Вы находитесь на странице: 1из 152

CANLILARDA ENERJİ

1
KARBONHİDRATLAR

2
KARBONHİDRATLARIN
GENEL FORMÜLÜ
• Yapılarında C, H ve O bulunan, H ile O
arasında 2/1 oranı olan bileşiklerdir.
• Isıtıldıklarında H2O açığa çıkararak geriye
karbon bırakırlar.
• Karbonhidratlar fotosentez olayı ile oluşur.
• Genel formülleri Cn(H2O)m şeklindedir.

3
KARBONHİDRATLARIN
SINIFLANDIRILMASI
• 1) Monosakkaritler
• 2) Disakkaritler
• 3) Polisakkaritler
1) Monosakkaritler: Molekül yapılarında
tek karbon iskeleti bulunan basit
karbonhidratlar monosakkaritlerdir. Kristal
yapılıdırlar, suda çözünürler ve tatlıdırlar.
Glikoz, galaktoz ve früktoz en çok
bilinenleridir.
4
• 2) Disakkaritler: İki molekül
monosakkaritten bir molekül su çıkmasıyla
meydana gelirler. En önemlileri sakkaroz
(çay şekeri), maltoz ve laktozdur (süt
şekeri). Bir molekül glikoz ile bir molekül
fruktozdan bir molekül su çıkmasıyla
sakkaroz oluşur. Disakkaritler asitli
ortamda hidrolize uğrayarak
monosakkaritleri oluştururlar. Suda
çözünürler ve tatlıdırlar.

5
• 3) Polisakkaritler: Polisakkaritler çok
sayıda monosakkaritin birbirlerine oksijen
köprüsüyle bağlanmasıyla oluşurlar. n
molekül monosakkaritten n molekül su
çıkmasıyla polisakkaritler oluşur. Bazı
önemli polisakkaritler; nişasta, dekstrin,
selüloz, glikojen ve inülündir. Molekül
sayısı 5–15 ise dekstrin, 20 ise glikojen,
30–35 ise nişasta ve 2000 kadar ise
selüloz meydana gelir. Polisakkaritler
tatsızdır ve suda çözünmezler.
6
FOTOSENTEZ
6CO2 + 6H2O + güneş enerjisi ve klorofil
→ C6H12O6 + 6O2
• Bitkiler güneş ışığında CO2 alıp O2
vermekte, insanlar ise gece–gündüz O2
alıp CO2 vermektedir.
• Havadaki % 21 O2 oranı sabittir. Oran
azalmaya meyledince fotosentez
hızlanmakta, oran artınca da fotosentez
yavaşlamaktadır.
7
• Havadaki % 21 O2 canlılar için en uygun
yüzdedir, oran sabit tutulmaktadır.
• % 50 olsaydı her taraf benzin dökülmüş
gibi olacaktı. Yukarıdan gelen
radyasyonlarla her an yangın çıkabilirdi.
Bu durumda bir kibrit çakınca hava aniden
yanacaktı.
• Oksijen oranı % 50 olmadığı gibi % 10 da
değildir. Oran % 10 olsaydı solunum
güçlüğünden yine ölecektik.
8
• % 0,03 olan CO2 oranı da fotosentez için
gerekli olan orandır. Karbon dioksit bu
oranda olmalı, daha fazla olmamalıdır.
Havadaki fazlalığı solunumda önemli
problemlere yol açar.
• Sonuç olarak havadaki gazların oranları
insanlar ve diğer canlılar için en idealdir.
• Fotosentez olayı yapraklarda cereyan
eder.

9
• CO2 ve H2O gibi maddelerden çiçek,
meyve ve sebzeler meydana gelmekte,
havamız temizlenerek rahat nefes
almamız sağlanmaktadır.
• H2O, fotosentezde meyve ve sebzelerin
meydana gelmesine sebep olduğu gibi,
meyve ve sebzelerle yapışık ve karışık
olduğundan da onların tazeliğini korumaya
vesiledir.

10
• Fotosentez, gıdayı meydana getiren
kimyasal reaksiyonlardan biridir.
Fotosentez reaksiyonunda enzimler görev
almaktadır.
• Hayat çeşitlerinin en aşağısı, bitki
hayatıdır. Bitki hayatının en birinci
derecesi, çekirdekteki hayat ukdesinin,
hayat düğümünün uyanmasıdır. Uyanıp
açılarak hayata gelme, canlılık kazanma
gözümüz önünde apaçık ve çoklukla
cereyan etmektedir.

11
• Hayatın sırrı ilk insandan beri kimya,
biyoloji, botanik vb. bilim dalları
nazarında gizli kalmıştır. Hakikati, hakiki
olarak insan aklı ile keşfedilmemiştir.
Zaten keşfedilmesi de düşünülemezdi;
çünkü canlılık ve hayatta, maddi hiçbir
sebep yoktur.
• Aslında canlılık ve hayatta var gibi
görünen sebepler, perde olması için
zahirde sebeptir. Biraz düşünülse
bunların sebep olmadığı anlaşılacaktır.
12
• Hayat denilen sırlı durum, bir anda
belirtileriyle ortaya çıkmaktadır. Bu hâl,
hayatın hakikatinin açıklamasını, fenlerin
ve felsefenin dışında aramaya, bizi
mecbur bırakmaktadır.
• Hayat ve hayata ait fonksiyonlar maddenin
özelliğinden kaynaklanamaz; çünkü
madde, sürekli olarak insan bedeninde
değişmesine rağmen, hayatımız ve
benliğimiz hiçbir değişikliğe uğramadan
devam eder.
13
• Bu durum, maddenin canlı bünyelerdeki
ağırlığının derecesinin düşüklüğünün
göstergesidir.

14
KARBONHİDRATLAR VE
KORUYUCU HEKİMLİK

• Tıbbın büyük bir bölümünü koruyucu


hekimlik oluşturmaktadır; çünkü esas olan,
kişiyi hasta olmaktan korumaktır. Bu,
oldukça da kolaydır.
• Kişi hasta olduktan sonra tedavi, daha zor
ve pahalıdır.

15
SAĞLIĞIMIZ İÇİN FAYDALI OLAN
KARBONHİDRAT İÇEREN
GIDALAR VE DİKKAT EDİLECEK
HUSUSLAR
• Çay şekeri yerine hurma, üzüm, incir, bal
vb. gıdalar tercih edilmelidir.
• Yoğurt doğal antibiyotiklerdendir.
• Her sabah aç karna çekirdekli siyah kuru
üzüm yenilmelidir.
16
• Damar sağlığı için gerekli başlıca
karbonhidratlar; sarımsak, kavun, karpuz,
yeşil yapraklı sebzeler, bal, incir, hurma ve
elmadır.
• İskelet sistemi sağlığı için başlıca gıdalar;
süt, salep, balık ve yumurtadır.
• Beyin sağlığını korumak için başlıca
karbonhidratlar; ekmek, kuru dut, kuru
üzüm, hurma, bal ve pekmezdir.

17
• Tedavide alternatif tıp ilaçları tercih
edilmelidir.
• Mart ve nisan aylarında acı günevik, acı
marul, fincan otu, karamık, yemlik,
madımak, dede sakalı vb. kır otları mart
ayında bolca yenmelidir. Atalarımız “mart
ayı dert ayı” demişlerdir. Bu otlar, insanı yıl
boyunca hastalıklardan korumaya
vesiledir.
• Baharda yeşile bakmak göze iyi gelir.
18
KARBONHİDRAT İÇEREN
BAZI GIDALARIN NASIL
TÜKETİLMESİ GEREKTİĞİ

• Meyveler posalı yenmelidir. Selüloz içeren


posa bağırsak sağlığı için önemlidir.
• Ceviz, tatlısız yenirse baş ağrısı yapar.
• Süt, gece veya sabah aç karna şekersiz
içilmelidir.
19
• Antep fıstığı tatlısız yenirse kanser riski
vardır.
• Yaz mevsiminde yaz sebze ve meyvesi,
kış mevsiminde de kış sebze ve meyvesi
yenmelidir.
• Meyve ve sebze aç karna yenmelidir.
• Kavun yemeklerden evvel yenmelidir.
• Karpuz aç karna, tok karna veya yemekle
beraber yenebilir.

