmalar›n› örseleyecek hatalar yapmayay›m. fiu anda çocuk sahi-
bi de¤ilsiniz ama oldu¤unuzda, çocu¤unuzun ilk aylar›nda gözle-
rinde gördü¤ünüz ›fl›¤›n annesi dahil her türlü insanla iletiflime gir-
di¤inde y›llar geçtikçe matlaflt›¤›n› göreceksiniz ve bu ac› verecek.
Bu sebeple sizin gibi p›r›lt›s› olan insanlar›n nas›l yetifltirildi¤ini me-
rak etmemi garipsemeyin. Büyük k›z›m P. flu anda 7.5 yafl›nda, kü-
çük k›z›m ‹. de 3.5 yafl›nda, arkadafllar›n› da biliyorum, harikalar. Si-
zin gibi bir insan›n onlara model olmas›n› çok isterdim. Keflke aile
dostu veya akraba olsayd›k da k›zlar›m sizden bir fleyler ö¤renebi-
lecek kadar yak›n olsayd›. Ellerinize ve yüre¤inize sa¤l›k.

• Kumara yat›ranlardan de¤ilim ben evreni


Ben insano¤lunun o gaml› ulu sürüsündenim
bütün bütüne
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 661
Hiç görülmemifltir f›rt›nadan kaçt›¤›m
Kollar›mla bast›rd›m yang›n› her seferinde
Hende¤i de bildim savafl arabalar›n› da
Güpegündüz sak›nmadan söyledim
en ters düflüncelerimi
Ve geri çekilmedim surat›ma tükürmeye
geldiklerinde
Aln› damgal› yaflad›m
Bölüfltüm kara ekme¤i ve herkesin gözyafllar›n›
Ç›kt›ysam sadece kendi kuleme ç›kt›m.
Louise Aragon (Çeviri: Sait Maden)
Merhaba! Bu dizeler bana sizi hat›rlat›yor. ‹yi ki vars›n›z. Bu
cümle istedi¤imden daha sönük gözüküyor nedense. Aragon’u sev-
di¤iniz için sizi daha da çok seviyorum eskisinden.

• San›yorum gazetede yazmaya bafllayal› çok uzun zaman olmad›.


Hatta, aç›kça söyleyeyim, ilk yaz›n› gördü¤ümde içimden; “Eyvah,
medyam›z yine bir -Kahraman- katt› bünyesine, umar›m onu da k›-
sa sürede eskitmezler ve demode etmezler” dedim (Yeri gelmiflken,
baflta seni ve tüm AKUT ekibini, deprem felaketleri s›ras›nda ülke-
mizde ve komflular›m›zda yapt›¤›n›z, ve sizleri bir anlamda -Kahra-
man- yapan tüm çal›flmalar›n›z ve çabalar›n›z için yürekten kutlar,
sayg›lar›m› belirtmek isterim). Bir taraftan da gazetede yazmaya
bafllamana çok sevindim. Do¤ayla iç içe, do¤aya sayg›yla ve de
onun karfl›s›nda haddimizi bilerek, ama yine onunla mücadele et-
meyi bir yaflam biçimi, hatta felsefesi yapmay› çok isteyen biri ola-
rak yapt›klar›n› biraz g›ptayla ve hayranl›kla izlemeye çal›fl›yorum.
Yaflad›¤›n birçok tecrübeye, hatta en yak›n arkadafllar›ndan birini
(‹skender I¤d›r) kaybetmen gibi çok ac› olaylara ra¤men, y›lmadan,
sevgini ve h›rs›n› kaybetmeden çabalamaya devam etmen çok hofl,
ayr›ca do¤ayla mücadeleni, onunla iç içe olman›, sadece fiziksel ve
de mekanik bir düzeye indirmeden, felsefi bir düzlemde alg›laman,
Sokrates’den, Descartes’ten, Kant’tan yapt›¤›n al›nt›larla çok güzel
662 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

anlafl›l›yor. Ne güzel söylemiflsin; “Do¤ruya giden yollar›n sonsuz


oldu¤unu ve bu yolu arayan herkes kadar yol oldu¤unu” Yollar›m›-
z›n bir gün bir yerlerde kesiflmesi dile¤iyle, sevgiyle...

• Merhaba; malum, belli bir konuda sivrilmifl ve yapt›¤› iflte de ün-


lenmifl kiflilerde, özellikle de o konularda yap›lan di¤er ifllere ve ic-
rac›lar›na bir tepeden bakma e¤ilimi olmas› neredeyse do¤ald›r.
Ama ülkemizde k›tl›g› hiç çekilmeyen afla¤›l›k kompleksi etkisiyle,
kifliler bu e¤ilimlere karfl› koymakta özellikle zorluk çekerler. Etraf›-
m›z, kendilerini hep bir numara hisseden “güzel sanatç›”lar ile do-
luyken, pazar günkü ‘vertical limit’ yaz›n›z, içimi ayd›nlatt›. Tüm
benli¤inizle yaflad›¤›n›z ve neredeyse sizin en büyük parçan›z hali-
ne gelmifl oldu¤unu düflündü¤üm da¤c›l›k konusunda bu kadar al-
cakgönüllü bir yaklafl›m içinde olman›z, bende büyük bir sayg›
uyand›rd›. Tüm yaz›lar›n›z› takip etmiyorum; beni sizle bu yaz›da
buluflturan, benim film izlemeye olan tutkum. Tarafs›z ve s›radan
bir izleyici gibi, izlenimlerinizi öyle güzel aktarm›fls›n›z ki; nas›rlafl-
m›fl hislerle kritik yapan nice ‘ünlü’ elefltirmenden daha iyi bir fikir
veriyorsunuz film hakk›nda. Ama as›l söylemek istedi¤im, “da¤c›l›k
bu filmdeki gibi çocuk oyunca¤› de¤ildir; biz ne zor flartlar alt›nda
t›rman›yoruz ya da böyle fley olmaz, kulliyen saçma” deseniz bile si-
zi alk›fllayacak bir kitleye, baz› gerçeklerin alt›n› çizmekle birlikte -
keflke daha detayl› yazsaym›fls›n›z- filmden keyif ald›¤›n›z› ve en ya-
k›n f›rsatta tekrar gitmeyi düflündü¤ünüzü, hiç K2 t›rman›fl› yapma-
m›fl bir kiflinin sahip olabilece¤i alçakgönüllü bir üslupla içten yaz-
m›fl olman›zd›r. Umuyorum yaz›n›z›n bana hissettirdikleri gerçektir
çünkü böyle insanlar›n varoldu¤unu bilmek güç veriyor. Kendinize
çok dikkat edin ve iyi bak›n.

• Sizi iki konuda kutlamak istiyorum. Birincisi, alm›fl oldu¤unuz ye-


ni ödül, ikincisi ise “Da¤lar›n Mistik Çekicili¤i” bafll›kl› yaz›n›z. fiim-
diye kadar yazm›fl oldu¤unuz bütün yaz›lar› her zaman ilgiyle oku-
dum. Ancak yaz›lar›n›zda hep bir eksiklik hissederdim. Genellikle il-
ginç yer, kifli ve olaylardan tarafs›z bir flekilde bahsederdiniz. Sonra
fark ettim, yaz›lar›n›za duygular›n›z› katm›yordunuz. Bunu bilinçli
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 663
yap›p yapmad›¤›n›z› bilmiyorum. Sizin o yazd›klar›n›zdan çok daha
fazlas›n› ifade ediyor olman›z gerekti¤ine inan›yordum. Ve sonun-
da geçen haftaki yaz›n›z› okudum. Ola¤anüstüydü. Bence özüm-
senmifl deneyimlerin ve duygular›n bir senteziydi. Tebrik ederim.
Bundan sonra da, yaflananlar› kendi engin deneyimlerinizin duygu
ve düflünceleri ile birlikte yazman›z dile¤iyle sayg›lar.

• San›r›m ilk mesaj› göndereli daha bir saat kadar oluyor; ama bu-
nu da iletmeliyim. Az önce annem kap›dan bafl›n› uzat›p bugün
Mahruki’yi okudun mu çok güzel yazm›fl dedi. Bak›n bu büyük bir
iltifat; çünkü her fleyi be¤enmez. Tekrar hoflçakal›n.

• Sevgili Nasuh; bas›nda; hakk›nda ç›kan muhtelif yaz›lar vas›ta-


s›yla kim oldu¤unu bilmeme ra¤men, geçen sene okudu¤um Bir
Da¤c›n›n Güncesi adl› kitab›nda, seni biraz daha fazla anlama f›r-
sat›n› buldum. Do¤aya duydu¤un sevgi ve sayg› ayr›ca kendini ve
hayat› sorgulayan tarz›n bana çok ilham verici geldi. Bilgiye olan
açl›¤›n ve kendini gelifltirme çaban, giderek mekanikleflen ve dola-
y›s›yla fark›na varmadan hayatla ba¤lar›n› koparan insanlar›m›za
örnek olmal›. Di¤er kitaplar›n› okuma f›rsat›n› daha elde edeme-
dim, ancak pazar günü Hürriyet gazetesinde yay›nlanan makalele-
rinin ço¤unu zevkle okudum, kimileri ufkumda yeni pencereler aç-
t›. Yay›mlanan, yaz›lar›n›n içinden bir derleme yap›p kitap haline
getirirsen san›r›m benim gibi birçok okuyucunu da memnun etmifl
olursun Sana nice keflifler.

• Say›n Mahruki, bugün köfle yaz›n›z› okuyunca 20 gün önce Ne-


pal’de sizinle ilgili yaflad›¤›m bir an›y› paylaflmak istedim. Ben Mar-
mara Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler’de ö¤retim üyesiyim.
Bayram ve y›lbafl› tatili nedeniyle Nepal ve Hindistan’› kapsayan
bir geziye ç›km›flt›m. Seyahatin Nepal k›sm›nda, Bhaktapur flehrine
gittik. Himalayalar› yak›ndan görmek istedik, ancak sis nedeniyle
uçak turuna ç›kamad›k. Nagarkot’a giderek akflam güneflinin bat›-
fl›n› izledik. ‹nsan o manzaray› gördükten sonra sizin hissettiklerini-
664 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

zi belki daha iyi anlayabilir. fiehirde dolafl›rken, küçük bir dükkan-


dan resimler ald›k. Biz ›srarla da¤larla ilgili resimler istedik. Bana
nereden geldi¤imizi soran dükkan sahibi, Türk oldu¤umu ö¤renin-
ce “Mahruki’yi tan›yor musun?” diye sordu. Hem çok flafl›rd›m (çün-
kü isminizi çok düzgün telaffuz etti, hâlâ ülkemizde bile yanl›fl te-
laffuz edenler varken) hem de çok gurur duydum. Sizi bir an yak›n-
dan tan›yor diye düflündüm. Sizinle karfl›laflmad›¤›n› ancak Ne-
pal’de sizden gazetelerin çok bahsetti¤ini söyledi.
Size kendi konumunuzla ilgili belki yard›mc› olabilecek bir fley-
ler söylemek istiyorum. Bana bir gün Say›n Prof. Dr. Nur Vergin, çe-
flitli fakültelerin dekanlar›n› hat›rlay›p hat›rlamad›¤›m› sormufltu,
ben de baz›lar›n› hat›rlamad›¤›m› söyledim. Ama kendi branfl›nda
önemli kiflileri ve eserlerini hiç unutmazs›n herhalde, sen de eserle-
rinle ünlü ol demiflti. Hocay› hep sayg›yla hat›rl›yorum. Nepal’de
TC baflbakanlar›n› veya cumhurbaflkanlar›n› kimse bilmiyordur;
ama sizi isminizle tan›yorlar. Tüm dünyan›n depremde gösterdi¤i-
niz ola¤anüstü çabalar›n›zla tan›d›klar› gibi. Umar›m bu mail elini-
ze geçer, size binlerce teflekkürler. Yaflam›n›z hep t›rmand›¤›n›z zir-
veler gibi yükseklerde geçsin.

• Sevgili Nasuh Mahruki,


B. Dergisi ad›na sizinle yapt›¤›m röportaj k›sa bir zaman dilimi
için de olsa çal›flmalar›n›z› sizden do¤rudan dinleyebilmek güzel
bir deneyimdi. Da¤c›l›ktaki baflar›lar›n›z ve bunun da ötesinde bin-
lerce insan›n umut kayna¤› olmufl ve yüzlerce insana yeniden yafla-
ma flans› vermifl bir sivil toplum örgütünün beyni olarak yapt›klar›-
n›z gerçekten de sayg› uyand›r›c›.
Yak›n gelecekte de varl›¤›n›z›n çevrenize ›fl›k saçmas› ve sadece
dünyadaki zirvelerin de¤il ruhunuzun ulafl›lmaz tepelerini de kolay-
l›kla keflfetmeniz dile¤iyle. Sevgiler,

• Merhaba Nasuh,
Az önce Yeryüzünün Güncesi isimli kitab›n› bitirdim. Kitab›n›n
birinci bas›m›n› 26 Nisan 2003’te alm›fl›m. Kitapl›¤›m›n raflar›n-
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 665
dan onun beni ça¤›rmas›n› uzun zamand›r bekliyordum. Bu benim
kitap okuma yöntemim. Kitapl›¤›m›n bir bölümü henüz okumad›-
¤›m ama kitapç›da beni ça¤›rm›fl, elime, akl›ma yap›flm›fl ve beni
bir flekilde bulmufl bir sürü kitapla doludur. Onlar›n beni do¤ru za-
manda, yani sayfalar›nda yaz›l› olan fleyleri görebilece¤im, duyabi-
lece¤im ve anlayabilece¤im zamanda, kendilerini bana gösterdik-
lerine inan›r›m. Bu yüzden senin kitab›n da benim bu do¤ru zama-
n›m› buluncaya kadar elime gelmedi.
Benim etraf›mda sana benzeyen bir insan yok. Bunu belki aç›k-
lamam gerekir: yaflam›, insan›n kendisini ve fleylerin anlamlar›n› se-
nin arad›¤›n yöntemi kullanarak arayan yok. Daha risksiz, daha gü-
venli ve daha s›radan bir yaflam. Senin de anlatt›¤›n gibi att›¤›m›z
her ad›m bir ‘seçim’. Ve belki baz›lar›m›z seçimlerini yaparken olma-
s› gerekti¤i kadar özgür olmaktan korkuyor. Ben kendimi ö¤ren-
mek, mutlu olmak, bilmek için okurum, çal›fl›r›m, gezerim, foto¤raf
çekerim, tezhiple u¤rafl›r›m- bu da ilginç bir yolculuk, farkl› boyutta
bir sab›r gerektirir- ama senin yazd›klar›n› kendime hiç uzak bulmu-
yorum. Aray›fl›n›n nedenini anl›yorum. Arama yöntemini anl›yo-
rum. Bunu insanlarla paylaflma iste¤ini anl›yorum. O kadar farkl›
olmam›za ve yolculuklar›m›z›n bu kadar farkl› boyutlarda olmas›na
ra¤men bilgiyi arama iste¤ini anl›yorum. Bu benim için güzel bir te-
selli. Ö¤rendiklerimi s›k s›k flu cümleyi akl›mdan geçirerek yaflama-
ya çal›fl›r›m: “Yolu bilmek ve yolda yürümek farkl› fleylerdir.” Ya da
senin Asya Yollar›, Himalayalar ve Ötesi’nde yazd›¤›n gibi: “Bilgi,
bilmek sürecinde de¤il, olmak sürecinde gerçek de¤erine ulafl›r.”
San›yorum, benim ‘olmak’ sürecim, seninkine k›yasla biraz daha ya-
vafl ve farkl›. Ama içimden bir ses ‘arad›¤›m›z fley’ ayn› oldu¤u için,
bu dünya üzerinde say›s›z yaflam, say›s›z kitap, say›s›z mutluluk ve
hüzün oldu¤u için ve etraf›m›zdaki tüm güzellikler bu farkl›l›ktan;
onu anlamaktan; onu aramaktan kaynakland›¤› için, ayn› yolda ol-
du¤umuzu söylüyor. Yazd›klar›nla bunlar› bana anlatt›¤›n için sana
teflekkür ederim.
Nasuh, kitapç›da kitaplar›n beni ça¤›rd›¤› için mutluyum. Ken-
din için edindi¤in bilgiler sen onlar› paylaflmaya devam ettikçe he-
pimizin. Cömertli¤in için teflekkürler. Ne de olsa, onlar› torunlar›na
666 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

b›rakmak için sadece bir günce de tutabilirdin. Ama onlar› art›k be-
nim torunlar›m da okuyabilir.

• Say›n Mahruki, Bir suredir Cumhuriyet Spor Eki’ndeki yaz›lar›n›z›


ilgi ve be¤eni ile izliyorum. En son, dün 24 Mart 2004 günkü ya-
z›(n›z) son derece önemli ve gerekli bir konuyu/yaklafl›m› ele al›yor-
du ve ancak sizin gibi dikkatli, özenli ve inatç› bir sporcu titizli¤i ile
kaleme al›nabilirdi.
Bunlar›n da ötesinde, yaz›lar›n›z›n her sat›r›na sinen içten ülke
ve ulus sevgisi, hele bugün yaflad›¤›m›z ortamda ne kadar da an-
laml› ve de¤erli.
Sizin gibi gençli¤e ve kamuyoyuna örnek olmufl ve olmakta
olan bir de¤erli sporcu / insan taraf›ndan bu yorumlar›n genifl çev-
relerle paylafl›lmas› flüphesiz di¤er benzer görüfl sahiplerinin de¤er-
lendirmelerini pekifltirecek ve onlar› daha da anlamland›racakt›r.
Size içtenlikle teflekkür ediyorum ve ortak düflünce ve heyecan-
larla kucakl›yorum.
Dr. C. / At›l›m Üniversitesi / Ö¤retim Üyesi

• Merhaba Nasuh,
Belki çok önce yazm›fl oldu¤un “Aç›k Mektup” yaz›n› yeni oku-
dum. Sana ve her üreten kifliye yap›lan sald›r›lardan duydu¤un
üzüntüyü tüm kalbimle paylafl›yorum. Tabi ki senin hissettiklerini
hissedemem. Ama en az›ndan bu yaz›y› sana “Nasuh, sak›n üzül-
me. Her fley ak ile kara gibi apaç›k ortada. Günefl balç›kla s›van-
maz.” demek için yaz›yorum. Bir Türk genci olarak, yapt›klar›n› gu-
rurla ve ilhamla izliyorum.
Keflke tüm dünya, bir da¤›n zirvesindeki rüzgar ›sl›¤› gibi hu-
zurlu, hesaps›z ve sevgi dolu olsayd›. Ama biliyorsun ki kara olmaz-
sa ak da olam›yor. Sen bu huzurun fark›ndas›n... Lütfen sevgini in-
sanlara bulaflt›rmaya devam et... Ve sak›n üzülme ;)

• Merhaba. Sizin hayat›mda çok önemli bir yeriniz var. ‹lk kitab›n›
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 667
imzalatt›¤›m yazar sizsiniz. Unutulmayacak bir gündü benim için.
‹nsanlar›n gereksiz yere övülmesini sevmem ama hak eden insanla-
r›n övülmesi hem o insan›n ilerlerken baflkalar›n›n deste¤ini hisset-
mesi için çok önemli, hem de bir zamanlar benimde yaflad›¤›m gi-
bi genç bir insana örnek olabilir. Bu kadar yanl›fl›n ve çarp›kl›¤›n or-
tas›nda do¤ru birilerini görmek son derece umut verici. Bundan
dört y›l önce imzalaman›z için önünüze üç kitap koydu¤umda; han-
gi kitab› bana, hangi kitab› annemle babama, hangi kitab› ise kar-
deflime imzalayaca¤›n›z› uzun uzun düflünmüfltünüz arkamda bek-
leyen onca insana ra¤men. O zamandan belliydi sizin Yeryüzü Gün-
cesi gibi baflar›lara imza ataca¤›n›z. O gün genç bir insan olarak
sizden hayat›n ne kadar de¤erini bilerek yaflanmas› gerekti¤ini, de-
¤er vermeyi ö¤rendim. San›r›m birçok insan›n mahkûm oldu¤u bofl-
vermifllik duygusunu yenmenin size o zorlu da¤larda hayatta kal-
ma gücünü verdi¤ini anlad›m. O gün annemin size söyledi¤i gibi;
Ne mutlu annenize...

• Atatürk’ün Bursa Söylevi ile ilgili yaz› ararken sizin web sayfan›z-
da gördüm ve bir bakay›m dedim. ‹yi ki de bakm›fl›m. Sizin hakk›-
n›zda bilmedi¤im birçok fley ö¤rendim. ‹flin aç›kças› soy ad›n›zdan
dolay› ben de sizi az›nl›klardan san›yordum. Az›nl›k olsayd›n›z da
durum de¤iflmezdi. Sizinle gerçekten gurur duyuyorum. Belki siz-
den gencim ama bu sizden gurur duyamayaca¤›m anlam›na gel-
mez. Ayr›ca gazetelerde yaz›l› haberler benim de akl›m› buland›r-
m›flt›. Medyaya güvenmemekte bir kez daha hakl› oldu¤umu anla-
d›m sayenizde.
Yapt›klar›n›z, yapmak istedikleriniz, Atatürk ile ilgili görüflleriniz
de beni çok etkiledi. Ben de kendi çap›nda Avrupa’da etkinlikler
düzenleyerek, toplant›lara kat›larak, tiz bir ses bile olsa ses getirme-
ye çal›fl›yorum. Ben ve benim gibilerin ürettikleri bu tiz sesin ilerde
birleflmesi ve siz ve sizin gibilerle daha da güçlenerek Türkiye’mizin
gelece¤ine yön vermesi dileklerimle.

• Merhaba Nasuh Abi


Ben Y. Antalyadan. Uzun süredir AKUT’un sitesine girmeme
668 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

ra¤men senin sitene ancak bugün girme flans›m oldu, seni daha
önceden de tan›yordum. Hatta ‘Bir Hayalin Peflinde’ diye bir kita-
b›n› da okumufltum. Ama burada okudu¤um özellikle AKUT’un Do-
¤uhan’la ilgili mücadelesini okuyunca çok etkilendim ve sana ma-
il atmaya karar verdim. Bu maillin as›l amac› Türkiye’ye böyle bir
arama - kurtarma teflkilat›n› kazand›rd›¤›n için teflekkür etmek. Bu
mailli atmay› adeta kendime borç bildim. Daha önce de yapt›klar›-
n›z› duymufltum. Alanya’daki AKUT’çu abilerim yapt›klar›n› anlat-
m›fllard›. Ama yaz›n›zda okudu¤um kadar detayl› de¤ildi. Zaten
AKUT’çu yapt›klar›ndan bahsetmeyi sevmez. ‹zmit’te özellikle dep-
remde yapt›klar›n›zdan çok etkilendim. Ben de zaten Akdeniz Üni-
versitesini kazand›¤›mdan beri AKUT’çu olaca¤›m diye söz vermifl-
tim kendi kendime. Hatta Fetiye’deki kamp›n›za da kat›ld›m Y›lmaz
Hoca sayesinde. Bu ifli baflaraca¤›m. Bilmeni istedi¤im tek fley gö-
zün arkada kalmas›n. Türkiye’de senin yolunda birçok insan var.
Allaha emanet ol. Kendine dikkat et Nasuh Abi.

• Sevgili Nasuh,
Yazd›¤›n bütün kitaplar› okuduktan sonra bugün web sayfan›
ziyaret ettim. Baflar›lar›n› alt alta okuyunca bir kez daha sayg› duy-
dum ve sadece Türk oldu¤um için gurur duydum. Sana sayg›m son-
suz. Keflke ben de senin kadar kendimi dinleyip, yapmak istedikle-
rimi yapabilseydim.
Aç›k Mektup’unu da okudum. Söylemek istedi¤im, o bahsetti-
¤in haberlerden de, yaz›lan yaz›lardan da haberim bile yok. Ben ve
benim gibi sana ve yapt›klar›na sayg› duyanlar sadece senin bafla-
r› öykülerini okuyoruz. Gerisinin do¤ru olamayaca¤›n› zaten biliyo-
rum.
Yapabilece¤in daha çok fley var. A¤›r a¤›r acele et! Ve bizi gu-
rurland›rmaya devam et! Sayg›lar›mla

• Merhaba. öncelikle düflüncelerinizi uygulamaya geçirmedeki ka-


rarl›l›¤›n›z ve baflar›n›z için sizi içtenlikle kutluyorum. medyan›n çe-
flitli kanallar›nda size karfl› yap›lan haks›z sald›r›lara karfl› olan sa-
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 669
b›rl› ve seviyeli tavr›n›z da gerçekten takdire flayan. çünkü gördü-
¤ümde, okudu¤umda ben sizin ad›n›za sinirleniyorum.
Kitaplar›n›z› okuyorum, AKUT’u ve sizi yak›ndan takip etmeye
çal›fl›yorum.
Kitaplar›n›z aras›nda okudu¤um ilk kitap oldu¤undan m› nedir
özelikle ‘bir da¤c›n›n güncesi’ benim için çok önemli. Okurken elim-
den b›rakamad›¤›m, bitecek diye üzüldü¤üm, kimseye vermek iste-
medi¤im nadir kitaplardan...
o kitaptaki düflünceler, içtenlik... gerçekten çok güzel. neden
da¤c› olunur sorusunu da çok güzel cevapland›r›yor... baflar›lar›n›-
z›n devam›n› diliyorum... tekrar yazabilmek ve hatta sizinle sohbet
edebimek dile¤iyle....
melekler yan›n›zdan ayr›lmas›n........
• Sevgili evlad›m,
57 yafl›nda emekli ö¤retmenim. Seni övmek için kelimeler yet-
miyor. fiu anda Yeryüzü Güncesi’ni okuyorum. Gençlerimize ve tüm
insanlara örneksin. Güzel Allah’›m hep yan›nda olsun, seni koru-
sun, ›fl›¤›n yay›ls›n, kirli ruhlar› ayd›nlats›n.
Allah’a emanet ol.