20
KANDAKİ YÜKSEK GLİKOZ
DÜZEYİNİ NE DÜŞÜRÜR?
• Kandaki yüksek glikoz düzeyini kekik
suyu, kantaron yağı, böğürtlen kökü ve
papatya çayı düşürür.
• Bol su içmek ve yemekten yaklaşık 2 saat
sonra yürüyüş yapmak da yüksek glikoz
düzeyinin düşmesinde yardımcı olur.

21
TATLI KÖMÜR
• Vücudumuzun enerji gereksinimi büyük
ölçüde karbonhidratlardan sağlanır.
• Yeşil bitkiler, meyve ve sebzeler en önemli
karbonhidratlardandır.
• Bu yönüyle yeşillikler, en güzel güneş
enerjisi; meyve ve sebzeler de tatlı
kömürdür.
• Doğal gaz, odun, kömür dışarıda yanar;
karbonhidratlar ise vücutta yanar.
22
SÜT
• Sütün bileşiminde sodyum, potasyum,
kalsiyum, magnezyum, fosfat, bakır, sülfat,
bikarbonat ve klorür gibi iyonlar başta
olmak üzere az veya eser miktarda onlarca
diğer mineral maddeler (madensel tuzlar)
ile beraber protein, karbonhidrat ve yağ gibi
temel besin maddeleri ve vitaminler vardır.
İhtiva ettiği unsurlar açısından çok
zengindir.
23
• İnsan dünyaya gelir gelmez sütle
beslenmeye başlar.
• Sütteki laktoz fermente olmaz.
Karbonhidrat olup da fermente olmayan
tek şeker laktozdur.
• Mahalle aralarında satılan sütte, su ve
sütün kesilmemesi için çeşitli kimyasal
katkılar da olabilir.
• Pastörizasyon düşük sıcaklıkta, UHT daha
yüksek sıcaklıkta olur.
24
• Süt en temel ve doğal gıda maddesidir.
• Yiyecek ve içeceklerin yerini tutan, açlığı
ve susuzluğu gideren, sütten başka bir
gıda yoktur.
• Sütün kan, irin, dışkı ve işkembe
arasından çıkıp yararlı bir içecek hâlini
alması başlı başına mucizevi ve ibretle
bakılması gereken bir olaydır.
• İnsanların yanı sıra çoğu hayvanlar için de
besin kaynağıdır.

25
• Fermantasyon; mayalanma, bozunma,
mahiyet değişikliği, kokuşma, doğallığın
bozulması demektir. Laktoz ise saflığını,
duruluğunu her şartta korur.
• Kemik erimesi ve boy kısalmasının en
önemli nedenlerinden birisi, az süt
içilmesidir. Kemik erimesi ilaçları, kemik
erimesini daha da arttırır. Zamanında
yeterli süt içilmesi, kemik erimesine karşı
koruyucudur. Kadınlar erkeklere göre daha
çok süt içmelidir.
26
• Süt, UHT yöntemi sayesinde her zaman
herkesin elinin altında olabilir. UHT, “Ultra
Heat Treatment” kelimelerinin baş
harfleridir; “yüksek ısıda işlem” demektir.
UHT’de hiçbir katkı maddesi yoktur.
• UHT yönteminde süt yüksek sıcaklıktaki
ince boruların içerisinden geçirilir. Aylarca
bozulmadan taze süt gibi içilir. Bu yüzden,
yazın bile buzdolabına koymaya gerek
yoktur. UHT ile bozulmadan saklanabilirlik,
sadece süte verilen bir özelliktir. Bu
yüzden UHT müthiş bir yöntemdir.
27
• Pastörize süt, sağıldıktan sonra 72 °C ile
76 °C arasındaki sıcaklıkta 12 saniye ile
20 saniye arasında tutulan süte denir.
• Uzun ömürlü süt olan UHT yöntemindeki
sütte ise sağılmış süt, 135 °C ile 150 °C
arasındaki sıcaklıkta 1 saniye ile 5 saniye
arasında tutulur.
• Patojen (hastalık sebebi olan)
mikroorganizmalar 70 °C’ın üzerinde
yaşayamaz. Bu yüzden, pastörize
olmamış sütü 70 °C’a kadar ısıtmak
yeterlidir, kaynatmak gereksizdir. Bu konu
genelde yanlış bilinir.
28
• Homojenizasyon; süt içerisinde bulunan
yağ globüllerinin, fiziksel yöntemler ile
çaplarının küçültülerek kolloidal fazdan
homojen faza geçmesi için uygulanılan
işlemdir.
• İnek, koyun, keçi gibi hayvanlar bir süt
çeşmesidir. En güzel, en hoş, en temiz, en
pak sanki abıhayat (ölümsüzlük sağlayan
su) gibi bir besini bizlere sunarlar.
• Canlılar içinde ömür boyu süt içen tek
varlık insandır.

29
• Süt, hem yaşamsal bir beslenme kaynağı
hem de birçok hastalık için şifa vesilesidir.
• İnsanoğlunun ilk gıdasının süt olduğu da
belirtilmektedir.

30
KURU ÜZÜM İLAÇ GİBİ
• Kara üzüm, sarı üzüme göre daha
faydalıdır.
• Kara üzümde bulunan resveratrol maddesi
kalp damarlarındaki pıhtılaşmayı ve damar
sertliğini önleyerek kalp krizi riskini azaltır,
beyin damarlarını açar.
• Aminoasit, B1 ve B2 vitaminleri, potasyum,
magnezyum ve demir açısından zengin
olan kara üzüm bağışıklık sistemini
güçlendirir.
31
• Böbrek ve karaciğerin çalışmasını
hızlandırdığından yağları eritir.
• Cildin bakımlı bir görünüm almasını sağlar.
• Kuru üzüm sabah kalkınca hayat boyu
alınırsa zekâyı arttırır.
• Uyuşturucu ve sigaraya karşı tiksinti
uyarır.
• Yenirse şarap fabrikalarına engel olur.
• Kuru üzüm çok iyi bir gıdadır, yemeğe
devam etmek gerekir.
• Balgam söktürücüdür.
32
• Ağız kokusunu güzelleştirir.
• Kara üzüm düzenli yenirse yapısında
bulunan flavonoit kansere iyi gelir.
Resveratrol ise kanser hücrelerinin
oluşumuna engel olur.

33
TOKSİK MADDELERİN
ÜREDİĞİ KÜSPE HAYVAN
YEMİ OLARAK
KULLANILMAMALIDIR
• Yaş şeker pancarı posasına küspe denir.
• Küspe üst üste yığıldığından hiçbir zaman
kurumaz; ilk 1 ay çok iyi bir hayvan
yemidir.

34
• 1 aydan sonra yaş küspede toksinler ürer.
Çok kötü kokar. Bu nedenle ilk ay yaş
olarak tüketilmelidir.
• Kokan küspeyi hayvana yedirmemelidir;
aksi hâlde ineğin hem eti ve hem de sütü
kokar.
• Küspe inek yemi olarak kullanılır.
• Kokan küspe çevre kirliliğine neden olur.

35
• Açıkta bekletilen küspenin üstten 10 cm’lik
kısmı çürüdüğünden atılmaktadır.
• Son birkaç senedir pancar küspesi,
paketlerde vakumlanarak saklanmaktadır.
Özel sektör tarafından yapılan bu
uygulamanın kanunda düzenleme yapılıp
zorunlu hâle getirilmesi gereklidir. Böylece
küspenin kokuşması ve israfı önlenecek,
doğanın kirlenmesine mani olunacak ve
hayvanlar taze küspe yiyecektir.