• Geçenlerde Anna Karenina’y› okudum. Roman kahraman› Levin,


kitab›n sonlar›nda kendisine hayat›n anlam›n› soruyor. Hayatta
her fleye sahip, üstelik iyi bir adam. Mutlu olmas› gerekirken, an-
lams›z buldu¤u hayat› yüzünden intihar› bile düflünüyor.
Sonra köylünün biri Levin’e, ruhun iyili¤i için yaflamaktan söz
ediyor. Buna Tanr›n›n emirleri diyor. Sadece kendini düflünerek ya-
flamak de¤il de baflkalar› için birfley yapman›n ruhun kurtuluflu ol-
du¤unu söylüyor.
Bundan sonra Levin için her fley de¤ifliyor. ‹yili¤in nedenleri ya
da sonuçlar› (ödülleri) olamayaca¤›n›, yoksa iyilik olmaktan ç›kaca-
¤›n›, Tanr›sall›¤›n en sa¤lam delilinin, yani iyilik ve kötülü¤ün ne
oldu¤unun insanlara bildirilmifl oldu¤unu anl›yor. Art›k hayat›n an-
lam›n› bulmufltur: “‹nsan sevgisi ve iyilik”.
670 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

“‹nsan olarak do¤ru yerde durmak , do¤ru davranmak” demifl-


siniz ya, akl›ma bunlar geldi.

• Sevgili Nasuh:
Önce Bir Da¤c›n›n Güncesi isimli ilk yazd›¤›n, daha sonra da
son yazd›¤›n Yeryüzü Güncesi kitaplar›n› okudum. Bir nefeste oku-
dum kitaplar›. Benden önce ben hâlâ Türkiye’de iken babam oku-
du ve baz› yerlerde göz yafllar›n› tutamad›¤›n› ve çok be¤endi¤ini
ve seni çok samimi buldu¤unu söyledi (kendisi bir bilim adam›d›r,
on iki tane kitab› var ve çok zor be¤enir).
Ben ise ilk kitab›n› y›llar önce (galiba 1996 idi) bana yak›n ar-
kadafl›m E.’nin efli Ö. hediye etti¤inde bir göz atm›flt›m ama çok
dikkatimi çekmemiflti. Demek ki her fleyin bir zaman› var. Benim da-
ha zaman›m gelmemiflti. fiimdi ise her sat›rda, her cümlede ken-
dimden birfleyler buldum. Tabi Peru’da 4.000 metrede yorgan dö-
flek da¤›lm›fl olmam senin neler baflard›¤›n› biraz daha anlamama
yard›mc› oldu san›r›m! Ayr›ca befl alt› senedir hayatla ilgili çok üze-
rinde durdu¤um birçok konuyu benden daha önce düflünmeye bafl-
lam›fl olman da beni hiç flafl›rtmad›. Bahsetti¤in birçok konu, felse-
felerinden örnekler verdi¤in birçok kifli ve düflünür. Kendimle ilgili
bu kadar çok fley bulaca¤›m› ummuyordum aç›kças›. Benim için
çok hofl bir sürpriz oldu. Y›llar önce her fleyi b›rak›p al›p bafl›m› tek-
bafl›ma, kimseyi tan›madan Kostarika’ya gelmifl olmam, bir süre sa-
dece dev deniz kaplumba¤lalar›n›n korunmalar›nda çal›flmam (ne
yapt›¤›m› kimseye anlatamamam, ve zaten anlatmak da isteme-
mem!). Tek bafl›ma burda kimsenin olmad›¤› sahillerde sörf yapar-
ken yaflad›klar›m ve hissettiklerim. Tavuklu otobüslerle defalarca
Orta Amerika’da ülke ülke, kasaba kasaba gezerken yaflad›klar›m
ve hissettiklerim. Honduras’ta ilk defa dal›fl›m. El Salvador’da u¤ra-
d›¤›m sald›r›. Kolombiya’ya ilk gitti¤imde hissettiklerim. Nicara-
gua’daki Sandinistler ve Kolombiya’daki paramilitarlarla ideolojik
tart›flma ve sohbetlerim. Bunlar›n hepsi gözümün önüne geldi. Çok
zaman kendimi yaln›z hissediflim, ve bunu çok seviflim. Yaz› yazma-
ya bafllamam, bunun çok önemli oldu¤una karar vermem. ‹lk kita-
b›m›m ç›k›fl›. Hocal›k. Ve daha birçok olaylar ve duygular. Hala çok
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 671
az insan›n beni anlad›¤›n› düflünürken senin bir anda benim ya-
n›mda oldu¤unu hissettim. Ellerine sa¤l›k. Hem yapt›klar›n hem de
yazd›klar›n için. Türkiye senin gibi bir insana sahip oldu¤u için ne
kadar övünse azd›r. Ben senin gibi bir dosta sahip oldu¤um için
övünüyorum ve seviniyorum. Hala bu kadar çok fleyi nas›l baflard›-
¤›n› anlamakta zorlan›yorum ve çok büyük sayg› duyuyorum. Ve te-
flekkürler, kitab› hediye ederek okumam› sa¤lad›¤›n için.

• De¤erli insan Say›n Nasuh Mahruki, az önce CNN Türk’teki prog-


ram›n›z› izledim. Sonra sitenizi inceledim. Bazen sizin ma¤duriyeti-
nizi yaflam›fl insanlar›n samimiyeti içtenli¤i içimdeki isyan duygusu-
nu bast›r›lamaz boyutlara getiriyor. Sizin bu aç›klamalar› yapman›-
za hiç ihtiyac›n›z yok, mecburiyetiniz de yok. E¤er bas›n size sald›-
r›yorsa bilin ki gerçekten bir fleyler baflard›¤›n›z içindir. Bu da iyiye
iflaret, her ne kadar sizi üzen s›kan yönleri olsa da. Yapt›¤›n›z iyilik-
ler, karfl›l›ks›z fedakârl›klar sizin kitab›n›zda yaz›l›, kimse att›¤› ça-
murla, iftirayla bunlar› silemez, aksine sabrederseniz ve flimdiye ka-
dar hep yapt›¤›n›z gibi insani kalitenize yak›fl›r flekilde cevap verir-
seniz bu iyilikler katlan›r, karfl› taraftakilerle aran›zdaki uçurum iyi-
ce aç›l›r, ve emin olun sa¤duyulu insanlar her fleyin fark›ndalar.
Gözlerinizdeki insanc›ll›¤›n, ruhunuzdaki dinginli¤in ve masumiye-
tinizin hep sizde kalmas› dile¤iyle. Çal›flmalar›n›zda sonsuz baflar›
ve kolayl›klar sizinle olsun. Derin sevgi ve sayg›lar›mla.

• “Bilgeli¤in doyumuna ulaflm›fl, bilincin zirvesine ç›km›fl böyle bir


insan için, tafl da çamur da, alt›n da ayn› fleydir.
O dosta da, düflmana da, iyiye de, kötüye de ayn› gözle bakar.
Hepsini ayn› de¤iflmeyen iç erinciyle görür, etkilenmez.”
Bhagavad Gita
Merhaba. Web sitenize göz atarken Bhagavad Gita destan›n›n
bu sat›rlar› düfltü akl›ma, anasayfas›n›n üst köflesine “her fley ve
her yer buras› ve oras› özde ayn› ve asl›nda hepsi bir” diyen, erdem
ve en üstün iyinin pefline düflmüfl, mizah ve felsefenin harmonisini
yakalam›fl sizi daha iyi tan›mak isterken.
672 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

• Merak ettim; tanr›y› ve erdemi araman›n sonu var m›?


Ya da ç›kt›¤›n›z yer, bütün bu sorulara yeterli cevab› verebile-
cek mi?
Bir k›sm›na belki. Bence zor olan yukar›dayken hissettiklerinin
afla¤›da karfl›laflt›klar›n karfl›s›nda ne kadar s›radan ve bayag› oldu-
¤u.
Bunu bana küçücük bir deneyim hissetirip söyletiyor.
Bir küçük da¤ t›rman›fl›, bir mola ve bir fleyleri hak etme, insan
oldu¤unu hissetmek gibi. Do¤a ve insan birbirine bu kadar aitken
ne kadar uzak yafl›yoruz. Bu haks›zl›k degil mi?
Hem tanr› ve erdem yüre¤imizde de¤il mi; merak ettim.
Ç›kt›¤›n›z, gezdi¤iniz yerde olmak için her fleyini vermeye haz›r
ama hiçbir zaman göremeyecek olan benler için de tam zirvede so-
luk al›n ve etrafa gözlerimizle bak›n.
Buna ihtiyac›m›z var!
Sevgiyle ve inanc›n›zla kal›n...

• Merhaba; Ben sizin sitenize bak›nd›m bugün ve t›rman›fllar›n›z›n


ötesinde yada yaz›m›n›z›n yan›nda arad›¤›n›z filozof kimli¤iniz dik-
katimi çekti. Arad›¤›n›z› hissettim içinizdeki flehir filozofunu, do¤a-
n›n bütün taml›¤› içinde... Ama belki de çoktan buldunuz onu...
Aray›fllar›n bizi ayn› k›ld›¤›na inan›yorum ama bulduklar›m›z bi-
zi özellefltiriyor. Sonra bu özel olman›n asl›nda sadece ayn›l›¤› kav-
ramak oldu¤unu görüyorum.
fiimdi durdum düflündüm niye yaz›yorum size diye. Asl›nda bil-
miyorum. Belki fark›nda bile olmayaca¤›n›z bir yaz› bu. Ve cevap
vermeye zaman ay›rman›z› gerektirmeyecek kadar s›radan.
Paylaflmak ihtiyac› benimki, bazen elime kalemimi k⤛d›m› al-
mama sebeb olan. (K⤛t kalemle yaz›yorum halen severek, belki-
de bilgisayar›n kolayl›¤›n› yads›mak için bazen) Malesef art›k zor
insanlarla felsefeyi, düflünceleri dürüstçe paylaflmak. Ço¤u için s›k›-
c› yada anlamland›r›lmas› zor.
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 673
Ben sizin Yeryüzü Güncesi’ni okudum. “Çok okuyan m› bilir çok
gezen mi?”yi birlefltirebilmemi sa¤l›yor bu tarz kitaplar. Bu sebeble
teflekkür ederim. fiahs›m ad›na bu teflekkür. Çünkü hiç gidemeyece-
¤im yerlerde, hiç t›rmanamayaca¤›m da¤larda, hiç konuflamayaca-
¤›m insanlarla, hiç meydan okuyamayaca¤›m zorluklar›n tam orta-
s›nda düflünebilmemi, yorumlayabilmemi, anlayabilmemi sa¤lad›-
n›z biraz bu kitapla...
Evet Nasuh Bey, gördüklerinize, yaflad›klar›n›za, yürüdü¤ünüz
yollara ve t›rmand›¤›n›z da¤lara ra¤men hepimiz ayn›y›z ama ben-
ce düflüncelerimizin yönüne göre özel oluflumuz flekilleniyor...
Tan›mad›¤›n›z birinden bu kadar karalama yeter galiba. S›k›nt›
yaratmayay›m fazla. Yapt›¤›n›z bütün eylemlerde, yaflad›¤›n›z bü-
tün maceralarda ve tüm düflünce süreçlerinizde baflar›lar.