36
DİŞİ DANA VE DİŞİ KUZU,
SÜTÜ İÇİN BESLENMELİDİR
• Türkiye şöyle bir problemle karşı
karşıyadır: Türkiye’de kasıtlı olarak dişi
dana ve dişi kuzu kesilmek sureti ile
hayvancılığın kaynağı kurutulmaya
çalışılmaktadır. Bu nedenle dişi dana ve
dişi kuzu, sütü için beslenmelidir. İleride
sütü sağılacak dişi danalar ve dişi kuzular,
et için kesilmemelidir. Dişi dana ve dişi
kuzu kesilirse süt azalır.
37
• İlk defa doğuran genç ineğe düve denir.
Düve, inek ve koyun zaten kesilmez;
çünkü sütleri sağılmaktadır. İneğin ve
koyunun sütten kesilmişi kesilebilir.
• Bu problemin giderilmesi için hem insanlar
uyarılmalı hem çok süt içmeye teşvik
edilmeli hem de ilgili kanunda gerekli
düzenleme yapılmalıdır.

38
UYUMAMAK GEREKTİĞİNDE
GLİKOZ İÇEREN BESİNLER
YENMELİDİR
• Glikoz içeren başlıca besinler; üzüm, incir,
dut, hurma ve baldır.
• Uyku gelince glikoz uykuyu dağıtır.
• Senelerce az uykuyla idare edilebilir.
• Bunun için en iyisi bir çay kaşığı bal
yemek veya bir tatlı kaşığı pekmez
içmektir.
39
SOFRALARIN PADİŞAHI:
BUĞDAY EKMEĞİ VE ÖNEMİ

40
SAĞLIK İÇİN DOĞAL TAM
BUĞDAY EKMEĞİ
• Sağlıklı yaşam için doğal ekmek
tüketilmesi gerekir.
• Beyaz ekmek alışkanlığından
vazgeçmeliyiz.
• Tam buğday, tam buğday–çavdar ya da
tam buğday–yulaftan yapılmış ekmek
üretimine geçmeliyiz.
41
• Beyaz ekmekte vitaminli ve lifli kısımlar
ayrılıp hayvan yemi olarak kullanılıyor.
Oysa burası buğdayın özüdür ve çok
önemlidir.
• Beyaz ekmek yediğimizde buğdaydaki D
vitamininin ancak % 10’unu alabiliyoruz. D
vitamini % 90 kayba uğruyor.
• Beyaz ekmekte, buğdayın % 80’i heba
olur.
• Beyaz ekmek kan şekerini hızla yükseltip
düşürdüğü için diyabetin sebeplerindendir.

42
• Obezite, şişmanlık ve damar sertliğinin
kontrol altına alınması için beyaz ekmeğin
değiştirilmesi gerekir.
• Birçok Avrupa ülkesi beyaz ekmekten
vazgeçmiştir.
• Tam buğday, tam buğday–çavdar ve tam
buğday–yulaftan yapılmış ekmekler
bağırsakların çalışmasına yardımcı olur.
Bu ekmekler zayıflamayı kolaylaştırır.

43
• Çavdarda bulunan bazı maddeler,
kolesterol sentezinde rol alacak bazı
moleküllerin ince bağırsaktan kana
geçmesini yavaşlatır. Bir nevi kolesterolün
kontrol altında tutulmasına yardımcı olur.
• Yetişkinlerde görülen diyabetin
nedenlerinden biri olan obezite,
çocuklarda görülen diyabetin nedenleri
arasında bulunmaz.

44
• Kepekli ekmek, rafine edilmiş beyaz una
kepek eklenmesiyle elde edilir.
• Tam buğday ekmeği ise terkibinde doğal
olarak kepek bulunan ekmektir.
• Tam buğday unundan yapılan ekmeğin
vitamin ve mineral miktarı, beyaz undan
yapılmış ekmeğe göre daha yüksektir.
• Ekmeğe hürmet edilmesi gerekir. Aksi
takdirde toplumların kıtlıkla imtihanı söz
konusudur.

45
• Kepeğin undan ayrılmaması gerekir.
Elenmiş undan ekmek pişirmemelidir.
• Elenerek undan ayrılan kepeğin tekrar una
katılması uygun olur.
• Kepek noksanlığı; kabızlığa, bağırsak iç
duvarında keseciklerin oluşmasına, kalın
bağırsak hastalıklarına, basura sebep olur.
Safra taşı, diş çürümesi, zararlı kolesterol
(LDL) ve şeker hastalığının ortaya çıkışını
hızlandırır.
46
• Esas yapısı selüloz, hemiselüloz ve lignin
olan posayı enzimler sindiremez. Bundan
dolayı da posa belli bir hacim meydana
getirerek bağırsak hareketini sağlar.
Böylece artık maddeler, zararlı maddelere
dönüşmeden vücuttan atılmış olur.
• Buğdayla ilgili en önemli husus, buğday
kabuğunun insanın zihinsel ve fiziksel
performansına olan etkisidir.

47
• Kalitesiz unlara beyaz bir görünüm
kazandırmak için ağartıcı maddeler
kullanılır. Bunların başında benzoil
peroksit gelir.
• Ekmeğin iyi kabarmasını sağlamak için de
una değişik kimyasal maddeler katılır. Bu
kimyasallardan en çok kullanılanı
potasyum bromattır.
• Bu maddelerin kanserojen olduğu şüphesi
vardır.
48
• Buğday ekmeği, insanı munis, cana yakın,
uysal yapar.

49
UZAK DOĞUDA GÖRÜLEN
BERİBERİ HASTALIĞI EKMEK
YERİNE PİRİNÇ
YENİLDİĞİNDEN OLUR
• B1 vitamininin (Tiamin) en önemli kaynağı
buğdaydır.
• Buğday ekmeği yerine sadece pirinç yiyen
ülkelerde beriberi hastalığı görülür.

50
• Hastalığın karakteristik belirtisi sinirsel
bozukluktur. Kas zayıflığı ve dermansızlık
da ortaya çıkar.
• Ülkemizde buğday tüketimi fazla
olduğundan beriberi hastalığına
rastlanmaz.

51
BUĞDAY EKMEĞİ YERİNE
SADECE MISIR EKMEĞİ
YENİRSE PELLEGRA
HASTALIĞI OLUR
• Karadeniz bölgesinde senelerce yalnız
mısır ekmeği yenmişti; buğday ekmeği
yenmemişti. Sofraların padişahı olan
ekmek yerine mısır konmuştu. Adnan
Menderes bu yanlışlığı ortadan
kaldırmıştır.
52
• Karadeniz’de buğday ekmeği yenmeye
başladıktan sonra cinayetler azaldı;
zamanla silah imalatı da durduruldu.
• Uzun süren ekmeksiz diyetin sonucunda
kafa çalışmaz, kalıcı zekâ problemi ortaya
çıkar.
• Ekmek cinayeti durdurur. Sicilya ve
Mısır’da buğday ekmeği yerine mısır yenir.
Bundan dolayı o ülkelerde kiralık katil ve
ajan çok çıkar. İngiliz ajanları Mısır’da
meşhurdur.
53
• PP vitamini (Niasin) en çok ekşi mayalı
ekmekte bulunur. Buğday ekmeği yerine
mısır ekmeğiyle beslenen insanlarda
niasin yetersizliğinden dolayı pellegra
hastalığı ortaya çıkar; çünkü mısır, niasini
az olan bir yiyecektir.
• Bu hastalıkta sinir sistemi bozukluğu,
sindirim sistemi bozukluğu, deride kuruma
ve sertleşme görülür.

54
BUĞDAY EKMEĞİ YERİNE
BAKLA (FUL) YENİRSE
ERİTROSİTLER
(ALYUVARLAR) ERİR
• Mısır’da ekmek yerine bakla yenmesi
yaygındır. Baklanın fazlası eritrositleri eritir
ve O2 noksanlığı olur. Eritrositler,
hücrelere O2 taşımakla görevli tanecik
olduklarından erimeleri sonucu beyne O2
az gittiğinden kafa küçük kalır ve çalışmaz.
55
• Eritrositlerin erimesi sonucunda O2
azalmasının telafisi için akciğerlerin daha
çok çalışıp büyümesi sonucunda göğüs
kafesi genişler. Göğüs kafesi büyük
olduğundan zurna çalmaya uygun hâle
gelir. İyi zurna çalanların Mısır’da yaşadığı
bilinmektedir.
• Kafanın küçük kalması ve çalışmaması
sonucunda ajan yetişmiştir; firavunun da
Mısır’da çıktığı malumdur.

56
• Yine buna bağlı olarak Mısır’da bazı ırktan
olanların çok adam öldürdüğü
bilinmektedir; bu ırktan bazı insanlar
ekmek yemediğinden cani olmuşlardır.

57
GLİKOZUN YANMASI
• Glikozun yanması ekzotermik bir
reaksiyondur. Ekzotermik reaksiyonlar
kendiliğinden gerçekleşir. Organizmada
enerjiye ihtiyaç olmadığı zamanlarda
glikoz yanmaz, depo edilir. Bu durum
gösteriyor ki, ihtiyaç olmadığı hâllerde
şartlar hazır olsa bile reaksiyon
gerçekleşmez.
C6H12O6 + 6O2 → 6CO2+ 6H2O + enerji

58
ŞEKER PANCARININ ESAS
MADDESİ OLAN
SAKKAROZUN BİTKİDE
OLUŞUMUNA AİT REAKSİYON
DENKLEMLERİ
6CO2 + 6H2O + güneş enerjisi + klorofil
→ C6H12O6 + 6O2
C6H12O6 + C6H12O6 → C12H22O11 + H2O
Glikoz Fruktoz Sakkaroz
59
DİSAKKARİTLERİN
SİNDİRİMİNİN REAKSİYON
DENKLEMLERİ
C12H22O11 + H2O + Sakkaraz → C6H12O6 + C6H12O6
Sakkaroz Glikoz Fruktoz
C12H22O11 + H2O + Maltaz → C6H12O6 + C6H12O6
Maltoz Glikoz Glikoz
C12H22O11 + H2O + Laktaz → C6H12O6 + C6H12O6
Laktoz Glikoz Galaktoz

60
POLİSAKKARİTLERİN
(NİŞASTA, SELÜLOZ VE
GLİKOJEN) OLUŞUMUNA AİT
REAKSİYON DENKLEMLERİ
6CO2 + 6H2O + güneş enerjisi + klorofil
→ C6H12O6 + 6O2

nC6H12O6 → (C6H10O5)n + (n–1)H2O


Polisakkarit

61
FERMANTASYONA
UĞRAMAYAN TEK ŞEKER:
LAKTOZ
• Sütün fermente olması için kefir bitkisi
gereklidir. Süt şekeri (laktoz) özel
şartlarda ve çok zor fermente olur. Bu bize
sütün önemini gösterir.
• Örneğin; sütten yapılan ve etil alkol içeren
kefirin yapımı ile ilgili şu bilgiler bize bu
zorluğu gösterir.
62
• Kefir kuru iken kirli beyaz renkli, kıkırdak
görünüşündedir. Taze hâldeyken ise
parlak beyaz renkli, nohut büyüklüğünde
küremsi tanelerdir.
• Kefir yumrusu içinde birçok
mikroorganizma bulunur.
• Sütün fermente olması için kefir
yumrusuna ihtiyaç vardır. Laktoz dışındaki
fermente olan şekerlerde hiçbir dış etkene
gerek olmaksızın doğal olarak maya
oluşur.
63
İNVERT ŞEKER (BAL ŞEKERİ)
• Baldaki şekerin bir kısmı invert şekerdir.
Glikoz ile fruktozun belli orandaki
karışımına invert şeker denir. İnvert
şekerde glikoz ve fruktoz birbirinden
ayrıdır.

64
KONUYLA İLGİLİ SOSYAL
ALANDA KULLANILAN KİMYA
KELİME VE DEYİMLERİ
• Bal gibi insan: Bal, yıllarca bozunmayan
bir şifa kaynağıdır. Her türlü bitkiden bitki
özlerinin toplanması ile yapılmıştır. İnsan
da bal gibi olunca evren kitabını
okuyarak her şeyden anlam çıkarır.
Etrafına bu gerçekleri sunar. İnsanlığını
bir ömür boyu korur. Şifa vesilesi olur.
65
• Süt gibi, süt gibi dupduru, süt gibi
bembeyaz, süt gibi berrak: “Temiz duygu
ve temiz düşünce” karşılığı olarak
söylenen deyimlerdir.

66
YAĞLAR

67
YAĞLAR
• Yağ asitlerinin gliserinle oluşturdukları
esterlerdir. Bunlara trigliserit de denir.

68
YAĞLARIN TABİATTA
BULUNUŞLARI
• Bitkilerden ve hayvanlardan elde edilirler.
• Yağlar sentetik olarak da elde edilir.
• Uçucu yağlar bitkilere kendine has
kokusunu veren maddelerdir.

69
AYÇİÇEĞİ YAĞI VE MISIR
ÖZÜ YAĞI
• Aslında yenmelerinde mahzur yoktur.
Fakat içlerine bozulmayı önleyici olarak
katılan kimyasal maddeler damar
tıkanıklığı yapar. Bu sebeple yenmesi
tavsiye edilmez.

70
MARGARİN VE MARGARİNLİ
GIDALARA KARŞI SÜREKLİ
PERHİZDE OLMALIDIR
• Yapay olduğundan eskiden beri
yenmemesi tavsiye edilir.
• En önemli zararı kandaki kolesterol oranını
yükseltmesidir. Yüksek kolesterol
damarların iç çeperinde birikerek kan
akışını zorlaştırır; damarların tıkanmasıyla
kalp krizi, felç başta olmak üzere birçok
hastalığa zemin hazırlar.
71
• Margarin genelde kalitesiz sıvı yağlardan
kimyasal yolla elde edilir. Sıvı yağlar
hidrojen ile doyurulur. Sıvı yağın
karbonları arasındaki çift bağlar açılarak
hidrojen bağlanır.
• İç yapı değişime uğradığından sağlık
açısından son derece tehlikelidir. Hücreleri
etkileyerek kansere yol açar. Margarinin
zemin hazırladığı kanser en çok mide ve
bağırsakta görülür.
72
• İnsan vücudunun sıcaklığı 36,5 °C’tır.
Margarinin erime sıcaklığı bu derecenin
çok üzerindedir.,
• Bazı margarinler pamuk yağından elde
edilir, pamuk yağlarının çoğunluğu ise
GDO’ludur; bu nedenle de margarinden
uzak durulmalıdır.

73
SIZMA ZEYTİNYAĞI
• Zeytinyağının içinde diğer yağlarda
bulunmayan ve her biri farklı bir fayda
sağlayan çok sayıda bileşik bulunur. Bu
yararlardan bazıları tansiyonu
dengelemeleri, sindirimi kolaylaştırmaları,
antibiyotik özellikleri, damar açıcı ve kan
yapıcı olmaları, böbreği korumaları ve
kansere karşı koruyucu olmalarıdır.

74
• Sağlık için en iyisi sızma zeytinyağıdır.
• Zeytin ağacı; zeytinin ve zeytinyağının
belirtilen çok sayıdaki faydalarından, hem
gıda hem de ilaç olma gibi özelliklerinden
dolayı verimli, bereketli, kutlu ve kutsal bir
ağaç sayılmıştır.
• Zeytin ağacının meyve ve çekirdeğinin
yağı temel gıda maddesidir.