• Öncelikle belirtmeliyim ki Web sitende belirtti¤in ‘gerekli aç›kla-


ma’ya neden olan olay beni çok üzdü. Baflkalar›n›n senin baflar›n›
çekememesi çok do¤al. Fakat beni as›l üzen ‘bizden birilerinin de
bu oyuna kat›lmas›. San›r›m biz Türkler ‘bizden olan›’ desteklemeyi
hiç bilmiyoruz. Sonra da ‘elin adam› yap›yor,Türkler uyuyor’ diyo-
ruz. Umar›m böyle durumlar flevkini k›rmaz. Sen gerçekten Paulo
Coelho’nun deyimiyle ‘›fl›¤›n savaflç›s›s›n.’ Bu yüzden sf.91’deki flu
sözlerin sana uyaca¤›n› düflünüyorum:
“Haks›zl›klar olabilir. Böyle zamanlarda savaflç› sessiz kal›r. Ko-
nuflarak tüketmez enerjisini, çünkü sözcükler bir ifle yaramaz. Biri-
si’nin kendisini gözledi¤ini bilerek gücünü direnmek ve sabretmek
üzere harcamas› daha iyidir. Bu Birisi, onun gereksiz yere ac› çekti-
¤ini görür ve bunu kabul etmez. Bu Birisi ona en çok ihtiyac› olan
fleyi verir: ZAMAN. Er ya da geç her fley yeniden onun lehine döne-
cektir” Çok sevgiler...

• Merhaba efendim. Siz benim hayran oldu¤um bir insans›n›z.


Sizi kendime örnek almaya bile cesaret edemiyorum.
Bu toplumun normlar›na ters düflecek flekilde hareket ettiniz.
Ve kendinizi kabul ettirdiniz. Bilinki sizi herhangi bir flekilde eleflti-
674 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

renler veya elefltirecek olanlar, asl›nda yapamad›klar›n›, yapt›¤›n›z


içindir.

• Sevgili Nasuh Bey, Bas›ndan takip ettik sizi bugüne dek hep.
Herzaman baflar›lar›n›z›, kahramanl›klar›n›z› okuduk, gururland›k,
sevindik. Zaman zaman ise çok üzüldük, sizi yaralamaya çal›san,
bas›n› alet eden ve alet olan bas›n mensuplar›n›n ihanetine.
Malesef yasad›¤›m›z dünyada her sokakta,her mahallede yada
her an yan›bas›m›zda kahramanlar, yada gö¤sümüzü kabartan ba-
flar›lara sahip olan insanlar›m›z yok. Var olan kahraman›m›za da
bu flekilde çirkince sald›r›lar, bilmelilerki sizden daha çok bizleri ya-
ralay›p bizleri üzüyor. Ve bizleri en çok da sizi üzmeye, k›rmaya hiç-
kimsenin hakk› yok. Yaflatt›¤›n›z ve baflar›lar›n›zla besledi¤iniz ru-
hunuzun yüceli¤ini inan›n hepimiz çok iyi biliyoruz.

• NE MUTLU K‹ B‹ZE H‹Ç B‹R ULUSUN SAH‹P OLAMADI⁄I VE ÜL-


KES‹N‹ VE ÜLKES‹N‹N ‹NSANLARINI BU KADAR SEVEN B‹R NA-
SUH MAHRUK‹’M‹Z VAR!..
Her fley gönlünüzce olsun.....

• Sevgili Nasuh Mahruki, Bu sabah saat 05:30 civar›nda, bir ay ev-


vel dünyaya gelmifl bebe¤imizi gö¤süme yat›rm›fl uyutmaya çal›fl›r-
ken, Tübitak Bilim ve Teknik dergisinde seninle yap›lan roportaj›
okuyordum. ‹fl yerime gelir gelmez dergide karfl›laflt›¤›m internet
adresini ziyaret ettim. Gerçekten sana yak›fl›r bir site olmufl fakat
bu yaz›y› yazmamdaki neden internet sitenle ilgili övgüler ya¤d›r-
mak de¤il.
Sitede ilk ziyaret ettigim “aç›k mektup” bölümünü okurken ne-
ler hissetti¤imi tarif edemem. Yer yer tüylerim diken diken oldu. Ba-
z› sat›rlar› okurken kendimi tutamay›p söylendim, isyan ettim top-
lumun bir kesimindeki bu rezil, ›slah olmaz zihniyete. fiu an için ya-
pabilece¤im fley, sana her flekilde senin yan›nda oldu¤umuzu bil-
dirmek. Bu toplumda benim gibi birçok “insan” var ve maalesef si-
ze sald›ranlar gibi birçok da zavall›... Belki bilmek istersin, kim bu
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 675
benim yan›mdakiler diye merak edersin. Zira di¤erlerini, sana ve se-
nin gibi tüm baflar›l› olanlar› karalamaya çal›flanlar› zaten tan›yor-
sun.
Sevgili Dost, seninle Ege Üniversitesindeki panele geldi¤inde
tan›flma f›rsat›m olmufltu fakat ben seni, yazd›¤›n her fleyi takip
eden biri olarak zaten tan›yordum.
Sana daha önce de yazd›m ve yazd›klar›m› son kitab›n›n okuyu-
cu mektuplar› bölümünde görmekten büyük mutluluk duydum.
Ben Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinde çal›flan, doktoras›n›
vermifl bir akademisyenim. Buraya gelirken yurt içinde ve yurt d›fl›n-
da farkl› ifllerde çali›flm›fl, çeflitli vesilelerle üç k›tada gezmifl, insan-
lar›, kültürlerini anlamaya çal›flm›fl, sa¤duyusunu ve insan olman›n
gerekliliklerini herzaman yerine getirmeye çal›flm›fl, Türk oldu¤unu
söylerken de gurur duymufl biri. Doktor abim, bir baflka üniversite-
de dahiliye uzmanl›¤› yapan doktor eflim, emekli ö¤retmen babam,
iflçi emeklisi annem ve mahalleden serseri tak›lan arkadafllar›m he-
pimiz seni destekliyoruz ve senin yan›nday›z.
Bu toplumu senin gibiler bir yerlere tafl›rken, her fleye sald›ran
insanl›k d›fl› yarat›klar hep sald›racak fakat yaln›z de¤ilsin. Yaln›z
de¤iliz! Sa¤l›cakla kal,

• “Hindu Upaniflad’lar›nda flöyle bir cümle geçer; ‹nsan eylemleriy-


le kendisini yarat›r, insan›n arzular› ne ise kaderi de odur.” s.220
“Da¤c›lar merak, hayal gücü ve fantazi duygular› geliflmifl insanlar-
d›r. Zor koflullardaki cesaretleri, BASKI VE YO⁄UN STRES ALTINDA-
K‹ ZERAFETLER‹, ruhsal cömertlikleri ve gittikçe sertleflen koflullara
ra¤men gösterdikleri sab›r onlar› s›radan insanlardan farkl› k›lar.
Onlar da korkar ama kontrol etmeyi bilirler, onlar da ister ama sab-
retmeyi bilirler ve a¤›r a¤›r acele ederler.” s.122 Yeryüzü Güncesi,
Nasuh Mahruki Teflekkür ederim. Sözlerinizin ispat›n› davran›fllar›-
n›zda gördüm. En içten sevgi ve selamlar›mla,

• Sn. Mahruki, Cumhuriyet d›fl›ndaki gazeteleri azl›kla okudu¤um


için hakk›n›zda yaz›lm›fl saçmal›klardan bugüne kadar haberim ol-
676 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

mam›flt›, tamamen rastlant›sal olarak web sayfan›zdan ulaflt›¤›m


“Aç›k Mektup”unuzu okuyunca çok flafl›rd›m, demek ki “insan avc›-
lar›” bunlar oluyormufl dedim kendi kendime... ve bu “cinslere” ken-
dinizi anlatmak için ayr› bir enerji harcaman›z, bunlarla mücadele
için hep gözünüzü aç›k tutman›z gerekiyormufl... ne ac›! Sadece
sevgili do¤aya karfl› çaresiz kal›nan zamanlarda de¤il bir de sosyal
ve kültürel anlamda ülkemizde oluflmufl enkaz alt›ndaki insanlar›-
m›z› da kurtarmak da gerekiyor ama ne yaz›k ki bu çok kolay de¤il,
hele ki bu insanlar; flu an ülkemizin entelektüel birikimini temsil et-
ti¤ini sanan ya da bu flekilde tan›nan kiflilerden oluflunca, ifl iki kat
daha zorlafl›yor.... Bunun için de ülkemizin sizin ve benzerlerinizin
nesline ihtiyac› var ve bu neslin birleflmifl enerjisine. Yaz›n›zda da
ifade etti¤iniz gibi kendinizi gözünüzü k›rpmadan feda edece¤iniz
bu vatan için bugüne kadar yapt›¤›n›z her fley ve bundan sonra ya-
pacaklar›n›za flimdiden teflekkürler, Yolunuz aç›k olsun, sevgiler,

• KEND‹ HAYALLER‹ ‹Ç‹N YAfiAYAN ‹NSANLARI ÇOK SEV‹YO-


RUM. B‹ZE CESARET VER‹YORSUNUZ. ‹Y‹ K‹ VARSINIZ.

• Sevgili Nasuh Mahruki, Web sitenizdeki “aç›k mektup” adl› yaz›-


y› okudum. Hakk›n›zda malum medyam›z taraf›ndan yap›lanlar›
üzüntüyle karfl›l›yorum. Ama bu mesaj› göndermemdeki amaç size
bu üzüntüyü bildirmek de¤il, yaz›n›n sonunda belirtti¤iniz bundan
sonraki yolunuzu belirleyecek çizgi konusunda tebrik etmek.
Yolunuz aç›k olsun...

• Say›n Mahruki, Aç›k Mektubunuzu az önce okumakla beraber si-


zin ad›n›za, kendi ad›ma, ülkem ad›na çok derin ac›lara bo¤uldum.
bu ülke ki, u¤runda analar çocuklar›n›n ölümü pahas›na ellerinde-
ki tek örtüyü mermilerin üstüne örttüler. ellerindeki tek hayvan› or-
duya ba¤›fllad›lar. 210 kiloluk mermiyi s›rtlad›lar. Biz bunlar›n to-
runlar›y›z ama bu medya kimin torunu bilmiyorum. Büyük ihtimal-
le ülkemizi iflgale gelenlerin torunlar›, s›kmay›n›z can›n›z›. bu halk
er geç uyanacakt›r. Er geç medyaya da haketti¤i cevab› verecektir.
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 677
Ülkemizi sat›l›¤a ç›karm›fl bu bas›n eninde sonunda cezas›n› bula-
cakt›r. ben bir asker efliyim. Bizim de bir DAK birli¤imiz, bafl›nda da
çok sevdi¤imiz bir abimiz var. ne çektiklerini, ne çekti¤imizi bu ül-
ke için nelere katland›¤›m›z› kimse bilmiyor. Sizin ne çekti¤inizi de
bilmeyeceklerdir. Çünkü siz biz bu ülkeyi seviyoruz ama onlar Ata-
türk’ün de dedi¤i gibi, gaflet dalalet ve h›yanet içindeler. Maaflla-
r›n› ald›klar› AB ve ABD’ye yaranmak için ülkesini seven sizi, bizi
herkesi karalarlar. hoflcakal›n. Üzmeyin kendinizi.

• AfiK, HEP AfiK, SADECE AfiK


“BENDEN S‹ZLERE” bafll›kl› yaz›n›z› sevinçle okudum.
En fazla say›da insan› kurtarabilmek için mücadele etmeniz za-
ten “kazan”d›¤›n›z›n en yeterli ispat›d›r. San›r›m insanlar›n ikiyüzlü-
lü¤ü, kalleflli¤i ve hainli¤iyle bafla ç›kmaya u¤rafl›rken yaflad›¤›n›z
duygusal yorgunlu¤u “kaybetmek” olarak de¤erlendiriyorsunuz. ‹ki-
yüzlü, kallefl, hain, kahpe, sap›k bile olsalar sizin türdeflinizdir ve
haliyle muhtemelen istemeden empati kurdu¤unuz için yaflad›¤›n›z
içsel çat›flmalardan duygusal yorgunluk duyuyorsunuz. Hakikaten
böylesi durumlarda yetersiz empati, avantaja dönüflebiliyor. Lütfen
ikiyüzlü, kallefl, hain, kahpe, sap›k insanlarla mücadele ederken on-
lara fokus yapmamaya çal›fl›n. Dünyada yedi milyar insan›z. Yedi
milyar içinde koflullar her ne olursa olsun “akl› bafl›nda” olan mil-
yarlarca insan var. ‹kiyüzlü, kallefl, hain, kahpe, sap›k insanlarla
mücadele ederken, can›n›z›n derdine düfltü¤ünüz durumlarda, ha-
yat›n›z tehlikeye girdi¤inde, tüm gücünüzle “akl› bafl›nda” olan in-
sanlara fokus yap›n. San›r›m böylece yaflad›¤›n›z böylesi berbat de-
neyimleri “kilitlerle hapsetme” ihtiyac› duymayacaks›n›z. Tüm bun-
lar bildi¤iniz, yaflad›¤›n›z fleyler, ben sadece tekrar size hat›rlatmak
istedim. Umar›m benim de size böylelikle ufak bir katk›m olmufltur.
Hepimizin, kahramanlara de¤il, koflullar her ne olursa olsun
“akl› bafl›nda” olan insanlara ihtiyac› var.
Allah aflk›m›z› art›rs›n. Allah’a emanetsiniz.