75
TEREYAĞI
• Tereyağı vücut hücrelerinin
yenilenmesinde rol oynar.
• Vücudun temel yapı elemanıdır.
• Faydalı diye aşırı yenmemelidir.
• Kolesterol dengesini sağlar.
• Vücuda kuvvet verir.
• Akciğer, karaciğer, böbrek ve boğaz
sağlığı için özellikle faydalıdır.
76
YAĞLAR VE KORUYUCU
HEKİMLİK
• Yağ olarak tereyağı ve sızma zeytinyağı
kullanılmalıdır.
• Zeytin ağacı; zeytinin ve zeytinyağının çok
sayıdaki faydalarından, hem gıda hem de
ilaç olma gibi özelliklerinden dolayı verimli,
bereketli, kutlu ve kutsal bir ağaç
sayılmıştır.
• Siyah zeytinin katkısız ve boyasızı, yeşil
zeytinin de kostiksiz ve limon tuzsuzu
tercih edilmelidir.
77
• Zeytinyağı olarak sızma zeytinyağı
yenmelidir. Sağlık için en iyisi sızma
zeytinyağıdır. Zeytin ağacının meyve ve
çekirdeğinin yağı, temel gıda maddesidir.
Zeytinyağının içinde diğer yağlarda
bulunmayan ve her biri farklı bir fayda
sağlayan çok sayıda bileşik bulunur. Bu
yararlardan bazıları tansiyonu
dengelemeleri, sindirimi kolaylaştırmaları,
antibiyotik özellikleri, damar açıcı ve kan
yapıcı olmaları, böbreği korumaları ve
kansere karşı koruyucu olmalarıdır.
78
• Sızma zeytinyağı yemeğe piştikten sonra
konmalıdır.
• Kalan sızma zeytinyağlı yemekler tekrar
ısıtılmamalıdır.
• Tereyağı vücut hücrelerinin
yenilenmesinde rol oynar. Vücudun temel
yapı elemanıdır. Faydalı diye aşırı
yenmemelidir. Kolesterol dengesini sağlar.
Vücuda kuvvet verir. Akciğer, karaciğer,
böbrek ve boğaz sağlığı için özellikle
faydalıdır.
79
• Beyin ve kalp–damar sağlığı için tereyağı,
ceviz ve yumurtanın yeri önemlidir.
• Kuyruk yağı ihmal edilmemelidir. Hiç
yemeyenlerde kireçlenme görülür. Kuyruk
yağı kireçlenmeyi önler. Varis ve varikosel
de damar içindeki kireçlenme sonucu
meydana gelen hastalıklardır.
• Kuru yemişler kabuklu satın alınmalı ve
yenecek kadarı kırılıp mümkünse
kavrulmadan, kavrulacaksa yiyeceğimiz
kadarını kavurarak yenmelidir.
80
• Sert kabuklu kuru yemişler, kalbe
faydalıdır.
• Ayçiçeği yağı, mısır özü yağı, fındık yağı,
rivyera zeytinyağı gibi yağlar katkı
maddesi içerdiğinden sağlığa zararlıdır.
Ayçiçeği yağı ve mısır özü yağının aslında
yenmelerinde mahzur yoktur. Fakat
içlerine bozulmayı önleyici olarak katılan
kimyasal maddeler damar tıkanıklığı
yapar. Bu sebeple yenmesi tavsiye
edilmez.

81
• Margarin genelde kalitesiz sıvı yağlardan
kimyasal yolla elde edilir. Sıvı yağlar
hidrojen ile doyurulur. Sıvı yağın
karbonları arasındaki çift bağlar açılarak
hidrojen bağlanır. İç yapı değişime
uğradığından sağlık açısından son derece
tehlikelidir. Hücreleri etkileyerek kansere
yol açar. Margarinin zemin hazırladığı
kanser en çok mide ve bağırsaktadır.
Vücudun sıcaklığı normalde 36,5 °C’tır.
Margarinin erime sıcaklığı bu derecenin
çok üzerindedir.
82
• Yapay olduğundan hidrojene bitkisel yağ
da yenmemelidir. Margarin ve margarinli
gıdalara karşı sürekli perhizde olmalıdır.
Yapay olduğundan eskiden beri
yenmemesi tavsiye edilir. En önemli zararı
kandaki kolesterol oranını yükseltmesidir.
Yüksek kolesterol damarların iç çeperinde
birikerek kan akışını zorlaştırır; damarların
tıkanmasıyla kalp krizi, felç başta olmak
üzere birçok hastalığa zemin hazırlar.

83
• Ceviz içinin görünümü, beyne benzer.
Gıdaların şekliyle organların şekli arasında
ilişki vardır. Ceviz, tatlıyla beraber yenirse
müthiş hafıza kuvvetlendirir ve zekâyı
açar.
• Zayıf düşünce kuş sütüne devam
edilmelidir. Kuş sütü, yumurtadır. Yumurta
rafadan veya çılbır şeklinde yenmelidir.
Sarısının tamamı sıvı, beyazının tamamı
ise katı olmalıdır. Beyazı katılaşmazsa
alerji yapar; sarısı katılaşırsa hazımsızlık
olur.
84
• Badem, yumurta ve üzüm çekirdeği yağı
iyi kolesterolü (HDL) kanda arttırır.
Tereyağı, kaymak ve kaymak yağı iyi
kolesterolü arttırmakla beraber bu yağlar
fazla yenirse kanda trigliserit de yükselir.
• Kötü kolesterolü düşürmek için ot
çaylarından kafa süpürgesi otu, rezene,
kekik, mısır püskülü, mersin yaprağı ve çin
nanesi karışımı her gün sıcak veya soğuk
1 litre içilmelidir.
85
• Kötü kolesterolü (LDL) ve total
kolesterolü elma, badem, fındık, antep
fıstığı, yer fıstığı, ceviz, şalgam suyu,
keten tohumu, üzüm çekirdeği yağı,
çörek otu yağı, susam yağı, çemen yağı,
haşhaş yağı, kabak çekirdeği, kekik
suyu, posalı gıdalar, kepekli ekmek, tam
buğday ekmeği ve çavdar ekmeği
düşürür.
• Kötü kolesterolü düşürmede sabah
kahvaltısının rolü büyüktür.

86
• Esansların bir kısmı esterdir. Doğala
özdeş esans içeren ürünler
tüketilmemelidir.
• Hile amacı ile zeytinyağına kanola yağı
karıştırılmaktadır; piyasadaki kanola
yağlarının çoğunluğu GDO’ludur, bu
nedenle rastgele zeytinyağı almamalıdır.

87
ETLER ARASINDAKİ YAĞ,
KARIN KISMINDAKİ İÇ YAĞ
VE HÜCREDEKİ GOLGİ
AYGITI ESTERDİR
• Alınan besin maddelerinin bir kısmı
sindirilip emildikten sonra bir dizi kimyasal
reaksiyon sonucu yağa dönüştürülür;
şahm (etler arasında bulunan yağ) ve
mideye yakın yerlerdeki iç yağı suretinde
depolanır. Depolanan bu şahm ve iç yağı,
ihtiyaç anında sarf edilir.
88
• Aynı tasarruf ve depolama, bütün
hücrelerde de golgi aygıtı suretinde vardır.
• Görüldüğü gibi canlıların bedenine
gönderilen rızkın bir kısmı ihtiyat için şahm
ve iç yağı suretinde depolanmaktadır.
Hatta her bir beden hücresine gönderilen
rızkın bir kısmı, yine o hücrenin bir
köşesinde bulunan golgi aygıtında
tutulmaktadır. İleride, dışarıdan herhangi
bir besin maddesi gelmediği zaman sarf
edilmek üzere bir ihtiyat zahiresi (tedbirlilik
azığı) hükmünde saklanmaktadır.
89
• Depo edilen rızık, kırk gün hatta seksen
günden fazla devam etmektedir. Bu kadar
süre yemek yememesine rağmen sıhhatle
hayatı devam eden insanlar tarihte
görülmüştür. Bazen harika bazen de
olağanüstü bir durum diyebileceğimiz
onların bu harikuladelikleri kitaplara da
geçmiştir.

90
PROTEİNLER

91
PROTEİN OLUŞUMU
• Hücrede protein molekülünün meydana
gelmesinde amino asidin sayısı ve
istenilen şekilde dizilmesi önem taşır.
• Bir tane protein molekülü 100 adet amino
asitten meydana gelmişse, bir zincir
üzerine dizilmiş 100 amino asit kabul
etmek lazım gelir ve bu zincir üzerinde
amino asitler sırayla dizilmişlerdir.

92
• Mesela; 1. olarak glisin amino asidi, 2.
olarak serin, 3. olarak yine serin, 4. sırada
triptofan, …….10. sırada valin,…….50.
sırada aspartik asit,…….100. sırada tirozin
yerleşmiş olsun. Bu sıranın değişmemiş
olması lazımdır. 1. sıradaki glisin yerine
başka bir amino asit gelirse başka bir
protein meydana gelmiş olur.
• Canlı organizmada her saniye binlerce
protein molekülü sentezi olmaktadır.
93
• Buradan çıkarılacak sonuç şudur: 100
tane amino asitten meydana gelecek bir
protein molekülünde amino asitlerin doğru
yerleştirilme ihtimali 21100’ de 1’dir; çünkü
21 çeşit amino asit vardır. Amino asitlerin
değişik sıralarda yerleştirilmesiyle farklı
protein meydana geleceğinden trilyonlarca
çeşit protein meydana gelebilir.
• Cansız olan bir tek protein molekülünün
rastlantı sonucu oluşması için, dünyanın
yaşını kat kat aşan seneler gerektiği
hesaplanmaktadır.
94
“Dünyanın en mükemmel kimya
laboratuvarlarında dahi
elementlerden canlı hücre yapmak
mümkün değildir.”
Alexander Ivanovich Oparin (1894-1980)*

*Rusya'da mükemmel bir kimya laboratuvarında


canlı hücre meydana getirmek için 20 yıl süreyle
çalışma yapan ve sonunda canlılıkta maddi
sebep olmadığını belirten Rus bilim insanı,
biyokimya profesörü.
95
PROTEİN VE AMİNO ASİTLERİN
DİZİLİŞİ
"Bir tane protein molekülü ortalama, 40000
tane atomdan meydana geliyor.
Dolayısıyla bir protein molekülü, ancak 10
üstü 60 rakamıyla ifade edilen korkunç
ihtimalden ancak bir ihtimalle kendi
kendine oluşabilir.“
Charles Eugenie Guye (1866-1942)*

* İsveçli meşhur ilim adamı.

96
• Canlı varlıklarda bir tek protein molekülü
yoktur. Sonsuza yakın tane
diyebileceğimiz protein molekülü söz
konusudur. Protein molekülleri de kendi
arlarında bir dizi protein molekülü
oluştururlar. Bir dizi protein molekülünün
tesadüfen meydana gelmesi olasılık
hesapları açısından imkânsızdır. Bunu
Sorbonne (Sorbon) Üniversitesi’nden bir
bilim adamlarından şöyle açıklar:

97
"10 üstü 243 rakamıyla ifade
edilecek korkunç bir rakamdan
ancak bir ihtimalle bir protein dizisi
tesadüfen meydana gelebilir."
Dr. Pierre Lecomte du Noüy (1883-1947)*

*Fransız bilim adamıdır. Paris’te doğmuş ve


yaşamıştır. Fen bilimleri ve fizyoloji dalında
çalışmaları ile meşhurdur.
98
• İnsan bir protein dizisi veya bir hücre
değildir. İnsan, 60 trilyon hücreden
meydana gelmiştir. Bazen bu hücrelerden
bir tanesinin sisteminin bozulmasıyla bile
insan ölebilir. Tüm atomlar birbirleriyle
mükemmel bir ilişki içindedirler. İnsan
hayatı, bu hassas ilişki ve işbirliği içinde
devam etmektedir.
• Bir canlının oluşumunda proteinlerden
önce amino asitlerin varlığı söz konusudur.
Amino asit moleküllerinin uygun
dizilmesiyle de bir protein molekülü
meydana gelir.
99
• Yanlış anlaşılmasın; meydana gelen
protein molekülü canlı değildir.
Proteinlerden canlı bir hücrenin meydana
gelebilmesi için de daha başka birçok şeye
ihtiyaç vardır. Bu sebepler, ayrı bir bilin
dalı olarak incelenmektedir.
• Her bir canlı, belli bir plan dâhilinde
organize edilmiş bir atomlar ve moleküller
sistemidir. Bu atomlar ve moleküller, hem
oluşumlarında hem de oluştuktan sonra
varlıklarını devam ettirebilmek için hem
enerjiye hem de beslenmeye muhtaçtırlar.
100
• Evrimci biyoloji, ilk canlının bu enerjiyi
güneş, şimşeklerden ve mor ötesi
ışınlardan aldığını iddia eder. Canlılar,
hem meydana gelirken hem de meydana
geldikten sonra varlıklarını devam
ettirebilmek için düzenli ve kesintisiz
olarak enerjiye gereksinim duyarlar.
• Güneş ışınları ise, bulut gibi bir engele
takılmazsa ancak gündüz ortaya çıkar,
Gece ise güneş gözükmez. Ayrıca senenin
bir kısmı kıştır. Kış mevsiminde güneş
enerjisi hiçbir zaman düzenli şekilde ve
aynı miktarda gelmez.
101
• Şimşek, hiçbir zaman düzenli değildir.
Şimşeğin ne zaman çakacağı belli olmaz.
Zaten şimşek çakması bazen yakıcı ve
yıkıcı etki ortaya çıkarır.
• Bu iddialara doğruluk payı verilse bile
şimşek, güneş ve mor ötesi ışınların
meydana gelmesi ile canlı varlıkların var
olması arasında var olduğu iddia edilen
ilişkinin düzenli oluşunun da açıklanması
gerekecektir.

102
• İhtimal hesapları içinde bir protein
molekülünün bırakın canlı olmasını, cansız
bir protein molekülünün bile oluşması
imkânsızdır.
• Bir adet amino asit veya bir adet protein
molekülünün bile tesadüfen meydana
gelmesi için ihtimal hesapları yetmezken,
evrendeki bu muazzam cansız sistemlerin
ve yeryüzündeki canlı sistemlerin
kurulması, oluşması, gelişmesi nasıl
tesadüflere verilebilir? Bazıları böyle bir
skandala bilim adını takmaktadırlar!..
103
HAYVANSAL JELATİN
İTHALATI YASAKLANDI

104
JELATİN NELERDEN ELDE
EDİLİR?
• Jelatinin kaynağı kesinlikle araştırılmalıdır.
Kaynağı belirtilmeyen jelatinli hazır gıdalar
asla tüketilmemelidir.
• Türkiye’nin en kısa zamanda bitki kaynaklı
jelatin üretimine başlaması büyük bir
zorunluluktur.
• Ülkemizde hayvansal jelatin ithalatı
yasaklanmıştır.

105
ÜRÜNLERDEKİ JELATİNİN
MENŞEİ KESİNLİKLE
BELİRTİLMELİDİR
• Ürünlerdeki jelatinin menşei kesinlikle
belirtilmelidir. Gıdaların içeriklerindeki
katkıların menşeinin yazılı olduğu
etiketleme yaygınlaştırılmalıdır ve zorunlu
hâle getirilmelidir; bununla ilgili başlatılan
çalışmalar gerekli yasal düzenlemeler
yapılarak en kısa zamanda bitirilmelidir.

106
JELATİN NEDİR?
• Gıda katkı maddesidir; kodu E 441’dir.

107
JELATİNİN YAPISI (JELATİN
BİLEŞİMİ)
• Jelatin, % 83 protein içerir.

108
JELATİN ÇEŞİTLERİ
• Jelatin, bitkisel jelatin ve hayvansal jelatin
olmak üzere ikiye ayrılır.

109
JELATİN ÜRETİMİ
• Bitkisel jelatin soya fasulyesinden elde
edilir. Hayvansal jelatin ise domuz, sığır ve
balıktan elde edilir.
• Hayvansal jelatin, hayvanın kemiğinden ve
derisinden elde edilir.
• Türkiye’de jelatin üretilmemektedir. Jelatin
genelde Müslüman olmayan ülkelerden
ithal edilmektedir. Jelatin üretiminin
yapıldığı tek Müslüman ülke Pakistan’dır.
110
BESİN MADDELERİNDE NİÇİN
JELATİN KULLANILIR?
• Gıdalarda kıvam arttırıcı ve jelleştirici
özelliğinden dolayı kullanılır.
• Üreticiler jelatin kullanmak suretiyle
dondurma, yoğurt vb. besin
maddelerinden daha çok kazanç
sağlamaktadırlar.