• “Yaradan rabbim Nasuh’u koru, gö¤sünü aç›p genifllet, iflini ona


678 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

kolaylaflt›r, bütün güzel ifllerinde gayret kuvvet ver, senin her fleye
gücün yeter! AM‹N!!”

• De¤erli kardeflim Nasuh MAHRUK‹ Size kardeflim diye yaz›yo-


rum çünkü görüflleriniz o kadar berrak ki alt›na imza atmamak
mümkün de¤il. ‹nsan›n düflünüpte hayk›ras› geldi¤i fleyleri birilerin-
den bu kadar güzel ifadelerle duymas› ne kadar güzel bir fley. He-
le flu afla¤›da ekledi¤im pasaj o kadar önemli ki. Bilmem fark›nda-
m›s›n›z ben elli yafl›ma geldim bu ülkenin ekme¤ini yiyip suyunu
içen vergileri ile tahsil yap›p ülkenin ayd›nlar› s›n›f›nda arz-› endam
edenlerden bu ifadeleri flimdiye kadar duymad›m. Size binlerce te-
flekkür ederim. Bu arada ülkemizde baz› fleylerin üstü hiç aç›lm›yor
ve tart›fl›lm›yor. O da; Neden bizim kendini ispatlam›fl ayaklar› üze-
rinde duran bir mal›m›z, markam›z, patentimiz yok. ‹kincisi yüzy›l-
lard›r Türk milletinin lehine ola¤an yada ola¤anüstü birfley gelifl-
mez. T.C. Devletinin milletler arenas›nda herhangi bir konuda hak-
l› oldu¤u, hakk›n›n teslim edildi¤i vakimidir. Neden hep itilir kak›-
l›r›z?
Bence yoksullu¤un sebeplerinin yolsuzlukmufl gibi gösterilmesi
hedef flafl›rtmaktan baflka birfley de¤il. As›l sebebi yokluktur. Ne-
den yokluk çekeriz, neden 60 milyar dolarl›k satar 94 milyar dolar-
l›k al›r›z, neden Afganistan gibi üretir, ‹sviçre gibi tüketiriz. Bu ülke-
de bunlar neden konuflulmaz.
Selam ve sayg›lar.
Emekli Ö¤retmen TOKAT

“21. yüzy›l, tarihin bugüne dek kaydetti¤i di¤er bütün zaman-


lardan daha karmafl›k ve zor yönetilebilir bir süreç olarak yaflana-
cakt›r. Bu yüzy›lda rüzgarda savrulan yapraklar gibi oradan oraya
uçuflmamak için, daha aç›k bir ifadeyle güvenli¤imizi ve bekam›z›
yitirmemek için bir tek flans›m›z var. Türk Milleti’’nin kendi içinden
ç›karaca¤›, Atalar›n›n özde¤erleriyle ifl yapan, vatan›na - milletine
hizmet etme aflk›yla kendi varl›¤›n› hiçe sayan, koflulsuz - karfl›l›ks›z
fedakâr, vatan› ve milletinin bölünmez bütünlü¤ü d›fl›nda hiçbir ye-
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 679
re taraf olmayan, bütüncül bak›fl aç›s›, sosyal sorumluluk duygusu
ile ve birlefltirici, yap›c› tav›rlar› ile ifl yapma kararl›l›¤›nda olan
gençlerimizin art›k önünü açmak zorunday›z. Sadece bu kadar› bi-
le bütün problemleri sistemin do¤al ak›fl› içerisinde çözmeye yete-
cektir.”

• Evrensellik çerçevesinde yurttafll›k bilinci.


Söylemleriniz ile uygulamalar›n›z›n çeliflmedi¤ini kendi çap›m-
da gözlemleyebildi¤ime inand›¤›m için size bu e-postay› gönder-
mek istedim. Son olarak, Ulusal Kanal’›n 08 Tem. 2005 tarihinde
ki canl› yay›nlanan program›nda izledi¤im yaflam bilinci düzeyini-
ze, bilgimin yetti¤ince tan›kl›k ettim. Küresel kaynaklara, Anado-
lu’da yaflam kavram›na, medyaya, vatan›n› en çok sevmek kavram›-
na, tak›m çaliflmas›na (do¤ru insana yat›r›m,inisiyatif kullan›m›, bü-
tünleflik enerji) ve güncel olan Lozan 2005 hareketinin amac› ne
olmal›d›r? konular›na yönelik bak›fl aç›lar›n›z ile di¤er tüm ama
tüm konulardaki detay aç›klamalar›n›za program süresince birden
fazla kez duydu¤um coflku flu oldu. “Nasuh Mahruki, düflüncelerimi
okuyor”! Gene belirtti¤iniz gibi son nefesimize kadar bir fleyler ö¤-
renmeye devam edece¤iz.
Son tümce olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk halk› için ve
üzerinde yaflad›¤›m›z topraklar için yapt›klar›na ve daha da yap-
mak istediklerine inanan bir yurttafl olarak, olanaklar›m çerçevesin-
de sizi izlemeye devam edece¤imi belirtir, yurttafl özgüvenine kat-
k›lar›n›zdan pay alm›fl biri olarak size teflekkürlerimi sunar›m. Mut-
luluklar dile¤im ile...

• Merhaba. Bilmiyorum hat›rl›yacakm›s›n›z. Size eflimle 1999 dep-


reminde tan›flma hikâyem ve do¤acak bebe¤imize sizin ad›n›z› koy-
makla ilgili yazm›flt›m. Zaman zaman da sizle be¤endi¤im mailleri
paylafl›yorum. Bebe¤imiz 8.5 ayl›k oldu. Fakat Nasuh ismini nede-
nini anlayamad›¤›m›z bir sebeple kimseye ›s›nd›ramad›k. büyükle-
rimiz telaffuzu zor olur bahanesiyle koydurmad›lar. ama biz en
az›ndan sizinle olan manevi ba¤›m›za hürmeten en az›ndan bebifli-
680 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

mize Ali isminizi koyabildik. öncelikle bunu bildirmek istedim. Ve


bugün “Sabah Çocuk” eki için yapm›fl oldu¤unuz röportaj› okudum.
AKUT’un çocuklar için projeleri oldu¤unu ö¤renince çok sevindim...
Umar›m bu projeler da¤c›l›k sporuna bafllang›ç için minikleri yetifl-
tirme konusunda da olur. Çünkü biz de o¤lumuzu bu spora yönlen-
dirmeyi ve AKUT gibi de¤erli bir grubun içinde yer almas›n› çok is-
teriz. Bu çal›flmalar için, belki daha çok erken ama. Bizim Ali’miz
için bizi bilgilendirmeyi, geliflmelerden haberdar etmeyi unutmay›n
ricas›nday›z. Çok sevgi ve takdirlerimizle...

• Merhaba, sunu belirtmek isterim ki söze nas›l baslayacag›m› bi-


lemiyorum. bu maili ne zaman okursunuz yada cevap verecek vak-
tiniz olur mu onu da kafamda tam olarak kestiremiyorum aç›kças›.
insanlar›n zor zamanlar›nda az da olsa katk›m olursa kendimi cok
mutlu k›lacag›m ve bu yüzden bursadaki biriminizle kontak kurma-
y› düsünüyorum. fakat bu maili yazmam›n amac› farkl›. akut ve do-
layl› olarak sizin hakk›n›zda yay›nlanan tüm haberleri elimden gel-
digince senelerdir takip etmeye cal›s›yorum ve sunu söylemek iste-
rim ki olumlu yada olumsuz haberler için akl›mdan hiçbir yorum
geçmiyor. cünkü sizleri gercek hayatta birebir tan›m›yorum. fakat
size ve ekibinizdeki herkese cok sayg› duyuyorum. yapt›klar›n›zla
sayg›y› gercekten hak ettiginize inan›yorum.
‹nternet sitenizde sizi bencillikle suclad›klar›n› yazm›ss›n›z. ben-
cil de olabilirsiniz. unutmamak gerekir ki o da insanlara özgü bir
davran›s. fakat bir afet an›nda yard›m ettiginiz insanlar›n gözünde
kötü huylar›n›z›n aksine iyi huylar›n›z›n görülecegini de akl›m›zda
tutmal›y›z. bu ekibinizdeki herkes için gecerlidir.
bu maili yollama amac›m insanlar›n birseyler yaparken takdir
edildiklerini, sayg› duyulduklar›n› bilmelerinin gerekliligine olan
inanc›md›r.
Türküm ve bundan dolay› gurur duyuyorum. fakat umar›m iler-
de hem Türklere hem tüm insanl›ga, corbada tuz misali yard›m ede-
bilirim. son olarak sunu söylemek istiyorum: umar›m seneler sonra
ben de bir sekilde kendimi insanl›k ad›na azda olsa bir seyler yap-
m›s gibi hissederim.
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 681
Basar›lar›n›z›n devam›n›n insanl›ga yararl› olacag›n› düsündü-
güm için: basar›lar›n›z›n devam› dilegi ile...

• Say›n Nasuh Mahruki, Ben 25 yafl›nda bir Türk genciyim. Sizi he-
nüz ‘95 y›l›nda “Everest’e ç›kan ilk Türk” oldu¤unuz günden beri iz-
liyorum, hayran›n›z›m diyemeyece¤im çünkü bu tür s›fat ve kal›pla-
r›n hem beni, hem sizi de¤erlendirmekte zafiyete yol açaca¤›n› dü-
flünüyorum. Ama flunu söyleyebilirim; Siz, hayat tarz›n›z itibar› ile
gerçekten örnek al›nacak bir insans›n›z. Sizi, yaz›l› ve görsel bas›n
d›fl›nda hiç görmedim, gerçek hayatta size rastlamad›m. (bu arada
ben de ‹stanbul’da ikamet ediyorum) Ama nedendir bilmiyorum, si-
zi gördü¤ümde sanki kendi ailemden bir insan›, a¤abeyimi görmü-
flüm gibi düflünüyorum.
‹nsanlar›n sizi çekememezli¤inden ötürü att›klar› iftira ve ben-
zer karalama kampanyalar›n› ibret ve dehfletle izledim. Buna ra¤-
men, gösterdi¤iniz sab›r ve sebat gerçekten sizin ne denli vatanper-
ver bir insan oldu¤unuzu gösteriyor. Buna ek olarak belirtmek iste-
rim ki, milli manevi de¤erleri Atatürk Milliyetçisi laik bir insan ola-
rak sonuna kadar savunman›z›n ne yaz›k ki toplumumuz taraf›n-
dan fazla anlafl›lmad›¤› kanaatindeyim.
Her fleye ra¤men, sizin gibi insanlar›n oldu¤unu bilmek bana
ülkem ad›na mutluluk veriyor, emin olun bir gün sizinle tan›flaca-
¤›m. Umar›m o gün yak›n olur. Sayg›lar›mla,

• Sevgili Nasuh, Aç›k mektubunu okudum. Baflar›l› insanlar haya-


t›nda mutlaka böyle fleylerle karfl›lafl›r. 70 milyonu aflk›n ülkede po-
püler ‹FT‹RA haberlerini izleyip inanacak geri zekal› haliyle de çok
tabi.. Buradaki as›l suçlu bundan rant sa¤layan medyad›r.. Gün ge-
lir o medyan›n yazarlar› bir göçük alt›nda AKUT’un “kimse yok
muu?” seslerini duyduklar›nda, kendilerine uzanan elleri gördükle-
rinde hangi vicdanlar›n›n muhasebesini yaparlar bilemem art›k..
Sen yoluna dik duruflunla devam et. Türk Milleti seni yapt›klar›nla
biliyor zaten. Sayg›lar
682 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

• Merhaba, ben memleketini çok seven bir kad›n›m. Seninle yapt›-


¤›m›z birkaç görüflme s›ras›nda senin de bu duygunu anlamak çok
zor olmad›. Üstelik senin birikiminde ve konumundaki bir adam›n
gerçekten faydal› olabilece¤i bir konuma do¤ru kofltu¤unu düflün-
dü¤ümü de seninle paylaflt›¤›m› hat›rl›yorum. Hala ayn› fleyi düflü-
nüyorum. O yüzden Federasyon baflkanl›¤›na aday oldu¤unu ö¤-
rendi¤imde “yahu bu adam delirdi mi, niye u¤rafl›yor ki bu adam-
larla” diye düflündüm ve hatta bunu U.’yla da paylaflt›m. “Adam›n
paras› var, flöhreti var, entelektüel ve toplumsal birikimi var, kiflisel
tatminse bir insan ömrüne s›¤mas› gerekenden fazla fley baflarm›fl
bir adam art›k tatmin peflinde de koflmuyordur. Nedir bu adam›n
derdi? diye sordum. Çünkü Federasyon baflkanl›¤› için harcayaca-
¤›n enerji ve zamandan daha çok sadece konuflan ve en do¤rusu-
nu kendisinin bildi¤ini sanan ve hiçbir konuda ayn› fleyi düflünme-
meyi baflar›rken sana cephe alma konusunda muazzam bir konsen-
sus sa¤layabilen bir y›¤›n adamla u¤raflmakla neden vakit kaybet-
ti¤ini anlayam›yordum. Hala da anlam›yorum.
Hay›r, hadi topluma hizmetten bunald›n yine de yapacak bafl-
ka ifller var. Atla tekneye gez dolafl, kitap yaz ya da ne bileyim eli
yüzü düzgün adams›n, kad›nlar sana bay›l›r, git mankenler alemin-
de yeni zirveler falan yap. Onu daha çok anlar›m. Kesinlikle iyi ni-
yetinden flüphem yok ama memleketin giderek daha da ç›kmaza
gitti¤i bu zamanlarda senin gibi birinin yapacak daha önemli fley-
leri oldu¤unu düflünüyorum. Ukalal›k etti¤imi düflünüyor olabilir-
sin, belki de öyledir. Ama bunlar› sana söylemeseydim içim rahat
etmeyecekti. Bütün motivasyonumuzla gözümüzü 4 Kas›mdaki ge-
nel secimlere ve ondan once yasanacak bazi siyasi krizlerden son-
raki felketlere cevirdik. ve senin gibi adamlar kolay bulunmuyor. ya-
ni sonuç olarak diyorum ki hâlâ ve hâlâ küçük hesaplarla abuk sa-
buk ifller yapan bir k›s›m da¤c›l›k camias› (içlerinde çok de¤er ver-
di¤im insanlar var elbette onlar› tenzih ederim) b›rak kendini kur-
tars›n. San›r›m senin bu memleket için yapabilece¤in çok daha
önemli ifller var.

• Sevgili Nasuh abi, Ben Çankaya da Ahmet Andiçen ilkö¤retim


❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 683
okulu 3. s›n›fta okuyorum. Bu mesaj› sana bir ödevimle ilgili olarak
gönderiyorum. Ödevimiz bir performans ödevi. Ö¤retmenimiz bize
insanl›¤a faydal› olan bir t›p ya da astromomi ya da spor adam›n›n
hayat›n› araflt›r›n dedi. Projemizde slogan›m›z o da çocuktu olacak.
Ben seni seçtim. Sitene teyzemle bakt›m ve onun adresinden sana
yazmak istedim.
Çok heyecanl› fleyler yapm›fls›n ve depremde de çok güzel fley-
ler. Ben flunu merak ediyorum çocukken akl›na gelmiflmiydi bu yap-
t›klar›n, bir de yükseklere ç›kmay› o zaman da severmiydin. Bir de
senden arkadafllar›ma okumam ve s›n›f panomuza asmam için bi-
ze birkaç öneride bulunurmusun. Senin gibi baflar›l› ve insanl›¤a
faydal› olmak için ne yapmam›z gerekti¤iyle ilgili. fiimdiden çok te-
flekkür ederim. Ödevimi 12 Ocakta teslim edicem ama sen bu me-
saj› geç okursan da yinede mesaj yollayabilirsin. Görüflmek üzere.

• Sevgili Nasuh abi, Gecen gün AKUT’ta yazd›¤›n organ ba¤›fl› ko-
nusundaki yaz›n› okudum. Gerçekten yazd›¤›n yaz›yla gurur duy-
dum. Ben de bir diyaliz hastas› ve y›llard›r bu konuda u¤raflan biri-
si olarak sitemiz ve tüm diyaliz hastalar› ad›na tebrik etmek isterim.
Ben de bu konuda kendim de organ beklesem de, esas amac›m acil
ihtiyac› olan insanlard›r ve bu konuda çal›flmalar›m devam edecek.
Sizler gibi iyi insanlar›n bize destek vermesi gerçekten çok güzel.
Yaz›n› da sitemde yay›nlad›m abi çok teflekkür ederim. Bir Türk ev-
lad› olarak seninle gurur duyuyoruz. Yapt›¤›n bütün çal›flmalar ad›-
na sevgilerimle :) ‹yi çal›flmalar, Allah yard›mc›n olsun senin ve eki-
binin...

• Hem köklü bir ailenin o¤lu olacaks›n, hem varl›kl› olacaks›n, hem
bu kadar ifl yapacaks›n, hem bekar olacaks›n. hem cool olacaks›n,
hem ünlü olacaks›n, hem uzay geometrisi alg›lama seviyen yüksek
olacak...........yok art›k.........bu kadar da olmaz ki. Tabi ki çekilmezsin.
Hem bunlar› yap›p hem de bu ülkede rahat m› yaflayaca¤›n› zan-
nediyordun.......yaz›k hiç görememiflsin gelece¤ini........ama inan da-
ha kötüsü de var......hem de ne fleytani flekillerde.......ben yaflad›m,
yafl›yorum, daha da yaflayaca¤›m gibi gözüküyor... ‹nan beterinden
684 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

haberin yok, olmas›n da, haline flükret boflver, temiz yürekli bir ka-
d›n bul varsa kaybetme, çocuklar, vs., vs. h›rs›n›, sinirini bast›r›r.
Kimse ama kimse de¤miyor eme¤e, çekirdek ailen hariç. ‹leri gider-
sen yanlar›na çekerler, yanlar›nda ilerlersen bir gün iterler, çelme-
lerler, geride kal›rsan da devaml› osuruklar›n› koklars›n bu milletin.
Baflka yerde yürü çünkü bu düzeni istersen mega idealist ol de¤ifl-
tiremezsin. Kabul et, rahatla. Bu yenilgi de¤il. Fark›nda de¤ilsin
ama canavar gibi yaflam›fls›n daha ötesini kabul etmez küçük, bü-
yük otorite, tabi para saçmad›¤›n taktirde. Ben de aslanlar, cana-
varlar gibi yaflad›m ama yuttular göremedim geldi¤ini. Sen gör...
Geç olmas›n diye yazdim. Yine de en do¤rusunu kendin bilirsin. Bol
flans,

• Nasuh Bey Merhaba, Sevgili ‹skender’in kazas› sonras› yaflanan


olaylar konusunda yazmak istedim. Ac›n›z› tazelemek istemezdim
ama bugün sitenize rastlay›nca geç de olsa paylaflmak istedim.
Arkadafl›n›z›n cesedini ç›kar›rken duydu¤unuz sevinci yazm›flt›
ve elefltirmiflti bas›n. Maalesef o kadar s›¤ görüfllü ki baz› bas›n
mensuplar›, sizin ne hissetti¤iniz ve hangi duygular içinde oldu¤u-
nuzun hiçbir önemi yok onlar için.
Kendim de böyle bir olay yaflad›¤›m için sizi bütün ruhum ve
kalbimle anl›yorum. Kardeflimi ve eflini Yalova depreminde kaybet-
tim, tesadüfen o¤ullar› kurtuldu ve flu an bizimle birlikte yafl›yor.
Kardeflim ve eflinin sabah ölmüfl olduklar›n›, göçü¤e zor flartlarda
da olsa girerek tesbit ettik. Onlar göçükte kald›¤› her gün biz yeni-
den ölüyorduk sanki, üçüncü günü ancak ç›karabildik. Gece Ç›nar-
c›k’ta saat 22’de defnettik. Ç›narc›¤a arabayla giderken 64 yafl›n-
da olan amcam, nas›l bir ruh halindeydi anlatamam ama eminim
siz anlars›n›z. Araban›n kornas›n› sanki gelin arabas›ym›fl gibi sü-
rekli çal›yordu. onlar› ç›kartabildi¤imiz ve orada b›rakmad›¤›z için
hepimiz büyük bir huzur duyduk.
Nedense kimsenin yaflayanlar› anlamaya çal›flmak gibi bir ça-
bas› yok maalesef.... Sizi anlayan ama sesleri ç›kmayan binlerce in-
san›n oldu¤unu unutmaman›z dile¤iyle, kucak dolusu sevgilerimi
yolluyorum.
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 685
• Merhabalar Nasuh, Seneler sonra sana ulaflmak, çizmifl oldu¤un
dürüst, vatansever ve baflar›l› çizgiden dolay› çok kolay. Bu zama-
na kadar sadece senin bir Türk olarak elde etti¤in baflar›lar› duy-
dum. Bu gün de 10. y›l kutlaman›z› (AKUT) tesadüfen gördüm ve
senin ile ve tüm sana bu konuda yard›mc› olan üyelerin ile çok gu-
rur duydum. Akl›ma, Bilkent y›llar›ndaki muhabbetlerimiz geldi ve
ideallerine bu kadar net bir flekilde ulaflman beni son derece sevin-
dirdi. Tüylerim diken diken oldu ve de senin ile tekrar gurur duy-
dum. Vision’unu gerçeklefltirdin!!
Umar›m, insanl›k, Vatan, Millet ve de yard›m ad›na att›¤›n her
ad›mda son derece baflar›l› olursun. Senin gibi dürüst insanlar var
oldu¤u sürece, Aç›k Mektubunda yazd›¤›n gibi adalet yerine gele-
cektir. Sayg›lar

• Merhaba sevgili Nasuh Mahruki,


49 y›l önce bafllam›fl oldu¤um yaflam yolculu¤u gittikçe huzur-
lu ve tanr›sal bir hale gelirken, geçmifle ait bilgilerle desteklenince
ayr› bir anlam kazanmaya bafllad›.
Kaç deneyim yaflad›m bilmem ama bir gerçek var ki; o da, da-
ha çok mutlu ve sevgi dolu oldu¤umu hissetmem.
Bafllad›¤›m bu yolculukta ruhsal bir geliflim yaflaman›n hazz›,
tüm yaflanan deneyimlere bir anlam kazand›r›yor.
Bu mail; ‘Her fley ve her yer, buras› ve oras› özde ayn› ve asl›n-
da hepsi bir’ dedi¤in felsefen, benim bu ve bundan önceki yaflam-
lar›mdaki deneyimlerimin ana fikrini oluflturdu¤u için yolland›.
fiu anki gelinen nokta baflka bir deneyimimin de bafllang›c›, bu-
nu çok iyi biliyorum.
Kendimi bildim bileli, ‘Düflün ve Yarat’ (Tanr›), bu felsefeyle ya-
fl›yorum.
Uzun zamand›r bir düflüncem vard›, bu düflüncemi hayata ge-
çirmenin de flimdi zaman›.
Sevgili Nasuh, yaflad›¤›n tüm deneyimlerinin ve bu deneyimle-
rinden ald›¤›n mesajlar›n seni nas›l büyüttü¤ünü biliyorsun. Gele-
686 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

cekte olacaklar› hissediyor olman, senin anda nerede oldu¤unu


gösteriyor.
Mevlana’n›n; ‘Gezdim dolaflt›m dünyay›, kendimden baflka kim-
seyi bulamad›m’ fikrini kabullenen bir varl›k olarak benim tek bafl›-
ma yürüyerek ç›kaca¤›m dünya turu için düflüncelerini ö¤renmek
istiyorum.
Yafl›m›n 49 olmas› ve yaln›z olmam beni korkutmuyor. Bugüne
kadar yaflam› teslimiyet felsefesiyle yaflayan biri olarak tanr›ya
olan güvenimi s›namak amac›yla da bu yolculu¤a ç›km›yorum, tam
tersine, bu deneyimi yaflamam gerekti¤ini biliyor ve inan›yorum.
Her ne yaflayacaksam, bu; bütünün ve benim en yüce hayr›ma ola-
cak bunu çok iyi biliyorum.
Sana ait siteyi bafltan sona okudum. Yaflad›¤›n tüm deneyimle-
rinin hangi ruhsal anlamda manaland›¤›n› hissettim ve bu tanr›sal
bilgilere sahip oldu¤unu çok daha iyi anlayabiliyorum.
Uzun içsel bir yolculuk.
Yürüyerek.
Yanl›z.
Sadece; deneyimlerinden biraz yol plan›, biraz tanr›sal düflünce-
lerin ve fikirlerin.
Odaklanmam› sa¤layacak belki bir ilk ad›m.
Teflekkürler sevgili Nasuh Mahruki.