111
JELATİN HANGİ BESİN
MADDELERİNDE VARDIR?
• Draje şekerleme, tablet şekerleme,
puding, meyve jölesi, krem şanti ve
meyveli sakızların çoğunda kullanılır.
• Dondurma, yoğurt, tatlı, pasta, eritilmiş
peynir, kalitesiz kaşar peyniri, hazır reçel,
fındık ezmesi, fıstık ezmesi, marmelat,
pekmez, tahin, helva, meyve suyu, salam,
sucuk, sosis, jambon ve margarin gibi gıda
maddelerinin bir kısmında bulunur.
112
JELATİN GIDA
ENDÜSTRİSİNDEN BAŞKA
NERELERDE KULLANILIR?
• Jelatin özellikle gıda endüstrisinde yaygın
olarak kullanılır.
• Eczacılıkta başta kapsül yapımı olmak
üzere bazı tablet ve film tabletlerde, ayrıca
kozmetik sanayisinde, temizlik
endüstrisinde, hayvan yemlerinde,
karbonlu kâğıt yapımında ve fotoğrafçılıkta
kullanılır.
113
DOMUZ JELATİNİ
• Avrupalıların bir kısmı domuzu çok yerler,
eşlerini kıskanmazlar.
• Bazı gıdalara domuz jelatini katıldığından
dikkatli olunmalıdır.
• Türkiye’de hayvansal jelatinlerin %75’i
domuz jelatinidir.
• İçindekiler kısmında yalnız jelatin yazan
ürünlerde domuz konusundan dolayı
özellikle çok dikkatli olmak gerekir.
114
• İçeriğinde jelatin yazan ürünlerde ayrıca
“Ürünlerimizde domuzdan elde edilmiş
maddeler yoktur.” yazısını da muhakkak
aramak lazımdır.
• Jelatin yazan ürünlerdeki jelatin genelde
hayvansal jelatindir; bitkisel jelatin içeren
ürünlerde bitkisel jelatin diye yazar.
• Ülkemizde hayvansal jelatin ithalatının
yasaklanmış olması çok sevindirici bir
durumdur.
115
DOMUZ JELETİNİNDEN NASIL
KURTULURUZ?
• Türkiye’de yaşayanlar, ömürlerinin
sonunda 60-70 yaşına gelince küçük bir
domuzu jelatinden dolayı farkında
olmadan yemiş oluyorlar.
• Helal-haram konusunu karıştırmaya,
fincancı katırlarına ürkütmeye lüzum
yoktur. Avrupa, Amerika ve Türkiye’de az
bir azınlık bu durumdan rahatsız
olmaktadır.
116
• Onlarca senedir zaten helal sertifika
kuruluşlarınca bu yol takip edilmiş; ama bir
sonuç alınamamıştır.
• Ürünün üzerinde domuz jelatini yazmış
olsa hiçbir kimse zaten o besin maddesini
alıp da yemez; amacımız konuyu çözmek
değil mi?
• Problem zaten Türkiye’nin problemidir.
Avrupa ve Amerika’daki ürünlerin üzerinde
soya fasulyesi jelatini, domuz jelatini, sığır
jelatini, balık jelatini diye yazmaktadır.
117
• Muasır medeniyet düzeyinin daha da
ilerisine geçmek için yönümüzü Batı’ya
çevirmemiz, onların güzelliklerini almamız
gerekmez mi?
• Avrupa ve Amerika’daki insanlar bizden
daha dürüstler. Müslümanlarda olması
gereken dürüstlük sıfatı bizden onlara
geçmiş; biz ise millete dondurma, yoğurt,
pasta, tahin ile beraber çaktırmadan
domuz yediriyoruz. İnsanımız ne yediğini
bilmiyor.
118
DOMUZ JELATİNİ
PROBLEMİNİN ÇÖZÜMÜ
• Avrupa ve Amerika’daki gibi jelatin içeren
besin maddelerinin üzerinde hangi jelatin
olduğu yazmalıdır. Alan insan soya
fasulyesi jelatini mi, domuz jelatini mi, sığır
jelatini mi yoksa balık jelatini mi yiyeceğini
bilmelidir.
• Ülkemizde hayvansal jelatin ithalatının
yasaklanması, domuz jelatini problemini
ortadan kaldırmıştır.
119
BAZI GIDALARDA JELATİN
KULLANILMASI
ZORUNLULUĞU VAR MIDIR?
• Gıdalarda jelatin kullanılması zorunluluğu
yoktur.
• Jelatinsiz dondurma, jelatinsiz pasta,
jelatinsiz tahin, jelatinsiz yoğurt bulmak
mümkündür; daha lezzetli ve daha
doğaldır.

120
KIVAM ARTTIRICILAR VE
JELLEŞTİRİCİLER
(JELATİNDEN BAŞKA KIVAM
ARTTIRICI VE JELLEŞTİRİCİ
VAR MIDIR?)
• Kimyasal madde olmakla beraber domuz
jelatinin alternatifi olan yenilmesi
sakıncasız çeşitli kıvam arttırıcı ve
jelleştiriciler vardır.

121
JELATİNSİZ YOĞURT
• Jelatin içermeyen yoğurtlarda çok daha
fazla süt kullanılmıştır. Problem çözülene
kadar üzerinde “şu kadar sütten şu kadar
yoğurt elde edilmiştir” diye yazı olan
yoğurtlar tercih edilebilir.

122
JELATİNSİZ TAHİN
• Bazı marka tahinler, jelatin içermez; bu
markalar araştırılıp bulunmalıdır.

123
JELATİNSİZ DONDURMA
• Bazı pastanelerde satılan dondurmalar,
jelatin içermez. Dondurma alınırken imalat
esnasında jelatin kullanılıp kullanılmadığı
sorulmalıdır. Dondurma jelatinsiz daha
lezzetli olur.

124
PROTEİNLER VE KORUYUCU
HEKİMLİK
• Doğal peynir mayasıyla yapılan peynir
yenilmelidir. Mümkünse kültür mayasıyla
yapılan yenilmemelidir.
• Kuzu eti diğer etlere, koyun yoğurdu diğer
yoğurtlara, inek sütü diğer sütlere, keçi
peyniri diğer peynirlere, manda kaymağı
diğer kaymaklara göre daha faydalı
olduğundan tercih edilmelidir.

125
• Protein ihtiyacının çoğunluğu bitkisel
proteinlerden karşılanmalıdır.
• Et yemeği günde 1 kez yenilmelidir.
• Doğal ve hormonsuz gıdalarla beslenmiş
hayvanların etinden yenilmelidir.
• Hormon verilmiş hayvanın eti
yenilmemelidir.
• Bakliyat açık satın alınmalıdır; çünkü
paketli bakliyatlar, bozulmaması için
radyasyona maruz bırakılır. Bu iş için
sentetik izotoplar kullanılır.
126
• 60Co sentetik izotopu, ambalajlı gıdaların,
özellikle de bakliyatın ışınlanmasında
kullanılır. Sentetik izotoplar, radyoaktiftir.
Belirli bir dozajı geçerse, kansere sebep
olur. Işınlama esnasında, ışınlamadaki
radyoaktif madde belirli bir limiti geçerse,
alet otomatik olarak durur. “Sentetik
izotoplar bilimde hiçbir şekilde ve hiçbir
alanda kullanılmamalıdır.” diyen otorite ilim
adamlarının sayısı günümüzde artmıştır;
hatta ilim adamlarının çoğunluğu sentetik
izotopların kullanımına karşıdır.
127
• Paket bakliyatı ışınlama amacıyla eskiden
60Cs de kullanılırdı, kanser riski fazla

olduğundan artık kullanılmamaktadır.