• Merhaba K›ymetli kardeflim,


Sizi televizyonda ilk gördü¤ümde merak etmifl, hayat felsefeni-
zi anlamaya çal›flm›flt›m. Hala da merak ederim, düflünceleriniz is-
lam tasavvufunu yaflayan bir kimsenin düflünceleri. hayat tarz›n›z
ne kadar islami bilmiyorum ama ümit ederim Allah’›m›n bu güzel-
likleri nasip etti¤i insan ‹slam›n temel flartlar›na uyarak yaflant›s›n›
sürdürür ve gücüne güç katarak insanl›k için her zaman hayat kur-
taran bir m›knat›s, ümit veren bir ›fl›k ve muhabbet yayan bir gönül
adam› olursunuz... Sizin azminizi, gayretli çal›flmalar›n›z› daima ör-
nek veriyorum ö¤rencilerime, bu arada zor günlerde insanl›k için
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 687
yapt›¤›n›z çal›flmalardan dolay› tebrik ediyorum.
Tevazu ve edebiniz daim olsun. Esen kal›n

• Aç›k mektubunu okuyunca üzüldüm. Evet, AKUT hakk›nda ileri


geri bir sürü yaz› yaz›ld›. ‹sminin, Deniz, Can, gibi güncel de¤il de,
senin de aç›klad›¤›n gibi, tarihi bir isim olmas›n› bile oraya buraya
çekerek kulland›lar. Ben flu kadar›n› söyleyeyim, bu halk, her za-
man, herkesin hakk›n› verebilecek kadar hassas bir sa¤duyuya sa-
hiptir. Kim ne derse desin AKUT güvenilir bir kurum, Nasuh Mah-
ruki de Cesur Yürek’tir. Kendisine karfl› ne kadar büyük ve düzenli
bir ordu savafl açarsa açs›n (medya, eski kötü arkadafllar, vs.) O, bu
halk›n gözünde bir kahramand›r. Hiç kafan› takma, ama savafl› da
b›rakma, zaten sen b›rakmazs›n...

• Dün Zaman gazetesinde yorumunuzu okudum, bugün internet


sitenizi ziyaret ettim flimdi de size yaz›yorum. Ben bir sivil savunma
il müdürüyüm. Dünkü Zaman’daki elefltirileriniz belki bizlere belki
birlik müdürü arkadafllar›ma idi. Hiç önemli de¤il. Bence geç bile
kald›n›z t›pk› sivil savunmac›lar›n sizi ve kendilerini elefltirmedi¤i
gibi. Elefltirinin küfür gibi anlafl›ld›¤› ülkemizde, sorunlar› çözmenin
birinci basama¤› elefltirileri yol haritas› olarak almamakt›r.
Büyük fedakârl›k isteyen, maddi manevi tüm varl›¤›n›zla insan
hayat›na odakland›¤›n›z arama kurtarma gibi aziz bir iflte, herkesin
birbirine muhtaç oldu¤u ve kenetlenmesi gerekti¤i bir anda yani
afette paylaflamamak ve ayn› dilden konuflmamak güzel ülkem
ad›na ne ac›.
Kaç kifliyiz bu iflle u¤raflan? Mekân m› dar? H›rslar m› büyük?
Afl›lamayan da¤lar m› var? (Siz o ifli kolay yapars›n›z :)) anlayam›-
yorum. Sivilleflmenin, toplumsal kat›l›m›n artt›¤› her gün, do¤ru yol-
day›z demektir. Mahruki’nin TV kahraman› (!) olmas›, ‹kbal Gürp›-
nar’›n meflhur (!) olmas›, Deniz Feneri fliir kitab›n›n çok satmas› hiç
ilgilendirmiyor beni. Beni özveri ile, yapt›klar› ifl ilgilendiriyor bu in-
sanlar›n.
Siz de öyle say›n Mahruki. Bugün ülkemizde sonu ...KUT ‘ la bi-
688 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

ten ne kadar dernek varsa sayenizde olmufltur. Sivil Savunma teflki-


lat› gönüllü konusunda yan›nda bir kaç kifli bulabilmiflse açt›¤›n›z
yoldan olmufltur. Kimse al›nmas›n gücenmesin. Sivil Savunma tefl-
kilat› önce kendini resmi jargonunun ve mülki idare sultas›n›n al-
t›ndan bir s›y›rs›n, çal›flanlar›n eme¤i karfl›l›¤›n› bulsun ondan son-
ra ne yapacaksa yaps›n.
Size üzülmemenizi do¤ru yolda devam etmenizi ve elefltirilere
aç›k olman›z› sal›k veririm. Sonuna veya k›y›s›na kadar hakl› olabi-
lirsiniz ben bunlara fazlaca girmiyorum. Ama birbirimize çok ihtiya-
c›m›z var bunu çok iyi biliyorum. Her alandaki k›s›r çekiflmeler ma-
alesef aram›zda da var. Bunlar afl›lacakt›r. Meslektafllar›m›z inan›n
bir fley olman›n verdi¤i bafl döndürücü de¤iflimle ne yapt›klar›n›n
fark›nda de¤iller. Bildi¤iniz gibi dün üç befl kifli ve kazmayla çal›-
flanlar bu gün geldi¤i mesafenin alt›ndan kalkamamaktad›r. (Ge-
nelleme yapm›yorum say›n›n fazla olmad›¤›ndan eminim)
Neyse, biraz üzüntü, biraz sinir, biraz özlemle yazd›¤›m, Türkçe-
si düflük cümlelerimle beni anlayabilece¤iniz umuyor selamlar›m›
sunuyorum.

• Selamlar Nasuh bey. Sizinle tan›flm›flt›k Bedri Baykam’›n kitap ta-


n›t›m kokteylinde. Sizi seven birçok insan var ve beni de onlardan
biri kabul edin lütfen. G›ptayla bakt›¤›m insanlardan birisiniz. Me-
sele flu ki, Kur’an ögreniyorum flu s›ralar. Tahrim suresini okurken
nasuh kelimesini görünce sordum. Ne demek oldu¤unu ö¤rendim.
Tasavvufu yaflayanlar yani Allah’›n Kur’an’daki emir ve yasak-
lar›na göre yaflayanlar flöyle dediler; Tövbe-i Nasuh, Allah huzurun-
da yap›lan geri dönüflü olmayan bir tövbedir, dediler. Evet sizin gi-
bi zirvelerde dolaflan biri için umar›m Allah huzurunda bu tövbeyi
yapmak zor olmaz. Yani gerçek zirve, ötesi olmayan zirvede yap›lan
bir tövbeden bahsediyorlar. Bu tövbe gönül gözüyle Allah’›n zat›n›
görerek yap›l›yor. Acaba aileniz bu ismi size koyarken, bunu bilerek
mi koymufllar. Hay›r yanl›fl anlamay›n, soru sormuyorum sesli düflü-
nüyorum. Siz zirvelerde dolaflan bir insans›n›z ve daha ötesi olma-
yan bir zirvede yap›lan “Nasuh Tövbesi”; çok güzel de¤il mi? Bana
ilginç geldi paylaflmak istedim. Tasavvufu bildi¤inize inan›yorum.
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 689
Dedim ya bunu paylaflmak istedim sadece. Aman unutmay›n aye-
te göre bu bir emir. Ben denemeye karar verdim san›r›m Yunus’un
yolundan gidece¤im.
Cennet dedigin nedir ki, birkaç melek birkaç huri, bana seni ge-
rek seni, demifl Yunus. Bofluna söylememifl. Evet san›r›m Allah için
olmak, Allah’› dilemek en güzeli. As›l mutluluk Yunuslar›n, Mevla-
nalar›n yaflad›¤› mutluluktu. Aaa yok demeyin bu gün de yaflayan-
lar var bunu. Ben bafllad›m bile. Allah en çok sevgiyi ço¤altmam›-
z› istiyor. Biliyorum. Siz Allah›n güzel bir kulusunuz, sizi çok seviyo-
rum.
Sizin de bilenlerden olman›z› dilerim...

• Merhaba ben ..... Öncelikle Aç›k Mektubunuzu okudum ve biraz


üzüldüm sizi de k›rm›fllar...! Sizin aleyhinizde yaz›lanlar› hak etme-
di¤inizi düflünüyorum sonuçta medyam›z› özellikle Sabah’› biliyo-
ruz, neye kime sald›racaklar› belli olmaz! Ç›kar dünyas› ben belli
gazete ve TV’lere kesinlikle güvenmiyorum inflallah daha ahlakl› bir
medyaya kavufluruz. Bir Da¤c›n›n Güncesi’ni okumufltum ve çok et-
kilemiflti beni, yaz›n›zda kitab›n derslerde okutuldu¤unu ö¤renince
sevindim beni çok heyecanland›ran ve al›p götüren çok iyi bir ki-
tapt› teflekkür ediyorum çünkü ben o kitap sayesinde o zirvelere si-
zinle beraber t›rmand›m (yükseklik korkuma ra¤men) kafan›za tak-
may›n yolunuz da baflar›lar... hoflçakal›n

• En az Türk milleti kadar, aziz ve fedakâr ‹ran’›n “feda etti¤i”; fle-


hid sosyolog Dr. Ali fieriati’yi okuyorum flimdilerde ve onu okurken
nice nice “insan”lar›n› feda eden, fedakâr Türk milletinin bir evlad›
olan siz, Nasuh Mahruki’nin kulaklar›n› ç›nlat›yorum s›kl›kla. Al-
lah’a emanetsiniz. Allah “aflk”›m›z› art›rs›n.
fiehid sosyolog Dr. Ali fieriati’nin bir teflhisi flöyledir:
“Milletler küçüldü¤ü zaman, büyük flahsiyetlerin de onlar›n zi-
hinlerindeki de¤erlerini kaybettiklerini görüyoruz. Onlar›n yüce de-
¤erleri meçhul kal›yor, çünkü millet bu de¤erler tan›m›yor, tan›d›¤›
de¤eri yontuyor ve onlara isnat ediyor.
690 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

Hz. Ali, yüksek ve derin insani de¤erler ile dopdolu bir insand›r.
Ama bu de¤erler, y›k›lm›fl flias›n›n dar anlay›fl›na, y›k›lm›fl beynine
s›¤m›yor. Onun için kendi zevklerine, huylar›na ve fluurlar›na uygun
de¤erler yontuyorlar. Hz. Ali için de¤eri olmayan meselelere daya-
n›yorlar.” s. 83, Dinler Tarihi, K›rkambar Kitapl›¤›

• Ad›m .... Sizi sevdi¤imi söylemek istedim. sak›n yanl›fl anlama-


y›n:)) bir kad›n›n bir erke¤i sevdi¤i gibi de¤il, yapt›klar›n›z için. Çün-
kü art›k kimse sizin ve arkadafllar›n›z›n gösterdi¤i fedakârl›¤› göste-
recek kadar yürekli de¤il... Sizi ve arkadafllar›n›z› seviyorum. Bizim
için orada oldu¤unuz için. O yüzden sak›n kimsenin dediklerine ku-
lak asmay›n. Bu ülkede bizim için bir fleyler yapan bir avuç insans›-
n›z. B›rak›n onlar size ihtiyaç duymas›n, biz duyuyoruz.
Ne zaman ki siz bütün yapt›klar›m yaland› dersiniz ancak o za-
man inan›r›m bütün söylenenlere. Ben ve eminim bütün Türk halk›
sizin yan›n›zda, gerisini bofl verin.

• Nasuh bey selamlar, Sizi tebrik ederim çok güzel ifller yapt›n›z ve
yap›yorsunuz. Depremlerde gösterdi¤iniz üstün yard›mlar hakika-
ten çok güzeldi ve takdire flayand›. Ancak size bir özür borcum var
ve helalleflmemiz laz›m.
Sayg›de¤er beyefendi ben sizi yahudi zannediyordum, iflte
bizim Türk halk›n›n dedikodusu bitmiyor, gerçi yahudi olsan›z da
yapt›¤›n›z iflle alakas› yok ancak böyle bir yanl›fl bilgiye sahiptim,
belki birçok kifliye de bunu söyledim. Bundan sonra böyle ol-
mad›¤›n› tüm çevreme söyleyece¤im. Lütfen bana hakk›n›z› helal
edin, böyle bir yanl›fl düflüncede oldu¤um için. Sizden özür diler,
sayg›lar sunar›m.

• De¤erli Dost ‹nsan,


Güler yüzlü, Sempatik ve Adam Gibi Adam Nasuh Bey,
Bugün tesadufen internet sitenizi gezerken, kafama tak›lan
baz› sorular›n cevab›n› buldum. Öncelikle sizi dini yönden farkl›
zannetmemin yanl›fl oldu¤unu ö¤rendim. Aç›kças› sizi Musevi
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 691
san›yordum. Neyse sizi dini inanc›n›zla de¤il, çal›flmalar›n›zla sev-
di¤im ve takdir etti¤im için hiç önem tafl›m›yordu dini inanc›n›z.
Üzerinde çal›flt›¤›m bir konu var. Kaht-› Ricâl Sorunu üzerine bir
makale haz›rlarken, biraz internette gezinti yapay›m ve yetiflmifl in-
san gücümüzü araflt›ray›m dedim. Karfl›ma sizin siteniz ç›kt› ve sizi
biraz daha yak›ndan tan›d›m.
Çal›flmalar›n›z› takdir etti¤imi önce de belirtmifl idim. Yine
belirtmek gerekirse, bu Kaht-› Ricâl’de sizin gibi insanlar›n ço¤al-
mas› tek dile¤imdir. Ülke adamlarla kalk›nmaz, ancak “adam gibi
adamlar”la kalk›n›r.
Sokak dolusu adam olmas› önemli de¤il, sokak dolusu “adam
gibi adam” olmas› önemli. O günleri görecek miyiz? Sokaklar›m›z-
da binlerce Nasuh Mahruki’leri görecek miyiz? Ülke için çal›flan ve
çözüm üretenleri görecek miyiz?
Umudum sonsuz Nasuh Bey, Çal›flmalar›n›zda baflar›lar dilerim.
Selam ve sayg›lar›mla. ....... Kamu Yönetimi Uzman›

• Sevgili Nasuh Bey, uzun zamand›r yaz›lar›n›z› ve sizin yapt›¤›n›z


çal›flmalar› yak›ndan takip ediyorum. Ve biliyorum ki flimdi benim
yazaca¤›m tarzda birçok mail ve birçok mektup al›yorsunuzdur.
Herkesin yapt›¤› fleylerden çok fazla hofllanmasam da onlara kat›l-
mamak mümkün de¤il. Sizin yaz›lar›n›z› hayranl›kla okurken bir
da¤c›n›n bunlar› nas›l yazd›¤›n› düflünmeden de duram›yordum, ta
ki “dikey limit” filmini seyredene dek. Tüm film boyunca oyuncular-
dan çok gözümde siz vard›n›z ve bu içtenlik ve bu boyutta, bence
eflsiz yaz›lar› yazabilece¤inizi o an kavrad›m. ‹nsan›n do¤aya karfl›
verdi¤i tek olma mücadelesi içinde bir insan ancak bu kadar derin
cümlelerle ruhunu katarak yazabilirdi. Sizi tüm sevgimle tekrar ku-
caklarken bu mükemmel anlat›m yetene¤inizden dolay› sizi kutlu-
yorum. En son geçen haftaki yaz›n›z beni can evimden vurdu. fiu
anda kesilmifl bir flekilde cüzdan›mda sakl› duruyor. Çünkü erdem-
sizli¤in var olma sebebinin bu oldu¤unu y›llar önce keflfetmeme
ra¤men bunu bu flekilde hem anlatamam›fl hem de bunu düflüne-
nin tek ben oldu¤umu düflünerek kendimi bu kalabal›k dünyada
çok yaln›z oldu¤umu düflünüyordum. ‹flte “yaln›z de¤ilim”in bir is-
692 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

pat› ve savundu¤um fleyin böyle güzel anlat›lmas›n›n verdi¤i se-


vinçle bu yaz›y› yan›mda tafl›yorum.

• Say›n Mahruki, bugünkü yaz›n›z› okuyunca ilk defa olarak gaze-


tede köflesini okudu¤um bir yazara mail atmaya karar verdim. Ha-
yat›m boyunca a¤açlardan baflka bir fleye t›rmanmad›¤›m halde,
K2’nin ününü biliyorum. Bu yüzden size yaz›p flans dilemek iste-
dim. K2’nin sizi bizden almas›na izin vermeyin lütfen. Size ve ekip
arkadafllar›n›za bol flanslar diliyorum. Dualar›mda art›k sizin de ye-
riniz olacak. Ta ki sa¤ salim döndü¤ünüzü okuyana kadar... Bir ke-
re daha “Bol flanslar”. Allah yard›mc›n›z olsun...

• Merhaba, bundan birkaç hafta önceki bir yaz›n›z çok hofluma git-
ti ve o gün bugündür yaz›lar›n›z› kaç›rmamaya çal›yorum... Özellik-
le bugünkü yaz›n›z› çok be¤endim... Neden bilmiyorum, ama baz›
fikir yazarlar›n›n, felsefe ve yaflam tarz› üzerine yazd›klar› yaz›lar›
anlamak, kendime yak›n bulmak zaman zaman gerçekten zor ol-
mufltur. Belki hayata bak›fl aç›lar›, düflünce tarzlar› ve düflünceleri-
ni yaz›ya dökmeleri aç›s›ndan farkl› olduklar› içindir... Fakat sizin
yaz›lar›n›z›n pek ço¤unda kendime ait bir fleyler buluyorum. Zaman
zaman, söylemek istedi¤im, fakat sözlere dökemedi¤im, bazen de
üzerinde düflünmeye fazla vakit ay›ramad›¤›m için ulaflamad›¤›m
sonuçlara burada rastlamak gerçekten hofluma gidiyor... Düflünce
geliflimiyle ilgili söyledikleriniz, Phaidon diyalo¤unu yorumlaman›z
sanki içimdeki bir yerlere dokundu. Bu tip yaz›lar› okumak, üzerin-
de düflünmek, kendimce yeni sonuçlara ulaflmama yard›mc› oluyor
ve içimde bir fleylerin uyand›¤›n› hissediyorum.

• Dün NTV’de kar leopar› ünvan›na sahip oluflunuzdan ve Eve-


rest’e t›rman›fl›n›zdan bahsediliyordu. Sizinle ilgili haberleri takip
ediyorum, belkide sizin sahip oldu¤unuz bu yaflam enerjisi beni bu
duruma itiyordur çünkü insan›n bilinçalt› çok garip. Ben egzistansi-
yalistlerden yanay›m; insan yaflamla ilgili kararlar›n› kendisi alma-
l› ve bir gün yaflam›n›n sonlar›na do¤ru evet iyisi ile kötüsü ile bir
yaflam› bitiriyorum ve hayata dair tüm seçimlerimi kendim yapt›m
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 693
dayatma olmadan. Bana göre siz bunu diyenlerden olacaks›n›z.
Sayg›lar›mla,

• Ne kadar güzel bir insans›n›z. Sizi tan›mak, konuflmak çok ister-


dim. Yaz›lar›n›zdaki ›fl›lt› yüzünüze vurmufl mu görmek isterdim.
“Yeryüzü Güncesi” isimli kitab›n›zdan geç haberim oldu. Bir so-
lukta okudum. Kendime notlar ald›m. Gezi yaz›lar›n›zdan da hofl-
land›m ama hayat felsefenizi paylaflt›¤›n›z yaz›lar benim daha çok
ilgimi çekti.
Kendim gezip görmeyi tercih etti¤imden olsa gerek. Okurken far-
k›nda olduklar›m›, benzer kelimelerle buldum kitab›n›zda. Bazen
içimde olup ifade etme hatta belirli bir düflünce olma aflamas›na
gelmeyenleri gördüm. Aynen “An›msama” makalenizde oldugu gibi.
Size tesekkur ettim içimden süreci h›zland›rd›¤›n›z için. Ayn› fik-
ri paylaflmad›klar›m› da farkl›l›klar› görmekten mutlu olarak oku-
dum.
99 depreminden sonra ad›n›z› duymufl ve kitaplar›n›z› okumufl-
tum. Hele ilk kitab›n›z “Bir Da¤c›n›n Güncesi”ni çok sevmifltim. O
di¤erlerinden farkl›yd›. Siz vard›n›z. ‹nsanlar›n güncelerini okumay›
seviyorum. ‹nsanlar›n içlerinde yapt›¤› yolculuk kendi yolculu¤um-
da ayna tutuyor, pencereler aç›yor. “Bir Da¤c›n›n Güncesi”nde bir
dolu aynada kendimi görmüfl, yeni düflüncelerin pencerelerini aç-
m›flt›m. Di¤er kitaplar›n›zda ayn› tad› bulamad›m. Belki çok ayna,
pencere bulamad›¤›m için.
Bu akflam tekrar kar›flt›r›p ald›¤›m notlar› gözden geçirdim.
“Yeryüzü Güncesi”nden ald›¤›m notlarla karfl›laflt›rd›m. Sizin
gelifliminizi izlerken son 5 y›ll›k kendi geliflimimi de görmeye,
düflünmeye bafllama imkan›m oldu. Kendini arayan Nasuh bilge
bir Nasuh'a dönüflmüfl. Ben de epeyi bir yol alm›fl›m galiba. Siz
fiziksel da¤lara t›rman›rken ben de kendi içimdeki da¤lara t›rman-
d›m, evrenin, iç sesimin, yaflad›klar›m›n, çevremin ve kitaplar›n yar-
d›m›yla.
Güzel bir deneyimdi kitaplar›n›z arac›l›¤›yla kendimdeki
de¤iflimi görmem gerekti¤inin fark›na varmak. Kendimi gözden
geçirece¤im, Bayramda. Evren gene yapaca¤›n› yapt›. “Bir Da¤-
c›n›n Güncesi”, “Yeryüzü Güncesi” bir baflka da¤›m›n rotas›n› çizdi.
694 ❏ Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir ❏

• Bugün senin için bir dua ettim


Biliyorum Allah duymufltur mutlaka;
Cevab›n› yüre¤imde hissettim
Tek bir söz söylememifl olsa da.

Zenginlik veya mal mülk istemedim O’ndan,


(Çünkü bilirim ald›rmazs›n);
Fakat öyle hazineler diledim ki
Çok daha uzun dayans›n!
Yan›nda olmas›n› diledim Allah’tan
Her yeni gününün bafllang›c›nda,
Sa¤l›k ve nimetler bahfletsin diye sana
Ve arkadafllar ç›kars›n paylaflmak için yoluna.

Senin için mutluluk diledim,


Büyük küçük her fley için –
Ama bil ki en çok
Seni flefkatiyle korumas› için dua ettim!
Frank Zamboni (1901-1988)
Sayg›lar, sevgiler,
❏ Baflka Baflka Hep Baflka ❏ 695

Dünyan›n cesur uluslar› yoktu, cesur insanlar› vard›.


Onlar, aflk›n ve hayat›n havarileri, büyük serüvencilerdi.
Onlar, bu ihtiyar cad›n›n maskesini parçalamak ve yeryüzü denilen cenne-
ti bize sunmak istediler. Bütün ömürleri bu kavgayla geçti. Ne adlar› vard›
onlar›n, ne uluslar›, ne dinleri, ne de an›tlar›.

Ama biz onlar için ölüm fermanlar› haz›rlay›p görkemli mangalar kurduk.
Savafllar açt›k peflpefle. Kentleri ele geçirip vahfli birer hayvan gibi avlad›k
onlar›. Nerde görülseler kurfluna dizdik ve süslü kemerler yapt›k onlar›n ka-
fa derilerinden. Biz cellatt›k ve tarih surat›m›za tükürürken, bir kez bile ba-
¤›fllanmay› istemedi onlar.

Derler ki son büyük serüvenci yaral›d›r hala…

SOLUK SOLU⁄A – Ahmet Telli

NASUH MAHRUK‹’N‹N K‹TAPLARI...


Bir Da¤c›n›n Güncesi – 1995
Everest’te ‹lk Türk – 1995
Bir Hayalin Peflinde – 1996
Asya Yollar›, Himalayalar ve Ötesi – 1999
Yeryüzü Güncesi – 2002
Vatan Lafla De¤il Eylemle Sevilir – 2007

Вам также может понравиться