• Damar ve kalp sağlığı açısından en önemli
protein kaynağı balıktır.
• Kuru fasulye böbrek sağlığı için gereklidir.
• Yeşil mercimek özellikle hafıza içindir.
Leblebi ve nohut da hafızaya iyi gelir.
• Nohut, kuru fasulye ve mercimek protein,
demir ve kalsiyum yönünden ete göre
daha zengindir.

128
• Nohuttaki kalsiyum, süte yakın
miktardadır. Kemikleri iyi besler.
• Nohut, leblebi ve mercimek beyin sağlığını
korumak için en önemli proteinlerdendir.
• Karadeniz insanı hamsiyi çok yer, oynak
ve kıvraktırlar.
• Avrupalıların bir kısmı domuzu çok yerler,
eşlerini kıskanmazlar.
• Yağsız peynir kireçlenme yaptığından tam
yağlı olanını tüketmeliyiz.
129
• Sığır eti vücuda ağırlık ve hantallık verir.
Mide ve bağırsak bozukluklarına zemin
hazırlar. Bilhassa çeşitli kalın bağırsak
rahatsızlıklarına özellikle de kalın bağırsak
kanserine sebep olur. Sığır eti uzun süre
baharatsız yenirse nüzul ve felçlere
sebebiyet verir. Sığırdaki ağırlık, hantallık,
hareket kabiliyetindeki azlık, intikal ve
anlama zorluğu insana sirayet eder.
• Sığır eti hiç yenmezse de insan
hantallaşır.
130
• Sığır etinin baharatlanarak yenmesi
gerekir.
• Sucuk şeklinde yenirse belirtilen zararlar
bertaraf edilmiş olur.
• Gıdalardaki dengeyi bozarak sağlığımıza
zarar vermemeliyiz.
• Bazı gıdalara domuz jelatini katıldığından
dikkatli olunmalıdır.
• Sakatat senede birkaç kez yenilmeli, daha
fazla yenilmemelidir.
131
BİTKİSEL ENERJİ
KAYNAKLARI

132
• MISIRDAN GLİKOZ ÜRETİMİ, ÜZÜMDEN
ETİL ALKOL ELDE EDİLMESİ
• MEYVE ŞEKERİNİN ETANOLE
DÖNÜŞÜMÜ
• DİSAKKARİTLERDEN MUTLAK ETİL
ALKOL ELDE EDİLMESİ

133
BİTKİSEL KAYNAKLARDAN
YAKIT ÜRETİMİ

134
MISIRDAN GLİKOZ ÜRETİMİ
(C6H10O5)n + (n-1) H2O → nC6H12O6
Mısır Glikoz

C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2

135
ÜZÜMDEN ETİL ALKOL ELDE
EDİLMESİNE AİT REAKSİYON
DENKLEMİ

C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2


Glikoz

136
ÜZÜMDEN MUTLAK ETİL
ALKOL ELDE EDİLMESİNE AİT
REAKSİYON DENKLEMİ

C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2


Glikoz

137
ÜZÜMDEN ŞARAP ELDE
EDİLMESİ VE REAKSİYON
DENKLEMİ
Üzümün posası ayrıldıktan sonra kalan
suyuna şıra denir. Şıra fıçılara aktarılır.
Fıçının tıpası O2 gazının girmemesi
gerektiğinden kapalı olmalıdır. O2 gazı
girerse sirke olur. Karbon dioksit gazının
çıkması için tıpa sıkı kapatılmamalıdır. 3–
5 ay sonra şarap elde edilir.
C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2
138
MEYVE ŞEKERİNİN ETANOLE
DÖNÜŞÜMÜ
• Meyve şekerinin etanola dönüşümü
fermantasyon reaksiyonudur.
• Meyve şekeri fruktozdur.
• Fruktozun formülü C6H12O6’dır.
• Bu olaya fermantasyon denir.

139
FERMANTASYON
(MAYALANMAK)
(EKŞİMEK)
(TAHAMMÜR ETMEK)
• Fruktozdan etil alkolün oluşması
fermantasyon reaksiyonudur.
C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2

140
DİSAKKARİTLERDEN MUTLAK
ETİL ALKOL ELDE
EDİLMESİNE AİT REAKSİYON
DENKLEMLERİ
Şeker pancarından etanol elde edilir.
C12H22O11 + H2O → C6H12O6 + C6H12O6
Sukroz veya sakkaroz Glikoz Fruktoz
(Çay şekeri)
C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2

141
POLİSAKKARİTLERDEN
MUTLAK ETİL ALKOL ELDE
EDİLMESİNE AİT REAKSİYON
DENKLEMLERİ
(C6H10O5)n + (n-1) H2O → nC6H12O6
Nişasta Glikoz

C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2

142
ARPADAN BİRA ELDE
EDİLMESİNE AİT REAKSİYON
DENKLEMLERİ
(C6H10O5)n + (n-1) H2O → nC6H12O6
Arpa nişastası Glikoz

C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2

143
MONOSAKKARİTLERİN
FERMANTASYONU
(MAYALANMA)
(EKŞİME)
(TAHAMMÜR ETME)
• Glikoz, galaktoz veya fruktozdan etil
alkolün oluşması fermantasyon
reaksiyonudur.
C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2
144
DİSAKKARİTLERDEN KEFİR
VE KIMIZ İMALİ
Kefir ve kımız imalinde; sütte bulunan süt
şekeri adı verilen laktoz, dış etkenlerle
fermente olarak etil alkole dönüşür. Dış
etken olmazsa süt tahammür etmez.
C12H22O11 + H2O → C6H12O6 + C6H12O6
Laktoz Glikoz Galaktoz
(Süt şekeri)
C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2
145
KARBONHİDRATLARDAN
DOĞAL MUTLAK ETİL
ALKOLÜN ELDE EDİLMESİ
• Şeker pancarından, şeker kamışından,
üzümden ve polisakkaritlerden mutlak etil
alkol elde edilir.
• Anadolu’da üzümden etil alkolün elde
edildiği fabrikalara, suma fabrikası adı
verilir.
• Suma, fikrini açığa vurmamak demektir.
146
• Mutlak etil alkolün başlıca kullanıldığı yer
tıp alanıdır.
• Doğal mutlak etil alkol elde edilmesinde;
alkol % 16’lık olunca maya öldüğünden
dolayı bu yüzdeye gelmeden önce etil
alkol ortamdan destilasyonla çekilir,
fermantasyon devam eder. Bu işlem
sürekli tekrar edilir.
• Mutlak etil alkol % 95,5 saflıktaki etil
alkoldür.

147
DİSAKKARİTLERDEN MUTLAK
ETİL ALKOL ELDE
EDİLMESİNE AİT REAKSİYON
DENKLEMLERİ
Şeker pancarından mutlak etanol elde
edilir.
C12H22O11 + H2O → C6H12O6 + C6H12O6
Sukroz veya sakkaroz Glikoz Fruktoz
(Çay şekeri)
C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2
148
POLİSAKKARİTLERDEN
MUTLAK ETİL ALKOL ELDE
EDİLMESİNE AİT REAKSİYON
DENKLEMLERİ
(C6H10O5)n + (n-1) H2O → nC6H12O6
Nişasta Glikoz

C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2

149
MEYVE ŞEKERİNİN SİRKEYE
DÖNÜŞÜMÜ
• C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2
• C2H5OH + O2 → CH3COOH + H2O

150
SİRKENİN ELDE EDİLMESİ
Sıkılıp suyu alınan üzümün kalan
posasına cibre denir. Cibrenin üzerine
ılık su dökülür. 1 hafta beklenir. Daha
sonra cibrenin üzerindeki seyreltik üzüm
suyu diyebileceğimiz kısım üzümün
posasından ayrılarak küplere aktarılır.
Hava ile teması kesilmeyecek şekilde
küpün ağız kısmı ince bir tülbentle
örtülür. Yaklaşık 1 sene sonra sirke olur.
151
ETANOLÜN YANMA
TEPKİMESİ
• C2H5OH + 3O2 → 2CO2 + 3H2O

152

Вам также может понравиться